EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR
EĞİTİM VE ÖĞRENME İLİŞKİSİ Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir. Eğitim ister kasıtlı olarak okullarda yapılsın(formal eğitim) isterse gelişigüzel bir biçimde bireyin içinde yaşadığı tüm çevrede yapılsın(informal eğitim) sadece istendik öğrenmeleri kapsar. Okullarda kazanılan kopya çekme,argo konuşma vb davranışlar istenmedik davranışlar olup,eğitimin hatalı yan ürünü olarak ortaya çıkabilir.
KALIM-UYUM-ÖĞRENME Uyum: Organizmanın yaşamını sürdürmesi,büyük ölçüde çevresindeki değişmelere başarılı olarak uyum sağlama yeteneğine bağlıdır. Etkin uyum sağlama ise öğrenmeyle mümkündür. Örn: Güçsüz olan hayvanın kavgadan kaçması,yaşamını sürdürmesi yani kalımı,duruma uygun tepkide bulunmasına bağlıdır. İnsan belirli gereksinimlerini otomotik olarak karşılama sistemlerine sahiptir. Örn: Nefes alma,vücut sıcaklığı yükseldiğinde terleme yoluyla vücudun sıcaklığı düzenlemesi, kan şekeri düştüğünde normale dönünceye kadar kana şeker salgılaması. Doğuştan gelen Refleksler de yaşamı sürdürmeyi yani kalımı sağlamaktadır.bu uyum sürecine hemostatik mekanizma denir.
Öğrenmenin tek bir tanımı olmayıp genel olarak Öğrenme: Büyüme ve vücutta değişik etkilerle oluşan geçici değişmelere atfedilemeyecek,yaşantı ürünü olarak meydana gelen davranıştaki nispeten kalıcı izli değişmedir. Organizma yaşamını sürdürebilmek için çevresindeki hangi öğelerin, kalımı için olumlu, hangi öğelerin yaşamını engelleyici,hangi öğelerin de nötr olduğunu öğrenmek durumundadır.öğrenme, organizmanın ya da bireyin çevreye uyumunda temel bir araçtır.
Davranışta gözlenebilir bir değişme olması, Davranıştaki değişmenin nispeten sürekli olması, Davranıştaki değişmenin yaşantı kazanma sonucunda olması, Davranıştaki değişmenin yorgunluk,hastalık, ilaç alma vb. etkenlerle geçici bir biçimde meydana gelmemesi, Davranıştaki değişmenin sadece büyüme sonucunda oluşmaması gerekir.
Davranıştaki değişmenin sürekli olması ne demektir? Yaşantı ne demektir? Bireyin çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda bireyde kalan izdir. Ancak bireyin çevresiyle yaptığı her türlü etkileşim bireyde iz meydana getirmez.yaşantının oluşabilmesi için, etkileşimin yaşantı eşiğini aşması gerekir. Davranış: Organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür. Örn: Konuşma, yazma, düşünme,kalbin çalışması.
DAVRANIŞ Doğuştan gelen davranışlar Refleks Geçici Davranışlar Alkol Sonradan kazanılan davranışlar Ağlama ile yaptırmak Planlı eğitim ürünü davranışlar İstendik Davranışlar Gelişigüzel kültürleme olan davranışlar İstenmedik Davranışlar Kötü kültürel koşullar altında kazanılar davranışlar ev,sokak Eğitimin hatalı yan ürünü olan davranışlar
Doğuştan gelen davranışları eğitim ile değiştiremeyiz. Örneğin;gözbebeklerinin şiddetli ışıkta küçülmesi,az ışıkta büyümesi bir refleksif davranıştır ve eğitim yoluyla değiştirilemez. Örneğin:Kalp kasının çalışması da bir davranıştır fakat eğitim yoluyla müdahale edilemez.
Alkol,uyuşturucu madde hastalık gibi çeşitli etkilerle ortaya çıkan ve bu etki ortadan kalktıktan sonra yok olan davranışlar Geçiçi Davranışlardır. Örneğin:Bir kişinin yüksek ateş nedeniyle yaptığı konuşmalar geçici davranışlardır Ateşin etkisi geçtiğinde birey yaptığı konuşmaları hatırlamayabilir. Doğuştan gelen davranışlar gibi geçici davranışlarda kalıcı izli davranışlar olmadığından eğitim alanına girmez.
Doğuştan getirilmeyen öğrenme ürünü olan davranışlar Sonradan öğrenilen davranışlardır. İnsanların çevreleriyle etkileşimi sonucunda kazanılırlar. Örneğin:Ağladığında her istediğini yaptıran bir çocuğun sonraki zamanlardada bu eylemi gerçekleştirerek davranışı tekrar edecektir. Bu tür davranışlar yani organizmanın doğrudan ya da dolaylı olarak ölçülebilen,gözlenebilen etkinlikler eğitimin alanına girer.
Planlı Eğitim Yoluyla,yani Kasıtlı Kültürleme Ürünü Davranışlar Planlı eğitim( kasıtlı kültürleme) ürünü davranışlar;okullarda ya da değişik kurumlarda bir plan uyarında kazandırılmaya ya da değiştirilmeye çalışılan istendik nitelikteli davranışlardır. Örneğin:Eğitimin tanımını söyleme. Çevre kirliliğini önlemek için başkalarını uyarmak,piyano çalmak gibi planlı eğitim sürecinde kazandırılmaya çalışılan davranışlardır. Not:Eğitim yoluyla her zaman istendik nitelikteki davranışlar kazandırılmaya çalışılır.ancak bazen eğitimin hatalı yan ürünü olarak,istenmeyen davranışlar da meydana gelebilir.kopya çekmek gibi
Gelişigüzel Kültürleme Ürünü Olan Davranışlar Belli bir yeri ve bir plana bağlı olmayan yaşam içinde kendiliğinden kazanılan davranışlardır. Örneğin:Bireyin evde,sokakta çevresiyle belli bir düzeydeki etkileşimleri sonucunda kazandığı davranışlardır. Bu davranışlar iyi bir çevrede ise olumlu yönde insanlara saygı duymayı,sevmeyi,güzel konuşmayı Kötü bir çevrede ise olumsuz yankesicilik,yalan söyleme,sigara içme gibi olumsuz davranışlarıda öğretmektedir.
KAVRAMLAR Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma sürecidir. Formal eğitim: Eğitimin kasıtlı olarak okullarda yapılanına denir. İnformal eğitim: Gelişi güzel bir biçimde bireyin içinde yaşadığı çevre vasıtasıyla yapılan eğitimdir. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir. Öğretme: Öğrenmeyi sağlama faaliyetidir. Davranış: Organizmanın gözlenebilen ya da gözlenemeyen açık ya da örtük etkinliklerinin tümüdür. Örn: Konuşma, yazma, düşünme,kalbin çalışması. Kaynak:Nuray Senemoğlu, Gelişim Öğrenme ve Öğretim,Kuramdan Uygulamaya, Kurtman Ersanlı, Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar
Pavlov un, köpeklerin mide ve tükürük salgılarını çalışırken köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda salya salgılaması,dikkatini çekmiştir. Köpeğin tükürük bezi kanalına ameliyatla bir tüp bağlamış ve ses geçirmez bir deney hücresine koymuştur.
KOŞULLAMA SÜRECİ Pavlov önce metronomla ses vermiş, köpek bu uyarıcıya sadece başını çevirmiş, kulaklarını dikmiştir. Sesi verdikten hemen sonra et tozu içeren bir eriyik vermiştir. Ses ile et tozunu birkaç kez art arda verdikten sonra,sesi tek başına verdiği durumda da salya tepkisinin meydana geldiğini görmüştür.
Et= Koşulsuz uyarıcı Salya= Koşulsuz tepki Etle ilişkili olmayan ses= Nötr uyarıcı Koşulsuz uyarıcı ile birlikte verilerek onun etkisini kazanması sağlandıktan sonra tek başına ses verildiğinde, meydana gelen salya salgılama tepkisi =Koşullu tepki Zil= Koşullu uyarıcı
KOŞULLAMA İLKELERİ Bitişiklik Bilgilendiricilik/Habercilik Pekiştirme Sönme Kendiliğinden geri gelme Genelleme Ayırt etme Birden fazla uyarıcıya koşullanma Gölgeleme Engelleme Öğrenilmiş Çaresizlik
Bitişiklik: Koşullu ve koşulsuz uyarıcıların verilme zamanlarının birbirine yakın olması önemlidir. Koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcıdan yarım saniyelik bir süre önce verildiğinde en etkili koşullama oluşur. Koşullu ve koşulsuz uyarıcıların art arda verilmesi durumuna bitişiklik adı verilmektedir.
Habercilik: Klasik koşullamanın meydana gelebilmesi için koşullu uyarıcının, kendisinden sonra koşulsuz uyarıcının geleceğine ilişkin haber verici olmalıdır. Yani önce ses (Koşullu uyarıcı) sonra et (Koşulsuz uyarıcı) verildiğinde koşullama meydana gelmektedir. Ses etin geleceğinin habercisi olmakta böylece köpeği sese koşullamak kolaylaşmaktadır.
Pekiştirme: Koşulsuz uyarıcının meydana getirdiği etkidir. Koşulsuz tepkiyi (salya) meydana getiren koşulsuz uyarıcıya (et)=birincil pekiştireç Koşullu tepkiyi meydana getiren koşullu uyarıcıya(ses)= ikincil pekiştireç
Genelleme: Ses ve et yeterince birlikte verilerek ete karşı yapılan tepki (salya) tek başına ses verildiğinde de orijinal sese benzer farklı tonda seslere de aynı tepki gösterilmektedir. Verilen sesler orijinal sese ne kadar benzerse o derece tepki verilir ya da tepki azalır.
Ayırt Etme: Ayırt etmede, genellemenin tersine organizmanın koşullama sürecinde kullanılan koşullu uyarıcıyı diğerlerinden ayırt ederek tepkide bulunma eğilimidir. Koşullu tepkinin, tek bir koşullu uyarıcıya karşı meydana gelmesidir.
Sönme: Koşullu uyarıcı (ses) tek başına koşullu tepkiyi(salya) meydana getirdikten sonra uzun süre koşulsuz uyarıcı (et) olmadan, koşullu uyarıcı (ses)tek başına verildiği zaman bir süre sonra koşullu tepkinin (salya) azaldığı ve yok olduğu görülür. Koşullu uyarıcının artık tek başına koşullu tepkiyi oluşturamamasına SÖNME denir.
Kendiliğinden Geri Gelme: Sönme olayından sonra,herhangi bir eğitim yapılmamasına ve ortama herhangi bir pekiştirici uyarıcı konmamasına rağmen davranışın kendiliğinden yapılmasına kendiliğinden geri gelme denir.
Birden fazla uyarıcıya koşullanma: Örneğin:Işık (ikinci koşullu uyarıcı) önce,ses(birinci koşullu uyarıcı) sonra olmak koşuluyla birkaç kez ikisi birlikte verildiğinde,daha sonra tek başına ışığın da salya tepkisi meydana getirdiği gözlenmektedir.
Gölgeleme: İki koşullu uyarıcı birlikte verildiğinde koşullanma daha çok dikkati çeken koşullu uyarıcıya karşı meydana gelmekte,diğerini ise etkisiz bırakmaktadır.bu duruma gölgeleme denir.
Öğrenilmiş çaresizlik: Seligman, bazı klasik koşullanma deneylerini analiz etmiş ve klasik koşulllanma deneylerinde organizmanın çaresiz olduğunu ve çaresizliği öğrendiğini ileri sürmüştür. Organizma ne kadar çaba harcarsa harcasın durumu değiştiremeyeceğini öğrenerek pasif kalmakta ve bu pasifliği de tüm istenmeyen durumlara genellemektedir.
Galatasaraylı futbolcuların Fenerbahçe maçından önce,daha önceki maçlarda aldığı sonuçlar akıllarına gelmekte (6-0, 4-0, 3-2, 4-3) ve Galatasaraylı futbolcular Ne yaparsak yapalım yine kazanamayacağız diyerek,daha az çalışmakta ve yine başarısız olmaktadır. (ÖSYM)
Klasik Koşullanmanın Eğitim Açısından Doğurguları Bazı çocukların mutlu ve istekli bir şekilde bazılarının da ağlayarak ve korkarak okula gitmelerinin nedeni acaba nedir? Çocukların farklı duygulara sahip olmalarının nedeni ; okul ile çevrelerinde kendilerine mutluluk veren ya da kaygı korku yaratan uyarıcıları ilişkilendirmeleridir. Okul başlangıçta nötr bir uyarıcıdır. Çocuk okula ilk gittiği gün kendisini seven yumuşak davranan kendisiyle oynayan bir öğretmenle karşılaştıysa bu sevecen öğretmenin yarattığı olumlu etki öğretmenle birlikte olan okul tarafından da paylaşılacak öğretmenin oluşturduğu mutluluk duygusunu okul da meydana getirecektir.
Mama yeme (Koşulsuz uyarıcı) Mutluluk(Koşulsuz tepki) Sevecen anne(koşullu U.) +Mama yeme(koşulsuz T.) Mutluluk(Koşulsuz tepki) Sevecen Görüntülü kişi( Koşullu U.) Sevecen Öğretmen(Koşullu U.) Mutluluk(Koşulsuz tepki) Mutluluk(Koşulsuz tepki) Okul(Koşullu U.)+Sevecen Öğr.(Koşullu U.) Mutluluk(Koşulsuz tepki) Okul(Koşullu U.) Mutluluk(Koşulsuz tepki)
Sıkıcı,soğuk,olumsuz bir olması durumunuda olumsuz duygular okula karşı olumsuz tutum oluşturabilir. Cezalandırıcı Öğr.(Koşulsuz U.) Korku,nefret,vb duygular(koşulsuz T.) Okul(Koşullu U.)+Cezalandırıcı Öğr.(Koşulsuz U.) duygular(koşulsuz T.) Korku,nefret,vb Okul(Kşullu U.) Korku,nefret,vb duygular(koşulsuz T.) Kaynak:Nuray Senemoğlu, Gelişim Öğrenme ve Öğretim,Kuramdan Uygulamaya, Kurtman Ersanlı, Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar