Bu metin Nisan 2014 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesinde düzenlenen Uluslararası Balkan Kongresi başlıklı konferansta sunulan tebliğdir.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Bu metin 28 29 Nisan 2014 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesinde düzenlenen Uluslararası Balkan Kongresi başlıklı konferansta sunulan tebliğdir."

Transkript

1 Bu metin Nisan 2014 tarihlerinde Kocaeli Üniversitesinde düzenlenen Uluslararası Balkan Kongresi başlıklı konferansta sunulan tebliğdir. This paper was presented in International Balkan Congress that took place at Kocaeli University, Turkey on April 28.29, 2011.

2 Giriş 1989 Zorunlu Göçü ve Göçmenlerin Sosyal Entegrasyonu: Tekirdağ daki Bulgaristan Göçmenleri Üzerine Bir Çalışma N. Aslı Şirin ** Göçmenlerin gittikleri ülkenin toplumuyla entegrasyonları 1 göçün önemli boyutlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Göçmen entegrasyonu, göç çalışmalarında değişik şekillerde tanımlanmaktadır. Ancak bu çalışmada, göçmen uyumu, bazı temel boyutlara sahip özel bir sosyal entegrasyon örneği olarak ele alınmaktadır. Sosyal entegrasyonun sahip olduğu boyutlar, yapısal entegrasyon (yerleştirme), kültürel entegrasyon (kültürleşme), etkileşime dayalı entegrasyon (etkileşim) ve özdeşime dayalı entegrasyondur (özdeşim kurma). Entegrasyon (uyum), ekonomik göçmenler kadar zorunlu göçmenlerin de deneyimlediği bir süreçtir. Dolayısıyla sosyal entegrasyonun boyutları zorunlu göç örnekleri için de incelenebilmektedir. Türkiye, siyasi ve tarihi pozisyonuna bağlı olarak, tarih boyunca çok çeşitli nüfus hareketlerine hizmet eden aktif bir merkez olmuştur. Osmanlı Đmparatorluğu nun dağılmasının ardından, bölgedeki nüfus mübadeleleri ile zorunlu göç hareketleri neticesinde nüfusta büyük değişiklikler yaşanmıştır. Türkiye, 1920 ler ile 1930 larda yeni bir ulus-devlet olarak kurulurken, çok sayıda nüfus hareketleri ile baş etmek zorunda kalmıştır lara kadar, Türkiye, bir taraftan Osmanlı Đmparatorluğu nun dağılmasıyla birlikte geride kalan Türk ve Müslüman toplulukların Türkiye topraklarına göçünü yaşarken diğer taraftan gayri-müslim nüfusunu yitirmeye devam etmiştir. Türkiye topraklarına yapılan göçün önemli bir bölümü Balkanlar dan gerçekleşmiştir. Bölgeden göç eden gruplar arasında Bulgaristan Türkleri ayrı bir öneme sahiptir. 20. yüzyılın ikinci yarısında Bulgar hükümetinin izlediği asimilasyonist politikalar, ülkede yaşayan etnik Türkler in Türkiye ye göç etmelerine yol açmıştır. Jivkov döneminde maruz kaldıkları zulüm, 1980 lerin ikinci yarısında en üst seviyeye ulaşmış ve 1989 yılının yaz aylarında büyük bir göç dalgasıyla sonuçlanmıştır. Bulgaristan göçmenleri nasıl bir deneyim geçirmişler ve bu deneyim onların uyumunu nasıl şekillendirmiştir? Bu bildiride, 1989 yılında Bulgaristan dan göçe zorlanan Türkler in yerleştiği şehirlerin başında gelen Tekirdağ örneği üzerinden zorunlu göçmenlerin sosyal uyumu ele alınmaktadır. Bildirinin ilk bölümünde sosyal uyumun analitik çerçevesi çizilmekte, ikinci bölümde ise Tekirdağ daki yaşayan 1989 Bulgaristan göçmenlerinin sosyal uyumu incelenmektedir. 1. Zorunlu Göçmenlerin Sosyal Uyumu Bu bildiri, Marmara Ünv. Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından desteklenen, yürütücülüğünü üstlendiğim Göç ve Sonrası: Ahıska Türkleri ile Bulgaristan Türkleri nin Türkiye ye Göçü ve Uyum Süreçlerinin Karşılaştırılması başlıklı niteliksel araştırma projesi çerçevesinde Temmuz 2010 da Tekirdağ da gerçekleştirdiğim alan araştırmasına dayanmaktadır. ** Yrd. Doç. Dr.; Marmara Üniversitesi. 1 Bu çalışmada, göçmen entegrasyonu, kelimenin tam anlamı olan bütünleşme yerine göçmen uyumu şeklinde tanımlanmaktadır ve bildiri boyunca entegrasyon ve uyum kavramları dönüşümlü olarak kullanılmaktadır. 354

3 Göç, göçmen alan bir ülke ile o ülke toplumunun hem nüfus büyüklüğünün hem de bileşimini ciddi ölçüde değiştirmektedir. Bu değişen ortamda, göçmenler, gittikleri ülkenin toplumu ve kurumlarıyla ilişki kurmak zorundadırlar. Bu durum aslında göçmen alan ülkenin toplumu için de geçerlidir. Söz konusu süreç sosyal bilimlerde pek çok çalışmaya konu olmuştur ve süreci ifade etmek için değişik terimler kullanılmaktadır. Göç yazınında, göçmenler ile göçmen alan ülkenin toplumu ve kurumları arasında kurulan ilişkiyi anlatmak için kullanılan terimlerden bazıları içine alma (absorption), uyum (adaptation), asimilasyon, kültürleşme, dahil etme ve entegrasyon dur. Göçmenlerin gittikleri ülkenin toplumuna uyumu, göçün önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Entegrasyon, terim olarak farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Genel itibariyle entegrasyon, sahip olduğu sınırlarla çevresinden kesin olarak ayrılan sisteme benzer bir bütün içinde yer alan parçalar arasındaki ilişkinin istikrarıdır ve bu durumda sistem entegre olmaktadır (Bosswick ve Heckmann, 2006: 2). Sosyolojik bağlamda ise, entegrasyon, çevresiyle arasında kesin sınırları bulunan bir toplumsal sistem içinde yer alan istikrarlı ve işbirliğine dayalı ilişkiler bütünü (Bosswick ve Heckmann, 2006) olarak tanımlanmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, bir toplumsal sistemi oluşturan parçalar arasındaki ilişkiler istikrarlı ve işbirliği içinde ise, söz konusu sistemin entegre olduğu söylenebilir. Đşlevselci (fonksiyonalist) kurama göre, bir toplumsal sistemin ayakta kalabilmek için entegrasyona ihtiyacı vardır. Bu, işlevsel önkoşullardan biridir. Entegrasyon aynı zamanda bir süreçtir: sosyal sistem içerisindeki ilişkilerin güçlenmesi ve sistem ile onun kurumlarına yeni aktör ve grupları tanıştırma sürecidir (EFMS, 2006: 8-9). Bu açıdan ele alındığı zaman, göçmenlerin entegrasyonu (uyumu) da başarılı olunan veya olunmayan bir süreçtir. Entegrasyonu sosyolojik perspektiften incelerken görüşlerine yer vermemiz gereken bir isim David Lockwood dur. Mouzelis in (1992) de belirttiği gibi, Lockwood un sistem ve sosyal entegrasyon ayrımı, sosyolojik teori için oldukça önem taşımaktadır çünkü sosyal bilimlerde yer alan paradigmalar arasındaki temel farklılıkları netleştirmesinin yanı sıra toplumların oluşumu, üremesi ve dönüşümlerini anlamamız için bize kavramsal araçlar sağlamaktadır. Lockwood a göre, sosyal sistemlerin ya kurumlar ve örgütler kanalıyla ya da devlet, yasal sistem, piyasalar, şirketler veya para yoluyla entegre olmalarıdır (aktaran EFMS, 2006: 9). Sistem entegrasyonun sorunu toplumsal sistemin parçaları arasındaki ilişkiye yoğunlaşmaktadır. Sosyal entegrasyon ise, sistem içinde yer alan aktörler arasında karşılıklı ilişkiler ve bütün olarak sosyal sisteme karşı aktörlerin tavırlarını geliştirme amacıyla sisteme yeni aktörlerin dahil edilmesidir (aktaran EFMS, 2006: 9). Sosyal entegrasyonun odak noktası sistemde yer alan aktörler arasındaki ilişkilerdir. Dolayısıyla bireysel aktörler arasındaki bilinçli ve güdülenmiş etkileşim ve işbirliği sosyal entegrasyon için son derece önemlidir. Sosyal entegrasyondan söz ederken Esser in görüşlerine de yer vermemiz gerekir (2000, aktaran EFMS, 2006). Esser, sosyal entegrasyonun, göçmen entegrasyonu açısından önemli olan dört temel şeklinden söz etmektedir: kültürleşme (toplum içinde başarılı biçimde etkileşim kurmak için gerekli olan bilgi, kültürel standartlar ve yetkinliklerin bireye aktarılması ve birey tarafından kazanılması), yerleştirme (bireyin, vatandaş olarak eğitim sistemi, ekonomik sistem ve meslek alanında uygun pozisyonları elde etmesi), etkileşim (aktörlerin karşılıklı yönelimleri ve ilişkiler ve iletişim ağları oluşturmayla nitelendirilen sosyal eylem) ve özdeşim 355

4 kurma (aktörün içinde bulunduğu sosyal sistemle özdeşim kurması ve kendisini o sistemin bir öğesi olarak görmesi). Söz konusu sınıflandırmadan hareketle göçmen entegrasyonu, yerleştirme, kültürleşme, etkileşim ve özdeşimin uygulandığı özel bir sosyal entegrasyon örneği olarak değerlendirilebilir. Heckmann, Schnapper ile birlikte yaptığı diğer çalışmada (2003, aktaran Heckmann, 2006), yerleştirmeyi yapısal entegrasyon, kültürlenmeyi kültürel entegrasyon, etkileşimi etkileşime dayalı entegrasyon ve özdeşim kurmayı da özdeşime dayalı entegrasyon olarak ifade etmektedir. Heckmann ın Schnapper le yaptığı kavramsallaştırmadan hareketle göçmen uyumunun (entegrasyon) dört temel boyutundan söz edilebilir. Bunlar sırasıyla, yapısal uyum, kültürel uyum, etkileşime dayalı uyum ve özdeşime dayalı uyum. Söz konusu boyutlar, zorunlu göçmenlerin uyumunu anlamamıza da yardımcı olacak boyutlardır. Dolayısıyla 1989 Bulgaristan göçmenlerinin uyumu incelenirken bu boyutlardan yararlanılacaktır. Ancak öncelikle söz konusu boyutları biraz detaylandırmakta fayda var Yapısal Uyum Yapısal uyum, Esser in sınıflandırmasındaki yerleştirmeye karşılık gelmekte ve toplumun çekirdek kurumları olan ekonomi ve iş piyasası, eğitim ve kalifikasyon sistemleri, konutlandırma sistemi, sağlık hizmetlerini de kapsayan sosyal güvenlik sistemi ile siyasi vatandaşlık alanlarındaki hakları elde etme ve bu çekirdek kurumlarda pozisyon ve statüye erişme (Bosswick ve Heckmann, 2006:9) şeklinde tanımlanmaktadır. Göçmenin sosyo-ekonomik statüsü ile ona sunulan fırsat ve kaynakları, göçmenin bu çekirdek kurumlara katılması belirlemektedir. Ekonomi her toplum için büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla ekonomi kurumları da merkezi konumda yer alırlar. Toplumu oluşturan bireyler, bu ekonomi kurumlarında pozisyon elde etmek için hazırlanırlar. Bu yüzden de bireyleri söz konusu kurumlara hazırlayan eğitim sistemleri de önemlidir. Son olarak bahsedilmesi gereken bir husus da şudur: bireylerin sosyo-ekonomik pozisyonları, toplumsal statülerinde büyük rol oynamaktadır ve toplumda statü elde etmek için bireyler belli başlı bilişsel, kültürel ve sosyal yetkinliklere sahip olmalıdırlar. Çekirdek kurumlar arasında yer alan konutlandırma ve sosyal güvenlik sistemi bağlamında, gerek bireylerin gerek hanelerinde yaşayan kişilerin konut piyasası ile sosyal güvenlik kurumlarına erişimlerinin önemli olduğu vurgulanmalıdır. Son çekirdek kurum ise vatandaşlıktır. Bir ülkenin siyasal sisteminde en azından belli ölçüde etkili olabilmenin yolu vatandaşlığa kabul edilme sonucu siyasi topluluğa üye olmaktan geçmektedir. Vatandaşlık neden bu kadar önemlidir? Her şeyden önce vatandaş olarak göçmenler, siyasetçilerin göz ardı edemeyeceği bir seçmen grubu oluşturmaktadır (Heckmann, 2006: 9). Đkinci olarak, vatandaşlık elde eden göçmenler seçimlerde aday olma hakkına sahiplerdir. Üçüncü olarak, göçmenler, vatandaşlık sayesinde kendisini konuk eden ülkede kalmaya hak kazanırlar. Son olarak da vatandaşlık toplum oluşturmanın asli özelliğidir. Bir ülkeye göç etmenin temel amacı nedir? Belli kazanımlar elde etmektir ki bu kazanımlar esas itibariyle göçmenlerin sahip oldukları sosyal statülerini geliştirmeye dayanmaktadır. Göçmenler, bu amaca ulaşabilmek için kendilerini konuk eden ülke toplumunun çekirdek kurumları na girmek zorundadırlar. 356

5 Göçmenlerin bu uyumu ulusal topluma, daha net olarak yerel ve bölgesel kontekstlere uyumudur (Heckmann, 2006) ve göçmenlerin söz konusu çekirdek kurumlarda pozisyon elde etmeleri toplumda tanınma nın yolunu açmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, yapısal uyum gerek ekonomik gerek zorunlu göçmenlerin sosyal uyumunun çok önemli bir boyutunu oluşturmaktadır Kültürel Uyum Kültürel uyum, Esser in sınıflandırmasındaki kültürleşmeye (acculturation) karşılık gelmektedir. Kültürlenmenin önemli yönleri nelerdir? Đlk önce, göçmenleri konuk eden toplumda hak talep etme ve pozisyon elde etme için göçmenlerin, söz konusu toplum ve sahip olduğu kültürün temel yetkinliklerini kazanmaları gerekmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, uyum, bireyin bilişselliği (cognition), davranışları ve tavırlarındaki değişimi ifade etmektedir. Söz konusu değişim ise kültürel uyumdur (kültürleşme). Yaşanan bu değişimden ilk aşamada göçmenler ve onların çocukları etkilenirler ancak şu da unutulmamalıdır ki kültürleşme etkileşime dayalı ve karşılıklı bir süreçtir. Diğer bir deyişle, kültürel uyum göçmenler ve çocuklarını olduğu kadar onları konuk eden toplumu da değiştirmektedir. Yeni bir çevreye uyum sağlama şeklinde tanımlanan kültürleşme, göçmen uyumunun temel unsurlarından biridir. Göçmenler, kültürlenme deneyimini, göç ettikleri ülkedeki yerli grupla kurduğu iletişime ve göç ettikleri toplumdaki katılımlarına bağlı olarak zor ya da görece kolay yaşamaktadır; bu noktada, göçmen grupların sahip oldukları toplumsal destekler, göç ettikleri ülkede kendilerine karşı oluşturulan sosyal tutumlar, yeni hayattan beklentileri, yeni kültürde var olan özellikler, göçmenlerin yeni yaşam stratejileri geliştirmelerinde önemli rol oynayan etkenler olarak karşımıza çıkmaktadır (Kümbetoğlu, 1996). Kültürleşmeyle ilgili vurgulanması gereken son nokta, bu sürecin, ekonomik adaptasyon, sosyal entegrasyon, yaşamın tatmin edici olması, göç edilen ülke ve kültürün göçmeni tanıma ve kabul etmesine bağlı bir süreç olmasıdır. Göçmenin yeni yaşamındaki temel gereksinimleri, göç etikleri toplumun bireyleri tarafından benimsenmeleri, iş bulabilmeleri ve yeni toplumun bireyleri ile tatmin edici sosyal ilişkiler kurabilmeleri, diğer bir deyişle kendilerini evlerinde hissetmeleri dir (Kümbetoğlu, 1996). Bu duygu ise, kısa vadede gerçekleşmesi pek mümkün olmayan bir duygudur, zira kültürleşme başlı başına zor ve bir o kadar da uzun zaman alan bir süreçtir Etkileşime Dayalı Uyum Etkileşime dayalı uyum, Esser in yaptığı sınıflandırmada etkileşimin karşılığıdır ve genel itibariyle göçmenleri konuk eden toplumun sahip olduğu birincil ilişki ve sosyal ağlara göçmenlerin kabul ve dâhil edilmeleri (Heckmann, 2006) şeklinde tanımlanmaktadır. Etkileşime dayalı uyumun temel göstergeleri nelerdir? Sosyal ağlar, arkadaşlıklar, birliktelikler, evlilikler ve gönüllü örgütlere üyelikler bu göstergelerin en önemlileri arasında yer almaktadır. Ayrıca kültürleşmenin bazı temel öğelerinin etkileşime dayalı uyumun önkoşulları olduğunu da eklemek gerekir. Bu öğelerin en önemlisi ise iletişimsel yetkinliklerdir. Uyumun ilk aşamasında, göçmenlere daha önce göç etmiş akraba ve hemşerileri yardımcı olurlar, onlarla bilgi ve deneyimlerini paylaşırlar. Eski ve yeni 357

6 göçmenler arasında dayanışma sergilenir. Akrabalık, arkadaşlık, topluluk bağlarıyla oluşturulan sosyal ağ bağlantıları, göçmenlerin yararlandıkları önemli bir sosyal sermaye biçimidir (Massey ve diğerleri, 2002). Söz konusu ağlar göçmenlere yeni çevrelerine uyum sağlamada yardımcı olur. Bu da etnik koloninin toplumsal sistemlerine etkileşime dayalı entegrasyon dur (EFMS, 2006). Ülkeye daha önce gelen göçmenler bir nevi etnik koloni oluşturmuşlardır ve yeni gelenler de akraba ve hemşerileri sayesinde bu kolonilere entegre olurlar. Bu durum ilk başlarda faydalı olsa da zaman içerisinde dezavantaja dönüşebilir zira göçmenin kendisini konuk eden toplumla ilişki kurması önünde engel oluşturma riski taşımaktadır. EFMS raporunda belirtildiği gibi, etnik koloniye bağlı olma, kişinin göç ettiği ülkenin çekirdek kurumlarında rekabet edebilmesi için gerekli kültürel ve sosyal sermayeyi edinmesini zorlaştırmaktadır (2006: 17). Dolayısıyla, göçmen gittiği ülkeye uyum sağlama sürecinde bir yandan akraba ve arkadaşlardan yardım ve destek görürken öte yandan kendisini konuk eden toplumun üyeleri (yerliler) ile etkileşim içine girmelidir. Sadece bu etkileşim sayesinde çekirdek kurumlara katılabilmek için gerekli sosyal ve kültürel sermayeyi edinme şansını yakalar Özdeşime Dayalı Uyum Özdeşime dayalı uyum, Esser in sosyal uyum biçimleriyle ilgili yaptığı sınıflandırmada özdeşime karşılık gelmektedir. Yukarıda da söz edildiği gibi, göçmen, kendisini konuk eden toplumun çekirdek kurumlarına katılabilmek için gerekli olan kültürel yetkinlikleri edinmek durumundadır. Ancak çekirdek kurumlara katılma bu kurumların amaçlarıyla özdeşim kurmayı gerektirmez. Diğer bir ifadeyle, göçmen [çekirdek] kurumların amaçlarıyla özdeşleşmeden, göçmen alan topluma aidiyet duygusu geliştirmeden ve o topluma dâhil olmadan (EFMS, 2006: 17) çekirdek kurumlara katılabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, özdeşime dayalı uyum entegrasyonun ilk aşamasında gerçekleşmez. Entegrasyonun sonraki aşamalarında, göçmen kendisini konuk eden topluma karşı ait olma duygusu geliştirebilir. Katılım ve kabul edilme bu duyguyu geliştirmede önemli bir rol oynamaktadır. Aslına bakılırsa, özdeşime dayalı uyum yeni bir topluma öznel düzeyde dâhil edilmedir. Bu uyumun göstergesi nedir? Göçmeni konuk eden toplumdaki gruplara aidiyet duygusu ile o gruplarla özdeşleşme söz konusu uyum için son derece önemlidir. Bu bağlamda, etnik ve ulusal anlamda özdeşim kurma öne çıkmaktadır. Esas itibariyle, göçmenler bu aidiyet ve kimlik duygularını geliştirdiğinde o toplum kendilerini konuk eden toplum olmaktan çıkar. Göçmen kendisini göç ettiği ülkenin topluma ait hissettiği takdirde özdeşime dayalı uyumun gerçekleştiği söylenebilir ve dolayısıyla kendisini konuk eden toplumun konuk etme özelliği de anlamını yitirmiş olur. Sosyal entegrasyonun boyutları böylece özetlendikten sonra bildirinin ikinci bölümünde 1989 Bulgaristan Türkleri nin Türkiye ye göçü ve uyumları Tekirdağ örneğinde ayrıntılı biçimde irdelenmektedir. 2. Bulgaristan Türkleri nin 1989 Göçü ve Türkiye de Uyumları Türkiye, siyasi ve tarihi pozisyonu yüzünden, tarih boyunca, çok sayıda göç hareketine sahne olmuş ülkelerden biridir. Gerek Osmanlı Đmparatorluğu gerek Cumhuriyet döneminde yaşanan kitlesel göçler, ülkenin demografik olduğu kadar toplumsal yapısını önemli ölçüde etkilemiştir. 358

7 Osmanlı Devleti, göçmen (muhacir) sorunuyla ilk defa 17. yüzyıl sonralarına doğru karşılaşmış; yaşanan askeri yenilgiler ve Avrupa daki topraklardan geri çekilmeler neticesinde kitlesel göçler 19. yüzyıl boyunca ve 20. yüzyılın başlarında artarak devam etmiştir. Bu göçlere neden olan savaşların başlıcaları 93 Harbi diye de bilinen Osmanlı-Rus Savaşı 2, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı dır. Binlerce insan evini terk etmek zorunda kalarak Đstanbul ve Anadolu ya göç etmiştir 3. Bu zorunlu göçmenlerin hepsi Osmanlı Đmparatorluğu nun Balkanlar daki topraklarından geliyordu. Türkiye, Cumhuriyet kurulduktan sonra da yoğun göç hareketlere sahne olmuştur yılından II. Dünya Savaşı nın sonuna kadar geçen dönemde yapılan göçler incelendiğinde, Türkiye ye gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunun Türk soyundan olduğu görülmektedir. Osmanlı Đmparatorluğu, I. Dünya Savaşı nın sonunda dağılmasının ardından Balkanlar ın pek çok yerinde Türk toplulukları bırakmıştı. Bu topluluklar, yaşadıkları siyasi, dini ve etnik baskılar yüzünden Türkiye ye göç etmek zorunda kalmışlardır. Balkanlar dan yapılan zorunlu göç bağlamında vurgulanması gereken bir husus vardır. Türkiye nin, II. Dünya Savaşı sonrası dönemde kapılarını açtığı mültecilerin çoğu, ulusal mülteciler (Kirişçi, 1995) olarak adlandırılan grubu oluşturmaktadır. Ulusal mülteciler, Balkanlar da yaşayan, etnik kökenleri nedeniyle bu gruplar ya Türk soyundan geliyorlardı ya da Türk kültürüne bağlılardı baskı altında kalıp Türkiye ye gelen gruplardır tarihli, 2510 sayılı Đskan Kanunu uyarınca, sadece Türk soyundan gelenlerin ya da Türk kültürüne bağlı olanların göç etme, yerleşme ve Türk vatandaşlığı elde etme hakkı vardır 5. Kanun da söz konusu göçmenler iki gruba ayrılmaktadır: serbest göçmenler (Türk vatandaşları tarafından desteklendiği için Devletin yardım etmek zorunda olmadığı göçmenler) ve iskanlı göçmenler (göçleri ve yerleşmeleri Devletin mali yardımlarıyla gerçekleşen göçmenler). II. Dünya Savaşı ndan sonraki dönemde Türkiye ye gelen ulusal göçmenler incelendiğinde çoğunun Bulgaristan dan geldiği görülmektedir. Bunların bir kısmı iskanlı bir kısmı da serbest göçmen statüsündedir. II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye ye gelen ulusal mülteciler arasında Bulgaristan dan gelen Türkler diğer göçmenlerden sayıca daha fazladır. Göçmenlerin bir kısmı Türkiye ye serbest göçmen olarak gelip Türkiye ye daha önce göç etmiş akrabaları tarafından desteklenirken bir kısmı Devlet tarafından çeşitli şehirlere iskan edilmişlerdir. II. Dünya Savaşı sonrasında komünizmle yönetilen Bulgaristan dan Türkiye ye göç üç dalga halinde gerçekleşmiştir. Đlki döneminde yapılan göçtür. Ağustos 1950 de Bulgar hükümeti Türk ün Türkiye ye gitmek için 2 93 Harbi, bir milyonun üzerinde insanın yerlerinden edilmesiyle sonuçlanmıştır. 3 J. McCarthy e (1998) göre, döneminde Đstanbul ve Anadolu ya gelen Müslüman sığınmacıların sayısı idi. 4 Türkiye, ulusal mülteciler in yanı sıra sözleşme mültecileri diye adlandırılan 1951 BM Mülteciler Sözleşmesi kapsamında yer alan kişiler (Doğu Avrupa ile Sovyetler Birliği ndeki komünist yönetimin zulmünden kaçanlar) ile sözleşme kapsamı dışındaki mülteciler e (1951 Sözleşmesi nde belirtilen alanın ki bu alan Avrupa dır dışından gelenler) de kapılarını açmak durumunda kalmıştır (Kirişçi, 1995) tarihli, 2510 sayılı Đskân Kanunu, 2006 yılına kadar yürürlükte kalmıştır yılında kabul edilen 5543 sayılı yeni yasada göç etme, yerleşme ve vatandaşlık elde etme konularında bir değişiklik yapılmamıştır. 359

