T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ (SİYASET BİLİMİ) ANABİLİM DALI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN İNŞA SÜRECİND

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ (SİYASET BİLİMİ) ANABİLİM DALI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN İNŞA SÜRECİND"

Transkript

1 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ (SİYASET BİLİMİ) ANABİLİM DALI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN İNŞA SÜRECİNDE ŞAMANÎLİK TARTIŞMALARI Yüksek Lisans Tezi Evren Işık Ankara-2008

2 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ (SİYASET BİLİMİ) ANABİLİM DALI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN İNŞA SÜRECİNDE ŞAMANÎLİK TARTIŞMALARI Yüksek Lisans Tezi Evren Işık Tez Danışmanı Doç. Dr. Ayhan YALÇINKAYA Ankara

3 T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ (SİYASET BİLİMİ) ANABİLİM DALI TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN İNŞA SÜRECİNDE ŞAMANÎLİK TARTIŞMALARI Yüksek Lisans Tezi Tez Danışmanı : Doç. Dr. Ayhan Yalçınkaya Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı İmzası Tez Sınavı Tarihi... 2

4 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.( / /200 ) Tezi Hazırlayan Öğrencinin Adı ve Soyadı İmzası 3

5 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...6 BİRİNCİ BÖLÜM MİLLİYETÇİLİK KURAMLARI I. Ezeli Milletten Tarihsel Millete Modern Milliyetçilik Kuramları ve İlkçilik (Primordializm)...12 A. Ernest Gellner: Uluslar ve Ulusçuluk...13 B. Benedict Anderson: Milletlerin Tasarımı Hayali Cemaatler...22 C. Etnik Milliyetçiliğin Yöntemi: İlkçilik (Primordializm)...28 II. Şamanîliğe Evrimci Bir Yaklaşım: Ümit Hassan...35 A. Milliyetçiliğe Karşı Tarihsel Zaman...43 B. Tarihsel Şamanîlik...46 İKİNCİ BÖLÜM TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNDE ŞAMANÎLİK TEMELLİ OLMAYAN SÖYLEMLER I. Dinsiz Milliyetçilik: Nihal Atsız...54 A. Hayatta Kalma Savaşı: Milletler Tarihi...54 B. Bölücü Din, Kalıcı Millet...63 II. İslamiyet e Meyyal Türklük: Türk İslam Sentezi...67 A. Türk İslam Sentezinin Şamanîlik Söylemi...73 B. Elbisesini Arayan Beden: Türkler ve Gök Tanrı İnancı

6 III. Orta Asya Türkçülüğünün İslamiyet ile İmtihanı: MHP/Ülkücü Hareket ve Türk İslam Ülküsü Doktrini...84 A. İdeolojik Genişleme: MHP Milliyetçiliğinde İslamcı Dozaj...84 B. Türk İslam Ülküsü ve Seyid Ahmet Arvasi...91 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNDE ŞAMANÎLİK TEMELLİ SÖYLEMLER I. Türkçü Toplumcu Budun Derneği: Şamanîliğin Irkı A. Türk Milliyetçiliğinde Yeni Bir Veçhe: Üstün İnsan Söylemi B. Doğa ile Bütünleşmiş Din: Şamanîlik ve Milliyetçi Çevrecilik II. Aleviliğin Soy Kütüğü: Şamanîlik A. Bir Milli Mücadele Tarihi: İslamiyet in Kabulü ve Alevilik B. Milli Din ve Alevilik C. Aleviliğin Soy Kütüğü: Şamanîlik D. İslam ın Özü Alevilik E. Alevilerin Etnik Kökeni F. Aleviliğin Türklüğü ve Kürt Etnik Kimliği: Kürt Alevi ise Türk tür, Kürt ise Alevi Değildir G. Mağdur Millet Söylemi ve Sol Milliyetçilik SONUÇ ÖZET ABSTRACT KAYNAKÇA

7 GİRİŞ Türk Milliyetçiliğinin İnşa Sürecinde Şamanîlik 1 Tartışmaları başlıklı bir çalışmanın temelde iki aşamalı bir sınırlandırmayı gerektirdiği söylenebilir. Bunlardan birincisi sürekli bir inşa halinde olduğu kabulünden hareketle Türk milliyetçi literatürünün ana izleklerini belirleyebilmektir. Milliyetçi fikriyat Türk milli kimliği üzerine sürekli yenilenmeye, yorumlanmaya açık bir inşa faaliyeti yürütür. Bununla birlikte inşa faaliyetinin belirli bir gelenek içinde yürüdüğü de söylenebilir. Her kuşak, akım, kuram, oluşum, camia bunu bütünüyle tekrarlamasa da önceki nesillerin sembol ve mitlerini, fikriyatının temel varsayımlarını miras olarak alır. Bu yüzden ilk aşamada Türk milli kimliğini yeniden üreten ve sürekli tekrar oluşturan bu geleneği temsil eden milliyetçi düşüncenin ana izleklerini ve çeşitli temsillerini belirlemek gerekir. Ancak bu yolla, bu literatürün Şamanîlik üzerine ürettiği söylem takip edilebilir. İkinci sınırlandırma, ilk aşamada sınırları çizilen Türk milliyetçiliğinin Şamanîlik söylemleri dikkate alınarak yapılmıştır. Çalışmanın üretim aşamasında, özellikle milliyetçiliğin Şamanîlik söylemini takip ederken, üç aşamalı bir farkındalık yaşandığı belirtilmelidir. Tez konusunun seçim aşamasında Türk milliyetçiliğinin bir Şamanîlik söyleminin var olduğunun fark edilmesi; akabinde çalışma konularını belirleyip bunların Şamanîlik üzerine 1 Şamanizm teriminin yerine Şamanîlik teriminin kullanılmasında Ümit Hassan ın önerisi dikkate alındı. Ümit Hassan, izm in bir oluş tan çok felsefi bir temeli, iradi olarak seçilmiş bir inancı akla getirmesi ihtimalinden Şamanizm terimini kullanmadığını belirtir. Fakat yine de bu çalışmanın inceleme konularından birisi olan Türkçü Toplumcu Budun Derneği nin Şamanîliği mütalaa edişi Şamanîliğin izmleştirilmesinin örneği olarak değerlendirilebilir. Ümit Hassan, (B) Eski Türk Toplumu Üzerine İncelemeler, İstanbul, Alan Yayınları, 2. Baskı, 2000, sf

8 ürettikleri söylemleri tararken karşılaşılan kıtlık ve son olarak bu atıf kıtlığının kendisinin bir Şamanîlik tahayyülünü barındırdığını düşünmek; bu sessizliğin tarihte çözülmesi gereken bir meseleyi geçiştirmeye çalışan bir sessizlik olduğu kanaatine varmak ve bu sessizliğin nedenlerinin peşine düşmek. Türk milliyetçi literatürünün sınırlarını belirleyebilmek özellikle üzerine yapılan çalışmaların bolluğu nedeniyle görece daha kolay bir uğraşken bu literatür içerisindeki Şamanîlik tartışmalarını takip edebilmek çalışmanın daha zor kısmını oluşturmaktadır. Türk kimliğinin sınırları çizilirken kimliğin Orta Asya geçmişine yapılan vurgu gücüne ve kullanım sıklığına karşın Şamanîliğin değinmeler düzeyinde işleniyor oluşu bu zorluğun başlıca sebeplerindendir. Şamanîlik söylemlerinin bu şekilde işlenmiş olmasının sebebini Türk toplumunun özgün tarihsel koşullarında aramanın kendisi milliyetçi bir önkabul olacağından, bu sessizliği sorunsallaştırmak tezin açılım noktalarını zenginleştirebilmek adına daha büyük önem kazandı. Böylece milliyetçi fikriyatın sadece Şamanîlik meselesi üzerine ürettiği söylem değil, bunun yanında bu fikriyatın Türk milli kimliğinin tarihsel inşasına nasıl giriştiği de çalışmanın konusu haline geldi. Çalışma bu yönüyle Şamanîlik tartışmalarının bir derlemesi olmaktan çıkıp zaman zaman -belki de daha çok- Türk milliyetçiliğin bir söylem analizini de gerekli kıldı. Tezi üç ana bölüme ayırmak mümkündür. Bunlardan birincisi tezin tutunum noktalarını netleştirmek adına oluşturuldu. Bu bölümde ilk olarak modernist milliyetçilik kuramlar genel olarak değerlendirildi. Gellner in ve Anderson un hem tipik modernistler olarak kabul edilmeleri, hem de literatürün karşıt ya da yandaş görüşleri tarafından mutlaka dikkate alınan düşünürler oldukları düşüncesiyle 7

9 milliyetçiliğe bakışları üzerinde duruldu. Kapsamlı olmasa da modern milliyetçi kuramlar karşısında primordialist (ilkçi) kuramların da genel hatlarıyla üzerinde duruldu. Aynı bölümde ikinci olarak Şamanîlik meselesi Ümit Hassan ın Eski Türk Toplumu Üzerine İncelemeler kitabı çerçevesinde değerlendirildi. Bu iki alt bölüm, aynı zamanda bu çalışmanın tutunum noktalarını da temsil etmektedir. Etnik milliyetçi söylemin milli kimlik üzerine ürettiği söylemin hem geleneksel, hem de marjinal temel varsayımlarının analiz edilebilmesi bu iki alt başlıktaki temel kuramsal kabullere dayanmaktadır. Modern milliyetçilerin milliyetçiliğin kendisini tarihsel, inşacı, bir anlamda durumsal bir perspektifle ele almaları, Ümit Hassan ın ilkel toplumların mahiyeti, milliyetçiliği ve Şamanîliği, bütünselliği içerisinde tartışmayı deneyen çalışması etnik milliyetçiliğin tüm varsayımlarını sorunsallaştıran başlıklar olarak kabul edildi. İkinci bölüm ise üç alt başlıkta toplandı. İlk olarak Türkçü-Turancı milliyetçiliğin simge isimlerinden Nihal Atsız değerlendirildi. Nihal Atsız, Orta Asya mit ve sembollerinin, yaşam tarzının kutsallaştırılarak ırk ve milletler savaşımı vurgusuyla Türk milli kimliğini radikal bir biçimde kavramış önemli ve en uç temsilcilerinden sayılabilir. Bu yönüyle Nihal Atsız, Orta Asya ya yönelik romantik ilginin, sınırları ırk ve savaşım vurgusuyla şekillenen, yayılmacı bir milliyetçiliği nasıl doğurabildiğinin simgeleşmiş isimlerinden birisi olarak değerlendirildi. İkinci olarak MHP/Ülkücü hareket, Türkçülüğün ve İslamcılığın hem kendi başlarına hem de ikisinden bir sentez yaratıldığında var olan ve ortaya çıkan sosyal-politik çelişkileri, uzlaşımları ve mücadeleleri tabanından öncü kadrolarına kadar taşıyan bir camia olarak ele alındı. Orta Asya Türkçülüğü ile İslamcılığın hangi koşullarda 8

