ÇOCUK, ERGEN VE YETİŞKİNLERDE KRONİK HASTALIKLAR VE KRONİK HASTALIKLARIN AİLELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
|
|
- Gizem Türkoğlu
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 ÇOCUK, ERGEN VE YETİŞKİNLERDE KRONİK HASTALIKLAR VE KRONİK HASTALIKLARIN AİLELER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Uzman Psikolog Burcu ÇATALOĞLU SİNANGİN ÇOCUK VE ERGENLERDE KRONİK HASTALIKLAR Günümüzde tıp disiplinindeki son gelişmelerle çocukluk çağı kronik hastalıklarında yaşam kalitesi artmış ve yaşam süresi uzamıştır. Yaşam süresinin uzaması ile birlikte hasta çocuk ve ailesi kronik hastalığın getirdiği psikososyal etkilere daha uzun süre maruz kalmaktadır. Tüm çocuk popülasyonunun %1-2'sinde günlük aktiviteyi etkileyen ya da sık tedavi gerektiren kronik sağlık sorunları bulunmaktadır. Kronik çocukluk hastalıkları ortopedik sorunlar, doğuştan kalp hastalıkları, epilepsi, kronik böbrek yetmezliği, kanserler, hemofili, astım gibi çok çeşitlidir. Kronik hastalıklar çocuğun yaşı, içinde bulunduğu koşullar, kişiliği, hastalığın tipi ve süresi gibi çok çeşitli etkenlere bağlı olarak çok hafiften önemli düzeylere kadar sıkıntı oluşturabilmekte; bu sıkıntı çocukta geçici ya da tüm yaşamı boyunca sürecek izler bırakabilmektedir. Hastalık tanısını öğrenen çocuk değişik evrelerden geçer.çocuğun hastalık ve ölüm karşısındaki tepkileri şu şekildedir: İnkar: Bu bana olmaz, bu doğru değil şeklindedir. Bunda kişisel dokunulmazlığa olan inancın ve hastalığının ne şekilde söylendiğinin de rolü vardır. İnkar genellikle geçici bir savunmadır ve ardından yavaş yavaş kısmı kabullenme başlar. Öfke: Herkese ve her şeye yönelebilir. Bu öfke sağlık ekibine de yönelebildiği gibi sağlıklı mutlu olup istediklerini yapabilen insanlara da yönelebilir. Pazarlık: Üçüncü evre olan pazarlık evresi gerçekte Allah la ölümü erteleme konusunda yapılan bir pazarlıktır. Hasta ile yapılan görüşmelerde pazarlık satır aralarında kendini gösterir. Depresyon Kabullenme: Bu evrede artık hasta sessizce yatağında yatmaktadır. Klinikte genellikle bu evrede olan çocuklar yüzlerini duvara döner kimseyle konuşmak istemezler. Bütün kronik hastalıklarda verilen tepkiler şu şekilde sıralanabilir; Aşırı agresif davranma Kaygı ve endişe hali
2 Regresyon (yaşına uyun olmayan daha bebeksi davranışlar) Anneye aşırı bağlanma Sosyal olarak uzaklaşma Çocuk ve Ergenlerde Hastalık Kavramının Gelişimi Çocukların hastalığa özgü tepkileri, o hastalığın nitelik ve şiddetine, içinde bulunduğu gelişimsel döneme göre farklılıklar gösterir. Yapılan çalışmalar sonucunda çocukların yaş dönemine göre hastalık kavramından ne anladığını belirleyebilecek bilişsel ve gelişimsel özellikleri tanımlanmıştır. Bu çalışmalar Piaget nin bilişsel gelişme kuramındaki nedensel anlamanın gelişmesi basamakları açıklamaları ile paraleldir. 0-3 yaş döneminde çocuklar hastalık kavramını anlayamaz. Bebekler ve küçük çocuklar hastalık ve tedaviye ilişkin olayları akıllarında tutamaz, ancak yaşadıkları hastalığın kendilerinde o anda yaşattığı ağrı ve sınırlamaları deneyimleyebilir. Bebekler hastalıkta anneden ayrılmaya, ağrılı müdahalelere, düzen değişikliklerine tepki gösterir. 1-3 yaş arası yeme ve uyku düzensizlikleri, depresyon, ağlama, karşı koyma, aşırı uyum, içe kapanma ve psikosomatik belirtiler gibi ayrılma anksiyetesi ile ilgili belirtiler görülebilmektedir. Anne-babalar çocuklarını rahatlatıcı ve güven verici rolleri açısından bebeklerin yanında olmalı, bebeğin düzen ve rutinleri korunmalıdır. Tıbbi ekibin anne-baba ile çocuğun bağlanmasını desteklemesi, girişim ve tedavi yöntemlerinin bu bağlanmayı engellemesine izin vermemesi gerekir. Yaş ilerledikçe bilişsel gelişime paralel olarak çocuğun hastalığın nedenini anlaması artar. Küçük çocuklarda büyüsel düşünce süreci olduğundan ve hastalığın nedenini uygun bir açıklama yetenekleri gelişmediğinden hastalık nedenini doğal adalet düzeneğiyle açıklamaya çalışır. Yanlış davranışın cezalandırılacağı inancı vardır. Bu düşünce nedeniyle hastalığın nedeni için kendilerini suçlar ve cezalandırıldıklarını düşünürler. Suçluluk, cezalandırılma açıklamaları hastalığın nedenini anlamalarını zorlaştırıp tanı ve tedavi işlemlerini uygulamayı zorlaştırarak çocuğun ve ailesinin hastalığa uyum ve baş etme yetilerine olumsuz etki yapar. Küçük yaşlardaki çocuklara hastalığın nedeni ile ilgili uygun açıklamalarda bulunmak önemlidir. Okul çağı çocukları grip, nezle gibi bilinen hastalıklarla karşılaştıklarında adalet açıklamasını yapmadıkları, ancak bilmedikleri karmaşık hastalıklara maruz kaldıklarında bu açıklamayı sürdürdükleri saptanmıştır. Bu bulgu deneyim ve bilgilendirmenin çocukların hastalığın nedenini anlama yeteneğini geliştireceğini ortaya koymaktadır.
3 Ergenlik dönemine gelindiğinde çoğunda soyut düşünmenin geliştiği genel olarak kabul edilir. Ergenler yaşamı tehdit eden hastalıkların risklerini yetişkinler kadar anlayabilir. Çocuklar hastalık kavramı ile ilgili bilgileri artıp bilişsel kapasiteleri gelişip kavramı doğru anlayabilirse, hastalık belirtilerini daha rahat anlatıp tedavi prosedürlerine uyarak hastalığa ve tedaviye uyum sağlayabilir. Hastalığı anlama yeteneği gelişmemiş küçük çocuklar ciddi hastalıkların önemli belirtilerini bildirmeyebilir. Bunun nedeni, içsel işaretlere ve hastalığın belirtilerine duyarlılığın gelişmemiş olması olabilmektedir. Ayrıca büyüsel düşünce egemenliği nedeniyle hasta olmak istemezlerse hasta olmayacaklarını, korkularını belirtmekle korkularının gerçek olabileceğini düşünebilir. Hastalık nedeniyle kendini suçlayan çocukta utanma ya da cezalandırılma korkuları nedeniyle belirtilerini belirtmeyebilir. Çocuklarla hastalık ve tedavi hakkında iyi iletişim kurulursa, tedavi prosedürlerine uyarak tedaviye daha iyi uyum sağlamaları sağlanabilir. Tedavi ile ilgili konularda çocuğun kararlarının alınması, etkin olarak katılımının sağlanması önemlidir. Araştırmalar çocuğun hastalığın nedenini anlama kapasitesinin gelişmesine paralel olarak tedavinin anlamını kavramanın da geliştiğini göstermektedir. Tedavi kavramının üç aşamada geliştiği bildirilmiştir. İlk aşamada çocuk tedaviyi cezalandırma olarak algılar, ikinci aşamada tedavinin nedenini anlar, ancak ağrı çektiğini gösterirse personelin iyi davranacağını, ilgi göstereceklerini sanır, son aşamada tedavi ve ilgilenilmenin gerçek nedenini kavrar. Çocukların tedavisi ve girişimlerle ilgili kararlar onlarla konuşulmalı, bilgi verilmeli ve kararlara katılmaları sağlanmalıdır. Çocuğa sorular sorarak ve izin isteyerek fiziksel bir girişim sırasında tercih hakkı vermek, onun bir şeyleri halen kontrol edebildiği duygusunu yaşamasını sağlayarak faydalı olacaktır. Hastalık ve tedavi işlemleri ile ilgili açıklama hem çocuğun hastalık ve tedavi kavramlarını anlamasının, hem de hastalık ve tedaviye uyumun artırılması için gereklidir. Açıklamalar çocuğun gelişimsel dönemine ve psikososyal gelişmesine uygun olmalı, aynı zamanda aile dinamikleri ve çocuğun klinik durumu dikkate alınmalıdır. Küçük çocuklar için hastalığın ne olduğu ve kendilerinin neler yapması gerektiği ile ilgili basit açıklamalar yeterlidir. Daha büyük çocuklar hastalıklarının nedeni ve sonuçları hakkında doğru bilgilendirmeli ve tedavilerine katılmaları için desteklenmelidir. Çocuk ve Ergenin Hastaneye Yatırılması Kronik hastalığı olan çocuk ve ergenlerin sık sık hastaneye yatırılması gerekebilir. Çocuk ve ergenlerin bireysel özelliklerine göre hastaneye yatışa tepkileri farklı olabilir. Çocuk için hastalıktan önceki yaşantısında önemli olan günlük düzen ve rutinler olabildiğince korunmalı ve sürdürülmeye çalışılmalıdır. Bazı çocuklar tedavi ekibinden güvendikleri kişilerle kendilerini korkutan şeyler hakkında konuşabilir. Çocuklar doğrudan konuşmasalar da, resim yaparak, oynayarak, öykü ve masal dinleyerek/anlatarak hastalıklarına ilişkin düşünce ve duygularını işleyerek rahatlar. Oyun ya da
4 resim yapma gibi yansıtmalı teknikler kullanılarak çocuğun kaygıları ile başa çıkmasına yardımcı olunabilir. Uygun bir biçimde yapılacak bilgilendirme, ulaşabileceği yetişkinlerin olduğunu bilme, onlara gerektiğinde soru sorma ve kaygılarını belirtme olanağı verir. Çocuğun hastaneye yatırılma zorunluluğu ortaya çıktığında, bebekler ve küçük çocuklar birincil bakım veren kişilerden ayrılığa çok duyarlı oldukları için anneleri ile birlikte yatırılmalıdır. Okul öncesi dönemde hastalığı ve hastaneye yatırılmayı belli hatalar yapmasının karşılığı olarak ilahi bir güç, bir adalet tarafından cezalandırma olarak değerlendirebilir. Çocuğa hastaneye yatışın bir ceza olmadığı, iyileşmesi için hastaneye yatırıldığı anlatılmalı, anne babanın çocuğu sevdiği, terk etmedikleri ile ilgili güvence verilmesi önemlidir. Okul dönemindeki çocuk, anne-babasından çok topluma yöneldiğinden, anne-babasından ayrıldığı zaman, çok fazla ayrılık kaygısı yaşamaz. Fakat hastaneye yatışta anne-babasının yanında olmayışını kısa süreler için tolere edebilir. Yaşanan bu kaygı yatış süresince gece kabusları, uykusuzluk, huzursuzluk ile kendini gösterebilir. Bu nedenle hastaneye yatış planlandığında anne-babanın yanında kalması sağlanamıyorsa, çocuğa anne-babasıyla görüşebileceği, gerektiğinde iletişime geçebileceği söylenmeli, aile ile çocuğun birlikte olduğu süre artırılmaya çalışılmalıdır. Çocuğa, hastaneye yatışın bir ceza olmadığı, iyileşmesi için hastaneye yatırıldığı vurgulanmalıdır. Bu yaş grubundaki çocuklar beden bütünlüğü ile ilgili kaygılar, kendini beceriksiz ve farklı hissetme, tedaviye direnç ve saldırgan tutumlar, içe kapanma, depresyon, tikler, kekemelik, ders başarısının düşmesi, gerileme davranışı ve saldırgan davranışlar gösterebilir. Ergenler yaşamı tehdit eden hastalıkların risklerini yetişkinler kadar anlayabilir. Ergen, gelişimsel açıdan belirli olgunluğa ulaşmış olsa bile, tıbbi ekiple tam uyum içinde olup yaşam değişikliklerini kabul etmesi beklenmemelidir. Ergenler zorlayıcı bir tedavi başlanması veya tedavinin sonlandırması gibi kritik kararları vermede önemli rol oynamalarını sağlayacak zihinsel ve duygusal olgunluğa sahip oldukları için fikirlerinin alınması önemlidir. Ergen özgür ve bağımsız olmak ister, hastaneye yatış bağımsızlığın engellenmesi olarak değerlendirildiği ve ergenin ailesine tekrar bağımlı olmasına neden olacağı için öfke yaratır. Kurallar ve işleyişlerin bu yaş döneminde sorgulanması tedavi ekibi ve müdahalelere karşı çıkmalarına neden olabilir. Ergenlik döneminde hastalık ve hastaneye yatışa bağlı güvensizlik, yetersizlik duyguları, depresyon ve saldırgan davranışlar gelişebilmektedir. Kronik Hastalıkların Ergenler Üzerindeki Etkileri Kronik hastalıkların ergenler üzerindeki etkileri kişinin gelişim evresine göre farklılıklar göstermektedir. Bu açıdan ergenlik dönemini erken ergenlik, orta ergenlik ve geç ergenlik olarak üç evre içerisinde incelemek gereklidir.
5 Erken ergenlik dönemi genel olarak kişilerin ergenliğin yol açtığı fiziksel değişimlere uyum sağlamaya çabaladıkları dönemdir, bu nedenle kronik hastalığın etkisi çoğunlukla fiziksel gelişim üzerine yoğunlaşır. Kişilerin deneyimlediği birçok fiziksel değişikler içerisinde bu devrede fiziksel görünüm büyük önem kazanır. Dolayısı ile bir hastalığın varlığı, diğerlerinden farklı olmak, mükemmellikten uzak olmak, güvenli bir fiziksel ve cinsel kimliğin gelişimini ve kendilik algısını olumsuz olarak etkiler. Kendini farklı olarak algılamadan doğan sorunlar bazı gençlerin toplumdan uzaklaşmalarına yol açabilir. Bu durum arkadaşlarla anlamlı ilişkiler kurulmasını engeller ve cinsel kimlik gelişimini olumsuz olarak etkiler. Orta ergenlik olarak adlandırılan evre kişilerin ailelerinden bağımsız var olma çabaları ile karakterizedir. Bu dönemde oluşacak kronik bir hastalık bu gelişmelere tehdit oluşturur. Erken dönemde fiziksel değişimler tamamlanmış, artık kişi bağımsız bir kimlik oluşturma aşamasına gelmiştir. Kronik bir hastalığın varlığıyla genç yine kendi kararlarını veremediğini, kontrolün kendisinde olmadığını hisseder. Bağımsızlık kazanma süreci karar vermeyi öğrenme, başarı ve başarısızlıkla baş etme evrelerini içerir. Kronik hastalığın yol açtığı kısıtlamalar bu süreci olumsuz etkiler. Son olarak geç ergenlik devresi, ileriye, geleceğe odaklı bir dönemdir. Bu evrede kronik hastalık oluşumu, mesleki ve akademik planlarla ilgili, aile kurma ve ebeveynlik planları ile ilgili kaygılara yol açar. Yeni oluşan kimlikleri ve hayat planları çerçevesinde, kronik hastalık daha ağır, yıkıcı, geleceğe zarar verici olarak algılanabilir. YETİŞKİNLERDE KRONİK HASTALIKLAR Aile Dönemleri ve Kronik Hastalık Tanısı: Yeni evlilik dönemi: Evliliğin ilk iki yılını kapsayan, eşler arasında güvene ve paylaşıma dayalı bir ilişkinin kurulmaya başlandığı, ortak kararlar almanın öğrenildiği dönemdir. Bu dönemde kronik hastalık tanısı çiftlerde cinsellik ile ilgili kaygıları, sorunları başlatabilir. Hasta olan eşin anne babası tekrar devreye girer, yeni maddi sorunlar çiftin bağımsızlık duygularını olumsuz olarak etkileyecektir. Çift zor kararlar almaları gereken bir problemle karşı karşıyadır. Bazı hastalıkların tedavilerinin kısırlığa yol açabilme ihtimali yeni sorunlar ve kaygılar doğurur. Anne-babalığa uyum dönemi: Evliliğin 3-5 senelerinden sonra başlayan dönemdir. Çiftin sorumlulukları artmış, çocukların yetişme döneminde yeni roller, sorumluluklar oluşmuştur. Bu dönemde özellikle anneye kronik hastalık teşhisi konması hem oldukça hassas bir dönemde olan çocuğu hem de çifti etkiler. Bu nedenle yakın aile bireylerinin, akrabaların annenin sorumluluklarını devralması gerekir. Bu dönemde çocuk dikkatle takip edilmelidir.
6 Yetiştirme dönemi: Evliliğin yılları arasındaki dönemdir. Bu dönemde anne-babada kronik hastalık görülmesi, okul stresi, özellikle ergenlik sorunları ile birleşince oldukça zorlaşır. Aile ilişkileri oldukça önemlidir. Yalnız yaşayan boşanmış çiftler bu anlamda daha fazla risk altındadırlar. Eş ilişkilerini yeniden kurma dönemi: yıllık evli çiftler ortak bir hedefi paylaşırlar. Bu dönemde kronik hastalık, rol kaybı ile birlikte yaşanan duyguları daha komplike hale getirir. Bu dönemde kronik hastalık ile karşılaşan çiftler iki kaybı bir arada yaşarlar; bağımsızlaşan çocukların kaybı, eşin potansiyel kaybı. Olgunluk dönemi: 26 yıllık ve daha fazla süreli evliliklerde duygusal paylaşım daha yoğundur. Bu dönemde kronik hastalık travmasının yaratacağı psikolojik ve psikososyal değişimlere uyum sağlamak daha zordur. Yaşlı çiftlerde kanser gibi hastalıkların fobisine sıklıkla rastlanır. Daha genç bir aile üyesinde kanser olması bu kişilerde kendi yaşamlarının sürmesi ile ilgili suçluluk duyguları yaratır. Kanser hastalarının eşlerinde en sık görülen psikiyatrik rahatsızlıklar; Depresyon Anksiyete Fiziksel ve psikosomatik semptomlar Uyku bozuklukları Yeme bozuklukları Baş ağrısı Sinirlilik ve gerginlik Konsantrasyon güçlükleri Alanda yapılan çalışmalar kısıtlı olmasına rağmen, psikiyatrik ve psiko-sosyal sorunlar yaşamak açısından risk taşıyan faktörler şu şekilde belirlenmiştir: Hastalık ve tedavi ile ilgili faktörler Eşler arasındaki ilişkinin niteliği Sosyo-demografik faktörler Hasta olmayan eşin sosyal durumu
7 Hastalık karşısında verilen tepkilerde sosyo-demografik özelliklerin önemli farklar yarattığı bilinmektedir. Hastalığın türüne ve derecesine bakılmaksızın kadınların, eşlerinin hastalıkları sırasında erkeklere oranla daha yüksek düzeyde psikolojik sorunlar deneyimledikleri bilinmektedir. Ayrıca genç çiftlerde duygusal problemler ve rol karmaşasına bağlı sorunlarla daha sık karşılaşılırken, daha ileri yaştaki çiftlerde ise tükenmişlik duyguları ve depresif tablo ön plana geçmektedir. Ailelerin yaşam döngüsü açısından bakıldığında küçük çocukları olan aileler ve daha yaşlı aileler risk altındadırlar. Genel toplumda psikiyatrik bozukluklar açısından risk taşıyan koşullar kronik hastalığı olan bireyler ve aileleri için de geçerlidir. Bu koşullar: Düşük sosyo-ekonomik seviye Genç olmak Kadın olmak Geçmiş psikiyatrik öykü olarak sıralanabilir. KRONİK HASTALIKLARIN AİLE SİSTEMİ ÜZERİNE ETKİLERİ Aile sistemi açısından bakıldığında, kronik hastalık tanısı, yalnızca hasta bireyin fiziksel durumuna yönelik bilgi vermenin çok daha ötesinde bir anlam taşımaktadır. Tanı, ailenin yaşam öyküsüne yeni bir yön vermekte; hastalık ve tedavisinin önemli öğeler olarak içinde yer aldığı yeni bir öyküsel çizgi oluşturmaktadır. Aile bireylerinin tanıyı öğrenmesinin ardından, duygusal açıdan oldukça yüklü bir dönem başlar. Aileler, kronik hastalığın sisteme girmesiyle birlikte pek çok kayıp yaşarlar. Hasta bireyin yaşadığı fiziksel ve işlevsel kayıpların yanı sıra, tüm aile için umutların, sağlıklı aile üyeleri imgesinin, geleceğe yönelik hayallerin, rol tanımlarının, hastalık öncesinde sahip olunan aile kimliğinin ve eklenen sorumluluklar nedeniyle özgürlüklerin kaybı yaşanır. Bu açıdan bakıldığında, kronik hastalığın, bireyin ve ailenin yaşamını değiştirme gücüne sahip olduğu açıkça görülmektedir. Bu değişim, aile üyelerinin rollerinde ve ailenin sosyal ağında farklılaşmaları içerir. Keyifli ve üretken etkinliklerin yerini, hastalık ve tedavisinin gerektirdiği işler alır. Normal bir gelecek algısının yitimi, umutsuzluk ve yas duygularına neden olur. Kronik hastalık, aile yaşantısının merkezi haline gelmekte ve tedavi için gereken koşullar aile için oldukça zorlayıcı olmakta, zaman zaman da aile içi çatışmalara yol açmaktadır. Kronik hastalığın varlığı yalnızca ailenin yaşam biçimini değil, aynı zamanda aile içindeki atmosferi ve aile bireyleri arasındaki ilişkileri de değiştirebilir. Ailede, özellikle kardeş ilişkilerinde sorunlar yaşanabilmekte, kardeşler arasında küskünlük, kıskançlık, rekabet ortaya çıkabilmekte; anne-babanın
8 evlilik ilişkisi olumsuz etkilenebilmekte ve gerginlik taşıyan aile dinamikleri tetiklenebilmektedir. Özellikle çocukluk dönemi kronik hastalıklarının, çoğunlukla ev içi yoğun ilgi ve bakım gerektirmesi ve aile bireylerini eve bağımlı kılması, ailenin sosyal çevreden yalıtılmasına neden olabilmektedir. Bu durum her aile bireyini farklı şekilde etkileyebilmekte ve başa çıkmak için farklı yöntemler uygulamalarını gerektirebilmektedir. Ayrıca, kronik hastalığın etkisi yalnızca çekirdek aile içinde kalmayıp, geniş aileyle ilişkilere de yayılabilmektedir. Bir kronik hastalıkla birlikte yaşama, aileler için hayata yönelik bakışın umut, kuşku ve umutsuzluk arasında gidip geldiği; yetkinlik ve kayıp duygularının sürekli olarak yer değiştirdiği ve tüm bu gelgitler nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik, kaygı, engellenmişlik, gündelik yaşantıya ilişkin seçimler yapma ve karar almada güçlüklerle örülü bir deneyimdir. Kronik hastalıkla birlikte, aile üyeleri çeşitli duygusal aşamalardan geçerler. En tipik olarak ortaya çıkan duygusal tepkiler şok, korku, öfke, kırgınlık, suçluluk, yadsıma, yetersizlik duyguları, gerginlik ve üzüntüdür. Eğer aile üyeleri duygusal açıdan daha olumlu aşamalara doğru ilerleyebilirse, kabullenme ve var olan durumla en iyi şekilde başa çıkmayı sağlayacak bir çözümleme gerçekleşir. Bütün bu duygusal yüklerin yanı sıra, kronik hastalıkların getirdiği maddi yük de aileler için ek bir stres kaynağı olmaktadır. Tedavi, ulaşım ve ev içi bakım gibi doğrudan hastalıkla ilgili olarak yapılması gereken harcamaların yanı sıra, çocuğa bakım veren aile üyelerinin gelir ya da kariyer kaybına bağlı olarak ortaya çıkan dolaylı maddi zorluklar da söz konusudur. Hastalıkla birlikte aileyi bekleyen bazı kritik dönemler bulunmaktadır. Bunlardan ilki, tanının öğrenilmesi ve hastaneden eve çıkma dönemidir. Bu ilk uyum süreci, aileler tarafından, coşku ve yaşam sevincinin yitirilmesi gibi pek çok duygusal/manevi kayıpla örülü bir dönem olarak tanımlanmaktadır. Özellikle ilk birkaç yıl, sorunun kabullenilmesi, ailenin gündelik yaşantısının yeniden düzenlenmesi ve gelecek planları ve beklentilerinin yeniden gözden geçirilmesi açısından oldukça zorlayıcı olabilmektedir. Aile için diğer kritik dönemler genellikle çocuğun okula başlaması, ergenliğe girmesi gibi aile yaşam döngüsü ya da çocuğun bireysel yaşam döngüsü açısından önemli geçiş aşamaları çevresinde yaşanır. Bu gelişim basamaklarının doğal akışının ketlenmesi aile içinde engellenmişlik duygularına neden olmaktadır. Tanının konulduğu andan, tedavi aşamasına ve terminal döneme kadar hastalık sürecinin her evresinin aile işleyişini ve aile bireylerinin psikolojik durumunu etkilediği öne sürülmektedir. Tüm bu süreçlerden geçerken, aile üyelerinin, hastalık ve tedavisi hakkında yeterli bilgiye sahibi olmaları oldukça önemlidir ve başa çıkmalarında yardımcı olur. Buna karşılık tanıya ya da hastalığın seyrine ilişkin belirsizlikler aile içi strese ve duygusal yalıtılmışlığa yol açar. Hastalığa iyi uyum yapan aileler, hasta bireyin durumunu kabullenmiş, bu hastalıkla birlikte yaşamanın bir yolunu bulmuş, hasta bireyin bakım ve tedavisinin gerekliliklerini yerine getirebilen, hasta olan çocuk ise bir yandan gelişimsel gereksinimlerini karşılarken, bir yandan da tek tek tüm aile bireylerinin gereksinimlerini göz önünde bulundurabilen ailelerdir.
9 Buna karşılık yeterince iyi uyum yapamamış olan ailelerde, çatışmalar yaşanmaktadır. Kronik hastalığı olan çocuk ise, anne-baba ve diğer aile bireyleri arasındaki ilişkiler olumsuz etkilenmektedir. Anne-baba, böyle bir çocuğa sahip olmaları nedeniyle suçluluk duymakta ve çocuğun bakımında sorun yaşamaktadırlar. HASTALIK SONRASI SOSYAL UYUM VE NORMAL YAŞAMA GERİ DÖNÜŞ Bu süreçte artık hastalık olmasa bile hastalığın sekelleri ve hastalığın birey ve ailesi üzerinde bıraktığı duygusal ve bilişsel örseleyici etkilerle uğraşmak ve bunları onarmak gereklidir. Hastalıkla birlikte bireyin yaşam şeklinde büyük bir değişiklik olduğu açıktır. Bireyin yaşamında büyük kayıplar vardır. Bu kayıpların başında da SAĞLIK gelmektedir. Hasta olan çocuk ise başta sağlığı olmak üzere, arkadaşları, okulu, oyuncakları, yatağı, ailesinin diğer üyeleri gibi kaybettiği tüm nesnelerin yasını tutmaya başlar. Bu süreçte, çocuğun kullandığı savunma düzenekleri verilen tepkilerin ve davranışın doğasını belirler. Aslında hastalık çocuk için önemli bir örselenmedir. Örselenmeye olan tepkiler arasında sürekli geçmişle uğraşma, yaşından daha küçük bir çocuk gibi davranma (regresyon) ve hastalığı ya da tedaviyi reddetme (yadsıma) en sık kullanılan savunma düzenekleridir. Bunlara bağlı olarak da, gelecekle ilgili plan ve umutları yitirme, üzüntü, kızgınlık, öfke, çaresizlik, umutsuzluk, güvensizlik ve yaşamla ilgili kaygılar ortaya çıkar. Hasta ya kurban rolüne bürünüp, bir çökkünlük içerisine girer ya da saldırgan davranışları benimseyerek öfke ve kızgınlığını dışarı vurur ve uyum sorunları yaşar. Bazı hastalarda ise savunmalar öyle işlemektedir ki; kişinin başkalarıyla ilişkisi, kendisini algılaması ve yaşam felsefesinde olumlu ve yapıcı yönde değişiklikler olmaktadır. Sonuçta birey dışa dönüklük, güçlülük, dayanıklılık, umut, iyimserlik ve üretkenlik alanlarında kazanımlar elde etmektedir. Remisyon döneminde ise çocuk kaybettiklerine geri dönmektedir. Ama çocuk geri döndüğünde her şeyi bıraktığı gibi bulamamaktadır. Arkadaşları, okulu, öğretmeni, aile üyeleri değişmiş olabilir. Aynı bile olsalar zaman değişmiş ve aradan geçen bu süre çocuğun kaybı olmuştur. Ama çocukların ve gençlerin en iyi özelliklerinden biri de onarımın ve uyumun yetişkinlerden daha hızlı ve rahat olmasıdır. Uygun ortam düzenlemesi yapıldığı takdirde çocuklar sosyal uyumlarını, okul etkinliklerini 6 ay-1 yıl gibi bir sürede eski durumuna getirebilirler. Bu süreçte çocuklara sosyal ve eğitsel açıdan destek vermek, okul ve aile ile iş birliği yapmak şarttır. Bireysel ve grup özel eğitim desteği ile okul başarısının arttırılması, bilişsel davranışçı tedavi yöntemleri ile sosyal uyumu arttırma, uğraş tedavileri ile benlik değeri ve sosyal girişkenliği sağlayıcı çalışmalar yapılması önerilmektedir.
10 Kaynaklar Gökler, I. (2008). Sistem Yaklaşımı ve Sosyal-Ekolojik Yaklaşım Çerçevesinde Oluşturulan Kavramsal Model Temelinde Kronik Hastalığı Olan Çocuklar ve Ailelerinde Psikolojik Uyumun Yordanması. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı/Klinik Psikoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi. (s. 3-50) Krepsi, M.R. ve ark., (2001). Görsel İmgelemenin Hemodiyaliz Hastalarının Uyum ve Yaşam Kalitesine Etkisi. Türk Psikiyatri Dergisi, (s.3) Mete, H.E. (2008). Kronik Hastalık ve Depresyon. Klinik PsikiyatriDergisi 2008;11(Ek 3):3-18. Okyayuz, H. (ed.), (1999). Durumsal Krizler: Hastalığa Bağlı Olarak Beliren Kriz Dönemi. Sağlık Psikolojisi (5: ). Türk Psikologlar Derneği Yayınları, Ankara. Özkan, M. Kronik Hastalıkların Aileler Üzerindeki Psikiyatrik ve Psikososyal Etkileri. Peykerli, G. (2003). Ölümcül Hastalıklara Psikolojik Yaklaşım. C.Ü. Tıp Fakültesi Dergisi 25 (4), 2003 Özel Eki. Toros, F., Tot, Ş., Düzovalı, Ö. (2002). Kronik Hastalığı Olan Çocuklar, Anne ve Babalarındaki Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri. Klinik Psikiyatri Dergisi, 2002;5: Tüzer, V. (2001). Kronik Hastalıklar ve Yeti Yitiminde Sistemik Aile Yaklaşımı. Klinik Psikiyatri Dergisi, 2001;4:
Kronik hastalıkların çocuk,aile ve kardeşler üzerindeki etkileri ve kronik hastalıkların önlenmesinde hemşirenin rol ve sorumlulukları
Kronik hastalıkların çocuk,aile ve kardeşler üzerindeki etkileri ve kronik hastalıkların önlenmesinde hemşirenin rol ve sorumlulukları Araş. Gör. Betül Mammadov Kronik hastalık nedir? Kronik hastalık,
DetaylıKANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.
KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal
DetaylıBöbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi
Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi Hangi Böbrek Hastalarına Ruhsal Destek Verilebilir? Çocukluktan yaşlılığa
DetaylıREHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?
REHBERLİK SERVİSİ Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? OKULA GİTTİĞİNİZ İLK GÜNÜ HATIRLIYOR MUSUNUZ? Hayatınızda yeni bir sayfa açılıyor. Bu başlangıç hem onun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin
DetaylıKayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN
Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp Kayıp, yaşam döngüsünün her evresinde yaşanır. bağımsızlık kaybı ilişki kaybı, sağlık kaybı, iş kaybı, ekonomik kayıp, evcil hayvan kaybı, organ
DetaylıERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç
ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç Aile Krizleri 1. Normal gelişimsel krizler (Yaşam döngüsü aşamaları) 2. Aileye özgü krizler (Ailede hastalıklar, ölümler, boşanmalar, göç,
DetaylıKanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü
Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü Yük. Hem. Gül Şav Özaydemir Danışman Hemşire EUKAM E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi ABD XIX. Ege Onkoloji Günleri 6-7 Nisan 2015 İzmir «Kanserle mücadele
DetaylıZeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri
Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından
DetaylıSağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres
Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Stres Nedir? Stres bir insan için baskı, gerginlik, rahatsız edici çevresel faktörler veya duygusal tepkiler anlamında gelmektedir. Kişinin bedensel
Detaylı1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ
İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE GELİŞİM MODELLERİ... 3 ÖĞRENME TEORİSİ MODELİ... 4 BİLİŞSEL GELİŞİM MODELİ... 5 İNSAN GELİŞİMİNİ VE PSİKOLOJİSİNİ AÇIKLAYAN TEMEL KURAMLAR...
DetaylıHer aile çocukları olacağını öğrendiğinde, hatta bundan önceki süreçlerde de doğacak çocuklarının mükemmel olması temelinde hayaller kurar. Bu doğal süreç içerisinde problemli bir çocuğun doğması fikri
DetaylıİZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ
İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri MADDE BAĞIMLILIĞI BAĞIMLILIK Bağımlılık, bireyin kendi ruhsal ve bedensel sağlığına
DetaylıKANSER VE CİNSEL YAŞAM
KANSER VE CİNSEL YAŞAM Doç. Dr. Ülgen Okyayuz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri A.D. Klinik Psikoloji Öğretim Üyesi Son zamanlarda kanserin tedavisinde ilgi sadece tanı ve agresif tedaviyle
DetaylıHASTALIK VE HASTANEYE YATMANIN ÇOCUK VE AİLEYE ETKİSİ
HASTALIK VE HASTANEYE YATMANIN ÇOCUK VE AİLEYE ETKİSİ Prof.Dr. Güler CİMETE II. Çocuk Sağlığı sempozyumu 29 Mayıs 2009 İstanbul Çocuklarda Hastalık kavramı Gelişimi 0-2 yaş; Anlayamama, akıl erdirememe
DetaylıPDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI
PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI Üç Gelişim Alanı Gelişimsel rehberlik modelinin nihai amacı yaşam kariyeri gelişimini desteklemektir. Gelişimsel PDR nin ilkesi: Rehberlik
DetaylıERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav?
Uzm Psk. Nuray ÖZBEN AVŞAR ERGENİM BEN!!! Nereden Çıktı Bu Sınav? Çocuklar hızla büyüyor, çocukluk dönemini bitirip ilk erişkinlik olan ergenlik dönemine adımlarını atıyorlar. Ergenlik çağında fiziksel
DetaylıÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU
ÇOCUK VE AİLENİN SERVİSE KABULU Hemşire Deniz YALÇIN Gazi Üniversitesi Sağlık Araştırma Ve Uygulama Merkezi Pediatri Hematoloji Onkoloji Kliniği Servis Sorumlu Hemşiresi Sunum Planı Hastanın servise kabulü
DetaylıOKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ
OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini
DetaylıİMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER
İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel
DetaylıEMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME. (Eye Movement Desensitization and Reprossesing)
EMDR GÖZ HAREKETLERİ İLE SİSTEMATİK DUYARSIZLAŞTIRMA VE YENİDEN İŞLEME (Eye Movement Desensitization and Reprossesing) Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Panik Atak ve Sınav Kaygısı ndan Kısa Sürede Kurtulmanın
DetaylıÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi
. Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU Çocuğun Adı- Soyadı: Cinsiyeti: TC Kimlik No: Görüşmecinin Adı- Soyadı:
DetaylıREHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,
DetaylıYAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM
YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,
DetaylıHerkes için Ruh Sağlığı Derneği
Herkes için Ruh Sağlığı Derneği Kronik Hastalığı Olan Çocukların Aileleri İçin Hazırlanmış PSİKOSOSYAL DESTEK PROJESI Kronik Hastalık Nedir? Vücudun herhangi bir parçasında var olan, uzun süreli devam
DetaylıAFET PSİKOLOJİSİ. GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri
AFET PSİKOLOJİSİ GEA Acil Durum Yönetimi Eğitimleri Afet Sonrası Risk Altındaki Gruplar Doğrudan Etkilenenler Tanık olanlar İzleyiciler AFET SONRASI DUYGUSAL AŞAMALAR İLK VURMA AŞAMASI ACİL DURUM AŞAMASI
DetaylıDEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE
Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)
DetaylıBİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD
BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD Çalışmalarda birinci basamak sağlık kurumlarına başvuran hastalardaki psikiyatrik hastalık sıklığı, gerek değerlendirme ölçekleri kullanılarak
DetaylıPalyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları
Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları Doç. Dr. Özen Önen Sertöz Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Ankara,
DetaylıTedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi
Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi Dr. Gülcan Güleç, DR. Hikmet Hassa, Dr. Elif Güneş Yalçın, Dr.Çınar Yenilmez, Dr. Didem
DetaylıDoç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Doç. Dr. Fatih Öncü Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikolojik taciz Bedensel Ruhsal Bedensel ve ruhsal Çalışma hayatında mobbing veya psikolojik
DetaylıİSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile
DetaylıDİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Dahili Servisler Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHP) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), her 10 çocuktan birinde görülmesi, ruhsal, sosyal
DetaylıOYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:
OYUN VE ÇOCUK Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler, kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri deneyecek
DetaylıPsiko-Onkoloji Onkoloji Hastalarına Psikolojik Yaklaşım
Psiko-Onkoloji Onkoloji Hastalarına Psikolojik Yaklaşım Dr. Mecit ÇALIŞKAN HNH Psikiyatri İdari ve Eğitim Sorumlusu Kanser hastaları tanı, tedavi ve hastalığın ileri evrelerde çeşitli ve değişik, ruhsal
DetaylıÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I
HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu
DetaylıYasemin ELİTOK. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi. Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum
Yasemin ELİTOK Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD, Erzurum Tanı olanaklarının gelişmesi ve sağlık kuruluşlarından yararlanma olanaklarının artması, Toplumun bilgi seviyesinin
DetaylıÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU
ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU OKUL KORKUSU Her yıl milyonlarca çocuk okula başlayıp, neşeyle devam ederken
Detaylıİçindekiler. Giriş. Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15
İçindekiler Giriş Bölüm 1: MINDFUCK ya da olasılıklarımız ve gerçek yaşamımız arasındaki boşluk 15 Kafamızın içindeki bariyer Hiçbir şeyi hak etmediğini sanan kadın Yanlış bir hayata çakılıp kalan adam
Detaylıiçindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86
içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 Tarihsel Bakış Açısı 3 Erken Tarih 3 Yirminci ve Yirmi Birinci Yüzyıllar 3 Ergenliğe İlişkin Kalıpyargılar 6 Ergenliğe Pozitif Bir Bakış Açısı 7 Amerika Birleşik Devletleri
DetaylıERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI
ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI Bilgisayar ve internet kullanımı teknoloji çağı olarak adlandırabileceğimiz bu dönemde, artık hayatın önemli gereçleri haline gelmiştir. Bilgiye kolay, hızlı, ucuz ve güvenli
DetaylıOKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ
OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ AKRAN İLİŞKİLERİ VE AKRAN ZORBALIĞI AKRAN İLİŞKİLERİ Akran etkileşimi doğum itibariyle başlamaktadır. Ancak yaş ilerledikçe akranlarla geçirilen
Detaylı1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...
DetaylıDEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE
Information på turkiska DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
DetaylıDARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI
OCAK ARALIK KASIM EKİM EYLÜL AY HAFTA DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI ETKİNLİKLER YETERLİK ALANLARI KAZANIM NUMARASI VE KAZANIMLAR UYGULAMA Öğrencilerle tanışılması, okulun tanıtılması,
DetaylıMeslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD
Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam
DetaylıAnnenin Psikolojisi İle İlgili Distosi
Annenin Psikolojisi İle İlgili Distosi Eylemin psikolojisi Kadının psikolojik olarak eyleme ve doğuma uyumu ile ilgilidir. Bu da doğrudan doğum sürecinin seyrini etkiler. Bu faktörlerden herhangi birinin
DetaylıGAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU
Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME
DetaylıBeraberliğimizin ne kadar süreceğini bilmediğimizin farkına vararak, birbirimizin değerini bilelim. - Joshua Loth Liebman
Beraberliğimizin ne kadar süreceğini bilmediğimizin farkına vararak, birbirimizin değerini bilelim. - Joshua Loth Liebman YAS SÜREÇLERİ NİLÜFER ARDA ÖMER PAMUK Önemli bir kayıp yaşayan kişi, hayatını yeniden
DetaylıBilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk
11.03.2016 Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk Cemre Soysal Uzman Klinik Psikolog Boşanma kararına doğru.. Boşanma çocukların başına gelebilecek en sarsıcı olaylardan biridir. Çocukların değişikliklere
DetaylıHAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ
HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?
Detaylı2014
2014 DİKKAT EKSİKLİĞİ BOZUKLUĞU (DEB) ve MentalUP İçerik DEB e Klinik İlgi DEB Nedir? DEB in Belirtileri DEB in Zihinsel Sürece Etkileri DEB in Psikososyal Tedavisi MentalUP tan Faydalanma MentalUP İçeriği
DetaylıERGENLİK=ADOLESAN=GENÇLİK DÖNEMİ VE ANNE-BABALAR
ERGENLİK=ADOLESAN=GENÇLİK DÖNEMİ VE ANNE-BABALAR Psikolog Fatma AKPAKIR fatmaakpakir@gmail.com ADOLESAN=ERGEN KİMDİR? Fiziksel ve duygusal süreçlerin yol açtığı cinsel ve psikososyal olgunlaşma ile başlayan,
DetaylıOkul Dönemi Çocuklarda
Okul Dönemi Çocuklarda Fiziksel ve motor gelişim Bilişsel açıdan gelişim Psikososyal gelişim Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Hasan Kalyoncu Üniversitesi Okul Dönemi Çocuklarda (7-11 yaş) Gelişimin Görevleri
DetaylıHem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi
Kanserli Hastalar Tarafından Sık Sorulan Sorular Hem. Dr. SONGÜL KAMIŞLI Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Prevantif Onkoloji A.B.D. Psikososyal Onkoloji Birimi Hastaların Soruları Tıbbi tedavi Otonomi
DetaylıAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı nda 1970 yılından itibaren KLP alanında çalışmalar
DetaylıAçıklama 2008 2010. Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur.
Açıklama 2008 2010 Araştırmacı, danışman, konuşmacı: Herhangi bir maddi ilişki yoktur. Gençlerde DEHB nin Öğrenim Hayatı Üzerine Etkileri Dr Aytül Karabekiroğlu Samsun Mehmet Aydın Eğitim ve Araştırma
DetaylıTRAVMA ÇOCUKLARDA TRAVMA SONRASI STRES TEPKİLERİ. Yukarıda özetlenen üç büyük kategori aynı olmakla. birlikte, TSS tepkileri çocuklarda yetişkinlerde
İş Adı SONRASI travmatik deneyimlerle ilgili rüyalar ortaya STRES (TSS) NEDİR? karşılaşılmasından yıllar çıkabilir. Travmatik bir deneyim sonra bile pek çok çocuk (travma) gerçek ölüm ya ve yetişkin, travma
DetaylıALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER
STRES VE SAĞLIK 1 ALARM DURUMUNDA BEDENİMİZDE MEYDANA GELEN BAZI ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER GÖZBEBEKLERİ BÜYÜR (Daha fazla ışık alınarak algıyı güçlendirmeye yardımcı olunur) SOLUNUM SAYISI ARTAR (Bedene daha
DetaylıÖLÜM VE ÖLÜMCÜL HASTANIN BAKIMI
ÖLÜM VE ÖLÜMCÜL HASTANIN BAKIMI İçerik ÖLÜMDEN SONRA CESEDİN BAKIMI ÖLÜMÜ YAKLAŞAN HASTANIN DUYGULARI ÖLÜMCÜL HASTAYA YAKLAŞIM YAKLAŞAN ÖLÜM BELİRTİLERİ ÖLÜMCÜL VE AĞIR HASTANIN FİZİKSEL GEREKSİNİMLERİNİN
DetaylıTEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI
TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI MESLEK; Bir kimsenin hayatını kazanmak için yaptığı, Diğer insanlara yararlı bir hizmet ya da ürün sağlamaya yönelik olan, Kuralları toplumca belirlenmiş, Belli eğitimle kazanılan
Detaylı[BİROL BAYTAN] BEYANI
Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı 10. Ulusal Pediatrik Hematoloji Kongresi 3 6 Haziran 2015, Ankara [BİROL BAYTAN] BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam yoktur. Çalıştığı Firma (lar) Danışman Olduğu
Detaylıİş Yerinde Ruh Sağlığı
İş Yerinde Ruh Sağlığı Yeni bir Yaklaşım Freud a göre, bir insan sevebiliyor ve çalışabiliyorsa ruh sağlığı yerindedir. Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre de ruh sağlığı, yalnızca ruhsal bir rahatsızlık
DetaylıOKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine
OKUL FOBİSİ Okullar eğitim-öğretim süreçlerine başlarken çocuklarda en temel karşılaşılan sorunlardan biri okul fobisidir. İlk defa böyle bir durumla karşılaşan ebeveynler şaşırmış bir halde en uygun çözümü
DetaylıZorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)
Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) Huriye Tak Uzman Klinik Psikolog Türk Kızılayı Bağcılar Toplum Merkezi Sağlık ve Psikososyal Destek Programı Asistanı İÇERİK
DetaylıSOSYAL FOBİ. Sosyal fobide karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir.
SOSYAL FOBİ Sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme yada küçük düşme korkusunun yaşanmasıdır. Ve kişi bu korkunun
DetaylıÇocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler
Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenin kötüye kullanımını üç ana başlıkta ele
DetaylıANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ
A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve
DetaylıTRSM de Rehabilitasyonun
TRSM de Rehabilitasyonun Yeri Dr. Ayla Yazıcı BRSHH Gündüz Hastanesi ve Rehabilitasyon Merkezi Koordinatörü 7.10.2010 Şizofreni tedavisinde çok boyutlu yaklaşım Şizofreni tedavisinde çok boyutlu yaklaşım
DetaylıÇocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması. Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D.
Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D. Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması
DetaylıMimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz
Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan uyum Problemleri Tüm çocuklar okul döneminden önce, yaşıtlarıyla sınırlı bir etkileşim
DetaylıÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR
ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ANAOKULUNA UYUM SÜRECİ ÇOCUK NEDEN OKULA BAŞLAMALI? Kreş/Anaokuluna başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli bir adımdır. İlk üç yıl içinde çocuk model olarak gördüğü
DetaylıVERITAS FOCUS. İş Yerinde Ruh Sağlığı Programları 2013-2014
VERITAS FOCUS İş Yerinde Ruh Sağlığı Programları 2013-2014 İş Yerinde Psikolojik Sağlık ve Etkin Çalışma Çalıştay Çalışanların çoğu kez fark edilmeyen psikolojik sorunları verimlilik ve iş tatmininin önündeki
DetaylıBağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN
Bağımlılık-Bağımsızlık Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Yemedim yedirdim, içmedim içirdim, saçımı süpürge ettim Peki iyi mi ettim? Bağımlılık Bağımsızlık Bağlılık Bağımsızlık Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya
DetaylıOKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER
OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER Uykuyla ilgili sorunlar sadece bebeklik döneminde yaşanmaz.okul öncesi dönemde ki çocuklarda çeşitli uyku sorunu yaşarlar.uykuya dalmada güçlük,gece terörleri
DetaylıTravma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005 Travma Nedir? Günlük rutin işleyişi bozan, Aniden beklenmedik bir şekilde gelişen, Dehşet, kaygı ve panik yaratan, Kişinin anlamlandırma
DetaylıKLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ ------------------------------------------------------------------------------------------------- 1 KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ------------------------------------------
DetaylıPOSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI
BİLDİRİ AKIŞI Bildiri ekibinden bir araştırmacının aşağıda belirtilen bilimsel program gününde posterini belirtilen poster numarası için ayrılmış panoya asması, gün sonunda teslim alması zorunludur. Belirlenen
DetaylıÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ
ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji www.gunescocuk.com Çocuk ve ergen psikiyatrisinde
DetaylıBİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER
EKİBİMİZ Altis; 1989 yılında Dr. Bülent Madi tarafından nöroloji ve sanat çalışmalarının birlikteliği amacıyla kurulmuştur. İki yıl süren çalışmalarının ardından 1991 yılında diğer bilim dalları ile interdisipliner
DetaylıAmaç Hastalanan kişilerde ortaya çıkan duyguları ve savunma mekanizmalarını tanımlamak Tıbbi müdahaleler öncesi, sırası ve sonrasında hasta psikolojis
HASTA PSİKOLOJİSİ Prof. Dr.Güler Bahadır Dr.Nilüfer Alçalar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Amaç Hastalanan kişilerde ortaya çıkan duyguları ve savunma mekanizmalarını tanımlamak Tıbbi
DetaylıEngelli olmak nedir? Serbest zaman kavramının ortaya çıkışında farklı grupları rolleri FARKLI GRUPLARDA SERBEST ZAMAN
FARKLI GRUPLARDA SERBEST ZAMAN Serbest zaman kavramının ortaya çıkışında farklı grupları rolleri Serbest zaman hakkı???? Engelleyiciler dengelenmesi Arş. Gör. Murat Uygurtaş Anormallik Yetersizlik İşlevsizlik
DetaylıPsikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA
Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA 1. TIRNAK YEME Tırnak yeme, her yaşta ve her iki cinste de görülebilen, zaman içinde
DetaylıDr. Genco USTA Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı
Dr. Genco USTA Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı www.cocukpsikiyatri.org gencousta@yahoo.com Ölüm bir başlangıç belki de? ne karanlık ne de acı veriyor çok derin bir uyku falan olduğuna inanmıyorum hayatta
DetaylıRuhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır
Ruhsal Travma Değerlendirme Formu APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır A. SOSYODEMOGRAFİK BİLGİLER 1. Adı Soyadı:... 2. Protokol No:... 3. Başvuru Tarihi:...
DetaylıKANSER VE AİLE. Dr. Hayriye Elbi Ege üniversitesi Psikiyatri A. D. Konsültasyon Liyezon Bilim Dalı
KANSER VE AİLE Dr. Hayriye Elbi Ege üniversitesi Psikiyatri A. D. Konsültasyon Liyezon Bilim Dalı Kanserle karşılaşan aile Hastalık döneminde Krizle başa çıkma, duygusal destek Bakım verme Mali ve sosyal
DetaylıObsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi
Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi Dr. SiğnemÖZTEKİN, Psikolog Duygu KUZU, Dr. Güneş CAN, Prof. Dr. AyşenESEN DANACI Giriş: Ayrılma anksiyetesi bozukluğu,
DetaylıUYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK
UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL
DetaylıAİLENİN ÖZÜRE UYUM SÜRECİ
AİLENİN ÖZÜRE UYUM SÜRECİ Zihin Özürlü Çocukların Aileleri Bir çocuğun doğumu aileyi gerek yapısal, gerek gelişimsel, gerekse işlevsel olarak etkiler. Çocuğun doğumuyla duyulan mutluluk ve sevinç bu değişimlerin
DetaylıÖğr. Gör. Özlem BAĞCI
Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun
DetaylıFüsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog
Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog EĞİTİMİ Lisans : İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi,Psikoloji Bölümü Tezi : Nörotiklik,zaman tahmini ve seçici dikkat 1982 Yüksek Lisans (M.A) : Marmara Üniversitesi
DetaylıECZACI GÜZİN VELİTTİN BEKRİOĞLU MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ
ECZACI GÜZİN VELİTTİN BEKRİOĞLU MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ETKİLİ İLETİŞİM VE STRES YÖNETİMİ ŞEKİLLER DÖNÜYOR MU? DÖNÜYOR İSE HIZLI MI YOKSA YAVAŞ MI? STRES NEDİR? İç ve dış etkenlerden dolayı
DetaylıÖNSÖZ... IX 1. 10 12 13 10 14 2. 15 15 3. 20 20 24 27 28 29 30 30 33 34 36 39 40 41 42 III
İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX 1. Çocuklara Zarar Veren Anne-Baba Davranışları...1 Aşırı Koruyuculuk ve Kısıtlayıcılık...2 Reddetme; Maskelenmiş Mahrumiyet...4 Aşırı Hoşgörü ve Şımartma...5 Aşırı Beklentiler...6
DetaylıT.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER
T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri
DetaylıOKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman
OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman OKUL KORKUSU, Çocuklarda okula gitmek istememe durumu olarak tanımlanmaktadır. OKUL KORKUSU, Her çocukta rastlanan
DetaylıÇİFT PSİKOTERAPİSİNDE KADINLAR 16 19 Haziran 2010 Anadolu Psikiyatri Günleri Uz.Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir İlişki Psikoterapileri Enstitüsü İstanbul Çift ilişkilerinde, özellikle evliliklerde, cinsiyet
DetaylıÇocukluk çağındaki fiziksel ve ruhsal gelişimin uygunluğunu bilecek, Doğru ebeveynlik becerilerinin aile içi ilişkilerde nasıl olması gerektiğini
Dönem 1 Dersleri: Konu: Çocuk, Anne ve Aile Amaç: Bu dersin sonunda Dönem I öğrencilerinin aile yapısı, çocukluk çağı psikolojik gelişim süreci ve anne-çocuk ilişkisinin çocuğun ruhsal gelişimi üzerindeki
DetaylıDİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN
DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN DEHB başlıca 3 alanda bozulmayı içerir: 1) Dikkat eksikliği 2) Hiperaktivite 3) Dürtüsellik Dikkat eksikliği
DetaylıKekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla
Kekemelik Nedir? Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum
DetaylıGelişim Psikolojisi Ders Notları
Gelişim Psikolojisi Ders Notları Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL www.gunescocuk.com Tanımlar Büyüme: Organizmada meydana gelen sayısal (hacimsel) değişiklikler Olgunlaşma: Potansiyel olarak var olan işlevin
DetaylıYETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ
YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler
Detaylı