İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ NE

Transkript

1 İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİ NE İstanbul, Dosya No DAVALI VEKİLİ : 2013/ 363 Esas : AXA SİGORTA A.Ş : Av. M. Murat EYİ-Av. Pınar KIRBAŞ EYİ Av. Mustafa BULGUR-Av. Kübra OLUK Büyükdere Cad. N:24 Hukukçular Sit K:3 D:29 Mecidiyeköy-Şişli/İSTANBUL DAVACI VEKİLİ : : Tunahan UÇER Av. Serdar ÖZKEDEROĞLU Tercüman St. A-2 Blok K: 19 D: 77 Cevizlibağ, Zeytinburnu-İSTANBUL KONUSU : tarihli Bilirkişi Raporu na karşı itirazlarımızın sunulmasından ibarettir. AÇIKLAMALAR : Bilirkişi Raporu nda ,15-TL tutarındaki tedavi giderlerinden davalıların sorumlu olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda belirtilen tüm tedavi giderlerinden SGK sorumlu olduğuna ilişkin tespitler yerinde olmakla birlikte, işbu giderlerin SUT hükümleri doğrultusunda karşılanacağı tespiti hatalı olmuştur. Şöyle ki; I- Bilirkişi Raporuna Konu Tedavi Giderinden, 6111 Sayılı Yasanın 59.Maddesi İle Değiştirilen KTK 98 Düzenlemesi Gereği, Müvekkil Sigorta Şirketi Değil Sosyal Güvenlik Kurumu Sorumludur tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6111 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması Hakkında Kanun gereğince trafik kazası sonucunda oluşan yaralanmalara ilişkin tedavi

2 taleplerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Zira 6111 Sayılı yasanın 59.maddesi ile değiştirilen KTK 98.madde ilk fıkrasında; MADDE 98- Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. ifadesi yer almaktadır. Kanun koyucu bu cümle ile açık bir şekilde trafik kazaları nedeniyle yapılan tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağını öngörmüştür. Maddenin devamında yer alan; Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15 ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. İfadesi ile de sigorta şirketlerinin zorunlu sigortalardan tahsil ettikleri primlerin ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının sigorta şirketleri ve güvence hesabı tarafından SGK ya aktarılacağı ifade edilmektedir. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığının tarihli genelgesi ile, 6111 sayılı Kanunun yayım tarihinden önceki dönem için Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında aktarılacak tutarı bildirilmiş ve müvekkil şirket tarafından bu bedel SGK kurumuna ödenmiştir.

3 Dolayısıyla 59.maddenin 2.fıkrasında belirtilen SGK ya prim aktarma yükümlülüğü, müvekkil şirket tarafından yerine getirilmiş ve getirilmeye devam edilmekle, davaya konu taleplerden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağı açıktır. Bu konu ile ilgili uyuşmazlık müvekkil şirket tarafından daha önce Yargıtay a taşınmış ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi nin tarih, 2011/15 E., 2012/22 K. sayılı karar ile tedavi giderine ilişkin husumetin doğrudan SGK ya yöneltilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu nun 2012/ E., 2013/339 K. sayılı hükmünde geçen; Kurumun süresinde aktarılmayan prim ve katkı payları için sigorta şirketlerine 5510 sayılı kanunun 89. Maddesine göre takip yaparak tahsil yetkisi bulunduğu gözetildiğinde, trafik kazası nedeniyle sigortalıya yapılan tedavi giderleri için 6111 sayılı Kanun un 59. Maddesi ile 2918 sayılı kanunun 98. Maddesinde yapılan değişikliğin yürürlülük tarihi olan tarihinden itibaren sigorta şirketlerine, güvence hesabına, sürücü ve işletene karşı, kurumun rücu hakkının sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle 6111 sayılı Kanun un 59 ve geçici 1 maddelerinde belirilen tutarların sigorta şirketleri tarafından aktarılıp aktarılmadığının araştırılması gerektiğine işaret eden Özel Daire bozma, ilamına karşı direnmesi hukuka uygundur. Şeklindeki gerekçelerle SGK ya aktarım yapılıp yapılmasına bakılmaksızın, tüm tedavi giderlerinden SGK nın sorumlu olacağı belirtilmiştir. Görüldüğü üzere Yüksek Mahkemenin uygulaması 6111 sayılı yasanın 59.maddesi ve Geçici 1.maddesi gereği, trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmalara uygulanacak tedavilerin ilgili yasa yürürlüğe girmeden önce gerçekleşen kazalar sonucu yapılan tedavi giderleri dahil olmak üzere, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı yönündedir. Yine poliçe nolu KTK ZMSS Poliçesi nin açıklamalar ve özel koşullar başlığı altında; 6111 sayılı yasa gereğince, poliçeler üzerinde yazılan tüm primin % 10 unun Tedavi Gideri teminatı karşılığı olarak SGK ya aktarıldığı belirtilmiştir.

4 Açıklanan nedenlerle Trafik Kazalarından doğan tedavi masrafları tazminatı ile ilgili Müvekkil Şirketin yükümlülüğü sona erdiğinden huzurdaki davanın tedavi giderleri bakımından reddine karar verilmesini arz ve talep ederiz. II- SGK, SUT hükümleriyle sınırlı olmaksızın, Hazine Müsteşarlığı nca belirlenen poliçe limitleriyle tedavi giderlerinin tümünden sorumludur sayılı kanunun getirdiği değişiklik sonrasında Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. Maddesinin 1. Bendi uyarınca SGK, SUT hükümleriyle sınırlı olarak tedavi giderlerinden sorumluydu. Ancak bu hükmün yürütmesi, tarihinde Danıştay 15. Dairesinin 2013/7713 E. sayılı dosyasında kanunlara aykırı olduğu gerekçesiyle durdurulmuştur. Dilekçemiz ekinde bulunan kararda açıkça görüleceği üzere SGK, SUT hükümleriyle sınırlı olmaksızın Hazine Müsteşarlığı nca belirlenen poliçe limitleriyle tedavi giderlerinin tümünden sorumlu olacak ve sigorta şirketlerinin tedavi giderlerine ilişkin sorumluluğu tamamen sona erecektir. III- Davayı kabul anlamına gelmemek şartıyla, müvekkil şirket tedavi giderlerinden sorumlu tutulacak ise, talep edilen tutarların Sağlık Bakanlığı tarifesine uygun olarak ücretlendirilmiş olması gereklidir. Karayolları Trafik Kanunu 8. maddesinde yer alan hüküm ve fiilen uygulanmasına yönelik çıkarılan Sağlık Bakanlığı Genelgeleri ile özel hastanelere acil olarak getirilen trafik kazası geçirmiş kişilere yapılan tıbbi müdahalelere karşılık ödenecek ücretin, Maliye Bakanlığının Bütçe Uygulama Talimatı ekinde yer alan tarifeye göre belirleneceği açık bir şekilde düzenlenmiştir. Bu düzenleme, vatandaşların özel hastanede tedavi görme imkânını kısıtlamak için değil bilakis bu imkânı, ekonomik şartları ne olursa olsun her vatandaşa tanımak amacıyla getirilmiştir. Zira trafik kazası gibi ani zarar verici bir olay sonrası, acil bir şekilde tıbbi yardıma ihtiyaç duyan vatandaşların, maddi imkânları gözetilmeksizin tedavilerinin sağlanması için; bu duruma özgü bir fiyat tarifesi uygulanması yönünde düzenleme getirilerek, şahısların mağduriyetinin en aza indirilmesi amaçlanmıştır.

5 Bu amacın en açık şekilde ifade edildiği belge, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan tarihli genelgedir. Bu genelgede; Özel hastanelerin kendilerine acil olarak getirilen trafik kazası geçirmiş kişilerin her türlü tedavisini ÜCRET TALEP ETMEKSİZİN yapmakla yükümlü bulundukları, tedavi giderlerinin ise müracaat tarihinde yürürlükte bulunan Tedavi Yardımına İlişkin Uygulama Tebliği eki fiyat tarifeleri üzerinden faturalandırılarak öncelikle kişilerin kurumlarına veya tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna fatura edilerek karşılanması gerektiği ifade edilmiştir. Gerçekten de kanaatimizce yayınlanan bu genelge, önceki genelgelerde tam olarak ifade edilmeyen amacı sarih şekilde ortaya koymuştur. Bu genelge ile acil bir durum olan trafik kazası sonucu yaralanan kimselerin ekonomik durumu ve sigortası olup olmadığı dikkate alınmaksızın, en yakın ve en elverişli hastanede gerektiği gibi tedavi imkânından faydalanmaları amaçlanmıştır ki bu da ancak keyfiyetten uzak bir şekilde, tek tip tarife uygulanarak mümkün olabilecektir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, tedavi masraflarıyla ilgili fiyat belirlenirken, gerekli kanuni düzenlemelere riayet edilmesi öncelikle ilgili özel hastaneye düşen bir ödevdir. Sigorta şirketinin sorumluluğu da yasal tarifelere göre hesaplanacak tazminat ile sınırlıdır. Dolayısıyla davacı tarafından ödenen fahiş meblağın, hukuka aykırı şekilde fazla kazanç tahsil eden hastaneden değil de müvekkil sigorta şirketinden alınmaya çalışılması ve yapılan yanlış uygulamanın ceremesinin sigorta şirketine fatura edilmesi kanuna ve hakkaniyete aykırıdır. Bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketlerinin zarar görenlerin zararlarını Sağlık Bakanlığı 2006 yılı Bütçe Uygulama Talimatı eki fiyat tarifelerini tatbik etmeden tazmin etme sorumluluğunun bulunduğu hususuna karşı yaptığımız itirazımızın temel dayanağı, mevcut yasal düzenlemeler gereği özel veya kamu hastanelerinin trafik kazası sonucu acil olarak kendilerine getirilen yaralı kazazedelerin tedavi giderlerinde, Maliye Bakanlığınca her yıl yayımlanan Bütçe Uygulama Talimatında belirlenmiş olan muayene, tetkik, tahlil, ameliyat ve tedavilere ait fiyat tarifeleri üzerinden ücretlendirilmeleri ve bunun üzerinde bir fiyat uygulamasının yapılmayacağı; bu durumun sonucu olarak da trafik kazasında yaralanan kişilerin tedavi oldukları

6 hastanelere sözü edilen tarifeler üzerinde herhangi bir ücret ödeme yükümlülüğü altında olmadıklarıdır. Yani savunmalarımıza göre trafik kazazedelerinin tedavisini yapan hastaneler anılan tarifeye bağlı kalmak zorunda olup, tedavi gören kişiler de bu tarifeler üzerinde bir ücreti hastaneye ödemekle yükümlü değildirler. Zira KTK 8.maddesi ile Sağlık Bakanlığı tarafından konuya ilişkin olarak yayınlanan genelgeler gereği, özel sağlık kuruluşlarının kendilerine acil olarak getirilen trafik kazası geçirmiş kişilere vermiş oldukları sağlık hizmeti giderlerini, Maliye Bakanlığının her yıl yayımlanan Bütçe Uygulama Talimatında belirlenmiş olan muayene, tetkik, tahlil, ameliyat ve tedavilere ait fiyat tarifeleri üzerinden ücretlendirilmeleri şarttır. Hatta Hastanelerin bu kurala uymamaları cezai müeyyideye tabi tutulmuştur. Nitekim Sosyal Güvenlik Kurumu nun konu ile ilgili tebliğinde; Sağlık Bakanlığının ve B.10,0.THG /23331 genelgeleri uyarınca trafik kazalarından mağdur olan sigortalılarımıza herhangi bir ücret talep edilmeksizin gerekli tıbbi yardımın yapılması ve bu işlemlerinde ilgili tebliğler doğrultusunda kurumumuza fatura edilmesi tüm kamu ve özel hastanelere duyurulmuştur. Ancak uygulamada motorlu araçların sebep olduğu kazalarda yaralanan kişilerin acil tıbbi müdahale kapsamında teşhis, tedavi ve ambülans hizmetleri giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderleri için trafik kazazedelerinden farklar alındığı ve sigortalılarımızın da bu ücretleri tahsil etmek amacıyla müdürlüğümüze başvurdukları sıkça rastlanmaktadır. Sözleşmemizin maddesi gereği bu tür durumlar cezai müeyyideyi öngörmektedir. açıklamalarına yer verilerek, SAĞLIK BAKANLIĞI GENELGESİNE AYKIRI OLARAK FATURA TANZİM EDEN ÖZEL HASTANENİN HAREKETİNİN CEZAİ MÜEYYİDEYE TABİ OLDUĞU açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere yasal mevzuat gereği sağlık kuruluşlarının; acil tıbbi müdahale kapsamında teşhis, tedavi ve ambülans hizmetleri giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderler için

7 ancak Maliye Bakanlığı Bütçe Uygulama Talimatlarında belirlenmiş tarifeler üzerinden ücret alabileceği, hatta bu ücreti de trafik kazazedelerinden tahsil edemeyeceği son derece açıktır. Dolayısıyla bu konuda herhangi bir tereddüt de bulunmamaktadır. O halde somut olayda, yasal mevzuat gereği ödenmemesi gereken bir ücretin, sigorta şirketinden tahsil edilmeye çalışılması söz konusudur. Nitekim İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından benzer bir olayla ilgili olarak 2007/470 Esas sayılı dosyadan verilen 2009/674 sayılı kararda müvekkil sigorta şirketinin sağlık bakanlığı tarifesine uygun olarak yapmış olduğu ödeme ile hukuki sorumluluğunun sona ermiş olduğu ifade edilmiştir. Karar gerekçesinde; trafik kazası gerçekleştikten sonra uygulanacak tedavi hekimler tarafından ve pozitif bir bilim olan tıbbın gereklerine uygun olarak resmi, özel ya da bir üniversite hastanesinde verilmekle beraber doğal olarak birbirinden çok farklı fiyat tarifelerine tabi olabilecektir. Gelişmiş bir toplumda sigortalı olma oranı yüksektir ve teşvik edilmektedir. Bu itibarla sıkı denetim kurallarına tabi sigorta şirketlerinin mali yapılarını sağlıklı tutabilmeleri ve hâlihazırda değil gelecekte de üstlendikleri risklerin gerçekleşmesi halinde yükümlülüklerini yerine getirebilmesi için risklerinin mümkün olduğunca hesaplanabilir, belirlenebilir ve tahmin edilebilir olması ve bununla orantılı olarak mümkün olduğunca düşük bedelli fiyattan hizmet sunabilmeleri esastır. Bu nedenle gerek Karayolları Trafik Kanunu gerekse Sağlık Bakanlığı mevzuatına göre ödemelerin bir standarda bağlanması ve daha sonra oluşabilecek muhtemel yüksek fiyatlandırma politikalarının önüne geçilmesi ve kötü niyet iddialarının önlenebilmesi bakımından söz konusu resmi fiyat tarifelerinin bilhassa acil trafik kazası geçirenlerin tedavisi için öngörüldüğü dikkate alındığında yerinde bir düzenleme olduğu ve devlet hastanelerinde daha az gerçekleşeceği, üniversite ve özel hastanelerde daha çokça gerçekleşebileceği tahmin edilen daha yüksek fiyat politikalarına karşı anlaşmazlıkları azaltmayı hedeflediği ve aynı zamanda söz konusu evrakların tazmini bakımından tüm hastanelerin yetkililerine önceden bir kesinlik ve bu şekilde bir kolaylık da sağladığı anlaşılmaktadır. Davacı taraf bakımından davanın ihbar olunduğu Florence Nightingale

