02 Eylül 08 Eylül 2013 SAYI: 2



Benzer belgeler
Devrim Öncesinde Yemen

09 15 Eylül 2013 SAYI: 3

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri. Maliki'nin Türkiye Ziyareti ve Irak'ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

Sahtekarlıkta tüm sınırlar aşıldı : Beyaz Miğferler'in Suriye'deki 'icraatları'

Avantaj Tahran da: Trump ın yeni Afganistan stratejisi İran için bir fırsat

Taliban Sözcüsü: Her ülke ile meşru yoldan diplomasi geliştiriyoruz

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ -6-

27 Ocak- 2 Şubat 2014 SAYI: 22

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

23-29 Eylül 2013 SAYI: 5

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

Amerikan Stratejik Yazımından...

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Katar'a karşı kim nerede duruyor?

NKP

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Özel Bankacılık Araştırma İngiltere, Haziran 2017 Seçim Sunumu

21 Ağustos 20 Eylül 2013

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

20-26 Ocak 2014 SAYI: 21

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

Yine tehtid ettiler

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

ÖZET. İstanbul, 15 Ağustos 2016 KIRK YEDİNCİ GENEL KURUL

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

Terör Örgütü DAEŞ in İstila Stratejisinin Bir Parçası Olarak Su

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Suriye de yeni bir Soğuk Savaş mı doğuyor?

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Kadir Has Üniversitesi

ARAŞTIRMA GRUBU. Prof. Dr. Özer SENCAR Prof. Dr. İhsan DAĞI Prof. Dr. Doğu ERGİL Dr. Sıtkı YILDIZ Dr. Vahap COŞKUN MAYIS

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

3.Meclisin faaliyetlerine ara vermemesi şeklinde olan meclisin her zaman açık olması yasamanın hangi ilkesi ile ilgilidir?

SURİYE SORUNU VE TÜRK DIŞ POLİTİKASINA TOPLUMSAL BAKIŞ *

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

04-10 Kasım 2013 SAYI: 11

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

BiR DURUM DEĜERLENDiRMESi. Amerika, Rusya ve Güçlerin Kavga Arenası Suriye

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

GÜNLÜK ORTADOĞU BÜLTENİ I 20 OCAK 2010

ORASAM. HAFTALIK BÜLTENİ 24/03/ /03/2018 / Sayı: 8 AB VE ORTA ASYA ÜKELERİ İŞ BİRLİĞİNİ GELİŞTİRMEYİ AMAÇLIYOR

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

16 22 Eylül 2013 SAYI: 4. Suriye Helikopterinin Düşürülüşü ve Kuzey Suriye Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Seçimleri: KDP-KYB İşbirliği Nereye Gidiyor?

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14

20 Mart-20 Nisan. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Analiz Mayıs 09 Cilt 1 - Sayı 5 > 72

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

26 Mayıs-1 Haziran 2014 SAYI: 39

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

"Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir"

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

BiR DURUM DEĜERLENDiRMESi. Cenevre 4 Kapışması ve Suriye Muhalefeti

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Kadir Has Üniversitesi

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Kuzey Irak'a harekat

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Transkript:

02 Eylül 08 Eylül 2013 SAYI: 2 GÜNDEM Türkiye nin Suriye ye Askeri Operasyon İkilemi Suriye ye Askeri Müdahale Konusunda Rusya Federasyonu nun Tutumu Suriye ye Karşı Amerikan Fransız İttifakı Mısır da Müslüman Kardeşlerin Geleceği Irak ta Eşref Kampı Baskını Afganistan da Taliban İle Müzakerelerde Türkiye nin Muhtemel Ev Sahipliği İran ın Urmiye Gölünü Kurtarma Çabaları Kızıldeniz-Ölüdeniz Bağlantısı ve Ortaya Çıkarabileceği Sorunlar Editör: Dr. Seyfi Kılıç - seyfikilic@yahoo.com

