Gençlerdeki Somatorform Bozukluklarda Kaygý Düzeyi, Annenin Baðlanma Biçimi ve Aile Ýþlevselliði



Benzer belgeler
Çocuk Ýstismarýna Birimler Arasý Yaklaþým: Bir Olgu Sunumu

Duchenne Muskuler Distrofili Çocuklarýn Aile Ýþlevlerinin ve Annelerinde Depresyon ve Kaygý Düzeylerinin Araþtýrýlmasý

GÜÇLER VE GÜÇLÜKLER ANKETÝ'NÝN (GGA) TÜRKÇE UYARLAMASININ PSÝKOMETRÝK ÖZELLÝKLERÝ

Sýnav Kaygýsý ve Ýliþkili Psikiyatrik Belirtiler

Obsesif Kompulsif Bozukluðun Belirti Daðýlýmýnýn ve Komorbiditesinin Çocuk ve Ergenler ile Eriþkinler Arasýnda Karþýlaþtýrýlmasý

DEHB Tanýlý Çocuklarýn Ebeveynlerinde DEHB Oraný

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu ve Primer Enürezis Nokturnalý Çocuklarýn Annelerindeki Psikiyatrik Belirtiler ve Yetiyitimi

Anne-Babalarýnda Ruhsal Bozukluk Olan Çocuklarýn Ruhsal Durumlarýnýn Deðerlendirilmesi


Okul Fobisi Olan Çocuklarda Ruhsal Bozuklukların Sıklığının Araştırılması +

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

Whiteley Ýndeksi Türkçe Versiyonunun (Türkçe WI-7) Geçerlik, Güvenirliði ve Faktör Yapýsý

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

Madde Baðýmlýlýðý Olan Hastalarýn Ebeveynlerinde Öfke Düzeyi: Öfkenin, Depresyon ve Anksiyete Düzeyi ile Ýliþkisi

Kronik Hastalýðý Olan Çocuklar, Anne ve Babalarýndaki Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz****

Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMÝ PSÝKÝYATRÝK SORUNLARI ÝLE EBEVEYN DEPRESYONU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝ: CÝNSÝYETÝN ROLÜ

Konversiyon Bozukluðunda Aleksitiminin Depresyon ve Anksiyeteye Etkisi #

2006 cilt 15 sayý

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

Ergenlerde Arkadaþ Ölümü Sonrasý Travma Belirtileri ve Ýliþkili Etmenler

Batman'da Çocuk Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirti ve Taný Daðýlýmlarý

Çocuk psikiyatrisinde acil durumlara iliþkin ortak bir yol

Aile Hekimliðinde Genogram

ERGENLER ÝÇÝN SOSYAL KAYGI ÖLÇEÐÝNÝN (ESKÖ) GEÇERLÝK VE GÜVENÝRLÝÐÝNÝN ÝNCELENMESÝ

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirtiler, Tanýlar ve Tanýya Yönelik Ýncelemeler

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Mardin ili ilköðretim okullarýnda 6-15 yaþ grubu öðrencilerde kilo fazlalýðý ve obezite prevalansý

ÇOCUK VE ERGEN PSÝKÝYATRÝSÝ BÖLÜMÜNE BAÞVURAN ERGENLERÝN KLÝNÝK ÖZELLÝKLERÝ

Dr. Sarp Üner*, Dr. Þevkat Bahar Özvarýþ**, Sevgi Turan***, Umut Arýöz***, Dr. Orhan Odabaþý****, Dr. Melih Elçin****, Dr. Ýskender Sayek***** Giriþ

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Marmara Depreminden Etkilenen Ýki Ayrý Bölgede Ergenlerde Depresyon, Kaygý ve Davranýþ #

Huzurevindeki Yaþlýlarda Depresyon Sýklýðý ve Ýliþkili Risk Etmenleri

ÇOCUKTA KARIN AĞRISI BELİRTİSİNİN ANNE-BABA PSİKOPATOLOJİSİ VE AİLE DİNAMİKLERİ BAĞLAMINDA TARTIŞILMASI: BİR OLGU SUNUMU*

Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi

Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi

Çocuk ve Ergen Adli Olgularda Ruhsal Deðerlendirme

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Bel ve Boyun Aðrýsý Hastalarýnda Anksiyete, Depresyon ve Yaþam Kalitesi #

POSTPARTUM DEPRESYONUN ANNELERÝN BEBEKLERÝNÝ. Hatice BAª DÖNMEZ

Yaygýn Anksiyete Bozukluðu Tanýlý Bireylere Verilen Psikoeðitimin Tedavideki Etkinliðinin Ýncelenmesi

Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi

makale (7). Kiþinin saðlýðý ile yaptýðý iþ arasýnda birbirini etkileyen dinamik

Yrd.Doç.Dr. YAŞAR KUZUCU

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

Dr. Ebru AKÜN. Ankara Üniversitesi DTCF Psikoloji Bölümü Klinik Psikoloji Anabilim Dalı Tel: /1402 e-posta:

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri

Omurilik Felçli Hastalarda Travma Sonrasý Stres Bozukluðu ve Ýliþkili Faktörler

Kalple Ýliþkili Olmayan Göðüs Aðrýsý Olan Hastalarda Psikiyatrik Eþtaný

Semptom Yorumlama Anketi Türkçe Formunun Geçerlik ve Güvenirliði*

SAMSUN ÇIRAKLIK EÐÝTÝM MERKEZÝ NE DEVAM EDEN ÇIRAKLARIN DURUMLUK-SÜREKLÝ KAYGI DÜZEYLERÝNÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ*

Depresif Bozukluklarda Risk Etkenleri

Çocuk Davranýþ Listesi Kýsa Formunun Türkçe Güvenilirlik Çalýþmasý ve Geçerliliðine Ýliþkin Ön Çalýþma

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar



Farklý Yetiþme Koþullarýnýn Aleksitimi, Depresyon ve Psikiyatrik Belirtilerle Ýliþkisi

Cornell Demansta Depresyon Ölçeðinin Türk Demans Hastalarýnda Geçerlik ve Güvenilirliði

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Aurasýz migren ile epizodik gerilim tipi baþaðrýsý: Psikiyatrik morbidite ve ayýrt edici diðer özelliklerin araþtýrýlmasý

Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Özel Eðitim ve Ýlaç Alan Otistik Bozukluklu Çocuklarýn Otistik Belirtiler Açýsýndan Sekiz Haftalýk Ýzlemi ve Ek Taný Özellikleri

Psikiyatri Polikliniðine Baþvuran Bir Grup Yaþlýda Huzurevi ya da Aile ile Kalmanýn Depresyon ve Anksiyete Düzeyine Etkisi

Bir Eðitim Hastanesinde Psikiyatri Konsültasyon Hizmetlerinin Deðerlendirilmesi

Ergenlerde Algılanan Duygu Dışa Vurumu ile Psikosomatik Belirtiler Arasındaki İlişki

Bedensel Hastalýðý Olan Kiþiler Arasýnda Psikiyatrik Yardýma Ýhtiyacý Olanlar Tanýnabiliyor mu?

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Þizofreni Tanýlý Hastalarýn Çocuklarýnda Dikkat, Bellek ve Yürütücü Ýþlevler

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2017; 9(4):

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN


Birinci Trimester Gebelerde Depresyon ve Anksiyete Bozukluðu

Küçük Yaþta Evlendirilmek Ýstenen Çocuklarda Psikiyatrik Bozukluklar ve Sosyodemografik Özellikler

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Obsesif Kompulsif Kiþilik Bozukluðu Olan ve Olmayan Obsesif Kompulsif Bozukluk Hastalarýnda Klinik Özelliklerin Karþýlaþtýrýlmasý

Aleksitimi: Psikolojik Belirtiler ve Baðlanma Stilleri

Akne Vulgaris ve Psikopatoloji Ýliþkisini Aydýnlatmaya Yönelik Bir Çalýþma

Bir Anadolu Þehrinde Psikiyatri Kliniðine Baþvuran Hastalarýn Hastalýk Açýklama ve Çare Arama Davranýþlarý

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Ýstanbul ilindeki hemþirelik yüksekokulu öðrencilerinin saðlýklý yaþam biçimi davranýþlarý

DSM-5 Bedensel Belirti Ölçeği ile Düzey 2 Bedensel Belirti Ölçeklerinin Türkçe Formlarının geçerlilik ve güvenilirlikleri

Alkol/Madde Baðýmlýlarýnda Özkýyým Giriþimi Öyküsünün Klinik Belirtilerle Ýliþkisi

Majör Depresyon ve Anksiyete Bozukluðunun Birlikte Görüldüðü Durumlarýn Klinik Özellikleri: Karþýlaþtýrmalý Bir Çalýþma *

Bir psikiyatri kliniði yataklý birimi hastalarýnda. birlikteliði: Retrospektif bir çalýþma

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

Çocuk Psikiyatri Hastalarýnda Yatýþ Süresine Etki Eden Faktörler

Menopozda Semptom Örüntüsünün Anksiyete, Depresyon Düzeyleri ve Sosyal Destek ile Ýliþkisinin Ýncelenmesi

Eriþkin Enürezis Nokturna Tanýlý Hastalarda Psikiyatrik Ek Hastalýklar

Hava Trafik Kontrolörlerinde Stresle Baþa Çýkma Eðitiminin Ruhsal Belirtiler ve Tükenmiþlik Düzeylerine Etkisi: Kontrollü, Prospektif Bir Çalýþma

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog

Meme Kanserinin Ruhsal ve Sosyal Etkileri Üzerine Bir Çalýþma

Somatizasyon iyi tanýmlanmýþ bir taný sýnýfý ya da

Transkript:

ARAÞTIRMA Gençlerdeki Somatorform Bozukluklarda Kaygý Düzeyi, Annenin Baðlanma Biçimi ve Aile Ýþlevselliði Anxiety Level, Maternal Attachment Style and Family Functioning in Adolescents' Somatoform Disorders Ayþe Burcu Ayaz 1, Muhammed Ayaz 1, Neþe Perdahlý Fiþ 2, Ayþegül Selcen Güler 3 1 Uz.Dr., Sakarya Eðitim Araþtýrma Hastanesi Çocuk Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Kliniði, Sakarya, 2 Doç.Dr., Marmara Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý, Ýstanbul, 3 Doç.Dr., Cumhuriyet Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý, Sivas ÖZET Amaç: Gençlerde somatoform bozukluklar üzerinde az çalýþýlmýþ bir konudur. Annenin baðlanma biçiminin ve aile sisteminin çocuk ve gençlerdeki somatik belirtilerle iliþkili olduðu ileri sürülmektedir. Bu çalýþmada somatoform bozukluk tanýsý alan gençlerin kaygý düzeyi, annelerinin kaygý düzeyi ve baðlanma biçimi ve aile iþlevselliklerinin araþtýrýlmasý amaçlandý. Yöntem: Somatoform bozukluk tanýsý alan 33 genç kendi yaþ grubundaki herhangi bir ruhsal bozukluk tanýsý almayan 28 genç ile karþýlaþtýrýldý. Katýlýmcýlardan veri toplanmasýnda Eriþkin Baðlanma Biçimi Ölçeði, Durumluluk Süreklilik Kaygý Ölçeði, Aile Deðerlendirme Ölçeði ve Çocukluk Çaðý Anksiyete Tarama Ölçeði kullanýldý. Bulgular: Çalýþmamýzda gruplar arasýnda yaþ ve cinsiyet açýsýndan fark bulunmadý. Eriþkin Baðlanma Biçemi Ölçeði'nde somatoform bozukluk tanýsý alan gençlerin annelerinin kaçýngan baðlanma puanlarý kontrol grubundan yüksek bulundu. Aile Deðerlendirme Ölçeði anne formunda roller, duygusal tepki verebilme, davranýþ kontrolü ve gereken ilgiyi gösterme alt ölçeklerinde vaka grubu daha yüksek puan almasýna raðmen çocuk formunda gruplar arasýnda fark görülmedi. Anne ve gençlerin kaygý düzeyinin vaka grubunda daha yüksek olduðu saptandý. Sonuç: Somatoform bozukluk tanýsý alan gençlerin stresle baþ etme becerilerinin zayýf olduðu ve olaylara uygunsuz tepkiler verdikleri bilinmektedir. Gençlerin ve annelerinin daha kaygýlý olmalarý, aile iþlevselliðindeki bozulmalar ya da annelerinin güvensiz baðlanmasý gençlerin tepkilerini etkileyerek somatoform bozukluðun oluþmasýna katkýda bulunabilir. Anahtar Sözcükler: Somatoform bozukluk, baðlanma biçimi, kaygý düzeyi, aile iþlevselliði. () SUMMARY Objectives: Somatoform disorders in adolescents is a little studied topic. It is hypothesized that maternal attachment style and the family system was associated with the somatic symptoms in children and adolescents. In this study, it's aimed to examine the anxiety level of adolescents with the diagnosis of somatoform disorders, anxiety level and attachment style of their mothers and their family functioning. Method: 33 adolescents with the diagnosis of somatoform disorders were compared with 28 age matched adolescents without any diagnosis of mental disorders. Adult Attachment Scale, State and Trait Anxiety Inventory, Family Assessment Device, and Screen for Child Anxiety Related Emotional Disorders was used to obtain data from the participants. Results: In our study, there was no significant difference between the groups in terms of age and gender. In Adult Attachment Scale, maternal avoidant attachment scores of adolescents diagnosed as somatoform disorders was higher than the control group. While maternal reports of Family Assessment Device indicated that the index group had higher scores in roles, affective responsiveness, behavior control, and affective involvement subscales, child reports implied no difference between the groups. Anxiety levels of adolescents and maternal anxiety levels was higher in the index group. Conclusion: It's known that adolescents diagnosed with somatoform disorders have poor skills in coping with stress and inconvenient responses to life events. Being anxious and having anxious mothers, deterioration in family functioning and maternal avoidant attachment style may contribute to the formation of somatoform disorders by effecting the responses of the adolescents. Key Words: Somatoform disorder, attachment style, anxiety level, family functioning. Makalenin geliþ tarihi: 07.01.2012, Yayýna kabul tarihi: 21.02.2012 121

Ayaz AB, Ayaz M, Fiþ NP, Güler AS. GÝRÝÞ Çocuk ve gençlerde görülen somatoform bozukluklarýn (SB) çocuklar, gençler ve aileleri üzerindeki etkileri geniþ, karmaþýk ve az çalýþýlmýþ bir konudur. SB'nin taný ölçütleri eriþkinler için hazýrlanmýþ olup, çocuklarla ilgili az sayýda vaka çalýþmasý ve araþtýrma bulunmaktadýr. Bu bozukluklarýn ortak özelliði olan somatizasyon; patolojik fiziksel bulgularla açýklanamayan bedensel sýkýntý ve belirtileri ifade etmeye ve deneyimlemeye yatkýnlýk, bunlarý fiziksel hastalýk olarak atfetme ve bunlar için týbbi yardým arama olarak tanýmlanmaktadýr (Lipowsky 1988). SB temel olarak bedensel belirtiler gösterdiðinden bu çocuklarýn büyük kýsmý çocuk hastalýklarý polikliniðine baþvurmaktadýr (Pehlivantürk 2008). Yapýlan çalýþmalarda, gençlerde SB'nin sýklýkla diðer ruhsal bozukluklara eþlik ettiði gösterilmektedir. Çocuk ve gençlerde SB'nin %15.7 oranýnda major depresyon ve %37.2 oranýnda anksiyete bozukluðu ile birliktelik gösterdiði ve yaþ arttýkça gençlerde depresyon sýklýðýnýn da arttýðý bildirilmektedir (Pehlivantürk ve Ünal 2000). Benzer þekilde SB'nin tek baþýna bir bozukluk olmadýðý ve uyum bozukluðu, ayrýlýk kaygýsý, depresyon ve psikoz gibi diðer psikiyatrik bozukluklarýn bir parçasý olduðu düþünülmektedir (Pehlivantürk 2008). Çocuk ve ergenlerde SB'nin etiyolojisi deðerlendirildiðinde, SB ile aile içi çatýþmalar arasýnda anlamlý bir iliþki olduðu ve aile iþlevselliðinde bozulmanýn SB'ye neden olan etmenlerden biri olduðu gösterilmiþtir (Bouman 2002). Kronik hastalýðý olan ebeveyne sahip olma, fiziksel veya cinsel istismar gibi olumsuz çocukluk çaðý deneyimleri ve çevresel strese uygun olmayan tepkiler SB'nin nedenleri olarak bildirilmektedir. Hastanýn fiziksel belirtileri de aile iþlevselliðindeki bozulmanýn bir dýþa vurumu olabilir (Sroufe 1996). SB tanýsý alan çocuk ve gençlerde iliþki sorunlarýnýn (%52.9) ve aile ya da yakýn çevresinde hastalýk olmasýnýn (%25.5) bozukluðu baþlatan nedenler olarak önemli rol oynadýðý gösterilmiþtir (Pehlivantürk ve Ünal 2000). SB tanýsý alan çocuklarýn ailelerinde iletiþim güçlüklerinin ya da çatýþmalarýn görülmesi ve ruhsal bozukluk oranlarýnýn yüksek olmasý nedeniyle görüþmelerde tüm aile üyelerinin deðerlendirilmesi önerilmektedir (Pehlivantürk 2008). Ebeveynlerin kaygý düzeylerinin yüksek olmasýnýn, aþýrý koruyucu tutum sergilemelerinin ve ebeveyn çocuk arasýndaki baðlanma iliþkisinin çocukta hastalýk davranýþýný tetikleyebileceði bildirilmektedir (Fritz ve Campo 2002, Kaufman ve ark. 1997, Maunder ve Hunter 2001). Annenin baðlanma biçimi çocuða yaklaþýmýný ve olaylara verdiði tepkilerde kaçýnma ya da çarpýtma yapmasýný etkileyebilmektedir (Main 2000). Anne-çocuk iliþkisinde reddedici anneler çocuklarýnýn olumsuz duygularýný savunmacý tarzda yanýtlamaktadýr (Williamson ve ark. 2002). Kaygýlý baðlanma özelliði gösteren anneler ise olumsuz duygularýn aþýrýya kaçtýðý, öfkenin ve edilgenliðin baskýn olduðu baþ etme yöntemleri kullanmaktadýr (DeOliveira ve ark. 2005). Annenin baðlanma biçimi ile iliþkili olarak güvensiz baðlanan çocuklarýn stres altýnda aþýrý tepki gösterdikleri ve bedenlerindeki fizyolojik durumlardan tedirgin olduklarý öne sürülmektedir (Stuart ve Noyes 1999). Çalýþmamýzda, gençlerde SB geliþiminin aile dinamiklerinden, anne-çocuk iliþkisinden ve annenin baðlanma özelliklerinden etkilenebileceði göz önüne alýnarak üç soruya cevap verilmesi amaçlandý. 1- Annenin baðlanma biçimi açýsýndan SB tanýsý alan gençler ile saðlýklý gençler arasýnda fark var mý? 2- Somatoform bozukluk tanýsý alan gençler ve anneleri ile saðlýklý gençler ve anneleri arasýnda kaygý düzeyi açýsýndan fark var mý? 3- Somatoform bozukluk tanýsý alan gençler ile saðlýklý gençler arasýnda aile iþlevselliði açýsýndan fark bulunuyor mu? GEREÇ VE YÖNTEM Evren ve Örneklem Bu çalýþmada, vaka grubunu Sakarya Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi çocuk psikiyatrisi polikliniðine bedensel belirtiler ile baþvuran ve SB tanýsý alan 13-15 yaþ grubu gençler oluþturdu. Sakarya Eðitim Araþtýrma Hastanesi çocuk psikiyatrisi poliklinik dosyalarý taranarak son altý ay içerisinde klinik görüþme ile SB tanýsý alan ve en az 3 aydýr takibi devam eden gençler belirlendi. SB tanýsý alan gençlerin tümü telefonda çalýþma ile ilgili bilgilendirilerek çalýþmaya davet edildi. Üç genç çalýþ- 122

