Belgeleri ve Tanıklarıyla



Benzer belgeler
SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ (SSCB), ORTA ASYA'DAKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI.

Kafkasya da Etnik Grupların Boru Hatları Üzerindeki Etkisi

HABERLER AHISKA TÜRKLERİ AVRUPA GÜVENLİK VE İŞ BİRLİĞİ KONFERANSINDA. Bizim AHISKA

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

KURTULUŞ SAVAŞI KARTPOSTALLARI MEHMED İN HİKAYESİ *

AHISKA VE AHISKA TÜRKLERİ MESELEMİZ

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

KÖKSAV E-Bülten. Hassas Konular KÖK SOSYAL VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR VAKFI. 2 Aralık 2007 Rusya Federasyonu DUMA seçimleri ve Kafkasya

TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

TARİH GÜNÜMÜZDEKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI MUHTAR TÜRK CUMHURİYETLERİ

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Samaruksayı Seyir olarak bilinen köyün eski adı, Cumhuriyetin ilk yıllarında,

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

AHISKA VE ELVİYE-İ SELÂSE

TÜRKİYE DEKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUYAN TÜRK ASILLI ÖĞRENCİLERİN OKUMA ALIŞKANLIKLARINA YÖNELİK ANKET ÇALIŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

Murat Dursun Tosun ŞEBİNKARAHİSAR TARİHİNDEN GÜNÜMÜZE YANSIYAN BİRKAÇ OLAY

Sayın Hava Kuvvetleri Komutanım, Kıymetli konuklar,

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

ESKİ GÜMÜŞHANE (SÜLEYMANİYE MAHALLESİ) VE PANAYIR ALANI

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

KADIKÖY BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAZI İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ İKİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Kuruluş, Dayanak ve Tanımlar

KARDEŞ ÜLKE PAKİSTAN PAKİSTAN TEFRİŞAT PROJELERİ İPEKYOLU ASYA LAHOR KUR AN KURSU YENİ BİNAMIZ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

SU KANALI PROJESİ - ETİYOPYA

Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt/Volume 3, Sayı/Number 2, Aralık/December 2014, ss

SEL FELAKETİNE YÖNELİK ACİL YARDIM PROJESİ-AFGANİSTAN

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

14 Kasım 2014 Cuma. 1. OTURUM Oturum Başkanı: Doç. Dr. Seyhan AKISKA. YÖK Denetleme Kurulu Başkanı

AKDENİZ İN KUCAĞINDAKİ TARİH ;MAMURE Kapıdaki gişeye yaklaşıp kaleye girmek için ücret ödemek istedim. O sırada gişede oturan hanım görevlinin

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

KFAR KAMA -AA- İsrail'in kuzeyinde, Aşağı Celile bölgesindeki köylerden biri olan Kfar Kama'da (Kama Köyü) 3 bin Çerkes yaşıyor.

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MUSTAFA KEMAL İN SAMSUN A ÇIKIŞI GENELGELER KONGRELER

Büyük Sürgün Kafkasya: Yeni Vatan Kazakistan

ISSN: ==================== INTERNATIONAL JOURNAL OF RUSSIAN STUDIES

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

Sayın Bakanım, yedinci yaşına giren dergimiz

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

frekans araştırma

TARIM NÜFUS COĞRAFİ YAPISI ULAŞIM

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

Iğdır Sevdası AVUKAT SEVDA DOĞAN

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] Emperyalizm ve Ermeni Meselesi Uluslararası Sempozyumu

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

14 Kasım 2014 Cuma. 2. OTURUM Oturum Başkanı: Prof. Dr. İlyas DOĞAN. 3. OTURUM Oturum Başkanı: Prof. Dr. İlhan YILDIZ

UFA. islam. Rusya Federasyonu Başkırdistan Cumhuriyeti nde UFA İSLAM ÜNİVERSİTESİ YAPILIYOR. ÜNiVERSiTESi TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBUL ŞUBESİ

Azerbaycan Milletvekili Afşin de

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Gürcistan Dostluk Derneği. Faaliyet Raporu. Yayınlar Sosyal-Kültürel Etkinlikler İnsani Yardımlar Eğitim Faaliyetleri

Bölüm 1 Hareketin Kaynakları

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

Cilt:3 Sayı:5 Ağustos 2013 Issn:

Tarih Öğretmenliği Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

T.C. KÜTAHYA BELEDİYESİ BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV YETKİ SORUMLULUK VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

ÇIRAĞAN A DOKUNMA! Tarihi Fıstıklı Meydanı dev bir beton yığını altında kalıyor.

Osmanlı Devleti nde okuryazar oranının yüzde 66 olduğu iddiası

SAYFA BELGELER NUMARASI

Anadolu da Türkler, Mustafa. Buhara Milli Hareketi ve Türk Kurtuluş Savaşı. Tarih Kürsüsü. Prof. Dr. Kemal Arı. Kemal Atatürk ün önderliğinde

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Tarih Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans (Sak. Üni. Ort.) Programı Ders İçerikleri

AŞAĞI BORANDERE KÖYÜ

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

1992 SONRASI TÜRKİYE YE GÖÇEN AHISKA TÜRKLERİNİN GÖÇ, İSKÂN VE UYUM SORUNLARINA İLİŞKİN BİR ARAŞTIRMA, BURSA ÖRNEĞİ

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ 60.YIL KUTLAMALARI GELENEKSEL MEZUN ŞENLİKLERİ

Olmazsa Olmaz Sosyal Güvenlik

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

ŞANLIURFA YI GEZELİM

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

1891 MANASTIR SALNAMESİNDE MANASTIR VİLAYETİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

ÇALIŞAN MEMNUNİYETİ ANKETİ

Transkript:

Belgeleri ve Tanıklarıyla AHISKA TÜRKLERİNİN TÜRKİYE YE GÖÇLERİ VE 1944 SÜRGÜNÜ-I1 Belgeleri ve Tanıklarıyla AHISKA TÜRKLERİNİN TÜRKİYE YE GÖÇLERİ VE 1944 SÜRGÜNÜ-I* 1. Giriş Türkiye de Ahıska Türkleri olarak anılan topluluğun yeteri kadar bilinmediği ve dolayısıyla onlarla ilgili gerekli araştırma ve incelemelerin yapılmadığı, maalesef bilinen bir gerçektir. Türkiye kamuoyu, bu halkın varlığından 1989 yılında Özbekistan da Fergana Vadisi nde vukua gelen müessif olaylarla haberdar oldu. O günden bugüne geçen bunca yıla rağmen onların hâlâ lâyıkıyla tanındığı, bilindiği söylenemez. 1578-1828 yılları arasında 250 sene Osmanlı Devleti nin Çıldır Eyaleti merkezi olan Ahıska, 1828 yılında Türkiye den ayrı düştükten sonra adeta talihsiz bir nisyana maruz kalmıştır denilebilir. Bizim, millet olarak çabuk unutmak gibi bir özelliğimizin olduğu öteden beri söylenir. Bu marazî hâl, sadece bugün değil yüz yıl önce de böyleydi. Bunun en açık misali, 1918 yılında sarayda geçen bir görüşmedir. Türkiye den yardım talebiyle gelen Azerbaycanlı Naki Keykurun la Ahıskalı Ömer Faik Numanzade, Harbiye Nazırı Enver Paşa tarafından Padişah Mehmed Reşad ın huzuruna çıkarılırlar. Padişah bunların Türk olduğuna kolay kolay inanmaz; zira annesi de Çerkes olan Padişah, Kafkasya nın tamamen Çerkes olduğu zannındadır. Naki Bey, Kafkasya da beş milyon Türk var, Çerkeslerin nüfusu iki yüz bini geçmez. diyerek Padişaha bir ders verir. 12 O zamanki haritalara bakınca Ahıska şehrinin konumunun da belli belirsiz yer aldığı görülmektedir. 1990 yılında Sovyetler Birliği nin dağılmasıyla ortaya çıkan yeni manzara, Türk bilim çevrelerinin o coğrafya hakkında gerekli bilgi ve birikime sahip olmadığını açıkça gösterdi. Biz bu coğrafyanın Ahıska ve Ahıska Türkleri bölümü üzerinde * Bu yazı, İstanbul-Marmara Üniversitesi tarafından hazırlanan Türk Dünyasında Göç ve Sürgün konulu kitap için hazırlanan yazının kısaltılmış şeklidir. 1 Naki Keykurun, Azerbaycan İstiklâl Mücadelesinden Hatıralar, Ankara, 1998. Sürgünde Ahıskalı bir aile, Özbekistan - 1964. çalışmaya başladık. 1989 yılında vukua gelen Fergana hadisesinden sonra birçok gazete ve dergi yazısı kaleme aldık; radyo ve TV konuşmaları yaptık; araştırma ve incelemeler yaparak birkaç da kitap telif ettik. Bu yazımızda Ahıska bölgesinin Rusya ya intikalinden sonra bu bölgede yaşayan Müslüman Türk ahalinin Osmanlı Devleti zamanında ve Cumhuriyet devrinde Türkiye ye yönelen göç hareketlerine ışık tutacağız ve 1944 yılında uğradıkları topyekûn sürgün faciasına temas edeceğiz. 2. Sosyal ve siyasî şartlar Bizim AHISKA Yunus ZEYREK Ahıska nın Rusya ya intikal etmesinden sonra bu bölgede birtakım nüfus hareketlerinin vukua geldiğini görüyoruz. Bu nüfus hareketi batıdan doğuya ve doğudan batıya olmak üzere iki şekilde cereyan etmiştir. Batıdan doğuya doğru yönelen nüfus hareketiyle Anadolu dan Ahıska ve Ahılkelek e gelen Ermeni nüfusu kastediyoruz. Zira bu savaşlarda İskenderun Körfezi ne inmeyi hedefleyen Çarlık Rusya sı, Ermenilere hitaben bir beyanname yayınlayarak Kafkasya dan körfeze doğru uzanan bölgede yaşayan Ermenilere birtakım vaatlerde bulunmuş ve onları yanına 6

çekmeyi başarmıştır. Bu vaatlere kanan Ermeniler, Rus Çarının beyannamesini kendilerine tebliğ eden din adamlarının da tahrik ve teşvikiyle, yüzyıllardır beraber yaşamakta oldukları Türk komşularının kanını dökmüşlerdir. 23 1829 da imzalanan Edirne Antlaşması yla, Osmanlı Devleti nin Çıldır Eyaleti merkezi Ahıska ile buraya bağlı bazı kazalar, savaş tazminatı yerine Rusya ya bırakılmış ve bugünkü sınır çizilmişti. Bu sınırın batısında kalan yerlerde yani Kars, Erzurum ve Bayburt ta yaşayan Ermeniler, Ruslara kanıp onlarla birlikte saldırdıkları eski komşularının intikam almasından korkarak yaşadıkları yerleri bırakarak sınırın doğusuna doğru hareket etmişlerdir. 3 Bugün başta Ahıska ve Ahılkelek bölgesi olmak üzere Ermenistan ve Karabağ da yaşayan Ermeni nüfusun büyük bir kısmı, bu şekilde Doğu Anadolu dan göç ederek buralara gelip yerleşenlerin neslidir. 4 Doğudan batıya göçlere gelince, bu da bölgede yaşayan Müslüman ahalinin Osmanlı ülkesine göç etmesinden ibarettir. Zira Müslümanlar, Rusya nın Hristiyan olmayan tebaasını nasıl Hristiyanlaştırdığı bilinmekteydi. Bundan dolayı Rusya vatandaşı olmanın risklerini düşünen Müslüman ahali, Osmanlı ülkesine göç etmiştir. Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet Devri dâhil, bu göçlerin dönemlerini birkaç devreye ayırabiliriz: 1. 1828 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası, 2. 1855-Kırım Harbi sonrası, 3. 1877-78 Savaşı sonrası, 4. Birinci Dünya Savaşı sonrası, 5. Sovyetler Birliği nde Stalin döneminin 1930 lu yılları, 6. 1990 yılında Sovyetler Birliği nin dağılmasıyla başlayan ve günümüzde de devam eden göçler * Rus Çarı I. Nikola, kendisinden evvelki çarlar gibi bir Türk düşmanıydı. Onun zamanında (1825-1855) başlayan eritme faaliyeti kendisinden sonra devam etti. O zamanlar Rusya da genel siyasî anlayış, tek devlet (Çarlık), tek millet (Rus) ve tek din (Ortodoksluk) olarak şekillenmişti. Bunu sağlamak için devletin siyasî sınırları içinde yer alan kavimler ya imha edilecek yahut da Ruslaştırılacaktı! Bu uğurda devlet her imkânı seferber etmişti. Bu seferberliğin öncüsü de meşhur 2 Yunus Zeyrek, Bu Dosyayı Kaldırıyorum, Ankara, 2011, s. 43. 3 John F. Baddeley, Rusların Kafkasya yı İstilası ve Şeyh Şamil, Çev. S. Özden, İstanbul, 1989, s. 222. 4 W. E. D. Allen, Türk Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Ankara, 1966, s. 42-43. misyoner İlminski (1822-18991) ydi. Rusya nın ezme ve eritme faaliyeti, İdil-Ural Türkleri, Yahudiler, Ukraynalılar, Türkistan Türkleri ve Kafkasya nın Türk-Müslüman toplulukları üzerinde yoğunlaşmıştı. Bu topluluklar, birçok medenî haklardan mahrum bırakılmışlardı. Rusya, bir milletler zindanı olmuş, Ruslardan başkasına yaşamak hakkı kalmamış gibiydi. 5 Rusların Kafkasya yı işgal ve istilâsında dikkat çeken hususlardan biri de onların Türk kelimesini kullanmakta çok hesaplı davranmalarıdır. Meselâ Çarlık devri kaynakları, Ahıska bölgesinde yaşayan Türk ahaliyi Tatar olarak adlandırmaktadır. Bunun en açık örneği, 1908 sayımını ihtiva eden Kafkas Yıllığı dır. Bu yıllıktan birkaç örnek verebiliriz: 1828 de ele geçirilen Ahıska nın Abastuban, Adigön, Agara, An, Arcene, Aspinza, Azgur, Saxan, Varnet vd. köy ve kasabalarının milliyet hanesine hep Tatar yazılmıştır. Nedense aynı kaynak, 1877-78 Harbi nde ele geçirdiği aynı bölgedeki Posof köylerini Türk olarak göstermektedir. 6 Burada dikkati çeken husus, Ahıska ve Posof halkının aynı kök ve kültüre mensup olduğu hâlde niçin birine Tatar diğerine Türk denmiş olmasıdır! Kuzey Kafkasya da Rus istilâsına göğüs geren Şeyh Şamil, 25 yıl boyunca Ruslarla mücadele etti. 1859 da istilâ ordusuna teslim olmak mecburiyetinde kaldı. Kafkasya ya Çar Naibi olarak tayin edilen Çarın kardeşi Grandük Mişel, 1864 Ağustos unda bütün batı Kafkasya halkına hitaben şu fermanı tebliğ etti: Bir ay zarfında Kafkasya yı terk etmediğiniz takdirde bütün ahali, savaş esiri sayılacak ve Rusya nın çeşitli bölgelerine sürülecektir! Bu ifadenin, bir tehcir ve imhadan başka bir anlamı yoktu. 7 Rusların Kafkasları tamamen ele geçirmeleri üzerine on binlerce aile Türkiye ye göç etti. Rus idaresinin yerleşmesini müteakip yerli ahaliye karşı cebir ve şiddet rejimi uygulandı. Rusya dan Rus köylüleri ve Rus Kazakları Kafkasya ya getirilerek buralara yerleştirildi. 8 Rusya da bu gidişin çok fecî örneklerini daha sonraki zamanlarda da görebiliyoruz. Bolşevik İhtilâli nin zuhurundan önceki yıllarda, yani Çarlığın son yıllarında Kafkasya da yaşayan Müslüman Türk ahalinin maruz kaldığı zulüm 5 Kurat, Rusya Tarihi; Ankara, 2010 s. 361. 6 Kavkazki Kalendar, Tiflis, 1910. 7 General İsmail Berkok, Tarihte Kafkasya, İstanbul, 1958, s. 526. 8 Kurat, age. s. 331-332. 7

