T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI"

Transkript

1 T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI PORSELEN VE CAM FİBER İLE GÜÇLENDİRİLMİŞ KOMPOZİT POST SİSTEMLERİN DİŞ DOKULARINDA OLUŞTURDUKLARI TERMAL STRESLERİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ DOKTORA TEZİ Dt. Ferhan EĞİLMEZ Tez Danışmanı Prof. Dr. Levent NALBANT ANKARA Eylül

2 T. C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI PORSELEN VE CAM FİBER İLE GÜÇLENDİRİLMİŞ KOMPOZİT POST SİSTEMLERİN DİŞ DOKULARINDA OLUŞTURDUKLARI TERMAL STRESLERİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ DOKTORA TEZİ Dt. Ferhan EĞİLMEZ Tez Danışmanı Prof. Dr. Levent NALBANT Bu tez Gazi Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından SBE- 03/ proje numarası ile desteklenmiştir. ANKARA Eylül

3 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Doktora Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir. Tez Savunma Tarihi : 26/09/2007 Prof. Dr. Turgut Cihan AKÇABOY Gazi Üniversitesi Jüri Başkanı Prof. Dr. Levent NALBANT Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Figen DEMİREL Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Asude Dilek NALBANT Gazi Üniversitesi Prof. Dr. Suat YALUĞ Gazi Üniversitesi I

4 İÇİNDEKİLER Kabul ve Onay... I İçindekiler... II Şekiller, Resimler, Grafikler... III Tablolar... VI Semboller, Kısaltmalar... VII 1. GİRİŞ GENEL BİLGİLER Post kor restorasyonların endikasyonları Post-kor restorasyonların kontrendikasyonları Post kor restorasyonların avantajları Post kor restorasyonların dezavantajları Postların sınıflandırılması Postlar hakkında genel bilgiler Post seçimini etkileyen faktörler Postların başarısını etkileyen faktörler Endodontik tedavi görmüş dişlerde meydana gelen değişimler Estetik post sistemlerinde kullanılan kor materyalleri Sonlu elemanlar stres analiz yöntemi Termal ve mekanik özellikler GEREÇ ve YÖNTEM Araştırmada kullanılan materyallerin ısısal ve mekanik özellikleri Termal stres analizi ve sıcaklık dağılımının tespit edilmesi BULGULAR C Isı uygulaması sonrasında kesit modelde oluşan sıcaklık dağılımı C Isı uygulaması sonrasında kesit modelde oluşan stres dağılımı C Sıcaklık uygulaması sonucu model üzerinde çeşitli bölgelerde maksimum von Mises stres değerlerinin meydana geldiği noktalar C Isı uygulaması sonrasında kesit modelde oluşan sıcaklık dağılımı C Isı uygulaması sonrasında kesit modelde oluşan stres dağılımı C Sıcaklık uygulaması sonucu model üzerinde çeşitli bölgelerde maksimum von Mises stres değerlerinin meydana geldiği noktalar TARTIŞMA SONUÇ ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER ÖZGEÇMİŞ II

5 Şekiller Şekil 1. Cisme kuvvet uygulandığında, cismin iç yapısında birim alanda oluşan kuvvetler Şekil 2. Çalışmada kullanılan üç boyutlu model Şekil 3. Çalışmada kullanılan bazı malzemelerin ölçüleri Şekil 4. Analiz sonuçlarının değerlendirilmesinde kullanılan ölçüm noktaları Şekil 5. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil 6. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil 7. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil 8. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil 9. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil 15. Modellerde 0 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor üzerinde maximum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Şekil 16. Modellerde 0 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor ile kök dentini birleşim bölgesinde üzerinde maximum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde kök dentini üzerinde ve tam porselen post (TP) kullanılan modelde kök dentini üzerinde maximum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde post üzerinde ve tam porselen post (TP) kullanılan modelde post üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı III

6 Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı Şekil 29. Modellerde 65 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor üzerinde maximum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Şekil 30. Modellerde 65 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor-kök dentini birleşim bölgesi üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde kök dentini üzerinde ve tam porselen Post (TP) kullanılan modelde kök dentini üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde post üzerinde ve tam porselen post (TP) kullanılan modelde post üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar Resimler Resim 1. Mesh (ağ) üretiminde kullanılan bazı elemanlar Resim 2. Çalışmada kullanılan alçı modelin vestibül, mezial, lingual ve distalden görünüşü IV

7 Grafikler Grafik 1. 0 C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri Grafik 2. 0 C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri Grafik 3. 0 C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises stres değerleri (MPa) Grafik 4. 0 C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises stres değerleri (MPa) Grafik C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri ( C) Grafik C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri ( C) Grafik C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises stres değerleri (MPa) Grafik C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises stres değerleri (MPa) V

8 Tablolar Tablo 1. Araştırmada kullanılan materyallerin ısısal ve mekanik özellikleri Tablo 2. Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postun elastisite modülü ve Possion oranı Tablo 3. 0 C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen sıcaklık değerleri( C) Tablo 4. 0 C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen von Mises stres değerleri (MPa) Tablo 5. 0 C ısı uygulaması sonucu modelde bazı bölgelerde oluşan maksimum von Mises stres değerleri (MPa) Tablo C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen sıcaklık değerleri ( C) Tablo C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen von Mises stres değerleri (MPa) Tablo C ısı uygulaması sonucu modelde bazı bölgelerde oluşan maksimum von Mises stres değerleri (MPa) VI

9 Semboller, Kısaltmalar m metre cm santimetre mm milimetre sn saniye cal kalori g gram Derece C Santigrad derece psi Ağırlığı pound cinsinden ölçen birimlerde basınç birimi (pound per square inch) Pa Paskal MPa Megapaskal GPa Gigapaskal N Newton W watt ρ Yoğunluk F kuvvet A alan D Boyut (Dimension) K Isısal iletkenlik J Joule h Isısal yayılım C p Isı kapasitesi α Isısal genleşme katsayısı L Uzunluktaki değişim L 0 Orijinal uzunluk T Sıcaklık değişimi σ Stres (normal) τ Maksimum principal stres (maksimum çekme stresi) σ 2 Ara principal stres σ 3 Minimum principal stres (maksimum basma stresi) σ ν von Mises stres m Kütle v Hacim CF Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin TP Tam porselen Bis-GMA Bisfenol A glisidil dimetakrilat META 4-metakriloksietil trimellitik asit MOD Mezio okluzo distal CAD Bilgisayar destekli tasarım (Computer Aided Design) VII

10 1. GİRİŞ Dişler çürük, abrazyon, fraktür, travma, endodontik tedavi amacıyla dentin dokusunun kaldırılması gibi durumlarda veya endodontik tedavi sonrasında değişik oranlarda madde kaybına uğramaktadır. Bununla birlikte, günümüzde koruyucu diş hekimliği oldukça önem kazanmıştır ve restoratif diş hekimliği, kaybolan diş dokusu yerine ideal bir materyal bulma çabasındadır. Gün geçtikçe gelişen teknikler, materyaller ve dizaynlarla mevcut diş ve diş dokularını korumaya yönelik tedaviler başarıyla yapılmaktadır. Bu sayede fonksiyonel, biyolojik, mekanik ve estetik ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılmaktadır. Bu amaçlarla, günümüzde geride kalan diş dokusunu kuvvetlendirmek, kayıp diş dokusu yerine geçecek ve restorasyon için yeterli direnç ve destek sağlayacak aksiyel duvarlar elde etmek amacıyla kök içi tutucular (post kor restorasyonlar) yapılmaktadır. Post-kor uygulamalarında metal postlar üstün fiziksel özellikleri ve biyolojik uyumları nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak özellikle tam seramik kron köprü restorasyonları ile birlikte kullanıldıklarında estetik açıdan yetersiz kalmaktadır. Diş hekimliğinde kullanılan materyallerdeki teknolojik gelişmeler sonucu piyasaya sürülen diş rengindeki postlar, özellikle anterior devital dişlerin post kor ile restorasyonunda, estetik olmalarının yanı sıra dayanıklılıkları, sertlikleri, korozyon ve yorulma dirençleri ve hafif olmaları nedeniyle metal postlara tercih edilmektedir. Bu çalışmanın amacı, diş renginde olan iki post materyalinin (zirkonyum ile güçlendirilmiş tam seramik post ve cam fiber ile güçlendirilmiş kompozit rezin postun) ısısal genleşmeleri ve büzülmeleri sonucunda diş ve çevre dokularda oluşturdukları stres dağılımını üç boyutlu sonlu elemanlar stres analizi ile değerlendirerek iki materyalin karşılaştırılması ve diş dokularında oluşan sıcaklık akışının zamana bağlı derecelendirilmesidir. 1

11 2. GENEL BİLGİLER Aşırı madde kaybına uğramış ve endodontik olarak tedavi edilmiş dişlerde sıklıkla az miktarda sağlam koronal diş dokusu kalır 1,2. Ayrıca endodontik tedavi görmüş dişlerde dentinal tübüllerin mineralizasyonu ve dehidrasyonu zamanla dentin esnekliğinde azalmaya neden olur. Dentin kırılganlığı artarken, korunmamış tüberküllerde ve servikal bölgede kırılmalar ortaya çıkar 2. Post kor ların kullanımı temel olarak iki amaca hizmet etmektedir. Bunlar; yeterli koronal diş yapısı varlığında post, kök kırıklarına karşı dişin koronal kısımdaki yapısını güçlendirmek ve/veya yetersiz miktarda koronal diş yapısı varlığında kaybolan diş yapısının yerine post ve kor uygulamaları ile restorasyonun yapılabilmesini sağlamaktır 3. Post ve kor sistemlerinde, kök kanalı içerisinde yer alan ve kök kanalının 2/3 üne kadar uzanan kısma post, kaybedilen dentin dokusunun yerine hazırlanan ve koronalde yer alan kısma da kor adı verilir. Endodontik tedavili dişlerin restorasyonu diş hekimliğinde uzun süredir ilgi odağı olmuştur 4. Post tutuculu bir kron ile endodontik tedavili bir dişin restorasyonu ile ilgili çalışmalar, Fauchard ın altın veya gümüşten yaptığı postları kullanmasıyla 200 yıldan öteye dayanmaktadır. Sonraki yüzyılda post lu kronlar diş köklerinin restorasyonunda popüler hale gelmiş ve metal postların yerine tahta postlar önerilmiştir. O yıllarda metal postların diş dokularına tutunmaları için uygun siman olmadığından tahtanın su emerek genleşmesinden dolayı daha retantif olduğu savunulmuştur. Harris, 1839 da gümüş, bakır ve pirincin koroziv özellikleri olduğunu, bu postların yerine altın ve platin postların kullanımını önermiştir de Tomes, o zamanlarda kısıtlı veri olmasına rağmen bugünküne çok yakın olan kök kanalının şekillendirilmesi ve temizlenmesi gibi endodonti prosedürlerini ve post boyutlarının prensiplerini ortaya koymuştur 5. Daha sonra 1887 de Davis, dişin kanalı içine giren bir post (mil) ve bunun üzerine seramik fasetli bir metal kron ile pivo yapmıştır da Richmond, mil, kron ve bu ikisi arasına kökün servikal yüzünü örten ara parçayı tasarlayarak kendi adı ile anılan milli kronları tanıtmıştır. Zamanla Davis ve Richmond Pivo ların yerine tek parça döküm pivolar yapılmaya başlansa da klinik ve laboratuvar çalışmalarının zor olması ve klinik kronun tamamen ortadan kaldırılmasını gerektiren preparasyon gerekliliği bu tür pivolardan vazgeçilmesine sebep olmuştur yılında Horst Uhlig, bugünkü post kor yapılarının benzerlerini yapmıştır da Caputo ve Standlee pin ve postların endikasyonlarını açıklamışlar ve 1978 de de Miller, post kor larda direkt model tekniğini geliştirmiştir 6. 2

12 Dental materyal bilimindeki belirgin gelişmeler sonucu, 1999 yılında güvenilir bonding sistemlerinin de tanıtmasıyla birlikte geliştirilen fiberle güçlendirilmiş kompozit rezinler ve güçlendirilmiş seramikler, yeni bir jenerasyon olan diş rengindeki post sistemleri olarak önerilmiştir da Kwiatkowski ve Geller, cam seramik post kor ların klinik uygulamalarını ve 1991 de Kern ve Knode, cam infiltre edilmiş alüminyum oksit seramikten yapılmış post kor ları tanıtmıştır te Pissis, tek komponent olarak hazırlanabilen cam seramik materyalden yapılan post kor ları önermiştir te Sandhaus ve Pasche, zirkonyum endodontik post ve direk kompozit rezin kor ve 1998 de Ahmad, zirkonyum endodontik post ve lösitle güçlendirilmiş seramik kor un pratik uygulamasını sunmuşlardır 5. Bugünkü tedavi yöntemleri en az madde kaybı ile mümkün olduğu kadar doğal diş dokularından yararlanılması görüşündedir Post kor restorasyonların endikasyonları 6,7 1. Pulpada geri dönüşümsüz hasarın bulunduğu durumlarda, 2. Diş kron yapısının %60 tan fazlasının kaybında veya geride kalan diş yapıları ebat, lokalizasyon olarak dişi yerinden oynatıcı kuvvetlere karşı yeterli retansiyon göstermediğinde, pulpa odasının duvarının kaybedildiği, yetersiz olduğu ve birbirini destekleyecek karşıt duvarların kalmadığı durumlarda, 3. Malpoze dişin oklüzal veya aksiyal düzeltilmesinin pulpa bütünlüğünü bozduğu durumlarda, 4. Periodontal desteği zayıf dişlerde kron kök oranının dengelenmesi amacıyla 5. Endodontik tedavi sonrası kırığa eğilimi olan dişlerde, 6. Hareketli parsiyel protez ve köprü ayağı olarak kullanılacak endodontik tedavili dişlerde, 7. Overdenture tekniklerinde bar ve stud ataçmanların köklerden retansiyonu için istifade etmek gerektiğinde 8. Restorasyon sonrası endodontik girişimin güçleşeceği pulpa prognozunun şüpheli olduğu geniş defektli dişlerde Post-kor restorasyonların kontrendikasyonları 6,7 1. Kırılmaya eğilimli ince kök formu olan dişlerde, 2. Persiste periapikal patoloji varlığında, 3. Yetersiz kanal dolgusunda, 3

13 bireylerde. 4. Kötü ağız hijyenine sahip ve motive edilemeyen Post kor restorasyonların avantajları 7 1. Endodontik tedavili dişlerin iki aşamalı restorasyonu sağlanarak döküm üst yapıların desteklenmesinde yararlanılır. 2. Protetik restorasyon marjinal olarak veya diğer bölümlerinde başarısızlık gösterdiğinde intrakoronal restorasyonun yenilenmesini gerektirmez. 3. Döküm şeklinde hazırlanmayan postlarda, dişte andırkatların doldurulması imkanı vardır. Böylece döküm üst yapı restorasyonu yapıldığında kaldırılması gereken diş yapıları da korunur. 4. Post kor yapı final restorasyonda kullanılacak döküm alaşım miktarını azaltmaktadır. 5. Postlar endodontik tedavili dişlerde uygulanan ortodontik ve periodontal tedavide geçici restorasyon için kullanılabilir. 6. Postlar kron ve kök arasında bir bağlantı mekanizmasıdır Post kor restorasyonlarının dezavantajları 8 1. Postun yerleştirilmesi ek bir işlem gerektirir. 2. Dişin post için uygun bir hale getirilmesi dişte daha fazla madde kaybına yol açar. 3. İleride full kron ihtiyacı olduğunda önceden simante edilen post, kor materyaline yeterli retansiyon sağlamada başarısız olabilir ve böylece dişin yeniden restorasyonu zorlaşabilir. 4. Post, endodontik tedavinin tekrarına uygun imal edilmemişse tedaviyi engelleyebilir veya çeşitli komplikasyonlara yol açabilir Postların sınıflandırılması Postlar yapım şekillerine göre 2 gruba ayrılır 2,8 : 1. Döküm postlar, 2. Prefabrik postlar. 4

14 Prefabrik postlar şekilleri ve yüzey özelliklerine göre ise şu şekilde sınıflandırılabilir 2,9 : 1. Konik Postlar: - Yüzeyi düz, - Yüzeyi pürüzlü veya seyrek dişli, - Yüzeyi vidalı ve vida adımı sık. 2. Paralel Postlar: - Yüzeyi düz, - Yüzeyi dişli, sık, ince diş, - Yüzeyi vidalı, - Yüzeyi vidalı, uç bölümü konik ve çentikli 12 : Yapıldıkları materyale göre postlar, şu şekilde sınıflandırılır 9-1. Metal Postlar: - Tip III ve Tip IV dental altın alaşımları, - Paslanmaz çelik, - Titanyum ve titanyum alaşımları, - Platin altın paladyum alaşımları (Yüksek oranda Platin içeren alaşımlar) - Kobalt krom molibden alaşımları, - Pirinç alaşımları 2. Metal Olmayan Postlar: - Fiberle güçlendirilmiş rezin postlar, - Seramik postlar Postlar hakkında genel bilgiler Döküm Postlar Post kor lar tamamen döküm olarak hazırlanabilecekleri gibi post prefabrik iken kor yapısı döküm olarak hazırlanabilir veya post döküm olarak hazırlanırken kor yapısı restoratif materyalden yapılabilir. Tamamen döküm post kor lar ise direkt mum örnekleme ile hasta ağzında şekillendirilebilir veya indirekt mum örnekleme ile laboratuvarda hazırlanabilirler 8,13,14. 5

15 Literatürde çok sayıda tamamen döküm post kor restorasyon yapılacağı durumlarda, hem işlem sırasında harcanan zamanı azaltması hem de pratik olması açısından, geçici restorasyonlar üzerine vakumla şekillendirilen matriks rehberliğinde döküm post kor hazırlanabileceği bir sistem tanıtılmıştır 15. İlaveten yine işlem zamanını azaltmak için otopolimerizan rezin (Duralay) ile ağızda direk olarak hazırlanan ve döküm işlemleri laboratuvarda yapılan tamamen döküm post kor lar da önerilmiştir 16. Döküm post ve kor lar sıklıkla tek köklü dişlerde uygulanırlar. Bununla beraber eğimli köklere sahip çok köklü dişlerde de uygulanabilirler 13,14,17. Endodontik tedavili bir dişte prefabrik postlara nazaran döküm postların seçilmesi önerilmektedir 18. Döküm post ve kor lar, prepare edilen kök kanal boşluğuna uyumlu olarak hazırlanırlar ve torsiyonel kuvvetlere karşı dayanıklı olarak dizayn edilirler. Sıklıkla tek köklü dişler ve premolarların koronoradiküler stabilizasyonunda etkin bir seçimdir 18. Oval şekilli kanallara sahip dişlerde prefabrik postların kullanımı sonucu kanal duvarları ile post yüzeyi arasındaki temas çok az olur. Kalan kanal boşluğu siman tarafından doldurulur. Bu durum postun kaybedilme potansiyelini arttırdığı gibi restorasyonun da kaybedilmesi için öncül bir durum oluşturur. Geniş kanala sahip dişlerde de durum benzerdir. Retansiyonu sağlamak için geniş çaplı prefabrik post seçilmesi ise kalan diş yapısını zayıflatacağı gibi perforasyon riskini de arttırır. Bu gibi durumlarda döküm post kullanılması önerilmiştir 17. Döküm post ve kor ların avantajları 13,14,17-19 : 1. Kök morfolojisine uyumlu oldukları için minimal perforasyon riski vardır. 2. Önceden form verilmiş silindirik kanalların yanında düzensiz daralan kanallarda da uygulanabilirler. 3. Post ve kor yapı tek üniteden hazırlandığı için rotasyonel kuvvetlere karşı daha yüksek dirence ve stabiliteye sahiptir. 4. Aksiyel retansiyon gerektirmeksizin kanala daha iyi adapte olurlar, 5. Post ve kor aynı materyalden yapıldığı için korozyona daha dirençlidir. 6

16 6. Kök morfolojisine uyan konik yapıları sayesinde postun yerleştirilmesi sırasında siman kaçışına izin verir ve yerleştirme sırasında oluşan streslerin minimal olmasını sağlar. Döküm post ve kor ların dezavantajları 7,17,18,20 : 1. Yapımları zaman alır ve zor işlemler gerektirir. 2. Uzunlukları aynı olan paralel yüzeyli prefabrik postlardan daha az retantiftir. 3. Kanal preparasyonu sırasında aşırı derecede konik form verilen kanallara uygulanan döküm postlar konikliğin artması nedeniyle fonksiyonel streslere karşı dirençleri azalır. Bu yüzden kanal preparasyonu dikkatli yapılmalıdır. Döküm yoluyla elde edilen kişisel postların yanında literatürde, endodontik tedavi sonrası, kanal preparasyonunu takiben kanallara kompozit enjeksiyonu ile elde edilen post yapı üzerine yine kompozit kor ile veya amalgam kondenzasyonu ile elde edilen amalgam post üzerine amalgam kor ile hazırlanan tek parça post kor restorasyonlar tanıtılmıştır. Bu sayede fonksiyon sırasında oluşan kuvvetlere karşı azalan rijidite sayesinde restorasyonda meydana gelen marjinal sızıntının da azalacağı düşünülmüştür. Amalgam, kompozite göre yüksek sıkışma direncine sahiptir ancak kırılma direnci döküm postların kırılma direncinden oldukça azdır. Kompozit ve amalgam postların uygulama derinliği sınırlıdır. Bu sayede dişlerin yeniden tedavisi gerektiğinde postların sökülmesi kolaydır. Ancak özellikle tek köklü dişlerde bu durum retansiyonun azalmasına neden olur. Bazı klinisyenler retansiyonu artırmak için dişlerde ek retantif alanlar oluştursalar da özellikle az miktarda diş dokusunun kaldığı dişlerde bu durum perforasyonla sonuçlanabilir 17. Amalgam ve kimyasal yolla polimerize olan kompozit yanında Lui 21, ışıkla polimerize olan kompozit kullanarak kişisel post yapılabileceğini bildirmiştir. Özellikle geniş yayılım gösteren çürük dişlerde, immatür bir dişe gelen travma sonrasında, pulpal patolojiler sonucu, iatrojenik ve endodontik kaynaklı hatalar sonrasında veya idiopatik nedenlerle kök kanalının aşırı geniş olduğu durumlarda geleneksel konik döküm postların kama etkisi oluşturacağını, ayrıca post kanalının kritik olarak zayıf kalan koronal kısmında meydana gelen stresleri arttıracağını bildirmiştir. Bu tip durumlarda, ışık geçirgen bir plastik postun ışıkla 7

17 polimerize olan kompozit rezin ile kanala uygulanıp bu şekilde post ve kor hazırlanmasını önermiştir Metal Prefabrik Postlar Bugüne kadar çok sayıda ve çeşitte prefabrik post tanıtılmıştır. Memnun edici ölçüde retansiyonun ve koruyuculuğun sağlanabilmesi amacıyla çeşitli dizaynlarda postlar geliştirilmiştir 17. Araştırmacılar, prefabrik veya döküm postların etkinliği, döküm veya prefabrik post gereksinimi, paralel, konik veya paralel konik formlu prefabrik postların avantajları, düz yüzeyli, sık dişli, oluklu veya vidalı gibi postların yüzey özelliklerinin retansiyon ve stres dağıtıcılıkta etkinlikleri, postların retansiyonunda yapıştırma ajanının etkinliği, post korozyonu ile kök kırıkları arasındaki ilişki ve postların diş yapısını güçlendirmesi ve kor retansiyonunun geliştirilmesi gibi pek çok konuda çalışmalar yapmıştır 22. Prefabrik postların avantajları 6-8 : 1. Tekniği basittir ve uygulaması kolaydır. 2. Prefabrik post, kanal çapına uygun olarak seçilir ve istenen derinliğe yerleştirebilmek için minimal uyumlama gerektirir. 3. Fazla zaman almaz ve ekonomiktir. 4. Simantasyon sırasındaoluşan hidrostatik basınç, simana kaçış yolu sağlayan oluk sayesinde engellenir. 5. Retansiyonları iyidir. Prefabrik postların dezavantajları 6-8 : 1. Kök kanalının koronalde genişlemesinden dolayı prefabrik post bu bölgede kanala tam adapte olmayabilir. 2. Uyumlama sırasında fazla miktarda kanal preparasyonu gerektirir. 3. Düz yüzeyli konik prefabrik postlar, rotasyona karşı direnç gösteremezler. 4. Post ve kor farklı metalik materyallerden yapıldığında korozyon riski oluşabilir. 8

18 a. Konik, Düz Yüzeyli ve Simante Postlar 17,23 : Bu tip postların, genişlikleri #50 ile #140 arasında değişen birçok çeşidi vardır. Çok sayıda üretici tarafından değerli metal alaşımları, Cr Co ve paslanmaz çelik alaşımlarından üretilmişlerdir. Ölçüleri ve koniklikleri kanal eğeleri ve reamerlarla uyumludur. Bu tip postlar, tüm prefabrik post çeşitleri arasında en az retantif olanlardır. Yükleme sırasında çok az stres oluştururlar veya stres oluşturmazlar. Buna rağmen oklüzal kontaklar söz konusu olduğunda kama etkisi oluşturma eğilimindedirler. Postun koronal kısmındaki çeşitli elemanlarla kor yapıya tutunurlar. Konik postların tek seansta yerleştirilip kor yapının yapılması göreceli olarak diğer postlardan daha kolaydır. Post ve kor ayrı materyallerden oluşur. Post, materyali metal iken kor materyali genellikle amalgam veya kompozit rezindir. Konik tasarım, kök ve endodontik preparasyonun konikliği ile daha uyumlu olduğundan perforasyon riski de azdır. Bu tasarımın dezavantajları, retansiyon azlığı ve fonksiyon sırasında kama etkisi oluşturmasıdır. Çok köklü dişlerde retansiyonu artırmak için çoklu paralel olmayan post kullanılabilir b. Konik ve Vidalı Postlar: Bu tip postlar kanala kendi eksenleri etrafında, sıkıştırma yönünde döndürülerek vidalanır 6. Ancak vidalanma sırasında kökte büyük miktarda stres oluşumuna neden olurlar 6,24. Çiğneme kuvvetlerinin de eklenmesiyle kök fraktürleri görülebilir 6,24. Bu tip postların vidalandıktan sonra saat yönünün tersine doğru 90 döndürülmesinin vidalama sırasında oluşan stresleri azalttığı bildirilmiştir c. Paralel ve Simante Postlar 19,23,24,26 : Düz yüzeyli veya yüzeyi sık çentikli olan paralel postlar, post çapından biraz daha geniş olarak prepare edilen kanallara simante edilir. Paralel, kanallı ve sık çentikli postlar bu grupta en sık kullanılan postlardır. 9

19 Paralel postlar, konik postlara nazaran daha retantiftir. Eğer postların üzerinde uygun kanallar bulunuyorsa, bu kanallar simantasyon sırasında siman kaçış yolu görevi görerek minimal stres oluştururlar. Kanalsız olanlar, simantasyonda yerleştirme sırasında hidrostatik basıncın etkisiyle postların tam olarak yerleşmesine izin vermez ve yüksek derecede stres oluşumuna neden olur. Paralel kenarlı, sık dişli dizayn, fonksiyon sırasında gelen streslerin post uzunluğu boyunca eşit olarak dağıtılmasını sağlar. Hem paralel konfigürasyon hem de simanın tamponlayıcı etkisi ile gelen kuvvetleri dağıtabilmesi sayesinde diğer dizaynlara sahip prefabrik postlardan daha iyidir. Konik postlardaki gibi koronal kısımlarında çeşitli retantif elemanlarla farklı materyallerden yapılan kor a tutunurlar. Paralel postların uygulaması kolay olmakla beraber, uç kısmı keskin aletlerle paralel duvarlı kanal preparasyonu yapılırken perforasyon riskine karşı dikkatli olunmalıdır. Bu postların kullanımı kök morfolojisine bağlı olarak sınırlıdır. Tek yönde oldukça geniş olan kanallarda, alt ve üst kaninlerdeki gibi, kullanıldığında kalan boşlukları dolduran siman kalınlığına bağlı olarak minimal retansiyon elde edilebilir. Bu ise kullanım sırasında postun kaybedilmesiyle sonuçlanabilir. Bunun yanında apikal genişliği az olan dar kanallarda kullanılması, diş dokusunu zayıflatacağı gibi kökte perforasyonlara da neden olabilir d. Paralel ve Uç Kısmı Konik Sonlanan Postlar 17,23 : Bu postlar, paralel postların sağladığı retansiyondan ve konik postların da kök morfolojisiyle uyumlu olan konikliğinden faydalanmak amacıyla dizayn edilmişlerdir. Bu postlar, yüzey yapıları ve konik kısımlarının derece ve uzunluğu bakımından çeşitlilik gösterir. Düz yüzeyli olan tipler gibi, sık dişli ve kanallı veya retantif dairesel oluklu olan tipleri bu çeşitliliğe örnek olarak verilebilir. Bu postların konik uç kısımları ise düz yüzeylidir. Paralel ve uç kısmı konik olan postlar, aynı uzunluk ve çaptaki paralel postlardan daha az retantiflerdir. Retansiyon, düz yüzeyli konik kısmın başladığı kısma göre değişir. Simantasyonları sırasında çok az stres oluştururlar veya stres oluşturmazlar ancak konik apikal kısım, posta kuvvet geldiğinde apikal dentinde kama etkisi oluşturur. Bu dizayn, kökün apikal kısmında perforasyon riskini azaltmıştır. 10

20 e. Paralel ve Vidalı Postlar 17,23 : Tüm dizaynlar içerisinde en retantif olan post tipidir. Simantasyon sırasında oluşan stresler minimaldir. Paralel dizayn sayesinde fonksiyonel kuvvetler konik ve vidalı postlardan daha iyi dağıtılır. Diğer prefabrike simante postlarla kıyaslandığında işlem aşamaları daha fazladır. Bu sistemin kullanımı, kök morfolojisine ve retansiyon ihtiyacına göre sınırlıdır. Vidalı postlar, yüksek retansiyonun istendiği durumlarda tercih edilmelidir. Kısa köklü dişlerde, rezorbe orta kesiciler gibi, ideal post uzunluğunun sağlanamadığı durumlarda paralel postların retansiyonunu arttırmak amacıyla seçilebilirler. Paralel postların başlıca dezavantajı, çaplarının fazla olmasıdır. Bu yüzden dar kanallarda kullanıldıklarında kökte perforasyon veya fraktüre neden olabilirler. Zmener 24, paralel ve konik vidalı postlarla ilgili bir çalışmasında, vidalı postların adaptasyonunun servikal üçlüde en azken apikal üçlüde en fazla olduğunu bulmuştur ve paralel ve vidalı postların, kökü komplikasyonlardan koruyan nonlateral residüel stresler açısından memnun edici olduğunu bulmuştur Metal Olmayan Prefabrik Postlar Metal postlar üstün fiziksel özelliklere sahiptir ve biyolojik uyumlulukları iyidir. Ancak anterior devital dişlerin metal post kor ve tam seramik kronlarla restorasyonu sonucu seramik alt yapısı ve metal post kor un opak yapısı nedeniyle estetik açıdan problemler oluşabilir. Yapıştırıcı siman, seramik restorasyonun opasitesi ve kalınlığı ve metal post kor kullanımı sonrasında restorasyonun translusens derinliği azalır. Ayrıca metal postların rengi servikal kök bölgesinden yansıyabilir, böylece gingival dokuların görünümü değişebilir. Özellikle post kor yapımında kıymetsiz metal alaşımları kullanıldığında, korozyon ürünleri gingival dokularda birikebilir ve kökün renklenmesine de sebep olabilir 6,10. Restorasyonun altındaki renklenmeyi maskelemek amacıyla çeşitli teknikler uygulanmasına rağmen bu yansıma devam edebilir 10. Bununla beraber metal postların kama etkisi oluşturarak kök kırığı oluşma ihtimalini arttırdığını gösteren pek çok çalışma mevcuttur ve bu çalışmalarda elastik modülüsü dentine yakın olan materyallerin post materyali olarak kullanılmaları ile dişe gelen yüklerin köke en iyi şekilde iletilebileceği bildirilmiştir

21 Önemli olan bir başka nokta da; metal post kırıldığında veya bir post restorasyon başarısızlığında kalan post parçasının uzaklaştırılması sırasında kök yapısının oldukça zayıflatılması durumudur. Birçok güncel teknik, kalan post parçası, yerinden oynatılıp el aletleri yardımıyla çıkarılana kadar etrafındaki dentinin uzaklaştırılması şeklindedir. Dolayısıyla başarısızlık durumunda kalan kök yapısı korunarak kolayca kök kanalından uzaklaştırılacak post materyallerine de ihtiyaç duyulmuştur 30. Gelişen estetik ihtiyaçların da etkisiyle günümüzde metal olmayan post sistemleri geliştirilmektedir Fiberle Güçlendirilmiş Rezin Postlar 1990 yılında, postların yapımı için karbon fiberle güçlendirilmiş metal olmayan fabrikasyon post sistemlerini tanıtılmıştır 1. Laboratuvar çalışmaları, bu postların yüksek çekme direncine ve dentine benzer elastisite modülüne sahip olduğunu göstermiştir 1. Bu postların temel avantajı, kuvvetler karşısında hafifçe esneyerek metal postların ilettiğinden daha farklı olarak, stresleri kök dentinine dağıtmalarıdır 31. Son zamanlarda mevcut karbon fiber post sistemleri temelde kompozit materyallerdir. Genellikle epoksi rezin matriks ile sarılmış karbon veya silika fiberlerden oluşan yapıya sahiptir. Karbon fiber postlar, siyah renklerinden dolayı tam seramik restorasyonların altından yansırlar ve estetik olmayan sonuçlara neden olurlar 1,31. Bu durum diş rengine daha yakın renge sahip, translusent silika fiber postların geliştirilmesine neden olmuştur. Bu postlar cam fiber veya kuartz fiber postlar olarak adlandırılırlar 1,31. Üreticiler tarafından bu postların karbon fiber postlarla benzer fiziksel özelliklere sahip oldukları iddia edilse de bunu doğrulayan az sayıda çalışma olduğu bildirilmiştir 1,31. Fiberle güçlendirilmiş kompozit postlarda fiberler 7-10 µm çapındadır ve uzunlamasına, dokuma ya da örgü gibi farklı konfigürasyonlarda olabilir 32. Yapılan iki çalışmada 33,34, fiberle güçlendirilmiş kompozit postların fiziksel dirençlerinin metal post ve korlardan daha zayıf olduğu bulunmuştur. Yüksek rijiditedeki metal, lateral kuvvetleri dağıtmaksızın daha az rijiditedeki dentine transfer eder ve kök kırıkları açısından yüksek risk oluşturur. Fiberle güçlendirilmiş postlar, bükülme direnci değerleri yaklaşık 2x10 6 psi olan dentine çok yakın olan düşük bükülme direncine (1 4x10 6 psi) sahiptirler ve bu yüzden kök kırığı insidansını azaltabilirler

22 Fiberle güçlendirilmiş postlar, metal postlarla veya seramik postlarla karşılaştırıldığında kırılma direnci açısından oldukça farklılık gösterir. Fiberle güçlendirilmiş postların, bu üç grup arasında en düşük kırılma direncine sahip olan grup olduğunu belirtilmiştir 35. Akkayan ve Gülmez 36 ise zirkonyum oksit ve fiberle güçlendirilmiş postlar arasında benzer kırılma direnci değerleri olduğunu bildirmişlerdir. Cam fiberler, karbon/grafit fiberlere göre daha düşük elastisite modülüne sahiptir. Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postlar farklı tipte cam materyallerinden yapılmış olabilir. Elektrik cam (Ecam), SiO 2, CaO, B 2 O 3, Al 2 O 3 ve alkali metallerin bazı diğer oksitlerinin amorf fazından oluşan, en sık kullanılan cam tipidir. S-cam (yüksek güçte cam) da amorf yapıda olup kompozisyon olarak farklılık gösteren cam tipidir. Bunlara ek olarak cam fiberle güçlendirilen kompozit rezinler kuartz fiberlerden de yapılabilir. Kuartz, kristalize formdaki saf silikadır. İnert bir materyaldir ve düşük ısısal genleşme katsayısına sahiptir 37. Fiberle güçlendirilmiş postlar metal içermezler. Bu yüzden metal duyarlılık reaksiyonlarına sebep olmazlar ve korozyona uğramazlar. Ağzın görülen bölgelerinin restorasyonunda özellikle tam seramik kronların altında estetik sonuçlar verirler 32. Ayrıca yeniden tedavi edilmesi gereken endodontik tedavili dişlerden kolayca uzaklaştırılabilirler Seramik Postlar Seramik postlar, biyouyumluluğu iyi, yüksek bükülme direncine sahip ve özellikle tam seramik kronların altında uygulandığında estetik açıdan memnuniyet verici materyallerdir 32. Elektrolitik korozyon oluşturmazlar ve çiğneme kuvvetlerine yeterli direnç gösterirler 47. Yapılan ilk tam seramik milli sistemler Dicor 40, IPS-Empress 39 ve In-Ceram 40 sistemleri ile denenmiş ve estetik olarak olumlu sonuçlar alınmıştır 39. Diş hekimliğinde cam-seramikler döküm veya enjeksiyon yöntemiyle kullanılmaktadırlar. Cam-seramiklerle feldspatik porselen arasındaki esas fark dökülebilir cam-seramiklerin nonkristalin yapıda olup daha sonra ısı uygulaması ile kristalin yapıya dönüştürülmesidir. Genel olarak cam seramiklerin fiziksel ve mekanik özellikleri iyidir. Kırık direnci, termal şok direnci ve aşınma direnci yüksektir. Özellikleri kristallerin büyüklüğünden, yoğunluğundan ve kristallerle cam matriks arasındaki etkileşimden kaynaklanır

23 a. Dicor Dicor dökülebilir cam-seramik 1973 yılında Grossman tarafından geliştirilmiştir. Bu sistem camın kontrollü kristalizasyonuna dayanmaktadır. Dicor'un kristalin fazını kırık direncini arttıran tetrasilisik flormika (K 2 Mg 5 Si 8 O 20 F 4 ) oluşturur. Bu kristaller esneklik özellikleri ve tabakalı yapıları nedeniyle malzemenin direncini arttırır 41,42. Dicor restorasyonlarda kaybolan mum tekniği ile döküm yolu elde edilir ve dökümden sonra yüksek sıcaklıkta seramikleştirme işlemi gerçekleştirilir. Uyumu iyidir. En translusent seramik sistemlerinden biridir. Ancak alüminöz porselenle kaplanarak veya glazür ile renklendirilmesi gerekir 41,42.Dicorun bir dezavantajı da seramikleştirme işleminden sonra oluşan ve "seram tabakası" adı verilen bir tabakanın seramik malzemesinin geri kalan kısmından anlamlı derecede farklı bileşim göstermesidir. Bu bölgede mika kristalleri daha geniş ve pöröziteler daha büyüktür ve bu tabakanın kaldırılması seramiğin kırık direncini etkiler 39,43. Cam yapı içine mika kristalleri yerine hidroksiapatit kristalleri yerleştirilerek Cerapearl 44 ; Dicor sistemindeki büzülmeleri ortadan kaldırmak amacıyla da Cerestore sistemleri üretilmiştir b. IPS Empress Lösitle güçlendirilmiş feldspatik porselen yapısındaki IPS- Empress sistemi, seramik tabletlerin yüksek ısıda akışkan hale getirilip vakum ünitesinde hidrostatik basınçla preslenmesi şeklinde uygulanan bir enjeksiyon yöntemidir 42,43. Bükülme direnci MPa'ın üzerindedir. IPS Empress seramiğin direncinin yüksek olması basınçla döküm aşamasına ve feldspatik cam matriks içinde kontrollü kristalizasyonla oluşturulan, oldukça küçük ve sık olarak dağılmış lösit kristallerine bağlıdır 42,43,46. Veneer porselen fırınlaması da direnci arttırır 42. Empress restorasyonların translüsentliği yüksektir. Çeşitli dentin renklerinde hazırlanan bloklar sayesinde mükemmel estetik elde edilebilir 43. Yapılan bir çalışmada, IPS-Empress seramikle ön bölge dişlerine 2, 6, 9, 12 mm uzunluk ve 1,25, 1,5, 1,75 mm çaplı post ve korlar hazırlanmış ve post çapı artıp uzunluğu azaldıkça kırığa dayanıklılığın daha yüksek değerlere ulaştığı sonucuna varılmıştır 39. Başka bir çalışmada, tek parça tam seramik IPS Empress post-kor restorasyonlarda, kron desteğinin ve farklı post çaplarının dirence etkisi araştırılmıştır. Araştırmanın sonunda koronal destek yapısı olmayan 14

24 dişlerde çapın arttırılmasının direnci olumlu etkilediği ama koronal destek yapısı varlığının çapın etkisini ortadan kaldırdığı sonucuna varılmıştır. Seramik postlar, kontrol grubunu oluşturan altın alaşımları kadar direnç gösterememiştir c. In-Ceram 1985 yılında Sadoun alüminöz çekirdeklere cam infiltre ederek yüksek dirençli alt yapı elde etmiştir 43,47. Bu tam-seramik restorasyon sisteminde, In-Ceram alumina tozu ve deiyonize su ile hazırlanan alumina çekirdek önce özel bir fırında sinterlenir, daha sonra sinterlenmiş çekirdeğe lantan alüminyum silikat (LaAl 2 O 3 SiO 2 ) cam infiltre edilir 42,43,47. Sinterleme sırasında alumina kristalleri birbirine yaklaşır ve kristallerin yoğun dağılımı çatlak ilerlemesini sınırlandırır. Cam infiltrasyonuyla da pöröziteler ortadan kaldırılır 47. Bu şekilde hazırlanan korun üzerine alimünöz porselen uygulanır. In-Ceram'ın bükülme direnci 450 MPa değerindedir 42,43. In-Ceram'ın 2. jenerasyonu In-Ceram Spinel de aynı tekniğe dayalıdır. Aralarındaki fark, daha translusent bir yapı elde etmek için spinel çekirdekte magnezyum-alumina tozları kullanılmasıdır. Spinel adı verilen magnezyum aluminat (MgAl 2 O 4 ) özel kristalin yapıdadır. Orjinal sistem kadar dirençli olmamakla beraber bükülme direnci 350 MPa'dan fazladır 42,43. Ancak tam seramik post-kor yapımında kullanılan bu malzemeler radyografta opak görüntü vermezler ve elastik limitleri zorlandığında kırılırlar. Dicor'un gösterdiği kırılma direnci 130 N/mm 2, In- Ceram'ınki ise 400 N/mm 2 'dir. Bu değerler kırılma direnci 810 N/mm 2 olan altın alaşımlarından çok düşüktür 39. Bu problemleri çözmek için zirkonyum postlar piyasaya sunulmuştur d. Zirkonyum Zirkonyum seramiğin direnci, alumina seramiklerinkine göre iki kat daha yüksektir 49. Zirkonyum oksit seramiklerin yapısında farklı sıcaklıklarda faz değişimi meydana geldiği bildirilmiştir. Oda sıcaklığında monoklinik bir yapıda bulunan zirkonyum oksit, C'ye ısıtıldığı zaman tetragonal, 2000 C'de ise kübik faza geçer. Malzemenin yapısında meydana gelen bu değişimler, çeliğin yapısında olduğu gibi, hacim 15

25 değişikliklerine ve zirkonyumun fiziksel özelliklerini olumsuz etkileyen streslere neden olur. Faz değişimi CaO, MgO, Y 2 O 3 gibi stabilize eden ajanların ilavesiyle azaltılabilir. Magnezyum ile stabilize edilen zirkonyumun biyolojik uyumluluğu yüksek, ama yapısındaki mikropöröziteler nedeniyle aşınmaya dirençsizdir. Zirkonyuma itriyum oksit (%5.1) eklendiği zaman, %100 küçük, yarı stabil tetragonal grenler oluşması sonucu yarı stabil seramik elde edilir. Ortalama çapları 0.5 µm olan grenlerle, µm yüzey pürüzlülüğü sağlamak mümkündür. Yüzeyin daha pürüzsüz olması aşınma direncini azaltır 49. İtriyumlu yarı stabil zirkonyum, enerji absorbe etme özelliği sayesinde yüksek kırılma direncine sahiptir. Yapı içerisinde bir çatlak oluştuğu zaman, çatlağın ilerlemesiyle oluşan stres, yarı stabil tetragonal grenlerin monoklinik faza dönüşümünü indükler. Monoklinik grenler, tetragonal grenlerden daha geniş çaplı olduğu için çatlak sıkışır ve ilerleyemez. Böylece yüzeyde tetragonal faz konsantrasyonunun yüksek olması, mekanik direnci olumlu etkiler. Yapılan bir çalışmada, insan ve hayvan femurlarına yerleştirilen zirkonyum implantların kırılma direncinde 2 yıl sonunda bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir 49. Elastisite modülü 200 GPa olan zirkonyum, elastisite modülü 380 GPa olan aluminadan daha az kırılgan ve elastik deformasyon yeteneği daha yüksektir. Zirkonyumun bükülme direnci de aluminanın direncinin iki katından fazladır (itriyumlu yarı stabil zirkonyumun 1400 N/mm 2, In-Ceram aluminanın 500 N/mm 2, karbitin 1600 N/mm 2, saf çeliğin 450 N/mm 2 ) 49. Yapılan bir çalışmada zirkonyum çubuklar üzerinde düşük ısı işlemleri ile sıcaklığın etkisi değerlendirilmiştir. İtriyum yarı stabil zirkonyumun yüzeyinde, tetragonal fazdan monoklinik faza geçiş, X-ray difraksiyonu ile incelenmiştir. Bir yıl sonra monoklinik faza hiç dönüşüm olmamış ve bu durum seramiğin vücut ısısında kimyasal olarak stabil ve inert olduğunu ortaya koymuştur 49. Zirkonyum, yüksek biyouyumluluğunun yanısıra in vivo şartlarda fiziksel özelliklerinin değişmemesi nedeniyle rezeksiyonlu kanallarda da kullanılabilir 49. Radyoopaktır. Işık geçirme özelliği sayesinde, estetik açıdan önem taşıyan bölgelerde kullanılabilir 49. Zirkonyum seramikler geleneksel porselenlerden daha dirençlidir. Yapısını %4 oranında Y 2 O 3, %96 ZrO 2 oluşturur 48,50,51. 16

26 Zirkonyumun avantajları şöyle sıralanabilir: uygundur 51, edilir 39. Zirkonyum silanlanabilir ve adeziv simanlarla kullanıma Yüksek dirence sahiptir 49,50, Detaylı bir şekilde freze edilebilir 50, Radyografta opak görüntü verir 39, Yüksek doku uyumluluğu gösterir 49. Korozyona dayanıklıdır 39. Optik yansıma özelliği sayesinde estetik sonuçlar elde İlk kez 1993'de, yüksek bükülme direnci estetik nitelikleri nedeniyle tetragonal zirkonyum polikristallerinden post-kor yapımı gündeme getirilmiştir 52. Kor, halka şeklinde hazırlanıp, post a simantasyon yoluyla eklenmiştir. Bu çalışmayı temel alarak Meyenberg ve ark. 52, zirkonyum post ve korları klinikte kullanmaya başlamış ve malzemenin ışık geçirgenliği sayesinde tatminkâr sonuçlara ulaşmışlardır. Bunu takiben zirkondioksit postlarla dökülebilir seramik ve kompozit korların kullanımına başlanmıştır 52. Ancak, kompozit rezin, kor materyali olarak, çiğneme kuvvetleri karşısında yeterli bükülme ve kırılma direncine sahip değildir. Ortamdan nem absorbe eder, dolayısıyla boyutsal stabilite göstermez ve kenar sızıntısı meydana gelebilir yılında Ivoclar, yapısında % 3 itriyumoksit (Y 2 O 3 ) içeren, konik sonlanan paralel kenarlı zirkonyum post olan CosmoPost ve üzerine ısı ve basınçla yerleştirilen cam seramik kor materyali, IPS Empress Cosmo Ingot'u üretmeye başlamıştır. Bu seramiğin termolineer genleşme katsayısı zirkonyumunkine uygun hale getirilmiştir 52. Asmussen ve ark. 54, titanyum, karbonfiber ve iki farklı prefabrike zirkonyum postu rijidite, elastik limit ve kırılma direnci bakımından karşılaştırmışlardır. Zirkonyum postlar, her üç özellik için en yüksek değerleri göstermişlerdir ve iki farklı zirkonyum postun mekanik özellikleri arasında fark bulunamamıştır. Titanyum postun elastiklik limiti zirkonyuma oranla daha düşük değer gösterirken kırılma direncinin zirkonyum ile aynı olduğu ortaya konmuştur. Biopost ve CosmoPost un kırılma dirençleri elastik limitlerine eşittir, bu durum malzemenin kırılgan olduğunu gösterir. Oysa Titanyum ve karbon fiber postlarda elastik limit kırılma direncinden daha düşük değer gösterir, bu da malzemenin bir 17

27 miktar plastik davranışı olduğunu gösterir. Karbon fiber postlar ise en düşük değerleri vermiştir Post seçimini etkileyen faktörler Endodontik Tedavili Dişlerin Klinik Durumları a. Dişin Kron Bölümünde Tüm Diş Yapılarının Bulunduğu ve Endodontik Giriş Kavitesinin Bunların Arasından Açıldığı Durumlar Bu tip dişlerde kalan diş desteği yeterli olacağından post uygulamasına gerek yoktur. Eksik diş yapıları, kompozit rezin, cam iyonomer siman yada amalgam gibi restoratif maddelerle tamamlanabilir 55, b. Dişin Kron Bölümünde Madde Kaybının En Az Yarıya Yakın Olduğu Durumlar Dişte, önceki restorasyonlar veya madde kaybı nedeniyle kanal tedavisinin gerektiği durumlardır. Bu vakalarda uygulanan birçok sistem vardır. Bu vakalarda kökün boyutlarına uygun post seçilir. Seçilen post a göre kanal çapı post çapına eşit olan özel kılavuz frez ile hazırlanır. Post kanala simante edilmeden bir bölümü kor için retansiyon sağlayacak şekilde düzenlenir ve daha sonra kanala simante edilir. Postun kron bölgesinde yer alan retantif yüzeyi üzerine amalgam. kompozit veya cam iyonomer siman gibi değişik restorasyon malzemeleri ile kor oluşturulur. Kor üzerine yapılan kron protezi ile dişin restorasyonu tamamlanır c. Kronal Diş Yapısında Madde Kaybının Yarıdan Daha Fazla Olduğu, Dentin Desteğinin Kalmadığı Durumlar Bu gibi vakalarda oluşturulacak olan kor materyaline post desteği gerekmektedir. Geriye kalan diş yapısı da post taki antirotasyonel etkiyi arttırarak mümkün olduğunca daha iyi ve uzun ömürlü kron yapımını sağlar 56. Kanal, özel kılavuz frezle hazırlanır. Post kanal içine yerleştirilir ve boyu kron için retansiyon sağlayacak şekilde düzenlenir. Daha sonra dökümü yapılacak olan kor bölümünün modelajına geçilir. Bu amaçla kullanılan iki yöntem vardır. İndirekt yöntemde post kanal içinde iken ağızdan ölçü alınır, ölçüye göre model hazırlanır. Model üzerinde kor 18

28 modelajından sonra dökümü yapılır. Daha pratik olmasına karşılık deneyim gerektiren direkt yöntemde ise, kor bölümünün modelasyonu model üzerinde değil, hasta ağzında yapılır. Post, kanal içinde iken kron bölümü döküm mumu veya karbonize olan akrilikle işlenerek şekillendirilir. Post ve prepare edilmiş kron kısmı tek parça halinde kanaldan çıkartılarak birlikte döküme alınır. Prefabrik post ve döküm kor'dan meydana gelen postlu restorasyon simante edilir. Daha sonra hazırlanan kron protezi ile dişin restorasyonu tamamlanır. Bu tip olgularda postun yapıldığı alaşımla dökümde kullanılan alaşımın uyumlu olmasına özen gösterilir. Bunun nedeni korozyon sonucu sistemdeki hareketliliğin, kök kırığına neden olabilmesidir d. Kronal Yapının Tamamen Kayıp Olduğu Durumlar Morgano ve Milot 57, sadece kökün kaldığı durumlarda post uygulanması gerektiğini bildirmişlerdir. Post ile birlikte, retantif etki sağlayan parçalar da gereklidir. Bunlar kökün okluzal bölümünün lateralinde 1-1,5 mm derinliğinde kanallar, kalan diş yapısının mezial, distal, lingual yüzeylerine yerleştirilen antirotasyonel pinler ve kökün mezial veya distal yüzeyine açılan küçük kutu şeklinde preparasyonlardır. Koronal diş yapısının olmadığı durumlarda kron preparasyonunun mm apikale doğru uzatılması da kron rotasyonunu önlemede etkilidir Kök Şekli Hem eksternal kök konturları, hem de prepare edilen kanalın şekli post seçimini etkiler. Tüm kökler mine-sement birleşiminden apekse kadar kademeli olarak daralma gösterir. Bununla beraber bazı kökler apikal 1/3 te daha dardır, özellikle üst 1. küçük azı, alt santral ve lateral kesiciler bu şekli gösterir. Böyle dişlerde paralel postların kullanımı, kökün yan duvarlarında perforasyon riski yaratır. Burada ya konik postlar veya daha kısa paralel postların kullanımı gerekir. Buna karşılık her iki alternatifin de bazı sakıncaları vardır. Konik postların kullanımı kuvvet transferinde kama etkisi yaratırken, kısaltılmış paralel postlarda okluzal yük transferi tüm kök yerine, kısa bir kök alanına yayılarak koruyucu fonksiyon azaltılmış olur Kanal Boşluğu ve Diş Preparasyonu Bazı kanallar, özellikle maksiller kesicilerin pulpaları enine kesitte, yaklaşık olarak dairesel bir şekle sahiptirler. Bu kanalların preparasyonları, reamer veya özel frezler ile minimum açılanmayla veya 19

29 paralel olarak uygulanacak post un şekline göre hazırlanabilir. Enine kesiti eliptik olan kanallar, istenilmeyen andırkatların ortadan kaldırılması amacıyla geleneksel diş preparasyonunda olduğu gibi, konik biçimde hazırlanmalıdır Postların başarısını etkileyen faktörler Post olarak kullanılan maddelerin hepsi korozyona dirençli olmalıdır. Bununla birlikte elastisite modülünün yüksek olması, bükülme dayanımının yeterli olması, daimi deformasyona karşı dayanması ve devamlı yükler altında dirençli olması bu maddelerde olması gereken önemli özelliklerdir 58. Postlarda sıklıkla karşılaşılan önemli başarısızlık nedenleri retansiyon kaybı, postların eğilmesi veya kırılmasıdır 25. Post un başarısını etkileyen faktörler şu şekilde sıralanabilir: Post Uzunluğu Seçilen post uzunluğu dişin kök uzunluğu ve kanal tedavisine göre değişmekle birlikte optimum post uzunluğuyla ilgili değişik görüşler vardır. Yapılan çalışmalar post uzunluğu arttıkça retansiyonun arttığını göstermektedir 59,60. Bununla birlikte Hansen ve Asmussen 23, yaptıkları bir çalışmaya göre, endodontik postların mekanik özelliklerindeki farklılıkların çapları, şekilleri ve yüzey yapılarındaki farklılıklardan kaynaklandığını bildirmişlerdir ve endodontik postların klinik olarak seçiminde, stabilitenin retansiyondan önce gelmesi gerektiğini vurgulamışlardır. Post kor ünitesinin, en azından çiğneme kuvvetleri karşısında oluşan muhtemel deformasyona karşı direnç gösterebilmesi gerektiğini açıklamışlardır. Bu durum sağlanamazsa, marjinal aralanma, sekonder çürükler ve restorasyonun tümden kaybıyla sonuçlanabilecek olaylar gelişebileceğini söylemişlerdir. Bu yüzden klinisyenlerin yüksek sertlikteki, yüksek elastik limit değerleri olan, yüksek retansiyona sahip endodontik postları seçmeleri gerektiğini ifade etmişlerdir. Postun uzunluğunun aşırı derecede arttırılması apikal tıkamanın bozulmasına, apikal bölgede bir kurvatür var ise perforasyonlara yol açabilmektedir

30 Hansen ve Asmussen 23 seçilen postların en az klinik kron boyu kadar uzun olması gerektiğini bildirmişlerdir. Yine Sorensen ve Martinoff 27,62, yaptıkları retrospektif çalışmalarda, 1273 endodontik tedavili dişte post uzunluğunun klinik kron uzunluğuna eşit olduğu dişlerde % 97, 5 başarı yüzdesi saptamışlardır. Holmes ve ark. 63 nın üç boyutlu sonlu elemanlar yöntemi ile yaptığı bir çalışmaya göre, çeşitli post boyutlarına sahip olan endodontik tedavi görmüş ve döküm post kor yerleştirilmiş dişlerde, pik dentinal kesme stresleri, kökün postla komşuluğu olan orta kısmında oluşmaktadır ve pik dentinal kesme stresleri post uzunluğu arttıkça azalmaktadır. Çekme ve sıkıştırma tipi streslerin dağılımı post boyutlarındaki değişimle etkilenmemektedir Post Çapı Aynı materyalden yapılan, farklı çaplara ve yüzey özelliklerine sahip postların mekanik özelliklerinin karşılaştırılması amacıyla yapılan bir çalışmada 23, endodontik postların dirençlerinin çaplarına bağlı olduğu bulunmuştur. Post çapıyla sertlik, elastik limit ve kırılma dayanımı arasında bir orantı olduğu bildirilmiştir. 900 hastaya yönelik retrospektif bir çalışma sonucu, post restorasyonunun başarısını en çok arttıran noktanın post çapı olduğu rapor edilmiştir 64. Post çapı, radyografik değerlendirmelerde kök çapının yarısını aştığında başarı oranı büyük ölçüde azalmaktadır. Bununla birlikte, post çapının artmasının post retansiyonunu artırmadığı rapor edilmiştir 59,65. Hudis ve Goldstein 4 endodontik tedavi görmüş dişlerde post boşluğu çapının hazırlanmasında 3 temel ilke olduğunu ileri sürmüşleridir. 1-OransaI yaklaşım: Postun apikal çapının, kökün aynı bölgedeki çapının 1/3'ü olması gerektiğini savunan bir yaklaşımdır. 2-Koruyucu yaklaşım: Postun çevresini saran dentinin çepeçevre en az 1 mm olması gerektiğini savunan bir yaklaşımdır. 21

31 3-Konservatif yaklaşım: Post boşluğunun, olabildiğince küçük olması gerektiğini savunan bir yaklaşımdır. Post yuvasının hazırlanması konusunda post çapı ile ilgili yapılan pek çok araştırmanın sonuçları, Llyod ve Palik 66 tarafından sınıflandırılmıştır. Buna göre araştırmacılar temel olarak 3 görüş bildirmiştir. Bunlardan birinci gruptaki araştırmacılar, gutta perka uzaklaştırıldıktan sonra minimal preparasyon yapılması gerektiğini öne sürmüşlerdir. Preparasyon, sadece postun yerleştirileceği alandaki andırkatların kaldırılmasından ibarettir. Bu görüşü savunanlar, küçük çaplı post yerleştirilen dişlerin fraktür dirençlerinin daha iyi olduğunu bildirmişlerdir. İkinci gruptaki araştırmacılar ise, optimal post çapının, kökün en dar kısmındaki dış çapının üçte biri kadar olması gerektiğini belirtmişlerdir 66. Üçüncü gruptaki araştırmacılar ise, kök fraktürlerinden kaçınmak için, post çevresindeki dentin kalınlığının en az 1 mm. olması gerektiğini bildirmişlerdir. Bunun yanında, post preparasyonundan sonra marjinden herhangi bir yönde ölçüldüğünde kalması gereken diş dokusu miktarının 1,75 mm. olması gerektiğini belirtmişlerdir 66. Vertikal kök kırıklarının en büyük nedeni olarak, endodontik tedavi sırasında ve post yuvası hazırlanırken oluşan fazla miktardaki madde kayıpları gösterilmektedir Post Dizaynı Paralel kenarlı postlar konik postlardan daha retantiftir. Bununla birlikte yivli postların, en fazla retansiyon sağladığı, paralel kenarlı postların da bunları izlediği açıklanmıştır. Postlar içerisinde en az retansiyona sahip postların konik postlar olduğu rapor edilmiştir. Konik postlar koronalde paralel postlar ise apikalde daha fazla stres oluştururlar. Paralel kenarlı postların bükülme, eğilme ve kesme kuvvetlerine direnci konik postlardan daha fazladır 67,68. 22

32 Postların Yüzey Özellikleri Pürüzlendirilmiş veya oluklu postların düz olanlara göre daha retantif olduğu gösterilmiştir 69. Konik postlarda, posta ve kanala küçük olukların açılmasının postun tutuculuğunu arttırdığı bildirilmiştir 70. Yüzeyi dişli olan postların, düz olanlardan 1.3 defa daha fazla retansiyon sağladığı ileri sürülmüştür 7. Döküm postların yüzeyi havalı abrazivlerle veya kaba elmaslar ile pürüzlü hale getirilebilir ve böylece retantif özellikleri arttırılabilir Siman Tipi Postların simantasyonunda çinko fosfat, polikarboksilat, cam iyonomer ve rezin simanlar kullanılmaktadır a. Çinko fosfat siman 1800'lü yıllarda geliştirilmiş en eski, en çok bilinen ve günümüzde en yaygın olarak kullanılan bir yapıştırma simanıdır. Toz kısmının ana bileşeni %2-10 magnezyum oksit eklenmiş çinko oksittir. Likit kısmı ise %45-60 fosforik asit çözeltisidir 71. Fiziksel özellikleri karıştırılma esnasında kullanılan toz-likit oranına göre değişmektedir. Neme karşı hassas olmaları, adeziv özelliğinin olmaması, gerilmeye karşı direncinin düşük olması ve yüksek çözünürlük özelliğinin olması gibi dezavantajları vardır b. Polikarboksilat siman Polikarboksilat simanlarda toz %10 magnezyum oksit eklenmiş çinko oksitten oluşmaktadır. Likit kısmı %30-45'lik akrilik asit çözeltisidir. Bazı ticari formlarında polimer kurutularak toz kısma eklenir ve siman hazırlamak için saf su kullanılır. Çinko fosfat siman ile karşılaştırıldığında, dentine kısmen adezyon sağladığı ancak muamele edilmemiş döküm metal yüzeyine bağlanmadığı tespit edilmiştir. Polikarboksilat ve çinko fosfat simanların çözünebilirlik ve fiziksel özelliklerinin birbirine benzer değerlerde olduğu bildirilmiştir

33 c. Cam iyonomer siman Cam iyonomer simanların tozu kalsiyum florür sodyum aliminosilikat camdan oluşmaktadır. Likit ise poliakrilik asit veya akrilik asit/itakonik asit kopolimeridir. Çalışma zamanını ve akıcılığı artırmak için tartarik asit eklenmiştir. Cam iyonomerlerin sınıflaması ve klinik kullanım alanları: Tip 1:Yapıştırma simanı Tip2: Restoratif siman Tip3: Kaide simanı Cam iyonomer simanın dişe bağlanması, yapısındaki karboksilik asit grubunun, dişin yapısındaki kalsiyum ile reaksiyona girmesi ile oluşmaktadır. Dentine olan bağlanma kuvveti mineye olandan daha düşüktür bu da dentin yapısındaki inorganik materyalin daha az olması ile açıklanabilir 72. Cam iyonomer yapıştırma simanlarının, kolay karıştırılma, restorasyonun yerine kolay yerleştirilmesini sağlayan uygun akıcılığı, dişin sert dokularına direkt bağlanması, translusent olmaları, kariostatik özellikleri ve pahalı olmaması klinik kullanım yaygınlığının önemli nedenleridir 73. Ancak tüm bu özelliklerine rağmen ideal yapıştırma simanı olarak kabul edilmezler. Çünkü restorasyonu yerleştirme sonrası nem kontaminasyonuna hassas olması, çinko fosfat ve polikarboksilat simanlardan daha çözünür olması, asit/baz reaksiyonunu takiben erken düşük mekanik direnci gibi dezavantajları vardır d. Rezin modifiye cam iyonomer siman Cam iyonomer simanların düşük mekanik dirençlerinden dolayı yükler altında başarısızlığa uğramaları gibi problemleri elimine etmek için rezin modifiye cam iyonomer simanlar geliştirilmiştir. Rezin modifiye cam iyonomer simanlarda, geleneksel cam iyonomer simanların asit-baz reaksiyonu ile kendiliğinden polimerize olan amin-peroksit polimerizasyon reaksiyonu bir aradadır. Son yıllarda ışıkla polimerize olan 24

34 rezin modifiye cam iyonomer siman sistemleri geliştirilmiştir. Rezin modifiye cam iyonomer simanların flor salınımı geleneksel cam iyonomer simanlardan genellikle çok daha azdır. Bunlara ilaveten, cam iyonomer siman ve rezin modifiye cam iyonomer simanların kullanıldığı bir çalışmada çeşitli yüklemeler altında postların retansiyonu değerlendirilmiş ve bu iki siman arasında bir fark bulunmadığı gösterilmiştir e. Poliasit modifiye kompozit rezinler (kompomerler) Floroalüminasilikat cam ve metakrilat rezin içerirler. Sertleşmenin erken safhalarında su absorbe ederek asit gruplarının iyonize olmasından dolayı uygulamalarından sonra sertleşme sürecinde su ile kontaminasyonları önlenmelidir f. Kompozit rezin siman Kompozit rezin yapıştırma simanları kompozit dolgu materyallerinde olduğu gibi yapı ve özellik bakımından en az iki farklı fazın karışımından oluşur. Bunlar, birbirinden farklı organik rezin karışımı ve inorganik dolduruculardır 72. Rezin simanlar, modifiye akrilik rezin simanlar ve dimetakrilat simanlar şeklinde sınıflandırılabilirler. Dolduruculu ve doldurucusuz şekilde imal edilmişlerdir. Yapılan çalışmalarda smear tabakası uzaklaştırılmış kanallarda, doldurucusuz Bis-GMA rezinler kullanılarak postların yapıştırılmasının, çinko fosfat ve polikarboksilat simanlara göre tutuculuğu çok fazla arttırdığı bildirilmiştir 74,75. Standlee ve Caputo 76 yaptıkları çalışmada doldurucusuz rezinlerin, dolduruculu rezinlere göre tutuculuğu 10 kat arttırdığını bildirmişlerdir. Düşük viskozitesi olan Bis-GMA simanlar temiz dentin kanallarına daha iyi penetre olmaktadır. Simanın ıslatabilirliğinin yüksek olması, maksimal kontakt sağlanabilmesi için önemlidir. Smear tabakasının uzaklaştırılmasını takiben yapılan bir çalışmada, dolduruculu veya doldurucusuz rezinlerin çinko fosfat simanlara göre, tutuculuğu çok daha fazla artırdığı bildirilmiştir 65. Günümüzde post simantasyonunda 4-META içeren adeziv ürünler yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu ürünlerin en büyük avantajı, tüm diş yapılarına bağlanabildiği gibi, metallere, rezinlere ve porselene de bağlanabilmeleridir. Yapılan çalışmalarda da, 4-META adezivlerin diğer 25

35 tüm adezivlerden, post retansiyonu açısından, çok daha üstün olduğu bildirilmiştir 76,77. Bu tip adezivlerle vidalı postların pasif olarak yerleştirilmesi de mümkündür 65. Özellikle kısa postlar ve retansiyonun zor sağlanacağı durumlarda, post yapıştırılmasında tercih edilecek ilk seçenek rezin simanlar olmalıdır. Ancak kompozit rezinler ve adeziv bonding sistemler çok hassas teknikler kullanılarak yerleştirilmektedir. Uygulama tekniği sırasında yapılacak bir hata, tüm restorasyonun başarısızlığı ile sonuçlanabilmektedir Post Boşluğunun Hazırlanması Post yerleştirilmesi için kök kanal boşluğunun hazırlanması konusunda, literatürde kesin olarak bir yöntemden bahsedilmemiştir ancak post yerleştirilecek dişlerde kök kanalının öncelikle tamamen doldurulmuş olması ve devamında da post boşluğunun oluşturulması önerilmiştir 7. Böylece var olan lateral kanalların da dolması sağlanmış olur. Kök kanalındaki dolgu maddesinin çıkarılması amacı ile genelde iki yöntem kullanılmaktadır. Bunlar ısıtılmış alet veya dönen alet kullanımıdır. Bu maddelere ek olarak kimyasal çözücüler de kullanılmaktadır 78. Kanal dolgusu yapıldıktan sonra, apikal dolgunun bozulmaması için 48 saat veya 1 hafta beklenilmesi gerektiğinin önerilmesine karşın, bazı çalışmalar kanal dolgusu yapıldıktan hemen sonra ısıtılmış aletler kullanarak gutta-perkanın çıkarılıp, post boşluğunun hazırlanabileceğini ve bu yöntemin apikal dolguyu bozmayacağını göstermiştir 79,80. Gutta-perka çıkarıldıktan sonra, post boşluğunun hazırlanması için kök kanal reamerları kullanılır. Radyograflar ile yerleştirilecek post boyu hesaplanır ve reamerlar bu boyda işaretlenerek post boşluğu hazırlanır. Endodontik tedavili dişlerin restorasyonunda post yerleşimi kritik bir basamaktır. Çünkü hatalı yerleştirme kökte horizontal veya vertikal fraktürlere neden olabilir. Endodontik tedavili dişlerin fraktür direnci, kalan kökün ihtiyatlı bir tedavisi ve post boşluğunun titiz preparasyonuna bağlıdır

36 Dişin Dental Arktaki Yeri Endodontik tedavili dişin dental arktaki yeri, dişin prognozunu etkiler. Bu nedenle dişin dental arktaki yerine göre farklı restoratif yaklaşımlar vardır Ferrule Etki (Bilezik Etkisi) Ferrule, bir yapının etrafını çevreleyen metal halka olarak tanımlanabilir. Endodontik tedavili dişlerin yapısal bütünlüğünü korumak amacı ile dişin marjininde kronal yüzeyi etrafında dairesel metal bant yani ferrule önerilmektedir 81. Kor'dan dişeti yönünde genelde mm dişeti altına doğru mümkün olabildiğince uzanan halka, kökü sarma işlevinden dolayı, dikey yönde kırılmaları önler 82. Aynı zamanda yatay kuvvetlere karşı, postun kanal içinde dönmesini engelleyecek bir düzenek görevi de görmektedir. Morgano ve Brackett 83 de ferrule etkiye rehberlik etmesi için, kalan koronal diş dokusunda diş preparasyonunu 360 saran ve en az mm yükseklikteki halka yapının oluşturulması gerektiğini bildirmişlerdir. Ayrıca ferrule olmadığı zaman post ve korun birleşim bölgesinde oklüzal kuvvetlerin yoğunlaştığı ve post kırıkları için bir potansiyel oluşturduğunu bildirmişlerdir 83. Bazı çalışmalarda, ferrule etki elde edilebilmesi için koronal diş dokusu kalmadığı durumlarda kron yükseltme veya ortodontik ekstrüzyon işlemleri önerilmiştir 82,84,85. Isidor ve ark. 86 nın yaptığı bir çalışmada, döngüsel yükleme yapılan kronlanmış dişlerin, kırılma dayanımlarında bilezik derinliğinin post uzunluğundan daha önemli olduğu bulunmuştur. Akkayan 85 ın 123 çekilmiş üst kanin diş ile yaptığı bir çalışmada ise kuartz fiber, cam fiber, cam fiber + zirkonya, ve zirkonya postlar endodontik tedavi yapılan dişlere yerleştirilmiş ve ferrule etki için 1 mm, 1.5 mm, 2 mm basamaklar hazırlanmıştır. Daha sonra bu dişlere dişlerin uzun ekseni ile 130 açı yapacak şekilde kırılana kadar kuvvet uygulanmıştır. Çalışma sonucunda ferrule yüksekliğinin başarısızlığa etkisi değerlendirilmiş ve ferrule yüksekliğin kuartz fiber ve cam fiber postlarda 1 mm den 1.5 mm ye çıkmasının etkisi olmadığı, cam fiber ve cam fiber + zirkonya postlarda 1.5 mm ve 2 mm arasında fark olmadığı ancak 2 mm yükseklikte hazırlanan örneklerde tüm post sistemlerinin yüksek kırılma eşik değerlerine ulaştığı rapor edilmiştir. 27

37 değişimler Endodontik tedavi görmüş dişlerde meydana gelen Endodonti ve protetik diş tedavisi ile ilgili literatürlerde sıklıkla yer alan ve klinik gözlemlere de dayanan bulgulara göre, endodontik tedavi, dişleri zayıflatmakta ve bunun sonucunda dişler daha kırılgan hale gelmektedir 87,88. Rosen 87, endodontik tedavi görmüş dişlerin dentin yapısını kuru ve kırılgan olarak tanımlamıştır. Yine Johnson ve Schwarz 88 dentin elastikiyetinin endodontik tedaviyi takiben zamanla azaldığını öne sürmüşlerdir. Bu görüşe karşı Lewinstein ve Grajower 89 yeni çekilmiş 16 vital dişin dentini ile farklı zamanlarda endodontik tedavi görmüş 32 dişin dentini arasında Vickers mikrosertlik değerleri açısından fark bulunmadığını bildirmiştir. Christine ve Messer 90 yaptıkları çalışmada endodontik tedavi görmüş 23 dişin makaslama kuvveti, sertliği ve kırılma direnci gibi biyomekanik özellikleri 23 vital diş ile karşılaştırılmıştır. Endodontik tedavi görmüş dişler ile vital dişlerin biyomekanik özellikleri benzer bulunmuştur Sıvı Kaybı Dentinin kimyası incelenirse, koronal dentinin sıvı oranı %13.2 'dir. Ancak koronal dentin, kök dentinine oranla iki kat daha fazla sayıda dentin kanalı içerir. Kök dentini daha az dentin kanalı, daha fazla inorganik madde ve intertübüler dentine sahip olduğu için daha az sıvı içerir. Yaşlanmayla birlikte, peritübüler dentin daha fazla oranda birikir ve bu da dişte sıvı içeren organik kısmın azalmasına yol açar yılında Battistone ve Burnett 92, dişlerdeki sıvıyı dehidrate ettikten sonra bu sıvının dişin yapısına tekrar ilave edilemediğini bildirmişlerdir. Buna göre kalsifiye dokularda sıvı kaybı meydana gelmişse bunun tekrar yerine konması mümkün değildir. Bu yüzden endodontik tedavi görmüş dişlerdeki sıvı kaybı geri dönüşümsüzdür. Endodontik tedavi görmüş dişlerin kırılganlığı temelde nem oranındaki azalmaya bağlanmıştır. Bu varsayım, Helfer ve ark. nın 93 yaptığı bir çalışma ile ispatlanmıştır. Helfer ve ark. 93, pulpası alınmış köpek dişlerinin nem oranının vital olanlara göre %9 daha düşük olduğunu göstermiştir Yapısal Değişimler Endodontik tedavide giriş kavitesinin açılması, kanalların temizlenmesi ve şekillendirilmesi sırasında belirli miktarda dentin dokusu kaldırılır. Reeh ve ark. 94 endodontik işlemleri, dişlerin dayanıklılığına etkisi 28

38 açısından restoratif işlemlerle karşılaştırmıştır. Bu çalışmanın sonucuna göre; endodontik işlemler dişin dayanıklılığını %5 oranında azaltırken, restoratif işlemler dişin belirgin oranda zayıflamasına yol açmıştır. Dişte açılacak MOD kavite preparasyonu dişin dayanıklılığını %60' tan fazla azaltmıştır. Özellikle de marjinal sırt kısmının kaybı dişi büyük oranda zayıflatmaktadır. Her ne kadar endodontik tedavi görmüş dişin dayanıklılığının azalması dişin kron yapısındaki doku kaybına bağlansa da, kanalların şekillendirilmesi sırasında kök dentininin aşırı miktarda kaldırılması kökün zayıflamasına yol açmaktadır Kollajen Miktarındaki Değişme Kollajen, dentinin organik matriksini oluşturur. Bu matriksin liflerinde inorganik kalsiyum fosfat tuzları bulunmaktadır. Dentin, kollajen moleküllerinin çapraz bağları sayesinde rijidite ve belirgin gerilme dayanıklılığına sahip olur. Pulpası alınmış dişlerin daha kırılgan olarak düşünülmesi çapraz bağlarda meydana gelen değişimlere bağlanabilir Estetik post sistemlerinde kullanılan kor materyalleri Anterior dişlerin post korlar ile restorasyonunda kor materyali olarak genellikle cam iyonomer simanlar, rezin modifiye cam iyonomer simanlar ve kompozitler kullanılmaktadır Cam İyonomer Kor Gümüş doldurucularla güçlendirilmiş cam iyomer simanların termal genleşmeleri düşüktür ve florid salınımı, dişe kimyasal olarak bağlanma ve hızlı uygulanabilme gibi avantajlara sahiptir. Fakat düşük kırılma sertliğine sahip olmaları en büyük dezavantajlarıdır Yapılan bir çalışmada güçlendirilmiş cam iyonomer korların okluzal kuvvetlere karşı yeterince dirençli olmadığı gösterilmiştir 96. Bu materyaller sadece posterior bölgede koroner diş yapısının % 50 den fazlasının kaldığı durumlarda kullanılmalıdır 97. Son zamanlarda rezinle güçlendirilmiş cam iyonomer simanlar geliştirilmiştir. Uygulanması daha kolaydır ve ağız içindeki erken nem kontaminasyonuna daha dirençlidir. 29

39 Bununla beraber, kompozit rezinlerden daha zayıftırlar ve yüksek çiğneme kuvvetlerine karşı yetersiz bir dayanıksızlardır Kompozit rezin kor Kolay kullanımı nedeniyle çok fazla tercih edilmektedir. Kompozitin en büyük avantajı diş yapısına ve daha sonra da seramik krona kolayca bağlanabilmesidir ve diş renginde olmasıdır 31. Laboratuvar çalışmaları, kompozitlerin yeterli kırılma sertliğine ve basma dayanıklılığına sahip olduğunu göstermiştir 97. Bununla beraber kompozit, dinamik yüklemelerde başarılı bir performans gösterememiştir 96. Tekrarlayan yükler altında kompozit plastik bir deformasyona uğrar; bu da korun başarısızlığı ile sonuçlanır. Kompozit rezinlerin en büyük dezavantajı, boyutsal stabilitesinin az olması nedeniyle mikro sızıntıya neden olmasıdır 96. Aşırı harabiyet gösteren dişler, diş rengindeki fiber postlar ve tam seramik kronlarla restore edildiğinde mükemmel estetik sonuçlar elde edilebilmektedir 31. Son yıllarda fiberle güçlendirilmiş dual polimerizasyonlu kompozit rezin kor materyalleri piyasaya sürülmüştür. Bu materyallere örnek olarak ParaCore (Coltène/Whaledent, Altstätten, Switzerland) ve Build-It (Pentron Corp. Wallingford, Connecticut, USA) verilebilir. Bu materyaller çift heliksli karıştırıcılar sayesinde hava kabarcıksız ve homojen olarak karıştırılabilmektedir 31. Cohen ve ark. 99 postun apikal kısmında zaman içinde meydana gelen gerilimlerin oluşturduğu mikro hareket sonucu siman tabakasında bozulmalar olduğunu bildirmişlerdir. Dental simanın kırılma dayanıklılığı dentin veya post materyalininkinden daha azdır. Bu nedenle sistemdeki başarısızlık genellikle siman tabakası içerisinde koheziv olarak veya komşu olan dentin yüzeyi arasında meydana gelmektedir 100. Oral kavitede değişik sıcaklık dalgalanmaları meydana gelmektedir. Ağıza alınan soğuk sıcak yiyecekler ve içecekler nedeniyle oral kavite termal bir irritasyona maruz kalmaktadır. Palmer ve ark. 101 doğal diş yüzeyinde meydana gelen en yüksek ve en düşük sıcaklıkları saptamak amacıyla yaptıkları çalışmada diş yüzeyinde oluşan uç sıcaklık değerlerini 0 C ve 67 C olarak saptamışlardır. Metalik ve metal olmayan dental restoratif materyaller ve dentinin ısı iletkenlik ve ısısal genleşmeleri birbirlerinden belirgin olarak farklıdır. Alınan sıcak-soğuk yiyecekler ile 30

40 ağızda oluşan sıcaklık artışı ve azalması sonucu diş dokusu ve restoratif materyallerde genleşmeler ve büzülmeler meydana gelir. Farklı sıcaklıklar ve/veya farklı ısısal genleşme katsayıları ile oluşan hacimsel ısısal genleşmeler sonucu artan gerilimler, diş yapısında çatlak ve kırıklara veya restorasyonda kenar sızıntılarına neden olabilir 100. Bu yüzden farklı ısısal genleşmeler ve büzülmeler klinik olarak önemlidir. Üç boyutlu sonlu elemanlar stres analizi yöntemi ile post-kor sistemlerinde farklı yüzeyler arasındaki sıcaklık akışını ve ısısal genleşme ve büzülmelerin neden olduğu stresleri incelemek mümkündür. Üç boyutlu sonlu elemanlar stres analizi yöntemi kullanılarak post kor ların biyomekanik özellikleri ile ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Bununla birlikte ısısal değişiklikler sonucu iç yapılarda oluşan farklı ısısal genleşmeler ve büzülmeler klinik olarak önemli olmasına rağmen literatürde post kor restorasyonlarda termal gerilimlerin üç boyutlu olarak değerlendirildiği çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bunun nedenlerinden biri, farklı biyomateryal yüzeyleri arasındaki sıcaklıkların incelenmesinin zor olması olabilir. Prefabrik postlarla hazırlanan bir restorasyonun başarılı olabilmesi için biyolojik, mekanik, fonksiyonel ve estetik yönlerden yeterli ihtiyaçları karşılaması gerekir. Estetik özellikler göz ardı edildiğinde mekanik açıdan daha uygun materyaller kullanmak mümkün olmakla birlikte sosyal bir varlık olan insan doğası, zamanla gelişen ve değişen estetik ve güzellik anlayışı, restorasyonlarda doğal olanı yakalamaya yönelik ihtiyaçları gündeme getirmiştir. Bu amaçla gün geçtikçe geliştirilen biyomateryaller mekanik ve biyolojik açıdan değerlendirilmektedir. Son yıllarda fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postlar popülarite kazanmıştır. Fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postlar yapısal olarak epoksi rezin matriks içerisine gömülen karbon, silika, zirkon, kuartz veya cam fiberlerden oluşur. Bağlayıcı ajanla (genellikle silan) fiberler matriks içinde bir arada tutulur. Fiziksel özellikler açısından fiber postların elastik modülleri kök dentininin elastik modülüyle aynıdır. Bu sayede metal postlarda sıklıkla karşılaşılan kök kırıklarının azaltılması amaçlanmıştır Fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postların mekanik özellikleri, fiberlerin yönüne, dizilimine, uygulanan kuvvetin yönüne ve yapısına bağlıdır. Fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postlar metal postlar gibi homojen (izotropik) değil, homojen olmayan (anizotropik) yapılardır 110. Fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin materyallerde başarısızlık, matriks kırıkları, bağlantı ara yüzünde bozulmalar, 31

41 delaminasyon (fiberlerin ayrılması) veya tüm bu olayların kombinasyonu şeklinde olabilir 110. Fiberlerin oral çevredeki su ile teması sonucu epoksi rezin matriks su emerek bozulabilir. Bu yüzden post restorasyonlar başarısız olabilir. Özellikle silika ve cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postlar hidrolitik olarak stabil olmadıkları için bu türlü başarısızlık ortaya çıkabilir. Bununla birlikte fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postlar kanala yerleştirildikten sonra kompozit kor materyalleriyle restore edildiklerinde bu noktaya dikkat etmek gerekir ve restorasyonun koronal kısmını da sudan korumak gerekir. İlaveten, nem adsorpsiyonunun fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postların bükülme dirençlerini de azalttığını gösteren çalışmalar mevcuttur 37. Bununla birlikte fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postların klinik ömürlerinin değerlendirilmesi hususunda, fiber/polimer matriks ara yüzeyinde, termal genleşme katsayıları arasındaki muhtemel uyumsuzlukların oluşturacağı etkiler de göz önünde bulundurulmalıdır Sonlu Elemanlar Stres Analiz Yöntemi 102,103,111 Sonlu elemanlar analizi, karmaşık geometrilere sahip sistemlerde karmaşık mekanik problemlerin analitik olarak çözümüne imkan veren numerik bir yöntemdir. Kararlı rejimli, değişken rejimli, lineer, lineer olmayan durumlar için gerilim (stres) analizi, ısı transferi, akışkanlar mekaniği ve elektromanyetizma problemlerinin analizleri sonlu elemanlar yöntemi ile yapılabilir. Modern sonlu elemanlar yöntemi, 1900 lu yıllardan beri kullanılmaktadır. Bu yıllarda bazı araştırmacılar sürekli elastik durumu, eş boyutlardaki kesikli elastik parçalarla modellemişlerdir. Bununla birlikte, Courant sonlu elemanlar yöntemini ilk geliştiren kişi olarak anılmıştır. Courant, 1940 lı yıllarda yayınladığı bir makalede, burulma problemlerini araştırmak için parçalı polinom interpolasyonunu üçgensel alt bölgeler (elemanlar) üzerinde kullanmıştır 111. Sonlu elemanlar stres analizlerinin kullanıldığı diğer önemli adım, Boeing in 1950 lerde uçak kanatlarını modellemek için üçgen gerilim elemanları kullanmasıyla atılmıştır. Dolayısıyla uzay ve havacılık endüstrisinde yapısal problemlerin çözümü için kullanılan bu yöntem, 1960 larda diğer mühendislik alanlarında da kullanmaya başlanmıştır. Zienkiewicz ve Cheung 1967 de tamamen sonlu elemanları anlatan bir kitap yazmışlardır. Günümüzde bu yöntem geliştirilerek ısı transferi, sıvı 32

42 akışı, kütle transferi ve elektromanyetik problemler, dayanım, titreşim ve dinamik problemlerini çözmek için kullanılmaktadır 102 Dental sistemler oldukça karmaşık geometriye sahiptir ve bu sistemlerle ilgili problemlerin çözümü için sonlu elemanlar stres analizi yöntemi oldukça uygundur. Sonlu elemanlar stres analizi yönteminde tüm sistemin ağ yapısı, elemanları, düğümleri ve sınır koşulları oluşturularak problem çözülmektedir 102,103. Sonlu elemanlar stres analiz yönteminde problem, şekilsel fonksiyonlar kullanılarak çok daha küçük ve basit elemanlara ayrılmakta ve sonuç, varyasyonel prensiplere dayanarak tespit edilmektedir Sonlu elemanlar yönteminin avantajları Sonlu elemanlar yöntemi ile analizi yapılacak bir cisim, temsil edebilir, hatta karmaşık şekilli bir cisimde dahi analiz, güvenilir olabilir. 2. Çok bağlantılı kısımlar (yani bir veya çok delikli cisimler) veya köseleri olan cisimlerde zorluk çekilmeksizin analiz yapılabilir. 3. Değişik malzeme veya geometrik özellikleri bulunan problemler ek bir zorluk getirmez. Geometrideki ve malzemenin yapısındaki bozukluklar, zamana bağlı değişken özellikler gibi malzeme özellikleri kolaylıkla değerlendirilebilir. 4. Sebep-sonuç bağıntılarına ait problemler, tümel direngenlik matrisi ile birbirine bağlanan genelleştirilmiş "kuvvetler" ve "yer değiştirmeler cinsinden formüle edilebilir. Sonlu eleman metodunun bu özelliği, hem problemin anlaşılmasını ve çözülmesini mümkün kılar hem de problemi basitleştirir. 5. Sınır şartları kolayca uygulanır. 6. Sonlu eleman metodunun çok yönlülük ve esnekliği, karmaşık yapılarda, sürekli ortam, alan problemleri ve diğer problemlerde sebep sonuç ilişkilerini hesaplamak için çok etkin bir şekilde kullanılabilir. Analitik ve deneysel metotlardan daha hassas sonuç verir Sonlu elemanlar yönteminin dezavantajları Programların maliyetleri çok yüksektir. 2. Programlar patentlidir. Bu sebepten dolayı kullanılan programlar lisanslı olmalıdır ve her kullanıcının bir girişi vardır. 3. Bu programlar sık sık revizyon edilmelidir. 33

43 4. Programların kullanılabilmesi için iyi bir donanıma sahip olmak gerekir. Bu sebeple programın kullanıldığı bilgisayarın maliyeti de artar Sonlu elemanlar stres analiz yöntemi ile ilgili temel kavramlar 102, a. Düğüm (Node) Sonlu elemanlar yönteminde modeller, sonlu sayıda elemanlara bölünür. Bu elemanlar belli noktalardan birbirleriyle bağlanır, bu noktalara düğüm (node) denir. Örneğin katı modellerde her bir elemendaki yer değiştirmeler, doğrudan düğüm noktalarındaki yer değiştirmelerle ilişkilidir. Düğüm noktalarındaki yer değiştirmeler ise elemanların gerilmeleriyle ilişkilidir. Sonlu elemanlar yöntemi, bu düğümlerdeki yer değiştirmeleri çözmeye çalışır. Böylece gerilme yaklaşık olarak uygulanan yüke eşit bulunur. Bu düğüm noktaları mutlaka belli noktalardan hareketsiz bir şekilde sabitlenmelidir b. Element (Eleman) Sonlu elemanlar yönteminde sistemi tanımlayan bölge, "element (eleman)" olarak adlandırılan basit geometrik şekillere parçalanır. Bu elemanlar, "düğüm" olarak adlandırılan özel noktalardaki bilinmeyen değerler cinsinden ifade edilir. Sınır koşullarını da içerecek şekilde, elemanların birleştirilmesi sonucu lineer veya lineer olmayan cebirsel denklem seti elde edilir. Bu denklemlerin çözümü, sistemin yaklaşık davranışını verir. Sonlu elemanlar yönteminde elemanlar geometrisine göre, üçgen, paralel kenar, dörtgen elemanlar olarak sınıflandırılırken, boyutlarına göre tek boyutlu, iki boyutlu, dönel elemanlar, üç boyutlu elemanlar, izoparametrik elemanlar olarak, düğüm sayısına ve düğüm sayısındaki bilinmeyenlere ve sürekli ortam probleminin özelliklerine göre ise plak, levha, kabuk problemleri olarak sınıflandırılmaktadır. Sonlu elemanlar yöntemi düğüm noktaları için tanımlanmış şartları, cebirsel lineer denklemlere çevirir, önce bu denklemler çözülür ve bütün elemanlardaki gerçek gerilmeleri bulmaya çalışır. Sonuç olarak model ne kadar çok sayıda elemana bölünürse daha gerçekçi sonuçlar elde edilir. 34

44 c. Mesh (ağ) oluşturulması Mesh (ağ) oluşturma işlemi, düğüm noktalarının ve elemanların koordinatlarını oluşturur. Aynı zamanda kullanıcı tarafından girilen minimum bilgiye karşılık optimum sürede otomatik olarak düğüm noktalarını ve elemanları sıralar, numaralanmasını sağlar. Mesh üretme konusunda kullanıcının ayrıca üzerinde mesh üretilecek alanda, hangi bölgelerin eleman yoğunluğunun fazla olacağına hangi bölgelerin eleman yoğunluğunun daha az olacağına karar vermesi gerekebilir. Genellikle, önemli olduğu veya kendi içinde büyük gradyene (değişime) sahip olduğu bilinen veya tahmin edilebilen bölgelerde, birim alana daha fazla eleman yerleştirilir. Mesh oluşturmada modeller sonlu sayıda elemanlara bölünür. 35

45 Sonlu elemanlar stres analiz yönteminde, mesh oluşturulmasında kullanılan bazı elemanlar Resim 1 de gösterilmektedir. Resim 1. Mesh (ağ) üretiminde kullanılan bazı elemanlar 36

46 d. Sınır koşulları (Boundary conditions) Sınır şartları, gerilmelerin ve deplasmanların sınır ifadelerini kapsar. Yani cismin nereden sabitlendiğini ve kuvvetin neresinden uygulandığını gösterir e. Aksisimetrik model Eksenel simetrik anlamına gelir. Merkezinden bir eksen geçen bir cismin ekseninin iki tarafının birbirinin aynısı olma durumuna denir f. Katı modelleme (Solid Modelling) En üst düzey modelleme tekniğidir. Gerçek anlamda cismin iç ve dış geometrisinin tanımı yapılmış olur. Katı modellemenin esas özelliği, görüntünün ötesinde cismin iç ve dış geometrisinin bilgi kütüğü şeklinde bilgisayara geçmiş olmasıdır. Böylece ağırlık, moment gibi parametreler hesaplanabilir veya kesitler alınarak cismin iç geometrik formu incelenebilir. Cisimlerin yüzeylerindeki renkler, geçirgenlik ışık yoğunluğu ve gölgeleme yapılabilir. Cisimlerin katı modellemesi için CAD (Computer Aided Design Bilgisayar Destekli Tasarım) programları iki yöntem kullanır. Bu yöntemler yardımıyla yüzey sınırlarının tanımı yapılır ve bu sınırlar boyunca iki boyutlu yüzeylerin taranması ile cismin tüm hacmi tanımlanır. Eksenel simetri olan bir parça, dönme şeklinde bir tarama ile kolaylıkla tanımlanır. Ya da karmaşık yüzeylerde tanımlanan eğriler boyunca yapılan tarama yüzeyi oluşturulur. Tasarımlanacak cismin yapısına göre bu iki yöntemden birisi tercih edilir. CAD ortamında hızlı bir veri iletişim ve işlem gücüne ihtiyaç duyulması, yöntemin dezavantajı olarak gösterilmektedir. Katı modelleme sayesinde bir ürünün daha üretilmeden istenen şekil ve işlevi sağlayıp sağlamadığı kontrol edilebilir. Prototip üretme maliyeti düşer. Dayanım ve malzeme hesapları da yüksek maliyetli testlerle değil yazılım olarak yapılabileceğinden daha hızlı ve ucuz olur. 37

47 g. 1, 2 ve 3 Boyutlu (1-D, 2-D ve 3-D) modelleme: 1-D modellemede, oluşturulan model tek eksenli olur. Yani yüksek hesap gerekmeyen ya da kuvvetin tek eksenden etki ettiği durumlarda kullanılabilir. 2-D modellerde çizilen parçalar ise 2 boyutlu olarak oluşturulur. Oluşturulan modelde kuvvetler, 2 eksen doğrultusunda etki ettirilir. Meydana gelen etkiler de bu yönlerde oluşmaktadır. Kullanım yeri, 3 boyutlu hareket ekseni olmayan veya özellikleri nedeniyle başka eksenlerde çalışmayan sistemlerdir. 3-D modelleme ise gerçek dünyanın koordinat düzlemine göre oluşan kuvvetleri temsil etmek için kullanılır. Her eksende olan kuvvetler hesaba katılmış olur. Böylece daha hassas ve gerçek sonuçlar elde edilebilir. 3-D bir simülasyonu 2-D veya 1-D çözmek, sisteme daha basit yaklaşılmasını sağlayarak hesaplamalarda kolaylık sağlar. Sistemin bütün boyutlarını görerek görsellik açısından sisteme yaklaşım yapmak daha da kolaylaşır. Aynı zamanda sistemde yapılacak herhangi bir hesaplama durumunda 3. boyutu da göz önünde bulundurarak hesap yapmak işlemimizin doğruluğunu arttırır Sonlu elemanlar yöntemi ile termal analizlerin yapılması 102,111 Sıcaklık değişimlerinin oluşturduğu sıcaklık farkı, malzemenin termal gerilim katsayısına bağlı olarak, cisimde üniform bir zorlamaya yol açmaktadır. Sıcaklık değişimi, kesme gerilmelerine yol açmaz. Termal hesaplama; malzemenin yapısında sıcaklıktan ya da benzer şartlardan dolayı oluşan iç zorlanmaların etkisinin hesaplanması yöntemidir. Termal hesaplama, malzemelerin sıcaklıklarına göre dayanım, şekil ve boyutlarındaki değişmeyi hesaplayıp buna göre diğer elemanlar ve sistemlerle olan ilişkilerini bulmaktır. Malzemelerin yüzeylerinde, köşelerinde, belirli noktalarındaki değişim ve sistemin ısı iletim katsayısı da hesaplanabilmektedir. 38

48 Sonlu elemanlar stres analiz yönteminde uygulanan işlem basamakları Problem ve onun sürekli ortamı tanımlanır. 2. Sürekliliğin kesikleştirmesi: Çözüm bölgesini sonlu elemanlara bölme aşamasıdır. 3. Problemin formülasyonu yapılır. 4. Koordinat sistemi belirtilir. 5. İnterpolasyon fonksiyonları seçilir: İnterpolasyon fonksiyonları, eleman boyunca alan değişkenlerini interpole etmek için kullanılmaktadır. Genelde, polinomlar interpolasyon fonksiyonları olarak seçilmektedir. Polinomun derecesi, elemana atanmış düğüm sayısına bağlıdır. 6. Eleman özellikleri belirlenir: Sonlu elemanlar analizi için matris denklemi, bilinmeyen fonksiyonun düğüm değerlerini diğer parametrelere bağlayacak şekilde oluşturulur. Bunun için farklı yaklaşımlar kullanılabilir: En uygunları, varyasyonel yaklaşım ve Galerkin metodudur. 7. Eleman denklemleri bir araya getirilir: Tüm çözüm bölgesinde analizi gerçekleştirecek global denklem sistemini bulmak için tüm elemanlara ait eşitlikler bir araya getirilir. Diğer bir deyişle, kesiklilik için kullanılan tüm elemanlara ait lokal eleman eşitlikleri birleştirilir. Çözüm öncesinde, sınır koşulları belirlenir. 8. Koordinatların dönüşümü gerçekleştirilir. 9. Element denklemleri birleştirilir. 10. Element matrisleri birleştirilmesiyle elde edilen sistem matrisine sınır şartlarını uygulanır. 11. Global denklem sistemi çözülür: Sonlu eleman global denklem sistemi, tipik olarak simetrik ve pozitif tanımlıdır. Çözüm için direkt ve iterative (tekrarlanan) metotlar kullanılabilir. Göz önüne alınan fonksiyonun düğümsel değerleri çözümün sonucu olarak oluşturulmaktadır. 12. Ek sonuçlar hesaplanır: Birçok durumda ek parametreleri hesaplamaya da ihtiyaç duyulur. Örneğin yer değiştirme ile birlikte, mekanik problemlerinde sonuçlar, global denklem sisteminin çözümünden sonra elde edilmektedir. 13. Sonuçlar yorumlanır Termal ve mekanik özelikler Sıcaklık Sıcaklık, bir sistemin sahip olduğu ölçülebilen bir değerdir. Termometre veya thermocouple (ısılçift, sıcaklık pili) ile ölçülür. 39

49 Isı Isı, iki sitem (ya da bir sistem ve çevresi) arasındaki sıcaklık farkından dolayı transfer edilen enerji formudur 112. Isı transferi bilimi, teori ve uzun yıllar süren deneysel gözlemlere dayanır. Isı transfer analizleri temel olarak fizik kanunlarıyla ilgilidir. Bununla birlikte ısı transferi analizlerinde şu kanunlar önemli rol oynar 113 : 1. Fourier in ısı iletim kanunu, 2. Newton un soğuma kanunu, 3. Stefan-Boltzmann ın yayılma (radyasyon) kanunu Isı Transfer Yöntemleri 113 Isı iletim mekanizması aslında oldukça karışık olan ısı değişimi veya enerji dönüşüm sistemidir. Bununla birlikte ısı transfer yöntemleri temel olarak 3 gruba ayrılır: a. Isı İletimi (Kondüksiyon) Isı iletimi, katı, sıvı ya da gaz halindeki bir maddede moleküler titreşim veya bazı durumlarda serbest elektronların akışı ile yüksek sıcaklıktaki bölgeden düşük sıcaklıktaki bölgeye doğru olan moleküler hareket sürecidir. Isı iletimi farklı sıcaklıklardaki iki sistem arasında meydana gelir. Sıvı ve gazlarda ısı iletim mekanizması, moleküler hareketle ortaya çıkan kinetik enerji transferi şeklindedir. Bununla birlikte kuartz gibi kristalin yapıdaki katılarda ısı iletimi ise moleküler titreşim veya serbest elektron salınımı ile ortaya çıkan enerji transferine bağlıdır. Genellikle katılarda serbest elektron salınımı ile ortaya çıkan enerji transferi moleküler titreşimden daha fazladır. Bu nedenle elektrik iletkenlikleri iyi olan maddeler genellikle ısı iletkenlikleri iyi olan, elektrik yalıtkanlıkları iyi olan maddeler, genellikle ısı yalıtkanlıkları iyi olan maddelerdir. Cam gibi amorf yapıdaki katılarda ise ısı iletimi enerjinin moleküler olarak taşınmasına bağlıdır. 40

50 b. Isı Yayılımı (Radyasyon) Isı yayılımı ya da basitçe ışıma (radyasyon), elektromanyetik dalgalar formundaki ısı transferidir. Bütün katı, sıvı ve gaz maddeler, sıcaklıklarına bağlı olarak ışıma yapar ve ayrıca bu enerjiyi absorbe etme kapasitesine sahiptir. Bununla birlikte ışıma sadece geçirgen ya da yarı geçirgen materyallerden geçebilir. Isı iletimi, opak katılardaki tek ısı akış mekanizmasıdır c. Isı Yayınımı (Konveksiyon) Cam, kuartz gibi geçirgen veya yarı geçirgen katılarda enerji akışı, radyasyon veya ısı iletimi şeklinde olabilir. Gazlarda ve sıvılarda gözlenebilen bir akışkan hareketi yoksa ısı transfer mekanizması, ısı iletimi şeklindedir. Eğer makroskopik bir hareket varsa enerji, akışkanın kendi hareketinden de doğan içsel enerji formu olarak da taşınabilir. Enerji taşınması hem ısı iletimi hem ışıma hem de akışkanın hareketi şeklinde kombine bir süreç ise buna ısı yayınımı adı verilir. Gerçekte bir maddedeki sıcaklık dağılımına ısı transferinin bu 3 türünün kombine etkisi hâkimdir. Bu yüzden bu etkileşimde bir türü diğerinden izole etmek mümkün değildir. Ancak ısı transfer analizlerinde kolaylık olması açısından bu üç ısı transfer şekli ayrı ayrı değerlendirilir Isısal İletkenlik 113 Isısal iletkenlik (K) bir maddenin sıcaklığı 1 C yükseltiliğinde 1 cm lik uzunluğu ve 1 cm 2 lik kesitinden 1 saniyede geçen kalori veya joule cinsinden ısı miktarıdır. Birimi cal cm/cm 2 sn C veya J cm/cm 2 sn C dir Isısal Yayılım 113 Bir maddeye geçici olarak ısısal uyaran uygulandığında o maddenin bu uyarana nasıl cevap vereceğinin bir göstergesidir. Birimi mm 2 /sn dir. Aşağıdaki eşitlikle ifade edilir: h = K C p x ρ h: Isısal yayılım C p : Isı kapasitesi K: Isısal iletkenlik ρ: Yoğunluk 41

51 Isısal Genleşme Katsayısı 113 Doğrusal ısısal genleşme katsayısı (α), bir maddenin birim uzunluğunda her 1 C artışta meydana gelen artış miktarıdır. Aşağıdaki formülle ifade edilir: L: Uzunluktaki değişim L 0 : Orijinal uzunluk T: Sıcaklık değişimi Özgül Isı 113 Bir maddenin birim kütlesinin sıcaklığını 1 C artırmak için gerekli ısı miktarıdır. Genellikle standart madde olarak su ve standart kütle olarak 1g seçilir. Birimi cal / g C dir Stres Bir yapıya bir dış kuvvet uygulandığında, etki eden bu dış kuvvete karşı, bir iç direnç oluşur. Uygulanan dış kuvvete denk, fakat zıt yönlü olan bu iç dirence stres adı verilir. Uygulanan kuvvet ve içeriden gelen direnç cisimin tüm alanı üzerinde yayılır. Bu durumda stres, birim alana uygulanan kuvvettir. Stresi, s veya σ harfleri simgeler. Birimi genel olarak pascal ile ifade edilir ( 1Pa = 1N/m 2 = 1N/10 4 cm 2 =1 N/10 6 mm 2 ) Stres = F A F: Kuvvet A: Alan Stres Türleri Herhangi bir yön ve büyüklükte uygulanan dış kuvvetler, cisim içinde farklı türlerde streslerin oluşmasına neden olur. Bu streslerden diş hekimliği açısından en önemlileri; 1. Tensile (çekme) stres: Bir cismi uzatmak ya da germek için uygulanan yükün yarattığı deformasyona karşı oluşan dirençtir. 42

52 2. Compressive (basma) stres: Bir cismi sıkıştırmak ya da kısaltmak amacıyla uygulanan yüke karşı cismin içinde oluşan dirençtir. 3. Shear (makaslama) stres: Tork hareketine veya bir kütleyi diğerinin üzerinde kaydırmaya karşı oluşan dirençtir. Pratik şartlarda, bir cisme kuvvet uygulandığında o cisimde meydana gelen bir tip stres baskın olmasına rağmen, diğer iki tip stres de daima mevcuttur. Bunlara kompleks stresler adı verilir 117,118. Çekme ve basma streslerine normal stresler denir. Normal stresler σ sembolü ve makaslama stresleri de τ sembolü ile gösterilir. Bir adet üç boyutlu stres elemanının x,y ve z düzlemlerine bir tane normal, iki tane makaslama stresi etki eder 119. Bir cisme kuvvet uygulandığında, cismin iç yapısında birim alanda oluşan kuvvetler Şekil 1 de görüldüğü gibi üç boyutlu olarak, üç eksende incelenebilir. 43

53 Şekil 1. Cisme kuvvet uygulandığında, cismin iç yapısında birim alanda oluşan kuvvetler. Kombine streslere sahip bir sistemde analiz amacıyla Principal Stres adı verilen temel bir sistem oluşturulmaktadır. Üç boyutlu bir elemanda, en büyük stres değerleri, bütün makaslama stresi bileşenlerinin sıfır olduğu durumda oluşur. Bir eleman bu konumda olduğunda, normal streslere birincil stres adı verilir. Birincil stres; maksimum(σ 1 ), minimum(σ 3 ) ve aradaki (σ 2 ) birincil stres olarak üçe ayrılır. σ 1 ; en yüksek artı değeri ve maksimum çekme stresini, σ 3 ise en küçük değeri ve maksimum basma stresini göstermektedir 119, Principal stres (normal) Seçilen bir düzlemde mümkün olan tüm oryantasyonlara göre bir noktadaki normal stresin minimum veya maksimum değeridir. Seçilen bu düzlemde kesme (shear) stres sıfırdır. Karşılıklı üç dikey düzlemde üç adet principal stres mevcuttur. Bir noktada meydana gelen 44

54 stres, uniaksiyel, biaksiyel veya triaksiyel olabilir. Uniaksiyel streste üç principal stresin ikisi sıfırdır. Biaksiyel streste, üç principal stresin biri sıfırdır. Triaksiyel streste ise; principal streslerin hiç biri sıfır değildir. Multiaksiyel stres tanımı ise biaksiyel veya triaksiyel stresi ifade etmektedir. Principal stresler, x ve y düzlemleri boyunca oluşan stresler kullanılarak aşağıdaki eşitlikle ifade edilmektedir: Equivalent von Mises Stres Cisimde oluşan stresler çekme, basma veya kesme tipi stresler olabileceği gibi Equivalent von Mises stresleri olarak adlandırılan çekme, basma veya kesme tipi streslerin kombinasyonu şeklinde de olabilmektedir 103. Principal stres x, y ve z temel düzlemlerinde oluşurken kesme stresleri xy, xz, yz düzlemlerinde tespit edilmektedir. Negatif stres değerleri basma, pozitif stres değerleri çekme streslerini göstermektedir. Aksiyel ve rotasyonel yüklemeler, principal ve kesme streslerle ilgili olmakla birlikte bu stresler tek başlarına sistemdeki yapısal başarısızlığı göstermemektedir. Distorsyon enerji teorisi, von Mises değeri ile gösterilmekte ve başarısızlığı daha doğru bildirmektedir. Bu teori, aksiyel ve rotasyonel boyuttaki principal ve shear stresleri kombine etmektedir, değeri daima pozitiftir ve şu formülle ifade edilmektedir 121 : 45

55 Strain Cisme uygulanan kuvvet ile oluşan stres sonucunda, cismin birim boyutunda meydana gelen değişimdir. Birimi yoktur. Strain elastik ya da plastik veya her ikisi birden olabilir. Elastik strain varlığında, bir materyale uygulanan stres ortadan kalktığında atomlar eski haline döner. Plastik strain durumunda ise; materyal içindeki atomlar daimi bir şekilde yerlerinden oynar. Eğer strain, birim alan başına bileşke kuvveti aşarsa, bu durumda kopma veya kırılma gerçekleşir 114, Yoğunluk Birim hacimdeki kütle miktarıdır. Birimi g / cm 3 tür. Aşağıdaki formülle ifade edilir: ρ= m v m: Kütle v: Hacim Young Modülü (Elastisite Modülü) Bir materyalin elsatisite modülü (ε), elastik limitler dahilinde materyalin göreceli sertliğini belirten bir terimdir. Stres Strain eğrisinde stresin straine oranı ile tespit edilir. Birimi pascal (Pa) dır. Stres F / A F x L 0 ε = = = Strain L / L 0 L x A F: Kuvvet A: Alan L: Uzunluktaki değişim L 0 : Orijinal uzunluk Possion Oranı Possion oranı (ν), çekme veya basma kuvvetleri uygulandığında elastik limitler dahilinde boyca uzama ya da kesitsel alandaki tekrarlayan değişikliklerin ölçümüdür. Bir cisme çekme kuvvetleri uygulandığında elastik limitler dâhilinde kesit alanındaki azalma ile boyunda meydana gelen uzama arasında oransal bir ilişki vardır. Bu orana Possion Oranı denir. 46

56 3. GEREÇ VE YÖNTEM Bu çalışma, Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı ve Bias Ltd. Şti. nde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) ve tam seramik post (TP) yerleştirilmiş üst kanin dişe 0 C ve 65 C sıcaklık uygulandığında diş ve çevre dokularda meydana gelen termal stres ve sıcaklık dağılımları üç boyutlu sonlu elemanlar yöntemiyle incelenmiştir. Model olarak kullanılmak üzere Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Laboratuvarından sol üst kanin diş modeli temin edilmiştir. Temin edilen bu model, Wheeler ın Diş Atlası 122 referans alınarak, normal anatomik ölçülerinin 10 katı büyüklüğünde olacak şekilde pembe mum ile modele edilmiştir (Resim 2.). Resim 2. Çalışmada kullanılan alçı modelin vestibül, mezial, lingual ve distalden görünüşü. Daha sonra bilgisayarda model oluşturulması için Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı ndaki Siemens Somatom Volume Zoom (Software Version A20A Medical Engineering Group Computed Tomography Siemens Str.1 D Forcheim, Germany) bilgisayarlı tomografi cihazı kullanılmıştır. Hazırlanan diş modelinin iki boyutlu kesit görüntüleri, 1 er mm kesit aralığında frontal düzlemde posteriordan anteriora doğru alınmıştır. Üç boyutlu modelin oluşturulmasında I Deas Artisan Series 4,0 (Structural Dynamics Research Corporation, Milford, Ohio, USA) bilgisayar programı kullanılmıştır. Üç boyutlu modelin oluşturulmasından sonra, üç 47

57 boyutlu ağ yapısının, katı modelin oluşturulması ve üç boyutlu sonlu elemanlar stres analizi için AMD ( Double processor ), 30 GB SCSI Hard disk, 2 Gb DDR-Ram, 63 MB GeForce 2 Ti özelliklere sahip bir bilgisayar ve MSC Marc Mentat ( MSC Software Coorporation, Santa Ana, CA USA ) programı kullanılmıştır. Araştırmada oluşturulan modelde post uzunluğu 15 mm, kron boyu 11,5 mm ve kök boyu 15,5 mm olarak hazırlanmıştır. Çalışma modeli node dan (düğümden) oluşmaktadır. Modelde tam seramik kron, kompozit kor, post materyalleri, diş ve kök dentini, spongioz ve kompakt kemik dokusunun modellenmesinde adet tetrahedral (düzgün dörtyüzlü) eleman ve yapıştırıcı siman tabakası ve gutta perkanın modellenmesinde 3536 adet kabuk-üçgen eleman oluşturulmuştur. Şekil 2. Çalışmada kullanılan üç boyutlu model. Çalışmada kullanılan modelde anatomik yapıları taklit etmek amacıyla kortikal ve spongioz kemik tabakaları hazırlanmıştır. Hazırlanan diş modeli servikal çizginin 1,5 mm apikalinden silindir şeklinde kemik bloğa gömülmüştür. Kortikal kemik, kök boyunca homojen olarak 2 mm, apikal bölgede 3 mm kalınlığında hazırlanmıştır. Ferrule etkisi oluşturmak amacıyla, kronun servikal üçlüsünde, servikal çizginin apikalinde 1,5 mm yüksekliğinde shoulder basamak oluşturulmuştur. Kronun altında, prepare edilmiş kor yapıyı temsil eden yapı, normal anatomik konturlara sahip diş yapısında 2 mm oklüzal redüksiyon ve gingival basamak genişliği 1,5 mm shoulder basamak oluşturacak şekilde 6 lik aksiyel konverjans açısı ile prepare edildiği varsayılarak oluşturulmuştur. Sonuçta en dış kısımda tam porselen kronu temsil eden, kor ve ferrule etki için hazırlanan servikal shoulder basamağı içerisine alan, kalınlığı insizalde 2 mm gingivalde 1,5 mm olan bir kron yapısı modellenmiştir. Tam porselen post ve cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post u taklit etmek amacıyla oluşturulan post modeli, servikal çizginin koronalinde 4 mm ve apikalinde 11 mm olacak şekilde hazırlanmıştır. Post modelinin 7,8 mm uzunluğundaki koronal 48

58 kısmı 1,4 mm çapında silindirik formda iken, 7,8 mm uzunluğundaki apikal kısmı, 5 18 koniklikte ve 0,8 mm uç çapına sahip olarak sonlanacak şekilde hazırlanmıştır. Postun ve tam porselen kronun yapıştırılması için çalışmada adeziv rezin siman kullanıldığı kabul edilmiştir. Siman kalınlığını taklit etmek amacıyla; kor etrafında, postun servikal çizginin apikalinde kalan aksiyel yüzeyleri üzerinde ve apikal ucunda 75µm lik bir kabuk tabaka oluşturulmuştur. Kökün apikal üçlüsünde ise gutta perka için 6 mm uzunluğunda konik bir yapı modellenmiştir. Şekil 3: Çalışmada kullanılan bazı malzemelerin ölçüleri Araştırmada kullanılan materyallerin ısısal ve mekanik özellikleri Isısal iletim ve ısısal stres analizlerinin yapılabilmesi için; çalışmada kullanılan materyallere ait mekanik ve ısısal özellikleri gösteren bazı sabitlerin ve değerlerin bilinmesi gerekmektedir. Bu değerler, materyallerin Elastisite Modülü (Young Modülü), Poisson Oranı, Yoğunluğu (Densitesi) gibi mekanik özellikler ve Isısal Genleşme Katsayısı, Özgül Isı, Isısal İletim Sabiti gibi ısısal özelliklerdir. Çalışmamızda kortikal ve spongioz kemik, kök, gutta perka, tam porselen post, dentin, kompozit kor ve tam porselen kronun homojen 49

59 ve izotropik olduğu kabul edilmiştir. Araştırmada diğer çalışmalardan farklı olarak, cam fiberle güçlendirilmiş kompozit post homojen ve ortotropik olarak kabul edilmiştir. Bir materyalin homojen olması; o materyalin tüm noktalarında aynı özelliklere sahip olması anlamına gelmektedir. İzotropik olması ise; genel olarak, bir materyalin her yönde aynı özelliklere sahip olması demektir. Ortotropi ise bir materyalin üç farklı ortogonal yönde farklı özelliklere veya dirence sahip olması anlamındadır. Çalışmamızda cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post, ortotropik olarak kabul edilmiş ve materyalin mekanik ve ısısal özellikleri 3 boyutlu olarak her boyutta belirlenen sabitler kullanılarak analizler yapılmıştır. Araştırmada kullanılan materyallerin ısısal ve mekanik özellikleri Tablo 1. ve Tablo 2. de gösterilmektedir: özellikleri Tablo 1. Araştırmada kullanılan materyallerin ısısal ve mekanik Materyal Young Modülü (MPa) Possion Oranı Yoğunluk (kg/m 3 ) Isısal Genleşme Katsayısı(1/ C) Özgül Isı (J/kg/K) Isısal İletim (W/m/K) Dentin , , ,6 Kortikal kemik , ,8 Spongioz kemik Tam seramik kron 490,5 0, , , Kompozit kor , , ,8 Adeziv rezin yapıştırma simanı , Gutta Perka 0,69 0, ,4 Tam seramik post (TP) Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) , Uzunlamasına: Ortotropik Ortotropik x10-6 / C Enine: x 10-6 / C 50

60 Tablo 2. Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postun Elastisite Modülü ve Possion oranı Young Modülü(GPa) Poisson Oranı E L ν LT =ν LT ı 0,24 E T =E T ı ν TL =ν T ıl 0,07 G LT =G LT ı G TT ı 3600 ν TT ı ,30 edilmesi Termal stres analizi ve sıcaklık dağılımının tespit Çalışmada, ısısal dağılımın ve ısısal streslerin tespit edilmesi için yapılan analizler iki safhadan oluşmaktadır. Birinci safhada ağız içi sıcaklığın 36,5 C olduğu kabul edilmiş ve ağza 0 C sıcaklığa sahip gıda alındığı ve 5 sn süreyle bu gıdanın ağızda tutulduğu kabul edilerek soğuk uygulaması yapılmıştır. İkinci safhada ise yine ağız içi sıcaklığın 36,5 C olduğu kabul edilmiş ve ağza 65 C sıcaklığa sahip gıda alındığı varsayılmış ve 5 sn süreyle bu gıdanın ağızda tutulduğu kabul edilerek sıcak uygulaması yapılmıştır. Analizlerin tamamlanmasından sonra modelde belirlenen 7 noktada oluşan stres değerleri ve sıcaklık dağılımları programın belirlediği zaman kesitlerine göre kaydedilmiş ve elde edilen matematiksel veriler kullanılarak değerlendirmeler yapılmıştır. Bu verilerin yanı sıra analizlerin tamamlanmasından sonra kron restorasyonu ve kor birleşim bölgesi, kompozit kor, kole bölgesinde restorasyon ile diş dokusu birleşim bölgesi, post materyalleri ve kök üzerinde meydana gelen en yüksek stres değerlerinin elde edildiği noktalar ve bu noktalarda meydana gelen sıcaklık dağılımları da tespit edilmiştir. Analizlerin değerlendirilmesinde kullanılan noktalar Şekil 4 te gösterilmektedir: 51

61 noktaları: Şekil 4. Analiz sonuçlarının değerlendirilmesinde kullanılan ölçüm A noktası: Tam porselen kron ve kompozit kor birleşim bölgesindeki bir nokta B noktası: Post ile kompozit kor birleşim bölgesindeki bir nokta C noktası: Post, bilezik ve kompozit kor birleşim bölgesindeki bir nokta D noktası: Postun orta noktası E noktası: Post ile adeziv rezin siman birleşim bölgesindeki bir nokta F noktası: Postun apikal bölgesindeki bir nokta G noktası: Diş kökünün kompakt kemikte sonlandığı bölgedeki bir nokta 52

62 4. BULGULAR Çalışmada tam porselen kron, kompozit kor ve diş rengindeki iki farklı post sistemi ile restore edilmiş sol üst kanin dişte, 5 sn boyunca 0 C ve 65 C ısı uygulamasını takiben post sistemleri; diş ve çevre dokularda oluşturduğu sıcaklık dağılımları ve ısısal stresler açısından karşılaştırılmıştır C Isı Uygulaması Sonrasında Kesit Modelde Oluşan Sıcaklık Dağılımı Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post ve tam porselen post uygulanan modellere 0 C ısı uygulamasının zamana bağlı olarak modellerde oluşturduğu sıcaklık dağılımı Şekil 5, 6, 7, 8, 9 da gösterilmektedir: CF TP Şekil 5. Post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. 53

63 CF TP Şekil 6. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. CF TP Şekil 7. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. CF TP Şekil 8. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. 53

64 CF TP Şekil 9. 0 C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. 0 C ısı uygulamasını takiben modellerde oluşan sıcaklık dağılımına ait ölçüm değerleri model üzerinde belirlenen 7 farklı noktada incelenmiştir. Buna göre ısı uygulaması sonunda elde edilen değerler Tablo 3 te gösterilmektedir: Tablo 3. 0 C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen sıcaklık değerleri( C). A B C D E F G CF TP 0,0044 0,0507 0, , , , ,1048 0,0107 0,1948 1, , , , ,0525 Modelde belirlenen noktalarda, zamana bağlı olarak meydana gelen sıcaklık değişimleri Grafik 1 ve 2 de gösterilmiştir: 54

65 Cam Fiberle Güçlendirilmiş Kompozit Rezin Post 0 C Isı Uygulaması Sonrası Sıcaklık Dağılımı 40 Sıcaklık ( C) A NOKTASI B NOKTASI C NOKTASI D NOKTASI E NOKTASI F NOKTASI G NOKTASI 0 0 0,11 0,27 0,5 0,82 1,3 1,98 2,45 3,62 5 Zaman (sn) Grafik 1. 0 C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri. Tam Porselen Post 0 C Isı Uygulaması Sonrası Sıcaklık Dağılımı Sıcaklık ( C) A NOKTASI B NOKTASI C NOKTASI D NOKTASI E NOKTASI F NOKTASI G NOKTASI ,11 0,27 0,5 0,82 1,3 1,98 2,45 3,62 5 Zaman (sn) Grafik 2. 0 C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri. 0 C ısı uygulaması için post sistemleri arasında bir karşılaştırma yapabilmek amacıyla ölçüm noktalarında elde edilen sıcaklık değerlerinin aritmetik ortalaması alınmış ve bu değerler kıyaslanmıştır. 55

66 Buna göre cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post sistemi kullanılan ve süreyle 0 C ısı uygulanan modelde; analiz sonucu, seçilen ölçüm noktalarında ölçülen sıcaklık değerlerinin aritmetik ortalaması 15,75 C iken; tam porselen post sistemi kullanılan modelde bu ortalama 15,47 C bulunmuştur C Isı uygulaması sonrasında kesit modelde oluşan stres dağılımı Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post ve tam porselen post uygulanan modellere 0 C ısı uygulamasının zamana bağlı olarak modellerde oluşturduğu Equivelant von Mises stres dağılımını gösteren kesit görüntüleri Şekil 10, 11, 12, 13, 14 te gösterilmektedir: CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. 56

67 CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. 57

68 0 C ısı uygulamasını takiben modellerde oluşan stres dağılımına ait ölçüm değerleri model üzerinde belirlenen 7 farklı noktada incelenmiştir. Buna göre ısı uygulaması sonunda elde edilen von Mises stres değerleri Tablo 4 te gösterilmektedir: Tablo 4. 0 C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen von Mises stres değerleri (MPa). A B C D E F G CF 12,7 10,5 16,5 9,12 3,54 0,47 0,02 TP 12,7 11,5 16,9 2,97 1,94 0,36 0,017 0 C ısı uygulamasını takiben en yüksek stres, cam fiber post kullanılan modelde de, tam porselen post kullanılan modelde de C noktasında oluşmuştur. Bu değerler sırasıyla 16,5 ve 16,9 MPa olarak tespit edilmiştir. 0 C ısı uygulaması sonucunda genel olarak ısısal streslerin tam seramik kronun servikal bölgesinde yoğunlaştığı ve kök dentini, kompozit kor ve post birleşim bölgesi olan C noktasında da belirgin olarak fazla olduğu gözlenmektedir. Buna ilaveten, modelde ölçüm yapılan noktalarda oluşan stresler sırasıyla tam seramik kron üzerinde daha fazla iken (A noktası), postların servikal tepe noktasından (B noktası), postların orta noktasına (D noktası) doğru azalmaktadır. Postların apikal üçlüsünde kök dentini ile birleşim bölgesinde (E noktası) oluşan ısısal stresler azdır ve postların en apikal ucunda (F noktası) ve dişin apikal uç noktasında (G noktası) kayda değer miktarda ısısal stresler ölçülmemiştir. 0 C ısı uygulamasını takiben, cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri (MPa) nin zamana bağlı değişimi Grafik 3 te ve tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri (MPa) nin zamana bağlı değişimi Grafik 4 te gösterilmiştir. 58

69 1,80E+01 Cam Fiberle GFRC Güçlendirilmiş Post 0 C von Kompozit Mises Stress Rezin Post 0 C Isı Uygulaması Sonrası Stres Dağılımı 1,60E+01 von Stress Mises (MPa) stres (MPa) 1,40E+01 1,20E+01 1,00E+01 8,00E+00 6,00E+00 4,00E+00 A NOKTASI B NOKTASI C NOKTASI D NOKTASI E NOKTASI F NOKTASI G NOKTASI 2,00E+00 0,00E ,11 0,2684 0,4965 0, , , , , Zaman (sn) Grafik 3. 0 C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri(mpa). 1,80E+01 Tam Porselen TP Post 0 C Isı von Uygulaması Mises Stress Sonrası Stres Dağılımı 1,60E+01 von Mises stress (MPa) 1,40E+01 1,20E+01 1,00E+01 8,00E+00 6,00E+00 4,00E+00 A NOKTASI B NOKTASI C NOKTASI D NOKTASI E NOKTASI F NOKTASI G NOKTASI 2,00E+00 0,00E ,11 0,2684 0,4965 0, , , , , Zaman (sn) Grafik 4. 0 C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri(mpa). 59

70 C Sıcaklık uygulaması sonucu model üzerinde çeşitli bölgelerde maksimum von Mises stres değerlerinin meydana geldiği noktalar Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post ve tam porselen post uygulanan modele 0 C ısı uygulaması sonrası modelde çeşitli bölgelerde oluşan maksimum Equivelant von Mises stres dağılımlarını gösteren kesit görüntüler Şekil 15, 16, 17, 18 de yer almaktadır: CF TP Şekil 15. Modellerde 0 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar (Node: 266). CF TP Şekil 16. Modellerde 0 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor ile kök dentini birleşim bölgesinde üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar (Node: 175). 60

71 CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde kök dentini üzerinde (Node: 3007) ve tam porselen Post (TP) kullanılan modelde kök dentini üzerinde (Node:11805) maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde post üzerinde (Node:7288) ve tam porselen post (TP) kullanılan modelde post üzerinde (Node:7118) maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar. 0 C ısı uygulamasını takiben modelde bazı bölgelerde oluşan maksimum von Mises stres değerleri Tablo 5 te gösterilmektedir: 61

72 Tablo 5. 0 C ısı uygulaması sonucu modelde bazı bölgelerde oluşan maksimum von Mises stres değerleri (MPa). CF TP Kompozit kor üzerinde Kompozit kordentin birleşim bölgesi Node Stres No. Kök dentini üzerinde Post materyali üzerinde Node Node Node Stres Stres Stres No. No. No , , , ,7 Node Node Node Node Stres Stres Stres Stres No. No. No. No , , , ,1 0 C ısı uygulamasını takiben modelde en fazla ısısal streslerin post materyalleri üzerinde oluştuğu tespit edilmiştir. Bu bölgeler; cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin postun ve tam porselen postun servikal üçlüsünde, orta üçlüye yakın kısımda ve yapıştırıcı siman ile temasta olduğu yüzeydedir (Şekil 18). Sırasıyla 33,7 MPa ve 40,1 MPa olarak tespit edilmiştir. Tam porselen post üzerinde oluşan ısısal stresin, cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post üzerinde oluşan ısısal stresten belirgin olarak fazla olduğu göze çarpmaktadır. Her iki post sisteminin kullanıldığı modellerde, kompozit kor üzerinde aynı noktalarda en yüksek ısısal stres değerleri oluşmuştur. Bu bölge, kompozit kor materyali ile postların bağlanma bölgeleridir (Şekil 15). Tespit edilen stres değerleri cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post kullanılan modelde 20,3 MPa, tam porselen post kullanılan modelde 22,7 MPa dır. Kök dentini üzerinde oluşan en yüksek ısısal stres değerleri ise her iki post sistemine göre lokalizasyon ve büyüklük bakımından farklılık göstermektedir (Şekil 17). Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post kullanılan modelde kök dentini üzerinde en yüksek ısısal stres oluşan bölge, kök yüzeyinin yapıştırma ajanıyla temasta olduğu bölgede ve 13,3 MPa iken; tam porselen post kullanılan modelde kök dentini üzerinde en yüksek ısısal stres oluşan bölge, kökün dış yüzeyindeki minesement sınırındaki bölgesinde ve değeri 12,7 MPa olarak saptanmıştır. 62

73 C Isı uygulaması sonrasında kesit modelde oluşan sıcaklık dağılımı Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post ve tam porselen post uygulanan modellere 65 C ısı uygulamasının zamana bağlı olarak modellerde oluşturduğu sıcaklık dağılımı Şekil 19, 20, 21, 22, 23 te gösterilmektedir: CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. 63

74 CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları sıcaklık dağılımı. 65 C ısı uygulamasını takiben modellerde oluşan sıcaklık dağılımına ait ölçüm değerleri model üzerinde belirlenen 7 farklı noktada incelenmiştir. Buna göre ısı uygulaması sonunda elde edilen değerler Tablo 6 da gösterilmektedir: Tablo C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen sıcaklık değerleri ( C). A B C D E F G CF 64, , , , , , ,8086 TP 64, , ,182 56, , , ,

75 Modelde belirlenen noktalarda, zamana bağlı olarak meydana gelen sıcaklık değişimleri Grafik 5 ve 6 da gösterilmiştir: Cam Cam Fiberle Fiberle Güçlendirilmiş Güçlendirilmiş Kompozit Kompozit Rezin Rezin Post Post 65 C 65 C Sıcaklık Isı Uygulaması Sonucu Dağılımı Sıcaklık Dağılımı Sıcaklık C A NOKTASI B NOKTASI C NOKTASI D NOKTASI E NOKTASI F NOKTASI G NOKTASI ,11 0,27 0,5 0,82 1,3 1,98 2,45 3,62 5 Zaman (sn) Grafik C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri( C). 70 Tam Porselen Tam Porselen Post Post 65 C 65 Isı C Uygulaması Sıcaklık Dağılımı Sonucu Sıcaklık Dağılımı 65 Sıcaklık ( C) A NOKTASI B NOKTASI C NOKTASI D NOKTASI E NOKTASI F NOKTASI G NOKTASI ,11 0,27 0,5 0,82 1,3 1,98 2,45 3,62 5 Zaman (sn) Grafik C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen sıcaklık değerleri( C). 65

76 65 C ısı uygulaması için post sistemleri arasında bir karşılaştırma yapabilmek amacıyla ölçüm noktalarında elde edilen sıcaklık değerlerinin aritmetik ortalaması alınmış ve bu değerler kıyaslanmıştır. Buna göre cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post sistemi kullanılan ve süreyle 65 C ısı uygulanan modelde; analiz sonucu, seçilen ölçüm noktalarında elde edilen sıcaklık değerlerinin aritmetik ortalaması 52,70 C iken; tam porselen post sistemi kullanılan modelde bu ortalama 52,92 C bulunmuştur C Isı Uygulaması Sonrasında Kesit Modelde Oluşan Stres Dağılımı Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post ve tam porselen post uygulanan modellere 65 C ısı uygulamasının zamana bağlı olarak modellerde oluşturduğu Equivelant von Mises stres dağılımını gösteren kesit görüntüleri Şekil 24, 25, 26, 27, 28 de gösterilmektedir: CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 1 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 2 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. 66

77 CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 3 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 4 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası post sistemlerinin 5 sn de modelde oluşturdukları Equivalent von Mises stres dağılımı. 67

78 65 C ısı uygulamasını takiben modellerde oluşan stres dağılımına ait ölçüm değerleri model üzerinde belirlenen 7 farklı noktada incelenmiştir. Buna göre ısı uygulaması sonunda elde edilen von Mises stres değerleri Tablo 7 de gösterilmektedir: Tablo C ısı uygulaması sonunda ölçüm noktalarında elde edilen von Mises stres değerleri (MPa). A B C D E F G CF 9,88 8,22 13,9 7,12 2,76 0,37 0,02 TP 9,90 8,94 13,2 2,32 1,51 0,28 0,01 65 C ısı uygulamasını takiben en yüksek stres cam fiber post kullanılan modelde de, tam porselen post kullanılan modelde de C noktasında oluşmuştur. Bu değerler sırasıyla 13,9 ve 13,2 MPa olarak tespit edilmiştir. 65 C ısı uygulaması sonucunda genel olarak ısısal streslerin tam seramik kronun servikal bölgesinde yoğunlaştığı ve kök dentini, kompozit kor ve post birleşim bölgesi olan C noktasında da belirgin olarak fazla olduğu gözlenmektedir. Buna ilaveten, modelde ölçüm yapılan noktalarda oluşan stresler sırasıyla tam seramik kron üzerinde (A noktası) daha fazla iken, postların servikal tepe noktasından(b noktası), postların orta noktasına (D noktası) doğru azalmaktadır. Postların apikal üçlüsünde kök dentini ile birleşim bölgesinde (E noktası) oluşan ısısal stresler azdır ve postların en apikal ucunda (F noktası) ve dişin apikal uç noktasında (G noktası) kayda değer miktarda ısısal stresler ölçülmemiştir. 65 C ısı uygulamasını takiben, cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri (MPa) nin zamana bağlı değişimi Grafik 7 de ve tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri (MPa) nin zamana bağlı değişimi Grafik 8 de gösterilmiştir. 68

79 von Mises stress (MPa) Cam Fiberle GFRC Güçlendirilmiş Post 65 C von Kompozit Mises Stress Rezin Post 65 C Isı Uygulaması Sonucu Stres Dağılımı 1,80E+01 1,60E+01 A NOKTASI 1,40E+01 B NOKTASI 1,20E+01 C NOKTASI 1,00E+01 D NOKTASI 8,00E+00 E NOKTASI 6,00E+00 F NOKTASI 4,00E+00 G NOKTASI 2,00E+00 0,00E ,11 0,2684 0,4965 0, ,29793 Zaman (sn) 1, , , Grafik C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri(mpa). von Mises Stress (MPa) Tam Porselen TP Post 65 C von Isı Uygulaması Mises StressSonucu Stres Dağılımı 1,60E+01 1,40E+01 1,20E+01 1,00E+01 8,00E+00 6,00E+00 4,00E+00 2,00E+00 0,00E ,11 0,2684 0,4965 0, , , , , A NOKTASI B NOKTASI C NOKTASI D NOKTASI E NOKTASI F NOKTASI G NOKTASI Zaman (sn) Grafik C Isı uygulaması sonrası tam porselen post uygulanan modelde ölçüm noktalarında tespit edilen von Mises Stres değerleri(mpa). 69

80 C Sıcaklık uygulaması sonucu model üzerinde çeşitli bölgelerde maksimum von Mises stres değerlerinin meydana geldiği noktalar Cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post ve tam porselen post uygulanan modele 5 sn 65 C ısı uygulaması sonrası modelde çeşitli bölgelerde oluşan maksimum Equivelant von Mises stres dağılımlarını gösteren kesit görüntüler Şekil 29, 30, 31, 32 de yer almaktadır: CF TP Şekil 29. Modellerde 65 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar (Node: 266). CF TP Şekil 30. Modellerde 65 C ısı uygulaması sonrası kompozit kor-kök dentini birleşim bölgesi üzerinde maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar (Node: 175). 70

81 CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde kök dentini üzerinde (Node: 3007) ve tam porselen Post (TP) kullanılan modelde kök dentini üzerinde (Node:11805) maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar. CF TP Şekil C Isı uygulaması sonrası cam fiberle güçlendirilmiş kompozit rezin post (CF) kullanılan modelde post üzerinde (Node:7288) ve tam porselen post (TP) kullanılan modelde post üzerinde (Node:7118) maksimum von Mises stres değerlerinin oluştuğu noktalar. 65 C ısı uygulamasını takiben modelde bazı bölgelerde oluşan maksimum von Mises stres değerleri Tablo 8 de gösterilmektedir: 71

Sabit Protezler BR.HLİ.011

Sabit Protezler BR.HLİ.011 Sabit Protezler Beyin Tümörleri Sabit Protezler Sabit Protez Nedir? Sabit protez, eksik veya aşırı derecede madde kaybı görülen dişlerin, renk ve dokusuna benzer malzeme kullanılarak yerine konması işlemidir.

Detaylı

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu Geçici restorasyonlar Sabit protetik restorasyonların yapılması sırasında, hastalarda kaybolan estetik, fonksiyon ve fonasyonun tekrar kazandırılması,

Detaylı

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 WEBSİTE www2.aku.edu.tr/~hitit Dersler İÇERİK Metalik Malzemelerin Genel Karakteristiklerİ Denge diyagramları Ergitme ve döküm Dökme demir ve çelikler

Detaylı

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI TC. EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ENDODONTİ ANABİLİM DALI DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Javid JAFARZADA Danışman Öğretim Üyesi: Prof.Dr. M. Kemal ÇALIŞKAN

Detaylı

diastema varlığında tedavi alternatifleri

diastema varlığında tedavi alternatifleri diastema varlığında tedavi alternatifleri Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Etken Muayene Tedavi Planı Etiyoloji Süt/daimi diş geçiş

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)

Detaylı

6.WEEK BİYOMATERYALLER

6.WEEK BİYOMATERYALLER 6.WEEK BİYOMATERYALLER Biyomedikal Uygulamalar İçin Malzemeler Doç. Dr. Ayşe Karakeçili 3. BİYOMATERYAL TÜRLERİ METALİK BİYOMATERYALLER Hard Tissue Replacement Materials Metalik materyaller, biyomateryal

Detaylı

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dişhekimliğinde MUM Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MUM Dişhekimliğinde kullanılan mumlar genellikle 2 veya daha fazla

Detaylı

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI Protetik diş tedavisi, dişlerin şekil, form, renk bozuklukları ve diş eksikliklerinin tedavi edilmesinde, fonasyon, estetik ve çiğneme etkinliğinin sağlanmasında etkili

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

Alt santral-lateral diş kök kanal tedavisi. Alt kanin diş kök kanal tedavisi. Üst molar diş kök kanal tedavisi. Alt molar diş kök kanal tedavisi

Alt santral-lateral diş kök kanal tedavisi. Alt kanin diş kök kanal tedavisi. Üst molar diş kök kanal tedavisi. Alt molar diş kök kanal tedavisi KÜ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ 2017-2018 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI PREKLİNİK PUANLARI ENDODONTİ ANABİLİM DALI 2. SINIF Üst santral-lateral diş kök kanal tedavisi Üst kanin diş kök kanal tedavisi Üst premolar diş

Detaylı

ENDODONTİDE POST UYGULAMALARI

ENDODONTİDE POST UYGULAMALARI ENDODONTİDE POST UYGULAMALARI Prof. Dr. Semra SEVİMAY Günümüzde endodontik tedavinin popülaritesinin artmasıyla tedavi sonrası çok fazla madde kaybı olan dişlerin restore edilme sorunları ortaya çıkmıştır.

Detaylı

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler F. Emir Biyolojik İmplant Başarısızlığı Cerrahi başarısızlık İyileşme Krestal Kemik Kaybı Periosteal Refleksiyon(kaldırma) Otoimmün (bakteriyel etki) Biyolojik mikro aralık Protez Komplikasyonları Vida

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANA BİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANA BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANA BİLİM DALI CAM FİBER VE ZİRKONYUM SERAMİK POSTLARIN ÜÇ FARKLI ADEZİV SİMAN KULLANILARAK, TEK KÖKLÜ DİŞLERDE SİMANTASYONU SONUCU

Detaylı

KRON KÖPRÜ REVATMANI

KRON KÖPRÜ REVATMANI PORSELEN METALİ 1. Yüksek korozyon direnci sunmalı ve özellikle dental porselenler için üretilmiş olmalıdır. 2. DIN 17006 ve DIN 13912 standartlarına uygun olmalıdır. 3. Ağırlıklı olarak Nikel-Krom alaşımından

Detaylı

SPRİNG KÖPRÜ (Vaka Raporu)* Yavuz BURGAZ** Hüsnü YAVUZ YILMAZ * **

SPRİNG KÖPRÜ (Vaka Raporu)* Yavuz BURGAZ** Hüsnü YAVUZ YILMAZ * ** G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt IV, Sayı 1, Sayfa 143-154, 1987 SPRİNG KÖPRÜ (Vaka Raporu)* Yavuz BURGAZ** Hüsnü YAVUZ YILMAZ * ** Doku testekli bir köprü türü olan spring köprü, çok eleştiri görmesine rağmen,

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI 1. Kendiliğinden polimerize olacak ışık uygulaması gerektirmeyecektir. 2. Florid salınımı yapacaktır. 3. Dentine bağlanma kuvveti en az 3 Mpa olacaktır. 4. Diş sert dokuları

Detaylı

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, yapı malzemelerinin önemi 2 Yapı malzemelerinin genel özellikleri,

Detaylı

Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi

Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi Prof. Dr. A. Ersan Ersoy** Dt. N.Esra Bağdatlı* ** Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı * Doktora

Detaylı

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ Herhangi bir yapının projelendirmesi ve inşaatı aşamasında amaç aşağıda belirtilen üç koşulu bir arada gerçekleştirmektir: a) Yapı istenilen işlevi yapabilmelidir,

Detaylı

3M Oral Care. 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit.

3M Oral Care. 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit. 3M Oral Care 3M post ve kor çözümleri. Karmaşık işlemler şimdi daha basit. 3M post ve kor çözümleri. RelyX Fiber Post 3D nin sağladığı faydalar. Daha kısa sürede öngörülebilir sonuçlar. Biliyoruz ki endodonti

Detaylı

Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman

Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman Son derece estetik İnanılmaz kolay Estetik sonuçlar Kendinden sertleşen cam iyonomer siman Vivaglass CEM, verimlilik,

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok parçaya ayırmasına "kırılma" adı verilir. KIRILMA ÇEŞİTLERİ

Detaylı

Estetik ve konvansiyonel diş hekimliği adına tüm dental tedaviler için alt yapı ve teknolojik olarak hazırız.

Estetik ve konvansiyonel diş hekimliği adına tüm dental tedaviler için alt yapı ve teknolojik olarak hazırız. Ağız ve Diş Sağlığı Medikal Kadromuz Dr. Dt. Özgür ÖZTÜRK Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Yıldız ÖZTÜRK ORTAN Ortodonti Uzmanı Dr. Dt. Burak SAYDAM Ağız ve Diş Çene Cerrahisi Uzmanı Dt. Tuğçe KAYA

Detaylı

Kaynak nedir? Aynı veya benzer alaşımlı maddelerin ısı tesiri altında birleştirilmelerine Kaynak adı verilir.

Kaynak nedir? Aynı veya benzer alaşımlı maddelerin ısı tesiri altında birleştirilmelerine Kaynak adı verilir. 1 Kaynak nedir? Aynı veya benzer alaşımlı maddelerin ısı tesiri altında birleştirilmelerine Kaynak adı verilir. 2 Neden Kaynaklı Birleşim? Kaynakla, ilave bağlayıcı elemanlara gerek olmadan birleşimler

Detaylı

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Başlık KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Tanım İki veya daha fazla malzemenin, iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak için, mikro veya makro seviyede

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler. 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

Hasta bilgilendirme broşürü. Tam-seramik. ile mükemmel dişler

Hasta bilgilendirme broşürü. Tam-seramik. ile mükemmel dişler Hasta bilgilendirme broşürü Tam-seramik ile mükemmel dişler Güzel dişler için doğal bir istek Güzel dişlerin arzu edilmesi çok doğaldır, bu da restorasyonun kalitesine ve seçimine dikkat etmek için iyi

Detaylı

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Ders Sorumluları: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Prof. Dr. Hikmet Solak, hsolak@neu.edu.tr Prof. Dr. Arzu

Detaylı

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri

MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri K O C A E L İ ÜNİVERSİTESİ Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü MMT407 Plastik Şekillendirme Yöntemleri 3 Şekillendirmenin Metalurjik Esasları Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2012-2013 Güz Yarıyılı 3. Şekillendirmenin

Detaylı

Başlıca uygulama alanları şu şekilde özetlenebilir:

Başlıca uygulama alanları şu şekilde özetlenebilir: Laminate kaplama (Laminat Vener-dental veneer) nedir? (Laminey, Lamine ya da lamina olarak da bilinir.=yaprak Porselen) Görünüşünüzü olumsuz yönde etkileyen bir çok diş bozukluklarında mükemmel bir kozmetik

Detaylı

İki malzeme orijinal malzemelerden elde edilemeyen bir özellik kombinasyonunu elde etmek için birleştirilerek kompozitler üretilir.

İki malzeme orijinal malzemelerden elde edilemeyen bir özellik kombinasyonunu elde etmek için birleştirilerek kompozitler üretilir. KOMPOZİTLER Kompozit malzemeler, şekil ve kimyasal bileşimleri farklı, birbiri içerisinde pratik olarak çözünmeyen iki veya daha fazla sayıda makro bileşenin kombinasyonundan oluşan malzemelerdir. İki

Detaylı

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK VE KIRILMA Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK Tokluk bir malzemenin kırılmadan önce sönümlediği enerjinin bir ölçüsüdür. Bir malzemenin kırılmadan bir darbeye dayanması yeteneği söz konusu olduğunda önem

Detaylı

Advanced Prep & Finishing Set for Cerec Restorations

Advanced Prep & Finishing Set for Cerec Restorations Advanced Prep & Finishing Set for Cerec Restorations Prof. Dr. W. H. Mörmann and Dr. A. Bindl, University of Zurich, Switzerland İnleyler, bölümlü ve tam kuronlar ve sabit restorasyonlar için elmas frez

Detaylı

ENDODONTİDE KULLANILAN POST SİSTEMLERİ

ENDODONTİDE KULLANILAN POST SİSTEMLERİ T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı ENDODONTİDE KULLANILAN POST SİSTEMLERİ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Hazar Ozan KOÇ Danışman Öğretim Üyesi: Prof.

Detaylı

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI Prof. Dr. HALDUN İPLİKÇİOĞLU İmplant vakaları neden sınıflandırılmalıdır? İmplantoloji yüksek düzeyde bilgi ve deneyim gerektiren bir alandır. Bu konuda çalışmalar

Detaylı

BASAMAKLI DİŞ PREPARASYONU

BASAMAKLI DİŞ PREPARASYONU BASAMAKLI DİŞ PREPARASYONU Prof. Dr. HASAN NECDET ALKUMRU Basamaklı diş kesiminde kendi geliştirdiğim yöntem olan dişin önce bir yarısının prepare edilerek kesim miktarının gözlenmesi ve olası hataların

Detaylı

Nexco Flask. Laboratuvar kompozitleri ile pres tekniği için mufla. Çabucak venerleme

Nexco Flask. Laboratuvar kompozitleri ile pres tekniği için mufla. Çabucak venerleme SR Nexco Flask Laboratuvar kompozitleri ile pres tekniği için mufla Çabucak venerleme Birçok küçük bileşen harika bir sonuç ortaya çıkarıyor Esneklik her detaya yansıtılıyor Uzmanlar tarafından geliştirildi

Detaylı

MMM291 MALZEME BİLİMİ

MMM291 MALZEME BİLİMİ MMM291 MALZEME BİLİMİ Ofis Saatleri: Perşembe 14:00 16:00 ayse.kalemtas@btu.edu.tr, akalemtas@gmail.com Bursa Teknik Üniversitesi, Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl ÖZGEÇMİŞ 1 ) Adı, Soyadı : Bülent DAYANGAÇ 2 ) Doğum Tarihi : 05 Temmuz 1946 3 ) Ünvanı : Profesör 4 ) Öğrenim Durumu : Derece Alan Üniversite Yıl Y. Lisans Dişhekimliği Fakültesi Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır.

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. YORULMA 1 Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. Bulunan bu gerilme değerine malzemenin statik dayanımı adı verilir. 2 Ancak aynı

Detaylı

SOLARCOOL PANELİ İKLİMLENDİRME SİSTEMİ

SOLARCOOL PANELİ İKLİMLENDİRME SİSTEMİ SOLARCOOL PANELİ İKLİMLENDİRME SİSTEMİ Sedna Aire, sizlere SolarCool İklimlendirme Sistemini sunmaktan gurur duymaktadır. İki aşamalı bir split ya da paket iklimlendirme sistemine entegre edilmiş, tescilli

Detaylı

Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır.

Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır. Meta Biomed METACEM için Kullanım Talimatları Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır. ENDİKASYONLAR: - Kron ve köprüler (Seramik, kompozit, porselen metali)

Detaylı

BÖLÜM I YÜZEY TEKNİKLERİ

BÖLÜM I YÜZEY TEKNİKLERİ BÖLÜM I YÜZEY TEKNİKLERİ Yüzey Teknikleri Hakkında Genel Bilgiler Gelişen teknoloji ile beraber birçok endüstri alanında kullanılabilecek malzemelerden istenen ve beklenen özellikler de her geçen gün artmaktadır.

Detaylı

Yoğun Düşük sürünme direnci Düşük/orta korozyon direnci. Elektrik ve termal iletken İyi mukavemet ve süneklik Yüksek tokluk Magnetik Metaller

Yoğun Düşük sürünme direnci Düşük/orta korozyon direnci. Elektrik ve termal iletken İyi mukavemet ve süneklik Yüksek tokluk Magnetik Metaller Kompozit malzemeler İki veya daha fazla malzemeden üretilirler Ana fikir farklı malzemelerin özelliklerini harmanlamaktır Kompozit: temel olarak birbiri içinde çözünmeyen ve birbirinden farklı şekil ve/veya

Detaylı

FARKLI ÜRETİM TEKNİĞİ ve MATERYALLER KULLANILARAK ÜRETİLEN ESTETİK POST-KOR SİSTEMLERİNİN KIRILMA DAYANIKLILIĞININ İN VİTRO OLARAK İNCELENMESİ

FARKLI ÜRETİM TEKNİĞİ ve MATERYALLER KULLANILARAK ÜRETİLEN ESTETİK POST-KOR SİSTEMLERİNİN KIRILMA DAYANIKLILIĞININ İN VİTRO OLARAK İNCELENMESİ T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI ÜRETİM TEKNİĞİ ve MATERYALLER KULLANILARAK ÜRETİLEN ESTETİK POST-KOR SİSTEMLERİNİN KIRILMA DAYANIKLILIĞININ İN VİTRO OLARAK İNCELENMESİ Dt.

Detaylı

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ

EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ EŞANJÖR (ISI DEĞİŞTİRİCİSİ) DENEYİ FÖYÜ Giriş Isı değiştiricileri (eşanjör) değişik tiplerde olup farklı sıcaklıktaki iki akışkan arasında ısı alışverişini temin ederler. Isı değiştiricileri başlıca yüzeyli

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI 2015-2016 KLİNİK STAJ BARAJLARI

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI 2015-2016 KLİNİK STAJ BARAJLARI DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI 2015-2016 KLİNİK SINIF PEDODONTİ ANABİLİM DALI Adet AÇIKLAMA 4. SINIF 5. SINIF Kompomer, Amalgam,Kompozit dolgu 30 Anterior ve posterior dişlere yapılan tüm amalgam,

Detaylı

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ - Ürün şırınga formunda olmalıdır. - Ürün şırınga içinde kalan miktar görülebilecek yapıda olmalıdır. - Ürün ambalaj miktarında en az 3 ml olmalıdır. - Ürün mavi renkte olmalıdır.

Detaylı

MMM 2011 Malzeme Bilgisi

MMM 2011 Malzeme Bilgisi MMM 2011 Malzeme Bilgisi Yrd. Doç. Dr. Işıl BİRLİK Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü isil.kayatekin@deu.edu.tr Materials Science and Engineering: An Introduction W.D. Callister, Jr., John Wiley

Detaylı

Prof. Dr. HÜSEYİN UZUN KAYNAK KABİLİYETİ

Prof. Dr. HÜSEYİN UZUN KAYNAK KABİLİYETİ KAYNAK KABİLİYETİ Günümüz kaynak teknolojisinin kaydettiği inanılmaz gelişmeler sayesinde pek çok malzemenin birleştirilmesi artık mümkün hale gelmiştir. *Demir esaslı metalik malzemeler *Demirdışı metalik

Detaylı

PORSELEN KRON VE KÖPRÜLERİN OKLÜZAL MORFOLOJİLERİNDE HAZIR PORSELEN KONİLERİN KULLANIMI. Hüsnü YAVUZ YILMAZ* Çetin SUCA** Levent NALBANT***

PORSELEN KRON VE KÖPRÜLERİN OKLÜZAL MORFOLOJİLERİNDE HAZIR PORSELEN KONİLERİN KULLANIMI. Hüsnü YAVUZ YILMAZ* Çetin SUCA** Levent NALBANT*** G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 2, Sayfa 175-182, 1985 PORSELEN KRON VE KÖPRÜLERİN OKLÜZAL MORFOLOJİLERİNDE HAZIR PORSELEN KONİLERİN KULLANIMI Hüsnü YAVUZ YILMAZ* Çetin SUCA** Levent NALBANT*** Çiğneyici

Detaylı

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride)

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride) Seramik, sert, kırılgan, yüksek ergime derecesine sahip, düşük elektrik ve ısı iletimi ile iyi kimyasal ve ısı kararlılığı olan ve yüksek basma dayanımı gösteren malzemelerdir. Malzeme özellikleri bağ

Detaylı

Hasta Bilgilendirme. InLine IPS. Kişisel gülümsemeniz için

Hasta Bilgilendirme. InLine IPS. Kişisel gülümsemeniz için Hasta Bilgilendirme IPS InLine Kişisel gülümsemeniz için InLine gülümseyin! Çekici bir gülümsemeye sahip insanlar çoğunlukla daha mutludur ve profesyonel hayatlarında daha başarılıdır. Daha sempatik ve

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI KLİNİK STAJ BARAJLARI. SINIF PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI ADET PUAN Detertraj x1 (Yarım Çene) 1

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI KLİNİK STAJ BARAJLARI. SINIF PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI ADET PUAN Detertraj x1 (Yarım Çene) 1 DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI 2016-2017 KLİNİK STAJ SINIF PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI PUAN Detertraj x1 (Yarım Çene) 1 4. SINIF STAJ BARAJI 4. SINIF BARAJ PUANI BARAJI 5. SINIF BARAJ PUANI

Detaylı

Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler)

Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler) Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler) Kas iskelet sisteminin hasar görmüş parçaları ve hastalıklı parçaların yer değiştirilmesi ve onarılması için kullanılan seramik grubunun adı bio seramikler olarak

Detaylı

2/13/2018 MALZEMELERİN GRUPLANDIRILMASI

2/13/2018 MALZEMELERİN GRUPLANDIRILMASI a) Kullanış yeri ve amacına göre gruplandırma: 1) Taşıyıcı malzemeler: İnşaat mühendisliğinde kullanılan taşıyıcı malzemeler, genellikle betonarme, çelik, ahşap ve zemindir. Beton, çelik ve ahşap malzemeler

Detaylı

Materials Development Solutions. Kuronlar ve köprüler için çok güçlü seramik

Materials Development Solutions. Kuronlar ve köprüler için çok güçlü seramik Materials Development Solutions Kuronlar ve köprüler için çok güçlü seramik H.C. Starck Zirkonoksit geleceğin hammaddesi High-Tech seramik malzemeleri modern dental teknolojisinin en önemli başarı faktörlerinden

Detaylı

Kompozit Malzemeler. Tanım:

Kompozit Malzemeler. Tanım: Kompozit Malzemeler Kompozit Malzemeler Kompozit Malzemeler Kompozit Malzemeler Tanım: Kompozit Malzemeler En az 2 farklı malzemenin birbiri içerisinde fiziksel olarak karıştırılmasıyla elde edilen yeni

Detaylı

Kompozit Malzemeler. Tanım:

Kompozit Malzemeler. Tanım: Kompozit Malzemeler Kompozit Malzemeler Kompozit Malzemeler Kompozit Malzemeler Tanım: Kompozit Malzemeler En az 2 farklı malzemenin birbiri içerisinde fiziksel olarak karıştırılmasıyla elde edilen yeni

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ Sağlık Bilimleri Enstitüsü

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ Sağlık Bilimleri Enstitüsü T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Doktora Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir.

Detaylı

Cetvel-13 Güvenirlik Faktörü k g. Güvenirlik (%) ,9 99,99 99,999

Cetvel-13 Güvenirlik Faktörü k g. Güvenirlik (%) ,9 99,99 99,999 Cetvel-12 Büyüklük Faktörü k b d,mm 10 20 30 50 100 200 250 300 k b 1 0,9 0,8 0,7 0,6 0,57 0,56 0,56 Cetvel-13 Sıcaklık Faktörü k d Cetvel-13 Güvenirlik Faktörü k g T( o C) k d T 350 1 350

Detaylı

MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ

MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ Farklı üretim yöntemleriyle üretilen ürünler uygulama koşullarında üzerlerine uygulanan kuvvetlere farklı yanıt verirler ve uygulanan yükün büyüklüğüne bağlı olarak koparlar,

Detaylı

FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ. Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ

FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ. Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ Dr. Hüsnü YAVUZYILMAZ FONKSİYONEL OKLÜZAL MORFOLOJİ Dişlerin oklüzal yüzlerindeki anatomik oluşumların, mandibula hareketleri ile fonksiyonel uyum içinde şekillendirilmeleri.

Detaylı

MALZEME ANA BİLİM DALI Malzeme Laboratuvarı Deney Föyü. Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi. Deneyin Tarihi:

MALZEME ANA BİLİM DALI Malzeme Laboratuvarı Deney Föyü. Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi. Deneyin Tarihi: Deneyin Adı: Malzemelerde Sertlik Deneyi Deneyin Tarihi:13.03.2014 Deneyin Amacı: Malzemelerin sertliğinin ölçülmesi ve mukavemetleri hakkında bilgi edinilmesi. Teorik Bilgi Sertlik, malzemelerin plastik

Detaylı

PÜSKÜRTME ŞEKİLLENDİRME (SPRAY FORMING / SPRAY DEPOSITION)

PÜSKÜRTME ŞEKİLLENDİRME (SPRAY FORMING / SPRAY DEPOSITION) PÜSKÜRTME ŞEKİLLENDİRME (SPRAY FORMING / SPRAY DEPOSITION) Püskürtme şekillendirme (PŞ) yöntemi ilk olarak Osprey Ltd. şirketi tarafından 1960 lı yıllarda geliştirilmiştir. Günümüzde püskürtme şekillendirme

Detaylı

= σ ε = Elastiklik sınırı: Elastik şekil değişiminin görüldüğü en yüksek gerilme değerine denir.

= σ ε = Elastiklik sınırı: Elastik şekil değişiminin görüldüğü en yüksek gerilme değerine denir. ÇEKME DENEYİ Genel Bilgi Çekme deneyi, malzemelerin statik yük altındaki mekanik özelliklerini belirlemek ve malzemelerin özelliklerine göre sınıflandırılmasını sağlamak amacıyla uygulanan, mühendislik

Detaylı

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI KLİNİK UYGULAMA BARAJLARI

DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI KLİNİK UYGULAMA BARAJLARI DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ANABİLİM DALLARI 2017-2018 KLİNİK SINIF PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI ADET PUAN Detertraj x1 (Yarım Çene) 1 4. SINIF KLİNİK BARAJI 4. SINIF BARAJ PUANI Subgingival küretaj x1 (Yarım

Detaylı

formülü zamanı da içerdiği zaman alttaki gibi değişecektir.

formülü zamanı da içerdiği zaman alttaki gibi değişecektir. Günümüz endüstrisinde en yaygın kullanılan Direnç Kaynak Yöntemi en eski elektrik kaynak yöntemlerinden biridir. Yöntem elektrik akımının kaynak edilecek parçalar üzerinden geçmesidir. Elektrik akımına

Detaylı

Akım ve Direnç. Bölüm 27. Elektrik Akımı Direnç ve Ohm Kanunu Direnç ve Sıcaklık Elektrik Enerjisi ve Güç

Akım ve Direnç. Bölüm 27. Elektrik Akımı Direnç ve Ohm Kanunu Direnç ve Sıcaklık Elektrik Enerjisi ve Güç Bölüm 27 Akım ve Direnç Elektrik Akımı Direnç ve Ohm Kanunu Direnç ve Sıcaklık Elektrik Enerjisi ve Güç Öğr. Gör. Dr. Mehmet Tarakçı http://kisi.deu.edu.tr/mehmet.tarakci/ Elektrik Akımı Elektrik yüklerinin

Detaylı

Fiber ile güçlendirilmiş kompozit rezin uygulamaları

Fiber ile güçlendirilmiş kompozit rezin uygulamaları PROTETİK DİŞ HEKİMLİĞİNDE KONSERVATİF BİR SEÇENEK: Fiber ile güçlendirilmiş kompozit rezin uygulamaları Doç. Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU Prof. Dr. Gökhan YILMAZ Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik

Detaylı

Elastisite Teorisi. Elçin GÖK. 5. Hafta. Stress-Strain. Gerilme Deformasyon Gerilme Gerinim Gerilme Yamulma. olarak yorumlanır.

Elastisite Teorisi. Elçin GÖK. 5. Hafta. Stress-Strain. Gerilme Deformasyon Gerilme Gerinim Gerilme Yamulma. olarak yorumlanır. Elastisite Teorisi Elçin GÖK 5. Hafta Stress-Strain Gerilme Deformasyon Gerilme Gerinim Gerilme Yamulma olarak yorumlanır. Stress -Gerilme Gerilme; birim alana düşen kuvvettir: Gerilme = kuvvet / alan

Detaylı

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler.

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler. MALZEMELER VE GERĐLMELER Malzeme Bilimi mühendisliğin temel ve en önemli konularından birisidir. Malzeme teknolojisindeki gelişim tüm mühendislik dallarını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir.

Detaylı

üniversal- ultralam ULTRALAM LVL modern kompozit bir yapı malzemesidir. ULTRALAM LVL kozalaklı ağaçlardan ( çam-ladin ) veya karışımından üretilir.

üniversal- ultralam ULTRALAM LVL modern kompozit bir yapı malzemesidir. ULTRALAM LVL kozalaklı ağaçlardan ( çam-ladin ) veya karışımından üretilir. üniversal- ultralam ULTRALAM LVL modern kompozit bir yapı malzemesidir. ULTRALAM LVL kozalaklı ağaçlardan ( çam-ladin ) veya karışımından üretilir. ULTRALAM LVL ağaçlardan tabakalar halinde soyularak yapıştırılmış

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 3 Laminanın Mikromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 3 Laminanın Mikromekanik

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

DOKTORA TEZİ. Tuğrul SARI. Danışman. Yrd. Doç. Dr. Atilla Gökhan ÖZYEŞİL

DOKTORA TEZİ. Tuğrul SARI. Danışman. Yrd. Doç. Dr. Atilla Gökhan ÖZYEŞİL T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI FARKLI FİBER POST SİSTEMLERİNİN MİKROSIZINTI VE KIRILMA DAYANIMLARININ İN VİTRO OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ DOKTORA

Detaylı

GC Türkİye. Kış. Kampanyaları

GC Türkİye. Kış. Kampanyaları GC Türkİye Kış Kampanyaları 2012-2013 G-ænial G-ænial Bond Görünmez Estetik restorasyonlar yaratma sanatı Tek aşamalı, çift seçenekli bonding ister mineyi asitle, ister direkt uygula Eşsiz Bir kompoziyon:

Detaylı

Mukavemet 1. Fatih ALİBEYOĞLU. -Çalışma Soruları-

Mukavemet 1. Fatih ALİBEYOĞLU. -Çalışma Soruları- 1 Mukavemet 1 Fatih ALİBEYOĞLU -Çalışma Soruları- Soru 1 AB ve BC silindirik çubukları şekilde gösterildiği gibi, B de kaynak edilmiş ve yüklenmiştir. P kuvvetinin büyüklüğünü, AB çubuğundaki çekme gerilmesiyle

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK 402 MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY - 3 ÜÇ NOKTALI EĞİLME DENEYİ GİRİŞ Yapılan herhangi bir mekanik tasarımda kullanılacak malzemelerin belirlenmesi

Detaylı

Malzeme Veri Sayfası. EOSINT M 270 için EOS CobaltChrome SP2 0537. 1 Tanımlama, Kullanım

Malzeme Veri Sayfası. EOSINT M 270 için EOS CobaltChrome SP2 0537. 1 Tanımlama, Kullanım EOSINT M 270 için EOS CobaltChrome SP2 0537 EOSINT M 270- sistemlerinde emanufacturing için geniş bir kullanım alanı sunan çok sayıda malzeme mevcuttur. EOS CobaltChrome SP2, sinter parçalarının dental

Detaylı

SİLİSYUM ESASLI İNTERMETALİK BİLEŞİKLER

SİLİSYUM ESASLI İNTERMETALİK BİLEŞİKLER SİLİSYUM ESASLI İNTERMETALİK BİLEŞİKLER İntermetalikler içerisinde silisyum içeriğine sahip olan ileri teknoloji malzemeleri Silisitler olarak adlandırılmaktadır. Silisitler, yüksek sıcaklıklarda yüksek

Detaylı

MUMLAR (WAXES) Yrd. Doç. Dr. Seda CENGİZ

MUMLAR (WAXES) Yrd. Doç. Dr. Seda CENGİZ MUMLAR (WAXES) Yrd. Doç. Dr. Seda CENGİZ Mumlar genel olarak oda ısısında katı halde bulunan termoplastik materyaller olarak tanımlanır. diş hekimliğinde kullanılan mumların içinde şu maddeler bulunabilir:

Detaylı

MMT113 Endüstriyel Malzemeler 11 Kompozit Malzemeler. Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2014-2015 Güz Yarıyılı

MMT113 Endüstriyel Malzemeler 11 Kompozit Malzemeler. Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2014-2015 Güz Yarıyılı MMT113 Endüstriyel Malzemeler 11 Kompozit Malzemeler Yrd. Doç. Dr. Ersoy Erişir 2014-2015 Güz Yarıyılı KOMPOZİT MALZEME TAKVİYE + MATRİKS Kompozit malzemeler 2 Kompozit malzemeler iki yada daha fazla bileşenden

Detaylı

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Nasıl Olacak? 8 tane soru verdim bunları direk soracam. Cevapları da var zaten. Son 3 slayttaki okuma parçalarından da sorular gelecek. Dolayısıyla bu parçalardan gelebilecek

Detaylı

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ

İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ İNŞAAT MALZEME BİLGİSİ Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, yapı malzemelerinin önemi 2 Yapı malzemelerinin genel özellikleri,

Detaylı

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ MAKİNE VE İMALAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MIM331 MÜHENDİSLİKTE DENEYSEL METODLAR DERSİ 3 NOKTA EĞME DENEY FÖYÜ ÖĞRETİM ÜYESİ YRD.DOÇ.DR.ÖMER KADİR

Detaylı

N-Cement Collection. Ivoclar Vivadent - Yapıştırıcı maddeler. Güçlü bir bağlantı desteği sağlar ve güveni artırır

N-Cement Collection. Ivoclar Vivadent - Yapıştırıcı maddeler. Güçlü bir bağlantı desteği sağlar ve güveni artırır N-Cement Collection Ivoclar Vivadent - Yapıştırıcı maddeler Güçlü bir bağlantı desteği sağlar ve güveni artırır Variolink N GERÇEK ESTETİK Varlionk N, lityum disilikat, cam seramik ve kompozit rezin restorasyonları

Detaylı

BÖLÜM 7. RİJİT ÜSTYAPILAR

BÖLÜM 7. RİJİT ÜSTYAPILAR BÖLÜM 7. RİJİT ÜSTYAPILAR Rijit Üstyapı: Oldukça yüksek eğilme mukavemetine sahip ve Portland çimentosundan yapılmış, tek tabakalı plak vasıtasıyla yükleri taban zeminine dağıtan üstyapı tipidir. Çimento

Detaylı

Döküm Prensipleri. Yard.Doç.Dr. Derya Dışpınar. İstanbul Üniversitesi

Döküm Prensipleri. Yard.Doç.Dr. Derya Dışpınar. İstanbul Üniversitesi Döküm Prensipleri Yard.Doç.Dr. Derya Dışpınar BeslemeKriterleri Darcy Kanunu DökümdeDarcy Kanunu KRİTİK KATI ORANI Alaşım Kritik KatıOranı Çelikler % 35 50 Alaşımlı çelikler % 45 Alüminyum alaşımları

Detaylı

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Bölüm-4 MALZEMELERDE ÇEKME-BASMA - KESME GERİLMELERİ VE YOUNG MODÜLÜ. 4.1. Malzemelerde Zorlanma ve Gerilme Şekilleri

TEKNOLOJİNİN BİLİMSEL İLKELERİ. Bölüm-4 MALZEMELERDE ÇEKME-BASMA - KESME GERİLMELERİ VE YOUNG MODÜLÜ. 4.1. Malzemelerde Zorlanma ve Gerilme Şekilleri Bölüm-4 MALZEMELERDE ÇEKME-BASMA - KESME GERİLMELERİ VE YOUNG MODÜLÜ 4.1. Malzemelerde Zorlanma ve Gerilme Şekilleri Malzemeler genel olarak 3 çeşit zorlanmaya maruzdurlar. Bunlar çekme, basma ve kesme

Detaylı

1/26 KARBON-KARBON KOMPOZİTLERİ

1/26 KARBON-KARBON KOMPOZİTLERİ 1/26 KARBON-KARBON KOMPOZİTLERİ Karbon-Karbon Kompozitlerin Genel Özellikleri Yüksek elastik modül ve yüksek sıcaklık mukavemeti (T > 2000 o C de bile mukavemet korunur). Sürünmeye dirençli Kırılma tokluğu

Detaylı

Vermiküler/Silindirik Grafitli Dökme Demir COMPACTED GRAPHITE CAST IRON

Vermiküler/Silindirik Grafitli Dökme Demir COMPACTED GRAPHITE CAST IRON Vermiküler/Silindirik Grafitli Dökme Demir COMPACTED GRAPHITE CAST IRON Ferrit Silindirik grafitler (Ferrit + Perlit) Matrix Grafit küreleri Silindirik, Gri ve Küresel grafitli dökme demirler arası özelliklere

Detaylı

KATI YALITIM MALZEMELERİ KALSİYUM SİLİKAT

KATI YALITIM MALZEMELERİ KALSİYUM SİLİKAT KATI YALITIM MALZEMELERİ KALSİYUM SİLİKAT Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi KALSİYUM SİLİKAT Yüksek mukavemetli,

Detaylı

BİR OLGU NEDENİYLE HASSAS TUTUCU TAMİRİ ÖZET

BİR OLGU NEDENİYLE HASSAS TUTUCU TAMİRİ ÖZET G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt VIII, Sayı 2, Sayfa 121-125, 1991 BİR OLGU NEDENİYLE HASSAS TUTUCU TAMİRİ Erol DEMİREL* Cemal AYDIN** ÖZET Direkt tutucu parçası kırılmış bir köprünün, direkt tutucu parça içeren

Detaylı

YORULMA HASARLARI Y r o u r l u m a ne n dir i?

YORULMA HASARLARI Y r o u r l u m a ne n dir i? YORULMA HASARLARI 1 Yorulma nedir? Malzemenin tekrarlı yüklere maruz kalması, belli bir tekrar sayısından sonra yüzeyde çatlak oluşması, bunu takip eden kopma olayı ile malzemenin son bulmasına YORULMA

Detaylı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı 1. Basma Deneyinin Amacı Mühendislik malzemelerinin çoğu, uygulanan gerilmeler altında biçimlerini kalıcı olarak değiştirirler, yani plastik şekil değişimine uğrarlar. Bu malzemelerin hangi koşullar altında

Detaylı

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş

Kompozit Malzemeler ve Mekaniği. Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Kompozit Malzemeler ve Mekaniği Yrd.Doç.Dr. Akın Ataş Bölüm 2 Laminanın Makromekanik Analizi Kaynak: Kompozit Malzeme Mekaniği, Autar K. Kaw, Çevirenler: B. Okutan Baba, R. Karakuzu. 2 Laminanın Makromekanik

Detaylı