Ceza B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ceza B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?"

Transkript

1 Ceza B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Ceza fiziksel acı içermek zorunda değildir. Doğru uygulandığı takdirde, ceza tek bir denemede davranışta kalıcı bir baskılama yaratabilir. Cezanın etkililiği, cezanın aralıklı ya da bir gecikme ile verilmesiyle büyük ölçüde azalır. Bir bireyin cezayı gerektiren bir davranışının, başlangıçta hafif bir şekilde cezalandırılması, bireyi daha sonraki cezaya karşı bağışıklı hale getirir. Bir bireyin cezayı gerektiren bir davranışının, başlangıçta ağır bir şekilde cezalandırılması, bireyi daha sonraki cezaya karşı duyarlı hale getirir. Cezanın etkililiği, alternatif bir davranışın pozitif pekiştirilmesi ile büyük ölçüde artar. Eğer ceza, bir pozitif pekiştirmeyi sinyalliyor veya cezalandırılan davranış bir kaçma tepkisi ise, ceza tepkide bulunmayı hızlandırır. Cezalandırma bir öfke veya engelleme patlaması sonucunda uygulanırsa, etkili cezalandırmaya ilişkin kurallar genellikle ihlal edilmiş olur ve davranışta herhangi bir yapıcı değişikliğe yol açmaz. Tepki-bastırma yordamının başarılı olabilmesi için, sadece istenmedik tepkinin ele alınması değil; ayrıca bireyin diğer aktivitelerinin ve pekiştirme kaynaklarının da dikkate alınması gereklidir.

2 Edimsel koşullama ile ilgili olarak buraya kadar yürütülen çalışmalarda, esas olarak, bir edimsel tepkinin apetetif ya da hoş bir uyarıcının verilmesiyle sonlandığı pozitif pekiştirmeye ilişkin örnekler üzerinde durduk. Oysa, edimsel davranışın itici ya da nahoş uyarıcılarla da kontrol edilebileceği bilinmektedir. Belki de en temel itici kontrol yordamı cezadır (punishment). Bir ceza yordamında, bir itici uyarıcı, bir edimsel tepkide bulunulmasına bağlı olarak verilir. Cezalandırılan bir davranışın tipik ya da beklenen sonucu bu davranışın baskılanmasıdır. Buna karşın, tepkinin ne kadar baskılanacağı sezgisel anlamda çok da açık olmayan, çok sayıda etkene bağlıdır. Ceza, koşullama ve öğrenmede en çok tartışmaya yol açan konudur. Ceza, istismara en çok açık olan ve uygulanması yasalarla denetim altında tutulan tek koşullama türüdür. Buna karşın ceza, fiziksel acımasızlık ve acıyı içermek zorunda değildir. Azarlama, parasal cezalar, uzaklaştırma cezaları, kazanılmış ayrıcalıkların veya pozitif pekiştireçlerin kaybedilmesi, bir takım hakların geri alınması, ve hata üzerine basınçlı su tutma ve ağza limon suyu sıkma gibi çeşitli itinme yaratıcı olaylar da, etkili bir biçimde ceza olarak kullanılmaktadır. Elektrik şoku, diğer itici olay tipleri ile kıyaslandığında, şiddeti ve süresi, daha dakik bir biçimde kontrol edilebildiği için, insanlardan ziyade hayvan araştırmalarında kullanılır. Cezaya ilişkin tartışmalar, 20. yüzyılın başlarında, ilk defa Thorndike tarafından sahneye konuldu. Thorndike (1932), cezanın davranış üzerinde anlamlı ve devamlı değişiklikler yaratmada etkisiz bir yol olduğunu ve bu yüzden de kullanılmaması gerektiğini öne sürdü. Skinner (1953), kendi çalışmalarına dayanarak benzer bir bakış açısı geliştirdi. Toplumda cezanın kullanımını azaltmak için her türlü çabayı göstermemiz gerektiğini; çünkü cezanın zalimce ve etkisiz olduğunu öne sürdü. Cezanın acımasız olup olmadığı, deneysel kanıtlarla belirlenemez. Ancak, tartışmanın bir diğer yönü olan, cezanın etkisiz olduğugörüşü deneysel olarak test edilebilir. Thorndike ve Skinner in önceki iddialarının tersine, bu testler işe koşulduğunda, cezanın bastırılan davranış üzerinde çok etkili olabildiği gösterilmiş ve cezanın doğru olarak uygulanması gerekliliği ortaya konmuştur. Etkili ve Etkisiz Ceza Günlük gözlemlerimiz, Thorndike ve Skinner tarafından öne sürülen cezanın etkisiz olduğu görüşünün sanki doğruymuş gibi algılanmasına yol açabilir. Trafik kurallarını ihlal para cezasıyla ya da diğer nahoş sonuçlarla cezalandırılır. Yine de, kırmızı ışıkta geçen ve taşıt kullanırken konulan hız sınırını aşan insanlar görürüz. Ödevlerini tamamlamadıkları için öğretmenleri tarafından azarlanan öğrencilerin, bir sonraki ödevlerini zamanında tamamlamaları da gerekmez. Bir uyuşturucu satıcısı kokain veya eroin satmaktan tutuklandığında, hapishaneden bırakılır bırakılmaz muhtemelen uyuşturucu satmaya geri dönecektir. Bu örneklerin tersine, bazen ceza, dikkate değer derecede etkilidir. Elektrik prizi ile oynarken kazara şok alan bir çocuk, muhtemelen parmaklarını prize bir daha sokmayacaktır. Kaygan bir merdivenden aceleyle inerken düşen ve bacağını inciten bir kişi, merdivenden sonraki geçişlerinde daha dikkatli olacaktır. İlk binişinde ağırlığını kanonun bir yanına kontrolsüzce verdiği için düşen bir sporcu, bu olaydan sonra kanonun ortasında kalmaya daha çok dikkat edecektir. Neden ceza bazı durumlarda davranışın baskılanmasında çok etkili olurken, diğer durumlarda etkisiz olmaktadır? Öncelikle cezanın başarısız olduğu durumları el alalım. CEZA NE ZAMAN ETKİSİZ OLUR? Sürücülerin hızlı araba kullanmaları ceza ile sonuçlanmasına rağmen, neden sıklıkla hız sınırını aşmaktadırlar? Trafik kurallarında uygulanan ceza, adalet sistemindeki pek çok suça ilişkin ve pek çok sosyal durumla ilgili cezalara benzer. Tüm bu durumlarda ceza davranışın otomatik bir sonucu olarak uygulanmaktan ziyade, bir birey tarafından keyfi bir biçimde uygulanır. Bir polis memuru bir sürücünün çok hızlı gidip gitmediğini ortaya koymak ve bir mahkeme görevlisi de suçun şiddetini tespit edip, hangi cezanın uygulanacağına karar vermek durumundadır. Cezalandırılan tepkiye ve itinme yaratıcı uyarıcıların uygulamasına insanların karar vermesi, cezayı pek çok nedenle etkisiz hale getirebilir.

3 Hız yapan sürücüleri, bir polis memurunun yakalaması gerekliliğinin bir sonucu olarak, sürücüler hız sınırını her aştıklarında yakalanmazlar. Gerçekten de polis tarafından yakalanma olasılığı oldukça zayıftır. Bir sürücü hız sınırı uygulamasını 50 veya daha fazla kez ihlal etmiş, fakat sadece bunlardan birinde devriye polisi tarafından yakalanmış olabilir. Bu bakımdan, burada ceza oldukça yüksek bir aralıkla verilmektedir. Bazı durumlarda sürücü hız yaparken yakalanır. Ancak, büyük bir olasılıkla, bu, sürücü belirli bir süre hız yaptıktan sonra gerçekleşir; diğer bir deyişle, sürücü hız sınırını aşar aşmaz yakalanmayacaktır. Bu bakımdan, ceza, davranışın ilk ortaya çıkışından sonra geciktirilerek verilir. Hemen ödenmesi gerekmediği için, cezanın uygulanması daha da fazla gecikebilir. Hatta, cezaya itiraz için yüksek mahkemeye başvurulabilir ve sonucun alınması aylarca sürebilir. Eğer mahkemeden olumsuz sonuç çıkarsa, uygulanacak ceza, ilk suç olduğu için genellikle daha hafif olacaktır. Büyük bir ihtimalle sürücü sadece para cezasını ödemek zorunda kalacaktır. Eğer sürücü devamlı olarak aşırı hız yaptığı için yakalanıyorsa, daha şiddetli cezalar uygulanır. Yani, ceza başlangıçta hafiftir ve tekrarlanan suçlardan sonra şiddeti arttırılır. Cezanın şiddetindeki böylesi bir dereceli artış, cezanın toplumda kullanımına ilişkin temel bir özelliktir. İstenmeyen bir şey yapan bir kişiye önce bir uyarı ve ikinci bir şans verilir. Sadece tekrarlanan suçlardan sonra, cezalandırmada ciddileşiriz. Cezanın hız konusunda caydırıcı olmakta etkili olmamasının diğer bir nedeni, sürücülerin, devriyelerin ne zaman kontrol edeceğini kestirebilmeleridir. Bazı şehirlerde radyolarda her sabah, radar kontrol noktalarının yerleri anons edilir. Trafik polisinin varlığı da, devriye arabalarının ortamda bulunmasından kolaylıkla çıkarsanır. Pek çok sürücünün arabasında radar devriyelerinin varlığını işaret eden radar detektörleri vardır. Devriye arabaları ve radar detektörleri cezanın varlığı için ayırt edici uyarıcılar oluştururlar. Yani, ceza sıklıkla ayırt edici bir uyarıcı ile sinyallenir. CEZA NE ZAMAN ETKİLİ OLUR Cezanın hızı engellemedeki etkisizliği ile karşılaştırıldığında, neden ceza bir çocuğun parmaklarını elektrik prizine sokmasını engellemekte bu kadar iyi çalışmaktadır? Bir çocuğun elektrik prizi ile oynarken şok alması bunu bir daha asla yapmamasına neden olacak ve çocuk prize karşı güçlü bir korku geliştirebilecektir. Hızlı araba kullanmak ile bir elektrik priziyle oynamayı izleyen ceza arasındaki kritik fark nedir? Birincisi, TABLO 10.1 Cezanın Özellikleri Çok Hızlı Araba Kullanma Durumunda Aralıklı olarak meydana gelir. Gecikmelidir. Başlangıçta itici uyarıcının şiddeti düşüktür. Ayırıcı bir uyarıcı ile sinyallenir. Elektrik Prizine Parmaklarını Sokma Durumunda Her seferinde meydana gelir. Davranıştan hemen sonradır. İtici uyarıcı her zaman çok şiddetlidir. Sinyallenmez. parmaklarınızı elektrik prizine her soktuğunuzda, ceza tutarlı bir biçimde ortaya çıkar. Bunu her yaptığınızda, şok alırsınız. Bir elektrik prizinin elektrotlarına dokunduğunuzda, şok alacağınızı kesinlikle bilirsiniz. Elektrik prizinin doğası gereği elektrotlarında her zaman elektrik bulunması, buraya yapılacak her dokunmanın bir ceza ile sonuçlanacağını garanti eder. İkincisi, ceza hemen davranıştan sonra gelir. Elektrotlara temas eder etmez, şoku alırsınız. İtici uyarıcının verilmesini geciktirecek ayrıntılı bir yakalama ya da karar verme süreci yoktur.

4 Üçüncüsü, ceza ilk alınışında şiddetlidir. Elektrik prizi, elektrotlara ilk dokunduğunuzda size bir uyarı vermez. Cezayı gerektiren ilk tepki ile, örneğin, onuncu tepki aynı şekilde değerlendirilir. Verdiğiniz her tepki, şiddetli bir şok ile sonuçlanır. Son olarak, ceza polis memurunun veya gözlemcinin izlediği zamanlarla sınırlı değildir. Yani, ayırıcı bir uyarıcı ile ceza sinyallenmez. Odada kimin olduğundan bağımsız olarak elektrik prizine elinizi soktuğunuzda, şok alırsınız. Ne zaman cezayı gerektiren tepkide bulunursanız, o zaman şiddetli ve gecikmesiz bir ceza devrede demektir. Etkili ve etkisiz cezanın özellikleri Tablo 10.1 de listelenmiştir. Ceza ile İlgili Araştırma Kanıtları Dikkatlice hazırlanmış deneysel çalışmalarda, elektrik prizinin elektrotlarına dokunma cezasının tüm ayırıcı özelliklerinin önemli olduğu bulunmuştur. Buna ek olarak, araştırma, cezanın etkililiğini kuvvetli bir şekilde belirleyen bir takım ek faktörlerin varlığını ortaya koymuştur. İronik bir biçimde, araştırmaların çoğu Skinner in eski öğrencilerinden Nathan Azrin (Azrin & Holz, 1966) liderliğinde yürütülmüştür. Tamamlayıcı çalışmalar da Church (1969) tarafından yürütülen araştırma programı çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. Azrin, araştırmalarının çoğunda güvercinleri kullanırken, Church laboratuvar sıçanlarını kullanmıştır. Thorndike ve Skinner in önceki iddialarına karşıt olarak, bu deneyler, cezanın davranışta çabuk ve uzun süreli değişiklikler yaratabilmesi açısından oldukça etkili bir teknik olabileceğini göstermiştir. TEPKİ-PEKİŞTİREÇ İZLERLİĞİ Ceza edimsel tepki ile pekiştireç arasındaki pozitif izlerliği içermesi bakımından pozitif pekiştirme ile benzerdir. Pekiştireç, sadece organizma hedef tepkiyi önceden yaptıysa verilir. Ceza ve pozitif pekiştirme arasındaki başlıca fark cezada pekiştirecin itici bir uyarıcı olmasıdır. Diğer edimsel koşullama yordamlarında olduğu gibi cezadaki temel değişken tepki-pekiştireç izlerliğidir. Bu, itici uyarıcının verilme derecesinin hedef tepkinin önceki ortaya çıkışına bağlı olduğu anlamına gelir. Eğer bir itici uyarıcı hedef tepkiden bağımsız olarak uygulanırsa, yordam cezadan ziyade Pavlovian itinme koşullaması biçimindedir. Dördüncü bölümde gördüğümüz gibi, itici uyarıcılarla Pavlovian koşullama korku koşullaması ile sonlanır ve bu devam eden davranışın genel bir baskılanması ya da donma biçiminde ortaya çıkar. Bazı doğal seyrinde giden davranışların baskılanması da ceza yordamından kaynaklanabilir. Buna karşın, ceza aynı zamanda hedef tepkiye özgü bir davranışsal baskılama yaratır (Camp, Raymond & Church, 1967; Goodal, 1984). Davranışsal baskılamanın nereden kaynaklandığı, hedef tepki ve itici pekiştireç arasındaki izlerliğe bağlıdır. Tepki-pekiştireç izlerliği ne kadar güçlü ise, cezadan kaynaklanan baskılanma da o kadar belirli olacaktır. TEPKİ İLE PEKİŞTİREÇ ARASINDAKİ ZAMANSAL ULANIKLIK Daha önce, pozitif pekiştireci betimlerken değindiğim gibi, tepki-pekiştireç izlerliği edimsel bir tepki ile pekiştireç arasındaki ilişkinin sadece bir yönüdür. Diğer önemli bir faktör de hedef tepki ile pekiştirecin verilmesi arasındaki aralıktır. Bir ceza yordamında bu, hedef tepki ile itici sonuç arasındaki aralıktır. Cezada tepki ile pekiştireç arasındaki zamansal ulanıklık pozitif pekiştirmede olduğu kadar önemlidir. Ceza, itici uyarıcı hedef tepkiden sonra gecikme olmaksızın sunulduğunda en etkilidir (Camp ve diğ., 1967). Eğer ceza hedef tepkiden sonra geciktirilirse, davranışta bir miktar baskılanma meydana gelebilir. Ancak, tepkideki baskılanma cezalandırılan tepkiye özgü değildir.

5 Tepki oranı Tepki oranı İTİCİ UYARICININ ŞİDDETİ Cezada tepki-bastırma etkilerinin doğrudan itici uyarıcının şiddeti ile ilişkili olduğu düşünülebilir. Düşük şiddetli cezalar davranışta sadece hafif bir baskılama yaratır. Bunun tersine, şiddetli itici uyarıcıların kullanımı davranışta dramatik bir baskılanmaya yol açar (Azrin, 1960). Daha da önemlisi, ceza şiddetinin etkisi büyük oranda katılımcının ceza ile olan önceki yaşantısına bağlıdır. Genellikle, bireyler, yeni bir ceza düzeyine, daha önce karşılaştıkları cezaya verdikleri tepkiye benzer bir tepkide bulunma eğilimindedirler. Cezaya maruz kalmanın tarihsel etkileri beklenmeyen sonuçlara yol açabilir. Örneğin, daha önceden hafif şiddette bir cezaya maruz kalmış bireyleri alalım. Zayıf itici uyarıcılar, hafif şiddette bir baskılama yaratır. Düşük şiddette cezaya maruz kalan hayvanlar davranışlarında çok az bozulma ile tepki vermeyi sürdürmeyi öğrenirler. Dahası, hafif ceza durumunda çok ısrarlı tepkiler vermeleri, itici uyarıcının daha yüksek şiddetlerine de genellenir (Azrin, Holz,ve Hake, 1963; Miller, 1960). Bunun bir sonucu olarak da hayvanlar cezanın şiddeti arttırıldığında tepkide bulunmaya devam ederler. Bir bakıma, hafif bir itici uyarıcıya maruz kalmak, bireylerin daha şiddetli ceza etkilerine karşı daha dirençli olmalarını sağlar (bkz. Şekil 10.1). İlginç olarak, şiddetli bir ceza tarihçesine sahip olmak bunun tam tersi bir etkiye sahiptir. Başlangıçta şiddetli cezaya maruz kalmak, bunu izleyen hafif düzeydeki cezanın etkisini arttırabilir (bkz. 1. Evre 2. Evre Ceza yok Hafif cezadan sonra Hafif ceza Ceza yok Oturumlar Oturumlar Şekil 10.2). Yüksek şiddetteki itici uyarılma, pekiştirilen ŞEKİL 10.1 Hafif ceza ile olan önceki yaşantıların bağışıklık yapıcı etkileri. 1. Evre boyunca, bir grup denek hafif cezaya maruz kalırken, diğer bir gruba ceza olmaksızın tepkide bulunmaları için izin verilmiştir. 2. Evrede her iki grup da şiddetli ceza almışlardır. (Not: Veriler hipotetiktir.)

6 Tepki oranı Tepki oranı 1. Evre 2. Evre Ceza yok Ceza yok Şiddetli cezadan sonra Şiddetli ceza Oturumlar Oturumlar ŞEKİL 10.2 Şiddetli ceza ile olan yaşantının duyarlılaştırıcı etkileri. 1. Evre boyunca, bir grup denek şiddetli bir cezaya maruz kalırken, diğer bir grubun ceza olmaksızın tepkide bulunmalarına izin verilmiştir. 2. Evre boyunca, her iki grup da hafif şiddetli ceza almışlardır. (Not: Veriler hipotetiktir.) davranışta dramatik bir baskılanma yaratır ve bu yoğun baskılanma durumu, itici uyarıcının şiddeti daha sonra azaltıldığında da devam eder (Church, 1969). Bu yüzden de, hafif ceza, daha önce şiddetli cezalar alan bireylerde, daha önce cezalandırılmayan bireylerle kıyaslandığında, daha şiddetli bir baskılama yaratır. Şiddetli cezaya maruz kalmak katılımcıyı daha sonra gelen hafif itici uyarılmaya duyarlı hale getirir. SİNYALLİ CEZA Bazı ceza izlerlikleri her zaman devrededir. Buna karşın, daha genel olarak (özellikle ceza bir öğretmen veya devriye polis memuru tarafından uygulandığında) ceza izlerliği sadece belirli uyarıcıların varlığında devrededir. Eğer ceza, bir ayırt edici uyarıcı tarafından sinyalleniyorsa, bu yordam ayırt edici ceza (discriminative punishment) olarak adlandırılır. Örneğin, annesi babası evdeyken ve kontrol büyük anne ve büyük baba değilken, oturma odasında koştuğu için bir çocuk azarlanabilir. Bu durumda ceza çocuğun anne babasının varlığı ile bağıntılanan ipuçları tarafından sinyallenecektir. Burada anne baba, ceza için ayırt edici uyarıcılardır.

7 Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi, anne babası tarafından azarlanan fakat büyük anne ve babası tarafından azarlanmayan bir çocuk anne ve babası evdeyken oturma odasında koşmaktan kaçınacak; fakat, büyük anne ve babası evdeyken böyle bir kısıtlama göstermeyecektir. Ayırt edici ceza yordamları davranışın ayırımlı olarak baskılanması ile sonuçlanır (Dinsmoor, 1952). Ayırt edici uyarıcının varlığında tepkide bulunma baskılanır hale gelir, ancak ayırt edici uyarıcının olmadığı zamanlarda tepki kesintisiz bir şekilde ortaya çıkmaya devam eder. Cezalandırılmış bir tepkinin ayırımlı olarak kontrolü problematik olabilir. Bir ebeveyn çocuğunun argo bir dil kullanmaması için, ne zaman küfür etse onu cezalandırmak isteyebilir. Bu, çocuğu, anne babası civardayken küfür etmekten alıkoyabilir, fakat arkadaşlarının yanında küfür etmesini durduramaz. Burada, argo terimler kullanmanın baskılanması ayırt edici kontrol altında olacağı için, ebeveynler hedeflerini gerçekleştiremeyeceklerdir. Diğer durumlarda ise ayırt edici cezalandırma problematik değildir. Eğer bir çocuk dini bir tören sırasında bağırarak konuşmaya başlarsa, muhtemelen çevredekiler tarafından azarlanacaktır. Eğer ceza yordamı etkili ise, çocuk tören boyunca konuşmayı kesecektir, fakat bu onun başka yerlerde gürültülü bir şekilde konuşmasını durdurmayacaktır. Tepkinin sadece kilise töreninde ayırımlı kontrol altında baskılanması problem olmayacaktır. CEZA VE CEZALANDIRILMIŞ TEPKİYİ SÜRDÜREN MEKANİZMALAR Ceza yordamları o ya da bu nedenle, halihazırda ortaya çıkmış olan tepkilere uygulanır. Tipik olarak, cezalandırılmış tepkiler bir çeşit pozitif pekiştirme yoluyla idame ettirilirler. Bu oldukça önemlidir; çünkü cezanın etkileri pekiştirme tipine ve hedef tepkiyi destekleyen pekiştirme tarifesine bağlıdır. Bir çocuk, kilise töreni boyunca, dikkat çekmek için veya bir arkadaşıyla konuşmaktan hoşlandığı için konuşuyor olabilir. Eğer çocuk konuştuğu için azarlanırsa, azarlanmanın iticiliği dikkat çekme ve arkadaşı ile olmanın verdiği hoşluğa karşı çalışır. Ceza yordamının sonucu, bireyin bu maliyet-fayda problemini nasıl çözdüğüne bağlıdır. Genel olarak ceza, eğer hedef tepki sıklıkla pekiştiriliyorsa, hedef tepkinin sadece arada bir pekiştirildiği duruma göre, daha az etkili olacaktır (Church & Raymond, 1967). Cezanın nasıl sonuçlanacağı, aynı zamanda, hedef tepkiyi sürdüren belirli bir pozitif pekiştirme tarifesine de bağlıdır. Değişken ve sabit-aralıklı tarifelerde, ceza genel olarak tepkide bulunmada bir azalmaya yol açar; fakat, davranışın zamansal dağılımı üzerinde herhangi bir değişikliğe yol açmaz (örneğin, Azrin & Holz, 1961). Bunun tersine, edimsel tepki sabit oranlı pekiştirme tarifesi ile sürdürüldüğünde, ceza pekiştirme sonrası duraklamayı arttırıcı bir etki yapar (Azrin, 1959; Dardano & Sauerbrunn, 1964). CEZA VE ALTERNATİF DAVRANIŞLARIN PEKİŞTİRİLMESİ Bir önceki bölümde gördüğümüz gibi, ceza yordamlarının sonucu, hedef tepkide bulunmanın göreli ödül ve bedel ilişkisi terimleriyle analiz edilebilir. Bu ödül-bedel analizi, sadece cezalandırılan tepkiyle değil, aynı zamanda bireyin gösterebileceği diğer aktivitelerle de ilişkilidir. Diğer davranışların pozitif olarak pekiştirilmesi, ceza etkilerinin arttırılmasında güçlü bir tekniktir. (Perry & Parke, 1975). Etkili anne-babalar bu ilkenin oldukça farkındadırlar. Uzun bir araba yolculuğu sırasında, kendi aralarında gürültü-patırtı çıkaran ve yapacak başka şeyleri olmayan çocukların cezalandırılması etkisiz olacaktır. Hikaye dinlemek ya da yeni bir oyuncakla oynamak gibi pekiştirilen bir alternatif aktivitede bulunma fırsatları varken, gürültü-patırtı çıkardıkları için çocukların cezalandırılması, çok daha etkili olacaktır. CEZAYA İLİŞKİN PARADOKSAL ETKİLER Buraya kadar, cezanın, hedef tepkiyi ne derece baskılayacağını belirleyen faktörler üzerinde duruldu. Ceza, cezalandırılan davranış güçlü bir pozitif pekiştirme tarifesi tarafından sürdürülüyorsa, alternatif davranış için herhangi bir pozitif pekiştirme söz konusu değilse ve ceza hafif, gecikmeli ve zayıf bir tepki-pekiştireç izlerliğine sahip ise, pek etkili olmayacaktır. Zayıf ceza parametreleri cezalandırmayı etkisiz kılar. Bazı

8 durumlarda, ceza niyet edilenin tam tersi bir etkiye yol açabilir; tepkide bulunmayı baskılamaktan ziyade hızlandırabilir. Pozitif pekiştirmenin işareti olarak ceza. Ceza, pozitif pekiştirme için bir sinyal işlevi gördüğü zaman,tepkide bulunmada paradoksal bir hızlanma ortaya çıkabilir (Holz & Azrin, 1961). Örneğin, dikkat çekmek, çocuklar için oldukça güçlü bir pekiştirme kaynağıdır. Bir çocuk tehlikeli ve rahatsız edici her hangi bir şey yapmadığı sürece çoğu zaman anne-babaları tarafından ihmal edilir. Eğer çocuk kibritle oynamaya başlarsa, şiddetle azarlanır ve odasına gönderilir. Bu durumda ceza hedef tepkiyi baskılayacak mıdır? Muhtemelen hayır. Dikkat ediniz ki, çocuk, sadece kötü bir şey yaptıktan ve cezalandırıldıktan sonra, anne ve babasının ilgisini çekebilmiştir. Bu koşullar altında, ceza, pekiştirme için bir sinyal haline gelebilir; böylece de, çocuk, dikkat çekmenin bir yolu olarak ceza gerektiren davranışlarda bulunabilir. Kaçma Davranışının Cezalandırılması. Cezaya ilişkin paradoksal etkiler, ceza kaçma davranışına uygulandığında da ortaya çıkabilir. Bir kaçma tepkisi bir itici uyarıcıyı sonlandırır. Bir İtici uyarıcının sonlandırılması veya ortadan kaldırılması, kaçma veya negatif pekiştirme (negative reinforcement) olarak adlandırılır. (10. Bölümde negatif pekiştirme ile ilgili daha fazla bilgi vereceğim). Negatif pekiştirmede, organizmaya, bir itici uyarıcıdan kaçabilmesi için, öncelikle, o itici uyarıcının sunulması gereklidir ve bu, bir bakıma alışılmadık bir durumu ifade eder. Bu bakımdan, negatif olarak pekiştirilen bir kaçma tepkisi, bir itici uyarıcının varlığında ortaya konur (bkz. Şekil 10.3). Bu da itici uyarıcının varlığını kaçma tepkisi için ayırt edici bir ipucu yapar. Bir kaçma tepkisinin cezalandırılması, tepkide bulunmayı baskılamaktan ziyade, onu hızlandırır (örn. Dean & Pittman, 1991). Bu paradoksal etki, her şeyden önce, tepkiyi İtici uyarıcı Kaçma tepkisi Zaman ŞEKİL Kaçma veya negatif pekiştirme yordamı. Kaçma tepkisi itici uyarıcı olduğu süre boyunca ortaya çıkar ve itici uyarıcının yok olması ile sonlanır. cezalandırmak için kullanılan itici uyarıcı, davranışı güdüleyen koşulları devam ettirdiği için ortaya çıkar. Bu yüzden, kaçma tepkisi cezalandırılsa bile devam edecektir. Cezaya ilişkin paradoksal etkileri yaygın olarak gözlenmediği için, cezanın bir takım yordanamayan sonuçlara yol açtığı gibi bir yargıya varmak doğru değildir Bundan ziyade, cezaya ilişkin paradoksal bir etki gözlenirse, bu durumda cezanın pozitif pekiştirme için bir sinyal olarak çalışıp çalışmadığının belirlenmesi için koşulların dikkatli bir biçimde incelenmesi gereklidir. Eğer böyle bir durum söz konusu değilse belki de hedef tepki bir kaçma tepkisi olarak pekiştirilmiştir. Cezadan Arınık Bir Toplum Yaratabilir miyiz? Yaratmalı mıyız? Daha önce de değindiğim gibi, Thorndike ve Skinner, davranışta anlamlı ve kalıcı değişiklikler yapmada etkisiz olduğu gerekçesiyle, cezanın kullanılmaması gerektiğini savunmuşlar. Bu önerileri kulağa hoş gelmekle beraber, mantıksal bir takım sorunlar içermekteydi. Araştırmalar, cezanın istenmeyen davranışı

9 azaltmakta çok etkili olabildiğini göstermiştir. Bu, ne zaman canımız bir takım aktiviteleri azaltmak istese, o zaman hemen cezayı işe koşmamızı mı gerektirir? Veya tamamen cezadan arınık bir toplum kurmak için çalışmalı mıyız? Bu sorulara verilebilecek yanıtlar, insan davranışında neyin hakça ve neyin etik olduğuna ilişkin olarak bireyin düşüncelerine bağlıdır. Etik konular bu tartışmanın konusu dışındadır. Öte yandan, cezanın etkinliğine ilişkin görgül kanıtlar, cezanın toplumsal uygulamalarıyla ilgili olarak nasıl kullanılabileceği konusunda bilgi sağlayabilir. Öncelikle, cezadan arınık bir toplum yaratabilir miyiz? Muhtemelen hayır. Ceza fiziksel ve biyolojik çevrenin çeşitli yönlerinin kaçınılmaz bir sonucudur. Eğer siz bir kediye zarar verirseniz, kedi sizi tırmalar. Eğer bardağınızı doldururken elinizi sabit tutmazsanız suyu döker ve kendinizi ıslatırsınız. Eğer bir tencereyi tutacak kullanmadan kaldırırsanız, yanarsınız. Cezaya ilişkin tüm kaynakları ortadan kaldıracak biçimde çevremizi yeniden şekillendirmek imkansız olurdu. Madem ceza tamamen ortadan kaldırılamaz, o halde, ne tip cezalardan kurtulmaya çalışmalıyız ve etkili olması için ne yapmalıyız? Kültürümüzdeki insanların en fazla itiraz ettikleri ceza tipi, bir kişi tarafından bir başkasının istenmeyen davranışlarını bastırmaya yönelik olarak fiziksel şiddet uygulamasıdır. Okullarda fiziksel cezaların uygulanmasına karşı bir takım yasalar kanunda yer almaktadır. Çocuk ya da eş istismarına karşı da yasalarımız bulunmaktadır. Bu yasalar, ahlaki ve etik temeller üzerine kurulmuştur. Peki, söz konusu yasalar cezaya ilişkin görgül ilkelerle de uyum içerisinde midir? Öyle olduğunu düşünüyorum. Kişiler arası etkileşimlerde ceza, bir bireyin diğerine şiddet uygulamasını gerektirir. Önemli olan bir unsur, cezayı uygulayan kişinin şiddete maruz kalan kişiye zarar verme isteğidir. Bir anne, çocuğunu okulda kötü bir not aldığı için ve bir koca da, eşini eve geç geldiği için cezalandırdığını ileri sürebilir. Buna karşın, cezanın kullanılıp kullanılmayacağı, sıklıkla cezayı uygulayan kişinin duygusal durumu ile ilişkilidir. İnsanlar engellenmiş ve öfkeli olduklarında daha fazla ceza verme eğilimindedirler ve bu koşullar altında, büyük ihtimalle etkili ceza ilkelerini akıllarına dahi getirmezler. Eğer ceza engellenme ve kızgınlıkla uygulandıysa, muhtemelen bu, istenmeyen tepki ile ilişkili değildir. Okulda bir dersten kötü not almak bir ebeveyni her zaman sinirlendirmez. Bu bakımdan, ceza muhtemelen aralıklıdır. Engellenmişlik kaynaklı ceza (frustrative punishment) genellikle, hedef tepkiden bir süre sonra ortaya çıkar. Kötü notun geleceğini sinyalleyen tepkiler haftalar öncesinden belli olmasına karşın, ebeveyn, ancak çocuk eve kötü bir karne getirdiğinde cezalandırır. Engellenmişlik kaynaklı ceza sıklıkla ayırt edici uyarıcı kontrolü altındadır ve ayırt edici uyarıcı cezalandırılan davranış ile ilgili değildir. Bir ebeveyn, çocuğun davranışıyla hiç ilgisi olmayan bir takım duygusal sıkıntılar yaşıyorsa, kötü karnesinden dolayı çok sinirlenebilir. Ebeveyn işteki stres, yaşadığı bir hastalık ya da madde bağımlılığı nedeniyle fevri olabilir. Bu koşullar altında, cezanın gelişi, ebeveynin fevri davranışlarıyla sinyallenir ve çocuk karnesini cezalandırılmadan imzalatmak için bir sonraki güne yada hafta sonuna kadar beklemeyi öğrenir. Engellenmişlik kaynaklı cezanın bir başka dezavantajı da, alternatif davranışın pozitif pekiştirilmesi ile nadiren birlikte gitmesidir. Bir ebeveyn bir çocuğu öfke ile cezalandırdığında, çocuğu daha yapıcı bir aktivite ile pozitif olarak pekiştirmek aklına gelmez. Bir kızgınlık ve engellenmişlikle verilen ceza, cezanın etkili olması için önerilen parametrelerden pek çoğuna zarar verir ve böylece davranışta yapıcı değişikliklere yol açmaz. Engellenmişlikten kaynaklanan ceza, hedef davranışla pek fazla ilişkili olmadığı için, bu tür bir ceza istismara yol açar ve bir sistematik davranış değiştirme yordamı olarak kabul edilemez. Engellenmişlik kaynaklı ceza uygulamalarından kaçınmak için en iyi kural, cezanın dürtüsel kullanımından uzak durmaktır. Cezaya Alternatifler Cezanın kötüye kullanımı ne etik, ne de deneysel bir temele sahiptir. Fakat istenmeyen tepkiler ev, okul, ve benzeri ortamlarda kaçınılmaz bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Peki, bu istenmeyen tepkiler için ne yapmalıyız? Belli ki, ceza istismara son derece açık bir konudur; o halde, cezanın alternatifi ne olabilir? Ne yazık ki, bu sorulara hemen verilebilecek, kolay bir takım yanıtlar bulunmamaktadır. İstenmeyen tepkileri

10 bastırmak için hangi yordam kullanılırsa kullanılsın, kullanılacak yordam, sadece tepkinin baskılanmasını değil, aynı zamanda bireyin diğer aktivitelerini ve diğer pekiştirme kaynaklarını da dikkate alan sistematik bir müdahale programının bir parçası olmalıdır. ARA VERME Eğitimle ilgili ortamlarda, fiziksel cezaya popüler bir alternatif, ara verme (time-out) yordamıdır. Aslında pek çok sınıfta, cezalandırılan bir öğrencinin oturmak zorunda olduğu bir ara verme sandalyesi bulunur. Bir ara verme yordamında, istenmedik bir tepkiye karşılık olarak uygulanan şey, fiziksel olarak itici bir durum değil; pozitif pekiştirme kaynaklarından yoksun bırakma durumudur. Aile arabasını izinsiz almaktan dolayı bir haftalığına dışarı çıkmama cezası alan bir gence burada uygulanan ceza, ara vermedir. Bir çocuğa odana git denildiğinde verilmiş olan ceza da ara verme cezasıdır. Diğer edimsel koşullama yordamlarında olduğu gibi, ara vermenin etkinliği hedef tepki ile ara vermenin sonucu arasındaki gecikmeye bağlıdır.yordamın etkililiği uygulamanın ne kadar sürekli olduğuna da bağlıdır. Buna ek olarak ara vermenin kullanılması bazı özel koşulları gerektirir. Etkili olabilmesi için, yordam pozitif pekiştirme oranında önemli bir azalma ile sonuçlanmak zorundadır. Ara vermede pekiştirmenin önemli bir azalma ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı, ara vermeden önce ve ara verme durumunda, ne kadar pekiştirmenin mevcut olduğuna bağlıdır. Eğer birey zaten pek fazla pozitif pekiştirme almıyorsa, ara verme muhtemelen davranışı baskılayamayacaktır. Sınıfta olmanın hiçbir yanından hoşlanmayan bir çocuk, ara verme durumunda çok fazla pekiştirme kaybı yaşamayacaktır. Aynı zamanda, ara vermeyi uygulayan kişi, ara verme durumunda çocuğun pekiştirmeden mahrum kalacağından emin olmalıdır. Odasında yapabileceği pek çok eğlenceli şeyi olan bir çocuk, odasına gönderilmek suretiyle uygulanan ara-verme yordamı ile cezalandırılmış olmayacaktır. DİĞER DAVRANIŞLARIN AYIRIMLI OLARAK PEKİŞTİRİLMESİ Cezanın kötüye kullanılmasına karşı kullanılabilecek diğer bir alternatif de, diğer davranışların ayırımlı olarak pekiştirilmesi (differential reinforcement of other behavior) veya DRO dur. Bir DRO yordamı bir hedef tepki ile bir pekiştireç arasındaki negatif bir izlerliğe ilişkindir. Önceki kısımlarda, ketleyici Pavlovian koşullama ile bağlantılı olarak, bir negatif izlerlik tarafından ortaya çıkarılan öğrenmeden bahsedilmişti. Orada, negatif izlerlik bir koşullu ve bir koşulsuz uyarıcı arasındaydı. Ketleyici CS, US in ortaya çıkmayacağına işaret ediyordu. Bir DRO yordamında negatif izlerlik, bir hedef edimsel tepki ile bir pekiştirici uyarıcının sunumu arasındadır. Hedef tepkinin ortaya çıkışı, pekiştirecin atlanmasına neden olur. Örneğin, bir DRO yordamında, pekiştirecin periyodik olarak, her 30 saniyede bir, verilmesi programlanmış olsun. Hedef tepkinin ortaya çıkışı, belirli bir zaman için bu programlanmış pekiştireçlerin iptaline neden olur. Böylece, hedef tepki sonraki 20 saniye için pekiştirmenin iptali ile sonuçlanabilir. Bu, hedef tepkinin baskılanmasını sağlar. DRO, bir önceki kısımda betimlenen ara-verme yordamından birçok bakımdan farklıdır. Ara verme yordamında, bireyin bir ara-verme sandalyesi ya da odasına gönderilmesiyle pekiştireçlerin iptal olmaması bu farklardan birisidir. Bir DRO yordamında, önceden planlanan pekiştireçler, hedef davranıştan sonra belirli bir süre için, atlanır. Bir başka önemli fark ise, DRO yordamında, hedef tepki ortaya çıkmadığı zaman pekiştireçlerin belirgin bir şekilde sunulmasıdır. Böylece, hedef davranış dışındaki aktiviteler açık bir şekilde pekiştirilmiş olur. Bu yüzden, söz konusu yordam diğer davranışların ayırımlı pekiştirilmesi olarak adlandırılır. Diğer davranışların ne olduğu önemli değildir. Fakat, organizmalar sürekli bir şeyler yaptığı için bir DRO yordamında hedef tepkinin alternatifleri pekiştirilir. Bir DRO yordamı, hedef tepki yapılmadığında pekiştirecin periyodik olarak verilmesini gerektirdiği için, uygulanması ara-verme yordamından daha zordur. Bir DRO yordamını kullanmak için, uygun bir pekiştireç tanımlanmak zorundadır ve ilgili düzenlemeler uzun periyotlar boyunca pekiştireç sunulmasına olanak sağlayacak biçimde yapılmalıdır. Bu bakımdan, DRO yordamı, ilgilenilen tepki, ortaya çıkmasa bile organizma ile uzun periyotlar boyunca etkileşimde bulunmayı gerektirir.

11 Özet Bir itici uyarıcı edimsel tepkiyi izler biçimde sunulur. Ceza, gecikme olmaksızın, başlangıçtan itibaren yüksek şiddette ve her hedef davranış yapıldığında uygulandığı takdirde hedef davranışı baskılamada oldukça etkilidir. Cezanın etkililiği, alternatif aktivitelere pozitif pekiştirme sağlayarak daha da arttırılabilir. Hafif cezaya ilk maruz kalma daha şiddetli cezaların baskılayıcı etkilerine karşı öğrenilmiş dirence neden olabilir ve cezanın sinyallenmesi, sinyalin varlığında tepkinin baskılanmasını sınırlayabilir. Ceza pozitif pekiştirme için bir sinyal olarak çalışıyorsa veya itici olarak motive edilen kaçma davranışına uygulanıyorsa, tepkide paradoksal bir artışa neden olabilir. Günlük hayatta cezanın kullanımı sıklıkla itici uyarıcıyı uygulayan kişinin duygusal durumu ile ilişkilidir. İnsanlar cezayı daha çok engellenmiş ve öfkeli olduklarında kullanırlar. Bu koşullar altında etkili cezalandırmaya ilişkin parametrelerin bir çoğu ihlal edilmiş olduğu gibi, davranışın gelişimi üzerinde hiç bir yapıcı etki de ortaya çıkmayacaktır. Cezanın kullanımı ile ilgili problemler ara-verme ve diğer davranışların ayırımlı pekiştirilmesi gibi alternatiflerin ele alınmasına yol açmıştır. Her hangi bir tepki bastırma yordamının başarılı bir şekilde uygulaması, sadece istenmedik davranışın değil, bireyin tüm aktivitelerinin ve diğer pekiştirme kaynaklarının da ele alınmasını gerektirir. Önerilen Okumalar AZRIN, N. H.,& HOLZ, W. C. (1966). Punishment. In W. K. Honig (Ed.), Operant Behavior: Areas of research and application (pp ). New York: Appleton-Century-Crofts. CHURCH, R. M. (1969). Response suppression. In B. A. Campbell & R. M. Church (Eds.), Punishment and aversive behavior (pp ). New York: Appleton-Century-Crofts. REPP, A. C., & SINGH, N. N. (Eds.). (1990). Perspectives on the use of nonaversive and aversive inventions for persons with developmental disabilities. Sycamore, IL: Sycamore. Teknik Terimler Ara verme Ayırt edici ceza Ceza Diğer davranışların ayırımlı olarak pekiştirilmesi Negatif pekiştirme

12

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ Edimsel Koşullama Davranış ile sonuç arasında bağlantı kurmayı öğrenmedir. Pekiştirilen (memnun edici sonuçlara yol açan) davranışlar güçlenir, cezalandırılan

Detaylı

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA Öğrenmede Temel Kavramlar Öğrenme, deneyim yoluyla yeni ve kalıcı bilgi ya da davranış edinme süreci olarak tanımlanabilir. Yiyecek/acı gibi olayları beklemeyi ve bu

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER EDİMSEL KOŞULLANMA Doç. Dr. Tülin ŞENER Skinner (1904-1990) Programlı öğretimin kurucusu olarak bilinir. Skinner in görüşlerine dayalı olarak geliştirilen davranışı biçimlendirme yaklaşımı otistik ve zihinsel

Detaylı

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi

Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Cezanın Davranışlar Üzerindeki Etkisi Dr. Selim HOVARDAOĞLU A.Ü.D.T.C. Fakültesi Psikoloji Bölümü I. Giriş Ceza işlemi, bir davranışın ortadan kaldırılması için sıklıkla başvurulan bir davranış kontrolü

Detaylı

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35) Psikolojiye Giriş Temeller, Bölüm 2: Skinner Ders 4 Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20) Deneye katılım 2 Değerlendirme Arasınav (%30) Final (%35)

Detaylı

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Nedensellik BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan Ders İçeriği Kuram, kuramsal açıklama Nedensel açıklama, nedensellik Zaman sırası, ilişki, alternatiflerin elenmesi İyi nedensel ilişki, nedensel mekanizma

Detaylı

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde

Detaylı

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD

Meslekte Ruh Sağlığı. A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Meslekte Ruh Sağlığı A.Tamer Aker İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Ruh Sağlığı AD Çalışan Sağlığı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından sağlık, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal bakımdan tam

Detaylı

MOLA. Bireyin uygun olmayan davranışını izleyen şekilde belirli bir zaman dilimi için pekiştirme kaynaklarından uzaklaştırılması anlamına gelir.

MOLA. Bireyin uygun olmayan davranışını izleyen şekilde belirli bir zaman dilimi için pekiştirme kaynaklarından uzaklaştırılması anlamına gelir. MOLA Bireyin uygun olmayan davranışını izleyen şekilde belirli bir zaman dilimi için pekiştirme kaynaklarından uzaklaştırılması anlamına gelir. Doç. Dr. Sezgin Vuran 1 Uygulama Biçimleri Pekiştireçlerin

Detaylı

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME. Temel Kavramlar ÖĞRENME Temel Kavramlar Öğrenme nedir? Davranışlarda göreli olarak kalıcı değişimlere yolaçan deneyimlerdir. Olgunlaşma sonucu davranışların değişmesi öğrenme sayılmaz. Davranışta kısa süreli ufak değişiklikler

Detaylı

3/B SINIFI ARALIK AYLARI BÜLTENİ

3/B SINIFI ARALIK AYLARI BÜLTENİ 3/B SINIFI ARALIK AYLARI BÜLTENİ GİRİŞ Sayın Velimiz, Sizlere öğrenci ve öğretmenlerimiz tarafından yapılan olan çalışmalar / etkinlikler hakkında bilgi vermek üzere hazırlanan bu bülteni her ay için web

Detaylı

DAVRANIŞ AZALTMA TEKNİKLERİ

DAVRANIŞ AZALTMA TEKNİKLERİ DAVRANIŞ AZALTMA TEKNİKLERİ Sönme Mola Tepkinin bedeli Düzeltme Olumlu alıştırma Aşırı düzeltme Doç. Dr. Sezgin Vuran 1 Bu teknikler uygun davranışı artırma teknikleriyle (olumlu pekiştirme, sembol pekiştirme

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ İŞLEVSEL ANALİZ HİPOTEZ OLUŞTURMA

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ İŞLEVSEL ANALİZ HİPOTEZ OLUŞTURMA UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ İŞLEVSEL ANALİZ HİPOTEZ OLUŞTURMA DAVRANIŞ DEĞİŞTİRMEDE HİPOTEZ OLUŞTURMAK / İŞLEVSEL DEĞERLENDİRME Problem davranış için; 1.Davranışı ölçülebilir / gözlenebilir tanımlıyoruz.

Detaylı

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ

DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ DAVRANIŞI BİÇİMLENDİRME TEKNİKLERİ Prof.Dr.Binnur YEġĠLYAPRAK Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi ( Türk PDR-DER BaĢkanı)2008 Davranışçı Yaklaşım Temel Önermesi:Çevre koģulları,uyarıcılar denetlenerek

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı

Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı YAPıLANDıRMACıLıK DISIPLIN VE SORUN DAVRANıŞLARıN YÖNETIMI (BÖLÜM3) Yrd. Doç. Dr. Adnan Boyacı Disiplin Modelleri Disiplin modelleri nelerdir? Davranış Değiştirme Modeli, Canter Modeli [Güvengen Davranış

Detaylı

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir.

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir. DAVRANIŞ PROBLEMLERİ VE ÇÖZÜMLERİ Özel Eğitim Öğretmeni Seyyar KILIÇ Davranış Nedir? Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Information på turkiska DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ UDA nın Kökenleri Bilişsel açıklamalar Wertheimer Algılanan şeyler arasındaki ilişkiler algılanan şeylerden daha önemlidir. Neyin görüldüğü ve duyulduğu görülen veya duyulan

Detaylı

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN cerdogan@yildiz.edu.tr Sınıf Nedir? Ders yapılır Yaşanır Zaman geçirilir Oyun oynanır Sınıf, bireysel ya da grupla öğrenme yaşantılarının gerçekleştiği

Detaylı

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN 196-206 Kaynak II; Eğitim Psikolojisi Yazar;B.YEŞİLYAPRAK Hazırlayan;Mehmet DOĞAN 2005-2006 Ders Sor.; Doç. Dr. Nasip DEMİRKUŞ, 1-Önce Soruları Tıklayın

Detaylı

****Disiplin Yaklaşımları****

****Disiplin Yaklaşımları**** ****Disiplin Yaklaşımları**** 1-İntikamcı 2-Cezalandırıcı 3-Korku Yoluyla Engelleme 4-İyileştirici (Düzeltici) 5-Önleyici (Yapıcı olumlu) 1 ****Disiplin Yaklaşımları**** İntikamcı Öğretmen disiplini kişisel

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z?

Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Kaçınma Öğrenmesi B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Kaçınma, edimsel tepkinin itici bir uyarıcının verilmesini engellediği bir edimsel koşullama biçimidir. Kaçınılan itici uyarıcının yokluğu

Detaylı

SINIF İÇİ İSTENMEYEN DAVRANIŞLAR

SINIF İÇİ İSTENMEYEN DAVRANIŞLAR SINIF İÇİ İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN KAYNAKLARI VE YÖNETİMİ Doç. Dr. Cevat ELMA Sınıf, çocukluğun deneysel laboratuarıdır. Çünkü öğrencinin yaşamını biçimlendiren zamanın çoğu bu ortamlarda geçmektedir.

Detaylı

UYARAN KONTROLÜ VE BİÇİMLENDİRME O D S (PEKİŞTİREÇLER)

UYARAN KONTROLÜ VE BİÇİMLENDİRME O D S (PEKİŞTİREÇLER) İpuçları UYARAN KONTROLÜ VE BİÇİMLENDİRME O D S (PEKİŞTİREÇLER) Uyaran kontrolü Biçimlendirme Yardımlar Çevrenin davranış üzerindeki etkisini düşünerek, davranışlar (öğrencinin tepkisi) ortaya çıkmadan

Detaylı

1-B SINIFI İLKOKUL ARALIK AYI BÜLTENİ

1-B SINIFI İLKOKUL ARALIK AYI BÜLTENİ 1-B SINIFI İLKOKUL ARALIK AYI BÜLTENİ GİRİŞ Sayın Velimiz, Sizlere öğrenci ve öğretmenlerimiz tarafından yapılan ve yapılacak olan çalışmalar / etkinlikler hakkında bilgi vermek üzere hazırlanan bu bülteni

Detaylı

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz. Çocuklar, yetişkinler gibi kaygılanabilir ve stres yaşayabilirler. Ölüm, hastalık, boşanma, taşınma gibi hayat değişimleriyle başa çıkmaya ek olarak özgüven ve aidiyet duygularıyla mücadele ederler. Herkes

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2 ADIM ADIM YGS LYS 187. Adım DAVRANIŞ 2 SONRADAN KAZANILMIŞ DAVRANIŞLAR (ÖĞRENİLMİŞ DAVRANIŞLAR) Deneyim sonucu kazanılan davranışlardır. Bu davranışlar aynı türün farklı bireylerinde farklı sonuçlar doğurabilir.

Detaylı

Ara Sınav Yanıtları Econ 159a/MGT 522a Ben Polak Güz 2007

Ara Sınav Yanıtları Econ 159a/MGT 522a Ben Polak Güz 2007 Ara Sınav Yanıtları Econ 159a/MGT 522a Ben Polak Güz 2007 Aşağıdaki yanıtlar puanları almak için gerekenden daha fazladır. Genelde daha öz açıklamalar daha iyidir. Soru 1. (15 toplam puan). Kısa yanıtlı

Detaylı

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ EDA ÖZCAN ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ FARKLI GELİŞENLERDE UYKU SORUNLARI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ www.algiabaterapi.com Uyku karmaşık, beyin işlevi ve psikoloji ile ilgili yaşamsal bir durumdur. Uyku, çocuğun biyolojik

Detaylı

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR.

DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. DAVACILARIN VARLIKLI OLMALARI DESTEK TAZMİNATI İSTEMELERİNE ENGEL DEĞİLDİR. (1) Ana babanın parasal durumları iyi olsa bile, ilerde birgün yardıma muhtaç olmayacaklarını önceden kestirmek olanaksız bulunmasına

Detaylı

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ BİTİŞİKLİK KURAMI Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ JOHN BROADUS WATSON (1889-1958) Güney Carolina, Greenvilel'de yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Watson, katılık ölçüsünde dindar bir anne

Detaylı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KRİZ Tüm doğal afetler, yangın, bir öğrencinin veya öğretmenin ölümü, intihar vakaları, cinsel istismar, taciz, öğrencinin maruz kaldığı veya şahit olduğu şiddet durumlarında okulda yaşanan panik, korku,

Detaylı

Hatırlama ve Unutma. Doç.Dr.Hacer HARLAK-PSİ154-PSİ162

Hatırlama ve Unutma. Doç.Dr.Hacer HARLAK-PSİ154-PSİ162 Hatırlama ve Unutma Üç aşamalı bellek modeli Enformasyonu belleğe kodlama (kaydetme) Enformasyonu bellekten geri getirme konularından sözdeceğiz. Duyu Belleği Kısa süreli bellek Uzun süreli bellek Bellek

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları 2013 / 2014 SAYI: 17 Haftanın Bazı Başlıkları Çocukla İyi Zaman Geçirmenin 10 Yolu VI. Geleneksel Piyano Resitali Miniklere Anlamlı Hediye Okul Küçük Erkek Basketbol Takımı mızdan Başarı Çocukla İyi Zaman

Detaylı

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman

OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI. Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman OKUL KORKUSU VE BAŞ ETME YOLLARI Banu SOYDABAŞ Şeker İlköğretim Okulu Psikolojik Danışman OKUL KORKUSU, Çocuklarda okula gitmek istememe durumu olarak tanımlanmaktadır. OKUL KORKUSU, Her çocukta rastlanan

Detaylı

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ Psikolojik bozukluklar nasıl iyileştirilir? Tedavi için uygun kişi kimdir? En mantıklı tedavi yaklaşımı hangisidir? Bir terapi biçimi diğerlerinden daha iyi midir? Herhangi

Detaylı

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ Camilerin etrafında güvercin ve kumruların toplanması, kuşların dindar olduğunu mu gösterir? Nasrettin Hoca, eşeğine nasıl okuma öğretti? EDİMSEL

Detaylı

Davranışın Uyarıcı Kontrolü

Davranışın Uyarıcı Kontrolü Davranışın Uyarıcı Kontrolü B U N L A R I B İ L İ Y O R M U Y D U N U Z? Ayırımlı tepkide bulunma, belirli bir uyarıcı tarafından davranışın kontrolünü tanımlamak için kullanılmıştır. En basit uyarıcılar

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların büyük bir bölümünde duyusal uyaranlara karşı abnormal tepki (örn. aşırı hassasiyet ya da tepkisizlik) gözlemlenmektedir. Yaygın

Detaylı

Dördüncü Sürüm Görev Listesi

Dördüncü Sürüm Görev Listesi DAVRANIŞ ANALİSTİ SERTİFİKASYON KURULU Çeviri/Translated by: Elif Tekin-Iftar, Prof. Dr., Ph.D. in Special Education Dördüncü Sürüm Görev Listesi Feragatname: Bu çeviri genel referans amaçlı yapılmıştır.

Detaylı

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan uyum Problemleri Tüm çocuklar okul döneminden önce, yaşıtlarıyla sınırlı bir etkileşim

Detaylı

İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar

İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar Risk Değerlendirmesi ve İSG-YS konulu İSGİP Semineri 1 9 Temmuz 2010, Ankara İşyeri Risk Değerlendirmesi için Prosedürler ve Araçlar Heikki Laitinen Tehlike, kaza ve hastalıklara örnekler Yaralanma/hastalığın

Detaylı

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi TÜRK HUKUK DÜZENİNDE MEVCUT YAPTIRIM TÜRLERİ Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi 1) CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİ Hukuka aykırılıklar çok çeşitli biçimde gerçekleşebilir. Her hukuka aykırılık

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum ANNE-BABA TUTUMLARI Anne-baba tutumu, anne-babanın, karşılıklı iletişim esnasında, çocuklarına yönelttikleri tutum ve davranışlarının bütünüdür. Çocukların bütün olarak sağlıklı bir gelişim göstermesi

Detaylı

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA 1. TIRNAK YEME Tırnak yeme, her yaşta ve her iki cinste de görülebilen, zaman içinde

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

Soru-2: Buna göre Emre, Kohlberg in ahlak gelişim kuramında hangi evrede yer almaktadır?

Soru-2: Buna göre Emre, Kohlberg in ahlak gelişim kuramında hangi evrede yer almaktadır? Edimsel Koşullanma Hedef ve Kanımlar 1. Olumlu ve olumsuz pekiştireçleri ayırt eder 2. Cezanın olumsuz etkilerini kavrar 3. Skinner in ceza yerine önerdiği seçenekleri bilir 4. Pekiştirme tarifelerinin

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08 Söz Dinlemeyen Çocuklara Nasıl Yardımcı Olunmalıdır? Çocuklarda zaman zaman anne-babalarının sözünü dinlememe kendi bildiklerini okuma davranışları görülebiliyor. Bu söz dinlememe durumu ile anne-babalar

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

GAZİANTEP LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

GAZİANTEP LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ GAZİANTEP LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ Konsantrasyon Sorunu Ders çalışmak yerine başka şeyler yapmak istiyorum, Kitabı elime alıyorum fakat kapağını bir türlü açamıyorum diyorsanız konsantrasyon sorununuz

Detaylı

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ Erken çocukluk dönemi fiziksel, duygusal, zihinsel, davranışsal ve iletişimsel temel becerilerin ve

Detaylı

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN ÇOCUĞUNUZUN OYUN TERAPİSTİ OLMAK İSTER MİSİNİZ? 2-8 YAŞ ARALIĞINDA ÇOCUĞUNUZ VARSA, BU EĞİTİM TAM SİZE

Detaylı

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar.

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar. Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar. Kaçma Koşullanması - Kaçınma Koşullanması Farkı Kaçma koşullanması kaçınma koşullanması arasındaki farkı bilmek KPSS denemelerinde ve sınavda arkadaşlara

Detaylı

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx.

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx. Öğrenme ve Bellek İÇİNDEKİLER Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx 1.Giriş Öğrenme Çalışmalarının Kökenleri... 4 Epistemoloji Felsefesi... 4 Evrim...

Detaylı

DEĞERLİ İŞ ORTAĞIMIZ,

DEĞERLİ İŞ ORTAĞIMIZ, SAFEPLAN DEĞERLİ İŞ ORTAĞIMIZ, FİLO YÖNETİMİ KONUSUNDA HİZMET SAĞLAYICI MARKA OLARAK HEDEFİMİZ, KİRALIK ARAÇLARINIZI MAKSİMUM FAYDAYLA KULLANMANIZDIR. BU SEBEPLE FİLONUZUN BAKIM VE ONARIM İHTİYAÇLARINI

Detaylı

KPSS'de 4 soru hatalı iddiası

KPSS'de 4 soru hatalı iddiası On5yirmi5.com KPSS'de 4 soru hatalı iddiası Yargı Yayınevi Genel Yayın Yönetmeni Hasan Can OKTAYLAR, 6-7 Temmuz 2013 tarihinde yapılan KPSS'de 4 sorunun hatalı olduğunu iddia etti. Yayın Tarihi : 18 Temmuz

Detaylı

Performans değerlendirmenin belli aşamaları vardır. Bu aşamalar:

Performans değerlendirmenin belli aşamaları vardır. Bu aşamalar: Performans değerlendirmenin belli aşamaları vardır. Bu aşamalar: 1)Amacın belirlenmesi: Performans değerlendirmede sürecin mi, sonucun mu? yoksa her ikisinin birlikte mi değerlendirileceğine karar verilmelidir.

Detaylı

GERİ BİLDİRİM NEDİR? Bölüm Onbir. Hataların Düzeltilmesi. Geri Bildirim. Genel Bir Bakış. Geri Bildirim Çeşitleri. Dışsal Geri Bildirim Kaynakları

GERİ BİLDİRİM NEDİR? Bölüm Onbir. Hataların Düzeltilmesi. Geri Bildirim. Genel Bir Bakış. Geri Bildirim Çeşitleri. Dışsal Geri Bildirim Kaynakları GERİ BİLDİRİM NEDİR? Bölüm Onbir Hataların Düzeltilmesi Bireyin kendi çabası sonucu olarak bir çok değişik duyu reseptörlerinden aldığı cevaptır (Singer, 1980). Sporcunun performansı sırasında veya sonrasında

Detaylı

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşımlar Bireyin algılama, hatırlama ve düşünme gibi bilişsel süreçlerine ağırlık veren bir bakış açısı. Bilişsel öğrenme: Doğrudan gözlenemeyen zihinsel

Detaylı

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış

Detaylı

ODTÜ KUZEY KIBRIS KAMPUSU TRAFİK KURALLARI VE UYGULAMALARINA YÖNELİK USUL VE ESASLAR

ODTÜ KUZEY KIBRIS KAMPUSU TRAFİK KURALLARI VE UYGULAMALARINA YÖNELİK USUL VE ESASLAR ODTÜ KUZEY KIBRIS KAMPUSU TRAFİK KURALLARI VE UYGULAMALARINA YÖNELİK USUL VE ESASLAR 1. AMAÇ VE GENEL ESASLAR 1.1. Trafik kuralları ve uygulamalarının amacı Kampus ta trafik kazalarını önlemek, park etme

Detaylı

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir. PSİKOMOTOR GELİŞİM O Psiko-motor gelişim, fiziksel büyüme ve merkezi sinir sisteminin gelişimine paralel olarak organizmanın isteme bağlı hareketlilik kazanması olarak tanımlanır. O Psiko-motor gelişim

Detaylı

KASIM AYINDA NELER YAPTIK?

KASIM AYINDA NELER YAPTIK? KASIM AYINDA NELER YAPTIK? Değerli Velilerimiz; Kasım ayı projemiz Su ile keyifle geçen bir ayı daha geride bıraktık. 4 hafta süren proje çalışmalarımızda sınıfımız su hakkında çok detaylı bilgiler edindiler.

Detaylı

Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi

Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi Bölüm Onbir Hataların Düzel4lmesi Genel Bir Bakış Geri Bildirim Çeşitleri İçsel geribildirim Dışsal (destekleyici) geribildirim Hareke&n hemen arkasından ve Hareket sırasında verilen geribildirim Performans

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları: OYUN VE ÇOCUK Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler, kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri deneyecek

Detaylı

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR

BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR BÖLÜM 5 DENEYSEL TASARIMLAR Temel ve Uygulamalı Araştırmalar için Araştırma Süreci 1.Gözlem Genel araştırma alanı 3.Sorunun Belirlenmesi Sorun taslağının hazırlanması 4.Kuramsal Çatı Değişkenlerin açıkça

Detaylı

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres

Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres Sağlık Psikolojisi-Ders 8 Stres Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 Stres Nedir? Stres bir insan için baskı, gerginlik, rahatsız edici çevresel faktörler veya duygusal tepkiler anlamında gelmektedir. Kişinin bedensel

Detaylı

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ «Mobbing», yıldırma, bastırma, sindirme, yok sayma, psiko-şiddet uygulama. «Mobbing», örgütlerde işgörene yapılan psikoloji saldır

Detaylı

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir."

KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) xxxxxxx DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU. Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir. KOD 1 DAVRANIŞ MR (48-72 AY) DAVRANIŞ VE UYUM RAPORU "Sorun, sorun olmadan çözümlenmelidir." KİŞİSEL BİLGİLER Doğum Tarihi Cinsiyet Okulun Adı Sınıf İl İlçe Uygulama Tarihi Formu Dolduran 8.6.2011 ERKEK

Detaylı

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir. C Bir çocuğun kardeşini kıskanması doğal bir duygu olarak tanımlanabilir. Her birey özel olmak, ilk olmak, öncelikli olmak, tercih edilmek, beğenilmek isteyebilir. Karşıdaki kardeş olsa bile bu duyguların

Detaylı

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ BAĞLAŞIMCILIK HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ Edward Lee Thorndike (1874-1949) Thorndike ilk yazılarında, öğrenmenin temelinin, duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ olduğunu

Detaylı

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır.

1 Hipotez konusuna öncelikle yokluk hipoteziyle başlanılan yaklaşımda, araştırma hipotezleri ALTERNATİF HİPOTEZLER olarak adlandırılmaktadır. Özellikle deneysel araştırmalarda, araştırmacının doğru olup olmadığını yapacağı bir deney ile test edeceği ve araştırma sonunda ortaya çıkan sonuçlarla doğru ya da yanlış olduğuna karar vereceği bir önermesi

Detaylı

Ticari İşletme Hukuku (LAW 311) Ders Detayları

Ticari İşletme Hukuku (LAW 311) Ders Detayları Ticari İşletme Hukuku (LAW 311) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Ticari İşletme Hukuku LAW 311 Güz 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i Dersin Dili

Detaylı

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ Doç. Dr. İbrahim H. Diken Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Özel Eğitim Bölümü Easy ICT Konferansı 1 Ekim 2009, Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SINIF YÖNETİMİNE ETKİ EDEN GENEL FAKTÖRLER

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SINIF YÖNETİMİNE ETKİ EDEN GENEL FAKTÖRLER İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SINIF YÖNETİMİNE ETKİ EDEN GENEL FAKTÖRLER A. Sosyal Değişim...2 B. Öğretmenlerin İşleri ve Kimlikleri...6 C. Akademisyen-Öğretmen Ayrımı...9 D. Geleceğe Bakış...10 E. Yapılandırıcılık

Detaylı

LanguageCert AÜ TÖMER C2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

LanguageCert AÜ TÖMER C2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 LanguageCert AÜ TÖMER C2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 Gözetmen İçin Açıklamalar Sınav Süresi: 13 Dakika G = Gözetmen A = Aday BİRİNCİ BÖLÜM (3 dakika) KAYIT CİHAZINI KONTROL EDİNİZ G: LanguageCert AÜ

Detaylı

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir;

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir; OTİZM TANIM Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir; Sosyal etkileşim becerileri, İletişim becerileri Basma kalıp ilgiler, aktiviteler ya da davranışların

Detaylı

İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Birlikte Şehrin Gürültü Haritasının Çıkarılması

İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Birlikte Şehrin Gürültü Haritasının Çıkarılması İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile Birlikte Şehrin Gürültü Haritasının Çıkarılması Amaç ve İçerik Projenin temel amacı şehrin farklı bölgelerinde İl Çevre ve Orman Müdürlüğü nün yönlendirmesi ile gürültü

Detaylı

KARNE ALAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI

KARNE ALAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI KARNE ALAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANILMALI Şüphesiz her veli çocuğunun başarılı olmasını ister, yine her öğrenci başarılı olmanın verdiği gururu, hazzı, mutluluğu, tatmak ister. En başta ailesinin, yakın çevresinin,

Detaylı

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri.

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri. Ek.1 2014 / 2015 Eğitim ve Öğretim Yılı GÜZ Dönemi Ders İçerikleri Dersin Adı Öğrenme Psikolojisi Kodu PSİ 222 DERS BİLGİLERİ Yarıyılı Güz T+L+U Saati T - 3 Kredisi 3 AKTS 5 Dersin Dili Dersin Türü Dersin

Detaylı

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor: Uzm. Psikolog Nuray ÖZBEN AVŞAR Anne - baba - çocuk ilişkisinin son yıllarda hızlı bir değişim içerisine girmiş olduğu gözleniyor. Hızla gelişen dünya ile hayata bakış açıları her geçen gün gelişiyor ve

Detaylı

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ Oyun bir çocuğun en önemli işidir. Çocuklar oyun ortamında kendilerini serbestçe ifade edip, yaşantılarını yansıtırlar ve dış dünyaya farketmeden hazırlık yaparlar.

Detaylı

14. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ, 4-7 EKİM 2011 P220 CEZAEVİNDE BULUNAN MAHKÛMLARIN İLKYARDIM BİLGİ DÜZEYLERİ

14. ULUSAL HALK SAĞLIĞI KONGRESİ, 4-7 EKİM 2011 P220 CEZAEVİNDE BULUNAN MAHKÛMLARIN İLKYARDIM BİLGİ DÜZEYLERİ P220 CEZAEVİNDE BULUNAN MAHKÛMLARIN İLKYARDIM BİLGİ DÜZEYLERİ SÜMBÜLE KÖKSOY, EMİNE ÖNCÜ, ŞENAY ŞERMET, MEHMET ALİ SUNGUR Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu sumbulekoksoy@gmail.com Bildiri Konusu:

Detaylı

KRİMİNOLOJİ Mayıs 2015 Gelişimsel Teoriler. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

KRİMİNOLOJİ Mayıs 2015 Gelişimsel Teoriler. Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ KRİMİNOLOJİ -2- Yar.Doç.Dr. Tuba TOPÇUOĞLU tuba.topcuoglu@gmail.com 21 Mayıs 2015 Gelişimsel Teoriler İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ GELİŞİMSEL YAŞAM BOYU TEORİLERİ Geleneksel olarak kriminolojideki

Detaylı

TRAVMATİK YAŞANTILAR ÖLÇEĞİ (T. E. C.)

TRAVMATİK YAŞANTILAR ÖLÇEĞİ (T. E. C.) Nijenhuis, Van der Hart & Vanderlinden,2001 Türkçe Versiyon: Vedat Şar, 2002 TRAVMATİK YAŞANTILAR ÖLÇEĞİ (T. E. C.) İnsanların başından geçen ileri derecede üzücü ve sarsıcı yaşantılara TRAVMA adı verilmektedir.

Detaylı

Öğrenme Psikolojisi (PSY 308) Ders Detayları

Öğrenme Psikolojisi (PSY 308) Ders Detayları Öğrenme Psikolojisi (PSY 308) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Öğrenme Psikolojisi PSY 308 Bahar 3 0 0 3 5 Ön Koşul Ders(ler)i Yok Dersin Dili

Detaylı

ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE OYNAMANIN YARARLARI

ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE OYNAMANIN YARARLARI ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE OYNAMANIN YARARLARI Çocuğunuzla oyun oynamak anne babalara neler kazandırır? Ondaki değişimleri ve gelişimleri gözlemleyebilir, Oyun yoluyla çocuğundaki sınır ve kuralların oluşmasına

Detaylı

ÇOCUKLARA SINIR KOYMA

ÇOCUKLARA SINIR KOYMA Bu ayki rehberlik bülteni konumuz Çocuklara Sınır Koyma hakkındadır. Sizlere bu konuda çocuğunuza nasıl yardımcı olabileceğiniz ile ilgili önerilerimiz olacaktır. ÇOCUKLARA SINIR KOYMA Yanlış davranışları

Detaylı

AİLENİN ENGELLİ ÇOCUĞU

AİLENİN ENGELLİ ÇOCUĞU DEHB Ve ÖZEL ÖĞRENME AİLENİN ENGELLİ ÇOCUĞU KABUL SÜRECİ AİLELERİNİN SERGİLEMESİ GEREKEN EBEVEYN TUTUMLARI AİLE TOPLUM İŞBİRLİĞİNİN SAĞLANMASI İŞ VE KARİYER OLANAKLARI GÜÇLÜĞÜ ÜMRANİYE RAM AİLENİN ENGELLİ

Detaylı

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi?

İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? İZLENİM OLUŞTURMA İlk izlenimler önemli midir? Yoksa, sonraki bilgilerle aslında kolayca değiştirilebilir mi? Sosyal grupları tanımlayıcı birtakım özelliklere göre mi düşünürsünüz? Yoksa somut bir örneğe

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

Amaç MADDE 1 Kapsam MADDE 2

Amaç MADDE 1 Kapsam MADDE 2 Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuklar hakkında verilen danışmanlık tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 (1)

Detaylı

İŞ SIRALAMA. İş Sıralamanın Amaçları. İş Sıralama Türleri - 1. İş Sıralama. İş Sıralama Türleri - 2

İŞ SIRALAMA. İş Sıralamanın Amaçları. İş Sıralama Türleri - 1. İş Sıralama. İş Sıralama Türleri - 2 İş Sıralamanın Amaçları İŞ SIRALAMA İşleri zaman içinde işlemciye yerleştirmek Sistem hedeflerine uygun olarak: İşlemci verimi Cevap süresi (response time) Debi (throughput) 23 İş Sıralama İş Sıralama

Detaylı