10 uzlaştırılabildiği ya da çeliştiğinin aynı camia içinde değerlendirilmesi adına MHP/ Ülkücü hareket önemli bir geleneği temsil eder. Son olarak Türk-İslam sentezinin fikir öncülerinden İbrahim Kafesoğlu Orta Asya Türk kimliği ile İslamiyet in mutlak uyumunun teorisyeni olarak değerlendirildi. Kafesoğlu, tezindeki mutlak uyum varsayımıyla Şamanist Orta Asya Türklüğünü birincil-asli kimlik unsuru sayan milliyetçi ekollerin sık sık tartışmaya girdikleri, masaya yatırdıkları genellikle olumsuz bir biçimde de olsa mutlaka atıf yaptıkları bir milliyetçi yaklaşımın temsilcisi olarak ele alındı. Üçüncü bölüm tezin temel çalışma alanını teşkil eder. Bu bölümde iki oluşum değerlendirildi. Bunlardan ilki faaliyetlerini Cenk Tozkoparan öncülüğünde yürüten merkezi İzmir de kurulmuş olan Türkçü Toplumcu Budun Derneği; ikincisi ise kanaat önderliğini Mustafa Cemil Kılıç ın yaptığı, internet üzerinden duyuru ve faaliyetlerini yürüten, kendilerini Türkçü Toplumcu Yol olarak adlandıran oluşum. Türkçü Toplumcu Budun Derneği medya tarafından zaman zaman ilgi uyandıran Şaman ayinleri düzenleyen; yayınladığı dergi ve broşürlerinde sık sık Şamanî motifler kullanan ve Şamanîliği Türk dini olarak niteleyen ve bütün söylemini bu ön kabul üzerine kurarak üreten bir dernek. Anti-Kürt ve Anti-Arap tutumlarını söyleminin merkezine yerleştirmiş, militarist, laiklik vurgusu güçlü bir politik gündemi olan bu oluşum medyada özellikle 22 Temmuz seçimlerinin ardından İslamcılıktan arındırılmış Türkçü pozisyonuyla kanaat dile getirdi. Mustafa Cemil Kılıç ise daha çok orta öğretim din kitaplarının içeriğine ilişkin ve Diyanet İşleri Başkanlığı nın mahiyeti üzerine yürüttüğü çalışmalar ile medya tarafından kanaatlerine başvurulan bir isim. Alevilik çalışmalarıyla sık sık gündeme gelen 9

11 gazete ve televizyonlarda Alevi toplumu üzerine ve onlar adına kanaat üreten bir figür. İkinci bölümde ele alınan milliyetçi ekoller Türklüğün Orta Asya geçmişine vurguları ne kadar kuvvetli olursa olsun Şamanîliği İslam öncesi Orta Asya Türklüğünün milli dini ya da milli kimliğin bir unsuru olarak görmekten kaçınan, bunun yerine Orta Asya Türklüğünü İslamiyet ile mükemmel bir uyumluluk içinde değerlendiren ya da bir uyumluluk atfetmese de İslamiyet ile Türk etnisini karşıtlık içerisinden okumaktan kaçınan bir yaklaşım sergilerler. Üçüncü bölümde ele alınan iki milliyetçi söylem ise Şamanîliği bir Türk milli dini olarak açıkça dillendiren, onu Türk milli kimliğinin özüne yerleştirerek milli kimliğinin değişmez unsuru haline getiren; bu yönüyle de Anti-İslamcı bir pozisyondan kanaat üreten oluşumlar. Üçüncü bölümdeki iki oluşum da Şamanî yaşam tarzı, ritüel, ve motifleri Türklükle eş değer gördüklerinden; süre giden bazı gelenekleri takip ederek ve tarihten soy ağaçları icat ederek başta Alevi toplumu olmak üzere Anadolu daki halkları Orta Asya Türklüğünün bugünkü temsilcileri, taşıyıcıları, koruyucuları olarak değerlendirirler. İki oluşumun değerlendirilmesi, Şamanîliğin milli din olarak kabulünün Türk milliyetçiliği açısından nasıl bir söyleme tekabül ettiği, bu söylemin ne şekilde milliyetçiliğin politik gündemini belirlediği ve bu söylemin gelecekteki potansiyel açılımlarını anlamak açısından önemli çalışma alanları oldukları söylenebilir. İki oluşumun farklı başlıklar altında değerlendirilmesinin sebebi, ortaklıkları Şamanîliğin Türklüğün milli dini kabulüne dayansa da farklı politik gündemlere sahip olmaları. İki oluşum, milli kimlik, ulus-devlet ya da büyük Türk devleti gibi ortak tahayyüllerden yaptıkları farklı çıkarımlarla iki farklı Şamanist milliyetçi yorum olarak değerlendirildiler. 10

12 Çalışmanın milliyetçiliği bir inşa süreci olarak başlığına taşımasının iki sebebi bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kimliğin sınırlarını belirleme girişimlerinin hiç bitmeyen bir uğraş olduğu; kimliklerin durumsal ya da dönemsel olarak değiştiği, değişebileceği kabulü. İkincisi ise bizzat Türk milliyetçiliğinin kendisi ile ilgili olup, Anthony Smith in keşif ile inşa arasına koyduğu ayrıma dayanır. 2 Buna göre tarihin yeniden keşfi dolu ve korunmuş, geçmişi olan bir etniyi daha çok seçici hafızanın edimiyle ayıklama, süzme uğraşı; ikincisi, yani inşa süreci ise geçmişleri eksik veya daha sonraki gelişmelerle gözden kaçmış, su üstüne çıkarılabilmiş motiflerden ya da mitlerden geçmişin icat edilmesidir. Bu çalışma, Türk milliyetçiliğinin Orta Asya ya olan merakının ve oradan, tarihin o devirlerinden bugüne kadar gelmiş bir kimlik bulma uğraşının bir inşa girişimi, kurulmuş kimliğin de bir icat olduğunu kabul eder. Bir milliyetçi tarihçinin Türk milli kimliğinin özünün İslam öncesi Orta Asya da şekillendiğini iddia ederek bu özün niteliklerine ulaşması, ilkin devasa İslam tarihinin tarih ve toplum kurgularını aşıp sonra da uzak bir coğrafyanın, var olduğunu düşündüğü yazısız, dolayısıyla tarihsiz bir toplumdan-kavimden izler araması gerekir. Sonuç olarak milliyetçi tarihçinin uğraşı bu kıtlıkta bir inşa ve icat girişimine döner. Aynı tarihçi, sınırlarını sadece İslam tarihi ile çizebilmiş olsaydı karşılaşacağı devasa kaynak karşısında ilgileri doğrultusunda ancak bir keşif gezisine çıkabilirdi. Belki bir süre sonra, özellikle Orta Asya Türklüğü üzerine milliyetçi literatür genişledikçe, Orta Asya Türk kimliği üzerine çalışmalar da bir süzme uğraşı olacaklardır. 2 Anthony D. Smith, (A) Ulusların Etnik Kökeni, Çev. Sonay Bayramoğlu, Hülya Kendir, Ankara, Dost Kitabevi Yayınları, 2002, s

13 BİRİNCİ BÖLÜM MİLLİYETÇİLİK KURAMLARI I. Ezeli Milletten Tarihsel Millete Modern Milliyetçilik Kuramları ve İlkçilik (Primordializm) Temel olarak milliyetçiliğin iki tipinden bahsedilebilir. Biri teritoryal (toprak/sınır) esas veya yurttaşlık esasına dayalı, çoğunlukla Batı Avrupa ya atfedilen milliyetçilik; diğeri, etnik köken veya kültürel-tarihsel-dilsel milli kimlik esasına dayanan, çoğu kez Doğu Avrupa ya atfedilen milliyetçilik. 3 Bu milliyetçilik tiplerinin temsilcileri, -tarihçiler ya da milliyetçiler -tarihe ve milli kimliğe primordialist (ilkçi) ya da modernist bir tutumla yaklaşırlar. Modernistler, modernist milliyetçilik kuramcıları, milliyetçiliği adından da anlaşılabileceği gibi bir modernleşme sorunu olarak ele alırlar. Anthony D. Smith in tanımıyla modernistlerin perspektifi, ulusun, toplum ve tarih mozaiğinde bulunan doğal ve gerekli bir unsur olmadığı; kapitalizm, bürokrasi ve seküler faydacılık gibi modern gelişmelerin ürünü yani, tamamen modern bir olgu olduğunu öne sürmektedir. Milliyetçilik koşullara bağlılığı çerçevesinde çözümlenir. 4 Modernistlerin çeşitli yaklaşımlarının ortak paydası ulusun modernliğine ve milliyetçiliğin durumsallığına dair inançtır. 5 Modernist milliyetçilik kuramcılarını bu temel varsayımlar çerçevesinde aynı kategoriye sokmak mümkünken, aynı zamanda modernleşme 3 Tanıl Bora, (B) Yeni Türk Milliyetçiliğinin İki Yüzü, Birikim, Sayı 49, s Smith (A), a.g.y., s A.g.y., s

14 sürecinin hangi veçhesine, unsurlarına vurgu yaptıklarına göre farklılıklar arz ettikleri de söylenebilir. Bu farklılıklar, milliyetçiliğin çözümlenmesinde ekonomik, siyasi, toplumsal, kültürel etkenlere yapılan vurgulara göre sınıflandırılabilir. 6 Çalışmanın konusu olan Türk milliyetçilerinin, modernist bir milli kimlik kavrayışını temsil etmekten daha çok etnik milliyetçilik olarak adlandırılan ilkçi bir tarih ve milli kimlik perspektifine sahip oldukları söylenebilir. Orta Asya Türklerine ve Türklerin Orta Asya inançlarına duyulan milliyetçi merakın milli kimliği bir etniklik sorunu çerçevesinde ele aldığını söylemek mümkün. Bu nedenle modernist geleneğin üzerinde dururken derinlemesine ve karşılaştırmalı bir okuma yapmaktan daha çok -ki bu çalışmanın sınırları aşmak olacaktır- ilkçiler karşısında pozisyonlarını en tipik şekilde temsil eden ve bu anlamda modernist milliyetçi kuramcılarının en önemli isimlerinden Ernest Gellner ve Benedict Anderson üzerinde durmakla yetinilmiştir. A. Ernest Gellner: Uluslar ve Ulusçuluk Gellner, sosyoloji biliminin kurucuları sayılan Weber ve Durkheim dan miras kalan bir geleneğin izini sürer. Bu geleneğin en önemli özelliği insanlığın gelişimini evrelere ayırmasıdır. Gellner in ilk olarak 1964 tarihli Thought and Change adlı çalışmasında sunduğu modelin çıkış noktası da geleneksel toplumla, modern toplum arasındaki ayrımdır. 7 Gellner, kuramının en kapsamlı tahlilini Uluslar ve Ulusçuluk 6 Umut Özkırımlı, (B) Milliyetçilik Kuramları Eleştirel Bir Bakış, Ankara, Doğu Batı Yayınları, 2. Baskı, 2008, s A.g.y., s