8 başvuruda bulunduğunu açıklamıştır. Bulgaristan2da yaşayan Türkler in Türkiye ye gelmek istemelerinin esas nedeni, Türkler in asimilasyonuna yönelik Bulgar hükümetinin uyguladığı politikalardı. Bulgar hükümeti, ülkedeki Türk azınlığa baskı uygulamaya başlamıştı. Bu durumdan kaygı duyan Türkiye göçmenlere kapılarını açtı, fakat oldukça kısa bir süre içinde büyük bir kitleyle karşılaşınca Türk hükümeti bu kadar sayıda göçmeni kabul edemeyeceğini açıklayarak Kasım 1950 de Bulgar sınırını kapatmak zorunda kaldı. Đki ay sonra iki ülke arasında varılan anlaşma gereği Bulgaristan, yalnızca elinde Türkiye vizesi olanların ülkeyi terk etmesine izin verecekti. Ancak Bulgar hükümeti anlaşmanın gereklerini yerine getirmeyerek Türkler i göndermeye devam etti. Bunun üzerine Türkiye, bir daha açmamak üzere Kasım 1951 de sınırı bir kez daha kapattı (Poulton, 1991) döneminde yaklaşık kişi Türkiye ye göç etti (Şimşir, 2009). Bulgaristan dan göçün ikinci dalgası Yakın Akraba Göçü diye bilinen ve 1970 lerde gerçekleşen göç dalgasıdır yılında Türkiye ile Bulgaristan arasında imzalanan Yakın Akraba Göçü Anlaşması ndan 6 sonra Türkiye ye göç başlamıştır. Anlaşma, döneminde yakın akrabaları Türkiye ye göç eden kişilerin Bulgaristan dan göç etmelerine izin vermiştir. Şimşir in de (2009) belirttiği gibi, Türkiye nin Kasım 1951 de sınırı kapatmasıyla göçün birdenbire kesilmesi sonucunda çok sayıda aile parçalanmış ve Türkiye ye gelebilenlerin yakınları Bulgaristan da kalmıştı. Parçalanan aileler birleşmek istiyorlardı ve bu bağlamda Türkiye ye göç etme isteklerini dile getirmeye başladılar. Bunun yanı sıra, Bulgaristan daki Türk azınlığın hakları da oldukça kısıtlanmaya başlamıştı. Dolayısıyla Türkiye ye göç etmek isteyenlerin sayısı her geçen gün artıyordu. Yakın akraba göçü 1970 ler boyunca sürdü ve Anlaşma nın süresi Kasım 1978 de sona erdi. Bu Anlaşma kapsamında yılları arasında kişi Türkiye ye göç etti (Şimşir, 2009). Bulgaristan dan Türkiye ye son göç dalgası ise 1989 yaz aylarında gerçekleşen Büyük Göç tür. Daha önceki iki dalgada gelenlerin toplamından bile fazla sayıda Türk yaklaşık 2,5 ay gibi kısa bir süre içinde Türkiye ye göç etmiştir. Aslında bu göç, Bulgar hükümetinin Türk azınlığa karşı 1960 lardan beri izlediği ve 1980 lerin ortalarında giderek şiddete dayalı bir boyut kazanan asimilasyon politikalarının bir sonucudur. Bu bildiride 1989 göçü ve sonrasında yaşananlar göçmenlerin uyumu çerçevesinde ele alınmaktadır Büyük Göç ( 89 Göçü) Bulgaristan Türkleri nin 1989 daki Büyük Göçü, aslına bakılırsa, Bulgar hükümetinin 1980 lerde yaptığı baskı ve zulmün tepe noktasıydı. Bojkov un (2004) da belirttiği gibi, te Türk isimlerinin zorla değiştirilmesi, Bulgar hükümetinin baskı içeren asimilasyon politikalarının bir anlamda başlangıcını oluşturuyordu. Hükümetin bu politikaları Bulgar Türkleri nin kimliklerini komünistlerin önderlik ettiği milliyetçi ideolojinin içinde eritmeyi (Bojkov, 2004: 354) amaçlıyordu. Bulgar yöneticilerin istediği şuydu: Türkler i kimliklerini Bulgar kimliğiyle değiştirmek suretiyle sosyal ve siyasal hayatın her alanına entegre etmek. Bu bağlamda, Bulgarlaştırma ya da Bulgar yöneticilerin deyişiyle yeniden doğuş 6 Kısaca Yakın Akraba Göçü Anlaşması diye bilinen anlaşmanın resmi ismi Yakın Akrabaları 1952 Yılına Kadar Türkiye ye Göç Etmiş Olan Türk Asıllı Bulgar Vatandaşlarının Bulgaristan Halk Cumhuriyeti nden Türkiye Cumhuriyeti ne Göç Etmeleri Hakkında Anlaşma dır. 360

9 süreci 1984 Aralık ayının son günlerinden 1985 in Mart ayına kadar geçen sürede Türk isimlerinin değiştirilmesiyle başlamış oldu. Đsim değiştirme kampanyası çerçevesinde, sabahın çok erken saatlerinde polisler Türkler in çoğunlukta yaşadığı köylerin etrafını köpekler ve askerlerle sarıyorlar; Poulton ın (1991) da ifade ettiği gibi, yetkililer yeni nüfus kağıtları veya resmi Bulgar isimlerinin yer aldığı listelerle geliyorlar ve Türkleri yeni kimliklerini kabul etmeye ve gönüllü biçimde Bulgar ismi almak istediklerini belirten formları imzalamaya zorluyorlardı. Türklerin pek yoğun yaşamadıkları yerlerde, özellikle şehirlerde, Türklerin isimlerinin değiştirilmesi ve yeni nüfus kağıtlarının verilmesi işyerlerinde gerçekleşiyordu (Poulton, 1991). Kampanya ülkenin güney kesimlerinde başlamış, kuzeye doğru devam etmiş ve Mart ayının sonu itibariyle tamamlanmıştı. Đsim değiştirmenin yanı sıra, Türkleri asimile etmeye yönelik başka uygulamalar da söz konusuydu. Kamusal alanda Türkçe konuşmak, kadınların şalvar giymeleri, oğlan çocuklarının sünnet ettirilmesi, ölülerin Müslüman usulü defnedilmeleri ve daha pek çok gelenek-görenek yasaklanmıştı. Neuburger in (2004) vurguladığı gibi, Bulgar Komünist Partisi günlük hayatı ve kültürü tamamen kontrol altına almıştı. Bütün bu yapılanlar yeniden doğuş koşullarını empoze etmekten başka bir şey değildi. Elbette ki Türkler bu koşulları kabul etmeyeceklerdi. Nitekim asimilasyona karşı direniş de hemen kendini gösterdi. Đsimler değiştirilirken ölümlerle sonuçlanan çok sayıda protesto gösterisi düzenlenmişti. Bu gösteriler daha ziyade isim değiştirmelerin başladığı güney bölgelerde yapılıyordu. Đsim değiştirmeye karşı çıkan Türklerin çoğu tutuklanıyor, bazıları Belene Kampı na gönderiliyordu. Kimi göstericiler öldürülüyor kimileri de öldüresiye dövülüyordu lerin sonunda Türk azınlığın Bulgar hükümetince uygulanan asimilasyon politikalarına karşı direnişleri giderek büyüdü. Belene Kampı nda tutulan Türkler 1987 yılında açlık grevine başladılar (Poulton, 1991) ve Mayıs 1989 itibariyle bu açlık grevleri ülkenin kuzeydoğusundaki Türk bölgelerinde kitlesel protestolara yol açtı 8. Türkler isimlerini geri almak istiyorlardı. Bir de Bulgar hükümeti Türkler in gelenek ve göreneklerine saygı gösterecekti. Çok kısa bir süre içinde tüm ülkeye yayılan gösterileri Bulgar hükümeti oldukça sert bir biçimde bastırdı ve pek çok gösterici bu sırada hayatını kaybetti. Bunun yanı sıra, Türk azınlığın lideri konumundaki kişiler ülkeden sürüldü. Gösterilerden de anlaşılacağı üzere yeniden doğuş süreci devlet yetkililerinin umduğu gibi başarılı olamamıştı. Umulanın ve beklenenin aksine, Türk azınlığın etnik ve dini kimliği daha da güçlenmiş ve Türkler kimliklere daha da sıkı sarılmışlardı. Gösterilerin başlamasından yaklaşık bir hafta sonra Bulgaristan devlet başkanı T. Jivkov devlet televizyonunda Bulgar Türkleri eğer isterlerse Türkiye yi turist olarak serbestçe ziyaret edebilirler 9 (Bojkov, 2004: 360) şeklinde bir açıklama 7 Poulton a (1991) göre, isim değiştirme kampanyası esnasında yapılan gösteriler ufak çaplı ve spontane gelişen protesto gösterileridir Mayıs tarihleri arasında, Bohçalar, Akkadınlar (Dulovo), Vokil, Cerkovna, Vodno, Kemallar (Isperih), Cebel, Beli Lom, Osmanpazar, Şumnu, Gradnica, Benkovski, Ezerçe, Razgrad, Mahmuzlar, Dobriç gibi pek çok yer binlerce Türkün katıldığı protesto gösterilerine sahne olmuştur. Bu gösteriler, Türklüğümüz den asla vazgeçmeyiz, Bulgar isimlerini almayız diye başlıyordu (Şimşir, 2009). 9 Bu açıklama gerçekten de hiç beklenmiyordu zira dört yıl önce, Mart 1985 te, Türk hükümetinin 1968 Anlaşması na benzer bir anlaşma yapılması teklifine olumsuz yanıt vermişti (Bojkov, 2004). 361

10 yaptı. Bunun üzerine yetkililerin hiç beklemediği bir şey oldu. Eminov un (1997) belirttiği gibi, binlerce Türk pasaport bürolarına akın etti. Yetkililer başvuru yapanlara hemen pasaport çıkartıp işlerini bir an önce ayarlayıp Türkiye ye gitmelerini söylediler. Bu arada, özellikle gösterilere katılmış olan kişiler aileleriyle birlikte Mayıs ayı sonunda ülkeyi terk etmeye zorlandılar. Bazılarına polis veya askerler telefon ederek Bulgaristan dan ayrılmalarını söylediler, bazılarına da ellerine pasaportları verilerek birkaç saat içinde toplanıp ülkeyi terk etme emri verildi. O ya da bu şekilde Türkler Bulgaristan dan sınır dışı ediliyordu. Sonuçta Avrupa nın II. Dünya Savaşı ndan beri gördüğü en büyük göç yaşandı. Haziran ın başından Türkiye nin vizeleri olmayanlara sınırı kapattığı 22 Ağustos a kadar, günde kişilik kafileler halinde in üzerinde göçmen ülkemize giriş yaptı (Şimşir, 2009). Büyük Göç, Bulgar hükümeti tarafından farklı biçimde adlandırılmıştı 10 zira Jivkov hükümete yöneltilecek suçlamalara karşılık vermek için bunu bir taktik olarak kullanacaktı. Đşte bu yüzden Bulgar hükümeti Türkiye ye gitmek isteyenleri Türk yerine turist olarak adlandırıyordu. Zaten yapılan resmi açıklamalar uyarınca Bulgaristan da Türk yaşamıyordu. Türkiye ye turist olarak gidenler ne zaman isterlerse Bulgaristan a dönebileceklerdi. Göçmenlerin bir bölümü, Bulgaristan da komünizm sona erip Jivkov yönetimi devrildikten sonra bu olanaktan yararlanıp Bulgaristan a geri dönmüşlerdir. Ancak bu bildiride Bulgaristan a geri dönenler değil Türkiye de kalanların uyum süreci değerlendirilmektedir Göçmenlerin Uyumu Büyük bir dramla karşılaşan Türkiye soydaşlarına kucak açtı. Göçün büyük bir yoğunluk içinde başladığı Haziran ayı başında bütün göçmenleri Türk vatandaşı olarak kabul etmeye ve onlara Türk pasaportu vermeye yönelik kanun hükmünde kararname çıkarıldığı televizyonlardan yapılan açıklamayla kamuoyuna duyuruldu (Poulton, 1989, aktaran Bojkov, 2004). Kalacak yeri olmayan göçmenler için Kırklareli nde çadır kamplar kuruldu. Marmara Bölgesi ve Ege Bölgesi nde akrabaları olanlar ilk zamanlar için onların yanına yerleştiler. Akraba ve tanıdıkları olmayanlar için barınma imkanı sağlamanın yanı sıra devlet göçmenlere iş bulmada da yardım etti. Scott un (1991) belirttiği gibi, iş piyasasını daha iyi yönetmek amacıyla devlet, göçmenlerin istihdam kalıplarını ve bunların yaşam koşulları üzerindeki etkilerini araştırması için Uluslararası Çalışma Örgütü nü görevlendirdi. Bunun yanı sıra, Devlet Planlama Teşkilatı da (DPT) Bulgaristan dan Türk Göçleri başlıklı hizmete özel bir rapor hazırladı. DPT nin Şubat 1990 da yayımlanan raporunda yer alan verilere göre, göçmenlerin sayısı tür. Ancak daha ayrıntılı veriler göçmenlerin sadece sı için mevcuttur. Dolayısıyla aşağıda verilen demografik özellikler bu sayıya dayanmaktadır. Yaş ve cinsiyet dağılımı açısından bakıldığında, göçmenlerin %51 nin kadın, %49 nun erkek olduğu görülmektedir. Diğer yaş gruplarıyla kıyaslandığında, yaş grubu %10.14 ile en yüksek orana sahiptir. Onu %10.09 ile 6-10 yaş grubu izlemektedir ile yaş gruplarındaki erkeklerin sayısı daha azdır zira Bulgar hükümeti askerlik çağındaki erkeklerin Türkiye ye gelmelerine izin vermemiştir (DPT, 1990). 10 Bulgar hükümeti yaşanan bu göçü büyük gezinti olarak nitelendiriyordu. 362

11 Eğitim seviyesi ile mesleki dağılım açılarından bakıldığında, şu özellikler ön plana çıkmaktadır: a) orta okul mezunları %35 ile en büyük grubu oluştururken ilk okul mezunları %29, lise mezunları %17 ile orta okul mezunlarını takip etmektedir; b) 0-15 yaş grubunu kapsayan öğrenciler (%17.8) dahil edilmediği takdirde emekliler %12.6 ile en büyük grubu oluşturmakta, onu %10.3 ile tarım işçileri, %9.7 ile diğer meslek gruplarında yer alanlar ve % 7.6 ile hizmet sektöründe çalışanlar izlemektedir 11 (DPT, 1990). Göçmenlerin yerleşim yerleri konusunda neler söylenebilir? Yukarıda da belirtildiği üzere, devlet göçmenler için geçici barınma olanakları sağlamıştır. Göçmenler işlemleri tamamlanıncaya dek Türkiye ye giriş yaptıkları şehirler olan Edirne ve Kırklareli nde kendileri için kurulan çadırlarda barındırılmışlar, herhangi bir kalacak yeri olmayan göçmenlerden yasal işlemleri tamamlananlar ise çeşitli şehirlere iskan edilmek üzere gönderilmişlerdir 12. Eylül ortasında yeni eğitimöğretim yılı başlayıncaya kadar göçmenlerin bir bölümü okullara ve yurtlara bir bölümü de kamu kuruluşlarının misafirhanelerine yerleştirilmiştir. Göçmenlerin konut ihtiyacını karşılamak için yaklaşık 900 konut inşa edilmiştir. Bu konutların 450 si Kırklareli, 200 ü Edirne, 100 ü Tekirdağ, geri kalanı da Manisa da yapılmıştır (DPT, 1990). Gerek gerek dönemlerinde gelen göçmenlerin yerleşim yeri tercihlerinde Đstanbul ilk sırada yer almış, onu Bursa, Tekirdağ ve Đzmir izlemiştir. Bu tercihin altında daha önce gelmiş olan akrabaların yanına yerleşme isteği, gelişmiş yörelerin sağladığı iş olanakları ve iklim benzerlikleri gibi nedenler yatmaktadır. Đşte bu yüzden Marmara Bölgesi, özellikle Trakya bölümü ve Ege Bölgesi göçmenlerin tercih ettiği yerler olmuştur. T. Çetin in (2008: 260) de belirttiği gibi, göçmenlerin %49 u Đstanbul ve Bursa da yaşamaktadır ve Marmara Bölgesi nde yaşayan göçmenlerin oranı %74 tür. Daha önceki dönemlerde göç etmiş olan akraba ve tanıdıklar yeni gelenler için son derece önem taşımaktadır zira onlara evlerini açmışlar ve iş bulmalarında yardımcı olmuşlardır Tekirdağ daki 1989 Göçmenlerinin Sosyal Uyumu Önceki bölümde de belirtildiği gibi, Tekirdağ, 1989 göçmenlerinin yerleşmeyi tercih ettiği şehirlerden biridir. Bu yüzden, 1989 ve 1990 ların başında Türkiye ye zorunlu göç eden iki grubun Bulgaristan ve Ahıska Türkleri ülkemizdeki uyum süreçlerini karşılaştıracağım çalışmamın alan araştırması için Tekirdağ ı seçtim 13. Araştırmam niteliksel olduğu için veri toplama yöntemimi derinlemesine görüşmeler ve gözlemler oluşturuyor. Bu çerçevede, Temmuz 2010 da Tekirdağ da otuz (30) adet derinlemesine görüşme gerçekleştirdim. Görüşmecilerimden 15 tanesi kadın, 15 tanesi erkekti. Görüştüğüm en yaşlı kişi 84 yaşında bir kadın, en genci ise 26 yaşında bir erkekti. Tekirdağ da yaşayan göçmenlerin uyum süreçleri onların perspektifinden incelenmektedir. Dolayısıyla yaptığım incelemenin temelini onların anlatıları oluşturmaktadır. Bu çalışmada, zorunlu göçmenlerin sosyal uyumu, Avrupa Göç Çalışmaları Forumu nun (European Forum for Migration Studies) entegrasyon ve entegrasyon 11 Göçmenlerin %15 i işsiz veya durumu belirsiz grubu oluşturmaktadır (DPT, 1990). 12 Aralık 1989 itibariyle 51 ilde ikamet eden göçmen sayısı dur. Bu göçmenlerin %30 u Đstanbul, %24 ü Bursa, %11 i Tekirdağ, %9 u Đzmir e yerleşmişlerdir (DPT, 1990). 13 Alan araştırmasını gerçekleştireceğim diğer şehirler Đstanbul, Bursa ve Đzmit tir. 363

12 politikaları ile ilgili hazırladığı raporda (2006) çizilen analitik çerçeve içerisinde, Tekirdağ da yaşayan 1989 göçmenleri örneği üzerinden ele alınmaktadır. Sosyal uyumun ana boyutları, yukarıda da belirtildiği gibi, yapısal uyum, kültürel uyum, etkileşime dayalı uyum ve özdeşime dayalı uyumdur. Yapısal uyumla başlayacak olursak, bu boyut, göçmeni konuk eden toplumun çekirdek kurumları olan ekonomi ve iş piyasası, eğitim ve kalifikasyon sistemleri, konutlandırma sistemi, sağlık hizmetlerini de kapsayan sosyal güvenlik sistemi ile siyasi vatandaşlık alanlarındaki hakları elde etme ve bu çekirdek kurumlarda pozisyon ve statüye erişme anlamına geldiği için 1989 göçmenlerinin avantajlı bir konumda oldukları söylenebilir. Bunun pek çok nedeni var. Vatandaşlık kazanımı ilk başta geliyor. 89 göçmenlerinin vatandaşlık kazanımları, kendilerine özgü yapılan düzenlemeler sayesinde kolay olmuştur. 16 Haziran 1989 tarih ve 2383 sayılı Kanun ile 14 Haziran 1934 tarih ve 2510 sayılı Đskan Kanunu na eklenen 33 üncü maddede, Bulgaristan'dan göçe zorlanarak 1/1/1984 tarihinden sonra Türkiye'ye gelerek yerleşmek isteyen Türk soylu kişiler 14/6/1934 tarihli ve 2510 sayılı Kanun hükümlerine göre Türk kültürüne bağlı serbest veya iskanlı göçmen sayılır ifadesi yer almaktadır. Bu ek madde uyarınca, göçmenlerin vatandaşlık elde etmeleri, istedikleri yerlere yerleşmeleri ve mal-mülk edinmeleri kolaylaşmıştır. Vatandaşlık kazanımının yanı sıra, göçmenlerin Bulgar vatandaşlıkları da devam ediyordu. Bulgar hükümeti onları Türkiye ye turist olarak gönderdiği için vatandaşlıktan çıkarmamıştı. Dolayısıyla 89 göçmenlerinin çifte vatandaşlık hakkı olduğunu vurgulamak gerekir. Çifte vatandaşlıkla ilgili olan durumu görüşmecilerden biri şöyle açıklamaktadır: Yok biz çifte vatandaşlığa başvurmadık. Şöyle. Bg'ye vizeyle gittim ben, orda vatandaş olarak gözüküyosunuz zaten. Gidiyosunuz doğum kağıdınızı alıyosunuz, gidiyosunuz pasaportunuzu çıkartıyosunuz, bu kadar. Ayrıyeten bir dilekçe bir şey vermiyosunuz. Zaten oranın vatandaşısınız. '89'da göç edenler - öyle demeyelim de turist olarak Tr'ye gelenler - hepsi şu anda Bulgar vatandaşı olarak kayıtlılar. Bilgileri de vardır. Oraya gittiğiniz zaman vizeyle gitseniz bile vatandaşlık bürosuna müracaat etmiyorsunuz. Doğduğunuz yere gidiyosunuz, nüfus müdürlüğüne, ordan doğum belgenizi alıyosunuz, gidiyosunuz ordaki emniyet müdürlüğüne pasaportunuzu alıyosunuz A.T. (40, E, Doktor). Dolayısıyla 89 göçmeni olan bir kişi Bulgaristan a doğum belgesi ile pasaportunu almaya gittiği takdirde çifte vatandaşlığa sahip olabiliyor zira Türk vatandaşlığı da kendisine verilmiş durumdadır. Yapısal uyumla ilgili bahsedilmesi gereken ikinci husus, ekonomi ve iş piyasasında pozisyon ve statü elde etmeyle ilgilidir. Bu konuda devletin yardımları şüphesiz ki çok önemlidir çünkü göçmenlere hem istihdam hem de iş bulabilmeleri için mesleki eğitim imkanları sağlamıştır. Đstihdam olanakları sağlamayla ilgili olarak altı çizilmesi gereken bir nokta da şudur: işverenlere fabrikalarında belli sayıda göçmen çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir. Organize sanayi bölgesiyle bilinen Çerkezköy de görüşme yaptığım veteriner hekim, devletin göçmenlere iş imkanları sağlanmasında ne kadar önemli bir rol oynadığını şu sözleriyle dile getirmektedir: 364

13 Özal dedi yani işverenlere, "Alın" dedi "sizden kaç göçmen alırsanız onlara göre sizden kesinti almayacam," dedi. "Onları vergiden muaf yapıcam" falan dedi. Tam o işlemleri iktisadi açısından bilemem ben yani çok kişiler ozman göçmen tercih etti. Hatta yerlileri dedi "ya siz geldiniz, biz işsiz kaldık" falan filan dediler. Özal orda çok iyi bi olay yaptı bakın Ş.H. (56, E, Veteriner hekim) Göçmenlerin iş piyasasına katılmalarında devletin oynadığı rol tartışmasız önem taşımaktadır. Ancak göçmenlerin de ne kadar çalışkan oldukları unutulmamalıdır. Hiçbir biçimde seçici davranmadan, ne iş olsa yapmaya hazır bir gruptan söz ediyoruz. Tek amaçları iş bulmaktı. Buldukları işlerin bir kısmı ne mesleklerine ne de mesleki donanım ve becerilerine uyuyordu ama bu durum onlar için önemli değildi. Onlar için önemli olan çalışıyor ve para kazanıyor olmalarıydı. Görüşmecilerden 61 yaşındaki emekli M.I. Bulgaristan da makine mühendisi olarak çalışmasına rağmen Türkiye ye gelince ilk başta bulduğu iş, bir fabrikanın taşeron şirketinin şantiyesinde çaycılık yapmak ve takımların [makineler] başında olmaktan ibaretmiş. Bu durumun kendisi için ne kadar zor ama aynı zamanda Türkiye deki hayatının dönüm noktası olduğunu şu sözlerle ifade ediyor: Şantiyedeki mühendise (G.T) gönderildim. Çaycılık yapmak ve takımların başında olmak kaydıyla işe istediler beni. Ben çaycılık yapmaktan ne anlarım. Bg de çay yapmışlığım mı var? Üstelik mühendis olmuşum öte tarafta. Takımların başında olmak da çok küçültücüydü. Ertesi güne dek düşünmek için süre istedim. O da bunun üzerine Yarına kadar yeni birini çoktan buluruz, işi yapacak kişi çok, deyince işi hemen kabul ettim çünkü işe ihtiyaç duyuyordum. Bu, hayatımın dönüm noktası oldu. M.I. (61, E, emekli) Aynı bu görüşmeci gibi görüştüğüm çoğu göçmen fabrikalarda iş bulmuş ve gece gündüz vardiyası demeden çalışmışlardı. Hatta kadın görüşmecilerin bazıları günde üç vardiya çalıştıkları için çocuklarının büyümelerini bile gözlemleyemediklerini, kucaklarına alıp sevemediklerini dile getirdiler. Ama hallerinden hiç de şikayet etmiyorlardı çünkü bir an evvel para kazanmak istiyorlardı. Yapısal uyum bağlamında söz edilmesi gereken son husus, konutlandırma, eğitim ve sağlık hizmetleriyle ilgilidir. Konutlandırma bağlamında, devletin göçmenlerin konut ihtiyacını karşılamak için konut yaptırmaya başladığının altı çizilmelidir. Yüksek Planlama Kurulu nun Kasım 1990 da aldığı karar uyarınca, isteyen göçmenlere adete kadar konutun yaptırılması ve/veya satın alınması kararı alınmış olup, bu karar doğrultusunda T. Emlak Bankası Gayrettepe Şubesi nde açılan bir havuz hesaba en az TL yatırarak konut edinmek isteyenlerin müracaatı için göçmen büroları ve Valiliklerce tüm göçmenlere duyurulmuştur. Duyuru neticesinde kişi konut edinmek üzere müracaat etmiştir (TOKĐ, 2010). Göçmenlere konut edindirme projesi bu şekilde hayata geçirilmiştir. Göçmen Konutları Đnşa Projesi diye anılan söz konusu proje TOKĐ nin Göçmen Konutları Koordinatörlüğünce yürütülmüş, in üzerinde konut yapılmıştır. Yapılan konutlar kura usulü dağıtılmıştır ancak şu da belirtilmelidir ki asgari miktarın çok üzerinde yatıranlara (örn TL) kura dışı konut verilmiştir. Para yatırdıkları halde konut çıkmayan göçmenlere yatırmış oldukları bedele karşılık konutların inşa edildiği illerde arsa verilmiştir. Yaklaşık 4000 göçmen de bu şekilde konut sahibi olmuştur. Başvuru parasını yatırmalarına karşın ne konut ne de arsa sahibi olanlara ise başvuru bedellerini geri alma hakkı tanınmıştır. Konut edindirmenin yanı sıra, 365