ve haksızlıkları gözler önüne seren şu ifadeleri okuyalım: Müslümanların kalabalık olduğu vilâyetlerde Müslümanlık aleyhine misyoner hareketleri düzenlenmekte, İslâm aleyhine neşriyat yapılmakta, belli başlı piskoposlar toplantılar düzenlemektedir. Askerî hastahanelerde yatan yaralı Müslüman askerlerinin arzuları hilâfına Kur an-ı Kerîm yerine kendilerine Tatarca basılmış İncil dağıtılmakta, bazen de onlar Ortodoks olmaya zorlanmaktadır. Bütün bunlar resmî makamların gizli emirleri ve yardımlarıyla gerçekleştirilmektedir. Yüz binlerce Müslüman askeri Rusya için öldüğü hâlde Rus hükûmeti onları manen bile olsa tatmin etmeye uğraşmıyor. Tersine dinî hislerini rencide edecek hareketler düzenliyor. Milyonlarca Müslüman için müftü seçilirken halkın oyuna müracaat edilmemekte, bu gibi mevkilere çoğunluğun kabul etmediği, dinî konular hakkında bilgisi az kimseler getirilmektedir. Kafkasya ve Kafkas ötesi nahiyelerde yerli memurlar keyfî tevkifler yapmaktadırlar. Batum ve Kars vilâyetlerinde ise daha fecî uygulamalar yapılmaktadır. Oranın ahalisi, kanun dışı ilân edilmekte, kadınlara kızlara tecavüz edilmekte, halka karşı şiddet kullanılmakta, ihtiyarlar ve çocuklar taciz, mal mülkleri gasp edilmektedir. Gençler ise açıktan açığa öldürülmektedir. Yüzlerce Müslüman köyü yağma edilmiş ve harabeye çevrilmiştir. Binlerce çocuk yetim kalmıştır; bu bîçarelerle de meşgul olunmamaktadır. Rus hükûmeti şimdiye kadar bu olaylara göz yummuş veya olayları çıkaranlara yardım etmiştir. Naklettiğimiz bu sözler, Müslüman Fraksiyonunun Başkanı olan bir zat tarafından 1916 Nisan ında Duma da yapılan konuşmanın bir kısmıdır. 9 Demek ki Rusya da her devirde aynı siyaset takip edilmiştir. Ahıska bölgesinde Sovyet Rusya zamanındaki hayat şartları da çok farklı değildi. Ömer Faik Numanzade (1872-1937), Ahıska dan yetişmiş ünlü bir yazar ve aydındır. İstanbul da okumuş, Avrupa kültürüyle tanışmış ve gençliğinden beri serbest fikirlere ilgi duymuş birisidir. İçinden çıktığı toplumun uzun zamandan beri Çar kırbacının altında cahil ve geri bırakılmış olması onu derinden düşündürüyordu. Bu gidişe son vermek için sosyalist fikirlere bel bağlamış, hatta daha ileri giderek Bolşevizme kaymış, Tiflis te yapılan gösterilerde ön saflarda yürümüştür. Ömer Faik, Gürcistan ın Kızılordu tarafından işgalinden sonra kurulan Bolşevik yönetimin önde gelen on kişilik kadrosu içindeydi. Gürcistan