Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalentzis: İnsanlar cins köpeklerle aynı seviyede tutulmaz

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalentzis: İnsanlar cins köpeklerle aynı seviyede tutulmaz"

Transkript

1 EYLÜL - ΣΕΠΤΕΜΒΡΙΟΣ 2012 Sayı: 71 Fiyatı: 3 Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalentzis: İnsanlar cins köpeklerle aynı seviyede tutulmaz Azınlıkça 1

2 BU AY AZINLIKÇA AZINLIKÇA BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ EYLÜL 2012 YIL:8 SAYI:71 Azınlıkça Online ΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣ ΣΕΠΤΕΜΒΡΙΟΣ 2012 ΕΤΟΣ:8 NO:71 SAHİBİ-SORUMLUSU ΙΔΙΟΚΤΗΤΗΣ-ΕΚΔΟΤΗΣ- ΔΙΕΥΘΥΝΤΗΣ EVREN DEDE GENEL KOORDİNATÖR ΓΕΝΙΚΟΣ ΣΥΝΤΟΝΙΣΤΗΣ AYDIN BOSTANCI YAYIN YÖNETMENİ ΣΥΜΒΟΥΛΟΣ ΕΚΔΟΣΗΣ İBRAM ONSUNOĞLU İNTERNET SORUMLUSU FATİH NAZİFOĞLU BU SAYIDA YAZARLAR Aydın Bostancı Dimostenis Yağcıoğlu Evren Dede Fatih Nazifoğlu Γιώργος Δούδος Herkül Millas İbram Onsunoğlu ADRES Anemonis Komotini Tel: Fax: ΕΤΗΣΙΕΣ ΣΥΝΔΡΟΜΕΣ Ιδιώτες. : 36 Τραπεζες, Οργανισμοί: 98 Ν.Π.Δ.Δ, Α.Ε: 98 Δήμοι: 98 Euro Κοινότητες: 72 Evren Dede Ali Tuygan ın Gönüllü Diplomat ı 1997 ile 2001 yılları arasında Atina da Büyükelçi olarak görev yapan Ali Tuygan kitabında Atina Yılları başlığıyla kaleme aldığı bölümde, hem Yunanistan daki kişisel hayatını, hem de diplomat olarak yaşadıklarını aktarıyor. Türk-Yunan ilişkilerinde bilinen ve bir türlü çözülemeyen - ve kısa dönemde çözüleceğine pek de inanmadığım malum sorunlara girmeden - Ali Tuygan ın Gönüllü Diplomat ında yer verdiği ve benim de içtenlikle katıldığım bir iki paragrafını... İçindekiler Herkül Millas Dostların Zararlı Yanı Azınlıkların bazı dostları bazen zararlı olabiliyor. Kaş yapalım derken göz çıkarıyorlar. Bu dostlar iyi niyetle davranıyor olabilir; ama söz konusu olan niyet değil, bazı sonuçlardır. Batı Trakya ve İstanbul da yaşayan Müslüman ve Rum (veya isterseniz, Türk ve Yunan) azınlıklarının böyle dostları var. Bu azınlık üyeleri ülkelerinin yurttaşlarıdır. Aslında bu yurttaşlık ve pratikte uygulanışı başlı başına başka bir sorun, başka bir yazı konusudur. Ama azınlık üyelerinin yaşadıkları ülkede yurttaş ve eşit statüde vatandaş oldukları, böyle olmaları gerektiği... Azınlıkça71 İbram Onsunoğlu Altın Şafak ve Azınlık Altın Şafak (Χρυσή Αυγή) bizi çok uğraştıracağa benziyor. Azınlık köylerinde motosikletli grupların gövde gösterileri ve korku saçma çabaları ve Gümülcine kent meydanındaki bir gösteriden sonra Türk Gençler Birliği ne saldırı, örgütün bu ilk eylemlerinin arkası gelecektir. Tehlikeyi tahlil etmeye çalışalım. Batı Trakya da örgütün tabanı geniş sayılmaz, o nedenle buradaki eylemler için Makedonya illerinden takviye geliyor. Altın Şafak, özellikle göçmen aleyhtarı tavrıyla taraftar topluyor... 3 Kobay olarak Yunanistan 4 Ali Tuygan ın Gönüllü Diplomat ı Evren Dede 5 Ταΐζοντας τα περιστέρια Εβρέν Δεδέ 6 Batı Trakya da kalkınmanın adresi EOZ Aydın Bostancı 8 Altın Şafak ve Azınlık İbram Onsunoğlu 9 Altın Şafak Yan Devletine Hayır! Tasos Barlas 10 Yorgos Kalantzis: İnsanlar cins köpeklerle aynı seviyede tutulmaz 15 Türkiyeli Rumlar ve Yunanistanlı Türkler Arasında Dayanışma Dimostenis Yağcıoğlu 18 Frangoudaki: Eğitimde en önemli konu çocukların ihtiyaçları 22 Kırmızı Ferrarili çiftçi Fatih Nazifoğlu 24 Dostların Zararlı Yanı Herkül Millas 32 INNOCENCE OF MUSLIMS (Η Αθωότητα των Μουσουλμάνων) Γιώργος Δούδος 35 Azınlıklar ve Pastırma Yazı Herkül Millas 38 Kuduz köpekler İbram Onsunoğlu 2 Azınlıkça AZINLIKÇA - BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ ΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ - ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣ

3 Kobay olarak Yunanistan Gerçeği isterseniz Yunanistan ın, son dönemlerdeki yaygın propagandist tabirle, kobay olmaması için bir alternatif çözüm daha bulunuyordu: Ülke iflas edebilirdi, Euro Bölgesi nden çıkabilirdi ve şu anda kalıntılarını topluyor olurdu. Böyle bir gelişme bütçe açığı GSYMH sinin %15,5 inde olan, cari işlemler açığı %14 ü bulan bir ülke için zaten doğal bir gelişme olurdu. Dükkan kapatılır ve ülke yeniden başını kaldırana dek yer yerinden oynardı. Ancak Yunanistan da yerin yerinden oynaması, Aleksis Tsipras ın model olarak reklam ettiği Arjantin dekiyle hiçbir alakası olmazdı. Yani Arjantin de olduğu gibi insanların bir parça et alabilmeleri için yolun ortasında canlı danayı kestiğini görmeyecektik. Bunun nedeni ise çok basit: Arjantin de canlı da olsa parçalamak için dana bulunuyor. Ette ticari açığı 1 milyar Euro olan ve nefret edilen Troykanın parasını alamayan Yunanistan da parçalayıp yiyebilmemiz için canlı hayvanlar yollarda olmayacaktı. Birbirimizi yiyecektik. Yunanistan ve diğer ülkeler şimdi kobay olmadılar. Bu ülkeler 2000 yılında bir para (ancak ekonomik olmayan) Birliği kurmaya karar verdiklerinde kobay oldular. Sadece küresel mali kriz patlak verinceye kadar bu deney yararlı görünüyordu. Yunanistan, Almanya nın üretim tabanına sahip olmamasına ve hiçbir zaman buna yaklaşmaya çalışmamasına rağmen bu kuzey ülkesinin faiz oranıyla borçlanıyordu. Memoranduma imza atarak bu deneyi devam ettirmeye karar verdik: Euro Bölgesi nde kalmak ve iflas etmemek istiyorduk. Bu yüzden de iç devalüasyon çözümü bulundu. Yunanistan bu çözümü uygulayan ilk ülke oldu, çünkü maalesef Yunanistan ilk iflas eden ülke olmuştu. Mesela ilk olarak Portekiz güme gitseydi o zaman Portekiz kobay olurdu. Tabiî ki de bu çözümün sonuç verip vermeyeceğini ya da ne kadar etkin olacağını bilemiyoruz. Ne Avrupa Birliği ne de dünyanın birçok köşesinde iflas olaylarını idare eden IMF bugüne dek böyle bir çözümü uygulamış değiller. Almanya nın ilk başta Yunanistan ın borcunun kırpılmaması yönündeki direnişi ve böylece bütün AB nin bu konuda direnişi bu çabayı daha da zorlaştırdı. Deneyin başarılı olup olamayacağını bilemiyoruz. Zaten sürekli müzakereler yapılıyor ve sürekli yeni şartlara göre yeniden uyarlanıyor. Kesin olan şudur ki Yunanistan ın kobay olmasından daha kötü bir çözüm yolu bulunuyordu. Yunanistan kobay olmayabilirdi. Fakat iflas etmiş Yunanistan dan geriye dönüp bakılsaydı, bugün yaşadıklarımız bize cennet gibi görünecekti. Pashos Mandravelis Kathimerini - 22/09/2012 Azınlıkça 3

4 Vitrin Evren Dede Ali Tuygan ın Gönüllü Diplomat ı İstanbul a son gidişimde, Emekli Büyükelçi Ali Tuygan ın Dışişleri ndeki kırk yılını anlattığı Gönüllü Diplomat adlı anı kitabını satın almıştım. Geçenlerde kitabı okuma fırsatı yakaladım. Diplomatların anılarını anlattıkları kitaplara her zaman özel bir ilgi duydum nedense özellikle de Türk- Yunan ilişkilerinde görev almış Yunan veya Türk diplomatların. Ali Tuygan ın görev yaptığı yerler arasında Atina olduğu için onun bakış açısından da Türk-Yunan ilişkileri, Yunanistan ve elbette Yunanlılar nasıldı, öğrenmek istiyordum. Diplomatlar, kendi ülkelerinin sınırları belli olan dış politikaları kapsamında kalsalar bile, kendi anlayış, yorum ve tarzlarını yansıtırlar sorumluluk alanlarına. Dolayısıyla, aynı göreve gelen her yeni büyükelçi, eski halefinden veya ondan da öncekilerden farklı bir üslup benimseyebilir. Dış politikada çerçeve belli olsa dahi diplomatların kendi filtrelerinden geçen olaylar, merkeze, söz konusu diplomatın bakış açısıyla akseder. Daha önce hatıratını okuduğum ve yine Atina da görev yapan diplomatlardan olan Emekli Büyükelçi Deniz Bölükbaşı da (emekliliğin ardından siyasete girmişti), kitabındaki Atina da fırtınalı yıllar: başlıklı bölümde, diplomatların mizacı ve düşünce dünyasının merkeze aktarılan olaylarda ciddi etkisi olduğundan bahseder ile 2001 yılları arasında Atina da Büyükelçi olarak görev yapan Ali Tuygan kitabında Atina Yılları başlığıyla kaleme aldığı bölümde, hem Yunanistan daki kişisel hayatını, hem de diplomat olarak yaşadıklarını aktarıyor. Türk-Yunan ilişkilerinde bilinen ve bir türlü çözülemeyen - ve kısa dönemde çözüleceğine pek de inanmadığım malum sorunlara girmeden - Ali Tuygan ın Gönüllü Diplomat ında yer verdiği ve benim de içtenlikle katıldığım bir iki paragrafını aktaracağım: Yunanistan 2011 yılında çok ciddi, aslında iflas anlamına gelen bir ekonomik kriz içerisine düşmüş olabilir. Krizler, can yaksa da, ulusal gururu rencide edici durumlarla karşılaşılsa da gelip geçiyor ama ülkeler haritadan silinmiyor, kurumsal kazanımlar kalıcı oluyor. Yunanistan da bu sıkıntılı dönemi aşacak, ancak Simitis sonrası dönemde yapılan büyük yanlışların bedelini ödeyecektir. Şimdi sorun ekonominin canlandırılması olmakla beraber bunun hemen yanı başında siyasete güvenin ihyası bulunmaktadır. Arada bir de olsa, Yunanistan a, karşısında bulunduğu mali sorunlar nedeniyle biraz yukardan baktığımız izlenimi veren beyan ve değerlendirmeler görüyorum. Bunları okuduğumda şöyle düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum: Evet, karşısında bulundukları ekonomik kriz çok ciddi. İnsanlar yıllarca sıkıntı çekecek. Biz ekonomik açıdan çok farklı bir noktadayız ama bizim ulusal gündemimiz de sıkıntı dolu değil mi? Doğrusu, Ali Tuygan ın kitabını kütüphaneme yerleştirirken dahi merak etmiştim, acaba Atina da büyükelçilik yapmasının ardından Türk-Yunan ilişkilerini nasıl yorumluyordu? Yoğunluktan dolayı yaklaşık bir aydır rafta bekleyen Gönüllü Diplomat ı en sonunda okuma fırsatı yakaladım. Okuyunca gördüm ki, Tuygan ın yorumları, analizleri hoşuma gitmişti. Ali Tuygan ın Atina da neler yaşadığını, Türk-İsrail ilişkileri, ABD ile ilişkiler veya Arap Baharı ile ilgili görüşlerini ve son tahlilde 40 yıllık diplomatlık hayatında başına neler geldiğini öğrenmek istiyorsanız, Gönüllü Diplomat ı okuyun derim. * Gönüllü Diplomat, Dışişlerinde Kırk Yıl, Ali Tuygan, Şenocak Yayınları, Nisan Azınlıkça

5 Εβρέν Δεδέ Το άρθρο του ιδιοκτήτη και εκδότη του Αζινλίκτσα κ. Εβρέν Δεδέ που δημοσιεύτηκε στις 16 Αυγούστου 2012 στην «Αγκός» Εφημερίδα της Αρμένικης Μειονότητας της Κωνσταντινούπολης έχει ως εξής: Ταΐζοντας τα περιστέρια Το κυνήγι των λαθρομεταναστών στην Ελλάδα, οι επιθέσεις και οι δολοφονίες, τα αυστηρά μέτρα κατά των μεταναστών στη Γαλλία, η ξενοφοβία που αντικατοπτρίζεται με τρόπο καταφανή στην καθημερινή ζωή στις υπόλοιπες ευρωπαϊκές χώρες, όλα αυτά προκαλούν μόνο φόβο! Από την άλλη πλευρά, το εσωτερικό της Τουρκίας μοιάζει με καζάνι που βράζει. Όσον αφορά στους πρόσφυγες που ήρθαν στην Τουρκία από τη Συρία, εγκαταλείποντας τη γη τους, το χωριό τους και την πατρίδα τους εξαιτίας του πολέμου, οι απόψεις διίστανται. Οι αντιλήψεις σχετικά με τους «μετανάστες/πρόσφυγες» τείνουν να γίνονται ολοένα και πιο αρνητικές εξαιτίας άρθρων με περιεχόμενα όπως: «Υπάρχει αναταραχή στα προσφυγικά στρατόπεδα, έχει υποσταλεί η τουρκική σημαία, ξυλοκοπούνται αστυνομικοί!». Όσον αφορά στο μεταναστευτικό, η χώρα που βρίσκεται στην πιο δυσχερή θέση, είναι αναμφίβολα η Ελλάδα. Μετά από την οικονομική της χρεοκοπία, η παροχή ακόμα και ενός κομματιού ψωμί για τους μετανάστες αποτελεί πλέον πρόβλημα για τη χώρα. Η Ελλάδα, που σφαδάζει από την ανεργία και τη φτώχεια, δεν ξέρει πλέον τον τρόπο για να επιμεληθεί του θέματος των μεταναστών!... Ενόσω συνεχίζεται στην Ελλάδα, η λήψη αυστηρών μέτρων κατά των παράνομων μεταναστών, υπάρχουν και κάποιοι που σκέφτονται με συναίσθηση και λογική. Ένας εξ αυτών είναι και ο Γενικός Γραμματέας Θρησκευμάτων, Γιώργος Καλαντζής. Τα όσα μας δήλωσε κατά τη διάρκεια μια συνάντησης που είχαμε πρόσφατα, πραγματικά μου έκαναν εντύπωση. Ο Καλαντζής άγγιξε τις ευαίσθητες χορδές μας Την ώρα που στην Τουρκία υψώνονται οι φωνές εναντίον των προσφύγων, την ώρα που οι ναζί επιτίθενται σε μετανάστες, εμπνέοντας παντού το φόβο θα ήθελα να σας μεταφέρω τα λόγια του Γενικού Γραμματέα Θρησκευμάτων στην Ελλάδα, κου Καλαντζή,. Διότι έχουμε ανάγκη από άτομα που μιλούν από καρδιάς και υποστηρίζουν με σθένος τις απόψεις τους. Ταΐζοντας τα περιστέρια «Νομίζουν ότι μιλάμε για άτομα που πέρασαν τα σύνορα δείχνοντας απλά το διαβατήριό τους. Όχι. Μιλάμε για άτομα που για να έρθουν μέχρι εδώ, έβαλαν τη ζωή τους σε υποθήκη. Μιλάμε για άτομα που επειδή δεν είχαν λεφτά αποτέλεσαν ανθρώπινο εμπόρευμα. Κοιτάξτε, οι άνθρωποι αυτοί δεν έχουν διαβατήριο, καταστρέφουν τα διαβατήριά τους. Αρνούνται να μιλήσουν με τους αρμόδιους για να μην αναγκαστούν να επιστρέψουν. Η αστυνομία είναι λοιπόν αυτή που υποχρεώνεται να ανακαλύψει την ταυτότητά τους, τα ονόματά τους και τη χώρα από την οποία προήλθαν Όσον αφορά ιδιαίτερα σε συνθήματα των Ναζιστών (του κόμματος της Χρυσής Αυγής) όπως: «Μην τους επιτρέπετε την είσοδό! Βάλτε νάρκες στα σύνορα» έχω να πω το εξής: Ας υποθέσουμε ότι όντως μεταφέρουμε δεκάδες χιλιάδες στρατό στα σύνορα με βαρύ οπλισμό και τοποθετούμε και νάρκες. Θα ήθελα να ρωτήσω το εξής: Ποιος Έλληνας θα μπορέσει να πυροβολήσει βλέποντας απέναντί του να περνούν οικογένειες με παιδιά; Αυτό που θέλουμε να δείξουμε ως ελληνικό πολιτισμό, ελληνική ιστορία και ταυτότητά μας σε αυτούς τους δυστυχείς και βασανισμένους ανθρώπους θα είναι να τους πυροβολήσουμε; Συν τοις άλλοις, οι «λεβέντες» αυτοί που διατυπώνουν τα εν λόγω συνθήματά, είναι σε θέση να πατήσουν την σκανδάλη σε μια τέτοια περίπτωση και πόσες φορές θα την πατούσαν; Η πράξη αυτή βέβαια ονομάζεται δολοφονία. Προσωπικά δεν μπορώ ούτε καν να φανταστώ τον Έλληνα που θα το κάνει αυτό, είτε έπειτα από διαταγή που θα του απευθυνθεί, είτε ως χόμπυ. Δεν μπορώ να φανταστώ τον Έλληνα που θα ανοίξει πυρ εναντίον αυτών των ανθρώπων που αποπειρώνται να περάσουν τον Έβρο με αποτέλεσμα πολλές φορές ακόμη και να πνίγονται μέσα σε αυτόν. Οι άνθρωποι αυτοί δεν είναι τουρίστες. Δεν άφησαν τις οικογένειές τους, για να έρθουν εδώ, να επισκεφθούν τη θάλασσα και να κάνουν ηλιοθεραπεία. Γνωρίζουμε τα τεκταινόμενα σε Συρία και Αφγανιστάν. Όπως συμβαίνει και στο Πακιστάν και τη Σομαλία, οι άνθρωποι μεταναστεύουν από τις χώρες τους γιατί κινδυνεύουν σε αυτές. Προσέξτε, οι άνθρωποι αυτοί, άφησαν πίσω όλα τους τα υπάρχοντα! Πρόκειται για δυστυχισμένους, ταλαιπωρημένους και βασανισμένους ανθρώπους. Γνωρίζω μάλιστα ότι υπάρχουν ακόμη και κάποιοι που νοικιάζουν καθαρά ρούχα και πηγαίνουν στην πλατεία Συντάγματος για να φωτογραφηθούν την ώρα που ταΐζουν τα περιστέρια, μόνο και μόνο για να στείλουν τη φωτογραφία στην οικογένειά τους στο Πακιστάν και να πουν: «Κοιτάξτε! Εμείς ζούμε ωραία στην Ελλάδα!» Σκεφθείτε το! Ντρέπονται να πούνε πως ζούνε στην Ελλάδα. Δεν πρέπει να το ξεχνάμε αυτό» * Azınlıkça 5

6 Genç Bakış Aydın Bostancı Batı Trakya da kalkınmanın adresi EOZ Son iki yıldır Trakya Ekonomi Forumu Başkanı Katerina Karayanni nin girişimleriyle Batı Trakya da serbest ticaret bölgesi (EOZ) kurulmasına yönelik yoğun bir çalışma maratonu başlatıldı. - Serbest ticaret bölgesinin faaliyetiyle artacak gelirler sayesinde yerel tüketim güçleniyor ve bölgede çalışan işçi sayısı artıyor. Batı Trakya da Serbest Ticaret Bölgesi kurulmasına yönelik gerek Dedeağaç ta gerekse de Atina da bilgilendirici paneller düzenlendi ve düzenlenmeye de devam edecek gibi gözüküyor. En son geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde, Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkanlığı, bölgede kurulması düşünülen serbest ticaret bölgesi ile elde edilecek kalkınma projelerini içeren mütalaayı özel bir şirkete hazırlattı ve geçtiğimiz Ağustos ayı içerisinde rapor Kalkınma Bakanlığı na sunuldu. İlgili rapor bugün Avrupa Komisyonu Parasal İşlerden Sorumlu Komiseri Olli Rehn e elinde bulunuyor. Olli Rehn daha önce yaptığı açıklamalarda, Avrupa rekabetçilik yasalarına ters düşmesine rağmen Yunanistan a serbest ticaret bölgeleri kurulmasına olumlu baktıklarını açıklamıştı. Öte yandan Rodop Nea Dimokratia (ND) milletvekili ve günümüzün İçişleri Bakanı Evripidis Stilyanidis de, erken genel seçim öncesi açıkladığı 5 ana hedefinden bir tanesinin Doğu Makedonya Trakya Eyaleti nde serbest ticaret bölgesi kurulması olduğu açıklamış ve projeye destek vermişti. Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkanı Aris Yannakidis de, en başından itibaren dile getirilen bazı tepkilere rağmen, bölgede serbest ticaret bölgesi kurulmasına olumlu yaklaşmış ve projeyi Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkanlığı olarak desteklemişti. Doğu Makedonya Trakya Eyalet Başkanlığı tarafından hazırlattırılan teknik mütalaada serbest ticaret bölgeleri ile ilgili bazı önemli hususlar şöyle sıralanıyor: - Serbest ticaret bölgelerine mağaza zincirleri dâhil edilmiyor ve böylelikle küçük ve orta ölçekli işletmeler bundan olumsuz yönde etkilenmiyor. - Serbest ticaret bölgelerinin faaliyetinde istenilen para birimi seçilebiliyor ve böylelikle para birimin doğurduğu istikrarsızlık, yüksek enflasyon, borsa alım satım farklarının yol açtığı zararlar gibi konulara çözüm getirebiliyor. - Serbest ticaret bölgelerindeki işçi personeli yerel nüfustyan seçiliyor ve sadece özel ve uzman eleman kadrolar dışarıdan getirilebiliyor. - Serbest ticaret bölgelerinde faaliyet gösteren çokuluslu işletmeleri sadece düşük iş maliyeti olan ülkeler ile sadece iş maliyeti konuları ilgilendirmiyor. Serbest ticaret bölgeleri İrlanda gibi yüksek günlük işçi ücreti olan ülkelerde de bulunuyor ve bunlar da Avrupa daki serbest ticaret bölgelerinde faaliyet gösteren birçok şirket yer alıyor. -Her bir serbest ticaret bölgesinin avantajları ve dezavantajları bulunuyor ve mükemmel bir serbest ticaret bölgesi modeli bulunmuyor. Batı Trakya da kalkınmayı ve bölgeye yatırımları getirebilecek olan serbest ticaret bölgesi gerçekleştirilmesi kolay bir proje değil. Bu konuda yerel, ulusal ve Avrupa düzeyinde birçok bürokratik engel bulunuyor. Fakat imkânsız değil. Bugün ülke genelinde işsizlik oranının %25, Doğu Makedonya Trakya bölgesinde ise işsizlik 6 Azınlıkça

7 ortalamasının gençlerde %50 oranında olduğu bu zor dönemde, bu gibi kalkınma ve istihdamı getirebilecek proje ve çalışmalara dört elle sarılmalıdır. Bu yönde çıkan bazı çatlak seslerin ise ciddiye alınmaması gerekir. Bu gibi projelere karşı çıkanlar laf kalabalığından öte gidemiyorlar, oturdukları yerden sayıklıyorlar. Halkın işe ve istihdama her zamankinden fazla ihtiyacı var. Her gün artan vergiler ve yapılan mali kesintilerle halk toplu bir mali buhran içerisinde bulunuyor. Ülke genelinde gün geçtikçe artan intihar vakaları, ırkçı eylemler, yabancı düşmanlığı ve siyasilere karşı duyulan öfke bunun en bariz göstergesi. Siyasi irade ve yöneticiler ne pahasına olursa olsun serbest ticaret bölgesi gibi halka biraz olsun nefes aldıracak projeleri göğüslemeli ve ilerletmelidirler. Özellikle mali ve toplumsal buhranın eşiğinde bulunan ülkemizde popülist söylemlerden kaçınılmalı, gerçekçilik her zamankinden daha fazla tercih edilmelidir. Buna örnek vermek gerekirse, Dedeağaç Belediye Başkanı Evangelos Lambakis, en başından beri EOZ projesine açık destek vermiş, hatta serbest ticaret bölgesine karşı olanları eleştirmişti. Fakat Belediye Başkanı birdenbire karar değiştirerek önceden desteklediği EOZ projesini daha sonra en çok eleştirenlerden birisi haline geldi. Ve buna gerekçe olarak serbest ticaret bölgesi ile Almanlar ve Türklerin bölgeyi satın alacaklarını ileri sürdü. Dedeağaç Metropoliti Anthimos da benzer tepkiyi göstererek Trakya Ekonomi Forumu Başkanı Katerina Karayanni yi bölgede istenmeyen kişi ilan ediverdi. Oysa paranın dini imanı olmaz gerçeği var karşımızda. Ülkemiz borç batağı içerisinde kıvranıyor ve IMF den, Avrupa dan ve özellikle de Almanya dan alınan taksitlerle devlet memurları ve emekliler maaşlarını alabiliyorlar. Şimdi çıkıp bu gelen para Alman veya Portekiz parasıdır, istemiyoruz, almayacağız mı diyeceğiz? Veya bunu diyebilecek birisi var mı? Bu sebeple popülist ve ucuz söylemlerden kaçınmak lazım. Tam aksine Batı Trakya ya kalkınma ve istihdam sağlayabilecek serbest ticaret bölgesi gibi projeler desteklenmeli ve hayata geçirilmesi için çalışılmalıdır. Zira halkın iş ve istihdama ihtiyacı var, boş lafa ise herkesin karnı tok. * SON İKİ ANKETTEN İKİ FARKLI SONUÇ ÇIKTI Rass ve Metron Analysis araştırma şirketlerinin erken genel seçimlerin üzerinden üç ay geçtikten sonra yapmış olduğu son kamuoyu araştırmalarının sonuçları bugün kamuoyuyla paylaşıldı. Rass şirketinin Parapolitika gazetesi hesabına gerçekleştirmiş olduğu kamuoyu yoklaması sonuçlarına göre ND Partisi SYRIZA Partisi nin 1,1 puan önünde bulunuyor. Metron Analysis in Ependitis gazetesi hesabına yaptığı ankette ise SYRIZA Partisi nin %1,2 lik bir farkla ND Partisi nin önünde bulunduğu sonucu ortaya çıktı. Her iki anket sonuçlarında da Hrisi Avgi Partisi nin üçüncü sıraya kadar yükselişi ve PASOK Partisi nin dördüncü sıraya gerilemesi göze çarpıyor. Rass ın yapmış olduğu kamuoyu yoklamasının sonuçları şöyle: ND: %24,2 SYRIZA: %23,1 Hrisi Avgi: %9,3 PASOK: %8,2 Aneksartiti Ellines: %6,3 DİMAR: %5,2 KKE %4,6 Ekolog-Yeşiller: %1,3 Metron Analysis şirketinin yapmış olduğu anketten ise şu sonuçlar ortaya çıktı: SYRIZA: %20,8 ND: %19,6 Hrisi Avgi: %8,8 PASOK: %7,3 Aneksartiti Ellines: %5,4 DİMAR: %4,8 KKE: %3,9 Ekolog-Yeşiller: %1,1 Azınlıkça 7

8 Denge İbram Onsunoğlu Altın Şafak ve Azınlık Altın Şafak (Χρυσή Αυγή) bizi çok uğraştıracağa benziyor. Azınlık köylerinde motosikletli grupların gövde gösterileri ve korku saçma çabaları ve Gümülcine kent meydanındaki bir gösteriden sonra Türk Gençler Birliği ne saldırı, örgütün bu ilk eylemlerinin arkası gelecektir. Tehlikeyi tahlil etmeye çalışalım. Batı Trakya da örgütün tabanı geniş sayılmaz, o nedenle buradaki eylemler için Makedonya illerinden takviye geliyor. Altın Şafak, özellikle göçmen aleyhtarı tavrıyla taraftar topluyor, oysa bölgemizde göçmen sorunu sivri değil. Azınlık aleyhtarı tavrı da aynı ölçüde keskin olsa bile, örgütün en çok odaklandığı konu Azınlık değil, hiç olmazsa şimdilik. Azınlık ile Çoğunluk arasında çelişkiler ve etnik gerilim artarsa, Atın Şafak ın yerel tabanı genişleme fırsatı bulacak, tehlike o zaman büyüyecek ve Azınlığa saldırılar artacaktır. Batı Trakya daki etnik gerilimi örgütün tek başına artırması kolay görünmüyor, buna gönüllü olarak katılacak yerel güçler olsa bile. Araya erk odaklarının girmesi, olayları onların örgütlemesi ve yönlendirmesi gerekiyor, 29 Ocak Pogromu öncesinde olduğu gibi. Ondan sonra vurucu ve kırıcı güç olarak Altın Şafak öne çıkacaktır. Bugünkü koşullarda böyle bir senaryonun gerçekleşmesi uzak ihtimal. Zira Altın Şafak, şiddeti, ırkçılığı ve kini ilke edinmiş ve nazi ideolojisini benimsemiş bir örgüt ve parti olarak Azınlığın bir sorunu olmaktan çok öncelikle Yunanistan ın bir sorunu. Rejimle açıkça çatışıyor, parlamenter sistemi reddediyor, yollarda uyguladığı şiddeti Meclise taşımaktan çekinmiyor. Demokratik düzen, sosyal barış, Avrupaî değerler için nihayet bir tehlike olarak algılanmaya başladı. Artık basın, siyasî partiler, Meclis, insan hakları kuruluşları ve yargı, örgütün kanunsuzluklarını mercek altına alıyor. Nitekim Azınlığa yapılan ilk saldırılar görmemezlikten gelinmedi. Bundan sonraki muhtemel saldırılar için de aynısı olacaktır. Bir çeşit dayanışma ortaya çıkacaktır. Bu da örgütün belki antiazınlıkçı tavrını değiştirmez, ama eylemlerinin yaygınlaşmasını engeller. Yine de en yerinde olanı, Altın Şafak için en kötü öngörülerle yola çıkılmasıdır. Yıllardır marjinal aşırı sağ bir örgüt diye önemsenmeyen ve göçmenler aleyhinde uyguladığı şiddeti görmemezlikten gelinen Altın Şafak, son iki seçimde beklenmedik bir başarı sağlayarak, Yunanistan daki siyasî gündemin ortasına konuşlandı. Şimdiye dek aşırı sağı temsil eden LAOS u sildi süpürdü. Son nabız yoklamalarında gücünü artıran tek parti olarak karşımıza çıkıyor. Bugün, %10 lara ulaşmış olarak, ND ve SİRİZA dan sonra 3. büyük parti konumunda. Bu başarısını kinci ve ırkçı söylemine ve şiddet uygulamalarına borçlu olduğunun bilincinde. Altın Şafak ın sergileyeceği başka bir şeyi yok, dolayısıyla bu yolda daha bir kararlılıkla yürümeye devam etmesi beklenmelidir. Nereye kadar? Hükümet, öbür partiler ve çeşitli kuruluşlar, gecikmeli olarak tehlikeyi farketmiş görünüyorlar. Basın, tüm gazeteler, son iki haftadır analiz üzerine analiz yayımlıyorlar. Oysa çoktandır Altın Şafak, AB ülkelerinde faaliyetine müssade edilen tek nazi partisidir. Kapatılmalıdır. diyen sesler yok değildi. Yunanistan, kaçak göçmen patlamasının ve ekonomik krizin bir yan etkisi olarak palazlanan Altın Şafak ın kahrını bir süre çekeceğe benziyor. Onun varlığından tehdit altında olan bir unsur da bizim Azınlık. Zaman zaman örgütün şiddetine maruz kalacağız. Bu şiddetin pogromlara dönüşmesi uzak bir ihtimal. Altın Şafak ın insafından değil, açmış olduğu cephede savaştığı unsurların fazlalığı yüzünden. Bizim üzerimizde odaklanmaya zamanı ve fırsatı pek olmayacak. 8 Azınlıkça

9 Altın Şafak Yan Devletine Hayır! To Vima gazetesinin 12 Eylül tarihli sayısında Tasos Barlas imzasıyla yayınlanan Altın Şafak Yan Devletine Hayır! başlıklı makalenin Azınlıkça Online ekibi tarafından yapılan Türkçe çevirisi şu şekildedir: Altın Şafak Yan Devletine Hayır! Parlamento da temsil edilen yasal bir parti tarafından Yunanistan da 60 yıl sonra ilk kez yan devlet mekanizmasının kurulması için uğraş veriliyor. Son yan devlet mekanizması kalıntılarını 7 yıl süren diktatörlük sırasında tanımıştık ve bu kalıntılar demokrasiye geçildikten birkaç ay sonra dağılmıştı. Bugün ise Altın Şafak saldırı taburlarıyla, ve şimdilik diğer siyasî partilerin toleransıyla, katı bir yan devlet mekanizması oluşturuyorlar; bakınız bu mekanizma geçtiğimiz günlerde Peristeri de, Mesologgi de ve Metamorfosi de kendini iyiden iyiye hissettirdi. Yunan devleti geç kaldı. Altın Şafak, nazist ve faşist özelliklerini ilk ortaya çıktığı andan bu yana uzun yıllardır göstermiştir. O zamanlar demokrasi için de tehlikeli sayılmamıştır. Altın Şafak ı küçük su damlacıklarıyla karşılaştırmışlar ve siyasetçilerimiz de Altın Şafak ı yasa dışı ilan etmeyip yataklarında rahatça uyumuşlardı. Ancak yılanın yumurtası, başkentin fa- kir semtlerinde ve erişimi zor olan okullarında kuluçkadaydı yılında dahi demokrasi için tehlikeli sayılmadı Altın Şafak. Ve bu yumurtadan Yunan toplumunu saran yılanlar ortaya çıktı. Şimdi ise Altın Şafak gerçek yüzünü gösteriyor. Gri ideolojisine uymadığını saydığı her şeyi (herkesi) dövüyor, yaralıyor ve yakıyor. Ve Yunan devleti de, derin demokratik uykusundan ani bir şekilde uyanmış oldu. Altın Şafak ın yan devlet saldırı taburları Yunan Parlamentosu nda da bulunuyor; zehirli yılanlar parlamenter örtülerinin altına saklanarak vuruyorlar. Tüm siyasi güçler daha fazla gecikmeden işbirliğine giderek yaratılmaya çalışılan yan devlet mekanizmasının ayaklarını yerden kesmelidirler. Bugün yarın hep birlikte kaçak göçmencilik ve ekonomik krizle mücadele ediyorlar bahanesiyle dört bir tarafa yayılan bu faşist fırtınaya karşı çıkmalıyız. Çünkü bir kez daha demokrasi galip gelmeli ve yan devlet mağlup olmalıdır. Tasos Barlas / To Vima / 12/9/2012 Azınlıkça 9

10 Yorgos Kalantzis: İnsanlar cins köpeklerle aynı seviyede tutulmaz Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalantzis ten Azınlıkça ya çok özel açıklamalar! Yunanistan Eğitim ve Dinişleri Bakanlığı nın Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalantzis Batı Trakya ya yaptığı ziyaret kapsamında Azınlıkça bürosunu da ziyaret etti. Geçen yıl bölgeye yaptığı ziyarette röportaj yapmıştık Kalantzis le. Bu son ziyaretinde büromuzu ziyaret ettiğinde de fırsat bu fırsat dedik ve yeni bir röportaj talebinde bulunduk. Sorularımızı önceden hazırlamadığımız için bir nevi söyleşi gibi oldu Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalantzis le yaptığımız röportaj. Röportajda çok soru soramadık, vakti kısıtlıydı. Fakat son güncel gelişmeleri sormasak olmazdı. Cevap verir mi bilmeden, Dinişleri Genel Sekreterliği nin sorumluluğunda olmayan kaçak göçmen konusunu da sorduk Yorgos Kalantzis e, Altın Şafakçıların Gümülcine Türk Gençler Birliği önünde yaptıkları eylemi de. Yaptığımız röportajda çok önemli açıklamalar ve tespitlerde bulundu Yorgos Kalantzis. Dinişleri Genel Sekreteriyle yaptığımız röportajı okuyunca sizler de göreceksiniz. Sözü uzatmanın anlamı yok. İşte Eğitim ve Dinişleri Bakanlığı Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalantzis ile yaptığımız röportaj: Azınlıkça: Öncelikle ofisimizi ziyaret etmenizden dolayı duyduğumuz memnuniyeti ifade etmek istiyoruz. Bizi ziyaret edeceğinize dair geçen yıldan bize verilmiş bir sözünüz vardı. Bugünkü ziyaretinizle bu gerçekleşmiş oldu. Biliyoruz, programınız yoğun ama hazır sizi büromuzda bulmuşken, size sormak istediğimiz bazı sorular ve almak istediğimiz bazı cevaplar var. Acaba diyoruz hiç değilse küçük bir röportaj yapsak? Sormak istediğimiz önemli sorular var Yorgos Kalantzis: Buyurun, kısa olmak kaydıyla. Azınlıkça: Sayın Genel Sekreter, hani belki sizin sorumluluk alanınız, hatta Bakanlığınızın sorumluluk alanı dışında olacak ama son bir haftadır Batı Trakya daki gündemi fazlasıyla meşgul eden bir konuda ve siyaseti de içeren bir konuda soru sormak istiyoruz. Yorgos Kalantzis: Siyaset derken? 10 Azınlıkça

11 Azınlıkça: Yani dolaylı yoldan siyaseti de ilgilendiriyor. Fakat esas sorumuz şu. Biliyorsunuz son günlerde bölgemize Atina dan gönderilen kaçak göçmenler konusu gündemde. Bu konuda birçok şey söyleniyor. Bölgedeki her kesimde genel bir tepki veya endişe hâkim. Hatta bazı önemli şahsiyetler bu söz konusu kaçak göçmenlerin azınlıkla aynı dinden olmaları nedeniyle konunun tehlike arz ettiği ve bu konuda sorun yaşanacağı yönünde beyanatlarda bulundular. Yani azınlık kaçak göçmenlerle aynı dine mensup diye bir tehlike edebiyatı da var. İkinci konu da... Yorgos Kalantzis: İkinci konuya geçmeden isterseniz olayları teker teker ela alalım. Kaçak göçmenlerle (Batı) Trakya daki azınlığın aynı dine mensup olduğundan bahsettiniz. Bugün verdiğim bir başka demeçte de, bir gazeteci sorduğu soruda, kaçak göçmenlerin Müslüman olduğunu vurguladı. Bakınız gerçek her ne kadar acı olursa olsun, bu gerçeğin gözünün içine bakmamız lazım. Kaçak göçmenleri farklı kılan onların Hristiyan ya da başka bir dine mensup olmaları değildir. Çok şükür dünyada birçok din var. Fakat esas onları farklı kılan şey: göçmen olmalarıdır. Peki göçmen ne demek? Bu insanlar turist değiller. Yunanistan da denize girmek ve kumsalda güneşlenmek için ailelerini bırakıp buralara gelmediler. Bu insanların bazıları hayatları kendi ülkelerinde tehlikede olduğu için, Suriye ve Afganistan da ne olduğunu biliyoruz, Pakistan da olduğu gibi, bazıları orada yaşayamadıkları için veya Somali örneğinde olduğu gibi, bazıları da orada hayatları tehlikede olduğu için ülkelerinden göçtüler. Dikkat edin, bu insanlar her şeylerini geride bıraktılar! Mutsuz, hüzünlü, dertli, çileli insanlar bunlar. Temiz elbise kiralayarak Atina daki Sintagma meydanına giden ve güvercinlere yem atarken fotoğraf çektirip Pakistan daki ailelerine göndererek bakın biz Yunanistan da iyi yaşıyoruz diyen insanların olduğunu bile biliyorum ben. Düşünün, Yunanistan da nasıl yaşadıklarını söylemekten utanıyorlar. Bunu unutmamalıyız. Dolayısıyla mevcut durumun din ile hiçbir alakası yok. Ayrıca son dönemlerde oluşan bir gerçek daha var. Yunanistan da aslında Nazi olan bazı kişilerin, kimileri onlara aşırı sağcı dese de, bana göre aşırı sağcı ifadesi onlar için kibar bir tanımlama olur, çünkü aşırı sağcı başka bir şey, oysa bunlar Nazi dir ve bunlar göçmen konusunda bize iki şey söylemektedirler: İlk olarak tüm bu insanları geri göndermeliymişiz! İlginç bir görüş! Bu görüşü tabiî ki de tartışalım. Yalnız bu görüş bazılarının kahvehanede tartıştığı gibi tartışılabilir. Kahveye gidiyor, oturuyor ve sigarasını tüttürdüğü anda kendi kahvehanesinin verdiği rahatlıkla onları geri gönderin diyebiliyor. Tamam da, nereye gönderelim? Esasında temel soru budur: Bu insanları nereye gönderelim? Azınlıkça: Ve nasıl? Yorgos Kalantzis: Nasıl a gelmeden önce nereye sorusu çok daha önemlidir. Sanıyorlar ki, sınırları geçip pasaportunu gösteren insanlardan bahsediyoruz. Hayır, bizler şu anda buraya gelebilmek için hayatını ipotek etmiş insanlardan bahsediyoruz. Parası olmadığı için insan tacirlerinin mağduru olmuş insanlardan bahsediyoruz. Bakın bu insanların pasaportu yok, pasaportlarını yırtıyorlar. Geri dönmek istemedikleri için yetkililerle konuşmayı reddediyorlar. Yani polis bu insanların kim olduğunu, isimlerinin ne olduğunu, hangi ülkeden olduklarını bulmak, tespit etmek zorunda. Sonra da ülkelerine geri dönebilmeleri için ilgili ülkenin büyükelçiliği ile anlaşıp gerekli evrakların çıkarılması gerekiyor. Siz bir de nasıl sorusunu da dile getirdiniz. Nasıl a da bir göz atalım. Bir kere eğer bu bahsettiğim evraklara sahip değilse söz konusu göçmen, hiçbir yere gidemez. Bu da zaman gerektiriyor. Zaman da barındırma merkezlerine, böyle güzel bir ifadeyle söylüyoruz ama parmağımızın arkasına saklanmayalım, tutuklama merkezi de diyebiliriz, sahip olman gerektiği ve aynı zamanda ülkenin her tarafında çok sayıda böyle merkezlere sahip olman gerektiği anlamına geliyor. Bizim şu anda bir sorunumuz var. Bu sorunun ne olduğunu da gayet iyi biliyoruz. Şu anda ülkemizin mevcut ekonomik şartları yüzünden bu konu bizi biraz daha fazla rahatsız ediyor. Çünkü yakın zamana kadar bu insanların istihdam edilmesini sağlayacak kadar para vardı. Bu yüzden bazı kesimler bu insanlar gitsin dese de, kimse tarafından pek ciddiye alınmıyordu. Ancak şimdi yeterli para olmadığı için hepimiz bu konuyu daha fazla ciddiye alıyoruz. Bu noktada ciddi politikalar uygulayabilmemiz için iki şeye gerek var. Birincisi, mültecileri Yunanistan da tutsak eden, Avrupa ya gitmelerine veya Türkiye ye geri dönmelerine izin vermeyen mevcut şartların değişmesi gerekiyor. Ayrıca göçmen barındırma merkezlerinin ülke geneline dağılımını sağlayacak genel bir planlamaya sahip olmamız gerekiyor. Kısa bir süre önce göreve gelmiş bu yeni hükümeti eleştirmeden önce alçak gönüllülük göstererek planlamasını görmeyi beklememiz gerektiğine inanıyorum. İkinci parametre ise, bazı aşırı kesimlerin, özellikle Azınlıkça 11

12 de Nazilerin söylediği gibi geçmelerine izin vermeyelim! Sınıra mayın yerleştirelim gibi söylemler. Gelin, on binlerce askeri sınırlara getirdiğimizi ve yine sınırlara mayın koyduğumuzu ve ağır makineli tüfekler yerleştirdiğimizi varsayalım. Sormak istiyorum: Karşıdan insanların geldiğini, çocuklu ailelerin geldiğini gördüğünde hangi Yunanlı er onlara ateş edebilir ki? Yunan kültürü, Yunan tarihi ve kim olduğumuz hakkında söylemek ve göstermek istediğimiz şey mutsuz ve hayatları kararmış bu insanlara ateş ettiğimiz midir? Ayrıca bu söylemleri dile getiren mertler, bu durumda tetiğe basabilecek midir ve kaç kez o tetiğe basabilirler? Tabiî ki bunun adına cinayet deniyor. Ben hobi olarak, ya da emir aldığı için tarif ettiğim durumdaki insanlara, yani nehri geçmeye çalışan ve çoğu kez bu nehirde boğulan bu insanlara ateş edebilecek Yunanlıları hayal bile edemiyorum. Öyleyse kahvehane sohbetlerini ve kabadayılıklarını, ki zaten bunlar Nazi anlayışının özellikleridir, bir kenara bırakalım. Bırakalım ve Brüksel e baskı yapmayı öngören daha ciddi bir tartışmaya geçelim. Bunun ötesinde imzaladığı anlaşmaları uygulamak zorunda kalsın diye Türkiye ile savaşmamız gerektiğine inanlar varsa, bilemem, ben yalanlara, kendimizi aldatmalara ve basit sözlere bir son verelim diyorum. Atina nın merkezinde son derece kötü koşullar altında yaşayan ve bu yüzden de sorun yaratan binlerce göçmenle yaşadığımız trajik durumu yaşamaya devam etmememiz için, gelin ciddi bir iş yapalım. Sorun var ama bu sorunu ciddi bir şekilde idare edelim. Azınlıkça: Söylediklerinize harfiyen katılıyoruz Fakat bahsettiğiniz Naziler artık sadece Atina da veya Selanik te eylem yapmıyorlar. Atina dan gönderilerek Doğu Makedonya Trakya Eyaleti nde bulunan polis okulu lojmanlarına yerleştirilen kaçak göçmenlerin ardından buralara da gelmeye, eylemler yapmaya başladılar. Gümülcine de düzenlenen gösterilerde Yorgos Kalantzis: Evet, Evros ta yerel yayın yapan Delta TV de bu konu hakkında, Gümülcine de düzenlenen gösteriler hakkında bir röportaj izledim. Ellerinde Yunan bayrakları ve çiftbaşlı kartal bayrakları taşıyan, Nazi sembolleriyle dolu siyah tişörtler giyen bir grup insanın (Batı) Trakya nın tarihini bilen her insan için çok önemli olan bir anıtın önünde değişik sloganlarla karışık bir şekilde milli marşı söylediklerini gördüm. Bu konu hakkında birkaç şeyi vurgulayayım. Meşhur Kan ve onur, Altın Şafak! sloganını duydum. Kan ile ne ima ettiklerini bilmiyorum. Ama bir ulusa mensup olmak demenin, kana, yani ırksal devamlılığa sahip olma anlamına geliyor demek istediklerini var sayıyorum. İlk başta bir kişi bunu söylediğinde insanlardan bahsettiğini düşünmesi iyi olur. Çünkü kan ve cins konusu elbette geçerlidir, ancak, köpeklerden bahsettiğinde geçerlidir! Safkan köpeklerin cins köpek olduğunu belirlemek ve pahalı fiyata satılmaları için belgesi olması gerekir. İnsanların ise ben köpek olmadığını düşünüyorum. Ben şahsen, kimseye belge veren bir cinsten bahsetme hakkını tanımazdım. İşin komik yani bunların bazıları belgelerden bahsetmesine rağmen, özel hayatlarında bunun dışında başka ne varsa yapıyorlar. Sonuç itibariyle gülünçlüğü bir kenara bırakırsak, insanları cins köpeklerle aynı seviyede tutarken dikkatli olmamız gerekiyor. Azınlıkça: Aynı gün Gümülcine meydanında kaçak göçmen karşıtı eylemler yapıldıktan sonra bir grup Gümülcine Türk Gençler Birliği önüne giderek eylemde bulundular. Yorgos Kalantzis: Evet, bu insanlar devamında bir yürüyüş gerçekleştirdiler ve Türk Konsolosluğu na gittiler. Ve sanırım Gümülcine Türk Gençler Birliği ne de gitmişler. Bu ismin bizim için geçerli olmadığını çok iyi biliyorsunuz, fakat bu ayrı bir konu. Gelgelelim ben bu görüntüyü gördüğümde, İstanbul da Patrikhane önünde bozkurtlar tarafından gerçekleştirilen benzer gösterileri hatırladım. (Batı) Trakya da gerek bir taraftan, gerekse de diğer taraftan bozkurtlar yoktur ve olmamalıdır. Bu memlekette, birkaç istisnai durum haricinde, uyumlu bir şekilde birlikte yaşama tarihi bulunuyor. Kendisi para alsın diye, partisi beş on oy fazla alsın diye, hiç kimseye bozkurtların anlayışına ve uygulamalarına uygun olan bu tür sorunları burada yaratmasına izin vermemeliyiz. Bir kişi eğer gerçekten kendini Yunanlı hissediyorsa, ilk olarak Yunan tarihini okumalı, Yunan kültürünü anlamalı ve buna göre hareket etmelidir! Eğer Hitler in kendisinin ve fikirlerinin etkisi bu denli büyükse o zaman ona uygun üniformayı da giyebilir, o ideolojilere uygun dili de konuşabilir ve ona göre ilerleyebilirler. Biz de kendilerine seve seve mendil sallarız. Ancak tekrar konumuza döneyim: Tüm bunlara (Batı) Trakya da yer yoktur. Hem bizim hem de Müslümanların bu yönde çıkan sesleri izole edip kınaması, boyunlarının borcudur. Azınlıkça: Peki azınlığın endişe etmesine gerek var mı? Hani endişe edenler de var çünkü. 12 Azınlıkça

13 Yorgos Kalantzis: Altın Şafak ın bu yaptıkları diğer tarafın uç unsurlarının işine gelir. Bu uçların oyunudur. Ben çıkıp bağırayım, bir taş atayım da, karşı taraf da çıksın ve bir taş atsın ki insanları arkamıza alalım ve siyasi etkimiz, gücümüz ve paramız olsun. İşte mantık budur. Bunları yapanlar inandıkları için yapmıyorlar! Bunları para için yapıyorlar. Bu paraları bizim gibi sakin yaşamak isteyen, kendi servetlerine sahip olmak isteyen sıradan insanlardan mahrum bırakıyorlar. Bu yüzdendir ki bu insanlara özellikle de Batı Trakya da yer yoktur. İstenmeyen insanlardır. Zaten buralı değiller. Onlara uyan yer burası değil. Eğer çok vatanperverlik satmak istiyorlarsa, vatanperverlerin gerçekten belli olduğu yerlerde gidip vatanperverlik satsınlar, yanlarında polislerle değil. Azınlıkça: Evet dediğiniz çok doğru bu eylemleri yapanlar buradan, bu bölgeden değiller Yorgos Kalantzis: Bakınız, Yunanistan ın önemli bir tarihi var. Bu tür olayları yerli halk çıkartmaz. Çünkü yerli halk biliyor ve anlıyor. Bu tür olayları, gelip, bağırıp çağırıp geri dönsünler diye biletleri ödenen insanlar çıkarıyorlar. Bunlar önceden paraları ödenmiş olaylardır. Bunları geçmişte Yunanistan da tekrar tekrar yaşadık. Bu kişilerin ailelerinin geçmişine bakacak olursanız, Alman Çolyaslar ın torunları olduklarını göreceksiniz. Bunları biliyorlar. Bunları geçmişte de yaşadık. Bunlara tolerans yok! Azınlıkça: Sayın Genel Sekreter bu açıklamalarınız inanın çok önemliydi. Röportajı biraz da sizin ziyaretinize ayıralım. Batı Trakya ya yaptığınız üç günlük ziyaret için bizlere neler söylemek istersiniz? Biliyoruz birçok yetkiliyle görüştünüz. Bölgede yaptığınız temaslarla ilgili bizi ve okurlarımızı bilgilendirir misiniz? Yorgos Kalantzis: Biliyorsunuz bu benim (Batı) Trakya ya ilk gelişim değil. Geçen yıl aynı dönemde yine gelmiştim. Sizle yine bir röportaj yapmıştık. Tabiî ki bölgedeki dini liderlerle temaslarım oldu. Çünkü benim görevim bu. Yetkilerim bu kapsamda. (Batı) Trakya ya yapılan bir ziyaret, vatanımız için bu denli zor bir konjonktürde olsa bile, her zaman güzeldir. Çünkü buradaki dini liderler gerek Hristiyan çoğunluğun gerekse de Müslüman azınlığın dini liderleridir. İki değişik dinin bir arada nasıl yaşayabileceğiyle ilgili Avrupa ya örnek olacak bir yöntem bulmuş durumdalar. Bu yüzden de, bu birlikte yaşamı desteklemek için elinden gelen her şeyi yapması devletin borcudur. Özellikle Eğitim ve Dinişleri Bakanlığı olarak, özellikle de dinler konusunda, Yunanistan Kilisesi ne gösterdiğimiz özeni Müslüman azınlığın müftülüklerine de göstermeliyiz. Müftülükler bizi gururlandırmaktadır. Çünkü çok zor ekonomik şartlar altında (Batı) Trakya da İslam a yönelik inancı asırlardır burada yerleşmiş olduğu haliyle ayakta tutmayı başarmışlardır. Azınlıkça: Şu anda Ramazan ayındayız. Yorgos Kalantzis: Asıl bu da benim ziyaret sebebim. Azınlıkça: Şu anda Ramazan ayındayız, ziyaretiniz sırasında burada düzenlenen iki iftara katıldınız. Gümülcine Medrese-i Hayriyesi nin kendi mezunları için verdiği iftara ve bir de Dışişleri Bakanlığı Trakya Siyasi İşler Bürosu Şefi Büyükelçi Alexis Alexandris in verdiği iftara katıldınız. Yorgos Kalantzis: Evet ama bunlar dışında ayrıca ben de Dinişleri Genel Sekreteri olarak üç müftüye iftar yemeği verdim. Azınlıkça: Peki tüm bunlar hakkında ne demek istersiniz? Ayrıca diplomatik makamların verdiği iftarlar gibi Atina da da benzer iftarlara katıldınız mı? Yorgos Kalantzis: Atina da birçok Müslüman cemaat bulunuyor. Ancak onların (Batı) Trakya daki Müslüman azınlıkla arasında çok önemli bir farkı var. Atina da Müslüman göçmen cemaatleri var. Bunlar arasında yıl gibi uzun bir süredir Yunanistan da yaşayanlar da var tabiî, ancak çoğunluğu çok az süredir Yunanistan da bulunanlar. Burada ise göçmen değil, burada doğmuş, burada büyümüş ve burada yaşayan bir Müslüman toplum var. Bizim de niyetimiz bu birlikte paylaştığımız vatanda yaşamaya devam etmesidir. Bu yüzden de zaten iftar yemeği vermek için ben Dinişleri Genel Sekreterliği olarak müftüleri Atina ya davet etmedim. Bizzat kendim buraya geldim. Zaten bu denli tutarlılık ve bağlılıkla İslam inancına hizmet eden bu insanlara da bu saygının gösterilmesi gerekiyor. Vaktimiz daralıyor, programımız yoğun. Azınlıkça: Teşekkür ederiz Sayın Genel Sekreter. Size sormak istediğimiz sorularımız esasında çok. Bu yoğun programınıza kısa bir ara vererek bizi büromuzda ziyaret etme inceliğini gösterdiniz, sizi daha fazla yormayalım. Bu arada son olarak sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı? Yorgos Kalantzis: Sizin ve bütün Müslümanların Ramazan Bayramınız kutlu olsun. Sizlere barış, sevgi ve refah dolu bir bayram diliyorum. Azınlıkça 13

14 Kalantzis ten İslam karşıtı film hakkında açıklama Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalantzis Yunanistan Müslüman Birliği Başkanı Naim Elgandur a İslam dinine hakaret eden filmle ilgili mektup gönderdi Dinişleri Genel Sekreteri Yorgos Kalantzis in İslam dinine hakaret eden filmle ilgili olarak Yunanistan Müslüman Birliği Başkanı Naim Elgandur a mektup gönderdiği öğrenildi. Dinişleri Genel Sekreteri Kalantzis in 21 Eylül Cuma günü Yunanistan Müslüman Birliği Başkanı Elgandur a gönderdiği mektupta şu ifadelere yer veriliyor: Sevgili beyefendiler ve hanımefendiler, Genelde bilmediğim konular hakkında konuşmam ve bugünkü röportajımızın konusu olan sinema filmi hakkında hiçbir yorum yapacak durumda değilim; çünkü filmi izlemiş değilim. Bu filmi izlemeyenler arasında yer almamın ise çok basit bir nedeni var. Kendi kişisel çıkarları doğrultusunda inananlardan oluşan bir topluluğun dinsel duygularını tahrik etmek amacıyla hazırlanan bir şeyi izlemek için insanoğlunun hayatından bir dakikasını bile ayırmasına değmez. Doğal olarak bu topluluk ne kadar büyükse, konu o kadar daha çok yaygınlaşır ve kişisel çıkarlar o kadar daha büyük olur. Bu tür denemeler karşısında yapılmaya değer tek şeyin milyonlarca insanın dini duygularına saygısızlık eden bu tür şahıslara itibar etmemek olduğunu düşünüyorum. Eğer Avrupa hukuk düzeni ve insan hakları çerçevesinde yasaklama ya da örnek teşkil edecek bir ceza verilmesi seçenekleri tercih edilirse, o zaman söz konusu saygısızlık hak ettiği gibi tarihin unutulmaz sayfalarına geçeceği yerde, ifade özgürlüğü mücadelesinde şahit cübbesini giyme tehlikesiyle karşı karşıya kalır. İnancın, kutsal şahsiyetlerin ve dini sembollerin rencide edilmesi sadece İslam la ilgili bir konu değildir. Hıristiyanlık da benzeri saldırılara maruz kalmıştır ve ülkemizde İsa Mesih i rencide eden filmlerle benzer tecrübeleri yaşamış bulunuyoruz. Tabiî ki hepimiz Yahudilik dininin ve sembollerinin de neler çektiğini biliyoruz. Maalesef dine karşı yapılan küstahlık bazen daha geniş bir politik strateji çerçevesinde yapılmaktadır. Ancak dinin siyasete karıştırılması hiçbir zaman olumlu sonuçlar vermiyor. Tabiî ki de ifade özgürlüğü ve sanat özgürlüğü açık toplumu destekleyen herkes için tartışılmaz ilkelerdir. Ancak, daha iyi insanlar olmamızı amaçlayan sanata katkıda bulunacak hiçbir şeyi olmayan ve kasıtlı olarak kutsal şahsiyetleri ve dinsel sembolleri tahkir ederek milyonlarca insanı rencide eden bu sanat, ne biçim sanattır ve sanatkârı da ne biçim sanatkârdır? Evet, kin duygularını ve insanın itibarsızlaştırılmasını körükleyen bu sanat ne biçim bir sanattır? Kendi kültürümüzün iki büyük sanat eserine değinecek olursam Parthenonas ya da İstanbul daki Aya Sofya gibi en büyük sanat eserleri bahse konu dinsel toplulukların inandığı Tanrı ya şükretmek için yapılmışlardır. Başka bir halkın Tanrı sını rencide etmek, tahkir etmek ve tahrik etmek için yapılmamışlardır. Sevgili beyefendiler ve hanımefendiler, Yunanistan da uzun yıllara dayanan bir din özgürlüğüne ve dini inanca karşı saygı geleneği bulunmaktadır. Burada, bu ülkede, Avrupa nın tek yerli Müslüman cemaati yaşamaktadır ve biz bundan dolayı gurur duymaktayız. Yunanlı Müslümanlar Hıristiyan hemşerileri ile birlikte uyum içerisinde yaşıyorlar. Hiç kimse onları rencide etme hakkına sahip değildir. Ve bu yüzden dini duygularına yönelik her türlü saygısızlığı şiddetle kınıyoruz. Saygılarımla, Yorgos Kalantzis * 14 Azınlıkça

15 Paradoks Dimostenis Yağcıoğlu Türkiyeli Rumlar ve Yunanistanlı Türkler Arasında Dayanışma: Ne Ölçüde Mümkün? İstanbul Rumları nın Evrensel Federasyonu (ΟΙ.ΟΜ.ΚΩ), 8 Eylül de, Atina da, 6-7 Eylül Olayları nın 57. Yıldönümünü anmak için bir konferans düzenledi 1. Konferans ın ana konuşmacısı Prof. Dr. Baskın Oran dı 2. Sayın Oran, 1940 lı ve 50 li yıllarda İzmir de yaşayan gayrımüslimler, özellikle de Rum/Yunanlılarla olan ilişkileri ve 6-7 Eylül 1955 te İzmir de yaşanmış şiddet, yakma ve yağma olaylarıyla ilgili kendi kişisel anılarını anlatarak başladığı konuşmasında, 6-7 Eylül pogromunun (yani çoğunluğun azınlığa devlet destekli saldırısının) neden ve sonuçlarının tarihi, siyasal, hukuksal ve ekonomik bir analizini yaptı. Türkiye ve Yunanistan gibi ulus-devletlerin, en azından 20. yüzyıl boyunca, çoğunluktan farklı olanlara karşı, asimile edilebilir olarak gördükleri için asimilasyon, asimile edilemez olarak gördüklerine de etnik-dinsel temizlik uyguladıklarını savundu. Türkiye nin uyguladığı asimilasyon ve etnik-dinsel temizlik uygulamalarından örnekler verdikten sonra, Yunan devletinin de ana dili Yunanca olmayan ülkedeki Rum-Ortodoks grupları asimile ettiğinden ve Batı Trakya Müslüman-Türkleri ne karşı uyguladığı ve birçoğunu Yunanistan ı terk etmeye itmiş baskılardan, hak ihlâllerinden söz etti. Bir dönem zulüm diye nitelenebilecek bir düzeye ulaşmış bu uygulamaların da etnik-dinsel temizlik kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Sayın Oran ın Türkiye ile ilgili söyledikleri, çoğu Türkiye den gitmek zorunda kalmış veya kovulmuş ve Atina ya yerleşmiş Rumlar olan konferans salonunu dolduran dinleyicilerin bildikleri, hatta bizzat kendilerinin veya ailelerinin yaşamış oldukları, yaşamamış olsalar bile daha önce dinlemiş, okumuş oldukları şeylerdi. Ama Yunanistan da asimilasyon ve etnik-dinsel temizlik, böyle bir konferansta, bir Rum diaspora kuruluşunun düzenlemiş olduğu bir etkinlikte, daha önce hiç konuşulmamış bir konuydu. Bu konunun bu şekilde ortaya atılması, hele Batı Trakya Müslüman-Türk azınlığı na karşı uygulanmış politikaların etnik-dinsel temizlik kapsamına alınması, dinleyicilerin bir kısmının tepkisine neden oldu. Bazıları, soru-cevap kısmında, Sayın Oran ın konuşmasının bu kısmına (genelde kibar bir üslupla) itiraz ettiler. Yunanistan da Türkiye deki gibi bir etnik-dinsel temizliğin yaşanmadığını iddia ettiler. Üstelik Batı Trakya da 1920 li yıllarda yaklaşık 80 bin olan Müslüman nüfusunun şimdi 120 bin civarında olmasını, bu bölgede Müslümanlara etnik-dinsel temizlik uygulanmadığının açık bir kanıtı olarak gösterdiler. Sayın Oran tepkileri soğukkanlılıkla karşıladı ve Yunan devletinin uygulamalarından somut örnekler vererek bu itirazları dile getirenleri Batı Trakya da ve genel olarak Yunanistan da Müslümanlara karşı bir etnik-dinsel temizlik yapılmış olduğuna ikna etmeye çalıştı. İtiraz edenler gerçi üstelemediler, ama ikna olmuş da görünmediler. Sayın Oran ın Atina daki Türkiyeli Rum diasporasına vermek istediği temel mesaj şuydu: Azınlık, sadece kendini değil, ancak başka azınlıkları da savunarak kendi savunmasını meşrulaştırabilir, güçlendirebilir. B. Trakyalı Türkiyeli Rum u, Türkiyeli Rum da B. Trakyalı yı savunursa yaşayabilir. Azınlığın özünü teşkil eden mağduriyet duygusunu tek başına sahiplenmek çok tehlikelidir, çünkü kendi kendini negatif olarak tanımlayıp aşağılamaktır, milliyetçiliğe ve ırkçılığa davetiyedir. 3 Bu mesaj, dinleyicilerin bir kısmı tarafından kabul gördü ve alkışlandı. Diğerleri ise bunu soğuk karşıladılar; gerçekçi, uygulanabilir veya mantıklı bulmadılar. Sayın Oran ın verdiği mesajın ahlâken ve vicdanen doğru bir mesaj olduğu bence tartışma götürmez. Ancak günümüz şartlarında veya halihazırdaki konjonktürde, B. Trakyalı Türk, Türkiyeli Rum u, Türkiyeli Rum da B. Trakyalı Türk ü savunmalı tavsiyesinin ne ölüde uygulanabilir olduğunu biraz incelememiz lazım. Azınlıkça 15

16 Son onbeş yıldır Türkiyeli Rumlar (İstanbul ve Gökçeada/ İmroz Rumları) ile Batı Trakyalı Türk-Müslümanlar arasında daha önceki yıllara kıyasla daha iyi ve daha yoğun bir iletişim olduğu kesin. Özellikle iki azınlığın medyası öteki azınlıkla ilgili daha fazla bilgi veriyor. Bir azınlığın mensupları ilgileniyorlarsa -- artık öbür azınlığın geçmişte yaşadığı korkunç olaylar, yaşamakta olduğu sorunlar ve devletten talepleri hakkında daha kolay ve daha ayrıntılı bilgi edinebiliyorlar ve 2005 te Lozan Mübadilleri Vakfı ile Yunanistan daki Azınlık Gruplarını Araştırma Merkezi nin (KEMO nun) ortaklaşa düzenlediği Yurttaşlık Yolunda isimli konferanslar dizisi iki azınlığın aydınlarının ve kısmen de liderlerinin birbirleriyle temas kurmasında çok faydalı oldu 4. Günümüzde de meselâ Azınlıkça dergisinde Sayın Herkül Millas ın ve bendenizin yazılarının yayımlanması, İstanbul Apoyevmatini gazetesinde haftada en az bir defa Azınlıkça nın internet sitesinde yayımlanmış ve Batı Trakya Türk-Müslümanlarla ile ilgili bir haberin Yunanca ya çevrilerek yayımlanması, iki azınlığın birbirinin sorunlarını ve bunlara yaklaşımını daha iyi anlamasına küçük çapta da olsa katkıda bulunabiliyor. Artık iki azınlığın birçok mensubu, özellikle milliyetçi dünya görüşünün sınırlamalarından kendini kurtarabilmiş olanlar, bireysel düzeyde, öbür azınlığa sempati ve hatta empatiyle yaklaşabiliyor. İki azınlığın sadece sade bireyleri arasında değil, kurumları ve liderleri arasında da sınırlı ama ümit veren bazı temasların olduğunu duyuyoruz. Bu olumlu girişim ve gelişmelere rağmen, iki azınlıkta da öteki azınlık hakkında yeterli bilgi sahibi olanların sayısının çok az olduğunu tespit ediyoruz. Meselâ İstanbul veya İmroz Rumları arasında, Yunanistan ın artık geçerli olmayan vatandaşlık kanunun 19. maddesi nedeniyle yaklaşık 47 bin Batı Trakyalı Türk ün Yunan vatandaşlığından ıskat edildiğini bilenler çok azdır. Sadece Türkiye de yaşamakta olan, vatandaşlığını yitirmiş, T.C. vatandaşlığına geçmiş veya Yunan vatandaşlığını hala koruyan Batı Trakya kökenlilerin sayısının bu 47 binden çok daha fazla olduğunu da Türkiye deki ve diasporadaki Rumlar pek bilmez. Hakeza, Avrupa nın, başta Almanya olmak üzere, birçok ülkesinde oldukça kalabalık birer Batı Trakyalı Türk diasporası olduğu da Rumlar tarafından pek bilinmez. Batı Trakya Türkleri arasında da meselâ Lozan Antlaşması nın azınlıkların himayesiyle ilgili maddeleri (37-45) iyi bilinir, ama aynı antlaşmanın Gökçeada (İmvros) ve Bozcaada (Tenedos) ile ilgili ve hiç uygulanmamış, antlaşmanın yürürlüğe girişinden beri hep çiğnenmiş 14. maddesi bilinmez. Bu maddeye göre bu iki ada anâsır-ı mahalliyeden mürekkep bir teşkilât-ı mahsusa-i idariyeye nail olacak tı, yani yerel unsurlardan (ki adaların nüfusunun kahir ekseriyetini Rumlar oluşturuyordu) oluşan özel bir idari teşkilata sahip olacaktı. Bu adalarda emniyet ve asayiş (...) mezkûr idare-i mahalliye marifetiyle ahali-i mahalliye meyanından alınan ve idare-i mahalliyenin emr-i tahtında bulunan bir heyet-i zabıta vasıtasile temin edilecek ti, yani emniyet ve asayiş, yerel yönetim tarafından, yerel ahali mensuplarından oluşacak ve yerel yönetimin emri altında bulunan bir zabıta heyeti vasıtasıyla temin edilecekti 5. Dahası, iki azınlıkta da onların durumu bizimkinden (çok) daha iyi görüşü hâlâ çok yaygın. Yanlış mıdır bu görüş? Evet, yanlıştır, çünkü hangi azınlığın genel olarak daha iyi durumda olduğu hakkında yapılan her değerlendirme çok özneldir. Bu değerlendirmeyi yapan kişinin önem verdiği bir veya iki soruna dayanır. Azınlıkları ilgilendiren bütün alanları veya bütün konuları kapsamaz. Bazen şimdiki durum dikkate alınır, bazen geçmiş. Seçilen sorun ve dönemde bizim azınlığın durumu onlarınkinden çok daha kötüdür. İki azınlık arasında hangisinin daha iyi durumda olduğunu tespit etmek amacıyla genel bir karşılaştırma yapmak için, iki azınlığı doğrudan ilgilendiren tüm konular (ekonomik şartlar, siyasi haklar, kültürel haklar, dini haklar, eğitim, vs.) ele alınmalı, her konu objektif ve karşılaştırmalı bir biçimde değerlendirilmelidir. Ama bu da yetmez; konular ve sorunlar bir önem sırasına da konulmalıdır. Hangi konu ve hangi sorun daha önemli? İşte bu noktada öznellik ister istemez yapılacak değerlendirmeye hakim olur. Benim için ekonomik şartlar ve sorunlar daha önemliyse, bir başkası için kültürel haklar ve onların ihlâli daha önemli olabilir. İkimiz de kendi açımızdan haklı olabiliriz. Ama öbür değerlendirmeyi yapanı kendi değerlendirmemizin doğru olduğuna ikna edemeyiz. Ancak hepimizin kabul edebileceği bir gerçek şu ki, belli bir konuda Rumların durumu daha iyiyse, başka bir konuda Batı Trakyalı Türklerin durumu daha iyidir. Örneğin iki dilli anaokulları konusunda, İstanbul Rum azınlığının iki dilde (Yunanca ve Türkçe) eğitim veren bir anaokuluna sahip olduğunu, böyle anaokullarına Yunanistan da izin verilmediğini bilmemiz lazım. Tabii iki ülkede anaokullarının farklı statüde olduklarını da. Başka bir örnek: Türkiye deki Rumlar ve diğer gayrımüslim azınlıklar, Lozan Antlaşması nın 42. maddesinde öngörülen hukuk-u aile veya ahkâm-ı şahsiyeleri bahsinde bu mesailin akalliyetlerin örf ve âdetlerinde hal ve fasledilmesi hakkından 1926 yılından beri hiçbir biçimde yararlanamıyorlar, Batı Trakya Türkleri ise bu haktan, çok sorunlu bir biçimde de olsa, hâlâ yararlanabiliyorlar. Bazı durumlarda ise bir azınlığın durumu öbüründen daha iyi görünse de, aslında iki azınlık da aynı sınırlamalara maruzdur. Meselâ Batı Trakyalı Türklerin birçoğu, 16 Azınlıkça

17 Yunanistan da Türk sıfatının azınlıkça kullanılmasına getirilen engellere ve devletin azınlığı Türk olarak tanımadığına dikkat çekerken, Türkiye deki Rumların hiçbir sorunla karşılaşmadan kendilerine Rum diyebildiklerini, devletin de onları Rum olarak kabul ettiğini de eklemektedir. Bu, yanlış bir karşılaştırmadır. Türkiye deki Rum azınlığı, tıpkı Batı Trakya daki Müslüman azınlığı gibi, resmî açıdan ulusal değil dinî bir azınlıktır. Rum kelimesi Türkiye de devlet tarafından Rum-Ortodoks anlamında kullanılmaktadır. Nitekim ana dili Arapça olan Hataylı Rum-Ortodokslar da İstanbul a göç edip yerleştiklerinde Rum azınlığa mensup sayılmaktadırlar. Türkiye deki Rumlar, isimlerinde Yunan veya Hellen sıfatının kullanıldığı dernekler kuramazlar. Yunan kelimesinin resmî anlamı Yunanistanlı Yunanistan a ait tir. Tıpkı Yunanistan da Türk kelimesinin resmî anlamı Türkiyeli Türkiye ye ait olduğu gibi. Yalnız iki azınlık arasında şöyle bir fark vardır: Millî kimlik, Batı Trakyalı Türkler için çok önemliyken, azınlık mensuplarının Müslüman kimliğiyle birlikte Türk kimliğini de serbestçe ifade etmesi, hatta bu kimliğin devletçe tanınması bu azınlığın en öncelikli taleplerinden biriyken, Türkiyeli Rumlar için millî kimliğin serbestçe ifade edilmesi veya tanıması artık öncelikli bir talep değildir. Rumlar, kendilerine Rum denmesinden genelde memnundur. Kendilerini serbestçe Yunan veya Hellen olarak tanımlayamamaları, onlar için artık ciddi bir sorun değildir. Eskiden, 60 lı yıllara kadar, Türkiyeli Rumlar arasında Yunan uyruklu olanlar da varken Yunanlılık daha önemliydi. Hatta sadece Yunan uyrukluların üye olabildiği İstanbul Yunan Birliği isimli bir dernek de mevcuttu 6. Bu dernek 1958 de mahkeme kararıyla kapatıldı. Türkiye deki Rumlar, özellikle Türk- Yunan ilişkilerinin gerginleştiği ve Yunanistan ın düşman olarak görüldüğü 1950 li yılların ikinci yarısından 1990 lı yılların sonuna kadar, Yunanistan la olan bağlarını inkâr etmedilerse de bunları vurgulamaktan özellikle kaçındılar; korktular. Yunanlılığı sadece Türkiyeli Rumlarının diaspora kuruluşları vurguladılar. Diaspora kuruluşlarından söz açılmışken, Türkiyeli Rumların ve Batı Trakyalı Türklerin diaspora kurulularının, yapısı, yönelimi, dünya görüşü ve en önemlisi anavatan ın devletiyle olan ekonomik, siyasi ve duygusal bağları nedeniyle, öteki azınlığı savunacak durumda olmadıklarını da söyleyelim. En azından şimdiki şartlarda böyle bir şey mümkün değil. Çünkü öteki azınlığı savunmak demek, ister istemez, anavatan ın devletini, bu devletin uyguladığı politikaları eleştirmek demektir. Rumların diaspora kuruluşları Türk devletini eleştirebilir, ama Yunan devletini kolay kolay eleştiremez. Hele başka bir azınlığa nasıl davrandığıyla ilgili hiç eleştiremez. Sadece Yunan devletinin Türkiye ve Yunanistan daki Rumlar için uyguladığı politikanın yetersiz olduğu alanlarda bazı eleştiriler dile getirebilir. Aynı şekilde, Batı Trakyalı Türklerin diaspora kuruluşları da Yunanistan ı Batı Trakyalı Türkler ve genel olarak insan hakları konusunda sıklıkla ve sert bir biçimde eleştirebilir, ama Türkiye yi eleştiremez. Zaten bu diaspora kuruluşlarının tabanında da böyle bir beklenti yoktur. İki diasporada da anavatanı, anavatanın devletini, özellikle de millî konularda (εθνικά θέματα) destekleme arzusu çok güçlüdür. Devletin başka bir azınlıkla sorunu olduğunda, diaspora mensuplarının çoğu devletin tarafını tutar. Bir diaspora kuruluşunun başındakilerin anavatan ın devletini başka bir azınlığa iyi davranmadığından dolayı eleştirdiğini farzedelim. Böyle bir eleştiri, tabandan büyük tepkiyle karşılanacak ve kuruluşun başındakiler istifa etmek zorunda bile kalabilecektir. Yine de diaspora kuruluşlarının tutumlarında şu olumlu gelişmenin de gözlemlendiğini teslim etmek lazım: Birkaç yıl öncesine kadar diaspora kuruluşları öteki azınlığa düşmanca yaklaşırdı. Bu azınlığın hak ve özgürlüklerinin mütekabiliyet ilkesi gereğince daha da kısıtlanması gerektiğini, kendi azınlıklarının hak ve özgürlüklerinde bir düzelme gerçekleşmedikçe, öteki azınlığın durumunda da bir düzelmenin gerçekleşmemesi gerektiğini savunurdu. Son yıllarda diaspora kuruluşlarının artık öteki azınlığın haklarının sınırlanmasını talep etmekten yavaş yavaş vazgeçtiğini tespit ediyoruz. Öteki azınlığın hak ve özgürlüklerinin tanınması doğrultusunda bir adım atıldığında bu adım çok iyi, bizim azınlık için de aynı adım atılmalı biçiminde bir söylem kullandıklarını görüyoruz. Sonuç olarak, Yunanistanlı Türklerle, Türkiyeli Rumlar arasında son onbeş yılda belli bir yakınlaşmanın gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Bu yakınlaşmanın bazı azınlık mensupları arasında ve bireysel düzeyde karşılıklı empatiye ulaştığını da görüyoruz. Ama henüz azınlıklararası işbirliği ve dayanışmadan söz etmek için çok erken. Azınlıklar bu yolun daha çok başında, fakat yavaş ve küçük adımlarla da olsa ilerliyorlar. Dipnotlar: 1. Οικουμενική Ομοσπονδία Κωνσταντινουπολιτών: Ημερίδα στην 57η Επέτειο των Σεπτεμβριανών (6-7/9/1955) Σάββατο 8 Σεπτεμβρίου Πνευματικό Κέντρο Κωνσταντινουπολιτών. Δημητρίου Σούστου 46 Αμπελόκηποι, Αθήνα ( 2. Baskın Oran. Atina da Türkiyeli Rumlarla. Radikal 2, 16/09/ &ArticleID= &CategoryID=42 3. Aynı yazıdan. 4. Lozan Mübadilleri Vakfı. Yurttaşlık Yolunda - Batı Trakya, İstanbul ve Ege de Azınlıklar Projesi ( projeler/16-projeler/115-yurttaslik-yolunda# ). Konferans dizisinin sonuç bildirgesi: 5. Lozan Antlaşması. Vikikaynak. ( ) 6. Hülya Demir & Rıdvan Akar. İstanbul un Son Sürgünleri. İstanbul: İletişim Yayınları, ss Azınlıkça 17

18 Eğitimde en önemli konu çocukların ihtiyaçları Müslüman Çocukların Eğitimi Programı sorumluları Profesör Anna Frangoudaki ve Profesör Thalia Dragona Batı Trakya yı ziyaret ettiler. Geçtiğimiz hafta Müslüman Çocukların Eğitimi Programı sorumluları Profesör Anna Frangoudaki ve Profesör Thalia Dragona bölgemizi ziyaret ettiler. Frangoudaki ve Dragona nın yeni eğitim yılının başlaması vesilesiyle yapmış oldukları ziyaret çerçevesinde Anna Frangudaki ile bir röportaj yapma fırsatı bulduk. Biz sorduk, Anna Frangudaki yanıtladı: Azınlıkça: Alışılmış bir soruyla başlayalım, program geçen yıl nasıl geçti? Frangoudaki: Evet, program geçen yıl çok iyi geçti. İskeçe ve Rodop illerinde (çoğu azınlık ilkokulu) 18 ilkokulda Yunanca öğrenimini desteklemek amacıyla, okul saatleri dışında, öğleden sonraları ve hafta sonları dersler verildi. Ayrıca, benzer dersler 22 ortaokul ve 6 lisede de yapıldı. Programa ait ve Gümülcine (Komotini), Yassıköy (İasmos), Şapçı (Sappes), Hemetli (Organi), Avanda, İs- keçe (Xanthi), Şahin (Ehinos), İnhanlı (Evlalo), Gökçeler (Selero) ve Drosero da bulunan 10 eğitim merkezinde (KESPEM) bilgisayar ve elektronik eğitim araçlarıyla Yunanca dersleri verildi. Ayrıca bilgisayar, çocuk kitapları ve eğitim amaçlı elektronik oyunlar içeren 4 mobil merkez ise uzak ve erişimi zor olan 44 azınlık köyünü (Rodop ta 26, İskeçe de 14 ve Evros ta 4) ziyaret etti. KESPEM lerde faaliyet gösteren Gençlere Yönelik Yaratıcılık Atölyeleri ne çocuklarla yetişkinler karma gruplar halinde katılıyor. Azınlık ve çoğunluk arasındaki birlikte yaşamayı, işbirliğini ve diyaloğu pratikte hayata geçiriyorlar. Ayrıca, yetişkinlere ve özellikle annelere yönelik Yunanca dersler verildi ve eğitimcilere Türkçe dersleri verildi. Yaz aylarında da Program ın faaliyetleri okullarda ve KESPEM lerde verilen yaz dersleriyle devam etti. Ağustos 18 Azınlıkça

19 ayında ise ikmale kalmış ortaokul öğrencileri için dersler verildi ve Gençlere Yönelik Yaratıcılık Atölyeleri İskeçe nin Çakırlı (Galani) ve Rodop ilinin Meşe (Mesi) bölgelerinde çadırlı kamp organizasyonları düzenledi. Tüm bu faaliyetlere anaokul çağından liseye kadar toplam azınlık çocuğu, Yunanca derslere 245 anne ve Türkçe dersleri alan 638 eğitimci katıldı. Azınlıkça: Yeni eğitim yılı başlıyor, bu yıl Müslüman Çocukların Eğitim Programı olarak neler yapacaksınız? Frangoudaki: Evet, yeni eğitim yılına başlıyoruz. Geçen yıl ne yaptıysak, yani ilkokullarda, ortaokullarda ve liselerde destek dersleri, KESPEM lerde çocuklara ve yetişkinlere yönelik dersler, mobil KESPEM lerle köylerdeki çocuklara dersler, gençlere yönelik yaratıcılık atölyeleri bu yıl da yapılacak. Tüm bunlar Ekim ayı başlarında start alacak. Müslüman Çocukların Eğitimi Programı yetkililerinden oluşan bir heyet olarak (Batı) Trakya ya geldik. Belirli aralıklarla yaptığımız gibi, yine eğitim temsilcilerini ziyaret ettik. Eğitim müdürlükleri başkanlarını ve okul danışmanlarını ziyaret ettik. Ayrıca ilköğretim eğitimcilerinin tüm temsilcilerini, yani İskeçe, Rodop ve Dedeağaç taki (Alexabdroupoli) Yunanistan Eğitimciler Federasyonu üyesi derneklerin yönetim kurullarını, İskeçe ve Rodop - Evros SÖPA mezunu öğretmenler dernekleri yönetim kurullarını ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) yönetim kurulunu ziyaret ettik. Kendilerine başarılı bir yeni eğitim yılı diledik ve Müslüman Çocukların Eğitim Programı olarak onların desteğinin ve kendileriyle yapılacak işbirliğinin önemini tekrarladık. Geçtiğimiz yıl ve yaz ayları boyunca programın tüm faaliyetleri hakkında kendilerini bilgilendirdik, görüşlerini dinledik ve verimli bir diyalog yaptık. Azınlıkça: Bilindiği üzere derin bir mali ve toplumsal kriz içerisindeyiz ve büyük işsizlik sorunu dışında, genel anlamda, insanlarda iş yapma keyfi ve iştahı yok, bu konuda görüşünüzü alabilir miyiz? Frangoudaki: Tabiî ki de sorunlar var, zaten yeni sorunları, büyük zorlukları ve bazı tehlikeli fenomenleri içeren zor bir dönemdeyiz. İşe, sağduyuya ve büyük dikkate ihtiyaç var, birbirimize karşı saygı göstermeliyiz, yanımızdakinin bizden farklı görüşe sahip olma hakkına saygı duymalıyız ve diyalog kurmalıyız. Eğitimde çalışırken her şeyden önce çocukların ihtiyaçlarını düşünmeliyiz, çocukları korumalıyız ve yazma okumayı öğrenmeleri ve başarılı olmaları için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Müslüman Çocukların Eğitim Programı nda görev yapan herkes öğrenmenin önemli bir nimet olduğunu inanıyor; öğrenme insanı özgür kılar, sosyal hayatı anlamasını ve toplumun sürekli iyileşmesi için yaratıcı bir biçimde katkıda bulunmasını sağlar. Azınlıkça: Bölgeye yaptığınız ziyaretle ilgili olarak size bir soru yöneltelim, azınlık derneklerini ziyaret ettiniz ve size anaokulları ile ilgili sorunları aktardılar, bu konudaki görüşünüz nedir? Frangoudaki: Anaokullarında anadil konusu gerçekten önemli bir sorundur. Görüştüğümüz eğitimci dernekleriyle bu konuda diyalog yapıldı. Azınlıkça: Anadil konusuna değindiniz, bu konudaki görüşünüz nedir? Frangoudaki: Anadili konusundaki görüşümü ben Müslüman Çocukların Eğitimi Programı olarak (Batı) Trakya ya geldiğimiz ilk yılda, 1997 yılında, alenen söyledim de, yazdım da; ayrıca bu görüşü (Batı) Trakya daki azınlık derneklerin temsilcileriyle yaptığımız görüşmelerde de tekrarladım. Anadilin gerek ülkenin Yunanca dilinin öğrenilmesi ve genel anlamda öğrenim açısından önemi çok büyüktür. Ayrıca, azınlık okullarında yarı derslerin bir dilde yarı derslerin diğer dilde yapılmasının çiftdillilik konusunda yanlış bir anlayış olduğunu yıllar öncesinden alenen hem söyledim, hem yazdım, çünkü bu hiçbir dilde öğrenime yardım etmiyor. Azınlıkça 19

20 Anaokulu konusuna gelince, bu yaştaki çocukların gerçekten hiçbir ergenin kendi anadillerini konuşmadığı başka bir dildeki okula girmemeleri gerekir. Anaokulu bu yaştaki çocukların aileden sonra ilk sosyalleştikleri alandır. Bu ortam dostâne ve samimi olmalıdır; anaokulu çocukları kabul gördüklerini hissetmelidirler ki okulu sevip okuma yazmayı öğrenebilsinler ve başarılı olabilsinler. Çiftdilli anaokulu talebi konusunda görüşüm şudur: Eğer bu mevcut azınlık ilkokullarındaki mevcut statünün anaokullarına da uygulanması anlamına geliyorsa, o zaman buna birçok nedenden dolayı karşıyım. Bu konu genelde zararlıdır, anaokulunda ise okulun ikiye ayrılması, bir anaokulu öğretmeni sınıftan çıkarken, diğerinin sınıfa girmesi daha da zararlıdır. Böylesi bir çiftdilli anaokulunda ne olacak yani, çocuklar bir dilde kelimeleri diğer dilde ise sayıları mı öğrenecekler? Azınlığın tüm anaokulu yaşındaki çocuklarının anadilinin Türkçe olmaması da önemli bir sorundur. Anaokulu yaşındaki çocukların ilk adımlarında anadilde anlaşabilmeleri, her Yunan vatandaşı için gerekli olan Yunancayı da öğrenebilmeleri açısından son derece önemlidir. Anadilleri her ne olursa olsun bu hakka tüm anaokulu yaşındaki anaokulu yaşındaki çocukların sahip olması gerekir. Bu konudaki görüşüm anaokullarında anaokulu yaşındaki çocukların anadilinin olması için birçok ve değişik yöntemler bulunmalıdır. Anaokulu yaşındaki çocukların dilini ve Yunancayı aynı derecede iyi konuşabilen azınlık mensubu diplomalı anaokulu öğretmenleri bir çözüm olabilir; başka yerlerde ise bir sınıfta iki anaokulu öğretmeni olabilir. Bunun uygulanamayacağı yerlerde ise başka ülkelerdeki çağdaş çiftdilli okul çözümleri bulunuyor. Mesela anaokulu öğretmeninin öğrencilerin anneleriyle işbirliğine gittiği anaokulları gibi. Tabii bu konular Eğitim Bakanlığı nın karar verdiği konulardır. Müslüman Çocukların Eğitimi Programı yetkililerinden Thalia Dragona Eğitim Bakanlığı nın Özel Sekreteri iken, bu konuda çözüm önerileri sunmuştu. Son olarak, ele alınış şekliyle soruna pedagojik açıdan değil de siyasî açıdan yaklaşıldığını söylemek isterim. Okul ve 5 yaşındaki anaokulu öğrencileri ile ilgili sorunun çözümü, ancak herkesin öncelikli olarak çocuklara yönelik her açıdan pedagojik ve psikolojik desteği vermesi ve anaokulu yaşındaki öğrencilerin okula giderek, anadillerini olduğu kadar Yunancayı da iyi konuşmaları sağlandığı takdirde çözülecektir. Ana önceliğimiz çocukları korumak olmalıdır. * YUNANİSTAN-İSRAİL SAVUNMA İŞBİRLİĞİ DERİNLEŞİYOR Kudüs e resmi bir ziyaret gerçekleştiren Savunma Bakanı Panos Panayotopoulos İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüştü. Netenyahu nun Başbakanlık Ofisi nde Çarşamba günü gerçekleştirilen görüşmede ikilinin Yunanistan-İsrail savunma ve askeri işbirliğinin derinleştirilmesini masaya yatırdıkları ifade edildi. Görüşme sonrası açıklamada bulunan Savunma Bakanı Panos Panayotopoulos İsrail Devleti Başbakanı Benyamin Netanyahu ya yaptığımız son derece yapıcı ve olumlu görüşme için teşekkür etmek istiyorum. Benim yetkim alanındaki tüm konuları ve iki ülke arasındaki savunma işbirliği konularını irdeledik. Genel ilgi alanımızdaki konular ile birlikte doğalgaz ve petrol konularını da görüştük ifadelerine yer verdi. Savunma Bakanı açıklamalarının devamında ise Bu zor dönemde Yunan halkının verdiği büyük ve zorlu ulusal mücadelenin başarıyla sonuçlanabilmesi için daimi ve sabit güvenlik, iyi komşuluk ve barışçıl birliktelik ortamını sağlamamız gerekiyor ifadelerini kullandı. Panayotopoulos, Savunma Bakanlığı nın ortak askerî program ve operasyonlar gibi birçok alandaki mevcut savunma işbirliğini daha da ilerletmek için hazır olduğunu dile getirdi. Toplantıda ayrıca, Doğu Akdeniz deki güvenlik ve İsrail in yakından ilgilendiği doğalgaz kaynaklarının da görüşüldüğü belirtildi. Savunma Bakanı Panayatopoulos un İsrail e düzenlediği ziyaretin ikinci gününde ise İsrail Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Ehud Barak ile bir araya geldiği bildirildi. Oldukça dostane bir atmosferde geçtiği aktarılan görüşmede iki Bakanın yetkileri çerçevesindeki konuları ve Yunanistan ile İsrail in ilgi gösterdiği ortak meseleleri masaya yatırdıkları kaydedildi. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak yaptığı açıklamalarda İki Bakanlık ve iki halk arasındaki muazzam ilişkileri daha da derinleştirmek ve güçlendirmek istiyoruz dedi. Panos Panayotopoulos ise Kısa zaman içerisinde iki ülke Başbakanının liderlik edeceği hükümetler arası bir görüşme yapılacak. O toplantıda bizim alanımızdaki ve diğer alanlardaki işbirliğinin sonuçları da ortaya çıkacak. İsrail Savunma Bakanlığı ndan çok memnun bir vaziyette ayrılıyorum diye konuştu. 20 Azınlıkça

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

ALİ ÇAVUŞ: KİMİN IRKÇI OLDUĞUNU HEPBİRLİKTE GÖRDÜK Salı, 13 Aralık :23

ALİ ÇAVUŞ: KİMİN IRKÇI OLDUĞUNU HEPBİRLİKTE GÖRDÜK Salı, 13 Aralık :23 DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Bizler ırkçı bir parti değiliz. Yapılan bu saldırıyla birlikte bizlere Irkçı Parti diyenlerin ve hangi partinin ırkçı bir parti olduğunu hepimiz birlikte görmüş

Detaylı

frekans araştırma www.frekans.com.tr

frekans araştırma www.frekans.com.tr frekans araştırma www.frekans.com.tr FARKLI KİMLİKLERE VE YAHUDİLİĞE BAKIŞ ARAŞTIRMASI 2009 Çalışmanın Amacı Çalışma Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Türk Yahudi Cemaati ve Yahudi Kültürünü Tanıtma

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, 17.00 Haberleri, 20.10.2013).

Takdim. Bu, Türkiye nüfusu göz önüne alındığından her 90 kişiden birinin aday olması anlamına geliyor (TV, 17.00 Haberleri, 20.10.2013). Takdim Biliyor musunuz? Bir televizyon haberine göre Türkiye de 2014 yerel seçimlerinde muhtar adaylarıyla birlikte 830 bin kişinin aday olması bekleniyordu. Bu, Türkiye de yaklaşık her 90 kişiden birinin

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI 10 SORUDA AİLE SİGORTASI T.C. ANAYASASI MADDE 60: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. 1. AİLE SİGORTASI Nedir? Aile Sigortası,

Detaylı

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ DEĞERLENDİRMEK ÜZERE DÜZENLEDİĞİ BASIN TOPLANTISI KONUŞMA METNİ

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı

Türkiye-Yunanistan İş Forumu. İzmir, 8 Mart Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı Türkiye-Yunanistan İş Forumu İzmir, 8 Mart 2016 Ömer Cihad Vardan DEİK Başkanı T.C. Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu; Yunanistan Başbakanı Sayın Alexis Tsipras; Saygıdeğer Bakanlarım; Değerli Türk ve Yunan

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ" Cumartesi, 04 Kasım :31

HAKAN ÇAVUŞOĞLU: YUNANİSTAN İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HER ZAMAN HAZIRIZ Cumartesi, 04 Kasım :31 Video izle: http://www.dailymotion.com/video/x67kzj3 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti olarak üzerimize düşen bir şey varsa bu noktada burası için, Yunanistan için elimizi taşın

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. TÜRKÇE 12-13: OKUMA - ANLAMA - YAZMA OKUMA - ANLAMA 1: Rezervasyon Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. Duşlu olması şart. Otel görevlisi: Tek kişilik odamız kalmadı

Detaylı

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA

MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA MÜSİAD İFTARI ŞANLIURFA 16.06.2017 Sayın Milletvekillerim, Sayın Valim, Sayın Belediye Başkanım Sayın Mardin Şube Başkanım, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve MÜSİAD Dostları, Değerli Basın Mensupları, Şanlıurfa

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı, Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği

Detaylı

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47 Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığında, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneğinin girişimleriyle Yunanistan'dan gelen Batı Trakyalı öğrencilerle

Detaylı

İş sağlığı ve güvenliği için AB mevzuatı. Tartışmacı 2: Stavros Lambrou, Başkan, Kıbrıs Güvenlik ve Sağlık Derneği

İş sağlığı ve güvenliği için AB mevzuatı. Tartışmacı 2: Stavros Lambrou, Başkan, Kıbrıs Güvenlik ve Sağlık Derneği İş sağlığı ve güvenliği için AB mevzuatı Tartışmacı 2: Stavros Lambrou, Başkan, Kıbrıs Güvenlik ve Sağlık Derneği Kıbrıs'ta İş Sağlığı ve Güvenliği? AB Mevzuatı Giriş AB Mevzuatının bizim hukuk sistemimize

Detaylı

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İKV DEĞERLENDİRME NOTU 136 Temmuz 2015 İKV DEĞERLENDİRME NOTU YUNANİSTAN REFERANDUMU: YUNANİSTAN HALKI KEMER SIKMA PAKETİNE HAYIR DEDİ Büşra ÇATIR, İKV Uzman Yardımcısı 0 İKTİSADİ KALKINMA VAKFI www.ikv.org.tr YUNANİSTAN REFERANDUMU:

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

2 Ekim 2013, Rönesans Otel

2 Ekim 2013, Rönesans Otel 1 MÜSİAD Brüksel Temsilciliği Açı çılışı ışı 2 Ekim 2013, Rönesans Otel T.C. AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış,.... T. C. ve Belçika Krallığının Saygıdeğer Temsilcileri, 1 2 STK ların Çok Kıymetli

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ, ΙΑ ΒΙΟΥ ΜΑΘΗΣΗΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Eğitim, Hayatboyu Öğrenme ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri

Detaylı

AHMET YILDIZ: İYİ NİYET VE AKLISELİM İLE BUNLARIN ÜZERİNE GİDERSEK, ÇÖZÜMLENMEYECEK SO Pazartesi, 29 Mayıs :30

AHMET YILDIZ: İYİ NİYET VE AKLISELİM İLE BUNLARIN ÜZERİNE GİDERSEK, ÇÖZÜMLENMEYECEK SO Pazartesi, 29 Mayıs :30 T.C.Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız, Türkiye ve Yunanistan arasındaki farklılıkların çözümlenemeyecek meseleler olmadığını belirterek, "İyi niyet ve aklıselim ile bunların üzerine gidersek,

Detaylı

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR BALIKESİR - 30.09.2014 HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Gündoğdu, Ankara ve Hatay Tabip odaları üyelerinin Gezi Parkı olayları sürecinde hukuka aykırı

Detaylı

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR -1- 109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR Yabancıların, 8 Haziran itibariyle Türkiye de 53 milyar 130 milyon dolarlık hisse senedi, 38 milyar 398 milyon dolar devlet iç borçlanma senedi (DİBS) ve 407

Detaylı

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 16 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa tarafından yaptırılan

Detaylı

SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin

SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin SAMSUN BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANI YUSUF ZİYA YILMAZ & SAM-DER Avusturyada yaşayan Samsunlular Derneğinin (kısa adı ile SAM-DER in) davetlisi olarak 2010 yılında kurulduğu dönemde Sam-der e geldim ve büyük

Detaylı

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları, Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları, Ankara Forumunun beşinci toplantısını yaptığımız için çok mutluyum. Toplantıya ev sahipliği

Detaylı

gerek- + zaman eki mecburiyetinde + kişi eki

gerek- + zaman eki mecburiyetinde + kişi eki TÜRKÇE II A - Ders 12-13 LAZIM / GEREK vs ile GEREKLİLİK BELİRTME 1.1. eylem + ma + iyelik eki gerek / lâzım 1.2. eylem + mak gerek / lâzım gerek- + zaman eki zorunda + kişi eki gerek- + zaman eki mecburiyetinde

Detaylı

Daima eşit fırsatlar. 2014 ırkçılığa karşı konu yılı. Federal Hükümetin Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi

Daima eşit fırsatlar. 2014 ırkçılığa karşı konu yılı. Federal Hükümetin Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi Daima eşit fırsatlar. 2014 ırkçılığa karşı konu yılı Federal Hükümetin Ayrımcılıkla Mücadele Ofisi Irkçılık hepimizi ilgilendiriyor Ev yok, iş teklifi yok, sokakta hakaretler: Ayrımcılıkla ırkçılığın birçok

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi genel Başkanı Selim Işık tarafından açıklanan raporda çok dikkat çekici sonuçlar elde edildi. Raporun Kahramanmaraş Onikişubat

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Haziran 17, 2016-1:22:00 Başbakan Yıldırım, "Terör örgütünün telkinlerine gençlerimiz asla ve asla itibar etmesinler. Onlar bizim

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi Araştırma üç farklı konuya odaklanmaktadır. Anketin ilk bölümü (S 1-13), Türkiye nin dünyadaki konumu ve özellikle ülkenin

Detaylı

Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü.

Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü. Alişan HAYIRLI Fransa'da, Hz. Muhammed'e hakaret içeren karikatürleri yayınlayan Fransız Dergisi'ne baskın düzenlendi ve 12 kişi öldürüldü. Şimdi Müslümanlar ikiye bölünecek... 1-Bu baskını tasvip edenler,

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP VERİ ARAŞTIRMA A.Ş. Bu çalışma, Radikal Gazetesinin isteği üzerine seçim istatistiklerinden yararlanılarak VERİ ARAŞTIRMA A.Ş. tarafından RADİKAL Gazetesi

Detaylı

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI 16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI Değerli Arkadaşlar, Türkiye zor günlerden geçiyor. Ajan filmlerini aratmayan olaylar gün geçmiyor ki gündeme

Detaylı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Kamuoyu Yoklaması Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket) Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi 2017 1 Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara

Detaylı

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK Sosyal ve siyasi yaşamda Bodrum un tanınmış simalarından biri olan Nuran Yüksel yaşamını kitap haline getirdi. Nuran Yüksel kitabının sadece kendi

Detaylı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu Ağustos 21, 2017-1:53:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde

Detaylı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı Orta Doğu Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı Ali SEMİN BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı 56 Stratejist - Temmuz 2017/2 Orta Doğu da genel olarak yaşanan bölgesel kriz ve

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ

FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ FİRMALARIN PLAKA TAHDİTİ GÖRÜŞLERİ 31 Ağustos 2015 Pazartesi 10:13 İSTAB yönetim kurulu üyesi 11 firmanın sahipleri de hem plaka tahdidi hem okul ücret zamlarına yönelik düşüncelerini açıkladılar. RÖPORTAJ:

Detaylı

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi 21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler ve Kıbrıs, İKÇÜ de Ele Alındı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi nin

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı - 'Büyük haber gazetecinin ayağına gelmezse o büyük haberin ayağına nasıl gider? - Söz ağzınızdan bir kez kaçınca rica minnet yemin nasıl işe yaramaz? - Samimi bir itiraf nasıl harakiri ye dönüştü? - Evren

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar,

Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar, Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ve Değerli Konuklar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu nun desteğiyle, Enerji

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

azınlıkça VASİYETİMDİR! Azınlığa tercih hakkı... Azınlıkça 1 SAYI 82 KASIM 14 FİYATI 3 ΤΕΥΧΟΣ 82 ΝΟΕΜΒΡΙΟΣ 14 ΤΙΜΗ 3

azınlıkça VASİYETİMDİR! Azınlığa tercih hakkı... Azınlıkça 1 SAYI 82 KASIM 14 FİYATI 3 ΤΕΥΧΟΣ 82 ΝΟΕΜΒΡΙΟΣ 14 ΤΙΜΗ 3 azınlıkça BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ www.azinlikca.net ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ ΠΟΛΙΤΙΚΟ ΠΕΡΙΟΔΙΚΟ ΤΗΣ Δ. ΘΡΑΚΗΣ ΤΕΥΧΟΣ 82 ΝΟΕΜΒΡΙΟΣ 14 ΤΙΜΗ 3 SAYI 82 KASIM 14 FİYATI 3 82 VASİYETİMDİR! Azınlığa

Detaylı

Integration e.v. Fragebogen Untersuchung über die Rechte und Pflichten der in Deutschland lebenden Migranten

Integration e.v. Fragebogen Untersuchung über die Rechte und Pflichten der in Deutschland lebenden Migranten Projekt ICI Migranten Hier Bürger JLS/FRC/2007/045 Avrupa komisyonu tarafindan taninmistir. Almanya da yasayan göcmenlerin haklari ve sorumluluklari hakkinda bir arastirma N Sehir Tarih Genel bilgiler

Detaylı

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM Öğrencinin adı- soyadı: ERDEM EGE MARAŞLI Proje Danışmanı: MÜGE SİREK Bahçeşehir - İSTANBUL Kentsel Dönüşüm Son günlerde haberlerde gazetelerde çok fazla rastladığımız

Detaylı

KASIM - ΝΟΕΜΒΡΙΟΣ 2009 Sayı: 52 Fiyatı: 3

KASIM - ΝΟΕΜΒΡΙΟΣ 2009 Sayı: 52 Fiyatı: 3 KASIM - ΝΟΕΜΒΡΙΟΣ 2009 Sayı: 52 Fiyatı: 3 Azınlıkça 1 BU AY AZINLIKÇA AZINLIKÇA BATI TRAKYA AYLIK HABER YORUM DERGİSİ KASIM 2009 YIL:5 SAYI:52 www.azinlikca.net www.azinlikca.org ΑΖΙΝΛΙΚΤΣΑ ΜΗΝΙΑΙΟ ΤΟΥΡΚΟΕΛΛΗΝΟΦΩΝΟ

Detaylı

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

TABURCUYUZ, YA SONRASI? TABURCUYUZ, YA SONRASI? Uzm. Hemş. Emel DİLEK Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları ABD Annem, 67 yaşında, Emekli öğretmen, HT hastası, 2002 yılında geçirmiş olduğu beyin ameliyatı sonrası

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar

Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar Almanya daki slam Konferans - Müslümanlar n Durumu ve Uyumlar Bülent Arslan Konuşmamda dört aşamalı bir yol izleyeceğim. Önce sizlere Almanya İslam konferansı hakkında bilgiler vereceğim, daha sonra ikinci

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti SPoD un ve Uzman Psikiyatrist Dr. Seven Kaptan ın gönüllü işbirliğiyle düzenlenen Trans Terapi Toplantısı nın yedincisi 4 Eylül Çarşamba

Detaylı

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi I İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1 I. PLANLAMANIN İLK ON YILI (1963 1973 Dönemi)... 7 II. EKONOMİNİN TIKANDIĞI YILLAR (1973 1983 Dönemi)...11 24 Ocak Kararları...12 III. EKONOMİDE AÇILIM YILLARI (1983 1993 Dönemi)...15

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar,

Sayın Konuklar; Saygıdeğer konuklar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanı; Yüksek Yargı Kurumlarının çok değerli Başkanları; Sayın Büyükelçiler; Avrupa Konseyinin çok değerli temsilcileri; Uluslararası Kuruluşların değerli temsilcileri

Detaylı

Batmış Yunanistan, İstanbul Rumları na Maaş Vermeyi Aksatmıyor

Batmış Yunanistan, İstanbul Rumları na Maaş Vermeyi Aksatmıyor Teostrateji Batmış Yunanistan, İstanbul Rumları na Maaş Vermeyi Aksatmıyor 26.10.2011 - Diplomatik araçlarla çek olarak İstanbul a getirilen maaşlar, bir Yunan şirketinin satın aldığı Finasbank ta nakde

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

Saadet Partisi Yerel Basınla Buluştu Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı Yerel Basınla biraraya geldi.

Saadet Partisi Yerel Basınla Buluştu Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı Yerel Basınla biraraya geldi. Saadet Partisi Yerel Basınla Buluştu Saadet Partisi Beykoz İlçe Teşkilatı Yerel Basınla biraraya geldi. 1 / 18 Toplantı İstanbul kahvaltıyla Büyükşehir başladı. Belediyesi Beykoz Korusu Tesisleri'nde gerçekleşti.

Detaylı

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T 2016 Brexit, yani İngiltere nin Avrupa Birliği nden (AB) ayrılması olarak ifade edilen kavram, İngilizcede Britain (Britanya ve Exit (çıkış) kelimelerinin birleştirilmesiyle

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... 3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler... Seçime Doğru Giderken Kamuoyu: 3 Kasım 2002 seçimlerine bir haftadan az süre kalmışken, seçimin sonucu açısından bir çok spekülasyon bulunmaktadır.

Detaylı

City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI

City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI City Security Group STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI Ağustos 2013 Araştırma Künyesi PROJE ADI ARAŞTIRMA EVRENİ AMAÇ SAHA ÇALIŞMASI ÖRNEKLEM SAYISI CSG STADYUM GÜVENLİĞİ ARAŞTIRMASI İstanbul da Yaşayan 18

Detaylı

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ 1 AB İLETİŞİM STRATEJİSİ (ABİS) NEDİR? Türkiye - AB müzakere sürecinin üç ayağı: 1- Siyasi reformlar 2- AB yasal düzenlemelerinin kabul edilmesi ve uygulanması

Detaylı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı

Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı Sayı: 2009/18 Tarih: 09.08.2009 Aileler krize borçlu yakalandı; sorunu işsizlik katladı - Ekonomik krizin şiddeti devam ederken, krize borçlu yakalanan aileler, bu dönemde artan işsizliğin de etkisi ile

Detaylı

Yaz l Bas n n Gelece i

Yaz l Bas n n Gelece i Emre Aköz Yeni Okur-Yazarlar ve Gazetelerin Geleceği ABD li serbest gazeteci Christopher Allbritton õn yaşadõklarõ bize yazõlõ medyanõn (ki bu tabirle esas olarak gazeteleri kastediyorum) geleceği hakkõnda

Detaylı

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Eylül 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Eylül 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Yenişehir İlçesi CHP Belediye Başkanı aday

Detaylı

45. Yılında Türkiye-AB İlişkileri Konulu Seminer de TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu nun açılış konuşması

45. Yılında Türkiye-AB İlişkileri Konulu Seminer de TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu nun açılış konuşması 45. Yılında Türkiye-AB İlişkileri Konulu Seminer de TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu nun açılış konuşması İktisadi Kalkınma Vakfı nın Sayın Başkanı, Sayın Büyükelçiler, Kıymetli basın mensupları Hanımefendiler

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise - Giriş Türkçe Yunanca Sayın Başkan, Αξιότιμε κύριε Πρόεδρε, Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise Sayın yetkili, Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim Sayın yetkili,

Detaylı

AÇIK AÇIK SÖYLEYELİM!

AÇIK AÇIK SÖYLEYELİM! AÇIK AÇIK SÖYLEYELİM! ^^Tek kişinin egemenliğine dayalı ^^Yasama Yürütme ve Yargının tek elde toplanacağı ^^Meclis in devre dışı bırakılacağı ^^Hukuk Devletinin ortadan kalkacağı ^^Fren, denge ve denetim

Detaylı

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili 1 CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin / Mezitli Belediye Başkanı nı ziyaret ederek

Detaylı

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans

Bekar Evli Boşanmış Eşi ölmüş Diğer. İlkokul Ortaokul Lise Yüksekokul Fakülte Yüksek Lisans Form no : Tarih : Bu anket hastalığınızı daha iyi anlayabilmek ve sizlere daha yararlı olabilmek için düzenlenmiştir. Lütfen olabildiğince nesnel (objektif) yanıtlamaya özen gösterin. Ankete kimliğinizi

Detaylı

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ Cumhuriyet Halk Partisi 25.Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Efsane Başkan Kamil Dalkara memleketi Pazarcık ta Gövde gösteri yaptı. CHP Kahramanmaraş Milletvekili

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Nisan 14, 2017-7:12:00 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Sincan ilçesi Lale Meydanı'nda mitinge katılarak vatandaşlara hitap

Detaylı

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY 3 EYLÜL 2013 DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Değerli konuklar, yurtdışından gelen değerli misafirlerimiz, finans sektörünün kıymetli

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı