CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER ATAKAN KARATAŞ

Transkript

1 CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER ATAKAN KARATAŞ

2 Kişilere Karşı Suçların Sınıflandırılması CezaKanunu, kişilereait hukukî varlıkveyamenfaatleri ihlâl edenve bu nedenle «kişilerekarşı suçlar» olarak adlandırılan suçları on başlık altındatoplamıştır. Bunlar; 1. Hayata Karşı Suçlar 2. Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar 3. İşkence veeziyet 4. Koruma, Gözetim, Yardım veya Bildirim Yükümlülüğününİhlâli 5. Çocuk Düşürtme, Düşürme veyakısırlaştırma 6. Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar 7. Hürriyete Karşı Suçlar 8. Şerefe Karşı Suçlar 9. Özel Hayatave Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar 10. Malvarlığına Karşı Suçlar» dır.

3 Hayata Karşı Suçlar 1- İnsan ÖldürmeSuçu Genel olarak insan öldürme, bir kimsenin kasıtlı veya taksirli birdavranışla ve hukuka uygunluk nedenlerinin müdahalesi olmaksızın başka bir kişinin hayatına son vermesidir. İnsan öldürme suçunun maddî konusu, bir başkainsandır. Ceza hukuku yönünden insan olma niteliği, doğumun tamamlandığı, yani ceninin anadan tamamen ayrıldığı anda başlar. Şüphesiz cenin, doğumun tamamlanması anma kadar da cezaî korumadan yararlanır. Ancak bu ana kadar cenineverilen zararlar adam öldürme suçunu değil, başka suçlan, örneğin çocuk düşürme suçunu oluşturur. Ölüm, beyin fonksiyonunun geriye dönemeyecek şekilde son bulmasıyla gerçekleşmektedir. İnsan öldürme suçunun maddî unsuru, üç unsurdan oluşmaktadır: Bir insan davranışı, bir sonuç ve ikisi arasında nedensellikbağı

4 2- Kasten İnsan Öldürme Suçu Hayata Karşı Suçlar TCK nın 81. maddesinde öngörülmüştür. Kasten insan öldürme suçu yönünden öngörülen ağırlaştırıcı nedenler suçun manevi unsurundan, hareketin biçiminden, kullanılan vasıtalardan, başka suçlarlaolan bağlantıdan, mağdurun niteliğinden veya fail ile mağdurarasındaki ilişkiden kaynaklanmaktadır. İnsan öldürme suçunu ağırlaştıran nedenler vardır; 1. Tasarlayarak İşlenmesi ( suç işleme kararı bir şarta bağlanmışsa kabul edilir.) 2. Canavarca hisle veya eziyet çektirerek işlenmiş olması Canavarca his (sırf öldürmek için öldürmek, silah denemek, zevk almak için öldürmek) İnsan öldürme suçunun eziyet çektirerek işlenmiş olduğunun kabul edilmesi için ölümün eziyetten ileri gelmesi şart değildir. Ancak eziyetin ölümde n önce olması gerekir. ölümden sonraki bu tür hareketler başka bir suçu, yani ölülere karşı işlenen suçu (TCK. m. 130) oluşturabilir. 3. İnsan öldürme suçunun yangın, su baskını, batıma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle işlenmiş olması (Genel tehlike yaratır.) 4. Üstsoy veya altsoydan ya da eşe veya kardeşe karşı işlenmiş olması 5. Gebe olduğu bilinen kadına karşı işlenmiş olması 6. Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmiş olması 7. İnsan öldürme suçunun bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla işlenmiş olması

5 2- Kasten İnsan Öldürme Suçu Hayata Karşı Suçlar 8. İnsan öldürmesuçunun çocuğayadabedenveyaruh bakımından kendini savunamayacak durumdabulunan kişiye karşı işlenmişolması (Buradaki «çocuk» deyiminden henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişi anlaşılır. «Beden veya ruh sağlığı bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiden ise, ileri yaşı, hastalığı, malullüğüyada ruhî veyafizikî güçsüzlüğü nedeniylekendisini koruyamazdurumda olan kişi anlaşılır.) 9. İnsan öldürmesuçununbir suçu işleyememektendolayı duyulan infialleişlenmiş olması 10. İnsan öldürmesuçununkan gütmesaikiyle işlenmişolması ( Kan Davası İntikam) 11. İnsan öldürmesuçununtöresaikiyleişlenmişolması ( Töre Cinayetleri Töreye Aykırı) Kasten insan öldürme suçlarına genel hafifletici nedenlerin uygulanabileceğinde kuşku yoktur. TCK., bu suç yönünden birde özel hafifletici neden öngörmüştür. Nitekim kasteninsanöldürme suçunun belli bir yükümlülüğün ihmâli suretiyle işlenmiş olması durumunda cezada indirim yapılıp yapılmaması mahkemenin takdirinebırakılmıştır

6 Hayata Karşı Suçlar 3- İntihara Yönlendirme Hukuk sistemimizdeintiharsuçdeğildir. Bu durum, biryandan intiharın başkaları ile ilişkili olmaması, diğer yandan da ceza politikası gerekleriyle, yani cezalandırmanın etkisizliği ile açıklanabilir. Ancak intihara başka biri sebep olmuşsa işlerdeğişir. Suçun maddi unsuru, başkasını intihara azmettirmek, teşvik etmek, başkasının intihar kararını kuvvetlendirmek veya başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etmekten ibarettir. Suç, maddede sayılan davranışların herhangi biriyle işlenebilir. Dolayısıylaseçimlik hareketli bir suç sözkonusudur. İntiharaazmettirmek tenmaksat, intiharetmeyidüşünmeyen bir kimseye intiharetme kararım verdirmek. Böylece intiharın ilk ve etkili psişik nedeninioluşturmak İntiharateşviketmek, intiharetmeyi düşünen, ancak henüz bu konuda kararvermemiş olan bir kimseyi bu kararı vermeyeyöneltmektir. İntiharkararını kuvvetlendirmek, intiharetmeyekararvermişolan bir kimseyi karar aşamasından intiharaşamasınageçmeye itmek, bu konuda etkili olmaktır. Başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etmek ise, daha ziyade intihar etmek isteyenemaddî yardımdabulunmayı,yani intihan fiilenveetkili bir biçimde kolaylaştırmayı ifade eder.