14 devlet 1989 Eylül ayından itibaren bir yıl süreyle ayda TL ye varan kira yardımı da yapmıştır. Ağustos 1989 sonrasında vize alarak gelenler de Aralık 1989 dan itibaren kira yardımı almıştır. Tekirdağ merkez ve Çorlu ilçesinde görüşme yaptığım göçmenlerden dokuzu göçmen konutu sahibi olmuştu. Kimisi bu konutlarda yaşıyordu kimisi ise satmış ya da kiralamıştı. Görüşmecilerden biri oturduğu daireye kira ödüyordu ve gerçekten zor durumdaydı çünkü yatırdığı başvuru bedelini de geri alamamıştı. Bu bağlamda, yatırılan bedellerin geri alınmasının pek de kolay olmadığını belirtmekte fayda var. Diğer görüşmeciler ise çok çalışarak para biriktirmiş ve göreceli olarak kısa sürede arsa satın alıp kendi evlerini yapmışlardı. Bunlardan bazıları işçi tutup yaptırmış inşaat işlerinde beceri sahibi olanlar kendileri yapmıştı. Eğitim alanındaki yardımlara gelecek olursak, Milli Eğitim Bakanlığı nın düzenlemesi uyarınca, eğitim-öğretim yılı için Bulgaristan dan gelen yaklaşık 2000 öğrenci parasız yatılı okullara yerleştirilmiştir (DPT, 1990). Bunun yanı sıra, 75 ilkokul, 100, orta ve lise ve 150 yüksek okul öğrencisine Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu tarafından burs verilmiştir. Đlkokula gidecek göçmen çocuklarına eğitim-öğretim yılı başlayıncaya dek Türkçe kursları verilmiştir. Görüşmecilerden bazılarının çocukları bu olanaktan yararlanmışlardır. Sadece okuma öğrenmeye ihtiyaçları olduğu için kurslarda genel itibariyle pek zorluk çekmemişlerdir. Her ne kadar Bulgar hükümeti kamusal alanda Türkçe konuşmayı yasaklamış olsa da göçmenler evde Türkçe konuşmaya devam ettikleri için çocuklar da Türkçe konuşmayı biliyorlardı. Ayrıca Bulgaristan da üniversiteye başlamış olan gençlere kendi bölümlerinde öğrenimlerini sürdürme hakkı tanınmıştır. Öğrenim görmek hem göçmenler hem de çocukları için son derece önemli olduğundan kendilerine sunulan olanaklardan istifade etmişlerdir. Sağlık hizmetleriyle ilgili olarak göçmenler sorun yaşamamışlar, sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanmışlardır. Devlet hastanelerindeki harcamaları devlet tarafından karşılanmıştır. Hatta en yaşlı görüşmeci olan 84 yaşındaki A.Ö. ye bile SSK lı olmadığı halde yeşil kart verilmiş ve tüm sağlık harcamalarını devlet karşılamıştır. Diğer örnek 40 yaşındaki A.T. ile yapılan görüşmeden şu şekilde aktarılmaktadır: G: akrabalarınızdan tanıdıklarınızdan sağlık sorunu yaşayan ve tedavi masraflarını devlet tarafından karşılanması söz konusu oldu mu? G.K: Geldikten sonra mı? G: Evet. G.K: Tabii oldu. Çevremde ameliyat olanlar oldu, devlet karşıladı. G: Sosyal güvencesi olmasa da karşıladılar mı? G.K: Olmasa da karşıladılar. Amcam bel fıtığı ameliyatı oldu Samsun'da çalışmıyordu ama ve devlet karşıladı zannedersem çünkü bel fıtığı ameliyatı maddiyata bağlı bir ameliyat sonuçta. Hastanede en az 3-4 gün kalıyorsunuz. Bunun ameliyat masrafları yatak masrafları var. Zaten o zaman da yeni gelmişiz. Sosyal uyumun ikinci boyutu olarak kültürel uyumu ele almamız gerekiyor. Göçmenlerin sosyal uyumuyla ilgili olan bölümde belirtildiği gibi, kültürel uyumdan 366

15 kastedilen bireyin bilişselliği (cognition), davranışları ve tavırlarındaki değişim sürecidir. Kültürel uyumun önemli bir özelliği, değerler, inançlar ve günlük pratiklere ilişkin heterojen bir alan olmasıdır. Bulgaristan göçmenleri, Türk kültürüne bağlı oldukları ve Bulgar hükümetinin asimilasyon politikalarına karşı kültürel ve etnik kimliklerini azimle koruduklarından ötürü kültürel uyum açısından avantajlı durumdadırlar da Türkiye ye göçe zorlandıklarında da Türkiye tarafından oldukça sıcak biçimde karşılanmışlardır. Her şeyden evvel onlara soydaş muamelesi gösterilmiştir. Türkiye onların anavatanı idi ve anavatanlarına kavuştukları için çok mutluydular. Görüşmecilerin bir kısmının da altını çizdiği gibi, göçmenlerin çoğu için Türkiye ye gelmek büyük bir hayaldi ve o hayali gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorlardı. Đkinci olarak, kültürel değerler, inançlar, gelenek-görenekler ve günlük pratikler farklı değildi. Bu anlamda Türkiye ye uyum sağlamak da zor olmadı. Özellikle Müslümanlıkları nı özgürce ve rahatça yaşayabilmeleri onlar için büyük önem taşıyordu. Son olarak da, kültürel uyumun etkileşime dayalı ve karşılıklı bir süreç olma özelliğinden söz etmek gerekir. Elbette ki Bulgaristan göçmenleri, yönetim sisteminin komünizm olması nedeniyle orada farklı bir yaşam sürüyorlardı. Çoğu lise ve üzeri ya da en azından ortaokul mezunuydu. Mesleki açıdan ise önemli bir bölümü vasıflı işçiydi. Đş disiplinine sahiptiler. Yaşlılar bile çalışmadan duramıyordu. Dolayısıyla Türkiye ye geldiklerinde ne kadar çalışkan olduklarını gösterdiler. Yaşlılar çocuk bakıyor, ailenin geri kalan üyelerinin hepsi bir yerde çalışıyordu. Bu bağlamda, özellikle Tekirdağ da (aslında bu durum Bulgaristan göçmenlerinin yerleştikleri diğer şehirler için de geçerliydi) kadınların da erkekler gibi canla başla çalıştıklarını görmek yerli halka oldukça değişik ve ilginç gelmişti. Bu durum şehirde giderek bir sosyal değişime yol açmıştır çünkü kadınlar daha özgüvenli hale gelip çalışmaya başlamışlardır. Böyle değerlendirildiğinde, göçmenlerin yerlilere esin kaynağı olduklarını söyleyebiliriz. Toplumsal cinsiyet ve çalışmayla ilgili algı ve anlayışta değişim meydana gelmiştir. Bu bağlamda, yerlilerin bakış açısı değiştiği için göçmenlerin kültürel uyumda oynadıkları rol oldukça önemlidir. Sosyal uyumun üçüncü boyutu etkileşime dayalı uyumdur. Göçmenleri konuk eden toplumun birincil ilişkileri ve sosyal ağlarına göçmenleri kabul ve dahil etmek anlamına gelen etkileşime dayalı uyumun temel göstergesi, göçmenlerin sosyal ağ, arkadaşlık, birliktelik, evlilik ve örgüt üyeliğine kabul edilme derecesidir. Bu bağlamda, sergilenen dayanışmanın altı çizilmelidir. Yukarıda da bahsedildiği gibi, Türkiye Bulgaristan göçmenlerine kucak açmış, devlet yardımının yanı sıra Türk halkı da ihtiyacı olan göçmenlere hem mali hem de moral destek sağlamıştır. Göçmenlere yardım için çok sayıda banka hesapları açılmıştır. Onun dışında göçmenlerin yerleştikleri mahallelerdeki komşular da yardım etmişlerdir. Tekirdağ ın merkezindeki göçmen konutlarından birinde görüştüğümüz kadın, kendilerine verilen destek için komşularına duyduğu minneti şu sözlerle dile getirmektedir: Komşularla ilişkilerimiz nasıldı? Çook güzeldi ilişki. Biri salça getiriyodu, biri tarhana getiriyodu, böyle ilgilendiler bizimle. Bi de dedim ya sana ağladık böyle kurban kesildiği sabah. Soora 2-3 saat geçti, o mahalleden herkes bütün komşular birer parça et şimdi ben her şeyi yapıyosam onları hiç unutamıyorum (ağlamaya başladı), herkes tabağını almış getirdi böyle çok duygulandık yani. Nasıl anlatsam çok duygulandık. A.G. (55, K, emekli) 367

16 Eski ve yeni göçmenler arasındaki dayanışmadan da söz etmek gerekir. 89 göçmenlerinin bir kısmı, gelir gelmez arası dönemde Türkiye ye göç eden akrabalarının yanlarına yerleşmişlerdir. Emekli kadın görüşmecilerden 56 yaşındaki F.H. akraba dayanışmasını şöyle ifade etmektedir: G: Peki Ayvalık'a gelme sebebiniz neydi? G.K: Orda benim eltimler ordaydı. Onlar '78'de geldiler. Biz onların yanına geldik, sonra ordan ayrıldık. G: Orda ne kadar kaldınız? G.K: 6 yıl kaldık. G: 6 yıl kaldınız. Peki orda ev mi tuttunuz? G.K: Onların yanında kaldık. G: Onların yanında kaldınız? G.K: Onların evinde kaldık. Hep beraberdik. G: Hep beraber kaldınız. Kaç kişi? 2-3 aile beraber mi? G.K: 2-3 aile beraberdik. Ayrıca eski göçmenler, yeni gelenlere iş bulmada da yardımcı olmuşlardır. Dolayısıyla, akraba ve tanıdıkların destek ve yardımlarıyla etkileşime dayalı uyum göçmenler için daha kolaylaşmıştır. Bunun yanı sıra, göçmenlerin bazıları kendileri gibi göçmenler yerine yerlilerle evlenmeyi tercih etmiştir. Örneğin Tekirdağ ın Saray ilçesinde görüşme yaptığım doktor, askerlik hizmetini yaptığı yerde tanıştığı Trabzonlu bir ilkokul öğretmeni ile evlendiğini, Tekirdağ ın merkezinde yaptığım görüşmelerden birinde kadın göçmen kızlarından birinin Kahramanmaraşlı bir subayla evlendiğini söyledi. Göçmenler yerine yerlilerle evlilik yapma konusunda Saray da görüştüğüm ilkokul öğretmeni Z.H nin görüşlerine de yer vermek gerektiği kanısındayım: Son 3 yıla kadar kesinlikle hayır, bir göçmenle evlenmeliyim, bir yerliyle asla evlenemem diyordum, şimdi değişti. Çünkü daha fazla çevremde insanlar, daha fazla üniversite mezunu yanıma geliyor, gençleri daha iyi tanıyorum, burada gençleri iyi tanıdığımı düşünüyorum. Artı benim yaşımda olup da tanıdığım erkekler de şu anda tanıdığım erkekler yani çalıştığım erkekler daha farklı görebildiğim insanlar var onların içinde, onun için değiştim diye düşünüyorum. Ama yine hepsini bu kategoriye koymuyorum Z.H. (48, K, ilkokul öğretmeni) Sosyal uyumun 89 göçmenleri örneğinde ele alınması gereken son boyutu özdeşime dayalı uyumdur. Önceki bölümde de belirtildiği gibi, bu boyut yeni bir topluma öznel düzeyde dahil olma anlamına gelmektedir ve temel göstergesi de göçmenin o toplumdaki gruplara kendini ait hissetmesi ve onlarla özdeşim kurmasıdır. 89 göçmenleri söz konusu olduğunda, aidiyet duygularının güçlü olduğunun altını çizmek gerekir. Görüşme yaptığım göçmenlerin büyük çoğunluğu, kendilerini nasıl tanımladıklarına dair sorduğum soru üzerine Türklüklerine vurgu 368

