KAYSERİ ECZACILIK TARİHİ VE ECZACILIK İŞLETMELERİNİN KAYSERİ SOSYAL YAŞAMI VE EKONOMİSİNE KATKILARI ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KAYSERİ ECZACILIK TARİHİ VE ECZACILIK İŞLETMELERİNİN KAYSERİ SOSYAL YAŞAMI VE EKONOMİSİNE KATKILARI ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA."

Transkript

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KAYSERİ ECZACILIK TARİHİ VE ECZACILIK İŞLETMELERİNİN KAYSERİ SOSYAL YAŞAMI VE EKONOMİSİNE KATKILARI ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA Halil TEKİNER ECZACILIK İŞLETMECİLİĞİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Eriş ASİL ANKARA

2

3 İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay...ii İçindekiler...iii Önsöz....viii Kısaltmalar...ix 1. GİRİŞ Eczacılık Tarihine Genel Bakış Eczacılığın Kökenleri Eskiçağda Eczacılık Mezopotamya Medeniyeti Eski Mısır Medeniyeti Eski Hint Medeniyeti Eski Yunan Medeniyeti Eski Roma Medeniyeti Ortaçağ da Eczacılık Ortaçağ Avrupa sı Bizans Medeniyeti İslam Medeniyeti XVI.-XIX. Yüzyıllarda Avrupa da Eczacılık Türklerde Eczacılık...15 iii

4 Orta Asya Türkleri Dönemi Selçuklular Büyük Selçuklular Anadolu Selçukluları Kayseri Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası Darüşşifa nın Tarihçesi Osmanlı İmparatorluğu Dönemi İlaçlar Aktârlar (Attârlar) Eczacılık ve Eczaneler Türk Eczacılar Eczacılık Öğretimi Meslek Kuruluşları Kodeks Cumhuriyet Dönemi Eczacılık ve Eczaneler Eczacılık Öğretimi Türk Eczacılık Günü Kayseri Tarihine Genel Bakış Bağımsız Kapadokya Krallığı İçinde Mazaka Roma Kolonial Dönemi İlk İslam Akımları Kayseri nin Türkleşmesi Danişmentliler Dönemi...50 iv

5 Selçuklular Dönemi Eretna Beyliği Devri Kadı Burhaneddin Ahmed Devri Osmanlılar Dönemi Cumhuriyet Dönemi GEREÇ ve YÖNTEM Gereç Yöntem BULGULAR XIX. ve XX. Yüzyılda Kayseri de Aktarlar XIX. Yüzyılda Kayseri Merkezindeki Bazı Aktarlar Devlet Salnamesi nde Kayıtlı Olan Attâriye Tüccarları Türkiye Büyük Ticaret Salnamesi nde (1928) Kayıtlı Olanlar XIX. Yüzyıl Sonu - XX. Yüzyıl Başlarında Kayseri deki Gayrimüslim Eczacılar Kayseri deki Gayrimüslim Eczacıların İsimleri Cumhuriyet in İlânından Günümüze Kayseri Eczacılık Tarihi Kayseri Belediye Eczanesi (1890?-1937) Belediye Eczanesi nden Sonra Kayseri de Açılan İlk Eczaneler Kayseri deki İlk Eczacıların Özgeçmişleri Eczacı Mustafa Mahir Kafesçioğlu ( ) Eczacı Mustafa İbrahim (Bayır) Efendi ( )...74 v

6 Eczacı İbrahim Hakkı Göver ( ) Eczacı Nuh Naci Sarıabdullahoğlu ( ) Eczacı Ahmet Hayrettin Bilgen ( ) Eczacı Hazım Gönen ( ) Eczacı Mehmet Cemalettin Emden ( ) Eczacı Mustafa Güntan ( ) Eczacı Mehmet Oğuz ( ) Eczacı Mustafa Kılıçer ( ) Eczacı Mehmet Kösehaliloğlu ( ) Eczacı Naime Demirkan (1919) Eczacı Sevim Bamaç (1922) Eczacı Turgut Tıraşoğlu (1922) Eczacı Fatma Nezihe Çayırlıoğlu (1925) TEB 12. Bölge Kayseri Eczacı Odası Erciyes Üniversitesi Mustafa Kılıçer Eczacılık Fakültesi Yılında Kayseri de Eczacılık Eczane Eczacıları (Merkez) Eczane Eczacıları (İlçeler) Kamu Eczacıları Eczacı Odası na Kaydı Olup Mesleklerini İcra Etmeyen Eczacılar Kayseri deki Ecza Depoları Kayseri İlinin Sosyo-Ekonomik Yapısına Genel Bir Bakış Eczacılık İşletmelerinin Kayseri Sosyal Yaşamı ve Ekonomisine Katkıları vi

7 4. TARTIŞMA SONUÇ ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ vii

8 ÖNSÖZ Bu çalışmayla bugüne kadar özellikle İstanbul hakkında yapılan kapsamlı eczacılık tarihi araştırmaları dışında ilk kez, tarih boyunca hem ticari hem de kültürel yönden büyük önem taşımış bir Anadolu şehri olan Kayseri deki eczacılık kurumunun gelişimi ve bu kurumun, ilin sosyal ve ekonomik yaşamına sağladığı katkıların tespit edilmesi amaçlanmış; araştırma sonunda ise ilde, yüzyıllardır ciddi bir eczacılık kurumunun mevcut olduğu ve bu kurumun tarihsel gelişim süreci içerisinde ilin hem sosyal hem de ekonomik yaşamına çok büyük katkılar sağladığı sonucuna varılmıştır. Uzun bir arşiv çalışmasının ardından hazırlanan bu tezin hazırlanışı sürecinde büyük bir sabır ve özveriyle verdiği sınırsız destek dolayısıyla danışman hocam Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık İşletmeciliği Anabilim Dalı Başkanı Sayın Prof. Dr. Eriş ASİL başta olmak üzere; ilgi ve teşviklerini benden esirgemeyen diğer hocalarım Prof. Dr. Sevgi ŞAR ve Prof. Dr. Gülbin ÖZÇELİKAY a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Arşiv araştırmalarım için gerekli her türlü kolaylığı sağlayan ve çalışmamın manevi destekçileri olan TEB Başkanı Sayın Ecz. Mehmet DOMAÇ, TEB 2. Bölge Ankara Eczacı Odası Başkanı Sayın Ecz. Hilmi ŞENER ve TEB 12. Bölge Kayseri Eczacı Odası Başkanı Sayın Ecz. Bülent ÜNSAL a, ayrıca T.C. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı, Kayseri Ticaret Odası, Erciyes Üniversitesi Kayseri Tarihi Araştırma Merkezi (KAYTAM) yetkililerine ve tezimde adı geçen Kayserili eczacı büyüklerimin biyografik bilgilerini temin etmem konusunda verdikleri destek nedeniyle bu eczacılarımızın ailelerine minnettarım. Son olarak; bana eczacılık mesleğini sevdiren ve her konuda olduğu gibi yüksek lisans çalışmalarım konusunda da beni sürekli destekleyen sevgili annem ve babam Ecz. Emel TEKİNER ve Ecz. İrfan TEKİNER e içten teşekkür ederim. viii

9 KISALTMALAR DİE : Devlet İstatistik Enstitüsü GSYİH : Gayri Safi Yurt İçi Hâsıla KAYTAM : Kayseri ve Tarihi Araştırma Merkezi TEB : Türk Eczacıları Birliği ix

10 1. GİRİŞ 1.1. Eczacılık Tarihine Genel Bakış Eczacılığın Kökenleri Tıp ve eczacılığın kökenleri hakkında kesin bilgilere ulaşmak güçtür. Tarih öncesi devirlerde yaşamış olan topluluklardan kalan bazı kalıntılar ve özellikle zamanımızda yaşayan bazı ilkel toplulukların yaşayış ve davranışlarından yola çıkarak bazı sonuçlara varmak mümkünse de bunların doğruluğunu araştırmak olanağından yoksunuz. Bununla beraber hastalığın en az insanlık tarihi kadar eski olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Günümüze kadar ulaşmış bazı hayvan kemik fosillerinden görülen belirtilere göre, hastalıklar insandan önce dünyada bulunuyordu. Bu nedenle çok eski çağlarda da, insanların hastalıklar ile savaşta bazı yöntemlerinin bulunduğunu kabul etmek gerekir (Sonnedecker, 1963; Bayat, 2003). Bu dönemde hastalıklara doğaüstü ya da gizemli güçlerin neden olduğuna inanılmakta ve bu nedenle de hastalar büyü ile tedavi edilmeye çalışılmaktaydı (Sonnedecker, 1963; Asil, 2001). Sonraları insanlar doğal ortamda hür yaşayan hayvanların bazı bitkileri çok iyi tanıyıp, faydalı ve zararlıyı ayırdıklarını, hastalandıklarında hangi bitkiyi yediklerini gözlemlemişler, zehirli ve zehirsiz bitkileri birbirinden ayırarak bu bitkileri hem gündelik yaşamlarında hem de kendi hastalıklarında da kullanmaya başlamışlardır (Şehsuvaroğlu, 1970; Baytop, 2001). Böylece ilk insanlar kendilerinin hem hekimi hem de eczacısı olmuş; sözgelimi ağrılı yerlerine güneşte ısıtılmış taş koymuş, ağaç yapraklarını yaralarına bitki lifleriyle sarmış, kendine zahmet veren iltihapları yontulmuş çakmak taşı ile açmış, kırıklarını ağaç dalları ve çamuru kullanarak sabitleştirmeye çalışmış ayrıca ilk eczacılık bilgi birikimi de bu dönemde oluşmaya başlamıştır (Atabek ve ark., 1998; Asil, 2001). Bin yıllar içinde tedavi metotları kabile şefleri, rahipler, büyücüler gibi bu işe yatkın meraklı kimselerin elinde toplanmıştır (Tekiner, 2005). 1

11 Eskiçağda Eczacılık Diğer alanlarda olduğu gibi eczacılık sanatının da uygar insanlığın beşiği olan Yakın Doğu da (Mezopotamya, Anadolu ve Mısır) doğduğu kabul edilmektedir. Eski çağda ilaçların genellikle bitkisel kökenli droglardan hazırlanması nedeniyle, bu dönemde eczacılık drogları tanıma ve bunlardan basit yöntemlerle ilaç hazırlama düzeyinde bulunuyordu (Baytop, 2001). Bu konuda günümüze ulaşabilen en ciddi kaynaklar Sümer, Babil, Asur, Mısır, Yunan ve Roma medeniyetlerine ait kayıtlardır (Sonnedecker, 1963) Mezopotamya Medeniyeti Kökleri M.Ö yılına uzanan Mezopotamya medeniyetine ait olan ve bugün dünyanın önemli kütüphanelerinde bulunan çivi yazılı tabletler, bu medeniyetin tıp ve eczacılık alanındaki bilgisini göstermesi açısından da oldukça değerlidir (Şehsuvaroğlu, 1970; Asil, 2001; Ünver, 2005). Yüzyıllar boyunca denenen ve gözlenen maddeler M.Ö başlarından itibaren dikkatle kaydedilmiş, bu malzeme kuşaktan kuşağa zenginleştirilerek geliştirilmiş ve tıbbi tabletlere kaydedilmiştir. Nitekim R. Thomson, Mezopotamya kodeksinde adamotu, çöpleme, haşhaş, kekik, kitre, nane, rezene, safran, hardal, hurma, kenevir, siyah banotu, zeytin gibi 250 bitkisel; bal, balmumu, domuz ve fil yağı, kaplumbağa, yılan gibi 180 hayvansal; alçı, bakır, kaya tuzu gibi mineral kaynaklı 120 drog tespit etmiştir (Baytop, 2001; Bayat, 2003). İlaç şekli olarak dekoksiyon, maserasyon, lapa, merhem, liniment, suppozituvar, şurup gibi şekillere rastlanmakla beraber sıvağ olarak da bira, şarap, zeytinyağı, süt ve tereyağı gibi maddeler kullanılmıştır (Şehsuvaroğlu, 1970; Baytop, 2001). Tedavide bu drogların kullanımı ile beraber büyü, rüya ve astroloji gibi mistik unsurlardan yararlanma anlayışı da terk edilmemiştir (Atabek ve ark., 1998). Bu dönemde halkın sağlık problemlerine değişik yönlerden yardımcı olmaya çalışan üç rahip sınıfının olduğu görülmektedir (Bayat, 2003; Tekiner, 2005): 2

12 Barular: Gelecekten haber vericiler olarak hastalığın sonucunu karaciğer falı, zeytinyağı falı gibi yöntemlerle bildirenler. Hastalığın sonucunu; yaşayacak, iyileşecek, kurtulacak veya ölecek, kurtulamayacak, biraz çekecek sonra iyileşecek gibi kısa sözlerle bildirenler. Asular: Bitkisel, madensel ve hayvansal kaynaklı ilaçlarla hastalıkları tedaviye çalışanlar. Dini bir statüye sahip veya rahiplerle aynı seviyede, aynı sınıftan sayılırlardı. Asipular: Üfürükçülük ve büyücülük yoluyla hastalığa sebep olan cinleri vücuttan kovarak kişiyi iyileştirmeye çalışanlar (Tekiner, 2005). Mezopotamya Farmakopesi diyebileceğimiz kil tabletlerde 250 ye yakın bitkisel, 100 kadar hayvansal ve mineral drog kayıtlıdır. Bu uygarlıkta kullanılan ilaç şekilleri ise pomat, lapa, şurup, maserasyon ve dekoksiyondur (Asil, 2001). Bu medeniyete ait en eski farmakope bugün Berlin Önasya Müzesi nde sergilenmektedir. Asurlular zamanında yaşamış Nabu-Leu adında bir doktorun eseri olan tabletin iki yüzünde üç sütunda ilaç yapımında kullanılan çeşitli maddeler 13 grupta sınıflandırılarak yazılmıştır. Birinci kolonda bitkinin adı, ikinci kolonda kullanıldığı hastalık, üçüncü kolonda ise ilacın hazırlanma ve kullanılış şekli bulunmaktadır. Bu tek tablet bile Sümerlerde eczacılığın bir hayli geliştiğine örnek teşkil etmektedir (Bayat, 2003) Eski Mısır Medeniyeti Bu medeniyete ait tıp ve eczacılık bilgilerine, arkeolojik kalıntılardan çıkan buluntular, anıtlar ve mezarlarda bulunmuş mumyalar, eşya, duvar resimleri, reçeteler, büyük bir kısmı reçete koleksiyonunu içeren tıbbi papirüsler, Heredotus ve Diyotorus gibi yazarların eserlerinden ulaşılmaktadır (Asil, 2001; Bayat, 2003). Eski Mısır da en önemli tıbbi kaynaklar olan papirüslerdeki bilgiler M.Ö yıllarına kadar uzanmaktadır. Bu papirüslerin en önemlileri Ebers Papirüsü (M.Ö. 3

13 1550), Edwin Smith Papirüsü (M.Ö. 1600), Hearts Papirüsü (M.Ö. 1500), Kahun Papirüsü (M.Ö. 2000) olup eczacılık açısından bugün Hollanda Leipzig Üniversitesi nde bulunan Ebers Papirüsü büyük önem taşımaktadır (Demirhan, 1982; Atabek ve ark., 1998; Baytop, 2001). M.Ö lü yıllarda yazıldığı tahmin edilen bu papirüste iç hastalıkları, göz hastalıkları, deri hastalıkları, ekstremite hastalıkları, jinekolojik hastalıklar ve diğer bazı hastalıklarla ilgili bölümler yer almaktadır. Ayrıca 876 reçeteye, 250 civarında hastalıklarla ilgili bilgiye rastlanmış olup bu bakımdan bir tür kodeks işlevi gördüğü söylenebilir (Demirhan, 1982). Papirüste yer yer ilaçların hazırlanışı ve kullanış şekli de açıklanmıştır. Bu reçetelerde firavun inciri, hurma, akasya, çiğdem, sakız, pelin otu, ardıç, safran, reçine, soğan, sarımsak, anason gibi bitkisel; kurutulmuş kan veya taze kan, hayvan organları, deniz tuzu, şap, güherçile gibi maddeler tespit edilmiştir. Kullanılan ilaçlar çoğunlukla basit olup zaman zaman kombine ilaçlara da rastlanmıştır. (Baytop, 2001; Bayat, 2003). Bu dönemde ait reçetelerden de Mısırlıların infüzyon, dekoksiyon, tablet, losyon, merhem, inhaler, gargara, enema ve suppozituvar gibi farmasötik formları kullandıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca parfüm yapımı da ileri düzeydedir (Sonnedecker, 1963; Asil, 2001). Rasyonel bir tarzda başlayan Mısır tıbbı, Mısır Medeniyeti nin zayıflamasıyla beraber gittikçe daha sihri bir özelliğe bürünmüştür (Demirhan, 1982) Eski Hint Medeniyeti Tarihi M.Ö li yıllara uzanan Eski Hint kültüründen kalan tıbbi metotlar yüzyıllar boyunca Batı da da kendini hissettirmiştir. M.Ö. V. yüzyıldan itibaren Hindistan dan Mezopotamya ve Yunan medeniyetine ilaç ve tıbbi bilgilerin gönderildiğine dair bilgiler vardır (Tekiner, 2005). Ayrıca Dioscorides in meşhur Materia Medica sındaki terminolojinin bir kısmının Hint dilinden alındığı da ispatlanmıştır. Eski Hint tıbbını iki devrede incelemek mümkündür (Demirhan, 1982; Bayat, 2003): 4

14 Vedik Dönem: M.Ö. 800 yılına kadar sürdüğü varsayılan bu döneme ilişkin tıbbi bilgiler, Hintlilerin dört kutsal kitabı olan ve sıtma, dizenteri, tifo, kolera, veba, cüzzam, çiçek, nıkris, tüberküloz, sara, sarılık gibi pek çok büyük hastalığın tanımlandığı veda lardan elde edilir (Demirhan, 1982; Asil, 2001). M.Ö. 700 lerde yazıldığı bilinen Ayur-veda adlı kitapta daha çok bitkisel, hayvansal ve mineral ilaçlar yer almaktadır (Asil, 2001). Bu dönemde hastalıkların nedeni olarak günahlar, bulutlar, nem, rüzgâr vb. görülmekte; hastalıkları ise rahip-hekimler tedavi etmektedir. Hastalıklar hiçbir şekilde sınıflandırılmamış olmakla beraber hastalığa göre ilaç tavsiyesi oldukça yaygındır (Kâhya, 1999). Brahmanik dönem: M.Ö. 800 M.S yılları arasında kalan devredir. Bu döneme Brahmanik dönem denmesinin nedeni Hint rahiplerinin kast ı olan Brahmanik kastın ideolojik olarak üstün bir değer taşımasıdır. Bu dönemde tıbbi metotların rasyonel olduğu ve yüksek kalitede bir tıbbi öğrenimin olduğu tahmin edilmektedir. Bu döneme Şaraka, Susruta, Mankah ve Vagbhata gibi büyük hekimler ve eserleri hâkimdir (Demirhan, 1982; Atabek ve ark., 1998; Bayat, 2003). Eski Hint te eczacılık da çok gelişmiş olup Susruta da 760 dan fazla bitkisel ve hayvansal drog kayıtlı idi. Ayurvedik metinler Eski Hint te ilaç hazırlamada maserasyon, dekoksiyon, emülsiyon, filtrasyon, sedimantasyon, dehidratasyon gibi farklı yöntemlerin kullanıldığını göstermektedir (Kâhya, 1999). Eski Hint farmakopesinde kozmetikler, yaşamı uzatan eliksirler, afrodizyaklar, zehirler ve antioksidanlar bulunmaktaydı (Demirhan, 1982). Tedavide adamotu, alıç, aksırıkotu, arpa, banotu, dişotu, haşhaş, köknar, mersin, meyankökü, safran, sarımsak, sedir, susam, üzerlik ve zeytin gibi 760 bitkinin yanında antimon, boraks, civa gibi madensel kaynaklı maddelerden oluşan bileşik ilaç reçeteleri kullanılmaktaydı (Baytop, 2001). 5

15 Eski Yunan Medeniyeti Yaklaşık 1000 yıllık bir devreyi kapsayan ve başlangıçta Mezopotamya, özellikle de Mısır Medeniyeti nin etkilediği Yunan tıbbı sürekli bir değişim içinde olmuştur. Bu dönemde hastalıklar, doğaüstü bir olay olarak tanımlanmaktan çıkmış; bilimsel açıdan ele alınmıştır (Sonnedecker, 1963). Eski Yunan tıbbını üç döneme ayırmak mümkündür (Bayat, 2003): A. Mitolojik Dönem: Bu dönemde tedavi, mitolojik karakterler adına yapılmaktadır. Batı Anadolu da sağlık tanrısı Asklepios adına 300 den fazla Asklepeion adı verilen tapınaklar kurulmuştur (Baytop, 2001). Rodos, İstanköy, Trika, Atina, İskenderiye, Bergama gibi merkezlerde kurulan ilk asklepionların kuruluş tarihleriyle ilgili olarak çeşitli kaynaklar M.Ö. 14. yüzyıla kadar uzanan farklı tarihleri kaydetmektedir (Asil, 2001). Hastalar bu mabetlerde uykuya yatar; daha sonra gördüğü rüyaya göre hastalığın tedavi metodu belirlenirdi. Sıcak su banyosu, beden-ruh eğitimi, müzik gibi meşguliyet tedavilerinin yanında bazen basit ilaç terkiplerinden de yararlanılırdı (Serdaroğlu, 1996). Asklepionlara ölümcül hastalar ve doğum sırasındaki kadınlar kabul edilmezdi (Şehsuvaroğlu, 1970). B. Filozof Hekimler Dönemi: Bu dönemde tıbbi olaylar tabiat felsefesiyle açıklanmaya çalışılmış, olaylar arasında sebep-sonuç ilişkileri kurulmuştur. Bu dönemin hekimleri arasında Epikharmos, Demokedes, Alkmaion, Empedokles sayılabilir. Bu hekimler arasından Empedokles; hava, su, ateş ve topraktan gelen ve Dört Unsur Teorisi olarak da bilinen Humoral Patoloji Teorisi ni kurmuştur (Demirhan, 1982; Bayat, 2003). C. Bilimsel Dönem: Bilimsel dönemin en önemli temsilcisi hiç şüphesiz Hippokrates tir (M.Ö ). Modern tıbbın babası olarak kabul edilen Hippokrates, geleneksel dini-sihri tedavi yöntemlerine karşı akla-deneye yer veren, tıbbı felsefe ve dinden ayıran bilimsel bir tıp anlayışı ortaya koymuştur (Lambert, 1929; Şehsuvaroğlu, 1970). Hippokrates in yazdığına inanılan yaklaşık 60 eserden Tanı, Özlü Sözler (Aphorismai), Bulaşıcı Hastalıklar, Kalbe Dair, İnsanın Yapısı en 6

16 önemlilerdendir. Bu eserlerde kullanılan pek çok tıbbi terim günümüze kadar ulaşmıştır (Bayat, 2003). Eserlerinde bulunan drogların miktarı 400 kadar olup bunların çoğunu aralarında mahmude, ebucehil karpuzu, çöpleme, defne, sarımsak, rezene, haşhaş, afyon, kekik, nane gibi bitkisel kökenli droglar oluşturmaktadır (Baytop, 2001). Hippokrates in tıp ve eczacılığa yaptığı en büyük katkı, hastalıkların tanrılar tarafından verilen cezalar olduğu ve tedavi için önce vücuda giren kötü ruhların kovulması gerektiği inancını yıkmasıdır (Asil, 2001) Eski Roma Medeniyeti Eski Roma eczacılığı, Eski Yunan eczacılığının devamı niteliğindedir. Bu nedenle Roma döneminde önemli gelişmeler kaydedilmemiştir. Dönemin özelliği; drog ve ilaç satıcılarının ortaya çıkmasıdır (Asil, 2001). Bu tür satıcılar sattıkları ürüne göre çeşitli isimlerle anılmaktadır. Bunlar arasında Aromatarii, Herbarii, Pharmakopoloi, Pigmantarii, Speciarii, Unguentarii gibi esnaf sayılabilir (Şehsuvaroğlu, 1970; Asil, 2001; Tekiner, 2005). Bu dönemin önemli hekimlerinden birisi de Dioskorides tir (M.S ). Grekçe yazdığı ve Arapçaya Kitab-al Haşayiş ismiyle çevrilen bu eser 5 kitaptan ibaret olup droglar kokulu bitkiler, yağlar, merhemler, kökler, otlar, usareler, şaraplar, anorganik maddeler vb. şekilde sınıflandırılmış, eserde 500 kadar tıbbi bitkinin özellikleri anlatılmıştır. Ayrıca afyonu bugünkü anlamda ilk kez ilaç olarak hazırlayan da yine Dioscorides tir (Şehsuvaroğlu, 1970). De Materia Medica adlı kitabı 17. yüzyıla kadar temel başvuru kaynağı olarak kullanılmış olup Anadolu tıbbi bitkileri üzerine yazılmış bilinen en eski kaynaktır (Asil, 2001). Kitapta 600 kadar drog ele alınmış ve ayrıntılı olarak incelenmiştir (Baytop, 2001). Bu dönemin diğer önemli hekim-eczacısı ise Bergamalı Galenos tur (M.S ). Yaklaşık 1400 yıl boyunca etkisi hissedilecek olan Galenos insan anatomisini detaylı olarak incelemiş, atardamarların hava değil kan taşıdığını göstererek 7

17 dönemindeki önemli bir yanlış inancı da yıkmıştır (Lambert, 1929). İskenderiye ekolünün polifarmasisini benimsemiş ve bu amaçla pek çok ilaç hazırlamıştır. Bu tür preparatlara bu nedenle Galenik Preparatlar da denilmektedir (Asil, 2001). Yazdığı kitaplar Ortaçağda Süryanice, Arapça ve Latinceye çevrilmiştir (Baytop, 2001) Ortaçağ da Eczacılık Avrupa nın tam bir cehalet dönemi yaşadığı bu çağda, İslam ülkeleri Eskiçağ uygarlığı dönemi bilginlerinin eserlerini koruma, kendi dillerine çevirme ve bunları anlama işlemlerini büyük bir başarı ile yapmışlar ve bilhassa anatomi, botanik, kimya ve eczacılık alanlarında önemli ilerlemeleri gerçekleştirmişlerdir (Tekeli ve ark., 1997; Baytop, 2001). Bu devirde Eski Yunan a ait çok sayıdaki eser Arapçaya çevrilmiş olup bu eserler arasında Dioscorides in Materia Medica sı büyük bir öneme sahiptir (Şehsuvaroğlu, 1970) Ortaçağ Avrupa sı Bu dönemde diğer mesleklerde olduğu gibi hekimlik ve eczacılık da bir kargaşa ve gerileme içinde idi. Latince Ubi sunt tres medici, ibi sunt duo athei 1 cümlesi ortaçağda hekimliğe bakış açısını özetleyen bir anlatımdır (Arda ve ark., 2004). Bununla birlikte ortaçağda kiliseler eczacılığın yapıldığı ve ilerletildiği yegâne kurum olmuştur. Manastırların bahçelerinde tıbbi bitkiler yetiştirilmiş, droglar elde edilmiş, manastırdaki hekim-rahipler ise Hipokrat ve Galen in eserlerinin Latince çevirilerini, Dioscorides ve Aurelianus un eserlerini iyi bilmekle yükümlü tutulmuşlardır (Sonnedecker, 1963; Asil, 2001). Manastır tababeti uygulamalarına Monte Cassino ve St. Gall gibi manastırların hemen yakınında açılmış olan hastaneler örnek olarak verilebilir (Dölen, 1995). Bu dönemlerde hekimler, hastanın kullanacağı ilaçları da hazırlamakla beraber, ilaçların hazırlandığı drogları toplama işini çok önceleri terk etmişlerdir. Bu gibi 1 Üç hekimin bulunduğu yerde en az iki dinsiz vardır. 8

18 bitkisel drogları toplayıp, kurutup, tam veya toz edilmiş halde satan bir esnaf gurubunun daha Romalılar döneminde ortaya çıktığı bilinmektedir (Baytop, 2001). Rhizotome veya herbarii denilen bu esnaf bitkileri toplar, kurutur, drogları hazırlar ve satışa sunardı. Bu esnaf Osmanlı döneminde kökçü olarak tanınan esnafın karşılığıdır. Bunların yanında pigmentarii veya seplasiarii denilen diğer bir esnaf gurubu daha bulunuyordu. Bunlar kendi ülkelerinde elde edilen drogların yanında, dış ülkelerden gelen drog ve baharatları da dükkânlarında satıyorlardı. Bu gurup Osmanlı İmparatorluğu nda aktarlara karşılık olan esnaftır (Baytop, 2001). Roma İmparatorluğu döneminde yukarıda sayılan drog satıcısı esnaf yanında bir de pharmacopoles denilen esnaf grubu meydana gelmiştir. Bunlar ilkel maddelerden ilaç hazırlayıp hastalara verirlerdi. Bu esnaf, dükkân sahipleri (sellularii) veya geziciler (circulatores) olmak üzere ikiye ayrılıyordu. İkinci gurubun dükkânı yoktu, bugünkü seyyar satıcılar gibi, hazırladıkları ilaçları gezerek satarlardı (Şehsuvaroğlu, 1970). Altıncı yüzyıldan itibaren hekimler ilaç hazırlama görevlerini yavaş yavaş terk etmişlerdir. Bu dönemde hekimler reçete yazmaya ve pigmentariuslar da reçeteye göre ilaç hazırlamaya başlamışlardır. Yani artık hekimler ilaç hazırlama sorumluluğunu bırakmışlar ve o zamana kadar yalnız ilaç ilkel maddesi drogları satan kişiler reçete doğrultusunda ilaç hazırlama işini de almışlardır. Bununla beraber bu ayrılık çok yavaş gerçekleşmiş, hekimlik ve eczacılığın birbirinden tam olarak ayrılması için yüzyıllar geçmesi gerekmiştir (Baytop, 2001). İlk hastalık iyileştiricilerinin ilaç kullanmaya başlamaları ile eczacılık mesleği doğmuş olmakla beraber, aynı şahsın hem hekimlik hem de ilaç hazırlama işlemlerini yapması nedeniyle bu iki mesleğin ayrılması çok uzun zaman almıştır. Hekimlerin ilaç yapımını terk etmelerinden bir süre sonra, birçok esnaf gurubu ilaç hazırlama işini üstlenmiş ise de bu işi de zamanla bilhassa apothicaire denilen esnaf gurubu üzerine almıştır (Dölen, 1995). Bunlar ilaçları hekimin reçetesine uygun olarak hazırlar ve hastalara verirlerdi. Bu nedenle bu zümre basit bir tacir değil bir sanat erbabı olarak kabul edilirdi (Baytop, 2001). 9

19 11. yüzyılda Afrikalı Konstantin le (Constantin the African) birlikte Arapça eserlerin Latinceye çevrilmesi, Arap tıbbının ve polifarmasinin Avrupa ya taşınmasına olanak sağlamış; kısa bir süre sonra da başta Güney İtalya ve Güney Fransa olmak üzere Avrupa nın pek çok kentinde bağımsız eczaneler açılmaya başlamıştır (Sonnedecker, 1963; Loudon, 1997). Alman İmparatoru II. Friedrich in ( ) yıllarında yayınladığı emirnamelerin eczacılık mesleği yönünden büyük bir önemi vardır. Bu emirnameler ile eczacılık mesleği, tıp mesleğinden belirgin bir şekilde ayrılmıştır (Şehsuvaroğlu, 1970; Asil, 2001). Ayrıca Paris Belediye Başkanlarından Etienne Boileau'nun 1268 yılında yayınladığı Livre des Métiers de (Meslekler Kitabı) apothicaireler bağımsız bir meslek olarak gösterilmektedir (Baytop, 2001) Bizans Medeniyeti Hıristiyan inanışına dayanan Bizans tababeti dünyadan ümidini kesmiş, hasta, günahkâr ve talihsizlere hitap eden dogmatik bir tababet idi. Hastalık ve ölüm genellikle Tanrı işi kabul edilirdi. Tanrı yapacağını bilirdi. Ölüm saçmışsa demek ki istediği öyle idi. Kul buna karşı gelme cesaretini gösteremezdi. Bu nedenle bu dönemde hastalığın seyrini incelemeye ve ilaçlara önem verilmiyordu. Bizans döneminde gerçek anlamda hastaneler çok azdır. Bunlar genellikle düşkünler evi biçiminde olup kilisenin kontrolünde ve yataklı olup kilisenin denetimindedir. Bizans döneminin en büyük ve en ünlü hastanesi sayılan İstanbul daki Pantokrator Manastırı na bağlı hastanenin 1135 yılında 11 hekiminin ve 100 dolayında yatağının bulunması sağlık işlerine verilen önemin ne kadar az olduğunu göstermektedir (Dölen, 1995). Bu dönemde tedaviye sihirbazlar, muskacılar, büyücüler ve efsuncular egemen olmuştur (Atabek ve ark., 1998; Baytop, 2001). Bizanslı hekimler arasında Oribasius, Aetius, Tralles, Folus ve Paul d Egine sayılabilir. Hekim Oribasus tıp ilmini İskenderiye de okumuş ve İmparator Julien in 10

20 sarayında saray hekimi olarak çalışmış ve tıp konusunda 70 kadar eser vermiştir (Atabek ve ark., 1998) İslam Medeniyeti Bu devirde dönemin devlet adamları ve bizzat halifelerin de himayesi altında, Hippocrates, Galen, Dioscorides ve diğer önemli hekimlerin eserleri, Grekçe asıllarından veya Süryaniceden Arapçaya tercüme edilmiş; bu çeviriler aracılığıyla da bilimsel eserler çok uzak bölgelerde dahi okunabilme imkânına kavuşmuştur (Tekeli ve ark., 1997; Asil, 2001; Bayat, 2003). Müslümanlar tarafından ilk hastane El-velid bin Abdülmelik tarafından 706 yılında Dimaşk ta (Şam) kurulmuştur. Sonradan Mısır, Suriye, Irak ve Anadolu da da birçok hastane inşa edilmiştir. Bütün bu hastanelerin kurulma ve işletilmelerinin başlıca nedeni, fakir ve kimsesizleri tıbbi imkânlara kavuşturmaktır. Bunlar aynı zamanda iç hastalıkları ve göz hastalıkları hekimleri, cerrah ve eczacıların çalıştığı birer tıp merkezleridir. Zamanla bu konuda öğretim de yapan müesseseler haline gelmişlerdir (Baytop, 2001). İlaç ve bitkilerle ilgili eserlerden en çok okunan ve kullanılanlar arasında Dioskorides in Arapçaya Kitabu l-hasayiş adıyla çevrilen Materia Medica sı, Dineveri nin Kitabu n-bah ve Kitabu n-nebat ı, Gafiki nin Kitabu l-edviyeti l- Müfrede isimli eserleri sayılabilir (Asil, 2001). Bu konuda devrinin en önemli kitabı ise İbn ül Baytar ın kaleme aldığı 300 den fazlasını ilk defa kendisinin tıbba kattığı 1400 tıbbi bitkisel, hayvansal ve madensel drogdan bahseden Cami u Müfredatu l- Edviye ve l-agdiye isimli eseridir (Bayat, 2003). Bu devirde Lokman Hekim, İslam âleminde eczacıların piri sayılmaktadır. İslam tababetinin ilerlemesinde Türk kökenli hekimlerin (İbn-i Sina, Razi gibi) de büyük katkıları olmuştur. Zamanın önde gelen âlimleri şunlardır (Şehsuvaroğlu, 1970): Ebu Bekir Muhammed b. Zekeriya Razi ( ): Türkistan da doğmuş, hekim olarak bir süre Bağdat ve Endülüs te çalışmıştır. İslam tıbbının en büyük hekim- 11

21 eczacı ve filozoflarındandır. Hasta başında ilk klinik dersi veren İslam hekimidir. Kitab-al Mansuri, El-Havi en önemli kitaplarındandır (Tekeli ve ark., 1997; Asil, 2001). Çiçek hastalığını tanımlamış, sülfürik asit ve formik asidi keşfetmiş, sinameki, demirhindi gibi madensel ve bitkisel maddeleri incelemiştir (Lambert, 1929). Dinaveri (Dinavari) ( ): Ebu Hanife Ahmed bin Davud Dinaveri İran da doğmuş, Basra, Küfe ve İsfahan şehirlerinde yaşamış bir âlimdir. Din, dil, astronomi, matematik ve botanik ile ilgili 20 den fazla eseri vardır. Eserleri arasında Kitab al-bah ve Kitab al-nebat eczacılık açısından da önemli olup ikinci eserde bitkilerin tanımlamalarını yapmış ve bunların alfabetik listelerini düzenlemiştir (Şehsuvaroğlu, 1970; Asil, 2001). Ebu Reyhan Biruni ( ): Türkmenistan da doğup Gazne de ölmüş olan bir doğa ilimleri bilginidir. 100 den fazla eseri bulunmakta olup en önemli eseri son yıllarında yazdığı Kitab-al Saydala fi al-tıp (eczacılık kitabı) adlı yapıtıdır (Asil, 2001). Bu kitapta eczacının tanımı yapılmış; eczacı ve hekimin görevleri belirtilmeye çalışılmıştır. Kitapta 200 kadar bitkisel drog kayıtlı olup bunlar arasında karabiber, keçiboynuzu, mahlep, oğulotu, sinameki vb. bitkileri saymak mümkündür (Baytop, 2001). Ebu Cafer Ahmed bin Muhammed (Ö. 1165): Devrinin en büyük eczacı ve botanikçilerinden biridir. İbn-i Sina ( ): Buhara yakınlarındaki Afşene de doğmuştur. Batı da Avicenna ismiyle tanınan İbn-i Sina hekimliğin dışında felsefe, hukuk, matematik ve geometri de bilmekteydi. En çok bilinen eseri, eski Yunan tıbbı ile İslam tıbbının sentezi niteliğindeki Kanun (Canon) adlı didaktik kitabıdır. Avrupa da adına kürsü kurulmasına yol açacak kadar uzun süre ve yaygın olarak etkili olmuş olan İbn-i Sina nın bu eseri beş bölümden oluşmaktadır (Asil, 2001; Arda ve ark., 2004): a) Anatomi, fizyoloji, etiyoloji vb. konuları, b) Basit ilaçlar, 12

22 c) Organik hastalıklar, d) Ateşli hastalıklar, kırık-çıkıklar, deri hastalıkları, e) Tedavi yöntemleri. Bu eser dikkatle incelendiğinde konuları ne kadar sistematik olarak ele aldığı görülür. İlaçların yapılışı, muhafazaları ve etkileri hakkında da etraflı bilgilerin verildiği eserde adı geçen bitkilerden bazıları şunlardır (Baytop, 2001): Afyon, banotu, demirhindi, kâfur, karabiber, kargabüken, kebabiye, kenevir, kurtboğan, mahmude, ravent, sakız, sarısabır, tarçın vb. İlk kez tıp ve cerrahiyi iki ayrı disiplin olarak değerlendiren İbn-i Sina, özellikle cerrahi için anatominin önemini vurgulamıştır (Tekeli ve ark., 1997). İbn-i Sina nın ayrıca şiir biçiminde yazılmış bir tıp kitabı da bulunmaktadır. Onun Şifa adlı eseri de tıp, matematik, astronomi, jeoloji, fizik, kimya, zooloji gibi o dönemin var olan hemen bütün disiplinlerine ayrılmış bir kitaptır (Tekiner, 2005). İbn-i Sina, Hipokrates in akılcı hekimliğini izlemiş ve geliştirmiştir. O da humoral patoloji kavramını benimsemiş; tıbbı tedavi edici ve koruyucu hekimlik olarak ikiye ayırmıştır. Avrupa da 16. yüzyıl sonlarına kadar iyi bir hekimin iyi bir Avicennist (İbn-i Sina uzmanı) olması gerektiği fikri hâkim olmuştur (Riesman, 1936) XVI. XIX. Yüzyıllarda Avrupa da Eczacılık Roma İmparatorluğu nun yıkılışı ve Hıristiyanlığın yayılmaya başlamasıyla yüzyılları kapsayan ortaçağın başlangıcında Avrupa da bilim ve kültürde önemli gelişmeler görülmüştür (Asil, 2001). Bu dönemlerde manastırlarda yaşayan rahip ve rahibelerin, dinsel görevlerinin haricinde hastalarla da ilgilenmeye başladıkları görülür. O dönemde manastır bahçelerinde tıbbi bitkilerin yetiştirilmeye başlanmış olmasıyla birlikte manastır tababeti doğmuştur (Dölen, 1995; Asil, 2001). 13

23 XV. yüzyılda başlayan Rönesans hareketi, XVI. yüzyılda bütün Avrupa yı sarmış ve her alanda olduğu gibi tıp ve eczacılık alanlarında da büyük değişiklikler meydana gelmiştir. Eczacılık tıptan tamamen ayrılmış, tıbbın metotlarını terk ederek kimya alanındaki çalışmalara yönelmiştir. Bu dönemde yalnız eczacılık sertifikasına sahip olanların eczane açabileceği, ilacın yalnız eczacı tarafından yapılabileceği, eczane işletmesinin yalnız eczacıya ait olduğu, hastanelerin yalnız hastanede yatan hastalara ilaç verecek eczaneler açabileceği gibi bugün de geçerliliğini koruyan prensipler kabul edilmiştir (Baytop, 2001). Fransa da XV. yüzyılın sonlarına doğru kralın emriyle aktarlar bir lonca içinde toplanmıştır. Bu loncaya baharatçılar, kökçüler ve şeker satıcıları da alınmakla birlikte ilaç hazırlama hakkı yalnız aktarlara aitti. Bu lonca Fransız Devrimi öncesinde Collége de Pharmacie ve aktarlar da pharmacien (eczacı) ismini almışlardır (Dölen, 1995; Asil, 2001) yılında Floransa da İtalyanca olarak yayınlanan ve Nuovo Receptario ismini taşıyan farmakopenin yayınlanması, 1682 de Fransa da Kral XIV. Louis nin zehirli maddelerin sadece eczanelerde (apotheke) satılabileceğine ilişkin kararnamesi ve 1803 yılında Fransa da Paris Üniversitesi ne bağlı bir eczacılık okulunun açılması Avrupa eczacılığının gelişimi açısından oldukça önemlidir (Şehsuvaroğlu, 1970; Dölen, 1995). Avrupa ülkelerinde XVI. - XVIII. yüzyıllarda çıraklık yaşlarında başlar ve 4 10 yıl sürerdi. Eczacı sayısının artmasını ve buna bağlı olarak rekabeti önlemek için, ustaların genellikle bir tek çırak almasına izin verilirdi. Bu nedenle mesleği öğrenmek için yanına çırak girilecek bir eczacı ustası bulmak pek kolay değildi. Çırak olarak genellikle zengin ailelerin (çıraklık ücretini ustaya kolaylıkla ödeyebilmesi için) hekim veya eczacıların çocukları veya bunların akrabalarının çocukları kabul edilirdi. Çırağın ayrıca, reçeteleri okuyup anlayabilecek kadar Latince bilmesi ve de dindar olması istenirdi (Baytop, 2001). Genellikle üç-dört yıl içinde çırak kalfa unvanını alırdı. Bu dönemde kalfa, ustasının gözetiminde çalışsa da, ustaya yardımcı olur ve bu nedenle ustadan küçük bir ücret alırdı. Kalfalık dönemi genellikle 6 yıldı. Çıraklık döneminin sonunda, ustasından başarı sertifikasını almış olanlar, şehrin tanınmış eczacıları ve tıp 14

24 fakültesinin bazı öğretim üyelerinden oluşan bir jüri karşısında bir sınava alınırdı. Sınav teorik (reçete okuma, Latince, ilaç hazırlama tekniği) ve pratik (tıbbi bitkileri ve drogları tanıma) olarak yapılırdı. Bu sınavları kazananlar jüri önünde, yapılması ustalık isteyen bir ilacı hazırlayarak bu alandaki bilgi ve becerilerini gösterirlerdi (Baytop, 2001). Rönesans sonrasında XVI. yüzyıldan itibaren eczacılık giderek tıbbi ve biyolojik metotları bırakarak kimyevi ve özellikle de kalitatif metotlara dönmeye başlamış ve böylece doğduğu tıp alanında daha bağımsız bir kimlik kazanmıştır. Bu dönemin eczacılık açısından önemli gelişmeleri arasında 1773 te üre, 1776 da hippurik asit, 1789 da uranyum, 1803 te baryum, 1811 de nikotin, 1817 de emetin, 1818 te siyanik asit, 1819 da lösin, 1821 de kafein, 1836 da toluen ve 1853 te de asetilsalisilik asit eldesi sayılabilir (Şehsuvaroğlu, 1970; Asil, 2001) Türklerde Eczacılık Tıp ve eczacılık tarihi kitaplarında Arap, Çin, Hint ve İran tababet ve eczacılığı hakkında etraflı bilgiler bulunurken, Türk eczacılığı veya Türk tababeti hakkında uzun bir süre hemen hemen hiçbir eser yazılmamıştır. Bunun başlıca nedeninin bu konuya ait yayın ve materyal noksanlığı ve bu konuya ilgi duyan araştırmacıların azlığı olduğu düşünülmektedir (Baytop, 2001). Bununla birlikte Türk tıp ve eczacılığının İslam tıbbının bir devamı olduğunu düşünmek yerinde olacaktır (Şehsuvaroğlu, 1970) Orta Asya Türkleri Dönemi Orta Asya Türklerindeki hekimlik ve eczacılık hakkındaki bilgilerimiz çok azdır. Bu konu ile ilgili en önemli kaynak, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi hocalarından Ord. Prof. Dr. Reşit Rahmeti Arat'ın yıllarında Berlin de yaptığı yayınlara dayanmaktadır. R. R. Arat ın yaptığı çevirilere göre Türk-Uygur 15

25 döneminde Orta Asya daki eczacılık hakkındaki bilgilerimizi aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz (Baytop, 2001): İlaç Şekilleri: Merhem, infüzyon, dekoksiyon, toz, karışım, usare, macun, hamur, hap, pastil, suppozituar. İlaç Hazırlama Teknikleri: Ateşe gömerek pişirme, kaynatma, kaynatarak köpük elde etme, gölgede kurutma, belirli bir miktara kadar uçurma, sıcak külde pişirme, hafif ateşte ısıtma, yanmayı önlemek için sürekli karıştırma, maddeyi yakarak kül elde etme. Aletler: Elek, havan, ateş kabı, ağırlık ölçüleri, bakır kap, kaynatma kabı, süzme kabı, kıyma tahtası, değirmen, kaşık, kevgir, süzgeç, çanak, tava, keten torba. Ölçüler: Uygurlar kendilerine has ağırlık ve hacim ölçülerini kullanıyorlardı. İlaçların alınacak miktarları için de, kaşık, bıçak ucu, mercimek kadar, büyük bir kap kadar, gibi terimler kullanmışlardır. Droglar: Bunlar bitkisel (60 kadar), hayvansal (70 kadar) ve anorganik (10 kadar) kökenli olmak üzere üç grup altında toplanmaktadır. Burada dikkati çeken husus hayvansal kökenli drogların bitkisel kökenli olanlarından sayıca fazla olmasıdır. Hâlbuki aynı dönemde Avrupa ve Doğu ülkelerinde, bitkisel drogların miktarı hayvansal drogların miktarından çok daha fazladır. Bu nokta Türk-Uygurların hayvancılıkla olan yakın ilgisi ile açıklanabilir (Baytop, 2001). 16

26 Selçuklular Büyük Selçuklular Büyük Selçuklu Devleti nde tıp ve eczacılığa ait kaynakların pek çoğu kaybolmuş ise de bu dönemlerde tıbbın klasik karakterini koruduğu söylenebilir. Bu devirde kalp ve ateş kontrolü, idrar muayenesi gibi teşhis ve tedavi usulleri oldukça ilerlemiştir. Şüpheli hastalıklarda konsültasyon yapmak da pek yaygındır (Tekiner, 2005). Büyük Selçuklu Devleti döneminde, hâkimiyetleri altındaki topraklarda mahalli hükümdarlar darüşşifalar, bakımevleri ve hamamlar yaptırmışlardır. Bunlar arasında Alparslan ın Nişabur da, Melikşah ın Bağdat ta, Nureddin Mahmut Zengi nin Şam da Selahaddin Eyyubi nin Kahire de kurdukları darüşşifalar anılabilir (Asil, 2001; Bayat, 2003) Anadolu Selçukluları Anadolu Selçukluları döneminde inşa edilen çok sayıdaki bayındırlık eserleri arasında hastaneler, çeşitli tıp okulları, çeşitli sosyal yardım kuruluşları ve kaplıcalar gibi sağlık tesisleri bulunmaktadır. Bu dönemde kurulan Kayseri ve Sivas Darüşşifaları bünyelerinde birer tıp medresesi bulunduruyor olmasına rağmen tababet ve eczacılığın bütün İslam dünyasında olduğu gibi usta çırak şeklinde öğretildiği bilinmektedir (Asil, 2001). Bu dönemdeki eczacılık ve kullanılan ilaçlar hakkında bize bilgi veren en önemli eserler El Biruni ile İbn El-Baytar ın kitaplarıdır. Biruni nin kitabının önemi devrinde kullanılan ilaçlar hakkında verdiği bilgiler yanında eczacılık mesleğinin, etraflı ve gerçek bir tarifini vermesidir. İslam dünyasında, haklı olarak eczacılığın babası unvanını almış olan Ebu Reyhan Biruni ( ) eczacıyı şu şekilde tarif etmiştir (Baytop, 2001): 17

27 Saydelani ve saydenani (eczacı) diye; basit ilaçların hangi nevinin iyi olduğunu ve bunlardan hangisinin üstün tutulması ve seçilmesinin gerektiğini öğrenmeyi ve tıp ilminin tanınmış kişileri tarafından ortaya konulup herkesçe kabul edilmiş bulunan terkipleri, en geçerli metod ve teknikleri kullanarak, en iyi şekilde hazırlamayı kendine sanat edinmiş olan kişiye derler. Bununla beraber XIII. yüzyılda yazılmış Dioscorides çevirilerindeki bazı minyatürler bu konuda bize bazı bilgiler vermektedir. Süleymaniye Kütüphanesi nde bulunan, Ayasofya 3703 numaralı, 24,50 x 33,00 cm ebadında 203 yapraklı bir Dioscorides çevirisinin ön kapağında bulunan renkli minyatür bize Selçuklular dönemindeki bir eczane hakkında bilgi verecek niteliktedir (Baytop, 2001). Ünlü Selçuklu tarihçisi Prof. Dr. Osman Turan, Selçuklu dönemi vakfiye ve belgelerine dayanarak yaptığı araştırmada şu sonuca varmıştır (Tekiner, 2005): Selçuklu Türkiye si şehirlerinde tıbbi ecza satmaya mahsus dükkânlara Hindistan dan bile tıbbi nebatlar getirilip satılıyordu. Hatta kervansaray hastanelerinde dahi kendi ölçülerinde eczahâneler mevcut idi. Demek ki Anadolu Selçuklu hastanelerinde bir taraftan hasta bakılırken bir taraftan da hekim ve eczacı yetiştiriliyordu (Şehsuvaroğlu, 1970). Bazı kaynaklar, Anadolu Selçuklu kervansaraylarında da çeşitli sağlık hizmetleri verildiğinden bahsetmektedir. Karatay Kervansarayı na ait 1247 tarihli vakfiyesinden elde edilen bilgiler de bu fikri desteklemekte olup kervansaray kadrosunda devamlı bir veteriner olduğunu belirtmektedir (Asil, 1979). Ayrıca Baybars ın Kayseri seferinde yanında bulunan Muhiddin bin Abdüzzahir in bir kervansaray hakkında aşağıda yer alan tasviri de bu görüşü desteklemektedir (Atçeken ve ark., 2004): Hanın kapıları en iyi demirden yapılmıştır. İçerisinde yazlık köşkler, kışlık mekânlar vardır. Yaz ve kış, içinde her şeyi bulmak mümkündür. Kervansarayda hamam, hastane, ilaçlar, yatak ve yemek takımları ve ahırlar vardır. Her yolcu derecesine göre misafir edilir. 18

28 Kayseri Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası Büyük Selçuklu Devleti nin parçalanmasından sonra Anadolu nun çeşitli yerlerinde ortaya çıkan ilk Türk beylikleriyle (Artuklular, Danişmentliler, Saltuklular ve Mengücekler) hazırlık evresini geçiren Anadolu Türk Sanatı, Anadolu Selçukluları döneminde; başta mimarlık olmak üzere çini, süsleme, hat, minyatür, maden işleme, halıcılık vb. sanatlarda XIII. yüzyıl başlarında, öteki İslam ülkelerinden farklı bir görünüm kazanmıştır (Tekiner, 2005). Anadolu Selçukluları, Anadolu da iki yüzyıla yakın bir süreyi kapsayan ve Orta Asya kökenli Türk göçebe sanatının da izlerini taşıyan bir üslupta çok sayıda cami, mescit, han, kervansaray, hamam, darüşşifa, medrese, türbe, kümbet ve kale yapmışlardır. Hem Doğu dan hem de Batı dan birçok aktarmalara karşın Selçuklular, bu eserlerde Türk ruhunu koruyarak Selçuklulara özgü karakteri sürdürebilmişlerdir (Gordlevski, 1988). Şüphesiz, bu eserler arasında darüşşifalar (hastaneler) önemli bir yere sahiptir. Bu dönemde yapılmış olan darüşşifalar şunlardır (Ünver, 1940; Cantay, 1992; Dölen, 1995; Atçeken ve ark., 2004): - Mardin Emineddin Darüşşifası (H /M. 1108/9 1122/23) - Kayseri Gevher Nesibe Darüşşifası ve Medresesi (H. 602/M ) - Sivas I. İzzettin Keykâvus Darüşşifası (H.614/M ) - Divriği Turan Melik Darüşşifası (H. 626/M ) - Çankırı Cemalettin Ferruh Darüşşifası (H. 633/M. 1235) - Aksaray Darüşşifası (XIII. yüzyılın ilk yarısı) - Kastamonu Pervaneoğlu Ali Darüşşifası (H. 671/M ) - Tokat Muineddin Pervane Ali Darüşşifası (XIII. yüzyıl son çeyreği başı) Kaynaklarda varlığı bilinen ancak günümüze ulaşamamış darüşşifalar ise şunlardır (Sipahioğlu, 1982; Cantay, 1992): - Silvan Darüşşifası (H /M ile ) - Konya Darüşşifası (XII. yüzyıl sonu - XIII. yüzyıl başı) 19

29 - Konya Alâeddin Darüşşifası (H /M /38) - Eski Malatya Darüşşifası (XIII. yüzyıl ortası) - Akşehir Darüşşifası (XII. Yüzyıl sonu - XIII. yüzyıl başı) - Erzincan Darüşşifası (?) - Kastamonu Atabey Darüşşifası (M ?) - Kütahya Darüşşifası (XIII. yüzyıl ikinci çeyreği) - Sivas Şehzadeler Darüşşifası (? ) Bu dönemde yapılmış mimari eserlerden biri olan ve Çifte Medrese diye de anılan Kayseri Gevher Nesibe Hatun Darüşşifası, tıp ve eczacılık tarihimiz açısından büyük bir gurur vesilesi, tıp dünyasında mevcut tıp fakültelerinin de en eski örneklerinden birisidir (Ünver, 1966; Şehsuvaroğlu, 1970; Kumbaracılar, 1988). Bu eser Anadolu Selçukluları nın ilk medreselerinden biri olup XIII. yüzyılın ilk yarılarında çok gelişmiş bir sağlık ve eğitim kompleksidir (Cantay, 1992) Darüşşifa nın Tarihçesi Anadolu Selçuklu hükümdarlarından, II. Kılıç Arslan ın kızı ve I. Gıyaseddin Keyhüsrev in kız kardeşi olan Gevher Nesibe Sultan ın adına yaptırılan bu şifahanenin yapılış öyküsü şöyledir (Afetinan, 1972; Sipahioğlu, 1982; Köker, 1991): Gevher Nesibe Sultan bir gönül kırıklığının ardından, o zamanın tıbbi imkânlarıyla tedavi edilemeyen ince hastalığa (tüberküloz) yakalanır. Hastalığının sebebi ise efsaneye göre şöyledir: Gönül verdiği bir Selçuklu Süvari Birliği Komutanı ile evlenmelerine ağabeyi Hükümdar I. Gıyaseddin Keyhüsrev karşı çıkar; bu komutanı savaşa gönderir ve kısa süre sonra da bu komutan savaşta şehit düşer. Bunu öğrenen Gevher Nesibe Sultan bu üzüntüler içinde yemez içmez ve sonunda ince hastalığa yakalanır. Ölüm döşeğinde, ağabeyi Gıyaseddin Keyhüsrev ondan özür diler ve son arzusunu sorar. Gevher Nesibe: 20

30 Ben devasız bir derde düştüm, kurtulmama imkân yok. Hiçbir hekim derdime çare bulamadı, ben artık ahiret yolcusuyum. Eğer dilersen benim mal varlığımla benim adıma bir şifahane (hastane) yaptır. Bu şifahanede bir yandan dertlilere şifa verilirken bir yandan da devası olmayan dertlere çare aransın. Bu şifahanede ünlü hekim ve cerrah yetişsin. Burada kimse bir kuruş ödemesin, bu benim adıma bir vakıf olsun. der (Sipahioğlu, 1981; Köker, 1991). Gevher Nesibe Sultan ın otuz dokuz yaşına gelmeden hayata gözlerini kapattığı söylenmektedir (Köker, 1991). I. Gıyaseddin Keyhüsrev, kız kardeşinin bu son arzusunu yerine getirmek için 1204 yılında hastane kısmının ve ardından da medrese kısmının inşasını başlatır. İki yılda tamamlatarak 1206 yılında hizmete açar. Aralarındaki bir koridorla birbirine bağlanan bu iki bina eğitim, öğretim ve uygulamada birbirini tamamlamaktadır. Gıyasiye denilen medresede tıp eğitimi verilirken Şifaiye denilen hastane de tıp ilminin uygulama yerini oluşturuyordu. Yan yana oldukları için halk arasında Çifte veya İkiz Medreseler adıyla; ayrıca Kayseri Darüşşifası, Şifa Hatun Medresesi, Kayseri Tıbbiyesi, Gıyasiye, Gevher Nesibe Hastanesi, Darüşşifa Medresesi gibi isimlerle de anılmaktadır (Ünver, 1940; Sipahioğlu, 1981; Köker, 1991; Atçeken, 2004). Hastanenin taç kapısının ortasında, 2,50 m. boyunda ve 0,75 m. genişliğinde dikdörtgen şeklinde beyaz mermer bir kitabe yerleştirilmiş olup Arapça kitabe şu şekildedir: Fi eyyami s Sultanil Mu azzam Gıyâsi d-dünya ve d-din Keyhusrev bin Kılıc Arslan Dâmet ittefaka binâ u hâzal Mâristân. Vasiyyetu, ani l-meliketi İsmet id-dünyâ ve d-din Gevher Nesibe binet-i Kılıc Arslan, Erzâ lekumallahi seneti isneteyn ve sittemiete. (Sipahioğlu, 1981) Bu kitabenin Türkçe karşılığı aşağıdaki gibidir (Afetinan, 1969): Büyük Sultan Gıyasü d-dünya ve d-din Kılıç Arslan oğlu Keyhusrev in zamanında, Allah ondan razı olsun, bu maristanın binası Melike İsmet ud- Dünya ve d-din Kılıç Arslan kızı Gevher Nesibe nin vasiyetine uyularak 602 yılında hizmete açılmıştır. 21

31 Buna göre hastanenin 602 hicri tarihinin karşılığı olan 1206 miladi yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. İkinci bir yazıt ise, türbenin külahının hemen altında yer alıp besmeleyle başlayan Ayet el Kürsi dir (Bayburtluoğlu, 1998). Girişte yer alan kitabede, Melike Gevher Nesibe nin isminin yazılmış olması, Selçukluların kadınlara ne kadar önem verdiğinin de bir göstergesidir (Tekiner, 2005). Anadolu Selçukluları döneminde Divrik Kalesi yakınlarında inşa edilen Turan Melik Hatun Şifaiyesi (1228), Kütahya daki Gülümsen Hatun Darüşşifası (1233) ve Amasya daki Ilduz Hatun Şifaiyesi ne (1308) de kadın isimlerinin verilmiş olması bu tespitimizi desteklemektedir (Afetinan, 1969). Kitabenin bulunduğu taç kapının sağ iç kısmında bir aslan motifi de göze çarpmaktadır. Bu aslanın Gevher Nesibe ve I. Gıyaseddin Keyhüsrev in babaları olan Sultan II. İzzettin Kılıçarslan ın anısına yapıldığı tahmin edilmektedir (Sipahioğlu, 1981). Benzer bir motif darüşşifanın hemen yakınındaki Kayseri- Sahabiye Medresesi nde de bulunmaktadır (Gabriel, 1930). Taç kapının üst kısmında da taştan işlenmiş kemer ve etrafında karşılıklı çeşitli Selçuklu motifleri vardır. Bunlardan birisi birbirine sarılmış iki yılanı andırmakta ve bu iki yılanın ortasında da bir Selçuklu madalyonu bulunmaktadır (Köker, 1991). V. Gordlevski, Anadolu Selçuklu Devleti isimli kitabında Selçuklu sanatının, küçük heykelciklerle betimlemelere oldukça düşkün olduğunu; Türklerin Çin ve Hint kültürleriyle çok eskiden beri temasta bulunan anayurtları Orta Asya dan getirdikleri heykel betimlemelerine olan eski eğilimleri, bu geleneklerin benimsenmesini, Anadolu yerli motif ve yöntemlerinin aktarılmasını kolaylaştırdığını belirtmiştir (Gordlevski, 1988). Şu anki bilgilerimize göre kitabesinden başka en önemli yazılı belge, Anadolu Selçuklu hekimlerinden Zekioğlu Ebubekir Sadr-i Kunevi nin (Hicri ?) şiir ve mektuplarıdır (Asil, 1979). Bu mektuplar Selçuklu Devleti nin divan-ı inşa denilen ve ülke içindeki ve dışındaki emirlerin resmi haberleşmesini sağlayan daire emiri, Bedrettin Yahya ile Başhekim Nahcivanlı Müeyyetoğlu Ekmeleddin ve diğer vezirlere gönderilmiştir. Kunevi nin Selçuk Devleti nin başkenti Konya da bulunan 22

32 ve Sağlık Bakanı vazifesini gören Ekmeleddin e Kayseri den gönderdiği mektuptan Kayseri Şifaiyesi nde hastane doktoru bulunduğu anlaşılmaktadır (Afetinan, 1969). Osmanlı devri arşivinde bu şifaiyeye ait kayıtları vakıflar veya devlet arşivinde yer alanlar diye ikiye ayırmak mümkündür (Afetinan, 1969; Tekiner, 2005): 1. Kayıt tarihleri yazılmamış olanlar Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi nde 481 ve 217 sahifenin 130. sırasında Vakıf Şifa Hatun namı diğer Medrese Şifaiye der Kayseriye dir. Burada doğum (tevlit) ve öğretim (müderrislik) kayıtları olup birer hisselidir (H ). Diğer bir kayıt da (No: 484) Vakfı Medrese-i Gıyasiye der Kayseriye dir (H ). Her iki kayıtta vakıf hisseleri varsa da bunlar kısmen yazılmış kısmen de sonradan eklenmiş olarak gözükmektedir. 2. Devlet Başbakanlık Arşivi nde 906 (miladi 1500) tarihli Kayseri livası hakkında Mufassal (ayrıntılı) ve Mücmel (kısaltılmış) Defteri Hakani. Kariyeyi Akker tabi Kayseri livai hassa mâlikamesi, Vakıf Medrese-i Darüşşifa ünvanı ile bir köyün nüfusu kayıtlıdır. Yine Başbakanlık Osmanlı Arşivi nin Cevdet tasnifinin tıp ve maarif dosyalarında Gıyasiye veya Şifa Hatun medresesindeki öğretmenlerin (müderris) tayini meselesi ile ilgili olup 1768 ve 1876 tarihlidir ve 1584 yıllarında tanzim edilmiş olan Konya daki Tahrir ve Evkaf Defteri ndeki vakfiye ye göre, Gevher Nesibe nin türbesinin bakımı için 954 akçe ayrılmıştır (Yinanç, 1985). Bu kayda göre Gıyasiye Medresesi nin içindeki kümbetin Gevher Nesibe Hatun a ait olduğu da kesinleşmiştir. Bu medresenin önemli bir özelliği de bazı Anadolu Selçuklu darüşşifalarında olduğu gibi ruh hastaları için yapılmış ayrı bir bölümün bulunmasıdır (Donna, yıl belirtilmemiş). 18 odadan meydana gelen bu kısmın adı bimârhanedir. Bimarhane kuzey güney yönünde ve sivri tonozlu bir orta koridorla sağlı sollu küçük 23

ECZACILIK MESLEĞİNİN TARİHİ

ECZACILIK MESLEĞİNİN TARİHİ ECZACILIK MESLEĞİNİN TARİHİ Prof.Dr. Afife MAT ECZACILIĞIN KÖKENLERİ Hastalıklar ve hastalık amilleri insandan önce dünyada bulunuyordu. İlk iyileştiriciler: Büyücüler Hastalık sebebi: kötü ruhlar, tabiat

Detaylı

Kayseri Tıp Tarihi Müzesi'nin yer aldığı Çifte Medrese, yıllarında Selçuklu hükümdarı

Kayseri Tıp Tarihi Müzesi'nin yer aldığı Çifte Medrese, yıllarında Selçuklu hükümdarı 13. yüzyılda karvan yollarının kesiştiği önemli bir merkez olarak öne çıkan Kayseri, bu yüzyıldan sonra "Mukarr-ı Ulema" (Alimler Şehri) olarak anılmaya başlar. Önemli bir bilim ve sanat merkezi olan Kayseri'de

Detaylı

Prof.Dr. Fatmagül GEVEN

Prof.Dr. Fatmagül GEVEN Prof.Dr. Fatmagül GEVEN Tarihin en eski çağlarından beri, dünyanın hemen her yerinde, insanların bitkilerle ilgilenmesi daha çok faydalanma yönünden olmuş, insanlar hangi bitkilerin besin maddesi olabileceğini,

Detaylı

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar. ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar. ( 1102 1409 ) Diyarbakır, Harput, Mardin Diyarbakır Artuklu Sarayı İlk Artuklu Medresesi İlgazi tarafundan Halep te yaptırıldı. Silvan (Meyyafarkin)

Detaylı

İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta

İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta 1 Genel giriş - İlaç şekilleri Farmakopeler, Reçete bilgisi Ölçü ve Birimler İlaç Şekillerinde Kullanılan Su ve Özellikleri Çözelti Formundaki İlaç Şekilleri

Detaylı

TÜRKİYE DE VETERİNER FARMAKOLOJİ -ZAMAN DİZİNSEL BİR YAKLAŞIM- Prof. Dr. Ferruh DİNÇER

TÜRKİYE DE VETERİNER FARMAKOLOJİ -ZAMAN DİZİNSEL BİR YAKLAŞIM- Prof. Dr. Ferruh DİNÇER TÜRKİYE DE VETERİNER FARMAKOLOJİ -ZAMAN DİZİNSEL BİR YAKLAŞIM- Prof. Dr. Ferruh DİNÇER TÜRKİYE DE VETERİNER HEKİMLİĞİ EĞİTİMİNDE FARMAKOLOJİ ve TOKSİKOLOJİ KONUSUNDA GELİŞMELER F. Dinçer-A. Özgür-A. Özen

Detaylı

Tıp Tarihine Yaklaşım

Tıp Tarihine Yaklaşım Tıp Tarihine Yaklaşım Avcılık-Toplayıcılık Aşaması Mezopotamya Uygarlıklarında Tıp Eski Mısır Tıbbı Çin Tıbbı Eski Hint Tıbbı Yunan Tıbbı Modern Dönem (Batı) Tıbbı Avcılık-Toplayıcılık Aşaması Bütün gün

Detaylı

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI İLK ÇAĞ UYGARLIKLARI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI MISIR UYGARLIĞI İRAN UYGARLIĞI HİNT UYGARLIĞI ÇİN UYGARLIĞI DOĞU AKDENİZ UYGARLIĞI MEZOPOTAMYA UYGARLIKLARI Kelime anlamı İki nehrin arası olan Mezopotamya,

Detaylı

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri Dini Mimari: Bu gruptaki eserler arasında camiler, mescitler, medreseler,türbe ve kümbetler,külliyeler,tekke ve zaviyeler yer almaktadır. Camiler:Anadolu

Detaylı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS SELÇUKLU MİMARİSİ Selçuklular Orta Asya dan Anadolu ve Ön Asya ya yolculuklarında Afganistan, İran, Irak, Suriye topraklarındaki kültürlerden ve mimari yapılardan etkilenmiş, İslam dinini kabul ederek

Detaylı

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ ANKARA ROTARY KLÜBÜ 14 MART 2018 HİLTON OTEL, ANKARA Türkiye de 14 Mart ta Kutlanan Tıp Bayramının Anlamı: Tıp alanından çalışanların hizmet sorunlarının tartışıldığı, bilime

Detaylı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak

Detaylı

Eczacılık. Ecz. Yasemin ACAR Zeynep & Efe Eczaneleri

Eczacılık. Ecz. Yasemin ACAR Zeynep & Efe Eczaneleri Eczacılık Ecz. Yasemin ACAR Zeynep & Efe Eczaneleri Eczacı neler yapar?. Eczacılar reçetelerde doktorlarca istenen hazır ilaçları müşteriye satar, hazırlanması gerekli ilaçları hazırlar, reçetesiz satılan

Detaylı

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir.

En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. MISIR BAHÇELERİ En eski uygarlıklardan biri olan Mısır Uygarlığı Nil nehri vadisinde gelişmiştir. Mısır mimarisinin en önemli yapıtları Mısır Piramitleri dir. pramitler Mısırlıların kralarına yaptıkları

Detaylı

ECZACILIK MUSTAFA ÇALIŞKAN

ECZACILIK MUSTAFA ÇALIŞKAN ECZACILIK MUSTAFA ÇALIŞKAN Tıp ve Eczacılığın kesin tarihi ile ilgili elimizde kesin kanıtlar bulunmamaktadır Hastalıkların en az insanlık kadar eski olduğu kabul edilmektedir. Çok eski çağlarda da insanların

Detaylı

Osmanlı nın ilk hastanesi:

Osmanlı nın ilk hastanesi: mekan Osmanlı nın ilk hastanesi: Yıldırım Darüşşifası YAPIMI 1394 TE TAMAMLANAN VE OSMANLI DEVLETİ NİN İLK HASTANESİ OLARAK KABUL EDİLEN BURSA DAKİ YILDIRIM DARÜŞŞİFASI, OSMANLI NIN YAPI ALANINDA DEVLET

Detaylı

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz. Karahanlılar Dönemine ait Kalyan Minaresi (Buhara) Selçuklular Döneminden kalma bir seramik tabak Selçuklulara ait "Varka ve Gülşah adlı minyatür Türkiye Selçuklu halısı, XIII. yüzyıl İlk dönemlere Türk

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ ANADOLU SELÇUKLU CAMİİLERİ Konya Alâeddin Camii - 1155-1219 Niğde Alâeddin Camii 1223 Malatya Ulu Camii 1224

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı Selçuklu Dönemi (1071-1308) Oğuzların devamı olan XI. yüzyılın yarısında kurulan, merkezi Konya olan Selçuklular

Detaylı

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) Hipokratik-Galenik Tıp ekolunun devamı Cerrahi teknikler bilinmesine rağmen, yüksek enfeksiyon riski nedeniyle zorunlu haller dışında pek uygulanmıyor Tam olarak hangi

Detaylı

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu Prof. Dr. Bülent Yılmaz Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü E-posta : byilmaz@hacettepe.edu.tr

Detaylı

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir. Atatürk Müzesi Müze binası, eski Adana nın merkezi olan tarihi Tepebağ da, 19. yüzyılda yapılmış geleneksel Adana evlerindendir. İki katlı, cumbalı, kırma çatılı, kâgir bir yapıdır. Bu özellikleri nedeniyle

Detaylı

SANAT TARİHİ SANAT TARİHİ NEDİR? Sanat Tarihi, geçmişte varlık göstermiş uygarlıkların ortaya koyduğu her tür taşınır ve taşınmaz maddi kültür varlıklarını inceleyen bir bilim dalıdır. Güzel Sanatlar ve

Detaylı

Prof. Dr. Ayfer TEZEL

Prof. Dr. Ayfer TEZEL Prof. Dr. Ayfer TEZEL Bir devirdeki tıbbi gelişmeler o devrin kültürü hakkında bilgi verir. Tıp tarihini öğrenmek, tıbbı anlamak, tıbbi teknik ve metotları anlama isteğinden kaynaklanır Tıpla ilgili belgeler,

Detaylı

BİTKİSEL ÇAYLAR. Prof. Dr. Gülçin SALTAN İŞCAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI. Prof. Dr. G.

BİTKİSEL ÇAYLAR. Prof. Dr. Gülçin SALTAN İŞCAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI. Prof. Dr. G. BİTKİSEL ÇAYLAR Prof. Dr. Gülçin SALTAN İŞCAN ANKARA ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ FARMAKOGNOZİ ANABİLİM DALI Prof. Dr. G.SALTAN 1 GIDA SİLAH YAKACAK BARINMA ZEHİR İLAÇ BİTKİLERİN KULLANIMI Prof. Dr.

Detaylı

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69. İÇİNDEKİLER TARİHÇE 5 SULTANAHMET CAMİ YAPI TOPLULUĞU 8 SULTAN I. AHMET 12 SULTAN I. AHMET İN CAMİYİ YAPTIRMAYA KARAR VERMESİ 15 SEDEFKAR MEHMET AĞA 20 SULTANAHMET CAMİİ NİN YAPILMAYA BAŞLANMASI 24 SULTANAHMET

Detaylı

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ SÜRGÜN YAPRAK ÇİÇEK MEYVELER 10 Bitkisel Ürünlerden Yararlanma Şekilleri Şifalı bitkilerden aşağıda belirtilen yöntemler kullanılarak yararlanılmaktadır. İnfusyon (Infusion):

Detaylı

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları KURTALAN İLÇESİ Siirt deki Kültür Varlıkları 163 3.5. KURTALAN İLÇESİ 3.5.1. ERZEN ŞEHRİ VE KALESİ Son yapılan araştırmalara kadar tam olarak yeri tespit edilemeyen Erzen şehri, Siirt İli Kurtalan İlçesi

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI

MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI Öğrenci Bilgileri Ad Soyad: İmza: MATE 417 MATEMATİK TARİHİ DÖNEM SONU SINAVI 23 Ocak 2014 Numara: Grup: Soru Bölüm 1 Bölüm 2 Bölüm 3 21 22 23 24 25 TOPLAM Numarası (1-10) (11-15) (16-20) Ağırlık 20 10

Detaylı

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ TALAS SAVAŞI (751) Diğer adı Atlık Savaşıdır. Çin ile Abbasiler arasındaki bu savaşı Karlukların yardımıyla Abbasiler kazanmıştır. Bu savaş sonunda Abbasilerin hoşgörüsünden etkilenen

Detaylı

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Ankara da SELÇUKLU MİRASI Arslanhane Camii (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA Çizim: Yük. Mim. Mehmet Emin Yılmaz 11. yüzyıldan başlayarak Anadolu ya yerleşmeye başlayan Türkler, doğuda Ermeni ve Gürcü yapıları,

Detaylı

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran Tarihi ve bugünü ile Her an Harran Güneydoğu haritası (Urfa, Harran) İbrahim Ur dan Kenan Ülkesine giderken Harran dan geçti mi? Yakup Harran da Yakup un kuyusunun fotoğrafı Yakup un kuyusu (?) Ay Tanrısı

Detaylı

Orhan KAYA KPSS ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME PROGRAM GELİŞTİRME

Orhan KAYA KPSS ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME PROGRAM GELİŞTİRME T A K K İ D ÖSYM nin Vazgeçemedigi Orhan KAYA KPSS ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME PROGRAM GELİŞTİRME Soru Tipleri Güzel ülkemin güzel insanı... Eser Adı Dikkat Çıkabilir Ölçme ve Değerlendirme & Program Geliştirme

Detaylı

TIBBİ DÖKÜMANTASYON KISA ÖZET KOLAYAOF

TIBBİ DÖKÜMANTASYON KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TIBBİ DÖKÜMANTASYON KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6 BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6 ROMALILARDA BİLİM http://www.tarihbilimi.gen.tr/icerik_resimler/roma-imparatorlugu.jpg Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü GİRİŞ M.Ö.3.y.y. da Romalılar bütün

Detaylı

İlacın Tanımı Ve Tarihçesi. Öğr. Gör. Ali KARAAĞAÇ

İlacın Tanımı Ve Tarihçesi. Öğr. Gör. Ali KARAAĞAÇ İlacın Tanımı Ve Tarihçesi Öğr. Gör. Ali KARAAĞAÇ Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ilacı; fizyolojik durumları ya da patolojik olayları alanın yararı için değiştirmek, incelemek amacıyla kullanılan veya kullanılması

Detaylı

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Çekerek ırmağı üzerinde Roma dönemine ait köprüde şehrin bu adı ile ilgili kitabe bulunmaktadır. Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur. Antik Sebastopolis

Detaylı

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ AST101 ASTRONOMİ TARİHİ 2016-2017 Güz Dönemi (Z, UK:2, AKTS:3) 7. Kısım Doç. Dr. Kutluay YÜCE Ankara Üniversitesi, Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Romalılar Döneminde Bilim (devam) Romalılar

Detaylı

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI Kültür varlıkları ; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi

Detaylı

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1 Frigler Frigler Troya VII-a nın tahribinden (M.Ö. 1190) hemen sonra Anadolu ya Balkanlar üzerinden gelen Hint Avupa kökenli kavimlerden biridir.

Detaylı

Anadolu Selçuklu Devleti Kültür ve Medeniyeti

Anadolu Selçuklu Devleti Kültür ve Medeniyeti Anadolu Selçuklu Devleti Kültür ve Medeniyeti 1) Devlet Yönetimi Anadolu Selçuklu Devleti kültür ve medeniyeti konusu içinde ilk işleyeceğimiz alan olan devlet yönetiminde, Büyük Selçuklular örnek alınmış

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998 1. Adı Soyadı: Sedat Bayrakal 2. Doğum Tarihi: 17.08.1969 3. Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1995 Y. Lisans Sanat Tarihi Ege

Detaylı

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS. 226 652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK Eski İran da Din ve Toplum (M.S. 226-652) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü: Prof. Dr. Mustafa Demirci HİKMETEVİ

Detaylı

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur.

1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur. 1- Aşağıdakilerden hangisi tarih çağlarının başlangıcında ilkel endüstrinin ve sermaye birikiminin temelini oluşturmuştur. a) Tutsaklık düzeni b) Üretim artığının sağlanması c) Uzmanlaşmış zanaatçı sınıfı

Detaylı

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 9. HAFTA Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 2 Sağlık hizmetleri daha çok saraya ve orduya yönelik olarak yürütülmüştür. Devletin tek resmi sağlık örgütü sarayda yer

Detaylı

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

Eski Mısır Tarihi Kaynakları Eski Mısır Tarihi Kaynakları Eski Mısır tarihinin araştırılmasında hem yazılı hem de yazısız kaynaklar kullanılmış ve kullanılmaktadır. Eski Mısır medeniyetinden günümüze dek ulaşmış olan tüm kalıntılar

Detaylı

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU Fakültemiz lisans programında açılan MĐM 376 Anadolu Uygarlıkları Teknik Seçmeli Dersi kapsamında yapılması planlanan Đstanbul

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ İran üzerinden geçerek Batı Anadolu'ya yerleşen Türk boyların dan bir bölümü 13. yüzyıl sonlarında

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

Çok Tanrılı dinlerin ortaya çıkmasıyla sağlık durumlarıyla ilgili birçok tanrı ve tanrıça ortaya çıkmıştır.

Çok Tanrılı dinlerin ortaya çıkmasıyla sağlık durumlarıyla ilgili birçok tanrı ve tanrıça ortaya çıkmıştır. ECZACILIK TARİHİ 1. ECZACILIĞIN KÖKENLERİ Tıp ve eczacılık, insanlığın başlangıcıyla birlikte başlamıştır. Bazı bitki ve hayvan fosillerindeki hastalık belirtileri, yeryüzünde hastalık etkenlerinin insandan

Detaylı

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir. Kuzeyde Sırbistan ve Kosova batıda Arnavutluk, güneyde Yunanistan,

Detaylı

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS Tezli yüksek lisans programında eğitim dili Türkçedir. Programın öngörülen süresi 4

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

FARMAKOGNOZİ TARİH VE İLERLEME

FARMAKOGNOZİ TARİH VE İLERLEME FARMAKOGNOZİ TARİH VE İLERLEME Farmakognozi Farmacon: ilaç Gnosis: bilgi Doğal kaynaklı ilaç hammaddelerini inceleyen bilim dalı Drog: İlaç haline getirilebilen biyolojik kaynaklı (bitkisel ve hayvansal)

Detaylı

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİTIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU I TIP TARİHİ VE İNSANIN BİYOPSİKOSOSYAL ÇEVRESİ

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİTIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU I TIP TARİHİ VE İNSANIN BİYOPSİKOSOSYAL ÇEVRESİ AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİTIP FAKÜLTESİ2018-2019 EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU I TIP TARİHİ VE İNSANIN BİYOPSİKOSOSYAL ÇEVRESİ (17 Eylül 2018 01 Kasım 2018) I. DERS KURULU: TIP TARİHİ VE İNSANIN

Detaylı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı SURUÇ İLÇEMİZ Suruç Meydanı Şanlıurfa merkez ilçesine 43 km uzaklıkta olan ilçenin 2011 nüfus sayımına göre toplam nüfusu 100.912 kişidir. İlçe batısında Birecik, doğusunda Akçakale, kuzeyinde Bozova İlçesi,

Detaylı

Curcuma Longa Bitkisinin Köklerinin öğütül- mesiyle elde edilen Zerdeçal veya Turmeric

Curcuma Longa Bitkisinin Köklerinin öğütül- mesiyle elde edilen Zerdeçal veya Turmeric BAHARATLARIN KRALİÇESİ ZERDEÇAL Zerdeçal sarı rengiyle özellikle Hindistan başta olmak üzere asya mutfağının vazgeçilmez baharatlarındandır. Binlerce yıldır yemeklerimize lezzet katmaktadır ve bunun yanında

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı SANAT TARİHİ I Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı Gotik Sanat Ortaçağ: Antik Çağ ın sona ermesinden (6. yüzyılın ilk yarısından) Rönesans a kadar olan yaklaşık bin yıllık dönem - klasik çağ

Detaylı

Sunuş. Kayseri Kültür Yolu Gezi Rehberi

Sunuş. Kayseri Kültür Yolu Gezi Rehberi Sunuş Gevher Nesibe tıp kompleksi 1204-1206 yıllarında, inşa edilmiş olup, Anadolu da ilk defa modern anlamda tıp eğitiminin tatbiki olarak yapıldığı bir sağlık kurumuydu. Medresede, tıbbiyede devrin en

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 BİRİNCİ BÖLÜM İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EĞİTİM 1.1. HUNLARDA EĞİTİM...19 1.2. GÖKTÜRKLERDE EĞİTİM...23 1.2.1. Eğitim Amaçlı Göktürk Belgeleri: Anıtlar...24 1.3. UYGURLARDA

Detaylı

Sağlık ve Salgın Hastalıklar Kaynakçası

Sağlık ve Salgın Hastalıklar Kaynakçası Sağlık ve Salgın Hastalıklar Kaynakçası Torun, S. (2008). Kırım Savaş'ında Hasta Bakımı Ve Hemşirelik. Dramur Bütün, R. (1988). Osmanlılarda Hekim ve Eczacı Gediği. Ankara: Türk Tarih Kurumu. Yılmaz, N.,

Detaylı

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden

İnsanların var oluşundan yazının icadına kadar olan döneme denir. Tarih öncesi devirlerin birbirinden Tarih Öncesi Devirlerde Anadolu Video Ders Anlatımı TARİH ÖNCESI DEVİRLERDE ANADOLU Türkiye tarih öncesi devirlerde üzerinde birçok medeniyet kurulan çok önemli bir yerleşim merkeziydi. Ülkemizin tarihi

Detaylı

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ DERS NOTLARI VE ŞİFRE TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ EMEVİLER Muaviye tarafından Şam da kurulan ve yaklaşık

Detaylı

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN GÖRSEL SANATLAR Mehmet KURTBOĞAN TÜRK SÜSLEME SANATLARI??? NELERDİR? Türk süsleme sanatları a) Tezhip b) Hat c) Ebru ç) Çini d) Minyatür e) Cam bezeme (Vitray) f) Bakırcılık g) Cilt sanatı h)halı sanatı

Detaylı

ECZACI. - İlaç yapımında kullanılan araç ve gereçler, - İlaç kontrolünde kullanılan araçlar, - Çeşitli doğal ve kimyasal maddeler.

ECZACI. - İlaç yapımında kullanılan araç ve gereçler, - İlaç kontrolünde kullanılan araçlar, - Çeşitli doğal ve kimyasal maddeler. TANIM Tıbbi ürünleri depolayan, muhafaza eden ve ilaç hazırlayan, tıp doktorları ve diğer sağlık uzmanları tarafından yazılan reçetelere göre verilen ilaçların yan etkileri ve doğru kullanımı hakkında

Detaylı

Selçuklu Uygarlığı Müzesi. Kayseri Gevher Nesibe Dârü ş-şifası ve Tıp Medresesi. Fehmi Gündüz. Kapak Dosyası Kapak Dosyası

Selçuklu Uygarlığı Müzesi. Kayseri Gevher Nesibe Dârü ş-şifası ve Tıp Medresesi. Fehmi Gündüz. Kapak Dosyası Kapak Dosyası Selçuklu Uygarlığı Müzesi Fehmi Gündüz Kayseri Gevher Nesibe Dârü ş-şifası ve Tıp Medresesi Selçuklu Uygarlığı Müzesi Fehmi Gündüz 6 Kayseri nin Hacı İkiz Mahallesi'nde (Bugünkü adıyla Gevher Nesibe Mahallesi)

Detaylı

AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Antik Devir de eğitim, genel olarak müzik ve beden eğitimine önem verilmiştir.

Detaylı

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin

Detaylı

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL II. YARIYIL Adı Adı TAR 501 Eski Anadolu Kültür 3 0 3 TAR 502 Eskiçağda Türkler 3 0 3 TAR 503 Eskiçağ Kavimlerinde

Detaylı

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İktisat Tarihi II. IV. Hafta İktisat Tarihi II IV. Hafta İnsan Bilgisinde Devrim - devam Çağdaş yabanlarda olduğu gibi eski çağlarda tıp kuramının özü büyüydü. II. Devrimden sonra Babil de doktorlar aynı zamanda rahipti. Mısır da

Detaylı

Tarih Ders Konuları Görevli hoca Ders Saati Ders Yeri

Tarih Ders Konuları Görevli hoca Ders Saati Ders Yeri Kurul no: 1 Eczacılık Tarihi, Deontolojisi, Terminolojisi ve Etik Koordinatör: Ders veren hocalar: Prof. Dr. Gülaçtı Topçu Prof. Dr. Nuran Yıldırım Prof. Dr. Melih Altan Doç. Dr. Şerife Evrim Tekkeli Yard.

Detaylı

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti Selçuklular, 1100 KAPALI MEDRESELER Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti altında geçen ikinci

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 1 632-1258 HALİFELER DÖNEMİ (632-661) Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, her biri İslam ın yayılması için çalışmıştır. Hz. Muhammed in 632 deki vefatından sonra Arap

Detaylı

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI DERS NOTLARI-ŞİFRE ETKİNLİK TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ HELEN UYGARLIĞI Makedonyalı İskender in doğu ile batı

Detaylı

1 İnsan sağlığını ilgilendiren konularda yapılan çalışmalardan elde edilen bu verileri bir düzen içinde gösteren belgelere ne denir?

1 İnsan sağlığını ilgilendiren konularda yapılan çalışmalardan elde edilen bu verileri bir düzen içinde gösteren belgelere ne denir? 1 İnsan sağlığını ilgilendiren konularda yapılan çalışmalardan elde edilen bu verileri bir düzen içinde gösteren belgelere ne denir? C order D tıbbı dokuman 2 Tıbbidokümanların bilimsel standartlara uygun

Detaylı

Ülkemizde Kullanılan Bazı Bitkisel Droglar. Eczacılar İçin El Kitabı

Ülkemizde Kullanılan Bazı Bitkisel Droglar. Eczacılar İçin El Kitabı Ülkemizde Kullanılan Bazı Bitkisel Droglar Eczacılar İçin El Kitabı 1 TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ ECZACILIK AKADEMİSİ Willy Brandt Sokak No: 9 06690 Çankaya/ANKARA Tel : 0312 409 81 00 Fax : 0312 409 81 32

Detaylı

FARMASÖTİK TEKNOLOJİ-I. Farmasötik Teknolojiye Giriş

FARMASÖTİK TEKNOLOJİ-I. Farmasötik Teknolojiye Giriş FARMASÖTİK TEKNOLOJİ-I Farmasötik Teknolojiye Giriş İlaçların geliştirilmesini ve kullanımını içeren teknolojilerin tümü İlaç şekillerinin hazırlanması, üretimi, kontrolü Etkin madde salım özellikleri,

Detaylı

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER» Genel Bilgi» Ulu Camii» Gülabibey Camii» Sulu Camii» Haliliye Camii» Eski Hükümet Konağı ve Gazipaşa İlkokulu» Yeraltı Hamamı» Abdalağa Hamamı» Hanlar» Serap Çeşmesi...»

Detaylı

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir.

4. Yazılı belgeler dikkate alınırsa, matematiğin M.Ö. 3000 2000 yılları arasında Yunanistan da başladığı söylenebilir. MATE417 ÇALIŞMA SORULARI A) Doğru/Yanlış : Aşağıdaki ifadelerin Doğru/Yanlış olduğunu sorunun altındaki boş yere yazınız. Yanlış ise nedenini açıklayınız. 1. Matematik ile ilgili olabilecek en eski buluntu,

Detaylı

Türkiye Tarihi Ders Notları

Türkiye Tarihi Ders Notları Türkiye Tarihi Ders Notları Anadolu ya ilk Türk akınları ve ilk beylikler Çağrı Bey Anadolu ya keşif amaçlı seferler yapmıştır 1015 Anadolu ya Türk akınları Dandanakan Savaşı ndan sonra yeniden başlamıştır

Detaylı

Erzincan Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Staj Programı. I. Dönem Eczane Staj Programı (Staj Raporu İçeriğinde Bulunması gereken Hususlar)

Erzincan Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Staj Programı. I. Dönem Eczane Staj Programı (Staj Raporu İçeriğinde Bulunması gereken Hususlar) Erzincan Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Staj Programı I. Dönem Eczane Staj Programı (Staj Raporu İçeriğinde Bulunması gereken Hususlar) A. Serbest Eczane stajı: Eczacılığın Tanımı Eczacının tanımı Eczacının

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998 1. Adı Soyadı: Sedat Bayrakal 2. Doğum Tarihi: 17.08.1969 3. Unvanı: Prof.Dr. 4. Öğrenim Durumu: ÖZGEÇMİŞ Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1995 Y. Lisans Sanat Tarihi Ege

Detaylı

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİTIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU I TIP TARİHİ VE İNSANIN BİYOPSİKOSOSYAL ÇEVRESİ

AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİTIP FAKÜLTESİ EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU I TIP TARİHİ VE İNSANIN BİYOPSİKOSOSYAL ÇEVRESİ AHİ EVRAN ÜNİVERSİTESİTIP FAKÜLTESİ2018-2019 EĞİTİM -ÖĞRETİM YILI DÖNEM I / DERS KURULU I TIP TARİHİ VE İNSANIN BİYOPSİKOSOSYAL ÇEVRESİ (17 Eylül 2018 01 Kasım 2018) I. DERS KURULU: TIP TARİHİ VE İNSANIN

Detaylı

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı.

TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı. TÜRK EĞİTİM TARİHİ 3 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARINDAN SONRA EĞİTİMDE GELİŞMELER Çeşitli dinî inanışlara sahip olan Türk topluluklarının İslamiyet

Detaylı

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ İlk bölümde Orta Asya mimarisinin bazı unsurlarının Anadolu yu etkilediğinden söz etmiştik. Bu etkileşim İran üzerinden Erzurum-Sivas hattından Anadolu nun batısına doğru yayılır.

Detaylı

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ DANIŞMAN:Özer YILMAZ HAZIRLAYAN: Erşad TAN,Tacettin TOPTAŞ İÇİNDEKİLER GİRİŞ I-İNANÇ TURİZMİ A- İnanç Kavramı

Detaylı

Tarihin Çeşitleri Hikayeci Tarih: Nakilci tarih yazımıdır. Eski Yunan Tarihçisi Heredot'la başlar.

Tarihin Çeşitleri Hikayeci Tarih: Nakilci tarih yazımıdır. Eski Yunan Tarihçisi Heredot'la başlar. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ Tarihin Tanımı Tarih, insan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, neden-sonuç ilişkisi içerisinde yer ve zaman göstererek, belgeler ışığında objektif

Detaylı

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER SOSYAL BİLGİLER KONU:ORTA ASYA TÜRK DEVLETLERİ (Büyük)Asya Hun Devleti (Köktürk) Göktürk Devleti 2.Göktürk (Kutluk) Devleti Uygur Devleti Hunlar önceleri

Detaylı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı III. ÜNİTE TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI VE İLK TÜRK DEVLETLERİ ( BAŞLANGIÇTAN X. YÜZYILA KADAR ) A- TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI I-Türk Adının Anlamı

Detaylı

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi 78 ağaçları bulunan yer, Ermenek'e bağlı Görme! Köyü'nde 32 Paşaçukuru olarak bilinen yer, Ermenek'te Emir Ahmed mülkü civarındaki yer, Ermenek'e bağlı Gargara Köyü'nde 33 yer, Mut Medresesi yakınındaki

Detaylı

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir.

Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Akadlar,Babiller,Asurlular ve Elamlılar Video Ders Anlatımı AKADLAR M.Ö. 2350 2150 Arap Yarımadasından Mezopotamya'ya gelen Sami kökenli bir kavimdir. Samiler tarafından Orta Mezopotamya da Kral Sargon

Detaylı

PEYZAJ SANATI TARİHİ Ders İzlence Formu. Kodu: PEM 112 Dersin Adı: PEYZAJ SANATI TARİHİ Toplam Saat

PEYZAJ SANATI TARİHİ Ders İzlence Formu. Kodu: PEM 112 Dersin Adı: PEYZAJ SANATI TARİHİ Toplam Saat Diploma Programı Peyzaj Mimarlığı Bölümü Yarıyıl Teorik Uygulama Laboratuar PEYZAJ SANATI TARİHİ Ders İzlence Formu Kodu: PEM 112 Dersin Adı: PEYZAJ SANATI TARİHİ Toplam Saat AKTS Dersin Anlatıldığı Dil

Detaylı

İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ FBÖ331, Ders Notları. Dr. Aktan, iders Projesi Kapsamında Tasarlanmıştır

İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ FBÖ331, Ders Notları. Dr. Aktan, iders Projesi Kapsamında Tasarlanmıştır İNSAN ANATOMİSİ VE FİZYOLOJİSİ FBÖ331, Ders Notları Dr. Aktan, iders Projesi Kapsamında Tasarlanmıştır DERS NOTU I - TANIM İnsan Anatomi ve Fizyolojisi Bir bilim alanı olarak anatomi canlıların vücut yapıları

Detaylı

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi. TIP TARİHİ ve ETİK ANABİLİM DALI

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi. TIP TARİHİ ve ETİK ANABİLİM DALI Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi TIP TARİHİ ve ETİK ANABİLİM DALI Tıp Tarihi ve E,k AD Öğretim üyeleri Prof.Dr. M. Murat CİVANER Doç.Dr. Elif ATICI Yrd.Doç.Dr. Sezer KAFA Öğrenciler 9 Yüksek Lisans ve

Detaylı

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 MİT VE DİN İLİŞKİSİ (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Mit ve Din Mitolojiler genel olarak dinsel, ruhani ve evrenin ya da halkların oluşumu gibi yaratılış veya türeyiş gibi temaları içerirler.

Detaylı