Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği"

Transkript

1 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği Mehmet Hasgüler * - F. Murat Özkaleli ** Özet: Kıbrıs konusunda daha önce yapılan çalışmalarda iki tarafın iç siyasi yapılarını mukayese eden eserlerin eksikliği dikkat çekmektedir. Dolayısıyla bu çalışma, Kıbrıs ta varolan antogonistik siyasi yapının agonistik bir demokrasiye dönüştürülme sürecini inceleyen bir tarama-değerlendirme makalesidir. Politik mühendislik marifetiyle ortaya konulan kurumsal çatılar eleştirel bir yaklaşımla mercek altına alınmıştır. Makale önce Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum müzakereciler tarafından yapılan önerileri mukayeseli olarak ele almıştır. Ardından iki temel güç paylaşımı yaklaşımı, oydaşmacılık ve bütünleşmeci model, müzakere masasına taşınan değişik önerilerle karşılaştırılarak gözden geçirilmiştir. Sonuçta bu önerilerin Kıbrıs ta sürdürülebilir demokratik federal bir yapının kurulması açısından eksik ve riskli tarafları ortaya konularak oydaşmacı ve bütünleşmeci yaklaşımların gelecekleri tatışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Oydaşmacı, bütünleşmeci, Kıbrıs, medyan seçmen. Governance and Power Sharing in the United Cyprus: Future of Consociationalist and Integrative Approaches Abstract: The comparison of domestic political structures is a missing component of the literature on the Cyprus conflict. This article reviews efforts to transform an antagonistic political structure to an agonistic one in Cyprus. Institutional frameworks produced by political engineering are scrutinized from a critical perspective. Article first examines governance and power sharing proposals made by the Turkish and the Greek Cypriot negotiators. Then, two major power-sharing approaches namely consociationalism and the integrative model are reviewed to compare and contrast different proposals brought to the negotiation table. In the conclusion section, missing and risky components of these proposals to establish a sustainable democratic federal structure in Cyprus are presented, and the future of consociationalist and integrative theories are discussed. KeyWords: Consociationalism, integrative Cyprus, median voter. Kıbrıs müzakere sürecinde önemi kadar dikkat çekemeyen bir unsur tarafların demokratik yapıları ve bunun sonucunda ortaya çıkan siyasi güç dağılımlarıdır. Kıbrıs ta yönetim ve güç paylaşımını tartışan ciltler dolusu esere karşın, Kıbrıs Türk ve Rum taraflarında politik partilerin mukayeseli analizini kapsayan herhangi bir çalışma bulmak kolay değildir. Aksine Kıbrıs ta yönetim ve güç * Doç. Dr. Lefke Avrupa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Girne Cad. Vakıflar Pasajı-1 Lefkoşe/KKTC. ** Dr. Lefke Avrupa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Girne Cad. Vakıflar Pasajı-1 Lefkoşe/KKTC. Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46, Sayı 2, Haziran 2013, s

2 88 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 paylaşımı ile ilgili literatürde tarafların iç siyasi dengelerini ele alan mukayeseli bir kaynak bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu çalışma literatürde dikkat çeken bu boşluğu doldurma çabasına katkı koymayı amaçlayan öncü bir çalışma olarak değerlendirilmelidir. Emsallerinden farklı olarak Kıbrıs ta toprakları birbirinden Yeşil Hat boyunca ayrılmış iki ayrı demokrasi bulunmaktadır ve Kıbrıs ın Kuzeyinde ve Güneyinde politik partilerin içine girdiği siyasi rekabet ve işbirlikleri, etnik olarak homojen politik yapılar içinde şekillenmiştir. Özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde siyasi partiler arasındaki farklılaşma büyük oranda Kıbrıs meselesine ve bu meselenin nasıl çözülmesi gerektiğine dair reçete temelindedir. Olası bir ortaklık devletinde federal siyasi yaşamın Kıbrıs ın Kuzeyinde ve Güneyinde mevcut siyasi partiler ve onlar arasındaki güç dağılımları minvalinde şekilleneceği unutulmamalıdır. Bahse konu siyasi güç dağılımları dikkate alınmadan sadece kuramsal bazda geliştirilecek herhangi bir tartışma afakî kalır. Đşte bu yüzden Kıbrıs ta siyasi partiler ve güç dağılımının anlaşılması, özellikle Yönetim ve Güç Paylaşımı tartışmalarının gerçekçi bir zemine oturtulabilmesi açısından büyük öneme haizdir. Güç paylaşımı, genellikle toplum içindeki tüm ana etnik grupları içeren geniş temelli yönetim koalisyonlarından doğan uygulamalar ve kurumlar olarak tanımlanmakta; bunlar, kendi geleceğini tayin (self-determinasyon) ilkeleri ile çok-etnik grubu bulunan toplumlarda demokratik yapıyı bağdaştıran uygulamalar olarak düşünülmektedir (Sisk, 1999 [1996]: vii). Oxford Đngilizce Sözlüğe göre tabir ilk kez 1972 den sonra kısa ömürlü Đrlanda barışı ile kullanıma girmiştir (Roeder - Rothchild, 2005: 30). Genel hatlarıyla güç paylaşımı, devletin içinde karar verme haklarının nasıl dağıtılacağını düzenleyen resmi kurumları ve karar verme prosedürlerini tanımlamaktadır (Lijphart, 1985: 6). Đçinde birbirlerinden farklı etnik grupları içeren bölünmüş toplumlarda nüfus asimetrisi varsa, bir başka ifade ile bir etnik grup, diğerinden sayıca büyük farklılık gösteriyorsa demokratik karar alma sürecinin temelini oluşturan çoğulculuğa dayalı güç paylaşımı modelleri Fransız düşünür Tocqueville in vurgusu ile çoğunluğun tiranlığına dayanan bir tahakküm rejimine dönüşebilir (Tocqueville 1969; Dahl, 1996: 214-5). Üstelik burada çoğunluğun tahakkümü sadece siyasi merkezden dışlanmışlıkla sınırlı kalmamakta, bizzat var oluş ile ilgili büyük bir riske dönüşebilmektedir. Nitekim etnik temeli farklılık gösteren toplumlarda siyasi görüş ayrılıkları şiddete, çatışmaların topyekûn hale gelmesi durumu ise insanlık dramlarına yol açabilmektedir. Özellikle kimlik açısından tarafgir bir devlet, güvenliklerini sağlamak zorunda olduğu vatandaşlarını etnik bir elekten geçirerek saldırganlaşıyorsa sivil savaş ve hatta soykırıma varan ölçüde şiddetin ortaya çıkması söz konusudur (Horowitz, 2005: vii). Kıbrıs ta da etnik bölünmüşlük özellikle devlet destekli Rum paramiliter güçlerin Aralık 1963 ten itibaren Türklere saldırması ile birlikte kanlı çatışmalara yol açmıştır. Đşte bu

3 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 89 nedenle demokratik yönetimin Westminister tipi basit çoğulcu uygulamalarına bir alternatif sunan güç paylaşımı uygulamaları (Sisk, 1999 [19969: 30-34). Kıbrıs açısından da büyük önem arz etmektedir. Güç paylaşımının özünü demokratik rekabetten kaçınmak değil, bunu kabul edilebilir sınırlar içinde tutarak etnik çizgideki fikir ayrılıklarının kaçınılmaz bir şekilde gruplar arası şiddete dönüşmemesi olarak vurgulayan Sisk, demokratik rekabet şartlarını gerçekleştirmeyi amaçlayan politik mühendislik (Sartori, 1968: 273) çabasına dikkat çekmektedir. Derinlemesine bölünmüş toplumlarda temel soru, etnik grupların farklılıklarını ortak demokratik bir devletin meşru kurumları yoluyla bir araya getirebilmelerini sağlayacak uygulamalar neler olabilir? olarak ifade edilmektedir (Sisk 1999, [1996]: 33). Literatürde bu tip kurum ve uygulamaların neler olabileceğine dair iki temel akım dikkat çekmektedir: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci yaklaşımlar. YÖ ETĐM VE GÜÇ PAYLAŞIMI: OYDAŞMACI VE BÜTÜ LEŞMECĐ YAKLAŞIMLAR Etnik kırılmalardan muzdarip toplumlarda en etkin anayasal tasarımın ne olabileceğine dair kuramcılar arasında farklı görüşler ortaya atılmaktadır. Lijphart gibi araştırmacılar oydaşmacı (co-sociational) garantilere vurgular yaparken (Lijphart, 1968a; Lijphart, 1968b; Lijphart 1969; Lijphart, 1977; McGarry - O Leary, 2004), Horowitz (1985) siyasilerin kendilerinden olmayan guruplara karşı daha ılımlı davranmaları, hatta tavizkar olmaları gerektiğini öne çıkaran bütünleşmeci (integrative) yaklaşımı savunmaktadır. Özleri itibarıyla grupları temel yapı taşı alan oydaşmacı yaklaşım etnik, grup liderlerini merkeze alarak daha geniş grup otonomisi sağlamakta; bütünleşmeci yaklaşım ise politik liderliklerin bölücü etnik temalarla ilgili daha ılımlı davranmalarını ve çoğunluk karar verme sürecine azınlığın katılımı arttırmayı hedeflemektedir (Sisk, 1996: ix). Dolayısıyla oydaşmacı yaklaşım elit intibakı ile karşılıklı veya azınlık vetosu ile grupların çıkarlarının korunacağına dair garantileri temel alırken, bütünleşmeci yaklaşım, adaylar arasında seçim öncesi paktlara veya etnik kimliklere çapraz politik partilere dayanan seçim sistemleri gibi gruplar arası işbirliğini teşvik edecek tasarımları ön plana çıkartmaktadır (Sisk, 1996: x). Sisk in iki yaklaşımın temel ilkelerini, güç ve zaafiyetini tasnif eden mukayese ile ortaya koyduğu üzere (Tablo-1) iki yaklaşımın elitlere atfettikleri

4 90 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 Tablo 1. Güç Paylaşımı Yaklaşımları Ayırıcı Özellikler Đlkeler Bu ilkeleri ve etkileri teşvik edecek Kurumlar ve Uygulamalar Yaklaşımın Güçlü Tarafları Zafiyetleri Oydaşmacı Elitler seçimlerden sonra çok-etnisiteli koalisyonlar kurarak çatışmayı yönetmek için işbirliğine giderler; Gruplar otonomdur; Azınlıklar korumadadır Geniş tabanlı veya büyük koalisyonlar, azınlık vetosu, kamu hizmeti pozisyonlarının ve kamu fonlarının dağıtımında ölçülülük, grup otonomisi Parlamenter hükümet, sandalyelerin orantılı ayrılması, seçim sisteminde nispi temsil Çıkarlarının korunmasında gruplara sağlam garantiler sağlar Müsaitlik Koalisyonları. Elitler çatışmaları azaltmak yerine körükleyebilirler; toplumsal gruplar kendi liderlerinden ayrışamazlar; sistem aşırı siyasete karşı kısıtlamalara dayanır. Bütünleşmeci Taraflar seçimlerden önce koalisyonlar kurmak için teşvik edilirler, kapsayıcı fakat çoğulcu hükümetler ihdas olur Güç saçılır ve değer kaybına uğraması, etnisiteler içi rekabetin teşviki, etnisiteler arası işbirliğinin özendirilmesi, alternatif sosyal dizilimleri teşvik edecek politikalar, kaynak dağıtımının yönetilmesi Federalizm, oy kümelemesi, seçim sitemleri, başkanın süperçoğunlukça seçilmesi Politikacılara uyumluluk için teşvikler sunulması- bağlılık koalisyonları Bu sistemin çalıştığı tümülke ampirik örneğinin bulunmaması; politikacıların teşviklere olumlu yaklaşacağı ve vatandaşların kendi gruplarına göre değil, partilere göre oy verecekleri varsayımı Kaynak: "Timothy D. Sisk, Power Sahring and International Mediation in Ethnic Conflicts s. 35. önem benzeşirken, elitlere yüklenen rollerin büyük farklılıklar içerdiği görülmektedir. Oydaşmacı yaklaşımın grupları özne alan meta- kuramı kaçınılmaz olarak ontolojik önceliği de etnik-gruba vermektedir (Akbulut, 2003: 65). Buna karşılık birleştirici yaklaşımın illa ki kişiyi özneleştiren veya ontolojik olarak kişiyi öne çıkaran bir yaklaşım sergilediği söylenemez. Aslında bütünleşmeci