7 Hayata Karşı Suçlar 3- İntihara Yönlendirme Bu suç kasıtlı bir suçtur. Kastınvarlığı için failde başkasını intiharaazmettirmek, teşviketmekveya başkasının intiharına yardım etmek bilinç ve iradesinin bulunması gerekir ve yeterlidir. Failin saiki önemli değildir. İntiharın gerçekleşmesi ağırlaştırıcı nedendir. II. İntihara alenen teşvik İntihara teşvikin alenen olması gerekir.buradaki alenenteşviki, birçok kişinin önünde gerçekleştirilenteşvik olarak anlamak gerekir. Teşvikin konusu intihar olmalıdır. Ancak intiharın gerçekleşmiş olmasıgerekmez. III. İntihara zorlama İşlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan veya ortadan kaldırılan kişileri intihara sevk edenler, cebirveyatehditkullanmak suretiylekişileri intihara mecburedenlerkasten Öldürmesuçundan sorumlu tutulurlar. Failin cebir ve tehdit kullanmış olması gerekmez; isnat edilebilir olmayan kişiyi intihara şevketmiş olması, yani kişinin intihar etmesinin asıl nedenini oluşturması yeterlidir. Diğer yönden, fizikî güç kullanarak yadatehditederek,yani gelecekteki ağırbir kötülüğü muhtemel göstererek kişiyi intihara mecbur etmiş olması, bir başka deyişle intiharın asıl nedenini oluşturması gerekir. Her iki ipotez yönünden de sonucun gerçekleşmiş olması, yani intihara sevk veya mecbur edilen kişinin intihar etmiş, yani ölmüş olması aranmaktadır.

8 Hayata Karşı Suçlar 4- Taksirle İnsan Öldürme Bu hükmün uygulanması ile ilgiliolarakortayaçıkabilecek bütün sorunlarınveşüphelerin taksir kavramı, taksirin türleri ve taksirli suçlarda davranış ile sonuç arasında bulunması zorunlu olan nedensellik bağının mahiyeti hakkında genel kısımda açıklanan prensiplere göre çözümlenmesi gerekir. Bu itibarla taksirli insan öldürme suçu davranışın yapıldığı zaman değil, sonucun gerçekleştiği zaman tamamlanmışsayılır. Kanun, taksirle insan öldürme suçu ile ilgili olarak iki ağırlaştırıcı neden öngörmüştür. Bunlar a) fiilin birden fazla insanınölümünenedenolması ve b) fiilin birveya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birveya birden fazla j kişinin yaralanmasına neden olmasıdır

9 1- Kasten YaralamaSuçu Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar Yaralama(müessirfiil) suçunun hukukî konusu,vücutbütünlüğü, dahadoğru bir ifade ile kişisel bütünlüktür. Yaralama suçunun maddî konusu insandır. Yaralama suçunun maddî unsuru, fizik veya psişik mahiyetteki hareketlerlebir kimsenin vücuduna acı vermek veya bir kimsenin sağlığının yahutalgılama yeteneğinin bozulmasına neden olmaktan ibarettir. İnsanın fizik ve fizyo-psişik bütünlüğündeyukarıdasözü edilenzararlaraneden olmadaençok kullanılan araçcebirdir.bununla beraber, yaralamasuçunun işlenmesinde kullanılan aracın mutlakacebirolması da gerekmez, örneğin taşıdığı zührevî hastalığı, rızaya dayalı cinsel ilişki ile ve kasıtlı olarak başkasına bulaştıran veya gebeliğin sağlığı için ağır bir tehlike oluşturacağını bildiği bir kişiyi nzaya dayanan cinsel ilişki ile ve kasıtlı olarak gebe bırakan kimsenin fiilinde olduğugibi. Kanun, kasten yaralamanın ihmalî davranışla da işlenebileceğiniöngörmektedir bunun için kasten insan öldürmenin ihmalî davranışla işlenmesindearanan şartların varlığını aramakta, yani ihmâlin icraî davranışa eşdeğer olmasını, bunun için de, kişinin belli bir icraî davranışta bulunma yükümlülüğüne sahip bulunmasını, bu yükümlülüğün kanunî düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanmasını ve önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının vücut bütünlüğü yönünden Karşılıklı yaralamada her suçlu kendi fiilinden dolayı cezalandırılır. Karşılıklı suçlarda cezalarda mahsup işle minin uygulanması sadece hakaret suçlarında kabuledil

10 1- Kasten YaralamaSuçu Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar Kasten yaralama suçunun ağırlaştırıcı nedenleri sınıflaraayrılmıştır. 1 Failin Mağdurla Olan İlişkisinden Kaynaklanan Ağırlaştırıcı Nedenler -Üstsoy, altsoy, eşe veya kardeşe karşı işlenensuçlar 2 Mağdurun Durumundan ve Görevinden Kaynaklanan Ağırlaştırıcı Nedenler a) Kasten yaralama suçunun, beden ve ruhsağlığı bakımından kendini savunanuıyacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmişolması b) Kasten yaralama fiilinin kişinin yerine getirdiği kamugörevi nedeniyle işlenmiş olması 3- Fiilin tarzından veya kullanılan vasıtadan kaynaklanan ağırlaştırıcı nedenler. a) Kasten yaralamasuçunun kamu görevlisininsahipbulunduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyleişlenmiş olması 4- Sonuçtan kaynaklanan ağırlaştırıcı nedenler Bu tür ağırlaştırıcı nedenler yönünden kasten yaralamanın sonucunun ağırlığı esas alınmaktadır. a)duyulardan veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflaması b) Duyulardan veya organlardan birinin işlevinin yitirilmesi c) Konuşmada sürekli zorluk d)konuşma yeteneğinin kaybolması e) Yüzde sabit iz f ) Yüzde sürekli değişiklik g) Yaşamın tehlikeye sokulması h) İyileşme olanağı bulunmayan bir hastalığa maruz kalma veya bitkisel hayata girme i) Çocuğun vaktinden önce doğması j) Çocuğun düşmesi k) Çocuk yapma yeteneğinin kaybolması 1- Vücutta kemik kırılması veya çıkığı 2) ölüm meydana gelmesi H) Kanun, kasten yaralama suçu ile ilgili olarak iki hafif letici neden öngörmüştür. a) Yaralama fiilinin etkisinin hafif olması b) Yaralama fiilinin ihmali davranışla işlenmişolması

11 1- Taksirle Yaralama Suçu Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar Taksirle yaralama fiili* mağdurun itleşmesi olanağı bulunmayan birhastalığa maruz kalmasına veya bitkisel hayata girmesine, duyularından veya organlarından birinin işlevini yitirmesine, konuşma veya çocuk yapma yeteneğini elinden alıyorsa cezası arttırılır. Birden fazla kişiye karşı işlendiğinde cezaarttırılır.

12 Cinsel Saldırı Suçları Türk ceza hukuku düzenine göre cinsel dürtünün tezahürlerinin cezalandırılabilmesinin bazı sınırlan vardır. Bu fiil genelde şiddet veya tehdit veya hile ile ya da bunlara eşit sayılan şartlarda işlenmiş olmalıdır. Cinsiyeti, sosyal ve ahlaki durumu ne olursa olsun herhangi bir kimse bu suçların mağduru olabilir. Gerek farklı cinsiyetten gerekse aynı cinsiyetten kişiler arasındaki ters cinsel ilişki fiilleri sırf bu nedenle suç sayılmamıştır. Şehvet duygusunun ceset üzerinde tatmini fiilleri cinsel suçlan değil, ölülere hakaret suçunu oluşturur.

13 Cinsel Saldırı Suçları 1- Cinsel Saldırı Suçu Cinsel davranışlarlabir kimsenin vücutdokunulmazlığını ihlal eden kişi cezalandırılır. Mağdurerkek veya bayan olabilir. Cinsel saldırıdan söz edilebilmesi için, iki kişi arasında bir vücut teması şarttır. Bununla beraber bu temasın çıplak olması veya cinsel organlarla ilgili olması gerekmez. Cinsel saldırı suçunun sadece18 yaşını tamamlamış, yani ergin olan kişilere karşı işlenebiliceği kabuledilmiştir. Bu suçun maddi unsuru failin, mağdurun vücudu üzerinde, cinsi birleşmeye varmayan, cinseldavranışlarda bulunmasıyla tamamlanır. Mağdurun rızası dışında gerçekleştirilmişolmalıdır. Ağırlaştırıcı Nedenleri Vardır. Bunlar; 1- Vücudaorgan veyasairbircisim sokulması 2- Suçun beden veyaruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenmesi 3- Suçun, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin -ladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle işlenmiş olması 4- Suçun, üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı işlenmiş olması 5- Suçun, silahla İşlenmiş olması 6- Suçun, birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmiş olması 7- suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılmış 8-Suçun sonucunda mağdurun beden ve ruh sağlığının bozulmuş olması 9- sonucunda mağdurun bitkisel hayata girmiş yada ölmüsolması

14 2- Çocukların Cinsel İstismarı Cinsel Saldırı Suçları Erginler yönünden cinsel saldırı ifadesi kullanılırken, çocuklar yönünden cinsel istismarifadesi kullanılmaktadır. Bu suçun mağduru çocuklardır, yani 18 yaşını tamamlamamış kimselerdir. Çocuk onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş ise, çocuğun rızası olup olmadığına bakılmayacak, böyle bir çocuğa karşı her tür cinsel davranış, bu suçun maddî unsurunu oluşturacaktır. Buna karşılık onbeş yaşını tamamlamış ve fiilin hukukî anlam ve sonuçlarım algılamayeteneğigelişmiş olan çocuklaryönünden bu suçun maddî unsurununvarlığı için, cinsel davranışların çocuğun rızası olmaksızın, yani cebir, tehdit veya hileye başvurularak ya da iradeyi etkileyen başka bir nedenden yararlanılarak gerçekleştirilmiş olmaları gerekir. Bu suç çocuklara karşı cinsel davranış olarak nitelendirilebilecek bir davranışın yapıldığı anda tamamlanmış olur. Yaş konusundaki şüphe, bilmeye eşittir. On beş yaşım tamamlamamış ve onbeş yaşını tamamlamakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocukların rızasının hiçbir etkisi yoktur. Buna karşılık onbeş yaşını bitirmiş ve fiilin hukukî anlam vesonuçlarını algılamayeteneği gelişmişolan çocuğunrızası fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırır. Yeter ki, çocuğa karşı gerçekleştirilen cinsel davranış cinsel ilişki şeklinde olmasın. Aksi halde reşitolmayanla cinsel ilişki suçu (m. 104) söz konusu olur. Kanun, çocukların cinsel istismarı suçu ile ilgili olarak da,cinsel saldın suçundaki lerebenzerağırlaştırıcı nedenler öngörmüştür. Cinsel istismann, onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmişolması

15 3- Reşit Olmayanla Cinsel İlişkiSuçu Cinsel Saldırı Suçları Cebir, tehditve hileolmaksızın,onbeş yaşını bitirmiş olan çocuklacinsel ilişkidebulunan kişi cezalandırılır. Bu suçun maddî konusu veya mağduru onbeş yaşını bitirmiş ve onsekiz yaşını bitirmemiş olup da kendisine yönelik fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş olan bir çocuktur. Zira on beş yaşından küçüklerleve on beş yaşını bitirmiş olup da fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemişolan çocuklarlacinsel ilişki, nzayadayalı olsa bile, çocuklann cinsel istisman suçunun ağırlaştırılmış şeklini oluşturur. Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır. Bu suçun soruşturulması ve kovuşturulması için şikayetaranmaktadır. 4- Cinsel TacizSuçu Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine cezalandırılır. Bu suçun maddî unsuru, kişi ile vücut temasmda bulunmaksızın, cinsel amaçlı davranışlarla bir kimseyi rahatsız etmektir, örneğin söz atmak,cinsel amaçlı tekliflerde bulunmak, alenen olmayacak şekildecinsel organım göstermek gibi İki grup ağırlaştırıcı nedeni vardır. Taciz fiilinin 1) hiyerarşi, hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkilerinde yada aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuzu kötüyekullanmavetaciz fiili nedeniyle mağdurun işi bırakmak,okuldan veyaailesinden ayrılmak zorunda kalması

16 1- Genel Olarak Cebir ve Tehdit Özgürlüğe Karşı Suçlar Cebirkavramıya maddî cebirşeklinde veya manevi cebirşeklindeortayaçıkar. Birincisi şiddet, İkincisi ise tehditolarakadlandırılır. Ancak yürürlükteki Ceza Kanunu maddîcebin «cebir» olarak manevî cebin ise «tehdit» olarak adlandırmaktadır. Şiddet (cebir), gerçekveyavarsanılan birengeli ortadan kaldırmak için fizikî enerji kullanmaktan ibarettir. Şiddet (cebir), kişilerveyaşeylerüzerinde icra edilebilir. Tehdit ise, bir kimseye, gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan gelecekteki bir kötülüğü muhtemel göstermekten ibarettir. Tehditten söz edilebilmesi için bir kötülüğün gerçekleşebilme imkânını ifadeetmekyeterli değildir. Failin bu kötülük üzerindeetkili olabilmesi, yani fail tarafından sebebiyetverilebilirveyaengel olunabilir olması gerekir. Tehdit hukuken önem taşıyan bir varlığa ilişkin olmalıdır. Bu İtibarla Örneğin arkadaşlığa son vermek, beddua etmek gibi durumlar konusunu oluşturmaz. Cebir TCK.nun 108. maddesine göre «Bir şeyi yapması veya yapmaması ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir» kullanan kimse cezalandırılır. mağduru bir şeyi yapmaya veya yapmamaya yahut bir şeyin yapılmasına mosaade etmeye zorlamak amacı, suçu oluşturan fiile dahildir. E) Cebir kullanmanın meşru sayılabileceği hallerde bu suçtan söz edilemez. Bu itibarla meşru savunma veyazorunluluk halinde, haksız saldırıyı veya tehlikeyi bertaraf etmek için başvurulan cebircezalandırılmaz. F) Kanun, cebir suçunun cezasını kasten yaralama suçunun cezasına göre belirlemiştir. Nitekim 108. maddede «cebir kullanılması halinde kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yansına kadar hükmolunur» denilmektedir.

17 Tehdit Özgürlüğe Karşı Suçlar kisinin veyayakınının hayatına, vücutvecinsel tbkunulmaz-l lığınayönelik birsaldırı gerçekleştireceğinden bahislel tehditeden kişin cezalandırılır. Cebirsuçu gibi tehdit suçu da genel ve tamamlayıcı bir suçtur. Suçun maddî unsuru «başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit» etmekten ibarettir. Bu itibarla cebir veya şiddet bu suç tipinin dışında kalmaktadır. Bununla beraber cebir veya şiddet, pasif süjenin huzurunu bozmak amacıyla üçüncü bir kişiye uygulandığında tehdide dönüşebilirve bu şekilde cezalandırılabilir. Gelecekteki zarar beyanı çok çeşitli araçlarla gerçekleştirilebilir. örneğin sözle, yazıyla, resimle, işaretlerle veya ifadeye yarayan diğer hareketlerle (silah göstermek veya silah zannedilmesi muhtemel başka bir şey göstermek gibi) işlenebilir. Tehdidin her halde kişinin huzurunu bozmaya, yani kişiyi korkutmaya elverişli olması gerekir. Bununla beraber, bu elverişlilik gerçek korkutma ile karıştırılmamalıdır. Kendisine tehdit yöneltilen kimse özel şartlan (yaş, körlük, sağırlık gibi) nedeniyle tehditten etkilenmeyecek durumda ise, tehdit suçundan söz edilemez. Meğer ki, failin hareketi üçüncü bir şahsı (örneğin tehdit hareketinin hedefini oluşturan kişinin yakınını) tehdide dönüşmüş olsun. Tehdidin konusu tehdit edilenin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel bütünlüğüne yönelik bir saldın olmalıdır. Buradaki saldından maksat maddede sayılan ve mağdura veya yakınına ait olan varlıklaraveya menfaatlere zarar vermek veya bunları tehlikeye koymaktır. uraya kadar söylenenlerden de anlaşılacağı üzere bu suça teşebbüs esasen mümkün değildir. Ancak bu suç parçalara bölünebilen hareketlerle işlendiğinde (örneğin mektupla tehditte olduğu gibi) teşebbüs söz konusu olabilir. Bu suç, tehdit edici ifadenin mağdura ulaştığı anda tamamlanır. Yani tehdit edici sözün duyulduğu, yazı veya resmin alındığı, işaretin görüldüğü anda suç tamamlanır. Mağdurun gerçekten korkmuş olması şart değildir. Çünkü tehdit bir tehlikesuçudur.

18 Kişiyi Özgürlüğünden yoksun kılma Özgürlüğe Karşı Suçlar Bu suçu öngören norm dar anlamda kişi özgürlüğünü, yani bireyin hareket edebilme özgürlüğünü korumaktadır. Suçun maddî unsuru, bir kimseyi bir yere gitmek veya bir yerde kalmak özgürlüğünden, yani hareket özgürlüğünden yoksun bırakmaktır. özgürlükten yoksun kılma suçu genellikle hareketle işlenen bir suçtur. Ancak ihmâl ile de işlenebilir. Bu itibarla bir kimseyi bir odaya kapatan gibi, başlangıçta haklı olarak bir yere kapatılan kişiyi haksız yere orada tutmak suretiyle hareketözgürlüğünü geri vermeyen de söz konusu suçtan sorumlu olur. Ancak bu suç kesintisiz (mütemadi) bir suçtur. Bu itibarla özgürlükten mahrumiyetin belirli bir süre için devam etmiş olması gerekir1. Bu suç, yukarıda açıklanan anlamdaözgürlükten yoksun kılmanın gerçekleştiği zaman veyerdetamamlanmışsayılır. I Her suç gibi bu suçun cezalandınlabilmesi için de, jftlin hukuka aykırı olması, yani ortada hukuka uygunluk nedenlerinin bulunmaması gerekir. Nitekim 109. madde açıkça fiilin hukuka aykırı olması şartını öngörmüştür. Bir hukuk kuralı ile emredilmeyen veya izin verilmeyen yahut emreden veya izin veren hukuk kuralının koyduğu esas ve şekil şartlarına uygun bulunmayan özgürlükten yoksun kılma fiilleri gayri meşrudur siyasî hakların kullanılmasınınengellenmesi Bu suçun hukukî konusu bireye ait kamusalvarlıkveya menfaatlerdir. Bir başka ifade ile söz konusu suç, bireyin kamusal haklarından biri olan «bireysel siyasî hak-lar»ı (siyasî özgürlükleri),yani vatandaşın devletinyasama, yürütmeveyargısal faaliyetlerine katılma hakkını ihlâl eder. Bu suç genellikleani suçlardandır. Yani hakkın ntlmasını önlemek amacıylacebirveyatehdide başvunıl. muşolmaklasuç oluşur. Ancak bu suç kesintisiz (müte- madt) suç şeklinde de ortayaçıkabilir. Söz konusu suçun manevi unsuru içingenel kast yeterlideğildir. Ayncaözel kast da aranır. Cebirve tehdide başvurma bilinçve iradesi genel kastı, maddede sayılan siyasi haklann kullanılmasını engellemek amacı ise özel kastı oluşturur. Failde böyle biramaç yoksa, başka suçlardan (örneğin tehditveyacebirsuçundan) söz edilebilir. Siyasi partinin faaliyetini :TCK.nun 114. maddesinin 2. fıkrasına göre «veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasî partinin faaliyetlerini» engelleyen kimse cezalandınlır. Bu suçun pasif süjesi sadece siyasî partiler olabilir. Herhangi bir siyasî parti olması mümkündür. Yeter ki, şu veya bu şekilde varlığı sona ermişolmasın. Suçun maddi unsuru, cebirveya tehdit kullanarak ya da hukuka aykın başka birdavranışla birsiyasî partinin faaliyetini engellemekten ibarettir. Cebirveya tehdityada hukuka aykın başkadavranış, siyasî partinin faaliyetini engellemeyeyönelikolmalıdır.

19 Konut Dokunulmazlığının İhlali Özgürlüğe Karşı Suçlar TCK.nun 116. maddesinin 1. fıkrasına göre «fi/r kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi» cezalandırılır. Bu norm, insan kişiliğinin serbestçe gelişip ortaya çıkabilmesinin zorunlu şartı olan özel ikamete mahsus yerlerin huzuruna ve güvenliğine ilişkin menfaati korumak amacını gütmektedir. Başka bir deyişle bu norm, Anayasanın 21. maddesi ile herkese tanınmış olan bir hakkı, özel kullanıma tahsis edilmiş yerlerde başkalarının bu yer. lere zorla girmesinden masun olarak yaşamak hakkını korumaktadır. Şuhalde söz konusu suçun hukukî konusu özel kullanıma tahsis edilmiş yerlerin huzuruna ilişkin hukukî varlık veya menfaattir. Kanun, sadece konuta değil onun eklentilerine (müştemilatına) girmeyi veya buradan çıkmamayı da suç saymıştır. Nerelerin eklenti sayılacağı konusunda Kanunda açıklık yoktur. Bir yerin eklenti sayılabilmesi için konuta bitişik veya çok yakın olması şart değildir, örneğin balkon, apartman koridoru eklentidir. Bir bahçe içindeki yazlık dinlenme mahalli de eklentidir. Etrafı çevrili yerleri eklentiden saymak kolaydır. Ama bu yerler her zaman eklenti değildir, örneğin büyük bir malikanenin uzağındaki yazlık kulübe eklenti sayılmaz. Bir yerin eklenti sayılması için etrafının çit, duvar, hendek vs. ile çevrili olması şart değildir. Ancak kişinin tahsis iradesini ortaya koyacak bazı maddî işaretlere gerek vardır. Rızaya aykın olarak girme veya çıkmama fiilinin, açık bir nzaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri veya eklentileri ile ilgili olarak işlenmiş olması cezayı azaltan bir neden sayılmıştır (TCK.m.116, f.2). 'İH J) Konut dokunulmazlığını ihlâl suçunun basit şeklinin ve hafifletilmiş şeklinin soruşturulması ve kovuşturulması mağdurun şikâyetine tabi tutulmuştur. Ancak konut dokunulmazlığının hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla ihlal edilmesi halinde, şikayet aranmaz

20 Ortak hükümler Özgürlüğe Karşı Suçlar MADDE (1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslekkuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlâli ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli suçlarının; a)silâhla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, e)kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır. (2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyleağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

21 TCK MADDE 123 Kişilerin huzur ve sükununubozma MADDE (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir. MADDE 123. Madde, belirli bağımlı hareketlerlekişilerin huzurve sükûnlarının bozulması hususundagösterilen çabaları cezalandırmaktadır. Suçun maddî unsuru bir kimseye ısrarla, gece gündüz demeden telefon edilmesi veya ona karşı ısrarla gürültü yapılmasıdır. Örneğinoturulanapartmanınaltveyaüst katında sürekli olaraköteberi çalarakgürültü yapılması gibi. Ancak bu hareketlerinsırf mağdurunhuzurve sükûnunu bozmak maksadıylayapılması gerekmektedir. Böylece madde, suçun oluşması için özel bir maksatla hareketedilmesi şartını getirmektedir. Dikkat edilmelidir ki, bu suç tanımıyla cezalandırılan fiiller, kişiler üzerinde uygulanacak maddî veya cebrî bir müdahale niteliği taşımamaktadır. Bu suç tanımı ile kişilerin psikolojik, ruhsal sükûn içinde yaşamak hakkını korunmaktadır. Yapılanetkinliklersonucu mağdurundengesi bozulduğuörneğinruhsal birteşevvüşe uğradığı hâllerdeise, kasten yaralamasuçu söz konusu olacaktır. Maddededüzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması, suçtan zarargörenin şikâyetinebağlıdır.

22 HAKARET SUÇU TCK. 125 Şerefe karşı suçlar kısmında düzenlenmiştir. TCK m.125 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. Eski kanunda hakaret suçu hakaret ve sövme başlıkları ile iki ayrı maddede düzenleniyordu. Hakaret suçu sövme suçuna göre daha ağır cezayı gerektiren bir suç tipiydi. Yeni kanunda ise hakaret ve sövme ayrımı kaldırılmıştır. Hakaret ve sövme tek bir başlık altında TCKm.125'te düzenlenmiştir. Buna göre, bir kimse onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek şekilde bir başkasına somut bir fiil isnat ederse, yani eski kanundaki hakaret suçunu işlerse ya dasövmek sureti ile bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığı rencide edilirse bu gibi durumlarda daeski kanundaki sövme suçunun karşılığı gerçekleşmiş olur ve fail, hakaret suçundan dolayıcezalandırılır. Eski kanundaki hakaretve sövme ayrımı kaldırılmış tek bir maddede bu suç düzenlenmiştir. TCK m.125'te yer alan hakaret suçu genel bir tahkir suçudur. Eğer özel bir takım suçlar oluşmuşsa öncelikle onların uygulanmasının gerekir. Örnek vermek gerekirse, normalde hakaret suçu herkese karşı işlenebilir, buna karşılık cumhurbaşkanına karşı hakaret suçu işlenirse kanun bunu özel olarak düzenlemiştir. TCK m.299 kapsamında kişilerin cumhurbaşkanına hakaret suçundan cezalandırılması gerekir. Hakaret suçunun kural olarak canlı kişilere karşı, hayatta olan kişilere karşı işlenmesi gerekirken kişilerin hatırasına hakaret dediğimiz kanunun 130. maddesinde yer alan bir suç tipi vardır. Buna göre, kişi öldükten sonra kişinin hatırasına hakaret edilmişse bu gibi durumlarda da kişinin hatırasına hakaret suçundan bahsedilir. Kişinin hatırasına hakaret suçunda sadece kişilerin hatırasının aşağılanması aranmaz, aynı zamanda TCK m.130/2 ele bir ölünün cesedinin götürülmesi, kemiklerinin çalınması gibi ya da cesedi üzerinde tahkir edici bir takım davranışlarda bulunulması yine kişilerin hatırasına hakaret kapsamında değerlendirilmiştir. TCK m.130'da genel bir suç tipidir, bu nedenle özel bir takım düzenlemeler olabilir. Örneğin, Atatürk'e karşı işlenen suçlarla ilgili bir kanun var, buna göre Atatürk'ün manevi şahsiyetine bir takım tahkir içeren eylemlerde bulunulmuşsa TCK'nin değil, özel olarak Atatürk'e karşı suçların düzenlendiği kanunun uygulanması gerekir. Bunun yanı sıra hakaret suçunda yine ikili bir ayrım yapmamız mümkündür: 'Huzurda hakaret', 'gıyapta hakaret' ayrımı. Huzurda hakaret dediğimiz, failin ve mağdurun aynı ortamda bulunması ve failin mağdura hakaret içeren sözleri yazılı veya bir takım hareketleri gerçekleştirmesidir. Gıyapta hakarette ise faille mağdur aynı ortamda değildir ve fail mağdurun gıyabında hakaret suçunu işlemiştir. Bu durumda hakaret suçunun oluşabilmesi için herhangi bir şart aranmamıştır. Fail kanunda onur, şeref ve saygınlığı rencide edecek, belirtilen tarzda somut bir fiil isnat etmiş ya da sövmüşse bu gibi durumlarda hakaret suçu oluşur. Gıyapta hakaret bakımından ise, yine mağdurun gıyabından hakaret içeren sözlerin veya yazının yazılmasıyla birlikte suç oluşur. Ancak failin cezalandırılabilmesi için ihtilat şartı aranmaktadır. Demek ki gıyapta hakarette suç oluşuyor, ancak failin cezalandırılabilmesi için bir ihtilat şartımız var. Buna göre gıyapta hakaret durumunda fiilin en az 3 kişi tarafından ihtilat edilmiş olması gerekir. Yani en az 3 kişi tarafından algılanmış olması aranır. Eğer 3 kişi tarafından algılanmamışsa, objektif bir cezalandırılabilme şartı dediğimiz bu şart gerçekleşmemişse, failin cezalandırılması mümkün değildir. Demek ki gıyapta hakarette en az 3 kişi tarafından ihtilat edilmiş olması, bir objektif cezalandırılabilme şartıdır ve bu gerçekleşmedikçe failin bu suçtan cezalandırılması mümkün değildir. Yine kanundaki düzenleme dikkate alındığında, örneğin, fail İstanbul'da, mağdur Anakara'da ve fail, mağdura telefon açıyor ve fail mağdura hakaret içeren bir takım sözler söylüyor. Burada huzurda hakaret söz konusu mudur? Hayır, huzurda hakaret söz konusu değildir, çünkü yüz yüze değildirler. Ancak kanun bu durumu huzura eşit sayılan bir hal olarak öngörmüştür TCK m.125/2'de. Buna göre, fiilin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde failin yine cezalandırılacağı öngörülmüş. Bu gibi durumlarda demek ki mutlaka yüz yüze olmalarına ihtiyaç yok, failin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle bu suçu işlemesi de hakaret suçu kapsamında değerlendirilebilir. Örneğin, Almanya'da bulunan fail, Türkiye'deki mağdura bir gönderse ve bu in içeriğinde de hakaret içeren sözler varsa, failin hakaret suçundan dolayı sorumlu tutulması gerekir. Hakaret suçunda mutlaka suçun sözlü olarak işlenmesine ihtiyaç yoktur. Sözlü, yazılı veya el kol hareketleriyle de hakaret suçunun işlenmesi mümkündür.

23 TCK MADDE 170 Genel güvenliğin kasten tehlikeyesokulması Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması MADDE (1) Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda; a) Yangın çıkaran, b) Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan, c) Silâhla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, Kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel veya taşkın tehlikesine neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Dikkat edin, 170. maddenin birinci fıkrasında bir suç, ikinci fıkrasında ayrı, buna paralel, devamı olan ikinci suç düzenlenmiş. Kanun koyucu 170. maddenin birinci fıkrasında bir somut tehlike suçu, ikinci fıkrasında ise soyut tehlike suçu düzenlemiştir. Bu suçta korunan hukuki değer; suçta geçen tehlike halinden ne anlıyorsunuz? Kişilerin hayatları, sağlığı veya malvarlığı bakımından ya da kişilerde korku ve panik oluşturacakşekilde sonuçlara neden olmak; bunlar kişiler üzerinde ne gibi sonuçlar doğurur? Kişinin sağlığını bozmak yahut hayatına son vermek yahut kişilerin sahip olduğu. ekonomik değerleri, malları zarara uğramış dolayısıyla toplumun esenliği bozulur. Bu gerekçelerle diyoruz, bu suçta korunan hukuki değer, hukuki yarar, kanun koyucu bu suçu ihdas etmekle kişilerin sağlığını, hayatını, vücut bütünlüğünü, mallarının güvenliğini ve toplumsal alan içerisinde huzur, sükun içerisinde, esenlik içerisinde yaşamlarını sürdürebilmeyi teminat altına alınıştır. Maddenin birinci fıkrasında, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması halleri belirtilmiş. Bu suçun, TCK m.170/l'de yer alan suçun, maddi unsurlarından birincisini, fiil bakımından değerlendirelim. Yangın çıkaran, Bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olan, Silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan, bu hareketleri yapmak bu suçun fiil unsurunu oluşturur. Dikkat edin kanun koyucu TCK m.170/1'de birden fazla hareketlerden bahsediyor; şu şu hareketler yapılırsa TCK m.170/l'deki suç oluşur demektedir. Bu yönüyle seçimlik hareketlidir. Ancak kanun koyucu bu seçimlik hareketleri gelişi güzel belirtmemiş, bunların da hangi hareketler olduğunu teker teker saymış. Bunun dışındaki başka hareketlerle bu suçun işlenmesi mümkün değil, demek ki bu aynı zamanda bağlı hareketli bir suçtur. Bu hareketler kişilerin üzerinde şu sonuçları doğuracaktır; hayatlarını, sağlıklarını veya malvarlıklarını tehlikeye uğratacaktır. Ne anlıyorsunuz buradan? Ya öldürecek; öldürme tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak, ya yaralama tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak ya da mallarının yok olması tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak mağduru, ya da kişilerde korku, kaygı veya panik oluşturacak. Korku, panik ve kaygı biraz kişisel kavramlar, psikolojiyle ilgili kavramlardır. Korku; bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında kişinin gösterdiği ani reaksiyondur. Yüz kızarması, titreme, hızlı soluk alma şeklinde tezahür eden bir davranış biçimdir. Kaygı; üzüntü, endişe, tasa, ne olacak korkusudur. Panik; ani dehşet, ani korku karşısında duyulan infial, infialin de bir yansımasıdır. Korkuya, kaygıya bağlı olarak bir takım davranışlar tezahür eder. Kanun koyucu TCK m.170/l'de somut tehlike suçunu düzenlemiş. Bir kimsenin yangın çıkarması, bina çökmesine, toprak kaymasına, çığ düşmesine sel veya taşkına neden olması, ateşli silah kullanması yahut patlayıcı maddeyi patlatması yeterli, bir de bunların kişilerin üzerinde bu sayılan etkileri göstermesi gerekir. Eğer belirtiler ortaya çıkmamışsa, fail, cezalandırılmaz, kusur izafe edilmez. Bu eylemlerden dolayı failin cezalandırılması suretine gidilmez. Niye? Somut tehlike suçlarında, bu K hususlar objektif cezalandırma koşullarıdır. Objektif cezalandırılma koşulları, suç tüm unsurlara tabi bir şekilde gerçekleştikten sonra, kastın bilme unsuruna dahil olmayan ancak bulunmadığı takdirde bu suç sayılan eylemden failin cezalandırılmasını engelleyen unsurlardır. 1

24 TCK MADDE 232- Kötü Muamele Kötü muamele MADDE (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan biryıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir. Madde, aynı konutta birlikte yaşayan kişilerden birine kötü muamelede bulunulmasını cezalandırmaktadır. Ancak, her türlü kötü muamele, suçun oluşmasını olanaklı kılmaz. Kötü muamelenin merhamet, acıma ve şefkatle bağdaşmayacak nitelikte bulunması gereklidir. Ancak, bu muamele biçimi kişide basit birtıbbî müdahaleyle giderilebilecekölçünün ötesinde biretki meydana getirmiş ise, artık kastenyaralamasuçundan dolayı cezayahükmedilmelidir. Yarı açveyasusuz bırakma, uyku uyutmamak, zorkoşullardaçalışmaya mecburetmek gibi hareketleri kötü muameleye örnek olarak vermekolanaklıdır. Maddenin ikinci fıkrasında faille mağdur arasında belirli ilişkiden kaynaklanan disiplin yetkisinin kötüye kullanılması ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Dikkat edilmelidir ki, söz konusu disiplin yetkisinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen davranışın kişide basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçünün ötesinde biretki meydana getirmemişolması gerekir.aksi takdirde, kastenyaralamasuçundan dolayı cezaya hükmedilmelidir. Keza, hakaret oluşturan fiiller, bu disiplin yetkisi kapsamınagirmedikleri gibi, kötü muamelesuçu olarak değil, hakaret suçundan dolayıcezalandırılmayı gerektirir. Kişilerin idareleri altında bulunanveya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmekveya birmeslek veya san atı öğretmekleyükümlü olduğu kimselerüzerinde terbiyeetmek, eğitmekgörevi dolayısıyla belirli disiplin yetkilerine sahip bulunmaları gerekir; aksi takdirdegörevyerine getirilmez. Disiplin yetkisi eğitim hakkının doğal birsonucudurve buyetki olmadansöz konusu hak kullanılamaz. Disiplin yetkisinin sınırı ise maddedegösterilmiştir. Disiplin yetkisi kişinin bedensel veruhsal sağlığının bozulmasına neden olmayacak veya birtehlikeye maruz kalmasını sonuçlamayacakderecede kullanılabilecektir.

25 TCK MADDE 232- Kötü Muamele - DEVAMI MADDE 232. " (1) Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İdaresi altında bulunan veya büyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekle yükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplin yetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir." Örneğin, annesi çocuğunu sabah akşam dövüyor. Bu fiiller TCK m.232 ye mi girer, TCK m.96'ya mı girer? Olayda kötü muamele var. TCK m.232 de aynı konutta oturanlar arasında kötü muamele düzenlenmiş, fakat bu fiiller bazen eziyet suçunun da konusunu oluşturabilir. Bunların arasındaki temel fark; 1. TCK m.232'deki suç ancak aynı konutta kalan bireyler arasında işlenebilen bir suçtur, eziyet suçuysa her yerde işlenebilen birsuçtur. 2. Eğer anne çocuğunu arada bir dövüyorsa kötü muamele suçunu oluşturur, bu belirli bir sistem içerisinde ve belirli bir süreçte yapılan hareketler silsilesini oluşturmaz. Ancak, babasına öfkelendikçe onu dövüyorsa, komşusuna öfkelendikçe ona vuruyorsa bu artık belirli bir sistematik içerisinde, belirli bir süreçte tekrarlanan hareketler serisini, eziyet suçunu oluşturur. Aradaki terbiye ilişkisinin uzantısı olarak yapılan hareketlerde (usta çırağına arada tokat vurur, anne çocuğunun kulağını çeker, vs) amacı, ona acı vermek değildir. Amacı, ona sanat öğretmek veya terbiye etmektir. Bu terbiye etmede yahut sanatı öğretmede sınırlar aşılırsa TCK m.232/2 oluşur. Eziyetle bunların arasındaki sınırı nasıl belirleriz. Kıstasımız; eğer yapılan hareketler, insan onuruyla bağdaşmayacak şekilde onda aşağılamaya, fiziki ve ruhi bütünlüğü üzerinde acı verme sonucunu doğuran, yahut onun irade ve algılama yeteneğini etkileyecek sonuçlar ortaya çıkaran hareketlerse, bu hareketler de belirli bir süreç içerisinde sistematik olarak tekrarlanıyorsa hakim, TCK m.232/2'deki suçuna değil, TCK m.96'daki eziyet suçuna hükmedecektir. Bu halde, çocuğunu sabah akşam döven annenin davranışları eziyet suçunu oluşturur, hatta eziyet suçunun nitelikli halini oluşturur. İçtimaa ilişkin bir diğer sorun da şudur; mağduru bir odaya kapatmış sabah girip dövüyor, akşam girip dövmüşse bu hareketten ortaya çıkan sonuç eziyet suçudur. Eziyet suçunun cezası, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasıdır. Ama bunu kasten yaralamanın nitelikli halleri çerçevesinde sayarsak, her dövmesi ayrı bir suç oluşturacağından dolayı (kasten yaralamada zincirleme suç hükümlerini uygulamıyoruz-> TCK m.43/3) cezası diğerinden daha fazla olacaktır. Eziyet suçunu kabul edersek onu ödüllendirmiş olacağız? Bu durumda ne yapılmalıdır? Bu durumda kasten yaralama suretiyle işlenen eziyet suçlarında fikri içtima hükümlerini uygulamam lazım. Hangi fiilde daha ağır ceza öngörülüyorsa, onu uygulamak lazım. Bu olayda da kasten yaralamaya ilişkin ceza daha ağır olduğundan kasten yaralamaya ilişkin hükümleriuygulayacağız. Eziyet suçu da şikayete bağlı bir suç değildir. Savcıların re'sen bakması gereken suçlardandır.