DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARI"

Transkript

1 DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARI 423

2 GENEL BİLGİLER Boyun enfeksiyonları, yüzeyel ve derin boyun enfeksiyonları (DBE) olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Boyun bölgesindeki enfeksiyonlara DBE denir. fasiyalarla çevrili potansiyel boşluklarda gelişen Boyun lenf nodlarına ve boyun fasyaları tarafından olusturulan derin boyun alanlarına üst Antibiyotik öncesi dönemde tonsillofarengeal enfeksiyonlar ön planda iken, antibiyotik sonrası yani günümüzde dental enfeksiyonlar en sık nedendir. formasyonu ile sonlanabilmektedir. solunum yolu mukozalarından lenfatikler gelmektedir. Bu mukozal bölgelerdeki enfeksiyonlar, lenf nodlarında ya da derin boyun alanlarında lenfadenit, selülit veya apse Böylece yüzeyel boyun enfeksiyonları (enfeksiyöz lenfadenopatiler, tiroiditler, doğumsal olması boyun vs.) kitlelerinin veya derin enfekte boyun enfeksiyonları ortaya çıkmaktadır. Çok çeşitli nedenlerle DBE gelişebilidiği için her yaşta DBE na rastlanabilir. Şekilde yaş dağılımı görülmektedir. Yaşlara göre DBE sıklığı Antibiyotikler DBE prevelansını ve semptomlarının siddetini, komplikasyon sıklığını azaltmasına ragmen, morbidite ve mortalite oranları komplikasyonlar geliştiğinde hala yüksektir. DBE, çeşitli nedenlerden dolayı tanı ve tedavide sorunlara yol açmaktadır: Kompleks anatomi Derin yerleşim: Boyun boşlukları derin bölgelerde yerlesmislerdir. Büyük miktarda da, çevre yumusak dokuyla çevrilmişlerdir. Bu yüzden tanı zorlasmaktadır. DBE palpe etmek ve eksternal olarak izlemek zordur. Boşluklar arası bağlantı: Derin boyun boşlukları birbirleriyle gerçek ve potansiyel bağlantılar içermektedir. Bir boşlukdaki enfeksiyon bitişiğindeki boşluklara yayılmak suretiyle giderek büyüyebilir. Bazı derin boyun boşlukları, mediastinum, koksiks kemik gibi diğer vücut bölgeleriyle bağlantılıdır ve enfeksiyon bu şekilde boyun dışına yayılabilir. Çevre dokulara yakınlık: Derin boyun boşlukları enflamatuar süreçten etkilenebilecek yapılarla çevrilidir. Bu boşlukları çevreleyen damar, sinir ve kemiklerin tutulumu sonrasında nöral disfonksiyon, tromboz, osteomiyelit gibi sorunlar gelişebilir. 424

3 DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARINDA TANI A. ANAMNEZ VE FİZİK MUAYENE B. LABORATUVAR VE MİKROBİYOLOJİK İNCELEME C. GÖRÜNTÜLEME A) ANAMNEZ VE FİZİK MUAYENE Anamnezde şu etiyolojik nedenler sorgulanmalıdır: Dental sorunlar, geçirilmis ÜSYE ve tonsil, farinks, sinüs, tükrük bezi enfeksiyonları, servikal lenfadenitler, boyun yada oral kaviteye travma öyküsü, kemoterapi gibi olası bağışıklık baskılayıcı nedenler, diş çekimi veya enjeksiyonlar gibi veya özafagoskopi veya bronkoskopi gibi endoskopik müdahale gibi iatrojenik nedenler, brankial yarık anomalileri, tiroglossal duktus kisti gibi konjenital hastalıklar, IV ilaç kullanımında boyun bölgesine yapılan enjeksiyonlar, sorgulanmalıdır. Ancak tüm bunlara rağmen DBE %20 idiopatiktir. Ayrıca hastalığın başlangıç hızı, semptomların seyri ve süresi mutlaka sorulmalıdır. Fizik muayene olası enfeksiyon odağını saptamaya ve tutulan boyun boşluklarını belirlemeye yönelik olmalıdır. Baş-boyun muayenesi ve dental muayene tam olarak yapılmalıdır. En sık bulunan semptomlar ates, lökositoz ve boyunda hassasiyettir. Bunu boğaz ağrısı, disfaji, iştah kaybı, ses değişiklikleri izler. Diğer semptomlar tutulan boşluğa ve başka sebeplere bağlı olabilir. Bunlar arasında; Pediatrik retrofarengeal apselerin % 70 inde boyun kitlesine veya lenfadenopatiye bağlı boyun asimetrisi görülür. görülür. Parafarengeal boşluk tutulumunda lateral farengeal bandın ve tonsilin medialize olduğu Pterigoid kasların tutulumunda trismus görülür. Paraspinal kasların tutulumunda tortikollis ve boyun hareketlerinde kısıtlanma görülür. İnternal juguler ven tromboflebiti ve septik embolizasyon sonucu bacaklı ateş görülür. Hava yolu obstrüksiyonuna ve pulmoner komplikasyonlara baglı olarak dispne ve takipne görülebilir. B) LABORATUVAR VE MİKROBİYOLOJİK İNCELEME Tüm enfeksiyonlarda olduğu gibi kan sayımı, protrombin zamanı, parsiyel tromboplastin zamanı ve rutin biyokimyasal tetkikler yapılmalıdır. Boğaz, kan, balgam kültürleri ve gerektiğinde de asit-fast ve fungal kültürler alınmalıdır. Olası viral etyolojiyi ortaya koyabilmek için serumda viral markerlar incelenmelidir. Fluktuasyon veren kitlelerde iğne aspirasyon biyopsisi ile hem püyün varlığı saptanır hem de buradan elde edilen materyalde bakteriyolojik çalışma ve gram 425

4 boyama yapılır. Mikrobiyolojik inceleme DBE tanı ve tedavisinde önemlidir. DBE etkenleri polimikrobiyaldir. Kültürlerde en sık üretilen bakteri streptokoklar ve stafilococus aerustur. Diş kaynaklı enfeksiyonlarda sıklıkla alfa-hemolitik streptokoklar ön planda iken farengotonsiller kaynaklı enfeksiyonlarda beta-hemolitik streptokoklar daha çok ön planda görünür. DBE de dental nedenler ön planda olduklarından anaerobik bakteriler de sıklıkla görülür ve bunlar arasında da en sık üreyenler fusobakter, bakteroides, peptostreptokok türleridir. C) GÖRÜNTÜLEME DBE tanısı koymak sadece hikaye ve fizik muayene bulguları ile zordur. Tanı koymada, selülit ile apseyi ayırt etmede ve enfeksiyonun yayılımını saptamada görüntüleme yöntemlerinin faydaları vardır. Konvansiyonel grafiler: Bu grafilerin duyarlılık oranı düşüktür. Lateral boyun grafileri: Primer olarak retrofarengeal, prevertebral alanı incelemek açısından faydalı olabilmektedir. Prevertebral ve retrofarengeal yumuşak doku kalınlığı çocuklarda ve eriskinlerde C2 seviyesinde 7 mm den (retrofarengeal bölgede), C6 seviyesinde ise 14 mm den (eriskinlerde 22 mm) fazla ise enfeksiyon lehine yorumlanabilir. Retrofarengeal apsede servikal aks düzlesmistir. Yabancı cisim ya da gaz olusumu da lateral grafilerde izlenebilir. Ancak büyük damarlarla olan ilişkinin görülememesi bir eksikliktir. Panoramik mandibula grafisi: Odontojenik nedenlerin saptanması ve osteomiyelitin ortaya konabilmesi açısından fikir verir. AC grafisi: Pnömoni ya da mediastenitin varlığını gösterebilir. Bilgisayarlı tomografi: BT ile ayrıntılı bilgi elde edilebilir ve en önemli tanı araçlarındandır. Kemik ve yumuşak yapıların iyi görülmesini sağlar. Duyarlılığı % 95 iken kontrastlı çekilirse duyarlılık %100 e çıkabilir. Kontrast madde ile vasküler yapılar, juguler ven trombozu, lenf nodu anatomisi daha kolaylıkla ortaya konulabilir. Enfeksiyonun yayılımının saptanmasında, selülit ile apse arasındaki ayırıcı tanının yapılmasında böylece cerrahi girisimin planlamasına da yardımcı olabilir. Örneğin T4 seviyesinin alt kısmına kadar inen enfeksiyonlarda toraks cerrahınında cerrahi ekibe katılması gereklidir. Manyetik Rezonans: MR ile BT arasında tanı açısından DBE tanısında önemlidir. BT belirgin bir farklılık olmadığını veya MR ın daha faydalı olacağını iddia edenler olmakla birlikte çekimin daha uzun sürmesi, kapalı mekanda sıkıntı oluşturması, pahalı olması ve her yerde bulunmaması bu yöntemin dezavantajlarıdır. 426

