TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 MİLLİYET GAZETESİ...7 SABAH GAZETESİ...11 RADİKAL GAZETESİ...

Transkript

1 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ...2 Yunanistan'da borç takasına katılım sonuçlandı Euro da istikrar işareti var ama görünüm riskli Yeni teşvik paketi cari açığı çözmeye yardımcı olacak Otomotiv üretiminde yavaşlama eğilimi B planı devreye girince 3 üncü köprü ihalesinde 9 şirket şartname aldı MİLLİYET GAZETESİ...7 Hakkınızı arayın kart aidatını alın Koç: Fiat ile 40 yıllık uyumlu ortaklığımız var 2012 sonunda enflasyon %7.20 dolar 1.79, büyüme %3.6 Ocakta sanayi üretimi beklenenin ötesinde yavaşlamamış SABAH GAZETESİ...11 İDO İzmir'e 6 saatte gidecek Fatih'in hatırına 3. dev de geldi Büyükşehir'den İstanbul'a dev GYO İletişimde vergi indirimi olabilir RADİKAL GAZETESİ...13 Sanayide çarklar yavaşladı Uğur Gürses...ABD de faizi bastırma dönemi HABERTÜRK GAZETESİ...15 SIM Kart vergisi kalkıyor! Araç sahipleri için önemli haber Altın yükseliyor! DÜNYA GAZETESİ...17 Koç Holding'in 2011 net karı yüzde 23 arttı Netaş'tan 18 milyon liralık kar Bankaların satış süreçlerinin uzamasından rahatsız oluyoruz OSMAN AROLAT... İnsanı heyecanlandıran yeni kavram TEVFİK GÜNGÖR... Ocak üretimi tahminden de kötü mü?

2 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ Yunanistan'da borç takasına katılım sonuçlandı Yunanistan hükümetinin Özel Sektör Katılımı (PSI) olarak bilinen tahvil takası anlaşmasına katılım oranı yüzde 85.8 oldu. Maliye Bakanlığı yaptığı açıklamada, ellerinde Yunan tahvili bulunan özel kreditörlerin yüzde 85,8'inin anlaşmaya dahil olmayı kabul ettiğini, anlaşmayı kabul eden özel kreditörlerin elindeki Yunan tahvillerinin tutarının 172 milyar euroyu bulduğunu bildirdi. Avro bölgesi maliye bakanları arasında bugün düzenlenecek telekonferansta programın sonuçları değerlendirilecek. PSI ile Yunanistan'ın özel sektöre olan 206 milyar euroluk borcunun 107 milyar euro kadarının silinmesi amaçlanıyor. Takas 12 Mart'ta Anlaşmaya göre, ülkenin özel sektör kreditörleri, ellerindeki tahvilleri nominal değerleri üzerinden yüzde 53,5 kayıpla, daha uzun vadeli ve düşük faizli yenileriyle değiştirecek. Kreditörlerin reel kaybı yüzde 70 olacak. Yunan yasası altındaki 177 milyar euroluk tahvillerin takası 12 Mart'ta yapılacak ve resmi programa göre aynı gün Euro Grubu'nda görüşülecek.; PSI anlaşmasıyla Yunanistan 20 Mart'ta vadesi dolacak 14.4 milyar euroluk eski tahvillerin itfasından da kurtulacak. Anlaşmaya varılması, AB ve IMF tarafından Yunanistan için hazırlanan 130 milyar euroluk ikinci kurtarma paketinin ön koşulu olarak gösterilmişti. Euro da istikrar işareti var ama görünüm riskli Son dönemlerdeki verilerin Euro Bölgesi ekonomisinde istikrar işaretlerini teyit ettiğini söyleyen Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, Eldeki veriler olumlu sinyal veriyor. Ancak ekonomik görünüm için hâlâ aşağı yönlü riskler var diye konuştu. AVRUPA Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, eldeki verilerin Euro Bölgesi ekonomisinde istikrar işaretlerini teyit ettiğini belirterek, Euro Bölgesi nde ekonomik faaliyetlerin görünümü için daha önce öngördüğümüz değerlendirme şubat ayı başından bu yana elde edilen verilerce doğrulandı. Ancak ekonomik görünüm için hâlâ aşağı yönlü riskler söz konusu dedi. Yüzde 2 yukarısında olacak Draghi, ECB nin Frankfurt ta faiz toplantısının ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi: Petrol fiyatlarında ve dolaylı vergilerdeki artış muhtemelen enflasyon oranını 2012 yılında yüzde 2 seviyesinin üzerinde seyretmesine yol açacak. Enflasyon için yukarı yönlü riskler devam ediyor. Fiyat gelişmelerinin fiyat istikrarına uygun sürmesini bekliyoruz.

3 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Bilançolar büyümeye sekte vurur Euro Bölgesi nde geçen yıl son çeyrekte reel gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 0.3 daraldığını hatırlatan Draghi, şu bilgileri verdi: Son ekonomik veriler faaliyetlerin istikrarına işaret ediyor. Buna rağmen istikrar hâlâ düşük seviyede seyrediyor. İleriye baktığımızda bu yıl Euro Bölgesi nde ekonominin aşamalı olarak toparlanacağını tahmin ediyoruz. Ekonomik faaliyetler için görünümün dış taleple, çok düşük kısa vadeli faiz oranları ve bölgedeki finansal sektörün daha iyi işlemesini sağlamak için alınan önlemlerce desteklenmesi gerekiyor. Ancak finansal ve finansal olmayan sektörlerdeki bilanço düzeltmeleri sürecinin büyüme hızına sekte vurmaya devam etmesi öngörülüyor. Almanya: Euro ya geçmesi hataydı ALMANYA Ekonomi Bakanı Walfang Schauble, Yunan mevkidaşı Evangelos Venizelos ile bir görüşmesinde, Yunanistan ın Euro dan çıkıp drahmi ye dönmesi konusunu gündeme getirdiğini belirtti. Floransa Üniversitesi nde öğrencilere konuşan Schauble Yunan tarafı yüzde 100 Euro da kalma yanlısıydı. Euro da kalmak için her şeyi yapmaya hazır olduklarını söylediler dedi. Schauble Yunanistan ın Euro ya geçişinin hata olduğunu belirtti. Stefanopulos kira indirimi istedi YUNANİSTAN da yılları arasında cumhurbaşkanı olan Kostis Stefanopulos, Atina nın Kolonaki semtinde yıllardır kiracısı olduğu ev sahibine artık 1200 Euro luk kirayı ödeyemeyeceğini belirterek 300 Euro indirim yapmasını istedi. Stefanopulos, kiranın yüzde 25 indirilmesi talebini avukat kızı aracılığıyla ev sahibine iletti. Medya Eğer eski cumhurbaşkanı kirasını ödeyemiyorsa, Euro maaş alan nasıl yaşayacak? yorumu yaptı. Yeni teşvik paketi cari açığı çözmeye yardımcı olacak Yatırım Teşvik Paketine ilişkin, Türkiye de üretimi olmayan, az olan ya da Türkiye nin ağırlıklı olarak ithal ettiği ürünlerin ülkede üretilmesi durumunda o sektör ve ürünlere yoğunlaştırılmış teşvik getireceklerini anlatan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Cari açığı doğrudan çözecek bir paket değil. Cari açık sorununun çözülmesine yardımcı olacak unsurlardan biri dedi. Başbakan a sunuldu Singapur da bulunan Ali Babacan, şu değerlendirmeyi yaptı: Teşvikle ilgili çalışmaların son safhasına geldik. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a sunumu yapıldı. Pakete son halinin verilmesinin ardından kamuoyuna açıklanacak. Bu konuda yapılacak çalışmalar ve atılacak adımlar çok önemli. AB iyi görünüyor AB deki borç krizi hakkında da kısa bir değerlendirme yapan Ali Babacan, şöyle konuştu: AB nin durumu yılbaşına oranla daha iyi gibi görünüyor. Avrupa Merkez Bankası nın aldığı kararların olumlu yansımaları oldu. Ayrıca 25 ülke lideri mali anlaşma konusunda mutabık kalarak, mali uzlaşmaya gitti. Uygulama safhasında ne yapılacağının izlenmesi önemli olacak. En kötü senaryo için dahi Türkiye nin kurumlarına hazır olmalarını söyledik. Yasa çıkınca memur zammı maaşa yansır KAMU çalışanlarının toplu sözleşmelerine ilişkin yasayı TBMM ye gönderdiklerini dile getiren Ali Babacan, Süreci Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı izleyecek. Bu süreç tamamlandıktan sonra ocak ayından itibaren artışlar maaşlara yansıtılacak. Bu anayasa değişikliğinden beri başlayan bir süreç. Her ülkede bu tür geniş kesimleri ilgilendiren gelişmeler etraflıca ve çok tartışılır dedi.