Gençlerdeki Somatorform Bozukluklarda Kaygý Düzeyi, Annenin Baðlanma Biçimi ve Aile Ýþlevselliði maya katýlmak istemediði ve 3 genç takip görüþmeleri sonrasýnda belirtileri devam etmediði için çalýþmaya alýnmadý. Taný ve eþlik eden tanýlarýn gözden geçirilmesi için çalýþmaya katýlmayý kabul eden 33 genç (25 kýz, 8 erkek) ve anneleri ile DSM- IV'e dayalý klinik görüþme yapýldý. Vaka grubunda gençlerden 15'i (%45.4) konversiyon bozukluðu, 12'si (%36.4) farklýlaþmamýþ somatoform bozukluk ve 6'sý (%18.2) aðrý bozukluðu tanýsý aldý. Vakalarýn 12'sinde (%36.4) eþlik eden baþka bir ruhsal bozukluk mevcuttu. Bulunan eþ tanýlar en sýk depresif bozukluk (%21.2), anksiyete bozukluðu (%12.1) ve tik bozukluðu (%3.3) idi. Klinik görüþmeden sonra annelerin ve gençlerin ölçekleri doldurmalarý istendi. Ölçekler doldurulduktan sonra eksikleri klinisyen tarafýndan gözden geçirildi. Kontrol grubunu ayný yaþ grubundaki bir ilköðretim okulunun 8. sýnýf öðrencileri oluþturdu. Kontrol grubu olarak hastanenin baðlý bulunduðu ilçeden bir ilköðretim okulunun 8. sýnýflarý içerisinden rastgele örnekleme yöntemiyle 3 sýnýf belirlendi. Belirlenen sýnýflardaki gençlerin annelerine Çocukluk Çaðý Davranýþ Deðerlendirme Ölçeði (CBCL) verildi ve ölçek puanlamasý sonucunda klinik düzeyde puan almayan (t<70) ve çalýþmaya katýlmayý kabul eden 36 genç ve annesi ile DSM-IV'e dayalý klinik görüþme yapýldý. DSM-IV'e göre ruhsal bozukluk tanýsý alan 8 genç çalýþmadan çýkarýldý. Çalýþmanýn kontrol grubunu ruhsal bozukluk tanýsý almayan 28 (20 kýz, 8 erkek) genç oluþturdu. Araþtýrma için Sakarya Üniversitesi Etik Kurulu'ndan (no-050.01.04/06) onay alýndý. Ölçekler Aile Deðerlendirme Ölçeði(ADÖ): Araþtýrma grubuna katýlan ailelerin iþlevlerini iki yönlü deðerlendirmek üzere hem gençlere hem de annelere Aile Deðerlendirme Ölçeði (ADÖ) verildi. McMaster Aile Ýþlevleri Modeli'nin (Ebstein ve ark. 1983) klinik olarak aileler üzerinde uygulanmasýyla elde edilen ADÖ'nün Türkçe geçerlilik güvenirlik çalýþmasý Bulut tarafýndan yapýlmýþtýr (Bulut 1990). Ölçekte problem çözme, iletiþim, roller, duygusal tepki verebilme, gereken ilgiyi gösterme, davranýþ kontrolü ve genel fonksiyonlar alanlarýnda alt ölçekler bulunmaktadýr. Eriþkin Baðlanma Biçemi Ölçeði (EBBÖ): Çalýþmaya katýlan gençlerin annelerine baðlanma biçimini deðerlendirmek amacýyla EBBÖ uygulandý. EBBÖ iki bölümden oluþmaktadýr. Çalýþmamýzda ölçeðin Hazan ve Shaver tarafýndan geliþtirilen birinci bölümü kullanýldý (Hazan ve Shaver 1987). Bu bölümde her biri eriþkinleri güvenli, ikircikli ve kaçýngan olarak sýnýflamaya yarayan, çocuklukta ebeveynle iliþki özellikleri ve genel davranýþ özellikleri hakkýnda tanýmlar içeren üç farklý ifade bulunmaktadýr. Ölçeðin Mikulincer ve ark. (1990) tarafýndan geliþtirilen ikinci bölümü katýlýmcýdan her birini 1-7 arasýnda puanlanmasý istenen 15 maddeden oluþmaktadýr. Her bir baðlanma biçimi 5 madde ile temsil edilmektedir ve en yüksek puan hangisinden alýndýysa ölçeði dolduran bireyin baðlanma biçimini belirlemektedir. Ölçeðin Ýngilizce özgün formu bir uzman çocuk psikiyatristinin baþkanlýk ettiði Ýngilizce týp eðitimi gören öðrenciler ve bir psikolog tarafýndan Türkçe'ye çevrilmiþtir. Daha sonra geri-çeviri yapýlmýþtýr ve son Türkçe metin baþka bir psikiyatrist tarafýndan denetlenmiþtir (Poçi ve ark. 2006). Ölçeðin ikinci bölümünün iç tutarlýlýðý kaçýngan ve kaygýlý/ikircikli baðlanma için kabul edilebilir bulunurken (Cronbach á sýrasýyla 0.61 ve 0.66) yazýnda daha önce vurgulanan bir sýnýrlýlýk olarak (Garbarino 1998) güvenli baðlanma biçemi için zayýf bulunmuþtur (Cronbach á= 0.42) (Sabuncuoðlu ve Berkem 2006). Çocukluk Çaðý Anksiyete Tarama Ölçeði (ÇATÖ)(Screen for Child Anxiety and Related Disorders- SCARED): Çocukluk çaðý kaygý bozukluklarýný tarama amacýyla Birmaher ve ark. (1999) tarafýndan geliþtirilen ve Türkçe geçerlik ve güvenirliði Çakmakçý (2004) tarafýndan yapýlan Çocukluk Çaðý Anksiyete Tarama Ölçeði'nin (ÇATÖ) ebeveyn ve çocuk formu mevcuttur. Toplam 41 maddeden oluþan ÇATÖ'de 25 ve üzeri puanýn kaygý bozukluðu için uyarý niteliði taþýdýðý kabul edilmektedir. Ölçek içinde ayrýca somatik/- panik, yaygýn anksiyete, ayrýlýk anksiyetesi, sosyal anksiyete ve okul korkusu alt ölçekleri bulunmaktadýr. Bu ölçeðin çocuk formu çalýþmamýzda katýlan gençlerin kaygý düzeylerini belirlemek amacýyla kullanýldý. Durumluk-Sürekli Kaygý Ölçeði (DSKÖ) (State Trait Anxiety Inventory -STAI): Durumluk ve sürekli kaygý düzeylerini ayrý ayrý saptamak amacýyla 123

Ayaz AB, Ayaz M, Fiþ NP, Güler AS. Spielberger ve ark. tarafýndan geliþtirilmiþ ve Türkçe' ye Öner ve LeCompte tarafýndan uyarlanmýþtýr (Spielberger ve ark. 1970, Öner ve LeCompte 1985). Ölçekten elde edilen puanýn yüksek olmasý kaygý seviyesinin yüksek olduðuna iþaret eder. Çalýþmamýzda annelerin genel kaygý düzeyini belirlemek amacýyla Sürekli Kaygý Ölçeði kullanýldý. 4-18 yaþ Çocuk ve Gençlerde Davranýþ Deðerlendirme Ölçeði (ÇDDÖ): Bu ölçek, 4-18 yaþ çocuk ve gençlerin yeterlik alanlarý ve sorun davranýþlarýný ebeveynlerden elde edilen bilgiler doðrultusunda deðerlendirmek amacýyla Achenbach ve Edelbroch tarafýndan geliþtirilmiþtir (Achenbach ve Edelbrock 1983). Türk çocuklarý için uyarlama ve standardizasyonu Erol ve ark. (1995) tarafýndan yapýlmýþtýr. Ölçekten "Ýçe Yönelim" ve "Dýþa Yönelim" gibi iki ayrý davranýþ belirti puaný elde edilir. Sosyal Ýçe Dönüklük, Bedensel Yakýnmalar, Anksiyete/Depresyon alt testlerinin toplamý Ýçe Yönelim grubunu; Suça Yönelik Davranýþlar, Saldýrgan Davranýþlar alt testlerinin toplamý Dýþa Yönelim grubunu oluþturmaktadýr. Ayrýca her iki gruba da girmeyen Sosyal Sorunlar, Düþünce Sorunlarý, Dikkat Sorunlarý ve Cinsel Sorunlar alt ölçekleri de ölçekte yer almaktadýr. Tüm alt ölçeklerin toplamýndan "Toplam Sorun" puaný elde edilmektedir. Ýstatistiksel Ýþlem Veriler, Sosyal Bilimler Ýçin Ýstatistik Paket Programý (Statistical Program for Social Sciences- SPSS for Windows, 13.0) kullanýlarak analiz edildi. Kategorik verilerin karþýlaþtýrýlmasýnda Ki-kare (X²) Testi ya da Fisher's Exact Testi, gruplarýn ortalama deðerleri ve gruplar arasý istatistiksel anlamlýlýk Student-t Testi ile analiz edildi. Çalýþmamýzda istatistiksel anlamlýlýk için p<0.05 olarak alýndý. BULGULAR Gruplarýn yaþ ortalamalarý vaka ve NK gruplarýnda sýrasýyla 13.90 ± 2.32 ve 14.07 ± 0.81 olarak saptandý. Yaþ (t=-0.352, p=0.726), cinsiyet (X 2 = 0.147, p=0.707) ve anne-baba birlikteliði (p= 0.589) açýsýndan gruplar arasýnda anlamlý bir fark bulunmadý. Gençlerin annelerine uygulanan EBBÖ'den elde edilen güvenli, kaçýngan ve ikircikli baðlanma puanlarý deðerlendirildiðinde kaçýngan baðlanma biçimi puaný vaka grubunda kontrol grubundan daha yüksek bulundu (t=2.177, p=0.034). Güvenli ve ikircikli baðlanma puanlarý açýsýndan gruplar arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir fark bulunmadý (Tablo 1). Ýki grubun ADÖ anne formu alt ölçekleri incelendiðinde roller (t=2.814, p=0.007), duygusal tepki verebilme (t=2.982, p=0.004), davranýþ kontrolü (t=2.703, p=0.009) ve gereken ilgiyi gösterme (t=2.145, p=0.036) alt ölçeklerinde vaka grubu kontrol grubundan daha yüksek puan aldý. Genel fonksiyonlar, iletiþim ve problem çözme alt ölçeklerinde iki grup arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir fark bulunmadý (Tablo 2). Gençler tarafýndan doldurulan ADÖ'nün alt ölçekleri deðerlendirildiðinde kontrol grubu vaka grubundan daha düþük puan almasýna raðmen iki grubun ortalama deðerleri arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir fark saptanmadý (Tablo 3). Vaka grubunun (n=33) DSKÖ puan ortalamasý (49.19 ± 8.38) kontrol grubundan (n=28) (37.96± 6.76) istatistiksel olarak anlamlý düzeyde yüksek bulundu (t=5.591, p<0.001). Gençlerin kaygý düzeyleri ele alýndýðýnda, somatik/panik (t=4.268, p<0.001), yaygýn anksiyete (t=5.239, p<0.001), ayrýlýk anksiyetesi (t= 2.551, p=0.014), okul korkusu (t=5.819, p<0.001) ve toplam kaygý düzeyi (t=4.625, p<0.001) puanlarýnýn vaka grubunda kontrol grubundan daha yüksek olduðu belirlendi (Tablo 4). TARTIÞMA VE SONUÇ Çalýþmamýzda SB tanýsý alan gençlerin kaygý düzeylerini, bu gençlerin annelerinin baðlanma biçimlerini ve aile iþlevselliðini normal kontrollerle kýyasladýk. Temel bakým veren ile çocuk arasýnda kurulan baðlanma iliþkisinin çocuðun strese verdiði yanýtý ve fiziksel hastalýklara yatkýnlýðýný etkilediði düþünülmektedir (Maunder ve Hunter 2001). Ebeveynlerin baðlanma biçimlerinin çocuktaki somatizasyon belirtileri ile iliþkisini inceleyen çalýþmalar somatik belirtilerden özellikle aðrýya odaklanmýþtýr. Kaygýlý baðlanma baþta olmak üzere yetiþkinlerde güvensiz baðlanma biçimlerinin aðrý 124

Gençlerdeki Somatorform Bozukluklarda Kaygý Düzeyi, Annenin Baðlanma Biçimi ve Aile Ýþlevselliði Tablo 1. Annenin baðlanma biçimi puanlarýnýn gruplar arasý daðýlýmý Güvenli Kaçýngan Ýkircikli Vaka (n = 32) 15.34 ± 4.00 13.25 ± 3.55 8.74 ± 2.29 Kontrol (n = 28) 14.68 ± 3.55 11.46 ± 2.67 8.19 ± 2.69 Test istatistiði t = 0.775, P = 0.441 t = 2.177, P = 0.034* t = 0.858, p = 0.394 *p<0.05 Tablo 2. Aile Deðerlendirme Ölçeði anne formu alt ölçek skorlarý ADÖ* Anne Formu Vaka (n=32) Kontrol (n=28) Test istatistiði Genel fonksiyonlar 1.95 ± 0.47 1.68 ± 0.75 t = 1.698, p = 0.095 Gereken ilgiyi gösterme 2.51 ± 0.43 2.27 ± 0.43 t = 2.145, p = 0.036** Ýletiþim 1.99 ± 0.52 1.93 ± 0.83 t = 0.326, p = 0.746 Duygusal tepki verebilme 2.01 ± 0.71 1.55 ± 0.42 t = 2.982, p = 0.004** Roller 2.25 ± 0.49 1.91 ± 0.44 t = 2.814, P = 0.007** Problem çözme 1.90 ± 0.67 1.83 ± 0.56 t = 0.426, P = 0.672 Davranýþ kontrolü 2.14 ± 0.37 1.90 ± 0.28 t = 2.703, P = 0.009** *Aile Deðerlendirme Ölçeði, ** p<0.05 Tablo 3. Aile Deðerlendirme Ölçeði çocuk formu alt ölçekleri skorlarý ADÖ* Çocuk Formu Vaka (n=32) Kontrol (n=28) Test istatistiði Genel fonksiyonlar 1.87 ± 0.58 1.71 ± 0.45 t = 1.213, P = 0.230 Gereken ilgiyi gösterme 2.39 ± 0.42 2.36 ± 0.56 t = 0.281, P = 0.780 Ýletiþim 2.07 ± 0.50 1.90 ± 0.45 t = 1.337, P = 0.186 Duygusal tepki verebilme 2.00 ± 0.75 1.77 ± 0.54 t = 1.366, P = 0.177 Roller 2.22 ± 0.52 1.98 ± 0.60 t = 1.647, P = 0.105 Problem çözme 2.09 ± 0.67 1.85 ± 0.48 t = 1.553, P = 0.126 Davranýþ kontrolü 2.14 ± 0.40 2.12 ± 0.47 t = 0.146, P = 0.884 *Aile Deðerlendirme Ölçeði ile iliþkili olduðu belirtilmektedir (Mcwilliams ve ark. 2000). Ayrýca, ebeveyn-çocuk arasýndaki güvensiz baðlanma biçimleri ile çocuktaki somatik belirtiler arasýnda iliþki saptayan çalýþmalar bulunmaktadýr (Wood ve ark. 2000). Williamson ve ark. (2002) kronik hastalýðý olan çocuklarda, ebeveynlerin baðlanma biçimleri ile çocuktaki aðrý arasýnda doðrudan bir iliþki bulmazken, ebeveynin baþ etme becerilerinin ve baðlanma biçimlerinin bu çocuklarda depresyonu etkilediðini ve aðrý ile dolaylý olarak iliþkili olduðunu belirlemiþlerdir. Güvensiz baðlanan annelerin çocuklarýnda duygularýn süresini ve yoðunluðunu ayarlamada ve stres altýnda farklý duygularý algýlamada zorluklar görüldüðü ve bu 125

Ayaz AB, Ayaz M, Fiþ NP, Güler AS. Tablo 4. Çalýþmaya katýlan gençlerin kaygý düzeyi skorlarý Vaka (n=33) Kontrol (n=28) Test istatistiði Somatik/Panik 7.61 ±6.32 2.23 ±2.21 t=4.268, p=0.000 Yaygýn anksiyete 6.68 ±4.09 2.04 ±2.09 t=5.239, p=0.000 Ayrýlýk anksiyetesi 5.23 ±3.00 3.46 ±2.23 t=2.551, p= 0.014 Sosyal anksiyete 6.52 ±3.52 5.04 ±3.18 t=1.796, p=0.078 Okul korkusu 1.94 ±1.41 0.27 ±0.53 t=5.819, p=0.000 Toplam kaygý düzeyi 27.97 ±14.92 13.03 ±7.55 t=4.625, p=0.000 çocuklarýn somatik yakýnmalara daha yatkýn hale geldiði ileri sürülmektedir (Masterson 2008). Çalýþmamýzda somatoform bozukluðu olan gençlerin annelerinin kaçýngan baðlanma biçimi puanlarýnýn yüksek bulunmasý somatik belirtilerinin annenin baðlanma biçiminden etkilendiðini düþündürdü. Bu gençlerin annelerinin çocuklarýyla iliþkilerinde kaçýngan tepkiler vermeleri gençlerin aðrý, korkutucu olaylar ya da ayrýlýk gibi stresli olaylarla baþ etme becerilerini olumsuz etkileyerek olaylara uygunsuz ve aþýrý tepki vermelerine neden olabilir. Çalýþmalarýn sonuçlarýnýn birbirinden farklý olmasý kullanýlan ölçeklerdeki farklýlýklardan ya da annenin baðlanma biçiminin çocuk üzerine dolaylý olarak etki etmesinden kaynaklanabilir. Çalýþmamýzda gençlerin kaygý düzeyleri kýyaslandýðýnda, SB tanýsý alan gençlerin okul korkusunun yüksek olduðu görüldü. Somatik yakýnmalarý olan çocuklarýn okula devamsýzlýk ve düþük ders baþarýsý açýsýndan risk altýnda olduðu bilinmektedir (Campo ve ark. 1999). Bunun nedeni tek baþýna okul korkusu olabileceði gibi, somatik yakýnmalarýn okula devamlýlýðý zorlaþtýrmasý bu nedenle ders baþarýsýnýn düþmesi ve zamanla okuldan soðumayla sonuçlanmasý olabilir. Somatoform bozukluðu olan çocuklarda kaygý belirtilerinin sýklýkla ortaya çýktýðý bildirilmektedir (Lieb ve ark. 2000). Konversiyon bozukluðu olan gençlerde diðer ruhsal bozukluklara kýyasla kaygý düzeyinin daha yüksek olduðu belirlenmiþtir (Ercan ve ark. 1998). Ayrýca, sosyal fobi ve diðer kaygý bozukluklarýnda da somatik belirtiler görülmektedir (Biedel ve ark. 1991). Çalýþmamýzda SB tanýsý alan gençlerin daha fazla somatik/panik belirtiler göstermesi, yaygýn anksiyete, ayrýlýk anksiyetesi ve toplam kaygý düzeylerinin daha yüksek olmasý bu konuda yapýlan önceki çalýþmalarýn sonuçlarýyla uyumludur (Eminson 2007, Ercan ve ark. 1998, Lieb ve ark. 2000). Gençlerin annelerinin kaygý düzeyleri incelendiðinde, vaka grubundaki annelerin daha kaygýlý anneler olduðu belirlendi. Ýspanya'da okul öncesi çocuklarla yapýlan bir çalýþmada, çocuktaki somatik yakýnmalarýn ebeveyn kaygý düzeyiyle iliþkili olduðu gösterilmiþtir (Domènech-Llaberia ve ark. 2004). Merikangas ve ark. (1998) çocuklarýn kaygý bozukluðuna yakalanma riskinin bir ebeveyninde kaygý bozukluðu mevcutsa 3 kat, her iki ebeveyninde de kaygý bozukluðu varsa 3 kat daha arttýðýný belirlemiþtir. Kaygýnýn ebeveynden çocuða geçiþinin çok özgün olduðu ve kaygýlý ebeveynlerin kaygýlý çocuklarý olduðu bildirilmektedir (Merikangas ve ark. 1999). Uygun tepki vermeyen ebeveynlerin çocuklarýnýn duygusal geliþimlerinde öðrenilmiþ tepkilerin geliþtiði ve olumsuz duygularýn bastýrýldýðý görülmektedir. Bu duygusal yapýlanma somatik belirtiler ve konversif davranýþlar þeklinde ortaya çýkabilir (Kozlowska 2007). Bu sonuçlar vaka grubumuzdaki annelerin ve gençlerin kaygý düzeyinin yüksek olmasýyla uyumludur. Annelerinin daha kaygýlý olmasý nedeniyle somatoform bozukluðu olan gençlerin kaygý düzeyleri yüksek olabileceði gibi gençlerdeki somatik belirtiler ve kaygý belirtileri de annelerinin kaygý düzeyini etkilemiþ olabilir. Çalýþmamýza katýlan gençlerin anneleri ailelerini; bireylerin birbirlerine gereken ilgiyi göstermede yetersiz kaldýklarý, aile içi rollerin daha düzensiz daðýldýðý, olaylara uygun tepkiler verilmediði ve ailedeki bireylerin davranýþlarýný kontrol etmede zorlandýklarý þeklinde tanýmladýlar. Gençlerin doldurduklarý formlara göre aile iþlevselliði açýsýndan gruplar arasýnda fark bulunmadý. Annelerin 126

