TÜRKİYE DIYANET VAKFI -\YlN MATBAACILIK VE TiCARET IŞLETMESi

Benzer belgeler
OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

BOSNA-HERSEK TEKİ KÜLTÜR, BİLİM VE EĞİTİM ÜZERİNDEKİ OSMANLI ETKİSİ: MEVCUT DURUM

OSMANLI MEDRESELERİ. Tapu ve evkaf kayıtlarına göre orta ve yüksek öğretim yapan medrese sayısı binden fazlaydı.

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

KUDÜS TE BULUNAN TARİHİ OSMANLI ESERLERİ

TARİH BOYUNCA ANADOLU

Deniz Esemenli ile Üsküdar Turu 27 Ekim 2013, Pazar

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Beylikler ve Anadolu Selçuklu Dönemi Mimari Eserleri. Konya Sahip Ata Cami Erzurum Ulu cami Saltuklar

Şeyhülislam Yahya Efendi nin torunu olan Ayşe Hubbi Hatun

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

ALUCRA DELLÜ KÖYÜ CAMİSİ VE KOYUN BABA HAZRETLERİ ZİYARETİ

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

KARAMAN ERMENEK BALKUSAN KÖYÜ

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

Geçmişten Günümüze Giresun da Dini ve Kültürel Hayat Sempozyumu (25-27 EKİM 2013)

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans


Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

OSMANLILAR Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Sakarya ili kültür ve turizm bakımından önemli bir potansiyele ve çeşitliliğe sahiptir. İlde Taraklı Evleri gibi

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

İktisat Tarihi I

İRAN GEZİ PROGRAMI 10 GECE 11 GÜNLÜK BİR TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

- Nasreddin Hoca'nın mezarı Eskişehir Sivrihisar'da bulundu.

Beylikler,14.yy. başı BEYLİKLER DÖNEMİ

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Cumhuriyet Dönemi nde ;

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

Osmanlı nın ilk hastanesi:

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Muhteşem Pullu

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Tel: / e-posta:

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve Kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar / stanbul, Türkiye

BALIKESİR KAZASI ( )

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu XXVI. Dönem Genel Kurulu

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

UŞAK'DA BIR KÖPRÜ KITABESI ÇANLı KÖPRÜ (H M. 1255)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Batı Karadeniz Gezi Programı Safranbolu, Kastamonu, Amasya, Samsun Kasım 2013


Edirne Köprüleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Hanları - Kervansarayları. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

T.C. ÇANKIRI MÜFTÜLÜĞÜ RAMAZAN BULUŞMALARI

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

KIBRIS VAKIFLARINI ARAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME PROJESİ

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

TIP BAYRAMI DR. YAHYA R. LALELİ

Günümüzde 1. tepede Topkapı Sarayı, 2. tepede Nuruosmaniye Camisi, 3. tepede Süleymaniye Camisi, 4. tepede Fatih Camisi, 5. tepede Yavuz Sultan Selim

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

Şeb-i Arus İstanbul da: Mevlana nın vuslat gecesi bu yıl yine aşkın başkentinde!

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

Adı Soyadı: Ertan GÖKMEN Doğum Tarihi: 1967 Öğrenim Durumu: Doktora Öğrenim Gördüğü Kurumlar: Öğrenim Durumu Bölüm/Program Üniversite Yıl

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

Haçlı Seferlerinin hızının azaldığı 13. yüzyılın ilk yarısı Anadolu Selçukluları için bir yayılma ve yerleşme dönemi olmuşken, İlhanlı vesayeti

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

SİVEREK'TE TARİHİ ESERLER VE CAMİLER

ADANA NIN SIRLARINA YOLCULUK

Şiraz'dan Mashad'a İran

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Bin Yıllık Musiki Kültürümüze Katkı Sunuyoruz. 14 Ocak 2014 Kürdilihicazkâr Faslı Beraber ve Solo Şarkılar Konseri

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

13 MAYIS 2016 CUMA OSMANCIK BELEDİYESİ KÜLTÜR SALONU Çorum-Osmancık İlçesine Hareket AÇILIŞ KONUŞMALARI

Transkript:

TÜRKİYE DIYANET VAKFI -\YlN MATBAACILIK VE TiCARET IŞLETMESi Meşrutiyet Cad.Bayrndır Sk. No:55 Kızılay/ANKARA Tel:418 59 49 417 09 04 425 27 75 Telex:43 433 tdvk tr. Fax:417 00 09 Yayın No: 134 Sempozyumlar-Paneller Serisi: 3 ISBN 975-389-135-0 94.06.Y.0005. 134 Bu kitap Türkiye Oiyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve Ticaret İşletmesi"nin Oizgi, Fotomekanik Ofset ve Cilt Tesislerinde hazırlanmıştır.

TÜRKIYE DIYANET VAKFI YAYlNLARI 1 134 TORK KULTURUttDE........ Ja Yayına Hazırlayan Doç. Dr. Mehmet ŞEKER ANKARA/1994

Bu kitap; Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Kurulu'nun 11.11.1993126-15 sayılı kararıyla yararlı görülmüş ve Mütevelli Heyeti'nin 17.11.1993 1 630-6 sayılı kararıyla basılmıştır. Bütün Yayın Hakları Türkiye Diyanet Vakfı'na aittir. Birinci Baskı: Mart 1994, 5.000 Adet

