3.1. Temel Enflasyon Görünümü Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yurt İçi Üretici Fiyatları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "3.1. Temel Enflasyon Görünümü Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yurt İçi Üretici Fiyatları"

Transkript

1 1-III

2 İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 1.. Riskler ve Para Politikası 9. ULUSLARARASI EKONOMİK GELİŞMELER Küresel Büyüme 1.. Emtia Fiyatları ve Küresel Enflasyon 1.3. Finansal Koşullar, Risk Göstergeleri ve Portföy Akımları 1.. Küresel Para Politikası Gelişmeleri 3. ENFLASYON GELİŞMELERİ Temel Enflasyon Görünümü 3.. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları Beklentiler 3. ARZ ve TALEP GELİŞMELERİ Arz Gelişmeleri 37.. Talep Gelişmeleri Emek Piyasası 3. FİNANSAL PİYASALAR ve FİNANSAL ARACILIK 3.1. Finansal Piyasalar.. Kredi Hacmi ve Parasal Göstergeler 7. KAMU MALİYESİ.1. Bütçe Gelişmeleri.. Kamu Borç Stokundaki Gelişmeler 7. ORTA VADELİ ÖNGÖRÜLER Mevcut Durum, Kısa Vadeli Görünüm ve Varsayımlar Orta Vadeli Görünüm Riskler ve Para Politikası 9 KUTULAR Kutu 3.1. Enflasyonla Mücadelede Gıda Fiyatlarının Önemi 33 Kutu.1. Turizm Sektöründeki Gelişmelerin Cari İşlemler Dengesi, Büyüme ve İstihdam Üzerine Etkileri Kutu.. Asgari Ücret Artışının İşgücü Piyasasına Etkileri: Ön Değerlendirme 1 Kutu.3. Kamu Yatırımlarının Tamamlanma Süresindeki Kısalmanın Refah Etkisi Kutu.. Firma Büyüklüğü, İthal Ara Malları ve İhracat Davranışı Kutu.1. Para Politikası ile Kredi ve Mevduat Faizleri: Genel Bakış ve Yakın Dönem Gelişmeler 79

3 Genel Değerlendirme 1 yılının ikinci çeyreğinde, gelişmiş ülkelerin para politikalarına ilişkin beklentilerdeki değişimler ve İngiltere nin AB den çıkması kararı ile sonuçlanan Brexit referandumu küresel piyasalarda oynaklığa sebep olan belli başlı etmenler olmuştur. Küresel belirsizlikler ve gelişmekte olan ülkelerin büyüme performansındaki zayıf seyir gelişmekte olan ülkelere portföy akımlarında özellikle hisse senetleri kaynaklı çıkışlara yol açmıştır (Grafik 1.1). Brexit referandumu sonrası küresel büyüme beklentilerinin de aşağı yönlü güncellenmesi ile birlikte gelişmiş ülke merkez bankaları tarafından gerektiğinde piyasaları destekleyici ek önlemler alınabileceği beklentisi oluşmuş ve ABD Merkez Bankası (Fed) nın yeni bir faiz artışını önümüzdeki seneye ötelediği kanısının ağırlık kazanması ile küresel risk iştahında artış yaşanmıştır. Gelişmiş ülkelerdeki politika faizlerinin uzunca bir müddet düşük seviyelerini devam ettireceği beklentisinin etkisiyle birlikte küresel oynaklık endeksleri yakın dönemde tekrar düşmüş ve gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faizlerde ciddi bir gerileme eğilimi gözlenmiştir (Grafik 1.). Nitekim Temmuz ayında ABD 1 yıllık hazine tahvili getirisi tarihsel olarak düşük seviyelere gerileyerek 1 yılı ortasındaki dip seviyesinin altına düşmüştür. Yakın dönemde, gelişmiş ülkelerdeki uzun vadeli faizlerin tarihsel olarak düşük seviyelere gerilemesi ile birlikte gelişmekte olan ülkelerin bono piyasalarına portföy girişleri gerçekleşmektedir. Bu çerçevede gelişmekte olan ülkelerin piyasa faizleri gerileme eğilimine girmiştir. Buna ek olarak, Brexit referandumunun büyüme ve ticaret görünümü üzerindeki etkisinin daha ziyade gelişmiş ülkelere tesir edeceği beklentisi ve petrol fiyatlarındaki toparlanma nedeniyle petrol ihraç eden gelişmekte olan ülkelere ilişkin algılamalardaki kısmi düzelme gelişmekte olan ülkelere ilişkin finansal koşullara destek sağlamaktadır. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelere yönelik döviz kuru oynaklık endeksi de düşüş eğilimindedir. Grafik 1.1. Gelişmekte Olan Ülkelere Portföy Akımları ( Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar ABD Doları) ve Döviz Kurları Oynaklık Endeksi (JPMVXYEM) (Yüzde) Hisse Senedi Fonları Borçlanma Senedi Fonları JPMVXYEM (sağ eksen) Grafik 1.. ABD Hazine Tahvil Faizleri (Yüzde)ve Faiz Oynaklığı Endeksi (MOVE Endeksi, Baz Puan) 3, 3,,, 1, 1,,, ABD 1 Yıllık Faizleri ABD Yıllık Faizleri MOVE Endeksi (sağ eksen) Kaynak: EPFR, Bloomberg. Kaynak: Bloomberg. İkinci çeyrekte küresel belirsizliklerin Türkiye ekonomisi üzerinde de etkileri gözlenmekle beraber; Türkiye ye ilişkin makroekonomik göstergelerin olumlu seyri, Ağustos 1 te açıklanan yol haritası çerçevesinde uygulamaya konan yeni önlemler ve para politikasında sadeleşme süreci Türkiye ye ilişkin belirsizlikleri ve risk algılamalarını sınırlamıştır. 1 yılının ikinci çeyreğinde tüketici enflasyonu Nisan Enflasyon Raporu ndaki öngörüler ile uyumlu gerçekleşmiş, çekirdek enflasyon eğilimi de hizmet fiyatları kaynaklı olarak iyileşmeye devam etmiştir. Söz konusu dönemde, yine Nisan Enflasyon Raporu ndaki Enflasyon Raporu 1-III 1

4 öngörüler ile uyumlu olarak, cari işlemler açığındaki azalış sürmüş, iktisadi faaliyet ılımlı ve istikrarlı büyüme eğilimini korumuştur. Bu dönemde (TCMB) enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici politika duruşunu ve para politikası çerçevesinde sadeleşme adımlarını devam ettirmiştir. Söz konusu politikaların etkisiyle ikinci çeyrekte risk primleri ve piyasa faizleri düşüş eğiliminde olmuş, enflasyon beklentileri gerilemiş, Türk lirası reel olarak değer kazanmıştır. Temmuz ayı ortasında piyasalarda yurt içi gelişmeler kaynaklı dalgalanmalar risk primlerinin tekrar artmasına, piyasa faizlerinin yükselmesine ve Türk lirasının değer yitirmesine neden olmuştur. Söz konusu gelişmelerin finansal koşullar kanalı ile Türkiye ye ilişkin makroekonomik görünümü de olumsuz etkilemesi olasılığına karşı TCMB, piyasaların etkin işleyişinin sürmesini temin etmek amacıyla 17 Temmuz tarihinde yeni önlemler duyurmuştur. Söz konusu önlemler, finansal sistemin ihtiyaç duyduğu likiditeye etkin bir şekilde ulaşmasına destek sağlamaktadır. TCMB piyasa derinliğini ve piyasadaki fiyat oluşumlarını yakından takip ederek; gerekli görülmesi halinde, finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulacak tüm önlemleri alacaktır. Küresel risk iştahının olumlu seyri ve alınan tedbirler sayesinde yurt içi belirsizliklerin etkisinin geçici ve sınırlı olacağı değerlendirilmektedir. Ayrıca tasarlanan yapısal reformların uygulamaya geçirilmesi büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırarak Türkiye ekonomisine ilişkin risk algılamalarını olumlu yönde destekleyecektir Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1 yılının ikinci çeyreğinde TCMB, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları dikkate alarak likidite politikasındaki sıkı duruşunu sürdürmüştür. Küresel oynaklıkların azalması, çekirdek enflasyon göstergelerindeki olumlu gidişat ve yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılması TCMB nin para politikasındaki sadeleşme sürecine devam etmesini sağlamıştır. Ayrıca 17 Temmuz tarihinde alınan likidite tedbirleri piyasalarda yaşanan yurtiçi gelişmeler kaynaklı oynaklığı sınırlamaktadır. Bu doğrultuda TCMB, marjinal fonlama faizini Mayıs ve Haziran aylarındaki şer baz puanlık indirimin ardından Temmuz ayında da baz puan düşürerek yüzde,7 seviyesine indirmiştir. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ve gecelik borç alma faizi ise sırasıyla yüzde 7, ve yüzde 7, oranlarında sabit tutulmuştur (Grafik 1.1.1). TCMB fonlaması bu dönemde ağırlıklı olarak bir hafta vadeli repo ihaleleriyle yapılmaya devam ederken, marjinal fonlamanın payı yüksek seviyesini korumuştur (Grafik 1.1.). Ağırlıklı ortalama fonlama faizi Temmuz ayı itibarıyla yaklaşık yüzde, seviyesine gerilemiştir. Bankalararası gecelik repo faizleri de koridorun üst bandında gerçekleştirilen indirimlere paralel olarak düşüş göstermiştir. Önümüzdeki dönemde para politikası duruşu enflasyon görünümüne bağlı olmaya devam edecektir. Enflasyon Raporu 1-III

5 ,, 1,, 3,,, 7, 1, Grafik TCMB Faizleri ve BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri (Yüzde) Grafik TCMB Fonlaması* ( Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar TL) Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi ( Günlük HO) BIST Gecelik Repo Faizleri ( Günlük HO) 1 Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı Marjinal Fonlama* Piyasa Yapıcılara Sağlanan Fonlama Haftalık Repo (Miktar İhalesiyle) Aylık Repo Net APİ Kaynak: BIST, TCMB. *Marjinal Fonlama, gecelik vadede faiz koridorunun üst bandından sağlanan fonlamadır. Kaynak: TCMB. Gelişmiş ülke merkez bankalarının genişleyici politika duruşlarını sürdürmesi, Türkiye ye ilişkin makroekonomik göstergelerin olumlu seyri ve para politikasındaki sadeleşme sürecinin etkisiyle Temmuz ayı ortasına kadar geçen dönemde, getiri eğrisi geçtiğimiz Rapor dönemine göre tüm vadelerde aşağı kaymıştır (Grafik 1.1.3). Ancak ilerleyen günlerde yurt içi belirsizliklerin etkisiyle getiri eğrisindeki kazanımlar kısmen geri dönmüştür. Grafik Son Dönemde Kur Takası Getiri Eğrisi (Yüzde) 1, 11, 11, 1, 1, 9, 9,, 7 Ocak- Nisan Ortalaması 7 Nisan-1 Temmuz Ortalaması 1 Temmuz- Temmuz Ortalamsı 1, 11, 11, 1, 1, 9, 9,,,, Vade (Yıl) Kaynak: Bloomberg. TCMB nin uyguladığı sıkı para politikasının ve BDDK nın konut hariç bireysel kredilere yönelik yürürlüğe koyduğu makroihtiyati tedbirlerin de etkisiyle yavaşlayan finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin yıllık büyüme oranı 1 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 9, e gerilemiştir (Grafik 1.1.). Bu dönemde, 1 yılı başından itibaren olduğu gibi, ticari krediler tüketici kredilerine göre daha yüksek bir oranda büyümeye devam etmiştir. Kredi büyümesi ve kompozisyonundaki bu gelişmeler dengelenme sürecine ve finansal istikrara katkı vermektedir. 13 haftalık ortalamaların yıllıklandırılmış büyüme hızlarına bakıldığında ise hem ticari kredilerde hem de tüketici kredilerinde büyüme eğilimlerinin 1 yılı başından itibaren bir toparlanma sergilediği gözlenmektedir (Grafik 1.1.). Ancak bu toparlanma büyük ölçüde mevsimsel etkilerden kaynaklanmakta, büyüme oranları halen geçtiğimiz yıl ortalamalarının altında bulunmaktadır. Tüketici kredilerinin risk ağırlıklarına dair yapılan düzenlemeler, Enflasyon Raporu 1-III 3

6 ücret gelişmeleri ve küresel finansal koşullarda yaşanan iyileşmeler önümüzdeki dönemde kredi büyümesini destekleyici yönde etki etmektedir. Grafik Kredilerin Yıllık Büyüme Hızları (Kur Etkisinden Arındırılmış, Yüzde) Ticari Toplam Tüketici Grafik Kredilerin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızları (Kur Etkisinden Arındırılmış, 13 Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) Ticari Toplam Tüketici Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. Ekonomik temeller açısından değerlendirildiğinde, sıkı para politikası, cari dengede yaşanan iyileşme, makroihtiyati tedbirler ile kredi büyüme oranlarının makul düzeylerde seyretmesi ve kredi kompozisyonunun fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyici konumu ekonomik kırılganlıkları azaltan önemli gelişmeler olmuştur. Bu dönemde, mali disiplinin sürdürülmesi de ekonominin sağlamlığını artıran temel faktörler arasındadır. Yakın dönemde yurt içi ve yurt dışı gelişmelerin finansal piyasalar ve makroekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması önem taşımaktadır. Bu çerçevede yol haritasında belirtilen önlemlerin etkili bir şekilde uygulanmaya devam edilmesinin ve sıkı para politikasının devamının ekonominin küresel şoklara olan hassasiyetini azaltarak finansal istikrarı desteklediği değerlendirilmektedir. TCMB, piyasalardaki gelişmeleri yakından takip ederek gerekmesi halinde finansal istikrarı destekleyici ek tedbirler almaya devam edecektir. 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar Enflasyon 1 yılının ikinci çeyreğinde tüketici enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla,1 puan artarak yüzde 7, oranıyla Nisan Enflasyon Raporu öngörüsü ile uyumlu gerçekleşmiştir (Grafik 1..1). Enflasyonda kaydedilen yükselişte işlenmemiş gıda ve enerji fiyatları belirleyici olurken bu dönemde çekirdek enflasyonu oluşturan temel mal ve hizmet gruplarında yıllık enflasyon gerilemiştir. Böylece, Nisan Enflasyon Raporu ile uyumlu bir şekilde, işlenmemiş gıda ve tütün dışı enflasyon bu çeyrekte azalış kaydetmiştir (Grafik 1..). Yıllık enflasyon üzerindeki birikimli kur etkileri azalmaya devam ederken başta petrol olmak üzere, ithalat fiyatlarında ise bu dönemde artış kaydedilmiştir. Dolayısıyla yılın ikinci çeyreğinde gıda ve enerji gruplarında enflasyon yükselirken çekirdek gruplarda enflasyon gerilemiştir. Enflasyon Raporu 1-III

7 Yüzde Yüzde Grafik Nisan 1 Tüketici Enflasyon Tahmini ve Gerçekleşmeler (Yüzde) 1 Nisan ER Tahmini* Gerçekleşme Grafik 1... İşlenmemiş Gıda ve Tütün Dışı Enflasyon için Nisan 1 Tahminleri ve Gerçekleşmeler (Yüzde) 1 Nisan ER Tahmini* Gerçekleşme * Enflasyonun tahmin aralığı içinde kalma olasılığı yüzde 7 tir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Yılın ilk çeyreğinde ılımlı seyreden işlenmemiş gıda fiyatlarındaki görünüm ikinci çeyrekte bir miktar bozulmuştur. Her ne kadar son dönemde yemek hizmetleri fiyat artışlarında yavaşlama gözlense de, gıda fiyatlarındaki harekete bağlı olarak yılın ikinci çeyreğinde gıda ve yemek hizmetleri grubunun yıllık enflasyonu yüzde 7, e yükselmiştir (Grafik 1..3). Diğer taraftan, bu dönemde gıda ve yemek hizmetleri hariç yıllık enflasyon kademeli azalışını sürdürmüştür. Grafik Gıda ve Gıda Dışı Fiyatlar (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Gıda ve Yemek Hizmetleri Gıda ve Yemek Hizmetleri Hariç TÜFE 1 Grafik 1... Çekirdek Enflasyon Göstergeleri H ve I (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama Yüzde Değişim) 1 H I Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Yılın ikinci çeyreğinde, hizmet enflasyonunun ana eğiliminde bir yavaşlama kaydedilmiştir. Bu yavaşlamada özellikle turizm sektöründeki gelişmelere bağlı olarak konaklama, ulaştırma ve yemek hizmetleri gibi gruplarda gözlenen fiyat hareketleri belirleyici olmuştur. Diğer taraftan, birikimli döviz kuru etkilerinin azalmasına karşın, Türk lirasında Mayıs ayında gözlenen değer kaybının özellikle dayanıklı mal fiyatlarına yansımasıyla temel mal enflasyonunun ana eğiliminde önceki çeyreğe göre belirgin bir değişim olmamıştır. Bu çerçevede, çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde gözlenen yavaşlama bu çeyrekte hizmet fiyatları kaynaklı olarak sürmüştür (Grafik 1..). Özetle yılın ikinci çeyreğinde çekirdek kalemlerdeki iyileşme, gıda ve enerji kaynaklı enflasyon artışını kısmen dengelemiştir. Enflasyon Raporu 1-III

8 Millions Arz ve Talep 1 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYİH verilerine göre iktisadi faaliyet Nisan Enflasyon Raporu nda ortaya konulan görünümle uyumlu bir seyir izleyerek dönemlik bazda yüzde,, yıllık bazda ise yüzde, oranında artmıştır (Grafik 1..). Üretim tarafından yılın ilk çeyreğinde büyümeye en yüksek katkılar tarım ve sanayi sektörlerinden gelirken inşaat ve hizmet katma değerlerinin katkısı görece sınırlı düzeyde gerçekleşmiştir. Harcama yönünden incelendiğinde, yıllık büyümenin beklentilerle uyumlu bir şekilde nihai yurt içi talep kaynaklı olduğu gözlenirken, net ihracatın katkısı negatif olmuştur (Grafik 1..). Bu dönemde, nihai yurt içi talebin büyümeye katkısı tüketim harcamalarından gelmiştir. Grafik 1... GSYİH ve Nihai Yurt İçi Talep (Reel, Mevsimsellikten Arındırılmış, Milyar TL) GSYİH Nihai Yurt İçi Talep Grafik 1... Talep Yönünden Yıllık Büyümeye Katkılar (Yüzde Puan) Net İhracat Nihai Yurt İçi Talep Stok Değişimi GSYİH Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK. 1 yılı ikinci çeyreğine ilişkin mevcut göstergeler iktisadi faaliyetin ılımlı seyrettiğine işaret etmektedir. Sanayi üretimi Nisan-Mayıs döneminde bir önceki çeyrek ortalamasına göre yüzde, oranında azalış kaydetmiştir. İkinci çeyrekte yurt içi talebe ilişkin satış, üretim ve ithalat göstergeleri de dönemlik bazda artışa işaret etmekte, ancak bu artışın ilk çeyrekten daha düşük oranda gerçekleşebileceğine dair sinyaller içermektedir. Buna ek olarak, Nisan-Mayıs dönemi dış ticaret verilerine göre dış talebin büyümeye olumlu katkısının sınırlı olacağı tahmin edilmektedir. 1 yılında büyümenin temel kaynağının iç talep olacağı tahmin edilmektedir. Belirgin ücret artışlarına rağmen istihdamdaki olumlu seyrin gelir kanalı üzerinden tüketim talebini desteklemeye devam edeceği düşünülmektedir. İç talep koşulları ve küresel ekonomideki ılımlı büyümenin etkisiyle özel yatırımlarda 1 yılının ikinci yarısında sınırlı bir artış gözlenebileceği değerlendirilmektedir. Ancak, iç talep büyümesinin temel olarak tüketim harcamalarındaki artıştan kaynaklanacağı düşünülmektedir. İhracat pazarlarımızda öngörülen toparlanma yılın geri kalanında da ihracat büyümesini destekleyecektir. Büyüme görünümüne ilişkin riskler değerlendirildiğinde ise, son dönemde yurt içinde yaşanan gelişmelerin turizm gelirleri kanalıyla iktisadi faaliyet ve cari denge üzerinde kısa vadede aşağı yönlü risk oluşturduğu değerlendirilmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

9 Özetle, 1 yılında iç talebin özellikle tüketim harcamaları kaynaklı olarak artacağı ve dış talebin ihracat pazarlarımızda öngörülen ılımlı büyümenin etkisiyle toparlanma eğilimi sergileyeceği düşünülmektedir. Talep kompozisyonundaki bu görünüme rağmen süregelen makroihtiyati tedbirler ve emtia fiyatlarındaki düşük seyir çerçevesinde 1 yılında cari işlemler dengesinde iyileşmenin devam etmesi beklenmektedir (Grafik 1..7). Grafik Cari İşlemler Dengesi (CİD) (1-Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları) 3 1 CİD CİD (altın hariç) CİD (enerji ve altın hariç) Kaynak: TCMB. Petrol, İthalat ve Gıda Fiyatları Petrol ve ithalat fiyatlarında bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre bir miktar yükseliş kaydedilmiştir. Dolayısıyla, Nisan Enflasyon Raporu varsayımlarına göre, hem ham petrol fiyatları hem de ABD doları cinsinden ithalat fiyatları yukarı yönlü güncellenmiştir (Grafik 1..). Yıllık ortalamalar itibarıyla ham petrol fiyatları varsayımı 1 yılı için ABD dolarından ABD dolarına yükseltilmiştir. Ayrıca, ortalama ithalat fiyatlarının yıllık yüzde değişimine dair varsayımlarda 1 yılı için, puan yukarı yönlü güncelleme yapılmıştır. Gıda enflasyonunda yılın ilk çeyreğinde işlenmemiş gıda grubu kaynaklı çok belirgin bir düşüş gözlenmiştir. Ancak, bu düşüş yerini ikinci çeyrekte yükselişe bırakmıştır. Yine de, gıda enflasyonu patikası Haziran ayı itibarıyla Nisan Enflasyon Raporu nda öngörülen patikaya yakın gerçekleşmiştir. Yakın dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen yukarı yönlü hareketlenme Temmuz ayında gıda enflasyonunun belirgin şekilde yükselmesine neden olacaktır. İlerleyen dönemlerde ise gıda fiyatlarında aşağı yönlü bir düzeltme yaşanabileceği düşünülmektedir. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme Komitesi (Gıda Komitesi) kapsamında alınan tedbirler ve gıda talebindeki turizm kaynaklı dönemsel azalışa bağlı olarak 1 yılsonunda gıda fiyatları enflasyonunun bir önceki Rapor dönemine kıyasla daha düşük gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede, gıda enflasyonu varsayımı 1 yılı için yüzde 9 seviyesinden yüzde seviyesine güncellenirken, 17 yılı için yüzde olarak korunmuştur. Enflasyon Raporu 1-III 7

10 Grafik 1... Petrol ve İthalat Fiyat Varsayımlarındaki Güncellemeler Petrol Fiyatları (ABD Doları/Varil) İthalat Fiyatları (ABD Doları, 1=1) 1 Tem.1 Nis Tem.1 Nis Gerçekleşme 1 9 Gerçekleşme Kaynak: Bloomberg, TCMB. Kaynak: TCMB, TÜİK. Maliye Politikası ve Vergi Ayarlamaları Orta vadeli tahminler üretilirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyat değişikliklerinin enflasyon hedefi ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünüm varsayılmıştır. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 1-1 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonları temel alınmıştır. Asgari ücrette 1 yılı başında yapılan artışın üretici maliyetlerine, toplam talebe ve enflasyona yansımaları da yakından takip edilmektedir. Bu döneme özgü olarak, vergi ayarlamaları ile fiyatı yönlendirilen tütün ürünleri fiyatlarında ise Temmuz ayında, sınırlı bir maktu vergi artışına karşın, firmalar maliyet artışları sebebiyle yüksek oranlı bir fiyat ayarlamasına gitmiştir Enflasyon ve Para Politikası Görünümü Yukarda belirtilen ekonomik koşullar, politika duruşu ve varsayımlar çerçevesinde önümüzdeki döneme dair enflasyon tahminlerinde bir önceki Rapor a göre değişiklik yapılmamıştır. Enflasyonu düşürmeye odaklı ve kararlı bir politika duruşu altında, enflasyonun yüzde lik hedefe kademeli olarak yakınsayacağı tahmin edilmektedir. Bu doğrultuda enflasyonun 1 yılında yüzde 7, e; 17 yılında ise yüzde ya geriledikten sonra 1 yılında yüzde düzeyinde istikrar kazanacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 7 olasılıkla, 1 yılı sonunda yüzde, ile yüzde, aralığında (orta noktası yüzde 7,), 17 yılı sonunda ise yüzde,3 ile yüzde 7,7 aralığında (orta noktası yüzde ) gerçekleşeceği tahmin edilmektedir (Grafik 1.3.1). Enflasyon Raporu 1-III

11 Yüzde Grafik Enflasyon ve Çıktı Açığı Tahminleri Tahmin Aralığı* Belirsizlik Aralığı Yıl Sonu Enflasyon Hedefleri Çıktı Açığı Kontrol Ufku * Enflasyonun tahmin aralığı içinde kalma olasılığı yüzde 7 tir. 1 Nisan Enflasyon Raporu sonrası dönemde Türk lirası dalgalı bir seyir izlerken, petrol fiyatları bir miktar yükselmiş, ithalat fiyatları ise Nisan Enflasyon Raporu tahminlerine yakın bir seyir izlemiştir. Önümüzdeki dönemde Türk lirası cinsi ithalat fiyatlarının önceki Rapor dönemine kıyasla daha yüksek olacağı öngörülmekle birlikte yılın ikinci yarısında iç talepteki ılımlı seyre bağlı olarak bu gelişmenin enflasyon üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı değerlendirilmektedir. Yakın dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen yukarı yönlü hareketlenme ve tütün fiyatlarındaki ayarlamalar Temmuz ayında enflasyonun belirgin şekilde yükselmesine neden olacaktır. İlerleyen dönemlerde ise gıda fiyatlarında aşağı yönlü bir düzeltme yaşanabileceği öngörülmüştür. Ayrıca kısa vadede çekirdek enflasyon tarafında bir önceki Rapor dönemine kıyasla daha ılımlı bir seyir beklenmektedir. Tütün fiyatlarındaki artışın 1 yıl sonu enflasyon tahminini önceki Rapor a kıyasla yükseltici etkide bulunacağı, ancak temel enflasyon eğiliminde gözlenen iyileşme ve iktisadi faaliyetin seyrinin bu artışı telafi edeceği tahmin edilmektedir. Bu değerlendirmeler ışığında 1 ve 17 yıl sonu tüketici enflasyon tahminleri değiştirilmemiştir. 1.. Riskler ve Para Politikası Finansal koşullardaki sıkılık devam etmektedir. Son dönemlerde küresel risk iştahında gözlenen artış finansal koşullardaki sıkılığı azaltıcı etki yapsa da yurt içi gelişmeler ve sermaye akımlarındaki zayıflama nedeniyle kısa vadede sıkılığın sürebileceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede kredi büyüme hızlarında belirgin bir toparlanma beklenmemektedir. Kredilerin ılımlı seyrinde hem talep hem de arz yönlü faktörler rol oynamaktadır. Son dönem anketlerine göre bankaların kredi standartlarında bir gevşeme olmadığı gözlenmektedir. Yakın dönemde yurt içi gelişmelere bağlı olarak piyasalarda dalgalanmalar yaşanmıştır. TCMB tarafından alınan likidite tedbirleri piyasalardaki oynaklığı kısmen sınırlamıştır. Piyasalarda yaşanan dalgalanmaların etkilerinin geçici olacağı ve Türkiye nin sağlam iktisadi temelleriyle dayanıklılığını koruyacağı öngörülmektedir. Bununla birlikte TCMB, finansal koşullardaki sıkılaşmanın kısa vadeli etkilerini dengelemek amacıyla, gerekmesi halinde zorunlu karşılıklarda aşağı yönlü bir ayarlama yapabilecektir. Enflasyon Raporu 1-III 9

12 İktisadi faaliyet ılımlı ve istikrarlı büyüme eğilimini korumaktadır. Tüketim harcamaları iç talebin sürükleyicisi olurken yatırımların göreli zayıf seyri devam etmektedir. Dış talep üzerindeki jeopolitik gelişmeler kaynaklı olumsuz etkilere karşın Avrupa Birliği ülkelerine yapılan mal ihracatı güçlü artış eğilimini korumaktadır. Rusya ile ilişkilerin düzelmesi yılın son çeyreğinden itibaren dış talebe destek verebilecektir. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde ihracatın büyümeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir. İstihdamdaki istikrarlı artış eğilimi ve ücret gelişmeleri ise gelir kanalı üzerinden iç talebi desteklemektedir. Bu çerçevede, yıl genelinde iktisadi faaliyetin ılımlı bir büyüme sergilemesi beklenmektedir. Son dönemde yaşanan terör olayları ve yurt içi gelişmeler, özellikle turizm sektörü kanalıyla iktisadi faaliyet üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Dolayısıyla, turizm gelirlerinin iktisadi faaliyet içindeki payının yüksek olduğu ikinci ve üçüncü çeyrekte ekonomide bir miktar yavaşlama gözlenebilecektir. Nitekim ikinci çeyreğe dair öncü göstergeler bir önceki döneme göre ivme kaybına işaret etmekte, söz konusu eğilimin üçüncü çeyrekte de devam edebileceğine dair sinyaller alınmaktadır. Bununla birlikte, yapısal düzenlemeler ve yatırım teşviklerinin de desteğiyle ekonominin istikrarlı büyüme eğilimini sürdüreceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede iktisadi faaliyet üzerindeki risklerin orta vadede dengeli olduğu düşünülmektedir. Dış dengedeki iyileşme sürmekle birlikte kısa vadede cari işlemler açığında sınırlı bir genişleme gözlenebileceği değerlendirilmektedir. Enerji fiyatlarındaki düşüşün gecikmeli etkileri halen cari dengeyi olumlu etkilemeye devam etmektedir. Ayrıca kredilerin ılımlı seyri ve ticari krediler lehine değişen kompozisyonu da cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. Öte yandan, ekonominin mevcut büyüme kompozisyonunun iç talep kaynaklı olması ve turizm sektöründeki yavaşlama önümüzdeki dönemde cari dengedeki iyileşme eğiliminin yavaşlayabileceğine işaret etmektedir. Bununla birlikte, yıl boyunca cari açığın makul ve öngörülebilir düzeylerde seyredeceği tahmin edilmektedir. Enflasyonda kısa vadede bir artış beklense de yıl genelinde çekirdek enflasyonun daha ılımlı bir seyir izleyeceği tahmin edilmektedir. Yakın dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında gözlenen yukarı yönlü hareketlenme ve tütün fiyatlarındaki ayarlamalar Temmuz ayında enflasyonun belirgin şekilde yükselmesine neden olacaktır. İlerleyen dönemlerde ise gıda fiyatlarında aşağı yönlü bir düzeltme yaşanabileceği düşünülmektedir. Gıda Komitesi kapsamında alınan tedbirler ve gıda talebindeki turizm kaynaklı dönemsel azalışa bağlı olarak 1 yılsonunda gıda fiyatları enflasyonunun bir önceki Rapor dönemine kıyasla daha düşük gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Ayrıca kısa vadede iktisadi faaliyette beklenen ivme kaybına bağlı olarak yıl genelinde çekirdek enflasyon tarafında bir önceki Rapor dönemine kıyasla daha ılımlı bir eğilim beklenmektedir. Asgari ücret artışlarının çekirdek enflasyon üzerindeki etkisinin ise devlet desteğinin katkısıyla sınırlı kalacağı tahmin edilmektedir. Bu değerlendirmeler çerçevesinde baz senaryo kapsamındaki enflasyon tahminleri değiştirilmemiştir. Enflasyon tahminleri üzerinde yukarı ve aşağı yönlü riskler bulunmaktadır. Yakın dönemde döviz kurunda gözlenen hareketler maliyet kanalından enflasyon üzerinde yukarı yönlü risk oluşturmaktadır. Ayrıca, son dönemde bütçe harcamalarında gözlenen artışın bütçe dengesi üzerindeki etkisini telafi etmek için yapılabilecek olası kamu fiyat/vergi ayarlamaları yılın sonlarına doğru enflasyonu yukarı yönlü etkileyebilecektir. Öte yandan yakın dönemde yaşanan yurt içi gelişmeler güven kanalı ve turizm sektörü üzerinden talep ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü riskler oluşturmaktadır. TCMB enflasyon 1 Enflasyon Raporu 1-III

13 görünümünü etkileyen gelişmeleri yakından takip ederek fiyat istikrarını tesis etmek için gerekli politika önlemlerini alacaktır. Son yıllarda yaşanan önemli dış şoklara rağmen, uygulanan politika çerçevesi enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki bozulmayı sınırlı seviyelerde tutabilmiştir. Ancak, gelinen noktada fiyat istikrarına ulaşıldığını ifade etmek mümkün değildir. Enflasyon hedeflemesinde elde edilen on yıllık tecrübe enflasyonla mücadelenin ortak bir çaba gerektirdiğini göstermiştir. Dolayısıyla, enflasyonun yüzde hedefine kalıcı olarak indirilebilmesi için yapısal unsurların dikkate alınarak bütün kurumların üzerine düşeni yapması önem taşımaktadır. Bu çerçevede Gıda Komitesi kapsamında yapılan çalışmalar değerli bir örnek teşkil etmektedir. TCMB, önümüzdeki dönemde bu çabaların daha da derinleştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla enflasyon dinamiklerinde yapısal konuların irdelenmesi üzerine kapsamlı çalışmalar yapacaktır. Küresel finans piyasaları ve sermaye akımlarındaki yüksek oynaklık devam etmektedir. Son dönemde risk iştahında bir miktar artış gözlense de küresel büyümeye dair endişelerin ve küresel para politikalarına ilişkin belirsizliklerin devam etmesi oynaklığı beslemektedir. Sıkı para politikası duruşu, temkinli makroihtiyati politika çerçevesi ve 1 yılı Ağustos ayında yayımlanan yol haritasında belirtilen politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılması ekonomimizin küresel şoklara karşı dayanıklılığını bir ölçüde artırmıştır. Bununla birlikte yurt içi gelişmelerin küresel oynaklıkla birlikte ortaya çıkması durumunda oluşabilecek piyasa dalgalanmaları finansal koşullar üzerinde ilave sıkılaştırıcı etki yapabilecektir. TCMB küresel ve yurt içi piyasalardaki gelişmeleri yakından takip ederek, elinde bulundurduğu zengin araç setiyle gerekli dengeleyici tedbirleri alacaktır. TCMB tarafından son dönemde alınan para politikası kararlarının sadeleşme süreci kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Sadeleşme ile nihai olarak amaçlanan, dar ve simetrik bir koridor uygulamasının hayata geçirilmesi ve fonlamanın tek bir faizden yapılmasıdır. Sadeleşmenin aktarım mekanizmasının etkinliğine katkıda bulunacağı değerlendirilmektedir. Bu nedenle, para politikasının sadeleşme sürecinin makul bir zaman diliminde sonuçlandırılması planlanmaktadır. Sadeleşmenin hızı ve zamanlaması enflasyon ve finansal istikrarı etkileyen gelişmelere bağlı olacaktır. Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir. Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olmuştur. Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşımaktadır. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. Enflasyon Raporu 1-III 11