Gençlerdeki Somatorform Bozukluklarda Kaygý Düzeyi, Annenin Baðlanma Biçimi ve Aile Ýþlevselliði çocuklarýna kýyasla aile içindeki olaylarý daha nesnel gözlemlemeleri, aile dinamiklerine daha hakim olmalarý ve kullanýlan ölçeði daha iyi yorumlamalarý oluþan bu çeliþkiyi açýklayabilir. Yazýnda da aile bireylerindeki fiziksel ve ruhsal yakýnmalarýn çocuklardaki fiziksel belirtilerin þiddeti ile iliþkili olduðu belirtilmektedir (Hotopf 2002, Garralda ve ark. 1999). Bedensel yakýnmalarý olan çocuklarýn ailelerinde kaygý ve depresyonun daha sýk görüldüðü, kronik karýn aðrýsý olan çocuklarýn ebeveynlerinin daha fazla ruhsal belirti gösterdiði ve aile üyelerinde kronik bir fiziksel hastalýðýn varlýðýnýn çocuklardaki somatik belirtilerle iliþkili olduðu bildirilmektedir (Wasserman ve ark. 1988, Kozlowska 2007). Konversiyon bozukluðu tanýsý alan gençlerde diðer ruhsal bozukluklara kýyasla ailede parçalanma, anne-babadan uzun süre ayrý kalma, ailede iletiþim ve duygusal tepki vermede zorluk, anne ve yakýn çevrede konversiyon bozukluðu görülmesi ve annede ruhsal hastalýklarýn görülme sýklýðýnýn daha yüksek olduðu öne sürülmektedir (Ercan ve ark. 1998). Somatizasyonun iletiþimin bir formu olduðu, somatik belirtilerin sembolik deðerlerinin olduðu ve aile sistemi içerisinde dengeleyici bir fonksiyon olarak hizmet ettiði ileri sürülmektedir (Yalom ve Steiner 2008). SB'de ailesel kümelenmenin genetik faktörler kadar patolojik ebeveynlikten de kaynaklanabileceði bildirilmektedir (Torgensen 1986). Yazýndaki bilgiler bizim çalýþmamýzýn sonuçlarýyla örtüþmektedir. Bu sonuçlar somatoform bozukluklarýn deðerlendirmesinde aileyi bütün olarak ele almanýn ve tedavisinde aile görüþmelerinin ve aile terapilerinin önemini vurgulamaktadýr. Aile içi görev daðýlýmýnýn düzenlenmesi ve yapýlandýrýlmasý, olaylara verilen tepkilerin daha tutarlý hale getirilmesi ve ailedeki her bir bireyin davranýþlarý üzerindeki kontrol becerilerinin arttýrýlmasý SB'nin tedavisinde faydalý olabilir. Buna raðmen çalýþmamýzda aile bireylerinin ruhsal deðerlendirmelerinin yapýlmamýþ olmasý ve aile bireylerinin bir bütün olarak ele alýnmýþ olmasý nedeniyle çocukluk çaðý somatoform bozukluklarýnda aile bireylerini tek tek ele alan çalýþmalara ihtiyaç duyulmaktadýr. Bu çalýþma bizim bilgilerimize göre somatoform bozukluklarda anne baðlanma biçimi, anne ve gençlerin kaygý düzeyi ve aile iþlevselliðini deðerlendiren ilk çalýþmadýr. Çalýþmamýzýn sonuçlarý SB olan gençlerin ruhsal durumlarý ile ilgili daha önce yapýlmýþ çalýþmalara katkýda bulunmaktadýr. Bu bulgular annelerin ve gençlerin kaygý düzeyinin ve aile içi yapýlanmanýn SB olan gençlerin deðerlendirmesindeki ve tedavisindeki önemini vurgulamaktadýr. Buna raðmen katýlýmcý sayýsýnýn az olmasý çalýþmamýzýn kýsýtlýlýklarýndandýr. Somatoform bozukluklarda kaygý düzeyini klinik olarak deðerlendiren, çocuk ya da gençlerin iþlevselliklerine etkilerini araþtýran çalýþmalara ihtiyaç vardýr. Diðer aile bireylerinin kaygý düzeylerine bakýlmasý, gençlerin kendi baðlanma biçimlerinin incelenmesi ve cinsiyet farklarýnýn da araþtýrýlmasý çalýþmamýzýn sonuçlarýna katkýda bulunabilir. Yazýþma adresi: Dr. Ayþe Burcu Ayaz, Sakarya Eðitim Araþtýrma Hastanesi Çocuk Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Kliniði, Korucuk Kampüsü, Sakarya, drburcu2000@yahoo.com Achenbach TM, Edelbrock C (1983) Manual for the Child Behavior Checklist/4-18 and Revised Child Behavior Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT. Beidel DC, Christ MG, Long PJ (1991) Somatic complaints in anxious children. J Abnorm Child Psychol, 19:659-670. Birmaher B, Brent DA, Chiappetta L ve ark. (1999) Psychometric properties of the screen for Child Anxiety Related Emotional Disorders (SCARED): A replication study. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 38:1230-1236. Bouman NH (2002) Somatoform disorders in childhood and adolescence. Int Congr Ser, 1241:185-188. Bulut I (1990) Aile Deðerlendirme Ölçeði (ADÖ) El Kitabý. Ankara, Özgüzelis Matbaasý, s.7-8. KAYNAKLAR Campo JV, Jansen-McWilliams L, Comer DM ve ark. (1999) Somatization in pediatric primary care: association with psychopathology, functional impairment, and use of services. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 38: 1093-1101. Çakmakçý FK (2004) Çocuklarda anksiyete bozukluklarýný tarama ölçeði geçerlik ve güvenirlik çalýþmasý. Çocuk ve Gençlik Ruh Saðlýðý Dergisi, 11(2). DeOliveira CA, Moran G, Pederson DR (2005) Understanding the link between maternal adult attachment classifications and thoughts and feelings about emotions. Attach Hum Dev, 7:153-170. Domènech-Llaberia E, Janè C, Canals J (2004) Parental reports of somatic symptoms in preschool children: Prevalence and associations in spanish sample. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 43:598-604. 127

Ayaz AB, Ayaz M, Fiþ NP, Güler AS. Eminson DM (2007) Medically unexplained symptoms in children and adolescents. Clin Psychol Rev, 27:855-871. Epstein NB, Baldwin LM, Bishop DS (1983) The McMaster family assessment device. J Marital Fam Ther, 9: 171-180. Ercan ME, Varan A, Veznedaroðlu B ve ark. (1998) Ergenlerde konversiyon bozukluðuna iliþkin özelliklerin araþtýrýlmasý. Türk Psikiyatri Dergisi, 9:165-172. Erol N, Arslan BL, Akçakýn M (1995) The Adaptation and Standardization of the Child Behavior Checklist Among 6-18 Year Old Turkish Children. Eunethdis: European Approaches to Hyperkinetic Disorder. Sergeant J (Ed), Zurih, Fotoratar, s.97-113. Fritz GK, Campo JV (2002) Somatoform disorders. Child and Adolescent Psychiatry: a Comprehensive Textbook, Lewis M (Ed), Lippincot Williams and Wilkins, Philadelphia, s.847-858. Garbarino JJ (1998) Comparisons of the constructs and psychometric properties of selected measures of adult attachment. Measurement and Evaluation in Counselling and Development, 31:28-45. Garralda ME, Bowman FM, Mandalia S (1999) Children with psychiatric disorders who are frequent attenders to primary care. Eur Child Adolesc Psychiatry, 8: 34-44. Hazan C, Shaver P (1987) Romantic love conceptualized as attachment process. J Pers Soc Psychol, 52: 511-524. Hotopf M (2002) Childhood experience of illness as a risk factor for MUS. Scand J Psychol, 43: 139-148. Kaufman KL, Cromer B, Daleiden EL ve ark. (1997) Recurrent abdominal pain in adolescents: psychosocial correlates of organic and nonorganic pain. Child Health Care, 26: 15-30. Kozlowska K (2007) The developmental origins of conversion disorders. Clin Child Psychol Psychiatry, 12: 487-511. Lieb R, Pfister H, Mastaler M ve ark. (2000) Somatoform syndromes and disorders in a representative population sample of adolescents and young adults: prevalence, comorbidity and impairments. Acta Psychiatr Scand, 101:194-208. Lipowsky ZJ (1988) Somatization: the concept and its clinical application. Am J Psychiatry, 145:1358-1368. Main M (2000) The organized categories of infant, child, and adult attachment: Flexible vs. in.exible attention under attachment-related stress. J Am Psychoanal Assoc, 48:1055-1096. Masterson JF (2008) Baðlanma Kuramý ve Nörobiyolojik Kendilik Geliþimi Açýsýndan Kiþilik Bozukluklarý, Çev: H Þentürk, Ýstanbul, Litera Yayýncýlýk, s.28-30. Maunder RG, Hunter JJ (2001) Attachment and psychosomatic medicine: developmental contributions to stressand disease. Psychosom Med, 63: 556-567. McWilliams LA, Cox BJ, Enns MW (2000) Impact of adult attachment styles on pain and disability associated with arthritis in a nationally representative sample. Clin J Pain, 16:360-364. Merikangas KR, Avenevoli S, Dierker L (1999) Vulnerability factors among children at risk for anxiety disorders. Biol Psychiatry, 46:1523-1535. Merikangas KR, Dierker LC, Szatmari P (1998) Psychopathology among offspring of parents with substance abuse and/or anxiety disorders: A high-risk study. J Child Psychol Psychiatry, 39:715-720. Mikulincer M, Florian V, Tolmacz R ve ark. (1990) Attachment styles and fear of death: A case of affect regulation. J Pers Soc Psychol, 58: 273-280. Öner N, LeCompte A (1985) Süreksiz Durumluk/Sürekli Kaygý Envanteri El Kitabý. Ýstanbul, Boðaziçi Üniversitesi Yayýnlarý. Pehlivantürk B (2008) Somatoform Bozukluklar. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabý, F Çuhadaroðlu Çetin, B Pehlivantürk ve ark. (Ed), Hekimler Yayýn Birliði, Ankara, s.423-438. Pehlivantürk B, Ünal F (2000) Conversion disorder in children and adolescents: Clinical features and comorbidity with depressive and anxiety disorders. Turk J Pediatrics, 42:132-137. Poçi N, Salaj A, Hysi E ve ark. (2006) Üniversite öðrencilerinde Baðlanma Biçemi ve Depresyon Belirtileriyle Ýliþkisi: Bir Ölçek Uyarlama Çalýþmasý. Masco Kongresi, Istanbul. Sabuncuoglu O, Berkem M (2006) Baðlanma bicemi ve doðum sonrasý depresyon belirtileri arasýndaki iliþki: Turkiye'den bulgular. Turk Psikiyatri Derg, 17:252-258. Spielberger CS, Gorsuch RL, Lushene RE (1970) Manual for the State Trait Anxiety Inventory. Palo Alto, Consulting Psychologists Press. Sroufe LA (1996) Emotional development: The organization of emotional life in the early years. Cambridge, Cambridge University Press. Stuart S, Noyes R (1999) Attachment and interpersonal communication in somatization. Psychosomatics, 40:34-43. Torgensen S (1986) Genetics of somatoform disorders. Arch Gen Psychiatry, 43:502-505. Wasserman AL, Whitington PF, Rivara FP (1988) Psychogenic basis for abdominal pain in children and adolescents. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 27: 179-184. Williamson GM, Walters AS, Shaffer DR (2002) Caregiver models of self and others, coping, and depression: predictors of depression chidren with chronic pain. Health Psychol, 4:405-410. Wood BL, Klebba KB, Miller BD (2000). Evolving the biobehavioral family model: The fit of attachment. Family Process, 39: 319-344. Yalom ID, Steiner H (2008) Ergen Terapisi. Çev: Y Özkardeþler Þallý, Ýstanbul, Prestij Yayýnlarý, s.270. 128