8 Hastanesi vekili söz konusu tarihte tedaviden önce sigortalı olarak değil tamamen özel hasta olarak yatıldığı ve tarihli özel hasta tahakkuk belgesinde herhangi bir sosyal güvencesinin olmadığı ve tamamen özel koşullarda özel hasta olarak kalmanın talep edildiği ve tüm giderlerin kendilerince ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiği, müvekkili özel hastanenin trafik kazası sonucunda müracaat eden hastalara acil ilk yardım müdahalesini yaptığı ve hayati tehlike ortadan kalktıktan sonra devlet hastanesine nakledildiği dava konusu olayda hastaların nakledilmek istemediği ve bedellerin kendileri ödemek kaydıyla müvekkili özel hastanede özel hasta statüsü ile tedavinin devamını talep ettikleri ve tedavi masraflarını sadece hasta ve yakınlarının ödediği sigorta şirketine herhangi bir masraf bildirilmediği ve tahsilat yapılmadığı, muhatap alınmadığını beyan etmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede davalı sigorta şirketinin geçerli sigorta poliçesi süresi içinde gerçekleşen riskten dolayı üstlendiği tedavi gideri ödeme borcunun sağlık bakanlığı resmi tarifesine uygun olarak yerine getirip ödemede bulunduğu ve bu itibarla tarifenin üzerinde ödeme bulunmamasının haksız ve kusurlu olarak kabul edilmesine yol açmayacağı anlaşılmış ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun belirtilen resmi fiyat tarifesinde öngörülen bedellerin sigorta poliçesinde bu risk için öngörülen teminat üst limitiyle sınırlı olduğu kabul edilerek ve somut olayda davalı sigorta şirketinin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği dikkate alınarak davacının davasının yerinde olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. İstanbul 11.Asliye Ticaret mahkemesi tarafından verilen bu karar ve gerekçesi, huzurdaki davaya ilişkin savunmalarımızı destekleyen isabetli hukuki açıklamalar içerdiğinden Sayın Mahkemenin takdirine sunuyoruz. Sonuç itibari ile sigorta şirketinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesine göre sorumlulukları yalnızca poliçe limiti ile değil aynı zamanda gerçek zararla ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranı ile sınırlıdır. Zararın tespitinin, objektif kriterlere göre yapılabilmesi içinse, getirilen yasal düzenlemelere uyulması mecburidir. Bu nedenle de anılan yasal düzenlemeler kapsamında tedavi giderleri tespit edilmeli ve tazminat miktarının belirlenmesi gerekmektedir. Zira davacı tarafından karşılanmış ve rücuen müvekkil sigorta şirketinden tazmini talep edilen tedavi giderlerinin Sağlık Bakanlığı nın genelgesinde

9 belirtilen tarifeye uygun olmadığı ve bu durumun söz konusu davada belirlenecek tazminat miktarıyla doğrudan bağlantılı olduğu açıktır. Dolayısıyla bilirkişi raporunu bu yönden de kabul etmediğimizi beyan ederiz. IV- Bilirkişinin görev alanı dışına çıkarak hukuki değerlendirmede bulunması hatalı olmuştur. Bu konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nin tarih ve E. 2007/ K. 2009/538 sayılı kararında bu konu irdelenmiş ve hukuki konuların bilirkişilerin inceleme alanı dışında kaldığı içtihat edilmiştir. HMK' nun 266 vd. maddelerine göre bilirkişi, işin özelliğine uygun teknik bilgiye sahip olması gerektiği gibi hazırlayacağı raporun uzman olduğu konudaki özel ve teknik bilgiyi içerir nitelikte bulunması da gerekmektedir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Somut olayda da sayın bilirkişi görev alanı dışına çıkarak, hukuki değerlendirmede bulunması yasaya ve uygulamaya aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle diğer itirazlarımızda dikkate alınarak sigorta hukuku konusunda uzman ve tıbbi bilgisi bulunan bilirkişi aracılığı ile yeniden rapor alınmasını Sayın Mahkemeden arz ve talep ederiz. SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerle, tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmemesine, davacı tarafından talep edilen tedavi giderlerinin bütçe uygulama talimatında yer alan ücret tarifesine göre tayin edilerek bu esaslar çerçevesinde ve işletenin kusuru oranında tespit edilecek tazminat miktarını aşan taleplerin reddine, karar verilmesini Sayın Mahkemenizden arz ve talep ederiz. Saygılarımızla. Davalı AXA SİGORTA A.Ş. Vekili Av. Mehmet Murat EYİ