ISSN Yıl 5 Sayı 18 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR - Parasızdır /OCAK KIŞ SAĞLIK. Sağlıklı Yıllar. Lütfen Randevu Alınız

Transkript

1 Yıl 5 Sayı 18 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR - Parasızdır /OCAK ISSN KIŞ ve SAĞLIK Sağlıklı Yıllar 2011 Lütfen Randevu Alınız

2

3 Yıl 5 Sayı 18 ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR Parasızdır /OCAK İÇİNDEKİLER GÖREVLİ KADROMUZ BAŞYAZI RÖPORTAJ GÖĞÜS HASTALIKLARI GÖZ HASTALIKLARI İNDEKS KADIN HASTALIKLARI DERMATOLOJİ BOSEV GENEL BAŞKANI SAĞLIKTA SON GELİŞMELER ÇOCUK HASTALIKLARI KBB DAHİLİYE GASTROENTEROLOJİ BULMACA KAPLICALARIMIZ İÇİMİZDEN BİRİ BİLGİNİZ OLSUN İMTİYAZ SAHİBİ DNT Ortadoğu Yayıncılık A.Ş. adına Dr. Eyüp ÖZEREN GENEL YAYIN YÖNETMENİ Uğur C. SEVİM EDİTÖR Uz. Dr. Metin ÖZSOY GENEL MÜDÜR Aslı ÇALIŞKAN aslicaliskan_06@hotmail.com YAYIN KURULU ÜYELERİ Op. Dr. Sadi KAYA Op. Dr. Süleyman GÖKDUMAN Prof. Dr. Metin ORHAN Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK Prof. Dr. Mitat KOZ Doç. Dr. Mehmet İLERİ Prof. Dr. Mustafa ALTINBAŞ Prof. Dr. Derviş YILMAZ Dr. Mustafa KÖSE Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Ahmet YILDIZ Fatma KOÇAK web: Yazışma Adresi Bayındır 2 Sok. 63 /12 Kocatepe /ANKARA Yayını Hazırlayan DNT Ortadoğu Yayıncılık A.Ş. Tel: Reklam ve Pazarlama Meltem GÜREL Tel: web: Baskı: Ateş Matbaa Tel: Büyük Ortadoğunun Sesi Dergisi Basın ve Meslek İlkelerine Uyar. Kaynak Gösterilerek Alıntı Yapılabilir. Dergimizdeki yazı ve reklam içeriğinin sorumluluğu sahibine aittir. Gönderilen yazılar iade edilmez.

4 KADROMUZ Mesul Müdür Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Dahiliye Uz. Dr. Alper AK Uz. Dr. Hulki GENÇ Gastroenteroloji Uz. Dr. Harun Can UYGURER Genel Cerrahi Prof. Dr. Mehmet KAYA Çocuk Hastalıkları Uz. Dr. Ayşe YÜRÜMEZ Doç. Dr. Süleyman KALMAN Kadın Hastalıkları Op. Dr. Şükran ERDOĞAN Nöroloji Prof. Dr. Nermin MUTLUER Göğüs Hastalıkları Uz. Dr. Emine İZBUDAK Kardiyoloji Uz. Dr. Gökan CİHAN Dermatoloji Yrd. Doç. Dr. Yavuz PEKSARI Psikiyatri Uz. Dr. Meral GÜNGÖR Uz. Dr. F. Nermin TUNCEL Üroloji Op. Dr. Haluk ÖZKAYA Radyoloji Uz. Dr. Karabekir ERCAN KBB Op. Dr. Adnan UZUN Doç. Dr. Kürşat M. ÖZCAN Ortopedi Op. Dr. Turgay ÇELEN Göz Hastalıkları Op. Dr. M. Erhan YUMUŞAK FTR Uz. Dr. Füsun AYTAÇ Uz. Dr. Canan AĞIRLAR Mikrobiyoloji Doç. Dr. Mehmet YAPAR Acil Hekimi Dr. Fatma ÖZKAN Dr. Haldun DURAN Dr. Ali DELKHAH Diş Hekimi Dt. Habibe BAŞAYAR Katkıda Bulunanlar ve Ortaklarımız Op. Dr. Sadi Kaya Dr. Eyüp Özeren Op. Dr. Süleyman Gökduman Prof. Dr. Mustafa Öztürk Ekrem Tamer Ekrem Aksoy Prof. Dr. Metin Orhan Prof. Dr. Derviş Yılmaz Prof. Dr. Mustafa Altınbaş Prof. Dr. Ali Kemal Özdemir Prof. Dr. Serdar Üşümez Uğur C. Sevim Filiz Çelik Doç. Dr. Ercan Cenk Doruk Prof. Dr. Mitat Koz Dr. Alaattin Keykubat Uz. Dr. Nazım Ergün Doç. Dr. Mehmet İleri Prof. Dr. Mehmet Kaya Dr. Mustafa Köse Dr. İsmail Ceyhan Dt. Deniz Aycan Dt. Habibe Başayar Ecz. H. Sadık Demirbaş Ali Rıza Koçak Osman Güleç Ahmet DUYAR Av. Emre Üşümez Ahmet Yıldız Murat Öztürk Fatma Koçak Dr. Mustafa Ersöz Uz. Dr. Ayşe Yürümez Op. Dr. Ömer Faruk Recep Uz. Dr. Metin Özsoy Doç. Dr. Metin Yıldırımkaya Op. Dr. Zeliha Hamurcu Dr. Tülay Demirtaş Uz. Dr. Hulki Genç 1

5 2011 BEŞİNCİ ALTIN YIL Dr. Eyüp ÖZEREN Değerli okuyucularımız; DNT Ortadoğu Yayıncılık bu günlerde yayıncılık hayatının 5. yılına girmenin onur ve mutluluğunu yaşamaktadır. Bundan 5 yıl önce bir personel ve bir bilgisayarla başladığımız yayıncılık serüvenimizi bugün şirketimize ait hakemli 2 bilimsel dergi, 1 Adet Halka yönelik dergi, 1 Adet aylık gazete ve çok sayıda çeşitli kuruluşlara ait bilimsel dergi, katalog, kitap, broşür, afiş gibi yayınlar çıkaran güçlü bir şirket haline getirdik. Evet, yayın hayatımız 5. Yılına girdi. Bu süre zaafında çıkarttığımız her ürün karşısında özellikle sağlık çalışanlarımız başta olmak üzere Ortadoğu Grup; Şirket ortakları ve yöneticilerimizin duydukları heyecan ve mutluluğun artarak devam ettiğini görmek bizleride mutlu etmiştir. Ayrıca çıkardığımız ürünlerin tıp merkezimiz için güzel bir arşiv oluşturduğunu görmek yayın hayatımızın daha düzenli ve daha profesyonel bir şekilde devam etmesi gerekliliğini bir kere daha ortaya koymakta ve bu güzel tablo yayın çalışanlarını çok güzel motive etmektedir. Siz okurlarımızın görüş düşünce ve önerileri bizlere her zaman ışık olmuş ve olmayada devam edecektir. Sizlerin bizlere gösterdiği maddi ve manevi desteğinizle çok daha güzel eserlerin altına imza atacağımıza inanıyorum. Bizler biliyoruz ki bu güzel süreci devam ettirmenin ve hızlandırmanın yolu birlik beraberlik ve ekip ruhu içinde çok çalışmaktan geçmektedir. Bu vesile ile çalışma arkadaşlarıma gösterdikleri çabadan dolayı teşekkür ediyorum. Bu güzel duygular eşliğinde siz değerli okuyucularımızı selamlıyor ve yeni yılın sizlere sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum. Kalın sağlıcakla İletişim:

6 Sağlıklı Yıllar Röportaj 2011 Özgeçmiş 1969 da Erzurum da doğdu. Ankara Üniversitesi nde Tıp Fakültesi eğitimimi tamamladıktan sonra Ortopedi ve Travmatoloji ihtisas eğitimine Ankara Dr. Muhittin Ülker Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi nde başladı yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi nde Ortopedi ve Travmatoloji ihtisas eğitimini tamamladı yılında, Danimarka Aarhus Üniversitesi nde Ortopedi Araştırma Laboratuarı nda Biyomekanik çalışmalar yaptı. Ayrıca yine aynı üniversitenin Omuz-Dirsek ve Prof. Dr. Murat BOZKURT Ankara Etlik İhtisas Eğt ve Arş. Hast. Başhekimi Ayak-Ayak Bileği bölümlerinde klinik çalışmalarda bulunup, yoğun ameliyat programına katıldı. Türkiye ye döndükten sonra 2000 yılında Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Dr. Muhittin Ülker Acil Yardım ve Travmatoloji Hastanesi nde Uzman Doktor olarak çalıştı yılında Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği ne Başasistan olarak atandı. Bu dönemden itibaren Eklem Cerrahisi ile ilgili olarak yurtdışında değişik merkezlerde bulundu yılında yapılan sınavı başarı ile tamamlayarak Ortopedi ve Travmatoloji Doçenti ünvanını aldı. Yine 2005 yılında Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Ortopedi ve Travmatoloji Klinik Şefi oldu yılında Ankara Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi olarak atandı. 1- Ankara Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesini kısaca bizlere tanıtır mısınız? - Hastanemiz hizmet hastanesi iken Şubat 2009 tarihinde Eğitim ve Araştırma hastanesine dönüştürülmüş, 401 yataklı, 41 yoğun bakım yatağı olan, 35 cihazla diyaliz hizmeti veren, organ nakli yapan, Koroner Anjiografi, DSA, MR, BT, USG, İVP, Mamografi, Kemik Dansinometri, Endoskopi, Rektoskopi, Sistoskopi vb. hizmetleri hastane içerisinde veren, 9 ameliyat odası ile makro ve mikro cerrahi ameliyatlar yapan, helikopter ambulans, kara ambulansı ve motorize ekibi bünyesinde bulunduran,6 semt polikliniği 1 merkez poliklinikle günlük 3500 hastanın başvurduğu ve 1000 araçlık otoparkı bulunan bir hastanedir. 3

7 2- Hastanenizde uygulamak istediğiniz projelerinizden kısaca bahseder misiniz? - Hastane bahçesinde rehabilitasyonun da yapılabildiği kapsamlı bir Sporcu Sağlığı Merkezi yapmak, Kıkırdak nakli yapmak, yine hastanemiz bahçesinde yer alan helikopter ambulans pilotları gibi günümüzde hızla büyüyen havacılık sektöründe çalışanlar için kaliteli, çağdaş bir havacılık tıp merkezi oluşturarak uçuş ekiplerinin muayenelerini yapabilmek. Tabi ki proje üretmemizde ve adım atmamızda ki en büyük engel hastanemizin bakanlığımızca yapılması planlanan kampus hastane projesinin ortasında yer almasıdır. 3- Tam gün yasası ve Aile Hekimliği uygulamaları hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? - Hekimlerimizin bir kısmı hem kamuda hem de özel sektör veya muayenehanesinde çalışmakta idi. Bu durum hekimin ordan oraya koşturmasına, enerjisini iki tarafa aktarmasına, hasta yönlendirilmeleri konusunda haklı ya da haksız ithamlara maruz kalmalarına neden oluyordu. Bu yasa ile hekimler tercihlerini yaptılar, kamu ya da özel sektörde çalışıyorlar ve enerjilerini tek bir yerde harcıyorlar, bundan da hem hekim hem hasta hem de çalıştığı kurum kazançlı çıktı diye düşünüyorum. Aile hekimliği ilimizde henüz yeni başladı, dünya da başarılı örnekleri çok, ülkemizde de faydalı olacağını düşünüyorum, bunun için biraz zamana ihtiyaç var. 4- Sağlıkta dönüşüm projesinin sağlık sistemine getirdiği yeniliklerden kısaca bahseder misiniz? - Hemen hemen tüm sağlık kuruluşlarını Sağlık Bakanlığı bünyesinde toplayarak (SSK- Devlet Hastanesi ikilemini ortadan kaldırarak) sağlık hizmetine erişimi kolaylaştırdı. Hatta daha ileri giderek özel sağlık kurumlarını da bu sürece dahil etti. Hizmetin kalitesinde de artış oldu. 5- Aile hekimliği uygulamaları hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? - Özel sektör sağlık kuruluşları hakkındaki görüş düşünce ve önerileriniz nelerdir? 6- Özel sektör sağlık kuruluşları hakkındaki görüş düşünce ve önerileriniz nelerdir? - Sistem içerisinde onlarda yerlerini aldılar. Ancak artık Sağlık Bakanlığı hastaneleri de gerek hizmet sunumunda gerekse kalitesinde onlarla rekabet eder duruma geldi. 7- Yayınlarımızı nasıl buldunuz,bu konudaki görüş düşünce ve önerileriniz nelerdir? - Yayınlarınızı büyük bir zevkle takip ediyorum, çalışmalarınız da başarılar diliyorum. İletişim:

8 Göğüs Hastalıkları Sağlıklı Yıllar 2011 Özgeçmiş 1965 yılında Konya'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Konya'da tamamladı de yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi da mezun olduktan sonra Seydişehir ve Konya'da pratisyen hekimlik yaptı de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs hastalıkları bölümüne girdi yılında uzman olduktan sonra TDV 29 Mayıs Hastanesinde göreve başladı den beri çeşitli özel hastane ve Tıp Merkezinde çalıştıktan sonra 2009 yılında Özel Ortadoğu 19 Mayıs Hastanesi'nde göreve başladı. Halen aynı kurumda göreve devam etmektedir. Zatürre ve Pnömokok Aşısı Uz. Dr. Emine İZBUDAK Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Streptococcus pneumoniae (pnömokok), tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunudur. Akut solunum yolları hastalıkları özellikle 5 yaşından küçük çocuklarda, daha çok kış aylarında görülen yaygın hastalıklar olup, bunlardan pnömoni (zatürre) dünyanın pekçok ülkesinde olduğu gibi ülkemizde de çocuk ölümlerinde birinci sırayı almaktadır. Üst solunum yollarında pnömokok bulunan çocuklar, bu bakteriyi başka çocuklara da bulaştırabilir. Bulaşma genellikle; öksürük, yıkanmamış ellere dokunmak ya da öpüşmek gibi doğrudan temasla olur. Solunum yolları vasıtası ile kısa sürede akciğerlere yerleşen mikrop, halk arasında zatürre olarak bilinen akciğerlerin iltihaplanmasına neden olmaktadır. Zatürre hastalığı yüksek ateş, iştahsızlık, öksürük, kanlı balgam ve halsizlik ile seyretmekte ve etkin şekilde tedavi edilmez ise solunum yetmezliğine neden olmakta ve yaşamsal tehdit oluşturmaktadır. Eğer öksürüklü bir çocuk, normalden çok daha sık ve hızlı nefes alıp veriyor ise, çocuk nefes alırken, göğüs (kaburgalarının) alt kısmı normalde olduğu gibi dışarıya doğru genişleyeceğine, içe doğru çöküyor ise, ememiyor ya da hiçbirşey içemiyorsa, aile vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmayı ihmal etmemelidir. Pnömokoklar, Pnömoni ( zatürre) dışında menenjit ( beyin iltihabı) ve bakteriyemi (kan iltihabı) gibi invazif hastalıkların yanında, otitis mediya (orta kulak enfeksiyonu) ve sinüzit gibi sık görülen mukozal enfeksiyonlara da neden olur. Pnömokokların neden olduğu hastalıklar her yaşta görülmekle birlikte, invazif pnömokok hastalığı (IPH) küçük çocuklarda özellikle iki yaş altı çocuklarda sık görülür. Hastalığın sık görülmesinin yanı sıra, etkeni olduğu invazif enfeksiyonlar ölüme de neden olmaktadır. Dünya genelinde aşı ile korunabilir hastalıklar arasında pnömokok hastalığı yılda ölümle birinci sırayı almaktadır. Son zamanlarda oldukça artan ve doktor kontrolü dışındaki antibiyotik kullanımı, özellikle pnömokok bakterisinin ilaçlara karşı direncini artırmış, sonuçta birçok antibiyotik bu mikroba karşı etkisiz kalmıştır. Yine yapılan birçok araştırmaya göre pnömokok tiplerinin %50 sinden fazlası en az bir, ya da daha fazla antibiyotiğe karşı direnç geliştirmiştir. Antibiyotikler arasında en fazla direnç penisiline karşıdır. 5

9 Pnömokok bakterisi çocukluk dönemi dışında, özellikle 65 yaşın üzerindeki yaşlılarda yine benzer enfeksiyonların oluşumuna ve ölümlere neden olur. Bağışıklık sisteminde yaşa bağlı olarak meydana gelen olumsuz değişiklikler ve kronik hastalıkların sık görülmesi, ileri yaştaki kişilerde akciğer absesi, kalp zarı iltihabı, peritonit, ve beyin ödemi gibi ciddi komplikasyonların oluşumuna yol açmaktadır. İyi beslenmeme, sigara ve alkol kullanımı tabloyu daha da zorlaştırmaktadır. Pnömokok enfeksiyonu (zatürre) yaşlılar ve çocuklar haricinde yüksek risk grubu diye adlandırılan kronik hastalığı bulunan her yaştaki kişiler için de ölümcül bir tehlike oluşturmaktadır. Özellikle bu riskli gruplardaki hastalarda pnömokokların hassas olduğu antibiyotikler kullanılsa bile, ölüm oranı maalesef % arasında değişmektedir. Hastalıktan Korunma Yolu Nedir? Dünyada, bakterinin ilaçlara karşı her geçen gün arttırdığı direnç nedeniyle pnömokok enfeksiyonlarının hala hastalıklara ve ölüme yol açması, pnömokok aşısı araştırmalarının yoğunlaşmasına yol açmıştır. Aşı 2 tiptir. 23-valanlı pnömokok polisakkarid aşısı (PPV 23) polivalan karma bir aşı olup, pnömokok enfeksiyonlarının % 90 ından sorumlu olan 23 serotipine karşı koruyucu olacak şekilde geliştirilmiştir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığının gerekli kontrolleri ve izni ile ithal edilen Pneumo-23 adlı bu aşı, 2 yaşından itibaren herkese güvenle uygulanabilmekte ve 0,5 ml lik tek doz ile, aşılananlarda 5 yıllık bir koruma sağlamaktadır. 2 yaş altında koruma 7-valanlı konjüge pnömokok aşısı (PCV7) ile sağlanır. PPV23, kısa süreli immünite oluşturması, antijenle tekrar karşılaşılınca anemnestik yanıt oluşmaması ve iki yaşından küçüklerde yeterli antikor yanıtı (koruyuculuk) oluşturmaması nedeniyle normal aşılamada kullanılamaz. Sadece iki yaş üstü risk grubu çocuklara uygulanabilir. PCV7 nin IPH ve mukozal enfeksiyona karşı etkili olduğunu, dolaylı olarak immünite sağladığını, taşıyıcılığı, penisilin direncini ve antibiyotik kullanımını azalttığını göstermiştir. Aşı serotipleri olan enfeksiyon ve taşıyıcılıkta azalma olmasına karşın, aşı içeriğinde yer almayan pnömokok serotiplerinde (19A, 15, 22F, 33F ve 35 gibi) artış vardır. Ancak, aşı ile korunulamayan serotiplerdeki bu artış şimdilik IPH ye neden olmamaktadır. Gelişmekte olan ülkeler de dahil, yapılan değişik çalışmalarda zatürre aşısının risk gruplarındaki klinik etkinliğinin % 75 ila 84 olduğu, çocuklardaki Alt Solunum Yolları Enfeksiyonlarına bağlı ölümleri ise % 59 oranında düşürdüğü gösterilmiştir. Unutulmamalıdır ki ; Pnömokok enfeksiyonları artan bir hızla toplum sağlığını tehdit eden, antibiyotiklere hızla direnç gösteren ancak, aşı ile korunabilinen hastalıklardır. PCV aşısı 2 yaş altı çocuklarda dört doz olarak uygulanır. 0,2,4 ve aylarda olmak üzere uygulanır. Bu çocuklar iki yaşını geçtikten sonra PPV aşısıda olmalıdırlar. Pnomokok aşısı önerilen risk grupları 65 yaş üstü kişiler, Alkolizm Akciğer hastalığı olanlar Kronik hastalığı olanlar (Diyabet, Siroz, Kalp hastalıkları, Kronik böbrek yetmezliği) Beyin-omirilik sıvı sızıntısı olanlar, Koklear implantasyonu olanlar İmmun sistem baskılayıcılar, Multiple myeloma,hiv,aids Dalak alınması veya dalak fonksiyon bozukluğu Kan hastalığı (hemoglobinopatiler, lösemi ve lemfomalar) Organ nakilleri, Kanser ilacı alanlar, Radyoterapi alanlar İletişim:

10 Sağlıklı Yıllar Göz Hastalıkları 2011 Göz Hastalıkları ve Tedavisi İçin Yanlış Bilinenler ve Gerçekler Gözlük Kullanımı ile İlgili Dinlendirici Gözlük: Böyle bir gözlük yoktur. Gözlük rakamlarla ifade edilen değerlere sahiptir ve takıldığı zaman görmeyi daha iyi yapıyor ise kullanılmalıdır. Gözlüğün sürekliliği: Uzak gözlük devamlı, yakın gözlük yalnızca yakın mesafe çalışmalarında kullanılır. Dioptri (numara) değişikliği ancak muayenede belli olur. Gözün gözlüğe alışması diye bir kavram yoktur, kişi iyi görmenin ne olduğunu anladığı için gözlükten vazgeçemez. Yanlış dioptri kullanımı: Gözü bozmaz ancak takıldığı anki görmeyi bozar. Op. Dr. Erhan YUMUŞAK Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı Dioptri değişikliği : Uzak için hipermetrop olan çocuklarda büyüme çağında dioptri azalma, myoplarda ise artması gözlenir. GÖZLÜK TAKMAK veya TAKMAMAK DİOPTRİ- NİN NE AZALMASINA NE DE ARTMASINA SEBEP OLUR. Ancak çocuk yaşta görmenin gelişmesi açısından mutlaka takılması gerekir. Bebek veya küçük çocuk gözlük takamaz: Özendirme ile bu sıkıntı önlenebilir. Yeter ki çocuğa uygun yaklaşılsın. 8 aylık yüksek hipermetrop gözlük kullanan kişiler olmuştur. MYOPİ: Uzaktan gelen ışınların gözün sarı noktasının önünde odaklaşmasıdır. HİPERMETROPİ: Uzaktan gelen ışınların gözün sarı noktasının arkasında odaklaşmasıdır. Bu tanımlar uzağı görmemek veya yakını görmemek şeklinde tanımlanamaz. Astigmatizma göze zararlıdır: Astigmatizma myopik veya hipermetropik olur ve göz sağlığı açısından diğer kırma kusurlarından farkı yoktur, yalnızca gözün belli bir açısındaki kırmanın farklılığını ifade eder. Gözün Çizilmesi: Gözlük ihtiyacını ortadan kaldırmak için 20 yaş üzerinde yapılan laser tedavisi (Excimer) gözü çizmez, yalnızca belli bir kalınlıktaki kornea dokusunu buharlaştırarak ortadan kaldırır. Gözün kullanımı: Göz hasta olsa bile gözün kullanılması (yakın veya uzak için) göz sağlığına zararlı değildir. Bilhassa glokom olgularında tersine faydalıdır, çünkü göziçi sıvısının dışarı atılımını kolaylaştırcı etki ile rakamsal değerin düşmesi söz konusudur. Nazar değmesi göz hastalığı yapar: Nazar tanımlaması bir moral değerdir. Hastalık 7

11 yapıcı etkisi olamaz. LASER 'derde deva' mıdır? : Hayır değildir. Değişik alanlarda değişik laser sistemleri kullanılmakla birlikte, hiçbir surette derde deva olarak tanımlanamaz... Laser ile katarakt cerrahisi: YOKTUR. Fako olarak tanımlanan yöntem ses dalgası ile çalışır ve sıklıkla kullanılan yöntemdir. Laser'in gözü kör etmesi: Tedavi amaçlı kullanılan bu cihazlar körlük yapmaz, ancak merkezi görme noktasının hastalıktan etkilenmesi veya laser komplikasyonu olarak ödem gelişmesi görme bozulmasına sebep olabilir. İyi görmek göz sağlığının garantisidir: HAYIR... Örneğin : Glokom hastaları hastalığın son safhasına kadar iyi görebilirler, görme sonradan tedrici olarak azalmaya başlar ki bu safhada görmenin geri dönüşü söz konusu olmaz. TV ve bilgisayar gözü bozar: Hayır, bozmaz. Yalnızca, ışığa bakılmasına bağlı olarak göz yüzeyindeki gözyaşında kuruma olacağı için yanma, batma,kızarma ve refleks sulanma olur... Katarakt cerrahisi görmeyi olduğu gibi eski haline getirir: Görmenin iyi olabilmesi için retina tabakasının sağlıklı, kişinin görme potansiyelinin iyi olması lazımdır. Gözdibi hastalıklarında ve tembel gözlerde görme artışı olmayabilir. Göziçi mercekleri göz için zararlıdır: Uygun yere uygun lens takılması hiçbir zaman zararlı değildir. Yapım malzemesi göz için inert dir. Her ilaç her kişiye etki eder: Her ilaç her kişiye aynı oranda etki etmez, kişisel farklılıklar her zaman söz konusudur. Dolayısı ile etkin ilaç kesinleşinceye kadar hekim ilaç değiştirmek zorunda kalabilir. Uyku bozuklukları göz hastalığıdır: HAYIR. Uyku beyinsel bir fonksiyondur ve gözler yalnızca olaya iştirak eder. Gözyaşım kurudu, ağlayamıyorum: Ağlamak psikolojik bir olaydır ve ağlama ile gelen gözyaşı da refleks sonucudur. Gözyaşı kuruluğu kavramı vardır, ancak bunun ağlama işlevi ile ilişkisi de yoktur. Göz tansiyonunda sınır: Glokom yalnızca rakamsal değerin ifadesi ile tanımlanmamaktadır. Önemli olan bir husus da görme sinirinin durumudur. Rakamsal değeri normal olarak bilinen değerlerde olmasına rağmen glokom olan kişiler de vardır. Bu nedenle sınır tanımlaması her zaman büyük yanılgılara sebep olur. İletişim:

12 mengen'li et mangal ALO PAKET REZERVASYON Toprağın Yeşile İnsanın Yemeğe Doyduğu Yer Düğün Salonları Düğün-Nişan-Toplantı Organizasyonları için 400 ve 600 kişilik salonlarımızla hizmet vermekteyiz İstanbul Yolu :8Makromarket altı) İmaj Center Tel: 0 (312) Mengen'li Catering Hizmetleri Merkez İstanbul yolu gimat kavşağı İmaj Center (Makromarket yanı) No: 2/A Yenimahalle-ANKARA Tel: 0 (312) Merkez İstanbul yolu gimat kavşağı İmaj Center (Makromarket yanı) No: 2/A Yenimahalle-ANKARA Tel: 0 (312) Maltepe Şubesi Şehit Gönenç Cad. Maltepe Park A.V.M. No: 3B/57 Tel: 0 (312)

13 İndeks HAS GAZ İletişim Tel: & İvedik Merkez Sanayi Sit 589/4 Sok. No: 14 Yenimahalle - ANKARA Yeni FURKAN MEDİKAL Büyük Sanayi Cad.Elif Sok. No:7/76 İskitler-ANKARA Tel: & Faks: info@furkanmedikal.com.tr MERT LABORATUVAR MALZEMELER Öveçler Ata Mah 1042 Cad. No: 92/17 Çankaya ANKARA Tel: & Fax: mertlab@yahoo.com ARSE TIBBİ TEKSTİL Aşağı Eğlence Mah. Gen. Doktor Tevfik Sağlam Cad. Fatih İş Merkezi 59 /77 Keçiören - ANKARA arsetıbbitekstil@hotmail.com Tel: ÖZ&EM DİŞ LABORATUVARI İletişim Tel: Konur Sok 28/13 Kızılay - ANKARA SANFOMAK BÜRO MAK TİC LTD ŞTİ Ataç Sok. No: 7/7 Kızılay-ANKARA İletişim Tel: & Faks: sanfomak@gmail.com İletişim w w w.b u y u ko r ta d o g u t i p.co m.t r 10

14 Sağlıklı Yıllar Kadın Hastalıkları 2011 Adet Öncesi Gerginlik Sendromu: Premenstrüel Sendrom (PMS) PMS kadınlarda adet 7-10 gün önce başlayan ruhsal (aşırı alınganlık, yorgunluk, öfke, kaygı, üzüntü,huzursuzluk, konsantrasyon bozukluğu, işten ve toplumdan kaçma, uykusuzluk veya aşırı uyku, yeme alışkanlıklarında değişiklik, cinsel isteksizlik vs gibi) yada fiziksel (memelerde hassasiyet ve gerginlik hissi, baş ağrısı, kabızlık veya ishal, eklem ve kas ağrıları, titreme, çarpıntı ve sıcak basmaları, sakarlık vs gibi) birtakım sıkıntılara ve gerginliklere Op. Dr. Şükran ERDOĞAN denmektedir. Bu şikayetlerde dolayı kadınlarda verimlilik azalması ve içe kapanma ortaya çıkmakta adet gö- Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları Uzmanı rülmesi ile birlikte sıkıntılar azalmakta ve birkaç günde kaybolmaktadır. Özellikle yetişkin üreme çağındaki kadınlarda görülür ve her yıl yaklaşık 12 defa adet gören bir kadında her ay 7-10 gün süren bu sıkıntı kişinin yaşam ve hayat kalitesini oldukça düşürür. Toplumda %2.5-5 arasında görülmektedir. Kadının işini, sosyal ilişkilerini ve aile yaşantısını ciddi şekilde etkileyebilen; annesi, babası evli ise kocası, çocukları ve de iş arkadaşları bu durumdan etkilenmektedir. Nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Genel kanı bu kadınlarda sex hormonu düzeylerinin dalgalanmasına anormal tepki veren beyin kimyasallarına sahip olduğudur. Ayrıca Mg, Zn, mineral yetersizliği, A ve B vitamini yetersizliği, kan şekeri düşüklüğü, vücutta aşırı sıvı tutulumu, baskılanmış cinsel arzular ve psikolojik nedenler üzerinde durulmaktadır. Nedeni tam bilinmeyen PMS de tedavide de çeşitli alternatifler denenmektedir. 11

15 En önemlisi kişiye psikolojik destektir. Yaş ilerledikçe bu şikayetlerin azalacağı,olayın hormonlara karşı dokuların bir tür hassas cevabı olduğu birçok kadında bu belirtilerin olduğu ve destek tedavilere rahatlayabildikleri anlatılmalıdır. Meme hassasiyeti için memeleri alttan destekleyen bir sütyenin gece gündüz kullanılması önerilir. Beslenmede yapılan değişiklikler ve fiziksel aktiviteyi arttırmak PMS de oldukça etkili olur. Kahve, çay, çikolata, kola PMS ye bağlı baş ve meme ağrılarını kötüleştirebilir, azaltılmalıdır. Sigara kullanımı nikotin vücutta sıvı tutulumunu arttırdığı için kısıtlanmalıdır.özellikle adetin 2.döneminde alkole karşı aşırı duyarlılık geliştiği için bugünlerde alkol tüketimi kısıtlanmaktadır. Tuz kullanımı kısıtlanmalıdır, kırmızı et tüketimi azaltılmalı, balık,taze sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır. Öğünler beş-altıya bölerek azar azar yemenin belirtileri azaltmada faydalı olduğu görülmüştür. Düzenli ve yeterli uyku uyunmalıdır. Stres azaltılmalıdır. Düzenli egzersiz PMS yi hafifletmektedir.çünkü düzenli egzersiz beyinde bulunan mutluluk hissini arttıran endorfin miktarını arttırmakta bu da PMS yi azaltmaktadır. İlaçla tedavide ise;adet öncesi bazı fiziksel rahatsızlıkları gidermeye yardımcı olarak prostoglandinler, doğu kontrol hapları,hafif idrar söktürücüler,günlük Ca,Mg ve B vitamini içeren ilaçların kullanımı şikayetleri azaltmaktadır. Çok ciddi durumlarda danazol,bromocriptin hatta GnRH agonistleri de tedavide kullanılabilmektedir. Ruhsal belirtiler için ise; hafif duygusal dalgalanmalar olabildiği gibi ağır depresyon bulgular da ortaya çıkabilir. Tedavide evening primrose bitkisinin ekstreleri ile yapılan doğal haplar kullanılabileceği gibi antidepresan ilaçlarda kullanımını gerektirebilmektedir. 7 İletişim:

16 Sağlıklı Yıllar Dermatoloji 2011 Sedef Hastalığı (Psoriasis) Sedef hastalığı toplumun yaklaşık %2'sinde bulunan bir hastalıktır. Görüntüsü zeminde kızarıklık üstünde sedef renginde kalın kepekli belirtilerle ortaya çıkar. Çok çeşitli görüntülerde olabilirse de en fazla baş saçlı derisi, diz, dirsek ve sırt bölgesinde görülür. Diğer yerleşim yerleri avuç içi ve ayak tabanıdır. Sıklıkla el ve ayak tırnaklarında da belirtiler vardır. Tırnaklarda en sık görüntü dikiş yüksüğündeki çukurcuklar şeklinde görülür, ayrıca tırnaklarda kalınlaşma, kırılma ve sanki tırnak altında yağ damlacığı varmış gibi olan görüntülerdir. Bugünkü bilgilerimize göre sedef hastalığı kalıtsal olarak geçer. Ebeveynlerinde sedef hastalığı olan bireylerin %8 inin çocuklarında da görülür. Sedef hastalığını tetikleyici etkenlerin başında stres gelir. Stres yetişkinlerde %40 oranında görülme ve atakların tekrarlama sebebidir. Çocuklarda ise stres daha yüksek oranlarda hastalığı ortaya çıkaran sebeplerden biridir. Psoriasisi ortaya çıkaran bir diğer neden ise çeşitli enfeksiyonlardır. Özellikle boğaz iltihapları hastalığın ortaya çıkmasına veya tekrarlamasına neden olur. Sürtünme kaşınma gibi travmalar hastalığı ortaya çıkarır veya hastalığın tekrarlamasına neden olur. Alkol, bazı ilaç alımları hastalığın ortaya çıkmasına veya alevlenip tekrarlamasına neden olan etmenlerdendir. Yrd. Doç. Dr. Yavuz PEKSARI Özel Büyük Ortadoğu Tıp Merkezi Dermatoloji Uzmanı 13

17 Görülme sıklığı kadın ve erkekte eşit orandadır. Amerika Birleşik Devletle'rinde yaklaşık 3 ile 5 milyon civarında sedef hastası vardır. Ülkemizde ne kadar sedef hastası olduğuna dair bir istatistik yoktur. Sedef hastalığı çok nadir olarak hayatı tehdit eden klinik tablolar da görülebilir. Bu klinik tabloda tüm yönde de yaygın kızarıklık ve kepeklenmeler olur. Yine çok nadir olarak hastalık özellikle el ve ayak parmaklarının eklemlerini tutar ve el ayak hareketlerinde ileri derecede bozukluğa neden olur. Sedef hastalığı dokunmakla veya başka şekillerde bulaşıcı özelliği olmayan bir hastalıktır. Irsi olarak geçebilme özelliği vardır. Hastalar devamlı kızarıklık ve kepeklerin dökülmesinden ileri derece rahatsızlık duyarlar. Toplum içine çıkmaktan çekindiklerini söylerler. Toplumda çok yanlış bir inanış vardır sedef hastalığı seninle beraber gider hayat boyu devam eder diye. Sedef hastalığı tedavisi olan bir hastalıktır. Seninle beraber giden tetikleyen faktörlerde söylediğimiz psikolojik yapın, çeşitli enfeksiyonlar, ilaçlar ve fiziksel travmalardır. Özellikle hastalar psikolojik yapılarını değiştirmeye yanaşmazlar. Ben böyleyim üzülüyorum, sıkılıyorum derler. Sedef hastalığı sebebi bugün için kesin olarak bilinmeyen bir hastalıktır. Bu nedenle tedavide çok değişik etki mekanizmaları olan dıştan ilaçlar, sistemik olarak verilen ilaçlar ve çeşitli fizik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Tedavi hastalığı tipine, tedavi yöntemlerine ulaşılabilme olanaklarına, ilaçların yan etkilerine göre düzenlenir. Hastalarımızın yapacağı daima tedavilerini doktor nezaretinde yürütmeleri özellikle son zamanlarda ortaya çıkan çeşitli ünvanlardaki şarlatanların tavsiyelerine uymamaları çoğu televizyon kanalı programlarını doldurabilmek için bu tip insanlara ekranlarda hastalıkları tedavi ettiriyorlar. Bunlar okadar çok ki kimse bunlarla uğraşmıyor. İletişim:

18 Sağlıklı Yıllar 2011 Zatürre Op. Dr. Sadi KAYA BOSEV Genel Başkanı Zatürre (pnömoni) akciğer dokusunun bakteriler başta olmak üzere çeşitli mikroorganizmalara bağlı olarak iltihaplanmasından meydana gelir. Bulaşma yolları : Bazı zatürre türlerinde hasta kişiden sağlam kişilere doğrudan bulaşma riski vardır. Hastalık çoğunlukla hastanın kendi ağız, boğaz ve mide bağırsak kanalında bulunan mikropların akciğere bulaşmasıyla meydana gelmektedir. Normal durumlarda hastalığa neden olmayan bu mikroplar çeşitli nedenlerle vücut savunmasının zayıf düştüğü kişilerde zatürre meydana gelmektedir. Zatürrenin ortaya çıkmasında dış etkenlerden çok kişinin vücut direncini kıran risk faktörleri rol oynamaktadır. Zatürreye zemin hazırlayan grip veya solunum yolları enfeksiyonları ise çok bulaşıcıdır. Hapşırık ve öksürükle yayılabildikleri gibi ağız ve burun salgılarıyla bulaşmış bardak, mendil, çatal, kaşık, kapı kolu gibi eşyalar aracılığıyla diğer kişilere geçebilir. Zatürreler tüm dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en fazla ölüme neden olan hastalıklar arasındadır. Türkiye'de beşinci sıradaki ölüm sebebidir. Özellikle bebeklerde, çocuklarda, yaşlılarda ve başka bir hastalığı olan kişilerde zatürreler daha ölümcül olabilmektedir. Bir kişinin zatürreye yakalanmasını kolaylaştıran sebepler vardır. Başlıcaları: İleri yaş, müzmin hastalıklar, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları, şeker hastalıkları, kanser hastalıkları, sigara kullanımı, alkolizm, grip salgını sonucu oluşmaktadır. 15

19 Zatürre Belirtileri: Bazı zatürre türleri üşüme-titreme,39-40 dereceye varan yüksek ateş, öksürük, kirli, iltihaplı (yeşil, sarı, pas rengi) balgam çıkarma ve yan ağrısıyla ani olarak ortaya çıkar. Bazılarında ise sinsi bir başlangıç söz konusudur. Birkaç gün devam eden iştahsızlık, halsizlik, eklem ve kas ağrılarını takiben öksürük, ateş yükselmesi, bulantı, kusma, baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Çocuklarda zatürre belirtileri çocuğun yaşına ve zatürreye yol açan etkene göre değişim gösterebilir. Zatürresi olan çocuklarda bazen tek bulgu hızlı soluma olabilir. Zatürre akciğerlerin karına yakın alt kısımlarını etkilediğinde, solunum sistemi ile ilgili hiçbir bulgu olmaksızın çocuklarda sadece ateş, karın ağrısı ve kusma şikayeti olabilir. Yukarıdaki şikayetlerin biri veya birkaçının varlığında doktora başvurulmalıdır. Çocuklar söz konusu olduğunda özellikle aşağıdaki bulguların varlığında, bebek veya çocuk acil olarak doktora götürülmelidir. Nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme, ateşin 38.9 dereceden, 6 aydan küçük çocuklarda ise 38 dereceden yüksek olması. Zatürreye erken teşhis edilmesi ve geçikmeden tedaviye başlanmasının ölümleri azalttığı bilinmektedir. Birçok zatürreli hasta evde tedavi edilebilir. Ağır olguların, yaşlı hastaların oksijen tedavisi veya yoğun bakım desteği gerektiren hastaların hastaneye yatırılması gerekir. Teşhis ve tedavisi gecikmiş ağır zatürre olgularında ölüm oranı yüksektir. Zatürreden korunmak için zatürre oluşumunu kolaylaştıran olumsuz faktörler düzeltilmelidir. Dengeli beslenme, barınılan ortamlarda gereken genel temizlik, alkol, tütün ve ilaç bağımlılığının kontrolü, ağız ve mide içeriğinin solunum yollarına kaçmasına yol açan risk faktörlerinin azaltılması gerekir. Yüksek riskli kişilerin zatürreye karşı bağışıklığının artırılmasına yönelik olarak ayrıca pnömokok aşıları ve yıllık grip aşıları da önerilmektedir. İletişim:

20