ın Ahıska, Acara ve Borçalı gibi Müslüman bölgelerinden sorumlu komitenin de başkanıydı. Bu dönemle ilgili olarak Şamil Gurbanov un söylediklerini özetleyelim: Komitenin Müslüman İşleri Şurasının Başkanı olan Ömer Faik, kendisine verilen geniş yetkilerle, Müslüman ahalinin yaşadığı Ahıska, Ahılkelek, Acaristan ve Borçalı yı karış karış gezdi. Halkı dinledi. Halkın yönetimden memnun olmadığını gördü. Buralarda Müslümanların yaşadığı kaale bile alınmıyordu. Müslümanların yaşadığı bölgelerde mahallî yönetimler, tamamen gayrimüslimlerin elindeydi. Müslümanlar tutuklanıyor, evleri aranıyor, malları müsadere ediliyordu. Bu hayatın çekilmez hâl aldığını gören halk, Türkiye ye göçe başlamıştı. Ömer Faik, bir ordu komutanına gönderdiği mektupta şunları yazıyordu: Aspinza da ben şahit oldum ki, askerlerin atları köylülerin tarlalarında otluyordu. Askerleri uyardığımda hakarete uğradım. Kızıl askerlerin halka yaptığı zulümler çekilmez hâl almıştı. Onlar, kendilerini düşman ülkesindeymiş gibi görüyor, halka da öyle davranıyorlardı. Meselâ bir asker, kendisine ikinci defa süt vermek istemeyen bir köylüyü kurşunluyor; bir başkası, kendisine süt bulup getirmeyen köylü kadını tahkir ediyor; diğeri, Ramazan ayında camiyi kilitleyerek imamın ezan okumasına mani oluyor; bir başkası, tek odalı evde yaşayan beş altı kişilik bir ailenin evinde kalmak istiyor ve bütün bunlar hakaretlerle icra ediliyordu. Kızıl askerlerin kendileri halkın sırtından geçindikleri gibi atları da tarlaları, bağları, bahçeleri tahrip ediyordu. İlçelerdeki İnkılâp Komitesi büroları, Ermenilerin elindeydi. Bunların da yerli ahaliye yapmadığı eziyet yoktu. Ömer Faik, bütün bunları hükûmete ve ordu kumandanlarına bildiriyor, bir sonuç alamıyordu. Köylünün birisi Ömer Faik e sormuş: Ahıska daki hükûmet, Bolşevik hükûmeti midir, Ermeni hükûmeti midir? 10 3. Bölgede nüfus hareketleri ve Osmanlı Devleti zamanında Türkiye ye göçler Gerek Çarlık zamanında ve gerekse Çarlığın yıkılmasından sonraki Sovyet devrinde bölgede nüfus hareketleri meydana gelmiştir. Zira yüzyıllardan beri sancağı altında yaşadığı ve din, dil vs. gibi temel değerlerini paylaştığı Türkiye den ayrı düşmek bölge ahalisi için büyük bir felâket demekti. Rusların ele geçirdikleri bölgelerde 9 Nadir Devlet, Rusya Türklerinin Millî Mücadele Tarihi, Ankara, 10 Yunus Zeyrek, Ahıska Araştırmaları, Ankara, 2006, s. 300-301. 1999, s. 230. 8

uyguladıkları baskı ve zulmü duyan ahali, derin kaygıya hatta paniğe kapılmıştı. O zamana kadar Rusların başka yerlerde yaptıklarını burada da yapacaklarını düşünen halk, Osmanlı Devleti sınırından geçerek muhtelif yerlere gitmişlerdir. Bu konuyla ilgili olarak arşiv belgelerimizi sunmadan önce genel manzara hakkındaki mülâhazalarımızı ifade etmek isteriz. Bazı kişiler Rusya nın istilâ ettiği yerlerdeki ahaliyi göçe zorlamadığını iddia etse de yukarıda ortaya koyduğumuz sosyal ve siyasî şartlar altında yaşamanın ne demek olduğunu anlamak çok zor olmasa gerektir. Rus idaresi hakkında akademik çalışma yapanların ne kadar tarafgir davrandığı hatta bazı belgeleri bile soğuk savaş döneminden kalma kendi ideolojik tezleri doğrultusunda kullandığı görülen şeylerdendir. Rusların, ele geçirdikleri bölgeleri ebediyen Rus yurdu yapmaya kesin kararlı oldukları bilinen bir gerçektir. Nitekim Kars, bunun en açık örneğidir. Zira Ruslar, şehri yeniden imar ederek tarihî dokuyu silmek, ilk fırsatta demiryoluyla merkeze bağlamak, kuvvetli bir askerî üs kurarak tahkim etmek, Hristiyan nüfusu ve asileri buraya getirip iskân etmek suretiyle daha ilerisi için burayı hareket üssü hâline getirmişti. Yol boylarında yaşayan yerli ahaliyi bir şekilde kaldırarak yerine güvendiği unsurları yerleştirmişti. Rusların Güneybatı Kafkasya da yaşayan yerli Müslüman ahaliyi zorla olmasa da başka metotlarla göçe zorladığı bilinmektedir. Bu kadar göç niçin olmuştur? Kim vatanını terk edip yokluk yoksulluk içinde yâd ellere, bilinmezliklere doğru gider? Bu insan tabiatına aykırıdır. Bölgeden yetişen halk şâirlerinin, bu göç hareketleriyle ilgili ağıt ve destanları toplansa ciltlerle kitap olur! Bunlara kısaca göz atmakta fayda var. Yerli halkı asimile etmeyi başaramayan Ruslar, ahaliyi göçe teşvik ediyor. Bu yolda maalesef din adamlarını bile kullanmışlardır. Buralardan gidelim! Kâfir içinde yaşamak caiz değildir! düşüncesini yayarak, hatta bu uğurda manzumeler yazdırılıp cami önlerinde dağıttırılarak, halk göç etmeye çağrılmış. Halkı göç etmeye heveslendiren, kimin tarafından yazıldığı bilinmeyen ve bir propaganda eseri olduğu açıkça anlaşılan, tamamı 15 dörtlükten meydana gelen bir destan, halkı buralardan gitmeye çağırmaktadır: Dinle ulema sözünü Ne durursun, hicret eyle Mümin olanlara farzdır Yoktur dünyanın vefası İmandır derdin şifası İşitmezsin ezan sesi Bu fani dünya yalancı Olmuştur bize talancı Evlâdın olur davacı Bu kâfir durdukça azar Seni candan eder bîzâr Hiç kalmadı okur-yazar 11 Ulaşım vasıtasının hiç olmadığı bir devirde zavallı köylüler kağnılarıyla Anadolu ya doğru ne şartlar altında ve hangi duygu ve düşüncelerle yollara döküldüler? Bu göçleri yaşayanlar, yakın zamana kadar hayattaydı; kim onları dinledi ve yaşanan faciaları kayda aldı? İşte Ahıska nın yanı başındaki Posof tan 1880 yılında göç eden başka bir halk şâiri Güftarî şöyle diyor: Zapt eyledi ben-i asfer cihanı Şimdiki hâl meydan küffara kaldı Beyan etti türlü türlü alâmet İslâm olan gama efkâre kaldı. Tamamı 28 dörtlük olan uzun bir destan daha vardır ki, vatandan ayrılarak kağnı katarıyla Anadolu ya doğru giden bir başka halk şâiri Ceyhunî, gönül sızılarını dile getirmektedir: Elvedâ günüdür çimenli dağlar Göllerde ötüşen sonalar kaldı Sedri mermer nişan taşlı otağlar Her taşı gevherden binalar kaldı. Buna benzer elimizde onlarca ağıt ve destan var. Hepsi yaşanmış acıları dile getiren ve vatandan ayrılmanın yüreklerde meydana getirdiği sızıları terennüm etmesi bakımından önemlidir. Ahıska dan Türkiye ye göç hareketleri, hem Çarlık zamanında ve hem de Sovyet Rusya döneminde meydana gelmiştir. Ahıska dan Osmanlı ya doğru ilk göçlerin 1828 felâketinden sonra başladığı söylenebilir. O zaman Ahıska ve 11 Kırzıoğlu M. Fahrettin, Edebiyatımızda Kars, İstanbul, 1958, s. 53. 9

Bizim AHISKA Ahıska ahalisinin Türkiye ye göç etme arzusu. köylerinde yaşayan Müslüman Türk ahali, hemen sınırdaki Posof, Ardahan, Artvin ve Oltu yörelerine gelip yerleşmiştir. Bugün bu bölgenin ahalisinden birçok insan, hangi köyden geldiğine dair ata dede rivayetlerini anlatmaktadır. Bu göçler düzenli ve kayıt altında olmadığı için şimdilik herhangi bir belge sunamıyoruz. Devletin bilgisi dâhilinde cereyan eden göç dalgasıyla ilgili olarak Başbakanlık Osmanlı Arşivi nde hayli doküman var. Bunlardan sanal ortama aktarılmış olanları Ankara daki Devlet Arşivi nden temin ederek bugünkü yazıya naklettik. Bu belgelerden anlaşılıyor ki, devletin çeşitli birimleri o zamanın şartları çerçevesinde muhacirlerle ilgilenmiş ve onları iskân etmiştir. Osmanlı arşiv belgeleri arasında Ahıskalıların 1868 yılında müracaat ederek toplu halde Osmanlı Devleti topraklarına göç etmek istediklerini bildiren yazılar var. Ahıska ahalisinin vekil olarak İstanbul a gönderdikleri Selim Kür Han adlı ve yaşlı bir kişinin, 7 Safer 1285 (30 Mayıs 1868) tarihli yazı ile ondan sonra da devam eden ve kendisine maaş bağlanması talebiyle ilgi birkaç yazı var. Bu yazılardan biri şöyledir: Ahıska ahalisi vekili Selim, arzuhâlinde, mahall-i mezbûr ahali-i Müslimesinin Memâlik-i Saltanat-ı Seniyye ye hicret arzusunda bulunmasına mebnî icâbının icrâsını müsted î bi d-defaât takdim etdiği ma rûzatın semere-i muntazırası görülmeden hâl-i perişânize kaldığından bahisle maslahatın bir hüsn-i neticeye isâlini ve hayli vakitden beri dest-res olamadığı yevmiyesinin i tâsını niyaz eder. 10 Bu yazının üzerindeki cevabî not şöyledir: Mumaileyhin istidâsı kabil-i icrâ olmadığından ve kendüsi müsinn ve pek fakîr bulunduğundan mahlûlden bir mikdâr maaş tahsisi oluncaya kadar yevmiyenin tesviyesi zımnında Maliye Nezaret-i Celîlesine havale olunacağı. Fî 15 Haziran sene 1285 [27 Haziran 1869].12 Bu ifadelerden Ahıska ahalisinin Osmanlı ülkesine göç etmek ve Osmanlı makamlarıyla görüşmek suretiyle bu göçü organize etmek maksadıyla bir vekil belirleyerek onu İstanbul a göndermiş oldukları fakat bu dileklerine olumlu cevap verilmediği anlaşılmaktadır. Daha sonra Ahıska ve çevresinden göçler, hem karadan hem de deniz üzerinden devam etmiştir. Deniz yoluyla Batum dan Trabzon, Samsun ve İstanbul a, buralardan da içerilere doğru, karadan da Erzurum üzerinden Anadolu ya yönelmiştir. 1861 de Erzurum valisi, Ahıska dan 2500 ailenin Osmanlı Devleti tabiiyetine geçmek için müracaat ettiğini, İstanbul a bildirmiştir. Daha sonraki yıllarda da binlerce ailenin aynı şekilde Türkiye ye geldiği kaydedilmektedir. Bu muhacirlerle ilgilenmek üzere o tarihlerde Muhacirîn Komisyonu teşkil edilmiş, bunun adı 1905 yılında Muhacirîn-i İslâmiye Komisyonu olmuştur.13 Devamı var. 12 BOA. İ. DH. 589/40967 Nejla Günay, Osmanlı nın Son Döneminde Ahıska Türklerinin Anadolu ya Göç ve İskânı, Bilig dergisi, S. 61, 2012. 13 Bahar