İncirlik Gerilimi. NATO, AB Parantezinde Türkiye-Almanya İlişkileri ve. Mustafa KİBAROĞLU

Benzer belgeler
ABD nin Nükleer Silahları Trump ın Elinde Daha Büyük Tehlike Arz Ediyor. Mustafa KİBAROĞLU*

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Amerikan Stratejik Yazımından...

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

ABD'nin Baltık politikası Rus işgaline kapı açıyor

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

DİASPORA - 13 Mayıs

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

Trump ın Elinde Daha Büyük Tehlike Arz Ediyor

Türkiye deki Amerikan Nükleer Silahları: Gitmeli Mi? Kalmalı Mı?

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

Çepeçevre Karadeniz Devam Eden Sorunlar, Muhtemel Ortakl klar - Güney Kafkasya ve Gürcistan aç s ndan

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

2014 YILI ŞUBAT AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

2014 YILI EKİM AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

Türkiye-NATO. İlişkilerinin Anatomisi. Mustafa KİBAROĞLU. Prof. Dr. MEF Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Dünya siyasi, ekonomik sorunların daha da arttığı, kutuplaşmanın ve karşıtlığın güçlendiği bir dönemi yaşıyor.

14 Kasım ABD Başkanlık Seçimlerinde Trump Sürprizi. Haftalık Ekonomik Takvim

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

Yaşar ONAY* Rusya nın Orta Doğu Politikasını Şekillendiren Parametreler

İktisat Tarihi

Atatürk ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

SOSYOEKONOMİK BOYUTLARIYLA TÜRK-F. ALMAN İLİŞKİLERİ (VI2)

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

NATO'yu nasıl bir gelecek bekliyor?

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

MUĞLA TİCARET VE SANAYİ ODASI TEMMUZ AĞUSTOS 2013 TARİHLİ FAALİYET RAPORU

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Sektör Haberleri 02 MAYIS 2018

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Türkiye: Verimlilik ve Büyüme Atılımının Gerçekleştirilmesi

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

ABD'den NATO ülkelerine ültimatom: Savunma harcamalarını arttırın

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Türk ve Alman Bak fl Aç s ndan ran daki Geliflimin Güvenlik Politikas Boyutlar

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Kurs Programları Hakkında

Savunma Sanayii İhracat Kanunu Çalışmaları. Sektör Ortak Görüş Notu

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

KRİZ YÖNETİMİNDE YAPILMASI GEREKENLER

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

DIŞ POLİTİKA AKADEMİSİ - III

KGAÖ NÜN KOLEKTİF GÜVENLİK SİSTEMİ

16 Ağustos 2013 BURHANETTİN DURAN

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

21 Kasım 2018 Çarşamba GÜNE BAKIŞ FX EMTIA

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ (YÖNETİM VE LİDERLİK) YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

Türkiye'nin Rusya'dan satın almak için anlaştığı S-400 füze savunma sistemi hakkında bilinmesi gereken her şey

Dünyada Enerji Görünümü

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM KRİZ İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

AB de Yerel ve Bölgesel Yönetimler. Ders 2

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

Türkiye nin S-400 Macerasının 4 Yüzü

Transkript:

Türk Dış Politikası NATO, AB Parantezinde Türkiye-Almanya İlişkileri ve İncirlik Gerilimi Mustafa KİBAROĞLU Prof. Dr. MEF Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü 16

Stratejist - Temmuz 2017/2 İncirlik teki Alman Askerleri REUTERS/ BUNDESWEHR 17

Türk Dış Politikası Almanya Savunma ve Dışişleri Bakanlıklarının üst düzey yöneticilerinden son aylarda yükselen Türkiye ye yönelik eleştirilerin odağında, Alman parlamenterlerin İncirlik Üssü nü ziyaret etmek yönündeki taleplerine Türk yetkililerin olumlu cevap vermemesi ve bu tutumlarını yumuşatmamaları bulunmaktadır. Almanya nın bu ısrarlı talebi söz konusu Bakanlıkların tepe yöneticileri ve ilgili bakanlar arasında bir çok kez görüşülmüş olmasına karşın, soruna bir çözüm bulunamaması sebebiyle, Alman hükümeti İncirlik te bulunan askeri araç ve gereçleri ile personelini Ürdün de bir askeri üsse aktarma kararı almıştır. Özellikle Ürdün e geçme kararı alınması aşamasında, Alman siyasi ve diplomatik çevrelerinde Türkiye ye yönelik ifadelerin tonu daha da sertleşmiştir. Ancak, Türk yetkililerin Alman mevkidaşlarının bu tavırlarını pek de umursamaz tutumlarında belirgin bir değişiklik gözlemlenmemiştir. Bu arka plan dikkate alınarak, bu yazımızda, iki NATO müttefiki arasında böyle bir süreç neden yaşanmıştır; Alman yetkililerin zaman zaman tehdit düzeyine varan ifadelerinin arkasında ne gibi düşünceler yatmaktadır; söz konusu gelişmeler Türk-Alman ilişkilerini nasıl etkiler; NATO nun geleceği ve Türkiye nin İttifak içindeki konumu bu süreçten nasıl etkilenir; gibi sorular hakkında değerlendirmeler yer alacaktır. İncirlik, Türkiye ile Almanya Arasındaki İlk Gerilim Değil Köklü tarihi ilişkilere sahip Türkiye ve Almanya yakın tarihte hep bir şekilde ittifak ilişkisi içinde olmuşlardır. Birbirlerinin güçlü ve zayıf yönlerini, jeo-politik ve jeo-stratejik önceliklerini, tehdit algılamalarını çok yakından bilen bu iki ülke güvenlik konularda sayısız ortak stratejiler üretmişlerdir. Dolayısıyla, bir grup Alman parlamenterin İncirlik te konuşlanmış Alman askeri personelini bir kaç saatliğine ziyaret etmek istemesi sebebiyle yüksek düzeyde ve ciddi seviyede bir gerilim içine girmeleri normalde beklenen bir durum değildir. Konunun İncirlik ziyareti ile sınırlı olmadığı aşikârdır. Peki o zaman asıl sebep ne olabilir? Öncelikle, Türkiye-Almanya ilişkilerinde manşetlere yansıyan İncirlik konusunun iki ülke arasında yaşanan ve ciddi gerilime yol açan ilk gelişme olmadığını not etmekte yarar var. Soğuk Savaş sonrası dönemde, Sovyetler Birliği nin dağılmasının yarattığı boşlukta, Avrupa entegrasyonunun ve Kuzey Atlantik İttifakı nın doğu Avrupa yı içine alacak şekilde genişletilmesinde öncü rol oynayan Almanya, siyasi ve ekonomik alanda kazandığı momentum ile lokomotifi konumunda olduğu Avrupa Birliği nin askeri alanda da küresel bir güç konumuna gelmesinin hesaplarına girişmişti. 18

Stratejist - Temmuz 2017/2 İncirlik Üssü Küresel güç tanımına uygun olacak şekilde bağımsız bir Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası izlemek isteyen Almanya önderliğindeki AB ülkeleri, 1950 li yılların ürünü olan ancak Soğuk Savaş konjonktüründe atıl kalmış Batı Avrupa Birliği üzerinden, Avrupa Ordusu olarak bilinen, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği oluşturmayı amaçlamışlardı. O konjonktürde, Avrupa Ordusu nu oluşturmanın iki yolu bulunmaktaydı. Bunlardan bir tanesi, yalnızca AB üyesi ülkelerin askeri imkân ve kabiliyetlerini bir araya getirerek yeni bir ortak askeri yapılanmaya gitmeleri şeklinde olabilirdi. Bu durumda, kısa süre öncesine kadar Varşova paktı üyesi olan ve çok farklı silah sistemlerine ve askeri doktrinlere göre operasyonel yetenekler geliştirmiş olan orta ve doğu Avrupa ülkeleri ile büyük bir kısmı yarım yüzyıldır NATO üyesi olan batı Avrupa ülkelerinin askeri yeteneklerinin uyumlaştırılması hem çok uzun zaman alacak, hem de mali açıdan çok büyük harcamalar yapılmasını gerektirecekti. Öte yandan, uluslararası barış ve istikrara siyasi açıdan katkı yapmayı ve kendi toplumlarının sosyal refah seviyesini arttırmayı öncelikli politikalar haline getirmiş olan kuzey Avrupa ve İskandinav ülkelerinin ise, Almanya nın küresel güç olma hayalinin peşinde koşmak istemeyecekleri de açıktı. Avrupa Ordusu oluşturmanın ikinci yolu ise, ABD, Kanada, Norveç ve Türkiye dışındaki üyeleri zaten AB üyesi olan NATO nun askeri imkân ve kabiliyetlerinin gerektiğinde AGSP kapsamında kullanılması şeklinde olabilirdi. Bu doğrultuda, AB nin tam bağımsız güvenlik politikaları belirlemesi ve ihtiyaç duyduğu her zaman ve her yerde NATO imkân ve kabiliyetlerini sorunsuz bir şekilde kullanabilmesi için, AB üyesi olmayan NATO ülkelerinin AB ye bir kez, ancak her zaman geçerli olacak şekilde, izin vermeleri gerekmekteydi. Önceleri AB üyesi olmayan NATO ülkelerinin tepkisine sebep olan bu talebe zamanla ABD ve Kanada, NATO imkân ve kabiliyetlerinin kullanılmasına izin verilmediği takdirde Kuzey Atlantik bağının sona erebileceği endişesiyle, Norveç de zaman içinde belki de AB ye katılabileceği olasılığı sebebiyle olumlu bakmaya başladılar. Türkiye ise, AB nin müdahil olabileceği askeri operasyonların kendi ulusal çıkarlarına ve güvenliğine tehdit oluşturabileceği kaygısıyla, NATO imkân ve kabiliyetlerinin AB tarafından kullanılması talebine koşulsuz evet demeye, bir nevi açık çek vermeye sıcak bakmadı. Türkiye nin bu tutumunu haklı kılan gerekçelerden biri de, NATO bünyesinde hazırlanmış ve yüksek gizlilik derecesinde olan bir rapora göre 2000 li yıllarda dünyada çatışma riski yüksek 16 sorunlu bölge ( flash point ) 19

Türk Dış Politikası Türkiye, zaman içinde tam üyesi olmak yolunda çaba sarf ettiği AB nin NATO imkânlarına erişimine prensip olarak karşı çıkmamakla beraber, AB nin girişebileceği operasyonlarla ilgili karar alma sürecine de belli bir aşamada dâhil olmak istiyordu. olacağı ve bunların 13 nün de Türkiye ile doğrudan veya dolaylı olarak ilintili olacağı bilgisinin uluslararası kamuoyuna sızmış olması idi. Bu sebeple, Türkiye, zaman içinde tam üyesi olmak yolunda çaba sarf ettiği AB nin NATO imkânlarına erişimine prensip olarak karşı çıkmamakla beraber, AB nin girişebileceği operasyonlarla ilgili karar alma sürecine de belli bir aşamada dâhil olmak istiyordu. Fransa ve Almanya ise Türkiye nin bu son derece mantıklı ve haklı talebine AB karar alma sürecine tam üye ülkelerden başkası dâhil edilemez, bu bir prensip meselesidir şeklinde yanıt verince, Türkiye de NATO imkânları Türkiye nin izni olmadan İttifak dışı operasyonlarda kullanılamaz, bu bir prensip meselesidir şeklinde karşılık vermiştir. Artık kendini küresel bir güç konumunda gören AB nin NATO imkân ve kabiliyetlerini müttefiklerden sadece bir kez yetki alarak tümüyle kendi uygun gördüğü politikalar dâhilinde kullanmak istemesine karşı çıkan Türkiye nin güvenlik kaygıları hakkındaki açıklamalarını, başta Almanya olmak üzere Batılı müttefikler, dikkate almamakla kalmayıp Ankara üzerinde ağır baskı oluşturmuşlardı. Bu konuda tarafların farklı yaklaşımları halen sürmektedir. Ayrıca, zaman zaman Almanya nın Türkiye ye açıkça ya da dolaylı olarak uyguladığı silah ambargosu gibi uygulamaları da ikili ilişkilere ve karşılıklı güven duygusuna olumsuz etkiler yaptığını söylemek yanlış olmayacaktır. 20

Stratejist - Temmuz 2017/2 Almanya nın Güvenlik Kaygıları ve Geleceğe Yönelik (Olası) Önlemleri Sovyetler Birliği nin dağılmasını takip eden yıllarda, Almanya, Rusya ile olan ilişkilerinde siyasi ve askeri alan yerine, ekonomik alana öncelik vererek, hem kendisi açısından, özellikle enerji ihtiyacının karşılanmasında, hem de Rusya açısından, yönetim yapısının oldukça kırılgan olduğu dönemde güvenlik kaygılarının giderilmesinde, akılcı bir politika izlemiştir. NATO-Rusya Konseyi nin 1997 yılında kurulmasında da öncülük eden Almanya, tarihsel hasmı olan bu ülke ile 21. Yüzyıl da barışçıl zeminde ilişkiler geliştirmenin arayışı içinde olmuştur. Yakın zamana kadar bu politikasında ciddi sorunlarla karşılaşmayan Almanya, Mart 2014 te Kırım ın Rusya tarafından ilhak edilmesi ve Ukrayna nın doğu bölgelerinde Rus askerlerinin örtülü bir savaşa dâhil olmaları karşısında ABD tarafından önerilen ilk etapta ekonomik içerikli yaptırımlara önceleri karşı durmak istemiştir. Ancak, ABD de Obama yönetimin doğu Avrupa ve Baltık ülkelerine verdiği güvenlik teminatları doğrultusunda müttefiklere yaptığı baskı sonucu Almanya da İttifak dayanışması prensibi ile hareket ederek Rusya ya karşı geliştirilen kapsamlı ekonomik yaptırımlar ve alınan askeri önlemlerin önde gelen katılımcılarından olmuştur. Avrupa da yeniden Soğuk Savaş benzeri güvenlik söylemlerinin dile getirilmesi Almanya yı her bakımdan oldukça rahatsız etmeye başlamıştır. Siyasi ve askeri alanda yaşanan gerilimlere, 2016 yılında Birleşik Krallık ın AB den ayrılma kararının ( Brexit ) eklenmesi, AB de bir süredir yaşanan mali krizlerin boyutlarının daha da büyüyeceği endişesini ortaya çıkarmıştır. Soğuk Savaş ın bitimiyle öncelikle iki Almanya nın yeniden birleşmesi ve hemen ardından AB nin doğuya doğru süratle genişlemesi süreçlerinin hem mimarı, hem lokomotif olan Almanya açısından, aslında arzu etmediği bir dönemece giren Rusya politikasını ve bu ülkeye kapsamlı yaptırımlar uygulanmasını tam da sineye çekmeye hazırlanırken, ABD de yönetime Donald Trump ın seçilmesi ve yeni Başkan ın Rusya ile kişisel düzeydeki ilişkilerinin güven bunalımı yaratacak boyutlarda olduğunun ortaya çıkması son derece rahatsız edici olmuştur. ve bazı Birlik üyesi ülkelerin mali yapılarının güçlendirilmesi konularında özverili davranmış olmamıza rağmen, ABD nin Rusya ile güvenlik konularında flört etmesi ve İngiltere nin Birlik ten çekilmesi karşısında artık bu iki ülkeye güvenerek yolumuza devam edemeyiz şeklinde bir düşünce geliştirmiştir. Bu düşüncenin doğal sonuçlarından bir tanesinin, 1990 lı yıllarda Almanya nın en tutkulu savunucularından olduğu Avrupa Ordusu fikrini canlandırmaya yönelik girişimler olduğunu akla getirmek çok da yanıltıcı olmayacaktır. Bundan yaklaşık 20 sene öncesinde, AB ülkelerinin NATO dan ayrılarak kendi askeri gücünü oluşturması fikri ilk olarak telaffuz edildiğinde, hem on milyarlarca Euro maliyet yaratacak olması, hem NATO nun dağılması olasılığından hoşlanmayacak olan ABD nin bu sürece karşı çıkması, hem de yakın zaman öncesine kadar Sovyet askeri doktrinleri ile oluşturulmuş Varşova paktı üyesi ülkelerin NATO/Batı standartlarında ortak askeri güç oluşturmasının uzun yıllar sürecek olması gibi sebeplerle pek de kabul görmemişti. Almanya nın Türk kamuoyunda pek de anlaşılmayan bir ısrarla parlamenterlerinin İncirlik üssünü ziyaret etmesi talebi ile başlayan gerilim, bu ülkenin yeni güvenlik yapılanması arayışlarına ışık tutacak ve imkân verecek bir yöne doğru gelişmekte olduğu gözlemlenmektedir. Bir bakıma, Almanya, yıllardır ekonomimize zarar veren Rusya ya yönelik yaptırımlar 21

Türk Dış Politikası Avrupa Ordusu: Ulaşılabilir Bir Hedef Ancak, aradan geçen yıllar boyunca her biri NATO üyesi olan orta ve doğu Avrupa ülkeleri gerek askeri doktrin, gerek silah sistemleri ve operasyonel yetenekler bakımından Batılı standartlara ulaşmışlardır. Tekrar canlandırılmak istenmesi durumunda, hem askeri altyapının artık büyük oranda hazır olması, hem de NATO yu birçok yönüyle eleştiren ve varlığını adeta sorgulayan Trump yönetimin hüküm sürdüğü ABD nin Avrupa Ordusu fikrine güçlü bir muhalefet yapmasının düşük bir olasılık olması sebebiyle Almanya, ulusal güvenliğini, artık önceliklerinin sıklıkla çatıştığı uzaktaki müttefikleri yerine, kıta Avrupası nda nükleer güç olan Fransa nın da dâhil olacağı yakın çevresindeki ülkelerle yeni bir askeri bir yapılanmaya gitmek istemesi göz ardı edilecek bir olasılık değildir. Bu görüş doğrultusunda düşünüldüğünde ve yeniden gündeme gelmesi durumunda, Avrupa Ordusu nun öncelikli konuşlandırılacağı coğrafyaların başında Ortadoğu nun geleceği aşikârdır. Ancak, Alman kamuoyunun ülke dışına asker gönderilmesi için anayasalarının değiştirilmesi sürecinde gösterdiği hassasiyet nedeniyle, Alman hükümetlerinin benzer taleplerinin kolay kabul göreceğini düşünmek pek mümkün değildir. Türkiye ile İncirlik üssünün Alman parlamenterlerin ziyaretlerine açılması talebi üzerine yaşanan gerilim, normal şartlar altında Alman kamuoyunda ve parlamentosunda kabul görmekte zorlanacak bir öneri olan Almanya ile Ürdün arasında askeri üs kullanımı için anlaşma yoluna gidilmesi önerisinin önünü açmıştır. Bir diğer deyişle, Almanya nın Türk kamuoyunda pek de anlaşılmayan bir ısrarla parlamenterlerinin İncirlik üssünü ziyaret etmesi talebi ile başlayan gerilim, bu ülkenin yeni güvenlik yapılanması arayışlarına ışık tutacak ve imkân verecek bir yöne doğru gelişmekte olduğu gözlemlenmektedir. Almanya, bu krizi gerekçe kılarak Ortadoğu da askeri üs imkânına kavuşmasını hem iç kamuoyuna ve tüm müttefiklerine kabul ettirmiştir, hem de zaman zaman benzer sorunlar yaşadığı Türkiye nin Ortadoğu dan kaynaklanan tehditlere karşı güvenlik önlemlerine katılması yönündeki taleplerine de bundan sonra sıcak bakamayacağını ve taahhüt altına giremeyeceğini bu şekilde ifade etmiştir. Bu Gelişmelerden Türkiye-Almanya İlişkileri Nasıl Etkilenir? Söz konusu gelişmelerin Türk-Alman ilişkilerini olumsuz etkilemesi kaçınılmazdır. Ancak, her iki ülke de, dış ve güvenlik politikalarının yanı sıra siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliği gerektiren birçok konuda birbirlerine ihtiyaç duyacak kadar kapsamlı ilişkiler içinde olduklarını unutmadan politika belirlemelidir. Uluslararası konjonktürün son derece değişken, istikrardan uzak ve hiç bir ülkenin tek başına mücadele edemeyeceği tehditlere açık olduğu akılda tutulmalıdır. Bugün belli bir öngörüye dayalı dış politika belirleyen ülkelerin yakın gelecekte radikal değişikliklere gitmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Almanya açısından bakıldığında aslında böyle bir süreç yaşanmıştır. 1990 lı yıllarda güçlü ekonomisi, AB nin ve NA- TO nun doğu Avrupa ya doğru genişlemesinin lokomotifi olan siyasi duruşuyla özgüveni en üst seviyelerde olan Almanya nın AB yi küresel süpergüç yapma hayali kısa süre sonra sekteye uğramıştır. Alman Dışişleri Bakanlığı nın üst düzey bir diplomatının ifadesiyle, Almanya 11 Eylül 2001 günü süpergüç ABD nin başına gelenleri görünce, bu 22

Stratejist - Temmuz 2017/2 hedefinden vazgeçmiştir. Dolayısıyla, Türkiye, Almanya nın son yıllarda yeniden şahlandığı anlaşılan, ancak coğrafi, siyasi, ekonomik ve kültürel temelleri bulunmayan AB nin küresel süpergüç olması hayalinden tekrar uyanmasını bir süre beklemek durumunda kalabilir. Sonuç: NATO nun Geleceği ve Türkiye nin İttifak İçindeki Konumu Almanya nın İncirlik krizi sonrasında askeri personelini ve silah sistemlerini Ürdün e taşımaya karar vermesi, ikili ilişkilerin yanı sıra, Türkiye nin NATO ile ilişkilerini de olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir. Alman hükümetinin parlamenterlerin ziyaret talebini bahane kılarak güvenlik riskleri içeren tek taraflı bir karar alması, NATO nun kurulduğu günden itibaren en önemli caydırıcı gücü olan dayanışma prensibinin sulandırılması anlamına gelecektir. İttifak ın iki önemli üyesi arasında yaşanan basit bir siyasi polemik konusunun, müttefiklerin ortak politikalar belirlenmesi sürecinde aksamalara yol açmasına olumsuz örnek teşkil edebilecektir. Böylesi bir gelişme, yakın çevresinde çok ciddi güvenlik sorunları ile mücadele etme zorunluluğu içinde olan Türkiye açısından İttifak güvencelerinin zayıflaması anlamına gelir. Bu gelişmeden (bir kez daha) çıkartılacak olan önemli sonuç, Türkiye nin ulusal savunma stratejilerinin, her türlü olasılığı dikkate alarak, kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi ve savunma sanayi alanında özel sektör kuruluşlarının ve bilim dünyasının yoğun katılımına imkan verecek şartların oluşturulması gerektiğidir. 23