14 1 Enflasyon Raporu 1-III

15 . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Finansal kriz sonrası küresel iktisadi faaliyetin toparlanma hızı beklentilerin altında seyretmeye devam etmektedir. 1 yıl sonu itibarıyla yüzde, civarında gerçekleşmesi beklenen küresel büyüme hızı, halen kriz öncesi seviyesinin oldukça altında seyretmektedir. Buna bağlı olarak küresel ticaretin büyüme hızı da düşük seviyelerde kalmaya devam etmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde iktisadi faaliyet performansı, emtia ihracatçısı olanlar başta olmak üzere, zayıf seyretmeye devam etmektedir. Gelişmiş ülkeler iktisadi faaliyetine bakıldığında ise, yukarı yönlü hareketin oldukça sınırlı düzeylerde kaldığı görülmektedir. Düşük düzeylerde seyreden emtia fiyatları ve gevşek para politikası uygulamaları birçok ülkede iktisadi faaliyete destek vermeye devam ederken, finansal piyasalarda süregelen oynaklık büyüme görünümleri üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Buna ilaveten, Haziran sonunda İngiltere nin Avrupa Birliği nden ayrılma kararının da, önümüzdeki dönemde, başta Avrupa Bölgesi büyümesi olmak üzere, küresel büyüme üzerinde aşağı yönlü bir etki oluşturabileceği öngörülmektedir. Emtia fiyatları yılın ikinci çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre belirgin bir artış kaydetmiş; bu artışın temel belirleyicisi enerji endeksi olmuştur. Bu dönemde enerji endeksi, ham petrol piyasasında meydana gelen arz kaynaklı şoklar nedeniyle, bir önceki çeyreğe göre, yüzde civarında artış kaydetmiştir. Önümüzdeki dönem için bakıldığında, 17 yıl sonu için yazılan Brent tipi ham petrol kontratı, bir önceki Enflasyon Raporu döneminin yaklaşık 1 Amerikan doları üzerinde bir seviyeden işlem görmüştür. Öte yandan, ABD nin son dönemde kaya petrolü sektöründe gözlenen canlılık ve OPEC in petrol üretimini artırmaya devam edecek olması petrol fiyatlarındaki yükselişi sınırlayabilecektir. Küresel para politikası, kalıcı bir yukarı yönlü ivme yakalayamayan iktisadi faaliyeti desteklemek amacıyla gevşek seyretmeye devam etmektedir. Ne var ki, tüm parasal genişleme çabalarına karşın küresel büyümede halen kriz öncesi seviyelerin altında olunması, fiyat seviyelerine de yansımaktadır. Bu bağlamda, yılın ikinci çeyreğinde de gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler grubu genel fiyat seviyelerinde önemli artışlar meydana gelmemiştir. Küresel enflasyon görünümünün, belirli emtia fiyatlarındaki artışların oluşturacağı etki haricinde, önümüzdeki dönemde de zayıf seyrini koruyarak gevşek para politikası uygulamalarına imkan tanımaya devam edeceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, arzu edilen küresel büyüme ve enflasyon seviyesine ulaşılabilmesi için, ülkelerin, halihazırda yürüttükleri destekleyici para politikalarının yanı sıra, büyüme odaklı sektörlerde kamu yatırımlarını artırmak suretiyle mali genişleme politikalarını da devreye sokmaları gerektiği değerlendirilmektedir. Buna ilaveten, uzun dönemde verimliliğin artırılmasına, işgücü piyasalarında kalıcı iyileşmenin sağlanmasına yönelik yapısal reformların devreye sokulması, uygulanan makroekonomik politikaların etkisini güçlendirmek açısından önemlidir. Enflasyon Raporu 1-III 13

16 .1. Küresel Büyüme Küresel iktisadi faaliyet yılın birinci çeyreğinde, sınırlı da olsa yukarı yönlü bir seyir izlemiş ve küresel ekonominin büyüme hızı bir önceki çeyreğin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, bir önceki çeyreğe kıyasla gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde yaşanan olumlu büyüme performansı etkili olmuştur (Grafik.1.1). Bu dönemde, ABD, Kanada ve İngiltere nin gelişmiş ülkeler büyümesine olumlu katkı yaptıkları; Euro Bölgesi ndeki ılımlı büyüme görünümünün devam ettiği görülmektedir. Buna karşın Japonya nın büyüme hızı önceki çeyreğe göre yavaşlamıştır. Gelişmekte olan ülkeler tarafında ise Çin in büyüme hızı bu dönemde bir önceki çeyreğe göre,1 puan azalırken; Hindistan, Meksika ve Şili gelişmekte olan ülkeler büyümesine olumlu katkı vermiştir. Ayrıca, Rusya ve Brezilya da yaşanan resesyonun yılın ilk çeyreğinde hız kaybetmesi, söz konusu dönemde gelişmekte olan ülkelerin büyümesine olumlu yönde etkileyen bir diğer unsur olmuştur. Gelişmekte olan ülkeler bölgesel olarak değerlendirildiğinde, yılın ilk çeyreğinde büyüme hızının Doğu Avrupa da yeniden pozitife döndüğü; Latin Amerika da yaşanan resesyonun ise belirgin bir şekilde yavaşladığı görülmektedir (Grafik.1.). Gelişmekte olan ülkelerin büyümesine en büyük katkıyı veren Çin ekonomisinin ilk çeyrek büyümesinde meydana gelen yavaşlama, Hindistan daki hızlı büyüme nedeniyle büyük ölçüde telafi edilmiş ve söz konusu dönemde Asya bölgesi önceki dönemlere benzer bir büyüme görünümü sergilemiştir. Grafik.1.1. Küresel Büyüme Oranları* (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) Gelişmiş Ülkeler Küresel GSYİH 1 Grafik.1.. Bölgelere Göre Gelişmekte Olan Ülkelerin Büyüme Oranları * (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Latin Amerika Asya Doğu Avrupa *Küresel endeksler oluşturulurken ülkeler, GSYİH'lerinin toplam üretim içerisindeki paylarına göre ağırlıklandırılmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB. * Toplulaştırma yapılırken ülkelerin, bölgesel GSYİH içindeki payları kullanılmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB. 1 yılının ikinci çeyreğine ilişkin küresel PMI verileri, küresel ekonomide bir önceki çeyreğe kıyasla daha düşük bir büyüme performansına işaret etmektedir (Grafik.1.3). ABD de imalat sanayi PMI verileri yılın ikinci çeyreğinde, ilk çeyreğe göre olumsuz bir seyir izlemiştir. PMI verilerine ilaveten yılın ikinci çeyreğine ilişkin sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve işgücü piyasası verileri de, ABD de ikinci çeyrek büyümesinin, ilk çeyreğe kıyasla, sınırlı da olsa, daha düşük gerçekleşebileceğine işaret etmektedir. Euro Bölgesi ne ilişkin imalat sanayi PMI endeksi, yılın ikinci çeyreğinde Euro Bölgesi büyüme hızının ilk çeyrek değerinin sınırlı bir miktar üzerine çıkabileceğine işaret etmektedir. İşsizlik oranındaki gerilemenin Mayıs ayında devam etmesi bu beklentiyi destekler niteliktedir. Japonya ya ilişkin imalat sanayi PMI endeksindeki olumsuz seyir ise, ekonomide yaşanan resesyonun yılın ikinci çeyreğinde de devam ettiğine işaret etmektedir (Grafik.1.). 1 Enflasyon Raporu 1-III

17 Grafik.1.3. Küresel PMI Endeksleri Hizmetler İmalat Sanayi Grafik.1.. İmalat Sanayi PMI Endeksleri Euro Bölgesi ABD Japonya Kaynak: Markit. Kaynak: Markit. Gelişmekte olan ülkelerin bir çoğunda, imalat sanayi PMI endeksleri, yılın ikinci çeyreğinde daha düşük büyüme oranlarına işaret eder niteliktedir (Grafik.1.). Özellikle Brezilya imalat sanayi PMI endeksinin anılan dönemde belirgin bir şekilde gerilediği görülmektedir. Öncü göstergeler, Brezilya da yaşanan resesyonun, bu yılın ikinci çeyreğinde de devam ettiğine işaret ederken; Rusya daki ekonomik daralmanın ise önemli ölçüde ivme kaybetmiş olduğuna işaret etmektedir. Çin de ise, imalat sanayi PMI endeksi her ne kadar yılın ikinci çeyreğinde daha olumlu bir seyir izlemiş olsa da, halen kritik seviyesinin altında seyretmektedir. Gerek PMI endeksleri, gerekse sanayi üretimi, dış ticaret hacmi ve sabit varlık yatırımlarının yıllık büyüme hızlarındaki yavaşlama nedeniyle, Çin in yılın ikinci çeyreğinde de yavaşlamaya devam edeceği değerlendirilmektedir. Özetle, gelişmekte olan ülkelerin, yılın ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe göre daha olumsuz bir büyüme performansı sergileyeceği düşünülmektedir. Bu gelişmeler ışığında, küresel iktisadi faaliyetin, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olarak yılın ikinci çeyreğinde yavaşlayacağı ve büyüme hızının ilk çeyrek değerinin altında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Önümüzdeki döneme bakıldığında ise, Temmuz ayı Consensus Forecasts bültenlerinden elde edilen 1 yıl sonu büyüme tahminleri, bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre, gelişmiş ülkeler için daha olumsuz; gelişmekte olan ülkeler içinse daha olumlu bir büyüme görünümüne işaret etmektedir. Gelişmiş ülkeler grubunda, büyüme tahminleri özellikle İngitere olmak üzere, ABD ve Japonya için aşağı yönlü güncellenirken; Euro Bölgesi için büyüme tahmininde bir değişiklik olmamıştır (Tablo.1.1). Küresel büyüme tahmininin ise bir önceki Rapor döneminden farklılaşmadığı görülmektedir. Bu bağlamda, Temmuz ayı büyüme tahminleriyle güncellenen ihracat ağırlıklı küresel üretim endeksinin yıllık büyüme hızı, Nisan Enflasyon Raporu dönemi büyüme hızına göre yavaşlamıştır (Grafik.1.). Dolayısıyla, Türkiye nin dış talebindeki zayıf görünümün yılın ikinci çeyreğinde de devam etmiş olduğunu söylemek mümkündür. Enflasyon Raporu 1-III 1

18 Tablo ve 17 Yıl Sonuna İlişkin Büyüme Tahminleri (Yıllık Ortalama Yüzde Değişim) Nisan Temmuz Dünya,,,,7 Gelişmiş Ülkeler ABD,, 1,9, Euro Bölgesi 1, 1, 1, 1,3 Almanya 1, 1, 1, 1,3 Fransa 1,3 1, 1, 1,3 İtalya 1,1 1,,9,9 İspanya,7,3,,1 Japonya,,,, İngiltere,, 1,,7 Gelişmekte Olan Ülkeler Asya Pasifik*,,,, Çin,,3,,3 Hindistan 7, 7,7 7, 7, Latin Amerika -,, -,, Brezilya -3,, -3,3, Doğu Avrupa 1,1,3 1,3,3 Rusya -1,3 1,1 -, 1, * Japonya hariç tahminleri göstermektedir. Kaynak: Consensus Forecasts. Grafik.1.. Gelişmekte Olan Ülkeler PMI Endeksleri Grafik.1.. İhracat Ağırlıklı Küresel Üretim Endeksi* (Yıllık Yüzde Değişim) Hizmetler İmalat Sanayi Nisan ER Tahmini: 1,7 - Temmuz ER Tahmini:1, Kaynak: Markit *Toplulaştırma yapılırken ülkeler, Türkiye'nin ihracatı içerisindeki payları ile ağırlıklandırılmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB. -.. Emtia Fiyatları ve Küresel Enflasyon 1 yılının ikinci çeyreğinde emtia fiyatları genel endeksi belirgin bir artış göstererek bir önceki çeyrek sonuna göre yüzde 1, oranında değer kazanmıştır. Bu dönemdeki artışın temel belirleyicisi bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,9 oranında artan enerji endeksi olmuştur. Buna ilaveten anılan dönemde diğer alt kalemlerde de kayda değer artışlar gözlenmiş; tarım endeksi yüzde 9,, endüstriyel metaller endeksi yüzde, ve değerli metaller endeksi yüzde,3 oranında yükselmiştir. Enerji endeksindeki değişim petrol piyasasındaki arz şoklarından kaynaklanırken, tarım endeksindeki artış olumsuz iklim koşullarına bağlı gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, olumsuz arz şoklarının hafiflemesine bağlı olarak, her iki endeksteki artışlar da çeyrek sonuna doğru bir miktar azalmıştır. Bunlara ilaveten, yılın ikinci çeyreğinde endüstriyel metal fiyatları Çin in genişlemeci politikalarıyla destek bulurken, değerli metal fiyatları ise küresel ekonomik zayıflığa bağlı olarak yükselmiştir (Grafik..1). 1 Enflasyon Raporu 1-III

19 Grafik..1. S&P Goldman Sachs Emtia Fiyatları Endeksleri * 13 Genel Endüstriyel Metal Tarım Enerji Değerli Metal 13 Grafik... Ham Petrol (Brent) Fiyatları (ABD Doları/Varil) 1 1 ER II ( Nisan)* 1 Temmuz 1** Gerçekleşen *Ocak 1 ortalaması 1 olarak alınmıştır. Kaynak: Bloomberg. * 1- Nisan tarihleri arasında vadeli sözleşmelerde oluşan fiyatların basit ortalamalarıdır. ** 1-1 Temmuz tarihleri arasında vadeli sözleşmelerde oluşan fiyatların basit ortalamalarıdır. Kaynak: Bloomberg. Kanada da petrol üretimini etkileyen yangınlar ve Nijerya da petrol alanlarına dönük saldırıların da etkisiyle petrol fiyatları yılın ikinci çeyreğinde de artmaya devam etmiştir. ABD ham petrol üretimi ve stoklarındaki azalış da fiyatların söz konusu yukarı yönlü hareketini desteklemiştir. Öte yandan, OPEC ham petrol üretiminin artmaya devam etmesi yakın dönemde Brent tipi ham petrol fiyatlarını ABD dolarının altında kalmaya zorlamıştır. Sonuç olarak, Nisan ayında ortalama,9 ABD dolarından işlem gören Aralık 17 vadeli Brent tipi ham petrol kontratı, 1 Temmuz itibarıyla ortalama 3 ABD dolarından işlem görmüştür (Grafik..). OPEC in Haziran ayı toplantısından ham petrol üretiminin artışının dondurulmasına yönelik bir karar çıkmamış olması ve yükselen petrol fiyatları nedeniyle, uzun bir aradan sonra, ABD kaya petrolü sektöründe aktif sondaj makinesi sayısının artırılmaya başlanması, önümüzdeki dönemde petrol fiyatlarında yükselişi sınırlayabilecektir. Geçtiğimiz rapor döneminden bugüne, gerek manşet enflasyon gerekse çekirdek enflasyon oranlarına bakıldığında, gelişmiş ülkeler grubunda belirgin bir değişim olmazken, gelişmekte olan ülkeler grubunda bir miktar düşüş meydana geldiği görülmektedir. Gelişmekte olan ülkeler manşet enflasyonundaki düşüş Çin, Rusya ve Türkiye kaynaklı olarak gerçekleşirken; çekirdek enflasyon oranlarındaki düşüş ise daha çok Rusya ve Türkiye kaynaklı olmuştur (Grafik..3 ve Grafik..). Önümüzdeki dönem beklentilerine bakıldığında ise, son dönem gelişmelerinin sonucunda İngiltere ve Japonya da önemli miktarda değişim gösteren 17 sonu beklentileri haricinde gerek 1 gerekse 17 yıl sonu enflasyon beklentileri gelişmiş ülkeler grubunda önemli bir değişim göstermemiştir. Gelişmekte olan ülkeler grubunda ise, enflasyon beklentilerindeki güncellemelerin belirgin olduğu Latin Amerika da yukarı yönlü bir güncelleme görülürken, Doğu Avrupa da ise aşağı yönlü bir güncelleme söz konusudur (Tablo..1). Enflasyon Raporu 1-III 17

20 Grafik..3. Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler Tüketici Fiyat Enflasyonu (Yıllık, Yüzde) GOÜ GÜ Grafik... Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler Çekirdek Tüketici Fiyat Enflasyonu (Yıllık, Yüzde) GOÜ GÜ Kaynak: Bloomberg, TCMB. Kaynak: Bloomberg, Datastream, TCMB. Parasal genişleme çabalarına karşın, gelişmiş ülkeler ekonomik görünümünde devam eden zayıflığa bağlı olarak genel fiyat seviyesinde önemli bir artış meydana gelmemiştir. Hizmet sektöründe görülen fiyat artışları haricinde, gelişmiş ülke ekonomilerindeki enflasyonun büyük oranda gevşek para politikalarıyla ithal edilmiş bir enflasyon olduğu görülmektedir. Çin ekonomisinden destek bulan emtia fiyat artışları da bir miktar enflasyon ithaline neden olmaktadır. Zayıf ekonomik görünümün yüksek enflasyon olarak yansıdığı bir kısım gelişmekte olan ülke haricinde dış talep ile büyümeye çalışan gelişmekte olan ülkeler grubunda da benzer bir durum söz konusudur. Sonuç olarak, belirli emtia fiyatlarındaki artışların oluşturacağı etki haricinde, küresel enflasyon görünümünün önümüzdeki dönemde de zayıf seyredeceği öngörülmektedir. Tablo ve 1 Yıl Sonuna İlişkin Enflasyon Tahminleri (Yıllık Ortalama Yüzde Değişim) Nisan Temmuz Dünya,,,7, Gelişmiş Ülkeler ABD 1,3, 1,3,3 Euro Bölgesi,3 1,,3 1,3 Almanya, 1,, 1, Fransa,3 1,,3 1, İtalya,1 1,1,9 İspanya -, 1,3 -, 1,3 Yunanistan -,1 1, -, 1, İngiltere,7 1,7,7, Japonya 1, -,1, Gelişmekte Olan Ülkeler Asya Pasifik*,,,3, Çin 1,9 1,9, Hindistan,,3,,1 Latin Amerika 13,1, 1,7 9, Brezilya** 7,1, 7,, Doğu Avrupa,,1,, * Japonya hariç tahminleri göstermektedir. ** Aralık/Aralık enflasyonu. Kaynak: Consensus Forecasts..3. Finansal Koşullar, Risk Göstergeleri ve Portföy Akımları Başlıca gelişmiş ülkelerin uzun vadeli faizlerindeki gerileme eğilimi yılın ikinci çeyreğinde de devam etmiştir (Grafik.3.1). Söz konusu gerilemede küresel büyümenin zayıf seyrinin devamı ve özellikle gelişmiş ülkelerin büyüme performansına ilişkin kaygıların artması etkili olmuştur. Ayrıca, söz konusu dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının parasal genişleme uygulamalarını ve gevşek para 1 Enflasyon Raporu 1-III

21 politikası duruşlarını sürdürmeleri de uzun vadeli faizlerdeki düşüşte etkili olmuştur. Bu bağlamda, İngiltere nin Avrupa Birliği nden ayrılma kararı alması sonrasında İngiltere Merkez Bankası nın yakın dönemde faiz indirimine gitme olasılığının artması ve Fed in Haziran ayı toplantısı sonrasında faiz artışlarını bir süre daha erteleyebileceğine ilişkin sinyaller vermesi her iki ülkenin de 1 yıl vadeli tahvil getirilerine belirgin olarak yansımıştır. Grafik Yıl Vadeli Tahvil Getirileri (Yüzde) 3, 3,,, 1, 1,,, -, Almanya ABD İngiltere Japonya 3, 3,,, 1, 1,,, -, Grafik.3.. VIX ve ABD Faiz Oynaklığı Endeksi (MOVE Endeksi) (Haftalık Ortalama) MOVE (baz puan) VIX (yüzde, sağ eksen) Kaynak: Bloomberg. Kaynak: Bloomberg. Küresel büyüme görünümünün zayıflamasına karşın küresel para politikası koşullarının destekleyici olmaya devam ettiği yılın ikinci çeyreğinde risk iştahı uzunca bir süre yatay seyrettikten sonra Fed in Haziran ayı toplantısı ve İngiltere nin Avrupa Birliği nden çıkışına ilişkin referandum öncesinde hızla bozulsa da, takip eden süreçte önceki seviyelerine dönmüştür (Grafik.3.). Söz konusu dönemde gelişmiş ülke hisse senedi piyasaları yatay seyrederken gelişmekte olan ülke borsa endekslerinde sınırlı yükselişler gözlenmiştir (Grafik.3.3). Gerek kısa gerekse uzun vadeli faiz oranları gerilerken borsa performanslarının düşük kalması, gelişmiş ülkelerde büyümeye ilişkin piyasa beklentilerinin zayıf kaldığına işaret etmektedir. Grafik.3.3. MSCI Endeksleri (Ocak 13=1) MSCI - Gelişmekte Olan Ülkeler MSCI - Gelişmiş Ülkeler Grafik.3.. Gelişmekte Olan Ülkeler Haftalık Fon Akımları (Milyar ABD Doları) Hisse Senedi Fonları Borçlanma Senedi Fonları Haftalık Birikimli Portföy Akımı (sağ eksen) Kaynak: Bloomberg. Kaynak: EPFR. Küresel risk iştahının yatay ve dalgalı seyrettiği yılın ikinci çeyreğinde gelişmekte olan ülkelerin risk primlerinde de dalgalanmalar gözlenmiştir (Grafik.1.3). Mayıs ve Haziran aylarında özellikle gelişmekte olan ülke hisse senedi piyasalarından portföy çıkışları gerçekleşmiştir (Grafik.3.). Öte yandan, gelişmiş Enflasyon Raporu 1-III 19

22 ABD İsrail İsveç Kore Avustralya Norveç Euro Bölgesi Yeni Zelanda Kanada Şili Brezilya Peru Tayland Polonya Kolombiya Endonezya Çin Macaristan Türkiye Güney Afrika Romanya Meksika ülke tahvil getirilerinin hızla gerilemesi nedeniyle son dönemde uluslararası portföy akımlarının yeniden gelişmekte olan ülke tahvil ve hisse senedi piyasalarına yönelmeye başladığı gözlenmektedir. Bununla birlikte, küresel ekonomiye ilişkin kaygıların devam etmesi ve emtia fiyatlarının zayıf seyretmesi gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutarken; İngiltere nin Avrupa Birliği nden ayrılma kararının ardından küresel para politikasının gevşek seyretmeye devam edecek olması, gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarını olumlu yönde etkileyebilecektir... Küresel Para Politikası Gelişmeleri 1 yılı ikinci çeyreğinde küresel para politikası duruşu ilk çeyreğe kıyasla önemli bir değişim göstermemiş, genişleme yönündeki eğilim devam etmiştir. Anılan dönemde Fed faiz artırımına gitmezken, diğer gelişmiş ülke merkez bankalarından Avustralya ve Kore politika faizlerini er baz puan indirmiştir (Grafik..1). Gelişmekte olan ülkelerde ise aynı dönemde Hindistan ve Endonezya Merkez bankaları er, Macaristan Merkez Bankası 3 ve Rusya Merkez Bankası baz puan indirim yapmıştır. Diğer taraftan, genel eğilimin aksine, Kolombiya Merkez Bankası nın 1, Meksika nın ise baz puan faiz artırımına gittiği gözlenmiştir (Grafik..). Kolombiya Merkez Bankası bu tercihini artan enflasyonist baskılar ile açıklarken; Meksika Merkez Bankası ise faiz artışına gerekçe olarak uluslararası ekonomideki belirsizlikleri ve kurdaki artışı göstermiştir. Grafik..1. Gelişmiş Ülkelerin Politika Faiz Oranlarındaki Değişimler: Ocak 1 Temmuz 1*(Baz Puan) Tem'1 Haz'1 May'1 Nis'1 1Ç1 1 1 Grafik... Gelişmekte Olan Ülkelerin Politika Faiz Oranlarındaki Değişimler: Ocak 1 Temmuz 1*(Baz Puan) Tem'1 Haz'1 May'1 Nis'1 1Ç * Temmuz 1 itibarıyla. Kaynak: Bloomberg, TCMB hesaplamaları. * Temmuz 1 itibarıyla. Kaynak: Bloomberg, TCMB hesaplamaları. Fed geçtiğimiz yıl sonunda baz puan artırdığı politika faizini 1 yılı ilk yarısında değiştirmemiştir. Bunun da ötesinde, yapılan açıklamalarda daha temkinli bir artış süreci izleneceği vurgusu giderek belirginleşmiştir. Bu çerçevede, Fed politika faizi vadeli işlem oranlarının özellikle orta ve uzun vadelerde geçtiğimiz Rapor dönemine göre belirgin oranda düştüğü görülmektedir (Grafik..3). Söz konusu gelişmede ABD ekonomisindeki büyüme eğilimine ilişkin belirsizliğin yanı sıra, diğer büyük merkez bankalarının politika duruşlarındaki gevşeme eğilimi de belirleyici olmuştur (Grafik..). Bu bağlamda, Avrupa Merkez Bankası (ECB), genişletici politikası uygulamalarına devam ederken, Japonya da mevcut hükümetin seçimleri kazanması benzer şekilde genişletici para politikalarının güçlenerek devam edeceği beklentisini beraberinde getirmiştir. Buna ilaveten, Avrupa Birliği nden Enflasyon Raporu 1-III

23 ayrılma kararı sonrası İngiltere Merkez Bankası nın, Temmuz ayında politika faizini sabit tutma kararına karşın, para politikasını yakın dönemde gevşetebileceği düşünülmektedir. ABD de işgücü verilerinin dalgalı bir seyir izlemesi, yılın ilk çeyreğindeki büyüme hızının bir önceki çeyreğe göre yavaşlaması ve ekonomik canlanmaya ilişkin göstergelerin net sinyaller vermemesi de Fed i faiz artırımı konusunda daha temkinli davranma durumunda bırakmıştır. Tüm bu gelişmeler gelişmiş ülkeler para politikasının önümüzdeki dönemde daha da gevşeyeceği beklentisi ile birlikte söz konusu ülkelerde uzun vadeli faizlerin önemli oranda düşmesine neden olmuştur (Grafik.3.1). Grafik..3. ABD Politika Faizi Vadeli İşlem Oranları (Yüzde) Grafik... Merkez Bankaları Bilanço Büyüklükleri (Toplam Varlıklar, Ağustos =1)) 1, 1, 1, 1, 1 ER I ( Ocak) 1 ER II ( Nisan) Temmuz 1 1, 1, 1, 1, ABD Euro Bölgesi İngiltere Japonya,, 3 3,,,,,, 1 1,, Sözleşme Vadesi Kaynak: Bloomberg. Kaynak: Bloomberg, Enflasyon Raporu 1-III 1

24 Enflasyon Raporu 1-III

25 3. Enflasyon Gelişmeleri 1 yılının ikinci çeyreğinde tüketici enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla,1 puan artarak yüzde 7, oranında gerçekleşmiştir. Enflasyonda kaydedilen yükselişte işlenmemiş gıda ve enerji fiyatları belirleyici olurken bu dönemde çekirdek enflasyonu oluşturan temel mal ve hizmet gruplarında yıllık enflasyon gerilemiştir. Türk lirasının görece istikrarlı seyri ile yıllık enflasyon üzerindeki birikimli kur etkileri özellikle temel mal kanalıyla azalmaya devam etmiştir. Buna karşılık, başta petrol olmak üzere, ithalat fiyatlarında bu dönemde artış kaydedilmiştir. Dolayısıyla yılın ikinci çeyreğinde enflasyon, gıda ve enerji gruplarında yükselirken çekirdek gruplarda düşüş kaydetmiştir. Grafik 3.1. Gruplar İtibarıyla TÜFE (İkinci Çeyrek Yüzde Değişim) Grafik 3.. Yıllık Tüketici Enflasyonuna Katkı (Yüzde Puan) -1 Ortalaması Temel Mallar* Tütün ve Altın** Gıda Hizmetler Enerji Gıda Enerji Hizmet Temel Tütün ve TÜFE Mallar* Altın** *Temel Mallar: Gıda, enerji, alkollü içecekler ve tütün ile altın dışında kalan mallar. ** Tütün ve Altın: Alkollü içecekler ve tütün ürünleri ile altın. Kaynak: TÜİK, TCMB. - - I III I III I III I III I III I III I III I III I yılının ikinci çeyreğinde fiyat değişimleri gıda ve enerji gruplarında tarihsel ortalamaların üzerinde gerçekleşmiştir (Grafik 3.1). Gıda grubunda işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artış, enerji grubunda ise son dönemde uluslararası petrol fiyatlarındaki gözlenen yükseliş belirleyici olmuştur. Öte yandan, temel mal grubunda çeyreklik artış, büyük ölçüde giyim grubundaki sezon artışlarının daha ılımlı gerçekleşmesiyle, tarihsel ortalamaların altında kalmıştır. Hizmet grubunda ise tarihsel ortalamalara yakın bir çeyreklik fiyat artışı gözlenmişse de, yıllık hizmet enflasyonu bu dönemde gerilemiştir. Bu gelişmeler doğrultusunda ikinci çeyrekte gıda ve enerji gruplarının yıllık enflasyona katkısı sırasıyla, ve,1 puan yükselirken temel mal ve hizmet gruplarının enflasyona katkısı sırasıyla, ve,1 puan gerilemiştir. Böylelikle bu dönemde çekirdek grupların tüketici enflasyonuna katkısında bir iyileşme gözlenmiştir (Grafik 3.). Özetle yılın ilk çeyreğinde gıda enflasyonunda gözlenen iyileşme ikinci çeyrekte duraklamış, petrol fiyatlarındaki belirgin artışa bağlı olarak ithalat fiyatlarının enflasyon görünümünü destekleyici rolü kısmen azalmıştır. Diğer taraftan, birikimli döviz kuru etkilerinin azalması ve belirli hizmetlerin yıllık enflasyonunda turizm sektöründeki gelişmelere bağlı olarak gözlenen yavaşlama sonucunda bu dönemde çekirdek enflasyon göstergelerinde bir iyileşme kaydedilmiştir. Önümüzdeki döneme ilişkin olarak döviz kurlarındaki olası oynaklık çekirdek enflasyon görünümü açısından yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Gıda fiyatlarında ise iyileşmenin devamı için belirli ürünlerde alınan tedbirlerin etkin bir şekilde sürmesi önem arz etmektedir. Diğer taraftan, Temmuz ayında tütün ürünlerinde gözlenen yüksek oranlı fiyat artışları yıllık enflasyona yaklaşık, puanlık ek bir katkı getirmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 3

26 Temel Enflasyon Görünümü Temel mal grubu yıllık enflasyonu ikinci çeyrekte 1 puan gerileyerek yüzde 9,13 olmuştur (Grafik 3.1.1). Grup enflasyonundaki gerileme giyim grubunda daha belirgin olmak üzere tüm alt gruplar geneline yayılmıştır (Grafik 3.1.). Temel mal enflasyonu, Haziran ayında dayanıklı mal grubu kaynaklı olarak bir miktar yükselse de ikinci çeyrek genelinde olumlu seyretmiştir. Grafik Temel Mal ve Hizmet Grubu Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Temel Mallar Hizmet Kaynak: TÜİK, TCMB. Yılın ikinci çeyreğinde Türk lirasının görece istikrarlı seyretmesinin katkısıyla dayanıklı mal grubunda fiyatlar, ilk çeyreğe kıyasla daha ılımlı bir görünüm sergilemiştir. Nisan ayında mobilya ile elektrikli ve elektriksiz ev aletleri grupları kaynaklı yükselen dayanıklı mal grubu fiyatları, Mayıs ayında gerilemiş, Haziran ayında ise otomobil ve mobilya fiyatlarındaki artışlar nedeniyle tekrar yükseliş kaydetmiştir. Mobilya grubunda fiyat artışlarının sürmesiyle bu kalemde yılın ilk yarısındaki birikimli fiyat artışı yüzde 7 ye yaklaşmıştır. Giyim grubunda fiyatların mevsim normallerinin altında artış kaydetmesiyle ikinci çeyrekte grup yıllık enflasyonu 1,71 puan gerilemiştir (Grafik 3.1.). Yıllık enflasyon, giyim ve dayanıklı dışı temel mal grubunda ise daha sınırlı bir oranda düşüş sergilemiştir. Grafik Temel Mal Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Giyim ve Dayanıklı Dışı Temel Mallar Dayanıklı Mal (altın hariç) Giyim Grafik Temel Mal Fiyatları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış 3 Aylık Ortalama Yüzde Değişim) Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Temel mal grubunun yıllık tüketici enflasyonuna katkısı ikinci çeyrekte yaklaşık, puan azalarak, puan olmuştur. Temel mal enflasyonunun ana eğilimi ise önceki çeyreğe kıyasla yatay seyretmiştir Enflasyon Raporu 1-III

27 Hizmet Kira Lokanta Otel Ulaştırma Haberleşme Diğer Hizmetler* (Grafik 3.1.3). Özetle yılın ikinci çeyreği, temel mal fiyatları üzerinde birikimli döviz kuru etkilerinin hafiflediği ancak ana eğilimde belirgin bir değişimin gözlenmediği bir dönem olmuştur. Tablo Mal ve Hizmet Grubu Fiyatları (Üç Aylık ve Yıllık Yüzde Değişim) 1 1 II III IV Yıllık I II Yıllık TÜFE 1, 1,39,,1 1,7 1, 7, 1. Mallar 1,37,1 3,,79 1,1 1, 7,37 Enerji 1, -,7,,9, 1,9,33 Gıda ve Alkolsüz İçecekler -3,, 3,3 1,7, -1,97,3 İşlenmemiş Gıda -9,7 3,,7 13,3,9 -,9, İşlenmiş Gıda 1,,,11,33, 1,1,3 Temel Mallar, -,7,1 1, -1,1,3 9,13 Giyim ve Ayakkabı,37-11,1 1,3 9, -1,, 7,3 Dayanıklı Mallar (Altın Fiyatları Hariç) 1,3,7 1, 1, 3,7,7 1,7 Mobilya 1, 3,,3 1,7,7 1,3 1,79 Elektrikli ve Elektriksiz Aletler,9, 1,9 9,9 1,3-1,,39 Otomobil 1,1,71 1,7 1,1,9 1, 13, Diğer Dayanıklı Mallar 3,7,1,9 1,,7, 9,11 Giyim ve Dayanıklı Dışı Temel Mallar,1,,3,79, 1,,3 Alkollü İç. Tütün Ür. ve Altın,1,3 -,9, 11,1,3 13,. Hizmetler,,7 1,1,,33 1,3, Kira 1,77,3 1,9 7,73 1,,,3 Lokanta ve Oteller 3,9,9 1,3 13,3,3 1, 9,9 Ulaştırma, 1,1,,17 1,7 1,1,1 Haberleşme -,11 1,3,3,3, 1,7, Diğer Hizmetler* 3,,7,9 1,9 3, 1, 9,9 *Kira, lokanta ve oteller, ulaştırma ile haberleşme hizmetleri dışında kalan hizmetler. Kaynak: TÜİK, TCMB. Hizmet fiyatları yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1,3 ile geçmiş dönem ortalamalarında artarken grup yıllık enflasyonu, puanlık azalışla yüzde, olmuştur (Grafik 3.1.1, Grafik 3.1.). Bu dönemde lokanta-otel, diğer hizmetler ve ulaştırma gruplarında fiyat artışları tarihsel ortalamalara göre düşük seyretmiş ve bu gruplarda yıllık enflasyon azalış kaydetmiştir (Grafik 3.1. ve Grafik 3.1.). Buna karşılık, son dönemde ivmelenen kira ve haberleşme hizmetlerinde hem tarihsel ortalamalara göre daha olumsuz bir ikinci çeyrek fiyat artışı gözlenmiş hem de yıllık enflasyon yükselmiştir (Grafik 3.1., Grafik 3.1.). Grafik Alt Gruplar İtibarıyla Hizmet Fiyatları (İkinci Çeyrek Yüzde Değişim) Grafik Alt Gruplar İtibarıyla Hizmet Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) 3-1 Ortalama Diğer Hizmetler* Haberleşme Ulaştırma Kira Lokanta ve Otel *Diğer hizmetler kira, lokanta ve oteller, ulaştırma ile haberleşme hizmetleri dışında kalan hizmetlerdir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III

