68 kuşağı ve İşçi Mücadelesi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "68 kuşağı ve İşçi Mücadelesi"

Transkript

1 68 kuşağı ve İşçi Mücadelesi İşçi Mücadelesi dergisi Mayıs 2008 sayısında Türkiye nin Che Gueveraları olarak sunduğu Deniz Gezmiş ve Arkadaşları başlıklı yazısında Türkiye de 1968 kuşağı ve o dönemde yapılmış silahlı hareketler üzerine, yalnızca kafası dumanlı, amatör radikal bir sol aydının yapabileceği değerlendirmelerde bulunmakta; Türkiye deki sosyalizm mücadelesi ve sol harekete damgasını vurmuş eylemler üzerine birbiriyle çelişkili, son derece kolaycı ve yanlış tespitler yapmakta. Kuşkusuz herkes canı istediği olay üzerine canının istediği yorumu yapmak, canının istediğini söylemek hakkına sahiptir Bizi ilgilendiren, yapılan yorum ve tespitlerin proletaryanın sınıf mücadelesine katkı yapıp yapmadığı, sınıfın öncüsünü ve devrimci kadroların ve militanların siyasi eğitimlerini arttırıp arttırmadığı ve en nihayet kitlelere kendi iktidar mücadelelerinde ne yapmaları ve nasıl yapmaları gerektiğine ilişkin ne öğretmek istediğidir. İşçi Mücadelesi yazarı yazının başlangıcına henüz daha bilimsel sosyalist, yani Marksist olmayan 25 yaşındaki Marks ın Ruge ye 1843 Eylül ayında yazdığı bir mektuptan alıntıyla başlamaktadır. Ve mektubun içeriğinin eleştiri, eleştirinin hareket noktası ve eleştirinin konusunun ne olması gerektiği olduğunu okuyucularına açıklamadan, alıntıları isyan sözcükleriyle dolu yazı ve tespitlerini doğrulamak için kullanmaktadır. Acaba bunu yaparken doğruya doğru, yanlışa yanlış demeyi mi engellemek istemektedir? O zaman İşçi Mücadelesi (İM), somut durumun somut analizinden hareketle kitlelere sınıf mücadelesinde nasıl tavır takınılması gerektiğini gösteren, onları somut koşullardan hareketle belirlenmiş talepler için mücadele etmeye çağıran Dördüncü Enternasyonal in geçiş programı na kesinlikle karşı çıkmaktadır. Ve bu durumda, grubun yazarlarının mücadele

2 anlayışı teori ile pratiğin birliği olan Marksizm değil, olsa olsa mücadele içindeki ezilen kitlelerin en geri kesimlerinin sosyal ve siyasal bilincinin bir yansımasıdır. Hiç kuşkusuz Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Sinan Cemgil ve diğer tüm meçhul askerler 1968 den itibaren belirli bir ivme kazanmış olan Türkiye deki öğrenci hareketinin birer önderiydiler. Konuya THKO ve THKP-C özelinde bakarsak gerek THKO, gerekse THKP-C nin kendilerine mücadele anlayışı olarak silahlı mücadeleyi seçmiş olmaları, bu hareketlerin Stalinizm den koptukları anlamına gelmez. Önümüzde Nikaragua, Angola, Mozambik, Güney Afrika, Zimbabve, Kamboçya tarihlerinden çıkarabileceğimiz bir dizi örnek var: Bu ülkelerde silahlı mücadele veren hareketlerin önderlikleri Stalinizm den veya reformizmden hiçbir zaman kopmamışlardır. THKO ve THKP-C nin program ve devrim anlayışlarına bakıldığında bu hareketlerin de siyasi karakterleri rahatça görülebilir. Bütün bu gerçeklere rağmen İM 68 kuşağından bir efsane yaratmak istiyor. Ancak sosyalizm mücadelesinde efsanelere yer yoktur! 68 kuşağında hâkim devrim anlayışı Stalinist aşamalı devrim dir. Bu anlayışının Türkiye ye uyarlanışı Milli Demokratik Devrim (MDD), Milli Cephe, İşçi sınıfının devrimde ideolojik önderliği, köylülüğün devrimde temel güç olması, vb. kavramlar ve önermeler ile olmuştur. Mahir Çayan ın kesintisiz devrim terimi aşamalı devrim anlayışından bir kopuş olarak görülemez. Çünkü Çayan MDD anlayışını Demokratik Halk Devrimi terimiyle yer değiştirmiştir. Unutmamak gerekir ki 1968 Mayıs Fransa sında Fransız Komünist Partisi Halk İktidarı sloganları atıyordu. İM şöyle bir tespitte bulunuyor: Bu yüzdendir ki (Kaypakkaya hariç) Denizler ve Mahirler sonuna kadar bütünüyle sol cuntacılığın ve Kemalist hareketin sembollerinden kurtulamadılar. Bu eleştirilmelidir, Avcıoğlu ve Belli, devrimci hareketi sözde ilerici 9 Mart cuntasının yedek gücü olarak görüyorlardı. Oysa Denizlerin kurduğu Türkiye Halk

3 Kurtuluş Ordusu, ordunun karşısına bir başka ordu ile çıkıyordu. Aynen Mahirlerin kurduğu Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi gibi 1968 gençliği Kemalizm den pratikte kopmuştu. Burjuva devletin kulvarlarında devrimcilik arayacağına devletin karşısına silahla çıkmıştı! Öyle görünüyor ki İM yazarları ya o dönemleri pratik hayatlarında yaşamamışlar, ya da o döneme ilişkin olarak yanlış bilgilere sahipler. Ne Mihri Belli, ne Dev-Genç, ne Mahir Çayan, ne Deniz Gezmişler Kemalist değillerdi. Ayrıca Kemalizm tanımları ve Kemalizm e ilişkin olarak takınılacak tavır konusunda farklı anlayışlara sahiplerdi. Bu militanların dünya anlayışları üzerine Kemalizm den koptular veya kopmadılar türünden birbiriyle çelişkili ifadeler kullanmak kanımca büyük bir haksızlık olacaktır. Kuşkusuz Doğan Avcıoğlu gibi sol-kemalistler, öğrenci gençliği, amaçladıkları sol darbe için bir taban ve bir araç olarak kullanmak istediler. PDA ve Doğu Perinçek MDD nin sol-kemalistler önderliğinde gerçekleşeceği teziyle ortaya çıkarken; Kıvılcımlı, Mihri Belli, Aydınlık dergisi ise sol-kemalistlere ilişkin işbirlikçi bir siyaset yürütüyorlardı. Mahir Çayan ve Deniz Gezmiş in en büyük hatası Kemalizm tanımlamalarında ve Kemalizm e ilişkin tavırlarında değil, tersine, geniş kitlelerin ve işçi sınıfının devrime hiç hazır olmadığı bir durumda temelini örgencilerin oluşturduğu küçük ordu lar kurmuş olmalarındaydı döneminde Türkiye de sol hareket bir yükseliş içine girerken, bu yükseliş kendisini orduda ve askerde de hissettirmişti. O dönemler, aydın ve öğrenci kesimlerinde sosyalist düşüncelerin etki kazandığı, anti-emperyalist duyguların yükseldiği, bu anti-emperyalist duyguların sosyal sorunlarla içi içe geçmeye başladığı bir dönemdir. Bu bağlamda Yön Sosyalizmi ile Chavez in 21.Yüzyıl Sosyalizmi arasında pek öyle sanıldığı gibi büyük farklar yoktur. İkisi arasındaki temel fark, Chavez in 1991 deki darbe teşebbüsünden sonra hedeflerini kitle desteği ve serbest seçimlerle

4 gerçekleştirmek istemesidir. Bu bağlamda, o döneme ilişkin olarak Kemalizm ve sosyalizm tartışmalarında basitçi yaklaşımlardan ziyade itinalı ve statik olmayan diyalektik bir yaklaşım yapmak gerektiği kanısındayım. Gerek THKP-C ye, gerekse diğer sosyalist akımlara pek çok asker ve subayın katılması, asker içinde devrimci propaganda çalışmasının önemini belirtmektedir. Ancak bu tip çalışmalarda belirleyici olan çalışmanın siyasi içeriğidir. 9 Mart ve 12 Mart muhtırası kendi kendilerine birer günlük olaylar değil, bir süreç içinde ordu içindeki çeşitli cuntalar arasındaki güç dengeleri bağlamında cereyan etmiş ve seyri faşist- gerici grupların hâkimiyetine girmiş, ancak 1973 cumhurbaşkanlığı seçimleriyle bir anlamda son bulmaya yüz tutan, Bonapartist askerlerin yönettiği bir ara rejim türünden bir askerî diktatörlük idi. Soğuk Savaş döneminde yıllarında NATO ve ABD deki militarist fraksiyonlar Avrupa da, özellikle de İtalya, Yunanistan ve Türkiye de Gerilim Stratejisi kavramı temelinde Neo-Faşist diktatörlükler kurmak için para-militer organizasyonlar aracılığıyla yıkıcı unsurlar olarak gördüğü sol hareketlere karşı, sendika ve işçi hareketlerine, sol aydınlara karşı, hatta masum sivil halka karşı hiç bir ayrım gözetmeksizin terör ve cinayet eylemlerine girişmesi, silahlı baskı, sindirme ve yıldırma hareketlerine girişmesi, böylece bir kaos ortamı yaratarak askerî darbelere ve diktatörlüklere zemin hazırladığı artık günümüzde bilinen bir gerçektir. Bu gerilim stratejisi Yunanistan da başarıya ulaşırken, İtalya da başarısız kalmış, Türkiye de ise 1980 de 12 Eylül darbesiyle gerçekleşmiştir. 12 Mart rejimi, 12 Eylül Diktatörlüğü yle kıyaslandığında sınırlı bir baskıcı rejim olarak kalmaktadır. Kuşkusuz bu sonuç, o dönemde hâkim sınıf ve ordu içindeki mevcut güçler dengesinin yarattığı bir durumdu. Günümüzde bazı radikal sol çevrelerde, özellikle de neoliberal sol veya sağ çevrelerde Kemalizm e sövmek moda olduğu

5 için yazar işin kolayına kaçmaktadır. Bir neo-liberal için, Devletçilik, Halkçılık, Sosyal Devlet kavramları komünizm demektir. Böylesi kavramlar küreselleşmenin önünde, sermayenin önünde artık bir engel olarak görülmektedir. Oysa İM Kemalizm in bilimsel bir sınıf analizini yapmak yerine, Kemalizm in Marksist bir eleştirisini yapmak yerine, yukarıda bahsettiği hareketlerin Kemalizm konusunda nerede hata yaptıklarını belirtmek yerine sonu felaketle bitmiş başka orduların kurulmasını örnek hareketler olarak sunmaktadır. İM sosyal devrimler gibi tarihsel olaylara amatör bir radikal aydın gibi yaklaşmaktadır. İM grubunun kendisi gibi düşünmeyen diğer akımları kolayca Kemalizm den kopmamak veya Kemalizm in işbirlikçisi, etkisi altında kalmakla suçlamadan önce, kendisinin bağlı olduğu CRFI nin önderi J. Altamira nın Latin Amerika daki askerî diktatörlükler ve rejimler üzerine geçmiş dönemlerde nasıl tavır aldığını açıklaması daha doğru olacaktır. Şimdi okuyucu benim Kemalizm anlayışımın ne olduğunu haklı bir şekilde sorabilir veya merak edebilir. Her ne kadar bu yazının konusu Kemalizm olmasa da burada kısaca kendi Kemalizm anlayışımı açıklamakta yarar görüyorum. Kemalizm en yüksek ifadesini Sınıfsız, zümresiz, imtiyazsız kaynaşmış bir kitleyiz-milletiz ve Bu ülkeye komünizm gerekiyorsa onu da bir yaparız sözlerinde yansıtırken, aslında kendini sosyal sınıfların üstüne çıkarmış, bir tür baskıcı Bonapartist bir rejimdir. Troçki, 1908 de Jön-Türkler ve İttihat-Terakki üzerine yazdığı bir yazıda 2. Meşrutiyet in ilanı ile sonuçlanan askerî ayaklanmayı bir devrim olarak niteledikten sonra, Jön-Türk hareketini henüz oluşum içindeki burjuva sınıfın öncüsü olarak tanımlar. Jön-Türk hareketinin bir sonucu olan Kemalizm, kurtuluşu ve geleceği modern burjuva toplumda gören seküler ve laik, ulusal egemenlikçi bir harekettir. Bir anlamda burjuva sınıfının olmadığı bir ülkede burjuva devrimine tekabül etmiştir. Sosyal karakter olarak Osmanlı Devleti ndeki yenilikçi asker-sivil bürokrasisinin bir

6 uzantısıdır. Saltanat ın ve Hilafet in tasfiyesi, Cumhuriyet in ilanı, eski orta-çağ kalıntılarının yıkılıp yerine kapitalizmin inşası, şeriat ve İslam ın burjuva ideolojisi olmaya uygun olmaması nedeniyle kapitalist üretim tarzı için gerekli seküler yasa ve kurumların kurulması, ulusal bağımsızlık ve tarafsızlık gibi konumlar tarihsel anlamda ileri, burjuva devrimci öğelerdir. Geri unsurlar tasfiye edilirken devrimin ileri unsurları temizlenmiş, işçi sınıfı ve emekçi kitleler baskı altına alınmıştır. Baskıcı karakterinin temeli, kendi sosyal tabanının -bürokrasinin- sosyal zayıflığından kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı kendini tüm toplumun üstüne çıkarmıştır. Yerli sermayenin emperyalizm karşısında zayıflığından dolayı devletçilik politikasını uygularken, kendine bir kitle desteği bulmak için halkçılık anlayışını öne çıkarmış, gerici (reaksiyoner) unsurlara karşı ise bilim ve ilerleme siyasetlerini gütmüştür. Kemalist laiklik anlayışı tam bir laiklik olmasa da dünyadaki pek çok seküler ülkeden daha ileridir ve kurulan Cumhuriyet aşamalı olarak bir seküler kimlik almıştır. Bir bütün olarak alındığında Kemalizm, kitleleri harekete geçirmek yerine, onların kendisini sessizce desteklemesini istemiştir. İşçi sınıfı ve emekçi kitlelerin parti ve sendikalarının yasaklanması, tek parti iktidarı rejimin belirleyici siyasi karakteridir. Kemalizm i faşizm olarak nitelemek yanlıştır ve Marksist bir analiz değildir. Faşizm, sermaye sınıfının bir proletarya devrimine karşı bir reaksiyonu ve işçi sınıfına karşı cepheden bir saldırıdır. Aslında Bonapartizm terimini kullanırken terimin orijinal anlamında olmadığını belirtmek istiyorum. Ancak daha başka da bir kavram bulamıyorum. Bu kavramı, devlet sınıfının -yani bürokrasinin- kendini diğer sosyal sınıf ve kesimlerin üzerine çıkartarak edindiği bağımsız rolü vurgulamak için kullandığımı belirtmek isterim. Günümüzde Kemalist model çökmüş, üç güç odağı arasındaki siyasi hâkimiyet mücadelesi bir rejim krizine dönüşmüştür:

7 Büyük sermaye, İslamcı sermaye ve Kemalistler. Bu üç güç odağı arasındaki iktidar mücadelesi aynı zamanda 12 Eylül kurumlarının bir krizi ve açıktan bir iflasıdır. Bu krizden kesin çıkış yolu bir İşçi-Köylü Hükümeti nde yatmaktadır. İşçi ve emekçi kitlelerden yana bir Anayasa için serbest seçimlerle oluşması gereken bir Kurucu Meclis için henüz koşullar olgunlaşmamıştır. Bundan dolayı temel siyasi ajitasyon ve propaganda çalışmalarının kazanımların korunması, daha geniş hak ve özgürlükler mücadelesinin yaygınlaştırılması, genişletilmesi doğrultusunda yapılması daha mantıklıdır. Geniş kitlelerin ne bilinçlilik düzeyleri, ne de örgütsel yapılanmaları henüz daha topluma kendi çözümünü dayatacak düzeyde değildir. Bu koşullarda toplanacak veya seçilecek bir Kurucu Meclis reaksiyon güçlerine hizmet edecek bir başka Anayasa yapacaktır. Türkiye deki 68 kuşağını bir bütün olarak Stalinizm den kopmuş bir kuşak olarak görmek son derece yanlıştır ve çok büyük bir abartmadır. 68 kuşağı kendi başına homojen bir bütün değildi ancak hem Dev-Genç içinde hem de Türkiye sol hareketi içinde hâkim anlayış Stalinizm idi. Mihri Belli ve Aydınlık dergisi tamamen Stalinist ve Stalinizmin hegemonyası için mücadele ediyordu ve 1970 yılı sonlarına kadar genç kuşak içinde en etkin eğilimdi. O dönemde Aybar dışında Stalin e eleştirel bakan tek akım ise Hikmet Kıvılcımlı ydı. Ayrıca hiç unutmamak gerekir ki Doğu Perinçek ve PDA-Beyaz Aydınlık- da Dev-Genç hareketi içinden çıkmış bir gruptur. PDA kısa bir süre sonra Çin bürokrasisinin resmî temsilciliğini yapmaya başlamış olan kesin bir Stalinist akım idi. İbrahim Kaypakkaya ise 1972 lerde PDA hareketinden kopan diğer bir Maocu akımdır. İM, o dönemin gençlik önderleri olarak tanımladığı militanlarla ilgili şöyle bir tespitte bulunuyor: Gençlik önderlerinin TİP ten kopmaya yönelmesi, FKP nin Dev-Genç e dönüşmesi ve partiden bağımsızlaşması işte bu kendiliğinden devrimci yükselişin reformizmin sınırlarıyla çelişkiye girmesindendir gençliği Türkiye de Sovyet Stalinizmi nin

8 sosyalist hareket üzerindeki hegemonyasına ilk darbeyi vurmuş kuşaktır devrimciliğinin benimsediği strateji ne kadar yanlış olursa olsun, birinci anlamı budur. Yazar aynen böyle yazıyor. Ancak yazarın birinci derecede anlam verdiği karakter tamamen yanlış, kendi türettiği hayalî bir kopuş, rahat bir küçük burjuva radikalinin yaptığı bir karikatürdür. Yazarın burada unuttuğu konu, Dev-Genç in 1970 yılında sokaklarda Ordu Millet Elele, Milli Cephede! sloganları atmasıdır. Buradaki Milli Cephe ise Milli burjuvazi, Kemalistler ve Sosyalistler arasında kurulması düşünülen bir Cephedir gençliğine hâkim olan yaygın sosyalizm anlayışı budur. Yazar, bu anlayışları reformizmin sınırlarıyla çelişkiye girmek olarak görmekte, Sovyet Stalinizmi ne vurulan ilk darbe olarak nitelemektedir. Amerika, Avrupa ve doruk noktasına Mayıs 1968 de Fransa da ulaşmış olan hareket, Fransa özelinde ele alındığı zaman kaçırılmış bir devrimdir. Fransız 68 Mayıs eylemlerinin bir yansıması olarak patlak veren Türkiye deki 68 öğrenci boykotları ve eylemleri ise dünyadakilerin tersine Türkiye de sol hareket ve gençlik hareketi üzerinde Stalinizm in resmî hegemonyasının kurulmasını hızlandırmıştır. Silahlı mücadelenin kısa sürede yenilmesi ise bu Stalinist hegemonyayı perçinlemiştir. Troçkizmlere karşı haçlı seferleri başlatılmıştır. Gençlik hareketi içinde, radikal aydınlar içinde Stalin hayranlığı büyümüş, teori ve pratikte bir rehber, sol hareket içinde karşıt görüş ve eğilimlere yönelik şiddet ve terör estirme politikalarında temel başvuru kaynağı olmuştur. Amerika da, Avrupa da, ileri gelişmiş ülkelerde 68 hareketleri bir bütün olarak bu ülkelerdeki sol hareketler üzerinde ve işçi hareketi içinde belirli bir düzeyde var olan Stalinizm in etkisinin sonunun başlangıcını oluştururken, Türkiye de ise tersine Stalinizm hegemonyasının başlangıcını oluşturmuştur. 68 hareketleri Batı Avrupa ve Amerika da bir yandan kapitalist sömürü ve emperyalist savaşa karşı, diğer yandan baskıcı ve

9 otoriter hâkim burjuva ideolojisine karşı kendisini yasaklamayı yasaklamak ifadesinde bulan, özgürlükçü ve eşitlikçi bir isyanı açığa vururken, Türkiye de, tersine, tek boyutlu insana tapınmayı simgelemiştir. Geleneksel yaşam tarzı veya resmî hâkim ideolojiye bir başkaldırı olmaktan ziyade Kürt meselesine karşı sağır, Stalinizm ve Kemalizm e hayranlıkla sınırlı kalmıştır. O dönemdeki sosyalist dergi ve gazetelere bir göz atıldığında gençlik hareketi içinde kümelenmiş sosyalist hareketlerin Sovyet revizyonizme karşı yazılarla dolu olduğu görülür. Sovyet revizyonizmden kastedilen ise 1956 da Kuruşçev in Stalin in suçlarını teşhiridir. Aydınlık dergisi ve ondan kopan tüm grup ve fraksiyonlara göre Kuruşçev in Stalin in cinayetlerini teşhir ettiği 1956 SSCB Komünist Partisi Kongresi yle birlikte artık SSCB revizyonist bir ülke olmuş, SSCB KP ve ona bağlı partiler birden revizyonist ve reformist partilere dönüşmüşlerdir. İM grubunun iddiasının tam tersine, bahsettiği gençlik hareketi Stalinizm e bağlılığını her seferinde dile getirmiş, Pablo ve Mandel gibi Troçkistlerin de-stalinizasyon diye tanımladığı, bize göre ise Stalinizmin krizinde yeni bir süreci ifade eden olaya kesinlikle karşı çıkarak Kruşçev- Brejnev revizyonizmine karşı Stalinin doğru devrimci proleter önderliğini sonuna kadar savunmayı üstlenmişledir. PDA ve Perinçek grubu ve daha sonra bu gruptan kopan İbrahim Kaypakkaya grubu temel çizgi olarak Sovyet sosyal emperyalizmine karşı, Süper devletlere karşı mücadeleyi benimsemişlerdir. Kruşçev in Stalin in suçlarını teşhir etmesiyle birlikte SSCB aniden sosyal emperyalist bir ülke olmuş, sosyalizm yıkılarak yerine kapitalizm restore edilmiştir de Çekoslovakya daki bir politik devrim sürecini bastırmak için yapılan Sovyet işgalini o dönemde Türkiye sol hareketinde Aybar ve bazı hümanist aydınlar dışında hiç bir grup ve eğilim kınamamıştır. Buna karşılık, en başta Mihri Belli nin önderliğindeki Aydınlık dergisi, resmî

10 TKP ve yandaşları, B. Boran ve S. Aren grupları Sovyet işgalini savunmuş ve sonuna kadar desteklemişlerdir. Nitekim, yıllarında Türkiye de anti-stalinist, ancak reformist bir sosyalizm anlayışını Aybar ve grubu savunuyordu. Hikmet Kıvılcımlı ise son derece dar bir açıdan Stalin i eleştiren bir anlayışa sahipti. Öyle görünüyor ki İM grubu henüz Stalinizm in ne olduğunu bilmiyor. Ve bize teori ve pratikte en katı Stalinizm savunuculuğunu Stalinizm den kopma, Stalinizm in işçi hareketi üzerindeki hegemonyasına karşı vurulmuş bir darbe olarak sunuyor. Bunu yaparken kabul ettirmek istediği, Mandel ve Birleşik Sekretarya nın (Bir-Sek) yıllarında teorisini yaptığı yeni kitle öncüsü terimi ve yeni kitle öncüsünü kazanma politikasıdır. Ancak Avrupa Komünizmi çıkar çıkmaz Mandel ve Bir-Sek bu politikayı bırakıp aniden Avrupa- Komünizmi ni savunmaya başlamışlarken, İşçi Mücadelesi hâlâ yeni kitle öncüsüne takılıp kalmaktadır. Ancak merak ettiğimiz diğer bir konu ise temsilciliğini üstlendiği CRFI ın ( IV. Enternasyonal Yeniden Kuruluş Koordinasyonu) siyasi geçmişi, ve en başta Arjantin olmak üzere bu siyasi eğilimin diğer ülkelerde yürüttüğü politikalar hakkında okuyucuya niçin bilgi vermediğidir. Örneğin, 1979 Ocak ayında P. Lambert önderliğindeki CORQI den ( Dördüncü Enternasyonal in Yeniden İnşa Komitesi) Arjantin deki Vidala nın askerî diktatörlüğüne ilişkin uzlaşmacı tavırları nedeniyle ihraç edilen J. Altamira ve PO nun Latin Amerika daki askerî diktatörlükler ve Pinochet rejimi üzerine tanım ve tavırları neydi, Altamira eğiliminin faşist Pinochet rejiminin düzenlediği sendika seçimlerine niçin katıldıklarını bilmek istiyoruz. Onun ötesinde Guillermo Lora ve Jorge Altamira eğiliminin Guevera ve gerilla savaşına ilişkin tavırları neydi, Uluslararası Komite ye niçin katıldıklarını bilmek istiyoruz. İM yazarı şöyle devam ediyor: Denizlerin, Mahirlerin, ve ötekilerin hatalarını küçük burjuva olmakla açıklamak, eski kuşağın suçunu ve Stalinizm in dünya komünist hareketini

11 getirdiği yerin bu gelişmedeki sorumluluğunu gözlerden saklamak olur bir devrimci yükselişti. Her kim ki, Marks ın söylediğinden farklı olarak Denizlere ve Mahirlere Mücadelenizi durdurun, yaptıklarınız aptalca şeylerdir derse, o devrimci bir ruha sahip değildir. Şunu açıkça söylemek gerekir, bunları yazan ve söyleyen kişi her kimse, o kişi Marks ve Engels in Blankizm e karşı, Bakunin e karşı, işçi hareketi içindeki her türden maceracı ve ilkel sosyalizm anlayışlarına karşı verdikleri amansız mücadeleden, Lenin in narodniklere karşı, sosyal devrimcilere karşı verdiği tavizsiz mücadeleden ve Ortodoks Troçkistlerin Guevera ve Castro nun silahlı mücadele çizgisine karşı verdikleri ideolojik ve siyasi mücadeleden habersiz demektir. Eskiden kendisi de bir narodnik olan Plehanov, narodnizmin kitleler için bir kurtuluş yolu olmadığını görüp toplumsal kurtuluşun popülizmde değil, tersine bilimsel sosyalizmde ve proletarya devriminde olduğunu söylerken, bir yanlışı görmüş ve o yanlışa dur demek için Rusya da Emeğin Kurtuluşu Grubu nu kurmuş, 1889 da 2. Enternasyonal in kuruluş kongresinde Rusya daki devrimin kesinlikle proleter bir devrim olacağını söylemiştir. O bunları yaparken devrimci bir ruha sahip değil miydi? İM yazarına göre yıllarında Fokocu gruplar (THKP-C ve THKO) vasıtasıyla verilecek silahlı mücadelenin yanlışlığını belirtmek, bu tip silahlı mücadele yerine emekçi kitleler içinde proletaryanın devrimci partisi için bir çalışma yürütmek ve bu uğurda geniş kitleler içinde bir mücadele verilmesini savunmak devrimci bir ruhtan yoksunluk demekmiş. Bu konuda İM gruba her şeyden önce Lenin in Reddettiğimiz Fikir Mirası eserini okumalarını tavsiye ederiz! ler Türkiye sindeki silahlı mücadelelerin, gerilla savaşlarının doğru devrimci karakterleri üzerine tumturaklı hikâyeler anlatmak devrimci Marksizm açısından yalnızca gayri ciddi olmanın ötesinde proletarya ve emekçi kitlelere yanlış hedefler göstermek demektir.

12 Gerçek her zaman gerçektir ve gerçeği söylemek devrimci bir tutumdur. Gerek Castro ve Guevera nın Fokucu silahlı mücadele çizgisi, gerekse THKO, THKP-C ve TİKKO nun silahlı mücadele anlayışları Marksist ve Leninist proleter devrimci hareketler değil, küçük-burjuva karakterli siyasi hareketlerdir. Aradan geçen yıldan sonra o tip silahlı eylemlerin siyasi bilançosu son derece açıktır. Fidel Castro nun önderliğini yaptığı 26 Temmuz hareketi uzun bir zaman Meksika da silahlı mücadele ve gerilla savaşı için gerekli olan askerî eğitimi almıştır. Böyle bir eğitimden geçtikten sonra Küba ya çıkmışlardır. Bu hareket, başlangıçta burjuva-milliyetçi demokratik bir hareketti. Öte yandan, 1952 yılında Fulgencio Batista, demokratik seçimlerle iktidara gelmiş hükümeti bir darbeyle yıkarak iktidara gelen, kokuşmuş bir aile diktatörlüğüydü. Köylüler topraksız, şehirlerde halk aç ve yoksuldu. Batista diktatörlüğü bir avuç toprak sahibi ve komprador burjuvazinin çıkarlarını, onlardan öncede kendi feodal aile çıkarlarını savunan bir polis rejimiydi. Küçük bir muhafız ordusundan başka da silahlı bir varlığı yoktu. Küba halkı Batista dan nefret ediyordu ve büyük bir hoşnutsuzluk içindeydi. 26 Temmuz hareketi ciddi bir silahlı direnişle karşılaşmaksızın şehirli kitlelerin de ayaklanmasıyla Batista yı kolayca yenmiştir. Gerek Latin Amerika burjuvazisinin belirli kesimleri, gerekse ABD emperyalizmi 1960 ortalarına kadar Castro hareketine düşman gözle bakmıyordu. Ancak Castro yu desteklemiş köylüler toprak istiyordu. Şehirli kitlelere iş bulmak gerekiyordu. Fakat Küba nın zenginlikleri ABD işbirlikçisi bir avuç toprak sahibi ve kompradorun elindeydi. Yoksul kitlelerin baskısıyla Castro toprak reformu ve devletleştirme-millileştirmelere başlayınca ABD emperyalizmi büyük bir tepki gösterdi. Emperyalizmin gerici tepkisine karşılık Castro önderliği Sovyetler birliğine yaklaştı ve emperyalizme bağımlı komprador burjuvazisini ve toprak sahiplerini mülksüzleştirdi. Eski devlet aygıtını

13 yıkarak yerine kendi silahlı gücünden oluşan yeni bir devlet aygıtı kurdu. Castro önderliği milliyetçi demokrat küçük burjuva hareketi olarak doğmuş ve büyümüş, ancak bir yandan geniş yoksul kitlelerin baskısı, diğer yandan emperyalizmin tehditlerine karşı yine bu kitleleri harekete geçirmek zorunda kalmasından dolayı başlangıçta kendisi için çizdiği siyasi hedef ve sınırlarının ötesine çıkmış bir harekettir. Bir tür işçi-köylü hükümeti nin kurulması kuşkusuz sosyal bir devrimin göstergesidir. Ancak böyle bir devrimci süreçte kurulan devlet, doğuştan yoz doğmuş bir işçi devletidir. Troçki olağanüstü koşullarda ortaya çıkacak bu türden işçiköylü hükümetlerini gerçek proletarya diktatörlüğü yolundaki kısa bir dönem, episod olarak tanımlamıştır. Benim şahsi görüşüm proletaryasız gerçek proletarya devrimlerinin olmayacağı; sürekli devrim teorisinin, ön koşul olarak proletaryanın sınıfsal varlığı ve önderliğini var saymasıdır. Yeni Küba devleti yukarıdan aşağıya bizzat Batista yı deviren silahlı gerilla ordusundan başkası değildi. Castro önderliği kendisi dışındaki tüm siyasi sol parti ve eğilimleri yasaklamış, sosyalist demokrasinin temellerini oluşturacak kitlelerin öz örgütlerinin oluşturulmasına olanak vermemiş, kendine örnek olarak Sovyetler Birliği bürokrasisini almıştır. En başta Küba Komünist partisi olmak üzere tüm iktidar aygıtlarını yukarıdan örgütlemiştir. Gerilla ordusu partidevlet aygıtı olarak iktidar organı işlevini üstlenmiştir. Bundan dolayı Küba doğuştan bürokratik bir işçi devleti olarak kurulmuş, şimdi ise tam bir aile diktatörlüğüne dönüşmüştür. Bugün yani 50 yıl sonra, bir kez daha geriye dönüp bakarsak Küba devriminin Latin Amerika da bir istisna olduğunu rahatça görebiliriz. Bu bağlamda ne Yugoslav devrimi, ne de Çin devrimiyle kıyaslanamaz. Devrimde bütün sorunları küçük bir öncünün silahlı mücadelesine bağlamak Bolşevik-Leninist bir proleter sınıf politikası değildir. Eğer sorun yalnızca silahlı mücadeleyse Filistinliler ve Araplar -

14 çeşitli Arap devletleri de dahil olmak üzere- Siyonist İsrail e karşı 60 yıldan beri silahlı mücadele veriyorlar ancak şimdiye kadar hep yenilgi gördüler. Demek ki sorun yalnızca ne silahlı mücadele, ne de bireysel kahramanlık sorunudur. Yeniden İM yazarına dönersek şunları okuruz: Deniz in veya Mahir in kurduğu siyasi geleneklerden geldikleri halde bugün devrimi sadece törenlerde hatırlayanlar hâlâ onların izleyicileriymiş gibi davranıyorlar. Buna karşılık devrim fikrinde ısrar ettikleri halde Denizlerin yöntemlerinin yanlış olduğunu, Türkiye topraklarına ve o günün koşullarına hiç uymadığını düşünenler, onlara küçük burjuva devrimcileri olarak sırtlarını dönüyorlar. Demek ki yazara göre THKO ve THKP-C örnek devrimci hareketlerdi ve bu karakterlerinden dolayı kesinlikle desteklenmeleri gerekirdi. O dönemde bu hareketleri küçük burjuva devrimcisi olmakla eleştiren devrimciler de bu devrimci hareketlere sırt döndükleri için kınanıp eleştirilmeliler. Hatta İM ye göre bu devrimciler, yaptıkları bu eleştirilerden dolayı devrimci bir ruha sahip değiller ve devrimci hareketlerin önünde engel teşkil ediyorlar. Bu şarkıyı ilk defa duymuyoruz. Gerek Türkiye de, gerek Latin Amerika da, gerek Avrupa da bu suçlamaları defalarca duyduk ve dinledik. Ancak tarih bizleri haklı çıkardı. 100 yıl sonra da haklı çıkaracaktır. Hiç bir ciddi örgütlenme ve hiç bir askerî eğitim almaksızın kitleler, harekete geçmek için örnek silahlı eylemleri bekliyor anlayışıyla silahlı bir mücadeleye başlamak kanımca ciddi bir Marksist olmak bir yana, profesyonel düşünen hiç bir hareketin yapacağı bir girişim ve eylem olmayacaktır. THKO banka soygunu eylemlerine başlayınca Mahir Çayan da silahlı eyleme geçmek zorunda kaldı, ya da kendilerini öyle hissettiler. THKO pikniğe çıkar gibi dağa çıktı. Ve dağa çıkan militanların neredeyse hiç birinin bir gerilla savaşı için

15 gerekli hiç bir temel askerî eğitimleri bile yoktu. Sonuç Nurhak ta bir facia ile bitti. Çayan ın THKP-C si ise Mahir in yakalanmasına rağmen varlığını bir müddet devam ettirebildi. Ancak askerî diktatörlüğün sol harekete birkaç ay içinde büyük bir darbe indirmesi hem THKP-C içinde, hem de THKO nun yakalanmayan elemanları içinde silahlı mücadelenin yanlışlığı veya doğruluğu, eylemlerin sürdürüp sürdürülmesi üzerine tartışmaların başlamasına neden oldu. Ne bir ciddi bir örgütsel ve askerî hazırlığın olmadığı, ne de geniş kitleler ve onların ileri kesimlerinde hiç bir silahlı mücadele vermek arzusunun bulunmadığı askerî diktatörlük koşullarında silahlı eylemlere son verilip, emekçi sınıf ve yoksul halk kitleleri içinde proletaryanın devrimci partisi için, kitleler içinde siyasi eğitim ve kadro kazanma çalışmalarına yönelinseydi belki de o kadar büyük kayıplar verilmeyecek, Denizler ve Mahirler belki hâlâ yaşıyor olacaklardı Sınıf mücadelesi açısından 12 Mart daha ucuza atlatılacaktı. Ancak silahlı mücadelede ısrar, Kızıldere de bir felaketle sonuçlanmıştır. İM nin örnek devrimci hareketler olarak gösterdiği silahlı eylemler kesinlikle yapılmaması gereken hareketlerdi. Evet, yeniden söylemek gerekirse, THKO ve THKP-C örgütlerinin sınıf karakteri ve izledikleri siyasi mücadele anlayışı küçükburjuva devrimciliğidir. Kanımca aradan geçen 40 yıllık zaman şeridi, yaşanan 2 askerî diktatörlük ve bu örgütlerin zaman içinde devam eden sınıf mücadeleleri sürecinde pratikte silinip gitmeleri, söylediğimiz bu gerçekleri açık bir şekilde açıklamaktadır. Marksizm in her tür sosyal harekete yaklaşımında temel kıstası bu olayların toplumsal içerikleri yani sosyal bileşenlerinin sınıf karakterleridir. Buradan hareketle söz konusu olayların sosyal ve siyasi yapısını, bir bütün olarak belirledikleri amaçları ve programları, bu amaçlara ulaşmak için seçtikleri araçları irdeleyerek siyasi sonuçlar çıkarır. Her türlü siyasi hareketin proletaryanın tarihsel çıkarlarına ne derece yakın,

16 ne derece uzak olduğunu ancak bu şekilde, ancak bu yöntemle tespit edebiliriz. Bunun ötesinde devrimci Marksizm in, Bolşevik-Leninizm in en belirgin özelliklerinden birisi kendisi ile diğer sosyal hareketler arasında kesin bir siyasi sınıfsal ayırım çizgisi çekmektir. Çünkü sınıflı bir toplumda yaşıyoruz ve her toplumsal sınıf ve kesim sosyal sorunlara kendi sınıf çıkarlarını içeren bir çözüm sunar ve bunun için mücadele eder. Proletaryanın tarihsel çıkarlarını kendi başına bir bütün olarak savunan ve temsil eden Bolşevik-Leninizm sınıf mücadelesinde proletarya üzerinde tüm yabancı sınıfların siyasi ve ideolojik etkisine karşı amansız bir mücadele vermeksizin işçi sınıfı sosyal soruna kendi çözümünü dayatamaz ve topluma kendi önderliğini kabul ettiremez. Günümüz emperyalist kapitalizm koşullarında kendi Leninist partisi yönetimindeki bir işçi sınıfının doğrudan müdahalesi ve girişimi olmaksızın ne bir devrim olabilir, ne de toplumsal sorunlara kalıcı çözümler sağlanabilir. Emperyalizme karşı ancak işçi sınıfının önderliğinde sürekli devrim ve dünya devrimi perspektifiyle, tüm emekçi kitlelerin katılımıyla gerçekleşecek muzaffer proleter devrimleriyle zafer kazanmak mümkündür. Öbür yandan Bolşevik-Leninist bir parti ve devrimci bir önderliğinin inşası için mutlak olarak proletaryanın doğrudan doğruya siyaset sahnesine çıkması, devrimler, büyük isyan ve ayaklanmaların patlak vermesi gereklidir. Çünkü bir devrimci partinin inşası için devrimci bir program gerekir ve kitlelerin bu devrimci programı kendi öz deneyleriyle sınayıp doğrulamaları gerekir. Sınıflar mücadelesinde böylesine tarihsel öneme haiz deneyimler yaşanmaksızın yeni devrimci kitle önderliklerinin ortaya çıkması hemen hemen olanaksızdır. Bundan dolayı böylesine tarihsel dönemlere hazır olmak için Bolşevik-Leninistlerin en büyük stratejik görevi günlük sınıf mücadelesi içinde geçiş programı temelinde kitleler içinde devrimci kadrolar kazanmak ve biriktirmektir. Yeterli kadro ve militan birikimi olmaksızın sınıfa ve devrimlere önderlik

17 yapacak kitle partileri kurulamaz. İşte bu nedenledir ki Troçki önümüzdeki devrim- öncesi ajitasyon, propaganda ve örgütlenme döneminin stratejik görevi devrimin nesnel koşullarının olgunluğu ile proletarya ve onun öncüsünün olgunlaşmamışlığı arasındaki çelişkinin aşılmasını içermektedir tespitini yapmaktadır. Troçki nin bu tanım ve tespiti Bolşevik-Leninist devrim kavramının abecesidir. Ancak İM grubu 1970 yıllarındaki silahlı mücadele girişimlerini her pahasına bir isyan olarak görmekte ve onları örnek hareketler olarak görürken tüm bir devrimci Marksist geleneği devrimci ruh tan yoksunlukla suçlarken aynen yıllarındaki Mandel, Frank, Maïtan, Krivine, Ben-Said ve Michael Lövy gibi konuşmaktadır. Ancak unuttuğu tek nokta var ki Bir-Sek önderliğinin izlediği yeni kitle öncüsü ve Fokocu gerilla savaşı stratejisi, bu önderliği izleyen Latin Amerika seksiyonlarının tarih sahnesinden silinmesiyle sonuçlanmış, Gueveracı ve Castrocu akımlar yenilgiden yenilgiye uğramış, sonuç olarak burjuva hükümetlerin bir bileşenleri haline dönüşmüştür. CRFI ve onun Arjantin seksiyonu olan Partido Obrera (İşci Partisi) son başkanlık seçimlerinde %0,8 oranında oy almış (Morenocu gelenekten gelen MST -Sosyalist İsçi Hareketi- ise %1,2 oranında, diğer Morenocu gruplar %0,5 civarlarında oy almışlardır) ve kendisine acil hedef olarak Arjantin işçi sınıfının siyasi öncüsü olarak tanımladığı piqueterosları ( işsizler ve lümpenler) kazanmayı koymuştur. Böylece Arjantin deki sınıf mücadelesinin belkemiğini oluşturan sanayi proletaryasına ve geniş emekçi kitlelere sırtını dönerek tüm bir devrimci çalışmayı sınıfın öncüsü olarak tanımladığı işsizleri kazanmaya indirgiyor. Proletarya ve geniş emekçi kitleler içinde geçiş talepleri doğrultusunda çalışmayı yapmayı reddediyor. Günlük mücadeleler içinde bu sınıfın ve geniş kitlelerin sosyalist devrim programı ile kendi güncel talepleri arasında bir köprü bulmalarına yardım etmek görevini unutarak bir yandan devrimci öncüyü kitlelerden ve

18 proletaryadan izole ediyor, diğer yandan ise bu geniş emekçi kitleleri yabancı sınıf ve sosyal kesimlerin siyasi eğilimlerine terk ediyor. Altamira ve Partido Obrera nın imtiyazlı bir konum verdiği ve proletaryanın siyasi öncüsü olarak ilan ettiği piqueterosları kazanmak için bir kaç tane küçük sol grupla birlikte Polo Obrera (İşci Kutbu) kurarak proletarya, emekçi ve yoksul kitleler içinde propaganda, ajitasyon ve örgütlenme çalışmaları yapmak yerine, günlük mücadele içindeki bu kitlelerin iktidar mücadelesine doğru yönelmelerine yardım etmek yerine, en nihayet proletaryanın tüm tarihsel çıkarlarını savunmak yerine, değişik katman ve kesimlerden oluşan işçi sınıfının birliği için mücadele etmek yerine, tam tersi bir politika izleyerek tüm enerjisini imtiyazlı bir konuma yükselttiği piqueteroslardan oluşan yeni sınıf öncüsünü kazanmaya sarf etmektedir. Altamira için sanayi proletaryası, grev yapan işçiler, memurlar veya yoksul köylüler, önemli değil, gündelik iş arayan yarı işsiz, yarı tok ve kuşkusuz toplumun en yoksul kesimi olan piqueterosları kazanmak stratejik bir hedeftir. İşsizlik sorununun çözümü için geniş bir devletçilik ve kamu işlerinin yaratılması doğrultusunda somut talepler için en başta proletarya ve emekçi kitleler içinde ajitasyon ve bu tip somut talepler için kitleleri harekete geçirme çalışmaları doğru devrimci siyaset olması gerekirken, Dördüncü Enternasyonal i yeniden örgütleme savında olan, ancak Arjantin dışında diğer ülkelerde küçük arkadaş çevrelerinden oluşan CRFI, aslında Arjantin proletaryası ve emekçi kitleleri kendi kaderlerine terk etmektedir. Stalinizm, silahlı mücadele ve Guevera Stalinizm, Ekim Devrimi nin yalıtılmışlık koşullarında -Batı Avrupa ve Kuzey Amerika da proletarya devrimlerinin başarıya ulaşmadığı, Rusya nın kendi başına geri kalmış bir ülke olduğu- Sovyetler Birliği ndeki işçi hareketi içinde ortaya çıkmış bir bürokrasinin, kendini işçi ve ezilen kitlelerin

19 üzerine çıkaran sosyal ve siyasi imtiyazlarını koruyan Bonapartist bürokratik diktatörlük rejimidir. Stalinizmin sosyal anatomisi budur. Kendi sosyal kastının imtiyazlarını kaybetmemek için her ne pahasını olursa olsun Ekim Devrimi nin yayılmasını engellemesi, uluslararası işçi hareketinin amaç ve görevlerini kendi bürokratik kastının sosyal çıkarlarının korunması amacına indirgemesidir. Stalinizm kendi bürokratik çıkarlarını korumak için proletarya enternasyonalizminden ve dolayısıyla dünya devriminden vazgeçerek Tek Ülkede Sosyalizm teorisini icat etmiş, emperyalizm ve burjuvaziyle sınıf işbirlikleri yapmak için Menşevik kökenli Aşamalı Devrim teorisi ve Halk Cepheleri politikalarını geliştirmiştir. Bu bağlamda Marksizm den ve Bolşevik- Leninizm den tam bir kopuştur. Sonuç olarak Stalinizm kendi sosyal ve siyasi çıkarları uğruna Sovyetler Birliği ve diğer Doğu Avrupa ülkelerinde kapitalizmin restorasyonunu gerçekleştirmiş, halkın malını mülkünü kendi arasında paylaşmış ve yozlaşmış işçi devletlerini yıkmıştır. Stalinizm in işçi sınıfı karşıtı karşı-devrimci karakteri böylece tüm gerçekliğiyle ortaya çıkmıştır. Guevera ya ilişkin eleştirimiz Stalinizm e yönelik eleştiriler değildir. Guevera nın 1960 sonrası yazı ve konuşmalarına baktığımız zaman Guevera ve Stalinizm arasında önemli karşıtlıklar görmekteyiz. Bu karşıtlıkları şöyle özetleyebiliriz. Devrimin karakteri üzerine Guevera şöyle der: Ya sosyalist devrim, ya da bir devrim karikatürü: Bundan daha başka yapılacak bir değişiklik yoktur. Sosyalist devrim konusunda Guevera çok nettir. Bu stratejik amacın ana unsuru o zaman halkların gerçek kurtuluşu olacaktır; Çoğu durumda silahlı mücadele vasıtasıyla gerçekleşecek bir kurtuluş, ve bu kurtuluş Amerika da kaçınılmaz bir şekilde sosyalist bir devrim karakteri alacaktır. Enternasyonalizm üzerine ise Guevera söyle konuşur: Altında mücadele edilen bayrağın insanlığın kurtuluşunun kutsal davası olduğu uluslararası proleter ordularıyla gerçek bir proleter

20 enternasyonalizmi geliştirmek gerekir. ( Che Guevera; Üç-Kıta Konferansı. 1967) Che Guevera nın ölmeden önce en son yazısına baktığımız zaman onun Stalinist olmadığını görmekteyiz. Ancak Guevera nın, bir bütün olarak tüm bir sınıf mücadelesi anlayışına baktığımız zaman amaca ulaşmak için seçtiği yöntem, küçük silahlı birimlerden oluşan Fokoların vereceği gerilla savaşıdır. Bu savaşın dağlarda ve kırlarda verilmek zorunda olduğu, silahlı mücadelenin kendine toplumsal temel olarak köylü kitleleri alması gerektiği ve siyasi çalışma olarak silahlı propaganda nın kullanılmasının önemi vurgulanır. Che Guevera nın devrim perspektifinde hiç bir zaman gerçek Marksist bir devrim anlayışı yer almamıştır, ne bir Bolşevik- Leninist parti kavramı, ne de uluslararası sınıf mücadelesini örgütleyip yönetecek bir Enternasyonal düşüncesi vardır. Proletarya ve ezilen kitlelerin tüm bir mücadele biçimlerini güncel koşulları içinde geliştirip, sınıf bilinçli kitle hareketini tek bir hedefe; yani iktidarın zaptına götürecek hareket yerine Guevera tüm bir mücadeleyi her durumda ve her koşulda Foko ya indirgemekte, silaha koşulsuz bir tapınç yaratmaktadır. Marksizm de araçlar amacı değil, amaçlar aracı belirler. Gueverist devrim anlayışı sübjektivist, volontarist bir kavramdır. İşçilerin kurtuluşu işçilerin kendi eseri olacaktır. Ancak bunun için proletaryanın ve yoksul köylülerin Bolşevik-Leninist bir devrimci parti ve Sosyalist devriminin dünya partisi olacak bir Enternasyonal e kesin gereksinimleri vardır. Guevera nın devrim ve sınıf mücadelesi kavramlarına baktığımız zaman gördüğümüz şudur ki savunduğu siyasi çizgi proleter devrimci sosyalist bir çizgi değil, sosyalist mücadeleler tarihinde ortaya çıkmış merkezci, sol radikal, sınıf karakteri olarak küçük burjuva devrimcisi sosyalist bir harekettir. Küba gibi küçük bir adada yeni insan yaratacak, bir tür

21 komünizm kurmayı başaramayınca Guevera bir tür siyasi maceraya atılmıştır. Önce Kongo ya gitmiş, başarısız kalınca bu sefer Bolivya ya gitmiştir. Bolivya girişimi ise bir felaketle bitmiştir. Kuşkusuz sosyal davanın çözümü yolunda şehit düşmüştür. Ancak bu gerçek Gueveracı devrim strateji ve taktiklerinin doğruluğunu kanıtlamaz. En başında Latin Amerika olmak üzere tüm dünyadaki Gueveracı hareketler büyük facialarla tarih sahnesinden silinmiştir, Kolombiya daki FARC ise artık Gueveracı bir hareket değildir. Afrika da sömürgecilere karşı başarıya ulaşmış gerilla hareketleri ise burjuva devletler olarak varlıklarını sürdürmektedirler. THKO, THKP-C ve Stalinizm Türkiye özgülüğünde yıllarındaki THKO ya ve THKP-C ye ve silahlı hareketlere baktığımız zaman seçilen araçlar bakımından bu örgütlerin Guevera-Castro veya Mao anlayışına benzer silahlı mücadele kavramlarını savunmaları bu hareketlerin Stalinizm den koptukları anlamına gelmez. THKO tek mücadele biçimi olarak küçük bir silahlı birimin; Foko nun dağa çıkarak vereceği gerilla savaşını savunurken, siyasi görüşleri şöyle özetlenebilinir: Türkiye yarı-sömürge, yarı-feodal bir toplum, bundan dolayı kendine hedef olarak aşamalı devrim teorisi temelinde Milli Demokratik Devrim kavramını almıştı. Tam Bağımsız ve Demokratik bir Türkiye ilk hedefti. Devrimin temel gücü ise köylüler olacaktı. İşçi sınıfı devrimde belirleyici bir güç değil -ki neredeyse fiziksel sınıf varlığı bile kabul edilmiyordu-, ancak işçi sınıfının ideolojik önderi olabilirdi. Verilmesi düşünülen halk savaşında işçi sınıfına ve kentli emekçi kitlelere fazla yer yoktu. Çünkü Türkiye deki hâkim üretim tarzı kapitalizm değildi. Şehirlerde devrimci mücadele vermek olanaksız, kırlar ise devrimci mücadele için en elverişli alanlardı. Uzun dönemli bir halk savaşı sonunda şehirler kırlardan kuşatılacak, köylülerden oluşacak halk kurtuluş ordusu iktidarı ele alacaktı. SSCB sosyalist bir ülke olarak kabul ediliyor; ancak SSCB yönetimi 1956 dan beri revizyonist

22 olarak görülüyordu. Buna karşın, Stalin büyük bir devrimciydi. Büyük bir Che Guevera hayranlığına rağmen, THKO nun devrim anlayışı Gueverist değil, Stalinist devrim anlayışı idi. Kuşkusuz Mahir Çayan teorik planda 68 kuşağının en ileri temsilcilerindi. Milli Demokratik Devrim anlayışı yerine Demokratik Halk Devrimi ni getirdi. Ancak demokratik halk devrimi tezini Çayan dan önce Kıvılcımlı, Ant dergisi, Doğu Devrimci Kültür Ocakları gibi bazı çevreler de savunuyorlardı. Ayrıca demokratik halk devrimi anlayışı aşamalı devrim anlayışının Milli si kaldırılmış değişik bir versiyonudur. Mahir Çayan için Marksizm in ustaları bellidir: Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao. Burada 25 yaşında Marksizm i ciddi bir şekilde inceleyememiş, inceleme fırsatı bulamamış, sosyal davada hayatını kaybetmiş bir genç üzerinden uzun bir polemiğe girecek değilim. Ancak sosyal dava yolunda ölmüş bir insandan da bir efsane yaratılmasına karşıyım. THKP-C ve Mahir Çayan ın mücadele kavram ve yöntemleri başlı başına yanlış, Leninizm den anladığı Stalin in resmî tarih anlayışıdır, Stalin in resmî Marksizm idir. Kesintisiz Devrim isimli en son yazısında bazen sürekli devrim, bazen kesintisiz devrim diye adlandırdığı süreç, aşamalı iki devrim sürecidir. Çayan a göre her ülkenin proletaryası kendi sınırları içinde aşamalı bir mücadele vermelidir. Çünkü her ülkenin proletaryasının kurtuluşu, ülke proletaryasının eseri olacaktır. Kendi görüşlerini haklı göstermek ve meşrulaştırmak için neredeyse her seferinde J. Stalin e başvurur, Stalin den hareket eder. Örneğin Tek Ülkede Sosyalizm anlayışını doğrulamak için Stalin e başvurur ve aynen onun gibi konuşur. Çayan şöyle der: Ve Lenin tekelci dönemde iyice belirginleşen kapitalizmin dengesiz ve kesikli gelişimini doğru gözleyerek, bundan tek ülkede sosyalizmin zaferinin mümkün olduğu sonucunu çıkardı.

23 Lenin in 1915 te Avrupa Birleşik Devletleri konusu üzerine yazdığı bir yazıda bir kez bahsettiği, daha sonra ne kendisi, ne de 3. Enternasyonal in ilk 5 yılında hiç bir zaman gündeme gelmemiş Tek Ülkede Sosyalizmin Zaferi teorisinin günümüzde vardığı nokta bellidir. Troçki nin Sürekli Devrim Teorisi üzerine Mahir Çayan şöyle der: Troçki nin Marks a dayandırmaya çalıştığı sürekli devrim teorisinin özü, Kaba Komünistlerden Gottschalk ve Weitling lere aittir. Yani Troçkist sürekli devrim teorisi, ist bir teori değildir Çayan ne Marksizm in esaslarını, ne Lenin i, ne Troçki yi, ne de 3. Enternasyonal in kararlar, tezler ve ilkelerini biliyordu. Örneğin, Geçiş talepleri mücadelesinden, birleşik cephe kavramından, işçi-köylü hükümetlerinden, iktidar mücadelesinin proletarya iktidarı için verilen bir mücadele olduğundan, asgari program-azami program anlayışlarının gündemden kalktığından, devrimin burjuva veya ulusal görevlerinin yalnızca proletarya diktatörlüğü aracılığıyla gerçekleşebileceğinden haberdar değildi. Örneğin, Rusya da devrimin burjuva görevlerinin 1917 Ekim Devrimi nden sonra proletarya diktatörlüğü tarafından gerçekleştiğini bilmiyordu dolayısıyla Lenin in Bütün İktidar Sovyetlere sloganını niçin ortaya attığını görmezlikten gelerek devrim ve sosyalizm sorunlarını her seferinde Stalin in resmî tarihi ile açıklamaya çalışıyordu. THKP-C ve Mahir Çayan a göre devrimin nesnel koşulları olgunlaşmıştır. Bu açık bir gerçektir. Ancak Çayan için emperyalizm koşullarında, emperyalizmin üçüncü bunalım döneminde belirleyici olan artık iradeci-volontarist girişimlerdir. Örnek eylemlerle kitlelere suni dengenin nasıl kırılacağını göstermek gerekir. Bu örnek eylemler ise, devrimci öncünün vereceği bir öncü savaş tan ibaret olan gerilla savaşıdır. Başlangıçta şehirlerde verilecek bu öncü savaş daha sonra kırsal alanlarda verilecek, üçüncü etapta ise şehirlerin fethiyle zafere ulaşacaktır. Mahir Çayan böylece proletaryanın ideolojik önderliği altında uzun dönemli bir

24 halk savaşı stratejisi ve taktikleri geliştirmektedir. Türkiye, emperyalizmin açık veya kapalı işgali altında ; siyasi rejim, Filipin veya cici demokrasisi ve kitleler zincirlerini kırmak ve devrimci harekete katılmak için profesyonel devrimcilerin volontarist inisiyatiflerini bekliyorlar. Devrimin sübjektif (öznel) koşullarını oluşturacak olan ve suni dengeyi kıracak olan öncü gerilla savaşı hiç kuşkusuz bir yandan proletarya ve geniş emekçi kitlelerin devrimci eylemi yerine bireysel kahramanlığı yerleştirirken, diğer yandan proletarya ve geniş kitlelerin devrimdeki siyasi hedeflerini şaşırtmaktadır. Kitlelerin önüne kendi iktidarları için mücadele, bir işçi köylü hükümeti için mücadele, proletarya iktidarı yani sosyalist bir devrim ve proletarya diktatörlüğü için mücadele değil, demokratik halk devrimi, demokratik halk iktidarı hedefini koymaktadır. Bu bağlamda, aşamalı devrim anlayışından kurtulunamadığı için kitlelere reformist hedefler gösterilmektedir. Buna karşılık, Che Guevera ise, Çayan ın ve Deniz in tam tersine gerilla savaşı çağrısı yaparken kitlelere gerçek kurtuluşun sosyalist devrim de olduğunu söylemektedir. Sosyalist devrim içeriğinden kopuk tam bağımsız Türkiye hedefi geniş emekçi ve yoksul köylülere ancak içi boş yanılsamalar (illüzyonlar) verecektir. Önce Demokratik Halk İktidarı, daha sonra Proletarya İktidarı anlayışları aslında klasik reformizmin asgari program ve azami program anlayışlarının günümüzde ortaya çıkan biçim veya türleridir. Guevera, sosyal-demokrasiden ve Stalinizm den koparken, aynı olayı THKO ve THKP-C veya TKP-ML, TİKKO için söyleyemeyiz. O dönemde bu hareketler için Sosyalist Devrim bir tabu olarak görülüyordu. Devrimci Marksizm, sosyal-demokrasiden ve Stalinizm den kopan sol hareketler için merkezci veya aşırı sol hareketler terimini kullanır. Pasifist- barışçılmücadeleleri reddetmiş olmaları bu hareketlerin sosyal davanın çözümüne devrimci programlar sunduğu anlamına gelmez, olsa olsa bazı yanılsamalar -illüzyonlar- yaratmışlardır. Bu yanılsamaların bedeli ise çok pahalıya ödenmiştir. Gerek

25 Nurhak a çıkanlar, gerek Kızıldere ye gidenler dürüst militanlardı. Ancak bu militanlar Marksizm i bilmiyorlardı. Bilmemek bir suç değil, bir hatadır. Önemli olan hata yapıldığını bilmek ve gerekli dersleri çıkartabilmektir. Ve hiç kuşkusuz son sözü tarih söyleyecektir. Yazan: Adem Topal (10 Ağustos 2008)

Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika

Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika Fidel in ölümü, onun hayatı ve politik mirasına kadar birçok konuda her çeşit yorumun, burjuva medya organlarında ve mücadeleci militanlar arasında yeniden

Detaylı

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ! Silahlý Propaganda ve Gerilla Savaþý Nikaragua da Devrim ve Seçim Proletarya ve Sosyalist Siyasal Bilinç Demokratik Muhalefette Demokrat! Türkiye Devriminde Kürt

Detaylı

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*) İçinde Bulunduğumuz Evre Ve Gençliğin Durumu Türkiye gibi yarı sömürge ve az gelişmiş

Detaylı

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ... İçindekiler ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ... 5 I.1. Arnavutluk Adının Anlamı... 5 I.2. Arnavutluk Adının Kökeni... 7 I.3.

Detaylı

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler Geçtiğimiz ay Suriye de Irak Şam İslam Devleti ve diğer muhalif güçler arasında yaşanan çatışmaya ilişkin, Suriye Devrimci Sol

Detaylı

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi Devrimci Marksizm Yayın Kurulu Uzun vadede bu felâket konusunda suçun nasýl daðýtýlacaðý çok þeyi belirleyecektir. Ýþte bu, önemli bir entelektüel

Detaylı

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi

Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi Sınıf mücadelesi karşısında ilan edilmemiş ittifak: Esad- Merkel-Chavez Cephesi Bugünlerde bu üç adı bir araya getiren ortak özellik, her birinin uluslararası sınıflar mücadelesinde bölgesel etkilere yol

Detaylı

Deniz Gezmiş Yaşasın Marksizm Leninizm

Deniz Gezmiş Yaşasın Marksizm Leninizm Deniz Gezmiş Yaşasın Marksizm Leninizm Deniz Gezmiş idam sehpasına çıktığında hayatını verdiği mücadelesini şu sözlerle özetlemişti, Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm- Leninizm. Yaşasın Türk

Detaylı

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek! Cezayir'de 1990'lı yıllardaki duvar yazıları, İslamcılığın yükseldiği döneme yönelik yakın bir tanıklık niteliğinde. 10.07.2017 / 18:00 Doksanlı

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 2

Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 2 Hazırlayanlar Emir Ali Türkmen-Ümit Özger Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 2 70'lerden 80'lere Seçme Metinler dipnot yayınları Ali Dursun'a... Ve idealleri için aramızdan erken ayrılan tüm devrimcilere...

Detaylı

KOR KİTAP STRATEJi ve TAKTiK - J. V. STALiN. ÇEVİREN A. FIRAT KAPAK ve İÇ TASARIM DEVRİM KOÇLAN

KOR KİTAP STRATEJi ve TAKTiK - J. V. STALiN. ÇEVİREN A. FIRAT KAPAK ve İÇ TASARIM DEVRİM KOÇLAN 1 KOR KİTAP - 20 CEPhane - 2 STRATEJi ve TAKTiK - J. V. STALiN ÇEVİREN A. FIRAT KAPAK ve İÇ TASARIM DEVRİM KOÇLAN ISBN 978-605-2283-02-8 Birinci Basım Kasım 2017 Ginko Kitap Ltd. Şti. 2017 BASKI: Ezgi

Detaylı

TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU

TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU TÜRKİYE PROLETARYASININ SOSYALİST VE DEMOKRATİK PLATFORMU Türkiye proletaryası, ekonomik, toplumsal ve politik kurtuluşu için bütün dünyada mücadele eden dünya proletaryasının bir kolu olarak, Türkiye'de

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 14. Hafta Ders Notları - 18/12/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

İlerici Kadınlar Kimdir?

İlerici Kadınlar Kimdir? İlerici Kadınlar Kimdir? Türkiye de AKP iktidarı ile ivme kazanan piyasacılık ve gericilik kadınlar üzerindeki baskıyı daha da artırmıştır. Özellikle son on yılda toplumsal yaşamın dincileştirilmesi kadın

Detaylı

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor? Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor? Gezi olaylarından bu yana Hükümetin dikişlerinin tutmadığını ve sadece patronlar tarafından değil, çeşitli cemaatler ve muhafazakar sektörler

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

UIT-CI/UBK Koordinasyon Komitesi deklarasyonu: Yaşasın Brezilya halkının mücadelesi!

UIT-CI/UBK Koordinasyon Komitesi deklarasyonu: Yaşasın Brezilya halkının mücadelesi! UIT-CI/UBK Koordinasyon Komitesi deklarasyonu: Yaşasın Brezilya halkının mücadelesi! Geçtiğimiz günlerde, Latin Amerika nın en büyük, en kalabalık ve en önemli ülkesi olan Brezilya da milyonlar 300 farklı

Detaylı

SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ TEMEL GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) 7. Makale

SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ TEMEL GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) 7. Makale SSCB - KADIN DEVRİMİ ÜLKESİ TEMEL GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) İBRAHİM OKÇUOĞLU 7. Makale Kadının toplumda eşit haklara sahip olmaması bütün dünyada ilerici insanların tepkisine

Detaylı

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti'ni ziyaret eden ilk Türk siyasi lider olan Perinçek, onurlarına verilen yemek sırasında bir konuşma gerçekleştirdi. ABD'nin savaş

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

DEVRİMCİ TEORİ OLMADAN DEVRİMCİ PRATİK OLMAZ! KOMÜNİST. Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist Merkezi Yayın Organı Sayı: 54

DEVRİMCİ TEORİ OLMADAN DEVRİMCİ PRATİK OLMAZ! KOMÜNİST. Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist Merkezi Yayın Organı Sayı: 54 DEVRİMCİ TEORİ OLMADAN DEVRİMCİ PRATİK OLMAZ! KOMÜNİST Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist Merkezi Yayın Organı Sayı: 54 Açıklama: Yoldaşlar, bilindiği gibi 7. Konferans kararı ile belirlenen tüzüğün

Detaylı

Önemli olanlardan başlar isek, Işık Ergüden 1970 li yıllardaki sol içi şiddet ortamını ilgili soruyu cevaplandırırken şöyle değerlendiriyor:

Önemli olanlardan başlar isek, Işık Ergüden 1970 li yıllardaki sol içi şiddet ortamını ilgili soruyu cevaplandırırken şöyle değerlendiriyor: Express in 129. sayısında Işık Ergüden ile devrimci şiddet, 1970 li yıllardaki silahlı mücadele grupları, tarihimiz ve değişik konuları ele alan uzun bir söyleşi yayımlandı. Bu söyleşinin bazı bölümlerini

Detaylı

Teröre karşı mücadele cephesi!

Teröre karşı mücadele cephesi! Teröre karşı mücadele cephesi! Türkiye, teröre karşı mücadele adı altında, birlik ve beraberlik içinde emekçilere yönelik bir terör rejimine sürüklenmek isteniyor. Bu nedenle milli seferberlik dahi ilan

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : A.SEÇ.ATATÜRK İLK.VE İNK.TAR.SEMİNERİ Ders No : 0310400249 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

Miguel Sorans ile dünya durumu üzerine

Miguel Sorans ile dünya durumu üzerine Miguel Sorans ile dünya durumu üzerine Devrimci Troçkist hareketin önemli sembol isimlerinden, UIT-CI (İşçilerin Uluslararası Birliği Dördüncü Enternasyonal) ve Arjantin partisi Izquierda Socialista (Sosyalist

Detaylı

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42 İÇİNDEKİLER 15 Ekonomi Politiğin Konusu 16 Toplum Yaşamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi 17 Üretici Güçler ve Üretim İlişkileri 23 Toplumun Gelişmesinin Ekonomik Yasaları 26 Ekonomi Politiğin Tanımı

Detaylı

Marksizm ve Türk Solunun İdeolojik Geleneği. Mehmet Sinan, 1 Haziran Proleter Sınıf Temelinden Yoksunluk

Marksizm ve Türk Solunun İdeolojik Geleneği. Mehmet Sinan, 1 Haziran Proleter Sınıf Temelinden Yoksunluk Marksizm ve Türk Solunun İdeolojik Geleneği Mehmet Sinan, 1 Haziran 2005 Proleter Sınıf Temelinden Yoksunluk Mehmet Sinan, 28 Temmuz 2009 Marksizm ve Türk Solunun İdeolojik Geleneği 1960-71 dönemi, Türkiye

Detaylı

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler Açılış Tarihi Kapanış Tarihi Sona Eriş Nedeni 1 Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası 17.11.1924 05.06.1925

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ

SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ SİYASETİN BAĞIMLILIĞI VE GÖRECE ÖZERKLİĞİ Siyaset Toplumsal Alt Yapıya Bağımlı Bir Kurum mudur Yoksa Özerk Bir Olgu Mu? Marx, toplum alt yapı ve üst yapı öğelerinden kurulmuş bir bütündür. Alt yapı toplumun

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Türk Armatörler Birliği

Türk Armatörler Birliği Cilt 1, Sayı 7-8 Bülten Tarihi : 19 AĞUSTOS 2016 TAB E-BÜLTEN TEMMUZ-AĞUSTOS 2016 Türk Armatörler Birliği 15 TEMMUZ 2016 TÜRKİYE nin KARA GÜNÜ Kara Bir Gün 15 Temmuz 2016 günü akşam saatlerinde Türkiye

Detaylı

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel:

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel: Devrimin GEZMİŞ Önsözü DENİZ 1 Yeni Evre Kitaplığı: 2 Kitabın Adı: Devrimin Önsözü Deniz Gezmiş Yayına Hazırlayan: Agit Cihan Birinci Basım: Mayıs 2010 İSBN: 978-605-61008-5-7 Yayın Sertifika No:15814

Detaylı

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK 2 Takdim Planı Modernleşme Süreci Açısından Devlet Devlet-Toplum İlişkileri Açısından Devlet Teşkilatlanma

Detaylı

SSCB'DE SOVYET TOPLUMUNUN VE İKTİDARININ ZAFERİ - GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) (2. Makale) İbrahim Okçuoğlu

SSCB'DE SOVYET TOPLUMUNUN VE İKTİDARININ ZAFERİ - GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) (2. Makale) İbrahim Okçuoğlu SSCB'DE SOVYET TOPLUMUNUN VE İKTİDARININ ZAFERİ - GÖSTERGELER (100. YILINDA BÜYÜK SOSYALİST EKİM DEVRİMİ) (2. Makale) İbrahim Okçuoğlu Bu makalede giriş olarak Marksist-Leninist politik ekonomi, hangi

Detaylı

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1 BÖLÜM 1: SEÇİLMİŞ KAVRAMLAR BÖLÜM 2: BÜYÜK DÖNÜŞÜM VE OSMANLILAR BÜYÜK DÖNÜŞÜMÜN İZLERİ...11 DEVRİMLER ÇAĞI VE OSMANLILAR...14 a) Sanayi Devrimi... 14 b) Fransız Devrimi... 17 c)

Detaylı

Üçüncü Cephe üzerine. Savaş sırasında cepheler

Üçüncü Cephe üzerine. Savaş sırasında cepheler Üçüncü Cephe üzerine Toplumsal ve politik kutuplaşmanın şiddetlendiği zamanlarda genellikle radikal solda, özellikle de kendini Troçkist olarak adlandıran kimi çevrelerde derhal bir üçüncü cephe söylemi

Detaylı

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER SORULAR 1- Demokrasiyi halkın halk için halk tarafından yönetimi olarak tanımlayan kimdir? A) Lincoln B) Montesquieu C) Makyavel D) Schumpeter E) Dahl 2- Demokrasi kavramı ile ilgili aşağıdaki ifadelerden

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Uluslararası İlişkiler Tarihi II PSIR 112 3 3 + 0 3 5

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Uluslararası İlişkiler Tarihi II PSIR 112 3 3 + 0 3 5 DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Uluslararası İlişkiler Tarihi II PSIR 2 3 3 + 0 3 5 Ön Koşul Dersleri PSIR Dersin Dili İngilizce Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 10. Hafta Ders Notları - 19/04/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen Karl Heinrich MARX 1818-1883 Eserleri Kutsal Aile (1845) Felsefenin Sefaleti (1847) Komünist Manifesto (1848) Fransa'da Sınıf Kavgaları (1850) Ekonominin Eleştirisi (1859) Kapital (Das Kapital-1867-1894).

Detaylı

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar Tarihte, Günümüzde ve ERÝÞ YAYINLARI Bu broþüre yer alan yazýlardan "Tarihte ve Günümüzde Emekçi " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan 1997 tarihli 36. Sayýsýnda; " " yazýsý, Kurtuluþ Cephesi'nin Mart-Nisan

Detaylı

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, 1914-1918 (1) Topyekûn Savaş Çağı ve İlk Büyük Küresel Çatışma Mehmet Beşikçi I. Dünya Savaşı nın modern çağın ilk-en büyük felaketi olarak tasviri Savaşa katılan toplam 30 ülkeden

Detaylı

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Editörler Doç.Dr. Gülay Ercins & Yrd.Doç.Dr. Melih Çoban TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI Yazarlar Doç.Dr. Ahmet Talimciler Doç.Dr. Gülay Ercins Doç.Dr. Nihat Yılmaz Doç.Dr. Oğuzhan Başıbüyük Yrd.Doç.Dr. Aylin

Detaylı

Silahlı propagandanın amacı her şeyden önce bu suni dengenin bozulmasıdır. Şimdi hepimizin bildiği bu teoriyi Mihrac Ural ın durumuna tercüme edelim:

Silahlı propagandanın amacı her şeyden önce bu suni dengenin bozulmasıdır. Şimdi hepimizin bildiği bu teoriyi Mihrac Ural ın durumuna tercüme edelim: Hemen başlangıçta belirteyim: Bu yazı Mihrac Ural ile ilgilidir. Suni denge ile Mihrac Ural ın ne ilgisi var? diye düşünüyorsanız, okuyunca görürsünüz. Suni dengenin tanımını biliyorsunuz: Halkta potansiyel

Detaylı

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) RUSYA DA KARÞI- DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ geocities.com/icgcikg/turkish RUSYA DA KARÞI-DEVRÝM VE KAPÝTALÝZMÝN GELÝÞMESÝ Devrimin ve Karþý-Devrimin Bilânçosuna

Detaylı

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

MISIR IN SİYASAL HARİTASI MISIR IN SİYASAL HARİTASI GÖKHAN BOZBAŞ Kırklareli Üniversitesi Afrika Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi MISIR IN SİYASAL HARİTASI HAZIRLAYAN GÖKHAN BOZBAŞ Kapak Fotoğrafı http://www.cbsnews.com/

Detaylı

ESKİ SOL UN ÇÖKÜŞÜ VE YENİ SOL YUTTURMACASI 1

ESKİ SOL UN ÇÖKÜŞÜ VE YENİ SOL YUTTURMACASI 1 ESKİ SOL UN ÇÖKÜŞÜ VE YENİ SOL YUTTURMACASI 1 Prof.Dr.Coşkun Can Aktan Sosyal demokratlar partiler sağdadır. Gerçek sosyal demokratlar, sosyalistlerdir. The Economist Sosyalistler birbirinden tamamen farklı

Detaylı

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...v GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm Antik Demokrasi I. ANTİK DEMOKRASİNİN

Detaylı

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), Barzani nin liderliğinde 25 Eylül tarihinde bir referandum yapılacağını duyurdu. Referandumda KBY nin bağımsız

Detaylı

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...xi KISALTMALAR... xvii GİRİŞ...1 Birinci

Detaylı

KİTAP İNCELEMESİ Suriye Baas Partisi: Kökenleri, Dönüşümü, İzlediği İç ve Dış Politika ( )

KİTAP İNCELEMESİ Suriye Baas Partisi: Kökenleri, Dönüşümü, İzlediği İç ve Dış Politika ( ) KİTAP İNCELEMESİ Özge ÖZKOÇ (2008), Suriye Baas Partisi: Kökenleri, Dönüşümü, İzlediği İç ve Dış Politika (1943-1991) (Ankara: Mülkiyeliler Birliği Yayınları, 223 s.). Türkiye de Uluslararası İlişkiler

Detaylı

1968: Bir Devrimci Dalganın Adı

1968: Bir Devrimci Dalganın Adı 1968: Bir Devrimci Dalganın Adı Sungur Savran Devrimler dalgalar halinde gelir. Bu önermenin biri zamanla, biri mekânla ilgili iki boyutlu bir anlamý var. Ýþin zamanla ilgili boyutu açýsýndan, devrimler

Detaylı

UBK Kuruluş Deklarasyonu

UBK Kuruluş Deklarasyonu UBK Kuruluş Deklarasyonu 1- İnsanlık, işçi sınıfının ve dünya halklarının insani, ulusal ve çalışma şartlarına dair haklarının ve birçok durumda, bizzat varoluşunun savunusu için kapitalizmin üretici güçlere

Detaylı

Suriye devrimi üzerindeki ihanet çemberi

Suriye devrimi üzerindeki ihanet çemberi Suriye devrimi üzerindeki ihanet çemberi Suriye devrimi hızla bir girdabın içine doğru sürüklenmekte. Devrimi desteklemekten uzak, emperyalist ülkelerin çıkarlarını desteklemeye çok daha yakın Batı basını,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ..i İÇİNDEKİLER.iii KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE 1.1. DEMOKRASİ TEORİSİNİN KAVRAMSAL ÇÖZÜMLENMESİ VE TARİHSEL GELİŞİMİ...9

Detaylı

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi 2 de Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları nda AK Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadı. 8 de YIL: 2012 SAYI

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar. Boyun eğmeyenler bu yana BU DÜZENİ SIFIRLA AKP eliyle sürdürülen gerici diktatörlük Türkiye'nin kaderi değildir. Bu diktatörlük bir kaza veya arızanın sonucu ortaya çıkmış da değildir. Sömürü düzeni kendini

Detaylı

ÖZEL SAYI Haziran / Hezîran 2010 Fiyatı / Biha: 2 YTL. Programı VE TÜ ZÜĞÜ

ÖZEL SAYI Haziran / Hezîran 2010 Fiyatı / Biha: 2 YTL. Programı VE TÜ ZÜĞÜ Haziran / Hezîran 2010 Fiyatı / Biha: 2 YTL Programı VE TÜ ZÜĞÜ İÇİNDEKİLER 3 Bolşevik Parti Programı 35 BOL şe VİK PAR Tİ (KU ZEY KÜR DİS TAN-TÜR KİYE) NİN TÜ ZÜĞÜ (ÖR GÜT SEL KU RAL La RI) V.i.S.d.P.

Detaylı

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel: 212 565 17 74

Baskı: Estet Ajans Matbaacılık Merkezefendi Mah. Fazılpaşa Cad. 4. Zer San. Sit. No: 16/26 Topkapı / İstanbul Tel: 212 565 17 74 Devrimin GEZMİŞ Önsözü DENİZ 1 Yeni Evre Kitaplığı: 2 Kitabın Adı: Devrimin Önsözü Deniz Gezmiş Yayına Hazırlayan: Agit Cihan Birinci Basım: Mayıs 2010 İSBN: 978-605-61008-5-7 Yayın Sertifika No:15814

Detaylı

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI 1 2 SEKÝZÝNCÝ BASKI KAPÝTALÝST TOPLUM ZUBRITSKI, MITROPOLSKI, KEROV, KUZNETSOV, GRETSKI, LOZOVSKl, KOLOSSOV 3 Y. Kuznetsov [Birinci ve Üçüncü

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

Teorik Bakış. Tarihte Bireyin Rolü Üzerine. Kapital'i Topraktan Çıkaranlar

Teorik Bakış. Tarihte Bireyin Rolü Üzerine. Kapital'i Topraktan Çıkaranlar Teorik Bakış Tarihte Bireyin Rolü Üzerine Tarihte Bireyin Rolü Üzerine, tarihi rollerini arayanlar için yazılmış bir makaledir. Devrimciler için yazılmıştır. Makalenin her cümlesinde mutlak bir doğruluk,

Detaylı

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI 1. ve Terörizm (UGT) Yüksek Lisans (YL) Programında sekiz

Detaylı

ÜNİVERS ALIST TARİH. Prof. Dr. Karam Khella. Tarihin Yeniden Keşfi. Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı. Çeviren: İsmail KAYGUSUZ.

ÜNİVERS ALIST TARİH. Prof. Dr. Karam Khella. Tarihin Yeniden Keşfi. Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı. Çeviren: İsmail KAYGUSUZ. SUB Hamburg A/612838 Prof. Dr. Karam Khella Tarihin Yeniden Keşfi ÜNİVERS ALIST TARİH Avrupa Merkezci Tarihsel Bilincin Yıkımı Çeviren: İsmail KAYGUSUZ İÇİNDEKİLER SUNUŞ ; r.r. 10 YAZARIN TÜRKÇE BASIMA

Detaylı

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya!

UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya! UIT-CI bildirisi: Kobane de Kürt halkının direnişiyle dayanışmaya! Nüfusunun çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu Suriye nin kuzeyindeki Kobane kenti, Beşar Esad diktatörlüğüne karşı 2011 de başlayan halk

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

9. Hafta YENİ SAĞ. 9. Hafta

9. Hafta YENİ SAĞ. 9. Hafta YENİ SAĞ İDEOLOJİLER III Yrd. Doç. Dr. A. Sait SÖNMEZ 1970 li yıllardaki bazı gelişmeler (bretton woods sabit kur sisteminin çökmesi, petrol krizleri vb) sonucunda iktisatçı Keynes tarafından geliştirilen

Detaylı

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ... ÖRNEK SORU: 1 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından, 30 Ekim 1918 de, yenilgiyi kabul ettiğinin tescili niteliğinde olan Mondros Ateşkes Anlaşması yla sona erdi. Ancak anlaşmanın,

Detaylı

Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 1

Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 1 Hazırlayan Emir Ali Türkmen Türkiye Sosyalist Solu Kitabı 1 20'lerden 70'lere Seçme Metinler Ertuğrul Kürkçü'nün Önsözüyle dipnot yayınları İÇİNDEKİLER SUNUŞ 9 ÖNSÖZ ' 13 Ertuğrul Kürkçü KOMÜNİST ENTERNASYONALİN

Detaylı

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ Yazarlar Prof.Dr.Önder Kutlu Doç.Dr. Betül Karagöz Doç.Dr. Fazıl Yozgat Doç.Dr. Mustafa Talas Yrd.Doç.Dr. Bülent Kara Yrd.Doç.Dr.

Detaylı

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur. Parti varlık sebebi, isminden de anlaşılacağı üzere, hakların savunulmasıdır. Müdafaa-i Hukuk düşüncesine göre: 1. İnsanın 2. Toplumun 3. Milletin 4. Devletin 5. Vatanın hakları vardır. Şu anda bu haklar

Detaylı

Türk bürokrasisinde güç mücadelesi: Muhafazakar blok ve Perinçek grubu

Türk bürokrasisinde güç mücadelesi: Muhafazakar blok ve Perinçek grubu Türk bürokrasisinde güç mücadelesi: Muhafazakar blok ve Perinçek grubu Erdoğan ın güvenlik-istihbarat yapısındaki bu güç mücadelesini nasıl yöneteceği bürokrasinin ve AK Parti nin anayasal yapısının dönüşümünü

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : GK. SEÇ. I: BİLGİ TOPLUMU VE TÜRKİYE Ders No : 0310250040 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı İş ve aş için, Demokrasi ve özgürlük için, barış sürecinin ilerlemesi için, 7 Haziran seçimlerinde HDP yi desteklemek için, Haydin

Detaylı

SEÇME SÖZLER KÜÇÜK KIRMIZI K TAP

SEÇME SÖZLER KÜÇÜK KIRMIZI K TAP SEÇME SÖZLER KÜÇÜK KIRMIZI K TAP Mao Zedung; (1893 1976) 1893 te Çin in Hunan eyaletine bağlı Şaosen de doğdu. Marksizmle öğretmen okulunda öğrenciyken tanıştı. 1921 de ÇKP ye katıldı. 1927 de, devrimin

Detaylı

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI

İKİNCİ BÖLÜM ENDÜSTRİ DEVRİMİ, SOSYAL SORUN VE SOSYAL POLİTİKA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI İKİNCİ BÖLÜM İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL POLİTİKA BİLİMİNİN KONUSU, KAPSAMI VE TEMEL YAKLAŞIMI I. EKONOMİ, TOPLUM BİLİMİ VE SOSYAL POLİTİKA...7 A. EKONOMİ BİLİMİ...7 B. TOPLUM

Detaylı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! 1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek 1 Mayıs, bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır.

Detaylı

FAŞİZMİN YIKILMASI DEVRİM SORUNUDUR Devlet iktidarındaki faşizm, kurumları, hukuki ve yasal sonuçları ve maddi temelleri ile toplumsal ve politik

FAŞİZMİN YIKILMASI DEVRİM SORUNUDUR Devlet iktidarındaki faşizm, kurumları, hukuki ve yasal sonuçları ve maddi temelleri ile toplumsal ve politik FAŞİZMİN YIKILMASI DEVRİM SORUNUDUR Devlet iktidarındaki faşizm, kurumları, hukuki ve yasal sonuçları ve maddi temelleri ile toplumsal ve politik yaşamı günlük olarak etkiliyor. Yoğun bir biçimde sürdürülen

Detaylı

Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat

Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ II AİT114 2 2 + 0 2 2 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Zorunlu Dersi Veren

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : EĞİTİM SOSYOLOJİSİ * Ders No : 0310340040 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

KÜÇÜK BURJUVA OPORTÜNİZMİNDEN KARŞI-DEVRİ UŞAKLIĞINA TROCKİZM

KÜÇÜK BURJUVA OPORTÜNİZMİNDEN KARŞI-DEVRİ UŞAKLIĞINA TROCKİZM KÜÇÜK BURJUVA OPORTÜNİZMİNDEN KARŞI-DEVRİ UŞAKLIĞINA TROCKİZM 1 İçindekiler Açıklama... 5 Bölüm 1... 8 Giriş... 8 Bölüm 2... 10 2.1 Trockist 'Sosyalizm' Anlayışı... 11 2.2 Bilimsel Sosyalizm... 14 2.2.1

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ I Ders No : 0020040023 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 3. Hafta Ders Notları - 02/10/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Havacılık sektörüne grev yasağı getiren yasa tasarısı mecliste onaylandı. Hava-İş Sendikası, yasa mecliste görüşülmeye başlanmadan

Detaylı

29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR. CUMARTESİ SU TV. SAAT: (Tekrar)

29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR. CUMARTESİ SU TV. SAAT: (Tekrar) 29 Eylül 2010 Çarşamba (Canlı) DÜŞÜNCE KERVANI NDA FAŞİZM ÜZERİNE TARTIŞMALAR CUMARTESİ SU TV. SAAT: 23.00 (Tekrar) Faşizm, burjuvazinin en kanlı yönetim biçimlerinden birisi olarak sosyal yaşama damgasını

Detaylı

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup 1- Çalışma ilişkilerinin ve endüstriyel demokrasinin başlangıcı kabul edilen tarih? Cevap: 1879 Fransız ihtilalı 2- Amerika da başlayan işçi işveren ilişkilerinde devletin müdahalesi zorunlu kılan ve kısa

Detaylı

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi On5yirmi5.com İhvanı Müslimin'in kısa tarihi Askeri darbeyle devrilen Muhammed Mursi'nin bir yıl önceki seçim zaferi, hareketin doğduğu ve onlarca yıl boyunca yasaklı kaldığı Mısır'da Müslüman Kardeşler

Detaylı

Farklı Sistemlerde Kentleşme

Farklı Sistemlerde Kentleşme Farklı Sistemlerde Kentleşme Farklı Sistemlerde Kentleşme Kentleşme ve kent planları farklı ekonomik sistemlere göre değişebilir. Kapitalist ve sosyalist ülkelerin kentleşme biçimleri, (keskin olmamakla

Detaylı

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler On5yirmi5.com Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler nelerdir? Yayın Tarihi : 12 Kasım 2012 Pazartesi (oluşturma : 12/22/2018) Cemiyetler-Zararlı ve Yararlı

Detaylı

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 VİZYON BELGESİ ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018 Filistin de İsrail Yerleşimi ve Batı Şeria Duvarı ( 13-14 Eylül 2018, İstanbul ) Batı Şeria da İsrail yerleşimi günden güne genişlemekte olup daha önce

Detaylı