ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ALGILAMA VE ALGI YASALARI. Doç.Dr.Hasan TUTAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ALGILAMA VE ALGI YASALARI. Doç.Dr.Hasan TUTAR"

Transkript

1 HEDEFLER İÇİNDEKİLER ALGILAMA VE ALGI YASALARI Algılama ve Algı Kavramı Algılama Süreci Algı Türleri Algıların Özellikleri Algı Yasaları Algılama ve Atfetme (Yükleme) DAVRANIŞ BİLİMLERİ Doç.Dr.Hasan TUTAR Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Algı kavramını tanımlayıp, açıklayabilecek, Algı ve benzer kavramları kavrayabilecek, Duyu, Duyum, Algı ve Algılama ayrımı yapabilecek, Algı türlerini bilecek, Algıların özelliklerini bilecek, Algı yasalarını öğrenecek, Algılama ve atfetmeyi kavrayabileceksiniz. ÜNİTE 9

2 GİRİŞ Bireyin çevresinde olup bitenlere tepki vermesi için önce çevreden gelen uyarıcıları algılaması gerekir. Organizmayı etkileyen herhangi bir faktöre uyarıcı denir. Ses, renk, koku, tat gibi uyarıcılar beyni uyarır ve algılama sürecini başlatır. Çevresel uyarılar duyu organları vasıtasıyla duyumsanır ve kişi buna göre tepkide bulunur. Çevreden gelen birçok uyarıcı olmasına rağmen bunların hepsi algılanmaz. Örneğin, karanlıkta kişi göremez; belli bir desibelin üstünde ve altındaki sesleri duyamaz; mor ötesi ve kırmızı altı ışınlar çıplak gözle görülemez; normal olarak sesin titreşimi saniyede yirmiden az yirmi binden fazla olduğunda duyulamaz. Eşikler, insandan insana değiştiği gibi aynı kişide farklı zamanlarda birbirinden farklı algı eşikleri de olabilir. Algılama sadece uyarıcılarla ilgili bir durum değildir; yani algılama sadece dışsal faktörlere (uyarıcı) bağlı değildir; aksine içsel ve dışsal faktörlerin etkileşimiyle olur. Algılamayı etkileyen içsel faktörlerden biri, aynı olguyu farklı biçimlerde algılamaya neden olan kişiliktir. Kişilik, insanın kendi duygu ve davranışlarının bir bütün oluşturmasıdır. Kişilik her kişiye özgü özelliklerin tümüdür ve algı objesi değişmese bile kişilik, algılamayı etkileyen önemli bir faktördür. Algılamayı etkileyen diğer bir faktör zekâ ve yetenektir. Bunlar bireyin kapasitesini belirler. Zekâ ve yetenek farklılıkları, algılamanın farklı olmasına neden olur. ALGILAMA VE ALGI KAVRAMI Algılamanın olması, mutlak eşiğin üzerinde bir duyumsamanın olmasına bağlıdır. Algılama, uyaranların duyumsanması işlemine verilen addır. Algılama, duyu ve duyum aracılığı ile meydana gelir. Alıcıların dış çevreden duyular vasıtasıyla aldığı uyaranları sinirsel enerjiye çevirmesi sürecine algılama, ortaya çıkan ürüne de algı adı verilir. Beyne gelen duyu verilerinin beyinde işlenerek belirli bir yapı ve organizasyona sokulma işlemidir. Algılamanın olması mutlak eşiğin üzerinde bir duyumsamanın olmasına bağlıdır. Mutlak eşik organizmanın tepkide bulunabilmesi için gerekli en küçük uyarıcı şiddetidir. Uyarıcıda meydana gelen değişikliğin fark edildiği en küçük miktar ise fark eşiği olarak adlandırılır. Duyuların mutlak eşik değerleri vardır. Örneğin; görme karanlık bir gecede 1 km uzakta mum alevi; işitme, sessizlikte 6 m mesafedeki saatin işleyişi; tat, 8 lt suda erimiş bir çay kaşığı şeker; koku, 6 odalı bir evde bir damla parfüm kokusu; dokunma, 1cm yükseklikten düşen bir sineğin kanadının yanağa değmesidir. Algılar ihtiyaçları, güdüleri ve tutumları etkilediği gibi, ihtiyaçlar, güdüler ve tutumlar da algılamayı etkiler. Aynı şekilde algılamanın bir fizyolojik bir de Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

3 psikolojik boyutu vardır. Bu nedenle farklı kültürel değerlere ve sosyo-ekonomik özelliklere sahip insanların algılama düzeyleri farklı olmaktadır. Duyu süreçleri. Birey duyu organlarıyla çevresindeki çeşitli uyarımlara ulaşır. Çevre uyarımları duyular vasıtasıyla alınıp bilinçte değerlendirildiği zaman, algılama gerçekleştirilmiş olur. Simgesel süreçler. Simge, bir obje veya durumu temsil eden işarettir. Örneğin, limon resmi görülünce ekşi tadı algılanıp kişinin ağzının sulanması, simge temelli bir algılama örneğidir. Duygusal süreçler. Algılamanın duygusal süreçlerinde, uyarımın taşıdığı mesaj ve bilgiyi aşan bir anlam üzerinde durulur. Örneğin, bir olayı ya da nesneyi algılarken onun yalnız bellekteki geçmiş izlenimleri ve simgeleri birleştirilmekle kalmaz, başka anlamlar üretilmeye çalışılır. Kişinin görme, duyma, koklama, dokunma, düzenleme yeteneği algılama derecesini etkiler. Algılama iki biçimde karşımıza çıkar; deneysel algılamalar ve zihinsel algılamalar. Deneysel algılamalar, duyu organları yoluyla algıladıklarımız; zihinsel algılamalar ise altıncı hissimizle algıladıklarımızdır. Birinci algılamayı sayısal, fiziksel ve maddi özellikler meydana getirirken; ikincisini oluşturmak ve elde etmek daha zordur. Zihinsel algılamaları sağlamak için karşı tarafın algılamasındaki sınırları, engelleri bilmek ve mesajı buna göre vermek gerekir. Davranış biçimlerini akıl ve mantıktan çok duygular yönetir. Algılama, insana ulaşan bütün uyarıları biçimlendiren iki yönlü bir süreçtir. Şekil 1. Beynin algılama Bölgeleri Algılama sürecinde kişi iç ve dış uyarımları fark eder. Bu fark etme sürecinde dışsal faktörler (algılanan nesnenin büyüklüğü, şekli, rengi, kokusu) ve içsel faktörler (kişinin deneyimi, kültürü, inançları, karakter yapısı, duyguları, beklentileri, ihtiyaçları) devreye girer. Kişinin görme, duyma, koklama, dokunma, düzenleme yeteneği algılama derecesini etkiler. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

4 Her duyumla birlikte bir algılama ortaya çıkar; bununla birlikte psikolojik olayların en yalın öğeleri, duyumlar değil, algılardır. Çevreden gelen etkiler duyu organlarını uyarır, böylece meydana gelen sinir akımı, beyne ulaşır ulaşmaz duyum olayı ile birlikte bir algılama meydana gelir. Algılama sürecinde duyumlar anlamlı bütünler halinde kavranır. Algılamada beyne iletilen uyarımlar, önce gruplar halinde örgütlenir ve sonra da bir anlam kazanır. Uyarıcıya anlam kazandırma süreci algılama iken, algılamanın sonucunda ortaya çıkan ürüne ise algı denir. Algılama anında beyin, bireyin içinde bulunduğu psikolojik veya fiziksel durumdan etkilenir. Aç insanın yiyeceği gördüğü sıradaki algısı ile tok insanın algısı farklıdır. Algı kişinin beklentileriyle, geçmiş deneyimleriyle, diğer duyu organlarından gelen başka duyuları, toplumsal ve kültürel etkenleri hesaba katmasıyla, duyuları seçme, bazılarını ihmal etme, bazılarını kuvvetlendirmesiyle, duyulara bazı eklemeler ve çıkarmalar yapmasıyla oluşur. Sevdiği biriyle karşılaşan bir insanın insan objesi algısı ile sevmediği biriyle karşılaşanın insan algısı aynı değildir. Duyu uyaranın saf hali iken, algı kişinin psikolojisinden etkilenerek duyunun insan beyninde kazandığı yeni biçimdir. Algı (percept, sense) kavramı genel anlamı ile duyu organları aracılığıyla alınan uyaranların (duyusal sinyal, simge, sembol) anlamlı bütünlük oluşturacak şekilde örgütlenmesi ve yorumlanmasıdır. Algı, duyu uyarıcılarının, duyu alıcılarına ulaşmasıyla başlayan ve algılanan duyunun tanınmasına, farkına varılmasına, kavranmasına, idrak edilmesine ve tanımlanmasına kadar geçen fiziksel, nörolojik ve bilişsel süreçlerin tamamıdır. Algı, kişinin etrafında olup bitenlere tanıklığıdır. Algılar çok boyutlu etkileşimli bir düzlemde gerçekleşir. Algılar çok boyutlu etkileşimli bir düzlemde gerçekleşir. Algı, uyarıcının alınmasıyla başlar ve tanımlanmasıyla biten alt süreçlerle tamamlanır. Algı, idrak etme, uyaranın içeriğine vakıf olma, bir etkiye maruz kalma ve ona tepki gösterme olgusudur. Algı, algılanan şeyin gerçeğine ulaşmak, olayı ve olguyu tüm boyutlarıyla kuşatmak ve ilgi kurmaktır. Algı, algılanan şeyin gerçeğine ulaşmak, onu bütün boyutları ile kavramaktır. Algıların alınma sürecine algılama denir. Duyu organlarına ulaşan uyarıcıların (ses, koku, renk, ısı vb.) farkına varılması algıdır. Algıların analiz edilip yorumlanması, örgütlenmesi, sistemleştirilmesi süreci ise algılamadır. İnsan zihni uyarıcıların bir kısmını algılayarak seçici algı yeteneği gösterir. Algıda seçicilik adı verilen süreci belirleyen kişinin inanç, değer, ihtiyaç, istek ve beklentileridir. Algıların araçlarla iyileştirilmesi mümkündür. Teleskop ve mikroskop görme, telefon işitme yeteneğini artırabilir. Bütün bunlar algıların gerçekliğin dışında oluşabildiğini, farklı bir forma dönüştüğünü, ancak hiçbir zaman gerçeklikten bağımsız olarak ortaya çıkmadığını gösterir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