17 yaptılar. Bazı örneklerde Müslüman kimliğin Türk kimliğinden önce geldiğini söylemek mümkün ancak genelde öne çıkan Türklük idi. Bu bağlamda, kimileri kendilerini macir (muhacir) olarak bile algılamıyordu. Çerkezköy deki 60 yaşındaki kadın görüşmeci de bunlardan biriydi. Aramızda geçen konuşmayı şu şekilde aktarmak mümkün: G: Peki kendinizi ne olarak görüyorsunuz? Macir mi? Türk mü? Müslüman mı? Siz hangisisiniz? G.K: Ben macırlığı kabul etmiyorum. Önce Müslümanız, sonra Türküz. Benim dedelerim Konya Karaman'dan gelmişler Bulgaristan a. Esasımız Karamanlı bizim. O yüzden ben macır falan değilim. Bazıları da doğduğu, büyüdüğü topraklara karşı kendini yabancı hissediyordu. Mesela Saray da görüştüğüm 53 yaşındaki F.S ile konuya dair konuşmamız şöyleydi: G: Kendinizi nasıl tanımlarsınız? Göçmen mi, muhacir mi, Müslüman mı? G.K: Türküz. G: Bg Türkü mü, Türk mü, hiçbir şey mi? G.K: Valla ben kendimi buralı gibi burada doğmuşum, şey etmiş gibi, ne diyom ben sana gittim oraya bak, 15 güne gittim, 2.5 gün zor durdum. G: Zor döndünüz. G.K: Ben silmişim orasını artık, benim için silinmiş orası. Çağırıyorlar, gezmeye çağırıyorlar, gitmiyom. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Tekirdağ da görüştüğüm 89 göçmenlerinin güçlü bir milli kimlik tanımlaması yaptıklarını söylemek mümkün. Ayrıca Bulgaristan göçmenlerinin Türklükleri ve Türk kültürüne bağlılıkları 1934 Đskan Kanunu na eklenen 33. maddede de açıkça ifade edilmektedir. Dolayısıyla, kullanılan siyasi söylem de kimlik odaklı bakış açısını destekler niteliktedir. Buna ek olarak, 89 göçmenleri geldiklerinde iyi karşılanmışlar, gördükleri muamele de kendilerini evlerinde gibi hissetmelerine yardımcı olmuştur. Anavatan larına kavuşmuşlardı ve nihayet ait oldukları topraklardaydılar. Farklı etnik kökene sahip göçmenle, yeni geldikleri topluma katılmaları ve o toplum tarafından kabul edilmeleri sayesinde uyum sürecinin ileriki safhalarında aidiyet duygusu geliştirebilirler. Ancak bu durum 89 göçmenleri için böyle olmamıştır. En azından Tekirdağ da görüşme yaptığım göçmenler kimlik tanımlama konusunda herhangi bir sorun yaşamamışlardır. Sonuç Göçmenlerin uyumu göçün önemli yönlerinden biridir. Kavram olarak göçmen uyumu farklı biçimlerde tanımlanmaktadır. Bu çalışmada göçmen uyumu, yapısal uyum, kültürel uyum, etkileşime ve özdeşime dayalı uyum olmak üzere dört temel boyuta sahip özel bir sosyal uyum örneği olarak ele alınmaktadır ve EFMS nin çalışmasında yer alan analitik çerçeve kullanılmıştır. 369

18 Her ne kadar EFMS nin analitik çerçevesi ekonomik göçmenler için çizilmiş olsa da, bu çalışmada zorunlu göçmenler için de aynı çerçevenin kullanılabileceği ileri sürülmektedir. Sosyal uyumları incelenen grup 89 Bulgaristan göçmenleridir. Her ne kadar Bulgar hükümetince turist olarak gönderilmiş olsalar da yaşadıkları zorunlu göçten başka bir şey değildir. Türkiye gelen göçmenlere kucak açmıştır. Devlet, göçmenlerin ihtiyaçlarının karşılanması için hemen harekete geçmiş, akraba ve tanıdıkları da göçmenlere destek olmuşlardır. Örneğin, göçmenlerin bir kısmı ilk etapta doğrudan akrabalarının yanlarına gidip bir süreliğine onlarda kalmışlardır. Akrabası olmayanlara devlet önce geçici barınma imkanı sağlamış, sonra onarlı çeşitli illere yerleştirip bir seneliğine ev kiralarını ödemiştir. 89 göçmenlerinin daha önceki dönemlerde gelen akraba ve tanıdıkları daha çok Marmara ve Ege bölgelerine yerleştikleri için yeni gelenler de Đstanbul, Bursa, Tekirdağ, Đzmir, Kırklareli ve Manisa gibi şehirlere yerleşmeyi tercih etmişlerdir. Tekirdağ da hem göçmenlerin hem de devletin yerleşim için tercih ettiği şehirlerden biridir. Tekirdağ da görüştüğüm 89 göçmenlerini incelediğimde genel itibariyle uyum süreçlerinin göreceli olarak daha kolay olduğunu söyleyebilirim. Uyum süreçlerinin kolay olmasında rol oynayan etkenleri şöyle sıralayabilirim: a)eğitimli olmaları (görüşmecilerin büyük çoğunluğu en azından ortaokul mezunuydu), b) çocuklar ve onlara bakan yaşlılar dışında ailede çalışabilecek durumda olan tüm fertlerin çalışması, ve c) ev sahibi olmanın önemi (aidiyet duygusunu pekiştirmesi açısından önemli çünkü Bulgaristan da 1980 lerin ortalarında yaşanan yeniden doğuş süreci nde devlet onarlın mahremine kadar girmiştir ve bu durum onlar için kabul edilebilir bir şey değildir). Bu etkenler sadece Tekirdağ da değil göçmenlerin yerleştikleri ya da devlet tarafından iskan edildikleri diğer yerler için de geçerlidir. Sosyal uyumun temel boyutları değerlendirildiğinde, yapısal uyumun genel anlamda uyumu kolaylaştırdığı için belirleyici bir rol oynadığını söylemek mümkündür. Vatandaşlığın kazanımı çok önemlidir. Türk devleti göçmenlere daha ilk baştan vatandaşlık verdiği için karşılaşabilecekleri sorunlar da ortadan kalkmıştır. Ayrıca, Bulgar vatandaşlığından da çıkarılmadıkları için çifte vatandaşlık olanağından yararlanıyorlar. Görüşmecilerin bazıları, Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi olduğu için bunun bir avantaj olarak kullanılabileceğini düşünüyorlar. Ekonomi ve iş piyasasına katılmada da herhangi bir sorun yaşamamış olmaları da önemlidir. Eğitim, konutlandırma ve sağlık hizmetlerinde de pek çok olanaktan yararlanmaları söz konusu olmuştur. Kültürel uyum açısından da avantajlı olduklarını söylemek mümkündür zira Türk kültürüne bağlı olmaları ve kültürel kimliklerini korumaları da buradaki uyumlarını kolaylaştırıcı etki yapmıştır. Etkileşime dayalı uyum bağlamında sergilenen dayanışma ön plana çıkmaktadır. Hem devlet hem halk göçmenleri mümkün olduğunca desteklemişlerdir. Sosyal ağ, arkadaşlık, birliktelik, evlilik ve örgüt üyelikleri konularında sorun yaşamamışlardır. Özdeşime dayalı uyumda da göçmenlerin sahip olduğu aidiyet duygusunun güçlü olması altı çizilmesi gereken bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Göçmenlerin kendilik algılarında Türklük ön plana çıkmaktadır. Sonuç itibariyle, her ne kadar sürecin getirdiği olumsuz yönler ve taşıdığı zorluklar olsa da 1989 göçmenlerinin en azından Tekirdağ da görüşülen 370

19 göçmenlerin Türkiye deki deneyimlerinin olumlu bir uyum deneyimi olduğu söylenebilir. Kaynakça Bosswick, W. and F. Heckmann (2006), Integration of migrants: Contribution of local and regional authorities, Bojkov, V. (2004), Bulgaria s Turks in the 1980s: a minority endangered, Journal of Genocide Research, 6(3): Çetin, Turhan (2008), The Socio-Economic Outcomes of the Last Turkish Migration (1989) From Bulgaria to Turkey, Turkish Studies, 3 (7): Devlet Planlama Teşkilatı (1990), Bulgaristan dan Türk Göçleri, DPT Sosyal Planlama Başkanlığı Hizmete Özel Rapor, Ankara. European Forum for Migration Studies INTPOL Team (2006), Integration and Integration Policies: IMISCOE Network Feasibility Study, Germany: European Forum for Migration Studies, Eminov, A. (1997), Turkish and Other Muslim Minorities in Bulgaria, London: Hurst&Company Kirişçi, Kemal (1995), Refugee Movements and Turkey in the Post-World War II Era, Boğaziçi Research Papers, ISS/POLS Kümbetoğlu, Belkıs (1997), Göçmenlik, Mültecilik, Yeni Bir yaşam ve Sonrası, Toplum ve Göç, II. Sosyoloji Kongresi Bildirileri, Ankara: DĐE Matbaası. McCarthy, Justin (1998), Ölüm ve Sürgün, Đstanbul: Đnkılap Kitapevi, 6. Baskı Massey, D.S. et al. (1998), Worlds in Motion: Understanding International Migration at the End of the Millenium, Oxford: Clarendon Press. Mozelis, N. (1992), Social and system integration: Habermas view, The British Journal of Sociology, 43 (2): Neuburger, M. (2004), The Orient Within: Muslim Minorities and the Negotiation of Nationhood in Modern Bulgaria, Ithaca and London: Cornell University Press. Poulton, H. (1991), The Balkans: minorities and states in conflict, GB: Minority Rights Publications Şimşir, Bilal (2009), Bulgaristan Türkleri, Đstanbul: Bilgi Yayınları, Genişletilmiş II. Baskı. 371

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

Proje: COMPASS 510858-LLP-1-AT-LEONARDO-LMP. Proje hakkında açıklayıcı bilgiler

Proje: COMPASS 510858-LLP-1-AT-LEONARDO-LMP. Proje hakkında açıklayıcı bilgiler Proje: COMPASS 510858-LLP-1-AT-LEONARDO-LMP Proje hakkında açıklayıcı bilgiler Bu anketin amacı, niteliksel bilgilerin toplanıp, belirli formlarda yardım ve ihtiyacı olan, 15-25 yaş arası göçmen yada farklı

Detaylı

Uyum Araştırması 2015

Uyum Araştırması 2015 Uyum Araştırması 2015 Araştırmamıza katıldığınız ve değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz. Çeşitli üniversitelerin desteğiyle başka ülkelerden Türkiye ye göç etmiş kişilerin toplumsal, ekonomik

Detaylı

Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Örnekliğinde Göçmen Bilgilendirmesinde Yerel Yönetimlerin Rolü

Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Örnekliğinde Göçmen Bilgilendirmesinde Yerel Yönetimlerin Rolü Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Örnekliğinde Göçmen Bilgilendirmesinde Yerel Yönetimlerin Rolü Keçiören Göçmen Hizmetleri Merkezi Projesi Nedir? Keçiören Belediyesi, Keçiören Kaymakamlığı, Sosyal

Detaylı

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER Merve Nur Bulut, Kübra Sezgin www.improkul.impr.org.tr facebook.com/improkul @improkul improkul@gmail.com SURİYE KRİZİ VE TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER 2011

Detaylı

Özet Değerlendirme 1

Özet Değerlendirme 1 Özet Değerlendirme 1 SURİYELİ MÜLTECİ HAYATLAR MONİTÖRÜ ÇALIŞMANIN KAPSAMI İNGEV ve Ipsos Sosyal Araştırmalar Enstitüsü işbirliğinde hazırlanan Mülteci Hayatlar Monitörü, Türkiye de kamp dışında yaşayan

Detaylı

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI ÇALIŞMA PSİKOLOJİSİ VERİ BANKASI ÖRNEĞİ www.calismapsikolojisi.net Yrd. Doç. Dr. Burcu KÜMBÜL GÜLER Kocaeli Üniversitesi Gündem İnsan Kaynakları ve Çalışma

Detaylı

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar

Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar Hamburg Uyum Meclisi Genel bilgiler Seçim süreci hakkında sorular ve cevaplar 1. Uyum Meclisi ne için gereklidir? Entegrasyon; örneğin politika, ekonomi, iş piyasası, eğitim, sosyal işler, kültür, din,

Detaylı

SURİYELİ GÖÇMENLER ULUSLARASI ARAŞTIRMA PROJESİ: KİLİS ÖRNEĞİ

SURİYELİ GÖÇMENLER ULUSLARASI ARAŞTIRMA PROJESİ: KİLİS ÖRNEĞİ SURİYELİ GÖÇMENLER ULUSLARASI ARAŞTIRMA PROJESİ: KİLİS ÖRNEĞİ Mart 016 Proje Ekibi 1 Veri Toplama Süreci ve Yöntemi Araştırma için veriler 1 Mart 016 7 Mart 016 tarihleri arasında Kilis ilinde Arapça Çevirmen

Detaylı

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Algısı Araştırması Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Çalışmaları Araştırma Merkezi Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Algısı Araştırması Kantitatif Araştırma Özeti

Detaylı

Anketin bilgilendirme cümlesi olarak aşağıdaki ifadeye yer verilmiştir.

Anketin bilgilendirme cümlesi olarak aşağıdaki ifadeye yer verilmiştir. Kadın Girişimcilerin Yeterliliklerinin Artırılması ve İş Dünyasına Entegrasyonu AB Projesi (W2LAB) 2013-1-TR1-LEO05-47596 İhtiyaç Analizi Anketi Raporu Anketin bilgilendirme cümlesi olarak aşağıdaki ifadeye

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2011 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0

Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0 12 Eczacı Profili-1998-2007 II. 1998 ARAŞTIRMASI BULGULARI ll.l.toplumsal VE EKONOMİK ÖZELLİKLER Katılımcının Yaşı n % 21-30 114 21.6 31-40 152 28.8 41-50 208 39.5 51+ 53 10.1 TOPLAM 527 100.0 Tabloda

Detaylı

ALMANYA DA 2010 KASIM AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

ALMANYA DA 2010 KASIM AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası ALMANYA DA 2010 KASIM AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER 1. İstihdam Piyasası İş piyasasındaki olumlu gelişme 2010 Ekim ayında da devam etmiştir. Çalışanların

Detaylı

ÜLKEMİZE GÖÇ EDEN SÜRİYELİ MÜLTECİLERİN İZMİR'DEKİ SOSYO-EKONOMİK VE KÜLTÜREL DURUMLARI

ÜLKEMİZE GÖÇ EDEN SÜRİYELİ MÜLTECİLERİN İZMİR'DEKİ SOSYO-EKONOMİK VE KÜLTÜREL DURUMLARI ÜLKEMİZE GÖÇ EDEN SÜRİYELİ MÜLTECİLERİN İZMİR'DEKİ SOSYO-EKONOMİK VE KÜLTÜREL DURUMLARI Araştırma Grubu : Osman GÖREN Taha AKSOY Serhat ALP İsmail AKINCI Doğan BOĞDU Mehmet Siraç AKAN Danışman : Yrd. Doç.

Detaylı

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ 6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Bu bölümde araştırma bulgularının değerlendirilmesine yer verilecektir. Yerleşik yabancılara yönelik demografik verilerin ve ev sahibi ülkeye uyum aşamasında gereksinim

Detaylı

TÜRKİYE'NİN EN KAPSAMLI GENÇLİK ARAŞTIRMA RAPORU YÜZLERCE GENCİN ÖNÜNDE AÇIKLANDI

TÜRKİYE'NİN EN KAPSAMLI GENÇLİK ARAŞTIRMA RAPORU YÜZLERCE GENCİN ÖNÜNDE AÇIKLANDI Basın Bülteni 16 Mayıs 2017 TÜRKİYE'NİN EN KAPSAMLI GENÇLİK ARAŞTIRMA RAPORU YÜZLERCE GENCİN ÖNÜNDE AÇIKLANDI Türkiye de bugüne kadar gerçekleştirilmiş en kapsamlı araştırma olan Türkiye deki Gençlerin

Detaylı

Integration e.v. Fragebogen Untersuchung über die Rechte und Pflichten der in Deutschland lebenden Migranten

Integration e.v. Fragebogen Untersuchung über die Rechte und Pflichten der in Deutschland lebenden Migranten Projekt ICI Migranten Hier Bürger JLS/FRC/2007/045 Avrupa komisyonu tarafindan taninmistir. Almanya da yasayan göcmenlerin haklari ve sorumluluklari hakkinda bir arastirma N Sehir Tarih Genel bilgiler

Detaylı

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Yetişkin Kimdir? 24 yaş ve üstü bireyler 18 yaş üstü bireyler Tam zamanlı bir işte çalışan Evli olan,

Detaylı

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş ) Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; ülkelerin kalkınmasında, ülkenin dünyadaki etki alanını genişletmesinde potansiyel bir güç olarak önemli bir faktördür. Nüfusun potansiyel gücü, nüfus miktarı

Detaylı

H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ. Temelli Hizmetler. Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme

H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ. Temelli Hizmetler. Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ Aile Temelli Hizmetler Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme Gönüllü Aile Korunma ve bakım altında bulunan çocuklara kuruluş tarafından uygun bulunan dönemlerde, kendi

Detaylı

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI Prof. Dr. Nezih Güven (ODTÜ, Rektör Danışmanı) Doç. Dr. Ayşe Gündüz Hoşgör (ODTÜ,Sosyoloji Blm.) Y. Doç. Dr. Mustafa Şen (ODTÜ, Sosyoloji Bölümü) Bağlantı

Detaylı

Türkiye de Uluslararası Koruma Arayan Kişiler için EĞİTİM HAKKI SORULAR & YANITLAR

Türkiye de Uluslararası Koruma Arayan Kişiler için EĞİTİM HAKKI SORULAR & YANITLAR Türkiye de Uluslararası Koruma Arayan Kişiler için EĞİTİM HAKKI SORULAR & YANITLAR Ağustos 2017 Türkiye ye sığındım. Kendim ya da çocuklarım için Türkiye deki eğitim imkânlarından yararlanabilir miyim?

Detaylı

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler KAPSAYICI EĞİTİM Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler Sınıfında Yabancı Uyruklu Öğrenci Bulunan Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin Eğitimi 1 Kapsayıcı Eğitim Eğitimde kapsayıcılık

Detaylı

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUM TANILAMA SÜRECİ Prof. Dr. Ayfer TEZEL TOPLUMUN TANIMI A.Ü.AHE 402 Halk Sağlığı Hemşireliği Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların

Detaylı

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM Öğrencinin adı- soyadı: ERDEM EGE MARAŞLI Proje Danışmanı: MÜGE SİREK Bahçeşehir - İSTANBUL Kentsel Dönüşüm Son günlerde haberlerde gazetelerde çok fazla rastladığımız

Detaylı

Göçmenler için hangi Danca dil kurslarının 1 mevcut olduğunu inceleyin

Göçmenler için hangi Danca dil kurslarının 1 mevcut olduğunu inceleyin Göçmenler için hangi Danca dil kurslarının 1 mevcut olduğunu inceleyin Önsöz Günlük yaşamımızda karşılaştığımız insanlar ile iletişim kurabilmenin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Danimarka

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2 Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3 Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 Aile ve Toplumsal Gruplar ÜNİTE:5 1 Küreselleşme ve Ekonomi

Detaylı

Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü (E- Mezun 2017 Raporu) Haziran 2018 Ankara

Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü (E- Mezun 2017 Raporu) Haziran 2018 Ankara Meslekî ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü (E- Mezun 2017 Raporu) Haziran 2018 Ankara Sunu Planı E-Mezun web Portalı ve Veriler 2017 Yılı E-Mezun Araştırma Sonuçlarına Göre; Mezunlardan Elde Edilen Bulgular

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

3. Hangi ülkenin vatandaşlığını taşıyorsunuz? Alman vatandaşlığı: evet Başka bir ülkenin vatandaşlığını taşıyorum:...

3. Hangi ülkenin vatandaşlığını taşıyorsunuz? Alman vatandaşlığı: evet Başka bir ülkenin vatandaşlığını taşıyorum:... Übersetzungshilfe - Anket çevirisi Size anketi doldurmanız için kolaylık sağlamak istiyoruz, bu yüzden size göç ve entegrasyon ile ilgili bu çeviriyi hazırladık. Lütfen cevaplarınızı bu kâğıta yazmayınız,

Detaylı

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay

Prof. Dr. F. Cankat Tulunay 1 Prof. Dr. F. Cankat Tulunay Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Baş Ağrısı Dereği Başkanı 2006 2 1.Araştırmanın Amacı Araştırmanın ana amacı, Türkiye genelinde kronik

Detaylı

frekans araştırma www.frekans.com.tr

frekans araştırma www.frekans.com.tr frekans araştırma www.frekans.com.tr FARKLI KİMLİKLERE VE YAHUDİLİĞE BAKIŞ ARAŞTIRMASI 2009 Çalışmanın Amacı Çalışma Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Türk Yahudi Cemaati ve Yahudi Kültürünü Tanıtma

Detaylı

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI 996 I.BURDUR SEMPOZYUMU BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI Kemal FİLİZ * Kadir PEPE ** ÖZET Araştırmada, Burdur ilinde aktif spor yapan sporcuların sosyoekonomik profillerinin

Detaylı

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

ALBERT EİNSTEİN HAYATI ALBERT EİNSTEİN HAYATI Albert Einstein!"#$ Albert Einstein 14 Mart 1879 da Almanya nın Ulm kasabasında dünyaya geldi. Babası Hermann Einstein ve amcası Jakob bir elektrik şirketi kurdular. Annesi Pauline

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği GELENEKSEL TÜRK MÜZİĞİYLE AMATÖR OLARAK İLGİLENEN BİREYLERİN ORTAÖĞRETİM DERS SÜREÇLERİNDE YER ALAN GELENEKSEL ÖĞRETİ VE UYGULAMALARI DEĞERLENDİRME DURUMLARI Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ Sanat eğitiminin

Detaylı

14.30-16.00: II. OTURUM GÖÇ KONULARINDA KAMU GÜVENİ İNŞA EDİLMESİ OTURUMU GENEL KONUŞMA NOTU

14.30-16.00: II. OTURUM GÖÇ KONULARINDA KAMU GÜVENİ İNŞA EDİLMESİ OTURUMU GENEL KONUŞMA NOTU 14.30-16.00: II. OTURUM GÖÇ KONULARINDA KAMU GÜVENİ İNŞA EDİLMESİ OTURUMU GENEL KONUŞMA NOTU 1 SAYIN BAKANLAR, KIYMETLİ TEMSİLCİLER; ÖNCELİKLE BURADA BULUNMAKTAN DUYDUĞUM MEMNUNİYETİ İFADE ETMEK İSTİYORUM.

Detaylı

SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin

SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin (kısa adı ile SAM-DER in) davetlisi olarak 2010 yılında kurulduğu dönemde Sam-der e geldim ve büyük

Detaylı

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Yayın Organı Mart 2014 Yıl: 1 Sayı: 10 Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Çocuk Hizmetleri

Detaylı

Koç Üniversitesi nde neler oluyor?

Koç Üniversitesi nde neler oluyor? Koç Üniversitesi nde neler oluyor? 27 Mart 2015 tarihinde, Koç Üniversitesi temizlik işçileri, öğrencileri, öğretim görevlileri, asistanları ve büro emekçileri bir araya geldiler ve bir forum gerçekleştirdiler.

Detaylı

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDE YURT DIŞINDAN ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME YÖNERGESİ

NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDE YURT DIŞINDAN ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME YÖNERGESİ NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDE YURT DIŞINDAN ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME YÖNERGESİ Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönergenin amacı Namık Kemal Üniversitesine önlisans ve lisans düzeyinde,

Detaylı

Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları

Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları Ankete 266 kişi katılmıştır. Katılımcıların genel profillerine bakıldığında kadınların ağırlıkta oldukları görülmektedir. Kadınlar, katılımcıların %67,3

Detaylı

KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ

KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ DEĞERLENDİRME NOTU: Yasemin KARADENİZ YILMAZ Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, İstatistikçi KONYA-KARAMAN YAŞAM MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRMESİ 27.06.2014 DEĞERLENDİRME NOTU:

Detaylı

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Sizlerle tekrar bir arada olmaktan mutluluk duyduğumuzu ifade ederek, hoş geldiniz diyor; şahsım ve

Detaylı

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ ÖZGEÇMİŞ kimdir? 21 Nisan 1971 de Malatya nın Arapgir ilçesinde dünyaya geldim. Maliyeci bir baba ve öğretmen bir annenin ilk çocuklarıyım. Memur bir ailenin çocuğu olduğum için, eğitim hayatıma, Malatya

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI 11 MART 2011 D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2010 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2016 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

ANALIK İZNİ VEYA ÜCRETSİZ İZİN SONRASI YAPILACAK KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMALAR HAKKINDA 8 KASIM 2016 TARİHLİ YÖNETMELİK KAPSAMINDA HUKUK BÜLTENİ

ANALIK İZNİ VEYA ÜCRETSİZ İZİN SONRASI YAPILACAK KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMALAR HAKKINDA 8 KASIM 2016 TARİHLİ YÖNETMELİK KAPSAMINDA HUKUK BÜLTENİ ANALIK İZNİ VEYA ÜCRETSİZ İZİN SONRASI YAPILACAK KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMALAR HAKKINDA 8 KASIM 2016 TARİHLİ YÖNETMELİK KAPSAMINDA HUKUK BÜLTENİ 4/18/2017 White Paper / PERYÖN Yayınlar 2017.20 Derleyen ve Yazan

Detaylı

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014

KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 KADIN DAYANIŞMA VAKFI 2014 YILI KADIN DANIŞMA MERKEZİ FAALİYET RAPORU 1 OCAK 31 ARALIK 2014 2014 yılında Kadın Dayanışma Vakfı Danışma Merkezi ne 354 kadın başvurdu. 101 kadın yüz yüze başvuru yaparken,

Detaylı

Siyaset Psikolojisi (KAM 318) Ders Detayları

Siyaset Psikolojisi (KAM 318) Ders Detayları Siyaset Psikolojisi (KAM 318) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Siyaset Psikolojisi KAM 318 Her İkisi 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili

Detaylı

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi HAZIRLAYAN.0. Prof. Dr. Mustafa DELİCAN İnsan Kaynakları Araştırma Merkezi Doç. Dr. Levent ŞAHİN - İnsan Kaynakları Araştırma Merkezi

Detaylı

Prof. Dr. Turgut Göksu

Prof. Dr. Turgut Göksu Sunum Planı İnsan Kaynağını Bulma (Tedarik) Süreci İK İhtiyacının Belirlenmesi İç Kaynaklar Dış Kaynaklar İşe Alma İşe Almada Uygulanan Sistemler İşe Almada Uygulanan Yöntemler İşe Alma İlkeleri Sınavlar

Detaylı

Araştırma Notu 16/191

Araştırma Notu 16/191 Araştırma Notu 16/191 7 Mart 2016 REİSİ KADIN OLAN 1,2 MİLYON HANE YOKSUNLUK İÇİNDE YAŞIYOR Gökçe Uysal * ve Mine Durmaz ** Yönetici özeti Gerek toplumsal cinsiyet eşitliği gerekse gelecek nesillerin fırsat

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI 08/05/2015 D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2014 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2012 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2009 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti. ARAŞTIRMA RAPORU ÖZEL ARAŞTIRMA--AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE KRONOLOJİSİ 20/06/2005 1959 1963 1964 1966 1968 1970 1971 1972 1973 31 Temmuz: Türkiye, AET ye ortaklık için başvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi,

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2017 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2015 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2013 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım

bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım Temel haklar Santé Belçika herkese vatandaşlık ve İnsan Haklarına saygıyı temin eden Demokratik Devlet hakka saygıyı temin eder. Devlet, sadece

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2008 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR 2017 Doç. Dr. Adnan BOYACI Neden Eğitimin Sosyal Temelleri Eklektik bir alan olarak Eğitim Yönetimi Büyük sosyal bilimler teorisi Eğitim yönetiminin beslendiği

Detaylı

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

TÜRK PARASI KIYMETİNİ YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 11 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER 30.12.2006 tarihli Resmi Gazetede 32 sayılı

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Türkiye İstatistik Kurumu nun teknik katkılarıyla, Ekim 2006 tarihinde

Detaylı

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S

NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI - SONUÇ RAPORU RAŞTIRMASI - S NÜKLEER SİLAHLAR ARAŞTIRMASI RAŞTIRMASI - S V.01A - 18 HAZİRANH 2004 - SONUÇ RAPORU Nükleer Silahlar Araştırması - Sonuç Raporu v.01a - 18 Haziran 2004 Proje Ekibi Güçlü Atılgan Proje Sorumlusu Infakto

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Ekim 2007 tarihinde uygulanan Hanehalkı İşgücü Anketi sonuçlarına göre,

Detaylı

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz - 2009 AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONFEDERASYONU İÇİNDEKİLER... 1 GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYH)...2 İSTİHDAM... 2 İSTİHDAMIN YAPISI... 2 İŞSİZLİK... 2 İŞGÜCÜNE

Detaylı

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ Yüksek Öğretim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Eğitim Fakültesi 2 Giriş Dünyadaki hızlı

Detaylı

Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE

Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE Bölüm Dersin Kodu Dersin Adı SOSYOLOJİ SOSY4163 GÖÇ SOSYOLOJİSİ Kredi AKTS Türü (Seçmeli - Zorunlu) Derse kabul koşulları (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) Öğretim dili 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE Dersin işleniş yöntemi

Detaylı

İLK FIRSAT 2017 MEZUNLAR BULUŞMASI // 27 Mayıs 2017

İLK FIRSAT 2017 MEZUNLAR BULUŞMASI // 27 Mayıs 2017 İLK FIRSAT 2017 MEZUNLAR BULUŞMASI // 27 Mayıs 2017 2016 Katılımcıları İlk Fırsat programı ardından kariyerlerine emin adımlarla devam ediyor. Programı başarıyla tamamlayan katılımcılar, mezunlar buluşmasında

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

Kadınlar ikinci bir şansı hak ediyor!

Kadınlar ikinci bir şansı hak ediyor! Kadınlar ikinci bir şansı hak ediyor! Hem kadınlar kazansın, hem ülkemiz. Çünkü Biz Büyük Bir Aileyiz. www.aile.gov.tr www.gonulelcileri.gov.tr Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin yapılan pek çok hukuksal

Detaylı

AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet

AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet AK Parti Hükümetlerinin Yoksullukla Mücadele Performansı ve Sosyal Devlet Türkiye yarım yüzyılı aşkın bir süredir Avrupa Birliği üyeliğine aday bir ülke. Ne var ki, son on yılda kat edilen büyük gelişmelere

Detaylı

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÇOCUK EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÖRNEK GÖRSEL Proje İçin Son Kontroller Yapıldı Destekliyor projesi Aralık ayında son bulurken projenin asıl önemli kısmı olan sürdürülebilirlik aşaması için çalışmalar başladı. Proje kapsamında destek

Detaylı

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor.

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor. Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor. Ticari, turistik ve diğer vize türlerine nasıl dağılıyor bu sayı? Ticari vizeler toplam rakamın yaklaşık

Detaylı

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? On5yirmi5.com İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? İmam Hatip Liseleri Son günlerin en gözde hedefi Katsayı, Danıştay, ÖSS ve başörtüsüyle oluşan okun saplandığı tam 12 noktası. Kimilerinin ötekileri Yayın Tarihi

Detaylı

18-24 Mart Yaşlılar Haftası münasebetiyle Üniversitemiz Tıp Fakültesi ve Karabük Alzheimer Derneği organizasyonluğunda üniversitemiz ev sahipliğinde Yaşlılık-Bunama ve Alzheimer Hastalığı Tanıtım ve Bilinçlendirme

Detaylı

23.03.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

23.03.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 23.03.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Dünyada En Hızlı Yaşlanan İkinci Ülke: Türkiye 18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası kapsamında,izmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek

Detaylı

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ D EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ Devlet Planlama Örgütü İstatistik ve Araştırma Dairesi tarafından Türkiye İstatistik Kurumu nun teknik katkılarıyla, Ekim 2005 tarihinde uygulanan

Detaylı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU Sayfası :5. Syf Sayfası :7. Syf Sayfası :6. Syf Sayfası :7. Syf Sayfası :3. Syf Sayfası :7. Syf Sayfası :İnternet Sitesi SON DAKİKA GAZETESİ Sayfası :İnternet Sitesi Karabağlar Belediyesi Farkındalık Yaratacak

Detaylı

22 İL. Hane Ziyaretleri 2015 Raporu

22 İL. Hane Ziyaretleri 2015 Raporu 22 İL Hane Ziyaretleri 2015 Raporu 2015 yılı içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunan 22 ilde 22864 kadın evlerinde ziyaret edilerek onlara aileleri, evlilikleri ve çocuklarıyla ilgili

Detaylı

TARLABAŞI TOPLUM MERKEZİ ANNEX 6. Çocuk Tablo ve Grafikler 2006/2007 Tarlabaşı Kayıtlar

TARLABAŞI TOPLUM MERKEZİ ANNEX 6. Çocuk Tablo ve Grafikler 2006/2007 Tarlabaşı Kayıtlar TARLABAŞI TOPLUM MERKEZİ ANNEX 6 Çocuk Tablo ve Grafikler 2006/2007 Tarlabaşı Kayıtlar Cinsiyet Frekans % Kadın 126 51,8 Erkek 117 48,2 Toplam 243 100,0 Doğum Yeri Frekans % İstanbul 150 61,7 Doğu-Güneydoğu

Detaylı

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı,

Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini Özel Tarhan Koleji'nde tamamladı, AHMET BAHA ÖĞÜTKEN 24.DÖNEM İSTANBUL MİLLETVEKİLİ TEŞKİLAT BAŞKAN YARDIMCISI 1961'de İstanbul, Fatih te doğdu, Şebinkarahisar lı bir baba ve Rumeli göçmeni bir annenin oğlu, İlk, orta ve lise öğrenimini

Detaylı

Araştırma Notu 17/212

Araştırma Notu 17/212 Araştırma Notu 17/212 18 Mayıs 2017 15-19 YAŞ ARASINDAKİ 850 BİN GENÇ NE İŞGÜCÜNDE NE EĞİTİMDE Gökçe Uysal * ve Selin Köksal ** Yönetici Özeti 2014 ve 2015 Hanehalkı İşgücü Anketi verileri kullanılarak

Detaylı

Esas Sosyal 2017 İlk Fırsat Programı Değerlendirme Raporu. III. Paydaşlara göre Genel Değerlendirmeler ve Geri Bildirimler

Esas Sosyal 2017 İlk Fırsat Programı Değerlendirme Raporu. III. Paydaşlara göre Genel Değerlendirmeler ve Geri Bildirimler Esas Sosyal 2017 İlk Fırsat Programı Değerlendirme Raporu İÇİNDEKİLER I. İzleme Değerlendirme Yöntemi II. Yönetici Özeti III. Paydaşlara göre Genel Değerlendirmeler ve Geri Bildirimler 1 I. İzleme Değerlendirme

Detaylı

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma AB Eşleştirme Projesi, Ankara Kursun 6. Haftası Carin Lindqvist-Virtanen Genel Müdür Yardımcısı Sigorta Bölümü Sosyal refah ve sağlık bakım alanında idari

Detaylı

ULUSLARARASI İŞGÜCÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI

ULUSLARARASI İŞGÜCÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ULUSLARARASI İŞGÜCÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C. AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI PROJE HAKKINDA Avrupa Birliği tarafından finanse edilen, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Uluslararası İşgücü

Detaylı

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR AB Göç politikalarında uyum ve koordinasyon için: Amsterdam Anlaşması 2.10.1997 Tampere Zirvesi 15-16.10.1999 GÖÇ VEGÖÇMEN POLİTİKALARININ

Detaylı

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır. TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri

Detaylı

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, 8. sınıf öğrencilerinin girdiği ortak sınavlara ilişkin, "Sınav sonuçlarını, ocak ayının ilk haftası, hatta şunu söyleyebilirim, 2 Ocak Cuma 18.00'de

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER 1. İstihdam Piyasası Federal İstatistik Dairesi nin verilerine göre, çalışanların sayısı Nisan 2012

Detaylı

TÜRKİYE DE BAĞIŞÇILIĞIN DURUMU

TÜRKİYE DE BAĞIŞÇILIĞIN DURUMU Türkiye de hayırseverlik etmek olarak anlaşılıyor. TÜRKİYE DE BAĞIŞÇILIĞIN DURUMU HAYIRSEVERLİK FAALİYETLERİ NEDEN YAPILIYOR? Dini vecibeleri yerine getirmek 3,2 228 TL 41, Bu bağışların kurumlar aracılığı

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?

MESLEKİ EĞİTİM İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ? MESLEKİ EĞİTİM İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ? ÖĞRENCİ RAPORU TR-51-12-2012-R3 OSTİM MESLEKİ EĞİTİM MERKEZİ "Bu proje T.C. Başbakanlık DPT AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (http://www.ua.gov.tr)

Detaylı

KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUKLAR VE AİLE TEMELLİ HİZMETLER

KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUKLAR VE AİLE TEMELLİ HİZMETLER KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUKLAR VE AİLE TEMELLİ HİZMETLER HAYATSENDE.ORG SİZCE TÜRKİYE DE DEVLET KORUMASINDA KAÇ ÇOCUK VAR? TÜRKİYE DE KAÇ ÇOCUK KORUYUCU AİLEDE? TÜRKİYE DE KAÇ ÇOCUK EVLAT EDİNİLMİŞ? HİÇ ÇOCUK

Detaylı

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 1. Ünite Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar TOPLUMSAL YAPI KAVRAMI Toplum, insanları etkileyen gerçek ilişkiler

Detaylı

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı

T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Başkanlığı Türkiye nin Bilim ve Araştırma Alanında Atmış Olduğu Önemli Adımlar -4 Ağustos 2010- Günümüzün hızla

Detaylı

Avrupa hastanelerinde

Avrupa hastanelerinde Avrupa hastanelerinde mesleki katılım Baş hekimler ve hemşireler için anket (PTE1) Baş hekimler ve hemşirelerin hastanede yönetici rolü oynadıkları düşünülmektedir. Aynı zamanda resmi yönetim rolleri de

Detaylı