15 adlı kitabında sunar. 8 Burada milliyetçilik temelde siyasal birim ile ulusal birimin çakışmalarını öngören siyasal bir ilke olarak tanımlanır. 9 Milliyetçilik, etnik sınırların siyasal sınırların ötesine taşmamasını ve özellikle bir devletin içindeki etnik sınırların, iktidar sahipleriyle yönetilenleri birbirinden ayırmamasını öngören bir siyasal meşruiyet kuramıdır. 10 Gellner in kuramında kültür ve devlet iki anahtar kavram olarak dikkat çeker. Gellner, devleti tanımlamaya Max Weber in devlet, toplumda meşru şiddetin tekelini elinde bulunduran aygıttır tanımını ödünç alarak başlar. Düzenli toplumlarda şiddetin kişisel ya da bir kısım insan tarafından kullanımı meşru değildir. Çatışma meşru sayılsa da kişisel veya bir kesim adına şiddet kullanarak çözülemez. Şiddeti ancak merkezi siyasal otorite ve onun bu hakkın kullanımını devrettikleri uygulayabilir. Düzenin sağlanmasına yönelik yaptırımlar arasında en nihai olan güç kullanımı toplumda ancak tek bir özel, açıkça tanımlanmış ve tümüyle merkezileşmiş disiplinli bir aygıt tarafından kullanılabilir. Bu aygıt veya aygıtlar grubu da devlettir. 11 Devlet, polis gücü ve mahkemeler gibi uzmanlaşmış düzen sağlayıcı aygıtların toplumsal hayat içinde ayrışmalarıyla var olur. Devlet bu ayrışmanın ta kendisidir. Milliyetçilik sorunu da devletsiz toplumlarda ortaya çıkmaz. Eğer ortada devlet yoksa sınırlarının milletin sınırlarıyla çakışıp çakışmaması gibi bir sorun 8 Ernest Gellner, (A) Uluslar ve Ulusçuluk, Çev. Büşra Ersanlı, Günay Göksu Özdoğan, İstanbul, İnsan Yayınları, A.g.y., s A.g.y., s A.g.y., s

16 olmaz. Devlet olmayınca, yöneticiler de olmayacağından, yöneticilerin yönetilenlerle aynı milletten olup olmadıkları da sorgulanmaz. Eğitimin tekelini ele geçirmek ise Gellner e göre meşru şiddetin tekelini ele geçirmekten daha önemli ve belirleyicidir. Bu olgu anlaşıldığında milliyetçiliğin zorunluluğu ve kökenleri insan tabiatının bir parçası gibi değil de artık yaygınlaşan bir tür toplumsal düzen gereği olarak kavranabilecektir. Bu kavrayışla milliyetçilik akımı siyasal yönetimle kültür arasındaki ilişkinin oldukça kaçınılmaz bir biçimde yeniden köklü bir uyarlamasının dışa vurmuş bir görüntüsü olarak tanımlanabilir hale gelir. 12 Gellner e göre bir milletin üyesi olmak insanlığın doğuştan sahip olduğu bir özellik değildir. Fakat zamanımızda böyle bir görünüme bürünmüştür. Milletler de devletler gibi koşullara bağlı olarak oluşur, evrensel bir zorunluluktan doğmazlar. Ne milletler ne de devletler her çağda ve koşulda var olurlar. Hatta milletler ve devletlerin varlığı aynı koşullara bağlı dahi değildir. Milliyetçilik millet ile devletin birbirinin nasibi olduğunu, biri olmadan diğerinin eksik kalacağını ve bunun da bir trajedi olduğunu savunur; ancak birbirlerine yönelmeden millet de devlet de ayrı ayrı, birbirlerinden bağımsız ve kendi koşullarına bağlı oluşmuşlardır. Yani devlet kesinlikle milletin yardımı olmadan ortaya çıkmıştır. 13 Milletin varlığından söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Bunlardan ilki; iki insanın ancak ve ancak aynı kültürü paylaşıyorlarsa aynı milletten sayılabilecekleridir. İkincisi ise, iki insan ancak ve ancak birbirlerini aynı milletin üyesi olarak tanıyorlarsa aynı millete mensup demektirler. Bunun anlamı; milletin bir 12 A.g.y., s A.g.y., s

17 insan yaratısı olduğu ve insanların kendi inanç, sadakat ve dayanışmalarının ürünü olduğudur. Gellner milliyetçilik açısından en önemli unsur olarak kabul ettiği kültür kavramını hangi içerikle kullandığını şu şekilde açıklar: Kültürü burada normatif değil antropolojik anlamda kullandığımı söylemeye gerek yok: bu terimle belli bir topluluktaki farklı bir davranış ve iletişim biçimini kastediyoruz. Kültür terimi kendi başına bu tartışmada diğer anlamında yani üst-kültür ya da büyük gelenek, bir davranış ya da iletişim biçimi anlamında (Kültür) kullanılmamaktadır. Bu ikinci anlamında kullanarak, bu Kültüre üstünlük atfedenler, ona, gerçek hayatta bulunması gereken fakat pek bulunmayan ve kuralları genellikle toplum içinde sayılan ve hüküm veren bir dizi uzman tarafından belirlenen bir değer yüklemişlerdir. Düz anlamıyla kültür normatif olmayan, antropolojik anlamda kültürdür; Kültür ise üst kültür görünümündedir. Bu iki kültür arasındaki ilişki tabi ki konumuzun can alıcı noktasıdır. 14 Gellner merkezi önem atfettiği kültür kavramını tarihin belirli aşamalarında farklı biçimlerde tezahür eden bir öğe olarak dinamik bir tarih okumasıyla çözümler. İnsanlığın tarih boyunca üç aşamadan geçtiğini söyleyen Gellner, bu aşamaları; tarım öncesi toplum (bu aşamada devlet yoktur), tarım toplumu (devlet ihtiyaridir) ve sanayi toplumu (devletin varlığı bu aşamada tartışılmazdır) olarak sıralar. 15 Milliyetçilik, ancak bu aşamalar içinde, sanayi toplumu aşamasında ortaya çıkabilir ve sanayi toplumunun bir zorunluluğudur. Tarım toplumunda, kültürel bütünleşmeden çok kültürel farklılaşma yönünde bir baskı mevcuttur. Bu toplumlarda politik birimin kültürel bakımdan homojen olması zorunluluğuna çok seyrek rağbet edilmiş ve seyrek biçimde uygulamaya 14 A.g.y., s A.g.y., s

18 geçirilmiştir. 16 Tabakalar birbirlerinden ne kadar farklılaşmışlarsa, bu tabakaların aralarındaki sürtüşme ve muğlâklık da o kadar az olacaktır. Bütün sistem yatay kültürel bölünmeden yanadır. Farklılaşmayı güçlendirmek ve ona otorite ve kalıcılık sağlamak için de genetik ve kültürel farklılıklar, aslında işlevsel farklılıkların yarattığı tabakalaşmaya bağlı tutulur. Küçük köylü toplulukları genelde siyasal zorunluluktan ziyade ekonomik gereksinme nedeniyle kendi yörelerine bağlı içedönük bir yaşam sürerler. Belirli bir yörenin halkı aynı dil kökenine sahip olsa da bir tür kültürel dalgalanma lehçe ve diğer farklılıklara yol açar. Tarım toplumu eşitsizlikleri mutlak gösterip dışsallaştırarak ve altını çizerek bilakis onları kaçınılmaz, sabit ve doğal göstermekte, dolayısıyla da güçlendirip makul hale getirmektedir. Tarım toplumunda siyasal sınırları belirleyen etmenler kültürel sınırları belirleyenlerden tamamen farklıdır. Ulema takımı bazen kendi kültürlerinin veya daha doğrusu o kültürün kurallarını belirleyen dinin yayılma alanını genişletmeye uğraşırlar. Devletler de bazen haçlı seferleri veya gaza fetihleri düzenlerler. Ancak bunlar tarım toplumunun normal, yaygın koşulları değildir. Tarım toplumunda çeşitli kültürler mantar gibi fışkırır; ancak koşullar genelde kültür emperyalizmi denebilecek bir gelişmeyi, yani kültürden herhangi birinin hâkimiyet kurup siyasal bir birimin tümünü kapsamasını teşvik etmez. 17 Gellner, tarım toplumunun kültürel boyutunu şu şekilde tasvir eder: Böyle bir dünyada kültürlerin çok karmaşık bir şekilde çoğaldığını da önemle belirtmeliyiz. Birçok durumda bir bireyin hangi kültürel geçmiş olduğu hiç de açık değildir. Örneğin, Himalayalı bir köylü yılın farklı dönemlerinde değişik bağlamlarda birkaç dinin şaman, keşiş ve rahipleriyle bağlantı kurmuş olabilir; ait olduğu kast, klan ve konuştuğu dil de onu farklı kültürel birimlere bağlayabilir. Örneğin belirli bir kabilenin dilini konuşanlar eğer aynı zamanda kazara belirli bir kasta ait belirli bir işle meşgul oluyorsa o 16 Ernest Gellner, (B) Milliyetçiliğe Bakmak, Çev. Simten Coşar, İstanbul, İletişim Yayınları, 1998, s A.g.y., s

19 kabilenin üyesi sayılmazlar. Yaşam biçimi, iş, dil, dini adetlerin hepsi de birbirleriyle örtüşmeyebilir. Bir ailenin ekonomik ve siyasal yaşamı, tüm bu muğlâk durumlardan ustalıkla idare edilip sürdürülmesine ve bağlantılarla olasılıkların açık tutulmasına dayanır. Tarım toplumunun üyeleri, şimdilerde ulus olma iddiasıyla içeride türdeşlik, dışarıda özerklik emelleri besleyenlerde görüldüğü üzere, muğlâk olmayan kategorik kimlik tanımlamalarının peşinde olmadıkları gibi bunlara en ufak ilgi de duymazlar. 18 Gellner tarım toplumlarındaki kültür durumunu değerlendirirken aynı zamanda milliyetçiliğe özgü siyasal yönetim-kültür birleşmesine yol açan etkenlerin yokluğu üzerinde de durur. Milliyetçiliğe özgü kültürel türdeşleşme ancak toplumun köklü bir dönüşüm geçirmesiyle gerçekleşebilecektir. Gellner in resmettiği tarımsal toplumun yaşam tarzı böylesi bir türdeşleşmenin zıttını içerir. Türdeşleşme sanayi toplumuna özgü bir süreçtir. Sanayi toplumunda nüfus daha kalabalıktır; ciddi anlamda bir uzmanlaşma ve iş bölümü vardır. Ulemanın evrenselleştiği bir çağda kültür-siyaset ilişkisi kökten değişime uğrar. Bir üst kültür toplumun tümüne yayılır. Toplumu tanımlar ve yönetim onu desteklemek zorunda kalır. Milliyetçiliğin sırrı buradadır. 19 Sanayi toplumuna geçiş beraberinde kendine has bir toplumsal örgütlenmeyi, kültürel hayatı getirecektir. Yüksek enerji teknolojisi kullanan ve sürekli büyüme beklentisi içinde olan, bir yanda birbirine yabancı insanlar arasında standart bir konuşma dili aracılığıyla aktarılan ortak ve açık anlamlara dayalı kesin ifadelerle sürekli kullanılan bir iletişim biçimini, diğer yanda da hareketli bir iş bölümünü gerektiren bir toplum oluşmuştur. Bu toplum, tamamen topluluklar dışından yürütülen bir eğitim sistemine dayanmalıdır. 20 Gellner in siyasal yönetimle kültür arasındaki ilişkinin oldukça kaçınılmaz bir biçimde yeniden köklü bir uyarlamasının dışa vurmuş bir görüntüsü olarak tanımladığı milliyetçilik bu yönüyle sanayi toplumunun kendine özgü yapısal gereksinimlerinin bir ürünüdür. Modern çağda milliyetçiliğin gücü ve güçsüzlüğü her 18 A.g.y., s A.g.y., s Gellner (A), a.g.y., s

20 devletin meşruiyetini bu gereksinimler doğrultusunda milliyetçi söyleme başvurarak sağlamak zorunda olmasıdır. Endüstrileşmenin doğal sonuçlarından biri olan kültürel türdeşlik uyulması gerekli bir norm haline gelmiştir. Modern endüstrileşmiş dünya yapısal olarak birbirinin aynı bir dizi akvaryumdan oluşur ve bu akvaryumlar yüzeysel kültürel farklılıkları yaşatmakla yükümlüdür. Akvaryumların içindeki su ve iklim yeni bir tür olan, endüstriyel insanın gereksinimlerine göre düzenlenmiştir. Bunu sağlayan mekanizma da, devlet tarafından özenle korunan kitlesel eğitim sistemidir. 21 Milliyetçilik özünde, bir yüksek kültürün daha önce pek çok alt kültüre sahip olan bir topluma empoze edilmesidir. Dolayısıyla milletler milliyetçiliği değil ancak milliyetçilik milletleri doğurabilir. 22 Eğitim artık evrensel bir kural haline gelmiştir. İnsan diğer insanlar tarafından kabul görebilmek, toplumda bir yer ve kendilerine bir kimlik edinebilmek için, örgün bir kültürel temel için gerekli olan geniş çaplı bir eğitimi sağlayabilecek tek araç olan bir eğitim mekanizmasına teslim edilmektedir. Bir insanın eğitiminin kendisine kimlik kazandırmanın bir yolu ve artık onun en değerli yatırımı sayıldığı bir toplumda modern insan bir kral, ülke veya dine değil, bir kültüre sadakat göstermektedir. Devlet ile kültürün birbirleriyle bağlantılı olmaları gerektiğine işaret eden temel ipucu işte bu yerel topluluk dışında toplumsallaşma zorunluluğudur. Milliyetçiliğin anlamı ve milliyetçilik çağında yaşamamızın nedeni budur. Kültür artık, aynı zamanda daha sert ve zorlayıcı kısıtlamalarla varlığını sürdüren bir toplumsal düzeni sadece süsleyen, onaylayan ve ona meşruiyet sağlayan bir araç değildir. Kültür şimdi, ihtiyaç duyulan ve paylaşılan bir ortam, yaşam için gerekli 21 Özkırımlı (B), a.g.y., s Gellner (A), a.g.y., s

21 kan veya belki de toplumun üyelerinin sadece onunla soluk alıp hayatlarını idame ettirdiği ve üretimi gerçekleştirdiği asgari ortak bir atmosferdir. Bu artık bir üst kültür olmak zorundadır. Farklılaşmış, yerel bağlantılı, okuryazar olmayan küçük bir kültür ya da gelenek olamaz. Eğitimin bir köy imalatı olduğu yani insanların köyler veya kabileler tarafından yoğrulduğu zamanlar olmuştur. Ancak o günler geride kalmıştır. Yerel topluluk dışında toplumsallaşma, yani insanların yerel yüz yüze ilişki kurulan birimler dışında üretim yapmaları ve kendilerini yeniden üretmeleri yeni toplumda artık bir kural haline gelmiştir. Eğitim gibi önemli ve elzem bir işlevin alt yapısının örgütlenmesi ve denetlenmesi örgütlerin en büyüğü olan devlet dışında hiçbir örgütün üstlenemeyeceği kadar büyük ve pahalıdır. Devlet üst kültürün yaygınlığını ve kalite kontrolünü elinde tutar. 23 Milliyetçi toplumsal örgütlenme ilkesi devlet ve kültürün evlenmesini gerektirir. Devlet kültürün koruyucusu olur ve kişi de soy, mülkiyet, ikamet gibi şeylerle değil; bu kültüre iştirak edişiyle vatandaşlık kazanır. Oldukça farklı diller konuşan köylerin yan yana yer aldığı ve kültürle dinin coğrafi haritanın üzerindeki konumlarının değil, toplumsal rol ve tabakanın birer fonksiyonu olduğu, büyük kültürel (etnik) farklılık durumlarında milliyetçi ilkenin yerine getirilmesi çok zordur. 24 Böylece sanayileşmeye geçiş çağı, beraberinde milliyetçilik çağını da getirmiştir. Bu çağ artık kendini ilk kez hissettiren yeni milliyetçi zorunluluğu yerine getirmek için siyasal veya kültürel sınırların ya da her ikisinin değişikliğe uğradığı çalkantılı bir yeniden intibak çağıdır. Milliyetçilik kültürle siyasal yönetimin birbirleriyle çakışması, bir kültüre kendi siyasal çatısının sağlanması ve bu çatının 23 Gellner (B), a.g.y.,s A.g.y., s

22 tek kalması olarak tanımlanabilir. Fakat Gellner için dikkat edilmesi gereken nokta milliyetçiliğin türdeşliği zorla kabul ettirmesinde değil, bilakis türdeşliğe duyulan nesnel ihtiyacın milliyetçiliği doğurmasıdır. 25 Milliyetçilik hammadde olarak açıkça milliyetçilik öncesi dünyanın kültürel, tarihsel ve benzeri mirasını kullanmakla birlikte aslında yeni koşullara uygun yeni birimlerin kristalleşmesidir. Bazen önceden var olan kültürleri alıp onları millete dönüştüren milliyetçilik, bazen de kültürü kendi yaratır ve bunu yaparken çoğu kez de önceden var olan kültürleri yok eder. Milletler eşyanın tabiatında var olan ve doğal türler doktrininin siyasal uyarlaması olan şeyler değildir. Gerçekte var olan kültürlerdir; çoğunlukla belirsiz gruplar halinde yaşayan, birbirleriyle karışan örtüşen, iç içe giren kültürler. 26 Milliyetçilik aslında önceleri halkın çoğunluğunun ve bazı durumlarda da tümünün hayatına alt kültürlerin hâkim olduğu bir toplumda genel anlamda bir üst kültürün zorla dayatılmasıdır. Milliyetçilik bu tür bir ortak kültürün bir arada tuttuğu, birbirlerinin yerini alabilecek atomize bireylerin oluşturduğu anonim, kişisel olmayan bir toplumun kurulmasıdır. 27 Ortak bir kültüre ihtiyaç olduğu kadar bunun okuryazar, bir üst kültür olması da gerekmektedir. Üst bir kültürün idame ettirilmesi için bir devletin yani merkezileşmiş düzen-zorlayıcı bir aygıtın ve aygıtlar grubunun koruyuculuğuna ihtiyaç duymaktadır. Sanayi toplumunun üst kültürü tarihsel gelişimi ne olursa olsun artık bir dine ve kiliseye bağlı değildir. Söz konusu bu üst kültür millet i tanımlayan öğedir. Böyle bir millet/ kültür de ancak o zaman doğal toplumsal birim haline gelir. Onun siyasal koruyucusu olan devlet olmadan da 25 A.g.y., s A.g.y., s A.g.y., s

23 varlığını sürdüremez. 28 Böylesi bir çözümleme içinde Gellner in kuramının temel iddiası belirir: Ulusçuluk yani türdeş kültürel birimlerin temelleri olan siyasal hayatın ve yönetenlerle yönetilenlerin zorunlu kültürel birliğinin ilkesi, ne eşyanın tabiatında ne de genel olarak toplumsal hayatın koşullarında yazılıdır. Ulusçuluk, ulusçuların ileri sürdükleri gibi bir doktrin değil de bir olgu olarak bir dizi toplumsal koşulun içinde vardır ve bu koşullar zamanımızın koşullarıdır. 29 Gellner üzerinden özetlediğimiz modernist milliyetçi kuramların en temel varsayımı milliyetçiliği, modernleşme süreçlerinin, dolayısıyla yakın tarihin bir armağanı olarak görmeleridir. 30 Gellner in milliyetçiliğe yaklaşımının Batı merkezci bir yaklaşım olduğu söylenebilir. Kuramında kullandığı endüstrileşme, tarım toplumları, modern toplumlar, standart eğitim sistemleri, yüksek kültür gibi meseleyi makro düzeyde açıklayan terimlerdir. Hâlbuki bu kavramlar her yerde her zaman aynı anlamı taşımayacaklardır. Tek bir tarım toplumu ya da modern toplum yoktur. Her yerde aynı şekilde yaşanacağı öne sürülen endüstrileşmenin bu toplumların her birinde milliyetçiliği doğuracağını iddia etmek farklılıkları göz ardı etmek olacaktır. 31 B. Benedict Anderson: Milletlerin Tasarımı Hayali Cemaatler Benedict Anderson, önemli eseri Hayali Cemaatler de milliyetin ve milliyetçiliğin özel bir kültürel yapım türü olduğunu iddia eder ve belki de milliyetçilik literatüründe en fazla alıntılanan meşhur tanımını ortaya koyar. Buna göre ulus şudur: 28 A.g.y., s A.g.y., s Özkırımlı (B), a.g.y., s A.g.y., s

24 Ulus hayal edilmiş bir siyasal topluluktur- kendisine aynı zamanda hem egemenlik, hem de sınırlılık içkin olacak şekilde hayal edilmiş bir cemaattir. Hayal edilmiştir, çünkü en küçük ulusun üyeleri bile diğer üyeleri tanımayacak, çoğu hakkında hiçbir şey işitmeyecektir ama yine de her birinin zihninde toplamlarının hayali yaşamaya devam eder ( ) Sınırlıdır çünkü belki de bir milyar insanı kapsayan en büyüğünün bile, ötesinde başka ulusların yaşadığı, esnek de olsa sonlu sınırları vardır ( ) Ulus egemen olarak hayal edilir, çünkü kavram, Aydınlanma ve Devrim in, ilahi olarak buyrulmuş, hiyerarşik hanedanlık mülklerinin meşruiyetini aşındırmakta olduğu bir çağda doğmuştu. 32 Anderson hayal edilmiş toplulukların ortaya çıkışında milliyetçiliğin bilinçli olarak siyasal ideolojilerle değil, kendinden önce gelen içinde doğduğu geniş kültürel sistemlerle ilişkilendirilmesi gerektiği iddiası ile kültürel alandaki gelişmelerin önemine dikkat çeker. Milliyetçiliğin ihtiyaç duyduğu tarihsel ve coğrafi yer din ve hanedanlığın gerilemeye başlamasıyla oluşmuştur. Kapitalist yayıncılığın merkezi öneminin artmasının sonucu olarak kutsal dilin (Latince) itibarını kaybetmesi ve Avrupa dışı dünyadaki keşiflerin Avrupa da kültürel ve coğrafi ufku dolayısıyla da insan hayatının alabileceği mümkün biçimler hakkındaki fikirleri genişletmesi dinin öneminin yitirmesinin sebepleridir. Anderson, dinin gerilemesiyle birlikte özellikle varoluşsal korkuların cevaplandığı yerin boş kaldığını ve bu boşluğun da daha laik bir çözüm olarak millet tahayyülünce doldurulacağını iddia eder. Çünkü ulusdevletlerin yeni ve tarihsel oldukları yaygın olarak kabul edilmekle birlikte, genellikle siyasal ifadesi olma iddiasında oldukları ulusun ezeli bir geçmişten kaynaklandığına ve daha da önemlisi, sınırsız bir geleceğe doğru kesintisizce ilerlediğine inanılır. Milletin büyüsü, rastlantıyı yazgıya dönüştürmesidir Benedict Anderson, Hayali Cemaatler, Çev. İskender Savaşır, İstanbul, Metis Yayınları, 2004, s A.g.y., s

25 Bununla birlikte zaman anlayışında yaşanan değişim millet lehine dinin ve hanedanlığın gerilemesine sebep olan en önemli gelişmedir. Kutsal cemaatin, dil ve soyların gerilemesinin berisinde, dünyayı kavrama tarzında meydana gelen köklü değişim yatmaktadır ve ulusun tasavvur edilmesi ne en çok katkıda bulunan da bu olmuştur. Anderson bu değişimin hayali bir cemaat olarak ulusun doğuşu için ne kadar önemli olduğunun; iki tahayyül biçiminin -roman ve gazetenin-yapılarını incelenerek görülebileceğini söyler. Roman, bu yapı, kendisi homojen ve içi boş bir zaman da, eşzamanlılığı sunmak için bir mekanizma ya da bu sırada tabirine getirilmiş karmaşık bir açıklamadır. Yazar, dört karakterden oluşan bir roman çatısını ele alır. 34 Homojen ve içi boş bir zamanda takvim boyunca ilerleyen bir sosyolojik organizma fikri, tarihte aşağı (ya da yukarı) doğru ilerleyen kütlesel bir cemaat olarak ulus fikrinin çok açık bir benzeşimidir. Gazete ve kitabın devasa ölçekte satılan ama popülerliğinin uçucu, aşırı uçucu olduğunu söyleyen Anderson gazetenin varlıklarından emin olunmakla birlikte kimlikleri hakkında en ufak bir fikre sahip olunmayan binlerce (veya milyonlarca) kişinin, aynı ayini eşzamanlı olarak yerine getirdiği tüketiminin önemi ele alır. Gazete okumak sessiz ve kişisel bir törendir, fakat bu tören gün içinde hiç 34 Romanı şu şekilde kurgular: Bu sekansta A ile D nin hiç karşılaşmadığına, hatta, eğer C işleri iyi idare ettiyse, birbirlerinin varlığından habersiz bile olabileceklerine dikkat edin. O halde A ile D yi birbirine bağlayan nedir? Birbirlerini tamamlayan iki tasarım: Bir kere birtakım toplumlar (Wessex, Lübeck, Los Angeles) içinde yer alıyorlar. Bu toplumlar o kadar sağlam ve istikrarlı bir gerçekliğe sahip sosyolojik varlıklar ki, üyelerinin (A ve D nin) birbirleriyle hiç tanışmadan sokakta karşılaştıkları ve aralarında böylesi bir bağlantının varolduğu bile düşünülebilir. İkincisi, A ve D, her şeyi bilen (her şeye nazır) okurların zihinlerinde yer alıyorlar. Bağlantıları görenler yalnız okurlar. O sırada A nın C ye telefon etmekte olduğunu, B nin alışveriş yaptığını ve D nin bilardo oynadığını görenler, -Tanrı gibi hepsini birden görenler- yalnız onlar. Bu işlerin her birinin aynı şekilde saatlenmiş ve takvimlenmiş bir zamanda, ama birbirlerinden büyük ölçüde habersiz olabilen kişiler tarafından yapılıyor olması, yazarların okurlarının zihninde yarattığı bu hayali dünyanın yeniliğini gösteriyor. A.g.y., s

26 tanımadığımız, adlarını bile bilmediğimiz yoldaşlarımızla yapılan bir törendir. Hayal edilmiş topluluğun bundan daha canlı bir betimlemesi düşünülemez. Kendi gazetesinin tıpatıp aynılarının otobüste, berberde, komşularının evlerinde tüketildiğine tanık olan gazete okuyucusu, hayali dünyanın gündelik hayattaki köklerinden emin olur. Kurgu sessizce ve sürekli bir biçimde gerçekliğe sızar ve modern milletin ayırt edici özelliklerinden olan topluluk için anonimleşmeye duyulan güveni yaratmış olur. 35 Milliyetçiliğin içinde doğacağı kültürel ortamı hazırlayan üç gelişme dinin ve krallıkların eski önemlerini yitirmesi, zaman anlayışındaki değişimdir. Fakat Anderson için bütün bunlarla bağlantılı asıl gelişme kapitalizmin yayıncılık sektörüne girişidir. Özetle yayıncılık sektörünün hedef kitlesini sadece Latince bilen okurlar oluşturur. Fakat kapitalizmin yayıncılık sektörüne girmesi ile yayıncılar kar marjını arttırmak adına daha fazla okuyucu arayışına girdiler ve böylece halk dillerinde yayınlarda artış oldu. Bu süreci, milli bilincin oluşmasına da katkıda bulunan üç süreç hızlandırmıştır. Bunlar Latincenin dini ve gündelik hayattan çıkması, bunun yerine antik döneme ait dillerin canlanması, Avrupa entelijensiyasının Latinceden uzaklaşarak bu dilleri benimsemesi, reform hareketinin yeni yeni oluşmakta olan halk dillerindeki okuyucu piyasasını kendi amaçları doğrultusunda kullanması ve siyasi ve dini mesajlarını geniş kitlelere iletmiş olması, son olarak da geleceğin mutlak monarşileri olmaya aday bazı yönetimlerin, halk dillerinden idari merkezin aracı olarak yararlanmaya başlamalarıdır. Bütün bu gelişmeler halk dillerinde geniş bir okuyucu kitlesi yaratmıştı. Anderson devamında 35 A.g.y., s

27 yayın dillerinin üç farklı yoldan ulusal bilincin temellerini attıklarını söyler. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, Latincenin altında ama konuşulan halk dillerinin üzerinde bir düzeyde, birleşik bir mübadele ve iletişim alanı yaratmak oldu. Artık birbirleriyle anlaşmakta ve konuşmakta güçlük çeken devasa sayıdaki insan baskı ve kağıt aracılığıyla anlaşabilirler. İkinci olarak, kapitalist yayıncılık dile yeni bir sabitlik kazandırmıştı. Bu sabitlik, uzun vadede, öznel millet kavramları için son derece merkezi bir rol oynayan kadimlik, eski çağlardan beri var olma fikrinin inşa edilmesine katkıda bulundu. Üçüncü olarak, kapitalist yayıncılık eski idari halk dillerinden farklı bir iktidar dili yaratmıştır. İster istemez, bazı lehçeler yayın diline daha yakındır ve bu lehçeler yayın dilinin alacağı nihai biçim üzerinde egemenlik kurarlar. 36 Anderson, genel milliyetçi yaklaşımların tersine milliyetçiliğin ilk olarak Amerika kıtasında ortaya çıktığını iddia eder. Amerika kıtasında milliyetçi akımların dil öğesi milliyetçileri mücadele ettikleri sömürgecilerden ayırmadığından önemsizdir ve bu akımların öncülüğünü entelijensiya yapmaz. Öncülüğünü Amerika da doğmuş kişiler, criollo ların 37 yaptığı bu hareketler 16. yüzyıldan itibaren Avrupa daki merkezlerin zayıflaması ve özgürlükçü düşüncelerin yayılması ile birlikte kuvvet ve hız kazanmışlardır. Temelde idari birimler olarak varlıklarını 36 A.g.y., s Anderson Criollo yu safkan Avrupalı olmakla birlikte Amerika da doğmuş kişi olarak tanımlar. A.g.y., s 62. Criollolar, sömürge milliyetçiliğin doğuşunda idari görevleri nedeniyle bir bölgeden diğerine sürüklenen, bir tür idari hac sayılabilecek yolculuklarda aynı kaderi paylaşan meslektaşlarıyla tanışan, birbirleriyle benzerliklerinin, dolayısıyla metropoldekilerle arasındaki farklılıkların bilincine varan rolleriyle etkili olmuşlardır. 26

28 sürdüren Latin Amerika daki sömürgeler; coğrafi, siyasi ve ekonomik nedenlerle daha sağlam bir gerçeklik kazanmışlardır ve ortak yönlerinin farkına varmışlardır. 38 Avrupa da ise milliyetçilik iki biçimde gelişmiştir. Bunlardan ilki küçük bir aydın sınıfın halk dillerini harekete geçirmeyi başardığı klasik milliyetçi akımlardır. Klasik milliyetçi akımların ortaya çıkışındaki başlıca sebepler Avrupalılara kendi uygarlıklarının yeryüzündeki tek uygarlık olmadığını gösteren coğrafi keşiflere ve dil alanındaki araştırmalar sayesinde (örn. sözlük ve gramer kitaplarının üretimi) Avrupalıların dile bakışındaki değişime bağlanır. İkincisi ise özellikle okuma-yazma oranındaki genel artış ile birlikte dil birliğinin sağlanmasına yönelik arayışların artması ve bu gelişme karşısında hanedan ve aristokratların dil birliğine dayalı hayali topluluklardan soyutlanma tehlikesine karşı gelişmelerin dışında kalmaktan korkarak resmi milliyetçiliğe sarılmaları, halk dilini ve kültürünü sahiplenmeleri ile ortaya çıkan milliyetçilik tipidir. Benzer resmi milliyetçilikler Asya, Afrika ve Uzak Doğu daki seçkinlerce de kullanılmıştır. Bu milliyetçiliklerin açıklanmasında anahtar kavram kopyalama dır; başka bir deyişle, Batı daki millet ve milliyetçilik modellerinden uygun olanların seçilerek yerel koşullara uyarlanmasıdır. 39 Anderson un kuramı çeşitli yönleriyle eleştirilere tabi tutulmuştur. Bu eleştiriler daha çok milliyetçiliğin ilk olarak Amerika daki sömürgelerde çıktığı, milliyetçiliğin dinin önemini yitirdiği bir ortamda doğduğu iddiasına, resmi 38 A.g.y., s Özkırımlı (B), a.g.y., s

29 milliyetçililik örneklerinin ve sömürge karşıtı milliyetçi hareketler çözümlemelerinin doğruluğuna yönelik eleştirilerdir. 40 Yukarıda modern milliyetçi kuramcıların en önemli iki isminin kuramlarının temel iddiaları özetlendi. Anderson ve Gellner örneklerinde somutlaşan ve modern milliyetçilik kuramcılarına yönelik eleştiriler daha çok belirli etmenleri daha çok ön plana çıkarttıkları gerekçesiyle indirgemeci oldukları, bununla ilişkili olarak Batımerkezcilikleri, özellikle daha çok Gellner e yönelik görülen bir eleştiri olarak aşırı işlevselcilik olarak sınıflandırılabilir. 41 C. Etnik Milliyetçiliğin Yöntemi: İlkçilik (Primordializm) Etnik milliyetçiliğin tarih ve toplum perspektifi primordialist milliyetçi önkabullere dayanır. Daha doğru bir deyişle primordializm etnik milliyetçiliğin bakış açısıdır. Bu bakış açısı milleti doğal ya da eski çağlardan beri var olan yapılar olarak görür. İlkçi bakış açısı ile donanmış bir milliyetçilik, varsayılan etnik kimliğin ve bu kimliği oluşturan bağların niteliğine verdiği cevaplarla kendisini belli eder. Bu cevaplar doğalcı, biyolojik ve kültürel olmak üzere üçe ayrılabilir. İlkçiliğin en aşırı versiyonu olan Doğalcı bakış açısı etnik kimliğin konuşma yeteneği, koku alma, görme duyuları ya da cinsiyet kadar doğal bir parça olduğunu iddia eder. Kişilerin ait oldukları etnik topluluk önceden bellidir; kişiler bir aileye doğdukları gibi etnik topluluğa doğarlar. Milletin doğal sınırları vardır ve onlara göre milletin belirli bir kökeni, kişiliği, misyonu ve kaderi vardır. Bu yaklaşım milletlerle etnik gruplar arasında ayrım yapmaz. Milliyetçilik her dönemde insanlığın temel 40 A.g.y., s A.g.y., s

30 niteliğidir. Bu yönüyle de bu perspektifin tarihçileri, geçmişi; milletlerin kendi kendilerini gerçekleştirme mücadelesinin öyküsü olarak ele alırlar. 42 A. Smith ilkçiliğin doğalcı yorumu ile ilgili ikinci bir ayrıma daha dikkat çeker. Buna göre primordialistler birbirinden ayrılabilir iki iddiada bulunmaktadırlar. Ulusların ve milliyetçiliğin sürekli ve doğal olduğunu savunurlar. Elbette ikinci önermenin kabulü ilkinin de kabulünü gerektirir ancak tersi geçerli değildir. Konuşma, cinsiyet veya coğrafya gibi doğal olduğu kabul edilmeksizin ulusların ve milliyetçiliğin tarihsel kayıtlarda var olduğu iddia edilebilir. Smith bu yaklaşıma, primordializmden ayırmak için, perennializm 43 adını verir. Milletlerin köklerinin eski çağlara uzandığına inanmak, milletlerin doğal düzenin bir parçası olduğunu kabul etmeyi gerektirmez. Bu anlamda perennialistler, ilkçiliğin doğalcı versiyonunu benimsemek zorunda değillerdir. 44 Perennialistlere göre bugünün milletleri, yüzyıllardan beri var olan bir birlikteliğin günümüzdeki uzantısıdır. Değişen tek şey milletlerin büründükleri biçimdir; milli öz aynı kalır. Milletler tarihin o ya da bu etkileri yüzünden gerilemiş olsalar dahi öz hiçbir zaman yok olmayacağından milli öz tarihin yıpratıcılığından sıyrılıp tekrar uykusundan uyanabilir. Perennialistlere göre hem milletler hem de milliyetçiliğin kökenleri modernleşme sürecinin ötesine, eski çağlara uzanır. Milletler tarih içinde kendilerini diğerlerinden ayıran temel özellikleri koruyarak yolculuk ederler. İkinci primordialist yorum olan biyolojik yaklaşım, milliyetçi duyguyu üreme-çoğalma edimi çerçevesinde değerlendirir. Buna göre insanları üreme eyleminde başarıya ulaşma güdüsü yönlendirir ve bu başarının tatbiki yakınlarla, hısımlarla eşleşmektir, çünkü onlar tanınır ve bilinir. 42 Özkırımlı (B), a.g.y., s Özkırımlı bu kavramı Eskilcilik olarak Türkçeleştirmiştir. 44 Smith (A), a.g.y., s

31 Kan bağı ve akrabalık, başarılı üreme hedefine yönelik genetik mekanizma sayesinde önem kazanır; insanlar bu nedenle gruplarına ve milletlerine karşı böylesine güçlü bağlılıklar duyarlar. Sosyo-biyolojinin verilerinden yararlanarak, etniklik kavramını varolma savaşına yönelik kolektif bir araç biçiminde açıklanan akrabalık (kandaşlık) sisteminin bir tür genişlemesi olarak görür ve etnik-ulus benzerliğinden yararlanır. 45 Son primordialist yaklaşım ise kültürel dir. Buna göre ilk olma niteliği taşıyan, birincil bağlılıklar verilidir; her şeyden önce vardır, hiçbir şeyden türememiştir. Söz konusu bağlılıklar doğal, hatta tinsel dir; toplumsal kaynakları yoktur. Kökenleri kestirilemeyecek kadar uzun bir geçmişleri vardır. İlk olma niteliği taşıyan bu duygular zorlayıcıdır. Birincil bağlılıklar, her şeyden önce var olan, hiçbir şeyden türemeyen, toplumsal ilişkilerden bağımsız duygu ve heyecanlardır; çözümlenemez ama çok güçlü ve bağlayıcıdır. Kültürel primordialistler özetle etnik bağlılıklarda inancı ön plana çıkartır. Bireyleri, etnik topluluğu ya da milleti ötekilerden ayırdığı düşünülen din, dil, ortak geçmiş gibi öğelere sımsıkı bağlayan, bu öğelerin ilk olma niteliği taşıdığına, her şeyden önce var olduğuna duyulan inançtır. Bu bağlılık duygusu doğal ve her türlü toplumsal etkileşimden, süreçten bağımsızdır. Bu yaklaşım, bireyin millete bağlılığının mistikleştirilmesi demektir. Böylece bireyi millete bağlamanın ideolojisi, örneğin ritüel ve törenler aracılığıyla nasıl yeniden üretilebildiği göz ardı edilir. 46 Özetle primordialist yaklaşım, etnik kimliklerin ve onu oluşturan din, dil, kan bağı gibi nesnel öğelerin verili olduğunu ve kuşaktan kuşağa değişmediğini öne 45 Suavi Aydın, (A) Etnik Bir Ad Olarak Türk Kavramının Sınırları ve Genişletilmesi Üzerine, Birikim, sayı 71-72, s Özkırımlı (B), a.g.y., s

32 sürer. Bu kabul, modern milliyetçi kuramcıların yaklaşımlarından farklı olarak etnik kimliğin toplumsal-tarihsel koşullardan bağımsız bir tabiatının olduğu iddiasını da içerir. Hiçbir şeyden türemeyen, her şeyden önce var olan bağımsız tabiatın kabulü aynı zamanda milli kimliklere mistik bir nitelik kazandırmak anlamına gelir. Etnik milliyetçiler tam da bu bağlılıkların açıklanamazlığından, aşkınlığından kaynaklanan boşluğa yerleşirler. Bu mistikleştirme etnik milliyetçiler için milli kimliğin varlığını ezeli ve ebedileştirmenin olmazsa olmaz ön şartıdır. 47 Modernist kuramcıların bu çalışma açısından önemi; Türk milliyetçi söylemini analiz ederken, çalışmaya milli kimliğin ve milli kimliği inşa girişiminin tarihselliğini sürekli hatırlatacak bir tutunum noktası sağlamasıdır. Milliyetçiliğin eleştirisi milliyetçi söylemi tekrar üretebilir. Buna karşın modernist milliyetçi kuramcılar milliyetçilik literatüründe etnisitenin primordialist açıklamalarına karşı, modern ulusal kimliklerin güncel tarihsel-kültürel dinamikler içerisinde icat ve inşa edildiklerini ortaya koyan bir yaklaşım sergilerler. Modernist milliyetçi kuramcıların temel iddiası ulusların ve etnik grupların ortaya çıkışında eski köklerin belirlenimlerinden çok, güncel politik, ekonomik ve toplumsal süreçlerin belirlenimlerine bakılması gerektiğidir. Kültürel milliyetçi yaklaşımların dil-dingeleneği etnisite ile eşitleyen nedensellik varsayımının da eleştirisi önemlidir. Milli kimlik sınırlarının oluşumunda sınırların geçişliliği, yeniden çizilişleri ve bu sınırların belirlenmesi ile iktidar, devlet ve ideoloji kavramlarının tarihsel ilişkisi dikkate alınarak değerlendirilir. 47 A.g.y., s

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm İlkçi ve Eskilci Yaklaşım Milliyetçilikten önce milletler İlkçilik (Primordialism) bir milliyetçilik kuram olmaktan ziyade milletlerin

Detaylı

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu

Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Araştırma Konusu Nedir Siyaset Nedir Siyasi Olan Devlet Nedir Devlet türleri Devletsiz siyaset olur mu Siyaset Sosyolojisi Genel sosyolojinin bir alt dalı. İktisat, din, aile, suç vb

Detaylı

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 1. Ünite Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar TOPLUMSAL YAPI KAVRAMI Toplum, insanları etkileyen gerçek ilişkiler

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ 1. Sosyoloji Nedir... 3 2. Sosyolojinin Tanımı ve Konusu... 6 3. Sosyolojinin Temel Kavramları... 9 4. Sosyolojinin Alt Dalları... 14

Detaylı

Editörler Prof. Dr. Zahir Kızmaz / Prof. Dr. Hayati Beşirli DEĞİŞİM SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof. Dr. Zahir Kızmaz / Prof. Dr. Hayati Beşirli DEĞİŞİM SOSYOLOJİSİ Editörler Prof. Dr. Zahir Kızmaz / Prof. Dr. Hayati Beşirli DEĞİŞİM SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr. Hayati Beşirli Prof.Dr. Zahir Kızmaz Doç.Dr. Beyhan Zabun Doç.Dr. Celalettin Yanık Doç.Dr. İbrahim Akkaş

Detaylı

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Ü s t S ı n ı f Orta Sınıf Alt Sınıf TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Toplumsal tabakalaşma dünya yüzeyindeki jeolojik katmanlara benzetilebilir. Toplumların,

Detaylı

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2 Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3 Türkiye de Aile Kurumu ve Nüşusla İlgili Sorunlar ÜNİTE:4 Türkiye de Eğitim Kurumu ve Sorunları

Detaylı

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler 1 Örgüt Kültürü Örgüt Kültürü kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler bütünüdür. 2 Örgüt kültürü, temel grupsal

Detaylı

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ 15 1.1. Sosyolojinin Tanımı 16 1.2. Sosyolojinin Alanı, Konusu, Amacı ve Sınırları 17 1.3. Sosyolojinin Alt Disiplinleri 18 1.4.

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 GİRİŞ SOSYOLOJİ VE DİN SOSYOLOJİSİ Din Sosyolojisinin Konusu...11 Zeki Arslantürk Sosyolojik Din Tanımları...37 Kemaleddin Taş Din ve Toplum İlişkileri...43 Dini Tecrübenin İfade

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr. Ahmet Onay Doç.Dr. Fahri Çaki Doç.Dr. İbrahim Mazman Yrd.Doç.Dr. Ali Babahan Yrd.Doç.Dr. Arif Olgun Közleme Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler 4. Birinci Kuşak Haklar: Kişi Özgürlükleri ve Siyasal Haklar

Detaylı

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. KİTAP TANITIM VE DEĞERLENDİRMESİ Devrim ERTÜRK Araş. Gör., Mardin Artuklu Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü. Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul. Beden konusu, Klasik

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR 2017 Doç. Dr. Adnan BOYACI Neden Eğitimin Sosyal Temelleri Eklektik bir alan olarak Eğitim Yönetimi Büyük sosyal bilimler teorisi Eğitim yönetiminin beslendiği

Detaylı

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları Kentsel Siyaset - 2 Doç. Dr. Ahmet MUTLU SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları 1. Siyaset ve politika ne demektir? 2. Siyaset ne zaman ortaya çıkmıştır? 3. Siyaset-devlet ilişkisi nasıldır? 4. Geçmişten bugüne

Detaylı

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER TÜRK DİLİ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doç. Dr. S. EKER 1 Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir Dilin millî ve zengin olması millî

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları Dersin

Detaylı

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) 12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri

Detaylı

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma 3. Aile 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 5. Psikolojiye Giriş 1 6. Duyum ve Algı 7. Güdüler ve Duygular

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI 1. PROGRAMIN ADI Medya Çalışmaları Doktora Programı 2. LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARININ YENİDEN DÜZENLENMESİNİN GEREKÇESİ İlgili

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 1. Hafta Ders Notları - 18/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler

Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV Ön Koşul Dersler Dersin Adı D. Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 IV 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Yok Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları

Detaylı

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ Nihan Demirkasımoğlu 1 İçerik Sistem Kuramları Eğitime Sistem Yaklaşımı Eğitim sisteminin Alt Sistemleri Bu konu, Başaran ve Çınkır ın (2012) Türk Eğitim Sistemi ve

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi SOSYOLOJİ (TOPLUM BİLİMİ) 1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi Sosyoloji (Toplum Bilimi) Toplumsal grupları, örgütlenmeleri, kurumları, kurumlar arası ilişkileri,

Detaylı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz. 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI YAPI TOPLUM KURUMLAR TOPLUMSAL GRUPLAR BİREYLER İLİŞKİLER TOPLUMSAL YAPI VE UNSURLARI T E M E L KÖY K A METROPOL TOPLUMSAL YAPI KENTLEŞME V R A KENT M L A MİLLET

Detaylı

VİZYON BELGESİ (TASLAK)

VİZYON BELGESİ (TASLAK) VİZYON BELGESİ (TASLAK) VİZYON BELGESİ İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları ( 02-04 Kasım 2016, İstanbul ) Bilindiği üzere ulus-devlet modern bir kavramdır

Detaylı

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ

KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ KAMU DİPLOMASİSİNDE KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ VE MEDYANIN ROLÜ Doç. Dr. O. Can ÜNVER 15 Nisan 2017 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ KAMU DİPLOMASİSİ SERTİFİKA PROGRAMI İletişim Nedir? İletişim, bireyler, insan grupları,

Detaylı

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 6. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÖĞRENME ALANI-ÜNİTE: BİREY VE TOPLUM EYLÜL EYLÜL 1. (17-23) 2.

Detaylı

Orhan TÜRKDOĞAN (2009). Günümüzde Karaman ve Hazar Türkleri, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 224 Sayfa. ISBN ( ).

Orhan TÜRKDOĞAN (2009). Günümüzde Karaman ve Hazar Türkleri, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 224 Sayfa. ISBN ( ). Orhan TÜRKDOĞAN (2009). Günümüzde Karaman ve Hazar Türkleri, İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 224 Sayfa. ISBN (978-975-255-271-5). Gülhan YAMAN Temel amacı, Türk toplumunu anlamak ve açıklamak olan

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr.Önder Kutlu Doç.Dr. Betül Karagöz Doç.Dr. Fazıl Yozgat Doç.Dr. Mustafa Talas Yrd.Doç.Dr. Bülent Kara Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır. İçindekiler 1 Efsane Nedir? 2 Efsanenin Genel Özellikleri 3 Efsanelerin Oluşumu 4 Oluşumuyla İlgili Kuramlar 5 Efsanelerin Sınıflandırılması 6 Efsanelerde Konu ve Amaç 7 Efsanelerde Yapı, Dil ve Anlatım

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünite Toplumsal İletişim GELENEK-GÖRENEKLER / DİNİ ve AHLAKİ KURALLAR 20. Hafta ( / 02 / 2014 )

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünite Toplumsal İletişim GELENEK-GÖRENEKLER / DİNİ ve AHLAKİ KURALLAR 20. Hafta ( / 02 / 2014 ) 9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim 3.Ünite Toplumsal İletişim GELENEK-GÖRENEKLER / DİNİ ve AHLAKİ KURALLAR 20. Hafta ( 10-14 / 02 / 2014 ) 2 3 Toplumda, uzun zaman içinde oluşmuş ve uyulması zorunlu

Detaylı

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkan Yarımadasın da en eski halklarından olan İllirya kökenli bir halk olarak kabul edilen Arnavutlar,

Detaylı

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi Biliminin Doğuşu 18. yüzyıla gelene değin özellikle sosyal bilimler felsefeden bağımsız olarak ayrı birer bilim disiplini olarak özerklik kazanamamışlardı Tarih

Detaylı

Avrupa da Yerelleşen İslam

Avrupa da Yerelleşen İslam Avrupa da Yerelleşen İslam Doç. Dr. Ahmet Yükleyen Uluslararası İlişkiler Bölümü Ticari Bilimler Fakültesi İstanbul Ticaret Üniversitesi İçerik Medeniyetler Sorunsalı: İslam ve Avrupa uyumsuz mu? Özcü

Detaylı

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları

Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Uygarlık Tarihi (HIST 201) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Uygarlık Tarihi HIST 201 Güz 3 0 0 3 4 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili Dersin Türü

Detaylı

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA

FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ VE SİYASET BİLİMİ/SİYASET BİLİMİ ANABİLİM DALI FEMİNİST PERSPEKTİFTEN KÜRT KADIN KİMLİĞİNİ ÜZERİNE NİTELİKSEL BİR ARAŞTIRMA Doktora Tezi

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 11.10.2016 Diploma Program Adı : HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM, LİSANS PROGRAMI, (UZAKTAN ÖĞRETİM)

Detaylı

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı. Ders T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı Tablo 1. ve Kredi Sayıları I. Yarıyıl Ders EPO535 Eğitimde Araştırma Yöntemleri

Detaylı

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY EKİM HAFTA DERS SAATİ KONU ADI OLAYLAR KİMLERİ NASIL ETKİLİYOR OLAYLAR KİMLERİ NASIL ETKİLİYOR OLGU VE GÖRÜŞÜ AYIRT EDİYORUM OLGU VE GÖRÜŞÜ AYIRT EDİYORUM ÇÖZÜM BULUYORUZ ÇÖZÜM BULUYORUZ 07-08 EĞİTİM

Detaylı

DERS PROFİLİ. POLS 433 Güz Mehmet Turan Çağlar

DERS PROFİLİ. POLS 433 Güz Mehmet Turan Çağlar DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Savaş ve Barış Çalışmaları POLS Güz 7 +0+0 6 Ön Koşul None Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ AÇISINDAN ÖRGÜTSEL KÜLTÜRÜN YERİ VE ÖNEMİ (ss.1-6) 2. BÖLÜM ÖRGÜTSEL KÜLTÜR KURAMININ GELİŞİMİ (ss.

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ AÇISINDAN ÖRGÜTSEL KÜLTÜRÜN YERİ VE ÖNEMİ (ss.1-6) 2. BÖLÜM ÖRGÜTSEL KÜLTÜR KURAMININ GELİŞİMİ (ss. İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ AÇISINDAN ÖRGÜTSEL KÜLTÜRÜN YERİ VE ÖNEMİ (ss.1-6) ÖRGÜTSEL DAVRANIŞIN ÇÖZÜMLENMESİNDE OKUL KÜLTÜRÜ... 3 2. BÖLÜM ÖRGÜTSEL KÜLTÜR KURAMININ GELİŞİMİ (ss.7-32) İNSANA

Detaylı

Sistem Mühendisliği. Prof. Dr. Ferit Kemal Sönmez

Sistem Mühendisliği. Prof. Dr. Ferit Kemal Sönmez Sistem Mühendisliği Prof. Dr. Ferit Kemal Sönmez Organizasyon Teorileri 20. yüzyılın başından itibaren insan ilişkilerinin her alandaki giderek artan önemi, iki dünya savaşı ve 1960 ların sosyal devrimleri,

Detaylı

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ Kodu: KİT201 Adı: Kişilerarası İletişim Teorik + Uygulama: 2+0 AKTS:

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI Türkiye'deki Tek Üniversite İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ ANAYASASI Biz, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi nin paydaşları; gelecek kuşaklara daha yaşanabilir

Detaylı

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İyi ve kötü, yanlış ve doğru kavramlarını tanımlar, Etik bilincini geliştirmeye ve insanları aydınlatmaya

Detaylı

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitim Tarihi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Türk ve Batı Eğitiminin Tarihi Temelleri a-antik Doğu Medeniyetlerinde Eğitim (Mısır, Çin, Hint) b-antik Batıda Eğitim (Yunan, Roma)

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U) KISA ÖZET

Detaylı

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ- FELSEFE YÜKSEK LİSANS PROGRAMI BİLGİ PAKETİ ANABİLİM DALI BAŞKANI VE AKTS KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Saffet Babür Tel: (0216) 578 08 87 Faks: (0216) 578 08 99 E-mail: sbabur@yeditepe.edu.tr

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 11. Hafta Ders Notları - 27/11/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2 Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3 Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 Aile ve Toplumsal Gruplar ÜNİTE:5 1 Küreselleşme ve Ekonomi

Detaylı

İşletmelerde Stratejik Yönetim

İşletmelerde Stratejik Yönetim İşletmelerde Stratejik Yönetim Bölüm 1 Stratejik Yönetim İlgili Terim ve Kavramlar Yönetim ve Stratejik Yönetim Örgüt İki veya daha fazla bireyin amaçlarını gerçekleştirmek için bir araya gelerek işbirliği

Detaylı

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ Mustafa Ekici TRT Kurdî Kanal Koordinatörü EBU HAMZA EL MISRİ Ben kimim? sorusu, bütün kimlik tanımlarının çıkış noktasını oluşturmaktadır. Kişi, bu sorunun cevabını toplumsallaşma

Detaylı

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

Eğitimin Toplumsal Temelleri. Yrd. Doç. Dr. Adnan BOYACI

Eğitimin Toplumsal Temelleri. Yrd. Doç. Dr. Adnan BOYACI Eğitimin Toplumsal Temelleri Yrd. Doç. Dr. Adnan BOYACI Eğitim Bir kavram olarak Bir süreç olarak Bir örgüt olarak EĞİTİM Bir sistem olarak Bir kavram olarak eğitim Bir kavram olarak eğitim Eğitim bireylerin

Detaylı

DERS PROFİLİ. Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz

DERS PROFİLİ. Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz 3 3+0+0 3 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları

Detaylı

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü SOSYOLOJİ 9. HAFTA TOPLUMSAL EŞİTSİZLİK SOSYOL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü 10 Nisan 1912.. Titanic Faciası na sosyal bakış.. Dönemin cinsiyet

Detaylı

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi genel Başkanı Selim Işık tarafından açıklanan raporda çok dikkat çekici sonuçlar elde edildi. Raporun Kahramanmaraş Onikişubat

Detaylı

5. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-1

5. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-1 5. Hafta: Farklı Devlet Oluşumu Yaklaşımları-1 Uluslararası İlişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen modern ulus-devletin geleceği tartışmasına geçmeden önce, hepsi temelde Uİ teorileri olmamakla birlikte,

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ T.C. Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi vturker@marmara.edu.tr 2.DERS İnsan Kaynakları Yönetiminin günümüz organizasyonları için önemi 21. YÜZYILDA REKABETİN DİNAMİKLERİ KÜRESELLEŞME

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I Eleştirel Düşünme Nedir?... 1 Bazı Eleştirel Düşünme Tanımları... 1 Eleştirel Düşünmenin Bazı Göze Çarpan Özellikleri... 3 Eleştirel Düşünme Yansıtıcıdır... 3 Eleştirel Düşünme Standartları

Detaylı

CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARİHİ. 8. Hafta: İşlevselcilik (Fonksiyonalizm)

CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARİHİ. 8. Hafta: İşlevselcilik (Fonksiyonalizm) CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARİHİ 8. Hafta: İşlevselcilik (Fonksiyonalizm) UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki, 241 271 arası

Detaylı

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları

Detaylı

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5

ÜNİTE:1. Dil Nedir? ÜNİTE:2. Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3. Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4. Ses Bilgisi ÜNİTE:5 ÜNİTE:1 Dil Nedir? ÜNİTE:2 Dil Kültür İlişkisi ÜNİTE:3 Türk Dilinin Gelişimi ve Tarihsel Dönemleri ÜNİTE:4 Ses Bilgisi ÜNİTE:5 1 Yapı Bilgisi: Biçim Bilgisi ve Söz Dizimi ÜNİTE:6 Türkçenin Söz Varlığı

Detaylı

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018 Ahval 13/8/2018 Türkiye deki durumdan söz edeceğim, ama konu her ülke için de geçerli. Siyasi kutuplaşma, çok farklı görüşlerin ortaya çıkması olmasa gerek, bu farklı görüşlerin taraflarca tartışılamaz

Detaylı

Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri

Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri Pazarlamada Kullanılan Farklı Yaklaşımlar, Teoriler ve Analiz Teknikleri Umut Al umutal@hacettepe.edu.tr - 1 Pazarlama Teorileri - 2 Rasyonel Seçim Teorisi Fayda fonksiyonu Fayda maksimizasyonu Faydanın

Detaylı

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XV KISALTMALAR...XXIII TABLOLAR LİSTESİ... XXV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm Vatandaşlığın

Detaylı

28.04.2014 SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.

28.04.2014 SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu. SİSTEM SOSYAL BİR SİSTEM OLARAK SINIF Sınıfta Kültür ve İklim Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sistem: Aralarında anlamlı ilişkiler bulunan, bir amaç doğrultusunda bir araya getirilen

Detaylı

Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ

Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ Öğretmen Liderliği ÖĞRETMEN LİDERLİĞİ Doç. Dr. Cevat ELMA İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı E-posta: cevat.elma@omu.edu.tr Öğretmen liderliğini etkileyen faktörler: Bilgi kaynaklarının

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

İLETİŞİM KURAMLARI EYLÜL 2016

İLETİŞİM KURAMLARI EYLÜL 2016 İLETİŞİM KURAMLARI EYLÜL 2016 İLETİŞİM KURAMLARI BİLİM SOSYAL BİLİM İLETİŞİM KURAM / MODEL TEMEL KURAMLAR ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ BİLİM sistematik bilgilerin birikimi sistematik bilgi kümesi ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ

Detaylı

SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013

SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013 SWOT Analizi Umut Al umutal@hacettepe.edu.tr - 1 SWOT Strengths Weaknesses Opportunities Threats İşletmenin güçlü ve zayıf yanları ile fırsat ve tehditlerin tespit edilmesi, stratejinin bu unsurlar arasında

Detaylı

1. Kavramsal Olarak Terör ve Terörizm...74 A. Tarihsel Süreç İçerisinde Değişen Anlam...76

1. Kavramsal Olarak Terör ve Terörizm...74 A. Tarihsel Süreç İçerisinde Değişen Anlam...76 İçindekiler Giriş...1 Birinci Bölüm: Etnisite ve Milliyetçilik...9 1. Kavramsal Boyut...10 A. Etnisite, Etnik Grup ve Etnik Kimlik...11 B. Millet ve Milliyetçilik...17 2. Kuramsal Tartışmalar...23 A. İlkçi

Detaylı

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI GÜZ DÖNEMİ DERSLERİ Kodu Dersin Adı Statüsü T P K AKTS TAE 700 Özel Konular Z 5 0 0 30 TAE 701 Kültür Kuramları ve Türkiyat Araştırmaları

Detaylı

İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları

İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları - TEBLİĞ ve PANEL ÇAĞRISI - İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları ( 02-04 Kasım 2016, İstanbul ) Bilindiği üzere ulus-devlet modern bir kavramdır ve Orta Çağ

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA KİTABIN YAZARLARI Prof. Dr. AŞKIN KESER Lisans, yüksek lisans ve doktorasını Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü nde

Detaylı

ÜNİTE:1 Antropoloji Nedir? ÜNİTE:2 Kültür Kavramı ÜNİTE:3 Kültüre Yaklaşımlar: Temel Antropoloji Kuramları ÜNİTE:4 İnsanın Canlılar Dünyasındaki Yeri ve Biyolojik Çeşitliliği ÜNİTE:5 İnsanın Evrim ÜNİTE:6

Detaylı