T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ"

Transkript

1 T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANA BİLİM DALI ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ CUMHURİYET GAZETESİ NİN BAKIŞIYLA TÜRKİYE DE DEMOKRASİYE GEÇİŞTE DÖNÜM NOKTASI: 14 MAYIS 1950 SEÇİMLERİ DANIŞMAN YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA ARIKAN Hazırlayan REZZAN YÜCER KONYA-2016 i

2 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v ÖZET... viii SUMMARY... ix KISALTMALAR... x GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ SÜRECİNİN TARİHİ ARKA PLANI A.CUMHURİYET HALK PARTİSİ NİN KURULUŞU VE ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇME GİRİŞİMLERİ... 8 B.İNÖNÜ DÖNEMİ VE ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ Demokrat Parti nin Kuruluşu ve Muhalefet Yılları Belediye Seçimleri ve Genel Seçimler C.1950 GENEL SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE BASIN-İKTİDAR İLİŞKİSİ Cumhuriyet Halk Partisi nin Basın Kanunu Hakkındaki Görüşleri ve İktidara Yapılan Eleştiriler Çok Partili Hayata Geçiş Sonrasında Basın Politikalarında Önemli Değişiklikler.24 İKİNCİ BÖLÜM 14 MAYIS 1950 GENEL SEÇİMLERİNE KADAR CUMHURİYET İN İKTİDAR VE MUHALEFET PARTİLERİNE KARŞI TUTUMU A.DEMOKRAT PARTİ NİN İKİNCİ BÜYÜK KONGRESİ Demokrat Parti nin Kongreyi Gerçekleştirme Amacı Cumhuriyet Halk Partisi nin Tebliği ve Millet Partisi nin Kongre Hakkındaki Düşünceleri Delegelerin Kongre Hakkındaki Görüşleri Cumhuriyet Gazetesi Yazarlarının Kongre Hakkındaki Görüşleri B.YENİ SEÇİM KANUNU TASARISI Demokrat Parti nin Seçim Kanunu İle İlgili Görüşleri Cumhuriyet Halk Partisi nin Seçim Kanunu Hakkındaki Düşünceleri Millet Partisi nin Seçim Kanunu Hakkındaki Görüşleri ii

3 4.Cumhuriyet Gazetesi Yazarlarının Seçim Kanunu Hakkındaki Görüşleri Seçim Kanunu İle İlgili Yapılan Radyo Konuşmaları Yeni Seçim Kanunu'nun Özellikleri..45 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 14 MAYIS 1950 GENEL SEÇİMLERİ A.SEÇİMLER ÖNCESİNDE YAŞANAN GELİŞMELER Cumhuriyet Halk Partisi nin Seçim Hazırlıkları Muhalefet Partilerinin Seçim Hazırlıkları İle İlgili Çalışmaları Cumhuriyet Gazetesi Yazarlarının Seçim Hazırlıklarıyla İlgili Yorumları Seçim Beyannameleri a.millet Partisi b.cumhuriyet Halk Partisi c.demokrat Parti B.DEMOKRAT PARTİ NİN İKTİDARA GELİŞİ Cumhuriyet Halk Partisi nin 14 Mayıs 1950 Genel Seçimleri Sonrasındaki Durumu...70 C.SEÇİMLERİN BASINA YANSIMALARI DÖRDÜNCÜ BÖLÜM YENİ İKTİDARIN İCRAATLARINA BAKIŞ A.ASKERİ VE BÜROKRATİK KADRODA DEĞİŞİKLİKLER B.ARAPÇA EZAN MESELESİ C.MUHTAR SEÇİMLERİ D.BELEDİYE SEÇİMLERİ E.İL GENEL MECLİSİ SEÇİMLERİ F.KORE SAVAŞI VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI NA ETKİSİ Türkiye nin Dış Politikası ve Kore Savaşı na Girme Sebepleri Kore Savaşı nın İç Politikaya Yansımaları a.millet Partisi nin Tepkisi b.cumhuriyet Halk Partisi nin Tepkisi c.barışseverler Cemiyeti nin Beyannamesi d.beşinci Kol Propaganda Faaliyetleri Kore ye Yapılacak Olan Yardımlar iii

4 4. Basında Kore Savaşı İle İlgili Değerlendirmeler ve Yabancı Basından Alıntılar Kore Savaşı nın Türkiye Açısından Sonuçları G. İKİNCİ MENDERES HÜKÜMETİ SONUÇ BİBLİYOGRAFYA EKLER iv

5 ÖNSÖZ Türk basının tarihinin en önemli kurumlarından birisi olan ve Cumhuriyet in ilanı ile birlikte yayın hayatı başlayan Cumhuriyet gazetesinin; özellikle demokrasiye geçiş sürecinde bir dönüm noktası olan 14 Mayıs 1950 genel seçimleri öncesi ve sonrasında olaylara bakışını ve tavrını tespit amacı taşıyan bu çalışmanın adı; Cumhuriyet Gazetesi nin Bakışıyla Türkiye de Demokrasiye Geçişte Dönüm Noktası: 14 Mayıs 1950 Seçimleri olarak belirlenmiştir. Bu çalışma, Cumhuriyet gazetesinin 14 Mayıs Mayıs 1951 tarihleri arasında gerçekleşen temel siyasi olaylara bakışını, bu çerçevede gazete ile partiler arasındaki ilişkileri ortaya koymayı ve bu süreç içerisinde Türk siyasal yaşamındaki konumunu belirlemeyi amaçlar. Çalışmada, bu tarihler arasında gerçekleşen siyasal olaylar, 14 Mayıs 1950 genel seçimleri çerçevesinde ele alınacaktır. Cumhuriyet in ilan edilmesinden altı ay sonra Mustafa Kemal Atatürk ün Yunus Nadi ye sağladığı destekle yayımlanmaya başlayan Cumhuriyet gazetesi, Türkiye Cumhuriyeti nin geçirdiği değişimler ve yaşadığı siyasi çalkantılardan da oldukça etkilenmiştir. Gazete, tek partili dönemde günün siyasi koşullarına göre çizgisini belirleyen bir yayın politikası takip etmiştir. Gazetenin yayın siyaseti Cumhuriyet Halk Partisi yle aynı paralellikte gitmiştir fakat gazete İkinci Dünya Savaşı ile birlikte yayın politikasını değiştirmiş ve iktidar partisinin düşüncesine uygun olmayan yazılar yazdığı için hükümet tarafından sert bir şekilde cezalandırılmıştır. Bu yüzden gazete, çok partili dönemin başlarında basın özgürlüğünü savunan Demokrat Parti ye daha yakın bir çizgi takip etmeye başlamıştır. Bu çalışmada; 14 Mayıs Mayıs 1951 tarihleri arasında gerçekleşen siyasi olaylar, 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan Genel Seçimler çerçevesinde, Cumhuriyet gazetesinde yer alan haberler ve yazarların bu dönemin siyasi olaylarını ele alan köşe yazıları incelenerek değerlendirilmiştir. Dönemin siyasal olaylarına kaynaklık eden bilimsel çalışmalara da tezde yer verilmiştir. Cumhuriyet gazetesinden başka; diğer bazı gazetelerden de yararlanılmıştır. Tez çalışması, giriş ve dört bölümden oluşmaktadır: v

6 Girişte, siyasi hayat içerisinde basının rolü ve önemi, bu bağlamda Cumhuriyet gazetesinin kuruluşundan çok partili hayata geçiş dönemine kadar olan tarihçesinden bahsedilmiştir. Birinci bölümde, Cumhuriyet Halk Partisi nin kuruluşundan çok partili döneme kadar geçen süreç ele alınmıştır. İsmet İnönü nün Şeflik dönemi, bu dönemde ortaya çıkan sorunlar, Demokrat Parti nin muhalif parti olarak ortaya çıkması ve 1946 seçimleri değerlendirilmiştir. Basın kanununun Cumhuriyet gazetesi yazarları tarafından nasıl değerlendirildiği anlatılmıştır. İkinci bölümde, 14 Mayıs 1950 seçimlerinin öncesindeki bir yıllık süreç ele alınarak incelenmiştir. Bu bağlamda gazetenin, Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti ye karşı tutumu ele alınmıştır. Hükümet tarafından basına getirilen sansürün gazetenin iktidara karşı tutumunda ne gibi değişiklikler yarattığı ortaya konulmuştur. Demokrat Parti nin İkinci Büyük Kongresi nin ve basın kanununun devletler arası ilişkileri nasıl etkilediği ve bu ilişkilerin basına yansıması incelenmiştir. Çıkarılan yeni seçim kanununun ülke içerisinde ne gibi değişiklikler meydana getireceği, seçim kanununun Cumhuriyet gazetesi yazarları tarafından nasıl değerlendirildiği, diğer ele alınan konular arasındadır. Üçüncü bölümde, 14 Mayıs 1950 genel seçimleri süreci ele alınmıştır. Seçimler öncesinde yaşanılan gelişmeler, Demokrat Parti nin iktidara gelişi ve hükümetin kuruluşu, seçim sonuçlarının özellikle Cumhuriyet Halk Partisi üzerindeki yansımaları, seçimlerin Türk basınında ve Türk basının gözünden yabancı basında nasıl değerlendirildiği Cumhuriyet gazetesinin bakışıyla tespit edilmeye çalışılmıştır. Dördüncü bölümde, seçimler sonrasındaki bir yıllık süreç incelenmiştir. Birinci Menderes Hükümeti nin icraatları ve yerel seçimler, Kore Savaşı nın uluslararası ilişkilerde Türkiye nin konumunu nasıl etkilediği ve seçimlerin ülke içerisinde muhalif partiler ve halk üzerinde nasıl bir etki yarattığı değerlendirilmiştir. Sonuçta, Cumhuriyet gazetesinin özellikle yılları sürecinde Türkiye deki siyasi gelişmeler ve iktidar değişikliği karşısındaki tavrı, bu tavırda bir değişiklik olup olmadığı konusunda elde edilen bilgiler ışığında bir değerlendirme yapılmıştır. Çalışmanın kaynakları, TBMM Tutanak dergilerinden, yılları arasında yayın hayatını sürdürmekte olan Cumhuriyet, Zafer, Ulus, Vatan gazetelerinden, vi

7 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi belgelerinden, konuyla ilgili kitap ve makalelerden, yüksek lisans ve doktora tezlerinden oluşmaktadır. Bu çalışma esnasında destek ve yardımını gördüğüm danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Mustafa ARIKAN a teşekkür ederim. Rezzan YÜCER Konya, 2016 vii

8 T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Öğrencinin Dalı Adı Soyadı Rezzan YÜCER Numarası Ana Bilim / Bilim TARİH ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLÂP TARİHİ Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa ARIKAN Tezin Adı CUMHURİYET GAZETESİ NİN BAKIŞIYLA TÜRKİYE DE DEMOKRASİYE GEÇİŞTE DÖNÜM NOKTASI: 14 MAYIS 1950 SEÇİMLERİ ÖZET Demokrat Parti, 1949 da İkinci Büyük Kongresi ni yapmıştır. Bu kongrede Milli Teminat Andı isimli bir bildiri yayımlamıştır. Bildiriye göre, yapılacak olan yeni seçimde 1946 seçimlerinde yapıldığı gibi bir hile yapılırsa halk yasal yollardan hakkını arayacaktır. Halkın daha güvenli bir ortamda oy kullanmasını sağlamak için yeni seçim kanunu çıkarılmıştır. 16 Şubat 1950 tarihli Yeni Seçim Kanunu, seçimlerin tek dereceli ve liste usulü çoğunluk sistemine göre yapılacak düzenlemeleri içermektedir. Kanun ilk kez seçimlerde yargı denetimini getirmiştir. Demokrat Parti muhalefetteyken vaat ettiği şeyler arasında ileri demokratik ülkelerde olan basın kanununa benzeyen bir basın hürriyeti de vardır. Son demokrasi mücadelesinde önemli bir rol oynayan basın genellikle Demokrat Parti yi tutmuştur ve Demokrat Parti nin iktidara gelmesinde basının çok önemli bir yeri vardır. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde önemli ölçüde bir başarı kazanarak tek başına iktidar olan Demokrat Parti, muhalefet döneminde basına vaat ettiği değişiklikleri ilk hükümet programına alarak basının geniş desteğini almıştır yılında Demokrat Parti çıkardığı Basın Kanunu ile hükümetin basın üzerindeki denetimini büyük oranda kaldırmıştır. Demokrat Parti nin desteğini aldığı basın kuruluşlarından bir tanesi de Cumhuriyet gazetesidir. Cumhuriyet gazetesi, 1950 seçimlerinden önce Cumhuriyet Halk Partisi nin çizgisini takip etse de Halk Partisi nin basın üzerinde uyguladığı sansür gazetenin görüşlerini basın özgürlüğünü savunan Demokrat Parti ye doğru kaydırmıştır seçimlerinden sonra her ne kadar gazete Demokrat Parti ye karşı yakın bir tutum göstermiş olsa da yine de her iki partiye karşı mesafesini korumuş, gerektiğinde partileri eleştirmekten çekinmemiştir. viii

9 T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Öğrencinin Dalı Adı Soyadı Rezzan YÜCER Numarası Ana Bilim / Bilim TARİH ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLÂP TARİHİ Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa ARIKAN Tezin İngilizce Adı With the wiev of Cumhuriyet Newspaper, Amile stone for Democrocy in Turkey: 14 May, 1950 Elections SUMMARY The Democrat Party made its Second Grand Congress in In this congress, it was promulgated a memorandum called as Milli Teminat Andı (National Assurance Vow). According to the memorandum, if a manipulation was made at new election to be held as 1950 election, the public will claim rights thorough legal means. A new election law was enacted to provide public to vote in a safer environment. New Election Law dated 16 February, 1950 includes arrangements to be held according single-stage list system majority. The law first time brought with it judicial control for election. The freedom of the press resembling press law in advanced democratic countries was among what Democrat Party promised while it was opposing. The press, which had an important role in the last democracy struggle, generally supported the Democrat Party and had an important role for Democrat Party to come into power. The Democrat Party, which came to power alone by having a great success on 14 May, 1950 election, included first government programme changes it promised while opposing and gained the support of press. Democrat Party substantially removed supervision of government on press with the Press Law in One of the media institutions supporting the Democrat Party was the Cumhuriyet Newspaper. Cumhuriyet Newspaper was in favour of Republican People s Party before 1950 election but because of censorship on press by Republican People s Party it began to support the Democrat Party supporting the freedom of press. Although the Newspaper remained close the Democrat Part after 1950 election it had an edge against two parties and felt free to criticise the parties. ix

10 KISALTMALAR ATAM: Atatürk Araştırma Merkezi BCA : Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi BM : Birleşmiş Milletler C. : Cilt CHP : Cumhuriyet Halk Partisi DP : Demokrat Parti NATO : Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü No : Numara S. : Sayı ss. : Sayfa Sıralaması SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği TBMM: Türkiye Büyük Millet Meclisi x

11 GİRİŞ Cumhuriyet Halk Partisi, 1950 yılına kadar süren yirmi yedi yıllık iktidarı boyunca, Türkiye Cumhuriyeti nin siyasi hayatında en önemli belirleyici kurum olmuştur yılında, çok partili siyasal sistemin tercih edilmesinin ardından, Türkiye de demokrasinin kurulabilmesi amacıyla çaba harcamış ve 1950 seçimlerinde, iktidarı Demokrat Parti ye devretmiştir seçimlerine kadar geçen süre içerisinde, kendisini çok partili siyasal sisteme adapte etme konusunda sancılı dönemler yaşamışsa da Cumhuriyet Halk Partisi, bir seçim kanunu hazırlamış ve siyasal vaatler üreterek iktidara aday bir parti olarak seçmenin karşısına çıkmıştır yılında Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu görüşmeleri sırasında tasarının on yedinci maddesi 2 tartışılırken Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Emin Sazak sert eleştiriler yapmışlardır. Bu yasanın görüşüldüğü günlerde adı geçen milletvekilleri Cumhuriyet Halk Partisi Grubu'na Dörtlü Takrir adlı bir önerge vermişlerdir. Önerge, ülke ve parti yönetiminde özgürlükçü bir anlayış içeren düzenlemeler yapılmasını öngörüyordu. Ancak 12 Haziran 1945 tarihinde Dörtlü Takrir'in reddedilmesi Menderes, Koraltan ve Köprülü nün partiden ihracı sonucunu doğurdu. Aynı gruptan olan Celal Bayar ise önce milletvekilliğinden sonra da Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa etti. Celal Bayar, 1 Aralık 1945'te parti kuracaklarını açıkladı. İnönü tarafından Çankaya Köşkü'ne çağrılan Bayar, Cumhurbaşkanı ndan gerekli desteği aldıktan sonra 7 Ocak 1946 günü Cumhuriyet Halk Partisi nden ayrılan ve istifa eden bir grup milletvekili ile beraber Demokrat Parti yi kurdu. 3 Demokrat Parti nin kuruluşu yakın dönem Türk politik tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Demokrat Parti, tek parti -özellikle- milli şef döneminin eleştirisini temel politik eksen olarak belirlemiş ve kısa zamanda yönetimden hoşnut olmayan neredeyse toplumun tüm kesiminden destek 1 Murat Karataş, 1950 Yılı Genel Seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi nin Seçmeni İkna Çabaları, History Studies International Journal Of History, C.VI, S.3, 2014, s Kiracılar tarafından işlenen elli dönüm üzerindeki topraklar kamulaştırılıp yeniden dağıtılabilecek. Bkz. Çağlar Keyder-Şevket Pamuk, 1945 Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu Üzerine Tezler, Yapıt- Toplumsal Araştırmalar Dergisi, S.8, , s Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Türk Siyasal Muhafazakârlığının Kurumsallaşması ve Demokrat Parti, Ankara 2011, s

12 almıştır. 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde Demokrat Parti nin mutlak çoğunluk elde etmesi, partinin arkasına aldığı bu desteği göstermektedir. Cumhuriyet dönemi Türk siyasi tarihinin bu önemli dönemecinin takip edilebileceği önemli gazetelerden birisi de Cumhuriyet tir. Sadece çok partili siyasi hayata geçiş süreci değil, inkılâplarla yeni Türk devletinin şekillendiği süreci de bu önemli gazeteden takip etme imkanı bulunmaktadır. Bu sebeple, gazetenin yayın hayatına girişinden söz konusu döneme kadar geçirdiği sürece kısaca bakmak faydalı olacaktır. Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi, gazetecilik hayatına İkdam ve Tasvir-i Efkar da başlamıştır yılında, İttihat ve Terakki Fırkası nın yayımladığı Rumeli gazetesinde başyazar olmuştur. Gazeteci kimliğinin yanı sıra milletvekili de olan Nadi, 1912 de ikinci dönem Aydın milletvekili olarak Meclis-i Mebusan a girmiştir. 4 Yunus Nadi, Birinci Dünya Savaşı nın bittiği günlerde 2 Eylül 1918 de Yeni Gün gazetesini kurmuştur. Yeni Gün gazetesi, Anadolu da başlayan Kurtuluş Savaşı nı desteklemiş, bu nedenle de İstanbul Hükümeti nin, hükümet yanlısı İstanbul basınının ve işgal kuvvetlerinin baskılarına maruz kalmıştır. İstanbul da çıkmaya devam eden Yeni Gün gazetesi 17 Mart 1920 de İngilizler aleyhinde yazılan makaleler gerekçe gösterilerek İngiliz askerlerince basılmıştır. Gazete, işgal güçlerinin baskısı yüzünden zaman zaman kapatılma cezası ile karşı karşıya kalmış ve bu yüzden Eski Gün adıyla çıkmaya devam etmiştir. 5 Bu olay üzerine Yunus Nadi, Mustafa Kemal Paşa nın yanına, Ankara ya geçmeye karar vermiştir. 6 Mustafa Kemal Atatürk, devrimler sırasında İstanbul basını ile Ankara arasında bir problem olmasını istemediği ve iktidar ile basın kurumlarının aynı çizgide yürüdüklerini görmek istediği için 16 Mart 1923 te İzmit te İstanbul basınının ileri gelen temsilcileriyle bir toplantı yapmıştır. İstanbul daki muhalif basına karşı hükümeti ve iktidarı savunacak güçlü bir iktidar yanlısı basına ihtiyaç duyulduğundan Vakit ve Akşam gazetelerine ilaveten Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinin de çıkarılmasını istemiştir. 7 4 Fırat Kozok, Yılları Arası Cumhuriyet Gazetesi nin Genel Yayın Politikası, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2007, s Ayşe Elif Emre Kaya, Demokrat Parti Politikalarının Cumhuriyet Gazetesinde Ele Alınış Biçimleri ( ), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara 2009, s Işıl Sağlam, Cumhuriyet Gazetesine Göre Türkiye de Ekonomi- Politik ( ), Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Denizli 2012, s Sağlam, Türkiye de Ekonomi, s.6. 2

13 Milli Mücadele kazanıldıktan sonra Mustafa Kemal Atatürk devrimlerle yeni Türkiye'nin kuruluş sürecini başlatmıştır. Bu durum gelenekleri koruma yanlısı olan kişileri oldukça tedirgin etmiştir. Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa'nın yakın arkadaşları olan kişiler ve İstanbul basını, ona ve devrimlerine karşı muhalefete geçmiştir. 8 Bu şartlarda Mustafa Kemal, muhalefete karşı halkı aydınlatmak, Cumhuriyet i ve devrimleri savunmak istemiş ve bu sebeple İstanbul basınına karşı bir gazete çıkarma kararı almıştır. Gazi, Yunus Nadi ile yaptığı bir görüşmede bu isteğini şu sözlerle ifade etmiştir: Bak çocuk, ne yapalım seninle. İstanbul da Babıali nin göbeğinde, bütün bu Cumhuriyet düşmanı ve hilafet yanlılarına karşı mücadele verecek bir gazete çıkaralım. Benim Hakimiyet-i Milliye ve senin Anadolu da Yeni Gün aşağı yukarı şimdiye kadarki görevlerini hakkıyla yerine getirdiler. Gazetenin adı da yeni rejimimiz Cumhuriyet ile özdeş olsun. Cumhuriyet koyalım adını. Yunus Nadi bu teklifi kabul etmiştir. Cumhuriyet in yayına hazırlanması 1924 yılının sonlarına doğru tamamlanabilmiş ve ilk sayısı 7 Mayıs 1924 te çıkarılmıştır. Yunus Nadi, Ankara da Basın Yayın Genel Müdürü olarak çalışan Zekeriya Sertel e İstanbul da birlikte çalışmayı teklif etmiştir. Zekeriya Sertel de bu teklifi kabul etmiştir. 9 Yayına başladıktan sonra Cumhuriyet gazetesi, devrimlerin savunucusu olacak ve bu devrimlerin halka benimsetilmesinde büyük hizmetler yapacaktır. 10 Yunus Nadi, sahibi de olduğu Cumhuriyet in ilk sayısındaki Okuyuculara Sunuş adlı başyazısında, gazetenin ilkelerini şu şekilde ortaya koymuştur: Haber sütunu okuyucunun sütunu ve sayfasıdır. Okuyucu o sütunlarda olayların doğruluk taşıyan, yanlışlardan ve yanıltmacalardan uzak kalan bir yankısını görmek ister, bu amaçla gazeteciliğin geliştiği ülkelerde haber sayfalarıyla makale sayfaları birbirinden ayrılmıştır. Haber sayfalarında gazeteci, yalnız olayları yazmak ve tespit etmekle yetinmek zorundadır. Gazetecinin düşünce ve yetkilerini bildirmeye yetkili olduğu sayfa, makale sayfasıdır. Gazete sahiplerinin, gazetede söz söylemeye yetkili oldukları ancak bu sayfadır. Biz de çağdaş gazetelerin benimsediği ve uyguladığı bu temel ilkeyi gazetemizde uyguluyoruz Fatma İçöz, İkinci Dünya Savaşı ve Yunus Nadi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2006, s.7. 9 Kozok, Cumhuriyet Gazetesi nin Genel Yayın Politikası, s Emin Karaca, Cumhuriyet Olayı, İstanbul 1994, s Kozok, Cumhuriyet Gazetesi nin Genel Yayın Politikası, s.41. 3

14 7 Mayıs 1924 tarihinde yayın hayatına başlayan Cumhuriyet in ilk sayısı sekiz sayfadan oluşur. Birinci sayfası, Mustafa Kemal in beyanatlarına, Türkiye nin dış politikasında yaşanılan olaylara ve Yunus Nadi nin kaleme aldığı gazeteyi tanıtan bir yazıya ayrılmıştır. İkinci sayfası yorum ve makale ağırlıklı düzenlenmiştir. Bu sayfa okuyucuyu eğitmesi, yetiştirmesi ve yurt sorunlarını anlatarak Türk düşünce hayatına hizmet etmesi nedeniyle övülmüştür. Üçüncü sayfa haber ve yazıların devamı niteliğindedir. Ayrıca devam eden sayfalarda çocuk, kadın, spor ve iktisat ile ilgili konulara da sütunlarda yer verilmiştir lerin sonlarında bilimsel yazılara önem verilmeye başlanmıştır. 24 Nisan 1928 tarihinden itibaren bilimsel ve teknolojik gelişmeler yazı dizisi haline getirilmiştir. 13 Gazete sütunlarında reklamlara da geniş yer verilmiştir yılından itibaren gazetede ilanlar da yer almaya başlamıştır. Siyah beyaz özelliğiyle tanınan Cumhuriyet gazetesi, 28 Şubat 1930 da yayımlanan yarım sayfalık Türkiye İş Bankası na ait ilk renkli reklamını da basmıştır. 14 Gazetenin ilk yazar kadrosu arasında; Zekeriya Sertel, Hasan Bedreddin, Reşat Ekrem, Ahmet Rasim, Peyami Safa, Muharrem Feyzi, Ahmet Refik, Ahmet Hidayet, İsmail Habib Sevük, Turhan Tan beyler yer almıştır. Muhabirliklere ise Fuat Bey, İhsan Bey, Ankara muhabirliğine de Mekki Said (Esen) getirilmiştir. Daha sonra kadroya Abidin Daver, Nazım Ulusoy, Burhan Felek, Elif Naci, Hamdi Varoğlu gibi isimler de katılmıştır yılında Yunus Nadi Bey, gazetenin başyazarlığını yapmıştır. Kemal Salih Sel de Yazı İşleri Müdürlüğü görevini yürütmüştür yılında yayın hayatına başlayan gazetenin ilk fiyatı üç kuruş iken, iki yıl sonra beş kuruşa, 1943 te ise önce sekiz sonra on kuruşa çıkarılmıştır. Gazetenin aynı yıl içerisinde iki defa zam yapmasının sebebi İkinci Dünya Savaşı nın getirdiği ekonomik sıkıntılardır. 16 Gazete yayın hayatına yedi binlik tirajla başlamıştır. Dört yıl içerisinde de tirajı sekiz-dokuz bine yükselmiştir. On yıl sonra tirajını otuz bin aralığına çıkarmıştır Kaya, Demokrat Parti Politikaları, s Aysun Köktener, Bir Gazetenin Tarihi Cumhuriyet, 2005, s Köktener, Cumhuriyet, s Kozok, Cumhuriyet Gazetesinin Genel Yayın Politikası, s Köktener, Cumhuriyet, s Köktener, Cumhuriyet, s.22. 4

15 İkinci Dünya Savaşı yıllarına gelindiğinde okuyucu sayısında büyük bir atak yapan gazetenin tirajı altmış iki bin olmuştur yılında Cumhuriyet in başyazılarını genellikle Nadir Nadi yazmıştır. Ama Abidin Daver in başyazıları da bu dönemde sık sık gazetede yer almıştır. Gazetede fıkra köşesi olan Doğan Nadi de, 1947 yılında birkaç başyazı yazmıştır yılında başladığı Bir Dakika başlığı altındaki fıkralarını 1950 li yıllarda da yazmayı sürdürmüştür de Cumhuriyet te çalışmaya başlayan Yaşar Kemal, Anadolu hakkında röportajlar yapmış ve bu röportajları, Anadolu Notları adı altında; Reşat Enis de Şehirden Röportajlar ile gazete yazılarını yayımlamıştır. En ünlü muhabirlerinden biri de Metin Toker dir. Cumhuriyet gazetesinin Ankara Bürosunu 1952 ye kadar Mekki Sait Esen yönetmiştir. Doğan Nadi, gazetedeki yazı hayatının yanı sıra yazı işlerinin yönetimi görevinde de bulunmuştur. 19 İkinci Dünya Savaşı yıllarında yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle Cumhuriyet gazetesi, dört sayfa yayımlanmıştır li yıllarda ekonomik durumun düzelmeye başlamasıyla gazetenin sayfa sayısı önce sekize sonra ona çıkmıştır. Birinci sayfada imzasız yayımlanan ve daha çok güncel olayları konu alan Hem Nalına Hem Mıhına sütununda genellikle Abidin Daver popüler yazılar yazmıştır. Bazı zamanlar Hamdi Varoğlu imzasına da rastlanır. Ali Ulvi Ersoy un 9 Kasım 1950 de Cumhuriyet e girmesiyle düzenli olarak gazetede karikatürler yayımlanmaya başlamıştır yılından itibaren gazetenin üçüncü sayfasında Siyasi İcmal köşesinde yazan Ömer Rıza Doğrul 1950 de ayrılmış ve yerine Ömer Sami Coşar gelmiştir. 20 Cumhuriyet gazetesi çok partili dönemde özellikle 1950 lerde ekonomik ve ticari faaliyetlerin gelişmesiyle ülke ve şehir haberlerine daha çok önem vermeye başlamıştır. Gazete, Kore Ekleri ile savaş haberlerini ve fotoğraflarını Türkiye ye ulaştırmıştır. Yukarıdaki bilgiler ışığında Cumhuriyet in, yayınlandığı dönem, gazetenin sahibinin ve aileden bazı fertlerin yazar kadrosunda yer alması ve kamuoyu üzerindeki etkisi dikkate alındığında; hem Türk basın tarihinin hem de siyasi tarihin önemli kurumlarından olma özelliğini taşıdığını söylemek mümkündür. 18 Köktener, Cumhuriyet, s Köktener, Cumhuriyet, s Köktener, Cumhuriyet, s

16 Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk ün ölümünün ardından Cumhuriyet Halk Partisi nin politikalarından rahatsızlık duymuş, 1940 lı yıllara gelindiğinde ise yönetim ile arası açılmıştır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında Cumhuriyet in yazarları Alman yanlısı bir tutum izlemekle suçlanmışlardır. Bu durum hükümetle gazeteyi karşı karşıya getirmiştir. Dış politikanın hassaslaştığı bu dönemde gazete kapatılma kararıyla karşılaşmıştır. İkinci Dünya Savaşı nın sonlarına doğru Türk siyasi hayatında ve Cumhuriyet gazetesinde önemli yönetimsel değişiklikler yaşanmıştır. Dönemin iktidarları İkinci Dünya Savaşı yıllarında basın üzerinde sıkı bir denetim kurmuştur. İnisiyatif İçişleri Bakanı ve Başbakanın eline geçmiştir. Gazetelerde çıkan eleştiri mahiyetli yazılar tamamen hükümetin isteği doğrultusunda yayımlanmıştır. İçişleri Bakanı Şükrü Kaya bu özgürlük hakkında, En iyi özgürlük ülkenin çıkarına uygun, ulusun karakterine uygun, devletin haklarını ve çıkarlarını koruyan özgürlüktür. demiştir. 21 İkinci Dünya Savaşı nın gerçekleştiği dönemde basın üzerindeki diğer bir denetim mekanizması da sıkıyönetimdir. Sıkıyönetimin gazeteleri kapatma yetkisi vardır. Hükümetin basın üzerinde uyguladığı sıkı denetimi kolaylaştıran önemli bir başka siyasi faktör de büyük gazete sahiplerinin aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri olmalarıdır. 22 Bu dönemde Cumhuriyet gazetesi yazar kadrosu içinde de Türkiye nin dış siyaseti konusunda bazı bölünmeler olmuştur. Gazetenin başyazarları Yunus Nadi ve Nadir Nadi nin savaşın gidişatı ve Sovyetler Birliği ne karşı tutumu farklıdır. Yunus Nadi, Atatürk ün kendisine destek çıkması ve milletvekili olması sebebiyle o dönem Sovyetler Birliği ile olan ilişkilere destek vermiştir. Fakat Nadir Nadi Sovyetlere karşı dostane bir tutum sergilememiştir. O, Sovyetlerin Batı dünyası için her zaman bir tehlike unsuru olduğunu ifade etmiştir. 23 Cumhuriyet gazetesinin diğer başyazarı Abidin Daver, dış politikada İngiliz yanlısı bir tavır sergilemiştir. Yazılarında İngilizler ve Fransızlar adeta Almanlara soğukkanlılık ve insanlık dersi veriyorlar. İngiliz uçakları bütün Almanya nın üzerinde 21 Şerif Demir, İktidar- Basın İlişkilerinin Türkiye de Görünümü ( ), The Journal of Academic Social Science Studies, C.V, S.6, Aralık 2012, s İçöz, Yunus Nadi, s Nadir Nadi, Rusya Şart mıdır?, Cumhuriyet, 26 Temmuz 1939, s

17 uçuyorlar, bomba yerine beyannameler atıyorlar. demiştir. 24 Abidin Daver, hükümetin politikasına paralel olarak yazılarında zaman zaman tavır değişiklikleri göstermiştir yılları arasında Demokrat Parti basın özgürlüğünün en büyük savunucusu olmuştur. Bu dönemde pek çok gazete muhalif partiyi desteklemiştir. Demokrat Parti 14 Mayıs 1950 seçimleriyle iktidara geldiği zaman gazetecilerin birçoğunda basın sorunlarının çözüleceği kanısı oluşmuştur. Bu yüzden Cumhuriyet Halk Partisi taraftarı gazetelerin bir kısmı Demokrat Parti yi desteklemeye başlamıştır. Bu gazetelerden birisi de Cumhuriyet gazetesidir. Cumhuriyet, bir muhalif partinin varlığını demokrasinin gereği olarak gördüğü için, Demokrat Parti nin kuruluş sürecinde yeni partiyi destekleyen yazılar yazmıştır ama partiye de mesafeli yaklaşmaktan da geri durmamıştır. Demokrat Parti nin Arapça ezan okuma yasağının kaldırılmasına ilişkin çıkardığı kanun Cumhuriyet gazetesi ve Demokrat Parti arasında ilk gerginliğin yaşanmasına neden olmuştur. Ama sebep ne olursa olsun gazete, yılları arasında Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında dengeli bir tutum izlemeye çalışmıştır. 24 Abidin Daver, Şiddet Harbi İnsani Değildir, Cumhuriyet, 6 Eylül 1939, s.1-5; Aliye Uçar, İkinci Dünya Savaşı nda Cumhuriyet Gazetesi nin Dış Politika Değerlendirmesi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1992, s.10. 7

18 BİRİNCİ BÖLÜM İKTİDAR DEĞİŞİKLİĞİ SÜRECİNİN TARİHİ ARKA PLANI A. CUMHURİYET HALK PARTİSİ NİN KURULUŞU VE ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇME GİRİŞİMLERİ Kurtuluş Savaşı nın zaferle sonuçlanmasından sonra 11 Ağustos 1923 tarihinde ikinci dönem TBMM üyelikleri için yapılan seçimlerin ardından meclise yalnızca Mustafa Kemal Paşa nın liderliğini yaptığı yetmiş iki seçim çevresinden gelen kişilerden iki yüz yetmiş üye girebilmiştir. Lozan görüşmelerinin anlaşmayla sonuçlanması ve Türk Devleti nin bağımsızlığının uluslararası alanda da kabulüyle artık Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti nin 25 işlevini kaybettiğini görmekteyiz. Bunun farkında olan Mustafa Kemal Paşa, gelecekte düşündüğü devrimleri hayata geçirebilmesinde araç olabilmesi için Cemiyetin fırkalaşması çalışmalarını başlatmıştır. Mustafa Kemal Paşa, Halk Fırkası nın kuruluşuna ilişkin ilk açıklamasını 7 Aralık 1922 tarihinde yapmış ve bu açıklamasında Halk Fırkası adını kullanmıştır. O, eşitlik esasına dayalı, çağdaş ve teknolojiyi takip eden bir parti kurma isteğini şu sözlerle ifade etmiştir: Saygıdeğer Efendiler, her yerde, siyasi parti kurma konusunda da halkla uzun sohbetler yaptım. 7 Aralık 1922 tarihinde Ankara basını vasıtasıyla, halkçılık ilkesine dayanan ve Halk Fırkası adını taşıyan siyasi bir parti kurmak niyetinde olduğumu açıklayarak, bu partinin nasıl bir program yapması gerekeceği konusunda, bütün vatanseverlerin, ilim ve fen adamlarının yardım ve işbirliğine başvurmuştum 26 Halk Fırkası nın kurulması için yapılan çalışmalar, 9 Eylül 1923 tarihinde fırkanın kurulmasıyla sonuçlanmıştır. 11 Eylül 1923'te yapılan seçimde fırkanın Genel Başkanlığı na TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa ve Genel Sekreterliği ne de Recep Peker getirilmiştir Durmuş Yalçın-Yaşar Akbıyık, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, C.I, Ankara 2005, s ; Abdulkerim Saka, 14 Mayıs 1950 Seçimleri Ekseninde Muhalefet ve İktidarın Sesi Olan Zafer ve Ulus Gazeteleri Üzerine Bir İnceleme, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya 2015, s Mondros Mütarekesi nden sonra Anadolu nun ve Rumeli nin çeşitli şehirlerinde, işgallere karşı kurulan milli cemiyetlerin 7 Eylül 1919 tarihinde Sivas Kongresi nde birleştirilmesinden sonra oluşan yeni cemiyete verilen isimdir. Bkz. erişim tarihi: Kemal Atatürk, Nutuk ( ), Ankara 2006, s Cemalettin Taşkıran, Atatürk Döneminde Demokrasi Denemeleri ( ), Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, C.IV, S.14, 1994, s

19 Halk Fırkası, 1924 yılında Cumhuriyet Halk Fırkası, 1935 yılında ise Cumhuriyet Halk Partisi adını almıştır. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından 1927 de Cumhuriyetçilik, Halkçılık, Milliyetçilik, Laiklik şeklinde sıralanan dört temel ilke benimsenmiş, bunlara 1935 yılında Devletçilik ve İnkılapçılık ilkeleri de eklenerek partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır. Kurucusu ve ilk genel başkanı olan Mustafa Kemal'in önderliğinde kurulan Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyet i kuran, saltanata ve hilafete son veren, ulusal birliğin oluşturulmasında öncü roller üstlenen bir siyasi partidir. Modern bir cumhuriyetin oluşturulması için başta hukuk, eğitim ve toplumsal alanda gerçekleştirilen reformlara öncülük eden parti, bu bağlamda bir ulus devlet projesinin kurucu unsuru olarak önemli tarihsel işlevleri yerine getirmiştir. 28 Tek parti döneminde iki kez çok partili düzene geçme girişimi olmuştur. Birincisi Mustafa Kemal Paşa'nın isteği dışında kurulan Kazım Karabekir in lideri olduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası diğeri ise Mustafa Kemal Atatürk tarafından Fethi Okyar ın kurmasına izin verilen Serbest Cumhuriyet Fırkası dır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Halk Fırkası ndan istifa edenlerin oluşturduğu bir grup milletvekili tarafından 17 Kasım 1924 tarihinde kurulmuştur. Kazım Karabekir Paşa fırkanın genel başkanlığına getirilmiş, Ali Fuat Cebesoy genel sekreter, Rauf Orbay ve Adnan Adıvar da fırkanın ikinci başkanı olmuşlardır. Fırkanın kurulmasından dört gün sonra İsmet İnönü hükümeti istifa etmiş yerine, Fethi Okyar hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir Kasım 1924 te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, kuruluşundan itibaren popülist bir politika izleyerek radikal değişimlerden çok, var olan yapının devamını savunmuştur, yeni değişikliklerin yapılmasına karşı çıkmıştır. Buna karşılık Cumhuriyet Halk Fırkası, çağdaş bir Türkiye yi yaratmaya çalışmıştır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ile Cumhuriyet Halk Fırkası yönetimleri arasındaki temel fark; birincisinin muhafazakarlığı bir siyasal araç olarak kullanması, ikincisinin ise toplumun isteklerinin yerine radikal bir değişim projesine sahip olmasıdır. Her iki partinin kökenlerine bakıldığında, asker kökenliler Halk Partisi nde, diğer partiye nazaran sayıca daha azdı. Bu düşünceden hareketle de orduyu siyasetten uzak tutmak için askerlerin seçimlerde oy kullanması bile yasaklanmıştır. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, 28 Hakkı Uyar, Atatürk Dönemi İç Politikası, Yakın Dönem Türk Politik Tarihi, 2011, s Evren Altınkaş, Cumhuriyetin İlk Yıllarında İki Demokrasi Deneyimi: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası Akademik Barış Dergisi Uluslar Arası Hakemli Sosyal Bilimler E- Dergisi, Mart-Nisan 2012, s.29. 9

20 bünyesinde bulunan eski generaller dolayısıyla ordudan destek almıştır. Partinin büyük ölçüde eski İttihatçılardan oluşması ve bu kesimin Anadolu daki varlığı partiye avantaj sağlamıştır. Bütün bu etkenleri göz önünde bulunduran parti yöneticileri kısa zamanda TBMM de kontrolü ele alacaklarını düşünmüşlerdir. 30 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Türkiye de ilk olarak çok partili rejimi sağlayan bir fikir partisi olarak, ülkenin iç ve dış durumu nedeniyle ancak yedi ay varlığını sürdürebilmiştir yılının Şubat ayının ortalarında ülkenin doğusunda baş gösteren Şeyh Sait İsyanı, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası için sonun başlangıcı olmuştur. İsyanın bastırılmasında Fethi Okyar Hükümeti nin yetersiz kalması ve yerine geçen İsmet Paşa nın sert önlemler içeren bir program uygulaması, ülke siyasetinde olağanüstü durumlar yaratmıştır. Takrir-i Sükûn Kanunu 31 ve İstiklal Mahkemeleri nin ülke çapında başlattığı yargılamalar Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası içerisindeki kişileri de içine alan bir boyuta yükselmiştir. Şeyh Sait İsyanı nın bastırılması için alınan bu önlemler, Ankara Hükümeti ne, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası nın kapatılması ve devrimlerin önündeki engellerin kaldırılması için uygun bir ortam sunmuştur. Bakanlar Kurulu nun kararıyla ilgili fırka, 3 Haziran 1925 te kapatılmıştır li yılların sosyal ve ekonomik sorunlarıyla bunalan toplumda, hükümete karşı hoşnutsuzluklar artmaya başlamıştır yılları arasındaki devrimler de, hükümete karşı bir tepkinin doğmasına neden olmuştur. Sanayileşme siyaseti, alkollü içkiler, sigara, şeker, tuz ve deniz nakliyatının devlet tekeline alınması bu hoşnutsuzluğu daha da arttırmıştır. Hükümetin uyguladığı devletçi ekonomi politikası, ekonomik durgunluğa neden olmuştur. Dahası, yıllarında tarımda daha az mahsul alınmıştır. Cumhuriyet Halk Fırkası üyelerinden bazılarının pozisyonlarından yararlanarak kişisel kazanç ve çıkarlar sağlamaları da halkın tepkisini arttırmıştır. Arazi Vergisi ve Ağnam Vergisi gibi vergileri ödemekte zorlanan köylüler, tefecilerden borç almak zorunda kalmış ve genellikle borçlarını ödeyemedikleri için tefeciler tarafından arazilerine el konulmuştur. Demiryolu inşası için yapılan harcamalar nedeniyle tarıma verilen hükümet desteği yetersiz kalmıştır. Tüm bunlara, 1929 Dünya Ekonomik 30 Uyar, İç Politika, s Mart 1925 te TBMM de kabul edilen, hükümete olağanüstü yetkiler veren kanundur. Bkz. Dursun Gök, İkinci Büyük Millet Meclisi Dönemi ( ), Konya 2002, s Resul Babaoğlu, Nutuk ve Hatıralar Ekseninde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Olayı ve Süreci, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, C.II, S.22, 2012, s

21 Buhranı nın 33 etkileri de eklenince, hükümete karşı tepkiler sürekli büyümüştür. Geniş halk kitleleri iyice yoksulluk ve sefalet altına girince hükümetin aleyhinde, ekonomik ve sosyal meselelerde başarısız olduğu yolunda genel bir kanaat oluşturmuştur. Sorunları fark etmeye başlayan Mustafa Kemal Atatürk, hükümetin icraatlarının geldiği bu aşamada yeni bir alan açarak mevcut siyasal ve ekonomik durağanlığa son vermek istemiştir. Bu girişimin en büyük neticesi ise bir süre sonra tek partiye karşı bir muhalefet partisinin kurulması olacaktır. İktidardaki İsmet Paşa Hükümeti nin tek parti sistemi içerisindeki denetimsizliğinin ekonomi politikasındaki yanlı kararlarının düzeltilmesini imkansız kıldığı, bunun için de hükümetin denetlenmesi gerektiği yönündeki görüşlerine katılan Mustafa Kemal Paşa, çözümü kendi kontrolü altında bir muhalefet partisinin kurulmasında görmüştür. Buna göre, devletçi bir ekonomik görüşe sahip İsmet Paşa Hükümeti ne karşı, muhalefet partisi liberal bir görüşte olacaktır. Ayrıca yeni parti, halkın mevcut gerginliğinin azalmasına da yardımcı olabilecektir yılı başlarında çok partili hayata geçilecek olması fikri olgunlaştıktan sonra bu partinin liderinin kim olacağı konusu ile partinin ismi Ankara da tartışılmaya başlandı. Bu arada Büyükelçilik görevinde bulunan Fethi Okyar ın Paris ten izinli geldiği dönemlerde Mustafa Kemal Paşa ile ülkenin iktisadi durumu hakkında görüşmeler de yapmaktaydı. Hem Fethi Okyar ın ekonomik görüşlerinin uyuşması hem de onunla arkadaşlıklarının çok köklü bir geçmişe dayanması sebeplerinden yeni partinin kurucusu olarak ilk akla gelen isim de Fethi Okyar oldu. Serbest Cumhuriyet Fırkası nın kuruluşuna ilişkin ilk görüşmeler Yalova da Mustafa Kemal, Fethi Okyar, İsmet İnönü ve bazı ileri gelenler arasında Temmuz tarihleri arasında yapıldı. Partinin ismi, görüşmeye katılanlar tarafından Fethi Okyar ın kaldığı Necmettin Molla Köşkü nde Gazi'nin teklifiyle kararlaştırıldı. Bu görüşmelerde onun üzerinde durduğu en önemli konu, yeni partinin laiklik konusunda hassas olmasıydı. Ona göre yeni kurulacak parti hem liberal hem de Cumhuriyet Halk Fırkası nın solunda bir parti olmalıydı. Bu durumun da Amerika da başlayan dünya ekonomik bunalımı 1930 yılından itibaren Sovyet Rusya dışında bütün ülkeleri etkilemiştir. Bu büyük kriz, toplam arz fazlalığı karşısında toplam talebin azalması ve fiyatların genel düzeyinin düşmesi şeklinde ortaya çıkmıştır. Bkz. erişim tarihi: Barış Ertem, Siyasal Bir Muhalefet Denemesi Olarak Serbest Cumhuriyet Fırkası, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, C.I, S.2, Aralık 2010, s.72; Aytaç Yıldız, Erken Cumhuriyet Döneminde Siyasal Muhalefet ve Eleştirinin Sınırları: Yarın ı Okumak, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, S.8, Yaz 2013, s

22 en önemli nedeni Cumhuriyetle birlikte yapılan yeniliklerin daha iyi korunacağı düşüncesiydi. 35 Fethi Okyar tarafından Gazi'nin isteği ile 12 Ağustos 1930 tarihinde kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası halktan büyük bir ilgi görmüştür. Bu ilgi Halk Partisi nde tedirginlik yaratmıştır. Çünkü Halk Partisi ileri gelenleri hiçbir zaman Serbest Cumhuriyet Fırkası nı iktidara aday bir parti olarak düşünmemişlerdir. Onlar için bu parti, küçük ve tehlikesiz bir muhalif parti olarak TBMM de bulunacak, küçük çaplı eleştiriler yapacak ve bu eleştirileri yapabilmesi için partiye gerekli milletvekilleri Halk Partisi tarafından verilecekti. Fethi Okyar ın iktidara aday olduklarını açıklaması ve halktan gördükleri ilgi Halk Partisi yöneticilerini Serbest Cumhuriyet Fırkası na karşı daha çok hırslandırmıştır. 36 Bazı halk kesimleri, Cumhuriyet Halk Fırkası aleyhine tezahüratta bulunmuş ve birçok yerde devrimlere ve laikliğe karşı gösteriler yapmıştır. İzmir'de görüleceği üzere bir kısım kişiler şapkalarını yere atıp çiğnemeye başlamışlardır. Bu durum ülkede kargaşanın ve devrimler aleyhine olayların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Cumhuriyet Halk Fırkası na göre Serbest Cumhuriyet Fırkası, içerisinde laikliğe karşı gelen kişileri barındırıyordu ve kapatılması gerekliydi. Cumhuriyet Halk Fırkası aleyhine ülke içinde yaşanılan olumsuz olaylar karşısında Fethi Okyar 17 Kasım 1930 da partinin kurucusu olarak kendi partisini feshetmiştir. 37 Cumhuriyet Halk Fırkası, çok partili cumhuriyet düzeninin tüm görevlerini üstüne alacak, hiçbir ayrıntı gözetmeksizin tüm ulusu kendi içinde toplayacak bunun için de herkesin birlikte ve eşit şekilde çağdaş uygarlık seviyesine varabilmesini sağlayan bütün kurallara ve yetkilere sahip olacaktı. Cumhuriyet Halk Fırkası, geriye Serbest Cumhuriyet Fırkası ndan bir şey bırakmak istememiştir. Serbest Cumhuriyet Fırkası nın bütün merkez ve taşra örgütleri kapatılmıştır. Fakat belediye seçimlerinde bu partiden katılıp da kazanan belediye başkanları vardır. Çıkarılan bir Danıştay kararı ile fırkanın kazandığı bütün belediye başkanlıkları iptal ettirilmiştir. Dolayısıyla parti belediye başkanları görevlerinden alınmış ve tek partili düzenin tamamen kurulması sağlanmıştır Kadir Şeker, Serbest Cumhuriyet Fırkası nın Kurulması ve Cumhuriyet Halk Fırkası nın Gelişmelere Bakışı, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, S.32, Ağustos 2014, s Uyar, İç Politika, s Taşkıran, Demokrasi Denemeleri, s Taşkıran, Demokrasi Denemeleri, s

23 B. İNÖNÜ DÖNEMİ VE ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ün 10 Kasım 1938 tarihinde vefat etmesinden bir gün sonra cumhurbaşkanlığı oylaması yapılmıştır. Üç yüz seksen yedi milletvekilinden oluşan meclisteki seçime üç yüz kırk sekiz milletvekili katılmış ve kullanılan oyların tamamı İsmet İnönü ye verilmiştir. Böylece İsmet İnönü, Mustafa Kemal Atatürk ten sonra Türkiye Cumhuriyeti nin ikinci cumhurbaşkanı seçilmiştir. Cumhurbaşkanı seçiminden sonra aynı gün yeni kabinenin kurulması görevini İnönü, Celal Bayar a vermiştir. 39 Mustafa Kemal Atatürk ün ölümü üzerine parti başkanının kim olacağının belirlenmesi gerekiyordu. İnönü nün cumhurbaşkanı olmasının ardından sıra partideki konumunu belirlemeye gelmişti. Bu yüzden 26 Aralık 1938 de Cumhuriyet Halk Partisi Olağanüstü Kongresi yapılmıştır. Kongre ye üç yüz yetmiş beş milletvekili, iki yüz on altı delege, yedi vali katılmıştır. İnönü, Cumhuriyet Halk Partisi Olağanüstü Kongresi nde Değişmez Genel Başkan ve Milli Şef 40 unvanını almıştır. Kurultay Başkanlığı na TBMM Başkanı Abdulhalik Renda, sekreterliklere de Aydın delegesi Adnan Menderes ile İçel delegesi Müfit Köroğlu seçilmişlerdir. Olağanüstü kurultayda parti tüzüğünde şu değişiklikler yapılmıştır: 1.Cumhuriyet Halk Partisi nin ebedi başkanı, Türkiye Cumhuriyeti nin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk tür. 2.Partimizin değişmez genel başkanı İsmet İnönü dür. 3.Partinin değişmez genel başkanlığı şu üç şekilde boşalabilir; a)vefat b)vazifeyi ifa edemeyecek derecede hastalık c)istifa Alınan bu kararlar demokratik olmamakla birlikte İnönü nün cumhurbaşkanı seçilmesinde önemli bir destek olan Bayar ın da iktidardaki makamını kaybetmesi sonucunu doğurmuştur. Çünkü İnönü döneminin başlamasıyla beraber ortaya konulan ilk icraatlardan biri Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ve hem İçişleri Bakanı hem de Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kaya nın yeni kurulan hükümetin dışında bırakılmaları olmuştur. Daha sonra da İnönü nün Cumhurbaşkanı seçilmesinde destek 39 Birgül Bozkurt, Türkiye de Milli Şef Dönemi CHP Politikalarının Eğitim Sistemine Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme Belgi Dergisi, S.2, Yaz 2011, s Bozkurt, Türkiye de Milli Şef Dönemi, s

24 olan Bayar, başbakanlıktan uzaklaştırılarak İnönü nün yakın adamı olan Refik Saydam başbakanlığa getirilmiştir Demokrat Parti nin Kuruluşu ve Muhalefet Yılları İsmet İnönü nün cumhurbaşkanlığının ilk yılları aynı zamanda savaş yılları olduğu için tüm ekonomik ve siyasi girişimler, Türkiye yi bu savaşın olumsuz etkilerinden uzak tutmak adına gerçekleştirilmiştir. Ne zaman sonuçlanacağı bilinmeyen savaş nedeniyle çok sayıda gencin askere alınması ve temel ürünlerle ilgili olarak devlet stoklarının geniş tutulması nedeniyle iç piyasada büyük darlık yaşanmış, ürünlerin fiyatları olağanüstü artmıştır. Aynı dönemde hükümet stokçu, karaborsacı ve fırsatçı kişilerle yoğun bir şekilde mücadele etmişse de bu mücadelede toplumun geniş katmanlarını tatmin edebilecek bir başarı elde edilememiştir. Türkiye savaş süresince savaşmaya hazır bir orduyu muhafaza etmiş, bu ordunun ihtiyaçlarını karşılamak üzere halktan yeni vergiler talep etmiştir. Örneğin; Varlık Vergisi, Milli Korunma Yasası ve Toprak Mahsulleri Vergisi gibi halktan istenilen yeni vergiler Cumhuriyet Halk Partisi hükümetine karşı halkta bir hoşnutsuzluğun oluşmasına neden olmuştur yılında yönetimin savaş yıllarında uyguladığı ekonomik politikasının doğurduğu ağır ekonomik ve sosyal sıkıntılar, Türk toplumunun geniş kesimlerinde tek parti yönetimine karşı derin bir tepki ve hoşnutsuzluk yaratmıştır. Savaş süresi boyunca sessiz ve derin bir şekilde oluşan muhalefet, savaşın sonucunda artık kendisini gösterecek düzeye gelmiştir. 43 Muhalefetin ortaya çıkmasına sebep olan asıl konu Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu olmuştur. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu nda hükümet teorik olarak güzel bir yasa hazırlamıştır ama uygulamada tam bir fiyasko ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durumda Cumhuriyet Halk Partisi hem halktan tepki görmüş hem de yasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi ya da kaldırılmasını uygun gören milletvekilleri tarafından 41 Saka, 14 Mayıs 1950 Seçimleri Ekseninde, s Mustafa Albayrak, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti ( ), Ankara 2004, s Osman Akandere, Bir Demokrasi Beyannamesi Olarak Dörtlü Takrir in Amacı ve Mahiyeti, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.9, 2003, s.6; Taner Timur, Türkiye de Çok Partili Hayata Geçiş, Ankara 2003, s

25 ağır bir şekilde eleştirilere maruz kalmıştır. Tam olarak adı Topraksız Köylüye Toprak Dağıtılmasına ve Çiftçi Ocaklarının Kurulmasına Dair Kanun Tasarısı olan çalışmayı, Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, 17 Ocak 1945 te tekrar gündemine alarak TBMM ye sunmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi ne göre, çiftçiyi topraklandırma girişiminin esasları şu şekilde izah edilebilir: Bu girişimin amacı, geçim sıkıntısı içerisinde yaşayan küçük toprak sahiplerinin durumlarını biraz olsun iyileştirebilmenin yanı sıra savaş sırasında büyük özverilerde bulunmak zorunda kalan bu kesimin rejime olan tepkilerini de azaltabilmek ve aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk ün son dönemlerde üstünde durduğu bir vasiyeti yerine getirmektir. Bunun için hazırlanan yasa tasarısı, yalnızca topraksız köylüye toprak dağıtılmasını amaçlamakla kalmayıp, aynı zamanda ihtiyacı olanlara tarım araç gereçlerinin yanı sıra uygun şartlarla kredi verilmesini de teklif ediyordu ki bu durum tarımsal alanda üretimin arttırılmasını sağlayacak önemli bir yenilik getirecektir. 44 Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu ile ilgili tasarı, Karma Komisyon da yaklaşık beş ay görüşüldükten sonra 14 Mayıs 1945 te TBMM ye sunulmuştur. Tasarı hakkında meclisteki görüşmeler sırasında, Cumhuriyet Halk Partisi içinde önemli bir muhalefet ortaya çıkmıştır. Bu muhalefetin öncüleri ise ilerde Demokrat Parti nin kurucu kadrosunu oluşturacak Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü, Refik Koraltan, Emin Sazak, Cavit Oral, Damar Arıkoğlu gibi kişilerdir Haziran 1945 te Halk Partisi meclis grubuna verilen önerge (Dörtlü Takrir) ile muhalefet daha belirli bir şekil almaya başlamıştır. Eski Başbakanlardan Celal Bayar ile Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve Adnan Menderes önergeyi imzalayan kişiler arasındadır. Önergede, Türk Anayasası nın demokratik niteliği, hükümeti daha demokratik hale getirmek için Mustafa Kemal Atatürk ün yaptığı teşebbüslerin, gericiliği önlemek amacıyla anayasayı sınırlaması ve savaş zamanı şartlarının bu sınırlamaları devam ettirdiği hususları bariz bir şekilde ifade ediliyordu. Önerge, 12 Haziran 1945 te mecliste görüşülmeye başlandı. Ama ülkenin içerisinde bulunduğu sıkıntılı bir dönemde bu önerge yersiz bulunduğu için reddedildi. 46 Menderes, Koraltan ve Köprülü partiden ihraç edildiler. Aynı gruptan olan Celal Bayar ise önce milletvekilliğinden sonra da Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa etti. Celal 44 Albayrak, Demokrat Parti, s Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s Albayrak, Demokrat Parti, s

26 Bayar, 1 Aralık 1945'te parti kuracaklarını açıkladı. İnönü tarafından Çankaya Köşkü'ne çağrılan Bayar, Cumhurbaşkanı ndan gerekli desteği aldıktan sonra 7 Ocak 1946 günü Cumhuriyet Halk Partisi nden ayrılan bir grup milletvekili ile beraber Demokrat Parti yi kurdu. 47 İç politikada yaşanılan olumsuzluklar, dış politikada Türkiye nin diğer devletlerle olan ilişkilerini de etkilemiştir. Avrupa da savaşın ilerleyişi ve müttefiklerin durumuyla Türkiye den savaş sonrası düzende yer alabilmesi için istenen şartlar sonucunda Türkiye, 3 Ocak 1945 te Japonya ile ilişkilerini kesmiş, 23 Şubat 1945 te Japonya ve Almanya ya karşı savaş açmıştır. Türkiye nin BM'ye üye olabilmesi için bu savaş kararını alması gerektiği devrin otoritelerince kabul edilen bir tutumdur. 48 İkinci Dünya Savaşı sonucunda iki kutuplu dünya düzeni oluşmuş ve iki büyük güç ortaya çıkmıştır. Amerika ve Sovyetler Birliği. Dünya bu iki kutup arasında gerçekleşecek ve adına Soğuk Savaş denilen sıkı bir rekabete tanıklık edecektir. Dolayısıyla 1946 yılından itibaren Batı da yeni dengeler oluşmuş ve Türkiye de bu süreçten itibaren yeni dünya düzenine ayak uydurmaya çalışmıştır. Bu yeni politik uygulama Türkiye nin iç siyasetini de değişikliğe uğratmış ve İsmet İnönü nün tek parti programı gevşemiş, Demokrat Parti nin ortaya çıkışıyla çok partili siyasi yaşam başlamıştır. 49 Türkiye nin savaş sonunda demokratik ülkelerin siyasi yelpazesinde yer almasını sağlayan önemli gelişmelerden biri de Sovyetler Birliği nin galip devletler arasında yer alarak Türkiye den toprak istemesi olmuştur. Bu toprak talebi Türkiye-Sovyetler Birliği ilişkilerini kopma noktasına getirmiştir. Bu durum yeni bir savaş olasılığını ortaya çıkarmıştır. Sovyet tehlikesiyle karşı karşıya kalan Türkiye güçlü Batılı müttefiklerinden yardım isteme yoluna başvurmuştur Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s Çağatay Benhür, Yıllarında Türkiye de Politik Gelişmelere Genel Bakış, journal.qu.edu.az/article_pdf/1006, erişim tarihi: , s Olcay Özkaya Duman- Haktan Birsel, Demokrat Parti Dönemi Türk Dış Politikası ve Bu Politikanın Dinamiklerine Etki Eden Dış Gelişmeler, Mustafa Kemal Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma Uygulama Merkezi Atatürk Dergisi, C.I, S.1, 2012, s Ercan Haytoğlu, İnönü Döneminde Türkiye de Siyasal Yaşam ( ), Yakın Dönem Türk Politik Tarihi, 2011, s

27 Belediye Seçimleri ve Genel Seçimler 7 Ocak 1946 da Demokrat Parti nin kurulmasıyla Türkiye için yeni bir dönem başlamıştır. İnönü, Demokrat Parti yi hem çok partili sürecin temsilcisi, hem de en azından bir süre denetleyebileceği bir muhalefet partisi olarak desteklemiştir. Demokrat Parti nin ilk zamanlarda karşılaştığı en büyük güçlük kendisinin Cumhuriyet Halk Partisi nden farklı bir parti olduğunu anlatmak ve toplumu buna inandırmak olmuştur Mayıs 1946 tarihinde Demokrat Parti nin katılmadığı Belediye Seçimleri gerçekleşmiştir. Bu seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti yi fesat çıkarmakla itham ederken, muhalefet de Cumhuriyet Halk Partisi ni hile ve baskı yapmakla suçlamıştır. Diğer taraftan Mayıs ayının son günlerinde Tek Dereceli Seçim Tasarısı kabul edilerek meclise getirilmiştir. Bu esnada Demokrat Partililer belediye seçimlerindeki eleştirilerini tekrarlamışlardır. 5 Haziran 1946 da ise Tek Dereceli Milletvekili Seçimi Kanunu TBMM tarafından kabul edilmiştir. Bu kanun, 1942 tarihli 4320 sayılı Mebus Seçimi Kanunu na fazla bir değişiklik getirmemiş yalnızca seçmenlerin temsilcilerini aracısız olarak seçmeleri demek olan tek dereceli seçim sisteminin kabulünü ve aday olmak için bir parti listesinde yer alma zorunluluğunu kaldırmıştır. 52 Yerel seçimler tartışmalar ve boykotlar içerisinde neticelenmiş, Cumhuriyet Halk Partisi seçimlere tek başına devam ettiği için doğal olarak seçimin galibi de olmuştur. Böylece Cumhuriyet Halk Partisi yerel seçimler sayesinde iktidarını da sağlamlaştırmıştır. Tartışmaların devam ettiği bir ortamda genel seçimler Türkiye nin gündemine girmiştir. 4 Haziran 1946 da gazetelerde milletvekili seçimlerinin 21 Temmuz da yapılacağı bildiriliyordu. 10 Haziran da Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Grubu toplanarak milletvekili seçimlerinin 21 Temmuz 1946 da yapılacağını açıklamıştır. Milletvekili seçimlerinin kesin tarihi belirlendikten sonra siyasi partiler arasındaki çekişme süratle artmıştır. Demokrat Parti serbest ve dürüst bir seçim yapılmasını demokrasinin gerçekleşmesinin köklü bir unsuru ve şartı olduğu için istemiştir. 53 Çünkü Demokrat Parti her zaman Cumhuriyet Halk Partisi nin seçimlere hile 51 Emin Kirman, Çok Partili Döneme Geçiş Süreci ve Türk Siyasal Kültüründe Muhalefet Olgusunun Gelişimi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2006, s Benhür, Türkiye de Politik Gelişmeler, s Tarık Zafer Tunaya, Türkiye de Siyasal Partiler (İkinci Meşrutiyet Dönemi ), C.I, İstanbul 2007, s

28 karıştırdığını iddia etmiştir. Ancak Demokrat Parti seçim tarihinin ilan edilmesine rağmen seçimlere katılıp katılmayacağını açıklamamıştır. Bu nedenle de kamuoyunda Demokrat Parti nin yapılacak olan genel seçimlere de katılmayacağı yönünde söylentiler yayılmaya başlamıştır. Ama bu söylentiler 16 Haziran da son bulacaktır. 16 Haziran da Ankara da toplanan Demokrat Parti delegeleri erken genel seçimleri görüşmüşlerdir. Muhalif partinin erken seçimleri engelleme şansı yoktur. Önlerinde iki seçenek vardır; ya bu seçimlere katılacaklar ya da belediye seçimlerinde yaptıkları gibi boykot edeceklerdir. Sonuç itibariyle yapılan toplantıda Demokrat Parti nin genel seçimlere katılması doğrultusunda karar alınmıştır. Bu karar 18 Haziran da bir beyanname ile duyurulmuştur. "Ülkenin yüksek çıkarları için" seçimlere katılma kararı alınması, beraberinde sıkı bir seçim hazırlıkları içerisine girilmesine neden olmuştur. Başta Celal Bayar olmak üzere parti ileri gelenleri, özellikle yurdun batı kesiminde mitingler düzenleyerek halka parti programlarını ve gerçekleştirecekleri icraatlarını anlatıp onlardan oy istiyorlardı. Artık Anadolu insanı çok farklı bir uygulama ile karşı karşıyadır. Kendisini yönetecek olan insanlar, onun ayaklarına kadar geliyor ve o yetkiyi elde edebilmek için kendisinden izin istiyordu. 54 Demokrat Parti üyeleri bir yandan seçim mitingleri düzenlerken bir yandan da Türkiye de nüfuzlu olan kişileri partiye dahil etmeye çalışıyordu. Bu kişilerden birisi de Mareşal Fevzi Çakmak tır ve Demokrat Parti den bağımsız aday olarak partiye kazandırılır. Mareşal Fevzi Çakmak a Cumhuriyet Halk Partisi nden de aday olması için teklifte bulunulmuş ama Mareşal İnönü ye kırgınlığından dolayı bu teklife olumsuz yanıt vermiştir. Fevzi Çakmak ın İsmet İnönü ye kırgınlığının nedeni ise, ilerlemiş yaşı sebep gösterilerek askerlikten emekli edilmesidir. 55 Adnan Menderes 1946 genel seçimlerine Aydın, Kütahya ve Manisa dan milletvekili adayı olarak katılmış ve ilk seçim konuşmasını da seçimlerden dört gün önce 17 Temmuz da Aydın da yapmıştır. Genel seçim günü yaklaştıkça Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti mensupları tarafından kendilerine baskı yapıldığı yönünde suçlanmıştır. 54 Tunaya, Türkiye de Siyasal Partiler, s Osman Akandere, 1946 Genel Seçimleri ve Sonuçları Üzerinde İktidar ve Muhalefet Partileri Arasında Yapılan Tartışmalar, erişim tarihi:

29 21 Temmuz 1946 Pazar günü Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir ilk yaşamıştır. Türkiye, çok partili ve tek dereceli ilk genel seçimini yapmıştır. Seçimden Cumhuriyet Halk Partisi galip çıkmıştır. 24 Temmuz da açıklanan genel seçim sonuçlarına göre dört yüz altmış beş milletvekilinin partilere göre dağılımı şöyledir: 56 Partiler Kazanılan Milletvekili Sayısı Cumhuriyet Halk Partisi 395 Demokrat Parti 64 Bağımsızlar 6 21 Temmuz 1946 seçimlerinden sonra Cumhuriyet Halk Partisi Hükümeti nin politikalarındaki şiddet eğilimi siyasi ortamda çok gergin bir hava yaratmıştır. Başbakan Recep Peker in 18 Aralık 1946 da Menderes in bütçe eleştirilerine verdiği cevapta Adnan Menderes in sesinden kötümser ve psikopat bir ruhun hastalıklı karanlıkları içinde, şanlı bir milletin ve arkada bıraktığı karanlıklardan azametli, şan ve şerefli bir istikbale gitmek azminde bulunan kudretli bir devletin hayatını bir boşluk halinde ifade eden haletin akislerini dinledik. gibi bir cümle kullanması, hatta İçişleri Bakanı nın 29 Ocak 1947 de Demokrat Parti yi komünistlikle suçlaması, Uşak ta belediye ve bazı muhtarlık seçimlerinde yapılan baskılar, Demokrat Parti nin kısmi milletvekilliği seçimine girmeme kararı vermesi, İzmir de halka ateş edilmesi, Demokrat Parti ile iktidar arasındaki gerginliği ipin büsbütün kopması noktasına getirmiştir yılında muhalefetin Peker Hükümeti ne eleştirilerinin artması sonucu Peker, birtakım önlemler alma yoluna gitmiştir. Esasen bu çatışmanın nedeni Demokrat Parti nin İstanbul da yapılan ara seçimlere katılmaması olmuştur. Ara seçime katılımın az olması ve seçimin demokratik olmaması Cumhuriyet Halk Partisi Hükümeti ne dış basından da eleştiri getirmiştir. Aradaki çatışmayı durdurmak amacıyla Celal Bayar ile İnönü nün baş başa görüşmeleri sonucunda görüşme konularını İnönü, 11 Temmuz 1947 tarihinde radyodan okumuş ve bu gelişmeler tarihe 12 Temmuz Beyannamesi olarak geçmiştir. Bu beyannamede, İnönü Demokrat Parti yi savunarak Peker e karşı çıkmış, 56 Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s Tunaya, Türkiye de Siyasal Partiler, s

30 kendisini partiler üstü konumda tutarak... Devlet reisi olarak, kendimi her iki partiye karşı eşit derecede vazifeli görüyorum. İhtilalci bir teşekkül değil bir kanuni siyasi partinin metotları ile çalışan muhalif partinin, iktidar partisi şartları içinde çalışmasını temin etmek şarttır. Muhalefet teminat içinde yaşayacak ve iktidarın kendisini ezmek niyetinde olmadığından müsterih olacaktır. İktidar, muhalefetin kanun haklarından başka bir şey düşünmediğinden müsterih bulunacaktır. demiştir Temmuz Beyannamesi, Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi nde önemli kırılmaların yaşanmasına neden olmuştur. Bu kırılmalar Cumhuriyet Halk Partisi nde Peker Hükümeti nin istifasına ve Hasan Saka Hükümeti nin iktidar olmasına yol açarken, Demokrat Parti den de altmış dört milletvekilinden otuz biri partiden ayrılmıştır. Demokrat Parti den ayrılan bu vekiller 20 Temmuz 1948 de Millet Partisi ni kurmuşlardır. Partilerin içerisinde yaşanan bu anlaşmazlıklar demokrasi mücadelesinde belli bir parçalanma ve hükümet değişikliği ile sonuçlanmıştır. Ama aynı zamanda da bu durum Demokrat Parti nin önünü iyice açarak üç yıl sonra yapılacak olan seçimlere daha fazla propaganda malzemesi ile girme fırsatı vermiştir. 59 Demokrat Parti nin ve basının 21 Temmuz Beyannamesi ni antidemokratik bir olay olarak ilan etmeleri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi seçim kanununda düzenleme yapılmasını kabul etmiştir. Demokrat Parti tadil tasarısını İçişleri Komisyonu na vermiş ve prensip olarak adli teminatı ileri sürmüştür ara seçimlerinden dolayı muhalefet ve iktidar partileri arasındaki mücadele iyice gerginleşmiş ve Demokrat Parti teşkilatı yer yer mitingler ve toplantılar yaparak iktidarı adli teminatı kabul eden bir değişikliğe sevk etmeye çalışmıştır. Demokrat Parti liderleri ülkenin muhtelif yerlerinde yürürlükte olan ve 21 Temmuz ile sembolleşen seçim sistemini tenkit etmişlerdir. 60 C.1950 GENEL SEÇİMLERİ ÖNCESİNDE BASIN-İKTİDAR İLİŞKİSİ İsmet İnönü nün cumhurbaşkanlığından bir yıl kadar sonra başlayan İkinci Dünya Savaşı Türkiye yi çok tedirgin etmiştir. Çünkü Birinci Dünya Savaşı sonrasında çok ağır bir bedel ödenerek kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti, savaş sonrasında özellikle 58 Yüksel Kaştan, Türkiye Cumhuriyeti nde Tek Partili Dönemden Çok Partili Döneme Geçişte CHP nin Yönetim Anlayışındaki Gelişmeler ( ), Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2006, s Saka, 14 Mayıs 1950 Seçimleri Ekseninde, s Tunaya, Türkiye de Siyasal Partiler, s

31 Sovyetler Birliği'nden gelen tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu durum 1946 yılına kadar sürecek olan basın-iktidar ilişkisini belirleyen en önemli unsurlardan biri olmuştur ya kadar geçen süre içinde iktidar, basının demokratik düzen, çok partili yönetim isteklerinin karşısına yasaklarla çıkmıştır. Muhalif basına uygulanan baskılar yalnız yasal sınırlarla da kalmamış, iktidar yanlılarının saldırgan tavırlarıyla da kendini göstermiştir. 4 Aralık 1945 te Tan Olayı yaşanmıştır. Sertellere ait olan ve SSCB yanlısı tutum izleyen Tan gazetesi on bini aşkın genç tarafından basılarak tahrip edilmiştir. 61 İkinci Dünya Savaşı nın olağanüstü şartlarından kaynaklanan ve 1946 yılına kadar süren bu dönemde, otoriter basın rejimini güçlendirecek düzenlemeler gerçekleştirilmiştir yılında Başbakanlık Matbuat Umum Müdürlüğü Kanunu yürürlüğe girmiş ve Selim Sarper Umum Müdürlüğe getirilmiştir. Daha sonra İstanbul da Örfi İdare ilan edilmiştir. Radyo yönetimi ve kuruluşu yeni bir kanunla Matbuat Umum Müdürlüğü ne bağlanmıştır yılında Türk Basın Birliği nin Birinci Kongresi Ankara da toplanmıştır. Türk basınında gerçeği arama, haberde doğruluk ve resmi ilanların bu birlik eliyle dağıtılması esasları kararlaştırılmıştır. Ayrıca kağıt dağıtım işi de Matbuat Umum Müdürlüğü ne verilmiştir. Bu düzenlemeler basın üzerinde var olan sıkı denetimleri ve iktidara bağımlılığı daha da arttırmıştır. Ankara nın beğenmediği yayınlar Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından yasaklanmış ve gazeteler, yüksek kurumlardan gelen emirlerle kapatılmaya başlanmıştır Cumhuriyet Halk Partisi nin Basın Kanunu Hakkındaki Görüşleri ve İktidara Yapılan Eleştiriler İkinci Dünya Savaşı nı Batılı ülkelerin kazanması, otoriter rejimle yönetilen Türkiye de siyasal yaşamı etkilemiş ve daha yumuşak bir dönemin başlamasına sebep olmuştur. Yıllarca tek parti yönetiminde, İkinci Dünya Savaşı boyunca da sıkıyönetim rejiminde yaşayan Türk halkının, savaştan sonra oluşan olumlu havanın etkisiyle, özgürlük ve demokrasi isteği çeşitli şekillerde kendini göstermeye başlamıştır. Ayrıca İkinci Dünya Savaşı nın galiplerine demokrasiye geçileceği konusunda söz verilmiştir. 61 Nuran Yıldız, Demokrat Parti İktidarı ( ) ve Basın, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C.LI, S.1, Ocak 1996, s İbrahim Koyuncu, Türkiye de Basın-İktidar İlişkisi ( ), Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale 1997, s

32 Bu dönemde aralarında iktidarın yayın organı olan Ulus un da bulunduğu bazı basın yayın organları yönetime karşı eleştirilerde bulunmuşlardır. Bu gazeteler yayınlarında çok partili demokrasiye geçmenin gerekliliğinden bahsetmişlerdir. Örneğin Ahmet Emin Yalman sekiz gün süren Vatan gazetesindeki yazısında tek partili sistemin yok olmaya mahkum bir sistem olduğunu söylemiştir. 63 Basın kanunu konusu mecliste de tartışmalara yol açmıştır: 64 Abdurrahman Boyacıgiller (Zonguldak), Matbuat Kanunu nun çıkarılmasını istememiştir. Çünkü ceza, borçlar ve diğer kanunların ülkede özgür bir basının çalışmasına imkan vermeyeceğini savunmuştur. Cihat Baban (İzmir), 1946 yılında Recep Peker Hükümeti 1881 numaralı Matbuat Kanunu nun hükümlerini ağırlaştırdığı zaman kürsüden bu kanunun Türk demokrasisine ve Sekizinci Büyük Millet Meclisi ne şeref vermeyeceğini söylemiştir. Fakat aradan dört sene geçtikten sonra bu yeni kanunun Türk milletine, Demokrat Parti ye ve Dokuzuncu Büyük Millet Meclisi ne şeref verdiğini gururla söylemekten geri durmamıştır. Bahadır Dülger (Erzurum), bu kanunun Türk vatanı için hürriyetin temeli olacağını ifade etmiştir. Bundan önceki kanunun, hürriyet ve vicdanı zedeleyen ve sahte demokrasi nizamını yürütmek isteyenlerin kanunu olduğunu söylemiştir genel seçimlerine yaklaşıldığı zaman, Nadir Nadi basın kanunu hakkında Şemsettin Günaltay hükümetinin yeterince icraatta bulunmadığını eleştirerek hükümeti bu hususta tereddüte düşüren konulara yer vermiştir. Yazı hürriyeti kötü niyetli ellerde çok tehlikeli olabilir. Yalan haber, istifa ve hakaret gibi suçları meydana getiren unsurlar hakkında hukuk ilminin ortaya koyduğu birtakım prensipler vardır. Bu prensipler göz önünde bulundurulduğu takdirde bugün Batı ülkelerinde yürürlükte olan basın hürriyetini ülkemizde gerçekleştirmek, aynı zamanda bu hürriyetin kötüye kullanılmasını bir dereceye kadar önlemek mümkündür. 65 Başbakan Şemsettin Günaltay Avrupa kanunlarını Türkiye nin kanunlarından daha sert bulmuş, hukukçular tam anlamıyla dilimize çevrilecek bir basın kanununun olmadığını savunmuşlardır. Eleştiriler üzerine, Başbakan Günaltay gazetecilere sert ihtarlarla dolu olan bir konuşma yapmıştır: Biz yeni rejime ülkeyi yükseltmek için girmiş bulunuyoruz. Yoksa memleketi çöküşe sürüklemek için değil. Halk hükümetin devletin otoritesinin bir baba 63 Naim Arıkanoğlu, Demokrat Parti İktidarında Hükümet Basın İlişkileri ( ), Turgut Özal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2014, s TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:9, C.I, 23. Birleşim, 14 Temmuz 1950, s Nadir Nadi, Acaba Nasıl Çıkacak?, Cumhuriyet, 12 Mart 1950, s.1. 22

33 şefkati otoritesi olduğunu ve aile içindeki huzursuzluğu yok etmek onun görevi olduğunu ve bu huzursuzluğu aile reisi olan babanın nasıl müdahale ederek durdurması gerekirse devletin de ülke içinde baş gösterebilecek herhangi bir huzursuzluğu bertaraf etmek görevi olduğunu hatırlatmak gerekir. Bazı gazetelerde devlet otoritesini sarsmak devlet ve millet arasındaki güvenliği zaafa düşürmek yolunda bazı yazılar çıktığını görüyoruz. Bu yazıları yazanlar bunu eğer basın hürriyetinin genişliğinden faydalanarak bir nevi kahramanlık göstermek gibi küçük ve şuursuz heveslerle yapıyorlarsa kendilerine, memleketin bu uzak sınır bölgesinden görünen intibalarımın vardığı kanaatlerin sonucu olarak hatırlatmak isterim ki, gittikleri yol çok tehlikelidir. Kendilerini karşılayacak sorumluluk çok ağırdır ve bunun çok önemli akıbetleri olabilir. Uyansınlar, hareketlerini ona göre düzenlesinler 66 Başbakan, basını ikaz eden sözlerine yapılan eleştiriler üzerine özür mahiyetinde bir konuşma gerçekleştirmiştir. Maksadının basını tehdit etmek değil, ikaz etmek olduğunu söylemiştir. O ikaz ileride herhangi bir tehdit unsuruyla karşılaşmamak için gerekli olan bir ikazdır diyerek, bu ikazın tedbir maiyetinde olduğunu belirtmiştir. Basın kendi özgürlüğünü memleketin menfaatini göz önüne alarak kendisi çerçevelemelidir. Bunu yapamazsa o vakit hakikaten başka yollardan sınırlamak mecburiyeti ortaya çıkar. 67 Nadir Nadi, Günaltay ın Gazeteler kendi özgürlüklerini kendileri sınırlandırsın. sözüne dikkat çekerek Günaltay ın hiçbir demokratik ülkede eşine rastlanılmayan bir teklifte bulunduğunu, bu düşüncenin herkes kendi davasının hakimi olsun demekten farklı bir şey olmadığını, gazetelerin kendi özgürlüklerini kendileri sınırlandırmayı kabul ederse çok demokratik bir yol izlemiş olmayacaklarını belirtmiştir. Çünkü Nadi ye göre bu takdirde onlar, kanun otoritesini kabul etmeyerek kendi başlarına buyruk hareket etmeyi kabul etmiş olacaklar. Bir ülkede basın özgürlüğü ancak ve ancak anayasaya uygun kanunlar yoluyla sınırlandırılabilir. Gazeteciler de herkes gibi birer vatandaştırlar. 68 Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de basın ile ilgili şöyle der: Halk iradesinin bir önemli esası da düşünce ve basın serbestliğidir. Vatandaşlar serbestçe düşünür ve düşüncelerini serbestçe yayma imkanını bulurlarsa ülkenin çocuklarının aydınlanmasını sağlarlar, çocukların kabiliyetleri artar. Kötülükler barınamaz ve büyümek imkanını 66 Cumhuriyet, 6 Eylül 1949, s Cumhuriyet, 10 Eylül 1949, s Cumhuriyet, 10 Eylül 1949, s.1. 23

34 bulurlar. Bunun içindir ki basın hürriyeti birinci esastır 69 İsmet İnönü ye göre basın insanların özgür düşüncelerini aktarmada en önemli araçtır ve basın özgürlüğü gereklidir. 2.Çok Partili Hayata Geçiş Sonrasında Basın Politikalarında Önemli Değişiklikler 7 Ocak 1946 da Demokrat Parti nin kurulmasıyla Türkiye için yeni bir dönem başlamıştır. Demokrat Parti, Halk Partisi iktidarında özellikle de Halk Partisi nin sıkıyönetim altındaki yoğun baskıcı döneminde hızla örgütlenmiştir. Demokrat Parti nin kısa sürede güçlenmesini, örgütlenme yeteneğine ya da birikmiş toplumsal muhalefete dayandırmanın ötesinde daha önce yaşanan başarısız çok partili yaşam deneyiminin bulunmasıyla ilişkilendirmek mümkündür. İnönü, Demokrat Parti yi hem çok partili sürecin temsilcisi, hem de en azından bir süre denetleyebileceği bir muhalefet partisi olarak desteklemiştir. Demokrat Parti muhalefetteyken vaat ettiği şeyler arasında ileri demokratik ülkelerde mevcut olan basın kanununa benzeyen bir basın hürriyeti de vardır. Çok partili hayat ile basın alanında yaşanan en önemli gelişme, TBMM de Demokrat Parti milletvekillerinin de girişimleriyle ellinci maddenin 70 kaldırılması olmuştur. Bir yandan siyasi partiler kurulup çok partili hayata geçilirken diğer yandan basını sınırlandıran kanunların kaldırılması ilk defa dile getirilmeye başlanmıştır. Maddenin kaldırılması konusunda meclise ilk önerge veren kişi Celal Bayar dır. Bu önergeyle yayın organı kapatma yetkisinin Bakanlar Kurulu ndan alınıp mahkemelere verilmesi amaçlanmıştır. Yasa mecliste görüşülürken söz alan Adnan Menderes, basın hürriyetinin fikirlerin ilerlemesinde önemli bir yeri olduğunu, basın özgürlüğünün olmadığı yerlerde vatandaşın diğer özgürlüklerinin de tehlikeye gireceğini söyledikten sonra yürürlükte olan basın kanununun demokratik ölçülere uygun olmadığını söyler. Sadece ellinci maddenin kaldırılmasının basın hürriyeti için yeterli olmadığını belirterek daha özgürlükçü bir basın yasasının çıkartılarak bütün antidemokratik kanunların 69 Cumhuriyet, 13 Eylül 1949, s Ülkedeki genel politik uygulamaları eleştiren yayınlardan dolayı gazete ve dergilerin yayınına geçici bir süreyle son verilebilir, kapatılmasına rağmen yayınına devam edenler hakkında ise 18. madde hükümleri uygulanır. Bu sebeple kapatılan gazetenin sorumlulukları, kapatılma süresince farklı bir isimde gazete çıkaramaz. Bkz. Kadir Şeker, İnönü Dönemi Basın Hayatı ve Arasında CHP ile Muhalefet Arasında Basın Alanında Yaşanan Tartışmalarda Merzifon Örneği, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.13, 2011, s

35 kaldırılmasını savunur. 71 İnönü, Demokrat Parti yi basın kanunu konusunda desteklemiştir. Ellinci maddenin günün şartları içerisinde ve çaresizlikten çıkartıldığını, yeni hallere göre değişiklik yapılması gerektiğini, en azından kapatma cezası alabilecek gazetelere savunma hakkının verilebileceğini ifade etmiştir. 72 İnönü basın kanunu konusunda Demokrat Parti yi desteklese de iktidardaki Cumhuriyet Halk Partisi, basın kanunuyla ilgili yapılan eleştiriler karşısında 1947 de yapılması gereken genel seçimleri erkene alarak Demokrat Parti nin yükselişinin önünü kesmeye çalışmıştır. 73 Üniversiteler Kanunu nun kabul edilerek üniversitelere özerklik sağlanması, Cemiyetler Kanunu nda değişiklikler yapılarak sınıf esasına dayanan partilerin ve sendikaların kurulması olanağının sağlanması, basının ve Demokrat Parti nin muhalefetini yumuşatma önlemleri arasındadır. Halk Partisi, Demokrat Parti nin şiddetli muhalefetine yer veren gazeteler için soruşturmalar açmış ve bununla ilgili bazı gazeteciler tutuklanmıştır. Bu gazetecilerin duruşmaları büyük sansasyon yaratmıştır. Daha sonra gazeteciler hakkında beraat kararı verilmiştir ama bu süreç özellikle Cumhuriyet Halk Partisi ni zor durumda bırakmıştır. 74 Cumhuriyet Halk Partisi eleştiriler karşısında Matbuat Kanunu nu kapsamlı bir değişikliğe tabi tutmuştur. Matbuat Kanunu nun ellinci maddesi 18 Haziran 1946 tarihli ve 4935 sayılı kanunla değiştirilerek, kanunun ilk halinde yer alan memleketin genel siyasetine dokunabilecek yayım maddesi kaldırılmış ve onun yerine Türk Ceza Kanunu nun ikinci kitabının birinci babının birinci ve ikinci bölümleri yazılı basımlarının yayım yoluyla işlenmesi halinde gazete ve derginin ancak mahkemeden bir veya iki yıla kadar kapatabileceğine karar verilebileceği, hükmü konulmuştur. Böylelikle, kanunun ilk halinde yer alan ve basın özgürlüğünü tek başına bile ortadan kaldırabilecek esnek bir kriter yerine, daha objektif ve somut bir kriter getirilmiştir. Ayrıca bu değişiklikle, gazete kapatma yetkisi İcra Vekilleri Heyeti nden alınarak mahkemelere verilmiştir. Yaklaşık üç ay sonra, 20 Eylül 1946 tarihinde kabul edilen 4955 sayılı kanunla Matbuat Kanunu nda çok kapsamlı bir değişiklik daha yapılmış ve ruhsatname alınması, teminat mektubu verilmesi ve gazete çıkarmak için aranan eğitim şartı kaldırılmıştır Arıkanoğlu, Demokrat Parti İktidarında, s Şeker, İnönü Dönemi Basın Hayatı, s Yıldız, Demokrat Parti İktidarı, s Yıldız, Demokrat Parti İktidarı, s Yaşar Salihpaşaoğlu, Türkiye de Basın Özgürlüğü, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara 2007, s

36 İKİNCİ BÖLÜM 14 MAYIS 1950 GENEL SEÇİMLERİNE KADAR CUMHURİYET İN İKTİDAR VE MUHALEFET PARTİLERİNE KARŞI TUTUMU 26

37 A.DEMOKRAT PARTİ NİN İKİNCİ BÜYÜK KONGRESİ Demokrat Parti nin İkinci Büyük Kongresi, 20 Haziran 1949 tarihinde bin yedi yüz kişinin katılımıyla Ankara da sergi salonunda yapılmıştır. 76 Kongre dört gün sürmüştür. Türk basını tarafından dikkatle takip edilen kongrede, gazetelerinde Demokrat Parti aleyhine yazılar yazıp, ağır ithamlarda bulunan gazeteciler de yer almışlardır Demokrat Parti nin Kongreyi Gerçekleştirme Amacı Kongre, Demokrat Parti için Halk Partisi ile arasındaki husumete son vermek ve iktidara hazırlık perdesini açmak anlamına geliyordu. Bu yüzden parti içindeki tehlikeli çekişmelere de bir son vermek amacını taşımaktaydı. İkinci Büyük Kongre ye kadar kendisini koruyan parti, artık atağa geçmekteydi. 78 Demokrat Parti tüzüğünün kırk üçüncü maddesine göre, Büyük Kongre ye kadar kurucular, Genel İdare Kurulu nu teşkil edecektir. Tüzüğün öngördüğü merkez örgütü şu üç organdan meydana gelir: Parti başkanı, genel idare kurulu, merkez haysiyet divanı. Üç organ da doğrudan doğruya Büyük Kongre tarafından seçilir. İki yılda bir toplanan büyük kongreden sonra en yetkili organ, on kişiden oluşan Genel İdare Kurulu dur. Partinin fiilen bütün idaresi ona aittir, ayrıca partinin milletvekili adaylarını tespit etme yetkisine de sahiptir. 79 Kongrenin açılışının tamamlanmasından sonra çalışmalar, Başkan ve Başkan vekillerinin seçimleriyle devam eder. Kongre, Celal Bayar ı sekiz yüz yetmiş oyla kongre başkanı seçer. Nadir Nadi kongredeki başkanlık seçimlerini Bir insan kalabalığını şuurlu millet değerine yükselten başlıca vasıflardan biri şüphesiz, fertlerin yüreğindeki feragat gücüdür. Ben yok, biz varız, şahsi emellerin, zümre ihtiraslarının, parti menfaatlerinin üzerinde cemiyetimizin ülküsüne sarılacağız. şeklinde değerlendirerek birlik ve beraberliğin önemini vurgular. Kongrede Demokrat Parti yöneticilerine bazı eleştiriler yapılmıştır. Bunlar özellikle 12 Temmuz Beyannamesi ve Demokrat Parti nin iktidarla olan ilişkileriyle ilgilidir. Celal Bayar verdiği cevapta, 12 Temmuz Beyannamesi 80 ilan edildiği sırada iki 76 Albayrak, Demokrat Parti, s Beral Alacı, Demokrat Parti Kongreleri, Bildirileri, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2006, s Samet Ağaoğlu, Siyasi Günlük Demokrat Parti nin Kuruluşu, İstanbul 1993, s Cem Eroğul, Demokrat Parti ve İdeolojisi, Ankara 1998, s Mustafa Çufalı, TBMM VIII. Dönem ( ) Türk Parlamento Tarihi, C.I, No:146, Ankara 2011, s

38 yoldan birini tercih etmek zorunda kaldıklarını belirtmiştir. Bunlardan biri isyan ve ihtilal, ikincisi sabır ve istikrardır. Demokratlar memleket için ikinci yolu tutmanın daha yararlı olacağını görmüşlerdir. Din hürriyeti esas olmakla beraber, dinin gericilik yolunda sömürülmesine müsaade edilmeyecektir. Komünizm tehlikesi önlenecek ancak bunun bir baskı nedeni olarak görülmemesine dikkat edilecektir. 81 Celal Bayar, 12 Temmuz Beyannamesi üzerine yeni bir şey söyleyip birbirlerini ikna etmenin boşuna yapılan bir çaba olduğunu söyler. Konuşmasında 12 Temmuz Beyannamesini, 21 Temmuz seçimlerinde yaşanılan olaylarla bu devri takip eden ve Recep Peker Hükümeti tarafından girişilen yıldırma ve tazyik politikasının yürüyemeyeceğine dair bir kanaatin ifadesidir şeklinde özetler. 82 Demokrat Parti, 1949 yılına kadarki siyasetini gözden geçirerek geleceğe dair hedeflerini şu şekilde ortaya koyar: Temmuz Beyannamesi 2.Laiklik ilkesine belirginlik kazandırılması 3.Demokrat Parti nin ihtilalci olmayıp pragmatist bir parti olduğu 4.Milli iradeyi tecelli ettirecek adli teminatlı yeni bir seçim kanunu 5.Memurin Muhakemat Kanunu nda memurlara tanınan imtiyazın kaldırılması 6.Özel sektörün korunması ve önem verilmesi 7.İşçi haklarının geliştirilmesi (ücretli tatil ve izin hakkı) 8.Tüm vatandaşlara sosyal haklar sağlanması 9.İşçi sendikalarının kurulması, grev hakkı verilerek, kültüre önem verilmesi 10.İşçi ve işveren arasındaki karşılıklı ilişkilerin ahenkli bir şekilde tanzim edilmesi ve bütün sendikalara grev hakkı tanınması; askeri fabrikalardaki işçinin siyasi haklarının korunması, programda değişiklik yapılarak devletçiliğin sınırlandırılması, ferdin yapamayacağı işlerin devlet tarafından yapılması fıkrasının kaldırılması ve halkın devlet sermayesiyle meydana getirilen müesseseler hissesine yüzde yetmiş beş ile katılması. Genel İdare Kurulu tarafından hazırlanan raporun önemli bir kısmı iç muhalefetin yürüttüğü ve bozguncu hareket olarak nitelendirilen olaylara ayrılmıştır. Raporda, bu hareketi yapanlar için Demokrat Parti ye cephe almış bir ihanet şebekesi deyimi 81 Eroğul, Demokrat Parti, s.75-76; Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s Cumhuriyet, 24 Haziran 1949, s Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s

39 kullanılır. Raporun son bölümünde ise Anti-demokratik kanunlar değiştirilemez seçim kanunu emniyet verecek ve adli teminatı ihtiva eder bir şekle konulamaz, az veya çok farklarla 21 Temmuz metotlarının önümüzdeki genel seçimlerde de uygulanmasına kalkışılacak olunursa, vaziyet ne olacaktır? sorusu sorularak, Büyük Kongre nin, İnsaf ve vatanperverlik hislerine hitap ederek meselenin geleceği için arz ettiği büyük önemi iktidara anlatmanın yol ve üslubunu seçmeyi bileceği şeklinde bir yoruma yer verilir. Bu soru Milli Teminat Misakı'nın temel düşüncesini oluşturacaktır. 84 Demokrat Parti Büyük Kongresi, parti programında da yeni düzenlemeler yapmıştır. Bunlar arasında; laiklik ilkesine daha bir belirginlik kazandırılması, her türlü siyasi etki ve amaçlar dışında kalmaları koşuluyla işçi sendikalarının kurulmasına izin verilmesi ve grev hakkının tanınması, kültür işlerine önem verilmesi, devlet işletmelerinin özel sektör ile eşit işleme tabi tutulması, çok küçük bir bölümü hariç devlet işletmelerinin ve tekel fabrikalarının uygun koşullarla özel sektöre devredilmesi, denizcilik işlerinde özel sektörün korunması ve bu konularda faaliyet gösteren kuruluşların tek bir çatı altında birleştirilmesi, suistimaller ile etkili bir şekilde savaşılması, işçilerin haklarını korumak amacıyla sosyal sigortaların daha etkin hale getirilerek işçinin ve ailesinin maddi ve manevi refahını temin edecek bütün iktisadi ve teknik tedbirlerin ve memurlar için de benzer önlemlerin alınması, işçilere ücretli tatil ve izin hakkının tanınması ve vatandaşlar için bazı sosyal haklar getirilmesi en çok sözü edilmeye değer yenilik ve değişiklikler arasındadır Cumhuriyet Halk Partisi nin Tebliği ve Millet Partisi nin Kongre Hakkındaki Düşünceleri Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti nin İkinci Büyük Kongresi nden sonra kongre ile ilgili bir tebliğ yayınlar. Tebliğde (Şemsettin Günaltay Hükümeti tarafından 27 Haziran 1949 tarihinde yayımlanan beyanname), Demokrat Parti idarecilerinin ve bu parti kongresinin vatandaşlar arasında husumet duygularını uyandırdığı belirtilmiştir. Günaltay a göre hükümet, hürriyet ortamını ülkede yaratmak isterken ülke içerisinde bir huzursuzluk ortamı yaratmıştır. Her demokratik idarenin temelinde güvenilir bir seçim sisteminin olduğunu, Cumhuriyet Halk Partisi nin, iş başına geldiğinden beri 84 Alacı, Demokrat Parti Kongreleri, Bildirileri, s Albayrak, Demokrat Parti, s

40 vatandaşlarda hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir seçim kanunu oluşturmak için bütün ilim ve tecrübe kaynaklarından faydalanarak bu yolda çalıştığını, bu amaçla Demokrat Parti ve diğer muhalif gruplara işbirliği teklifi yapıldığını ama Demokrat Parti nin bu işbirliğine yanaşmadığını belirtmiştir. 86 Tebliğ hakkında Celal Bayar, gazetecilere verdiği demeçte; 28 Haziran tarihli gazetelerde yer alan Günaltay Hükümeti beyannamesinin yayımlanmasının asıl amacının Demokrat Parti yi halkın gözünde küçük düşürmekten başka bir şey olmadığını ve halkın bu sözlere inanmayacağını söylemiştir. Bu beyannamede, Cumhuriyet Halk Partisi nin, Demokrat Parti nin korku yöntemiyle vatandaşın vicdanına tahakküm etmek istediğini, memurları tehdit altında bulundurmaya çalıştığını, kin ve nifak havası yaratarak ülkeyi kardeş kavgasına sürüklemekte olduğunu söyleyerek aslı olmayan hareketlere kalkıştığını belirtmiştir. Hükümet beyannamesinin, Demokrat Parti yi seçim kanunu ile ilgili eleştirdiğini de söyleyen Bayar, seçim kanununu hiçbir zaman çıkarları için istismar etmediklerini ve güvenilir bir seçim kanunu oluşturmak için çalıştıklarını ifade etmiştir. 87 Şemsettin Günaltay ın Beyannamesi, Millet Partisi nde de hoş karşılanmamış ve Demokrat Parti kurucularının işi bu raddeye getirdiklerini belirtmişlerdir. Hikmet Bayur a göre Demokrat Parti kurucuları, halkı yatıştırıp, Halk Partisi içindeki ihtilafın bir an önce şef lehine halledilmesine yardım etmekle, şeflik usulünün sağlamlaşması uğrunda çalışmışlardır. Bayur, Türkiye de ihtilal tehlikesinin önlenebilmesinin ancak Millet Partisi nin gösterdiği yolda yürümekle olacağını söylemiştir Delegelerin Kongre Hakkındaki Görüşleri Kongrede Anadolu nun çeşitli yerlerinden gelen delegelerin konuşmaları oldukça önemli gözükmektedir. Kongrenin üçüncü günü söz alan Zonguldak delegesi Hüseyin Balık, Hürriyet Misakı nın gerçekleştirilmediğini vurguladıktan sonra, 1950 Genel Seçimleri nden önce istedikleri yapılmazsa seçimi kendilerinin yapacaklarını, bir Milli Seçim Komisyonu kuracaklarını, ifade etmiştir. Gerekirse zulme karşı mücadele edeceklerini de söylemiştir. Balık tarafından dile getirilen bu sözler Ulus gazetesince 86 Cumhuriyet, 28 Haziran 1949, s.3; BCA, Dosya: 241, Fon Kodu: , Kutu No: 40, s BCA, Ulus gazetesi, 29 Haziran 1949, Dosya: 808, Fon Kodu: , Kutu No: 204, s.3; Cumhuriyet, 29 Haziran 1949, s Cumhuriyet, 29 Haziran 1949, s.3. 30

41 eleştirilerek Demokrat Partililerin, seçim sandıklarının başına yabancıları koymak istedikleri şeklinde yorumlanmıştır. Demokrat Parti İzmir delegelerinden Osman Kapani de sert bir konuşma yapar ve seçimlerde yolsuzluk yapılması durumunda müdahale edileceğini söyledikten sonra, seçimlerde hile yapılmayacağını, hile yapanların boynuna bir numaralı vatan haini levhasının asılıp, köy köy, kasaba kasaba dolaştırılacağı sözlerini kullanarak iktidara meydan okur. Zafer gazetesinde yer alan konuşmalardan biri de Adana delegesi Reşat Güçlü ye aittir. Güçlü, ülkedeki irticanın tek sebebinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu belirtmiştir. 89 İzmir delegesi Rauf Onursal, bütün seçimlerde görevli olan memurların veya amirlerin işledikleri suçların rejim değiştirme suçu olarak tespit edilmesini ister. Seçim sandığının Türk milletinin namus ve iffeti olduğunu bu yüzden ona uzanan ellerin kırılacağını vurgular. İzmir delegesi olan Mehmet Harmandalı iktidara hesap sorulmasını ister. Cumhuriyet Halk Partisi nin kendisini sorgulamasının gerekliliğini, demokrasinin mi diktatörlüğün mü peşinde olduklarını belirtmesi gerektiklerini söyler. Diktatörlüğü devam ettirmek için demokrat görünmek hevesinde oldukları şeklindeki sözleri kongreye damga vurur. İstanbul delegesi Dr. Mükerrem Sarol, memlekette bütün kötülüklerin temelinde hürriyetsizliğin olduğunu, halledilebilecek bütün davaların temelinde bunun yattığını, hükümet programının partiye geç verilmesini şikayet edenlerin bu hataya düşmemeleri gerektiğini belirtir ve parti bünyesinde fesatlık yaratmak isteyenlerin bertaraf edildiklerini anlatırken partileri denize benzetir: Hayatını kaybeden unsurları deniz nasıl sahile fırlatırsa, bu fesatlık çıkaran kişiler de öylece dışarıya atılmıştır. Demokrat Parti nin saltanat kurmak için kurulmadığını, siyasi nüfuz alışverişini ebediyen yok edeceğini, politikayı geçim vasıtası haline getirenlere karşı uyanık olunması gerektiğini söyleyerek sözlerine devam eder. 90 Eskişehir delegesi Dr. Ekrem Baykal, bir Demokrat Parti delegesinin cumhurbaşkanının seyahatine katılmasını eleştirir ve tarafsızlığından bahsedilen devlet başkanının kongreye ilgi göstermemiş olduğunu bunu da zaten beklemediklerini belirtir Alacı, Demokrat Parti Kongreleri, Bildirileri, s Cumhuriyet, 22 Haziran 1949, s Cumhuriyet, 22 Haziran 1949, s.4. 31

42 Kongreye katılan delegelerden birçoğunun Ankara dan ayrılırken istifalarını bıraktıklarına dair haberler çıkar. Kongreyi takip eden günlerde Demokrat Parti yi siyaseten hırpalama yolunda bazı propaganda faaliyetleri gerçekleştirilir. Bunun en büyük sebebi Demokrat Parti kongresi esnasında yaşanılan olayların birçok çevrede şaşırtıcı olmasıdır. Toplantı genel anlamda bir miting görüntüsü sunmuştur. Halk Partililerin propagandası Altı günlük bir curcunadan sonra Demokrat Parti kongresinin tam bir iflasla sona erdiği şeklindedir. Bu duruma göre, Pazartesi günü bin beş yüz kişiyle toplanan kongrede kişi sayısı yüz elliye kadar düşmüştür ve bu sayıyla kongre toplantısı sona ermiştir. Bu çevreler, partinin bütün gücünü kongrede göstermesinden dolayı rahatsızlık duydukları için Demokrat Parti ye karşı hücum etmeye başlamışlardır Cumhuriyet Gazetesi Yazarlarının Kongre Hakkındaki Görüşleri Adnan Adıvar Cumhuriyet gazetesindeki yazısında, 21 Temmuz seçimlerinin, demokrasiye doğru yöneldiğini söyleyen bir ülkede samimi ve dosdoğru bir seçim bekleyecek olan kişilerin üzerinde bıraktığı etkilerin üzücü olduğunu söyler ve sözlerine şu şekilde devam eder: Demokrat Parti nin sağdan soldan merkezden tahriklere maruz kaldığı söylenen ikinci kongresinde içlerini dökmek yolunda ölçüyü aşan bazı hatiplerin sözlerini partinin idarecileri üzerinde bariz bir etkisi olmamasına rağmen demokrasinin zararına olmuştur. Aynı zamanda bu sözler en emin ve en düzgün bir seçim kanunu ile adli teminat dairesinde seçim yapmayı ve bu yoldan ülkede gerçek demokrasiyi kurmayı vaat eden hükümetin son yayınladığı tebliğle yanlış bir yola götürmüştür. 93 Cumhuriyet gazetesi başyazarı Nadir Nadi yazısında, Genel İdare Kurulu raporu üzerinde üç gündür devam eden görüşmeler sonucunda Başkan Celal Bayar ın kurul adına yaptığı konuşmanın, her bakımdan bir sağduyu örneği sayılacak kadar doğru, inandırıcı bir eser olduğunu söyler. İkinci Büyük Kongre ye kadar Demokrat Parti nin kuruluş ve tutunuş sancıları içinde iç ve dış baskılara rağmen zorlu savaşlar verdiğini, İkinci Büyük Kongre ile Demokrat Parti de yeni bir devir açıldığını belirtir. Nadir Nadi ye göre Demokrat Parti, ülke genelinde birlik ve bütünlüğü koruduğunu kanıtlamıştır. Geride bırakılan üç yıl boyunca Demokrat Parti de sağduyu, feragatli çalışma ve kötü niyetler, kanunsuz muameleler karşısında sabır ve tahammül gösterme 92 Cumhuriyet, 27 Haziran 1949, s Adnan Adıvar, İleri Bir Adım, Cumhuriyet, 2 Temmuz 1949, s.4. 32

43 zihniyeti hakim olur. Kongrede yapılan fedakarlıkların mükafatı olarak Demokrat Parti, gerçek bir hürriyet rejimini bu ülkeye temelli bir şekilde bir daha geri alınamazcasına yerleşmiş görmek isterse, bu isteğinde ona hak vermemenin imkansız olduğunu söyler. 94 Nadir Nadi ye göre Şemsettin Günaltay ı böyle bir tebliğ yayınlamaya zorlayan sebepler arasında Demokrat Parti kongresini Milli Husumet terimi ile ifade etmesi ve kabul ettiği bir karar rol oynamıştır. Bu terim çok iyi anlaşılamasa da seçim sırasında görevini kötüye kullanan yetkililere karşı milletçe beslenecek duyguyu ya da takılacak tavrı anlatmaya çalışmaktadır. 95 Demokrat Parti İkinci Büyük Kongresi nin önemi, 12 Temmuz Beyannamesi nin Demokrat Parti de yarattığı bölünmelerin ilk kez herkesin huzurunda tartışılması ve sonuca bağlanması olanağı sağlamasıdır. Demokrat Parti içerisinde, birtakım kişiler 12 Temmuz Beyannamesi ni kabul etmenin bir zorunluluk olduğunu ve buna karşı çıkmanın ihtilalcilik olacağını ileri sürerler. Her ne kadar bazı görüş ayrılıkları yaşansa da Demokrat Partililerin büyük umutlar bağladığı bu kongreden parti, bütünlüğünü koruyarak çıkar. Kendilerine yöneltilen olumsuz yakıştırmaları önlemek için daha sert bir muhalefet yöntemini benimserler. Bu tutum da kongrenin onayladığı Milli Teminat Andı başlıklı belgede ifadesini bulur. İktidar partisi tarafından Milli Husumet Andı olarak adlandırılan bu ant siyasal tarihimize bu isimle geçer. 96 Böylece Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar ın yaptığı konuşma ve belirlenen hedefler doğrultusunda partinin siyasetteki hedefleri ve çizgisi artık kesinleşmiştir. Böylece Demokrat Parti artık kurumsallaşma ve kanunlaşma sürecini tamamlayarak iktidar olmaya hazır hale gelmiştir. B. YENİ SEÇİM KANUNU TASARISI Türkiye de ilk seçim kanunu 1877 de hazırlanarak Osmanlı Mebusan Meclisi nde kabul edilmiş, ilk defa 1908 milletvekili seçimlerinde kullanılmış ve Cumhuriyet döneminde de kullanılmaya devam edilmiştir. Kanundaki ilk esaslı değişiklik, 94 Nadir Nadi, Netice, Cumhuriyet, 24 Haziran 1949, s Nadir Nadi, Tebliğ, Cumhuriyet, 29 Haziran 1949, s Demokrat Parti nin ikinci kongresinde seçimlerde hile yapılması durumunda halkın meşru savunmaya geçeceğini, hile yapanın milletin husumetiyle karşılaşacağını ileri sürdüğü 1949 tarihli bildirge. Cumhuriyet Halk Partisi nin Demokrat Parti nin bu söylemleriyle husumet ortamı yarattıklarını iddia etmesi üzerine Demokrat Parti nin ikinci büyük kongresi Halk Partisi tarafından milli husumet olarak adlandırılmıştır. Bkz. Alacı, Demokrat Parti Kongreleri, Bildirileri, s

44 Türkiye nin çok partili hayata geçmesiyle 1946 seçimleri öncesinde gerçekleşmiştir ve Türkiye de ilk defa tek dereceli seçim 1946 yılında yapılmıştır. Ancak yasa ile ilgili tartışma ve talepler bitmemiş, özellikle Demokrat Parti, seçim yasasına yönelik isteklerini yılları arasında güçlü bir şekilde dile getirmiştir. Yine Demokrat Parti, 1946 seçimlerinden itibaren çoğunluk sisteminden vazgeçilip nispi temsil sistemine geçilmesini istiyordu. Ancak parti, bu tavrını yeni seçim kanununun hazırlanıp meclise sunulmasına kadar sürdürecek, bu andan itibaren yaklaşan seçimi kazanacağını düşünecek ve kendi içlerinden çıkan Millet Partisi nin büyümesine fırsat vermemek için Cumhuriyet Halk Partisi ile ortak hareket edecek ve nispi temsil sistemi isteğinden vazgeçecektir seçimlerindeki gergin havada iki taraf birbirini adeta düşman görmüş, karşılıklı çok ağır sözler söyleyerek birbirlerine iftira atmışlardır. Demokrat Parti ye karşı Cumhuriyet Halk Partisi nin tahammülü kalmamıştır. Siyasi gerginliğe sebep olan gösteriler de genellikle Cumhuriyet Halk Partisi nden gelmiştir. İktidar partisi, daha yeni kurulmuş bir partiye devlet idaresinin teslim edilemeyeceği, iktidara geldikleri gün bu kişilerin memleketi satacakları, karşı tarafa oy vermekle vatana ihanet edecekleri yönünde halka sürekli telkinlerde bulunmuştur. Bu propagandaların yanı sıra halka karşı girişilen baskı hareketleri ortalığı karıştırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Çok partili hayata geçildiği esnada İsmet İnönü soğukkanlılığını koruyamadığı için tenkit edilmiştir. Bu olumsuz havanın etkisinden kurtulamadığı için kendisi de etrafındaki kişilere uyarak muhalefete karşı tenkitlerde bulunmaya devam etmiştir. İsmet İnönü, 1946 yılında söylediği nutukta, şiddetli bir şekilde muhalefete ağır bir hücumlarda bulunmuştur Temmuz olayı iyi niyetli isteklerin gerçekleşmesine imkan vermemiştir. Ülke içerisindeki ilişkiler gün geçtikçe daha kötüye gitmeye başlamıştır. Ülke içinde ve dışında hak edilen güven ortamı bulunamamıştır. Ülkeyi saran küskünlük havası içinde hükümet iş göremez hale gelmiştir Naim Sönmez, Seçim Sisteminin Demokratikleştirilmesinin Bir Aşaması: 1950 Milletvekili Seçim Kanunu, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.VI, S.2, 2013, s Cumhuriyet, 6 Mayıs 1949, s Cumhuriyet, 9 Mayıs 1949, s.1. 34

45 1.Demokrat Parti nin Seçim Kanunu İle İlgili Görüşleri 1949 yılına gelindiğinde Demokrat Parti için en önemli meselenin yeni ve güvenilir bir seçim kanununun kabul edilmesiyle bir an önce genel seçimlere gidilmesi olduğu görülmektedir. Demokrat Parti, seçim kanununun kendisi için anayasadan bile önce geldiğini belirtmekte ve ülkedeki seçim kanunu meselesi çözümlendikten sonra, anayasanın da tüm hükümleri ile millet iradesine göre geçerli olacağını savunmaktadır. 100 Muhalefetin seçim kanununu değiştirmek hususundaki ısrarının sebebi, Demokrat Parti nin seçim kanununu ülke huzurundan sonra gelen en önemli mesele olarak görmesindendir. Demokrasi yolunda seçim kanunundan, rejimin tehlikeye düşebileceği için fedakarlık yapılamazdı. Adnan Menderes in Demokrasinin Sakarya Zaferi diye nitelendirdiği 1950 seçim yasası ile ilgili ilk çalışmalar 1946 seçimlerinden sonra başlamıştır. Ancak bu çalışmalar başlangıçta yavaş ve küçük iken 1950 yılına yaklaşıldığında hızlanmıştır. 101 Milli iradenin tam olarak gerçekleşmesinin, seçimlerin her türlü baskı, müdahale ve hileden uzak olarak emniyet içerisinde yapılmasına bağlı olduğu malumdur. Seçim güvenliği oy verme hakkı olan her vatandaşın seçim defterlerine dürüst bir şekilde kaydedilmesi, oyların sandıklara hilesiz konulması ve oldukları gibi çıkması, tutanaklara doğru geçmesi ve sonuna kadar bütün kurullarca bu sonuçların esas teşkil etmesi gerekir. Demokrat Parti, 21 Temmuz seçimlerinin bu şartlara uygun şekilde gerçekleşmediğini, idare ve seçim cihazlarının yalnız iktidar partisini kazandırmak amacıyla hareket ettiklerini ileri sürer. 21 Temmuz seçimlerinde yapılan yolsuzluklar hakkındaki itirazlar da dikkate alınmamıştır. Bu yüzden Demokrat Parti bir an önce seçim kanununda değişiklik yapılması için meclise bir yasa tasarısı sunmuştur. Sunulan tasarı Halk Partisi tarafından reddedilmiştir. 102 Türk milletinin güveni, seçimlerde oldukça sarsılmıştır. Daha önce yapılan seçimlerde çok sayıda seçmenin seçim hataları ile ilgili verdikleri dilekçeleri iptal edilmiş, itirazları fiilen yok sayılmış, oy vermelerine engel olunmuş, sandık yerlerinin 100 Cumhuriyet, 13 Ekim 1949, s Sönmez, Seçim Sisteminin Demokratikleştirilmesi, s BCA, Dosya: 257, Fon Kodu: , Kutu No: 44, s.1. 35

46 bilinmesinde karışıklığa neden olunmuş, oyların güvenlik içerisinde verilmesi engellenmiş ve yolsuzluklara dair belgeler yok edilmiştir. 103 Demokrat Parti nin bazı temsilcileri projedeki önemli cezai kaidelerin bazı tereddütlere yol açtığı görüşündeydiler. Sonuçta kabul edilen ve ilan edilen prensiplerden vazgeçirmek için formül arandığını ileri sürenlere de rastlanılmıştır. Bu rivayetlere bakılınca Günaltay Hükümeti bu hususta açıkça bağlanmış durumda bulunduğundan ancak bir kabine değişikliğiyle işin içinden çıkılması mümkün görünmüştür. Yine bu konuda ortaya atılan rivayetlerden birisi de iktidarın seçim kurulu başkanlıklarına getirilmesini kabul ettiği yargıçları seçme yolunda, şimdiden teşebbüslere girişildiğine dairdir. Bu rivayet de, Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal ın bütçe komisyonundaki açıklaması sırasında yeni kurulacak mahkemelere dair sözlerinden çıkarılmıştır. Bakan yeniden 15. Asliye Ceza Mahkemesi kurulacağını ve bir o kadar mahkemenin de yapılacak tasarruflarla kurulacağını söylemiştir. 104 Yeni seçim sistemi oluşturulurken şu maddeler gerçekleştirilmek istenir: Seçime mümkün olduğunca büyük bir vatandaş kitlesinin kolayca katılmasını sağlamak. 2.Zaman, mekan, usul ve şekillerin önceden tespit edilmesiyle hile ve tazyikleri engellenmek. 3.Seçimin idaresinin tarafsızlığından şüphe edilmeyecek organlara verilmesi. 4.Bütün yolsuzlukların ve hataların, güven ve emniyet veren usullerle halkın vatandaşların kurumlardan bir kez istemesiyle düzeltilebilmesi. 5.Milli iradenin hakimiyetini bozanlar hakkında hiçbir tarafın izin ve kabulüne gerek kalmadan doğrudan doğruya vatandaşlar tarafından ceza davası açılabilmesine imkan vermek. Demokrat Parti, kurallar daha demokratik hale getirilene kadar seçimlere katılmayı ve Cumhuriyet Halk Partisi nin yönetimini meşrulaştırmayı reddetmeye karar verir. Bunun üzerine Halk Partililer bazı yasaları düzeltmek ve Demokratların bazı isteklerini yerine getirmek zorunda kalırlar. Böylece Seçim Yasası seçmen kurulları 103 Cumhuriyet, 12 Ekim 1949, s Mekki Said Esen, Ne Vakit Çekilecekler?, Cumhuriyet, 16 Aralık 1949, s Cumhuriyet, 12 Temmuz 1949, s.4. 36

47 aracılığıyla iki basamaklı seçimler yerine doğrudan seçimlere izin verecek şekilde değiştirilir. Üniversitelere idari özerklik tanınır. Basın Yasasının serbestleştirilmesine karar verilir. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi Hükümeti, yeni yasalar uyarınca seçimlere katılmayı reddetmesi halinde muhalefet partisi olan Demokrat Parti yi kapatma tehdidinde bulunur. 106 Ayrıca Halk Partisi, Celal Bayar ı hedef alan propagandalar yaparak muhalefetin kendi içinde parçalanmaya başladığını ileri sürmüştür. 107 Adnan Menderes Kütahya İl Kongresi nde yaptığı konuşmada, iktidarın, Demokrat Parti ile mücadele edemeyeceğini anlayınca, Celal Bayar ın şahsını hedef alan propaganda ve saldırılara geçtiğini fakat bundan hiçbir şekilde sonuç alamayacağını beyan etmiş ve bir partinin fikirlerini, bir millet davasını, mevki ne kadar önemli olursa olsun, bir kişinin şahsında yere sermek mümkün değildir demiştir. Muhalefetin parçalandığı hakkındaki Başbakan Günaltay ın sözlerini ele alan Menderes, Demokrat Parti nin kurulduğu andan itibaren kısa bir zaman içinde Halk Partisi nin saflarının boşaldığını söylemiştir. Cumhuriyet Halk Partisi nin o güne kadar bütün milleti ihtiva ettiğini iddia ettiği ama partinin eski gücünün kalmadığını belirttikten sonra Halk Partisi nin halkı Demokrat Parti safına geçtiği için dinsizlikle suçladığını iddia etmiştir. 108 Özel Şahingiray, Halk Partililerin Demokratlar hakkındaki iddiaların gereksiz olduğunu söyler ve Demokratların iktidarla seçim kanunu konusunda işbirliği yapmak istemesine rağmen iktidarın hala Demokratlar hakkında olumsuz eleştiri yapmalarını abes bulur. Şahingiray a göre, Demokrat Parti hiçbir zaman Halk Partisi ni yıkmaya çalışmamıştır. Ama söylentilere son vermek için harekete geçtiği doğrudur. Demokrat Parti çok partili bir idarenin kurulması amacıyla işe başlamıştır. Buna karşılık Halk Partisi nin nizamnamesinde ve programında kendilerinden başka bir partinin kurulmasını sağlayacak bir kelime hatta bir işarete rastlanılmamıştır. 109 Şahingiray, Halk Partisi ni Demokrat Parti ye karşı yanlış ithamlarda bulunduğu için eleştirir. Halk Partisi, Demokrat Parti yi seçim kanununu ihlal etmekle suçlar ve Şahingiray, Halk Partisi nin Demokrat Parti yi eleştirmekte haksız olduğunu ve Demokratların 21 Temmuz 106 Selahaddin Bakan-Hakan Özdemir, Türkiye de Dönemi İktidar-Muhalefet İlişkileri: Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Demokrat Parti ye Karşı, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.XIV, S.1, Nisan 2013, s Cumhuriyet, 26 Aralık 1949, s Cumhuriyet, 26 Aralık 1949, s Özel Şahingiray, Celal Bayar ın Söylev ve Demeçleri ( ), Ankara 1954, s

48 seçimlerinden sonra güvenilir bir seçim kanunu istemelerinin gayet yerinde bir düşünce olduğunu savunur Cumhuriyet Halk Partisi nin Seçim Kanunu Hakkındaki Düşünceleri Demokrat Parti nin kuruluşundan beri sürdürdüğü seçim kanunu eleştirisinden ve muhalefetçe protesto edildiği için düşük katılımlarla gerçekleşen seçimlerden bıkan Cumhuriyet Halk Partisi, genel seçimler yaklaşırken, sandıkta bir kez daha yalnız kalmamak adına, muhalefeti de memnun edecek yeni bir seçim kanunu için hazırlıklara başlama kararı alır. Saka kabinesinin istifasından sonra Ocak ayında Şemsettin Günaltay başkanlığında kurulan yeni hükümet de ılımlı bir politika izlemekten yanadır. Başbakan yaptığı açıklamalarda partiler arası karşılıklı işbirliği yapılması gerektiğini, sağlam demokrasi için sağlam seçim kanununun şart olduğunu ve muhalefetin adli teminat konusunda ısrar etmesi halinde, bu teklifi Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerine kendisinin kabul ettirmeye çalışacağını söylemiştir. Günaltay hükümetinin programında yer alan Hükümetimiz, 1950 seçimlerinin hiçbir vatandaşın yüreğinde şüpheye yer bırakmayacak en güvenli bir şekilde yapılması için, ilmin ve tecrübenin telkin edeceği tedbirleri göz önünde tutmaktan geri kalmayacaktır. ifadesi de yeni seçim kanununun, muhalefetin isteklerinin dikkate alınarak çıkarılacağının habercisidir. 111 Halk Partisi meclis grubunda kabul edilen prensip, komisyonlara hakimlerin başkanlık etmesinden ibaret olduğundan İlmi Heyet in tasarısı üzerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Kırk bin yerine yetmiş bin vatandaşın bir milletvekili seçmesi esası da tasarıya alınmamıştır. Hükümet yeni seçim kanunu tasarısını meclise sunduktan sonra karşılaştırma yapılacak şekilde her iki projeyi birden ilan edecektir Temmuz 1949 tarihli Ulus gazetesi, seçim kanunu üzerindeki münakaşaya son vermek için hükümetin her tedbiri almak istediğini yazmıştır. Kanunun, dürüst bir seçimi sağlamak konusunda en kötü niyetlileri dahi susturacak bir mükemmelliyette olması için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadığını çünkü ülkenin yüksek menfaatlerinin bunu gerektirdiğini belirtmiştir Şahingiray, Celal Bayar ın Söylev ve Demeçleri, s Fatma Alev Atayakul, Türkiye de Demokrat Parti Döneminde Genel Seçimler ( ), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2007, s Cumhuriyet, 16 Aralık 1949, s Ulus, 31 Temmuz 1949, s.1. 38

49 Yeni seçim kanunu ülkenin menfaatleri için hazırlanmıştır. Adli teminat bu yüzden konulmuştur. Seçim kanununu ihlal eden herkesin cezai tedbirlere göre cezalandırılacağı da tasarıda yer almıştır. Cumhuriyet gazetesi yazarı Hıfzı Veldet e göre, seçim işini maddi bir getiri olarak gören adaylar tarafından seçimlerde oynanacak rolün sınırının kanun çerçevesi içinde kalması çok zordur. Merkezin ve şefin gözüne girerek milletvekili seçilmek ve gözden düşmedikçe de sandalyeyi korumak devri sona ermiştir. Milletvekillerinin halk ile daha samimi olması gerekir. Kendini en kolay şekilde göstermenin yolu meclisi, hükümeti sorguya çekmektir. Ama sadece muhalefetten değil iktidar partisine mensup kişiler de bu sorguyu yapabilirler. Sorun sadece meclise sorulan sorularla kalmıyor. Vatandaşı ikna etmek ve sandalyeyi korumak işinin ucu bu ülkenin en önemli meselelerine kadar dokunuyor. Hıfzı Veldet bu durumu şu örnekle açıklar: Memleketin ormanlık bölgesinde bir cahil köylü milletvekiline: Efendim hükümet bize serbest odun kestirmiyor, kömür yaptırmıyor. Buna bir çare bulunuz. demiştir. Aldığı cevap: Hay hay merak etme. Ben sizin için uğraşırım. oluyor. Güya milletvekili bey milletin hakkını koruyor. Ama gerçekte koruduğu şey ne? Geçimlerini seçimlere bağlayan kişiler bu tür şeyleri yapıyor. 114 İsmet İnönü, 1 Kasım 1949 tarihinde İzmir de seçim kanunu hakkında bir nutuk vermiştir. İsmet İnönü nün İzmir nutkunda yaptığı konuşma ne kadar geniş bir hürriyet idaresine doğru yol aldığımızı da aynı zamanda göstermiştir. İnönü nün seçimleri kaybetmek ihtimalini göz önünde bulundurarak konuşmakla demokrasinin temeli bildiğimiz halk iradesine bu ülkede artık saygı gösterilmesi gereğini kabul ediyor demektir ki bu önemli bir adımdır. Karşı tarafın düşman kabul edilmemesi ve kendileri gibi düşünmeyenlere oy vermenin ihanetle suçlandırılmaması hürriyet idaresini yürütebilmek için gerekli şartlardır. İnönü, iktidara gelmek uğruna hakareti ve iftirayı da mübah sayan kişilerden ve kurumlardan bahsederken bunların zamanla ortadan kalkacağını belirtir. İsmet İnönü, nutkunda sağduyu sınırları içerisinde iyi sözler söyler, güzel temennilerde bulunur, bir hukuk devletinin temel şartı olan kanunun anlamı üzerinde durur. 115 Seçim münakaşası bütün bu iç çekişmelerin birleştiği noktadır. Bu mesele bence esas itibariyle hallolunmuştur. Çektiğimiz zorluklar ve münakaşalar ruhi buhranlardan 114 Hıfzı Veldet, Seçim ve Geçim, Cumhuriyet, 9 Eylül 1949, s Nadir Nadi, Nutka Dair, Cumhuriyet, 3 Kasım 1949, s

50 ve itimat havasının eksikliğinden geliyor. İktidar Partisi, yani Halk Partisi serbest bir seçimle iktidarda kalmak ve serbest seçimi de kaybedince iktidarda kalmamanın mukadder olduğunu bilmektedir. İktidar Partisi nin bunu anlayışına en büyük delil, seçim kanunu üzerinde 1946 dan 1948 senesine kadar yapılmış olan değişikliklerdir de yapılmış olan kanun bugün emniyetli bir seçimin bütün şartlarını haizdir. Birçok eksiklikleri olabilir ama serbest bir seçime yarayacak modern usuller bu kanunda yer almıştır. Bunun inandırıcı diğer bir misalini vereyim: Bu kanun üzerinde yeni münakaşalar olduğu zaman hükümet de, partisi de artık maddeler üzerinde çekişmeyi bırakmışlar ve Ne istiyorsanız yapmağa hazırız demişlerdir. Demek ki kanun olarak tereddüt edilecek sakınılacak hiçbir yer kalmamıştır... Şiddet politikası itimat havasını tahrip eder. İtimat havası çoğaldıkça şiddet politikasına lüzum kalmaz. Demek ki siyaset cereyanları seçimi kazanmayan iktidarda kalmayacak, seçimi kazanmayan iktidara gelmeyecek, iktidarda bulunan karşısındakine emniyet verecek gibi asgari mevzular üzerinde vatandaşlar arasında itimat tesis ederse bütün bu meseleler sağlam bir şekilde ve sağlam istikametler üzerinde inkişaf etmiş olur. Söyleyeceklerim bundan ibarettir. Vatandaşlar arasında düşmanlık olmayacak, dostluk olacak, emniyet ve huzur hüküm sürecek, Hükümet her türlü arıza ve hadiselere galebe edecek ve siyasi partiler vazifelerini kanun içinde yapacak. Bunu dediğim zaman gördünüz ki iktidar için ve muhalefet için düşündüğüm hususları olduğu gibi söylüyorum. Bu münasebetlerin herhangi bir safhasında tereddüt olduğu zaman ruhlarda buhran başlar ve türlü şekiller altında cemiyetin içinde gösterileri olur. Saf vatandaşlar arasına türlü kıyafetlere bürünerek türlü şekillerde telkinlere gidilir. 116 İsmet İnönü nün nutku bazı çevrelerce eleştirilmiştir. Nadir Nadi gazetedeki yazısında, İnönü nün kendisine yakışan sağduyu sınırları içinde iyi sözler söylediğini ve güzel temennilerde bulunduğunu ama insanlar arasında husumet yaratılmaması gereğinden bahsederken kendisinin meseleyi daha çok araştırarak konuşmasının daha faydalı olacağını belirtmiştir. 117 Millet Partisi meclise verdiği gensoruda, İsmet İnönü nün nutkunun anayasaya aykırı olduğunu vurgular. Millet Partisi ne göre nutukta yer alan ve 12 Temmuz 116 Cumhuriyet, 2 Kasım 1949, s Nadi, Nutka Dair, Cumhuriyet, 3 Kasım 1949, s

51 Beyannamesi olarak adlandırılan günü geçmiş vesika, devlet başkanlığını ve hükümeti ilgilendiren bir mahiyet taşımamaktadır. Bu beyannamenin sonuç olarak 21 Temmuz 1946 seçimleriyle, köylerdeki muhtar seçimlerinde yaşanan yolsuzlukları tespit ettiğini belirtir. Beyannamenin, Halk Partisi Genel Başkanı ve kadrosu tarafından muhalefetin haklı ve ciddi eleştirilerinden kurtulmak ve demokrasi mücadelesini etkisiz kılmak amacıyla yayınlandığına nutukta işaret edildiğini ifade etmiştir Millet Partisi nin Seçim Kanunu Hakkındaki Görüşleri 5 Temmuz 1949 tarihinde Millet Partisi seçim kanunu hakkında milletin, hürriyetini ve kendi işlerini kendisi görüp gözetleme hakkını elde ederek gerilik ve kötülüklerden kurtulmak ve çağdaş medeniyet yolunda yürümek azminde olduğunu ve bunun için üç yıldır mücadele ettiklerini söyler. Fakat iktidar partisi ve onun tahakküm kurma zihniyetini temsil eden ve yürüten şef ve şeflik zihniyetinin, bu kurtuluş ve yükseliş hareketinin önüne dikilmiş tek engel olduğunu iddia eder. Millet Partisi ne göre, her gayrimeşru engeli yıkacak bir duruma geldiği esnada halkın güveni, 12 Temmuz 1947 beyannamesi ve beyannameye göre takip edilen siyasetten dolayı sarsılmıştır. Bu sebeple hedef ve hürriyetini kaybetmiş olan teşkilatlı muhalefeti, başka kurumlar etrafında toplamak ve milletin kurtuluş ve yükseliş azmini düzenlemek için vatandaşlar çalışmaya koyulmuştur. Bunu baştan beri yeni bir parti içinde yapmayı uygun görmüş olanlarla Demokrat Parti yi 12 Temmuz anlaşmasından önceki haline getirmeye çalışanlar, bugün tek bir cephe halinde birleşmenin, vatanı, şahıs ve zümre baskısından kurtarmak için tek çare olduğuna inanırlar. 119 İlmi Heyet tarafından hazırlanmış olan seçim kanunu projesinin henüz resmen açıklanmamış olması yüzünden çeşitli söylentiler ortaya çıkmıştır. Söylentilerin sebebi tahminen Cumhuriyet Halk Partisi yüksek kademelerinin seçimle alakalı bazı konularda henüz karara varamamış olmasıydı. Bu tür tahminlere genelde Millet Partisi çevresinde rastlanılmaktadır. Millet Partisi çevresinde yapılan yorumlara göre, Baskın basanındır sözünden hareket ederek seçimler Mart ayına alınacak ya da anayasa değişiklikleri ve ikinci meclisin kurulması yolundaki söylentilerin uygulanmasına geçilecek ve seçimler 118 Cumhuriyet, 6 Kasım 1949, s Cumhuriyet, 6 Temmuz 1949, s.3. 41

52 1951 e kalacaktır. Bu çevreler bu iki şık arasında karar verememiş olan politikanın henüz oluşma safhasında bulunduğu görüşündedir. 120 Cumhuriyet gazetesi, kanun tasarısı mecliste görüşülürken, Millet Partisi sözcüsü Osman Nuri Köni nin Başbakan hakkında ileri sürdüğü benzetişleri yersiz ve aşırı bulmuştur. Tasarıda göze batan, özgürlüğü kısıtlayan maddeleri eleştirirken Şemsettin Günaltay a sen II. Abdülhamit sin, sen Damat Ferit sin demesini Köni ye yakıştıramamıştır. Nadi, eğer Şemsettin Günaltay Abdülhamit e benzeyen bir kişi olsaydı Köni onun karşısında bu kadar rahat konuşamazdı der. Damat Ferit e gelince, Damat Ferit ile Şemsettin Günaltay arasında en ufak bir benzerlik yoktur. Damat Ferit kendisine muhalif olanları anında cezalandırır ama Şemsettin Günaltay kendisine muhalif olanlara asla cezalandırma yöntemi kullanmaz diyerek Osman Nuri Köni yi eleştirmiştir Cumhuriyet Gazetesi Yazarlarının Seçim Kanunu Hakkındaki Görüşleri Nadir Nadi, gelecek seçimlere kadar vatandaşa emniyet verici bir kanunun hazırlanacağını, basın kanununun değiştirileceğini, diğer kanunlar içerisinde de gerekli olanların yeni şartlara göre düzeltileceğini ve böylece seçimlere hazırlıklı bir şekilde girileceğini söyler ama partiler arasındaki kavga ve huzursuzluklar yüzünden bu icraatların gerçekleşmesinin geciktiğini belirtir. Kavgada en çok vurgulanan konular ise seçim meselesi, antidemokratik kanunlar ve diktatörlük iddialarıdır. Devlet adamlarının kavgasının ülke geleceği için değil kendi aralarındaki özel anlaşmazlıklar yüzünden olduğunu söyler. 122 Sadri Maksudi, Cumhuriyet gazetesindeki yazısında seçim kanununun gerekliliği ile ilgili, demokrasinin hakiki bir demokrasi olması için, devlet idaresi başına gelenlerin hakikaten halkın dilediği, itimat ettiği kişiler olmasının gerekliliğini belirtir. Bunu sağlayan en büyük etkenin de iyi bir seçim kanunu olduğunu söyler. Maksudi ye göre, anayasa kanunu ne kadar büyük esasları içerse de seçim kanunu milletin gerçek iradesinin gerçekleşmesini sağlayacak mahiyette değilse anayasadaki yüksek esaslar pratik ve hayati bakımdan kıymetsiz esaslardır Cumhuriyet, 16 Aralık 1949, s Cumhuriyet, 11 Haziran 1949, s.1; Cumhuriyet, 8 Şubat 1950, s Nadir Nadi, Çözülmeyen Düğümler, Cumhuriyet, 4 Ağustos 1949, s Sadri Maksudi, Bir Hukuk Abidesi: Yeni Seçim Kanunu Tasarısı, Cumhuriyet, 13 Ocak 1950, s.3. 42

53 Mekki Said Esen, seçim kanunun geciktirilmesi ile ilgili ortaya atılan rivayetlerle ilgili yazısında bu düşüncenin yanlış olduğunu belirtir: Benim bu gece ilgililer nezdinde yaptığım soruşturma ise seçim kanun tasarısının geciktirilmesi düşünülmemiş olduğunu gösterdi; aksine Bakanlar Kurulu bu konudaki çalışmalarını bitirmiş gibidir. Hatta tasarının Büyük Millet Meclisi ne sunulmasının an meselesi olduğu bu durumdan haberdar kişilerce belirtilmiştir. 124 Sadri Maksudi Demokrasi Kapısı Önündeyiz adlı yazısında; her vatandaşın seçim mahalline gitmeden önce, giderken ve bilhassa oyunu kullandığı esnada vicdanıyla baş başa kalarak tarihi vazifesi üzerinde ciddi surette, milletin geleceğinin anahtarı kendisine verilmiş bir sorumluluk sıfatıyla düşünmesi gerektiğini söyler. Bu düşünce sonucunda, ülkeye karşı ruhen bağlılığı, şeref ve namus duyguları, her namuslu insanın en samimi rehberi olan vicdanı ona hangi istikamette gitmesini söylüyorsa, ona göre hareket etmelidir der. 125 Nadir Nadi, tasarıda ülkenin gerçeklerinin göz önünde bulundurulmadığını iddia eder. Milletvekili sayısını fazla bulan bilim komisyonunun bu hususa dair teklifini doğru bulmadığını, kırk bin yerine yetmiş bin nüfusa bir milletvekili kabul edilirse, hem meclis çalışmalarında hem de bütçe bakımından daha faydalı bir yol tutulmuş olacağına inandığını söyler. Ama bu teklifin mecliste kabul edilmeyeceğini düşünür. Vatandaşa güven sağlamak ve seçim mekanizmasını pratik bir şekilde işletmek bakımından tasarıda bazı düzenlemeler yapılabileceğini ifade ederek seçim kurallarına başkanlık edecek olan hakimlerin adaylık durumu hakkında tasarıya hiçbir hüküm konulmamasını eleştirir. Bir yargıç hem kurul başkanı hem de milletvekili adayı olabilecek midir? Tasarı böyle bir duruma imkan veriyorsa bundan güvenlik prensibinin zarar göreceğini düşünür. Bir ilde veya ilçede seçim kurulu başkanlığına kabul edilen bir hakim artık o seçimlere aday olarak katılmamaktadır. Bir yargıç mahkemeyi bırakıp da meclise girmeyi istiyorsa kararını vaktinde bildirmeli, seçim kuruluna başkanlık etmemelidir Cumhuriyet, 16 Aralık 1949, s Sadri Maksudi, Demokrasi Kapısı Önündeyiz, Cumhuriyet, 2 Mayıs 1949, s Nadir Nadi, Tasarı, Cumhuriyet, 18 Aralık 1949, s.1. 43

54 5.Seçim Kanunu İle İlgili Yapılan Radyo Konuşmaları Yeni seçim kanununa göre partiler; oy verme gününün üçüncü günü sabahına kadar radyo propagandaları, ilan, beyanname, açık mektup gibi her çeşit yayını yapabilirler. Bu yüzden partiler ve adaylar kanunun belirlediği bu süreler bitmeden önce faaliyetlerini yoğunlaştırmışlardır. Demokrat Parti nin seçim beyannamesini yayınlamakta geç kalması Cumhuriyet Halk Partisi nin eleştirilerine yol açar. Demokrat Parti lideri, Cumhuriyet Halk Partisi nin eleştirilerine karşılık, iktidar partisinin beyannamesinin boş fikirler ve vaatlerden ibaret olduğunu, kendi partisinin seçim beyannamesinin yayınlanmak üzere olduğunu söyler. Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat Parti nin beyannamesinin geciktirilmesini bir seçim taktiği saymış ve propaganda faaliyetlerinin son gününde yayınlanmak suretiyle beyannamenin eleştirilmesine imkan bırakılmamak istenildiği yolunda tenkitler yapmıştır. Demokrat Parti, beyannamesini kısa süre içinde yayınladığı için böyle bir şeyi amaçlamadığı anlaşılmıştır. 5 Mayıs 1949 tarihinde partiler radyolarla propagandaya başlar. Demokrat Parti adına bazı milletvekilleri konuşmalar yaparlar. Partinin milletvekili adaylarından Ahmet Hamdi Başat radyo konuşmasında, bu memlekette iktidarın en büyük kötülüğünün, yarattığı kararsızlık ve güvensizlik havası olduğunu söyler. Bugün, iyi veya kötü kurulmuş bir düzenin yarın birdenbire değişmesi her zaman mümkündür. Bu değişmeler olayların zoruyla olmaz; olaylar aksine aynı kaldığı halde dahi birbirine tamamen zıt iki düzen, iki prensip, hatta aynı sebeplerle aynı adamlar tarafından yapılabilir. 127 Cumhuriyet Halk Partisi adına; Sadi Irmak radyo konuşmasında, çeyrek asırdır iktidarda kalmış bir partiye şu veya bu cepheden kusurlar bulmanın çok kolay, fakat asıl marifetin bu çeyrek asırlık iktidarın objektif bir muhasebesini yapabilmek olduğunu söylemiştir. Objektifliği sağlamanın en iyi yolunun, partinin iktidara geldiği günlerin şartlarıyla bugünkü durumunu karşılaştırmak olduğunu belirtmiştir Yeni Seçim Kanunu nun Özellikleri 1950 yılının Şubat ayında Menderes, Köprülü ve Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu ndan oluşan Demokrat Partili bir heyet, fiili bir nispi temsil sistemi kurulması konusunda konuşmak için Cumhuriyet Halk Partili Hilmi Uran la buluşur. 127 Cumhuriyet, 5 Mayıs 1949, s Cumhuriyet, 5 Mayıs 1949, s.3. 44

55 Demokrat Parti, çoğunluk sisteminin sakıncalarını gidermek ve muhalefetin en az sayıda milletvekili çıkarabilmesini sağlamak için listelerde karşılıklı olarak boş yer bırakma seçeneğini kabul etmemiş, bunun yerine parti liderlerinin karşısındaki listede aday gösterilmemesi esasını kabul etmiştir. Seçim öncesi bir koalisyon hükümetinin kurulması da ayrıca konuşulan konular arasındadır. Ayrıca Demokrat Parti, İnönü nün cumhurbaşkanlığını kabul edecektir. Bu görüşmede Cumhuriyet Halk Partililer asıl konunun listelerde boş yerler bırakarak fiili nispi temsili uygulamak olduğunu, bunun da Demokrat Parti tarafından teklif edildiğini ama bu düşünceden Demokrat Parti nin kendisinin vazgeçtiğini, diğer konuların ise arka planda kalan konular olduğunu söylemişlerdir. Bu görüşmeden sonuç çıkmamıştır Şubat 1950 de meclis, seçimlerle ilgili çok önemli olan son değişiklikleri yapmıştır. Millet Partisi nin özellikle nispi seçim sisteminin kabul edilmemesi sebebiyle ret oyu verdiği bu değişikliklere göre, seçimler tek dereceli, genel, eşit, gizli oy ve açık tasnif ilkeleriyle yapılacaktır. Seçim sistemi olarak çoğunluk sistemi benimsenmiştir. Yeni parlamentoda dört yüz altmış beş yerine dört yüz seksen yedi milletvekili bulunacaktır. Seçime katılacak partilere radyodan günde on dakika yayın yapma hakkı da verilmiştir. 1 Mart tarihinde ise hükümet, seçimlerin 14 Mayıs ta yapılacağını ilan etmiştir. 24 Mart 1950 tarihinde de meclis, yirmi üç aleyhte oya karşı iki yüz doksan dokuz oyla meclis seçimlerinin yenilenmesine karar vererek çalışmalarına son vermiştir. 130 Seçimlere adli teminat getirilmiştir. Adli teminat, Yüksek Seçim Kurulu nun oluşturulması, seçimlerin yargıç güvencesi altında yapılması, idare amirlerinin, memurların, askeri kişilerin ve milletvekillerinin görev yaptıkları yerin seçim bölgesindeki seçim kurullarına seçilmemeleri, siyasi parti ve bağımsızların sandık başlarında gözlemci bulundurabilmeleri, oyların kapalı yerde verilmesi, seçim sonuçlarının hemen açıklanması, kazanan adayların listesinin asılması, oy pusulalarının Sulh Hukuk mahkemelerinde korunması ve TBMM ya da Yüksek Seçim Kurulu nun isteği olmaksızın nakledilmemesi, on bir kişiden oluşacak olan Yüksek Seçim 129 Çufalı, TBMM VIII. Dönem ( ), s.24; Ağaoğlu, Siyasi Günlük, s Çufalı, TBMM VIII. Dönem ( ), s.23-24; TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:8, C.XXV, 72. Birleşim, 24 Mart 1950, s

56 Kurulu nun altı üyesinin Yargıtay, beşinin de Danıştay üyeleri arasından gizli oy ile seçilmesi gibi yenilikler getiriyordu. 131 Bir seçim çevresinde en fazla oyu alan parti, tüm milletvekillerini kazanmaktadır. Bununla birlikte seçmenler, partilerinin sunduğu adaylarla bağımsız adaylar arasından karma liste de düzenleyebilmektedirler. Bu durum liste usulü çoğunluk sisteminin bir başka yararıdır. Ayrıca kanunun otuz beşinci maddesinin birinci fıkrasıyla da bağımsız adayların siyasi parti listelerinde yer almalarına olanak tanınmıştır seçimlerinde altı milletvekili bağımsız olarak Demokrat Parti listesinde yer almıştır. 21 Şubat 1950 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanan Milletvekilleri Seçim Kanunu nun birinci maddesinde Milletvekilleri tek dereceli seçimle ve ekseriyet usulüne göre genel, gizli ve eşit oyla seçilirler. denilmekte, seçim çevresini belirleyen ikinci maddesinde Milletvekilleri seçimi il itibarı ile yapılır. Her il bir seçim çevresidir. hükmü yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından her kırk bin kişi için bir milletvekili seçildiği, yirmi iki yaşını bitiren kadın-erkek her Türk ün milletvekili seçme hakkına sahip olduğu, otuz yaşını bitiren kadın-erkek her Türk ün milletvekili seçilebildiğine dair hükümlerin yer aldığı seçim kanunu temel ilkelerde oldukça demokratiktir. 132 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 14 MAYIS 1950 GENEL SEÇİMLERİ A.SEÇİMLER ÖNCESİNDE YAŞANAN GELİŞMELER Demokrat Parti nin tek parti döneminde kurulup daha sonra serbest seçimlerle iktidara gelmesi, birçoğu tarafından beyaz devrim, kansız ihtilal gibi iddialı sözlerle adlandırılmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi ni çok partili hayata iten en önemli etken, memur zümresinin ve liberal aydınların desteğini kaybetmesi durumudur. Bunda hem savaş enflasyonunun yarattığı çeşitli sıkıntıların hem de bu zümrelerin uluslararası fikir akımlarına ve özgürlüğe en duyarlı zümreler oluşunun büyük rolü olmuştur. Milli Şef en güçlü desteğini de kaybettiğini hissedince, yakın geçmişin deneyimlerine dönmüş, Serbest Fırka hareketini hatırlamış ve bu denemeyi günün koşullarına uygun bir biçimde 131 Albayrak, Demokrat Parti, s Kenan Olgun, Türkiye de Cumhuriyet in İlanından 1950 ye Genel Seçim Uygulamaları, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C.XXVII, S.79, Mart 2011, s

57 yeniden canlandırma çabasına girmiştir. Bunun için de, Atatürk ün son başbakanı Celal Bayar uygun görülmüştür seçimlerinde halkın seçimlere ve devlete olan güveni azaldığı için seçimlere gitme gereksinimi bile duymuyorlardı. Adeta kendi kendilerini seçmiş olan ikinci seçmenler, tek partinin adaylarına olduğu gibi oy vererek işin içinden çıkıyorlardı. Bazen İstanbul da olduğu gibi parti mesela yirmi üç yerine otuz aday gösteriyordu. İkinci seçmenlerden en fazla oy alanlar meclise giden yirmi üçleri oluşturuyorlardı. TBMM de olduğu gibi milletvekilleri için yapılan kısmi seçimlerde parti hiç aday göstermiyor, ikinci seçmenleri serbest bırakıyordu. O zaman ikinci seçmenler kendilerine vekalet vermiş olan birinci seçmenlerin kanaatine ve genel isteklerine yüzde yüz aykırı bir seçim yapıyorlardı. 134 Hasan Saka Hükümeti nin kuruluşundan 14 Mayıs 1950 seçimlerine kadar uzanan dönem, Cumhuriyet Halk Partisi nin başlangıçta belli sınırlar içinde tutmaya çalıştığı muhalefetin, artık tam anlamıyla kendini kabul ettirdiği ve adım adım iktidara yaklaştığı bir dönemdir. Bu dönemin siyasal kavgalarının biçimini ve tanımını 12 Temmuz Beyannamesi belirlemiştir. İktidar partisi ve muhalif partiler 1950 genel seçimlerinin güvenli bir ortamda gerçekleşmesi için yoğun bir şekilde seçim hazırlıklarına girişmişlerdir. 1.Cumhuriyet Halk Partisi nin Seçim Hazırlıkları Cumhuriyet Halk Partisi nin seçim propagandalarının temel amacı, seçimlerin güvenli geçeceğini ispatlamak olmuştur. Bu güvenin yaratılmasının nedeni, devletin Halk Partisi ni iktidara taşıyacağı düşüncesidir. Yapılan tek vurgu, seçim güvenliği ve Cumhuriyet Halk Partisi nin milli iradenin gerçek uygulayıcısı olduğunu göstermek üzerine olacaktır. Seçimlerin güvenli bir şekilde gerçekleşeceğine halkı inandırmak ve bunu sağlayan gücün de Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu vurgulamaktır seçimleri ve Demokrat Parti nin 1946 sonrası izlediği propaganda yöntemi düşünüldüğünde seçimlerin güvenli bir ortamda yapılması gerekliliğinin, Cumhuriyet Halk Partisi mensupları için çok önemli bir nokta olduğunu söylemek gerekir. Halkı tarafından güvenini yitirmiş bir iktidarın, seçimleri normal yoldan kazanabilmesi neredeyse 133 Timur, Türkiye de Çok Partili Hayat, s Abidin Daver, Orduya Siyaset Sokmak İsteyenler, Cumhuriyet, 17 Ağustos 1950, s.3. 47

58 imkansızdır. Bu yüzden Cumhuriyet Halk Partisi nin seçimlerin güvenilirliğine yönelik vurgusu seçim konuşmalarında en çok tekrarlanan konu olacaktır Ocak ta Cumhuriyet Halk Partisi erkanı Manisa İl Kongresi ne katılarak hükümetin başarılarına değinmiştir. Kongrede 1950 senesinde yapılacak yatırımlardan, muhalefetin programsızlığından, uyumsuzluğundan bahsedilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi nin kanun çerçevesinde, tehdit ve tahrike kapılmadan seçimi kazanacağı vurgulanmıştır. 136 Cumhuriyet Halk Partisi nin seçimlere yönelik hazırlıkları şu şekilde sıralanabilir: 1.Parti kuruluşlarını tamamlama: İl içinde kuruluşu tamamlanmamış ocak ve bucak varsa bu ocak ve bucakların kuruluşunu tamamlayacak tedbirleri şimdiden almak ve ocak ve bucaklarda kurumlarımızı artırmak. 2.Kuruluşları kuvvetlendirmek: Mevcut kuruluşların üye sayısını artırmak, partileri genel seçim savaşına hazırlamak. 3.Partilileri ve parti kurucularını birbirleriyle kaynaştırmak: Partilileri ve kuruluşları arasındaki ahenk ve samimiyet genel olarak memnun edicidir. Ancak çok geniş ve yaygın olan parti mensupları arasında az dahi olsa bazı anlaşmazlıkların bulunması muhtemeldir. Bu gibi hallerde partili arkadaşlarla temasa geçerek bu anlaşmazlıkları ve sebeplerini gidermek ve partililer arasında karşılıklı saygı ve güven sağlamak. 4.Büyük Millet Meclisi nin tatilde olacağı yaz döneminde milletvekili kişilerin seçim çevrelerini ziyaretlerinde bu genelgenin iki, üçüncü maddelerinde yazılı faaliyetlere katılmaları. 5.Bütün inkılâpların başarılmasında ve yayılmasında hizmetleri olan parti kuruluşlarının demokratik rejimin yerleşmesi ve gelişmesi zamanında da ülkenin en kuvvetli dayanağı olduğunun gösterilmesi. 137 Cumhuriyet Halk Partisi seçimlerin bir an önce yapılmasını istemiştir. Halk Partisi ne göre milletvekili seçimlerinin belediye seçimlerinden önce yapılması Halk Partisi ne büyük başarılar sağlayacaktır. Bu seçimler yüzde doksan belediye seçimlerini 135 Çiğdem Aydoğmuş, İstanbul Basınına Göre Demokrat Parti Dönemi İktidar-Muhalefet İlişkisi (Akşam, Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet ve Vakit Gazeteleri), Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2011, s Albayrak, Demokrat Parti, s BCA, Dosya:241, Kod:490 01, s

59 de etkileyecektir. Halk Partisi hakimlerin seçim işlerine karışmasını istememiştir çünkü hakimler adaleti temsil ettikleri için politikaya karışmaları durumunda seçimlere eşit şekilde yaklaşamayacaklardır. 138 Cumhuriyet Halk Partisi nin üzerinde önemle durduğu iki konu vardır. İlki anayasanın demokratik hayatın gereklerine göre değiştirilmesi ve ikinci meclisin kurulmasıydı anayasası savaş zamanında olağanüstü tedbirleri hızla almayı sağlamak için düzenlenmişti ancak bu özelliği seçim sonucunda büyük çoğunluğu alacak partiye anayasa dahil tüm kanunları bir hafta içinde değiştirme gücünü de vermekteydi. Halk Partisi ne göre tüm kuvvetleri bünyesinde toplayan bir meclisi öngören 1924 anayasasının değiştirilerek, kuvvetler ayrılığına gidilmesi ülkede istikrarlı bir idarenin tesis edilmesi için zorunluydu. Anayasa değiştirilerek, meclisin çıkardığı kanunları anayasaya uygunluk bakımından denetleyecek ikinci bir meclis oluşturularak demokratik bir rejimin gelişmesine hizmet edilecekti. 139 İkinci konu ise; şiddet politikasının yok edilmesiyle ilgiliydi. İnönü ye göre 12 Temmuz politikasının muhalefet tarafından terk edilmesiyle başlayan şiddet politikasının nedeni, Halk Partisi nin sabır ve tahammül göstermemesi ve Demokrat Parti nin şiddet yoluna sapmasıydı. 140 İnönü Demokrat Parti den iki taraflı bir belge olan 12 Temmuz Beyannamesi ni kabul etmesini ve kongrede alınan şiddet kararlarını iptal etmesini istiyordu. Böylece ülkede yıkıcı sonuçlar yaratabilecek şiddet politikası yerine, demokrasi ve hürriyet rejiminin huzur ve emniyet içinde yerleşmesi sağlanacaktı. 141 Cumhuriyet Halk Partisi nin Beyannamesi nin bazı eksik kısımları vardır. Geçen dört yıl içinde, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ülkede bir ilerleme olarak nelerin başarıldığına dair satırlar arasında hemen hiçbir işarete rastlanılmamaktadır. Seçim beyannameleri geçmiş ve geleceğe ait olmak üzere başlıca iki kısma ayrılır. İktidarı elinde tutan bir parti son dönemlerde nasıl çalıştığını, programını, prensiplerini ne şekilde yürüttüğünü, programını ne dereceye kadar gerçekleştirdiğini seçmenlere bildirmek zorundadır. İstenildiği halde gerçekleşmeyen hedefler varsa bunun neden gerçekleşmediği hakkında bilgi verilmelidir BCA, Dosya: 55, Fon No: , Kutu No: 10, s Cumhuriyet, 24 Mart 1950, s Cumhuriyet, 24 Mart 1950, s Cumhuriyet, 5 Nisan 1950, s Nadir Nadi, CHP Beyannamesi, Cumhuriyet, 29 Nisan 1950, s.1; BCA, Dosya:265, Fon No: , Kutu No: 44, s

60 Halk Partisi listesinde yeni isimlere önemli bir yer ayrılmıştır. Partide artık daha genç simalar yer almaya başlar. Avukat, tüccar, çiftçi en çok göze çarpan serbest meslek gruplarındandır. Bununla beraber Halk Partisi içinde genellikle idareci-bürokrat zihniyet hakimdir. Eski milletvekilleri, eski valiler, yüksek ve orta seviyedeki memurlar da adaylar arasındadır. Serbest meslek gruplarından elli dört avukat, kırk bir tüccar, otuz dokuz çiftçi, elli bir idareci, kırk altı maliyeci- iktisatçı- bankacı, kırk dört doktor, kırk profesör, otuz altı yargıç, yirmi beş gazeteci, on sekiz belediyeci, on altı yüksek mühendis, on dört general, on dört ziraat uzmanı, on üç subay, on üç eczacı, altı fabrikatör, dört diş hekimi, dört ilahiyatçı, üç diplomat, üç işçi, beş de kadın milletvekili vardır. 143 Aday başvuruları 8 Nisan 1950 akşamı sona erdiği zaman Ankara daki aday adaylarının partilere dağılımı, seçim öncesindeki durumu göstermesi bakımından anlamlıdır. Cumhuriyet Halk Partisi nden aday olmak isteyenler elli civarındayken, Demokrat Parti aday adaylarının sayısı altmış beş olmuştur. Aday listelerinin oluşturulmasında ilk adım olan teşkilat yoklamasında toplam dört yüz seksen yedi milletvekilliği için üç yüz on iki adayı yerel örgütler belirlemiştir. Parti Divanı Nisan 1950 günlerinde yoğun ve tartışmalı toplantılarla kendisine bırakılan yüzde otuzu tespit etmiştir. Örgütlerden yoklama sonuçları ile birlikte Parti Divanı na öneriler de gönderilmiştir. Bu öneriler iki yönlüdür. Bazı isimlerin Genel Merkez kontenjanından listeye alınması, bazılarının ise hiçbir şekilde listeye girmemesi istenilmiştir. 144 Cumhuriyet Halk Partisi Genel İdare Kurulu yüzde otuzluk Genel Merkez kontenjanından gösterilecek adayları belirlemek için 11 Nisan da toplanmıştır. Genel İdare Kurulu nun oluşturduğu listeler Parti Divanı tarafından onaylanarak kesinlik kazanmıştır. Aday listesi seçim kuruluna verilinceye kadar gizlenir. 22 Nisan 1950 de aday listesi açıklanır. Listenin durumu ortaya çıkınca kendisine yer bulamayan milletvekilleri partiden istifaya etmişlerdir. Esat Uras (Malatya), Hamdi Dayı (Muş), Abdülkadir Kalav (Mardin) bu istifaya yönelen milletvekillerinden sadece birkaçıdır. Mevcut üç yüz doksan üç milletvekilinin iki yüz yirmi dördü yeniden aday gösterilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi nde Genel Başkan İnönü, Ankara ve Malatya dan aday gösterilmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi nin aday listelerinin belirlenmesinde özellikle muhalif basın tarafından aynı zamanda parti içinde bir tasfiye uygulamasına girişildiği 143 Nadir Nadi, Listeler, Cumhuriyet, 26 Nisan 1950, s Süleyman Güngör, 14 Mayıs 1950 Seçimleri ve CHP de Bunalım, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.21, Mayıs 2010, s

61 ileri sürülmüştür. Bu yorumun yapılmasında milletvekillerinin yüzde kırkının aday listesine girememesi etken olmuştur. Bu milletvekillerinin bir bölümünün İnönü ye muhalif olduğu, bir bölümünün de Demokrat Parti ye geçmeye çalıştıkları söylentisi yaygındır. 145 Seçim sürecinin başlaması parti içinde bazı sorunları da ortaya çıkarmıştır. Öncelikle seçimlerin yönetiminde partinin hangi organının görev alacağı sorunu ve aday listesinin belirlenmesinde etkinlik kurmak isteyen kişiler arası çekişme önemli bir huzursuzluk yaratmıştır. Ayrıca partinin mevcut milletvekillerinden çoğu merkezin kontenjanında yer bulabilme çabasındadır. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi yedinci kurultayda, adayları belirleme konusunda yüzde yetmişlik bir oranı İl Teşkilatı na bırakmıştır. Bütün bu sorunlardan başka, İnönü nün tartışılmaz ağırlığı ve Faik Ahmet Barutçu nun deyişiyle diktatörce yönetimi, Parti Divanı ve Genel İdare Kurulu üzerinde sıkıntı yaratmaktaydı. İnönü, Genel Sekreter Yardımcısı Cevat Dursunoğlu nu yoklama sonucu girdiği aday listesinden baskıyla istifa ettirmiştir. Oylamalarını gizli yapması gereken Parti Divanı, İnönü nün denetiminden geçen listeyi açık oyla kabul etmiştir. İnönü aday listesine müdahalesinin gerekliliğini açıklarken şöyle demiştir: Bu listenin manevi sorumluluğu benim üzerimdedir. 146 Cumhuriyet Halk Partisi nin 1950 seçimleri öncesinde demokratikleşme adına özgürlüğü sağlamaya devam edeceğine dair uygulama ve vaatleri, seçim atmosferi kızıştıkça Cumhuriyet Halk Partisi aleyhine bazı gelişmelerin yaşanmasını engelleyememiştir. 13 Ekim 1949 da Hüseyin Rauf Orbay, ara seçimlerde adaylığını Cumhuriyet Halk Partisi nden değil, bağımsız olarak koymaya karar verdiğini açıklamıştır. Milli Mücadele nin önemli şahıslarından olan, 26 Ocak 1948 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Meclis Başkanlığı na seçilen Ali Fuat Cebesoy ve yine din eğitiminin verilmesi ve imam-hatip okullarının açılmasını hararetle savunan asker kökenli siyaset adamı Sinan Tekelioğlu, 26 Mart 1950 tarihinde Cumhuriyet Halk Partisi nden istifa ettiklerini açıklamışlardır. Cebesoy, yaptığı toplantıda Bugünkü şartlar altında Halk Partisi nin bir üyesi olarak hizmet imkanı bulamayacağıma kanaat getirdim. demiştir. 31 Mart 1950 tarihinde, 1926 yılından itibaren milletvekilliği ve bakanlık gibi çeşitli devlet hizmetlerinde bulunmuş olan hukukçu ve siyaset adamı Hayri 145 Güngör, 14 Mayıs 1950 Seçimleri, s Güngör, 14 Mayıs 1950 Seçimleri, s

62 Ürgüplü ve Cumhuriyet gazetesi başyazarı Nadir Nadi, Cumhuriyet Halk Partisi nden istifa ederek Demokrat Parti listesinden aday olmuşlardır. 4 Nisan 1950 tarihinde Milli Mücadele nin önemli simalarından asker kökenli siyaset adamı Korgeneral Fahri Belen Demokrat Parti ye geçmiştir. Bunun üzerine İnönü, Rauf Orbay, Refet Bele ve Adnan Adıvar a adaylık teklif etmiş ama olumlu yanıt alamamıştır. Demokrat Parti listesinden adaylıklarını açıklayan kişiler içerisinde en şaşırtıcı olanı Yargıtay Başkanı Halil Özyörük'tür. Özyörük, yeni seçim kanununun hazırlanmasını sağlayan, Demokrat Parti tarafından Cumhuriyet Halk Partisi taraftarlığı ile suçlanan seçim komisyonunun başkanlığını yapmıştır. 147 Seçim mücadelesinde göze çarpan önemli bir nokta, partilerin listelerindeki adaylar arasında beğenilmeyen kişiler bulunduğu ve karma listeler yapılması lehindeki propagandadır. Bazı listeler çilek sepetlerine benzetilmektedir. Sepetin üst kısmına iri çilekler alt tarafına küçük, çürük çilekler doldurulduğu gibi, listelerin baş taraflarına seçim kabiliyeti yüksek kuvvetli kişilerin, alt taraflarına da bu kabiliyetten yoksun olanların konulduğu ileri sürülerek, kudretli kişilerden karma listeler düzenlenmesi konusunda propaganda yapılmaktadır. Partiler bu propagandadan memnun değildirler. Onlar sadece kendi düzenledikleri listeye oy verilmesini isterler. Cumhuriyet Halk Partisi ni mağlup etmek için muhalefet partilerinin işbirliği yapması yönündeki düşünceler kabul edilmemiştir. Büyük oranda Cumhuriyet Halk Partisi nin seçimleri kazanacağını düşündükleri için birleşmekten yana değildiler. Bütün partiler karma listelere muhaliftirler ama büyük şehirlerde özellikle aydın kesimin kendi düşüncelerine göre beğendikleri adaylara oy verecekleri de anlaşılmaktadır. Karma listelere alınacaklar arasında yalnızca hiçbir partiye mensup olmayanlar değil, bir partiye mensup olup da kendi partilerine sımsıkı bağlı olmayan, aday listelerine giremedikleri için küsenler, sevmedikleri ve beğenmedikleri parti arkadaşı adaylara oy vermek istemeyenler de bulunacaktır. 148 Milletvekili adayı olarak seçilemeyenler Demokrat Parti nin seçimlere hile karıştırdığını iddia etmişlerdir Karataş, Cumhuriyet Halk Partisi, s Cumhuriyet, 10 Mayıs 1950, s Cumhuriyet, 15 Nisan 1950, s

63 2.Muhalefet Partilerinin Seçim Hazırlıkları İle İlgili Çalışmaları Ülkedeki huzursuzluklara rağmen Demokrat Parti nin bir kenara çekilip yaşanılanları seyretmesi hürriyet ve demokrasi ilkelerine ters düşerdi. Demokrat Parti ülkenin şartlarına uygun, dürüst bir seçim kanunu çıkarılması uğruna İlim Heyeti ne yardım etmekle iyi niyetlerini göstermiş, siyasi hayatta yıkıcı değil yapıcı bir rol oynamak istediğini göstermiştir. 150 Seçimlere olan güven, Demokrat Parti nin propagandalarında da yer almıştır. Demokrat Partili konuşmacılar gittikleri yerlerde halka, yeni seçim kanununun çok iyi ve adaletli bir seçimi gerçekleştirmeye uygun olduğunu sürekli belirtmişlerdir. Bununla Demokrat Partililer halka kendi oylarını korkmadan kullanmak yolunda tavsiye verirken, Demokrat Parti ye oy vereceklerin hükümet korkusuyla bundan vazgeçmelerini de engellemeye çalışmışlardır. Yeni seçim kanununun, oyları yasal güvence altına aldığı anlatılarak, halkın oylarını kendilerinin koruyabileceğini ve böylelikle de istediklerini iktidara getirebileceklerini söylemekteydiler. Bu yönde yaratılmaya çalışılan politik bilinçlenme, Demokrat Parti kanalıyla çeşitli araçlar kullanılarak yürütülmüştür. Bilinçlendirme, bazen oy verme yöntemini anlatmak için köylere eğitime giden görevliler yoluyla gerçekleştirilirken, yoğun olarak da propaganda metinleri ve özellikle Demokrat Parti nin yayın organı olan Zafer gazetesi kullanılarak yapılmıştır. 151 İllerde seçim propagandası yapmak üzere köylere giden muhtelif parti mensupları arasına fırsattan istifade eden bazı kötü niyetli kişilerin girmesi sonucunda, köylülere rejim aleyhinde ulu orta kötü telkinler yapılmıştır. Bu yüzden durumu önleyici tedbirler alınmıştır. Bundan sonra partiler adına gönderilen kişilere vesika verilecektir. Sorulduğu zaman vesikasını göstermeyen kişiler incelemeye alınacaktır. 152 Demokrat Parti adına Hulusi Demirelli, seçmen kütüklerine isim ve soyadların tam geçirilmesi, seçimlerin adli makamda denetlenmesi, gizli oy ve açık tasnif prensiplerinin hayata geçirilmesi, seçimlerin huzur ve güven içinde yapılmasını ifade ettikten sonra seçim kanunu üzerinde en çok tartışılan noktalardan biri olan toplantı yerlerinin belirlenmesi kararının o yerin Belediye Başkanı ve İhtiyar Heyeti ne verilmiş 150 Nadir Nadi, DP nin Cevabı, Cumhuriyet, 13 Ekim 1949, s Sinan Yıldırmaz, 1950 Seçimleri ve Propaganda, İstanbul Üniversitesi Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, S.6, 2004, s BCA, Dosya: 257, Fon No: , Kutu No: 44, s.1. 53

64 olmasına tepki göstererek, bu madde ile kapalı yerlerdeki toplantıların gözetlenmesinin imkansız hale geldiğini belirtmiştir. 153 Seçim istatistiklerinin verilmesi halkın güvenini kazanma konusunda gereklidir. Diğer demokratik devletlerde seçimlerde istatistiklere yer verildiği halde Türkiye de yer verilmemesi özellikle aydınlar tarafından eleştirilmiştir. İstatistiklerde hangi vilayetlerde, hangi kadrolarda, hangi yaşlardaki nüfus kitlelerinde, hangi meslek zümrelerinde, hem genel hem ara seçimlerde hangi parti daha çok oy aldı gibi hususların verilmesi gerekir ve halkın bunları bilmesi en doğal hakkıdır. 154 Demokrat Partililerin en çok üzerinde durduğu konu; büyükşehirlerdeki mesken ve gıda meselesi, işçi meselesi, hayat pahalılığı, sağlık sorunları, hükümetin mali politikasıdır. 155 Demokrat Parti sözcüleri radyo yayınlarında, iktidar partisi milletvekillerinin seçim ile ilgili demeçlerinin geniş ölçüde yer almasını, Cumhurbaşkanı İnönü nün seçim tartışmalarına girip, seçim nutukları vermesini eleştirmiştir. Demokrat Parti, parti programının olmaması iddialarını yalanlamış, programdan çok uygulamanın önemli olduğunu vurgulamıştır. 156 Demokrat Parti erkanı İzmir İl Kongresi nde, Cumhuriyet Halk Partisi nin baskı kanunlarıyla ve propaganda araçlarının yardımıyla iktidarda kalmayı hedeflediğini, oysa Demokrat Parti nin birinci derecede ele aldığı prensibin milletten zorla alınan hakların tekrar millete iadesini sağlamak olduğunu belirtmiştir. 157 Cumhuriyet Halk Partisi nin şiddet politikası uyguladıklarına dair iddialarını kabul etmeyen muhalefet partileri, asıl şiddet politikası uygulayanın hürriyet ve demokrasiye karşı duran ve 1946 seçimlerinde yaşananlardan da anlaşıldığı gibi ne pahasına olursa olsun iktidarını devam ettirmeyi amaçlayan Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu savunmuşlardır Aydoğmuş, İstanbul Basınına Göre Demokrat Parti Dönemi, s Nizameddin Ali Sav, Seçim İstatistiklerine Lüzum Var, Cumhuriyet, 30 Ocak 1950, s Cumhuriyet, 15 Nisan 1950, s Cumhuriyet, 31 Mart 1950, s Atayakul, Türkiye de Demokrat Parti, s Atayakul, Türkiye de Demokrat Parti, s

65 Demokratlar genelde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından komünist propaganda tekniklerini kullanmaktan dolayı suçlanmışlardır. 159 Suçlamalar çoğunlukla demokratların dini siyasete alet etmeleri konusunda yoğunlaşmıştır. 160 Demokrat Parti nin katılımıyla koalisyon hükümeti kurulması fikri ortaya atılmıştır. Bu hususta lehte ve aleyhte konuşan kişiler vardır. Lehte konuşanların tezine göre, henüz Türkiye de seçim emniyeti kurulmamıştır. seçim kanunu hazırlanırken ülke hesabına uygun olan bir seçim kanunu el birliği ile hazırlanmalıdır. Bu da ancak vatandaşa güven duygusu vermekle olur. Cumhuriyet Halk Partisi nden bir iki bakanın katılımıyla koalisyon hükümeti kurulmalı ve seçimler de bu hükümet iş başındayken yapılmalıdır. Böylece seçimler kargaşa ortamı yaratılmadan emniyet içinde gerçekleştirilir. Aleyhte konuşan kişilerin tezine göre, koalisyon hükümeti öyle gelişigüzel kurulamaz. Bunu gerektirecek şartlar lazımdır. Eğer mecliste yer alan siyasi partilerin sayısal oranı hiçbirinin tek başına hükümet kurmasına olanak sağlamazsa koalisyona gidilmelidir. Mecliste Halk Partisi ezici çoğunlukta, muhalefet zayıf durumdadır. Böyle bir durumda koalisyona gitmek gülünç olur. 161 Genel olarak Demokrat Parti için seçimlerin üç farklı ihtimal çerçevesinde sonuçlanabileceğini ve Demokrat Partililerin de bu ihtimalleri düşünerek hareket ettiğini söylemek mümkündür. Demokrat Partililer için kazanmak her zaman bir olasılıktır ama büyük oranda gerçekleşecek sonuç iki yüzden fazla milletvekilliği kazanmak olacaktır. En kötü olasılık ise, beklenebilecek olan fakat yeni seçim kanunuyla bir ölçüde önünün tıkandığı bu seçimlerin de 1946 seçimleri gibi olması, iktidarın usulsüz bir yolla iktidarını devam ettirmesidir. Bu yüzden her iki parti de propagandalarını farklı yollardan da olsa sadece seçimlerin güvenliğinin sağlanması üzerinden yapacaktır. 162 Demokrat Parti aday listesini 24 Nisan 1950 günü açıklar. Buna göre Demokrat Parti; seksen sekiz avukat, altmış dokuz idareci ve memur, elli altı çiftçi, elli beş tüccar, elli iki doktor, otuz yedi milletvekili, yirmi üç subay, yirmi mühendis, on dokuz profesördoçent-öğretmen, on sekiz gazeteci, on iki maliyeci-iktisatçı, on iki eski milletvekili, beş eczacı, dört sanayici, üç işçi, bir vaiz, bir müftü, bir veteriner, bir kimyager, bir şair olmak üzere toplam dört yüz yetmiş sekiz aday göstermiştir Cumhuriyet, 7 Mayıs 1950, s Şahingiray, Celal Bayar ın Söylev ve Demeçleri, s Nadir Nadi, Koalisyon, Cumhuriyet, 24 Ocak 1950, s Güngör, 14 Mayıs 1950 Seçimleri, s Cumhuriyet, 25 Nisan 1950, s.1. 55

66 Demokrat Parti, 8 Mayıs 1950 tarihinde 14 Mayıs seçimleri için bildirisini devlet radyosundan açıklamıştır: Daima müdahaleci kapitalist, bürokratik ve inhisarcı bir devlet telakkisinin tazyik ve külfetini iktisadi bünye üzerine git gide ağırlaşan bir surette yüklemek yollarında yürüdüğü belirtilerek; özel girişimin iş alanını daralttığı köy ekonomisi ve ziraat sahasının adeta iştigal dairesi dışında bırakıldığı, devlet bütçesinin ekonomik yapı ile uygun bir hale getirilmediği, vergi sisteminin yetersiz olduğu, üretimin arttırılmadığı, iş hayatını engelleyen bürokratik sınırlamaların devam ettiği ileri sürülüyordu. Demokrat Parti nin iktidara gelmesi durumunda ise, bu olumsuzlukların giderileceği açıklanıyordu. Demokrat Parti nin seçim bildirisinde bütçede tasarruf politikasına uygun hareket edileceği, vergilerin düşürüleceği, denk bütçe ilkesinin benimseneceği, yabancı sermaye ve tekniğin memlekete süratle getirileceği çünkü buna şiddetle gereksinim bulunduğu, işçi ve köylü sorunlarının batı demokrasilerindeki örneklerine uygun olarak çözümleneceği, siyasi rejimin demokratik bir zihniyetle yeniden düzenleneceği, devri sabık yaratılmayacağı, iktidarın değişmesinden dolayı yurttaşların hiçbir zaman sıkıntıya düşmeyecekleri, millete mal olmuş devrimlerin ve son demokratik devrimin sonuçlarının korunacağı; anayasada vatandaş hak ve özgürlüklerinin ve ulus isteğine dayanan güçlü verimli bir devlet yönetiminin kurulabilmesini sağlamak amacıyla değişiklikler yapılacağı, memurların yasal güvence altına alınarak şahıs ve zümrelerin emir ve amaçlarına tabii olmaktan kurtarılacağı, devlet hizmetlerinin rasyonel bir anlayışla düzenleneceği, dış politikada ise Amerikan, Fransız ve İngiliz dostluklarına bağlı kalınacağı ve barışçı bir politika izleneceği belirtildikten sonra, seçim bildirisi Söz Milletindir! sloganı ile son buluyordu. 164 Demokrat Parti nin Cumhuriyet Halk Partisi nden başlıca farkı listesinde yeni isimlerin daha çok olmasıdır. Bu yeni adaylar arasında ülke genelinde tanınmış birçok sima vardır. Demokratlar meclise geniş ölçüde fikir ve tartışma özgürlüğü getirmek isterler. Bununla beraber her iki listede de göze çarpan diğer önemli bir unsur vaatleri arasında işçi sorunlarına da yer vermeleridir. Bu durum partilerin işçi dayanışmasına da önem verdiklerini gösteriyor. Listelerde çiftçilere geniş ölçüde yer ayrılmasına bakarak ziraatla ilgili konuların da mecliste tartışmaların içinde yer alacağı söylenebilir. Her iki 164 Cumhuriyet, 9 Mayıs 1950, s

67 parti listesinde, genel itibariyle adayların fikri bir olgunluk seviyesine ulaştığı görülmektedir. 165 Millet Partisi de İnönü nün bahsettiği şiddet politikasının Halk Partisi tarafından yapıldığını vurguluyordu. Ancak Millet Partisi, kendi milletvekili Sadık Aldoğan ın meclisin son günü dokunulmazlığının kaldırılması üzerine bu konuda daha sert bir tutum izlemiştir. Protesto gösterilerinin, beyannamelerle dokunulmazlığının seçim arifesinde kaldırılmasının, Millet Partisi ne karşı alınan bir yıldırma tedbiri olduğu belirtilmiş, İnönü diktatörlükle suçlanmıştır. 166 Millet Partisi toplantılarında milletvekilleri partilerine vurulan irtica damgasını reddetmiş ancak ülkede Allahın ve insanlığın yükseltilmesi için çabaladıklarını belirtmişlerdir. Toplantılarında genellikle hem Demokrat Parti hem Cumhuriyet Halk Partisi hem de basına karşı sert tutumlar sergilemişlerdir. 167 Millet Partisi, İstanbul İl Kongresi nde grev hakkını ele almıştır. Hem iktidarın hem de Demokrat Parti nin eleştirildiği kongrede, öğretim kurumları ve hastanelerin şahıslara bırakılması, vali ve savcıların halk tarafından seçilmesi, işçiye grev hakkının tanınması gibi istekler öne sürülmüştür. Kongrede, basının Millet Partisi ne karşı ilgisizliği ve destek vermemesi ile seçim tarihinin erkene alınması eleştirilmiştir. 168 Seçimler nedeniyle tekrar muhalefete geçen Milli Kalkınma Partisi ile programında kuvvetler birliği usulünün kabul edilmesi, anayasaya aykırı kanunların kaldırılması gibi maddeler bulunan Müstakiller Birliği ise seçimlerde muhalefetin işbirliği yapması konusu üzerinde durmuşlardır. 169 Muhalif partiler tarafından Cumhuriyet Halk Partisi en çok, seçimlerden önce yaptığı hazırlıklar için devletin parasını kullandığı ve halkı kendisine daha çok çekmek için hediyeler dağıttığı konusunda suçlanmıştır Nadir Nadi, Listeler, Cumhuriyet, 26 Nisan 1950, s Cumhuriyet, 26 Mart 1950, s Cumhuriyet, 16 Nisan 1950, s Cumhuriyet, 19 Mart 1950, s.1; Atayakul, Türkiye de Demokrat Parti, s Cumhuriyet, 16 Nisan 1950, s Şehabeddin Uzunkaya, Samsun da Herkes Kendi Atını Nallatmakla Meşgul, Cumhuriyet, 7 Mayıs 1950, s.5. 57

68 3.Cumhuriyet Gazetesi Yazarlarının Seçim Hazırlıklarıyla İlgili Yorumları Abidin Daver, Seçim Propagandasında Ölçü adlı yazısında, seçim mücadelesinin başladığı ve günden güne kızışarak artacağı şu günlerde kendileri ve partileri adına propaganda yapanların ülke gerçeklerini unutmamaları ve ölçülü konuşmaları gerektiğini söyler. Günümüzü gün edelim, ondan sonrası için Allah kerim diyerek hareket etmek yanlıştır. Daver, bu durumu geleceği düşünmeden bugün için bol balık tutmaya benzeyen, zararlı halk avcılığına benzetir. Her işte olduğu gibi seçim mücadelesinde ve propagandasında da kısa görüşlü değil, uzun görüşlü olmak gerekir diyerek demagojiye yer verilmemesi gerektiği üzerinde durur. 171 Falih Rıfkı Atay İktidar adlı yazısında, Demokrat Parti nin kadrosunun ne kadar karışık olsa da temiz bir sevk ve idare kadrosu olduğunu belirtmiştir. 172 Nadir Nadi, Demokratların Mayıs ayında yapılacak seçimlere itiraz ettiğini belirtmiştir. Demokrat Parti, sebep olarak Doğu Anadolu ya baharın geç geldiğini ve bu yüzden ulaşımda sıkıntı yaşanacağını söylemiştir. Seçimler esnasında ulaşım yönünden sıkıntı çıkmaması için seçimlerin Mayıs ın ilk haftasında yapılmasını istememiştir. Mayıs ayında yapılacaksa da Mayıs ın son haftası olarak seçim tarihinin belirlenmesi uygun olacaktır. Nadir Nadi, böyle küçük problemlerin halka yansıtılmaması gerektiğini, seçim tarihinin çok büyük bir problem oluşturmayacağını ifade eder. Önemli olan seçimlerin kanuna uygun bir şekilde yapılmasıdır. 173 Abidin Daver, Seçim Savaşında Olgunluk başlıklı yazısında, seçimlerin 1946 seçimlerine oranla daha istikrarlı bir şekilde geçeceğini ifade etmiştir. Aradan geçen dört yıllık süreçte partilerin önceki seçime oranla daha olgunlaştığını ve partiler arasındaki mücadelenin daha seviyeli bir şekilde yapıldığını belirtmiştir. 174 Burhan Felek, Partiler Arası Nezaket e dikkat çekmiş; partiler arasındaki seçim mücadelesinde rakiplerin birbirini küçümsememesi gerektiğini, bunun kendi zararlarına olacağını söylemiştir. Ona göre, partinin rakibini küçümsemesi karşı tarafı daha çok kızıştırır ve parti daha çok oy toplamak için çalışır Abidin Daver, Seçim Propagandasında Ölçü, Cumhuriyet, 3 Nisan 1950, s Falih Rıfkı Atay, İktidar, Cumhuriyet, 21 Mayıs 1950, s Nadir Nadi, Zaman, Cumhuriyet, 1 Mart 1950, s Abidin Daver, Seçim Savaşında Olgunluk, Cumhuriyet, 1 Mayıs 1950, s Burhan Felek, Partiler Arası Nezaket, Cumhuriyet, 5 Mayıs 1950, s.3. 58

69 4.Seçim Beyannameleri a.millet Partisi Partinin fahri başkanı ve İstanbul milletvekili Mareşal Fevzi Çakmak imzası ile 8 Nisan da basına verilen Millet Partisi Seçim Beyannamesi 2 Mayıs akşamı radyoda okunmuştur. Beyannamede üzerinde durulan konular ve parti tarafından savunulan esaslar şunlardır: seçimleri ülke içerisinde büyük kızgınlık uyandırmıştır. Halk Partisi bu kızgınlıkla dört yıl boyunca mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu yüzden gerekli tedbirleri almaya ve yeni kanunlar çıkararak taraftar kazanmaya çalışmıştır. 2.Basın kanunu ağırlaştırılmış, aşırı sağ ve sol akımlar hakkındaki kanun sayesinde hoşa gitmeyenler hapsettirilmiş, valilerin gücü arttırılıp, yargıç teminatı azaltılmıştır. Hiç kimse ülkede bir hürriyet havası olduğunu iddia edemez. Polis idarelerine has bir baskı halkı ezmektedir. 3.Bugünkü dava, seçimi hangi partinin kazanıp kazanmayacağı değildir. Mesele artık demokrasi yolunda mı ilerleyeceğiz yoksa baskı dönemlerine tekrar mı döneceğiz meselesidir. İktidardakiler bizi eski durumda yaşatmak, kendi tahakkümlerini devam ettirmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Eğer millet beraber olup onlar aleyhine oy kullanırlarsa onların tahakkümü kimse üzerinde etkili olmaz. Çünkü bir avuç aciz insan, azimli milyonlara karşı daima acze düşmeye mahkumdur. Yeter ki bu milyonlar haklarını arama konusunda azimli olsun. 4.Mevcut anayasanın tam uygulanmasına mani olan İnönü, anayasanın değiştirilmesinden ve yetersizliğinden bahsetmektedir. İnönü nün asıl maksadı kendi yetkilerini arttırmak, gücünü kanunlaştırmak ve diktatörlük mevkiini muhafaza etmektir. Böylece İnönü, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlığı ndan ayrılsa bile şahsi hakimiyetini arttırmış olacaktır. Cumhurbaşkanının tasavvurlarının gerçekleşmesi milli bir tehlike olacaktır. Cumhuriyet Halk Partisi seçim sonucunda, iktidarını üçte ikiyi aşan bir çoğunluk kazanarak devam ettirirse cumhurbaşkanı bir nevi sultan durumuna geçer. Memleketimiz için kurtuluş çaresi Halk Partisi nin seçimleri kaybetmesidir. Halk Partisi ne muhalif görünen ancak onun başkanıyla gizli görüşmeler yapan ve şüpheli hareket eden kimseler de iktidardakilerden ayrı tutulmamalıdır Cumhuriyet, 9 Nisan 1950, s

70 b.cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyet Halk Partisi, seçim beyannamesini 27 Nisan akşamı radyo ile ilan etmiştir. Beyannamede, devresinde gerçekleştirilmeye çalışılacak işler ve ele alınacak davalar yer almaktaydı. Beyannamede üzerinde durulan konular ve parti tarafından savunulan esaslar şunlardır: Demokrasi yolunda cesaretle mesafe alırken, bütün vatandaşları her türlü haklarından can, mal ve mülkünden emin olarak birlik, düzenlik içinde yaşatmak baş kaygımızdır. 2.Çok partili serbest münakaşa hayatını ve milletin seçtiği vekillerle idare sistemini daha ziyade kuvvetlendireceğiz. 3.Bu maksatla Anayasamızı; sağlam bir garp demokrasisinin temel prensiplerine göre değiştirmek istiyoruz. Milletvekillerinden mürekkep bir meclisten başka ikinci bir meclis, bunların vazifeleri, birbirleriyle münasebetleri, devlet reisinin vazife ve salahiyetleri ele alınacak başlıca konular olacaktır. Meselenin halli işini seçimlerden sonra toplanacak Cumhuriyet Halk Partisi Kurultayı na sunmak kararındayız. 4.Milliyetçilik, halkçılık, devletçilik, laiklik, cumhuriyetçilik, devrimcilik ilkeleri partimizin ana prensipleridir. Yurdumuzun yüksek gelişmesinin bu düsturlar yolundan gerçekleşebileceğine inanmaktayız. Tek parti hayatı devrinin gereği sayılarak anayasaya sokulmuş bulunan bu altı ilkeyi anayasadan çıkaracağız. Bununla beraber anayasaya laik Cumhuriyet rejiminin korunması için gerekli kayıtların konması gerektiği kanaatindeyiz. 5.İlköğretim her köye sokulacak, köy yayınları genişletilecek, her köy odasına bir radyo verilecek, köy yolları ana yollara bağlanacak, köyler temiz suya kavuşturulacak, topraksız ve az topraklı köylüye toprak dağıtılacak, köylüye daha elverişli ziraat usulleri öğretilecek, tarım araçları ve tohumluk dağıtımına hız verilecek, suni gübre fabrikası kurulacak, köylüyü tek mahsulden kurtarmak için her bölgede köylünün meşgul olacağı istihsal sahaları tespit edilecek, tarım sigortaları kurulacak, köy sağlığı işine önem verilecektir. Ziraat Bankası nın sermayesinin arttırılması kredi sahasındaki ilk hedeftir. 6.Elektriksiz ve susuz şehir ve kasaba bırakmayacağız. Sıtma ve veremle mücadeleye devam edilecektir. Soğuk hava depoları ve konserve fabrikaları gibi tesislerin kurulması teşvik edilecektir. 177 Cumhuriyet, 28 Nisan 1950, s

71 7.Doğu Kalkınması Programı na devam edilecektir. Petrollerimizi ham veya tasfiye edilmiş olarak kullanmaya hız vereceğiz. Kurulacak petrol işletmesi idaresine büyük ve küçük milli sermayenin ve makul şartlarla gelecek yabancı sermayenin kullanılmasına imkan vereceğiz. İller Bankası güçlendirilecektir. 8.Cumhuriyet Halk Partisi ekonomiyi kısa zamanda geliştirmek ve dünya gereklerine uygun bir seviyeye ulaştırmak amacıyla devletçiliği benimsemiştir. Cumhuriyet Halk Partisi nin devletçiliği; büyük maden işletmeleri, enerji santralleri, ağır endüstrinin kurulması, savunma endüstrisi, bayındırlık işleri gibi büyük teşebbüsler ile ulaştırma, posta, telgraf, telefon gibi kamu hizmetlerini ilgilendiren teşebbüslerden ibarettir. Özel teşebbüs teşvik edilecek, yeni iş sahaları açılacak, işletme kredisinden özel teşebbüslerin de faydalanması sağlanacak, uygun faizlerle istikraz tahvilleri çıkarılacak, elde edilen paralar özel sermayeye verilecek, uluslararası şartlara uyacak yabancı sermayeye kapılar açık tutulacak, özel sermaye ve teşebbüsle devlet işletmelerinin eşit şartlarda çalışmasının sağlanması için gereken düzenlemeler yapılacaktır. 9.Devlet masrafları asgari sınıra indirilecek, vergi ıslahatı tamamlanacak, Türk parasının kıymeti korunacaktır. 10.Ordunun savunma gücünü arttırmak için Amerika Birleşik Devletleri nin teknik malzeme yardımının devamını dilemekteyiz. Dünya şartları değişmedikçe, milli savunma konusundaki milletçe katlanılan fedakarlıklardan bir indirime gitmek doğru görülmemektedir. Ordumuzun savunma gücünü arttırmak için gereken yeni fedakarlıkların da vatandaşlarca benimseneceğine inanıyoruz. 11.BM ailesi içinde milli selamet ve refahı yüksek bir insanlık idealine bağlı olan politikaya devam edilecek, Amerika ile gelişen dostluğumuz askerlik, ekonomi, kültür alanlarında pekiştirilecek ve kökleştirilecektir. Büyük dostumuz Amerika ile ekonomik ve teknik işbirliğine, Avrupa Ekonomik Kalkınma Teşkilatı kanalından da devam etme kararındayız. c.demokrat Parti Demokrat Parti seçim beyannamesini 8 Mayıs ta yayınlamıştır. Beyannamenin ilk kısmında Cumhuriyet Halk Partisi nin beyannamesi ve hükümet eleştirilmiştir. İkinci 61

72 kısımda, Demokrat Parti nin sorunlara getireceği çözümler ve vaatlere yer verilmiştir. Beyannamede üzerinde durulan konular ve parti tarafından savunulan esaslar şunlardır: İktidar partisinin beyannamesi açık, rasyonel değildir ve ülke gerçeklerine uymamaktadır. Konular rastgele seçilmiş, vaat edilen işlerin ne zaman, ne sürede yapılacağı, bu işlere ne kadar para tahsis edileceği ile ilgili bilgi verilmemiştir. Milli gelirimizin bu işleri karşılamayacağı aşikardır. 2.Beyannamenin genel görüntüsünden Halk Partisi nin bugüne kadar takip ettiği iktisadi ve mali politikada çok bir değişiklik yaptığı görülmemektedir. Sadece tek fark, ziraat davasının ön plana alınacağının söylenmesidir. Bu konuda yapılan vaatler gerçekçi değildir. Sadece seçim taktiğidir. Son zamanlarda ziraat aletleri, makineler getirme, yol yapımına hız verme gibi teşebbüsler de Amerikalıların Marshall Yardımı etkilerine dayanarak yaptıkları telkinlerin sonucudur. İktisadi ve mali programda bir değişiklik yoktur. Cumhuriyet Halk Partisi bu zamana kadar devletçilik adı altında yaptıklarıyla, siyasi ve idari hayatı devlet eline geçirmiştir. Şimdi de ekonomik hayatı devlet eline geçirmek ve vatandaşı iktisadi faaliyetlerinde de devlet iradesine tabi tutmaya çalışmaktadır. 3.Türkiye nüfusunun yüzde sekseni köylerde yaşamaktadır. Ziraat milli ekonominin temelini oluşturmaktadır. Her alanda kalkınma ancak bu temelin güçlendirilmesi ile olabilir. Oysa Cumhuriyet Halk Partisi iktisadi gelişmeyi doğal mecrası olan bu yoldan saptırmıştır. Halk Partisi beyannamesinden aynı sakat yolda yürümeye ısrarla devam edileceği anlamı çıkmaktadır. Halk Partisi yine masraf yapacak, bu masrafların yükünü zayıf zirai ve iktisadi bünyeye yükleyecektir. Böyle kalkınma olmaz. Yapılacak iş ve hizmetin faydası, milli ekonomiye faydası ile ölçülür. Hayat pahalılığını yenecek, maliyetleri düşürecek, ülkede hayat standardını yükseltecek iş ve hizmetlere dikkat verilmelidir. 4.Demokrat Parti yeni teşebbüslere girişmeden önce iktisadi bünyeyi düzeltecek tedbirlere başvuracaktır. Alınacak ilk tedbirler devlet masraflarını en aza indirmek, tasarrufla elde edilecek imkanları, istihsalimizi arttıracak en verimli sahalarda kullanmaktır. İş hayatını engelleyen bürokratik sınırlamaları ve devletin müdahalelerini en aza indirmek amaçlanmaktır. İktisadi imkanların israf edilmesine son verilecek, özel teşebbüsün hızla gelişimi sağlanacaktır. Dışarıdan yardım almadan dünyanın ilerleme 178 Cumhuriyet, 9 Mayıs 1950, s

73 temposuna ayak uyduramayız. Geçmişte Varlık Vergisi gibi, sermaye ve teşebbüsün ihtiyaç duyduğu istikrar ve emniyeti vermeyen tedbirler, dıştan sermaye gelmesini önlemiş, bu durum da bugünkü ekonomik geriliği doğurmuştur. Demokrat Parti nin iktisadi ve mali alanda izleyeceği yol, ülkenin milli gelirini arttıracak, hayat standardını yükseltecek, sadece köylünün değil işçinin ve dar gelirli halkın da yaşam standartlarını arttıracaktır. Böylece hayat pahalılığına karşı gelinecektir. 5.Demokrat Parti millete mal olmuş inkılâplara sahip çıkacaktır. Bu amaçla anayasada vatandaş hak ve hürriyetlerini koruyacak değişiklikler yapacaktır. Bugünkü anayasa kuvvetler birliğine dayandığı için tek parti ve zümre hakimiyetine engel olamamıştır. Devlet memurları şahıs ve zümrelerin emir ve arzularına tabi olmaktan kurtarılmalıdırlar. 6.İngiltere, Fransa ve Amerika ittifakına bağlı, barışçı dış siyasete devam edilecektir. Amerika ile siyasi, ekonomik ilişkilerin daha da kuvvetlendirilmesi amaçlanmaktadır. Dış siyasette değişiklik olmayacağından dost düşman herkes emin olmalıdır. B. DEMOKRAT PARTİ NİN İKTİDARA GELİŞİ Genel seçimler öncesinde, Cumhuriyet Halk Partisi de Demokrat Parti de kendi partilerinin kazanacağını öne sürmüşlerdir. Celal Bayar, her konuşmasında olduğu gibi seçimler öncesinde de Demokrat Parti nin yüzde yüz kazanacağını açıklamış ve mecliste yüzde yetmiş oranında bir çoğunluk elde edeceklerini savunmuştur. Adnan Menderes de sonuçtan son derece emin olarak, Aydın da yaptığı açıklamada Cumhuriyet Halk Partisi nin muhalefete iyi hizmetler yapacağını söylemiştir. Seçim günü olan 14 Mayıs 1950 tarihinde vatandaşlar, büyük bir ağırbaşlılık içinde oylarını kullanırken, katılım oranının çok yüksek olduğu gözden kaçmamıştır. Seçimler sırasında Trabzon da, baskı ve hile yapıldığı iddia edilmiştir. Konya da da bir kaymakam, aynı gerekçe ile tutuklanmıştır. Diyarbakır da ise, iki kaymakam mahkemeye verilmiştir. Seçim günü bu gibi olayların dışında başka olumsuz örneklere restlenmemıştır. Ancak seçimlerden iki gün sonra, Birecik ve Kilis te; Cumhuriyet Halk Partililerle, Demokrat Partililer arasında 63

74 çıkan çatışmalarda üç kişi ölmüş, yedi kişi yaralanmıştır. Sonuç İnönü nün beklediği gibi olmuş ve İnönü, Ankara da, seçimi kaybetmiştir. 179 Türkiye de 1950 yılında üçü büyük, yirmi ikisi de küçük olmak üzere toplam yirmi beş parti vardı. Bu partilerden yalnız Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti seçimlere bütün ülke genelinde katıldı. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde, seçmenden i oy kullanmış olup, katılma oranı %88.88 dir. Seçimlerde yaklaşık sandıkta oy kullanılmıştır. Partilerin aldıkları geçerli oy ve milletvekili sayısı ise şu şekilde dağılım gösterir. 180 Parti Adı Aldığı Oy Oy Oranı % Çıkardığı Milletvekili Demokrat Parti Cumhuriyet Halk Partisi Millet Partisi Bağımsızlar Toplumun birçok kesimi için seçimleri Demokrat Parti nin kazanması sürpriz olmamıştır. Eğer 1946 seçimlerindeki gibi usulsüzlükler yapılmazsa Demokrat Parti nin seçimlerden çok sayıda milletvekili çıkartabileceğini düşünenlerin sayısı az değildir. Seçimlerin kesin sonuçları açıklandıktan sonra Cumhuriyet Halk Partililer ilk anda anlayamadıkları bu iktidar kaybının nedenlerini tartışmaya başlayarak kısa zamanda Demokrat Parti yi suçlayabilecekleri iki unsur bulmuşlardır. Cumhuriyet Halk Partisi ne göre 1950 seçimlerinin kaybedilmesinde en büyük hata Nihat Erim e aittir. Çünkü neredeyse muhalefetin istediği her şeyi gerçekleştirmiş ve bunun yanında seçimlerde adli kontrolü de getirerek idarecilerin 1946 da yaptıklarının tekrarlanmasının önüne geçmiştir. Geleceklerini Halk Partisi iktidarının devamına bağlayan kesimler tarafından bu affedilemeyecek bir hata olarak kabul edilmiştir. Seçimlerin kaybedilmesinde etkili olan diğer bir unsur ise, seçimlerden önce kabul edilen yeni seçim kanununda nispi temsil yerine çoğunluk sisteminin kabul edilmesidir. Seçimlerden sonra bu konuda açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi Bölge Müfettişi Sadi Irmak şu sözleri söylemiştir: Nisbi 179 Albayrak, Demokrat Parti, s Ağaoğlu, Siyasi Günlük, s

75 sistem bulunmaması büyük haksızlıktır. Demokrat Parti dört buçuk milyon oyla dört yüz otuz dört, Halk Partisi ise dört milyon oyla yalnız elli küsur yer kazanmıştır. Fakat nisbi sistemi kabul etmeyen ve yeni seçim kanununu hazırlarken bu olasılığı hiç düşünmeyen aslında Cumhuriyet Halk Partisi nin kendisidir. Cumhuriyet Halk Partisi, eğer nispi temsil kabul edilirse Demokrat Parti nin tahmin edilenden daha fazla milletvekili kazanabileceğini düşünerek bu yönteme itiraz etmiştir. Hatta çoğunluk sisteminin kendileri lehine işleyeceğinden oldukça ümitli olan Halk Partisi ileri gelenleri, seçimler öncesi Demokrat Parti nin muhalefete belirli bir kontenjan ayrılması isteğini alaycı bir şekilde reddetmişlerdir genel seçimleri, 1946 daki seçimlerin aksine daha güvenli bir ortamda yapılmasına rağmen, seçim öncesinde Demokrat Parti üyeleri kendilerini güvende hissetmiyorlardı. 182 Demokratlar, feodal ilişkilerin geçerli olduğu, sosyal ve ekonomik yaşam düzeyinin düşük olduğu Doğu illerinde seçimi kaybetmişler bu illerde seçimi Cumhuriyet Halk Partisi kazanmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi Bingöl, Bitlis, Erzincan, Hakkari, Hatay, Kars, Malatya, Muş, Ordu, Sinop illerinde tam liste halinde kazanarak elli milletvekilliğini bu illerden çıkarmış; Kastamonu, Kırşehir, Mardin, Tokat ve Zonguldak tan birer, Ordu dan altı, Trabzon dan da dokuz olmak üzere, yetmiş bir milletvekilliği kazanmıştı. Ancak Zonguldak Milletvekili Sebati Ataman ve Yozgat Milletvekili Avni Doğan ın seçim tutanaklarının iptal edilmesi nedeniyle, Cumhuriyet Halk Partisi nin üye sayısı altmış dokuza düşecektir. Bu seçimlerde, Cumhuriyet Halk Partisi lideri İsmet İnönü Ankara da seçimi kaybetmekle beraber, Malatya dan oy alarak milletvekili seçilmiştir. Şemsettin Günaltay ise Erzincan dan , Hüseyin Cahit Yalçın Kars tan , Cevdet Kerim İncedayı Sinop tan , Faik Ahmet Barutçu , Hasan Saka oy alarak Trabzon dan milletvekili olmuşlardır. Cumhuriyet Halk Partisi nin ileri gelenlerinden Nihat Erim, Şükrü Saraçoğlu, Refet Bele, Falih Rıfkı Atay ve birçok ünlü şahsiyet parlamento dışında kalmışlardır. Seçim sonuçlarına göre; Başbakan Şemsettin Günaltay kabinesinden, Başbakanın dışında kalan bütün bakanlar seçimi kaybetmişlerdir. Millet Partisi nden ise yalnızca Osman Bölükbaşı, Kırşehir den oy alarak meclise girebilmiştir Yıldırmaz, 1950 Seçimleri, s ; Cumhuriyet, 17 Mayıs 1950, s Aydoğmuş, İstanbul Basınına Göre Demokrat Parti Dönemi, s Şevket Süreyya Aydemir, Menderes in Dramı , İstanbul 2001, s

76 Demokrat Parti nin TBMM de ezici çoğunluğu aldığı bu seçimlerde, Demokratlar kırk beş ilde tam liste halinde kazanmışlardır. Bu iller; Afyon, Ağrı, Amasya, Ankara, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Burdur, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Elazığ, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Gümüşhane, Isparta, İçel, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kırklareli, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Maraş, Muğla, Niğde, Samsun, Seyhan, Sinop, Siirt, Sivas, Tekirdağ, Tunceli, Urfa, Zonguldak'tır. Demokrat Parti altı ilden Kastamonu da dokuz, Kırşehir ve Mardin de birer, Ordu da iki, Tokat ta dokuz ve Trabzon da üç milletvekilliği kazanmış, Hakkari de ise hiç milletvekili çıkaramamıştır. 184 Demokrat Parti nin kurucularından Celal Bayar Bursa dan , İstanbul dan , Adnan Menderes Aydın dan , İstanbul dan , Fuat Köprülü Aydın dan , İstanbul dan , Refik Koraltan ise Balıkesir den , İçel den oy alarak ikişer ilden de seçilmişlerdir. Demokrat Parti den Bağımsız adaylığını koyanlardan Ali Fuat Cebesoy Eskişehir ve İstanbul dan, Halide Edip Adıvar İzmir den, Halil Özyörük, İstanbul ve İzmir den, Nadir Nadi, Muğla dan, Suat Hayri Ürgüplü Kayseri den, Sinan Tekelioğlu Seyhan dan, Kemal Türkoğlu ise Mardin den milletvekili seçilmişlerdir. 185 Demokrat Parti 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan genel seçimleri kazanarak iktidara geldiği zaman, Türkiye nin toplam nüfusu olup bu nüfusun u on beş ve daha yukarı yaştaydı. Seçimlerde oy kullanan kişilerin cinsiyetine baktığımızda kadın sayısının erkek sayısından daha fazla olduğunu görüyoruz. O yıllarda Türkiye deki nüfusun yüzde yetmiş beşi kırsal kesimde yaşıyordu yılı hesaplarına göre Türkiye nin milli geliri kişi başına üç yüz altmış liraydı yılında Türkiye nin yedi yüz yetmiş milyon lira borcu ve dört tonu rehinde bulunan yüz otuz yedi ton altın stoku vardı. 14 Mayıs 1950 seçim sonuçlarına göre toplam oyun ini Demokrat Parti almış ve karşılığında dört yüz sekiz milletvekili çıkarmıştır. Buna karşılık Halk Partisi ancak altmış dokuz milletvekili çıkarabilmiştir. %3.03 oy almış olan Millet Partisi ise bir milletvekili çıkarabilmiş, bağımsız olarak da dokuz milletvekili meclise girmiştir. 186 Burada vurgulanması gereken bir nokta seçim sisteminin getirdiği bir sonuç olarak Demokrat Parti, oyların %53.59 unu almışken bunun meclise yansıması dört yüz 184 Ağaoğlu, Siyasi Günlük, s.129; Cumhuriyet, 15 Mayıs 1950, s Cumhuriyet, Mayıs 1950, s Duman-Birsel, Demokrat Parti Dönemi Türk Dış Politikası, s

77 sekiz milletvekili, oran olarak da %83.7 olmuştur. Yani seçim sistemi meclisin şekillenmesinde halkın oyundan daha etkili bir faktör durumundadır. 187 Demokrat Parti nin 1950 seçimlerinden büyük bir zaferle çıkması üzerine Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Celal Bayar ı Çankaya Köşkü ne davet ederek iktidarı hemen devretmek istediğini söyler. Bayar ise, İnönü ye kendi hükümetlerini kuruncaya kadar, Cumhuriyet Halk Partisi ndeki görevini sürdürmesini rica edip, köşkten ayrılır. Bunun başlıca nedeni ise, Başbakan hariç Halk Partisi bakanlarının bile neredeyse tamamına yakınının seçimi kaybetmiş olmalarıdır. Yani vekilliği kazanamayan eski başbakanlar bile vardır. Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar, TBMM nin 22 Mayıs 1950 tarihli oturumunda oylamaya katılan dört yüz elli üç milletvekilinden üç yüz seksen yedisinin oyunu alarak cumhurbaşkanı seçilip Çankaya Köşkü ne çıkar. Demokrat Parti İçel Milletvekili Refik Koraltan ise oylamaya katılan üç yüz seksen yedi üyenin üç yüz seksen beşinin kabul oyu ile TBMM Başkanı seçilir. Sıra başbakanın atanmasına gelince Menderes, Bayar a Fuat Köprülü yü atamasını rica eder, Bayar ise Menderes e, Başvekil sizsiniz diyerek aynı gün Adnan Menderes i yeni hükümeti kurmakla görevlendirir seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı Bayar ın Menderes i başbakan olarak ataması parti içindeki yaygın beklentinin tersine görünüyordu. Fuat Köprülü gibi yaşları ve tecrübeleriyle siyasi nüfuzu güçlü kişiler yanında genç politikacı Menderes in yeni hükümeti kuracak olması tahmin edilmiyordu. Menderes sadece Başbakanlığı değil Parti Genel Başkanlığı nı da üstlenmiştir. Menderes in ilk hükümeti parti içi dengeler pek gözetilmeden oluşturulmuştur. On beş kişilik Bakanlar Kurulu nun yarısından fazlası parti içinde popülariteleri oldukça düşük bürokratlardan oluşuyordu. Fakat bir süre sonra yerel örgütler nezdinde güçlü isimler birer birer kabineye alındı. Bu durum Menderes in parti içindeki yerini daha da sağlamlaştırmıştır. 189 Adnan Menderes, başkanlığındaki Demokrat Parti nin ilk kabinesi, 2 Haziran 1950 tarihinde oylamaya katılan iki yüz seksen iki vekilin oy birliğiyle güvenoyu alarak 187 Duman-Birsel, Demokrat Parti Dönemi Türk Dış Politikası, s.303; Cumhuriyet, 15 Mayıs 1950, s Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s.195; Eroğul, Demokrat Parti, s.179; Cumhuriyet, 23 Mayıs 1950, s Süleyman İnan, Demokrat Parti Dönemi , Yakın Dönem Türk Politik Tarihi, 2011, s

78 göreve başlamıştır. Cumhurbaşkanlığı görevini üstlendiği için parti başkanlığından istifa eden Celal Bayar ın yerine ise Adnan Menderes Demokrat Parti Genel Başkanlığı na seçilmiştir ve Menderes bu görevi 27 Mayıs 1960 tarihine kadar sürdürmüştür. Birinci Menderes Hükümeti takip edeceği esasları aşağıdaki temel ilkeler şeklinde açıklamıştır: 1.Bütün devlet hizmetlerinin görülmesinde azami tasarruf zihniyetiyle hareket ederek, devlet masrafı ve külfetlerini asgariye indirmek ve devlet bütçelerinin iktisadi bünyemizin takatiyle mütenasip hakiki anlamıyla muvazeneli hale getirmek ancak bu şekilde iktisadi refah ve mali istikrar güvence altına alınmış olacaktır. 2.İktisadi araçlarımızı temin etme konusunda hızlanmak. 3.Bütün imkanlarımızı da yalnız üretimle ilgili konulara ayırmak. 4.Özel teşebbüsün kendini hukuki ve fiili emniyet altında hissetmesini sağlayacak bütün tedbirleri almak ve onun hızlı bir şekilde gelişmesine yardım etmek. 5.Ülkede mevcut sermayenin istihsale aktarılmasını kolaylaştırmak. 6.Yabancı teşebbüs, sermaye ve tekniğinden geniş ölçüde faydalanabilmenin şartlarını tahakkuk ettirmek ve gereklerini yerine getirmek. 7.İktisadi cihazlarımızı temin etmek için devlet bütçesinden envestisman (yatırım) mahiyetinde ayrılacak tahsisatı, ülkemizin şartları göz önünde bulundurularak, meydana getirilecek olan bir plana bağlamak. 8.Üretim hayatını devletin, zararlı müdahalelerinden ve her çeşit siyasi engellerden kurtarmak. 190 Menderes in kurduğu birinci kabinenin üyeleri ise şu şekildedir: 191 Başbakan Adnan Menderes Adalet Bakanı Halil Özyörük Milli Savunma Bakanı Refik Şevket İnce İçişleri Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü Maliye Bakanı Halil Ayan Milli Eğitim Bakanı Avni Başman Bayındırlık Bakanı Fahri Belen 190 Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s Eroğul, Demokrat Parti, s.98; Albayrak, Demokrat Parti, s

79 Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Nihat Reşat Belger Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri Özsan Tarım Bakanı Nihat Eğriboz Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri Çalışma Bakanı Hasan Polatkan İşletme Bakanı Muhlis Efe Hükümetin programı açıklandığı sırada Demokrat Parti milletvekillerinin bazıları konu dışına çıkarak geçmişin hesabını yapmışlardır. Halk Partisi ni çok da demokratik sayılmayan bir üslupla eleştirmişlerdir. 192 Birinci Menderes Hükümeti nin programı Demokrat Parti Meclis Grubu nda okunduktan sonra elliden fazla milletvekili söz alarak konuşmuşlardır. Bunlardan bazıları programın eksik yanları üzerinde dururlarken, bir kısım milletvekilleri de programda yer alan bazı görüşlere karşı çıkmışlardır. İlk olarak söz alan Zonguldak Milletvekili Abdurrahman Boyacıgiller hükümet programını tetkik için kendilerine yeterince zaman tahsis edilmediğinden yakınmış, kendilerinin tecrübelerinden de yararlanılması gerektiğini ileri sürmüştür. Bu nedenle programı çok kısa bir zaman içinde tetkik edebildiklerini ve bu sürenin kafi olmadığını söylemiştir. Antalya Milletvekili Burhanettin Onat ise turizm meselesi üzerinde hiç durulmadığını belirtmiştir. Eskişehir Milletvekili İsmail Hakkı Çevik ise mahsul fiyatlarının sabit tutulmasıyla ilgili isteklerini programda göremediklerini belirtmiş ve bu konudaki tenkitlerini dile getirmiştir. Ankara Milletvekili Talat Vasfi Öz ve Aydın Milletvekili Namık Gedik tenkitlerini sağlık konusunun yetersizliği hususunda yapmışlardır. Samsun Milletvekili Muhittin Özefeli ise programı nüfuz ederek okuyamadıklarından dolayı eleştirmiştir. Erzurum Milletvekili Sabri Erduman, programdaki hükümlerin gelişigüzel sıralandığını ve düzensizliğinden dolayı meclise sunulacak bir program niteliğinde olmadığını belirtmiştir Nadir Nadi, Gelelim İşe, Cumhuriyet, 4 Haziran 1950, s Cumhuriyet, 4 Haziran 1950, s

80 1.Cumhuriyet Halk Partisi nin 14 Mayıs 1950 Genel Seçimleri Sonrasındaki Durumu 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan seçim sonrasında Halk Partisi nin yenilgisinin nedenleri konusunda hemen herkesin bir görüşü vardır. Kimileri yenilgiyi halkın heyecanına bağlarken, kimileri de İnönü gibi dış güçleri devreye sokma çabası içindedirler. Dünya, 1945 ten beri büyük bir mücadelenin içindedir. Bu mücadelenin Türkiye deki hedefi Cumhuriyet Halk Partisi dir. Ancak bu yargıya rağmen Cumhuriyet Halk Partisi, 14 Mayıs ın hemen ardından başlamak üzere yıllar yılı sürecek bir çelişkinin içine sürüklenmiştir. İzleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi bir yandan toparlanma çabası bir yandan da iktidara benzeme kampanyası içinde olacaktır. 5 Haziran da Cumhuriyet Halk Partililer örgütü toplamak amacıyla bütün ülkeye dağılmaya başladılar. Halk Partisi nden kimileri, Cumhuriyet Halk Partisi ni ıslah etmek yerine yeni bir işçiköylü örgütü kurulmasını, kimisi partinin başına genç elemanların getirilmesini, kimisi de İnönü nün uzaklaştırılmasını istemektedir. Bütün bunlar Demokrat Parti ye benzeme çabalarından başka bir anlam taşımamaktadır. 194 Cumhuriyet Halk Partisi, bundan sonraki süreci demokratik temelde ciddi bir muhalefet partisine dönüşebilme sorunuyla geçirdi. Seçim sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi, kendi geleceğinin tartışmasını ilk olarak Haziran ın son gününde başlayacak ve beş gün sürecek partinin Sekizinci Olağanüstü Kongresi nde yaptı. Kongre, partiyi toparlayabileceği umudu taşıyan İnönü yü yeniden genel başkan olarak seçti. Ancak genel başkanın elinden partinin genel sekreterini atama yetkisi alınarak, bu yetki kongreye verildi. Böylelikle parti içinde genel başkan ile genel sekreter arasında bölüşülen iki otorite ortaya çıktı. Kongre, 1940 tan beri partinin içinde olan Kasım Gülek i, İnönü nün desteklediği adaylara (Nihat Erim ve Şemsettin Günaltay) rağmen genel sekreter seçti. Bu durum Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde otoriter zihniyetten uzaklaşma yönünde ilk çıkış; Gülek de İnönü ve çevresine karşı çıkan ilk politikacı olarak kabul edildi. 195 Cumhuriyet Halk Partisi 1950 yılında muhalefete alışmaya çalışırken bir yandan da seçimlerde ağır darbeler yemiştir. Belediye ve İl Genel Meclisi seçimlerinde de Demokrat Parti ezici farklarla kazanmıştır. Muhalefete düşen partinin temsilcileri meclis 194 Hikmet Bila, CHP , İstanbul 1999, s İnan, Demokrat Parti Dönemi, s

81 çalışmalarına katılmakta isteksizdirler. Cumhuriyet Halk Partisi sık sık meclis oturumlarını terk etmektedir ve hatta Başbakan Menderes bu durum hakkında Cumhuriyet Halk Partisi bugüne kadar meclise tek bir önerge vermedi, toparlanmalarını bekliyorum. demiştir. 196 Halkın şikayetlerinden dolayı, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda iken düzeltilmesi gereken pek çok şey Demokrat Parti Hükümeti nin önüne yığılmıştır. Bunların başında basın, af kanunları ve hayat pahalılığı konuları gelmektedir. Hayat pahalılığı konusunda hükümetin işi hem zor hem de kolaydır. Kolay, çünkü 1950 yılında mahsul çok bol olup, yağ ucuzlamış, ithal mallar da her gün biraz daha düşmekte olup bu durum iç piyasayı yumuşatmıştır. Zordur, çünkü bazı maddelerin ucuzlaması bütçede milyonların oynamasına sebep olmuştur. Bir hükümeti iktidarda tutan kuvvet, meclisteki çoğunluğu değil kamuoyu önündeki durumudur. Bir hükümetin başarılı olması ülkenin, milletin rahat etmesi demektir. 197 Nadir Nadi, Menderes Hükümeti nin ve muhalefetin birbirlerini ölçüsüz bir şekilde eleştirdiğini söyler. Hükümetin programını açıklarken Menderes, Halk Partisi döneminde yapılan hataları aşırı şekilde eleştirirken Faik Ahmet Barutçu, Halk Partisi nin yaptığı şeyleri aşırı derecede savunmaya çalışmıştır. Duruma objektif yaklaşanlar kimlere inanacağını bilememiştir. Bu yüzden Nadi, öncelikle milleti temsil edecek kişilerin işe ölçülü tartışma yaparak kimseyi rencide etmeden başlamaları gerektiğini belirtmiştir. 198 Hüseyin Cahit Yalçın, Ulus taki bir yazısında Kore de Türk kanı döküldüğü bir sırada Türkiye deki partilerin birbiriyle uğraşmalarının çirkinliğine işaret etmiştir. Türk milletinin bu durum içinde yan yana bir Türk vatandaşı sıfatıyla tek bir kalp ve tek bir hedefe kenetlenmesi gerekirken, birbirleriyle uğraşmanın ülkeye huzur getirmeyeceğini söyleyerek en azından savaş bitene kadar mücadelenin bırakılması gerektiğini ifade etmiştir. 199 Partiler arasındaki ilişkinin gergin olduğu günlerde Cumhuriyet Halk Partisi nin muazzam bir servete sahip olması bazı çevrelerde endişeli durumlara neden olmuştur. Halk Partisi nin bu suçlamalarla ilgili durumları hala bünyesinde barındırması bu endişelerin temel nedenidir. Bu muazzam servetin yeni demokratik mücadelede huzur 196 Bila, CHP, s Burhan Felek, Kolay Gele, Cumhuriyet, 24 Mayıs 1950, s Nadir Nadi, Ölçü, Cumhuriyet, 3 Haziran 1950, s.1; Cumhuriyet, 8 Eylül 1950, s Cumhuriyet, Parti Mücadelesi, 8 Aralık 1950, s.1. 71

82 bozucu bir etkisinin olup olmayacağı tartışılmaktadır. Cumhuriyet Halk Partisi nin önceki seçimlerde yaptığı masraflara şimdi de yenilerinin ekleneceğine dair söylentiler çıkmıştır. İstenilen şey Halk Partisi nin mal beyanında bulunmasıdır. Halk Partisi nin tasarrufu altındaki eşyalarının yüz elli- iki yüz milyon lira değerinde olduğu hesaplandığına göre bu muazzam servetin nasıl temin edildiği diğer partiler tarafından merak edilmektedir. Demokrat çevrelerde, Halk Partisi nin önce millete bunun hesabını vermesi ısrarla istenmektedir. Şimdiye kadar milyonlarca lira da ayrıca harcanmış bulunmaktadır. 200 Mukbil Özyörük, Cumhuriyet gazetesindeki yazısında seçimlerin sonucunu ve partilerin durumunu karşılaştırır: Demokraside iktidarı kazanabilmek için, muhalefeti kazanabilmek de hakiki başarıdır ve layığına nasip olur. Zorla iktidar olmadığı gibi zorla da muhalefet olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi nin bugünkü yarattığı duruma, herkesin üzerinde ittifak ettiği seçim kanunumuzu değiştirerek çare aramaya kalkışmak abestir. İktidar ve muhalefet, partilerin hukuki ve siyasi nizamı, milletindir. Başarılı ve mükemmel bir kanun olan seçim kanunumuza dokunmayarak demokratik bir müessese ve geleneklerimizin artık temellerinden atılmalarına izin vermeliyiz. 201 Cumhuriyet Halk Partisi seçimi kaybettikten sonra da İnönü nün metotlarını kullanarak yoluna devam etmiştir. Ama halk eskisi kadar bu metotlardan memnun kalmayacaktır. Seçimlerden yenilgiyle çıkan bir parti bundan on yıl önceki metotları devam ettirdiği sürece bir milletin geleceği hazırlanamaz. Bu metotlar Halk Partisi yanlısı adayları da tereddüde düşürmüştür. Halk Partisi ancak yeni şartları benimseyerek halka adım adım yaklaşabilir. 202 Nadir Nadi, Cumhuriyet Halk Partisi nin yeniden hayat bulması için kendi içinde fikri bir tasfiye hareketine girişmesi gerektiğini, Demokrat Parti nin bu hareketten kaçınmadığı için şu an bu kadar başarılı olduğunu söylemiştir. Parti iktisadi hüviyeti itibariyle ne olduğunu, ne olmak istediğini açıkça ortaya koymalı, programını da bu esaslara göre yeniden düzenlemelidir. Aksi takdirde tasfiye hareketi kendiliğinden meydana gelir. Milleti oluşturan içtimai sınıflar da ekonomik fonksiyonlarına göre partiyi tutarlar ya da tutmazlar. Nadi ye göre, eğer iktidardaki parti halkın ihtiyaçlarını 200 Mekki Said Esen, CHP nin Muazzam Serveti, Cumhuriyet, 15 Ekim 1950, s Mukbil Özyörük, Mukayeseli Bir Gözle 14 Mayıs ın Verdiği Neticeler, Cumhuriyet, 13 Haziran 1950, s Nadir Nadi, Yorum, Cumhuriyet, 3 Temmuz 1950, s.1. 72

83 karşılayacak doktrinleri hazırlayamazsa o vakit siyasi istikrarın muhafazası için başka bir partinin iş başına getirilmesi gerekir. 203 Burhan Felek, Halk Partisi ne Gelince adlı yazısında Halk Partisi nin artık yeni metotlarla yoluna devam etmesi gerektiğini belirtir. Halk Partisi bir yandan kendine isnat edilen suçların Demokrat Parti tarafından araştırılıp ortaya çıkarılmasını isterken, bir yandan da seçimleri neden kaybettiğini düşünmeli ve bu durumun sebeplerini araştırmalıdır. Durum böyle devam ederse Halk Partisi belini doğrultamaz. Felek, partinin ancak işleyecek bir mekanizma kurarak, partiyi gelişigüzel idare eden unsurları emekliye ayırarak, mağlubiyet sebeplerini iyice araştırıp ona göre kendisini düzelterek yoluna devam edebileceğini ifade eder. 204 Nadir Nadi, Kuvvetin Sırrı adlı köşe yazısında iktidar partisinin gücünün sırrını şu sözleriyle açıklar: Demokrat Parti den beklenilen en büyük yenilik, muhalefete karşı gösterilmesi gereken hoşgörülülüğü yerleştirmesidir. Bunu ancak Demokrat Parti sağlayacaktır. İktidar adı üstünde kuvvet demektir. Kuvvet de sahibine emniyet vermelidir. Kendini emniyette bulan iktidar ise muhalefete karşı cömert ve müsamahalı olmalı. Haksız hücumları defetmenin en etkili yolu budur. 205 Cumhuriyet Halk Partisi orduyu siyasete karıştırmak istemiştir. İktidardayken özellikle ordunun siyasete karışmaması için çabalayan Halk Partisi şimdi muhalefet kısmında olurken neden orduyu siyasete karıştırmak ister. İki ihtimal akla geliyor: 1.Aşırı ve yaptıkları işin tehlikesini kavrayamayacak düşüncedeki bazı Halk Partisi mensupları. 2.Orduya siyaset sokmak, askerî ihtilal ve isyanlar çıkarmak suretiyle milli birliği parçalamak, ülkenin huzur ve sükunetini bozmak isteyen komünist beşinci kol ajanları. 206 Cumhuriyet Halk Partisi Sekizinci Kurultayı 29 Haziran 1950 günü başladığı zaman açılış konuşmasında İnönü, programda değişiklik yapılmayacağını bildirmiş ve seçim sonuçları üzerine şöyle konuşmuştur: Talihin garip bir tecellisidir ki birçok yerlerimizde fabrika yapmadığımız ve şehirlerine su getirmediğimiz için oy alamadık. Bize verilmeyen oylar, bu yerde devlet eliyle fabrika ve büyük küçük eser yapmayı serbest 203 Nadi, Tasfiye, Cumhuriyet, 29 Haziran 1950, s Burhan Felek, Halk Partisine Gelince, Cumhuriyet, 13 Haziran 1950, s Nadir Nadi, Kuvvetin Sırrı, Cumhuriyet, 9 Temmuz 1950, s Abidin Daver, Orduya Siyaset Sokmak İsteyenler, Cumhuriyet, 17 Ağustos 1950, s.3. 73

84 teşebbüs fikrine uygun bulmayanlara verilmiştir. İnönü daha sonra iktidara hesap vermek istediklerini söyler ve ılımlı bir devletçilikten yana olacaklarını açıklar. 207 Kurultay sürerken ıslahat öneren broşürün dağıtılması tartışmalara yol açmıştır. Bu broşürün altındaki imza sayısı on altıdan yüze çıkarken imza sahiplerinden Sadi Irmak, partinin tüzük ve programında esaslı bir revizyona ihtiyaç vardır demiştir. Diğer grup ise ıslahatçıları neo-faşistler olarak adlandırmıştır. Programda değişiklik yapmayan kurultay, parti tüzüğünü önemli ölçüde değiştirmiştir. İnönü nün önerisiyle genel sekreterin kurultayca seçilmesi, divan üyeleri sayısının kırktan otuza indirilmesi ve yönetim kurulunun bu üyeler arasından seçilmesi kararlaştırılmıştır. 208 Nadir Nadi, içinde yaşanılan dünya şartlarının da etkisiyle şef rejiminin halkın milli rejimiymiş gibi bir hava yaratılarak uygulanmasını eleştirmiştir. Şeflik döneminde vatandaşa ait haklar ayaklar altına alınarak çiğnenmiştir. Şefe sormadan adım atmak neredeyse imkansızdır. Halk Partisi tamamıyla prensipsiz, fikirsiz, körü körüne şefe uyan bir grup haline gelmiştir. Bugün bu parti artık kendi kendini aramak ve bulmak vazifesiyle karşı karşıyadır. Kontrol mekanizması bulunmayan bir ülkede iş başındakiler ne kadar iyi niyetli olurlarsa olsunlar vatandaşın hakkının korunması zordur. Bünyesinde olgun, doğru görüşlü birçok değerler barındıran bir parti, siyasi hayatımızın geleceği açısından her şeye rağmen güvenebileceğimiz başlıca bir topluluk olmalı. 209 C.SEÇİMLERİN BASINA YANSIMALARI Seçimler Türk basınında büyük yankı uyandırmıştır. Bütün gazeteler seçim hazırlıklarını, seçim gününü ve sonrasında yaşanılan gelişmeleri sütunlarına taşımışlardır. Cumhuriyet gazetesine baktığımızda, seçimlerin yapıldığı dönemde gazete mensuplarının geneli Demokrat Parti nin tarafını tutmalarına rağmen; yazar kadrosundan her iki partiden de aday olanlar bulunmaktadır. Gazete mensuplarından ikisi Demokrat Parti den ikisi de Halk Partisi nden aday olmuşlardır. Hepsi de gazetede sözü geçen kişilerdir. Başyazar Nadir Nadi Demokrat Parti nin Muğla dan bağımsız adayı olmuştur. Ömer Rıza Doğrul da Konya dan. Yazı İşleri Müdürü Cevat Fehmi Başkut ile köşe yazarı 207 Bila, CHP, s Bila, CHP, s Nadir Nadi, CHP, Cumhuriyet, 28 Haziran 1950, s

85 Burhan Felek ise Halk Partisi nin İstanbul adayı oldular. Seçim sonrasında gazetenin üslubuna bakıldığı zaman dengeli bir tavır dikkati çekmektedir. Genel itibariyle Cumhuriyet gazetesi yazarları seçimlerin sükunet içerisinde geçtiğini köşe yazılarında anlatmışlardır. Abidin Daver, 1950 seçimleri öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi nin yine iktidar olacağını düşündükleri için, bu partiye oy verecek kesimden bazılarının sandık başına gitme lüzumunda bile bulunmadığını söyler. Eski seçim kanununun bütün seçim hilelerini gizlediğini ve güvenilir bir seçim kanunu olmadığını belirtir seçimleri ile 1950 seçimlerini karşılaştırır seçimlerine katılım oranı oldukça fazladır. Çünkü güvenilir bir seçim kanunu ile halk güvenli bir ortamda oyunu kullanarak vatandaşlık görevini yerine getirmiştir. 210 Nadir Nadi, 14 Mayıs seçimlerini, Türk milletinin zor bir imtihanı başarılı bir şekilde geçirmesi olarak ifade eder. Türk milletinin tarihte ilk defa kansız, ihtilalsiz bir iktidar değişikliğine şahit olduğunu, demokratik sistemin temeli sayılan halk iradesinin yurdumuzda tam bir olgunlukla gerçekleştiğini ve milyonlarca vatandaşın hiçbir olaya meydan vermeksizin sandık başında sükun ve emniyetle oyunu kullandığını belirtir. 211 Seçim sonuçları diğer gazetelere de büyük bir heyecanla yansımıştır. Ahmet Emin Yalman, 16 Mayıs 1950 tarihli Vatan gazetesindeki İsmet İnönü ye Tebrik Mektubu başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı İnönü den övgüyle söz ederek şunları yazmıştır: Sizin bu milli zaferin amilleri arasında yüksek bir mevkiiniz vardır. Bu sayededir ki, on iki seneden beri işgal ettiğiniz Cumhurbaşkanlığı mevkiinden ayrılırken, küçülmeyeceksiniz, milletin nazarında yeni bir mertebeye yükseleceksiniz siyasi hayatınız bu memleket için kapanmamıştır. En tatlı, en heyecanlı, en hayırlı ve verimli devriniz bu saniyede muhalefet lideri sıfatıyla başlıyor. Yalman, bu düşünceleriyle İnönü yü biraz teselli etmeyi amaçlamıştır. 212 Kudret gazetesinin 20 Mayıs 1950 tarihli Halk Partisi Nasıl Muhalefet Yapabilir? başlıklı yazısında Nurettin Ardıçlıoğlu da, mecliste muhalefetin, keyfiyet bakımından zayıf kaldığını, halk bütün gücü ile Halk Partisi tahakkümünü ve diktatörlüğünü yıkmaya koşarken, bu arada ölçü kaybolmuş, karşımıza adeta tek partiden 210 Abidin Daver, Alnımızın Akı İle, Cumhuriyet, 15 Mayıs 1950, s Nadir Nadi, O Günün Manası, Cumhuriyet, 16 Mayıs 1950, s Ahmet Emin Yalman, İsmet İnönü ye Tebrik Mektubu, Vatan, 16 Mayıs 1950, s.1. 75

86 ibaret bir meclis çıkmıştır diyerek Halk Partisi nin muhalefetinin sıkıntıya neden olacağına işaret etmiştir. 213 Zafer gazetesi yazarı Adviye Fenik, Millet Şuurunun Hakimiyeti adlı yazısında seçim sonuçlarını, 1950 seçimleri, tarihimizde muazzam bir inkılâp olarak yer alacaktır sözleriyle değerlendirmiştir. Fenik e göre, bu muazzam inkılâbın sükun ve muvaffakıyetiyle başarılması belki de dünya tarihinde ilk defa olmaktadır. Her milletin tarihinde birçok inkılâplar kaydedilmiştir. Fakat bunların hepsi ya yüksek zümrenin önderliği ya da askeri birkaç şahsiyetin emir ve kumandası, şiddet ve diktası altında meydana gelmiştir seçimleri hiçbir zümrenin baskısı altında gerçekleşmemiş, güvenilir bir seçim kanunu ve emniyetli bir ortamda hayat bulmuştur. 214 Nadir Nadi, Motosiklet isimli köşe yazısında Celal Bayar ve İsmet İnönü iktidarını karşılaştırır. Celal Bayar cumhurbaşkanı seçildiği gün Atatürk ün geçici kabrini ziyarete giderken, arabasına refakat etmek isteyen motosikletli polis memurlarına gerek görmemiştir. Bundan sonra da cumhurbaşkanı şehir içindeki gidiş gelişlerinde aynı usule uymuştur. Cumhurbaşkanı silahlı bir korumaya ihtiyaç duymamıştır. Bu durumu o dönemlerde Celal Bayar ın şahsi cesaretine bağlayan kişiler olmuştur. Celal Bayar, kendisine motosikletli polislerin refakat etmesine son verirken devlet işlerinde tek şahsa bağlı devrin artık geçtiğine işaret etmiştir. O milli iradenin yoluyla cumhurbaşkanı seçilmiş bir vatandaştır. Sözleri, emirleri kanun sayılan tanrısal bir önder, onsuz yapamayacağımız bir milli şef değildir. Tersine görevlerini yalnız kanundan alan anayasa hükümlerine bağlı kalmaya ant içmiş normal bir başkandır. Demokrat Parti ye karşı kötü niyet besleyenlerin Bayar ın hayatına kastedemeyeceklerini de bilmesi gerek. Devrin zaruretleriyle başlangıçta çaresiz başvurulan bir usul zoraki bir şekilde milli geleneklerimiz arasına sokulmuş, öylesine devam ettirilmiştir. Şefe dayanan idare mekanizması başka türlü bir yaşayış düzenini kabul edemeyeceği için o devrin şartlarına göre bu abartılı himaye de normal sayılırdı. Nadi, şeflik döneminde yapılan abartılı koruma tedbirlerini, yaşanılan lüks hayatı, halkın gözünde sözlerinin ve emirlerinin kanun niteliğinde olmasını eleştirmiştir ve Nadi ye göre, devletin her türlü işleyiş düzeni Demokrat Parti nin iktidara gelmesiyle değişmiştir. Artık cumhurbaşkanının sözleri emir değildir ve her şey kanunlara göre yapılacaktır Albayrak, Demokrat Parti, s Adviye Fenik, Millet Şuurunun Hakimiyeti, Zafer, 16 Mayıs 1950, s Nadir Nadi, Motosiklet, Cumhuriyet, 5 Temmuz 1950, s.1. 76