5 Ultrasonografi: USG bazı otörler tarafından önerilmesine rağmen, DBE görüntülenmesinde çok da kabul edilmiş bir yöntem değildir. Bu yöntemin iyi sonuç verebilmesi için tecrübeli ellerce yapılması gerekmektedir. Portable olması bu yöntemin avantajıdır. Ayrıca lenf nodu, selülit ve apsenin birbirinden ayrımı yapılabilir. Bundan baska USG eşliğinde apseye ponksiyon yapılması da diğer bir kullanım alanıdır. USG aynı zamanda tedavi esnasında düzelmenin izlenmesi amacıyla da kullanılabilir. DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARINDA TEDAVİ 1) HAVA YOLU KONTROLÜ 2) ETKİLİ ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ 3) CERRAHİ TEDAVİ 1) HAVA YOLU KONTROLÜ Tüm DBE de bilhassa retrofarengeal abselerde, Ludwig anjininde hava yolunun saglanması önceliklidir. Özellikle dispnesi ve stridoru olan hastalarda hava yolu derhal kontrol edilmeli ve emniyete alınmalıdır. Hava yolunun güvence altına alınması entübasyon veya trakeotomi ile mümkün olmaktadır. Trismus varsa entübasyon yerine trakeotomi açılmalıdır. Yapılan çalışmalarda DBE bulunan hastaların % 21 inde trakeotomi gerekmiştir. Ludwig anjininde ise bu oran % 75 tir. 2) ANTİBİYOTİK TEDAVİSİ Günümüzde DBE de sadece medikal tedaviyle başarı sağlanmış birçok vaka yayınlanmaktadır. Apse oluştuğunda da cerrahi girişime gerek duyulmaksızın medikal tedaviyle başarı sağlanabilir iddiasında olanlar vardır. Bu basarı oranları literatürde %8 ila % 57 arasında değismektedir. Buna rağmen günümüzde antibiyoterapi halen cerrahiye eşlik eden bir tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır. BT bulgularında abseden çok selülit bulguları olan hastalarda tedavi sadece antibiyoterapi olabilmektedir. Antibiyoterapi intravenöz (IV) şekilde yapılmalıdır. Genel olarak ampirik olarak başlanılan antibiyotik tedavisi en sık karşılaşılan organizmalar olan streptokoklara ve anaeroblara yönelik olmalıdır. Enfeksiyonların büyük kısmının polimikrobiyal olmasından dolayı kullanılacak antibiyotikler geniş spektrumlu olmalıdır. Beta-laktamaz üreten mikroorganizmaların sıklığı nedeniyle tedavide beta laktamazlara dirençli penisilinlerle birlikte, antianaerob ajanlar kombine edilmelidir. Üçüncü kusak sefalosporinler de tedavide alternatiftir. Penisilin allerjisi olan hastalarda klindamisin kullanılabilir. Antibiyoterapi daha sonra kültür sonuçlarına göre düzenlenmelidir. Genel durumu bozuk olan hastalarda kültürlerde 427

6 P.aeroginosa saptanması durumunda uygun tedavi antipsödomonal penisilinlerdir (tikarsilin, piperasilin-tazobaktam, imipenem). Dirençli stafilokok suşlarından şüphelenildiğinde ise tedaviye vankomisin eklenmesi gram boyamaları ve kültürler sonuçlanana kadar uygun bir yaklaşımdır. Kural olarak hastanın ateşsiz kaldığı 48 saat boyunca intravenöz tedaviye devam edilir. Amoksisilin-klavulonat, klindamisin veya siprofloksasin ile oral kullanıma geçilebilir. 3) CERRAHİ TEDAVİ Selülit gibi yüzeysel enfeksiyonlarda ve hatta bazen apselerde, enfeksiyon alanında karotisin bulunması nedeniyle cerrahi tedaviden çekinildiği durumlarda antibiyotik tedavisi tek başına yeterli olabilmektedir. Ancak hava yolu obstrüksiyonu yapan özellikle derin yerleşimli apselerde, sepsis geliştiğinde ve 48 saatlik antibiyotik tedavisine rağmen yanıt alınamayan durumlarda cerrahi girişim gereklidir. Drenaj şekli, girişim apsenin yerine ve boyundaki yapılarla olan ilişkisine göre planlanır. a. Transoral drenaj: İzole retrofarengeal apseler ve peritonsiller abselerde yapılır. Parafarengeal yerleşimli enfeksiyonlarda transoral yapılması nörovasküler yapılara ve poststiloid kompartımana zarar verebilecegi düşüncesiyle risklidir. Ancak parafarengeal absede transoral drenaj yapanlarda vardır. Lakin preoperatif çekilen BT de büyük damarlar apsenin lateralinde seyrediyorsa güvenlidir. Apsenin medialinde veya içinde damarsal yapıların seyrettiği durumlarda bu girişim kanama riskinden dolayı yapılmamalıdır. b. Eksternal drenaj: Bu hastalarda genellikle normal anatomi bozulmuştur. Bu nedenle geniş görüş sağlanmalı, landmarklar mutlaka ortaya konulmalıdır. Karotis kılıfının tanınması, karotis ve kılıf içindeki nörovasküler yapıların zedelenmesinin önlenmesi açısından gereklidir. Ölü dokular debride edilmelidir. İJV trombozunda ven bağlanmalı ve rezeke edilmelidir. Enfeksiyonun mediastene ulastığı durumlarda torasik cerrahiye gerek duyulur. Karina ve dördüncü torasik vertebra üst seviyesindeki enfeksiyonlarda servikal drenaj yeterli iken, karina alt seviyesindeki enfeksiyonlarda transtorasik drenaj uygulanmalıdır. c. Görüntüleme yöntemi eşliğinde drenaj: Bu Eksternal drenaj tedavide küçük, izole ve uniloküler abselerde USG veya BT eşliğinde aspirasyon ve katater yerleştirilmesidir. 428

7 DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARININ KOMPLİKASYONLARI Antibiyotiklerin devreye girmesiyle birlikte DBE komplikasyon oranları da belirgin şekilde azalmıştır. Ancak görüldüğünde hala morbidite ve mortalitesi yüksektir. Komplikasyon varsa boyun enfeksiyonun tedavisinde mutlaka insizyon ve drenaj gerekmektedir. Belli başlı DBE komplikasyonları şunlardır: Apsenin hava yolunu kapatması (solunum yolu obstrüksiyonu): Entübasyon veya trakeotomi ile hava yolu açıklığı sağlanmalı ve acil medikal ve cerrahi yapılmalıdır. olur. alandaki enfeksiyonlarda görülür. enoftalmi, anhidrozis) Apsenin farinkse rüptürü: Asfiksiye, pnömoniye, akciğer apsesine veya ampiyeme neden 9,10,11,12 sinir tutulumları: Kafa çiftlerinde görülen nöropatiler özellikle lateral farengeal Horner sendromu: Sempatik zincirin etkilenmesiyle ortaya çıkar (miyozis, ptozis, V.jugularis interna (IJV) trombozu: Titreme, ateş, mandibula köşesinde ve SKM kas boyunca şişlikle kendini belli eder. Enfeksiyon adventisyadan başlar, sonra venin tüm tabakaları tutulur (flebit) ve sonunda trombüs gelişir. Muayene sırasında tromboze venin kordon gibi ele gelmesine kord belirtisi denir ve karakteristik bir bulgudur ama her zaman bulunmaz. Orofarengeal enfeksiyonlara sekonder olarak gelişen tromboflebit tablosu Lemierre sendromu olarak adlandırılır. Stafilokok, beta-hemolitik streptokok ve anaeroblar kültürde saptanır. Bakteriyemi veya septik embolizasyon gibi uzak enfeksiyonlara yol açabilir. İntravenöz ilaç (madde) bağımlılarında DBE riski ve komplikasyon özellikle IJV trombozu riski artar. En sık stafilokoklar neden olur. USG, dopler USG, kontrastlı BT veya MR ile tanı konulur. Tedavide gram pozitif-negatif ve anaeroblara yönelik antibiyoterapi verilmelidir. Ayrıca antikoagülan tedaviye de başlanmalıdır. İlaç tedavisine yanıt vermeyen hastalarda cerrahi olarak venin ligasyonu yapılmalı ve bağlanan kısım eksize edilmelidir. Karotis rüptürü: Enfeksiyona bağlı olarak önce arterit daha sonra ise anevrizma gelişir, arterial duvar zayıflar, erode olur ve sonunda kanama başlar. Klinik seyrin uzaması rüptüre yol açabilir. Nöbetçi kanamalar durumunda büyük damar yaralanması düsünülmelidir. Nöbetçi kanamalar kulak, burun veya ağızdan olabilir. En sık a. carotis interna, daha sonra communis, en az da eksternal karotis rüptüre olur. Karotis rüptüründe mortalite % 40 civarındadır. Mediastenit: Enfeksiyonun mediastene uzanımı sonucunda oluşur. Hastalar giderek artan nefes darlığı ve göğüs ağrısından yakınırlar. Göğüs grafilerinde genislemiş mediasten veya pnömomediastinum görülebilir. BT ile enfeksiyonun uzanımı görülebilir. Tedavide agresif 429

8 antibiyoterapi ve cerrahi drenaj yapılmalıdır. Trakeal bifurkasyona kadar olan hastalıkta transservikal yaklaşım yapılırken, ilerlemiş hastalıkta toraks tüpü veya torakotomi gerekebilir. DERİN BOYUN ALANLARI VE ENFEKSİYONLARI A- YÜZ ALANLARI: Mastikatör, bukkal, kanin, parotid, temporal alan B- SUPRAHYOİD (HYOİD ÜSTÜ) ALANLAR: submandibuler, submental, sublingual, parafarengeal, peritonsiller alan C- İNFRAHYOİD (HYOİD ALTI) ALANLAR: Pretrakeal (anterior visseral boşluk) D- TÜM BOYUNDA UZANAN ALANLAR: Retrofaringeal, prevertebral, tehlikeli aralık, visseral vasküler aralık Servikal fasyanın çesitli tabakaları boyundaki çesitli yapılara bağlandıkça ya da çeşitli yapıları sarıp aralarından geçtikçe, boyunda birkaç potansiyel boşluk oluşturmaktadır. Hyoid kemik boyun enfeksiyonlarının yayılmasını sınırlandıran en önemli yapıdır ve derin boyun apsesi nedeniyle yapılacak olan cerrahide en güvenilir landmarkdır. Bu yüzden derin boyun boşluklarını incelerken hyoid kemikle olan ilişkilerine göre sınıflandırmak doğru olacaktır. Bu açıdan bakıldığında bu boşluklar; suprahyoid boşluklar, infrahyoid boşluklar ve tüm boyun boyunca ilerleyen boşluklar olmak üzere üç alt gruba ayrılırlar (Yüz bölgesinde fasiyaların oluşturduğu potansiyel boşluklarda vardır. Bunlar hyoid üstü alanlara dahil edilebilmektedir). YÜZ ALANLARI (POTANSİYEL BOŞLUKLARI) Mastikatör, bukkal, kanin alan: Diş enfeksiyonları sonucu gelişirler. Ağrı, trismus, yutmada güçlük gelişir. Osteomyelit gelişebilir. Antibiyotik ve gerekirse cerrahi drenaj yapılır. Parotid alan (boşluk): Enfeksiyon çesitli nedenlerle dehidrate olmuş bir kiside oral kaviteden retrograd yolla gelir. Geçirilmiş ameliyat (kanama, dehidratasyon gibi tükürük salgısında azalma yapan nedenler) ve tükrük akışını azaltan ilaçlar (diüretik, barbitürat, antihistaminik, trisiklik antidepresanlar), parankim içindeki lenf nodu enfeksiyonları, diş enfeksiyonları ve santorini kanalları yoluyla eksternal otitin parotise ulasması predispozan faktörlerdir. S. Aureus en sık etkendir. Klinik olarak trismus olmaksızın çene kösesinde şişlik saptanır. Bez üzerinde gode bırakan ödem vardır ve parotis apsesi için patagnomoniktir. Beze yapılan masajda stenon kanalı agzından pü geldiği görülebilir. Bezde kızarıklık saptanır ve ağrı vardır. Tanıda BT ve MR kullanılabilir. Tedavide antibiyotik yetersiz kalırsa modifiye Blair insizyonuyla cilt kaldırılır ve 430

9 fasiyal sinir dallarına paralel birçok insizyon yapılır. Parafarengeal boşlukla komşudur. Oraya ilerleyip ordanda tehlikeli boşluk ve mediastene ilerleyebilir. SUPRAHYOİD ALANLAR Submandibuler ve Sublingual alan: Mylohyoid kas submandibuler alanı superiorda sublingual boşluk ve inferiorda submandibuler (submaksiller boşluk veya submylohyoid boşluk da denir) boşluk olmak üzere ikiye ayırır. Sublingual alan, üstte ağız tabanı mukozası, altta m. Milohyoideusla sınırlıdır. Ön ve yanda mandibula vardır. Bu alan sublingual bezi, Wharton kanalını, a.v.n.lingualisi, submandibuler bezin bir kısmını içerir. Enfeksiyon buraya diş, mandibula ya da submandibuler alandan gelir. Ağız tabanında ödem ve endürasyonun ortaya çıkmasıyla dil mediale ve yukarıya doğru yer değiştirir. Yutmada güçlük ortaya çıkar. Tanı klinik, diş grafileri ve BT ile konur. Enfeksiyon genellikle çevre alanlara yayılma eğilimindedir. Bu nedenle mandibula ile hyoid arasından bir insizyonla drene edilir. Submandibuler boşluk, anterior ve lateralde mandibula; superiorda lingual mukoza; posteroinferiorda hyoid kemik, inferiorda derin boyun fasyasının superfisyal tabakası ile sınırlanmıstır. Submandibuler alan enfeksiyonları sıklığı azalmakla beraber DBE nin en sık nedenlerinden biridir. Vakaların %85 inde odontojenik bir orjin bulunmaktadır. Geri kalan vakalarda submandibuler siyaladenit, lenfadenit, ağız tabanı laserasyonları, mandibula fraktürleri, tümör altta yatan sebeplerdir. Odontojenik enfeksiyondan başlangıçta etkilenen bölge, mylohyoid kasın mandibula boyunca yapıştığı yerdir. Birinci molar dişin apeksi mylohyoidin üstündedir ve bu dişin yada bunun önünde bulunan dişlerin tutulumu ilk olarak sublingual bosluğu etkiler. İkinci ve üçüncü molar dişin apeksleri mylohyoid kasın altındadır ve buradaki enfeksiyon ilk olarak submylohyoid (submandibuler) boşluğa Submandibuler alan enfeksiyonları en sık görülen DBE formudur. Vakaların %85 inde odontojenik bir orjin bulunmaktadır. yayılırlar. Tüm bu alanların arka kısmı açıktır ve böylece mylohyoid kasın etrafından birbirleriyle ve lateral farengeal alanla bağlantılıdırlar. Böylece her iki alt boşluk da sıklıkla beraber tutulmaktadır. Bu hastalarda ağrı, aşırı salya, disfaji ve submandibuler bölgede sertlik (endürasyon ve ödem) görülmektedir. Bu alan enfeksiyonlarında trismus yoktur. Derin servikal fasyanın superfisyal tabakası submandibuler boşluğun tabanını yapar. Rijit ve gerilmeyen bir tabakadır böylece aşağıya doğru şişme engellenir. Diger taraftan ağız tabanının mukozası distansiyona uğrayabilir ve ödeme eşlik edebilir. Fakat bu durumda dil superior ve posteriora doğru yer değiştirir ve potansiyel bir solunum yolu obstrüksiyonu oluşur. Tedavi gecikirse enfeksiyon komsu alanlara da yayılarak Ludwig anjini denilen durum ortaya çıkar. Tanıda öykü, FM, dental grafiler ve BT kullanılabilir. Tedavi antibiyotik ve gerekirse drenajdır. Etyolojiye 431

10 yönelikde tedavi yapılır. Drenaj mandibula kenarının iki parmak (3-4 cm) altından yapılır. Hasta saat içinde hızla iyileşir. Aksi halde başka bir alanda da enfeksiyon düsünülmeli ve BT ile araştırılmalıdır. LUDWİG ANJİNİ Hemen her zaman bilateraldir. %80 ağız hijyeni bozuk genç erişkinlerde dental enfeksiyon sonrası görülür. Ludwig anjini En sık 2. ve 3. molar dişlerdeki enfeksiyon neden olur. Submental alan: Her iki digastrik kasın enfeksiyonlar anterior alana sınırlı hiperemi ve endürasyon oluşana kadar tahta gibi sertlik ele gelir. anterior karınları arasındadır. Buradaki genellikle mandibuler dişlerden gelir. Submental bulunur. Süpürasyon ve fluktuasyon Tedavi antibiyotik ve gerekirse drenajdır. Ludwig anjini: Sublingual, submandibuler ve submental bölgelerin birlikte tutulmasıyla oluşur. M.mylohyoideusun hem üst hem de alt tarafında enfeksiyon bulunur. Tek taraflı başlasa bile her zaman Hızla gelişen ilerleyici bir selülittir. Lenfatik yolla değil, komşuluk yoluyla yayılır. Pü yoktur yada çok azdır. Gangren vardır. Suprahyoid bölge çok serttir. Fluktuasyon alınmaz. Hava yolu kontrolü önemlidir. IV antibiyoterapi ve destek tedavi başlanır. Düzelme olmazsa eksternal cerrahi drenaj uygulanır. bilateraldir. Sıklıkla (%80) ağız hijyeni bozuk genç erişkinlerde dental enfeksiyon sonrası görülür. En sık 2. ve 3. molar dişlerde enfeksiyon varlığı saptanır. Daha az sıklıkla travma (penetran injüriler), mandibula fraktürleri, iatrojenik travmalar (enjeksiyon yaparken submandibuler boşluğun delinmesi..) sebeb olabilir. Mikst (aerop; staf, strep, anaerop; ağız florası bakterileri, fusobacterium..vs) flora hakimdir. Hızla gelişen ilerleyici bir selülittir. Lenfatik yolla değil, komşuluk yoluyla yayılır. Pü yoktur yada çok azdır. Gangren vardır. Klinikte görülen aslında gangrenöz selülittir ve agresif olarak yayılarak hava yolunu sıkıntıya sokar. Tanı tipik klinik ile rahatlıkla konur. Boyunda suprahyoid bölge odun gibi serttir. Ağrı ve hassasiyet vardır. Fluktuasyon alınmaz. Ağız tabanı ödemli, hiperemik ve gergindir. Ağız tabanındaki ödeme bağlı olarak dil posterosuperiora doğru yer değiştirir, disfaji ve odinofaji 432

11 vardır. Trismus görülebilir (selülitin pterigoid kaslara yayılım sonucu). Sekresyonların yutulamaması tükürükde birikmeye, halitosise yol açar. Ateş yüksektir (38-40) ve hasta toksik görünümdedir bin arası lökositoz saptanır. BT ile ayırıcı tanı yapılarak klinik tanı desteklenir. Hasta hospitalize edilmelidir. Hava yolu kontrol altına alınır. IV antibiyoterapi ve destek tedavi başlanır. Yüksek doz penisilin (12-16 milyon ünite/gün, alerji varsa klindamisin) veya 3. Kuşak sefalosporin (seftriakson) ile, anaeroblara etkili metronidazol kombine edilmelidir. Düzelme olmazsa eksternal cerrahi drenaj uygulanır. Bu drenaj esnasında m.mylohyoideus orta hattan aralanır, her iki tarafın drene edilmesi gerekir. Girişim esnasında entübasyon zorluğu olabileceğinden nazal entübasyon denenebilir, ancak her an trakeotomiye hazırlıklı olmak gerekir. Hava yolu obstruksiyonu dışında diğer olası komplikasyonlar, parafaringeal boşluk, karotis kılıfı yayılımı ile mediastinit gelişebilir. Antibiyotik çağı öncesinde mortalite %50 dolaylarındayken günümüzde nerdeyse sıfırlanmıştır. Parafarengeal boşluk (lateral farengeal boşluk) enfeksiyonları: Farinksin lateral ve arka kısmını oluşturur. Tabanı kafa tabanında, tepesi de hyoidde olan bir huni seklindedir. Medial duvarda karotis kılıfı ve daha derinde faringeal konstrüktörler, lateralde ise medial pterigoid kas, mandibula ve parotis sınırlandırmaktadır. Parafarengeal boşluk (PB) stiloid çıkıntı vasıtasıyla iki alt boşluğa ayrılmaktadır; anteriorda musküler ya da prestiloid kompartıman, posteriorda ise nörovasküler ya da poststiloid kompartıman. Prestiloid boşlukta vital bir yapı yoktur, yağ dokusu, kas, lenf nodları ve konnektif doku içermektedir ve medialde fossa tonsillarisle komşudur. Poststiloid boşluk ise karotis kılıfını ve 9,10,11,12. kranial sinirleri içermektedir. Stylofarengeal aponevroz bir bariyer gibi davranarak, enfeksiyonun bir kompartımandan diğerine geçmesine engel olur. PB nin tutulması boyun enfeksiyonlarının yayılmasında ve hatta mediastene ve poststiloid ulaşmasında önem teşkil eder. Klinik prestiloid kompartmanların farklıdır. Prestiloid tutulumunda bölge enfeksiyonlarında ateş, titreme, boyun fleksiyonu ve rotasyonunda zorluk ve ağrı, disfaji ve medial pterigoid irritasyonuna bağlı olarak trismus görülebilir. Lateral farengeal duvarda PB, submandibuler, peritonsiller, retrofarengeal, parotid ve mastikatör boşlukla bağlantılıdır. Bu nedenle bu alanlardaki enfeksiyonlardan direk yayılma ile etkilenebilir. Aslında PB enfeksiyonları daha çok buralardan gelen enfeksiyonların (farenks, tonsil, adenoid, dişler, parotis veya lenf nodları) uzanımı sonucunda olmaktadır. PB enfeksiyonları karotis kılıfından yada tehlikeli alandan mediastene geçebilir. ve tonsilde öne ve mediale doğru itilmeye neden olur ve mandibula köşesinde şişlik belirir. Posterior kompartman enfeksiyonlarında hadise daha ciddidir, ancak bazı olgularda belirgin bir ağrı yapmadığı ve trismus ve tonsil itilmesine yol açmadığı için yakalamak daha zor olabilir. 433

12 Buna rağmen bu hastalar toksik görünümdedir ve nedeni bilinmeyen ateş tanısı alabilirler. PB enfeksiyonları karotis kılıfından yada tehlikeli alandan mediastene geçebilir. Bu bölgedeki nörovasküler yapıların tutulumu ile kranial nöropatiler, Horner s sendromu, septik internal juguler tromboz veya karotid arter rüptürü gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir. En fatal komplikasyon, karotid arter cidarının nekrozuna bağlı gelişen kanamalardır. En sık orofaringeal bölgeden (ağızdan gelen kanama) olmak üzere burun yada kulaktan kanaması olan (nöbetçi kanamalar) ve DBE şüphesi olan hastalarda çok dikkatli olunmalıdır. Ponksiyonla abse tanısı konulabilir. BT tanıda yardımcıdır. Tedavide intravenöz antibiyoterapi, hava yolunun güvenceye alınması ve gerekirse (24-48 saatte medikal tedaviye yanıt alınamazsa) drenaj yapılır. İnsizyonun oral kaviteden yapılması kanama yönünden risklidir (özellikle enfeksiyon poststiloid bölgede ise). Boyundan yapılmalıdır. Hyoid kemik seviyesinde SKM yanından yapılan bir insizyonla bu sağlanabilir. SKM ön kenarı ve submandibuler gland arasından girilerek ulaşılır. Peritonsiller alan: Ön ve arka tonsiller plika arasında, medialde tonsilla palatinanın kapsülü, lateralde superior farengeal konstriktör arasındaki gevşek bağ dokudur. Enfeksiyonun (tonsillit) direk uzanımıyla tonsil kapsülünü aşarak peritonsiller boşluk enfeksiyonu oluşur. Bu potansiyel boşluğun yumuşak damak yanındaki kısmı, buradaki en zayıf yerdir ve bu nedenle bu apseler genellikle tonsil üst kutbuna yerleşir. Muayenede yumuşak damak ve anterior tonsil plikasında şişlik saptanır. Tonsil öne aşağıya doğru, uvula da karşıya doğru itilmiştir. Ateş, boyunda ağrılı LAP, lökositoz vardır. Ayırıcı tanıda peritonsiller selülit, parafarengeal apse ve tümör akılda tutulmalıdır. Abse tanısı ponksiyon ile pü saptanmasıyla konur. Peritonsiller abse tedavisi drenaj ve antibiyotiktir. HYOİD ALTI ALANLAR (POTANSİYEL BOŞLUKLARI) Anterior visseral alan (pretrakeal boşluk) enfeksiyonları: Yabancı cisim yada enstrümentasyon sonrası gelisen hipofarengeal veya özefagial travma sonrası gerçekleşirler. Daha az sıklıkla ise bu bölge enfeksiyonları tiroiddeki bir enfeksiyona sekonder olarak gelişebilir. Larengeal ödem, hava yolu obstrüksiyonu, disfaji, ses kısıklığı yapabilir. Parmakla basıldığında gode bırakan ödem saptanması altta pü oldugunun işaretidir. Boyun palpasyonunda krepitasyon alınması ise bir organın perfore olduğunu ya da gaz olusturan bir etken patojen varlığını düşündürür. Pulmoner enfeksiyon, mediastenit yapabilmesi bakımından oldukça risklidir. Tanıda BT gerekir. Tedavi IV antibiyoterapi, hava yolu sağlanması ve apse drenajıdır. 434

13 TÜM BOYUNDA UZANAN ALANLAR Retrofarengeal alan: Kafa tabanından üst mediastene kadar (1.ve 2. torakal vertebraya kadar) ilerler. Derin boyun fasyasının orta tabakası (visseral fasia) ile, derin fasyanın alar tabakası arasında kalan boşluktur. Lateral RFA, kolay yayılım yollarına yakın olduğu için tüm DBE içinde en tehlikeli olanıdır. Transoral drenaj hasta Trendelenburg pozisyonunda yapılır. sınırını da karotis kılıfı yapar. Bu boşluk farenks ve ösafagusun arkasında bulunmaktadır. Yağ dokusu ve LN ları içerir. Buradaki LN ları; burun, nazofarenks, farenks, orta kulak ve paranazal sinüslerden lenfatik drenaj alır. Çocukluk çağında peritonsiller enfeksiyonlardan sonra retrofarengeal apseler (RFA) en sık görülen DBE dir. Genellikle bebeklerde ve 4 yaşından küçük çocuklarda ÜSYE sonrası gelişen süpüratif lenfadenit sonrası görülür. 5 yaşından sonra görülme sıklıkları azalır. Bunun nedeni de ÜSYE lerin azalmaya başlaması ile birlikte buradaki LN larının gerilemesidir. Erişkinlerde ise travma, yabancı cisimler, vertebral kırık, özefagusun endoskopik enstrümentasyonlarla travması, entübasyon travması gibi sebeblerle olabilir. Parafarengeal ve prevertebral alandan enfeksiyon buraya gelebilir. Boğaz ağrısı, disfaji, odinofaji, boyunda LAP, hafif boyun rijiditesi ve ayrıca çocuklarda daha göze çarpan irritabilite, iştahsızlık, ateş, boğuk sesle ağlama, salya artışı bulunur. Boyun hasta tarafa doğru eğilir ve hiperekstansiyon gelişir. İleri olgularda dispne gelişir. Muayenede orofarenksin (posterior faringeal duvarın) bir tarafında şişlik saptanır. Bu pott absesi ile karıştırılmamalıdır. Muayene esnasında apseyi rüptüre etmemek için çok dikkatli davranılmalıdır. Ayırıcı tanıda krup, epiglottit, peritonsiller apse ve menenjit düşünülmelidir. Tanıda lateral grafi ve BT yeterli olur. Tedavide hospitalizasyon, intravenöz antibiyoterapi ve cerrahi drenaj (transoral veya eksternal) yapılmalıdır. Entübasyonda dikkatli olunmalıdır. Transoral drenaj hasta Trendelenburg pozisyonunda yapılır. Önce aspirasyonla kültür alınır. Dren koyulmaz (aspirasyon riski). Aspirasyonla kan geliyorsa karotis (internal) rüptürü Pott absesi; abselerdir, tüberküloza superior bağlı konstrüktör soğuk kasın vertebrada yapıştığı orta hat olan median veya midline rafe nedeniyle orta hatta tek tarafta sınırlıdır. Lateral grafide C2 seviyesinde yumuşak doku kalınlığı normalde 3,5 mm dir. 7 mm den fazla olması çocuk ve erişkinlerde RFA yönünden pozitif kabul edilir. C6 seviyesinde ise çocuklarda 14 mm, eriskinlerde ise 22 mm den fazla olması patolojiktir. tehlikesine karşı ve ayrıca diğer alanlara da yayılım varsa eksternal drenaj yapılmalıdır. SKM önünden insizyon yapılarak retrofarengeal alana girilir ve dren konulur. 435

14 Komplikasyonları; diğer alanlara yayılabilir, apse rüptürü sonucu aspirasyon, pnömoni gelişebilir, alar fasiayı geçerek tehlikeli bölgeye geçip mediastinit gelişebilir. Tehlikeli alan: RFA nın arkasındadır. Derin boyun fasyasının alar ve prevertebral tabakaları arasındadır ve kafa tabanından diaframa kadar devam eder. Vertebra cisimlerini ve M. Longus colli yi sarar. Bu boşluğun tehlikeli olarak isimlendirilmesinin nedeni içerdiği gözeli yumuşak dokulardan dolayı enfeksiyon yayılımına çok az direnç göstermesi ve buradaki enfeksiyonun kolaylıkla mediastene ve diaframa kadar ilerleyebilmesidir. Retrofarengeal apsenin alar fasyayı penetre etmesi veya prevertebral apsenin prevertebral fasyayı penetre etmesi veya lateral farengeal alandaki apsenin buraya ilerlemesi sonucu olur. Enfeksiyon bir kez buraya geldiğinde posterior mediastinumda diyaframa kadar ilerler. Tanı ve tedavileri RFA gibidir. Prevertebral alan: Anteriorda prevertebral fasia, posteriorda vertebra korpusları arasındadır. Lateralde bu fasya transvers çıkıntılara yapışır ve lateral sınırı oluşturur. Tüm vertebral kolon boyunca uzanır. Bu bölgedeki fasya ve kaslar arasında olan kalın fibröz bağlardan dolayı buradaki enfeksiyon lokalize kalma eğilimindedir, tehlikeli alana yayılım pek görülmez. Antibiyotik çağı öncesinde burada sıklıkla soğuk apselere (vertebral korpus tüberkülozunun yayılımı sonucu Pott s apsesi) rastlanırken, günümüzde travma, vertebra kırığı, servikal osteomiyelitin anterior yayılımı sonucu enfeksiyon gelişebilir. Semptomlar nonspesifiktir. Yutmayla kötüleşen boyun ve omuz ağrıları, disfaji ve nadir olarak da dispne görülebilir. Visseral vasküler alan (VVA): İKA, IJV ve N. vagusu sarmalayan karotis kılıfının içindeki potansiyel bir boşluktur. Derin boyun fasyasının her üç tabakası da bu kılıfı (alanı, bosluğu) olusturduğundan herhangi bir yerdeki DBE burayı tutabilir. Tıpkı prevertebral boşluk gibi VVA da kompakt bir yapıdır ve enfeksiyonun yayılmasına dirençlidir ve genellikle enfeksiyon lokalize kalır. Ancak kafa tabanından mediastene kadar uzanan bu alan mediastene geçiş yapan enfeksiyonların en sık kullandığı yoldur (Lincoln yolu). Tek başına bu bölgede enfeksiyon IV ilaç bağımlılığında ve santral venöz katater uygulaması dışında genellikle görülmez. Bu alana enfeksiyon en sık parafarengeal bölgeden gelir. Enfeksiyon nedeniyle IJV trombüsü oluşabilir, ateş, şok, bakteriyemi, emboli, metastatik apse, septisemi görülebilir. Farinks yada kulaktan olan kanamalar olası karotis rüptürünün habercisidir. Karotis erozyonu ortaya çıkabilir ve ölümcül olabilir. Tedavide IV antibiyoterapi, drenaj, antikoagülan tedavi uygulanır. IJV bağlanması gerekebilir. KAYNAKLAR 1. Koç C. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi. Güneş Kitabevleri, 2. Baskı, Çelik O. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi. Asya tıp Kitabevi, 2. Baskı,

15 3. Lee KJ. Essential otolaryngology Head Neck Surgery. Güneş Kitabevleri, 8. Baskı, Montgomery WW. Larinks, trakea, özefagus ve boyun cerrahisi. Çeviri editörü: Çetin Kaleli. Nobel tıp kitabevleri Silver CE, Rubin JS. Baş ve boyun cerrahisi atlası. Nobel tıp Kitabevleri, İstanbul, Önerci M. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Hastalıkları, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi, Ankara Bailey BJ, Calhoun KH. Kulak Burun Boğaz ve baş boyun cerrahisi atlası. Çeviri editörü: Gül Caner, Tayfun Kirazlı. Asya tıp Kitabevi, 1. Baskı, İzmir Önerci M. Sorularla Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Güneş Kitabevi, Ankara

DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARI

DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARI DERİN BOYUN ENFEKSİYONLARI Giriş: Derin Boyun Enfeksiyonları (DBE), 2.yy'da Galen'in tanımlamasından beri bilinen, tanı ve tedavisi yüzyıllardan beri sorunlu olan bir hastalık grubudur. Ciddi morbidite

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

BAŞ-BOYUN LENF NODLARI

BAŞ-BOYUN LENF NODLARI BAŞ-BOYUN LENF NODLARI Dr. Yusuf Öner GAZİ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ A.D. ANKARA LENFATİK SİSTEM Lenfatik sistem farklı bölgelerdeki lenf nodlarından geçerek, lenf sıvısını venöz sisteme taşıyan

Detaylı

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI)

KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) KLİNİK İNCİLER (ÜST SOLUNUM YOLU ACİLLERİ VE ALT SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI) Dr.Gülbin Bingöl Karakoç Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi K.İnci 1: Bebek K, 2 günlük kız hasta Meme emememe, morarma yakınması

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula BACAK YARALANMALARI Gülçin BACAKOĞLU Giriş Alt bacak yaralanmaları daha sık görülür Tibia en sık kırılan kemiktir Beraberinde önemli yumuşak doku yaralanmaları oluşabilir Değerlendirmede hikaye ve FM önemlidir

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI CERRAHİ BİRİMLERDE ANTİBİYOTİK PROFLAKSİSİ TALİMATI AMAÇ: Operasyon sırasında potansiyel patojen mikroorganizmaların dokularda üremesini engelleyerek cerrahi alan İnfeksiyonu

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan Kemik ve Eklem Enfeksiyonları Dr Fahri Erdoğan KEMİK VE EKLEM ENFEKSİYONLARI Erken tanı ve tedavi Sintigrafi, MRI Artroskopik cerrahi Antibiyotik direnci Spesifik M.Tuberculosis M. Lepra T.Pallidumun Nonspesifik?

Detaylı

NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi

NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hedefler ve sunum akışı Mukozal yüzey anatomisi Varyasyonlar / tuzaklar Radyolojik değerlendirmede

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 12/o4/2014 Akılcı antibiyotik kullanımı Antibiyotiklere

Detaylı

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları

Sunum Planı. Hayatı Tehdit Eden. Enfeksiyon. Kimler Risk Altında? Nasıl Sınıflanıyor MSS Enfeksiyonları Sunum Planı Hayatı Tehdit Eden Enfeksiyonlar Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp Anabilim Dalı MSS Enfeksiyonları Ensefalit Erken dönemde oldukça benign bir görüntü Yoğun yumuşak doku nekrozu Sistemik toksisite Yüksek

Detaylı

OTOLARİNGOLOJİK ACİLLER

OTOLARİNGOLOJİK ACİLLER PLAN OTOLARİNGOLOJİK ACİLLER Alten OSKAY 27/07/2010 Sinüzit komplikasyonları Orbital komplikasyonlar Periorbital selülit Frontal osteomiyelit Kavernöz sinüs trombozu İntrakranial komplikasyonlar Kulak

Detaylı

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi

Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Kesici Delici Alet Yaralanmaları ve Takibi Dr. Şükran KÖSE Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Sunum Planı Kesici-delici alet yaralanmalarında

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER AKCİĞER KANSERİ Akciğer kanseri; akciğerlerde anormal hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalması sonucu ortaya çıkar. Kanser hücreleri akciğerlere, komşu dokulara veya vücudun diğer bölgelerine yayılabilir.

Detaylı

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08 TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08 Tiroid bezi boyun ön tarafında yerleşmiş olup, nefes, yemek borusu ve ana damarlarla yakın komşuluk gösterir. Kelebek şeklinde olup

Detaylı

MEDİASTİNİT VE CERRAHİ TEDAVİSİ

MEDİASTİNİT VE CERRAHİ TEDAVİSİ MEDİASTİNİT VE CERRAHİ TEDAVİSİ Cengiz GEBİTEKİN, FETCS Uludağ Üniversitesi Tıp Fak. Göğüs Cerrahisi ABD BURSA MEDİASTİNİT Mediastinit; geç teşhis edildiğinde ve/veya yetersiz tedavi edildiğinde yaşamı

Detaylı

BAŞ BOYUN PATOLOJİLERİ. Prof. Dr. Sinan Celayir İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı

BAŞ BOYUN PATOLOJİLERİ. Prof. Dr. Sinan Celayir İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı BAŞ BOYUN PATOLOJİLERİ Prof. Dr. Sinan Celayir İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Tiroglossal Kist Konjenital boyun kitleleri içerisinde en sık olandır (% 75) Embriyoloji 4-8 haftalık

Detaylı

NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi

NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi NAZOFARİNKS-OROFARİNKS-ORAL KAVİTE ANATOMİSİ Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hedefler ve sunum akışı Mukozal yüzey anatomisi Temel patolojileri Varyasyonlar / tuzaklar Radyolojik

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

OLGU 3 (39 yaşında erkek)

OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yakınma OLGU 3 (39 yaşında erkek) Yaklaşık dört aydır öksürük, Kanlı balgam çıkarma, Göğüs ağrısı ve halsizlik yakınmaları Özgeçmiş Beş yıl önce çekilen akciğer radyogramında sağ üst ve alt zonda tespit

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,

Detaylı

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Kolon tümörlü olguların %40-50 sinde karaciğer metastazı gelişir ; % 15-25 senkron (primer tm ile /

Detaylı

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMASI VE RADYOLOJİ Hangi hastalara görüntüleme

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Ar. Gör. Dr. Abdullah Heybeci Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Saime Tuncer Prof.

Detaylı

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Yabancı cisim aspirasyonu (YCA) Epidemiyoloji YCA çocukluk yaş grubunun önemli morbidite ve mortalite

Detaylı

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular

TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5. Sorular TRD KIŞ OKULU KURS 1, Gün 5 Sorular Soru 1 T1 ve T2 ağırlıklı spin eko sekanslarda hiperintens görülen hematom kavitesinin evresini belirtiniz? a) Akut dönem b) Hiperakut dönem c) Subakut erken dönem d)

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR? LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.

Detaylı

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Asendan AORT ANEVRİZMASI Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı

Detaylı

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 KLİMİK İZMİR TOPLANTISI 21.11.2013 OLGULAR EŞLİĞİNDE GÜNDEMDEKİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Olgu E.A 57 yaşında,

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Latince gerilme anlamına gelir. İstemli kasların tonik spazmıyla karakterize akut bir toksemidir. Etken: Clostridium tetani

Detaylı

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Tıkanma Sarılığı Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Normal serum bilirubin düzeyi 0.5-1.3 mg/dl olup, 2.5 mg/dl'yi geçerse bilirubinin dokuları boyamasıyla klinik olarak sarılık ortaya çıkar. Sarılığa yol

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Olgu Sunumu 20 Ekim 2016 Perşembe

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Olgu Sunumu 20 Ekim 2016 Perşembe Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Olgu Sunumu 20 Ekim 2016 Perşembe Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Ayşe Tekin Yılmaz Ko aeli Ü

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ

H 1 KBB 7002 KULAK BURUN BOĞAZ ONKOLOJİ KONSEYİ KBB 21 KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ Dr. Mustafa KAZKAYASI / 1 Dr. Nuray Bayar MULUK / 2 Dr. Rahmi KILIÇ / 3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS KBB 7001 MAKALE VE SEMİNER SAATİ K.B.B. A.D. de tıpta

Detaylı

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR

RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR NÖRORADYOLOJİ NÖRORADYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ ve GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI-DÜTF- DİYARBAKIR Dr. Faysal EKİCİ İNCELEME YÖNTEMLERİ DİREKT GRAFİLER BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ MANYETİK

Detaylı

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş 1 Olgu 1: 4 aylık erkek çocuk 2 Üç gündür ateş, boynun sağ yanında şişlik. Bu bölgede yaygın şişlik-kızarıklık ve ısı artışı. Ağız içerisinde Stenon

Detaylı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı Genel olarak; Tümör hacmi arttıkça Evre ilerledikçe Kombine

Detaylı

ÇOCUK ONKOLOJİ BD. OLGU SUNUMU 12 ŞUBAT 2019

ÇOCUK ONKOLOJİ BD. OLGU SUNUMU 12 ŞUBAT 2019 ÇOCUK ONKOLOJİ BD. OLGU SUNUMU 12 ŞUBAT 2019 Arş. Gör. Dr. Yeşim Ece Avukatoğlu Uz. Dr. Mehmet Azizoğlu Dr. Öğr. Gör. Uğur Demirsoy Prof. Dr. Funda Çorapcıoğlu 3,5 yaş kız hasta Şikayeti: Boyun bölgesinde

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı: Amaç: Göğüs Cerrahisi stajı sonunda 5.sınıf öğrencileri, bir tıp fakültesi mezunu pratisyen hekimin bilmesi gereken konulara hakim olacak, gerekli

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI VE ANTİBİYOTİK PROFİLAKSİ REHBERİ Antibiyotik Kontrol Ekibi Kıymet Çelebi Yrd.Doç.Dr.UĞUR Aydın Doç.Dr.Kamile Erciyas Sorumlu Hemşire Endodonti ABD/Kalite

Detaylı

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ BİRİNCİL KEMİK KANSERİ KONDROSARKOM (KS) PROF. DR. LEVENT ERALP Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı İÇİNDEKİLER Kondrosarkom Nedir? KS dan kimler etkilenir? Bulgular nelerdir? KS tipleri nelerdir? Risk faktörleri

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Şubat 2018 Çarşamba. Dr.

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Şubat 2018 Çarşamba. Dr. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Şubat 2018 Çarşamba Dr. Gökberk Özcan 16 yaş, kız hasta Yakınma: Sol ayakta ağrı, 2. ve 3. parmaklarda

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Olgu Eşliğinde Sepsise Yaklaşım

Olgu Eşliğinde Sepsise Yaklaşım Olgu Eşliğinde Sepsise Yaklaşım Prof. Dr. Çağrı BÜKE E.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 07.02.2015 (2) Çağrı BÜKE 1 Olgu 70 yaşında erkek hasta. Üşüme-titreme ile yükselen ateş, öksürük,

Detaylı

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 1 Öğrenim Hedefleri Kulak yabancı cisimlerinin kliniğini anlatabilmelidir ve bu durumda hastaya nasıl yaklaşılabileceğini anlatabilmeli ve hasta üzerinde uygun bir olgu ise yabancı

Detaylı

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?' Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?' Serdar Sedat IŞIK 1,2 1 T.C.Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Detaylı

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

Meme Kanseri ve Ateş. Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı Meme Kanseri ve Ateş Dr. Ömer Fatih Ölmez Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı VAKA-1 52 yaş, kadın hasta Meme kanseri nedeni ile 1 hafta önce aldığı adjuvan kemoterapi sonrası ateş

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü Giriş Yaşlılarda Karın Ağrısı Dr. Mutlu Kartal Şubat 2010 ABD de 2000 yılında 600 binden fazla yaşlı karın ağrısı başvurusu var 2030 yılında toplumun %20 si yaşlı olacak!!! 25 milyondan fazla acil servis

Detaylı

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER

TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER TRAKEA CERRAHİSİNDE TEMEL PRENSİPLER İ.Ü. CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI Dr Ahmet DEMİRKAYA 21 Eylül 11 Çarşamba C6-T4 arasında uzanan trakea infrakrokoid seviyeden karinaya kadar

Detaylı

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Özet: Göğüs duvarı anatomisi Kesitsel anatomi Varyasyonel görünümler Toraks

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ. Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum ÜVEİT EL KİTABI Üveit nedir? Üveit atağı nedir? Gözün iris (gözün renkli kısmı), siliyer

Detaylı

Klinik olarak huzursuzluk ve hipotansiyonun eşlik ettiği olgularda perikardial tamponad kuvvetle düşünülmelidir

Klinik olarak huzursuzluk ve hipotansiyonun eşlik ettiği olgularda perikardial tamponad kuvvetle düşünülmelidir Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Penetran Toraks Travmaları Göğüs Duvarı Yaralanmaları: Bıçak ya da düşük kalibreli silah yaralanmalarında göğüs

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk Duktus Torasikus ve Şilotoraks Tanım: Duktus torasikus; baş, boyun, göğüs duvarının sağ kısımları, sağ akciğer ve

Detaylı

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER 1. Vankomisin Vankomisin, Nocardia Orientalis in (eskiden Streptomyces orientalis olarak bilinen) belli suşlarından elde edilen amfoterik

Detaylı

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI DÖNEM-V DERS PROGRAMI TEORİK DERSLER: 1- Toraksın cerrahi anatomisi (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 2- Göğüs cerrahisinde invaziv tanı yöntemleri (Yrd.Doç.Dr.Rasih YAZKAN) 3- VATS (Video yardımlı torakoskopik

Detaylı

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç

Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem. Dr.Fazilet Karakoç Alt Solunum Yolu Enfeksiyonları Erken Komplikasyonları Akciğer absesi,pnömatosel ve Ampiyem Dr.Fazilet Karakoç Çocuklarda Akciğer Absesine yatkınlık: Şiddetli enfeksiyonlar: Menenjit, Septisemi Osteomyelit,Septik

Detaylı

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Pulmoner Vasküler Hastalıklar AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AKCİĞER HASTALIKLARI VE YOĞUN BAKIM GÜNLERİ TANI VE TEDAVİDE

Detaylı

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. KARIN TRAVMALARI Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. Amaçlar Karnın anatomik sınırlarını, Penetran ve künt travmalar arasındaki

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

Santral Venöz Kateter. Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi

Santral Venöz Kateter. Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi Santral Venöz Kateter Hem. Güliz Karataş Hacettepe Ped KİT Ünitesi 8 yaşında ALL VAKA sürecinde SVK TANI : 8/2010 RELAPS 1/2011 KİT 6/2011 7/2011 3/2013 +55.gün +13.ay hafif kgvhh Santral venöz Port kateter

Detaylı

Endotrakeal Entübasyon

Endotrakeal Entübasyon Endotrakeal Entübasyon Hazırlayan Doç. Dr. Erkan GÖKSU Yönetiminin amacı Primer amaçlar: bütünlüğünü korumak Oksijenizasyonu sağlamak Ventilasyonu sağlamak Aspirasyonu engellemek Sekonder Resüsitasyon

Detaylı

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. PTU sonrası vaskülit İlaç ve Vaskülit Propiltiourasil birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. Propiltiourasil Daha çok P-ANCA pozitifliği PTU ile tedavi

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

SERVİKAL DİSK HERNİSİ

SERVİKAL DİSK HERNİSİ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SERVİKAL DİSK HERNİSİ (Boyun Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ SERVİKAL MYELOPATİLİ HASTALARIN YAKINMALARI Omurga, omur denilen

Detaylı

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler

ORBİTA ORBİTA KİTLELERİ 1- LAKRİMAL BEZ KİTLELERİ: - Lenfoid prolefilasyonlar - Epitel kökenli iyi ya da kötü huylu tümörler ORBİTA ORBİTA ANATOMİSİ Orbita bulbus okuli, ekstraoküler kaslar, optik siniri içeren yağ ve bağ dokusundan zengin kavitedir.sık rastlanan orbita hastalıkları, tanı ve tedavi yöntemlerinden kısaca bahsedecek

Detaylı

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı. aturna@istanbul.edu.tr

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı. aturna@istanbul.edu.tr Pnömotoraks Akif Turna! Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı aturna@istanbul.edu.tr! Sunum Sırası Pnömotoraksın tanımı ve sınıflandırılması Tedavi (Konservatif ve Cerrahi tedavi) Bilateral

Detaylı

GÖĞÜS CERRAHİSİ STAJI

GÖĞÜS CERRAHİSİ STAJI GÖĞÜS CERRAHİSİ STAJI STAJIN TANITIMI EĞİTİM DÖNEMİ STAJ SÜRESİ YERLEŞKE EĞİTİM BİRİMLERİ DERSHANE : Dönem V : 6 iş günü : İbni Sina Hastanesi : Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Kliniği, Polikliniği, Yoğun

Detaylı

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri

BİLDİRİ. 3 (Bildiri ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster Bildiri BAŞ-BOYUN RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 ( ID: 30)/İnfantil Subglottik Hemanjioma: Tedavi Öncesi Ve Sonrası Bilgisayarlı Tomografi Bulguları 3 ( ID: 60)/Travmatik orbital leptomeningeal kist Poster

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Dr. İlker Akbaş Bingöl Devlet Hastanesi Acil Servisi Antalya - Nisan 2018

Dr. İlker Akbaş Bingöl Devlet Hastanesi Acil Servisi Antalya - Nisan 2018 Dr. İlker Akbaş Bingöl Devlet Hastanesi Acil Servisi Antalya - Nisan 2018 Glenohumeral eklem çıkıkları Omuz eklemi (glenohumeral eklem) en sık çıkan eklem Tüm acil servis başvurularının %1,7 İki yaş grubunda

Detaylı

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI BOYUN AĞRILARI BOYUN ANOTOMISI 7 vertebra, 5 intervertebral disk, 12 luschka eklemi, 14 faset eklem, Çok sayıda kas ve tendondan oluşur. BOYNUN FONKSIYONU Başı desteklemek Başın tüm hareket

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi

Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kayseri. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hedefler TRAVMA RADYOLOJİSİ Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ, Kayseri Servikal Grafiler Teknik Lateral Servikal Grafi Lateral AP Açık-Ağız Ağız Odontoid Teknik Supin İmmobilize Yandan Kollara traksiyon Supin

Detaylı

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ DONUK OMUZ - FROZEN SHOULDERADEZİV KAPSÜLİT Adeziv kapsulit omuz ekleminde, eklem kapsülünün kronik iltihabi bir durumu olup eklem kapsülünde kalınlaşma, sertleşme ve

Detaylı

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD GT, 62 y, kadın Nüks tiroid papiller CA Kitle eksizyonu (özefagus ve trake den sıyırılarak) + Sağ fonksiyonel; sol radikal

Detaylı

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

BAŞ-BOYUN TÜMÖRLERİ-II. Suprahyoid-infrahyoid bölge. Dr. Nezahat Erdoğan. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi. peritonsiller. visse ral.

BAŞ-BOYUN TÜMÖRLERİ-II. Suprahyoid-infrahyoid bölge. Dr. Nezahat Erdoğan. İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi. peritonsiller. visse ral. pfb peritonsiller visse ral Retrofa ringeal karotit parotis bukkal tehlikeli temporal BAŞ-BOYUN Suprahyoid-infrahyoid bölge TÜMÖRLERİ-II submental submandibuler Posterior üçgen prevertebral Dr. Nezahat

Detaylı