T.C. ADNAN MENDERES ÜNVERSTES SALIK BLMLER ENSTTÜSÜ FARMAKOLOJ VE TOKSKOLOJ ANABLM DALI VFT-YL
|
|
- Gizem Karakaş
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. ADNAN MENDERES ÜNVERSTES SALIK BLMLER ENSTTÜSÜ FARMAKOLOJ VE TOKSKOLOJ ANABLM DALI VFT-YL AYDIN L VE ÇEVRESNDE ÜRETLEN SÜT VE SÜT ÜRÜNLERNDE AFLATOKSN VARLIININ ARATIRILMASI HAZIRLAYAN: Veteriner Hekim Zehra KÖK DANIMAN: Yrd. Doç. Dr. Selim SEKKN AYDIN
2 ÖZ Bu çalımada Aydın ili ve ilçelerindeki mandıralardan, piyasada satılmak üzere üretilen süt ve süt ürünleri, HPLC (Yüksek Performanslı Likit Kromatografi) yöntemiyle aflatoksin M 1 (AFM 1 ) düzeyleri incelendi. Bu amaçla 26 mandıraya ait, süt (13), beyaz peynir (7), kaar peyniri (6), tulum peyniri(6), lor peyniri (6) ve yourt (9) olmak üzere toplam 47 adet numune AFM 1 yönünden incelendi. Sonuçta, incelenen örneklerde ortalama 0,105 düzeyinde AFM 1 belirlendi. AFM 1 insidansı % 100 ve aralıı 0,027-0,250 ppb arasında saptandı. ncelenen süt örneklerinin % 61.5 i, yourt örneklerinin % 77,7 si ve peynirlerin % 4 ünün yasal olarak belirlenen sınırları atıı saptandı. Aydın ili ve çevresinde üretilen süt ve süt ürünlerinin salık sorunlarına neden olabilecei bu aratırma ile saptandı. Anahtar kelimeler: Aflatoksin, süt, aflatoksin M 1, aflatoksin B 1, süt ürünleri, peynir ABSTRACT In this study, aflatoxin M 1 (AFM 1 ) levels were determined by HPLC (High performance liquid chromatography) in milk and milk products in dairy farms from Aydın and district. For this purpose, 47 samples consisted of milk (13), white cheese (7), kashar cheese(6), tulum cheese (6), curd cheese (6) and yoghurt (9) samples which were collected from 26 dairy farms were examined. The determined mean result of aflatoxin M 1 analysis was 0,105 ppb of analysed samples and the incidence of AFM 1 was 100 % and the range was 0,027-0,250 ppb. The analysed 61,5 % of milk samples, 77,7 % of yoghurt samples and 4 % of cheese samples were exceeded the maximum legal limits. These results of the study confirm that milk and milk products producted in Aydın and district may cause health problems. Key words: Aflatoxin, milk, aflatoxin M 1, dairy products, cheese
3 ÇNDEKLER Sayfa No ÖZ. ABSTRACT. ı ÇZELGELER LSTES.. ıı EKLLER LSTES... ııı 1. GR ÖNCEK ÇALIMALAR Tarihçe Mikotoksinlerin Önemi Sınıflandırma Aflatoksinler Özellikleri Aflatoksin Oluumunu Etkileyen Faktörler Etki ekilleri Aflatoksin lerin Biotransformasyonu Zehirlilikleri Etkileri Türlere Göre Aflatoksinlerin Etkileri Tanı Aflatoksin Oluumunun Önlenmesi Sütte Aflatoksin nsanlarda aflatoksinlerin etkileri MATERYAL VE METOT Materyal Süt ve süt ürünleri Aflatoksin standardı Kimyasal maddeler Aletler Malzemeler Metot... 39
4 Metot Ekstraksiyon Standartların hazırlanması Ekstrakların örnek younlatırıcı ya uygulanması HPLC de aflatoksin M 1 düzeylerinin saptanması statistik ARATIRMA BULGULARI VE TARTIMA SONUÇ VE ÖNERLER. 53 ÖZET SUMMARY TEEKKÜR. 58 KAYNAKLAR ÖZGEÇM. 66
5 ÇZELGELER LSTES Sayfa No Çizelge 1: Mikotoksin oluumunu etkileyen balıca faktörler... 7 Çizelge 2: Süt ve Et Sıırları çin Maksimum Mikotoksin Düzeyleri.. 10 Çizelge 3: Mikotoksin Çeitleri, Kaynakları, Hedef Hayvan, Doku veya Organlar 14 Çizelge 4: Bazı Hayvanlarda AFB 1 in Aızdan ÖD 50 Deerleri.. 24 Çizelge 5: FDA ya Göre Besin ve Yem Katkı Maddelerinde, Aflatoksinlerin Etkin Seviyesi Çizelge 6: Sütteki Aflatoksin le lgili Yasal Düzenlemeler. 32 Çizelge 7: Bazı AB Ülkelerinde Aflatoksinlere Dair Yürürlükteki Limitler Çizelge 8: Aydın ili ve ilçelerindeki mandıralar ve yıllık kapasiteleri.. 37 Çizelge 9 Doal yourt örneine (0,025 ppb aflatoksin içeren) ilave edilen 0,01 ppb Aflatoksin M 1 geri kazanım oranları. 44 Çizelge 10: Örneklerde saptanan aflatokin M 1 düzeyleri 47 Çizelge 11: Analiz edilen süt veya süt ürünlerindeki AFM 1 miktarına göre Kruskal Wallis testi sonucu.. 48 Çizelge 12: çerdikleri AFM 1 miktarına göre süt, yourt ve peynir numunelerinin minimum - maksimum ve ortanca deerleri 49
6 EKLLER LSTES Sayfa No ekil 1: Aspergillus flavus ve A. parasiticus Türleri Tarafından Üretilen Aflatoksin B 1 ve M 1 in Yapısal ekli.. 17 ekil 2: Aspergillus flavus ve A. parasiticus Türleri Tarafından Üretilen Aflatoksin G 1 in Yapısal ekli 17 ekil 3: Aflatoxin B 1 -DNA Balanması ve Aflatoxin B 1 in Metabolik Aktivasyonu. 21 ekil 4: Analiz edilen süt kromatogram örnei. 41 ekil 5: Aflatoksin M 1 ilave edilmi (10ppb) süt kromatogram örnei 41 ekil 6: Analiz edilen yourt kromatogram örnei ekil 7: Aflatoksin M 1 ilave edilen (10 ppb) yourt kromatogram örnei 42 ekil 8: Analiz edilen kaar peyniri kromatogram örnei 42 ekil 9: Aflatoksin M 1 ilave edilmi (10ppb) kaar peyniri kromatogram örnei 43 ekil 10: Aflatoksin M 1 standardı kalibrasyon erisi.. 44 ekil 11: Aydın ilinde üretim yapan mandıralardan alınan 47 numunenin daılımı. 45 ekil 12: Aydın ilinde üretim yapan mandıralardan alınan 47 numunenin % daılımı. 46 ekil 13: Süt, yourt ve peynir numunelerinin ortanca AFM 1 miktarları... 50
7 1. GR Gıdaların ve yemlerin mikotoksinlerle kontaminasyonu tüm dünyada önemli bir sorundur. Mikotoksinler; ürünleri, hayvanları ve insanları olumsuz ekilde etkileyerek hastalıklara ve ekonomik kayıplara yol açan küflerin ikincil metabolitleridir (Hussein ve Brasel, 2001). Mikotoksinlerle insan ve hayvanlarda oluan zehirlenmelere mikotoksikozis denir (Vural, 1992). Mikotoksikozlar, hem gelimi hem de gelimekte olan ülkeler için küflerin geliiminde uygun zemin hazırlayan çevresel, sosyal ve ekonomik artların meteorolojik koullarla (nem, sıcaklık) birlemesiyle önemli sorunlara yol açmaktadır (Ayçiçek ve ark., 2004). Küflerin hemen her yerde bulunabilmeleri ve birçok gıda ve yem maddesinde gelierek toksinlerini oluturabilmeleri nedeniyle, mikotoksinler çok önemli doal toksinler olarak kabul edilmektedir. Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO), 1985 yılında, dünya gıda üretiminin %25 inin mikotoksinlerle kontamine olduunu hesaplamıtır. Bu ekonomik kayıplar üreticinin ürün kaybı, hayvan ve süt kayıpları; iletmecinin ve daıtımcının yüksek maliyetler ve son olarak tüketicinin yüksek fiyatlar ve salık giderlerinin artması nedeniyle olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır (Özkaya ve Temiz, 2003). Mikotoksinlerin, uzun dönemde insan salıı üzerine sahip oldukları kronik etkiler düündürücüdür ve dolayısıyla gıdalarda düük seviyelerde bulunan mikotoksinleri daha da önemli hale getirmektedir. Uluslararası ve yerel organizasyonlar, mikotoksinlerin insan salıı üzerindeki zararlarını sürekli olarak aratırmaktadırlar. Bu çalımalar dünyanın bazı bölgelerinde mikotoksinler için izin verilen maksimum seviyelerin belirlenmesi ile sonuçlanmıtır. Bugün birçok ülkede, gıda ürünlerindeki mikotoksin ve yemdeki aflatoksin seviyeleri için yasal düzenlemeler yapmıtır fakat belirlenen limitler, uluslararası düzeyde standart deildir (Scudamore, 2005). Belirli küf türleri tarafından üretilen, insanlarda ve hayvanlarda toksik, karsinojenik, mutajenik, teratojenik ve östrojenik etkileri olan mikotoksinlerin, süt
8 ürünlerinde bulunması iki nedenle olmaktadır. Birincisi; süt veren hayvanlar tarafından tüketilen yemlerin kontamine olması ve yemlerdeki toksinlerin metabolize edilmesi ile metabolitlerin süte transferi sonucu sütün kontaminasyonu (örnein aflatoksin B 1, aflatoksin M 1 ile), dieri ise; süt ürününün direkt olarak küf kontaminasyonuna maruz kalması sonucu mikotoksin oluturmasıdır (Nilüfer ve Boyacıolu, 2003). Küfler, tahıllar ile hayvan beslemede kullanılan dier hammaddeler ve karma yemlerde kolayca çoalıp geliebildiklerinden, bunları tüketen hayvanların salıını da tehdit edebilmektedirler (Parlat ve ark., 2005). Süt ve süt ürünlerinde gelien küfler deiik mikotoksinler üretmektedir. Bu toksinlerin insan salıı üzerinde önemli derecede olumsuz etkileri bulunmaktadır (Ayar ve Sert, 2005). Mikotoksinler içerisinde aflatoksinler en kuvvetli biyolojik karsinojen madde olarak bilinmektedir (Günen ve Büyükyörük, 2001). Aflatoksijenik küfler, bulatıkları ürünlerde daha ziyade uygun nem ve sıcaklık bulduunda gelimekte ve aflatoksin oluturmaktadır. Üründe toksik küf bulunmasına ramen her zaman aflatoksine rastlanmazken, salıklı görünen ürünlerde de rastlanabilmektedir. Aflatoksinlerin esas olarak küflü gıdalarda görülmesine karın dorudan insan tüketimine sunulan gıdalarda da aflatoksin oluabilecei, çeitli ileme yöntemlerinin bunu tamamen ortadan kaldıramadıı ve hayvan yeminde bulunabilecek aflatoksinlerin çok az bir oranda da olsa et, süt ve yumurta gibi gıdalara geçerek insan salıı açısından risk oluturabilecei ifade edilmektedir (Gürses ve ark., 2004). Dört temel aflatoksin vardır, bunlar B 1, B 2, G 1, G 2 dir ve sadece aflatoksin B 1 ve G 1 karsinojenik etki göstermektedir (Klaassen ve ark., 1996). Aflatoksinler içerisinde toksik etkisi en yüksek olarak bilinen aflatoksin B 1 (AFB 1 ) dir (nal, 1990). AFB 1 tarımsal ürünlerde ki belirli Aspergillus spp. tarafından üretilen son derece toksik ve karsinojenik metabolitlerdir (Leontopoulos ve ark., 2003). AFB 1 ve AFB 2 içeren yemleri tüketen süt veren hayvanlar, bu toksinleri hidroksillenmi metabolitler olan aflatoksin M 1 (AFM 1 ) ve aflatoksin M 2 (AFM 2 ) ye dönütürmektedir (Beltz ve Spain, 1998). Süt hayvanlarının yemlerinde yüksek
9 düzeyde AFB 1 bulunması yavrularını zehirleyebilecek miktarlarda AFM 1 in sütle çıkarılmasına yol açabilmektedir (Nilüfer ve Boyacıolu, 2003). Aflatoksinlerin dünya çapında oldukça ciddi boyutlarda salık ve ekonomik problemlere neden olması bu konunun önemini artırmaktadır (Ünlütürk ve Turanta, 1999). Süt ve süt ürünlerinde AFM1 bulunması; bu ürünleri daha çok tüketen bebek ve çocuklar açısından oldukça önemlidir. Çünkü bebek ve çocuklar mikotoksinlerin olumsuz etkilerine karı oldukça hassastır. Bu nedenle, birçok ülke AFM 1 e maruz kalma riskini azaltmak için çeitli aratırma ve kontrol programları uygulamıtır (Oruç, 2003). Ülkemizin farklı yörelerinde süt ve süt ürünlerinde aflatoksin düzeyleri ile ilgili çeitli çalımalar bulunmakla birlikte yapılan taramalarda, Aydın iline ait herhangi bir çalımaya rastlanmamıtır, bu proje kapsamında Aydın yöresindeki süt ve süt ürünlerindeki aflatoksinlerin varlıı saptanarak, alınması gereken önlemler ve bu konudaki bilgi eksikliinin giderilmesine katkıda bulunacaktır.
10 2. ÖNCEK ÇALIMALAR Tarihçe Küflerin neden olduu bilinen en önemli ve en eski mikotoksikozis olayı uzun zamandan beri Avrupa da Orta ça da kutsal ate olarak bilinen Claviceps purpurea toksinleri ile enfekte olan çavdarın yenmesi sonucu görülen ergotizm dir (Vural, 1992). Ergotizm hastalıını tarif eden ilk kayıtlar ortaçaa aittir. Hastalıa neden olan bileik ise hallusinogenil etkiye sahip olan ergot alkaloidleridir. Bu hastalıın yaygın olduu ortaçalarda ifa bulmak için manastır ve kiliselere koan hastalar, buralarda kontamine olmamı hububatların tüketilmesiyle hastalıktan kurtulmu ve bunu kilisenin mucizesi olarak kabullenmilerdir (Uylaer ve Baolu, 1992). Tarihte dier önemli mikotoksikozis olayı ikinci dünya savaı sırasında Rusya da görülmütür. Ambarda depo edilen bozuk tanelerden elde edilen besinleri tüketen insanlarda ölümler gözlenmitir ( Papp ve ark., 2002). Mikotoksikozlar çok eskiden beri bilindii halde, deneysel mikotoksin aratırmalarına 1945 yılından sonra balanmıtır. Japonya da sarı pirinç den izole edilen Penicillium spp. sularının, Rusya da Fusarium spp. sularının, deney hayvanlarına verilmesiyle yapılan gözlemler ilk aratırmaları oluturmutur (nal, 1992). Fusarium spp. türlerinin neden olduu ergotizm, Penicillium spp.türlerinin neden olduu sarı pirinç zehirlenmesi gibi mikotoksikozisler geçmite özellikle Rusya, Japonya ve Avrupa da salgınlar halinde hastalıklara neden olmulardır (Ünlütürk ve Turanta, 1999). Amerika Birleik Devletleri nde (A.B.D.) 1952 ve 1957 yıllarında küflü mısır yiyen domuzlarda, 1958 de küflü mısır karıtırılmı yemle beslenen ev köpeklerinde akut, öldürücü hepatit görülmütür. Küflü yemlerden yapılan analizlerde Aspergillus flavus ve Penicillium rubrum izole edilmitir (Sert, 1985). ngiltere de, 1960 yılında, nin üzerinde hindinin ölümüne neden olan karacier nekrozu (Turkey-X Disease) üzerinde yapılan aratırmalar sonucunda ilk
11 kez aflatoksikozis belirlenmitir (Dwayne ve Thrasher, 2005). Yapılan çalımalarda ölümlerin Brezilya dan getirilen fıstık küspelerinden ileri geldii anlaılmıtır (Arda, 1975). Turkey- X hastalıının ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra hindiler de olduu kadar tavuk ve ördek yavrularında da zehirlenmelere neden olmutur ve bu hastalık; akut hepatit nekroz, belirgin safra kanalı hiperplazisi, akut itahsızlık kaybı, kanatlarda zayıflık ve uyuukluk gibi belirtilerle karakterize edilmitir (Eaton ve Groopman, 1994) yılında ise, Hindistan da 106 sında ölüm gözlemlenen 400 kiinin zehirlendii bir olay kaydedilmitir. Bu olaya sebep olan mısırlarda yapılan analizlerde ppm arasında aflatoksin kalıntısı bulunduu ortaya konulmutur (Kaya ve ark., 2002). Ülkemiz açısından aflatoksin sorunu 1960 lı yıllarda gündeme gelmitir. Aflatoksin sorunu 1967 yılında Kanada ya gönderilen 10 ton iç fındıın, 1971 yılında da ABD ye ihraç edilen 45 parti antepfıstıının 31 partisinin aflatoksin içerdii gerekçesiyle geri çevrilmesi sonucu ortaya çıkmıtır (Akpınar, 2005) Mikotoksinlerin Önemi Mikotoksinler, çeitli mantar türleri tarafından üretilen ve büyük oranda bunlar ile kontamine hayvansal yem ve gıdaları tüketen insan ve hayvanlarda karsinojenik ya da toksik etkilere yol açan kimyasal maddelerdir (Hussein, 2001, Gilbert, 2002). Mikotoksin terimi Yunanca mantar anlamına gelen mukes ve latince zehir anlamına gelen toxicum yani toksin kelimelerinin birletirilmesinden türetilmitir (DeVries ve ark., 2002). Mikotoksinlerin toksikolojik yönden önemi, kontamine yemlerle beslenen hayvanlarda, akut ve kronik zehirlenmelere (mikotoksikozis) neden olmaları yanında, mikotoksin içeren yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen hayvansal kökenli besinler aracılııyla da insana yansıyarak toplum salıı açısından da sorun yaratabilmelerinden kaynaklmaktadır (ener ve Yıldırım, 2000, Herrman, 2002). Güçlü doal toksik etkileri, oldukça yaygın olması ve doal artlar altında
12 oluabilmesinden dolayı, son yıllarda mikotoksinlerin önemi giderek artmıtır (Goyal, 2005). Mikotoksin problemi ve besinlerdeki küflerin derecesi ve insidansındaki artı farkedilir derecededir, özellikle tarım ürünlerinin hava artlarının etkisi altında, hasat mevsimi ve büyüme devresinde daha belirgindir. Küflü besinler yada yemler her zaman mikotoksin yada küf zehiri (zehirlenme) tehlikesi içermez fakat önemli ölçüde küflerin varlıı, salıı ve ürünleri olumsuz yönde etkilemektedir (Adams ve ark.,2003). Bir arada bulunan farklı mantarları ihtiva edebilen yemlerin çou gerek üretim, ilenme aamasında gerekse taınma ve depolanma aaması süresince mantarların istilasına duyarlı olduu uzun zamandır bilinmektedir (Speijers ve Speijers, 2004). Tarımda yeterince gelimi tekniklerin kullanılmaması sonucu, hasada takiben tarım ürünlerinin tarlada uzun bir süreyle kalmaları, gerek bu esnada ve gerekse harmanlama ve taıma sırasında bir çok kez yamura maruz kalmaları da bunların küflenmelerine ve böylece mikotoksinlerle kirlenme tehlikesine yol açmaktadır (Kaya ve ark., 2002). Souk ve yaılı mevsimlerde hububatın olgunlaması gecikebilir bu durum özellikle mısırda daha çok görülür ve üründe küf ve mikotoksin oluumu gerçeklemektedir (Vincelli, 2003). Mikotoksinlere, mantar türüne balı olarak hem tropikal iklimlerde, hem de ılıman iklimlerde rastlanmaktadır. Etkilenen önemli hammaddeler arasında tüm tahıllar, fındık, kurutulmu meyvalar (özellikle elma), kahve, kakao, baharatlar, yalı tohumlar, kurutulmu fasulye ve bezelyenin yanısıra silaj ve kaba yem sayılabilmektedir. Mikotoksinler, kontamine arpa veya dier tahılların kullanımına balı olarak birada ve üzümde bulunan birtakım enfeksiyon ve mikotoksinlere balı olarak arapta da bulunmaktadır (Scudamore, 2005).
13 Çizelge 1: Mikotoksin oluumunu etkileyen balıca faktörler (Akpınar, 2005) Fiziksel Faktörler Kimyasal Faktörler Biyolojik Faktörler Kurutma hızı CO 2, Mikroorganizma yükü Baıl nem O 2 Mikrobiyal flora Sıcaklık Mineral içerii Böcek zararı Mekanik zarar Kimyasal ilemler Hastalık zararı Paçal yapılması Subsratın özellii Bitki çeidi Kızıma Bitki stresi Mikotoksinlerin genel özellikleri: Mikotoksinler bulaıcı deildir. Mikotoksikozis üzerine ilaç ve antibiyotik tedavisinin çok az etkisi vardır. Mikotoksikozislerin görülmeleri mevsimlere göre deikendir. Salgın eklinde görülmeleri kontamine olmu bir besin veya yemle ilikilidir. Toksisitenin derece ve iddetini sık olarak konakçının ya, cins ve beslenme durumu etkilemektedir. Duyarlı besin veya yemin incelenmesi ile küflerin bulunma durumu ve etkinlikleri açıa çıkarılabilir (Tayfur, 2002). Mikotoksinler, gözle seçilemezler, bu yüzden tehisi görmekle yapılamamaktadır. Bununla beraber, mikotoksinleri üreten küfler gözle görülebilir ya da görülmeyebilmektedir (Hawkins, 2000). Yem veya besin maddesindeki mantar sayısına göre de, o maddenin kalitesi hakkında az çok fikir yürütülmütür. Buna göre, 1 gr ındaki toplam mantar sayısı e kadar olan yem ve yem hammaddeleri son derece iyi; arasında olanlar iyi; arasında olanlar
14 orta; in üzerinde olanlar ise zayıf kaliteli ve son derece tehlikeli olarak kabul edilmitir. Bunlardan iyi kalitede olanlar depolanmakla kolayca ileri derecede küflenme ve mikotoksinle kirlenme tehlikesi taırken, 1 g yemdeki mantar sayısı u atıında küflenme gözle görülebilir hale gelmektedir (Kaya ve ark., 2002). Mikotoksinlerle kontamine gıdalar, hayvanların salıı için önemli bir risk tekil eder ve çiftlik hayvanlarının verimlerinin dümesinden dolayı büyük ekonomik kayıplara neden olmaktadır (Bata ve Lasztity, 1999). Mikotoksikozisde akut toksisite yanında uzun zaman periyodunda düük miktarlardaki toksinlerin alınımına balı olarak sıklıkla kronik toksisite olaylarına rastlanmıtır (Erol, 1999). Mikotoksikoz sonucu balangıçta hayvanlar da sık olarak ölüm ya da akut semptomlar görülmez, kronik etkiler akut etkiler den çok daha sık görülmektedir (Adams ve ark., 2003). Kronik olarak, uzun süre maruz kalınması sonucu kansere neden olabilir ve böbrekde, karacierde ayrıca immun sistemde bozukluklara yol açmaktadır (Bhat ve Vasnthı, 2003). Mikotoksinlerin vücuda alınması sonucu sinir sistemi, vasküler, ürogenital ve gastrointestinal sistem ile karacier, böbrek gibi vücudun çeitli organlarına yan etkileri vardır ve kansere neden olabilecei gibi, mutajenik etkilere ve immun sistemin baskılanmasına yol açan toksik etkileri vardır (Adler, 2002). Özetle, çeitli mikotoksinlerin tek tek ya da birlikte oldukları zamandaki önemli zararları etkileri, aaıdakilerin biri ya da daha fazlasını içermektedir. Azalan yem tüketimi, verim Baııklıın baskılanması (Azalan antikor titreleri) Hastalıklara karı artan hassasiyet Organ hasarları (Karacier, böbrek, üreme organları v.b.) Kötü üreme performansı (Azalan fertilite, vulvovaginitis, döl tutmama, düük, meme büyümesi v.b.)
15 Hayvansal ürünlerdeki mikotoksin kalıntılarına balı olarak insan salıına zarar verme (Devegowda ve ark. 2005). Mikotoksinlerin toksik etkileri ile ilgili aratırmalar sonucu deney hayvanlarındaki etkileri; karacier, böbrek ve hematopoetik toksisitesi, immun toksisitesi, üreme toksisitesi, fötal toksisite ve teratojenik ile karsinojenik etkilerdir (Creppy, 2002). Mikotoksinler, dorudan veya metabolik deiiklikler sonucu oluan metabolitleri sonucu oluan metabolitleri aracılıında aaıda belirtilen etki ekillerinden birisi veya birkaçıyla etkilerini oluturmaktadır. Bunlar: DNA kalıbı ile etkileme Kalıp çıkması, yazımı ve çevirisinin engellenmesi Hücre zarı geçirgenliinin deitirilmesi Hücre solunumunun etkilenmesi Hormonal etki (Kaya ve ark., 2002). Bazı küfler 6 tür kadar çok mikotoksin üretebilirken bazı küfler ise mikotoksinlerin bir iki spesifik tipini üretmektedir. 350 nin üzerinde benzer kimyasal yapıya sahip mikotoksin çeidi vardır (Hawkins, 2000). Doal kirletici olarak besin ve yemlerde bulunabilen, insan ve hayvanların salıı yönünden önem taıyan mikotoksinlerden bazıları unlardır: aflatoksinler, okratoksinler, zearalenon, sitrinin, patulin, kojik asit, sterigmatosistin, trikotesenler, PR toksin, slaframin, penisillik asit, sporidesmin, ergot alkaloidleri, streoviridin, alternariol, tenuazonik asit, rubratoksinler, sikloklorotin, luteoskirin, rugulosin, tremorin A, okzalik asit gibi (Gilbert, 2002, Kaya ve ark., 2002). Mikotoksinlerin insanlarda ve hayvanlarda salık problemlerine yol açan en yaygın tiplerinin bazıları ise unlardır; aflatoksinler, fumonisinler, trikotesenler, okratoksinler ve zearalenon dur (Muro ve ark., 2003, FAO, 2003).
16 Sıralanan bu mikotoksinler arasında hemen hemen tüm hayvan türleri ve insanlarda zehirlenme yapabilmeleri, ayrım göstermeksizin hemen her çeit besin ve yemde kirlenmeye yol açmaları, maymunlar da dahil pek çok hayvan türünde karsinojenik olmaları ve küflü yemleri yiyen hayvanların et, süt, yumurta gibi ürünlerinde kalıntılarına rastlanması sebepleriyle, aflatoksinler halen insanlarda epidemiyolojik olarak karsinojen olabilmeleri bata olmak üzere, youn biçimde aratırılan en önemli mikotoksin grubunu tekil etmektedir (Kaya ve ark., 2002). Kümes hayvanlarında mikotoksinlerin etkisi, hayvanların yaına, fiziksel durumuna ve beslenme ekline balıdır. Aflatoksinler ve dier mikotoksinler, etçil sıırlar da domuz ve kümes hayvanlarına göre daha az risk oluturmasına karın oldukça önemli etkilere sahiptir (Ferrer, 2005). Çizelge 2: Süt ve et sıırları için maksimum mikotoksin düzeyleri (Devegowda ve ark., 2005) Mikotoksin Süt Et Vomitoksin (ppb) Zearalenon (ppb) Aflatoksin (ppb) T-2 toksin (ppb) Fumonisin (ppm) 2 5
17 2. 3. Sınıflandırma Mikotoksinler genellikle üretici mantar çeidine, kimyasal yapılarına ve öncelikle etkiledikleri organ, doku veya sisteme göre sınıflandırılırlar. Mantar çeidine göre Aspergillus toksinleri. Aflatoksinler, aspergillik asit, okzalik asit vs. Penisilyum toksinleri: Rugulosin, okratoksinler, patulin vs. Fusaryum toksinleri: Zearalenon, trikotesin, fusarin C gibi. Ana etkilerine göre mikotoksinler Karaciere etkiyenler: Aflatoksinler, okratoksinler vb. Böbree etkiyenler: Okratoksinler, sitrinin vb. Kalbe etkiyenler: Penisillik asit, streoviridin gibi. Tremor yapıcılar: Penitremler penitrem A-F gibi. Kemik iliini etkileyenler. Trikotesenler, satratoksinler gibi. Deri ve mukozaları irkiltenler: Trikotesenler, satratoksinler gibi. Sitotoksik etkili olanlar: Trikotesenler. Sinir sistemini etkileyenler: Penitrem, streoviridin gibi. Kan ekerini artıranlar: Terreik asit gibi. Teratojenik etkili olanlar: Okratoksinler, sekalonik asit gibi. Mutajenik etkili olanlar. Aflatoksinler, fusarin C gibi.
18 Karsinojenik olanlar:aflatoksinler, luteoskirin gibi. Tümör oluumunu engelleyenler: Penisillik asit, verrukarin A ve B gibi. Baııklık sistemini baskılayanlar. Aflatoksinler, okratoksinler gibi. nsektisid etkili olanlar. Fusarik asit, kojik asit gibi. Antibakteriyel etkili olanlar: Penisillik asit, sitrinin gibi. Antifungal etkili olanlar. Aflatoksinler, trikotesin gibi. Bitki zehiri olarak etkiyenler: Patulin, sitrinin gibi. Yapılarına göre Makrosiklik laktonlar: Zearalenon, sitokalasanlar gibi. Kuinon ve benzerleri: Rugulosin gibi. Amino asit-peptid bileikleri:gliotoksin gibi. Oksijen taıyan heterosiklik bileikler. Aflatoksinler, streoviridin, patulin gibi. Alisiklik bileikler. Trikodermin gibi. Aromatik bileikler: Griseofulvin gibi. Mikotoksin çeitlerini, kaynaklarını, hedef hayvan, doku veya organlarını gösteren çizelge 3 de gösterilmitir. Mikotoksin zehirlenmelerinde saaltım genellikle etkisizdir. Bu nedenle, mikotoksikozise karı profilaktik önlemler önem taır; yem ham maddeleri ve karma yemlerin uygun koullarda üretilip saklanması ve olası kontaminasyon durumlarında da mikotoksinlerin fiziksel ya da kimyasal yöntemlerle inaktivasyonu ve yine kontamine yemlerin mikotoksine dirençli olan hayvan türleri aracılııyla (dilüe
19 edilerek) deerlendirilmesi veya tüketimden kaldırılması mikotoksikozise karı alınabilecek balıca proflaktik önlemlerdir (ener ve Yıldırım, 2000). Bazı bitki ve bitki özlerinin küf üremesi ve toksin üretimine karı inhibitör etkilerinin olduu bulunmutur. Sarımsak, soan, zerdeçal, neem aacı v.b. nin sıvı özlerinin antifungal aktivite gösterdii ve/veya aflatoksin üretimini inhibe ettii görülmütür. Mikotoksinleri etkisiz hale getirme yetenei test edilmi kimyasallar arasında amonyak, sodyum bisülfit, peroksit asitler, baz maddeler ve gazlar etkilidir. Mikotoksinlere karı çalıan pek çok kimyasal madde test edilmitir ve bu ürünler arasında, birkaç tanesi ticari olarak kullanılmaktadır. Bunlar bentonit, zeolit ve alüminosilikatları içermektedir. Bu maddeler arasında alüminosilikatlar daha etkili bulunmaktadır. Sulu sodyum kalsiyum alüminosilikat yemin %1 ine katıldıında (tona 10 kg) tavuk ve ineklerde aflatoksinin zararlı etkilerini önemli ölçüde azaltmaktadır (Bata ve Lasztity, 1999, Cassel ve ark., 2001, Devegowda ve ark., 2005). Ayrıca organik asitlerin kombinasyonları (propionik, sorbik, benzoik ve asetik asit) ve organik asitlerin tuzları (kalsiyum propionat ve potasyum sorbat vb.) küf inhibitörleri olarak kullanılmaktadır (Ferrer, 2005). Mikotoksinlerin kefinden beri, mikotoksinlerin belirlenmesi için birkaç yöntem gelitirilmitir. Bugün rutin olarak kullanılan bu yöntemler unlardır; Yüksek performanslı likit kromatografi (HPLC), ince tabaka kromatografisi (TLC), gaz kromatografisi (GC), enzim-balı-immün assay (ELISA) (Gilbert, 2002).
20 Çizelge 3: Mikotoksin çeitleri, kaynakları, hedef hayvan, doku veya organlar (Kaya ve ark., 2002) Mikotoksinler Mantar çeidi Hedef organ, doku ve oluan etki Besin veya ürün çeidi Öncelikle etkilenen hayvan Aflatoksinler Aspergillus flavus Karacier; gelime hızı ve Tahıllar, yemler, yalı Tüm hayvan A. parasiticus veriminde azalma; sarılık, kanama, tohum küspeleri, türleri, insanlar P. puberulum sürgün, karacier kanseri, süt Sitrinin Okratoksin Penicillium citrinum Aspergillus terreum A.ochraceus P. viridicatum baııklık sisteminin baskılanması Sinirsel belirtiler sürgün gelime gerilii, karacier ve böbrek nekrozu, kalp ve iskelet kasında rniyopati, karacier kanseri Karacier ve böbrek hasarı, itah kaybı, sürgün, baııklık sisteminin baskılanması Tahıllar Tahıllar, otlar Kanatlılar, dornuzlar Kanatlılar, insanlar Patulin A. clavatus Sinirsel belirtiler, beyin kanaması, Silaj, elma, yemler Sıırlar P. patulum deri kanseri Sterigmatosistin A. versicolor Karacier kanseri Tahıllar, pirinç, Tüm hayvan türleri Aspertoksin A. nidulans Yemler Penisillik asit P. puberulum Deri kanseri, kanamalar Tahıllar, mısır Tüm hayvan türleri A. ochraceus Rubratoksin P. rubrum Aflatoksinlere benzer Tahıllar, baklagiller, Tüm hayvan türleri yalı tohumlar Luteoskirin Sikloklorotin Rugulosin P. islandicum P. rugulosum Karacier hasarı ve kanseri Pirinç Kanatlılar Zearalenon (F-2 toksin) F. roseum ve dier Fusarium türleri Ostrojenik etki Tahıllar Gevienler, domuzlar Sporidesmin S. bakeri Karacier hasarı, safra kanalı Tahıllar, otlar Gevienler tıkanması, ııa aırı duyarlılık Trikotesenler Fusaryum Dermatit, deride nekroz, Tahıllar, yemler Tüm hayvan türleri Trikoderma, Sefalosporium, vb kanamalar, anemi, granülositopeni vb. Streoviridin P.citreoviridae MSS, kalp ve solunum felci, pirinç, tahıllar Tüm hayvan türleri çırpınmalar Butenolid F. tricinctum Bacaklarda gangren, kuyrukda Tahıllar, mısır, ot Sıırlar nekroz Penitremler Penisilium türleri Kas titremeleri, felç, çırpınmalar Tahıllar Tüm hayvan türleri Lolitremler Acremonium loliae Tremorlar, hareket düzensizlikleri, Çavdar vb. Gevienler, at çırpınmalar, ok, spaszm gibi Fumonisinler Fusarium türleri Beyin ve akcier yangısı Mısır At, domuz, kanatlılar Akcier ödemi, pnömoni, amfizem Küflü tatlı patates Sıır 4-ipomeanol Fusarium solanii Kojik asit A. flavus Çırpınmalar, ödem Mısır Tüm hayvan türleri A. oryzae Okzalik asit A. niger A. oxalicum Mide irkiltisi, MSS ve böbrek hasarı, kanama, kan kalsiyumunda Bitkiler Tüm hayvan türleri azalma Ergot C. purpurea Kuru gangren, aırı uyarı, kanın Tahıllar Tüm hayvan türleri alkaloidleri C. paspali pıhtılaması Satratoksinler Stachybotrys atra Kemik ilii, deri, mukozalar Tahıllar, otlar Tüm hayvan türleri Sitakalasanlar Aspergillus, Hücre zarları, pıhtılama, fagasitoz Tüm hayvan türleri Zygosporium, vb. Nigrosabulum vb. Territremler A. terreus MSS. tremorlar, nöro-musküler Tahıllar, otlar Tüm hayvan türleri kavaklar Psoralenler S. sclerotiorum Deri yangısı Kereviz vb. Tüm hayvan türleri
21 2. 4. Aflatoksinler Aflatoksinler, özellikle Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus olmak üzere, dier bazı Aspergillus, Penicillium ve Rhizopus türleri tarafından meydana getirilen hepatokarsinojenik, mutajenik, teratojenik ve toksijenik metabolitlerdir (Günen ve Büyükyörük, 2001, Shukla ve ark., 2002, Gürses ve ark., 2004). Aflatoksinler Aspergillus un üç türü tarafından üretilebilir, bunlar; Aspergillus flavus, Aspergillus parasiticus ve nadiren Aspergillus nomius üretirler. A. flavus sadece aflatoksin B üretirken dier iki tür hem aflatoksin B hem de aflatoksin G üretir (Henry ve ark. 2001, Abdulrazzaq ve ark., 2002). Aflatoksinler yüksek toksisiteye sahip olmaları nedeniyle vücuda alındıklarında akut veya kronik olarak seyreden aflatoksikozis denilen mikotoksikozis vakalarına yol açmaktadır (Gürses ve ark., 2002). Aflatoksikozis, bireysel olmaktan ziyade sürüyü ilgilendiren bir hayvansal problemdir (Porter, 1995). Aflatoksinler ile kontamine olan ürünler; tahıllar (mısır, pirinç, buday), yalı tohumlar ( yer fıstıı, soya fasülyesi, ayçiçei, pamuk), baharatlar ( karabiber, kini, acı çeni), yemiler ( badem, antepfıstıı, ceviz, hindistancevizi) ve sütü içermektedir (Reddy ve Waliyar, 2005). Aflatoksinler, karacier kanserinin sebeplerinden biri olarak tanımlanmıtır fakat buna ilaveten oldukça önemli toksik etkilere de sahiptir. Dünya çapında aflatoksine maruz kalan insanlardaki aflatoksin seviyesi ve yaygınlıı incelenmi ve gelien ülkelerde yaayan 4.5 milyona yakın insanın, büyük ölçüde kontrolsüz bir ekilde artan toksine kronik olarak maruz kaldıı görülmütür (Williams ve ark., 2004). AFB 1, çok güçlü bir karacier karsinojeni ve toksinidir; dietteki 1 ppb seviyesi karacier tümörünün oluması için yeterli bir sebep olabilmektedir. Aflatoksinin dietteki seviyesi Afrika da dünyanın dier kısımlarından daha yüksektir ve Afrika nın belirli kısımlarında karacier kanserinin daha yüksek olduu görülmütür (Timbrell, 1989).
22 Özellikleri Aflatoksinler, dihidrofuran ya da tetrahidrofuran yapısı ile kumarin parçasının kaynamasından oluan yapının bir grubudur (D Mello, 2003). Kimyasal yapılarına göre farklılık gösteren aflatoksin türevinin en önemlileri, genel olarak dört grupta tanımlanabilir, bunlar; B 1, B 2, G 1, G 2 dir (Dwayne ve Thrasher, 2005, Abdulrazzaq ve ark., 2002, Daolu ve ark., 1995). Bunlara ilaveten, ayrıca gerek küflü kültür ortamlarında ve gerekse de vücutta ekillenenlerle beraber (aflatoksikol AFP 1, AFB 2a, AFG 2a gibi) aflatoksinlerin sayısı 20 yi geçmitir (Kaya ve ark., 2002). Bunlar farklı gıda ve yemlerde farklı oran ve gruplarda bulunabilmektedir. Aflatoksin M 1 ve M 2, aflatoksin B 1 ve B 2 nin oksidatif metabolik ürünleri olup, aflatoksin ile bulamı olan gıda ve yemleri tüketen inek, koyun gibi süt veren hayvanların süt, idrar ve dıkıları ile atılmaktadır (Daolu ve ark., 1995, Bakirci, 2001, Ayçiçek ve ark., 2004, FAO\WHO, 2004). Yem ve besinlerle alınan aflatoksinler sindirim kanalından sınırlı ölçüde emilmektedir. Dolaıma geçen aflatoksinler balıca karacier ve kaslarda daılım göstermektedir. Vücuda giren aflatoksinin %75 lik kısmı ilk 24 saat içinde dıkı, %15-20 lik kısmı idrarla ve geri kalanı da deimemi ya da metabolitleri halinde sütle atılırken, %5-6 lık kısmı karacierde tutulmaktadır (Çelik, 2001). Aflatoksin in bütün sınıfları arasında AFB 1 insan ve hayvan salıı için risk tekil eden en önemli sınıfdır (Murjani, 2003). AFB 1 içeren yemleri tüketen memeli hayvanların sütünde ortaya çıkan AFM 1, AFB 1 in 4-hidroksi türevidir. AFM 1 in moleküler formülü C 17 H 12 O 7 dir (Bakirci, 2001, Henry ve ark., 2001). Aflatoksinler ruminantlar da karacier de metabolize edilerek safra da ekstrakte edilmektedir (Cassel ve ark., 1989).
23 ekil 1. Aspergillus flavus ve A. Parasiticus türleri tarafından üretilen aflatoksin B 1 ve M 1 in yapısal ekli. AT: Aflatoksin (FDA, 2005) ekil 2. Aspergillus flavus ve A. Parasiticus türleri tarafından üretilen aflatoksin G 1 in yapısal ekli. AT: Aflatoksin (FDA, 2005) Aflatoksinler, su ve polar organik çözücülerde çözülebilir, polar olmayan çözücülerde ise çözünmeyen yapıya sahiptirler. Aflatoksinler, alkaloidlerle (amonyak vb.) ve oksidasyon maddeleriyle (hipoklorit vb.) kolayca parçalanabilir fakat normal gıda ileme sıcaklıklarında parçalanmaz (Erol, 1999). Aflatoksinler hekzan, petrol eteri, izooktan gibi ya çözücüleri dıındaki organik çözücülerde (aseton, kloroform, benzol, asetonitril vb.) iyi çözünürler. Sudaki çözünürlükleri mg/l arasındadır (Kaya ve ark., 2002). Aflatoksinler, dier heterosiklik bileiklerin çou gibi floresans özellikleri tarafından ayırt edilir (Hussein ve Brasel, 2001). Bunların isimlendirilmesinde ultraviole ıık altında yaydıkları floresans ve sütle çıkarılma durumu esas alınmıtır;
24 buna göre; B serisindekiler UV ıık altında mavi (ngilizce blue-mavi kelimesinin ilk harfi olan B), G serisindekiler yine UV ıık altında ama bu sefer yeil (ngilizce green-yeil kelimesinin ilk harfi olan G) floresans yayarlar ve M serisindekiler de sütle (milk toksin teriminin ilk harfi olan M) atılırlar ve bu ismi alırlar (FAO\WHO, 2004, Verma, 2004) Aflatoksin oluumunu etkileyen faktörler Aflatoksin oluumunu etkileyen faktörleri balıca üç kategoride sınıflandırılabilir; bunlar fiziksel, besinsel ve biyolojik faktörlerdir. Fiziksel faktörler; sıcaklık, ph, nem, hava ve atmosferdeki gazların seviyesini içermektedir. Aflatoksinler sadece C sıcaklıkları arasında ürerler ve optimal sıcaklık C dir (Cassel ve ark., 2001, Herrman, 2002). Ancak dier faktörlere de balı olmak üzere C arasında aflatoksin üretilebildiini bildiren çalımalar mevcuttur. Yine koullara balı olmak üzere aflatoksin üretim süresi 24 saat ile 4-10 gün arasında deiebilmektedir. Aflatoksin üretimi için minimum su aktivitesinin ise 0.85 olduu bildirilmitir (Ünlütürk ve Turanta, 1999). Normal ısılarda son derece dayanıklı olan aflatoksinlerin tümüyle parçalanmaları için 300 C nin üzerindeki sıcaklıklara gerek vardır ayrıca kısa zamanda yüksek ısıda pastörizasyon ile sütlerdeki aflatoksin miktarında azalma olmamaktadır (Harris ve ark., 1992, Kaya ve ark., 2002). Aflatoksinler gıda ve yem maddelerinde çok stabildir, ancak çok düük veya yüksek ph larda (3 ten az ve 10 dan büyük), okside edici ajanlarla ve oksijen olan ortamda UV ııına maruz kaldıklarında hızla aktivasyonlarını yitirmektedirler (Özkaya ve Temiz, 2003). Aflatoksinler % 15 rutubet içeren, bata mısır, pamuk tohumu ve yer fıstıı olmak üzere, hemen her çeit tahıllar, yem ve yem hamamaddeleri ile besinlerde kolayca ürerler ve mikotoksin sentezleyebilmektedir. Mantarlar % den daha düük nem seviyesinde yok olmaz, küfün oluumu engellenerek belirgin derecede azalır ancak toksisitesinde herhangi bir deiiklik olmamaktadır (Cassel ve ark.,
25 2001, Kaya ve ark., 2002, Shanahan ve ark., 2003). CO 2 ve O 2 varlıı aflatoksin üremesi ve küfün oluumunda etkilidir. Havadaki %20 CO 2 seviyesi aflatoksin üretimini ve küfün geliimini belirgin biçimde baskılamaktadır. Havadaki oksijen konsantrasyonunun %10 azalması aflatoksin üretimini baskılar (Ruiqian ve ark., 2004). Mantarlar, hasar görmü dokular üzerinde (tane ve tohumlarda oluan ezilme, zedelenme, kırılma ve çatlama gibi) daha kolay gelitiinden bitkiyi buralardan kolayca etkilemektedir. Mantarlar bu ekilde bitki dokularını fiziksel olarak yaralamak suretiyle yemlere zarar verdikleri gibi, salgıladıkları mikotoksinlerle de yemleri yiyen hayvanlara zarar verebilmektedir (Akpınar, 2005). Kimyasal faktör olarak ise, aflatoksin üretimi için ya doal yada laboratuar artları altında besi yerlerine karbon kaynakları ilave edilmektedir. Genellikle karbon kaynaı olarak glukoz, fruktoz yada sükroz kullanılır. Aflatoksin sentezinde inorganik tuzların etkisi de vardır. Balıca çinko, manganeze duyarlıdır fakat hem kadmiyum hemde demir karıımı, küf gelimesini ve aflatoksin üretimini baskılamaktadır (Ruiqian ve ark., 2004). Aflatoksin oluumunu etkileyen biyolojik faktörler ise, mikroorganizma yükü (küf suunun toksijenik olup olmadıı, toksijenik ise toksin üretme kabiliyeti) ve mikrobiyal flora, bitki çeidi, böcek hasarı, ayrıca birden fazla parazit veya mantar türünün mevcut olması da mantarların üremesini ve mikotoksin oluturmasını etkilemektedir (Akpınar, 2005, Kaya ve ark., 2002) Etki ekilleri Aflatoksinler dorudan etkili deildirler; sitozolik ve stokrom P450 sistemiyle bir çok metabolite çevrilirler. Karacierde stokrom P450 vasıtasıyla uradıkları metabolik deiiklikler sonucu oluan epoksit-türevleri (AFB 1-2,3- epoksit gibi) etkili olmaktadır. Klinik olarak zehirli ve karsinojenik etkileri hemen tümüyle bu etkin metabolitiyle ilgilidir (Kaya ve ark., 20002). Gıdalardaki en tehlikeli kanserojenlerden olan aflatoksinler, hücre içerisine, oradan da çekirdee geçerek DNA ya balanmaktadır. Toksik etkilerini DNA çift sarmalını ablon olarak
26 kullanıp, mrna sentezini gerçekletiren RNA polimerazın DNA ya balanmasını engelleyerek göstermektedirler (Seyrek, 2001). Aflatoksin B 1 biyolojik reaktif bir bileiktir ve bir çok biyokimyasal sistemi deitirir. Aflatoksin B 1 in hepatokarsinojinetesi biyotransformasyon ile ilgilidir ve DNA, RNA ve proteine kovalent balanan formda yüksek bir reaktif elektrofilik epoksittir (Klaassen ve ark., 1996) Aflatoksin lerin Biotransformasyonu Aflatoksinler I ve II faz tepkimelerle metabolize edilen lipofil moleküllerdir. I faz biyotransformasyonlar, AFB 1 in AFB 1-8,9-epokside biyoaktivasyonuna ve dier az reaktif metabolitlerin ekillenmesine olanak salamaktadır. II faz tepkimeler, epoksidin balıca detoksikasyon yolu olan glutasyonla birleme yanında glukurono ve sulfo-konjuge metabolitlerin ekillenmesiyle sonuçlanmaktadır (ener ve Yıldırım, 2000). I Faz Metabolitler: I faz tepkimeler, substratların oksidasyonu ve kısmen de redüksiyonu eklinde gerçeklemektedir (ener ve Yıldırım, 2000). Oksidasyonda sitokrom P450 önemli bir rol oynamaktadır (Eaton ve Groopman, 1994). AFQ 1, P 1 ve M 1 : Üç insanın karacier örnei alınarak inkübasyona tutulmu ve AFB 1 in oksidasyona uraması sonucu aflatoksin Q 1,P 1 ve M 1 ortaya çıkmıtır, ratlarda da buna benzerdir (Henry ve ark. 2001). AFB 1 in 3 ve 9 pozisyonlar da hidroksilaasyonu ile Q 1 ve M 1 oluur. Aflatoksin Q 1 çok daha düük akut toksisite, mutajenite ve karsinojeniteye sahiptir. AFB 1 in O-demetilasyonu ile aflatoksin P 1 ekillenir ve AFB 1 den çok daha az toksik ve daha zayıf mutajendir (Eaton ve Groopman, 1994).
27 ekil 3: Aflatoxin B 1 -DNA balanması ve aflatoxin B 1 in metabolik aktivasyonu Aflatoksin G 2α : AFB 1 ve aflatoksin G 1 e (AFG 1 ) 8-9 ve 9-10 pozisyonunda bir mol su ilavesiyle AFB 2α ya da AFG 2α olumaktadır. Bu tepkime sitokrom P450 ya da midede asit ph etkisiyle gerçeklemektedir (ener ve Yıldırım, 2000). AFB epoksit: Aflatoksinlerin dihidrofuranın 8,9 pozisyonunda oksidasyonuyla ekillenen metabolitidir, sitokrom P450 süper-familyasına ait enzimler tarafından ve hepatik parankimatöz hücreler yanında sinüzoid hücreler ve kupffer hücrelerinde bu metabolik yol gerçeklemektedir (ener ve Yıldırım, 2000).
28 Aflatoksikol: Teorik olarak tüm doal aflatoksinler bu metabolite dönütürülebilmektedir. Aflatoksinlerden vücutta oluan epoksi-türevleri normal olarak glutasyon transferazın aracılıın da indirgenmi glutasyonla (GSH) birletirilerek veya epoksi hidrataz ile aflatoksikola çevrilerek etkisiz kılınmaktadır. AFB 1 molekülündeki siklopentano halkasının hidroksillenmesiyle aflatoksikol olumaktadır (Kaya ve ark., 2002). II Faz Metabolitleri: Glutasyonla birleme: Glutasyonla birleme AFB 1 in toksik etkilerine duyarlı farklı türlerde belirlenen önemli bir reaksiyondur (Eaton ve Groopman, 1994). Aflatoksin metabolitleri içinde sadece epoksitler glutasyonla birleme için yeterince elektrofildirler ve bu ilem karacierde gerçeklemektedir. Çou hayvan türünde, glutasyonla birleme aflatoksinlerin balıca atılım eklidir (ener ve Yıldırım, 2000). AFB 1-8,9 dihidro-diol: Mikrozomların varlıında AFB 1 in inkübasayonu sonucu ekillenir ve AFB 1-8,9 epoksidin hızlı bir ekilde hidrolizi sonucu olumaktadır (Eaton ve Groopman, 1994). Glukurono ve Sulfokonjugasyon: Hepatositler de, in vivo ve in vitro koullar da, aflatoksinlerin safra ve idrarla atılan glukurono ve sulfokonjuge metabolitleri halinde ekillenmektedir (ener ve Yıldırım, 2000). Aflatoksin ve AFM 1 in glukuronidasyonu AFB 1 in safrada ki metabolitidir (Eaton ve Groopman, 1994).
29 Zehirlilikleri Aflatoksinlerin meydana getirdii hasarın genilii yada toksisitesi, evcil ve deney hayvanlarında çevresel faktörler, maruz kalma süresi, doz yani tüketilen gıdalarla alınan toksinin miktarına ve çeidine, hayvanın duyarlılıına, türe, cinsiyet, ırk, ya, salık, ve beslenme durumuna göre deimektedir. Zehirlilikleri ayrıca, riboflavin ve ııa maruz kalmakla, vitamin B 12, karoten ve protein noksanlıklarında artmaktadır (Beltz ve Spain, 1998, Kaya ve ark., 2002). Bütün türlerde genç hayvanlar, aflatoksinlerin etkileri bakımından ergin hayvanlardan daha duyarlıdır. Gebe ve gelimekte olan hayvanlar, genç hayvanlardan daha az duyarlı fakat ergin hayvanlardan daha çok duyarlıdır Evcil hayvanlar içinde erkekler diilerden daha duyarlıdır; bu durum aflatoksinlerin metabolizmasına cinsiyet hormonlarının karıtıı fikrini vermektedir (Cassel ve ark., 1989, Kaya ve ark., 2002). Aflatoksinler içerisinde zehirlilii en güçlü olanı AFB 1 dir, bunu azalan sırayla AFG 1, AFB 2 ve AFG 2 izlemektedir (Çelik, 2001). Genel bir kural olarak, büyümekte olan kümes hayvanlarında, günlük besindeki aflatoksin 20 ppb den fazla alınmaması gerekmektedir. Bununla beraber 20 ppb den daha düük seviyelerde besinlerde alınımı hastalıa karı dirençlerini azaltabilir.tavuklar genellikle genç kulardan daha yüksek seviyeleri tolere edebilir, fakat seviyesi 50 ppb den daha az olması gerekir (Ferrer, 2005). Aflatoksinlerin öldürücü miktarlarına karı hayvanlar arasında önemli bir ayrım vardır. Buna göre; ördek, alabalık, kedi, köpek, hindi gibi hayvanlar en duyarlı; at, sıır, koyun, keçi, sıçan, kobay, bıldırcın gibileri orta derecede duyarlı; fare ve maymun ise en az duyarlı hayvan türleri olarak kabul edilmektedir (Kaya ve ark., 2002). Aflatoksin bütün kümes hayvanlarını etkiler ve genellikle yüksek seviyelerde ölümlere sebep olmaktayken, uzun süre düük seviyelerde gıdalarla alınması zararlı
30 etkilere neden olmaktadır. Kümes hayvanlarının genç olanları, özellikle ördek ve hindiler aflatoksinlere karı oldukça duyarlıdır (Ferrer, 2005). Bunları azalan sırayla kaz, sülün, tavuk ve beç tavuu izlemektedir. Ördek ve hindilerin ileri derecede duyarlılık göstermeleri stokrom P450 sistemleriyle son derece etkin metabolitlere çevrilmeleriyle ilgilidir (Kaya ve ark., 2002). Çizelge 4: Bazı hayvanlarda AFB 1 in aızdan ÖD 50 deerleri (Kaya ve ark., 2002) Hayvan türleri ÖD 50 mg/kg Günlük ördek 0,3-0,6 Süt emen tavan 0,3-0,5 Alabalık (100g) Ergin ve genç köpek Ergin kedi Sıır, buzaı Koyun ve keçi 2.0 At ve tay 2.0 Maymun Kobay Erkek sıçan: günlük 3 haftalık ergin Dii sıçan: 3 haftalık Ergin Fare >60.0 Legorn, 4 aylık Ergin New hampshire 2.0 Çizelge 5: FDA ya göre besin ve yem katkı maddelerinde, aflatoksinlerin etkin seviyesi (Harper, 2003) Ürünler: Konsantrasyon Ppb nsanlar için belirtilen süt hariç bütün ürünlerde 20 Süt 0.5 (M 1 ) Sütçü sıırlar ile henüz gelimemi hayvanlar için mısırda 20 Etçil sıırlar, domuz ve gelimi kümes hayvanları için mısır ve yer 100 fıstıında Domuz için mısır ve yer fıstıı ürünlerinde 200 Etçil sıırlar için mısır ve yer fıstıı ürünlerinde 300
31 Etkileri: Aflatoksin zehirlenmelerinin klinik belirtileri karakteristik deildir (Blaney, 2002). Hayvanların duyarlılıı ve alınan toksinin miktarına balı olarak aflatoksinler akut, subakut ve kronik nitelikte zehirlenmelere yol açmaktadır (Çelik, 2001). Hayvan türleri, aflatoksinlerin akut ve kronik toksisitesine ve duyarlılıklarına göre farklı cevap vermektedir. Hayvan türlerinin hiçbiri, aflatoksinlerin akut toksik etkilerine dirençli deildir (Bommakanti ve Waliyar, 1999). Aflatoksinler, çiftlik hayvanlarında, kümes hayvanlarında ve insanlarda son derece toksiktir. Düük konsantrasyonlarda bile kontamine yemlerin tüketimi, aflatoksinlere duyarlı hayvanlarda 72 saat içinde ölüme yol açmaktadır (Cassel ve ark., 2005). Aflatoksinler, yüksek toksisiteye sahip olmaları nedeniyle vücuda alındıklarında akut veya kronik olarak seyreden aflatoksikozis denilen mikotoksikozis vakalarına yol açmaktadır (Gürses ve ark., 2002). AFB 1 öncelikle hepatosellüler karsinom oluturur, ancak mide karsinomu ile kolon adenokarsinomuna da yol açabilmektedir. AFB 1 en kuvvetli karacier karsinojenidir, dier aflatoksinler daha zayıf etkilidir. AFG 1 böbrek tümörleri, AFB 2 karacier tümörü oluturmaktadır (Erol, 1999). Aflatoksinler, hayvanların bir çeit immun sistem baskılayıcısıdırlar ve canlıyı çeitli mikroorganizmaların enfeksiyonuna duyarlı hale getirmektedir (Dwayne ve Thrasher, 2005). Akut aflatoksikozis: Aflatoksinlerle akut zehirlenmede hayvanlarda ani ölüm veya itahsızlık, solunum güçlüü, burun akıntısı, durgunluk, anemi, öksürük, kanlı ishal, çırpınmalar, bitkinlik, akut karacier hasarı, kapillar damar dayanıklılıında azalma, organlarda kanama ve hızlı ölümler görülmektedir (Çelik, 2001). Yüksek dozda aflatoksin alınımı sonucu oluan akut aflatoksikozisin hedef organı karacierdir. Aflatoksinlerin karaciere maruziyetinden sonra lipid infiltrasyonu, hepatositlerde nekroza ya da ölüme yol açmaktadır (Bommakanti ve Waliyar, 1999).
32 Subakut aflatoksikozis: Subakut olgular da karacier hasarı, itahsızlık, diare, immun sistemde baskılanma, sarılık, hematom, kanamalı baırsak yangısı ve trombosit sayısında azalma dikkati çekmektedir. Kanın pıhtılama yeteneinin bozulması ve kapillar damarların kolayca çatlayabilmeleri sonucu vücudun mukoz zarları ve boluklarında yaygın kanamalar dikkati çekmektedir (Cardwell, 1999, Kaya ve ark., 2002). Kronik aflatoksikozis: Kronik aflatoksikozisin en belirgin belirtisi, besini reddetme, büyüme oranında azalma, yemin deerlendirilmesinde azalma bunlara ilaveten halsizlik, aırlık kaybı ve hafif diare görülebilmektedir. Anemi, subkutaneoz hemoraji aflatoksikozisin semptomlarındandır (Cassel ve ark., 1989). Ayrıca burun derisinde kuruma ve soyulma, rektum prolapsı, karacier hasarı, serum indikatör enzimler ile bilurubin, kolestrol gibi kan bileenlerinin seviyesinde yükselme ve abdominal bolukta ödem ile karakterizedir. Aflatoksinle kontamine gıdaları yiyen süt sıırlarında, süt üretiminde azalma olabilmektedir (Harris ve Staples, 1992) Türlere Göre Aflatoksinlerin Etkileri: Sıır Gıda alımı ile besinden yararlanma oranında azalma, süt üretiminde düme, üreme performansında azalma, karacier hasarı ve immun sistemin baskılanması balıca görülen etkilerdir (Vincelli ve ark., 2003). Kilo kaybı, anoreksi ve depresyonla seyreden doal aflatoksikozise danalar çok duyarlıdır (Ferrer, 2005). At Aflatoksikozisin deneysel vakalarında, anoreksi, depresyon, titreme, kırmızı kahverengi idrar yada kanlı feçes gözlemlenmektedir (Eaton ve Groopman, 1994).
33 Kanatlı Aırı miktarda ve uzun süreli aflatoksin tüketiminde akut aflatoksikozis meydana gelmekte ve bu durumda asıl hedef organ karacier olup, kanatlılar da depresyon, itahsızlık, kansızlık, burun akıntısı, kanama, halsizlik, solunum güçlüü, tüylenme bozukluu, kanlı ishal ve yüksek ölüm oranı gibi etkileri bulunmaktadır (Parlat ve ark., 2005). Aflatoksiler, karacier dejenerasyonu ve tümörü, büyümede gerileme, yumurta üretiminde azalma ve immun sistem fonksiyonlarında yetersizlikler meydana getirmektedir (Sonal ve Oruç, 2000). Domuz Gıda alımında azalma, büyüme oranında azalma ve immun sistem baskılanması görülmektedir (Frank ve Floyd, 2000). Ayrıca ikterus, hemoraji, aırlık kaybı ve akut ölüm görülebilmektedir (Eaton ve Groopman, 1994). Köpek ve Kedi Aflatoksikozis sonucu köpek ve kedide anoreksi, kusma, depresyon, ikterus, poliüri, polidipsi, hemoraji ve pulmoner ödem, immun sistem baskılanması ve paraziter, viral, bakteriyel enfeksiyonlara duyarlılıkta artı gözlenebilmektedir (Agag, 2004). Tavan Aflatoksinlere aırı duyarlılıı nedeniyle deneysel çalımalarda en çok kullanılan memelidir. Yem ve su tüketiminde azalma, kilo kaybı, dehidratasyon ve uyuuklukla karakterizedir (ener ve Yıldırım, 2000). Dier Türlerde Aflatoksinlere balıklar da duyarlıdır. Balıklarda, yem ve su tüketiminde azalma, kilo kaybı, dehidratasyon, anemi, immun sistem baskılanması, paraziter,
34 viral ve bakteriyel hastalıklara duyarlılıkta artı gözlenebilmektedir (Royes ve Yanong, 2002) Tanı Aflatoksin zehirlenmelerinin tehisi genelde zordur ancak klinik bulgular, patolojik bulgular ve immun sistemin baskılanmasından dolayı ortaya çıkan infeksiyöz hastalıklar ile tanı yapılabilmektedir (Cassel ve ark., 2005). Aflatoksin zehirlenmeleri, kanın pıhtılamasındaki bozukluktan dolayı pıhtılamayı engelleyen maddeler (varfarin, dikumarol), karaciere olan etkilerinden dolayı karbon tetraklorür, pirazolidin alkoloidleri ve kömür katranı zehirlenmeleriyle karıabilmektedir (Çelik, 2001). Aflatoksinlerin belirlenmesi için birkaç metod gelitirilmitir, balıca rutin olarak kullanılan bu metodlar; HPLC, TLC ve ELISA dır (Stroka ve Anklam, 2002) Aflatoksin Oluumunun Önlenmesi Gıda ve yemlerde aflatoksin oluumunun önlenmesi büyük önem taımaktadır. Aflatoksin oluumunun önlenmesinde öncelikle hammaddenin tarlada geliimi, hasatı, depolanması, nakliyesi, ürüne ilenmesi ve ürün elde edilmesi aamalarındaki küf kontaminasyonunun engellenmesi veya en aza indirilmesi önem taımaktadır. Mikrobiyal kontaminasyonu tarlada kontrol altında tutmak çok güçtür. Ancak mikrobiyal kontaminasyon ürünün hasatı ve onu izleyen aamalarda alınacak hijyen ve sanitasyon önlemleri ve bilinçli uygulamalarla büyük ölçüde engellenebilmektedir (Özkaya ve Temiz, 2003). Uygun, güvenilir ve dier maddelerle etkilemeyen maddelerle tahıllar, yem ve yem hammaddelerinde küflenmeye karı koruyucu uygulamalar yapılmalıdır. Bu amaçla en çok kullanılan maddeler laktik asit, sorbik asit, asetik asit, benzoik asit, propiyonik asit ve tuzlarıdır. Zeolite, bentonite gibi mineral killer sodyum kalsiyum
Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ
Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ ığa Etkileri Süreyya ÖZCAN 16-17 Ekim 2007, Bursa Hayvan Yeminde Bulunan Mikotoksinler Aflatoxin B1, B2, G1, G2 Deoksinivalenol (DON, vomitoxin)
Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria
Mikotoksin nedir? Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria belirli nem ve ısı koşullarında oluşturdukları fungal metabolitler En sık karşılaşılan mikotoksinler; o aflatoksinler, o okratoksin, o trikotesen,
GIDALARDA MİKOTOKSİN
GIDALARDA MİKOTOKSİN GİRİŞ Küfler doğada yaygın olarak bulunurlar. Toprakta ve çevrede bulunurlar. Sporlar havada hareket ederler. Böcekler taşıyıcıdır. Kontaminasyon Ürünün yetiştirilmesi sırasında araziden
- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır.
semptomları ketozisin belirtilerine benzer. yem tüketiminin durması veya kesilmesi, sınırlı bağırsak hareketi, normal vücut ısısı, süt veriminin azalması, halsizlik ve rahatsızlık ortaya çıkar. - Çok genel
Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.
Mikotoksinlerin Önemi ve Mikotoksin Test Metotları Dilek ÇİMEN TÜBİTAK ATAL 8-9 EKİM 2008 İZMİR MİKOTOKSİNLER Mikotoksinler, Mantarlar tarafından uygun ortam, ışık,sıcaklık ve nem şartlarında sentezlenen
Yemlerde Bulunan Toksinler ve Hayvanlar Üzerindeki Etkileri
GÜLŞAH ÜSTÜN ATB Özel Gıda Kontrol Toksin Bölüm Teknikeri YEM BİTKİLERİ KALİTESİ VE YEMDE MİKOTOKSİNLERİN ÖNEMİ Yem kalitesi hayvan performansı, yem değeri ve sonuçta karlılık veya kazanç üzerinde doğrudan
TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox
TOKSİN BAĞLAYICILAR - Captex T2 - Sorbatox MİKOTOKSİNLER: Bazı mantar türlerinin normal hayati fonksiyonlarının sonucunda oluşan metabolitlerdir. Bilimsel olarak adlandırılmış 200 den fazla mikotoksin
Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları
Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları Yem, Tahıl ve Yağlı tohum matrislerinde LC-MS/MS ile Mikotoksin ve Aflatoksin Kalıntısı miktarlandırma analizi, aplikasyon Çalışması. (Varian 320 MS Tandem Gold
Toksin İnaktivatörü. DAHA YÜKSEK Yem Hijyeni Yem Alımı Et Hijyeni Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık
Toksin İnaktivatörü DAHA YÜKSEK Yem Hijyeni Yem Alımı Et Hijyeni Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık MIKOTOKSINLERDEN KAYNAKLANAN SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON agrabond DENGELENMİŞ
Nebahat POLAT Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı Tez Yöneticisi: Doç. Dr. Mehmet GÜL
ERZURUM İLİNDEKİ BAZI SÜT SIĞIRI İŞLETMELERİNDE KULLANILAN KABA, KONSANTRE VE KARMA YEMLERDE TOTAL AFLATOKSİN, AFLATOKSİN B 1 VE OKRATOKSİN İLE SÜTTE AFLATOKSİN M 1 DÜZEYLERİNİN TESPİTİ Nebahat POLAT Hayvan
Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.
VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,
VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR
VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,
KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?
Tükettiğimiz imiz gıdalarg daların n güvenilirlig venilirliği i hayati derecede önemlidir KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz
Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen
GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Tükettiğimiz gıdaların güvenilirliği hayati derecede önemlidir Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz gıdalar
Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları
Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hayvan Beslemede Vitamin ve Minerallerin Önemi Vitaminler, çiftlik hayvanlarının, büyümesi, gelişmesi, üremesi, kısaca yaşaması ve verim vermesi için gerekli metabolik
Gıda Güvenliği: Mikotoksinler
Alınmıştır: Council for Agricultural Science and Technology, Ames, Iowa, USA, Task Force Report No. 139 January 2003 Gıda Güvenliği: Mikotoksinler Prof.Dr. Dilek Boyacıoğlu İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü
MIKOTOKSINLERIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON
Toksin İnaktivatörü DAA YÜKSEK Yem ijyeni Yem Alımı Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık MIKTKSINLERIN NEDEN LDUĞU SAĞLIK VE PERFRMANS KAYIPLARINA SN UNIKE PLUS VE UNIKE T, DENGELENMIŞ FRMÜLASYNA
Vitaminlerin yararları nedendir?
Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin
Toksisiteye Etki Eden Faktörler
Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında
Mikotoksinler bazı küfler tarafından üretilen toksik metabolizma ürünleridir.
MİKOTOKSİNLER Mikotoksinler bazı küfler tarafından üretilen toksik metabolizma ürünleridir. Mikotoksin üreten küfler arasında Aspergillus, Penicillium ve Fusarium yer almaktadır. İnfekte yem ve besin maddelerini
Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR
Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest
Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.
Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin
İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU
İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 1. Dünya hayvan üretimi 2. Kanatlı eti üretimi 3. Yumurta üretimi 4. Kanatlı üretiminin geleceği 5. Dünya yem üretimi 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN
Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN
Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin
T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BESİN HİJYENİ ANABİLİM DALI VHB YL 2011-0004
T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ BESİN HİJYENİ ANABİLİM DALI VHB YL 2011-0004 Ayşe HAZER DANIŞMAN Doç. Dr. Ergun Ö. GÖKSOY AYDIN - 2011 T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK
Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ. Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü
Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Mikrobiyal kaynaklı Kimyasal kaynaklı Alerjik Diğerleri Zayıf hijyenik koşullar Gıda üretiminin büyük
Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..
Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir
Hayvansal Gıdalarda Veteriner İlaç Kalıntıları
Hayvansal Gıdalarda Veteriner İlaç Kalıntıları Ruhsatlı Müstahzar 2007 Yılı (Mart) : 1649 Müstahzar; 1151 Yerli+498 İthal Kullanımda Olan: 500-600 Antibibakteriyel: 363 Dolayında Antelmintik: 145 Dolayında
Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA
Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıda; Yetiştirilmesinde ve işlenmesinde tohumdan son
Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX
Karaciğer koruyucu DAHA İYİ Karaciğer fonksiyonu Antioksidan aktivite Protein sentezi Anti-fibrotik aktivite Süt Verimi Süt Proteini Metabolik Sağlık Performans Bağışıklık Karlılık DAHA SAĞLIKLI, DAHA
HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER
HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER A)HİDROJEN PEROKSİT Hidrojen peroksit; ısı, kontaminasyon ve sürtünme ile yanıcı özellik gösteren, renksiz ve hafif keskin kokuya sahip olan bir kimyasaldır ve
TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF
DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com
15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ
15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden
GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR. Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır.
GIDA KAYNAKLI HASTALIKLAR Gıda orijinli hastalıklar gıda zehirlenmesi gıda enfeksiyonu olarak 2 ana gruba ayrılır. Gıda Enfeksiyonu: Patojen bir m.o ile kontamine olmuş bir gıdanın yenmesi sonucu oluşan
OKUL ÇAĞINDA BESLENME
OKUL ÇAĞINDA BESLENME Doç. Dr. Yeşim ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi Nisan 2008-İZMİR ADÖLESAN DÖNEM 1. Biyolojik değişim BÜYÜME
ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz
ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *
Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı
Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı
2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları
B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine
Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları I
Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları I GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Pestisitlerin bazıları toksikolojik açıdan bir zarar oluşturmazken, bazılarının sinir sistemi üzerine toksik, mutajen hatta karsinojen
A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları
A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları TAHIL ve TAHIL ÜRÜNLERİNİN SINIFLANDIRILMASI Tahıl, Graminiae familyasının tohumları olan buğday, çavdar,
Yağlar ve Proteinler
Yağlar ve Proteinler Yağlar Yağlar, yağ asitleri ve gliserolden oluşmuş organik bileşiklerdir. Yağlar en ekonomik enerji kaynaklarıdır. Yağlar aynı miktardaki karbonhidrat ve proteinlerin iki katından
GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI
GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Hayvanlarda ilaç, hormon, vitamin, mineral md. vb maddeler neden kullanılır? Hastalıkların
YGS ANAHTAR SORULAR #3
YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun
GIDA ve TARIM KİMYASI LABORATUVARI TEST VE ANALİZLERİ - 2015
BİTKİSEL VE HAYVANSAL YAĞ ANALİZLERİ GT 1 KIRILMA İNDİSİ TS 4960 EN ISO 6320 50 GT 2 ÖZGÜL AĞIRLIK (YOĞUNLUK) TS 4959 40 GT 3 İYOT SAYISI (Katı ve Sıvı Yağlarda) EN ISO 3961 60 GT 4 İYOT SAYISI (Ekstre
Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
Gübre Kullanımının Etkisi
1 Gübre Kullanımının Etkisi Tarımsal üretimi artırmanın en kolay yollarından biri gübre Dünyada gübre kullanımı sürekli artıyor. En çok tüketilen azotlu ve fosforlu gübreler Kirlilik açısından ahır gübresi
Toksin Bağlayıcıların Süt ve Süt Ürünlerinde Görülen Aflatoksini Önlemedeki Başarısı
Katkı Servis Rm-42 Syf 242-250 Toksin Bağlayıcıların Süt ve Süt Ürünlerinde Görülen Aflatoksini Önlemedeki Başarısı KONU İLGİ Sütte Görülen Aflatoksin M1 i Önlemede En Etkili Yöntem: Toksin Bağlayıcılar
Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU
Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU 173 Prof. Dr. Sedat BOYACIOĞLU Hiçbir canlının beslenmeden yaşamını sürdürmesi mümkün değildir. Bu, her yaşta olmak üzere, insanlar için de geçerlidir. Özellikle bebekler ve
Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.
ELMANIN FAYDALARI Günde bir elma doktoru evden uzak tutar. Elmanın Sağlığa Faydaları Elma A, E, B6, C, K vitamin kaynağıdır, bunun yanında yüksek miktarda potasyum ve çeşitli mineralleri içeren su içerir.
SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ
SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan
Gıda Zehirlenmesi ve Önlenmesi
(16.12.2001) İçindekiler... 1 Gıda Zehirlenmesi Nasıl Oluşur?... 1 Gıdalara Nasıl Bulaşma Olur?... 2 Gıda Zehirlenmesi Nasıl Önlenir?... 3 Bazı Yaygın Gıda Zehirleyen Bakteriler... 3 Salmonella... 3 Bacillus...
Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da
Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü
SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ
SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ Sudan Sofraya Balık Güvenliği Ülkeler, insan yaşamı ve sağlığı için yüksek düzeyde bir koruma güvencesi sağlamak zorundadırlar. Bu yaklaşım çerçevesinde güvenli ve sağlıklı
DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık
ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX
NORMAL ÖĞRETİM DERS PROGRAMI
NORMAL ÖĞRETİM DERS PROGRAMI 1. Yarıyıl 1. Hafta ( 19.09.2011-23.09.2011 ) Gıda maddelerinin kalite kriterleri Beslenmeyle ilgili genel bilgilerin verilmesi Gıda güvenliği Halk Sağlığı Zoonoz enfeksiyonlarla
CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ
1 CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ Canlıların temel bileşenleri; inorganik ve organik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. **İnorganik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenemezler. Dışarıdan hazır olarak
ASPERGİLLUS. Doç.Dr.Paşa GÖKTAŞ HNH İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği
ASPERGİLLUS Doç.Dr.Paşa GÖKTAŞ HNH İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Toplu Yaşam Ortamlarındaki Mantarlar Tıbbi önemi olan mantarlar: Küfler ve mayalardır. Optimal üreme için : Uygun
MKRODALGA, UV VE HOT PLATE LE BOZUNDURULMU SRKE ÖRNEKLERNDE KADMYUM, KURUN VE BAKIR ÇERNN POTANSYOMETRK SIYIRMA ANALZ LE NCELENMES
T.C. EGE ÜNVERSTES FEN FAKÜLTES KMYA BÖLÜMÜ MKRODALGA, UV VE HOT PLATE LE BOZUNDURULMU SRKE ÖRNEKLERNDE KADMYUM, KURUN VE BAKIR ÇERNN POTANSYOMETRK SIYIRMA ANALZ LE NCELENMES Danıman: Doç. Dr. H. smet
CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER
CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı
Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri
Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın
BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK
BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK Beslenme İle İlgili Temel Kavramlar Beslenme: İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması, Yaşam kalitesini artırması için
MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI
MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar
SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE
SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE Sağlıklı büyümek ve gelişmek için yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. BESLENME İnsanın yaşına, cinsiyetine, çalışma ve özel
BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA
BİYOİNORGANİK KİMYA 5. HAFTA ESER ELEMENTLER İnsan vücudunda en yüksek oranda bulunan element oksijendir. İkincisi ise karbondur. İnsan vücudunun kütlesinin %99 u sadece 6 elementten meydana gelir. Bunlar:
Kanatlı Hayvan Hastalıkları
Kanatlı Hayvan Hastalıkları Kanatlı sektörü ile ilgili genel bilgiler 1930 Merkez Tavukçuluk Enstitüsü 1952 Saf ırkların ilk kez ithal edilmesi 1963 Damızlık (Parent stock) ithali 1970 Yatırımlarda artma
Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,
YEMLERİ EVREK & ÇİPURA L 1 Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, Çipura ve Alabalık yemlerinin
HİJYEN VE SANİTASYON
HİJYEN VE SANİTASYON TEMİZLİK+ HİJYEN= SANİTASYON Bulunduğumuz ortamda hastalık yapan mikroorganizmaların hastalık yapamayacak seviyede bulunma durumuna hijyen denir. Sağlıklı (temiz ve hijyenik) bir ortamın
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Tavukçuluk Araştırma İstasyonu Müdürlüğü (20-25 Temmuz 2013 Madagaskar Ziyareti) Serdar KAMANLI Ankara-2013 1 Sunu Akışı Madagaskar Madagaskarda yaptığımız
Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA CIVCIV IÇIN OVOLYX!
Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta verimi Kabuk kalitesi Civciv kalitesi Döllülük Çıkım oranı Karaciğer sağlığı Bağırsak sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA
Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile
Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile uygulanan kültürel önlemlerden biri de tarım ilacı uygulamalarıdır.
Determination of Some Chemical Properties and Aflatoksin M1 of Raw Cow Milk Produced on Iğdır and Region
ICNASE 16 International Conference on Natural Science and Engineering (ICNASE 16) March 19-20, 2016, Kilis Determination of Some Chemical Properties and Aflatoksin M1 of Raw Cow Milk Produced on Iğdır
Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL
Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI
SAYI: 2012/Rm-33 SAYFA: 171-178 SÜTTE GÖRÜNMEZ TEHLİKE; AFLATOKSİN M1 NASIL ÖNLENİR?
SAYI: 2012/Rm-33 SAYFA: 171-178 SÜTTE GÖRÜNMEZ TEHLİKE; AFLATOKSİN M1 NASIL ÖNLENİR? KONU Sü e An biyo k ve Aflatoksin İLGİ RUMINANT BESLEME KELİMELER Sü e An biyo k ve Aflatoksin Kalın sı Sü e An biyo
Önemli bir yem hammaddesi: Mısır
Önemli bir yem hammaddesi: Mısır Besinsel Özellikleri Mısır; diğer tahıllar, tahıl yan ürünleri ve enerji sağlayan diğer hammaddeler ile karşılaştırıldığında standart bir hammaddedir. Birçok kanatlı rasyonunda
T.C. ÇORUM TİCARET BORSASI AYLIK BORSA BÜLTENİ. Ortalama Fiyat. Enaz Fiyat. Ençok Fiyat ÇELTİK ,073, KG 26,394,903.
Tarih: 0/2/208 HUBUBAT. ARPA ARPA YEMLİK T.C. Sayfa: - 0 ARPA YEMLİK MTS 0.70.6 0.9708 2,207,222.00 KG 2,42,677.08 272 ARPA YEMLİK TTS 0.8.4.043 4,872,880.00 KG 5,083,095.04 72 ARPA YEMLİK ı: 7,299,545.82
ISO 22000 TEHLİKE VE RİSK ANALİZİ TALİMATI
SAYFA NO 1/5 1. AMAÇ Bu talimatta; - ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi içerisinde işletmede muhtemel olan bütün tehlikelerin veya risklerin tespit edilmesi, - Mevcut tehlike ve/veya risklerin tanımlanması,
1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.
1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? 3- Aşağıdakilerden hangisi Zararlı Madde sembolüdür? 4- Aşağıdakilerden hangisi Oksitleyici (Yükseltgen)
BAZI GIDALARIN AFLATOKSİN İÇERİĞİNİN HPLC METODU İLE TAYİNİ
BAZI GIDALARIN AFLATOKSİN İÇERİĞİNİN HPLC METODU İLE TAYİNİ H. Sibel KARAPINAR Yüksek Lisans Tezi Kimya Anabilim Dalı Analitik Kimya Programı Prof. Dr. Fevzi KILIÇEL Ocak 2013 T.C KARAMANOĞLU MEHMETBEY
NIRLINE. NIRLINE ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır!
ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini, Sürdürülebilir Besleme ile Sizi Geleceğe Taşır! KONU Yağ Asidi Profillerinin Hayvan Beslemedeki Önemi ve Analizleri İLGİ ile Ham Maddelerinizde Yağ Asidi Tayini,
YETERLİ DENGELİ BESLENME
YETERLİ DENGELİ BESLENME Yeterli ve dengeli beslenme için günlük ihtiyaç duyulan ENERJİ ve BESİN ÖGELERİ besinlerle vücuda alınır. BESİNLER Besinler içerdikleri besin ögelerine göre 5 TEMEL BESİN GRUBU
Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)
- Azotlu bileşikler Su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde oksijen gereksinimi karşılandığı takdirde üretimi sınırlayan ikinci faktör azotlu bileşiklerin birikimidir. Ana azotlu bileşikler; azot gazı
Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Akreditasyon Kapsamı
Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/5) Uzman Kalite Eğitim Danışmanlık Ve Laboratuvar Hizmetleri Ltd.şti Deney Laboratuvarı Akreditasyon No: Adresi :Mecidiye mah. Bestekar Şevki bey, Sok 32, Balmumcu
SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI
SU ÜRÜNLERİ SAĞLIĞI BÖLÜM BAŞKANLIĞI Hacı SAVAŞ-SÜMAE, Su Ürünleri Sağlığı Bölüm Başkanı Su Ürünleri Sağlığı Bölüm Başkanlığı enstitümüz bünyesinde faaliyet gösteren bölümlerden birisidir. 2000 yılı başından
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNDE OKRATOKSİNLER ÖZET
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİNDE OKRATOKSİNLER ÖZET Okratoksinler çeşitli Aspergillus ve Penlcillium türleri tarafından sentezlenen toksik metabolitlerdir. Bunlar içerisinde okratoksin - A (OT-A) en fazla toksik
Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var
Bilinen, 5000 den fazla fonksiyonu var KARACİĞER NEDEN ÖNEMLİ 1.Karaciğer olmadan insan yaşayamaz! 2.Vücudumuzun laboratuardır. 500 civarında görevi var! 3.Hasarlanmışsa kendini yenileyebilir! 4.Vücudun
SARGEM Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı
Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi İktisadi İşletmesi Stratejik Ürünler Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi SARGEM Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi bünyesinde kurulan,
BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI
BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği
Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu
Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik 2. Ders YB 205 Beslenme İkeleri 2015 Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr BESLENME Dünya Sağlık Örgütü (WHO-DSÖ)
Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.
Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de
Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM
Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans
Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik. Antalya, 28 Ekim 2017
Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik Antalya, 28 Ekim 2017 lqueiros@lallemand.com Footer Text 12/4/2017 1 Tanım: mikotoksin nedir ve ne yapar? Silajdaki küfler Bilinen binlerce küf
Termofilik kampilobakterler
Kampilobakteriyoz Termofilik kampilobakterler C.jejuni C.coli C.lari (insan) C.upsaliensis (köpek) 42 0 C de üreme % 3 lük süksinik asit % 0.5 lik guluteraldehid Su tankları ve daldırma kazanlarında klor
MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler
MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik
YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?
YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR? Vücudun, büyümesi yenilenmesi çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarda alınmasıdır. Ş. İKİBUDAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ SAĞLIKLI BİR Y AŞAMIN
03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) 03.01. EMS Yönteminde Dilüsyon Kavramı
03. En Muhtemel Sayı (EMS) Yöntemi (5 li EMS) En muhtemel sayı yöntemi, tüp dilüsyon yönteminin gelitirilmi eklidir. Bu yöntemde, materyalden FTS ile standart 1 : 9 oranında dilüsyon yapılır. Dilüsyonlardan
Süt sığırı işletmelerinde gizli tehdit Hipokalsemi, Jac Bergman, DVM, 28 Ekim 2017
Süt sığırı işletmelerinde gizli tehdit Hipokalsemi, Jac Bergman, DVM, 28 Ekim 2017 Buzağılama döneminde kalsiyum metabolizması Hipokalsemi riski yaş ilerledikçe büyür Klinik hipokalsemi: İlk laktasyon:
TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ )
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ ) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; insan tüketimine yönelik yenilebilir kazeinler
ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ. Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi
ORMANCILIK İŞ BİLGİSİ Hazırlayan Doç. Dr. Habip EROĞLU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi 1 Verim Arzının Zaman İçinde Değişimi Verim Arzının dış görünümü olan iş verimi işin tekrarlanması
GRUP A Anabolik etkiye sahip maddeler ve kullanımına izin verilmeyen maddeler
Ek-1 GRUP A Anabolik etkiye sahip maddeler ve kullanımına izin verilmeyen maddeler (1) Stilbenler, stilben türevleri ve bunların tuzları ve esterleri (2) Antitroid ajanları (3) Steroidler (4) Zeranol içeren
Kanatlı Beslemede Yemler Antibesinsel Ögeler ve Etkileri
Kanatlı Beslemede Yemler Antibesinsel Ögeler ve Etkileri 2017-2018 ZZT424-Kanatlı Hayvan Besleme Ders Notları Prof.Dr.Necmettin Ceylan Ankara Üniversitesi-Ziraat Fakültesi-Zootekni Bölümü Fitik Asit, Fitin