Dr. Efsun GARGUN SIZMAZ UZMANLIK TEZĐ. TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Mehmet SATAR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Dr. Efsun GARGUN SIZMAZ UZMANLIK TEZĐ. TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Mehmet SATAR"

Transkript

1 T.C. ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABĐLĐM DALI NEKROTĐZAN ENTEROKOLĐTLĐ OLGULARDA ROTAVĐRÜS ENFEKSĐYONLARININ ROLÜ VE SĐTOKĐNLERLE ĐLĐŞKĐSĐ Dr. Efsun GARGUN SIZMAZ UZMANLIK TEZĐ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Mehmet SATAR ADANA 2010

2 T.C. ÇUKUROVA ÜNĐVERSĐTESĐ TIP FAKÜLTESĐ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI ANABĐLĐM DALI NEKROTĐZAN ENTEROKOLĐTLĐ OLGULARDA ROTAVĐRÜS ENFEKSĐYONLARININ ROLÜ VE SĐTOKĐNLERLE ĐLĐŞKĐSĐ Dr. Efsun GARGUN SIZMAZ UZMANLIK TEZĐ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Mehmet SATAR Bu tez, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Fonu tarafından desteklenmiştir. PROJE NO: TF2007LTP17 ADANA 2010

3 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimim süresince büyük destek, ilgi ve yardımlarını gördüğüm, anabilim dalımız öğretim üyelerine; Tezimin planlanması ve yürütülmesi sırasında bana yol gösteren, yardımlarını esirgemeyen çok değerli hocam Prof. Dr. Mehmet Satar a, Yenidoğan B. D. öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nejat Narlı ya, Doç. Dr. Hacer Yapıcıoğlu Yıldızdaş a Çalışmamıza verdikleri destek ve katkılarından dolayı sorumlu Prof. Dr. Akgün Yaman şahsında tüm Merkez Laboratuarı çalışanlarına, Đstatistiksel değerlendirme aşamasında yoğun mesai harcayan Biyoistatistik B. D. Arş. Gör. Đlker Ünal a, Tezimin yazımında yardımları nedeniyle Çocuk Kardiyolojisi B. D. sekreteri Eda Kavun a teşekkürü borç bilirim. I

4 ĐÇĐNDEKĐLER TEŞEKKÜR... I ĐÇĐNDEKĐLER...II TABLO LĐSTESĐ... IV ŞEKĐL LĐSTESĐ...V SĐMGE ve KISALTMALAR... VI ÖZET... VII ABSTRACT...VIII 1. GĐRĐŞ GENEL BĐLGĐLER Nekrotizan Enterokolit Epidemiyoloji Patofizyoloji Đmmatür Barsak Motilitesi ve Sindirim Đmmatür Barsak Dolaşım Regülasyonu Olgunlaşmamış Barsak Bariyer Fonksiyonu Anormal Bakteri Kolonizasyonu Đmmatür Barsak Đç Đmmunitesi Đnflamatuar Yanıt ve Sitokinler Predispozan Faktörler Klinik Tanı ve tedavi Tanı ve Tedavideki Đlerlemeler ve Sorunlar Korunma Rotavirüs Sınıflandırma Virusun Yapısı Patogenez Enterosit Harabiyetine Bağlı Olarak Gelişen Malabsorbsiyon Rotavirus Enterotoksini Enterik Sinir Sisteminin Uyarılması Barsak Motilitesi Đmmunoloji Bulaşma Hastalık Belirtileri Epidemiyoloji Tanı Rotavirus Enfeksiyonunun Ekonomik Yükü Korunma GEREÇ ve YÖNTEMLER Örneklerin Alınması ve Çalışma Yöntemi Đstatistiksel Analiz BULGULAR TARTIŞMA SONUÇLAR...62 II

5 KAYNAKLAR...65 ÖZGEÇMĐŞ...80 EKLER...81 III

6 TABLO LĐSTESĐ Tablo No: Sayfa No: Tablo 1. NEK te Bell evrelemesi Tablo 2. NEK ten korunmak için olası önlemler Tablo 3. Grup A rotaviruslarının yapısal ve yapısal olmayan proteinlerinin yeri ve fonksiyonu Tablo 4. Çalışma kapsamına alınan hastalarda değerlendirilecek natal ve postnatal özellikler Tablo 5. Çalışma kapsamında takip edilen hastalarda incelenen laboratuar parametreleri Tablo 6. Grupların demografik özellikleri Tablo 7. Grupların laboratuvar değerleri Tablo 8. Gruplarda IL 6, 8 ve TNF-α değerleri Tablo 9. Grup 1 de (NEK) Rotavirus pozitif ve Rotavirus negatif olgularda IL 6, 8 ve TNF-α nın 0. ve 48. saat değerleri IV

7 ŞEKĐL LĐSTESĐ Şekil No: Sayfa No: Şekil 1. Nekrotizan enterokolit (NEK) patofizyolojisi... 5 Şekil 2. Đmmatür barsak bariyer fonksiyonu... 7 Şekil 3. Anormal bakteri kolonizasyonu... 9 Şekil 4. Barsak epitel hücrelerinde nükleer faktör κappa B sinyalizasyonu yolu...11 Şekil 5. Đmmatür barsak iç immünitesi...12 Şekil 6. Nekrotizan enterokolitte önerilen tedavi şekli...16 Şekil 7. Rotavirus 11 segmentli çift zincirli genomik RNA nın (dsrna) poliakrilamid jel elektroforezindeki görünümü...22 Şekil 8. Rotavirusun şematik gösterimi...23 Şekil 9. Grupların gebelik yaşlarının dağılımı...40 Şekil 10. Grupların yatış süresi yönünden karşılaştırılması...41 Şekil 11. Grupların mekanik ventilatör tedavi süreleri...42 Şekil 12. Gruplara göre prokalsitonin değerleri...44 Şekil 13. IL 6 değerlerinin 0. ve 48. Saat değerlerinin gruplara göre dağılımı...46 Şekil 14. IL 8 değerlerinin 0. ve 48. Saat değerlerinin gruplara göre dağılımı...47 Şekil 15. TNF-α değerlerinin 0. ve 48. Saat değerlerinin gruplara göre dağılımı...48 Şekil 17. NEK olgularında 48. saat IL 8 düzeyleri ile Rotavirusun ilişkisi...50 V

8 SĐMGE ve KISALTMALAR CDC CRP ÇDDA EGF IL I-kB ĐVK L-FABP MAMPs MBS MMP NEK NF-κВ NO PAF PAF-AH PDA PRRs RDS ROP RRV-TV RT-PCR SGLT TLR TLP TNF-α YYBÜ : Centers Disease Control : C-reaktif protein : Çok düşük doğum ağırlıklı : Epidermal growth factor, epidermal büyüme faktörü. Barsakta yağ asidi bağlayıcı protein : Đnterlökin : Đnhibitör faktör kapa-b : Đntraventriküler kanama : Karaciğerde yağ asidi bağlayıcı protein : Microbial-associated molecular patterns : Mide bağırsak sistemi : Matriks metalloproteinazlar : Nekrotizan enterokolit : Nükleer faktör kappa B : Nitrik oksit : Platelet aktive edici faktör, trombosit aktive edici faktör : Platelet aktive edici faktör-asetilhidrolaz, trombosit aktive edici faktör asetilhidrolaz : Patent duktus arteriyozus : Pattern recognition receptors : Respiratuar distres sendromu : Retinopathy of prematurity, preterm retinopatisi : Rotashield rhesus rotavirus tetravalan vaccine : Reverse transkripsiyon polymerase chain reaction : Sodyum bağımlı glukoz taşıyıcı : Toll-like receptor, toll-like reseptör : Triple-layered particle : Tümör nekroz faktörü-alfa : Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi VI

9 ÖZET Nekrotizan Enterokolitli Olgularda Rotavirüs Enfeksiyonlarının Rolü ve Sitokinlerle Đlişkisi Amaç: Nekrotizan enterokolit patogenezinde Rotavirus enfeksiyonunun rolü ve interlökin 6, interlökin 8 ve tümör nekroz faktör alfa ile ilişkisinin araştırılması. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmadaki çalışma grubu (Grup 1), Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi nde nekrotizan enterokolit şüphesi veya tanısıyla izlenmekte olan hastalardan, kontrol grubu (Grup 2) ise benzer postnatal yaşta, başka nedenlerle yatmakta olan hastalardan oluşturuldu. Nekrotizan enterokolit olguları modifiye Bell kriterlerine göre evrelendi. Gaita örneklerinde Latex yöntemi ile Rotavirus antijeni araştırıldı. Đnterlökin 6, 8 ve TNF α değerleri, 0. ve 48. saatlerde alınan serum örneklerinde mikro ELISA yöntemi ile tespit edildi. Gruplar klinik ve laboratuvar özellikleri yönünden karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışma grubuna alınan 31 hasta ile, kontrol grubuna alınan 30 hasta prospektif olarak incelendi. Gruplar arasında cinsiyet, doğum ağırlığı ve intrauterin büyüme açısından anlamlı fark yoktu. Nekrotizan enterokolitli hastaların gebelik süreleri, kontrol grubundakilerden anlamlı şekilde daha kısa, hastanede yatış daha uzun bulundu (sırasıyla p=0,031, p=0,007). Rotavirus pozitifliği nekrotizan enterokolitli hastalarda % 41,9 iken, kontrol grubunda % 6,7 idi (p=0,001). Gaitada Rotavirus tespit edilen olgularda, tespit edilemeyenlere göre nekrotizan enterokolit gelişme olasılığı 10 kat fazla bulundu. Rotavirus pozitif olan nekrotizan enterokolit olgularından % 38,5 i evre I, % 53,8 i evre II, % 7,7 si evre III olgular idi. Grup 1 de IL 6 nın 0. saat ve 48. saat değerleri, Grup 2 nin 0. saat ve 48. saat değerlerinden düşük bulundu (0. saat için p=0,448 ve 48. saat için p=0.016). Rotavirus pozitif nekrotizan enterokolitli hastalarda IL 6 ın 0. ve 48. saat değerleri, Rotavirus tespit edilemeyenlere göre daha düşük bulundu (0. saat için p=0,609 ve 48. saat için p=0,017). Grup 1 de IL 8 in 0. saat ve 48. saat değerleri, Grup 2 deki değerlere oranla istatistiksel olarak anlamlı ölçüde yüksek idi (0. saat için p=0,000 ve 48. saat için p=0,023). Nekrotizan enterokolitli hastalarda, Rotavirus pozitif olgularda interlökin 8 0. saat ve 48. saat değerleri, Rotavirus tespit edilmeyen nekrotizan enterokolit olgulardaki IL 8 in 0. saat ve 48. değerlerine göre yüksek tespit edildi (sırasıyla p=0,007 ve p=0,004). Nekrotizan enterokolitli hastalarda TNF-α nın 0. saat ve 48. saat değerleri, kontrol grubuna göre yüksek bulundu (0. saat için p=0,516 ve 48. saat için p=0,048). Grup 1 de Rotavirus pozitif olgularda TNF-α 0. ve 48. saat değerleri Rotavirus negatif olguların değerlerinden hafif yüksek bulundu (sırasıyla p=0,352 ve p=0,880). Sonuç: Nekrotizan enterokolit, prematüre yenidoğanlarda önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. Nekrotizan enterokolitli olgularda yüksek oranda Rotavirus pozitifliği saptanması; Rotavirus pozitif NEK li olgularda IL 6 düzeylerinin düşmesi, IL 8 ve TNF-α düzeylerinin yükselmesi, bu hastalığın patogenezinde Rotavirusun rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Rotaviruslara bağlı nekrotizan enterokolit olgularının prognozları daha iyi olmakla beraber, salgınlara yol açabilen virusa karşı önlem alınması, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde sağkalımın artması yönünden olumlu katkı sağlayacaktır. Anahtar kelimeler: nekrotizan enterokolit; Rotavirus; sitokinler; yenidoğan; prematürite VII

10 ABSTRACT The Role of Rotavırus Infection in Necrotısıng Enterocolitis and Potentıal Associatıon with Cytokins Purpose: To evaluate the role of Rotavirus infection and asociation with interleukin 6, interleukin 8 and tumour necrosis factor alpha in the pathogenesis of necrotising enterocolitis. Materials and Methods: The study group (Group 1) included patients who were followed-up with the suspect or diagnosis of necrotising enterocolitis at University of Çukurova School of Medicine, Newborn Intensive Care Unit. A control group (Group 2) was formed with neonates of similar postnatal age, hospitalized for other reasons. Necrotising enterokolitis cases were staged according to modified Bell s criteria. Stool samples were tested with Latex agglutination for Rotavirus antigen. Micro ELISA test was used for detection of interleukin 6, 8 and tumour necrosis factor alpha in the serum, obtained at initial diagnosis and 48 hours following diagnosis. Both groups were compared by means of clinical and laboratory features. Results: Thirty one patients with necrotising enterocolitis and 30 control patients were prospectively analyzed. No significant difference between groups by means of gender, intrauterine growth and birth weight was detected. In necrotising enterocolitis cases, gestational age was significantly lower and hospital stay was significantly longer (p=0.031 and p=0.007, respectively). Rotavirus was detected in 41.9% of necrotising enterocolitis patients and 6.7% of controls (p=0.001). The risk of necrotising enterocolitis increased 10 times by Rotavirus infection. Of Rotavirus positive patients in Group 1, 35.5% had stage I, 54.8% had stage II, and 9.7% had stage III necrotising enterocolitis. Interleukin 6 values of Group 1 patients at initial and 48 hours, were lower than the values of the Group 2 patients (p=0.448 and p=0.016 respectively). In Rotavirus positive necrotising enterocolitis patiens, interleukin 6 at initial and 48 hours were lower than Rotavirus negative necrotising enterocolitis patients (p=0.609 and p=0.017 respectively). Initial and 48 hours values of interleukin 8 were significantly higher in Group 1 than Group 2 (p=0.000 and p=0.023 respectively). In Rotavirus positive necrotising enterocolitis patiens, interleukin 8 at initial and 48 hours were significantly higher than Rotavirus negative necrotising enterocolitis patients (p=0.007 and p=0.004 respectively). Tumour necrosis factor alpha values of Group 1 patients at initial and 48 hours, were higer than the values of the Group 2 patients (p=0.516 and p=0.048 respectively). In necrotising enterokolitis patients, for tumour necrosis factor alpha, both initial values and 48 hours values were higher in Rotavirus positive cases than Rotavirus negative cases (p=0.352, p=0.880 respectively). Conclusions: Necrotising enterocolitis is a common cause of mortality and morbidity in preterm infants. In Rotavirus associated decrease in IL 6 and the increase in IL 8 and TNF-α, shows that Rotavirus can play a major role in the pathogenesis of the disease. Besides Rotavirus associated necrotising enterocolitis cases have better prognosis, prevention for the virus that can cause epidemies, will provide an important contribution for enhanced survival at newborn intensive care units. Key words: necrotising enterocolitis; Rotavirus; cytokin; newborn; prematurity VIII

11 1. GĐRĐŞ Nekrotizan enterokolit (NEK) sıklıkla prematüre yenidoğanları etkileyen ağır bir mide-barsak sistemi hastalığıdır. Her 1000 canlı yenidoğandan 1-3 ünü etkilemektedir. 2 Bu önemli hastalığın patogenezi tam olarak bilinmemekle birlikte, çok etkenli bir hastalık olduğu düşünülmektedir. Patogenezde rol oynayan başlıca önemli etkenler; hipoksi, iskemi ve yeniden kanlanma hasarı, olgunlaşmamış mide barsak sistemi, iltihabi mediatörler, hastalık yaratan mikroorganizmaların varlığı ve ağızdan beslenmenin başlamasıdır. Vazokonstriktör metabolitlere bağlı olan intestinal iskemi tüm nekrotizan enterokolitlerdeki ortak yoldur. En belirgin lezyon koagulasyon ve iskemik nekrozdur. Klinik bulgular sepsise benzemektedir. Kabul görmüş etkin bir koruyucu strateji yoktur. Tanı ve tedavisi zordur. Yüksek mortalite ve morbidite ile seyreden bir hastalıktır. 1,2 Günümüzde destek tedavi ve cerrahi tedavilerin gelişimi sonucunda ölüm oranı düşme eğiliminde olmasına rağmen halen % 28 civarındadır. Hastalığın erken tanısı ve önlenmesi ile ilgili çalışmalar devam etmektedir. 3 Nekrotizan enterokolitte erken dönemde klinik, radyolojik, laboratuvar bulgular hastalığa özel olmadığından tanı koymak zordur. Nekrotizan enterokolitin, çok daha sık rastlanan sepsisten ve daha hafif seyreden prematüre yenidoğanın barsak dismatüritesinden ayrılması gerekmektedir. Laboratuvar yöntemleri ile ayırıcı tanının erken dönemde gerçekleştirilmesi açısından elastaz, lökosit esteraz, miyeloperoksidaz, tümör nekroz faktörü-alfa (TNF-α) gibi birçok parametrenin araştırılması öne sürülmüş olmakla beraber, bu parametrelerin büyük kısmının hastalığa özgü olmadığı görülmüştür. Halen, NEK in erken tanısında hastalığa özgü güvenilir bir göstergeye ihtiyaç vardır. 4 Bazı araştırmacılar, NEK in patogenezinde enfeksiyöz ajanların merkezi bir rol üstlendiklerini ve NEK in, normal veya hasar görmüş barsağı tutan enfeksiyöz bir hastalık olduğunu, çeşitli bakterilerin ve virüslerin bu hastalıkta rol oynayan primer ajanlar olduğunu ileri sürmüşlerdir. 4 Ayrıca NEK in patogenezinde bakterilerin rolünü destekleyen deliller de tespit edilmiştir. Örneğin NEK, YYBÜ de zaman zaman epidemiler şeklinde ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda hastalık görülen yenidoğanlarda aynı enfeksiyon ajanı etken olarak tespit edilmiştir. Hastalığın bulaşmasını engellemeye yönelik önlemlerin alınması sonucunda epideminin sona erdiği görülmektedir. 1

12 Epidemiler sırasında hastalardan ve hastalara bakım verenlerden alınan örneklerde aynı mikroorganizmalar üremektedir. Bilinen herhangi bir risk faktörü taşımayan bebeklerde de NEK gelişebilmektedir. 2 Çoğu NEK olgusu sporadiktir. Epidemiler sırasında etkilenen bebeklerin klinik özellikleri sporadik olgulardan farklıdır. Bu bebeklerde sporadik olanlara göre daha yüksek Apgar skoru ve doğum ağırlığı ile daha az perinatal komplikasyon ve daha düşük ölüm oranı bildirilmiştir. Yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin hasta döngülerinin yüksek olması nedeniyle NEK epidemisi riski yüksektir. Nekrotizan enterokolit epidemilerine neden olan spesifik bir mikroorganizma tespit edilememiştir. 1,2 Nekrotizan enterokolitin kendine özgü özellikleri olan ödem, koagulasyon nekrozu ve kanama, iltihabi bir cevap sonucunda meydana gelir. Nekrotizan enterokolit patogenezinde rol oynadığı düşünülen iltihabi mediatörler arasında trombosit aktive edici faktör (PAF), TNF-α ve interlökinler (IL 1, IL 6, IL 10, IL 12 ve IL 18) yer almaktadır. 3 Literatürde, NEK li hastalarda Rotavirus enfeksiyonlarının rolü ile ilgili sadece birkaç çalışma bulunmaktadır. 2,4 Bu çalışmada NEK li hastalarda Rotavirus enfeksiyonları ile interlökin düzeylerinin patogenez ve klinik seyir üzerindeki rolü araştırılacaktır. 2

13 2. GENEL BĐLGĐLER 2.1. Nekrotizan Enterokolit Nekrotizan enterokolit (NEK), prematüre yenidoğanlardaki en önemli gastrointestinal sistem acillerindendir. Etyolojisinde birçok faktörün rol oynadığı ve patogenezi tam olarak aydınlatılamamış bir hastalıktır. Prematürite, hipoksi, enteral beslenme ve gastrointestinal bakteri kolonizasyonu etyopatogenezde sorumlu tutulmuş olan etkenlerdendir. Nekrotizan enterokolit, genellikle tek tek olgular halinde görülmekle birlikte, salgınlar da bildirilmiştir ve bu nedenle enfeksiyon ajanları da suçlanmıştır. Vazokonstiktör metabolitlere bağlı olan intestinal iskemi tüm nekrotizan enterokolitlerdeki ortak yoldur. En belirgin lezyon koagülasyon ve iskemik nekrozdur. Klinik bulguları sepsise benzer. Kabul görmüş etkin bir koruyucu strateji yoktur. Tanı ve tedavisi zordur. Yüksek mortalite ve morbiditeye sahip bir hastalıktır. 1, Epidemiyoloji Nekrotizan enterokolit gelişiminde rol oynayan demografik ve klinik risk faktörlerini tanımlayabilmek için çok sayıda olgu kontrollü çalışma yapılmış ve prematürite ile düşük doğum ağırlığının en sık kaydedilmiş risk faktörleri olduğu görülmüştür. Hastalık gelişen bebeklerden % 90 ından fazlası prematüredür. Hastalık gelişme riski doğum ağırlığı ve gestasyonel yaş ile ters orantılıdır. Obstetrik ve yenidoğan bakımındaki ilerlemeler daha küçük ve daha immatür bebeklerin sağkalım oranlarını arttırmaktatır. Bu nedenle NEK açısından risk altında bulunan populasyon genişlemektedir. 3,4 Doğum sonrası dönemde görülen bir hastalık olması nedeniyle ölü doğan bebeklerde görülmez. Beslenmemiş olanlarda nadirdir; NEK gelişen bebeklerin % 90 ından fazlasında enteral besin alma öyküsü vardır. Formül mama ile beslenen bebekler, anne sütü alanlara oranla 3 ila 10 kat daha fazla risk altındadırlar. 5,6 Nekrotizan enterokolitin mortalitesi % arasında değişmektedir. Hastalık gelişme yüzdeleri ile cinsiyet arasında bir ilişki tanımlanmamıştır. Çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ölüm riski daha yüksek bulunmuştur. Siyah bebeklerde NEK gelişme riskinin artmış olduğu bildirilmiştir. 7,8 3

14 Olgular çoğunlukla tıbbi tedavi ile düzeldiği halde, yaklaşık % olguda cerrahiye gidiş bildirilmiştir. 5,9-11 Cerrahi ile birlikte fatalite oranı, düşük doğum ağırlığı ve düşük gestasyonel yaşta % 50 üzerine çıkmaktadır. Bu grup için mortalite altta yatan klinik durum ve cerrahi ile ilişkili olmakla birlikte cerrahi gerektiren bebeklerde yaranın kapanmaması, intraabdominal abse, intestinal darlık gibi komplikasyonlar mortalite ve morbidite üzerinde oldukça etkilidirler. Nekrotizan enterokolit için cerrahiye giden bebeklerde uzun dönemde bildirilen en ciddi komplikasyon kısa barsak sendromudur. 12 Hastalığa bağlı hospitalizasyon 100 canlı doğumda 1 bulunmuştur. Bunların % 67 si 1500 gram ve altında, % 27 si gramdır. 13,14 Pek çok NEK olgusu sporadik özelliktedir ve belirgin mevsimsel dağılım göstermez. Bununla beraber, zaman zaman salgınlar meydana gelebilmektedir. Bu epidemiler sırasındaki gözlemler, enfeksiyon ajanlarının etkisine dikkat çekmektedir. Epidemik NEK ile ilişkilendirilebilecek özgün birenfeksiyon ajanı bulunamamıştır. Salgınlar sırasında kan, gaita ve periton sıvısından sık rastlanılan enfeksiyon ajanları üretilmiştir. Salgınlar daha çok kalabalık servislerde ve bakıcılarda gastrointestinal sistem hastalığı oranı yüksek bildirilen servislerde olmuştur. 7 Zamanında doğan bebeklerde NEK, prematürlere göre daha nadir görülür. Klinik ve patolojik bulgular benzerdir ancak başlangıçtaki olaylar değişkendir. 10,15,16 Zamanında doğan bebeklerde NEK genellikle penitanal asfiksi, polisitemi, respiratuar distress sendromu (RDS) ve miyelo-meningosel ve konjenital kalp hastalığı gibi altta yatan bozukluklar ile birlikte görülür. 17,18 Erken tanınmaz ve tedavi edilmez ise, matür bebeklerde de prematürelere benzer mortalite ve morbidite oranları görülür. Sağ kalan çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerde nörogelişimsel, nörosensorial ve fonksiyonel engellilik riski yüksektir. Düzeltilmiş gestasyonel yaşı ay olan sepsisli ve NEK li hastalarda gelişme geriliği, serebral palsi, görme ve duyma bozuklukları için riskin artmış olduğu bildirilmiştir. 4,19-21 Hastalığın şiddetini ölçmek için cerrahi ihtiyacı belirleyici bir parametre olarak kullanılabilir. Yaklaşık 3000 aşırı düşük doğum ağırlıklı (1000gr altı) bebeklerle yapılan geniş bir çalışmada 245 inin hayatta kaldığı ve cerrahi olarak tedavi edilmiş bebeklerin hasta olmayanlara veya medikal tedavi edilmişlere göre düzeltilmiş ay gestasyonel yaşta daha belirgin olarak gelişim bozukluğu ve kötü nörogelişimsel prognoz gösterdikleri bulunmuştur. 20 4

15 Patofizyoloji Nekrotizan enterokolitin patofizyolojisinin çok az anlaşılabilmiş olmasına rağmen multifaktöriyel olduğu düşünülmektedir. 22 Gastrointestinal motilite, sindirim yeteneği, dolaşım sistemi, intestinal bariyer fonksiyonu ve immun savunma gibi hayati işlevlerdeki gelişim eksikliği nedeni ile prematüre bebekler yüksek risk altındadır. Bunun dışındaki olaya katkıda bulunan olası faktörler, hipoksik iskemik hasar, formül mamalarla beslenme ve patolojik bakteri kolorizasyonudur (Şekil 1). 3,23 Prematürite Barsağın olgunlaşmamış: Motilite ve sindirimi Dolaşım regülasyonu Bariyer fonksiyonu Đmmatür savunması Hipoksik-iskemik hasar? NEK Anormal bakteri kolonizasyonu Beslenme Şekil 1. Nekrotizan enterokolit (NEK) patofizyolojisi Đmmatür Barsak Motilitesi ve Sindirim Đmmatür barsak motilitesi ve sindirim prematüre bebeklerde NEK e zemin hazırlayabilir. Hayvan ve insan deneyleri gastrointestinal motilite gelişiminin gebeliğin 2. trimesterinin başında başladığını ve 3.trimesterde tamamlandığını göstermiştir. 24,25 Đntestinal motiliteyi konu alan çalışmalar, prematüre bebeklerin zamanında doğanlara 5

16 göre olgunlaşmamış motilite davranışı gösterdiğini ancak enteral beslenmenin bu cevapları olgunlaştırdığını göstermiştir. 26,27 Đnsan ve hayvanlardaki çalışmalar fetal hipoksi veya perinatal asfiksinin ileride postnatal intestinal motiliteyi azalttığını gösterdiğinden, maternal-fetal hastalıklar (intrauterin gelişim kısıtlanmasını içeren) immatür motiliteye katkıda bulunabilir. 24,28 Bozulmuş intestinal motiliteye ilaveten prematüre bebeklerde henüz besinleri sindirme ve emme yeteneği gelişmemiştir. Tam olarak sindirilmemiş moleküller de barsak hasarına katkıda bulunabilir. Bu şekilde besinlerin bozulmuş sindirimi ve uzamış transit zamanı immatür konak ve bariyer savunması ile birlikte barsak hasarına neden olabilir. 29, Đmmatür Barsak Dolaşım Regülasyonu Hipoksik iskemik hasar NEK patogenezinde rol oynayabilir. Olası mekanizma; dalma refleksi olarak da adlandırılan kan akımının daha az vital organlardan tercihen kalp ve beyine gitmesidir. Hastalık esas olarak prematürelerde görülsede, NEK gelişen term bebeklerde siyanotik konjenital kalp hastalığı veya post by-pass cerrahisi gibi hipoksik veya iskemik durumların birlikteliği saptanmıştır. 17,18 Yıllardır NEK üzerindeki bilimsel araştırmalar hayvanlardaki hipoksik ve/veya iskemik hasarı konu almıştır. Đnsanlara örnek olacak şekilde hipoksik iskemik stres barsak hasarına yol açabildiği halde, patogenezdeki bunun primer etken oluşu sorgulanmıştır. 22,31 Çalışmalarda prematürelerde erken beslenme, anormal intestinal kolonizasyon ve inflamatuar mediatörler ile asfiksi veya iskemide olduğundan daha güçlü bir ilişki gösterilmiştir. 32 Hipoksik iskemi NEK patogenezisine katkıda bulunmakla birlikte, muhtemelen ikincil bir rol oynamaktadır. 33 Barsak dolaşımının immatür regulasyonu beslenme veya anormal bakteri varlığına cevap olarak intestinal hipoksiye yol açacaktır. Đskemi veya hemerojiye cevap olarak immatür hayvanlarda dolaşım regulasyonunun bozulduğunu gösteren çalışmalar olduğu gibi olmadığını belirten çalışmalar da vardır. 34,35 Azalmış endotelyal NO üretimi prenatalden postnatale geçerken prematür intestinal dolaşımda bozulmuş bir geçişe neden olabilir ve iskemik yaralanmaya zemin oluşturabilir. 31,36 6

17 Olgunlaşmamış Barsak Bariyer Fonksiyonu Eğer intestinal epitelyal bariyerin yapısal veya biyokimyasal komponentinden biri bile tam gelişmemişse bakteriler daha derin dokulara geçebilir ve inflamasyona neden olabilir. Đntestinal floradaki bakteriler intestinal epitel ile birlikte simbiyotik yaşayarak potansiyel patojenlere karşı koruyucu özellik oluştururlar. 37,38 Đntestinal epitel 10. gebelik haftasında oluşan sıkı bağlantı kompleksleri ile birleşmiştir. 39,40 Tam gelişen intestinal epitelyal bariyer; küçük iyonlara seçici geçirgenlik gösterir; besin maddelerinin emilimine ve iki yönlü sıvı akımının kontrolüne izin verir. Küçük iyonların epitel katmanından hareketini selektif olarak kontrol eden enterositler klor iyonları ve su sekresyonunu (sekretuar diare) kullanarak istenmeyen patojenleri veya toksinleri barsak lümeninden yıkarlar. Fetal intestinal sekresyon ve absorbsiyon ammiotik sıvının etkisi altında gebeliğin 26. haftasından doğuma kadar yavaş yavaş olgunlaştığı için bu fonksiyonlar prem bebekte tam gelişmemiştir. 41 Bu nedenle patojenler veya toksinler prematüre bebeğin intestinal lümeninden etkin şekilde uzaklaştırılamayabilir (Şekil 2). Đmmatür barsak bariyer fonksiyonu Đmmatür sekresyon ve emilim Goblet hücrelerinden immatür müsin salınımı Paneth hücre sayısında azalma Đmmatür sekretuar diyare Artmış barsak geçirgenliği Artmış bakteri tutunması Azalmış defensin salınımı Barsaktaki patojenler veya toksinlerin uzaklaştırılamaması Azalmış antimikrobiyal aktivite? Azalmış proinflamatuar aktivite? Azalmış sekretuar diyare? Şekil 2. Đmmatür barsak bariyer fonksiyonu Prematüre bebeklerde goblet hücreleri de olgunlaşmamış olabilir. Özelleşmiş enterositler musin sekrete ederek intestinal mukoza üzerinde kalın bir koruyucu tabaka 7

18 meydana getirir. Bu mukus tabakası direkt mikrobiyal epitelyal bağlanmayı etkiler. Yapışan bakterileri agregatlar haline getirir ve bakterilerin uzaklaştırılmasını sağlar. 40 Musin genlerinin gelişimsel ekspresyonu barsak boyunca değişir ve gebeliğin haftaları arasında erişkin ekspresyonuna (davranışına) benzer. 42 Đmmatür musin tabakası artmış barsak geçirgenliği ve artmış bakteri yapışmasına neden olarak intestinal epitelyal bariyerin bozulmasına ve patojenik ve nonpatojenik uyaranlar ile hasara yatkınlığa yol açar (Şekil 2). Pretmatüre bebeklerde epitelyal bariyerin düzgün çalışamayan bir başka özelliği ise biyokimyasal savunma mekanizmalarıdır. Đnce barsak kriptlerinin tabanında yerleşmiş olan özelleşmiş sekretuar enterositler olan paneth hücreleri bakteriyel populasyonların yapısını ve dağılımını düzenleyebilen küçük antimikrobial peptitler (emici enterositlercede salınır) lizozim ve fosfolipaz A 2 sekrete eder. 43,44 Đntestinal hücreler tarafından üretilen iki önemli antimikrobiyal peptit grubu defansinler ( ve β) ve kathelicidinlerdir. Paneth hücreleri defansinleri mikrobiyal uyarıya cevap olarak salgılarlar. Đntestinal epitelyal hücreler esas olarak β defansinleri salgılarlar. Bazı hücreler proinflamatuar uyarıya cevap olarak defansinlerin expresyonunu düzenleyebilirler. Bu antimikrobiyal peptitler bakterileri, virüsleri, mantarları, protozoları ve spiroketleride içeren geniş bir mikroorganizma grubuna karşı biyoaktiviteye sahiptir (Şekil 2). 45,46 Đn-vitro çalışmalarda bazı antimikrobiyal peptitlerin proinflamatuar hücre olarak rol oynadığı gösterilmiştir. Bu peptitler, sitokin sekrete ederek immun hücreleri organize etmektedirler. Đnce barsak kriptlerini istenmeyen patojen ve toksinlerden temizledikleri düşünülmektedir. 47,48 Defansin ve kathelicidinin konak immun mekanizmalarını nasıl düzenlediğinin daha iyi anlaşılması ile NEK patogenezinin daha iyi anlaşılması mümkün olacaktır. Paneth hücrelerinden defansinin nasıl salındığı insan ve farelerde yapılan deneylerde gösterilmiştir. 49,50 Prematür bebeklerin barsaklarında paneth hücre sayısı ve defansin ekspresyonu erişkinlere göre daha düşüktür. Ayrıca NEK nedeni ile cerrahi geçirmiş bebeklerin patoloji spesmenlerinde yüksek sayıda paneth hücresi ve defansin transkripti olduğu halde paneth hücrelerinde defansin miktarı kontrol grubuna göre daha azdır. ve defansin kodlanmasındaki gelişimsel bozukluklar bu bebeklerdeki düşük peptit düzeylerini veya bu bebeklerin NEK e yatkınlıklarını açıklamaktadır. 8

19 Prostoglandinler intestinal bariyerin yapılanmasında rol oynar. Bir prostoglandin inhibitörü olan indomatezin ile barsağın spontan perforasyonu arasındaki ilişki tespit edilmiştir. 51 Enterositler tarafından salgılanan nitrik oksidin aşırı salınımının intestinal bariyeri bozduğuna ve NEK e eğilim yarattığına dair bulgular vardır. 52, Anormal Bakteri Kolonizasyonu Đntestinal floradaki yararlı bakteriler, memeli barsağı ile simbiyotik olarak etkileşir ve bariyer işlevi, sindirim ve damarlanmanın düzenlenmesinde önemli olan genlerin ekspresyonunda rol oynar. Yakın zamanda patojenik bakteri - konak etkileşimleri daha net bir şekilde anlaşılmıştır iyi tanımlanmıştır (şekil 3). 54,55 Anormal bakteri kolonizasyonu Azalmış barsak flora bakterileri Azalmış bariyer fonksiyonu? Azalmış sindirim yeteneği? Azalmış anjiyogenez? Azalmış antiinflamatuar aktivite Şekil 3. Anormal bakteri kolonizasyonu Yakın zamanda, patojenik bakteri konak etkileşimleri daha net bir şekilde anlaşılmıştır. Konak hücrelerine patojenik bakteri uyarısının microbial-associated molecular patterns (MAMPs) yolundan alınan sinyallerin pattern recognition receptors (PRRs) ailesi tarafından nükleer faktör kappa B (NF-кB) ileti yolu gibi proenflamatuar, proapopitotik ve antiapopitotik cevapları uyarmak için çeşitli yollara iletmesi ile olduğu saptanmıştır. 55 Normalde yenidoğan bağırsağı, intrauterin dönemde MAMPs ile karşılaşmaz. Doğumla birlikte normal floranın bağırsağa yerleşmesi sonucu MAMPs ile karşı karşıya gelir. NEK in intrauterin dönemde oluşmaması NEK patogenezinde anormal bakteri 9

20 kolonizasyonunun rolü olabileceğini düşündürmektedir. Đn vivo olarak doğum öncesi ve sonrası gelişimde özgül olmayan bağışıklık sisteminin ileti yollarının işlevsel durumu hakkında kısıtlı veri vardır. Ancak bağırsakta bakterilerin yerleşmesi ve çoğalması özgülolmayan bağışıklık sisteminin olgunlaşmasını etkiliyor olabilir 22,55 (Şekil 4). Sonuç olarak preterm yenidoğanlarda görülen aşırı enflamasyonun, yararlı bakterilerin yetersiz veya değişmiş kolonizasyonu ve iltahabi yolakların bakterilerce baskılanmasının azalması nedenleriyle oluştuğu düşünülmektedir. Çalışmalar ÇDDA lı yenidoğanlarda Enterobacteriaceae ile kolonizasyonunun olağandışı olduğunu ve dışkıların erken dönemde ile kolonizasyonunun da daha sonraki dönemlerde NEK gelişmesiyle ilişkili olabileceğini tespit etmişlerdir. 55 Preterm yenidoğanlar YYBÜ e yatırıldıktan hemen sonra antibiyotik tedavisi aldıkları ve sürekli nozokomiyal flora ile temasta oldukları için patolojen bakterilerle karşılaşma ve bağırsak kolonizasyon riskleri artmıştır. Ayrıca Salmonella, Escherichia coli gibi patojenik uyaranların, olgunlaşmamış bağırsak epitelyum hücrelerinde aşırı proenflamatuar cevap oluşturdukları saptanmıştır. 56,58 Bazı algılama reseptörlerinin olağandışı ekpresyonunun da preterm yenidoğanların bağırsaklarının bakteriyel kolonizasyona cevap verme şeklini etkiliyor olabileceği düşünülmektedir. Sıçanlarda bağırsak epitel hücreleri strese bağlı artan platelet aktive edici faktör (PAF) etkisiyle toll-like reseptör 4 ün (TLR-4) ekspresyonunu artırır. Çalışmacılar gelecekte TLR-4 ün ekspresyonunun artmasının hayvan modellerinde NEK in nasıl geliştiğini açıklayabileceğini ummaktadır. 56 Floradaki yararlı bakteriler, inflamatuar yolları inhibe edebilir ve homeostezisin devamına katkıda bulunabilir. Geniş bir flora bakterisi spektrumunun intestinal epitelde büyük NF-kB sinyal yolunu inhibe ederek inflamatuar yolları azalttığına dair invitro deneyler yapılmıştır. 57,58 10

21 Şekil 4. Barsak epitel hücrelerinde nükleer faktör κappa B sinyalizasyonu yolu. Pattern recognition reseptörleri (PRR), nükleer faktör κappa B(NF-κB) yi inhibitöründen ayırma yoluyla aktive edici sinyalleri iletirler. Nükleer faktör κappa B, nükleusa girerek proenflamatuar ve antiapopitotik genleri aktive eder. MAMP: microbial- associated molecular patterns Đmmatür Barsak Đç Đmmunitesi Barsak epitelindeki mukozal ödem koagulasyon nekrozu ve kanama ile karakterize NEK e neden olan inflamatuar yanıtı uyarır. 22,59 (şekil 5) NEK patogenezinde rol alan inflamatuar mediatörler PAF, TNF alfa ve interlokinlerdi (IL 1,6,8,10,12,18). 56,60 Đnflamasyon, lökositleri potensiyel patojenlere karşı defansa çeken ve hasarlanmış dokudan ilk yanıtın oluşmasını sağlayan çok sıkı düzenlenmiş ve programlanmış bir konak yanıtıdır. Đnflamatuar cevap, nötrofilden salınan oksidanların ve proteazların serbest kalması ile oluşan hasara neden olur. Bu moleküler bariyer hasarı normalde epitelyal bariyeri geçemeyen mikroorganizmaların fırsatçı geçişine izin verir. Bu organizmalar daha sonra proinflamatuar aktivasyonu ve doku hasarını uyarır. 61,62 Bazı in-vitro çalışmalarda; immatür intestinal hücrelerin, patojenik uyarıya karşı abartılı inflamatuar cevaplar verdikleri gösterilmiştir. NF-kB inhibitörü olan inhibitör 11

22 faktör kappa-b nin (I-kB) gelişimsel eksik ekspresyonun daha büyük NF-kB aktivitesine yol açtığı bilinmektedir. Bu modelde, immatür veya anormal PRR sinyalinden kaynaklanmış olabilen abartılı inflamatuar cevap, artmış hücresel inflamasyona ve kontrol edilemeyen doku hasarına yol açabilir. Toll-like reseptör 4 gibi belli PRR lerin anormal ekspresyonunun abartılı intestinal proinflamatuar cevaba yol açabileceğini düşünülmektedir. Bu hipoteze göre, hipoksi ve formül mama gibi strese maruziyete yanıt olarak intestinal epitelyal TLR-4 ün anormal upregülasyonu, normal bakteriyel kolonizasyona yanıtta artmış inflamatuar uyarıya neden olmaktadır. 56 Đmmatür barsak iç immünitesi Abartılı inflamasyon? Zayıf inflamatuar yanıt Fırsatçı enfeksiyon? Artmış barsak hasarı? Artmış apoptozis? Bakteriyel aşırı çoğalma Barsak bariyer hasarı Şekil 5. Đmmatür barsak iç immünitesi Hastalığın patofizyolojisi ile ilgili bir başka olası mekanizma da azalmış inflamatuar uyarının bakteriyel aşırı çoğalmaya neden olmasıdır. Prematüre bebeklerde inflamatuar yolların aktive olmasındaki yetmezlik, antiapoptotik sitoprotektif faktörlerin uyarılmasını engelleyebilir. Barsak enterositlerinin NF-κB aktivasyonu yönünden yoksun olduğu farelerde, geçici hipoksiye cevap olarak epitelyal apoptozis meydana gelir. 63 Bu şekilde, inflamatuar yanıtın gelişimsel immatüritesi, hücreler çevresel strese maruz kaldığında apoptozise yatkınlığı artırabilir. Konağın sağlığı, doku hasarı ve klinik 12

23 sekele neden olan abartılı proinflamatuar aktivasyon ve mukozayı kontrolsüz bakteriyel çoğalmaya maruz bırakan ve hasara açık bırakan yetersiz inflamasyon arasındaki dengeye bağlıdır. 64 Bir NEK fare modelinde erken apoptozisin hastalığın patogenezinde rol oynadığı gösterilmiştir. 65 Đn-vivo aşırı veya hipoaktif inflamasyonun patogenezde önemli bir role sahip olup olmadığıdının bilinmesi gerekmektedir. Farklı klinik senaryolarda veya patogenezin farklı evrelerinde her ikisi de önemli olabilir. Epitelyal hasar bir kez tetiklenip başladığında, inflamasyon, NEK benzeri lezyonlara neden olabilir Đnflamatuar Yanıt ve Sitokinler Sitokinler, nötrofil kemotaksisi, Ig A salınımını, epitel hücre çoğalması ve farklılaşması ve mukoza hasarı onarımı gibi olaylarda etkinlik göstermektedir. Hasarlanmış barsak epitel hücrelerinden ve aktif hale gelmiş nötrofillerden salınarak, NEK patogenezinde rol oynadığı gösterilmiş olan bu sitokinler platelet aktive edici faktör (PAF), tümör nekroz faktör alfa (TNF-α), nitrik oksit (NO), interlökinler (IL) 1, 6, 8, 12 olarak bildirilmiştir. Bu sitokinler lokal ve sistemik olarak artarlar ve doku hasarının meydana gelmesinde ve barsak mukoza hasarının artmasında önemli rol oynarlar. 52, Predispozan Faktörler Đlk aşamada, intestinal bakteri ve virüslerin zararlı aktiviteleri, bakteriyel oluşumun artması veya mukozal hasar gelişmesi ve bireyin savunmasının değişmesini takiben gelişen mukozal bariyerin bozulması intestinal iskemi ile sonuçlanabilir. Bu ardışık iki faktör NEK gelişiminin habercisidir. Sistemik iskemik hasarı gösterilmiş birçok bebekte NEK olgusunun teşhis edilebilir iskemik yollarla ilişkili olmadığı gösterilmiştir. Tek başına prematürite ile barsak bütünlüğünün bozulmasının sebebi bilinmemektedir. Đntestinal mukozadaki hasarlanmalar sinerjik faktörler yüzünden olabilir. Sistemik şokta ve hipoksiye yanıtta, kan böbrekler ve intestinal sistemden kalbe ve beyne doğru şant oluşturur. Uzun süren intestinal iskeminin sebebi sürekli mukozal hasar, vasküler trombozdur. Umblikal ve venöz kateterizasyon ve kan değişimi de dahil olmak üzere 13

24 girişimler NEK ile ilişkli iskeminin sebebi olabilir. Respiratuar distres, apne, asfiksi, hipotansiyon, polisitemi gibi perinatal faktörler hipoksi sebebi olabilir. Fetal stres, şok ile ilişkili uzamış erken membran rüptürü, maternal enfeksiyonlar da bu bebeklerde sıklıkla gözlenir. Buna rağmen, hiçbir risk faktörü içermeyen bazı bebeklerde de NEK gelişebilmektedir. Diyetin de mukozal hasar ile ilişkili olabildiği düşünülmektedir. Nekrotizan enterokolit, özellikle intraluminal hiperozmolar formül mamalarla beslenen bebeklerde yaygın olarak görülmektedir. Nekrotizan enterokolitin nadiren de olsa beslenmeden öncede ortaya çıkabildiği bilinmektedir Klinik Klasik triad; abdominal distansiyon, biliyer kusma ve kanlı gaitadır. Otuzdört gestasyonel haftadan büyük olan yenidoğanlarda genellikle yaşamın ilk haftasında ortaya çıkar. Ancak, 30 gestasyonel haftadan küçük doğanlarda 2. ve 4. haftalara kadar görülmesi gecikebilir. Etkilenmiş term yenidoğanlar genellikle sistemik hastalığı olanlardır. Nekrotizan enterokolitte hem GĐS bulguları hem de sistemik bulgular meydana gelir. 68 Hastalığın görüldüğü yaş genellikle doğumdaki gestasyonel yaşla ters orantılıdır, miyadında doğanlarda genellikle ilk birkaç gün içinde meydana gelir. 69 Klinik tablo non-spesifik olduğu için, bu bulgularla başvuran yenidoğanlarda NEK ten önce sepsisten şüphelenilmelidir. Başlangıç semptomları yavaş ilerleyen beslenme intoleransı, hafif sistemik belirtilerdir. Hastalığın ilerleyen zamanlarında fulminan sistemik kollaps ve tüketim koagülopatisi ortaya çıkar. Klinik bulgular; esas olarak gastrointestinal bulgularla seyreden hafif bir hastalık olabileceği gibi, ani başlangıçlı ve fulminan seyirli dolaşım yetmezliği, respiratuar ve metabolik asidoz, gaitada gross kan, DIC ve multiorgan yetmezliği ile giden şiddetli hastalık tablosu şeklinde kendini gösterebilmektedir. 68 Şiddetli olgularda intestinal perforasyon, peritonit ve şok görülebilir de Bell ve arkadaşları, NEK li hastalar için tek tip bir evreleme sistemi geliştirmişlerdir. Olguları Evre I (şüpheli), Evre II (belirgin), Evre III (ileri) hastalıklı olarak sınıflamışlardır (Tablo 1). 70 Nekrotizan enterokolit tanı ve tedavi klavuzu bu kriterlere göre hazırlanmıştır. 14

25 Tablo 1. NEK te Bell evrelemesi I. Şüpheli hastalık Hafif sistemik bulgular (apne, bradikardi, ısı düzensizliği) Hafif barsak bulguları (abdominal gerginlik, midede artıklar, kanlı gaita) Non-spesifik veya normal radyolojik bulgular II. Belirgin Hastalık Hafif şiddetli sistemik bulgular Đlave barsak belirtileri (barsak sesleri yokluğu, abdominal gerginlik) Özel radyolojik bulgular (pnömotozis intestinalis, portal vende gaz) Laboratuvar değişiklikler (metabolik asidoz, trombositopeni) III. Đleri hastalık Şiddetli sistemik hastalık Đlave barsak bulguları (ileri abdominal distansiyon, peritonit) Şiddetli radyolojik bulgular (pnömoperiton) Đlave laboratuar değişiklikler (metabolik ve respiratuar asidoz, DIC) Tanı ve tedavi Klinik olarak NEK ten şüphelenildiği zaman, tanıyı doğrulamak ve tedaviye yardımcı olmak için radyolojik ve labaratuvar incelemeler yapılmalıdır (Şekil 6). Hastalık bulguları için seri filmler (supin anteroposterior) incelenir. Horizontal görüntüde serbest hava görüntülenebilir (supin lateral veya sol aşağı dekubit). Erken non-spesifik bulgular yaygın distansiyon ve asimetrik barsak gaz paternidir. Kesin bulgular ise, pnömotozis intestinalis (intramural hava) ve portal vende havadır. Đntramural hava subserozal olduğu zaman pnömotozis lineer görüntüye sahipken, submukozal olduğunda balonsu görüntüsü vardır. Submukozal intramural gaz gaita ile karışabilir, ancak 2 haftadan küçük bebeklerde kolonda gaita görüntüsü nadirdir. Takip eden filmler (gaitanın hareketini veya balonsu pnömotozisin sabit görüntüsünü gösteren) ve prone filmler, intramural gaz ve gaitayı ayırt etmede yardımcı olur. Portal venöz gaz, karaciğer üzerine uzanan çizgisel dallanmış parlaklıklar olarak görülür, lateral filmlerde ve ultrasonda tespit edilir. 71,72 Ayrıca hastalığın ilerlemesini takip etmek için, özellikle de bebek tedaviye yanıt vermez ya da kötüleşirse, seri filmlere baş vurulur. Nekrotizan enterokolitte hiçbir laboratuvar inceleme tanısal özellikte değildir ancak hematolojik çalışmalar ve biyokimyasal parametreler tanıyı desteklemektedir 15

26 (Şekil 6). Ağır veya düzelmeyen trombositopeni, nötropeni, koagulopati veya asidoz şiddetli hastalığın göstergeleridir. 22,73 Seri CRP incelemeleri takipte yararlıdır, Pourcyrous ve ark, evre I NEK i ileus ve benign pnömotozisten ayırt etmede başarıyla kullanmışlardır. Dirençli şekilde yüksek seyreden CRP nin darlık, abse gibi komplikasyonların veya cerrahi olarak araştırma ihtiyacının habercisi olduğunu göstermişlerdir. 74 NEK için klinik şüphe Barsak istirahati Orogastrik aspirasyon Kültür alımıantibiyotikler Seri radyografi Hematolojik tetkikler, kan biyokimyası Klinik destek I. Şüpheli hastalık Tıbbi tedavi (Kliniğe göre karar verilir) II. Belirgin hastalık 7-14 gün tıbbi tedavi III. Đlerlemiş hastalık Yoğun kardiyovasküler ve solunum desteği Cerrahi açısından değerlendirme Cerrahi endikasyonları Radyolojik bulgular: Pnömoperitoneum Persistan fikse boğum Portal vende hava Asit Laboratuar bulguları: Şiddetli trombositopeni Şiddetli nötropeni Şiddetli asidoz Şekil 6. Nekrotizan enterokolitte önerilen tedavi şekli Nekrotizan enterokolitten şüphelenildiği zaman, oral alım kesilir ve barsak dinlendirilir. Orogastrik aspirasyon ile barsak dekompresyonu yapılır ve kültürler 16

27 alındıktan sonra geniş spektrumlu antibiyotikler başlanır. Özellikle pnömoperitoneumdan şüphelenilir veya doğrulanırsa anaerobik etkinlik mutlaka gözetilmelidir. Tanı kesinleşene kadar hasta yakından takip edilmelidir. Destek tedavi, klinik olarak ihtiyaç olduğunda kardiyovasküler desteği (pressörler, volüm), pulmoner desteği (oksijen, ventilasyon) ve hematolojik desteği (kan ürünleri transfüzyon) içerir. Eğer klinik seyir, radyolojik ve laboratuar testlerin sonuçları NEK veya Bell Evre I hastalık şüphesini devam ettirirse, tedavinin süresine klinik değerlendirme ile karar verilir. Eğer belirgin NEK veya Bell Evre II hastalık bulunursa, medikal tedavi şiddetli hastalık için izlem devam ettirilerek 7-14 gün sürdürülür. Eğer Bell Evre III hastalıktan şüphelenilirse, yoğun kardiyovasküler ve respiratuar destek sağlanmalıdır ve cerrahi olarak araştırma gerekebilir. Barsak perforasyonunun göstergesi olan pnömoperitoneum cerrahi için tek belirgin endikasyon olduğu için ameliyat kararını vermek güçtür. Bununla beraber, bazı radyolojik bulgular (persistan fikse loop, portal vende gaz, asit veya asimetrik barsak dilastansiyonuna ilerleyen yaygın barsak distansiyonu) ve laboratuar özellikler (şiddetli trombositopeni, nötropeni veya asidoz) da cerrahi araştırma gerektiren ağır hastalığı işaret edebilir. Önceden inanılanın aksine portal vende gaz, tek başına ağır hastalığın bulgusu olmayabilir. 11,75,76 Neonatologlar NEK tanı ve tedavisinde radyolojik incelemeleri klinik bulgularla, laboratuar incelemelerle ve radyoloji ve cerrahi konsültasyonlarıyla paralellik içinde değerlendirmelidirler Tanı ve Tedavideki Đlerlemeler ve Sorunlar Bazı bebeklerde hastalık öyle akut ve şiddetli seyirli olur ki, mortalite ve morbidite en iyi tedaviye rağmen engellenemez. Erken hastalık için bir biyolojik marker tanımlanması erken tanı ve tedaviye olanak sağlayacaktır; ancak henüz bulunamamıştır. Semptomatik bebeklerin serumlarında IL 8, IL 10 ve IL 1 reseptör antagonisti gibi belli sitokinlerin yüksek konsantrasyonlarına rastlanmıştır. 77 Karaciğer ve barsakta yağ asidi bağlayıcı proteinlerin (sırasıyla L-FABP ve I-FABP) serum konsantrasyonlarının da NEK için belirleyici olarak kullanılabileceğine dair çalışmalar vardır. 77,78 L-FABP konsantrasyonları, daha sonra Evre I NEK tanısı almış bebeklerde semptomların başlangıcında yüksektir ve takiben Evre III NEK gelişen bebeklerde de I-FABP düzeyleri yüksektir. Semptomların başlangıcından önce kullanılabilecek başka belirleyicilerin tanımlanması erken tanı ve daha iyi klinik sonuçlar sağlayacaktır. 17

28 Nekrotizan enterokolit tanısında batın filmlerinin yanısıra ultrasonografi gibi daha duyarlı ve kesin görüntüleme yöntemleri kullanılabilir. Ultrason, portal gaz, nekrotik barsak gibi grafilerde kolay tespit edilemeyen bulguların tespitinde kullanılabilir. Doppler ultrason, cerrahi gerektiren barsak nekrozunu saptamada abdominal filmlerden daha duyarlıdır, ayrıca rutin abdominal ultrason erken NEK i ekojenik noktalar ve yoğun granüler ekojenitelerin varlığından tanıyabilmek için önemlidir. 79,80 Nekrotizan enterokolitin, hastalığın ilerlemesini önleyecek şekilde tıbbi tedavisindeki yeni yaklaşımlar konusunda yeni pek fazla bilgi yoktur. Aksine, cerrahi tedaviyle yoğun şekilde ilgilenilmektedir. Laparatomiye alternatif olarak peritoneal drenaj yapma fikri halen net değildir ve araştırılmaktadır. Rezeksiyon ve primer anastomoz konusunda da çalışmalar sürmektedir Korunma Nekrotizan enterokolit için geliştirilen önlemler ÇDDA bebeklerde kısa ve uzun dönem sağkalım, morbidite ve mortalite oranları üzerinde doğrudan etkilidir (Tablo 2). Đnsan sütü ile besleme ve koruyucu besleme yöntemleri özellikle yüksek riskli bebeklerde hastalığın insidansını azaltabilir Bununla beraber, bir vericiden alınan sütün bebeğin kendi annesinin sütü kadar koruyucu olup olmadığı konusunda fikir birliği yoktur. 85 Antenatal steroidler, Ig A desteği, arjinin desteği, eritropoetin ve oral antibiyotikler de NEK insidansı veya şiddetini azaltabilir. 86,87 Diyet barsak gelişimi ve savunmasında önemli rol oynamakta ve epidermal büyüme faktörü ve poliaminler gibi diyetteki besin olamayan maddeler barsakta epitelyal büyümeyi uyarmaktadırlar. Glutamin, arjinin, omega-3 yağ asitleri gibi bazı besinlerin proinflamatuar aktiviteyi etkisizleştirdiği bilinmektedir. Bu nedenle barsak atrofisi ve bozulmuş inflamatuar yanıta neden olan barsak dinlenmesi yerine trofik besinlerin verilmesi pek çok kişi tarafından savunulmaktadır. Trofik besinler prematür bebeklerde sindirim enzimlerinin aktivitesini, sindirim hormonlarının salınımını ve intestinal kan akımı ile sindirim motilitesini arttırır. Ayrıca, erken dönemde trofik besin verilen bebekler verilmeyenlerle karşılaştırıldığında daha iyi beslenme toleransları olduğu, büyümelerinin daha iyi olduğu, hastanede kalış sürelerinin daha az olduğu ve sepsis sıklığının az olduğu görülür. 88,89 Dahası, erken trofik besinler gelişmekte olan NEK e yatkınlığı 18

29 arttırmazlar. 90,91 Bununla beraber, prematüre bebeklerde en iyi besleme stratejisini ortaya koymuş bir çalışma henüz yoktur. Tablo 2. NEK ten korunmak için olası önlemler Anne sütü Antenatal steroidler Ig A desteği Genel Koruyucu beslenme Araştırma gereken Arjinin desteği Eritropoetin Trofik beslenme Oral antibiyotik probiyotikler Bakteriyel kolonizasyon pek çok barsak hastalığının seyrini etkileyebildiğinden, probiyotikler umut vaat eden bir tedavi olarak görülmektedir. Probiyotikler, beslenme dışında sağlığa katkıda bulunan, belli sayının üzerinde sindirime uğrayan canlı mikroorganizmalardır. 92 Tedavide sıklıkla kullanılan mikroorganizmalar laktobasiller, bifidobakterium ve saccharomycestir. Probiyotiklerin NEK insidansı ve şiddetini azalttığı klinik çalışmalarla gösterilmiştir. 93,94 Yaygın kullanım önerilmeden önce bu etkiyi kanıtlamak için uzun takipli geniş serilere ihtiyaç vardır. Bazı hasta gruplarında probiyotik kullanımının sonucu olarak yaygın hastalık görüldüğü bildirilmiştir ancak, bu veri henüz ÇDDA bebeklerde doğrulanmamıştır. Bir başka olası önlem ise yararlı flora bakterilerinin çoğalmasına olanak veren uzun zincirli karbonhidratlar, müsinler gibi sindirilemeyen diyet ürünleri olan prebiyotiklerin kullanımıdır. 95 Öncü çalışmalarda prebiyotik (% 90 kısa zincirli galaktooligosakkarit, % 10 uzun zincirli fruktooligosakkarit) içeren formülle beslenen preterm bebeklerde kontrol formül ile beslenenlere göre gaitada artmış Bifidobakterium kolonizasyonu va azalmış patojen bakteri kolonizasyonu gösterilmiştir. Ayrıca, prebiyotik tedavisi konağın immün sistemi üzerinde de olumlu bir etkiye sahiptir. 96 Prebiyotikler canlı mikroorganizma içermediği için, probiyotik tedavisine göre daha 19

30 düşük enfeksiyon riski taşımaktadırlar. Bununla beraber, prebiyotik tedavinin şişkinlik, diyare gibi istenmeyen geri dönüşlü yan etkileri vardır. 95 Araştırılmakta olan bir başka tedavi yöntemi ise, kolonda yararlı flora bakterilerince kompleks karbonhidratların katabolizması sonucu üretilen kısa zincirli bir yağ asidi olan bütirik asit gibi postbiyotikler veya bakteriyel metabolitlerdir. Bütirat kolon enterositleri için ana enerji kaynağıdır ve barsak gelişimi ve farklılaşması, inflamatuar baskılanma ve apoptozisinde oynadığı yaygın olarak bilinen fakat net anlaşılamamış bir rolü vardır. 97,98 Bütirat ve diğer küçük moleküllü ürünler, normal floranın (ve bazı ekzojen probiyotik ve prebiyotiklerin) bazı yararlı etkilerini meydana getirmektedir ve güvenli bir alternatif tedavi stratejisi olabilir. Bütirat, inflamatuar barsak hastalıklarında kısıtlı başarı ile kullanılmıştır 99 ancak yenidoğanda henüz çalışma yoktur. Flora bakterilerinin diğer ürünleri barsak sağlığını düzeltici koruyucu etkiler yapabilir. 100,101 Prematüre bebeklerde NEK önlenmesi ve tedavisi için probiyotikler (canlı veya inaktif), prebiyotikler veya alternatf bazı medikal veya cerrahi tedavilerin etkinliği ve güvenilirliğinin bilinmesi gerekmektedir. Prematürite ve düşük doğum ağırlığı hastalığın en önemli risk faktörleridir. Yenidoğanlarda NEK i önlemede en önemli etkiyi sorunlara yönelen stratejiler gerçekleştirecektir Rotavirüs Rotavirus, bütün dünyada yeni doğan ve küçük çocuklarda görülen gastroenteritlerin en yaygın ve tek önemli sebebidir. Her yıl yaklaşık 2 milyon çocuk gastroenterit sebebiyle kaybedilmektedir ve bu ölümlerin kadarı rotavirus gastroenteritine bağlıdır. 102 Çocuklarda rotavirus infeksiyonunun klinik spektrumu asemptomatik infeksiyondan ölüme sebep olan dehidratasyonla seyreden ciddi diyareye kadar değişmektedir. Rotavirus infeksiyonunda ciddi diare sıklığı diğer etkenler ile olan gastroenteritlerdekine göre daha fazladır. Rotavirus 5 yaşın altında özellikle 6-24 ay arası çocuklarda en yüksek insidasta sahiptir. 103 Đnsanda sadece grup A, B ve C rotavirus infeksiyonların görülmektedir. En yaygın görülen grup A rotavirus infeksiyonları ağır bebek gastroenteritlerinin % ine sebep olur. Đnsan grup A rotavirus suşları arasında en az 10 G genotipi (G1-G6, G8-G10, G12) ve 9 P genotipi (P[3], P[4] ve P[8] gibi) bulunmaktadır. Dünyadaki epidemiyolojik 20

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir.

*Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. * *Hijyen hipotezi, astım, romatoid artrit, lupus, tip I diabet gibi otoimmün hastalıkların insidansındaki artışı açıklayan bir alternatiftir. *Bu hipotez, memelilerin evrimsel geçmişlerinin bir parçası

Detaylı

Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma

Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma Çok Düşük Doğum Ağırlıklı Preterm Bebeklerde Lactobacillus Reuteri'nin Fungal Profilakside Kullanımı: Randomize Kontrollü Bir Çalışma Mehmet Yekta Öncel, Sema Arayıcı, Fatma Nur Sarı, Gülsüm Kadıoğlu Şimşek,

Detaylı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı

Probiyotik suşları. Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Probiyotik suşları Prof Dr Tarkan Karakan Gazi Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı İnsan ve bakteri ilişkisi İnsan vücudundaki bakterilerin yüzey alanı = 400 m 2 (Tenis kortu kadar) İnsandaki gen

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir.

*Barsak yaraları üzerine çalışmalarda probiyotikler, yaraların iyileşmesi ve kapanması amaçlı test edilmiştir. * *Aşılama öncesinde ve beraberinde probiyotik kullanma veya aşının içine serokonversiyon oranını arttıracağına inanılan suşların eklenmesi ilgili çalışmalar son birkaç yılda hızla artmıştır. *Şimdiye

Detaylı

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD

Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Prof.Dr.Kemal NAS Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon AD, Romatoloji BD Kronik enflamatuar hastalıklar, konak doku ve immun hücreleri arasındaki karmaşık etkileşimlerinden

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu

Normal Mikrop Florası. Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Normal Mikrop Florası Prof.Dr.Cumhur Özkuyumcu Vücudun Normal Florası İnsan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan, insana zarar vermeksizin hatta bazı yararlar sağlayan mikroorganizma topluluklarına vücudun

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ?

PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ? 1 PREMATÜRE BEBEKLERDE OKSİDATİF HASARI ÖNLEMEDE HANGİ LİPİD SOLÜSYONU DAHA ETKİLİ; SMOFLIPID Mİ, CLINOLEIC Mİ? Hilal Özkan, Nilgün Köksal, Bayram Ali Dorum, Fatma Kocael, Yeşim Özarda İlçöl, Cengiz Bozyiğit,

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

Çocukta Kusma ve İshal

Çocukta Kusma ve İshal Tanım Çocukta Kusma ve İshal Dr. Hasan Kaya Acil Tıp AD Akut gastroenterit 24 saat içinde 3 ten fazla ya da anne sütü ile beslenen bebeklerde her zamankinden daha sık ve daha sulu dışkılamadır. Yenidoğan

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir

Detaylı

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ

CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ CANDİDA İLE UYARILMIŞ VAJİNAL VE BUKKAL EPİTEL HÜCRELERİNİN SİTOKİN ÜRETİMİ Emine Yeşilyurt, Sevgi Özyeğen Aslan, Ayşe Kalkancı, Işıl Fidan, Semra Kuştimur Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği

NEONATOLOJİDE YENİLİKLER. Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği NEONATOLOJİDE YENİLİKLER Doç. Dr. Esra Arun ÖZER Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Kliniği Preterm bebeklerde NEK in önlenmesinde probiyotikler Meta-analiz Probiyotiklerin etkileri GIS in

Detaylı

İSHAL AKUT İSHALDE HEMŞİRELİK BAKIMI. Akut İshal. 14 günden kısa sürer. Dehidratasyona yol açar (ölüm nedenidir) Malnütrisyonu kolaylaştırır.

İSHAL AKUT İSHALDE HEMŞİRELİK BAKIMI. Akut İshal. 14 günden kısa sürer. Dehidratasyona yol açar (ölüm nedenidir) Malnütrisyonu kolaylaştırır. AKUT İSHALDE İSHAL Dışkının normalden daha fazla su içermesi SULU DIŞKILAMA 24 saatte 3 ya da daha fazla sayıda sulu dışkılama 20.04.2016 2 Akut İshal İshal gelişmekte olan ülkelerde önemli bir morbidite

Detaylı

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler

Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler Yenidoğan Sepsisi Tanı ve Tedavisinde Son Gelişmeler Dr Uğur DİLMEN Dr Ş Suna OĞUZ Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı EAH Yenidoğan Kliniği, Ankara E-mail ugurdilmen@gmail.com 1 Yenidoğan sepsisinde yüksek

Detaylı

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013

VIII. FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU BÖLÜM ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 ULUSAL TANI VE TEDAVİ KILAVUZU 2013 FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ VIII. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KALITSAL FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU FAKTÖR XII EKSİKLİĞİ Dr. M. Cem Ar ve THD Hemofili Bilimsel

Detaylı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Hematoloji ve Kemik İliği Transplantasyon Hastalarında Rektal Kolonizasyon ve Bakteriyemi İlişkisinin Araştırılması Asiye Karakullukçu 1, Mehtap Biçer 2, Gökhan Aygün 1 Şeniz Öngören 3, Cem Ar 3, Elvin

Detaylı

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE

TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ..Dr. Ömer ERDEVE TABURCULUK SONRASI REHOSPİTALİZASYON VE NEDENLERİ.Dr. Ömer ERDEVE Rehospitalizasyon - TANIM Kim? Ne kadar süre boyunca? Hangi düzey ünite? Maliyet? Mortalite ve morbidite üzerine etkisi? Rehospitalizasyon

Detaylı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Tanım Amniyotik sıvı, plasenta ve/veya decidua nın infeksiyonu -Klinik koryoamniyonit

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet Chapter 10 Summary (Turkish)-Özet Özet Vücuda alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda ortaya çıkan obezite, günümüzde tüm dünyada araştırılan sağlık sorunlarından birisidir. Obezitenin görülme

Detaylı

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI

ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI ÇOCUKLARDA İDRAR YOLU ENFEKSİYONLARI (TANI&GÖRÜNTÜLEME) DOÇ.DR. DENİZ DEMİRCİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÜROLOJİ ANABİLİM DALI Uriner enfeksiyon Üriner kanal boyunca (böbrek, üreter, mesane ve

Detaylı

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ

T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu. Burcu EKMEKÇİ T.C Uludağ Üniversitesi Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu Burcu EKMEKÇİ PROBİYOTİKLER, DOST CANLILAR Probiyotikler Nedir? Probiyotik kelimesi Yunanca da pro bias yani yaşam için olan anlamına gelmektedir.

Detaylı

ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları

ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları Ankara, 28 Şubat 2010 PEDİATRİDE İNVAZİF MANTAR İNFEKSİYONU İÇİN RİSK GRUPLARI

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

Hücre Zedelenmesi. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin Hücre Zedelenmesi Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin Hastalık bilimi anlamına gelen patoloji hastalıkların altında yatan hücre, doku ve organlarda meydana gelen yapısal ve fonksiyonel değişiklikleri inceler

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Doç. Dr. Meral Yüksel Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Programı meralyuksel@gmail.com

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI

ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI ÇEKİRDEK EĞİTİM PROGRAMI Tıp Fakülteleri Mezuniyet Öncesi İmmünoloji Eğitim Programı Önerisi in hücre ve dokuları ilgi hücrelerini isim ve işlevleri ile bilir. Kemik iliği, lenf nodu, ve dalağın anatomisi,

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ

DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DR. SAMİ ULUS ÇOCUK HASTANESİ ONKOLOJİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HEMANJİOMLU OLGULARIN EPİDEMİYOLOJİK DEĞERLENDİRMESİ DUYGU DÜZCAN KİLİMCİ,GÜRSES ŞAHİN,ŞULE TOPAL,BURÇAK BİLGİN,ŞULE YEŞİL,GÜLŞAH TANYILDIZ,ALİ

Detaylı

Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi

Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi Yrd. Doç. Dr. Cuma MERTOĞLU Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Gestasyonel

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı

Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım. Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Nonimmun Hidrops Fetalis Tanı ve Yaklaşım Prof. Dr. Acar Koç Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Sıklık: 1 / 2500 4000 NIHF Tanı Kriterleri: Ascit Plevral efüzyon

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci

SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci SEPSİSTE YENİ TANIMLAMALAR NE DEĞİŞTİ? Doç. Dr. Murat Hakan Terekeci Sepsis enfeksiyona bağlı oluşan günümüzde sık karşılaşılan ve ciddi mortalitesi olan bir durum. -Yaşlı nüfus sayısında artma -İmmünbaskılı

Detaylı

KOLŞİSİN TEDAVİSİNİN DENEYSEL NEKROTİZAN ENTEROKOLİT MODELİNDE KORUYUCU ETKİSİ

KOLŞİSİN TEDAVİSİNİN DENEYSEL NEKROTİZAN ENTEROKOLİT MODELİNDE KORUYUCU ETKİSİ KOLŞİSİN TEDAVİSİNİN DENEYSEL NEKROTİZAN ENTEROKOLİT MODELİNDE KORUYUCU ETKİSİ Sadık Yurttutan, Ramazan Ozdemir, Fuat Emre Canpolat, Mehmet Yekta Oncel, Hatice Germen Unverdi, Bülent Uysal, Ömer Erdeve,

Detaylı

The Fetal Medicine Foundation

The Fetal Medicine Foundation Erken Term Dönemde İntrauterin Büyüme Geriliği Olan Fetuslarda Neonatal Asidozu Öngörmede Orta Serebral Arter Tepe Akım Hızı ve Serebroplasental Oranın Kullanımı Rauf Melekoğlu Ayşe Gülçin Baştemur Sevil

Detaylı

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon

Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Yoğun Bakımda Nörolojik Resüsitasyon Dr.Canan Aykut Bingöl Yeditepe Üniversite Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Kardiak Arrest 200 000-375 000 kardiak arrest/yıl (ABD) %20 spontan dolaşım sağlanıyor

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARI VE SÜRVEYANS

HASTANE ENFEKSİYONLARI VE SÜRVEYANS HASTANE ENFEKSİYONLARI VE SÜRVEYANS Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı İÇERİK Sürveyansın tanımı Amaçlar CDC Hastane enfeksiyonu

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 2 3 4 ANTİRETROVİRAL TEDAVİ HIV eradiksayonu yeni tedavilerle HENÜZ mümkün değil

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği

Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği Kronik Zeminde Akut Karaciğer Yetmezliği Prof. Dr. Birol ÖZER Başkent Üniversitesi Gastroenteroloji Bilim Dalı 1. Türkiye-Azerbaycan Ortak Hepatoloji Kursu, İstanbul, 2015 Tanım Kronik karaciğer hastalığı

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

Açılış Konuşması. Binlerce çalışma var ama nelere dikkat etmeliyiz?

Açılış Konuşması. Binlerce çalışma var ama nelere dikkat etmeliyiz? Açılış Konuşması Son 15-20 yılda, bağırsak florasının insan sağlığı üzerindeki önemi anlaşıldı Bu nedenle; bakteri kolonizasyonumuzu fayda sağlayacak şekilde değiştirme fikri ve çalışmaları hızla arttı..

Detaylı

MS TE BESLENME VE EGZERSİZ. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu

MS TE BESLENME VE EGZERSİZ. Dr. Özlem Taşkapılıoğlu MS TE BESLENME VE EGZERSİZ Dr. Özlem Taşkapılıoğlu «Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun.» MS te beslenme hakkında mitler-gerçekler «Daha fazla fiziksel aktivite ve egzersiz, daha az oturma süresi!»

Detaylı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı

PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı PREMATÜRE RETİNOPATİSİ Dr Alparslan ŞAHİN Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Tanım Prematüre bebeklerde retina damarlarının gelişim bozukluğu ile karakterize bir hastalıktır.

Detaylı

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar

İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar Aysun Manisalıgil, Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Anabilim Dalı Hücre ve Moleküller

Detaylı

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 GİRİŞ Demir ilaçları anemi tedavisinde (özellikle gebelerde ve çocuklarda) En sık 6 yaş altı çocuklarda

Detaylı

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri

Salmonella. XLT Agar'da Salmonella (hidrojen sülfür oluşumuna bağlı olarak siyah) ve Citrobacter (sarı) kolonileri Enterobacteriaceae İnsan sağlığı açısından en önemli bakteri ailesidir. Doğal ortamları insan ve hayvan bağırsaklarıdır. Tipik klinik semptomlarla seyreden hastalığın (tifo, basilli dizanteri, veba) etkeni

Detaylı

2009 AFYONKARAHİSAR ÖNSÖZ. Sonsuz saygı, sevgi ve teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim.

2009 AFYONKARAHİSAR ÖNSÖZ. Sonsuz saygı, sevgi ve teşekkürlerimi sunmayı borç bilirim. 2009 AFYONKARAHİSAR ÖNSÖZ Bu çalışmada, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi Ahmet Necdet Sezer Uygulama Araştırma Hastanesi nden ve Zübeyde Hanım Doğum ve Çocuk Hastanesi nden; gastrenteritli çocuklardan

Detaylı

Bütün vücudumuzda, derimizin üzerinde, ağzımızda mikroplar bulunur;

Bütün vücudumuzda, derimizin üzerinde, ağzımızda mikroplar bulunur; Prebiyotikler Bütün vücudumuzda, derimizin üzerinde, ağzımızda mikroplar bulunur; İnce bağırsaklardaki bakteri sayısı mideden fazla; ancak besin, sindirim suları ve safrayla birlikte hızla akıp gittiği

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya Gebelikte diyabet taraması Prof. Dr. Yalçın Kimya Gestasyonel diyabet İlk defa gebelik sırasında saptanan diyabet Diagnosis and classification of diabetes mellitus. Diabetes Care 2010;33(Suppl 1):S62 9.

Detaylı

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ *Aysun Çakır, *Hanife Köse,*Songül Ovalı Güral, *Acıbadem Kadıköy Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bruselloz Brucella cinsi bakteriler tarafından primer olarak otçul

Detaylı

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD

İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD İntestinal Mikrobiyota Nedir? Ne yapar? Dr. Taylan Kav Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD En iyi mikrop ölü mikrop (mu)? Vücudumuzdaki Mikroplar Bakteriler Mantarlar Virüsler Bakterilerle

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

PERİTON DİYALİZİNDE ENFEKSİYÖZ KOMPLİKASYONLAR

PERİTON DİYALİZİNDE ENFEKSİYÖZ KOMPLİKASYONLAR PERİTON DİYALİZİNDE ENFEKSİYÖZ KOMPLİKASYONLAR Peritonit (en sık) PD-ilişkili enfeksiyonlar Çıkış yeri enfeksiyonu Tünel enfeksiyonu PERİTONİT TANISI Diyalizat sıvısında hücre sayısı > 100/mm³ ( > %50

Detaylı

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği 2010-2011 Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği Mehmet Ceyhan, Eda Karadağ Öncel, Selim Badur, Meral Akçay Ciblak, Emre Alhan, Ümit Sızmaz Çelik, Zafer Kurugöl,

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON Ali ŞENGÜL MEDICALPARK ANTALYA HASTANE KOMPLEKSİ İMMÜNOLOJİ BÖLÜMÜ Organ nakli umudu Beklenen Başarılı Operasyonlar Hayaller ve Komplikasyonlar?

Detaylı

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları

Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları [Çocuklarda Akılcı İlaç Kullanımı] Pediatriye Özgü Farmakoterapi Sorunları Ayşın Bakkaloğlu Hacettepe Üniversitesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Pediatrik Nefroloji Ünitesi İlaç Metabolizması Esas organ

Detaylı

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ

DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ DOĞUMSAL KALP HASTALIĞI OLAN YENİDOĞANLARDA ERKEN DÖNEM PROGNOZ Müşerref KASAP, Özge ALTUN KÖROĞLU, Fırat ERGİN, Demet Terek, Mehmet YALAZ, Reşit Ertürk LEVENT, Yüksel ATAY, Nilgün KÜLTÜRSAY Ege Üniversitesi

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL)

BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL) BASİLLİ DİZANTERİ (SHİGELLOZİS) (KANLI İSHAL) TANIMI Shigella türü bakterilerde meydana gelen;karekteristik belirti ve bulguları olan,ilium ve kolonun akut enfeksiyonudur.basilli ve amipli dizanteri olmak

Detaylı

GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI

GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI GASTROENTERİT YAPAN VİRUSLAR VE ENFEKSİYON OLUŞTURMA MEKANİZMALARI GASTROENTERİT YAPAN VİRÜSLER Viral gastroenteritler fekal oral yolla bulaşmaları nedeniyle, alt yapı yetersizliği bulunan gelişmekte olan

Detaylı

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi

Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi. Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Çocuklarda Akut Solunum Sıkıntısı Sendromu (ARDS) ve Tedavisi Tolga F. Köroğlu Dokuz Eylül Üniversitesi 1967: 18.07.2013 2 Tarihçe 1967 Acute Respiratory Distress in Adults 1971 Adult Respiratory Distress

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Ar. Gör. Dr. Abdullah Heybeci Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Saime Tuncer Prof.

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel

Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel Yrd. Doç. Dr. Duran Karabel İntrauterin Büyüme Geriliği (İUBG) Hesaplanan gebelik haftasında beklenen fetal ağırlığın 10. persentilden daha düşük olması Fetusun büyüme potansiyelini olumsuz yönde etkileyen

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

BOTULİNUM ANTİTOKSİN. Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği

BOTULİNUM ANTİTOKSİN. Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği BOTULİNUM ANTİTOKSİN Uzm. Dr. Ş Ömür Hıncal SBÜ Bağcılar EAH Acil Tıp Kliniği Tarihçe İlk olarak 1820 lerde Almanya da Sosisten zehirlenme Latince: Botulus (sosis) Bacillus Botulinus Patogenez C. botulinum

Detaylı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı İntestinal Atrezi Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı Barsağın bir segmentinin tamamen yokluğu veya barsak lümeninin tamamen tıkanması anlamına gelen intestinal atrezi, yenidoğan

Detaylı

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ

YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ YOĞUN BAKIM EKİBİNDE HEMŞİRE VE HASTA BAKIMI BURCU AYDINOĞLU HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ 2007 Yoğun Bakım Üniteleri Hasta bakımının en karmaşık Masraflı Teknoloji ile içiçe Birden fazla organı ilgilendiren

Detaylı

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER PSH 501 - Ruh Sağlığı ve Psikiyatri Hemşireliği Temelleri

Detaylı

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon

Multipl organ yetmezliği ve refrakter hipotansiyon SEPSİS S VE TANI KRİTERLER TERLERİ Orhan ÇINAR Yrd.Doç.Dr..Dr. GATA Acil Tıp T p Anabilim Dalı XI. Acil Tıp Güz Sempozyumu Samsun 2010 Epidemiyoloji ABD de yılda 750.000 hasta Her gün 500 ölüm %20-50 mortalite

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran

Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar Akseki, Dilek Taşkıran Yağlı Karaciğer (Metabolik Sendrom) Modeli Geliştirilen Sıçanlarda Psikoz Yatkınlığındaki Artışın Gösterilmesi ve Bu Bulgunun İnflamatuar Sitokinlerle Bağlantısının Açıklanması Oytun Erbaş, Hüseyin Sedar

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada

Detaylı

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Öğrenim Hedefleri; Şokun genel tanımını Şoktaki genel fizyopatoloji ve kompanzasyon

Detaylı

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ ÖĞRENİM HEDEFLERİ KOAH tanımını söyleyebilmeli, KOAH risk faktörlerini sayabilmeli, KOAH patofizyolojisinin

Detaylı

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül

Detaylı

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ Rumen mikroorganizmaların (bakteriler,protozoalar ve mayaların) bir denge içinde çalıştırdığı kusursuz bir makinedir. Yüksek et-süt verimi isterken bu hayvandaki

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı