GASTROENTERİT ETKENİ OLABİLEN PATOJEN ESCHERİCHİA COLİ LERİN ARAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GASTROENTERİT ETKENİ OLABİLEN PATOJEN ESCHERİCHİA COLİ LERİN ARAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Prof. Dr. H. Murat TUĞRUL GASTROENTERİT ETKENİ OLABİLEN PATOJEN ESCHERİCHİA COLİ LERİN ARAŞTIRILMASI (Uzmanlık tezi) Dr. Gülten AYDIN TUTAK EDİRNE 2010

2 TEŞEKKÜR Yetişmemdeki katkılarından dolayı, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji A.D. Başkanı ve tez yöneticisi olan Prof. Dr. H. Murat TUĞRUL a,eğitimim sırasında bilgilerinden yararlandığım Prof. Dr. Metin OTKUN a, Doç. Dr. Müşerref OTKUN a, Doç. Dr. Şaban GÜRCAN a, Doç. Dr. Nermin ŞAKRU ya, Doç. Dr. Neşe AKIŞ a, çalışmalarım sırasında yardımcı olan Doç. Dr. Figen KULOĞLU na, Yrd. Doç. Dr. Hakan KUNDURACILAR a, Yrd. Doç. Dr. Tammam SİPAHİ ye, Dr. Canan ERYILDIZ ve Melek TİKVEŞLİ başta olmak üzere yardımlarını esirgemeyen bütün çalışma arkadaşlarıma en içten duygularımla teşekkür ederim.

3 İÇİNDEKİLER GİRİŞ VE AMAÇ... 1 GENEL BİLGİLER... 3 MİKROBİYAL FLORA... 6 İSHAL ETKENİ OLARAK ESCHERİCHİA COLİ... 7 PATOGENEZ... 7 LABORATUVAR TANI TEDAVİ VE KORUNMA GEREÇ VE YÖNTEMLER BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER

4 KISALTMALAR AAF A/E bfp CFA DAEC eae EAEC EAF EAST E.coli EHEC EİEC EPEC ETEC HÜS LEE LT MAC MUG SMAC PZR ST : Agregatif Adherence Fimbria : Attaching/Effacing : bindle forming pilus : Colonization Factor Antigens : Diffüz adherens Escherichia coli : effacing and attaching : Enteroagregatif Escherichia coli : Enteropathogenic Escherichia coli Adherence Factor : Enteroagregatif sitotoksin : Escherichia coli : Enterohemorajik Escherichia coli : Enteroinvazif Escherichia coli : Enteropatojenik Escherichia coli : Enterotoksijenik Escherichia coli : Hemolitik Üremik Sendrom : Locus of Enterocyte Effacement : Labil Toksin : MacConkey Agar : 4-methyl-umbelliferyl-D-glucuronide : Sorbitollü Mac Conkey Agar : Polimeraz Zincir Reaksiyonu : Stabil Toksin 4

5 STEC Tir VTEC : Shiga toksin üreten Escherichia coli : Transloke intimin reseptörü : Verotoksijenik Escherichia coli 5

6 GİRİŞ VE AMAÇ Dünyada ölüme neden olan hastalıkların ikinci sırasında ishale yol açan infeksiyonlar gelir. Bu infeksiyonlar özellikle yaşlılarda ve 5 yaş altı çocuklarda önemli mortalite ve morbidite nedenidir. Özellikle Asya ve Afrika gibi gelişmekte olan bölgelerde ishal nedeni ile heryıl 4-6 milyon çocuğun öldüğü tahmin edilmektedir. 5 yaş altı çocuklarda ishal nedeni ile ölüm oranı Türkiye de %15.4 iken dünya genelinde %16.8 olduğunu Dünya Sağlık Örgütü nün 2004 mortalite verileri göstermiştir (1,2). İshal, bağırsakta peristaltik hareketin artması, emilimin azalması veya sekresyonun artması sonucu dışkı miktarının fazlalaşması ile günlük dışkı sayısının artması ve dışkı kıvamının bozularak yumuşak ve sulu bir görünüm alması olarak tanımlanır. Bakteri, virüs ve parazit gibi pek çok etken ishale neden olabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde bakteriler ve parazitler, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde ise virüsler genel olarak ishal etkenidirler (3,4). İshal ile ilişkili hastalık etkeni olarak Escherichia coli (E. coli), son 25 yıl içerisinde önemini dikkate değer şekilde arttırmıştır. Bunun nedeni hangi türünün nasıl bir mekanizmayla ishale neden olduğuna dair elde edilen bilgilerin giderek artmasıdır. İshal etkeni olan bakteriler içinde Campylobacter, Salmonella, Shigella, Yersinia, Vibrio gibi özgül etkenlerin yanı sıra normal florada yer almaları nedeni ile laboratuvar tanısı daha zor olan E. coli lerin de önemli bir yer tuttukları bilinmektedir. Diğer patojenlerden farklı olarak laktoz pozitif ve bağırsak florasının bir üyesi olması nedeniyle bu bakteriye ait ishal olgularının kanıtlanması, ancak bu bakterinin virülans faktörlerinin gösterilmesi ile mümkün olmaktadır. 1

7 Bir ishal olgusunda başka bir patojen etken belirlenememesi halinde izole edilen E. coli nin patojen gruba dahil olup olmadığının belirlenmesi tanı ve tedavi açısından önemlidir (1). Ülkemizde ishale neden olan patojen E. coli lerin prevalansı ve önemi konusunda çalışmalar sınırlıdır. Son yıllarda bu konudaki tanı yöntemlerinde önemli değişiklikler olmuştur. Yeni tanı yöntemleri eşliğinde ishal yapan E. coli lerin tanımlanması tedaviye önemli katkılar sağlayacaktır. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi (GÜTF) Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Laboratuvarı ında yapılmış bir çalışmada çocuk ve erişkin değişik yaş gruplarındaki hastalardan gönderilen dışkı kültürleri ishale neden olan E. coli ler açısından lam aglütinasyon yöntemi ile taranmış, aynı çalışmada ishal yapan E. coli ler %44 oranında bulunmuştur. İshal olgularında, diğer patojen E. coli serogruplarına göre Enteropatojenik E.coli (EPEC) kökenlerine anlamlı düzeyde daha çok rastlanmıştır. 6 adet O111, 4 adet O44, 4 adet O1, 2 adet O126 ve 2 adet O26 kökeni tanımlanmıştır (5). İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi nin birlikte yaptığı bir çalışmada ishalli hastalardan ve sağlıklı bireylerden alınan dışkı örnekleri Verotoksijenik E. coli (VTEC) varlığı açısından Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) ile incelenmiş, 9 dışkı örneği PZR yöntemi ile VTEC açısından pozitif bulunmuş, bunlardan 2 köken E. coli O157 olarak tanımlanmıştır (6). Bu çalışmamızda E. coli lerin hakim olduğu dışkı kültürleri değerlendirilmeye alınarak ayrılan bakterilerin seogruplandırılması ve moleküler incelemesi, böylece ishal etyolojileri arasında E. coli lerin oranı ve hangi serotiplerin yöremizde ishal etkeni olarak ön plana çıktığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Böylece çeşitli zorlukları nedeniyle etyolojik tanısı atlanan ve ülkemizde de oldukça sık görülen ishal olgularının etyolojisinde, patojen E. coli serogruplarına bağlı ishallerin yöremizdeki muhtemel sıklığı belirlenecek, konu ile ilgili klinisyen ve laboratuvar sorumlularının dikkati bu probleme yöneltilmiş olacaktır. 2

8 GENEL BİLGİLER Bağırsak infeksiyonları, konak ve mikroorganizma arasındaki etkileşim sonucunda üç klasik yoldan biriyle, normal bağırsak fizyolojisinin değişmesiyle meydana gelir. Birincisi; bağırsak lumeni içindeki toksin veya az sayıda invazif organizmalarla (örnek olarak: Giardia, Cryptosporidium) üst ince bağırsaklarda hassas bir dengede olan su ve elektrolitlerin bağırsak lümenine kaybı. İkincisi; İleal veya kolonik mukozanın inflamatuvar veya sitotoksik hasarı. Üçüncüsü; Sağlam mukozadan retiküloendoteliyal sistem içerisine penetrasyon yoluyla gerçekleşir. Bu üç bağırsak infeksiyonu tipi Tablo 1 de özetlenmiştir (7). Enterobacteriaceae familyasında yer alan Escherichia cinsi, adını Theodora Escherich den alır. Tek veya çiftler halinde bulunan gram negatif basillerdir. E. coli insan sindirim sisteminde bulunan fakültatif anaerob bir bakteridir ve Enterobacteriaceae familyasında en sık izole edilen patojendir (8). Peritriş kirpikleri ile hareketli, gram negatif ve ortalama 2-6 µm eninde bir basil olan E. coli aerobik koşullarda inkübe edildiğinde, 37 ⁰C de genel kullanım besiyerleri veya seçici besiyerlerinde kolayca ürer. 1-2 µm çapında S koloniler yapar ⁰C de üreyebilmeleri ve özellikle 44 ⁰C de de üreyebilmeleri benzer bazı bakterilerden (Enterobacter ve Serratia) ayırt edici bir özelliktir. Diğer Enterobacteriaceae üyelerinin de ürediği ve morfolojik olarak bağırsak patojenlerinin ayrımının yapıldığı MacConkey agar (MAC) veya Eosin-Methylene-Blue (EMB) agarda izole edilir. Birçok şekeri asit ve gaz yaparak parçalarlar. E. coli türlerinin ancak %90 ı laktoz pozitiftir. Bazı ishal yapıcı E. coli türleri örneğin enteroinvazif Escherichia coli (EİEC) laktoz negatiftir. İndol testi ise E. coli 3

9 lerde %99 pozitiftir ve E. coli leri diğer Enterobacteriaceae türlerinden ayırt edebilecek tek ve en iyi test olarak değerlendirilir (8). Tablo1. Bağırsak infeksiyonlarının üç tipinin karşılaştırılması (7) Mekanizma Tip 1 Tip 2 Tip 3 Noninflamatuvar (enterotoksin veya aderens/yüzeysel invazyon) 4 İnflamatuvar (invazyon, sitotoksin) Penetrasyon Yerleşim Proksimal ince bağırsak Kolon Distal ince bağırsak Hastalık Sulu diyare Dizanteri Tifo Dışkı analizi Fekal lökosit yok, laktoferrin yok veya az yüksek Örnekler Vibrio cholerae, Escherichia coli (ETEC, LT,ST) Clostridium perfringens Bacillus cereus Staphylococcus aureus Giardia lamblia Rotavirus Norwalk-like virus Cryptosporodium parvum E.coli (EPEC, EAEC) Microsporidia Cyclospora cayetanensis Fekal polimorfonükleer lökositler, laktoferrin yüksek Shigella E.coli (EİEC, EHEC) Salmonella enteritidis Vibrio parahaemolyticus Clostridium difficile Campylobacter jejuni Entamoeba histolytica Fekal mononükleer lökositler, laktoferrin yok Salmonella typhi Yersinia enterocolitica Campylobacter fetus EPEC: Enteropatojenik Escherchia coli, ETEC: Enterotoksijenik Escherchia coli, EHEC: Enterohemorajik Escherichia coli, EİEC: Enteroinvazif Escherchia coli, EAEC: Enteroagregatif Escherichia coli, LT: Labil Toksin, ST: Stabil toksin. Metil krmızısı testi olumlu, Voges Proskauer olumsuzdur. Simon un sitratlı besiyerinde üremezler, bu durumda İMVİC testi sonucu ++-- dir. Bazı kökenleri dışında üreyi parçalamazlar ve KCN testi olumsuzdur (8). Mikroskobik incelemede kapsül görülmesi nadir olmasına rağmen birçok köken polisakkarit yapıda ancak serolojik deneylerle ortaya konabilen M ve K antijeni içeren

10 mikrokapsüle sahiptir. H antijeni içeren E. coli kökenleri çoğunlukla fimbria oluşturur ve bunlar protein yapıdadır. Fimbrialar hücrelere ve yüzeye tutunma özellikleri ile virulansta rol oynarlar (8). Escherichia türleri oldukça dirençli bakterilerdir. 60 ⁰C ısıda 30 dk, oda ısısında uygun ortam koşullarında uzun süre canlı kalabilirler. E. coli kökenlerinin çoğu bakteriden bakteriye kolayca geçebilen direnç plazmidleri taşıdıklarından özellikle hastane ortamında çeşitli antimikrobiklere karşı kolayca direnç geliştirirler (8). Escherichia coli ilk olarak ishalli bebeklerin dışkısından izole edilmiş ve bundan kısa bir süre sonra sağlıklı çocuk ve erişkinlerin dışkılarından da izole edilebildiği gösterilmiştir. Bu durum patojen olmayan kökenlerle ishale neden olan kökenlerin birbirinden ayrılmasının ne kadar önemli olduğunu açığa çıkarmıştır. E. coli kökenleri sahip oldukları antijenik özelliğine göre serolojik olarak serogrup ve serotiplerine ayrılır. O somatik antijenine göre serogruplarına, H kirpik antijenine göre serotiplerine ayrılır. O antijenleri ısıya dayanıklı lipopolisakkarit yapıda antijenlerdir. Kaynatmaya ve alkole dirençli, formole dayanıksızdır. E. coli lerde 170 den fazla O antijeni belirlenmiştir. Hareketli kökenlerdeki H kirpik antijenleri protein yapıda ve termolabildir, alkole dayanıksızdır. 60 a yakın H antijeni belirlenmiştir. Çoğu köken üçüncü bir antijen olarak kapsüler K antijenini içerir. K antijeni de patogenezde önemli olmasına karşın serotiplendirmede nadiren kullanılır. Yaklaşık 80 çeşidi saptanmıştır. Fimbria antijenleri çok sayıda fimbria oluşturan bakterilerde O aglütinasyonunu engelleyebilen, oda sıcaklığında oluşturulmayıp 37 ⁰C de oluşturulan, protein yapıda, çeşitli hücrelere bakterinin aderensini sağlayan antijenlerdir. Lipopolisakkarit yapısındaki O antijenleri ısıya dayanıklıdır bu nedenle kaynatılmış bakteri immunizasyon, aglutinasyon ve aglutinin absorbsiyonu için uygundur. Lam aglutinasyonu için serum fizyolojikte spontan aglutinasyon göstermeyen düz koloniler seçilir. Kültürler O antiserumu elde etmek için 2. 5 saat süreyle 100 C de ısıtılır ve aynı kültür aglutinasyon için formalinle muamele edilir veya 100 C de ısıtılır. Sonuçlar 50 C de bir gece inkübasyondan sonra okunur (8,9). Tüp aglutinasyonu veya plastik kuyucukta yapılan aglutinasyon primer tarama metodu olarak kullanılacağı gibi O antijeninin araştırılmasında titrasyon amacı ile de kullanılabilir Sıklıkla eşit miktarda (örneğin 0. 2 ml) bakteri süspansiyonu ve serum dilüsyonu karıştırılır ve tavsiye edilen ısı ve zaman süresince inkübe edilir (9). Aglutinasyon deneyinde titrasyon tekniği yaygın olarak kullanılır, bu amaçla genelde tüp kullanılır, ancak son zamanlarda plastik kuyucuklar kullanılmaya başlanmıştır. Bir seri tüpte 0.2 ml antiseruma aynı miktardaki sıklıkla ml de organizma içeren bakteriyel 5

11 süspansyion iki kat sulandırılarak eklenir. Standart yoğunlukta bakteri kullanılması tavsiye edilir. Tetkik edilen karışımdaki antijene bağlı olarak 37 ⁰C veya 50 ⁰C de belirtilen zaman süresince inkübe edilir. Titre, çıplak gözle görülebilen karşılıklı en yüksek dilüsyonda aglutinasyona neden olan serumun relatif gücünü gösterir. Dilüsyonlarındaki önemsiz düzeydeki değişkenlik aglutinasyon titrelerinin yanlış sonuç vermesine neden olur, bir aşamada pozitif olan diğerinde negatif olabilir (9). Süt çocuğu gastroenteritinin epidemiyolojisini aydınlatmak için serolojik tiplendirme ilk olarak Goldschmidt tarafından 1933 yılında kullanılmıştır. Ancak bu konudaki asıl ilerleme Kauffman tarafından 1944 yılında E. coli nin serotiplerinin ayrıntılı olarak şematize edilmesi ile kaydedilmiştir. Halen modifiye edilmiş şekliyle bu şema kullanılmaktadır. Bu şemaya göre E. coli ler O (somatik), H (flagella), K (kapsül) yüzey antijenlerine göre sınıflandırılırlar. Başlangıçta O antiserumu ile aglütinasyon vermeyen ısıtıldıktan sonra aglütinasyon veren türlerin K antijenine sahip olduğu düşünülür. O ve H antijenlerinin özgül kombinasyonu izole edilen bir E. coli nin serotipini tanımlar. Antijenler tek başlarına virulansı göstermezler. Ancak özgül virulan klonlarla ilişkili kromozomal göstergelerdir. Birçok E. coli kökeni patojen olmadığı ve değişik hastalıklarda farklı kökenler etken olduğu için salgınlarda ve çeşitli hastalıklarda üreyen E. coli kökenlerinin sınıflandırılması önemlidir. Kauffman ın yaptığı bu çalışmadan sonra 1945 yılında Bray ve 1948 yılında Giles ve Sangster tarafından çocuklarda görülen iki ishal salgınının hangi E. coli kökeninden kaynaklandığı belirlenebilmiştir (1,8). MİKROBİYAL FLORA Gastrointestinal sistem çok fazla miktarda ve çeşitlilikte normal flora elemanlarını içerir. Normal bir konakta mide asiditesi kolonizasyonu çoğu kez önemli ölçüde önlese de birçok bakteri bu engeli aşar ve alt gastrointestinal sistemde yerleşerek oranın kalıcı flora elemanlarına dahil olur. Normalde üst ince bağırsak bölümü, az sayıda flora elemanları içerir ( /ml kadar bakteri, esas olarak streptokoklar; laktobasiller ve maya); ancak distal ileum içerisinde /ml kadar baskın olarak Enterobactericeae ailesindeki bakteriler ve Bacterioides spp. bulunur (2). Süt çocukları genellikle doğumdan kısa bir süre sonra insan epitelyal florasında yer alan Stafilokoklar, Corynebacterium spp. ve diğer gram pozitif organizmalar (bifidobakteriumlar, klostridiumlar, laktobasiller, streptokoklar) ile kolonize olur. Zamanla intestinal flora içeriği değişir. Erişkin kalın bağırsak normal florası relatif olarak yaşamın ilk 6

12 yıllarında daha ziyade Bacterioides, Clostridium, Peptostreptococcus, Bifidobacterium ve Eubacterium u içeren anaerobik türlerle kolonize olur (2). Escherichia coli ve diğer Enterobactericeae ailesindeki bakteriler, enterokoklar ve streptokoklar gibi aerob bakteriler anaerobların yanında sayıca az kalır, 1000:1 gibi. Bağırsak lümeni içerisinde dışkının gram başına düşen bakteri sayısı sigmoid kolona yaklaştıkça giderek artar. Sağlıklı bir bireyde kuru dışkı ağırlığının %80 i, yani yaklaşık CFU/gr kadar bakteri içerir (2). İSHAL ETKENİ OLARAK ESCHERİCHİA COLİ Escherichia, Shigella ve Salmonella, Enterobactericeae grubu içerisinde yer alan, MAC da iyi üreyen ve ishale yol açan gram negatif çomaklardır. Bu organizmaların hareketli olmaları peritriş kirpikleri sayesindedir. Ancak Shigella nın tüm türleri ile Escherichia ve Salmonella nın bazı kökenleri hareketsizdir. Hepsi D-glukozu fermente eder; Escherichia ve Salmonella türleri genellikle gaz üretirler. Shigella fenotipik olarak E. coli ile benzerdir ve Shigella boydii serotip 13 dışında DNA-DNA hibridizasyon analizi ile aynı tür oldukları dahi söylenebilir. Escherichia cinsi içerisinde altı tür vardır; Escherichia albertii, E. blattae, E. coli, E. fergusonii, E. hermannii ve E. vulneris. Bu türün tipik özelliklerini E. coli taşır (10). Klinik Önemi Altı Escherichia türü içerisinde genelde insanlardan izole edilen tür E. coli dir. Sağlıklı bireylerin bağırsak florasının daimi bir üyesidir; ancak bazı türleri immün sistemi baskılanmış bireylerde olduğu kadar sağlıklı kişilerde de bağırsak veya bağırsak dışı infeksiyonlara yol açabilir. İdrar yolu infeksiyonları, bakteriyemi, sepsis, pnömoni, menenjit ve sulu ishalden dizanteriye benzer ishale kadar değişen tiplerde ishallere, Hemolitik Üremik Sendrom (HÜS), vb. infeksiyonlara da yol açabilir (10,11). E. coli nin hem normal floranın üyesi olup hem de sıklıkla değişik infeksiyonlara yol açması merak konusu olmuş ve bu bakteri bilim adamları tarafından araştırmalar için model olarak seçilmiştir. Bu araştırmalar sonucunda bakteri genomu tamamen belirlenmiştir (2). PATOGENEZ Gastrointestinal sistemde infeksiyonun gelişmesi idrar yolu infeksiyonlarının patogenezine benzer şekilde cereyan eder. Bağırsak patojeninin ishale neden olup 7

13 olmayacağını konak ve invazyon yapan mikroorganizmanın kendine has özellikleri belirler (2). Konak Faktörleri Konak olarak insanlarda normalde bağırsak patojenlerinin neden olduğu hastalıkların oluşumuna engel olan veya hastalığı kontrol eden çeşitli savunma mekanizmaları vardır. Örneğin mide asiditesi çeşitli tip ve sayıdaki mikroorganizmaların alt gastrointestinal sisteme geçişini etkin bir şekilde sınırlar. Normal peristaltik hareketler mikroorganizmaların rektuma doğru ilerlemesine yardımcı olur ve bunların mukozaya yapışmasını engeller. Müköz tabaka epitelyum hücrelerinin üzerini kaplar ve mikroorganizmaları bu müköz tabaka içerisine hapsederek bağırsağın akış yönüne doğru bunların ilerlemesini sağlar. Normal flora, potansiyel patojen mikroorganizmaların kolonizasyonunu önler (2). Müköz membranlar solunum ve ürogenital sistemde olduğu gibi gastrointestinal sistem boyunca uzanır. Bu membranlar birçok farklı hücre tipini içerir; bu hücrelerden bazıları sekresyon, absorbsiyon görevi görürken bazılarının savunma görevi vardır. Örneğin müköz membranın bir kısmını oluşturan, follikül adı verilen özelleşmiş bazı hücre toplulukları gastrointestinal sistem boyunca uzanır ve savunma fonksiyonları vardır. Bu foliküllerin oluşturduğu topluluğa Peyer plakları denir. Bu folliküller M hücreleri, makrofajlar, B ve T hücrelerini içerirler. Tüm bu hücre topluluklarının ortak işlevi sonuçta bakteri veya karşılaştıkları bir antijene karşı sekretuar IgA salınmasıdır. Fagositik hücreler ve sekretuar IgA bağırsak içinde hastalığa neden olan etkenin ortadan kaldırılmasına yardım eder. Folliküller ve Peyer plakları ince ve kalın bağırsaklarda yer alır (2). Konağa ait kişisel hijyen ve yaş diğer önemli faktörlerdendir. Bağırsak infeksiyonlarının patogenezinde ilk aşama patojenin alımıdır. Gastrointestinal sistem infeksiyonları gıda ürünlerinin veya içme suyunun kontaminasyonu ardından bunların alımı neticesinde yayılır. Hastalığın oluşup oluşmamasında konağın yaşı da çok önemlidir. Örneğin rotavirüs veya enteropatojenik E. coli nin neden olduğu ishal hastalığı erişkinlerde pek yokken genç çocukları daha fazla tutması söz konusudur (2). Potansiyel zararlı mikroorganizmaların girişine karşı konak cevabında normal bağırsak florası önemli bir faktördür. Ne zaman antibiyotik kullanımı veya konağa ait başka faktörler nedeni ile normal bağırsak florasında azalma olsa gastrointestinal infeksiyonlara karşı direnç önemli derecelerde azalır (2). 8

14 Escherichia coli nin birbirinden farklı klinik tablolara yol açan ve bir dizi özgün virulans faktörü taşıyan patojen tipleri bulunur. Her bir patojen tipte yer alan E. coli kökenlerinin serogrupları o tipe özgüldür (10,12,13). İshal yapan E. coli lerin sıklıkla karşılaşılan serotipleri Tablo 2 de gösterilmiştir. Tablo 2. İshal yapan Escherichia coli lerin sıklıkla kaşılaşılan serotipleri * (10) ETEC EPEC EİEC STEC EAEC O6:NM O55:NM O28:NM O22:H5 O118:H16 O3:H2 O6:H16 O55:H6 O29:NM O22:H8 O119:NM O15:H18 O8:H9 O55:H7 O112:NM O26:NM O119:H4 O44:H18 O15:H11 O86:NM O124:NM O26:H :H25 051:H11 020:NM O86:H34 O124:H7 O28:H25 O121:H19 O77:H18 O25:NM O111:NM O124:H30 O45:H2 O128:NM O86:H2 O25:H42 O111:H2 O136:NM O55:H7 O128:H2 O111ab:H21 O27:NM O111:H15 O143:NM O84:NM O128:H45 O126:H27 027:H7 O111:H21 O144:NM O88:H25 O145:NM O141:H49 027:H20 O114:NM O152:NM O91:NM O146:H21 ONT:H21 O49:NM O114:H2 O164:NM O91:H14 O153:H2 ONT:H33 O63:H12 O119:H6 O167:NM O91:H21 O153:H25 O78:H11 O125:H21 ONT:NM O103:H2 O157:NM O78:H12 O126:NM O104:H21 O157:H7 O128:H7 O126:H27 O111:NM O165:NM O148:H28 O127:NM O111:H2 O165:H25 O153:H45 O127:H6 O111:H8 O172:NM O159:NM O127:H9 O113:H21 O174:H21 O159:H4 O127:H21 O118:H2 O174:H28 O159:H20 O128:H2 O118:H12 O167:H5 O128:H7 O169:NM O128:H12 O169:H41 O142:H6 O157:H45 NM: hareketsiz; NT: tiplendirilemeyen. *Salgınla ilişkili serotipler koyu renkle gösterilmiştir. Bugün için ishale yol açan altı farklı E. coli tanımlanmıştır. 1. Shiga toksin üreten E. coli (STEC) [ya da Verotoksijenik E. coli (VTEC)], 2. Enteropatojenik E. coli (EPEC), 3. Enterotoksijenik E. coli (ETEC), 4. Enteroinvazif E. coli (EİEC), 5. Enteroagregatif E. coli (EAEC) ve 6. Diffüz Adherens E. coli (DAEC). Ancak bunlardan DAEC' in klinik önemi çok net bilinmemektedir (9,12,13). İshal yapan farklı patojen tiplerin hücreye tutunma ve virulans 9

15 mekanizmaları birbiriyle örtüşebildiği gibi E. coli kökenlerinde tanımlanan patojenite mekanizmaları diğer bazı bakterilerle ortak da olabilir (13). Shiga Toksin Üreten Escherichia coli İshale neden olan E. coli lerin STEC grubu, bu organizmaların ürettiği toksinlere göre adlandırıldığından ve HÜS veya hemorajik kolit oluşumunu belirleyen asıl genetik özellik tam olarak bilinmediği için EHEC ten ziyade STEC şeklinde adlandırılır. EHEC kökenlerinin patojenitesinde hem Shiga toksinleri hem de yapışma ve bozma mekanizmaları rol oynar. Shiga toksini (verotoksin de denir) salgılayan E. coli nin (STEC), yapışma ve bozma mekanizmasını sağlayan LEE (locus of enterocyte effacement: enterosit bozma lokusu) genleri de varsa bu kökenlere EHEC (örn: O157:H7) denir. Dolayısıyla EHEC olmayan, sadece Shiga toksini salgılayan STEC kökenleri de vardır. EHEC kökenleri aynı zamanda EHEC hemolizini de salgılar (10,12,14). Escherichia coli O157:H7 ve diğer STEC serotipleri insanlara genellikle az pişmiş biftek gibi etlerle bulaşır, çünkü bu bakteri sığırların ve diğer ot obur hayvanların sindirim kanalı normal florasında bulunur. Diğer bilinen bulaş yolları çiğ süt, sosis, klorlanmamış çeşme suyu, elma şarabı, çiğ sebzeler ve lahana gibi yapraklı sebzeler yoluyladır. O157 STEC, kişiden kişiye çok kolay yayılır, çünkü infeksiyon dozu çok düşüktür (<200 CFU); kişiden kişiye yayılma tarzında gözlenen salgınlar okullarda, uzun süreli bakım veren merkezlerde, kalabalık ailelerde ve kreşlerde gözlenir (10,12,14). Hafif kansız ishal, ağır, kanlı ishal (hemorajik kolit) yanında mikroanjiopatik hemolitik anemi, trombositopeni ve akut böbrek yetmezliği ile özellenen HÜS e ve ölüme yol açabilir (10,12,14). Etkisi, hem Shiga toksinleri 1 ve 2, hem de yapışma ve bozma mekanizması ile ortaya çıkar. Bu toksinler patojenite adacıkları tarafından kodlanır. Shiga toksini A-B toksinleri grubundadır, yani bir A alt birimi ve pentamer yapısında B alt birimi vardır. Duyarlı hücre reseptörüne bağlanarak endositozla hücre içine alınır, A alt birimi aktive olarak hücre ribozomunda protein sentezini durdurarak hücre ölümüne yol açar. Sindirim kanalı epitel hücrelerinden geçerek bağırsak, böbrek ve diğer organların kılcal endotellerini tahrip eder ve bunun sonucunda intravasküler koagulasyon ve sonunda da trombositopeni, mikroanjiyopatik hemolitik anemi ve böbrek yetmezliğine, yani HÜS e yol açar (2,12,14,15). 10

16 Enterotoksijenik Escherichia coli Gelişmekte olan ülkelerde ETEC, özellikle küçük çocuklar arasında ishalin önemli nedenlerindendir. Hastalığının en belirgin semptomları; ishal ve abdominal kramplardır, bazen de bulantı, baş ağrısı eşlik edebilir ancak genellikle kusma ve ateşe az rastlanır. ETEC genellikle nispeten hafif sulu ishale neden olurken, bazı yeni ETEC salgınları kendisini uzamış hastalık süresi ile göstermiştir (10). Enterotoksijenik E. coli kökenleri ince bağırsak mukozasına kolonizasyon faktör antijenleri (colonization factor antigens: CFA) denilen adezinler aracılığı ile bağlanır. İnce bağırsak aslında E. coli nin fazla sayıda bulunduğu bir bölge değildir. Tarihsel olarak CFA veya E. coli yüzey antijenleri ismi verilen bu yapılar esas olarak bakteri piluslarından oluşur. E. coli kökenlerinde 20 den fazla farklı pilus vardır ve bunlar konak reseptörlerine özgüldür. Her bir pilusa karşı oluşan antikorlar o serotipe karşı koruyucu ama diğerine karşı koruyucu değildir. Dolayısıyla çocuklar birden fazla ETEC ishali geçirebilir. Erişkin yaşta ise daha önceki karşılaşmalardan dolayı bu bakteriye bağlı ishallerin görülmediği kabul edilmektedir. İnce bağırsak mukoza hücrelerine bu şekilde tutunduktan sonra ETEC kökenleri plazmidlerin kodladığı iki önemli toksini; ısıya duyarlı (heat-labile toxin: LT) ve ısıya dirençli (heat-stable toxin: ST) toksinleri salgılayarak ishale yol açarlar. ETEC kökenleri en çok ST (%35) salgılar, bazıları hem ST hem de LT salgılar, daha az bir kısmı ise sadece LT salgılar (2,9,12,16). Labil toksin biyolojik ve antijenik olarak kolera toksiniyle yakından ilişkilidir. Bu toksinler katalitik özellikte bir A alt birimi ve buna bağlı beşli (pentamer) bir yapıda reseptör bağlayan bir B alt biriminden oluşur (A-B toksinleri). LT konak hücreye B alt birimi ile bağlanır ve A alt birimi enterosit içine girerek adenil siklaz enzimini aktive eder. Hücre içi camp (siklik adenozin monofosfat) nin artışı protein kinaz A nın aktivasyonunu sağlar, bu da kistik fibroz transmembran geçiş regulatörü (CFTR) denilen bir molekülün fosforile ve aktive olmasını sağlar. Böylece oldukça karmaşık bir kaskadın devreye girmesi ile klorun aktif sekresyonu, sodyum ve suyun pasif olarak bağırsak lümenine bol miktarda sekresyonu söz konusudur (2,9,12,14-16). Stabil toksin ise tamamen farklı bir moleküldür, küçük bir peptiddir ve memelilerin guanilin denilen bir hormonuna benzer. ST aynı zamanda guanilin reseptörü olan enterosit apikal membranında bulunan GTP (Guanozin trifosfat) az a bağlanır. Sonuçta hücre içi GMP (Guanozin monofosfat) düzeyi artar ve bu kez protein kinaz G aktive olur, CFTR fosforilasyonu ve bağırsak lümenine elektrolit ve sıvı sekresyonu olur (2,9,12,14-16). 11

17 Enteropatojenik Escherichia coli Geçmiş yıllarda EPEC kökenleri; epidemiyolojik olarak sütçocuğu ishali ile birlikte olan, enterotoksin veya Shiga toksini üretmeyen ve invazif olmayan bazı E. coli serotipleri şeklinde tanımlanmıştı. Klasik EPEC serotipleri tipik olarak HeLa ve Hep-2 hücrelerine özgü bir lokalize aderens paterni göstermektedir (10). Enteropatojenik E. coli infeksiyonunun histopatolojik olarak en önemli özelliği yapışma ve bozma etkisi (attaching and effacing effect) dir. Bu etki in vivo olarak floresan aktin boya testinde aktin agregasyonu şeklinde görülebilmektedir. Bu etkinin oluşması; bakterinin enterosite lokal aderensi, bakterinin enterosit sinyal sistemini uyarması ve enterositle bakteri arasında sıkı bir bağlanmanın gerçekleşmesi basamakları ile olur. Tam olarak bilinmemekle birlikte sonuçta enterositler arası sıkı bağların zayıflaması, mikrovillusların kaybolması ve doğrudan sıvı kaybı ile ishal geliştiği düşünülmektedir (10, 12,14,16,17). Enteropatojenik E. coli virulans faktörleri kromozom ve plazmidler üzerinde bulunan genlerin kontrolündedir. EPEC in patojenitesinin tüm özelliklerini göstermesi için iki genetik elemanın olması gerekir: birincisi EPEC adherence factor (EAF) plazmidi denilen ve tip IV fimbriya veya demet oluşturan piluslar (bundle forming pilus: bfp) denilen pilusları kodlayan plazmidler taşır, ikincisi de yapışma ve bozma etkisidir ki enterosit bozma lokusu (locus of enterocyte effacement: LEE) denilen; bir T3SS (Type 3 secretion system: tip 3 sekresyon sistemini, intimin denilen dış membran adezini, transloke intimin reseptörü (Tir) ve diğer proteinleri kodlayan bir patojenite adası tarafından yönetilir (10,12,16). Tipik EPEC ten kast edilen organizmanın hem EAF plasmidi hem de LEE patojenite adasını birlikte taşımasıdır. Bu kökenler enterositlere lokal aderens göstererek bağlanır. Atipik EPEC kökenleri ise EAF plazmidleri taşımazlar, dolayısıyla bfp leri yoktur ve bunlar daha az patojendir. bfp halat benzeri demet şeklinde agrege olmakta ve bakterinin reversibl otoagregasyonuna yol açmaktadır. Bu özellikleriyle bfp nin infeksiyonun başlangıcındaki aderensi yönlendirdiğine ve daha sonra bakterinin bağırsak yüzeyine dağılmasına yol açtığına inanılmaktadır. EPEC in başlıca adezin faktörleri bfp, intimin ve T3SS inde yer alan EspA proteinidir (10,12,16). Çocuklarda ve küçük bebeklerde sıklıkla şiddetli, uzun süren, kansız diyare, kusma ve ateş şeklindeki bulgular EPEC hastalığının belirgin özellikleri olarak kendisini gösterir. EPEC infeksiyonunun kronik diyare ile ilişkili olduğu gösterilmiştir; malabsorbsiyon, malnutrisyon, kilo kaybı ve büyüme geriliği gibi sekellere neden olabilir (10). 12

18 Enteroinvazif Escherichia coli Enteroinvazif E. coli kökenleri genellikle hareketsizdir ve kolon hücrelerini invaze ederek inflamasyona ve genellikle sulu ishale neden olur. Nadiren Shigella nınkine benzer patojenik mekanizma ile kanlı ishale de neden olabilir. EİEC Shigella ya benzer şekilde T3SS ni kodlayan büyük bir invazyon plazmidi taşır. Epiteli T3SS i kullanarak invaze eder, fagozomdan kaçarak hücre stoplazmasında aktin kamçıları ile hareket ederek komşu hücreye ulaşır ve hücre içine girer. Aynı şekilde taşınarak submukozaya ulaşır ve buradaki makrofajları apopitoza uğratır. İnterlökin 1 in makrofajdan dışarı çıkması inflamatuvar yanıtı başlatır. Lökosit göçü olur, lökositler hücreler arasından geçerek olay yerine gelirler ve bakteri geçişi için de ikinci bir yol açarlar. Bakteriler epiteli her iki yolla aştıktan sonra epitel hücrelerini kolayca infekte ederler (2,10,12,17,18). Enteroagregatif Escherichia coli Tipik olarak Hep-2 hücre kültürlerinde gösterdiği özgül agregatif aderens özelliği ile tanımlanan EAEC, mekanizması tam anlaşılamamış olmakla birlikte insan kolon mukozasına agregasyonla yapışarak mikrovillus kaybına ve hücre ölümüne yol açtığı bilinmektedir. EAEC nin agregatif adherens fimbriaları (AAF/I ve AAF/II) diye bilinen, plazmide bağımlı pilusları vardır. Bazı EAEC kökenlerinin sitotoksin salgıladığı gösterilmiştir. Bu toksine enteroagregatif sitotoksin (EAST) denir. Bu toksin de plazmid tarafından kodlanmaktadır. Bu toksinin hücrelerde yuvarlaklaşmaya, hücre kültürlerinde hücre kopmalarına, insan bağırsak modelinde kriptlerde dilatasyon ve hücre harabiyetine yol açtığı gösterilmiştir (2,10,12,14,15). Enteroagregatif E. coli nin patojenitesi EAEC e bağlı olduğu bildirilmiş ishal salgınları ile doğrulanmıştır. Önceki çalışmalarda pediatrik ishal ile EAEC ilişkisi tam olarak gösterilememişken, agregatif özellik gösteren gerçek patojenin ayrımını sağlayabilen moleküler tekniklerin gelişmesi ile bu ilişki gösterilebilmiştir (10,19). Enteroagregatif E. coli, hem yoksul hem de sanayileşmiş ülkelerdeki çocuklarda endemik, epidemik ishal, gelişmekte olan ülkelerde seyahat ishalleri ve HIV virüsü taşıyan veya AIDS hastaları arasında gözlenen persistan ishal gibi ishal ile ilişkili durumlardan sorumludur. Tipik EAEC terimi organizmanın regülatör EAEC (AggR) kontrolü altındaki virülans genini taşıdığını tarif etmek için kullanılır. Tipik EAEC Amerikalı çocuklardaki ishalin sık nedenidir. Gıda kaynaklı salgınların ve AIDS hastası veya HIV virüs taşıyıcılarındaki ishalin potansiyel nedeni olabileceği de akla gelmelidir. EAEC e bağlı 13

19 ishalde hafif inflamasyon (karın ağrısı ve ateş) belirti ve bulguları olabilir ancak dışkı genellikle kan veya lökosit içermez (10). İshal yapan E. coli kökenlerinin yukarıda anlatılanlar dışında; ishal ile ilişkili hemolitik E. coli, diffüz agregatif E. coli gibi diğer patojen tipleri olduğu da bazı araştırmacılar tarafından ortaya konmuştur. Bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmalar, zaman geçtikçe daha yeni patojen tiplerin gelişeceğinin ipuçlarını vermektedir (20). İshal Oluşturduğu Farzedilen (Putatif) Escherichia coli Birkaç putatif patolojik tip tanımlanmıştır. Yapılan gönüllü çalışmalarında veya salgın araştırmalarında, bu tiplerden hiçbirinin virülan olduğu açıkça ortaya konulmamıştır. Hep-2 hücrelerine karekteristik diffüz aderens özelliği gösteren E. coli (DAEC) kökenleri bazı epidemiyolojik çalışmalarda ishalin sebebi olarak gösterilirken bir başka çalışmada ilişki saptanmamıştır; DAEC nin prototip kökeninin erişkin gönüllülerde ishale neden olmadığı ortaya konulmuştur. Bazı çalışmalarda DAEC infeksiyonunun 1-5 yaş çocuklarda sulu ishal ile ilişkili olabileceği ancak yeni doğanlarda hastalıkla ilişkili olmadığı bildirilmiştir. DAEC sanayileşmiş ülkelerde görülebilir (10). LABORATUVAR TANI Escherichia coli basit besiyerlerinde bile üreyebilen ve kültürden kolaylıkla izole edilen bir bakteridir. Ancak E. coli nin patojen kökenleri ile normalde bağırsakta kommensal yaşayan ve patojen olmayan kökenlerinin birçok özellikleri ortaktır. Bu nedenle dışkı florasında bulunan E. coli kökenleri içinden virulan tipleri ayırt ederek bağırsak infeksiyonlarının tanısını koymak kolay değildir. İshal etkeni E. coli lerin antijenlerini, toksinlerini, virulans genlerini saptamaya yönelik çok sayıda tanı yöntemi tarif edilmiştir. Bu yöntemler genellikle E. coli patojen tiplerini başarıyla saptayabilmekle birlikte bir kısmı henüz rutin kullanıma uygun değildir (21). Shiga Toksin Üreten Escherichia coli nin Laboratuvar Tanısı Shiga toksin oluşturan E. coli (STEC) kökenlerinin bir kısmı EPEC kökenlerinde olduğu gibi A/E etkisi gösterebilen kökenlerdir. Bu tip A/E fenotipindeki STEC kökenleri enterohemorajik E. coli (EHEC) olarak da adlandırılmaktadır (22). Burada bu kökenlerden genel tanımıyla STEC olarak söz edilecektir. STEC infeksiyonlarının tanısı daha çok sık izole 14

20 edilen ve ciddi komplikasyonları nedeniyle öne çıkan bir serotip olan O157:H7 üzerine yoğunlaşmıştır. Gelişen tekniklere rağmen O157 dışındaki STEC infeksiyonlarının tanısı daha zordur (23). Tanıda kullanılan yöntemler: Doğrudan bakteriyi saptayan, dışkıda O157 antijenini tanımlayan ve virülans faktörlerini tespit eden çeşitli yöntemler vardır. 1. Doğrudan bakterinin saptanması: STEC in izolasyonu için doğrudan dışkı örneğinden kültür yapılıp izole edilen kuşkulu kolonilerde Stx varlığı araştırılabilir (7). Kanlı ishal ile başvuran veya bakteriyel bağırsak patojenleriyle sık karşılaşılan endemik bölgelerde yaşayan hastalardan gönderilen tüm dışkı örnekleri O157 STEC açısından incelenmelidir. O157 dışı STEC kültürü HÜS ve/veya kanlı ishali olan hastalar için gereklidir ve ishali olan diğer hastalar için de hastalığın şiddeti, yaş ve epidemiyolojik veriler ışığında veya ilgili patojene maruz kalma öyküsüne göre akla getirilmelidir Ticari ELİSA testlerinin kullanımı Shiga toksininin saptanmasında duyarlı bir yöntemdir (10). a. Besiyerlerine ekim: STEC O157:H7 kültürü; STEC içinde en sık rastlanan serotipler olan O157:H7 ve O157:H - kökenlerinin çoğu, diğer E. coli lerin aksine sorbitolu bir gecelik inkübasyondan sonra bile fermente etmezler. Diğer E. coli kökenlerinin %80 kadarı ise sorbitolu hızlı fermente eder. Bakterinin bu özelliğinden yararlanılarak standart MAC besiyerine %1 laktoz yerine %1 sorbitol ilavesiyle Sorbitollü MacConkey agar (SMAC) geliştirilmiştir. SMAC da O157 kökenlerinin (çoğunun) oluşturdukları şeffaf görünümlü (sorbitol negatif) kolonilerin O157 STEC olabileceği düşünülür. Bu kolonilerden en az 3-10 koloni seçilerek biyokimyasal ve diğer özellikleri açısından incelenir (18). Biyokimyasal ve antibiyotik direnç özelliklerine göre STEC kökenlerinin tespiti için özgül kültür besiyerleri geliştirilmiştir. Hızlı tanıda kullanılması için çeşitli kromojenik agar besiyerleri piyasada vardır. Bu besiyerleri genellikle O157:H7 ve bazı O157 dışı STEC için iyi sonuç verir. Cefixime-tellürit SMAC (CT-SMAC) besiyeri de O157:H7 için yararlı selektif bir besiyeridir (10). b. Biyokimyasal tanımlama: İzole edilen kuşkulu kökenlerin biyokimyasal olarak E. coli olduğu doğrulanmalıdır. Çünkü N grubu Salmonella, Yersinia enterocolitica serotip O9, Citrobacter freundii ve Escherichia hermanii gibi diğer kimi bakteriler O157 antiserumu veya lateks ayıracı ile çapraz reaksiyon verebilirler (18). 15

21 c. Beta-glukuronidaz (MUG) testi: E. coli O157:H7, diğer E. coli kökenlerinden beta- D-glukuronidaz oluşturmaması ile ayrılır. Beta-D-glukuronidaz enzimi florojenik olarak [(4- methyl-umbelliferyl-d-glucuronide (MUG) kullanılarak)] veya kolorimetrik olarak (5-bromo- 6-chloro-3-indolyl-beta-D-glucuronide ilave edilmiş agarda) saptanabilir. Ancak bu özellik O157 dışındaki STEC kökenlerinin veya sorbitol pozitif O157 STEC kökenlerinin saptanması için uygun değildir (24,25). d. Enterohemolysin (Ehly) testi: İnsandan izole edilen Stx oluşturan O157 STEC kökenlerinin %90 kadarı ve O157 dışındaki STEC kökenlerinin %60-80'i enterohemolysin (Ehly) olarak adlandırılan tipik bir E. coli hemolizini oluştururlar; bu hemolizin diğer E. coli kökenlerinin oluşturduğu α hemolizinden farklıdır. Bu özellik seçici olmayan ancak ayırıcı bir besiyeri olan enterohemolysin agarda incelenebilir. Bu yöntemin bir dezavantajı ekim yapıldıktan 3-4 saat sonra hemolitik kolonilerin incelenmesi (α hemolizin belirginleşir) ve tekrar bir gece inkübasyona bırakılmasıdır (hem α hemolizin hem de enterohemolizin belirginleşir) (18). 2. Dışkıda O157 antijeni saptanması: Dışkı örneklerinde E. coli O157 antijenini saptayan serotipe özgül kitler geliştirilmiştir. Poliklonal ve FITC (fluorescein isothiocyanate) ile işaretli anti-o157 antikorlarının kullanıldığı direkt immunfloresan boyama ile 2 saat kadar bir süre içinde E. coli O157 saptanabilmektedir. Dışkıda O157 antijenini saptayan ticari ELISA kitleri ile de 1 saatte sonuç alınabilmektedir. Hem immünfloresan hem de ELISA testleri benzer duyarlılık göstermekle birlikte SMAC kültürüne göre daha duyarlıdırlar. Bu yöntemlerin bir avantajı doğrudan dışkıya uygulanabilmesidir; sadece E. coli O157'yi saptayabilmesi ve pahalı olması dezavantajları arasındadır. O157 antijeni saptandığında yine Stx yönünden doğrulama yapılmalıdır (25). 3. Virulans faktörlerinin saptanması: İshal yapan patojenlerin tespiti sıklıkla seçici veya seçici olmayan besiyerlerinden seçilen E. coli kolonilerinden yapılır. Eğer PZR tekniği kullanılacaksa MAC plağındaki karışık üremeden alınan sürüntü incelenmelidir. Eğer PZR testi pozitif ise izole edilmiş koloniler birbirinden ayrı olarak (tek tek) tekrar PZR ile incelenir (10). 16

22 Enteropatojenik Escherichia coli, Enterotoksijenik Escherichia coli, Enteroinvazif Escherichia coli nin Laboratuvar Tanısı Enterotoksijenik E. coli, EPEC, EİEC, EAEC ve ishal yaptığı tahmin edilen E. coli lerin tanımlanma metotları referans laboratuvarlarda veya genelde araştırma amaçlı yapılmış düzeneklerle yapılır. Bu laboratuvarlar yalnız salgın halinde ve alınan örneklerin rutin bakteriyel patojenler açısından negatif olması halinde bu araştırmalara girişirler. Başka bir patojenin ortaya konamadığı sulu ishal vakalarından EAEC in sorumlu olduğu, turist ishalinden ETEC in, kreşlerde, günlük bakım evlerindeki çocuklarda, ağır kansız ishale EPEC in neden olduğu, EİEC ve EAEC nin ise kanlı veya kansız ishal salgınlarından sorumlu olduğu akla gelmelidir (10,26). Dışkı örneklerinden E. coli yi elde etmek için dışkı örneğinin daha az seçici olan MAC gibi ortamlardan farklı seçici ortamlara alınarak daha ileri testlerin yapılması gereklidir. Çoğunlukla laktoz fermente eden ancak nonfermente koloniler gibi kendisini gösteren örneklerden 5 ile 20 koloni seçilmeli ve seçici olmayan eğik agarlara (L agar veya nutrient agar gibi) inoküle edilmelidir. Daha sonra bu koloniler referans laboratuvarına test için gönderilmeli veya yapılabiliyorsa virülansa ilişkin karekteristik özellikleri açısından taranmalıdır. Elde edilen türler %15-50 gliserol içeren L Broth içinde -80 ⁰C de dondurularak uzun müddet saklanabilir. Salgın sırasında ne yapılacağı, E. coli izolatlarının gönderilmesi ve test edilmesine dair yerel ve ilçe sağlık departmanlarınca organizasyonun nasıl yapılacağına ilişkin prosedürler CDC tarafından çok iyi bir şekilde belirtilmiştir (10). Enteropatojenik Escherichia coli infeksiyonlarının tanısı: EPEC, EAEC ve DAEC; hücre kültürlerinde Hep-2 veya HeLa hücrelerine karekteristik yapışma özelliği göstermesi ile saptanabilmektedir. Bu özellik formalin veya glutaraldehid ile fikse edilmiş hücrelerde de gözlenebilir (10). Enteropatojenik E. coli, epitelyal hücrelerde histopatolojik olarak yapışma ve bozma A/E etkisinin gözlenmesi ve Stx ten yoksun olmasına göre tanınabilmektedir. A/E fenotipi, doku kültürü hücre testi ile intimini kodlayan eae geni ya da LEE patojenite adasına yönelik DNA prob veya PZR testleri ile saptanabilmektedir. Tipik EPEC in EAF plasmidi fragman veya oligonükleotid problar ya da PZR primerleri ile tespit edilebilir. Atipik EPEC yalnız A/E fenotipi/lee patojenite adacığını taşır, fakat EAF plasmidini taşımaz (10). Son yıllarda EPEC'in patogenezi ile ilgili bilgilerimizin artması nedeniyle EPEC'in laboratuvar tanısında önemli değişiklikler olmuştur. Bakterinin patogenezinde lokalize 17

23 aderenste rol oynayan kümeleşen fimbriyaları kodlayan bfp geni, EAF plazmidi, EPEC için tipik olan A/E lezyonunun oluşmasında rol oynayan intimini kodlayan eae geni gibi genetik faktörlerin gösterilmesi bugün tanıda temel yolu oluşturmaktadır (24). 1. Serotiplendirme: EPEC ler yıllarca dışkı örneklerinin ekildiği besiyerlerinden laktozu fermente eden en az 5-10 koloninin seçilip O, H ve K (kapsül) antijenlerine karşı hazırlanmış bağışık serumlarla aglütinasyon deneyi yapılması ile tanımlanmıştır (18). Ancak bu yöntem çeşitli serotiplere karşı bağışık serumların laboratuvarda hazır bulundurulmasını gerektirdiği ve zaman alıcı olduğu gibi, çok duyarlı ve özgül de değildir. Ayrıca ishal olgularında etken olan serotiplere yenilerinin eklenmesi bu yolla yapılan tanıyı giderek zorlaştırmıştır. Bugün, serotip özelliği EPEC kökenlerinin temel karakteristik özelliklerinden sayılmamaktadır yılında 2. Uluslararası EPEC Sempozyumu nda patogenezdeki son gelişmeler göz önüne alınarak EPEC için A/E histopatolojisi olması ve Stx in olmaması en önemli temel özellikler olarak kabul edilmiştir. Az sayıda da olsa kimi salgınlarda etken olarak saptanan EAF plazmiti bulunmayan ancak A/E lezyonu oluşturan kökenlerin plazmidini kaybetmiş olabileceği düşünülmektedir. Yine bu sempozyumda alınan ortak bir kararla EAF plazmidi bulunan, A/E lezyonu oluşturan, Stx oluşturmayan kökenler tipik EPEC kökenleri, aynı özelliklere sahip ancak EAF plazmidi bulunmayanlar ise atipik EPEC kökenleri olarak kabul edilmiştir (18,21,22,24). 2. Hücre kültüründe adherens fenotipinin gösterilmesi: EPEC kökenlerinin oluşturduğu lokalize aderens özelliğinin gösterilmesi amacıyla HEp-2 (insan epiteli) veya HeLa hücre kültürleri kullanılmaktadır. Lokalize aderens tipinde bakteri hücre yüzeyinde bir iki bölgeye mikrokoloniler halinde tutunur (21). Aderens tipi ayrıca formalin veya gluteraldehidle fikse edilmiş hücrelerde de gözlenebilir (24). Hücre kültüründe lokalize aderens saptanması EAF plazmidinin varlığını gösterir. Bunun dışında A/E lezyonunda yüksek konsantrasyonda polimerize filamentöz aktin bulunduğundan bu aktin yapıyı floresan aktin boyama yöntemi (FAS) ile göstermek mümkündür. Bu amaçla doğrudan hücre kültüründe epitel hücrelerine tutunmuş bakterinin altındaki aktin iplikleri ile özgül olarak bağlanabilen FITC( Flurescein isotiyosiyanat) veya rodaminle işaretli falloidin (mantar toksini) kullanılmaktadır. Falloidin çok toksik bir madde olduğundan bunun yerine α aktine karşı hazırlanmış monoklonal antikorlar da kullanılabilmektedir. A/E fenotipi, bağırsak biyopsi örneklerinin veya epitel hücre kültürlerinin elektron mikroskobu ile incelenmesi ile de 18

24 görülebilir. EPEC tanısında çok önemli bir diğer özellik olan Stx negatifliği çeşitli fenotipik testlerle saptanabilir. Bu testler STEC bölümünde anlatıldığı şekilde yapılmaktadır (18). 3. Moleküler yöntemler: EPEC kökenlerinin üç önemli özelliğine (A/E etkisi, EAF plazmidi bulunması ve Stx i olmaması) dayanılarak DNA probları ve PZR primerleri geliştirilmiştir (18,21,24). a- eae geni: İntiminin çok korunmuş N-terminal bölgesini kodlayan sekanslara yönelik fragment bir prob (1 kb) tanımlanmıştır. A/E fenotipi ile kıyaslandığında bu prob %100 duyarlı ve %98 özgül bulunmuştur. O157:H7 kökenleri için eae geninin 3' değişken bölgelerinin kullanıldığı fragment problar da bildirilmiş ancak henüz EPEC ve STEC'e ait eae dizisini ayırt edebilecek bir prob tanımlanmamıştır (18). EPEC tanısında PZR yöntemiyle eae geninin saptanması amacıyla çeşitli primerler bildirilmiştir. eae geninin korunmuş 5' bölgesi için primer çiftlerinin tüm eae pozitif kökenlerden bu fragmentleri amplifiye ettiği ancak 3' ucundan elde edilen primerlerin belli serotiplere özgül olabildiği bildirilmiştir. EPEC ve STEC kökenlerinde eae genini saptayabilen primerler son yıllarda tanıda sıklıkla kullanılmaktadır ( 27,28). b- Enteropatojenik E. coli Adherence Factor plazmidi: EAF plazmidinin fonksiyonu bilinmeyen bir bölgesine ait 1 kb EAF fragment probu tanımlandıktan sonra, 21 bazlık duyarlı ve özgül bir oligonükleotid prob tanımlanmıştır. Daha sonra EAF probunun 397 bp lik bölgesini amplifiye eden bir PZR primer çifti geliştirilmiştir (18). Binding forming pilus geninin klonlanması ile geliştirilen 850 bp' lik bir bfpa fragment probu EAF probundan biraz daha duyarlı bulunmuştur; HEp-2 hücrelere lokalize aderens gösteren EPEC kökenleri arasında bfpa ve EAF probları kullanıldığında sırasıyla %99 ve %96 hibridizasyon elde edilmiştir. Daha sonra bfpa geni için 29 bazlık bir oligonükleotid prob bildirilmiştir. Bu probun duyarlılığı ve özgüllüğü sırasıyla %95.7 ve %100 bulunmuştur. Ayrıca, bfpa genini saptayan %100 duyarlı ve özgül bir PCR yöntemi bildirilmiştir (18). Sonuç olarak A/E lezyonu oluşturan köken, doku kültürü testleri ile veya eae genine (ya da LEE patojenite adasına) yönelik DNA probu veya PCR ile saptanabilmektedir. Genelde, A/E lezyonu oluşturan veya fenotipik olarak lokalize aderans gösteren tipik bir EPEC kökeninin EAF plazmidi de oligonukleotid (veya fragment) problar veya PCR primerleri ile saptanabilmektedir. Bununla birlikte, stx negatif ve eae pozitif 19

25 kökenlerde EAF probu ya da PCR deneyleri negatif sonuç verdiğinde atipik bir EPEC kökeni olduğu düşünülmelidir (18). Enterotoksijenik Escherichia coli infeksiyonlarının tanısı: ETEC kökenlerinin neden olduğu ishallerde plazmidde kodlanan başlıca iki faktör rol oynar; bunlardan biri bakterinin enterotoksinleri; ST ve LT, diğeri kolonizasyon faktörleridir. Bakteri ya sadece ST' yi veya hem ST hem de LT'yi oluşturur. Bu faktörler çeşitli biyolojik, immünolojik ve nükleik asit tabanlı metotlarla saptanabilmektedir. Yalnız ST üreten veya ST ile birlikte LT üreten kökenler ABD deki ETEC salgınlarının en sık nedeni olmuştur (10,18). Enterotoksijenik E. coli kökenlerinin kültür süpernatanlarından ST veya LT nin tespiti için kullanılan en az iki ticari immunoassay kiti vardır. ST EIA yöntemi yalnızca ST i tespit eden yarışmalı enzim immunoassay yöntemidir. Ters pasif lateks aglutinasyon testi antijenik olarak oldukça benzer olan kolera toksini ve LT in her ikisini birden tespit etmektedir (10). Serotiplendirme: Tanı önceleri belli ETEC serogruplarının saptanmasıyla yapılmaktayken çok çeşitli serotipteki ETEC kökenlerinin enterotoksijen özellikte olduğu anlaşıldıktan sonra serotiplendirmenin tanıdaki önemi azalmıştır (29). ETEC antijeni içinde en fazla çeşitlilik O antijenindedir. Bir çalışmada 954 ETEC kökeninde 78 farklı O antijeni, 730 kökende de 34 farklı H antijeni saptanmıştır. Buna ek olarak bir kısım kökenler tiplendirilememektedir (30). Kolonizasyon faktör antijenleri nin saptanması: İshal oluşturan ETEC kökenlerinde CFA olarak adlandırılan çok sayıda adezin tarif edilmiştir. Bu CFA'lar daha çok toksin oluşturan kökenlerde bulunur ve çoğu fimbriyadır. İnsandan izole edilen ETEC kökenlerinde 22 den fazla CFA tanımlanmıştır. Bunlar içinde CFA/1, CS1-CS6 en sık görülen tiplerdir. ETEC kolonizasyon faktörleri için lam aglütinasyonu, immündifüzyon ve ELISA testleri gibi çeşitli yöntemler tanımlanmıştır (31). Toksin araştırılmasında kullanılan yöntemler: Bugün için ETEC infeksiyonunun tanısı daha çok çeşitli biyolojik, immünolojik veya nükleik asit temelli yöntemlerle bakterinin oluşturduğu enterotoksinlerin gösterilmesine dayanmaktadır (24). 1. Labil toksin in gösterilmesi: Hücre kültürü ve immünolojik testlerle labil toksin gösterilebilir. 20

26 a. Hücre kültürü yöntemi: LT' nin saptanması için kullanılan geleneksel yöntem hücre kültürü yöntemidir. Bu amaçla tek tabakalı fare adrenal hücresi (Y1), Çin hamsteri over hücresi (CHO) veya Afrika yeşil maymun böbrek (Vero) hücre kültürleri kullanılır. Toksin hücre morfolojisinde karakteristik değişiklikler oluşturur: LT, Shiga toksinin sitotoksik etkisinden farklı olarak, Y1 hücrelerinin yuvarlaklaşmasına, CHO hücrelerinin ise uzamasına neden olur. Hücre kültürü yöntemi ELISA ve diğer immünolojik yöntemler geliştirilinceye kadar yaygın olarak kullanılmıştır (29). b. İmmünolojik testler: LT kuvvetli antijenik özellikte olduğundan LT' in saptanabilmesi amacıyla klinik laboratuvarlarda uygulanması hücre kültürüne göre daha kolay ELISA, RPLA (ters pasif lateks aglütinasyon) gibi yöntemler geliştirilmiştir. ELISA yönteminde, bakteri kültüründe bulunan toksin, plaklara önceden kaplanmış olan GM1 gangliosidlere bağlanır. Daha sonra bağlı toksin, toksine özgül tavşan antikorlarıyla saptanır. LT ayrıca doğrudan özel bir besiyerinde üreyen bakteri kolonileri üzerine uygulanan presipitasyon testi ile de gösterilebilir. Bu yöntemde, LT ne özgül tavşan antikorları ilave edilerek hazırlanan besiyerinde, toksinin anti-lt antikorlarına bağlanmasıyla bir presipitin halkası oluşur. Stafilokok koaglütinasyonu, lateks aglütinasyonu gibi çeşitli özgül testler yaygın kullanım alanı bulamamıştır. LT'nin antijenik olarak saptanması için RPLA da kullanılabilir; bu yöntemle çalışan kitler ticari olarak (VET-RPLA Oxoid; VTEC-RPLA Denka Seiken) mevcuttur. Bu testler kültürde izole edilen 5-6 E. coli kolonisinin seçilerek sıvı besiyerinde bir gece inkübe edilmesi ve toksin salınımını arttırmak amacıyla polimiksin-b li ortamda tekrar 4 saat inkübasyonunu takiben süpernatanda veya membran filtrasyonu sonucu elde edilen süzüntüde toksin aranması esasına dayanır. Bu yöntemler içinde özellikle GM1- gangliosid ELISA, LT saptanmasında kullanılan en yaygın yöntem olmuştur. Daha sonra özgül monoklonal antikorlar kullanılarak ST ve LT in birarada saptandığı GM1-ELISA testi geliştirilmiş ve epidemiyolojik çalışmalarda sıklıkla kullanılmıştır (29). 2. Stabil toksin in gösterilmesi: ETEC kökenlerinin bir kısmı sadece ST oluşturduğundan bakterinin ST oluşturduğunun gösterilmesi gerekir. ST antijenik özellikte olmayan düşük molekül ağırlıklı bir peptittir. Tavşanın bağırsak lupunda sıvı toplanmasına neden olan ETEC toksinlerinden ST'nin etkisi LT'ye göre ısıya dayanıklı oluşu ve daha hızlı etkili oluşu ile ayrılabilir. İki farklı ST (ST-I ve ST-II) saptanmıştır. İnsandan izole edilen kökenlerde daha çok ST-I bulunur. ST-I'in de iki varyantı (STh ve STp) tanımlanmıştır (18,24,29). 21

Enterohemorajik Escherichia coli nin Gıda Güvenliği Yönünden Önemi

Enterohemorajik Escherichia coli nin Gıda Güvenliği Yönünden Önemi Enterohemorajik Escherichia coli nin Gıda Güvenliği Yönünden Önemi Escherichia coli Enterobacteriaceae familyasında Gram negatif Mezofil E. coli Min.-Maks. Opt. Sıcaklık( o C) 7-45 37 ph değeri 4.4-9.0

Detaylı

Enterobakteriler. Dr. Kaya Süer. YDÜ Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Enterobakteriler. Dr. Kaya Süer. YDÜ Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Enterobakteriler Dr. Kaya Süer YDÜ Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Enterobakteriler Nerelerde bulunur? Toprak, Su, Sebze-meyve İnsan ve Hayvan bağırsak florası Enterobaktriler

Detaylı

Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı

Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı Asist. Dr. Ayşe N. Varışlı 1 GİRİŞ: İshal tüm dünyada, özellikle de gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık problemi olarak karşımıza çıkmaktadır Akut ishal, özellikle çocuk ve yaşlı hastalarda önemli

Detaylı

ENTEROBAKTERİ İNFEKSİYONLARI

ENTEROBAKTERİ İNFEKSİYONLARI ENTEROBAKTERİ İNFEKSİYONLARI 1 Escherichia Salmonella Klebsiella Enterobacter Morganella Proteus Providencia Serratia Shigella Yersinia ENTEROBACTERIACEAE AİLESİ 2 Escherichia coli nin neden olduğu infeksiyonlar

Detaylı

Gıda Kaynaklı İnfeksiyon Hastalıkları

Gıda Kaynaklı İnfeksiyon Hastalıkları Gıda Kaynaklı İnfeksiyon Hastalıkları Dr. Serap Şimşek-Yavuz İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Gıda Kaynaklı İnfeksiyon Hastalıkları

Detaylı

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri Enterobacteriaceae İnsan sağlığı açısından en önemli bakteri ailesidir. Doğal ortamları insan ve hayvan bağırsaklarıdır. Tipik klinik semptomlarla seyreden hastalığın (tifo, basilli dizanteri, veba) etkeni

Detaylı

AKUT GASTROENTERİTLER YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT GASTROENTERİTLER YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT GASTROENTERİTLER YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 GASTROENTERİTLER Gastroenterit (g.e) gastrointestinal kanalın herhangi bir bölümünün inflamasyonudur

Detaylı

ENTEROBAKTERİ İNFEKSİYONLARI

ENTEROBAKTERİ İNFEKSİYONLARI ENTEROBAKTERİ İNFEKSİYONLARI Escherichia Salmonella Klebsiella Enterobacter Morganella Proteus Providencia Serratia Shigella Yersinia ENTEROBACTERIACEAE AİLESİ Escherichia coli Escherichia cinsi Birçok

Detaylı

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.

GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. Gıda Enfeksiyonu: Patojen bir m.o ile kontamine olmuş bir gıdanın yenmesi sonucu oluşan

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu 1 DIġKI ÖRNEKLERĠNDE SHIGA TOKSĠN OLUġTURAN E. COLI LERĠN SEROTĠP, VĠRÜLANS GENLERĠ VE ANTĠBĠYOTĠKLERE DĠRENÇLERĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Dr. Revasiye GÜLEŞEN Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire

Detaylı

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ Doç. Dr. Koray Ergünay MD PhD Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Viroloji Ünitesi Viral Enfeksiyonlar... Klinik

Detaylı

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir

ENTERİK BAKTERİLER. Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir 12.Hafta:Enterik Bakteriler ENTERİK BAKTERİLER Enterik bakteriler barsak florasında bulunan bakterilerdir Barsakta yaşayan enterik bakterilerin en klasiği E- coli dir ve non-patojendir.yine barsakta yaşayan

Detaylı

Panel 8 sunular SHAL YAPAN ESCHERICHIA COLI NFEKS YONLARI. Yöneten: Bülent SÜMERKAN. Escherichia coli ishallerinde etiyoloji ve patogenez Ayfle WILLKE

Panel 8 sunular SHAL YAPAN ESCHERICHIA COLI NFEKS YONLARI. Yöneten: Bülent SÜMERKAN. Escherichia coli ishallerinde etiyoloji ve patogenez Ayfle WILLKE ANKEM Derg 2008;22(Ek 2):187-210 Panel 8 sunular SHAL YAPAN ESCHERICHIA COLI NFEKS YONLARI Yöneten: Bülent SÜMERKAN Escherichia coli ishallerinde etiyoloji ve patogenez Ayfle WILLKE shal oluflturan Escherichia

Detaylı

Prof. Dr. Gülşen Hasçelik Hasçelik. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobioloji Anabilim Dalı

Prof. Dr. Gülşen Hasçelik Hasçelik. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobioloji Anabilim Dalı GASTROİNTESTİNAL SİSTEM ÖRNEKLERİ Prof. Dr. Gülşen Hasçelik Hasçelik Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobioloji Anabilim Dalı G A S T R O İ N T E S T İ N A L S İ S T E M Y O L U Ö R N E K

Detaylı

ETKEN BELİRLEMEDE KLASİK YÖNTEMLER, MOLEKÜLER YÖNTEMLER. Doç. Dr. Gönül ŞENGÖZ 9 Mayıs 2014

ETKEN BELİRLEMEDE KLASİK YÖNTEMLER, MOLEKÜLER YÖNTEMLER. Doç. Dr. Gönül ŞENGÖZ 9 Mayıs 2014 ETKEN BELİRLEMEDE KLASİK YÖNTEMLER, MOLEKÜLER YÖNTEMLER Doç. Dr. Gönül ŞENGÖZ 9 Mayıs 2014 DM ve diyabetik ayak «1960 yılından sonra doğan her iki kadından biri 100 yaşını görecektir.» Age and Ageing Toplumda

Detaylı

Viral gastroenteritlerin laboratuvar tanısı

Viral gastroenteritlerin laboratuvar tanısı Viral gastroenteritlerin laboratuvar tanısı Dr.Gülay Korukluoğlu Dr.Dilek Yağcı Çağlayık Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Akut gastroenteritler özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir mortalite ve morbidite

Detaylı

ÇOKLU TÜP FERMANTASYON YÖNTEMİ İLE TOPLAM KOLİFORM TAYİNİ. Koliform Bakteri Grubunun Tanımı

ÇOKLU TÜP FERMANTASYON YÖNTEMİ İLE TOPLAM KOLİFORM TAYİNİ. Koliform Bakteri Grubunun Tanımı ÇOKLU TÜP FERMANTASYON YÖNTEMİ İLE TOPLAM KOLİFORM TAYİNİ Koliform Bakteri Grubunun Tanımı Koliform grubunu oluşturan bakteriler; tamamı aerobik veya fakültatif anaerobik olan, gram negatif, spor oluşturmayan,

Detaylı

VİBRİONACEAE FAMİLYASI. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ D.Ü TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ A.D

VİBRİONACEAE FAMİLYASI. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ D.Ü TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ A.D VİBRİONACEAE FAMİLYASI Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ D.Ü TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ A.D Genel Özellikleri Gram negatif basiller Polar flajellası ile hareketli Sporsuz, kapsülsüz Fakültatif anaerop Fermentatif

Detaylı

DİYARELİ OLGULARDAN ELDE EDİLEN DIŞKI ÖRNEKLERİNDE E. COLİ O157: H7 ARAŞTIRILMASI

DİYARELİ OLGULARDAN ELDE EDİLEN DIŞKI ÖRNEKLERİNDE E. COLİ O157: H7 ARAŞTIRILMASI DİYARELİ OLGULARDAN ELDE EDİLEN DIŞKI ÖRNEKLERİNDE E. COLİ O157: H7 ARAŞTIRILMASI Fatma Nesime GELEN Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Tez Danışmanı Prof. Dr. Halil YAZGI Yüksek Lisans Tezi- 2014 T.C. ATATÜRK

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

Clostridium. Clostridium spp. Clostridium endospor formu. Bacillus ve Clostridium

Clostridium. Clostridium spp. Clostridium endospor formu. Bacillus ve Clostridium Clostridium Gram pozitif, sporlu çomaklar olup anaeropturlar. Doğal yaşam ortamları toprak, ayrıca insan ve hayvanların bağırsaklarıdır. Hastalık etkeni türlerde patojenite ekzotoksin veya ekzoenzim üretimi

Detaylı

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Normal Mikrop Florası Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Vücudun Normal Florası İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan, insana zarar vermeksizin hatta bazı yararlar sağlayan mikroorganizma topluluklarına vücudun

Detaylı

Olgularla Parazitoloji. Doç. Dr. Gülay ARAL AKARSU Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Bilim Dalı

Olgularla Parazitoloji. Doç. Dr. Gülay ARAL AKARSU Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Bilim Dalı Olgularla Parazitoloji Doç. Dr. Gülay ARAL AKARSU Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Bilim Dalı Olgu 1 13 yaşında çocuk hasta İlki 2 ay önce başlayan ve her biri 5-7 gün süren iki diyare

Detaylı

Enzimlerinin Saptanmasında

Enzimlerinin Saptanmasında Gram Negatif Bakterilerde Karbapenemaz Enzimlerinin Saptanmasında OXA-48 K-Se T, Blue-Carba Test ve PCR Testlerinin Etkinliğinin Karşılaştırılması Ayham Abulaila, Fatma Erdem, Zerrin Aktaş, Oral Öncül

Detaylı

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

Staphylococcus Gram pozitif koklardır. Staphylococcus Gram pozitif koklardır. 0.8-1µm çapında küçük, yuvarlak veya oval bakterilerdir. Hareketsizdirler. Spor oluşturmazlar ve katalaz enzimi üretirler. Gram boyama Koagülaz, alfatoksin, lökosidin,

Detaylı

Viral gastroenteritlere bağlı salgınlar Türkiye ve Dünyada Güncel Durum

Viral gastroenteritlere bağlı salgınlar Türkiye ve Dünyada Güncel Durum Viral gastroenteritlere bağlı salgınlar Türkiye ve Dünyada Güncel Durum Dr.Gülay KORUKLUOĞLU Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tanımlar Salgın Belirli bir yer (veya populasyonda) ve zamanda, beklenenin üzerinde

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

Gıda Zehirlenmeleri. 10,Sınıf Enfeksiyondan Korunma. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri

Gıda Zehirlenmeleri. 10,Sınıf Enfeksiyondan Korunma. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri. Gıda Zehirlenmeleri 10,Sınıf Enfeksiyondan Korunma 17. Hafta ( 05 09 / 01 / 2015 ) BAKTERİLERİN NEDEN OLDUĞU HASTALIKLAR GIDA ZEHİRLENMELERİ Slayt No : 37 Etken ve Bulaşma Yolları Stafilokoklarla oluşan gıda zehirlenmelerinde

Detaylı

İnsan ve tüm sıcak kanlı hayvanların kalın bağırsağının normal flora üyesi

İnsan ve tüm sıcak kanlı hayvanların kalın bağırsağının normal flora üyesi İnsan ve tüm sıcak kanlı hayvanların kalın bağırsağının normal flora üyesi Gram negatif, Fakültatif anaerop, Hareketli bir çomaktır. Genetik olarak heterojen bir grup Özgün virulans faktörlerine sahip

Detaylı

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI Uygulama Dersinin Adı SINAV TARİHLERİ SINAV TÜRÜ VE YÜZDELİK BİLGİLERİ Gıda Laboratuvarı Dersi Programı (GKA220U) (2 Hafta) ARA SINAV 09.06.2017 DÖNEM

Detaylı

Diyabette Bakteri Endotel İlişkisi ve Bakteriyel Adherans. Doç. Dr. Hüseyin BASKIN Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Diyabette Bakteri Endotel İlişkisi ve Bakteriyel Adherans. Doç. Dr. Hüseyin BASKIN Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Diyabette Bakteri Endotel İlişkisi ve Bakteriyel Adherans Doç. Dr. Hüseyin BASKIN Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Diyabette Bakteri Endotel İlişkisi ve Bakteriyel Adherans

Detaylı

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL) BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL) TANIMI Shigella türü bakterilerde meydana gelen;karekteristik belirti ve bulguları olan,ilium ve kolonun akut enfeksiyonudur.basilli ve amipli dizanteri olmak

Detaylı

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi

İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi Tarihçe İlk «sarı renkli koliform» olarak 1929 da rapor edildi Bebekte septisimiyaya neden olmuştur 1958 ve 1961 de İngiltere de yine iki ölümcül menenjit vakasına neden olmuştur Enterobacter sakazakii

Detaylı

İSHAL. Doç. Dr. Zeliha Koçak Tufan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği

İSHAL. Doç. Dr. Zeliha Koçak Tufan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği İSHAL Doç. Dr. Zeliha Koçak Tufan Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği İSHAL Dışkının %60-90 ı sudur Günlük dışkı miktarı Erişkin sağlıklılarda

Detaylı

Gıda Zehirlenmeleri. PANEL: Bulaşıcı Hastalıklar - Tanı ve Tedavi Yaklaşımı. Dr. F. Şebnem ERDİNÇ. SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Gıda Zehirlenmeleri. PANEL: Bulaşıcı Hastalıklar - Tanı ve Tedavi Yaklaşımı. Dr. F. Şebnem ERDİNÇ. SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi PANEL: Bulaşıcı Hastalıklar - Tanı ve Tedavi Yaklaşımı Gıda Zehirlenmeleri Dr. F. Şebnem ERDİNÇ SB Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji seberd67@yahoo.com

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

Hücre çeperi (Hücre duvarı)

Hücre çeperi (Hücre duvarı) Hücre çeperi (Hücre duvarı) Mycoplasmalar dışındaki tüm prokaryotlarda vardır. Görevleri: Bakteriyi kendi iç basıncına karşı korur(hücre içi ozmotik basıncı % 10-20 sakkaroz çözeltisi yoğunluğuna eşittir).

Detaylı

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri 14.02.2006 1

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri 14.02.2006 1 Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri 14.02.2006 1 Spesifik tanı yöntemleri: 1. Direk (kült ltür r ve bakterinin gösterilmesi) g 2. Antikorların n gösterilmesig 1.Standart tüp aglütinasyonu 2.Rose Bengal

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Takım: Bacillales Familya: Staphylococcaceae Genus: Staphylococcus

Takım: Bacillales Familya: Staphylococcaceae Genus: Staphylococcus Staphylococcus Takım: Bacillales Familya: Staphylococcaceae Genus: Staphylococcus Gram pozi:f kok Düzensiz yığınlar oluşturmaya eğilimli Kokların çapı yaklaşık 1 µm Fakülta:f anaerob (fermenta:f) Katalaz

Detaylı

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın

İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Canlının en küçük birimi Hücre 1665 yılında ilk olarak İngiliz bilim adamı Robert Hooke şişe mantarından kesit alıp mikroskopta

Detaylı

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır.

Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Biyofilm nedir? Biyofilmler, mikroorganizmaların canlı/cansız yüzeye yapışmaları sonucu oluşan uzaklaştırılması güç tabakalardır. Birbirine bağlı bu hücreler genellikle kendilerince üretilen hücre dışı

Detaylı

UZM. DR. SALİH MAÇİN Şırnak Devlet Hastanesi

UZM. DR. SALİH MAÇİN Şırnak Devlet Hastanesi UZM. DR. SALİH MAÇİN Şırnak Devlet Hastanesi Kronik ishalli pediatrik hastalarda saptanan paraziter etkenler Salih Maçin 1, Filiz Kaya 2, Deniz Çağdaş 3, Hayriye Hızarcıoğlu Gülşen 3, İnci Nur Saltık Temizel

Detaylı

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI

AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI UZAKTAN EĞİTİM ÖNLİSANS PROGRAMLARI DERS PLANI GIDA KALİTE KONTROLÜ VE ANALİZİ ÖNLİSANS PROGRAMI Uygulama Dersinin Adı SINAV TARİHLERİ SINAV TÜRÜ VE YÜZDELİK BİLGİLERİ Gıda Laboratuvarı Dersi Programı (GKA220U) (3 Hafta) ARA SINAV 09.06.2017 (%15); 16.06.2017 (%15) DÖNEM SONU SINAVI 23.06.2017 ARA

Detaylı

Y. pestis, Y. pseudotuberculosis, Y. enterocolitica

Y. pestis, Y. pseudotuberculosis, Y. enterocolitica Yersinia Enterobacteriaceae ailesindedir Y. pestis, Y. pseudotuberculosis, Y. enterocolitica Y.frederiksenii, Y.kristensenii,Y.intermedia Yersinia pestis Veba hastalığının etkeni (Kara ölüm) İlk pandemi

Detaylı

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması

Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonu etkeni çoklu dirençli patojenlerin bakteriyofaj duyarlılıklarının araştırılması Aycan Gundogdu, Ph.D. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim

Detaylı

Biyoterörizm ve Besin Güvenliğine Diyetisyen Yaklaşımı: Mevcut Hızlı Teşhis Yöntemleri

Biyoterörizm ve Besin Güvenliğine Diyetisyen Yaklaşımı: Mevcut Hızlı Teşhis Yöntemleri Biyoterörizm ve Besin Güvenliğine Diyetisyen Yaklaşımı: Mevcut Hızlı Teşhis Yöntemleri Hacettepe Beslenme ve Diyetetik Günleri V. Mezuniyet Sonrası Eğitim Kursu Hacettepe Üniversitesi Kongre Merkezi 26.06.2015

Detaylı

Mikrobiyolojide Moleküler Tanı Yöntemleri. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji A.D

Mikrobiyolojide Moleküler Tanı Yöntemleri. Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji A.D Mikrobiyolojide Moleküler Tanı Yöntemleri Dr.Tuncer ÖZEKİNCİ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji A.D 1 Enfeksiyonun Özgül Laboratuvar Tanısı Mikroorganizmanın üretilmesi Mikroorganizmaya

Detaylı

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler.

Mikroorganizmalar gözle görülmezler, bu yüzden mikroskopla incelenirler. 10. Sınıf Enfeksiyondan Korunma 2.Hafta ( 22-26 / 09 / 2014 ) ENFEKSİYON ETKENLERİNİN SINIFLANDIRILMASI 1.) BAKTERİLER 2.) VİRÜSLER Slayt No : 2 Mikroorganizmaların Sınıflandırılması ; a.) Sayısal Yöntem,

Detaylı

GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI

GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI GASTROENTERİT YAPAN VİRÜSLER Viral gastroenteritler fekal oral yolla bulaşmaları nedeniyle, alt yapı yetersizliği bulunan gelişmekte olan

Detaylı

ULUSAL ENTERİK PATOJENLER LABORATUVAR SÜRVEYANS AĞI (UEPLA) XXXVII. TÜRK MİKROBİYOLOJİ KONGRESİ KASIM 2016 ANTALYA

ULUSAL ENTERİK PATOJENLER LABORATUVAR SÜRVEYANS AĞI (UEPLA) XXXVII. TÜRK MİKROBİYOLOJİ KONGRESİ KASIM 2016 ANTALYA ULUSAL ENTERİK PATOJENLER LABORATUVAR SÜRVEYANS AĞI (UEPLA) XXXVII. TÜRK MİKROBİYOLOJİ KONGRESİ 16-20 KASIM 2016 ANTALYA 1 Ulusal Enterik Patojenler Laboratuvar Sürveyans Ağı (UEPLA) Türkiye de Bulaşıcı

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI DERS KODU ve ADI TMİK 001: Vaka Değerlendirme Toplantısı TMİK 002: Makale

Detaylı

Salmonella Enfeksiyonları

Salmonella Enfeksiyonları Salmonella Enfeksiyonları Dr. Recep ÖZTÜRK İstanbul Universitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Salmonella Enfeksiyonları Salmonella cinsi bakteriler,

Detaylı

MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR

MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARINDA UYULMASI GEREKEN KURALLAR Kurallar Laboratuvar saatinde geç kalan öğrenciler, eğitim başladıktan sonra laboratuvara alınmayacaktır. Laboratuvarlar devamlılık arzettiği için

Detaylı

S. typhi tifoya neden olur. S. typhimurium salmonellozisin en yaygın etmenidir.

S. typhi tifoya neden olur. S. typhimurium salmonellozisin en yaygın etmenidir. GIDA ENFEKSİYONU Patojenle kontamine olmuş gıdanın yenmesiyle oluşan aktif enfeksiyondur. Gıda konakçıda enfeksiyon ve hastalık oluşturmak için yeterli sayıda patojen içerebilir. Salmonellozis Bazen gıda

Detaylı

CAMPYLOBACTER-HELİCOBACTER. Dr.TUNCER ÖZEKİNCİ D.Ü TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ A.D

CAMPYLOBACTER-HELİCOBACTER. Dr.TUNCER ÖZEKİNCİ D.Ü TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ A.D CAMPYLOBACTER-HELİCOBACTER Dr.TUNCER ÖZEKİNCİ D.Ü TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ A.D 1 CAMPYLOBACTER GENEL ÖZELLİKLER Campylos kıvrık, bactron basil anlamına gelmektedir Uzun süre Vibrionaceae ailesinde

Detaylı

Laboratuvarda Tularemi Örnekleriyle Çalışma Rehberi

Laboratuvarda Tularemi Örnekleriyle Çalışma Rehberi Laboratuvarda Tularemi Örnekleriyle Çalışma Rehberi Doç.Dr. Aynur Karadenizli Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji AD, Kocaeli Bakteri ile çalışmaya uygun laboratuar

Detaylı

MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015

MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015 Canlıların prokaryot ve ökoaryot olma özelliğini hücre komponentlerinden hangisi belirler? MİKROBİYOLOJİ SORU KAMPI 2015 B. Stoplazmik membran C. Golgi membranı D. Nükleer membran E. Endoplazmik retikulum

Detaylı

T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ÜMRANİYE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ Danışman: Uzm. Dr.

T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ÜMRANİYE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ Danışman: Uzm. Dr. T.C SAĞLIK BAKANLIĞI ÜMRANİYE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ Danışman: Uzm. Dr. Müferet ERGÜVEN AKUT GASTROENTERİT GELİŞEN ÇOCUKLARDA PROBİYOTİK KULLANIMININ SONUÇLARI

Detaylı

Kan Kültürlerini Nasıl Değerlendirelim? Rehber Eşliğinde. Dr. Banu Sancak

Kan Kültürlerini Nasıl Değerlendirelim? Rehber Eşliğinde. Dr. Banu Sancak Kan Kültürlerini Nasıl Değerlendirelim? Rehber Eşliğinde Dr. Banu Sancak KAN KÜLTÜRÜ Mikrobiyoloji laboratuvarının en değerli örneklerinden biridir. Kültür sonuçları hastanın sağ kalımı açısından kritik

Detaylı

GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir.

GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir. GIDALARDA ÖNEMLİ MİKRO ORGANİZMALAR: Gıdalarda önem taşıyan mikroorganizmalar; bakteriler, funguslar (maya-küf) ve virüslerdir. Bu mikroorganizmalardan; bakteriler ve funguslar gıdalarda çoğalarak gıdaların

Detaylı

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ KLİNİK Bağışıklık sistemi sağlam kişilerde akut infeksiyon Bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde akut infeksiyon veya

Detaylı

Prof.Dr. Meltem Yalınay Çırak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. SALGINLARIN İZLENMESİ VE MOLEKÜLER

Prof.Dr. Meltem Yalınay Çırak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. SALGINLARIN İZLENMESİ VE MOLEKÜLER SALGIN ARAŞTIRMASINDA MOLEKÜLER MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARININ ROLÜ Prof.Dr. Meltem Yalınay Çırak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. SALGINLARIN İZLENMESİ VE MOLEKÜLER

Detaylı

Antibiyotik sonrası ishale en sık neden olan antibiyotikler

Antibiyotik sonrası ishale en sık neden olan antibiyotikler Antibiyotik sonrası ishale en sık neden olan antibiyotikler İlk önce klindamisin kullanımı sonrasında tanımlanmış Birçok antibiyotik bu tabloya neden olabilir En sık neden olanlar Klindamisin, Sefalosporinler,

Detaylı

TIBBĠ BĠLĠMLERE GĠRĠġ DĠLĠMĠ MĠKROBĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI

TIBBĠ BĠLĠMLERE GĠRĠġ DĠLĠMĠ MĠKROBĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI TIBBĠ BĠLĠMLERE GĠRĠġ DĠLĠMĠ MĠKROBĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI ÖĞRETĠM ÜYESĠ : Prof. Dr. O. ġadi Yenen Ders: VĠROLOJĠYE GĠRĠġ, TARĠHÇE ve EVRĠM 1. Virusların tanımlanması ve rolüne ilişkin önemli tarihsel gelişmelerin

Detaylı

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis

Bacillus anthracis. Hayvanlarda şarbon etkenidir. Bacillus anthracis. Gram boyama. Bacillus anthracis. Bacillus anthracis Bacillus anthracis Gram pozitif, obligat aerop sporlu, çomak şeklinde bakterilerdir. 1µm eninde, 2-4 µm uzunluğunda, konkav sonlanan, kirpiksiz bakterilerdir. Bacillus anthracis in doğal yaşam ortamı topraktır.

Detaylı

BAKTERİYEL DİYARE ETKENLERİ VE TANISI DR. MURAT TELLİ

BAKTERİYEL DİYARE ETKENLERİ VE TANISI DR. MURAT TELLİ BAKTERİYEL DİYARE ETKENLERİ VE TANISI DR. MURAT TELLİ SUNUM PLANI Giriş Genel kavramlar Anatomik ilişki Ön tanı Etkenler Laboratuar tanı GİRİŞ Akut gastroenterit klinisyenlerin değerlendirdiği en önemli

Detaylı

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi

HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi HIV/AIDS ve Diğer Retrovirus İnfeksiyonları,laboratuvar tanısı ve epidemiyolojisi Prof Dr Ali Ağaçfidan İstanbul Tıp Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İnsan retrovirusları

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Gıda ve Yemlerde Salmonella Gelişimi imi ve Analiz Metotları Şebnem Ö Budak 08-09 09 Ekim 2008, İzmir Salmonella spp. Salmonella spp., enterobacteriaceae familyası üyesi, fakültatif anaerob, gram negatif,

Detaylı

OXA-48 in Saptanmasına Yönelik İzotermal Rekombinaz Polimeraz Amplifikasyon Yöntemine Dayalı Bir Hızlı Moleküler Test Formatının Geliştirilmesi

OXA-48 in Saptanmasına Yönelik İzotermal Rekombinaz Polimeraz Amplifikasyon Yöntemine Dayalı Bir Hızlı Moleküler Test Formatının Geliştirilmesi OXA-48 in Saptanmasına Yönelik İzotermal Rekombinaz Polimeraz Amplifikasyon Yöntemine Dayalı Bir Hızlı Moleküler Test Formatının Geliştirilmesi Mert Ahmet Kuşkucu, Gökhan Aygün, Asiye Karakullukçu, Nergiz

Detaylı

Enterik Bakteriyel Patojenlerin Moleküler Tanısı. Prof. Dr Dilara Öğünç Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD

Enterik Bakteriyel Patojenlerin Moleküler Tanısı. Prof. Dr Dilara Öğünç Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Enterik Bakteriyel Patojenlerin Moleküler Tanısı Prof. Dr Dilara Öğünç Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Sunum Planı Olgu sunumları Dışkı kültürünün enterik bakteriyel patojenlerin

Detaylı

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD En iyi mikrop ölü mikrop (mu)? Vücudumuzdaki Mikroplar Bakteriler Mantarlar Virüsler Bakterilerle

Detaylı

Ne yediğimizi düşünüyoruz? Gerçekte ne yiyoruz?

Ne yediğimizi düşünüyoruz? Gerçekte ne yiyoruz? Gıda kaynaklı hastalıklar : Gıda Kaynaklı Hastalıklar GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR Çok kişiyi etkileyen salgınlara Büyük işgücü kayıplarına Ekonomik kayıplara neden olmaktadır. 3 Ne yediğimizi düşünüyoruz?

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması Melisa Akgöz 1, İrem Akman 1, Asuman Begüm Ateş 1, Cem Çelik 1, Betül Keskin 1, Büşra Betül Özmen

Detaylı

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015

Mikrobiyal Gelişim. Jenerasyon süresi. Bakterilerde üreme eğrisi. Örneğin; (optimum koşullar altında) 10/5/2015 Mikrobiyal Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde funguslarda görülen

Detaylı

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz

İnsan Mikrobiyom Projesi. Prof. Dr. Tanıl Kocagöz İnsan Mikrobiyom Projesi Prof. Dr. Tanıl Kocagöz Human Microbiome Project İnsan Mikrobiyom Projesi (İMP) 2007 yılında NIH tarafından başlatıldı 300 gönüllünün 5 vücut bölgesinden değişik zamanlarda, toplam

Detaylı

İnfeksiyon tanısında yeni yaklaşımlar Biyosensörler. Barış OTLU İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Malatya.

İnfeksiyon tanısında yeni yaklaşımlar Biyosensörler. Barış OTLU İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Malatya. İnfeksiyon tanısında yeni yaklaşımlar Biyosensörler Barış OTLU İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Malatya. Bakterilerin tanımlanması Bakterilerin tanımlanması Bakterilerin

Detaylı

Hastane Ortamında Klinik Mikrobiyoloji «KÜLTÜRÜ»

Hastane Ortamında Klinik Mikrobiyoloji «KÜLTÜRÜ» Antimikrobial Farkındalık Simpozyumu Hastane Ortamında Klinik Mikrobiyoloji «KÜLTÜRÜ» Dr Gökhan AYGÜN Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD Kültür Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan

Detaylı

Olgularla Klinik Bakteriyoloji: Antibiyotik Duyarlılık Testleri Yorumları. Dilara Öğünç Gülçin Bayramoğlu Onur Karatuna

Olgularla Klinik Bakteriyoloji: Antibiyotik Duyarlılık Testleri Yorumları. Dilara Öğünç Gülçin Bayramoğlu Onur Karatuna Olgularla Klinik Bakteriyoloji: Antibiyotik Duyarlılık Testleri Yorumları Dilara Öğünç Gülçin Bayramoğlu Onur Karatuna Olgularla Klinik Bakteriyoloji: Antibiyotik Duyarlılık Testleri Yorumları Dr Dilara

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI

Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Yrd. Doç. Dr. Tuba ŞANLI Genel olarak gözle net olarak görülemeyecek kadar küçük canlıları inceleyen ve onları konu olarak ele alan bilim dalıdır. Gözle ayırt edilemeyen canlılar; Virüsler, bakteriler,

Detaylı

Emrah Salman, Zeynep Ceren Karahan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Emrah Salman, Zeynep Ceren Karahan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi. Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Emrah Salman, Zeynep Ceren Karahan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Antibiyotik kullanımına bağlı ishal etkeni olan Clostridium difficile, nozokomiyal diyarenin en sık

Detaylı

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI

BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI BAKTERİLERDE GENETİK MADDE AKTARILMASI Bakterilerde genetik maddenin bir kısmı bakteriden bakteriye aktarılabilmekte ve bunun sonucunda önemli genetik değişmeler olmaktadır Verici hücre ile alıcı hücre

Detaylı

1.5 Kalite Kontrol Bölüm Fiziksel Kalite Kriterleri Bölüm Mikrobiyolojik Kalite Kriterleri Mikrobiyal Kontaminasyon

1.5 Kalite Kontrol Bölüm Fiziksel Kalite Kriterleri Bölüm Mikrobiyolojik Kalite Kriterleri Mikrobiyal Kontaminasyon 1.5 Kalite Kontrol Günümüzde gıda mikrobiyolojisi laboratuarlarında yaygın olarak ticari dehidre formülasyonlardan hazırlanan besiyerleri veya kullanıma hazır besiyerleri kullanılmaktadır. Kullanıma hazır

Detaylı

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi

Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Gram (-) Bakterilerde Duvar Yapısı Lipopolisakkaritin Önemi Gram (+)Bakterilerde Duvar Yapısı Çoğunluğu peptidoglikan yapıdır. Bunun yanında teikoik asitte içerirler. Bu yapı gliserol veya Ribitolün PO4 gruplarına bağlanmasıyla oluşur. Teikoik asitler peptidoglikan

Detaylı

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD

CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI PROF.DR. NİLGÜN SOLAK BÜLENT ECEVİT Ü. TIP FAK. DERMATOLOJİ AD CİLT MİKROBİYOTASI CİLT MİKROFLORASI DERİ MİKROBİYOTASI DERİ MİKROFLORASI DERİ Deri en büyük organımız 2 m² alan Vücudu

Detaylı

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ Emine Yeşilyurt, Sevgi Özyeğen Aslan, Ayşe Kalkancı, Işıl Fidan, Semra Kuştimur Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji

Detaylı

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ

BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ BAL ÜRETİM SÜRECİNDE KRİTİK KONTROL NOKTALARININ BELİRLENMESİ, SEKONDER KONTAMİNASYON KAYNAKLARININ ve TEHLİKELERİN TANIMLANMASI, RİSK FAKTÖRLERİNİN VE KORELASYON İLİŞKİLERİNİN ORTAYA KONMASI Hayrettin

Detaylı

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM

7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 7. BÖLÜM MİKROBİYAL GELİŞİM 1 Gelişim Tek hücreli organizmalarda sayı artışı Bakterilerde en çok görülen üreme şekli ikiye bölünmedir (mikroorganizma sayısı) Çok hücreli organizmalarda kütle artışı Genelde

Detaylı

I. Gıda kaynaklı zehirlenme tipleri

I. Gıda kaynaklı zehirlenme tipleri I. Gıda kaynaklı zehirlenme tipleri A. Enfeksiyon Örnek istilacı: Salmonella, Campylobacter, Listeria, E. coli O157:H7, Hepatitis A İstilacı olmayan: enterotoxigenic E. coli, V. cholerae, Giardia, Cryptosporidium

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE MERS-CoV (Middle East Respiratoy Seyndrome- Corona Virus Mers-CoV Öyküsü İlk olgu: v Haziran 2012 Suudi Arabistan v Pnömoni ve akut böbrek yetmezliği-

Detaylı

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan

Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan Biyofilmler; mikroorganizmaların, biyotik veya abiyotik yüzeylere adhezyonu sonrasında oluşturdukları glikokaliks olarak da adlandırılan ekstraselluler matriks içinde, birbirlerine yapışarak meydana getirdikleri

Detaylı

STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP

STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP STERİLİZASYON YÖNTEMLERİ SÜZME YÖNTEMİ FİLTRASYON İLE STERİLİZASYON Süzme mekanizmalarına göre; a) Absorbsiyonla mikroorganizmaları

Detaylı

SALGIN ARAŞTIRMASINDA KULLANILAN TİPLENDİRME YÖNTEMLERİ

SALGIN ARAŞTIRMASINDA KULLANILAN TİPLENDİRME YÖNTEMLERİ SALGIN ARAŞTIRMASINDA KULLANILAN TİPLENDİRME YÖNTEMLERİ Prof.Dr. Meltem Yalınay Çırak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. fenotipik yöntemler genotipik yöntemler

Detaylı

HIV -Diğer Paraziter ENFEKSİYONLAR

HIV -Diğer Paraziter ENFEKSİYONLAR HIV -Diğer Paraziter ENFEKSİYONLAR Doç. Dr. Recep TEKİN D.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. 1 ParaziterEnfeksiyonlar (PE) HIV ilişkili PE insidansı, immünyetmezliğin derecesi ve

Detaylı

SALMONELLA VE SHİGELLA

SALMONELLA VE SHİGELLA SALMONELLA VE SHİGELLA GASTROENTERİT Mide, incebarsak ve kalınbarsak (gastrointestinal sistem) iflamasyonu Mide üşütmesi Semptomlar: Diyare Mide bulantısı Kusma Ateş Karın ağrısı GASTROENTERİT Etken Virus

Detaylı

İSHAL AKUT İSHALDE HEMŞİRELİK BAKIMI. Akut İshal. 14 günden kısa sürer. Dehidratasyona yol açar (ölüm nedenidir) Malnütrisyonu kolaylaştırır.

İSHAL AKUT İSHALDE HEMŞİRELİK BAKIMI. Akut İshal. 14 günden kısa sürer. Dehidratasyona yol açar (ölüm nedenidir) Malnütrisyonu kolaylaştırır. AKUT İSHALDE İSHAL Dışkının normalden daha fazla su içermesi SULU DIŞKILAMA 24 saatte 3 ya da daha fazla sayıda sulu dışkılama 20.04.2016 2 Akut İshal İshal gelişmekte olan ülkelerde önemli bir morbidite

Detaylı

Mycobacterium. Mycobacterium hücre duvarının lipid içeriği oldukça fazladır ve mikolik asit içerir

Mycobacterium. Mycobacterium hücre duvarının lipid içeriği oldukça fazladır ve mikolik asit içerir Mycobacterium Mycobacteriaceae ailesi üyeleri uzun, ince, çomak şekilli, hareketsiz bakterilerdir. Özel ayırt edici boyalarla bir kez boyandıklarında seyreltik asitlerle boyayı vermemeleri yani dekolorize

Detaylı

IDC Savunma Sanayii. Antikor tabanlı tanımlama sistemleri birçok üstün özellikler sahiptir. Yüksek hassasiyette ve kısa sürede hızlı sonuç üretme.

IDC Savunma Sanayii. Antikor tabanlı tanımlama sistemleri birçok üstün özellikler sahiptir. Yüksek hassasiyette ve kısa sürede hızlı sonuç üretme. IDC Savunma Sanayii Biyolojik Tabanlı Tanımlama Sistemleri Antikor tabanlı tanımlama sistemleri, biyolojik madde ve mikroorganizmaların tespitinde sayısal ve ayırt edici sonuçlar ile ortamda bulunan biyolojik

Detaylı