Trombositopeni çevre kan nda trombosit say s n n

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Trombositopeni çevre kan nda trombosit say s n n"

Transkript

1 Fahir ÖZKALEMKAŞ Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji Bilim Dalı, Bursa Trombositopeni çevre kan nda trombosit say s n n /mm 3 den az olmas olarak tan mlan r; gebelikte görülen hemostatik anormalliklerin en s k olan d r. Gebelik boyunca trombositopeni görülme s kl %6-15 civar ndad r. Gebelikte gözlenen trombositopenilerin ço unda trombosit say s hafif veya orta düzeyde dü üktür. Trombosit say s n n /mm 3 ün alt nda olma s kl dikkate al n rsa yukar daki oran %1 civar na inmektedir. Yine gebelikte görülen trombositopenilerin ço unu rastlant sal olarak ortaya konmu asemptomatik olgulardan olu an gestasyonel trombositopeni olgular olu turmaktad r; gestasyonel trombositopeni gebelikte gözlenen trombositopenilerin yakla k ¾ ünü kapsar. Gebelikte gözlenen di er önemli trombositopeni nedenleri preeklamsi ve eklamsi (HELLP sendromu dahil); otoimmün trombositopeniler ( TP ba ta olmak üzere otoimmüm hastal klara e lik eden trombositopeniler); yayg n damar içi p ht la mas ; trombotik trombositopenik purpura / hemolitik üremik sendrom (TTP/HUS); olgular d r. Di erleri daha nadirdir. Gebelikte belirlenen trombositopeniler gebeli e özgü olanlar ve genel trombositopeni nedenleri olarak ayr labilir (Tablo 1). Genel bir kural olarak, asemptomatik ciddi trombositopeni durumunda, olguyu trombositopenik olarak tan mlamadan önce EDTA ya ba l yalanc trombositopeninin ekarte edilmesi gerekir; çünkü sa l kl popülasyonda bu durum az msanmayacak s kl ktad r (yakla k %0.01). Burada, fizyolojik durum özetlendikten sonra gestasyonel trombositopeni ve gebelikte trombositopeniye yol açan di er durumlar anlat lacak; bu klinik antiteteler anlat l rken, ba ka derlemelerden genel bilgi edinilebilece i için, patogenezden çok gebelikle ilgili yönlerinden bahsedilecektir. Konu hematoloji bak aç s ndan i lenecektir. Bu konu- Tablo 1. Gebelikte görülen trombositopeniler Gebeliğe özgü Gestasyonel (insidental) trombositopeni Preeklampsi HELLP sendromu Akut yağlı karaciğer Obstetrik kaynaklı yaygın damar içi pıhtılaşması ile giden durumlar Gebeliğe özgü olmayan İdyopatik (immün) trombositopenik purpura Trombotik trombositopenik purpura /hemolitik üremik sendrom Sistemik lupus eritematozus Viral enfeksiyonlar (HIV, CMV, EBV) Antifosfolipid antikorlar Obstetrik kaynaklı olmayan yaygın damar içi pıhtılaşması Kemik iliğinin invazyonu Nutrisyonel eksiklikler İlaca bağlı trombositopeni Tip IIb von Willebrand hastalığı Konjenital trombositopeniler Hipersplenizm Ulusal Hematoloji Kongresi

2 ÖZKALEMKAŞ F. da özellikte izlem ve tedavinin multidisipliner bir yakla mla planlanmas gerekti i aç kt r. Ekipte hematoloji uzman yan s ra do um uzman, perinatolog ve yenido an uzman birlikte çal mal d rlar. Baz olgularda bunlara di er uzmanlar n (böbrek yetmezli inde nefrolog, karaci er hasar nda hepatolog, enfeksiyon sepsis durumunda enfeksiyon hastal klar uzman gibi) kat lmas gerekebilir. Normal Gebelik Gebelik boyunca trombosit say lar n n izlendi i çal malar n ço unda, gebeli in ilerlemesi ile trombosit say s nda belirgin bir de i iklik bildirilmemekle birlikte, baz çal malarda trombosit say s nda, hala normal s n rlarda kalmas na kar n, hafif bir azalma oldu u bildirilmi tir. kiz gebeliklerde trombosit say s tekil gebeliklere göre hafifçe dü ük bulunmu tur. Bu durum ikiz gebeliklerdeki trombin üretiminin tekil olanlardan biraz daha fazla olmas ndan ve sonuçta daha h zl trombosit tüketiminden kaynaklan yor olabilir. Gestasyonel Trombositopeni Gebelikteki insidantal trombositopeni olarak da isimlendirilir ve yukar da de inildi i gibi gebelikte görülen trombositopenilerin en önemli k sm n olu turur. Gebelerin yakla k %5 inde gözlenmektedir. Gestasyonel trombositopeni u be kriterle tan mlan r: 1. Asemptomatik, hafif trombositopeni 2. Öyküde trombositopeninin olmamas (istisna olarak, daha önceki gebeliklerde de gözlenebilir; bu ekildeki trombositopeni öyküsü bu kriteri kar lamaya engel olmaz) 3. Gebeli in son döneminde (3. trimestir) ortaya ç kmas 4. Fetal veya neonatal trombositopeni bulunmamas 5. Do umdan sonra kendili inden düzelme Gestasyonel trombositopeni olgular nda trombosit say s tipik olarak /mm 3 ün üstündedir; olgular n 2/3 ünde ile /mm 3 aras ndad r. Gestasyonel trombositopeninin patogenezi tam olarak bilinmemektedir. Normal gebelikteki fizyolojik say labilecek trombosit say s ndaki azalman n bir varyant oldu u dü ünülmektedir. Hemodilüsyon ve/veya h zlanm trombosit tüketimi olas mekanizmalard r. Öte yandan bu olgular hafif idyopatik trombositopenik purpura ( TP) olgular ndan kesin olarak ay rt etmek güçtür. Gestasyonel trombositepeninin immünolojik bir temeli telkin eden baz özellikleri vard r: Baz olgularda antitrombosit antikorlar TP li olgulardaki gibi pozitif bulunmu tur. Bununla birlikte genel olarak antitrombosit antikorlar ne TP ne de gestasyonel trombositopeni için diagnostiktir. Baz TP li olgularda trombositopeni t pk gestasyonel trombositopenideki gibi do umdan sonra düzelmektedir. TP li olgular n ancak %5-10 unda ciddi neonatal trombositopeni geli ir. Gestasyonel trombositopeni olgular nda neonatal trombositopeni görülmez. Bu durum TP li olup trombositopenisi hafif olan annelerden do an çocuklarda ciddi neonatal trombositopeni görülmeyen olgularla paraleldir (bununla birlikte genel olarak annenin trombositopenisinin ciddiyeti ile neonatal trombosit say s aras nda bir paralellik olmad da bildirilmektedir). Ay r c tan da gebe bir olguda trombositopeni saptand nda yalanc trombositopeni ekarte edildikten sonra gebelikte s k gözlenen preeklamsiye ba l trombositopeni de akla gelmeli, sonra da TP ve di er trombositopeni nedenleri ile ay r c tan yap lmal d r. Yukar da bahsedildi i gibi hafif trombositopenik bir TP ile gestasyonel trombositopenik baz olgular kesin olarak birbirinden ay rt etmek olas olmayabilir (bu durum pratikte bir sorun olu turmaz çünkü hafif TP de de sadece gözlem yeterlidir). E er trombositopeni hafif/orta düzeyde ve gebeli in son döneminde ortaya ç kt ise, yenido anda trombositopeni yoksa, do umdan sonra trombosit say s kendili inden normale dönüyorsa tan gestasyonel trombositopeni lehinedir. E er trombositopeni gebeli in daha erken dönemlerinde ortaya ç kt ysa ve trombosit say s belirgin olarak dü ükse (örne in /mm 3 ) olas tan TP dir. Gestasyonel trombositopeni tan s konulanlarda, anne ve bebek yönünden rutin obstetrik izlem yeterlidir. Do umdan sonra yenido an n trombosit say s görülmeli ve anne spontan düzelme aç s ndan lahusal k döneminde izlenmelidir; düzelmenin bazen aylarca sonra ortaya ç kt olgular bildirilmi tir. Çocukta trombositopeni saptan rsa annenin trombositopenisi TP lehine de erlendirilmelidir. Do umdan sonra trombositopenisi düzelen ve böylece gestasyonel trombositopeni tan kriterlerini tam olarak kar lam olan hastalarda sonraki gebeliklerde trombositopeni tekrarlayabilir. Yirmi iki olguluk böyle bir seride sonraki dört gebelikte trombositopeni tekrarlam t r (üçü hemen sonraki gebelikte) ve bunlardan biri daha sonra TP tan s alm t r Ekim 2009, Antalya 37

3 ÖZKALEMKAŞ F. Gebelikte Trombositopeni dyopatik (immün) trombositopenik purpura ( TP) Gestasyonel trombositopeni ve preeklamsi/ HELLP gebeli in son döneminde gözlendi i için özellikle ilk trimestirde trombositopeni ile kar la- l rsa, önceden trombositopeni öyküsü varsa, altta yatan otoimmün hastal k söz konusu ise ve trombositopeni ciddi düzeyde ise (50 000/mm 3 ) ay r c tan da TP öncelikli olarak dü ünülmelidir. Genel olarak gebeli in TP riskini artt rmad -, hatta mevcut TP de alevlenmeye yol açmad bildirilmektedir. Bununla birlikte gebelikle birlikte TP nin alevlendi ini ve do um sonras nda da yat t n bildiren anektodal raporlar mevcuttur. Daha önceden TP tan s alm kad n hastalar n en az ndan yar s nda gebelik boyunca trombosit say lar n n giderek dü tü ü, dü ü ün özellikle de üçüncü trimestirde belirginle ti i bilinmektedir. Gebelik ve TP birlikteli inde baz maternal ve fetal komplikasyonlar söz konusu olabilir. Bununla birlikte olgular n ço unda, oldukça dü ük maternal trombosit say lar durumunda bile, maternal ya da fetal morbidite veya mortalite görülmemektedir. Gebelik ve TP durumunda tedavi endikasyonu genel olarak gebe olmayanlardan farkl de ildir. Trombosit say s /mm 3 ün alt na dü enlerde veya trombosit say s biraz daha yüksek olsa bile pete i ve ekimozu olanlarda ba lang ç olarak prednizon ba lan r. Kronik TP li, trombosit say s /mm 3 civar nda olup, kanamas olmad için ilaçs z izlenen olgular n, trombosit say lar takip edilerek, gebelik boyunca ilaçs z izlenmeleri olas d r; ancak bu hastalarda do uma haz rl k olarak medikasyon gerekir. Prednizonun fetus için ciddi risk olu turmad kabul edilmektedir. Anne aç s ndan steroidin bilinen yan etkilerinin yan s ra, özellikle gebelik varl nda, kan ekeri düzeyinde ve kan bas nc nda daha fazla art a yol açabilece i ak lda tutulmal d r. Steroide refrakter, ciddi ve semptomatik trombositopenik olgularda splenektomi halen en etkili tedavi yakla m d r; ancak gebelikte ilk trimestirde dü ük riskini artt rd ve son trimestirde de büyüyen uterus nedeni ile teknik olarak güç oldu u için, yap lacaksa en uygun zaman n ikinci trimestir oldu u belirtilmektedir. Do umdan sonra remisyona giren hastalar oldu u hesaba kat larak, genel olarak, splenektominin gebelik sonuna ertelenmesi daha uygundur. kinci trimestirde ba ar l laparoskopik splenektomi olgular bildirilmi tir. Ayr ca splenektominin seksiyo s ras nda ba ar l bir ekilde uyguland n bildiren raporlar mevcuttur. Steroide dirençli veya kortikosteroidlerin ciddi yan etkileri nedeni ile kullan lmak istenmedi i ve splenektomi de yap lmak istenmeyen olgularda, h zl ancak geçici bir trombosit yükselmesi elde etmek için intravenöz immün globulin ( V G) gebelerde etkili ve uygun bir tedavi alternatifidir. V G üçüncü trimestirde olup trombosit say s /mm 3 ün alt nda olanlarda; trombositopeni ile birlikte akut hemorajisi olanlarda veya trombosit say s /mm 3 ün alt nda olup k sa süre sonra do um bekleyen hastalarda, çabuk ve etkili trombosit yüksekli i sa lad için, uygun görülmektedir. Ayr ca V G splenektominin geciktirilmek istendi i durumlarda geçici çözüm olabilir. Trombosit say s n n h zla yükseltilmesine gereksinim duyuldu u durumlarda ntravenöz anti-d nin ciddi bir maternal veya fötal komplikasyona yol açmaks z n ba ar l bir ekilde kullan ld na dair raporlar vard r. Ancak V anti-d ile olan deneyim, V G ile kar la t r l nca, oldukça s n rl d r. Gebe olmayan dirençli TP olgular nda kullan lan sitotoksik ve immünosüpresif ajanlar potansiyel olarak teratojendir. Bu ilaçlar kullanan gebelerde, ilaçlar n fötüse etkilerini bildiren raporlar yorumlamak güçtür; çünkü ço u zaman hastalarda ciddi hastal klar mevcuttur ve birden fazla ajanla kar la m lard r. Gebelerde sitotoksik ve immünosüpresif ajanlardan genel olarak kaç n lmas ve kullan mlar n n di er tedavilere dirençli a r olgularla s n rland r lmalar önerilebilir. Ayr ca, kullan lacaksa, sadece ikinci ve üçüncü trimestirde kullan lmalar uygun olur. Sonuç olarak, teratojenik potansiyellerinin farkl olabildi ini ve her biri ile ilgili farkl kalitede veriler bulundu unu hesaba katarak, kullan mlar n n ki iselle tirilmesi daha ak lc d r. Son y llarda TP li olgularda ritüksimab kullan m giderek artmaktad r. Bununla birlikte gebelik s ras nda bu ilac n güvenli bir ekilde kullan labilece ine ili kin yeterli veri yoktur, bu nedenle gebelik s ras nda ritüksimab kullan m ndan, anne sa l kritik olarak bu medikasyona ba l olmad kça, kaç n lmal d r. Trombosit trombopoetin reseptörlerine ba lanarak trombosit üretimini uyaran trombopoetin reseptör agonistleri (romiplostim ve eltrombopag) kronik TP li eri kinlerin tedavisinde kullan lmaya ba lanm t r. Ancak bu ajanlar n da, gebelik s ras nda kullan ld klar nda yan etkileri ile ilgili yeterli bilgi olmad ndan, gebelik varl nda kullan lmalar ndan kaç n lmal d r Ulusal Hematoloji Kongresi

4 ÖZKALEMKAŞ F. TP de genellikle trombosit transfüzyonu endikasyonu bulunmaz; çünkü transfüze edilen trombositler retiküloendoteliyal sistem taraf ndan çevre kan ndan h zla uzakla t r l r. Bununla birlikte, ciddi hemorajisi olan olgularda veya cerrahi ya da do umdan hemen önce k sa süreli bir trombosit yükselmesi hedefleniyorsa, trombosit transfüzyonu kullan labilir. Gebe TP li olgular ilk iki trimestirde ayda bir kez, 28. haftadan sonra hafta iki ve 36. haftadan sonra haftada bir kez görülmelidirler. zlem, trombosit say lar n n yan s ra rutin obstetrik muayene, kan bas nc, a rl k ve idrarda protein ara t rmas n içermelidir. Sonografik fetal de erlendirme ve özel durumlarda doppler US di er tetkiklerdir. Remisyonda olan TP li kad nlarda izlem s kl azalt labilir. TP li gebelerde do um s ras nda maternal trombositopenin maternal hemorajiye yol açabilece i bir endi e konusudur. Bu aç dan literatüre dayanarak u yarg larda bulunulabilir: /mm 3 ün üstündeki bir trombosit say s n n, ister vaginal ister seksiyo olsun, do um için yeterli güvenli i sa lad dü ünülmektedir. Geni bir seride (119 gebelik) do um s ras nda median trombosit say s /mm 3 bulunmu tur (bunlar n %15 inde say /mm 3 ün %6 s nda /mm 3 ün alt nda); bu seride sadece 4 olguda hemorajik komplikasyon bildirilmi tir; bu epizotlar trombosit say s ile ilintisiz bulunmu ve hiç birinde eritrosit transfüzyonu gerekmemi tir. Genel olarak hastalar n postpartum dönem dahil aspirin ve di er nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlardan kaç nmas önerilmelidir. Epidural/spinal anastezi/analjezinin /mm 3 veya /mm 3 de erleri ile emin bir ekilde yap labilece ini bildiren seriler vard r. Karar vermeden önce koagulasyon testlerinin di er yönlerden normal oldu undan emin olunmal d r. Template kanama zaman, yapana çok ba ml d r ve böyle bir durumda trombosit fonksiyonlar n test etmek bak m ndan yeterince güvenilir de ildir. IgG yap s ndaki antikorlar n plasentay geçebildi i göz önüne al nd nda, TP li gebelerde di er bir endi e konusu, bu antikorlar n fetal trombositopeniye yol açabilece idir: TP li anneden do an bebeklerin ço unda (%85-90) do umda trombosit say s /mm 3 ün üstündedir; %4-5 inde trombosit say s /mm 3 ün alt ndad r; %3 ünde ciddi kanama riski vard r ve %1 den az nda ciddi intrakranial kanama gözlenir. Genel olarak fetal trombosit say s, annenin trombosit say s, annedeki antitrombosit antikorlar veya annenin tedaviye yan t ile korelasyon göstermez bu nedenle neonatal trombositopeninin önceden tahmin edilmesi zordur. Yine de literatürde fetal trombositopeni riskinin artt baz durumlar tan mlanm t r; bunlar: Annenin splenektomili olmas (ciddi TP yi yans t yor olabilir); gebelik süresince herhangi bir zamanda annenin trombosit say s n n / mm 3 ün alt nda bulunmas ; daha önceden neonatal trombositopenili do um öyküsü. Prednisolon ya da do uma yak n dönemde verilen V G nin fötus trombositlerini art rd na dair bir bulgu yoktur; bu nedenle tedavi yönlendirmesi sadece annenin trombositopenisi dikkate al narak yap lmad r. Önceki y llarda, perkutan umblikal kord veya fetal skalp kan örneklemesi eklinde, fötüs trombosit say s n do um öncesi dönemde belirlemeye yönelik uygulamalar yap lm sa da günümüzde bunlar önerilmemektedir. Perkutan umblikal kord örneklemesi %2 oran nda fötal hemoraji ve ölüm riski ta yan bir giri imdir. Önceden belirtildi i gibi, bu bebeklerde neonatal kranial hemoraji riski %1 den azd r; risk/yarar oran bak m ndan bu i lem art k önerilmemektedir. Fetal skalp kan örneklemesinden vazgeçilmesinin nedenleri ise teknik güçlükler (i lem için membran rüptürü, dilate bir serviks ve angaje olmu ba gerekir) ve s k yalanc dü ük de erler saptanmas d r. Buna göre günümüzde, do um ekline karar verilirken fetal kan örne i al nmaks z n, seksiyo için sadece standart obstetrik endikasyonlar n dikkate al nmas önerilmekte, böyle bir endikasyonu olmayanlarda normal spontan do um önerilmektedir. Tüm olgularda, do umdan hemen sonra umblikal kan örne inde neonatal trombositopeni ara t r lmal d r. Burada mutlak vurgulanmas gereken nokta bebekte trombosit say s n n birkaç gün içinde h zla dü ebilece idir. Bunun nedeni do um s ras nda bebekte splenik fonksiyon eksikli idir (periferik kanda Howell-Jolly cisimciklerinin görülmesi bu durumu yans t r), birkaç gün içinde splenik fonksiyon düzeldikçe, antikorla duyarlanm trombositler h zla dalak taraf ndan y k l r. Bu nedenle ilk hafta boyunca yenido andan her gün trombosit say s çal lmal d r; bunun yan s ra hemoglobin ve bilirubin düzeyleri izlenmelidir. Ciddi trombositopenik yenido anlara kranial ultrason da yap lmal d r. Kanama veya trombosit say s n n /mm 3 den az oldu u durumlarda V G ve/veya kortikosteroid ba lanmal d r. Trombosit süspansiyonlar nadiren gerekir. Birçok durumda neonatal trombositopeni birkaç haftadan daha uzun sürmez; bu bebeklerin anne sütü ile beslenmesi te vik edilmelidir Ekim 2009, Antalya 39

5 ÖZKALEMKAŞ F. Gebelikte Trombositopeni Preeklamsi ve HELLP Sendromu Preeklamsi gebelik s ras nda ba ka bir nedene ba lanamayan, giderek artan hipertansiyon ve proteinüriyi i aret eder. Tipik bir olguda bu bulgular üçüncü trimestirin ikinci yar s nda belirginle ir (ikinci trimestrin ikinci yars nda ba layabilir veya tersine do um dan hemen sonra kendini gösterebilir). nsidans %5-10 civar ndad r, yirmi ya alt nda ve primiparlarda s kl k daha fazlad r. Eklamsi preeklamtik bir gebede ba ka nedene ba lanmayan konvulziyon ata olarak tan mlanmaktad r ve insidans geli memi ülkelerde çok, geli mi ülkelerde daha dü ük olmak üzere, % civar ndad r. Preeklamtik kad nlar komplikasyonsuz gebelerle kar la t r l nca daha dü ük trombosit say s na sahiptirler. Preeklamsili hastalar n %15 inde trombositopeni saptan r; trombosit say s n n / mm 3 ün alt nda olan hastalar tüm preeklamsili hastalar n %5 inden az n olu turur; preeklamsiye ba l trombositopenide trombosit say s nadiren /mm 3 ün alt na iner. Kanama, yayg n damar içi p ht la mas olamad kça, s k görülen bir olay de ildir. Trombositopeninin derecesi ile klinik tablo aras nda genellikle paralellik bulunur (nadiren trombositopeni di er klinik bulgulardan önce ç kabilir). Bu hasta spektrumunun di er ucu gibi kabul edilen HELLP sendromunda (hemolysis, elevated liver enzymes, low platelet) trombositopeninin s kl ve iddeti daha belirgindir; a r bir eklamsi tablosuna eklenen yayg n damar içi p ht la mas durumunda da ciddi trombositopeni geli ir. Preeklamsi ve HELLP sendromunun patogenezi tam anla lamam t r, burada patogenetik mekanizmalardan çok ay r c tan üzerinde durulacakt r: preeklamsinin sistemik bulgular, tipik olarak, do umdan sonraki birkaç saat veya gün içinde geriler (baz olgularda preeklamsinin hematolojik bulgular ilk kez erken postpartum dönemde ortaya ç kabilir). A r preeklamsi (HELLP sendromu dahil), eklamsi ve malign hipertansiyonla birlikte mikroanjiopati, santral sinir sistemi bulgular ve di er organ hasarlar na yol açabilir; bu durumda ortaya ç kan tabloyu klinik olarak TTP/HUS dan (trombotik trombositopenik purpura / hemolitik üremik sendrom) ay rt etmek zordur. TTP/HUS tablosu normal bir gebelik s ras nda, onu takiben veya preeklamsiye benzer bulgulardan sonra ortaya ç kabilir. TTP/HUS tan s nda ana noktalar, bu hastalarda yayg n damar içi p ht la mas (YDP) bulunmamas (belirgin bir mikroanjiopatik anemi ve trombositopeniye ra men PT ve aptt normaldir), nörolojik bulgular n varl (özellikle geçici fokal nörolojik anormallikler) ve do umdan sonra 3 gün geçmesine ra men hematolojik anormalliklerin kötüle meye devam etmesidir (a r preeklamsi ile TTP/HUS u ay rmada s kl kla dile getirilen bu üç günlük interval s n r konusunda asl nda kesin klinik bulgu dayana zay ft r). Üst kadran a r s dahil karaci eri i aret eden belirti ve bulgular HELLP sendromunda belirgin olabilir; bu tablo gebelikteki akut karaci er ya lanmas ile kar abilir. Burada dikkat edilecek nokta akut karaci er ya lanmas nda, üstüne yayg n damar içi p ht la mas eklenmedikçe, tipik olarak trombositopeni görülmemesidir. Ek olarak belirgin hipoglisemi geli mesi akut karaci er ya lanmas nda görülebilir. Bununla birlikte, kendilerini gösterme ekilleri farkl olsa bile, en az ndan baz olgularda, HELLP sendromu ile gebeli e ba l akut karaci er ya lanmas n n patogenetik olarak ili kili oldu unu dü ündüren bulgular bulunmaktad r. Preeklamsi, eklamsi ve HELLP bulgular n yat t rmada en etkin yöntem do umun gerçekle tirilmesidir. Preeklamsili hastalar n büyük ço unlu unda hematolojik tablo do umu takiben hemen düzelmeye ba lar; üç gün içinde düzelme preeklamsi ile uyumludur. E er trombositopeni ve hemoliz üç gün geçmesine ra men hala devam ediyorsa klinik tabloyu TTP/HUS dan ay rt etmek mümkün olmaz. Bu hastalarda muhtemel TTP/HUS tan s nedeniyle plazma de i imine ba lanmal d r (asl nda bu olgular hala atipik preeklamsi, eklamsi veya HELLP sendromu olabilirler; bu tan lar n da potansiyel olarak plazma de i iminden yararlanabileceklerinden ve TTP olgular nda plazma de i imi ile dramatik düzelme sa lanabilece inden, i lemi, tablosu düzelmeyen olgularda 3 günden sonraya b rakmak uygun olmaz (a r klinik tablo, nörolojik anormallikler, renal yetmezlik durumlar nda plazma de i imini hemen ba lamak gerekir). Preeklamsinin kendisi, prematurite söz konusu olmad kça, yenido anda trombositopeni riskini artt rmaz. Do um ekli ve izlemi hematolojik bulgulara de il, obstetrik bulgulara göre yönlendirilir. Preeklamsi ve HELLP sendromunun kesin tedavisi do umun yapt r lmas d r. Hastan n t bbi aç dan h zla stabilize edilmesi (antihipertansifler, antikonvülzanlar, gerekti inde transfüzyon vb) ve bebe in durumunu ortaya koyacak tetkiklerin yap lmas sonras nda do um için en uygun zaman seçilmelidir. Hafif olgularda 34. haftadan önce fötal matürasyon için konservatif kal nabilece ini ileri sürenler varsa da, a r olgularda do umu geciktirmenin primer endikasyonu betametazon uygulad ktan sonra olu an akci er matürasyonuna f rsat verecek ekilde Ulusal Hematoloji Kongresi

6 ÖZKALEMKAŞ F. 48 saat beklemektir. Tek ba na steroid tedavisinin (deksametazon) annede daha h zl düzelme sa lad - n ileri süren ilk çal malar sonradan tam olarak do rulanamam t r. Trombotik trombositopenik purpura / hemolitik üremik sendrom (TTP/HUS) TTP yakla k gebelikte bir görülmektedir. Hastal k tan s patognomonik olmayan klinik bulgulara dayand ndan a r preeklamsi ile kar abilir; bu nedenle insidans n kesin olarak belirlemek zordur. Klinik olarak TTP de mikroanjiopatik hemolitik anemi ve trombositopeninin yan s ra santral sinir sistemi bulgular ön planda iken HUS olgular nda böbrek tutulumu ön plandad r. Bununla birlikte ADAMTS 13 aktivitesi ve inhibitörü henüz rutin bak lmad ndan her zaman bu iki klinik tabloyu tam olarak birbirinden ay rt etmek mümkün olmaz. Daha önceden TTP tan s alm bir gebede hastal k tekrarlayabilir ya da hastal k ilk kez gebelik veya postpartum dönemde ba layabilir; 166 gebelik içeren geni çe bir seride median ba lama zaman haftalar (%12 i birinci trimestirde, %55 i ikincide trimestir, %33 ü üçüncü trimestirde). Gebelikte hemostazda ortaya ç kan fizyolojik de i iklikler (wwf de ve genel olarak prokoagulan aktivitede art, antikoagulanlarda azalma, trombosit aktivasyonu, ADAMTS13 aktivitesinde azalma) hastal n aktivasyonu için uygun bir zemin haz rlayabilir (preeklamsi ve HELLP sendromunda ADAMTS13 aktivitesinde azalma daha da belirgin olabilir). Yine de geni hasta kay tlar gebeli in nüks olas l n artt rd n ortaya koymamaktad r. Baz olgularda TTP nin post partum dönemde nüks etmesi, otoimmün hastal klardaki gibi, immün tolerans n ortadan kalkmas ile ili kili olabilir. Akkiz form TTP de gebeli in nükse neden olmas kesin de ilse de konjenital olgularda, plazma infüzyonu ile uygun profilaksi yap lmad kça, nüks kaç n lmazd r. Primer tedavi, gebe olmayan kad nlarda oldu u gibi, plazma de i imidir. Preeklamsi konusunda de inildi i gibi, do umdan sonra 3 gün geçmesine ra men düzelmenin ba lamamas durumunda, preeklamsi tan l gebelerde, TTP olas l dü ünülerek plazma de i imine ba lanmal d r. Genellikle gebeli in sonland r lmas na gerek yoktur. Hastal k iddetli ise ve fötus viabl ise do um indüklenebilir; burada temel mant k hastal n a r preeklamsi ile kar abilecek olmas d r; çünkü bu olgular do umdan sonra düzelmeye ba larlar; halbuki TTP li olgularda do um remisyona yol açmaz (tersini iddia eden anektodal raporlar vard r). Bir çok merkez taraf ndan kullan lmakla birlikte steroid tedavinin yarar tam olarak gösterilememi tir. Plazma de i imi öncesi dönemde %90 civar nda mortal olan hastal kta günümüzde bu oran tam olarak tersine dönmü tür (HUS da plazma de i- imi TTP deki gibi dramatik fayda sa lamaz; bu hastalarda di er destek tedavilere ek olarak diyaliz gerekebilir). Plazma de i iminin gebeli in devam n sa layan hormonlar uzakla t rmas gibi bir kayg olmakla birlikte, klinik serilerde gebe hastalarda ba ar ile uygulanabilece ine ait veriler vard r. Kontrolsüz kanama veya kafa içi kanama olmad kça, trombosit transfüzyonu yap lmamal d r. Rekürren epizotlar olan olgularda profilaktik plazma de i imi tart mal d r. ADAMTS13 aktivitesinin sürekli %5 in alt nda oldu u bu ekilde dört olguda gebelik boyunca profilaktik plazma de i imi uygulanm, hastalar n hiç biri nüks etmemi ve sa l kl bebekler dünyaya getirmi lerdir. Bununla birlikte yukar da bahsedildi i gibi, bu olgularda nüks olas l n n artt tam olarak söylenemez, bu nedenle gebelik s ras nda plazma de i iminin getirdi i risk ile nüks riski tart lmadan plazma de i imi karar verilmemelidir. TTP çocu a geçmez, bununla birlikte dezidual arteriyollerdeki trombozlardan kaynaklanan plasental infarklar nedeniyle intra uterin fetal ölüm ortaya ç kabilir. Yayg n damar içi p ht la mas (YDP) YDP de i ik etyolojiler sonucu ortaya ç kan, trombo-hemorajik klinik bulgularla kendini gösteren klinik bir sendromdur. Koagulasyonun yayg n aktivasyonu intravasküler fibrin olu umuna, küçük ve orta çapl damarlarda trombotik t kaçlara; buna paralel bir ekilde trombosit ve koagulasyon faktörlerinin tüketimine ve fibrinolitik sistemin aktive olmas na yol açar. Akut olgularda kanamaya yatk nl k ile ilgili bulgular, tromboza ba l olanlara göre, ön planda olmaktad r. YDP n n en s k nedenlerinden biri enfeksiyonlar, özellikle gram negatif veya pozitif bakteriyel sepsislerdir. Gebelik veya puerperal dönemde bu tür enfeksiyonlara ba l YDP ortaya ç kabilece i gibi obstetrik hastalara özgü nedenlerle de YDP olu abilir. Gebelikle ili kili bu spesifik sendromlar içinde abrasyo plasenta, a r preeklamsi, eklamsi ve HELLP, gebeli e ba l akut karaci er ya lanmas, inutero ölü fötus ve amniotik s v embolisi say labilir. Gebeli e ba l akut karaci er ya lanmas da, YDP na yol açabilmektedir; bu nedenle bu 7-10 Ekim 2009, Antalya 41

7 ÖZKALEMKAŞ F. Gebelikte Trombositopeni antiteden k saca bu k s m alt nda bahsedilecektir; ancak, gebeli e ba l akut karaci er ya lanmas olgular nda YDP ile ilgili di er bulgular olmadan da trombositopeni geli ebilece i veya koagulasyon parametreleri YDP ile uyumlu olsa bile, bunlar n sadece karaci er yetersizli inin yans mas olmayabilece i ak lda tutulmal d r. Abrasyo plasenta (plasentan n erken ayr lmas ), kullan lan tan kriterlerine ba l olarak do umda birdir. Maternal yönden, ya, hipertansiyon, trombofili, abrasyo plasenta görülme olas l n artt ran faktörlerdir. Abrasyo plasenta, intrauterin geli me gerili i ve majör malformasyon riskini artt r r; fetal kayba yol açabilir. Kendini genellikle vaginal kanama, hassas hipertonik uterus, retroperitoneal p ht ile gösterir. Plasental ayr lma derecesi ile YDP iddeti genellikle paraleldir. Eklamsi ve özellikle de HELLP olgular %21 lere varan oranlarda, YDP ile komplike olabilir. Gebeli e ba l akut karaci er ya lanmas, hepatositlerde mikroveziküler ya l infiltrasyonla karakterize insan gebeli ine özgü nadir bir hastal kt r; do umda bir görülmektedir. Multipl gebelik, kilolu olmak riski artt rmaktad r. Gebeli in ikinci yar s nda, genellikle de üçüncü trimestirde ortaya ç kar. Bulant kusma, kar n a r s, anoreksi ve sar l k en önemli belirtilerdir. Mental de i iklikler, santral diayabetes insipidus, hipoglisemi, intra abdominal kanama ve enfeksiyonla komplike olabilir. Erken tan konup hastalar n h zla stabilize edilerek (hipoglisemi, elektrolit imbalans, koagulopati vb) do um gerçekle tirilirse dramatik olarak düzelir; 57 hastal k bir seride bir hasta karaci er transplantasyonuna gitmi ve bir hasta eks olmu tur; 67 infant içeren bir seride 7 bebekte ölüm bildirilmi tir. Daha sonraki gebeliklerde tekrarlayabilir. nutero ölü fötus da, fötüsün ölümünden sonraki süre 4 haftay geçti ise %25, 5 haftay geçti ise %50 civar nda YDP olu ma olas l vard r. YDP nekrotik fetal dokular n maternal dola ma geçerek koagulasyonu aktive etmesi sonucunda ortaya ç kar. Klinikte genellikle dü ük grade li ve kompanse bir YDP söz konusudur. Günümüzde, prenatal bak m ve izlemin iyile mesi, fetal ölümün bu kadar uzun süre fark edilmemesi olas l n azaltt için, nadir rastlanmaktad r. Tan kondu- unda, h zla uterin kavite bo alt lmal d r. Amniotik s v embolisi, nadir bir komplikasyondur. Aniden beliren maternal dispneyi takiben kardiovasküler kollaps ve s kl kla maternal ve fetal ölüm izler. Olgular n %37-75 inde koagulopatinin klinik ve laboratuvar bulgular vard r. Kanama yatk nl ile tan konmas nadirdir. Bu durum sadece akut pulmoner bulgular atlatarak hayatta kalan hastalarda söz konusu olabilir. Tan ön planda klinikle konur. Tedavi büyük ölçüde empiriktir ve destek tedavisi eklindedir. Fötüs do mam sa acil seksiyo önerilmektedir. Gebelikteki di er trombositopeniler Risk faktörleri olan gebelerde HIV enfeksiyonu; di er viral enfeksiyonlar (EBV, CMV); sistemik lupus eritematozus (%25 inde, antiplatelet antikorlara, immün komplekslere veya di er nedenlere ba l trombositopeni görülebilir); antifosfolipid sendromlar (tromboz ve tekrarlayan dü üklere ek olarak preklamsi ile birlikte bulunabilir); ilaçlar n indükledi i trombositopeniler; konjenital trombosit hastal klar (örne in May-Hegglin anomalisi ve di er makrotrombositopeniler ilk kez gebelik s ras nda tan alabilirler), nütrisyonel nedenler, kemik ili i invazyonu (akut lösemi vb) hipersplenizm ve tip IIb von Willebrandl hastalarda anormal von Willebrand faktör art ve bunun da trombositlere ba lanmas ile trombosit klirensinin artmas, gebelikteki di er trombositopeniler aras nda say labilir. Kaynaklar 1. Boehlen F. Thrombocytopenia during pregnancy, importance, diagnosis and management. Hamostaseologie 2006;26: Levy J, Murphy LD. Thrombocytopenia in pregnancy. JABFP 2002;15: McCrae KR. Thrombocytopenia in pregnancy: differential diagnosis, pathogenesis, and management. Blood Reviews 2003;17: Gernsheimer T, McCrae KR. Immune thrombocytopenic purpura in pregnancy. Curr Opin Hematol 2007;14: Sukenik-Halevy R, Ellis MH, Fejgin MD. Management of immune thrombocytopenic purpura in pregnancy. Obstetrical and Gynecological Survey 2008;63: George JN, Knudtson EJ. Thrombocytopenia in pregnancy. (last literature review for version 17.1:Ocak 1,2009; last updated Ocak 27, Rose DR, Kaplan AA, George JN. Treatment of thrombocytopenic purpura-hemolytic uremic syndrome in adults. (last literature review for version 17.1:Ocak 1,2009; last updated ubat 6, Gillis S. Disseminated intravascular coagulation in pregnancy and amniotic fluid embolism. In: Women s Issues in Thrombosis and Hemostasis. Eds Brenner B, Marder V, Conard J Martin Dunitz Ltd, London. pp: Ulusal Hematoloji Kongresi

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Prof. Dr. Sabahattin ALTUNYURT Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Perinatoloji BD 2016 İzmir Gebelikte Viral Enfeksiyonlar Gebelikte geçirilen

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011 HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011 1 GÜVENLİ ANNELİK GİRİŞİMİ Yüksek maternal mortalite ve morbiditeyi azaltmak için, 1987 yılında DSÖ öncülüğünde Nairobi

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

Prof Dr Ayten Bilir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı

Prof Dr Ayten Bilir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı KOAGULASYON Prof Dr Ayten Bilir Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı 14-17 Mart 2013 19. Kış Sempozyumu Uludağ / Bursa 1 Gebelik ve Hematoloji Anemi

Detaylı

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Trombozun komplikasyonları Trombozun kliniği; tromboembolik olayın yerine,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. 35, 50 ve 100 gramlık alüminyum tüplerde, uygulayıcısı ve kullanma talimatı ile birlikte karton kutuda kullanıma sunulmaktadır. ESTRIOL Vajinal Krem, 1 mg Vajinal yolla veya haricen uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde: 1 gramında 1 mg östriol bulunur. Yardımcı maddeler: Dekalinyum klorür, Parfüm yağı, Dokusat sodyum, Propilen

Detaylı

KULLANMA TALİMATI FERICOSE

KULLANMA TALİMATI FERICOSE KULLANMA TALİMATI FERICOSE 100mg/5ml İ.V. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: 5 ml lik her bir ampul, 100 mg (20 mg/ml) elementer demire eşdeğer 2700 mg demir hidroksit

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ Deneyde dolu alan tarama dönüşümünün nasıl yapıldığı anlatılacaktır. Dolu alan tarama

Detaylı

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji

KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA. Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji KONGENİTAL KALP HASTALIKLARINDAN KORUNMA Doç. Dr. Kemal Nişli İTF Pediatrik Kardiyoloji Doğumsal kalp hastalığının sıklığı % 0.9 Ciddi anomali % 0.3 Her yıl 1.2 milyon kalp hastası bebek dünyaya gelmekte

Detaylı

Dr.Ertan BEYATLI ANKARA 11 Aral k 2017 F t k, Göbek Dü mesi

Dr.Ertan BEYATLI ANKARA 11 Aral k 2017 F t k, Göbek Dü mesi Göbek f t : Sebepleri, Belirtilerive Tan s Dr.Ertan BEYATLI ANKARA 11 Aral k 2017 F t k, Göbek Dü mesi Göbek f t nedir? Göbekkordonu, bir anne ile fetüsü rahimdeyken birbirine ba lar. Bebe in göbek ba,

Detaylı

I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ REHBERİ 2011

I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ REHBERİ 2011 ULUSAL TEDAVİ REHBERİ 2011 TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA I. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA (TTP) TANI VE

Detaylı

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ

FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ FİBRİN YIKIM ÜRÜNLERİ Fibrin degradation products; FDP testi; FDPs; FSPs; Fibrin split products; Fibrin breakdown products; Fibrin yıkım ürünleri bir pıhtının parçalanması sırasında ortaya çıkan maddelerdir.

Detaylı

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? Ulusal Bilinçle Güncel Üroloji VUR de VCUG Ne Zaman, Kime? Doç. Dr. Selçuk Yücel Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Antalya Ulusal Bilinçle Güncel Üroloji

Detaylı

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol 1. Giriş Bu yazıda, Bursa daki (ciro açısından) en büyük 250 firmanın finansal profilini ortaya koymak amacındayız.

Detaylı

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZİS S VE TRANSFÜZYON TEDAVİSİ DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZ MEKANİZMALARI Damar Cevabı Trombosit aktivitesi Pıhtılaşma mekanizması Fibrinolitik sistem Damar cevabı Kanama

Detaylı

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Dr. Asım Armağan Aydın Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu antalya EAH Çalışmaya Katılan

Detaylı

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Deomed Medikal Yay nc l k Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Birinci bask Deomed, 2009. 62

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD Gebelikte Astım Yönetimi Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD ık Kadın Doğum uzmanları hangi koşullarda astımlı hasta ile karşılaşırlar? Astımlı

Detaylı

Trombositopenili Hastaya Yaklaşım Çanakkale Devlet Hastanesi. ATU Dr. Kenan ATAÇ

Trombositopenili Hastaya Yaklaşım Çanakkale Devlet Hastanesi. ATU Dr. Kenan ATAÇ Trombositopenili Hastaya Yaklaşım Çanakkale Devlet Hastanesi ATU Dr. Kenan ATAÇ Trombosit 2-4 µm çapında disk şeklinde hücreler Megakaryositlerden üretilmektedirler 7-10 gün mikrolitrede 150.000-450.000

Detaylı

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 Nöbet Beyin hücrelerindeki aşırı ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak serebral fonskiyonların baskılanması ile sonuçlanan bir durum Epilepsi

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü VAKA SUNUMU Dr. Neslihan Çiçek Deniz Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü N.E.K. 5.5 YAŞ, KIZ 1. Başvuru: Haziran 2011 (2 yaş 4 aylık) Şikayet: idrar renginde koyulaşma Hikaye: 3-4

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

Azospermi Nedir, Belirtileri Nedir, Nas l Tedavi Edilir?

Azospermi Nedir, Belirtileri Nedir, Nas l Tedavi Edilir? Azospermi Nedir, Belirtileri Nedir, Nas l Tedavi Edilir? Azospermi, al nan meni örne inde hiçbir sperm hücresinin bulunmamas d r. Azospermi sorunu iki ba l kta incelenmektedir; T kan kl a ba l olan ve

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK?

Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK? Sayfa 1 / 5 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATINA GÖRE İŞYERLERİNDE RİSK DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILACAK? Yazar: Arif TEMİR* Yaklaşım / Şubat 2013 / Sayı: 242 I- GİRİŞ Bilindiği üzere risk değerlendirmesi

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

Araştırma Notu 15/177

Araştırma Notu 15/177 Araştırma Notu 15/177 02 Mart 2015 YOKSUL İLE ZENGİN ARASINDAKİ ENFLASYON FARKI REKOR SEVİYEDE Seyfettin Gürsel *, Ayşenur Acar ** Yönetici özeti Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan enflasyon

Detaylı

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ

PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ PREMATÜRE BEBEKLERİN FİZYOLOJİSİ TANIMLAR Preterm/Prematüre Bebek- 37 gestasyon haftasından önce doğan Gestasyon yaşına göre sınıflandırma Prematüre (erken doğan)

Detaylı

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir? Aile Hekimliği Sürekli Mesleki Gelişim Programı Hayatınız boyunca öngöremediğiniz ve hayat kalitenizi düşürecek pek çok sorun yaşayabilirsiniz. Şeker hastalığı(kısa olarak Diyabet diyebiliriz) ve obezite

Detaylı

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9 Attila Hancıoğlu ve İlknur Yüksel Alyanak Sağlık programlarının izlenmesi, değerlendirilmesi ve ileriye yönelik politikaların belirlenmesi açısından neonatal, post-neonatal

Detaylı

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM ETİYOPATOGENEZ

HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM ETİYOPATOGENEZ HEMOLİTİK ÜREMİK SENDROM ETİYOPATOGENEZ Dr. Nurcan Cengiz 1955 de tanımlandı (Gasser) Çocukluk çağında akut böbrek yetmezliğinin en sık nedenlerindendir. Batıda kronik böbrek yetmezliğinin de önemli sebeplerinden

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı

Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi. Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı Gebe ve Emziren Kadında Antihipertansif Tedavi Prof Dr Serhan Tuğlular MÜTF Nefroloji Bilim Dalı Konunun Önemi Gebelikte karşılaşılan en sık dahili sorun HİPERTANSİYON (Tüm gebeliklerin % 6-8 i) 1. Kronik

Detaylı

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar.

2. Kapsam: Bu prosedür erişkin ve çocuk hastanın yoğun bakım ünitesine kabul edilmesinden taburcu edilmesine kadar yürütülen işlemleri kapsar. 1 / 5 1. Amaç: Bu prosedür, UÜ-SK da yaşam desteğine gerek duyan ve komadaki erişkin ve çocuk hastalara sunulacak yoğun bakım hizmetlerinin eşit, standart ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Detaylı

Gebelik ve Postpartum dönemde Demir Eksikliği Anemisi Yeni Tedaviler. Prof. Dr. Cansun Demir

Gebelik ve Postpartum dönemde Demir Eksikliği Anemisi Yeni Tedaviler. Prof. Dr. Cansun Demir Gebelik ve Postpartum dönemde Demir Eksikliği Anemisi Yeni Tedaviler Prof. Dr. Cansun Demir Neden Önemli? Demir eksikliği Dünyada en sık rastlanan anemi Demir eksikliği 4-5 milyar (dünya nüfusunun %66

Detaylı

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD) 1 GÜNDEM Tanım Epidemiyoloji (Hastalığın Yayılımı) Mücadele Soru-Cevap 2 Afrika Hastalığı Nedir? Sivrisinek, kene ve sokucu sineklerle

Detaylı

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ

5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ 5. ÜNİTE KUMANDA DEVRE ŞEMALARI ÇİZİMİ KONULAR 1. Kumanda Devreleri 2. Doğru Akım Motorları Kumanda Devreleri 3. Alternatif Akım Motorları Kumanda Devreleri GİRİŞ Otomatik kumanda devrelerinde motorun

Detaylı

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI 4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI DERS 1: HEMOLİTİK ANEMİLER Bir otoimmun hemolitik aneminin tanısı için aşağıda yazılan bulgulardan hangisi spesifiktir? a. Retikülosit artışı b. Normokrom normositer aneminin

Detaylı

Prof. Dr. M. İlker YILMAZ

Prof. Dr. M. İlker YILMAZ Prof. Dr. M. İlker YILMAZ Tarihsel süreç İlk kez 1955 yılında Gasser tarafından bir çocukta tanımlanmış İlk yıllarda prognoz çok kötü Diyaliz ve etkin tedavi imkanlarının artmasıyla mortalite % 5 in altına

Detaylı

BİLGİ NOTU 12.04.2016/2016-05

BİLGİ NOTU 12.04.2016/2016-05 BİLGİ NOTU 12.04.2016/2016-05 NAKİT SERMAYE ARTIŞLARINDA İNDİRİM UYGULAMASI Kurumlar Vergisi Kanunu nun Diğer İndirimler başlıklı 10. Maddesine eklenen (ı) bendi hükmü ile; finans, bankacılık ve sigortacılık

Detaylı

Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Preeklampsi Hipertansiyon (>140/ 90) ve Proteinüri (>0.3 g / 24-s) > 20 gebelik hafta En sık medikal komplikasyon

Detaylı

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com Giriş Yönetim alanında yaşanan değişim, süreç yönetimi anlayışını ön plana çıkarmıştır. Süreç yönetimi; insan ve madde kaynaklarını

Detaylı

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet 57 Yrd. Doç. Dr. Yakup EMÜL, Bilgisayar Programlama Ders Notları (B02) Şimdiye kadar C programlama dilinin, verileri ekrana yazdırma, kullanıcıdan verileri alma, işlemler

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64 Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Genelgesi 2004 / 64 Tarihi:03.05.2004 Sayısı:2004/64-1838 SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ANKARA 03/05/2004 Sayı : B100ACS0140000-9216/1853

Detaylı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü UYGULAMA VİDEOSU LİTERATÜR GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ SUPRATHEL Geçici Deri Eşdeğeri İle Yenilikçi Yanık ve Yara Tedavisi

Detaylı

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ Rev. No : 01 Rev.Tarihi : 13 Haziran 2012 1/ 1. Amaç: UÜ-SK da organ ve doku nakli hizmetlerinden yararlanacak hastaların ve/veya canlı vericilerinin başvuru kriterlerinin ve organ bekleme listelerine

Detaylı

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname Teknik Alan BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Buluş, böbreküstü bezi yetmezliğinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır. SAYI: 2013/03 KONU: ADİ ORTAKLIK, İŞ ORTAKLIĞI, KONSORSİYUM ANKARA,01.02.2013 SİRKÜLER Gelişen ve büyüyen ekonomilerde şirketler arasındaki ilişkiler de çok boyutlu hale gelmektedir. Bir işin yapılması

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi

Detaylı

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA Dersin Amacı Bu dersin amacı, öğrencilerin; Öğretmenlik mesleği ile tanışmalarını, Öğretmenliğin özellikleri

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. KAVRAMLAR Büyüme ve Gelişme Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır. Büyüme Büyüme, bedende gerçekleşen ve boy uzamasında olduğu gibi sayısal (nicel) değişikliklerle ifade edilebilecek yapısal

Detaylı

ACOG DİYOR Kİ; DOĞUM TARİHİ TAHMİN METODU. Özeti Yapan: Dr. Esra Esim Büyükbayrak ÖZET

ACOG DİYOR Kİ; DOĞUM TARİHİ TAHMİN METODU. Özeti Yapan: Dr. Esra Esim Büyükbayrak ÖZET ACOG DİYOR Kİ; DOĞUM TARİHİ TAHMİN METODU Özeti Yapan: Dr. Esra Esim Büyükbayrak ÖZET Gebeliğin doğru tarihlendirilmesi sonuçları iyileştirmek açısından oldukça önemlidir ve ayrıca halk sağlığı ve araştırmalar

Detaylı

Klasik TTP: Nörolojik semptomlar ön plandadır, akut böbrek yetmezliği yoktur ya da minimaldir. HUS: Akut böbrek yetmezliği ön plandadır.

Klasik TTP: Nörolojik semptomlar ön plandadır, akut böbrek yetmezliği yoktur ya da minimaldir. HUS: Akut böbrek yetmezliği ön plandadır. TROMBOTĐK TROMBOSĐTOPENĐK PURPURA GĐRĐŞ Trombotik Trombositopenik Purpura (TTP) ve Hemolitik Üremik Sendrom (HUS) mikroanjiopatik hemolitik anemi ve trombositopeni ile seyreden multipl organ sistemini

Detaylı

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR 447 ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Hüseyin ÇAYCI Özlem YILMAZ ÖZET Yasal metroloji kapsamında bulunan ölçü aletlerinin, metrolojik ölçümleri dikkate alınmadan

Detaylı

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ KORELASON VE REGRESON ANALİZİ rd. Doç. Dr. S. Kenan KÖSE İki ya da daha çok değişken arasında ilişki olup olmadığını, ilişki varsa yönünü ve gücünü inceleyen korelasyon analizi ile değişkenlerden birisi

Detaylı

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Habib BİLEN Atatürk Üniversitesi Tıp fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı SUNU PLANI Örnek olgu

Detaylı

1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak.

1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak. Ü VE 1. AMAÇ : Hastanenin tüm bölümlerini kapsayan enfeksiyonların önlenmesini sağlamak ve enfeksiyon kontrol programını sağlamak. 2. KAPSAM : Özel Yalova Hastanesi tüm bölümlerini ve tüm çalışanlarını

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

KANAMA BOZUKLUKLARI DR ALPARSLAN MUTLU

KANAMA BOZUKLUKLARI DR ALPARSLAN MUTLU KANAMA BOZUKLUKLARI DR ALPARSLAN MUTLU GENEL BAKIŞ Kan ve dokularda pıhtılaş ayı etkileyen elliden fazla madde (şi dilik) ulu uştur Bu ları azıları pıhtılaş ayı sağlar(prokoagülan) Diğerleri pıhtılaş ayı

Detaylı

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI PVD Kaplama Kaplama yöntemleri kaplama malzemesinin bulunduğu fiziksel durum göz önüne alındığında; katı halden yapılan kaplamalar, çözeltiden yapılan kaplamalar, sıvı ya

Detaylı

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU

TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU TİROGLOSSAL DUKTUS KİSTİ EKSTİRPASYONU AMELİYATI HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAM (RIZA) FORMU Hastanın Adı, Soyadı: TC Kimlik No: Baba adı: Ana adı: Doğum tarihi: Sayın Hasta, Sayın Veli/Vasi, Bu yazılı form,

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ)

CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ) CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ) Dr. İhsan Karadoğan V. Ulusal Kan Merkezleri ve Transfüzyon Tıbbı Kongresi 18-22 Kasım 2012 Antalya 1111 1111 1111 1111 UYGULAMA BASİT YORUM SON DERECE KARMAŞIK

Detaylı

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ MAYIS, 2016 MESLEK SEÇİMİ VE KARİYER PLANLAMADA VELİNİN ROLÜ PSİKOLOJİK DANIŞMA VE İÇİNDEKİLER: Meslek Seçiminin Önemi Meslek Nedir? Kariyer Meslek Seçiminde Dikkat Edilecekler

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL Sözlerime gayrimenkul ve finans sektörlerinin temsilcilerini bir araya

Detaylı

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ

HASTA VE ÇALIŞAN GÜVENLĐĞĐ RĐSK DEĞERLENDĐRME PROSEDÜRÜ Sayfa No: / 5. AMAÇ: Bu Prosedürün amacı Sakarya Yenikent Devlet Hastanesinde yapılan faaliyetlerde "Hasta ve Çalışan Güvenliği" açısından oluşabilecek tehlikeleri tanımlayarak, bu tanımlamalar neticesinde

Detaylı

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016

Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 SİRKÜ : 2016/09 KAYSERİ Konu : Nakit Sermaye Artırımlarında Vergi Avantajı (2) 08.04.2016 04.03.2016 tarih ve 29643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kurumlar Vergisi 1 Seri No.lu Genel Tebliğinde Değişiklik

Detaylı

T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1)Yönergenin Amacı, Ağrı İbrahim Çeçen

Detaylı

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 14 ve 49 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİLLER YÜKSEKOKULU EĞİTİM, ÖĞRETİM VE SINAV YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı Ağrı İbrahim Çeçen

Detaylı

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram merhemde 30 mg oksitetrasiklin e eşdeğer oksitetrasiklin hidroklorür ve 10.000 ünite polimiksin B ye eşdeğer

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. KULLANMA TALİMATI ASİST 1200 mg toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her saşe1200 mg asetilsistein içerir. Yardımcı maddeler: Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal aroması içerir. Bu ilacı

Detaylı

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ REVİZYON DURUMU Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No 08.11.2012 Acil Servis Hemşire İzlem Formu ifadesi kaldırıldı. 01 Yerine Acil Servis hasta Değerlendirme ve Gözlem Formu ndaki hemşire izlem notları

Detaylı

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi! www.kenthospital.com Kent Hastanesi, hepimizden önce çocuklarımızın hastanesi! Çünkü, çocuklarımız, hepimizin geleceği! Kuruluşumuzdan bu yana

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Gelir Amaçlı Uluslararası Borçlanma Araçları Emeklilik Yatırım

Detaylı

Otizm lilerin eğitim hakkı var mıdır? Nedir ve nasıl olmalıdır?

Otizm lilerin eğitim hakkı var mıdır? Nedir ve nasıl olmalıdır? Nisan, 01.04.2013 OTĠZM, EĞĠTĠM HAKKI VE UYGULAMALARI Nisan ayı otizm farkındalık ayı olarak belirlenmiştir. Gün, ay ve yıl olarak belli amaçlara hasredilen tema lar, toplumda dikkat çekmek, konunun önemini

Detaylı

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9))

Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No:1) nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:9)) Sirküler 2016 / 019 Referansımız: 0259 / 2016/ YMM/ EK Telefon: +90 (212) 29157 10 Fax: +90 (212) 24146 04 E-Mail: info@kutlanpartners.com İstanbul, 08.03.2016 Nakit Sermaye Artırımı Uygulaması (Kurumlar

Detaylı

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015

İŞLETMENİN TANIMI 30.9.2015 Öğr.Gör.Mehmet KÖRPİ İŞLETMENİN TANIMI Sonsuz olarak ifade edilen insan ihtiyaçlarını karşılayacak malları ve hizmetleri üretmek üzere faaliyette bulunan iktisadi birimler işletme olarak adlandırılmaktadır.

Detaylı

Risk Yönetimi. Gürcan Banger

Risk Yönetimi. Gürcan Banger Risk Yönetimi Gürcan Banger Risk Yönetimine giriş Bu sunumun amacı, sivil toplum alanında hizmet tedarik projelerinde, süreç boyunca ortaya çıkması muhtemel risk alanlarının tespiti ve takibi ile oluşabilecek

Detaylı

GENĠġLETĠLMĠġ BAĞIġIKLAMA PROGRAMI. Dr. Turan BUZGAN Sağlık Bakanlığı MüsteĢar Yardımcısı

GENĠġLETĠLMĠġ BAĞIġIKLAMA PROGRAMI. Dr. Turan BUZGAN Sağlık Bakanlığı MüsteĢar Yardımcısı GENĠġLETĠLMĠġ BAĞIġIKLAMA PROGRAMI Dr. Turan BUZGAN Sağlık Bakanlığı MüsteĢar Yardımcısı 1 Türkiye AĢı Tarihçesi 1930 lar: Çiçek 1937: Difteri, Boğmaca 1952: BCG 1963: Oral Polio 1968: DBT 1970: Kızamık

Detaylı

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI

NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI Portal Adres NIJERYA DAN GELEN YOLCUDA EBOLAYA RASTLANMADI : www.cayyolu.com.tr İçeriği : Gündem : http://www.cayyolu.com.tr/haber/nijerya-dan-gelen-yolcuda-ebolaya-rastlanmadi/96318 1/3 SAGLIK IÇIN EGZERSIZ

Detaylı

Döküm. Prof. Dr. Akgün ALSARAN

Döküm. Prof. Dr. Akgün ALSARAN Döküm Prof. Dr. Akgün ALSARAN Döküm Döküm, sıvı haldeki akıcı olan malzemelerin, üretilmek istenen parçanın biçiminde bir boşluğa sahip olan kalıplara dökülerek katılaştırıldığı bir üretim yöntemidir.

Detaylı

Yeni Anket Verisi Girişi

Yeni Anket Verisi Girişi Yeni Anket Verisi Girişi lara ait kimlik verileri kesinlikle başka bir alanda paylaşılmayacaktır. ya ait özel veriler, sadece bilimsel çalışma merkezinin kendisi tarafından görüntülenebilecektir. proje

Detaylı