TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi: , yayımlandığı Resmi Gazete: /25852)

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi: , yayımlandığı Resmi Gazete: /25852)"

Transkript

1 TARIM SĠGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi: , yayımlandığı Resmi Gazete: /25852) BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç MADDE 1. Bu Kanunun amacı; üreticilerin bu Kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek üzere, tarım sigortaları uygulamasına ilişkin usûl ve esasların belirlenmesidir. Kapsam MADDE 2. Bu Kanun; Havuzun kuruluşu, Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler, Havuzun gelir ve giderleri, prim ve hasar fazlası desteği, sigorta sözleşmeleri, reasürans sağlanması ve sigorta şirketlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile katkı ve katılımlarının esas ve usûllerini kapsar. Tanımlar MADDE 3. Bu Kanunda geçen; a) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, b) Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını, c) Sigorta şirketleri: 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde kurulmuş olan ve tarım sigortaları alanında ruhsatı bulunan sigorta şirketlerini, d) Üretici: Bitkisel ve hayvansal üretim ile uğraşan gerçek ve tüzel kişileri, e) Tarım sigortaları: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1316 ilâ 1319 uncu maddelerinde belirtilen sigortalar ile bu Kanun kapsamına alınan sigortaları, f) Havuz: Tarım Sigortaları Havuzunu, g) Şirket: Havuzun işletilmesini üstlenen şirketi, h) Kurul: Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunu, ı) Çiftlik hayvanları: Büyükbaş hayvanlar, küçükbaş hayvanlar, kümes hayvanları ve kültür balıkçılığı ürünlerini, İfade eder. ĠKĠNCĠ BÖLÜM KuruluĢ, Görev, Yetki ve Sorumluluklar Havuz MADDE 4. Bu Kanun kapsamındaki risklerin teminat altına alınması, standart sigorta poliçelerinin belirlenmesi, hasar organizasyonları, aktüerya çalışmaları, tazminat ödemelerinin yapılması, reasürans teminatının sağlanması, tarım sigortalarının geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve izlenmesi ile diğer teknik hizmetlerin yürütülmesi amacıyla tüzel kiģiliği haiz (29/6/ sayılı Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 34) Havuz kurulmuştur. Havuz; kapsama alınan riskler için sigorta, reasürans ve retrosesyon yapmaya yetkilidir. Sigorta şirketleri, bu Kanun kapsamında tarım sigortaları alanında elde ettikleri primin tamamını Havuza devretmekle yükümlüdür. Sigorta şirketlerine Havuza devrettikleri primler için Havuz tarafından tahsil edilen kısmı üzerinden komisyon ödenir. Sigorta şirketleri tarafından Havuza zamanında devredilmeyen primler 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Havuz, Bakanlık ve Müsteşarlıkça müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek esaslar çerçevesinde 9 uncu maddede belirtilen Şirket tarafından yönetilir. Havuzun merkezi İstanbul'dur. Havuz, bu Kanun kapsamındaki faaliyetleri bakımından 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tâbi değildir. 1

2 Kurul MADDE 5. Kurul; Bakanlık ve Müsteşarlıktan ikişer, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Şirketten birer üye olmak üzere toplam yedi üyeden oluşur. Kurul üyeliğine Bakanlık ve Müsteşarlıkça kamu görevlileri arasından seçilecek kişilerin en az on yıl kamu hizmetinde bulunmuş olmaları, Bakanlık temsilcisinin tarım alanında, Müsteşarlık temsilcisinin sigortacılık alanında bilgi ve deneyime sahip olması gerekir. Diğer üyelerin ise ilgili bulundukları alanda en az on yıllık mesleki deneyime sahip olmaları ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımaları zorunludur. Bakanlık temsilcilerinden biri Kurulun tabii başkanıdır. Kurul en az beş üyenin katılımı ile toplanır, kararlarını çoğunlukla alır. Oylamalarda eşitlik halinde, Başkanın oyu iki oy sayılır. Kurul üyeleri, üç yıl süre ile görev yapar. Görev süresi sona erenler yeniden göreve atanabilir. Kurula atanan üyeler temsil ettikleri kurumlardan ayrıldıkları veya kurumlarınca geri çekildikleri takdirde üyelikleri sona erer. Bu üyelerin yerine seçilen yeni üyeler kalan süreyi tamamlar. Kurul üyelerinden, uhdesinde kamu görevi bulunanlara bir ay içerisinde dörtten fazla olmamak üzere her toplantı günü için (2000), uhdesinde kamu görevi bulunmayanlar için ise (3000) gösterge rakamının Devlet memurlarına uygulanan aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda toplantı ücreti ödenir. Kurulca alınan kararların uygulaması ve Kurula ilişkin sekretarya hizmetleri, Şirket tarafından yürütülür. Kurulun görev ve sorumlulukları MADDE 6. Kurulun görevleri şunlardır: a) Havuzun işleyişine ilişkin uygulama esaslarını belirlemek. b) Bu Kanun kapsamında tarım sigortaları için verilecek, Devlet prim desteği toplam tutarını aşmamak kaydıyla ürün, risk ve bölge bazında prim desteği oranını belirlemek üzere çalışmalar yapmak ve Bakanlığa sunmak. c) Uygulamada karşılaşılan sorunları tespit etmek, bunların çözümüne yönelik çalışmalar yapmak, yaptırmak. d) Hizmet alınmasına karar vermek. e) Hasar tespit işlemlerine ilişkin esas ve usûlleri belirlemek. f) Bu Kanun kapsamında tarım sigortaları alanında faaliyet göstermek isteyen sigorta şirketleri ile sözleşme yapmak. g) Havuz işleticisi şirketle çalışma usûl ve esaslarını belirleyen sözleşme yapmak. Havuzun kaynakları MADDE 7. Havuzun gelirleri şunlardır: a) Sigorta şirketlerinin devrettiği primler. b) Devlet tarafından sağlanan prim desteği. c) Toplanan kaynakların yatırım gelirleri. d) Alınan krediler. e) Genel bütçeden alınacak katkılar. f) Diğer gelirler. Havuzun gelirleri her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. Havuzun kaynaklarının kullanım yerleri MADDE 8. Havuzun giderleri şunlardır: a) Tarım sigortalarına ilişkin tazminat ödemeleri. b) Havuzun yönetimi ve işleyişi için gerekli olan masraflar. c) Reasürans, sermaye ve benzeri piyasalardan sağlanacak korumaya ilişkin ödemeler. d) Sigorta şirketlerine ödenecek komisyonlar. e) Bilgilendirme ve tanıtım kampanyalarına ilişkin ödemeler. f) Hasar tespit işlemlerine ilişkin ödemeler. g) Alınan kredilerin anapara ve faiz geri ödemeleri. h) Bu Kanunun amacı doğrultusunda yapılacak diğer ödemeler. ı) Havuz işleticisi şirkete ödenecek işletme bedeli. ġirket MADDE 9. Havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemler, Havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak Şirket tarafından yürütülür. 2

3 Şirketin, Kurulun belirleyeceği usûl ve esaslar çerçevesinde görevleri şunlardır: a) Tazminat ödemelerine esas teşkil edecek hasar tespit işlemlerine ilişkin her türlü çalışma ve organizasyonları yapmak suretiyle, tazminat ödemelerinin en kısa sürede yapılmasını sağlamak. Bitkisel ürün sigortalarının hasar tespitleri ziraat mühendisi, ziraat teknikeri ve ziraat teknisyenleri; çiftlik hayvanları sigortalarının risk inceleme işlemleri veteriner hekimler ve zooteknist ziraat mühendisleri, hasar tespitleri ise veteriner hekimler tarafından yapılır. Su ürünleri sigortalarının risk incelemeleri, su ürünleri mühendisi, su ürünleri bölümü mezunu ziraat mühendisleri, balıkçılık teknoloji mühendisi ve veteriner hekimler; hasar tespitleri ise veteriner hekimle birlikte su ürünleri mühendisi, su ürünleri bölümü mezunu ziraat mühendisleri, balıkçılık teknoloji mühendislerinden birisi tarafından yapılır. (29/6/ sayılı Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 35) Hasar tespit işlemlerinde öncelikle ziraat mühendisleri ve veteriner hekimlerden yararlanılır. b) Risk paylaşımı ve transferi ile reasürans plânının uygulanmasına ilişkin işleri yürütmek, risk paylaşımı ve reasürans programını Kurulun onayına sunmak. c) Kurulca alınan kararların uygulanması ve Kurulun görevlerine ilişkin sekretarya hizmetlerini yürütmek. d) Primlerin tahsili, tazminat ödemelerinin yapılması ve benzeri işleri yürütmek. e) Üreticileri tarım sigortaları hakkında bilgilendirmek, halkla ilişkiler ve tanıtım kampanyalarını yürütmek. f) Genel hükümler çerçevesinde tarım sigortalarına ilişkin istatistik üretmek, bu konuda Kurula rapor hazırlamak. g) Havuz kaynaklarını, belirlenen ilke ve kurallar çerçevesinde yatırıma yönlendirmek. h) Havuz işlerinin sağlıklı yürütülmesi bakımından, gerekli gördüğü hususlarda Havuz Yönetim Kuruluna öneride bulunmak. ı) Havuzun işletilmesiyle ilgili diğer her türlü iş ve işlemleri yapmak. Şirket, Havuz işlerinin Havuz yararına ve en iyi şekilde yürütülmesinden Bakanlık, Müsteşarlık ve Kurula karşı sorumludur. Şirket, Havuza ait gelir ve giderler ile tüm hesap ve işlemleri özel ve ayrı kayıtlarda takip eder. Şirket, bu Kanun kapsamındaki görevleri gereği edindiği bilgileri herhangi bir gerekçeyle üçüncü şahıslara açıklayamaz. Havuza ait yazışma ve belgelerin uygun bir şekilde muhafaza edilmesi zorunludur. Şirket; faaliyetine son verilmesi, tasfiye edilmesi veya iflas etmesi gibi hallerde, Kurul tarafından yeni bir şirketle sözleşme yapılıncaya kadar görevlerini yerine getirmeye devam eder. Bu durumda bu Kanun kapsamındaki bütün bilgi ve belgelerin Kurula iade edilmesi zorunludur. Şirket, bu Kanunda belirtilen görevler dışında başka bir işle uğraşamaz. Bakanlığın görev ve yetkileri MADDE 10. Bakanlığın bu Kanun kapsamında görev ve yetkileri şunlardır: a) Tarım sigortalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli tedbirleri almak. b) Ürünler, riskler ve bölgeler itibariyle sağlanacak prim desteğine ilişkin teklifleri Bakanlar Kurulunun onayına sunmak. c) Tazminat ödemelerinin doğru ve düzenli bir şekilde yapılmasını izlemek. d) Bu Kanunla verilen diğer görevleri yürütmek. Denetim MADDE 11. Havuzun ve Şirketin sigortacılık uygulamaları yönüyle denetimi Müsteşarlık, diğer tüm işlemlerinin denetimi Bakanlık tarafından yapılır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Riskler, Sigorta SözleĢmeleri, Havuza Katılım, Reasürans, Yardım ve Destekler Havuz tarafından teminat altına alınacak riskler MADDE 12. Kapsama alınacak bitkiler, bitkisel ürünler ve seralar, tarımsal yapılar, tarım alet ve makineleri ile çiftlik hayvanları için kuraklık, dolu, don, sel, taban suyu baskını, fırtına, hortum, deprem, heyelan, yangın, kaza ve zararlılar ile hayvan hastalıklarının neden olacağı zararlar ve/veya tarım sektörü bakımından önemli görülecek diğer risklere ilişkin teminatlar Kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenir. 3

4 Prim desteği MADDE 13. Ürünler, riskler, bölgeler ve işletme ölçekleri itibariyle Devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları, her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Prim desteğine ilişkin ödenek, her yıl bütçe kanunu ile Bakanlık bütçesinde yer alır. Bakanlık, sigorta şirketleri tarafından Havuza aktarılacak prim miktarlarını çiftçi kayıtları ile karşılaştırarak prim desteğini hesaplar ve gecikmeksizin Havuza aktarır. Sigorta sözleģmeleri ve Havuza katılım MADDE 14. Bu Kanun kapsamındaki tarım sigortası teminatları münhasıran Havuz tarafından verilir. Bu teminatlar risk yönetimi açısından şartların gerekli kılması ve Kurul tarafından uygun görülmesi halinde sigorta şirketleri ile müştereken de verilebilir. Sigorta sözleşmeleri, Havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapılır. Havuz tarafından hesaplanacak tahmini hasar durumuna göre uygun şartlarda yeterli koruma sağlanamadığı takdirde, kalan kısma Devlet tarafından iştirak edilir. (29/6/ sayılı Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 36) Reasürans MADDE 15. Havuz, üstlenilen risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası sigortacılık piyasası, sermaye piyasası ve benzeri piyasalardan koruma temin edebilir. (29/6/ sayılı Resmi Gazete 6327 sayılı Bireysel Emeklilik tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Madde: 37) Hasar fazlası desteği MADDE 16. Havuz tarafından üstlenilen risklerin transferi amacıyla ulusal ve uluslararası piyasadan sağlanan korumanın yeterli bulunmaması halinde Bakanlar Kurulunca belirlenecek kısım Devlet tarafından taahhüt edilir. Yardım ve borç ertelemesi MADDE 17. Bu Kanun kapsamında, uygulama yılında yer alan riskler için tarım sigortası yaptırmayan üreticiler, tarihli ve 2090 sayılı Kanundan yararlanamaz. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Geçici ve Son Hükümler Yönetmelik MADDE 18. Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki ay içinde; Havuzun çalışma usûl ve esasları Müsteşarlığın görüşü alınarak Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle, sigorta sözleşmelerinin tabi olacağı esaslar ise Müsteşarlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir. GEÇĠCĠ MADDE 1. Kurulda görev alacak üyeler, ilgili kurumlar tarafından Bakanlığa bildirilir ve Bakanlıkça Kurul üyelerinin görevlendirilmesi bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içinde yapılır. Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde Şirket kurulur. Yürürlük MADDE 19. Bu Kanunun 4 üncü maddesi yayımı tarihinden üç ay sonra, diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 20. Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 4

5 2015 YILI BAKANLAR KURULU KARARI (31 Aralık 2014 tarih ve (4. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete) Karar Sayısı : 2014/7093 Ekli Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 4/12/2014 tarihli ve sayılı yazısı üzerine, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 12 nci ve 13 üncü maddeleri ile 5488 sayılı Tarım Kanununun 19 uncu maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 15/12/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır. TARIM SĠGORTALARI HAVUZU TARAFINDAN KAPSAMA ALINACAK RĠSKLER, ÜRÜNLER VE BÖLGELER ĠLE PRĠM DESTEĞĠ ORANLARINA ĠLĠġKĠN KARAR Teminat altına alınacak ürünler ve riskler MADDE 1- (1) Bitkisel ürünler için dolu ana riski ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını ek riskleri dolu paketi halinde verilir. Bu sayılan risklere ilave olarak, isteğe bağlı olmak üzere; açık alanda yetiştirilen meyveler için don riski, ayrıca meyve bahçeleri ile bağlarda dolu ağı ve örtü sistemleri için dolu paketindeki riskler ve dolu ağırlığı riski, ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin, mevcut arazi ve ürün bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (2) Seralar için dolu ana riski ile birlikte; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını ile taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ek riskleri paket halinde; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; Örtü Altı Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçilerin, mevcut arazi, sera ve ürün bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (3) Veteriner Bilgi Sistemine (TÜRKVET) kayıtlı olan süt ve erkek besi sığırları ile erkek ve dişi mandalar için ölüm riski; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; mevcut tesis, işletme, yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (4) Veteriner Bilgi Sistemine (TÜRKVET) kayıtlı olan koyun ve keçi ile koç ve tekeler için ölüm riski; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; mevcut tesis, işletme, yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (5) Kapalı sistemde üretim yapılan, bio güvenlik ve hijyen tedbirleri alınmış tesislerde yetiştirilen kümes hayvanları için ölüm riski; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; mevcut tesis, işletme ve kümes hayvanlarına ait yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (6) Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünleri için ölüm riski ile kafes ve ağlar için kazalar, predatör saldırısı, fırtına, hortum, deprem riskleri; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; Su Ürünleri Kayıt Sistemine kayıtlı olan işletmelerin; mevcut tesis, işletme ve su ürünleri yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (7) Arıcılık Kayıt Sistemine kayıtlı olan aktif (arılı) ve plakalı kovanlar için; fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını, taşıt çarpması, nakliye ile vahşi hayvan saldırısı riskleri; ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlar kapsamında; mevcut tesis, işletme ve yetiştiricilik bilgileri dikkate alınarak, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından teminat altına alınır. (8) Risk incelemesi sonucunda, Tarım Sigortaları Havuzu tarafından sigortalanması uygun görülmeyen ürün, işletme ve riskler sigorta edilmez. (9) Tarım Sigortaları Havuzu tarafından sigorta edilmeyen tesisler, işletmeler, ürünler ve riskler ile ilgili genel şartlar ile tarife ve talimatlarla kapsam dışı bırakılmış haller ve kayıplar, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 17 nci maddesindeki uygulama yılında yer alan riskler arasında sayılmaz. 5

6 Prim Desteği MADDE 2- (1) Bu karar kapsamında belirlenen riskler için 2015 yılında, sigorta priminin %50 si oranında prim desteği Tarım Sigortaları Havuzuna bütçenin ilgili tertibinden aktarılarak karşılanır. (2) Açık alanda yetiştirilen meyvelerde çiçeklenme evresinin don riski kapsamına alınması, risk maliyetindeki artışlar ve çiftçinin ödeyeceği prim de dikkate alınarak, verilen prim desteğine ilave olarak, sadece don riski primine 1/3 oranında ek prim desteği Tarım Sigortaları Havuzuna bütçenin ilgili tertibinden aktarılarak karşılanır. Meteorolojik veri paylaģımı MADDE 3- (1) 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu nun 4 üncü maddesi çerçevesinde, Tarım Sigortalarında teminatların geliştirilmesi, risklerin değerlendirilmesi, aktüerya ve hasar tespit çalışmalarının etkin bir şekilde yürütülmesi için Meteoroloji Genel Müdürlüğü günlük ve/veya aylık meteorolojik verileri, Tarım Sigortaları Havuzu ile bilgisayar ortamında ücretsiz olarak paylaşır. Cezai hükümler MADDE 4- (1) Haksız yere yapılan destekleme ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen gecikme zammı oranları dikkate alınarak, hesaplanan kanuni faizi ile birlikte geri alınır. Haksız ödemenin yapılmasında, ödemeyi sağlayan belgeleri düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler, geri alınacak tutarların tahsilinde müştereken sorumlu tutulurlar. (2) 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile belirlenen sigorta primi destekleme ödemelerinden, idari hata sonucu düzenlenen belgelerle yapılan ödemeler hariç, haksız yere yararlandığı tespit edilen üreticiler, beş yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmazlar. Yürürlük MADDE 5- (1) Bu Karar 01/01/2015 tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 6- (1) Bu Karar hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. 6

7 SĠGORTACILIĞA GĠRĠġ Bilal TÜRKMEN Hazine MüsteĢarlığı - Hayat DıĢı Sigortalar - II Dairesi 1. RĠSK YÖNETĠMĠ 1.1. Risk Risk yönetimi ve sigorta kavramlarını inceleyebilmek için öncelikle riskin ne olduğunun anlaşılması gerekir. Risk hayatın her kademesinde görülebilir olmakla birlikte, tanımlanması zor bir kavramdır. Bu zorluğun temel nedeni, risk olgusunun farklı sektörler ve bakış açıları ile değişik anlamlar kazanabilmesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, finansal açıdan risk Bir yatırımdan elde edilecek getirinin beklenenden farklı olmasıdır. Diğer yandan, sağlık açısından ise risk Bir hastalığa ya da kazaya maruz kalmayı artıran her türlü fiziksel, davranışsal, psikolojik, akli, gelişimsel ya da çevresel faktör. olarak tanımlanabilir. Eğer genel bir tanımlama yapılacak olursa; risk, gerçekleşebilecek ancak gerçekleşmesi ya da ne zaman gerçekleşeceği kesin olmayan zarar verici olaylar olarak ifade edilebilir. 1 Risk kavramı pek çok alt tür altında incelenebilir. Sigortacılık açısından bakılacak olursa, en temel ayrım saf ve spekülatif risk ayrımıdır. Spekülatif riskte bir kayıp olasılığı olduğu kadar, bir kazanç elde etme olasılığı da vardır. Saf riskte ise bir kaybın olduğu ya da olmadığı; bir diğer deyişle, kazancın söz konusu olmadığı durumlardır. Sigortalanabilir riskler, saf risk kategorisinde yer alan risklerdir. Saf riskler kendi arasında üç alt grupta incelenebilir: a. KiĢiye Yönelik Riskler: Bu tür saf riskler, gelir kazanma özelliğinin kaybedilmesine bağlı olarak gelirin ya da mal varlığının azalması olasılığı ile ilgilidir. Erken ya da zamansız ölüm, emeklilikte yeterli gelire sahip olamama, hastalanma veya malül kalma ile işsiz kalma riskleri ve kişiye yönelik benzeri riskler bu kapsamda değerlendirilmektedir. b. Mala Yönelik Riskler: Bir malın ekonomik değerinin azalması ya da çalınması, yanması gibi olaylar neticesinde tamamen ortadan kalkması gibi risklerdir. c. Sorumluluğa Yönelik Riskler Kişinin kendi davranışları ya da kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçları neticesinde ortaya çıkan risk durumlarıdır Risk Yönetimi Riskin farklı bakış açıları itibarıyla pek çok değişik şekilde yorumlanabilmesi mümkün olduğu gibi, riskin yönetilmesi aşamasında da değişik yorum ve bakış açıları bulunmaktadır. Çünkü, riskin nasıl tanımlandığına ve algılandığına göre yönetim yöntemleri de farklı olabilmektedir. Ancak, genel bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde; risk yönetimi, riskin tanımlanmasına, analizine, değerlendirilmesine, mücadele edilmesine ve izlenmesine ilişkin yönetim politikalarının, prosedürlerinin ve uygulamalarının sistematik bütünü olarak tanımlanabilir. Bir başka deyişle; risk yönetimi, karşılaşılan risklerin tespit edilmesi, bunların olumlu ya da olumsuz etkilerinin belirlenmesi, bu çerçevede risklerle nasıl baş edileceğinin tespit edilmesi, belirlenen bu yöntemlerin uygulanması ve son olarak da elde edilen sonuçların incelenmesi sürecidir. 2 Risk yönetimi ile riskli bir durumun yaratacağı olumsuz etkilerin en aza indirilmesi ya da eğer varsa pozitif sonuçların mümkün olabildiğince artırılması sağlanmaya çalışılır. Risk yönetimini belirleyen en önemli faktörlerden bir tanesi, içinde bulunulan risk ortamıdır. Karşı karşıya kalınan risk, içsel ya da dışsal bir takım etkenlere dayanıyor olabilir. Kimi riskler ise hem 1 Mahir Çipil, Risk Yönetimi ve Sigorta (2008., sayfa: 4) 2 Mahir Çipil, Risk Yönetimi ve Sigorta (2008., sayfa: 11) 7

8 iç hem de dış etkenlerden kaynaklanabilir. Organizasyonun türüne, yönetim şekline, faaliyet gösterdiği iş koluna, bulunduğu coğrafi bölgeye ve diğer çeşitli faktörlere göre maruz kalınabilecek iç ve dış etkenler farklılık gösterebilir. Risk yönetim sürecinin genel olarak dört temel adımdan oluştuğu söylenebilir: 3 1. Adım Risk yönetiminin ilk adımı olarak, organizasyonun stratejik hedefleri belirlenmelidir. Sonrasında, risk yönetiminin ne şekilde yürütüleceğine ilişkin politikalar tespit edilerek; bu politikalar ile stratejik hedefler ilişkilendirilmelidir. 2. Adım İkinci adımda, risk analizi ve ardından risk değerlemesi yapılır. Risk analizi, risk unsurlarının tanımlanması ve bu kapsamda elde edilen bilgilerin sistematik olarak kullanılmasıdır. Risk değerlemesinde ise, risk analizinde belirlenen riskler organizasyon tarafından belirlenen risk kriterleri ile kıyaslanır. Böylelikle, riskler tespit edilmiş ve organizasyonun stratejisi çerçevesinde olası etkileri araştırılmış olur. 3. Adım 1. ve 2. adımlar sonunda ulaşılan tüm veriler ve bilgiler ışığında, en uygun olduğu düşünülen risk yönetim tekniği seçilir ve uygulamaya konulur. Uygulanabilecek pek çok değişik risk yönetim tekniği bulunmaktadır. Fakat, temel olarak değerlendirilecek olursa, tüm bu yöntemler dört ana kategori altına toplanabilir: i. Riskten Kaçınmak Riskin yaratabileceği olumsuzluklar ile uğraşılmak istenmemesi, riski yönetecek uygun fiyatlı bir tekniğin bulunamaması gibi durumlar söz konusu olduğunda, riski meydana getiren olaydan kaçınarak riskin tamamen ortadan kaldırılması tercih edilebilir. Bir diğer deyişle, riskten kaçınmak, riskli bir durumda bulunmama kararı ya da riskli bir durumdan çekilmek olarak da tanımlanabilir. Örneğin, uçak düşmesi sonucu ölüm ya da yaralanma riskinden kaçınmak için uçağa binmemek riskten kaçınmaktır. ii. Riski Üzerinde Tutmak Riski kendi üzerinde tutma tekniği riski kabullenmek olarak da adlandırılabilir. Nitekim, risk tutmak, belirli bir risk sonucunda meydana gelmesi olası negatif ya da pozitif sonuçların baştan kabullenilmesidir. Bir diğer deyişle, riski yönetmek adına hiç bir teknik uygulanmaz ise risk, risk sahibinin riski üzerinde tutması ile yönetilmiş olur. Bu nedenle, belki de en yaygın kullanılan risk yönetim tekniklerinden bir tanesidir. Kişileri ve kurumları çevreleyen sınırsız sayıdaki riskin varlığı düşünüldüğünde, pek çok durumda risklerin risk tutmak yöntemi ile yönetildiği görülecektir. Örneğin, kişinin otomobili ile bir kaza yapması durumunda karşılaşabileceği zararları bilmesine karşın sigorta yaptırmaması riski tutma yöntemidir. Risk tutma yöntemi, genellikle, riski diğer yöntemler kullanarak yönetmenin yüksek maliyetler gerektirmesi, negatif sonuçların meydana getireceği zararın göreceli olarak büyük boyutlarda olmayacağının tahmin edilmesi, risk yönetim süreçlerinin iyi işlememesi gibi durumlarda kullanılabilir. Risk alma kapasitesinin yüksekliği ile doğrudan ilişkili bir yöntemdir. iii. Riski Azaltmak Riske bağlı sonuçların gerçekleşme olasılığının azaltılmasına yönelik eylemler, riski azaltmak olarak adlandırılabilir. Negatif sonucu olabilecek bir olayın meydana gelmemesini ya da meydana gelse dahi etkilerinin azaltılmasını içeren önlemler risk azaltma yöntemleridir. Olayın meydana gelmemesi için olanlar kaybın önlenmesi, etkisini azaltmaya yönelik olanlar ise kaybın kontrol edilmesi olarak adlandırılmaktadır. Mesela, bir rafineride yangın çıkma ihtimalinin önlenmesi amacıyla güvenlik mekanizmalarının kullanılması kaybın önlenmesi iken, yangın çıkması halinde yangına hızla müdahale edilerek yangının fazla hasar vermeden söndürülebilmesi amacıyla rafineri içerisinde bir itfaiye birimi oluşturulması ise kaybın kontrolüdür. 3 Mahir Çipil, Risk Yönetimi ve Sigorta (2008., sayfa: 17-20) 8

9 iv. Riski Transfer Etmek Risk transferi, bir risk sonucu meydana gelebilecek kaybın maliyetinin ya da elde edilebilecek kazancın faydasının bir başka kişi ya da kurumla paylaşılmasıdır. Bu yöntemde; risk bu konuda uzmanlaşmış bir başka organizasyona bir sözleşme aracılığı ile devredilir. Örneğin, sigorta sözleşmelerinde risk, belirli bir miktar para karşılığında (prim) bir tarafça (sigortalı) bir başka tarafa (sigorta şirketi) belirli koşullar dahilinde transfer edilir. Nitekim, sigorta uygulamasına konu olabilecek uygun risk yönetim tekniği riski transfer etmektir. Risk transferi, var olan riskin gerçekleşmesi ile meydana gelecek mali sonuçları bir başkasına yönlendirdiği için risk yönetimi açısından en uygun çözüm gibi görünebilir. Gerçekten de, oldukça etkili ve güvenli bir risk yönetimi aracı olarak sıklıkla kullanılır. Bununla birlikte, risk transferinin de çeşitli olumsuz yanları bulunmaktadır. Öncelikle, risk transferinin belirli bir maliyeti vardır ve kimi durumlarda bu maliyet son derece yüksek olabilir. Bu tekniği kullanmanın diğer önemli olumsuzlukları, risk transferi ile yeni risklerin ortaya çıkabilmesi (örneğin, riskin transfer edildiği tarafın mali güçlük yaşama riski) ya da var olan bir takım risklerin farklılaşmasına rağmen varlığını devam ettirebilmesi gibi. Yukarıda bahsi geçen risk yönetim tekniklerinden bir tanesi diğerlerine göre çok üstündür demek mümkün değildir. Riske, organizasyona ve diğer pek çok unsura göre bu dört temel risk yönetim tekniğinin uygunluğu değişebilmektedir. Aşağıda yer alan tablo, kaybın sıklığı ve büyüklüğü değişkenleri çerçevesinde risk yönetim tekniklerinden hangisinin daha uygun bir seçim olabileceğini göstermektedir. Kaybın Sıklığı Kaybın Büyüklüğü Uygun Risk Yönetim Tekniği Düşük Düşük Riski Tutmak Yüksek Düşük Riski Azaltmak/ Riski Tutmak Düşük Yüksek Riski Transfer Etmek Yüksek Yüksek Riskten Kaçınmak 4. Adım Risk yönetim sürecinin, uygun tekniğin seçilip uygulanmasıyla birlikte sona ermemektedir. Zira, seçilen tekniğin uygulama sonuçlarının ne olduğu da öğrenilmeli ve bu çerçevede risk yönetiminden istenilen sonuçlara erişilip erişilmediği tespit edilmelidir. Ulaşılan sonuçlar risk yönetimi konusunda herhangi bir zafiyet ya da geliştirilebilecek bir nokta işaret ediyorsa, risk yönetim politikalarında gerekli değişiklikler yapılmalıdır Sigorta Risk kavramında olduğu gibi sigorta da farklı şekillerde tanımlanabilir. Bununla birlikte, risk kavramından farklı olarak sigorta için genel bir tanım yapmak daha mümkündür. En temel tanımlamayla sigorta, belirli bir ücretin (prim) ödenmesi (sigortalı tarafından) karşılığında, öngörülmüş bir riskin gerçekleşmesine bağlı kaybın parasal olarak karşılanmasını (sigortacı tarafından) taahhüt eden sözleşmedir. 4 Mark Dorfman Introduction to Risk Management and Insurance isimli kitabında sigortayı Bir tarafın diğer tarafa prim ödediği ve diğer tarafın da bu ödeme karşılığında teminat altına alınmış bir kaybın meydana gelmesi durumundaki zararı ödemeyi taahhüt ettiği iki taraflı bir sözleşme ilişkisi olarak tanımlamıştır. 5 Emmett ve Therese Vaughan Fundamentals of Risk and Insurance isimli çalışmalarında sigorta kavramı için Yeteri kadar çok sayıda homojen olayın bir grup olarak bir araya getirilerek kayıpların grup için bütün olarak tahmin edilebilir hale getirilmesi süreci ile riskin azaltılması ve ortadan kaldırılmasına yönelik ekonomik bir araç tanımını kullanmıştır. 6 Açıklamalı Sigorta ve Reasürans Terimleri Sözlüğü nde ise sigorta aynı türden tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin, belirli bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o tehlikenin 4 Mahir Çipil, Risk Yönetimi ve Sigorta (2008., sayfa: 22) 5 Mark S. Dorfman Introduction to Risk Management and Insurance (2004., s. 563) 6 Emmett J. Vaughan, Therese Vaughan Fundamentals of Risk and Insurance (1999., s. 679) 9

10 gerçekleşmesi sonucu fiilen zarara uğrayanların zararını karşılamada kullandığı, bir risk transfer sistemi olarak tanımlanmıştır. 7 Aktüeryal Matematik isimli çalışmada ise sigortanın tanımı Makul beklentilerin gerçekleşmesine engel olan rastlantısal olaylar üzerindeki olumsuz finansal etkinin azaltılması yönünde bir mekanizma şeklinde yapılmıştır. 8 Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanunu na göre; sigorta, sigortacının bir prim karşılığında diğer bir kimsenin para ile ölçülebilir bir menfaatini halele uğratan bir tehlikenin meydana gelmesi halinde tazminat vermeyi yahut bir veya birkaç kimsenin hayat müddetleri sebebiyle veya hayatlarında meydana gelen belli bir takım hadiseler dolayısıyla bir para ödemeyi veya sair edalarda bulunmayı üzerine aldığı bir sözleşme olarak tanımlanmıştır. Sigortayla ilgili olarak yukarıda verilen tanımlar daha geniş bir bakış açısıyla değerlendirilecek olursa; sigorta, benzer risklerin bir araya getirilip paylaşılması sayesinde risklerin azaltılması ve ortadan kaldırılması ile normalde karşılanamayacak parasal kayıpların tazmin edilmesine yönelik bir ekonomik araç olarak da tanımlanabilir. Bir diğer deyişle, sigorta, benzer risklerin ortak bir havuzda toplanıp idare edilmesidir. Toplanan bu risklerden bir kısmının gerçekleşmesi durumunda ise kayıplar toplanan primler aracılığıyla havuzdan ödenir. 2. SĠGORTANIN ĠġLEVLERĠ Çok önemli bir risk transfer aracı olan sigorta, bireysel, kurumsal ve de toplumsal açıdan çeşitli işlevlere sahiptir. Nitekim, sigorta gibi bir enstrüman olmasa, gerek gerçek gerekse de tüzel kişilerin karşı karşıya olduğu risklerin transfer edilmesinde ciddi sorunlar yaşanabilir. Sigortanın temel işlevlerinin ekonomik ve sosyal işlevler olmak üzere 2 başlık altında değerlendirilmesi mümkündür: 2.1. Sigortanın Sosyal ĠĢlevleri Sigortacılığın sunduğu hizmetler sayesinde insanoğlunun yaşamında giderek artan sayıda yer almakta olan riskler transfer edilebilmektedir. Böylece, sosyal dengeler açısından çok önemli bir takım işlevler yerine getirilebilmektedir: i. Güven Risklerin transfer edilmesini sağlayan bir enstrüman olması nedeniyle, sigortanın güven yaratan bir etkisi bulunmaktadır. Riskini sigortacıya devretmiş olan sigortalı, normalde üzerinde taşımak zorunda kalacağı risklerin yaratacağı endişeden kurtulmuş olduğu için sigorta sözleşmesinde yer alan risklere karşı güven içinde olacaktır. ii. Emniyet Sigorta, insanlara ve kurumlara maddi kayıplarını telafi etme fırsatı sunduğu kadar, kayıpların ortaya çıkmasından kaçınmalarında da, yani riskin azaltılmasında da yardımcı olur. Sigortacılık sektörü bu fonksiyonunu, güvenlik standartlarının ve önlemlerinin artırılmasını destekleyerek sağlar. Örneğin, İngiltere de sigorta şirketleri müfettişleri 1868 yılından bu yana binalar için yangın standartları belirlemektedir. Yine İngiltere de, ulusal yangın güvenlik organizasyonu olarak 1946 yılında kurulan Fire Protection Association, sigorta şirketleri tarafından çok güçlü bir şekilde desteklenmektedir. Sigorta sektörünün bu ve benzeri destekleri sayesinde pek çok riskin azaltılması sağlanarak güvenlik artırılmaktadır. iii. Sosyal Sorumluluk Sigortanın bir diğer sosyal işlevi ise, sigortacılık sektöründe yer alan şirketlerin sosyal sorumluluk anlayışı ile hareket ederek sponsorluk, bağış ve eğitim desteği gibi faaliyetler ile içinde bulundukları toplumların sosyal hayatını geliştirmeleridir. 7 Milli Reasürans Açıklamalı Sigorta ve Reasürans Terimleri Sözlüğü (2005., s. 148) 8 Newton L. Bowers, Hans U. Gerber, James C. Hickman, Donald A. Jones, Cecil J. Nesbitt Actuarial Mathematics (1989., s. 1) 10