28 Yılın ikinci çeyreğinde hizmet enflasyonu üzerinde maliyet yönlü baskılar kısmen zayıflamıştır. Taze meyve ve sebze dışı gıda grubu gelişmelerine duyarlı olan yemek hizmetlerinde yıllık enflasyon bu dönemde yüzde 11,3 ye gerilemiştir (Grafik 3.1.). Diğer taraftan, özellikle yabancı turist sayısındaki azalışa bağlı olarak, konaklama hizmetleri fiyatları endeks tarihinde ilk defa bir yılın ikinci çeyreğinde gerilemiştir (yüzde ). Böylece, lokanta-otel grubu yıllık enflasyonundaki yavaşlama daha belirgin olmuştur. Diğer hizmetler grubunda ise birikimli döviz kuru etkilerinin yavaşlamasıyla yıllık enflasyon bir önceki çeyreğe kıyasla 1, puan gerilemiştir (Grafik 3.1.7). Grafik Yemek Hizmetleri ve Gıda Fiyatları* (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Taze Meyve-Sebze Dışı Gıda Yemek Hizmetleri (sağ eksen) 1 Grafik Diğer Hizmetler ve Döviz Kur Sepeti (,*ABD doları+,*euro) (Yıllık Yüzde Değişim) Diğer Hizmetler* 1 Döviz Kur Sepeti (sağ eksen) * Taze meyve-sebze dışı gıda. Kaynak: TÜİK, TCMB. *Diğer hizmetler, kira, lokanta ve oteller, ulaştırma ile haberleşme hizmetleri dışında kalan hizmetlerdir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Hizmet enflasyonunun eğilimine ilişkin göstergelerde yılın ikinci çeyreğinde görece ılımlı bir seyir gözlenmiştir. Hem mevsimsellikten arındırılmış üç aylık ortalama verilerle takip edilen enflasyon eğiliminde yavaşlama kaydedilmiş hem de yayılım endeksiyle takip edilen fiyat artırma eğiliminde bir azalış gözlenmiştir (Grafik 3.1., Grafik 3.1.9). Grafik Hizmet Fiyatları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama Yüzde Değişim) 1 1 Grafik Hizmet Fiyatları Yayılım Endeksi* (Mevsimsellikten Arındırılmış, Üç Aylık Ortalama),, 1 1,,,,,3,3 - -,, Kaynak: TÜİK, TCMB. * Yayılım Endeksi: Ay içinde fiyatı artan maddelerin sayısı ile fiyatı azalan maddelerin sayısı arasındaki farkın toplam madde sayısına oranı olarak hesaplanmaktadır. Kaynak: TÜİK, TCMB. Özetle, bu dönemde, gıda ve kur kaynaklı maliyet unsurlarındaki iyileşmenin yanında, turizm sektöründeki talep düşüşü de, özellikle konaklama, ulaştırma ve yemek hizmetleri kanalıyla, hizmet enflasyonundaki yavaşlamada etkili olmuştur. Ayrıca, bu dönemde enflasyon eğilimi ve fiyatlama Enflasyon Raporu 1-III

29 davranışına ilişkin göstergelerde de iyileşme kaydedilmiştir. Öte yandan, ücret gelişmeleri, genel enflasyon seviyesi ve enflasyon bekleyişlerinde mevcut seyrin katkısıyla hizmet enflasyonu halen yüksek seyrini korumaktadır. Söz konusu etkenlerin, kira enflasyonunda son dönemde gözlenen ivmelenmede de payı olduğu düşünülmektedir. Temel mal ve hizmet gruplarındaki yavaşlamaya bağlı olarak temel enflasyon göstergelerinden H ve I nın yıllık enflasyonları bir önceki çeyreğe kıyasla yaklaşık, puan gerilemiş ve sırasıyla yüzde, ve,7 olarak gerçekleşmiştir (Grafik 3.1.1). Bu dönemde temel enflasyon göstergelerinin ana eğilimlerinde de hizmet fiyatları kaynaklı olarak yavaşlama kaydedilmiştir (Grafik ). Grafik Temel Enflasyon Göstergeleri H ve I (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik Temel Enflasyon Göstergeleri H ve I (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama Yüzde Değişim) 1 H I 1 H I Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK, TCMB. Yayılım endekslerine göre fiyat artırma eğilimi ilk çeyreğe kıyasla azalış göstermiştir (Grafik 3.1.1). Benzer şekilde TCMB bünyesinde takip edilen SATRIM ve Medyan gibi alternatif temel enflasyon göstergeleri de bir önceki çeyreğe kıyasla gerileme kaydetmiştir (Grafik ). Özetle, yılın ikinci çeyreğinde eğilim ve fiyatlama davranışına ilişkin takip edilen göstergeler, enflasyonun ana eğiliminde bir yavaşlamaya işaret etmiştir. Grafik TÜFE ve H Yayılım Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış Üç Aylık Ortalama) Grafik Temel Enflasyon Göstergeleri SATRIM ve Medyan (Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama), TÜFE H, 1 Medyan SATRIM 1,,,, 1 1,3,3,,,1,1,, Kaynak: TÜİK, TCMB. SATRIM: Mevsimsellikten arındırılmış veriler ile hesaplanan budanmış ortalama enflasyon. Medyan: Mevsimsellikten arındırılmış basamaklı alt fiyat endekslerinin medyan aylık enflasyonu Kaynak: TÜİK, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III 7

30 Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yılın ilk çeyreğinde belirgin bir azalış gösteren gıda yıllık enflasyonu ikinci üç aylık dönemde yaklaşık puanlık artışla yüzde,3 e yükselmiştir (Grafik 3..1). Böylelikle bu grupta enflasyon Nisan Enflasyon Raporu nda Haziran ayı için varsayılan patika ile uyumlu gerçekleşmiştir. Grafik Gıda ve Enerji Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik 3... Gıda Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Gıda Enerji İşlenmiş Gıda İşlenmemiş Gıda Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Bir önceki çeyrek sonunda oldukça düşük seviyelere gerileyen işlenmemiş gıda yıllık enflasyonu bu çeyrekte, puan artarak yüzde, olmuştur (Grafik 3..). Mevsimsellikten arındırılmış işlenmemiş gıda fiyatları Şubat-Nisan dönemindeki düşüşün ardından Mayıs ayında nispeten ılımlı bir seyir izlemiş, Haziran ayında ise kayda değer bir oranda yükselmiştir (Grafik 3..3). Haziran ayındaki bu gelişmede sebze fiyatlarındaki baz etkisine ek olarak meyve fiyatlarındaki yükseliş etkili olmuştur. Özellikle kiraz, karpuz, kayısı gibi endekse Haziran ayında dahil olan meyvelerin fiyatlarının geçmiş yıllara göre yüksek seyrettiği izlenmiştir. Alınan tedbirlerin etkisi ile ilk çeyrekte ılımlı bir seyir izleyen kırmızı et fiyatları ikinci çeyrekte yüzde, oranında artmıştır (Grafik 3..3). Önümüzdeki dönemde Et ve Süt Kurumu tarafından, başta besilik canlı hayvan olmak üzere gerçekleştirilecek ithalatın yurt içi arzı destekleyerek kırmızı et fiyatlarının nispeten ılımlı bir seyir izlemesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Grafik İşlenmemiş Gıda Fiyatları ve Seçilmiş Alt Kalemler (Mevsimsellikten Arındırılmış Endeks, 3=1) Grafik 3... Gıda ve Gıda Dışı Fiyatlar (Yıllık Yüzde Değişim) 37 Taze Meyve ve Sebze İşlenmemiş Gıda Kırmızı Et (*) 37 1 Gıda ve Yemek Hizmetleri Gıda ve Yemek Hizmetleri Hariç TÜFE (*) Kırmızı et fiyatları istatistiksel olarak anlamlı bir mevsimsel etki göstermediğinden mevsimsellikten arındırılmamış veridir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. İşlenmiş gıda grubunda yıllık enflasyon ikinci çeyrekte, puan azalarak yüzde,3 e gerilemiştir (Grafik 3..). Ekmek-tahıl, işlenmiş sebze ürünleri ile çay dışındaki gruplarda yıllık enflasyon Enflasyon Raporu 1-III

31 yavaşlama göstermiştir. Çiğ süt fiyatlarındaki görünümün etkisiyle peynir ve süt ürünleri fiyatları gerilemiştir. Katı ve sıvı yağ fiyatlarında ise bu dönemde yataya yakın bir görünüm gözlenmiştir. Diğer taraftan, buğday fiyatlarındaki ılımlı seyre karşın ekmek ve tahıl ürünleri fiyatları yukarı yönlü seyrini sürdürmüştür. Çay fiyatlarında 1 yılı başından bu yana gözlenen artış eğilimi bu dönemde de devam etmiştir. Mayıs ayında yaş çay alım fiyatlarında yapılan yüzde 1 oranındaki artış neticesinde, bu kalemdeki yukarı yönlü eğilimin devam etme riski bulunmaktadır. İkinci çeyrekte gıda ve yemek hizmetleri grubunun yıllık enflasyonu 1,3 puan artışla yüzde 7, e yükselirken gıda ve yemek hizmetleri hariç tüketici enflasyonu,3 puan azalışla yüzde 7,9 a gerilemiştir (Grafik 3..). Böylelikle, Haziran ayı itibarıyla, gıda ve gıda dışı enflasyon birbirine yakın seyretmiştir. Gıda ile ilişkili gruplarda enflasyonun hedefle uyumlu seviyelere gerilemesi büyük önem arz etmekte, bu konuda Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi nin alacağı tedbirlerin katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir (Kutu 3.1). Enerji fiyatları yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1,9 oranında artmıştır (Tablo 3.1.1). Brent tipi ham petrolün varil fiyatı bu çeyrekte yüzde oranında belirgin bir yükseliş göstermiştir. Bu gelişmeye paralel olarak, akaryakıt fiyatları bu dönemde yüzde,7 oranında artmıştır (Grafik 3..). Anılan dönemde, şebeke suyu fiyatları da yüzde 1,7 oranında yükselmiştir. Sonuç olarak, yıllık enerji enflasyonu Haziran ayında baz etkisinin de katkısıyla, puan artarak yüzde,33 olmuştur. Böylece, enerji grubu tüketici enflasyonuna olumlu katkı vermeye devam etmiştir. Grafik 3... Petrol ve Seçilmiş Yurt İçi Enerji Fiyatları* (Endeks, Aralık 1=1) Grafik 3... Yurt İçi Enerji Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Petrol Fiyatı (Brent varil fiyatı, TL) Akaryakıt Doğalgaz Akaryakıt Elektrik 1 Likit Hidrokarbonlar (Tüpgaz) *Petrol fiyatları TL cinsinden hesaplanmıştır. Kaynak: TÜİK, TCMB, Bloomberg. Kaynak: TÜİK. Alkollü içecekler ve tütün ürünleri fiyatları ilk çeyrekteki yüzde 1,9 oranındaki artışın ardından ikinci çeyrekte yatay seyretmiştir. Ancak, belirgin bir vergi ayarlamasının bulunmadığı Temmuz ayında, üretici firmalar sigara fiyatlarında artışa gitmiştir. Tüketici sepetindeki ürünler göz önüne alındığında, bu artış sonucunda tütün ürünleri fiyatlarının toplamda yaklaşık yüzde 1 oranında yükseleceği; kaydedilen fiyat artışının tüketici enflasyonu üzerinde yaklaşık, puanlık ek bir katkı yapacağı öngörülmektedir. Fiyat ayarlaması ay içinde gözlendiğinden tütün ürünlerindeki fiyat artışının tüketici enflasyonuna yansıması Temmuz ve Ağustos aylarında gözlenecektir. Enflasyon Raporu 1-III 9

32 Yurt İçi Üretici Fiyatları Yurt içi üretici fiyatları (Yİ-ÜFE) yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi fiyatlarındaki gelişmelerin etkisiyle yüzde,3 oranında artmıştır. Ancak, yıllık Yİ-ÜFE enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla,39 puan gerileyerek yüzde 3,1 olarak gerçekleşmiştir (Tablo 3.3.1, Grafik 3.3.1). Tablo Yİ-ÜFE ve Alt Kalemler (Üç Aylık ve Yıllık Yüzde Değişim) 1 1 II III IV Yıllık I II Yıllık Yİ-ÜFE,1, -1,9,71,7,3 3,1 Madencilik 3,9-3,1-1, -,9-1,3,9,3 İmalat 3,,1-1,9,3 1,33,7,33 Petrol Ürünleri Hariç İmalat 3,1,7-1,3 7, 1,,1,13 Petrol ve Ana Metal Ürünleri Hariç İmalat 3,, -,7, 1, 1,9,3 Elektrik, Gaz Üretimi ve Dağıtımı -3,33,3-3,39,19 -,99 -,9 -,1 Su Temini,1,7,9 19,9 3,7 1,,17 Ana Sanayi Gruplarına göre Yİ-ÜFE Ara Malı,9 3, -,3,9 1,19,9,1 Dayanıklı Tüketim Malları 3,,7 -, 1,,7, 11,37 Dayanıklı Tüketim Malları (Altın Hariç),9,7, 11,7 3,31,97 1, Dayanıksız Tüketim Malları 3,31, -,,73 1, 1,1 3, Sermaye Malı 1,33,1 -, -1, 1,9 1,3 7, Enerji,7 -,9 -, -,7 -,, -, Kaynak: TÜİK, TCMB. Yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi fiyatları yüzde,7 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu ise yüzde,33 olarak gerçekleşmiştir (Tablo 3.3.1, Grafik 3.3.). Bu dönemde, imalat sanayi fiyatlarında gerçekleşen artışlarda ham petrol fiyatlarındaki yükseliş belirleyici olurken gıda imalatı ve endüstriyel metal imalatındaki artışlar da öne çıkmıştır. Öte yandan, döviz kurlarındaki istikrarlı seyir bu baskıları sınırlamıştır. Sonuç olarak, yılın ikinci çeyreğinde ithalat fiyatları hem ABD doları hem Türk lirası bazında sınırlı oranda artmıştır (Grafik 3.3.3). Grafik Yurt İçi Üretici ve Tüketici Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik İmalat Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Yİ-ÜFE Petrol ve Ana Metal Hariç İmalat 1 TÜFE 1 İmalat Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK, TCMB. Bu dönemde ana sanayi gruplarının tüm kalemlerinde fiyat artışları gözlenmiştir (Tablo 3.3.1). Enerji fiyatları ham petrol fiyatlarının etkisiyle yüzde, oranında artmıştır. Ara malı fiyatlarındaki yüzde,9 oranındaki artışta demir-çelik fiyatları belirleyici olmuştur. Dayanıklı tüketim malları mücevherat 3 Enflasyon Raporu 1-III

33 kaynaklı olarak yüzde, oranında artmış, mücevherat dışı dayanıklı tüketim mallarının fiyatlarında ise mobilya kaynaklı daha sınırlı bir artış gözlenmiştir. Dayanıksız tüketim malları fiyatlarında kaydedilen artışta ise başta et ve et ürünleri olmak üzere gıda imalatı fiyatları belirleyici olmuştur. Bu gelişmelerle birlikte, üretici fiyatlarının ana eğilimi hakkında bilgi içeren petrol ve ana metal hariç imalat sanayisinde enflasyon eğilimi bir önceki döneme kıyasla yükselse de maliyet yönlü baskılar nispeten zayıf seyretmeye devam etmiştir (Grafik 3.3.). Grafik ABD Doları ve Türk Lirası Cinsinden İthalat Fiyatları* (Endeks, 1=1) 1 İthalat Fiyatları (ABD Doları) İthalat Fiyatları (TL) 1 Grafik Petrol ve Ana Metal Hariç İmalat Sanayi Fiyatları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Çeyreklik Yüzde Değişim) * Haziran ayı verisi tahmindir. Kaynak: TÜİK, TCMB. 3.. Tarım Ürünleri Üretici Fiyatları 1 I II IIIIV I II IIIIV I II IIIIV I II IIIIV I II IIIIV I II IIIIV I II Kaynak: TÜİK, TCMB. 1 Yılın ikinci çeyreğinde Tarım Üretici Fiyatları Endeksi (Tarım ÜFE) yüzde,1 oranında artış göstermiş, bu grupta yıllık enflasyon yaklaşık, puanlık artışla yüzde, olarak gerçekleşmiştir (Grafik 3..1). Bu dönemde, meyve ve sebze ürünlerinde yıllık enflasyon bir önceki çeyreğe kıyasla yükselmiştir. Canlı sığır ve çiğ süt üretici fiyatlarının yanı sıra tahıl fiyatlarında da buğday fiyatlarındaki yükselişe bağlı olarak artış kaydedilmiştir. Buna ek olarak şeker pancarı ve yaş çay alım fiyatlarında da yüksek oranlı artışlar gözlenmiştir. Grafik 3..1 Tarım Ürünleri ve Gıda Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Gıda Tarım Ürünleri (sağ eksen) 3 Grafik 3.. Tarım Fiyatları Ana Eğilim (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış 3 Aylık Ortalama Yüzde Değişim) 3 Gıda Tarım ürünleri (sağ eksen) Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle üç aylık ortalamalara göre tarım ürünleri üretici fiyatları ana eğilimi incelendiğinde belirgin bir yükseliş gözlenmektedir. Bu yükselişin gıda tüketici fiyatlarına da yansıdığı izlenmektedir (Grafik 3..). Enflasyon Raporu 1-III 31

34 Beklentiler Tüketici enflasyonunun Şubat ayından beri gösterdiği olumlu görünümün etkisiyle orta vadeli beklentilerdeki iyileşme 1 yılının ikinci çeyreğinde de devam etmiştir. Beklentilerin üzerinde gerçekleşen Haziran ayı enflasyonunun etkisiyle yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 7,1 oranına yükselmiş, ancak ilgili ayda orta vadeli beklentilerde kayda değer bir değişiklik gözlenmemiştir (Grafik 3..1). Enflasyon beklentileri vadeler bazında Nisan Enflasyon Raporu dönemi ile kıyaslandığında, orta vadeli beklentilerin seyrinde belirli bir farklılık olmadığı gözlenmiştir (Grafik 3..). Bununla birlikte enflasyon beklentileri halen 1 ve 17 yılsonları için yüzde olarak belirlenen hedefin üzerinde seyretmektedir. Grafik ve Ay Sonrasındaki TÜFE Beklentileri* (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik 3... Enflasyon Beklentileri Eğrisi* (Yıllık Yüzde Değişim) 9 Ay 1 Ay 9 11 Nisan 1 Enflasyon Hedefi Belirsizlik Aralığı Temmuz *TCMB Beklenti Anketi verileri olup, 13 yılı öncesi için ikinci anket dönemi beklentileridir. Kaynak: TCMB. *TCMB Beklenti Anketi nde çeşitli vadelerde oluşan enflasyon beklentileri kullanılarak doğrusal interpolasyon yöntemiyle oluşturulmuştur. 13 yılı öncesi için ikinci anket dönemi beklentileridir. Kaynak: TCMB. Orta vadeli enflasyon beklentilerinin olasılık dağılımları incelendiğinde, Temmuz ayında enflasyon beklentilerinde Nisan ayına kıyasla bir miktar iyileşme görülmektedir (Grafik 3..3 ve Grafik 3..). 1 ay sonrası için enflasyonun yüzde, ile 7,9 arasında gerçekleşmesine atfedilen olasılık artarken yüzde 7, ve üzerinde gerçekleşmesine atfedilen olasılıkta azalış gözlenmiştir. Gelecek aya ilişkin beklentilerin dağılımındaki iyileşme ise daha sınırlı kalmıştır. Grafik Gelecek 1 Aylık Enflasyon Beklentilerinin Olasılık Dağılımı* (Yüzde) Nisan 1 Temmuz 1 < 3, 3,-,9,-,9,-,9,-7,9 7, Grafik 3... Gelecek Aylık Enflasyon Beklentilerinin Olasılık Dağılımı* (Yüzde) 1 *Yatay eksen enflasyon beklenti aralıklarını, dikey eksen ise belirtilen aralığa karşılık gelen olasılık dağılımı tahminini ifade etmektedir. TCMB Beklenti Anketi verileri olup, 13 yılı öncesi için ikinci anket dönemi beklentileridir. Detaylı bilgi için Bkz.: TCMB Genel Ağ sayfasından "Veriler/Anketler/Beklenti Anketi/Yöntemsel Açıklama. Kaynak: TCMB. 3 1 Nisan 1 Temmuz < 3, 3,-,9,-,9,-,9,-7,9 7, Enflasyon Raporu 1-III

35 Kutu 3.1 Enflasyonla Mücadelede Gıda Fiyatlarının Önemi Gıda grubu, gerek tüketici fiyat endeksi içindeki ağırlığının gerekse fiyatlarının artış oranı ve oynaklığının yüksek olması sebebiyle fiyat istikrarı açısından en önemli alt grup konumundadır. Bu gruptaki fiyat hareketleri enflasyon üzerindeki doğrudan etkilerinin yanısıra başta hizmetler olmak üzere diğer alt gruplar üzerinde dolaylı etkiler oluşturmakta ve kısa vadede enflasyon seviyesi ve enflasyon beklentilerinin seyri üzerinde belirleyici olabilmektedir. Hanehalklarının zorunlu tüketim ihtiyaçları içerisinde gıda ürünleri birincil önemde olduğundan, gıda fiyatları sosyal açıdan da önem taşımaktadır. Gelir seviyesindeki artışa paralel olarak gıdanın endeks içindeki payı zamanla azalsa da, 1 yılı itibarıyla bu pay halen endeksin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır (Akçelik, 1). Bu nedenle gıda fiyatları başta enflasyon olmak üzere alım gücü, refah düzeyi, gelir dağılımı gibi önemli makroekonomik değişkenleri etkilemektedir. Dolayısıyla, gıda fiyatlarındaki gelişmeler fiyat istikrarı ve uzun dönemli makroekonomik istikrar açısından oldukça önemli rol oynamaktadır. Gıda Fiyatlarının Yüksek Seyri Mevsimsellikten arındırılmış fiyat endekslerinin seyri incelendiğinde, son on yıllık dönemde gıda fiyat endeksinin TÜFE ye kıyasla daha yüksek bir seviyede olduğu ve aradaki farkın özellikle 9 sonrasında belirginleştiği görülmektedir (Grafik 1). Ayrıca, fiyatlar genel düzeyinden ayrışmanın işlenmemiş gıda grubunda daha belirgin olduğu dikkat çekmektedir (Grafik ). Grafik 1. Fiyat Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, =1) TÜFE Gıda İşlenmemiş gıda Bu doğrultuda, -1 döneminde 1 yılı dışındaki tüm yıllarda, gıda grubu yıllık enflasyonu tüketici enflasyonundan yüksek gerçekleşmiş, gıda grubu tüketici enflasyonunun belirlenen hedeflerden sapmasında önemli rol oynamıştır. Yıl sonu gıda enflasyon gerçekleşmesinin o yılki enflasyon hedefinden farkını ve gıdanın tüketim sepetindeki ağırlığını bir arada değerlendirerek, bu grubun hedeften sapmaya sunduğu ortalama ek katkı Tablo-1 de hesaplanmıştır. Sonuçlar gıda enflasyonunun hedefle uyumlu gerçekleştiği bir varsayım altında, -1 döneminde ortalama tüketici enflasyonunun 1,3 puan daha düşük gerçekleşebileceğine işaret etmektedir. Bu durum, gıda ve tarımsal ürün piyasalarına dair alınabilecek önlemlerle enflasyonla mücadelede önemli kazanımlar sağlanabileceğini ortaya koymaktadır. Gıda fiyatlarındaki göreli yüksek seyir uluslararası karşılaştırmalarda da öne çıkmaktadır. Tüketici fiyatlarına oranla göreli gıda fiyatları ekonomik büyüklük, coğrafi yakınlık ve iklim koşullarına göre sınıflandırılmış Avrupa Birliği (AB) üyesi ülke gruplarıyla karşılaştırıldığında, Türkiye seviye bakımından olumsuz yönde ayrışmaktadır (Grafik 3). Göreli Kaynak: TÜİK, TCMB. gıda fiyat endeksindeki ayrışma özellikle 1 sonrası dönemde belirginleşmiştir. Grafik. Göreli Gıda Fiyat Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, =1, TÜFE ye Oranla) 1, 1,3 1, 1,1 1,,9 Kaynak: Akçelik ve Yüksel Yücel (1). Tablo 1. Tüketici Enflasyonunun Hedeften Sapmasında Gıda Grubunun Ortalama Ek Katkısı -1 Ortalama TÜFE Enflasyonu (%), Gıda Enflasyonu (%) 1, Enflasyon Hedefinden Ort. Sapma (% puan),9 Hedeften Sapmaya Gıdanın Ek Katkısı (% puan) 1, Kaynak: TÜİK, TCMB. Göreli gıda Göreli işlenmemiş gıda Enflasyon Raporu 1-III 33

36 Gıda fiyatlarının yüksek oynaklığı Türkiye de gıda enflasyonunun seviyesi kadar oynaklığı da yüksek seyretmektedir (Grafik 3). TCMB bünyesinde önceki dönemlerde yapılan çalışmalar, tüketici fiyat endeksi alt kalemleri arasında en yüksek oynaklığın işlenmemiş gıda kaleminde olduğuna ve ülkemizde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklığın boyutunun AB ülkelerine kıyasla belirgin şekilde yüksek olduğuna işaret etmiştir (Öğünç, 1). Bu konudaki güncel çalışmalar gıda fiyatlarındaki yüksek oynaklığın 1-1 döneminde de sürdüğünü göstermektedir (Tablo ). Türkiye nin 1 sonrası dönemde tüm ülke gruplarında en yüksek oynaklığa sahip ülke olarak belirmesi, olumsuz yönde bir ayrışmaya işaret etmektedir. -1 dönemi için bakıldığında da benzer bir tablo ortaya çıkmaktadır. Grafik 3. Ortalama Göreli Gıda Fiyatları* (=1) 1, 1, 1,1 1,1 1, 1,,9 Türkiye AB- Doğu Avrupa Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Akdeniz Ülkeleri Komşu Ülkeler * Belirtilen ülke gruplarının basit ortalamasını ifade etmektedir. Seçilmiş Avrupa Ülkeleri: Avusturya,Belçika,Danimarka,Almanya,Fransa,İrlanda,Hollanda,Portekiz,İspan ya,finlandiya, İsveç, Norveç,İsviçre, İngiltere, İtalya. Doğu Avrupa ülkeleri: Bulgaristan, Hırvatistan, Çekya, Yunanistan, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovakya, Slovenya. Akdeniz ülkeleri: Hırvatistan, Fransa,Yunanistan,İtalya, İspanya,Malta, Slovenya. Komşu ülkeler: Bulgaristan, Yunanistan Kaynak: Akçelik ve Yüksel Yücel (1). Tablo. Gıda Fiyatları Beklenmedik Oynaklığı* (1-1) Doğu Avrupa Ülkeleri Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Akdeniz Ülkeleri Komşu Ülkeler Türkiye,73 Türkiye,73 Türkiye,73 Türkiye,73 Bulgaristan,31 İsviçre,3 Malta,7 Bulgaristan,31 Macaristan, İngiltere, Slovenya, Yunanistan,1 Slovenya, Danimarka,1 Fransa,13 Polonya,19 Hollanda,17 Hırvatistan,13 Çekya,17 Avusturya,1 Yunanistan,1 Romanya,1 Norveç,1 İspanya, Slovakya,13 Finlandiya,1 İtalya,7 Hırvatistan,13 Fransa,13 Yunanistan,1 Belçika,11 Almanya,9 İsveç, Portekiz, İspanya, İrlanda,7 İtalya,7 Ortalama,19 Ortalama,13 Ortalama,1 Ortalama,1 * Beklenmedik oynaklık ölçütü olarak Alvarez ve Matea (1999) çalışmasındaki yaklaşım benimsenmiştir. Buna göre, ilgili oynaklık ölçütü her ülke için Demetra+ programı yardımıyla Tramo-Seats yöntemiyle tahmin edilen (seviye kayması, toplamsal uç değer gibi müdahale çözümlemeleri içeren) SARIMA modelinin kalıntılarının (residual) standart sapmasının 1 ile çarpılmasıyla elde edilmektedir. Model tahmininde logaritmik veriler kullanılmıştır. Kalıntılar örneklem dönemi: 1:- 1:. Ortalama değerleri Türkiye yi içermemektedir. Kaynak: Akçelik ve Yüksel Yücel (1). Oynaklıkta gözlenen yüksek seyirde işlenmemiş gıda fiyatları etkili olmaktadır. Nitekim, işlenmemiş gıda grubunun yıllık yüketici enflasyonuna yaptığı katkı -1 ile puan gibi geniş bir aralıkta değişerek, aydan aya önemli dalgalanmalar gösterebilmektedir (Grafik ). Bu seyir tüketici enflasyonunun analiz ve tahmininde önemli bir belirsizlik unsuru oluşturmakta ve beklenti yönetimini zorlaştırmaktadır. Grafik. İşlenmemiş Gıdanın Yıllık Tüketici Enflasyonuna Katkısı (Yüzde puan), 3,, 1,, -1, -, Kaynak: TÜİK, TCMB. 3 Enflasyon Raporu 1-III

37 İşlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklığın görece yüksek olmasının nedenleri hesaplanma yöntemine ilişkin hususlar ile yapısal unsurlar olarak iki temel grupta ele alınabilir (TCMB Enflasyon Raporu 11-I). İşlenmemiş gıdadaki oynaklığın temel belirleyicisi olan taze meyve ve sebze ürün fiyatları endekse dahil edilirken tercih edilen ağırlık ve fiyatların endekslere dahil edilme yöntemleri, fiyatlardaki oynaklığı etkileyebilmektedir (Atuk ve diğerleri, 13). İşlenmemiş gıda grubu oynaklığına etki eden bir diğer faktör olan yapısal unsurlar ise üretimin iklim koşullarına yüksek bağımlılığı, depolama faaliyetlerinin geliştirilmesi ihtiyacı, üretici ile nihai tüketici arasındaki uzun dağıtım zinciri ile denetim/gözetim mekanizmalarındaki iyileştirme alanları gibi unsurlar fiyatlarda yüksek oynaklığa yol açan yapısal faktörler olarak öne çıkmaktadır. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi Gıda fiyatlarındaki artışların ve yüksek oynaklığın tüketici enflasyonu üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiler gıda ve tarımsal ürün piyasalarının yakından takibini gerekli kılmıştır. Bu çerçevede, 9 Aralık 1 tarih ve 9 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 1/ sayılı Başbakanlık Genelgesi ile Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi (Komite) oluşturulmuştur. Komite, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında; Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, Kalkınma ve Maliye Bakanlıklarının Müsteşarları, Hazine Müsteşarı, Başkanı ve Türkiye İstatistik Kurumu Başkanının katılımıyla toplanmaktadır. Komitenin temel amacı; gıda ve tarım ürünlerinin kısa ve uzun vadeli arz-talep, ihracat-ithalat ve üretim-tüketim değişimleri ile bu değişimlerin ve dağıtım zincirindeki gelişmelerin fiyatlara olası etkilerinin izlenmesi ve değerlendirilmesi, gerekli görülmesi halinde, alınacak tedbirlere ve uygulanacak politikalara ilişkin önerilerde bulunulmasıdır. Genelde üç ayda bir toplanan komite, gerektiğinde başkan veya üyelerden birinin talebi üzerine de toplanabilmektedir. Komitenin bir alt grubu olan Çalışma Grubu düzenli olarak bir araya gelmekte, elde ettiği bulguları Komite ye sunmaktadır. Bu kapsamda görüşülen konular Komite tarafından Ekonomi Koordinasyon Kurulu na raporlanmaktadır. Komitede şu ana kadar başta kırmızı et olmak üzere birçok ürün analiz edilmiş ve alınabilecek tedbirler görüşülmüştür. Çalışma grubu sektör temsilcileriyle sorunların tespitine ve alınabilecek önlemlere yönelik görüşmeler gerçekleştirerek bunları Komite ye düzenli olarak raporlamıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi nin katılımıyla başta buğday olmak üzere hububat fiyatlarının gelişimi ve maliyetler incelenmiş, tedbirler değerlendirilmiştir. Çeşitli tarımsal ürünlerde ilgili Bakanlıklarca inceleme, tespit ve denetim faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Gerekli görülen durumlarda Rekabet Kurumu Başkanlığı ndan inceleme talep edilmiştir. Bazı ürünlerde dış ticaret önlemleri değerlendirilmiştir. Bugüne kadar kırmızı et, çay, fındık, zeytinyağı, ekmek ile çeşitli yaş meyve ve sebzeler için üreticiden tüketiciye uzanan zincire dair ürün marj analizleri yapılmıştır. Komitede piyasa izleme ve değerlendirme faaliyetlerine ek olarak, sorumlu kurum öncülüğünde ilerleyen yapısal konuları da içerebilen çeşitli tedbir çalışmaları da yürütülmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 3

38 Ekmek Dana Eti Koyun Eti Çay Ayçiçek Yağı Tavuk Eti Zeytinyağı Zeytin Limon Toz Şeker Komite. toplantısında Mayıs ayı itibarıyla tüketici enflasyonuna yüksek katkı yapan ürünlere dair değerlendirmelerde bulunmuştur (Grafik ). Özellikle kırmızı et ile ilgili alınan tedbirlerin sonuçları yakından izlenmektedir. Kırmızı et alanında arz açığını dengelemek ve ülkemizde üretilen besi materyalinin nitelik olarak iyileştirilmesini sağlamak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından bir dizi çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmalar kapsamında; 3 Mayıs 1 tarihinde Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Et ve Süt Kurumu Genel Müdürlüğü nce 1 yılı sonuna kadar kullanılmak üzere sıfır gümrük vergisi ile besilik ve damızlık canlı hayvan ithalatı tarife kontenjanı açılmıştır. Kırmızı ette alınan tedbirler neticesinde fiyatların artış eğilimi yakın dönemde yerini ılımlı bir seyre bırakmıştır (Grafik 3..3). Kırmızı et fiyatlarında istikrarın sağlanabilmesi için kısa vadeli ithalat politikasının orta ve uzun vadeli yapısal tedbirlerle desteklenmesi önem arz etmektedir. Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kapsamında yapılan çalışmalar, ülkemizde kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması konusunda kurumların gösterebileceği ortak çabaya dair değerli bir örnek teşkil etmektedir. Bu alanda elde edilen kazanımların kalıcılığının sağlanabilmesi, çabaların derinleştirilerek yapısal konulara da odaklanması ve bu doğrultuda gıda ile ilişkili gruplarda enflasyonun tüketici enflasyon hedefi ile uyumlu seviyelere gerilemesi büyük önem arz etmektedir. Komite çalışmaları neticesinde ürünler bazında detaylı çözüm önerileri üretilmiş olması, bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Grafik. Gıda Ürünlerinin Yıllık Tüketici Enflasyonuna Katkısı* (İlk 1 Ürün, Mayıs 1),3,,,1,1,,,7,17,11,11 *Yıllık enflasyona basit katkılar doğrudan bir ürün fiyatının yıllık artış oranının o ürünün güncel ağırlığıyla çarpılması ile elde edilmiştir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynakça Akçelik, F. (1). Income Groups and Inflation in Turkey. Yüksek Lisans Tezi, ODTÜ İktisat Bölümü. Akçelik, F. ve C. Yüksel Yücel (1). Türkiye de Gıda Fiyatları: Uluslararası Bir Karşılaştırma. TCMB Ekonomi Notları No. 1/3. Alvarez, L.J. ve M.L.L, Matea (1999). Underlying Inflation Measures in Spain. Documento de Trabajo Sayı:9911, Servicio de Estudios, Banco de Espana. Atuk, O., Özmen M. U. ve O. Sevinç (13). Treatment of Seasonal Products and CPI Volatility. Central Bank Review, 13(1), sayfa 1-. TCMB Enflasyon Raporu 11-I, Kutu 3.1, İşlenmemiş Gıda Fiyatlarında Oynaklığın Nedenleri. Öğünç, F. (1). Türkiye de İşlenmemiş Gıda Enflasyonunda Oynaklık: Durum Tespiti, TCMB Ekonomi Notları No. 1/. 3 Enflasyon Raporu 1-III

