Yeryüzündeki bütün canlılar, yaşamlarını devam ettirebilmeleri için enerjiye ihtiyaç duyarlar.

Benzer belgeler
Canlıların dış ortamdan aldıkları inorganik maddelerden gelişmeleri için zorunlu olan organik maddeleri yapmalarına özümleme (asimilasyon) denir.

FOTOSENTEZ C 6 H 12 O O 2. Fotosentez yapan canlılar: - Bitkiler - Mavi yeşil algler - Bazı bakteriler - Bazı protistalar. Glikoz IŞIK KLOROFİL

11. SINIF KONU ANLATIMI 4 FOTOSENTEZ - 2 FOTOSENTEZDE GÖREV ALAN YAPILAR

Ökaryotik canlılarda klorofil pigmentini taşıyan plastidtir. Fotosentezle görevlidir.

BÖLÜM 7 FOTOSENTEZ: IŞIK ABSORBSİYONU VE ENERJİ SENTEZİ

FOTOSENTEZ. 1. Fotosentez, güneş enerjisini, besin içindeki saklı kimyasal bağ enerjisine çeviren olaydır.

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 11. Sınıf 1 CANLILARDA ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK (Botanik, 10. Hafta): Fotosentez FOTOSENTEZ

Fotosentez ile her yıl 160 milyar ton karbonhidrat üretilir. Güneş enerjisi dünyadaki yaşam enerjisi kaynağıdır.

Fotosentezde Cereyan Eden Asal

FOTOSENTETİK OLARAK AKTİF IŞIK

ayxmaz/lisebiyoloji.com

Solunumda organik bileşikler karbondioksite yükseltgenir ve absorbe edilen oksijen ise suya indirgenir.

FOTOSENTEZ VE KEMOSENTEZ

BĐTK TKĐLER NASIL BESLENĐR???

E.T.S. tam olarak nedir? Ne işe yarar?

TEST 1. Hücre Solunumu. 4. Aşağıda verilen moleküllerden hangisi oksijenli solunumda substrat olarak kullanılamaz? A) Glikoz B) Mineral C) Yağ asidi

Güneş enerjisi yapraklardaki klorofil pigmenti yardımı ile kimyasal bağ enerjisine dönüşür. Fakat bu dönüşüm için, yaprağın önce ışığı soğurması

Bitki Fizyolojisi. 6. Hafta

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ

Karbon döngüsü (units = gigatons, 10 9 tons)

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.

ayxmaz/biyoloji Fotosentezin özgün olayları

6. BÖLÜM MİKROBİYAL METABOLİZMA

11. SINIF KONU ANLATIMI 2 ATP-2

1. Üreticiler 2. Tüketiciler. 3. Ayrıştırıcılar

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

1. B HÜCRELER N YAPISI ENZ MLER VE LEVLER

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

Solunum. Solunum ve odunsu bitkilerin büyümesi arasında yüksek bir korelasyon bulunmaktadır (Kozlowski ve Pallardy, 1997).

GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU

Hücre Solunumu: Kimyasal Enerji Eldesi

2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur.

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : CANLILAR VE ENERJİ İLİŞKİLERİ

OKSİJENLİ SOLUNUM

ENERJİ VE YAŞAM NEJLA ADA

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

Doğru - Yanlış Soruları. Etkinlik - 1. ÜNİTE 1 CANLILARDA ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ BÖLÜM 1 Fotosentez

12 HÜCRESEL SOLUNUM GLİKOLİZ VE ETİL ALKOL FERMANTASYONU

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su


Yıldızlara gidemeyiz; sadece onlardan gelen ışınımı teleskopların yardımıyla gözleyebilir ve çözümleyebiliriz.

YAZILIYA HAZIRLIK TEST SORULARI. 11. Sınıf

İal-biyoloji METABOLİZMA/SOLUNUM. 1.Metabolizma ölçümünde dikkate edilecek koşullar nelerdir?

Atomlar ve Moleküller

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez.

ELEMENT VE BİLEŞİKLER

Doğadaki Enerji Akışı

BİTKİLERDE FOTOSENTEZ OLAYI

ELEMENTLER VE BİLEŞİKLER

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

ÜNİTE 6:FOTOSENTEZ. Güneş ışığı ise fotosentez için en gerekli olan enerji kaynağıdır. Fotosentez aşağıda verilen denklemde özetlenmiştir.

Organik bileşikler; karbonhidratlar, lipidler, proteinler, vitaminler ve nükleik asitler olmak üzere beş gruba ayrılır.

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Biyoloji sözlüğü. Organizmanın yaşam ortamındaki toprak, su, iklim, inorganik. maddeler gibi biyolojik olmayan faktörlerin tümü.

Canlılarda Enerjitik Olaylar, Fotosentez ve Kemosentez, Aerobik Solunum ve Fermantasyon


Bir organizma, enerji ve karbon iskeleti için kullandığı organik bileşikleri ya ototrofik ya da heterotrofik olmak üzere iki yoldan karşılar.

ELEMETLER VE BİLEŞİKLER ELEMENTLER VE SEMBOLLERİ

2- IŞIK ENERJİSİ: Yeryüzünün ışık kaynağı güneştir. Beyaz bir ışık prizmada kırıldığında mordan kırmızıya doğru renkler oluşur. GÜNEŞ IŞINIM ENERJİSİ

DERSĐN SORUMLUSU : PROF.DR ĐNCĐ MORGĐL

-Kloroplast ve mitokondri bulunmaz fakat bu organellerde bulunan aynı bulunur.

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından

Bitkide Fosfor. Aktif alım açısından bitki tür ve çeşitleri arasında farklılıklar vardır

BİTKİLERDE SOLUNUM REAKSİYONLARI. Prof. Dr. Necmi İŞLER Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi

Fen ve Teknoloji 8. 6.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 2.Madde Döngüleri

12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA

1.018/7.30J Ekoloji I: Dünya Sistemi Güz 2009

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü)

Akıllı Defter. 9.Sınıf Biyoloji. vitaminler,hormonlar,nükleik asitler. sembole tıklayınca etkinlik açılır. sembole tıklayınca ppt sunumu açılır

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf 2 KARBONHİDRAT LİPİT (YAĞ)

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

Fotovoltaik Teknoloji

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

ALKOLLER ve ETERLER. Kimya Ders Notu

2006 ÖSS BİYOLOJİ SORULARI VE CEVAPLARI

YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf

Biyoloji Canlılarda Solunum Enerjinin Açığa Çıkışı

Karbohidratlar. Karbohidratların sınıflandırılması. Monosakkaritler

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

Enzimlerin sayısını tahmin etmek bile güçtür. Yer yüzünde 10 6 (1 milyon) kadar bitki ve hayvan türünün bulunduğu kabul edilmektedir.

HÜCRE SOLUNUMU: KİMYASAL ENERJİ ELDESİ

FOTOSENTEZ MBG 101 GENEL BİYOLOJİ I. Fotosentez

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

ADIM ADIM YGS-LYS 44. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-4 BAKTERİLER ALEMİ-2

Hücre zarının yapısındaki yağlardan eriyerek hücre zarından geçerler.fazlalıkları karaciğerde depo edilir.

ALKOL ELDE EDİLME TEPKİMELERİ ALKOL KİMYASAL ÖZELLİKLERİ

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

Bitki Fizyolojisi. Konular. Fotosentez. Organik kimyasallar Fotosentez 2. Solunum

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #12

1 CANLILARDA ENERJİ DÖNÜŞÜMLERİ BÖLÜM-1 FOTOSENTEZ... 7

Transkript:

FOTOSENTEZ Yeryüzündeki bütün canlılar, yaşamlarını devam ettirebilmeleri için enerjiye ihtiyaç duyarlar. Canlılar, bitkiler de dahil olmak üzere bu enerjiyi bünyelerinde yaptıkları veya dışarıdan aldıkları organik besin maddelerinde depo edilmiş kimyasal gıda enerjisinden temin ederler. Bütün canlılar tarafından her gün, tonlarca kalori halinde kullanılan bu enerjinin kaynağı güneştir ve fotosentez esas olarak canlı organizmalara tek enerji giriş mekanizmasıdır. Güneşten 2-3 km 2 lik alana Hiroşima ya atılan atom bombasına eşdeğer enerji gelir

FOTOSENTEZ Bitkiler suyu yükseltgeyip CO 2 i indirgeyerek güneş enerjisini OM içinde kimyasal gıda enerjisine dönüştürür Canlıların dış ortamdan aldıkları inorganik maddelerden gelişmeleri için zorunlu olan organik maddeleri yapmalarına özümleme (asimilasyon) denir. Bu işi kendileri yapan ve başka bir canlıdan organik maddeye gereksinmesi olmayan canlılar ototrof olarak tanımlanırlar. Tüm yeşil bitkiler bu yeteneğe sahiptir. Bunun tersi Heterotrofidir. Bitkiler aleminde heterotrofi (klorofilsiz bitkiler) azdır

FOTOSENTEZ Ototrof canlılar, belirli bir enerjiden yararlanarak havadan aldıkları karbondioksiti indirgeyerek, kendileri için gerekli olan organik maddeleri yaparlar. Çok önemli bu olaya karbondioksit özümlemesi adı verilir. Bu iş için gerekli olan enerji güneşten sağlanıyorsa olaya fotosentez adı verilir. Bu olayda karbondioksit ile birlikte su da kullanılmaktadır.

Yeşil olan tüm bitkiler fotosentez yaparak yaşamlarını bağımsız şekilde sürdürürler Miktarları çok az olmakla beraber kimi canlılar yeşil renk maddesi içermelerine karşın sudan sağladıkları enerji ile karbondioksitten organik bileşikleri yapabilirler. Bu olaya Kemosentez adı verilir.

Klorofile sahip hücreler fotosentez sonucu ışık enerjisi karşısında karbondioksit ile suyu özümleyerek oksijeni bağımsız şekle dönüştürmek suretiyle kimi karbohidratları oluştururlar Kısaca ve basitçe fotosentez: nco 2 + 2nH 2 O + ışık (CH 2 O)n + no 2 + nh 2 O VEYA 6CO 2 + 12H 2 O 673 Kilokalori güneş enerjisi (hv) Klorofilli hücre C 6 H 12 O 6 + 6O 2 + 6H 2 O REAKSİYONDAKİ KADAR BASİT DEĞİL İLK ÜRÜN HEKSOZ ŞEKER DEĞİL

FOTOSENTEZ Fotosentezde cereyan eden tepkimeler kimyasal yönden dikkate alınacak olursa fotosentez karbondioksit ile su arasında bir yükseltgenme-indirgenme tepkimesidir. Suda bulunan hidrojen atomlarının karbondioksite taşınması nedeniyle fotosentezde kimyasal olarak karbondioksit indirgenir ve su yükseltgenir. Bu tepkime için gerekli enerji güneş enerjisinden sağlanır

TARİHÇE 18. yüzyılın başlarından önce, bilim adamları bitkilerin ihtiyaç duydukları tüm elementleri topraktan aldıklarına inanıyorlardı. Ancak 1727 yılında Stephen Hales bitkilerin bir kısım besin maddelerini atmosferden aldıklarını ve bu olayda ışığın bir ilgisinin olduğunu ileri sürmüştür. O dönemlerde atmosferin farklı gazları içerdiği bilinmiyordu. 1771 de bir İngiliz rahip ve kimyacı olan Joseph Priestly, yeşil bitkilerin hayvanlar tarafından kirletilen havayı temizlediği bulunca fotosentezde O 2 nin de etkisinin olduğunu ileri sürmüştür. Daha sonra Hollandalı bir fizikçi olan Jan Ingenhouzs, 1779 yılında havanın bu şekilde temizlenmesinde ışığın gerekli olduğunu göstermiştir.

TARİHÇE 1782 yılında, Jean Senebier karanlıkta bitkiler ve hayvanlar tarafından oluşturulan zararlı gazın (CO 2 ) ışık altında bitkiler tarafından temizlenmiş havanın (O 2 ) üretimini teşvik ettiğini göstermiştir. Böylece bu dönemde oksijen ile karbondioksitin her ikisinin de fotosentezde görev yaptığı belirlenmiş oldu. Daha sonraları Lavoisier ve diğer araştırıcılar yaptıkları çalışmalarla bu işlemde (fotosentez) yer alan gazların gerçekte CO 2 ve O 2 olduğunu ispatlamışlardır. 1804 te fotosentezin ilk niceliksel ölçümünü yapan N.De Saussure, bu işlemde suyun da rol oynadığını saptamıştır. Fotosentez yapan bitkilerde kuru ağırlığın arttığını bulan araştırıcı, bu durumu bitkiler tarafından absorbe edilen karbondioksidin ağırlığının dışarıya verilen oksijenin ağırlığından daha fazla olduğuna ve bitkiler tarafından suyun alınmasına dayanarak açıklamıştır. Alınan CO 2 hacmi = O 2 hacmi oldğuna göre H 2 O önemli

Tarihçe Fotosentez ile güneş enerjisinin kimyasal gıda enerjisine dönüşümü ile ilgili olarak 1842'de Robert Mayer tarafından ortaya atılan Enerjinin Saklanması Yasası bu konuda büyük bir adım olmuştur. Mayer, bitkiler ve hayvanlar tarafından kullanılan enerji kaynağının güneş enerjisi olduğunu ve ışık enerjisinin bitkiler tarafından absorbe edilerek fotosentez anında oluşan çeşitli tepkimelerde kimyasal enerjiye dönüştürüldüğünü ilk kez rapor etmiştir. 1905 yılında Blackman isimli İngiliz bitki fizyologu, fotosentezin yalnızca fotokimyasal değil aynı zamanda biyokimyasal bir tepkime olduğunu ortaya koymuştur. Fotokimyasal (Işık Tepkimesi) hızlı olup ışığa ihtiyaç duyulur Biyokimyasal (Karanlık Tepkime) ışığa bağımlı olmayıp yavaştır

Tarihçe 1937 yılında Hill, izole edilmiş kloroplastların ışık, su ve uygun bir hidrojen akseptörü bulunması durumunda ve karbondioksit yokluğunda oksijen çıkardıklarını bulmuştur. Ayrıca bitki yapraklarının doğal olarak bir hidrojen akseptörü olan Ferrodoksin e sahip olduğunu belirtmiştir. Açığa çıkan oksijenin ışık tepkimesi ile ilgili olduğu ve fotosentezde bu oksijenin karbondioksitten değil sudan oluştuğu açıklıkla ortaya konulmuştur. 2H 2 O O 2 + 4H + + 4e -

Tarihçe Fotosentezde oluşan oksijenin karbondioksitten değil sudan oluştuğu daha sonra İZOTOP teknikleriyle de ortaya konmuştur 2H 2 18 O + CO 2 2H 2 O + C 18 O 2 ışık kloroplastlar kloroplastlar 18 O 2 + (CH 2 O) + H 2 O O 2 + (CH 2 18 O) + H 2 18 O GÜNÜMÜZDE DE BİLİNMEYEN ÇOKTUR

Fotosentez Oluşumunda Görev Yapan Pigmentler Fotosentez, Fotosentetik Cihazlar olarak adlandırılan kloroplastlar içerisinde cereyan eder. Gözle görülebilir güneş ışınları kloroplastlarda bulunan ve Fotosentetik Pigmentler olarak da ifade edilen pigmentler tarafından absorbe edilir. Absorbe edilen ışık enerjisi; Adenozin Trifosfat (ATP) ve indirgenmiş koenzim olan Nikotinamid Adenin Dinükleotid Fosfat (NADPH + H + ) Gibi enerjice zengin bileşikler içinde tutulur Bu bileşikler CO 2 ten CHO üretimini sağlar CHO lar enerji kaynağı olarak hücrede protein, lipit vb sentezinde görev yapar

Klorofil Pigmentleri Klorofiller, bitkilere karakteristik yeşil rengini veren ve fotosentezdeki temel pigmentlerdir. Yaprakların mezofil hücrelerinde bulunduğundan fotosentez asal olarak yaprakta oluşur Az klorofil içeren gövde ve çanak yapraklarda da az miktarda fotosentez gerçekleşir

Klorofil Pigmentleri En az 9 farklı klorofil tipi olduğu bilinmektedir. Bunlar klorofil a, b, c, d, e, bakteriyoklorofil a, bakteriyoklorofil b ve klorobiyum klorofil 650 ve 660 dır. Klorofil a ve klorofil b pigment içeren bakterilerde ve tüm ototrofik organizmalarda bolca bulunur. Klorofıl-b, mavi-yeşil, kahverengi ve kırmızı alglerde bulunmaz. Çözeltide; Klorofil a mavi-siyah Klorofil b yeşilimsi-siyah renkte gözükür Öteki klorofiller (c, d, e) klorofil-a ile birlikte yalnızca alglerde bulunurlar. Öte yandan bakteriyoklorofil-a ve b ile klorobiyum klorofiller fotosentetik bakterilerde bulunan pigmentlerdir. Klorofil pigmenti genel olarak C, H, O, N ve Mg elementlerinden oluşur. Klorofil a (C 55 H 72 O 5 N 4 Mg), klorofil b (C 55 H 70 O 6 N 4 Mg) kapalı formülleriyle gösterilirler.

Klorofil Pigmentleri Çözünme Durumları Klorofil a Klorofil b Etil alkol Etil eter Aseton Kloroform Karbon bisülfit En iyi çözücü: Petrol eteri Bu çözücülerde zor çözünür En iyi çözücü: Metil alkol Çözeltilerinin ışık absorpsiyonları farklıdır

Klorofil Pigmentleri İşlevleri a) Klorofiller belli dalga boyundaki ederek bu enerjiyi ya fotosentezde kullanılan dalga boyu başka olan bir enerjiye dönüştürürler ya da fotosentez için gerekli bileşiklere doğrudan aktarırlar, b) Fotosentezin değişik aşamalarında bir gibi görev yaparlar. Işık absorpsiyon özellikleri katalitik özelliklerine göre daha belirgindir BİYOSENTEZ: Krebs çemberinin ara aşamalarında oluşan süksinil koenzim-a ile glisin amino asidi birleşerek klorofil oluşturulmaktadır Klorofil oluşmazsa bitkilerde SARILIK (KLOROZ) görülür

Karotenoitler Karotinoid Pigmentleri hayvan ve bitkilerde bulunan kırmızı sarı kahverengi veya turuncu renkli pigmentlerdir. Tüm fotosentetik hücrelerde bulunurlar. Karotinoidler kırmızı biber, domates, gül ve benzeri bitkilerin kırmızı pigmenti olarak bilinen Likopen'in (C 40 H 51 ) türev maddeleri olarak kabul edilebilir Bitkilerde en çok bulunan karotinoid portakal-sarı renkli β- karotindir Çoğunlukla β -karotin değişik miktarlardaki α- karotin ile birlikte bulunur. H ve C içerenler Hidrojen Karotinoidleri O içerenler Ksantofil

Klorofiller ve karotinoidler kloroplastlarda aynı proteine bağlanıp Fotosintin adı verilen bir bileşiği oluştururlar Karotinoid Pigmentleri Fotosentezde karotenoitlerin esas olarak 2 fonksiyonu bulunmaktadır. 1) klorofiller gibi ışığın absorbe edilerek klorofil a ya aktarılmasıdır. 2) Işık ve oksijen karşısında klorofillerin parçalanmasını (fotooksidasyon) önlemektedirler. Kendileri fotooksidasyona uğrayarak klorofilleri korurlar.

Bilin Pigmentler Fotosentezde görev yapan pigmentlerin sonuncu grubudur. Fikobilinler, mavi-yeşil ve kırmızı alglerde bulunurlar. Kırmızı fikoeritrin ve mavi fikosiyanin en yaygın bilinen fikobilinlerdir. Açık pirollere sahip olup Mg ve FİTOL halkası içermezler Fikobilinler, fotosentezde kullanılmak üzere ışık enerjisini absorbe ederek klorofil a ya aktarırlar. Fikobilinler, 495-615 nm arasındaki dalga boylu ışınları absorbe ederler.

Kloroplastlar Fotosentezin tümüyle cereyan ettiği yerdir Işık ve CO 2 absorbe edilip O 2 çıkarılarak karbohidrat üretilir Sitoplazmik parçacıklar olup karmaşık yapıdadırlar Fotosentetik dokularda bulunur Yeşil renklidir Yaprağın mezofil hücrelerinde çok öteki yeşil dokularda az bulunur BOYUT: 5 µ x 2 µ x 1-2 µ (Uzunluk x genişlik x kalınlık) BİLEŞİM: %30 Lipit, %50 Protein, %5-10 pigment

Kloroplastlar Kloroplastların içi stroma adı verilen amorf yapıda jelimsi ve enzimlerce zengin bir sıvı ile doludur KARANLIK tepkimeler burada cereyan eder. Yani CO2 den CHO nişasta yapılır İçlerinde sandviç şeklinde GRANAlar bulunur Moleküllerin kloroplastlara giriş-çıkışını kontrol eder Granum içinde Tilakoit adı verilen çok sayıda fotosentetik hücre vardır

Tilakoit sözcüğü kese, torba anlamındaki Yunanca Tilakos sözcüğünden gelmektedir. Kloroplastlar Granumlardaki tilakoitlerin membranları arasında ise Lümen adı verilen bir çukur bulunmaktadır. Lümen denilen bu çukurlar fotosentezde özel göreve sahip çözünmüş tuzları içeren su ile doludur. Fotosentezin ışık tepkimeleri granumda yer alan Tilakoit adı verilen fotosentetik pigmentler paketinde oluşur. Absorbe edilen ışık enerjisi ile H 2 O'nun fotolize edilmesi sonucu oluşan elektronların aktarımı sonucu enerji ATP içinde depo edilir ve NADP + indirgenerek NADPH oluşumu gerçekleştirilir. Yüksek enerjiye sahip ATP ile birlikte NADPH'da stroma içerisinde gerçekleşen CO 2 'in karbohidratlara sentezinde önemli rol oynarlar.

Kloroplastlar Fotosentez olayında sadece belirli pigmentler değil, kloroplast içerisinde bulunan diğer bazı bileşikler de görev yaparlar. Bunlar: Sitokromlar, Flavoproteinler, DNA, RNA, Ribozom Sitokromlar, Kinonlar Ferrodoksin ve Plastosiyanin olup esas olarak yükseltgenme tepkimelerinde rol oynarlar. Her ne kadar bu bileşiklerin çoğu ışık absorbe etmemekle birlikte elektron aktarımını gerçekleştirerek fotosentezde rol oynar. Bu pigment maddeler ışık absorbsiyonu ve suyun fotolize edilmesi sonucu açığa çıkan elektronların tilakoitlere aktarılmalarıyla CO 2 'in karbohidratlara sentezinde kullanılacak ATP ve NADPH bileşiklerinin oluşumunu gerçekleştirirler

Işık enerjisi Fotosentez ışık enerjisi kullanılarak organik bileşiklerin yapılması (foto=ışık ve sentez=birleşim) anlamına gelir. Fotosentezin anlaşılabilmesi için ışığın (güneş ışığı) özellikleri bilinmelidir. Işık, ışıyan enerji (Radiant Energy) nin gözle görülebilen küçük bir kısmıdır Güneş ışığı, güneşten dalgalar halinde yayılarak yeryüzüne ulaşır. Homojen olarak gördüğümüz güneş ışığı beyaz renkli olup ışınlardan oluşur. Güneş ışığı yada herhangi bir kaynaktan oluşan beyaz ışık bir prizmadan geçirildiğinde çeşitli renklere ayrılır. Buna ışığın elektromanyetik spektrumu denir. Prizmadan geçen güneş ışığı görülebilir kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi-yeşil, mavi ve mor renklere ayrılır. Farklı renkteki bu ışıkların dalga boyları da farklıdır.

İnsanlar dalga boyları 3900 Aº ile 7600 Aº (390-760 mµ veya 390-760 nm) arasında değişen ışıkları görebilirler. (1 nm = 1 mµ = 10 Aº) İnsan gözünün görebildiği ışık, güneş ışığının çok küçük bir bölümünü oluşturur. Görülebilen ışığın dışında bulunan kızıl ötesi ışıkların dalga boyları 760 mµ ile 100.000 mµ arasında değişir. Gözle görülen mor ışınlardan daha kısa dalga boylu ışınlar da gözle görülmezler. Morötesi (ultraviyole) ışınların dalga boyları 10 mµ a kadar düşer. X ışınlarının dalga boyları 0.01 ile 10 mµ, Gama ışınlarının dalga boyu 0.0001 ile 0.01 mµ arasında değişirken, Kozmik ışınların dalga boyu 0.0001 mµ dan daha azdır.

Işık enerjisi Prizmadan geçtikten sonra değişik renklerde görülen ışıklar ise çeşitli dalga boylarına sahiptirler. Dalga boyu, birbiri ardınca gelen iki dalganın tepe noktaları arasındaki uzaklıktır (Şekil 1). Dalga boyu bu dalganın taşıdığı enerji ile ters orantılıdır.

Işık enerjisi Işık boşlukta dalgalar halinde ilerlediği kuramı yanında aynı zamanda çok küçük partiküllerden meydana geldiği de kabul edilmektedir. Işığı oluşturan bu çok küçük partiküllere foton (photon) adı verilmektedir. Her bir foton dalga boyuna bağlı olarak bir miktar enerji taşımaktadır. Hareket halinde olan fotonlar, bir pigmente (örneğin klorofile) çarpınca, enerjilerini klorofilin elektrona aktarırlar ve böylece fotokimyasal bir tepkimeyi başlatırlar. Bir fotonun taşıdığı veya oluşturduğu enerji birimine kuantum denir. Bu enerjinin miktarı ışığın dalga boyuna göre değişir ve dalga boyu kısaldıkça ışığın taşıdığı enerji (kuantum enerjisi) de artar.

Işık enerjisi Işıkla ilgili 3 parametre önemlidir : 1. Işık miktarı, 2. Işığın yönü, 3. Işığın dalga boyu (spektrumu).

Herhangi bir maddeye, örneğin bir bitki yaprağına gelen ışık yansıtılır, absorbe edilir ya da yapraktan geçer. Dalga boyları 390 nm ile 760 nm arasında değişen gözle görülebilen ışığın yalnızca maddeden geçen ve yansıtılan kısmını görebiliriz. Işık enerjisi Absorbe edilen ışık görülmez. Örneğin klorofil çözeltisinden ışık geçirildiğinde klorofil çözeltisi yeşil renkte görülür Bunun nedeni klorofil molekülleri tarafından mavi ve kırmızı renk bandındaki ışığın absorbe edilmesi ve yeşil renk bandındaki ışığın absorbe edilmeden çözeltiden geçmesi ya da yansıtılmasıdır. Klorofil çözeltisinin ışığı görünür şekilde yansıtması olgusu Floresans olarak tanımlanır. Işığın Absorpsiyon Spektrumu fotosentez için çok önemlidir.

Işık enerjisi Işık, pigment molekülleri tarafından absorbe edildikten sonra artık ışık enerjisi değildir. Ancak enerji olarak da yitmemiş, başka bir enerji şekline yani kimyasal enerjiye dönüştürülmüştür. Bu da fotosentez için kullanılan enerjidir.

Fotosentezde Cereyan Eden Asal Tepkimeler Gereksinim Duyulur IŞIK TEPKİMELERİ KARANLIK TEPKİMELERİ Işık, H 2 O CO 2 Işık olup olmaması önemli değil Işıkta da yürür, çoğunlukla ışıkta yürür H 2 O ışık enerjisi ile FOTOLİZE olur (parçalanır). Tepkime sonunda H +, e - ve O 2 çıkar e - taşıyıcıları H +, e - ları alarak yükseltgenir Vererek indirgenir Karanlık aşamada gerekli olacak enerji bu aşamada ATP içinde depo edilerek üretilir Gerçekleşme yeri Kloroplasttaki GRANA Kloroplasttaki STROMA

Fotosentezde Cereyan Eden Asal Tepkimeler ATP SENTEZİ : Kloroplastlarda fotosentetik pigment molekülleri tarafından yüksek enerjili elektronların aktarılması sırasında oluşan ATP molekülleri içerisinde ışık enerjisi kimyasal enerji şeklinde depo edilir. Enerjice zengin 3 fosforil grubuna sahip ATP'nin (A - P ~ P ~ P) içerdiği her bir fosforil (~ P) grubu yaklaşık 7000 kalori enerjiye sahiptir. Elektron aktarımı sırasında iki fosforil (~ P) grubu içeren ADP'ye (Adenozin Difosfata) bir inorganik fosforun (P i ) eklenmesi sonucu ATP oluşur A - P ~ P + Pi + enerji Bu olaya FOSFORİLASYON denir A - P ~ P ~ P Bu olay ışıkta gerçekleşiyorsa FOTOFOSFORİLASYON denir

Fotosentezde Cereyan Eden Asal Tepkimeler Fotosentezin birbirine girmiş olan ışık ve karanlık tepkimeleri IŞIK TEPKİMELERİ KARANLIK TEPKİMELERİ

IŞIK TEPKİMELERİ H 2 O ana tepkime maddesi H 2 O, O 2 oluşturur KARANLIK TEPKİMELERİ H 2 O yan ürün H 2 O, CO 2 ile tepkimeye giren H + ve e - ların kaynağı CO 2 deki oksijenlerden biri H ile birleşerek H 2 O oluşturur Bu nedenle fotosentez formüllerinin başında ve sonunda H 2 O bulunmaktadır e - ların aktarımı sonucu Enerjice zengin ATP ve NADPH oluşturulur CO 2, H + ve e - larla KARBOHİDRAT oluşturur Enerjisi düşük CO 2 enerjisi yüksek ATP ve NADPH dan yararlanılarak CHO (Şeker) lara dönüştürülür

Işık Tepkimeleri ve Elektron Aktarımı Işık enerjisi tilakoitlerdeki fotosentetik pigment moleküllerinin elektronları tarafından absorbe edilir Enerji yüklü elektronların Elektron Aktarım Zincirine benzer biçimde aktarılması sonucu fiziksel enerji, ATP içerisinde kimyasal enerji olarak saklanır. Elektron aktarımı ile gerçekleşen indirgenme sonucu NADPH oluşurken su (H 2 O) yükseltgenerek O 2 açığa çıkar Fotosentetik pigmentler Fotosentetik birim olarak adlandırılan FOTOSİSTEM I ve FOTOSİSTEM II içinde yer alır

Işık Tepkimeleri ve Elektron Aktarımı Fotosentetik birim olarak adlandırılan FOTOSİSTEM I ve FOTOSİSTEM II nin her birinde klorofil a, klorofil b ve karotinoidlerden oluşan yaklaşık 400 pigment molekülü bulunur. Bunların dizilişleri huniye benzetilebilir. Bu pigment moleküllerinin önemli bir bölümünün temel görevi, elektronları aracılığıyla absorbe ettikleri ışık enerjisini bir molekülden diğerine aktararak Tepkime Merkezi olarak da adlandırılan ve her iki fotosistemde de bulunan özel Klorofil-a moleküllerine ulaştırmaktır. Bir bölüm pigment molekülleri ise absorbe ettikleri ışık enerjisini ya sıcaklık olarak ya da Fosforesans ve Fotofosforesans şeklinde ışık olarak yitirirler. Fotosentetik birimlerde tepkime merkezini oluşturan özel klorofil-a molekülünün dışındaki diğer pigment molekülleri ışık enerjisine bir ölçüde Antenler gibi tepki vererek iş görürler.

Işık Tepkimeleri ve Elektron Aktarımı ışık, pigment molekülüne çarparak absorbe edildiğinde enerji pigment molekülünün bir elektronuna geçer Enerji düzeyinin yükselmesi nedeniyle uyarılmış duruma geçen elektron sahip olduğu enerjiyi diğer pigment molekülüne aktarır. Pigment molekülünden diğerine aktarılan ışık enerjisi fotosentetik birimin tepkime merkezinde yer alan özel Klorofil-a moleküllerine (pigment 700 ve pigment 680) ulaştırılır. Fotosistem I ve Fotosistem II ardışık çalışır Fotosistem I, klorofil a ve karotinoidlerce zengin Fotosistem II klorofil b ce zengin Yukarıdaki her iki sistemin görevi ışık enerjisini absorbe ederek özel Klorofil-a moleküllerine (P700 ve P680) ulaştırmaktır. P700 ün enyüksek ışık absorpsiyonu 700 nm de gerçekleşmektedir, Öteki klorofil moleküllerinden, P700'ün farkı daha uzun dalga boyundaki ışığı absorbe edebilmesidir.

Işık Tepkimeleri ve Elektron Aktarımı Absorbe edilen ışık enerjisi molekülden moleküle aktarılarak en sonunda P700 molekülüne ulaştırılır. Bir verici olarak görev yapan P700 molekülü de elektron vererek yükseltgenir. Enerji + P700 (P700) + e - Bu işlem elektron aktarımında temel işlemdir. Şekildeki Fe-S elektron alıcı enzimdir Fotosistem II deki işlemler Fotosistem I deki ile aynıdır. Burada elektron alıcı Q ile gösterilen bileşimi bilinmeyen bir maddedir