Alternatifsiz değilsiniz! Sağlığınız için güçlü alternatif tıp yöntemleri...

Transkript

1 Alternatifsiz değilsiniz! Sağlığınız için güçlü alternatif tıp yöntemleri...

2 KUPA TEDAVİSİ Kupa tedavisi (KT) binlerce yıl öncesine dayanan eski bir tıbbi tedavidir. Eski Çinliler, Mısırlılar ve Araplar kupa tedavisini geleneksel tedavinin bir şekli olarak kullanmışlardır. Avrupa da bu uygulamanın Bronz çağa kadar dayandığına inanılmaktadır ve modern cerrahinin gelişine kadar kupa tedavisi Birleşik Krallık, Fransa ve Almanya nın yanısıra Amerika Birleşik Devletleri ndeki doktorların rutin tıbbi uygulamalarının bir parçası olmuştur. Uzak Doğuda (Çin, Japonya ve Kore), kupa tedavisi hem batı tıbbı hekimleri hem de geleneksel tıp hekimleri tarafından uygulanmaya devam etmiştir. Türkiye de kupa tedavisi veya hacamat denilmektedir. İngiltere Kupa Derneği ne (2008) göre, kupa tedavisi kan toplamak için lokal bir cilt vakumu oluşturmaya ve ardından ciltten az bir miktarda kan çekmek için yüzeysel deri insizyonlarıyla ikinci bir vakuma dayanan eski bir tıbbi tekniktir. Alınan kanın miktarıyla klinik fayda arasında bir ilişki yoktur. Son yıllarda kupa tedavisine olan akademik ilgi hızla artmıştır ve kupa tedavisinin bir dizi durumda etkili olabileceğine dair giderek artan kanıt mevcuttur. Araştırmacıların özellikle ilgi duydukları kupa tedavisinin etkileri; migren, romatizma, fibromiyalji, artrit ve sırt ağrısı gibi ağrılı durumlardır (Cao ve arkadaşları 2012). İlaveten, Tip 2 diyabet ve infertilite gibi erkek ve kadın endokrin hastalıklarında kupa tedavisinin faydalarına ilişkin artan klinik veriler mevcuttur (Rajput 2015). İslami gelenekte kupa tedavisi, Peygamber Hz. Muhammed (S.A.V.) in bir geleneği olarak kabul edilmektedir. Kupa tedavisi genel iyilik hali ve bazı özel durumları tedavi etmek için önerilmektedir. Bu özel durumlarda kupa tedavisi uygulaması için özel bir gün ya da zaman yoktur ve gerekli olduğu zaman uygulanmaktadır. Ancak genel iyilik hali için hicri ayın ikinci yarısındaki üç tekli günde yapılması önerilmektedir; örneğin ayın 17 si, 19 u ve 21 i gibi. Kupa tedavisinden önce oruç tutmaya, diyet uygulamaya ya da ilaçların kesilmesine gerek yoktur.

3 AKUPUNKTUR Akupunktur nedir? Akupunktur; latince iğne (acus) ve batırma, delme (punctura) kelimelerinden oluşmaktadır. Akupunktur, vücudun belli noktalarına çok ince uçlu özel iğneler batırılarak yapılan tedavi olarak açıklanabilir. Günümüzde bilimsel metod ve temellere oturtulan akupunkturun yaklaşık yıl öncesine dayanan bir tedavi olduğu bilinmektedir. İnsan vücudunun kendisinde olan iyileştirme gücünü harekete geçirdiği ve bu sayede tedavi ettiği kabul edilmektedir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından resmen kabul edilen akupunktur tedavisi, 1970 lerden beri WHO (Dünya Sağlık Örgütü) ve FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) gibi kurumların da onayladığı bir tedavi yöntemidir. Uygulamasının tıp hekimlerince kolay olması, tedavi maliyetinin düşük olması ve hemen hemen hiçbir yan etkisi veya komplikasyonu olmaması nedeniyle birçok hasta grubunda ilk planda tercih edilmektedir. Akupunktur hakkında bilimsel bilgiler Akupunktur; vücudun belli noktalarının özel akupunktur iğneleriyle uyarılması yoluyla yapılan bir uygulamadır. Halen dünyada en yaygın olarak kullanılan ve bilinen en eski tamamlayıcı tıp tedavileri içindedir. Sağlık Bakanlığının Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği nde, nörolojide akupunktur uygulanabilecek durumlar; migren, gerilim tipi baş ağrısı ve organik olmayan diğer baş ağrıları, nöropatik ağrılar, unutkanlık ve hafıza problemlerinde yaşam kalitesinin arttırılması, inmeye bağlı kısmi felçlerde kas kontraktürleri veya güçsüzlüğü olarak belirtilmiştir. Akupunkturun özellikle ağrılı durumların tedavisinde, baş ağrılarında etkili olduğu bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü akupunktur tedavisinin, ulusal sağlık sistemlerine entegrasyonunu teşvik etmektedir. Migrende akupunkturun, son Cochrane derlemesinde akut migren atak tedavisinde veya rutin tedaviye ek yarar sağladığı yönünde kanıtlara ulaşılmıştır. Mevcut çalışmalar, en az koruyucu ilaç tedavisi kadar etkin hatta ondan daha etkin olabileceğini ve buna istekli hastalarda tedavi seçeneği olarak değerlendirilebileceğini öne sürmüşlerdir (1).

4 Gerilim (stres tipi) baş ağrısında akupunktur tedavisi; epizodik ve kronik gerilim tipi baş ağrılarında, faydalı bir non-farmakolojik (ilaç dışı) uygulama olarak kabul edilmiştir (2). Kronik ağrıda (baş ağrısı, migren, osteoartrit, ve sırt, boyun, omuz ağrıları) akupunktur kontrollere göre etkin bulunmuştur. Bazı yayınlarda akupunkturun, plasebodan çok daha etkili bir tedavi olduğu savunulmuştur (3). Alzheimer hastalığında akupunktur etkisini araştırmak üzere sistematik derleme protokolü oluşturulmuştur (4). Bu derlemede akupunkturun kognitif fonksiyonları (bellek) iyileştirdiği, hastaların günlük yaşamlarını sürdürme yeteneklerini düzeltmede ilaçlardan daha etkili olabileceği, verilen ilaçların etkisini de arttırabileceği sonucuna varılmıştır (5). Vasküler demansta akupunktur etkisi net değildir. Randomize plasebo kontrollü çalışmaların eksikliği nedeniyle iyi bir değerlendirme yapılamamıştır (6). Akupunkturun inme üzerine etkilerini değerlendiren bir derlemede, güvenli bulunmuş ancak faydalı olduğunu gösteren kesin bir kanıta rastlanmamıştır (7). Bazı meta analizler, serebral infarktlarda, akupunkturun, akupunktur olmayan veya konvansiyonel tedavilere göre üstün gibi göründüğünü ancak büyük ve metodolojisi sağlam çalışmalara ihtiyaç olduğunu ortaya koymuşlardır (8, 9). Mevcut kanıtlar, inme sonrası disfaji gibi nörolojik disfonksiyonların tedavisinde etkili olabileceğini ancak bunların da büyük çalışmalarla desteklenmesi gerektiğini savunmaktadır. Diğer yandan, inme sonrası ölüm ve engelliliği önlediğine veya motor disfonksiyonu iyileştirdiğine dair kanıt yoktur (10). Epilepsi tedavisinde, akupunktur hiç önerilmemektedir (11).

5 Akupunktur nasıl etki eder? Akupunktur tedavisinin amacı; iğne ile yapılan uyarılar yolu ile kan dolaşımınızı, vejetatif sinir sisteminizi ve nöroendokrin sisteminizi dengeleyerek hastalığınızı tedavi etmektir. Etkiler şu şekilde sıralanabilir; Analjezik Etki: Akupunktur un en çok bilinen ve kullanılan etkilerinin başında baş, bel ve romatizma ağrıları gibi ağrılardaki ağrı kesici etkisidir. Sedasyon Etkisi: Akupunktur tedavisi sırasında alınan EEG lerde hastaların beyin dalgalarında değişimler tespit edilmiştir. Uykusuzluk, epilepsi gibi problemlerin tedavisinde akupunkturun bu etkisinden yararlanılmaktadır. Homeostazis Etki: Vücudun sempatik, parasempatik ve endokrin sistemlerinde denge kurulmasına yardımcı olur. Bağışıklık Sistemini Yükseltme: Akupunktur vücudun direncini arttıran antikor, gamaglobulinleri yükselterek bağışıklık sistemini güçlendirmektedir. Psikolojik Etki: Beyindeki dopamin ve serotonin seviyesi akupunktur ile artmaktadır. Motor Tamir Etkisi: Oluşan paralizilerde (felç durumlarında) motor iyileşme akupunktur ile hızlanmaktadır. Rejenerasyon Etkisi: Bölgesel kan akımını arttırarak hücre yenilenmesini sağlar. Akupunktur uygun şekilde yapıldığında hemen hemen hiçbir yan etkisi olmayan bir tedavi yöntemidir. Çok nadir durumlarda vejetatif dolaşım reaksiyonları (terleme, baş dönmesi, göz kararması) ortaya çıkabilir ki bunlar da kısa sürede geçer. Tedavi nasıl yapılır? Tedavi genellikle yatarak yapılmaktadır. İğne batırıldığında o bölgede hafif bir çekilme hissi ya da sıcaklık artışı olabilir. Bu his kısa sürede kaybolur. Tedavi esnasında mümkün olabildiğince sakin ve gevşek bir şekilde dk. rahat yatmanız gerekmektedir. İğne uygulamasından sonra bir gevşeme ve huzur, hafif bir uyku hali oluşur, kendinizi çok daha rahat hissedersiniz. İğne çıkarıldığında nadiren iğne yerinde hafif kanama olabilir, pamuk yardımı ile kolayca durdurulabilir. Akupunktur iğneleri tek kullanımlıktır. İğnelerle deride herhangi bir enfeksiyon oluşma durumu söz konusu değildir. Tedavi süresi toplamda 30 dakika ile 1 saat arasındadır.

6 OZON TEDAVİSİ Christian Friedrich Schönbein tarafından keşfedilmesiyle 19. yy ın başından beri birçok hastalığın tedavisinde etkin bir şekilde kullanılan ozon tedavisi, 1995 yılında Amerikan Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından alternatif veya tamamlayıcı biyolojik ve farmakolojik tedaviler arasına alınmıştır. Ozon, vücuda verildikten sonra hızla oksijene dönerek hücresel oksijenizasyonunu arttırırken; bir yandan da vücutta birçok olayın başlamasını tetikler. Ozon tedavisi ile bağışıklık sisteminin aktif hala geçmesi ile vücudun bağışıklık hücreleri interferon veya interlökin gibi özel mesajcı olan sitokinleri üretir. Bağışıklık sistemindeki bu aktivasyon vücut direncini arttırır. Ozon bu özellikleri ile kanser, enfeksiyon, otoimmün hastalıkların tedavi sürecinde önemli rol alır. Prostaglandin sentezi, bradikinin ve ağrıyı uyaran ürünlerin salınımı, ile makrofaj ve polimorfonükleer lökositlerden proteinaz sekresyonunu önleyerek analjezik ve antiinflammatuar etki gösterir. Ozon Tedavisi Endikasyonları Ozon tedavisine duyarlı hastalıklar kanıtlanmış ve elde edilmiş terapötik başarı evresine göre üç kategoride sınıflandırılabilir.

7 1- Birinci kategorideki hastalıklar a) Osteomiyelit, plevral amfizem, fistülün eşlik ettiği abseler, enfekte yaralar, bası yaraları, kronik ülserler, diyabetik ayak ve yanıklar. b) İlerlemiş iskemik hastalıklar. c) Yaşa bağlı maküler dejenerasyon (atrofik form). d) Ortopedik hastalıklar ve lokal osteoartrit. e) Kronik yorgunluk sendromu ve fibromiyalji. f) Dental yaralanma-özellikle çocuklarda primer karsinojenik lezyonlarla ilişkili. g) Stomotolojide ağız boşluğundaki kronik ve tekrarlayan enfeksiyonlar için. h) Özellikle antibiyotiklere ve kimyasal tedavilere dirençli bakterilerin, virüslerin mantarların neden oldukları olmak üzere akut ve kronik enfeksiyöz hastalıklar (hepatit, HIV-AIDS, herpes ve herpes zoster enfeksiyonu, papillomavirus enfeksiyonları, onikomikozis ve kandidiyazis, giardiyazis ve kriptosporidiyozis). Bartolinit ve vajinal kandidiyazis. 2- İkinci kategorideki hastalıklar a) Kansere bağlı yorgunluk. Klasik tedaviye ek olarak uygulanan ozon tedavisi sonuçları hızlandırabilmekte ve iyileştirebilmektedir. b) Astım. 3- Üçüncü kategorideki hastalıklar a) Otoimmün hastalıklar (multipl skleroz, romatoid artrit, Crohn hastalığı) b) Senil demans (yaşlılığa bağlı bunama) c) Akciğer hastalıkları: amfizem, kronik obstrüktif pulmoner hastalık, idiyopatik pulmoner fibrozis ve akut respiratuar stres sendromu. d) Deri hastalıkları: Psöriyazis (Sedef) ve atopik dermatit. e) Kanser metastazı f) Ağır sepsis ve çoklu organ yetersizliği. KORE TIBBI senedir kesintisiz devam edilen Kore tıbbı, Kore halkı tarafından güvenilen ve devlet tarafından desteklenen kanıta dayalı bir tıptır. Kore tıbbı başta akupunktur ve bitkisel ilaçlar olmak üzere çeşitli tedavi yöntemleri ile birçok hastalıklara uygulanmaktadır. Kore tıbbı, kas iskelet sistemi hastalıkları, iç hastalıkları, sinir bozukluğu gibi çeşitli hastalıklarda etkilidir. Kore tıbbı içerikleri 1. Akupunktur 2. Yakı (Moksa) 3. Bitkisel ilaçlar 4. Pharmako-punktur 5. Kupa (Şişe çekme) tedavisi 6. Aromaterapi 7. Taping

8 MED POL ÜN VERS TES HASTANELER KOMPLEKS GENEL HASTANE KALP-DAMAR CERRAH S HASTANES ONKOLOJ HASTANES A IZ, D Ş VE ÇENE HASTALIKLARI HASTANES DAHİLİ TIP BİRİMLERİ } ACİL TIP } AİLE HEKİMLİĞİ } BESLENME VE DİYETETİK } ÇOCUK } ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI } NEONATOLOJİ } İMMÜNOLOJİ VE ALERJİ } ENFEKSİYON HASTALIKLARI } ENDOKRİNOLOJİ } GASTROENTEROLOJİ } GÖĞÜS HASTALIKLARI } HEMATOLOJİ VE ONKOLOJİ } METABOLİZMA HASTALIKLARI } NEFROLOJİ } NÖROLOJİ } ÜROLOJİ } DERİ VE ZÜHREVİ HASTALIKLAR } ENFEKSİYON HASTALIKLARI } ENDOKRİNOLOJİ VE METABOLİZMA HASTALIKLARI } FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON } GÖĞÜS HASTALIKLARI } HAVA VE UZAY HEKİMLİĞİ } İÇ HASTALIKLARI } İÇ HASTALIKLARI } GASTROENTEROLOJİ } HEMATOLOJİ-KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYONU } NEFROLOJİ } TIBBİ ONKOLOJİ } ROMATOLOJİ } GERİATRİ } İMMÜNOLOJİ } KARDİYOLOJİ } NÖROLOJİ } NÜKLEER TIP } RADYASYON ONKOLOJİSİ } PSİKİYATRİ } SPOR HEKİMLİĞİ CERRAHİ TIP BİRİMLERİ } ANESTEZİYOLOJİ VE REANİMASYON } BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ } ÇOCUK CERRAHİSİ } GENEL CERRAHİ } GÖĞÜS CERRAHİSİ } GÖZ HASTALIKLARI } IVF } KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM } KALP VE DAMAR CERRAHİSİ } KBB HASTALIKLARI VE BAŞ-BOYUN CERRAHİSİ } ORGAN NAKLİ } ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ } PLASTİK VE REKONSTRÜKTİF CERRAHİ } ÜROLOJİ DİŞ HEKİMLİĞİ } AĞIZ, DİŞ VE ÇENE CERRAHİSİ } DİŞ HASTALIKLARI VE TEDAVİSİ } PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ } ORTODONTİ } AĞIZ, DİŞ VE ÇENE RADYOLOJİSİ } ENDODONTİ } PEDODONTİ } PERİODONTOLOJİ MDR/YRD239/R TEM AVRUPA OTOYOLU GÖZTEPE ÇIKIŞI NO: 1 BAĞCILAR İSTANBUL