87 Türkiye seçmenleri 14 Mayıs 1950 tarihinde her türlü kötü tahminleri boşa çıkararak gayet güvenli bir ortamda oylarını kullandılar. Seçimlerin yabancı çevrelerde de uyandırdığı ilgi büyüktü. Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü nün Paris te Fransız devlet adamları tarafından iyi karşılanması da gözlerinde medeniyet seviyemizin arttığının en önemli kanıtlarından biri olarak görülmüştür. Türkiye de demokratik seçimlerin gerçekleştirilmesinin asıl hedefi Türkiye nin ya Atlantik Paktı na alınması veya bir Doğu Akdeniz Paktı nı kurmasıdır. 216 Türkiye deki genel seçimlerin sonuçlarına, Batılı basın organları da büyük ilgi göstermişlerdir. Cumhuriyet gazetesi sayfalarında bu hususta birçok alıntıya yer vermektedir. Batı dünyasındaki tepkileri tespit bakımından bunlara kısaca değinmek yerinde olacaktır. Gazetenin Batı basınından yaptığı alıntıların, onun seçimlere hangi nazarla baktığı konusunda da bir ipucu vereceği düşünülebilir. Basın organlarının en çok üzerinde durduğu konular arasında; Türkiye de demokratik bir seçim sonucunda iktidarın el değiştirmesinin övgüye değer olduğu, Türkiye nin Batı ile ilişkilerinde herhangi bir politika değişikliğinin beklenmediği, Türkiye nin komünizme karşı mücadele edeceği, Türklerin Batılı devletler arasında yer almayı hak ettiği; yeni iktidarın daha liberal bir politika izlemesinin beklendiği gibi konular ön sırayı almıştır. Örneğin, Sovyet Büyükelçiliği ne ait bir arabada büyükelçilik müsteşarı ve başkatibi birçok semtleri dolaşarak sandıklar önünde toplanmış olan halkı gözlemlemişlerdir. Polonya elçisi de eşiyle beraber birçok semti gezmiştir. Bir Çekoslovak ataşesi de yaya olarak birçok semti dolaşmıştır. Diğer elçilere de ait araçlar da şehirlerde görülmüştür. 217 Bütün gazeteler, seçimlerin tam bir serbestlik içinde gerçekleştiğini söyleyerek bunda Türk milletinin siyasi olgunluğunun katkısının büyük olduğunu belirtmişlerdir. Amerikan gazetelerinden New York Times, 17 Mayıs 1950 tarihli Türkiye Demokrasiye Oy Verdi başlıklı makalesinde; Türk seçimlerinin şaşırtıcı sonucundan yalnız Türkler değil, Batı demokrasileri de hakkıyla gurur duysalar yeridir diyerek; bir zamanlar Avrupa nın hasta adamı adıyla anılan bu eski ülkenin özlenilen cihan imparatorluğu gücüne ulaştığını yazmıştır. İktisadi şartların, hayat pahalılığının ve halkın yüzde seksenini oluşturan köylünün çektiği sıkıntıların seçimlere etki ettiği kesindir. Diğer 216 Abidin Daver, Gediği Kapatmak Gerekir, Cumhuriyet, 5 Haziran 1950, s Cumhuriyet, 15 Mayıs 1950, s

88 taraftan dış politikada Türkiye ye yönelik bir dışlamanın kesinlikle olmadığı belirtilerek Batı dünyasının Türkiye nin yanında yer aldığı bir kez daha hatırlatılmıştır. 218 Birleşik Amerika Devletleri Dışişleri Bakanı Yardımcısı James Webb, bir demecinde Türkiye deki seçimlere de değinmiştir. Webb, Demokrat Parti nin seçim kampanyasıyla, liderlerinin demeçleri seçimler sonucunda ülkenin dış siyasetinde değişiklik olmayacağını ve Türkiye nin değişmez bir şekilde komünizme muhalif olduğunu söylemektedir. Seçimler sakin, hür bir hava içerisinde gerçekleşmiş ve yirmi altı yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti nde yeni bir demokratik gelişme ile sonuçlanmıştır. Milletin oy verme tarzı ise demokratik gelenek ile kurumları çok daha uzun bir süre zarfında gelişmiş olan herhangi bir Batılı demokrasinin hakkıyla iftihar edebileceği bir şekilde gerçekleşmiştir. Amerikan gazeteleri genel olarak, Türkiye de demokratik bir değişimin kansız gerçekleştirilmesini överek, Türkiye nin Amerika ya karşı dostluk politikasının sürmesinin beklendiğini, Marshall yardımının devam ettirilmesinin komünizmin önlenmesi bakımından önemli olduğunu, Türkiye nin Orta Doğu da mühim bir rol oynayabileceğini ve yeni iktidarın özel girişim ve yabancı sermayeye karşı daha olumlu bir tutum alacağı gibi konular üzerinde durmuşlardır. New York Times gazetesi en büyük şerefin İsmet İnönü ye ait olduğunu belirtir ve şöyle der: Memleketine demokrasi yolunda büyük ilerlemeler kaydettiren İnönü dür. Amerikan gazetelerinde Demokratların zaferinin ülkenin dış siyasetine hiçbir dahili olmadığını söylemekte ve şunları yazmaktadır: Türkiye soğuk savaşta daima Batı ile beraberdir ve muhtemelen bizimle kalacaktır. Demokratların iktidara gelmesini gittikçe artan hayat pahalılığına ve köylünün memnun olmamasına atfeden gazete, devlet kapitalizminin daraltılması ve sendika kanunlarının daha liberal bir hale sokulmasına dair Demokrat Parti nin seçim vaatlerini hatırlatmıştır. İngiliz gazeteleri ve radyoları Türk seçimlerinin sonuçlarına büyük yer ayırmışlardır. Radyoda günün önemli iki olayını şöyle göstermişlerdir: Türkiye seçimleri ve Güneydoğu Asya daki durum. Siyasi yorumcular da özellikle şu noktalar üzerinde durmuşlardır: Türkiye de hakiki bir demokrasi rejimi vardır ve Türkiye özgür dünya safında yer işgal etmeye devam edecektir. 218 Albayrak, Demokrat Parti, s

89 Fransız gazetelerinden Figaro, genel bir memnuniyetsizliğin Halk Partisi ni düşürdüğünü kaydetmekte ve Türkiye de meydana gelen ihtilalin, silahsız bir ihtilal olduğunu belirtmektedir. Le Monde gazetesi de 14 Mayıs ın Türkiye tarihinde sayılı bir yer işgal edeceğini yazmaktadır. Belçika gazeteleri de Türk seçimlerine ayırdıkları sütunlarda sonuçları yorumlamaktadır. Hollanda basını şu noktaya işaret etmektedir: Demokratların zaferi siyasi sahada sola doğru bir kayma ve ekonomik sahada ise sağa doğru bir kayma göstermiştir. İsviçre gazetelerinden liberal-muhafazakar eğilimli Journal de Geneve, 20 Mayıs 1950 tarihli yazısında; Celal Bayar ın Kemalist geleneğin sadık bir müridi olduğunu belirterek, iç politikada bazı değişikliklerin olacağı konusunda tahminde bulunmuştur. Demokratların daha ferdiyetçi daha liberal bir parti olduğunu, Türkiye deki siyasi ve iktisadi hayatın daha yumuşak bir hal aldığını ama dış politikada bu durumun hiçbir değişikliğe neden olmayacağını iddia etmiştir. İsviçre gazetelerinden radikal-demokrat, National Zeitung, Türk ulusunun ilk defa serbestçe oy verdiğini belirterek; seçim sonuçlarının, yabancılar ve hatta Türkiye için büyük sürpriz olmadığını söylemiştir. Önce diktatörce ve sonra da totaliter bir rejime tabi tutulan Türkiye, bir demokrasi milleti olduğunu ispat etmiştir. Türkiye, 14 Mayıs seçimleriyle özgür milletler camiasında yer almıştır. Le Matin gazetesi, dünyadaki en tehlikeli yolun bekçisi olarak nitelendirdiği Türkiye nin iç durumunu belirtmekte ve şöyle demektedir: Eğer temiz Türk köylüsü benliğini idrak etmişse, bu şerefli milletin dört senede dört asırlık bir hamle yaptığını kabul etmek gerekir. 219 Atina basını meydana gelen iktidar değişikliğinin Türk-Yunan ilişkilerinde olumlu bir etkisinin olacağını belirtmektedir. Arjantin gazeteleri, seçimlerin tam bir demokrasi havası içinde gerçekleştiğini yazmaktadır. La Nation gazetesi : Türkiye, Avrupa kıtasındaki demokrat milletlerin ilk müdafaa hattındaki en önemli elemanlarından biridir. demektedir. Brezilya gazetelerinden Correlda Manks gazetesi sonuçları açıklamış ve şöyle demiştir. Mağlup olan parti, yirmi yedi senedir iktidardaydı. Hükümet de misafir gibidir. Fazla kalırsa da sıkar. 219 Cumhuriyet, 17 Mayıs 1950, s.3. 79

90 İngiliz Manchester Guardian gazetesi 1950 seçimlerinin 1946 seçimlerine benzemediğini kaydetmektedir. Daily Telegraphy gazetesi ise, Demokrat Parti nin başarısının, bir siyaset değişikliği olmayıp uzun zaman devam eden tek parti hükümeti sistemine bir tepki olduğunu ileri sürmektedir. 220 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM YENİ İKTİDARIN İCRAATLARINA BAKIŞ A.ASKERİ VE BÜROKRATİK KADRODA DEĞİŞİKLİKLER Yeni kabinenin güvenoyu almasından hemen sonra, 5 Haziran 1950 tarihinde Demokrat Parti Ankara milletvekili Seyfi Kurtbek, Başbakan Menderes e gelerek, 8-9 Haziran gecesi hükümete karşı bir darbe yapılacağını haber vermiştir. Haberi alır almaz, Çankaya da Cumhurbaşkanı Bayar a koşan Menderes ile cumhurbaşkanı arasında önemli bir görüşme yapılır. 6 Haziran günü de ordu üst kademelerinden birçok general emekliye ayrılır. Emekliye ayrılanlar arasında Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Abdurrahman Nafiz Gürman olmak üzere askeri şuradan Orgeneral Salih Omurtak, Orgeneral Kazım Orbay, Orgeneral Hakkı Oğuz bulunuyordu. Bütün bunların yanı sıra hükümet on beş general ve yüz elli albayı da iki üç ay içinde emekliye sevk etme kararı alır. Milli Savunma Bakanı Refik Şevket İnce, karar ile ilgili olarak yaptığı açıklamada Bu değişikliklerin, kanunun hükümete verdiği yetkinin kullanılmasından başka bir şey 220 Cumhuriyet, 18 Mayıs 1950, s.1. 80

91 olmadığını söylemiştir. Ancak hükümetin daha önceki söylentileri kullanarak, ordudan gelebilecek bir müdahaleye karşı önlem almak üzere bu tasfiyeleri yaptığı açıkça anlaşılıyordu. Orduda yapılan bu önemli ve geniş çaplı operasyon, iktidar ve muhalefet çevrelerinde şaşkınlık yaratacaktır. Başbakan Menderes in de bu konuda yaptığı açıklamada; Memleketimizde ilk kez halkoyu ile iktidara gelen hükümetin yapamayacağı hiçbir güç yoktur. Bütün faaliyetini Cumhuriyet Halk Partisi nin görüşüne göre ayarlamış olan Haşim İşcan ve Naci Rollas gibi idare amirleri tutulmayacaktır 221 diyerek, Demokrat Parti nin iktidarı ele aldığı, fakat idareyi ele alamadığı, Cumhuriyet Halk Partisi elemanları ile iş gördüğü yolundaki düşüncelere meydan verilmeyeceğini, ancak devri sabık yaratılmayarak iş başındaki memurların da rast gele işlerinden edilmeyeceklerini söylemiştir. Nadir Nadi, Kadro başlıklı yazısında bu değişikliklerin olağan karşılanmasını savunarak; iş başına gelen hükümetin kadroya nüfuz etmek, ona yol göstermek zorunda olduğunu belirtir. Bunun da kilit noktalara hükümeti anlayabilecek, ona inanabilecek kişiler getirmesiyle mümkün olacağını söyler: Bir orkestrada bile şef tanımadığı veya güvenmediği sazları yenilemek imkanını daima elinde tutar. Millete karşı büyük sorumluluğu olan bir parti ise böyle bir kaygıda kendini nasıl azade sayabilir? diyerek kadrolaşmayı onaylar. 222 B.ARAPÇA EZAN MESELESİ Demokrat Parti nin ilk büyük icraatı 1950 Haziran ının ortasında ülkenin gündemine getirdiği Arapça Ezan olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi hakkındaki olumsuz halk algısının oluşmasındaki en önemli icraatlardan birisi olan bu mesele, tersine muhafazakar halk kesimlerinde Demokrat Parti hanesine yazılacak olumlu bir siyasi puan olacaktır. Aynı algı ve bakışın günümüzde de devam ettiği tespit edilebilir. Bu sebeple, ezan konusundaki gelişmelere kısaca bakmak yerinde olacaktır ye kadar ezan, Türkiye de Arapça okunuyordu. Mustafa Kemal Atatürk ün düşüncesine göre, madem bu ibadete çağrı Türklere yapılmaktadır, bunun insanların anlamadıkları bir dilde değil, kendi dilleriyle olması gerekirdi. İbadet dilinin Türkçeleştirilmesi meselesi, Tanzimat ve Meşrutiyet aydınlarının gündeme getirdikleri 221 Rıfkı Salim Burçak, On Yılın Anıları, Ankara 1998, s Nadir Nadi, Kadro, Cumhuriyet, 11 Haziran 1950, s.1. 81

92 bir husustu. Atatürk'ün fikirlerimin babası dediği Ziya Gökalp, ibadet dilinin Türkçeleştirilmesinin önemli savunucusu idi ve eserlerinde bu hususa yer vermişti Ramazan ayında bu konuda yaşanan gelişmeler sonucunda Hafız Burhan, Hafız Saadettin Kaynak, Hafız Rıza Beşiktaşlı, Hafız Nuri, Enderunlu Hafız Yaşar, Hafız Ali Rıza Sağman'dan müteşekkil bir kurul oluşturuldu. Bu kurul, ezanın Türkçeye çevirisini yaptığı gibi nasıl okunacağını da tespit etmiştir. Müteakiben çıkarılan kanunla Türkçe den başka dilde ezan okunması yasaklandı. Diyanet İşleri Başkanlığı 18 Temmuz 1932 de bunu bir genelgeyle ilgili yerlere duyurmuştur. 223 Kur an ın Türkçeye çevrilme faaliyetlerinin ardından Türkçe olarak okunması hususundaki ilk somut uygulama, 22 Ocak 1932 de gerçekleşir ve İstanbul Yerebatan Camii nde ilk defa Türkçe Kur an okunur. Hafız Yaşar (Okur), Yasin Suresi ni önce Arapça sonra da Türkçe olarak okur. Ertesi akşam da Mustafa Kemal Atatürk ün emriyle dokuz ünlü hafız Dolmabahçe Sarayı nda bir araya gelerek ezanın ve hutbenin Türkçeleştirilmesi çalışmalarına başlamıştır. Bu komisyonun aldığı kararlar doğrultusunda 24 Ocak 1932 günü İstanbul camilerinde Türkçe Kur an okunmaya başlandı. Uygulama hızla öbür camilere de yayıldı. İlk zamanlarda Türkçe ezan uygulamasının başlatılacağı belli başlı il ve ilçeler Adana, Amasya, Ankara, Balıkesir, Çeşme, Edremit, Kayseri, Konya, Kuşadası, İzmir, İzmit, Manisa, Rize, Şebinkarahisar, Trabzon, Van, Yozgat ve Zonguldak olarak tespit edilmiştir. 224 İbadete bu hükümet müdahalesi, diğer laiklik tedbirlerinin herhangi birinden daha geniş bir halk kızgınlığına sebep olmuştur. Bu yasağa karşı tepkiler daha Atatürk hayattayken başlamıştır. Özellikle din adamlarının güdümünde hareket eden kırsal kesimdeki halk bu yasağı çiğnemiş, Arapça ezan okumakta ısrar etmiştir. Türkçe ezan uygulaması 1933 yılında çeşitli kentlerde protesto edilmiş ve bu konudaki ilk ciddi halk tepkisi Bursa da görülmüştür. 1 Şubat 1933 te Ulu Cami de kılınan Cuma namazında Türkçe ezan okumak istemeyen ve göreve gelmeyen müezzinin yerine cemaatten Topal Halil adlı kişi Arapça ezan okumuş ve Kazanlı Tatar İbrahim adlı şahıs tarafından Arapça kamet getirilmiştir. Olaylar çok fazla genişlemeden bastırılmıştır. Gözaltına alınan kişiler 223 Metin Toker, Demokrasimizin İsmet Paşa lı Yılları ( ): DP nin Altın Yılları ( ), Ankara 1991, s Ali Dikici, İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi Bağlamında Türkçe Ezan Denemesi ve Buna Gösterilen Tepkiler, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, S.10, 2006, s

93 ertesi gün sevk edildikleri mahkeme tarafından serbest bırakılmıştır. Ancak bu kararı veren Sulh Hakimi Hasan Bey, Savcı Sakıp Bey görevden uzaklaştırılmıştır. Ayrıca Müftü Nurettin Efendiye işten el çektirilmiştir. Daha önce serbest bırakılan kişiler yeniden tutuklanmıştır. Ulu Cami Hatibi Hafız Tevfik Efendi de İstanbul da tutuklanarak Bursa ya gönderilmiştir. O günlerde basın üzerindeki hakimiyetini devam ettiren İstanbul ağırlıklı muhalif çevreler Türkçe ezan uygulamasını eleştirmişlerdir. Diyanet İşleri Başkanı Rıfat Börekçi, bir beyanname yayımlayarak halkı bu uygulamaya aldırış etmemeleri konusunda uyarmıştır Şubat 1925 te TBMM de Diyanet İşleri Riyaseti nin Bütçe Müzakereleri yapılırken, Eskişehir milletvekili Abdullah Azmi Torun, Hatalı Kur an çevirilerinin yayınlandığı ve Türkçe tefsirlerin yetersiz kaldığı gerekçesini ileri sürerek meclise, altında elli üç arkadaşının imzası bulunan bir önerge sundu. Bu önergeyle Kur an ın ve hadislerin Türkçe tercümesini ve tefsirini yapacak uzman heyete ücret ve masraf olarak yirmi bin lira ödenek ayrılması kabul edildi. Bu çerçevede Kur an ı Türkçe'ye çevirme görevi TBMM tarafından Mehmet Akif Ersoy a, tefsirini hazırlama görevi de Hamdi Yazır a verilmiştir. 226 Bütün bu Türkçeleştirme çalışmalarına rağmen, 1941 yılına gelinceye kadar ezanın Türkçe okunması belli bir kanuna bağlanmamıştır. Atatürk ün ölümünden sonra İsmet İnönü cumhurbaşkanı olduğu zaman 2 Haziran 1941 tarihli Türk Ceza Kanunu nun beş yüz yirmi altıncı maddesinin 4055 sayılı kanunla değiştirilmesi ile belirlenmiş ve Arapça ezan, kamet okuyanların üç aya kadar hafif hapis cezası veya on liradan iki yüz liraya kadar hafif para cezası ile cezalandırılması karara bağlanmıştır. 227 Bursa Olayı ndan sonra 1945 lere kadar birkaç hareketin dışında toplu bir olay olmamıştır. Ancak 18 Temmuz 1945 te Milli Kalkınma Partisi nin kuruluşuyla başlayan çok partili hayatla birlikte Türkçe ezan ve diğer uygulamalara karşı girişilen hareketler hemen bütün toplum katmanlarına yayılmaya başlamıştır nin Haziranı na kadar Türkiye deki minarelerden Türkçe ezan sesi duyuldu. Ancak muhafazakarlar bunu daha baştan kabullenmediler. Ezanın Arapça değil, Türkçe 225 Dikici, İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi, s Niyazi Berkes, Türkiye de Çağdaşlaşma, Yayına Hazırlayan: Ahmet Kuyaş, İstanbul 2002, s.546; Dikici, İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi, s Başak Ocak Gez, İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi Aşamalarından Biri: Türkçe Ezan ve Uygulamaları, Dokuz Eylül Üniversitesi Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C.II, S.6-7, , s

94 okunmasıyla halkın dinini yaşayışına devletin/hükümetin yersiz müdahalesi olarak bu icraata bakıldı. 228 Birinci Menderes Hükümeti programının, Parti Meclis Grubu nda görüşülmesi sırasında, Arapça ezan yasağının kaldırılması konusu, bazı milletvekilleri tarafından gündeme getirilmiş ve daha sonraki günlerde hükümet bu hususta bir deklarasyon yayımlamıştır. Bu konu, 5 Haziran 1950 tarihinde Demokrat Parti yanlısı basın tarafından yeniden gündeme getirilmiştir. Başbakan Menderes de, Zafer e verdiği demeçte; Atatürk ün, devrimlere başlarken, gerici düşüncelerle mücadele etmek gereğini duyduğunu belirterek, artık bugün o günkü koşulların geçerli olmadığını, üstelik vatandaşların cami içinde dualarını Arapça okuduklarına dikkat çekmiştir. Menderes, Türkçe ezan okunması konusunda ısrar etmenin vicdan hürriyetine karşı bir taassup teşkil edeceğini, partinin programında kabul ettiği laiklik anlayışına göre; din ve vicdan özgürlüğünün benimsendiğini, laikliğin prensiplerle korunacağını, bağnazlık ve gericilikle savaşılacağını söyledikten sonra; Tekrar edelim ki irticaa, taassuba, gericiliğe karşı mücadeleyi ancak prensiplere sıkı sıkıya bağlı kalmakla mümkün görüyoruz. Bu izahın milletimize mal olmuş inkılâplarımızın tamamıyla korunacağı anlamını taşıdığını da ayrıca açıklamaya lüzum görmekteyim. demiştir. 229 Aynı gün Menderes in Cumhuriyet te bir açıklaması yer almıştır. Başbakan bu açıklamada, kanununun Demokrat Parti Meclis Grubu na götürülerek, burada alınacak karara göre hareket edileceğini söylemiştir. 230 Demokrat Parti Ankara milletvekili, Zafer in sahibi ve başyazarı M. Faik Fenik de İnkılâba Sadakat ve Vicdan Hürriyeti başlıklı yazısında, Menderes i desteklemiş ve Arapça ezanın bir politika meselesi değil, bir fikir meselesi olduğunu kabul etmek gerektiği görüşünü savunmuştur. Fenik; Menderes in devrimlere sadık olduğunu, Arapça ezan okunmasının asla bir irticaa yol açmayacağını, bu konuda Demokrat Parti yi eleştirenlerin türbeleri açtıklarını, okullara din derslerini koyduklarını, İlahiyat Fakültesi kurduklarını, halbuki Menderes in bu konuyu seçimler öncesinde bir sömürü aracı olarak kullanmadığını ileri sürmüştür Toker, Demokrasimizin İsmet Paşa lı Yılları, s Zafer, 7 Haziran 1950, s.1-6; Albayrak, Demokrat Parti, s Cumhuriyet, 5 Haziran 1950, s M. Faik Fenik, İnkılâba Sadakat ve Vicdan Hürriyeti, Zafer, 7 Haziran 1950, s.1-6; Albayrak, Demokrat Parti, s

95 Hükümet programı hakkında konuşan milletvekillerinin çoğu, programın eksiklikleri ve ayrıntıları üzerinde durmuşlardır. Bu konuşmacılardan Demokrat Parti nin muhafazakar kanadına mensup olanlar dil, din, gericilik, ırkçılık, Arapça ezan, Müslüman devletlerle yakın ilişki kurulması, Doğu bölgesine önem verilmesi, halkevlerinin yeniden düzenlenmesi gibi konular üzerinde dururlarken; liberal kanat ise daha çok antidemokratik yasaların kaldırılması, özel girişime ağırlık verilmesi, işkence ve partizanca hareket eden memurlardan hesap sorulması, ırkçılık, gericilik ve komünizm ile mücadele edilmesi, toprak dağıtımının özellikle devlete ait arazilerden yapılması ve Batı dünyası ile ilişkilere ağırlık verilmesi, işçi haklarının geri plana itilmemesi, pahalılıkla mücadele edilmesi gibi iç sorunlara ağırlık verilmesini istemişlerdir. 232 Menderes ve diğer Demokrat Parti yöneticileri seçim kampanyaları sırasında kendilerine halk tarafından gelen en büyük talebin ezanın yeniden Arapça okunması olduğunu söylemişlerdir. Bu nedenle bu yasağın anlamsız olduğunu belirterek, bu talebin görüşülmesi için konuyu 13 Haziran da Demokrat Parti Grubu na taşıdıklarını belirtmişlerdir. Demokrat Parti Grubu aynı gün, Ceza Kanunu nun beş yüz yirmi altıncı maddesinden; Arapça ezanın okunması ve kamet kelimesi hakkındaki şartın da kaldırılması suretiyle istenildiği gibi okunması için, gerek hükümet tarafından getirilecek tasarının, gerekse arkadaşları tarafından getirilecek tekliflerin kabul edilmesini oybirliğiyle ve alkışlarla kabul etmiştir (16 Haziran 1950 tarih ve 5665 sayılı kanun). Grup kararından sonra Kayseri milletvekili İsmail Berkok, Tokat milletvekili Ahmet Gürkan ve on altı arkadaşının hazırladığı yasa tasarısı 16 Haziran da TBMM ye sunulmuştur. Tasarı, Demokrat Parti nin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi nden de büyük destek görmüştür. 233 Cumhuriyet Halk Partili birçok milletvekili Arapça ezan yasağının kaldırılmasına taraftardır. Muhalefet lideri İsmet İnönü bu durumla bizzat yakından ilgilenmiştir. Mesele din bakımından ziyade, inkılap taraflısı bir parti için prensip ve özellikle bir kültür davası olarak ele alınacaktır. 234 Türkçe ezan uygulaması sırasında yaşanan tartışma ve sıkıntılar yasağın kalkması ile sona ermemiş günümüze kadar devam eden bir süreçte gündemde kalmıştır. Dini çevreler Adnan Menderes i ve Demokrat Parti yi Ezan Kahramanı olarak 232 Albayrak, Demokrat Parti, s Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s Cumhuriyet, 16 Haziran 1950, s

96 gösterirlerken karşı taraf, bu kararın o yıllarda İsmet Paşa nın başında bulunduğu Halk Partisi nin karşı koymasına rağmen alındığını söylüyordu. 235 Menderes, kendisini dinsizlikle suçlayan Halk Partililere, sen sadece beni değil bana oy veren bütün halkı dinsizlikle suçluyorsun diyerek cevap vermiştir. Bu milyonlar mı imansız kafilesini teşkil ediyor? Sizler mi hiçbir şeye inanmadan partimizin saflarını teşkil etmiş bulunuyorsunuz? İmanlıların sadece yer aldığı iktidarın eteği ve saçağı mıdır? Biz mücadele ederken karşımızda Halk Partisi ni değil, hala hükümeti görmekteyiz. Dimdik kaya gibi ayakta duran Halk Partisi değil, fikrimce bu hükümet olsa gerektir. Arkadaşlar! Fikir, iman ve prensip partisi olmadığımız ileri sürülüyor. Biz de kendilerine aynı şeyleri tekrar edebiliriz. 236 Ezanın Türkçe veya din dili ile okunması bugün sadece bir görüş meselesidir. Bu konu hakkında fikirler ileri süren kişiler, demokrat hükümetlerin Atatürk inkılâbına daima bekçilik edeceğini söylemektedirler. Demokrat Parti nin ezan meselesini ilk işlerden biri olarak ele alması iktidar çevresinde de bazı tartışmalara yol açmıştır. Bu tartışmalar Demokrat Parti Meclis Grubu na da yansımıştır. 237 Türkçe Ezan Kanunu nun kaldırılmasıyla ilgili genel olarak Demokrat Parti ve Cumhuriyet Halk Parti sinin adına Sinan Tekelioğlu ve Cemal Reşit Eyüboğlu bazı konuşmalar yaparlar. Sinan Tekelioğlu (Demokrat Parti Adana Milletvekili), eğer Atatürk yaşasaydı şüphesiz o da ezanın Arapça okunmasını isterdi diyerek ezanın Türkçe okunmasına karşı çıkar. Ezanın Müslüman dili kurallarına göre camilerde ancak din dili ile okunması gerektiğini söyler. 238 Cemal Reşit Eyüboğlu (Cumhuriyet Halk Partisi Trabzon Milletvekili), bu memlekette milli devlet ve milli şuur politikasının, Cumhuriyet ile kurulduğunu ve Cumhuriyet Halk Partisi nin bu politikayı takip ettiğini söyler. Bu politika gereği ezan meselesi bir dil meselesi ve milli şuur meselesi olarak kabul edilmiştir. Milli devlet politikası her yerde Türkçenin kullanılmasını emreder. Türk vatanında ibadete çağırmanın da öz dilimizle yapılmasını tercih ederiz diyerek ezanın Arapça okunmasına karşı çıkar Dikici, İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi, s Cumhuriyet, 26 Aralık 1949, s Mekki Said Esen, Arapça Ezan, Cumhuriyet, 8 Haziran 1950, s TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: 9, C. XIX, 9. Birleşim, 16 Haziran 1950, s TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: 9, C. XIX, 9. Birleşim, 16 Haziran 1950, s

97 Nadir Nadi Ezan isimli köşe yazısında, hükümetin iş başına gelir gelmez ezan meselesini ele almasını eleştirir. Yirminci yüzyılın ortasında demokratik seçimlerle iş başına gelen hükümetin daha önemli meseleleri varken hemen ezan konusunu ele almasını garip karşılar. Bu meseleyi tartışmak hükümetin değil, din adamlarının görevidir diyerek hükümeti eleştirir. Laiklik konusunu ezan cephesinden ele alan Menderes hareket noktasını yanlış seçmiştir. Ezan meselesini ileri sürerek Demokrat Parti nin yarın fes giyilmesine, öbür gün Arap alfabesinin kullanılmasına müsaade edeceğini iddia edenlerin haklı çıkmasından korkar. Demokrat Parti nin buna hiç ses çıkarmadığını söyler. Bu durum özellikle aydınları kızdırmıştır. Demokrat Parti nin kendini yanlış tanıtan propagandalar yaptığını iddia eder. Nadi, her iki tarafın da seçimlerde başarılı olabilmek için laiklikle bağdaşmayan şeylere başvurduğunu söyler. Bu hususta ilk adımı Halk Partisi atmıştır. İlkokullara din dersini koyduran, İlahiyat Fakültelerini kurduran, türbeleri açtıran Halk Partisi dir. Atatürk ün giriştiği inkılâp hamlelerinden her biri, hatta ezanın Türkçe okunması bile bu ülkede fikir ve vicdan hürriyetini kökleştirmek amacını gütmektedir. Bu amaç gerçekleştikten sonra bazı yasaklar üzerinde ısrar etmek anlamsızdır. 240 Nadir Nadi Milli Birlik adlı yazısında, Celal Bayar ın 21 Nisan da yayınlanan demecinin ülkenin her yerinde iyi karşılandığını vurgular. Ülkede karışıklık çıkarmak isteyen kişilerin ümitlerinin boşa çıktığını, Celal Bayar ın ülke demokrasisine büyük hizmetlerde bulunduğunu söyler. Atatürk inkılâpları sayesinde genel seviye bundan kırk elli yıl öncesine oranla çok yükselmiştir. Dünya işleriyle ahiret işlerini birbirine karıştırmanın yarattığı zararın halkımızı kötü etkilediğini ifade eder. Ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen insanlar devleti her zaman zayıf noktasından vurur. O dönemde ülke içerisindeki halkın zayıf noktalarından biri ezan konusudur. 241 C.MUHTAR SEÇİMLERİ Demokratlar iktidara gelir gelmez, seçimler öncesinde vatandaşlara verdikleri sözleri yerine getirmek için kolları sıvamışlardır. Demokrat Parti ye düşen vazife, Türkiye de aşağıdan yukarıya doğru bir idare sisteminin temellerini atmak, o sistemi yıkılmaz bir müessese olarak işler hale 240 Nadir Nadi, Ezan, Cumhuriyet, 7 Haziran 1950, s Nadir Nadi, Milli Birlik, Cumhuriyet, 22 Nisan 1950, s.1. 87

98 getirmektir. Muhtar kaymakamın değil, köylünün temsilcisi olacaktır. Jandarma, hükümetin değil kanunun emrinde çalışacaktır. Mahkemelerden maliye tahsil şubelerine kadar bütün devlet dairelerinde halka hizmet kaygısı başta gelecektir. Halkla beraber, ondan kuvvet alarak çalışacak, ona elinden gelen yardımı esirgemeyecektir. 242 Muhtarlık seçimleri, 13 Ağustos 1950 tarihinde yapılmıştır. Türkiye genelindeki seçimlerde Demokrat Parti , Cumhuriyet Halk Partisi , Millet Partisi 130, İşçi ve Çiftçi Partisi 2, Bağımsızlar 2049 muhtarlık kazandılar muhtarlık ise karışık listeden kazanıldı. 243 Seçimlerin sonucu hakkında bir açıklama yapan muhalefet lideri İnönü, seçimi kendilerinin kazandığını iddia ederken kuşkusuz genel seçimlere göre, başarılı olduklarını vurgulamak istemiştir. Menderes ise genel seçim öncesini ölçü alarak Cumhuriyet Halk Partisi nin iktidarı dönemindeki kırk bine yakın olan muhtarlık sayısını on üç bin dolayına düşürdüğünü, oysa Demokrat Parti nin o dönemde bin olan muhtarlık adetini on sekiz bine çıkardığını açıklıyor ve seçimlerin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından kaybedilmiş olduğunu savunuyordu. 244 D.BELEDİYE SEÇİMLERİ Muhtar seçimlerinde beklenilenden daha düşük sonuçlar alan iktidar partisinde bu durum bir kıpırdanma yaratmıştır. İktidar partisi seçim hazırlıklarına ve propagandaya daha çok önem vermeye başlamıştır. Yerel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi seçim kampanyası sırasında Demokrat Parti iktidarının meclise danışmadan Kore ye asker göndermesini ve kendilerine karşı ağır suçlamalarda bulunmasını eleştirmiştir. Muhalefet partisi lideri İnönü 28 Ağustos 1950 tarihinde yaptığı radyo konuşmasında da aynı şikayetleri yineleyerek Demokrat Parti iktidarının izlediği dış politikayı eleştirmiştir. İnönü, siyasi emniyetlerinin tehlikede olduğunu ve memleketin baştanbaşa huzursuzluk içinde yaşadığını savunmuştur ve Demokrat Parti ye oy verilmemesini istemiştir. Oldukça çekişmeli bir ortamda geçen ve 3 Eylül 1950 tarihinde yapılan belediye seçimlerine bazı yerlerde katılım oranı yüzde doksanı bulurken, bu oran bazı yerlerde ancak yüzde kırk beş-elli arasında kalmıştır. Seçimlerde, demokratların yüzde doksana yakın çoğunluğu aldıklarının anlaşılması üzerine bir demeç veren Başbakan Menderes 242 Nadir Nadi, Ne İstiyoruz?, Cumhuriyet, 17 Haziran 1950, s Albayrak, Demokrat Parti, s Cumhuriyet, 17 Ağustos 1950, s

99 Türk Milleti Halk Partisi ni 14 Mayıs ta iktidardan tasfiye etmişti. 3 Eylül de de muhalefetten tasfiye etti. diyerek, seçim sonuçlarından duyduğu mutluluğu dile getirmiştir. 245 Seçim sonuçları Cumhuriyet Halk Partisi için üçüncü önemli yenilgi olurken, Demokrat Parti altı yüz belediyeden beş yüz altmışını kazanmayı başarmıştır. Oysa daha önceki muhtar seçimlerinde Halk Partisi nasıl olsa biz kazanırız şeklinde düşünmüş, halkın büyük bir bölümü ise aynı düşünce ile sandığa gitmemişti. Ancak belediye seçimlerinde aynı yanlışlık yapılmamıştı. Seçimlerde Demokrat Parti gücünü yeniden göstermiş oldu. Belediye seçimleri de genel seçimler gibi küçük problemler dışında sükunet içerisinde geçmiştir. Neden belediye seçimlerini Demokrat Parti kazanmıştır? Halk Demokrat Parti ye olan güvenini muhafaza etmiştir. Demokrat Parti nin en az dört yıl iktidarda kalarak halka verdikleri vaatleri gerçekleştirmesi bekleniyor. 2.Demokrasi rejimlerinde propaganda ve telkinin önemli olduğu anlaşılmış olduğundan parti teşkilatı belediye seçimlerini kazanmak için çaba göstermiştir. 3.Halk Partisi nin belediye seçimlerini kaybetmesi yanlış propaganda üzerinden gittiğini göstermektedir. Bu propaganda yapıcı değil yıkıcı olmuştur. Halk Partisi belediye seçimlerine de milletvekili seçimlerinde olduğu gibi siyasi bir renk vermiş, iktidar partisini manen bu şekilde çökertmek istemiştir. Halk Partililer, Devlet ve millet işlerini iyi göremeyen Demokrat Parti ye oy vermeyiniz. şeklinde halkı olumsuz yönde etkilemeye çalışmıştır. Bu da Halk Partisi nin mağlubiyetine neden olmuştur. Önceki seçim taktikleri bu sefer işe yaramamıştır. Seçimleri kaybeder kaybetmez hücuma geçmek Halk Partililerin aleyhine olmuştur. 4.Halkın güvenini kaybeden adayların tekrar aday gösterilmesi partiye olan güveni sarsmıştır. 5.Halk, milletvekili seçimlerini kaybeden partinin belediye seçimlerini kazanmasının çelişkiye sebep olacağını düşündüğü için oylarını Demokrat Parti den yana kullanmak istemiştir. 245 Cumhuriyet, 4 Eylül 1950, s Cumhuriyet, Belediye Seçimlerinin Neticesi, 5 Eylül 1950, s.1-3; Cumhuriyet, 14 Eylül 1950, s

100 E.İL GENELMECLİSİ SEÇİMLERİ 19 Eylül 1950 tarihinde hükümetten ardı ardına istifa haberleri gelmiştir. Sağlık Bakanı Nihat Reşat Belger, Menderes in kendi işlerine karıştığını öne sürerek istifa etmiş ve yerine Ekrem Hayri Üstündağ getirilmiştir. 247 Demokrat Parti iktidarının muhalefet ile ilişkilerini gerginleştiren başka bir olay da Malatya Belediye Başkanı nın, hükümetin devlet dairelerinde yalnızca Atatürk ün resminin asılması yolundaki emrine uymayarak, İnönü nün resmini indirmemesi olmuştur. Seçimlerden bir gün önce 14 Ekim günü İçişleri Bakanı, Belediye Başkanı nın görevine son verirken, Malatya Valisi de belediyeye giderek İnönü nün resmini indirmiş ve belediye başkanı hakkında soruşturma açmıştır. 248 İl Genel Meclisi seçimleri, 15 Ekim 1950 tarihinde yapıldı. Bu seçimlerde Demokrat Parti yeni bir zafer kazanarak elli bir ilde tam çoğunluğu sağladı ve bu illere bağlı üç yüz kırk beş ilçede de toplam dokuz yüz elli altı üyelik elde etti. Buna karşılık Cumhuriyet Halk Partisi yirmi iki ilçede toplam olarak iki yüz seksen altı üyelik kazanabildi. 249 F.KORE SAVAŞI VE TÜRK DIŞ POLİTİKASI NA ETKİSİ Dünyada iki bloğa dayalı güç dengesi sisteminin ortaya çıktığı tarihlerde dünyanın çeşitli bölgelerinde önemli olay ve gelişmeler sürerken Doğu ve Batı bloklarını bir sıcak savaşla karşı karşıya getiren bir sorun, Kore Savaşı patlak verir. Bu sorun Türkiye Cumhuriyeti nin de fiilen savaşa katılmasına ve dış politikasında yeni gelişmelere sebep olur. 250 Kore Savaşı, yılları arasında Kuzey Kore ile Güney Kore arasında gerçekleşmiştir. Bu savaş Soğuk Savaş ın ilk sıcak çatışması olmuştur. Kore, 1910 yılında Japonya nın egemenliği altına girmiştir. Korelilerin bütün çabalarına rağmen 1945 yılına kadar bu durum devam etmiştir. İkinci Dünya Savaşı nın sonlarında Müttefikler arasında yapılan Yalta ve Postdam Konferanslarında, Kore den Japonları uzaklaştırma görevi Amerika Birleşik Devletleri ne ve Sovyetler Birliği ne verilmiştir. Bunun üzerine 1945 yılında Japonya nın yenilgiyi kabul edip teslim olmasından sonra; Ruslar, Kore nin 247 Cumhuriyet, 19 Eylül 1950, s Cumhuriyet, 15 Ekim 1950, s Şeyhanlıoğlu, Demokrat Parti, s Rifat Uçarol, Siyasi Tarih ( ), İstanbul 2010, s

101 kuzeyini, Amerikalılar da güneyini işgal ederek, otuz sekizinci enlemi ara sınır olarak ilan ettiler. Bu da Kore sorununun başlangıcı oldu. 251 Amerika, Eylül 1945 te Güney Kore yi işgal ettikten sonra burada bir askeri yönetim; buna karşılık Sovyetler Birliği, kuzeyde kendi işgal bölgesinde Kuzey Kore Halk Cumhuriyeti ni resmen kurmuş oldu. Böylece Kore, Kuzey Kore ve Güney Kore olmak üzere ikiye ayrıldı. 252 Kuzey Kore, 25 Haziran 1950 günü Güney Kore askerlerinin otuz sekizinci enlem boyundaki sınırı geçtiklerini ileri sürerek saldırıya geçmiş ve Güney Kore Cumhuriyeti ne resmen savaş açmıştır. Savaşın başlaması üzerine Amerika, Güney Kore ye hemen yardım göndermeye başlamış ve bu konuyla ilgili BM örgütüne bilgi vermiştir. BM Güvenlik Konseyi de 25 Haziran 1950 tarihindeki toplantısında çarpışmaların hemen durdurulmasını ve Kuzey Kore nin otuz sekizinci enleme çekilmesini istemiştir. 27 Haziran 1950 günü aldığı diğer kararda da Kuzey Kore yi barışı bozmakla suçlu ilan etmiş, bu bölgede silahlı saldırıyı geri püskürtmek ve barışı sağlamak için Güney Kore ye yardım yapılmasını bütün üye devletlerden istemiştir. Güvenlik Konseyi nin bu kararlarını, BM Örgütü ne ait elli altı üye devletten elli üçü -Türkiye de dahil- ilke olarak kabul etmiş; Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Polonya ise reddetmiştir. Bunun üzerine BM Örgütü ne üye devletler Güvenlik Konseyi nin çağrısına uyarak Güney Kore ye askeri yardım göndermeye başlamışlardır. Bazıları kara, deniz, hava kuvvetlerini; bazıları üç kuvvetten ikisini ya da birini göndermiştir. Güvenlik Konseyi bu gelişmeler üzerine 7 Temmuz 1950 tarihinde aldığı bir kararla, Kore de BM Komutanlığı kurarak bu göreve Amerikalı General Mac Arthur u atamıştır. 253 Savaşın sonucunda Çin Halk Gönüllü Ordusu, BM birliklerini otuz sekizinci paralelin gerisine püskürterek Güney bölgesini işgale başlamışlardır. Ancak BM ordularının karşı saldırısı sonucunda cephe otuz sekizinci paralel boyunca sabitlenmiştir. Mareşal Mac Arthur un Başkan Truman ın isteklerini yerine getirmemesi, ordularını tekrar Çin sınırına kadar ilerletmek istemesi üzerine Truman tarafından emekli edilmiştir. Savaşın durağan bir hal alması ve her iki tarafın da kazanç elde edememesi tarafları barış 251 Feridun Cemal Erkin, Dışişlerinde 34 Yıl: Anılar-Yorumlar, C.I, Ankara 1980, s Bülent Akkaya, Türkiye nin NATO Üyeliği ve Kore Savaşı, Akademik Bakış Dergisi Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, S.28, Ocak-Şubat 2012, s Uçarol, Siyasi Tarih, s ; Cumhuriyet, 7 Kasım 1950, s.3. 91

102 görüşmesi yapmaya itmiştir Nisanı nda başlayan görüşmeler 1953 yılında imzalanan ateşkes antlaşması ile son bulmuştur Türkiye nin Dış Politikası ve Kore Savaşı na Girme Sebepleri İkinci Dünya Savaşı nı izleyen ilk yıllarda Türkiye nin dış politikasının en önemli sorunu, savaş içinde düştüğü yalnızlıktı. Sovyet Rusya nın tehditleri ve Türkiye aleyhine genişleme teşebbüsleri karşısında, Türkiye nin diğer büyük devletlerin yardımına ihtiyacı vardı. Türkiye nin Sovyetler Birliği karşısında endişesi yersiz değildir. Sovyet Hükümeti Türkiye üzerindeki emellerini 1939 yılında Moskova ya giden Türk heyetine açıklamıştır. Sovyet Dışişleri Bakanı Molotov, Türkiye nin Moskova Büyükelçisi Selim Sarper le 7 Haziran 1945 te yaptığı bir görüşme sırasında; Türkiye eğer Sovyetler Birliği ile anlaşmak istiyorsa, Türkiye nin Sovyetlerin isteklerini kabul etmesi gerektiğini söylemiştir. 255 Bu istekler; Mart 1921 tarihli Moskova Anlaşması ile tespit edilen Türk-Sovyet sınırında Sovyetler Birliği lehine bazı düzeltmeler yapılması. 2. Boğazların Türkiye ve Sovyetler Birliği tarafından ortaklaşa savunulması ve bunu sağlamak için de Sovyetler Birliği'ne Boğazlardan deniz ve kara üsleri verilmesi. 3. Boğazlar rejimini tespit eden Montrö Sözleşmesi'nde yapılması gereken değişiklikler konusunda Türkiye ile Sovyetler Birliği arasında bir prensip mutabakatına varılmasıydı. Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği'ne verdiği 9 Ekim 1946 tarihli notada Montrö Sözleşmesi nin yalnız Karadeniz devletleri tarafından değiştirilmeyeceğini tekrarlamış, Boğazlar bir saldırıya ya da saldırı tehdidine maruz kalırsa bundan doğacak herhangi bir durumda Birleşmiş Milletler Güvenlik Meclisi nin harekete geçeceğini bir kere daha belirtmiştir. Sovyetlerin bu emelleri üzerine Türkiye ve Yunanistan a yardım etmek kararını alan Truman, Türkiye'ye 400 milyon dolar vermeye karar vermiştir Uçarol, Siyasi Tarih, s Adil Işık, Kore Savaşı nda Türk Ordusunun Lojistik Desteği, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2009, s Kamuran Gürün, Türk-Sovyet İlişkileri ( ), C.XVI, S.67, Ankara 2010, s

103 Bu dönemde Türk dış politikasını şekillendiren ana etken; Sovyet tehdidi ve bu tehdide karşı milli güvenliğin sağlanabilmesi amacıyla ittifak arayışları olmuştur. Türkiye için ana hedef, Batının öncülüğünde kurulan tüm siyasi, askeri ve ekonomik ittifaklara üye olmaktır. Kore ye asker gönderme kararının temelinde NATO ya girme isteğimizin yattığı ve bunun telkininin Amerika tarafından yapıldığı bilinmektedir. 2 Ağustos 1950 de Zafer gazetesi şöyle bir başlık kullanmıştır: Bu kıta hemen hareket etmiş ve yola çıkmış da değildir. Muhtemeldir ki hiç hareket etmeyecektir! Buna karşılık Başbakan Adnan Menderes kendilerini sıkı şekilde destekleyen o zamanki Milliyet gazetesi sahibi Ali Naci Karacan a NATO ya katılmamız zarureti barışın koruması amacına bağlıdır. diyor ve ekliyordu: Amerika ile sıkı dostluk ilişkilerimiz dış politikamızın esas unsurunu oluşturmaktadır Mayıs 1950 tarihinden 9 Mart 1951 tarihine kadar görev yapan Birinci Menderes Hükümeti hazırlamış olduğu programda dış politika esaslarını açıklamıştır. Demokrat Parti, geleneksel İngiliz ve Fransız ittifakına ve Birleşik Amerika ile en sıkı dostluk ve işbirliğine dayanan, dostluklarına daima sadık kalan, uzak-yakın ve büyükküçük bütün milletlerin istikbal ve toprak bütünlüklerine her zaman hürmetkar olan dış siyasetimizin barışçı mahiyeti bütün dünyaca malumdur diyerek, dış siyasetinde her zaman barışçıl bir çizgi takip ettiğini belirtmiştir. Amerika ile büyük müttefikleri İngiltere ve Fransa ile siyasi, iktisadi, kültürel ilişkileri, samimi ve anlayış havası içinde her gün daha kuvvetlendirmenin en büyük amaçları olduğunu söyleyerek özellikle Amerika nın Türkiye ye yaptığı Truman ve Marshall yardımları üzerinde durmuştur. 258 Türkiye nin NATO ya girişinin kolay olduğunu söylemek zordur. Demokrat Parti iktidara gelmeden önce Halk Partisi döneminde Türkiye NATO ya girmek için başvuruda bulunmuştur. Ancak çeşitli sebeplerden dolayı bu başvurular reddedilmiştir. Türkiye nin üyeliğinin reddedilmesine NATO üyesi devletler tarafından gösterilen gerekçeler genellikle Türkiye nin Avrupa savunmasıyla ilgili olan bir ittifaka girmesine gerek olmadığı, coğrafi sebeplerden ötürü Türkiye yi üyeliğe kabul etmenin anlamsız olduğu yönündeydi. Türkiye nin üyeliğine en büyük itiraz İngiltere ile kuzeydeki birkaç İskandinav ülkesinden geldi. Çünkü Sovyetler Türkiye ye saldırırsa kendi güvenlik 257 Toker, Demokrasimizin İsmet Paşa lı Yılları, s Tibet İnal, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti Farklılığı ve Dış Politikaya Yansıması, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir 2010, s

104 sahasını ilgilendirmeyen bir bölge için, kendi güvenliklerini tehlikeye atmak istememişlerdir. İngiltere nin itirazı çok farklı nedenlere dayanmaktadır. 259 Hükümet Kore ye asker gönderme kararını, Uzak Doğu da büyük menfaatleri olan ve Kore de Kızıllar galip geldiği takdirde, sıranın kendilerine geleceği kesin olan devletlerden önce vermiştir. NATO ya üye devletler Amerika nın müttefikidirler. Bu devletler Amerika dan gerek iktisadi ve gerek askeri çok büyük yardımlar gördükleri halde Kore ye asker gönderme konusunda Amerika ya karşı çok egoist davranmışlardır. 260 Başbakan Adnan Menderes, Kore Harbi patlak verdiği zaman bu durumun NATO ya dahil olmak için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüş ve bu fikrini Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ye de açıklamıştır. Ortak güvenlik ruhunu yürütmek ve Türkiye nin itibarını yükseltmek bakımından bu fırsatın, Türkiye nin işine yarayan bir fırsat olduğunu söylemiştir. Kore Savaşı na asker göndermenin, NATO ya kabul edilmemize de bir köprü olacağını özellikle vurgular. İngiltere ve diğer devletlerin Kore ye asker gönderme davetine cevap vermeden önce Türkiye nin bu çağrıya olumlu yaklaşmasının Türkiye nin lehine olacağını belirtmiştir. 261 Başbakan Adnan Menderes, Atlantik Paktı na girmemizin bizim için mecburi olduğunu şu sözleriyle belirtir: Muhtemel bir savaş ihtimali ile karşılaştığımız zaman dünyada öyle kilit noktaları vardır ki bunlar zayıf ve teminatsız kalırsa tecavüz kolaylaştırılmış olur. Bu hakikatin dikkatle göz önünde bulundurulacağına inanıyoruz. 262 Abidin Daver, Ortadoğu nun Kalesi adlı yazısında, Türkiye nin Kore de gösterdiği çabaların bir an önce Amerika tarafından fark edilmesini ve Türkiye nin NATO ya girmesi için gerekli onayın bir an önce verilmesi gerektiğini söyler ve Türkiye nin stratejik konumunun uluslar arası alanda ne kadar önemli olduğunu vurgular. Türkiye Balkanlara, Akdeniz e, Süveyş Kanalı na, Ortadoğu ve Arabistan petrollerine giden yolları korumaktadır. Türkiye den geçen bu yolların nasıl korunacağını anlamak için Kore deki tugayımızın kahramanlığını göz önünde bulundurmak yeter diyerek Türk askerinin ülkesi için yaptığı kahramanlıklara değinir. Çünkü başkasının ülkesi için bu 259 İnal, Demokrat Parti Farklılığı, s Abidin Daver, Amerika dan İstediklerimiz ve Beklentilerimiz, Cumhuriyet, 31 Temmuz 1950, s Albayrak, Demokrat Parti, s Cumhuriyet, 7 Ağustos 1950, s.1; Cumhuriyet, 8 Ağustos 1950, s

105 kadar canını ortaya koyan askerler kendi ülkesi için neler yapmaz. Türkiye nin Atlantik Paktı na alınmasını istemeyen bazı Batı Avrupa devletlerinin hepsinin Kore ye gönderdiği askerden sayıca Türkiye nin askerleri daha fazladır. Daver, Batı Avrupa devletleri için Türkiye nin bir yük olmadığını, büyük kuvvet olacağını belirtir. General Marshall ın Türk ordusuna yapılan askeri yardımın diğer ülkelerin ordularına yapılan yardımla kıyaslanamayacak şekilde önemli sonuçlar verdiği. sözünü de hatırlatarak bu askeri yardımın artırılması gerektiğini vurgular. 263 Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, BM ye çektiği telgrafta, BM nin paktından doğan taahhütlerine ve Güvenlik Konseyi nin kararlarına uymayı zorunluluk olarak bilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti nin, Kore hakkında yardım talebini incelediğini açıklamıştır. Türkiye, bu inceleme sonucunda Kore de hizmet etmek üzere dört bin beş yüz mevcutlu silahlı bir Türk Savaş birliğini BM nin emrine sunmaya karar vermiştir. 264 TBMM nin 30 Haziran 1950 tarihli oturumunda Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, savaşa asker gönderme kararının gerekçesini şöyle açıklamıştır: Yeryüzünde sulhu ve emniyeti müdafaa, taarruza karşı dayanma ve bütün milletlerin istiklallerine, toprak bütünlüklerine riayet bütün insanlığın saadetini ve refahını temin, takip ettiğimiz harici siyasetin esasıdır. Birleşmiş Amerika ile çok sıkı işbirliğimiz, İngiltere ve Fransa ile mevcut ittifakımız, bu esaslar dairesinde yeryüzünde barışın istikrarına hizmet eden bu açık sarih, dürüst siyasetimizin gereğidir. Bu son durum karşısında tecavüz karşısında eğer BM derhal güçlü bir harekata geçmiş olmasaydı ve eğer emrivaki kabul etmek vaziyetinde kalsaydı, bu yalnız bu bölge için değil, dünyanın bütün bölgeleri içinde yeni bir güvensizlik olacak bütün dünya barışı temelinden sarsılacaktır. Bundan dolayı BM nin bu kararını uygulama hususunda bütün kuvvetleri tekrar harekete geçiren ve dünya barışını koruma hususunda derhal fiili harekete geçen Birleşik Amerika Hükümeti'nin hareketini büyük bir memnuniyetle karşılamak barışsever bütün milletlerin vazifesidir. 265 Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü nün bu konuşması o zamanki Demokrat Parti Hükümeti nin de genel kanaatidir. Türkiye nin Kore ye asker gönderme kararı, doğrudan kazanım sağlayabileceği bir olanağı değerlendirmek ve kurulmakta olan yeni bir dünya düzeninde yerini almak için yaptığı girişimdir. Çünkü İkinci Dünya Savaşı na katılmamakla taraf olmaya çalıştığı 263 Abidin Daver, Ortadoğu nun Kalesi, Cumhuriyet, 19 Şubat 1951, s Cumhuriyet, 26 Temmuz 1950, s TBMM Tutanak Dergisi, Dönem: 9, C.XXV, 15. Birleşim, 30 Haziran 1950, s

106 Avrupa Devletleri tarafından dışlanmaktaydı. Sovyet Rusya nın Boğazlar rejimi konusunda Türkiye yi sıkıştırması ve Doğu Anadolu dan toprak talebinde bulunması, Türkiye nin Sovyet Rusya karşısında kendini askeri ve siyasi bakımdan tamamen yalnız hissetmesine yol açmıştı. İkinci Dünya Savaşı ndan sonra iki blok temelinde kurulmaya başlanan yeni dünya düzeninde Türkiye, Sovyet Rusya karşısında, Batı dünyası ve Amerika yanında yer almak istiyordu. 2.Kore Savaşı nın İç Politikaya Yansımaları Türkiye nin Kore ye asker gönderme isteği iç politikada bazı çalkantılara sebep olmuştur. Başbakanın meclisin onayını almadan Kore ye asker göndermesi başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere diğer muhalif partilerin de şiddetli itirazlarına neden olmuştur. Kore ye asker gönderilmesine itiraz etmediklerini ama iktidar partisinin en azından kendilerinin görüşlerini alması gerektiğini ama Demokrat Parti nin haber vermeden böyle bir işe girişmesinin kendilerini yok saydığının bir göstergesi olduğunu ifade etmişlerdir. Menderes, muhalefetin fikrini sorsaydı muhalefet ya olumlu ya da olumsuz cevap verecekti. Birinci halde mesele kalmazdı çünkü muhalefet ve iktidar aynı görüşte olacak, tartışmalar uzamayacaktı. İkinci halde muhalefet zor duruma düşecek, yerinde bir karar olduğu bugün iyice anlaşılan Kore yardımından ötürü söyleyecek söz bulamayacaktı. 266 a.millet Partisi nin Tepkisi Millet Partisi Genel Başkanı Hikmet Bayur kendilerinin olan biten her şeyi gazeteden, basından öğrendiklerini ve Cumhuriyet döneminden sonra ilk kez bir asker gönderme kararının TBMM de tartışılmadan verilmiş olmasını doğru bulmadıklarını belirtir. Kore Savaşı nın çıkması ve BM den yardım istenmesi Haziran sonunda meclis açıkken olmuştur. Bayur, hükümeti meclis toplu haldeyken Kore Savaşı meselesini meclise taşımamasından ve on beş gün sonrasında asker gönderme durumu olacağını tahmin edemediği için meclisi toplu tutma gereksinimi duymadığından dolayı eleştirmiştir Nadir Nadi, Şakaya Gelmez!, Cumhuriyet, 7 Şubat 1951, s Akkaya, Türkiye nin NATO Üyeliği, s.8. 96

107 Millet Partisi kurucularından Osman Bölükbaşı, Büyük Millet Meclisi nin çatısı altında her meselenin görüşüleceğini söyleyerek Haymana da top sesleri gürlerken Mecliste her şey açık konuşuluyordu. İşte milleti zafere ulaştıran da bu haleti ruhiyeydi. demiştir. Bölükbaşı konuşmasının devamında BM Genel Sekreteri nden gelen ve Dışişleri Bakanı nın gönderdiği telgraflara değinerek, bunların tavsiye niteliğinde olduğunu, Türkiye nin asker gönderme gibi bir zorunluluğunun bulunmadığını belirtmiştir. Başbakanın Kore ye asker gönderilmesi harp kararı değil sulh kararıdır şeklindeki açıklamalarına ise şu cevabı vermiştir: Biz, BM emrine kuvvet verdiysek Kore de resmi geçit yapsın diye vermedik, cenaze merasimine iştirak etsin diye vermedik. Her türlü ihtimali nazara itibara alarak harbe sokulacakları ihtimalini de nazarı itibara alarak biz kuvvetleri verdik. Bunlar bir kralın taç giyme merasimine getirmediklerine göre, icabında cepheye gideceklerdi, icabında ölecekler ve öldüreceklerdi 268 Millet Partisi, Demokrat Parti yi muhalefete danışılmaması, meclisin toplantıya çağrılmaması ve halkın bu konuda psikolojik olarak ön hazırlığının yapılmaması noktalarında eleştirir. b.cumhuriyet Halk Partisi nin Tepkisi Demokrat Parti Hükümeti nin Kore ye asker gönderme kararını görüşmek üzere Cumhuriyet Halk Partisi İdare Kurulu, Parti Genel Başkanı İsmet İnönü başkanlığında 26 Temmuz 1950 de toplandı. Hükümetin kararı hakkında Genel Sekreter Kasım Gülek tarafından Türk kamuoyuna açıklanan Cumhuriyet Halk Partisi nin görüşünde, BM ye karşı olan sorumluluklarımızın Halk Partisi tarafından tanındığı, dünyada barışın ancak BM nin koruma cephesiyle temin edilebileceğine inanıldığı vurgulanmıştır. BM nin hücuma uğrayabilecek bütün cephelerin mesuliyetini üzerine alarak her üye devletin yapacağı yardımı tayin etmesi, ortaklaşa cephe sorumluluğunun bu şekilde sağlanması gerekmektedir. Ancak bugünkü durumda BM ye karşı olan sorumlulukların nasıl yerine getirileceğini hükümetin Millet Meclisi nde görüşmeden ve kendilerinin fikri sorulmadan yalnız başına takdir ettiği ifade edilmiştir. Halbuki konu ile ilgili Parti Başkanı İnönü veya yetki sahibi herhangi bir Cumhuriyet Halk Partisi şahsiyetinin bu karar hakkında hiçbir fikir ve görüşünün alınmadığı, oysa büyük memleket meselelerinde özellikle memleket 268 Nurullah Haşimi, Türkiye nin Kore Savaşı na Katılmasının Siyasi Nedenleri ve Sonuçları, Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Batman 2014, s

108 savunması ve savaş ihtimallerinde hükümetin muhalefet partisi ile fikir birliği sağlamasının, memleketin birliğini sağlamak için esas tedbir olduğu belirtilmiştir. İktidarın bu ihtiyacı takdir etmesi ve gelecek için muhalefetin ülkede saf dışı edilecek bir engel değil, memleket hayrına yapıcı olarak işbirliği temin etmek için en etkili unsur olduğunu anlamış olmasını temenni ederiz, diyerek hükümete serzenişte bulunulmuştur. 269 Kasım Gülek, Demokrat Parti yi Kore ye asker göndermekle Türkiye nin güvenliğini tehlikeye atacağından dolayı eleştirmektedir: Bizim zamanımızdaki tehlike ve emniyet durumu değişmişse, açıkça söyleyebiliriz ki Türkiye Kore ye dört bin beş yüz kişi göndermekle emniyetini azaltmış olacaktır. 270 Adnan Menderes in Kore ye asker göndermesi iç ve dış politika açısından isabetli mi, değil mi? Muhalefet, bu meseleyi değerlendirirken Cumhuriyet Halk Partisi nin fikirlerini de dikkate almalıydı. Parti Genel Başkanı İsmet İnönü veya Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin bu karar hakkında hiçbir suretle fikirleri alınmamıştır. Tüm bunlara rağmen muhalefet Kore ye asker gönderilmesine de açıkça itiraz etmemiştir. Nadir Nadi bu tartışmalar ortamında, dış ilişkilerin iç politikayı ne yönde etkilediğini ve olumsuz bir durumda mücadele edebilecek güçlü bir hükümetin gerekliliğini vurgular. Dış dünya şartlarının yıllardır Türkiye yi tetikte bulunmaya zorladığını, bu gerçeğe dayanan iktidarın yerini bir başka partiye bırakmamak konusunda ayak direrken hep dış tehlikeyi ileri sürdüğünü söyler. Dış dünyada tehlike devam ederken millet iktidarı değiştirmeye gerek görmüş ve Cumhuriyet Halk Partisi nin propagandalarını dinlemeyerek oyunu Demokrat Parti ye vermiştir. Nadi, Demokrat Parti nin Cumhuriyet Halk Partisi nden daha ileri görüşlü olduğunu ve siyasi meselelere de daha olgun yaklaştığını belirtir. Halkın hangi partiye oy vereceğini iyi bildiğini iddia eder. 271 Cumhuriyet Halk Partisi Mardin Milletvekili Dr. Kamil Boran, Cumhuriyet Halk Partisi Beyoğlu ilçe merkezinde gazetecilerle Kore konusu üzerinde bir görüşme yapmıştır. Dr. Boran, bu konuyu hukuki bakımdan açıklayacağını ileri sürmüştür. Kore ye dört bin beş yüz askerin gönderilmesi hakkındaki Menderes Hükümeti nin 269 Tuncay Karacaova, İstanbul Basınında Kore Savaşı, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2010, s Cumhuriyet, 30 Temmuz 1950, s Nadir Nadi, Her Şeyden Önce, Cumhuriyet, 20 Temmuz 1950, s.1. 98

109 kararını şekil bakımından anayasa hükümlerine tamamen aykırı bulmuştur. Çünkü Türkiye, askeri kıtayı Kore ye göndermekle fiilen savaşa girmiş olur. Bu durum savaş ilanı demektir. Savaş ilanı anayasanın yirmi altıncı maddesine göre TBMM nin yetkisindedir. Bu yüzden hükümetin doğrudan verdiği bu kararı anayasaya aykırı bir durum ve meclisin yetkisine bir saldırı olarak değerlendirir. 272 Metin Toker, Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları adlı eserinde, Halk Partisi ne danışılmamasını, Demokrat Parti büyüklerinin İsmet Paşa kompleksine bağlamaktadır. Ayrıca, Halk Partisi ile işbirliği yapılmasının o dönemde halkta, işleri hala İnönü yapıyor izlenimi yaratmasından Menderes in çekince duyduğunu belirtir. 273 Kore ye asker gönderilmesine karşı olanlar şu iki noktayı ileri sürmüşlerdir: 1.Türkiye, Sovyet Rusya nın düşmanlığını tahrik edecektir. Böyle bir durumda, BM teşkilatının bize yardımı temin edilmeli ve bu bir taahhüt altına alınmalıydı. İngiltere ve Fransa gibi büyük devletlerle Atlantik Paktı devletlerinin yardıma yanaşmadıkları bir sırada Türkiye nin böyle bir maceraya atılması doğru değildir. 2.Türkiye nin bir saldırıya uğraması ihtimali bulunduğu sırada dört bin beş yüz kişilik bir kuvvetin Kore de savaşması doğru değildir. Çünkü tek askerimizi dahi ülkenin korunması için kullanmamız gerekir. Abidin Daver bu durumu şu şekilde değerlendirmiştir: 1.Adnan Menderes Hükümeti, Kore ye asker gönderdiğinde bu iki durumu da muhakkak dikkate almıştır. Sovyet Rusya eğer saldıracaksa başka bahaneler de bularak bunu gerçekleştirir. Sovyet Rusya fiilen müdahale etmemiştir. Bu da Üçüncü Dünya Savaşı nın bir süreliğine de olsa çıkmayacağını gösteriyor. Sovyet Rusya nın sırf Kore ye asker gönderdiğimiz için bize savaş açması beklenemez. Eğer bunu bahane ederek savaş açacaksa zaten taarruz kararına varmış demektir. Sovyet Rusya nın bir taarruzuna uğradığımız takdirde BM Teşkilatı nın Kore ye olduğu gibi Türkiye ye de yardım edeceğini kabul etmek, yardım etmeyeceğine inanmaktan daha makul ve mantıklıdır. Diğer taraftan Amerika da dünyanın herhangi bir tarafında, hür milletlere yapılacak bir taarruzda fiilen karşı koyacağını belirtmiştir. 2.Türkiye nin bir saldırıya uğraması karşısında askerimizin kendi vatanımızı savunması fikri doğrudur. Fakat bir milyonluk bir ordu çıkarabilecek güçte olan 272 Cumhuriyet, 1 Ağustos 1950, s Toker, Demokrasimizin İsmet Paşa lı Yılları, s

110 Türkiye nin dört bin beş yüz kişiyi Kore ye göndermekle askeri gücümüzün zayıflayacağı kabul edilemez. Birinci Dünya Savaşı sırasında Galiçya, Makedonya, Romanya cephelerine takviye göndermekle Kore ye göndermek aynı şey değil. O zaman, Avrupa da yıkılması muhtemel cepheleri takviye ederken, bu yıkılma sonucunda İstanbul un düşman işgaline gireceği endişesi hakimdi. Bu tehlike bertaraf edilince, kuvvetlerimizi geri çektik. Hem o üç cepheye, şimdiki gibi dört bin beş yüz kişi değil, tümenler ve kolordular göndermiştik ve bunların boşluklarını doldurmuştuk. 274 Daver in yazılarında, hükümet politikalarının destekçisi ve önceki iktidarın icraatlarının menfi taraflarını öne çıkaran bir tenkitçi tavrının var olduğu görülmektedir. c.barışseverler Cemiyeti nin Beyannamesi Türkiye nin Kore ye asker gönderme kararına en şiddetli tepkiyi sol örgütler göstermiştir. 21 Mayıs 1950 de kurulan, başkanlığını Behice Boran ın yaptığı Barışseverler Cemiyeti Kore ye asker gönderme kararını protesto etmiş ve kararın iptali için meclise başvurmuştur. Boran ın ve cemiyetin Genel Sekreteri Adnan Cemgil in imzasıyla 27 Temmuz 1950 de meclise gönderilen dilekçede, hükümetçe dört bin beş yüz kişilik silahlı kuvvet gönderme kararının Türk ve BM Anayasası na aykırı olduğu belirtilmekteydi. 275 Merkezi Stockholm de bulunan Barışseverler Cemiyeti, İstanbul da asker gönderme kararını protesto eden bir bildiri yayımlamıştır. Halka dağıtılan bu bildirinin hükümet tarafından toplattırılması üzerine cemiyet üyeleri, telgrafla aynı bildiriyi TBMM Başkanlığı na gönderirler. 276 Türkiye nin Kore ye asker göndermesine en şiddetli şekilde karşı çıkan bu örgüt, Türkiye de kurulan ilk örgütlü barış hareketidir. Bu dernek 14 Temmuz 1950 de dünya barışının kurulması, sürekliliğinin sağlanması, nükleer silahlanmaya karşı savaşılması amacıyla İstanbul da kurulmuştur. Dernek aynı yıl, Kore ye asker gönderilmesine karşı çıktığı gerekçesiyle kapatılmıştır. 277 Barışseverler Cemiyeti Başkanı Behice Boran ve Genel Sekreter Adnan Cemgil imzalı bildiride, hükümetin kararı eleştirilmiştir. Bildiride, Türkiye nin, Kore ye asker göndermek kararıyla, açıkça belirtilmemiş olmakla beraber bir harp ilanı kararı vermiş 274 Abidin Daver, Kararımız İsabetli mi Değil mi?, Cumhuriyet, 28 Temmuz 1950, s Akkaya, Türkiye nin NATO Üyeliği, s Toker, Demokrasimizin İsmet Paşa lı Yılları, s erişim tarihi:

111 olduğu iddia edilmiştir. Halbuki Türk Anayasası gereğince harp ilan etmek yetkisi TBMM ye ait olduğundan hükümet memleketin istiklali ve güvenliği bakımından fevkalade tehlikeli olan bu kararı vermekle yetkilerinin sınırına tecavüz etmiş, anayasa hükümlerine riayet etmemiş bulunmaktadır. Ayrıca bildiride halkın menfaatlerine ve BM Anayasası na aykırı olan bu kararın bir an önce iptal edilmesi için TBMM nin olağanüstü toplantıya çağrılması gerektiği de belirtilmiştir. 278 Başbakan Adnan Menderes de, Barışseverler Cemiyeti nin TBMM ye çektiği telgrafla ilgili olarak basına bir açıklama yaparak hem Barışseverler Cemiyeti ni hem de Cumhuriyet Halk Partisi ni eleştirmiştir. Demokrat Parti nin, hükümet programında komünistliğe karşı bir mücadeleye geçeceği ifade edilmiştir. Demokrat Parti'nin hiç kimsenin özgürlüğünü engellemediğini söylemiştir. Ancak bazı kimselerin fırsatını bulup, amaçlarını gizleyip, ülke için bu zararlı yolda faaliyetlerini arttırmak istediklerini vurgular. Bu kişilerle daha önceden de mücadele edilmek istendiğini ama Halk Partisi yakınlarını iktidarın önemli mevkilerine getirdiği için mücadele edilemediğini söylemiştir. Demokrat Parti idaresinde bu gibi hallerin asla görülmeyeceğini ve ülkenin zararına faaliyet gösteren kuruluşlarla her zaman mücadele edileceği belirtilmiştir. 279 Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü de, Barışseverler Cemiyeti nin bildirisinin tamamen komünizm propagandası ve komünist matbuatının dili olduğunu ifade eder. Bunların amaçlarının Türk milletini içinden yıkmak ve böylece kolaylıkla yabancı ideolojilerin elinde esir olmalarını temenni etmektir diyerek cemiyeti sert bir dille eleştirmiştir. Hükümetin verdiği kararın barış ihtimallerini kuvvetlendirecek bir karar olduğunu söyler. 280 Cumhuriyet gazetesi cemiyetin istediği barışın komünist barışı olduğunu anlamanın güç olmadığını yazmıştır. Bu barışı, Kore de ani bir baskınla savaşmaya ve kan dökmeye başlayan kızılların barışı olarak değerlendirmiştir. Köprülü, bu tür beyanatların komünizm propagandası olduğunu, bunu yapanların maksatlarının milletlerin karşı koyma kudretlerini içinden yıkmak ve böylece kolaylıkla yabancı ideolojilerin elinde esir olmalarını sağlamak olduğunu belirtmiştir Cumhuriyet, 29 Temmuz 1950, s Cumhuriyet, 29 Temmuz 1950, s Cumhuriyet, 29 Temmuz 1950, s Cumhuriyet, 29 Temmuz 1950, s

112 Hükümetin Kore ye asker gönderme kararına karşı yıkıcı harekette bulunan beyannameler dağıtma suçuyla tutuklanan Barışseverler Cemiyeti kurucularının, Askeri- Siyasi Mahkeme de yapılan duruşmalarının ardından, sanıklardan Behice Boran, Adnan Cemgil, Muvakkar Güran, Vahdet Barut, Nevzat Cemal Özmeriç, Osman Fuat Toprakoğlu üçer yıl dokuz ay, Naci Osman da bir yıl altı ay yirmi bir gün hapse mahkum edildiler. Sanıklardan matbaacı Talat Tıkan ve Cemal Anıl ise beraat etmiştir. 282 Sanıkların cezaya itirazı üzerine Askeri Yargıtay, suç esasını oluşturan beyannamenin basın kanununun tarifleri içine giren bir yazı olması nedeniyle yargılamanın toplu basın mahkemesinin görev dahiline girdiğini belirterek, Barışseverler Cemiyeti üyelerinin mahkumiyet kararlarının bozulmasına ve tahliyelerine karar verdi. 283 d.beşinci Kol Propaganda Faaliyetleri Hükümetin Kore ye asker gönderme kararı, ülkemizde bir komünist beşinci kolun varlığını bir daha ortaya koymuştur. Kızıl Çarlığın emrinde çalışan bu kol, bir sınır harbi taarruzu yapmakla meşguldür. Bu grup, Türk vatanının hiçbir tehlikeye girmediği iddiasıyla; Kore ye asker göndermenin bir savaş, bir isyan anlamına geldiğini Türk halkına aşılamaya çalışmaktadır. Bu propagandanın hedefinin Kore ye asker gönderilmesine karşı kamuoyunu, hatta orduyu tahrik etmek olduğu anlaşılıyor. Subayların diploma aldıklarında içtikleri anttan bahsedilmesi de bunu gösteriyor. Kore ye gönderilecek subaylara ve erlere, oraya gitmemek ve giderlerse savaşmamaları konusunda telkinlerde bulunmuşlardır. Halbuki savaşa yapılan itirazlar şekil yönünden ibarettir. Muhalefet kendisine danışılmadığı için bu duruma tepki göstermiştir. El altından yapılan beşinci kol propagandası sadece doğrudan Kore ye asker göndermemenin gerekliliği ile ilgilidir. 284 Hükümet, Türk askerinin BM emrinde oluşturulmuş uluslararası birlikle görev yapacağını, herhangi bir devlete savaş açmadığı ve meclis onayının gerekmediğini açıklamıştır. Muhalefete göre, büyük ülke sorunlarında özellikle ülke savunması ve savaş ihtimallerinde hükümetin muhalefetle işbirliği sağlaması esastı. Basın, Türkiye nin Kore savaşına fiilen katılma kararında büyük ölçüde hükümeti desteklemiştir. Kore de dünya 282 Cumhuriyet, 31 Aralık 1950, s Cumhuriyet, 8 Nisan 1951, s Burhan Felek, Beşinci Kol Propaganda Yapıyor, Cumhuriyet, 30 Temmuz 1950, s

113 barışının geleceğinin söz konusu olduğu, BM ülküsü mağlup olursa, saldırının Türkiye ye de yönelebileceği iddiası yenilendi. Türk askerleri Kore de hem dünya güvenliğini hem de Türk sınırlarını koruyacak, olası bir saldırı karşısında yalnız kalmaktan kurtulacaktır Kore ye Yapılacak Olan Yardımlar Kore ye yapılacak yardımın mahiyeti hakkında basında bazı yanlış haberler yer almıştır. Türkiye den yardım isteyen Amerika devletidir. Bir taraftan BM Teşkilatı na dahil olduğu için, diğer taraftan Marshall Planı ndan yardım görmesi sebebiyle bu yardım Türkiye bakımından bir nevi mecburiyettir. Türkiye nin yardımı da Marshall Planı ndan ettiği istifade oranında olacaktır. Türkiye den istenilen yardım sembolik bir yardımdır. Çünkü Türkiye nin Asya nın öbür ucuna asker göndermesi kendi ekonomik durumuna göre mümkün değildir. Türkiye den yardım isteyen Amerika değil BM dir. Bu yardım işinin Amerika tarafından yapılan Marshall yardımıyla ilgisi yoktur. 286 Türk basınında Kore ye yapılacak yardımın şekli konusunda bazı tartışmalara rastlanmaktadır. Bu yardımın sembolik tarzda mı yoksa Amerika gibi asker göndermek mi olması gerektiği öne çıkar. Abidin Daver e göre sembolik bir yardım yapmak, Türkiye'nin de bir taarruza uğradığı zaman bize sembolik yardım yapılmasına kapı açmak olacaktı. Ayrıca Daver, Türkiye'nin mutlaka Kore ye asker göndermesi gerektiğini de belirtmemiştir; hükümetin Birleşmiş Milletler Konseyi ile görüştükten sonra kendi imkanları ve şartları dahilinde yardım yapması gerektiğini belirtmiştir. 287 Bazı İstanbul gazetelerinde Kore ye yapılacak olan askeri yardımın piyasada olumsuz etkiler yarattığı ve bu sebeple altın fiyatlarının önemli oranda yükseldiği, tahvilat fiyatlarında da ihraç fiyatına kadar bir iniş görüldüğü, diğer taraftan da mevduat sahiplerinin paralarını çekmek hususunda bankalara hücum ettiği, bu durum sonucunda da bankaların kredi muamelelerini kesmiş bulunduğuna dair haberler vardır. İş Bankası ve Ziraat Bankası kredi işlemleriyle ilgili hiçbir anormalliğin olmadığını ve kredi muamelelerinin kesilmediğini bildirmişlerdir Yalman, Kore Savaşı, s Abidin Daver, Konseyin Kararı ve Türkiye, Cumhuriyet, 8 Temmuz 1950, s Daver, Konseyin Kararı, Cumhuriyet, 8 Temmuz 1950, s.1; Işık, Türk Ordusunun Lojistik Desteği, s Cumhuriyet, 29 Temmuz 1950, s

114 Kore Savaşı dünya ekonomisini olduğu kadar Türkiye ekonomisini de olumsuz etkilemiştir. Sovyet yayılmacılığı korkusuyla Türkiye de insanlar temel ihtiyaç malzemelerini depolamaya yönelmiştir. Bu da iç piyasada dalgalanma yaratmış, bu dalgalanma ise Türkiye nin dış ticaret açığını artırmıştır. Abidin Daver, Türkiye ye yapılacak yardım konusunda yazdığı köşe yazısında, Amerika nın Türkiye ye yaptığı askeri yardımın yetersiz olduğunu, vaat ettikleri yardımları yerine getirmediklerini söyler. Birleşik Amerika Hükümeti nin askeri yardım programı çerçevesi içinde Yunanistan a yakında beş savaş gemisi ve iki denizaltı vereceğine dair Atina radyosu tarafından bazı haberler duyurulmuştur ama Türkiye ye ne verileceği belirtilmemiştir. Daha sonra Türkiye ye yirmi beş milyon dolar yardım yapılmıştır. Daver, bu parayla Türk kara, deniz, hava kuvvetlerinin ihtiyaçlarının asla karşılanamayacağını ifade eder. Türk donanmasına verilen gemilerin az olduğunu, hiçbir kruvazörün verilmediğini, ilaveten verilen dört muhribin hem sayı hem de savaş kudreti bakımlarından Karadeniz deki kızıl filonun savaş gemilerine oranla yetersiz olduğunu, bir deniz-hava kuvvetine ihtiyacın bulunduğunu söyler. Buna karşı Amerikan askeri yardımının tahsisatından Türkiye ye bir denizaltı kurtarma gemisiyle iki denizaltı verileceği söylenmiştir. Ama daha sonra Amerika dan ses çıkmamıştır. Türk donanması, Karadeniz deki Kızıl filodan sayı ve ateş kudreti bakımından çok zayıftır. Amiral Ginder, Türkiye nin büyük gemiye ihtiyacının olmadığını, küçük gemilere sahip olması gerektiğini söylemiştir. Daver, topun ağzında bulunan Karadeniz hakimiyetini Ruslara vermemesi gereken Türkiye ye neden kruvazör verilmediğini özellikle vurgular. Ona göre, Türkiye nin Yunanistan dan daha fazla kruvazöre ihtiyacı vardır Basında Kore Savaşı İle İlgili Değerlendirmeler ve Yabancı Basından Alıntılar Muhalefet ve iktidar yanlısı yayın organları Türk halkının ve hükümetinin gösterdiği olumlu ve olumsuz tepkilerin yanı sıra, dünya basınının da Kore ile ilgili haberlerini takip ederek okuyucularına sunmuştur. Kore ye asker gönderme konusu ise Türk basınında derinlemesine ele alınmıştır. Ayrıca savaşın başlamasından bitişine kadar gelişmeler her gün manşetten yayımlanmıştır. Kore ye gidecek askerlerin durumu, savaşa giden Türk askerleri, şehit-gazi sayısı birebir takip edilerek gazetelerden yansıtılmıştır. 289 Abidin Daver, Ya Türk Donanmasına Ne Verilecek?, Cumhuriyet, 21 Temmuz 1950, s

115 Zafer gazetesi, Türkiye nin Kore ye asker göndermesi konusunda; bu kararı ülkemizin gelecekteki savunmasının garantisi saymıştır. Kore ye asker gönderilmesi hakkında hükümetin verdiği kararın BM ülküsüne ve ortak emniyet sistemine bağlı olan medeni dünyada büyük yankılar uyandıracağını ve Türkiye nin bu hareketinin her yerde takdirle karşılanacağını yazmıştır. Türkiye Amerika dan sonra Kore ye asker gönderen ikinci devlettir. 290 Nadir Nadi, Işık Nerede adlı yazısında Türkiye nin Kore ye asker göndermesini olumlu karşıladığını ama ne olursa olsun muhalefetin görüşlerinin de alınması gerektiğini, hükümetin muhalefete danışmadan böyle bir işe kalkışmasını doğru bulmadığını ifade eder. Kore ye asker göndermeye karar verdiği zaman hükümet, kendisine danışmadığı ve TBMM ye başvurmadığı için muhalefet tarafından şiddetle eleştirilmiştir. Anayasaya aykırı davranmakla suçlanmıştır. Nadir Nadi, sadece muhalefete danışılmadığı için hükümetini eleştirmiştir. Onun dışında Kore ye asker gönderilmesine olumlu yaklaşmıştır. Hükümetin kararının BM Anayasası hükümlerine uygun olduğunu özellikle yazısında vurgulamıştır. 291 Basında olduğu gibi radyo programlarında da Kore ye geniş yer verilmekteydi. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrenci derneği adına Kemal Özalp radyoda bir konuşma yapmıştır. Kore savaşlarında hürriyet halesi etrafında birleşen imanımızı gayri insani ve emperyalist zihniyetlerin esiri etmek isteyen bir diktatoryaya karşı indirdiğiniz darbeyi, fikri kahramanlığımızın asil bir jesti olarak selamlarız. Düşman saflarına gönüllerimizle tutuşan yanardağların lavları halinde akışınız kahramanlık tarihimizin şecaat menkıbelerini unutmak gafletinde bulunanlara en canlı ve en yeni bir ihtar olacaktır. Kore topraklarında verdiğimiz ve aziz hatıralarını kalplerimizde yaşattığımız ve yaşatacağımız aziz şehitlerimizin mezarlarını gönüllerimizde kazdık. 292 Kore meselesine Türk halkı yakın ilgi göstermiştir. Genci, yaşlısı gönüllü gitmek istemişler, hatta doktor muayenesi esnasında vücudundaki herhangi bir arızadan dolayı sefere katılması sakıncalı görülenlerden, doktora sağlam yazılmaları için yalvaranlar olmuştur Akkaya, Türkiye nin NATO Üyeliği, s.8; Zafer, 27 Temmuz 1950, s Nadir Nadi, Işık Nerede, Cumhuriyet, 27 Ekim 1950, s Zafer, 2 Aralık 1950, s İlknur Tatar, Kore Savaşı ve Dönem Siyasetinin Ulusal Basına Yansımaları, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa 2004, s

116 Türk halkının Kore ye asker gönderilmesine bu kadar olumlu yaklaşmasında, kitle iletişim araçlarından yapılan olumlu yayınlar büyük ölçüde etkili olmuştur. Türk askerinin Kore ye gönderilmesi kararının ardından Kore ye giden ve orada kahramanlıklarını sergileyen Türk askerlerini Türk halkı ve özellikle Kore ye gidemeyen ve yürekleri orada çarpan Türk gençleri ülke çapındaki çalışmalarıyla desteklemişlerdir. 294 Türk askeri cephede, hem de kendi ülkesinden çok uzaklarda büyük başarılar gösterirken, bu başarılar sadece Türkiye den değil tüm dünyadan takdir toplamaktaydı. Fransız milletvekilleri hayranlıklarını Türk askerinin Kore deki kahramanlığı karşısında gözyaşlarımızı tutamadık şeklinde ifade ettiler. Avrupa gazeteleri, BM kuvvetlerini çevrilmekten Türk askerlerinin kurtardığını yazmış, Türkiye yi uzun yazılarıyla methetmişlerdir. Fransa nın en büyük gazetelerinin Türkiye ye ait çıkan yazılarının başlıkları şöyledir: Figaro: İki gün evvel savaşa giren Türkler harikulade kahramanlık gösterdiler. Monde: Harikulade dövüşen Türkler üstün Çin çemberini süngü ile yardılar. France Solr: Sekizinci ordu, sağ kanadını tutan Türklerin müthiş Çin akını karşısında tek adım gerilememesiyle çevrilmekten kurtuldu. Komünist gazeteler de: Amerikalılar Türkler sayesinde kurtuldu. şeklinde başlık koymuşlardır. 295 Amerikan basını Türkiye meselelerine çok önem vermiştir. Christian Science Monitor gazetesi bir sayfasının büyük kısmını Türkiye deki gelişmelere ayırmıştır. Bu sayfadaki üç makaleden biri Türkiye deki basın konusunu ele alır. Diğeri Bulgaristan dan tehcir edilen Türkler için alınan önlemlerden bahseder. Son makale de Türkiye nin uluslararası alandaki stratejik öneminden bahseder. Son makalenin yazarı yazısının sonunda şöyle der: Kore ye gitmeye hazırlanan bir Türk erine şu soruyu sordum: Neden memleketinde kalmıyorsun oraya gidiyorsun? Türk askeri bana şu cevabı verdi: Yılanı öldürmek için başına, beline, kuyruğuna; neresine rast gelirse vur. Time dergisi de Türk tugaylarıyla ilgili yazısında Türklerin gayet başarılı nişancılar olduğunu belirtmektedir. 296 Amerikan radyoları ve gazeteleri Türklerin, bu endişeli günlerinde Amerikan halkına ümit aşıladıklarından, Türkler gibi müttefikleri olduğu için Amerika nın çok şanslı olduğundan bahsetmişlerdir. Kore deki BM kuvvetlerinin Türklerin gösterdikleri 294 Tatar, Kore Savaşı, s Metin Toker, Avrupa da Birliğimize Hayranlık, Cumhuriyet, 2 Aralık 1950, s Cumhuriyet, 3 Şubat 1951, s

117 kahramanlık sayesinde kuşatılmaktan ve komünistlerin avucuna düşmekten kurtulduğunu Amerikalıların anladığına dair şeyler söylemişlerdir. Muhabir Metin Toker bütün Fransız gazetelerinin Kore de kahraman askerlerimizin verdiği mücadelelere geniş yer verdiğini bildirmektedir. Fransızlar en başarılı askerlerin Fransız ve Türk askerlerinin olduğunu söylemiştir. İngilizler ise başarıyı İngiliz ve Türk askerine maletmişlerdir. Fransa nın altı yüz bin satan en büyük akşam gazetesi France-Soir da Sabiha Gökçen in resmi basılmıştır Kore Savaşı nın Türkiye Açısından Sonuçları Rusya nın Kuzey Kore yi elden bırakmamaya azmetmiş göründüğü bir sırada Birleşik Amerika, Güney Kore deki işgal kuvvetlerini geri çekmiş ve orada küçük bir askeri misyon bırakmıştır. Halbuki bu tahliyenin yapıldığı 1949 yılının Temmuz ayında Güney Kore, ne ordusunu kurabilmiş ne de güvenliğini sağlayabilmişti. Üstelik Kuzey Kore komünist askeri birlikleri sınır boyunca sık sık olaylar çıkarmaktaydı. Bunun içindir ki Birleşik Amerika dost memleketlere askeri yardım tasarısında Güney Kore ye de bir yer ayırmıştı. Ömer Sami Coşar, gazetedeki yazısında bu tasarıdan Güney Kore nin ne gibi bir istifade sağlayabileceğini anlayamadığını söyler. Birleşik Amerika nın Uzak Doğu da komünizmin yayılmasına engel olacak bir müdafaa hattının tespitine karar verdiğini ve bunun için de aralıksız müzakereler yaptığını, o sırada Moskova nın hareket şeklinin bilhassa manidar olduğunu ifade eder. Kremlin in bu müdafaa hattı içine Güney Kore nin de alınmasına engel olmaya çalıştığı ve bunun için de Kuzey Kore ordularının Güney Kore topraklarına hücum ettiğinin kesin olduğunu söyler. 298 İngiltere, Akdeniz Paktı ile Ortadoğu daki çıkarlarını korumak için Türkiye yi nüfuzuna alet etmek istemekteydi. Nisan 1953 te hasta ve yaralı esirlerin değiştirileceği, ateşkes görüşmelerine tekrar başlanacağı haberleri barış umutlarını artırdı. Üç yıl süren ve üç milyon insanın ölümüne yol açan Kore Savaşı, 27 Temmuz 1953 tarihinde imzalanan Panmunjom Ateşkes Antlaşması ile sona erdi. Savaşın Türkiye nin safını belirlemede çok önemli olduğu, askeri sonucun sürpriz olmadığı, Türklerin bu savaşı kendi vatanlarına yapılmış bir saldırı gibi karşıladıkları ve onu savunur gibi dövüştükleri 297 Cumhuriyet, 6 Şubat 1951, s Ömer Sami Coşar, Kore Harbi, Cumhuriyet, 26 Haziran 1950, s

118 ifade edildi. Kore Savaşı, Türkiye ye başta NATO olmak üzere uluslararası önemli kazançlar getirmişti. Emeği geçen askerlere teşekkür edildi. Sonuç olarak, Kore Savaşı nın asıl taraflarının SSCB ve ABD olduğu görüldü. Sovyetlerin kışkırtıcı ve saldırgan olduğu, benzer saldırılara Türkiye nin de hedef olabileceği varsayımında birleşildi. Kore deki başarılar üzerine 1951 Eylül ayında Ottowa da toplanan NATO Bakanlar Konseyi 21 Eylül 1951 de yayınladığı bildiride Türkiye ile Yunanistan ı NATO ya katılmaya davet etmeye karar verdiğini açıklamıştır. NATO Konseyi 17 Ekim 1951 de Londra da imzaladığı bir protokol ile Türkiye ve Yunanistan ın NATO ya katılmalarını kabul etti. TBMM de 19 Şubat 1952 de Türkiye nin NATO ya katılmasına karar verdi. 299 Kore Savaşı nda hayatını kaybeden, yaralanan, kaybolan, esir düşen ve evsiz kalan sivil ve askerlerin sayısı şu şekildedir: Savaş, iki yüz yirmi bin Güney Kore askerinin, bir milyon Koreli sivilin ölümüne ve beş milyon kişinin evsiz kalmasına neden oldu. Savaşa katılan üç tugayımızdan otuz yedi subay, yirmi altı astsubay, altı yüz elli sekiz erbaş ve er olmak üzere toplam yedi yüz yirmi bir asker şehit olmuştur. Seksen bir subay, altmış altı astsubay, iki bin erbaş ve er toplam iki bin yüz kırk yedi asker yaralanmıştır. Altı subay, üç astsubay, iki yüz yirmi beş erbaş ve er olmak üzere iki yüz otuz dört asker esir düşmüştür. Üç subay, bir astsubay, yüz yetmiş bir erbaş ve er olmak üzere toplam yüz yetmiş beş asker kaybolmuştur. 300 Kore de savaşan askerlerimize saygı ve şükran borçlarını ifade etmek, bu uğurda şehit düşenlerin aziz hatıralarını anmak amacıyla Trabzon, Borçka, Anamur, Bozdoğan, Yenipazar, Bekilli, Çayeli, Datça, Güneyce, Bayındır, Burhaniye, Kızıltepe, İstanbul, İzmir ve Ankara gibi birçok yerde toplantılar düzenlenmiştir. Örneğin; Türkiye Anıtlar Derneği, Kore de ölen askerlerimiz için Süleymaniye Camii nde 10 Aralık 1950 günü öğle namazına müteakip bir mevlit okutmuştur. Bu mevlide Diyanet İşleri Başkanı Hamdi Akseki, Birinci Ordu Müfettişi Vekili Şükrü Kanatlı, İstanbul Vali Yardımcısı Fuat Alper, Müslüman devletlerin elçileri ve yetmiş bin kişilik bir halk kitlesi katılmıştır. Mevlit, İstanbul ve Ankara radyolarından da canlı olarak yayınlanmıştır. Ayrıca mevlit kaydedilerek, Kore deki Türk tugayına da gönderilmiştir. Diyanet İşleri Başkanı Akseki, 299 Akkaya, Türkiye nin NATO Üyeliği, s Karacaova, Kore Savaşı, s ; Cumhuriyet, 13 Ağustos 1950, s