4 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Otomotiv üretiminde yavaşlama eğilimi Yılın Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 6, otomobil üretimi ise yüzde 14 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam üretim 179 bin adete, otomobil üretimi ise 88 bin adete geriledi. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, 2012 yılı Ocak-Şubat döneminde üretim minibüste yüzde 35, otobüste yüzde 12, kamyonette yüzde 3 oranında arttı, küçük kamyonda yüzde 11, büyük kamyonda yüzde 7, midibüste yüzde 3 oranında azaldı. Ticari araçlar ve özellikle ÖTV artışına maruz kalan hafif ticari araçlarda, 2011 yılı son aylarında başlayan talep azalmasının giderek büyüyen boyutu, 2012 yılı ilk 2 aylık dönemde de ihracattaki daralma ile birlikte üretimi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu dönemde, traktör üretimi ise yüzde 37 oranında artarak adet oldu Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam üretim yüzde 6, otomobil üretimi ise yüzde 14 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam üretim 179 bin adete, otomobil üretimi ise 88 bin adete geriledi. İhracat Yılın Ocak-Şubat döneminde bir önceki yıla göre, toplam otomotiv sanayi ihracatı yüzde 8, otomobil ihracatı ise yüzde 5 oranında azaldı yılı Ocak-Şubat döneminde toplam ihracat 125 bin adet, otomobil ihracatı ise 54 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, ticari araç ihracatı ise yüzde 5 düşüş ile 54 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Traktör ihracatı ise yüzde 254 gibi önemli oranda arttı ve 2 bin 208 adet düzeyine yükseldi. Pazar Ocak-Şubat döneminde toplam pazar, 2011 yılı aynı dönemine göre yüzde 32 oranında azalarak 75 bin adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otomobil pazarındaki düşüş yüzde 27 düzeyinde gerçekleşti ve pazar 50 bin adede geriledi yılı ikinci yarısında olduğu gibi 2012 yılı ilk 2 aylık dönemde de, kredi hacmini daraltmaya yönelik olarak TCMB'nin ekonomiyi soğutmak amacı ile kredileri daraltmak üzere almış olduğu kararlar ve Türk Lirasındaki değer kaybı özellikle otomobil satışları artış hızını olumsuz etkilemeye devam ediyor yılı Ocak-Şubat döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre hafif ticari araç pazarındaki düşüş yüzde 41 gibi önemli bir oranda gerçekleşti ve pazar 21 adet düzeyinde gerçekleşti. Hafif ticari araçlardaki ÖTV artışı nedeni ile satışlarda 2011 Ekim ayında başlayan düşüşün 2012 yılı Şubat ayında da etkisini artırarak devam ettiği görülüyor yılı Ocak-Şubat döneminde 2011 yılı aynı dönemine göre kamyon pazarı yüzde 41 gibi önemli oranda azaldı ve 3 bin 462 adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde otobüs pazarı ise yüzde 24 oranında azaldı ve 207 adet oldu yılı Ocak-Şubat döneminde bir önceki yıla göre ağır ticari araç pazarı yüzde 36 oranında daraldı ve 4 bin 105 adet düzeyinde gerçekleşti.

5 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ B planı devreye girince 3 üncü köprü ihalesinde 9 şirket şartname aldı 3 üncü Köprü Projesi ndeki son durumu değerlendiren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, 8-9 tane şartname satıldı. İnceleyenlerin sayısı da 15 in üzerinde. Yaklaşık 2.5 milyar dolar yatırım yapılacak ve en az işletme süresini veren firma ihaleyi kazanacak dedi. ÖNÜMÜZDEKİ günlerde ihaleye çıkılacak olan 3 üncü Köprü Projesi ne ilginin yoğun olduğunu söyleyen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İlk ihaleye teklif gelmedi. Biz tekrar projeyi ele aldık, B planı uyguladık. 8-9 tane şartname satıldı. İnceleyenlerin sayısı da 15 in üzerinde dedi. İşletme süresi çok önemli CNBC-e ye konuşan Binali Yıldırım, projeyi iki parçaya böldüklerini anlatarak, şu bilgileri verdi: Köprü ve 95 kilometrelik bir paket, diğeri bir paket. Bu kez yeterli teklif geleceği düşüncesindeyim. Yaklaşık 2.5 milyar dolar yatırım yapılacak ve en az işletme süresini veren firma ihaleyi kazanacak. Her taraftan ilgilenenler var. Bu seferki ihaleye teklif gelmesini bekliyoruz. Bizim için önemli olan işletme süresi. Yapım esnasında harcanan paradan KDV ödeniyor normal şartlarda. KDV yi havalimanı ve deniz limanlarında kaldırdık. Yap-işlet-devret projelerinde de kaldırmayı düşünüyoruz. Tasarruf 3.5 milyar lira 3 üncü köprünün güzergahındaki arazilerin yüzde 75 inin kamuya ait olduğunu belirten Yıldırım, Arazi rantı olmadı. TIR lar sadece 3 ncü köprüden geçebilecek. Köprü ile 3.5 milyar dolarlık tasarruf sağlanacak. Körfez Geçişi Projesi nin takvimi de başladı. Beş yıl içinde proje yapılacak. Bu yıl içinde köprü ayakları dikilmeye başlanır dedi. 40 yıllık bakım yapılacak Binali Yıldırım, Boğaziçi Köprüsü nün bakıma alınacağı tartışmalarıyla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı: 2013 te köprü 40 yaşına basmış oluyor. 40 yıllık bakımı yapılacak. Bütün halatların elden geçmesi gerekiyor. Bu nedenle trafikte biraz sıkıntı yaşanacak. Tamamen kapatmayı düşünmüyoruz. Ancak zaman zaman gece saatlerinde şerit kapatması mecburen yapılacak. Çok yoğun saatlerde mecbur kalmazsak kapatmayacağız. İstanbul da zaten yoğun bir trafik yaşanıyor ün son çeyreğinde yapmayı planlıyoruz sonunda Marmaray ı işletmeye almayı düşünüyoruz. 3 üncü havalimanı için de bu yıl ihaleye çıkılacağını açıklayan Binali Yıldırım, şunları söyledi: Avrupa Yakası nda olacağı kesin. Bir yer belirlendi. Bu yıl yapım ihalesine çıkacağız. Kanal İstanbul da proje çalışmaları başladı, bitirebilirsek bu yıl, bitiremezsek seneye ihaleye çıkabiliriz. Cep te sim kart vergisi kalkıyor CEP telefon operatörlerinin sattıkları her Sim kart için, devlete ödedeği 34 liralık Özel İletişim Vergisi kalkıyor. GSM şirketleri her yeni sim kart satışında devlete 64 lira vergi öderken bu verginin 34 liralık kısmı İlk Tesis Özel İletişim Vergisi olarak tahsis ediliyor. Bu vergiyi müşterilerine yansıtmayan GSM operatörleri devlete her yıl önemli bir miktar kaynak aktarıyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, SIM kartlardan alınan vergi için bir çözüm getirilmeli. Burada yükü azaltmak gerek. Vergiyi hafifletme gündemde diye konuştu.

6 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Demiryolu için 30 milyar dolarlık yatırım yapılacak EURASIA Rail 2 nci Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı nın açılışında konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, demiryollarında 10 yıl içinde, 30 milyar dolarlık yeni yatırım ilave edileceğini belirterek, şu bilgileri verdi: Yüksek hızlı demiryolu ağını 10 bin kilometre, konvansiyonel demiryolu ağını da 4 bin kilometre artırarak toplam ağı 26 bin kilometreye yükselteceğiz. Edirne den Orta Asya ya uzanacak raylı sistem, Pekin ile Londra yı bağlayacak demiryolu koridoru olacak. Bombardier Türkiye yi üretim üssü yapabilir ALMAN demiryolu araçları üreticisi Bombardier, Türkiye de üretim planı yapıyor. Bombardier in Türkiye ye ilk metroyu yapan şirket olduğunu belirten Bombardier Transportation Teknik Müşaviri Nezih Ertürk, Türkiye nin performansını çok iyi buluyoruz. Türkiye yi bölgesel merkez özelliği nedeniyle üretim üssü haline getirmeyi planlıyorlar dedi.

7 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MİLLİYET GAZETESİ Hakkınızı arayın kart aidatını alın Bankalar kredi kartı aidatlarını ödememekte direnirken, hukuk tam tersini söylüyor. TÜDEF Başkanı Ali Çetin, 'Kart aidatları yasal değil. Mahkeme kararları tüketici lehine. Hakkınızı mutlaka arayın' diyor Kredi kartı aidatları ile ilgili tartışmalar sürüyor. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Ali Çetin de, bankaların aldıkları kart aidat paralarını geri ödemesi gerektiğini açıkladı. 'SÖZLEŞME HAKSIZ' Takvim'e konuşan Çetin, bankaların son 1 yılda tüketiciden 3.2 milyar lira kart aidatı tahsil ettiğini belirterek, "Aidatların geri alınamayacağı iddia eden bankalar yalan söylüyor. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin son kararıyla, 10 yıl geriye doğru aidatları alma imkanı doğmuştur. Kanunda zaman aşımı 10 yıldır" dedi. Kararın eski kartlar için de geçerli olduğunu ifade eden Çetin, "Kartını daha önce iptal ettirmiş vatandaş, geçmişe dönük ekstrelerini isteyebilir. Eğer banka direnirse banka memuru hakkında yasal işlem yapılır. Çünkü bu suçtur. Tüketici eksterisiyle hakem heyetlerine giderek dilekçe vermeli" diye konuştu. Hakem heyetlerindeki davaların 1-3 ay arasında sonuçlandığını söyleyen Çetin, çoğunlukla da tüketici lehine karar çıktığını belirtti. Bankaların sözleşmeleri gerekçe gösterdiğini hatırlattığımız Çetin, şöyle konuştu: "Yüksek yargı kararlarında, kanunda haksız şart olmasından dolayı sözleşmenin altına atılan hiçbir imza tüketiciyi zorlayamayacağı belirtiliyor. Çünkü kartı alabilmeniz için size o imzayı attırıyor. Yani şartlı imzalıyorsunuz." İZLENECEK YOL BELLİ 1- Bankanızın müşteri hizmetlerini arayarak, kesilen kart aidatını ödemek istemediğinizi ve bunun geri verilmesini talep edin. Eğer kabul ederlerse sorun yok. Etmezlerse ikinci maddeye geçin. 2- Bu kez bankanın hem genel müdürlüğüne, hem de şubenize yanda gördüğünüz dilekçeyi gönderin. Dilekçeyi iadeli taahhütlü gönderirseniz alan kişinin imzası da elinize gelecektir. 3- Dilekçeye rağmen hâlâ aidatınız ödenmemişse hukuk yolunu ya da bankayla görüşme yolunu seçeceksiniz. Bankanızı yeniden arayarak,'aidatı ödemezlerse kartı iptal edeceğinizi' söyleyebilirsiniz. Bu, genellikle sorunu çözüyor. Bankalar ya aidatı veriyor ya da sizinle pazarlığa başlıyor. 4- Bütün bunlara rağmen aidatınızı hâlâ alamadınız ve sizden kesilmeye devam ediyorsa, bu kez bulunduğunuz ilçedeki kaymakamlığın içindeki hakem heyetlerine gidebilirsiniz. Burada, hazır dilekçelere ekstrenizi de ekleyerek, ücretsiz şikayetçi olun. 5- Hakem heyetlerindeki aidat davalarının çoğunu tüketiciler kazanıyor. Banka, itirazını tüketici mahkemelerine yapıyor. Buradan da genellikle tüketiciler lehine karar çıkıyor. 6- Eğer kredi kartınız eski ve 10 yıllık kadarsa, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin son kararı gereğince geriye dönük tüm aidatlarınızı isteme hakkınız da var. Birden çok kredi kartınız için aynı işlemleri yapabilir ve hepsinin aidatını geri alabilirsiniz...

8 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Koç: Fiat ile 40 yıllık uyumlu ortaklığımız var Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Fiat la üretim ve ihracatta başarılı sonuçlar aldıklarını söyledi. Koç Holding ve Tofaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Fiat ile Koç Grubu nun 40 yılı aşan uyumlu bir ortaklığa sahip olduğunu belirttii. Tofaş ın Bursa da fabrikasında üretilen Fiat Doblo nun yeni versiyonunun Cenevre Otomobil Fuarı nda tanıtılması dolayısıyla açıklama yapan Mustafa Koç, Koç Grubu olarak Fiat ile 40 yılı aşan fevkalade uyumlu, her alanda hedeflenen sonuçlara ulaştığımız bir ortaklığımız, dostluğumuz var. Bugün 180 bin adedi aşkın ihracatı ve 2.6 milyar doları bulan ihracat rakamıyla sektör ihracatından yüzde 23 pay alan Tofaş, bu uyum sayesinde birçok markaya üretim yapmakta, gerek aldığı ödüller gerekse pazar payıyla başarılı sonuçlar almaktadır dedi. Doblo gurur veriyor Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Tofaş; Fiat, Peugeot, Citroen, Opel ve Vauxhall gibi beş önemli markaya kendi tesislerinde üretim yapmaktadır. Doblo Amerika ihracatı başladığında bu markalara RAM markası da eklenecek ifadesini kullandğı. Koç, ilk olarak tanıtıldığı 2010 yılından bu yana 180 bin adete yakın üretilen yeni Fiat Doblo yu otomobilin anavatanı ABD ye ihraç edecek olmanın hem Tofaş hem Koç Topluluğu hem de Türkiye adına çok gurur verici olduğunu da sözlerine ekledi. Cenevre Fuarı nda Doblo nun 7 koltuklu ve 120 HP lik 1.4 lt benzinli turbo motora sahip versiyonu ilk kez tanıtıldı. Fiat, Mazda ve Suzuki ile zemin yokluyor Amerikan Chrysler markasıyla ortaklığa giden ve firmanın yüzde 58 lik hissesine sahip Fiat, üçüncü bir markayla ortaklık için Suzuki ve Mazda ile görüşmeler yaptığını açıkladı. Üçüncü ortak arayışlarını hızlandıran Fiat ın, özellikle üretim adetlerini artırmak, araç geliştirme harcamalarını kısmak ve zayıf olduğu gelişmekte olan pazarlara erişimi sağlamayı amaçladığı belirtiliyor.fiat ın, bu şekilde yıllık 8 milyon adet üretim hedefine ulaşmak istediğine de dikkat çekiliyor. Cenevre Otomobil Fuarı nda soruları yanıtlayan CEO su Sergio Marchionne, Suzuki veya Mazda ile ortaklığa gitmelerinin iyi bir hamle olacağını kaydederken, Bu iki şirket, Fiat ın hedeflerine önemli katkı yapabilir. Suzuki ile sürekli görüşüyoruz. Mazda ile konuşuyoruz. Herkesle konuşuyoruz dedi. Suzuki yorum yapmazken, Mazda daha önce Ford la yaptığına benzer bir hissedarlık düşünmediğini söylüyor. Bu arada Chrysler Başkanı da olan Marchionne nin, 2011 yılında kar açıklamasına rağmen geçen yıl için Chrysler dan maaş almayı reddettiği bildirildi. Marchionne, şirketten maaşın ayın sıra prim veya hisse de almazken, Chrysler sadece ABD de kaldığı dairenin masraflarını ödüyor. Chrysler, 183 milyon dolar kar açıklamıştı sonunda enflasyon %7.20 dolar 1.79, büyüme %3.6 Merkez Bankası mart ayı 1. dönem beklenti anketinde, yıl sonu yıllık TÜFE beklentisi yüzde 7.20 ye geriledi. Şubat ayı 2. dönem anketinde beklenti yüzde 7.26 düzeyindeydi. Merkez Bankası mart ayı 1. dönem beklenti anketi sonuçlarını açıkladı. Buna göre, şubat ayı 2. dönem anketinde 62 milyar 715 milyon dolar düzeyinde olan yıl sonu cari açık beklentisi, 63 milyar milyon dolara yükseldi.

9 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Yıl sonu dolar kuru beklentisi ise 1,7938 liraya yükseldi. Şubat ayı 2. dönem anketinde beklenti lira seviyesindeydi. Şubat ayı 2. dönem anketinde yüzde 3.5 olarak belirlenen yıl sonu Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyüme beklentisi de yüzde 3.6 ya çıktı. Dolarda artış beklentisi Merkez Bankası şubat ayının ikinci dönem beklenti anketinde lira olan cari ay sonu dolar kuru beklentisi, mart ayı birinci dönem anketinde liraya yükseldi. Merkez Bankası nın, mali ve reel sektörde karar alıcı ve uzman kişilerle profesyonellerin beklentilerini saptamaya yönelik her ay iki kez düzenlediği beklenti anketinin mart ayı birinci dönem sonuçları açıklandı. TÜFE yükseliyor Ankete göre, cari ayın tüketici fiyat endeksi (TÜFE) beklentisi yüzde 0.62 den yüzde 0.57 ye geriledi. Gelecek ayın TÜFE beklentisi ise yüzde 0.57 den yüzde 0.64 e yükseldi. Ankette iki ay sonrasının TÜFE beklentisi de yüzde 0.67 olarak öngörüldü. Mart ayı 1. dönem anketinde yıl sonu yıllık TÜFE beklentisi yüzde 7.20 oldu. Şubat ayının ikinci dönem anketinde söz konusu beklenti yüzde 7.26 düzeyindeydi.

10 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Güngör Uras...Ocakta sanayi üretimi beklenenin ötesinde yavaşlamamış Ocak ayı sanayi üretim endeksi dün açıklandı. Göstergeler üretimde duraklama işareti veriyor. - Cari açığın (döviz açığının) küçülmesi, üretimin yavaşlamasını bekleyenler için bu sevindirici bir gelişmedir.. - Büyümenin devam etmesini, istihdamın artmasını bekleyenlere göre ocak ayında üretimin yavaşlamasına üzülmek gerekir yılı sanayi üretimi 100 esası ile düzenlenen sanayi üretim endeksi ocak ayında oldu yılının aylık ortalama endeks sayısı idi. Demek ki, ocak üretimi, 2011 yılı ortalama aylık üretiminin altında. - Endeks sonuçları açıklanmadan önce bazı gözlemciler, ekonominin ocak ayında yavaşlamaya başladığı söylüyorlardı. Özellikle otomotiv sanayinin açıkladığı üretim rakamlarının düşüklüğü bu söylentileri destekliyordu. - Fakat genel kanı, 2011 in hızı ile sanayi üretimindeki artışın ocak ayında da devam ettiği, 2012 yılında devam edeceği yönünde idi. Bu kadarı beklenmiyordu Dün açıklanan ocak ayı sanayi üretim endeksleri, ocak ayında üretimde tahminlerin ötesinde bir duraklamayı işaret ediyor. Denilebilir ki ocak ayında hava şartları nedeniyle sanayi üretimi düşmüş olabilir. TÜİK şimdilerde Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış göstergeleri de yayınlıyor yılı ocak ayı arındırılmış endeks sayısı olarak açıklandı yılı ocak ayında bu sayı oldu. Demek ki mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endekse göre de sanayi üretimi bu ocak ayında 2011 yılı Ocak ayının gerisinde kalmış. - Sanayi üretim endekslerinin aylık değişimi, sanayideki üretimde istikrarı işaret eder. - Yıllık değişim oranları ise sanayide ve ekonomide büyümenin göstergesidir. Dikkati çeken son üç yılda ocak aylarında sanayi üretiminin bir önceki aya (Aralık ayına) göre gerileme göstermesidir. Endekslerdeki genel gerileme 2010 yılı Ocak ayında iken 2011 yılında olmuştu. Bu yıl ocak ayında ise olarak gerçekleşti. Yıl için tahmin güçleşti Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranlarının 2011 yılında aylık ortalaması yüzde 8.9 idi yılı ocak ayında sanayi üretim endeksi bir yıl önceki yılın ocak ayına göre yüzde 19.2 oranında artmıştı yılı Ocak ayında artış oranı yüzde 1.5 e geriledi. Bu ekonominin büyümesi açısından olumsuz bir gelişmeyi işaret ediyor. Böyle giderse 2012 yılında ekonominin yüzde 4 ün üzerinde büyümesi mümkün olamaz. Sadece ocak ayının göstergelerine dayalı olarak yılın tamamı hakkında tahminde bulunmak çok zordur. Fakat ocak ayı göstergesinin beklenenin çok altında olduğu da bir gerçek. İyi de... Mart ayının ortasına doğru ilerliyoruz... Sanayide üretim artıyor mu, duraklama mı var bunu hangi göstergelere bakarak bileceğiz?.. Ekonominin büyümesini isteyenler hangi göstergeye bakacak? Ekonomi yavaşlasın diyenler hangi göstergeyi izleyecek? Görülüyor ki, Türkiye de her türlü üretim için daha başka öncü göstergeler geliştirmek zorunluluğu var. Bir buçuk ay geriden gelen sanayi üretim göstergeleri ve 3 ay geriden gelen milli gelir hesaplarına dayalı olarak doğru ve etkili ekonomi politikaları oluşturmak mümkün değil.

11 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ SABAH GAZETESİ İDO İzmir'e 6 saatte gidecek İDO, 22 liraya İstanbul-İzmir seferleri yapacak. İDOBÜS adını verdiği yeni hizmetiyle feribot ve otobüs yolculuğunu birleştirecek firma 13 yere sefer düzenleyecek İstanbul Deniz Otobüsleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin (İDO) deniz ve kara ulaşımını entegre eden İstanbul-İzmir seferleri, 22 Mart'ta başlayacak. Yenikapı Genel Müdürlük binasındaki basın toplantısında bilgi veren İDO'nun yabancı ortağı ve İDOBÜS hizmetinin fikir babası Sir Brian Souter, bu sistemin benzersiz ve denizcilikte yepyeni bir kavram olduğunu ifade etti. Souter, ilk kez deniz araçlarında uygulanacak bu modelin daha da geliştirilebileceğini söyledi. GÜNDE 13 SEFER DÜZENLENECEK İdobüs hizmetiyle yolcuların deniz otobüsleriyle İstanbul-Kabataş'tan Bursa limanına 50 dakikada ulaştırılacağını, oradan da Kamil Koç ve Ulusoy seyahat firmalarının otobüsleriyle Balıkesir, Manisa ve İzmir'e taşınacağını anlatan Souter, bu yolculukla İstanbul-İzmir yolunun 1.5 saat kısalmış olacağını kaydetti. 22 Mart'tan itibaren İstanbul ve İzmir'den karşılıklı günde 13 sefer yapılacağını aktaran Souter, günün ilk saatlerinde neredeyse saat başı feribotların kalkacağını kaydetti. 20 OTOBÜS HİZMETTE İdobüs'ün, kentler arasında demiryolu gibi çalışacağına dikkati çekerek, başarılı olduğu ölçüde destinasyonların sayısının artırılabileceğini belirten Souter, günde 10 bin yolcu düşündüklerini aktardı. Souter, kötü hava şartlarında, daha büyük deniz araçlarını kullanacaklarını vurgulayarak otobüs sayısının şu an için 20 adet olduğunu bildirdi. BURSA'YA 1 TL'YE SEYAHAT İDO Yönetim Kurulu Başkan Vekili Önder Sezgi de, tr internet adresinden bilet satışlarına başlandığını belirterek seferlerin saat 06.00'da başlayacağını ve saat 24.00'e kadar süreceğini kaydetti. Sezgi, "Bursa'ya yapılacak seyahatler 1 TL'den başlayacak. 22 Mart'tan itibaren Bursa'ya 1 TL'ye seyahat edilebilecek. Fiyatlar, rezervasyon ve mesafeye göre 1 ila 12 TL civarında. En yüksek fiyat 25 TL olacak" dedi. Fatih'in hatırına 3. dev de geldi Fatih projesinin yarattığı potansiyel teknoloji devlerinin Türkiye'ye giderek artıyor. Son olarak Microsoft'un tepe yöneticisi Kevin Turner Türkiye'ye geldi Türkiye ekonomisindeki hızlı büyümenin yanı sıra Fatih projesinin yarattığı potansiyel yabancı teknolojii devlerinin Türkiye'ye ilgisini artırdı. BlackBerry ve Google'dan sonra Microsoft'un tepe yöneticisi Kevin Turner de Türkiye'ye geldi. Microsoft Türkiye'nin İstanbul'daki ofisinde Türkiye'nin önde gelen yöneticileri ve CIO'ları ile buluşan Microsoft COO'su Kevin Turner, bulut bilişimin Türkiye'deki kurumlara küresel alanda rekabet güçlerini artırabilme konusunda sunduğu avantajlara dikkat çekti. Microsoft'un Türkiye'deki iş ortakları ve önde gelen kuruluşların üst düzey yöneticileri ile bir araya gelen Kevin Turner, Microsoft Türkiye'nin ülkedeki çalışmalarını da baz alarak, yenilikçi teknolojileri kullanmaya ve geliştirmeye açık olan Türkiye'nin çok büyük bir potansiyeli olduğunu kaydetti. Turner bu yıl içerisinde Türkçe Windows Phone'un ve XBOX'ın pazara sunulacağını açıkladı. Turner, mobil platformlarda gecikmelerine ilişkin soruya ise "bu yıl içinde" yanıtını verdi.

12 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Windows 8'in getireceği yeniliklerden de bahseden Kevin Turner, "Windows 8 ile hiçbir alanda taviz vermeyen bir kullanıcı deneyimi yaşatıyoruz. Yeni işletim sistemi ile son kullanıcılara beğendikleri fonksiyoneliteyi sağlıyor" diye konuştu. TL İÇİN ÇALIŞIYORUZ Microsoft Türkiye'nin Genel Müdürü Tamer Özmen, simgesinin karakter tablolarına girmesi konusunda adımlar attıklarını belirtti. Tamer Özmen, "Kevin Turner'ın ziyaret edeceği ülkeler kapsamında Türkiye'yi seçmesi bizler için çok anlamlı. Türkiye'nin bilişim gücü olarak ülkemizi taşıdığımız yer, Microsoft'un da ilgisini çekiyor" dedi. Büyükşehir'den İstanbul'a dev GYO İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) kurmak için Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) başvuru yapılacağını söyledi. Topbaş, belediyenin tüm gayrimenkullerini tek çatı altında toplayarak değer oluşturup, halka açacaklarını bildirdi. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından Sütlüce Tanıtım Merkezi'nde düzenlenen toplantıda ekonomi basınıyla bir araya gelen Topbaş, "Belediyenin tüm gayrimenkullerini bir çatı altında toplayıp değer oluşturmak ve halka açmak istiyoruz. İyi bir rakam olacağına inanıyoruz. Bunun hazırlıklarını yapıyoruz. Sizin adınıza bu şehri yöneten olarak kendi değerlerini kendi içinde üretmeye ve değerini artırmaya çalışıyoruz" dedi. İETT'nin Levent'teki arazisinin satışı konusunun yargıya götürüldüğünü ve davanın kendi lehlerine sonuçlandığını belirten Topbaş, ihalesi iptal edilen arazi için yeniden ihaleye çıkılacağını açıkladı. Topbaş, "6 yıl sonra yasa bize bu hakkımızı iade etti. Ama para kasaya gelmedi, gecikti. Sistemdeki sıkıntıları aşmak ve yapılan ihaleleri aşmak adına kısa vadeli borçlanmalar yapmak zorunda kaldık. Bu yüzden, takriben milyon lira faiz ödedik. Bu kente yaptıkları haksızlık. Milletin cebinden bu paralar çıkmak zorunda kaldı. Yapılan ihaleler, işler var. 1 milyar 156 milyon lira kasaya girmediği için 2006'da yaşanan paranın değerine ve faize yönelik kaybı hesaplamıyoruz. Levent'te ihalesi iptal edilen İETT arazisinin satışı için yeniden ihaleye çıkacağız. Kayıplarımızı arsanın satışından elde edeceğiz" diye konuştu. İletişimde vergi indirimi olabilir Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, özel iletişim vergisinin kalkmasının hükümetin gündeminde olduğunu ifade etti. Gelir artırıcı önlemleri yerine getirmeden vergileri indirmenin mantıklı olmadığını söyleyen Yıldırım, "İletişimde biraz indirdik. İnternette iletişim vergisini indirdik. İletişimde diğer alanlarda da indirim olabilir. Maliye Bakanlığı bu konuda çalışıyor" dedi. "Türkiye doğal kaynakları olan bir ülke değil milyar dolar cari açığın yarısını enerji, yarısını da ithal edilen elektronik cihazlar, otomotiv oluşturuyor. Eğer petrol-doğalgazımız olsaydı cari açık sorunu olmazdı" diyen Yıldırım şunları kaydetti: "Demiryollarında 10 yılda 30 milyar dolarlık yeni yatırım ilave edeceğiz. Yüksek hızlı demiryolu ağını 10 bin kilometreye ulaştıracağız, konvansiyonel demiryolu ağını da 4 bin kilometre artıracağız. Toplam ağı 26 bin kilometreye yükseltmeyi hedefliyoruz." AVRASYA HAREKETLENDİ Türkiye'nin 10 yıl sonra demiryollarında sadece ülke içinde değil, Avrasya'da önemli bir hareketlenmeyi gerçekleştirdiğini, fuarın bunu en iyi şekilde ispat ettiğini vurgulayan Yıldırım, tarihi İpek Yolu'nda, bunu modern demiryollarıyla yeniden donatmak suretiyle ihya etmenin adımlarını attıklarını söyledi.

13 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ RADİKAL GAZETESİ Sanayide çarklar yavaşladı Sanayi üretimi ocakta yüzde 1,5 ile son 26 ayın en düşük artışını gerçekleştirdi. Ekonomide öngörülen yumuşak iniş belirginleşti. Ekonomide beklenen yumuşak inişin en belirgin işareti ocak ayı sanayi üretiminden geldi. Türkiye İstatistik Kurumu nun dün açıkladığı verilere göre, sanayi üretim endeksi, baz etkisinin yanı sıra neredeyse bütün alt gruplarda görülen yavaşlamanın etkisiyle, ocak ayınıda yüzde 1,5 ile son 26 ayın en düşük artışını kaydetti. Piyasalar ocakta sanayi üretim endeksinde yüzde 4 artış bekliyordu. Ekonomistler, açıklanan verinin ekonomik aktivitede önemli bir ivme kaybı olduğuna ve yavaşlamanın devam ettiğine işaret ettiğini söyledi. Ekonomideki yavaşlamanın önümüzdeki dönem de devam edeceğinin altını çizen analistler, küresel koşulların da uygun olması durumunda parasal gevşemenin önünün açılabileceğini kaydetti. Takvim etkisinden arındırılmış endeks ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,3, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya göre yüzde 3,1 azalış gösterdi. Ocakta 2011 yılının ocak ayına göre, sanayiinin alt sektörlerinden madencilik ve taş ocakçılığı sektöründe yüzde 2,2 azalış, imalat sanayinde yüzde 0,4, elektrik, gaz, buhar, iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektöründe de yüzde 9,6 artış görüldü. Ana Sanayi Grupları Sınıflaması na göre, ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre en yüksek artış yüzde 5,7 ile enerjide görüldü. Bunu, yüzde 1,4 ile dayanıklı tüketim malı imalatı, yüzde 1 ile ara malı imalatı, yüzde 0,7 ile de dayanıksız tüketim malı imalatı izledi. Bu dönemde sermaye malı imalatı yüzde 0,5 geriledi. İmalat sanayi alt sektörlerine bakıldığında artışta ilk sırayı yüzde 46,7 ile diğer ulaşım araçlarının imalatı aldı. Bunu, yüzde 18,3 ile tütün ürünleri imalatı, yüzde 14,5 ile makine ve teçhizat hariç fabrikasyon metal ürünleri imalatı, yüzde 14,2 ile mobilya hariç ağaç ve ağaç mantarı ürünleri imalatı takip etti. Bu dönemde en fazla üretim azalışı yüzde 35,1 ile bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatında görüldü. Kok kömürü ve rafine edilmiş petrol ürünleri imalatında da bu dönemde yüzde 20,2 lik azalış yaşandı. Ocakta yüzde 15 düşüş Sanayi üretimi endeksi ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 15 oranında azaldı. Endeksin aylık bazda gelişimi incelendiğinde, sanayi üretimi, 2011 yılı ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 13,1, şubat ayında yüzde 4,2 oranında gerilemişti yılı mart ayında sanayi üretimi bir önceki aya göre yüzde 12,9 artmış, nisanda yüzde 3,6 gerilemişti. Mayısta yaşanan yüzde 3 artışın ardından endeks, haziranda yüzde 1,1 artmıştı. Temmuz ayında endeks bir önceki aya göre yüzde 0,2, ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 7,1 oranında gerilemişti. Eylül ayında 6,9 artış gösteren endeks, ekimde yüzde 8,7 artmıştı. Sanayi üretimi, kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 8,6 oranında gerilerken, aralıkta bir önceki aya göre yüzde 11,5 artış göstermişti. Hızımız 120 kilometreden 90 a indi Sanayi üretim endeksinde 2005 yılından bu yana en yüksek ocak ayı seviyesinin bu yıl yakalandığını belirten Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Bugünkü rakam bile Türkiye de çarkların döndüğünü gösteriyor. Ama bunu çok hızlı, yüksek hızla dönen bir çark olarak ifade etmeyelim. Bu normal bir dönüş, geçen seneye göre hızımız biraz yavaşlayacak dedi. Bunun öngörülen bir durum olduğuna işaret eden Ergün, Orta vadeli programı bu öngörülerle hazırladık. Nitekim, öngörülerimizle paralel olarak 2012 büyüme beklentimizi de yüzde 4 te tuttuk. Bu ihtiyatlı bir büyüme oranı ve Türkiye yıl sonunda bu rakamı çok rahatlıkla yakalayacaktır dedi. Bu yılın Türkiye nin sanayi üretiminde, ihracatında önemli bir ivmenin yakalanacağı, artışın olacağı bir yıl olacağını ifade eden Ergün, teknolojiyi geliştirenlerin, AR-GE ve inovasyon yapanların yoluna daha emin adımlarla devam edeceğini sözlerine ekledi

14 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Uğur Gürses...ABD de faizi bastırma dönemi ABD kaynaklı para basma, küresel likiditeyi yükseltme süreci şimdilik duruldu. Başka bir aşamaya girildi. Küresel krizin dördüncü yılındayız; krizden çıkış umutları hâlâ merkez bankalarının üzerinde yüklü duruyor. İşte, hem Avrupa da, hem de ABD de; merkez bankaları, ekonomilerdeki sorunlardan kaynaklanan semptomları azaltabilmek, hafifletebilmek için deyim yerindeyse takla üstüne takla atmaya çalışıyorlar. Önceki gün WSJ da yayımlanan bir habere göre; ABD Merkez Bankası Fed, üçüncü parasal genişleme operasyonuna hazırlanıyor. Haberde, Fed in sterilize edilmiş parasal operasyona hazırlandığı anlatılıyor; Fed, uzun vadeli hazine ya da mortgage tahvillerini satın alacak, karşılığında piyasaya verdiği parayı ise kısa vadeli ters repo ya da vadeli depo ihaleleri ile çekecek. Bu operasyonla piyasadaki dolar likiditesinde bir değişiklik olmayacak. Aslında Fed in hedeflediği, tahvil piyasasındaki verim eğrisine bir müdahale. Yani uzun vadeli faizlerin düşük seyretmesini sağlayacak parasal bir operasyon. Artık buna alışılageldik tanımla (quantitative easing) miktarsal gevşetme de denilemez. Verim eğrisini bastırma demek daha doğru. Önce para basıldı Fed in hazırlığının, bugünkü mevcut politika ile de uyumlu olduğunu, bugünkü politika çerçevesinin yeni bir parçası olduğunu söylemek yanlış olmaz. Anımsayalım; QE1: Fed, 2008 Kasım sonundan 2010 Mart sonuna dek, ağırlıkla mortgage tahvilleri ve az miktarda da hazine tahvilleri satın alarak piyasaya toplam 1.5 trilyon dolar para vermişti. QE2: Daha sonra Kasım 2010-Temmuz 2011 arası dönemde başlattığı ikinci alım dalgasında da tahvil alımları devam etti. Bu dalgada, 600 milyar dolarlık net alım yapıldı. Fed in Temmuz 2011 den sonraki operasyonları, piyasa likiditesini etkilemeyen, ama faiz oranlarını ve buna ilişkin beklentileri etkilemeye dönük politika çerçevesi içeriyordu. İşte QE2.5 ya da Operation Twist ile Eylül 2011 de Fed; 400 milyar dolar tutarında uzun vadeli tahvil alacağını, ancak bu kadar da kısa vadeli tahvil satacağını açıkladı. Bununla niyeti, verim eğrisindeki uzun vadeli faizi baskı altına almaya, düşürmeye dönüktü. Fed in Ocak 2012 de açıkladığı son kararı ise, 2013 ün ortasına dek kısavadeli politika faizinin yüzde 0.25 te sabit tutulacağına dair bir tür güvence deklarasyonu idi. Hatta geçen ay daha ileri giderek, para politikası karar alıcısı Fed Açık Piyasa Komitesi üyelerinin tahminleri de kamuoyu ile paylaşılmıştı. Ocak ayında açıklanan tahminlere göre, Fed in garanti verdiği haliyle; faizlerin 2013 ortasına kadar sabit kalması durumu, 2014 sonuna kadar uzayabilirdi. Yayımlanan raporda, Fed komitesinde faiz arttırımının 2014 sonrasında olmasını isteyen üye sayısı komitedeki 17 kişinin 11 i idi. Faiz tahterevallisi Kısa vadeli faizler kabaca 2014 e dek yüzde 0.25 te kalacak. Operasyon twist sonrası ikinci bir hamle ile Fed in uzun vadeli tahvilleri almaya başlaması; faizler üzerinde etkili olacak, verim eğrisinin uzun vadeli tarafı da aşağı çekilmiş olacak. Bu tablo, ABD de parasal miktar genişlemesinin geride kaldığını, Fed in verim eğrisini eğip-bükerek parasal aktarım mekanizmasına bir süre böyle yol vermeye çalışacağını söylüyor. Operasyon twist le birlikte başlayan yeni süreçte, Fed in çok da dile getirmese de, parasal genişlemenin enflasyonist etkilerinden ve de yeni balon oluşturma riskinden uzak durmaya çalıştığı anlaşılıyor. Bu genel tablo da bize şunu söylüyor; ABD kaynaklı para basma, küresel likiditeyi yükseltme süreci şimdilik duruldu. Başka bir aşamaya girdi. Görünen vadede para basmanın devamı olmayacak. Avrupa da ise finansal kriz nedeniyle basılan paralar yine merkez bankasında park ediyor. Her ikisine de bakınca, gelişen ülkeler için de parti bitti. İçeride, ödemeler dengesi finansmanının eskisine göre daha fazla dikkat gerektirdiği artık tartışılmaz.

15 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HABERTÜRK GAZETESİ SIM Kart vergisi kalkıyor! Cep telefonu alırken ödenen 37 liralık vergiden vazgeçiliyor. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım dün Özel İletişim Vergisi nin kalkacağı yönünde sinyal verdi. Maliye kaynaklarından alınan bilgiye göre önce cep telefonu kullanıcılarının ilk hat alırken ödedikleri 37 liralık sabit verginin kaldırılması gündemde. Çalışmalar bununla bitmiyor depreminden sonra cep telefonu abonelerinden alınmaya başlanan yüzde 25 ÖİV ile sabit hatlardan alınan yüzde 15 lik verginin eşitlenmesi için de çalışma var. Marmara Depremi nin ardından konulan, 2004 yılından itibaren kalıcı hale gelen Özel İletişim Vergisi nin (ÖİV) çerçevesi yeniden çiziliyor. Hükümet tüketicinin ilk hattı alırken ödediği vergiyi kaldırmaya hazırlanırken cep ve sabit hattaki ÖİV yi de eşitlemek üzere harekete geçti. Nitekim Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım dün CNBC-e de yaptığı konuşmada Özel İletişim Vergisi nin (ÖİV) kalkmasının hükümetin gündeminde olduğuna ve çalışma yapıldığına işaret etti. Yıldırım, Türkiye doğal kaynakları olan bir ülke değil milyar dolar cari açığın yarısını enerji, yarısını da ithal edilen elektronik cihazlar, otomotiv oluşturuyor. Gelir artırıcı önlemleri yerine getirmeden vergileri indireceğiz demek mantıklı değil. İnternette iletişim vergisini indirdik. İletişimde diğer alanlarda indirim olabilir. Maliye Bakanlığı bu konuda çalışıyor dedi. HER YIL 600 MİLYON TL VERGİ Bakan Yıldırım ın açıklamasının ardından Maliye kaynaklarından nasıl bir vergi indirimi olacağını sorduk. Maliye kaynakları Bakan Yıldırım ın sözünü ettiği kalkacak olan verginin ilk hat alırken Maliye nin kestiği 37 liralık sabit vergi olduğunu ilettiler. Kaynaklar, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Maliye bürokrasisinin 37 liralık verginin kaldırılması konusunda Ulaştırma Bakanlığı ile anlaşmaya vardıklarını iletti büyük depreminin ardından depremin yaralarını sarmak için konulan Özel İletişim Vergisi ile hem hat alırken sabit (maktu) vergi alınıyor hem de telefon faturası üzerinden yüzde 25 oranında vergi alınıyor. Maliye, SIM kart vergisi de diyebileceğimiz sabit vergiden her yıl 500 ile 600 milyon lira arasında gelir sağlıyor. Bu verginin kalkması halen bir cep telefonu hattı olan ve bunu kullanan vatandaşlara bir avantaj sağlamıyor. EV İLE CEP EŞİTLENEBİLİR Cep telefonu abonelerinden 1999 Marmara Depremi sonrasında alınmaya başlayan ve 2004 ten sonra kalıcı hale gelen yüzde 25 lik ÖİV nin ise kaldırılması zor görünüyor. Çünkü devlet telefon konuşmalarından yılda 4.4 milyar lira Özel İletişim Vergisi alıyor. Fakat burada da bir değişiklik olabilir. Çünkü şimdi Turkcell, Vodafone ve Avea cep telefonunda yüzde 25 olan ÖİV nin ev telefonunda yüzde 15 olmasına karşı çıkıyor ve bu eşitsizliğin giderilmesini istiyor. Eşitsizliğin giderilmesi konusunda cep telefonu operatörleriyle aynı fikirde olan Maliye ise bir taraftan vergi kaybına da uğramak istemiyor. Bu nedenle eşitlenmenin yüzde 15 te mi, 20 de mi 25 te mi olacağı henüz belli değil. Amaç vergi kaybına yol açmayan bir formül bulmak.

16 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Araç sahipleri için önemli haber 2011 de 1 milyon 228 bin araç lastiğinin muayene sırasında kusurlu çıktığını gören Yıldırım olaya el koydu. Gelecek yıl kış lastiği zorunlu hale geliyor Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, gelecek yıldan itibaren kış lastiğinin zorunlu olması, takmayanlara gelecek yıldan itibaren trafik cezası kesilmesi için harekete geçti. Bakan Yıldırım, milyonlarca otomobilin can ve mal güvenliğini hiçe sayarak, özellikle kış mevsiminde çürük ya da kusurlu lastikle trafiğe çıkmasına isyan ederek yeni önlemler almak üzere kolları sıvadı. 1.2 MİLYON ARACIN LASTİĞİ SORUNLU Bakan Yıldırım ı bu kararı almasına araç muayenelerindeki lastik denetim sonuçları getirdi. Verilere göre 2010 yılında lastiklerle ilgili 7 milyon 664 bin muayeneden toplam 981 bin 332 adet, 2011 yılında 7 milyon 845 bin muayeneden 1 milyon 228 bin adet aracın lastiği kusurlu çıktı. Lastiklerde 2010 yılında 178 bin 360, 2011 yılında 174 bin 589 adet ağır kusur saptandı. Tüm bu rakamları gören ve bu araçların yarattığı tehditten rahatsız olan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, hemen harekete geçti. EMNİYET İLE ORTAK ÇALIŞMA Ulaştırma Bakanlığı kaynakları, bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğü ile ortak bir çalışma yapılması gerektiğine işaret etti. Söz konusu kaynaklar, Trafikle ilgili yönetmelikte değişiklik yapılması gerekiyor. Bu değişikliğin ardından kış lastiği zorunluluğu uygulamaya girebilir diyerek sürecin devam ettiğini dile getirdi. İŞTE TÜRK USULÜ YÖNTEMLER! * Özellikle TIR ve kamyonlarda takım lastiğin fiyatı 20 bin TL yi buluyor. Kendini uyanık gören bazı sürücüler kendilerini tehlikeye atma pahasına muayene öncesinde ödünç lastik alıyor. Muayeneden sonra ödünç lastiği teslim ediyor, eski lastiğini alıp trafiğe çıkıyor. * Ödünç yangın söndürme tüpü de oldukça yaygın. Hatta araç muayene istasyonlarının çevresinde kısa süreli yangın söndürme tüpü kiralayan dükkânlar oluştu. Bakanlık yangın söndürme tüpünü ağır kusur dan hafif kusur a çevirdi. Bu dükkânlar, tek tek kepenk kapattı. 3. KÖPRÜYE 9 TALİP VAR Üçüncü köprünün kamu-özel sektör ortaklığı olduğuna işaret eden Yıldırım, 8-9 tane şirket şartname satıldı. İnceleyenlerin sayısı da 15 in üzerinde dedi. 3. köprünün güzergahındaki arazilerin yüzde 75 inin kamuya ait olduğunu belirten Yıldırım, arazi rantı olmadığına dikkat çekti. TIR ların sadece 3. köprüden geçebileceğini kaydeden Yıldırım, köprü ile 3.5 milyar dolarlık tasarruf sağlanacağını ifade etti. Yıldırım, Körfez geçişi projesinin de takviminin başladığını belirterek, 5 yıl içinde proje yapılacak. Bu yıl köprü ayakları dikilmeye başlanır dedi. Altın yükseliyor! Altın güne dolar seviyesinde başladı Uluslararası piyasalarda altının onsu güne dolardan başladı. Dün yeniden dolar seviyesinin üzerine çıkan altın günü 1.699,65 dolar seviyesinden kapatmıştı. Şu dakikalarda altının ons fiyatı dolar sevilerinde bulunuyor.

17 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ DÜNYA GAZETESİ Koç Holding'in 2011 net karı yüzde 23 arttı Koç Holding'in 2011 konsolide net karı yaklaşık yüzde 23 artışla 2.12 milyar lira oldu Koç Holding'in 2011 konsolide net karı yaklaşık yüzde 23 artışla 2.12 milyar lira oldu. Koç Holding'in KAP'a bildirdiği konsolide finansal sonuçlarına göre, satış gelirleri de yüzde 43 artışla 69.8 milyar lira olarak gerçekleşti. Holding 2010 yılında 1.73 milyar lira net kar, 48.8 milyar lira da satış geliri elde etmişti yılı sonuçlarını değerlendiren Koç Holding CEO'su Turgay Durak, "En önemli ticaret ortağımız olan Euro Bölgesi'ndeki büyüme %1.6 ile sınırlı kalırken, Türkiye ekonomisi yaklaşık %8'in üzerinde büyüme kaydetti. Koç Holding olarak faaliyet gösterdiğimiz sektörler genel ekonominin de üzerinde performans sergiledi" dedi yılını başarılarıyla geride bıraktıklarını, 2012 yılı için de güçlü hedefleri olduğunu hatırlatan Turgay Durak, 2012 yılında konsolide cirolarını 80 milyar TL'nin üzerine taşıyarak yaklaşık yüzde 9'luk bir büyüme hedeflediklerini ihracat gelirlerinde yüzde 6 artış beklediklerini ve toplam kombine yatırımlarını iki katına çıkararak 6,5 milyar TL yatırım gerçekleştirmeyi hedeflediklerini aktardı. Koç Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 11'ini gerçekleştirdi Turgay Durak, Koç Topluluğu şirketlerinin, ihracat pazarlarındaki yavaşlamayı pazar çeşitliliği ve artan piyasa payları sayesinde bertaraf etmeyi başardığını da vurguladı. "Kombine yurt dışı gelirlerimiz 2010 yılına göre yüzde 34 artarak 17,9 milyar ABD dolarına ulaşırken toplam ülke ihracatında Tüpraş lider, Ford Otosan ikinci, Tofaş dördüncü, Arçelik ise altıncı sırada yer aldı" diyen Turgay Durak sözlerini şöyle sürdürdü: "Böylece Koç Topluluğu şirketleri, Türkiye'nin toplam petrol ve petrol ürünleri ihracatının tamamına yakınını adetsel olarak bakıldığında binek oto ve hafif ticari araç toplam ihracatının yarısını dayanıklı tüketim ve elektrikli makine ihracatının ise üçte birini gerçekleştirerek Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 11'ini gerçekleştirdi. " 2011 yılında istihdamımızı yüzde 11 artırdık Koç Holding'in konsolidasyona tabi şirketlerinde 2011 yılsonu itibariyle yurtiçinde 73,339 yurtdışında ise 7,648 olmak üzere toplam 80,987 kişinin çalıştığını belirten Turgay Durak, "2011 yılında istihdamımızı yüzde 11 artırdık yılında da toplam istihdamı 85,000 mertebesine yükseltmeyi hedefliyoruz dolayısı ile yaklaşık 4,000 kişiye daha yeni istihdam yaratmış olacağız" diye vurguladı. Netaş'tan 18 milyon liralık kar Satış gelirlerini bir önceki yıla göre yüzde 25 artıran şirketin, FVAÖK marjı yüzde 10 olarak gerçekleşirken, net karı da 18 milyon liraya ulaştı Netaş, 2011 yılında 18 milyon lira kar elde etti. Netaş, 2011 yılına ait finansal sonuçlarını açıkladı. Buna göre şirket geçen sene satış gelirlerini 337 milyon liraya çıkararak yüzde 14 brüt kar marjı elde etti. Satış gelirlerini bir önceki yıla göre yüzde 25 artıran şirketin, Faiz Vergi Amortisman Öncesi Kar (FVAÖK) marjı yüzde 10 olarak gerçekleşirken, net karı da 18 milyon liraya ulaştı. Netaş Üst Yöneticisi (CEO) Müjdat Altay, 2011'in şirket tarihinde, stratejik anlamda çok önemli adımlar attıkları bir yıl olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

18 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ "Yıl içinde bünyemize kattığımız Probil'le başarılı bir entegrasyon süreci yaşayarak, oluşan sinerjiyi finansal performansımıza başarıyla yansıttık. Ayrıca Türkiye'nin bir kez daha yazılım ihracatı şampiyonu olduk. Son 4 yılda yakaladığımız ciro bazında ortalama yüzde 25 büyümeyi, 2011 yılında da devam ettirmekten son derece mutluyuz. Netaş olarak, 45. yıldönümümüzde, ülkemizin ve bölgenin sektördeki lider oyuncularından biri olma hedefiyle yolumuza devam ediyoruz. Güçlü bir mali yapıya sahibiz ve rekabetçi avantaj sunacak alternatifler için, satın almalar da dahil olmak üzere büyüme fırsatlarını değerlendireceğiz. Hedefimiz, önümüzdeki 4 yıl içinde, 1 milyar dolar ciroya sahip, Türkiye'nin bölgedeki teknoloji markası olmak." Bankaların satış süreçlerinin uzamasından rahatsız oluyoruz BDDK Başkanı Bİlgin, "Bankaların satış süreçlerinin uzamasından rahatsız oluyoruz, satış süreci netleşmeli" açıklaması yaptı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankaların satış süreçlerinin uzamasından rahatsız olduklarını belirterek, Denizbank'ta da satış sürecinin artık tamamlanmasını istediklerini söyledi. Ekonomist dergisi tarafından dün akşam düzenlenen 'yılın iş insanları ödül töreni' öncesinde soruları yanıtlayan Bilgin, "Satış sürecindeki bankalarda sürecin uzamasını istemiyoruz. Satışın olup olmayacağı netleşmeli. Satış sürecinin uzaması çalışanların da motivasyonu üzerinde olumsuz etki bırakır" diye konuştu. Denizbank'ın ana ortağı Dexia Avrupa'da derinleşen kriz nedeniyle Ekim 2011'de Türkiye'deki iştiraki Denizbank'ı satışa çıkarmış; Dexia CEO'su Pierre Mariani, Denizbank'ın satışı konusunda Şubat sonuna kadar karar alınmasının beklediğini belirtmişti. Birçok bankanın adı satış sürecinde yer alırken, İngiliz HSBC'nin Denizbank'ın alımına yönelik görüşmelerden çekildiği ifade edilirken, diğer bir talipli Qatar National Bank Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kemal ise doğru fiyatın bulunması halinde Denizbank'ın satın alınması işleminin yıl sonuna kadar gerçekleşebileceğini açıklamıştı. Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ise, bankanın satış sürecinde gelen tekliflerin beğenilmemesi halinde, satışın gerçekleşmeyebileceğini söylemişti. Satış sürecindeki diğer bir banka da Eurobank Tekfen. EFG Eurobank, Eurobank Tekfen'deki yüzde 70 hissesini satacağını Temmuz 2011'de açıklamıştı. Konuyla ilgili Reuters'ta yer alan haberde EFG Eurobank, Eurobank Tekfen'deki yüzde 70 hissesinin bankanın milyon lira olan özkaynağının üzerinde bir değerlemeyle, Kuveytli Burgan Bank'a satışı konusunda anlaşmaya varıldığını belirtilmiş, Kuveytli Burgan Bank'ın ise, Eurobank Tekfen'in çoğunluk hissesinin alınması için anlaşma sağlanmadığını açıklamıştı.

19 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ OSMAN AROLAT... İnsanı heyecanlandıran yeni kavram İzmir de gerçekleştireceğimiz Garanti Sohbeti için Kenan Mortan ın kent önderleriyle düzenlediği ortak akıl toplantısı nın sonuçlarını iki ay kadar önce A&B Ajansı nda Sibel Asna ve Fatih Özkoyuncu ile ele aldığımızda kent için ikinci kez 2020 yılında aday olmak istedikleri EXPO nun öneminin altının çizildiğini gördük. Bunun üzerine kentlerini EXPO ve olimpiyatla yenileyen Barselona nın deneyinin anlatılmasının İzmir için önemli olacağını düşünerek, o deneyi yaşamış kişilerin konuşmacı olarak çağrılıp deneylerini anlatmalarının iyi olacağını düşündük. Ve 1 Mart taki toplantı için iki konuk konuşmacı davet etme kararı aldık. Belirlediğimiz iki konuşmacıdan olumlu yanıt alıp davet ettik. Birisi kentin değişim projesini yürüten ve felsefesine hakim olan Barselona Kentsel Projeler Direktörü Mimar Prof. Dr. Josep Anton Acebillo, diğeri Barselona Olimpiyatı nın mali yönetiminde yer almış olan bankacı Pedro Fontana ydı. Geldiler konuşmalarını yapıp bir yandan deneylerini anlattılar, bir yandan da İzmir in bir Akdeniz kenti olarak Barselona ile benzerliklerinden ve değişimin kente katabileceklerinden söz ettiler. Anlattıkları benim için önemli bölümlüyle yeni ve ilginç kavramlar içeriyordu. Bunlardan en önemlisi Acebillo nun kentin insanı ve alanlarıyla değişimi ve yaşanırlığını anlatan metabolik kent kavramıydı. Bir başka önemsediğim anlatımları Petro Fontana nın söylediği, Kentin dönüşüme ihtiyacı vardı. Bunun için bir BAHANE gerekliydi. Olimpiyat hazırlıkları bu bahaneyi sağladı cümlesiydi. Fontana, sonucun buna uygun geliştiğini belirtirken toplam yatırımın sadece yüzde 10 unun spor tesisleri ve ekipmanlarına harcandığını, yüzde 90 ının ise kentin dönüşüm altyapısına harcandığını söyledi. Acebillo ya göre geleceğin en iyi yaşama alanları megapoller olmayacak, en iyi yaşanacak kentler 5-6 milyonluk yaşayan ve yaşatan kentler olacak. Bunlar büyük kentler koridoru üzerinde bulunacaklar. Barselona daki değişimi böylesi bir Metabolik kent modeli üzerine kurmuşlar. Bunun için kentin sahille olan kopukluğunu ortadan kaldırıp, kent insanını denizle buluşturmuşlar. Yeni yollar ve kamusal alanlar yaratmışlar. Böylece insanların bu kamusal alanlarda ve sahilde birbirleriyle buluşmalarını temaslarını sağlamışlar. Sahili kazanmak kruvaziyer turizm patlamasına yol açarak kente gelen turist sayısını ve gelirini artırmışlar. Ayrıca, Londra ve Paris gibi merkezlerde bulunmayan büyüklükte kongre merkezini inşa etmişler. Bu kentte 20 bini aşkın katılımcının yer alabildiği kongrelerin gerçekleşmesine yol açmış. Bunun doğal sonucu olarak kentte otel sayısında da büyük artış olmuş larda 1 milyon 700 bin turist gelen kentte, turist sayısı 1995 te 3 milyon 100 bine, 2011 yılında 73 milyona yükselmiş. Bu değişim için yapılan çalışmalar kent insanının üç yıl kadar çok ciddi sıkıntılar yaşamasına yol açmış. Kent halkı kendisine iyi anlatılan doğru ve sürekli iletişim ve katılımcı yöntemlerle bu değişimin parçası olmuş. Kendisini değişimin ortağı hatta sahibi görüp katkıda bulunmuş. Kentsel dönüşümde 4 yılda kent içi ve çevresi için 20 yıllık yol yapılmış. Kent içinde ve sahilde 400 bin metrekarelik kamusal alan yaratılmış. Kent halkı süreklilik taşıyan doğru iletişim ve katılımcı yöntemler nedeniyle, hem olumsuzlukları yaşarken olumsuz tepki koymamış, hem de kamu-özel sektör işbirliğine katkıda bulunmuş. Bu nedenle Barselona Olimpiyatları sonrası bir gazeteci, Bu olimpiyatlarda gerçek altını Barselona halkı aldı değerlendirmesini yapmış. Bu değerlendirme gerçeği en iyi anlatan cümle olarak kabul edilmiş. Ben, Barselona deneyini anlatan iki konuşmacıdan çok şey öğrendim. Özellikle kentsel dönüşümün kamusal alanlar yaratarak, kent insanlarının ortak yaşamına katkıda bulunmasını amaçlayan metabolik kent kavramı kafama çakıldı. Sanırım İzmirliler de EXPO 2020 yolunda önemli ipuçları elde ettiler...

20 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ TEVFİK GÜNGÖR... Ocak üretimi tahminden de kötü mü? İzmir de gerçekleştireceğimiz Garanti Sohbeti için Kenan Mortan ın kent önderleriyle düzenlediği ortak akıl toplantısı nın sonuçlarını iki ay kadar önce A&B Ajansı nda Sibel Asna ve Fatih Özkoyuncu ile ele aldığımızda kent için ikinci kez 2020 yılında aday olmak istedikleri EXPO nun öneminin altının çizildiğini gördük. Bunun üzerine kentlerini EXPO ve olimpiyatla yenileyen Barselona nın deneyinin anlatılmasının İzmir için önemli olacağını düşünerek, o deneyi yaşamış kişilerin konuşmacı olarak çağrılıp deneylerini anlatmalarının iyi olacağını düşündük. Ve 1 Mart taki toplantı için iki konuk konuşmacı davet etme kararı aldık. Belirlediğimiz iki konuşmacıdan olumlu yanıt alıp davet ettik. Birisi kentin değişim projesini yürüten ve felsefesine hakim olan Barselona Kentsel Projeler Direktörü Mimar Prof. Dr. Josep Anton Acebillo, diğeri Barselona Olimpiyatı nın mali yönetiminde yer almış olan bankacı Pedro Fontana ydı. Geldiler konuşmalarını yapıp bir yandan deneylerini anlattılar, bir yandan da İzmir in bir Akdeniz kenti olarak Barselona ile benzerliklerinden ve değişimin kente katabileceklerinden söz ettiler. Anlattıkları benim için önemli bölümlüyle yeni ve ilginç kavramlar içeriyordu. Bunlardan en önemlisi Acebillo nun kentin insanı ve alanlarıyla değişimi ve yaşanırlığını anlatan metabolik kent kavramıydı. Bir başka önemsediğim anlatımları Petro Fontana nın söylediği, Kentin dönüşüme ihtiyacı vardı. Bunun için bir BAHANE gerekliydi. Olimpiyat hazırlıkları bu bahaneyi sağladı cümlesiydi. Fontana, sonucun buna uygun geliştiğini belirtirken toplam yatırımın sadece yüzde 10 unun spor tesisleri ve ekipmanlarına harcandığını, yüzde 90 ının ise kentin dönüşüm altyapısına harcandığını söyledi. Acebillo ya göre geleceğin en iyi yaşama alanları megapoller olmayacak, en iyi yaşanacak kentler 5-6 milyonluk yaşayan ve yaşatan kentler olacak. Bunlar büyük kentler koridoru üzerinde bulunacaklar. Barselona daki değişimi böylesi bir Metabolik kent modeli üzerine kurmuşlar. Bunun için kentin sahille olan kopukluğunu ortadan kaldırıp, kent insanını denizle buluşturmuşlar. Yeni yollar ve kamusal alanlar yaratmışlar. Böylece insanların bu kamusal alanlarda ve sahilde birbirleriyle buluşmalarını temaslarını sağlamışlar. Sahili kazanmak kruvaziyer turizm patlamasına yol açarak kente gelen turist sayısını ve gelirini artırmışlar. Ayrıca, Londra ve Paris gibi merkezlerde bulunmayan büyüklükte kongre merkezini inşa etmişler. Bu kentte 20 bini aşkın katılımcının yer alabildiği kongrelerin gerçekleşmesine yol açmış. Bunun doğal sonucu olarak kentte otel sayısında da büyük artış olmuş larda 1 milyon 700 bin turist gelen kentte, turist sayısı 1995 te 3 milyon 100 bine, 2011 yılında 73 milyona yükselmiş. Bu değişim için yapılan çalışmalar kent insanının üç yıl kadar çok ciddi sıkıntılar yaşamasına yol açmış. Kent halkı kendisine iyi anlatılan doğru ve sürekli iletişim ve katılımcı yöntemlerle bu değişimin parçası olmuş. Kendisini değişimin ortağı hatta sahibi görüp katkıda bulunmuş. Kentsel dönüşümde 4 yılda kent içi ve çevresi için 20 yıllık yol yapılmış. Kent içinde ve sahilde 400 bin metrekarelik kamusal alan yaratılmış. Kent halkı süreklilik taşıyan doğru iletişim ve katılımcı yöntemler nedeniyle, hem olumsuzlukları yaşarken olumsuz tepki koymamış, hem de kamu-özel sektör işbirliğine katkıda bulunmuş. Bu nedenle Barselona Olimpiyatları sonrası bir gazeteci, Bu olimpiyatlarda gerçek altını Barselona halkı aldı değerlendirmesini yapmış. Bu değerlendirme gerçeği en iyi anlatan cümle olarak kabul edilmiş. Ben, Barselona deneyini anlatan iki konuşmacıdan çok şey öğrendim. Özellikle kentsel dönüşümün kamusal alanlar yaratarak, kent insanlarının ortak yaşamına katkıda bulunmasını amaçlayan metabolik kent kavramı kafama çakıldı. Sanırım İzmirliler de EXPO 2020 yolunda önemli ipuçları elde ettiler...