AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR Başvuru no. 1047/07 Mehmet Mevlüt ASLAN / Türkiye Başkan, Nebojša Vučinić, Yargıçlar, Paul Lemmens, Egidijus Kūris, ve Bölüm Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Abel Campos un katılımıyla oluşturulan ve 16 Aralık 2014 tarihinde Komite halinde toplanan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İkinci Bölüm ü (metinde Mahkeme olarak anılacaktır), 19 Aralık 2006 tarihli yukarıda anılan başvuruyu dikkate alarak, Davalı Hükümet in görüşlerini ve başvuranın cevap olarak bildirdiği görüşlerini dikkate alarak, Yapılan müzakereler sonucunda aşağıdaki kararı vermiştir: T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayriresmî çeviri, Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme açısından bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiş olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koşulu ile Adalet Bakanlığı, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, İnsan Hakları Daire Başkanlığına atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.
2 ASLAN / TÜRKİYE KARARI OLAYLAR 1. Başvuran Mehmet Mevlüt Aslan, 1983 doğumlu bir Türk vatandaşı olup Diyarbakır da ikamet etmektedir. Başvuran, Mahkeme nezdinde, Diyarbakır da görev yapmakta olan avukat R. Efe Tanrıkulu tarafından temsil edilmiştir. Türk Hükümeti ( Hükümet ) kendi görevlisi tarafından temsil edilmiştir. A. Davanın Koşulları 2. 2003 yılında başvuran askerlik görevini yaptığı sırada, lumber disk hernisi (bel fıtığı) hastasıydı. Daha sonra, başvuran Gümüşsuyu Askeri Hastanesi nde tedavi edilmiştir ve 3 Mayıs 2004 tarihinde hemipartiel laminektomi ve diskektomi ameliyatı geçirmiştir. Aldığı tedaviye rağmen, başvuranın sağlık problemi düzelmemiş, aksine askerlik görevini bitirdikten sonra daha da kötüye gitmiştir. 3. Başvuran, Savunma Bakanlığı na başvurmuş ve askerlik görevi nedeniyle bel fıtığı olduğunu iddia ederek tedavi edilmeyi talep etmiştir. 5 Aralık 2005 tarihinde, Milli Savunma Bakanlığı, askerlik görevi ile bel fıtığı hastalığının doğrudan bir ilişkisi olmadığı gerekçesiyle başvuranın talebini reddetmiştir. 4. 9 Aralık 2012 tarihinde başvuran Diyarbakır Devlet Hastanesi ne gitmiştir. Aynı gün alınan sağlık raporuna göre, başvurana % 40 oranında iş göremezlik teşhisi konmuştur. Başvuranın beyanlarına göre, Diyarbakır Devlet Hastanesi nde kendisini tedavi eden doktor, sözlü olarak iş göremezliğin nedeninin askeri hekimin ihmali olduğunu belirtmiştir. 5. 13 Şubat 2006 tarihinde başvuran, Savunma Bakanlığı ndan iş göremezliği kapsamında tazminat talep etmiştir. Başvuran, askeri hekimin ihmali nedeniyle bel fıtığı hastalığının ilerlediğini ve çalışmaya devam edemediği için maddi zarara uğradığını iddia etmiştir.
ASLAN / TÜRKİYE KARARI 3 6. İdare tarafından talebi reddedilen ve iş göremezlik halinin ihmalden kaynaklandığına inanan başvuran Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ne tazminat davası açmıştır. Başvuran, maddi ve manevi tazminat miktarı olarak toplam 100.000 Türk lirası (TRY) (söz konusu zamanda 60.000 avro (EUR)) talep etmiştir. 7. Başvuran ayrıca mahkeme masrafları için adli yardım talep etmiştir. 17 Mayıs 2006 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, başvuranın, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 465. maddesinde öngörüldüğü şekilde yoksul olduğunu gösteren herhangi bir belge sunmadığı gerekçesiyle adli yardım almaya hak kazanmak için gerekli önkoşulu yerine getirmediğine hükmetmiştir. 23 Mayıs 2006 ve 29 Haziran 2006 tarihlerinde başvuran, yargılama işlemlerinin devam etmesi için bir ay içinde 1.409 TRY (yaklaşık 767 avro) mahkeme masrafını karşılamak zorunda olduğuna ve aksi halde yargılama işlemlerinin sona ereceğine dair bilgilendirilmiştir. 8. Başvuran mahkeme masraflarını ödeyememiştir. 13 Eylül 2006 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi yargılama işlemlerine devam etmemeye karar vermiştir. B. İlgili iç hukuk ve değerlendirme 9. 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu nun 56. maddesi uyarınca, adli yardım talepleri Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nce karara bağlanırken, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun ilgili hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. 10. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 465. maddesinde adli yardım talebinin, ancak, davacının iddialarını kanıtlar nitelikte bilgi ve belgeleri sunması şartıyla kabul edilebileceği belirtilmiştir. 11. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 468. maddesi uyarınca, adli yardım talebinde bulunan kişinin yeterli olanağı olup olmadığını belirlemek için, maddi durumunu gösterir belge, herhangi bir mala sahip
4 ASLAN / TÜRKİYE KARARI olup olmadığını gösterir belge ve -eğer ödemişse- ödediği vergi miktarını gösterir onaylı belge sunması gerekmektedir. Söz konusu belgeler, ilgili yerel makamlardan alınmalıdır. 12. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 469. maddesine göre adli yardıma ilişkin kararlar kesin olup, itiraz yolu açık değildir. ŞİKÂYET 13. Başvuran, tazminat davasına ilişkin adli yardım talebinin reddedilmesi nedeniyle, Sözleşme nin 2, 6 1 ve 13. maddelerine dayanarak, mahkemeye erişim hakkını ihlal edildiğini ileri sürmektedir. HUKUKSAL DEĞERLENDİRME 14. Başvuran, Sözleşme nin 6 1 maddesi uyarınca tazminat davasına ilişkin adli yardım talebinin reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür. Ayrıca, başvuran tazminat davası açamamasına atıfta bulunarak, Sözleşme nin 2. ve 13. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. 15. Hükümet, başvuranın maddi durumunun kötü olduğuna ilişkin itirazda bulunmamıştır. Ancak, Hükümet, mahkeme masraflarının adaletin gereğince yönetilmesini sağlamak ve karşı tarafa zarar verme amacıyla açılan davaları önlemek için gerekli olduğuna işaret etmiştir. Hükümet görüşünde, başvuranın, yoksul olduğuna ilişkin belgeyi sunmayarak adli yardım alması için gerekli yasal önkoşulu yerine getirmediği belirtilmiştir. Hükümet, başvuranın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu nun 465. maddesi uyarınca gerekli fakirlik belgesini sunmadığı için adli yardım almaya hak kazanamadığını ileri sürmüştür.
ASLAN / TÜRKİYE KARARI 5 16. Mahkeme, başvuranın adli yardım talebinin reddedilmesinin temel nedeninin iç hukuka ve usule uymaması olduğunu belirtmektedir. Bu nedenle başvuran, usulü gereklilikleri yerine getirmemesi nedeniyle mevcut iç hukuk yollarını tüketmemiştir (bk. Nold / Almanya, no. 27250/02, 88, 29 Haziran 2006 ve Bingölbalı ve diğerleri / Türkiye (k.k.), no 18443/08, 28 Haziran 2011). Fakirlik durumunu kanıtlayıcı mahiyette herhangi bir belge sunulmadığından dolayı, başvuranının iç hukuk yollarını usulüne uygun olarak tüketmek üzere harekete geçtiği söylenemez. Fakirlik17. Buna göre, Mahkeme, Sözleşme nin 35 1 maddesi uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle başvuruyu kabul edilemez olarak nitelendirmektedir. İşbu gerekçelerle Mahkeme oy birliğiyle, Başvurunun kabul edilemez olduğunu beyan eder. Abel Campos Daire Yazı İşleri Müdür Yardımcısı Nebojša Vučinić Başkan