5 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 91 yaklaşımda da özne gruplar olmaktadır; ancak oydaşmacı modelden farklı olarak burada grup, etnik kimlikleri çapraz kesen politik koalisyonlar olarak dikkat çekmektedir. Temel bir ayrım, farklı etnik grupları temsil eden elitler arası işbirliğinin seçimlerden önce mi yoksa sonra mı teşekkül edeceğidir. Oydaşmacı yaklaşım elit işbirliğini seçimlerin sonrasına iterken bütünleşmeci yaklaşımın özü, seçim öncesi ittifakların kurulabilmesidir (Horowitz, 1985: ). Güç paylaşımı mevzubahis olduğunda kaçınılmaz olarak politik yapı, seçim sistemi ve karar mekanizması ön plana çıkan unsurlar olmaktadır. Oydaşmacı yaklaşım ideal tip olarak ortaya çıkarıldığı Hollanda sistemine benzer bir parlamenter yapının önemine vurgu yaparken bütünleşmeci yaklaşımın tercihi federasyondur. Seçim sistemi açısından; yasamanın ve yürütmenin seçimlerinde farklılıklar görülmekle birlikte nispi temsil oydaşmacı yaklaşım tarafından (Lijphart, 1999: ), süper-çoğunluğa dayalı başkan seçimi ise bütünleşmeci yaklaşım tarafından savunulmaktadır. Lijphart (1977) oydaşmacı demokrasinin dört temel ilkeye dayandığını vurgulamaktadır. Bunlar; geniş tabanlı meclis koalisyonları, azınlık veya karşılıklı veto, orantılılık ve kesimlenmiş grup otonomisi olarak sıralanmaktadır. Azınlığın vetosunu oydaşmacılığın somut teminatlarının kalbinde gören Lijphart, hükümetin karar alma mekanizmalarının her düzeyinde (merkezi, bölgesel ve yerel) orantılandırma olmasını; bunun ise önce seçim sistemi, sonra da devlet kaynaklarının dağıtımı (kamu görevlilerinin görevlendirilmeleri ve kamu harcamaları) ile yapılması gerektiğini savunmakta; toplumsal otonominin ise özünde münhasır kaygı alanına düşen konularda azınlığın yönetimi (Lijphart, 1977: 41) olduğunu ifade etmektedir. Oydaşmacı modele karşıt olarak Horowitz (1985: ; Sisk 1999 [1996]: 40), etnik çatışmaların azaltılmasını amaçlayan beş kurguya dikkat çekmektedir. Bunlar: (1) Gücün dağıtılması (genelde ülke topraklarının) ve böylece gücün tek bir merkezde toplanmasına engel olunması; (2) Kamu pozisyonlarının kontrolünün etnik temelden çıkartılması ve gücün değerinin düşürülmesi suretiyle etnisiteler içi rekabetin yerel düzeyde beslenmesi; (3) Etnisiteler arası işbirliğini teşvik edecek oy kümelemesi vasıtasıyla seçim öncesi koalisyonlar kurulmasını ödüllendirecek seçim sistemleri; (4) Etnik grupları çapraz kesecek dilinimler (cleavages) ile değişik sosyal işbirliklerini teşvik edecek politikalar takip edilmesi ve (5) Kaynakların dağıtımının yönetilmesi yoluyla gruplar arası eşitsizliklerin azaltılması olarak sıralanmıştır. Horowitz in oydaşmacı modele iki temel itirazı bulunmaktadır. Bunlardan birincisi elitler tarafından başlatılan çatışmalar (Horowitz, 1985: ; Horowitz, 1991: ; Derleyerek nakleden Sisk, 1999 [1996]: 40-41); ikincisi ise oydaşmacı kurumların aşırı politikaları karşılıklı veya azınlık vetosu gibi kısıtlayıcılıkla kontrol altında tutmaya çalışması, uyumluluğu teşvik edememesidir (Horowitz 1991: ). Horowitz e (1985: ) göre bölünmüş bir toplumda etkin bir demokratik yö-

6 92 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 netim için uyumlular ödüllendirilmeli, aşırı uçtakiler cezalandırılmalıdır. Bunun için politik sistem mühendisliği marifetiyle merkezcil döngü kurgulanmalıdır. Horowitz in yaklaşımını Lijphart ile mukayeseli inceleyerek önemli değerlendirmelerde bulunan Sisk in (1999 [1996]: 41) de gözlemlediği gibi Horowitz in savunduğu bütünleşmeci yaklaşım, oydaşmacı modelden iki temel konuda farklılık göstermektedir. Bunlardan birincisi; Horowitz in bölünmüş toplumlarda politikacıların, kendi toplumsal segmanlarının ötesinde diğer taraftan da destek alabilmelerini bölünmüş toplumlarda demokratik politik sistemin başarısı için anahtar gören yaklaşımıdır. Seçilmek için her şeyi yapacak rasyonel aktörler Horowitz e (1991: 261) göre seçim sistemi ona göre uyarlanırsa yalnızca kendi toplumlarındaki verili seçmenden değil; ama diğer etnik grubun seçmenlerinden de oy alabilmek için çaba göstereceklerdir. Sisk in üzerinde durduğu ikinci farklılık, Horowitz in uyumluluğun motor gücünü politik liderliklere değil, geniş seçmen tabanına yaymanın yararı konusundaki vurgusudur. Her hal ve şartta bütünleşmeci yaklaşım, uyumluluğun anahtarının seçim sisteminde saklı olduğu konusunda ısrarcıdır. Bu bağlamda azınlığın sadece temsiliyet değil, bunun ötesinde etki yaratabilmelerinin öneminden hareketle federalizm, oy kümelemesi ve başkanlık bölünmüş toplumlarda demokratik sistemin bekasının üç sacayağı olarak tanımlanmaktadır (Sisk 1999 [1996]: 42-44). Kıbrıs ta 1960 ta kurulan oydaşmacı model örneği ortaklık devleti (Lijphart 1977; Solomonides 2008) ancak 3 yıl yaşatılabilmiş 1963 çatışmalarıyla bu yapı yıkılmıştır (Yakinthou 2009). Ada da Türk ve Rum toplumlarını yeniden bir politik birliktelik çatısı altında toplama çalışan BM çabalarını, bir yanda Türklerin var oluşçu (existentialist), öte yandan Rumların ayrılıkçı (seperatist) kaygılarını bir potada eritebilecek kıymeti kendinden menkul siyasi bir mühendislik harikası yaratma ihtirasıyla oydaşmacı demokrasi modelleri üzerine kurgulamıştır. Nitekim Annan Planı açıkça oydaşmacı demokrasiyi ön plana çıkarmaktadır (Sözen; 2004; Yakinthou, 2009). Buna karşılık 2008 yılında yeniden başlatılan kapsamlı müzakere sürecinde iki yıllık çetin pazarlıklar sonucunda Talat ile Hritstofyas ın Rum tarafınca masaya getirilen bütünleşmeci demokrasi prensibine dayalı çapraz oy uygulamasında ciddi yakınlaşma sağladıkları görülmektedir. Aşağıda oydaşmacı ve bütünleşmeci yaklaşımların Kıbrıs ta nasıl hayata geçirelebilecekleri, medyan seçmen kuramı çerçevesinde değerlendirilecektir. MEDYA SEÇME KURAMI IŞIĞI DA KIBRIS TA SĐYASĐ PARTĐ- LER VE GÜÇ DAĞILIMLARI Uzamsal analize dayalı basit matematiğin politika bilimine uygulanması ile ortaya konulan medyan seçmen kuramı, çoğulcu seçim sistemlerinde sonucun medyan seçmen (tercih uzamında en merkezde duran oy verici) tarafından belirlendiğine işaret etmektedir (Downs, 1957; Congleton, 2002) Gerçekten analizler

7 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 93 göstermektedir ki politik grup karar sürecinde medyan üyenin temsil ettiği fikir (1) seçmenin tercihleri, (2) sorun ve çözüm alternatifleri ve (3) oy vermede söz konusu olan alternatifler bağlamında alınacak kararların yönü konusunda belirleyici etkiye sahiptir (Stewart, 2001: 9-15). Medyan seçmen kuramı ışığında tarafların sunduğu önerilerin Kıbrıs a uygulanmasının muhtemel sonuçlarının ölçülebilmesi mümkündür. Bunun için Kıbrıs sorununun çözümü konusunda şimdiye kadar Kıbrıs ın her iki tarafında partiler tarafından temsil edilen ideolojik durumun bir uzam üzerine konularak üç ana medyanın hesaplanması gerekmektedir: Türk-Rum karışık komite medyanı ve ayrı ayrı Türk ve Rum medyanları. Böyle bir hesaplamayı yapabilmek için bir ucu Türk milliyetçiliği (taksim ve Türkiye ye ilhak), öteki ucu Rum milliyetçiliği (enosis veya sadece Rumların egemen olduğu üniter bir Kıbrıs) olarak tanımlanacak ve orta noktası Türk-Rum Kıbrıslılık temelinde bir ortaklık devleti olarak betimlendirilecek bir boyutlu ideolojik uzamı kullanmak isabetli olacaktır. Partilerin Kıbrıs konusundaki bakış açılarının, seçmenlerin Kıbrıslılık kimliğine bakış açılarının doğrudan ve mükemmel bir yansıması olduğunu varsayalım. Kıbrıs ta seçmenlerin milli kimliklerini ifade ediş şekilleri konusu 2000 yılında gerçekleştirilen Politik ve Milli Algılama Araştırması içinde incelenmiştir. Bu araştırmanın bulgularına göre kimlik konusunda Türk ve Rum tarafındaki algılamalar şöyledir: Tablo2: Etnik Gruba Göre Kollektif Kimlik % Kıbrıslı hissediyorum Elen/Türkten ziyade Kıbrıslı hissediyorum Elen/Türk hissettiğim kadar Kıbrıslı hissediyorum Kıbrıslıdan ziyade Elen/Türk hissediyorum Elen/Türk hissediyorum Rumlar 47,22 9,99 35,72 2,54 4,52 Türkler 37,77 32,97 12,13 2,94 14,19 Rumlar Türkler Kaynak: Understanding Bi-Communal Perceptions and Attitudes: A Survey on Political and National Perceptions (2000) (s.34).

8 94 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 Tablo-2 göstermektedir ki; Rumların %47,22 si, Türklerin %37,77 si kendisini Kıbrıslı hissederken, Rumların ancak %9,99 u Türklerin ise %32,97 si kendisini Elen/Türk ten ziyade Kıbrıslı hissetmektedir. Kendisini eşit derecede Kıbrıslı ve Elen/Türk hissedenlerin oranı, Rumlar arasında %35,72, Türkler arasında ise %12,13 tür. Kendisini Kıbrıslıdan ziyade Elen/Türk hissedenlerin oranı Rumlardan %2,54, Türklerde %2,94 iken, kendisini sadece Elen veya Türk hissedenlerin oranının, Rumlarda %4,52, Türklerde ise %14,19 olduğu görülmektedir. Tablo-2 ışığında üç gözleme vurgu yapmakta fayda vardır. Birincisi, Kıbrıs ta gerek Türkler, gerekse Rumlar arasında bir Kıbrıslılık kimliği geliştiği yönündedir. Đkincisi; Kıbrıslı Rum arasında kendisini Elenden çok Kıbrıslı gören Rum sayısı %10 dan azken, Kıbrıslı Türkler arasında kendisini Türk kimliğinden ziyade Kıbrıslı görenlerin sayısı, Rum tarafında aynı şekilde kimlik tanımı yapanların üç katından fazla olarak %33 civarındadır. Yani her üç Kıbrıslı Türkten biri için baskın kimlik Türklük değil, Kıbrıslılıktır. Son gözlem ise Rum tarafında Kıbrıslılık kavramından ne anlaşıldığı ile ilgilidir. Đlk bakışta Kıbrıslı Türklerin %37 den fazlası, Kıbrıslı Rumların ise %47 den fazlası kendisini Kıbrıslı olarak ifade etmektedir. Ancak, çapraz sorgulama ile dikkat edilecek olursa Kıbrıslı Rumların neredeyse %36 sı kendisini Elen kadar Kıbrıslı olarak ifade ederken, Kıbrıslı Türklerin sadece %12.13 ü kendisini Türk kadar Kıbrıslı olarak ifade etmektedir. Dolayısıyla, Kıbrıs Rumlarının Kıbrıslılık tanımı Türklerinkinden farklı olarak bir Elen unsuru taşımaktadır. Bir başka deyişle, Kıbrıslı Rumlar arasında Kıbrıslılık ve Elenlik bir arada algılanırken, Türk tarafında Kıbrıslılık ve Türklük (veya Türkiyelilik) daha keskin bir ayrıma tabidir. Rum kesiminde milli kimlik algılamasının partiler bazındaki dağılımını bakıldığında (Tablo-3); AKEL seçmeninin %69,8 nin kendisini Kıbrıslı, %11 nin Elenden çok Kıbrıslı, %17,9 nun Elen kadar Kıbrıslı ve ancak % 0,3 nün sadece elen gördüğü; buna karşılık DĐSĐ seçmeninde kendisini Kıbrıslı görenlerin oranının %27,9 a düştüğü; aynı parti tabanında kendisini Elen kadar Kıbrıslı göreblerinin oranının ise %47,9 a kadar çıktığı ortaya çıkmaktadır. DĐSĐ tabanında kendisini Elenden çok Kıbrıslı ve Kıbrıslıdan çok Elen öğelerin oranlarının neredeyse eşit olduğu ve her iki grubun da parti tabanının %10 nundan azına tekabül ettiği gözlemlenmektedir.

9 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 95 Tablo 3. Kıbrıslı Rumlar arasında Politik Parti Desteği Bağlamında Milli Kimlik (% olarak) (2000 yılı) AKEL DISI DIKO EDEK Kıbrıslı Elenden çok Kıbrıslı Elen kadar Kıbrıslı Kıbrıslıdan çok Elen Elen Kaynak: Understanding Bi-Communal Perceptions and Attitudes: A Survey on Political and National Perceptions (2000) Bir önceki Rum başkan Papadopulos un partisi DĐKO seçmenine bakıldığında; bu partinin tabanının yarısından fazlasının kendisini Kıbrıslı gördüğü, bu oranın oranının AKEL den daha az olmakla birlikte DĐSĐ nin neredeyse iki katı olduğu ortaya çıkmaktadır. DĐKO seçmeninin AKEL den ayrılıp, DĐSĐ ye yaklaştığı noktanın kendisini Elen kadar Kıbrıslı görenlerin oranı olduğu söylenebilir. Zaten DĐSĐ tabanının %34,1 lik kısmı kendisini bu şekilde ifade etmektedir. Yukarıda verilen veriler bir boyutlu ideolojik uzam analizine konulacak olursa (Şekil-1); böyle bir durumda spektrumun Türk tarafında UBP milliyetçiliğe en yakın noktada, DP onun hemen sağında göreceli olarak merkeze daha yakın, CTP ve TDP ise Kıbrıslılık temeline en yakın partiler olarak konumlanacaktır. Spektrumun Rum tarafında ise DĐSĐ Rum milliyetçiliğine en yakın, merkeze daha yakın EDEK, onun hemen solunda DĐKO ve Kıbrıslılık ortak bilincine en yakın olarak AKEL konumlanacaktır. Şekil 1. Kıbrıs ta Partilerin Kıbrıs Sorununa Yönelik Genel Söylemleri Bazında Medyan Seçmen Konumu Kıbrıs Türk medyan seçmen noktası Kıbrıs Rum medyan seçmen noktası UBP DP TDP CTP AKEL DĐKO EDEK DISI Kıbrıs Türk Milliyetçiliği Kıbrıs Rum Milliyetçiliği Kıbrıs Türk Milliyetçi oyları Kıbrıs Türk Kıbrıslılık oyları Kıbrıs Rum Kıbrıslılık oyları Kıbrıs Rum Milliyetçi oyları

10 96 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 Şekil-2 ile Kıbrıs ta oydaşma payı tasvir edilmektedir. Buna göre; Meclis te sürekli temsil edilen siyasi partiler dikkate alındığında Kıbrıs Türk siyasi yelpazesi içinde iki parti (CTP ve TDP) ile Kıbrıs Rum siyasi yelpazesi içinde bir parti (AKEL) iki kesimli, iki toplumlu federal bir ortaklık konusunda ilkesel düzeyde bir uzlaşıya ulaşabilecek politik oluşumlar olarak değerlendirilmektedirler. Dolayısıyla bu partiler, uzamsal analiz bakımından oydaşma payı olarak da kabul edilebilirler. Şekil 2 Kıbrıs ta Oydaşma Payı Kıbrıs Türk Milliyetçiliği Oydaşma payı Kıbrıs Rum Milliyetçiliği UBP DP TDP CTP AKEL DĐKO EDEK DĐSĐ Oydaşma Medyanı A ALĐZ: KIBRISTA TARAFLAR TARAFI DA SU ULA MODELLERĐ UYGULA MASI I MUHTEMEL SO UÇLARI Güç paylaşımı konusunda politik marifet, bir yandan temsilde adaleti sağlarken, öte yandan yönetimde istikrarı koruyabilecek bir sistem kurabilmektir. Tarafların önerileri mukayese edildiğinde şu gerçek ortaya çıkmaktadır: Ada nüfusunun Rumlara göre daha az bir kısmını oluşturan Kıbrıs Türklerinin federal devlet içinde eşit siyasi temsiliyete sahip olması Türk tarafının temel hedefidir. Rumlar ise yönetimde istikrar prensibini ön plana çıkararak kendi sayısal çoğunluklarını federal devletin yetki paylaşımına yansıtacak formüller üzerinde durmaktadırlar. Bu kısımda münhasıran Yürütme erkinin seçimi üzerinde durulmaya devam edilerektir. Analiz, tarafların ilk önerilerinin senaryo mukayesesiyle başlayacaktır. Daha sonra gözden geçirilmiş önerilerin ne gibi sonuçlar ortaya koyacağı tartışılacaktır. Ardından konunun önemine binaen Talat ve Hristofyas ın üzerinde mutabık kaldıkları çapraz oy ile ilgili senaryo analizi üzerinde ayrıca durulacaktır. Analizlerde Kuzey de 2003, 2005 ve 2009, Güney de ise 2006 ve

11 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği de yapılan parlamento seçim sonuçları varsayımsal temel olarak kullanılacaktır. Seçmen dağılımı, Rumların önerdiği ağırlıklı oy uygulaması da dikkate alınarak %70 Rum, %30 Türk kabul edilmiştir. Rum Tarafının Ortak Oy Pusulası-Ağırlıklı Oy Önerisi Projeksiyonu Rum tarafının ilk önerisi, bütünleşmeci yaklaşımın bazı tipik özelliklerini yansıtacak şekilde seçimde Rum başkan adayı ile Türk başkan yardımcısı adayının tek oy pusulası üzerinde tek listeyle aday olarak ayrı ayrı değil, her iki toplumdan birlikte oy talep etmesini istemektedir. Böylece Türkler Rumlara da oy verecek, Rumlar da Türklere de oy verecek; Türk-Rum bütün seçmenler tek oy pusulasına mühür vuracaktır. Rum tarafı ilk önerisinde aynı zamanda ağırlıklı oy hesaplamasını önermektedir. Buna göre; tek liste üzerinde ülke çapında yapılacak oylamada iki toplumun nüfuslarının ortalama %80-%20 olmasından hareketle, Kıbrıslı Türklerin oylarının değerini %30 a çıkarmayı ve Kıbrıslı Rumların oylarının değerini de %70 e indirmeyi önermektedir. Rum önerisinde üzerinde prensipte mutabık kalınan ancak içeriği müzakerelere taşınan tek vatandaşlık kavramının Kıbrıslılık temelli tek bir halk olarak kurgulandığı görülmektedir. Rumların getirmek istediği sistem ayrıca merkezi bir federal yürütme kurarak bunun, Rum seçmenin kontrolündeki çok güçlü başkanın yönetiminde olması esasına dayanmaktadır. Başkan ve Yardımcısı halkoyu ile seçilecek, bunların ortak atayacakları kabine en az bir üyenin de içinde bulunacağı basit çoğunluk ile karar alacaktır. Karakteristikleri incelendiğinde; Rum önerisinin klasik çoğulcu demokrasilerden iki temel farklılık gösterdiği dikkati çekmektedir. Bu farklılıklardan birincisi etnik olarak farklı seçmen tabanlarının karşılıklı olarak diğer etnik grubun adayı için de oy kullanabilmesini sağlayan çapraz oy uygulanması (Loizides - Keskiner 2004), ikincisi ise bir şahıs-bir oy ilkesinin terk edilerek seçmenlerin oylarının ağırlıklı olarak hesaplanmasıdır (Moore, 2011). Uygulamada ortaya çıkacak muhtemel sonuçlar senaryolar ışığında ortaya koyulacak olursa; Kıbrıs genelinde 100 seçmen olduğu, bu seçmenlerin 80 tanesinin Rum, 20 tanesinin Türk olduğu: ancak, ağırlıklı oy gereği 70 tanesi Rum, 30 tanesi Türk olacağı faraziyesi kabul edilsin. Rum tarafında geçtiğimiz üç parlamento seçim sonuçlarının genel ortalaması alındığında yuvarlamış yaklaşık bir hesaplama ile AKEL %30 oy (Federal düzeyde %21 oy); DĐSĐ Rum kesiminde %30 oy (Federal düzeyde %21 oy); DĐKO Rum kesiminde %20 oy (Federal düzeyde %14 oy) ve EDEK Rum kesiminde %10 oy (Federal düzeyde %7 oy) alabileceklerdir. Türk tarafında yine son üç seçim temel alındığında; UBP Türk kesiminde %40 oy (Federal düzeyde %12 oy); CTP Türk kesiminde %30 oy (Federal düzeyde %9 oy); DP Türk kesiminde %15 oy (Federal düzeyde %4,5 oy)

12 98 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 ve TDP Türk kesiminde %10 oy (Federal düzeyde %3 oy) düzeyinde baz-güce sahip olacaklardır. Kıbrıs ın Kuzeyinde ve Güneyinde yer alan siyasi partilerin genel seçmen güçlerinin bu şekilde olduğu tespit edilirse, iki turlu, ortak oy pusulası-ağırlıklı oy sistemine dayalı bir seçimin muhtemel sonuçları ne olacaktır? Đdeal şartlarda iki-ikili (double-pair) (T1:R1 vs. T2:R2) şeklinde rakip oy pusulaları üzerinden bir analiz yapıldığı taktirde; birinci turda mevcut oy dağılımı ile herhangi bir Türk-Rum ikilisinin seçimi ilk turdan kazanmasının son derece zor olduğu ortadadır. Nitekim geleneksel olarak Rum Kesiminde yapılan başkanlık seçimlerinde ikinci turda DĐKO ve EDEK in destekleri seçimin sonucunda belirleyici olmaktadır. Bu şartlar altında seçimin ikinci tura kalması neredeyse mutlak olacaktır. Türk tarafının endişesi Türk tarafından ortak pusulaya giren bir adayın bu sistemde matematiksel olarak Türk tarafında çoğunluğa sahip olmadan seçilebileceğidir (Erhürman, 2008). Gerçekten Rum önerisinin uygulamaya konulması halinde matematiksel olarak Rum tarafından %70 oy alan bir ikili için Türk tarafından alınması gereken oy sadece %15 olacaktır. Rum tarafından %75 oy alan bir ikili ise teknik olarak Türk tarafından oy almadan dahi seçilebilir (Đbid). Rum tarafınca önerilen modelin demokrasi açığı bundan ibaret değildir. Kıbrıs ta ideolojik ortaklıkları bariz olan AKEL ve CTP nin ortak oy pusulası için ikili-aday çıkartmaları mümkün gözükmektedir. Üstelik en azından Kuzey de solun diğer temsilcisi TDP nin de bu pusulayı ilk veya en geç ikinci turda desteklemesi de kuvvetle muhtemeldir. Bu şartlarda AKEL+CTP+TDP nin ortak oy pusulası ile yapılacak bir seçimde büyük şansı olacaktır ki bu durum Horowitz in hayali olarak nitelendirilebilir. Ancak solun aksine Kıbrıs ta sağ ideolojiyi temsil eden siyasi partilerin ortak pusulada ortak aday çıkartmaları en azından başlangıçta fevkalade zordur. Türk tarafında silahlı mücadelenin merkezinde bulunan Türk Mukavemet Teşkilatı gerek UBP gerekse DP saflarında son derece güçlüdür. Ayna-imaj şeklinde Rum silahlı hareketinin örgütü EOKA da DĐSĐ, EDEK ve DĐKO içinde etkinliğini sürdürmektedir. Her ne kadar Horowitz aşırı uçların törpülenmesi ülküsü ile seçim sisteminin manipülasyonundan yana tavrını açıkça ortaya koymuş olsa da (Horowitz, 1985: 438, 439; Horowitz, 1994) Kıbrıs ta sahadaki gerçekler dikkate alındığında sağ partilerin seçimlerden fiili olarak dışlanmaları rasyonel olarak daha ılımlı politikalar üretmekten ziyade bu partilerin anlaşma sonrasında ortaya çıkacak yeni sistemi anti-demokratik olmakla etiketleyerek sisteme karşı mücadeleyi tercih etmeleri sonucunu doğuracaktır. Daha net bir ifade ile iki turlu, ortak oy pusulası-ağırlıklı oy sistemine dayalı bir sistemin Kıbrıs Türklerini dışlayıcı demokratik zafiyeti bir yana böyle bir yapının ihdası halinde (Türk-Rum) Kıbrıs sağı iktidara karşı değil, rejime karşı mücadeleye geçerek dışlayıcı ve ayrıştırıcı politikalar takip etmeyi tercih edeceklerdir. O zaman da Horowitz in öngörüsünün

13 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 99 aksine derinlemesine bölünmüş (Kıbrıs) toplumunda ortak pusulalı-ağırlıklı oya dayalı seçim sisteminin bütünleşmeci değil; bilakis ayrıştırıcı bir etki yaratması daha kuvvetle muhtemel görünmektedir. Türk Tarafının Başkanlık Konseyi (Đsviçre Modeli) Önerisi Projeksiyonu KKTC Cumhurbaşkanı Talat tarafından Eylül 2008 de sunulan orijinal formülde Annan Planı ndaki gibi 7 üyeli bir Federal Yürütme söz konusudur. Bu yedi üyenin 4 ü Rum tarafından, 3 ü ise Türk tarafından gelecektir. Türk tarafının sunduğu öneri içinde her iki toplumdan gelen en az iki oy prensibi ile Türk ve Rum taraflarının birbirleri ile oydaşması (inter-cooperation) kadar tarafların içsel oydaşması da (intra-cooperation) önem kazanmaktadır. Gerek içsel, gerekse çapraz işbirliklerinin hangi şartlar altında oluşabileceği ise Federal Senato da nasıl bir güç dağılımı gerçekleşeceğine bağlı olacaktır. Siyasi mühendislik tartışmaların genel eksikliği, kuramlardan yola çıkarak ortaya konulan hipotezlerin sahada ne sonuçlar doğurabileceği konusundaki muğlaklıktır. Ancak henüz olmamış bir seçim konusunda da sunulacak analiz sadece mevcut verilerin projeksiyonlarından ibaret olacaktır. Kıbrıs ta olası bir anlaşma durumunda Federal Senato üzerinden yapılacak tartışmalarda şu anda Kuzey ve Güney de ayrı ayrı oy kullanan seçmenlerin kendi toplumları düzeyindeki davranışları böyle bir projeksiyonun sunulması açısından yararlı olabilir. Elbette herhangi bir anlaşma durumunda o anlaşmayı yaratan şartların seçmen davranışı üzerinde kayda değer etkisinden söz edilebilir. Nitekim; 2005 yılında KKTC de yapılan seçimlerde Annan Planı sürecinin yarattığı rüzgarı arkasına alan CTP, %44,5 gibi bir oy oranına ulaşabilmiştir. Burada küskün sağ seçmenin sandığa gitmemiş olması önemlidir. Benzer bir durumla anlaşma halinde hatta misli ile karşılaşılması da elbette olasıdır. Đşte bu nedenle her iki tarafta üçer seçimin analize dahil edilmesi seçmen davranışlarının genel trendlerinin tespiti ve mümkün mertebe bu trendler temelinde projeksiyonlar sunulması açısından daha geçerli olacaktır. KKTC de Aralık 2003 de yapılan seçimlerinde CTP %35.18, UBP %32.93, BDH %13.14 ve DP %12.93 oy, Güney Kıbrıs Rum Kesimi nde Mayıs 2001 de yapılan seçimlerde AKEL %34.7, DĐSĐ %34 DĐKO %14.8, EDEK %6.5 oy almışlardır. Bu oyların aynen yapılacak 48 üyeli ilk federal senato seçimlerine yansıdığını düşünelim. Türk ve Rum kesimleri tek bir seçim bölgesi olarak kabul edilmiş, mevcut milletvekili seçim sisteminin aynen uygulanacağı varsayılmıştır. O zaman, Türk kesiminde CTP: 9, UBP: 9, DP: 3 ve TDP:3; Rum kesiminde ise AKEL: 10, DĐSĐ: 9, DĐKO:4 ve EDEK: 1 senatörü federal senatoya göndermeyi başaracaklardır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde 2005 seçimlerinde CTP %44.5, UBP %31.67, DP %13.67 ve TDP %5.84 oy; Güney Kıbrıs Rum Kesimi nde 2006 seçimlerinde AKEL %31.1, DĐSĐ %30.3, DĐKO %17.9, EDEK %8.9, EVROPA %5.8 oy almışlardır. Bu sonuçlar federal senato seçim-

14 100 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 lerine yansırsa; CTP: 11, UBP: 9, DP: 3, TDP:1; AKEL: 8, DĐSĐ: 8, DĐKO:5, EDEK: 2 ve EVROPA: 1 senatörü federal senatoya göndermeyi başaracaklardır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nde Nisan 2009 de yapılan seçimlerde UBP %43.97, CTP %29.34, DP %10.64, TDP % 6.87 ve ÖRP %6.20 oy, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi nde Mayıs 2011 tarihinde yapılan seçimlerde DĐSĐ %34.23, AKEL %32.67, DĐKO %15.76, EDEK %8.93 ve EVROKO %3.88 oy almışlardır. Bu tip bir oy dağılımı federal senatoya yansırsa; UBP:12, CTP:8, DP:3, TDP:1 ve ÖRP:1; DĐSĐ:9, AKEL:8, DĐKO:4, EDEK:2 ve EVRO.KO: 1 senatör çıkarılması söz konusu olacaktır. Görüldüğü gibi; son üç seçim dikkate alındığında muhtemel bir Federal Senato ya UBP nin 9-12, CTP nin 9-11, DP nin 3, TDP nin 1-3; AKEL in 8-10, DĐSĐ nin 8-9, DĐKO nun 4-5, EDEK in ise 1 veya 2 senatör göndermelerinin mümkün olduğunu; ayrıca Kuzey de ÖRP, Güney de ise EVRO.KO nun da birer sandalye almalarının söz konusu olabileceğini önermektedir. Tablo 4. Olası Bir Federal Senato Seçiminde Muhtemel Sandalye Dağılımı Projeksiyonu KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURĐYETĐ UBP CTP DP TDP ÖRP 1 GÜ EY KIBRIS RUM YÖ ETĐMĐ AKEL DĐSĐ DĐKO EDEK EVRO 1 1 Bu rakamlar, Kıbrıs sorununa genel bakış bağlamında ideolojik uzama yerleştirilecek olursa; Senatoda Türk tarafında DP, Rum tarafında ise DĐKO veto oyuncusu (Tsebelis, 1995) olacaklardır; çünkü Türk tarafında Türk-Rum ortak devlet bazlı barış yanlısı bir duruş sergileyen CTP ve TDP toplam 12 senatör çıkarabilecekler ve karar çoğunluğunun sağlanabilmesi için en az bir milletvekilinin oyuna gereksinim duyacaklardır. Ancak durum o kadar kritik olacaktır ki UBP ve DP oyları da 12 olduğundan kendi saflarında oy kullanacak bir CTP senatörü ile bütün dengeler değişebilecektir. Aynı durum tersinden de geçerlidir. CTP ve TDP kendi yanlarında duracak bir milletvekili ile dengeyi kendi lehleri-

15 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 101 ne çevirebileceklerdir. Rum kesiminde ise DĐKO nun kontrolü söz konusu olacaktır. DĐKO isterse AKEL i, isterse DĐSĐ yi destekleyerek kararların istediği yöne salıncaklanmasını (swing) sağlayabilecektir. Böyle bir dağılım gerçekleştiği takdirde, Senato nun belirlemesi öngörülen Başkanlık Konseyi seçimlerinde DP-DĐKO uzlaşısı kilit hale gelecektir. Buna, Kıbrıs ta Rauf Denktaş ile Tasos Papadopulos un temsil ettiği zihniyetlerin uzlaştırılması da denilebilir ki böyle bir şeyi gerçekleştirebilmenin zorluğu ortadadır. Türk ve Rum taraflarının kendi iç medyan seçmenlerine dayalı bir analiz yapıldığında; Türk tarafının içsel medyan oyu DP ye, Rumların içsel medyan oyu ise DĐKO ile EDEK in tam orta noktasına gelmektedir. Herhangi bir kararda AKEL in tek başına Türk tarafının üç delegesi ile işbirliği yapma ihtimalinin çok zayıf olduğu dikkate alınacak olursa çok da çok Rum tarafının medyan oyu AKEL ile DĐKO arasındaki tam orta noktaya kayacaktır. Her halükarda Türk tarafının önerdiği Başkanlık Konseyi modelinde bütün Kıbrıs için en kritik parti DĐKO olacak, DĐKO nun temsil ettiği görüş Federal Yürütme nin medyan oyu haline gelecektir. DĐKO nun temsil ettiği görüş ise, en basit ifadesiyle, Papadopulos tarafından uygulanan Ozmosis politikasıdır (Papadopulos, 2005: 5). Türk tarafınca Eylül 2008 itibarıyla masaya taşınan Senato merkezli Başkanlık Konseyi önerisi görüldüğü gibi uygulamada Federal Yürütme nin adil ve kalıcı bir demokratik sistemin idamesinden ziyade Rum-Ortodoks zihniyetine bağımlı bir sonuç doğurması daha kuvvetle muhtemel görülmektedir. Kıbrıs ı yakından inceleyenler, Türk tarafında 2005 yılında yapılan seçimlerin olağanüstü rakamlar çıkaran bir anamoli olduğunu iddia edebilirler. Hakikaten 2003 seçimleri Kıbrıs Türkü nün genel politik eğilimlerine daha yakın görünmektedir. Ne var ki 2005 seçimleri gibi olağanüstü bir durumda dahi Türk tarafında Kıbrısçı-Türkçü ikili-karşıtlığında oy dağılımı gene olmaktadır. Aynı şekilde Rum kesiminde DIKO kritik parti konumunu sürdürmektedir. Yani, Kıbrıs ın gerek Güneyinde gerekse Kuzeyindeki oy dağılımları dikkate alındığında Đsviçre modelinden esinlenerek kurulmuş bir federal yürütme açısından seçmen kitleleri Kıbrıs ta barışa olumlu bakan CTP, TDP, AKEL gibi partilerle olumsuz bakan UBP, DĐSĐ gibi partilerin ortasında ihtiyatlı yaklaşımlar sergileyen, ancak çoğunlukla da Türk veya Elen milliyetçiliğinin ağır bastığı DP ve DĐKO en kritik rolü üstlenecektir. Analizler göstermektedir ki tıkanıklık, büyük ihtimalle daha Başkanlık Konseyi ortak listesinin Senato dan güvenoyu alması sırasında yaşanmaya başlanacaktır. DĐSĐ, EDEK ve hatta DĐKO Rum tarafında, UBP ve DP ise Türk tarafında federal devletin işleyişi konusunda tereddüdü olan seçmeni temsil etmekte ve bu partilerin yönetici kadroları toplumlararası uzlaşmanın zorluğuna dikkat çekmektedirler. Hatta bir adım daha ileriye gidilerek denilebilir ki DP ve DĐKO daha ılımlı görünmekle birlikte- milliyetçi bu beş parti birleşik Kıbrıs tan çok Rum egemen Kıbrıs veya Türk egemen (Kuzey) Kıbrıs tezlerini savunmaktadırlar. Nitekim seçmenlerin dağılımında kimlik ifa-

