Cumhuriyet Halk Partisi

Transkript

1 1 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tezcan MYK sonrası basın toplantısında açıkladı; CHP yarın Silivri de olacak. Büyükşehir Yasası Anayasa Mahkemesi ne götürülecek Tarih : Yarın, Silivri yargılamalarının önemli bir boyutunu oluşturan adaletsizliğin ve hukuksuzluğun had safhaya çıktığı, hukukun, adaletin yok sayıldığı, savunma hakkının tamamen ortadan kaldırıldığı bir yargılama sürecinin sonlarına doğru yaklaştığımız bir duruşma yapılacak. - Türkiye kurgulanmış davalardan kurtulduğu, hukukun hakim olduğu, adaletin herkes için istinasız herkes için vazgeçilmez bir güvence olduğu anlayışının, inancının yerleştiği günlerde huzura, güvene kavuşacaktır. Geleceğe, aydınlık geleceğe ancak o zaman kavuşacaktır düşüncesiyle, inancıyla yarın hep beraber Silivri de olacağız. Bülent Tezcan TBMM de görüşülen bütçenin emeğin değil rantın bütçesi olduğunu üretimin, işsizin bütçesi olmadığını belirterek, denetimden kaçırıldığını ve sakat olduğunu söyledi. - İktidar her zaman olduğu gibi bütçe konusunda da Türkiye de bir ipotekli demokrasi geleneği yerleştirmiştir. AKP nin 326 milletvekili Türk milletinin kendilerine verdiği iradeyi tek kişiye, Başbakan Erdoğan a ipotek etmiştir. - AKP iktidarının yanlış dış politikaları nedeniyle Türkiye kendisini hazırlıksız bir şekilde Ortadoğu yangınının ortasında bulmuştur. Bu öngörüsüzlük, bu Cumhuriyet Halk Partisi - 1 /

2 2 yangından nasıl çıkarız kaygı, hesabı içerisinde ne yaptığını bilmeyen, dalgalı bir denizde pusulasız yoluna devam etmeye çalışan bir gemi görüntüsü vermektedir Türk dış politikasına. - Türkiye de sabotaj ve suikastlara dayalı bütün derin ilişkileri ortaya çıkarabilecek her türlü çalışmanın önüne hiçbir engel konmadan tamamlanması gerektiğine inanıyoruz. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Başkanlığı nda yapılan MYK toplantısından sonra düzenlediği basın toplantısında MYK nın gündemindeki güncel konuları açıkladı ve soruları şöyle yanıtladı; Değerli basın mensubu arkadaşlarım hoş geldiniz. Bugün Merkez Yönetim Kurulu toplantımızı tamamladık ve mutat olduğu üzere Merkez Yönetim Kurulu toplantısında yaptığımız görüşmeleri sizlerle paylaşacağım. Daha sonrada soracağınız sorular varsa onları da cevaplamaya çalışacağız. Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz bu hafta bütçe TBMM ye geldi. Hala bütçe görüşmeleri devam ediyor. Planlanan çalışmaya göre 20 sine kadar bütçe görüşmelerinin bitmesi ve bütçe kanununun çıkması bekleniyor. Öncelikle bütçe görüşmeleri başladığında Sayın Genel Başkanımızın da belirttiği gibi bu bütçe bu haliyle sakat bir şekilde TBMM nin önüne getirilmiştir. Eksik bir şekilde TBMM nin önüne getirilmiştir. Bir bütçe kanun tasarısının görüşülebilmesinin temel unsuru olan raporlar hazırlanmadan, Sayıştay raporları hazırlanmadan TBMM nin önüne bütçe getirilmiştir. Bu haliyle bu bütçe görüşülemez. Bu haliyle bu bütçe bir oldu bittiye getirilip görüşülse dahi, yasalaşsa dahi şekli anlamda yasalaşmış olur. Uygulanabilir, geçerliliği olan, meşruiyeti olan bir bütçe olmaz ve uygulama döneminde de bu tartışma bu eksikliğin tartışması sürekli devam edecektir. Sayıştay raporları olmadan TBMM nin bütçe hakkını tam olarak kullanabilmesi mümkün değildir. Bütçeyi de yasalaştırması mümkün değildir. Ama iktidar her zaman olduğu gibi Türkiye de bir ipotekli demokrasi geleneği yerleştirmiştir. AKP nin 326 milletvekili Türk milletinin kendilerine verdiği iradeyi tek kişiye ipotek etmiştir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a ipotek etmiştir. TBMM ye milletin gönderdiği 326 AKP milletvekili yoktur iradesini Başbakana ipotek etmiş ve tek bir kişide iradenin şekillendiği bir TBMM pratiği sözkonusudur. İşte bu meclis çoğunluğuna dayanarak, ipotekli demokrasiye dayanarak belki bu bütçeyi geçirebilirler ama bu tartışma bundan sonrada sona ermeyecektir, devam edecektir. Bu bütçe görüşülemez bir bütçedir. Yasalaşsa dahi meşruiyeti olmayacaktır. Bu bütçenin şekline ilişkin öncelikle söyleyeceklerimiz. Değerli arkadaşlar, bunun dışında bir başka önemli nokta daha var. 10 yıllık AKP iktidarı döneminde olduğu gibi bu bütçede üretimin yeri yoktur. Bu bütçede işsizlerin yeri yoktur. Bu bütçede çalışanların yeri yoktur. Bu bütçede emeklilerin yeri yoktur. Bu bütçede pamuk üreticilerinin yeri yoktur, buğday üreticilerinin yeri yoktur, fındık üreticilerinin yeri yoktur, esnafın yeri yoktur. Yani halkın bütçesi değil, rantın bütçesi yapılmıştır. İktidara yakın üç, beş rantiyeciyi memnun etmeye dönük bir bütçe Cumhuriyet Halk Partisi - 2 /

3 3 TBMM nin önündedir. Daha fazla ayrıntısını arkadaşlarımız bütçe görüşmeleri sırasında hala devam eden görüşmeler sırasında TBMM de düşüncelerini beyan ediyorlar. Görüşmeler bu çerçevede de yürüyor. Değerli arkadaşlar, gündemimizdeki bir diğer önemli konu asgari ücret konusu. Biliyorsunuz Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına başladı. Çalışmaları devam ediyor. Biz bu çalışmaları yakından izliyoruz. Türkiye de açlık sınırı 1089 lira lira açlık sınırı olan bir yerde bakanlık, hükümet Asgari Ücret Tespit Komisyonuna 3+3 önermiştir. Ortalama 25 lira aylık asgari ücret zammı anlamına gelmektedir. Bu ücret asgari ücret değil sefalet ücretidir, yokluk ve açlık ücretidir. Bu ücretle 1089 lira olan açlık sınırının üzerine bırakın çıkmayı sınırına dahi yanaşması mümkün değildir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarında da bütün emek kesimlerine ve bütün duyarlı kesimlere bu konuyu yakından takip etmelerini Türkiye de emek üzerine oynanan oyunun ve Türkiye de bütün ekonomik yüklerin ilk anda çalışanların üzerine yıkılması anlayışının ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. CHP olarak bu süreci de yakından takip ediyoruz. Bütçeyle aynı döneme düşmesi sebebiyle de zaten açıkça görülmektedir ki bu bütçede bu asgari ücret anlayışını değiştirecek bir yaklaşımda doğrudan doğruya hükümetin gündeminde olmadığını görüyoruz. Yani hükümetin gündeminde asgari ücretli yoktur. Hükümetin gündeminde asgari ücret tespit sürecinde sadece yasal bir zorunluluğu yerine getirme anlayışından başka bir şeyi göremiyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde biliyoruz ve inanıyoruz ki, asgari ücretle yoksulluğa ve sefalete mahkum edilenlerde kendi gündemlerinden AKP hükümetini çıkaracaklardır. AKP hükümetini halkın gündeminden çıkarma dönemi de gelmiştir. Bir başka gündemdeki önemli konumuz büyükşehir belediye yasasıdır. Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı yasayı onayladı ve resmi gazetede yayınlandı. Biz Büyükşehir Belediye Kanununun çıkış aşamasından itibaren buna itirazlarımızı ayrıntılı olarak ifade ettik. Burada bir kere daha ifade etmek istiyoruz. Biz büyükşehir uygulamasına karşı değiliz. Biz Türkiye nin kentleşme sürecine karşı değiliz. Biz Türk halkının kentleşerek kent hizmetlerinden yararlanmasına karşı değiliz. Ancak AKP iktidarının, AKP anlayışının getirdiği bu tasarı ki yasalaşmıştır artık. Bu anlayış çerçevesinde düzenlenmiş bir tasarı değildir. Bu halkın egemenliğini ortadan kaldırmaya dönük, halk egemenliği anlayışını yok sayan ve doğrudan doğruya belirli merkezde Türkiye nin yönetim düzenini belli bir anlayış etrafında yeniden dizayn etmeye çalışan bir tasarıdır. Biz Sayın Cumhurbaşkanının veto etmesini bekliyorduk etmedi. Şimdi önümüzde anayasal bir mekanizma var. Anayasanın bize tanıdığı bir hak var, bir muhalefet görevi var aynı zamanda. Büyükşehir Belediye Yasasını Anayasa Mahkemesine götüreceğiz ve iptal davası açacağız. Bununla ilgili arkadaşlarımız çalışmalarını tamamladılar. Çalışmalarına devam ediyorlar, bir kısmını tamamladılar. Öncelikle biz bu yasada belde belediyelerinin kapatılmasına karşı çıkıyoruz ün üzerinde belde belediyesi kapatılmaktadır. Belde belediyelerini kapatmak, belde belediyelerini o belde de yaşayan halka sormadan kapatmak, onlara doğrudan doğruya egemenlik hakkından mahrum etmek anlamına gelir. Kendi beldesinin nasıl yönetileceğini, hangi yöneticiler tarafından yönetileceğini ve beğenmediği belde yöneticilerini değiştirme hakkını bu yasayla o belde halkından alan bir anlayış hakim olmuştur. Biz öncelikle belde belediyelerinin bir referanduma gidilmeksizin Avrupa Yerel Yönetimler Şartında öngörülen ve bizimde imzaladığımız referandum şartını yok Cumhuriyet Halk Partisi - 3 /

4 4 sayarak o bölgenin halkına sormadan o belediyelerin kapatılmasına karşı çıkıyoruz. Bu çerçevede anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine gideceğiz. Bunun dışında, köy tüzel kişiliklerinin kaldırılması, İl Özel İdarelerinin kaldırılması ve Yatırım Koordinasyon Merkezi Başkanlığının kurulmasını Anayasaya aykırı bir uygulama olarak görüyoruz. Bu çerçevede bir başka önemli noktada bu yasayla seçim çevresi değişiklikleri yapılmıştır. Belli başlı yerlerde sadece seçim hesabına dayanarak uzun zamandan buyana birlikte yaşama geleneğini getirmiş, taşımış olan mahalleler bir ilçeden alınıp bir başka ilçenin sınırları içerisine alınmıştır. Seçim çevresi değişiklikleri yapılmıştır. Bunun da anayasaya aykırı olduğunu düşünüyoruz. Bu çerçevede anayasaya aykırılık noktasında çalışmalarımız belli bir noktaya geldi. Önümüzdeki günlerde tamamlandığında Anayasa Mahkemesine iptal davasını açacağız. İptal başvurusunda bulunma kararı Merkez Yönetim Kurulumuz tarafından verilmiştir. Bir başka gündemdeki önemli konu; yine bölgede Ortadoğu da biliyorsunuz hava çok sıcak, gergin bir atmosfer var. Ve bu atmosfer çerçevesinde bugüne kadar AKP iktidarının yanlış dış politikaları nedeniyle Türkiye kendisini hazırlıksız bir şekilde bu yangının ortasında bulmuştur. Ve bu öngörüsüzlük bu yangından nasıl çıkarız kaygı, hesabı içerisinde ne yaptığını bilmeyen, dalgalı bir denizde pusulasız yoluna devam etmeye çalışan bir gemi görüntüsü vermektedir Türk dış politikasına. Patriotlarda ilgili Türkiye ye artık patriot füzelerinin geleceği bir anlamda kesinlik kazandı ve bu çerçevede hükümetin çalışmalar yürüttüğünü görüyoruz. Bu noktada özellikle bu füzelerle birlikte gelecek ekipmanlar ve doğrudan doğruya bunlarla birlikte Türkiye ye gelecek askeri personelin Türkiye topraklarında bulunması sadece hükümetin keyfine bırakılabilecek bir husus değildir. Hükümetin bu konudaki öngörüsüzlüğü ve basiretsizliği tescil edilmiştir. Bugüne kadar geldiğimiz nokta Türkiye de bugüne kadar ki uygulamalar bu basiretsiz anlayışla sonuca varılamayacağını göstermiştir. Özellikle Türk topraklarında yabancı askeri personelin de bulundurulmasını kapsayacak böyle bir uygulamanın TBMM nin önüne getirilip görüşülmesi gerektiğine inanıyoruz. Hükümetin bu konuda hem bilgi vermek ve hem de bunu TBMM nin görüşmesine ve kararına bağlamak üzere TBMM nin gündemine getirip tartışmasına açması gerektiğini düşünüyoruz. Değerli arkadaşlar, bir başka önemli gündem maddesi; hepinizin de yakından takip ettiği yarın Silivri de görülecek Ergenekon Davası diye kamuoyuna yansıyan Ümraniye Davası diye ilk açılış iddianamesinde Ümraniye Davası adını alan Silivri yargılamalarının önemli bir boyutunu oluşturan adaletsizliğin ve hukuksuzluğun had safhaya çıktığı, hukukun yok sayıldığı, adaletin yok sayıldı savunma hakkının tamamen ortadan kaldırıldığı bir yargılama sürecinin sonlarına doğru yaklaştığımız duruşması geldi. Yarın esas hakkında mütalaanın verileceği daha doğrusu muhtemelen esas hakkında mütalaanın verileceği bir duruşma yapılacak. Türkiye kamuoyu bu konuya duyarlılığını, hassasiyetini çok açık biçimde ortaya koydu. Bugün Türkiye nin dört bir yanından bu adaletsizliğe karşı bir ses de ben vermek istiyorum diye Silivri ye gelmek üzere yola çıkan yurttaşlarımız var. Biz yarın Silivri de Cumhuriyet Halk Partisi - 4 /

5 5 olacağız. CHP Genel Başkan Yardımcısı olarak ben yarın Silivri de duruşmada olacağım. Başka genel başkan yardımcısı arkadaşlarımız ve milletvekillerimizde yarın Silivri de olacak. CHP örgütleri, yurttaşların Silivri ye katılma talebine hassasiyet gösterecekler ve Türkiye den bütün yurttaşları bu adaletsizliğe dur demek için, hukuksuzluğun bu kadar pervasızca bugüne kadar getirilen hukuksuzluğun en azından bundan sonra bu kadar pervasızca yürümemesi konusunda seslerini ifade etmeleri noktasında yarın hepimiz Silivri de olacağız. Türkiye kurgulanmış davalardan kurtulduğu, hukukun hakim olduğu, adaletin herkes için istinasız herkes için vazgeçilmez bir güvence olduğu anlayışının, inancının yerleştiği günlerde huzura, güvene kavuşacaktır. Geleceğe, aydınlık geleceğe ancak o zaman kavuşacaktır düşüncesiyle, inancıyla yarın hep beraber Silivri de olacağız. Değerli basın mensubu arkadaşlar, gündemle ilgili benim söyleyeceklerim bunlar. Soracağınız soruları cevaplamaya çalışacağım. Hepinize teşekkür ediyorum. Soru; Cumhurbaşkanı Özal ın ölümünde zehir var ama zehirlenme yok diye bir bulguya ulaşıldı. Hem raporu hem de bundan sonraki süreci nasıl değerlendirirsiniz? Bülent TEZCAN- Öncelikle savcılığın bu konudaki çalışmasını beklemek lazım. Konuyla ilgili açıklanan raporda sizde ifade ettiniz, bu konuda çeşitli maddelerin bulunduğu ama bu maddelerin çevresel etkilerle de bulaşmış olabileceği söyleniyor. Vardır ya da yoktur deme noktasında değiliz. Ama şunu açık yüreklilikle söyleme noktasındayız; Türkiye de sabotaj ve suikastlara dayalı bütün derin ilişkileri ortaya çıkarabilecek her türlü çalışmanın önüne hiçbir engel konmadan tamamlanması gerektiğine inanıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanına bu konuda herhangi bir sabotaj yapılması söz konusuysa ki, iddia olarak uzun zamandan bu yana devam etmiştir. Bunun bir an önce açıklığa kavuşması gerekir. Tabi ki Türkiye için önemli bir tartışma noktasıdır. Bizde merakla bekliyoruz. Soru- Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç la partinizin Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka arasında devam eden bir tartışma var. Dün genel kurulda da bir gerginlik olmuştu. Nasıl değerlendiriyorsunuz bunu? Bülent TEZCAN- Sayın Bülent Arınç ın kadına yaklaşımı konusundaki sicilini hepimiz biliyoruz. O konuda çok uzun değerlendirme yapmaya gerek yok. Bunu söyleyenin Bülent Arınç olduğunu söylemek zaten yeterli. Daha fazla bir şey söylemeye de gerek yok. Kendisine yakışan bir tavır içerisinde bulunmuş, bizi şaşırtmadı Sayın Bülent Arınç. Soru- Yarın esas hakkında mütalaa Ergenekon da verilecek fakat muhtemelen sıfatını kullandınız. Bunu açar mısınız? Bülent TEZCAN- Şunun için muhtemelen sıfatını kullandım; hatırlarsanız son ara kararda mahkeme başka toplanacak herhangi bir deliller yoksa ve savcılığın iddia makamının diyeceği bir şey yoksa esas hakkında mütalaayı vermek üzere diye süre vermişti. Birincisi bu sebeple. Belki savcılık şunlarda toplansın diyebilir bilemiyoruz. İkincisi, mahkemeler her zaman bu ara kararlarından dönebilirler. Yani bu ceza yargılamasının bir kuralıdır. Mutlaka esas hakkında mütalaa için gün verdi diye o gün esas hakkında mütalaa okunacak anlamına gelmez. Mahkeme eksik bir hususun Cumhuriyet Halk Partisi - 5 /

6 6 araştırılması gerektiği kanaatine varmışsa bu aşamada bilmiyoruz, bundan vazgeçebilir. Onun için muhtemelen ifadesini kullandım. Soru- Yarın Silivri deki bu söylediğiniz toplantıya veya duyarlılığa Sayın Genel Başkan katılacak mı? Bülent TEZCAN- Sayın Genel Başkanımız Silivri ye katılmayacak. Genel Başkan Yardımcısı düzeyinde, milletvekillerimiz düzeyinde, örgütümüzle biz oradayız. Bu noktada da zaten bizim orada olmamız yeterlidir diye düşünüyoruz. Teşekkür ediyorum arkadaşlar. Cumhuriyet Halk Partisi - 6 /