Türkiye nin Suriye ye Askeri Operasyon İkilemi 21 Ağustos tarihinde Şam ın banliyölerinde gerçekleşen kimyasal silah saldırısı sonrasında ABD nin müttefikleriyle birlikte Suriye ye bir askeri operasyon düzenlemesi gündeme gelmiştir. ABD nin tercihi bunu, ABD operasyonundan ziyade içinde Müslüman nüfusa sahip ülkelerin de yer aldığı geniş bir koalisyon yanıtı şeklinde yürütmektir. Bu noktada Türkiye açısından bir ikilemin ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Türkiye uzun zamandan bu yana Suriye ye askeri müdahalenin düzenlenmesi konusunda en istekli ülkelerin başında gelmektedir. Dolayısıyla ABD tarafından askeri operasyona katılması yönünde bir talep gelmesi durumunda buna uymak durumunda kalabilir. Müdahale konusunda baskı yapan Türkiye den müdahale söz konusu olduğunda sorumluluk üstlenmesi beklentisi oluşacaktır. Türkiye nin operasyona katılmaması bundan sonraki dönemde Suriye konusunda Batılı müttefiklerine baskı yapma konusunda elini zayıflatacaktır. Diğer taraftan Suriye ye askeri müdahale Esad rejimi ve müttefikleri olan İran ve Hizbullah gibi aktörler açısından misilleme saldırılarını gündeme getirecektir. Bu aktörlerin operasyonun öncülüğünü yürütmesi beklenen Batı ya doğrudan misilleme imkanı olmadığı için bölgedeki müttefikleri olan ve operasyona destek veren ülkelere yönelmeleri söz konusu olacaktır. Bu ülkeler arasında İsrail ile birlikte Türkiye nin ön plana çıktığı değerlendirmesi yapılabilir. Askeri operasyonun hedefi rejimi yıkmak olmadığı için Suriye ve müttefiklerinin yanıtı da muhtemelen sınırlı ve dolaylı saldırı şeklinde olabilir. Bu noktada Türkiye de Reyhanlı terör saldırısı benzeri dolaylı misilleme eylemleri gerçekleştirebilirler. Türkiye Suriye sınır hattının uzun ve düz oluşu, sınır geçişkenliğinin Türkiye nin açık kapı politikası nedeniyle yüksek olması gibi nedenlerle Türkiye bu tarz saldırılara daha açık konumdadır. Dolayısıyla Türkiye askeri operasyona katılma ve katılmama noktasında bir ikilem yaşayacaktır. Her halükarda Türkiye nin sınır güvenliğini acilen artırması gerekmektedir. Oytun Orhan, ORSAM Ortadoğu Uzmanı, oytunorhan@hotmail.com 2

Suriye ye Askeri Müdahale Konusunda Rusya Federasyonu nun Tutumu Ağustosun son haftasında ABD ve İngiltere nin Suriye ye yönelik müdahale kararlarına ilişkin uluslararası ilişkilerde yoğun bir gündem yaşandı. Gözler bu iki ülkeden çıkacak karara çevrilmişken Suriye sorunun önemli bir parçası olan Rusya nın tavrının ise bu süreçte savaşa karşı olan genel çizgisinden uzaklaşmadan soğukkanlı bir şekilde sürdüğü görülmektedir. 31 Ağustos ta gazetecilerle yapılan ve Rus Dışişleri Bakanlığı sitesinden yayınlanan söyleşide Putin, İngiltere parlamentosundaki oylama sonucunu şaşırarak karşıladığını belirtmiştir. Son dönemlerde Batı topluluğunun kararları tartışmadan aldığını vurgulayarak Suriye ye ilişkin politikalarda uluslararası toplumun önemine dikkat çekmektedir. St. Petersburg ta yapılacak G20 toplantısında da bu konunun tartışılabileceğini söyleyerek ABD nin müdahale tartışmalarının bu kadar yoğun yapıldığı bir dönemde Putin in bir müzakere ortamı yaratma eğiliminde olduğu görülmektedir. 2 Eylül de Rusya Parlamentosu üst kanadı Federasyon Konseyi Başkanı Valentino Matviyenko nun ABD Kongresi üyelerine diyalog çağrısı yapması da Putin in eğilimini desteklemektedir. Daha önce 27 Ağustos ta basın toplantısı düzenleyen Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ise Suriye ye BM kararı olmaksızın dış müdahale olursa Rusya buna askeri karşılık vermeye hazır mı? sorusuna, Rusya, Suriye ye askeri bir müdahale olması durumunda bile kimseyle savaşma niyetinde değil cevabını vermiştir. Hemen peşinden 31 Ağustos ta Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandr Lukaşeviç in ABD nin Suriye'ye yönelik güç kullanacağı yönündeki tehditlerinin kabul edilemez olduğunu beyan etmesiyle birlikte okunduğunda ise genel olarak Rusya nın tüm kanallardan yaptığı açıklamalarla müdahale öncesi zaman yaratma eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Yrd. Doç. Dr. Göknil Erbaş, ORSAM Avrasya Danışmanı, goknile@gmail.com 3

Suriye ye Karşı Amerikan Fransız İttifakı Suriye'ye karşı uluslararası askeri müdahale konusunda en önemli gelişme İngiliz Parlamentosu nun Avam Kamarası'ndaki yapılan oylamadır. Başbakan Cameron'un müdahalenin desteklenmesi ve hükümeti için yetki istemesi başarısızlıkla sonuçlandı. Muhalefetteki İşçi Partisi hükümete karşı çıkarken, Muhafazakar Partisinin iki düzine kadar milletvekili de kendi partilerinin aleyhinde oy kullandılar. Oylamanın önemi İngiltere'nin olası bir müdahalenin askeri boyutunun dışında kalacağından kaynaklanmaktadır. Amerika ile "özel ilişkisi" bulunduğunu savunan İngiltere, Suriye'de Washington'la beraber davranamayacaktır. İngiliz Parlamentosu nun kararından hemen sonra Başkan Obama Başbakan Cameron ile telefonla görüşmüş ve 48 saat sonra da Amerikan Kongre'sine çağrıda bulunmuştur. Kongre'nin müdahaleyi enine boyuna tartışması ve bir karar vermesini istemiştir. Başkan Obama'nın böyle bir hamlede bulunmasına dair hiçbir sebep yoktur. Amerikan Başkanı Kongre'ye danışmak mecburiyetinde değildir, ama İngiltere'deki Parlamento'nun menfi kararından sonra Başkan Obama da siyasi olarak bu adımı atmak mecburiyetinde olduğunu hissetmiştir. Olası bir müdahalede Washington'un yanında Londra'nın olmayacağı belli iken en büyük destek Paris'den gelmektedir. Fransa Cumhurbaşkanı olası müdahaleye sıcak bakmakta ve yarı başkanlık siyasal sistemle yönetilen Fransa'da da kendisinin Fransız parlamentosuna danışmadan müdahaleyi destekleme yetkisi bulunmaktadır. Her ne kadar Türk hükümeti de askeri müdahaleyi desteklese bile üyesi olduğu NATO'da bu konuda ortak bir görüşe varılamamıştır. Ankara'yı teselli eden tek bir gelişme ise NATO Genel Sekreteri'nin bütün üyelerinin - buna tabii ki Türkiye dahil - savunmasına katkıda bulunacaklarını belirtmesidir. Dr. Süreyya Yiğit ORSAM Avrasya Danışmanı, samarkand2020@yahoo.com 4

Mısır da Müslüman Kardeşlerin Geleceği Mısır da 2 Eylül 2013 tarihinde 3 Temmuz darbesi ile görevinden uzaklaştırılan Devlet Başkanı Muhammed Mursi, 14 İhvan lideri ile birlikte 5 Aralık 2012'de Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde anayasa taslağını protesto eden göstericileri öldürmeye kışkırtmak" suçlamasıyla ceza mahkemesine sevk edildi. Ceza mahkemesine sevk edilenler ise Müslüman Kardeşler Teşkilatının ve teşkilatın siyasi ayağı olan Hürriyet ve Adalet Partisi nin önde gelen liderleridir. Henüz duruşma tarihi belli olmasa da 3 Temmuz darbesinin ve tutuklama dalgalarının ardından bu karar ile yargılama sürecine başlanmış oldu. Bu yargılama sürecinin ise hem Müslüman Kardeşler Teşkilatı nın hem de Hürriyet ve Adalet Partisi nin geleceği ve varlığı üzerinde önemli etkileri olacaktır. Bu etkilerin ne olacağına yönelik üç senaryo ön plana çıkmaktadır. İlk ve yaygın olan ihtimal darbenin Müslüman Kardeşler Teşkilatını ülkede tamamen silmeyi hedef aldığı iddiasına dayanarak Mısır rejiminin Müslüman Kardeşler Teşkilatı nın ve Hürriyet ve Adalet Partisi nin sosyal, ekonomik ve siyasi alandaki faaliyetlerini bitirmeye çalışacaklarını öngörmektedir. Rejimin bu yöndeki politikaları Müslüman Kardeşler Teşkilatı nın ülkedeki varlığını bitirme konusunda başarılı olamaz ancak yer altına çekilmesine neden olabilir. Bu senaryo aynı zamanda hareketin içerisinden silahlı grupların çıkması ihtimalini de değerlendirmektedir. İkinci ihtimal ise rejimin Mübarek öncesi dönemde uyguladığı politikalara geri dönmesini içeren senaryodur. Rejimin eski politikalara dönmesi ise İhvan a siyaset alanının kısıtlanması ve sosyal- ekonomik alanlarda gösterdiği faaliyetlerine izin verilmesi ancak Hürriyet ve Adalet Partisi nin kapatılması anlamına gelmektedir. Son ve en güçlü ihtimal ise rejimin sosyal ve ekonomik alanlarda faaliyetlerinin kısıtlanması/sona erdirilmesi ve sadece sınırları rejim tarafından belirlenmiş bir alana siyasi faaliyetlerine müsaade etmelerini içermektedir. Bu ihtimalde öne çıkan husus hareket ve parti içerisindeki eski jenerasyonun tasfiyesidir. Diğer önemli husus ise teşkilatın ekonomik ve sosyal alanda faaliyet gösteren ve sosyal tabanından aldığı desteği güçlendiren tüm kurum ve kuruluşlarının tavsiyesi/kamulaştırılmasıdır. Böylece orta vadede normalleşmeye ihtiyaç duyan rejimin ihtiyaçlarını karşılayacak suni bir serbestlik 5

alanı (Hürriyet ve Adalet Partisi nin muhalefette kaldığı bir parlamento) sağlanabilecektir hem de otoriter rejim kendini konsolide edebilecektir. Nebahat Tanrıverdi, ORSAM Ortadoğu Uzman Yardımcısı, nebahat.tanriverdi@gmail.com Irak ta Eşref Kampı Baskını 1 Eylül 2013 Pazar günü Irak ın Diyala ilinde bulunan İranlı muhalif grup Halkın Mücahitleri Örgütü üyelerinin kaldığı Eşref Kampına baskın düzenlendi. 3400 e yakın kişinin kaldığı Eşref Kampı nın 2012 de kapatılmasından sonra çok az sayıda örgüt üyesinin burada kaldığı biliniyor. Baskında ölü ve yaralı sayısına ilişkin net bilgi verilmedi. Ancak baskında 19 ile 52 arasında kişinin hayatını kaybettiği söyleniyor. Birleşmiş Milletler ise ölü sayısının 47 olduğunu açıkladı. Diğer taraftan baskının kim tarafından yapıldığına yönelik de şüpheler var. İran kaynaklarında Halkın Mücahitleri Örgütü nden zarar görmüş ve Irak ta kalmasını istemeyen Iraklıların yaptığı yönelik haberler yer alıyor. Burada dikkati çeken nokta baskının zamanlaması. 2009 dan sonra neredeyse her yıl Eşref Kampı na baskınlar düzenleniyor. Özellikle Irak merkezi hükümetine bağlı güvenlik güçleri burada kalan örgüt üyelerinin terör olaylarına karıştığı gerekçesiyle kampa yönelik operasyon yapıyor. 2009 tarihi önemli. Çünkü 2003 ten sonra ABD nin kontrolünde olan Eşref Kampı nın sorumluluğu 2009 da Irak hükümetine devredilmişti. Bu devirden sonra kamp Irak merkezi hükümeti tarafından baskı altına alındı. Burada hem İran ın baskısı kadar, Irak halkının Halkın Mücahitleri Örgütü nden rahatsız olduğunu da söylemek gerekiyor. Bilindiği gibi Halkın Mücahitleri Örgütü hem Kürtlere yönelik Halepçe olaylarında, hem de güneyde Şiilerin ayaklanmalarının bastırılmasında Saddam Hüseyin rejiminin yanında yer almıştı. Özellikle Irak Başbakanı Nuri El-Maliki bu rahatsızlığı en fazla dile getiren isimlerin başında yer alıyor. Burada Maliki nin iç politika açısından bir hamle yaptığını da söylemek mümkün. Yerel seçimler sonrası taban kaybeden Nuri El-Maliki hem Kürtlere hem de Şiilere, Halkın Mücahitleri Örgütü ne yaptığı baskınla göz kırpıyor. Aynı zamanda bu baskın Maliki nin uyum 6

içerisinde olacağı haberini verdiği Hasan Ruhani liderliğindeki yeni İran yönetimine de bir mesaj niteliğinde. Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı, bilgay1907@gmail.com Afganistan da Taliban İle Müzakerelerde Türkiye nin Muhtemel Ev Sahipliği Barış ve istikrarın bir türlü sağlanamadığı Afganistan da gözler Katar ın başkenti Doha da açılan Taliban ofisine çevrilmişti. Ancak ön görülen barış müzakerelerinin yöntemi hususunda ciddi tereddütler mevcuttu. Bu yüzden 19 Haziran 2013 te resmen açılan Taliban ofisinin tabelasında bu örgütün resmi yönetim biçiminin adı olan Emaret-i İslamiyi Afganistan (Afganistan İslam Emirliği) adının kullanılması özellikle Karzai yönetimindeki Afganistan merkezi hükümetinin tepkisini çekmiş ve müzakereleri boykot etmesine sebep olmuştu. Ayrıca Kabil yönetimi Taliban ve ABD arasında cereyan eden gizli görüşmelerde Taliban ın isteği üzerine, Afganistan hükümetini görüşmelerin dışına bırakılarak ülkeyi bölmeye yönelik bir takım girişimlerde bulunulduğunu da iddia etmişti. Bu nedenle Kabil yönetimi müzakerelerin Afganistan Devleti nin kontrolünde gerçekleşmemesi durumunda katılmayacağını açıklamıştı. Dolayısı ile 20 Haziran 2013 te başlaması gereken müzakereler askıya alınmıştı. Katar müzakeresinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından yeniden müzakerelere ev sahipliği yapacak tarafsız bir ülke arayışına girilmiştir. Afganistan da barışın sağlanması için yapılacak müzakerelerde ev sahipliği için Suudi Arabistan ile Türkiye nin de adı en güçlü adaylar arasında bulunmaktadır. Fakat Suudi Arabistan ın Taliban ile yakın ilişkileri ve bu ülkedeki bir takım şeyhlerin Taliban ı desteklemesi Suudi Arabistan ı geri plana itmektedir. Türkiye ise özellikle Taliban rejiminin yıkılmasından sonra Afganistan a yönelik merkeziyetçi bir siyaset izlemesine karşın, tüm gruplarla eşit mesafede ve iyi ilişkiler kurmaya çalışmıştır. Türkiye Hikmetyar a yakın çevrelerle olumlu ilişki içinde olduğu gibi, son dönemlerde Taliban örgütüne yakın çevrelerle de ilişkilerini güçlendirmeye çalışmaktadır. Bu da Türkiye nin Afganistan da çözüm isteyen bir ülke imajını güçlendirmektedir. Ayrıca Türkiye, Taliban örgütü üzerine son derece etkin olan Pakistan ı da Taliban ı ikna etmesi yönünde belli bir potansiyele sahiptir. Dolayısı ile yeniden başlaması planlanan 7

Afganistan da barış müzakerelerinde Türkiye ev sahipliği yaparak bölgede daha fazla söz sahibi olmak isteyebilir. Fazıl Ahmed Burget, ORSAM, Ortadoğu ve Afganistan Danışmanı, fahmetburget@gmail.com İran ın Urmiye Gölünü Kurtarma Çabaları İran da su konusunda tehlike çanları çalmaya başladığı uzun dönemdir gündemde yerini almaktadır. Su kaynaklarının çoğunluğunu sulama amacıyla kullanan İran, bu sektöre tahsis ettiği suyun yüzde 65 ini su kaynaklarını yanlış yönettiği için heba etmektedir. Su sıkıntısının yaşandığı bu süreçte İran da büyük su kütlelerinde büyük su kayıpları ve yüzey alanlarında küçülmeler meydana gelmektedir. İran ın Batı Azerbaycan vilayetinde yer alan ve dünyanın en büyük ikinci tuz gölü olan Urmiye gölü yüzey alanını yüzde 75 oranında kaybetmiştir. İran da ve komşu ülkelerde en büyük endişeyi gölün kuruması ile ortaya çıkacak tuz kütleleri oluşturmaktadır. Toz bulutları ile komşu havzalara taşınabilecek olan tuzun, çevrede yer alan su ve toprak kaynaklarına büyük ölçüde zarar vereceğinden endişe edilmektedir. İran gölün kurtulabilmesi için 2011 yılından bugüne iki çözüm yolu önermiştir. Birincisi Urmiye havzasında baraj inşaatlarının durdurulması ve ikinci çözüm ise Aras nehrinden Urmiye gölüne su aktarılmasıdır. İran Enerji Bakanlığı nın son açıklamalarına göre halen havzada Urmiye gölüne dökülen suların üstüne ve havzada baraj inşaatları devam etmektedir. İran Cumhurbaşkanı Ruhani seçim öncesi Urmiye gölünü kurtarma sözünü vermiş ve bu konuyla ilgili bir araştırma ekibi kurarak ilk icraatını da gerçekleştirmiştir. Buna karşın, İran Aras nehrinden aktarılan suları sadece Urmiye gölünü kurtarmak için değil, bölgede tarım alanlarının geliştirilmesi için de kullanacağı açıklamıştır. 1995 yılından itibaren alan olarak küçülmeye ve sığlaşmaya başlayan Urmiye gölünün, İran ın mevcut projeleri ile eski haline döndürülmesi mümkün gözükmemektedir. Bu projeler en iyi olasılıkla gölde meydana gelen küçülmeyi durdurabilecektir. Dr. Tuğba Evrim Maden, ORSAM Su Araştırmaları Programı Uzmanı, temaden@gmail.com 8

Kızıldeniz-Ölüdeniz Bağlantısı ve Ortaya Çıkarabileceği Sorunlar Ortadoğu nun geneline ilişkin sorunların arasında yer alan su sorununun dile getirilmeye ve kamuoyu önünde tartışılmaya başlandığı 1990 lar ile beraber sıklıkla gündemde yer alan projelerden biri olan Kızıldeniz ile Ölü deniz arasında planlanan hattın Ürdün tarafından inşa edilmesine karar verilmiş görünmektedir. Proje 1970 li yıllarda planlanmış ve Ürdün ün Kızıldeniz kıyısındaki Akabe şehrinden Ölüdeniz e uzanacak bir kanal ile su pompalanmasını içermektedir. Ölüdeniz ile Kızıldeniz arasındaki yaklaşık 400 metrelik yükseklik farkından yararlanacak proje ile elektrik üretimi planlanmakta ve bu yolla da tuzdan arındırma işlemi yapılarak büyük oranda Ürdün e olmak üzere İsrail ve Filistin Özerk Yönetimi altındaki topraklara içme suyu sağlanması öngörülmektedir. Projenin finansmanı için Dünya Bankası nın olumlu görüş bildirdiği bilinmektedir. Ölüdeniz i besleyen ana kaynak olan Şeria Nehri nin büyük oranda İsrail ve diğer kıyıdaş ülkeler olan Suriye ve Ürdün tarafından aşırı bir şekilde kullanılması sonucunda göle ulaşan su miktarında ciddi azalmalar meydana gelmiştir. Yaklaşık yarım asırdır devam eden söz konusu faydalanmalar nedeniyle de göl yıldan yıla daha fazla kuruma eğilimindedir. Ürdün ve İsrail in ölüdeniz kıyısında yer alan potasyum ve brom endüstrisinin faaliyetleri de göl sularının azalmasına yol açmaktadır. Projeye dönük bir takım kaygılar da bulunmaktadır. Bu kaygıların başında mali kaygı yer alsa da çevresel kaygılar da dile getirilmektedir. Ölüdeniz in su seviyesini artırmak amacıyla göle bırakılacak tuzlu suyun gölün kimyasal yapısını bozma tehlikesi içerdiği dile getirilirken projenin farklı alternatifleri arasında Türkiye den su satın alınarak göle boşaltılması da yer almaktadır. Ancak özellikle İsrail in deniz suyunun arıtılmasında son yıllarda göstermiş olduğu gelişme ile birlikte bu seçenek siyasi engellerin yanı sıra, devre dışı olarak kalmış görünmektedir. Dr. Seyfi Kılıç, ORSAM Su Programı Uzmanı, seyfikilic@yahoo.com 9