16 102 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 deleri de bu saptamaları destekler niteliktedir. Önerilen yapıda Đsviçre dekinin aksine bakanların teker teker oylaması yerine ortak bir liste söz konusudur. Bu listenin içine UBP ve EDEK tarafından birlikte ve konkordans içinde çalışmayı kabul edecek kişiler bulunduğunu varsaysak bile oylama sırasında tıkanma riski çok yüksektir. Şöyle ki, Türk tarafında Şubat 2005 seçimlerinin de ötesinde olağanüstü bir sonuç çıktığı takdirde CTP nin TDP ile birlikte çok kırılgan da olsa bir çoğunluk kurması mümkündür. Ancak Rum tarafında DĐKO her halükarda tie-breaker (eşitlik bozucu) noktada durmaktadır. Yani, DĐSĐ nin mi yoksa AKEL in mi daha çok söz sahibi olacağı DĐKO tarafından belirlenecektir. Papadopulos örneğinde yaşandığı gibi DĐKO nun AKEL ile kurduğu koalisyonun Kıbrıs meselesine yansıması Rum milliyetçiliği eksenine kayabilmektedir. O zaman Rum tarafı, kendi istediği gibi temsilciler seçilinceye kadar oylamayı engelleyecek, böyle bir durumda da konkordans işlemeyecek ve sistem er ya da geç aslında geçten ziyade er- tıkanacaktır. Kıbrıs ın kendi özel tarihi, UBP, DP ve DĐKO, EDEK veya DĐSĐ başkanlarının federal yürütmenin sürdürülmesi konusunda oydaşma prensibi ile hareket ederek bir konkordans (uzlaşı) kültürü yaratmalarının ne kadar mümkün olduğuna dair kuşkucu yaklaşımı besler niteliktedir. Basit senaryolar ışığında Uzamsal Analize dayalı bir tartışma ortaya koymaktadır ki Türk tarafınca savunulan Đsviçre benzeri bir Başkanlık Konseyi sistemi gerçekçi varsayımlara değil aşırı iyimser beklentilere dayanmaktadır. Böyle bir sistem federal yürütmenin kurulmasını senato merkezli bir politik savaş arenasına, ardından belki hasbelkader kurulacak bir yürütmenin de bizzat kendisinin çekişmelerle dolu bir arenaya döndürülmesi gibi çok büyük bir risk taşımaktadır. Bu durumda kuvvetle muhtemeldir ki yeni federal devlet bakir değil, ölü doğacaktır. Gözden Geçirilmiş Türk Önerileri: Senato da Ortak Pusula Projeksiyonu Türk tarafınca Eylül 2009 tarihinde masaya gözden geçirilmiş öneriler getirilmiştir. Yeni öneriler özü itibarı ile geçen bir yılda üzerinde müzakere edilen Türk ve Rum önerilerinin bir harmanıdır. Türk tarafının Meclis Hükümeti Sistemi önerisi ile Rum tarafının Başkanlık Sistemi önerisi birleştirilmeye çalışılmaktadır. Türk tarafı, Rum tarafının ısrarla talep ettiği Başkanlık sistemi ve single-ticket (ortak oy pusulası) önerilerini kabul etmiştir. Buna karşılık dönüşümlü başkanların halk oylaması yerine Federal Senato daki temsilciler aracılığı ile seçilmeleri istenmiştir. Başkanlık üyeleri Türk tarafının önerdiği şekilde Senato tarafından; ancak Rum tarafının önerdiği şekilde ortak oy pusulası ile seçilecektir. Toplam beş turlu bir seçim yöntemi önerilmektedir. Đlk iki turda ortak listeler, her iki toplumdan gelen senatörlerin ayrı ayrı %50 sinin çoğunluğu ile seçilebilecektir. Üçüncü tura ise en yüksek oyu alan iki liste kalacaktır ve aynı yöntemler her iki toplumdan gelen senatörlerin ayrı ayrı %50 sinin çoğunluğu

17 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 103 aranacaktır. Dördüncü turda ise gerekli çoğunluk %40 a indirilmektedir. Beşinci turda iki öneri vardır: Bakanlıkların siyasal partilerin Senatodaki temsiliyetlerine göre dağılımları veyahut en çok oyu alan iki parti liderinin kurduğu hükümet arasında tercih yapılacaktır. Ancak seçim beşinci tura kalırsa bu, 1 yıllık bir seçim hükümeti olacaktır. Türk tarafının önerilerinin uygulanmaya konması halinde; Đlk üç turda seçimin bitmesi için Seçimlerindeki sonuçlar tekrarlandığı takdirde CTP-TDP desteğine sahip ortak aday Türk tarafından seçilebilecektir. Ancak 2009 seçimlerindekine benzer bir sonuç çıkması halinde UBP nin desteğine sahip olmayan adayın seçimi kazanması son derece güçtür. Rum tarafında ortak adayın seçilebilmesi için AKEL-DIKO, DISI-DIKO, AKEL-DISI, AKEL- EDEK-Diğer kombinasyonları mümkün görünmektedir. Dördüncü turda ise %40 ile seçim sonuçlandırılabileceğinden durum büyük oranda değişecektir. %50 ile %40 arasında 10 puan olarak görülen fark, seçim için gerekli senatör sayısının 13 ten 10 a düşmesi manasına gelmektedir ki bu sayı, Annan Planı nda öngörülen 2/5 nitelikli çoğunluk ile bire bir aynı sonuca tekabül etmektedir. 10 Senatörün onayı ile seçimin gerçekleştirilmesi durumunda ise CTP- AKEL ortak aday pusulasının seçilme şansı son derece yüksek olacaktır. Beşinci tur için iki öneri yapılmıştır: (A) Bakanlıkların, toplumlararası paylaşımı dikkate alınarak her bir siyasi parti, Senato da sahip olduğu senatör oranında bakanlık alacaktır; başkanlık üyeleri en büyük iki partinin başkanları olacaktır veya (B) Her iki toplumdan en çok oyu alan iki partinin başkanları hükümeti kuracaktır. Bu, bir seçim hükümeti olacak, ömrü bir yıl ile sınırlı olacaktır. Đlk dört turda listelerden herhangi biri seçilir ya da beşinci turda her iki toplumdan en çok oyu alan iki partinin başkanları hükümeti kurar seçeneği kabul edilirse, başkanlık kurulu üyeleri kendi bakanlarını Senato dışından diledikleri gibi atayabileceklerdir. Önerilerin 10/a maddesinde verilen örnek, 8 bakan (5 Rum, 3 Türk) ve Başkanlık konseyi üyesi 2 liderden müteşekkil bir hükümeti ortaya koymaktadır. Bu durumda, hükümetteki Türk-Rum dağılımı 6+4=10 gibi bir görünüm arz etmektedir. 5+3 dağılımı, Rumların istediğinden bir az, Türk tarafının önceki önerilerde ortaya koyduğundan bir fazla Rum bakanı öngörmektedir. Yürütme nin nasıl karar alacağı ile ilgili bir öneri yapılmadığı görülmektedir. Yeni öneriler CTP ve AKEL in ortak bir liste ile seçimi en geç dördüncü turda kazanabilecekleri bir yapı içermektedir. Öneriler, bir ortaklık anlaşmasını meydana çıkaran liderlik vasfı ile seçime girecek bir CTP nin Türk tarafından birinci parti olarak çıkacağı varsayımı ile bu partinin, beşinci turda da ön plana çıkmasını sağlayacaktır. Genelde sağ partilerin, özelde ise UBP nin ortak listede kendisine partner olacak bir Rum senatör bulmak konusunda zorlanacağı ortadadır. Bakanların da başkanlık konseyi üyeleri tarafından atanacağı dikkate alınırsa, bu durumda Kıbrıs Türklerinin geleneksel olarak en güçlü partisi olan UBP nin federal yürütmede etkinliği tamamen ortadan kaldırılabilecektir.

18 104 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 Gözden Geçirilmiş Rum Önerileri: Çapraz Oy Projeksiyonu Türk tarafının ağırlıklı oy konusundaki itirazını dikkate alan Rum tarafı (Türklerin ve Rumların birbirlerinden oy almalarını gerektiren) çapraz oy ilkesine dayalı halkoyu sistemini masaya koymuşlardır. Çapraz oy, vatandaşların duble oy kullanmalarına olanak sağlayan bir uygulamadır. Böylece herhangi bir etnik gruba üye vatandaş, sadece kendi etnik grubunun adayları arasında değil, diğer etnik grubun adayları arasında da bir tercih yapma fırsatı bulmaktadır. Çapraz oy aynı zamanda ağırlıklı oy uygulaması ile birlikte hayata geçirilebilir. Ağırlık oy uygulamasında ise kullanılan oy, belli bir ağırlık katsayısı (Örn. %20) çarpılmak suretiyle diğer etnik grubunun adayları üzerindeki etkisi hesaplanmakta böylece nüfusları birbirlerinden farklı olan iki ayrı etnik grubun üyeleri birbirlerinin adayları üzerinde denkleştirişmiş bir siyasi etki sahibi olabilmektedirler (Loizides, 2009). Đsviçre de Uri den bir vatandaş, Zurih bölgesinden 34 vatandaşa eşitlenmektedir saptamasını yapan Loizides, dünyadan başka örnekler de sunmakta ve ağırlıklı oy uygulamasının bir istisna olmadığını; bilakis demokratik federasyonların kemikleşmiş bir normu olduğunu iddia etmektedir (Loizides, 2009). Çapraz oy fikri 1989 den beri fasılalarla Rum tarafınca masaya taşınmıştır (Loizides - Keskiner, 2004). Kıbrıs Türkleri ve Rumlarının bir bütün halinde Kıbrıs halkı olarak tasavvur edildiği bu sistemde seçmenler, hem başkan, hem de yardımcısı için aynı anda oy kullanacaklardır. Kıbrıs Türk adaylar için oy kullanacak Kıbrıs Rumlarının oyları, ağırlıklı olarak hesaplanacak ve böylece Kıbrıs Türklerinin kayıtlı seçmenlerinin Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti içindeki bütün seçmenlere oranları ile eşit düzeye gelmeleri sağlanacaktır. Mutlak çoğunluğu sağlayan aday veya adaylar seçimi kazanmış sayılacaklardır. Bu olmadığı takdirde ikinci tur oylamaya en çok oyu alan iki aday ile geçilecek ve aynı ilk turda olduğu gibi ağırlıklı oyların mutlak çoğunluğunu kazanan aday, seçilmiş olacaktır. Çapraz oya tabi tutulacak oyun ağırlık hesaplaması bir müzakere konusudur; ancak bunun %10 ila %30 arasında olması düşünülmektedir. Sayısal hesaba vurularak bir örnekleme yapmak gerekirse; Kıbrıs Türk Seçmen olduğu varsayılsın. Bu halde Kıbrıs Türk Seçmen + Ağırlıklı Kıbrıs Rum Seçmenin Oyu = ( ) olacak ve Türk adayın seçimi kazanabilmesi için ağırlıklı oylamadan sonra %50 ( ) oya ihtiyacı olacaktır. Buna karşılık eğer Kıbrıs Rum Seçmen olduğu düşünülecek olursa; Kıbrıs Rum Seçmen + Ağırlıklı Kıbrıs Türk Seçmenin Oyu = ( ) gibi bir rakam ortaya çıkacağından Rum adayın seçimi kazanabilmesi için ağırlıklı oylamadan sonra %50 ( ) gibi bir oy düzeyine ihtiyacı olacaktır. Kıbrıs ta yukarıda detaylandırılan şekilde mevcut oy dağılımına bakıldığında partilerin kendi taraflarında hitap ettikleri oy üzerinden çapraz oy uygulamasın-