5 Algılar duyular sayesinde olur ancak algılama (perception) genellikle duyularla karıştırılır. Algılar duyular sayesinde olur ancak algılama (perception) genellikle duyularla karıştırılır. Oysa algılama, duyudan (sense) daha karmaşık ve daha geniş bir anlam içeriğine sahiptir. Duyularla birlikte yorumlamayı (interpretation) kapsar. Duyular algının yapı taşlarıdır. Ancak algılama sadece duyulara bağlı fizyolojik bir süreç değildir. Sezgilere bağlı algılamalar vardır ki bunların algılanması için daha önce açıklandığı gibi herhangi bir uyarıcıya gerek yoktur. İnsan düşünme yoluyla hayali olarak algılar arasında gerçek olmayan bağlar kurabilir. Uyarıcı sürekli ise ve enerji düzeyinde bir değişiklik meydana gelmiyor ise duyu organı uyarıcıya uyum sağlar ve tepkide bulunur; böylece algıda süreklilik oluşur. Örneğin tabak, bardak, çatal ve kaşıklardan oluşan kurulu bir masayı algılarken, sadece gözün retinasına düşen verilere dayanılmış olunursa, masanın üzerindeki tabaklar uzaktayken oval, yaklaşınca yuvarlak gözükürdü. Bardaklar uzaktan küçük, yakından büyük olurdu. Bu durum algı dünyasında içinden çıkılmaz bir karmaşa yaratırdı. Beyin karmaşayı algısal değişmezlerle çözerek önlemektedir. ALGILAMA SÜRECİ Algılama süreci genel olarak iki aşamadan oluşur; bunlardan ilki seçici dikkat, diğeri de organizasyondur. Seçici dikkat dış dünyadan gelen uyarıcıların tamamının beyne ulaşmayarak bunlardan bazılarının seçilerek algılanmasıdır. Algısal seçimi etkileyen değişkenlikler, algılayan uyarıcıyla ilgili özellikler ve ikincisi de algılayan bireyle ilgili özelliklerdir. Algısal seçimi etkileyen uyarıcıyla ilgili değişkenler, dış dünyadaki uyarıcılar, bazı özelliklerine göre dikkat çeker ve sonra da algılanır. Algısal seçimi etkileyen algılayıcıyla ilgili değişkenler ise kişinin beklentilerini, o durumda bulunan uyarıcılardan hangisini seçeceğini önemli ölçüde etkiler. İnançlar ve değerler de kişinin algısını etkiler. Algılama sürecinde bireyin beklentileri, deneyimleri, ihtiyaçları, eğitim düzeyi, toplumsal ve kültürel etkenler sürece dâhil olur. Algılama sürecinde bireyin beklentileri, deneyimleri, ihtiyaçları, eğitim düzeyi, toplumsal ve kültürel etkenler sürece dâhil olur. Gelen duyuları seçme, bazılarını ihmal edip bazılarını güçlendirme, aradaki boşlukları doldurma ve beklentilere göre anlam verme faaliyetleri bu aşamada gerçekleşir. Dolayısıyla algılama, öğrenme ve deneyimlerin sürece dâhil olduğu karmaşık işlemler dizisidir. Algılama, algısal beklentilerin etkisi altındadır. İnsan deneyimlerine dayanarak hem nesnel hem de sosyal çevre içinde beklenti geliştirir ve beklentiler algılama sürecini etkiler. Özellikle, ait olunan kültür, içinde bulunulan ortam, inançlar ve ihtiyaçlar algısal beklentileri etkiler. Bu nedenle algılamalar, mutlak gerçekler değildir. Herkesin algılaması kendi gerçeği ni oluşturur. Duyu organları, algılamanın araçlarıdır. İnsan, iç ve dış çevresinden gelen uyarıcılarla karşı karşıya kalır; bunları duyar ve kaydeder. Kaydettiği ilk izlenimi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

6 yorumlar. Yorumlarının doğruluğu geri bildirimle denetlenir ve uyarıcılar yolu ile gelen etkiyi anlam a veya davranış a dönüştürür. Böylece tutumlar ve davranışlar algılara göre biçimlenir. Aristo algılayan veya algılayıcı kavramını hem algılama yeteneğinin güç ve potansiyeline sahip olan anlamında hem de şu anda algılama fiilini gerçekleştiriyor olan anlamında kullanmaktadır. Algılama, hem belirli bir algı, güç veya yetisine sahip olma hem de belirli bir algı fiilini (algılama) gerçekleştiriyor olma demektir. Aristo ya göre duyu yetisi, yanmaya hazır olan bir maddeye benzer ve faaliyetine başlamak için de ilk ateşlemeyi (algılamayı) başlatacak bir ateşleyiciye (uyarıcı) ihtiyaç vardır. Şekil 2. Algılama süreci Algılama bir süreçtir ve yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi beş aşamadan oluşur. Bu aşamalar uyarıcı, duyu, izlenim, dönüt ve anlamadır. Algılama süreci algılanan nesnenin, olayın niteliğine göre kısa ya da uzun sürebilir. Bu aşamaların süresi, oluşumu, algılamanın sağlamlığı bakımından önemlidir. Algılama aşamaları ve olası engeller aşağıdaki gibi açıklanabilir: Uyarıcı (stimulus). Algı bir uyarıcıyla başlar. Uyarıcı, organizmayı etkileyen çevresel etkendir. Deriye batan iğne, göze çarpan ışık, desen, renk ve şekil, kulağa gelen sesler birer uyarıcıdır. Uyarıcılar kişinin duyumsama yeteneğini harekete geçiren faktörlerdir. Uyarıcılar, mekanik veya kimyasal olabilir. Söz konusu fiziksel ve kimyasal değişiklikler (uyarıcılar) yeteri kadar kuvvetli olursa, duyu organlarını etkiler ve algılamayı başlatır. Algılama sürecinin sonucunda algılar ortaya çıkar. Algılama bir süreçtir; bu sürecin en başında algılanan şey açısından bakınca uyarıcılar vardır. Uyarıcılar, organizmanın duyu verileri vasıtasıyla algıladığı her şeydir. Uyarıcı algılamanın nesnesidir; onlar sayesinde algılama olur. Uyarıcılar Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

7 duyu organlarını harekete geçiren temel faktörlerdir. Bunlar bazen ses, bazen renk, bazen sertlik hissi olabilir. Uyarıcıların algılanabilmesi duyuları uyarmasıyla olabilir. Uyarıcı, insanın dış çevresinden olduğu gibi iç çevresinden de gelebilir. Dış ve iç çevreden gelen herhangi bir uyaran olmadan algılama süreci başlayamaz. Biliş sisteminde uyaranlar, daha çok karmaşıklaşarak yanında bilgi, beceri, tutum gibi girdiler getirir. Uyarıcının alınabilmesi için uyarcıyı alacak olan duyu organındaki alıcıların yeterince duyarlı olması gerekir. Duyu organlarının alıcı gözelerince alınan uyarıcılar, beyindeki duyu merkezine sinirlerle taşınır. Bireyin duyu organlarından duyu merkezine giden sinirler sağlıklı olmadığında, duyum süreci engellenir. Bazen uyarıcı olmasına rağmen algılama olmaz. Örneğin bilmediğimiz dili konuşan birinin cümlelerini algılayamayız. Duyu. Duyular, alıcı hücrelerin dış çevreden aldığı fiziksel enerjiyi, sinirsel enerjiye çevirmesiyle oluşur. Bu sinirsel enerji beyinde işlenir ve işlemin sonucunda algısal ürün ortaya çıkar. Dokunulan bir cismin sert-yumuşak, soğuk-sıcak olarak algılanması gibi. Burada sertlik veya sıcaklık duyu verisinin yani uyarıcının algı sürecinin sonunda (algılama) tanımlanması veya kodlanmasıdır. Bazen uyarıcı olmasına rağmen algılama olmaz. Örneğin, bilmediğimiz dili konuşan birinin cümlelerini algılayamayız. Çünkü duyu organları sesleri bir sinirsel enerji olarak beyne taşımasına rağmen, beyin kendisine taşınan her şeyi algılama başka bir ifadeyle işleme yeteneğine sahip değildir. Aksi halde beynin her problemi çözmesi, her soruya cevap vermesi gerekirdi. Beynin duyular vasıtasıyla aldığı uyarıcıları algılayamayacağını anlaması da bir tür algıdır. Duyu organlarımızın beyne gönderdiği duyusal veriler beyin tarafından işlenir. Yani duyu verisinin belli fark eşiğinin üzerinde olması durumunda beyin bunları işler (algılar). Şekil 3.Dilin tat alma bölgeleri Çevreden organizmaya ulaşan bütün fiziksel uyarıcılar, duyu organlarında kimyasal ya da elektriksel değişikliklere sebep olur. Bu değişikliklerin meydana getirdiği sinir akımının belli sinir yollarından geçerek beyne ulaşmasına duyum denilmektedir. Bu fizyolojik bir olay olarak kabul edilir. Çevreden gelen bu etkilerin Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

8 duyulabilmesi yetisine de duyu denir. Duyu, alıcı hücrelerin dış çevredeki fiziksel enerjileri yakalayarak sinirsel enerjiye çevirmesiyle oluşur. Dış dünyadaki mesajları organizma duyu organları aracılığıyla alır. Duyu olgular hakkında bir tür işlevdir. Algı ise, nesnelerin görünüş özelliklerini ve mekânda yer alma biçimlerini yansıtır. Algının duyudan farklılığı; duyu duyu organlarının gerçek bir işlevidir ancak algı bir yönelim durumudur. Organların sağlıklı işlev görmesi durumunda duyu farklılığı söz konusu değilken, algı farklılığı her zaman mümkündür. Algılar duyular üzerine kuruludur; duyular algıya temel oluşturur. İnsana çevresinden pek çok fiziksel güç etkide bulunur. Algılar duyular üzerine kuruludur; duyular algıya temel oluşturur. İnsana çevresinden pek çok fiziksel güç etkide bulunur. Bu fiziksel güçlerden alınanlar, uyarıcıdır ve duyuya dönüşür. İnsan, bu etkilere karşılık olarak yaptığı tepkilerin, verdiği yanıtların değerini yine duyu organlarıyla algılar. Algı kelimesi genellikle anlam yakınlığı nedeniyle duyuyla karıştırılır. Duyu, duyular vasıtasıyla eşyadan beğenme, beğenmeme, iyi, kötü, önem veya önemsizlik gibi birtakım etkiler almadır. Duyu, uyarıcıların duyu organlarımız üzerinde bıraktığı etkidir. Algı ise bu etkinin zihnimizde aldığı şekil, etkiye verdiğimiz anlamdır. Duyu derecesi, az veya çok şiddetli olmasıyla ölçülür. Algı ise hemen her zaman duyuya ihtiyaç duyar, aynı zamanda duyusal etkileri kavramayı sağlayan faaliyetlerin tümüdür. Duyu, duyu organlarıyla insanın zihinsel süreçleri kullanarak kurduğu izlenimle algı arasındaki bilinç olgusudur. Duyu, duyu objelerinin duygusal uyarımlar aracılığıyla alınmasını, örneğin, bir ağacın gözle görülmesini, bir sesin kulakla işitilmesini ve bir kokunun burunla koklanmasını gösterirken, algı duyuyu meydana getiren bu nesneleri/şeyleri bilmeyi gösterir. Duygu bir tasarım, duyu bir etkinin sonucudur. Örneğin, sevinç bir duygu, açlıksa bir duyudur. Bu bakımdan, şiirsel tasarımlar dışında, duygunun insan bedeninde bir yeri yoktur, ama duyunun belli bir yeri vardır; insanın karnı acıkır, ama sevincin yeri belli değildir. İzlenim. Kimi zaman duyu organları algılamaya yetecek güçte duyu alamazlar. Çevreden gelen uyarıcılar, anlamaya yetecek güçte olmadığında insanda yalnızca bir izlenim bırakırlar. İzlenim, uyarıcıların tam anlaşılmamış etkileridir. Bulanık, yetersiz olan izlenimler, çevreden gelen uyarıcıları yanlış algılamaya yol açabilir. Geri bildirim. İnsanın izlenim aşamasında, belirsizlikten, yanılgıdan ve ön yargıdan kurtulmak için edindiği duyuyu yorumlayarak değerlendirmesidir. Bu değerlendirmenin sonunda insan, edindiği duyudan geri bildirim alır. Geri bildirimler, insanın ilgisinin yeniden duyuyu yaratan uyarıcıların kaynağına yönelmesini sağlar. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

9 Tartışma Algılama ve Algı Yasaları Anlama. Anlama aşamasıyla algılama süreci tamamlanır ve ortaya algı çıkar. İnsan, bir anlama ulaştığında davranışına temel olacak bir algıyı edinir. İnsanın anladığı, yanlış da olabilir. İnsanı gerçek olmayan algılara iten nedenler şunlar olabilir: İletişimde algı konusunun önemi, tüm soyutlamaların aslında bir algı süreci olmasından kaynaklanmaktadır. - Duygusal yeğleme. İnsan, beğendiği, sevdiği, hoşlandığı nesneleri, olayları, bulanık ortamda bile olumlu (iyi, güzel, doğru) yönde algılar. - Ketleme. İnsan, görmek istemediği, özellikle utanç duyduğu nesnelerden, olaylardan gelen uyaranları, ketleyerek duymama eğilimi gösterir. - Kümelendirme. İnsan, çevresinde olan nesneleri, olayları, insanları, ak ile kara gibi zıt kümelere ayırdığında (kategorize etme), kendini bu ayırımdan birine yanlı görüp, diğerine ilişkin algılarını olumsuzlaştırma eğilimi gösterir. - Yaşantıyı karıştırma. İnsan, geçmişte edindiği algılarını, aynı ya da benzer olaylara, nesnelere ilişkin son algılarıyla değiştirebilir; bu değişiklik yanlış da olabilir doğru da olabilir. - Alışkanlık. Sürekli algılanan olaylara, nesnelere karşı oluşturulan alışıklık, olay ya da nesne değişse bile, ayrımına varılmadan, eskisi gibi algılanmaya yol açabilir. - Ortamın etkisi. Aynı uyaran, farklı ortamda farklı algılanabilir. Sonuç olarak algılamanın doğru ve gerçek olması için dış uyaranların insanın duyu/algı organlarına kadar gelmesini engelleyecek fiziksel engelin olmaması gerekir. Algılamanın ve anlamanın doğruluğu için fiziksel engelin bulunmaması yeterli değildir. Gerçek ile algı arasında farklılığın neden kaynaklandığını forumda tartışabilirsiniz. Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan tartışma forumu bölümünde paylaşabilirsiniz. ALGI TÜRLERİ Algıları iç ve dış algı şeklinde sınıflandırabiliriz. Algılama için uyarıcıya ihtiyaç vardır. Ancak uyarıcı olmadıkça algılamanın olamayacağını söyleyemeyiz. Algılama Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

10 için her zaman dış uyarıcıların olması gerekmez; benliğin bilinç aracılığıyla kendi durumu ve eylemleri hakkında elde ettiği bilgi veya uyarıcılar vardır ki bunların algılanması için kişinin iç melekeleri devreye girer. Bunlara iç algı denir. Nesnelerin insan aklında meydana gelen şekilleri ve görüntüleri vardır. Bunlara dış algı denir. Dış algı, dış dünyadaki nesnelerin insan zihnindeki resimlerine ilişkin algıdır. Bu tür algılar gerçektir ve gerçeğin görüntüleridir. Bununla birlikte algılar farklı kültürel bağlamlarda farklı biçimlerde ortaya çıkar. Dış algılar, hayaller, geçmişteki izlenimlerin tamamlanmasından ve kendi içinde bütünleşmiş duyulardan oluşur. Algıları iç veya dış algı olarak ayrıma tabi tutmamızı sağlayan, duyunun kaynağıdır. Algılar aşağıdaki gibi dörtlü bir ayrıma tabi tutulabilir: Algılama için uyarıcıya ihtiyaç vardır; ancak uyarıcı olmadıkça algılamanın olamayacağını söyleyemeyiz. Duyu algısı. Eşyaya ait özelliklerin duyu organları aracılığıyla alınarak nitelik, nicelik, yer ve durum gibi kategoriler hakkında bilgi sahibi olunmasıdır. Hayal algısı. Eşyayı, yine duyu algısındaki özellikleriyle, fakat bu kez ortada eşya olmadan, onun gözden uzak olarak hayal edilmesi ve hatırlanışıyla ilgili algılardır. Vehim ve tikel algı. Duyulara ilişkin tikel anlamların algısıdır. Akıl algısı. Tikel veya tümel bütün soyut anlamların algısıdır. Algılama sürecinde sezgiler de önemli rol oynar. Sezgi, dolaysız kavrama anlamına gelir. Sezgi, insanın içine işleme, içine doğma, düşünmeden anlama, düşünmeden bilme, bilinç dışı kavrama yeteneğidir. Sezgi, insanın bilişsel süreçleri kullanmadan, çıkarımsal olmayan bir yolla derinden ve içe doğan bir meleke ile olayların bilincine varmasıdır. İnsanın duyu organlarıyla duyamadığı ama sezdiği bazı olgular vardır. Telepati bunlardan biridir. Şekil.4. Çevre, Algılama, Eylem Döngüsü Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

11 İnsan, duyu süreçleri bağlamında iç ve dış algılar yoluyla çevresindeki olayları değerlendirir. İnsanın çevresel duyuları algılaması sırasında yararlandığı dış algı lar (görme, duyma, dokunma) kişinin duyu organları sayesinde algıladığı duyulardır. Dış algılarla birlikte, duyu organlarıyla algılayamadığı algılar da vardır. Bunlara iç algı lar denir. İç algılar, insan sezgileriyle ve öngörüleriyle (basiret) ilgili algılardır. Bir diğer algı türü öz algıdır. Bunlar iç ve dış algı arasında sentez kuran algılardır. Nesne algılanması dış algılar yoluyla oluyorsa önemli ölçüde öğrenmeye dayanır. İletişimde algı konusunun önemi, tüm soyutlamaların aslında bir algı süreci olmasından kaynaklanmaktadır. Bazen algılama gücü, algılama eylemi ve bu algının sonucu olarak meydana gelen bilgi anlamlarında kullanılan zihinsel/entelektüel algı, genel olarak bir fiilden etkilenmeyi ve ona karşı tepkide bulunmayı anlatır. İster bireysel yaşamda ister örgütsel veya sosyal yaşamda insan kendisiyle ve dış dünyayla etkileşimini algılar aracılığıyla kurar. İnsanın olayları sağlıklı değerlendirebilmesini algılarının sağlamlığı, doğruluğu, reel olana uygunluğu belirler. Buna göre algılamanın sağlamlığı; Gerçek izlenimlere, Doğru, gerçek duyulara, Gerçek algılara, Gerçek algılama yeteneğine bağlıdır. Algı, uyaranların meydana getirdiği, hatırlattığı veya telkin ettiği duyular yoluyla nesnelerin bilinmesidir. İnsan uyaranları iki şekilde algılayabilir; tecrübe ve zihinsel olarak. Algı bu yönüyle duyularla şekillenen bütün zihni yapıyı, hayallerin bütün çağrışımını ve birikimini kapsar. ALGILARIN ÖZELLİKLERİ Algılama sürecinde bir tek uyarana değil, uyaran gruplarına tepkide bulunuruz. Algılama sürecinde duyusal bilgi, nesnelere dönüştürülerek algılanır. Örneğin, vücudun herhangi bir yerinde basınç duyumu yürüyen bir böcek (nesne) olarak, bir değneğin yere düşmüş gölgesi, değneğin görünmediği yerden düz bir sopa olarak algılanır. Bunlar insanın, duyu ve uyarıcıyı bir şekle, forma, nesneye dönüştürerek algıladığını gösterir. Bu dönüştürme sürecinde, kişinin bilgisi ve tecrübeleri etkili olur. Nesne algılanması dış algılar yoluyla oluyorsa önemli ölçüde öğrenmeye dayanır. Öğrenmenin yanı sıra, uyarıcıların nesneler şeklinde örgütlenmesi eğilimi, insanların duyu organları ve sinir sistemlerinin doğuştan gelen (innate) bir yeteneği ve özelliğidir. İç algılar için öğrenme veya tecrübeye ihtiyaç yoktur; burada sezgiler devreye girer. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

12 İnsan çevreden uyaranlar yoluyla aldığı tüm duyuları algılamaz. Bunlardan bazılarını seçerek algılar. Aksi halde zihinsel süreçlerde içinden çıkılmaz bir karmaşa oluşurdu. Algılamanın özelliklerinden biri seçici olmasıdır. Zihinsel süreçlerin sağlıklı işleyişi bakımından algının seçici olması yaşamsal bir öneme sahiptir. Algıların seçici olmaması durumunda, insan beyni uyaranların tamamını işleyemeyecek, böylece algılama süreci tamamlanmamış olacaktı. İnsan gündelik yaşamında sayılamayacak kadar çok sayıda uyarıcıyla karşı karşıya kalır. Ancak bunlardan sadece algılamak istediklerini algılar. Buna seçici algılama denir. Seçici algılama seçici maruz kalma, seçici dikkat ve seçici hatırlama unsurlarından oluşur. Burada seçici maruz kalma kişinin ihtiyaçları, alışkanlıkları ve tutumları ile uyumlu olan uyarıcılara kendini açık hale getirmesidir. Seçici dikkat ise kişinin ihtiyaç ve isteklerini karşılayan uyarıcıya karşı dikkatinin daha uyanık olmasıdır. Alıcı Gözle Bakma ifadesi, seçici dikkati göstermektedir. Algılamanın bir diğer boyutunu ise seçici hatırlama oluşturur. Şekil 5.Büyüklük değişmezliği Algılamanın bir diğer özelliği de derinlik ve uzay algılamasında ortaya çıkar. Algılama sürecinde bir tek uyarana değil, uyaran gruplarına tepkide bulunuruz. Buna algılamada örgütleme denir. Bir nesneden bir değil pek çok uyaran gelir. Örneğin, bir portakaldan renk, şekil ve koku uyaranları birlikte gelir. Sonra bu uyaranlar anlamlı bütünler halinde örgütlenir. Bir ağaca baktığımızda tek tek yaprakları ve dalları değil, ağacı görürüz. Aynı şekilde bir kişiye baktığımız zaman onu göz, kaş, saç ve burun olarak değil Salih, Saliha veya Ali olarak görürüz ki buna algılamada örgütleme denir. Zihindeki tasarımlar, algılama sürecinde belli birtakım duyumlar alır, bunları tanımlar ve yorumlar. Bu nesneleri çeşitli nitelikleri ile bir kez öğrendikten sonra bunlarla farklı zamanlarda ve durumlarda karşılaştığımız zaman veya onlara farklı açılardan baktığımız zaman farklı görünmelerine rağmen biz onları hep aynı görürüz. Bu olguya algısal değişmezlik denir. Bir nesne gözden uzaklaştıkça küçülür Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

13 ama biz onu hep aynı büyüklükte görürüz. Tanıdığımız birinin bizden uzaklaştıkça görüntüsü küçülmesine rağmen onu hep aynı büyüklükte algılarız. Buna büyüklük değişmezliği denir. Nesne kendisine bakıldığı açıya göre farklılaşmasına rağmen onu daima aynı biçimde görürüz. Bu değişmezliğe biçim değişmezliği denir. Algılamanın bir diğer özelliği de derinlik ve uzay algılamasında ortaya çıkar. Yüksekliği, genişliği ve derinliği ile üç boyutlu olan dünyanın hep üç boyutlu algılanmasıdır. Raftaki bir kitabın sadece sırt kısmı görünmesine rağmen biz onu hep eni boyu ve derinliği olan tam bir kitap olarak algılarız. Diğer bir değişmezlik türü, renk ve parlaklık değişmezliğidir. Alışık olduğumuz nesnelerin renkleri gölge ve güneş alma durumuna göre değişse de, renkleri hep aynı algılanır. Algılamayı etkileyen diğer bir değişmezlik özelliği örgütleme yeteneğidir. Herhangi bir sözcükte harflerin yerleri değişse de onları örgütleyerek doğru biçimde algılarız. Algılamayı belirleyen uyarıcı özelliklerine ilişkin etkenlerin yanında, algılayana ilişkin özellikler de vardır. Algılamada değişmezliği sağlayan diğer bir etken şekil-zemin algısıdır. Şekilzemin algısı nesnelerin üzerinde bulundukları ortamdan ayrı olarak algılanmasıdır. Değişmezliği etkileyen diğer bir etken gruplamadır. Gruplamada, çeşitli ipuçlarından yararlanılır. Gruplama sayesinde, farklı zamanlarda algılanan uyarıcılar, anlamlı gruplar halinde bir araya getirilir. Uyarıcılar bir araya getirilerek bir bütünlük kazandırılır. Diğer bir değişmezlik algısı, tamamlamadır. Duyu organlarını etkileyen uyarıcılar arasında boşluklar tamamlanarak algılanır. Bu sayede anlamsız uyarıcılar anlamlı bütüne dönüşmüş olur. Algılamayı belirleyen uyarıcı özelliklerine ilişkin etkenlerin yanında, algılayana ilişkin özellikler de vardır. Herkesin eşit bir algılama yeteneği yoktur ve söz konusu eşitliği bozan çeşitli etkenler vardır. Bunları aşağıdaki gibi açıklayabiliriz: İhtiyaçlar. İnsan ihtiyacına yönelen bir varlıktır. İhtiyaç insanların uyarıcılara tepki verme, onları algılama durumlarını etkiler. Aç bir insanın dikkatini eğlence programları çekmediği gibi, uyku ihtiyacı olmayan birinin otellere dikkat etmesi beklenemez. Beklentiler. Hayatta sadece ihtiyaçlar değil aynı zamanda istekler ve beklentiler de vardır. İnsanların dikkatleri, beklentileri üzerinde daha fazla yoğunlaşır. Hayattan bir beklentisi kalmamış birinin yatırım plânları yapması beklenmediği gibi aşırı iş yoğunluğu içinde olan birinin, tatil programı yapması da beklenemez. İlgiler. İnsanların beklentileri ilgileriyle yakından ilişkilidir. Otomobil merakı olmayan, otomobillere ilgi duymayan birinin otomobil fuarlarını gezmesi beklenemez. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

14 Öğrenme, bilgi ve deneyim. Bunlar algılamayı kolaylaştıran etkenlerdir. İnsan, uyaranlara; bilgilerine, deneyimlerine ve yeteneklerine göre tepki gösterir. Trafik uyarıcılarının ne anlama geldiğini bilmeyen birinin, bunlara doğru bir tepkide bulunması beklenmez. Algı alanı. Belirli bir süre içinde ayırt edici tepki gösterilen çevre, özellik ve varlıkların tümüne algı alanı denir. Algı dayanağı. Bir tutumun, inanç ya da eylemin arkasında yatan ve bunları denetleyen, sınırlandıran değerler ve anlamlar bütünüdür. Farklı toplumsal normlara sahip iki kişi aynı durumla karşılaştığında bu durumu farklı algılar. Algılamanın diğer bir özeliği de algı yanılmalarıdır. Bunlar nesnelerin, olayların veya olguların olduğunun (gerçeğin) dışında algılanmasıdır. Algı yanılmaları illüzyon ve halüsinasyondan ibarettir. İllüzyon(yanılsama),uyarıcıların hatalı algılanması sonucunda algının yanlış olmasıdır. İllüzyon basit bir algı hatası değil algılamanın hatalı olması sonucunda ortaya çıkan yanlış algıdır. İki şekilde oluşur. Fiziksel illüzyon ve psikolojik illüzyon. Fiziksel illüzyon nesnenin şeklinden başka bir şekilde algılanmasıdır. Ponzo İllüzyonu. Uzaklık ipuçlarının kişiyi yanıltmasıdır. Linear perspektifteki derinlik ipuçları ve yatay planın yüksekliği, mesafe ipuçları sağlayıp ikisi de eşit uzunlukta olsa da yukarıdaki çizginin daha uzakta ve daha uzun algılanmasına yol açar. Şekil 6.Ponzo illüzyonu Hallüsinasyon(Sanrı). Bir uyarıcıyı bulunmadığı halde varmış gibi algılamaktır. Olmayan şeyleri görmek, olmayan sesleri işitmek gibi dayanaksız algılamadır. Genellikle ateşli hastalıklar, alkol, uyuşturucu vb uyarıcılar hallüsinasyonlara neden olur. Hallüsinasyonlar bir hastalığın ortaya çıkardığı anormal durumlardır. Yukarıda da ifade edildiği gibi illüzyon için mutlaka bir dış uyarıcıya ihtiyaç varken hallüsinasyon için bir dış uyarıcı zorunlu değildir. İllüzyon normal her insanda görülebilirken hallüsinasyon genellikle ateşli hastalıklarda ve akıl hastalarında Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

15 görülür. Normal insanlarda aynı durum aynı illüzyonu meydana getirirken, farklı insanların farklı halüsinasyonları vardır. Şekil 7. Fiziksel illüzyon Phi (Fi) Fenomeni. Art arda gelen durgun uyarıcıların hareket ediyormuş gibi algılanmasıdır. Algılara ilişkin bir diğer özellik ise imkânsız algılardır. Beyin nesnenin tekil parçalarından gelen bilgiyi seçer ama bu bilgi yorumlanmak için var olan zihinsel şemalarımızla eşleştirildiğinde üç boyutlu şekil tuhaf bir şekil olarak ortaya çıkar. ALGI YASALARI İllizyon basit bir algı hatası değil, algılamanın hatalı olması sonucunda ortaya çıkan yanlış algıdır. İnsan dış dünyasını tanıyabilmek için duyu organlarına ihtiyaç duyar. Ancak, duyu organlarının sıradan işleyişi, algılama için yeterli değildir. Örneğin, insan yorgun bir anında bakar fakat göremez, dinler işitemez. Aslında onun duyu organları uyarılırsa, ilgisini çeken bir durum olursa, sonuç çok daha başka olabilir. Bir olay, durum kişiyi motive ediyorsa, motifin derecesine göre kişi kendisini o uyarıcıya odaklar, onu dikkatle gözleyip inceler ve izlenimlerini hafızasına yerleştirir. Kişinin kendisini motive eden varlık ya da olayı gözleyebilmesi için yapmış olduğu seçme faaliyetine dikkat denilmektedir. Dikkat, bilincin açıklık ve işlevsellik derecesi, insanın algılamaya hazır oluş düzeyidir. Dikkat, duyuları algılamayı sağlar. Buna göre dikkati, duyu organlarının bilinci bir uyarana yönlendirmesi olarak tanımlayabiliriz. Tanımlar dikkatin, zihinsel ve bedensel yeteneklerin, uyaran üzerinde yoğunlaşma durumu olduğunu göstermektedir. Dikkat bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde ortaya çıkabilir. Bilinçli olarak ortaya çıkan dikkat, bilişsel süreçlere bağlıdır; oysa bilinç dışı dikkat yüksek bir sese, bir hareketliliğe veya parlak bir ışığa yönelebilir. Dikkat bir fark etme durumudur ve dış dünyanın fark edilebilmesi, algıyla başlar ve algı için dikkat bir Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

16 Örnek Algılama ve Algı Yasaları başlangıç ve ön koşuldur. Dikkat algılama sürecini başlatır. Bilinçli veya bilinçsiz olarak, yönlendirmenin veya bilinç dışı bir uyaranın etkisiyle ortaya çıkabilir. Dikkat, bir seçme faaliyetidir. İnsanın bir şeye dikkat edebilmesi, seçici algılarının devreye girmesiyle olur. Seçme faaliyetinin başlaması için uyaranın olması yetmez. Uyaranlar algılama için yeterli olsaydı, herkesin aynı nesneden veya olaydan aynı sonucu çıkarması gerekirdi. Oysa algılama sürecinde devreye kişisel özelliklere dayalı sübjektif yorumlar girer. Kişinin yorum biçimini, eğitimi, kültürü inancı ve değerleri etkiler. Her gün haberlerde algı yanılmalarına sıklıkla rastlanır. İşte onlardan biri: Erzurum Tekman`da su samuru avına çıkan bir kişi, av için pusuya yatmış kardeşini su samuru zannederek öldürdü. Algılama sürecinde dikkat bir seçim faaliyeti olarak ortaya çıkar. İnsanın seçim yeteneği üzerinde birçok faktörün etkisi vardır. Bunlar iç ve dış faktörler olarak iki grupta incelenebilir: Algılama sürecinde önemli bir faktör olarak değerlendirilen dikkatin bir tek boyutu veya türü yoktur. Dış faktörler. Kişinin sosyal ve fizikî çevresinden algıladığı faktörlerdir. Günümüzde daha çok reklâmcılık tekniği, bu tür uyarıcılarla insanların dikkatini geniş ölçüde etkilemektedir. Bu konuda dikkati etkileyen başlıca faktörler; uyarıcının durumu, şiddeti, büyüklüğü, devamlılığı, hareketliliği, tekrarı, ayrılmış ve farklı oluşudur. İç faktörler. Bunlar insanları bir seçim faaliyetine yönelten ve içten gelen güç/güdü kaynaklarıdır. Özellikle fizyolojik ve psiko-sosyal kaynaklı motiflerdir. Bu faktörler insanın kültürüne, eğitimine, alışkanlıkları ve sosyal yaşantısına bağlıdır. İçsel faktörler; açlık, susuzluk, cinsiyet gibi fizyolojik temelli güdüler olabildiği gibi heyecanlar (sevgi, kin-nefret, öfke, korku), ilgi ve beklenti gibi psikolojik ve sorumluluk bilinci gibi toplumsal nedenler de olabilmektedir. Dikkati hazırlayan dış faktörler kişinin eğitimine, yaşına ve tecrübesine göre farklılık gösterse bile, iç faktörler tümüyle doğal dürtülere göre şekillendiği için bunlar açısından kişiler arasında fazla bir değişiklik söz konusu değildir. Algılama sürecinde önemli bir faktör olarak değerlendirilen dikkatin bir tek boyutu veya türü yoktur. Farklı dikkat türlerinden bahsedilebilir. Bunları aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz: Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

17 İlgi dikkati. Ortaya çıkması için bilinçli bir tercih gerektirmeyen dikkat türüdür. İnsanın özel ilgisi ve merak duygusu bu tür dikkatin oluşumunu sağlar. İlgi ya da merak insanlarda genetik faktörlerden, kültür ve eğitimin etkisinden kaynaklanabilir. Kişilik özelliklerinin sonucu olarak insan bilinçli bir çaba harcamadan uyarımlara karşı daha dikkatli olabilmektedir. Bilinçli dikkat. Bu durumda zihinsel faaliyetin bir hedefi vardır ve insanın bir düşünce sürecinde özel bir gayret göstermesi, zihinsel çaba harcaması gerekir. Burada insan kendi arzusu ve iradesiyle gözlediği olay, durum, nesne ya da kişiye dikkatini yöneltmektedir ve zihinsel yönden aktif durumdadır. Bilinçli olmayan dikkat. İnsanın elinde olmadan bazı olay, durum ya da kişilerle ilgili uyarımlar, onun dikkatini çeker. Örneğin, insanın çok sevdiği veya nefret ettiği insanlar kalabalıklar içinde herkesten daha fazla dikkatini çeker. Erken fark etme veya dikkat etme üstünlüğü, bilinç dışı nedenle ortaya çıkar. Duyu organları tarafından algılanan uyarıcıların zihinsel süreçler tarafından formlara dönüştürülmesi, belirli kurallar çerçevesinde olur. Seçicilik bireyin yapısına ve uyaranın yapısına ilişkin faktörlere göre değişir. Uyarıcı yapısına ilişkin etkenler, duyu organlarını etkileyen çok sayıda uyarıcıdan hangilerine dikkat edeceği ile ilgilidir. Dikkati ve dikkat yoluyla algılamayı belirleyen uyarıcı ve bireysel özelliklere ilişkin etkenleri aşağıdaki gibi açıklayabiliriz: Duyu organları tarafından algılanan uyarıcıların zihinsel süreçler tarafından formlara dönüştürülmesi, belirli kurallar çerçevesinde olur. Şiddet ve büyüklük. Bir uyarıcının şiddeti ve büyüklüğü arttıkça uyarıcının algılanma yeteneği artar. Parlak bir ışık solgun olanına göre, yüksek bir ses, kısık olanına göre daha kolay algılanır. Kontrast. Kendisiyle birlikte algılanan diğer uyarcıların bulunduğu bir ortamda kontrast oluşturan bir uyarıcının algılanma olasılığı daha yüksektir. Kız öğrenciler arasında başka bir kız öğrencinin algılanması, erkek öğrenciler arasındaki bir kız öğrencinin algılanmasından daha zordur. Hareket. Uyarıcıların hareket halindeki bir nesneden gelmesi, sabit bir nesneden gelmesinden daha fazla dikkatleri çeker (uyarıcı etkisi yapar). Bu nedenle, vitrinlerde nesneleri hareketli ortamlarda sergilemenin uyarıcı etkisi daha fazladır. Tekrar ve pekiştirme. Uyarıcının algılama gücünü artıran diğer bir faktör, tekrarlar ve pekiştirmedir. Ancak tekrarın çok fazla olması, rutinleşme, monotonlaşma etkisi oluşturduğu için, zamanla algılamayı zorlaştırabilir. Uygun zamanda yapılan tekrarlar, fark etmeyi kolaylaştırır. Farklılık ve yenilik. İnsanlar, farklılıkları, aykırılıkları ve gariplikleri sıradan olanlardan daha erken algılar. Bir kişi için sıra dışı olan bir uyarıcı, rutin ve alışılmış olandan daha erken algılanır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

18 Değişmezlik. Algının bir başka özelliğidir. Asılı bir duvar saati, farklı açılardan bakınca şekil değişimine uğramasına rağmen, değişmezlik algısı sayesinde her yerden daire şeklinde görülür. Açı farklılığı, şekli gerçekte elips hale getirmesine rağmen değişmezlik algısı, insanın onu her zaman daire şeklinde görmesine neden olur. Bu durum uyarıcıların şekillerinin beynimizde yeni baştan yorumlanmasından kaynaklanır. Algının nasıl işlediği ve algılamaya esas teşkil eden faktörler algı yasalarını oluşturmaktadır. Algı Gestalt psikologlarına göre bir örgütlemedir. Bu örgütleme bütüncül bir yapıyı ifade eder ve bütün parçalardan farklı bir yapı oluşturur. Gestalt psikologları algı yasalarını bütünün parçaların toplamından daha farklı ve büyük olduğu ilkesine göre tanımlayarak, algı yasalarını aşağıdaki gibi açıklamaktadırlar: Zemin-şekil yasası. Her tür algıda bir zemin ve bu zeminden önce göze çarpan bir şekil bulunur. Algılamada zemin üzerinde dikkati çeken şekli görür ve onu algılarız. Burada zemin-şekil yer değiştirebilir ve dikkat ettiğimiz nesne şekil olurken diğer uyarıcılar zemini oluşturabilir. Algının nasıl işlediği ve algılamaya esas teşkil eden faktörler algı yasalarını oluşturmaktadır. Yakınlık yasası. Organizma bir alan içinde bulunan nesneleri birbirine yakınlıklarına göre gruplayarak algılar. Buna yakınlık yasası denir. Yakınlık, zamanda yakınlık ve mekânda yakınlık olmak üzere iki şekilde incelenebilir. Örneğin, müzikteki notalar zamanda yakınlık algısına göre algılanır. Zaman içinde birbirine yaklaşan ya da uzaklaşan vuruşları ayrı ayrı değil bir melodi olarak algılarız. Mekân algısı. Mekân algısı, mekân içinde birbirine yaklaşan nesnelerin bir bütün olarak algılanmasıdır. Yağan yağmurda tek tek damlaları değil yağmurun kendisini algılarız. Ormandaki ağaçları tek tek değil ormanın kendisini görürüz. Bunlar mekânda yakınlık algısıdır. Süreklilik yasası: Organizma anî, birdenbire olan değişikliklerden çok, sürekliliği algılar. Peş peşe yanıp sönen lâmbaları dönüyormuş gibi görmek, algılamada süreklilik yasasından dolayıdır. Aynı yönde giden birimler, çizgiler birbiri ile ilişkili olarak algılanırlar. Süreklilik algısında organizma devam eden bir etkinliği algılama eğilimindedir. Anî olarak meydana gelen olaylar süreklilik algısını olumsuz etkiler. Benzerlik yasası: Organizma birbirine benzeyen uyarıcıları gruplayarak algılar. Buna benzerlik yasası denir. Benzerlik yasası hem görsel hem de işitsel uyarıcılarda geçerlidir. Örneğin, sarışın birini gördüğümüzde kuzey ülkeleri, esmer birini gördüğümüzde ise aklımıza Afrika gelir. Koreliler de çekik gözlü olmasına rağmen aklımıza önce Japonlar gelir. Bunun sebebi benzerlik algısıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

19 Bireysel Etkinlik Algılama ve Algı Yasaları Tamamlama yasası: Tamamı görülmeyen nesneler bütün olarak algılanır. Tamamlama yasası nesneleri tamamlama olduğu gibi olayları da tamamlama konusunda insanı yönlendirir. Tanıdığımız ancak tamamını görmediğimiz nesneleri zihnimizde tamamlarız. Tamamını bilmediğimiz nesneleri veya olayları zihnimizdeki izlenimlere göre tamamlarız. Pragnaz yasası: Gestalt psikologlarının algı yasaları ile ilgili en kapsamlı yasaları Pragnaz Yasası dır. Bu yasaya göre; her psikolojik olayda anlamlı, tam ve basit olma eğilimi vardır. İnsanlar nesneleri, olayları, uyarıcıları bütün olarak algılama eğilimindedir. Denge durumu yasası; organizmanın iyi biçim, iyi şekil, iyi bütün görme eğilimindedir. Bu yasaya göre birbirine yakın ve benzer uyarıcılar birlikte algılanır. Basitlik Yasası. Basit parçalar daha kolay algılanır. Diğer unsurlar eşit olduğu halde, birey basit, düzenli bir şekilde organize edilmiş figürleri daha kolay ve daha erken algılama eğilimindedir. Bu yasa, algılanan nesne öyle olmasa bile algılamanın simetrik, düzenli, düzgün olan iyi bir biçime, şekle, bütüne doğru olduğunu göstermektedir. Çevrenizdeki insanların algı yanılmalarına dair sorular sorarak, algının iletişimde ve insan ilişkilerinde önemini kavramaya çalışın. ALGILAMA VE ATFETME (YÜKLEME) Yükleme, algılanan insanın davranışlarına bakarak onun içsel durumunu tanımak ve davranışlarının nedenlerini bilmek için nedensel çıkarsama yapmadır. Atfetme (attribution), kişinin kendisinin veya başkasının davranışlarını yorumlaması ve onlara anlam yüklemesidir. Yükleme, algılanan insanın davranışlarına bakarak onun içsel durumunu tanımak ve davranışlarının nedenlerini bilmek için nedensel çıkarsama yapmadır. Atfetme veya diğer adıyla yükleme insanların bir olayın niçin ve neden kaynaklandığı üzerinde varsayımlarda bulunarak, ilişkilerden anlam çıkarmasıdır. İki insan birbiriyle iletişim kurarken, söylediklerinin arkasındaki niyeti anlamaya çalışır. Başka bir ifadeyle, insan karşısındakinin gözleyebildiği davranışlarına bakarak göremediği içsel (ruhsal) durumuna ilişkin çıkarsama yapar. Algılama sürecinde algılanan uyaranlara anlam yükleme anlamına gelen atfetme sürecinde insan genellikle aşağıdaki soruların cevabını bulmaya çalışır: Çevrede tanık olduğumuz şeylerin anlamı nedir? Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

20 İnsan davranışlarında iç veya dış nedenlerin etkisi nedir? Çevrede olup bitenlerin mantıklı bir temeli var mıdır? Yükleme (attribution), kişiler hakkındaki izlenimlere dayanır. İnsanlar, güdüleri, niyetleri ya da kişiliği içsel nedenlerle ve çevrenin fiziksel şartları gibi dışsal nedenlerle yorumlar. Bu yorumlardan çoğu algılamaya veya izlenime değil, yüklemeye/ atfetmeye dayalıdır. İlişki kurulan insan davranışlarının kaynağı olan amacını kestirmek kolay olmadığı gibi, insanın davranışlarının nedenlerini kestirmeden sağlıklı ilişki kurmak da kolay değildir. İnsanlar birbirleriyle iletişimlerinde çeşitli çıkarsamalarda bulunurlar. Çıkarsama olmadan kurulan ilişkiler yüzeyseldir. Bu çıkarsamanın doğru olabilmesi için ilişkiye dayanak olan davranışların şu özelliklerinin olması gerekir: Davranış tutarlı (consistency) olmalıdır. Koşullar ne olursa olsun sürekli yapılan davranışlara anlam yüklemek pek yanıltıcı olmaz. Bir davranışın bir kez yapılması, süreklilik göstermemesi, ardındaki nedeni kestirmeye yetmez. İnsanlar, güdüleri, niyetleri ya da kişiliği içsel nedenlerle ve çevrenin fiziksel şartları gibi dışsal nedenlerle yorumlar. Davranış belirgin (distinction) olmalıdır. İnsanın belli bir etkiye, belli bir tepki göstermesi, tepkisine anlam yüklenmesini kolaylaştırır. İnsan, aynı durum ya da aynı etki karşısında aynı tepkiyi gösterdiğinde, davranışın nedeni daha iyi kestirilebilir. Böyle bir davranış belli bir duruma özgü olur ve başka davranışlardan ayırt edilebilir. Davranış başkalarınca da yapılabilir olmalıdır. Aynı duruma ya da aynı etkiye başka insanlar da aynı tepkiyi gösterdiğinde, aynı davranışı gösterme konusunda insanlar arası genel bir görüş bulunduğunda, ilişki kurulan insanın yaptığı davranışın ardındaki amacı kestirmek daha kolaydır. Davranış insanın yalnız başına olduğunda da yapılabilir olmalıdır. İnsanın içtenlikle yaptığı davranış, yalnız başına olduğunda yaptığıdır. Başkalarının etkisi olmadan yapılan davranışın ardındaki nedenler daha doğru kestirilebilir. Yüklemeye ilişkin sayılan bu özellikler, algılamanın salt, uyaranlarla veya mesajlarla sınırlı olmadığını göstermektedir. İnsanlar iletişimle muhataplarının asıl amaçlarını da çıkarsamaya çalışırlar. Söylenenden asıl söylenmek istenen, dil den dil ötesi bulunmaya çalışılır. İnsan etkileştiği insanın söylediklerinden çok yaptıklarına bakarak, sözlerle eylemler arasındaki ayrımları ortaya çıkarmaya çalışır. Bu süreçte ortaya çıkan tüm farklılıklar yüklemeden kaynaklanır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

21 Özet Algılama ve Algı Yasaları Algılama, organizmanın çevresinde olup bitenleri anlamlandırması, değerlendirmeler yapması için uyarıcıların duyu verileri şeklinde beyne ulaşmasıyla başlayan ve söz konusu uyarıcıların tanınması, tanımlanması ve değerlendirilmesiyle yani algılanmasıyla süren ve sürecin sonunda bir şekil, desen, sertlik, yumuşaklık, soğukluk, sıcaklık şeklinde bir algıyla biten süreçtir. Algılama, duyu organları ile elde edilen her tür uyaranın beyinde şekillenmesi ve görünüm kazanmasıdır. Tanımdan da anlaşıldığı gibi algılama sadece bir tanıma ve tanımlama değildir; aynı zamanda uyaranların yorumlanması, karşılaştırılması ve değerlendirilmesiyle oluşan bir süreçtir. Algılama sürecinde uyaranlara yorum karıştığı için uyaran farklı, algı ise daha farklıdır. Başka bir ifadeyle gerçek ile algının farklı olması, süzgeçten geçirme nedeniyledir. Süzgeçten geçirme duyuların algıladığı uyaranların seçilmesi ve yorumlanarak algılanmasıdır. Algılama sürecinde kişi, uyarıcı ile önceki bilgileri arasında bir uyumlaştırma yapmaya çalışır. Bu nedenle uyumlaştırma sürecinde gerçek, kişinin algılamasının etkisinde kalarak farklılaşır. Kişi, uyarıcıyı eski bilgilerine dayanarak yorumladığı için aynı uyarıcı farklı kişiler tarafından farklı biçimde algılanır. Kişide o uyarıcıya dair eski bir veri veya bilgi yoksa uyumlaştırma-uyarlama yapılamaz. Algılamanın yapılabilmesi, duruma veya nesneye ait bir kanaatin olmasına bağlıdır. Uyumlaştırma sürecinde birey, uyaranlara bazı eklemeler veya çıkarmalar yapar. Bunun nedeni durumun kişinin istediği gibi algılanmasını sağlamaktır. Yalan ifadeler bu ekleme ve çıkarmanın örneklerdir. Algılamayı kolaylaştıran çeşitli faktörler vardır. Büyüklük bunlardan biridir. Büyük nesneler küçüklerden daha fazla dikkati çeker ve algılamayı kolaylaştırır. Zıtlık da algılamayı kolaylaştıran diğer bir faktördür. Birbirine zıt renkler, şekiller, nesneler daha çok ilgi çeker. Algılamayı etkileyen diğer bir faktör ise tekrardır. Tekrarlanan uyaranlar bir kez görülenlerden daha fazla dikkati çeker. Tekrarlar algılamayı kolaylaştırdığı gibi öğrenmeyi de kolaylaştırır; ancak rutin tekrarlar yeterince uyarılmaya neden olmadığı için algılamayı azaltır. Algılamayı kolaylaştıran diğer bir faktör hareketli cisimlerin hareketsiz olanlara göre daha fazla dikkati çekmesidir. Algılama bazen illüzyon ve halüsinasyon gibi algı yanılmalarıyla bozulur. Bu nedenle çoğu kez uyarıcı farklı, algı farklıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21

22 DEĞERLENDİRME SORULARI Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. 1. İnsanın olayları sağlıklı değerlendirebilmesini algılarının sağlamlığı ve doğruluğu belirler. Buna göre algılamanın sağlamlığı aşağıdakilerden hangisine bağlıdır? a) Gerçek izlenimlere b) Gerçek duygulara c) Gerçek algılara d) Algılama yeteneğine e) Zihinsel yeteneklere 2. Uzaklık ipuçlarının kişiyi yanıltmasına ne denir? a) İllüzyon b) Halüsinasyon c) Ponzo etkisi d) Phi (fi) fenomeni e) Algı yanılması 3. İnsan duyu organlarıyla çevresindeki çeşitli uyarımlara ulaşır. Çevre uyarımları duyular vasıtasıyla alınıp bilinçte değerlendirildiği zaman algılamanın gerçekleşmesine ne denir? a) Duyu süreçleri b) Simgesel süreçler c) Algı süreçleri d) Öğrenme süreçleri e) Kavrama süreçleri 4. İnsanın olayları sağlıklı değerlendirebilmesi algılarının sağlamlığı, doğruluğu, reel olana uygunluğu ile ilgilidir; buna göre aşağıdakilerden hangisi algılamanın sağlamlığı ile ilgili değildir? a) Gerçek izlenimlere dayanma b) Doğru, gerçek duyulara dayanma c) Öğrenmeye dayanma d) Gerçek algılara dayanma e) Gerçek algılama yeteneğine dayanma 5. Aşağıdakilerden hangisi bir çıkarsamanın doğru olabilmesi için, ilişkiye dayanak olan davranışların taşıması gereken özelliklerden biri değildir? a) Davranış yarar sağlayıcı olmalıdır b) Davranış tutarlı olmalıdır c) Davranış belirgin olmalıdır d) Davranış başkalarınca da yapılabilir olmalıdır e) Davranış insanın yalnız başına olduğunda da yapılabilir olmalıdır Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI Çevredeki nesneleri ve olayları, tanıma, kavrama ve anlama, etiketleme ve tepki vermeye hazırlanma gibi işlemlerdir. ALGI Duyu organlarıyla gelen bilginin anlamlandırılmasıdır.

Detaylı

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle algı ve algısal Gestalt Psikoloji Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal örgütlenme" konularında yoğunlaşmış

Detaylı

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Uzaktan Eğitim Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR Kurucuları: Max wertheimer, Wolfgang,Köhler, Kurt Koffka ve Kurt Lewin Gestalt kuramına göre bütün,parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü parçalarına

Detaylı

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER Gestalt Kuramı Doç. Dr. Tülin ŞENER Wertheimer, Köhler ve Koffka nın çalışmaları bu kurama önemli ölçüde katkı getirmiştir. Algıyla ilgili ilk araştırmalar Gestalt psikologları tarafından yapılmıştır.

Detaylı

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Algı ÇalıĢma Yaprağı: 6

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ. 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Algı ÇalıĢma Yaprağı: 6 ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı Ders Adı : Algı ÇalıĢma Yaprağı: 6 Adı Soyadı : No: Sınıf: 10/ ALGI Duyumlanan uyarıcıların anlamlandırılması, bütünlüklü kavranmasıdır.

Detaylı

BÖLÜM Duyum ve Algılama

BÖLÜM Duyum ve Algılama BÖLÜM - 3 1.5.5. Duyum ve Algılama İnsan çevresinde olup bitenleri duyu organları aracılığıyla fark eder. Duyum bir uyarıcının beyindeki yalın etkisidir. Çevremizdeki nesneleri, sesleri, kokuları ve tüm

Detaylı

Duyum ve Algı. Prof. Dr. Güler Bahadır Dr. Nilüfer Alçalar İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

Duyum ve Algı. Prof. Dr. Güler Bahadır Dr. Nilüfer Alçalar İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Duyum ve Algı Prof. Dr. Güler Bahadır Dr. Nilüfer Alçalar İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Amaç: Algı ve algının özelliklerini tanımlamak 2 Öğrenim Hedefleri: Öğrenciler; Algı ve duyumu

Detaylı

Duyum ve Algı. Fiziksel Uyarandan Anlamlı Algılara Uzanan Bir Süreç

Duyum ve Algı. Fiziksel Uyarandan Anlamlı Algılara Uzanan Bir Süreç Duyum ve Algı Fiziksel Uyarandan Anlamlı Algılara Uzanan Bir Süreç Duyum Dışarıdan alınan uyaranların sinir sistemine iletilmesi sürecidir. Duyusal uyarılma deneyimidir. Uyaranın sinir sisteminin tanıdığı

Detaylı

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI Hesap Yapan Beyin Uyaranların kodlanması, bilgilerin saklanması, materyallerin dönüştürülmesi, düşünülmesi ve son olarak bilgiye tepki verilmesini içeren peş peşe

Detaylı

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama eğilimindedir. Gestalt kuramcıları Köhler Wertheimmer ve Koffka

Detaylı

Havacılıkta Ġnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA

Havacılıkta Ġnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA Havacılıkta Ġnsan Faktörleri Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA BÖLÜM 1 Biyolojik Varlık Olarak İnsan Birinci Bölüm: Fiziksel Faktörler ve Algı Geçen Hafta GEÇEN HAFTA İnsan, Fiziksel Faktörler ve İnsan Performansı

Detaylı

Birey ve Çevre (1-Genel)

Birey ve Çevre (1-Genel) Birey ve Çevre (1-Genel) Prof. Dr. Turgut Göksu PA GBF Öğretim Üyesi tgoksu@hotmail.com Turgut Göksu 1 DAVRANIŞ NEDİR? İnsanların (ve hayvanların) gözlenebilen veya herhangi bir yolla ölçülebilen hareketlerine

Detaylı

TEMEL ALGISAL SÜREÇLER VE BİLGİ İŞLEMEDE ALGININ YERİ VE GESTALT PRENSİPLERİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

TEMEL ALGISAL SÜREÇLER VE BİLGİ İŞLEMEDE ALGININ YERİ VE GESTALT PRENSİPLERİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI TEMEL ALGISAL SÜREÇLER VE BİLGİ İŞLEMEDE ALGININ YERİ VE GESTALT PRENSİPLERİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI ALGI Dünya ile ilgili tüm bilgilerimiz algısal süreçlere dayanmaktadır. Bu nedenle algı konusu

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT Davranış Bilimleri I. Fizyobiyolojik Sistem A Biyolojik Yaklaşım II. Psikolojik Sistem B. Davranışçı Yaklaşım C. Gestalt

Detaylı

ALGI. Yard. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıbbi Psikoloji Dersi 2012

ALGI. Yard. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıbbi Psikoloji Dersi 2012 ALGI Yard. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıbbi Psikoloji Dersi 2012 Edgar Müller Escher KONU BAŞLıKLARı Tanımlar Duyum ve algı arasındaki farklar Duyu ve algının nörofizyolojik

Detaylı

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7 Psikolojiye Giriş Web adresi Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7 2 Dil (devam) Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? (eğer değilerse, bunu öğrenebilirler mi?) 3 4 İnsan dışı iletişim

Detaylı

PSİ153 Psikolojiye Giriş I - Prof. Dr. Hacer HARLAK

PSİ153 Psikolojiye Giriş I - Prof. Dr. Hacer HARLAK Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçlerdir. Beyin Uyarıcı (Dış çevre ya da iç çevre) duyu organı (alıcılar) Birincil Duyular Görme İşitme

Detaylı

ÜNİTE. ÇOCUK PSİKOLOJİSİ VE RUH SAĞLIĞI Doç. Dr. Ayşe OKANLI İÇİNDEKİLER HEDEFLER DUYUM VE ALGI KAVRAMLARI

ÜNİTE. ÇOCUK PSİKOLOJİSİ VE RUH SAĞLIĞI Doç. Dr. Ayşe OKANLI İÇİNDEKİLER HEDEFLER DUYUM VE ALGI KAVRAMLARI HEDEFLER İÇİNDEKİLER DUYUM VE ALGI KAVRAMLARI Duyum, Algı ve Algılama Algının Özellikleri Algıyı Etkileyen Faktörler Algı Yanılması Duyum ve Algı arasındaki farklılıklar ÇOCUK PSİKOLOJİSİ VE RUH SAĞLIĞI

Detaylı

Bilişsel Gelişimle İlgili Kavramlar

Bilişsel Gelişimle İlgili Kavramlar Bilişsel gelişimi anlayabilmek için gizil güç, yetenek, algı, dikkat, kavram oluşturma, belek ve hatırlama gücü, akıl yürütme ve problem çözme ile yaratıcılık kavramlarının açıklaması gerekir. Gizil Güç:

Detaylı

2011-2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI PSİKOLOJİ DERSİ 10. SINIFLAR I. DÖNEM II. ORTAK YAZILI SINAVI

2011-2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI PSİKOLOJİ DERSİ 10. SINIFLAR I. DÖNEM II. ORTAK YAZILI SINAVI Adı: 2011-2012 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI A GRUBU AAA ADI SOYADI: SINIFI: NO: 08.01.2011 AAA Soyadı: PSİKOLOJİ DERSİ 10. SINIFLAR PUAN 2010 2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI.11.A SINIFI SOSYOLOJİ DERSİ 1.DÖNEM 2.YAZILI

Detaylı

1. ALGILAMA KAVRAMI VE TANIMI

1. ALGILAMA KAVRAMI VE TANIMI ALGILAMA 1. ALGILAMA KAVRAMI VE TANIMI Algılama bir çeşit duyumsal bir bilgilenmedir. Böyle bir süreçte, dış dünya dan, duyma, tatma, görme, koklama ve dokunma duyuları yardımı ile bilgiler toplarız. Algılama,

Detaylı

Proje 3: Seminer. Planlama Raporu

Proje 3: Seminer. Planlama Raporu Proje 3: Seminer Planlama Raporu Seçim Rasyoneli Okul Psikolojik Danışmanı Levent Hocamız ile yaptığımız görüşmede bize okuldaki öğrencilerin bir psikoloji kulübü olduğunu ve semineri bu psikoloji kulübündeki

Detaylı

HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER

HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER Ünite 5 HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER Öğr. Gör. Şadiye Nur GÜLEÇ Bu ünitede, reklamın önemi ve reklamın hedef kitlesi konusu işlenecektir. Hedef kitle davranışını etkileyen psikolojik

Detaylı

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I GÜDÜLENME Dersin konuları Güdülenme ile ilişkili kavramlar Güdülenme kuramları Biyolojik kuramlar İçgüdü Dürtü-azaltma Uyarılma Psikososyal Kuramlar Özendirici Bilişsel Biyopsikososyal kuram Maslow un

Detaylı

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli Bölüm 6 Pazarları ve Satın alma Davranışı Bölüm Amaçları davranış modelinin unsurlarını öğrenmek davranışını etkileyen başlıca özellikleri belirtmek Alıcı karar sürecini açıklamak Satın Alma Davranışı

Detaylı

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ MEKANİK DUYULAR İnsanlarda dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi bir çok duyu bulunmaktadır. Bu duyulara mekanik duyular denir. Mekanik duyuların alınmasını sağlayan farklı

Detaylı

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI BİLGİYİ İŞLEME KURAMI HEDEFLER Bilgiyi işleme kuramı ile ilgili temel terimleri kavrayabilme Bilgiyi işleme kuramında yer alan bellek türlerini ve özelliklerini kavrayabilme Bilgiyi işleme kuramına göre

Detaylı

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing,

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing, Prentice Hall, Inc., New Jersey, 15 th Edition Tüketici

Detaylı

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR? Bilişsel Öğrenme 2 Öğrenme kuramları, araştırmacılar tarafından öğrenme olgusunu açıklamak üzere ortaya konulmuş açıklamalardır. Bir öğrenme kuramı, organizmanın davranışlarında meydana gelen ve hastalık,

Detaylı

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler İnsan davranışının temelini oluşturan zihinsel süreçleri açıklamadan önce davranış terimini iyi anlamamız gerekir.

Detaylı

BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN

BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN 289-295 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Abdurrahman İNAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya

Detaylı

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi?

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? İZLENİM OLUŞTURMA İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? Sosyal grupları tanımlayıcı birtakım özelliklere göre mi düşünürsünüz? Yoksa somut bir örneğe

Detaylı

BILISSEL GELISIMİ TANIMI ÖNEMİ

BILISSEL GELISIMİ TANIMI ÖNEMİ BİLİŞSEL GELİŞİM BILISSEL GELISIMİ TANIMI ÖNEMİ Yenı dogan cocugun yasadıgı dunyayı ogrenmesı ve anlamaya calısması bas etmesı gereken en buyuk problemdır.bu durum yetıskınler ıcın kolay gozukebılır ama

Detaylı

Gerçekçi (Realistic) görseller, üzerinde durulan gerçek nesneyi gösterir. Örneğin bir arabanın resmi gerçekçi bir görsel öğe olarak kullanılabilir.

Gerçekçi (Realistic) görseller, üzerinde durulan gerçek nesneyi gösterir. Örneğin bir arabanın resmi gerçekçi bir görsel öğe olarak kullanılabilir. GÖRSEL TASARIM UNSURLARI Görsel Unsurlar Sözel Unsurlar Çekicilik Katan Unsurlar Gerçekçi Yazı Tipi Dikkat Çekici Şematik Stil Sayısı Dokunulabilir Benzeşik Büyük Harf Etkileşimli Dr. Sakıp KAHRAMAN Bayburt

Detaylı

10/14/14. Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci

10/14/14. Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci Tüketici Davranışı Modeli Tüketici davranışını etkileyen faktörler Tüketici satınalma karar süreci Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - Kotler, Philip & Armstrong,

Detaylı

PSİKOLOJİYE GİRİŞ DUYUM VE ALGI. Öğr. Gör. Ezgi Deveci. Işık Üniversitesi Psikoloji Bölümü

PSİKOLOJİYE GİRİŞ DUYUM VE ALGI. Öğr. Gör. Ezgi Deveci. Işık Üniversitesi Psikoloji Bölümü 31.10.- 02.11. 2016 PSİKOLOJİYE GİRİŞ DUYUM VE ALGI Öğr. Gör. Ezgi Deveci Işık Üniversitesi Psikoloji Bölümü 31.10.- 02.11. 2016 1. Görsel Sistem 2. İşitme 3. Diğer Duyular 4. Algıda Organizasyon Süreçleri

Detaylı

ünite1 Fen Bilimleri Beş Duyumuz Beş Duyumuz 3. Burundaki kılları koparmak Çok sıcak cisimlere dokunmak

ünite1 Fen Bilimleri Beş Duyumuz Beş Duyumuz 3. Burundaki kılları koparmak Çok sıcak cisimlere dokunmak ünite1 Beş Duyumuz Beş Duyumuz Fen Bilimleri 1. Özgür Selin TEST 1 Kitapları okumamı sağlar. Annemin yaptığı kekin tadını almamı sağlar. Öğrencilerin sözünü ettiği duyu organları hangileridir? Özgür Selin

Detaylı

BELLEK. 1- KISA SÜRELİ BELLEK: Kısa süreli bellek de iki aşamalıdır. -Duyumlarla elde edilen bilgilerin - Çok kısa süreli bellekten gelen

BELLEK. 1- KISA SÜRELİ BELLEK: Kısa süreli bellek de iki aşamalıdır. -Duyumlarla elde edilen bilgilerin - Çok kısa süreli bellekten gelen BELLEK Geçmiş yaşantıları ve bilgileri akılda tutma ve hatırlama gücüne Bellek diyoruz. Bellek öğrenilen bilgileri depolar, istenildiği zaman kullanılmasına olanak sağlar. Bellek, insanların dil,kültür

Detaylı

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB TEMPORAL LOB Üst temporal gyrus Orta temporal gyrus Alt temporal gyrus Temporal loblar; duyusal girdilerin organize edilmesinde, işitsel algılamada, dil ve konuşma

Detaylı

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI 2014-2015 1 ) Güdülenme süreci aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak sıralanmıştır? İhtiyaç - Dürtü - Davranış - Güdü Güdü - Dürtü - İhtiyaç - Davranış Davranış

Detaylı

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR Duyu Algılama, Tepki Verme ve Beyin Algılama beyinsel analiz tepki Sıcaklık, ışık, ses, koku duyu reseptörleri: elektriksel uyarılara dönüşür Uyarı beyin korteksindeki talamus

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:58

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs 2009 12:58 Fiziksel Gelişim Bebeklik Döneminde - Fiziksel Gelişim 0-2 yaşlar arasını içeren bebeklik dönemi fiziksel açıdan pek çok temel becerinin kazanıldığı bir dönemdir. Bu dönem içerisinde bebeklerin hem beden

Detaylı

İLETİŞİM BECERİLERİ. DOÇ. Dr. Bahar Baştuğ

İLETİŞİM BECERİLERİ. DOÇ. Dr. Bahar Baştuğ İLETİŞİM BECERİLERİ DOÇ. Dr. Bahar Baştuğ İşİTMEK VE DİNLEMEK İki ya da daha fazla kişi arasındaki iletişimin gerçek bir diyalog olabilmesinin bir koşulu: söz hakkının tanınması diğer koşulu: konuşanın

Detaylı

Materyal Çeşitleri. koninin dayandığı ilkeler, Çilenti (1984:57) tarafından şu şekilde açıklanmıştır:

Materyal Çeşitleri. koninin dayandığı ilkeler, Çilenti (1984:57) tarafından şu şekilde açıklanmıştır: Materyal Çeşitleri Yaşantı Konisi (Dale) Farklı öğretim materyallerinin, öğretim ortamındaki işlevleri ve önemi, Edgar Dale tarafından oluşturulan yaşantı konisinde gösterilmektedir.(1969) Bu koninin dayandığı

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

Gestalt Öğrenme. Gestalt Öğrenme

Gestalt Öğrenme. Gestalt Öğrenme Gestalt Öğrenme Gestalt Öğrenme 2 Gestalt çı yaklaşım, 20. Yüzyılın ilk yarısında Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde gelişen ve etkilerini günümüzde de sürdüren önemli psikoloji akımlarından biridir.

Detaylı

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk)

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk) DERS SINIF KONU SÜRE AMAÇLAR HEDEF VE DAVRANIŞLAR DERS İÇERİĞİ VE SÜREÇ Görsel Sanatlar Dersi 9. Sınıf Doku 2 Ders Saati (40+40dk) -DERS PLANI- 1. Işığın etkisiyle objelerin dokusal özelliklerini tanır.

Detaylı

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Hedef Davranışlar Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Bu nitelikler bilişsel, duyuşsal ve psikomotordur. 2 aşamada ele alınmaktadır.

Detaylı

Öğretim Materyallerinin Eğitimdeki Yeri ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI. Dr. Ümmühan Avcı Yücel Esin Ergün

Öğretim Materyallerinin Eğitimdeki Yeri ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI. Dr. Ümmühan Avcı Yücel Esin Ergün ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Dr. Ümmühan Avcı Yücel Esin Ergün Bu bölümü tamamladıktan sonra; Bu bölümü tamamladıktan sonra; Bir öğretim materyali seçerken hangi unsurlara dikkat edilmesi

Detaylı

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ Oyun bir çocuğun en önemli işidir. Çocuklar oyun ortamında kendilerini serbestçe ifade edip, yaşantılarını yansıtırlar ve dış dünyaya farketmeden hazırlık yaparlar.

Detaylı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Eğitim Teknoloji ve İletişim Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU BÖTE @ KOÜ Önceki Ders Tanışma ve Genel Bilgilendirme Değerlendirme Ölçütleri, Devamsızlık Limitleri Ders

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Öğretim Teknolojisinin Kavramsal Çerçevesi Dr. Erinç Erçağ Kaynak: Editör: Prof. Dr. Hüseyin Uzunboylu - Öğretim Teknolojileri ve Materyal Tasarımı Eğitim Doğumdan

Detaylı

Bulanık Kümeler ve Sistemler. Prof. Dr. Nihal ERGİNEL

Bulanık Kümeler ve Sistemler. Prof. Dr. Nihal ERGİNEL Bulanık Kümeler ve Sistemler Prof. Dr. Nihal ERGİNEL İçerik 1. Giriş, Temel Tanımlar ve Terminoloji 2. Klasik Kümeler-Bulanık Kümeler 3. Olasılık Teorisi-Olabilirlik Teorisi 4. Bulanık Sayılar-Üyelik Fonksiyonları

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler

Prof. Dr. Serap NAZLI. BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler Prof. Dr. Serap NAZLI BİREYİ TANIMA TEKNİKLERİ-Testler PDR de bireyi tanımanın amacı öğrencinin kendisini tanımasına yardımcı olmaktır. NEDEN???? Bireyin hangi yönleri???? Bireylerin Tanınması Gereken

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2 SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2 Bilgiyi işlemede büyük rol oynar HİPOKAMPUS Hafıza, öğrenme, bilişsel haritalama ve dikkat ile yakından ilişkilendirilmiştir Bu bölgeye zarar gelmesi öğrenme ve hatırlamada

Detaylı

TEKNOLOJI VE TASARıM DERSI

TEKNOLOJI VE TASARıM DERSI TEKNOLOJI VE TASARıM DERSI Temel Tasarım Etkinliği Gurup çalışması Yrd.Doç.Dr. Doğan Arslan Bu çalışmada Tasarım eleman ve ilkelerin neler olduğu açıklanacak. Her bir eleman ve ilkelere endüstriyel ürünler

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 5

REHBERLİK VE İLETİŞİM 5 REHBERLİK VE İLETİŞİM 5 Yrd. Doç. Dr. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com İletişim Süreci KAYNAK Kodlama MESAJ KANAL Geri Besleme Kod Açma ALICI MESAJ Mesaj nedir? Mesaj; Kaynağın alıcısı ile

Detaylı

GÖRSEL ALGI VE GÖRSEL YANILSAMALAR. İnci Ayhan, PhD. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü

GÖRSEL ALGI VE GÖRSEL YANILSAMALAR. İnci Ayhan, PhD. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü GÖRSEL ALGI VE GÖRSEL YANILSAMALAR İnci Ayhan, PhD Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü İkinci Bahar Programı, Aralık 2014 Görsel bilgi görsel sistemde nasıl bir yol izler? Retina Optik sinir Talamus

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

Bu bölümü bitirdiğinizde

Bu bölümü bitirdiğinizde GÖRSEL TASARIM 1 Bu bölümü bitirdiğinizde Görsel tasarım öğelerinden çizgi, şekil, alan, boyut, doku, renk konuları hakkında bilgi sahibi olacak, Görsel tasarım ilkelerinden bütünlük, denge, vurgu, hizalama,

Detaylı

GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı

GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı GESTALT KURAMI HAYVANLARDA ZE GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı Gestalt hareket, 1912 de Almanya Wertheimer in yazdığı bir makale ile başlamıştır. Gestalt kuramının ilkeleri Wertheimer,Köhler ve Koffka tarafından

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOSYAL PSİKOLOJİ

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER SOSYAL PSİKOLOJİ HEDEFLER İÇİNDEKİLER SOSYAL PSİKOLOJİ Sosyal Psikoloji Nedir? Sosyal Psikolojinin Çalışma Konuları Sosyal Etki Ve Uyma Davranışı Tutumlar Sosyal Psikolojide Temel Kuramlar PSİKOLOJİ Bu üniteyi çalıştıktan

Detaylı

Öğretim Materyali Tasarımı

Öğretim Materyali Tasarımı Öğretim Materyali Tasarımı Öğrenci gereksinimlerini tam olarak karşılayacak hazır materyallerin seçilmesi ve kullanılması gerekir. Bu sağlanamıyorsa, var olan materyalin uygun hale getirilmesi gerekir.

Detaylı

İletişimin Bileşenleri

İletişimin Bileşenleri Düşünce, bilgi ve duyguların; sözcük, yazı ve resim gibi semboller kullanarak anlaşılır hale getirilmesi, paylaşılması ve etkileşim sağlanmasıdır. İletişim Sürecinde; Dönüt (feedback) sağlanamıyorsa iletişim

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

MİMARİ BİÇİMLENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

MİMARİ BİÇİMLENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER MİMARİ BİÇİMLENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER İNSAN VE KULLANICI GEREKSİNMELERİ İnsan gereksinmeleri: insanların fizyolojik, toplumsal ve psikolojik açılardan rahatsızlık duymadan yaşamlarını sürdürebilmelerine

Detaylı

Etkili İletişim. Uzman Klinik Psikolog, Evlilik ve Aile Terapisti. Zeynep SET

Etkili İletişim. Uzman Klinik Psikolog, Evlilik ve Aile Terapisti. Zeynep SET Etkili İletişim Uzman Klinik Psikolog, Evlilik ve Aile Terapisti Zeynep SET Bana doğru bir ses çıkarman, benimle iletişim kurduğun anlamına gelmez. David Gordon İletişim Becerileri İletişim Nedir? İletişim

Detaylı

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK

3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? OCAK 3. SINIFLAR BU AY NELER ÖĞRENECEĞİZ? 04 22 OCAK TÜRKÇE ÖĞRENME ALANI: DİNLEME 1. Dinleme Kurallarını Uygulama 1. Dinlemeye hazırlık yapar. 2. Dinleme amacını belirler. 3. Dinleme amacına uygun yöntem belirler.

Detaylı

28.03.2013. Algılama üzerinde etkilidir. Hareketi ve yönü belirleyici etki yaratırlar. Ayırma amaçlı. Kalın çizgiler daha etkilidir.

28.03.2013. Algılama üzerinde etkilidir. Hareketi ve yönü belirleyici etki yaratırlar. Ayırma amaçlı. Kalın çizgiler daha etkilidir. Hazırlayan ve sunan: Süleyman Nihat ŞAD 2 Kontrast/ Zıtlık ÇİZGİ ALAN-BOŞLUK DOKU Çizgi; gözü, belirli bir alanda ya da bir alan etrafında hareket ettirerek dikkatleri çeken tek boyutlu bir araçtır. ŞEKİL-FORM

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19

Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19 5 İÇİNDEKİLER Önsöz... 13 Giriş... 17 Bölüm 1. İletişimin ve Psikolojinin Gelişimi... 19 İletişimin gelişimi... 21 Psikolojinin Gelişimi... 23 Yapısalcılık ve işlevselcilik... 25 Psikodinamik bakış açısı...

Detaylı

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM 1 EĞİTİM TEKNOLOJİSİ VE İLETİŞİM 2 ÖĞRETİM TEKNOLOJİSİ ve İLETİŞİM Öğretim teknolojisi, öğrenmenin amaçlı ve kontrollü olduğu durumlarda öğrenmeyle ilgili sorunların analizi ve çözümünde insanları, yöntemleri,

Detaylı

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları

Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Tasarım Psikolojisi GRT 312 Bahar 2 0 0 2 3 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Davranış Bilimleri üzerine Davranış Bilimleri insan davranışını, davranışa etki eden toplumsal, psikolojik, grupsal ve

Detaylı

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM Yrd.Doç.Dr. Gülçin Tan Şişman Eğitim Programları ve Öğretim İletişim "Ne kadar çok bilirsen bil, söylediklerin karsındakinin anlayacagı kadardır."

Detaylı

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S.240-247 Kaynak II; Eğitimde Program Geliştirme Yazar;Ö.DEMİREL Hazırlayan; Abdurrahman İNAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın Yanıtlamaya

Detaylı

Adı Soyadı :. Numarası :.

Adı Soyadı :. Numarası :. Adı Soyadı :. Numarası :. Çalışma Kağıdı Konu: Beş Duyumuz Kazanım 1: Duyu organlarının önemini fark eder. 2: Duyu organlarının temel görevlerini açıklar. 3: Duyu organlarının sağlığını korumak için yapılması

Detaylı

YÖNETİCİ DURUMUNDA OLANLARIN

YÖNETİCİ DURUMUNDA OLANLARIN EĞİTİM PSİKOLOJİSİ GİRİŞ En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün işyerleri belirli bir örgütlenme ile meydana gelip çalışmaktadır. bu örgütlenmenin temel unsuru olan insan o işyerinde yönetici, iş gören,

Detaylı

MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA

MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA MBA 507 (7) ALGILAMA VE KARAR ALMA Algı Bireylerin çevrelerini anlamlandırabilmek adına duyumsal izlenimlerini düzenleme ve yorumlama sürecine verilen isimdir. davranışlarımız algıladığımız dünyaya göre

Detaylı

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. KİTAP VE ÇOCUK Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir. Türkçe dil etkinlikleri çocuğun kendi

Detaylı

Psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel çalışmasıdır. Sadece insanların

Psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel çalışmasıdır. Sadece insanların TEMEL PSİKOLOJİ DERSİ KONU ÖZETLERİ 1. Bölüm: Psikolojiye Giriş Psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel çalışmasıdır. Sadece insanların ne yaptıklarını değil, aynı zamanda onların düşüncelerini,

Detaylı

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..

Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR.. Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR.. ÖĞRENCİLERDE PERFORMANS, MOTİVASYON VE BAŞARI GELİŞTİRME TEKNİKLERİ Skeçler, Testler, Video çekimleri Başarıya Ulaşmak İçin HEDEF BELİRLEMEK PLAN OLUŞTURMAK

Detaylı

O Öğretme-öğrenme sürecinde araçgereçler genellikle öğretimi desteklemek amacıyla kullanılır.

O Öğretme-öğrenme sürecinde araçgereçler genellikle öğretimi desteklemek amacıyla kullanılır. Görsel Tasarım 34 1 O Öğretme-öğrenme sürecinde araçgereçler genellikle öğretimi desteklemek amacıyla kullanılır. O O İyi tasarlanmış öğretim araç-gereçleri öğretim sürecini zenginleştirir, öğrenmeyi artırır.

Detaylı

MATEMATİĞİN GEREKLİLİĞİ

MATEMATİĞİN GEREKLİLİĞİ Dr. Serdar YILMAZ MEÜ Fizik Bölümü Ses dalgalarının özellikleri 2 MATEMATİĞİN GEREKLİLİĞİ Matematik, yaşamı anlatmakta kullanılır. Matematik yoluyla anlatma, yanlış anlama ve algılamayı engeller. Yaşamda

Detaylı

Havacılıkta İnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA

Havacılıkta İnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA Havacılıkta İnsan Faktörleri Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA Ders Hakkında Dersin Genel Amacı: - İnsanı tanımak - Kusurlarımızın farkına varmak - (Sağlıklı) düşünme yi öğrenmek Dersin Özel Amacı: - İnsan faktörlerini

Detaylı

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI REYHAN SAĞLAM ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ BILIŞ NE DEMEKTIR? Biliş; düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerine denir. Bilişsel gelişim neleri kapsar?

Detaylı

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları

Detaylı

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi

İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi İLETİŞİMLETİŞİİŞİM İnsanlar, tarihin her döneminde olduğu gibi bundan sonra da varlıklarını sürdürmek, haberleşmek, paylaşmak, etkilemek, yönlendirmek, mutlu olmak gibi amaçlarla iletişim kurmaya devam

Detaylı

PSİKOLOJİYE GİRİŞ ALGI-BÖLÜM 5. Fatma Gül Cirhinlioğlu

PSİKOLOJİYE GİRİŞ ALGI-BÖLÜM 5. Fatma Gül Cirhinlioğlu PSİKOLOJİYE GİRİŞ ALGI-BÖLÜM 5 Fatma Gül Cirhinlioğlu Duyum (Sensation) Duyum, dışsal bir uyarıcıyla ilgili ilk farkındalığımızdır. Dışsal uyarıcılar duyu reseptörlerini harekete geçirir ve bunlar beyin

Detaylı

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ 7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik

Detaylı

ÖĞRENME STİLLERİ. Öğretim İlke ve Yöntemleri VI. Hafta

ÖĞRENME STİLLERİ. Öğretim İlke ve Yöntemleri VI. Hafta ÖĞRENME STİLLERİ Öğretim İlke ve Yöntemleri VI. Hafta ÖĞRENME STİLLERİ Yenilenen öğretim programları Bireysel farklılıklar Öğrenme sürecinin kalitesini arttırmak için öğrencilerin öğrenme stilleri, zeka

Detaylı

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI A) TEMEL KAVRAMLAR ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Eğitim? Öğrenme? Öğretme? Öğretim? Eğitim Bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istenilen yönde (eğitimin amaçlarına

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Gelişim Psikolojisi Ders Notları Gelişim Psikolojisi Ders Notları Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL www.gunescocuk.com Tanımlar Büyüme: Organizmada meydana gelen sayısal (hacimsel) değişiklikler Olgunlaşma: Potansiyel olarak var olan işlevin

Detaylı

ÜNİTE 4 Algılama. Amaçlar. İçindekiler. Öneriler

ÜNİTE 4 Algılama. Amaçlar. İçindekiler. Öneriler ÜNİTE 4 Algılama Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Algının tanımını bilecek, Algılama biçimlerini bilecek, Gestalt algılama kuramını kavrayacak, Algılamayı etkileyen iç ve dış etmenleri anlayacak,

Detaylı