11 2.2. Sigortanın Ekonomik ĠĢlevleri Sigorta mekanizması pek çok ekonomik işlev de sunmaktadır. Bu ekonomik işlevlerin çeşitli vasıtalarla sağladıkları katkılarla sigorta endüstrisi ekonomik büyüme için itici güçlerden biri olmaktadır. i. Kayıpların Telafisi Sigorta, risklerin yaratacağı ekonomik kayıpların telafisinde devreye girerek bu kayıpların ekonomi üzerinde yaratacağı yükü ortadan kaldırmaktadır. Örneğin, bir fabrikanın çıkan bir yangın neticesinde uğrayacağı zarar, yangın sigortası kapsamında karşılandığında fabrika sahibinin uğradığı kayıplar telafi edilmiş olacaktır. ii. Fon Yaratma Kapasitesi Sigorta ürünleri vasıtasıyla toplanan fonlar, ekonominin ihtiyaç duyduğu yatırım kaynaklarını sağlayarak diğer sektörlerdeki gelişmeleri desteklemektedir. Özellikle uzun vadeli sigortacılık ürünleri fon yaratma kapasiteleri ile ciddi kaynak imkanları sunabilmektedir. Örneğin, hayat sigortası primlerinin yatırıma yönlendirilen kısımlarının gerek para gerekse de sermaye piyasasındaki fonlar vasıtasıyla değerlendirilmesi neticesinde ülkenin fon yaratma kapasitesi sigortacılıkla artırılmış olmaktadır. iii. GiriĢimciliği Desteklemesi Sigortanın sağladığı güvence ve sigorta fonlarının yarattığı kaynak, girişimler için çok önemli iki itici güç sağlamaktadır. Birincisi, sigortanın güvence işlevi ile girişimciler yeni işler kurmak ve var olan işleri geliştirmek için daha çok risk alabilmekte, mevcut kaynaklarını daha etkin biçimde kullanabilmektedir. İkincisi ise, sigortanın fon yaratma işlevi girişimcilere yeni projeler geliştirmek ya da mevcut işleri devam ettirmek/geliştirmek için finansman bulma konusunda destek sağlar. iv. Kamu Üzerindeki Mali Yükün Azaltılması Sigortanın bir diğer işlevi kamu üzerindeki mali yükü azaltıcı özelliklere sahip olmasıdır. Örneğin, hayat sigortaları ve özel emeklilik sistemleri ürünleri ile sosyal güvenlik sisteminin sunduğu imkânların tamamlanması, sosyal güvenlik mekanizmasının devletin üzerinde yarattığı ekonomik yükü hafifletmektedir. Bu konuda bir diğer örnek olarak ise afet sigortaları verilebilir. Afet sigortaları tarafından karşılanan zararlar ile özellikle büyük ölçekli afetlerin kamu maliyesi üzerinde yaratabileceği olumsuz etkiler azaltılabilmektedir. v. Dolaylı Avantajlar Sigortanın doğrudan sunduğu ekonomik işlevlerin yanı sıra, dolaylı işlevlerle sağladığı katkılar da bulunmaktadır. Bunların başlıcaları sigorta sözleşmelerinin vergi kaynağı olarak değerlendirilebilmesi ve sigortacılık sektöründe yer alan çok sayıda aktör (sigorta şirketleri, aracılar, sigorta eksperleri gibi) vasıtasıyla istihdama katkıda bulunmasıdır. 3. SĠGORTA SÖZLEġMESĠ ve SĠGORTANIN TARAFLARI 3.1. Sigorta SözleĢmesi Sigorta, Güncel Türkçe Sözlük teki anlamıyla, bir şeyin veya bir kimsenin herhangi bir yönden ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için önceden ödenen prim karşılığında bu işle uğraşan kuruluşla yapılan iki taraflı bağlantı sözleşmesi dir. Bilim ve Sanat Terimleri Sözlüğü nde ise sigorta, doğal afet, kaza, yangın, hırsızlık, ölüm, kuraklık gibi riskler yüzünden gelecekte ortaya çıkabilecek kayıpları karşılamak amacıyla belli bir prim karşılığında satın alınan güvence olarak tanımlanmıştır. Açıklamalı Sigorta ve Reasürans Terimleri Sözlüğü nde sigorta, aynı türden tehlikeyle karşı karşıya olan kişilerin, belirli bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o tehlikenin gerçekleşmesi sonucu fiilen zarara uğrayanların zararını karşılamada kullanıldığı, bir risk transfer sistemi olarak ifadelendirilmiştir. Daha geniş bir ifadeyle sigortayı, birbirine benzeyen veya birbirinin aynı olan muhtelif rizikolara uğrayacak olan kişilerin bu işi meslek edinen ve ticari bir faaliyet olarak üstlenen oluşum ve organizasyonlara (sigorta şirketleri) belirli bir karşılık (prim) ödemek suretiyle taraflar arasında 11

12 kararlaştırılan süre zarfında (vade içerisinde) teminat altına alınan risklerin (rizikonun) gerçekleşmesi halinde ortaya çıkan zararın giderilmesi için bir talep hakkına sahip olunması şeklinde tanımlamak mümkündür. Nitekim, Türk Ticaret Kanununun (TTK) 1401 inci maddesinde sigorta sözleşmesinin tanımı yapılmıştır. Buna göre, sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, sigorta sözleşmesiyle sigortacı belli durumlarda tazminat ödeme taahhüdüne girmektedir. Ancak, sigortacının düzenlediği sözleşme dolayısıyla sigortalısına karşı bir tazminat sorumluluğundan bahsedilebilmesi için öncelikle sözleşmede öngörülen rizikoların; sözleşmede belirtilen süre ve coğrafi alan ve/veya yerde, sigorta genel şartlarında düzenlenen ve sigortacının sorumluluğuna girdiği beyan ve kabul olunan hallerden birinin somut bir şekilde ortaya çıkması suretiyle ve varsa sigorta genel şartları ile özel şartlar dahilinde gerçekleşmesi şartları aranır. Bununla birlikte, sigortadan faydalanan veya sigorta ettiren kimsenin kanunla yasak edilmiş, ahlâka ve adaba aykırı olan fiilinden doğabilecek bir zarara karşı sigorta yapılamayacağı TTK da belirtilmiştir. TTK da yapılan tanım çerçevesinde, sigorta sözleşmesinin unsurları aşağıdaki şekilde sıralanabilir. Sigortacı Sigorta Ettiren Sigorta Menfaati Risk Sigorta Bedeli Prim (Sigorta Ücreti) Sigorta SözleĢmesinin KuruluĢu Borçlar Hukuku alanındaki diğer sözleşmelerde olduğu gibi sigorta sözleşmesi de tarafların karşılıklı ve birbirine uygun beyanı ile kurulmaktadır. Sigortacılık uygulamasında icapta bulunan genellikle sigorta ettirendir ve bu icap çoğunlukla sigorta şirketi tarafından sigorta ettirene verilen teklifname formunun doldurulması ile olur. Sigorta sözleşmesinde kabul beyanın açık veya örtülü olması mümkün olmakla birlikte uygulamada sigorta şirketi kabul beyanını poliçeyi sigorta ettirene vermekle açıklamış olur. 9 Sigorta sözleşmesinin akdî herhangi bir şekle tabî olmamakla birlikte, sözleşmenin ispatı için yazılı delil aranmaktadır Sigorta SözleĢmesinin Sona Ermesi Sigorta sözleşmesinin sona ermesi durumunda, sözleşme sigorta şirketi, sigorta ettiren ve dolayısıyla ilgili üçüncü şahıslar bakımından geçerliliğini yitirmektedir. Genel olarak, bir sigorta sözleşmesi aşağıdaki durumlardan birinin varlığı halinde sona erer: Sigorta sözleşmesinde yazılı olan sona erme tarihine ulaşılmasıyla, yani sigorta süresinin bitmesiyle, 9 Metezade vd Sayılı Türk Ticaret Kanunu nun Maddesinde poliçe verme yükümlülüğü düzenlenmiş, poliçenin verilmediği hallerde sözleşmenin ispatının genel hükümlere tâbi olduğu belirtilmiştir. 12

13 Taraflardan birinin sözleşmede öngörülen bazı şartları yerine getirmemesinden doğan fesih haliyle, Sigorta ettirenin kendi iradesiyle, Sigorta şirketinin, sözleşmeye konu riskin ağırlaşması nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı feshetmesiyle, Kimi sigorta branşlarında ise, riskin gerçekleşmesiyle Sigortanın Tarafları Sigorta sözleşmesinin tanımına göre, temel olarak bir tarafta sigorta teminatı vermek üzere sigortacı yer alırken, diğer tarafta da riziko ile karşı karşıya olan sigortalı bulunmaktadır. Sigorta sözleşmesinin taraflarını kısaca aşağıdaki şekilde tanımlamak mümkündür: Sigorta Ettiren Sigortacı ile sigorta sözleşmesi akdederek sigortalının menfaatini sigortacı nezdinde prim ödemek suretiyle teminat altına alan kişidir. Bir diğer deyişle, sigorta ettiren, sigorta şirketinden sigorta güvencesini satın alan kişi demek olup, sigorta sözleşmesinin kurucu taraflarından biridir. Genellikle, bir sigorta sözleşmesinde sigorta ettiren, sigortalı ve lehdar (sigortadan yararlanan kişi) aynı kişi olmaktadır. Bununla birlikte, bazı sigorta sözleşmelerinde sigorta şirketinin karşısında taraf olarak farklı kişiler de bulunabilir. Yani, sigorta ettiren, sigortalı ve lehdar ayrı ayrı kişiler olabilir. Sigorta ettiren ile sigortalının farklı kişiler olabileceğine ilişkin bir örnek şu şekilde olabilir: Yanında çalışan bir kişi için sağlık sigortası yaptıran bir işveren bu durumda sigorta ettirendir; ancak sigortanın sunduğu güvenceden yararlanan kişi başkası, yani çalışandır. Sigortalı Zarar sigortalarında menfaati teminat altına alınan, can sigortalarında ise üzerinde risk gerçekleşme ihtimali olan kişidir. Yani, sigorta sözleşmesi ile kendisine teminat sunulan taraf, sigortalıdır. Böylelikle, sigorta sözleşmesinin bir tarafı olarak, teminat kapsamındaki risklerden birinin gerçekleşmesi neticesinde oluşan hasarın sigorta şirketinden tazmin edilmesi için talepte bulunmaya yasal olarak hakkı bulunan kişidir. Yukarıda da değinildiği üzere, sigortalı ile sigorta ettirenin aynı kişiler olmasına gerek yoktur. Nitekim, örnekte işveren sigorta ettirenken, çalışansa sigortalıdır. Primi ödeyen ve sigorta ürününü satın alan kişi işverenken, çalışan ise menfaat sahibi olup, sözleşmede belirtilen riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat talebinde bulunma hakkı olan şahıstır. Lehdar Can sigortalarında, sigorta sözleşmesine taraf olmamakla birlikte, lehine sigorta sözleşmesi akdedilen ve rizikonun gerçekleşmesi hâlinde kural olarak sigorta tazminatını sigortacıdan isteme hakkına sahip olan kişidir. Örneğin, bir kişinin kendi ölüm riski çerçevesinde hayat sigortası satın aldığını düşünelim. Riskin gerçekleşmesi yani sigorta ettiren kişinin ölmesi halinde poliçede belirtilen hakların ödeneceği kişi, sigortayı yaptıran yani ölen kişinin lehdarıdır. Lehdarın adı sigorta sözleşmesinde sigortalı ya da sigorta ettiren olarak geçmemesine karşın, sigorta şirketinin yapacağı ödemeden faydalanacak kişidir. Sigortacı/ Sigorta ġirketi Belli bir prim karşılığında sigorta sözleşmesi ile risk üstlenen kişidir. Bir diğer deyişle, sigorta ettiren tarafından ödenen belirli bir miktar prim karşılığında sigortalıya ya da tazminattan yararlanacağı belirtilmiş olan kişiye sözleşmede belirtilen riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat ödemeyi taahhüt eden kişidir sayılı Sigortacılık Kanunu uyarınca sigorta şirketleri ülkemizde anonim şirket ya da kooperatif olarak kurulabilmektedir. Söz konusu şirketler ruhsatname almak kaydıyla sigortacılık faaliyetinde bulunabilir. 11 Hayat sigortalarında sigortalının ölmesi ya da diğer kimi sigorta branşlarda tam ziya durumu gibi. 13

14 Ġpotekli Alacaklı Sigortalı kıymet üzerinde yasal olarak tanınmış öncelikli bir hakka sahip olan taraf ve gerçek hak sahibidir. Poliçede tanımlanan risk gerçekleşmeden önce tesis edilmiş olması şartıyla, sigorta tazminatını talep hakkı bu öncelikli alacaklıya ait olur. Sigorta şirketi onay almak şartıyla sigorta tazminatını ödeyebilir. Zarar Gören Üçüncü ġahıs Sorumluluk sigortalarında zarar gören üçüncü şahsa yasa veya sigorta sözleşmesi ile doğrudan sigorta şirketine başvurma hakkı tanınabilir. Bu halde zarar gören, doğrudan sigorta şirketine başvurup sigorta tazminatının kendisine ödenmesini talep edebilir. 4. SĠGORTALANABĠLĠRLĠK KAVRAMI Diğer bölümlerde detaylı olarak incelendiği üzere, sigorta bir risk yönetim tekniğidir. Ancak, sigorta her risk için kullanılabilir bir risk yönetim tekniği de değildir. Sigortalanabilirlik kavramı, hangi risklerin ticari olarak sigortalanabilir olduğunu belirleyen bir takım temel kıstasları düzenlemektedir. 12 a. Homojenlik Sigorta konusu risk, homojen şekilde gruplanabilecek bir yapıda olmalıdır. Eğer risk homojen yani benzer yapıda olmaz ise, bu risklerin bir araya getirilerek yönetilmesinin avantajı ortadan kalkmış olur. Yani, farklı riskleri bir araya getirerek sigorta aracılığıyla bir risk havuzu meydana getirilemez. b. Büyük Sayılar Kanunu Bir rastlantısal değişkenin uzun vadedeki değişmezliğini açıklayan bir olasılık kuramıdır. Büyük Sayılar Kanununa göre, sınırlı bir beklenen değer ile bağımsız ve özdeş olarak dağıtılmış rastlantısal değişkenler söz konusu olduğunda, bu gözlemlerin ortalaması nihayetinde beklenen değere yaklaşır. Örneğin, elinize aldığınız madeni bir parayı havaya fırlattığınızda yazı gelme olasılığı yüzde 50 dir. Ancak, para üst üste üç kere atılmasına rağmen her seferinde yazı gelebilir. Bu durumda, yüzde 12,5 yani gerçekleşen sonuç yüzde 50 den yani beklenen değerden çok farklıdır. Bununla birlikte, eğer para üç kez değil de çok fazla kez atılacak olursa çıkacak sonucun yüzde 50 ye yaklaşmış olma olasılığı çok fazladır. Mesela, parayı eğer yüz bin kez atıp sonucuna bakacak olursanız, yaklaşık yüzde 50 yazı geldiğini görebilirsiniz. Büyük Sayılar Kanunu uyarınca, sigorta şirketinin üzerinde tuttuğu risk sayısı arttıkça, gerçekleşen sonuçların beklenen değerlere yaklaşma olasılığı da tıpkı yukarıdaki örnekte olduğu gibi artacaktır. Bu sebeple, sigorta şirketlerinin amaçladıkları, çok sayıda ve homojen riski sigortalayarak istatistik ve olasılık hesaplarına dayandırdıkları beklenen hasar değerlerinin gerçekleşecek hasar değerlerine yaklaşmasını, böylelikle de geleceği daha iyi tahmin ederek daha iyi fiyatlandırma yapmaktır. c. Ölçülebilir Risk Sigorta sözleşmesine konu olacak risk, istatistiki olarak ölçülebilir olmalıdır. Aksi takdirde, sigorta şirketinin bu konuda sunacağı sigorta ürününü fiyatlandırması yani geçerli bir prim belirlemesi olanaksız olacaktır. d. Kazaen Hasar Sigortacılıkta hasar, kaza sonucu gerçekleşmeli yani tesadüfe dayanıyor olmalı; sigortalının ya da sigorta kapsamında hak sahibi olacak kişinin kontrolü dışında gerçekleşmelidir. Sigortalının bilinçli olarak bir hasara yol açması, sigorta şirketini dolandırarak haksız yere tazminat elde etme çabası anlamına gelebilmektedir. Mesela, bir araç sahibinin sigortalı aracını çalınmış gibi göstererek sigorta şirketinden para almaya çalışması gibi. 12 Mahir Çipil, Risk Yönetimi ve Sigorta (2008., sayfa: 53-55) 14

15 e. Hesaplanabilir Hasar Sigortacılıktaki ana mantık, sigorta sözleşmesine konu riskin meydana gelmesi sonucunda ortaya çıkan hasarın yol açtığı parayla ölçülebilir kaybın telafisidir. Bu nedenle, hasar sonucu meydana gelen kayıp maddi olarak hesaplanabilir olmalıdır. Hasarın hesaplanabilir ve bu hesabın da parayla ifade edilebilir olmaması durumunda sigorta şirketinin hasarı ödemesi mümkün olmayacaktır. f. Tanımlanabilir Hasar Hasarın hesaplanabilirliği ile ilişkilendirilebilecek bu özelliğe göre, hasarın meydana geldiği zaman, yer ve hasara neden olan olay tanımlanabilir nitelikte olmalıdır. Mesela, bir otomobil kazasında, aracın nerede, ne zaman ve ne şekilde kaza yaptığı bilinebilirse, meydana gelen hasarın sigorta sözleşmesi kapsamında tazminat ödemesine konu olup olamayacağı kararlaştırılabilir. g. Yeterince Büyük Hasar Eğer meydana gelecek hasar parasal olarak son derece küçük miktarlarda ise bu hasarla ilgili risk sigortalanmaz. Bir diğer deyişle, sigortalı açısından olası bir hasarın değeri anlamlı olabilecek kadar büyük olmalıdır. h. Ödenebilir Prim Hesaplanabilir hasar kısmında da belirtildiği üzere, bir sigorta priminin hesaplanmasında temel ölçütler hasarın gerçekleşme olasılığı ve parasal değeridir. Eğer bu ikisinden biri ya da ikisi birden çok yüksekse, yani hasarın gerçekleşme olasılığı çok fazla ve/veya meydana gelebilecek hasarın parasal değeri çok büyük miktarlarda ise sunulan teminata kıyasla bu riskin sigorta primi de çok yüksek bir miktar olabilecektir. Bir sigorta şirketi bu teminatı sunsa bile, prim çok yüksek olacağı için, büyük ihtimalle, sigorta sözleşmesini satın alacak kişi bulunamayacaktır. 5. SĠGORTANIN TEMEL PRENSĠPLERĠ Literatürde genel kabul görmüş altı tane sigorta genel prensibi bulunmaktadır: 5.1. Sigortalanabilir Menfaat Sigorta sözleşmesinin temel dayanağı olan sigortalanabilir menfaat, sigorta ettiren ile sigorta konusu arasındaki hukuki ve mali ilişkiden kaynaklanan sigorta ettirme hakkını ifade eder. Sigortalanabilir menfaat, can, mal veya sorumluluk olabilir. Sigorta sözleşmesi ile sigorta sözleşmesine konu şeyin ya da sorumluluğun parayla ölçülebilir değerindeki azalışın telafi edilmesi güvence altına alınmış olur. Örneğin, sigortalı bir evde su baskını olursa, sigorta şirketi bu riske karşı teminat verdiği için evi baskın öncesi tıpatıp haline getirmekle sorumlu değildir. Hasar tespit süreci sonrasında belirlenen miktarı sigortalıya ödeyerek sigortalının kaybının yani parayla ölçülebilir değerdeki azalışın karşılanmasına yardımcı olur. Başka bir örnekle, sorumluluk sigortası satın alan bir mali müşavir, bu sigorta ile sorumluluğunu ortadan kaldırmış olmaz. Sadece, sorumluluğu neticesinde parasal bir kayba uğrayacak olursa, sigorta sözleşmesi sayesinde bu riske karşı parasal bir güvenceye kavuşmuş olur. Diğer bir ifadeyle, satın aldığı sorumluluk sigortasıyla sorumluluğunu kabul etmekte, ancak sorumluluğun neticesi olan zararı karşılama veya tazminat ödeme borcundan kurtulmaktadır. Türk Ticaret Kanunu nda da sigortalanan mal ile sigortalı arasında parasal ve yasal bir menfaat ilişkisi olması gerekliliği ifade edilmektedir. 13 Mesela, bir şahıs evini su basması riskine karşı sigortalayabilir. Çünkü bu riske karşı sigortalanan değer olan evin parasal bir karşılığı vardır ve sigortalının bu değer üzerindeki menfaati yasaldır. Ancak, kişinin bir başkasına ait evi su basmasına karşı sigortalayarak riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat alması mümkün değildir. Çünkü, söz konusu menfaat üzerinde yasal bir hakkı yoktur. Kişi bir başkasına ait menfaati sigortalamak için sigorta ettiren sıfatı ile sigorta sözleşmesi satın alabilir; ancak lehdar olarak tazminat talep edemez. Bu çerçevede, sigortalanabilir menfaatin unsurları şu şekilde sıralanabilir: sayılı Türk Ticaret Kanunu, madde Cahit Nomer, Hüseyin Yunak Sigortanın Genel Prensipleri (2000), s.:

16 Sigortalanabilir nitelikte bir mal, can ya da sorumluluk olmalı ve bunlar sigorta konusunu teşkil etmeli, Sigortalı ile sigorta konusu arasındaki finansal, hukuki, ahlaki ve geçerli bir ilişki bulunmalı, Bu ilişki para ile ölçülebilir nitelikte olmalı, Sigortalı, sigortalanan malın sahibi olmak zorunda olmayıp; sigorta konusu üzerinde menfaatinin bulunması yeterlidir. Örneğin, emanetçi ve yediemin, intifa hakkı sahibi, ipotek ve rehin hakkı sahibi ya da kiracılık gibi durumlarda malik olmaksızın sigortalanabilir menfaatten söz edilebilmektedir Azami Ġyi Niyet Her türlü ticari ilişkide tarafların iyi niyet ile yaklaşması beklenir. Fakat, sigorta gibi güven üzerine kurulu bir enstrümanda tarafların iyi niyetten fazlasını göstermeleri gerekmektedir. Bu sebeple, Sigortanın Temel Prensipleri arasında iyi niyet değil azami iyi niyet prensibi yer almaktadır. Nitekim, sigorta sözleşmesine konu tarafların azami yani en üst seviyede iyi niyet gösterecekleri varsayılmaktadır. Bu çerçevede, bir sigorta sözleşmesinin tarafları olan sigorta şirketi ile sigortalı, sigorta sözleşmesini kabul ederken diğer tarafın verdiği bilginin doğru olduğuna güvenmek durumundadır. Sigortacılık literatüründe, bir sigorta şirketinin sigorta sözleşmesini kabul edip etmemesinde ya da öngöreceği koşul ve fiyatlarda etkili olabilecek her türlü bilgi ve maddi verilere esaslı husus 15 adı verilir. Sigorta şirketi açısından bakacak olursak, sigortalının sigorta sözleşmesi ile ilgisi olan tüm esaslı hususları doğru ve tam bir şekilde sigorta şirketine vermesi gerekir. Böylelikle, sigorta şirketi, sigortalının sunduğu esaslı hususlara güvenerek teklif verip vermeyeceğine karar verir ve eğer sigorta sözleşmesi teklif edecekse buna ilişkin fiyatlandırmayı yapar. Sigortalının esaslı hususları hatalı ya da eksik verdiğinin tespit edilmesi durumunda sigorta şirketinin sözleşmeyi feshetme hakkı vardır. Diğer taraftan, sigortalı açısından da karşı tarafın azami iyi niyet ile yaklaşması beklenir. Bir menfaatini sigorta ettirmek üzere sigorta şirketine ya da aracısına başvuran kişi, kendi ihtiyaçlarına yönelik ürünü belirlemede sigortacının vermiş olduğu teknik bilgiye güvenmek durumundadır. Özetle, sigorta sözleşmesinin oluşturulmasında hem sigortalı, hem de sigorta şirketi açısından geçerli olan ortak nokta, diğer tarafın vermiş olduğu bilgiye güvenmek durumunda olmalarıdır. Taraflardan birinin iyi niyetli olmaması nedeniyle diğer tarafa gerçek olmayan bilgi vermesi ya da bir takım bilgileri gizlemesi, karşı tarafı yanıltarak istemediği bir sözleşmeye girmesini sağlayabilir. Böyle bir durum, azami iyi niyet prensibinin ihlali olup, karşı tarafa sözleşmenin feshi hakkını verebilmektedir Tazminat Tazminat, sigorta sözleşmesine konu bir hasar meydana gelmesi durumunda sigortalının zarar gören menfaatinin telafisi için sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen miktardır. Tazminat, sigorta bedelini, yani teminat kapsamındaki bir riskin gerçekleşmesi halinde sigortacının ödemekle yükümlü olduğu ve poliçede belirtilen tazminata esas oluşturan azami bedeli aşamaz. Bu çerçevede, tazminat prensibinin amacı sigortalının uğramış olduğu para ile ölçülebilir kaybı gidermektir. Bir diğer deyişle, tazminat prensibi çerçevesinde sigorta sözleşmesinin amacı zarar görenin ekonomik durumunu zarardan önceki düzeyine getirmektir. Bu çerçevede, tazminat prensibindeki temel mantığın sigortalının sigorta şirketinden alacağı tazminat ile zenginleşmemesi düşüncesidir de denilebilir. Böylelikle, hukukta sebepsiz zenginleşme olarak adlandırılan ve haklı bir sebep olmadığı halde başkası aleyhine zenginleşme olarak açıklanabilecek durumun gerçekleşmesi engellenmek istenmektedir. Örneğin, aracı için 30 bin TL sigorta bedeli ile kasko sigortası satın alan bir kişinin kaza yaptığını ve aracının tamamen kullanılamaz hale geldiğini düşünelim. Bu durumda, sigorta şirketinin ödeyeceği tazminat miktarı hiç bir şekilde 30 bin TL yi yani sigorta bedelini geçemeyecektir. Zira, sigortayla sigortalının menfaatinin parasal değerini hasardan hemen önceki konumuna getirilmesi amaçlandığından, sigortalının riskin gerçekleşmesi nedeniyle kâr elde etmesi öngörülmez. Sigorta şirketi, tazminat ödeme sorumluluğunu farklı yollarla yerine getirebilir. Nakit ödeme, tamir ettirme, yerine koyma ya da yenileme gibi. 15 Cahit Nomer, Hüseyin Yunak Sigortanın Genel Prensipleri (2000), s.:

17 Kimi durumlarda sigorta sözleşmesinde geçen sigorta bedeli (sigortacının sorumluluğu sigorta bedeli ile sınırlıdır) ile sigorta değeri (sigorta değeri sigorta olunan menfaatin tam değeridir) olarak ifade edilen sigorta konusu gerçek değer arasında farklılıklar olabilir. Bu durumlar tazminat sigortasına konu poliçelerde geçerli olabilir. Örneğin, aģkın sigorta olarak adlandırılan durumda sigorta bedeli sigorta konusu değerden fazla olur. Aşkın sigorta durumunun olması halinde, sigorta bedelinin sigorta değerini aşan kısmı geçersiz olacaktır. Böyle bir durumda, sigorta şirketi söz konusu aşan kısma ait primi sigorta ettirene iade etmelidir. Aşkın sigortanın tersi duruma ise eksik sigorta denmektedir. Eksik sigortada sigorta bedeli sigorta konusu değerden az olmaktadır. Sigorta ettiren prim miktarını düşürmek amacıyla bilinçli olarak ya da farkına varmayarak sigortaladığı malı gerçek değerinin daha altında bir değer ile sigorta ettirebilir. Eksik sigorta uygulamasında, tam hasar halinde, sigorta şirketinin ödeyeceği en fazla miktar, poliçede beyan edilmiş sigorta bedeli kadar olacaktır. Kısmi hasarlarda ise sigorta şirketinin ödeyeceği tazminat; gerçekleşen zarar tutarı sigorta bedelinin sigorta değerine oranı kadar indirilecektir. TTK nin 1462 nci maddesinde aksine sözleşme yoksa demek suretiyle aksinin kararlaştırılabileceğini öngörmüştür Halefiyet Tazminat prensibinde değinildiği üzere, sigortacılıkta temel olan nokta, sigorta sözleşmesinde bahsi geçen riskin meydana gelmesi durumunda sigortalının parasal anlamda azalmış olan menfaatinin telafi edilmesidir. Halefiyet prensibi, bu açıdan tazminat prensibinin bir uzantısı sayılabilir. Eğer hasar bir başka kişinin kusuru neticesinde meydana gelmiş ise sigortalı bu kişiye başvurarak zararının o kişiyle ilgili kısmının tazmin edilmesini isteyebilir. Bu çerçevede, sigorta şirketi sigortalıya bir tazminat ödemesi yapmış ise kusuru olan kişiye başvurma hakkı da bu ödemeyle birlikte sigorta şirketine geçmiş olur. Hukuk dilinde bu duruma rücu etmek denilmektedir. Bir diğer deyişle, rücu bir kişinin hukuken diğer bir kişinin yerine geçerek üçüncü kişilere karşı onun haklarını sorumlu kişiler nezdinde aramasıdır. Sigortacı halefiyet ilkesi gereğince, ödediği tazminat kadar bir meblağ için sigortalının yerine geçer. Böylelikle sigortacı, ödediği tazminat kadar meblağı hasara sebep olanlara rücu ederek geri ister. Mal ve sorumluluk sigortalarında, sigortalının hem sigorta şirketinden, hem de hasara sebep olan kişilerden çifte tazminat alması da bu şekilde önlenmiş olur. Mesela, iki araçlı bir trafik kazası olduğunu varsayalım: A aracının sürücüsü, B sürücüsünün aracına arkadan çarparak zarara yol açıyor. A aracının sürücüsü kusurlu olduğu için, normal koşullarda B aracının sahibine bu zararı ödemelidir. Ancak, B aracının sahibi söz konusu zarar miktarını doğrudan A aracının sürücüsünden almak yerine aracı için kasko sigortası yaptırdığı sigorta şirketine gider ise, şirket B aracındaki hasarı karşılar. Sonrasında ise B aracının sahibinin, A aracının sürücüsüne giderek hasarını karşılamasını talep etme hakkı artık kalmaz. Bu hak, tazminat ödemesini yaptığı için sigorta şirketine geçmiş olur. B aracını sigortalayan sigorta şirketi bu araçtaki hasarı karşılamış olduğu için bu olayda sigortalının yerine geçmiş sayılır ve A aracının sürücüsüne hasarı karşılaması için başvurma hakkını elde etmiş olur. Sigorta şirketi, bu hakkı sigortalıyla arasında var olan sigorta sözleşmesi ile elde etmektedir. Sonuç olarak, B aracının sahibinin aynı olay için hem sigorta şirketinden, hem de A aracının sürücüsünden para alması engellendiği için sebepsiz zenginleşme olmamış olur Hasara Katılım Hasara katılım prensibi, tıpkı halefiyet prensibi gibi tazminat prensibinin bir uzantısı sayılabilir. Çünkü, hasara katılım prensibinin de temel noktası, sigortalının gerçek zararından fazlasını sigorta aracılığıyla elde etmemesidir. Hasara katılım prensibi, sigorta konusu aynı değerin aynı risklere karşı birden fazla sigorta şirketine sigorta ettirilmiş olduğu durumlarda; sigortalının zararı için birden çok sigorta şirketinden aynı hasar kapsamında tazminat almasını engeller. Bir diğer deyişle, hasara katılım prensibi, poliçe şartları uyarınca hasarı ödenmiş olan bir sigorta şirketinin aynı hasardan dolayı herhangi bir şekilde sorumlu olan diğer sigortacıları hasarı paylaşmaya davet hakkıdır Yakın Neden Yakın neden, bir hasarın meydana gelmesine sebebiyet veren en etkili yani hakim nedendir. Bu prensibe göre, hasara yol açan nedenin sigorta sözleşmesi ile güvence altına alınmış olması gerekmektedir. Yani, hasar nedeni, sigorta sözleşmesinde yer alan genel ve özel şartlarda belirlenen teminat kapsamında olmalıdır. 17