39 . Arz ve Talep Gelişmeleri 1 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYİH verilerine göre iktisadi faaliyet Nisan Enflasyon Raporu nda ortaya konulan görünümle uyumlu bir seyir izlemiş ve dönemlik bazda yüzde,, yıllık bazda yüzde, oranında artmıştır. Üretim tarafından değerlendirildiğinde, ilk çeyrekte dönemlik büyümeye en yüksek katkıyı yapan kalemler tarım ve sanayi olurken, inşaat ve hizmet kalemlerinin katkısı görece sınırlı olmuştur. Harcama yönünden incelendiğinde, çeyreklik bazda büyümedeki artışın temel olarak özel kesim talebinden kaynaklandığı görülmektedir. Bu dönemde tüketim talebi büyümenin sürükleyicisi olurken yatırım talebi ve net ihracat büyümeyi azalış yönünde etkilemiştir. 1 yılı ikinci çeyreğine ilişkin açıklanan veriler iktisadi faaliyette ek bir iyileşmeye işaret etmemektedir. Sanayi üretimi Nisan-Mayıs döneminde bir önceki çeyrek ortalamasının yüzde, oranında altında kalmıştır. İç talebe ilişkin satış, üretim ve ithalat göstergeleri nihai yurt içi talepte dönemlik bazda artışa işaret ederken, artışın ilk çeyrekten daha düşük oranda gerçekleşebileceğine dair sinyaller içermektedir. Buna ek olarak, Nisan-Mayıs dönemi dış ticaret verilerine göre dış talebin büyümeye olumlu katkısının sınırlı olacağı tahmin edilmektedir. 1 yılında iç talebin özellikle tüketim harcamaları kaynaklı olarak artış seyrini sürdüreceği ve dış talebin ihracat pazarlarımızda öngörülen ılımlı büyümenin etkisiyle toparlanma eğilimi sergileyeceği düşünülmektedir. Öte yandan, bu dönemde iç talebin seyrine bağlı olarak ithalat talebinin artacağı ve net ihracatın büyümeye negatif katkı yapacağı tahmin edilmektedir. Büyümeye ilişkin riskler özellikle dış talep kaynaklı olmak üzere aşağı yönlüdür. Jeopolitik gelişmeler, Avrupa Birliği nin siyasi ve kurumsal bütünlüğüne dair endişelerin Avrupa ekonomisi üzerinde oluşturduğu belirsizlik ve petrol fiyatlarının petrol ihracatçısı dış ticaret ortaklarımıza yapabileceği olumsuz gelir etkisi dış talep üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Öte yandan, turizm sektöründeki gelişmeler iktisadi faaliyet, istihdam ve cari denge üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Bu görünüme rağmen, süregelen makroihtiyati tedbirler ve emtia fiyatlarındaki düşük seyir çerçevesinde 1 yılında cari işlemler dengesinde iyileşmenin devam etmesi beklenmektedir.1. Arz Gelişmeleri TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, 1 yılının birinci çeyreğinde GSYİH bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde, oranında artmıştır. Bu dönemde tüm ana sektörlerin katma değerinde artış kaydedilmiştir (Grafik.1.1). Sanayi katma değeri, sanayi üretimi verisine yakın şekilde yüzde,7 oranında artmış, hizmet katma değeri yıllık artış oranı ise yüzde, ile bir önceki çeyrektekine yakın gerçekleşmiştir. Tarım katma değeri artışı tarihsel ortalamalarına dönerken, inşaat katma değeri artış hızı kış aylarındaki olumlu hava şartlarının etkisiyle bir miktar ivmelenerek yüzde, olmuştur. Net vergi kaleminin katkısı 1 yılına kıyasla gerilese de devam etmiştir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre ise GSYİH bir önceki çeyreğe göre yüzde, oranında artış kaydetmiştir (Grafik.1.). Dönemlik olarak en yüksek artış yüzde 3, ile tarım sektöründe gerçekleşmiştir. Sanayi ve inşaat katma değeri artış oranları yüzde 1, ile ılımlı bir görünüm ortaya koymuştur. Hizmetler sektöründeki artış ise yüzde,3 ile sınırlı oranda kalmıştır. Enflasyon Raporu 1-III 37

40 Grafik.1.1. GSYİH Yıllık Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Yüzde Puan) Kaynak: TÜİK. Net Vergi Tarım İnşaat Sanayi Hizmetler GSYİH Grafik.1.. GSYİH Çeyreklik Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde Puan) Kaynak: TÜİK. Net Vergi Tarım İnşaat Sanayi Hizmetler GSYİH Nisan-Mayıs dönemi itibarıyla sanayi üretimi yıllık artış hızında bir miktar yavaşlama söz konusudur (Grafik.1.3). Benzer şekilde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi verisi de son dönemlerdeki ılımlı artış eğiliminin yılın ikinci çeyreğinde korunamadığına işaret etmektedir. Nitekim bu dönemde sanayi üretimi ilk çeyrek ortalamasının yüzde, oranında altında seyretmektedir (Grafik.1.). Haziran ayı verisiyle birlikte bu görünümde biraz daha toparlanma gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Ancak çeyrek genelinde önceki çeyreklere kıyasla daha zayıf olan görünümün korunması beklenmektedir. Grafik.1.3. Sanayi Üretim Endeksi (Yıllık Yüzde Değişim) SÜE *Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır. Kaynak: TÜİK. Takvim Etkisinden Arındırılmış-SÜE * Grafik.1.. Sanayi Üretim Endeksi (Mevsimsellikten Arındırılmış, Çeyreklik Yüzde Değişim) * *Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır. Kaynak: TÜİK yılı ikinci çeyreğinde anket göstergeleri gerçekleşmeleri teyit eder niteliktedir. PMI yeni siparişler ve üretim sorularına verilen yanıtların ikinci çeyrek ortalamaları durağan seviyenin bir hayli altında kalmış ve üretimde ilk çeyreğe göre yavaşlamaya işaret etmiştir (Grafik.1.). İYA verilerinden şu anda kayıtlı siparişler ve son üç ay sipariş miktarı sorularına verilen cevaplar, özellikle dış talepteki seyrin üretim artışını sınırladığını ortaya koymaktadır (Grafik.1.). Ayrıca, jeopolitik risklerin önemini koruması ile tüketici ve yatırımcı güveninin düşük seviyelerde seyretmesi nedeniyle güven kanalından üretime bir destek gelmemektedir. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde üretimdeki artış eğiliminin ılımlı bir seyir göstermesi beklenmektedir. 3 Enflasyon Raporu 1-III

41 Grafik.1.. PMI ve PMI Üretim (Mevsimsellikten Arındırılmış) Grafik.1.. İYA - Son Üç Ay Sipariş Miktarı (Arttı-Azaldı, Mevsimsellikten Arındırılmış) PMI-Yeni Siparişler PMI Üretim İç Piyasa İhracat Kaynak: Markit. Kaynak: TCMB... Talep Gelişmeleri 1 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYİH verileri harcama tarafından incelendiğinde, yıllık büyümenin beklentiler doğrultusunda nihai yurt içi talep kaynaklı olduğu gözlenirken, net ihracatın yıllık büyümeye katkısı bir çeyrek aranın ardından yeniden eksi değer almıştır (Grafik..1). Bu dönemde, nihai yurt içi talebin katkısı tamamen tüketim harcamalarından gelirken, toplam yatırımlar büyümeye katkı yapmamıştır. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre ise ilk çeyrekte nihai yurt içi talep GSYİH ye göre daha kuvvetli bir artış kaydetmiştir (Grafik..). Yatırımlar dönemlik büyümeye düşürücü yönde katkı yaparken, dönemlik artışın kaynağı tüketim harcamaları olmuştur. Stok değişimi ve net ihracat da dönemlik büyümeyi sınırlayan diğer bileşenlerdir. Grafik..1. Talep Yönünden Yıllık Büyümeye Katkılar (Yüzde Puan) Kaynak: TÜİK. Net İhracat Nihai Yurt İçi Talep Stok Değişimi GSYİH Grafik... GSYİH ve Nihai Yurt İçi Talep (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) Kaynak: TÜİK. GSYİH Nihai Yurt İçi Talep Özel tüketim harcamaları yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde,9 artarak 1 yılı son çeyreğinden beri en yüksek dönemlik artışı kaydetmiştir. Detaylara bakıldığında, hem dayanıklı tüketim malı hem de diğer kalemlerde artış gözlenmektedir. Ancak dayanıklı mal haricinde kalan mal ve hizmetlerin artış hızında önceki çeyreklere göre ivmelenme daha dikkat çekicidir. Kamu tüketim harcamalarında ise artış eğilimi korunmuştur. Yatırımlar tarafında, hem özel hem kamu harcamaları görece zayıf bir görünüm sergilemiştir. Toplam makine-teçhizat yatırımları her iki kesim için de bir önceki çeyreğe göre düşüş kaydederken, inşaat yatırımları olumlu hava koşullarının da desteğiyle özel kesim Enflasyon Raporu 1-III 39

42 kaynaklı ılımlı bir artış kaydetmiştir (Grafik..3). Özetle, gerek özel kesim gerekse kamu kesimi talebi tüketim kanalıyla artış göstermiş, yatırımlar ise zayıf seyretmiştir (Grafik..). Grafik..3. Özel Yatırımlar ve GSYİH (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) Grafik... Özel ve Kamu Kesimi Talebi (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) 1 11 GSYİH Özel Makine Teçhizat Özel İnşaat Özel Kesim Talebi Kamu Kesimi Talebi Kaynak: TÜİK Kaynak: TÜİK. 1 yılının ikinci çeyreğine ilişkin veriler ilk çeyrekteki görünümün büyük ölçüde korunacağına işaret etmektedir. Bu bağlamda, iktisadi faaliyetin artış eğiliminin ikinci çeyrekte sürmesi beklenirken, artış hızının ilk çeyreğe göre daha düşük olabileceği değerlendirilmektedir. Büyümeye öncülük eden tüketim mallarının üretimi ve ithalatı ilk çeyreğe göre artış kaydetmemektedir (Grafik..). Diğer taraftan, otomobil satışlarında canlanma devam etmektedir (Grafik..). Yatırımlar tarafında makine-teçhizat üretimi sınırlı oranda artarken, ithalatı gerilemektedir (Grafik..7). İnşaat yatırımları ile ilişkili olan metalik olmayan mineral maddelerin üretimi ve ithalatı ise düşüş kaydetmiştir (Grafik..). Grafik... Tüketim Malları Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) Üretim 1 İthalat (sağ eksen) * Grafik... İç Piyasa Otomobil ve Beyaz Eşya Satışları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Bin Adet) Otomobil Satışları Beyaz Eşya Satışları (sağ eksen) * Nisan-Mayıs dönemi ortalamasıdır. Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜRKBESD, ODD, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III

43 Grafik..7. Makine-Teçhizat Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) Grafik... Mineral Maddeler Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) 1 Üretim İthalat 1 1 Üretim İthalat (sağ eksen) * * * Nisan-Mayıs dönemi ortalamasıdır. Kaynak: TÜİK, TCMB. * Nisan-Mayıs dönemi ortalamasıdır. Kaynak: TCMB. 1 yılının ilk çeyreğinde mal ve hizmet ihracatı ve ithalatı artarken, ithalattaki artış daha kuvvetli gerçekleşmiştir (Grafik..9). Böylece ilk çeyrekte net ihracatın dönemlik büyümeye katkısı negatif olmuştur. Dış ticaret ana eğilimini daha sağlıklı yansıtan mal bazında altın hariç miktar endeksleri değerlendirildiğinde de benzer bir görünüm oluşmaktadır. Artan nihai yurt içi talebin ithalat talebini arttırdığı, jeopolitik gelişmelerin ise ihracat artışını sınırladığı düşünülmektedir. Mayıs ayı itibarıyla önceki çeyreğe kıyasla altın hariç ihracat miktar endeksi artarken, altın hariç ithalat miktar endeksi sınırlı azalış kaydetmiştir (Grafik..1). Haziran ayı verisiyle birlikte iki göstergenin de ilk çeyreğe göre artış kaydetmesi beklenmektedir. Diğer taraftan, jeopolitik faktörler net ihracatın cari dengeye ve büyümeye olumlu katkısı üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaya devam etmektedir. Ancak küresel ekonomideki ılımlı toparlanma ile birlikte ihracatımızın pazar değiştirme esnekliğinin yüksek olması ve bölgede son dönemde ortaya çıkan olumlu gelişmeler bu riskleri sınırlayabilecektir. Grafik..9. Mal ve Hizmet İhracat ve İthalatı ile GSYİH (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) Grafik..1. İhracat ve İthalat Miktar Endeksleri (Altın Hariç, Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) GSYİH İhracat İthalat (sağ eksen) İhracat İthalat * Kaynak: TÜİK. * Nisan-Mayıs dönemi ortalamasıdır. Kaynak: TÜİK, TCMB. Özetle, 1 yılının ilk çeyreğinde iktisadi faaliyet temelde tüketim harcamaları kaynaklı olarak artış kaydetmiştir. İkinci çeyrekte yurt içi talebe ilişkin satış, üretim ve ithalat göstergeleri de dönemlik bazda artışa işaret etmekte, ancak bu artışın ilk çeyrekten daha düşük oranda gerçekleşebileceğine dair sinyaller içermektedir. Buna ek olarak, Nisan-Mayıs dönemi dış ticaret verilerine göre dış talebin büyümeye olumlu katkısının sınırlı olacağı tahmin edilmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 1

44 1 Görünümü 1 yılı ikinci çeyreğinde yurt içi talebe ilişkin gerçekleşmeler Nisan Enflasyon Raporu ile uyumlu bir görünüm arz etmektedir. İlk çeyrekte kuvvetli bir artış sergileyen özel tüketim harcamaları ikinci çeyrekte de büyümeyi desteklemektedir. Nitekim, yılın ikinci çeyreğinde otomobil, beyaz eşya ve konut satışlarındaki seyir dayanıklı tüketim mallarına; gıda ve giyim perakende satışlarındaki yükseliş ise dayanıksız tüketim mallarına dair talebin olumlu seyrettiğine işaret etmektedir. Tüketim harcamalarında temelde ücretlerdeki artışın etkisiyle gözlenen güçlü seyrin yıl genelinde korunacağı tahmin edilmektedir. Belirgin ücret artışından bu yana istihdamda olumsuz bir eğilimin gözlenmemesi gelir kanalının sınırlanmadan özel tüketimi beslediğini göstermektedir (Grafik.3.1 ve Grafik.3.). Tüketici kredilerindeki ılımlı seyir ve enflasyonda gözlenebilecek iyileşme de bu dönemde tüketim harcamalarını destekleyebilecektir. Grafik..11. Tüketici Güven Endeksleri BloombergHT TÜİK-TCMB (sağ eksen) 7 Grafik..1. Yatırım ve İstihdam Eğilimi (Mevsimsellikten Arındırılmış, Arttı-Azaldı) 3 1 İstihdam Eğilimi Yatırım Eğilimi * *Temmuz ayı verisidir Kaynak: TÜİK, TCMB, BloombergHT. Kaynak: TCMB. İç talep koşulları ve küresel ekonomideki ılımlı büyümenin etkisiyle özel yatırımlarda 1 yılının ikinci yarısında sınırlı bir artış gözlenebileceği değerlendirilmektedir. Yatırım eğiliminin geçen senenin aynı dönemine kıyasla bir miktar toparlanmasına rağmen belirgin bir iyileşme göstermemesi ve yakın dönem ortalamalarının sınırlı oranda üstünde olmakla beraber kapasite kullanım oranında önemli bir yükseliş olmaması 1 yılında yatırımlardaki artışın sınırlı olmasında rol oynayacak faktörlerdendir (Grafik..1). 1 yılında ihracat pazarlarımızda öngörülen toparlanmanın ihracat büyümesini destekleyeceği düşünülmektedir (Grafik..13). Nitekim, AB deki kademeli toparlanma ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle ihracatta hedef bölge kompozisyonundaki değişime bağlı olarak, Türkiye nin AB deki pazar payı artış eğilimini korumaktadır (Grafik..1). Diğer taraftan, ücretlerdeki artış ile birim iş gücü maliyetindeki yükseliş ve yılın ilk yarısında reel kurda gözlenen değerlenme ihracatta fiyat rekabetini zorlaştırmaktadır. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde ihracatımızın gelir esnekliğinin yüksek olduğu AB gibi ülkelerde iktisadi faaliyetin seyri ihracatta ilk çeyrekte gözlenen güçlü artışın sürdürülmesi yönünden önem taşımaktadır. Enflasyon Raporu 1-III

45 Grafik..13. İhracat Ağırlıklı Küresel Büyüme (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik..1. Türkiye nin AB İthalatındaki Payı (Nominal, Mevsimsellikten Arındırılmış, 3 Aylık Ortalama),, 3, 3, 3 1, 1,7 1, 3, 3, 3, 3, , 3,,,,,, 3, 3,,,,,, Kaynak: TCMB. Kaynak: Eurostat. Büyümeye ilişkin riskler dış talep kaynaklı olmak üzere aşağı yönlüdür. Jeopolitik gelişmeler, Brexit in Avrupa ekonomisine dair oluşturduğu belirsizlik ve petrol fiyatlarının petrol ihracatçısı dış ticaret ortaklarımıza yapabileceği olumsuz gelir etkisi dış talep üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Bunlara ek olarak, yakın dönemde açıklanan verilerle Çin deki yavaşlamanın keskinliğine dair endişeler azalsa da, söz konusu yavaşlamanın ve sert inişi engellemek için alınan tedbirlerin küresel emtia ve finans piyasaları açısından negatif risk oluşturmaya devam ettiği düşünülmektedir. Benzer şekilde, Fed para politikasındaki normalleşme de küresel finansal piyasalar açısından risk teşkil etmeyi sürdürmektedir. Öte yandan, son dönemde yurt içinde yaşanan gelişmeler iç talep üzerinde, turizm sektöründeki gelişmeler ise iktisadi faaliyet, istihdam ve cari denge üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Özetle, 1 yılında iç talebin özellikle tüketim harcamaları kaynaklı olarak artışını sürdüreceği ve dış talebin ihracat pazarlarımızda öngörülen ılımlı büyümenin etkisiyle toparlanma eğilimi sergileyeceği düşünülmektedir. Önümüzdeki döneme ilişkin risklerin özellikle dış talep kaynaklı olarak aşağı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. Talep kompozisyonundaki bu görünüme rağmen makroihtiyati tedbirler ve emtia fiyatlarındaki düşük seyir çerçevesinde 1 yılında cari işlemler dengesinde iyileşmenin devam etmesi beklenmektedir..3. Emek Piyasası 1 yılı genelinde yataya yakın bir seyir izleyen işsizlik oranları, 1 yılının Ocak ile Nisan dönemleri arasında gerilemiştir (Grafik.3.1). Yılın ilk çeyreğinde katılım oranında artış yaşanmaması işsizlik oranlarının azalmasına yardımcı olmuştur. Mart ve Nisan dönemlerinde katılım oranındaki yükselişe rağmen tarım dışı istihdam artışının devam etmesi işsizlik oranlarındaki gerilemenin sürmesini sağlamıştır (Grafik.3.). Enflasyon Raporu 1-III 3

46 Grafik.3.1. İşsizlik Oranları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde) İşgücüne Katılım Oranı (sağ eksen) İşsizlik Oranı Tarım Dışı İşsizlik Oranı * * Nisan dönemi. Kaynak: TÜİK Grafik.3.. Üç Aylık Tarım Dışı İşsizlik Oranı Değişimine Katkılar (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde puan) * Kaynak: TÜİK. *Nisan dönemi itibarıyla iki aylık fark. İstihdamın Etkisi Katılım Oranı Etkisi Nüfus Artışı Etkisi Tarım Dışı İşsizlik Oranı (üç aylık fark) yılının Ocak ve Nisan dönemleri arasında tarım dışı istihdamın sürükleyicisi hizmet sektörü olmuştur. İnşaat sektörü istihdam artışına ılımlı katkı vermeyi sürdürürken, yılın ilk çeyreğinde gerileyen sanayi istihdamı Mart ve Nisan dönemlerinde toparlanmıştır (Grafik.3.3). Bu dönemde hizmetler istihdamındaki artışa en önemli katkı kamu yönetimi, eğitim ve sağlık sektörlerinden gelirken ticaret, lokanta ve otel sektörü istihdamının katkısı, turizm faaliyetlerindeki gerilemenin de etkisiyle, sınırlı olmuştur (Kutu.1). Tarım dışı sektörlerde kayıtlı istihdam sınırlı miktarda artarken kayıt-dışı istihdamda yükseliş gözlenmiştir (Grafik.3.). Ocak 1 da asgari ücrette gerçekleştirilen artışın kayıt-dışılık oranının artış eğilimi sergilemesinde etkili olduğu değerlendirilmektedir (Kutu.). Grafik.3.3. Tarım Dışı İstihdamdaki Üç Aylık Yüzde Değişime Katkılar (Mevsimsellikten Arındırılmış, Puan) Hizmetler Sanayi İnşaat Tarım Dışı İstihdam Grafik.3.. Tarım Dışı Sektörlerde Kayıtlı ve Kayıt-dışı İstihdam (Mevsimsellikten Arındırılmış, Milyon Kişi)* 17, Kayıtlı istihdam Kayıt-dışı istihdam (sağ eksen), 3 3 1, 7, 1 1 1, 1, 13, 1,,,, , 3, - - 1,, Kaynak: TÜİK. *1 yılı Şubat döneminde yapılan revizyon nedeniyle, gölgeli alan verileri önceki veriler ile karşılaştırılmamadır. Kaynak: TÜİK, TCMB. İmalat sanayi istihdamı için bir gösterge niteliği taşıyan PMI istihdam değeri Haziran ayında gerileyerek nötr değerine yakın bir seviyede gerçekleşmiştir (Grafik.3.). PMI istihdam değerinin son dönemde izlediği seyir, sanayi istihdamında bir canlanma olmayacağına işaret etmektedir. Kariyer.net internet sitesi tarafından sağlanan verilere göre, 1 yılının ikinci çeyreğinden itibaren yatay bir seyir izleyen toplam iş ilanlarında 1 yılının ikinci çeyreğinde artış gözlenmiştir. Bununla birlikte, iş başvurularındaki yükseliş neticesinde ilan başına başvuru sayısında bir miktar artış gerçekleşmiştir (Grafik.3.). Bu çerçevede, öncü göstergeler önümüzdeki dönemde işsizlik oranlarındaki gerilemenin devam etmeyebileceğine işaret etmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

47 Grafik.3.. PMI İstihdam Değeri (Mevsimsellikten Arındırılmış) Grafik.3.. Kariyer.net Toplam İş İlanı ve İlan Başına Başvuru (Mevsimsellikten Arındırılmış) Kariyer.net Toplam İş İlanı (bin adet) Kariyer.net İlan Başına Başvuru Sayısı (sağ eksen) Kaynak: Markit. Kaynak: Kariyer.net, TCMB. 1 yılının ilk çeyreğinde ücretler, asgari ücretteki artışın da etkisiyle, reel olarak artış göstermiştir (Grafik.3.7). Asgari ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerde ücret artışları daha belirgin olmuştur (Kutu.). İstihdam artışı ile birlikte ücret artışlarının gelir kanalı üzerinden hane halkı tüketimini desteklediği düşünülmektedir. Diğer taraftan birim işgücü maliyetleri artmış ve firma maliyetleri üzerinde artış yönünde baskı oluşturmaya devam etmiştir. Sanayi sektöründe verimlilik artışlarının olması nedeniyle birim işgücü maliyetlerindeki artış sınırlı kalırken, verimlilik kazanımlarının olmadığı hizmetler sektöründe birim işgücü maliyetleri önemli oranda artmıştır (Grafik.3.). Grafik.3.7. Tarım Dışı Sektörlerde Saatlik İşgücü Maliyeti (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) Kazanç Endeksi (Yıllık Yüzde Değişim, sağ eksen) Reel Kazanç Endeksi* Reel Asgari Ücret* Grafik.3.. Birim İşgücü Maliyeti* (Yıllık Yüzde Değişim) Sanayi Hizmetler * Reelleştirilirken TÜFE kullanılmıştır. Kaynak: TÜİK, ÇSGB, TCMB. * Hizmetler sektöründe birim ücret, toplam ücret ödemelerinin hizmet fiyatlarıyla reelleştirilmiş ciroya bölünmesi ile hesaplanmıştır. Sanayi sektöründe ise toplam ücret ödemeleri üretime bölünmüştür. Kaynak: TÜİK, TCMB. Özetle, 1 yılının ilk aylarında, asgari ücret artışı ve turizm faaliyetlerindeki duraklamaya rağmen, istihdam artmış ve işsizlik oranları azalmıştır. Kamu yönetimi ve toplumsal hizmetler başta olmak üzere hizmet sektörlerindeki istihdam artışları işsizlik oranlarının gerilemesine sebep olmuştur. Önümüzdeki dönemde, istihdamda ılımlı artışların devam etmesi beklenmekte, ancak işsizlik oranlarındaki gerilemenin devam etmeyebileceği öngörülmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

48 * * Kutu.1 Turizm Sektöründeki Gelişmelerin Cari İşlemler Dengesi, Büyüme ve İstihdam Üzerine Etkileri Turizm, yurt dışından döviz girişi sağlaması ve istihdam yoğun olması nedeniyle ekonomik aktivite açısından önemli bir sektördür. Bu kutuda, turizm gelirlerinde gözlenen değişimin cari işlemler hesabı, büyüme ve istihdam üzerindeki olası etkileri incelenecektir. Grafik 1. Seyahat Gelirlerinin Dış Ticaret Dengesini Karşılama Oranı (Yüzde) Grafik. Seyahat Geliri ve Ziyaretçi Sayısı Seyahat Geliri (milyar ABD doları) Ziyaretçi Sayısı (milyon kişi) *Mayıs ayı itibarıyla 1-aylık. Kaynak: TCMB, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Cari İşlemler Hesabına Etkiler Ödemeler dengesi istatistiklerinde turizm gelirleri temel olarak seyahat gelirleri kalemi altında kaydedilmektedir. Bunun yanı sıra, turizm faaliyetleri, uluslararası yolcu ve bagaj taşımacılığına ilişkin gelirler ile telekomünikasyon ve bilgi hizmetleri gelirlerini içeren diğer hizmet geliri kanallarıyla da cari işlemler hesabına katkıda bulunmaktadır. Cari işlemler hesabının temel belirleyicilerinden olan seyahat gelirleri, dış ticaret açığının önemli bir kısmını karşılamaktadır (Grafik 1). Son yıllarda seyahat gelirlerinin dış ticaret açığını karşılama oranı ortalama olarak yüzde civarında seyretmektedir. Diğer gelir kanallarına etkisi de göz önüne alındığında, turizm gelirlerindeki artışın sürekliliği cari açığı sınırlandıran bir etken olarak önem arz etmektedir. 1 yılı Ocak-Mayıs döneminde seyahat gelirleri, jeopolitik gelişmeler kaynaklı olarak, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,; gelirlerin hesaplanmasına temel oluşturan çıkan turist sayısı ise yüzde 19, düşmüştür (Grafik ). Turist sayısı ülkelere göre incelendiğinde, bu dönemde gerilemeye en yüksek katkının Rusya, Almanya ve Irak tan geldiği gözlenmektedir. Rusya dan gelen turist sayısı yılın ilk beş ayında yüzde 79, oranında düşmüştür (Grafik 3). Bu dönemde, İran, İsrail ve Ürdün den gelen turist sayısında artışlar gözlense de toplam ziyaretçi sayısındaki gerileme telafi edilememiştir. Seyahat gelirlerinde yılın ilk beş ayında gözlenen yüzde 1, oranındaki düşüş, cari açığı 1,7 milyar ABD doları artırıcı etkide bulunmuştur. Ancak, seyahat gelirleri tarihsel olarak çeyrekler itibarıyla incelendiğinde, gelirlerin özellikle yılın üçüncü çeyreğinde yoğunlaştığı gözlenmektedir (Grafik ). Bu nedenle, önümüzdeki dönemde ziyaretçi sayısındaki gelişmeler, yıl genelindeki toplam turizm gelirlerinde belirleyici olacaktır. Enflasyon Raporu 1-III

49 Rusya Almanya Irak İngiltere İsveç İtalya Libya Fransa Hollanda Yunanistan Grafik 3. Ziyaretçi Sayısındaki Düşüşe En Yüksek Katkı Veren İlk 1 Ülke (Ocak-Mayıs 1) Grafik. Seyahat Gelirlerinin Çeyreklik Dağılımı (Yüzde Pay) Katkı (sağ eksen) Yllık Yüzde Değişim Çeyrek. Çeyrek 3. Çeyrek. Çeyrek Kaynak: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Kaynak: TCMB. Milli Gelire Etkiler Turizm harcamalarının milli gelire etkileri üçe ayrılmaktadır: doğrudan, dolaylı ve teşvik edici (UN, ). Doğrudan etki, direkt olarak turistlere mal ve hizmet sağlayan sektörlerde ortaya çıkmaktadır. Dolaylı etki, turizm ile ilişkili sektörlerin talebinden dolayı diğer mal ve hizmet sağlayan sektörlerde gözlenmektedir. Teşvik edici etkisi ise, doğrudan veya dolaylı olarak turizm ile ilişkili olan sektörlerin istihdamında veya bu sektörlerde çalışanların turizm gelişmelerine bağlı olarak gelirlerinde değişim gözlenmesi durumunda oluşmaktadır. Bu çerçevede, turizmin milli gelire etkisi doğrudan, dolaylı ve teşvik edici etkilerin toplamıdır. Cari işlemler hesabı altındaki seyahat geliri kalemi kullanılarak turizmin milli gelir üzerindeki etkisi hesaplanabilmektedir. Söz konusu kalem turistlerin konaklama, yiyecek-içecek, yurt içi ulaşım, sağlık, kültür gibi hizmet harcamalarını içermektedir. Bu veri kullanılarak hesaplanan etki sadece doğrudan etkiyi yansıtacak olup, turizmin milli gelire etkisi için bir alt limit oluşturabilecektir. Grafik, turizm gelirinin milli gelir içindeki payını göstermektedir. Buna göre, söz konusu pay yüzde 3 civarındadır ve son iki senedir turizmin milli gelirdeki payı uzun dönem ortalamasının sınırlı oranda üzerinde gerçekleşmiştir. 1, Bununla beraber, yakın dönemde görece aynı doğrultuda hareket etmelerine rağmen, turizm gelirlerindeki büyüme iktisadi faaliyet ile yüksek korelasyona sahip değildir (Grafik ). İki seri arasında yüksek pozitif bir ilişki gözlenmemesinde, turizmin milli gelirdeki payının yüksek olmamasına ek olarak stres dönemlerinin ve turizmi sınırlayabilecek jeopolitik ve yurt içi gelişmelerin etkili olduğu düşünülmektedir. 3 Turizm harcamalarının milli gelirdeki yıllık büyümeye uzun dönemde doğrudan katkısı, puandır ve söz konusu etkinin yüzde ı üçüncü çeyrekten gelmektedir. 1 yılı ilk çeyreği itibarıyla turizm harcamalarının yıllık ve çeyreklik büyümeye doğrudan etkisi ise sırasıyla -, ve -,1 puan olmuştur (Grafik 7). 1 Seyahat geliri verisi dolar cinsinden nominal bir veridir. Turizmin büyümeye katkısının hesaplanmasında, bu veri öncelikle ilgili dönem Türk lirası/abd doları kuru ile çarpılmış, ardından hizmet deflatörüne bölünerek reel seyahat geliri verisi elde edilmiştir. Ödemeler dengesi altındaki seyahat geliri verisine ek olarak TÜİK tarafından da turizm geliri verisi yayınlanmaktadır. Bu veri, seyahat geliri verisinin içerdiği kalemlere ek olarak yerli firmalar tarafından taşınan ziyaretçilerin uluslararası ulaşım harcamalarını ve ziyaretçilerin ülkemizde yapmış oldukları GSM dolaşım harcamalarını da içermektedir (TCMB, 13). Analizlerde, seyahat geliri yerine TÜİK in turizm geliri verisi kullanıldığında sonuçlarda önemli bir değişiklik olmamaktadır. 3 Örneğin, 1 krizi sonrasında milli gelir yüzde,7 oranında daralmıştır. Öte yandan, bu yılda turizm gelirindeki reel artış yüzde 3 olmuştur. Söz konusu artışın, kriz ile kurda gözlenen önemli değer kaybının Türkiye yi tatil için daha cazip bir ülke haline getirmesinden kaynaklanmış olabileceği düşünülmektedir., puanın yüzde i son çeyrekten, yüzde 17 ve 1 i ise sırasıyla ilk ve ikinci çeyrekten gelmektedir. Turizm harcamalarının milli gelire etkisi literatürede sıklıkla VECM yaklaşımı ile hesaplanmaktadır (örneğin bakınız Proença ve Soukiazis (), Kasimati (11) ve Georgantopoulos (1)). Bu yaklaşımda reel efektif döviz kuru, uluslararası turist sayısı ve milli gelir kullanılmakta ve turist sayısına gelen bir şokun milli gelire etkisi tahmin edilmektedir. Bu yaklaşım ile elde edilen etki toplam etkidir. Literatürdeki analiz Türkiye verisi ile de denenmiş ancak üç değişkenli VECM modelinde tatmin edici sonuçlara ulaşılamamıştır. Enflasyon Raporu 1-III 7

