Ekonomide İyimserlik Karamsarlık. Yapısal Reformalar

Transkript

1 Yapısal Reformalar Ekonomide İyimserlik Karamsarlık

2

3

4 içindekiler Yapısal Reformalar 4 Rekortmenler Ödüllendirildi 12 Sarp Kapısının Temeli Atıldı 20 Limited Şirketlerde Müdür Olmanın Sorumluluğu 25 Serbest Bölgelere Nasıl Bakacağız Ekonomide İyimserlik Karamsarlık 6 Rize OSB de Sona Yaklaşıldı 18 Adapazarı TSO Rize de Defterdar Göreve Başladı Vergi Haftası Kutlandı KOBİDAM Tanıtıldı Çaykur, Sektörde En Büyük ve Öncü Kuruluş Olamaya Devam Edecektir 8 TSO Konseyi 2007 Değerlendirmesi 19 Ziraat Bankasıdan Kredi Desteği 24 Terör konusunda Herkesin Eğitimli Olması Gerekir İhtiyaç Maddelerinin Perakende Fiyatları Doğu Karadeniz İllerinde İhracat Osman Can ın Arşivinden Geçmiş Zaman Olur ki RTSO dan Duyurular Odamıza kaydolan ve ayrılan üyelerimiz

5 Tüccar milletin emeğini ve üretimini kıymetlendirmek için, eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır. RİZE TİCARET VE SANAYİ ODASI YIL: 16 SAYI: 127 TEMMUZ 2008 Rize Ticaret ve Sanayi Odası Adına Sahibi Ömer Faruk OFLUOĞLU (Yönetim Kur. Başkanı) Genel Yayın Sorumlusu ve Yazı işleri Müdürü Hüseyin KUTLU (Yönetim Kur. Üyesi) Yayın Koordinatörü Osman CAN Adres: Rize Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Cad. No: RİZE Tel: (Pbx) Fax: Web: rizetso@ttmail.com rizetso@tobb.org.tr Tasarım Rize Grafik Baskı FSF Printing House İstanbul Odamızın saygı değer üyeleri, İçinde bulunduğumuz bu günlerde siyasette gerginlik giderek artarken, ekonomi piyasalarında da tedirgin bir bekleyişin hakim olduğu gayet açıktır. Hiç arzu etmesekte ekonomi maalesef siyasetin gölgesinde sıkışıp kalmıştır. Gelişmiş ülkelerde siyaset ekonomideki ayrıntılar üzerinden yapılırken, bizde ekonominin olmadığı bir kaç konu üzerinden yapılmaktadır. Siyasi konularda kutuplaşma ve gerginliğin ülke enerjisini tükettiği ve bundan hiç kimsenin kazançlı çıkamayacağı artık görülmektedir. Saygıdeğer üyeler, Rize Ticaret ve Sanayi Odası yönetimi olarak ilimiz için büyük çalışmalara sizlerinde desteğiyle imza atmaya devam ediyoruz. Öncelikli projemiz olan Rize- İspir- Erzurum transit yolu çalışmalarımızı ilimizde de gündemin birinci sırasına oturtmayı başardık. Bürokrat ve siyasetçilerimiz öncülüğünde, gayretli uğraşılarımızla bu konuda önümüzdeki günlerde büyük ilerlemeler kaydedeceğimize inanıyoruz Öncelik verdiğimiz diğer bir projemiz Organize Sanayi Bölgesinde de yoğun çalışmalarımız devam etmektedir. İlimiz ekonomisine can katacak ve istihdam deposu olacağına inandığımız bu projede sona yaklaşmış durumdayız. 20 yıldır gündemde olan fakat tek bir somut adım atılamayan bu konuda yapılamaz denileni yaparak 550 dönüm arazinin kamulaştırma işlemlerini tamamlayıp tapularını almayı başardık. En kısa zamanda alt yapı düzenlemelerini başlatıp önümüzdeki yılın başlarında arazi tahsisine gitmeyi ve takıp eden bir yıl içinde de işletmeleri çalışır hale getirmeyi planlamaktayız. Son olarak, odamızın TOOB akreditasyon oda statüsüne kavuşmasından duyduğumuz mutluluğu yönetim olarak sizlerle paylaşmak istiyoruz. Odamız ülke genelinde TOBB a bağlı 365 oda arasında akredit edilen ilk 50 oda arasında olmayı başarıp, bu çok önemli sertifikayı almaya hak kazanmıştır. Bu tabii ki uzun yılların emeğine dayanan, kurumlaşma ve şeffaflaşma çabalarımızın bir sonucudur. Hizmet kalitemizi geliştirmek ve etkin hizmet verme yönünde harcadığımız gayretlerle bu konularda arzuladığımız hizmet düzeyine ulaşmaya yaklaşmış durumdayız. Sevgi ve saygılarımla... Hüseyin KUTLU

6 Yapısal Reformlar Ekonomide durgunluğa ve yüksek enflasyona yol açmayacak bir kur düzeltmesini hepimiz istemekteyiz. Ekonomide ince ayar yapılamaması ve yapısal reformların gecikmesi nedeniyle, dünya ekonomisindeki kredi sıkışmasının Türkiye ekonomisinde bir düzeltme hareketi sağlamasından medet umar hale geldik. Bizler hep birlikte cari açığa önlem derken, cari açık bir kez daha sıçrama kaydetti. Ekonominin %4 lerde büyüdüğü yıl cari açık %18 oranında artarak, cari açığın yüksek büyümeye değil, rekabet gücü kaybına bağlı olduğunu net bir şekilde gösterdi. Dünya enflasyon ve durgunluğu, birlikte yaşamaya başlarken, Türkiye de bu soruna birde yüksek cari açık ve özel sektörün kur riski ekleniyor. Para ve maliye politikalarında fazla hareket alanı kalmamış durumdadır. Büyüme öncelikli olursa enflasyonda çift haneye doğru dönüş söz konusu olabilecek. Para politikasında gevşeme yerine maliye politikası gevşetilirse enflasyonda artış kesin olur, 4

7 büyüme etkisi ise sınırlı kalır. Bu yılı da yabancı sermaye ile kurtarmaya çalışırsak ekonominin rekabet gücü kaybı devam eder, sorun artar, çözüm ertelenmiş olur. Kısa vadede ideal bir çözüm yolu bulunmadığı için daha düşük büyüme, daha yüksek enflasyon, yüksek bir kur volatilitesi ile sert rüzgarlarla sürekli sallanan bir gemi gibi devam edileceği görülmektedir. Ekonomi iyi giderken temel sorunlar göz ardı edilmektedir. Krize gelindiğinde ise temel sorunların çözümü uzun vadeli konular olduğu için krize çare değildir. İhmal edilmiş hastalığın acısı büyük, ilacı ağır olur. Bu çerçevede temel sorunlara dönecek olursak, bir kez daha tekrarlamak zorundayız ki, Türkiye ekonomisinin en önemli sorunu maliyetlerin yüksek olmasıdır. Yüksek maliyetin kaynağı Kamunun tümünde, özel sektörün bazı bölümlerindeki düşük verimliliktir. Düşük verimlilik sorunu yapısal reformların ve mikro reformların yapılamamış olması nedeniyle artmıştır. Küresel rekabet şartlarında etkin olmayan, küresel standardın gerisinde olan her yapı verimliliği aşağı çekmektedir. Yaklaşık iki yıldan bu yana, Türkiye nin istikrar programının yerine yeni bir büyüme programı koyması gerektiğini konuşuyoruz. Bir de yapısal reformları bekliyoruz. Yeni bir programın geliştirilmesi, köklü bir reform yapılması birkaç kişilik bir çalışma ile veya sadece bir kurumun çalışması ile yapılacak iş değildir. Bunlar ancak birkaç kurumun iyi bir organizasyonla birlikte çalışması ile mümkün olabilir. En basit bir kanun hazırlığında dahi birkaç bakanlığın, sivil toplum örgütlerinin kişilere bağlı olmayan kurumsal bir işbirliği yürütmeleri gereklidir. Ülkemizde bürokrasi, özle sektör ve bilgi üretmesi, gereken üniversite gibi kurumlar arasında kişilerden bağımsız, sürekli ve kurumsal işbirliği organizasyonu yeterince gelişmemişti. Oysa yeni vizyonlar, yeni düşünceler ancak güçlü geleneklerle ortaya çıkar. Ekonomisinin mevcut sorunları karşısında alternatif programlar çıkarılamıyorsa, bunun temelinde yeni düşünce üretecek kurumsal bir yapıya sahip olunmaması yatmaktadır. Bu durumda ekonomisinin sorunlarına kurumlar çözüm üretemedikçe, çözüm sadece piyasadan, gerekirse kriz şeklinde gelecektir. Son verilere göre, Türkiye de 2,1 milyon çalışanın 1milyon 159 bini işveren, 4,7 milyonu kendi hesabına çalışan konumdadır. Ülkemizde işveren sayısı az, fakat esnaf olarak kendi hesabına çalışan sayısı çoktur. Esnafın şirketleşmesi, işveren statüsüne geçmesi, küçük işletmelerin ortaklıklarla büyümesi, sermaye yapılarının yine ortalıkta güçlendirilmesi zorunludur. Türkiye ekonomisinde pasta az da olsa büyümektedir. Krizler yaşansa da büyümeye devam edecektir. Önemli olan pastadan pay almaktır. Son yıllarda büyük işletmelerin pastadan aldıkları pay daha hızlı artmakta, bu da KOBİ lerin hayatını son derece zorlaştırmaktadır. Ekonomi ne kadar iyi giderse gitsin bu sorun devam edecektir. Devletin yapısal reformları veya mikro reformları verimli çalışan, belirli bir rekabet gücüne sahip olan işletmelere avantaj sağlar. Aksi halde verimliliği düşük olan işletmeler için çözüm değildir. Esnaf ve küçük ticaret sektörünü koruyacak çeşitli önlemler, büyük mağazalar kanunu veya yerel yönetim politikalarıyla geliştirilebilir. Fakat uzun dönemde bunlar da nihai çözüm değildir. Çözümlerin daha uzun ve kalıcı olabilmesi için pastadan payımıza düşen dilimi almalı ve istikrarlı çalışılmalıdır. 5

8 Ekonomide İyimserlik Karamsarlık Ömer Faruk OFLUOĞLU RTSO Yön. Kur. Başkanı Küresel Mali krizden en fazla etkileneceği söylenen ülkeler arasında Türkiye de yer almaktaydı. Türkiye nin risk derecesine cari açığın yanı sıra özel sektöründe döviz cinsinden borçlanmış olması da ekleniyor. Buna son aylarda ki ekonomik durgunluk ve ayrıca artan belirsizlik ortamı da eklendi. Türkiye deki artan cari açık, yatırım ve tüketimin dış kaynakla finansmanı bir düzeltmeyi gerekli kılıyordu fakat dış kaynak girişi devam ettiği sürece düzeltme hareketi de ertelenmektedir. Geçen yıl sonunda yapılan tahminler 2008 yılında yumuşak bir iniş senaryosu ile küçük çaplı kur düzeltmesi olacağı, yani Türk Lirasındaki değerlenme sürecinin sona ereceği şeklindeydi. Bu senaryo mali disiplin ve yabancı girişinin azalmakla birlikte belirli bir miktarda devam etmesine bağlıydı. Yalnız son gelişmeler düzeltmenin sert bir inişle gerçekleşmesi ihtimalini de artırmıştır. Dolar kurunun 2002 de 1,6 düzeyinde olduğunu, 2003 de 1,7 ye çıktığını uzun süreli bir iniş sonrası 2006 da yeniden 1,69 a yükseldiğini hepimiz hatırlamaktadır. Bol doviz, diğer para birimleri karşısında YTLyi daha değerli hale 6 6

9 Yüksek faizler ve artan miktarlarda ithal hammadde-ara mal girdiler nedeniyle hem iç talebin hemde içerdeki arzın yavaşlaması kaçınılmazdır. Bunun sonucunda da büyümede yavaşlama kaçınılmaz olacaktır. getirmiştir.türk Lirası 2002 yılından bu yana yüksek faiz ve döviz girişi nedeniyle sürekli aşırı değerlenme içindeydi başında bir dolar 1.42 YTL iken 2007 sonunda 1.20 sevyesine inmiştir. Ayrıca güçlü YTL ham madde - ara mal ithalatınıda teşvik etmiştir. Hammaddeara mal ithalatının artışı 2007 yılında dış ticaret açığını artırmış, cari açık ve işsizlikte artmıştır yılında enflasyon hedefinin tıpkı 2007 yılındaki gibi en az iki kat aşılması süpriz olmayacaktır. Üretim ile ihracatın ithal ara girdilere bağımlı olduğu bir ekonomide, cari açığın artan miktarlarda kronik hale gelmesi ve işsizliğe çözüm bulunamaması bu ortamda normal karşılanmalıdır. Yüksek faizler ve artan miktarlarda ithal hammadde-ara mal girdiler nedeniyle hem iç talebin hemde içerdeki arzın yavaşlaması kaçınılmazdır. Bunun sonucunda da büyümede yavaşlama kaçınılmaz olacaktır. Bir süredir, ekonomide bizi en çok ürküten gelişmenin durgunluğun derinleşmesi olduğunu belirtmemizde yarar var. Geçtiğimiz yılda büyüme oranlarındaki farkı görmekteyiz yılı son üç ayının büyüme rakamları Mart ayı sonunda belli oldu ve 2007 yılı üçüncü çeyreğinde başlayan yavaşlamanın dördüncü çeyrekte artarak devam ettiğini ortaya koydu. Ekonomide 2007 yazında başlayan yavaşlama son dönemde durgunluk noktasına geldi ve önümüzdeki aylarda da daha yüksek bir büyüme beklentisi söz konusu değildir yılında tarım sektöründe gözlediğimiz küçülmeyi kuraklığa veya mevsimlik etkiye bağlamamıza rağmen sanayi ve inşaattaki büyüme hızları sorunun ciddiyetini göstermektedir. İç pazardaki halkın tüketiminde artış görülmediği gibi özel sektörde yatırım artışı ise durmuş ve azalmaya başlamıştır. Bu eğilimlerin artması ilerisi içinde olumsuzluk oluşturabilir. Bu nedenle, bir süredir ekonomiyi durgunluktan çıkaracak tedbirlere öncelik verilmesinin gerektiği kanaatindeyim. Bu arada gerçekleşmesi muhtemel takip edilen istikrar programının yerine yüksek büyümeyi dikkate alan yeni bir programa geçilmesi gerekmektedir. Bunun yüksek büyüme bir yana, ekonomide daralmanın önüne geçilmesi için gerekli olduğunu düşünüyoruz. Aksi halde özellikle KOBİ ler ve esnaf kesimi için durgunluğun boyutu büyüyecektir. Ekonomideki bu gelişmeler bütün sektörü olumsuz etkilemiş ve etkilemeye de devam edecektir. Ekonomideki belirsizliğin en fazla inşaat sektörünü etkilediği rakamlarla görünmektedir. İlimiz açısından da turizm ve tarım sektörünün de olumlu beklentilerinin gelişmesi en büyük dileğimizdir. Tarımın yanı sıra turizminde canlılık göstermeye başlaması ülke ekonomisi için pozitif bir gelişmedir. Buna dayalı olarak başlatılan çalışmaların hızlı bir şekilde sonuç bulabilmesi, karşılaşılabilecek sorunların da biran önce tespiti ve çözümü demektir. Bütün bunları, bir arada ve iyimser olursak ancak aşabiliriz. Çünkü karamsarlık ekonomi için ciddi bir sorundur. Ekonomide büyüme tüketicinin ve yatırımcının geleceğe güvenine bağlıdır. Kriz karamsarlığına kapılmadan Türkiye ekonomisinin yüksek potansiyeline güven duymalıyız. Saygılarımla 7

10 Çaykur, Sektörde En Büyük ve Öncü Kuruluş Olamaya Devam Edecektir Bilindiği gibi Çaykur; Türkiye nin tarım politikasına uygun olarak çay tarımını geliştirmek, çay kalitesini yükseltmek, işlenmesini teknik esaslara göre yürütmek, iç ve dış pazar isteklerini karşılamak üzere kuru çay üretmek, ithal ve ihraç etmek, verimlilik esasına dayalı işletme politikasıyla sermaye birikimine yardım ederek yatırım kaynağı sağlamak amacıyla teşkil edilmiştir. Çay, yaklaşık 1 milyon insanın geçim kaynağını teşkil eden ve ülkemiz ekonomisine sadece Çaykur olarak 1 Milyar YTL, genel olarak da 1,5 Milyar YTL civarında kaynak oluşturan önemli bir üründür. Bu bölgede çaya alternatif olabilecek başka herhangi bir tarımsal faaliyet, mevcut arazi yapısı ve ekolojik şartlar gereği ekonomik anlamda yapılamamaktadır. Son yıllarda sektörün pazar hacminde meydana gelen artışlarla çay pazarı bugün bin tona ulaşmıştır. Bu dönemde kaliteye verilen önem, tüketici isteklerine uygun ürün çeşitliliğinin artırılması, piyasaya sürülen ürünlerin tanıtımında reklâmlara önem verilmesi, yurt dışından kaçak olarak gelebilecek çaylara karşı önlemlerin artırılması, yeşil çayın birçok hastalıklara karşı koruyucu etkilerinin olduğu bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkması gibi etkenler pazar payının büyümesinde etkili olmuştur. Türkiye; - Çay tarım alanlarının genişliği bakımından dünyada üretici ülkeler Sıralamasında yedinci, - Dünyada kuru çay üretimi yönünden beşinci, - Dünyada yıllık kişi başına tüketim bakımından ise dördüncü sıradadır. Çaykur artık; istihdam ve faaliyet kârı arasındaki hassas dengeyi bozmadan Maliyet + kâr prensibine göre ürününü pazarlayabilen, yerinde yapılan tasarruflar ve profesyonel yönetim neticesinde ana maliyet unsuru olan işçilik maliyetlerini en ideal seviyelere indiren, neticede kendi ayakları üzerinde durabilen bir işletme haline gelmiştir. Yaş çay ürün bedeli ödemelerinde geçmiş dört yılda olduğu gibi; 2007 yılı yaş çay ürün bedeli ödemeleri de 27 Aralık 2007 tarihinde, yani aynı yıl içerisinde tamamlanmıştır. Ürün bedeli ödemelerinde olduğu gibi, personel giderleri ve işletme giderlerinin tamamı da, planlanan ödeme programları dahilinde aynı yıl içerisinde günü gününe ödenmiş ve bir sonraki yıla borçsuz olarak girilmiştir. Fabrikalarımızda beş yıldır sürekli bütçe planlaması dahilinde yapılan idame, yenileme, tamamlama ve otomasyon çalışmaları neticesinde kapasite kullanım oranlarımızı yükselterek üreticilerimizden evsafa uygun daha fazla yaş çay alabilmenin alt yapısını teknik anlamda oluşturduk. Bunun 8

11 semeresini de beş yıldır kademeli ve planlı olarak yükselen bir alım grafiği ile 659 Bin ton rakamına ulaştık ve 2003 yılına göre 2007 yılında 142 Bin ton daha fazla yaş yaprak alımı gerçekleştirme başarısını gösterdik. Dünyada üretim ve tüketim arasında ki hassas denge, sektöre katılan yeni aktörlerin kazandırdıkları ivme ve değişkenliklere göre yeniden şekillenmektedir. Çaykur; yaş çay üretim piyasasındaki pazar payı açısından lider konumda olmasına rağmen, ürünün satış trendinin ve fiyatlarının kontrol edilmesini sağlayacak ve piyasa hakimiyetinin devamına hükmedecek gücü ve iradeyi devamlı elinde tutmak mecburiyetindedir. Çaykur; yerel ve ulusal ölçekli etkili bir reklâm ve inovasyon stratejisi başlatarak, iyi bir zamanlama ile gerçekleştirilen çalışmaların piyasa ve tüketiciler tarafından doğru algılandığını bize gelen pozitif yansımalardan anlamaktayız. Yine bu yıl bölgesel, ulusal ve uluslararası fuar ve organizasyonlara tanıtım, tadım ve numunelerimizle katıldığımız gibi 2007 yılının Mayıs ayında tamamlanarak hizmete giren tanıtım tır ı ile ülkemizin birçok ilinde çok iyi görsel tanıtım ve reklamlar yapılmaktadır. Çaykur un geçmişinden gelen kurumsal güvenilirlik imajına katkılar sağlayacak yeni ve gelecek nesiller için şimdiden izler bırakmak için yapılan her türlü tanıtıma, reklama önem veriyor ve ciddiye alıyoruz. Çaykur bulunduğu sektör içerisinde takip edilen bir markadır. İşte bütün bunların neticesidir ki, Çaykur un yurt içi kuru çay piyasasındaki pazar payı % seviyelerinde seyretmektedir yılı Hedeflerimiz olarak, bu sezon üreticilerimizden 613 bin ton yaş çay alıp, 110 bin ton kuru çay üretmeyi ve ihracat dahil toplam 114 bin ton kuru çay pazarlamayı planladık. Çaykur; hammadde alımı, kuru çay üretimi, pazarlama, bakım-onarım, yenileme-idameme, verimli ve orantısal istihdam gibi çok önemli acil çözüme kavuşturulması gerekli olan yapısal konulardaki çalışmalarını başlatmış ve bu çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Çaykur olarak bütün çalışmalarımızı ve hedeflerimizi, değişen piyasa koşullarına ve gelişen yeni trendlere göre planlamaktayız. Bu güne kadar olduğu gibi 2008 yılında da Çaykur, sektörde en büyük ve öncü kuruluş olmaya devam edecektir. Sektöre Yönelik Projelerimize baktığımızda; Birincisi; 2004 yılında Deneme Üretim Merkezimizde başladığımız; tamamen kendi teknik personelimizle, kendi mühendislerimizle, hammadde ve iklim şartlarımıza ve yaprak karakterine uygun olarak başarıyla neticelendirilmiş ve aynı yıl içerisinde de piyasaya arz ettiğimiz yeşil çay üretimini geliştirmek ve daha iyi yerlere taşımaktır ve 2006 yıllarında ise piyasa talepleri ve tüketici tercihleri doğrultusunda kapasite artışının yanı sıra spesifik ürün arayışlarına girilmiş olup, meyvenin çay ile buluştuğu yeni tat için nane ve bergamutun yanı sıra elma, limon ve melisa aromalı Yeşil Çay çeşitlerimiz yeniden dizayn edilen ambalajları ile tüketicilerimizin beğenisine sunulmuştur. Dünyada tüketimi hızla artmakta olan yeşil çayın, ülkemizde de her geçen gün talebinin arttığını görmekteyiz. Şöyle ki; Yeşil Çayın, antioksidan özelliği 9

12 ile birçok hastalığa sebep olduğu bilinen serbest radikalleri nötralize ettiği ve birçok hastalığı önleyici etki sağladığı yönündeki bilimsel bir takım sonuçlar, dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu çaya olan talebin artmasına ve yeşil çay pazarının gelişmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda halen dünyada üretimi yapılan 3,4 milyon ton kuru çay üretiminin, 700 bin tonluk bölümünü yeşil çay oluşturmakta ve 2005 yılından itibaren ülkemiz de yeşil çay üreten ülkeler arasına katılmıştır. İkincisi; Organik Çay Üretim Projesi ki; Organik tarımın temeli, üretimde hiçbir kimyasal girdi kullanılmamasına dayanır. Tüketicilerin toksik etki yapmayan tarımsal ürünleri tüketmeyi tercih etmeye başlamasıyla tarımsal alanlarda da alternatif tarımsal teknikler ortaya çıkmıştır. Son yıllarda gerek tarımsal ilaçların, gerekse gübrelerin bilinçsizce kullanımı bitkisel üretimde miktar artışının yanında kalitesiz ve insan sağlığını tehdit edecek ürünlerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tarım alanlarındaki bu olumsuz gelişmeler, özellikle sanayileşmiş ülkelerde yeni bir hareket olan organik tarım uygulamalarını gündeme getirmiştir. Burada nihai hedef topraktan raflara uzanan bir zincir yönetimidir. Araştırmalar ülkemizdeki tarımsal arazilerin üçte ikisinin, üç yıllık arındırma çalışmasının ardından organik tarım için kullanılabileceğini ortaya koyuyor. Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin doğal şartları gereği, tarımında kimyasal mücadele yapılmaması nedeniyle üretilen kuru çaylarda pestisid kalıntısı bulunmamaktadır. Bu durum organik tarım için ciddi bir avantaj olduğundan Teşekkülümüz de bu doğrultuda Borçka Bölgesi alanı Muratlı Çay Fabrikası hinterlandı ile Çamlıhemşin ve Rize Hemşin ilçe havzalarını Organik Çay Tarımı yapılacak alan olarak belirlenmiştir. Akabinde Rize Hemşin bölgesinde organik ve konvansiyonel çay üretmek üzere toplam 100 ton/gün kapasiteli bir çay işletmesinin kurulum çalışmaları devam etmekte olup, 2008 yılının sonunda bitirilmesi planlanmıştır. Organik çay tarımını bölgemize yerleştirmek amacıyla yapılacak çalışmaların organizasyonu için Teşekkülümüz bünyesinde oluşturulan kurul, öncelikle üreticilerimizin organik çay üretebilmesi için yapılması gereken işlemleri tespit etmiş, düzenli olarak toplantılar tertip etmiştir. Bunların sonucunda; 353 üretici ile 926 dekar alan üzerinde Hemşin bölgesinde organik çay tarımı yapmak üzere sözleşmesi yapılmış ve bu üreticilerimiz organik gübre kullanımına başlamışlardır. Organik çay tarımı yapmayı taahhüt eden üreticiler adına Teşekkülümüzce Grup Sertifikasyonu alma çalışmaları devam etmektedir. Üçüncüsü ise Yaşlı Çaylıkların Yenilenmesidir. Çay bahçelerimizin ekolojiden kaynaklanan kendine özgü sorunları yanı sıra, bir başka özelliği de tohumla kurulmuş olmalarıdır. Dünyadaki çay yetiştirici diğer ülkeler seleksiyon çalışmalarına çok önceleri başlayarak üstün nitelikli klonlarla tesis ettikleri çaylıkların verim ve kalitesinde büyük artışlar sağlamışlardır. Çay bitkisinin ekonomik ömrü 60 yıl olarak kabul edilmektedir. Türkiye de ilk çaylıklar 1937 yılında tesis edilmiş olup söz konusu çaylıklar, içinde bulunduğumuz yıllarda ekonomik ömürlerini doldurmaya başlamışlardır. Yaşlanarak verimden düşen çaylıkların uygun bir yenileme programı uyarınca sökülerek yenilenmeleri gerekmektedir. Birim alandaki verim ve niteliği artırmak, yenileme programında niteliği bilinmeyen melez tohumlar yerine, üstün nitelikli ve bölgeye uyum sağlamış klonlardan vegetatif yolla elde edilen fidanların kullanılmasına bağlıdır. Ülkemizde çay sektörünün bir şekilde halletmesi gereken ve öncelikli haline gelen ekonomik ömrünü tamamlayan çaylıkların yenilenme projesi Bakanlığımız tarafından eylem planına alınması gerçekleşmiştir. Üç yıllık deneme projesine 2008 yılının ocak ayından itibaren başlanmıştır

13 11 11

14 Rize de Gelir ve kurumlar vergisi ile ihracatta ilk on sırayı alan üyelere plaket ve teşekkür belgesi verildi. Rekortmenler ödüllendirildi RTSO ve Defterdarlığının Kültür Merkezinde organize ettiği vergi ödül törenine Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Başkan Yardımcısı Halim Mete ve Deniz Ticaret Odası Yönetim kurulu başkanı Metin Kalkavan katıldı. Rize`de, 2007 yılında gelir ve kurumlar vergisi ile ihracatta ilk 10 sırayı alan üyelerle oda üyeliğinde 40 yılını dolduranlara Kültür Merkezi`nde, Rize Ticaret ve Sanayi Odası ve Rize Defterdarlığı`nca düzenlenen törende plaket ve takdir belgesi verildi Törene Devlet Bakanı ve Başba- 12

15 kan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Rize Valisi Kasım Esen,İstanbul Milletvekili Hasan Kemal Yardımcı, Rize Milletvekilleri Ali Bayramoğlu ve Lütfi Çırakoğlu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı,Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Başkan Yardımcısı Halim Mete, Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan Çaykur Genel Müdürü Ekrem Yüce ile davetliler katıldı. RTSO Yönetim kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu plaket törenin açılışı için kürsüye gelerek konuklara Rizeli iş adamlarının onur gününe katılmalarından dolayı teşekkür etti. Ofluoğlu, Rizenin bir çok konuda olduğu gibi vergi konusunda örnek iller arasında olduğunu belirtti. Rize İl Defterdarı Ali Tongül Rize nin gelirleri giderlerden fazla bir il olduğunu ifade ettiği konuşmasında Bu dönem içerisinde gerçekleşen mali rakamların tablosunu çıkardığımızda vergi gelirlerimizin yüzde üçyüz arttığını, bu oranın son beş yıllık enflasyon rakamlarının toplamının üç misli fazlası olduğunu görüyoruz. Artık Rize nin gelirleri giderlerinden daha fazla bir il haline geldiğini ve ihracatın yüzde dortyüz arttığını ve sonuç olarak Rize nin artık tekyol noktasında bulunduğunu muşahade etmiş bulunmaktayım. Özellikle bu tablonun oluşması, vergilerini özveri ile ödeyerek katılımı sahiplenen mükellefler sayesinde olmuştur. dedi. Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı Rizeli iş adamlarının verdiği vergilerle devlete bağlılığını her zaman ortaya koyduğunu ifade ederek Doğu Karadeniz insanı devletine, milletine bağlılığıyla öne çıkmıştır. Bunu da Türkiye nin neresin de olursa olsun verdiği vergi ile ispatlamıştır. İş adamlarımız vegi mükellefi oldukları her yerde devletine yüksek vergi veren insanlardır. Bu insanların almadan vermesi bağlılığın bir göstergesidir. Ancak ilimiz vergi tahsilinde ön sıralarda bulunmasına rağmen yatırımda ihmal edilmiş bir bölgedir dedi. TOBB Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da yaptığı konuşmada bu ülkenin hayrına yapılacak işlerden birinin 13

16 sosyal güvenlik yasanın çıkartılmasının olduğunu belirtti. Verilen vergilerin büyük bir bölümünün sosyal güvenliğe gittiğini açıklayan Hisarcıklıoğlu Sosyal güvenlik sisteminde taviz vermeden yapılacak bir reforma ihtiyaç var. Sosyal güvenlik yasası mutlaka çıkartılması gereken bir yasadır. Bu, canımızı acıtabilir ama buna mecburuz. Bu reformun taviz vermeden çıkartılması için hükümete destek vermeliyiz. Bu ülkenin hayrına yapılabilecek en önemli işlerden birisidir. dedi. Katıldığı vergi ödül törenlerinde vergi mükellefleriyle gurur duyduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu Bugün sizler çalışarak, üreterek Türkiyenin ayakta kalmasını, güçlenmesini, Türk özel sektörü olarak sizler sağlamaktasınız. İnsanımıza iş ve aş sağlayarak milli refahı artıranda siz değerli mükelleflersiniz. Sizler aslında ekonomimizin gizli kahramanlarısınız. Bu yüzden başarılı iş adamlarımız özellikle kar edip vergisini ödeyenler herdaim takdir edilmelidir. Zira kar iş adamının yüz akıdır. Zaman zaman kar etmek ayıpmış gibi algılanmaktadır. Tam tersine kar etmeyen iş adamı olamaz Bizlerin, siyasetin, bürakrasinin, hepimizin tüm çabası bütün müteşşebisin daha fazla kar etmesi için olmalıdır. Bugün ülkemiz, sağlanan ekonomik istikrarla beraber 600 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğe kavuşmuştur ve Dünya nın 17. büyük ekonomisi haline gelmiştir, Avrupa nın ise 7. Büyük ekonomisi haline gelmişsek bunu sağlayan Türk müteşşebisidir. Türk özel sektörü sayesinde bu ülkede kalkınmada yüzde 49luk büyüme gerçekleşmiştir. Hisarcıklıoğlu, işadamlarının her zaman vergi oranlarının indirilmesini istediklerini belirterek Geçtiğimiz dönemde kurumlar vergisi yüzde 30 dan yüzde 20 ye indirildi. Ancak bu, toplanan vergiyi azaltmadı, tam tersine toplanan vergi yüzde 23 büyüdü. Yani vergi oranı indiği zaman Türkiye de vergi kaybı olmadı Vergi tahsilatı artarken ilave 25 bin yeni mükellef kazanıldı ve kurumlar vergi 14

17 mükellef sayısı 625 bine ulaştı. İşte bu yüzdendir ki Türk müteşşebisi devletinden maddi bir iltimas beklemiyor. Her ortamda da söylerim para istemiyoruz, pul istemiyoruz, hiçbir şey istemiyoruz. İstediğimiz tek şey rakiplerimiz hangi şartlarla mücadele ediyorsa bizide eşit şartlara kavuşturun. Kurumlar vergisinde gördük, diğer vergilerde de yapılacak vergi oranı düzenlemesiyle, Türk özel sektörümüz kendisine hedef koymuş olduğu Dünyanın ilk 11 ekonomisi arasına girmeyi gerçekleştirecektir. TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Sarp Sınır Kapısı konusuna da değinerek, tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılması açısından bu kapının çok önemli olduğuna işaret etti. Çin in batısında üretilen ürünlerin, gerek demir yolu, gerekse kara yoluyla Avrupa ya gidişinde sıkıntı yaşandığını belirten Hisarcıklıoğlu Alternatif iki yoldan bir tanesi, Çin-Kazakistan-Hazar-Azerbeycan-Gürcistan ve Sarp Sınır Kapısı güzergahı, Çin de üretilen bütün ürünlerin dünyaya gidiş noktası Karadeniz limanları olacak. Sarp Sınır Kapısı nın organizasyonunu yaparak ve yeniden yapılandırarak şu anki kapasitesini üç misli daha fazla arttırmış oluyoruz dedi. Vergi ödül töreninde Rize Valisi Kasım Esen ise yaptığı konuşmada vergi mükelleflerinden vergilerini vermeye devam etmelerini isteyerek Vergi veren bütün mükellefleri tebrik ediyorum ve vergilerinizi vermeye devam etmenizi istiyorum Sizler vergilerinizi vermediğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti dünya da söz sahibi olamayacak. Rize bugün geliri giderini karşılayan bir il konumundadır. Bütçe giderimiz 2002 yılında 118 trilyon iken bugün 313 trilyona yükseldi bütçe gelirimiz ise 2002 yılında 107 trilyon iken bugün 343 trilyon liradır. Mükellef sayımız ise den e çıktı, gelir vergisinde mükellef sayısı dan e, kurumlar vergisinde mükellef sayısı 1555 den 2163e, İhracatımız ise 86.5 milyon dolardan 327 milyon dolara çıkarak yüzde dortyüz artış gösterdi. dedi. 15

18 Törende son konuşmayı yapan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, verginin en önemli vatandaşlık görevlerinden birisi olduğunu belirtti. Verginin kutsallığına değinen Yazıcı Vergi, hastane, ulaşım, yol ve sağlık demektir. Son yıllarda toplu konutta büyük atılım sağladıysak bu, vergi sayesinde olmuştur dedi. Planlı biçimde kullanılan vergi ve sağlanan güvenle istikrar ortamı içinde önemli atılımlar yapıldığını vurgulayan Yazıcı, Türkiye nin, ekonomide dünyada 17., Avrupa da ise 7. Sırada olmasının, hükümetimizin icraatlarını kararlı bir tutumla yapması sayesinde olmuştur. Her şeyi yerinde kullanıp harcamak önemlidir. Hükümetimiz ulaşım, sağlık ve eğitim hizmetlerinde çok önemli yatırımlar gerçekleştirmiştir. Türkiye 2002 yılından sonra hızla büyüyüp gelişmekte. Türkiyede ödül önemli bir sözcük, başarılı olanları ödüllendireceksin. Rize vergi rekortmelerinide burada ödüllendiriyoruz. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı gündemdeki konularada değinip, tüm hak ve özgürlüklerin önemli olduğunu, ancak özellikle ifade, din ve vicdan özgürlüğünün öneminin biraz daha fazla olduğunu kaydederek, Başkalarının hakkını taciz etmeden düşünceler rahatça ifade edilebilmelidir. Aynı şekilde herkes inancının gereğini özgürce yerine getirebilmelidir. Bunları yapabildiğimiz oranda Türkiye de huzur ve istikrar ortamı devam edecektir dedi Törende, konuşmaların ardından gelir ve kurumlar vergisinde ihracatta ilk sıraları alanlara ve odada 40 yılını dolduran üyelere plaketleri verildi. Yılın Sanayicileri olarak Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve Doğu çay A.Ş ile Rize ye katkılarından dolayı Rize Yatırım A.Ş. ye ve TOBB a RTSO tarafından teşekkür plaketi verildi. Katılımından dolayı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı ya ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu na Teşekkür Plaketi Verildi. 16

19 KURUMLAR VERGİSİ Atılgan Otomotiv Sevimli Demir-SAC Sanayi A.Ş İntes İnşaat Yılkay İnşaat Ma-Ko Gıda Yamakoğlu İnşaat Emek Spor Engin İtriyat İmece Gıda Süleyman Sevimli Petrol GELİR VERGİSİ Asım Cengiz Hasan Avcı Tahsin Karabulut Hasan Basri Zerdeci Zeki Murat Kopuz YILIN SANAYİCİLERİ Doğu Çay A.Ş Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü İHRACAT Çayeli Bakır İşletmeleri A.Ş Yamakoğlu İnşaat Taahhüt ve Dış Ticaret Ltd. Şti. Demirrenk Dış Ticaret Ltd. Şti. 40 YILINI DOLDURANLAR Ali Vedat Kumuşoğlu SS.53/16Sayılı Fındıklı Bölgesel Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Aliriza Soba Mehmet Sadık Karaca SS.53/13 Sayılı İyidere Tarımsal Kalkınma Kooperatifi SS.53/19 Sayılı Derepazarı BölgesiTarımsal Kalınma Kooperatifi Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O Rize Şubesi Cumhuriyeti Ziraat Bankası A.Ş.İyidere Şubesi ı Kotiloğulları Koll. Şti. Asım Kotil ve Ortakları 17

20 Kamulaştırma işlemleri tamamlanandı alt yapı ihalesi hazırlanıyor Rize OSB de sona yaklaşıldı Türkiye de organize Sanayi Sitesi olmayan iki ilden biri olan Rize de sona yaklaşıldı. Kamulaştırma işlemleri tamamlanan OSB alanının alt yapı ihalelesi hazırlıklarına başlandı. Kalkandere İlçesine bağlı Aksu Mahallesinde 550 dönümlük alan üzerinde kurulması planlanan OSB için yıllardır süren kamulaştırma işlemleri, bakanlar kurulundan cebri kamulaştırma kararının çıkmasının ardından kamulaştırma bedelleri malikler adına yatırılarak istimlak işlemleri tamamlandı. Rize OSB Bölge Müdürü Kenan Alan 15 yıldır sürdürülen OSB kurulması çalışmalarının sonuna gelindiğini belirterek alt yapı ihalesinin çalışmalarına başlandığını,alt yapının tamamlanmasıyla gelecek yıl OSB nin açılabileceğini söyledi. Rize Organize Sanayi Bölgesinin kurulması ile ilgi bigiler veren Bölge Müdürü Kenan Alan Rize nin engebeli arazı yapısı nedeniyle yatırım yapılabilecek yeterli arsa bulunmamaktadır. Bu nedenle Rize OSB nin kurulması büyük önem taşımaktadır. Rize OSB nin kurulması için 15 yıldır uğraşılıyordu. Kalkandere Aksusu Mahallesinde ilk etapta 550 dönümlük yer tespiti yapılmıştı. İleriki yıllarda bunun bin dönümün üzerine çıkması hedefleniyor. Son üç yılda çalışmaları hızlandırdık. İlk planda bakanlıktan tahsis edilen 7.5 milyon YTL ödenek ile kamulaştırma işlemlerini başlattık. Karadeniz in coğrafi yapısı nedeniyle arazilerin büyük bir kısmı çok hisseli olduğu için arazi sahiplerine ulaşmamız mümkün olmuyor. Bir çoğu da Rize dışında bulunuyor. Bazı kişilerinde arazilerini vermek istememesi OSB nin kurulmasını ve faaliyete geçmesini geciktirdi. Bunun üzerine Bakanlar Kurulundan Cebri Kamulaştırma kararı çıkarıldı ve mahkeme kanalıyla arazi sahipleri için kamulaştırma bedelleri tespit edildi ve kamulaştırma bedelleri bankaya yatırılarak kamulaştırma işlemlerini tamamlandık. Rize OSB nin faaliyete geçmesiyle bölgede istihdamın artacağına dikkat çeken Kenan Alan Eylül veya Ekim ayında alt yapı ihalesini yapacağız. Projelerin hazırlanması devam ediyor. Bir yıl içinde Rize OSB nin faaliyete geçeceğini planladık. Seramik, mobilya, makina imalatı, organik bitki gibi sektörlerde faaliyet göstermek için şu ana kadar 28 firma ön müracaat yaptı. Alt yapının tamamlanmasıyla firmalarla ekrar görüşüceğiz. İsteyenler fabrikalarını kurmaya başlayacak. Rize nin teşvik yasası kapsamında olması OSB yi daha da cazip kılmaktadır. Burada beşbin kişiye iş olanağı sağlanacak. OSB nin Rize- Erzurum karayolu üzerinde bulunması da ayrı bir önem kazandırıyor. Ayrıca OSB, yeterince işlemeyen Rize Limanı nın hareketlenmesine de katkı sağlayacaktır. 18

21 Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi nin Değerledirmesini Yaptı TOBB Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi toplantısı; TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri ile Konsey Başkanı Nafi Güral ve Konsey üyelerinin katılımıyla, TOBB Merkez Binasında gerçekleştirildi. Toplantıda, 2007 yılı değerlendirilerek aşağıdaki hususların kamuoyuna duyurulması kararlaştırıldı; 1. Ekonomide iki temel kırılganlık kaynağı olan kamu bütçe açığı ve cari açık, reel sektörün üzerindeki yükleri artırmaktadır yılında kamu bütçe açığındaki artış, faiz oranlarının yüksek seviyelerde kalmasına yol açmakta ve reel sektörün finansman maliyetlerini artırmaktadır. Yüksek faiz oranı aynı zamanda yurtdışı fonların ülkeye girişini artırmakta ve bu fonların kazandıkları yüksek faiz getirilerinin yeniden yurtdışına transfer edilmesi cari açık sorununu daha da artırmaktadır. 2. Dış ticaret açığının rekor seviyelere ulaşmış olması, reel sektörün rekabet gücündeki kaybın en açık göstergesidir. İthalat üzerindeki her türlü denetim (TSE denetimi gibi) kaldırılırken, ihracat yapan sektörlerimiz üzerindeki zaten yüksek olan idari ve mali yüklerin aynen korunması haksız rekabete yol açmaktadır. 3. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınması için GAP kapsamındaki sulama yatırımlarına öncelik verilmelidir. 4. Son zamanlarda KOBİ lerin, kendileri için tahsis edilen destek kredilerine ulaşımında sıkıntılar yaşanmaya başlanmıştır. KOBİ lerin büyümesi için finansmana ihtiyaç duyulan bu ortamda KOBİ destek kredilerinden kısıntı yapılmamalıdır. 5. Yüksek istihdam maliyetlerinin azaltılmasının ilk şartı olan sosyal güvenlik reformu bir an önce hayata geçirilmelidir. 6. Elektrik fiyatlarının karşılaştırılması AB ülkeleri ile değil, küresel piyasalardaki asıl rakibimiz konumundaki çevre ülkeleri ve Uzakdoğu ülkeleri ile yapılmalıdır. 7. Yatırım Teşvik kapsamında taahhüt edilen Enerji destekleri 2007-Nisan ından buyana ödenmemektedir. Yatırımcıların mağdur edilmemesi için, kamu idaresi verdiği taahhütte bağlı kalmalı ve bu konu çözüme kavuşturulmalı. 8. Maliye nin fiili envanter çalışmalarından dolayı pek çok şehirdeki mükellef üzerinde ağır baskı kurduğu görülmüştür. Vergi idaresi, mükellefe karşı yaklaşımını değiştirmelidir. 19

22 Türkiye yi Kafkasya ya açan kapı modernize ediliyor Sarp Sınır Kapısı nın Temeli Törenle Atıldı TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Bu kapının modernizasyonu ile İpek Yolu güzergahı yeniden canlandırılacaktır. Bu proje, kamu, özel sektör işbirliğinin de en etkin ve verimli örneğini teşkil etmektedir Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yapişlet-devret modeliyle modernizasyonu yapılacak Sarp Sınır Kapısı nın temeli düzenlenen törenle atıldı. Törene, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Gürcistan Maliye Bakanı Nika Gilavri, Artvin Valisi Cengiz Aydoğdu, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ve Gümrük Turizm İşletmeleri (GTİ) A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız, Rize Valisi Kasım Esen RTSO Meclis Başkanı Selahattin Ataç, RTSO yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu.Gürcistan Maliye Bakanı Nika Gilavri katıldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu törende yaptığı konuşmada, dış ticaret hacminin yüzde 40 ının kara sınır kapılarından gerçekleştiğini, dolayısıyla sınır kapılarının etkin ve verimli kullanımı için yapılan her türlü girişimin Türkiye ekonomisi için çok önemli olduğunu belirtti. Ticaretin yanı sıra sınır kapılarının ülke tanıtımına da katkı sağladığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, Bu nedenlerle gümrük kapılarımızın modernizasyonunu TOBB olarak üstlendik. Bu projeyi farklılaştıran en önemli husus, 140 ticaret, sanayi oda ve borsasının bu iş için ellerini taşın altına koymasıdır diye konuştu. Sarp Sınır Kapısı ndan yılda 180 bin araç ile 1 milyon 300 bin yolcunun giriş yaptığına işaret 20

23 eden Hisarcıklıoğlu, yapılacak modernizasyon sonunda söz konusu sınır kapısının yılda toplam 500 bin araç ile 3 milyon yolcuya hizmet verilebilir hale geleceğini söyledi. Gürcistan ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin her geçen gün arttığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, Sarp Sınır Kapısı ndan yapılacak modernizasyonun Gürcistan ve Azerbaycan ile olan dış ticarete de büyük katkı sağlayacağını ifade etti. Hisarcıklıoğlu, üç aylık vize muafiyeti ve Batum Havaalanının ortak kullanılmasının iyi ilişkilerin somut göstergesi olduğunu söyledi. Modernizasyon sonrasında iki ülke arasındaki ticaret hacminin katlanacağını vurgulayan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu Gürcistan ile ticaret hacmimiz 2006 yılında 750 milyon dolar iken 2007 da 940 milyon dolara çıktı. Modernizasyon sonrasında ilk yıl ki hedef bir milyar dolar, beş yıl sonraki hedef ise üç milyar dolara çıkması. Bu kapının modernizasyonu ile İpek Yolu güzergahı yeniden canlandırılacaktır. Bu proje, kamu, özel sektör işbirliğinin de en etkin ve verimli örneğini teşkil etmektedir, bundan da ayrıca gurur diyoruz dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, törende yaptığı konuşmada 120 gümrük kapısının modernize edilerek gümrüklerden mal çıkarma işkencesi tabirini kaldırma çabası içinde bulunduklarını söyledi. Gümrüklerin kamu gelirlerin temel taşı olduğuna diikati çeken Yazıcı Bir taraftan kara, deniz ve hava filolarımızı büyütüyoruz diğer taraftan Türkiye nin itibarını dünyada yükseltecek ekonomideki olumlu gelişmelere paralel olarak gümrük kapılarını modernize ediyoruz. Hedefimiz, tüm sınır kapılarımızı modernize etmektir. Gümrüklerde, ülkemizin imajını olumsuz etkileyen olumsuzlukları ortadan kaldırıp, gümrük hizmetlerinin daha sağlıklı, şeffaf ve objektif kriterlerle yürütülmesi için çalışıyoruz. Hantal yapının yenilenmesi ve çağın gereklerine uygun hale getirilmesi için gayret sarf ediyoruz, gümrük kapımızı modern teknolojiyle donatıp insanları, iş adamlarını, kapıdan girer girmez bu işe atıldıklarına pişman ettirmemeye çalışıyoruz. Özet olarak, gümrükten mal çıkarma işkencesi tabirini kaldırma çabası içindeyiz. Türkiye ye gelen ziyaretçi sayısının her yıl arttığını, bu çerçevede 2007 yılında Türkiye ye 23 milyon 341 bin kişinin geldiğini, turizm gelirinin de 18,5 milyar doları bulduğunu kaydeden Yazıcı, yabancı sermayenin 2007 yılında 22 milyar doları bulduğunu belirtti yılında TOBB ile yapılan anlaşma çerçevesinde, gümrük kapılarının yapişlet-devret modeliyle yenilendiğini, temeli atılan Sarp Sınır Kapısı nın da 12 ayda tamamlanacağını anlatan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, kapının, 20 yıllık ticari işletme müsaadesinin de geçici kabulünün onaylanmasının ardından başlayacağını ifade etti. Yazıcı, KDV hariç tahmini yatırım maliyeti 40 milyon 747 bin 398 YTL olan Sarp Sınır Kapısı nın modern cihazlarla donatılacağını söyledi Türkiye ile Gürcistan ilişkilerinede değinerek ortak coğrafyaya sahip iki ülkenin birbirine derin kültürel ve akrabalık bağları ile bağlı olduğunu kaydeden Yazıcı, 1828 den 1921 e kadar göçlerle Anadolu ya yerleşen Gürcüleri Türkiye nin kabul ettiğini söyledi. Türk firmalarının da Gürcistan da telekom başta olmak üzere liman işletmeciliği, tekstil, inşaat, gıda, bankacılık gibi birçok alanda faaliyet gösterdiğine işaret eden Yazıcı, halen Türk müteahhitlerinin,gürcistan da 350 milyon dolarlık proje üstlendiğini söyledi. Törene katılan Gürcistan Maliye Bakanı Nika Gilavri de yaptığı konuşmada, 2007 yılına kadar Gürcistan ın en önemli ticaret partnerinin Rusya olduğunu, 2007 den sonra ise Türkiye nin en önemli ticaret partnerleri haline geldiğini söyledi. Sarp Sınır Kapısı nın iki ülke için de önemli olduğunu anlatan Gilavri, projenin, iki ülke ticari ilişkilerine olumlu katkı sağlayacağını düşündüğünü söyledi. 21

24 Adapazarı TSO Rize de Karadeniz Bölgesine incelemelerde bulunmak üzere gezi düzenleyen AdapazarıTicaret ve Sanayi Odası heyeti Rize Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti. ATSO meclis Başkanı Birol Öner, Yönetim kurulu Başkanı Erol Öztürk, başkan yardımcıları Kamil Tezer, Orhan Ekici, yönetim kurulu üyesi Adnan Erdoğan, Genel sekreter Burhanettin Kılıç ve Genel Sekreter Yardımcısı Suat Sönmez den oluşan Adapazarı heyetinin RTSO yu ziyaretinde Meclis Başkanı Selahattin Ataç, yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı. RTSO Yönetim kurulu Başkanı Ofluoğlu Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası mensuplarını Rize de görmekten duyduğu menuniyeti belirterek konuklara Rize hakkında bilgiler verdi. Oda ve Borsalarda kasım - aralık aylarında yapılması gereken organ Seçimleri 2009 yılında Ocak-Şubat aylarında yapılacak sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 84 üncü maddesi gereğince 2008 yılının Ekim ayında başlayıp Kasım ayında tamamlanması gereken oda ve borsaların organ seçimlerinin, 2009 yılının Ocak ayında başlayıp Şubat ayında tamamlanması Bakanlar Kurulu nca kararlaştırıldı. Karar, 1 Mart 2008 tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlandı. 22

25 23

26 Ziraat Bankasından RTSO üyelerine kredi desteği Odamız ile Ziraat Bankası arasında üylerimiz için özel kredi protoklu imzalandı. İmza töreninde açıklamalarda bulunan RTSO Yönetim kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu bir çok banka ile kredi protoklu imzaladıklarını belirterek Bir yerde bankalar arasında rekabet yaratmış olduk. Bu da üyelerimizin yararına oldu. Umarım önümüzdeki günlerde faizlerin düşmesiyle kredi faizleri de daha aşağı iner. Ziraat Bankası Bölge krediler Müdürü Halil Yüksel de RTSO ile yaptıkları işbirliği ile oda üyelerine düşük faiz ve uzun vade gibi önemli avantajlar sunduklarını ifade ederek RTSO üyeleri kapasitelerini artırma ve tesislerini yenileme şansı bulabilecekler. Böylece dış pazarda rekabet edebilme avantajına kavuşmuş olacaklar. İmzaladığımız bu protokolle RTSO üyelerine gerekli desteği sağlamış olacağız. dedi. Vakıflar ve Kuveyt Türk banktan RTSO ya ziyaret Rize de faaliyet gösteren bankalardan Vakıflar Bankası ve Kuveyt Türk Bankası yöneticileri Rize Ticaret ve Sanayi Odasına ziyarette bulundular. Vakıflar Bankası Bölge Müdürü Salim Hizmetli beraberinde Rize Şube Müdürü Sabri Elmacı ile geldiği RTSO da Yönetim kurulu başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu ile görüştü. Bu görüşmede Yönetim kurulu üyesi Şaban Aziz Karamehmetoğlu da bulundu. RTSO nun diğer ziyaretci konuğu Kuveyt Türk Bankası oldu. Bölge Müdürü Mustafa Uzun Rize Şubesi müdürü Beytullah Kılıç ile birlikte Odamıza gerçekleştirdiği ziyarette Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu ile bir süre sohbet ederek Rize nin ekonomisi hakkında bilgiler aldı. 24

27 Limited Şirketlerde Müdür Olmanın Sorumluluğu R.Ziya BİLGİN Yeminli Mali Müşavir Çok yakın bir gelecekte Ticaret ve Sanayi Odalarında yeni meclis ve yönetim kurulu ve yeni başkanları seçmek için seçim çalışmaları başlayacaktır. Bu seçimlerde üye gerçek kişiler kendi adlarına oy kullanırken, üye tüzel kişiler adına (şirketler) ise kanuni temsilciler oy kullanacaktır. İlimizde tüzel kişilik olarak en fazla limited şirketler bulunmaktadır. Oda seçimlerine katılıp, görev almak isteyenler arasında oda da kaydı olmayan gerçek kişiler hemen seçime girebilmek için bir limited şirketle ahzu-kabz yetkilisiyle kanuni temsilci yani müdür olma yollarını arayacaklardır. Çok basit bir işlem ile şirket müdürü olup, oda organlarına seçilenler 4 yıl boyunca seçildiği şirketin müdürlüğünü yürütmek zorundadır. Çünkü müdürlüğü düşenin, oda organlarındaki görevi de sona erer. Limited şirkete müdür olup ticaret ve sanayi odalarında görev yapmak ne kadar güzelse, limited şirket müdürü olmanın sorumluluğu da o derece ağırdır. Şimdi limited şirketlerde müdürlerin sorumluluklarını kısaca bir hatırlatalım: 1- Türk Ticaret Kanunundan doğan sorumluluklar: a) Sermaye paylarının doğru ve zamanında ödenmesinden sorumludurlar. b) Bilanço ve gelir tablosundan, dolayısıyla dağıtılacak kar payları ve bunların ödenmesinden sorumludurlar. (TTK.MD.535) c) Kanunen tutulması gerekli defterlerin mevcudiyetinden, tutulmasından ve doğruluğundan sorumludurlar. (TTK.Md.67) d) Ortaklar kurulu kararlarının haklı bir sebep olmaksızın uygulanmamasından sorumludurlar (TTK. Md.336) e)şirket Müdürleri şirket ortaklarından izin almadan, şirket konusuna giren bir işi kendi veya başkası hesabına şirketle ticari muamele olarak yapamaz. (TTK. Md.334/I) f) Şirket müdürü olarak diğer ortakların onayı olmadan, şirketin iş konusunda ne kendi ne başkası namına iş yapabilir nede bu alandaki bir şirkete ortak olabilir. TTK.Md.54) 2- Diğer Kanunlardan doğan sorumluluklar: a) Vergisel sorumluluk: Zamanında ödenmeyen vergi aslı ve buna bağlı olarak hesaplanacak gecikme zammı ve vergi cezaları da dahil ( Burada dikkat edilecek husus kanuni takibatın ilk önce şirket namına yapılması, sonuçsuz kalması halinde şirket müdürüne müracaat edilmesi) ödenmesinden sorumludur. b) SSK: Açısından Sorumluluk: SSK primlerinin doğru bir şekilde tahakkuk ettirilip ödenmesinden de sorumludur. Süresi içinde ödenmeyen primlerinden dolayı şirket müdürleri haklı bir sebepleri yoksa sorumlu tutulurlar. c) İş kanunu açısından Sorumluluk: İş Kanunu Md.77 ve Md. 105 dayanarak işveren veya vekili iş yerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak zorundadır. Bu saydığımız sorumluluklardan sonra, gerçekte hiçbir bağlantısı olmadığı halde ticaret ve sanayi odaları organlarına seçilebilmek için limited şirketlerde müdür olarak görev almak isteyenlerin, bu kararlarını enine boyuna değerlendirip ona karar vermelerinde yarar olacağını hatırlatmak istedirim. 25

28 Vergi Haftası Kutlandı Vergi haftası nedeniyle ilimizde de Defterdarlık tarafından bir dizi etkinlikler düzenlendi. Hafta boyunca yapılan toplantılarda vergi konusunda açıklamalarda bulunuldu. Vergi haftası kutlamaları çerçevesinde Defterdar Ali Tongül başkanlığındaki heyet RTSO ya da ziyarette bulundu. Yönetim kurulu başkanı Ömer Faruk Ofluoğlu tarafından karşılanan heyetin ziyaretinde yönetim kurulu üyeleride bulundu. Defterdar Tongül, Ticaret odalarının mükellefle olan bağlantılarında Ticaret ve Sanayi Odasının önemli katkısı olduğunu, bir çok konuda işbirliği içinde olduklarını söyledi. Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Yürülüğe girdi Ar-Ge ve yenilik yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası düzeyde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını, üretim maliyetlerinin düşürülmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini, rekabet öncesi işbirliklerinin geliştirilmesini, teknoloji yoğun üretim, girişimcilik ve bu alanlara yönelik yatırımlar ile Ar-Ge ye ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılmasını, Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını desteklemek ve teşvik etmek amacıyla hazırlanan Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun resmi gazetede yayınlanarak yürülüğe girdi Bu Kanun, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı tarafından 12/4/1990 tarihli ve 3624 sayılı Kanuna göre oluşturulan teknoloji merkezleri (teknoloji merkezi işletmeleri) ile Türkiye deki Ar-Ge merkezleri, Ar-Ge projeleri ve rekabet öncesi işbirliği projeleri ve teknogirişim sermayesine ilişkin destek ve teşvikleri kapsamaktadır. 26

29 RTSO nun davetlisi olarak Rize gelen Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Deniz Arıboğan Terör konusunda herkesin eğitimli olması gerekir Bahçeşehir Üniversite Rektörü Prof. Dr. Deniz Arıboğan Rize Ticaret ve Sanayi Odası nın davetlisi olarak Rize geldi. Rize Kültür Merkezinde Küresel Terör ve Eğitim konulu konferans veren Rektör Arıboğan, küreselleşmenin, dünyanın en önemli kavramı durumuna geldiğini söyledi. Küreselleşmede, hem değerlerin hem de somut şeylerin dünyanın her yerinde dolaşabildiğini ifade eden Arıboğan Küreselleşmeyle uluslar arası ilişkilerin devletlerarası olmaktan çıkıp başka grupların da ilişki içine geçmesini sağladığını söyledi. Bahçeşehir Üniversitesi rektörü Arıboğan, bugün terörün bir karşılığının olması gerekmediğini, internet ortamında yazılan birşeyin duyurulmasıyla olmayan bir şeyin varmış gibi gösterilebileceğini vurgulayarak şunları söyledi: Bir terör eylemi olmasa bile ortaya atılan birşey küresel çapta büyük bir etki yaratabilmektedir. Devletler, terör olduğu gerekçesiyle insanların her türlü hakkını kısıtlayabiliyor. Bir devlet şu terördür diyerek bir kişiyi alabiliyor. Kimse de gerçekten o kişinin terörist olup olmadığını bilemiyor. Yani terör öcüsü yaratılarak bazı davranışlar meşrulaştırılabiliyor. Bugün yalnızca asker, polis ve silahla terörle mücadele edilmesinin çözüm olmadığına, bunun yanında psikolojik yöntemlerin kullanılması ve insanların eğitilmesi gerektiğine işaret eden Arıboğan şöyle konuştu: Terörü, içinde yer aldığı sistemin bir unsuru olarak görmemiz ve ona göre önlem almamız gerekmektedir. Teröristi öldürmek terörle mücadelenin en kötü yöntemidir, çünkü sempatizanı veya diğer unsurlarıyla ölen bir terörist, 5 terörist olarak geri döner. Terörü bir ağaç olarak düşünürsek, terörü temizleyebilmek için ağaçla birlikte ağacın bulunduğu zemini de değiştirmek, temizlemek gerekir. Dünyanın yeni iletişim ortamının terörün yayılabilmesi için çok uygun olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arıboğan Medyanın özellikle terör eylemlerinde sorumlu yayıncılık yapması gerekmektedir. Örneğin ABD de 11 Eylül saldırısı sonrasında medyada hiç ceset veya yaralı görüntüsü yer almadı. Oysa Türkiye de meydana gelen olaylarda, olaylar bütün çıplaklığıyla ekranlara ve gazetelere yansırdı. Bunun önüne geçilmesi gerekir. Medyanın otokontrol yapması lazım dedi. Arıboğan, insanların teröre nasıl bakması ve bir eylemde nasıl davranması gerektiğini öğrenmesinin önemine dikkati çekerek Terör konusunda en önemli konu eğitimdir. Vatandaşın, diplomatların ve kısaca herkesin eğitimli olması gerekmektedir diye konuştu. 27