19 Birleşik Kıbrıs ta Yönetim ve Güç Paylaşımı: Oydaşmacı ve Bütünleşmeci Yaklaşımların Geleceği 105 da diğer tarafta ne derece etkin olabileceklerine dair bir projeksiyon çıkarmak mümkündür. Türk tarafında %40 civarında oy potansiyeli olan bir siyasi parti, Rum tarafında eğer ağırlık %30 olarak hesaplanırsa- %10-12 civarında bir etkiye sahip olabilecektir. Geçen on yılın oy dağılımları dikkate alındığında böyle bir potansiyele Kuzey Kıbrıs ta iki partinin, UBP ve CTP nin sahip olduğu görülmektedir. Kuzey de geleneksel oy tabanı %10-15 olan diğer siyasi partilerin ise Rum Kesiminde etkileri ancak %3-5 arasında olabilmektedir. Kıbrıs Rum siyasi hayatı incelendiğinde partilerin üç aşağı beş yukarı sabit oy tabanları olduğu ve seçimden seçime %3 civarında bir dalgalanmanın olduğu tespit edilebilir. Bu şartlarda DĐSĐ ve AKEL in Türk tarafında etkisinin %10 lar civarında, DĐKO nun %5 civarında ve EDEK in %3 civarında olduğu görülebilir. Bu tip bir oy dağılımında Kıbrıs ta sol partilerin büyük avantaj sağlayacağı açıktır. Mevcut dağılımda herhangi bir siyasi partinin tek başına çoğunluğu birinci turdan sağlayabilmesinin zorluğu ortadadır. Đş ikinci tura kaldığında seçim koalisyonları ön plana çıkacaktır. AKEL ve CTP nin iki tarafta büyük partiler olarak Kuzey de TDP, Güney de ise DĐKO, EDEK veya her ikisi ile bir ittifaka gitmesi durumunda seçimleri kazanmaları matematiksel olarak mümkündür. Burada anahtar, kimin seçimlerde lider parti konumunda olacağıdır. Yine matematiksel olarak Kuzey de UBP nin %40 ve üzeri bir oyla birinci olması durumunda DP den alacağı destekle bıçak sırtı dahi olsa Rum tarafından oy alamadan seçimi kazanması mümkündür. Ancak Rum tarafında AKEL-DĐSĐ ittifakı dışındaki kombinasyonların mevcut oy dengesi sabit kalırsa Türk tarafından destek sağlayamadan seçimi kazanması mümkün gözükmemektedir. Çapraz oy uygulamasında özellikle Türk tarafının iki büyük partisi CTP ve UBP nin kilit rol oynaması söz konusu olacaktır. Kasım 2010 da Rum tarafınca masaya getirilen çapraz oy önerisine dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat tarafından itibar gösterilmiş, hatta 4 Ocak 2010 tarihinde hazırlanan bir paket dahilinde Talat, çapraz oya dayalı modeli kabul edebileceğini ortaya koymuştur. Buna karşılık dönemin Başbakanı ve UBP lideri Dr. Derviş Eroğlu ise çapraz oya şiddetle karşı çıkmıştır. Bunun sebebi matematiksel dağılımın ötesinde CTP tabanı ve liderliğinin Rum tarafındaki seçimlere etkide bulunmayı büyük bir hevesle benimseyebileceği; buna karşılık geleneksel olarak Rum tarafı ile herhangi bir teması minimumda tutma yanlısı UBP tabanının Rum tarafında sonucu değiştirecek düzeyde etki sağlayabilecek durumda olsa bile Rum tarafında oy kullanmayı veya Rumların Türk tarafında etki sağlayabilecek olmaları fikrini benimsemekte güçlük çekeceği gerçeğidir.

20 106 Amme Đdaresi Dergisi, Cilt 46 Sayı 2 SO UÇ: KIBRIS TA OYDAŞMACI ve BÜTÜ LEŞTĐRĐCĐ EKOLLE- RĐ GELECEĞĐ ÜZERĐ E BĐR TARTIŞMA BM gözetiminde sürdürülmekte olan kapsamlı Kıbrıs müzakerelerinin temel felsefesi, kurumsal bir çatı altında mevcut antogonistik politik yapının agonistik bir demokrasiye (Mouffe, 2000) döndürülebileceği fikridir. Bu bağlamda müzakerelerin Başkanlık, Parlamenter, Yarı Başkanlık ve Đsviçre Sistemi olmak üzere dört yönetim sistemi üzerine yoğunlaşıldığı görülmektedir. Kıbrıs Rum tarafı pek çok değişik sistemden farklı unsurları topla-seç ve kes-yapıştır yaparak ortaya biricik, nevi şahsına münhasır, daha önce hiçbir yerde uygulanmamış ve test edilmemiş bir model çıkarmak konusunda büyük oranda isteksizdir. Eğer bir hibrit (ikili-karışım) modeli ortaya konulursa bunun nasıl bir tepki yaratacağı konusundaki muallâklık Rum tarafını daha önce bilinen sistemlerden birini seçmeye ve mevcut durum ve ihtiyaçlara göre uyarlamaya itmektedir. Rum tarafının bu şartlar altında tercihi başkanlık sistemidir. Türk tarafının ilk tercihi ise en azından başlangıçta- Rum tarafınca vatandaşlar tarafından kolayca anlaşılamadığı iddiası ile karşı çıkılan oydaşmacı (Beriker, 2009:171-2) sistemdir. Ancak burada dikkatle vurgulanmalıdır ki gerek Annan Planı nda, gerekse Türk tarafınca Eylül 2008 de masaya getirilip bir sene boyunca üzerinde müzakere edilen Başkanlık Konseyi modeli Đsviçre modelinden esinlenmiş olmakla birlikte birebir Đsviçre de uygulanan sihirli formül (Lehmbruch, 1993) yapısını getirmemektedir. Eğer Đsviçre oydaşmacılığının belkemiğini oluşturan sunduğu sihirli formül ün bir benzeri hayata geçirilecek olursa uygulamada Rum tarafı AKEL, DĐKO, DĐSĐ ve EDEK tarafından temsil edilirken, Türk tarafı CTP, UBP ile DP veya TDP temsiliyetine sahip olacaktır. Şimdiye kadar bu öneri masaya getirilmiş değildir. Buna ek olarak yarı-başkanlık veya 1960 Antlaşmalarında uygulanan Başkan ve Veto Yetkisine haiz Başkan Yardımcısı modelleri de müzakerelerinde tartışmaya açılmamıştır. Dolayısıyla oydaşmacı ekole dayalı modellerin tamamen tüketilmediği görülmektedir. Buna karşılık bütünleşmeci modelin iki sene boyunca Rum tarafının müteakip önerileriyle masaya getirildiği ve nihayetinde Talat tarafından da kabul edilme noktasına gelindiği görülmektedir. Rum tarafının temel iddialarından bir tanesi, her iki taraftaki politik dengenin tek bir Kıbrıs Rum ve/veya Kıbrıs Türk partisinin otonom seçimine müsaade etmediği ve bu nedenle gerekli çoğunluğun sağlanabilmesi için koalisyonların gerekli olduğudur. Bu iddia Rum tarafının bütünleşmeci model dâhilinde seçim sistemleri konusunda ısrarcılığını açıklar niteliktedir. Bütünleşmeci modelin Kıbrıs ta Hristofyas-Talat görüşmelerinde bir yakınlaşma noktası olarak belirginleşmesine rağmen uygulamada karşılaşılabilecek sorunlar konusunda şüpheler henüz ortadan kalkmış değildir. Burada en büyük

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722 POLİTİKA NOTU Dr. Levent Gönenç 1 Merkez Direktörü Hukuk Çalışmaları Merkezi DAR BÖLGE SEÇİM SİSTEMİ TARTIŞMALARI Basına yansıyan haberlere

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ Sınırlı Oy Hakkı 1) Servete ve Vergiye Bağlı Seçme Hakkı 2) Yeteneğe Bağlı Seçme Hakkı (örneğin, İtalya da 1912 seçimleri, İngiltere de 1945 e kadar uygulanan seçimler)

Detaylı

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU Ekim, 2017 1 Araştırmanın Amacı ve Önemi Bu araştırma Gezici Araştırma Merkezi tarafından, KKTC genelinde sosyal, ekonomik, politik konular ile ilgili seçmenin düşüncesini

Detaylı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ PAKETİ Ne getiriyor, Ne götürüyor? Onur Bakır Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Uzmanı TOPLUM BİR NOKTADA HEM FİKİR PEKİ AMA NASIL: ÜÇ TEMEL SORU Toplumun görüşleri alındı mı? Katılımcı

Detaylı

Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği

Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği Türkiye de Seçim Uygulamaları/ Sorunları Işığında Temsilde Adalet Yönetimde İstikrar İlkelerinin İşlevselliği Erol TUNCER Seçim sistemlerinin belirlenmesinde temsilde adalet ve yönetimde istikrar (fayda)

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

tepav Haziran2011 N201143 POLİTİKANOTU 12 Haziran 2011 Seçiminde Seçim Sisteminin Parlamento Yapısına Etkileri

tepav Haziran2011 N201143 POLİTİKANOTU 12 Haziran 2011 Seçiminde Seçim Sisteminin Parlamento Yapısına Etkileri POLİTİKANOTU Haziran2011 N201143 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Dr. Türkmen Göksel Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dr. Yetkin Çınar Öğretim Üyesi, Ankara

Detaylı

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... 3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... Seçime Doğru Giderken Kamuoyu: 3 Kasım 2002 seçimlerine bir haftadan az süre kalmışken, seçimin sonucu açısından bir çok spekülasyon bulunmaktadır.

Detaylı

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK TürkİYE KADIN DERNEKLERİ FEDERASYONU Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu 1976 Yılında kurulmuş ülke genelinde 50.500 üyesi

Detaylı

SEÇİM SİSTEMLERİ SEÇİM SİSTEMLERİ

SEÇİM SİSTEMLERİ SEÇİM SİSTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. A. Sait SÖNMEZ SEÇİM SİSTEMİNE HÂKİM OLAN İLKELER Seçim sistemlerinin temel hedefi parlamentodaki sandalyeleri aldıkları oy miktarlarına göre siyasi partiler arasında dağıtmaktır. Seçim sistemleri,

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ Metin ÖZ Samsun, 2017 S E Ç İ M S İ S T E M L E R İ N İ N S E Ç M E N İ R A

Detaylı

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM

BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM Yard. Doç. Dr. ŞULE ÖZSOY Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi BAŞKANLI PARLAMENTER SİSTEM Cumhurbaşkanının Halk Tarafından Seçildiği Parlamenter Hükümet Modeli ve Türkiye İçin Tavsiye

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

Demokrat Bireyden Demokratik Topluma

Demokrat Bireyden Demokratik Topluma Şubat 2015 Demokrat Bireyden Demokratik Topluma CÜNEYT TANDOĞAN Demokrat Bireyden Demokratik Topluma Cüneyt Tandoğan Demokratikleşme ve İyi Yönetişim Merkezi İstanbul Enstitüsü İstanbul Enstitüsü toplumsal,

Detaylı

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır. Ortak yönetim- birlikte yönetmek anlamına gelir ve içinde yönetimden

Detaylı

tepav Mart2011 N201121 POLİTİKANOTU Seçim Barajını Yönetimde İstikrarı Azaltmayan Bir Seviyeye Düşürmek Mümkün mü?

tepav Mart2011 N201121 POLİTİKANOTU Seçim Barajını Yönetimde İstikrarı Azaltmayan Bir Seviyeye Düşürmek Mümkün mü? POLİTİKANOTU Mart2011 N201121 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Dr. Türkmen Göksel, Öğretim Görevlisi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dr. Yetkin Çınar, Öğretim Görevlisi,

Detaylı

tepav Nisan2011 N POLİTİKANOTU YSK Tarafından Yapılan Düzenlemelerin Adalet ve Sandalye Dağılımı Üzerindeki Etkileri ve Öneriler

tepav Nisan2011 N POLİTİKANOTU YSK Tarafından Yapılan Düzenlemelerin Adalet ve Sandalye Dağılımı Üzerindeki Etkileri ve Öneriler POLİTİKANOTU Nisan211 N2113 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Dr. Türkmen Göksel Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dr. Yetkin Çınar Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi

Detaylı

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 17 BİRİNCİ BÖLÜM: TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK I. İSLAMİYET ÖNCESİNDE KURULAN DEVLETLER VE ANAYASAL YAPI 20 A. HUN DEVLETİ (MÖ. IV. yy.-ms 4. yy) 20 B. GÖKTÜRK DEVLETİ

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

2015 Cumhurbaşkanı Adayı. Dört Boyutlu Siyaset

2015 Cumhurbaşkanı Adayı. Dört Boyutlu Siyaset 2015 Cumhurbaşkanı Adayı Dört Boyutlu Siyaset 2015 Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı Kimdir Mustafa Akıncı, 28 Aralık 1947 yılında Leymosun (Limasol) da doğdu. 1947 Kurucu Meclis e seçilerek görev yaptı.

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU 4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU Yeni Dönem Türkiye - AB Perspektifi Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı: Fırsatlar ve Riskler ( 21-22 Kasım 2013, İstanbul ) SONUÇ DEKLARASYONU ( GEÇİCİ ) 1-4. Türkiye

Detaylı

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi Bu bildiri UNESCO Genel Konferansı nın 35. oturumunda onaylanmıştır. IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi Çok Kültürlü Kütüphane Hizmetleri: Kültürler Arasında İletişime Açılan Kapı İçinde yaşadığımız

Detaylı

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KURULU İŞ KONSEYLERİ SEÇME VE SEÇİLME ESASLARI YÖNERGESİ

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KURULU İŞ KONSEYLERİ SEÇME VE SEÇİLME ESASLARI YÖNERGESİ DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER KURULU İŞ KONSEYLERİ SEÇME VE SEÇİLME ESASLARI YÖNERGESİ 1. MADDE : Amaç ve Kapsam Bu Yönergenin amacı; Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve İş Konseyleri Çalışma Usul ve Esasları Hakkında

Detaylı

GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ ÖĞRENCİ KONSEYİ YÖNERGESİ

GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ ÖĞRENCİ KONSEYİ YÖNERGESİ GEBZE YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ ÖĞRENCİ KONSEYİ YÖNERGESİ BİRİNCİ KISIM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç Madde 1- Bu Yönergenin amacı, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü nde kayıtlı öğrencilerin öğrenci

Detaylı

tepav Mart2011 N DEĞERLENDİRMENOTU KKTC de Kosovalaşma ve Tayvanlaşma ya Karşı Bir Normalleşme Ufku Olarak Avrupa Birliği Üyeliği

tepav Mart2011 N DEĞERLENDİRMENOTU KKTC de Kosovalaşma ve Tayvanlaşma ya Karşı Bir Normalleşme Ufku Olarak Avrupa Birliği Üyeliği DEĞERLENDİRMENOTU Mart2011 N201122 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Mehmet RATİP 1 Araştırmacı, Yönetişim Etütleri KKTC de Kosovalaşma ve Tayvanlaşma ya Karşı Bir Normalleşme Ufku Olarak

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

1: İNSAN VE TOPLUM...

1: İNSAN VE TOPLUM... İÇİNDEKİLER Bölüm 1: İNSAN VE TOPLUM... 1 1.1. BİREYİN TOPLUMSAL HAYATI... 1 1.2. KÜLTÜR... 3 1.2.1. Gerçek Kültür ve İdeal Kültür... 5 1.2.2. Yüksek Kültür ve Yaygın Kültür... 5 1.2.3. Alt Kültür ve Karşıt

Detaylı

2015 Cumhurbaşkanı Adayı. Dört Boyutlu Siyaset

2015 Cumhurbaşkanı Adayı. Dört Boyutlu Siyaset 2015 Cumhurbaşkanı Adayı 2015 C u m h u r b a ş k a n ı Adayı Mustafa Akıncı, 28 Aralık 1947 yılında Leymosun (Limasol) da doğdu. 1947 Kurucu Meclis e seçilerek görev yaptı. 1975 1973 Ortadoğu Teknik Üniversitesi

Detaylı

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri 24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri 22-23 Mayıs 2018 Mediar Gazi Üni. Teknopark Gölbaşı / ANKARA 0850 532 77 35 bilgi@mediar.com.tr www.mediar.com.tr İçindekiler I. Amaç, Evren, Örneklem

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANLATIM SORULARI 1- Bir siyasal düzende anayasanın işlevleri neler olabilir? Kısaca yazınız. (10 p) -------------------------------------------

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU A. HAZİRAN 2015 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ... 3 7 Haziran 2015 Milletvekili Genel Seçimleri... 3 TBMM nin Açılması...

Detaylı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ Yazar : Erdem Denk Yayınevi : Siyasal Kitabevi Baskı : 1. Baskı Kategori : Uluslararası İlişkiler Kapak Tasarımı : Gamze Uçak Kapak

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII. I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII. I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU A. 2007 SEÇİMİ ÖNCESİ ve SONRASINDAKİ GELİŞMELER... 3 2007 Seçimi Öncesi Gelişmeler... 3 22 Temmuz 2007

Detaylı

Seçmen sayısı. Böylesine uçuk rakamlar veren bir YSK na nasıl güvenilir?

Seçmen sayısı. Böylesine uçuk rakamlar veren bir YSK na nasıl güvenilir? Değerli arkadaşlar, 7 Haziran 2015 günü yapılacak olan 25. dönem Milletvekili seçiminin nasıl sonuçlanacağı haklı olarak büyük merak konusu... Bu nedenle aylardan beri kamuoyu yoklamaları yapılıyor, anketler

Detaylı

Araştırma Notu 18/224

Araştırma Notu 18/224 Araştırma Notu 18/224 9 Mart 2018 İTTİFAK KURALININ SEÇİM SONUÇLARINA ETKİLERİ Seyfettin Gürsel 1 ve Uğurcan Acar 2 Yönetici Özeti Anayasa Komisyonu nda kabul edilen yasa tasarısı partiler arası açık ittifakları

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER SORULAR 1- Demokrasiyi halkın halk için halk tarafından yönetimi olarak tanımlayan kimdir? A) Lincoln B) Montesquieu C) Makyavel D) Schumpeter E) Dahl 2- Demokrasi kavramı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden

Detaylı

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE SİYASİ ANALİZ

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE SİYASİ ANALİZ İÇ POLİTİKA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE SİYASİ ANALİZ OCAK 2007 SARIKONAKLAR İŞ MERKEZİ C. BLOK D.16 AKATLAR İSTANBUL-TÜRKİYE 02123528795-02123528796 www.turksae.com CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE SİYASİ ANALİZ

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

tepav Mart2018 N ŞUBAT 2018 DE TEKLİF EDİLEN İTTİFAKLI d HONDT SİSTEMİNE GÖRE SEÇİM SİMÜLASYONLARI POLİTİKA NOTU

tepav Mart2018 N ŞUBAT 2018 DE TEKLİF EDİLEN İTTİFAKLI d HONDT SİSTEMİNE GÖRE SEÇİM SİMÜLASYONLARI POLİTİKA NOTU Mart2018 N201808 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Doç. Dr. Yetkin Çınar POLİTİKA NOTU Doç. Dr. Türkmen Göksel 21 ŞUBAT 2018 DE TEKLİF EDİLEN İTTİFAKLI d HONDT SİSTEMİNE GÖRE SEÇİM 298

Detaylı

BASEL II. RİSK AĞIRLIK FONKSİYONLARI (Beklenmeyen Kayıplar)

BASEL II. RİSK AĞIRLIK FONKSİYONLARI (Beklenmeyen Kayıplar) BASEL II RİSK AĞIRLIK FONKSİYONLARI (Beklenmeyen Kayıplar) Temerrüde düşmemiş krediler için Basel II düzenlemelerinde Korelasyon Katsayısı, Vade ayarlaması, Sermaye Yükümlülüğü oranı, Sermaye yükümlülüğü

Detaylı

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, 16 Aralık 2016 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi

Detaylı

ACR Group. NEDEN? neden?

ACR Group. NEDEN? neden? ACR Group NEDEN? neden? CİNSİYET YÜZDE % Kadın Erkek 46,8 53,2 YAŞ - - - - - - 18-25 26-35 20,1 27,6 36-45 46-60 29,4 15,2 60+ 7,7 I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz,

Detaylı

bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım

bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım Temel haklar Santé Belçika herkese vatandaşlık ve İnsan Haklarına saygıyı temin eden Demokratik Devlet hakka saygıyı temin eder. Devlet, sadece

Detaylı

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI 1. ve Terörizm (UGT) Yüksek Lisans (YL) Programında sekiz

Detaylı

ABD BAŞKANLIK SİSTEMİ Hacı Dede Hakan KARAGÖZ

ABD BAŞKANLIK SİSTEMİ Hacı Dede Hakan KARAGÖZ ABD BAŞKANLIK SİSTEMİ Araştırma Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Aralık, 206 www.kto.org.tr İÇİNDEKİLER Başlık Sayfa. ABD SİYASİ YAPISI..3 2. ABD BAŞKANLIK SİSTEMİ.. 3. ABD BAŞKANLARININ

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ A. 1923 ten GÜNÜMÜZE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... 5 B. 10 AĞUSTOS 2014 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ... 6 C. CUMHURBAŞKANLIĞI

Detaylı

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu BAŞKANIN SONUÇ DEKLARASYONU ( TASLAK ) 4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu Ana teması: İslam İşbirliği Teşkilatı Ülkeleri Arasında Ekonomik Entegrasyon: Beklentiler

Detaylı

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK TEMEL KAVRAMLAR Kamu Kamuoyu Bir ülkedeki halkın bütünü, halk, amme. Belirli bir konu ve olay hakkında toplumun büyük bir kesimi veya belli gruplar tarafından benimsenen

Detaylı

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar AMAÇ Madde 1- Bu yönerge, Söke Kent Konseyi Çocuk Meclisi nin oluşumunu, organlarını, görevlerini ve çalışma

Detaylı

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013. Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ 2013 Başkent Pekin Yönetim Şekli Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2 Nüfus 1,35 milyar GSYH 8,2 trilyon $ Kişi Başına Milli Gelir 9.300 $ Resmi

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ I İÇİNDEKİLER SUNUŞ......IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ A. SEÇİM DÖNEMİNE GİRİŞ... 3 Cumhurbaşkanlığı Seçimi... 3 Erken Seçim Kararı... 4 B. SEÇİM DÖNEMİNDEKİ YASAL DÜZENLEMELER... 5 C. SEÇİM

Detaylı

BİREYSEL EMEKLİLİK TASARRUF VE YATIRIM SİSTEMİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

BİREYSEL EMEKLİLİK TASARRUF VE YATIRIM SİSTEMİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Milletvekilimiz, Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları İl Başkanımız ve Belediye Başkanımız; AK Parti Genel Merkez Siyasi ve Hukuki

Detaylı

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI 21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI Erol TUNCER / Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı - 1 Kasım 2007 I. 1961 den Günümüze Halk Oylamaları 1961 den günümüze kadar 5 kez halkoylamasına

Detaylı

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Cumhurbaşkanı. Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Cumhurbaşkanı Türkiye nin Yönetim Yapısı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu 2 3 Cumhurbaşkanı bir ülkede yönetim hakkının kalıtımsal, soya dayalı, kişisel olmadığını Kanyanğının dinsel kaynaklardan ilahi tanrısal

Detaylı

Berlin Katılım gelişmesinin durumu ve perspektifler

Berlin Katılım gelişmesinin durumu ve perspektifler Berlin Katılım gelişmesinin durumu ve perspektifler Hella Dunger-Löper Staatssekretärin für Bauen und Wohnen 1 Katılım (Latince: Katılım). Genel olarak: Katılım, vatandaşların ortak (siyasi) sorunların

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU VII İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU A. 2011 MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİ... 3 12 Haziran 2011 Milletvekili Genel Seçimleri... 3 TBMM nin Açılması... 4 Bağımsız

Detaylı

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU Erol Tuncer TESAV Vakfı Başkanı 26 Ekim 2013 (Ülke Politikaları Vakfı nın düzenlediği Açık Oturum) I.TARİHÇE İki dereceli seçim sistemi: 1877 den 1943 seçimlerine kadar Tek dereceli

Detaylı

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU HSYK Teklifi Teklif; 2797 sayılı Yargıtay Kanunu, 6087 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu, 4954 sayılı Türkiye Adalet

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri Ali Çarkoğlu 5 Mayıs 2015 S. Erdem Aytaç Koç Üniversitesi Saha Araştırmaları Merkezi Araştırmanın Künyesi 49 ilde 2201 katılımcı ile yüz yüze görüşme

Detaylı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Kamuoyu Yoklaması Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2017 1 Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

* Ass. Jasmina Guric

* Ass. Jasmina Guric * Ass. Jasmina Guric *Bosna Hersek, Sırp Cumhuriyeti ve Bosna Hersek Federasyonu olmak üzere iki ülke unsuru ndan oluşur *Ayrıca otonom Brcko adlı bir bölge vardır *Refah yöntemli/ Sigorta özelliklerin

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Yeni anayasa neyi hedefliyor?

Yeni anayasa neyi hedefliyor? Yeni anayasa neyi hedefliyor? Siyasal iktidar Yeni Anayasanın yazımına kapalı kapılar ardında devam ederken, yeni anayasanın yazılma sürecine dair öğrenebildiğimiz yegâne şey, mecliste oluşturulan uzlaşma

Detaylı

Geleceğe Yönelik Araştırmalar

Geleceğe Yönelik Araştırmalar Geleceğe Yönelik Araştırmalar Kıbrıs Kamuoyunun Derinlemesine Analizi Lefkoşa, Aralık 2009 BÖLÜMLER BÖLÜM A: Belirleyici Toplumsal ve Siyasal Tutumlar BÖLÜM B: Barış Süreci ve Gelecekte Yapılacak Bir Referandum

Detaylı

SİSTEM ANALİZİ ve TASARIMI. ÖN İNCELEME ve FİZİBİLİTE

SİSTEM ANALİZİ ve TASARIMI. ÖN İNCELEME ve FİZİBİLİTE SİSTEM ANALİZİ ve TASARIMI ÖN İNCELEME ve FİZİBİLİTE Sistem Tasarım ve Analiz Aşamaları Ön İnceleme Fizibilite Sistem Analizi Sistem Tasarımı Sistem Gerçekleştirme Sistem Operasyon ve Destek ÖN İNCELEME

Detaylı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan

Detaylı

TRT KURUMU PERSONELİ SAĞLIK VE SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFI DELEGE SEÇİM YÖNETMELİĞİ

TRT KURUMU PERSONELİ SAĞLIK VE SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFI DELEGE SEÇİM YÖNETMELİĞİ TRT KURUMU PERSONELİ SAĞLIK VE SOSYAL YARDIMLAŞMA VAKFI DELEGE SEÇİM YÖNETMELİĞİ BÖLÜM I GENEL HÜKÜMLER AMAÇ : Madde 1- Bu yönetmeliğin amacı; TRT Kurumu Personeli Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Vakıf Vakıf

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir. Sevgili Meslektaşlarım, Kıymetli Katılımcılar, Bayanlar ve Baylar, Akdeniz bölgesi coğrafyası tarih boyunca insanlığın sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine en çok katkı sağlayan coğrafyalardan biri

Detaylı

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı. K.MARAŞ'TA SON ANKET Anket Sonuçları MHP yi İşaret Etti Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Detaylı

ERDOĞAN TEZİÇ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANAYASA HUKUKU (GENEL ESASLAR)

ERDOĞAN TEZİÇ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANAYASA HUKUKU (GENEL ESASLAR) I ERDOĞAN TEZİÇ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi E. Öğretim Üyesi ANAYASA HUKUKU (GENEL ESASLAR) Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş ONDÖRDÜNCÜ BASI Beta II Yayın No. : 2739 Hukuk Dizisi : 1341

Detaylı

136 SAYILI GENELGE 1 / 9

136 SAYILI GENELGE 1 / 9 136 SAYILI GENELGE İl Seçim Kurullarının Seçim Sonuçlarına İlişkin Görevleri ile Yurt Düzeyi Seçim Sonuçlarının Belirlenmesinde Uygulanacak Esas ve İlkeleri Amaç ve kapsam MADDE 1- Bu Genelge, 7 Haziran

Detaylı

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek

Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek Türkiye nin Milli Güvenliği: Güncel Durum ve Gelecek Prof. Dr. Sadi Çaycı Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Milletlerarası Hukuk AD Öğretim Üyesi Ankara 1 Giriş İlk soru: Ne durumdayız? Neden? Sebepler

Detaylı

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci Türkiye nin İyi Toplum İmgesi Var mı? Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi İyi Toplum İmgeleri ve Anayasa 1. 1982 Anayasası: Güçlü Yürütmenin Vesayeti altında Yarı Parlamenter

Detaylı

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 Filistin de İsrail Yerleşimi ve Batı Şeria Duvarı ( 13-14 Eylül 2018, İstanbul ) Batı Şeria da İsrail yerleşimi günden güne genişlemekte olup daha önce

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 40 Ekim 2011 İKV DEĞERLENDİRME NOTU Kıbrıs ta Son Perde Can MİNDEK [Metni yazın] İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr KIBRIS TA SON PERDE Türkiye nin AB üyelik sürecinin önünde birçok engel olduğu öne

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - İtalya İlişkileri: Fırsatlar ve Güçlükler ( 2014 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DANIŞMA VE İZLEME KONSEYİ NİN OLUŞUMU, TOPLANMASI VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI TÜZÜĞÜ

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DANIŞMA VE İZLEME KONSEYİ NİN OLUŞUMU, TOPLANMASI VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI TÜZÜĞÜ TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DANIŞMA VE İZLEME KONSEYİ NİN OLUŞUMU, TOPLANMASI VE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI TÜZÜĞÜ (3.2.2015 - R.G. 20 - EK III - A.E. 107 Sayılı Tüzük) TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ DAİRESİ

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz,

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE NİN DEMOKRATİKLEŞME SINAVINI DERİNLEMESİNE TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi

Detaylı

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 ( STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1 Yeni Dönem Türkiye - Suudi Arabistan İlişkileri: Kapasite İnşası ( 2016, İstanbul - Riyad ) Türkiye 75 milyonluk nüfusu,

Detaylı

Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313

Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313 Resmi Gazete Tarihi: 08.10.2006 Resmi Gazete Sayısı: 26313 Amaç MADDE 1 KENT KONSEYİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar (1) Bu Yönetmeliğin amacı; kent yaşamında, kent vizyonunun

Detaylı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ Furkan Güldemir, Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Tarihsel Süreç Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık

Detaylı

GAE GİRNE ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ

GAE GİRNE ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ HALKOYLAMASI HAKKINDA KAMUOYU YOKLAMASI Kasım 2014 GAE GİRNE ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ HALKOYLAMASI HAKKINDA KAMUOYU YOKLAMASI Anketin Amacı 29 Haziran

Detaylı

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI 1 Nasıl bir anayasa yapım süreci? Maddeleri değil ilkeleri temel alan Ayırıcı değil birleştirici Uzlaşmaya zorlamayan Uzlaşmazlık alanlarını ihmal etmeyen Mutabakatı değil ortak

Detaylı

Adaylar Seçim Takvimini Bekliyor

Adaylar Seçim Takvimini Bekliyor www.mevzuattakip.com.tr Adaylar Seçim Takvimini Bekliyor İl, ilçe ve beldelerde 1398 belediye başkanlığı için yarışacak binlerce aday seçim takviminin yayınlanmasını bekliyor. - 28.11.2018 Seçmenler, 5

Detaylı

PGlobal KISA ARAŞTIRMA KAĞITLARI DĐZĐSĐ. Türkiye ve Dünyada Pantent KAK Mustafa Oğuzkan. 20 Aralık 2006

PGlobal KISA ARAŞTIRMA KAĞITLARI DĐZĐSĐ. Türkiye ve Dünyada Pantent KAK Mustafa Oğuzkan. 20 Aralık 2006 PGlobal KISA ARAŞTIRMA KAĞITLARI DĐZĐSĐ KAK061201 Türkiye ve Dünyada Pantent Mustafa Oğuzkan 20 Aralık 2006 Özet Bu çalışmada Türkiye nin patent başvuruları ve kabulleri açısından diğer ülkelerle karşılaştırılmaktadır.

Detaylı

BODRUM YENİ MUHTARLARINI SEÇTİ

BODRUM YENİ MUHTARLARINI SEÇTİ BODRUM YENİ MUHTARLARINI SEÇTİ ROCK SANATÇISI ÖZLEM TEKİN SEÇİLDİĞİ SANDIK TA OY KULLANMAYA GELMEDİ Bodrum Belediye Meclisinin 7 Mayıs 2015 tarihinde aldığı ve Kaymakamlık Makamınca onaylanan yeni mahallelerde

Detaylı

YEREL YÖNETİMLER VE ORGANLARI: ORGANLAR ARASI İLİŞKİLERİN ÜÇ BOYUTLU ANALİZİ Yrd. Doç. Dr. Erbay Arıkboğa

YEREL YÖNETİMLER VE ORGANLARI: ORGANLAR ARASI İLİŞKİLERİN ÜÇ BOYUTLU ANALİZİ Yrd. Doç. Dr. Erbay Arıkboğa YEREL YÖNETİMLER VE ORGANLARI: ORGANLAR ARASI İLİŞKİLERİN ÜÇ BOYUTLU ANALİZİ Yrd. Doç. Dr. Erbay Arıkboğa Giriş 1- Organlara İlişkin Farklı Modeller: Farklı Çözümler, Farklı Sorunlar 1.1. Meclis-Başkan

Detaylı

Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri

Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri Ankara Çalıştayı 15 Kasım 2016 Kâr amacı gütmeyen Argüden Yönetişim Akademisi, faaliyetlerini Boğaziçi Üniversitesi Vakfı bünyesinde yürütmektedir. Argüden

Detaylı