50 1Ç1 1Ç 1Ç3 1Ç 13Ç1 13Ç 13Ç3 13Ç 1Ç1 1Ç 1Ç3 1Ç 1Ç1 1Ç 1Ç3 1Ç 1Ç , 3,,,1 1, 1,3 Grafik. Turizmin Milli Gelirdeki Payı (199 Fiyatlarıyla),,, 3, 3,,, 1, 1,,, Pay Ortalama Grafik. Turizm ve Milli Gelir (YıllıkYüzde Değişim, 199 Fiyatlarıyla) Turizm GSYİH Kaynak: TCMB, TÜİK ve yazarların kendi hesaplamaları. Grafik 7. Turizmin Milli Gelirdeki Yıllık Büyümeye Katkısı (199 Fiyatlarıyla),,,,, -, -,,1 -,1,,3 -, Kaynak: TCMB, TÜİK ve yazarların kendi hesaplamaları. Grafik. Konaklama veyiyecek Hizmeti İstihdamı* (Mevsimsellikten Arındırılmış, bin kişi) Kaynak: TCMB, TÜİK ve yazarların kendi hesaplamaları. *1 yılı Şubat döneminde yapılan revizyon nedeniyle, gölgeli alan verileri önceki veriler ile karşılaştırılmamadır. Kaynak: TÜİK, yazarların kendi hesaplamaları. İstihdama Etkiler Turizm sektörünün hizmet istihdamına önemli oranda katkısı olduğu değerlendirilmektedir. Ancak, iktisadi faaliyetlerin sınıflandırılması sisteminde turizm adında ayrı bir kalem yer almadığı için, doğrudan bir turizm istihdam verisi bulunmamaktadır. Turizm faaliyetlerinin hizmetler sektöründe birçok alt kalemle ilişkili olması turizm istihdamını ölçmeyi zorlaştırmaktadır. Genel olarak, konaklama, yiyecek-içecek ve seyahat acenteleri sektörleri turizm ile ilişkilendirilmektedir. Bununla birlikte, söz konusu sektörlerdeki istihdamın tümü turizm kaynaklı olmayıp, yerel halka verilen hizmetler dolayısıyla gereksinim duyulan istihdamı da içerebilmektedir. Öte yandan, turizm faaliyetlerinin sadece bu sektörlerde gerçekleştiği varsayımı, diğer hizmet sektörlerindeki turizm faaliyetlerini dikkate almadığı için turizm kaynaklı istihdamın eksik ölçülmesine neden olabilecektir. Turizm sektörünün hizmetler sektörü istihdamına katkısını tahmin edebilmek amacıyla, illerdeki turizm yoğunluğu farklarından yararlanılarak, -1 dönemini kapsayan bir panel veri denklemi tahmin edilmiştir (Aldan ve diğerleri, 1): E ijt = α ij + β 1i F jt + β i D jt + λ i X jt + θ 1i t it + θ j t jt + ε ijt Denklemde E ijt i sektöründe j ilinde ve t yılındaki istihdamın il nüfusuna oranını, F jt ve D jt nüfusa oranla illere gelen yabancı ve yerli turistlerin geceleme sayılarını ifade etmektedir. X jt illerin sosyoekonomik düzeylerinin hizmetler istihdamına etkisini kontrol etmek için kullanılan kişi başı elektrik kullanımını ve kişi başı dış ticaret toplamını ifade etmektedir. Denklemde ayrıca il ve sektörlere özgü eğilim değişkenleri (t it ve t jt ) eklenmiştir. Enflasyon Raporu 1-III

51 İstihdam verileri, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yıllık verilerinden, diğer veriler ise TÜİK ten alınmıştır. SGK verileri yalnızca kayıtlı çalışan ücretlilerin (-a) verisini içermektedir. Bu analiz turist geceleme sayısı ve istihdamı şehir bazında ilişkilendirmektedir. Dolayısıyla, turistlerin kaldığı illerdeki kişiler tarafından karşılanması zorunlu olmayan hizmet sektörlerindeki istihdam (ör. havayolu taşımacılığı) tahminlerimize yansımamaktadır. Turizm istihdamı, denklemdeki β katsayılarının tahmin edilip, yabancı ve yerli turist sayılarıyla çarpılmasıyla her sektör için elde edilen turizm kaynaklı istihdam rakamları toplanarak hesaplanmıştır. Bu çerçevede elde edilen istihdam rakamlarına göre, turizm sektöründe kayıtlı çalışan istihdam 37.7 kişi olarak tahmin edilmektedir (Tablo 1). Bu rakamın 39. si yabancı turist kaynaklı turizm ile,.97 si ise yerli turistlerle ilişkilidir. Bir diğer ifadeyle, hizmet sektöründe kayıtlı çalışan ücretlilerin yüzde, i turizm faaliyetlerinde istihdam edilmektedir. Yalnızca yabancı turistler dikkate alındığında, turizm istihdamının hizmet istihdamı içerisindeki payı yüzde, olmaktadır. Tablo 1 tahmin sonuçlarını özetlemektedir. Turizm sektörüyle en fazla ilişkili olan sektör konaklama sektörü olarak bulunmuştur. Toplam sektör istihdamının yüzde 9, i turizm kaynaklı olup, yüzde, i yabancı turist kaynaklıdır. Öte yandan, konaklama sektörü istihdamı toplam turizm istihdamının yaklaşık yarısını (yüzde,7) oluşturmaktadır. Seyahat acenteleri sektörü, yabancı turistlere bağımlılık konusunda ikinci önemli sektör olmakla birlikte, sektörün görece küçük olması, istihdam katkısını sınırlandırmaktadır. Turizm istihdamıyla ilgili bir diğer husus, yiyecek-içecek sektöründe turizm kaynaklı istihdamın düşük olduğudur. Ayrıca, söz konusu sektörde turizm kaynaklı istihdamın çoğunluğu yerli turizm kaynaklıdır; sektör istihdamının yüzde 9, i yerli turizm, yüzde, si ise yabancı turizm kaynaklıdır. Ticaret ve iş destek hizmetleri sektörlerinde de önemli miktarda turizm kaynaklı istihdam olmakla birlikte, turizmin söz konusu sektörlerdeki istihdam payı sınırlıdır. Sonuç olarak, konaklama sektörü istihdamının turizm istihdamını takip etmek için en iyi gösterge olduğu değerlendirilmektedir. Tablo 1. Sektörler İtibarıyla Turizm İstihdamı, Turizmin İstihdam İçindeki Payı ve Turizm İstihdamı İçindeki Pay (1) Turizm İstihdamı Yabancı Turistler Yerli Turistler Toplam Turistler Turizmin Sektör İstihdamı İçindeki Payı (%) Turizm İstihdamı İçinde Sektör Payı (%) Turizm İstihdamı Turizmin Sektör İstihdamı İçindeki Payı (%) Turizm İstihdamı İçinde Sektör Payı (%) Turizm İstihdamı Turizmin Sektör İstihdamı İçindeki Payı (%) Turizm İstihdamı İçinde Sektör Payı (%) HİZMETLER 39., 1,.97 3, 1, 37.7, 1, Perakende Ticaret.3,3 1,9 1.7, 1, , 1, Konaklama 1.,, ,,. 9,,7 Yiyecek ve İçecek Hizm. 3.91,, ,, 9. 1,9 1,1 Seyahat Acenteleri ,7, ,7, İş Destek Faaliyetleri , 1, ,,3 Kaynak: SGK, yazarların kendi hesaplamaları. Hanehalkı işgücü anketi dönemsel verilerinde, konaklama sektörü istihdamı yiyecek-içecek hizmetleri sektörü ile birleştirilerek konaklama ve yiyecek hizmetleri faaliyetleri sektörü adı altında verilmektedir. Söz konusu verilere göre, konaklama ile yiyecek ve içecek hizmetleri sektörlerinin toplam istihdamında Nisan dönemi itibarıyla bir gerileme gözlenmemektedir (Grafik ). Öte yandan, SGK tarafından yayınlanan kayıtlı istihdam verilerine bakıldığında, konaklama sektörü istihdamı ile yiyecek ve içecek hizmetleri sektörü istihdamında ayrışma gözlenmektedir (Grafik 9). Yiyecek ve içecek hizmetleri sektörü istihdamında Nisan ayı itibarıyla bir gerileme gözlenmemektedir. Öte yandan, 1 yılında duraklama eğiliminde olan konaklama sektörü istihdamı, 1 yılının Ocak-Nisan döneminde gerilemiştir. Enflasyon Raporu 1-III 9

52 Grafik 9. Yiyecek ve İçecek Hizmetleri ile Konaklama Sektörleri İstihdamı (Mevsimsellikten Arındırılmış, Bin Kişi) Yiyecek ve İçecek Hizmetleri Konaklama (sağ eksen) Kaynak: SGK, yazarların kendi hesaplamaları. Özetle, hanehalkı işgücü anketinde turizm istihdamıyla ilgili bir gerileme gözlenmemesine karşın, SGK verileri konaklama sektöründe kayıtlı istihdamda turizm kaynaklı gerilemeye işaret etmektedir. Hanehalkı işgücü anketi verilerinde konaklama sektörünün tek başına yer almaması ve yiyecek-içecek hizmetleri sektörünün turizmden görece az etkilenmesi iki veri arasındaki söz konusu farklılığın bir nedeni olabilir. Bir diğer neden de, SGK verilerinin sadece kayıtlı istihdamı içermesi nedeniyle, kayıt-dışılığa geçişi yansıtamaması olabilir. Bu bağlamda, turizmdeki gelişmelerin istihdam ve kayıtdışılık üzerindeki etkilerinin, kısmen de olsa Nisan ayı itibarıyla gerçekleştiği düşünülmektedir. Ancak HİA da sektörler toplu halde yer aldığı için bu etki ayrıştırılamamaktadır. Sonuç olarak, turizm gelirlerindeki değişimin etkilerinin yakından takibi önem arz etmektedir. Son dönemde gözlenen olumlu gelişmelerin turizm gelirlerindeki gerilemeyi sınırlandırabileceği düşünülmektedir. Kaynakça Aldan A., Gürcihan-Yüncüler, B. ve Yavuz, A., 1. Tourism Employment in Turkey, yayınlanmamış çalışma. Georgantopoulos, A., 1. Forecasting tourism expenditure and growth: A VAR/VECM analysis for Greece at both aggregated and disaggregated levels. International Research Journal of Finance and Economics, 9: Kasimati, E., 11. Economic impact of tourism on Greece s economy: Cointegration and causality analysis. International Research Journal of Finance and Economics, 79: 79-. Proença,S. ve E. Soukiazis,. Tourism as an alternative source of regional growth in Portugal: A panel data analysis at nuts ii and iii levels. Portuguese Economic Journal, 7(1): 3-1. UN (). Tourism Satellite Account: Recommended Methodological Framework. TCMB (13). Turizm İstatistiklerindeki Revizyonun Ödemeler Dengesi İstatistiklerine Yansıtılması. Enflasyon Raporu 1-III

53 Kutu. Asgari Ücret Artışının İşgücü Piyasasına Etkileri: Ön Değerlendirme 1 yılında asgari ücret yüzde 3 oranında arttırılmıştır. Bu uygulama yılından sonra asgari ücrette yaşanan en yüksek oranlı artış olmuştur. Türkiye de asgari ücretin ortalama ücrete yakın olduğu ve önemli bir kesimin asgari ücret komşuluğunda çalıştığı hesaba katıldığında, bu artışın işgücü piyasası üzerine yansımaları olması beklenmektedir. Türkiye işgücü piyasalarına ilişkin yazında yılındaki asgari ücret artışının ortalama ücretleri önemli oranda etkilediği, kayıtdışılığı arttırdığı ve istihdamda kalma süresini kısalttığı yönünde bulgulara ulaşılmıştır (bakınız Gürcihan-Yüncüler ve Yüncüler (1), Papps(1), Pelek(13)). Bu kutunun amacı 1 yılı ilk çeyreği itibarıyla asgari ücretin genel ve sektörel etkileri üzerine betimsel bir ilk değerlendirme yapmaktır. Bu amaçla, TÜİK Kısa Dönemli İş İstatistikleri, SGK Aylık Bültenleri ve Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) kullanılmıştır. Sektörler, asgari ücretli çalışan yoğunluğu bakımından farklılık göstermektedir. Yapılan analiz bu farklılıktan yola çıkmaktadır. Asgari ücret yoğunluğunun fazla olduğu sektörlerde asgari ücret artışı sonrasında ücretler ve istihdam üzerindeki etkinin daha fazla olması beklenmektedir. Bu tez, yukarıda belirtilen üç veri seti üzerinden ayrı ayrı test edilmiştir. Asgari ücret yoğunluğu fazla olan sektörler belirlenirken 1 yılı HİA mikro veri seti kullanılmıştır. Yoğunluk ölçütü olarak, 1 yılı itibarıyla, 1 yılı ortalama asgari ücret seviyesinin yüzde ile yüzde 1 si aralığında çalışanların oranı kullanılmıştır (asgari ücret 1*.<aylık ücret< asgari ücret 1*1.). Bu oran Nace Rev sınıflamasına göre sektör için hesaplanmıştır. Sonuç olarak ilk gözlemler, asgari ücret artışı sonrasında toplam istihdam üzerinde belirgin bir etkinin ortaya çıkmadığı yönünde bilgi içermektedir. TÜİK Kısa Dönemli İş İstatistikleri Bu başlık altında yayımlanan Ticaret-Hizmet Endeksleri ile Sanayi İşgücü Girdi Endeksleri kullanılmıştır. Bu veriler çeyreklik sıklıkta yayımlanmakta ve sanayi ile hizmet sektörlerini büyük oranda kapsamaktadır. HİA verilerine göre önemli bir fark hizmet sektörü altında kamu hizmetleri, eğitim, insan sağlığı, kültür-sanat ve diğer hizmet faaliyetlerinin yer almamasıdır. Ayrıca firma anketinden derlendiği için sadece kayıtlı istihdamı yansıtmaktadır. Grafik 1 de bu veri setinden derlenen ücret ve istihdam artışları sektörlere göre gösterilmektedir. Sektörler yatay eksende asgari ücretli çalışan yoğunluğuna göre sıralanmıştır. 1 yılı ilk çeyreğinde asgari ücret artışı sonrası yaşanan gelişmelerin bir eğilimin devamı olmadığını görmek adına analize konu serilerin 1 yılındaki ortalama çeyreklik artışları da grafiklere eklenmiştir. Buna göre 1 yılı ilk çeyreğinde, asgari ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerde ücret artışları daha yüksek, kayıtlı istihdam artışı ise daha sınırlıdır. Çalışan sayısı ile ağırlıklandırılmış ortalama ücret artışı çeyreklik yüzde 11,7 oranında gerçekleşmiştir. Enflasyon Raporu 1-III 1

54 Yüzde Değişim Yüzde Değişim Grafik 1. Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğuna Göre Sıralanmış Sektörlerde Ücret ve İstihdam Artışı (KDİİ, Yüzde Değişim, Mevsimsellikten Arındırılmış) Ücret Artışı 1ç-1ç ort. 1ç-1ç ,,,, Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğu İstihdam Artışı 1ç-1ç ort. 1ç-1ç ,,,, Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğu Kaynak: TÜİK Kısa Dönem İş İstatistikleri, yazarın kendi hesaplamaları. Grafik de 1 yılı ilk çeyreğinde yaşanan istihdam ve ücret artışları sanayi ve hizmet sektörü ayrımında gösterilmektedir. Buna göre hizmetler sektöründe asgari ücret etkisinin daha yoğun olduğu gözlenmektedir. Asgari ücret artışının ücret ve istihdam yansımaları hizmet sektöründe daha belirgin olmuştur. Grafik. Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğuna Göre Sıralanmış Sektörlerde Ücret ve İstihdam Artışı (KDİİ, 1Ç-1Ç1, Yüzde Değişim, Mevsimsellikten Arındırılmış) Ücret Artışı Sanayi Hizmet ,,,, Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğu İstihdam Artışı Sanayi Hizmet ,1,,3,,,,7 Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğu Kaynak: TÜİK Kısa Dönem İş İstatistikleri, yazarın kendi hesaplamaları. SGK verileri SGK aylık bültenlerinden elde edilen özel sektör istihdam rakamları ile ortalama günlük ücret verisi incelenmiştir. Bu veri setinde sanayi, inşaat ve hizmet sektörlerinin tamamı yer almaktadır. Grafik 3 te bu veri setinden derlenen çeyreklik ücret ve istihdam artışları sektörlere göre gösterilmektedir. Yukarıdaki analize benzer bir şekilde, asgari ücretli çalışan yoğunluğu arttıkça ücret artışlarının daha yüksek, kayıtlı istihdam artışının ise daha sınırlı olduğu dikkati çekmektedir. KDİİ verileri ile karşılaştırıldığında, istihdam artışı ile asgari ücret yoğunluğu arasındaki ilişki ilk çeyrekte 1 yılına kıyasla sınırlı oranda farklılaşmaktadır. İlk çeyrekte, istihdamla ağırlıklandırılmış ortalama ücret artışı yüzde 1,3 olarak gerçekleşmiştir. Enflasyon Raporu 1-III

55 Yüzde Değişim Yüzde Değişim Yüzde Değişim Grafik 3. Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğuna Göre Sıralanmış Sektörlerde Ücret ve İstihdam Artışı (SGK, 1Ç-1Ç1, Yüzde Değişim, Mevsimsellikten Arındırılmış) Ücret Artışı 1ç-1ç1 1ç-1ç ort ,,,, 1 Asgari ücretli Çalışan Yoğunluğu İstihdam Artışı 1ç-1ç1 1ç-1ç ,,,, 1 Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğu Kaynak: SGK, Yazarın kendi hesaplamaları. HİA verileri HİA da istihdam kayıtlı ve kayıt dışı ayrımında görülebilmektedir. Ancak aylık sıklıkta yayımlanan HİA istihdam verileri diğer veri setlerine kıyasla daha toplulaştırılmış seviyede istihdam rakamlarından oluşmaktadır. Bu doğrultuda analizde sadece 1 tane sektör kullanılmaktadır. Bununla birlikte işgücü piyasasının izlenmesinde temel veri kaynağı olması sebebiyle analiz HİA kayıtlı ve kayıt dışı istihdam rakamları için de tekrarlanmıştır. Buna göre, kayıt dışı istihdam artışının asgari ücretli çalışanların yoğun olduğu sektörlerde daha yüksek oranda gerçekleştiği gözlenmektedir (Grafik ). Bakış ve diğerleri (1) çalışmasında da farklı dönemler için benzer bir analiz yapılarak asgari ücretin kayıt dışı istihdamı etkilediği çıkarımı yapılmaktadır. Grafik. Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğuna Göre Sıralanmış Sektörlerde İstihdam Artışı (HİA, Yüzde Değişim, Mevsimsellikten Arındırılmış) Kayıtdışı İstihdam Artışı Kayıtlı İstihdam Artışı 1ç-1ç1 1ç-1ç ort. 1 1ç-1ç1 1ç-1ç ort ,,,, Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğu ,,,, Asgari Ücretli Çalışan Yoğunluğu Kaynak: HİA, Yazarın kendi hesaplamaları. Enflasyon Raporu 1-III 3

56 Özetle, bu veriler asgari ücret artışının toplam istihdamı olumsuz etkilemediği yönündeki tezleri desteklemektedir. Toplam istihdama yansıyacak ölçüde olumsuz bir etki ortaya çıkmamıştır. Veriler ücretlerde çeyreklik olarak ortalama yüzde 1-1 bandında artışa işaret etmektedir. 1 yılına ilişkin mikro veri setlerinin incelenmesi asgari ücret artışının etkilerinin daha sağlıklı bir şekilde analizine imkan sağlayacaktır. Kaynakça Bakış, O., Gürsel, S. ve M. Kökkızıl (1). Asgari ücret artışı kayıt dışı istihdamı olumsuz etkiliyor. BETAM Araştırma Notu No: 19. Gürcihan-Yüncüler, H.B & Ç. Yüncüler (1), Minimum wage effects on labor market outcomes in Turkey, CBRT Working Paper No. 1/1. Papps, K. L. (1), The effects of social security taxes and minimum wages on employment: Evidence from Turkey," Industrial & Labor Relations Review,, -77. Pelek, S. (13), The impact of the minimum wage on the wage distribution: Evidence from Turkey, Tech. rep., Galatasaray University Economic Research Center. Enflasyon Raporu 1-III

57 Kutu.3 Kamu Yatırımlarının Tamamlanma Süresindeki Kısalmanın Refah Etkisi Kamu yatırımları ekonominin genel işleyişi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu önem, kamu yatırımlarının büyük çoğunluğunu pozitif dışsallık sağlayan altyapı ve benzeri türdeki kamu mallarının teşkil ettiği kamu sermaye stokunun oluşmasına yol açmasından kaynaklanmaktadır. Global ekonomik aktivitede yakın zamanda gözlemlenen yavaşlama sonucu, kamu yatırımlarının ekonomiyi canlandırmakta oynayabileceği rol de ön plana çıkmıştır. 7 Uluslararası Para Fonu tarafından Haziran 1 tarihinde ortaya konulan PIMA Çerçevesi dahilinde de vurgulandığı gibi, kamu yatırımlarının tamamlanma süresi önemli bir unsurdur. PIMA Çerçevesine göre, kamu yatırımlarının yönetilme sürecinin kalitesinin değerlendirilmesi üç temel üzerine oturtulmaktadır: 1- Planlama: Sürdürülebilir yatırım seviyelerinin var olması, - Tayınlama: Doğru sektör ve doğru projelerin seçilmesi, 3- Tamamlama: a. Zamanında tamamlama b. Bütçe öngörüsü içinde tamamlama Türkiye ekonomisinde yakın dönemde gözlemlenen bazı gelişmeler, yukarıdaki 3.a maddesine dair önemli kazanımların elde edilmiş olabileceğine işaret etmektedir. Kalkınma Bakanlığı na göre, yılında, yıl olan kamu yatırımlarının ortalama tamamlanma süresi 1 yılında yıla kadar düşürülmüştür. Bu kutuda, söz konusu iyileşmenin sosyal refah üzerindeki etkisi standart bir refah analizi vasıtasıyla incelenecektir. Bu noktada doğal olarak akla gelen bir soru, bu kısalmanın ne kadarının kamu yatırım projelerinin nitelik olarak uğradığı değişimlerden kaynaklandığıdır. Grafik 1 den de görüleceği üzere, 3-1 yılları arasında kamu sektörü toplam sabit sermaye yatırımları içerisinde enerji sektörünün payı 1 puan azalmış; bu azalış diğer hizmetlerin payındaki,, ulaştırmanın payındaki 3, ve tarımın payındaki 1,9 puanlık artışlara yönelmiştir. Kamu yatırımlarının kompozisyonundaki bu değişimler, tamamlanma hızındaki kısalmada rol oynamış olabilir. Bunun yanında, söz konusu değişimler PIMA 1. ve. kriterleri altındaki gelişmelere de tekabül ediyor olabilirler. Grafik 1. Sektörler İtibarıyla Kamu Sektörü Sabit Sermaye Yatırımları, Toplam İçindeki Paylar (Yüzde) Kaynak:Kalkınma Bakanlığı. Öte yandan, Grafik den de görüldüğü gibi, Dünya Bankası tarafından yayımlanan Kamunun Etkinliği Endeksi Türkiye için yılından itibaren sürekli bir iyileşmeye işaret etmektedir. Bu endeksin arka planının anlatıldığı çalışmada Kaufmann, Kraay ve Mastruzzi (1) endeksin kamu hizmetlerinin diğer nitelikleri ile Tarım Ulaştırma Diğer Hizmetler Enerji Eğitim Diğer Kutudaki değerlendirmeler Özbilgin (1) çalışmasına dayanmaktadır. 7 Bu konuda World Economic Outlook Ekim 1 sayısı, Avustralya ve Türkiye G- Başkanlığı nda alınan inisiyatifler ve OECD Verimlilik Ağı gibi oluşumlar örnek verilebilir. Public Investment Management Assessment. Enflasyon Raporu 1-III

58 birlikte kamu politikalarının formülasyonu ve uygulanmasının kalitesinin de endeks tarafından kapsandığını belirtmektedirler. Bu itibarla, söz konusu endeksteki iyileşme, kamu yatırımlarının tamamlanma süresindeki iyileşmenin bir bölümünün devletin etkinliğindeki iyileşmeden kaynaklanmış olabileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmada, kamu yatırımlarının tamamlanma süresindeki kısalmanın PIMA 3.a kriterindeki iyileşmelerden kaynaklandığı, 1 ve numaraları kriterlerdeki durumun zaman içerinde sabit kaldığı varsayılmaktadır. Refah analizine altyapı tesis etmek üzere teorik Grafik. Dünya Bankası Kamunun Etkinliği Endeksi - Türkiye 7 Kaynak: Dünya Bankası. bir model inşa etmek gerekmektedir. Model, bu türden bir reformun etkilerini şeffaf bir şekilde çalışmayı temin etmek amacıyla mümkün olduğunca basit tutulacaktır. Çıkış noktası temel reel iş çevrimleri modelidir. Ancak kamu yatırımlarının etkisini çalışabilmek için kamu yatırımları da modellenmelidir. Bu husus, ilgili yazını takiben ekonominin üretim fonksiyonuna kamu sermaye stokunun ekonominin geneli için pozitif dışsallık sağlayacak şekilde eklenmesi yoluyla göz önüne alınmıştır. Kamu yatırımlarının tamamlanma süresindeki bir iyileşmenin etkilerinin çalışılması için de temel model uygun değildir; çünkü temel dinamik modellerde yatırımlar tek bir periyotta sermaye stokuna dönüşmektedir. Bu kutudaki analizde kullanılan modellerde kamu yatırımlarının zaman alması Wen (199) türünde bir zaman alma fonksiyonu vasıtasıyla modellenmiştir. Modelin zaman alma fonksiyonu, Türkiye ekonomisinde gözlemlenen iyileşmeyi, yani kamu yatırımlarının stoka dönüşmesinin geçmişte 9 yıl alırken yakın zamanda bu sürenin yaklaşık yıla düşmesini modelde ele alabilecek şekilde ayarlanabilmektedir. Bu özellik reformun refah etkisini yazında çokça kullanılan standart bir refah analizi çerçevesinde inceleme imkanı sunmaktadır. Gerçekleştirilen analizde iki ekonomi ele alınmaktadır. Y (yavaş) ekonomisi altında kamu yatırımları 9 sene sonunda kamu sermaye stokuna dönüşmektedir. H (hızlı) ekonomisinde ise bu süre yıl olarak alınmaktadır. Bunun dışında H ve Y ekonomileri arasında bir fark bulunmamaktadır. Her iki model, parametreleri Türkiye ekonomisi için ayarlandıktan ve çözüldükten sonra, reformun refah etkisini ölçmek için geçmiş yazında olduğu gibi Hicksgil Telafi Değişimi (HTD) hesaplanmıştır. HTD, H ekonomisindeki hanehalkının refah düzeyine ulaşmak için Y ekonomisindeki hanehalkının tüketiminin her dönem ve koşulda ne kadar artırılması gerektiğini ölçmektedir. Bu bağlamda, HTD nin pozitif olması, reformun refah kazanımları sağladığı anlamına gelmektedir. Model parametrelerinin temel ayarları altında kamu yatırımlarının tamamlanma süresinin 9 yıldan yıla düşürülmesinin refah etkisi, tüketimde yüzde,9 düzeyinde bir artışa tekabül etmektedir. Bu yüksek refah kazanımlarının neden kaynaklandığı incelendiğinde, daha düşük tamamlanma hızı altında kamu ve özel yatırım ve sermaye stoku düzeylerinin uzun dönemde daha yüksek bir seviyeye ulaştığı görülmektedir. Modelin işleyişi göz önüne alındığında, bu artışların arkasındaki mekanizma şu şekilde özetlenebilir. Kamu yatırımlarının tamamlanma süresindeki azalma sonucu kamu yatırımlarına olan talep artmaktadır. Artan kamu yatırımları, yol açtığı pozitif dışsallık ve artan verimlilik vasıtasıyla özel sektör yatırımlarını da yukarı çekmektedir. Bu yolla ekonomideki toplam sermaye stoku artmakta ve daha yüksek bir gelir düzeyine ulaşılmaktadır. Sonuç olarak, tüketimin gelir içindeki payının azalmasıyla ekonomi daha yatırım ağırlıklı bir çehreye bürünse de, tüketim düzey olarak arttığı için önemli refah kazanımları elde edilmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

59 Modelin gerçekte ölçülmesi zor bazı parametrelerinin yazında makul aralıklarda bulunan alternatif değerlere ayarlanması durumunda reformun pozitif etkisi daha da yüksek bulunabilmektedir. Genel olarak ekonominin daha esnek bir yapıya sahip olduğunun varsayılması reformun olumlu etkilerinin daha fazla bulunmasına yol açmaktadır. Tablo 1 de görülebileceği üzere, hanehalkının riskten kaçınmasının daha az ve emeğin daha esnek olduğunun varsayılması, ya da ekonomi genelinde daha fazla pozitif dışsallığın mevcut olduğunun düşünülmesi HTD yi yüzde 1 seviyesine yaklaştırmaktadır. Bunun yanından her dönem içindeki yatırımların sermaye stokuna dönüşme sürecindeki öneminin zaman içinde simetrik olmadığı durumlar da ele alınmıştır. Kamu sermaye stokunun oluşumunda başlangıç yatırımlarının daha önemli olduğu varsayımı altında reformun olumlu etkisinin daha büyük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Tablo 1. Alternatif Varsayımlar Altında Reformun Refah Etkisi HTD (%) Temel Kalibrasyon, Riskten Kaçınma az,7 Riskten Kaçınma Daha Az ve Emek Daha Esnek, Ekonomi Genelinde Pozitif Dışsallık,9 Ön Yatırım Yüksek, Ön Yatırım Düşük,37 Kaynak: Yazarın kendi hesaplamaları. Model artan tamamlanma hızı altında kamu yatırımlarının daha yüksek bir seviyeye ulaşacağını öngörmektedir. Bu da, uzun vadede daha yüksek bir kamu sermaye stokuna ulaşılacağını ima etmektedir. Bu çalışmada doğrudan ele alınmasa da, söz konusu gelişmenin diğer potansiyel olumlu etkileri de söz konusudur. Bunlardan başlıcaları, toplam faktör verimliliğinde artış, büyüme oranları üzerinde pozitif etki ve altyapı stokunda gelişmiş ülkelere yakınsama olarak sayılabilir. 9 Bu kutudaki analize göre kamu yatırımlarının tamamlanma süresinde yakın dönemde gözlemlenen kısalma önemli düzeyde refah kazanımlarına yol açma potansiyeli taşımaktadır. Ancak analizin limitleri çerçevesinde dikkat edilmesi gereken hususlar da vardır. Çalışma kamu yatırımlarının tamamlanma süresindeki kısalmanın etkisini PIMA ve benzeri kriterler altındaki diğer bileşenlerin etkisinin sabit kaldığı varsayımıyla hesaplamıştır. Bütçe disiplininin korunması ve yapısal reformlar pozitif etkileri daha da arttırabilecektir. Kaynakça Kaufmann, D., A. Kraay ve M. Mastruzzi (1). The worldwide governance indicators : methodology and analytical issues, Policy Research Working Paper Series 3, The World Bank. Özbilgin, H. M. (1). Kamu Yatırımlarının Tamamlanma Süresinin Kısaltılmasının Refah Etkisi TCMB Ekonomi Notları No. 1/17. Wen, Y. (199). "Investment cycles," Journal of Economic Dynamics and Control, Elsevier, vol. (7), Modelin bu konuda ortaya koyduğu çıkarımlar World Economic Outlook Ekim 1 sayısındaki ampirik analizin bulguları ile örtüşmektedir. Söz konusu analizde, kamu yatırımlarındaki bir artışın daha yüksek bir kamu sermaye stoku ve daha yüksek büyüme oranlarına yol açtığı, bu olumlu etkilerin kamu yatırımlarının etkinliği ile pozitif ilişkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Enflasyon Raporu 1-III 7

60 Kutu. Firma Büyüklüğü, İthal Ara Malları ve İhracat Davranışı Cari işlemler dengesi ekonomik istikrar açısından dikkatle takip edilen göstergelerden biri olagelmiştir. Ülkemiz cari işlemler açığının ana unsurunu dış ticaret açığı oluşturmaktadır. Dış ticaret açığının kaynaklandığı mal alt grupları incelendiğinde ise en büyük açık ara malları ticaretinde gözlenmektedir. Bu kutuda firma büyüklüğü, firmaların ithal ettiği ürün çeşitliliği, ara malı harcamalarındaki ithal oranı ve firmaların ihracatçı olma durumları arasındaki ilişki ve düzenlilikleri inceleyen Lu ve Ulu (1) çalışmasının bulguları özetlenmektedir. Dış ticaret engellerini düşüren ülkelerde ihracat artışı ve genelde daha da büyük bir ithalat artışı yaygın olarak gözlemlenmektedir. Aynı zamanda bu ülkelerde ihraç ürünlerindeki ithal girdi oranı da artmaktadır. Dünya ticaretinin üçte ikisi ara malları üzerinden gerçekleşmektedir (Hummels vd. (1)). Buna ek olarak emek, sermaye ve ara mallarını girdi olarak kullanan bir üretim fonksiyonu tahmin edildiğinde toplam üretim maliyetlerinin en büyük kısmının ara mallarından geldiği görülmektedir 1. Bu bulguların hepsi bir araya getirildiğinde ara mallarının üretim ve dış ticaret süreçlerinde gayet önemli bir yer tuttuğu ortaya çıkmaktadır. Bu kutuda Türkiye deki imalat firmaları için anılan ilişkiler resmedilmeye çalışılmaktadır. Grafik 1 aynı büyüklük kutusundaki (yüzdesindeki) firmaların ara malı harcamalarındaki ithal ürün payını firmaların ihracatçı olma durumlarına göre göstermektedir. İhracatçı firmalar genelde büyük firmalar olduklarından bu grafikte düşük büyüklük yüzdelerinde çok sayıda ihracatçı firma gözlenmemektedir. Firma büyüklüğü arttıkça firmaların ara malı maliyetlerindeki ithal ürün payı artmaktadır. İhracatçı firmaların kullandıkları ara mallarındaki ithal payı ihracatçı olmayanlara kıyasla anlamlı bir şekilde fazladır ve iki tür firma grubu arasındaki fark firma büyüklüğü arttıkça konveks bir şekilde büyümektedir. Her bir büyüklük kutusundaki ihracatçı firma oranı Grafik de sunulmaktadır. Fark edileceği üzere en küçük büyüklük yüzdelerinde çok az sayıda ihracatçı firma bulunmaktadır ve firma büyüklükleri arttıkça kompozisyon tersine dönmektedir. Yüksek büyüklüklerde firmaların hemen hepsi ihracatçı olmaktadır. Grafik 1. İhracatçı Olma Durumuna Göre Ara Malı Harcamalarındaki İthal Payı Grafik. Firma Büyüklüğüne Göre İhracatçı Olma Durumu 1 Amiti ve Konings (7) hemen hemen tüm imalat sektörleri için tahmin edilen üretime fonksiyonlarında ara mallarının toplam üretim maliyetleri içindeki payını yüzde ile 7 arasında bulmaktadır. Enflasyon Raporu 1-III

61 Grafik den de anlaşılacağı üzere Grafik 1 de sergilenen istatistikler üretilirken her bir büyüklük dilimindeki, ihracatçı olup olmamasına bakılmaksızın, tüm firmalar benzer büyüklükte sıralandığından küçük yüzdelerde ihracatçı olmayan firmalar iyi temsil edilmektedir. Artan yüzdelik dilimlerinde ihracatçı firmaların temsili artmaktadır. Bu sebeple Grafik 3, Grafik 1 deki analizi farklı bir açıdan tekrar göstermektedir. Bu sefer, firmaları ihracatçı olup olmamalarına göre iki gruba ayırıp firmaları kendi grupları içerisinde sıralayıp aynı istatistikleri yeni büyüklük yüzdelerindeki firmalar için hesaplamaktayız 11. Böylelikle ihracatçı firmaların ihracatçı olmayanlara kıyasla ithal ara malı kullandığı ve ithal ara malı oranının ihracatçı firmalar için firma büyüklüğü ile daha hızlı büyüdüğü net bir şekilde görülmektedir. Grafik 3. İhracatçı Olma Durumuna Göre Ara Malı Harcamalarındaki İthal Payı (Grup İçi Sıralama) Grafik. Normalize Edilmiş Ara Malı İthalatı Dağılımı Grafik teki bulgular firmaların ithal ara mallarına yaptıkları harcamaların ortalama harcama ile normalize edilmiş halinin firmaların en çok yüzde kaçı tarafından gerçekleştirildiğini göstermektedir. Bu grafik aslında ithalatçı firmaların normalize edilmiş ara malı ithalat harcamalarının kümülatif dağılım fonksiyonu olarak yorumlanabilir. Örneğin, eğer bir firma ara malı ithal ediyorsa,,1 olasılıkla ortalama ithal ara malı harcamasının en çok binde biri kadar ithalat ve. ihtimalle en çok ortalama kadar ithalat yapmaktadır. En büyük ara malı ithalatçıları en küçük ithalatçıların milyon katı kadar ithalat yapmaktadır. İthal edilen ara malı çeşidi arttıkça çok farklı çeşitte ara malı ithal eden firma sayısı azalmaktadır. Grafik te görüldüğü üzere firmaların sadece küçük bir oranı çok farklı çeşitlilikte ürün ithal ederken çok büyük bir kısmı ise sadece bir ya da birkaç farklı çeşit ithal etmektedir. İthal edilen ara malı çeşitliliğine firmaların ihracatçı olma durumlarına göre bakıldığında yine ihracatçılarla ihracatçı olmayanlar arasında farklılaşma göze çarpmaktadır. Grafik bir önceki grafiğin firma büyüklükleri boyunca ihracatçı olan ve olmayan firmalar arasındaki ayrışımını göstermektedir. İhracatçı firmaların ithal ettikleri ürün çeşitliliği ihracatçı olmayanlara göre her büyüklük yüzdesinde daha fazladır. Her ne kadar bu grafik grup içi sıralamaları yansıtsa da tüm firmaları ihracatçı olma durumlarına göre ayrıştırmadan sıraladığımızda da yine her büyüklükte ihracatçı firmaların ithal ürün çeşitliliği daha yüksek çıkmaktadır Bu yeni gösterimin avantajı ihracatçı olma durumuna göre her bir büyüklük yüzdesinde eşit sayıda ihracatçı ya da ihracatçı olmayan firma bulunmasıdır. Ancak bu sefer de bu iki tür firma arasındaki gerçek firma büyüklükleri bilgisi kaybolmaktadır ve aynı büyüklük kutusunda temsil edilmelerine rağmen ihracatçı olan ve olmayan firmaların büyüklükleri farklılaşabilmektedir. 1 Bu çalışmada bir ürün çeşidini tanımlarken her bir ülkeden gelen ve Harmonize Sistem 1 basamak (HS1) ile ifade edilen her bir ürünü ayrı bir ürün olarak tanımladık. Ürünleri sadece Harmonize Sistem deki kodlarına göre tanımlamak grafiklerde gözlenen ilişkilerin şeklini değiştirmemekle beraber ürün çeşitliliğinin ortalama yüzde 1 azalmasına sebep olmaktadır. Enflasyon Raporu 1-III 9

62 Grafik. İthal Ürün Çeşitliliği ve Firma Sayısı Grafik. Firma Büyüklüğüne Göre İthal Ara Malı Çeşitliliği (Grup İçi Sıralama) Grafik 7 ihracatçı ve ihracatçı olmayan firma grupları için firma cirolarını göstermektedir. İhracatçı firmalar için ciroların yüksek olduğu fark edilmektedir. Firma büyüklüğü ile firmanın ihracatçı olma durumu arasında birebir bir ilişki olmadığı her ne kadar Grafik 1 de görülse de Grafik 7 firmaları ihracatçı olma durumlarına göre grup içinde sıralayarak firma cirolarını göstermektedir. Gözlemlenen davranış kalıplarının kaynağı firmalardaki yabancı sermaye payı perspektifiyle incelendiğinde; aynı analizler sermayesinde herhangi bir yabancı payı olan firmaları hariç tutularak tekrarlandığında da davranış kalıplarının hemen hemen aynı olduğu gözlenmektedir. Grafik 7. İhracatçı Olma Durumuna Göre Yurt İçi Satışlar ve Toplam Ciro (Grup İçi Sıralama) Grafik. İhracat Yapılan Pazar Sayısı ve İthalat Yoğunluğu (İhracatçı Firmalar İçin) Grafik de ihracatçı firmalar yurt içi satışlarına göre sıralandıklarında, firma büyüklüğü arttıkça firmanın ihracatta bulunduğu ülke sayısının ve eş zamanlı olarak kullandığı ara mallarındaki ithal ürün oranının arttığı gözlenmektedir. Grafik 9. İthalat ve İhracat Yoğunlukları (Tüm Firmalar) Grafik 9 firma büyüklüğüyle firmaların ihracat ve ithalat yoğunluklarını göstermektedir. Firmalar büyüdükçe cirolarındaki ihracat payı artmaktadır. Buna paralel olarak ara malı harcamalarındaki ithal ara girdi payı da artmaktadır. Enflasyon Raporu 1-III

63 Üretim süreçlerinin ülkeler arasında paylaşıldığı ve uluslararası bir değer zincirinin sonunda nihai ürünlerin kullanıcılara ulaştığı günümüzde ülkeler bu değer zincirinden en büyük katma değer payını almaya çalışmaktadır. Bir ülkenin küresel değer zincirinin hangi noktasında olduğu ülkedeki ücretleri, beşeri sermaye yatırımlarını, emeğin farklı sektörler arasında tahsisini ve daha bir çok ekonomik göstergeyi etkilediği gibi aynı zamanda bunlardan etkilenmektedir. İthal ara girdilerin ithalatçı firmaların verimlilikleri üzerinde pozitif etkide bulundukları pek çok farklı çalışmada gösterilmiştir. Bununla birlikte firmaların ara mallarını ithal etmei motivasyonlarını anlamak için Saygılı vd. (1) ışık tutucu bir çalışmadır. Bu çalışmada Türk imalat sektörünün ürettiği katma değerin yüzde 3.9 unu üreten firmalarla görüşüp neden ara malı ithal ettikleri sorulduğunda firmaların yüzde 9. sı ithal ettikleri ürünlerin iç piyasada arzının bulunmamasını, yüzde 7. si ara mallarını daha ucuza yurtdışından ithal edebildiklerini diğer unsurların yanında belirtmişlerdir. Goldberg vd. (1) ithal ara mallarına yönelik dış ticaret engellerindeki düşüşlerin takip eden süreçlerde yerli firmaların ürün gamları (product scope) üzerindeki pozitif etkisini göstermiştir. Analiz ettikleri periyotta Hindistan da piyasaya yeni çıkarılan ürünlerin yüzde 31 inin sebebi olarak ticaret engelleri düşürülmeden önce ülkede bulunmayan ithal ara girdilerin üretim süreçlerine eklenmesini tespit etmişlerdir. Bu kutu ithal ara mallarının firmaların ihracat davranışlarıyla ilişkilerinin yüksek boyutlarda olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda, ihracatın başarısını ve ilerleyişini takip edebilmenin etkili bir yolu da ihracat gelişmelerimizi toplam rakamlar üzerinden takip etmek yerine ne kadar yerli katma değer ihraç edebildiğini, Johnson ve Noguera (1) vurguladığı üzere, takip etmektir. Bu kutuda Türk imalat firmalarının büyüklüğü, ithal ara girdi kullanımı ve ihracat davranışları arasındaki ilişkilere dair gözlenen düzenlilikler sunulmuştur. İhracatçı firmalar ihracatçı olmayanlara göre daha fazla çeşit ara mal ithal etmekte ve toplam ara malı harcamalarında ithal ara malı payı artmaktadır. Firma büyüklüğüyle birlikte ara malı girdilerindeki ithal payı da artmaktadır. Firmaların ithalat yoğunlukları ile ihracat yoğunlukları arasında pozitif ilişki vardır ve her iki yoğunluk da firma büyüklüğüyle artmaktadır. İhracat yapılan pazar sayısı arttıkça ara malı harcamalarındaki ithal payı artmaktadır. Bulguların işaret ettiği ihracat ve ithalat davranışları arasındaki tamamlayıcılığın daha iyi anlaşılması ülkemizin cari açık problemiyle mücadelesinde de çözüm önerilerinin ortaya çıkmasının önünü açacaktır. Kaynakça Amiti, M. and J. Konings (7, December). Trade liberalization, intermediate inputs, and productivity: Evidence from indonesia. The American Economic Review 97 (), Goldberg, P. K., A. K. Khandelwal, N. Pavcnik, and P. Topalova (1, November). Imported intermediate inputs and domestic product growth: Evidence from India. The Quarterly Journal of Economics 1 (), Hummels, D., J. Ishii, and K.-M. Yi (1, June). The nature and growth of vertical specialization in world trade. Journal of International Economics (1), 7-9. Johnson, R. C. and G. Noguera (1). Accounting for intermediates: Production sharing and trade in value added. Journal of International Economics (), -3. Lu, D. and Ulu, M. F. (1) Firm Size, Imported Inputs and Value Added Content of Production. Yayımlanmamış çalışma Saygılı, Ş, C. Cihan, C. Yalçın, and T. Hamsici (1). Turkiye imalat sanayiinin ithalat yapısı. TCMB WP No:1. Enflasyon Raporu 1-III 1

64 Enflasyon Raporu 1-III

65 . Finansal Piyasalar ve Finansal Aracılık 1 yılının ikinci çeyreğinde yaşanan gelişmeler küresel büyüme beklentilerindeki olumsuz görünümün ve gelişmiş ülkelerdeki deflasyon riskinin devam ettiğini göstermiştir. İngiltere nin AB den çıkma kararı ile sonuçlanan Brexit referandumu küresel büyümeye ve dünya ticaret hacmine ilişkin görünümü daha da zayıflatmaktadır. Söz konusu koşullar altında, gelişmiş ülkeler destekleyici para politikası uygulamalarına devam etmektedir. İngiltere, Avrupa ve Japonya Merkez Bankalarının gerektiğinde ek önlemler ile piyasalara destek olacağı beklenirken, Fed in yeni bir faiz artışını 1 yılı sonuna veya 17 yılına ötelediği kanısı ağırlık kazanmıştır. Başta Rusya, Çin ve Brezilya olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin büyüme görünümünün zayıf seyretmesi gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımlarını sınırlamaktadır. Bununla birlikte petrol fiyatlarında yaşanan artışa rağmen birkaç sene öncesine göre düşük seviyelerin korunması Türkiye gibi petrol ithal eden gelişmekte olan ülkelerin ekonomik görünümünü ve finansal piyasalarını diğer gelişmekte olan ülkelere göre olumlu yönde desteklemektedir. 1 yılının ikinci çeyreğinde, Türkiye ye ilişkin makroekonomik göstergelerin olumlu seyri, TCMB nin yol haritası çerçevesinde uygulamaya koyduğu önlemler ve para politikasında sadeleşme süreci Türkiye ye ilişkin belirsizlikleri ve risk algılamalarını sınırlamıştır. 1 yılının ikinci çeyreğinde gelişmiş ülkelerin destekleyici para politikaları küresel risk iştahını ve finansal koşulları olumlu yönde etkilemiştir. Bu çerçevede, Türkiye için hesaplanan Finansal Koşullar Endeksi (FKE) toparlanmayı sürdürerek 1 yılının ikinci çeyreğinde nötr seviyesine yaklaşmıştır (Grafik.1). Söz konusu dönemde reel kur, gösterge faiz, kredi standartları ve sermaye akımları endekse pozitif yönde katkı verirken; borsa getirisi, kredi faizi, EMBI ve getiri eğrisinin eğimi endeksi aşağı yönlü etkilemeye devam etmiştir (Grafik.). Grafik.1. Finansal Koşullar ve Kredi Büyümesi* sıkılaştırıcı destekleyici 3,,, 1, 1,,, -, -1, -1, -, -, -3, FKE (standardize) Net Kredi Kullanımı/GSYİH (yıllık, yüzde, sağ eksen) Grafik.. Finansal Koşullar Endeksine Katkılar* * FKE ye ilişkin detaylar için bakınız: TCMB Çalışma Tebliği:1/13. *Getiri eğrisinin eğimini temsilen 1- yıl vadeli faiz farkı alınmıştır EMBI Getiri Eğrisinin Eğimi Gösterge Faiz Sermaye Akımları Kredi Faizi Reel Efektif Döviz Kuru Kredi Standartları Borsa Getirisi Temmuz ayı ortasında piyasalarda yurt içi gelişmeler kaynaklı dalgalanmalar yaşanmıştır. Bu çerçevede, piyasaların etkin işleyişinin sürmesini temin etmek amacıyla 17 Temmuz tarihinde TCMB tarafından yeni önlemler duyurulmuştur. Söz konusu önlemler, finansal sistemin ihtiyaç duyduğu likiditeye etkin bir şekilde ulaşmasına destek sağlamaktadır. TCMB piyasa derinliğini ve piyasadaki fiyat Enflasyon Raporu 1-III 3

66 oluşumlarını yakından takip ederek; gerekli görülmesi halinde, finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulacak tüm önlemleri alacaktır. Küresel risk iştahının olumlu seyri ve alınan tedbirler sayesinde yurt içi belirsizliklerin etkisinin geçici ve sınırlı olacağı değerlendirilmektedir..1. Finansal Piyasalar Küresel Risk Algılamaları 1 yılının ikinci çeyreğinde gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası uygulamalarındaki gelişmeler ile İngiltere nin AB den çıkış (Brexit) referandumu küresel piyasaları etkileyen temel unsurlar olmuştur. ABD de Mayıs ayında açıklanan verilerin yakın geçmişe kıyasla daha olumlu bir iktisadi tabloyu işaret etmesi, Fed yetkililerinin açıklamaları ve toplantı tutanakları faiz artışı ihtimalini güçlendirmiştir. Aynı dönemde Euro Bölgesi nde enflasyon görünümüne dair aşağı yönlü risklerin artması endişe yaratmıştır. Bu çerçevede küresel risk iştahı ikinci çeyreğin ortalarında bir miktar düşmüştür. 3 Haziran da beklentilerin aksine İngiltere nin AB den çıkması kararı ile sonuçlanan Brexit referandumu da küresel risk iştahını baskılayan bir diğer unsur olmuş, küresel piyasalarda yüksek düzeyde oynaklık yaratmıştır. Referandum sonrasında artan risklerle mücadele etmek için gelişmiş ülke merkez bankalarının ek politika önlemleri ile ekonomiyi destekleyecekleri yönünde beklentiler güçlenmiştir. Söz konusu gelişmelerin etkisiyle, Mayıs ayında artış kaydeden ABD Hazine tahvil faizleri, Haziran ayından itibaren Fed faiz artışının öteleneceği beklentisiyle tekrar düşmüş ve ABD de getiri eğrisinin eğimi azalmıştır (Grafik.1.1). Ayrıca, ABD tahvil piyasalarında çeşitli vadelerdeki faizlerin kısa vadeli oynaklığına dair bir gösterge olan MOVE endeksi de Brexit sonrasında bir miktar düşüş kaydetmiştir. Bu süre zarfında gelişmekte olan ülkeler döviz kuru oynaklığı geçtiğimiz Rapor dönemindeki seviyelerinin altına inmiştir (Grafik.1.). Buna karşın özellikle İngiliz sterlinindeki sert hareketler sebebiyle G7 ülkelerinin döviz kuru oynaklığı endeksi yüksek seviyelerde seyretmektedir. Grafik.1.1. ABD Hazine Tahvil Faizleri (Yüzde)ve Faiz Oynaklığı Endeksi (MOVE Endeksi, Baz Puan) 3, 3,,, 1, 1,,, ABD 1 Yıllık Faizleri ABD Yıllık Faizleri MOVE Endeksi (sağ eksen) 1 1 Grafik.1.. Döviz Kuru Oynaklığı Endeksleri (Yüzde) Gelişmekte Olan Ülkeler G7 Ülkeleri Kaynak: Bloomberg. Kaynak: Bloomberg. Yukarıda bahsedilen küresel gelişmelerin etkisiyle Gelişmekte Olan Ülkeler Euro-Tahvil Endeksleri (EMBI) ile bu ülkelerin kredi temerrüt takası (CDS) primleri ikinci çeyrekte bir miktar artarken Brexit referandumu sonrasında gelişmiş ülkelere ilişkin destekleyici para politikası beklentileriyle Haziran ayı sonundan itibaren tekrar düşmüştür (Grafik.1.3 ve Grafik.1.). Ülkeler bazında incelendiğinde, özellikle petrol fiyatlarındaki kısmi toparlanmanın etkisiyle emtia üreticisi ülkelerin risk primleri yılın ikinci çeyreğinde de gerilemeye devam etmiştir. Bu dönemde Türkiye ye ilişkin risk primi göstergeleri de diğer gelişmekte olan ülkelerle uyumlu hareket etmiş, Mayıs ayında yurt içi ve yurt dışı belirsizliklerle artmış, Enflasyon Raporu 1-III

67 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık sonrasında ise küresel risk iştahındaki düzelmeyle birlikte düşüş göstermiştir. Temmuz ayı ortasında, yurt içi kaynaklı gelişmelerin etkisiyle Türkiye ye ilişkin risk primi göstergeleri diğer gelişmekte olan ülkelerden bir miktar olumsuz ayrışmıştır. Grafik.1.3. Bölgesel EMBI Endeksleri (Baz Puan) EMBI Avrupa EMBI Türkiye EMBI Asya EMBI Latin Amerika Grafik.1.. Yıl Vadeli Kredi Temerrüt Takası (CDS) Kümülatif Değişimleri ( Temmuz 1 ten İtibaren, Baz Puan) Türkiye Gelişmekte Olan Ülkeler* Seçilmiş Ülkeler Ortalaması** Kaynak: Bloomberg. *GOÜ içerisinde Brezilya, Şili, Kolombiya, Macaristan, Endonezya, Meksika, Polonya, Romanya ve Güney Afrika bulunmaktadır. **Seçilmiş GOÜ arasında ise Brezilya, Endonezya ve G. Afrika yer almaktadır. Kaynak: Bloomberg. Portföy Hareketleri Küresel risk iştahındaki oynaklığa bağlı olarak, 1 yılının ilk çeyreğinde olumlu seyreden gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımları, Mayıs ayından itibaren özellikle hisse senedi kaynaklı çıkışlar ile tersine dönmüştür (Grafik.1.). Hisse senedinden çıkışların düşük küresel büyüme öngörülerinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Grafik.1.. Gelişmekte Olan Ülkelerde Portföy Hareketleri* (Milyar ABD Doları, Hafta Birikimli) Grafik.1.. Gelişmekte Olan Ülkelerde Portföy Hareketleri* (Sene Başından İtibaren Birikimli, Milyar ABD Doları) Tahvil Piyasaları Hisse Senedi Piyasaları Ortalaması *Hisse senedi ve borçlanma senetlerine yapılan portföy hareketlerini kapsamaktadır. Kaynak: EPFR. Hisse senetlerine girişler zayıflarken, son dönemde gelişmiş ülke merkez bankalarının genişleyici para politikalarıyla ekonomiyi destekleyeceklerine dair beklentiler neticesinde düşen getirilerle gelişmekte olan ülkelerin borçlanma senetlerine portföy girişleri gözlenmiştir. Sene başından itibaren birikimli portföy hareketleri incelendiğinde ise, portföy hareketlerinin son veri itibarıyla -1 yılı Enflasyon Raporu 1-III

68 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık ortalamasına yakın gerçekleştiği dikkat çekmektedir (Grafik.1.). Gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan tüm fonlar incelendiğinde, söz konusu portföy çıkışlarının gelişmekte olan ülkelerin geneline benzer şekilde yansıdığı gözlenmiştir. Grafik.1.7. Türkiye de Portföy Hareketleri * (Milyar ABD Doları, Hafta Birikimli) 3 DİBS Hisse Senedi 3 Grafik.1.. Türkiye de Portföy Hareketleri (Sene Başından İtibaren Birikimli, Milyar ABD Doları) 1-1 Ortalaması *Hisse senedi ve DİBS piyasasına ilişkin portföy hareketlerini kapsamaktadır. DİBS verisine Repo kalemi dahildir. Kaynak: TCMB. Son dönemde Türkiye ye yönelik portföy hareketleri de diğer gelişmekte olan ülkelere paralel olarak özellikle hisse senedi kaynaklı çıkışlar ile zayıflamış, portföy akımları geçmiş yıllar ortalamasına yakın seyretmiştir (Grafik.1.7 ve Grafik.1.). Döviz Kurları 1 yılının ikinci çeyreğinde yukarıda bahsi geçen küresel gelişmeler başta gelişmiş ülkeler için olmak üzere küresel büyüme görünümünü zayıflatmıştır. Söz konusu dönemde gelişmekte olan ülkelerin para birimleri ABD dolarına karşı yüzde oranında değer kaybetmiştir (Grafik.1.9). Grafik.1.9. TL ve Gelişmekte Olan Ülke Para Birimlerinin ABD Doları Karşısında Değeri* ( =1) 1,3 1, 1,1 1, Türkiye GOÜ Ortalama* Seçilmiş GOÜ Ortalaması** 1,3 1, 1,1 1, Grafik.1.1. Kur Sepeti ve Ülke Risk Primi 3,3 3, 3,1 3,,9 Kur Sepeti EMBI+ Türkiye (sağ eksen) ,9,9, *Gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya, Şili, Kolombiya, Çekya, Macaristan, Meksika, Polonya, Romanya, G.Afrika, Hindistan, Endonezya ve Türkiye yer almaktadır. ** Seçilmiş gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya, G. Afrika, Hindistan ve Endonezya yer almaktadır. Kaynak: Bloomberg. Kaynak: Bloomberg. Türk lirası, Mayıs ayında yaşanan yurt içi ve yurt dışı belirsizlik dönemi sonrasında diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine yakın bir seyir izlemiştir. Emtia fiyatlarındaki gelişmelerden olumlu etkilenen Brezilya, G. Afrika, Hindistan ve Endonezya dan oluşan seçilmiş ülkeler grubu para birimlerinin ise 1 Enflasyon Raporu 1-III

69 yılının ikinci çeyreğinde ABD dolarına karşı ortalama yaklaşık yüzde 1 oranında değer kazandığı görülmektedir. Türk lirası kur sepetine karşı Mayıs ayında yüzde oranında değer kaybederken aynı dönemde Türkiye nin EMBI+ risk primi de yaklaşık baz puan artmıştır (Grafik.1.1). Ancak Mayıs ayı ortalarından Temmuz ayı ortasına kadar geçen dönemde Türk lirasının kur sepetine karşı değer kaybı gerilemiş ve risk primi 1 yılı üçüncü çeyreği düzeylerine dönmüştür. Piyasalarda Temmuz ayı ortasında yaşanan yurt içi kaynaklı dalgalanmalar ise sepet kur ve risk priminde artışlara yol açmıştır. TCMB nin likidite piyasasında etkinliği destekleyici önlemlerinin de etkisiyle söz konusu artışlar 1 Temmuz itibarıyla kısmen geri dönmüştür. Grafik Opsiyonların İma Ettiği Kur Oynaklığı* (1 Ay Vadeli) 3 Cari Açık Veren Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye 3 Grafik.1.1. Çeşitli Vadelerde Delta Risk Reversal Pozisyonu* ( Günlük HO, Yüzde) 1 Ay 3 Ay 1 Ay ABD Doları/TL Kuru (sağ eksen) 3,3 7 3,1,9,7 1 1, 1 1 3,3 1,1 1,9 1,7 *Cari açık veren gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya, Şili, Çekya, Macaristan, Meksika, Polonya, G. Afrika, Hindistan Endonezya, Romanya ve Kolombiya yer almaktadır. Kaynak: Bloomberg. *Risk reversal pozisyonu, aynı deltaya sahip satın alma (call) ve satma (put) opsiyonlarının ima ettiği oynaklıklar arasındaki farkı göstermektedir. Bu farkın yüksek olması, Türk lirasında değer kaybı yönündeki beklentilerin değer kazanma yönündeki beklentilere göre daha fazla olduğu anlamına gelmektedir. Kaynak: Bloomberg, TCMB. 1 yılının ikinci çeyreğinde gelişmekte olan ülke para birimleri ima edilen kur oynaklığında ülkeler arası farklılaşma azalmıştır. Türk lirasının ima edilen oynaklığı Mayıs ayı başında geçici ve sınırlı bir artış gösterirken çeyreğin geri kalanında tekrar cari açık veren diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre düşük seviyelere gerilemiştir (Grafik.1.11). Temmuz ayı ortasında yaşanan gelişmeler sonrasında ise Türk lirasının oynaklığı tekrar bir miktar artış göstermiştir. Türk lirasının oynaklığına benzer şekilde risk reversal pozisyonları da Mayıs ayında geçici olarak artmış ancak iç belirsizliklerin kısa dönemde ortadan kalkmasıyla tekrar gerilemiştir (Grafik.1.1). Reversal pozisyonlarında ikinci çeyreğin devamında gözlenen gelişmeler ise Türk lirasına ilişkin değer kazanma yönündeki beklentilerin tekrar güçlenme eğilimine girdiğini göstermiştir. Yakın dönemde yaşanan yurt içi belirsizlikler reversal pozisyonlarında sınırlı bir artışa yol açmıştır. Para Politikası Uygulamaları TCMB, 1 yılının ikinci çeyreğinde enflasyon görünümüne karşı sıkı, döviz likiditesinde dengeleyici ve finansal istikrarı destekleyici politika duruşunu korumuştur. 1 yılının Ağustos ayında yayımlanan yol haritasında duyurulan politika araçlarının etkili bir şekilde kullanılması ekonominin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmaktadır. Özellikle döviz kurları ve kredilerde gözlenen oynaklık yeni araçların devreye girmesiyle ikinci çeyrekte kayda değer bir azalış göstermiştir. Bu gelişmelerin geniş bir faiz koridoruna olan ihtiyacı azaltması ile beraber TCMB, Nisan, Mayıs ve Haziran ayı PPK toplantılarında Enflasyon Raporu 1-III 7

70 marjinal fonlama faizini şer baz puan düşürerek sadeleşme yönünde ölçülü adımlar atılmasına karar vermiştir. TCMB, 1 yılı ikinci çeyreğinde likidite politikasındaki etkinliği ve öngörülebilirliği artırmak amacıyla adımlar atmıştır. Bu kapsamda 3 Haziran 1 tarihinden itibaren miktar ihalesi yöntemiyle sağlanan bir hafta vadeli repo fonlamasına ilişkin günlük ihale tutarı, toplam haftalık vadeli fonlama stoğunun haftanın günlerine dengeli dağılmasını temin edecek şekilde belirlenmeye başlanmıştır. Ayrıca TCMB, Türk lirası likidite yönetiminin etkin yürütülmesini desteklemek amacıyla kesin alım ihalelerine yıl sonuna kadar devam etmeye karar vermiştir. Bu kapsamda nominal 9 milyar TL olan açık piyasa işlemleri portföy büyüklüğünün yıl sonu itibarıyla nominal 1 milyar TL seviyesine yükseltilmesinin öngörüldüğü belirtilmiştir. Temmuz ayı ortasındaki yurt içi gelişmeler nedeniyle piyasalarda dalgalanmalar yaşanmıştır. Bu çerçevede, TCMB piyasaların etkin işleyişinin sürmesini temin etmek amacıyla 17 Temmuz tarihinde yeni önlemler duyurmuştur. Söz konusu duyuruda belirtildiği üzere önümüzdeki dönemde TCMB tarafından bankalara gerekli likidite limitsiz olarak sağlanacak; bankalara sağlanan gün içi likidite imkânının komisyon oranı sıfır olarak uygulanacak; Türk lirası likidite sağlamak amacıyla, ihtiyaç duyulması halinde, bankalar tarafından limitsiz tutarda teminat döviz deposu getirilebilmesine imkân tanınacak; bankaların döviz deposu almak üzere de kullanabilecekleri yaklaşık milyar ABD doları seviyesindeki mevcut limitleri gerektiğinde artırılabilecek ve kullanım şartlarında iyileştirmeye gidilebilecek; TCMB nezdindeki tüm piyasalar işlemler tamamlanıncaya kadar açık tutulacaktır. Ayrıca TCMB piyasa derinliğini ve piyasadaki fiyat oluşumlarını yakından takip ederek; gerekli görülmesi halinde, finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulacak tüm önlemleri alacaktır. Yukarıda bahsi geçen likidite tedbirleri piyasalarda artan oynaklığı sınırlamıştır. TCMB, para politikasının öngörülebilirliğini ve etkinliğini desteklemek amacıyla, sadeleşme yönünde ölçülü ve temkinli bir adım daha atılmasına karar vermiştir. Bu çerçevede, Temmuz ayında marjinal fonlama faizi baz puan indirilerek yüzde,7 e düşürülmüş, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı ve gecelik borç alma faizi ise sırasıyla yüzde 7, ve yüzde 7, oranlarında sabit tutulmuştur. TCMB fonlaması 1 yılının ikinci çeyreğinde de ağırlıklı olarak bir hafta vadeli repo ihaleleriyle yapılmaya devam edilirken, marjinal fonlamanın payı yüksek tutulmuştur (Grafik.1.13). 1 yılı Şubat ayında yüzde 9,1 seviyesine kadar ulaşan ağırlıklı ortalama fonlama faizi Temmuz ayı itibarıyla yaklaşık yüzde, seviyesine gerilemiştir. Bankalararası gecelik repo faizleri de koridorunun üst bandında yapılan indirime paralel olarak düşüş göstermiştir (Grafik.1.1). Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümüne bağlı olacaktır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki temkinli ve sıkı duruş sürdürülecektir. Enflasyon Raporu 1-III

71 Grafik TCMB Fonlaması* ( Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar TL) Marjinal Fonlama* Piyasa Yapıcılara Sağlanan Fonlama Haftalık Repo (Miktar İhalesiyle) Aylık Repo Net APİ Grafik.1.1. TCMB Faizleri ve BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri (Yüzde) Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi ( Günlük HO) BIST Gecelik Repo Faizleri ( Günlük HO) 1 Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı *Marjinal Fonlama, gecelik vadede faiz koridorunun üst bandından sağlanan fonlamadır. Kaynak: TCMB. Kaynak: BIST, TCMB. Bankacılık sisteminin Türk lirası likidite ihtiyacının karşılamasında TCMB tarafından sağlanan fonların yanı sıra bankaların farklı piyasalardan sağladıkları kısa vadeli fonlar da önemli yer tutabilmektedir. Para piyasalarında, TCMB dışındaki piyasa oyuncularından sağlanan ve en fazla bir hafta vadeye sahip olan fonların başında kur takası (swap) piyasasından sağlanan fonlar gelirken; bunu BIST bünyesindeki Bankalararası Repo-Ters Repo Pazarı nda TCMB haricindeki bankalar ile ve BIST bünyesindeki Repo-Ters Repo Pazarı nda aracı kurumlar ile yapılan işlemler takip etmektedir. Yol haritasının açıklanmasını takip eden dönemde döviz depolarının teminata verilmesi imkanı ile ilgili yapılan değişikliklerin kur takası ihtiyacını azalttığı gözlenmektedir. 1 yılı ikinci çeyreğinde ise TCMB dışı piyasa fonlaması yatay bir seyir izlemiştir (Grafik.1.1). Grafik.1.1. TCMB Dışı Piyasa Fonlaması (1 Hafta Vadeye Kadar) (1 Günlük Hareketli Ortalama, Milyar TL) 7 BIST Bankalar Arası (TCMB Hariç, Gecelik) BIST Repo/Ters Repo Swap (En fazla 1 Hafta Vadeli) 7 Grafik.1.1. Bankaların Para Piyasalarında Finansman Maliyetleri ( Günlük Hareketli Ortalama, Yüzde) 1 1 Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi BIST Gecelik Repo Faizleri TCMB+Piyasa Ağırlıklı Ortalama Faiz (En Fazla Haftalık Vade) Piyasa Ağırlıklı Ortalama Faiz (En Fazla Haftalık Vade) Kaynak: BIST, TCMB. Kaynak: BIST, TCMB. TCMB ve TCMB dışı fonların toplam içindeki ağırlıklarına göre hesaplanan efektif fonlama faizi 1 yılı ikinci çeyreğinde ortalama fonlama faizine yaklaşarak 19 Temmuz itibarıyla yüzde,31 düzeyinde gerçekleşmiştir (Grafik.1.1). Efektif fonlama faizinin TCMB ortalama fonlama faizine yaklaşmasındaki temel etkenler kısa vadeli piyasa faizlerinin koridorun üst bandındaki indirimlere paralel olarak gerilemesi ve bankaların para piyasalarında TCMB dışı kaynaklardan borçlanmalarını azaltmalarıdır. Enflasyon Raporu 1-III 9

72 ,, 1,, 3,,, 7, 1, yıllık ve 3 aylık kur takası faizleri arasındaki fark 1 yılı ikinci çeyreği genelinde sıfıra yakın değerler almaya devam etmiştir (Grafik.1.17). Gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzunca bir müddet düşük düzeylerde kalacağı öngörüsünün 1 yılı ikinci çeyreğinde de güçlenerek devam etmesi, Türkiye ye ilişkin makroekonomik göstergelerin olumlu seyri ve marjinal fonlama faizinin indirilmesi kur takası faizlerinden elde edilen getiri eğrisinin geçtiğimiz Rapor dönemine göre tüm vadelerde aşağı kaymasına yol açmıştır (Grafik.1.1). TCMB nin fonlama faizindeki düşüş eğilimine paralel olarak kısa vadeli faizlerdeki düşüş daha fazla olmuştur. Öte yandan Temmuz ayı ortasındaki yurtiçi gelişmeler sonrasında getiri eğrisi uzun vadelerde daha fazla olmak üzere tekrar bir miktar yukarı kaymıştır. Grafik Kur Takası Faizleri (Yüzde, Günlük HO) Yıl - 3 Ay Swap Faizi Farkı 3 ay yıl Grafik.1.1. Son Dönemde Kur Takası Getiri Eğrisi (Yüzde) 1, 1, 7 Nisan-1 Temmuz Ortalaması 1.Tem 1.Tem 1, 1, 9, 9, 9, 9,,, - -,, - - Kaynak: Bloomberg, BIST. Kaynak: Bloomberg. Vade (Yıl) TCMB nin 1 yılı başından itibaren uyguladığı finansal istikrarı destekleyici tedbirler sayesinde bankaların çekirdek dışı yabancı para yükümlülüklerinin vadesinde uzama eğilimi 1 yılının ikinci çeyreğinde de devam etmiştir (Grafik.1.19). Bankaların dış borçlanmalarının vadesinin uzaması dış borç çevirme riskini düşürürken bankaların küresel şoklara dayanıklılığını güçlendirmektedir. TCMB, 1 yılı ikinci yarısından itibaren döviz likidite yönetiminin esnekliğini artırıcı tedbirlere yer vermiştir. Bu çerçevede, bankalara tahsis edilen depo limitleri ile ROM kapsamında TCMB de bulundurulan altın ve döviz varlıklarının toplamının bankaların gelecek 1 yıldaki yurt dışı borç ödemelerinin tamamını fazlasıyla karşılayabilecek seviyeye ulaşması sağlanmış olup, söz konusu seviye 1 yılı ikinci çeyrek itibarıyla halen korunmaktadır (Grafik.1.). Grafik Bankaların Dış Borçlarının Vade Dağılımı (Ay, Yüzde) Ortalama Vade Kısa Vadeli Yurtdışı Borçlar / Toplam Yurtdışı Borçlar (sağ eksen) 3 3 Grafik.1.. ROM Rezervleri ve Döviz Depo İmkânı ile Bankaların 1 Yıl İçinde Vadesi Gelecek YP Dış Borcu (Milyar ABD Doları) ROM Rezervi (Döviz ile Altın) + Döviz Depo İmkanı 1 Yıl İçinde Vadesi Gelecek YP Dış Borç (sağ eksen) Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. 7 Enflasyon Raporu 1-III

73 Temmuz 1 itibarıyla TCMB brüt döviz rezervlerinde bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre artış gerçekleşmiştir (Grafik.1.1). Bu dönemde, TCMB nin enerji ithalatçısı kamu kuruluşlarına yaptığı doğrudan döviz satışlarının sınırlı olması ve günlük döviz satım ihalelerinin devam etmemesi sebebiyle diğer döviz rezervlerinde belirgin bir artış yaşanmıştır. Bankaların ROM kapsamında tesis ettikleri tutarda yaşanan sınırlı düşüş bankaların yabancı para zorunlu karşılık yükümlülükleri kapsamında tuttukları rezervlerdeki artışla telafi edilmiştir. TCMB, 1 Haziran 1 tarihinde İhracat ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Reeskont Kredisi Uygulama Talimatı ile belirlenecek olan yeni pazarlara yapılan ihracat ile yüksek teknolojili sanayi ürünleri ihracatının ve turizm ile diğer döviz kazandırıcı hizmetlerin finansmanında reeskonta kabul edilecek senetlerin azami vadesini günden 3 güne çıkardığını duyurmuştur. TCMB, 1 yılı ilk yarısında döviz satım ihaleleri ve enerji ithalatçısı kamu iktisadi teşekküllerine doğrudan döviz satışı yoluyla toplam, milyar ABD doları döviz satışı yapmıştır. Aynı dönemde reeskont kredileri yoluyla elde edilen döviz miktarı 7,1 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir (Tablo.1.1). Grafik.1.1. TCMB Döviz Rezervleri (1 Temmuz 1 İtibarıyla, Milyar ABD Doları) YP ZK İçin Döviz TCMB Diğer Döviz Rez. ROM Döviz TCMB Diğer Altın Rez. 1 Kıym. Mad. İçin Altın ROM Altın Tablo.1.1. İhracat Reeskont Kredilerinin Döviz Rezervlerine Katkısı (Milyar ABD Doları) 11 1,9 1,9 13 1, 1 13, 1 1,1 Ocak 1 1, Şubat 1 1,1 Mart 1 1,139 Nisan 1 1,33 Mayıs 1 1,37 Haziran 1 1, Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. Piyasa Faizleri 1 yılının ikinci çeyreğinde küresel finansal koşulların etkisiyle gelişmekte olan ülke piyasa faizleri yatay veya aşağı yönlü bir eğilim izlemeye devam etmiştir (Grafik.1. ve Grafik.1.3). Bu dönemde piyasa faizleri özellikle Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye de aşağı yönlü hareket ederken, Endonezya ve Hindistan daki faiz düşüşleri ılımlı olmuş ve söz konusu ülke faizleri yataya yakın seyretmiştir. Türkiye nin piyasa faizleri azalan risk primleri, olumlu döviz kuru gelişmeleri ve olumlu enflasyon görünümü doğrultusunda yılın ilkinci çeyreğinde özellikle kısa vadelerde önemli azalışlar kaydetmiştir. Ancak Temmuz ayı ortasındaki gelişmelerin etkisiyle Türkiye de faiz oranları tekrar artış göstermiş, 1 Temmuz itibarıyla yıllık vadeli piyasa faizleri geçtiğimiz Rapor dönemine göre diğer gelişmekte olan ülkelerden daha fazla yükselmiştir (Grafik.1.). aylık vadede ise Türkiye piyasa faizi düşen gelişmekte olan ülkeler arasındadır (Grafik.1.). Enflasyon Raporu 1-III 71

74 Türkiye Meksika Tayland Polonya Macaristan Çin Şili Çekya Romanya Güney Kore Endonezya Güney Afrika Hindistan Malezya Peru Kolombiya Brezilya Meksika Güney Afrika Polonya Romanya Tayland Çin Şili Endonezya Çekya Macaristan Türkiye Hindistan Güney Kore Peru Brezilya Malezya Kolombiya Grafik.1.. Beş Yıl Vadeli Piyasa Faizleri* (1 Temmuz 1 İtibarıyla, Yüzde) Brezilya Hindistan 19 Türkiye Güney Afrika Endonezya 19 Grafik.1.3. Altı Ay Vadeli Piyasa Faizleri (1 Temmuz 1 İtibarıyla, Yüzde) 1 Brezilya Hindistan Türkiye Güney Afrika Endonezya * Brezilya için yıllık piyasa faizi verisi kullanılmıştır. Kaynak: Bloomberg Grafik.1.. Geçtiğimiz Rapor Dönemine Göre Beş Yıl Vadeli Piyasa Faizlerindeki Değişim ( Nisan 1 1 Temmuz 1 Arası Değişim, Yüzde) 1,,,,,, -, -, -, -, -1, 1,,,,,, -, -, -, -, -1, Grafik.1.. Geçtiğimiz Rapor Dönemine Göre Altı Ay Vadeli Piyasa Faizlerindeki Değişim ( Nisan 1 1 Temmuz 1 Arası Değişim, Yüzde) 1,,,,,, -, -, -, -, -1, 1,,,,,, -, -, -, -, -1, Kaynak: Bloomberg. Kaynak: Bloomberg. Son dönemde, TCMB, küresel oynaklıklardaki azalma ve olumlu enflasyon görünümünden hareketle, marjinal fonlama faizini kademeli olarak düşürerek para politikasının sadeleşmesi yönünde önemli adımlar atmıştır. Bu çerçevede, BIST Repo-Ters Repo pazarı gecelik faiz beklentisi dağılımı bir önceki Rapor dönemine göre daha düşük beklenti oynaklığı ima ederken, dağılımın orta noktası 1 baz puan civarında sola kayarak yaklaşık yüzde, düzeyinde gerçekleşmiştir (Grafik.1.). Uzun vadeli piyasa faizleri üzerinde etkili olan enflasyon beklentilerinde ise Nisan ayına kıyasla cari yıl sonuna ilişkin beklentilerde 1 baz puan civarında sınırlı bir azalış gözlenmiştir. Bu düşüş 1 ay sonrasına dönük beklentilerde baz puan civarında olurken, ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentilerindeki azalış sınırlı miktarda olmuştur (Grafik.1.7). 7 Enflasyon Raporu 1-III

75 Brezilya Endonezya Peru Hindistan Kolombiya Güney Afrika Meksika Türkiye Polonya Şili Filipinler Çin Malezya Tayland Romanya Güney Kore Macaristan İsrail Çekya Grafik.1.. BIST Repo-Ters Repo Pazarı Gecelik Faiz Beklentisi* 1,,9,,7,,,,3,,1 Nisan 1 Temmuz 1,, ,,9,,7,,,,3,,1 Grafik.1.7. Enflasyon Beklenti Eğrisi *,3,1 7,9 7,7 7, 7,3 7,1,9,7 7,91 7,1 Nisan 1 Temmuz 1,3 7,7 7,9 7,1 7,3,1 7,9 7,7 7, 7,3 7,1,9,7 *Beklenti Anketi nden alınmıştır. Kaynak: TCMB. *Beklenti Anketi nden alınmıştır. Değerler sırasıyla, cari yıl sonu, 1 ay sonrası ve ay sonrasına dair beklentileri göstermektedir. Kaynak: TCMB. 1 yılı başı itibarıyla aşağı yönlü bir seyir izleyen gösterge faiz Mayıs ayı başında iç belirsizlikler nedeniyle artmış ancak küresel risk iştahındaki hızlı toparlanma, olumlu enflasyon görünümü ve risk primlerinde gözlenen düşüşün desteğiyle geçtiğimiz Rapor dönemine kıyasla ölçülü miktarda azalış eğilimi göstermiştir (Grafik.1.). Gösterge faiz, Temmuz ayı ortasında tekrar bir miktar artış gözlenmesine rağmen 1 Temmuz itibarıyla geçtiğimiz Rapor dönemi ile kıyaslandığında yaklaşık 3 baz puan düşmüştür. Aynı dönemde aylık ortalama enflasyon beklentilerindeki düşüş nedeniyle yıllık reel faizlerde sınırlı bir artış gerçekleşmiştir. Gelişmekte olan ülkeler arası yıllık reel faiz karşılaştırması yapıldığında ise, Türkiye de reel faizlerin orta seviyelerde gerçekleştiği görülmektedir (Grafik.1.9). Grafik.1.. Türkiye nin İki Yıllık Reel Faizi* ve Gösterge Faiz (Yüzde) Grafik.1.9. İki Yıllık Reel Faizler** (Yüzde, 1 Temmuz 1 Tarihi İtibarıyla) 3 1 Reel Faiz Gösterge Faiz (sağ eksen) * yıllık devlet tahvili getirilerinden TCMB Beklenti Anketi nden alınan önümüzdeki yıla ait TÜFE enflasyon beklentisinin çıkarılmasıyla hesaplanmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB. **Ülkelerin yıllık devlet tahvili getirilerinden Consensus Forecasts tahminlerinden elde edilen gelecek yıla ait enflasyon beklentisinin çıkarılmasıyla hesaplanmıştır. Kaynak: Bloomberg, Consensus Forecasts, TCMB. Kredi Faizleri ve Bankacılık Sektörünün Fon Maliyetleri Finansal olmayan kesime açılan kredilerin faiz oranları 1 yılının ilk çeyreğinde sınırlı artış gösterdikten sonra, yılın ikinci çeyreğinde azalış kaydetmiştir(grafik.1.3). Tüketici kredilerine göre daha kısa vadeli olan ticari kredilerin faiz oranlarında da azalış gözlenmiştir (Grafik.1.31). Söz konusu dönemde TCMB nin marjinal fonlama faizinde gerçekleştirilen indirimlerin kredi faizlerindeki gerilemenin nedenlerinden biri olduğu düşünülmektedir. Mart-Haziran dönemine ilişkin Kredi Eğilim Anketi sonuçları da kredi standartlarındaki sıkılaşmanın azaldığına işaret etmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 73

76 Grafik.1.3. Tüketici Kredileri Faizlerindeki Gelişmeler (Akım Veriler, Yıllık Faizler, Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) 1 Taşıt Konut İhtiyaç 1 Grafik TL Ticari Kredi Faizindeki Gelişmeler (Akım Veriler, Yıllık Faizler, Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) Ticari Kredi Faiz Oranı Ticari Kredi Faiz Oranı (KMH Hariç) Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. Bankacılık sektörünün en önemli finansman kaynağı olan ve ağırlıklı olarak üç aydan daha kısa vadeye sahip mevduatlara ödenen faiz oranı 1 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 1 baz puan gerilemiştir. Yılın ikinci çeyreğinde, ticari kredi faiz oranının mevduat faiz oranına kıyasla daha fazla azalmasının neticesinde ticari kredi faizi ile mevduat faizi arasındaki fark yaklaşık 1 baz puan daralarak baz puan seviyesine gerilemiştir (Grafik.1.3). Küresel ve yurt içi finansal koşullarda yaşanan olumlu seyire paralel olarak bankaların tahvil/bono faizleri, yılın ikinci çeyreğinde de gerilemeye devam etmiştir (Grafik.1.33). Grafik.1.3. TL Ticari Kredi ve TL Mevduat Faizi (Akım Veriler, Yıllık Faizler, Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) 17 TL Mevduat Faiz Oranı TL Ticari Kredi Faiz Oranı TL Ticari ile Mevduat Faizi Farkı (sağ eksen), Grafik Bankaların Fonlama Maliyetine Dair Göstergeler 1 Bankalarca İhraç Edilen Tahvil/Bono Faizi Mevduat Faizi TCMB Ortalama Fonlama Faizi 13 1,, ,,, 3, ,,, 3 3 Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB, KAP... Kredi Hacmi ve Parasal Göstergeler Finansal istikrar açısından önem arz eden ve kredi büyümesinin iktisadi faaliyet ve toplam taleple ilişkisini özetleyen bir gösterge olan net kredi kullanımının GSYİH ye oranı azalış eğilimini sürdürerek, 1 yılının ikinci çeyreğinde yüzde,3 olarak gerçekleşmiştir (Grafik..1). Firmaların yurt dışından sağladığı net kredilerin seyri, yılın ilk yarısında bankaların yurt dışı borçlanmada zorluk yaşanmadığına işaret etmektedir (Grafik..). 7 Enflasyon Raporu 1-III

77 Grafik..1. Yurt İçi Kredi Stoku (1) ve Net Kredi Kullanımı () (GSYİH'ye Oran, Yüzde, Yıllık) Kredi / GSYİH Net Kredi Kullanımı / GSYİH (sağ eksen) * (1) Yurt içi krediler, katılım bankaları dahil toplam bankacılık sektörü kredileri olup, yurt dışı şubeler ve kredi kartları dahildir. Kur etkisinden arındırılmamıştır. () Net Kredi Kullanımı nominal kredi stokunun yıllık değişimi olarak hesaplanmaktadır. Kur etkisinden arındırılmıştır. * Tahmin. Kaynak: TCMB Grafik... Firmaların Yurt Dışından Sağladığı Kredi Stoku (1) ve Yıllık Net Kredi Kullanımı (Milyar ABD Doları) Yurt Dışından Kredi / GSYİH Yurt Dışından Net Kredi Kullanımı / GSYİH (sağ eksen) * (1) Nisan ayı verisini içermektedir. * Tahmin. Kaynak: TCMB Finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin yıllık büyüme oranında 1 yılının son çeyreğinde başlayan aşağı yönlü seyrin 1 yılının ilk yarısında da sürdüğü gözlenmiştir. Toplam kredilerin alt ayrımlarına bakıldığında, BDDK tarafından yürürlüğe konulan uygulamalar ve tüketici güveninin tarihsel ortalamalara göre zayıf bir görünüm sergilemesine bağlı olarak ticari krediler, tüketici kredilerine göre daha hızlı büyümeye devam etmiştir. Grafik..3. Kredilerin Yıllık Büyüme Hızları (Kur Etkisinden Arındırılmış, Yıllık, Yüzde Değişim) Ticari Toplam Tüketici Grafik... Kredilerin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızları (Kur Etkisinden Arındırılmış, 13 Haftalık Hareketli Ortalama, Yıllıklandırılmış, Yüzde) Ticari Toplam Tüketici Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. 1 yılı ikinci çeyreğinde finansal olmayan kesime açılan krediler kur etkisinden arındırılmış olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9, oranında artmıştır (Grafik..3). Yılın ikinci çeyreğindeki gelişmeleri yansıtan 13 haftalık hareketli ortalamalara göre ise toplam krediler yıllıklandırılmış olarak yüzde 1, oranında büyüme kaydetmiştir (Grafik..). Finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin yıllıklandırılmış 13 haftalık büyüme oranında son dönemde gözlenen mevsimsel faktörlere paralel hareket, yıllık büyüme oranının önümüzdeki dönemde daha yatay bir seyir izleyebileceğini ima etmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 7

78 Grafik... Tüketici Kredilerinin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması (13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Yüzde) Ortalaması Grafik... Tüketici Kredileri Yıllıklandırılmış Büyüme Hızları (13 Haftalık Yıllıklandırılmış, Hareketli Ortalama, Yüzde) Konut İhtiyaç Taşıt Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. 1 yılının ikinci yarısında geçmiş yıllar ortalamasının altında kalan tüketici kredileri yıllıklandırılmış büyüme oranı, 1 yılının ilk yarısında toparlanma eğilimine girmiştir (Grafik..). Böylece, tüketici kredileri yıllıklandırılmış büyüme oranı ikinci çeyrek sonu itibarıyla yüzde,3 değerini almıştır. Ortalama vadesi yıl civarında ve faize duyarlılığı diğer kredi türlerine göre daha fazla olan konut kredilerinin yıllıklandırılmış büyüme oranı, diğer alt kalemlere göre daha yüksek olmasına karşın, geçmiş yıllar ortalamalarının altında kalarak yüzde 1, değerini almıştır. Kredi Eğilim Anketi verilerine göre konut kredileri talebinde yılın ikinci çeyreğinde bir miktar artış gerçekleşirken, standartlarda ise önceki döneme göre sınırlı bir sıkılaşma yaşanmıştır. İhtiyaç kredilerinin yıllıklandırılmış büyüme oranı 1 yılının ikinci döneminden itibaren görülen zayıf seyrini devam ettirmiş ve ikinci çeyrek sonunda yüzde, olarak gerçekleşmiştir. 1 yılının ikinci çeyreğinde hızlı bir toparlanma yaşayan taşıt kredileri yıllıklandırılmış büyüme oranı, çeyrek sonunda yüzde, değerini almıştır (Grafik..). Yılın ikinci çeyreğinde, Kredi Eğilim Anketi verilerine göre taşıt kredileri ve ihtiyaç kredileri standartları sınırlı miktarda sıkılaşmıştır. Talep tarafına bakıldığında ise hem taşıt hem de ihtiyaç kredileri için taleplerde düşüş olduğu görülmektedir. Tüketici kredileri alt kalemleri tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranlarına göre birbirlerinden ayrışmıştır. Konut kredileri TGA oranları bu çeyrekte yatay bir seyir izlerken taşıt kredileri TGA oranları ılımlı bir düşüş sergilemiştir. İhtiyaç kredileri TGA oranları ise bir miktar artarak yüzde,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Ticari kredilerin yıllıklandırılmış büyüme hızı 1 yılının ikinci çeyreğinde geçmiş yıllar ortalamasının altında kalarak yüzde 1,1 seviyesinde gerçekleşmiştir (Grafik..7). Ticari kredilerin alt kalemlerine bakıldığında YP cinsinden kullandırılan ticari kredilerin yıllıklandırılmış büyüme oranının yüzde değerini aldığı görülmektedir. Ağırlıklı olarak işletme sermayesi amacıyla kullanılan TL cinsi ticari kredilerin yıllıklandırılmış büyüme oranı da çeyrek sonunda yüzde 1, değerini almıştır. Kredi Eğilim Anketi verilerine göre ticari kredilere ilişkin standartlardaki sıkılaşma 1 yılının ikinci çeyreğinde oldukça azalmıştır. Söz konusu çeyrekte TL ticari kredi standartlarında gevşeme yaşanırken, YP ticari kredi standartları sıkılaşmıştır. KOBİ kredilerinde standartlar sınırlı bir miktar gevşerken, büyük ölçekli firma kredilerinde standartlar sınırlı bir ölçüde sıkılaşmıştır. Vade ayrımına bakıldığında ise, kredi standartlarının kısa vadeli kredilerde daha belirgin olmak üzere hem kısa hem de uzun vadeli kredilerde gevşediği görülmektedir. 7 Enflasyon Raporu 1-III

79 Grafik..7. Ticari Kredilerin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması (13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Kur Etkisinden Arındırılmış, Yüzde) Ortalaması Grafik... TL ve YP Ticari Kredilerin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızları (13 Haftalık Yıllıklandırılmış, Hareketli Ortalama, Kur Etkisinden Arındırılmış, Yüzde) TL Ticari Krediler YP Ticari Krediler (yurt dışı şubeler dahil) Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. İşletmelere verilen kredi standartlarını etkileyen faktörlere bakıldığında, 1 yılı ikinci çeyreğinde kredi standartlarını etkileyen en önemli faktörün genel ekonomik faaliyete ilişkin beklentiler olduğu görülmektedir. Bu dönemde, bankalar ortalama krediler üzerindeki kar marjlarını azaltmış ve kredi sözleşmelerindeki özel koşullara ilişkin şartlarda gevşeme gerçekleştirmişlerdir. Kredi Eğilim Anketine göre 1 yılının üçüncü çeyreğinde kredi standartlarında bir miktar sıkılaşma beklenmektedir. Beklentilerde ölçeğe göre önemli bir farklılaşma görülmezken, uzun vadeli krediler ile YP cinsi kredilere ilişkin standartların daha fazla sıkılaşması öngörülmektedir. Talep tarafına bakıldığında, 1 yılı üçüncü çeyreğinde işletmelerin kredi taleplerinde ciddi bir artış beklenmektedir. Bu beklentide ölçek bazında ayrım öngörülmezken, vade bazında uzun vadeli kredilerdeki talep artışının daha kuvvetli olması beklenmektedir. Para ayrımına bakıldığında, beklentiler, TL cinsi kredi talebinin artarken YP cinsi kredi kredi talebinin azalacağı yönündedir. Gerek tüketici kredileri gerekse ticari krediler yıllık büyüme oranları 1 yılı ikinci çeyreğinde azalış eğilimini sürdürmüştür. Ayrıca, aynı dönemde ticari krediler, tüketici kredilerine kıyasla daha hızlı artmaya devam etmiştir. Son yıllarda uygulamaya konan makroihtiyati politikalar kredi genişleme hızının sürdürülebilir düzeylere çekilmesinin yanı sıra kredi kompozisyonunun tüketimden ziyade üretimi teşvik edici bir yapıya dönüşmesinde önemli rol oynamıştır. Bu bağlamda, ticari kredilerin tüketici kredilerine göre daha hızlı büyümesi hem dengelenme sürecine hem de finansal istikrara katkı sağlamaktadır. Grafik..9. Kredi ve Mevduat Büyümesi * (Yıllık Değişimlerin GSYİH ye Oranı) Grafik..1. M Para Arzı ve Krediler* (Yıllık Yüzde Değişim, Kur Etkisinden Arındırılmış) Mevduat Kredi M Krediler * Mevduatlara katılım bankaları verileri dahil; bankalararası mevduat hariçtir. Mevduatlar ve krediler kur etkisinden arındırılmamıştır. Kaynak: TÜİK, TCMB. * Toplam bankacılık sektörü (katılım bankaları dahil). Kredi kartları dahil. TGA hariç. Kaynak: TCMB. Enflasyon Raporu 1-III 77

80 yılının ilk çeyreğinde mevduat ve kredi büyüme oranları bir önceki döneme göre benzer ölçüde yavaşlamıştır (Grafik..9). Buna bağlı olarak kredi/mevduat oranı yatay bir seyir izlemeye devam etmiştir. M tanımlı para arzı ve krediler arasındaki ilişkiye bakıldığında, 1 yılı ikinci yarısından itibaren toplam kredi ve M tanımlı para arzı yıllık büyüme oranlarının azalan bir seyir izlediği görülmektedir. (Grafik..1). Parasal Göstergeler 1 yılının ilk çeyreğinde azalış eğiliminde olan M3 tanımlı geniş para arzı ikinci çeyrekte duraksama göstermiştir. Haziran ayı itibarıyla M3 para arzındaki yıllık artış yüzde 11 olarak gerçekleşmiştir. M3 ün Bilanço karşılık kalemlerine bakacak olursak, ağırlıklı olarak bankalar tarafından finans dışı özel kişi ve kuruluşlara açılan kredileri içeren Özel Sektörden Alacaklar kaleminin M3 para arzının seyrinde belirleyici olduğu görülmektedir. Diğer yandan yılın ikinci çeyreği ile birlikte Net Dış Varlıklar kalemi M3 büyümesi üzerinde çok sınırlı oranda da olsa pozitif yönde katkı yapmaya başlamıştır. 1 yılı başlarında para arzı büyümesine pozitif yönde katkı yapan Kamudan Alacaklar kalemi Mayıs ayında,1 puan kadar negatif yönde katkıda bulunmuştur. Son olarak banka kârlılıklarına paralel seyreden Diğer kalemi önceki dönemlerde olduğu gibi istikrarlı seyrini sürdürerek, bankalar için mevduat dışı fon kaynağı olma özelliğini korumuştur (Grafik..11). Mevsimsellikten arındırılmış emisyon hacmi büyüklüğü 1 yılının ilk çeyreğinde duraksama sergilemiş, ancak ikinci çeyrekten itibaren artış eğilimine girmiştir. Bu kaleme seviye olarak bakıldığında bir önceki çeyreğe göre kayda değer oranda bir artış sergilediği gözlenmektedir. Emisyon hacminin önemli bir belirleyicisi olan cari tüketim harcamalarının yıllık artış hızı yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyrek değerine göre artış göstermiştir. Emisyon hacminde yılın ilkinci çeyreğinde de devam eden artışı, cari tüketim harcamalarında artış yönünde etkisi olabileceği şeklinde yorumlamak mümkündür (Grafik..1). Grafik..11. M3 Para Arzının Bilanço Karşılıklarının Seyri (M3 ün Yıllık Büyümesine Katkıları). Diğer 3. Özel Sektörden Alacaklar. Kamudan Alacaklar 1. Net Dış Varlıklar 1++3-= M3 (Yıllık Yüzde Büyüme) Kaynak: TCMB Grafik..1. Emisyon ve Cari Tüketim Harcamaları* (Mevsimsellikten Arındırılmış) Cari Tüketim Harcamaları (yıllık yüzde değişim) Emisyon Hacmi (yıllık yüzde değişim) Emisyon Hacmi (sağ eksen) Yüzde Milyar TL *Tüketim harcamaları cari fiyatlarla mobilya, ev aletleri ve ulaştırma haberleşme hariç özel tüketim ve kamu tüketimini içermektedir. Kaynak: TÜİK,TCMB. 7 Enflasyon Raporu 1-III

81 Kutu.1 Para Politikası ile Kredi ve Mevduat Faizleri: Genel Bakış ve Yakın Dönem Gelişmeler Para politikası reel ekonomiyi birçok kanal aracılığıyla etkileyebilmektedir. Bu kanallar arasında, geleneksel faiz kanalı olarak da adlandırılan, merkez bankasının belirlediği kısa vadeli faiz oranları ile bankaların faiz oranlarının ilişkisi ön plana çıkmaktadır. Merkez bankası faizleri, bankaların kısa vadeli fonlanma maliyetleri üzerinde belirleyici olabildiğinden bankaların kredi ve mevduat faizlerini etkileyebilmekte ve bu bağlamda toplam talep üzerinde etkili olabilmektedir. Grafik 1, geleneksel faiz kanalını şematik olarak göstermektedir. Bu kutuda, genel olarak ve Türkiye özelinde, geleneksel faiz kanalının hangi ekonomik birimler üzerinde hangi şartlar altında veya hangi dönemlerde ne derece güçlü olduğu incelenmektedir. Grafik 1. Geleneksel Faiz Kanalı Geleneksel faiz kanalına dair iktisadi yazın, merkez bankasının faiz oranlarının kredi veya mevduat faizlerine yansıma gücünün normal zamanlarda güçlü olduğunu göstermektedir. 1 Ancak, piyasada stresin yoğun olduğu küresel kriz gibi dönemlerde kısa vadeli piyasa faizleri ve bankaların uyguladıkları faizlerin merkez bankası politika faizine tepkisi normal zamanlara göre önemli ölçüde farklılaşabilmektedir. Nitekim küresel kriz döneminden sonra yazılan makalelerin genelde politika faizi ve kredi-mevduat faizleri arasındaki değişen ilişkiye dikkat çektiği görülmektedir. Merkez bankası faizlerinin kredi ve mevduat faizlerine kısa vadede büyük ölçüde yansıdığı görülmekle birlikte, bu etki daha çok sıkılaşma dönemlerinde ön plana çıkmaktadır. İktisadi yazında, para politikasında gevşemenin kredi faizlerine sınırlı yansımasının temel sebepleri olarak, işletmelerin kredi risklerinin firmadan firmaya ve zaman içerisinde gösterdiği değişiklikler, iktisadi görünümde meydana gelen dalgalanmalar ile bankaların bilanço yapısı ve aktif kalitesinde yaşanan değişimler ön plana çıkmaktadır. 1 Bu konudaki bazı temel çalışmalar için bkz Bernanke ve Blinder (19), Cottarelli ve Kourelis (199), De Bondt (), ECB(9), Banerjee ve diğerleri (13). Merkez bankası faizleri kredi faizlerinin yanısıra kredi hacmini de etkileyebilmektedir. Geniş anlamda kredi kanalı olarak isimlendirilen bu aktarım kanalı için bkz. Bernanke ve Gertler (199), Kashyap ve Stein (). Iles, Lombardi ve Mizen (1), Gambacorta, Iles ve Lombardi (1), Karagiannis, Panagopoulos ve Vlamis (1); Darracq ve diğerleri (1). Enflasyon Raporu 1-III 79

82 Kredi riski, yani kredi talep edenlerin bilançolarının ne derece güçlü olduğu ve bilanço durumlarındaki katılık, merkez bankası faizlerinin kredi faizlerine tam geçişkenliğini sınırlayan temel etmenlerdendir. Kredi talep eden firmalar ile bankalar arasında asimetrik bilgi problemi olması nedeniyle, firmalar bilançolarının kırılganlığı ve gelir döngülerinin gücü nispetinde dışsal finansman primi ödemek durumunda kalmaktadırlar (Kaplan ve Zingales, 1997; Bernanke ve Gertler, 1999; Whited ve Wu, ). Para politikası, varlık fiyatlarını ve bu açıdan firmaların bilançolarını etkileyebilmekte, ayrıca diğer aktarım kanalları ile toplam talebi etkileyerek firma bilanço ve gelir döngüsü üzerinde etkili olabilmektedir. Ancak bu etki dolaylı veya ekonomik büyüme dışı zamanlarda sınırlı olabilmektedir. TCMB bünyesinde yapılan çalışmalar, ticari kredi faizlerinin firma bilanço durumuna güçlü şekilde bağlı olduğunu göstermektedir. Büyük, borçluluk (kaldıraç) oranı düşük, büyüme potansiyeli olan firmaların daha düşük faizle borçlandıkları görülmektedir. Ayrıca, BIST gecelik borçlanma faizi ile birlikte, portföy akımları ve toplam talebi yansıtması açısından reel GSYİH daki büyüme de ticari kredi faizlerini etkileyen makroekonomik değişkenler olarak ön plana çıkmaktadır. Son olarak, banka karakteristiklerinin de ticari kredi faizleri üzerinde etkili olduğu görülmektedir. Özellikle büyük ve verimli (net faiz gelirlerinin öz sermayeye oranı yüksek) bankaların, firma bilanço durumu ve makroekonomik faktörler kontrol edildiğinde, daha düşük faizle kredi verebildikleri gözlenmektedir. Bu bağlamda, kredi faizlerini etkileyen tek ve güçlü etmenin merkez bankası faizleri olmadığı not edilmelidir. Kredilere uygulanan vade primi ile merkez bankası likiditesi dışındaki alternatif fon kaynakları da, merkez bankası faizlerinin kredi veya mevduat faizlerine tam yansımasını sınırlamaktadır. Kredi faizleri, merkez bankası faizlerine göre uzun vadeli olduğundan, bankalar tüketicilere veya firmalara kredi verirken vade primini de dikkate almaktadırlar. Ayrıca, TCMB fonlamasının bankacılık aktiflerindeki oranının % in altında olması nedeniyle, bankaların kısa vade fonlanma kalemleri arasında merkez bankası likiditesi dışında, yurtiçi veya yurtdışı finansal kuruluşlardan sağlanan kaynaklar ve hisse senedi ihracı gibi kalemler de büyük önem arz etmektedir. Örneğin, global likidite koşulları bankaların yurtdışından fonlanma maliyetlerini etkileyerek kredi faizleri üzerinde dolaylı etki oluşturabilmektedir. Merkez bankası faizlerinin banka kredi veya mevduat faizleri üzerindeki etkisinin bankalar arasında farklılaşabilmesi de faiz geçişkenliğini sınırlandıran bir diğer etmendir. Likiditesi az veya sermaye oranı görece düşük bankalar alternatif fon kaynaklarına daha zor ulaşabildiklerinden, bu tip bankaların para politikasındaki değişiklikleri nispeten daha güçlü yansıtması beklenebilir. Son olarak, bankaların kredi veya mevduat sahibi müşterileriyle uzun vadeli kredi ilişkileri ve endüstrinin yapısı (ör. rekabet koşulları, mevzuat, vs.) merkez bankası faizlerinin banka faizlerine tam geçişkenliğini etkileyen diğer etmenlerdendir. Türkiye de 1 krizi sonrası yaşanan finansal derinleşme süreciyle birlikte, kredi/mevduat rasyosunun 1 yılı ikinci çeyreği sonu itibarıyla yüzde 11 seviyesinin üzerinde olması bir yandan mevduat piyasasında yoğun bir rekabete yol açarak mevduat faizlerinde aşağı yönlü katılığa yol açmakta, diğer yandan kredi hacminin daha fazla genişlemesini etkilemektedir. Türkiye de para politikası faizinde meydana gelen değişikliklerin bankaların uyguladıkları faizlere nasıl aktarıldığını inceleyen çalışmalar, kredi faizlerinin politika faizinden etkilendiğini ortaya koymakla birlikte, bu etkinin kredi alt türleri ve dönemler itibarıyla farklılaştığını göstermektedir. Aydın (7), tüketici kredisi ve Enflasyon Raporu 1-III

83 ticari kredi faizlerinin para politikası faizine farklı düzeylerde tepki verdiğini belirtmektedir. Özdemir (9) ise, uzun dönemde politika faizinden kredi ve mevduat faizlerine tam geçişkenlik olduğunu ama kısa vadede kredi faizlerinin mevduat faizlerine göre daha fazla uyarlama gösterdiğini belirtmektedir. Aynı zamanda, faizler aşağı doğru hareketlerde yukarı yönlü hareketlere nazaran daha fazla katılık sergilemektedir. Para politikasının bankaların kredi davranışlarına etkilerini veriyle incelemekten ziyade, bankacılarla görüşme yoluyla ortaya koymaya çalışan Alper ve diğerleri (11) ise politika faizlerinin kredi faizleri için önemli bir unsur olmakla birlikte, kredi faizleri üzerinde tek başına belirleyici olmadığını ifade etmektedir. Kredilerin vadeleri ve kredilere uygulanacak risk primleri, kredi faizi belirlenirken dikkate alınan önemli parametrelerdir. Bu çerçevede, makroekonomik koşullar kredi risk priminin belirlenmesinde daha az etkili olsa da, ekonomiye gelen şoklar doğrudan etkilerinin yanı sıra firmaların finansal durumları üzerindeki yansımalarına bağlı olarak kredi arz ve koşullarına tesir etmektedir. TCMB nin birden fazla faizi para politikası aracı olarak kullandığı 9 sonrası dönemi ele alan Binici, Kara ve Özlü (1), yukarıdaki yazınla da ilintili olarak, bankaların kredi ve mevduat fiyatlamalarında TCMB nin ilan ettiği resmi faizlerden ziyade fiili faizleri referans aldığına işaret etmektedir. Örneğin, kredi faizlerinin fiyatlanmasında TCMB dışı fonlamaya referans teşkil eden gecelik piyasa faizleri ön plana çıkmaktadır. Ayrıca, TCMB faizleri artırdığında bankalar mevduat ve kredi faizlerini kısa süre içinde uyarlamakta, para politikası gevşediğinde ise mevduat faizlerini aşağı doğru ayarlayıp kredi faizlerini hemen düşürmeyerek net faiz marjlarını geçici bir süre yükseltmektedirler. Bu bulgu ışığında, Türkiye de bankacılık sisteminde tam rekabetçi bir piyasa fiyatlamasının geçerli olmaması, geleneksel faiz kanalının tam ve simetrik olarak etkin olmasını kısıtladığı sonucuna ulaşılabilir. Son olarak, kısa vadeli fonlaması bilançosuna oranla nispeten yüksek bankalarda tüketici kredi faizlerinin TCMB nin likidite politikasına daha duyarlı olduğu görülmektedir. Yapılan çalışmalar para politikasının faiz kanalının dışında, bankaların kullanılabilir fonlarını etkilemesi nedeniyle kredi hacmi üzerinde belirleyici olabileceğini ifade eden banka borç verme kanalının Türkiye de mevcut olduğunu saptamaktadır (Şengönül ve Thorbecke, ve Aydın ve Igan, 1). Diğer yandan, Alper ve diğerleri (1), enflasyon hedeflemesi rejiminde para politikası kararının sonrasında, bankaların merkez bankasında tuttukları rezervlere ilişkin bir ayarlamaya gitme ihtiyacı olmaması nedeniyle Türkiye de geleneksel anlamda banka borç verme kanalının var olmadığını bulmuşlardır. Bununla birlikte, bu çalışma gerek bankanın kendi likidite pozisyonunun, gerekse bankacılık sisteminin likiditesinin bankaların kredi arzı üzerinde etkisi olduğunu belirtmekte ve bankaların likiditeleri üzerinde değişiklik doğuracak para politikası kararlarının kredi arzını etkileyeceğini dile getirmektedir. Kredi ve mevduat faizlerinin para politikası faizlerine son dönemde verdiği tepkinin, geçmiş dönemlerle kıyaslandığında daha sınırlı kaldığı görülmektedir. Eylül 1-Mayıs 13 dönemiyle kıyaslandığında, son dönemde TCMB faiz indirimleri kredi faizlerine daha sınırlı yansımıştır. Mevduat faizlerinin her iki dönemde de kredi faizlerine nazaran, TCMB faiz indirimlerine daha az tepki verdiği görülmektedir. Sonuç olarak, merkez bankası faizlerinin bankaların kredi ve mevduat faizlerine geçişkenliği daha belirgin olarak sıkılaşma dönemlerinde görülmektedir. Ayrıca işletmelerin kredi riski, iktisadi görünüm, bankaların bilanço yapısı ve aktif kalitesi, kredilere uygulanan vade primi, alternatif fon kaynakları ve bankacılık Enflasyon Raporu 1-III 1

84 sektöründe yaşanan rekabet gibi etkenler geleneksel faiz aktarım kanalının gücünü sınırlayabilmektedir. Son dönemde TCMB nin faiz indirimlerinin kredi ve mevduat faizlerine daha sınırlı yansıdığı da göze çarpmaktadır. Para politikasının sadeleştirilmesi sürecinin geleneksel faiz kanalının etkinliğini destekleyeceği değerlendirilmektedir. Kaynakça Alper, K., Atasoy, H., Kurul, D. M., & Karasahin, R. (11). Arzın Merkezine Seyahat: Bankacılarla Yapılan Görüşmelerden Elde Edilen Bilgilerle Türk Bankacılık Sektörünün Davranışı. TCMB Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliği, No:11/. Alper, K., Hulagu, T., & Keleş, G. (1). An empirical study on liquidity and bank lending. TCMB Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliği, No:1/. Aydın, H. İ. (7). Interest rate pass-through in Turkey. TCMB Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliği, No: 7/. Banerjee, A., Bystrov V. ve Paul D. Mizen (13). How Do Anticipated Changes to Short-Term Market Rates Influence Banks' Retail Interest Rates? Evidence from the Four Major Euro Area Economies. Journal of Money, Credit and Banking, Bernanke, B. ve A. S. Blinder (19). Credit, Money, and Aggregate Demand", American Economic Review 1, -7. Bernanke, B. S., Gertler, M., & Gilchrist, S. (1999). The financial accelerator in a quantitative business cycle framework. Taylor, J. B.,Woodford, M. (Eds.), Handbook of Macroeconomics, 1(1), Binici, M., Kara, H., & Özlü, P. (1). Faiz Koridoru ve Banka Faizleri: Parasal Aktarım Mekanizmasına Dair Bazı Bulgular. TCMB Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Çalışma Tebliği, No:1/. Cottarelli, C. ve A. Kourelis (199). Financial Structure, Bank Lending Rates, and The Transmission Mechanism of Monetary Policy. IMF Staff Papers No. 1, 7 3. Darracq Paries, M, Moccero, D., Krylova, E. ve C. Marchini (1). The Retail Bank Interest Rate Passthrough: The Case of the Euro Area during the Financial and Sovereign Debt Crisis. ECB Occasional Paper Series No.1, 1-. De Bondt, G. (). Retail Bank Pass Through: New Evidence at the Euro Area Level. ECB Working Paper No: 13. ECB (9). Recent Development in the Retail Bank Interest Rate Pass-Through in the Euro Area. ECB Monthly Bulletin, Gambacorta, L., Illes, A. ve M.Lombardi (1). Has The Transmission of Policy Rates to Lending Rates Been Impaired by the Global Financial Crisis?, BIS Working Paper No:77. Enflasyon Raporu 1-III

85 Igan, D., & Aydın, B. (1). Bank lending in Turkey: Effects of monetary and fiscal policies. IMF Working Papers, 33(1), Illes, A., Lombardi, M. ve P. Mizen (1). Why Did Bank Lending Rates Diverge From Policy Rates After The Financial Crisis?. BIS Working Paper No:. Kaplan, S., & Zingales, L. (1997). Do Financing Constraints Explain Why Investment is Correlated with Cash Flow?. Quarterly Journal of Economics, 11, Karagiannis, S., Panagopoulos, Y. ve V. Prodromos (1). Interest Rate pass-through in Europe and the US: Monetary Policy after the Financial Crisis, Journal of Policy Modeling 3, Kashyap, A. K., & Stein, J. C. (). What Do a Million Observations on Banks Say about the Transmission of Monetary Policy? American Economic Review. 9(3):7-. Özdemir, B. K. (9). Retail bank interest rate pass-through: the Turkish experience. International Research Journal of Finance and Economics,, 7-1. Şengönül, A., & Thorbecke, W. (). The effect of monetary policy on bank lending in Turkey. Applied Financial Economics, 1(13), Whited, T.M., Wu, G. (). Financial Constraints Risk. Review of Financial Studies 19,31-9. Enflasyon Raporu 1-III 3

86 Enflasyon Raporu 1-III

87 . Kamu Maliyesi Merkezi yönetim bütçe performansı 1 yılının ilk yarısı itibarıyla, özellikle vergi dışı gelirlerde kaydedilen yüksek oranlı artışların katkısıyla, geçen yılın aynı dönemine göre iyileşmiştir. Bu dönemde, faiz dışı harcamalardaki artış eğiliminin hızlanarak devam etmesine karşın vergi gelirlerinde gözlenen ılımlı artışın yanı sıra faiz harcamalarında ortaya çıkan dönemsel gerileme de bütçe performansına olumlu yönde katkıda bulunmuştur. 1-1 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program (OVP), kamu harcamalarındaki artış hızının ve kamu kesimi borçlanma gereğinin kontrol altında tutulacağı ve kamu tasarruf-yatırım açığının tedrici olarak azaltılacağı bir perspektif sunmaktadır. Ayrıca, kamu gelirlerinin kalitesinin artırılacağı ve bu çerçevede süreklilik arz etmeyen gelirlerin orta ve uzun vadede kamu harcama seviyesini kalıcı olarak yükseltecek politikaların finansmanında kullanılmayacağının altı çizilmektedir. OVP dönemi boyunca öngörülen mali disiplin çerçevesinde kamu borç stokunun GSYİH ye oranının kademeli olarak düşürülmesinin, makroekonomik istikrara katkıda bulunarak TCMB nin öncelikli hedefi olan fiyat istikrarının sağlanmasına yardımcı olacağı düşünülmektedir..1. Bütçe Gelişmeleri 1 yılının ilk yarısında merkezi yönetim bütçe dengesi 1,1 milyar TL, faiz dışı bütçe dengesi ise 7, milyar TL fazla vermiştir (Tablo.1.1). Vergi gelirleri tahsilatında 1 yılında kaydedilen olumlu performansın, yavaşlayarak da olsa 1 yılının ilk yarısı itibarıyla da sürdüğü görülmektedir. Faiz giderlerindeki dönemlik düşüşün ve vergi dışı gelirlerdeki yüksek oranlı artışın da etkisiyle, 1 yılının ilk yarısı itibarıyla merkezi yönetim bütçe dengesinin önceki yılın aynı dönemine göre bir miktar iyileşme kaydettiği gözlenmektedir. Tablo.1.1. Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri (Milyar TL) 1 Ocak-Haziran 1 Ocak- Haziran Artış Oranı (Yüzde) Gerçekleşme/ Bütçe Hedefi (Yüzde) Hedeflenen Yıllık Değişim Oranı (Yüzde) Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri 3,7 73,9 1,7, 1, Faiz Giderleri 9,7, -11, 7,1, Faiz Hariç Bütçe Giderleri,9 7, 19,,1 13, Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri 37, 7, 1,, 11,9 I. Vergi Gelirleri 19,7 1, 11, 7, 1,7 II. Vergi Dışı Gelirler 33, 7,3 1,,,7 Bütçe Dengesi, 1, Faiz Dışı Denge 3, 7, -9, 1,7 - Kaynak: Maliye Bakanlığı. 1 yılında bir önceki yıla göre bir miktar yükselerek yüzde 1,3 oranında gerçekleşen merkezi yönetim bütçe açığının GSYİH ye oranı 1 yılında yüzde 1, seviyesine gerilemiştir. Söz konusu oranın 1 yılının ilk yarısı itibarıyla yüzde 1,1 oranına düşeceği tahmin edilmektedir (Grafik.1.1). Faiz dışı bütçe fazlasının GSYİH ye oranı ise, 1 yılının üçüncü çeyreğinde gördüğü yüzde 1,1 oranındaki düşük seviyeden sonra artmaya başlamış ve 13 yılını yüzde seviyesinde kapatmıştır. 1 ve 1 yıllarında yüzde 1, ya gerilemiş bulunan söz konusu oranın 1 yılının ilk yarısında bir miktar gerileyerek yüzde 1,3 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

88 Grafik.1.1. Merkezi Yönetim Bütçe Dengeleri (Yıllıklandırılmış, GSYİH ye Oran Olarak, Yüzde) Bütçe Dengesi Faiz Dışı Bütçe Dengesi 3 3 Grafik.1.. Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri ve Faiz Dışı Harcamalar (Yıllıklandırılmış, GSYİH ye Oran Olarak, Yüzde) Bütçe Gelirleri Faiz Dışı Harcamalar * * * 1 yılının ilk çeyreğine ilişkin veriler tahmindir. Kaynak: Maliye Bakanlığı. 1 yılından itibaren belirgin bir artış eğilimine giren merkezi yönetim faiz dışı harcamalarının GSYİH ye oranı, 1 yılında yüzde 3, oranına ulaşmıştır. Söz konusu oranın, özellikle kamunun tüketim harcamalarındaki hızlı artışlar nedeniyle, 1 yılının ilk yarısı itibarıyla yükselişini sürdürerek yüzde 3,9 seviyesine çıkması beklenmektedir (Grafik.1.). Diğer yandan, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYİH ye oranı, 1 yılının Eylül ayında ve 13 yılının Ocak ayında gerçekleştirilen vergi düzenlemelerinin ve iktisadi faaliyetteki göreli hızlanmanın etkisiyle, 13 yılı sonu itibarıyla yüzde, oranına çıkmıştır. 1 yılında, özellikle iç talebe dayalı vergi gelirlerindeki yavaşlamanın etkisiyle yüzde, seviyesine gerileyen söz konusu oran, 1 yılında yüzde,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYİH ye oranının, temel olarak vergi dışı gelirlerde gözlenen yüksek oranlı artışın katkısıyla, 1 yılının ilk yarısında yüzde,3 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Merkezi yönetim faiz hariç bütçe giderlerinin 1 yılının ikinci yarısından itibaren içine girdiği yüksek artış eğiliminin 1 yılının ilk yarısı itibarıyla da sürdüğü gözlenmektedir. Bu çerçevede, merkezi yönetim faiz hariç bütçe giderleri 1 yılının Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 19, oranında artmıştır (Tablo.1.). Tablo.1.. Merkezi Yönetim Faiz Dışı Harcamaları (Milyar TL) 1 Ocak- Haziran 1 Ocak- Haziran Artış Oranı (Yüzde) Gerçekleşme/ Bütçe Hedefi (Yüzde) Faiz Hariç Bütçe Giderleri,9 7, 19,,1 1. Personel Giderleri 3, 7,9,,. SGK Devlet Primi Giderleri 1,3 1, 1,,3 3. Mal ve Hizmet Alım Giderleri 1,3,, 7,7. Cari Transferler 7,7 111,3, 1,1 a) Görev Zararları 1,, 1,,1 b) Sağlık, Emeklilik ve Sosyal Y.G. 3,, 3,7 1, c) Tarımsal Destekleme Ödemeleri 7,,3 1,1 7,9 d) Gelirden Ayrılan Paylar 7, 3, 11,,3. Sermaye Giderleri 17,1 1,7-7,9 3,. Sermaye Transferleri 3,7,9 -, 3, 7. Borç Verme,9, -1,7, Kaynak: Maliye Bakanlığı. 1 yılının ilk yarısında faiz hariç bütçe giderleri içindeki ana kalemlerden cari transferler, mal ve hizmet alım giderleri ve personel giderleri sırasıyla yüzde,, yüzde, ve yüzde, oranında artmıştır. Bu dönemde, cari transferler içinde önemli bir yer tutan ve sosyal güvenlik açık finansmanı kalemini de kapsayan sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderlerinin yüzde 3,7 oranında arttığı Enflasyon Raporu 1-III

89 görülmektedir. Sosyal güvenlik açık finansmanı için 1 yılının ilk yarısında, milyar TL transfer yapılmışken 1 yılının aynı döneminde 9, milyar TL transfer yapılması, sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderlerinin yüksek oranda artmasında belirleyici olmuştur. Kamunun yatırım harcamaları olarak değerlendirebileceğimiz sermaye giderleri ve sermaye transferleri kalemlerinin belirgin bir şekilde gerilemesi, faiz dışı harcamalardaki artışın sınırlı düzeyde kalmasını sağlayan unsurlar olmuştur. Söz konusu iki kalem hariç tutulduğunda faiz dışı harcamalardaki artış oranı yüzde,9 a yükselmektedir. 1 yılının ilk yarısında merkezi yönetim genel bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1, oranında artmıştır (Tablo.1.3). Söz konusu dönemde vergi gelirleri yüzde 11, oranında artarken, vergi dışı gelirler yüksek bir performans göstererek yüzde 1, oranında yükselmiştir. Vergi gelirleri alt kalemler itibarıyla incelendiğinde, 1 yılının Ocak-Haziran döneminde dolaysız vergilerin en önemli bileşeni olan gelir vergisi tahsilatında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 oranında artış olduğu görülmektedir. Gelir vergisi tahsilatının ağırlıklı olarak ücretler üzerinden yapılan kesintilerden oluştuğu bilinmektedir. Bu çerçevede, 1 yılındaki yüksek asgari ücret artışı, gelir vergisi tahsilatını olumlu yönde etkilemiştir. Tüketime dayalı dolaylı vergilerden özel tüketim vergisi ve dahilde alınan katma değer vergisi sırasıyla yüzde 1, ve yüzde,7 oranında artış kaydetmiştir. ÖTV tahsilatının ayrıntılarına bakıldığında, tütün mamulleri üzerinden yapılan tahsilatın yüzde 19,1 oranında, motorlu taşıtlar üzerinden yapılan tahsilatın yüzde 1,1 oranında, toplam ÖTV tahsilatı içinde yüksek paya sahip olan petrol ve doğalgaz ürünleri üzerinden yapılan tahsilatın ise yüzde 7, oranında arttığı görülmektedir. İthalde alınan katma değer vergisi ise yüzde, gibi sınırlı bir oranda artış kaydetmiştir. Vergi dışı gelirlerde görülen yüksek artış hızında, 1 yılının Ocak-Haziran döneminde bütçeye kaydedilen 9,9 milyar TL tutarındaki özelleştirme geliri ve 9,3 milyar TL tutarındaki TCMB kar transferi önemli bir rol oynamıştır. Tablo.1.3. Merkezi Yönetim Genel Bütçe Gelirleri (Milyar TL) 1 Ocak- Haziran 1 Ocak- Haziran Artış Oranı (Yüzde) Gerçekleşme/ Bütçe Hedefi (Yüzde) Genel Bütçe Gelirleri, 3,9 1, 9,9 I-Vergi Gelirleri 19,7 1, 11, 7, Gelir Vergisi,, 1,9,7 Kurumlar Vergisi 1,9, 1,, Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi,3,,7 7, Özel Tüketim Vergisi,, 1, 7, İthalde Alınan Katma Değer Vergisi 3,1 3,9,, II-Vergi Dışı Gelirler 33, 7,3 1,, Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri 11, 17,, 9,9 Faizler, Paylar ve Cezalar 13,7 17,3,,9 Sermaye Gelirleri,9 1,7, 7, Kaynak: Maliye Bakanlığı. 1 yılının Eylül ayında bazı vergi oranlarında gerçekleştirilen artışlar ve baz etkisiyle birlikte pozitif değerler almaya başlayan reel vergi gelirlerindeki yıllık değişim oranı, 13 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren yavaşlamaya başlamıştır. 1 yılının son çeyreği itibarıyla vergi gelirleri reel olarak bir önceki yıl seviyesinde kalırken 1 yılının son çeyreğinde yüzde 7,7 oranında bir artış göstermiştir. 1 yılının ikinci çeyreğinde ise vergi gelirleri reel olarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde,7 oranında artmıştır (Grafik.1.3). Söz konusu artışın alt kalemleri incelendiğinde, tüketime dayalı vergilerden ithalde alınan KDV ve dahilde alınan KDV tahsilatlarının reel olarak sırasıyla yüzde 1, ve yüzde 1, oranında gerilediği, ÖTV tahsilatının ise reel olarak yüzde, oranında yükseldiği görülmektedir (Grafik.1.). Enflasyon Raporu 1-III 7

90 /,1 37, 37, 3,3 7,1 7, 3, 3, Grafik.1.3. Reel Vergi Gelirleri (Yıllık Yüzde Değişim) 1 1 Grafik.1.. Reel KDV ve ÖTV Gelirleri (Yıllık Yüzde Değişim) 3 Reel Dahilde Alınan KDV Gelirleri Reel ÖTV Gelirleri Reel İthalde Alınan KDV Gelirleri 3 1 1, Kaynak: Maliye Bakanlığı... Kamu Borç Stokundaki Gelişmeler Merkezi yönetim borç stoku, 1 yılının ilk yarısı itibarıyla 7 milyar Türk lirası seviyesinde gerçekleşmiştir (Grafik..1). Toplam kamu net borç stokunun ve AB tanımlı genel yönetim nominal borç stokunun GSYİH ye oranları, 1 yılı ilk çeyreğinde bir önceki yıla göre sırasıyla,1 ve, puan azalmıştır (Grafik..1). Grafik..1. Kamu Borç Stoku Göstergeleri Top. Kamu Net Borç Stoku (GSYİH'nin Yüzdesi Olarak) AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stoku (GSYİH'nin Yüzdesi Olarak) Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku (Milyar TL, sağ eksen) 7, Grafik... Merkezi Yönetim Borç Stokunun Kompozisyonu (Yüzde) 1 Sabit Getirili Değişken Faizli YP Cinsi/YP Endeksli * * YP Cinsi/YP endeksli borç stoku, dış borç stokunu kapsamaktadır. Kaynak: Hazine Müsteşarlığı. 1 yılı Haziran ayı itibarıyla, sabit getirili borç senetlerinin toplam borç stoku içindeki payı, 1 yılı ile aynı düzeydedir (Grafik..). İç borçlanmanın döviz ve faiz yapısını incelediğimizde ise, 1 yılı Ocak-Haziran döneminde yapılan sabit faizli borçlanmanın payının bir önceki yılın aynı dönemine göre arttığı görülmektedir. Kamu mevduatının aylık ortalama borç servisini karşılama oranı yüzde, seviyesinde gerçekleşmiştir. İç borç stokunun vadeye kalan ortalama süresi 3, ay düzeyindedir (Grafik..3). Yılın ilk altı ayında tahvil ihracı yoluyla gerçekleştirilen dış borçlanmanın tutarı ise 3 milyar ABD doları olup, söz konusu borçlanmanın ortalama vadesi 19,7 yıl olmuştur (Grafik..). Enflasyon Raporu 1-III

91 / / Grafik..3. Nakit İç Borçlanmanın Ortalama Vadesi ve İç Borç Stokunun Vadeye Kalan Ortalama Süresi (Ay) İç Borç Stokunun Ortalama Vadesi Nakit İç Borçlanmanın Ortalama Vadesi 7,3 3, Grafik... Tahvil İhracı Yoluyla Borçlanma Dış Borçlanma (sağ eksen, milyar ABD doları)* Dış Borçlanmanın Ortalama Vadesi (yıl) Dış Borçlanmanın Azami Vadesi (yıl) * İlgili yılda yapılan toplam dış borçlanma miktarını göstermektedir. Kaynak: Hazine Müsteşarlığı. İç borç çevirme oranı, 1 yılı Mayıs ayı sonunda yüzde 7,3 düzeyindedir (Grafik..). Ortalama reel faiz oranı 1 ise, son aylarda azalmaktadır (Grafik..). Grafik... Toplam İç Borç Çevirme Oranı (Yüzde) Grafik... İskontolu İhalelerde Gerçekleşen Ortalama Borçlanma Vadesi ve Faiz Oranı 7 Vade (gün) Ort. Bileşik Faiz (sağ eksen) Reel Faiz (sağ eksen) ,3, Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, TCMB. 1 Reel faizler, nominal faiz oranlarının (Hazine nin yaptığı TL cinsi kuponsuz senet ihalesinde kabul edilen ortalama yıllık bileşik faiz oranı) gelecek on iki aylık TÜFE beklentisinden (TCMB Beklenti Anketi) arındırılması suretiyle hesaplanmıştır. Enflasyon Raporu 1-III 9

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara 21 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı Murat ÇETİNKAYA Başkan 2 Temmuz 21 Ankara 21 Temmuz Enflasyon Raporu: Ana Bölümler Genel Değerlendirme Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Enflasyon Gelişmeleri

Detaylı

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara 21 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı Erdem BAŞÇI Başkan 2 Ocak 21 Ankara 21 Ocak Enflasyon Raporu: Ana Bölümler Genel Değerlendirme Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Enflasyon Gelişmeleri Arz

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 24 Şubat 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 25 Mayıs 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 23 Aralık 2015 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi büyüme

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-71. 1 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-71. 1 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015 Sayı: 2015-71 BASIN DUYURUSU 1 Aralık 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ekim ayında tüketici fiyatları yüzde 1,55 oranında yükselmiş ve

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-65. 28 Ekim 2015. Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-65. 28 Ekim 2015. Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015 Sayı: 2015-65 BASIN DUYURUSU 28 Ekim 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,89 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Sayı: 2015-16 BASIN DUYURUSU 3 Mart 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 1,10 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BAKANLAR KURULU SUNUMU BAKANLAR KURULU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 12 Aralık 2016 Ankara Sunum Planı Küresel Gelişmeler İktisadi Faaliyet Dış Denge Parasal ve Finansal Koşullar Enflasyon 2 Genel Değerlendirme Yılın üçüncü

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-76. 29 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-76. 29 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015 Sayı: 2015-76 BASIN DUYURUSU 29 Aralık 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 0,67 oranında artmış ve

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Sayı: 2016-25 BASIN DUYURUSU 31 Mayıs 2016 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Enflasyon Gelişmeleri 1. Nisan ayında tüketici fiyatları yüzde 0,78 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para

Detaylı

BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014

BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014 Sayı: 2014-78 BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Aralık 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 0,18 oranında artmış, yıllık

Detaylı

2015 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 30 Nisan 2015 İstanbul

2015 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 30 Nisan 2015 İstanbul 21 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı Erdem BAŞÇI Başkan Nisan 21 İstanbul 21 Nisan Enflasyon Raporu: Ana Bölümler Genel Değerlendirme Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Enflasyon Gelişmeleri

Detaylı

1. Genel Değerlendirme

1. Genel Değerlendirme 113 413 713 13 114 414 714 14 11 41 71 1 11 41 71 1 11 31 1 71 91 111 11 31 1 71 91 1. Genel Değerlendirme 1 yılının üçüncü çeyreğinde, gelişmiş ülkelerin para politikalarına dair gelişmeler küresel piyasalarda

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 Sayı: 2015-34 BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Nisan 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Mart ayında tüketici fiyatları yüzde 1,19 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Enflasyon Gelişmeleri Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014 1. Haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 0,31 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde 9,16 ya gerilemiştir.

Detaylı

Sayı: 2014 5 28 Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014

Sayı: 2014 5 28 Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014 Sayı: 2014 5 28 Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Aralık ayında tüketici fiyatları yüzde 0,46 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde

Detaylı

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 10 Nisan 2018 Ankara Sunum Planı Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Fiyat İstikrarı Stratejisi Genel Değerlendirme 2 I. Makroekonomik Görünüm

Detaylı

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler 1 yılının ikinci çeyreğinde küresel iktisadi faaliyet zayıf seyrini devam ettirmiş; söz konusu zayıf seyirde gelişmekte olan ülkelerin olumsuz büyüme performansı belirleyici

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM 8 Eylül 216 Sunum Akışı I. İktisadi Faaliyet II. Dış Denge III. Enflasyon IV. Parasal ve Finansal Koşullar V. Genel Görünüm 2 İKTİSADİ FAALİYET 3

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para

Detaylı

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler 1 yılının ilk çeyreğinde küresel iktisadi faaliyet zayıf seyrini sürdürmüş ve yıl sonuna ilişkin küresel büyüme tahminleri bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre aşağı

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 20 Ekim 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 20 Ekim 2016 Sayı: 2016-52 BASIN DUYURUSU 27 Ekim 2016 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 20 Ekim 2016 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,18 oranında artmış; yıllık

Detaylı

BASIN DUYURUSU 1 Ekim 2015

BASIN DUYURUSU 1 Ekim 2015 Sayı: 2015-61 BASIN DUYURUSU 1 Ekim 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Eylül 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,40 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 34 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2 Ekim 2014

BASIN DUYURUSU 2 Ekim 2014 Sayı: 2014-68 BASIN DUYURUSU 2 Ekim 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 25 Eylül 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,09 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ocak Toplantı Tarihi: 24 Ocak 2017

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ocak Toplantı Tarihi: 24 Ocak 2017 Sayı: 2017-07 BASIN DUYURUSU 31 Ocak 2017 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Ocak 2017 Enflasyon Gelişmeleri 1. Aralık ayında tüketici fiyatları yüzde 1,64 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Eylül Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Eylül Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017 Sayı: 2017-38 BASIN DUYURUSU 21 Eylül 2017 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,52 oranında artmış ve

Detaylı

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2 II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2 3 yılının ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyet yılın ilk çeyreğine kıyasla daha olumlu bir görünüm sergilemiştir. İç tüketimdeki canlanma ve altın ticaretindeki baz etkisi

Detaylı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015 İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015 Cevaplarda şu işaretlerin tekrarını dileriz: B.02.2.TCM.0.00.00.00- Sayın Ali BABACAN BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Merkez Bankası) Kanunu

Detaylı

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler 1 yılının ilk çeyreğinden itibaren yavaşlama eğilimine giren küresel iktisadi faaliyet, yılın geri kalanında da bu eğilimini devam ettirmiştir. Yılın geneline hakim olan

Detaylı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası AB Krizi ve TCMB Para Politikası Erdem Başçı Başkan 28 Haziran 2012 Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara Sunum Planı I. Küresel Ekonomik Gelişmeler II. Yeni Politika Çerçevesi III. Dengelenme IV. Büyüme

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Sayı: 2014-75 BASIN DUYURUSU 31Ekim 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 23 Ekim 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,14 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ SUNUMU

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ SUNUMU TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 17 Temmuz 2017 Ankara Sunum Planı Küresel Koşullar İktisadi Faaliyet Dış Denge Enflasyon Para Politikası ve Finansal Koşullar 2 Küresel Koşullar 3

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 21 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014 İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014 Cevaplarda şu işaretlerin tekrarını dileriz: B.02.2.TCM.0.00.00.00- Sayın Ali BABACAN BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Merkez Bankası) Kanunu

Detaylı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 26 Ocak Sayın Mehmet ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA

İDARE MERKEZİ ANKARA, 26 Ocak Sayın Mehmet ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA İDARE MERKEZİ ANKARA, 26 Ocak 2016 Cevaplarda şu işaretlerin tekrarını dileriz: B.02.2.TCM.0.00.00.00- Sayın Mehmet ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Merkez Bankası)

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Eylül 2015 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Eylül 2015 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 23 Eylül 2015 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Yılın ilk yarısında iç talep büyümeye ılımlı katkı verirken dış talep zayıf seyretmiştir. Yılın ikinci

Detaylı

24 Haziran 2016 Ankara

24 Haziran 2016 Ankara 24 Haziran 216 Ankara Sunum Planı I. İktisadi Görünüm II. Yapısal Konular III. Genel Değerlendirme 2 İKTİSADİ GÖRÜNÜM 3 3.15 6.15 9.15 12.15 3.16 İktisadi Faaliyet Büyümeye Katkılar (Harcama Yönünden,

Detaylı

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası 2007-I 2008-I Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası Gülbin Şahinbeyoğlu Şubat 2008 Sunuş Planı 2007 Yılının Değerlendirmesi Para Politikası Tepkisi ve Sonuçları Enflasyon ve Para Politikasının Görünümü

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 31 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 17 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4.

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4. 1-IV İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 1.. Riskler

Detaylı

Sayı: 2011 42 28 Temmuz 2011. PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 21 Temmuz 2011

Sayı: 2011 42 28 Temmuz 2011. PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 21 Temmuz 2011 Sayı: 2011 42 28 Temmuz 2011 PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 21 Temmuz 2011 Enflasyon Gelişmeleri 1. Haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 1,43 oranında azalmış ve yıllık enflasyon

Detaylı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 6.56 Altın (USD) 1,202 Ağustos 18 EUR/TRY 7.65 Petrol (Brent) 77.4 BİST - 100 92,723 Gösterge Faiz 24.5 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.36% 2.9% 17.9% 9.7%

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010 Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010 Enflasyon Gelişmeleri 1. Nisan ayında tüketici fiyat endeksi yüzde 0,60 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 47 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 20 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Sayı: 2009 43 28 Ağustos 2009 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Ağustos 2009 Enflasyon Gelişmeleri 1. Temmuz ayında tüketici fiyat endeksi yüzde 0,25 oranında artmış ve yıllık enflasyon

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 40 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 32 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Erdem Başçı Başkan 6 Ocak 212 Bursa Sunum Planı I. Küresel Gelişmeler II. Para Politikası III. Türkiye Ekonomisinde Son Gelişmeler 2 Sunum Planı I. Küresel

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 6 Temmuz 21 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara 2015 Yılında Para ve Kur Politikası Erdem BAŞÇI Başkan 10 Aralık 2014 Ankara Temel Amaç: Fiyat İstikrarı 2017 yılı enflasyon hedefi Hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde belirlenmiştir.

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2008

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2008 Sayı: 2008-55 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2008 31 Ekim 2008 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyat endeksi yüzde 0,45 oranında artmış ve yıllık enflasyon

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 45 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 41 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 17 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018 Busiad Hazırlayan:Doç.Dr.Metin 05.02.2018 1 ENFLASYON Aralık 2017 itibariyle tüketici fiyatlarının, %0,69 olarak gerçekleştiği ve %12,98 olan yıllık enflasyonun %11,92 düzeyine düştüğü görülmüş-tü. Ocak

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 29 Eylül 217 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 18 Aralık 21 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 39 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Sayı: Haziran PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 17 Haziran 2010

Sayı: Haziran PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 17 Haziran 2010 Sayı: 2010-33 29 Haziran 2010 PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 17 Haziran 2010 Enflasyon Gelişmeleri 1. Mayıs ayında fiyatlar yüzde 0,36 oranında gerilemiş ve yıllık enflasyon 1,09

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 19 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

1. Genel Değerlendirme

1. Genel Değerlendirme 1 1 113 13 13 13 11 1 1 1 11 1 1 1 1 113 13 13 13 11 1 1 1 11 1 1 1. Genel Değerlendirme 1 yılının ikinci çeyreğinde küresel finans piyasalarındaki oynaklık devam etmiştir. Küresel para politikalarındaki

Detaylı

1. Genel Değerlendirme

1. Genel Değerlendirme 7 113 13 713 13 11 1 71 1 113 13 313 13 13 13 713 13 913 13 1113 11 1 31 1 1 1 71 1 91 1 1. Genel Değerlendirme 1 yılının üçüncü çeyreğinde, gelişmiş ülkelerin para politikalarına dair belirsizliklerin

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 20 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 19 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 42 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4.

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4. 1-III İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 1 1.. Riskler

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 27 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 43 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 14 Mayıs 2007

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 14 Mayıs 2007 Sayı: 2007-21 24 Mayıs 2007 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 14 Mayıs 2007 Enflasyon Gelişmeleri 1. Tüketici fiyatları Nisan ayında yüzde 1,21 oranında artmış ve yıllık enflasyon

Detaylı

1. Uluslararası Gelişmeler. 1.1 Küresel Büyüme

1. Uluslararası Gelişmeler. 1.1 Küresel Büyüme 1. Uluslararası Gelişmeler 1.1 Küresel Büyüme 9 ekonomik kriz sonrası, ekonomik büyümede görülen yavaşlama 1 yılında da devam etmiştir (Grafik-1.1) 1. Gelişmiş ülkelerin ortalama ekonomik büyümesi 1 yılı

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 12 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Çağlar Kuzlukluoğlu 1 DenizBank Ekonomi

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 33 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 3 Ocak 217 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 6 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 21 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 1 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 8 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni 14 Aralık 2015, Sayı: 39 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 4.90 Altın (USD) 1,221 Temmuz 18 EUR/TRY 5.75 Petrol (Brent) 74.3 BİST - 100 96,952 Gösterge Faiz 20.6 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.36% 7.0% 15.8% 9.6%

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 49 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 32 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

MB: Gerekirse Parasal Sıkıştırma Yaparız

MB: Gerekirse Parasal Sıkıştırma Yaparız MB: Gerekirse Parasal Sıkıştırma Yaparız Merkez Bankası, orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz yönde etkileyecek gelişmelerin gözlenmesi halinde parasal sıkılaştırmaya gidilebileceğini bildirdi. Merkez

Detaylı

4.1. Arz Gelişmeleri Talep Gelişmeleri Emek Piyasası 48

4.1. Arz Gelişmeleri Talep Gelişmeleri Emek Piyasası 48 17-I İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 1.. Riskler

Detaylı

Sayı: 2008 14 31 Mart 2008. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 19 Mart 2008

Sayı: 2008 14 31 Mart 2008. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 19 Mart 2008 Sayı: 2008 14 31 Mart 2008 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 19 Mart 2008 Enflasyon Gelişmeleri 1. Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 1,29 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 44 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı