Harf-i cerlerin fiile ayrı ayrı



Benzer belgeler
HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

İsimleri okumaya başlarken- و ب س ي د ن ا - eklenmesi ve sonunda ع ن ه ر ض ي okunması en doğrusu.

İkili Simetrik Kitap ❸

(Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. (Fâtiha, 1/5)

Sıra no Sûre Adı. Âyet sayısı O.B.E.B

YILLIK DERS PLANI DERSİN ADI : KUR AN-I KERİM EK ÖĞRETİM 5.KUR (HATİM) ÖĞRETİM YILI: KURSUN ADI : KUR AN KURSU SINIF / DÖNEM :...

Kur ân-ı Kerîm sûrelerinin sondan sayılması 1

Uzun ve kısa sûreler. Uzun sûreler kümesi

Damla Yayın Nu: Editör Mehmet DO RU. Dil Uzman lyas DİRİN. Görsel Tasar m Uzman Cem ÇERİ. Program Gelifltirme Uzman Yusuf SARIGÜNEY

19 lu gruplar halinde sûrelerin sondan sıra numaraları ile âyet sayıları 1

İkili Simetrik Kitap ❷

Zengin Sayılar (abundant numbers or excessive numbers) σ(n) > 2n

İkili Simetrik Kitap ❷

Öğretim İlke ve Yöntemleri 1

İkili Simetrik Kitap ❷



İkili Simetrik Kitap ❷

Sûre adı no. sayısı no


HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

İkili Simetrik Kitap ❷

Ne kadar kötü ب ئ س Temel-esas. Alçattı-küçük

İman; Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine ve âhiret gününe iman etmendir. Keza hayrı ve şerriyle kadere inanmandır.

Sıra umaraları Kümesi ve Âyet Sayıları Kümesi


Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI


Âyet Sayısı Sıra umarasından Büyük Olan Sûreler




MEKANLAR - toplu halde -

Durûs Kitabı 1. Cilt Gramer Kuralları. Üç Hareke

Allah, ancak samimiyetle ve kendi rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder. (Nesâî, Cihâd, 24)

2015 YILI MEZİTLİ MÜFTÜLÜĞÜ

Kur ân-ı Kerîm den İçinde Hitabı Geçen Ayetler 2/Bakara 104: 2/Bakara 153: 2/Bakara 172 2/Bakara 178 2/Bakara 183

40 HADİS YARIŞMASI DİKKAT 47'DEN 55'E KADAR Kİ HADİSLERİN ARAPÇA METİNLERİ DÜZELTİLMİŞTİR. SINIFI 5-6,7-8 1-) 9-10,11-12 SINIFI 5-6,7-8 2-) 9-10

EV SOHBETİ DERSLERİ. Biz insanı en güzel biçimde yarattık. (Tîn, 95:4)

Bir kişinin kalbinde iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz. (İbn Hanbel, II, 349)

DUA KAVRAMININ ANLAMI*

Onlardan bazıları. İhtilaf ettiler. Diri-yaşayan. Yüce. Sen görüyorsun ت ر dostlar. ..e uğradı

İmam Tirmizi nin. Sıfatlar Hususundaki Mezhebi

MARDİN MÜFTÜLÜĞÜ 2013 YAZ KUR AN KURSU HADİS YARIŞMASI HADİS VE TERCEMELERİ

5. Ünite 1, sayfa 17, son satır

CENAB-I HAKK IN O NA İTAATİ KENDİNE İTAAT KABUL ETTİĞİ ZAT A SALÂT VE SELAM

KURAN DA TEKRARLANAN AYETLER

Cihad Gönderen Kadir Hatipoglu - Şubat :23:10. Cihad İNDİR

SAHABE NİN ÖNDERİ HZ. EBU BEKİR

ي ا ا ي ه ا ال ذ ين ا م ن وا ك ت ب ع ل ي ك م الص ي ام ك م ا ك ت ب ع ل ى ال ذ ين م ن ق ب ل ك م ل ع ل ك م ت ت ق ون

Kolay Yolla Kur an ı Anlama

Seyyid Yahyâ-yı Şirvânî nin Vird-i Settâr ı *

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

Kur an-ı Kerim de Geçen Ticaret, Alım-Satım, Satın Alma Ayetleri ve Mealleri

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

EV SOHBETLERİ AT. Ders : 6 Konu : Kitaplara İman. a) Kitaplara Topyekün İman

1 Bu bölüm Din İleri Yüksek Kurulu Uzmanı Bahattin AKBAŞ tarafından kaleme alınmıştır.

Ders :24 Konu: ASABİYYET, IRKÇILIK ve İSLAM DAKİ YERSİZLİĞİ

AÇIKLAMALI SÛRE MEÂLLERİ

YAHUDİLER ARALARINDA İMAN SAHİPLERİ ÇOK AZDIR

تلقني أصول العقيدة العامة

Hz. Peygamber'in ilk muhatapları olan Mekkelilerle mücadelesini anlatan Kur'ân'da tam

ARAPÇA ÖĞRENCİ ÇALIŞMA KİTABI İLKÖĞRETİM YAZARLAR. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali Kılay ARAZ Selahattin DEMİRCİ Murat DEMİR

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

Tedbir, Tevekkül Ve Kader Anlayışımız Gönderen Kadir Hatipoglu - Ağustos :14:51

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

İSİMLER VE EL TAKISI

األصل الجامع لعبادة هللا وحده

TESLİMİYET KAHRAMANI ÜMMÜ SÜLEYM BİNT MİLHÂN (Radıyallahu anha)

HADİS II DERSİ EZBER HADİSLER

Kur an Anahtarı احمد سداد اوستون

Peygamberlerin Kur an da Geçen Duaları

İHSAN SOHBETLERİ İHSAN SOHBETİ

Kur an-ı Kerim den Seçme Metinler

İşte bu peygamberler. (ki) biz bazısını bazısına üstün kıldık. Onlardan bazısı Allah ile konuştu. Ve bazısını derecelerle yükseltti

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

KUR AN-I KERİMİ ÖĞRENMENİN (OKUMANIN) FAZİLETİ HAKKINDA HADİS-İ ŞERİFLER

FAİZ VE ZARARLARI Bünyamin OKUMUŞ I-Konunun Planı II- Konunun Açılışı ve işlenişi

Question. Neden Hz İsa Ruhullah (Allah ın ruhu) olarak adlandırılmıştır? Yüce Allah ın kendi ruhundan. Peygamberi Âdem e üflemesinin manası nedir?

ÖRNEK VAAZLAR LÜTFİ ŞENTÜRK 299 CENNET VE NİMETLERİ

(Dersini sabah namazından sonra yapmanı tavsiye etmekle birlikte, sana uygun olan en münasip bir vakitte de yapmanda bir sakınca yoktur.

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR

BAZI AYETLER ÜZERİNE KÜÇÜK Bİ R TEFEKKÜR ( IV)

124. SOHBET Sözü Güzel Söylemek

AYETLERLE MÜBTEDA -HABER

Bazı Âyetlerin Anlamları ile İlgili Mülahazalar

Yarışıyorlarkoşuyorlar

ALLAH IN RAZI OLDUĞU KULLAR

Kur an-ı Kerim den Seçme Metinler

KUR AN-I KERİM II Yrd. Doç. Dr. Remzi ATEŞYÜREK

Bayram hutbesi nasıl okunur? - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Kur an Kelimelerinin %80 i. (Kolay ezberleme için Sınıflandırılmış kelime listesi)

EV SOHBETLERİ SOHBET. Helal Yemek ve İçmek

[ Arapça Gramer Özeti, Sözlük, İ rab (Kelime Analizi) ve Meal ] Sözlük İlaveli İ RABLI KUR AN ve MEALİ

(40 Hadis-7) SEÇME KIRK HADİS

IGMG Ev Sohbeti AT. Ders : 5 Konu: DERS MELEKLERE İMAN

DÖRT KAİDE القواعد األربعة DÖRT KAİDE. Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a)

HER YIL KIRK HADİS SINIFLAR


Transkript:

citation Deliçay, Tahsin. Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması: Kur an-ı Kerim örneği, Journal of Faculty of Theology of Bozok University. 2,2 (2012/2), pp. 37-61. Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması: Kur an-ı Kerim örneği * Tahsin DELİÇAY Doç. Dr., Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Özet Yalın haldeyken bir anlam taşıyan fiil, harf-i cer alınca farklı anlamlara gelebilir. Bu çalışmada Kur ân-ı Kerîm de harf-i cerle anlamı değişen fiiller tespit edilmiştir. İlgili ayetlerin mealleri verilmiştir. Anahtar kelimeler Fiil, harf-i cer, Kur ân-ı Kerîm, anlam değişikliği. Harf-i cerlerin fiile ayrı ayrı manalar kazandırması, nahivciler tarafından bilinen bir husustur. Fiil müccerred halde iken bir mana taşıdığı gibi bazı harf-i cerlerle de daha farklı anlamlar ihtiva eder. Harf-i cerlerin bu fonksiyonu bilinmeden, lügatte fiilin sadece yalın haldeki anlamının göz önünde bulundurulması durumunda, ibareye yanlış anlam verilmesi ihtimali söz konusudur. Arapça ibareler için söz konusu olan bu durum dolayısıyla Kur ân-ı Kerîm için de geçerlidir. Gerek böyle bir yanlışa düşmeme, gerekse özellikle Kur ân-ı Kerîmde harf-i cerlerin fiillere kazandırdıkları manaları daha kolay ve kısa yoldan öğrenme duygu ve düşüncesi, bizi böyle müstakil bir çalışmaya sevk etmiştir. Bu sahada kâfî ve vâfî başlıbaşına bir çalışmanın bulunmaması gözönüne getirildiğinde, bu çalışmanın ne denli bir önemi hâiz olduğu ortaya çıkacaktır. Çalışmada Muhammed Fuad Abdulbâkî nin el-mu cemu l-müfehres lielfâzı l-kur ân-ı Kerîm i esas alınarak el-müfredât, es-sıhâh, Lisânu l-arab, el-kâmûsu l-muhît, Tâcu l-arûs, el-muncid, el-mu cemu l-vasît, el-mu cemu l- Arabiyyu l-esâsî ve Kur ân-ı Kerîm Lügatı gibi lügatlar baştan sona taranmıştır. Böylece Kur ân-ı Kerîm deki yalın manasının yanı sıra harf-i cerle farklı anlam kazanan fiiller tespit edilerek kazandıkları yeni anlamları verilmiştir. Daha sonra da ilgili ayetlerin kısa mealleri verilmiştir. Bu sahada yazılmış müstakil eserler olmaksızın böyle bir çalışmanın ilk defa ele alınması, çalışmayı zorlaştırmakla beraber, konunun Kur ân-ı Kerîm le irtibatlı olması, bu zorluğu yenmede en büyük güç kaynağı olmuştur. Arap Gramerinde Harf-i Cerlerin Yeri Mu cemu Kavâidi l-arabiyyeti l-alemiyye adlı sistematik nahiv kitabında harf-i cerlerin Arap dilindeki yeri şöyle tespit edilmiştir. 01 Arapça da kelime; isim, fiil ve harf diye üç kısma ayrılır. Harfler, hurûfu lmebânî ve hurûfu l-meânî olmak üzere iki bölümde ele alınmıştır. Harf-i cerler ise, hurûfu l-meânînin isimler üzerinde amel eden kısmına girer. Bu izahlar, aşağıdaki 1 ve 2 no lu şemada sistematik bir halde verilmiştir. 01. el-dahdâh, Antoine, Mu cemu Kavâidi l-arabiyyeti l-âlemiyye (Beyrut: 1990), s. 7-17. * Bu makale, Harf-i Cerler ve Kur ân-ı Kerîm de Geçen Fiillere Kazandırdığı Manalar (Hazırlayan: Tahsin DELİÇAY, HRÜ, SBE, Şanlıurfa, 1995) adlı yüksek lisans tezinin özetidir.

Tahsin Deliçay 38 Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 38

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması 39 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 39

Tahsin Deliçay 40 Arap Dilcilerine Göre Harf-i Cerler Birgivî nin Avâmil inde harf-i cerler 20 olarak verilmiştir. 01 الباء من إىل عن على الالم يف الكاف حىت رب واو القسم تاء القسم حاشا مذ منذ خال عدا لوال كيمه لعل. Abbas Hasen de en-nahvu lvâfî sinde ise harf-i cerleri, 20 adet olarak şu şekilde verilmiştir. 02 من إىل حىت خال عدا حاشا يف عن على مذ منذ رب الالم كي الواو التاء الكاف الباء لعل مىت. Arap Gramerinde Harf-i Cerlerin Manaları Ta lil içindir. 03 Bu harf-i cer :كي 1 kullanılır. şeklinde ك ي م ه ya ما dahil olup ك ي م ه ع ص ي ت Zâide benzer bir harf-i cer :لعل 2 olup tereccî içindir 04 (Ukayl lehçesine göre). ل ع ل اهلل ت ع اىل ي غ ف ر ذ ن ب. manası- Umumiyetle ibtidâ :متى 3 nadır. ق ر أت الك ت اب م ىت الص ف ح ة األ وىل ح ىت ن اي ة الع ش ر ين. الكاف 4 Teşbih manasınadır. ا لذ كاء ك ال ك ه ر باء. Ta lil manasınadır. Bakara, 2/198 }و اذ ك ر وه ك م ا ه داك م { Tevkîd manasınadır. Şûrâ, 42/11 }ل ي س ك م ث ل ه ش ي ء { İsti lâ manasınadır. 01. Birgivî, Takiyyuddîn Muhammed b. Pîr Ali er-rûmî, Avâmil (Mecmûatu l-mutûni n- Nahviyye Maa ş-şurûhi ve l-havâşî nin içinde. İstanbul: 1969) s. 163-164. 02. Abbâs Hasen, en-nahvu l-vâfî (Kahire: trs.), II, 431 vd. 03. Birgivî, Avâmil (İstanbul: 1969), s. 164. 04. Birgivî, Avâmil (İstanbul: 1969), s. 164. ك ن ك م ا أ ن ت. منذ,مذ 5 Mücerred isim olur. م ا س اف ر ت م ذ الش ه ر ال م اض ي. Harf-i cer olur. م ا ر أ ي ت ه م ن ذ ي و م الس ب ت األ خ ري. رب 6 Teksîr manasınadır. ر ب م سود ع ل ى ج اه ه اح ت م ل الب ال ء ب س ب ب. Taklîl manasınadır. 05 ر ب ص ناع ة ن اف ع ة م ار س تها. manasınadır. : İntihâu l-gaye حتى 7 أ ع ب د اهلل ت عاىل ح ىت ال م وت. içindir. : İstisnâ حاشا 8 ق ام الط الب ح اش ا س ري. içindir. : İstisnâ خال 9 ه ل ك الع ال مون خ ال الع ام ل ب ع ل م ه. içindir. İstisnâ :عدا 10 ه ل ك الع ام لون ع د ا ال م خ ل ص. içindir. : Tahdîd (teşvik) لوال 11 Nahl, 27/46 }ل و ال ت س ت غ ف ر ون الل ه ل ع ل ك م ت ر ح ون { içindir. : Kasem واو القسم 12 36/2, Yâsin }و ال ق ر آن ال ك يم { içindir. 06 : Kasem تاء القسم 13 }و ت الل ه أل ك يد ن أ ص ن ام ك م ب ع د أ ن ت و ل وا م د ب ر ين { Enbiyâ, 21/57 إلى 14 Muğni l -lebîb adlı kitabda, إىل harf-i cerine şu manalar verilmektedir. 07 a İntihâu l gaye. Bakara,2/187 }...ث أ ت وا الص ي ام إ ىل ال لي ل...{ 05. Abbâs Hasen, en-nahvu l-vâfî (Kahire: trs.), II, 431 vd. 06. el-dahdâh, Antoine, Mu cemu Kavâidi l- Arabiyyeti l-âlemiyye (Beyrut: 1990), s. 21-26. 07. İbn Hişâm, Muğni l-lebîb (Mısır: 1302), s. 74-76. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 40

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması }...م ن ال م س ج د ال ر ام إ ىل ال م س ج د األ ق ص ى...{ İsrâ, 17/1 b Maiyye manasına. 61/14, Saff }...م ن أ نص ار ي إ ىل الل ه...{ c Tebyîn manasına. Yûsuf, 12/33 }ق ال ر ب الس ج ن أ ح ب إ ل...{ d الالم manasına. أ ح د إىل اهلل س ب حان ه. e يف manasına. 6/12, En âm }...ل ي ج م ع ن ك م إ ىل ي و م ال ق ي ام ة...{ f İbtidâ manasına. ق ول و ق د عال ي ت ب الك ور ف و ق ها أ ي س ق ى ف ال ي ر و ى إىل اب ن أ ح ر ا أي مين. g عند manasına. أ م ال س ب يل إىل الش باب و ذ ك ر ه أ ش ه ي إ ل م ن الر ح يق الس ل س ل h Tekîd içindir. }...ف اج ع ل أ ف ئ د ة م ن الن اس ت ه و ي إ ل ي ه م...{ İbrâhîm, 14/37 الباء 15 Muğni l-lebîb de الباء harf-i cerine şu manalar verilmektedir. 01 a İlsâk manasına. 5/6, Mâide }...و ام س ح وا ب ر ؤ وس ك م...{ b Ta diye manasına. 2/17, Bakara }...ذ ه ب الل ه ب ن ور ه م...{ c İstiâne manasına. ك ت ب ت ب الق ل م. d Sebebiyye manasına. - Ba }...إ ن ك م ظ ل م ت م أ نف س ك م ب ات اذ ك م ال ع ج ل...{ kara, 2/54 e Musâhabe manasına. 11/48, Hûd }...اه ب ط ب س ال م...{ f Zarfiyye manasına. imrân, Âl-i }...و ل ق د ن ص ر ك م الل ه ب ب د ر...{ 01. İbn Hişâm, Muğni l-lebîb (Mısır: 1302), s. 101-106. 3/123 g Bedel manasına. ف ل ي ت ل ب م ق و ما إذ ا ر كبوا ش ن وا اإل غار ة ف ر سانا ور ك بان ا h Mukâbele manasına ا ش ت ر يت ه ب أ ل ف. ı عن gibi mucâveze manasına. 25/59, Furkân }...ف اس أ ل ب ه خ ب ري ا{ j İsti lâ manasına. Âl-i }و م ن أ ه ل ال ك ت اب م ن إ ن ت أ م ن ه ب ق نط ار...{ imrân, 3/75 k من gibi teb îd manasına., Mutaffifîn }...ع ي نا ي ش ر ب ب ا ال م ق ر ب ون { 83/28 l Kasem olarak. أ ق س م ب اهلل. m Gâye olarak. 12/99, Yûsuf }و ق د أ ح س ن ب...{ أي أل. n Tekîd olarak. 48/28, Fetih }...و ك ف ى ب اهلل ش ه يد ا{ على 16 Muğni l -lebîbde, على harf-i cerine şu manalar verilmektedir. 02 İki şekilde gelir: Birincisi, harf olması. 9 manası vardır. a İsti lâ manasına., Mu min }...و ع ل ي ه ا و ع ل ى ال ف ل ك ت م ل ون { 40/80 b مع gibi musâhabe manasına. 2/177, Bakara }...و آت ى ال م ال ع ل ى ح ب ه...{ c عن gibi mucâveze manasına. إذ ا ر ضي ت ع لي ب نو ق ش ري ل ع مر اهلل أ ع ج ب ين ر ض اها أي ع ين. d الالم gibi ta lîl manasına. 02. İbn Hişâm, Muğni l-lebîb (Mısır: 1302), s. 142-146. 41 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 41

Tahsin Deliçay 42 Baka- }...و ل ت ك ب ر اهلل ع ل ى م ا ه د اك م...{ أي هلدايته إياكم. ra, 2/581 e يف gibi zarfiyye manasına. Kasas, }و د خ ل ال م د ين ة ع ل ى ح ني غ ف ل ة...{ 28/15 f من in muvâfıkı olarak. Mutaffifîn }ال ذ ين إ ذ ا اك ت ال وا ع ل ى الن اس ي س ت و ف ون { 83/2 g الباء nın muvâfıkı olarak., A râf }ح ق يق ع ل ى أ ن ال أ ق ول ع ل ى الل ه إ ال ال ق...{ 7/105 h Ta vîd için zâid olması. إ ن ال ك رمي و أ بيك ي ع ت م ل إ ن ل ي د ي وما ع لى م ن ي ت ك ل أي م ن ي ت ك ل ع لي ه. ı İstidrâk ve idrâb manasına. ف الن ال ي د خل اجل ن ة ل س وء ص ن يع ه ع ل ى أن ه ال ي ي أ س م ن ر ح ة اهلل أي لكنه ال ي ي أس. İkincisi, فوق manasına isim olması. 33/37, Ahzâb }...أ م س ك ع ل ي ك ز و ج ك...{ el-burhân da, على harf-i cerine şu manalar da ilave edilmektedir. 01 a İzâfet ve isnâd manasına. Furkân }و ت و ك ل 25/58 ع ل ى ال ي ال ذ ي ال ي وت...{ b عند manasına. Şuarâ }و هل م 26/14 ع ل ي ذ ن ب...{ عن 17 Muğni l-lebîb de, عن harf-i cerine şu manalar verilmektedir. 02 3 vecih üzeredir. Birincisi, harf-i cer olması. 10 manası vardır. a Mucâveze manasına. س اف ر ت ع ن ال ب ل د. b Bedel olarak. 01. Zerkeşî, el-burhân fî Ulûmu l-kur ân (Beyrut: trs.), s. 284-285. 02. İbn Hişâm, Muğni l-lebîb (Mısır: 1302), s. 147-150. Ba- }و ات ق وا ي و م ا ال ت ز ي ن ف س ع ن ن ف س ش ي ئ ا...{ kara 2/48,123 c İsti lâ manasına., Muhammed }...ف إ ن ا ي ب خ ل ع ن ن ف س ه...{ 47/38 d Ta lîl manasına. }و م ا ك ان اس ت غ ف ار إ ب ر اه يم أل ب يه إ ال ع ن م و ع د ة...{ Tevbe, 9/114 e بعد nin mürâdifi olarak., Mu minûn }ق ال ع م ا ق ل يل ل ي ص ب ح ن ن اد م ني { 23/40 f Zarfiyye olarak. ض ر بت ز يدا ع ن ال م سج د. g من in mürâdifi olarak., Şûrâ }و ه و ال ذ ي ي ق ب ل الت و ب ة ع ن ع ب اد ه...{ 42/25 h الباء nın mürâdifi olarak. 53/3, Necm }و م ا ي ن ط ق ع ن اهل و ى{ ı İstiâne manasına. ر م يت ع ن ال ق و س. j Ta vîd için zâid olması. أ خ ذت الد راه م ع ن د يار. İkincisi, harf-i masdariyye olmasıdır. أ ع ج ب ين أ ن ت ف عل ع ن ت ف ع ل. Üçücüsü, yön manasına isim olmasıdır. 3 şekilde gelir. a Üzerine من gelmesidir. ف ل قد أ ر ان ل لر ماح د ر يئ ة م ن ع ن ي يين ت ارة و أ مام ي b Üzerine على gelmesidir. Bu da nâdirdir. ع ل ى ع ن ي يين م ر ت الط ري س ن حا و ك ي ف س ن وح و الي مني ق طيع c Mecrûrunun ve müteallakının fâilinin tek müsemmâya iki zamir (şeklinde) olmasıdır. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 42

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması ود ع ع ن ك ن ه با ص يح يف ح ج رات ه و لك ن ح ديث م ا ح د يث الر و اح ل في 18 Muğni l-lebîb de, يف harf-i cerine şu manalar verilmektedir. 01 a Zarfiyye manasına. Mekânî, أ ك ل ت يف ال م س ج د. Zamânî, ن ت يف الب ار ح ة. Mecâzî. الن جاة يف الص د ق. b مع manasına musâhabe olarak. 7/38, A râf }ق ال اد خ ل وا يف أ م م...{ أي معهم. c Ta lîl olarak., Yûsuf }ق ال ت ف ذ ل ك ن ال ذ ي ل م ت ن ين ف يه...{ 12/32 d İsti lâ manasına....{tâhâ, و أل ص ل ب ن ك م يف ج ذ وع الن خ ل...{ 20/71, Şuarâ, 26/49 e الباء nın mürâdifi olarak. م ر ر ت يف ز ي د. f إىل nın mürâdifi olarak. İbrâhîm }...ف ر د وا 14/9 أ ي د ي ه م يف أ ف و اه ه م...{ g in من müradifi olarak. أ ك لت يف الن خ ل. h Mukâyese olarak. - Tev }...ف م ا م ت اع ال ي اة الد ن ي ا يف ال خ ر ة إ ال ق ل يل { be, 9/38 ı Ta vîd olarak.»ض ر بت ف يم ن ر غ بت» تريد:»ض ر بت م ن ر غ بت ف يه.«j Tevkîd olarak. }و ق ال ار ك ب وا ف يها... } Hûd, 11/41 el-burhân da, يف harf-i cerine şu ma- 01. İbn Hişâm, Muğni l-lebîb (Mısır: 1302), s. 168-170. nalar da ilave edilmektedir. 02 a عند manasına. 26/18, Şuarâ }...و ل ب ث ت ف ين ا م ن ع م ر ك س ن ني { b بعد manasına. 31/14, Lokmân }...و ف ص ال ه يف ع ام ني...{ c عن manasına. İsrâ }...ف ه و 17/72 يف ال خ ر ة أ ع م ى...{ :الالم 19 Muğni l lebîb de, الالم harf-i cerine şu manalar verilmektedir. 03 a İstihkâk manasına. ا ل مد هلل و الع ز ة هلل. b İhtisâs manasına. İki zât arasında vâkî olur. اجل ن ة ل لم ؤم نني و الن ار ل لك اف رين. c Milk manasına., Bakara }...ل ه م ا يف الس م او ات و م ا يف األ ر ض...{ 2/255 d Temlîk manasına. و ه بت ل ز ي د د ينارا. e Şebîhü t-temlîk manasına. 42/11, Şûrâ }و الل ه ج ع ل ل ك م م ن أ ن ف س ك م أ ز و اج ا...{ f Ta lîl olarak. ض ر بت ز يدا ل لت أديب. g Tevkîdü n-nefy olarak. imrân, Âl i }...و م ا ك ان الل ه ل ي ط ل ع ك م ع ل ى ال غ ي ب...{ 3/179 h nın إىل muvâfıkı olarak. 99/5, Zilzâl }ب أ ن ر ب ك أ و ح ى هل ا{ ı على nın muvâfıkı olarak. 17/109, İsrâ }و ي ر ون ل ل ذ ق ان...{ j nin يف muvâfıkı olarak., Enbiyâ }و ن ض ع ال م و از ين ال ق س ط ل ي و م ال ق ي ام ة...{ 02. Zerkeşî, el-burhân fî Ulûmu l-kur ân (Beyrut: trs.), s. 302-304. 03. İbn Hişâm, Muğni l-lebîb (Mısır: 1302), s. 208-216. 43 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 43

Tahsin Deliçay 44 21/47 k عند manasına. Kaf, 50/5 }ب ل ك ذ ب وا ب ال ق ل م ا ج اء ه م...{ l بعد manasına. {İsrâ, 17/78 أ ق م الص ال ة ل د ل وك الش م س إ ىل غ س ق الل ي ل } m مع manasına. ف ل م ا ت ف ر ق ن ا ك أن ين و مال كا ل ط ول اج ت ما ع ل ن ب ت ل ي لة م ع ا n من in muvâfıkı olarak. ل ن ا الف ض ل يف الد ن ي ا و أنف ك ر اغ م و ن ن ل ك م ي و م الق يام ة أ ف ض ل o Teblîğ manasına. وق ل ت ل ه أ ذ ن ت ل ه وف س ر ت ل ه. ö عن ın muvâfıkı olarak. }و ق ال ال ذ ين ك ف ر وا ل ل ذ ين آم ن وا ل و ك ان خ ي ر ا م ا س ب ق ون ا إ ل ي ه...{ Ahkâf, 46/11 p Sayrûrat manasına. Lâmu l akîbet ve lâmu l meâl de denir. Kasas, }ف ال ت ق ط ه آل ف ر ع و ن ل ي ك ون هل م ع د و ا و ح ز ن ا...{ 28/8 r Kasem ve taaccüb manasına beraber olarak Allah ismine has kılınmıştır. هلل ي ب ق ى ع لى األي ام ذو ح ي د ب ش م خ ر به الظ ي ان والس s Kasemden mücerred olan taaccüb manasına olup nidâda kullanılır. ي ا ل ل م اء وي ا ل لد و اه ي. ş Ta diye manasına. Meryem, 19/5 }...ف ه ب ل م ن ل د ن ك و ل ي ا{ t Tevkîd manasına. }...وأ م ر نا ل ن س ل م ل ر ب الع ال م ني{ En âm, 6/71 el-burhân da, الالم harf-i cerine şu manalar da ilave edilmektedir. 01 a Tahsis manasına. Ahzâb, 33/50 }...إ ن و ه ب ت ن ف س ه ا ل لن ب...{ b Velâyet için. 01. Zerkeşî, el-burhân fî Ulûmu l-kur ân (Beyrut: trs.), s. 339 vd. Rûm, 30/4 }...ل ل ه األ م ر م ن ق ب ل و م ن ب ع د...{ c أن il-meftûhatü s-sâkine manasına. Saff, 61/8 }ي ر يد ون ل ي ط ف ئ وا ن ور الل ه ب أ ف و اه ه م...{ من 20 Muğni l-lebîb de, من harf-i cerine şu manalar verilmektedir. 02 a İbtidâu l-gâye manasına., İsrâ }...م ن ال م س ج د ال ر ام إ ىل ال م س ج د األ ق ص ى...{ 17/1 b Teb îd manasına. 2/253, Bakara }...م ن ه م م ن ك ل م الل ه...{ c Beyânü l-cins olarak. Çoğunlukla ما ve مهما dan sonra gelir. Fâtır, }م ا ي ف ت ح الل ه ل لن اس م ن ر ح ة ف ال م س ك هل ا...{ 35/2 A râf, 7/132 }و ق ال وا م ه م ا ت أ ت ن ا ب ه م ن آي ة...{ d Ta lîl olarak. Nûh, 71/25 }م ا خ ط يئ ات م أ غ ر ق وا...{ e Bedel olarak. Tevbe, 9/38 }...أ ر ض يت م ب ال ي اة الد ن ي ا م ن ال خ ر ة...{ f عن ın mürâdifi olarak. Zümer, }...ف و ي ل ل ل ق اس ي ة ق ل وب ه م م ن ذ ك ر الل ه...{ 39/22 g الباء nın mürâdifi olarak. Şûrâ, 42/45 }...ي ن ظ ر ون م ن ط ر ف خ ف ي...{ h يف nin mürâdifi olarak. Ahkâf, 46/4 }...أ ر ون م اذ ا خ ل ق وا م ن األ ر ض...{ ı عند nin mürâdifi olarak. Âl-i }...ل ن ت غ ين ع ن ه م أ م و اهل م و ال أ و الد ه م م ن الل ه ش ي ئ ا...{ imrân, 3/116 j ربا nın mürâdifi olarak. Bu ما ya bitiştiği zamandır. وإ ن ا ل م م ا ن ض ر ب ال ك ب ش ض ر ب ة ع ل ى ر أ س ه ت ل ق ي الل سان م ن الف م l على nın mürâdifi olarak. 02.İbnu Hişâm, Muğni l-lebîb (Mısır: 1302), s. 318-322. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 44

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması Enbiyâ, 21/77 }و ن ص ر ن اه م ن ال ق و م...{ m Fasl. İki zıd şeyin ikincisine dahil olur. Bakara, }...و الل ه ي ع ل م ال م ف س د م ن ال م ص ل ح...{ 2/220 n Gâye olarak. ر أ ي ت ه م ن ذلك ال م وض ع. o Umûm üzerine tansîs olarak. Bu da zâiddir. م ا جاء ن م ن ر ج ل. ö Tevkîdü l-umûm manasına. Bu da zâiddir. م ا جاء ن م ن أ حد. el-burhân da, من harf-i cerine şu mana da ilave edilmektedir. 01 Mülâbese manasına. Tevbe, }ال م ن اف ق ون و ال م ن اف ق ات ب ع ض ه م م ن ب ع ض...{ 9/67 Harf-i Cerlerin Kuran-ı Kerim de Geçen Fiillere Farklı Manalar Kazandırması Yaptı. : Geldi. 02 أتى 1 Getirdi. : ب ف أ ت وا ب س ور ة م ن م ث ل ه Haydi onun benzeri bir sûre getirin. (Bakara 2/23) Bi- : Uğradı. Rastladı. Karşılaştı. على tirdi. Sonuna vardı. Helak etti. ف أ ت و ا ع ل ى ق و م ي ع ك ف ون ع ل ى أ ص ن ام هل م Orada kendilerine mahsus bir takım putlara tapan bir kavme rastladılar. (A râf 7/138) ولقد أتوا على القرية (Rasûlüm) andolsun (bu Mekkeli 01. Zerkeşî, el-burhân fî Ulûmu l-kur ân (Beyrut: trs.), s. 415 vd. 02. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2261. putperestler) o beldeye uğramışlardır. (Furkân 25/40) : Aldı. 03 Tuttu. Elde etti. Helâk أخذ 2 etti. Yok etti. Öldürdü. Kahretti. Galebe etti. Alıkoydu. Esir aldı. Hapsetti. Muâheze etti. Cezalandırdı. oldu. : Kınadı. Tenkid etti. Mâni على Menetti. Taahhüt etti. Yüklendi. و أ خ ذ ت ع ل ى ذ ل ك م إ ص ر ي...ve bu ahdimi yüklendiniz mi? (Âl i imrân 3/81) ق د أ خ ذ ع ل ي ك م م و ث ق ا م ن الل ه...Allah adına sizden söz aldığını... (Yûsuf12/80) ge- : Ödedi. Edâ etti. 04 Yerine أد ى 3 tirdi. Götürdü. : Ulaştırdı. إلى و م ن أ ه ل ال ك ت اب م ن إ ن ت أ م ن ه ب ق نط ار ي ؤ د ه إ ل ي ك و م ن ه م م ن إ ن ت أ م ن ه ب د ين ار ال ي ؤ د ه إ ل ي ك إ ال م ا د م ت ع ل ي ه ق ائ م ا Ehl i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. (Al i imrân 3/75) etti. : Yalan söyledi. 05 İftira أفك 4 Aldattı. Çevir- (Görüşünden) vazgeçirdi. : عن di. Sapıttı.Yalancı etti. ق ال وا أ ج ئ ت ن ا ل ت أ ف ك ن ا ع ن آهل ت ن ا Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi bize geldin? dediler. (Ahkâf 46/22) 03. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), I, 363. 04. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), IV, 300. 05. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV,1572. 45 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 45

Tahsin Deliçay 46 oldu. : Emin oldu. Güvenli أمن 5 Korkmadı. 01 Güvendi. : İtimat etti. على م ا ل ك ال ت أ م ن ا ع ل ى ي وس ف Sana ne oluyor da Yûsuf hakkında bize güvenmiyorsun. (Yûsuf 12/11) kıldı. : Emniyette oldu. Emin آمن 6 Güvendi. İnandı. Tasdik etti. 02 :ب ال ذ ين ي ؤ م ن ون ب ال غ ي ب Onlar gayba inanırlar. (Bakara 2/3) Gö- : Zuhur etti. Ortaya çıktı. بدا 7 ründü. Zahir oldu. Açık oldu. Kıra ve çöle çıktı. 03 Bâdiyede ikamet etti. Birinin zihninde bir görüş peyda oldu. ث ب د ا هل م م ن ب ع د م ا ر أ و ا ال ي ات ل ي س ج ن ن ه ح ىت ح ني Bu kadar delili gördükleri halde, sonra yine de Yûsuf u bir süre için zindana atma düşüncesi ağır bastı. (Yûsuf12/35) Kendi- : Günahtan vazgeçti. 04 تاب 8. sinden meydana gelen şeyden pişman oldu ve hatasından döndü. etti. : Allah tevbesini kabul على ف ت اب ع ل ي ك م Böylece Allah tevbenizi kabul etmiş olur. (Bakara 2/54 bırak- : Ödedi. Yetti. İhtiyaç جزى 9. madı. Fayda verdi. Mükâfatlandırdı. 05 Karşılığını verdi. Mukâbelede bulun- 01. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 30. 02. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), V, 2071. 03. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), IV, 304. 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), I, 91. 05. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), IV, 314. du. geçti. : Yerine عن ال ت ز ي ن ف س ع ن ن ف س ش ي ئا...kimse, kimse yerine bir şey ödeyemez. (Bakara 2/48,123) geçti. : Geçti. Aştı. Öne تجاوز 10. : Bağışladı. Müsâmaha etti. Göz عن yumdu. Affetti. 06 و ن ت جاو ز ع ن س ي ئ ات م...ve günahlarını bağışlayacağımız... (Ahkâf 46/16) : Geldi. 07 Yaptı. İndi. Meydana جاء 11. geldi. Gerçekleşti. Vârid oldu. Getirdi. : ب الن ج ئ ت ب ال ق İşte tam şimdi gerçeği ortaya koydu. (Bakara 2/71) أ ن ق د ج ئ ت ك م ب آي ة م ن ر ب ك م Size Rabbinizden bir mucize getirdim. (Al.i imrân 3/49) etti. 08 : Bir şeyi iyi ve güzel أحسن 12. Bir şeyi bildi. Yüksek kum yığını üzerine oturdu. verdi. : İyilik etti. Güzel bir şey إلى Lütûfda bulundu و أ ح س ن ك م ا أ ح س ن الل ه إ ل ي ك Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. (Kasas 28/77) Lü- : İyilik etti. Güzel bir şey verdi. ب tufda bulundu. و ق د أ ح س ن ب Doğrusu Rabbim bana çok şey lûtfetti. (Yûsuf 12/100) 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 870. 07. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 146. 08. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 170. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 46

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması Yönetti. : Hüküm sürdü. حكم 13 İdare etti. Menetti. 01 Ata gem taktı. Hükmetti. : ب أ ن ت ك م وا ب ال ع د ل...adaletle hükmetmenizi... (Nisâ 4/58) Muh- : Helal ve mübah oldu. حل 14 rim ihramdan çıktı. Bir yere inip kondu. Yerleşti. Edası gerekli oldu. Evlenme câiz oldu. Çözdü. 02 Eritti. gelmek. : İndi.(Öfke gazap) على و ي ل ع ل ي ه ع ذ اب م ق يم... ve sürekli bir azabın kimin başına ineceğini... (Hûd 11/39) Hi- : Duvar yaptı. Korudu. أحاط 15 maye etti. Görüp gözetti. Üzerine aldı. kav- Bir işi bütün yönleriyle bilip :ب radı. 03 Muttalî oldu. Kuşattı. Helâk oldu. Menetti. و أ ح اط ت ب ه خ ط يئ ت ه...kötülüğü kendisini çepeçevre kuşatırsa... (Bakara 2/81) و ال ي يط ون ب ش ي ء م ن ع ل م ه إ ال ب ا ش اء O nun bildirdiklerinin dışında insanlar O nun ilminden hiç bir şeyi tam olarak bilemezler. (255) : Baba çocuğunun bazısını حاف 16 kayırdı. Zulmetti. 04 : على أ م ي اف ون أ ن ي يف الل ه ع ل ي ه م و ر س ول ه Yahut Allah ve Resûlünün kendilerine zulüm ve haksızlık edeceğinden 01. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 181. 02. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, 1672. 03. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1121. 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, 1347. mi korkuyorlar? (Nûr 24/50) Ovdu. : حاق 17 : Kuşattı. Sardı. Düşürdü. İsabet ب etti. 05 و ال ي يق ال م ك ر الس ي ئ إ ال ب أ ه ل ه Hâlbuki fena düzen, ancak sahibinin başına geçer. (Fâtır 35/43) bat- : Ay tutuldu. 06 Yer خسف 18 tı. Çöktü. Su çekildi. Eksildi. Acıktı. Hastalıktan iyileşti. Zayıfladı. Yırtıldı. Yırttı. Kesti. Birine hoşlanmadığı kaçındığı şeyi yükledi. göçürdü. : Yere batırdı. Yere ب أ ن ي س ف الل ه ب م األ ر ض...Allah ın kendilerini yere geçirmeyeceğinden... (Nahl 16/45) bü- : Boyun eğdi. 07 Eğilip خضع 19 küldü. konuştu. : Yumuşak edalı ب ف ال ت ض ع ن ب ال ق و ل...çekici bir eda ile konuşmayın. (Ahzâb 33/32) de- : Geç kocadı. Bekâsını أخلد 20 vam ettirdi. Kalıcı kıldı. Ebedî yaşattı. Sa- : Bir şeye meyletti. 08 Saplandı. إلى kin ve rahat oldu. Alıştı. Bel bağladı. و ل ك ن ه أ خ ل د إ ىل األ ر ض Fakat o, dünyaya saplandı... (A râf 7/176) geliş- : Geride bıraktı. Aklı تخل ف 21 medi. Ögrenci sınıfını geçemedi. : Geri kaldı. 09 Gitmedi. Yerinde عن 05. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 196. 06. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), III, 137. 07. Zebîdî, Tâcu l-arûs (Mısır: 1888), V, 319. 08. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 469. 09. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, 1358. 47 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 47

Tahsin Deliçay 48 oturup kaldı. أ ن ي ت خ ل ف وا ع ن ر س ول اهلل...Allah ın Resûlünden geri kalmaları... (Tevbe 9/120) ba- : Boş oldu. Boşaldı. Tek خلى 22 şına kaldı. Geçip gitti. Öldü. yaptı. : Bir işi yalnız başına ل Temâyül gösterdi. Teveccüh etti. ي ل ل ك م و ج ه أ ب يك م...babanızın teveccühü yalnız size kalsın. (Yûsuf 12/9) kaldı. 01 : Baş başa إلى و إ ذ ا خ ل و ا إ ىل ش ي اط ين ه م...şeytanları ile baş başa kaldıklarında ise... (Bakara 2/14) kak- : Kuvvetle defedip, itip دفع 23 tı. 02 Uzaklaştırıp izâle etti. Ulaştı. : Mecbur etti. Geri verdi. إلى Vardı. ف اد ف ع وا إ ل ي ه م أ م و اهل م...hemen mallarını kendilerine verin... (Nisâ 4/6) Üzerine düştü. Rekabet :دافع 24 etti. Hi- : Müdafaa etti. Uzaklaştırdı. 03 عن maye etti. Geciktirdi. إ ن الل ه ي د اف ع ع ن ال ذ ين آم ن وا Allah iman edenleri korur. (Hac 22/38) Öldü. : Gitti. Geçti. 04 ذهب 25 etti. : Giderdi. Götürdü. İzâle ب ذ ه ب الل ه ب ن ور ه م 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2330. 02. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), VIII, 87. 03. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), VIII, 87. 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), I, 129. Allah hemen onların aydınlığını giderir... (Bakara 2/17) Öz- : Bir şeyi sevip diledi. رغب 26 ledi. Üzerine pek düştü. Hırs gösterdi. Vazgeçti. : Yüz çevirdi. 05 عن و م ن ي ر غ ب ع ن م ل ة إ ب ر اه يم İbrahim in dininden kim yüz çevirir... (Bakara 2/130) : Koştu ve sürat yaptı. At ركض 27 seğirtsin diye binen ayaklarıyla tepti. 06 Vurdu. İtti. Kakıverdi. uğradı. : Kaçtı. Hezimete من ف ل م ا أ ح س وا ب أ س ن ا إ ذ ا ه م م ن ه ا ي ر ك ض ون Onlar bizim baskınımızı hisseder etmez derhal oralardan (azab bölgesinden) kaçarlar. (Enbiya 21/12) Aldattı. : Diledi. 07 Kandırdı. راود 28 Ayarttı. Tuzağa düşürdü. Başvurdu. Tartıştı. istedi. : Kadını nefsi (zinâ) için عن Kadın erkeği nefsi (zinâ) için istedi. Birinden bir şey istedi. Yumuşak davrandı. Hoş geçindi. و ر او د ت ه ال ت ه و يف ب ي ت ه ا ع ن ن ف س ه Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden kâm almak istedi. (Yûsuf 12/23) sü- : Meyletti. Şaşırtmak için راغ 29 ratle sağa sola koştu. Tilkilik etti. vurdu. : Yönelip على ف ر اغ ع ل ي ه م ض ر ب ا ب ال ي م ني Bunun üzerine yanlarına gelip sağ eliyle vurdu. (Sâffât 37/93) meyletti. 08 : Bir şeye gizlice إلى 05. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), I, 137. 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1080. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 478. 08. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 48

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması ف ر اغ إ ىل آهل ت ه م Yavaşça putlarının yanına vardı. (Sâffât 37/91) Ziyaretleşti. 01 : تزاور 30 Saptı. : Meyletti. Yöneldi. عن إ ذ ا ط ل ع ت ت ز او ر ع ن ك ه ف ه م ذ ات ال ي م ني Doğduğu zaman mağaralarının sağına meyleder... (Kehf 18/17) istedi. : İstedi. 02 Sadaka سأل 31 Sordu. : عن و ال ت س أ ل ون ع م ا ك ان وا ي ع م ل ون Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz. (Bakara 2/134, 141) Sordu. : ب ف اس أ ل ب ه خ ب ري ا Bunu bir bilene sor. (Furkân 25/59) : İstemediği bir şeyi teklif سخ ر 32 etti. 03 Ücretsiz iş teklif etti. Zorla yaptırdı. Boyun eğdirdi. etti. : Musallat على س خ ر ه ا ع ل ي ه م س ب ع ل ي ال و ث ان ي ة أ ي ام Allah onu, artarda yedi gece sekiz gün onların üzerine musallat etti. (Hâkka 69/7) : At gemi azıya aldı. Su çok سطا 33 olup taştı. Adımlarını seyrek atarak yürüdü. etti. 04 : Üzerine atlayıp mağlup ب ي ك اد ون ي س ط ون ب ال ذ ين ي ت ل ون ع ل ي ه م آي ات ن ا Onlar, kendilerine ayetlerimizi okuyanların neredeyse üzerlerine sal- 1320. 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 674. 02. Komisyon, el-mu cemu l-arabiyyu l-esâsî (Tunus: 1988), s. 600. 03. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 680. 04. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), XIV, 383. dırırlar. (Hac 22/72) koy- : Bir şeye nişan alamet سفع 34 du. Tokat attı. Kuş dövüştüğü kuşa kanatlarıyla vurdu. çekti. 05 :Yakalayıp şiddetle ب ل ن س ف ع ا ب الن اص ي ة...derhal onu alnından (perçeminden) yakalarız... (Alak 96/15) etti. 06 : Düştü. Sukut سقط 35 Şaşırdı. : Pişman oldu. Hata etti. في Zelle, hata sâdır oldu. و ل م ا س ق ط يف أ ي د يه م Pişman olup da... (A râf 7/149) Bağırdı. 07 : Kaynattı. Koştu. سلق 36 Yüzdü. Vurdu. Dürttü. incitti. : Sözle ب س ل ق وك م ب أ ل س ن ة ح د اد...sizi sivri dilleri ile incitirler. (Ahzâb 33/19) oldu. : Teslim etti. Teslim سل م 37 Munkâd oldu. 08 Hükme râzı oldu. Kurtardı. etti. : Selamladı. Musâfaha على ف س ل م وا ع ل ى أ نف س ك م...kendinize (birbirinize) selam verin. (Nûr 24/61) etti. : Teslim oldu. İnkiyâd أسلم 38 Müslüman oldu. Sulh yaptı. Sulha girdi. 09 Terk etti. Yardım etmeyi bıraktı. Verdi. : İşini havale etti. Ismarladı. ل 05. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1230. 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1132. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, 1497. 08. Komisyon, el-mu cemu l-vasît (Kahire: 1960), I, 446. 09. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, 1952. 49 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 49

Tahsin Deliçay 50 Teslim etti. أ س ل م و ج ه ه هلل...kendini Allah a veren... (Nisâ 4/125) Verdi. : İşini havale etti. Ismarladı. إلى Teslim etti. و م ن ي س ل م و ج ه ه إ ىل الل ه...kendini bütünüyle Allah a veren kimse... (Lokmân 31/22) : Birinin gençliği kemâle استوى 39 vardı 01 (Tam yiğit oldu). Olgunlaştı. İki şey birbirine eşit oldu. Düzgün oldu. : İstilâ etti. Hâkimiyeti üzerine على aldı. Yükseldi. Üzerine çıktı. ث اس ت و ى ع ل ى ال ع ر ش Sonra Arş üzerine istiva buyurdu. (A râf 7/54) ث اس ت و ت ع ل ى اجل ود ي...(gemi de) Cudi dağının üzerine yerleşti. (Hûd 11/44) Kastetti. : Yöneldi. إلى ث اس ت و ى إ ىل الس م اء Sonra (kendine has bir şekilde) semaya yöneldi. (Bakara 2/29) taktı. 02 : Ayakkabıya bağ أشرك 40 (Bir işte veya alışverişte başkasını kendisine) ortak yaptı. koştu. : Ortak ب و ال ن ش ر ك ب ه ش ي ئا O na hiç bir şeyi eş tutmayalım... (Al-i imrân 3/64) etti. : Bir işe ortak etti. Bir işe dâhil في و أ ش ر ك ه يف أ م ر ي 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2385. 02. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, 1594. Ve onu işimde ortak kıl. (Tâhâ 20/32) gördü. : Çift yaptı. 03 Çift شفع 41 Şefa- : Bir aracı ile müracaat etti. ل atçi oldu. Yardım istedi. Yardım etti. Dilek diledi. ف ه ل ل ن ا م ن ش ف ع اء ف ي ش ف ع وا ل ن ا Şimdi bizim şefaatçılarımız var mı ki bize şefaat etsinler. (A râf 7/53) : Hazır bulundu. Gözü ile شهد 42 gördü. Bildi. Muttalî oldu. verdi. 04 : Kesin olarak haber على Aleyhte şahitlik etti. ش ه د ن ا ع ل ى أ نف س ن ا... و ش ه د وا ع ل ى أ نف س ه م Kendi aleyhimize şahitlik ederiz... ve kendi aleyhlerine şahitlik ettiler. (En âm 6/130) etti. : Yemin ب أ ن ت ش ه د أ ر ب ع ش ه اد ات ب الل ه...dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi... (Nûr 24/8) getirtti. 05 : Bir şeyi huzura أشهد 43 tuttu. : Şahitlik ettirdi. Şahit على و ي ش ه د الل ه ع ل ى م ا يف ق ل ب ه Hatta böylesi kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah ı şahit tutar. (Bakara 2/204) sağdı. : Bal أشار 44 etti. 06 : İşaret إلى ف أ ش ار ت إ ل ي ه Bunun üzerine Meryem çocuğu gösterdi. (Meryem 19/29) : At vs. bir şey dinlemek için أصر 45 kulağını dikti. Süratle koştu. Devenin 03. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1238. 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 494. 05. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 494. 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 704. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 50

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması sütü kurudu. : Bir işe asılıp ısrarla üzerinde على durdu. 01 و ل ي ص ر وا ع ل ى م ا ف ع ل وا و ه م ي ع ل م ون Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler. (Al-i imrân 3/135) etti. : Enli kıldı. Tek tek arz صفح 46 Affetti. : Yüz çevirdi. 02 عن ف اص ف ح ع ن ه م و ق ل س ال م Şimdilik sen onlardan yüz çevir ve size selam olsun de. (Zuhruf 43/89) Berraklaş- : Sâfileştirdi. أصفى 47 tırdı. şâirin şiiri tavuğun yumurtası kesildi. Kadın çok cimâ ederek erkeğin menisini bitirdi. etti. 03 : Seçti. Tercih ب أ ف أ ص ف اك م ر ب ك م ب ال ب ن ني (Ey müşrikler) Rabbiniz, erkek çocukları sizin için ayırdı da... (İsrâ 17/40) : İyi yaptı. Allah yolunda اصطنع 48 yemek hazırladı. Dostlar için yemek yaptı. Ziyafet tertip etti. Edeplendirdi. Seçti. 04 : ل و اص ط ن ع ت ك ل ن ف س ي Seni kendim için elçi seçtim. (Tâhâ 20/41) : Çok ses çıkardı. Bir şeyi صار 49 kesti. yönel- : Yüzünü bir şeye döndürüp إلى di. Yaklaştırdı. Meylettirdi. 05 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 711. 02. Me lûf Lewis, el-muncîd (Beyrut: 1986), s. 427. 03. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2402. 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1246. 05. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 717. ق ال ف خ ذ أ ر ب ع ة م ن الط ري ف ص ر ه ن إ ل ي ك...Öyleyse, dört kuş tut. Onları kendine alıştır... (Bakara 2/260) çık- : Vurdu. Rızık aramaya ضرب 50 tı. 06 Hareket etti. (Nabız) attı. (Para) bastı. (Akrep) soktu. (Damar yaraya vurup) acıttı. (Şeref) elde etti. : Darb-ı mesel söyledi. Payın bir ل kısmını kendisine ayırdı. İsnat etti. و ي ض ر ب الل ه األ م ث ال ل لن اس...Allah insanlara misal getirir. (İbrâhim 14/25) Vazgeçti. : Bir şeyden yüz çevirdi. عن Mâni oldu. أ ف ن ض ر ب ع نك م الذ ك ر ص ف ح ا...sizi Kur an la uyarmaktan vaz mı geçelim? (Zuhruf 43/5) Kaçtı. (Toprağı) sürdü. Kalktı. : على Tuttu. İşini bozdu. (Vergi) koydu. ف ض ر ب ن ا ع ل ى آذ ان م يف ال ك ه ف س ن ني ع د د ا Bunun üzerine biz de o mağarada onların kulaklarına nice yıllar perde koyduk (uykuya daldırdık). (Kehf 18/11) : Ticaret veya gazâ için yurttan في çıkmak. Gitmek. Uzaklaşmak. Tutmak. Menetmek. (Suda) yüzmek. Üflemek. إ ذ ا ض ر ب وا يف األ ر ض...yeryüzünde sefere çıkan... (Al-i imrân 3/156) : Hurma çiçek açtı. Ağaç اط لع 51 yapraklandı. Göründü. Okçunun oku hedefin üzerinden geçti. 07 Kustu. üze- : Bildirdi. İzhar etti. Ansızın على 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), I, 168. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1254. 51 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 51

Tahsin Deliçay 52 rine çıkageldi. و م ا ك ان اهلل ل ي ط ل ع ك م ع ل ى ال غ ي ب Bununla beraber Allah size gaybı da bildirecek değildir. (Al-i imrân 3/179) ettirdi. : İtaate geldi. İtaat طو ع 52 yar- : Kolaylaştırdı. 01 İyi gösterip ل dım edip teşvik etti. İzin verdi. Rızâ gösterdi. ف ط و ع ت ل ه ن ف س ه ق ت ل أ خ يه Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü. (Mâide 5/30) batırdı. 02 : Bir şeye tırnak أظفر 53 getirdi. : Galip على م ن ب ع د أ ن أ ظ ف ر ك م ع ل ي ه م O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra... (Fetih 48/24) çık- : Bir şey gizliyken açığa ظهر 54 tı. 03 Üzerine çıktı. oldu. : Gâlip oldu. Bir işe vâkıf على Yardım etti. ك ي ف و إ ن ي ظ ه ر وا ع ل ي ك م Nasıl olabilir ki. Onlar size galip gelselerdi. (Tevbe 9/8) إ ن ه م إ ن ي ظ ه ر وا ع ل ي ك م Çünkü onlar eğer size muttali olurlarsa... (Kehf 18/20) Orta- : Bir şeyi aşikâr kıldı. أظهر 55 ya çıkardı. 04 İzhar etti. İlan etti. Öğle vaktine girdi. Öğle vaktinde gezdi. Sırtının arkasına koydu. Aldırmayıp ihmal etti. 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1255. 02. Me lûf Lewis, el-muncîd (Beyrut: 1986), s. 486. 03. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 730. 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 732. Kadri- : Yardım etti. Galip getirdi. على ni yükseltti. Bildirdi. ل ي ظ ه ر ه ع ل ى الد ين ك ل ه Bütün dinlerden üstün kılmak üzere... (Tevbe 9/33, Fetih 48/28, Saf 61/9) فال يظهر على غيبه أحدا Sırlarına kimseyi muttali kılmaz. (Cin 72/26) karıştırdı. : Hazırladı. Yapıp عبأ 56 Doldurdu. Kayırdı. verdi. 05 : Önem ب م ا ي ع ب أ ب ك م ر ب...Rabbim size niye değer versin? (Furkân 25/77) Doğ- : Adil oldu. 06 İnsaf etti. عدل 57 rulttu. Düzeltti. Meyletti. etti. : şirk koştu. Eşit muamele ب Aralarını denk tuttu. و ه م ب ر ب م ي ع د ل ون Çünkü onlar Rablerine eş tutuyorlar. (En âm 6/150) oldu. 07 : Özürlü, mazûr اعتذر 58 istedi. : Mazeretinin kabulünü إلى Özür diledi. ي ع ت ذ ر ون إ ل ي ك م...size özür beyan edecekler. (Tevbe 9/94) müba- : Enli kıldı. 08 Eşyayı عر ض 59 dele sureti ile sattı. : Ondaki kusuru ifade eden bir söz ب söyledi. 05. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 481. 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), V, 1760. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 738. 08. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 494. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 52

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması و ال ج ن اح ع ل ي ك م ف يم ا ع ر ض ت م ب ه م ن خ ط ب ة الن س اء Böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda vebal yoktur... (Bakara 2/235) : Göründü. Bariz oldu. Bir أعرض 60 şeyi enli kıldı. Enli oldu. Bıraktı. : Bir şeyden yüz çevirdi. 01 عن Terk etti. Alıkoydu. Menetti. ف أ ع ر ض وا ع ن ه م ا...onlardan vazgeçin. (Nisâ 4/16) : Bildi. Tanıdı (Devleti اعترف 61 vs.yi tanıyıp diplomatik ilişkide bulundu). Boyun eğdi. İtaat etti. eyledi. 02 : İtiraf etti. Günahını ikrar ب Bir şeye delâlet etti. و آخ ر ون اع ت ر ف وا ب ذ ن وب م Diğerleri ise günahlarını itiraf ettiler... (Tevbe 9/102) gö- : Gece ve gündüz iyi عشا 62 remedi. 03 Gözü dumanlı oldu. Gözü dumanlı adamın yaptığı tuttuğu gibi yapıp tuttu. Akşam yemeği yedirdi. Yöneldi. : Yüz çevirdi. Vaz geçti. Görüşü عن zayıf olup göremedi. و م ن ي ع ش ع ن ذ ك ر الر ح ن Her kim Rahman olan Allah ın zikrinden yüz çevirirse... (Zuhruf 43/36) : Sıkı sarıldı. Zaman şiddetli عض 63 geldi. ısırdı. 04 : Dişleri ile على 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1084. 02. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), IV, 1402. 03. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), IV, 364. 04. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), V, 188. و إ ذ ا خ ل و ا ع ض وا ع ل ي ك م األ ن ام ل م ن ال غ ي ظ...kendi başlarına kaldıklarında da size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. (Al-i imrân 3/119) : Sildi. 05 Silindi. Gizlendi. Bir عفا 64 şeyi çoğaltıp uzattı. Birine gelip iyilik ve lütuf istedi. Çok oldu, az oldu. : Affetti. Bağışladı. Bıraktı. Vaz عن geçti. و ع ف ا ع ن ك م...ve sizi bağışladı. (Bakara 2/187) Me- : Etrafında toplandı. عكف 65 netti. Ayrılmadı. : Bir şeye bağlandı. 06 على ي ع ك ف ون ع ل ى أ ص ن ام هل م Onlar kendilerine mahsus bir takım putlara tapıyorlardı. (A râf 7/138) etti. : İş işledi. 07 Yaptı. İcra عمل 66 Hareket etti. Tasarruf etti. Vergi topladı. getirme- : Bir işi bitirmede, yerine على de gayret etti. Valilik yaptı. ي ا ق و م اع م ل وا ع ل ى م ك ان ت ك م Ey kavmim! Elinizden geleni yapın. (En âm 6/135, Hûd 11/93, Zümer 39/39) : Adamın gözü sonradan kör عمي 67 oldu. 08 Gözü tamamen kör oldu. Kalbi kör oldu. Saptı. : Bir şey karışık oldu. Gizli örtülü على 05. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), XV, 72. 06. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), IX, 255. 07. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 519. 08. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), IV, 369. 53 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 53

Tahsin Deliçay 54 oldu. ف ع م ي ت ع ل ي ه م األ نب اء ي و م ئ ذ İşte o gün onlara bütün haberler körleşmiştir. (Kasas 28/66) : Birini kör yaptı. Birini kör عم ى 68 buldu. sakladı. : Karıştırdı. 01 Gizleyip على ف ع م ي ت ع ل ي ك م...bu size gizli tutulmuşsa... (Hûd 11/28) bozdu. : İnsanların arasını أغرى 69 Fitne vs. sokarak birbirlerine kattı. Kışkırttı. : Teşvik ve tahrik etti. ب Üzerine saldı. 02 ل ن غ ر ي ن ك ب م...seni onlara musallat ederiz... (Ahzâb 33/60) Unutmaksı- : Bir şeyi örttü. غفل 70 zın ihmal sebebiyle terk etti. : Unutmaksızın ihmal etti. Gaflet عن etti. Sehiv sebebiyle terk etti. 03 ل و ت غ ف ل ون ع ن أ س ل ح ت ك م و أ م ت ع ت ك م...siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız... (Nisâ 4/102) : İhmal etti. Terketti. Gaflet أغفل 71 etti. 04 Nişan koymadı. Gafil diye isimlendirdi. Boş vaktini aramayıp, meşguliyet anında sordu. ilgisi- : Birini gafil kıldı. Dikkatini, عن ni başka yöne çevirip dağıttı. و ال ت ط ع م ن أ غ ف ل ن ا ق ل ب ه ع ن ذ ك ر ن ا Bizi anmak hususunda kalbine gaf- 01. Komisyon, el-mu cemu l-arabiyyu l-esâsî (Tunus: 1988), s. 870. 02. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2445. 03. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), IV, 26. 04. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), XI, 497. let verdiğimiz kimseye itaat etme... (Kehf 18/28 ol- : Kalın, sert, katı ve iri غلظ 72 du. 05 Bir şey şiddetli ve zor oldu. Yoğun oldu. Kuvvetlendi. Buğday başak verdi. Şiddetlen- : Sert ve katı davrandı. على di. و اغ ل ظ ع ل ي ه م Onlara karşı sert davran. (Tevbe 9/73, Tahrîm 66/9) geniş- : Açtı. 06 Bir şeyi açıp فتح 73 letti. Aradaki anlaşmazlığı hükme bağladı. etti. : Öğretti. Yol gösterdi. İrşad على Yardım ve imdat etti. أ ت د ث ون ه م ب ا ف ت ح الل ه ع ل ي ك م Allah ın size açtığı hakikatleri tutup onlara söylüyorsunuz? (Bakara 2/76) : Madeni ateşte eritti. 07 Bir فتن 74 kimseye görüş veya dininden vazgeçmesi için eziyet ve işkence etti. Birini saptırdı, azdırdı. Bir şeyi yaktı. Tecrübe etti. Sınadı. Fitneye düştü. Birini fitneye düşürdü. Aklını çaldı. Gönlünü çaldı. Bir şey kalbe hoş gelip şaştı. vazgeçirdi. : Görüşünden عن و اح ذ ر ه م أ ن ي ف ت ن وك ع ن ب ع ض م ا أ نز ل الل ه إ ل ي ك......ve onlardan sakın ki Allah ın sana indirdiği hükümlerin bazısından seni şaşırtmasınlar. (Mâide 5/49) Koştu. : Kaçtı. 08 Sürat yaptı. فر 75 05. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), II, 410. 06. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), I, 247. 07. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 559. 08. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 54

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması Av tilkilik edip şuraya buraya kaçıp saptı. Denendi. Sınandı. Sığındı. : إلى ف ف ر وا إ ىل الل ه O halde Allah a koşun. (Zâriyat 51/50) :Kesti. 01 Takdir etti. Tayin فرض 76 etti. Düşünüp tasavvur etti. Ulûfe verdi. Hayvan yaşlandı. Ferâiz fennini bildi. Genişledi. Bollaştı. kıldı. :Farz على إ ن ال ذ ي ف ر ض ع ل ي ك ال ق ر آن Sana o Kur an (ile ameli) farz kılan Allah... (Kasas 28/85) oldu. : Galip oldu. Çabuk فرط 77 Süratli davrandı. Geçti. 02 Tanesini ayırdı. : Ezâ verdi. Haddi mütecaviz söz على söyledi. ر ب ن ا إ ن ن ا ن اف أ ن ي ف ر ط ع ل ي ن ا Rabbimiz! Doğrusu biz, onun bize aşırı derecede kötü davranmasından endişe ediyoruz... (Tâhâ 20/45) Öldü. 03 : Boş oldu. Boşalttı. فرغ 78 İlgilendi. : Yöneldi Kastetti. ل س ن ف ر غ ل ك م أ ي ه ا الث ق ال ن Ey insan ve cin! Sizin de hesabınızı ele alacağız. (Rahmân 55/31) : Bir yer geniş oldu. Boş أفضى 79 oldu. Genişletti. Boşalttı. Boşluğa çıktı. Fakir ve muhtaç oldu. kadın- : Birine vardı. Ulaştı. Adam إلى 1301), II, 112. 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1097. 02. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), II, 391. 03. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), III, 115. la cimâ etti. 04 و ق د أ ف ض ى ب ع ض ك م إ ىل ب ع ض...bundan önce birbirinizle kaynaştınız. (Nisâ 4/21) Ye- : Kadını mihirsiz aldı. 05 فو ض 80 rini tuttu. kıldı. : Bir kimseyi bir işe yetkili إلى Havale etti. Bir işi bir kimseye ihale ve sipariş etti. و أ ف و ض أ م ر ي إ ىل الل ه Ben işimi Allah a havale ediyorum. (Mü min 40/44) Döndürdü. 06 : Gölge yayıldı. أفاء 81 : Ganimetlendirdi. Ganimet ve على hediye yaptı. م ا أ ف اء الل ه ع ل ي ك Allah ın size ganimet olarak verdiğini... (Ahzâb 33/50) dökündü. : Bir kimse su أفاض 82 Kabı taşıncaya kadar doldurdu. Aşırdı. Aktardı. Allah hayrı çoğalttı. daldı. : Lakırdı vs.ye في إ ذ ت ف يض ون ف يه...o işe daldığınız zaman... (Yûnus 10/61) serpti. : İkram etti. Su على أ ن أ ف يض وا ع ل ي ن ا م ن ال م اء Suyunuzdan biraz da bize dökün... (A râf 7/50) indi. 07 : Hacılar Arafat tan Mina ya من Gitti. ف إ ذ ا أ ف ض ت م م ن ع ر ف ات 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2455. 05. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), II, 353. 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), I, 63. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1099. 55 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 55

Tahsin Deliçay 56 Arafat tan indiğinizde... (Bakara 2/198) : Birinden ateş istedi. Ateş اقتبس 83 yaktı. Ateş aldı. (İbare,metin vs.) İktibas etti. etti. 01 : İstifade من ن ق ت ب س م ن ن ور ك م...nurunuzdan bir parça ışık alalım... (Hadîd 57/13) geldi. : Geldi. 02 Yakından أقبل 84 Önüne aldı. Yapıştı. Sağlam tuttu. Bol oldu. Cahil iken arif ve bilgin oldu. : Önem verdi. Çalıştı. Gerekli على olup aldı. Bir şeye başlayıp devam etti. Yöneldi. و أ ق ب ل وا ع ل ي ه م (Yûsuf un kardeşleri) onlara dönerek... (Yûsuf 12/71) : Miktarını beyan etti. Bir قد ر 85 şeyi hazırladı. Planladı. Rızkı taksim etti. Tazim etti. 03 Boynu kısa oldu. : Bir şeye güç yetti. Takdir ve على hükmetti. ال ي ق د ر ون ع ل ى ش ي ء م ا ك س ب وا Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. (Bakara 2/264) ال ي ق د ر ع ل ى ش ي ء...hiçbir şeye gücü yetmeyen... (Nahl 16/75, 76) Girdi. : Bir memlekete geldi. قدم 86 Yöneldi. 04 : Bir işi ele aldı. إلى و ق د م ن ا إ ىل م ا ع م ل وا م ن ع م ل 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 960. 02. Komisyon, el-mu cemu l-arabiyyu l-esâsî (Tunus: 1988), s. 964. 03. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 786. 04. Komisyon, el-mu cemu l-vasît (Kahire: 1960), II, 719. Onların yaptıkları her bir (iyi) işi ele alırız... (Furkân 25/23) az- : Bir şeye teveccüh ve قصد 87 metti. Yöneldi. Yol düz oldu. Boyun eğdi. Bir şey kırdı. 05 şair kaside yazdı. doğru, : Yürüyüşünde mutedil, في düzgün oldu. Nafakada ne israf ne de cimrilik etmeyip mutedil oldu. Adaletle hükmetti. و اق ص د يف م ش ي ك Yürüyüşünde tabii ol. (Lokmân 31/19) : Atın gebeliği belirdi. Bir قص 88 şeyi kesti. Kırktı. Kulakların etrafını kesti. Ölüm birine yakın oldu. İzini takip etti. bildirdi. 06 : Birine bir haber anlatıp على و ر س ال ق د ق ص ص ن اه م ع ل ي ك م ن ق ب ل و ر س ال ل ن ق ص ص ه م ع ل ي ك Bir kısım peygamberleri sana daha önce anlattık, bir kısmını ise sana anlatmadık. (Nisâ 4/164) : Yerine getirdi. (Hacetini قضى 89 giderdi. Emretti. Hükmetti. 07 Beyan etti. Bildirdi. Sağlam bir şekilde yaptı. hükmetti. : Öldürdü. Aleyhinde على ف و ك ز ه م وس ى ف ق ض ى ع ل ي ه Musa da düşman tarafından olanı yumrukla öldürdü. (Kasas 28/15) ل ي ق ض ع ل ي ن ا ر ب ك Rabbin bizim işimizi bitirsin. (Zuhruf 43/77) Söyledi. : Konuştu. 08 قال 90 söyledi. : İftirâ attı. Yalan على 05. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 524. 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1051. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2463. 08. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), XI, 572. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 56

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması و ي ق ول ون ع ل ى الل ه ال ك ذ ب Onlar (bile bile) Allah a iftira ediyorlar. (Al-i imrân 3/75, 78) Kalk- : Ayak üzerinde kaldı. قام 91 tı. 01 Dikildi. Düzeldi. Hak zahir ve sabit oldu. Yükseldi. Yerine geçti (naib oldu). : Bir işi yaptı. Yürüttü. İşi üzerine ب aldı. ل ي ق وم الن اس ب ال ق س ط...insanların adaleti yerine getirmeleri için... (Hadîd 57/25) : Yazdı. 02 Telif etti. Tulum كتب 92 vs.yi iki sırım ile dikti. kıldı. : Farz على ك ت ب ع ل ي ك م ال ق ت ال...savaş size farz kılındı. (Bakara 2/216) : Bir şeyi çok saydı. Çok استكثر 93 buldu. Çoğu istedi. yaptı. 03 : Bir şeyi çok من ق د اس ت ك ث ر ت م ن اإل نس...Siz insanlarla çok uğraştınız... (En âm 6/128) Top- : Kör oldu. Âmâ oldu. كف 94 layıp biriktirdi. 04 durdu. : Bir işten vazgeçti. Geri عن Birini bir işten alıkoydu. Menetti. ال ي ك ف ون ع ن و ج وه ه م الن ار و ال ع ن ظ ه ور ه م...ateşi ne yüzlerinden ne arkalarından önleyebilecekleri... (Enbiyâ 21/39) 01. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), XII, 496. 02. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), I, 125. 03. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 803. 04. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), IX, 301. : Bir şeyi acizliğinden terk ألهى 95 etti. Meşgul etti. 05 Saz vs. şeyler dinleyerek oyalandı. En güzel armağanı, bahşişi verdi. Oyaladı. : Meşgul edip unutturdu. عن ر ج ال ال ت ل ه يه م ت ار ة و ال ب ي ع ع ن ذ ك ر الل ه Onları ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah ı anmaktan alıkoymadığı insanlardır. (Nûr 24/37) ver- : Boşanan kadına müt a متع 96 di. Uzattı. 06 Ömrünü uzattı. Faydalandırdı. : ب ال ت د ن ع ي ن ي ك إ ىل م ا م ت ع ن ا ب ه أ ز و اج ا م ن ه م O kafirlerden bir takımını faydalandırdığımız şeylere sakın gözünü dikme. (Hicr 15/88, Tâhâ 20/131) : Bir şeyi yaydı. Gündüzün مد 97 aydınlığı yayıldı. Döşedi. Uzattı. Allah ömrünü uzun kıldı. 07 Devam etti. Arttırdı Birine mühlet verdi. Çekti. Bir şeyi çekip sündürdü. Birine yardım etti. etti. : Bir şeye göz dikti. Tamah إلى Gözünü kaldırıp sıkıca baktı. ال ت د ن ع ي ن ي ك إ ىل م ا م ت ع ن ا ب ه أ ز و اج ا م ن ه م O kâfirlerden bir takımını faydalandırdığımız şeylere sakın gözünü dikme. (Hicr 15/88, Tâhâ 20/131) etti. : Azıp hadde tecavüz مرد 98 Benzerlerini aştı. Irzına dokundu. Parlattı.Yumuşattı. : Bir şeye devam edip, onu huy على edindi. 08 و م ن أ ه ل ال م د ين ة م ر د وا ع ل ى الن ف اق 05. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2487. 06. Me lûf Lewis, el-muncîd (Beyrut: 1986), s. 745. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 537. 08. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 538. 57 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 57

Tahsin Deliçay 58 Hem de Medine halkından münafıklıkta ısrar edenler var. (Tevbe 9/101) : Geçti. 01 Gitti. Bir şey acı مر 99 oldu. Uğradı. : على أ و ك ال ذ ي م ر ع ل ى ق ر ي ة Yahut o kimse gibi ki, bir şehre uğramıştı. (Bakara 2/259) çıkardı. : Bir şeyi yerinden امترى 100 etti. : Şüpheye düştü. 02 Tereddüt في ب ا ك ان وا ف يه ي ت ر ون...onların şüphe etmekte oldukları şeyi... (Hicr 15/63) : Bulaşık vs.yi gidermek مسح 101 için sildi. 03 El ile izini giderdi. Yeri ölçtü. Yalan söyledi. Elbise sert olduğundan dizin iç yüzlerini sürtüp pişirdi. ovuştu- : Meshetti. Su veya yağda ب rarak sürdü. ف ام س ح وا ب و ج وه ك م و أ ي د يك م Yüzlerinize ve ellerinize sürün. (Nisâ 4/43) ol- : Birine bir iş mümkün أمكن 102 du. 04 kıldı. : Birini bir şeye gücü yeter من ف أ م ك ن م ن ه م Allah onlara karşı sana imkan ve kudret vermişti. (Enfâl 8/71) : Allah birine mühlet verip أملى 103 ömrünü uzattı. 01. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), II, 137. 02. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), XV, 278. 03. Komisyon, el-mu cemu l-vasît (Kahire: 1960), II, 867. 04. Komisyon, el-mu cemu l-arabiyyu l-esâsî (Tunus: 1988), s. 1147. ettirdi. : Okudu. 05 Yazdırdı. Dikte على Üzerinden uzun müddet geçti. ف ه ي ت ل ى ع ل ي ه ب ك ر ة و أ ص يال...Kendisine sabah akşam okunmakta olan... (Furkân 25/5) üs- : Bir şey diğerlerinden تمي ز 104 tün oldu. Ayrılıp çekildi. 06 Çatladı. : Parçalandı. من ت ك اد ت ي ز م ن ال غ ي ظ Neredeyse cehennem, öfkesinden çatlayacak. (Mülk 67/8) : Meyletti. 07 Saptı. Sapıp مال 105 eğildi. Meyilli yaptı. : Zulmetti. Hamle yaptı. Hücuma على geçti. ف ي م يل ون ع ل ي ك م م ي ل ة...üstünüze birden baskın yapsalar. (Nisâ 4/102) indi. : Yukarıdan aşağıya نزل 106 (Hacılar Mina ya geldi. Bir yere konakladı. Misafir oldu. Sefer yaptı. Yolculuk yaptı. vs.) : İndirdi. 08 Bir iş (hastalık ب başa geldi. ن ز ل ب ه الر وح األ م ني O nu Cebrail indirdi. (Şuarâ 26/193) verdi. : Yardım etti. 09 Zafer نصر 107 Verdi. Kurtardı. : من 05. Râgıb el-isfehânî, el-müfredât (İstanbul: 1986), s. 721. 06. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), V, 412. 07. İbn Manzûr, Lisânu l-arab (Beyrut: 1955), XI, 636. 08. Me lûf Lewis, el-muncîd (Beyrut: 1986), s. 802. 09. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), II, 148. Bozok Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 2 (2012/2), s. 58

Harf-i cerlerin fiile anlam kazandırması ف م ن ي نص ر ن م ن الل ه إ ن ع ص ي ت ه Ben Allah a isyan ettiğim takdirde beni ondan kim kurtarabilir? (Hûd 11/63) : Zalime karşı geldi. Galip انتصر 108 geldi. Zafere nail oldu. aldı. 01 : İntikam من و ل و ي ش اء الل ه ال ن ت ص ر م ن ه م Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. (Muhammed 47/4) : Karga öttü. Müezzin نعق 109 ezanda sesini yükseltti. şey- : Çoban koyunlara bağırıp bir ب den menetti. 02 Azarladı. و م ث ل ال ذ ين ك ف ر وا ك م ث ل ال ذ ي ي ن ع ق ب ا ال ي س م ع إ ال د ع اء و ن د اء Kâfirlerin hali, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara haykıran bir çobanın haline ne kadar da benziyor. (Bakara 2/171) açtı. : Deldi. Gaga ile delik نقر 110 Dilin ucunu damağa yapıştırıp ıslık çaldı. Vurdu. Ayıpladı. 03 (Boru vs.ye) üfledi. Taşa yazı : في yazdı. ف إ ذ ا ن ق ر يف الن اق ور O Sûr a üfürüldüğü zaman var ya. (Müddessir 74/8) vardı. : Bir şey sonuna تناهى 111 Sona erdi. alı- : İnsanlar birbirini kötülükten عن koydu. 04 Su sakin olup gölde durdu. Alıkoydu. Menetti. Yasağı kabul etti. ك ان وا ال ي ت ن اه و ن ع ن م نك ر ف ع ل وه 01. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), II, 829. 02. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), III, 295. 03. Fîrûzâbâdî, el-kâmûsu l-muhît (Bulak: 1301), II, 152. 04. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), VI, 2517. Onlar, işledikleri kötülükten birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı. (Mâide 5/79) : Bir şey sona erdi. 05 Sona انتهى 112 vardı. Vazgeçti. : عن و إ ن ل ي نت ه وا ع م ا ي ق ول ون Eğer diyegeldiklerinden vazgeçmezlerse... (Mâide 5/73) bak- : Ay göründü. 06 Hilale أهل 113 tı. Yeni hilal görünmekle ay başladı. Bir kimse sesini yükseltip bağırdı. : Bir nimetin yanında veya hoşuna ب giden bir şey gördüğünde Allah zikriyle bağırdı, yani Bismillah dedi. Kurban kesilirken kesilen zâtın ismini yüksek sesle söyledi. و م ا أ ه ل ب ه ل غ ري الل ه Allah tan başkası adına kesileni... (Bakara 2/173) Bi- : Bir şeyi bir yere bıraktı. وضع 114 rini zelil kıldı. Çabuk yürüdü. Parıldadı. Doğurdu. 07 İftira etti. Dövdü. alacağı- : Kaldırdı. Alacaklısından عن nın bir kısmı eksildi. Suçu üzerinden attı. Vazgeçti. و ي ض ع ع ن ه م إ ص ر ه م Ağırlıklarını indirir... (A râf 7/157) yar- : Geri döndü. Birine تول ى 115 dım etti. Sevdi. Bir şeye bağlı kalıp devam etti. İşi üzerine aldı. Velî edindi. etti. 08 : Yüz çevirip terk عن ف ت و ىل ع ن ه م...onlardan yüz çevirdi... (A râf 05. Zebîdî, Tâcu l-arûs (Mısır: 1888), X, 380. 06. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), V, 1852. 07. Cevherî, es-sıhâh (Beyrut: 1979), III, 1300. 08. Zebîdî, Tâcu l-arûs (Mısır: 1888), X, 400. 59 Journal of Faculty of Theology of Bozok University, Vol. 2, No. 2 (2012/2), p. 59