İÇİNDEKİLER TAKDİM "'"'""'""""""''.................. 3 Doç. Dr. Mehmet ŞEKER AÇlllŞ KONUŞMASI.......... 5 Doç. Dr. Mehmet ŞEKER I. BÖLÜM TİRE'NİN TÜRK TARiHiNDEKi YERİ Prof. Dr. Tuncer BAYKARA....................................... 9 Türk Şehireilik Geleneğinde Tire A. Munis ARMAGAN....................... 15 Tire'nin Türk Tarihideki Yeri Prof. Dr. İsmail AKA....... 21 Timur'un Tire'ye Gelişi!le tlgili Bir Kitabe Mehmet Ali DEMİRBAŞ..................... :25 XVI. Yüzyılda Tire Vakıflanna Ait Notlar II. BÖLÜM İBN MELEK Doç. Dr. Mustafa BAKTIR..... 33 Tireli İbn Melek ve!imi Muhiti Hakkında Bazı Tesbitler Doç. Dr. Mehmet ŞENER...................................... 43!bn Melek'in Hukuki Yönü ve Menar Şerhi Doç. Dr. Cemal MUHTAR.......... 49 Dilci İbn Melek Doç. Dr. Hüseyin ELMALI................. 53 Perişteoğlu Sözlüğü m. BÖLÜM TİRE NECİP PAŞA KÜTÜPHANESi Doç. Dr. AliYARDIM......................... 65 ı

.:\ecip Paşa Kütüphanesi'nin Kültür Tarihimiz Açısından Önemi Doç. Dr. Mehmet ŞEKER...................................................... 69.:\ecip Paşa Kütüphanesi'nin Vakfiyesi Prof. Dr. Ali Haydar BAY AT............... 77.:\ecip Paşa Kütüphanesi Tıbbi Yazmaları Prof Dr. Avni İLHA.l\T............. 81 Tire Vakıf Necip Paşa Kütüphanesi'nde Bulunan Kelam ve Mezhepler Tarihi İle İlgili Kitaplar Ayşe ÜSTÜN........................... 83 Necip Paşa Kütüphanesi'ndeki Yazmaların Tezhib Bakımından Önemi IV. BÖLÜM TİRE'DE TÜRK MİMARİSİ Prof. Dr. İnci ASLANOGLU..................... 89 Tire Beylik Dönemi Camileri -Çağdaş Beylik Örneklerle Kıyaslamalı Bir Değerlendirme- Prof Dr. Necıni ÜLKER........................................... 97 Tire'de Osmanlı Dönemi Türk Kirabeleri Prof Dr. Hakkı ÖNKAL................................. 113 Türk Türbe Mimarisinde Tire Türbelerinin Yeri Doç. Dr. Bekir DENİZ.......................... 119 Tire Köylerinde Mimari (Cami, Türbe ve Çeşmeler) Mükerrem KÜRÜM.................................................................. 139 Tire Evleri V. BÖLÜM TİRE FOLKLORÜ VE EL SANATLARı Doç. Dr. Mehmet DEMİRCİ. Tire Müzesindeki Tekke Malzemeleri ve Düşündürdükleri..... 149 Dr. Hasan KÖKSAL................. 155 Yatır inancı ve Ödemiş-Tire Yöresindeki Yatırlar Dr. Eren AKÇİÇEK....... Çiçek Kültürümüzde ve Tire'de Karanfil Atanur MERIÇ...................... 181 Tire İğne Oyaları Ali İhsan Y1LDIRIM.............. 185 Tire'de El Sanatları ve Crgancılık SONSÖZ........ 197 Prof. Dr. Mehmet S AYDIN EKLER......................... 199 (Fotoğraf ve Planlar) 2

TAKDIM Ege bölgesinin Türk tarih ve kültürü bakımından en zengin yörelerinden biri olan Tire'nin, bu zenginliğini tanıtmak maksadıyle "TÜRK KÜLTÜRÜN DE TİRE" konulu bir sempozyum yapılmıştır. 4-5 Eylül 1993 tarihlerinde iki gün süren Sempozyumda Tire'nin sembolü haline gelen İbn Melek ile Necip Paşa kütüphanesi müstakil oturumlarda ele alınmıştır. Ayrıca diğer oturumlarda Türk kültür tarihi bakımından Tire'nin önemi üzerinde durulmuş ve Türk mimarisi ile Türk sanatı bakımlarından Tire'de ayakta kalan eserlerin tarihi ve estetik değerleri ele alınmıştır. Tire'nin folklorik özellikleri ile günümüzde canlılığını hala koruyan el sanatları tanıtılmıştır.. Bölge üniversiteleri bölgelerinin tarihi ve kültürel değerlerinin yaşaması ve halkının aydınlarılması konusunda çeşitli faaliyetler göstermek suretiyle hem ilme katkıda bulunmuş, hem de bölge insanına ve gelecek nesillere doğru bilgiler aktarmış olurlar. İşte bu anlayışla düzenlenen "Türk Kültürüne Tire" sempozyumu da, Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyar Fakültesinin Tire Müftülüğü ve Türkiye Diyanet Vakfı Tire Şubesi ile Tire Belediyesinin işbirliği sonucu gerçekleşen örnek bir faaliyettir. Ülkemizin çeşitli Üniversitelerinden değerli tebliğleri ile katılan yirmi bir ilim adamına, iki de Tire'li araştırıcı iştirak etmek suretiyle toplam yirmi üç tebliğ sunulmuştur. Bu tebliğierin sadece Tire'de okunup, unutulmasına gönlümüz razı olamazdı. Bu bakımdan, söz konusu tebliğleri basınayı üstlenen Türkiye Diyanet Vakfı :vfütevelli Heyetinin neşir kararını sevinçle karşıladık. Zira, bir sempozyumun çok iyi organize edilerek. başarı ile sonuçlandırılrnası, başarısı için yeterli değildir. Asıl başarı, tebliğierin yayınlanarak ilim hayatına kazandırılmasıdır Bu sebeple, Türkiye Diyanet Vakfı Mürevelll Heyetinin bu anlayışına şükranlarımızı arzetmeyi bir vazife addederiz. Bu neşirde eser beş bölüm halinde hazırlanmıştır. Birinci bölümde; Tire'nin Türk tarihindeki yeri ile ilgili tebliğler yer almıştır. İkinci bölüm ise; lbn Melek' e ayrılmıştır. C'çüncü bölümde de, Tire Necip Paşa Kütüphanesi ile ilgili tebliğler bulunmaktadır Dördüncü bölüme, Tire'de Türk mimarisini konu alan araştırmalar konmuştur. Beşinci bölüm ise. Tire folklorü ve el sanatları ile ilgili çalışmaları ihtiva etmektedir Gerek sempozyum sırasında. gerekse neşrinde üzerine düşen destek ve katkılarını esirgemiyen Tire Belediye Başkanı sayın Nazım Çulcu'ya da teşekkürlerimizi sunmazsak vefasızlık olur. Kültür tarihimizin bir sayfasını aydınlarmaya yarayacak olan bu tebliğierin bundan sonra yapılacak çalışmalara ışık tutması, yeni araştırma ve çalışmalara vesile olmasına katkısı olursa kendimizi mutlu sayacağız. Doç. Dr. Mehmet ŞEKER 3

AÇI$ KONUŞMASI Ege Bölgesinin Türk tarih ve kültürü bakımından en zengin yörelerinden biri olan Tire'nin zenginliğini günümüz ve gelecek nesillerine tanıtmak amacıyla düzenlediğimiz "Türk Kültüründe Tire Sempozyumu"nun açılışına katıldığınız için sempozyum sekterliği olarak hepinize teşekkür ederiz. Coğrafi güzellikleri yanında Bursa, Manisa gibi tipik bir Türk şehri özelliği taşıyan yeşil Tire'nin; ayakta kalan mimari yapıları yanında; insanlarının sosyal hayatının tanınması folklorik ve estetik özelliklerinin araştırılınasını teşvik edecek böyle bir sempozyumun düzenlenmesinde Dokuz Eylül Üniversitesi Halıiyat Fakültesi ile Tire Müftülüğü ve Tire Belediyesi işbirliği yapmışlardır. On aya yakın bir hazırlığın sonucu gerçekleşen bu sempozyumda Tire'nin sembolü haline gelen İbn Melek ile Necip Paşa Kütüphanesi gibi iki kültür varlığı müstakil oturumlarda ele alınacakur. Tire'in Türk tarihindeki yeri ve Türk sanat tarihi açısından önemini ortaya koyan çalışmalarla günümüzde hala Tire ile özdeşleşen bazı el sanatları özel oturumlarda tanıulacakur. Ege ve Dokuz Eylül ile Hacettepe. Ortadoğu, Marmara ve Atatürk Üniversitelerine mensup öğretim elemanlannın yanında Tireli araştırmacıların da katıldığı sempozyumumuz, açılış ve değerlendirme oturumları hariç 7 oturum halinde yapılacak ve iki gün sürecektir. Değerli tebliğleri ile sempozyumumuza katkılarını esirgemiyen saygı değer ilim adamı ve araştırmacılara huzurlarınızda şimdiden zahmetlerinden dolayı şükranlarımızı arz ederiz. Tire gibi şirin bir ilçede gerçekleştirilen bu mütevazi sempozyumumuzu, gelecek nesillerin düşünce hayatındaki bir boşluğun doldurulmasına katkıda bulunması bizleri memnun edecektir. Türk Kültürünün zenginliğinin bir penceresini aralayarak, süzülüp gelen bilgi ve düşünce ışıkları ile aydınlanabilecek Türk gençlerin yetişmesi ve kendi öz tarihlerine sahip çıkmalan dileği ile sempozyumumuzu açıyor hepinize saygılanını sunuyorum. Doç. Dr. Mehmet ŞEKER 5.

II IB TiRE'NİN TÜRK TARİRİNDEKi YERİ

TÜRK ŞERİRCİLİK GELENEGINDE TiRE Prof. Dr. Tuncer BAYKARA Ahmet Hamdi Tanpınar adı çoğumuzda, adeta Bursa'da Zaman şiiri ile özdeşleşmiş gibidir. i şte Ben Tire'yi ilk gördüğümde, aklıma hemen Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Bursa'da Zaman adlı şiiri geldi. Bu şiir, benim gördüğüm yılların Tire'sine de rahatlıkla uygulanabiliyordu. Anadolu'yu çok gezenler, Batı Anadolu'daki kara sehirlerinden üçünün birbirine birçok yönlerden benzer olduğunu farketmişlerdir. Kısaca ifade etmek gerekirse üçü de geniş ve münbit ovan ın güney kenarında, üçü de kuzeye bakmakta adeta yazın sıcak günlerinde bağırlarını serin kuzey rüzgariarına açmışlardır. Bursa, Manisa ve nihayet Tire, sözünü ettiğim ortak özellikleri taşımaktadırlar. Asya içlerinde ortaya çıkıp şekillenen ve temellenen Türk yerleşme gelenekle ri, 1071 sonrasında Anadolu'ya taşınmış, busı rada kendisine mahsus şartlarda yeniden yuğrulmuştur. i kibuçuk asır devam eden bu yuğrulmuş Selçuklu şehri diyebileceğimiz gerçeği ortaya çıkarm ıştır. Konya, Kayseri, Ankara, Sivas, Erzurum, Divriği, Niksar ve daha pekçok şehir, Selçukluların Asya'dan getirdikleri unsurların etkilerini taşı rlar. Ama, XIII yy sonlarında yeni başlıyan Türkmen Beylikleri devri Bizans elindeki şehirlerin fethi ile apayrı bir ye ni oluşumu başlattı. işte bu yeni oluşumun, artık Anadolu'da kendi Türk özelliklerini kazanmış Türk şehir zevkinin etkilediği Türkmen şehirleri vardır. Osmanoğullarının merkezi Bursa, Saruhanoğuilarının merkezi Manisa ve Aydınoğullarının merkezi değil ama, merkezlerinden birisi olan Tire. işte Bursa, Manisa, ve Tire, XIV. yüzyılda başlıyan Türk varlıklarıyla, asit özelliklerini günümüze kadar uzanan bir zaman şeridinde korumakta direnmektedirler. Burada "direnmektedirler"i özellikle söyledim. Çünkü zamanın, tekniğin ve hepsinden önemlisi bizim insanımızın zevkinin zoraki değiştirilmes i, zihninde bazı 'sanı'ların oluşmasıyla asıl büyük yok etme tehdidi oluşmaktadır. Ama Tire, bu yokoluş tehdidini en az kayıpla geçişliren ve kendisini nisbeten kurtaran şehirlerimizdendir. Çünkü ilk defa bundan 16 yıl önce gördüğümde Tire, hala Bursa'yı andırıyordu; bu bile değişmenin korkulan boyutlarda olmadığını göstermektedir. Tire'ye bundan 16 yıl önce dilediğimce görmek üzere ilk defa gelmiştim. Hakkında bir hayli bilgi edinmiş, hatta XVI. yüzyıla ait Tire mahalleleri listesini de yanımda bulundurmuştum. O zaman gördüğüm Tire, zihnimde tasarladığım Türk şehir özelliğine tam bir uygunluk gösteriyordu. Bir başka ifade ile Anadolu'daki Türk şehrinin temel özellikleri nin belirlenmesindaki büyük 9.

kaynağı m olmuştur Tire. Çünkü çok iyi bilinen Bursa, tek olarak yetemezdi. Manisa da ikinci bir örnek olarak yine tartışılabilirdi. Ama eğer Tire'de de aynı özellikler bulunuyorsa, o zaman bu üç örnek, kesin hükü mlere ulaşmak için yeterli sayı labilirdi. Mesela ilk ortak özellikleri coğrafyalarıdır. Yukarda kısaca değindiğim gibi, ve rimli bir ovanın güney yamaçlarındadırlar. Ancak rüzgarları n hareketine açıktır bulundukları yerler. Gerilerindeki dağ lar, sarp ve yalçın oldukları kadar, üzerlerindeki geniş yayla düzlükleriyle de dikkati çekerler. Bu yayiaiar yüzyıllar boyu bu şehir halkının en büyüğünden küçüğüne kadar aylar süren mekanı olmuştu. Çünkü dağın ve yayianın varlığı, ova kadar gereklidir Türk hayatında ve şehir geleneklerinde. Batı Anadolu'nun sıcak yaz ayları ancak bu yaylalarda geçirilebilir. ikinci olarak her üçünde de mahalle isimleri, aynı zamanda en çok mescidin adını taşımaktadır. Çünkü biliyoruz ki mahalle ile mescid özdeş gibidir. Mescidi mahallenin en varlıklı kişisi, tabii bir hareket olarak yaptırmıştır. Mescid o kişinin adıyla an ılmış, mahalle de mescidin adını taşıdığından adeta mahalle isimleri bir kişi adları listesi gibi olmuştur. Ama istisnası da hayli çoktur bu durumun. Böylece Tire şehrinde de, Türk iskanının temel şahsiyetlerine, mahalle adından hareketle ulaşılabilecektir. Bu durum Bursa'da, Manisa'da ve nihayet Tire'de aynı olup, zaten Selçuklu ve Osmanlı şehrinin asli bir özelliğidir. Ben mahallelerinin ismiyle uğraşırke n, birden bunları kenara bıraktım; çünkü Tire'nin genel büyüsü beni sardı; bu büyü, Tıpkı Ahmet Harndi Tanpınar'daki Bursa büyüsüne benziyordu. Tıpkı Bursa'da veya Manisa'da olduğu gibi, Tire'de de Uludimi'i görünce, sevinç ve heyecanla yanına koşmak istedim. Çünkü Tire'deki Ulucami de, Türk şehrinin genel özelliklerinin içinde idi. "Uiucami", yeri ve büyüklüğü ile, Anadolu'da oluşan Türk şehir geleneklerinde önemli bir yer tutar. Benim bakış aç ımdan bu camiin mimari veya sanat tarihi aç ısından özellikleri pek önemli sayılmayabilir. Çünkü, iskanın veya yerleşmenin gelişmesi ve büyümesinin belirlenmesi asıl amacımdır. Bu açıdan en önemli unsur, Ulucamiin yeri ve onun kale ile olan ilişkisidir. Tire şehrindeki Ulucamiin yeri de Tire şehrindeki Türk nüfusun artmasının en açık delilidir. Tire şehrine Türkler, 1304 Eylül'ünde sahip oldular. Hisar, yani kale, tepe üzerindeki konumu ile öteki Bizans şehirlerindeki sarp ve müstahkem kastralar görünümündedir. Burasının alınması ile ilgili muhtemelen pekçok mahalli hatıra halk arasında yaşıyordu. Geçen yüzyılın olumsuzlukları arasında unutulmuş olabileceği gibi halen yaşamakta olanlar da olabilir. Bu konuda ben ümitliyim, çünkü bundan 16 sene Yeşilimaret civarındaki ihtiyarlar, iskender ve Kadife-ana ile ilgili rivayetleri bana nakletmişlerdi. 10.

Tire kalesi, pek büyük değildir. Dolayısıyla içine sınırlı sayıda Türk yerleşmiştir. Zaten bunların önemli bir kısmı da, askeri görevlidir. i şte Tire şehrine, şehrin kalesi içine yerleşen en eski Türkler kaleye, görevle yerleştirilenlerdir. Nasıl bazı yerlerde kalede evin, şurada bağın yoksa, sen oranın yeriisi olamazsın deniyorsa Tire için de benzer bir tekerleme, aynı gerçeğin yankısıdır. Ne yazık ki Tire'deki Ulucamiin kitabesi, geç, XV. yy. başlarına aittir. Oysa benzeri Aydınoğulları rrıerkezlerinde, Birgi'de daha erken, hatta Ayasuluğ'da yüzyılın ortalarına (XIV) aittirler. Tire için, söylenebilecek husus, eğer Ulucami kitabesi Timur'dan sonraki bir tamire ait değilse, camiin yapımı XIV. yy. ikinci yarısıdır. Bu yap ım, şehrin yeni Türk iskanının cuma namazı ihtiyacını gidermek açısından yapılıyordu. Çünkü kale içinde, fetihten hemen sonra ki liseden fetih hatırası olarak çevrilen cami ihtiyaca yetmiyordu. Ayrıca Türkler kale surlarının dışına, daha aşağ ılara da yerleşmeye başlamışlardı. Ti re şehri de ka le içinden, tepe ve yamaçlardan ovanın düzlüklerine doğru inmiştir. işte bu yeni sahada, kale ile ilişkili bir uygun yerde, Tire Ulucamii yap ılmıştı r. Hemen belirtelim ki bu cami önce yapılmış da insanlar etrafına yerleşmiş değildir. i n sanlar yerleşmişler, kendi mahallelerini oluşturmuşlar, daha son ra şehrin ge lişme imkanlarına uygun bir yerine, bu cami yapılmıştı r. Çok yerlerde olduğu gibi, Tire Ulucamiinin yeri için de istimlak hikayeleri olabilir.. Tire Ulucamiinin büyüklüğü, şehrin XIV. yy. sonlarındaki nüfusu hakkında da bize bir fikir verebilir. Tire Ulucamii, içinde ne kadar kişinin namaz kılabileceği ölçüsüne göre, bu dönemde şehirde 5-6.000 Türk nüfusuna işaret edebilir. Daha bu erken tarihte Tire şehrinde bu kadar Türk nüfusun bulunması, Tire şehrinin öteki Anadolu şehirleri gibi (Bursa, Manisa) Türk varlığının önemli merkezlerinden birisi olduğunu gösterir. Tire, Beylikler devrinin ortaya çıkardığı, fakat asıl şahsiyetini Osmanlı devrinde kazanan bir şehirdir. Zaten beni heyecaniandıran husus, Osmanlı şehrinin özellikleri nden birisini orada bulmamdır. Çoğu yerde, sadece kağıt üzerinde ve belgelerde rastlanan bir isme, terime, burada doğrudan coğrafyada rastlamıştım. Bu bir mescidin ismi olarak yaşıyan Narin ismi idi. Narin ismi, Osmanlı dönemindeki kalelerle ilgili bir kavramdır. Mesela Niksar'da, belgelerde rastlanmakta, fakat şehrin neresinde olduğu belirlenememektedir. Oysa şimdi Tire'de, belki hiçb ir belgede ad ına rastlanmıyacak ama, doğrudan şehir hayatının içinde bu kavram yaşamaktadır. i nci Aslanoğlu Hanımın kitabında bu ismi görünce sevinmiş ve heyecanlanmıştım. Çünkü bu kavram ın ke ndisine mahsus bir özelliği vardı ve bunun çözümünde Tire önemli bir dayanak olabilecekti. Şimdi bu gerçeği yeniden ifade edebiliriz. Biz tarih araştırıcıları, çalışmalarımızı sadece eski zaman bel- ll.

gelerine dayandırmamalıyız. Daha çok coğrafyaya, üzerindeki maddi ve manevi eseriere de eğilmeliyiz. Böylece her ikisinin ahenkli bütünleşmesi, çok daha sağlıklı ve mükemmel neticelere ulaşmamıza imkan verebilir. Tire bu açıdan çok önemli bir merkezdir. Osmanlı şehrinin, en önemli örneklerinden birisinin Tire olduğunu belirtmiştim. Bu belki ilk planda temelsiz gibi kaldı. Ama biliyoruz ki Tire, Aydınoğullarının merkezlerinden birisidir ama, Osmanlı döneminin Aydın sancağının yüzyıllardır merkezi olmuştur. Osmanlı sancak merkezi oluşunun Ti re'ye sağladığı pekçok üstünlük vardır. Işte Aydınoğulları Beyliği merkezi oluşu ile Selçuklu devrinden kalan gelenekleri, şimdi Osmanlı döneminde Osmanlı şehir gelenekleri ile daha da köklenmiş, güçlenmiştir. Tire, Osmanlı devrinin Ayd ın sancağının, geniş coğrafyası içinde tam bir merkez konumundadır. Çünkü bu sancak, hem Büyük hem de Küçük Menderes vadilerini kapsıyor, hatta Alaşehir dolayiarını da içine alıyordu. Yoksa, şimdi Ayd ın adını almış olan şehrin merkezliği, sadece son iki yüzyıl içindir. Orasının asıl ad ı Güzelhisar olup, Batı Anadolu'daki öteki Güzelhisar, Güzelhisar-ı Menemen'den ayı rdetmek için Güzelhisar-ı Ayd ın, yani Ayd ın sancağındaki Güzel hisar denirdi. Fakat Sığla sancağının ortaya çıkması, Tire'nin durumunu kısmen bozmuş ise de merkez oluşu XIX. yy. başlarına kadar devam etmiştir. Neden sonra Aydın sancağının toprakları daha çok Büyük Menderes vadisinde kalınca, Güzelhisar merkez seçilmiş, Tire bu üstünlüğüne veda etmiştir. Ama Tire'ye, eskidenberi biriken ilim, sanat ve ziraat erbabı, etkinliklerini sonraki yıllarda da devam ettirmişlerdir. Osmanlı sancak beyleri, kalabalık maiyetleri ile merkezlerinin havasını her zaman etkilemişlerdir. Tire bu etkilenmeyi yüzyıllardır hissetmiş, yaşamış ve hatıralarını bugün de saklamaktadır. Osmanlı şehrinin, bir başka geniş manada Türk şehrinin bir özelliğini, su bolluğunu da en açık olarak Tire'de görüyoruz. Zaten Bursa'nın özelliği, suya bağlıdır; Tire'de su, şehrin temel özelliklerinden kabul edilebilir. Suya bağlı olarak yeşillik Türk şehrinin en hakim unsurudur. Yeşillik, daha Kaşgarlı Mahmud devrinden itibaren Türk şehrinin asli özelliklerinden olmuştur. Yemyeşil anlamında Gömgök denmesi gibi, Kend Göğü de şehrin çevresini belirleyen yeşil kuşak olarak zikredilmektedir. Tire, su ve yeşili en ahenkli biçimde kaynaştıran bir şehirdir. Netice olarak, Tire, Asya'da oluşan Türk şehrinin Anadolu'da, Selçuklu oluşumunun ardından Osmanlı devrinde mükemmele ulaşan bütünlüğünün en güzel örneklerinden birisidir. Daha da önemlisi, son zamanların fırtınalarını az kayıpla atlatabilen ender şehlrlerimizdendir. 12.

TiRE'DE ZAMAN(*) Tire'de bir eski cami avlusu Küçük şadırvanda şakırdayan su Umur zamanından kalma bir dıvar Onunla bir yaşta ihtiyar çı nar Eliyor dört yana sakin bir günü Bir rüyadan artakalmanın hüznü içinde, gülüyor bana derinden Sanki bir hatıra serinliğinden Ovanın yeşili, göğün mavisi ve mimarileri n en ilahisi. Bir zafer müjdesi burda her isim Yekpare bir anda gün, saat, mevsim Yaşıyor sihrini geçmiş zamanın Hala bu taşlarda gülen rüyanın Güvercin bakışlı sessizlik bile Çınlıyor bu eski zaman vehmiyle Toztepe bir fecrin zafer aynası Hatuniye as rın acı meyvesi Ömrünün timsali yeşil Neslihan Türbeler, cami/er, eski bahçeler Şan/ı menkıbesi binlerce erin Sesi arşa çıkan hengamelerin Nakleder yadını gelen geçene Bu hayalde uyur Tire her gece Her sabah onunla uyanır, güler Gümüş aydınlıkta serviler, gül/er, Serin hüylas ıyla bahçeleri nin Başı ndayım sanki bir mucizenin Bu sesi ve kanat şakırtasından Billur bir avize Tire'de zaman Yeşil i mareti gezdik dün akşam, Duyduk bir musiki gibi zamandan Çinilere sinmiş Ku r'an sesini Fetih günlerinin saf neş'esini, Ay dınlanır gördü m tebessümün/e isterdim bu eski yerde seninle Başbaşa uyumak son uykumuzu Bu hayal içinde ve ufkumuzu Çepçevre kaplasın bu ziya bu renk Havayı dolduran uhrevi ahenk, Bir ilah uykusu olur elbette Ölüm bu tılsımlı ebediyette Belki de rüyası eski cetlerin Beyaz bahçesinde su seslerinin (*) Ahmet Harndi Tanpınar'ın "Bursa'da Zaman" isimli şiirinden ilhamla uyarlanmrşlrr. (Ahmet Harndi Tanpınar, Bütün Şiirleri, Dergah yay. isı. 1989 s. 50) o 13 o

TiRE'NİN TÜRK TARiHiNDEKi YERİ A. Munis ARMAGAN Tire'nin Türk tarihindeki yerinin saptanabilmesi için bu çalışmaların bir başlangıç olduğunu kabul etmek gerekir. Daha be rrak ifadelerin kullanılabilmesi için, uzun süreli ve sabırlı ekip çalışmalarına ihtiyaç vardır. Bugüne değin yapılmış dağınık çalışmalar bile Tire'nin Aydınoğulları Beyliği ile başlayıp, Osmanlı imparatorluğu döneminde doruğa çıkan seçkin kentlerden biri olduğu yolunda izienimler vermektedir. Tire'nin diğer Osmanlı kentlerine göre, bu hızlı yükselişi ve ulaştığı noktanın analizini yapabilmek için bazı değerlendirmelerin sağlıklı yapılması zorunluluğu vardır. Eğer Tire, kollokyum çalışmalarına gereksinim duyuyorsa, bu da kentin tarihteki seçkin konumundan ve özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Öyleyse Tire neden bu denli büyümüştür? Bu büyürnede hangi etkenler rol oynamıştır. Bu soruların yanıtlarını alabilmek için bazı temel saptamalar gerekmektedir. Özellikle vurgulamak gerekir ki, ze ngin aşiret ve boy yerleşimi, kentin nitelik ve nicelik yönünden gelişmesinde en etken konu olmuştur. Buna vadi coğrafyasının farklılığı, iklim özelliklerinin ortaya çıkardığı üretim zenginliği de eklenince büyüme sağlıklı bir zemine oturmuştur. Zengin aşiret yerleşimi Tire'ye kültürel zenginlik, düşünce ve inanç özgürlüğü gibi temel boyutlar kazandırmış, sonuçta elit insan gücü doğmuştur. Bu çok yönlü aşiret yerleşimi içinde, özellikle Bayındır, Çepni, Yuvalı, Marzem, Avşar, Akkoyunlu, Teke gibi öncelikli boy ve aşiretlerin yanısıra yüze yakın toplumsal yerleşim, bu coğrafya için bir şans olmuştur. Kültürel transfer, zamanla üretimde, sanatta ve düşüncede yeni boyutların elde edilmesini sağlamıştı r. Bu ilk liderler ve kolonizatörler elit kültürün öncusu olmuşlardır. Özellikle Horasanlılar Grubu olarak adlandıracağımız, kolonizatör dervişlerden, Kızıl Divane Sultan, Alihan Sultan, Halil ibrahim Baba, Kurt Baba, Buğday Dede, Karadoğan, Şeyh Şücaeddin ve Hacı Bektaşi Veli'nin arkadaşı Bahattin Sultan'ın oğlu Ali Baba yalnız Tire'nin değil bölgenin de önemli adlarıdır. Bu yıllarda gelişme ortamı bulan inanç özgürlüğü, başta Mevlevi, Rufai, Hurufi, Bektaşi, Nakşi, Halveti, Şazeli ve Uşşaki gibi tarikat mozağinin oluşmasını sağlamıştır. 14. yy. ibni Batuta'nın ifadesiyle bir Ahi kentidir. Kent, özellikle Yıldırım Beyazıt döneminden başlayarak, ll. Murat'a kadar ilk, daha sonra IV. Murat devrine değin, iki ana grupta toplanabilecek beyin göçüne sahne olmuştur. Aydınoğulları topraklarının, Osmanlılara bağlandığı Yıldırım Beyazit zamanında, ilk kolonizatörlerden Kızıl 15.

Deli Sultan takma adlı velayetname sahibi Seyyid Ali Sultan, Yıldırım Bayezit tarafından Edirne'ye götürülüp, kendisine köyler bağışlanmıştı. Yine aynı dönemde Yoğurtlu Baba, Keskin Dede, Derviş Bayezit Şeyhülislam Ebusuud Efendi'nin kardeşi Nasrullah Rumi, Aleeddin Sultan (Memluk Sultanlarının Hocası) Fatih'in hocaları Molla Yegan (ibni Melek'in öğrencisi), Muslihiddin Mustafa Vefa bin Mehmet (Vefa Semtine adını veren) Tire'den saraya taşınan adlardan başlıcalarıdır. Bunlara ek olarak, yine Fatih'in hocaları Ulu Sultan Hekim Çelebi (Türbesi Edirne Mil Dağı Zaviyesinde) ibni Hatip (ll. Murat'a sunduğu 1426 tarihli 100 Hadis ve öyküden oluşan Arapça Masnevinin sahibi), Mavlevi müziğinin büyük ustaları Kad ızade ve Ahizade ile Şeyh Şazeli Muhiddin Mehmet, Şeyhülislam Ebubekirzade Ah met, ishak Efendi, ünlü şeyh Abdülkadir i r şad ı (Tire'de tekkesi var) beyin göçünün diğer adları dır. Adeta sarayın tarlası gibidir Tire, Bu verimli tarla yüzlerce yıl her alanda saraya eleman üretmiştir. Yetişmiş insan gücü, yönetimin gereksinim duyduğu siyasi, sosyal, yönetimsel ve sanatsal alanlarda Tire'ye, Türk tarihinde seçkin bir yer kazand ırmıştır. Feriştehoğlu ailesi üç kuşak boyunca musannif olarak hizmet etmişlerdir. Bu hizmetin öncüsü, Aydınoğulları Beyliğinin başkent kadısı, büyük düşünür ibni Melek'tir. Yazdığı eserler, yüzlerce yıl med reselerde ders kitabı olarak okunmuştur. Kardeşi, Feriştehoğlu adıyla ünlü Abdülmecit ise, Hurufiye tarikatının önemli halifelerinden olup "Kanun-u LOgatı ilahr' adlı eserin yazarıdır. ibnimelekzade Mehmet Efendi'nin de Sultan ll. Murat'a izafe edilmiş "Bahrül Hikem" adlı yapıtı bulunmaktadır. Belirtmeye çalıştığımız gibi, her alanda elit insan üretimi, Tire adıyla özdeşleşmiştir. Yavuz döneminin mizah yazarı Abdülcebbaroğlu Ahmet, Kanuni ile başlayan dönemlerin yönetici ailesi Bostanizadeler, 17. yy.'ın ünlü masalcısı Ali Bey, şairlerden Azeri takma adlı Muallimzade, Hicri takma adlı Muhiddin Mehmet, Bekayi takma ad lı Dursunzade, Kudsi takma adlı Musa Efendi ile Neccarzade, Haleti, Arşi, Veysi, Reşik, Ümmü Veledzade, Şaz şairi Kul Mustafa ve Süruri Çelebi, Tire ad ını başarıyla temsil etmiş ünlülerdir. Tarihçi Cevdet Paşa, Süruri için "tarih düşürme"de bütün şairlere üstün olduğunu yazmaktadır. 15. yy.'ın ünlü hattatları Yetim Ali, Sayi Ramazan Efendi ve Mecmeddin de beyin göçünün diğer halkalarıdır. Bunlar, hat sanatının ''Yakuti" ve "S ülüs Celisi" ad lı tarzları n uygulayıcıları olup, Ammasiler okulundan yetişmişlerdir. Tire'nin nitelik ve nicelik yönünden ulaştığı nokta, nüfus yoğunluğu dikkate al ınırsa, i mparatorluk kentleri içinde önemli bir statüye kavuştuğunu gösterir, 17. yy. verilerine göre, kentte 30 cami, 66 mescit, 28 zaviye, 24 med rese, 14 han, 19 hamam, 60 sı b yan okulu, 3 kilise ile 2 havra vardır. Ve kent 42 mahalleden oluşmaktadır. Kentin bu özellikleri, kendisine kaza payesi olarak 500 akçelik mevleviyet 16.

unvanı kazandırmıştır. Bu statü, Tire'yi Osmanlı kentleri içinde birinci derecede kentler grubuna sokmuştur. Yani, Tire hiyerarşik statüde, beylerbeyi ve defterdardan bir derece aşağıda bulunmaktadır. Bu da terfide Tire'yi önemli mevkilere götürmektedir. Yani Tire kadıları, mevleviyetteki statüleri gereği, defterdar ve beylerbeyinden sonra sırasıyla, istanbul Kadılığı, Anadolu Kazaskerliği sonra Rumeli Kazaskerliği ve Şeyhülislamlık aşamaları n ı yaşamaktadırlar. Bu nedenle, Tire'ye yapılan atama ve sürgünlerde bu esasa göre işlem yapılmaktadır. ister mansıb, ister payesel atamalarda olsun bu konum dikkate al ındığından, Tire'ye yapılan tasarruflarda daima üst düzey adiara rastlanmaktadır. Bu nedenle, Mekke, Medine, Bağdat, Şam, Kahire, Konya, Halep, Bursa, Edirne, istanbul kadılıklarıyla müftülüklerine özellikle, 16. yy.'da yoğun olarak Tire çıkışlı atamalar görülmektedir. Bu kentlerden de aynı şekilde Tire'ye tevcihler yapılmaktad ır. Fatih devrinin ve edebiyatımızın ünlü adlarından vezir Ahmet Paşa, sadrazamlardan Yeğen Mehmet Paşa, Dürrüzade Mustafa Efendi, ivazpaşazade ibrahim Bey, Abdürrezzak Efendi, Kaplan Mustafa Paşa, Ahmet Nazif Efendi, Kaptanıderya Derviş Sinan, Kazaskerlerden Dahki Mustafa Efendi, ünlü hekim ve tarihçi Şanizade Mehmet Ataullah Efendi mansıb, paye ve arpal ık tevcihlerinde örnek olarak verebileceğimiz adlardan bazılarıdır. Adını Tire'ye verenler içinde, Aydınoğulları Beylik ailesinden adlar olduğu gibi, Osmanlı Sultanlarından da bazı adlar bulunmaktadır. Sultan ll. Selim ve ll. Abdülhamit geniş bir alana yayılan vakıflarıyla dikkati çekerler. Sultan ll. Selim, mescit, medrese ve dar'ül kurra'dan oluşan külliyesiyle, ll. Abdülhamit, 19 camii, 22 okulu ve 18 çiftliği ile gözde vakıf sahipleridir. Bunlara ek olarak, ll. Bayezit'in kızı Fatma Sultan'ın ve 1. Mahmut'un Başkadın vakıflarını belirtmek isterim. Sadrazamlardan Kara Hayreddin Paşa, Rum Mehmet Paşa, Hırvat Rüstem Paşa, Lütfü Paşa ve Ferhat Paşa'nın oğlu Hasan Çavuş (Kanunlnin ölüm haberini Zigetvardan Manisa'ya getiren) vezir Lala Sinan Paşa'nın camileri bu adiara eklenmelidir. Yine Vakayi Hayriye'de büyük hizmetleri görülen Mühimmatı Harbiye Nazır Mehmet Necip Paşa'nın Kütüphanesi (Yazma ve basma eserler bakımından oldukça değerli ko l leksiyana sahip), medresesi ve tekkesi, Mısır Seraskeri Behram Keth üda'nın Yenicamisi ile Fatih devrinin gözde adları, Mehmet Paşa, Hasan Çelebi, Molla Çelebi, Molla Kemal ve Pir Ahmet Çelebi'nin zaviye ve camileri, Ti re ad ının yücelmesinde payları olan eserlerdir. Kentin alt yapısını oluşturan, ekonomik coğrafyası, güzel ikliminin yanısıra akarsuları, Torna, Manav, Akarca, Karagöl, Belevi gölleri ve Tire'yi sırtiayan Kestane Dağıyla bir doğa harikasıydı. Bu coğrafya Sultanların uğrak yeriydi. Timur'un An kara Sa- 17.

vaş ı'ndan sonra kışı geçirmek için kumandaları nı Manisa, Ayasuluğ ve Balata göndermişkan kendisi Tire'de kalmayı uygun bulmuştu. Çelebi Mehmet de Karaman seferine çıktığında Tire'de karargah kurmuştu. Kanuni Sultan Süleyman Rodos Seteri dönüşü Tire'de 40 gün süren bir uzun dinlenme süresi geçirmiş ve tarihçilerin belirttiğine göre Balpınarında suya ve doğaya hayran kalmıştı. Hatta Evliya Çelebi, Tire'nin bu su kaynakları için yazdığı şiirde "Kanuni Sultan Süleyman'ın nazargahı" ifadesini kullanmıştı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu ibrahim Paşa'nın Anadolu'yu işgalinde ordunun giderlerini ve yiyecek gereksinimini Tire'den sağladığını unutmamak gerekir. Mısır seraskerliğince Kütahya'dan Tire'ye gönderilen buyruldular, kentin ne denli ekonomik güce sahip olduğunun kanıtlarıdır. Devlet hayatında önemli rol oynayan üretim elemanlarından bazıları Tire'nin tekelinde bulunmaktaydı. Bunlardan en önemlisi Osmanlı donanmasının halatları ham madde olarak Tire'den sağlanmaktayd ı. Yine Sarayın ipek ve keten gereksinimi ile Kapıkulu teşkilatının kışlık giyecekleri için yılda 20.000 okka kırkım yünü Tire'nin yükümlülüğü altındaydı. Bazı yıllarda bu miktarın sağlanmaması nedeniyle aba yapımında sıkı ntıya düşüldüğü yolunda elimizde fermanlar bulunmaktadır. Özetle Tire tezgahlar kentiydi. Gülyağı bölgenin en iyi ürünüydü. Burada sanatsal arayışları da dikkate almak gerekmektedir. Özellikle yap ılarda ve kü lliyelerdeki plan ve sanatsal vu rguların üzerinde titiz çalışmalar vardır. Bir Yahşi Bey kü lliye planı ve zaviyenin muhteşem süslemeleri 15. yy. Tire'sinin ihtişamını sergiler. Tuğla dekorasyonu kent mimarisinde diğer Osmanlı kentlerine göre daha Selçukidir. Yine 1425 tarihinde Tire Darphanesinde basılan ve Osmanlı mangırları içinde ilk defa kartal motifli bir paranın bulunması dikkatle izlenmesi gereken kent özelliğinin işaretini vermektedir. Zira nümismatlar bu belgeyi çok önemli bulmaktadırlar. Belgeler, Üsküp, Bayburt ve Istanbul Vefa semtinin kurulması nda Tire'nin pay sahibi olduğunu göstermektedir. Tire'nin iskan sağlayıcı kentler grubu içinde yer almasının kuşkusuz olumlu nedenleri vardır. Rahmetli, dünyaca ünlü nümismat Cüneyt Ölçer ve araştırmacı Süheyl Ünver'in ifadeleriyle ''Tire, Tarihimizin yeniden yazılmasını sağlayacak malzemelere sahiptir." Bizim çalışmalarımız ve bu koliokyum, Tire tarihinin, Türk tarihine katkıları açısından bir giriştir. Her çalışma ile biraz daha yol alınacağı kanısındayız. Evliya Çelebi'nin deyimiyle "Şehri Muazzam Tire"yi ortaya çıkarmak için tüm kurum, kuruluş ve kişilere büyük bir sorumluluk düşmekted ir. a) Bu nedenle; Tire'yi daha yönlü tanıtmak ve problemlerinin tesbiti için, panel, sempozyum, Açık Oturum gibi toplumsal diyaloğu sağlayıcı oturumların yapılmasına devam edilmelidir. 18.