119 Kore Savaşı ile ilgili olarak şunları söylemiştir: Bu savaş alelade bir savaş değildir. Bu hak ile batılın, ehli kitap ile kitapsızların, hayır kuvvetleri ile şer kuvvetlerinin çarpışmasıdır. Beşeri tarihte bunun emsaline çok tesadüf edilmiştir. Tarih tetkik edilirse bu savaşta, azim, irade, sabır ve sebat, kahramanlık bir ordu için bitmek tükenmek bilmeyen manevi bir kuvvet kaynağıdır. Daha sonra Akseki, konuşmasını bir dua ile bitirmiştir. 301 Türk halkı ve Türk gençleri, yaptıkları her davranışla Kore de savaşan Türk askeri ile birlikte olduklarını vurgulamaya çalışmıştır. Konya da Türk Gençlik Teşkilatı nın hazırladığı bir törende, teşkilat üyeleri şehitlerimizin yanında bizim de kanımız bulunsun, düşüncesiyle bir vazoya kanlarını doldurarak Kore ye göndermeyi kararlaştırmışlardır. Yaptırılan vazo küçük olduğu için yüzlerce kişinin talebi geri çevrilmiştir. 302 Ankara Üniversitesi Talebe Birliği öğrencileri de Anafartalar dan aldıkları boş bir mermi kovanını kanlarıyla ıslattıkları Conkbayırı toprağı ile doldurarak, Kore Türk Tugayı na göndermişlerdir. 303 G.İKİNCİ MENDERES HÜKÜMETİ Birinci Menderes kabinesindeki ilk anlaşmazlık 2 Ağustos 1950 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Avni Başman ın sağlık nedeniyle istifasıyla meydana gelmiştir. 304 Daha sonra yerine önce Nuri Özsan, ardından Tevfik İleri atanmıştır. Ardından 9 Ağustos 1950 tarihinde Milli Eğitim Bakanı Avni Başman ın istifası ile Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri Milli Eğitim Bakanlığı na, Seyfi Kurtberk de Ulaştırma Bakanlığı na getirilmiştir Eylül 1950 tarihinde Sağlık Bakanı Nihat Reşat Belger istifa etmiş yerine Ekrem Hayri Üstündağ atanmıştır Aralık 1950 tarihinde Maliye Bakanı Halil Ayan istifa etmiş yerine Hasan Polatkan geçmiştir Aralık 1950 tarihinde Kemal Zeytinoğlu Bayındırlık, Hulusi Köymen de Çalışma Bakanlığı na getirilmiştir Mart 1951 de Menderes kabinesi istifa etmiştir. Cumhurbaşkanı Bayar yeni kabinenin yine Menderes tarafından kurulmasını istemiştir. Menderes bir gün içinde 301 Cumhuriyet, 11 Aralık 1950, s Cumhuriyet, 16 Aralık 1950, s Karacaova, Kore Savaşı, s Cumhuriyet, 3 Ağustos 1950, s Cumhuriyet, 10 Ağustos 1950, s Cumhuriyet, 20 Eylül 1950, s Cumhuriyet, 15 Aralık 1950, s Cumhuriyet, 23 Aralık 1950, s

120 kabineyi kurmuştur. Yeni kabinede altı bakan yer değiştirmiş, altı bakan yerinde kalmıştır. 309 Yeni kabine aşağıdaki şekilde oluşmuştur. Başbakan Adnan Menderes Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu Adalet Bakanı Rükneddin Nasuhioğlu Milli Savunma Bakanı Hulusi Köymen İçişleri Bakanı Halil Özyörük Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü Maliye Bakanı Hasan Polatkan Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu Ekonomi ve Ticaret Bakanı Muhlis Efe Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Ekrem Hayri Üstündağ Gümrük ve Tekel Bakanı Rıfkı Salim Burçak Tarım Bakanı Nedim Ökmen Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurtberk Çalışma Bakanı Nuri Özsan İşletme Bakanı Hakkı Gedik 309 Cumhuriyet, 10 Mart 1951, s

121 SONUÇ Cumhuriyet gazetesi, siyasi kimlik ve ideolojik duruş olarak Atatürk ilke ve inkılâplarının taraftarlığını benimsemiş ve tanık olduğu farklı siyasi devreleri bu çerçeveden değerlendirmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrası değişen dünya düzeninin Türkiye ye yansımalarına da bu bakış açısıyla yaklaşmış ve devrim ilkelerinin ışığında ilerlemesi şartıyla uluslararası politikaların zorladığı değişime destek vermiştir. Cumhuriyet gazetesi, ülke güvenliğini ön plana çıkararak aktif siyaset izlenmesi gerekliliğini vurgulamış, dönem içerisinde uluslararası politikada yaşanan gelişmelerdeki bu tutumu nedeniyle yer yer protestolara da maruz kalmıştır. Cumhuriyet in 1950 li yıllardaki siyasi duruşu, dönemin iktidarı olan Demokrat Parti nin programındaki hedeflerle birebir örtüşmektedir. Özellikle de Demokrat Parti muhalefetinin temel hak ve hürriyetlere öncelik verip, ekonomik politikaların bunlara bağlı olarak düzeleceği vurgusu Nadir Nadi nin partiye sıcak bakmasına yol açmıştır. Dönem içerisinde de yazar bunu inkâr etmemiş, bazı yazılarında Demokrat Parti programını destekler ifadeler kullanmıştır. Nadir Nadi nin Demokrat Parti nin programlarına sıcak bakması, gazetenin Demokrat Parti ile de yakın ilişkiler kurmasını sağlamıştır. Nadir Nadi, her ne kadar aksini iddia edenler olsa da gazeteyi Demokrat Parti nin sözcüsü konumuna sokmamıştır. Partinin programından ve vaat ettiği hedeflerinden uzaklaştığı anları gördüğü zaman bunu eleştirmekten de çekinmemiştir. Ama gerek Demokrat Parti yi gerekse Cumhuriyet Halk Partisi ni eleştirirken hiçbir zaman sert bir üslup kullanmamıştır. Mutedil, ılımlı bir üslup sahibi olmuştur. Abidin Daver ve Burhan Felek partileri eleştirirken Nadir Nadi ye oranla daha serttirler. Cumhuriyet gazetesinin, Demokrat Parti nin mutlak destekleyicisi ya da muhalifi olarak tanımlanması doğru olmaz. Demokrat Parti, kendisiyle bağını kopartmamış olan gazeteyi ne yandaş ne de muhalif olarak görmüştür. Bu nedenle de hem gazeteyi maddi açıdan zaman zaman desteklemiş hem de Cumhuriyet Halk Partisi ne oranla daha az baskıda tutmuştur. Belki de bu yüzden gazete, dönemin basınının sorunlarını anlamada ve bunlara çözüm bulmada yetersiz kaldığı ve duyarsızlık iddialarıyla diğer basın kuruluşları tarafından eleştirilecektir. 111

122 Çok partili hayata geçiş döneminde Demokrat Parti, liberal ve daha fazla demokrasi söylemleri ile birlikte basına verilecek olan özgürlük vaatleri dönemin gazetelerinin büyük bir kısmının desteğini almasına neden olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi nin yayın organı olarak bilinen Ulus gazetesine karşılık Demokrat Parti de 30 Nisan 1949 da kendi yayın organı olarak Zafer gazetesini yayın hayatına sürmüştür. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde önemli ölçüde bir başarı kazanarak tek başına iktidar olan Demokrat Parti, muhalefet döneminde basına vaat ettiği değişiklikleri ilk hükümet programına alarak basının geniş desteğine mazhar olmuştur yılında çıkardığı Basın Kanunu ile hükümetin basın üzerindeki denetimini büyük oranda kaldırmıştır. Bu yasayla ayrıca yayın serbestliği getirilmiş, cezai sorumluluklardan yayın sahibi muaf tutulmuş ve bu kanun cevap, düzeltme hakkı gibi konularda basına kolaylıklar sağlamıştır seçimlerinde iktidarın kansız, kavgasız tam anlamıyla demokratik bir seçim sonucunda el değiştirmiş olması ve böyle bir değişimin Türkiye de ilk defa gerçekleştirilmesi gibi sebeplerle, Türkiye de basın-iktidar ilişkileri ve basına karşı tutum özel bir yer ve öneme sahip olmuştur. Cumhuriyet, iktidarın Arapça ezan yasağının kaldırılmasına ilişkin teklifine karşı çıkmıştır; bu onun iktidara ilk karşı çıkışıdır ve Atatürk devrimlerine dokunulmaması gerektiği yönünde uyarılarda bulunmuştur. Diğer basın organlarının suskun kaldığı o günlerde iktidara cesurca eleştirilerini yöneltebilmiştir. Cumhuriyet gazetesi, Kore Savaşı ile ilgili yaptığı haberlerde, hükümetin Kore ye asker göndermesini olumlu karşıladığını ama karar verilirken bu konuyu meclise taşımamasını ve muhalefet partisinin bu konuda fikrini almamasını eleştirmiştir. Demokrat Parti nin basın kanunu ve özgürlüğü konusunda muhalefet yıllarındaki vaatleri, Cumhuriyet ile birlikte basının önemli temsilcilerinin kendisini desteklemesinin, Türk seçmeni ile bağ kurmasının ve iktidara gelmesinin önemli sebeplerinden olmuştur. İlk iktidar yılında da bu destek devam etmiş olmasına rağmen, gazete iktidarı tenkit etme cesaret ve basiretini gösterebilmiştir. İncelenen yıllarında, iktidar nimetlerinden istifade etmek gibi bir niyetle, kayıtsız-şartsız iktidar destekçisi ve sesi olmak gibi bir tutum takınmamıştır. Cumhuriyet, Türkiye'de çok partili hayata geçiş ve ilk iktidar değişikliği sürecinin takip edilebileceği Türk basınının önemli kurumlarından birisidir. 112

123 BİBLİYOGRAFYA Arşiv Belgeleri Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi BCA, Dosya: 808, Fon Kodu: , Kutu No:204. BCA, Dosya: 257, Fon Kodu: , Kutu No:44. BCA, Dosya: 241, Fon Kodu: , Kutu No:40. BCA, Dosya: 241, Fon Kodu: BCA, Dosya: 257, Fon No: , Kutu No:44. BCA, Dosya: 55, Fon No: , Kutu No:10. BCA, Dosya: 265, Fon No: , Kutu No:44. Meclis Tutanakları TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:9, C.I, 23. Birleşim, 14 Temmuz TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:9, C.XXV, 15. Birleşim, 30 Haziran TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:9, C.XIX, 9. Birleşim, 16 Haziran TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:7, C.XXIII, 57. Birleşim, 31 Mayıs TBMM Tutanak Dergisi, Dönem:8, C.XXV, 72. Birleşim, 24 Mart Gazeteler Cumhuriyet Ulus 1949 Vatan 1950 Zafer 1950 Kitaplar AĞAOĞLU, Samet, Siyasi Günlük Demokrat Parti nin Kuruluşu, İletişim Yayınları, İstanbul ALBAYRAK, Mustafa, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti ( ), Phoenix Yayınevi, Ankara ATATÜRK, Kemal, Nutuk ( ), Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara

124 AYDEMİR, Şevket Süreyya, Menderes in Dramı , Remzi Kitapevi, İstanbul BERKES, Niyazi, Türkiye de Çağdaşlaşma, Yayına Hazırlayan: Ahmet Kuyaş, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul BİLA, Hikmet, CHP , Doğan Kitap Yayınları, İstanbul BURÇAK, Rıfkı Salim, On Yılın Anıları, Dergah Yayıncılık, Ankara ÇUFALI, Mustafa, TBMM VIII. Dönem ( )Türk Parlamento Tarihi, C.I, No:146, TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Yayınları, Ankara ERKİN, Feridun Cemal, Dışişlerinde 34 Yıl: Anılar- Yorumlar, C.I, TTK Yayınları, Ankara EROĞUL, Cem, Demokrat Parti ve İdeolojisi, İmge Kitabevi, Ankara GÖK, Dursun, İkinci Büyük Millet Meclisi Dönemi ( ), Adım Matbaacılık, Konya GÜRÜN, Kamuran, Türk- Sovyet İlişkileri ( ), C.XVI, S.67, TTK Yayınları, Ankara KARACA, Emin, Cumhuriyet Olayı, Altın Kitaplar Yayınevi, İstanbul KÖKTENER, Aysun, Bir Gazetenin Tarihi Cumhuriyet, Yapı Kredi Yayınları, ŞAHİNGİRAY, Özel, Celal Bayar ın Söylev ve Demeçleri ( ), Nadir Kitabevi, Ankara ŞEYHANLIOĞLU, Hüseyin, Türk Siyasal Muhafazakarlığının Kurumsallaşması ve Demokrat Parti, Kadim Yayınları, Ankara TİMUR, Taner, Türkiye de Çok Partili Hayata Geçiş, İmge Yayınları, Ankara TOKER, Metin, Demokrasimizin İsmet Paşa lı Yılları ( ): DP nin Altın Yılları ( ), Bilgi Yayınevi, Ankara TUNAYA, Tarık Zafer, Türkiye de Siyasal Partiler (İkinci Meşrutiyet Dönemi ), C.I, İletişim Yayınları, İstanbul YALÇIN, Durmuş-Yaşar Akbıyık, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, C.I, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara UÇAROL, Rifat, Siyasi Tarih ( ), Der Yayınları, İstanbul

125 Makaleler AKANDERE, Osman, Bir Demokrasi Beyannamesi Olarak Dörtlü Takrir in Amacı ve Mahiyeti, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.9, 2003, ss AKANDERE, Osman, 1946 Genel Seçimleri ve Sonuçları Üzerinde İktidar ve Muhalefet Partileri Arasında Yapılan Tartışmalar, erişim tarihi: AKKAYA, Bülent, Türkiye nin NATO Üyeliği ve Kore Savaşı, Akademik Bakış Dergisi Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler E-Dergisi, S.28, Ocak-Şubat 2012, ss ALTINKAŞ, Evren, Cumhuriyetin İlk Yıllarında İki Demokrasi Deneyimi: Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve Serbest Cumhuriyet Fırkası Akademik Barış Dergisi Uluslar Arası Hakemli Sosyal Bilimler E- Dergisi, Mart-Nisan 2012, ss BABAOĞLU, Resul, Nutuk ve Hatıralar Ekseninde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Olayı ve Süreci, Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, C.II, S.22, 2012, ss BAKAN, Selahaddin- Hakan Özdemir, Türkiye de Dönemi İktidar- Muhalefet İlişkileri: Cumhuriyet Halk Partisi Demokrat Parti ye Karşı, Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, C.XIV, S.1, Nisan 2013, ss BENHÜR, Çağatay, Yıllarında Türkiye de Politik Gelişmelere Genel Bakış, journal.qu.edu.az/article_pdf/1006, erişim tarihi: , ss BOZKURT, Birgül, Türkiye de Milli Şef Dönemi CHP Politikalarının Eğitim Sistemine Etkileri Üzerine Bir Değerlendirme Belgi Dergisi, S.2, Yaz 2011, ss DEMİR, Şerif, İktidar- Basın İlişkilerinin Türkiye de Görünümü ( ), The Journal of Academic Social Science Studies, C.V, S.6, Aralık 2012, ss DİKİCİ, Ali, İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi Bağlamında Türkçe Ezan Denemesi ve Buna Gösterilen Tepkiler, İstanbul Üniversitesi Atatürk İlke ve İnkılâpları Tarihi Enstitüsü Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, S.10, 2006, ss DUMAN, Olcay Özkaya- Haktan Birsel, Demokrat Parti Dönemi Türk Dış Politikası ve Bu Politikanın Dinamiklerine Etki Eden Dış Gelişmeler, Mustafa Kemal 115

126 Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma Uygulama Merkezi Dergisi, C.I, S.1, 2012, ss ERTEM, Barış, Siyasal Bir Muhalefet Denemesi Olarak Serbest Cumhuriyet Fırkası, Ordu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi, C.I, S.2, Aralık 2010, ss GÜNGÖR, Süleyman, 14 Mayıs 1950 Seçimleri ve CHP de Bunalım, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.21, Mayıs 2010, ss HAYTOĞLU, Ercan, İnönü Döneminde Türkiye de Siyasal Yaşam ( ), Yakın Dönem Türk Politik Tarihi, Anı Yayıncılık, 2011, ss İNAN, Süleyman, Demokrat Parti Dönemi ( ), Yakın Dönem Türk Politik Tarihi, Anı Yayıncılık, 2011, ss KARATAŞ, Murat, 1950 Yılı Genel Seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi nin Seçmeni İkna Çabaları, History Studies International Journal Of History, C.VI, S.3, 2014, ss KAŞTAN, Yüksel, Türkiye Cumhuriyeti nde Tek Partili Dönemden Çok Partili Döneme Geçişte CHP nin Yönetim Anlayışındaki Gelişmeler ( ), Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2006, ss KEYDER, Çağlar-Şevket Pamuk, 1945 Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu Üzerine Tezler, Yapıt- Toplumsal Araştırmalar Dergisi, S.8, , ss OCAK GEZ, Başak, İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi Aşamalarından Biri: Türkçe Ezan ve Uygulamaları, Dokuz Eylül Üniversitesi Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C.II, S.6-7, , ss OLGUN, Kenan, Türkiye de Cumhuriyet in İlanından 1950 ye Genel Seçim Uygulamaları, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, C.XXVII, S.79, Mart 2011, ss SÖNMEZ, Naim, Seçim Sisteminin Demokratikleşmesinin Bir Aşaması: 1950 Milletvekili Seçim Kanunu, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.VI, S.2, 2013, ss ŞEKER, Kadir, İnönü Dönemi Basın Hayatı ve Arasında CHP ile Muhalefet Arasında Basın Alanında Yaşanan Tartışmalarda Merzifon Örneği, 116

127 Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.13, 2011, ss ŞEKER, Kadir, Serbest Cumhuriyet Fırkası nın Kurulması ve Cumhuriyet Halk Fırkası nın Gelişmelere Bakışı, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dergisi, S.32, Ağustos 2014, ss TAŞKIRAN, Cemalettin, Atatürk Döneminde Demokrasi Denemeleri ( ), Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, C.IV, S.14, 1994, ss UYAR, Hakkı, Atatürk Dönemi İç Politikası, Yakın Dönem Türk Politik Tarihi, Anı Yayıncılık, 2011, ss YILDIRMAZ, Sinan, 1950 Seçimleri ve Propaganda, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Dergisi, S.6, 2004, ss YILDIZ, Aytaç, Erken Cumhuriyet Döneminde Siyasal Muhalefet ve Eleştirinin Sınırları: Yarın ı Okumak, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, S.8, Yaz 2013, ss YILDIZ, Nuran, Demokrat Parti İktidarı ( ) ve Basın, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C.LI, S.1, Ocak 1996, ss Köşe Yazıları Cumhuriyet ADIVAR, Adnan, İleri Bir Adım, Cumhuriyet, 2 Temmuz ATAY, Falih Rıfkı, İktidar, Cumhuriyet, 21 Mayıs COŞAR, Ömer Sami, Kore Harbi, Cumhuriyet, 26 Haziran DAVER, Abidin, Alnımızın Akı İle, Cumhuriyet, 15 Mayıs 1950., Amerika dan İstediklerimiz ve Beklentilerimiz, Cumhuriyet, 31 Temmuz 1950., Gediği Kapatmak Gerekir, Cumhuriyet, 5 Haziran 1950., Kararımız İsabetli mi Değil mi?, Cumhuriyet, 28 Temmuz 1950., Konseyin Kararı ve Türkiye, Cumhuriyet, 8 Temmuz 1950., Matbuat Hürriyeti, Cumhuriyet, 13 Temmuz 1950., Orduya Siyaset Sokmak İsteyenler, Cumhuriyet, 17 Ağustos

128 , Ortadoğu nun Kalesi, Cumhuriyet, 19 Şubat 1951., Seçim Savaşında Olgunluk, Cumhuriyet, 1 Mayıs 1950., Seçim Propagandasında Ölçü, Cumhuriyet, 3 Nisan , Şiddet Harbi İnsani Değildir, Cumhuriyet, 6 Eylül 1939., Ya Türk Donanmasına Ne Verilecek?, Cumhuriyet, 21 Temmuz ESEN, Mekki Said, Arapça Ezan, Cumhuriyet, 8 Haziran 1950., CHP nin Muazzam Serveti, Cumhuriyet, 15 Ekim 1950., Ne Vakit Çekilecekler?, Cumhuriyet, 16 Aralık FELEK, Burhan, Beşinci Kol Propaganda Yapıyor, Cumhuriyet, 30 Temmuz 1950., Halk Partisine Gelince, Cumhuriyet, 13 Haziran 1950., Kolay Gele, Cumhuriyet, 24 Mayıs 1950., Partiler Arası Nezaket, Cumhuriyet, 5 Mayıs MAKSUDİ, Sadri, Bir Hukuk Abidesi: Yeni Seçim Kanunu Tasarısı, Cumhuriyet, 13 Ocak 1950., Demokrasi Kapısı Önündeyiz, Cumhuriyet, 2 Mayıs NADİ, Nadir, Acaba Nasıl Çıkacak?, Cumhuriyet, 12 Mart 1950., CHP, Cumhuriyet, 28 Haziran 1950., CHP Beyannamesi, Cumhuriyet, 29 Nisan 1950., Çözülmeyen Düğümler, Cumhuriyet, 4 Ağustos 1949., DP nin Cevabı, Cumhuriyet, 13 Ekim 1949., Erken mi? Geç mi?, Cumhuriyet, 13 Aralık 1949., Ezan, Cumhuriyet, 7 Haziran 1950., Gelelim İşe, Cumhuriyet, 4 Haziran 1950., Her Şeyden Önce, Cumhuriyet, 20 Temmuz 1950., Işık Nerede, Cumhuriyet, 27 Ekim 1950., Kadro, Cumhuriyet, 11 Haziran

129 , Koalisyon, Cumhuriyet, 24 Ocak 1950., Kuvvetin Sırrı, Cumhuriyet, 9 Temmuz 1950., Listeler, Cumhuriyet, 26 Nisan 1950., Milli Birlik, Cumhuriyet, 22 Nisan 1950., Motosiklet, Cumhuriyet, 5 Temmuz 1950., Ne İstiyoruz?, Cumhuriyet, 17 Haziran 1950., Netice, Cumhuriyet, 24 Haziran 1949., Nutka Dair, Cumhuriyet, 3 Kasım 1949., O Günün Manası, Cumhuriyet, 16 Mayıs 1950., Ölçü, Cumhuriyet, 3 Haziran 1950., Rusya Şart mıdır?, Cumhuriyet, 26 Temmuz 1939., Şakaya Gelmez!, Cumhuriyet, 7 Şubat 1951., Tasarı, Cumhuriyet, 18 Aralık 1949., Tasfiye, Cumhuriyet, 29 Haziran 1950., Tebliğ, Cumhuriyet, 29 Haziran 1949., Yeni Kabine, Cumhuriyet, 12 Mart 1951., Yorum, Cumhuriyet, 3 Temmuz 1950., Zaman, Cumhuriyet, 1 Mart ÖZYÖRÜK, Mukbil, Mukayeseli Bir Gözle 14 Mayıs ın Verdiği Neticeler, Cumhuriyet, 13 Haziran SAV, Nizameddin Ali, Seçim İstatistiklerine Lüzum Var, Cumhuriyet, 30 Ocak TOKER, Metin, Avrupa da Birliğimize Hayranlık, Cumhuriyet, 2 Aralık UZUNKAYA, Şehabeddin, Samsun da Herkes Kendi Atını Nallatmakla Meşgul, Cumhuriyet, 7 Mayıs VELDET, Hıfzı, Seçim ve Geçim, Cumhuriyet, 9 Eylül Vatan 119

130 1950. YALMAN, Ahmet Emin, İsmet İnönü ye Tebrik Mektubu, Vatan, 16 Mayıs Zafer FENİK, Adviye, Millet Şuurunun Hakimiyeti, Zafer, 16 Mayıs FENİK, M. Faik, İnkılâba Sadakat ve Vicdan Hürriyeti, Zafer, 7 Haziran Tezler ALACI, Beral, Demokrat Parti Kongreleri, Bildirileri, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir ARIKANOĞLU, Naim, Demokrat Parti İktidarında Hükümet Basın İlişkileri ( ), Turgut Özal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara ATAYAKUL, Fatma Alev, Türkiye de Demokrat Parti Döneminde Genel Seçimler ( ), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul AYDOĞMUŞ, Çiğdem, İstanbul Basınına Göre Demokrat Parti Dönemi İktidar- Muhalefet İlişkisi ( ),(Akşam, Cumhuriyet, Hürriyet, Milliye ve Vakit Gazeteleri), Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta HAŞİMİ, Nurullah, Türkiye nin Kore Savaşı na Katılmasının Siyasi Nedenleri ve Sonuçları, Batman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Batman IŞIK, Adil, Kore Savaşı nda Türk Ordusunun Lojistik Desteği, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir İÇÖZ, Fatma, İkinci Dünya Savaşı ve Yunus Nadi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir

131 İNAL, Tibet, Türk Siyasi Tarihinde Demokrat Parti Farklılığı ve Dış Politikaya Yansıması, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İzmir KARACAOVA, Tuncay, İstanbul Basınında Kore Savaşı, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul KAYA, Ayşe Elif Emre, Demokrat Parti Politikalarının Cumhuriyet Gazetesi nde Ele Alınış Biçimleri , Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara KİRMAN, Emin, Çok Partili Döneme Geçiş Süreci ve Türk Siyasal Kültüründe Muhalefet Olgusunun Gelişimi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta KOYUNCU, İbrahim, Türkiye de Basın- İktidar İlişkisi ( ), Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Çanakkale KOZOK, Fırat, Yılları Arası Cumhuriyet Gazetesi nin Genel Yayın Politikası, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara SAĞLAM, Işıl, Cumhuriyet Gazetesine Göre Türkiye de Ekonomi- Politik ( ), Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Denizli SAKA, Abdulkerim, 14 Mayıs 1950 Seçimleri Ekseninde Muhalefet ve İktidarın Sesi Olan Zafer ve Ulus Gazeteleri Üzerine Bir İnceleme, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Konya SALİHPAŞAOĞLU, Yaşar, Türkiye de Basın Özgürlüğü, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara TATAR, İlknur, Kore Savaşı ve Dönem Siyasetinin Ulusal Basına Yansımaları, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa

132 UÇAR, Aliye, İkinci Dünya Savaşı nda Cumhuriyet Gazetesi nin Dış Politika Değerlendirmesi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul İnternet Kaynakları journal.qu.edu.az/article_pdf/

133 EKLER Ek 1: 1950 Belediye Seçimleri Kesin Sonuçları 123

134 124

135 Ek 2: 1950 Genel Seçimleri Demokrat Parti Seçim Beyannamesi 125

136 126

137 127

138 128

139 129

140 130

141 131

142 132

143 133

144 Ek 3: Cumhuriyet Halk Partisi nin Seçim Hazırlıklarına Dair Bir Belge 134

145 135

146 136

147 Ek 4: İsmet İnönü nün 14 Mayıs 1950 Tarihinde Yapılacak Olan Genel Seçimler İle İlgili İlk Seçim Nutku Ve Partilerin Radyolarda Seçimlerle İlgili Propagandaya Başlamasının Gazeteye Yansıması 137

148 138

149 Ek 5: 1950 Genel Seçimleri Gerçekleşmeden Önce Partilerin Türkiye nin Çeşitli Bölgelerinde Yaptıkları Seçim Konuşmalarına Dair Bir Demeç 139

150 140

151 Ek 6: Seçim Günü Seçime Dair Haberler 141

152 142

153 Ek 7: 14 Mayıs 1950 Genel Seçimleri nin Sükunet İçinde Gerçekleştiğine Dair Haberler 143

154 144

155 Ek 8:Türkiye nin Kore Savaşı na Gönderdiği Askeri Birlikle İlgili Haberler 145

156 146

157 Ek 9: Kore Savaşı İle İlgili Türkiye nin Aldığı Kararların Ülke İçerisindeki Yansımaları 147

158 148

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM ( )

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM ( ) IX İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM (1950 1954) A. 1950 SEÇİMLERİ... 3 Seçim Sonuçları... 3 Meclis Başkanlığı Seçimi... 4 Cumhurbaşkanlığı Seçimi...

Detaylı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa

Detaylı

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 BÖLÜM 1: SEÇİLMİŞ KAVRAMLAR BÖLÜM 2: BÜYÜK DÖNÜŞÜM VE OSMANLILAR BÜYÜK DÖNÜŞÜMÜN İZLERİ...11 DEVRİMLER ÇAĞI VE OSMANLILAR...14 a) Sanayi Devrimi... 14 b) Fransız Devrimi... 17 c)

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM X. DÖNEM ( )

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM X. DÖNEM ( ) IX İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM X. DÖNEM (1954 1957) A. 1954 SEÇİMLERİ... 3 Seçim Sonuçları... 3 Meclis Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi... 4 X. Dönemde

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR...XXI TABLOLAR

Detaylı

GLn ipisi için..." omülki A^mır. fark yaratmak istepenkre... Tarih. 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular.

GLn ipisi için... omülki A^mır. fark yaratmak istepenkre... Tarih. 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular. GLn ipisi için..." omülki A^mır "9 fark yaratmak istepenkre... // Tarih 300 Adet Tamamı Özgün Çözümlü Açık Uçlu Sorular n www.nextlevelkariyer.com 0312 418 99 99 09 EYLÜL 2017 KAYMAKAMLIK SINAVI HAZIRLIK

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ 06-07 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış İşgaline Milli Uyanış

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 1995-2008 2008-2014 Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

ÖZGEÇMİŞ. 1995-2008 2008-2014 Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014 ÖZGEÇMİŞ 1.Adı Soyadı : MUZAFFER TEPEKAYA 2.Doğum Tarihi : 20.10.1962 3.Unvanı : Prof. Dr. / Tarih Bölümü 4. e-mail : muzaffer.tepekaya@cbu.edu.tr Öğrenim Hayatı: Derece Alan Üniversite Lisans Tarih Selçuk

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Bir Kahraman Doğuyor

Detaylı

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TBMM VIII. DÖNEM ( )

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM TBMM VIII. DÖNEM ( ) V İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... XIII GİRİŞ... 1 Muhalefetin İstekleri... 1 Demokratikleşme Adımları... 1 Milletvekilleri Seçimi Kanunu... 2 Hükûmetler... 2 Milletvekili Ara Seçimleri... 2 CHP ve DP nin Kurultay

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ AY EKİM KASIM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI. Atatürk ün çocukluk dönemini ve bu dönemde içinde bulunduğu toplumun sosyal ve

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: EROL ÇANKAYA 2. Doğum Tarihi: 15.XI.1953 3. Ünvanı: DR 4. Öğrenim Durumu: DOKTORA Derece Alan Üniversite Yıl Lisans A.Ü. SİYASAL BİLGİLER 1979 İKTİSAT VE MALİYE Y. Lisans SİYASET

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : A.SEÇ.ATATÜRK İLK.VE İNK.TAR.SEMİNERİ Ders No : 0310400249 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Türkiye Cumhuriyeti nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen parti lideri, Devlet Su İşleri nin

Detaylı

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018 ÇOK PARTİLİ DÖNEME GEÇİŞ KOŞULLARI Demokrasi Kültürümüzün Yetersizliği Bedeli ödenmeden demokrasiye girmiş olmamızın sıkıntılarını çekiyoruz. Art

Detaylı

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966 1-) 1921 Anayasası ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Milli egemenlik ilkesi benimsenmiştir B) İl ve nahiyelerde yerinden yönetim ilkesi kabul edilmiştir. C) Yasama ve yürütme kuvvetleri

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GK. SEÇ. I: BİLGİ TOPLUMU VE TÜRKİYE Ders No : 0310250040 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

En İyisi İçin. Cevap 1: II. Meşrutiyet Dönemi Ne x t Le v e l Ka r i y e r 300ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Tar i h Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ

MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ MEHMET UTKU ÖZTÜRK 1961 KURUCU MECLİSİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX GİRİŞ...1 1. DEMOKR AT PARTI İKTIDARININ SONUNA DOĞRU...9 1.1. DP nin Muhalefete Karşı Tutumu...9 1.1.1.

Detaylı

6 Mayıs 1922 - Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos 1922 - Büyük Taarruzun başlaması

6 Mayıs 1922 - Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos 1922 - Büyük Taarruzun başlaması 6 Mayıs 1922 - Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması 26 Ağustos 1922 - Büyük Taarruzun başlaması 30 Ağustos 1922 - Başkumandan meydan muharebesi 2 Eylül 1922 - Yunan orduları başkomutanı

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF T.C. İNKILAPTARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF T.C. İNKILAPTARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF T.C. İNKILAPTARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ.

EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ. 1 ALTERNATİF AKIM Excellence and innovation built into every design. EFENDİLER! YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ. ALTERNATİF AKIM 2 1914-1918 Dünya Savaşı Bu savaş dünyada bazı şeylerin değişmesine sebep

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 19/04/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Ders Bilgi Formu

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Ders Bilgi Formu Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Ders Bilgi Formu Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Yarıyılı Türk Siyasal Hayatı POL212 4 ECTS Ders

Detaylı

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir?

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir? 1. Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin diğer devletlerle ekonomik ilişkilerinde kolaylık ve uyum sağlamak için yapılan çalışmalardan A) Türk Tarih Kurumu'nun kurulması B) Tekke ve zaviyelerin

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... V İÇİNDEKİLER... XI I. BÖLÜM CHP NİN SON GENEL YÖNETİM KURULU

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... V İÇİNDEKİLER... XI I. BÖLÜM CHP NİN SON GENEL YÖNETİM KURULU XI İÇİNDEKİLER SUNUŞ... V İÇİNDEKİLER... XI I. BÖLÜM CHP NİN SON GENEL YÖNETİM KURULU A. SON GENEL YÖNETİM KURULU NUN SEÇİLMESİ... 3 Cumhuriyet Senatosu Üçte Bir Yenileme ve Milletvekili Ara Seçimleri...

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8 1/11 ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor 1. Batıya Erken Açılan Kent Selanik 1.Atatürk ün çocukluk dönemini ve bu dönemde içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel yapısını analiz eder. 2. Mustafa Kemal Okulda

Detaylı

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam.

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam. The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam. Hakan was sharing the works of government with the assembly called kurultay.but the

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : EĞİTİM SOSYOLOJİSİ * Ders No : 0310340040 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I Prof. Dr. Coşkun ÇAKIR Ders saati: Salı, 09.00 10.30 Perşembe, 09.00 10.30 Ders Asistanı: Mustafa Batman Ofis saati: Salı, 11.00-12.00 Perşembe, 11.00 12.00 Ders Tanımı

Detaylı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CİFT BASLILIK BİTİYOR Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanları

Detaylı

ATA - AÖF AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ FİNAL ÇIKMIŞ SORULAR

ATA - AÖF AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ FİNAL ÇIKMIŞ SORULAR TA - AÖF AÇIK ÖĞRETİM FAKÜLTESİ FİNAL ÇIKMIŞ SORULAR ATATÜRK İLKE VE İNKİLAP TARİHİ 2 ZAFER FOTOKOPİ SINAVINIZDA BAŞARILAR DİLER. 0.332 353 78 75 Rampalı Çarşı 1 Kat No: 135 Meram/KONYA Sipariş ve Bilgi

Detaylı

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM İÇİNDEKİLER SUNUŞ...1 GENELGE... 5 GİRİŞ... 9 AÇIKLAMA... 23 VATANDAŞ İÇİN MEDENÎ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER?25 L MİLLET... 28 1.1. Türk Milletinin İncelenmesi... 28 2. DEVLET...37 2.1. Devlet Şekilleri...

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.02.2016 Türk Hukukunun Bilgi Kaynakları - Mevzuat, Yargı

Detaylı

Anahtar Kelimeler: Laiklik, resmi ideoloji, askeri müdahale, bürokrasi, Demokrat Parti, ordu ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ

Anahtar Kelimeler: Laiklik, resmi ideoloji, askeri müdahale, bürokrasi, Demokrat Parti, ordu ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇİŞ: DEMOKRAT PARTİ Özgür ŞİRİN Atılım Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi Özet Türkiye'de Demokrat Parti'nin kurulması Cumhuriyet Halk Partisi'nin

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI İÇİNDEKİLER Birinci Bölüm ANAYASA KAVRAMI Soru 1 : "Anayasa" deyince ne anlaşılır, ne anlamak gerekir? 7 Soru 2 : Türk tarihindeki anayasa hareketlerinin başlıca aşamaları ve özellikleri nelerdir? 15 İkinci

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. HAFTA: OSMANLI ANAYASAL GELİŞMELERİ [Türk Anayasa Hukukukun Bilgi Kaynaklarının Tanıtımı:

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi On5yirmi5.com Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Cunhuriyet'in ilanından günümüze kadar Türkiye'de siyaset nasıl ilerlemiş? Hangi partiler kurulmuş,hangi öneml, olaylara tanıklık etmiş? Gelin hep birlikte Cumhuriyet

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ I Ders No : 0020040023 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ DİKKAT! BU BÖLÜMDE YANITLAYACAĞINIZ TOPLAM SORU SAYISI 0 DİR. ÖNERİLEN YANITLAMA SÜRESİ 40 DAKİKADIR. ) I Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurdu. ) Mondros Ateşkesi

Detaylı

A-) Mudanya Ateşkesi; Doğu Trakya ve İstanbul un Kurtarılması. B-) Lozan a Kim Gidecek Tartışmaları ve Saltanatın Kaldırılması

A-) Mudanya Ateşkesi; Doğu Trakya ve İstanbul un Kurtarılması. B-) Lozan a Kim Gidecek Tartışmaları ve Saltanatın Kaldırılması HAFTALAR KONULAR 1. Hafta ATEŞKESTEN ANTLAŞMAYA A-) Mudanya Ateşkesi; Doğu Trakya ve İstanbul un Kurtarılması B-) Lozan a Kim Gidecek Tartışmaları ve Saltanatın Kaldırılması C-) Lozan Öncesi İçte ve Dışta

Detaylı

Kişisel Bilgiler. Adı Soyadı : Abdullah ÇELİK İş Adresi :

Kişisel Bilgiler. Adı Soyadı : Abdullah ÇELİK İş Adresi : Kişisel Bilgiler Adı Soyadı : Abdullah ÇELİK İş Adresi : Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Osmanbey Kampüsü Şanlıurfa İş Telefonu : +90 (414) 318 3545 Faks : +90 (414) 318 3534 Fakülte

Detaylı

11. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR A. İN HAYATI. Mustafa Kemal in çocukluk dönemini ve içinde bulunduğu toplumun

Detaylı

İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü

İletişim Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Bölümü ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: NEJLA POLAT 2. Ünvanı: Yrd.Doç.Dr. 3. Doğum Tarihi: 01.03.1954 İletişim Bilgileri: Tel. 0216 4002222 / 2976 E-mail : nejla.polat@uskudar.edu.tr 4. Öğrenim Durumu: Derece Lisans

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi

29 EKİM TÖRENLERİ. Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY. Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 29 EKİM TÖRENLERİ Cumhuriyet Bayramı Republic Day OFFICIAL HOLIDAY Cumhuriyetin ilanı ve Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesi 1923 Cumhuriyet ilân edildi. Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II Ders No : 0310290045 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II Dersin Adı Dersin Kodu 1200.9202 Dersin Türü Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati (Kuramsal) 2 Haftalık Uygulama Saati 0 Haftalık Laboratuar Saati

Detaylı

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı) GAU AKADEMİK PERSONEL AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ FORMU Prof.Dr. Meltem DİKMEN CANİKLİOĞLU Kastamonu 01/08/1962 Profesör 07/12/2010 (DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı) İzmir Ekonomi

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik İstanbul Üniversitesi 1987

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik İstanbul Üniversitesi 1987 1. Adı Soyadı: NEJLA POLAT 2. Ünvanı: Yrd.Doç.Dr. 3. Doğum Tarihi: 01.03.1954 ÖZGEÇMİŞ İletişim Bilgileri: Tel.: 0212 4445001/1547 4. Öğrenim Durumu: E mail: nejla.polat@yeniyuzyil.edu.tr Derece Bölüm/Program

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II Ders No : 005002004 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

Seda DUNBAY Avukat. Türk Parlamento Tarihinde Yasama Sorumsuzluğu ve Dokunulmazlığı ( )

Seda DUNBAY Avukat. Türk Parlamento Tarihinde Yasama Sorumsuzluğu ve Dokunulmazlığı ( ) Seda DUNBAY Avukat Türk Parlamento Tarihinde Yasama Sorumsuzluğu ve Dokunulmazlığı (1876-1995) İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX GİRİŞ...1 BÖLÜM I Parlamento Üyeliğinin Tarihsel ve Siyasal Olarak

Detaylı

20 Mart 2013 Kurtuluşunun 95.Yılında Erzurum Ankara 5. II. Abdülhamit Dönemi ve Günümüze Yansımaları

20 Mart 2013 Kurtuluşunun 95.Yılında Erzurum Ankara 5. II. Abdülhamit Dönemi ve Günümüze Yansımaları 0 Yılında Düzenlenen Paneller 0 Mart 0 Kurtuluşunun 9.Yılında Erzurum Ankara 0- Mayıs 0 II. Abdülhamit Dönemi ve Günümüze Yansımaları Elazığ 0 Yılında Düzenlenen Paneller Şubat 0 Rize nin Düşman İşgalinden

Detaylı

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 1. Mudanya Mütarekesi, Yunanlıların aslında Osmanlı Devleti nin paylaşımı projesinde bir alet olduğunu, arkalarındaki gücü İngiltere başta olmak üzere İtilâf devletlerinin

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831) Osmanlı Devleti sınırları dâhilinde 1831 de yayınlanmaya başlanan ilk Osmanlı Türk gazetesidir. Haftalık olarak yayınlanan ve Osmanlı Türkçesi dışında Arapça, Ermenice,

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x) Ne x t Le v e l Ka r i y e r 250ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Anayasa Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ Metin ÖZ Samsun, 2017 S E Ç İ M S İ S T E M L E R İ N İ N S E Ç M E N İ R A

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik İstanbul Üniversitesi 1987

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik İstanbul Üniversitesi 1987 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: NEJLA POLAT 2. Ünvanı: Yrd.Doç.Dr. 3. Doğum Tarihi: 01.03.1954 4. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik İstanbul Üniversitesi

Detaylı

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine, KARMA TESTLER 03 1. Osmanlı Devleti'nde matbaanın kurulması, I. Sanayi II. Ticaret III.Kültür alanlarından hangileri ile ilgili değişikliğin hız kazanmasını sağlamıştır? A) Yalnızl B) Yalnız II C) Yalnızlll

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... 3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... Seçime Doğru Giderken Kamuoyu: 3 Kasım 2002 seçimlerine bir haftadan az süre kalmışken, seçimin sonucu açısından bir çok spekülasyon bulunmaktadır.

Detaylı

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00 Türkiye de siyaset yalnızca oy kaygısı ile yapılıyor Siyasete popülizm hakimdir. Bunun adı ucuz politika dır ve toplumun geleceğine maliyet yüklemektedir. Siyaset Demokrasilerde yapılır. Totaliter rejimler

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...XI GİRİŞ... 1 İkinci Meclisler... 1 Osmanlı Âyan Meclisi ve 1924 Anayasaları... 3 Cumhuriyet Senatosu...

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...XI GİRİŞ... 1 İkinci Meclisler... 1 Osmanlı Âyan Meclisi ve 1924 Anayasaları... 3 Cumhuriyet Senatosu... V İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ......XI GİRİŞ... 1 İkinci Meclisler... 1 Osmanlı Âyan Meclisi... 2 1921 ve 1924 Anayasaları... 3 Cumhuriyet Senatosu... 4 I. BÖLÜM OSMANLI DÖNEMİNDE İKİNCİ MECLİS Meclis-i Umumî...

Detaylı

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ 1950-1960 GÜLSEMA LÜYER DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ 1950-1960 1950 Seçimleri ve Demokrat Parti nin İktidara Gelişi Siyasal Gelişmeler Ekonomik Gelişmeler Dış Politika Toplumsal-Kültürel

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

Şehriban ERCAN THEMIS KPSS TARİH

Şehriban ERCAN THEMIS KPSS TARİH Şehriban ERCAN THEMIS KPSS TARİH İÇİNDEKİLER SUNUŞ... V TEŞEKKÜR... V Tarih Bilimi Hakkında... 1 Birinci Kısım TÜRK TARİHİ Birinci Bölüm İslamiyet Öncesi Türk Tarihi I. GENEL OLARAK... 5 II. İSLAMİYETTEN

Detaylı

Cumhuriyet Döneminde Kurulan Hükûmetler

Cumhuriyet Döneminde Kurulan Hükûmetler Cumhuriyet Döneminde Kurulan ler Sıra No Göreve Başlama Görevden Ayrılma lerin Ömrü Yıl Ay Gün e Katılan Partiler in Sona Eriş Nedenleri 1 29.10.1923 06.03.1924-4 7 CHP Diğer İsmet İNÖNÜ 2 06.03.1924 22.11.1924-8

Detaylı

Tarih Öğretmenliği Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Tarih Öğretmenliği Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : MUZAFFER TEPEKAYA 2. Doğum Tarihi : 20.10.1962. Unvanı : Prof. Dr. / Tarih Bölümü 4. E-mail : muzaffer.tepekaya@cbu.edu.tr Öğrenim Hayatı: Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Tarih

Detaylı

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 88 OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK A N K A R A 2 0 0 7 1 P r o j e Y ö n e t i c

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ I Ders No : 0020020021 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları TEMEL HUKUK Sosyal Düzen Kuralları Toplum halinde yaşayan insanların yerine getirmek zorunda oldukları ödevleri ve kullanacakları yetkileri belirten kurallara, sosyal düzen kuralları veya sadece sosyal

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Selçuk Üniversitesi, Karaman İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü

ÖZGEÇMİŞ. Selçuk Üniversitesi, Karaman İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Sefa USTA 2. Doğum Tarihi : 12/03/1981 3. Ünvanı : Yrd.Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Kamu Yönetimi İnönü Üniversitesi 2003 Y.Lisans Kamu Yönetimi

Detaylı

Şehriban ERCAN THEMIS KPSS TARİH

Şehriban ERCAN THEMIS KPSS TARİH Şehriban ERCAN THEMIS KPSS TARİH İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V TEŞEKKÜR...V Tarih Bilimi Hakkında... 1 Birinci Kısım TÜRK TARİHİ Birinci Bölüm İslamiyet Öncesi Türk Tarihi I. GENEL OLARAK... 5 II. İSLAMİYETTEN

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

E) Tarihte bilinen ilk Türk topluluğudur.

E) Tarihte bilinen ilk Türk topluluğudur. 1. Aşağıdakiler den hangisi, İskitler in özellikler inden bir isi değildir? A) Atı evcilleştirdiği kabul edilen ilk Türk topluluğudur. B) Alp Er Tunga Destanı, Kimmerlerle yaptıkları mücadeleyi anlatmaktadır.

Detaylı

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI

BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI İÇİNDEKİLER BİRİNCİ KISIM İDARE HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARI Birinci Bölüm: İdare Hukukunun Tanımı I. İdare... 3 II. İdari Fonksiyon... 4 A. Toplumun Genel ve Sürekli İhtiyaçlarının Karşılanmasına Yönelik

Detaylı

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz, Türkiye nin Siyasi Gündemine paralel konuların ele alınarak halkın görüşlerini tespit etmek ve bu görüşlerin NEDENİ ni saptamak adına

Detaylı

Ders Adı : Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-II Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2. Ders Bilgileri

Ders Adı : Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-II Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2. Ders Bilgileri Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi-II Ders No : 0690220054 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim

Detaylı

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI . SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI 08-09 Soru Bankası.hafta - Eylül BİREY VE TOPLUM Öğrendiklerimi Uyguluyorum... 6.hafta - 0 Eylül Olaylar ve Sonuçları....hafta 0-0 Ekim Biz Bu Toplumun Bir Üyesiyiz...

Detaylı

Orta Asya Türkleriyle ilgili yukarıdaki kavramlardan hangisi varlığı sürekli olmayan toplumsal ve siyasal birimi ifade eder?

Orta Asya Türkleriyle ilgili yukarıdaki kavramlardan hangisi varlığı sürekli olmayan toplumsal ve siyasal birimi ifade eder? KPSS TARİH DENEME SINAVI 1: I- Orhun Anıtları II- Yenisey Yazıtları III- Manas Destanı Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri Kırgız Türklerine aittir? A- Yalnız ll B-l ve ll C-ll ve lll D-l ve lll E-Yalnız

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı :Hasan KARAKÖSE İletişim Bilgileri :Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Adres Tarih Bölümü Bağbaşı Yerleşkesi KIRŞEHİR Telefon Mail : O.386.2804573 :hkarakose@ahievran.edu.tr

Detaylı