VAKIF ÇEŞİTLERİ
VAKIF NEDİR? Vakıf kelimesi Arapça kökenli olup, bir mülkü veya nesneyi tanrıya (veya hayır işine) adama anlamına gelmektedir. Diğer bir anlamı ise durmak, hareketsiz kalmaktır.
VAKIF TANIMI HAKKINDA FARKLI GÖRÜŞLER Ebu Hanife ye göre vakıf : Mülk bir malı vakfedenin mülkünde alıkoymak ve gelirini sadaka olarak vermekten ibarettir. İmam Muhammed ve Ebu Yusuf a göre ise: Vakıf, menfaati Allah ın kullarına ait olmak üzere, mülk bir aynı, Allah ın mülkü olarak temlikten devamlı olarak engellemek. şeklinde tanımlamışlardır.
VAKFİYE(VAKIF SENEDİ)LERDE GEÇEN KELİMELER VE ANLAMLARI EVLAT VELED KAVRAMLARI : Evlat, Arapça kökenli bir sözcük olup çocuklar anlamına gelmektedir. Bu sözcüğün tekeli veled dir. Yani veled, çocuk, evlat çocuklar anlamına gelmektedir. Veled kelimesi vakfiyede bir kez kullanıldığında, vakfedenin sadece çocuğu istihkak sahibi olur. Yani bu vakfın gelirlerinden ve mallarından sadece kendi çocuklarının yararlanması mümkündür. Torunlar buna dahil değildir.
Vakfiyede; Veled kelimesinin çoğulu olan Evlat iki defa kullanılmışsa; yani vakfeden çocuklarıma ve çocuklarımın çocuklarına beyanını vakıf senedinde kullanmışsa, vakıf bütün kuşakları içine alacaktır. Veled kelimesi vakıf senedinde üç kez zikredilmişşse sadece üç kuşak için değil bütün kuşaklar için geçerli olur.
Nesil ve Zürriyet kelimeleri vakıf senedinde geçiyorsa, bütün kuşakları kapsar. Erkek çocuklara yapılan vakıflara kız çocukları da dahil olur. Ancak kız çocuklara yapılan vakıflara erkek çocuklar dahil edilmez. Veled ve evla kelimeleri, müslim ve gayrimüslim evladı kapsar.
TEVLİYET(YÖNETİM-VAKIF İDARESİ) İslam Hukuku nda vakıf işlerinin yönetimi için Velayet, Osmanlı Hukuku nda ise yine aynı kökten gelen Tevliyet tabirleri kullanılmaktadır. Vakfın yönetimini üstlenen yani tevliyet haklarını elinde bulunduran kişiye mütevelli denir. Mütevelli vakıf senedindeki şartlara ve şer i hükümlere göre vakıf işlerini idare etmek üzere tayin olunan şahsa denilmektedir.
MÜTEVELLİDE ARANAN KOŞULLAR A-MÜTEVELLİNİN AKİL VE BALİĞ OLMASI Bir kimsenin mütevelli olabilmesi için akil yani aklı başında olması, akıl hastası olmaması ve mümeyyiz olması gerekmektedir. B-ADİL VE GÜVENİLİR OLMASI Bir kimsenin mütevelli olabilmesi için adalet vasfının yüksek olması gerekir. Mütevellinin emin birisi olması şarttır.
C-VAKIF İŞLERİNİ GÖREBİLECEK İKTİDARA SAHİP OLMAK(KİFAYET) Bir kimsenin mütevelli olabilmesi için vakıf işlerini bizzat yürütecek yeteneğe yani idareye muktedir olması gerekir. Bu bir geçerlilik koşuludur. Kişi vakıf işlerini yürütmekte aciz biri ise, bu durum mütevelli olarak atanmasına engeldir.
Ç-MÜSLÜMAN OLMASI Birçok İslam Hukukçusuna göre, mütevellinin Müslüman olması zorunludur. Hanefi ve bu mezhebi kabul eden Osmanlı Hukukçularına göre ise, mütevelli olarak atanacak kimsenin Müslüman olması şart değildir. Müslüman olmayan birinin de mütevelli olması mümkündür.
D-MÜTEVELLİNİN TEVLİYET GÖREVİNE İSTEKLİ OLMAMASI Bu koşul Osmanlı Hukukçuları tarafından ileri sürülmektedir. Tevliyet kendisine şart koşulmuş olmadıkça, tevliyet isteyen kişiye bu görev verilmez. Atanmışsa azledilmesi gerekmektedir.
E-TEVLİYET VE NEZARET GÖREVLERİNİN AYNI ŞAHISTA BİRLEŞMEMESİ ŞARTI Bu koşul da Osmanlı Hukukçuları tarafından benimsenmiştir. Bir kimse hem kontrol eden hem de kontrol edilen konumunda olamaz.
A-KENDİLERİNDEN YARARLANMA BAKIMINDAN VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-Avarız Vakıflar 2-Doğrudan Doğruya ayn ından Yararlanılan Vakıflar 3-Gallesinden(gelirinden) Yararlanılan Vakıflar
B-TEVLİYET (YÖNETİM) BAKIMINDAN VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-Mazbut Vakıflar a)selatin vakıfları b)mütevellisi Kalmayan Vakıflar c)idaresi Mazbut Vakıflar 2-Mülhak Vakıflar 3-Müstesna Vakıflar
D-YARARLANANLARI İTİBARİYLE VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-Hayri Vakıflar 2-Zürri Vakıflar
E-İŞLETİLMELERİ İTİBARİYLE VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-İcrae-i vahideli Vakıflar 2-İcrae-i Vahide-i Kadimeli Vakıflar 3-İcrateynli Vakıflar 4-Mukataalı Vakıflar
F-HUKUKİ BAĞLAYICILIĞI BAKIMINDAN VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-LazımVakıflar 2-Gayr-i Lazım Vakıflar
A-KENDİLERİNDEN YARARLANMA BAKIMINDAN VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-AVARIZ VAKIFLAR Geliri bir köy veya mahalle halkının beklenmedik ihtiyaçlarına harcanmak üzere tesis edilen vakıflara denilir. Avarız kelimesi arıza nın çoğuludur. Arıza ise hastalık, yangın, köy veya mahallede yoksullardan vefat edenlerin cenaze giderleri, hastalık nedeniyle iş ve kazançtan yoksun kalanların her türlü bakım ve harcamaları; köy ve mahallenin kaldırım, yol ve su yollarının bakım ve onarımı gibi, meydana gelmesi istenilmeyen ve beklenmeyen haller olup, geliri bu gibi hallere sarf edilmek üzere kurulan vakıflardır.
Avarız vakıfların gelirinden yararlanmak için din ayrılığı gözetilmemiştir. Koşulların oluşması halinde, o mahallede ya da köyde oturan, müslüman veya gayrimüslim fark etmeksizin vakıf gelirlerinden yaralanabilmekteydi. Avarız vakıfları şehir ve köy halkının en önemli Sosyal Güvenlik Kurumu niteliğindedir. Osmanlı Devletinde avarız vakıflar, Köy ve şehirde doğacak doğal afetler gibi,olağanüstü durumlarda insanlara yardım eden ve normal zamanlarda belediye ve bayındırlık finanse eden vakıflar olup, vakıfların insani boyutunu göstermek bakımından çok önemli kurumlar olduğu ve önemli işlevler yerine getirdikleri açıktır. Avarız vakıflar, daha sonra 1869 yılında belediyelere devredilmiştir.
2-DOĞRUDAN DOĞRUYA AYN INDAN YARARLANILAN VAKIFLAR Bu tür vakıflar; daha çok hayırsever kişiler tarafından yapılan ve vakfedilen hayır eserleridir. Okullar, Medreseler, Kütüphaneler, Hastaneler, Yetimhaneler, Yolllar, Köprüler, Kabristanlar, Göller, Karakollar ve misafirhaneler bu çeşit vakıflara örnek teşkil eder. Bugünkü hukukumuzdaki karşılığı kamu hizmetinde kullanılan ve kamunun yararlanmasına terk ve tahsis edilen kamu mallarıdır. Zengin fakir ayrımı yapılmaksızın herkesin yararlandığı yollar, köprüler,karakollar, üniversiteler, okullar ve benzeri Hayri eserlerde olduğu gibi, sadece yoksulların yararlanabileceği hayır eserleri de vardır.
3-GALLESİNDEN(GELİRİNDEN) YARARLANILAN(İNTİFA OLUNAN) VAKIFLAR Bu çeşit vakıflar doğrudan doğruya değil de, geliri ile intifa olunan vakıflardır. Okul, hastane ve cami gibi hayır kurumlarının giderlerini karşılamak için, vakıflar tarafından bunlara gelir sağlayacak taşınır ve taşınmaz mallar tahsis edilir. Bu mallar işletilir ve elde edilen gelirler hayır kurumlarına veya doğrudan doğruya yoksullara verilir.
B-TEVLİYET (YÖNETİMİ) BAKIMINDAN VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-MAZBUT VAKIFLAR (EFKAF-I MAZBUTA) Doğrudan doğruya Evkaf Nezareti(ŞimdikiVakıflar Genel Müdürlüğü) tarafından idare olunan vakıflardır. Tüzel kişilikleri vardır. Vakıflar Kanunu nda ise Mazbut vakıf: Bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıfları ifade eder. Şeklinde tanımlanmıştır.
a.selatin (selatin-izam=ulu Sultanların) Vakıfları Bu vakıflar Osmanlı Sultanları ile mensuplarına ve yakınlarına ait vakıflardır. b.mütevellisi Kalmayan Vakıflar Vakıf tüzel kişiliği temsilcisiz kalamayacağından bu tür vakıfların mütevelliliğine Evkaf Nezareti tayin edilmiştir.evkaf Nezareti nin buradaki hukuki niteliği atanmış mütevelliliktir. c.idaresi Mazbut Vakıflar Mütevellileri mevcut olduğu halde idaresi Evkaf Nezareti nce yürütülen vakıflara denir. Yönetimleri yine vakıf tarafından atanan mütevellilerinde olduğu halde, mütevellilerine belli bir maaş tahsisi ile vakıf işlerine karıştırılmayıp doğrudan doğruya Evkaf Nezareti tarafından idare olunan vakıflardır.
2-MÜLHAK VAKIFLAR (EVKAF-I MÜLHAKA) Evkaf Nezareti nin (Şimdi Vakıflar Genel Müdürlüğü nün) nezaret ve kontrolü altında mütevelliler tarafından idare olunan vakıflardır. Bu çeşit vakıflar genellikle sahih vakıflardır.vakıf işlerinin mütevelli yürütür. Evkaf Nezareti nin sadece nezaret(denetim) hakkı vardır. Bu vakıflar tüzel kişiliğe haiz olan vakıflardır. Vakıflar Kanunu nda ise Mülhak vakıf: Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve yönetimi vakfedenlerin soyundan gelenlere şart edilmiş vakıfları ifade eder. şeklinde tanımlanmıştır.
3-MÜSTESNA VAKIFLAR Evkaf Nezareti nin kontrol ve müdahalesi olmadan, doğrudan doğruya mütevellileri tarafından idare olunan vakıflardır.
C-MÜLKİYET BAKIMINDAN VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-SAHİH VAKIFLAR Bunlar, konusunu mülk arazi veya diğer mülk menkul ve gayr-i menkul malların teşkil ettiği vakıflardır. Esasen terim olarak vakıf denilince akla gelmesi gereken vakıf türü bu vakıflardır.sahih olmayan vakıflar sonradan ortaya çıkmışlardır. Bu tür vakıflarda vakfedilen menkul ve gayri menkuller vakfın malvarlığını oluşturur. Bunlar vakfiyede belirtilen şekilde mütevelliler tarafından idare olunur.
2-GAYRİ SAHİH VAKIFLAR Devlet Başkanı veya onun izniyle, Devlet arazisi üzerinde meydana getirilen vakıflardır. Miri (Devlete ait) araziden olan bir yerin yararlanma hakkı vakfedilirse, buna Gayri Sahih Vakıf denilir. Burada arazinin kuru mülkiyeti devlete aittir. Buna vakıf denmesinin nedeni devamlı bir tahsis olmasından ileri gelmektedir. Yani devlet, eğitim, sağlık, ve sosyal güvenlik hizmetleri gibi bazı hayır amaçlı kamu hizmetlerinin finansmanı için devlete ait miri arazinin gelirlerini vakıf adıyla devamlı olarak tahsis etmektedir. Osmanlı Devleti zamanında devletin eğitim, sağlık ve birçok sosyal hizmetler gayr-ı sahih vakıflar aracılığıyla yürütülüyordu.
D-YARARLANANLARI İTİBARİYLE VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-HAYRİ VAKIFLAR Doğrudan doğruya kurbet kastıyla kurulan ve bütün insanlara veya sınırlı bir kesim insana(örneğin fakirler ve kimsesizlerin yararına) tahsis edilen vakıflardır. Bu gibi vakıflarda esas amaç, kurbet yani, sevap ve ibadet anlamında bir fiil işlemektir.
2-ZÜRRİ VAKIFLAR Zürri Vakıflar; vakfedenin zürriyetinden olanların, bu vakıftan yararlanmalarını kabul eden vakıflardır. Kısaca vakfedenin ailesinin yararlandığı vakıflara zürri vakıflar denir. Zürri Vakıfların amacı vakfedenin aile fertlerinin vakıftan yararlanmasına olanak sağlamaktır. Bu vakıfların caiz olup olmadığı tartışmalıdır. Miras hükümlerini bertaraf etmek amacı taşımaması şartıyla caiz olduğu görüşü Türk Hukuk Tarihi nde benimsenmiştir.
E-İŞLETİLMELERİ İTİBARİYLE VAKIF ÇEŞİTLERİ 1-İCRAE-İ VAHİDELİ VAKIFLAR Normal kira akdi ile işletilen vakıflara denir.icrae-i vahideli vakıflar, vakıf mütevellileri veya Evkaf İdaresi tarafından ay ve yıl gibi geçici bir süre için kiraya verilerek yönetilen vakıflardır. 2-İCRAE-İ VAHİDE-İ KADİMELİ VAKIFLAR Eskidennormal kira akdi ile yönetilmekteyken kira süresinin sonunda belirli bir ücret karşılığında kiracıların ve bunların ölümü halinde de varislerinin elinde bırakılan vakıf arazileridir.
3-İCRATEYNLİ VAKIFLAR İcrateynli vakıflar, vakfın mütevellisi tarafından icrae-i muaccele adıyla taşınmaz malın değerine yakın peşin alınan bir bedel ve her yıl sonunda da icrae-i müeccele adıyla alınan bir kira bedeli karşılığında isteklerine verilen bina ve arazi cinsinden vakıf alanlarıdır.bu işlem sonucu söz konusu taşınmaz mallara yaşadığı süre tasarruf etme hakkına sahip olan kiracının bu hakkı ölümden sonra da varislerine geçmektedir. İcrateynli taşınmazların mülkiyeti vakfına, intifa hakkı da kiracısına ait bulunmaktaydı. Vakıflar Kanunu nda ise İcareteynli vakıf: Değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
ORTAYA ÇIKIŞI Kanuni devrinde, İstanbul daki peşpeşe yangınlar üzerine vakıf mallarının çoğu harab olmuş, harab olan vakıf mallarının tamiri için yeterli kaynak ve de normal kira akdi ile bunları kiralayacak kiracı bulunamamıştır. Bunun üzerine, kiracıdan vakıf malın kıymetine yakın icâre-i muaccele adıyla peşin kira bedeli alıp vakıf malı tamir ettirmek ve periyodik olarak icâre-i müeccele adıyla cüz i bir kira bedeli alınarak vakıf malı kiraya vermek usulü yani icâreteyn usulü gündeme gelmiştir. İcâreteyn muamelesinin yapılabilmesi, daha doğrusu bir vakfın, icâreteynli vakfa çevrilebilmesi için vakıf malın harab olması, tamiri için geliri bulunmaması, normal kira akdi ile kiracı bulunmaması ve de mahkemenin kararı ile padişahın tasdiki gibi şartlar aranmaktadir.
İcâreteyn muamelesi, hukukî mahiyeti itibariyle uzun süreli bir kira akdidir (icâre-i tavile). İcâreteyn mutasarrıfının sahip olduğu tasarruf hakkı ise, nev i şahsına münhasır bir sınırlı aynî haktır. Zira icâreteyn mutasarrıfı, bu hakkını istediği şekilde kendisi kullanabildiği gibi, başkasına devredebilmekte ve mirasçılarına da intikal ettirebilmektedir.
MUTASARRIFIN HAKLARI Vakıf mala, icâreteyn usulü ile kiracı olan şahsın icâre-i muaccele veya icâre-i müeccele şeklinde borçları ve intikal hakkı, tasarruf hakkının ferâğı gibi hakları vardır. İntikal hakkı: İcâreteynli vakıf üzerindeki tasarruf hakkı, vefat ettiğinde, belli kaideler çerçevesinde mirasçılarına intikal edebilecektir. Tasarruf hakkının ferâğı: İcâreteyn mutasarrıfının, sahibi olduğu tasarruf hakkını, bedelli veya bedelsiz olarak, başkasına devredebilme hakkıdır.
4-MUKATAALI VAKIFLAR Vakıf malların uzun süreli kiraya verilme şekillerinden biridir.esasen mutasarrıfa tanınan üst hakkı niteliğindedir.peşin alınan peşin kira bedelinin yanında periyodik olarak da cüzi bir kira bedeli alınır. İcrateynli vakıflarda görülen usulde olduğu gibi, zorunlulukların doğurduğu koşullar içince ve başka bir çözümün kalmadığı zamanlarda başvurulan bir yöntem olup, vakfedilen bir arsa üzerinde mutasarrıf a üst hakkı tanınması, mutasarrıfın vakfedilen arsa üzerinde mülkiyeti kendisine ait olmak üzere bina yapmasına ve ağaç dikmesine izin verilmesidir.bunun karşılığında mukataa adı verilen kira bedeli ödenecektir.
Vakıflar Kanunu nda ise Mukataalı vakıf: Zemini vakfa, üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Şeklinde tanımlanmıştır. Bir vakfın mukataalı vakıf haline çevrilebilmesi için, icâreteynli vakıflarda aranan şartlar aranmaktadır. Bunların onlardan tek farkı, padişahın tasdikinin aranmaması ve sadece mahkeme kararı ile mukataalı vakfa çevrilebilmesidir. Ayrıca mukataalı vakıflarda yapılan ve tamir edilen bina mutasarrıfın mülkü olmaktadır; icâreteynli vakıflarda ise vakfa ait olmaktadır.
Mukataalı vakıf mutasarrıfının iki mükellefiyeti bulunmaktadır: Birincisi, muaccele adıyla alınan peşin kira bedelidir. İkincisi ise, mukataa veya icâre-i zemin denilen periyodik kira bedelidir. Mukataa bedelinin ecr-i misil seviyesinde tutulması gerekir.
Bu borçlarına karşı sahip olduğu haklar ise şunlardır: Mülkiyet Hakkı: Evvelâ, inşa ettiği veya diktiği bina ve ağaçların mülkiyet hakkına sahip olur. İntikal Hakkı: Diğer taraftan, bu bina ve ağaçlar, araziden ayrı olarak miras kaidelerine göre mirasçılarına intikal eder.
HUKUKİ BAĞLAYICILIĞI BAKIMINDAN 1-LAZIM VAKIFLAR VAKIF ÇEŞİTLERİ Bu çeşit vakıflar, feshi mümkün olmayan vakıflardır. Vakfeden veya mirasçısı bu tür bir vakıftan dönemeyecektir. 2-GAYR-İ LAZIM VAKIFLAR Bu çeşit vakıflar sahih olarak kurulsa bile, vakfeden veya mirasçıları tarafından fesih edilebilen vakıflardır.
KAYNAKÇA 1- YUSUF ULUÇ-AÇIKLAMALI, İÇTİHATLI VAKIFLAR HUKUKU MEVZUATI