Tefsir Prof. Dr. Bedrettin Çetiner

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tefsir Prof. Dr. Bedrettin Çetiner"

Transkript

1 Tefsir Prof. Dr. Bedrettin Çetiner Ders Notları Lokman 6 ولما ذكر تعالى حال السعداء الذين اهتدوا بكتاب هللا وانتفعوا بسماعه عطف عليهم بذكر حال األشقياء الذين أعرضوا Burada neden satın alma fiili kullanılmış? Bakara suresindeki satın almayı hatırlayın. Onlar delaleti, hidayet üzerine satın aldılar, ve ticaretleri kar olmadı. Bu ayetle tefsir edin. Aslında ortada ne satın alınan var, nede satılan var. Ortada bir ticaret yok. Dolayısıyla bu temsili bir anlatım. Insanların Kitabullah ı bırakıp eğlenceye yönelmeleri bir ticarete benzetilmiş. Insan hayatında hep ticaret yapar; birşeyler alır, verir. Bunlar maddi de olur, manevi de. Burada alınıp satılanlar manevidir. Allah (c.c) sizi fıtrat üzere yaratmış; yani hidayete müsait olarak yaratmış. Dolayısıyla elinizde hidayete kabiliyet gibi bir varlık veya değer var. Siz bu değeri alıp çarşıya çıkıyorsunuz. Bununla ticaret yapacaksınız. Karşınızda 2 mal var; dalalet veya hidayet. Siz elinizdeki hidayete kabiliyet parasını götürüp dalalete veriyorsunuz. Kabiliyeti satıp, delalet alıyorsunuz. Burada da benzeri var. Karşınızda 2 mal var; kitabullahı dinlemek, veya şarkı dinlemek. Birine vereceksiniz parayı, ona sahip olacaksınız. Insanlardan kimileri kitabullah yerine şarkı türkü satın almış oluyorlar. Bu temsili anlatımdır. Yoksa ortada ne bir ticaret vardır, nede alışveriş mevcuttur. Bu belağatte teşbih temsili olarak ifade edilir. Bir den çok şey, bir den çok şeye benzetilerek yapılan temsile teşbih temsili denir. Daha sonrada belirtileceği üzere buna istiare tasrihiyye denmiş. İstiare, alakası teşbih olan bir mecazdır. Bunun açık olanına tasrihi denir. İleride müfessirimiz açıklıyacak bunu. قال الزمخشري : واللهو كل باطل ألهى عن عن االنتفاع بسماع كالم هللا وأقبلوا على استماع الغناء والم ازمير فقال سبحانه : [ ومن الناس من يشتري لهو الحديث ] أي ومن الناس من يشتري ما يلهي عن طاعة هللا ويصد عن سبيله مما ال خير وال فائدة فيه Yüce Allah, Kur'an'la hidâyet bulan ve onu dinlemekten yararlanan mutlu kişilerin durumunu anlattıktan sonra, ardından, Allah'ın kelâmını dinleyip yararlanmaktan yüzçeviren, şarkı ve çalgıları dinlemeye yönelen mutsuzların durumunu anlattı. 6. Öyle kimseler vardır ki, insanlan Allah'a itaatten alıkoyacak ve O'nun yolundan çevirecek faydasız ve yararsız şeyler satın alır. الخير نحو السمر باألساطير والتحدث بالخ ارفات المضحكة وفضول الكالم وما ال ينبغي Zemahşerî şöyle der: Lehv, iyi şeyden alıkoyan her bâtıl şeydir. Mesela, hurafeler söyleyerek gece sohbetleri yapmak, güldürücü hurafeler anlatmak, fuzûli ve gereksiz söz söylemek. Her batıl lehv dir. Lehv=Batıl. Öyle bir batıl ki ama meşgul ederek hayırdan alıkoyacak.,السمر Türkçedeki semer kelimesi değil tabii ki. Peygamberimiz (s.a.v) yatsı namazından semer i sonra yasaklamıştır. Yani sohbet meclisi kurup laklak etmek. İranlılardan geçmiş bir adettir. Geceyi eğlenceyle, kouşmayla geçirmek. أساطير ise masaldır. Şimdilerde mitoloji deniyor. Geceleri masallar anlatarak uykusuz geçirmek gibi, insanı hayırdan alıkoyan her batıl lehvdir. Lüzumsuz, gereksiz konuşmak gibi. Bu özellikle kış gecelerinde yaygındır. Geceler uzun, özellikle karın çok yağdığı yerlerde insanların hiçbir işi yoktur. Onun için oralarda gıybet, hased daha çok olur. Demek Zemahşeri nin köyündede çokça yapılıyormuş ki özellikle zikretmiş. Hurafeler ise daima insanların ilgisini çeker, o yüzden buraya eklemiş. Zemahşeri nin bu sözlerinden semer bil esatir in, hurafe anlatmanın ve lüzumsuz konuşmanın haram olduğunu anlayacaksınız. Çünkü dikkat ederseniz lehv i batıl ile tefsir ediyor. Batıl ise Hakk ın mukabilidir. Hakk olmayan birşey müslümana, mekruh falan değil, doğrudan doğruya haramdır. 1

2 وروى ابن جرير عن )عبد هللا بن مسعود( رضي هللا عنه أنه سئل عن اآلية فقال : وهللا الذى ال إله إال هو- - يكررها ثالثا إنما هو الغناء وقال الحسن البصرى : نزلت هذه اآلية في الغناء والم ازمير Taberî'nin rivayetine göre; bu âyet Abdullah b. Mes'ûd'a (r.a.) sorulmuş, o da üç kere, "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, o, şarkıdır" demiştir. Hasan Basrî de şöyle der: Bu âyet, şarkı ve çalgılar hakkında indi. Şarkının haram olduğunu söyleyenler bu ayeti delil getiriyorlar. Şarkının mahiyeti nedir? Tümü haram mıdır? Aslında Zemahşeri onun sınırlarını çizdi: kişiyi haktan alıkoyan. Yani şarkının mutlak haramlığından sözetmek mümkün değil, ancak sınırlı olarak. Tabi bu ayetin nüzuluna sebeb olan kişinin yaptığı bir iş var. Ayet aslında onu işaret ediyor. Mesela müslüman şarkı söylerse, bu ayetin hükmü altına girmez. Ayeti kendi siyakı içinde değerlendirirseniz; burada lehv i satın alan müşriktir. Müşrik ise azmak ve azdırmak için şarkı dinler. Mümin ise teskin için, kendini dinlendirmek için dinler. Ne dalal maksadı vardır, nede ıdlal maksadı vardır; ama mümin ise. İlahi ile şarkı arasında bir fark yok zaten. Musiki eşliğinde birisi Allah (c.c) der birisi Yallah der. Bir hocamızın ifadesi ile Disko müziği ile tekke musikisi aynı şeydir. Ikiside insanı coşturmayı hedefler. Dolayısıyla bu önemli bir kayıttır. Bu kaydı gözmezlikten gelerek müslümanları musikiden mahrum etmek müslümanlara zulümdür. Zemahşeri çok güzel tespit etmiş; Lehv el-hadis batıldır, haktan alıkoyar, hakkı engeller. Şarkı-türkü, masal, hurafe insanı haktan alıkoyuyorsa haramdır. Sabuni burada Zemahşeri nin kavlini naklederek kendi görüşünün o olduğunu belirtiyor. Müslümanlar da çalgı aletleri çalmayı öğrenmeli. Hasan-ı Basri, ayetin nüzul sebebinin şarkı ve türkü olduğunu söylemiyor; şarkı ve türkü okumak ayetin hükmüne girer diyor. Nüzul sebebini belirtmede kullandığı tabir bize bunu gösteriyor. نزلت kelimesi في ile kullanıldığında buradaki hadisenin, ayetin hükmüne girdiğini ifade ediyorsunuz demektir. [ ليضل عن سبيل هللا بغيرعلم ] أى ليضل الناس عن طريق الهدى ويبعدهم عن دينه القويم بغير حجة وال برهان [ ويتخدها هزوا ] أى ويتخذ آيات الكتاب المجيد سخرية واسته ازء وهذا أدخل فى القبح وأعرق في الضالل [ أولئك لهم عذاب مهين ] أى لهم عذاب شديد مع الذلة والهوان İnsanları delilsiz ve hüccetsiz hidâyet yolundan saptırmak, Allah'ın dosdoğru dininden uzaklaştırmak ve bu yüce kitabın âyetleriyle alay etmek için böyle yaparlar. Bu hareket en çirkin ve en sapık bir davranıştır. Onlar için, zillet ve horluk dolu şiddetli azap vardır. Kur'an-ı Kerim ayetlerini hafife almak olacağından, şarkılarda ayet kullanılamaz. ويتخذها هزوا ayeti şiirde, şarkıda ayet kullanımını yasaklıyor; bana göre; Sabuni ye göre değil. Şiirde kullanırken de çok dikkatli olmak lazımdır. Sizin saf niyetle yazdığınız bir şiiri insanlar eğlence amaçlı kullanabilirler. Buna sedd-i zerai kabilinden bakmak lazımdır. Eğer şiir bestelenip diskolarda insanları eğlenderebiliyorsa, son derece dikkatli olmak lazımdır. İnsan ayağı çok kolay kayar, kayınca nerede duracağını bilmez. aşağılamak fiilinden ism-i faildir. Aslında işkencenin her türlüsü aşağılamaya yöneliktir. O halde azabı neden bir,مهين de aşağılık ile sıfatladı? Kur'an-ı Kerim de azabın şedid veya elim ile nitelenmesi ahiret azabına işarettir. Çünkü dünyada en ağır azab bile geçici olduğu için insanın katlanamayacağı bir işkence olmaz. Dolayısıyla Sabuni burda şedid ile tefsir yaptığına göre, ahiret azabı olduğunu belirtmektedir. cümlesinde haber tekaddüm edilmiştir. Bunun hikmeti; cehennem dahi onların şerrinden Allah (c.c) a sığınır لهم عذاب manasına gelmesidir. Onlar cehennemden bile daha azab verici, onların varlığı bile insanlara azab verici. Cehennemin yine faydaları olabilir, fakat bunların hiç faydası yok. İkincisi أولئك ile onların her türlü haktan, doğrudan uzak olduklarını işaret eder. Bu ayetteki bu iki vurguya dikkat etmelisiniz. 2

3 24.11 Lokman 7 [ واذا تتلى عليه آياتنا ] أى واذا ق أرت عليه آيات القرآن [ ولى مستكب ار كأن لم يسمعها ] أى أعرض وأدبر متكب ار عنها كأنه لم يسمعها شأن المتكبر الذي ال يلتفت إلى الكالم ويجعل نفسه كأنها غافلة 7. Ona Kur'an'ın âyetleri okunduğunda, Kibirlenerek, onu hiç işitmemiş gibi, ondan yüzçevirip geri gider. Onun bu durumu, söze kulak vermeyen ve onu hiç işitmemiş gibi gaflet gösteren kibirli kimsenin durumu gibidir. yı müfessirler Kur'an-ı Kerim ayetleri olarak anlarlar. Halbuki Kur'an-ı Kerim eğer Kur'an-ı Kerim ayetlerini آياتنا kastediyor olsa bunu açıkça zikrederdi. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim de geçen mutlak ayatı, sadece Kur'an-ı Kerim ayetleri olarak anlamak, anlamı daraltmak olur. Belki misal olarak söylenebilir; mesela Kur'an-ı Kerim ayetleri okunduğunda diyebilirsiniz. Zira Allah (c.c) ın varlığına delalet eden ayat sayısızdır. Insanın etrafında, gerek kendi içinde gerek çevresinde gerekse hadiselerin ışığında Allah (c.c) ın varlığına ve birliğine delalet eden milyarlarca ayet vardır. Burada ولى مستكبرا olan kişi, kendisine sadece Kur'an-ı Kerim ayetleri değil, Allah (c.c) ın varlığına dair herhangi bir delil gösterildiğinde dahi istihfaf ile başını çevirip, söylenenleri hiç duymamış gibi davranır. Yani burada ayatı Allah (c.c) ın varlığına ve birliğine hernagi bir delil olarak anlamak lazımdır. Bu ayetlerin Kur'an-ı Kerim ayeti olduğuna tilavet fiili de işaret etmiyor mu? aslında تتلى kelimesinin kıraatle tefsiri de başka bir eksiklik. Çünkü tilavet mutlak takip etmek anlamındadır. Kıraat anlamıda tilavet fiilinin sahasını daraltmaktan ibarettir. Tilavet çeşitlerinden birisi de kıraattir, o manada doğru. Ama tilavetin nevilerinden sadece biridir bu. Fakat müfessirler genellikle doğrudan doğruya Kur'an-ı Kerim okuma olarak anlarlar. Halbuki umumi üzere bırakmak gerekir, daha güzeldir. Sabuni burada diğer müfessirlere tabi olmuştur. Kur'an-ı Kerim okunmasıyla ibadet yapılan bir kelamdır. Dolayısıyla manası anlaşılsın veya anlaşılmasın, mücerred okunmasıyla insanlar üzerinde etkili olan bir kitaptır. Fakat bu etki dinleyenin kabiliyetine göre arz eder. Bir mümine okunduğunda imanı artar. Kafire okunursa küfrü ziyadeleşir. İman artar mı? İman elbette artar. İman edilen şeyler artar. İmanın kendisi artmaz, iman edilen şeyler artar. Bu ayetlerin (Kur'an dışındaki ayetlerin) Allah (c.c) tan olduğuna da iman eder. İmanın sevap işleyince artması, günah işleyince azalması mümkün mudur? Sonuçta iman edilecek şeyler belli; 6 tane İmanı o 6 şey ile sınırlandıranlar, son derece fahiş bir hata yapmışlardır. Imanın asıl ögesi gaybdır. Diğerlerine iman denmez, ama mecazen iman diyoruz. Aslında imanın ögesi tektir, oda gaybdır. Fakat gaib olanların sayısı sınırsızdır. Bugün görmediğimiz binlerce galaksi var, onların varlığına inanıyormuyuz? Inanıyoruz çünkü gayb, mesela. Galaksiye iman etmek sorumluluk getirmiyor, fakat Allah (c.c) a iman getiriyor Bu konuda imanı şer i iman ve luğavi iman olarak ikiye ayırmak gerekir. Bizim Kur'an-ı Kerim de okuduğumuz ve anlamamız gereken şer i imandır. Değilse iman mutlak olarak bir gayba yapılır, ve gayb sayısızdır. Mesela gelecek bir gaybdır, geleceğe iman ederiz. Bu gelecekten birisi ahirettir, birisi tamamı değil. O halde iman deyince kastettiğimiz şer i imandır. [ كأن فى أذنيه وق ار ] أى كأن في أذنيه ثقال وصمما يمنعانه عن استماع آيات هللا [ فبشره بعذاب أليم ] أى أنذره يا محمد بعذاب مؤلم مفرط في الشدة واإليالم Sanki iki kulağında, Allah'ın âyetlerini işitmeye engel olan sağırlık ve ağırlık vardır. Ey Muhammed! Onu son derece elem verici ve şiddetli bir azapla müjdele. Burada da kulaklardan bahsedilmiş. Bu ayetlerin Kur'an-ı Kerim ayetlerin olduğuna işaret etmez mi? Yok, mesela gök gürültüsü de bir ayet. Allah (c.c) a delalet eden bir ayeti ona anlatmam, duymayı gerektirir. Burada son derece şiddetli bir azaptan bahsedilmesi, cehenneme işarettir. Bu azab ancak cehennem olabilir. Daha önce söylediğimiz üzere, elim, azim gibi sıfatı müşebbehe formunda sıfatlarla sıfatlanan azab, cehennem azabıdır. Fakat cehennem azabını, sadece ahiretteki cehennem ile sınırlandırmak ta yanlış. Çünkü insan dünyada cehennemi yaşayabilir. Bu cehennem yaratılmıştır, ve hala vardır anlamına gelir. Dünyada da vardır, ahirette de olacaktır anlamındadır. Ama müfessirler genellikle ahiretteki cehennemi kastederler. Yani Azab-ün elim demek, azab-ü cehennem demektir; 3

4 dediklerinde, ahiret cehennemini kastederler. Dünya cehennemi derken dünyevi sıkıntılar mı hocam? Mesela benim yaşadığım hayat, 24 senedir cehennemde yaşıyorum. ووضع البشارة مكان اإلنذار للتهكهم والسخرية Burada "uyarma" yerin de "müjde" kullanılması, alay ve eğlence ifade eder. Tabi sadece alay etme manası yok, bir vaka tespiti var. Burada Allah (c.c) ın ayetlerinden etkilenmeyen ve yüzçeviren kişinin, kendisini azab-ı elim e itecek bu davranışa, adeta müjdelenmiş birşeye koşar gibi koştuğunu tespit ediyor ayet. Yani bu inkar davranışının kendisi için bir mükafaat ve menfaat olduğuna inanarak yapıyor. Bu yüzden sanki müjdelenmiş birşeye koşuyor gibi yapıyor. Dolayısıyla burada inzar yerine bişar kullanılması, alay manası haricinde, bir durum tespitini de içinde bulunduruyor. Aynı zamanda bu ve benzeri kimseler, Allah (c.c) ın ayetlerinden yüz çeririrken son derece memundurlar, çünkü iyi birşey yaptıklarına inanıyorlar. Aynı zamanda bişara fiili kullanılarak, inzar da mübalağa yapılmış oluyor. Yani Onları azapla uyar demektense Onları azapla müjdele demek daha güçlü bir inzar demektir. قال في البحر : تضمنت هذه اآلية ذم المشتري من وجوه : اإلع ارض عن الحكمة ثم اإلستكبار عن الحق ثم عدم االلتفات إلى سماع اآليات ثم اإليغال في اإلع ارض مشبها حال من لم يسمعها لكونه ال يلقي لها باال وال يلتفت إليها ثم التهكم به بالبشارة بأشد العذاب Ebu Hayyân şöyle der: Bu âyet, "boş laf" satın alanı birkaç yönden kınamayı kapsar: Hikmetten yüzçevirmek, (vella kelimesi) hakka karşı kibirli davranmak, (müstekbiran) âyetleri dinlememek, (ke en lem yesma ha) aşırı bir şekilde yüzçevirmek, bu işe dalmak. Ayet, bu kimsenin durumunu işitmeyen kimsenin durumuna benzetmektedir. Zira o şahıs âyetlere ne kulak vermekte ne de iltifat etmektedir. (Bu da bir mübalağadır) (Sonuncu olarak) Ayrıca bu âyet, en şiddetli azabı müjdelemek suretiyle onunla alay etmeyi de kapsamaktadır (Bişarat). Bahru l-muhit, Ebu Hayyan ın. İki tane Ebu Hayyan var; biri müfessir, diğeri mütekellim. Mütekellim olana Ebu Hayyan Et-Tevhidi deniyor. Müfessir olana da Ebu Hayyan El-Müfessir diyorlar. 4

5 :ولما ذكر ما وعد به الكفار من العذاب األليم ذكر ما وعد به المؤمنين من جنات النعيم فقال سبحانه 8.] إن الذين أمنوا وعملوا الصالحات ] أى جمعوا بين اإليمان والعمل الصالح وبين حسن النية واخالص العمل [ لهم جنات النعيم ] أى لهم على إيمانهم واستقامتهم على شريعة هللا جنات الخلد يتنعمون فيها بأنواع المالذ من المآكل والمشارب والمالبس والحور العين وسائر ما أكرمهم هللا به من الفضل واإلنعام مما ال عين أرت وال أذن سمعت وال خطر على قلب بشر 9.] خالدين فيها ] أى دائمين في تلك الجنات ال يخرجون منها أبدا وال يبغون عنها حوال [ وعد هللا حقا ] أى وعدا من هللا قاطعا كائنا ال محالة ال خوف فيه ألن هللا ال يخلف الميعاد [ وهو العزيز الحكيم ] أى هو تعالى العزيز الذي ال يغلبه شيء ليمنعه عن إنجاز وعده الحكيم الذي ال يفعل إال ما تقتضيه الحكمة والمصلحة Yüce Allah, kâfirleri tehdit ettiği elem verici azabı anlattıktan sonra, mü'minlere va'dettiği naîm cennetlerini anlatarak şöyle buyurdu: 8. İmanla güzel ameli ve iyi niyetle ihlaslı ameli birleştirenler var ya, işte, imanlarında ve Allah'ın dininde dosdoğru gitmelerinden dolayı onlar için ebedîlik cennetleri vardır. Orada yiyecek, içecek, giyecek, kadın, hûrî ve Allah'ın lütuf ve ihsanından vereceği, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın aklından geçmeyen diğer şeyler gibi çeşitli lezzet veren şeylerden yararlanacaklardır. 9. O cennetlerde ebedî kalacaklar, oradan asla çıkmayacaklar ve ayrılmak istemeyecekler. Bu, Allah'ın kesin bir vaadidir. Mutlaka yerine getirilecek. Bundan dönülmez. Çünkü Allah verdiği sözden dönmez. Yüce Allah güçlüdür; sözünü yerine getirmesine engel olmak için hiçbir şey O'na galip gelemez. Hikmet sahibidir; hikmet ve maslahatın gerektirdiğinden başkasını yapmaz. Aziz in 2 manası öne çıkar; Biri Güçlü, öyle güçlü ki hiçbirşey onun gücünü kıramaz. Sabuni ve diğer müfessirler, Aziz in bu manasına vurgu yaparlar. Aziz demek güçlü demektir, sıfatı müşebbehe formunda geldiği için en güçlü demektir. İkincisi Nadir olmak manasından ender, yegane manasındadır. Yani bu verdiği sözleri gerçekleştirecek tek varlık odur manasındadır. Aziz i böyle anlamak lazımdır. Hakim in bir manası hikmetli iş yapandır. Ama Hakim in ikinci bir manası var ki, bana göre o çok daha önemli; en doğru hükmü verendir. Bu mana hikmetli iş yapan manasından daha önemli. Cehennemlikleri cehenneme, cennetlikleri cennete koyma hükmünü ancak o verir. Ve bunu yapabilecek olan yegane varlık odur. Aziz ve Hakim in öne çıkarılması gereken manası budur Lokman 10 ثم نبه تعالى إلى دالئل قدرته وآثار عظمته وجالله إلقامة الب ارهين على وحدانيته فقال سبحانه [ خلق السموات بغير عمد Müfessirler تميد لئال تميد yi أن şeklinde okurlar, ve tefsir ederler. 5 ترونها ] أى خلق السموات في سعتها وعظمتها فى إحكامها بدون دعائم ترتكز عليها حال كونكم تشاهدونها كذلك واقفة من غير أن تستند على شيء وال تمسكها إال قدرة هللا العلي الكبير [ وألقى في األرض رواسى أن تميد بكم ] أى جعل فيها جباال ثوابت لئال تتحرك وتضطرب بكم فتهلككم بأن تقلبكم عن ظهرها أو تهدم بيوتكم بتزلزلها Bundan sonra Yüce Allah, birliğini gösteren delilleri getirmek için, kudretinin delillerine ve büyüklüğünün eserlerine dikkat çekerek şöyle buyurdu: 10. Geniş, büyük ve sağlam gökleri, dayandığı direkler olmadan yarattı. Siz onların hiçbir şeye dayanmadan durduğunu görüyorsunuz. Onları, Yüce ve Ulu Allah'ın gücünden başkası tutmuyor. Allah yeryüzünde sabit dağlar yarattı ki, hareket edip de sizi sallamasın sizi alt üst edip yok etmesin veya sallanarak evlerinizi yıkmasın.

6 Ayrıca dikkat ediniz, ألقى fiiline yaratma manası verdi. Çünkü Allah (c.c) ın her fiili yaratmadır, öyle mi? Hayır; Allah (c.c) gördüğünde, görmeyi yaratıyor mu? Bize göre hayır. Fakat siz bu ayet için yaratmadır diye kabul edin. Mutezile ile Ehl-i Sünnet arasında bu konuda ciddi görüş ayrılığı vardır. Mutezile ye göre; insan nasıl kendi fiilinin yaratıcısı olduğu gibi, Allah (c.c) da kendi fiilinin yaratıcısıdır. Bunu, taaddüd-i kudema yı önlemek ve Allah (c.c) ı tenzih etmek gibi bir niyetle söylerler. Onun için Kur'an-ı Kerim e mahluktur diyorlar. Aslen, Allah (c.c) ın zatı ile ilgili fiiller, kainatla ilgili fiiller olarak birbirinden ayırmak gerekir. Ehl-i sünnet, Allah (c.c) ın zatı ile alakalı fiillerde yaratma kullanmaz, mutezile kullanır. Burada Sabuni, ehl-i sünnete bağlılığını, ألقى fiilini yaratma olarak tefsir ederek gösteriyor. Yaratılmış birşey hâdis olmuyor mu? O zaman mutezile Allah (c.c) ın sıfatlarının hâdis olduğunu mu söylüyor? Evet, yani sıfatların kıdemi yoktur, kadim olsalar o zaman kıdemler taaddüd etmiş olur, halbuki tek kadim Allah (c.c) tır, derler. Onlar Allah (c.c) ı tenzihte çok ileri gidiyorlar, ve Allah (c.c) ile sıfatlar arasını ayırıyorlar. Yani hareket noktaları doğru, ama vardıkları sonuç yanlış. Taaddüd-i kudema islam düşünce yapısında ne gibi problemler doğuruyor? aslında fikriyat haricinde herhangi bir problem yok. Yani Allah (c.c) ın varlıkları kadim olsa ne olur, olmasa ne olur. Allah (c.c) her halükarda Allah (c.c) tır. قال اإلمام الفخر : واعلم أن األرض ثباتها بسبب ثقلها واال كانت تزول عن موضعها بسبب المياه والرياح ولو خلقها تعالى مثل الرمل لما كانت تثبت للز ارعة كما نرى األ ارضى الرملية ينتقل الرمل الذي فيها من موضع إلى موضع فهذه هي حكمة إرسائها بالجبال فسبحان الكبير المتعال Fahreddin er-râzî şöyle der: Bilesin ki, yer yüzünün sabit durması, ağırlığından dolayıdır. Böyle olmasa, sular ve rüzgârlar sebebiyle yerinden kayardı. Eğer Allah yeryüzünü kum gibi yaratsaydı, ziraata elverişli, sabit bir halde kalamazdı. Nitekim kumlu arazide kumların, bir yerden başka bir yere gittiğini görmekteyiz. İşte yeryüzünün dağlarla sabit kılınmasının hikmeti budur. Yüce Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Razi Türk mü? Fars mı? Rey şehrinde yaşamış. Rey şehri Horasan da, yani bugün ün İran ı. Fakat o zaman İran yok, Horasan ise Maveraü n-nehr yakınında. Rey şehri de Türkler in olduğu bir yer. Dolayısıyla Razi nin türk olduğunu söyleyenler haklı olabilirler. Arapça da Rey den olanlara Rayyi yerine Razi derler. Yani Razi, Rey şehrinden demektir. Razi ye o kadar kitap nispet edilimiş ki, bir kimsenin tüm kitapları yazması mümkün değildir denmiştir. Fil hakika, eskiden hocalar kitap yazmazlar, öğrenciler hocanın derslerini yazarlardı. [ وبث فيها من كل دابة ] أي ونشر وفرق في أرجاء األرض من كل أنواع يعلم عدد أشكالها وألوانها إال الذي خلقها الحيوانات والدواب " من مأكول ومركوب مما ال Allah yeryüzünün her tarafına, her türlü eti yenilen ve binilen hayvan ve canlıları yaydı, dağıttı. Bunlar, renklerinin ve şekillerinin sayısını onları yaratandan başkasının bilemeyeceği varlıklardır. İnsan her yerde insandır. Tüm insanların bilgileri Allah (c.c) a dayanır. Mısır da piramit yapan insan ile Amerika da piramit yapan insan aynıdır. Allah (c.c) ın verdiği ilimin mahiyeti nedir? Bilmem, üzerinde düşünün. Ben, insanların en bilgilisinin Hz.Adem olduğuna inanırım. Çünkü ona öğreten bizzat Allah (c.c) tır. Diğerleri, mesela Peygamberimiz (s.a.v) vahyen almıştır. Biri vahiy, diğeri talim. Vahiy talim ve öğretmek değildir, seslenmektir. [ وأنزلنا من السماء ماء ] أى وآنزلنا لحفظكم وحفظ دوابكم المطر من السحاب [ فأنبتنا فيها من كل زوج ] أى فأنبتنا في األرض من كل نوع من النبات ومن كل صنف من األغذية واألدوية [ كريم ] أى كثير المنافع بديع الخلق والتكوين Sizi ve hayvanlarınızı korumak için bulutlardan -yağmur indirdik. Böylece yeryüzünde her türlü bitki ve her çeşit gıda ve ihtiyaç maddeleri bitirdik. Âyetteki kerim, çok faydalı ve yaratılış ve oluşumu güzel manasınadır. Buraya kadar fiiller hep 3. şahıs, yarattı, yaydı, koydu şeklindeydi fakat bir anda أنزلنا diye 1.şahış çoğul a geçti. Buna iltifat sanatı diyoruz, daha önce geçmişti. Gökyüzünden su indirdik ayetini hep yağmur olarak tefsir etmişlerdir. Fakat yerin altında depolanan, denizlerde toplanan suyun kaynağı yeryüzünde değildir. Allah (c.c) yarattığında yeryüzünde su yoktur. Dünyaya sonradan gelmiştir, indirilmiştir. Ilk dünya yaratıldığında insana uygun değildi. Allah (c.c) daha sonra değişiklikler yaptı. Ve insanın yaşamasına uygun hale getirdi. Ayetleri sırayla okursanız, yeryüzünün ilk zamanlarda yaşamaya uygun olmadığını anlarsınız. Dolayısıyla 6

7 suyun indirilmesini yağmur olarak düşünmek, eksik bir düşünce olur. Allah (c.c) kendi katından su indirdi, verdi. Yoksa Allah (c.c) bilmiyor mu bulut demesini? Müfessirler diyor ki sema kelimesi bulut için mecaz-ı mürsel olarak kullanılmıştır. Yani Allah (c.c), bulutu kastederek, sema dedi; veya zikrü el-mehal, iradetü el-hâl alakası ile sema, mecaz-ı mürseldir. Bitki den kasıt, herşeydir. İnsanların çocukları da bitkidir. Çünkü onlar da çift. Kur'an-ı Kerim de inbat manasında insan içinde kullanılıyor. Hz.Meryem hakkında kullanılıyor. Demek zevc kerim e insanlar, hayvanlar, bitkiler dahildir. Zevc lerin kerim olarak nitelenmesi, insanın bitkilerin soylarıyla oynamasını yasaklıyor. Şerefli, asil çiftlerin kendi çiftini devam ettirmesini bozmayın; siz müdahale ederseniz kerim olmaktan çıkar diyor. Mesela bitkilerin DNA sı değiştiriliyor, veya başka şekilde çiftleştiriliyorlar. Tabi buna aşılamak dahil değil. Değiştirmek ayrı. Mesela çekirdeksiz meyveler. Kerim, faydası ve menfaati çok değil; asaletli, asil, şerefli demektir. Sabuni ile anlaşamıyoruz burada. [ هذا خلق هللا ] أى هذا الذي تشاهدونه وتعاينونه أيها المشركون هو من مخلوقات هللا فأنظروا في السم ارت واألرض واإلنسان والنبات والحيوان وسائر ما خلق هللا ثم تفكروا في آثار قدرته وبديع صنعته ثم أخبروني [ فأروني ماذا خلق الذين من دونه ] أى أي شيء خلقته آلهتكم التي عبدتموها من دون هللا من األوثان واألصنام وهو Müfessirlere göre okunuşu halkullah, yani masdar bi mana meful. Bunlar Allah (c.c) ın yarattıklarıdır. Ben bu manaya katılmıyorum. Bence doğrudan doğruya masdar olarak almak lazım; yani bu, Allah (c.c) ın yaratmasıdır, Allah (c.c) ın yaratması işte budur! manasındadır. Sondaki soru, aslında cevabı olmayan bir sorudur; muhatabı cevaptan aciz bırakacak bir sorudur. Aslında Allah (c.c) buna cevap falan istemiyor; zaten muhataplarında verecek cevapları bulunmuyor. ثم أضرب عن تبكيتهم إلى التسجيل عليهم بالضالل الواضح فقال سبحانه [ بل الظالمون في ضالل مبين ] أى بل المشركون في خس ارن ظاهر وضالل واضح ما بعده ضالل ألنهم وضعوا العبادة في غير موضعها وعبدوا ما ال يسمع وال يبصر وال ينفع وال يضر سؤال على جهة التهكم والسخرية بهم وبآلهتهم المزعومة 11. Ey Müşrikler! Sizin gördüğünüz bu şeyler, Allah'ın ya-rattıklarındandır. Göklere, yere, insanlara, bitkilere, hayvanlara ve Allah'ın diğer yarattıklarına bakın da, O'nun kudretinin alâmetlerini, eşsiz sanatını düşünün ve bana söyleyin, Allah'ı bırakarak tapmış olduğunuz ilâhlar, putlar ne yarattı? Hadi bana gösterin! Bu, onlarla ve iddia ettikleri ilanlarıyla alay yollu bir sorudur. فهم أضل من الحيوان األعجم ألن من عبد صنما جامدا وترك خالقا عظيما مدب ار يكون أحط شأنا من الحيوان. Sonra Yüce Allah, onları susturmayı bırakıp, apaçık sapıklık içinde olduklarını tescil etmeye yönelerek şöyle buyurdu: Bilakis müşrikler, apaçık bir zarar ve en derin bir sapıklık içindedirler. Çünkü onlar, tapılmayacak şeylere taptılar ve işitmeyen, görmeyen, fayda veya zarar veremeyen şeylere ibadet ettiler. Onlar yabanî hayvandan daha sapıktır. Çünkü cansız puta tapan ve kâinatı yöneten Yüce Yaratıcıyı bırakan kimse, hayvandan daha aşağı olur. Allah (c.c) ın varlığına bunca delil varken, bunu inkar edenler hem zahiren hem de batınen küfür ve delalet içindedirler, ve ancak hayvandan aşağı olabilirler Lokman البالغة : تضمنت اآليات الكريمة وجوها من البالغة والبديع نوجزها فيما يلي : - 1 وضع المصدر للمبالغة [ هدى ورحمة للمحسنين ]. Edebî Sanatlar Bu mübarek âyetler birçok edebî sanatı kapsamaktadır. Bunları aşağıda özetliyoruz: 1. Güzel davrananlar için bir hidâyet ve bir rahmet... âyetinde mastar, mübalağa için kullanılmıştır. 7

8 Hüda kelimesi masdardır. Fakat burada kullanıldığı mana hâdi dir. Yani ismi fail. Ismi fail yerine masdar kullanılmış ki, sıfat yerine masdarın kullanılması bir mübalağa sanatıdır. Gerek isme gerek sıfata delalette masdar; sıfattan, ismi failden, ismi mefulden daha güçlüdür. Onun için bu ayette mübalağa yapılmıştır. Burada mübalağa, hidayetin kendisindede olabilir, hidayete erenlerin miktarında da olabilir; 2 yönde bir mübalağa söz konusu. Bu Kur'an-ı Kerim çok sayıda kişiyi hidayete erdirir; birde okadar güçlü bir hâdidir ki, onun hidayete erdiremediğini başka kimse erdiremez demektir. - 2 اإلشارة بالبعيد [ تلك آيات ] عن القريب [ هذه ] لبيان علو الرتبة ورفعة القدر والشأن. 2. "Onlar âyetlerdir" cümlesinde, uzak için kullanılan işaret ismi, yakın için olan yerinde kullanılmıştır. Bu, âyetlerin mertebesinin yüceliğini, kadir ve sânının yüksekliğini ifade eder. Aslında bu ayetler insanlara çok yakındır, uzaklarında değildir. Ama buna rağmen تلك kullanılmasının sebebi, ayetlerin kadru kıymetinin yüksekliğini beyan etmek içindir. اإلطناب بتكرار الضمير واسم اإلشارة [ وهم باآلخرة هم يوقنون أولئك على هدى من ربهم وأولئك هم ] لزيادة الثناء عليهم والتكريم لهم كما أن الجملة تفيد الحصر أى هم المفلحون ال غيرهم. 3. "Onlar, âhirete de kesin olarak iman edenlerin ta kendileridir. İşte onlar, Rableri tarafından gösterilmiş doğru yol üzerinediıier. Onlar, kurtuluşa erenlerdir" âyetlerinde, zamirin ve işaret isminin tekrarlanmasıyle itnâb yapılmıştır. Bu, onlara çok değer verildiğini ve onların çokça övüldüğünü ifade eder. Bu cümle, aynı zamanda hasr ifade eder. Yani, kurtuluşa erenler, başkaları değil, onlardır. Ayette هم ve وأولئك çokça tekrarlanmış. Bunların ayete getirdiği ilave bir mana vardır. Burada bahsedilen kimselere övgüde bir mübalağa vardır. Biz buna icaz ın karşılığı olarak ıtnâb deriz. İcaz kısaltmak iken, ıtnab uzatmaktır. Bu uzatmalar, adı geçenlerin yüceliğinin, değerlerinin yüksekliğinin belirtilmesi içindir. Ayrıca bu tekrarlar birde tahsis veya hasr ifade eder ki, sadece onlar hidayete erenlerdir manası taşımaktadır. االستعارة التصريحية [ ومن الناس من يشتري لهو الحديث ] شبه حالهم بحال من يشتري سلعة وهو خاسر فيها واستعار لفظ يشتري لمعنى يستبدل بطريق )االستعارة التصريحية(. 4. "İnsanlardan öylesi var ki, boş lafı satın alır" cümlesinde, istiâre-i tasrîhiyye vardır. Bunu yapanların durumu, mal satın alıp zarar eden kimsenin durumuna benzetilmiş ve "satın alır" lafzı istiâre-i tasrîhiyye yoluyla, "değiştirir" mânâsında müsteâr olarak kullanılmıştır. Bu ayette aslında bir satın alma yok, tebdil vardır. Allah (c.c) ın kelamı yerine boş sözler konuşmuş. Kur'an-ı Kerim dinlenmesine mani olmak, ticaret olarak ifade edilmiş, biz buna istiare-i tasrihiyye diyoruz. Aslında bir durum, bir vaziyet, başka bir vaiyete benzetilmiş. Yani istiare-i temsiliyye demek daha doğru olurdu. Ama alakası benzetme olduğu için mecazın çeşitlerinden olarak istiare seçmiş müfessir. Fakat hatırladığım kadarıyla mecazın fiilde yapılması halinde, alaka ne olursa olsun, ona istiare demezler; mecaz-ı akli derler. Çünkü bir fiilin başka bir fiil yerine kullanılması aklen bulunacak bir kullanımdır. Dolayısıyla burda eğer bir halin; ticaret yapan ve kaybeden kimsenin hali, şarkı dinleyip Kur'an-ı Kerim dinlemeyen kimsenin hali gibidir- manasını alırsa, istiareyi temsiliyye var. Ama yok, satın almak fiili, mecazen değiştirmek manasına kullanıldı diyorsanız mecaz-ı akli vardır. Doğrusu budur. Müfessir burayı karıştırmış. - 5 التشبيه المرسل المجمل [ كأن في أذنيه وقرا ] ذكرت أداة التشبيه وحذف وجه الشبه فهو تشبيه )مرسل مجمل ). 5. "Sanki kulaklarında ağırlık vardır" cümlesinde mürsel mücmel teşbih vardır. Teşbih edatı söylenmiş, vech-i şebeh söylenmemiştir. Böylece mürsel mücmel bir teşbih olmuştur. Burda كأن teşbih edatı getirilmiş, ama bu Kur'an-ı Kerim dinlemeyen ve geri dönüp giden kişinin bu hali, sağı bir kimseye benzetilmiş. Burada teşbih edatı mevcut olduğuna göre istiareden bahsetmiyoruz; teşbih ten bahsediyoruz. Peki hangi yönden benzetilmiş? bilinmiyor. O zaman bu mücmel teşbihtir. Bunu biz bulmaya çalışalım dersek; mesela sesler nasıl sesler sağırlara fayda vermiyorsa, bu kimselere Kur'an-ı Kerim okumak da fayda vermiyor benzetmesi olabilir. التهكم [ فبشره بعذاب أليم ] ألن البشارة إنما تكون في الخير واستعمالها في الشر سخرية وتهكم. Kötü birşey ile insan müjdelenmez ki? O halde tebşir kullanılmasının özel bir manası olmalı. Bu sanata uslubu ttehekküm diyoruz. Tebşir kullanılarak muhatap ile alay edilmiş oluyor. 8-6 أسلوب 6. "Onu, elem verici bir azapla müjdele" cümlesinde alay üslûbu vardır. Çünkü müjde, sadece hayırda olur. Müjdenin şerde kullanılması alay ve istihza ifade eder

9 االلتفات من الغيبة إلى التكلم [ وأنزلنا من السماء ] بعد قوله : [ خلق وألفى وبث ] وكلها بضمير الغائب ثم التفت فقال : [ وأنزلنا ] تعظيما لشأن الرحمن وتوفية لمقام االمتنان وهذا من المحسنات البديعية. 7. "yarattı, attı ve yaydı" şeklinde III. şahıs kipi fiillerden sonra, Gökten indirdik, şeklinde I. çoğul kipinin kullanılarak III. şahıstan I. şahsa dönüş (iltifat) yapılmıştır. Bu, Allah'ın şanını yüceltmeyi ve nimet elde etme makamının hakkını tam vermeyi ifade eder. Bu da edebî sanatlardandır. Bu değişikliğe belağatte iltifat derler. 3. şahıstan 1.şahısa geçmiş. Bu iltifatın kullanılmasının sebebi, Allah (c.c) ın şanını yüceltmek, Rahmanın şanını yüceltmek. Buna muhassinat bedi iyye denir; yani gerek ifadeyi, gerek lafzı güzelleştiren sanatlardandır. Zaten belağatte sanatları 3 kategoride inceleyeceksiniz; Beyan sanatları, Meani sanatları, Bedi sanatları. İltifat sanatına aslında hem Meani hemde Bedi çeşitlerine katabilirsiniz. Ama müfessir Bedi sanatlardan saydı. - 8 إطالق المصدر على اسم المفعول مبالغة [ هذا خلق هللا ] أى مخلوقه. 8. "Bu, Allah'ın yarattığıdır" cümlesinde, mübalağa ifade etmek için, ism-i mef ûl yerine mastar kullanılmıştır. Bunu daha önce söylemiştik, ayetin tefsirinde. Bunlar Allah (c.c) ın yaratmasıdır, diğerleri ne yaratmış? Yaratma diye birşey mi var öbürlerinde? Yaratma kudreti mi var? Müfessir burada ismi meful yerine masdar kullanılmıştır diyor, bu tefsirin yarısıdır. Masdar, mecaz olmadan kendi halinde masdar olarak kullanıldı yorumu da güzeldir. - 9 االستفهام للتوبيخ والتبكيت [ ماذا خلق الذين من دونه ] 9. "Allah'ın dışındakiler ne yarattı?" sorusu, kınama ve susturma ifade eder. Bu sorunun cevabı aranmıyor, istifham mecaz manada kullanılıyor وضع الظاهر موضع الضمير لزيادة التوبيخ وللتسجيل عليهم بغاية الظلم والجهل [ بل الظالمون في ضالل مبين ] وكان األصل أن يقال : بل هم في ضالل مبين. 10. Bilakis o zalimler, apaçık bir sapıklık içindedir" cümlesinde, daha fazla kınamak ve onların son derece zâlim ve câhil kişiler olduğunu tescil etmek için, zamir yerine açık isim kullanılmıştır. Bu mânâlar kastedilmeseydi: Bilâkis onlar, apaçık sapıklık içindedir" denilirdi. Burada hüm diyebilirdi. Ama Allah (c.c) zamir yerine zahir isim kullandı. Zamir yerine açık ismi koymak bir sanattır. Böylece onları suçlamada mübalağa ediyor. Çünkü burada, ayetin akışına göre bakarsanız, zamir ile söylemek gerekirdi مراعاة الفواصل في الحرف األخير مثل [ عذاب أليم جنات النعيم زوج كريم الكتاب الحكيم ] ويسمى هذا النوع في علم البديع " سجعا " وأفضله ما تساوت فقره وكان سليما من التكلف خاليا من التكرار وهو كثير فى القرآن الكريم في نهاية اآليات الكريمة. 11. gibi âyet sonlarında, fasılalara riâyet edilmiştir. Edebiyatta bu sanat türüne seci' denilir, Seci'nin en üstünü, fıkraların (birden çok harfin) birbirine eşit, tekellüf ve tekrardan uzak olmasıdır. Bu, Kur'an-ı Kerim âyetlerinin sonlarında çok bulunur. Ayet sonlarının birbirine benzemesi sanattır. Nesir de buna seci, nazımda kafiye denir. Burada buna benzer bir durum var. Bu bir nevi seci dir. Fakat buna seci denmez, fasılaların birbirine benzemesi denir. Burda da 2 harf benzemesi var, tek harften daha güzeldir. Ama zorlamadan uzak olması lazım. فائدة : وصف الكتاب بالحكمة في هذه السورة [ الكتاب الحكيم ] مناسب لجو السورة الكريمة ألن موضوع )الحكمة( قد تكرر فيها [ ولقد آتينا لقمان الحكمة ] فناسب أن يختار هذا الوصف من أوصاف الكتاب المجيد على طريقة القرآن فى التنسيق بين األلفاظ والمواضيع. Faydalı Bilgiler Bu sûrede, Kitab'ın, Hikmetli kitâb denilerek, hikmet vasfıyla nitelenmesi, bu mübarek sûrenin atmosferine uygundur. Çünkü hikmet konusu, sûrede tekrarlanmıştır: "Biz Lukmân'a hikmet verdik" buyurulmuş, dolayısıyle, Kur'an'ın, lafızlarla konular arasında uygunluk sağlama üslûbuna göre, bu yüce kitabın sıfatları arasından "hikmet" vasfının seçilmesi uygun düşmüştür. Tamam, burada kalalım. 11 ayet Sabuni nin tefsir medtodunu anlamanıza yeterlidir. Nasıl tefsir ediyor? Önce her sureye bir giriş, mukaddime yapmış, ve suredeki konuları özetlemiş. Sonra ayetleri grup grup ayırmış. Herbir gruba, 9-7

10 kelimeleri vererek başlamış, garip kelimeleri izah etmiş. Varsa nüzul sebebini vermiş. Sonra kelime kilme izah etmiş. Bu izahlarda alakalı ayetler, hadis, sahabe-i kiram kavli varsa zikretmiş, diğer tefsirlerden tercşh ettiği bilgileri aktarmış. Sonra ayetlerdeki belağata işaret etmiş. Son olarak ayetteki nükteyi vermiş. Bu kadar. Dikkat ederseni kıraat farklılıklarına hiç girmez. Ya bilmediğinden, ya da kullanmadığından. Sabuni nin metodu bu. Bundan sonra, mushaftaki sıraya göre sizden birisi tefsir etsin Bakara Şimdi anlatacağımız kıssa, son ilahi kitabın en büyük suresine adını vermiş olan kıssadır. Razi nin tefsirinde ve diğer tefsirlerde rivayet edildiğine göre, İsrailoğulları zamanında zengin bir adam var. Bu adamın bir oğlu ve yeğenleri var. Bunlar mirasa konman istiyorlar ve yeğeni(?) öldürüyorlar. Sonra da, sanki başkası öldürmüş gibi, başına üşüşüyorlar. Olay gittikçe büyüyor, birbirlerine suç atıyorlar vs. ve Hz.Musa ya gidiyorlar. O zaman istiyorlar ki Rabbimiz bu meseleyi bize açıklasın. Ayette acip bir durum var; cevap, sorudan önce verilmiş. Yani önce İneği öldürme meselesi olacak, daha sonra neden öldürülceğini açıklıyor. Elmalılı ya göre böyle olmasının sebebi, olayı sınırlamamaktır. Önce soru sonra cevap verilse tek bir olaya sınırlanmış olur. Ama bu ineğin kesilmesi meselesi, pek çok hikmetler içerdiğinden ilk bölüm sona alınmıştır. İsrailoğullarında zaten ineğe tapma gibi bir inanç mevcut. Mısır toplumu, tarihi tespite göre bunlar putperest. En büyük ilahlarını temsil eden apis öküzü dür. Mısır toplumunun bu inancından beni israil etkilenmiş. Mesela Hz.Musa Tur-i Sina ya çıktığında Samiri altın bir buzağı yapıyor. Burdan anlaşıldığı üzere, Allah (c.c) beni israile bir ineği kestirerek şirk inancını yok etmek, tevhid inancını ikame etmek. Kesmemekte direnişleri de, tevhid inancına olan direnişleridir. ب اهل أ ن أ كون م ه إ ن هللا ي أ م ر ك م أ ن ت ذ ب ح وا ب ق ر ة ق ال وا أ ت ت خ ذ ن ا ه ز و ا ق ال أ ع وذ م ن ال ج اه ل ين ]س ور ة الب ق ر ة : 67/2 ] ل ق و }و ا ذ ق ال م وس ى Musa, kavmine: Allah bir sığır kesmenizi emrediyor, demişti de: Bizimle alay mı ediyorsun? demişlerdi. O da: Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım, demişti. Daha önce bahsettiğimiz sebebten dolayı Allah (c.c) onlara inek kesmelerini emrediyor. Beni israil diyor ki sen bizi dalgaya mı alıyorsun? Bunun sebebi, öncelikle o toplumsal anlayışta inek kesmek çok büüyk bir olay, sen nasıl böyle bir şey emredersin manasında. Birde, biz senden katili söylemeni istedik, senin söylediğin şeye bak manası vardır. Beni israilin nübivvet makamı karşısındaki tutumu böyle saygısız.daha asıl olayı bilmiyoruz, çünkü sonra anlatacak. Bedrettin hoca; Daha doğrusu inek kesmenin sebebini daha sonra beyan edecek. Hz.Musa ise, benim bulunduğum nübüvvet makamıdır, bu makamda alay olmaz diyor. }ق ال وا اد ع ل ن ا ر ب ك ي ب ي ن ه ي ل ن ا م ا ق ال إ ن ه ي ق ول إ ن ه ا ب ق ر ة ال ف ار ض و ال ب ك ر ع و ان ب ي ن ذ ل ك ف اف ع ل وا م ا ت ؤ م ر ون ]س ور ة الب ق ر ة : 68/2 ] "Bizim adımıza Rabbine dua et, bize onun ne olduğunu açıklasın" dediler. Musa: Allah diyor ki: "O, ne yaşlı ne de körpe; ikisi arasında bir inek." Size emredileni hemen yapın, dedi. Şimdi onlar işi yokuşa sürmeye başlıyorlar. Bu süreç bir bakıma tevhide karşı direniş sürecidir. Mutasavvıflar tarafından mesela inek, aslında bizim Allah (c.c) a yönelişimizdeki engeller manasında alınmıştır; kimisi için para, kimisi için mal, evlad-ü iyal vs. bunlar tevhide engel manasındadır. O bağları kesip Allah (c.c) a kurban ettiğimiz zaman, maneviyat olarak bölünmüş hislerimize vurduğumuz zaman canlanacak, hislerimiz dirilip konuşan adam gibi hakikati bize söyleyecektir diye ifadeler var. Bunlar biraz tasavvufi bir takım görüşler. Avam tarafından çoğu kere yanlış anlaşılan görüşler. Onun için Sufiler bu görüşlerini saklarlar, kendilerinden olmayanlara söylemezler. Kendilerinden olursan o zaman söylerler bunları. Yani nefsi öldürme Sufi ve öldürme kelimesini aynı cümle içerisinde kullanmak bile yanlıştır. Sufi yaşatmak için vardır. Avamdan birinin öldürme ile Sufi yi birlikte düşünmesi mümkün değil, onun için halka anlatırken dikkatli olmak gerekir. Anlatırsanız fitneye sebeb olursunuz. İneğin özellikleri; kart ve kocamış olmayacak; çok tezede olmayacak- bu ikisi arası dinç bir inek olacak. Yapmanız gerekeni yapın cümlesi, tıpkı daha önceki gibi bir emir, fakat beni israil yine değişmiyor. 10

11 Beni İsrail neden nasıl bir inek, nitelikleri nedir demiyorlar? Bildikleri inek onlara bir anlam ifade etmiyor. İnek öldürerek nasıl katili öğreneceklerini kafaları almıyor. Yani içinde bulundukları müşrik toplumdan etkilenmişler; inek bir tanrıdır nasıl keseriz, ne işe yarar diyorlar. Bu bize, müşriklerin içinde yaşamama emrini ihtiva ediyor. Kötülerle beraber olursan onlardan biri olursun. Kötülükleri görmemeye, aldırmamaya, yapmaya başlarsınız. Peygamberimiz (s.a.v) in hicretinde de bu yok mu? Müslümanların asimile olmamaları için hicreti emretmiştir. Baskın olan kültür, geri olan kültürü yok eder. Beni israil aslında baskın kültüre sahip olan millettir, çünkü ehl-i tevhiddirler. Beni İsrail 2 sebeble ineği kesmek istemiyor; para gidecek ve katil orataya çıkacak. Dolayısıyla karşı çıkanlar katil ve çevresi. Fakat ayet siz dediğine göre hepsi aynıdır demek istiyor. Siz para için milleti öldürecek kadar aşağı bir kavimsiz manasındadır. Kıssalarda Beni İsrail in kullanılması, kötülük için bir prototiptir. Aslında bu tüm toplumlarda var, ama Kur'an-ı Kerim bize bunu canlı bir örnek ile anlatıyor. O zaman kötülüklerin en ideal timasli o çevrede yaşayan Yahudiler ve atalarıdır.yani Kur'an-ı Kerim bi aynihi bir kavmi anlatmıyor, bütün kavimlerde mevcut hasleti o kavimde görmemizi sağlıyor. Tüm kavmi kötü göstermez, zaten bu vakaya aykırıdır; Kur'an-ı Kerim vakaya aykırı davranmaz. ن ها ت س ر الن اظ ر ين ]س ور ة الب ق ر ة : 69/2 ] ل و ن ه ا ق ال إ ن ه ي ق ول إ ن ه ا ب ق ر ة ص ف ر اء ف اق ع ل و }ق ال وا اد ع ل ن ا ر ب ك ي ب ي ن ل ن ا م ا Bu defa: Bizim için Rabbine dua et, bize onun rengini açıklasın, dediler. "O diyor ki: Sarı renkli, parlak tüylü, bakanların içini açan bir inektir" dedi. ediyor. Burada vasıflarını tekrar ederek, cümlenin sonunda haydi yapın! emri var, fakat hazf edilmiş. Ve direnişleri devam ] 70/2 }ق ال وا اد ع ل ن ا ر ب ك ي ب ي ن ل ن ا م ا ه ي إ ن ال ب ق ر ت ش اب ه ع ل ي ن ا و ا ن ا إ ن ش اء هللا ل م ه ت د ون ]س ور ة الب قر ة : "(Ey Musa!) Bizim için, Rabbine dua et de onun nasıl bir sığır olduğunu bize açıklasın, nasıl bir inek keseceğimizi anlayamadık. Biz, inşaallah emredileni yapma yolunu buluruz" dediler. İnşallah demesini, bazı müfessirler tekrar dalga geçiyorlar anlamışlardır. Allah (c.c) isterse buluruz, yoksa bulamayız falan. O mana haricinde, birde böyle bir ineği bulmak gerçektende zor olsa gerek. 40 sene aradılar deniyor- mübalağadır. Fakat onlar zorlaştırdıkça Allah (c.c) ta onlara zorlaştırdı. Şartlar her serefinde ağırlaştırılıyor. Bu tür vasıflarda bir ineği bulmakta zor olsa gerek. }ق ال إ ن ه ي ق ول إ ن ه ا ب ق ر ة ال ذ ل ول ت ث ير األ ر ض و ال ت س ق ي ال ح ر ث م س ل م ة ال ش ي ة ف يه ا ق ال وا اآلن ج ئ ت ب ال ح ق ف ذ ب ح وه ا و م ا ك اد وا ي ف ع ل ون ]س ور ة الب ق ر ة : 71/2 ] (Musa) dedi ki: Allah şöyle buyuruyor: O, henüz boyunduruk altına alınmayan, yer sürmeyen, ekin sulamayan, serbest dolaşan (salma), renginde hiç alacası bulunmayan bir inektir. "İşte şimdi gerçeği anlattın" dediler ve bunun üzerine (onu bulup) kestiler, ama az kalsın kesmeyeceklerdi. Boyunduruk takılmamış bir inek emrediyor. Tarlaya çıkmamış, çifte koşulmamış. Genç olacak. Vahşi değil. Öküzün ziraatte kullanılması meselesi şu şekilde oluyor; nil kenarında su dolapları vardır. Akıntının yetersiz olduğu yerlerde, o dolpaları hayvanla çevirirler. Mısır da bu işi yapan öküzlerdir. Beni İsrail öküzlerin kullanılışını orda görmüşlerdir. Dolayısıyla bu hadise baştan sona, Beni İsaril in mısır da yaşadığı kültürü bizim bilgimize sunuyor. Beni İsrail eğer kendilerine vaadedilmiş topraklarda kalsalar, bu kültüre yabancı kalacaklardı, fakat Mısır dan öğrendiler. ت س ق ي ال ح ر ث bu manadadır. Bu dolaplarda kullanılmamış olacak. Boyunduruk takılmamış olacak. Sapsarı, parlak olacak. Böyle bir inek olacak. Yaşlı değil, boğaya çekilmemiş de değil. Nereden bulacaksın bunu? Sen zorlaştırırsan bizde zorlaştırırız. Katili öğrenmek istiyorsan bul. Böyle bir inek buluyorlar. Bunu hakkında şöyle bir rivayet var: Beni İsrail de salih bir zat var. Onun bir çocuğu oluyor. O da ineğini çocuk adam olana kadar Allah (c.c) a emanet ediyor ve ineği salıyor. Işte buldukları inek bu. Adam gelip ineğine sahip çıkıyor, ve çok pahalıya satıyor; bazı rivayetlerde derisi dolu altın diyorlar. Mil ul Meski Zeheben tabiriyle ifade ediliyor- postu dolusunca altın istiyorlar. Mirasın çokluğunu anlayın işte. Beni İsrail için paradan başka birşeyin değeri yoktur. Zaten onlara göre birkaç gün azaptan başka birşey yok. Tüm mesele para meselesi, halen de öyledir. ] 72/2 }و ا ذ ق ت ل ت م ن ف س ا ف اد ار أ ت م ف يه ا و للا م خ ر ج م ا ك ن ت م ت ك ت م ون ]س ور ة الب ق ر ة : Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır. 11

12 Şimdi olayın başına döndü Allah (c.c). Bir insan öldürdünüz de aranızda çekiştiniz. Allah (c.c) ın sırları ortaya çıkarması, ilm-i ilahi nin sonsuzluğunu ortaya koyuyor. Hem geçmişe, hem geleceğe bir anda tabi oluyor. Bizim bağlı olduğumuz zaman Allah (c.c) için yok. ] 73/2 ]س ور ة الب ق ر ة : }ف ق ل ن ا اض ر ب وه ب ب ع ض ه ا ك ذ ل ك ي ح ي ي هللا ال م و ت ى و ي ر يك م آي ات ه ل ع ل ك م ت ع ق ل ون "Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun" dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size âyetlerini (Peygamberine verdiği mucizelerini) gösterir. Kıssa ya göre maktül kısa bir süreliğine diriliyor, maktülün adını söylüyor, ve tekrar ölüyor. Bu olay hakkında ilginç yorumlar var. Birine göre, bu inek değil yarasadır; Yarasanin hipofiz bezi hipotalamus ile insanın kısa süreliğine hayata dönmesi mümkündür. Burda açıkça adamın dirildiğini söylememiş. Kur'an-ı Kerim de kıssalar son derece eksik olarak anlatılmıştır. Hadisenin tamamı verilmemiştir. Anlatılmak istenen konuya delalet edecek ayrıntılar verilmiş. Bakın ölüye vurun cümlesi olayın can damarıdır. Buna bir sürü soru soracaksın; neden vuruyorsun, maksat ne, neresine vuracaksın Hepsi bu cümlede gizli. Kur'an-ı Kerim in icaz ı budur. Eğer bu ayrıntılar gerekli olsaydı Kur'an-ı Kerim verirdi. Burdan çıkan sonuç; hayvanın herhangi bir parçasını alın, ölünün neresine isterseniz vurun, katili öğreneceksiniz. Belki vurulan yerden öyle bir ses çıkar ki, katilin ismidir o. Maktül katilin kimliğini bir şekilde bildirir. İlla dirilmesi gerekmez. Bu dirildiği, kısa süre konuştuğu, tekrar öldüğü müfessirlerin uydurması. Önemli olan katilin isminin belli olmasıdır. Dirilme birçok şekilde olabilir, illa bedenen olmak zorunda değil. Bir tevil de, bu olay gelecek nesiller arasında kan davasını bitirdiği için, onları ihya etmiş hükmünde olur şeklindedir. Bu tevil Kur'an-ı Kerim in diğer ayetlerine de uygundur (kim bir insanı ihya ederse, tüm insanlığı ihya etmiş gibidir). Bunlar sonuçta yorumdur. Bu ayeti siz ahiretin ayeti olarak bilmelisiniz. Adamda herhalde dirilmiştir Tevbe Tevbe Suresi 113. Suredir- elmalılı ya göre sonuncu. Anlaşmayı bozan müşriklerle fesih bildirimi, ultimatom, ehl-i kitap ile ilişkiler vs. 128 ve 129 Ubey bin Ka'b'ın görüşüne göre bu ayet Kur'an'ın en son inen ayetleridir. Bedrettin hoca kabul etmez. Üsluba göre mekki olabilir. Hz. Ömer bu ayetler için 2 şahit istememiştir. Özet; sizden bir peyg, 5 sıfat, merhametinden, allah teselli ediyor. ل ق د ج اءك م ر س ول Andolsun size bir Peygamber geldi Resul kavramı, yeni bir kitap ve şeriatla gelen peygamberler için, nebi ise, kitap ve şeriat getirsin ya da getirmesin bütün peygamberler için kullanılan bir terimdir. (yahya, harun)- (razi) rasûl kelimesi kur ân da 58 adeddir. er rasûl kelimesi kur ân da 58 adeddir. içinde rasûl kelimesi bulunan tevbe sûresinin 128. Âyeti 58 harfdir م ن أ نف س ك م Kendinizden, kendi aranızdan Ö.N.Bilmen cinsinizden yani insan Minküm olmaması, daha kişisel, canınızdan (kutub) Arapların arasından geldi nimetin zikredilmesi (kurtubi) 12

13 Arapların en asilidir- sizin asıl kendinizden (razi) Ümmeti en iyi anlayacak o dur, cin değil Her toplum eğitimcisini kendinden seçmeli (bayraklı) Kendi içinden peyg inanmak bağımsızlıktır, çünkü kendi kavminden çıkana inanmak kibiri yenmektir (elmalılı) el-mekkî rivayeti; En-fesikum okunur, Resul sizin en şereflinizdir (büyük kuran tefsiri) peyg sıfatlarına başlıyor; ع ز يز ع ل ي ه م ا ع ن ت م O azizdir, sıkıntıya düşmeniz onun gücüne gider Aziz den sonra cim var, durak Aziz, ale ile zor gelmek manasında Sibak; size zor gelen, ona da zor gelir; sizden biridir (besairul kuran) Sıkıntıdan maksat hem dünya hem cehennem (besairul kuran) Size zorluk getirecek bir şey istemez, sünneti takip edin ki kurtulasınız (razi) siyak açısından güzel ح ر يص ع ل ي ك م size pek düşkün Sizin kurtulmanız için kendini feda edecek kadar hırslı, düşkün ب ال م ؤ م ن ين ر ؤ وف ر ح يم mü minlere şefkatli ve merhametlidir Başka peyg 2 isim almaz peyg mükemmel ahlakına işaret Mumin takdim edilmesi hasr getirir ف إ ن ت و ل و ا ف ق ل Eğer yüz çevirirlerse de ki Teselli, emniyet Telvin-i hitab Tevbe suresindeki mükellefiyetler, peyg iman, itaat vazgeçerse O kadar rahmetli bir peyg yüz çerivmenin ne kadar akılsızca olduğuna işarettir Dua öğretiyor, sabah-akşam 7 defa herşeye yeter ح س ب ي الل ال إ ل ه إ ال ه و Bana Allah yeter, O ndan başka ilah yoktur Tüm alem senden yüzçevirse önemli değil, Allah (c.c) yeter ع ل ي ه ت و ك ل ت Ben ancak O na tevekkül ettim Ben bana düşeni yaptım. Tebliğ görevinde olanların tevekkül etmesi 13

14 Aleyhi takdim edilerek hasr edilmiştir و ه و ر ب ال ع ر ش ال ع ظ ي م ve büyük Arş ın Rabbi O dur Azimi büyük arş sıfat azimu büyük rab sıfat (ibn kesir) Arş, en büyük yaratılmış, yaratılan tüm herşeyi kapsar Öyle bir kimseye tevekkül ettim ki, arşın sahibidir Arş kelime olarak that demektir Tekrar: Peyg bizden olduğu, Sıkıntıya düşmemizi istemediği Ümmetine düşkün Merhametli ve şefkatli Böyle bir peyg ümmet olduğumuz için şerefliyiz Mükemmel ahlak ve sünneti takip etmek önemli Ye se düşmememiz gerektiği Allah (c.c) ın rızası için çalışmak Tevekkül ün önemli metod olduğu Allah (c.c) ın bize yettiği Bu sure, başta ultimatom olduğu gibi, sonda da müslümanlara ultimatomdur. Müminlere çok büyük sorumluluk yüklemektedir İsra İsra Kur'an-ı Kerim de var, ama miraç dediğimiz gökyüzüne çıkma Kur'an-ı Kerim de yok deniyor. Halbuki o da Kur'an-ı Kerim de var. Bu sureye isra adının verilmesi İsra olayından dolayı.bu sure çok ahkamı muhtevidir. Göreceğimiz ayetlerde ahkam yoğunluğu olan ayetler. Bakalım arkadaşımız ne kadar ahkam çıkaracak göreceğiz. و ق ض ى ر ب ك أ ال ت ع ب د وا إ ال إ ي اه و ب ال و ال د ي ن إ ح س ان ا إ م ا ي ب ل غ ن ع ند ك ال ك ب ر أ ح د ه م ا أ و ك ال ه م ا ف ال ت ق ل ل ه م أ ف و ال ت ن هر ه م ا و ق ل ( ٢٣ )ل ه م ا ق و ال ك ر يم ا Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine "of!" bile deme; onları azarlama; ikisine de güzel söz söyle. Öncelikle; Kur'an-ı Kerim de müşriklere cevap verebilmek için bazı aşırı tevillere gidilmiş. Mesela و ق ض ى kelimesini değiştirmişler vs. Ben bunlara girmeden bizim ne anlamamız gerektiğini anlatacağım. Bu ayette Allah (c.c) ancak kendine ibadet edilmesini istedikten sonra anne babaya üf bile dememeyi emrediyor. Aslında أ ف türkçe de kullanıldığı gibi değil. Mesela tırnakların içindeki pislik أ ف ile anlatılıyor. Dolayısıyla alçaltıcı herhangi bir tavır olarak anlamak daha doğru olur. Ayrıca burada anne babaya itaatin Allah (c.c) a ibadetten sonra gelmesi; bizim için günlük hayatta mübah olan şeylerin, babanın emriyle vacip olduğuna delalet eder. Zira mesela Peygamberimiz (s.a.v) in hüküm koyma yetkisini verende Allah (c.c) tır. Dolayısıyla Allah (c.c) anne babaya böyle bir yetki vermiş. İhsan kelimesini itaat ile veya güzel davranmak ile sınırlandırmamak lazım. Cassas burada anne babanın sizinle savaşmadığı durumda onlara ihsan yapmakta beis olmadığını belirtmiştir. Anne babayı Allah (c.c) ın önüne geçiremezsin. Özellikle müslüman olmadığı durumlarda bu geçerlidir. Haram bir istek olmadığı sürece yerine getirmek gerekir. 14

15 Lokman 15 de açıklıyor bunu. Size Allah (c.c) a isyanı emretmesini yerine getirmeyiniz, ama bu ihsana engel değildir manasında. Burada ayrıca ihsan kelimesi üzerine durmak lazım. Bu kelime birçok harfi cer ile kullanılan bir fiil. İleyhi, lehu, bihi ve harfi cersiz mevcut. İyilik etmek, ila ile kullanıldığı manasındadır. Harfi cersiz kullanılırsa, ihsan hadisindeki ihsandır. Burada ise ihsan, ana babaya davranışı, Allah (c.c) a ubudiyet olarak telakki et demektir. Allah (c.c) a karşı gelmiyorsan, ana babaya karşı gelmeyeceksin. İşte Allah (c.c) a ubudiyet ile ana babaya davranış arasında bir paralellik kuruluyor. İhsanın esas manası burada bu olabilir, bi ile kullanılmış, ama bende bakmadım. Ayrıca ehsene bihi, ehsene ileyhi ile aynı manadadır diyen müfessirler de var. Dolayısıyla hem benim dediğim mana, hemde iyilik yapma manası vardır. Esas hüküm budur, Lokman suresinde ki ayet, mutlak itaati, helal olan şeylerde olarak tahsis etmikştir. İsra suresi daha önce nazil olmuş. İşte ihsanı sadece ana babaya iyilik olarak tercüme edenler, eksik tercüme ediyorlar. kelimesi hüküm vermiştir. Emir ile hüküm arasında da fark var. Bazı alimler işte bu kelimeyi açıklamak için, işte و ق ض ى vasa okumuşlar vs. Bunlar da tefsirdir, ama şaz kıraatlerde bile olmayan bir tefsirdir. Senin yanında. Şimdi, ana babaya yaşlılık nerede arız oluyor? Huzur evinde. Ana babanızı huzur إ م ا ي ب ل غ ن ع ند ك ال ك ب ر evine atmayın diyor ayet. Bunun sosyolojik yorumu nedir? Çekirdek aile, İslami bir aile yapısı değildir. Küfür aleminin İslam alemine dayattığı bir yapıdır. Islamı yoketmek amacına hizmet eder. İslamın aile yapısı, birleşik ve büyük aile yapısıdır. O halde çocukları ayrı eve evlendirmek, ayrı ev yapmak, bu ayete aykırı durmak olur. Çocuklarınızı yanınızda evlendiriniz, yanında yaşlanınız; ayet bunu getiriyor. Bunu yapmayan, Allah (c.c) ın hükmüne karşı gelmiş olur. Birleşik büyük aile olursa, müslüman toplum başarılı olur. Adam Allah (c.c) yolunda cihada gitti, işe gitti; ailesi büyük ailenin içinde kalacak. Gitti de oraya yerleşti, o zaman orada da başka büyük bir aile ye girecek. Evlenecek orada. Hatunların sayısını artıracak. Kur'an-ı Kerim literatüründe bekar yaşamak diye birşey yok. İlim tahsiline giden öğrencileri hocaları evlendirecek. Kızın ailesinin yanına girecek, veya erkek ailesinin yanına girecek. Çocukların ve torunların büyük aile kültüründe yetişmesi gerekiyor. Aile yapısıyla ilgili bu ayet, Allah (c.c) a ubudiyet ile çok alakalı. Bize çekirdek ailenin yanlış olduğunu, büyük birleşik ailenin doğru olduğunu belirtir. Peygamberimiz (s.a.v) Medine-i Münevvere ye gittiğinde Hz.Amine nin ailesi içinde yaşamaya devam etti. Hz.Amine Medine-i Münevvere li. Peygamberimiz (s.a.v) in dayıları var Medine-i Münevvere de. Bir büyük aileden başka büyük bir ailenin yanına gitti. Kaldı ki Allah (c.c) ın emri varken aileden üstündür. و اخ ف ض ل ه م ا ج ن اح الذ ل م ن الر ح م ة و ق ل ر ب ار ح م ه م ا ك م ا ر ب ي ان ي ص غ ير ا Onları esirgeyerek alçakgönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: "Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!" diyerek dua et. Burada alçakgönüllü ve merhametli olunması gerektiğini hatırlatıyor. Bir annenin bebeğine karşı duyduğu merhamet misali. İnsan eti insana ağırdır derler. Onları anne şefkatiyle ağırlamak lazım. Ayrıca bir dua öğretiyor. Rahmetten kastın ne olduğunu bilemezsiniz. Hasta olduğunu düşünün, belki ölmesi hem sizin için hem onun için rahmettir. Onun için rahmet dileniyoruz. Hangisinin daha hayırlı olduğunu bilemeyiz. Belki uzun yaşamaları hayırlı, belki ölmeleri. Neyin hayır neyin şer olduğunu biz bilemeyiz. Babalar büyük aile yi teşvik etmelidirler. Bu bir kültür meselesidir. Gelin kaynana arasında da bir sıkıntı yoktur. Karısı ve annesi arasında kalandan daha zavallı bir adam yoktur. Çocukluk ve yaşlılık, zaaf zamanıdır. Çocukluk ve yaşlılık arasında ilişkiye işaret ediyor ayet. İnsan hayatında 2 dönem vardır; zaafiyet ve güçlülük dönemi. Çocuklar ve yaşlılar zaafiyet dönemini temsil ederler, gençlik de güçlülük. O halde yaşlılalara, çocuklara davrandığınız gibi davranın diyor ayet. Sen çocuğuna kızmazsın, tehlikelerden korursun vs. Çocukken beni nasıl koruyup kolladılarsa, rabbim sende onları kolla dedi. Bu bir bakımdan da yaşlılara bakmanın çok zahmetli bir iştir, ancak Allah (c.c) ın rahmeti ile altından kalkılacak bir iştir. Dolayısıyla yetişkinler, kendi hallerinde bununla tam olarak uğraşamazlar. Bu işi yapacak özel birilerinin yetiştirilmesi ve temin edilmesi gerekir, ihtiyaç halinde. Eğer zenginse, hemşire tutacak. Fakirse, devlet ailelere sağlayacak. Türkiye de de buna dönülüyor yavaş yavaş. Bu doğrudur, huzurevi değil. Büyük aileden, ev havasından koparılmaması gerekir. Yaşlıların bakımını bize terbiye olarak söylüyor ayet çünkü. Çocuk terbiyesi bir ilimdir, aynı şekilde yaşlıları ölüme hazırlama terbiyesi de vardır. Bunu birçok kişi görmez. Mutlu bir yaşlılık yaşayacakları şekilde terbiye edeceksiniz. 15

16 15.12 isra devamı ر ب ك م أ ع ل م ب م ا ف ي ن ف وس ك م إ ن ت ك ون وا ص ال ح ين ف إ ن ه ك ان ل أل و اب ين غ ف ور ا Rabbiniz sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. Eğer siz iyi olursanız, şunu bilin ki Allah, kötülükten yüz çevirerek tevbeye yönelenleri son derece bağışlayıcıdır. Allah (c.c) sizin kalplerinizde olanı en iyi bilendir. Bu ayetin Rab ile başlaması, yanında ihtiyar anası babası olanları daha çok merhamete teşvik anlamı taşır. Rab, terbiye eden demektir, terbiyede temel duygu merhamettir. Allah (c.c) değil de Rab ile başlanmasının manası budur. Birde anne babanın terbiye fonksiyonuna da vurgu var. Ana babanız sizi Rabbınız gibi terbiye edip geliştirdi demektir. Ana babanızda nasıl rububiyet varsa, sizde onlara karşı bu rububiyet duygusuyla yaklaşın demektir. Tabi bu rabbın içinizdekileri bilmesi demek, insanın içinde gizledikleri bir kısım duyguların varlığını ispat demektir. Insanlar içlerinde duygularını gizlerler. Yani bir manada münafıkça hareket etme temayulü tüm insanlarda vardır. Içinde sakladığı başka, ızhar ettiği başkadır. Allah (c.c) ın nefislerde olanı en iyi bilmesi demek, insanlar içlerinde duygularını saklarlar demektir. Buaynı zamanda insanlara, kötü duyguları saklamak konusunda tehdittir. Ayetin sibakı ile düşünecek olursa; ana babanıza iyi davranmanız, size kalacak mirasa konmak düşüncesiyle olmasın demektir. Bundan sakındırmak için Allah (c.c) nefislerde olanı en iyi bildiğini haber veriyor. Içinizdeki duygu başka ise, Allah (c.c) bununda cezasını verir, demektir. Bakara suresindeki ayette mensuh falan değildir, muhkemdir. Allah (c.c) size içinizden geçirdiklerinizin hesabını soracak. Içinizden geçenleri değil, geçirdiklerinizi, kasıtlı olarak. Nüfus ile enfus ne fark vardır? İkiside cem-i mükesser, öyleyse mana itibariyle fark yok. Bu kelimenin seçimi, cümlenin akışına, diğer kelimelere uygunluğu sebebiyledir. Ses uyumu, kıraat kolaylığı, dile kolay oluşu mülahazasıyla bu cemi mükesser tercih edilmiş olmalıdır. En doğrusunu Allah (c.c) bilir. Burada ism-i tafdil i bazıları, sanki mukayese manasıyla meallendirmiş. Bu kullanımda ism-i tafdili, en üstünlük manasıyla meallendirmelisiniz. çok iyi bilir meali yanlıştır. En iyi bilir diyeceksiniz. İki şey arasında min ile mukayese dışında, mutlak olduğunda, ism-i tafdil en üstünlük bildiren sıfattır. Çok iyi bilir dediğinizde, ondan daha çok bilen vardır manası çıkar. Dönenlerden olun. Anne babanıza bir yanlış yaptıysanız bundan dönün. Hem Allah (c.c) a dönün, hem yanlıştan dönün. Çok dönmektir. Dönmede mübalağa, bir daha günaha dönmeme şeklinde de düşünebilirsiniz. İsimdir, süreklilik arz eder. Allah (c.c) a karşı işlediğiniz günahtan vazgeçme konusunda devamlı ve ısrarlı olunursa Allah (c.c) mağfiret eder manasındadır. Burda dönmek, dünyada dönmektir. Allah (c.c) ın emrine dönmektir. Çünkü herkes ölünce ister istemez Allah (c.c) a dönecek. Öyleyse Allah (c.c) ın emrine, ibadete, ana babaya ihsana dönmektir. Evvab ila şeriatihi. Yoksa ilallahi değil. Ayrıca evvabin namazı manasınınıda gözetmelisiniz. Yani hata yaptıktan sonra namaz kılın tavsiyesi vardır. Evvab sufi ıstılahında da vardır. Değer olarak sufi tefsiri ile zahir tefsiri arasında çok fark Evvabin in orjinal manası devamlı dönen manasındadır. Ne kadar aynı hatayı yapsada, yine Allah (c.c) a yönelmekten vazgeçmemek lazım. Burada ayrıca anne babaya da bir ihtar vardır. Çocuklarınızın yaptığına hüsnü zan edin demektir. 16

17 20.12 İsra و آت ذ ا ال ق ر ب ى ح ق ه و ال م س ك ين و اب ن الس ب يل و ال ت ب ذ ر ت ب ذ ير ا Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma. إ ن ال م ب ذ ر ين ك ان وا إ خ و ان الش ي اط ين و ك ان الش ي ط ان ل ر ب ه ك ف ور ا Zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdırlar. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür. و إ م ا ت ع ر ض ن ع ن ه م اب ت غ اء ر ح م ة م ن ر ب ك ت ر ج وه ا ف ق ل ل ه م ق و ال م ي س ور ا Eğer Rabbinden umduğun (beklemek durumunda olduğun) bir rahmet için onların yüzlerine bakamıyorsan, hiç olmazsa kendilerine gönül alıcı bir söz söyle. و ال ت ج ع ل ي د ك م غ ل ول ة إ ل ى ع ن ق ك و ال ت ب س ط ه ا ك ل ال ب س ط ف ت ق ع د م ل وم ا م ح س ور ا Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun. إ ن ر ب ك ي ب س ط الر ز ق ل م ن ي ش اء و ي ق د ر إ ن ه ك ان ب ع ب اد ه خ ب ير ا ب ص ير ا Rabbin rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, (onları) çok iyi görür İsra و ال ت ق ت ل وا أ و الد ك م خ ش ي ة إ م الق ن ح ن ن ر ز ق ه م و إ ي اك م إن ق ت ل ه م ك ان خ ط ء ا ك ب ير ا Geçim endişesi ile çocuklarınızın canına kıymayın. Biz, onların da sizin de rızkınızı veririz. Onları öldürmek gerçekten büyük bir إ م الق kelimesi, yoksulluk, fakirlik manasındadır. Burada evlat kelimesini bazı müfessirler, kız çocuklar olarak anlamışlardır. Kız çocukları para kazanamadıkları için, diri diri toprağa gömülmemeleri gerektiğini belirtmişlerdir. Ama kız erkek ayırmadan ikisinide içine almak daha güzeldir. Şuanda da bazı aileler geçim korkusuyla kürtaj yaptırmaktalar. Burda parçalayarak öldürme söz konusu, bu daha büyük bir günahtır demektir. Burada doğum kontrol faaliyetini de bu ayetin kapsamında değerlendirmke gerekiyor. Doğum kontrolü veya aile planlaması denen faaliyet, bununla aynı değerdedir. Bir dişinin tabii işlevi neslini devam ettirmektir. Aslında bu ayette neslin devamı konusu düzenleniyor. Sadece çocukları öldürme değil; çocuk öldürmek, dişinin görevini yapmasını engellerinden sadece birisidir. Ayet birini örnek veriyor, ama tamamını kastediyor. Her dişi neslini devam ettirmek üzere yaratılmıştır. Siz neslini devam ettirmesini, ister gebe kaldıktan sonra, ister önce engelleyin, ister eşini bulmadan engelleyin hiç farketmez; hepsi yasaklanmıştır. Bu 3 durumda aynı hükümdedir. Dolayısıyla bir kızın ömür boyu evlenmemesi, bu ayet ile haramdır. Aynı şey erkek içinde geçerlidir. Evlenmemek haramdır. Evlendikten sonra çocuk yapmamak için tedbir almak ta haramdır. Ayetin özüne bakmalısınız; Çocukların öldürülmesini neden yasaklıyor? İllet ne? Bu yasağın illeti خ ش ي ة إ م الق dir. Evlenmemek te bu yok mu? Doğum kontrolünde yok mu? Aynı şey. Dolayısıyla illeti iyi anlarsanız, ayetin bu evlenmeden önce, evlendiğinde ve hamilelikten sonrasını kapsadığını anlarsınız. Bununla beraber Peygamberimiz (s.a.v) in savaşta gençsahabelerden bazılarına azil ruhsatı verdiğini de biliyoruz. Savaş şartlarıyla sınırlı yanlız, dikkat edin. Dolayısıyla evliliği zorlaştırmak, evlilik yollarını tıkamak yasak. Geçim endişesinin içine neler girer? Mesela sayı. 9 tane çocuğu olsa bile sıkıntı yok. Her sene doğum yapacağını bilemezsiniz ki. Sonra sağlık. Kadın sağlığını da etkilemez. Terbiye sıkıntısı falan. Bakabileceği bakamayacağı falan. Yine dayandınız hasyeti imlag a. Bakacaksın. Doğu da adamın 40 çocuğu var, isimlerini bilebilmiyor. Ama yarın hepsi yarın birer yetişkin olacak. Bunlar hep Batı dan aktarılan düşünceler. Ben 9 çocuğu olan Prof. biliyorum. Netice şu; bir ayetten hüküm istinbat ederken, o hükmün illetini takib etmeniz gerekiyor. Hikmetlerden mutlaka hüküm çıkaramayabilirsiniz, ama illetlerden çıkarırsınız. Tabi sonuçta bu hükmü çıkaran insandır. Insanın hükmü zannidir. Başta bu ölçüleri koymuştuk. Siz L düşünceden sıyrılamadınız. Büyük aile meselesine de itiraz ettiniz. Bakın, eğer Kur'an-ı Kerim i tefsir gibi bir niyetiniz varsa, içinde bulunduğunuz gayrı islami zihniyeti peşin peşine reddetmeniz gerekir. Terk değil, o yetmez, reddetmelisiniz. Yoksa Kur'an-ı Kerim tefsirine giremezsiniz. Eğer Arapların o zamanki uygulamalarına saplanır kalırsanız, 14 asır önce yaşıyorsunuz demektir. Bu ayeti 21. Asra getirmeniz gerekiyor. Ayetteki nehyin illetini kullanarak. Zaman zaman ayetin hikmetini de hüküm istinbatında kullanırız. Ama bunda ona bilr gerek kalmıyor, çünkü nehyin illeti var. Son derece açık. Yetişkin erkek ve dişinin evlenmemesi haramdır. Evlendikten sonra çocuk yapmaması haramdır. Doğum kontrol yapması haramdır. Çocuk 17

18 yaptıktan sonra kürtaj yaptırması haramdır. Mani olmaması lazım ama; bunları da ancak doktorlar belirler. Kadının kadınlığını yapmasına engel bir mani. Burada önce çocukları rızıklandırmaktan bahsediyor, daha sonra sizleri diyor. Müfessirlere göre bunun manası, sizi çocukların yüzü suyu hürmetine rızıklandırıyoruz şeklindedir. Enam 151 de de ana babanın yüzü suyu hürmetine çocuklara rızık verildiği ifade ediliyor. خ ط ء ا kelimesi hem suç hem günah manasındadır. Ayetin bu şekilde bitmesi, yukarıdaki emrin, bazı insanlar tarafından ihlal edileceğini bze haber veriyor. Yani Allah (c.c) ın her emri ve nehyi, insanlar tarafından olduğu gibi tatbik edilmeyecektir. Ama bu tatbik etmeyenlerede cezasını verin diyor. Bu suçu işleyenleri cezalandırın diyor. Demek bu yasağın ihlal edileceğini Allah (c.c) peşin peşin kabul ediliyor. Cezasını veliyyül emr takdir eder. Veliyyül emr gelince tatbik edeceğiz. Zorla evlendirme olmayacak tabi, ama teşvik edilmesi gerek. Evliliğe giden yolları tıkamamak lazım. Şu anda enflasyon ile tıkanıyor, para ile tıkanıyor. Bunun cezası tabi büyük olmalı, çünkü ayette büyük bir günah diyor. Yani emir tam olarak serbest bırakılmamış. Bu suçun işlenmesini engelleyecek bir ceza vermelisin diyor. و ال ت ق ر ب وا الز ن ى إ ن ه ك ان ف اح ش ة و س اء س ب يال Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur. Zinaya yaklaşmayın kullanılması manidar. Zina yapmayın demiyor, bundan daha kuvvetli bir ifade kullanılmış. Yaklaşıldığında geri dönülmesi çok zor olduğundan dolayı, günaha giden yolların kesilmesi gerekmektedir. Bunun manası, haramlar daima var olacaktır. Haramlara giden yolları kapatındır. Allah (c.c) haramları da yaratmıştır. Ama oraya giden yolları kapatmalısınız. Bu ayet, zina edeceklere bir nehy gibi dursada,cemi gelmesinden topluma bir nehiy olduğunu anlayacaksınız. Yani toplu, zinaya giden yolu tıkamakla yükümlüdür. Hem tek tek her müslümana yönelik bir emirdir. Ayrıca cemi olarak topluma yükümlülük getirir. İnsanlar tek başlarına zinaya karşı duramayabilirler, topluca tedbir almak gerekir. Mesela evliliği kolaylaştırın. 18 yaşına gelmiş adam, 30 yaşına kadar evlenemiyor. Şehvetinin doruğunda bir kız veya erkek evlenmezse ne yapacak? Ayrıca bu ayete göre karma eğitim de yasaktır. Çarpık eğitimin, çarpık neticeleri olur. Hem günahsız çocuklara da veled-i zina diyoruz. Ne suçu var onların? Ana babaların günahını çocuklara yüklemek ne kadar doğru? Aslında gayr-ı meşru bir ilişkiden oluşan bir çocuğun kromozomlarında ne gibi değişiklikler olur bilemiyoruz İsra و ال ت ق ت ل وا الن ف س ال ت ي ح ر م الل إ ال ب الح ق و م ن ق ت ل م ظ ل وم ا ف ق د ج ع ل ن ا ل و ل ي ه س ل ط ان ا ف ال ي س ر ف ف ي ال ق ت ل إ ن ه ك ان م ن ص ور ا Haklı bir sebep olmadıkça Allah'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. Zaten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır. Buradaki nefs kelimesi marife olarak verildiği için bütün cinsi kapsamaktadır; tüm insanlar ve tüm canlılar demektir. Allah (c.c) önceki ayette zinayı yasaklamıştır, şimdi ise öldürmeyi yasaklıyor. Bunun sebebi, zina kapısının açılmasıyla insanların varlık alemine girmelerine engel olmuş oluyoruz. İnsanı doğmadan öldürmekte yasaklanmıştır yani. Tabi önce doğum gerçekleştiği için önce zina ayeti, sonra katil ayeti gelmiştir. Benim elimdeki meal de Allah (c.c) ın muhterem kıldığı nefis demiş. Arapça muhterem ile Türkçe muhterem aynı şey mi? Arapça bir tefsirde nefsul muhtereme görürseniz, Allah (c.c) ın öldürülmesini haram kıldığı nefistir. Türkçe de muhterem cemaat şeklinde kullanılır. Yani o imama cemaat haram mı kılınmış? Bu mealleri yazanlar hep Arapça mantığıyla düşündükleri için bunu doğru zannediyorlar. Allah (c.c) ın muhterem kıldığı can. Tabi ki Allah (c.c) insanı mükerrem kılmıştır. Fakat burdaki meal, haram kıldığı manasındadır. Haklı sebeblerden bazılarını Peygamberimiz (s.a.v) şöyle sıralamıştır; imandan sonra küfre girmesi, evlendikten sonra zina yapması ve haksız yere adam öldürmesi, yani kısas. Bunlar müslümanlar için. Bir de Allah (c.c) yolunda, Peygamberimiz (s.a.v) e karşı savaşanlarlı öldürmek, yani cihad haklı bir sebeptir. İrtidad edenleri öldürmek ne kadar doğru? Aslen din de zorlama yoktur.fakat sen islam dinine girenleri zorlayamazsın. Yoksa girdikten sonra yaşamayı sağlamak zorundasın. Eğer hristiyanlığı seçtiyse, kiliseye gitmek mecburiyetindedir. İslamı tercih etmişse, camiye gitmek hususunda zorlar. Fakat din seçme konusunda ikrah yok. Fakat 18

19 seçtikten sonra akıbetine katlanmak zorunda. Müslümanken, islam toplumunda irtidad etti, bunun cezası var ve buna katlanır; öldürülür. Burda ayrıca namaz kılmayan, sihir ile uğraşamn kimseler, İmam Şafi ye göre öldürülmesi gerektiği belirtilmiş. Zekat vermeyenlerin de, Hz.EbuBekir örneğinde oldupu gibi, öldürülmesinin konusunda ihtilaf vardır. Bunlar hem dini hem siyasi kararlardır. Birisi zekaıt vermem deyince, başkası bende namazı kılmam diyecektir. Dolayısıyla dinin yasakları ihlal edildiği anda sonu gelmeyecektir. Bu hususta veliyy ül-emr in inkar sezmesi gerekir. Yani zekat vermeyenler, zekatı inkaren vermek istemiyorlar. Dinin herhangi bir nehyini işleyen mürted olmaz, ama inkar ederse mürted olur. Sadece mücerred ihmal ile verilen bir karar değil, inkar mevcut. Ayrıca bir de livata için yapan ve yapılanın öldürülmesi konusunda hadis var. Bu rivayetin sıhhati konusunda bazı şüpheler olsada, Kur'an-ı Kerim in Lut Kavminin helakinde bize haber verdiği gerekçe livatadır. Bundan dolayı Allah (c.c) tarafından öldürülmüştür. Bunun bize haber verilmesi, bizim de böyle davranmamız gerektiğine işarettir. Bununla beraber haramların istinbatında, sarihu d-delale olan lafızlar aranır. Burada açıkça öldürün emri yoktur. Biz lafzından değil, delaletinden bunu çıkarıyoruz. Hocam burada bir toplumdan bahsediliyor ama Olsun. Küfre rıza göstermek, küfürdür. Veli kelimesi kullanılmış. Buna göre bazı müfessirler, kadınların kısas isteme hakkı yoktur, verdiği af kararı da geçerli değildir, demişlerdir. Diğerleri veli yi mirasçı kıldık manasından hareketle, kişinin yakınlarıdır demişler. Yakınlarının kısas isteme hakkı, yani sultan, olduğunu belirtmişler. Sultan kelimesinin manası kısastır. Ama bu hak günümüzde olduğu gibi kısas olarak kullanılamadığında, velinin hakkı katilin kim olduğunu bilmesidir demişlerdir. Devamında velinin kısasta aşırıya gitmemesi söylensede, bazı müfessirler bunu kısası yapan kişinin aşırıya gitmemesi şeklinde anlamışlardır. Bu manayı verebildiğimiz vela yüsrif yerine vela tüsrif diye okunan kıraat mevcuttur. Taberi de, bunun yöneticiye hitap olduğunu savunmuş, kısasta aşırıya gitmekten maksadında katilden başkasını öldürmemek olduğunu belirtmiştir. İşkence öldürme de bunun içine girer. Maktulun velisi dilerse kısas veya diyet arasında seçim yapabilir. Mansur dan maksat, yardım almıştır manasındadır. Müfessire göre burada mansur olan maktuldur, zira kısas yapılmakla ahirette üzerinden hak düşmüştür. Bunların ve tüm hadlerin uygulanabilmesi için veliyy ül-emr, yani devlet olması gerekir. Müslümanların başlıca görevi de devlet kurmaktır. و ال ت ق ر ب وا م ال ال ي ت يم إ ال ب ال ت ي ه ي أ ح س ن ح ت ى ي ب ل غ أ ش د ه و أ و ف وا ب ال ع ه د إ ن ال ع ه د ك ان م س ؤ وال Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir. Bu ayetin tefsirini Nisa 6 dan anlamalıyız. Kişi yetimin malını büluğa erene kadar kendisi fakirse kullanır, ve yetimin malına sahip çıkar. Buradaki ahitten maksat tüm söz vermek, veya Allah (c.c) ın emirlerine ve yasaklarına uymak konusunda ahit olarak anlamışlar. Sözün sorumluluğu, hem dünya hem ahirettir. Dünyada da sorulacak, ahirette de sorulacak manasındadır. و أ و ف وا ال ك ي ل إ ذا ك ل ت م و ز ن وا ب الق س ط اس ال م س ت ق يم ذ ل ك خ ي ر و أ ح س ن ت أ و يال Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir. Gist kelimesi, tam doğru, ve adil manasındadır. Enam suresindeki ayete göre de insanın elinden ne kadar geliyorsa o kadar doğru yapmak zorundadır. Mutlak olarak adaleti sağlamak zordur. Keyl ve vezin, farklı maddelerin ağırlığını bulmada iki farklı birimdir. Herşey tartılmaz, herşey ölçülmez. Ticarete konu olan maddelerden bazıları ölçü ile, bazıları tartı ile belirlenir. Bazı müfessirler ölçüden maksat ahlakta ölçülü olmak manasındadır demişlerdir. Överken, yererken ölçülü olmak gerekir demişlerdir. Insanlara ağırlığından fazla değer vermeyin demektir. Allah (c.c) kainatta herşeyi bir löçüye göre yaratmıştır, bu dengei bozmayın demektir Muminun 1-6 ق د أ ف ل ح ال م ؤ م ن ون Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir. 19

20 @Molla: Bir rivayete göre Allah (c.c), Adn cennetinde bir ağaç yaratmış, ağaç ise Allah (c.c) a konuşarak bu ayeti söylemiştir. kelimesinin mazi kullanılması ise, ifadenin أ ف ل ح eder. burada tahkik için gelmiştir, pekiştirme ve kesinleştirme ifade ق د sübutunu ve tahakkukunu gösteriyor. Halbuki felah bulmamışlardır, felah bulacaklardır. Peygamberimiz (s.a.v) bir hadisinde, bu ayettekileri uygulayan kimsenin cennete gireceğini belirtmiştir, ve buna dayanarak bu kurtuluşun ahiret kurtuluşu olduğu ifade edilmiştir. Ancak bunun sadece ahiret anlamına gelmediği, dünya düzeni için de gerekli olduğu ifade edilir. Eğer dünya hayatında kefere hakim olursa, dünya hayatında felah imkansızdır yani. Dünya hayatının düzenli olmasının şartı, müminlerin çoğunlukta olmasıdır. El hukmu lil ekser olduğuna göre eğer dünyada inananlar çoğunlukta olursa dünya düzene girer, ve dünyada insanlar mutlu yaşar. Ama inananlar mahkum olurlarsa, dünya hayatı mahvolur. İbn Aşur a göre mefulun zikredilmeyişi, ifadenin umumiliğine işarettir. Sanki tüm herşeyde felaha ererler gibidir. Efleha fiilinin taalluk ettiği meful getirilmemiş. Niye? Tamim için diyor arkadaşınız. Yani kapsam alanını en geniş şekilde bırakmak için. Burada yine ibn Aşur taallukun hazfedilmesinin, tam bir kurtuluşa işaret ettiğini ifade ediyor. Yani el-felahu l-kâmil. Zira ibhamda tamim vardır, ve mutlak kelam, kemaline masruftur. Mesela, derse gir. Hangi derse girecek? Hangi hocanın dersi? Ne zaman? İşte bu ifade, senin üzerine terettüp eden derslerin tamamına ve gerektiği şekilde gir demektir. Belirsiz bırakmak suretiyle en mükemmel olanı kastedebilirsiniz. Bir rivayete göre de efleha değil, üfliha şeklinde kıraat vardır. Bu daha güzel. Meçhul okunması, makama daha uygun, ve tevhid akidesine daha uygun. Ufliha, mana itibariyle, hiç kimse kendi imkanıyla, kendi ameliyle kurtuluşu elde edemez, ta ki Allah (c.c) ona kurtuluş verene kadar. Ufliha denince inananlar naib-i fail olurlar. Gerçek fail Allah (c.c) tır. Felah ta ayrıca korktuğundan emin olmadır, hemde hedeflediğine ulaşmadır. Müslümanlara tesellidir, yeni müslüman olan insanlara sabır ve dayanak gücü vermektedir. kelime-i şehadet getiren herkesi kapsadığı gibi, Zemahşeri ye göre takva ile yaşayanlara da hasredilmiş ال م ؤ م ن ون olabilir. Ellezine amenu demedi, mumin şeklinde sıfat kullandı, buna dikkat edin. El-Mumin sıfattır, isimdir. Yani iman eden ve imanında sabit kadem olan demektir. Kelime-yi şehadeti getiren felaha eremez. Bundan sonra gereğini yerine getiren ve sebat eden felaha erer. Bu önemli bir ayrıntı. Aynısı kafir için de geçerlidir. Kafir, küfür eden ve gereğince yaşayandır. Tabi burada iman-amel birlikteliği meselesi tartışmalıdır. Benim bu söylediğim Mu tezile görüşüdür. Ameller imandan bir cüzdür. Amelsiz imanın faydası yoktur. Dolayısıyla bizde farkına varmadan Mutezile olduk. ال ذ ين ه م ف ي ص ال ت ه م خ اش ع ون Onlar ki, namazlarında huşû içindedirler; Huşu için sükun ve tuma nine demişlerdir. Tuma nine huzur demek. Taberi namaz kılarak Allah (c.c) a itaat ve sevgisini göstermesi şeklinde anlamıştır. Ayrıca itikadi bir anlam da taşımaktadır, zira Allah (c.c) a inanmayan kimseden huşu beklenemez. Namaz kelimesinin önce gelmesinin sebebi ise tahsis anlamındadır. Özellikle namazlarında huşu içindedirler demektir. Aslında müminler Allah (c.c) ın karşısında devamlı huşu içindedirler, ama namazda bu zirveye çıkar demektir. Yani burada mefhum-u muhalife göre hareket edemezsiniz. Namazdan başka hiçbir yerde huşu içinde olamazsınız manası geçerli değildir. Huşunun manalarından birinden hareketle namazda önüne bakılması gerektiği vurgulanmıştır. Razi ye göre hulu namazın farzlarından değildir, kabulunun şartıdır. Huşu namazın şartlarındandır. و ال ذ ين ه م ع ن الل غ و م ع ر ض ون Onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler; Dahhak a göre boş şeylerden kasıt şirktir, Hasan Basriye göre tüm boş şeylerdir. الل غ و kelimesi için günümüzdeki gazetelerdeki-sokaklardaki boş şeyleri bile dahil etmek mümkündür. En güzel tarifi, kullu malayanike lağvun dur. Seni ilgilendirmeyen herşey. Bu bir iyilik te olabilir, bir şer de olabilir. Mutlaka günah manası yoktur. Bazen öyle iyilikler vardır ki günahtan daha ağır yükler getirir. Dolayısıyla sadece bu ayetler inseydi, dünya hayatını tanzime yeterli olurdu. Burada ayrıca bir önceki ayette salat kelimesini dua anlamıyla anlayarak, dua da boş şeyler istemenin yanlış olduğunu belirten alimler mevcuttur. 20

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar 1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2010-1431 1 ما حكم الصيام وحكمته» باللغة ال ية «عبد

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) KURAN YOLU- DERS 3 (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti) DERSTE GEÇEN KAVRAMLAR 1) Mübin : Açık ve Açıklayan. Kur an ın sıfatlarındandır. Kur an sadece

Detaylı

Bismillahirrahmanirrahiym Elhamdü lillahi Rabbil Alemiyn, Vessalatü vesselamu ala Rasülina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmeiyn.

Bismillahirrahmanirrahiym Elhamdü lillahi Rabbil Alemiyn, Vessalatü vesselamu ala Rasülina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmeiyn. ŞERHUL EMSİLE Bismillahirrahmanirrahiym Elhamdü lillahi Rabbil Alemiyn, Vessalatü vesselamu ala Rasülina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmeiyn. Kaynaklarda, Hz.İmam Aliyyül Mürteza (kv) efendimizin

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

Murat eğitim kurumları. Arapça 4 konu 2. İsim ve fiil cümlelerinde olumsuzluk (nefy)

Murat eğitim kurumları. Arapça 4 konu 2. İsim ve fiil cümlelerinde olumsuzluk (nefy) Murat eğitim kurumları Arapça 4 konu 2 İsim ve fiil cümlelerinde olumsuzluk (nefy) İlk önce iyi haber bu konu kolay. Bilmemiz gereken birkaç harfimiz bir de fiilimiz var. Harfler: ال, ل ن, ل م ve.لم ا

Detaylı

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça Dabbetü l-arz Tevrat ta Dabbe Yahudi ve Hıristiyan Teolojisinde (Tanrı biliminde), İslam

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.

Detaylı

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir. Hastalık ve Yolculukta: Eğer bir insan hasta ise ve yolcu ise onun için oruç tutmak Kur an-ı Kerim de yasaktır. Bazı insanlar ben hastayım ama oruç tutabilirim diyor veya yolcuyum ama tutabilirim diyor.

Detaylı

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça Dabbetül-Arz دابة االرض Tevrat ta Dabbe Yahudi ve Hıristiyan Teolojisinde (Tanrı biliminde),

Detaylı

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livata Haddi 71 LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI) Livatanın cezası zina cezasından farklıdır. Her ikisinin vakıası birbirinden ayrıdır, birbirinden daha farklı durumları vardır. Livata,

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3] Şimdi de hızlıca Müteşabihat hakkında bir iki şey söylemek istiyorum. Deniliyor ki Kur ân da hem Muhkemat hem Müteşabihatlar vardır. Bu durumda Kur ân a nasıl güvenebiliriz? Gerçek şudur ki bu konu doğru

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF

ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF ŞİRK VE ÇEŞİTLERİ EBU SEYF Hamd Allah subhanehu ve tealayadır. Salat ve selam ise O nun Rasulünedir. Bundan sonra: Allah sana hidayet etsin. Bil ki şirk koşmak günahların en büyüğüdür ve bütün amelleri

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ TEFSİR TRİHİ VE USULÜ DİKKT Bu testte 25 soru bulunmaktadır. Cevaplarınızı, cevap kâğıdınızın Tefsir Tarihi ve Usulü testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. 1. yet sayısı yüzden az olan surelere verilen

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

PEYGAMBERLERE VE İLAHİ KİTAPLARA İNANÇ 7. 10. Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler

Detaylı

TECVİD Lügat manası; Güzel yapmaktır.

TECVİD Lügat manası; Güzel yapmaktır. TECVİD TECVİD Lügat manası; Güzel yapmaktır. Peygamberimiz(sav): Allah Kur an ı indirildiği gibi okuyanı sever. buyurarak bu tarz okuyuşu teşvik etmiştir. Kur an-ı Kerim de Allah; Kuranı açık açık, tane

Detaylı

Durûs Kitabı 1. Cilt Gramer Kuralları. Üç Hareke

Durûs Kitabı 1. Cilt Gramer Kuralları. Üç Hareke ب س م الل ه الر ح ن الر ح ي م Durûs Kitabı 1. Cilt Gramer Kuralları Üç Hareke ا ل ر ك ات الث الث ة Kesra(Esre) - Damme (Ötre) - ف ت ح ة - (Üstün) Fetha ض م ة ك س ر ة (i) (u) (a) Sükûn(Cezm) Şedde - - س

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez. Ders : 8 Konu : SALiH AMEL Amel kelimesi, sevap veya günahla karşılık bulan her türlü iş, çalışma ve fiil demektir. Kur ân-ı Kerim ve hadisi Şeriflerde daha çok emir, yasak ve tavsiyeler anlamında olup,

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

Arapça 4 konu 4. Mukarebe, reca ve şuru fiilleri

Arapça 4 konu 4. Mukarebe, reca ve şuru fiilleri Arapça 4 konu 4 Mukarebe, reca ve şuru fiilleri Öyle demeyelim de başka fiile muhtaç fiiller diyelim isterseniz. Bunlar Türkçede anlam karşılığı olan fakat yapısal karşılığı olmayan fiiller. Bu fiiller

Detaylı

8. KÂFİRÛN SÛRESİ ÖĞRENELİM

8. KÂFİRÛN SÛRESİ ÖĞRENELİM SÛRELERİMİZİ tefekkürle ÖĞRENİYORUZ 8. KÂFİRÛN SÛRESİ ا ل ا ع ب د ما ت ع ب دو ن 1 ق ل ي ا ا ي ها ال كا ف رو ن و ا ل ا ن ا ع ا ب د 3 و ا ل ا نت م ع ا ب دو ن ما ا ع ب د 2 5 و ا ل ا نت م ع ا ب دو ن ما ا ع

Detaylı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır. İslam a göre kadınlar erkeklerden daha değersiz kabul edilmez. Kadınlar ve erkekler benzer haklara sahiptirler ve doğrusu bazı hususlarda kadınlar, erkeklerin sahip olmadığı bazı belirli ayrıcalıklara

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz. 122.EY İSRAİLOĞULLARI! Size lütfettiğim o nimetleri hatırlayın (bir zamanlar) sizin diğer

Detaylı

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır: Sorularlarisale.com "Kur'an ın her kelamı üç kaziyeyi müştemildir. Birincisi, bu Allah ın kelamıdır. İkincisi, Allah ca murad olan mana budur. Üçüncüsü, mana-yı murad budur..." İzah eder misiniz? "Kur'an

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN الا يمان باالله تعا ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 الا يمان باالله تعا» باللغة ال ية «بن مسلم شاه مد مراجعة: أم نبيل 2009-1430 2 Allah Teâlâ'ya

Detaylı

Herkes bir arayış içinde

Herkes bir arayış içinde Euzubillahimineşşeytananirracim Bismillahirrahmanirrahim Herkes bir arayış içinde Ayberk Efendi Berlin 2oo8 La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim. Meded ya Sultanul Evliya, meded ya Şeyh Nazım

Detaylı

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:

Detaylı

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME 190 HATA İLE ÖLDÜRME Hata ile öldürme iki kısma ayrılır: 1- Öldürülen kimsenin isabet alması istenmemesine rağmen ona isabet etmesi ve onu öldürmesidir. Bir ava atış yapılırken bir insana isabet etmesi

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur. 3 1 Değerli Kardeşim; Unutma! Dünya hayatı çabuk geçer, önemli olan bu dünya hayatında kendine, ailene, ümmete ve tüm insanlığa ne kadar faydalı olduğuna bakman ve bunun muhasebesini yapmandır. Toplumun

Detaylı

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi?

Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi? Kabir azabı kıyâmet kopuncaya kadar devam eder mi? ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 03-434 هل ستمر اب القرب إىل قيام الساعة» اللغة الرت

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ KURBAN: AYET ve HADİSLER Biz, her ümmet için Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerlerine onun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık. İlahınız,

Detaylı

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir? Kurban sözlükte yaklaşmak, yakınlaşmak gibi anlamlara gelmektedir. Kurban, Allah a yaklaşmak ve onun hoşnutluğunu kazanmak amacıyla belirli bir zamanda uygun nitelikteki bir hayvanı kesmektir. Kesilen

Detaylı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Dua ve Sûre Kitapçığı Dua ve Sûre Kitapçığı Hazırlayan: Melike MÜFTÜOĞLU instagram.com/oyunveetlinliklerledinogretimi SÜBHANEKE DUASI Allah ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin

Detaylı

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm 11 1 Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm Müslümanların, bilhassa idareci konumundakilerin

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Tirmizi nin Sıfatlar Hususundaki Mezhebi İmam Ebu İsa Muhammed İbni İsa Tirmizi (209H-274H) Cami'u Sünen Tirmizi www.almuwahhid.com 1 بسم هللا الرحمن الرحيم İmam Tirmizi de kendi dönemindeki hadis

Detaylı

Dua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan

Detaylı

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar

Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar Muhammed Aleyhisselam ın Dilinden Dualar yusufisik1@hotmail.de K ur ân-ı Kerim deki dua ayetleri gibi Peygamberimizin duaları da Arapça aslından okunursa daha iyidir. Ancak, tercümeleri de dua olarak okunabilir.

Detaylı

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10 DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. 5-6, 1-), 5-6, 2-) 5-6 3-) 40 HADİS YARIŞMASI 5-6, 4-) 5-6, 5-) 5-6, 6-) 5-6, 7-) 5-6, 8-) 5-6, 9-) 5-6, 10-) 5-6, 11-) 5-6, 12-)

Detaylı

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır. (Al-i Imran suresi, 85) Icindekiler - Bu dine neden Islam

Detaylı

RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ

RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ 1436 RAMAZAN ORUCUNU DEVAMLI OLARAK 30 GÜN TUTAN KİMSENİN HÜKMÜ حكم من يصوم رمضان 03 يوم ا باستمرار باللغة الرتكية Abdulaziz b. Abdullah b. Baz اسم املؤلف عبد العزيز بن عبد اهلل بن باز Çeviren Muhammed

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

KUR AN I KERİM HAKKINDA KISA BİLGİLER. Soru 2 : Allah(c.c.) ın dilediği şeyleri Peygamberlerine bildirmesine ne denir? Cevap : Vahy denir.

KUR AN I KERİM HAKKINDA KISA BİLGİLER. Soru 2 : Allah(c.c.) ın dilediği şeyleri Peygamberlerine bildirmesine ne denir? Cevap : Vahy denir. KUR AN I KERİM HAKKINDA KISA BİLGİLER Soru 1 : Kur an ı Kerim kaç yılda inmiş, tamamlanmıştır? Cevap : Kur an ı Kerim 22 sene, 2 ay, 22 günde inmiştir. Soru 2 : Allah(c.c.) ın dilediği şeyleri Peygamberlerine

Detaylı

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar Dualar Beddualar Çocuklara gösterilen sevgi, dua ile birlikte beden diliyle de gösterilmesi onların okul başarısını artıracaktır. Çocuklar okula giderken sarılarak ve dua ile yollanmalıdır. Bu, çocukların

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s) Ahmed el Hasan (a.s) 1 Rahman ve Rahim olan Allahın Adıyla. Hamd Alemlerin Rabbi Allahadır. Allahın selamı Muhammed ve Al-i Muhammedin, İmamlar ve Mehdilerin üzerine olsun. Dünyanın Doğusundaki ve Batısındaki

Detaylı

1. BÖLÜM SAHİH FİİLLER MAZİ FİİL Fiili Mazi iki kısımdır: a) Mazi Malum b) Mazi Meçhul MAZİ MALUM: Mazi malum üç şekil üzere bulunur: gibi. آ ت ب gelir. kalıbında ف ع ل 1) gibi. ع ل م gelir. kalıbında

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü [ ثريك Turkish ] Türkçe Abdulaziz b. Baz Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2012-1433 االججهاع ىلع قراءة يس عدة مرات ثم ادلاعء

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ 76 KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ Kadına dübüründen yanaşmak haramdır. Dolayısıyla erkeğin kadına dübüründen yanaşması haram olup bazı imamlar bunu zina olarak değerlendirmişlerdir. Her ne kadar livata

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir? Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir? ما ا كمة ريم لبس ا هب الرجال ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 200-43 ما ا

Detaylı

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص

MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص MERYEM SURESİNDEKİ MUKATTAA HARFLERİ كهيعص Ünlü İslam bilgini Taberi, tefsirinde, mukattaa harfleri ile ilgili, Abdullah b. Abbas, Said b. Cübeyr ve Abdullah b. Mesud dan şu görüşü nakletmiştir: Her bir

Detaylı

Mekke-i Mükerreme'nin bir Küfür Beldesi Olup Olmadığı Hususunda Bir Münazara

Mekke-i Mükerreme'nin bir Küfür Beldesi Olup Olmadığı Hususunda Bir Münazara Mekke-i Mükerreme'nin bir Küfür Beldesi Olup Olmadığı Hususunda Bir Münazara Şeyh Hamad İbni Atik en-necdi (1227H-1301H) Mecmuat'ur Resail ve'l Mesail'in Necdiyye, 1/742-746 www.at-tawhid.org 1 بسم هللا

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Tefsir II ILH DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS Tefsir II ILH 204 4 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz?

Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz? Sorularlarisale.com Kur an'daki selaset, selamet, tesanüd, tenasüb, teavün ve tecavüb mucizevî boyutlarındandır; bunları izah edebilir misiniz? Kur'an'ın Bütünlüğü Kur'an'ın tamamı birbiriyle bütünlük

Detaylı

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/ بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/256-259 Şeyh Hamd bin Atik (V. 1301) kardeşlerinden birisine hitaben şöyle

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI 1- Soru: Allah ın insanlar arasından seçip vahiy indirdiği kişiye ne ad verilir? Cevap: Peygamber/Resul/Nebi denir. 2- Soru: Kuran da peygamber hangi kelimelerle ifade edilmektedir? Cevap: Resul ve nebi

Detaylı

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi; 1) Güçlük içinde ve çok zor durumda olan insanın, 2) Savaş altındaki insanın

Detaylı

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır. Kur'an-ı Kerimde bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi

Detaylı

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Öğretim İlke ve Yöntemleri 1 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com EĞİTİM Bireyin kendi iradesi ile belirli bir program dahilinde davranış kazandırma, davranış geliştirme, davranış değiştirme

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua DUANIN ÖNEMİ Dua, insanda doğuştan var olan bir duygudur. Bu sebeple bütün dinlerde dua mevcuttur. Üstün bir varlığa inanan her insan, hayatının herhangi bir anında dua ihtiyacını hisseder. Çünkü her insan,

Detaylı

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Question Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir? Answer: Dört ana kaynağa yani Kur an a, sünnete, akıla ve icmaya dayanarak Masumların velayet hakkına

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1

REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 REHBERLİK VE İLETİŞİM 1 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com HİDAYET Hidâyet kelimesi türevleriyle birlikte 316 âyet- i kerimede yer almaktadır. Arap dilinde "hedâ" kökünden gelir.

Detaylı

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası

KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı. Azarya ve şarkının üç Yahudi duası www.scriptural-truth.com KRAL JAMES İNCİLİ 1611 APOCRYPHA DUA AZARYA & üç Yahudi şarkı Azarya ve şarkının üç Yahudi duası Azarya dua {1:1} ve yangının ortasında yürüdüler öven Tanrı ve Tanrı nimet. {1:2}

Detaylı

AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ

AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ BİLİM ve İNSAN VAKFI ELMALILI HAMDİ YAZIR KUR AN AKADEMİSİ KUR ÂN-I KERÎM EĞİTİM ve ÖĞRETİM PROGRAMLARI TASHÎH-İ HURÛF DERSLERİ AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ Hazırlayan : Yrd. Doç. Dr. Fatih Çollak 1 I) SÛRENİN

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 T.. 8. SINIF I. DÖNEM ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20 1. İnsanın sorumlu bir varlık olması aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir? A) Düşünmesi B) Konuşması ) Yürümesi D) Beslenmesi 4. Hz. Muhammed

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla

HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir. Rahmân ve Rahîm Allah ın adıyla HAC SURESİ İniş Sırası: 103 Mushaf Sırası: 22 Medeni Sure 78 Ayettir 8. İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah hakkında tartışır; ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olmadan!..

Detaylı