18 Mesela bir kasko sigortasında, sel gibi bir doğal afet nedeni ile sigortalı araçta hasar meydana geldiğini ve sigortalının sigorta şirketine hasar bildirimi yaptığını varsayalım. Bu durumda, sigorta şirketi, sigortanın genel ve özel şartlarına bakarak sel nedeninin sigorta sözleşmesi ile güvence altına alınmış olan haller arasında olup olmadığına bakarak tazminat talebini değerlendirir. Yakın sebebi diğer sebeplerden ayıran en önemli özellik, hasarın oluşumuna etki ya da katkıda bulunmasının ötesinde tek başına belirleyici olmasıdır. Bazı hasarların meydana gelmesine tek bir olay neden olabilmektedir. Bu tür durumlarda bu tek olay hasarın yakın sebebidir. Ancak, kimi durumlarda hasarlar, zincirleme bir takım olayların sonucunda meydana gelebildiği gibi birden fazla olayın katkısıyla ya da etkileşimiyle de oluşabilir. Bu tarz durumlarda, hasarın yakın sebebinin tespit edilmesinde zorluklar ya da anlaşmazlıklar yaşanabilir. Sigortacılıktaki klasik bir zincirleme olay örneği şöyledir: Bir fırtına bir binanın çatı duvarını yıkar, yıkılan duvar binanın elektrik kablolarını koparır, bu kablolar kısa devre yapar ve oluşan kıvılcım neticesinde yangın çıkar, yangını söndürmek için müdahale eden itfaiyenin püskürttüğü su neticesinde evi su basar ve evdeki eşyalar hasar görür. Bu olaylar zincirinde eşyalara zarar veren olay su basması gibi görünse de, zincirin tamamı incelendiğinde meydana gelen hasarın yakın yani, bir diğer deyişle belirleyici, nedeni fırtınadır. 6. SĠGORTA TÜRLERĠ Sigortayı farklı bakış açılarıyla çok değişik şekillerde türlere ayırmak mümkündür. Teoride ve uygulamada karşılaşılan temel sınıflandırmalar aşağıda yer almaktadır Özel Sosyal Sigorta En temel sigorta ayırımlardan bir tanesi özel ve sosyal sigortalardır. Toplumun karşılaştığı bir takım temel risklere karşı güvence sağlanabilmesi amacıyla devlet desteği ile hayat bulan işsizlik sigortası, genel sağlık sigortası, sosyal güvenlik sistemleri gibi sigorta uygulamaları sosyal sigorta sınıfına girerken; özel sigorta, gerçek ya da tüzel kişilerin sahip oldukları riskleri transfer etmek için ihtiyari ya da zorunlu olarak sigorta şirketlerinden satın aldığı sigorta ürünlerini ifade eder Ġhtiyari - Zorunlu Sigorta Tıpkı sosyal ve özel sigorta gibi diğer bir temel sınıflandırma da ihtiyari ve zorunlu sigorta ayrımıdır. Yasal düzenlemelerle yapılması zorunlu tutulan sigortalar zorunlu, bir riske maruz kalan kişinin gönüllü katılımıyla yapılan sigortalar ihtiyari sigortalar kapsamındadır. BRANġLAR ĠTĠBARĠYLE AYIRIM 6.3. Hayat - HayatdıĢı Sigortalar Branşlar itibariyle en temel sınıflandırma hayat ve hayatdışı ayırımıdır. İnsan hayatının sigortalanmasına ilişkin sigorta ürünleri hayat branşının altında verilirken; bunun dışında kalan tüm sigorta ürünleri yani mallara ve sorumluluklara ilişkin olan ürünler hayat dışı branş altında verilmektedir. Zarar ve meblağ sigortaları şeklindeki ayırım da bu sınıflandırmayı işaret etmektedir. Bir mal ya da sorumluluk sigortalanırken, sigortalanan menfaat objektif bir biçimde parasal olarak ifade edildiğinden yanı zarar durumunda ödenecek miktar konusunda genel kabul görmüş hususlar bulunduğundan bu tür sigortalar zarar sigortaları olarak adlandırılmaktadır. Yani zarar sigortaları bir başka deyişle hayatdışı branşını ifade etmektedir. İnsan hayatının parasal değeri ise daha sübjektif bir kavramdır. Bir başka deyişle insan hayatına ilişkin riskleri sigortalarken genel kabul gören bir tazminat miktarından bahsedilemez. Çünkü bir insanın hayatının parasal karşılığı bir evin piyasa değeri gibi piyasa değeri üzerinden tespit edilemez. Bu durumda kişinin hayatına ilişkin menfaati belirlemek için bir meblağ belirlenir. Söz konusu meblağ yani sigorta bedeli, sigorta ettiren ve sigorta şirketinin üzerinde anlaştığı ve makul ölçüler içerisinde bir miktar olmalıdır. İşte belirlenen bu meblağdan dolayı hayat sigortaları meblağ sigortası olarak da adlandırılabilmektedir. 18

19 6.4. Mevzuata Göre Sigorta BranĢları Sigorta BranĢları Hayat 1. Hayat a) Yaşama b) Ölüm c) Karma ç) Geri prim iadesi, d) İrat ödemesi, e) Hayat sigortasına tamamlayıcı olarak akdedilen (a,b,c,d) profesyonel çalışma yoksunluğu dahil cismani zararlar nedeniyle yapılan ödeme. 2. Evlilik Sigortası, Doğum Sigortası 3. Yatırım Fonlu Sigortalar 4. Sermaye İtfa Sigortası 5. Kaza (meslek hastalıkları dahil) 6. Hastalık/Sağlık Hayat DıĢı 1. Kaza (meslek hastalıkları dahil) 2. Hastalık/ Sağlık 3. Kara araçları 4. Raylı araçlar 5. Hava araçları 6. Su araçları (deniz, göl ve nehir araçları) 7. Nakliyat (ticari mal, bagaj ve tüm diğer mallar) 8. Yangın ve doğal afetler 9. Genel zararlar 10. Kara araçları sorumluluk 11. Hava araçları sorumluluk 12. Su araçları sorumluluk (deniz, göl ve nehir araçları) 13. Genel sorumluluk 14. Kredi 15. Kefalet 16. Finansal Kayıplar 17. Hukuksal Koruma 18. Destek 7. SĠGORTA HUKUKU Sigortanın açıklanan işlevleri dikkate alındığında devletin sigorta alanına müdahalesi kaçınılmaz olmuştur. Devlet müdahalesi sigorta ilişkisinin ve bu ilişkiye taraf olanların hak ve sorumluluklarının düzenlendiği sigorta hukukunun oluşumuna neden olmuştur Sigorta Hukukunun Yeri ve Kaynakları Sigorta hukuku toplum hayatı içinde büyük öneme sebebiyle devlet müdahalesinin yoğun olduğu bir alan olmakla beraber bu hukuk dalı teminat sağladığı risk türlerine göre kamu ve özel hukuk alanlarına dahildir. Nitekim iş kazası, meslek hastalığı, hastalık, analık, yaşlılık, ölüm, işsizlik gibi genel bir anlatımla kanun koyucunun hukuk politikası kapsamında sosyal risk kategorisine dahil ettiği riskler, ilgililerin hak ve yükümlülükleri kamu hukukunun bir alt dalı olan sosyal güvenlik hukuku kapsamında teminata kavuşturulmaktadır. Ancak bireylerin özel menfaatleriyle ilgili risklere karşı teminat verilmesi ve tarafların hak ve yükümlülükleri ise burada ana hatlarıyla açıklanacak olan özel sigorta hukukunun konusu oluşturmaktadır. Anlaşılacağı üzere bu hukuk dalı özel hukukun bir alt dalıdır. Bu belirlemenin önemi kendisini uygulamada ortaya çıkan sorunlara uygulanacak kural tayininde olduğu kadar tarafların kanunda düzenlenmeyen bir konuda düzenleme yapma imkânına sahip olup olmadıklarının tespiti açısından önem taşımaktadır. a. Kanunlar: Diğer tüm hukuk dallarında olduğu gibi sigorta hukukunun ana kaynağı bu alana ilişkin kanunlardır. 19

20 Türk Ticaret Kanunu (TTK): Bu kanunlardan ilki Türk Ticaret Kanunudur. Sigortaya ilişkin hükümler anılan Kanunun 6 ncı kitabında 1401 ila 1520 numaralı maddelerde düzenlenmektedir. Borçlar Kanunu: TTK da hüküm bulunmayan hallerde sigorta sözleşmesi hakkında Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Sigortacılık Kanunu: Sigorta ve reasürans şirketlerinin kuruluşu, yönetimi, çalışma esasları, tasfiyeleri, denetimleri, sigortacılıkla ilgili ihtisas komite ve kuruluşlarını teşkilini, eksperlik, aktüerlik, acentelik, brokerlik ve prodüktörlük faaliyetleri bu kanun ile düzenlenmektedir. Sigortacılık İle İlgili Diğer Kanunlar: Gelişen ilişkilere bağlı olarak pek çok mevzuatta sigorta yaptırma yükümlülüğü tesis edilmiş olduğundan bu kanunların net bir listesinin vermek şu an için mümkün değildir. b. Bakanlar Kurulu Kararları: 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 13 üncü maddesi ile Bakanlar Kurulu na kamu yararı açısından gerekli görülen hallerde zorunlu sorumluluk sigortaları ihdas etme yetkisi verilmiştir. c. Yönetmelikler: Sigorta sektörünün düzenleme ve denetleme görevi Müsteşarlığımıza ve Müsteşarlığımızın bağlı olduğu Devlet Bakanlığı na verildiğinden bu görev kapsamında çıkarılan yönetmelikler d. Genel Şartlar: Sigorta hukukunun sözleşme esasına dayanmasına bağlı olarak diğer hukuk dallarından farklı olarak her sigorta dalı için ayrı ayrı Müsteşarlığımızı bağlı olduğu Devlet Bakanlığı tarafından çıkarılan Genel Şartlar sigorta sözleşmelerinin ayrılmaz bir parçasıdırlar Sigorta SözleĢmesi Bu bölümde sigorta sözleşmesinin TTK da yer alan tanımından başlayarak sigorta sözleşmesinin unsurları, özellikleri, sözleşme tarafları hak ve sorumlulukları ile sözleşmenin aşamaları ele alınacaktır. Sigorta SözleĢmesinin Tanımı: TTK 1401 inci maddesine göre; sigorta sözleşmesi, sigortacının bir prim karşılığında, kişinin para ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin, rizikonun, meydana gelmesi hâlinde bunu tazmin etmeyi ya da bir veya birkaç kişinin hayat süreleri sebebiyle ya da hayatlarında gerçekleşen bazı olaylar dolayısıyla bir para ödemeyi veya diğer edimlerde bulunmayı yükümlendiği sözleşmedir. Sigorta SözleĢmesinin Özellikleri: Kanuni tanımından hareketle sigorta sözleşmesinin özellikleri ana hatlarıyla aşağıda yer almaktadır. 1. Ġradilik: Özel Sigorta sözleşmesi tarafların irade serbestisine dayanır. Bu serbestlik kendisini iki alanda gösterir. a) Sözleşme yapma: Fertler kural olarak sigorta sözleşmesi yapmağa zorlanamayacağı gibi belli kişilerle anılan sözleşmeyi akdetmeğe mecbur tutulamazlar. Ancak ilerde açıklanacağı üzere bazı durumlarda sözleşme özgürlüğüne istisnalar getirilmiştir. b) Sözleşmenin konusunu belirleme ve düzenleme: Bir sözleşme yapmak isteyen taraflar bu sözleşmenin konusunu ve şeklini (emredici kanun hükümlere uygun olmak şartıyla) diledikleri gibi tayin edebilirler. 2. Tam Ġki Taraflı Akit: Sigorta sözleşmesi bir malvarlığındaki bir hakka doğrudan etkide bulunmadığından dolayı borçlandırıcı sözleşmedir. Söz konusu sözleşme tam iki taraflı diğer bir deyişle her iki tarafa da karşılıklı borçlar yükleyen bir akittir. Bu sözleşme ile sigortacı sigorta himayesi sağlama borcu altına girmekte sigorta ettiren ise prim ödeme borcuna taraftır. Diğer taraftan sigortacı ve sigortalının borçları birbirlerinin karşılığını oluşturduğundan sigorta sözleşmesi tam iki taraflı bir akittir. 20

21 3. Sigorta sözleģmesinin Ģekli ve poliçe: Sigorta sözleşmesi kanunda herhangi bir geçerlik şekline tabi tutulmamıştır. Ancak uygulamada sigorta sözleşmesi geleneksel olarak poliçe adı verilen bir senede bağlanmaktadır. Poliçe, sigorta ile ilgili uyuşmazlıklarda ispat kolaylığı sağlamaktadır. 4. SözleĢmenin Konusu : Sigortanın konusu kapsama alınan risklere karşı sigortalanan nesne (hayat, mal) veya muhtemel sorumluluktur. Ancak sigorta sözleşmesinin konusu ise sigorta konularına ilişkin olarak sigorta ettirenin para ile ölçülebilir menfaatidir. Sigorta sözleşmesinin mevzuu menfaat olmakla bireyler sigorta konusu üzerindeki kendi menfaatlerini sigorta ettirebileceklerdir. Aynı şekilde sözleşmenin konusu parasal menfaatler olduğundan kişiler için öznel değeri olan nesneler sigorta sözleşmesine konu edilemezler. 5. SözleĢmenin Amacı : Sigorta sözleşmesinin amacı poliçe sahibinin sigorta konuları üzerindeki parasal menfaatinin sigorta himayesi kapsamında korunması diğer bir ifadeyle sigortalanan riskin oluşması halinde sigortacının ayni veya nakdi bir ödeme yapmasını sağlamaktadır. Ancak sigortacının sorumluluğu sigorta sözleşmesinin karşıladığı ihtiyaca göre yani zarar sigortası veya meblağ sigortası olmasına göre farklılık arz eder. Şöyle ki, zarar sigortasında amaç rizikonun gerçekleşmesi halinde doğan zararın tazmini olmakla sigortacının sorumluluğu zararın varlığına bağlıdır. Meblağ sigortasında sigortacı gerçekleşen riskler sebebiyle miktarı sigorta sözleşmesi ile belirlenen bir tutarı ödemekle yükümlü olduğundan bu sigorta da amaç belli bir ödemenin zarardan bağımsız olarak yapılmasıdır. 6. Fer ilik : Sigorta sözleşmesinin yapılması özellikle zarar sigortalarında kişilerin sigorta olayının faillerine genel hükümler uyarınca sahip olduğu taleplerine herhangi bir etkide bulunmaz. Sigorta sözleşmesi sigorta ilgililerine sigorta hukuku kapsamında talep ve dava edilebilecek bir imkan tanımaktadır. Görüldüğü üzere sigorta sözleşmesi her şeyden önce sigorta teminatı talep eden ve bu teminatı sunmaya hazır kişilerin taraf olduğu bir irade mutabakatını gerektirir. Sigorta teminatından bahsedebilmek için sigorta sözleşmesinin varlığı bir ön şart olduğundan özel sigorta hukuku himaye sağladığı riskler kadar bu teminatın sağlanma yönteminde de sosyal sigorta hukukundan ayrılmaktadır. Şöyle ki sosyal sigorta hukukunda hak ve borç sahibi olma kamusal bir yükümlülük olması nedeniyle kişilerin iradelerine bağlı değildir. Kanunda sigortalı sayılma için aranan durumun tahakkuku halinde örneğin İş Kanunu hükümlerine tabi olarak bağımlı surette çalışmak veya bağımsız olarak çalışmak ya da bir kamu kurumunda statü hukuku kapsamında istihdam edilmek sosyal sigorta hukuku anlamında hak ve borçlara taraf olmak bakımından kendiliğinden sonuç doğuracaktır. Oysa özel sigorta hukukunda sigorta teminatı belirtildiği üzere sadece sigorta sözleşmesi ile sağlanır. Sigorta sözleşmesinin ilgili mevzuat ile zorunlu kılınması (Karayolları Motorlu Araçlar Sorumluluk Sigortası, Zorunlu Deprem Sigortası v.s. gibi) halinde dahi zarar gören kişilerin anılan sigortalardan faydalanmaları sigorta sözleşmesine taraf olmalarına bağlıdır. Zorunlu özel sigortalar sözleşme özgürlüğüne doğrudan bir müdahale olduğundan Anayasamızın temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasında kabul ettiği rejim uyarınca kanun hükmünü gerektirmektedir Sigorta SözleĢmelerinin Sınıflandırılması TTK sigorta sözleşmelerinin sınıflandırılmasında sigortaların teminat verdiği riziko türlerini esas almıştır. Nitekim TTK sigorta sözleşmelerini zarar sigortaları ve can sigortaları olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Zarar sigortaları başlığı altında mal sigortaları ve sorumluluk sigortaları yer alırken, can sigortaları başlığı altında hayat sigortaları, kaza sigortaları ve hastalık/sağlık sigortaları yer almaktadır. Esasen, Zarar ve meblağ sigortaları şeklindeki ayırım da bu sınıflandırmayı işaret etmektedir Zarar Sigortası : Sigorta teminatına bağlanan rizikonun gerçekleşmesi halinde uğranılan zararın tazminini amaçlayan sigortalardır. Bu sigortalarda oluşan zarar ödenir. Meblağ Sigortası : Burada ise amaç oluşan zararın tazmini değil sigortacının sigorta sözleşmesinde belirtilen şahsın hayatında meydana gelen bazı olaylara sebebiyle yine sözleşmede belirtilen kişiye 21

22 zarardan bağımsız olarak ödeme yapması amaçlanır. Sadece hayat ve ferdi kaza sigortalarında mümkündür. Bu ayırım kendisini özellikle sigortacının hasar halinde tabi olacağı sigorta ödemesinin kapsamının tayininde önem kazanacaktır. Zarar sigortasında sigortacının yapacağı ödeme zararı aşamazken, meblağ sigortalarında hasarın neden olduğu zararın tutarı önemsizdir Sigorta SözleĢmesinde Taraflar ve Ġlgililer Yukarıda da açıklandığı üzere sigorta sözleşmesi iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Borç ilişkisinin nisbîliği gereği sigorta sözleşmesi de sadece tarafları için hak ve borç kaynağı olabilir. Sözleşme tarafı olmayan 3 üncü kişiler sözleşmeye dayanarak hak ve borç sahibi olamazlar. Bu kısımda sigorta sözleşmesinin taraflarını ve sözleşmeye doğrudan taraf olmamakla beraber sözleşme ile ilgili kişiler ana hatlarıyla ele alınacaktır. SözleĢme Tarafları Sigortacı: Sigortacı belli bir prim karşılığında sigorta sözleşmesine konu olan menfaat ile ilgili meydana gelebilecek rizikoyu üstlenen kişidir. Türk Hukukunda Sigortacılık Kanunun 2 nci maddesinde sigortacı sıfatı Türkiye de kurulmuş sigorta şirketi ile yurt dışında kurulmuş sigorta şirketinin Türkiye deki teşkilatını ifade eder. Ayrıca, anılan Kanunun 3 üncü maddesinde sigortacı sıfatı, münhasıran sigortacılık veya reasürans işleri yapmak üzere kurulan anonim şirketler ile ortak sayısı 200'den az olmamak üzere karşılıklı (mütüel) şirket olarak kurulan kooperatif olmaya bağlanmıştır. Ayrıca 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu uyarınca izin alan bireysel emeklilik şirketleri hayat ve ferdi kaza branşlarında sigortacı olabileceklerdir. Sigorta Ettiren: Sigorta ettiren prim ödemek suretiyle rizikoyu sigortacıya aktaran ve karşılığında sigorta sözleşmesinden doğan borç ve yükümlülükleri üstlenen gerçek ve tüzel kişidir. Sigorta sözleşmesi bakımından sözleşme ehliyeti genel hükümlere tabidir. Bu sebeple temyiz gücüne sahip, ergin ve kısıtlanmamış diğer bir deyişle fiil ehliyetine sahip gerçek kişiler sigorta sözleşmesi akdetmeye ehildirler. SözleĢme Ġlgilileri Sigortalı: Uygulamada sigortalı ile sigorta ettiren sıfatları karıştırılmaktadır. Sigortalı sıfatı meblağ ve zarar sigortaları bakımından özellik gösterir. Şöyle ki, zarar sigortalarında menfaati sigortalanan kişi sigortalıdır. Bu kişi sigorta ettiren ise sigorta ettiren sigortalı sıfatına da sahiptir. Ancak menfaati sigortalanan kişi sigorta ettiren değil ise yani sigorta ettiren bir başkasının menfaatini sigortalamışsa menfaati sigortalanan kişi sigortalıdır ve sigorta sözleşmesi kapsamında haklara o taraftır. Ancak bu halde bile sözleşmeden doğan yükümlülüklere sigorta ettiren taraf olmaya devam eder. Meblağ sigortalarında ise sigortalı üzerinde riziko gerçekleşecek kişidir. Meblağ sigortasının en önemli örneği olan hayat sigortasında belli bir anda hayat kalması veya ölmesi sigortacının sorumluluğunun şartı olan kişi sigortalıdır. Lehdar: Meblağ sigortası uygulamasında söz konusudur. Meblağ sigortasının 3 üncü şahıs lehine yapılması halinde lehine sigorta yapılan kişi lehdar olarak isimlendirilir. Bu durumda da sigorta ettiren sözleşmeye taraftır lehdar sadece sigorta sözleşmesi kapsamında doğrudan sigortacıya yöneltebileceği bir hakka sahiptir. Lehdar sigorta sözleşmesine taraf olmadan sigorta alacağına sahip olması bakımından zarar sigortalarındaki sigortalıya yakındır ancak ondan farklı olarak riziko, menfaatleri üzerinde gerçekleşmez. 22

23 Sigorta SözleĢmesinde Tarafların Hak ve Yükümlülükleri Belirtildiği üzere sigorta sözleşmesinde tarafların üstlendikleri borçlar birbirlerinin sebebini oluşturmaktadır. Bu başlık altında sırasıyla sigorta ettirenin ve sigortacının sigorta sözleşmesi nedeniyle üstlendikleri yükümlülükler ele alınacaktır. Sigorta Ettirenin Yükümlükleri Prim Ödeme Borcu: Sigorta primi sigorta teminatının karşılığıdır. Prim borcu hayat sigortaları ve süresi bir yılı aşan sağlık sigortaları ile zorunlu sigortalar dışında kalan sigorta sözleşmelerinde taraflarca belirlenecektir. TTK nın1430 uncu maddesi primin nakden ödenmesi, taksitle ödemenin kararlaştırılmadığı durumda peşin ödenmesini öngörmektedir. Prim borcu sigortacıya veya tahsile yetkili sigorta acentelerine ödenecektir. Prim ödeme zamanı taraflarca belirlenecektir. Taraflar arasında bir anlaşma yoksa TTK nın 1431 inci maddesine göre sigorta priminin tamamının, taksitle ödenmesi kararlaştırılmışsa ilk taksitin, sözleşme yapılır yapılmaz ve poliçenin teslimi karşılığında ödenmesi gerekir. Karada ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda sigorta primi, poliçe henüz düzenlenmemiş olsa bile, sözleşmenin yapıldığı anda ödenir. Aksine sözleşme yoksa, sigortacının sorumluluğu primin veya ilk taksidinin ödenmesi ile başlar; kara ve denizde eşya taşıma işlerine ilişkin sigortalarda, sigortacı, sözleşmenin yapılmasıyla sorumlu olur. Sigorta Ettirenin Görevleri: Prim ödeme borcu yanında sigorta ettiren, borç niteliğinde olmayan bu sebeple sigortacı tarafından dava edilemeyen ancak uyulmması halinde sigorta talebini etkileyen bazı görevlere tabi kılınmıştır. a. SözleĢmenin Yapılması Sırasında Beyan Yükümlüğü: TTK 1435 gereği Sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır. Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 15 gün içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder. b. SözleĢme Süresinde Tehlikenin AğırlaĢtırılmaması: TTK 1444 uyarınca sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasından sonra, sigortacının izni olmadan rizikoyu veya mevcut durumu ağırlaştırarak tazminat tutarının artmasını etkileyici davranış ve işlemlerde bulunamaz. Aksi takdirde sigortacı sözleşmenin süresi içinde, rizikonun gerçekleşmesi veya mevcut durumun ağırlaşması ihtimalini ya da sözleşmede riziko ağırlaşması olarak kabul edilebilecek olayların varlığını öğrendiği takdirde, bu tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeyi feshedebilir veya prim farkı isteyebilir. Farkın on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme feshedilmiş sayılır. c. Rizikonun GerçekleĢmesi Halinde Bildirim: TTK 1446 sigorta ettireni rizikonun gerçekleştiğini, bu durumu öğrendiği tarihten itibaren gecikmeksizin sigortacıya bildirmekle yükümlü kılmıştır. Rizikonun gerçekleştiğine ilişkin bildirimin yapılmaması veya geç yapılması, ödenecek tazminatta veya bedelde artışa neden olmuşsa, kusurun ağırlığına göre, tazminattan veya bedelden indirim yoluna gidilir. 23

24 d. Rizikonun GerçekleĢmesi Halinde Koruma Tedbir Alma : TTK 1448 uyarınca sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda, zararın önlenmesi, azaltılması, artmasına engel olunması veya sigortacının üçüncü kişilere olan rücu haklarının korunabilmesi için, imkânlar ölçüsünde önlemler almakla yükümlüdür. Sigorta ettiren, sigortacının bu konudaki talimatlarına olabildiğince uymak zorundadır. Bu yükümlülüğe aykırılık sigortacı aleyhine bir durum yaratmışsa, kusurun ağırlığına göre tazminattan indirim yapılır. e. Bilgi verme ve araģtırma yapılmasına izin verme yükümlülüğü : TTK 1447 uyarınca sigorta ettiren, rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sözleşme uyarınca veya sigortacının istemi üzerine, rizikonun veya tazminatın kapsamının belirlenmesinde gerekli ve sigorta ettirenden beklenebilecek olan her türlü bilgi ile belgeyi sigortacıya makul bir süre içinde sağlamak zorundadır. Ayrıca, sigorta ettiren, aldığı bilgi ve belgenin niteliğine göre, rizikonun gerçekleştiği veya diğer ilgili yerlerde sigortacının inceleme yapmasına izin vermekle ve kendisinden beklenen uygun önlemleri almakla yükümlüdür Sigortacının Yükümlülükleri Tazminat ve Giderleri Ödeme Borcu: Sigortacı, tazminatı veya sigorta bedelini, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin kendisine verilmesinden sonra edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde kendisine yapılan ihbardan kırkbeş gün sonra ödemekle yükümlüdür. Can sigortaları için bu süre onbeş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez. Diğer taraftan, sigorta ettiren, sigortalı ve lehtar tarafından, rizikonun, tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderler, bunlar faydasız kalmış olsalar bile sigortacı tarafından karşılanmak durumundadır. Daha önce de belirtildiği üzere sigorta, belli risklerin gerçekleşmesi halinde meydana gelecek aleyhe durumlara karşı kişilere güvence sağlamaktadır. Sigortacının sigorta sözleşmesi kapsamında münhasır sorumluluğu sigorta teminatı sağlamaktır. Ancak bu güvencenin kapsamı sigorta bedeli, zarar, sigorta değeri ile sınırlıdır. Bu kavramlar esasen sigortanın meşru menfaatleri güvence altına alması ve zenginleşme aracı olmaması ilkelerinin doğal sonucudurlar. Bu hususlar sigortacının yükümlülüğünü tayinde önemli olduğundan başlıklar halinde aktarılacaktır. a. Sigorta Bedeli: Hasar vukuunda sigortacının ödeyeceği azami miktarı gösteren tutardır. Zarar sigortalarında bu tutar sigorta edilen menfaatin değerine eşittir. Sigorta bedeli gerek zarar gerekse meblağ sigortalarında sigortacının yükümlülüğünü tayinde dikkate alınmaktadır. b. Zarar: Zarar sigortalarında amaç hasar nedeniyle meydana gelen zararın tazmini olduğundan sigortacının ödeyeceği bedel zarar tutarını aşamaz. Meblağ sigortalarında amaç sigorta bedelinin ödenmesi olduğundan anılan sigorta zarar ilkesi uygulanmaz. c. Sigorta Değeri: Sigorta edilen menfaatin değeridir. Sigorta uygulamasında menfaatin nesnel değeri dikkate alınacaktır. Sigorta konusunun öznel kıymeti dikkate alınmayacaktır. Meblağ sigortalarında uygulanma olanağı yoktur. Sigorta SözleĢmesinin AĢamaları: Bu bölümde sigorta sözleşmesinin akdi, sözleşmenin poliçeye bağlanması ve sözleşmenin sona ermesi ele alınacaktır. Sigorta SözleĢmesinin Akdi: Sigorta sözleşmesinin akdi için TTK özel bir düzenleme içermemektedir. Bu sebeple sigorta sözleşmesinin yapılması Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde olacaktır. Borçlar Hukuku hükümlerine göre sigorta sözleşmesi sigorta ettiren ile sigortacının birbirlerine uygun irade beyanlarıyla tamamlanacaktır. Diğer bir deyişle icap ve kabul ile sözleşme kurulacaktır. İcabı hangi tarafın yaptığı önemli değildir. Bir sigorta sözleşmesinden bahsedebilmek için tarafların akdin esaslı unsurlarında uzlaşmaları gerekli ve yeterlidir. Uygulamada kullanılan Teklif Formu/Teklifname sigorta edilen rizikonun mahiyeti de dahil olmak üzere akdin esaslı unsurlarına ilişkin sorulardan oluşan bir listedir. Teklif Formu Sigorta sözleşmesinin yapılması için zorunlu bir şart olmamakla beraber sigorta sözleşmesi niyetini 24

25 ortaya koyması ve yukarıda açıklanan sigorta ettirenin bildirim yükümlülüğü bakımından önem taşımaktadır. Teklif Formu veya ekspertiz yoluyla riziko hakkında bilgi toplanmasının ardından sigortacı durumu değerlendirir işi kabul eder veya geri çevirir. Bu karar sigortacının risk üstlenme niyetiyle doğrudan ilgili bir durumdur. Değerlendirme süreci sonucunda Borçlar Hukuku anlamında sigorta ettirenin icabı olan Teklif Formu nun sigortacı veya yetkili acentesi tarafından kabulü ile sigorta sözleşmesi kurulmuş olur. Sigortacılık uygulamasında gereği akdin poliçe adındaki seneden bağlanması gelenek halinde gelmiştir. Nitekim TTK nın 1424 üncü maddesi sigortacıyı poliçenin düzenlenerek sigorta ettirene vermekle yükümlü tutmuştur. Poliçenin Ġçeriği: Poliçe içeriği TTK nın 1425 inci maddesinde düzenlenmiştir. Sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenlenir. Poliçenin ve zeyilnâmenin eklerinin içeriği teklifnameden veya kararlaştırılan hükümlerden farklıysa, anılan belgelerde yer alıp teklifnameden değişik olan ve sigorta ettirenin, sigortalının ve lehtarın aleyhine öngörülmüş bulunan hükümler geçersizdir. Kanunlarda aksine hüküm bulunmadıkça, genel şartlarda sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın lehine olan bir değişiklik hemen ve doğrudan uygulanır. Ancak, bu değişiklik ek prim alınmasını gerektiriyorsa, sigortacı değişiklikten itibaren sekiz gün içinde prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının sekiz gün içinde kabul edilmemesi hâlinde sözleşme eski genel şartlarla devam eder TTK 1424 e göre sigortacı; sigorta sözleşmesi kendisi veya acentesi tarafından yapılmışsa, sözleşmenin yapılmasından itibaren yirmidört saat, diğer hâllerde onbeş gün içinde, yetkililerce imzalanmış bir poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlüdür. Sigortacı poliçenin geç verilmesinden doğan zarardan sorumludur Poliçenin Hukuki Niteliği: Sigorta sözleşmesi herhangi bir geçerlik şartına bağlı olmadığından poliçe sigorta sözleşmesinin varlığı için şart değildir. Sadece ispat aracı olup kıymetli evrak niteliğinde değildir. Sigorta SözleĢmesinin Sona Ermesi: Sigorta sözleşmesinin önemli sona erme sebepleri aşağıda başlıklar halinde yer almaktadır. a. Süre: Sözleşmede yer alan sürenin dolamasıyla sözleşme sona erer. b. Konunun Ortadan Kalkması: Sigorta edilen menfaatin sigorta teminatı dışı bir risk sebebiyle ortadan kalkması halinde sigorta sözleşmesi sona erecektir. c. Tam Hasar: Sigorta konusunun teminat kapsamındaki risk sonucu tamamen hasara uğraması durumunda sözleşme sona erecek ancak sigortacının sözleşme kapsamında yükümlülüğü doğacaktır. d. Fesih: Taraflarca kanuni veya akdi şartlar dahilinde feshedilmesi sözleşmeyi sona erdirecektir. e. AnlaĢma: Sigorta sözleşmesinin taraf iradeleriyle kurulmasına uygun olarak yine taraf iradesiyle her zaman değiştirilmesi veya sona erdirilmesi mümkündür. f. Aciz Hali: TTK 1417 uyarınca sözleşme süresi içinde aciz haline düşen veya hakkında yapılan takip semeresiz kalan sigortacı veya sigorta primi henüz ödenmediği takdirde sigorta ettiren ile ilgili olarak hakkı tehlikeye düşen taraf teminat gösterilmesini isteyebilir, bu istemden itibaren bir hafta içinde teminat verilmemiş ise sigorta ettiren sözleşmeyi feshedebilir. 25

26 TEMEL SĠGORTA KAVRAMLARI Sigorta Ettiren: Prim ödemek suretiyle rizikoyu sigorta şirketine devreden ve bunun karşılığında sözleşmeden doğan borç ve yükümlülükleri üzerine alan, yani sözleşmeyi yapan kişidir. Sigortalı: Sigorta sözleşmesi ile teminat sunulan taraftır. Teminat kapsamındaki risklerden birinin gerçekleşmesi neticesinde oluşan hasarın sigorta şirketinden tazmin edilmesine yönelik talepte bulunmaya yasal hakkı bulunan kişidir. Sigorta ettiren ve sigortalı genellikle aynı kişi olurken farklı kişilerde olması mümkündür. Sigorta ettiren primi ödeyen ve sigortayı satın alan kişi, sigortalı ise menfaat sahibi konumundadır. Lehdar: Sigortalı belirli bir rizikonun gerçekleşmesi halinde hak kazanacağı tazminatın bir başka şahsa ödenmesi hükmünü sözleşmeye koyabilir. Lehdar, sigortalı ya da sigorta ettiren olarak geçmemesine rağmen sigorta şirketinin yapacağı ödemeden faydalanacak olan kişidir. Sigortacı: Sigorta ettiren tarafından ödenen belirli bir prim karşılığında sigortalıya ya da tazminattan yararlanacağı belirtilmiş olan kişiye sözleşmede belirtilen riskin gerçekleşmesi durumunda tazminat ödemeyi taahhüt eden tüzel kişidir. Sigorta SözleĢmesi/Poliçesi: Sigortalı veya sigorta ettiren ile sigortacının karşılıklı yükümlülüklerini içeren anlaşmanın yasal ve yazılı kanıtıdır. Sigorta sözleşmesinde ya da poliçesinde sigortacının, sigorta ettirenin ve varsa sigortadan faydalanan kimsenin hak ve borçları, sigorta bedeli, sigorta primi, primin ödenme zamanı ve yeri, sigorta konusu, teminat kapsamı, tarafları tanımlayıcı bilgiler, sözleşme süresi gibi ayrıntılar bulunmaktadır. Sigorta Bedeli: Teminat kapsamındaki bir riskin gerçekleşmesi durumunda, sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olduğu, sigorta sözleşmesinde belirtilen ve tazminata esas teşkil eden azami bedeldir. Sigorta Değeri: Sigorta edilen kıymetin gerçek değeridir. Sigorta bedelinin sigorta değerine eşit olması prensip olmakla birlikte uygulamada sıkça görülen, bu eşitliğin her zaman sağlanamadığıdır. Mutabakatlı Poliçe: Tam ziya halinde sigorta şirketi tarafından ödenecek olan bedel konusunda sözleşmenin taraflarının anlaşmış olduğu sigorta sözleşmesidir. Sigorta Süresi: Sigorta sözleşmesinin geçerli olduğu zaman dilimini ifade eder. Sigorta BaĢlangıç Tarihi: Sigorta sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihi gösterir. Genellikle sigortanın başlayabilmesi için sigorta priminin belirli bir kısmının ödenmesi gerekir. Sigortanın Sona Ermesi: Genel olarak, bir sigorta sözleşmesi aşağıdaki durumlardan birinin varlığı halinde sona erer: Sözleşmesinin sona erme tarihine ulaşmasıyla, Taraflardan birinin sözleşmede öngörülen bazı şartları yerine getirmemesinden doğan fesih haliyle, Sigorta ettirenin kendi iradesiyle, Sigorta şirketinin sözleşmeye konu riskin ağırlaşması nedeni ile sözleşmeyi tek taraflı feshetmesiyle, Kimi sigorta branşlarında riskin gerçekleşmesiyle. Sigorta Konusu: Sahibi olan kişi için mali kayba neden olabilecek menfaatlerdir. Taşınır ya da taşınmaz mal, yasal bir hakkın kaybedilmesine veya yasal bir sorumluluk doğmasına neden olabilecek olay, ölüm ya da yaralanma halinde kişinin kendisi veya menfaat bağı ile bağlı olduğu kişiler için parasal kayıplara neden olabilecek bir hayat. Teminat: Sigorta konusu olan şeyin kısmen veya tamamen hasarlanması durumunda, hasarın, sigorta genel prensipleri ve sigorta sözleşmesi çerçevesince tazmin edileceği konusunda, sigortacının, sigortalıya veya sigorta ettirene vermiş olduğu garantidir. Tarife ya da ürün bazında poliçede verilmesi zorunlu olunan teminatlara ana teminat, sigorta ettirenin seçebileceklerine ise ek teminat denir. Prim: Sigortacının verdiği teminata karşılık olarak sigorta ettiren tarafından ödenen parasal değerdir. Genel ġart: Poliçe üzerinde açıkça ifade edilmiş, teminatın kapsamı, istisna edilen haller, hasar prosedürü, sigortalının görev ve yükümlülükleri, anlaşmazlık halinde uygulanabilecek hükümler, prim ödemesi, rücu durumu gibi sigorta sözleşmesinin esaslarını içeren koşullardır. Poliçe ekinde mutlaka sigortalıya verilmektedir. Sigorta sözleşmesinin tarafları bu şartların aksine hareket edemez. Özel ġart: Özel şartlar, sigortacı ve sigortalının üzerinde anlaştığı ve sigortalının çıkarları dikkate alınarak genel şartlara eklenen koşullardır. Özel şartların, Türk Ticaret Kanunun emredici hükümlerine ve sigortalının aleyhine olmaması gerekmektedir. Özel şartlardaki amaç, sigortalının veya sigorta edilen menfaatin durumuna ve risklere göre ihtiyaçlara cevap verebilmektir. Genel şartlarda daraltma 26

27 veya genişletme yapılacak olunduğunda, yine genel mevzuata aykırı olmayacak Özel Şartlar (Klozlar) oluşturulmakta ve bunlar da sigortalıya poliçe ekinde verilmektedir. Kloz: Sigorta sözleşmesine ekli olan özel şart olup, sözleşme sınırlarını düzenler. Paket Poliçe: Birden çok teminatı bir arada sunan sigorta sözleşmesidir. Zeyilname: Bir sigorta sözleşmesi yapılıp, poliçe düzenlendikten sonra sigorta poliçesinde gösterilen şartlarda değişiklikler yapılmak istenildiğinde yeni bir sigorta poliçesinin düzenlenmesi yerine, asıl sigorta poliçesine ek olarak bu değişiklikleri göstermek üzere düzenlenen belgeye denir. Zeyilname asıl poliçenin ayrılmaz bir parçasıdır. Hasar: Ekonomik kayıp meydana getiren ve bir sigorta teminatı kapsamında, sigortalıya tazminat talebinde bulunma hakkını veren olay, sigorta konusu olan şeyin kaybolması. AĢkın Sigorta: Sigorta bedeli gerçek değerin üstünde ise, bu bedeli aşan kısım geçersizdir. Bu sebeple, sigorta bedeli ile sigorta priminin onu karşılayan kısmı indirilir ve tahsil edilmiş fazla prim geri verilir. Aşkın sigortanın riziko gerçekleştikten sonra tespit edilmesi halinde de aynı uygulama yapılır. Aşkın sigorta durumunda kısmi hasar meydana geldiğinde sigortacı gerçek zararın tamamını karşılar. Buna karşılık, tam hasar meydana gelmesi halinde sigortacının sorumluluğu gerçek değer ile sınırlıdır. Eksik Sigorta: Sigorta bedeli ile sigorta değerinin aynı olması esastır. Sigorta bedeli, sigorta değerinden (gerçek değer) az olduğu takdirde, sigorta edilmiş menfaatin bir kısmının zarara uğraması hâlinde, aksi kararlaştırılmadıkça sigortacı, sigorta bedelinin gerçek değere olan oranına göre tazminat öder. Acente: Sigorta şirketi namına faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişi olarak kurulan istihsal organlarıdır. Broker: Sigortalıyı veya sigorta veya reasürans şirketini temsil ederek sigorta veya reasürans şirketinin seçiminde tamamen tarafsız ve bağımsız davranan sigorta aracılarıdır. Sigorta Eksperi: Sigorta edilen rizikonun gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarının nedenlerini ve niteliklerini belirleyen gerçek veya tüzel kişilerdir. Sigorta eksperi etki altında kalmayan, tarafsız, sigortacılık ve hasar konusunda yeterli teknik bilgiye sahip kişilerdir. Aktüer: Sigortacılık tekniği ile buna ilişkin yatırım, finansman ve demografi konularında olasılık ve istatistik teorilerini uygulayarak, yasal düzenlemelere uygun prim, rezerv ve kar paylarını hesaplayarak, tarife ve teknik esasları hazırlayan kişilere aktüer denir. Underwriting: Bir rizikonun hangi şartlarda ve hangi fiyat üzerinden kabul edileceğinin belirlenmesi sürecine denir. Reasürans: Sigorta edilmiş riskin belli bir kısmı veya tamamının yeniden sigorta edilmesidir. Saklama Payı: Sigorta şirketinin, sigorta etmiş olduğu riske ilişkin olarak, reasüröre devretmeyip üzerinde tutmuş olduğu kısımdır. Retrosesyon: Reasüransa devredilen işlerin tekrar devri 27

28 SĠGORTA EKSPERLERĠ MESLEK KURALLARI ve ETĠK GĠRĠġ 1-Etik Kavramına Genel Bir Bakış 2-Dünyada ve Türkiye de Yolsuzluk algılaması 3-Neden Etik 4- Ülkemizde ve Uluslararası Kuruluşlarda Etik 4-Sigorta Eksperleri Meslek Kuralları Etik Kavramına Genel Bir BakıĢ Etik terimi Yunanca ethos yani "töre" sözcüğünden türemiştir. Aksiyoloji dalı olan etik, felsefenin dört ana dalından biridir. Yanlışı doğrudan ayırabilmek amacıyla ahlak kavramının doğasını anlamaya çalışır. Ahlak, dini, felsefi, kültürel ve toplumsal etkileşimler sonucu, bireylerin zihinlerine yer etmiş, iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı birbirinden ayırt etmeye yarayan değerler ve ilkelerdir. Ahlak ve etik kimi zaman eş anlamlı kullanılsa da aslında ahlak, davranışları doğru-yanlış, iyi-kötü diye yargılarken başvurduğumuz, zihnimize kazınmış kültürel değer ve ilkelerdir. Etik ise, ilkelerin kararlara uygulanması, davranışlara dönüştürülmesidir. Dolayısıyla bu gün değineceğimiz ve paylaşacağımız bilgiler etik kavramının, gündelik hayatta da geçerli olan ahlak kuralları olarak da adlandırılan kısmının mesleki hayata sirayet etmesidir. Neden Etik Gereklidir? Etik kavramına verilen önem, İnsanların ve toplulukların güven duygusuna olan ihtiyacıyla anlam kazanmaktadır. Çağımızda iletişim araçlarının gelişmişliği, toplumsal ve kültürel davranışlar, ön yargılar ve bir çok etkenle birlikte insanlar birlikte yaşadıkları ortamlarda gerek birbirlerine, yöneticilerine, hizmet satın aldıkları kişi ve kurumlara güvenmek istemektedirler. Aslında bu durum ahlaki temelde doğruluk ve tarafsızlığa olan ihtiyaçla açıklanabilir. Örnek: Köye yeni gelen bir öğretmene burada yaşayan insanlar, Devletin Memuru olarak ve okumuş insan olarak güven duyar. Bu güven toplumsal kültürümüzün de bir gereği olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak bu güvenin devamı öğretmenin öğrencilerine yapmış olduğu davranışlara göre ya artar ya da azalır. Kurum ve kuruluşlar, yapacakları her türlü faaliyetlerini güven mekanizması içerisinde sağlamak zorundadırlar. Aksi halde oluşacak güvensizlik ortamı insanların hizmetlerini alamamalarına, yapılacak işlerin yapılmamasına, işi yapanlarında huzursuz ve mutsuz olmasına sebep olabilir. Sağlıklı bir çalıģma ortamı için GÜVEN duygusu önemlidir. Yolsuzluk Nedir ne Değildir? Yolsuzluk, Kamu gücü ve kaynakları ile özel kuruluşlardaki görev, yetki ve kaynakların, toplumun zararına olarak özel çıkarlar için kullanılması şeklinde tanımlanabilmektedir. Yolsuzlukların varlığı, rekabeti engelleyerek ekonomik büyümeyi yavaşlatmakta, doğrudan yabancı sermaye girişini ve vergi gelirlerini azaltmakta, gelir dağılımını bozarak yoksulluğu artırmakta, kamu kaynaklarının israf edilmesine yol açarak eğitim, sağlık, güvenlik gibi zorunlu kamu yatırımlarını olumsuz etkilemekte, kamu kurumlarına, yöneticilerine ve adalet sistemine duyulan güveni zedelemekte ve toplumda ahlaki bozulmaya yol açmaktadır. Yolsuzluk güven iliģkisini zedeleyen bir hastalıktır. Yolsuzluk bilerek ve isteyerek yapılan usulsüz menfaat sağlama eylemidir. Menfaat yalnızca maddi bir karşılık olarak algılanmamalıdır. Yapılan hizmetlerde kasta dayanmayan idari hatalar yolsuzluk kapsamında değerlendirilmemelidir ve bu şekilde de değerlendirilmez. Bunlara doğrudan idari hata olarak bakılmalıdır. Ulusal ve uluslararası alanda birçok sivil toplum örgütü, uluslararası devletlerin üye olduğu kurum ve kuruluşlar yolsuzluğun önlenmesinde çalışmalar yapmaktadırlar. Ülkemizin de resmi düzeyde katıldığı bu çalışmalara örnek olarak -Birleşmiş Milletler (Yolsuzlukla Mücadele sözleşmesi UNCAC) -OECD(Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesine İlişkin Sözleşme) -Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) -OLAF 28

29 -AFCOS -Küresel Dürüstlük Örgütü -Şeffaflık Örgütü Örnek olarak verilebilir. Yolsuzluk Algılaması Ġndeksi Türkiye 2012 yılında 174 ülke arasında 100 üzerinden 49 puanla Çek Cumhuriyeti, Letonya ve Malezya yla 54. sırada yer almış olup, 2011 yılında ise 184 ülke arasında 61 nci, olmuştur. Uluslararası şeffaflık örgütünün bu değerlendirme çalışması anketlere, Afrika Kalkınma Bankası, Dünya Bankası ve Dünya Ekonomik Forumunun da yer aldığı 13 kaynaktan toplanan verilere dayanmaktadır. Bu bilgiler ışığında tekrar etiğin ne işe yaradığına dönersek: İnsanları Sadece Ceza İle Yönetirseniz, Onlar Bir Daha Yanlış Yapmazlar; Ancak Şeref Ve Utanma Duygusuna Da Sahip Olmazlar. İnsanları Erdemle ve Etik Kurallar İle İdare Ederseniz, O Zaman Onlar Şeref Ve Utanma Duygularına Sahip Olurlar, Hem De Doğruyu Ve İyiyi Yapmaya Çalışırlar (Konfüçyüs) Yolsuzlukla mücadelede yeni formül: Y= (T+T) HV Ş ETİKLİK Y= Yolsuzluk T= Tekel Gücü T= Takdir Gücü HV= Hesap Verirlik Ş= Şeffaflık Etik Kültürün YerleĢtirilmesi Etkin bir denetim, bütün denetim mekanizmaları yolsuzluk ortaya çıktıktan sonra onu tespit etmeye yönelik yolsuzluğu ortaya çıkmadan önlemeye yönelik bir araç gerekli bu araç ETĠK. AHLAK = ETĠK Ahlak, nasıl davranılmasına ilişkin, yazılı olmayan pratik kuralları kapsarken; etik, daha somut kavramları içerir ve bu kavramlardan neler çıkarılabileceği üzerine çalışır. Ahlak, temel olarak insanın değer ve tutumlarını içerirken; etik, bu alanda yapılan bilimsel çalışmaları içermektedir. 29

30 Kamu Görevinde Etik Neden Önemlidir? Kamu görevlisi: Kamu adına, Kamu yararı için, Kamunun verdiği yetkilerle, Kamu kaynağını kullanarak iş görür Etik DıĢı Davranma Nedenleri - Bilgisizlik - Yetersiz eğitim - Dizginlenemeyen hırs - Dikkatsizlik, disiplinsizlik - Denetim eksikliği - İdeolojik etkiler - Üstlerin aşırı ve oransız baskısı - Maddi ve manevi kazanç hırsı - Psikiyatrik bozukluklar Etik eğitimi Ģu niteliklerin kazandırılmasını amaçlar: Yapılacak doğru şeyin farkına varmak Doğru şeyi yapmaya söz vermek ve sözüne bağlı kalmak Doğru şeyi yapmaya yeterli hale gelmek Etikte yasal altyapı nedir? -Anayasa nın 10 uncu, 129 uncu ve 137 nci maddesi Sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun -Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik -657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu Sayılı Türk Ceza Kanunu Sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşlere Dair Kanun Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanununu Sayılı Kanuna Mugayir Tahakkuk ve Tediye Muamelatını İhbar Edenlere İkramiye İtasına Dair Kanun -Bağımsız İdari Otoritelerle İlgili Yasal Düzenlemeler -832 Sayılı Sayıştay Kanunu Sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kurulması Hakkında Kanun sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu Kamu Görevlileri Etik DavranıĢ Ġlkeleri Ġle BaĢvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik etik davranıģ ilkelerini aģağıdaki gibi belirlemiģtir. 1- Görevin Yerine Getirilmesinde Kamu Hizmeti Bilinci (md.5) 2- Halka Hizmet Bilinci (md.6) 30

31 3- Hizmet Standartlarına Uyma (md.7) 4- Amaç ve Misyona Bağlılık (md. 8) 5- Dürüstlük ve Tarafsızlık (md.9) 6- Saygınlık ve Güvenlik (md.10) 7- Nezaket ve Saygı (md.11) 8- Yetkili Makamlara Bildirim (md.12) 9- Çıkar Çatışmasından Kaçınma (md.13) 10- Görev ve Yetkilerin Menfaat Sağlamak Amacıyla Kullanılmaması (md.14) 11- Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı (md.15) 12- Kamu Malları ve Kaynaklarının Kullanımı (md.16) 13- Savurganlıktan Kaçınma (md.17) 14- Bağlayıcı Açıklamalar ve Gerçek Dışı Beyan (md.18) 15- Bilgi Verme, Saydamlık ve Katılımcılık (md.19) 16- Yöneticilerin Hesap Verme Sorumluluğu (md.20) 17- Eski Kamu Görevlileriyle İlişkiler (md.21) 18- Mal Bildiriminde Bulunma (md.22) Kamu yönetiminde etik bağlamında hediye yasağı da Yönetmelik in 15. maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Buna göre; Hediye Alma Yasağı Kapsamı DıĢında Olan DavranıĢlar Görev yapılan kuruma katkı anlamına gelen, kurum hizmetlerinin hukuka uygun yürütülmesini etkilemeyecek olan ve kamu hizmetine tahsis edilmek, kurumun demirbaş listesine kaydedilmek ve kamuoyuna açıklanmak koşuluyla alınanlar (makam aracı ve belli bir kamu görevlisinin hizmetine tahsis edilmek üzere alınan diğer hediyeler hariç) ile kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar, Kitap, dergi, makale, kaset, takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar, Halka açık yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül veya hediyeler, Herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel, yemek, resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde verilen hatıra niteliğindeki hediyeler, Tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklâm ve el sanatları ürünleri, Finans kurumlarından piyasa koşullarına göre alınan krediler Hediye Alma Yasağı Kapsamında Olan DavranıĢlar Görev yapılan kurumla iş, hizmet veya çıkar ilişkisi içinde bulunanlardan alınan karşılama, veda ve kutlama hediyeleri, burs, seyahat, ücretsiz konaklama ve hediye çekleri, Taşınır veya taşınmaz mal veya hizmet satın alırken, satarken veya kiralarken piyasa fiyatına göre makul olmayan bedeller üzerinden yapılan işlemler, Hizmetten yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler, Görev yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde olanlardan alınan borç ve krediler BM Yolsuzlukla Mücadele SözleĢmesinde 1) Her Taraf Devlet, yolsuzlukla mücadele amacıyla, hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak, kamu görevlileri arasında, diğerlerinin yanı sıra dürüstlüğü, doğruluğu ve sorumluluğu geliştirecektir. 2) Her Taraf Devlet, kendi kurumsal ve hukuk sistemi çerçevesinde, kamu görevlerinin doğru, onurlu ve düzgün bir biçimde yerine getirilmesi için davranış ilke ve standartlarını uygulamaya özellikle çaba sarf edecektir. 3) Her Taraf Devlet, bu madde hükümlerinin uygulanması amacıyla, uygun olan hallerde ve hukuk sisteminin temel ilkelerine uygun olarak, 12 Aralık 1996 tarih ve 51/59 sayılı BM Genel Kurul Kararına Ek Kamu Görevlileri Uluslararası Davranış ilkeleri gibi bölgesel, bölgelerarası ve çok taraflı örgütlerin ilgili çalışmalarını dikkate alacaktır. 4) Her Taraf Devlet, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, kamu görevlilerinin görevlerini ifa ederken farkına vardıkları yolsuzluk vak'alarını ilgili makamlara rapor etmelerini kolaylaştıracak önlemleri almayı ve sistemleri kurmayı da değerlendirecektir. 5) Her Taraf Devlet, uygun olan hallerde ve iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, kamu görevlilerini, diğerlerinin yanı sıra, kamu görevlerinin ifasına ilişkin olarak bir çıkar çatışması yaratabilecek nitelikteki meslek dışı faaliyetlerini, işlerini, yatırımlarını, mal varlıklarını ve aldıkları 31

32 hediye veya edindikleri faydaları ilgili makamlara bildirmeye zorunlu kılacak önlemleri almaya ve sistemleri kurmaya çaba sarf edecektir. 6) Her Taraf Devlet, bu maddeye uygun olarak tahsis edilen ilke ve standartları ihlal eden kamu görevlilerine karşı, iç hukukunun temel ilkelerine uygun olarak, disiplin önlemlerini veya diğer önlemleri almayı değerlendirecektir. Avrupa Birliği Aday Ülkelerde Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesine ĠliĢkin On Ġlke 1-Devlet liderleri ve karar vericilerinin yolsuzlukla mücadele hususunda güvenilirliklerinin olması ve açık bir tutum sergilemeleri büyük önem taşımaktadır. 2-Aday ülke AB mevzuatına tam olarak uyum sağlamalıdır. 3-Yolsuzlukla mücadele yasaları önemli olmasına karşın, söz konusu yasaların uygun ve şeffaf yolsuzlukla mücadele birimlerince uygulanması daha fazla önem taşımaktadır. 4-Kamu görevi her vatandaşa açık olmalıdır. 5-Kamu yönetiminde (yargı, emniyet, gümrük, vergi idaresi, sağlık sektörü ve kamu ihaleleri) dürüstlük, hesap verme sorumluluğu ve şeffaflık, denetim ve izleme standartları aracılığıyla güçlendirilmelidir. 6-Rehber ilkeler oluşturulmalı ve uygulama aşamasında gözlemlenmelidir. 7-İhbarda bulunan ve ifade verenlerin korunmasına ilişkin olarak hem kamu sektöründe ve hem de özel sektörde açık kurallar bulunmalıdır. 8-Medya ve eğitim yolu ile toplumun yolsuzluk konusundaki bilinci artırılmalıdır. Yolsuzluğun hoşgörü ile karşılanacak bir fenomen olmadığı ve cezai bir suç olduğu mesajı vurgulanmalıdır. 9-Politikacılarla iş çevresi arasında örtülü bağlantıların kurulmasının önlenmesi amacıyla, siyasi parti finansmanı ve siyasi partilerin dış mali kontrolüne ilişkin açık ve şeffaf kurallar getirilmelidir. Siyasi partilerin karar verme süreci üzerindeki etkileri çok güçlüdür ancak çoğunlukla rüşvete ilişkin yaptırımlardan muaf tutulmaktadırlar. 10-Rehber ilkeler ve dürüst şirketlere ilişkin beyaz listelerin yayımlanması gibi yollarla özel sektörün yolsuz faaliyetlerden kaçınması sağlanmalıdır. Meslek Etiği Bir meslek grubunun; Mesleğe ilişkin olarak oluşturulup koruduğu, Meslek üyelerini belirli şekilde davranmaya zorlayan, kişisel eğilimlerini sınırlayan, Yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan, Meslek içi rekabeti düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkeler bütünlüğüdür Sigorta Eksperleri Meslek Kuralları Dayanak: 5684 sayılı Kanununun 26. maddesi ikinci fıkrası (a) bendi Amaç: Adalet, dürüstlük, iş ahlakı, Mesleğin gerektirdiği özen, disiplin ve dayanışma Kapsam: Ülkemizde faaliyet gösteren tüm Sigorta Eksperlerine Mesleğinin Temel ilkeleri: A- Tarafsızlık İlkesi, B- Güven İlkesi, C- Mesleki Ehliyet İlkesi, D- Sır Sır Saklama İlkesi A- Tarafsızlık Ġlkesi: (1) Eksper, mesleğin tanımlayıcı/belirleyici özelliklerinden birisi olduğu üzere, sigortalı ile sigortacının haklarını, tayin edenin kim olduğuna bakmaksızın korumak ve kamu yararına uygun hareket etmek zorundadır. Bu itibarla, Eksper; a) Mesleğinin bağımsızlığı ve tarafsızlığı gereğine inanmış olarak bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Eksper hiçbir zaman taraflı ve ön yargılı şekilde davranarak işini icra etmez. b) Mesleki çalışmasında tarafsızlığını korur; tarafsızlığını zedeleyecek tavır, tutum ve davranış içinde olmaz. c) Tarafsızlığını şüpheye düşürecek durumlarda iş kabul etmez. ç) Taraflar arasındaki anlaşmazlığın ve doğabilecek gerginliğin dışında kalır. 32

33 B- Güven Ġlkesi (1) Eksper, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür. (2) Eksper, yapacakları bilgilendirmelerde basit ve kolay anlaşılabilir olmayı gözetir, faaliyetlerinde şeffaflığı en üst düzeyde tutar. (3) Eksper, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınır, özel yaşantısında da buna özen gösterir. C- Mesleki Ehliyet Ġlkesi (1) Eksper, mesleki ehliyet ve yetkili kılındığı branş ya da branşlar dışında ekspertiz yapmaz. (2) Eksper, bilgi birikimi ve tecrübesinin yeterli olmadığını bildiği bir işi kabul etmez. (3) Eksper, aldığı işin uygun bir biçimde yerine getirilmesini temin edecek zamanı ayırır. İhtiyaç duyduğu takdirde ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde konusunda kendisini kanıtlamış bir uzmandan danışmanlık yardımı alır. D- Sır Saklama Ġlkesi (1) Eksper mesleki sırların saklı tutulmasından sorumludur. Meslekten ayrılmak bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. (2) Eksper, yetkili kişi ve mercilere yasal olarak verilmesi gereken bilgi ve belgeler ile, mevzuat dahilinde gerçekleştirilen bilgi paylaşımı ve tarafların (sigortalı ve sigortacı) rızasının bulunduğu durumlar dışında her türlü bilgi ve belgeyi gizli tutar, üçüncü kişilerden özenle saklar. (3) Eksper, çalıştırdığı kimselerin ve stajyerlerinin meslek sırrına aykırı davranmalarını engelleyecek tedbirler geliştirir ve uygular. Sigorta Eksperliği Mesleğinin Ġcrası Sırasında Riayet Edilmesi Gereken Temel Kurallar A- Meslektaşlar Arası İlişkiler, B- Sigortalılar ile İlişkiler, C- Sigorta Şirketleri İle İlişkiler, D- Büro ve Çalışma Düzeni, E- Ekspertiz ve Raporlama, F- Duyuruların Takibi A- MeslektaĢlar Arası ĠliĢkiler (1) Müşterek ekspertiz yapanlar başta olmak üzere, hiçbir eksper herhangi bir meslektaşı hakkında küçük düşürücü ve onur kırıcı kişisel görüş ve düşünceler belirtemez. (2) Ekspertiz ücretine ilişkin ilgili mevzuat çerçevesinde belirlenen rehber tarifeye uyar. B- Sigortalılar ile ĠliĢkiler (1) Eksper, sigortalılarla olan ilişkilerinde saygılı ve özenli iletişim kurar. (2) Eksper, talep edilmesi halinde, ekspertize ilişkin bilgileri sigortalıyla paylaşır. C- Sigorta ġirketleri ile ĠliĢkiler (1) Eksper, sigorta şirketleri ile ilişkilerinde meslek onuru ve haysiyetine uygun tutum ve davranış sergiler. Bu ilişkilerde karşılıklı saygı esastır. D- Büro ve ÇalıĢma Düzeni (1) Eksper, reklam niteliğinde duyuru yapamaz. (2) Eksperin başlıklı kâğıtları, kartvizitleri, büro tabelaları, reklam niteliğini taşıyabilecek nitelikte olamaz. (3) Eksper, mesleki teamüllere uygun olmayan şekilde kendine iş sağlama niteliğinde tutum ve davranışlarda bulunamaz. (4) Eksper, ofisinin görevin onur ve vakarına uygun biçimde düzenlenmesine özen gösterir. Mesleki teknolojik gelişmeleri takip eder. (5) Uzunca bir süre bürosundan uzak kalmak zorunda bulunan eksper, ağırlıklı olarak görev aldığı tarafa veya taraflara, durumunu önceden bildirir. (6) Eksper, haklı mazeretler dışında, verilen görevleri kabul eder. 33

34 (7) Yanına stajyer alan eksper, stajyerin iyi yetişmesi için gerekli azami özeni dikkati gösterir ve bu yönde olanaklar hazırlar. E- Ekspertiz ve Raporlama (1) Eksper, yasa, yönetmelik ve ilgili mevzuat hükümlerinin yanı sıra İcra Komitesi tarafından alınan kararlara uymakla mükelleftir. (2) Eksper, mesleği ifa ederken poliçe genel ve özel şartlarını (kapsamı, teminat dışı haller, aksine sözleşme yoksa teminat dışı haller vb.) rehber edinip ekspertiz raporunu bu çerçevede sonuçlandırır. (3) Eksper, aldığı hasar dosyasını sonuna kadar takip eder ve yasal süresi dahilinde ekspertiz raporunu tanzim ederek üzerine düşen görevi tamamlar. Ancak kişisel veya meslek onurunun zorunlu kıldığı hallerde dosyayı iade edebilir. Bu hallerde eksper durumu kendisini atayan tarafa yazılı olarak bildirir. (4) Eksper mesleğe yakışan kılık - kıyafetle işini ifa eder. F- Duyuruların Takibi (1) Eksperler, adresli internet sitesinde ilan edilen duyuruları takip etmekle yükümlüdür. Sonuç Etik: Ahlaki Bir Davranış Biçimidir, Kuralları Vardır, Toplumların Yapılan İşlemlere İnanç Düzeyini Artırır, Güven Duygusunu Temin Edici Bir Kavramdır, Yolsuzlukla Mücadelede Etkin Bir Mücadele Yöntemidir Empati: İnsanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak, onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması ve iletmesi sürecidir. Empati kuracak kişi, kendisini karşısındaki kişinin yerine koymalı, olaylara onun bakış açısıyla bakmalıdır. Empati kurmuş sayılmamız için, karşımızdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamamız gereklidir. Empati kuran kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşısındaki kişiye iletilmesi davranışıdır. Herkesin farklı bir bakıģı açısı vardır. Zengin Fakir Köylü Şehirli Erkek Bayan Amir Memur Genç Yaşlı Herkesi bulunduğu konumda kabul etmek gerekir. 34

35 TARIMDA RĠSK YÖNETĠMĠ, ARAÇLAR VE DEVLET DESTEKLĠ TARIM SĠGORTASININ YERĠ Bekir ENGÜRÜLÜ T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü - Daire BaĢkanı Risk Yönetimi ve Niçin Sigorta Ġnsan, bitki ve hayvanların kısaca canlıların yaģamlarını etkileyen birçok risk ve belirsizlik bulunmaktadır. Bunlar; insanların mallarını ve hayatlarını, bitki ve hayvanların da hayatlarını önemli ölçüde etkileyerek büyük hasarlar (KATASTROFİK) meydana getirir. Tarım için çok önemli olan risklerin, diğer sektörler için aynı olumsuz etkileri göstermeleri beklenmemelidir. Tarım harici diğer her sektörde risk yönetiminde kullanılabilecek araçların nitelikleri farklılık gösterir. Tarımsal ürünlerin miktarı ve özellikleri; kullanılan kaynaklar (teknoloji düzeyi), üreticinin kontrol edemediği iklim koģulları, hastalık ve zararlıların yoğunluğuna bağlıdır. Ġklim ve toprak koģulları, yetiģtirilecek ürünlerin seçimi, üretimin miktar ve kalitesi üzerinde etkili olur. Normal koģullarda tarımsal üretimde meydana gelebilecek kayıplar veya düģüģler olarak ifade edilen riskler, üretici her yılki elde ettiği gelirinde istikrarsızlıklara sebep olmaktadır. Dünyanın her yerinde üretici gelirinde istikrarın sağlanması, 1929 Dünya Ekonomik Krizinden sonra temel tarım politikası amacı olmuģtur. Tarım Politikası Araçları ve Türkiye deki Uygulamalar Tarımda Destekleme Modelleri (i) Üretime Dayalı Modeller: Bu politikalarla Üretim ve tüketimde kaynak kullanımını daha etkin hale getirilmeye çalıģılır. AraĢtırma-geliĢtirme, alıģ-veriģ maliyetini azaltma, altyapı hizmetleri, kamu malları tedariki, bilgi ve pazarlama hizmetleri, kalite kontrolü ve standardizasyon, sigorta ve yayım gibi gibi ekonomik büyümeyi artırmak için yapılan tüm kamu harcamalarını kapsar. Politik ve ekonomik getirileri zaman içine yayılır, ilk zamanlarda kurumsal yapının değiģtirilmesi ve örgütlenmede kamu kaynaklarının kullanılması gerekir. Türkiye de 2000 li yıllara kadar tarımsal destekleme sistemi içinde fazla yer almamıģtır. (ii) Dağılıma dayalı politikalar: Fiyat destekleri, fark ödeme sistemleri, sınır müdahaleleri, girdi sübvansiyonları (kredi dahil) gibi ekonominin diğer sektörlerinden tarıma varlık ve gelir transfer eden tüm politikalar bu gruba girer. Transfer politikalarının getirileri kısa zamanda alınmakta, tercih edilen araca göre tarıma yapılan transferlerin tüketici ve bütçeye yükü artmaktadır. Tarım politikalarında iç ve dıģ piyasalardaki geliģmelere paralel olarak 1999 yılından bu yana çok önemli bir değiģim gözlenmektedir döneminde uygulanan projelerle tarımsal destekleme araçları ve organizasyonunda radikal değiģiklikler gerçekleģtirilmiģtir. Kredi desteği, destekleme alımları ve girdi desteğinin toplam tarımsal destekleme ödemeleri içindeki payı 1995 de % 97,2 iken, bu oran 1999 da % 87,9 ve 2003 yılından itibaren % 11 ve 2004 yılında % 8 düzeyine gerilemiģtir. 35

36 Tarım Politikası Araçları ve Türkiye'deki Uygulamalar Destekler Fiyat Desteği 6,5 15,5 128,1 246,5 269, Girdi Desteği 11,3 47,8 94,7 142,7 110, TeĢvik Primi 2,0 4,8 6,4 8,2 10, Tazminatlar 3,2 6,8 13,8 11,2 16, Kredi Desteği Fark-Telafi Ödemesi Hayvancılığı GeliĢtirme Tarım Koop. Projeleri 207,1 140,9 269,4 432,5 610, ,4-5,4-98, DGD Diğerleri 0,1 0,1 0,2 0,3 0, Toplam Destek GSMH 231,3 215,8 517,9 841, , , , , , , , , , , ,3 Destek/GSMH 2,9 1,4 1,8 1,6 1,4 0,74 0,63 1,02 0,76 0,87 Türkiye'de Tarım Sektörüne Yapılan Destekler (Milyon TL) 2002 Destek Konusu Yılı 2003 Yılı 2004 Yılı 2005 Yılı 2006 Yılı 2007 Yılı 2008 Yılı 2009 Yılı ALAN BAZLI TARIMSAL DESTEKLER VE DGD (Mazot.Gübre, Enerji, Organik 1.558, , , , , , , ,56 ve Ġyi tarım) FARK ÖDEMESĠ DESTEKLERĠ (Yağlı tohumlu bitkiler, 186,15 268,30 350,09 928, , , , ,14 Zeytinyağı, Çay, Buğday) HAYVANCILIK DESTEKLERĠ 83,20 106,09 249,76 352,22 678,98 722, ,32 895,83 TARIM REFORMU PROJESĠNE ĠLĠġKĠN HĠZMETLER (Çatak, Alternatif Ürün, Köy Bazlı 2,69 1,50 0,57 1,57 24,34 33,72 9,29 Katılımcı Yatırım Programı Desteği) TARIMSAL SĠGORTA HĠZMETLERĠ 1,99 31,51 55,06 59,93 TELAFĠ EDĠCĠ ÖDEMELER KAPSAMINDAKĠ DESTEKLER (Çay budama, 41,51 39,20 4,44 47,41 72,91 84,59 80,49 76,75 patates siğili, ġ.pancarı) DĠĞER TARIMSAL AMAÇLI DESTEKLER 0,51 36,82 90,25 92,90 99,73 KIRSAL KALKINMA AMAÇLI DESTEKLER 79,99 109,40 246,63 Hayvancılık (GAP illeri) 59,91 KURAKLIK DESTEĞĠ 264,50 548,98 2,17 TOPLAM DESTEK 1.868, , , , , , , ,94 GSMH Destek/ GSMH (%) 0,68 0,75 0,71 0,57 0,64 0,73 0,52 0,49 Kaynak: T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 36

37 2001 den sonra fiyat, girdi ve kredi desteklerinin kaldırılmasıyla DGD ödemelerinin toplam tarımsal destekler içindeki payı sürekli artmıģtır de tarıma verilen toplam destekler içinde DGD nin payı % 7,6, 2003 de % 74 ve 2004 yılında ise % 70 civarında olmuģtur. Fiyat, girdi, telefi ödemeleri ve kredi desteği yerini DGD ye bırakmıģtır. Destekleme harcamaları içinde en düģük payı araģtırma, eğitim ve yayım hizmetleri almıģtır. Teknoloji geliģtirme ve yüksek verimli tohumların, damızlık materyaller, hayvan ırklarının geliģtirilmesi ve böylece bu alanda ülke tarımının dıģa bağımlılığının azaltılması olanakları çok sınırlı düzeyde kalacaktır. Türkiye de tarıma yapılan toplam destekleme ödemelerinin GSMH içindeki payı döneminde % 2,9 dan % 1,4 e gerilemiģ iken, döneminde % 1,0 düzeyinde olmuģtur yılından sonra yapılan düzenlemelerle tarımsal destekleme sistemi (araç ve organizasyon yönünde) büyük ölçüde AB normlarına uygun hale getirilmiģtir. Tarımsal destekleme ödemesinin 1995 de % 18,3 ü bütçeden yapılan transferlerden oluģmakta iken, bu oran 2000 de % 47,1 ve 2001 den sonra % 70 in üzerindedir. Tarım politikası reformu kapsamında desteklemede kullanılacak kaynakların tamamen bütçe olanaklarından karģılanması sağlanmıģtır. Böylece tarım desteğinin ekonomiye getirdiği yük ve sağladığı faydaların değerlendirilmesi daha kolay olacaktır. Diğer yandan toplam tarım desteğinin tarımsal üretim değeri içindeki payı % 10 unun altında kalmaktadır. Türkiye de Destekleme Politikaları ve Sigorta Endüstrisine Etkileri Tarım politikasının hedefi, çiftçilerin geliri ve yaģam standardının yükseltmektir, Tarımsal üretimin artırılması için modern tarım yöntemlerinin uygulanması, girdilerin temini, gerekli yatırımların yapılması ve ürünlerin uygun koģullarda satıģ organizasyonlarının kurulması gerekmektedir, Tarım, birçok ülkede aile iģletmeciliğine dayanmakta ve sosyo-ekonomik nitelik taģımakta, GeliĢmekte olan ülkeler ve Türkiye de üretimin doğal koģullara bağlılığı, Sermaye ve teknoloji kullanımının sınırlılığı, Nüfusun fazlalığı ve çalıģma koģullarına bağlı olarak tarımda gelir ve yaģam standardı, diğer kesimlere oranla daha düģük. Tarımsal Riskler ve Risk Yönetimi Araçları Tarım çeģitli risklere maruz kaldığında, çiftçiler masraflarını, emeğinin karģılığını ve öz sermayesine yeterli düzeyde kar sağlayamamakta, ürünlerini ve üretim faktörlerini kısmen veya tamamen kaybedebilmektedir.4-5 Nisan 2004 Karadeniz ve Mart 2006 Edirne de olduğu gibi. Zarara maruz kalan üreticiler iģletmelerinin ekonomik yapısını uzun süre normale dönüģtürememektedir. Bu durum bir aile, küçük bir köy, belde ve il veya ülke halkının karģılaģabileceği olağan bir olaydır. Bunlar sadece tarımın geliģmesini değil, mevcut koģullarda bile sürdürülebilmesine olanak vermeyebilir. Riskler sadece tarımı değil, bütün ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Çünkü tarımsal üretim ile üretici gelirinin azalması, alım gücünün düģmesi ile ticari iģlemler ve makro düzeyde milli geliri de düģürebilecektir. Tarımsal Yapı ve Riskler Ülkemizde jeolojik ve topoğrafik yapı ile iklim özellikleri nedeniyle büyük can ve mal kayıplarına yol açan doğal afetlerle sık sık karģılaģılmaktadır. Etkili olan doğal afetleri önem sırasına göre; depremler, heyelanlar, su baskınları, kaya düģmeleri, yangınlar, çığ, fırtına, dolu, don, yeraltı suyu hareketleri ve diğer doğal riskler Ģeklinde sıralamak mümkündür. Risk, normal koģullarda üretimde olabilecek kayıp veya zarar olup, istatistiksel yöntemlerle tahmin edilebilmektedir. Belirsizlik ise, gelecekte olma olasılığı istatistiksel olarak tahmin edilemeyen subjektif olaylardır. 37

38 Tarımsal Riskler KiĢisel/Ġnsan Riskleri: ölüm,sakatlık, iģgücünü yitirme.. Sermaye Riskleri: bina ve ekipmanlar için hırsızlık, yangın,.. Üretim/Verim Riski: AĢırı/yetersiz yağıģ, dolu, don, Fiyat Riski: Ürün fiyat düģmesi/girdi fiyat artıģı.. Kurumsal Riskler: Tarım ve diğer politikalarda değiģmeler, üretim ve/veya pazarlama kararlarına müdahaleler, Mali Riskler: Sermaye maliyeti artıģı, döviz kuru, yetersiz öz kaynak. Doğal olaylar ve fiyat değiģmeleri gibi risklerin üretime ve dolayısıyla iģletme geliri üzerine olan etkisi, monokültür tarım yapan iģletmelerde polikültür tarıma oranla daha fazla olmaktadır. Risk yönetimi ve sigortacılık açısından yararlı bir sınıflandırmada riskler, tesadüfi ve ticari olmak üzere iki gruba ayrılabilir. 38

39 (i) Tesadüfi (Mutlak) Riskler (Pure Risk): Bu risklerde oluģacak kayıplara karģı herhangi bir kazanç olasılığı bulunmamaktadır. Bunlar iģletmenin malvarlığının azalmasına yol açarlar. Bu tür risklerin oluģturabileceği kayıplar iģletme yönetimi tarafından belirli bir bedel karģılığında baģka bir kuruma devredilebilir. Mutlak riskler, iģin doğal yapısına ve akıģına bağlı olmaksızın meydana gelen ve iģletme tarafından meydana gelmesi engellenemeyen hasarlardır. Yangın, grev, gemi batması gibi riskler bu gruba girer. (ii) Ticari (Spekülatif) Riskler (Speculator Risk): OluĢabilecek risklere karģı bir kazanç olasılığı vardır. Üreticinin aldığı kararlar sonucunda karģılaģtığı risklerdir. Bu risklerin oluģması ticari zarar oluģturur ve bu zarar tümü ile iģletme tarafından yüklenilir. Spekülatif riskler, bir iģin karlı olup olmaması, pazarlama riski denebilecek firmanın ürünlerine olan talepteki değiģmeler, fiyat ya da maliyetlerin faaliyet sonuçları üzerindeki etkileri gibi kısmen kontrol edilebilecek veya sınırlandırılabilecek riskleri içerir. Tarım ürün ve girdi piyasalarındaki fiyat dalgalanmaları gibi Ticari risklerde bir kaybın olması söz konusu iken, önemli bir kar olasılığı da vardır. Ancak tesadüfi riskte ise kesinlikle kar sağlama Ģansı olmaz. Ticari veya spekülatif riskler denilen bu riskler, iģletmelerin kendileri tarafından karģılanır ve sigorta edilemezler. ĠĢletmelerin aktifinde yer alan varlıkların değerlerinin azalmasına ya da pasifinde yer alan kalemlerin artmasına neden olan hasar olaylarını yaratan tesadüfi riskler ise, hem sigortalanabilir hem de risk yönetiminin konusudur. Tarımda üretim/verim riskinin sigortalanabilirliği öncelikle hasar istatistiklerinin varlığı ve amaç için uygunluğuna bağlıdır. AĢırı/yetersiz yağıģ, dolu, don, sel gibi riskler acaba yöre, ürün, bölge ve ülke genellinde yıllara göre ne kadar (YTL) hasara neden oldu? Ürünlere, risklere ve bölgelere risk ve hasar haritaları mevcut mu? Mevcut hasar istatistikleri güvenli mi? Güven derecesi ne? Devlet kontrolün de mi, özel kiģi ve kuruluģların malı mı? PaylaĢıma açık mı? Deniz suyu ve hava sıcaklığının aylara göre değiģimiyle ilgili verilerde sapma var mı?hasar verilerinde kurumlar arası farklılık var mı? OĢinografi Dairesi verileri ile DMĠGM verileri aynı mı? Örnek 1: Karadeniz Bölgesi nde Bazı Doğal Riskler Ġller Donlu Günler Vejetasyon Periyodu Dolulu Günler Zonguldak 12,2 Mayıs-Ekim 2 Trabzon 5,5 Nisan-kasım 0,7 Sinop 3,5 Nisan-kasım 1,3 Samsun 8,6 Mayıs-Kasım 0,7 Rize 6,6 Nisan-kasım 2,4 Ordu 6,3 Nisan-kasım 0,0 Kastamonu 103,3 Haziran-Eylül 11,8 GümüĢhane 115,0 Haziran-Eylül 1,0 Giresun 4,3 Nisan-Kasım 2,0 Düzce 43,5 Mayıs-Eylül 0,0 Bolu 86,8 Haziran-Eylül 14,2 Bayburt 145,6 Temmuz-Ağustos 10,0 Artvin 43,7 Nisan-Ekim 0,7 Sadece bu veriler kullanılarak riskin önemi ve potansiyel hasar ölçeği net olarak bulunamaz. Tarımsal Riskler ve Üretici DavranıĢları Risk yönetiminde üreticilerin risk davranıģlarının analiz edilmesi gereklidir. Bireyler risk davranıģları yönünden; Risk sevmeyen üreticiler, Riski tercih eden üreticiler ve Risk nötr kiģiler olarak üç gruba ayrılmaktadırlar. 39

40 Herhangi bir kiģi, risk davranıģları yönünden bu gruplardan birine girer. Türkiye de üreticilerin çoğunluğu hangi kategoride yer alır? Risk sevmeyenler veya riskten kaçanlar daha tedbirli veya ihtiyatlı kiģilerdir. Bunlar daha az riskli yatırımları veya gelir kaynaklarını tercih ederler. NĠSPETEN TUTUCU BĠREYLER/DEĞĠġĠM OLDUKÇA YAVAġTIR. Riski tercih eden kiģiler, daha maceracı kiģiler olup, daha riskli iģleri tercih ederler. Bunlar, aynı olasılıkta düģük gelir beklemelerine rağmen, yüksek gelir olasılıklı alternatifleri seçerler. Risk nötr kiģiler, risk seven ve sevmeyenler arasındaki bir grup olarak tanımlanabilir. Bu kiģiler, alternatif gelir oranlarının olasılıklarına bakmaksızın, beklenen en yüksek geliri veren alternatifi seçerler. Tarımsal Riskler ve Riskin Ölçülmesi Risk yönetiminde öncelikle riskin ölçülebilir olması gerekir. Riskin ölçümünde kullanılan yöntemler; DeğiĢim geniģliği, Standart sapma (σ), Varyans ((σ)2), Varyasyon katsayısı (σ/x.100), Beklenen değer analizi Varyasyon Katsayısı Türkiye Fındık Verim Değerleri için ( ):; Fındık Üretim Bölgeleri : % 28,10 1. Bölge : % 52,36 2. Bölge : % 39,07 3. Bölge : % 27,70 Üretici Fiyatları Ġçin ($/kg) : % 39,18 DüĢük varyasyon katsayısı, düģük değiģim demektir. Birinci bölgede verim varyasyonu, diğerlerinden çok yüksektir. OLUġAN HASARIN BÜYÜKLÜĞÜ de çok büyük olabilecektir. Beklenen değer, riskli alternatiflerin kıymetini belirleme esasına dayanmaktadır. DeğiĢim geniģliğini ve mümkün sonuçların olasılıklarını göz önünde bulundurduğu için beklenen değerin hesaplanması karar almada oldukça önemlidir. Eğer her bir sonucun olasılığı biliniyorsa, beklenen parasal değeri hesaplamak mümkündür. Beklenen değer, riskli alternatifler arasında karar vermek zorunda kalınan durumlarda kullanılacak yardımcı bir araç niteliğini taģımaktadır. Sınırlı miktarda olan belirli bir kaynağın alternatif kullanım alanlarına yatırılması halinde getirebilecekleri gelirleri ve bunların olasılık düzeyleri biliniyorsa, alternatifler arasında beklenen değeri en yüksek yapanın seçilmesi yerinde olacaktır. Alternatifler Gelir (Milyon TL) Olasılık Alternatifler Gelir (Milyon TL) Olasılık A D B E C F Yatırımcı 6 alternatif arasındaki seçimini beklenen değer analizi ile yapılabilir. Alternatiflerin beklenen değerler (EV): EV j = Σ i P i X i Formülde; EVj: j olayın beklenen değeri, Pi: Xi sonucunun oluģma olasılığı ve Xi: her bir alternatifin getirebileceği gelirin veya kazancın değerini göstermektedir. B alternatifinin beklenen değeri; EV(B)= 0.5*(0) + 0.5*(20) = 10 milyon TL olacaktır. B alternatifinde 20 milyon TL kazanabilme ihtimali veya hiçbir gelirin elde edilemediği durum da söz konusu olmaktadır. Fakat yeterince bu tür alternatifin gerçekleģtiği durumda ortalama gelir, 10 milyon TL olacaktır. EV(A) = EV(B) = EV(C) = 10,0 milyon TL EV(D) = 12,0 milyon TL EV(E) = 8,0 milyon TL 40

41 EV(F) = 11,5 milyon TL Yatırım alternatiflerinin beklenen değerlere göre seçim sırası ise; D>F>A veya B veya C>E olarak gerçekleģecektir. D alternatifinde 20 milyon TL kazanabilme ihtimali veya hiçbir gelir elde edememe ihtimali söz konusudur. Karar alıcı alternatiflerin EV hesaplayarak, kendisi için en büyük parasal değeri veren alternatifi seçer. Her zaman parasal değeri maximize etmek rasyonel olmamaktadır. Tarımsal Riskler ve Sigortalanabilirliği Risk yönetimi, geniģ anlamda belirsiz olayların etkilerini minimize etmek amacıyla gerekli faaliyet ve kaynakların planlanması, örgütlenmesi ve kontrol edilmesidir. Risk ve belirsizlik yönetiminde kullanılabilen önlemlerin tarımsal faaliyet üzerinde farklı etkileri olur. Bu önlemlerin hiçbiri, bütün risk ve belirsizliklere karģı tek baģına yeterli koruma sağlayamamaktadır. Bu nedenle üreticilerin, alternatif araçlardan belirli bir kombinasyonu kullanması gerekmektedir. Risk ve belirsizlik yönetiminde çeģitli araçlardan yararlanılabilir. Bunlar; Destekleme alımları & doğrudan mali yardımlar, Ürün çeģitlendirmesi, Zararı azaltıcı teknolojik geliģmelerden (don, hastalık ve zararlılar ile kuraklığa dayanıklı yeni çeģitler vb.) yararlanma, Üretici tasarruflarının kullanılması, ĠĢletme organizasyonu, SözleĢmeli üretim, Alivre satıģ, Forward satıģ, Selem (sipariģ) senetleri, Makbuz senetleri, Vadeli iģlem piyasaları ve üretim faktörlerinin kullanımında emniyet ile hareket etme gibi araçlar kullanılabilir. Teknik önlemlerin yeterli olmaması ve risklerin derecelerinin ölçülebilmesi durumunda, tarım ürünleri ve diğer tarımsal mallar sigorta yoluyla güvence altına alınabilmektedir. Tepki Riskler Üretim Fiyat Özel Sigorta (Dolu), KarĢılıklı Yardım Fonları Vadeli ĠĢlem Piyasaları Kamu Doğal Afet Yardımı Bitki & Hayvan Sağlığı Önlemleri Kamu-Özel Bütün Tehlikelere KarĢı Sigorta - Destekleme Politikaları Tarımda risk yönetiminde öncelikle koruma önlemleri" değerlendirilmekte, teknik olarak önlemlerin yeterli olmadığında ekonomik ve mali araçların" uygulanmasına geçilmektedir. Sigorta, tarımdaki risk ve belirsizlikler nedeni ile oluģabilecek zararı karģılayan bir güvence sistemidir. Öncelikle teknik yönde önlenebilir risklerin ortadan kaldırılmalı veya minimize edilmeli, sonra sigorta seçilmelidir. Forward SatıĢlar: Ürün daha tarlada veya bahçede iken, alıcı ve satıcının bir araya gelip, fiyatı ve belirlenen tarihte ürün teslimi üzerinden anlaģma yapmalarına, teslime bağlı vadeli iģlemler (forward satıģlar) adı verilmektedir. Forward iģlemlerin alivre satıģlardan farkı, anlaģmanın bir borsaya tescil ettirilmesidir. Ġzmir Ticaret Borsası nda sınırlı olarak bu araç kullanılmıģsa da, forward satıģlar yeterince geliģmemiģtir. Selem Senetleri: Faizsiz bankacılık faaliyetlerini yürüten finans kurumları tarafından kullanılan kredi araçlarından biri olan selem (sipariģ) senetleridir. Selem ise parayı önce verip malı geç almaktan dolayı, malın bedelinde yapılan indirim olarak tanımlanmaktadır. Makbuz Senetleri: Çiftçilere depolama hizmeti sağlayarak, düģen fiyatlardan korunma ve yükselen fiyatlardan yaralanma olanağı sağlayan yeni bir uygulama da makbuz senetleridir. Ülkemizde 1993 de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından baģlatılan bu uygulamada, çiftçiler tarafından TMO Ģubelerine teslim edilen buğdayın cinsi, grubu ve sınıfı belirlendikten sonra, çiftçiye teslim 41

42 ayrıntılarını da içeren makbuz senedi verilmektedir. Sevk edilen ürün en fazla dokuz ay veya gelecek ürün yılına kadar depoda muhafaza edilebilmektedir. Vadeli ĠĢlemler Piyasaları: Özellikleri standardize edilmiģ vadeli iģlem sözleģmelerinin alınıp satıldığı ve fiyat riskinin transferi amacıyla oluģturulmuģ borsalardır. Piyasada fiziksel mallar değil, malları temsil eden vadeli iģlem sözleģmeleri alınıp satılmaktadır. SözleĢmelerde söz konusu ürünün cinsi, kalitesi, miktarı (lot), sözleģme ünitesi, teslim Ģekli, teslim edileceği yer, teslim tarihi ve minimum fiyat değiģikliği belirtilmiģtir. Fiyat riskinden korunmaya olanak verir, gelecekte ürünü piyasaya sunulacak üreticileri ve gelecekte piyasadan aynı ürünü alacak olan sanayici, aracı gibi kiģileri ürün fiyatındaki düģme ve yükselme riskinden korur. Türkiye Tarım ĠĢletmelerinde Hayvancılık Alanında Risk Yönetimi Araçlarından Yararlanma Düzeyleri Faaliyet Dalları SözleĢme Yapan ĠĢletmeler 42 Sigorta Yaptıran ĠĢletmeler Suni Tohumlama Yaptıran ĠĢletmeler Süt Sığırı YetiĢtiriciliği Manda YetiĢtiriciliği Koyun YetiĢtiriciliği Keçi YetiĢtiriciliği Tavukçuluk Arıcılık Toplam Tarımda risk yönetimi araçlarından yararlanma düzeyleri genellikle düģük olduğundan, afet yönetiminde devlet desteği kaçınılmaz olmuģtur. Türkiye de bitkisel üretim alanında sigortalanabilir toplam ürün bedeli 21,398,962,160 US $/yıl (DĠE, 2004) olup, bu alanda sigorta endüstrisi için henüz kullanılamayan çok önemli bir potansiyelin olduğu görülmektedir. Hayvansal üretim alanında sigortalanabilir toplam hayvan ve ürün bedeli 13,179,109,510 US $ olarak hesaplanmıģtır (DĠE, 2004). Sigorta endüstrisi açısından önemli olan meraya dayalı hayvancılıktan çok, entansif süt ve besi sığırcılığı ve ticari tavukçuluk iģletmeleri olacaktır. Tarım, sigortacılık endüstrisi için önemli bir hedef pazar olmasına karģın, tarım sigortalarının toplam sigorta sektörü içindeki payı % 1 ler düzeyinde kalmıģtır. Tarıma Doğrudan Devlet Desteğinin Etkisi Türkiye de tarımın doğaya bağlılığı nedeniyle üretici gelirindeki dalgalanmaları azaltıcı yeterli önlem alınamamıģtır. Doğal koģulların etkileri nedeniyle ürünlerin verimlerinde meydana gelecek dalgalanmaların sonucunda, üretici çoğu kez yıllık geçimi için gerekli olan geliri elde edemediği gibi, gelecek yıllardaki faaliyetleri için de gerekli olan yatırımlara yeterli miktarda tasarrufu da sağlayamamaktadır. Tarımsal üretimde devamlılığı sağlamak amacıyla yasal, teknik ve ekonomik birçok tedbir alınmaktadır. Tarımsal Gelire Toprak ve Ġklim KoĢullarının Etkileri Bitkisel ürünlerden optimal verimin alınabilmesi, uygun iklim ve toprak koģulları ile birlikte bakım iģlemlerinin en iyi Ģekilde yapılması ve girdi (teknoloji) kullanım seviyelerine bağlıdır. Toprak KoĢulları: Toprak faktörleri ise ürün veriminde yıldan yıla dalgalanmaya değil de, verimin 'bir arazi parçasından diğerine değiģmesine neden olmaktadır. Ġklim KoĢulları: Dolu, don, kuraklık, sel vb. meteorolojik faktörler ürün veriminde yıldan yıla dalgalanmaya neden olmaktadır. Bitkisel üretimin genellikle açıkta yapılması nedeniyle, meteorolojik faktörlerin üretim miktarında neden olduğu dalgalanmanın Ģiddeti, hayvansal üretime oranla çok daha yüksektir. Besin maddesi yetersizliği nedeniyle iklim faktörleri hayvansal üretimi olumsuz etkilese de, hayvanların hareket edebilme yetenekleri, belirli bir barınak koģulları içinde yetiģtirilmeleri ve bakım ve besleme koģullarının iyi bir Ģekilde planlanması ile bu risklerin etkileri bir ölçüde hafifletilebilir. Hayvansal üretimde meteorolojik faktörlerden çok bulaģıcı hayvan hastalıkları, önemli miktarda hasara neden olur.

43 Bir ürünün herhangi bir yerde yetiģtirilebilmesini sınırlayan en önemli iki faktör; sıcaklık ve nemdir. Bunun dıģında dolu, don, kuraklık, rüzgar, güneģlenme süresi, yıllık ortalama yağıģ, çiğ, kırağı, sis vb. bir çok faktör bitkisel üretimi etkilemektedir. Reel Tarımsal Üretim Değerindeki DeğiĢim Milyon TL , , , , , , , ,00 0, Yıllar Reel Tarımsal Üretim Değeri TÜD de piyasa fiyatları ve iklim koģullarına paralel olarak değiģim olmaktadır. Maliyetlerin artması/sabit kalması halinde bile ürünlerin gelirleri (üretici geliri) azalmakta, yıllara göre dalgalanmaktadır. Tarıma Doğrudan Devlet Desteğinin Etkileri Cumhuriyet döneminde tarımda doğal afet zararlarının azaltılması için Devlet iki temel yasa çıkarmıģtır: tarih ve 5254 sayılı Muhtaç Çiftçilere Ödünç Tohumluk Verilmesi Hakkında Kanun, tarih ve 2090 sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanun, Bu yasalar; yangın, yer sarsıntısı, yer kayması, fırtına, taģkın, sel, don, dolu, kuraklık, haģere ve hastalık gibi risklere teminat verilmiģ ve bunlardan etkilenen çiftçilere çeģitli Ģekillerde kamu yardımı yapılmıģtır. TKB emrinde tesis edilen fondan bu risklerden zarar gören çiftçilere ödeme yapılmaktadır. Bu yasalardan faydalanan üretici sayısı ve yapılan yardımlar dikkate alındığında, yapılan ödemelerin doğal olayların etkilerini azaltmada yeterli olmadığı anlaģılmaktadır. Aynı Ģekilde tarımsal teknolojide meydana gelen geliģmeler, doğal faktörlerin etkilerini azaltamamıģtır. Devlet doğal olaylar ile hastalık ve zararlıların tarımda neden olduğu hasarların üreticiler üzerindeki etkilerini azaltılabilmek için yasal düzenlemeler ve fonlar kurmuģtur. Doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin TCZB na olan kredi borçları ertelenmektedir sayılı Yasa da doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin hasarlarının devletçe karģılanacağı belirtilmektedir. Ancak bu amaç için bir fon kurulamamıģ olduğundan, bu Yasa da uygulanamamıģtır sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Yasasına göre; Sığır Brucellosisi, Sığır Tuberculosisi, Sığır Vebası, At Vebası, Malleus, Ruam gibi hastalıklardan hayvanının öldüğünü belgelendiren çiftçilere, hayvanın pazar değerinin % i arasında değiģen miktarlarda tazminat ödemesi yapılmaktadır. Tarım Sigortaları Devletin doğal afetlerden zarar gören çiftçilere tohumluk yardımı yapması, kredi borçlarının ertelenmesi ve diğer doğrudan mali yardımlar, üretimin sürekliliği için genellikle yeterli olmamakta ve yardım talebi de sürekli artmaktadır. Doğal olaylar çoğu katastrofik özellik taģıdığından, binlerce dekar araziyi ve çiftçileri zarara uğratmaktadır. Bu koģullarda ülkemizde ve özellikle Karadeniz Bölgesi gibi tarım dıģı gelir kaynakları ve çalıģma olanaklarının kısıtlı olduğu bölgelerde, tarım sigortalarının yeniden incelenmesi ve uygulanmasının yaygınlaģtırılmasına baģlanması bir zorunluluk haline gelmiģtir. 43

44 Tarımda Risk Yönetimi Araçlarının Etkinlik Düzeyleri Refah düzeyini korumak ve sürdürmek isteyen üreticiler; ürün çeģitlendirme, bitkisel ve hayvansal üretime birlikte yer verme, depolama, tarım dıģı faaliyetler yapma ve mevsimlik göçler gibi geleneksel yöntemlerle gelir riskini azaltmaya çalıģmaktadır. Risk yönetimi araçlarının etkileri sınırlı ve maliyetleri de yüksektir. Depolama, hem ilave masrafı gerektirir, hem de ürün kaybına neden olur. Bireysel üretici hem mümkün olabilen bütün teknik önlemleri almalı, hem de sigorta gibi mali araçları kullanabilmelidir. Geleneksel araçlara ilave olarak tarımsal riskler kurumsal bir düzeyde paylaģılmalıdır. TARIM SĠGORTALARINDA ALTERNATĠF MODELLER VE BAZI ÜLKELERDEN UYGULAMALAR Neden Sigorta ve Neden Tarım Sigortaları Dalı Ayrı Olarak Ele Alınmalı? Sigorta, birçok kimse için olması muhtemel olan, ancak kimi ve ne zaman etkileyeceği belli olmayan riskler için Ģahısların birbirlerine verdikleri karģılıklı garantidir. Sigorta teminatıyla, aynı risklerle karģı karģıya olan Ģahısların beklenen olayın gerçekleģmesi durumunda zararları tazmin edilecektir. Tarım ürünlerinin karģı karģıya bulunduğu riskler diğer alanlara oranla daha farklı nitelikte ve fazla sayıdadır. GeliĢmiĢ ve geliģmekte olan ülkelerde, etkin bir risk paylaģım mekanizması olan tarım sigortası, diğer araçlarla birlikte kullanılmaktadır. Tarım sigortalarının amacı, aynı risklerle karģı karģıya olan üreticilerin ödedikleri primlerle oluģturdukları fon aracılığıyla, zarara uğrayan üreticilerin zararlarını tazmin etmektir. Üretici zararlarını azaltacak ve üreticilere yardımcı olacak önemli bir organizasyon olan tarım sigortası, uygulaması en zor olan sigorta dallarından biridir. Tarım Sigortalarının Temel Özellikleri Kadastrofik risklerin tarım ve diğer sektörler arasında paylaģılmasının en iyi aracıdır. (HASAR PAYLAġIMI) Aynı risklerle karģı karģıya olanlarda kendine yardım ve karģılıklı yardımlaģmayı geliģtirir. Düzenli ve küçük miktarlarda tasarruf ve fon oluģumuna katkıda bulunur. Diğerleri Tarım Sigortalarının Ekonomik ve Sosyal Sonuçları Tarımda gelir istikrarı, Sermaye oluģumuna katkı, Üretici ve üretimin yönlendirilmesi, Üretim maliyetinin azaltılması, Tasarrufların artırılması, Tüketiciler üzerindeki etkiler, Kendine yardım ve karģılıklı yardımlaģmanın yaygınlaģması (bugün sana yarın bana), 44

45 Tarım Sigortalarında Konu ve Kapsam Dar anlamda tarım sigortalarının konusu; 1. Bitkisel ürünler 2. Çiftlik hayvanları, 3. Tarım Alet ve makinaları, 4. Tarımsal yapı (konut, depo, hayvan barınakları vb), 5. Tarım Ürünleri ve Hayvanların Nakliyesi GeniĢ anlamda tarım sigortalarının konusuna yukarıdakilere ek olarak çiftçi ve ailesi ile tarım iģçilerinin özel yaģam ve sağlık risklerine teminat verilmesi de girer. Hedef öncelikle dar anlamda tarım sigortalarını yaygınlaştırmak olmalıdır (5363 Sayılı Kanunda Md.12 & Türk Ticaret Kanun Md ). Tarım Sigortalarında Devlet Desteği Teoride tarım sigortaları çeģitli doğal, sosyal ve ekonomik riskleri üreticiden devlete veya diğer sigortacılara transfer etmekte etkili bir araç olarak bilinmektedir. Sigorta bağıģ/yardımdan olmaktan ziyade maliyeti olan bir araçtır. Çiftçi belirli primi ödeyerek poliçe satın alır ve bu yolla varlıklarını garantiye alır. Devlet, sigortanın üretici ve sigorta endüstrisine maliyetini azaltmak için yardımda bulunmaktadır. Üretici-sigortacı-devlet için sürdürülebilir sigorta modeli olmalıdır Tarım Sigortalarının Unsurları (i) Hasarın tesadüfi olması: Hasarın önceden görülmesi veya meydana gelme ihtimalinin kesin olarak bilinmesi durumunda sigorta yapılmaz. Tesadüften kaynaklanan hasarlar sigortaya konu olabilir. Ayrıca bilerek oluģturulan hasarlar da sigortanın kapsamına girmez. Sigortaya konu olan risklerin meydana gelebilme ihtimali belirli istatistiksel yöntemler ile tahmin edilebilir. Belirli bir olayın meydana gelme Ģansının ölçüsü probabilite olarak bilinir. Yani belirli türden olayların, belirli sayıda tecrübe ve gözlem verilerine dayanılarak oluģma ihtimalinin tahmininde 45

46 istatistiksel yöntemler kullanılır. Örneğin, Ankara ilinde dolu veya donlu gün sayılarının ne olacağı, daha önceki yılların verilerinden hareketle tahmin edilebilir. Tarım sigortalarına konu olan riskler yığın olarak hasar meydana getirirler ve hasarın oluģ ihtimali Büyük Sayılar Yasası'na uymaktadır. Bu Kanuna göre, bir olay ile ilgili tecrübe sayısı arttırıldıkça gerçek durum, oran olarak belirtilen probabiliteye yaklaģır. Gözlem sayısı arttıkça olayın meydana gelme ihtimalini gösteren tahmin değerleri gerçeğe oldukça yaklaģır. Büyük Sayılar Kanununun sigortada iki önemli yönü: (i) Eğer bir olayın meydana gelme ihtimali incelenmek isteniyorsa, aynı özellikteki birçok olayın incelenmesi gerekir. Örneğin, don sigortası yapabilmek için belirli bir yörede donun oluģturacağı hasar oranı ve miktarlarından hareketle hesaplanacak prim oranlarına yol gösterme bakımından, aynı yörede uzun bir döneme iliģkin verilerden ortalama donlu günler ve donun meydana gelebilme ihtimali hesaplanırsa, üreticinin ödeyeceği primin objektif olarak belirlenmesi kolaylaģır. (ii) Çok sayıdaki olaylar veya çok uzun bir döneme iliģkin veriler kullanılarak hesaplanan sağlıklı ve güvenilir tahmin değerleri, gelecek yıllar için sigorta tarife fiyatlarının hesabında kullanılabilir. Sigortacı, tek tek bireyler ve malların uğrayacakları hasarlarla değil, bir grubun tamamını ilgilendiren hasarlarla ilgilenmelidir. (ii) Belirli bir riskin aynı derecede etkisi altında bulunan çok sayıda ve benzer üretim birimlerinin bir araya getirilmiģ olması: Sigorta, aynı riskler ile karģı karģıya olan iģletmelerin bir araya gelerek oluģturdukları organizasyonlardır. Sigortaya konu olan iģletme, arazi ve hayvan sayısı arttıkça, sigortalıların ödeyecekleri primin miktarı azalacaktır. Böylece hem risk ve hem de hasar en etkili bir Ģekilde paylaģılır. (iii) Sigortaya konu olan hasarların ölçülebilir nitelikte olması: sigorta mallarda meydana gelen ölçülebilir miktar ve kalite kaybını tazmin eder. Ölçülemeyen hasarlar sigortanın kapsamı dıģındadır. (iv) OluĢan hasarın parasal olarak ifade edilebilir (maddi) olması: Sigorta manevi kayıpları veya parasal olarak ifade edilemeyen kayıpları kapsamamaktadır. ĠĢletmede meydana gelen maddi kayıpların sigorta teminatına alınması, hasarın ödenmesinde sübjektifliği bir ölçüde azaltabilmektedir. Tarım Sigortalarının GeliĢimi Sigortacılıkla ilgili ilk düzenlemeler Hamurabi Kanununda ticaret kervanlarının soygunlara karģı korunmasına yönelik olarak yapılmıģtır. Roma ve Yunanlılarda deniz ticaretindeki çeģitli tehlikelere karģı çeģitli Ģekillerde yardımlaģmayı ortaya çıktığı görülmektedir. 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa daki ekonomik düzendeki değiģiği ve liberalizm ağırlıklı ekonomik sistemde tarımdaki teknolojik geliģmelerin de yetersizliği ile meydana gelen hasarlar gerçek anlamda tarım sigortalarının geliģtirilmesinin zorunlu olduğunu göstermiģtir. Tarımda geliģmeyi desteklemek ve üretimde kendine yeterliliğe ulaģmak için yeterli bir araç olarak görülen sigortanın yaklaģık yıllık bir geçmiģi vardır. Modern sigortacılığın Ġngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinde 17. yüzyıldan itibaren baģlamıģ olmasına karģın, tarım sigortalarının ancak 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren baģlamıģ olmasının, bu sektörün özelliğinden kaynaklandığı söylenebilir. Modern tarım sigortalarına 18. yüzyılın ikinci yarısında Ġrlanda'da kooperatiflerce hayvan hayat sigortaları yapılmasıyla baģlanılmıģtır. Daha sonra Almanya, Fransa, Ġsviçre gibi Avrupa ülkelerinde dolu, yangın ve hayvan hayat sigortaları uygulamasına baģlanmıģtır. Japonya'da tarım sigortaları, 1939 tarihinde çıkarılan tarım sigortası yasası ve bu yasadan sonra devlet sigorta kurumunun kurulmasıyla baģlamıģtır. Bu kurum ürünleri; dolu, kuraklık, kasırga, su basması, çeltik de hasara neden olan çeģitli hastalıklar ve zararlılar, dut yaprağında hasara neden olan don, arpa ve buğdayda zarara neden olan fazla nemin sigorta yoluyla teminat altına alınmasıdır. Sonraki yıllarda Japonya'da bütün riskler sigorta kapsamına alınmıģtır. ABD'de tarım sigortaları 19. yüzyılın sonlarında baģlamıģ, geniģ kapsamlı tarım sigortaları 1938 yılında çıkarılan ürün sigortası yasasına dayanır. Bu yasa ile kurulan federal ürün sigorta Ģirketi bitkisel ürünleri; dolu, don, kuraklık, su baskını, fırtına, Ģiddetli rüzgar, kar, yıldırım, hastalık ve zararlıların oluģturduğu tehlikelere karģı sigortalamaktadır. Bazı Ülke Örnekleri Ürün sigortaları, ürünlerin miktar ve kalitesini olumsuz etkileyen risklerin oluģturduğu hasarların tazmini esasına dayanır. Bunlar kapsadığı riskler bakımından üç grupta toplanabilir. 46

