KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ TG 1 ÖABT EDEBİYAT Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi amaçla olursa olsun, testlerin tamamının veya bir kısmının İhtiyaç Yayıncılık ın yazılı izni olmadan kopya edilmesi, fotoğrafının çekilmesi, herhangi bir yolla çoğaltılması, yayımlanması ya da kullanılması yasaktır. Bu yasağa uymayanlar, gerekli cezai sorumluluğu ve testlerin hazırlanmasındaki mali külfeti peşinen kabullenmiş sayılır.
AÇIKLAMA DİKKAT! ÇÖZÜMLERLE İLGİLİ AŞAĞIDA VERİLEN UYARILARI MUTLAKA OKUYUNUZ. 1. Sınavınız bittiğinde her sorunun çözümünü tek tek okuyunuz. 2. Kendi cevaplarınız ile doğru cevapları karşılaştırınız. 3. Yanlış cevapladığınız soruların çözümlerini dikkatle okuyunuz.
2015 ÖABT / TDE 1. Hami - Sami Dil Ailesi Akatça İbranice Arapça Ural Dil Ailesi Fince Macarca Samoyetçe Hint - Avrupa Dil Ailesi a. Asya Kolu Farsça Ermenice Hintçe b. Avrupa Kolu Germen Dilleri: İngilizce, Almanca, Flemenkçe Romen Dilleri: İspanyolca, Portekizce, Fransızca, İtalyanca, Latince Slav Dilleri: Lehçe, Rusça, Sırpça, Bulgarca TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENLİĞİ 3. barmış sözcüğünde bulunan -miş, öğrenilen geçmiş zaman ekidir. Bu ek tüm dönemlerde aynı şekilde kullanılmıştır. (A) -pan zarf-fiil eki, Köktürk ve Uygurlar (Mani) dönemlerinde kullanılmıştır. Budist Uygurlar Dönemi nde ise -p eki zarf-fiil eki olarak kullanılmıştır. (B) barbar ber- 14243 sözcüklerindeki b sesi korunmuştur. (C) Kelime içindeki b > w değişimi gerçekleşmiştir. sub > suw tabar > tawar eb > ev ablayu > awlayu gibi (E) mengileyür men ifadesinde men 1. tekil kişi ekidir. Yani sözcük hâlindedir. Henüz ekleşmemiştir. TG 1 5. törü - t fiilden fiil yapma eki (ettirgenlik eki işlerinde) fiil kökü (A) öt - ü - n - gil 2. teklik şahıs emir kipi fiilden fiil yapma eki yardımcı ses fiil kökü (B) şah + ı + m + ka yönelme hâl eki 1. teklik şahıs iyelik eki yardımcı ses isim kökü (C) törüt ve ötüngil sözcüklerinin kökü fiildir. (D) kılayın sözcüğü istek kipi ile çekimlenmiştir. (E) 2. Güneybatı (Oğuz) Türk Yazı Dilleri: Türkiye Türkçesi Türkmen Türkçesi Azerbaycan Türkçesi Gagavuz Türkçesi Güneydoğu (Çağatay) Türk Yazı Dilleri: Özbek Türkçesi Uygur Türkçesi Kuzeybatı (Kıpçak) Türk Yazı Dilleri: Kazak Türkçesi Kırgız Türkçesi Tatar Türkçesi Karaçay Türkçesi Karakalpak Türkçesi Balkar Türkçesi Nogay Türkçesi Kırım Türkçesi Kumuk Türkçesi Kuzeydoğu Türk Yazı Dilleri: Hakas Türkçesi Altay Türkçesi Tuva Türkçesi Yakutça Çuvaşça 4. pendi - ni Belirtme durum eki kutad - gay Sıfat-fiil eki tat - ıg Belirtme durum eki Belirtme durum ekleri: +Ig, +n, +ni Sıfat-fiil ekleri: -gan -gay -gii -ga -gma -miş -r, -Ar -maz 6. Eski Türkçe Dönemi nde -sar şeklinde olan şart eki Karahanlı Türkçesinde -sa şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. (A) ö - g - lüg isimden isim yapan ek fiilden isim yapan ek fiil kökü kö - k - i 3. tekil şahıs iyelik eki fiilden isim yapan ek fiil kökü (B) söz - i - n belirtme hâl eki 3. tekil şahıs iyelik eki isim kökü (D) meniz - e - t - ü zarf-fiil eki fiilden fiil yapan ek isimden fiil yapan ek isim kökü (E) C seçeneğinde yer alan ifade yanlıştır. Eski Türkçe ve Orta Türkçe dönemlerinde ol- fiili bol- şeklinde kullanılmıştır. 3
7. Harezmî nin Muhabbetname adlı eserinden alınmış olan manzume, aruzla yazılmış bir mesnevidir. Eserin British Museum ve İstanbul Millet Kütüphanesinde birer el yazması nüshası bulunmaktadır. Eser Harezm - Kıpçak Dönemi ne aittir. Mukaddimetü l-edeb Nehcü l-feradis Mü inü l-mürid Kısasü l-enbiya dönemin diğer eserleri arasındadır. 10. Verilen beyit Eski Anadolu Türkçesi dönemine ait eserlerden Mantıku t-tayr dan alınmıştır. çıkarısar sözcüğü Eski Anadolu Türkçesi dönemine aittir. Çünkü sözcük gelecek zaman eki ile çekimlenmiştir. Dolayısıyla beytin o döneme ait bir eserden alınmış olması gerekmektedir. Mukaddimetü l-edeb, Harezm - Kıpçak Dönemi ne ait bir sözlüktür. Sekiz Yükmek Uygur, Kutadgu Bilig Karahanlı dönemlerine ait eserlerdir. Hayretü l-ebrar Ali Şir Nevai ye yani Çağatay edebiyatına ait bir eserdir. 13. Selis, aruzun fe ilâtün fe ilâtün fe ilâtün fe ilün kalıbı ile Satranç, müfte ilün müfte ilün müfte ilün müfte ilün kalıbı ile Divan, fâilâtün fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbı ile Semai, mefâ ilün mefâ ilün mefâ ilün mefâ ilün kalıbı ile Kalenderî ise mef ûlü mefâilü me fâilü fa ûlün kalıbı ile yazılan şiirlerdir. 8. A, B, C ve E seçeneklerinde verilen bilgiler doğrudur. Zemahşerî tarafından kaleme alınan Mukaddimetü l-edeb Harezm şahı Atsız b. Muhammed b. Anuş Tigin e sunulmuştur. Arapça öğrenmek isteyenlere kolaylık olması açısından kısa cümlelerden oluşturulmuş olan eser beş bölümden ibarettir: İsimler Fiiller Harfler Fiil çekimi İsim çekimi Eserin birçok nüshası vardır. Bunlardan Yozgat ta bulunan nüsha en eski ve üzerinde en çok çalışma yapılan nüshasıdır. Almanya da bulunan Şuster nüshası ise içerisinde en fazla Türkçe kelime barındıran nüsha olması yönü ile dikkat çeker. 9. Türkçede süreksiz sert ünsüz p, ç, t, k ile biten sözcükler, ünlüyle başlayan bir ek aldığında p, ç, t, k ünsüzleri yumuşar ve b, c, d, g, ğ ye dönüşür. Bazı alıntı sözcüklerde yumuşama olmaz; ahlak ve hukuk bu sözcüklere örnektir. 11. Göç Destanı, Uygurların millî birliklerini sağlayan Kutlu Dağ adlı kayalığı Çinlilere hediye etmesiyle ülkede yaşanan uğursuzluk, kıtlık ve felaketleri konu alır. Yaratılış Destanı evrenin ve insanoğlunun, iyilik ve kötülüğün yaratılışını, düzenini anlatır. Bu konularla ilgili ilginç mitolojik yorumlar ortaya koyar. Oğuz - Kağan Destanı Hun hükümdarı Mete nin hayatını ve ülkesini genişletip oğulları arasında paylaştırmasını anlatmıştır. Ergenekon Destanı, Göktürklerin uğradığı bir düşman saldırısında az sayıda Türk ün Ergenekon denilen küçük bir yurtta çoğalmalarını ve demir dağı eriterek oradan çıkmalarını anlatır. Parçada anlatılan destan ise Türeyiş Destanı dır. 12. Sözlü Komposizyon, bağlam merkezli yöntemler arasındadır. Bu kuram Milman Parry ve Albert Lord tarafından şekillendirilmiştir. Kuramın formula / kalıp ve tema olmak üzere iki temel terimi vardır. Psikoanalitik Kuram, Freud un başlattığı ve halk bilimine evrilen kuramdır. Gelişme Kuramına göre insan ruhu her yerde aynı olduğundan birbirinden habersiz olan toplumlar benzer ürünler ortaya çıkarabilir. Edward B. Taylor bu kuramın temsilcisidir. İşlevsel Halk Bilimi antropolojik yöntem olarak da bilinir. Bu yönteme göre halk edebiyatı yaratmalarının metinleri değil, bu metinlerin oluşturulduğu ve yeniden yaratılıp nakledildiği bağlam önemlidir. Parçada tanıtılan kuram Performans Teorisi dir. 14. Yedekli koşma, dörtlüklerin beyitleri arasına değişik dizeler ya da mâni eklenilerek oluşturulan koşmalardır. (A) Zincirleme koşma, dize sonlarındaki kafiye sözcüğünün bir sonraki dizenin başında tekrarlanmasıyla meydana getirilen koşmalardır. (C) Musammat zincirbent koşma hem zincirbent hem de musammat koşmanın özelliklerini taşıyan koşmalardır. (D) Dedim - dedili koşma âşık ve sevgilinin dedim - dedi ifadelerle başlayan karşılıklı manzum söyleşmeleri ile oluşan koşmadır. (E) Ayaklı koşma koşmanın ilk dörtlüğünün ikinci ve dördüncü dizesinden sonra beş heceli bir dizenin getirilmesiyle oluşur. (B) 15. Halk Hikâyelerinin Bölümleri: Fasıl: Bu bölüm saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşur. Bölüm genellikle aruzun fâilâtün fâilatün fâilâtün fâilün vezniyle aruzu bilmeyenler de hece vezniyle söylenen bir divan ile başlar. Daha sonra bölüm tekerleme, koşma, semaî, destan ile devam eder. Döşeme: Bu bölümde olmayacak şeyler mizahi bir şekilde âşığın başından geçmiş gibi anlatılır. Dua: Asıl hikâyelerinin anlatıldığı bölümdür. Öncelikle Allah tan iyi dileklerde bulunulur. Duadan sonra ise asıl hikâye örgüsü başlar. Toy: Âşıkların birbirlerine kavuştukları ve düğünlerinin anlatıldığı kısımdır. Bu bölüme duvak kapama da denilir. 4
16. 19 yüzyıl âşıklarından olan Erzurumlu Emrah, Erzurum un Tambura köyünde doğmuş, Tokat ın Niksar ilçesinde ölmüştür. Medrese eğitimi görmüş, hem hece hem de aruzla şiirler yazmıştır. Öksüz Dede, 16. yüzyıl sonlarında III. Murat zamanında yaşamış yeniçeri şairlerdendir. Kul Himmet, 16. yüzyılın sonu ile 17. yüzyılın başında yaşamıştır. Türbesi Tokat ın Almus ilçesine bağlı Varzıl köyündedir. Dinî - tasavvufi düşüncelerini Alevi - Bektaşi felsefesine göre şekillendiren şair destanlar, ağıtlar, düvaz imamlar, nefesler söylemiştir. 17. yüzyılda yaşayan Kayıkçı Kul Mustafa âşıklar arasında yeniçeri şairlerin üstadı olarak kabul edilir. Osmanlıda, Cezayir de levent olduğundan Kayıkçı mahlasını almıştır. 17. Düldül, Hz. Ali nin; Siyah At ise Kamber in atının ismidir. Halk hikâyelerinde oldukça önemli bir yere sahip olan atlar âdeta kahramanların kardeşi gibidir. Bu nedenle de özel adları vardır. 19. Giriş bölümünde, perdede önce Hacivat görülür. Hacivat semai söyleyerek gelir. Semai bitince Off hay hak! diyerek yukarıdaki perde gazelini okur. Dünyanın faniliğinden, sahteliğinden, pirleri Şeyh Küşteri den ve dönemin padişahının cömertliğinden bahseder. 20. Süleyman Nazif tarafından Romeo ve Juliet e benzetilen, edebiyatımızdaki diğer örneklerinden daha üstün kabul edilen Leyla ve Mecnun mesnevisi Fuzuli ye aittir. Bu eser, edebiyatımızdaki en güzel Leyla ve Mecnun mesnevisi olarak kabul edilir. 21. Pitoresk, resimsel görüntü anlamını taşır. Şairin bir nesneyi resimsel olarak anlatmasıdır. Bu, öznel görüntü diye de adlandırılır. Evliya Çelebi de eserini resimsel görüntüler ve mizahi unsurlarla bezemiş, canlı tasvirlerle gördüklerini âdeta resmetmiştir. 24. Nailî, Neşati ve İsmetî sebkihindî şairlerindendir. Parçada tanıtılan şair ise Şeyhülislam Bahayi dir. 25. Adab-ı Zurafa adlı tezkire Ramiz e Hilye Hakani ye Mizanü l-hak Kâtip Çelebi ye Siname adlı mesnevi Hümami ye aittir. Fennî ise Sahilname si ile tanınır. 26. Güfti nin Teşrifatü ş-şuara adlı eseri Türk edebiyatında nazımla kaleme alınan ilk tezkiredir. Gelibolulu Âli nin Künhü l-ahbar adlı tarihi, tezkire de içerir. Âşık Çelebi nin Meşairü ş-şuara sı II. Selim e sunulmuştur. Eserde 426 şaire yer verilmiştir. Eser, giriş ve şair biyografileri olmak üzere iki bölümdür. Fatin in Hatimetü l-eş ar adlı tezkiresinde 672 şaire yer verilmiştir. Bu eser, Sicill-i Osmani ve Son Asır Türk Şairleri gibi eserlere de kaynaklık etmiştir. 18. Destanlara göre daha kısa olan koçaklamalarda yiğitlikten, kahramanlıktan söz edilir. Acıklı bir olayı konu alan ağıtlar sadece ölüm karşısında duyulan acı ile ilgili değil; yangın, sel, doğal afetler üzerinde de söylenebilir. Toplumun aksayan yönlerini, haksızlıkları, rüşveti, cehaleti mizahi bir dille anlatan koşmalara taşlama denir. Varsağı Güney Anadolu da yaşayan Varsak boyları arasında yaygın, kendine has ezgisi olan halk şiiridir. Bu şiirlerde bre, hey, behey gibi nidalara sıklıkla yer verilir. D seçeneğinde verilen manzume semai değil, güzelleme örneğidir. Bu tür şiirlerde güzellik, sevgi, aşk, hicran gibi konular işlenir. Semai genellikle hecenin 8 li kalıbı ile yazılır. Güzellemeye göre daha kıvrak ve canlı bir sahip olan semailerin kendilerine has özel ezgileri vardır. 22. Halef-i Hazret-i Rasûl-i Hudâ (Allah ın Resul ünün halefi), Server-i zümre-i hilâfettir (hilafet zümresinin serveri) ifadeleri bu mısraların medh-i Çıhar-yar-ı Güzin yani Dört Halife ye övgü bölümünden alındığını gösterir. Ayrıca Âhir-i enbiyaya evvel yâr / Sânî isneyn iz-hümâ fi l-gâr (nebilerin sonuncusunun ilk dostu, mağara arkadaşı) beytinde Hz. Ebubekir e gönderme yapılması, bu mısraların Dört Halife ye övgü bölümünden alındığının bir diğer işaretidir. 23. Divan şiirinde Haccac zalimliği, Nuşirevan adaleti ile tanınır. Ayrıca, beyitte adları geçen Cengiz harap etme, tarumar etme, yakıp yıkma özellikleri ile tanınırken Hz. Süleyman ise hükümranlığının uzun sürmesi, hayvanlarla konuşması, cinlere hükmetmesi gibi özellikleriyle bilinir. 27. Beyitlerle ilgili olarak A, B, C ve D seçeneklerinde verilen ifadeler doğrudur. Ancak Necati, Muhibbi yi değil; Muhibbi, Necati yi tanzir etmiştir. Çünkü Muhibbi, Necati den daha sonra yaşamış bir şairdir ve Necati nin Muhibbi yi tanzir etmesi mümkün değildir. 28. Cânâ zülâl-i vaslını ağyâr umar uşşâk umar Âb-ı sehâb-ı rahmete kâfir Müselmân teşnedür beytinde ilk mısrada geçen ağyâr ve ikinci mısrada geçen kâfir ; ilk mısrada geçen uşşâk ve Müselmân sözcükleri arasında anlam açısından paralellik bulunmaktadır. Divan edebiyatı şairleri rakibi ağyar, kâfir gibi sözcüklerle ifade ederlerken âşıkları uşşak, Müselman gibi sözcüklerle betimlerler. 5
29. Parçada bahsedilen roman anlayışı geleneksel sanat anlayışlarının tümüne karşı çıkan postmodernist anlayıştır. Bu anlayışta klasik anlatım tekniklerinin dışına çıkılmıştır. Gerçek, kurmaca ile iç içe işlenmiştir. Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Orhan Pamuk, Adalet Ağaoğlu, Bilge Karasu, Pınar Kür, Nazlı Eray, Latife Tekin, Elif Şafak, Nedim Gürsel postmodern anlayışla eserler kaleme alan sanatçılardır. Mustafa Kutlu ise bireyin iç dünyasını esas alan bir anlayışla eserler kaleme almıştır. Hikâyelerinde güçlü çevre tasvirleri yapar. Sanatçının samimi ve sade bir anlatımı vardır. 32. Parçada anlatılan sanatçı 1950 sonrası modernist kadın yazarlarından Leyla Erbil dir. Sanatçının parçada verilen eserlerinden başka Hallaç, Gecede, Eski Sevgili adlı hikâyeleri, Mektup Aşkları, Cüce, Üç Başlı Ejderha, Kalan, Tuhaf Bir Erkek adlı romanları bulunmaktadır. Seçeneklerde verilen diğer kadın sanatçılar da 1950 sonrası yazarlardır. Samiha Ayverdi ve Emine Işınsu millî - manevi yönü ağır basan romanlar kaleme almıştır. Nezihe Meriç ve Latife Tekin ise modern akımları benimseyen sanatçılardır. 35. Rıfat Ilgaz a ait Çocuklarınız İçin adlı şiirden alınan parça serbest nazım ve toplumcu şiir anlayışı ile yazılmıştır. Ezilmişlik, yoksulluk, çaresizlik, savaş, eşitlik gibi toplumla ilgili konuları ele alan bu anlayış sosyalizm, marksizm gibi felsefelerden yararlanmıştır. Bu anlayışla yazılan şiirlerin kitlelere seslenme ve onları harekete geçirme işlevi vardır. Hece ve aruzu bir yana bırakarak geleneksel dize örgüsünü değiştirme eğilimi sürdürmüşlerdir. Nâzım Hikmet bu anlayışın öncüsü kabul edilir. 30. Parçada boş bırakılan yere Hilmi Yavuz getirilmelidir. Hilmi Yavuz dilin ve estetiğin öne çıktığı şiirler yazmıştır. Şairliğin yanında felsefe ve kültür alanında eserler vermiştir. Şiirlerini her zaman geleneksel olanı yeniden üretmek üzerine kurmuştur. Divan şiirinin hayal dünyasından ve mazmunlarından sıkça yararlanmıştır. Bazı şiirlerinde nazire geleneğini serbest bir şekilde devam ettirmiştir. Yerli ve yabancı kültürün yanı sıra mitolojiden, halk hikâyelerinden, tasavvuftan da faydalanmıştır. Son dönemlerinde mistik eğilimler taşıyan şiirler yazmıştır. Sanatçının eserleri şunlardır: Bakış Kuşu, Bedreddin Üzerine Şiirler, Doğu Şiirleri, Yaz Şiirleri, Gizemli Şiirler, Ayna Şiirleri, Büyü sün Yaz 33. Soruda verilen parça Fakir Baykurt un Yılanların Öcü adlı romanından alınmıştır. Fakir Baykurt sosyal gerçekçi roman içindeki köy romanı türünün en başarılı sanatçılardan biridir. Köy gerçeğini konu edinen roman ve hikâye anlayışı 1945 te başlamış, 1970 lere kadar etkisini sürdürmüştür. Cumhuriyet Dönemi nde özellikle Köy Enstitülerinin kurulmasıyla köye ve köylüye bakış oldukça gelişmiştir. Bu tür roman ve hikâyelerde köylerdeki olumsuzluklar, cehalet, sağlıksız koşullar, köylülerin istismar edilişi, yaşanan aksaklıklar ve bunlara aranan çareler anlatılmıştır. Köy gerçeğini konu edinen sanatçılar: Abbas Sayar, Samim Kocagöz, Mahmut Makal, Fakir Baykurt, Kemal Bilbaşar, Dursun Akçam ve Talip Apaydın dır. Mustafa Necati Sepetçioğlu ise 1960 sonrası tarihî roman yazarlarındandır. Sanatçının Türk tarihini, Osmanlı nın kuruluş yıllarını, İstanbul un fethini, Çanakkale muharebelerini anlatan eserleri vardır. 36. Soruda verilen parçalardan I.si Servetifünun Dönemi yazarlarından modern romanın kurucusu olarak kabul edilen Halit Ziya Uşaklıgil e ait Mai ve Siyah adlı eserden alınmıştır. Parçada geçen mai bir sema, bārān-ı elmas ifadeleri romana ait önemli ipuçlarıdır. II. parça Cumhuriyet Dönemi yazarlarından bireyin iç dünyasını esas alan bir anlayışla eserler ortaya koyan Peyami Sefa ya ait Yalnızız romanından alınmıştır. Samim ve Meral Yalnızız ın önemli iki kahramanıdır. III. parça Millî Edebiyat Dönemi romanlarından, Yakup Kadri Karaosmanoğlu na ait Yaban dan alınmıştır. Parçada geçen memleket, savaş, cephe gibi kavramlar millî edebiyat roman anlayışı hakkında ipucu olabilecek sözcüklerdir. Bu bilgilere göre verilen parçaların dönemlerine göre baştan sona doğru sıralaması I - III - II şeklinde olacaktır. 31. Parçada bahsedilen sanatçı Cumhuriyet Dönemi yazarlarından tahlil ve eleştiri alanında ön plana çıkan Mehmet Kaplan dır. Mehmet Kaplan günümüz yazar ve tarihçilerindendir. Tanzimat Dönemi nden sonraki Türk edebiyatı ile halk edebiyatının birçok konusu ve şahsı üzerine incelemelerde bulunmuştur. Manevi değerlerimizi ortaya koyan eserler üzerinde çalışmalar yapmıştır. Şiir Tahlilleri, Roman Tahlilleri, Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar, Kültür ve Dil, Tevfik Fikret, Namık Kemal - Hayatı ve Eserleri yazarın önemli eserlerindendir. 34. Tarihî roman konusunu geçmişte yaşanan tarihsel olaylardan alan romandır. Namık Kemal in Cezmi, Mithat Cemal Kuntay ın Üç İstanbul romanları tarihî romana örnek gösterilebilir. İnce Memed töre romanı değil sosyal romandır. Toplumsal konuları ele alan bu tür romanlara Halide Edip Adıvar ın Sonsuz Panayır ı Yaşar Kemal in İnce Memedi örnek verilebilir. Fantastik romanlarda olağan ve olağanüstülük bir aradadır. Hüseyin Rahmi Gürpınar ın Gulyabani, Peyami Sefa nın Matmazel Noraliya nın Koltuğu, Nazlı Eray ın Arzu Sapağında İnecek Var adlı eserleri fantastik roman örnekleridir. Bahtiyarlık ise Ahmet Mithat Efendi ye ait köy romanıdır. 37. Muallim Naci, Tanzimat edebiyatının en önemli sanatçılarından biridir. Yazılarını Tarık, Saadet, Mürevved, Mirsad gazetelerinde ve Mecmua-i Muallim dergisinde yayımlamıştır. Şiir, anı, eleştiri, edebiyat tarihi gibi türlerde eserler vermiştir. Divan edebiyatının hemen her türünde aruzla yazdığı şiirler nedeniyle eski edebiyatın temsilcisi sayılmış fakat yeniye de tamamen karşı çıkmamıştır. Türk edebiyatının birdenbire değil, aşama aşama değişip yenileşmesi gerektiğini savunmuştur. Recaizade Mahmut Ekrem ve çevresindeki genç şairlerle girdiği tartışmalar, döneminde Türk edebiyatına yeni bir soluk getirmiştir. Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir olan Köylü Kızların Şarkısı nı yazmıştır. 6
38. Hüseyin Rahmi Gürpınar, Servetifünun Dönemi bağımsız sanatçılarındandır. Bireysel çizgide roman ve hikâyeler kaleme almıştır. Eserlerinin büyük bir bölümünü Ahmet Mithat çizgisinde sürdürmüş, ilk romanı Şık ı Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika ettirmiştir. Sanatçının eserlerinde natüralizm etkileri görülmüştür. Edebiyatı, özellikle de romanı yaşadığı toplumun bir aynası olarak gören Hüseyin Rahmi, döneminde Sokağı edebiyata taşıyan adam olarak anılmıştır. Servetifünun sanatçılarının aksine o, sanatını toplum için kullanmıştır. Ahmet Mithat gibi doğrudan halka seslenmiş, halkı eğitmeyi bir amaç saymıştır. Bu nedenle yer yer romanlarının akışını kesip bilgi vermiştir. Eserlerindeki kişiler ve tipler toplumun her kademesinden seçilmiş tiplerdir. Sanatçı bu kişileri ve olayları mizah yoluyla anlatmıştır. 39. Öz şiir anlayışı, Cumhuriyet Dönemi nde, Fransız şiirindeki sembolizm, parnasizm gibi akımlardan beslenen; söyleyiş kaygısını, ahengi ve ses akışını önemseyen bir akımdır. Öğretici bir amacı yoktur, sanat için sanat ilkesi ön plandadır. Öz şiir anlayışına sahip şairler şiirin bir dil işçiliği olduğunu düşünmüş ve sözcüklerin ses değerlerine önem vermişlerdir. Ölüm, yaşama isteği, doğa, aşk gibi lirik temalar işlemişlerdir. Baudlaire, Verlaine, Mallarme gibi şairlerin şiir tarzlarından da beslenen öz şiir şairleri arasında Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dıranas, Necip Fazıl Kısakürek, Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Osman Saba ve Yaşar Nabi Nayır sayılabilir. Sezai Karakoç ise biçim yönüyle II. Yeni yi içerik yönüyle dinî ve millî görüşleri yansıtan şiirler yazmıştır. 41. Falih Rıfkı önemli anı ve gezi, Cemil Meriç deneme ve eleştiri yazarlarımızdandır. Sabahattin Eyüboğlu denemeci ve çevirmendir. Nurullah Ataç önemli deneme ve eleştiri yazarlarımızdandır. C seçeneğinde verilen Selim ileri bilinç akışı tekniğine yakın bir teknikle eserler kaleme alan postmodernist yazarlarımızdandır. Dolayısıyla Selim İleri nin eserlerinin öğretici metin sınıflamasına girebileceği söylenemez. 42. Öğretmenin, dersin sonunda öğrencilerin ne tür kazanımlara ulaşacağını, neler öğreneceğini dersin başında öğrencilere bildirmesi derse güdüleme kavramıyla açıklanır. Soru öncülünde öğretmen, dersin sonunda dönemle alakalı soruları çözmekte zorlanmayacaklarını söyleyerek öğrencilere ulaşacakları kazanımı bildirmiş ve güdüleme basamağından faydalanmıştır. 43. Sanatsal metinler; estetik zevk ve duygu vermek amacıyla yazılan, dili sanatsal işleviyle kullanan, öznel bilgiler içeren, üslup kaygısı taşıyan metinlerdir. Öğretici metinler ise bilgi vermek amacıyla yazılan, dili göndergesel işlevi ile kullanan, açıklayıcı, tamamlayıcı anlatım türlerini kapsayan metinlerdir. Karalama Defteri söyleşi, Mağaradakiler ve Bu Ülke deneme, Bizim Akdeniz gezi yazısı türünde yazılmıştır. Yarın yarın ise postmodern bir roman örneğidir. 45. Tanrısal bakış açısında anlatıcı olaylara; dışardan, müdahale etmeden ve geniş bir perspektif ile bakar. Anlatıcı, kişinin zihninden geçenleri, içinde olduğu duygusal durumunu bilen olaylara tam olarak hâkim olan kişidir. Verilen metinde de tanrısal bakış açısı hâkimdir. 46. İlhan Geçer, Hisar şiiri temsilcilerindendir. Diğer seçeneklerde verilen şairler İkinci Yeni şiir anlayışıyla eser vermişlerdir. 47. Hikâye türü, olay ve durum hikâyesi olmak üzere iki farklı şekilde kaleme alınır. Durum hikâyelerinin en belirgin ve ayırt edici özelliği daha çok anlatımın ön planda olması hikâyenin belli bir olay üzerine kurgulanmamış olmasıdır. Durum hikâyelerinde hayatın bir kesiti anlatılır. Olay hikâyesi ise belli bir olayın etrafında gelişir, hikâyede asıl olan olay dır. Bunlardan hareketle seçenekler incelendiğinde D seçeneğinin durum, diğer seçeneklerin olay hikâyesi örneği olduğu görülecektir. 48. Ses Bilgisi - Telaffuz ünitesinin kazanımlarının ölçülmesini sağlayacak bilişsel alan basamağı uygulamadır. 40. Ahmet Haşim in sembolizm etkisi ile yazmış olduğu bu şiirde musiki ve şiir sanatı bir aradadır. Varlıklar oldukları gibi değil onların bizde uyandırdığı duygulara göre şiire yansıtılmıştır. Sembolist şairler kişisel duygularını, hislerini şiirlerinde anlatmıştır. 44. Bloom taksonomisine göre sadece hatırlamayı gerektiren bilişsel alan basamağı bilgi basamağıdır. Öğretmen I. soruda öğrencilerin şiirin şekil özellikleri bilgisini ölçmeyi hedeflemektedir. Dolayısıyla bu basamak bilgi basamağıdır. II. soruda öğretmen; bir bilgi bütününün ögelerini belirlemeyi, ögeler arası ilişkileri tespit etmeyi ve örgütleme ilkeleri açısından şiiri inceletmeyi amaçlamıştır. Bu basamak analiz basamağıdır. III. soru ise öğrencilere bilgi basamağında edindikleri bilgileri yorumlatmayı, kendi ifadeleriyle aktarabilmelerini sağlamayı amaçlayan kavrama basamağıdır. 49. Verilen kazanımdaki gibi üst düzey beceriler ölçülmek istenirken kullanılması en uygun değerlendirme türü yazılı yoklamadır. 50. Öğrencilerin soru soran ve cevap veren olmak üzere iki gruba ayrıldığı anlaşılmayan noktaların açığa çıkarılmasını amaçlayan tartışma tekniği zıt paneldir. 7