47 (i) Tek bir riske karģı sigorta: En yaygın olan Ģekli dolu sigortasıdır. Ġsviçre, Fas, Monako, Fransa, Daminarka, Ġsveç, Arjantin, Avustralya gibi ülkelerde ürünler yalnızca dolu ve Ġrlanda da ise yalnızca yangın riskine karģı sigortalanmaktadır. (ii) Birkaç riske karģı sigorta: Tarımı etkileyen birkaç riski kapsar. En yaygın Ģekli dolu ve yangın, dolu ve don sigortalarıdır. Tarım sigortalarının orta düzeyde geliģtiği Bulgaristan, Yunanistan, Almanya, Ġngiltere, Türkiye, Cezayir gibi ülkelerde uygulanmaktadır. (iii) Bütün risklere karģı sigorta: Ürün sigortalarının en modern ve geliģmiģ Ģeklidir. Bu model; ABD, Ġsveç, Japonya, Kanada, Brezilya, Yeni Zelanda, Seylan, BangladeĢ, Çin, Küba, Kolombiya, Çek ve Slovak Cumhuriyetleri, Hindistan, Sri Lanka, Filipinler, Güney Kore, KKTC nde uygulanmaktadır. Hayvan Sigortaları YetiĢtiricilik Amaçlarına Göre Yapılan Hayvan Sigortaları Kapsadığı Risklere Göre Hayvan Sigortaları Hayvan Cinslerine Göre Yapılan Hayvan Sigortaları Sigortanın Kapsamı 1. ĠĢ, Gelir (Ġrat)ve Damızlık Hayvanların Sigortaları 2. Kasaplık Hayvanların Sigortaları 3. Süs ve Zevk Hayvanlarının Sigortaları 1. Hayvan Hayat Sigortaları 2. Hayvan Besi Sigortaları 3. Hastalık Sigortaları 4. Kastrasyon ve Cerrahi Müdahalelere KarĢı Sigorta 5. Gebelik ve Yavrulama Sigortaları 6. Mera Sigortaları 7. Nakliye Sigortaları 8. Diğer Risklere KarĢı Sigorta 1. Süt Sığırları Sigortası 2. Besi Sığırları Sigortası 3. Koyun Keçi Sigortaları 4. Arı Kovanları Sigortaları 5. Ġpekböcekçiliği Sigortası 6. Kümes Hayvanları Sigortası 7. At ve Diğer ĠĢ Hayvanları Sigortası 8. Diğer hayvanların Sigortası Dünya tarımında sigorta uygulamasında; Belirli risklerin sigortalanması (dolu, yangın gibi az sayıda risk), Bütün risklere karģı sigorta (Multiple-peril crop insurance-mpci) Mali yönden sürdürülebilir birkaç riske karģı ürün sigorta modelleri bulunmakta (örneğin dolu ve yangın gibi). Mali yönden sürdürülebilir MPCI modeli bulunmamaktadır. Bütün MPCI programları ya devlet tarafından subvanse edilmekte ve/veya devlet Ģirketlerince uygulanmaktadır, MPCI mali performansı genellikle zayıf, MPCI maliyeti çok yüksek, Genellikle MPCI programları genellikle hükümetlerce çiftçilere sosyal bir politika olarak uygulanmakta/görülmektedir. Uzun dönem dengesi bakımından, sigortada ortalama maliyet (tazminat + yönetim maliyeti) prim gelirlerinden düģük olmalıdır. (I + A) / P < 1 Burada; I: Tazminat, A:Yönetim giderleri, P: Pirim Ancak hiçbir MPCI modelinde bu eģitliğe uygun bir sonuca ulaģılamamıģtır. AĢağıdaki ülke örnekleri de bunu ispatlamaktadır: 47

48 Ülke Uygulama Zamanı (I + A) / P Brazil Costa Rica Japonya Meksika Philipinler ABD Ġspanya Tarım Sigortası Modeli ve Türkiye Birçok uzman kiģi ve kuruluģ tarafından Türkiye koģullarına en uygun modelin Ġspanya örneği olduğu belirtilmektedir yıllık uygulama sonuçlarına göre AB nde en kapsamlı ve en baģarılı tarım sigortası sistemine sahip ülke olan Ġspanya da, doğal riskler en yüksek derecede teminat altına alınmaya çalıģılmaktadır. Çiftçi örgütlerinin de tarım sigortası organizasyonunda yer aldığı Ġspanya modelinde; Devlet, primleri sübvanse etmekte, reasüransa katılmakta ve tüm ilgili kurumların katkı ve katılımlarını koordine ederek sigorta sisteminin geliģtirilmesini desteklemektedir. Ġspanya da tarım sigortası sisteminin baģarı unsurları: (i) Yasal Düzenleme: Gerekli yasal düzenlemelerin yapılmıģ olması ve devletin yasaya uygun olarak sigortaya tam destek vermesi (ii) Devlet Sübvansiyonu: Çiftçi primlerine yapılacak sübvansiyon kriterlerinin, tarımsal üretimin ve sigorta sisteminin geliģmesini teģvik edecek Ģekilde belirlenmesi ve uygulanması. BaĢlangıçta % 50 nin üzerinde olan sübvansiyon oranı bugün en fazla % 49 ile sınırlanmıģtır. FarklılaĢtırılmıĢ olarak 2001 yılında belirlenen sübvansiyon oranları: Temel sübvansiyon : % 5-10, Grup poliçeleri için : % 5, Poliçe yenilemelerinde : % 5-7, Profesyonel çiftçiler için : % (iii) Kamunun Finans Gücü: Sübvansiyon için sigortası ile ilgili kamu kurumunun, finans gereksinimlerini sağlayabilecek durumda olması (Devletin çiftçi primlerine yaptığı sübvansiyonun 24 yıllık ortalaması % 50 dir). (iv) Devletin Reasüransa Katılımı: Devlet adına reasürans kurumu olarak görev yapan Konsorsiyum aynı zamanda Havuz a koasürör olarak katılır. Zaman içinde sigorta Ģirketlerinin sisteme daha fazla katılması ile Devletin koasürans havuzuna katılım payı baģlangıçta %50 civarında iken, sistemin geliģmesi sonucu %12,5 olmuģtur. Özel Ģirketlerin payı ise % 87,5 a ulaģmıģtır. (v) Teminatın ÇeĢitlendirilmesi: Edinilen deneyimlere göre dolu ve yangın dıģındaki diğer risklere teminat zaman içinde verilebilmiģtir. (vi) Çiftçi Örgütlerinin Katılımı: Sigorta ile ilgili çiftçi ihtiyaçlarının belirlenmesi ve yeni sigorta ürünlerinin tasarımı konusunda çiftçi örgütlerinin katılımının sağlanarak görüģlerinin alınması. (vii) Doğal Afet Yardımının Yapılmaması: Doğal afet hasarlarında, zarar görecek çiftçilere kesinlikle yardım edilmeyeceğinin çıkarılan Kanun ile taahhüt edilerek sigorta teģvik edilmiģ ve hasarlarda devletten yardım beklentisi tamamen ortadan kaldırılmıģtır. (viii) Sektörler Arası ĠĢbirliği: Faklı sektörlerdeki çeģitli kurum ve kuruluģların katılımı ve katkısının sağlanması için gerekli koordinasyonun sağlanmıģ olması. (ix) Sigorta Prensiplerinin Uygulanması: Sigorta uygulamalarında, risklerin, ürünlerin ve coğrafi bölgelerin özelliklerinin dikkate alınarak, kurulan Havuz tarafından alınan kararlarda sadece teknik verilerin esas alınması ve sigorta prensiplerinin tavizsiz uygulanması ve Ģirketler arasında fiyat rekabetine izin verilmemesi. (x) Primlerin PeĢin Toplanması. (xi) Hasar Tespit Sisteminin Bağımsız Olarak Yürütülmesi. (xii) Özel Sigorta ġirketlerinin Etkin ÇalıĢması. Modelin özellikle ilk yıllardaki uygulamalarında karģılaģılmıģ sorunlar: Politik Baskılar: Yeterli teknik çalıģmalar yapılmadan teminat verilmesi ve yetersiz primlerin önemli teknik dengesizliklere neden olması, sonuçta bazı sigorta Ģirketlerinin havuzdan ayrılmasına ve sistemde güven kaybına yol açması (TÜRKĠYE DEKĠ DURUM). 48

49 Belirli Risklerde YoğunlaĢma: Sigortada belirli riskler ve belirli ürünlerde (örneğin, tahıllarda kuraklık riski) yoğunlaģmanın tüm sistemde teknik dengesizliklere yol açması. Hasar Tespitleri: Gerekli hasar tespit düzenlemeleri ve uzmanlaģmanın olmayıģının ve yetersiz altyapı nedeniyle çeģitli ihtilafların yaģanmasının, hasar tespitlerinde hatalara, Ģikayetlere ve güven kaybına yol açması. Underwriting: BaĢlangıçta primlerin peģin alınmaması, yetersiz underwriting dönemi ve pazarlama örgütündeki bilgi eksikliğinin sahtekârlıklara ve sigorta hizmetlerinde kalitesizliğe yol açması. Ġspanya tarım sigortası modelinin zayıf tarafları: Önceden bilinmeyen risklere teminatın verilmesi ve ağır mali yük alınması, Yüksek riskli ürün, tehlike ve alanların seçilmesi, Moral riskin yüksekliği, Büyük rezervlerin gerekliliği, Yeterli sigorta altyapısı oluģturulmadan uygulamaya geçilmesi, Bilgi eksikliği. Tarımda Sigorta Modelleri ve Türkiye Modeli Tarım Sigortası Modelleri iki grupta toplanabilir: (i) Katastrofik riskler için birçok ülke uygulamalarında baģarısız kaldığı gözlenen geleneksel (tazminat esaslı sigorta) sigorta modeli, (ii) Tazminat esaslı sigorta modeline alternatif yaklaģım olarak sunulan bölge bazlı (Bölge bazlıendeks) sigorta modeli. Bu iki modelde sigorta programı zorunlu veya isteğe bağlı olarak iki farklı biçimde uygulanabilir. Geleneksel Sigorta Modellerinin Sorunları Birden fazla riske teminat veren ürün (MPCI) ve hayvan sigortası birçok ülkede geniģ uygulama alanı bulmuģtur. Bu sigorta bütün doğal riskler için geçerlidir. Hasar ödemesi, sigorta kapsamındaki üreticiye, üretim miktar ve kalite yönlerinden belirli bir düzeyin altına düģtüğü zaman veya hayvanlar hastalık ve kaza nedeniyle yaģamını yitirdiği ve verimden düģtüğü zaman yapılır. Hasar analizinde, risklerden sonra gerçekleģen ürün verimi ile daha önceden belirlenen ortalama verim (poliçe) arasındaki fark ile önceden belirlenen fiyatlar esas alınır. Hayvan sigortalarında ise, poliçedeki hayvan değeri.. MPCI, 1930 lu yıllardan beri ABD, Kanada, Japonya, Güney Afrika, Avustralya, bazı Güney Amerika ülkeleri ve KKTC nde uygulanmaktadır. Bu ülkelerde MPCI mali sonuçları genellikle baģarısız/menfi sonuçlanmıģ ve devletin katkısı zorunludur. Bunun nedeni; doğal risklerin neden olduğu insan eliyle önlenemeyen büyük yıkım ve hasarlardır. TARIM VE DOĞAL AFET HASARLARININ TEMEL ÖZELLĠĞĠ Devlet Destekli Geleneksel Tarım Sigortaları Neden BaĢarısız Sürekli kamu desteği olmadan MPCI verimli olarak iģletilememektedir. BaĢarılı MPCI koģulları: (i) Primler için çiftçinin mali gücü yetmeli ve üretici ürünü kolaylıkla sigortalatabilmeli (ii) Sigorta tarımsal gelirdeki azalmayı telafi etmeli, (iii) Sigorta elde mevcut verilerle pratikte kolaylıkla uygulanabilmeli, (iv) Özel sektör, çok az veya hiç devlet desteği almadan sigortayı uygulayabilmeli, (v) Sigorta, ahlaki tehlike ve yanlıģ seçim sorunlarından bağımsız olmalıdır. Geleneksel Sigorta Modellerinin Sorunları Hiçbir ülkede Ģimdiye kadar MPCI hasar ödemeleri ve yönetim giderlerini karģılayabilecek kadar prim toplanamamıģtır. Örneğin, ABD de MPCI hasar ödemeleri, iklim koģullarının oldukça iyi olduğu yıllarda bile prim gelirleri ile karģılanamamıģ. MPCI, bütün ülkelerde bütçeden ayrılan kaynaklarla finanse edilmekte ve devletin desteği kaçınılmaz. DeğiĢen iklim koģulları, artan doğal afetler ve çeģitlenen tarımsal üretimin yaygınlaģması da bu sonucun ortaya çıkmasında etkili olmuģ. Tarımsal Yapıda DeğiĢim/DönüĢüm ve Kredi-Sigorta Sisteminin Gerekliliği Ġlk dönemler: toplama ekonomisi (göçebelik) YerleĢik düzene geçiģ: ilkel tarım, avcılık ve balıkçılık Geçimlik tarım Pazara yönelik tarım Endüstriyel veya ticari tarım (1944 Sonrası) Çevre dostu tarım (organik tarım, Ġyi Tarım Uygulamaları, doğal ürün arayıģları, 1970 Sonrası) 49

50 Dünyada değiģen tüketici tercihleri, zorunlu olarak tarımsal üretimin yapısında da önemli değiģmelere neden olmuģtur. Bu değiģim risk ve belirsizlikleri artırmakta, tarıma yatırılan sermaye ve harcanan emek arttığı için maddi kayıpların tutarı hızla yükselmektedir. Geleneksel Sigorta Modellerinin Sorunları MPCI programlarındaki baģarısızlığın iki temel nedeni bulunmaktadır: (i) sigortacı ve sigortalı arasında eģit ve açık olmayan çarpık bilgilenmenin varlığı (sigortalının sigortacıyı aldatarak zarara sokması (moral hazard) ve ters seçim (adverse selectin) gibi) ve (ii) Yüksek düzeyde sistematik ve genel riskin varlığı (kadastrofik risk) MPCI baģarısızlığa neden olan bu iki sorun, sigorta endüstrisi ve bilim adamlarını alternatif modeller geliģtirmeye yöneltmiģtir. Çarpık bilgilenme, belirli bir Ģahsın bir baģkasına nazaran bir konu hakkında daha fazla ya da daha iyi bir bilgiye sahip olması anlamına gelir. Bu sigortacılıkta kendisini ahlaki tehlike (moral hazard) ve ters seçim (adverse selectin) olarak gösterir. Ahlaki tehlike, sigortayı satın alan kiģinin davranıģını sigortacıya karģı değiģtirmek suretiyle kaybın potansiyel ölçeğini artırarak sigortacıdan kendisine haksız hasar ödemesi yaptırmasıdır. Örneğin, hayvana kötü bakım, dolu yağıģından sonra sulama yaparak hasarı büyütme eğilimi gibi. YanlıĢ/ters seçim, sigortalının doğal afetlerin neden olabileceği kaybın potansiyel büyüklüğünün ne olacağı hakkında sigortacıdan daha fazla kaliteli bilgiye sahip olması durumudur. Hayvan sigortalarında risk subjektiftir. Risk, hayvan sahibinin hayvana iyi veya kötü bakması, hayvan bakım ve beslemesi hakkında bilgi sahip olup olmamasına bağlıdır. Sigorta Ģirketleri bu alanda faaliyetlerini devlet desteği olmadığı takdirde sınırlı tutmakta veya hiç baģlamamaktadır. Hayvan sigortaları alanında son 200 yılda genellikle dar alanda faaliyet gösteren kooperatifler ve karģılıklı yardımlaģma birlikleri, ortakların birbirilerinin hayvanlarını ve barınaklarını kontrol etmeleri ve böylece ahlaki tehlikenin önüne geçilmesi yoluyla oldukça yüksek derecede baģarılı olmuģlardır. Hasarın bilinçli olarak yüksek gösterilmesi veya büyütülmesi ve risk tahminlerinin doğru olmaması, ürün sigortacılığını sigorta Ģirketi açısından karlı olmaktan çıkarır ve bu alana kamunun müdahalesi kaçınılmaz olur. Bölge bazlı sigorta modelinde, sigortalının daha riskli faaliyetlere yönelerek hasar ödemesinin ölçeğini değiģtirmesi söz konusu olamaz. Ahlaki tehlike riski azalır. Ürün ve risklere iliģkin veriler daha kolay ve etkin biçimde elde edilebildiği için, yanlıģ seçim sorunu azaltılır. Geleneksel Sigorta Modelinin Alternatifleri Bölge bazlı sigorta programında ürün hasarı, bölge koģullarına dayanılarak giderilir. Bu sigorta sisteminde sözleģme, yıllık ortalama yağıģ, toprak nemi, toprak sıcaklığı ya da bu olaylardan oluģan bir 50

51 kombinasyon Ģeklinde ifade edilen belirli bir hasar baz alınarak yapılır. Hasar ödemeleri, bireysel üretici ve ürün bazından ziyade, risk sebebi ve kaynağına dayalı olarak yapılır. Çarpık bilgilenme ve yönetim masraflarını (özellikle hasar tespiti gideri) önemli ölçüde azaltır. Bu model tarım sigortalarını büyük ölçüde ziraat mühendisliği ve veteriner hekimliği gibi meslek disiplinlerine bağımlı olmaktan çıkar. YağıĢ ve kuraklık sigortacılığı, alana dayalı indeks sigortacılığı modellerindendir. YağıĢ sigorta sözleģmesinde, belirli bir meteoroloji istasyonu baz alınır, sigorta yaptıran bütün üreticiler eģit miktarda sigorta primi öder ve aynı oranda hasar ödemsine tabi olurlar. (Farklı koruma oranları seçilebilir) Ülkede yerel düzeylerde uzun vadeli yağıģ verilerinin olması, bu modelin etkinliğini artırır. Mikroklima ve ürün sayısının çeģitliliği baģarıyı engeller mi? Meteoroloji istasyonun hizmet alanının geniģliği? Bölge Bazlı (Endeks) Sigorta Modeli Kuraklık ve don gibi katastrofik riskler için yeni bir yaklaģım olan endekse dayalı sigorta, geleneksel tazminat esaslı sigortaya alternatif olmuģtur. YağıĢın miktarı ve dağılımı, ürün veriminin önemli ölçüde düģmesine neden olabilmektedir. Uzun yılların ortalaması alındığında, bu ürünlerde çok düģük bir kar marjının olduğu görülmektedir. En önemli riski oluģturan kuraklığın düģük hasar frekansı ile geniģ alanlarda büyük hasarlar meydana getirme özelliği nedeniyle prim fiyatları çiftçilerin ödeme gücünü aģacak kadar yüksektir. Endeks sigortasının çıkıģ noktası, esasında sigortalanabilir risk olarak değerlendirilmeyen ve çiftçilerin ödeyemeyecekleri kadar yüksek olan primin fiyatının düģürülmesi ve olağanüstü bir kuraklık halinde büyük zarar görecek kitlenin mağduriyetini bir ölçüde azaltmaktır. ġiddetli bir kuraklık halinde sadece üretim yapan çiftçi değil, aynı zamanda kırsal kesimde yaģayan veya geçimi bir Ģekilde tarım sektörüne bağlı olan herkesin zarar görecek ve dolayısıyla üretimde bulunsun bulunmasın isteyen herkesin endeks sigorta sözleģmesini satın alabilecektir. Endekse dayalı sigorta ile prim fiyatın daha ucuz olması nasıl sağlanabilir? Endekse dayalı sigortada, tazminatın sadece meteorolojik ölçümlere göre belirlenmesi nedeniyle, tarla bazında hasar tespitleri ve risk kontrollerinin yapılmasına gerek yoktur. Geleneksel sigortada böyle bir hasar halinde aynı anda çok büyük alanda binlerce eksper gerektireceğinden, önemli hasar tespit masrafları yapılır. Kuraklık sigortasının uygulaması ve anlaģılması kolay olduğundan kitle iletiģim araçları vasıtasıyla yapılacak duyurularla eğitim, tanıtım ve pazarlama masraflarından önemli ölçüde tasarruf edilebilecektir. Endekse dayalı sigortanın avantajları: Moral riziko düģük düzeydedir. Üreticinin yüksek riskleri sigortalatma eğilimi önlenir. Sigorta yönetim ve hasar organizasyon giderleri düģüktür. Tazminat ödeme iģlemleri kısa zamanda sonuçlandırılabilir. ġeffaf ve objektif meteorolojik ölçümlerle tazminat belirlenmektedir. Fiyatlandırma için uzun dönemli meteorolojik veriler mevcuttur. Çiftçiler ödemeye daha fazla güven duyarlar. Özel sektörü için sigorta uygulamaları daha kolaydır. Sistemin anlaģılması ve uygulanması kolaydır. Bölge Bazlı (Endeks) Sigorta Modelinin Olumsuz Yönleri BaĢarı için sigortaya konu olan her bölgedeki iklim ve toprak özellikleri homojen olmalıdır. Ancak bunun sağlanması çoğu zaman mümkün olamamaktadır. Bir bölgedeki uzun yıllara ait aylık yağıģ, sıcaklık, toprak nemi gibi faktörlerin ürünlerin verimine etkileri araģtırılarak elde edilen sonuçlara göre tazminatın esas alınacağı eģik değerler belirlenir. Ürün çeģitleri, toprak özellikleri, topografya ve uygulanan tarım yöntemlerindeki farklılıklar ve mikroiklim özellikleri nedeniyle aynı bölge içindeki çiftçilerin tamamı aynı ölçüde zarar görmeyebilirler. Bu durumda, meteorolojik ölçümler bir hasar ödemesi gerektirmediği halde, yukarıdaki nedenlerle verim kaybı fazla olan bazı çiftçilere hasar ödemesi yapılmayacaktır. Endekse dayalı sigorta ile çiftçinin bireysel üretiminde meydana gelen kayıplarla ilgilenilmediği ve bölgede (örneğin ilçe veya yöre) ölçeğinde yapılan ölçümler sonucunda önceden belirlenmiģ olan meteorolojik eģik değere ulaģılması halinde, aynı bölgedeki çiftçilerin tamamına ödeme yapılacağı açıkça vurgulanmalıdır. 51

52 Bireysel üreticinin ortalama ürün verimi/yağıģ miktarı, ilçe/yöre ortalamasının altında kalırsa,ne olacaktır? Zamanında ve doğru veri alabilecek Ģekilde risk bölgelerini temsil edebilecek kadar yeterli sayıda meteoroloji istasyonları olmalı, Ġlçe ve yöre bazında, çeģitli ürünlerin verimleri ile iklim elemanları arasındaki korelasyon katsayılarının aylık bazda doğru bir Ģekilde belirlenmesi için gerekli araģtırmaların yapılması, Her bölge için optimum sözleģme miktarı, tazminata esas olacak eģik değerleri, tazminat miktarları ve ödenebilir prim miktarlarının belirlenmesi, Risk transfer mekanizmasının netleģtirilmesi, Stratejik ürünler ile bunları etkileyen katastrofik risklerin bulunduğu bölgeleri temsil edebilecek yeterli sayıda uygun il ve ilçelerin belirlenerek pilot proje ile uygulamaya baģlanılması, Devletin, altyapı geliģtirme, primlere katkı, reasürans sağlama ve organizasyon konularında gerekli yasal düzenlemeleri gerçekleģtirmesi. Bölge Bazlı (Endeks) Sigorta Modelinin Uygulaması Ġsveç (1950), Kanada Quebec (1970), ABD (Grup Risk Planı) (1992), Brezilya ve Arjantin de uygulanmaktadır. Üretici hedef verim, koruma oranı ve sorumlulukları konusunda seçim yapar. Üreticinin hedef verimi, kamu kuruluģlarının ortalama verim değerleri ile kıyaslanır ve bundan olabilecek % tenzilat ve sigorta teminatının baģlama noktası saptanır. Ödenen prim, üreticinin verimi ve seçtiği koruma oranına göre saptanır. Sigortanın devre girmesi, ulusal meteoroloji istasyonu ortalama örneğin yağıģ miktarı, uzun yıllar ortalamasının %... Altına düģtüğü zaman baģlar ve tazmin sürecine geçilir. Bir Örnek Olay: Ankara Polatlı Ġlçesinde Arpa Verimi Grup Risk Planı: Beklenen arpa verimi kuru koģullarda 240 kg/da, Beklenen ürün veriminin % 90 düzeyinde korunması hedeflenmiģ olsun ve korunması hedeflenen ürün verimi; 240 x 0.9 = 216 kg Örneğin ürün verimi 124 kg/da olarak gerçekleģmiģ ise, ) / 216 = 42% Kuraklık/YağıĢ Sigortası: Yıllık ortalama yağıģ 440 mm ve sigorta poliçesi bu yağıģ üzerinden yapılır.. Cari yılda yağıģ miktarı 440 mm nin belirli derecede altına düģerse, sigorta teminatı çalıģır Ġsteğe Bağlı/Zorunlu Sigorta Modelleri Dünyada bazı ülkelerde zorunlu, bazıların isteğe bağlı sigorta modeli uygulanmaktadır. Acaba hangi model en baģarılı? Ölçütler nelerdir? Çiftçilerin sigortaya katılımı, ülkenin koģullarına bağlı olarak zorunlu, kısmen zorunlu veya isteğe bağlı olabilmektedir. Gelecekte olabilecek bir riskle karģı sigorta için üretim dönemi öncesinde çiftçilerin ödeme yapma konusundaki isteksizdirler. Ġsteğe bağlı sigortada risklerin yeterli dağılımını sağlayacak kadar sayıda çiftçi katılımını sağlamak oldukça zordur. Üreticilerin sadece daha yüksek riske sahip olduğunu düģündükleri ürünlerini veya arazilerini sigorta ettirme eğilimi içinde olmaları, sigortanın geliģimini olumsuz etkilemektedir. Ġsteğe bağlı sigortanın yeterince yaygın olmaması, çiftçilerin ödemesi gereken primin daha yüksek olmasına neden olur ve bir süre sonra çiftçi sigorta poliçesi satın almaktan vazgeçer. Bu nedenle önceden tahmin edilemeyen, fakat her yıl değiģik bölgelerde sınırlı alanlarda hasarlara yol açan dolu gibi tehlikelere karģı isteğe bağlı sigorta programını baģarılı biçimde uygulamak zordur. 52

53 Programın zorunlu yapılması halinde, hasarlar çok sayıda çiftçiler arasında bölgelerin risk dereceleri de dikkate alınarak daha dengeli paylaģılacağı için, prim düzeyi tüm çiftçiler tarafından ödenebilecek kadar makul düzeyde olacaktır. Kırsal kesimi ve tarım sektörünün yararına olması halinde, sigorta programının zorunlu olması düģünülebilir. Tarım sigortasında zorunluluk, özellikle mali güçleri zayıf olan ve sigorta bilinci yeterli olmayan çiftçilerin psikolojik olarak direnç göstermesine neden olabilir. Devlet, belirli kategorideki risklerin, ürünlerin ve çiftçilerin sigortasına bir Ģekilde katkıda bulunuyorsa, bu kategori için programın zorunlu olmasını isteyebilir. Sigorta kırsal kesim ve tarım sektörünün yararına olduğuna göre sosyal politika yönü vardır ve trafik ve deprem sigortası gibi zorunlu sigorta olmalıdır. Ġdeal sistem tarım sigortalarının devlet destekli ve isteğe bağlı olmasıdır. Ancak zorunlu sigorta sisteminin özellikle geliģmekte olan ülkeler yönünden bazı avantajları vardır: Teknik ve mali açıdan zorunlu sigorta programının yürütülmesi daha kolaydır, Yüksek riskli ürün, alan ve risklerin seçimi önlenir, Prim fiyatları daha düģük seviyeye iner, Daha yüksek düzeyde çiftçi katılımı sağlanır. Zorunlu sistemin önemli güçlükleri de vardır: Ürün sigortasında geçmiģ yılların hasar kayıtlarına bakılarak her bölge için uygun prim fiyatları kolayca belirlenemez. Hasarların sık olmadığı ve Ģiddetli olmadığı bölgelerdeki çiftçiler fiyatları yüksek bulacaklarından, zorunlu sigorta sistemine katılmaktan memnun olmayacaklardır. Sigorta döneminde çok sayıda çiftçiden yüksek primin toplanması önemli bir sorundur. Teminat baģlamadan önce primlerin ödenmesi gerektiğinden, primlerini herhangi bir nedenle ödemeyen çiftçiler, bir hasar halinde, tazminat hakkından mahrum kalacağı için sigorta sisteminin dıģında kalacak ve bunun sonucu olarak zorunlu sigorta programı çökmek zorunda kalabilecektir. Çiftçilerin yüksek katılımı ve sistemin denetiminde sorunlar yaģanmaktadır. Türkiye de Zorunlu Tarım Sigortası Olur mu? SMK göre zorunlu sigorta için; Yasal olarak sözleģme yapma zorunluluğu olmalı, Sosyal amaç olmalı, Yaptırımlar getirilmiģ olmalıdır. Bu alanda zorunlu sigorta uygulamasında kamu yararı var mı? SORUN BU? DEVLET DESTEĞĠ ĠLE ÜSTÜ ÖRTÜLÜ ZORUNLU TARIM SĠGORTASINA MI GEÇĠLDĠ? Tarımda Sigorta Modelleri ve Türkiye Modeli Farklı ülkelerde uygulanan sigorta modellerinin kapsamı, tekniği ve organizasyonunun, ülkelerin sosyal, ekonomik ve tarımsal geliģme düzeylerine bağlı olarak planlandığı ve yürütüldüğü dikkati çekmektedir. Kapsama alınan risklerin sayısı ve sigorta tekniği de; yetiģtirilen ürünlerin doğal afetlerden etkilenme derecesi, doğal afetlerin meydana gelme sıklığı, hasarın miktarı, tarımın ekonomideki yeri ve önemi gibi faktörler göz önüne alınarak belirlenmiģtir. Bu koģullarda tarım sigortalarını baģarılı olarak uygulayan ülkelerin tarım sigortaları modelleri, Türkiye ve diğer geliģmekte olan ülkeler için uygun bir model olmayabilir. GeliĢmiĢ ülkelerin deneyimlerinden faydalanılarak baģlangıçta onların yaptığı bazı yanlıģlıklardan korunmak mümkün olabilir. (ĠSPANYA NIN ĠLK YILLARI GĠBĠ) Herhangi bir ülke modelinin bir baģka ülkede aynen kopya edilmesinin mümkün olamayacağı ve her ülkenin kendi koģullarına uygun bir sistem geliģtirmesi gerektiği de aģikardır. Türkiye de fiilen uygulanan modelin oluģturulmasında büyük ölçüde Ġspanya Modeli esas alınmıģ, bunun yanında Meksika ve Arjantin gibi ülkelerin deneyimlerinden de yararlanılmıģtır. Türkiye de Tarımsal Yapı ve Sigorta Endüstrisine Etkileri Birçok ürünün satıģı yılda bir defa yapıldığı halde, masraflar yıl boyunca yapıldığından, sermayenin devir hızı, tasarruf düzeyi ve sermaye oluģumu yavaģ olmakta ve kullanılabilir sermaye miktarı genellikle yetersiz kalmakta, Doğal afetler ve ekonomik krizlerin olumsuz etkisi, Kırsal kesimde ikili (dualistik) yapı: topraksız ve az topraklı küçük aile iģletmeleri ile büyük arazi sahibi olan modern iģletmelerin sigorta talepleri birbirinden farklı Sigorta-kredi-ekonomik geliģme iliģkileri yetersiz 53

54 Üreticilerin bölge ve ürün gruplarına göre sigorta duyarlılığı, ödeme istekliliği (Willingness-to-pay) ve eğilimleri bilinmemekte Tarım ülke ekonomisinde yaģamsal öneme sahip, Tarımda küçük aile iģletmesi egemen, ortalama iģletme geniģliği 6 ha, arazi varlığı parçalı (ortalama 5 parça) ve dağınık, Küçük iģletmelerin girdi temini, üretim ve pazarlama sorunları var, Arazi dağılımı dengesiz ve ikili yapı hakim (10 ha ve daha düģük araziye sahip olan iģletmelerin toplam içindeki payı % 84, 50 ha dan fazla araziye sahip iģletmeler toplam arazi varlığının % 12), Tarımda nüfus baskısı ve yasal düzenlemelerin de etkisi ile iģletme sayısı hızla artmakta ve toprak ile insan iliģkileri bozulmakta, ĠĢletme sayılarıyla iģlenen arazinin dağılımı arasında önemli bir dengesizlik bulunmakta, Eğitim düzeyi düģük ve ortalama ilkokul düzeyinde eğitim almıģ aile reisleri, Ortalama hane büyüklüğü 6 kiģi, açık ve gizli iģsizlik hakim, Nüfusun % 35 i kırsal kesimde ve bunun % 87 sinin esas iģi tarım. Türkiye de ĠĢledikleri Arazi GeniĢliklerine Göre ĠĢletmelerin Dağılımı Sayım Yılları ĠĢletme Büyüklüğü (Da) ĠĢletme Sayısı (%) ĠĢlenen Alan (%) ĠĢletme Sayısı (%) ĠĢlenen Alan (%) ĠĢletme Sayısı (%) ĠĢlenen Alan (%) ,6 31,5 21,9 10,3 4,2 1,5 4,3 14,3 20,7 19,3 16,6 24,8 30,2 31,9 20,2 11,6 5,3 0,8 4,1 15,9 21,3 23,9 22,8 12,0 33,36 31,46 18,54 10,83 5,08 0,73 5,32 16,02 20,68 23,81 22,82 11,35 Toplam Alan (1000 Ha) ĠĢletme Sayısı (1000 Adet) , , , , döneminde iģlenen alan % 5,24 lük bir azalma ile 19,5 milyon hektardan 18,4 milyon hektara düģmüģ ve ortalama iģletme büyüklüğü aynı dönemde 7,7 ha dan 6,1 ha a düģmüģ, ĠĢletmelerin % 83,4 ünün arazi varlığı 10 ha ve daha düģük olup, bu iģletmelerin en önemli sorunu, üretim faktörlerinin temini ve üretilen ürünlerin pazarlanmasında ortaya çıkmakta, Küçük üreticilerin kredi, teknik yardım ve girdi temini konularında destek ile üretim ve pazarlama ile ilgili risk ve belirsizlikleri azaltabilen mekanizmalara ihtiyaçları bulunmakta, Küçük iģletmeler mevcut veya yeni üretim faaliyetleri ve pazar bilgilerine yeterince ulaģamamakta, elde ettikleri bilgileri tam olarak iģletmelerinde uygulayabilecek sermaye ve olanaklara da sahip değiller, Küçük iģletmelerde öncelik öz tüketimin karģılanması olduğundan, perakende pazarlardaki değiģmeler tam olarak üretim organizasyonuna yansıtılamamakta, destekleme politikaları ve yayım hizmetlerinden büyük üreticilere oranla düģük düzeyde yararlanabilmekte, Küçük iģletmelerin büyük bir kısmı yeter tarımsal gelire sahip olamamakta ve kırsal kesimde yaģam standardının yükseltilmesi büyük ölçüde gecikmekte, Bir araģtırmaya göre 2001 Tarım Sayımı Sonuçlarına göre iģletmelerin % 94,2 sinin tasarruf yapamadığı ortaya çıkmakta (ÖNEMLĠ), Türkiye tarım iģletmelerinde doğal kaynaklar ve iģgücü varlığı yeterli düzeyde bulunmasına karģın, sermaye varlığı yetersiz ve dağılımı da dengesiz, Bölgeler ve iģletme faaliyet tipine bağlı olarak tarım iģletmelerinin aktif sermayeleri içinde arazi (çiftlik) sermayesinin payı % 61,1 ile % 98,0 arasında değiģmekte, ĠĢletmelerde yeterli iģletme sermayesinin bulunmamakta, ĠĢletme sermayesi eksiklikleri yeterli ve uygun kredilendirme politikası ile tamamlanamamakta, 54

55 Ülkemizde 1950 lerden beri yürütülen sosyo-ekonomik araģtırmaların sonuçları incelendiğinde, tarımda arazi sermayesinin verimliliğini yükseltmeye yönelik yatırımların yeterli olmadığı ve iģletmelerin gelir düzeyinin yükseltilmesi sınırlı ölçülerde gerçekleģmekte, Tarımda sigortacının sorumluluğu akdin yapılması ile baģlar. Bunun için primin ilk taksidinin veya tamamının ödenmesi koģulu aranmamaktadır. Ürün sigortaları poliçeleri genellikle Ocak-Nisan aylarında düzenlenir ve Eylül-Aralık aylarında sona erer. Çiftçiler poliçenin düzenlenmesi sırasında toprak iģleme ve ekim iģlemleri için önemli ölçüde harcama yapmaktadır. Bu nedenle primi ödemek için yeterli nakit varlığı ve hatta zamanı olmayabilir. Tarımsal Yapı ve Devlet Desteği ĠliĢkisi Tarımda uygun olmayan nakit giriģ-çıkıģ iģlemleri: Nakit giriģi yılın ancak belirli dönemlerinde, nakit çıkıģı ise, yıl boyunca olur. Yığın hasarın (kadastrofik risk) yaygın olması: Devletin doğrudan mali yardımının azalması ile yığın hasarın etkisi ancak risk yönetimi araçları ile azaltılabilir. Diğer yapısal özellikler: DüĢük gelir ve tasarruf, düģük eğitim, dağınık, çok küçük ve parçalı iģletme yapısı.ve diğerleri. Poliçe Alımı ve Devlet Desteğinin Zamanlaması Sigorta poliçe üretim döneminin baģında alınmakta, aynı dönemde küçük üreticinin genellikle nakit sıkıntısı vardır. Destekleme sigortalı alan/ürün/üretici sayısını artırmak için gerekli bir araç olabilir. Ama yöntem? 55

56 Tarımda Sigorta BaĢlangıcı ve Tarımsal Yapının Etkileri Tarım sigortalarında prim borcu ile ilgili olarak Sigorta ve Reasürans ġirketlerinin KuruluĢ ve ÇalıĢma yönetmeliği nde bir ayrıcalık getirilmiģtir. Buna göre tarım sigortalarında prim borcunun taksitlerle ödenmesinin kararlaģtırıldığı hallerde, bakiye borç için de üreticiye sigorta süresini aģmamak üzere bir yıllık süre tanınmıģtır (Md.33) Sigortacının sorumluluğu akdin yapılması ile baģlar. TTK Md. 1295/1 e göre sigorta priminin tamamının defaten veya taksitle ödenmesi konusunda anlaģma varsa, prim ilk taksitinin sözleģme yapılır yapılmaz, poliçenin teslimi karģılığında yapılması gerekir. Uygulama: Hasat sonu ödeme kolaylı, kredili iģlemlerde primin kredi maliyetine yansıtılması. Poliçe Alımı ve Prim Tutarlarının Analizi Prim Tutarı: (i) Beklenen hasar maliyeti (safi prim) (ii) Prim yükleri, (iii) Katastrofik yükler, (iv) Ġdari (iģlem) yükleri, (v) Öz kaynak karlılığı, Üretici genellikle safi prim tutarının 2 kat ve daha fazlasını ödeyerek sigorta poliçesi satın alabilir. Prim tutarını azaltabilmenin yolu yükleri azaltmak.. Tarife fiyatları kimler tarafında ve nasıl oluģturuldu? Sigorta bedeli tekniğine uygun analiz edildi mi? Tarımsal Yapı Sorunlarının Sigorta Sistemine Etkisi Tarımsal yapı sigorta maliyeti ve sigorta Ģirketlerinin karlılığını doğrudan etkiler. Sigorta primi, sigorta yükü ve safi primden oluģur. ġirketleri iģletme giderlerini (hasar tespit giderleri dahil) net sigorta primine eklenir. Safi prim, kapsama alınan risklerin etkilerini bertaraf etmenin karģılığı olup, bu tarife fiyatlarıyla poliçeye yansıtılır: Sigorta Bedeli = Alan*Ortalama Verim*Birim Fiyat Prim = Sigorta Bedeli*Tarife Fiyatı (%) Tarife Fiyatı = (Sigorta Tazminatı/Sigorta Bedeli)*100 Her parsel ve yapı için ayrı poliçe kesilmesi ve ayrı ayrı hasar tespiti gerekir. Bu Ģirketlerin sigorta yükünü artırır. Bu giderler Türkiye'de net prime ilave edilerek, üreticiden alınmasına rağmen, bazı ülkelerde bu tür giderleri devlet karģılamakta ve üretici sadece net sigorta primini ödemektedir (ABD'de olduğu gibi). Her parsel için hasar tespiti gerekli midir? Her parsel, ürün ve yapı kendi özgün koģullarında değerlenmelidir. Devlet desteği ile esasen bu yükün etkisi kısmen ve/veya tamamen ortadan kalkar Sayılı Kanuna göre; Sera, diğer tarımsal yapı, büyük ölçekli iģletme ve hayvan sigortalarında minimum iki defa iģletme ziyareti gereklidir: (i) Poliçe kesiminden önce risk incelemesi, (ii) Hasar olduğunda ön ekspertiz ve kesin ekspertiz.. Bunun getireceği sigorta yükü ve prim tutarına etkisi ne düzeyde olabilecektir? 56

57 DEVLET DESTEKLĠ TARIM SĠGORTALARI SĠSTEMĠ Bekir ENGÜRÜLÜ T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Daire BaĢkanı YASAL DÜZENLEMELER / 5363 Sayılı Tarım Sigortaları Kanunu Tarım Sigortaları Havuzu ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği / 7093 sayılı Tarım Sigortaları Havuzu Tarafından Kapsama Alınacak Riskler, Ürünler ve Bölgeler ile Prim Desteği Oranlarına ĠliĢkin Bakanlar Kurulu Kararı. TARIM SĠGORTALARI KANUNU (5363 SAYILI KANUN ) AMAÇ 14/06/2005 tarih ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu; Üreticilerin Kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesini temin etmek üzere, tarım sigortaları uygulamasına iliģkin usûl ve esasların belirlenmesi amaçlanmaktadır. KAPSAM Havuzun kuruluģ ve iģleyiģi Teminatlar- Prim Desteği Sigorta Ģirketleri ve iģletici Ģirket Risk PaylaĢımı ve Reasürans Denetim YÖNETMELĠKLER 18/05/2006 tarihli resmi gazetede yayımlanan Tarım Sigortaları Havuzu ÇalıĢma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Havuzun çalıģma usul ve esasları ĠĢletici Ģirket ve sigorta Ģirketleri Devlet desteği Denetim Tarım Sigortaları Uygulama Yönetmeliği Sigorta sözleģmelerine iliģkin düzenlemeler Sigortacılık faaliyetlerinin denetimi SĠSTEMĠN TEMEL ÖZELLĠKLERĠ Tarım Sigortaları Havuzu Devletin Prim Desteği Hasar fazlası desteği Devletin Reasürans Desteği Ġlgili Tarafların ĠĢbirliği TARSĠM TARSĠM: Tarım Sigortaları Havuzu, Kurul: Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu, ĠĢletici ġirket: Tarım Sigortaları Havuzu ĠĢletmesi Anonim ġirketi 57

58 Havuz Yönetim Kurulu Üyeleri (7) T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (2) Hazine MüsteĢarlığı (2) Türkiye Sigorta ve Reasürans ġirketleri Birliği (1) Türkiye Ziraat Odaları Birliği (1) ĠĢletici ġirket (1) DEVLET DESTEĞĠ Tarım sigortalarını geliģtirmek amacıyla, üreticiler tarafından ödenmesi gereken sigorta priminin bir kısmı devlet tarafından karģılanır. Prim Desteği Ürünler, riskler, bölgeler ve iģletme ölçekleri itibariyle Devlet tarafından sağlanacak prim desteği miktarları, her yıl Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir. Hasar Fazlası Desteği Ulusal ve uluslararası piyasadan sağlanan korumanın yeterli bulunmaması halinde Bakanlar Kurulunca belirlenecek kısım, Devlet tarafından taahhüt edilir. DENETĠM Havuzun ve ġirketin sigortacılık uygulamaları yönüyle denetimi Hazine MüsteĢarlığı, diğer tüm iģlemlerinin denetimi T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılır. 58

59 59

60 60

61 61

62 62

63 UYGULAMA NASIL OLACAK? Devlet destekli tarım sigortasından faydalanmak isteyenlerin Çiftçi Kayıt Sistemi ne (ÇKS) kayıtlı olması gerekiyor. Sigorta konusu ile ilgili olarak Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS), Veteriner Bilgi Sistemi (TÜRKVET), Örtü Altı Kayıt Sistemi (ÖKS), Su Ürünleri Kayıt Sistemi (SKS) ve Arıcılık Kayıt Sistemine (AKS) kayıt yaptırması ve bu kaydını, her yıl güncellemesi gerekmektedir. Bu kayıtlarını güncelleyen üreticiler, devlet destekli tarım sigortası yaptırmak için tarım sigortaları branģında faaliyet gösteren sigorta Ģirketlerine veya acentelerine sigorta yaptırabileceklerdir. Bitkisel ürünlerini, hayvanlarını, seralarını ve su ürünlerini sigortalayan çiftçilerin sigorta prim miktarlarının yüzde 50 si devlet tarafından ödenecektir. Açık alanda yetiģtirilen meyvelerde çiçeklenme evresi don riski kapsamına alındığından bu risk için (2/3) oranında devlet desteği sağlanacaktır. 63

64 BİTKİSEL ÜRÜN SİGORTALARINDA POLİÇE DÜZENLEME İŞ AKIŞ SÜRECİ Sigorta Başvurusu ÜRETİCİ - ÇİFTÇİ Poliçenin Üreticiye Teslimi Poliçe Düzenleme SİGORTA ŞİRKETİ ACENTE ÇKS Bilgi Entegrasyonu ve Kontrolü Sistemden Eksper Görevlendirme TARSİM Web Uyg. Risk İnceleme İşlemi Poliçenin Sisteme Kaydı SMS Risk İnceleme Bildirimi ONAY Poliçe Üretimi SİGORTA ŞİRKETİ ACENTE 64

65 TARIM SĠGORTALARI HAVUZU EKSPER DĠSĠPLĠN YÖNERGESĠ BÖLÜM - I Genel Amaç ve Kapsam MADDE 1 - (1) Bu Yönerge, Tarım Sigortaları Havuzu kapsamında yapılacak ekspertiz faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, Tarım Sigortaları Havuzu Eksperlerinin eksperlik faaliyetlerinin gerektirdiği özen ve disiplin içinde çalışmalarını temin etmek amacıyla, iş ahlakını ve disiplin kurallarını oluşturmak; bu kurallar çerçevesinde, gerekli disiplin incelemelerinin yapılarak durumlarının karara bağlanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir. Dayanak MADDE 2 - (1) Bu Yönerge, Sigorta Eksperleri Yönetmeliğinin 28 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 3 - (1) Bu Yönergede geçen; a) Bakanlık : Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, b) MüsteĢarlık : Hazine Müsteşarlığını, c) Kurul : Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunu, ç) Disiplin Kurulu : Havuz eksperleri hakkındaki disiplin uygulamalarını yürütmekle yetkili kurulu, d) Havuz : Tarım Sigortaları Havuzunu, e) Havuz Eksperi : Müsteşarlık nezdindeki Tarım Sigortaları Havuzu Eksperleri Siciline kayıtlı olan ve tarım sigortaları konusunda risk inceleme ve hasar tespiti yapmaya yetkili kılınan kişiyi, f) Kontrol Ekibi : Hasar tespiti işlemleriyle sınırlı olmak üzere, Havuz faaliyetleriyle ilgili olarak gerektiğinde Havuz adına kontrol ve/veya ön inceleme yapmak amacıyla Yönetim Kurulu kararıyla oluşturulan ekibi. g) ġirket : Havuzun işletilmesini üstlenen işletici şirketi, ifade eder. BÖLÜM - II DĠSĠPLĠN KURULU Disiplin Kurulunun KuruluĢu ve Görevleri MADDE 4 - (1) Tarım Sigortaları Havuzu kapsamında yapılacak ekspertiz faaliyetlerinin adil ve dürüst olması, Tarım Sigortaları Havuzu Eksperlerinin eksperlik faaliyetlerinin gerektirdiği özen ve disiplin içinde çalışmalarını temin etmek amacıyla, iş ahlakını ve disiplin kurallarını oluşturmak; bu kurallar çerçevesinde, gerekli disiplin incelemelerinin yapılarak durumlarının karara bağlanmasına ilişkin konularda, bu Yönerge çerçevesinde gerekli işlemlerin yürütülmesi amacıyla, Havuz bünyesinde Disiplin Kurulu kurulmuştur. (2) Disiplin Kurulu; Müsteşarlık, Bakanlık ve Şirketten ikişer üye olmak üzere toplam üç asil, üç de yedek üyeden oluşur. Disiplin Kuruluna Müsteşarlık temsilcisi başkanlık eder. (3) İlgili kurumları temsilen, Disiplin Kurulunda görev alacak kişiler ve yedekleri ilgili kurumlarca Yönetim Kuruluna yazılı olarak bildirilir. Disiplin Kurulu üyelerinin görevlendirilmesi Yönetim Kurulu tarafından yapılır. Disiplin Kurulunun Toplantı, ÇalıĢma Yöntemi ve Giderleri MADDE 5 - (1) Disiplin Kurulu, üyelerin tamamının katılımı ile Disiplin Kurulu Başkanının çağrısı üzerine toplanır. Asil üyelerden birinin veya birkaçının mazereti nedeniyle bulunmaması durumunda, yedek üyeler Disiplin Kurulu Başkanı tarafından toplantıya davet edilir. (2) Disiplin Kurulu, kontrol ekiplerinin düzenleyeceği raporları dikkate alarak değerlendirmelerini yapar. Toplantılarda kararlar oy çokluğu ile alınır. (3) Disiplin Kurulunun sekretarya ve arşiv işlemleri şirket tarafından yürütülür. (4) Disiplin Kurulu üyeleri ayda azami 3 toplantı yapabilirler. Ayrıca, yapacakları toplantı başına Bitkisel Üretim Havuz eksperlerine ödenen ekspertiz ücreti tutarında, toplantı ücreti ödenir. Toplantı 65

66 ile ilgili diğer masraflar da Tarım Sigortaları Havuzu Seyahat ve Harcama Yönergesi doğrultusunda Havuz tarafından karşılanır. Kontrol Ekiplerinin OluĢturulması, Görevleri ve Giderleri MADDE 6 -(1) Kontrol ekipleri Bakanlığın önerileri doğrultusunda, Havuz Yönetim Kurulu tarafından oluşturulur. Kontrol ekiplerinin çalışma planları, Bakanlık tarafından belirlenir. Şirket tarafından incelenmesi gerektiği düşünülen konularla ilgili, ayrıntılı olarak Bakanlığa bilgi verilir. Bakanlık ihtiyaç görmesi halinde kontrol ekipleri görevlendirir. Kontrol ekipleri, Bakanlık temsilcisinin başkanlığında düzenleyecekleri tespit raporlarını, sekretarya işlemlerini yürüten İşletici Şirket aracılığı ile Disiplin Kuruluna iletir. (2) Kontrol ekiplerinin, inceleme ile ilgili olarak yapacakları masraflar, Tarım Sigortaları Havuzu Seyahat ve Harcama Yönergesi doğrultusunda Havuz tarafından karşılanır. BÖLÜM - III DĠSĠPLĠN CEZALARININ UYGULANMASI Disiplin Cezaları MADDE 7 - (1) Disiplin Kurulunca, Havuz Eksperliğinin vakar ve onuruna aykırı fiil ve hareketlerde bulunanlarla, görevlerini yapmayan veya kusurlu olarak yapan, yahut görevinin gerektirdiği güveni sarsıcı hareketlerde bulunanlar hakkında, Havuz Eksperliği hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi maksadı ile durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre aşağıdaki disiplin cezaları verilir: a) Uyarma Cezası; Havuz eksperine, mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. Verilen görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde Havuzca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması ve kullanılmasında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak, özürsüz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak, görev mahallini mazeretsiz ve izinsiz terk etmek, görev teklif edildiğinde, mazeretli olarak üç defa dan fazla görevi kabul etmemek. b) Kınama Cezası; Havuz eksperine, görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının yazı ile bildirilmesidir. Verilen görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde Havuzca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması ve kullanılmasında kusurlu davranmak. Mazeretsiz olarak verilen görevi kabul etmemek. Havuz Eksperliğinin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette bulunanlarla, görevin gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunan Havuz eksperleri hakkında, uyarma, tekrarında ise kınama cezası uygulanır. c) Geçici Olarak Meslekî Faaliyetten Alıkoyma Cezası; Havuz eksperliği sıfatı saklı kalmak üzere; altı aydan az, bir yıldan çok olmamak üzere meslekî faaliyetten alıkoymadır. Görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan veya mesleğin genel ilkelerine aykırı harekette bulunan Havuz eksperleri için geçici olarak meslekî faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır. Kasıtlı olarak; verilen görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde Havuzca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili araç ve gereçleri korumamak, hor kullanmak, göreve sarhoş gelmek, görev yerinde alkollü içki içmek, açıklanması yasaklanan bilgileri açıklamak. ç) Meslekten Çıkarma Cezası; Havuz eksperinin meslekten çıkartılarak bir daha eksperlik mesleğini icra etmesine izin verilmemesidir. (2) Kasten ve gerçeğe aykırı ekspertiz raporu düzenledikleri mahkeme kararı ile kesinleşen Havuz Eksperine, meslekten çıkarma cezası verilir. (3) Hakkında meslekten çıkarma cezası gerektirebilecek mahiyetteki bir işten dolayı soruşturma yapılmakta olan Havuz eksperi, Disiplin Kurulunun kararıyla, tedbir mahiyetinde işten el çektirilebilir. İşten el çektirme kararı, ilgili mercilere derhal duyurulur. İşten el çektirme kararı, soruşturmanın durdurulmuş veya Havuz eksperliğine engel olmayan bir ceza verilmiş olması halinde, kendiliğinden ortadan kalkar. İşten el çektirme kararı, bu kararın verilmesine esas olan hal ve şartların bulunmadığı veya sonradan kalktığının sabit olması durumunda kaldırılır. 66

67 (4) Üç yıllık bir dönem içinde, meslekten men cezasını gerektiren disiplin suçları hariç olmak üzere, iki veya daha fazla disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan Havuz eksperi hakkında, her yeni suçu için bir öncekinden daha ağır ceza uygulanır. (5) Geçici olarak meslekî faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasından sonra, beş yıllık dönem içinde, bu cezayı gerektiren fiili yeniden işleyen Havuz eksperleri hakkında meslekten çıkarma cezası uygulanır. (6) Aynı olaydan dolayı, eksper hakkında kovuşturma başlatılmış olması veya hüküm tesisi, disiplin soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası uygulanmasına engel değildir. (7) Disiplin cezasını gerektirecek eylemlerin işlenmesinden itibaren, üç yıl geçmiş ise disiplin soruşturması yapılamaz. Ancak, Disiplin Kurulunca işe el konulmuş ise, bu süre işlemez. (8) Disiplin cezasını gerektirecek eylemlerin işlenmesinden itibaren, beş yıl geçmiş ise disiplin cezası verilemez. (9) Disiplin cezasını gerektiren eylem, aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ve bu suç için ilgili kanunlarda, daha uzun bir zaman aşımı süresi tespit olunmuşsa, bu maddedeki zaman aşımı süreleri yerine ilgili kanunlardaki zaman aşımı süresi uygulanır. (10) Disiplin kararlarına karşı, kararın Disiplin Kurulunca tebliğinden itibaren, onbeş gün içinde Müsteşarlığa itirazda bulunulabilir. Müsteşarlık en geç bir ay içerisinde itirazı karara bağlar. Süresi içerisinde itiraz edilmeyen kararlar ile Müsteşarlık tarafından verilen kararlar kesindir. (11) Disiplin cezalarına ilişkin kararlar, kesinleşmedikçe uygulanamaz. (12) Meslekten çıkarma ve geçici olarak meslekî faaliyetten alıkoyma cezalarından başka bir disiplin cezası verilen Havuz eksperleri, söz konusu cezaların uygulanmasından itibaren beş yıl geçtikten sonra, Disiplin Kurulu sekreteryasına başvurarak haklarındaki disiplin cezalarının sicillerinden silinmesini talep edebilir. İlgilinin bu süre içinde disiplin cezası almamış olması halinde, disiplin cezasının silinmesine karar verilir. (13) İşletici Şirket, Disiplin Kurulunun görevlerini etkin bir biçimde gerçekleştirebilmesi için uygun mekan, yeterli sayıda personel ve gerekli teknik donanımı temin eder. Disiplin SoruĢturması Açılması ve Yürütülmesi MADDE 8 - (1) Disiplin Kurulu, ihbar veya şikâyet üzerine ya da re sen durumun öğrenilmesinden itibaren, bir ay içinde disiplin soruşturmasının açılıp açılmaması hususunda karar vermek zorundadır. (2) Disiplin Kurulu tarafından soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, konuyla ilgili olarak inceleme yapılması amacıyla, kontrol ekibi görevlendirilmesini Bakanlığa bildirir. (3) Kontrol Ekibi, inceleme için gerekli olan tüm delilleri toplar. Bu çerçevede, ihbar veya şikâyette bulunanların ve olayla ilgili kişilerin ifadesine başvurabilir, hakkında disiplin incelemesi açılan Havuz eksperini dinleyebilir veya azami 10 gün içerisinde yazılı olarak savunma yapmasını isteyebilir. Kontrol Ekibi, inceleme konusuyla ilgili olarak, resmi makamlardan bilgi ve belge isteyebilir, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda Disiplin Kurulu kararı ile bilirkişi incelemesi yaptırabilir. Kontrol Ekipleri, görevlendirildiği günden itibaren, en geç bir ay içinde incelemeyi tamamlamak zorundadır. Bu süre, haklı sebeplerin varlığı halinde Disiplin Kurulu tarafından uzatılabilir. Disiplin incelemesi, en geç bir yıl içinde sonuçlandırılır. Soruşturmanın her safhasında gizlilik esastır. (4) İncelemenin sonucunda, kontrol ekibi tarafından inceleme raporu düzenlenir. Bu raporda; inceleme konuları, incelemenin safhaları, deliller ve alınan savunma özetlenir. İncelemeye konu olan her husus ayrı ayrı değerlendirilerek delillere, varsa belgelerin asıl veya suretleri bir dizi pusulasına bağlanarak rapora eklenir. (5) Disiplin Kurulu, yapacağı ilk toplantıda, kontrol ekibinin sunduğu raporu görüşür ve karara bağlar. (6) Hakkında disiplin soruşturması yapılan eksper için, dosya sonuçlanana kadar görevlendirme yapılmaz. (7) Disiplin cezasını gerektiren kusurlu eylem ve davranışı ile Havuzun ve Şirketin zararına yol açan eksper hakkında Disiplin Kurulunca, yürürlükteki mevzuat çerçevesinde gerekli yasal takibatın yapılması amacıyla kurula bilgi verilir. 67

68 Tebligat MADDE 9 - (1) Bu Yönerge hükümlerine göre, ilgililere yapılması gereken her türlü tebligat, yazılı olarak kendisine veya iadeli taahhütlü mektup, kurye, personel veya noter aracılığıyla, ilgilinin İşletici Şirkette kayıtlı en son adresine yapılır ve ilgili, bu adreste bulunmadığı takdirde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uygulanır. BÖLÜM IV ÇEġĠTLĠ HÜKÜMLER Disiplin Cezalarının Sicile Geçmesi ve MüsteĢarlığa bildirilmesi MADDE 10 - (1) Kesinleşen disiplin cezası, eksperin siciline işlenerek Müsteşarlığa bildirilir. BÖLÜM V SON HÜKÜMLER Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat MADDE 11 (1) Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunun tarih ve 2008/11 sayılı Kararı ile yürürlüğe konan Tarım Sigortaları Havuzu Eksper Disiplin Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır. (2) Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunun tarih ve 2008/14 sayılı Kararı ile yürürlüğe konan Tarım Sigortaları Havuzu Disiplin ve Kontrol Heyeti Çalışma Usul ve Esasları yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük MADDE 12 - (1) Bu yönerge, Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulunun 23 / 07/ 2010 tarih ve 2010/13 sayılı kararı ile yürürlüğe girmiştir. Yürütme MADDE 13 - (1) Bu yönerge Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu tarafından yürütülür. 68

69 EKSPERLĠKTE KĠġĠLER ARASI ĠLETĠġĠM VE BEDEN DĠLĠ ĠLETĠġĠM İletişim duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır. bildirişim, haberleşme(...), Bu sürecin amacı "anlaşılmaktır". Başka bir tanıma göre; Bizim başkalarını başkalarının da bizi anlaması süreci olarak tanımlanmaktadır, Türk Dil Kurumu sözlüğünde de iletişim; Duygu, düşünce ya da bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır. İletişim sözlü ve sözsüz olabildiği gibi genellikle ikisi bir arada yapılır. Sözlü ve sözsüz iletişim bir bütündür. ĠletiĢimin Temel Öğeleri Kaynak (Konuşmacı) Kodlama (Kelimeler Ve Beden Dili İle Anlatım) Mesaj Kod Açma Alıcı (Dinleyici, Hedef) Geri Bildirim Mesaj: Konuşmacı ile dinleyici yani kaynak ile hedef arasındaki ilişkiyi sağlayan unsur olarak tanımlanmaktadır. Harf, rakam, renk, ses, ses tonu, yüz ifadesi (jest ve mimikler), her türlü görsel ve işitsel işaretler, her türlü sözlü ve yazılı ifadeler kaynağın alıcıya ulaştırmak istediği duygu, düşünce ve davranışların kodlanmış halidir. Mesajın Özellikleri -Anlaşılır ve açık olmalıdır. -Zamanında iletilmelidir. -Uygun jest ve mimiklerle desteklenmelidir. -Anlamlı olmalıdır. Kod Açma: Herhangi bir biçimde sembol ve simgelerle formüle edilip anlamlı hale getirilen mesajın hedef kitle tarafından çözümlenmesi sürecidir. İletişim sürecinde mesajlar ancak kod açma sonucunda anlamsız işaretler, ses ve görüntü sinyali olmaktan çıkarak anlam kazanırlar. Hedef (Alıcı ): İletişim sürecinde mesajın ulaşması amaçlanan kişi, grup ya da kitledir. Kısaca kaynağın kodladığı mesajı alıp kod açarak anlamlandıran ve değerlendiren kişi, grup ya da kitledir. Geribildirim: Geri besleme ya da yansıma olarak da ifade edilebilen feed-back iletişim sürecinin son aşamasıdır. Geri bildirim, kaynağın gönderdiği mesaja karşılık hedef kitlenin verdiği cevap ya da mesaj olarak tanımlanabilir. Geri bildirimler birkaç şekilde olabilir. Karşıdakine bakış şekli Kişinin beden hareketleri Kişinin sözlü olarak söyledikleri Bütün bunların hepsinin beraber ortaya konması Sessiz kalma Söz Söylemediğin sözün hâkimi, söylediğin sözün mahkûmusun. HZ. ALİ Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz YUNUS EMRE Mevlana Celaleddin-i Rûmî Sen ne söylersen söyle, bildiğin, karşındakinin anladığı kadardır. der. 69

70 İletişim kazalarının nedeni çoğu kez söyleme tarzından kaynaklanmaktadır "Ne söylediğiniz değil, onu nasıl söylediğiniz önemlidir Yüz ve bedenin hareketlerinden kişiler bir kitap gibi okunabilir. Bu ve buna benzer birçok cümleyi şimdiye dek duymuş olmalıyız. Bilinen şu ki gerçekte bizler, hal ve davranışlarımız, duygularımız, fikirlerimiz ve kişiliğimizi sözlü ya da sözsüz şekilde ortaya çıkararak iletişim kurarız. İnsan insanı sadece ağzından çıkan sözlerle değil, beden hareketleriyle de değerlendirir BEDEN DĠLĠ Beden dili, verdiği mesaj açısından sözlü anlatımlarda anlatımı güçlendirici, bir destek unsur olarak da algılanır. Beden dili insanlık tarihi açısından en eski iletişim aracımızdır. Duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır. Düşünmek ve düşünceyi sözle ifade etmek, insanın diğer canlılardan ayırıcı özelliğini teşkil eder. Dil hep (sözlü anlatım) ön planda gözükür. Oysa insanlar arasındaki iletişimde, beden dilinin gerisinde kaldığı bilinmektedir. Beden dili bir kavram olarak toplumun tüm bireylerince tanınmasa ve iletişimdeki rolünün farkında olunmasa da istisnasız herkes tarafından kullanıldığı muhakkaktır. İletişimde sözsüz dil diye de tabir edilen bu dile hükmetmek oldukça zordur. Beden dili, üç kategoride mütalaa edilir: 1.Sessiz olan: Sadece görsel beden dilini kapsar. Buna görsel beden dili de denir. Zira buradaki mesajlar görülebilen beden hareketlerine yüklenmiştir. Sessiz beden dili jest ve mimiklerden teşekkül eder. Jest; baş, el, kol, ayak, bacak ve bedenin bir bütün olarak kullanımı demektir. Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı ise mimikleri oluşturur. Jest ve mimiklerle gönderilen mesajlar, düşünce ve duyguların açığa çıkmasını sağlar. Duruş, oturuş, kalkış, yürüyüş gibi bedenin bir kısmına, daha çok da bütününe ilişkin hareket tarzları yine sessiz beden diline dâhildirler. Zira bu hareketler ruh halini sergileyen görsel mesajlardır. 2. Sesli olan: Dil ile yakından ilgili olgular sesli dili oluşturur. Konuşma esnasındaki vurgular ve konuşma araları, gülmek, iç çekmek gibi bağımsız ifadeler sesli beden dili türünün örnekleridir. 3. Nesnel olan: Kıyafet, ev, çalışma masası, mekânın tefrişi, giyim-kuşam, saç-sakal, bıyık, makyaj gibi dış görünüşe dair kişilerin görüntülerini tamamlayan tercihler de nesnel beden dili olarak bu kategoride yer alır. Esasen bu tür dilin de sessiz dil içinde mütalaa edilebileceği söylenmektedir. Mesajın UlaĢması Sözsüz mesajlar, jestler, göz ve baş hareketleri, beden duruşu, yüz ifadeleri, mesafe, temas gibi BEDEN DİLİ ÖGELERİYLE ifade edilir. Bu mesajlar, düşmanlık, sıkıntı, güven, saldırganlık, hoşlanma vb. gerçek duygu ve tavırları yansıtmak konusunda, söylenen kelimelerden çok daha önemli rol oynarlar. 70

TARIM SİGORTALARI KANUNU

TARIM SİGORTALARI KANUNU 9445 TARIM SİGORTALARI KANUNU Kanun Numarası : 5363 Kabul Tarihi : 14/6/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 21/6/2005 Sayı : 25852 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 44 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam

Detaylı

21.06.2005 / 25852. Kanun. Tarım Sigortaları Kanunu. Kanun No. 5363 Kabul Tarihi : 14.6.2005 BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam ve Tanımlar.

21.06.2005 / 25852. Kanun. Tarım Sigortaları Kanunu. Kanun No. 5363 Kabul Tarihi : 14.6.2005 BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam ve Tanımlar. 21.06.2005 / 25852 Kanun Tarım Sigortaları Kanunu Kanun No. 5363 Kabul Tarihi : 14.6.2005 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç MADDE 1. Bu Kanunun amacı; üreticilerin bu Kanunda belirtilen riskler

Detaylı

TARIM SİGORTASI KANUNU

TARIM SİGORTASI KANUNU TARIM SİGORTASI KANUNU Yayımlandığı R.Gazete: 21.06.2005-25852 Kanun No: 5363 Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Madde 1- Bu Kanunun amacı; üreticilerin bu Kanunda belirtilen riskler nedeniyle

Detaylı

TARIM SİGORTALARI KANUNU. Kanun Numarası : Kabul Tarihi : 14/6/2005. Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 21/6/2005 Sayı : 25852

TARIM SİGORTALARI KANUNU. Kanun Numarası : Kabul Tarihi : 14/6/2005. Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 21/6/2005 Sayı : 25852 TARIM SİGORTALARI KANUNU Kanun Numarası : 5363 Kabul Tarihi : 14/6/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 21/6/2005 Sayı : 25852 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 44 Sayfa: BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam

Detaylı

( tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik)

( tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik) Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik (22.09.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik) Amaç Madde 1 Bu Yönetmeliğin amacı, 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu

Detaylı

TARIM SİGORTALARININ ÖNEMİ VE TARSİM Öğr.Gör.Erdinç CESUR Sakarya Üniversitesi, Sapanca Meslek Yüksekokulu

TARIM SİGORTALARININ ÖNEMİ VE TARSİM Öğr.Gör.Erdinç CESUR Sakarya Üniversitesi, Sapanca Meslek Yüksekokulu TARIM SİGORTALARININ ÖNEMİ VE TARSİM Öğr.Gör.Erdinç CESUR Sakarya Üniversitesi, Sapanca Meslek Yüksekokulu GİRİŞ Sigorta, her şey yolunda giderken, ileride ortaya çıkması muhtemel bir takım risklere karşı

Detaylı

TARIM SİGORTALARI HAVUZU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

TARIM SİGORTALARI HAVUZU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK TARIM SİGORTALARI HAVUZU ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 18/5/2006 tarihli ve 26172 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Tarım Sigortaları Havuzu

Detaylı

Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik

Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Tarım Sigortaları Havuzu Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, 14/6/2005 tarihli ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları

Detaylı

Sigortacılık & Aktüerya. Ilge YAZGAN Aktüerler Derneği İstanbul, 11 Nisan 2011 Yıldız Teknik Üniversitesi

Sigortacılık & Aktüerya. Ilge YAZGAN Aktüerler Derneği İstanbul, 11 Nisan 2011 Yıldız Teknik Üniversitesi Sigortacılık & Aktüerya Ilge YAZGAN Aktüerler Derneği İstanbul, 11 Nisan 2011 Yıldız Teknik Üniversitesi ERGO slide master 2010 Gündem Sigorta Aktüerya Sigorta Ne Demek? Sigorta: Sigorta, aynı türden tehlikeyle

Detaylı

Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ile 18.08.2012 tarihinden yürürlükten kalkacaktır.

Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ile 18.08.2012 tarihinden yürürlükten kalkacaktır. Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ile 18.08.2012 tarihinden yürürlükten kalkacaktır.) Yayınlanan Resmin Gazete: Yayınlanan Tarih: 25.11.1999

Detaylı

SİGORTACILIK EĞİTİM MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar

SİGORTACILIK EĞİTİM MERKEZİ YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar SİGORTACILIK EĞİTİM MERKEZİ YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete: 26893 Yayım Tarih: 1.6.2008 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar Amaç ve kapsam MADDE1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, 3/6/2007

Detaylı

1- Ticari Alacak Sigortasına İlişkin Devlet Destekli Sistem Hakkında Genel Bilgi

1- Ticari Alacak Sigortasına İlişkin Devlet Destekli Sistem Hakkında Genel Bilgi BILGILENDIRME NOTU KONU>> 04.06.2018 tarih ve 2018/11892 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (22.06.2018 Tarih ve 30456 Sayılı R.G. de yayımlanan) ile yürürlüğe konulan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Yönelik

Detaylı

TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/14)

TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/14) 13 Mayıs 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29711 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR

Detaylı

Devlet Bakanlığından: SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE BİLGİLENDİRMEYE İLİŞKİN YÖNETMELİK. Resmi Gazete: BİRİNCİ BÖLÜM

Devlet Bakanlığından: SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE BİLGİLENDİRMEYE İLİŞKİN YÖNETMELİK. Resmi Gazete: BİRİNCİ BÖLÜM Devlet Bakanlığından: Resmi Gazete:28.11.2006 26360 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, belli bir sigorta ilişkisine girmek isteyen kişilerin, gerek

Detaylı

YÖNETMELİK. (2) Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları bu yönetmeliğin kapsamındadır.

YÖNETMELİK. (2) Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları bu yönetmeliğin kapsamındadır. 27 Ağustos 2011 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28038 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: YÖNETMELİK TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

Detaylı

NEDEN TARIM SİGORTASI YAPTIRMALIYIZ?

NEDEN TARIM SİGORTASI YAPTIRMALIYIZ? Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız 2015 yılında üreticilerin yaptıracakları Tarım Sigortaları şartları yayınlandı. Bakanlığımız, her yıl üreticilerin ürünlerini doğal afetlerden koruması amacıyla yapmasını

Detaylı

TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞK Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE

Detaylı

DEVLET DESTEKLİ TARIM SİGORTALARI SİSTEMİ TARIM SİGORTALARI

DEVLET DESTEKLİ TARIM SİGORTALARI SİSTEMİ TARIM SİGORTALARI DEVLET DESTEKLİ TARIM SİGORTALARI SİSTEMİ TARIM SİGORTALARI Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi Tarım Sigortaları 1 Resmi Gazete 18/05/2006 sayı 26172 Devlet Bakanlığından: TARIM SİGORTALARI UYGULAMA

Detaylı

SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE BİLGİLENDİRMEYE İLİŞKİN YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE BİLGİLENDİRMEYE İLİŞKİN YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar SİGORTA SÖZLEŞMELERİNDE BİLGİLENDİRMEYE İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM : Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1 - (1) Bu Yönetmeliğin amacı, belli bir sigorta ilişkisine girmek isteyen kişilerin,

Detaylı

TEMEL SİGORTACILIK. Gerçekleşen hasar oranı, sigorta tarifesinde öngörülen hasar oranından daha düşük olursa aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur?

TEMEL SİGORTACILIK. Gerçekleşen hasar oranı, sigorta tarifesinde öngörülen hasar oranından daha düşük olursa aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? TEMEL SİGORTACILIK SORU 1: Gerçekleşen hasar oranı, sigorta tarifesinde öngörülen hasar oranından daha düşük olursa aşağıdaki seçeneklerden hangisi doğrudur? A) Toplam Risk Primi, Toplam Ödenen Tazminat

Detaylı

21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Madde 1-21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Madde 2-6183 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinin

Detaylı

ÖZEL ŞARTLAR. 1.6 Sigorta Bedeli Poliçe üzerinde belirtilen ilgili Sigorta Yılı na ait teminat tutarıdır.

ÖZEL ŞARTLAR. 1.6 Sigorta Bedeli Poliçe üzerinde belirtilen ilgili Sigorta Yılı na ait teminat tutarıdır. PR M ADEL HAYAT S GORTASI ÖZEL ŞARTLAR şbu Sözleşme, bu Sözleşmenin parçasını oluşturan Başvuru Formu, Poliçe, Özel Şartlar, Hayat Sigortaları Genel Şartları ve Poliçeye ait her türlü form, ek zeyilleriyle

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi: 14.07.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26228

Resmi Gazete Tarihi: 14.07.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26228 Resmi Gazete Tarihi: 14.07.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26228 KÜLTÜR YATIRIM VE GİRİŞİMLERİNE GELİR VERGİSİ STOPAJI, SİGORTA PRİMİ İŞVEREN PAYI VE SU BEDELİ İNDİRİMİ İLE ENERJİ DESTEĞİ UYGULAMASINA DAİR YÖNETMELİK

Detaylı

AFET SİGORTALARI KANUNU

AFET SİGORTALARI KANUNU AFET SİGORTALARI KANUNU Resmi Gazete Tarihi: 18 Mayıs 2012 CUMA Resmi Gazete Sayısı: 28296 AFET SİGORTALARI KANUNU Zorunlu Deprem Sigortasının düzenlenmesi; 4484 sayılı Kanunla değişik 27/8/1999 tarihli

Detaylı

Başa Dön TİCARİ PAKET SİGORTASI

Başa Dön TİCARİ PAKET SİGORTASI Başa Dön TİCARİ PAKET SİGORTASI İÇERIK Yangın Sigortalarında Bedel Esası & Sigorta Bedelinin Belirlenmesi Poliçe Türleri Yangın & Oto dışı Sigorta Poliçelerinde Brüt Prim Detayı Ana Teminatlar İsteğe Bağlı

Detaylı

YANLIŞ SİGORTA UYGULAMALARININ TESPİTİ, BİLDİRİMİ, KAYDI VE BU UYGULAMALARLA MÜCADELE USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YANLIŞ SİGORTA UYGULAMALARININ TESPİTİ, BİLDİRİMİ, KAYDI VE BU UYGULAMALARLA MÜCADELE USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: YANLIŞ SİGORTA UYGULAMALARININ TESPİTİ, BİLDİRİMİ, KAYDI VE BU UYGULAMALARLA MÜCADELE USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

KOBİLER İÇİN DEVLET DESTEKLİ ALACAK SİGORTASI SİSTEMİ 28 ARALIK 2018

KOBİLER İÇİN DEVLET DESTEKLİ ALACAK SİGORTASI SİSTEMİ 28 ARALIK 2018 KOBİLER İÇİN DEVLET DESTEKLİ ALACAK SİGORTASI SİSTEMİ 28 ARALIK 2018 KAPSAM İşbu çalışma, 24.12.2018 tarih ve 30635 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelere Yönelik Ticari Alacak

Detaylı

TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİNE GÖRE YAŞ ÇAY ÜRETİCİLERİNE 2015 YILI YAŞ ÇAY ÜRÜNÜ İÇİN FARK ÖDEMESİ DESTEĞİ YAPILMASINA DAİR

TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİNE GÖRE YAŞ ÇAY ÜRETİCİLERİNE 2015 YILI YAŞ ÇAY ÜRÜNÜ İÇİN FARK ÖDEMESİ DESTEĞİ YAPILMASINA DAİR TÜRKİYE TARIM HAVZALARI ÜRETİM VE DESTEKLEME MODELİNE GÖRE YAŞ ÇAY ÜRETİCİLERİNE 2015 YILI YAŞ ÇAY ÜRÜNÜ İÇİN FARK ÖDEMESİ DESTEĞİ YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2015/25) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin

Detaylı

DOĞAL AFET SİGORTALARI KURUMUYLA İLGİLİ MUAFİYET DÜZENLEMESİ

DOĞAL AFET SİGORTALARI KURUMUYLA İLGİLİ MUAFİYET DÜZENLEMESİ Sirküler Rapor 18.05.2012/96-1 DOĞAL AFET SİGORTALARI KURUMUYLA İLGİLİ MUAFİYET DÜZENLEMESİ ÖZET : 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanununda, Doğal Afet Sigortaları Kurumu nun ve gelirlerinin her türlü vergi,

Detaylı

30.04.2009 / 27215. 30 Nisan 2009 PERŞEMBE. Resmî Gazete. (Mükerrer) Sayı : 27215 TEBLİĞ. Tarım ve Köyişleri Bakanlığından:

30.04.2009 / 27215. 30 Nisan 2009 PERŞEMBE. Resmî Gazete. (Mükerrer) Sayı : 27215 TEBLİĞ. Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: 30.04.2009 / 27215 30 Nisan 2009 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27215 (Mükerrer) TEBLİĞ Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: ÇİĞ SÜTÜN DEĞERLENDİRİLMESİNE YÖNELİK DESTEKLEME UYGULAMA ESASLARI TEBLİĞİ (TEBLİĞ

Detaylı

Dayanak MADDE 3- (1) Bu Yönetmelik, 03/06/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23 üncü ve 32 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Dayanak MADDE 3- (1) Bu Yönetmelik, 03/06/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23 üncü ve 32 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı, hayat grubu sigortaları teknik personelinin niteliklerine, faaliyetlerine, mesleki yeterlilikleri ile bilgi ve becerilerini

Detaylı

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINA DAİR KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

ZORUNLU DEPREM SİGORTASINA DAİR KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 873 ZORUNLU DEPREM SİGORTASINA DAİR KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük.Kar.nin Tarihi : 25/11/1999 No :587 Yetki Kanununun Tarihi : 27/8/1999 No :4452 Yayımlandığı R.G.Tarihi : 27/12/1999 No : 23919 Mük.

Detaylı

Sigorta Muhasebesi. Dr.öğr.üyesi Lokman KANTAR 10/22/18

Sigorta Muhasebesi. Dr.öğr.üyesi Lokman KANTAR 10/22/18 Sigorta Muhasebesi Dr.öğr.üyesi Lokman KANTAR 1 Sigortacılığın Temel Tanımları Sigorta: Kişilerin canlarının, sağlıklarının ve sahip oldukları ekonomik değerin taşıdığı risklere karşı, teminat veren ve

Detaylı

Madde 2-Bu Yönetmelik 6643 sayılı yasanın l inci maddesinde belirtildiği gibi Türk Eczacıları Birliği'ne kayıtlı olan tüm eczacıları kapsar.

Madde 2-Bu Yönetmelik 6643 sayılı yasanın l inci maddesinde belirtildiği gibi Türk Eczacıları Birliği'ne kayıtlı olan tüm eczacıları kapsar. TEB YARDIMLAŞMA SANDIĞI YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete Yayım Tarihi: 08.05.1997 Sayı: 22983) BiRiNCi BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu Yönetmeliğin amacı, Türk Eczacıları Birliği

Detaylı

Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişilerde Aranan Nitelikler ve İstenen Belgeler

Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişilerde Aranan Nitelikler ve İstenen Belgeler Resmi Gazete Tarih: 5 Mart 2003 Sayı: 25393 Hazine Müsteşarlığından: Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişilere İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2004/1) (9 Nisan 2008 tarihli ve 26842 sayılı

Detaylı

Hazine Müsteşarlığından: 31/07/2015 YILLIK GELİR SİGORTALARI YÖNETMELİĞİNİN BAZI MADDELERİNİN UYGULAMA ESASLARINA İLİŞKİN GENELGE (2015/30)

Hazine Müsteşarlığından: 31/07/2015 YILLIK GELİR SİGORTALARI YÖNETMELİĞİNİN BAZI MADDELERİNİN UYGULAMA ESASLARINA İLİŞKİN GENELGE (2015/30) Hazine Müsteşarlığından: 31/07/2015 YILLIK GELİR SİGORTALARI YÖNETMELİĞİNİN BAZI MADDELERİNİN UYGULAMA ESASLARINA İLİŞKİN GENELGE (2015/30) Bilindiği üzere, Yıllık Gelir Sigortaları Yönetmeliği 01/04/2015

Detaylı

GELENEKSEL KIYI BALIKÇILIĞININ KAYIT ALTINA ALINMASI VE DESTEKLENMESİ TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:

GELENEKSEL KIYI BALIKÇILIĞININ KAYIT ALTINA ALINMASI VE DESTEKLENMESİ TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 29 Mayıs 2018 SALI Resmî Gazete Sayı : 30435 TEBLİĞ Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: GELENEKSEL KIYI BALIKÇILIĞININ KAYIT ALTINA ALINMASI VE DESTEKLENMESİ TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2018/25) Amaç MADDE

Detaylı

Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişiler Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2003/2)

Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişiler Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2003/2) Resmi Gazete No : 25107 Resmi Gazete Tarihi : 13.05.2003 Hazine Müsteşarlığından: Bireysel Emeklilik Aracılığı Faaliyetinde Bulunacak Kişiler Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2003/2) Amaç ve Kapsam Madde 1-

Detaylı

DASK & TARSİM Bilal TÜRKMEN. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü

DASK & TARSİM Bilal TÜRKMEN. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü DASK & TARSİM 05.05.2017 Bilal TÜRKMEN Yüzölçümün %66 sı I. ve II. Derece, Nüfusun %70 i bu bölgelerde, 1902-2000 117 hasarlı deprem, 1999 yılı Marmara Depremi %4 seviyesinde sigortalılık oranı 2000 yılı

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, 08.02.2010. Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı.

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, 08.02.2010. Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı. SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, 08.02.2010 ÖZET: Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı. BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPAN 5951 SAYILI KANUN YAYIMLANDI 05 Şubat 2010 tarihli Resmi

Detaylı

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş / 88

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş / 88 31.08.2016/Çarşamba ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2016 / 88 Konu: Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Bireysel Emeklilik

Detaylı

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ Mehmet Emre DİKEN * 1. Giriş Şehiriçi ticari taksi araçlarının sayıları yeni yerleşim bölgelerinin kurulması ve nüfusla paralel olarak artış göstermektedir.

Detaylı

BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI TEMEL SİGORTACILIK. Aşağıdakilerden hangisi sigorta sözleşmesinin asli unsurlarından birisi değildir?

BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI TEMEL SİGORTACILIK. Aşağıdakilerden hangisi sigorta sözleşmesinin asli unsurlarından birisi değildir? BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI TEMEL SİGORTACILIK SORU 1: Aşağıdakilerden hangisi sigorta sözleşmesinin asli unsurlarından birisi değildir? a) Para ile ölçülebilir menfaatin varlığı b) Sigorta himayesi

Detaylı

Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar

Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanun Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar

Detaylı

Çiftlik Muhasebe veri ağı sistemine dahil olan tarımsal işletmelere katılım desteği ödemesi yapılmasına dair tebliğ (Tebliğ No:2018/30)

Çiftlik Muhasebe veri ağı sistemine dahil olan tarımsal işletmelere katılım desteği ödemesi yapılmasına dair tebliğ (Tebliğ No:2018/30) SİRKÜLER İstanbul, 17.09.2018 Sayı: 2018/3 Konu: Çiftlik Muhasebe veri ağı sistemine dahil olan tarımsal işletmelere katılım desteği ödemesi yapılmasına dair tebliğ (Tebliğ No:2018/30) Tarım ve Orman Bakanlığından

Detaylı

TARIM SİGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi: 14.6.2005, yayımlandığı Resmi Gazete: 21.06.2005/25852)

TARIM SİGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi: 14.6.2005, yayımlandığı Resmi Gazete: 21.06.2005/25852) TARIM SİGORTALARI KANUNU (Kanun No: 5363) (Kabul Tarihi: 14.6.2005, yayımlandığı Resmi Gazete: 21.06.2005/25852) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar Amaç MADDE 1. Bu Kanunun amacı; üreticilerin bu Kanunda

Detaylı

TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/14)

TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2016/14) 13 Mayıs 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29711 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ ÇİFTLİK MUHASEBE VERİ AĞI SİSTEMİNE DÂHİL OLAN TARIMSAL İŞLETMELERE KATILIM DESTEĞİ ÖDEMESİ YAPILMASINA DAİR

Detaylı

23 Ekim 2013 ÇARŞAMBA. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

23 Ekim 2013 ÇARŞAMBA. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM 23 Ekim 2013 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 28800 YÖNETMELİK Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu

Detaylı

Prim Tutarları (4. Basamak) Risk Grubu Prim Miktarı (TL) I. Grup 150 II. Grup 300 III. Grup 500 IV. Grup 750

Prim Tutarları (4. Basamak) Risk Grubu Prim Miktarı (TL) I. Grup 150 II. Grup 300 III. Grup 500 IV. Grup 750 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: TIBBİ KÖTÜ UYGULAMAYA İLİŞKİN ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASINDA KURUM KATKISINA İLİŞKİN USUL VE ESASLARA DAİR TEBLİĞ (2010/1) DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ - 2008 / 53 İSTANBUL, 08.07.2008

SİRKÜLER NO: POZ - 2008 / 53 İSTANBUL, 08.07.2008 SİRKÜLER NO: POZ - 2008 / 53 İSTANBUL, 08.07.2008 01.07.2008 Tarihinden İtibaren, İşverenlerin 50 veya Daha Fazla İşçi Çalıştırdıkları İş Yerlerinde Çalıştırmaları Gereken Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör

Detaylı

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. Büyükdere Cd. Nevtron İşhanı No:119 K /6 Gayrettepe-İST TEL: 0212/ 211 99 01-02-04 FAX: 0212/ 211 99 52 MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ İstanbul, 26 Temmuz 2006 SİRKÜLER NO : 2006/68 KONU : Kültür Yatırımları ve

Detaylı

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5952 Kabul Tarihi : 17/2/2010 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 4/3/2010 Sayı : 27511 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Tanımlar

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/59 DRT Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. Sun Plaza No:24 34398 Maslak İstanbul, Türkiye Tel: + 90 (212) 366 60 00 Fax: + 90 (212) 366 60 15 www.deloitte.com.tr www.verginet.net VERGİ SİRKÜLERİ

Detaylı

ASGARİ ÜCRETLİ İÇİN GÜNLÜK 3,33 TL DESTEĞİNE İLİŞKİN GENELGE YAYIMLANDI

ASGARİ ÜCRETLİ İÇİN GÜNLÜK 3,33 TL DESTEĞİNE İLİŞKİN GENELGE YAYIMLANDI SİRKÜLER NO: YORDAM 2016/S 12 İST. 16.02.2016 ASGARİ ÜCRETLİ İÇİN GÜNLÜK 3,33 TL DESTEĞİNE İLİŞKİN GENELGE YAYIMLANDI Asgari ücrete; işveren desteğine ilişkin 6661 sayılı kanun 27.01.2016 tarih ve 29606

Detaylı

5073 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa

5073 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu İle Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal

Detaylı

YÖNETMELİK. SOSYAL YARDIM YARARLANICILARININ İSTİHDAMINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. SOSYAL YARDIM YARARLANICILARININ İSTİHDAMINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 22 Haziran 2017 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 30104 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından: YÖNETMELİK SOSYAL YARDIM YARARLANICILARININ İSTİHDAMINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

LİSANS ALARAK FAALİYET GÖSTEREN DEPOLARDA MUHAFAZA EDİLEN TARIMSAL ÜRÜNLER İÇİN KİRA DESTEKLEME ÖDEMESİ YAPILMASI HAKKINDA TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2014/62)

LİSANS ALARAK FAALİYET GÖSTEREN DEPOLARDA MUHAFAZA EDİLEN TARIMSAL ÜRÜNLER İÇİN KİRA DESTEKLEME ÖDEMESİ YAPILMASI HAKKINDA TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2014/62) 17 Ocak 2015 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29239 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ LİSANS ALARAK FAALİYET GÖSTEREN DEPOLARDA MUHAFAZA EDİLEN TARIMSAL ÜRÜNLER İÇİN KİRA DESTEKLEME ÖDEMESİ

Detaylı

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 27/11/2014 Sayı: 2014/106 Ref : 6/106

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 27/11/2014 Sayı: 2014/106 Ref : 6/106 GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 27/11/2014 Sayı: 2014/106 Ref : 6/106 Konu: SERBEST BÖLGELERDEN BAŞKA BİR ÜLKEYE YAPILAN SATIŞLARIN TÜRK EXİMBANK KREDİ, SİGORTA VE GARANTİ HİZMETLERİNDEN YARARLANDIRILMASI HAKKINDA

Detaylı

Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik

Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Mali Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunu, Yasası 4743 sayılı, numaralı, nolu kanun, yasa MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI

Detaylı

İŞVERENLERİN İŞSİZLİK SİGORTASI İLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE BU YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEDİKLERİ TAKDİRDE KARŞILAŞACAKLARI İDARİ PARA CEZALARI

İŞVERENLERİN İŞSİZLİK SİGORTASI İLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE BU YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEDİKLERİ TAKDİRDE KARŞILAŞACAKLARI İDARİ PARA CEZALARI İŞVERENLERİN İŞSİZLİK SİGORTASI İLE İLGİLİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE BU YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEDİKLERİ TAKDİRDE KARŞILAŞACAKLARI İDARİ PARA CEZALARI Ahmet NACAROĞLU * 1.GİRİŞ Bir işi olmayan, çalışmak istediği

Detaylı

4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununa göre yapılacak Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına aşağıdaki tarife ve talimat uygulanır.

4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununa göre yapılacak Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına aşağıdaki tarife ve talimat uygulanır. Yayımlandığı Resmi Gazete: 18 Haziran 2008-26910 Yayımlayan Kurum: Devlet Bakanlığı 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununa göre yapılacak Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortasına aşağıdaki

Detaylı

İşyeri sigortası ile alınabilecek ek branş teminatları

İşyeri sigortası ile alınabilecek ek branş teminatları İşyeri sigortası ile alınabilecek ek branş teminatları Yangına Bağlı Kar Kaybı Sigortası İşveren Mali Mesuliyet Sigortası 3.Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası Taşınan Para Sigortası Emniyeti Suistimal Sigortası

Detaylı

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Teminatları

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Teminatları Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Teminatları SİGORTANIN KAPSAMI Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya

Detaylı

27.01.2015/3-1 ÖZET :

27.01.2015/3-1 ÖZET : 27.01.2015/3-1 2015 YILINDA UYGULANACAK PRİME ESAS KAZANÇLARIN ALT VE ÜST SINIRLARI İLE BAZI İŞLEMLERE ESAS TUTARLARA İLİŞKİN 2015/4 SAYILI GENELGE YAYIMLANDI ÖZET : 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine

Detaylı

6661 sayılı Askerlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 17.maddesi aşağıda yer almaktadır.

6661 sayılı Askerlik Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 17.maddesi aşağıda yer almaktadır. ERK Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik Hizmetleri Ltd. Şti. Acıbadem Cd. Çamlıca Apt. No.77 K.4 34718 Acıbadem-Kadıköy/ISTANBUL Tel : 0.216.340 00 86 Fax : 0.216.340 00 87 E-posta: info@erkymm.com www.erkymm.com

Detaylı

DEVLET DESTEKLİ KÜÇÜKBAŞ HAYVAN HAYAT SİGORTASI TARİFE VE TALİMATLAR 2017

DEVLET DESTEKLİ KÜÇÜKBAŞ HAYVAN HAYAT SİGORTASI TARİFE VE TALİMATLAR 2017 1. Amaç ve Kapsam DEVLET DESTEKLİ KÜÇÜKBAŞ HAYVAN HAYAT SİGORTASI TARİFE VE TALİMATLAR 2017 (1) 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanununun 12 nci maddesine istinaden, Bakanlar Kurulu kararı ile kapsamı belirlenen,

Detaylı

Kanun No. 5454 Kabul Tarihi : 8.2.2006

Kanun No. 5454 Kabul Tarihi : 8.2.2006 Kanun T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur'dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ek Ödeme Yapılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur'dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ödenen

Detaylı

MERKEZİ FİNANS VE İHALE BİRİMİNİN İSTİHDAM VE BÜTÇE ESASLARI HAKKINDA KANUN

MERKEZİ FİNANS VE İHALE BİRİMİNİN İSTİHDAM VE BÜTÇE ESASLARI HAKKINDA KANUN 10131 MERKEZİ FİNANS VE İHALE BİRİMİNİN İSTİHDAM VE BÜTÇE ESASLARI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5671 Kabul Tarihi : 26/5/2007 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 7/6/2007 Sayı : 26545 Yayımlandığı Düstur

Detaylı

2018/06 ZORUNLU BES BİLGİLENDİRME

2018/06 ZORUNLU BES BİLGİLENDİRME Zorunlu BES nedir? 2018/06 ZORUNLU BES BİLGİLENDİRME Bireysel Emeklilik Sistemi ilk olarak 2001 yılında çıkarılan 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile uygulanmaya başlamıştı.

Detaylı

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN

BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN 10417 BAZI VARLIKLARIN MİLLİ EKONOMİYE KAZANDIRILMASI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5811 Kabul Tarihi : 13/11/2008 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 22/11//2008 Sayı : 27062 Yayımlandığı Düstur : Tertip

Detaylı

Sigortacılık Kanunu'nun 14/3 maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği'nin 8.maddesi uyarınca hesabın gelirleri;

Sigortacılık Kanunu'nun 14/3 maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliği'nin 8.maddesi uyarınca hesabın gelirleri; GÜVENCE HESABI 1 Güvence Hesabı 14 Haziran 2007 tarih, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14 üncü maddesiyle Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri bünyesinde kurulmuştur. Sigortacılık Kanunu'nun geçici

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Amaç İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KURULLARI HAKKINDA YÖNETMELİK (7 Nisan 2004/25426 R.G.) BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Madde 1 Bu Yönetmelik, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak

Detaylı

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI Sirküler Rapor 25.12.2013/223-1 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI ÖZET : İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetlerinin Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik ile kamu

Detaylı

/189-1 KENTSEL DÖNÜŞÜME İLİŞKİN VERGİ MUAFİYET VE İSTİSNALARI YENİDEN DÜZENLENDİ

/189-1 KENTSEL DÖNÜŞÜME İLİŞKİN VERGİ MUAFİYET VE İSTİSNALARI YENİDEN DÜZENLENDİ 10.12.2018/189-1 KENTSEL DÖNÜŞÜME İLİŞKİN VERGİ MUAFİYET VE İSTİSNALARI YENİDEN DÜZENLENDİ 7153 sayılı ÇEVRE KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN ile muhtelif kanunlarda değişiklik

Detaylı

ÇEYİZ HESABI VE DEVLET KATKISINA DAİR YÖNETMELİK

ÇEYİZ HESABI VE DEVLET KATKISINA DAİR YÖNETMELİK 6559 ÇEYİZ HESABI VE DEVLET KATKISINA DAİR YÖNETMELİK Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 14/12/2015 No : 2015/8302 Dayandığı K.H.K nin Tarihi : 3/6/2011 No : 633 Yayımlandığı R.Gazetenin Tarihi : 16/12/2015

Detaylı

MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN 8275 MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 4743 Kabul Tarihi : 30/1/2002 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 31/1/2002

Detaylı

TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUN. Kanun Numarası : 2090. Kabul Tarihi : 20/6/1977

TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUN. Kanun Numarası : 2090. Kabul Tarihi : 20/6/1977 TABİİ AFETLERDEN ZARAR GÖREN ÇİFTÇİLERE YAPILACAK YARDIMLAR HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 2090 Kabul Tarihi : 20/6/1977 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 5/7/1977 Sayı : 15987 Yayımlandığı Düstur : Tertip

Detaylı

KADIN HİZMET ERBABINA SAĞLANAN KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVİ YARDIMI İLEGELİR VERGİSİNDEN İSTİSNA ÇOCUK ZAMMI ÖDEMELERİNDE İSTİSNA SINIRI

KADIN HİZMET ERBABINA SAĞLANAN KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVİ YARDIMI İLEGELİR VERGİSİNDEN İSTİSNA ÇOCUK ZAMMI ÖDEMELERİNDE İSTİSNA SINIRI 09.07.2018/124-1 KADIN HİZMET ERBABINA SAĞLANAN KREŞ VE GÜNDÜZ BAKIMEVİ YARDIMI İLEGELİR VERGİSİNDEN İSTİSNA ÇOCUK ZAMMI ÖDEMELERİNDE İSTİSNA SINIRI ÖZET : 01.07.2018-31.12.2018 tarihleri arasında geçerli

Detaylı

31 Mart 2013 PAZAR. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: HAYVAN ISLAHI KOMİTESİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI

31 Mart 2013 PAZAR. Resmî Gazete. Sayı : YÖNETMELİK. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: HAYVAN ISLAHI KOMİTESİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI 31 Mart 2013 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 28604 YÖNETMELİK Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: HAYVAN ISLAHI KOMİTESİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

YÖNETMELİK. Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: YILLIK GELĠR SĠGORTALARI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanım ve Kısaltmalar

YÖNETMELİK. Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: YILLIK GELĠR SĠGORTALARI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanım ve Kısaltmalar 1 Nisan 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29313 YÖNETMELİK Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: YILLIK GELĠR SĠGORTALARI YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanım ve Kısaltmalar Amaç ve

Detaylı

Dr. MEHMET DOĞAR ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI

Dr. MEHMET DOĞAR ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI Dr. MEHMET DOĞAR ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XIX GİRİŞ...1 Birinci Bölüm ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI KAVRAMI, KONUSU, TARAFLARI 1. ÖN ÖDEME KAVRAMI VE TARİHİ

Detaylı

İlgili olduğu maddeler : Gelir Vergisi Kanunu Madde 22, 40, 63, 75, 86, 89, 94 4697 Sayılı Kanun Geçici Madde 1. Verilmesini Gerektiren Gelirler

İlgili olduğu maddeler : Gelir Vergisi Kanunu Madde 22, 40, 63, 75, 86, 89, 94 4697 Sayılı Kanun Geçici Madde 1. Verilmesini Gerektiren Gelirler Bireysel emeklilik sistemi ve diğer şahıs sigortalarına ödenen katkı payı ve primlerin matrahın tespitinde indirimi ve elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi anlatılmıştır. Tarih 13/08/2003 Sayı GVK-3/2003-3/Bireysel

Detaylı

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI 86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun[1] 25 inci maddesi

Detaylı

Tarımın Anayasası Çıktı

Tarımın Anayasası Çıktı Tarımın Anayasası Çıktı Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ Tarım sektörünün anayasası olan 5488 sayılı Tarım Kanunu iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından 18.04.2006 tarihinde kabul edildi. Resmi Gazete de 25.04.2006

Detaylı

ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: ÖZEL SAĞLIK SİGORTALARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı, özel sağlık sigortası uygulamalarına

Detaylı

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI PRİMLERİNİN İNDİRİM KONUSU YAPILIP YAPILMAYACAĞI SORUNU

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI PRİMLERİNİN İNDİRİM KONUSU YAPILIP YAPILMAYACAĞI SORUNU MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI PRİMLERİNİN İNDİRİM KONUSU YAPILIP YAPILMAYACAĞI SORUNU 1. GİRİŞ Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığınca verilmiş bulunan ve örneği Mevzuattaki

Detaylı

7103 Sayılı Yeni Torba Kanun İle İşsizlik Sigortası Ve Sosyal Sigortalar Kanunlarında Öngörülen Düzenlemeler

7103 Sayılı Yeni Torba Kanun İle İşsizlik Sigortası Ve Sosyal Sigortalar Kanunlarında Öngörülen Düzenlemeler 29 Mart 2018 7103 Sayılı Yeni Torba Kanun İle İşsizlik Sigortası Ve Sosyal Sigortalar Kanunlarında Öngörülen Düzenlemeler 7103 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik

Detaylı

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48 İstanbul, 25.10.2010 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48 22.10.2010 tarih ve 27737 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği nde;

Detaylı

V. : 4/7/2001, : 631 : 10/4/2001, : 4639 : 13/7/2001, : 24461 : V

V. : 4/7/2001, : 631 : 10/4/2001, : 4639 : 13/7/2001, : 24461 : V 973 MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN MALİ VE SOSYAL HAKLARINDA DÜZENLEMELER İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük. Kar. nin

Detaylı

İşverenlere Torba Kanun İle Sigorta Prim Teşviki Getirilmiş, Bir İşçi İçin Prim İndirim Tavanı 1.009 TL ye Kadar Çıkarılmıştır

İşverenlere Torba Kanun İle Sigorta Prim Teşviki Getirilmiş, Bir İşçi İçin Prim İndirim Tavanı 1.009 TL ye Kadar Çıkarılmıştır İşverenlere Torba Kanun İle Sigorta Prim Teşviki Getirilmiş, Bir İşçi İçin Prim İndirim Tavanı 1.009 TL ye Kadar Çıkarılmıştır I- GİRİŞ : 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetenin mükerrer sayısında yayımlanan

Detaylı

TEBLİĞ HAKKINDA TEBLİĞ

TEBLİĞ HAKKINDA TEBLİĞ 28 Eylül 2008 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 27011 TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumundan: İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI SİGORTASI BAKIMINDAN İŞVERENİN, ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİN VE SİGORTALILARIN SORUMLULUĞU İLE PEŞİN SERMAYE

Detaylı

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yap

Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yap Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Bankalar Kanunu Hükümlerine İstinaden Bankacılık İşlemleri Yapma ve Mevduat Kabul Etme İzni Kaldırılan Türkiye İmar Bankası Türk Anonim Şirketi Hakkında Tesis Edilecek

Detaylı

ĠġSĠZLĠK ÖDENEĞĠ ALANLARIN ĠġE ALINMASI HALĠNDE YARARLANILACAK TEġVĠK. I- GĠRĠġ

ĠġSĠZLĠK ÖDENEĞĠ ALANLARIN ĠġE ALINMASI HALĠNDE YARARLANILACAK TEġVĠK. I- GĠRĠġ ĠġSĠZLĠK ÖDENEĞĠ ALANLARIN ĠġE ALINMASI HALĠNDE YARARLANILACAK TEġVĠK I- GĠRĠġ 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 50 inci maddesine 5921 sayılı Kanunla ilave edilen düzenlemeyle çalışma hayatımıza

Detaylı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2014-1

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2014-1 T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : 24010506/0100602/ 42 15/1/2014 Konu : Prime esas kazançların alt ve üst sınırları ile bazı işlemlere esas tutarlar GENELGE

Detaylı

SSK TABAN VE TAVAN TUTARLARINDAKİ DEĞİŞİKLİĞE İLİŞKİN SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/31

SSK TABAN VE TAVAN TUTARLARINDAKİ DEĞİŞİKLİĞE İLİŞKİN SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2004/31 1 İstanbul, 28.01.2004 Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve Hesabına

Detaylı

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. Sayı: YMM.03.2010-80 Konu: 87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi Uygulaması İle İlgili Olarak 6009 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler Hk. İZMİR. 1.11.2010 Muhasebe

Detaylı

Dr. Tamer BOZKURT SİGORTA HUKUKU

Dr. Tamer BOZKURT SİGORTA HUKUKU Dr. Tamer BOZKURT SİGORTA HUKUKU İÇİNDEKİLER 10. BASKI İÇİN ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX Birinci Bölüm GENEL OLARAK SİGORTA HUKUKU 1. GENEL OLARAK SIGORTACILIK VE SIGORTA HUKUKU...1 2. SIGORTA SÖZLEŞMESININ

Detaylı

Sirküler Rapor Mevzuat 07.07.2015/130-2 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

Sirküler Rapor Mevzuat 07.07.2015/130-2 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI ÖZET : 1.7.2015-31.12.2015 tarihinden arasında geçerli olmak üzere uygulanacak Gelir Vergisinden istisna

Detaylı

Adres : Mithatpaşa Cad. No : 7 Sıhhiye/ANKARA Ayrıntılı Bilgi : A.ARAS Dai. Bşk. V.

Adres : Mithatpaşa Cad. No : 7 Sıhhiye/ANKARA Ayrıntılı Bilgi : A.ARAS Dai. Bşk. V. T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Telefon : 0312 458 71 10 Faks : 0312 432 12 37 1/8 Sayı : 24010506/0100602/ 42 15/1/2014 Konu : Prime esas kazançların alt ve üst

Detaylı

ÇALIŞANLARIN İŞVERENLERİ ARACILIĞIYLA OTOMATİK OLARAK EMEKLİLİK PLANINA DAHİL EDİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK İLE İLGİLİ

ÇALIŞANLARIN İŞVERENLERİ ARACILIĞIYLA OTOMATİK OLARAK EMEKLİLİK PLANINA DAHİL EDİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK İLE İLGİLİ ÇALIŞANLARIN İŞVERENLERİ ARACILIĞIYLA OTOMATİK OLARAK EMEKLİLİK PLANINA DAHİL EDİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK İLE İLGİLİ BİLGİ NOTU ELİF ERDEM İLERİ ARAŞTIRMALAR KOORDİNATÖRLÜĞÜ

Detaylı