Güneşten Korunma ve Güneşten Koruyucular



Benzer belgeler
Yrd Doç Dr Gülben Sarıcı

PARFÜM VE GÜNEŞ BAKIM ÜRÜNLERİ

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU GÜNEŞTEN KORUYUCU ÜRÜNLERE İLİŞKİN KILAVUZ

Gözde Bilginer, Tuğçe Kandemir, Özen Taş, Deniz Türküm Atikcan, Hamit Koç, Onur Can Özkan

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

KOZMETİKLERİN SİSTEMİK TOKSİK ETKİLERİ

Hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin güneşten korunmaya ilişkin davranışlarının belirlenmesi

Genel Bilgiler MADDE 5- Ekipman MADDE 6-

GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU

ÜRÜN ADI Teknoser 100

KÜRESEL ISINMA. 2. Küresel ısınmadan sorumlu olan gazların adlarının altını çizin. En çok miktarda oluşan bu gazı kırmızı renkle işaretleyin.

Kozmetik Ürünlerde Nanoteknoloji Kullanımı

TC SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ

ÜRÜN ADI Teknorep 300

Deri Kanseri. Prof. Dr. Tamer İrfan Kaya Mersin ÜTF, Dermatoloji AD

ECH 208 KOZMETİK ÜRÜNLER. 2.Hafta Ders Notları Deri ve Bakımı

RADYASYON GÜVENLİĞİ. Öğr.Gör. Şükrü OĞUZ KTÜ Tıp Fakültesi Radyoloji AB

ULTRAVİOLE RADYASYONUN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİ


MINEADERM Sun Care Products 2015

KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM KULLANIMI (Kişisel Koruyucu Ekipmanlar)

: LİCOPLAS DEKORATİF SIVA

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı. Cildimiz, yaşlanma belirtilerini en belirgin olarak yansıtan organdır.

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU

KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. FENİSTİL Jel 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

MSDS (Malzeme Güvenlik Bilgi Formu)

RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU (MGBF)

Alerjik deri hastalıklarının kapsamı 1 Alerjik deri hastalıklarında tanı testleri 1 Alerji hastasına yaklaşım 1 Klinikle uyum (relevans) kavramı 2

Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

1- Aşağıdakilerden hangisi Aşındırıcı sembolüdür? a. b. c. d. CEVAP: D. 2- Aşağıdakilerden hangisi Yanıcı sembolüdür? a. b. c. d.

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

1. ÜRÜN / FİRMA TANIMI 2. BİLEŞİMİ / İÇİNDEKİLER HAKKINDA BİLGİ 3. TEHLİKELERİN TANIMI. Ürünü Hakkında Bilgiler

İÇERİĞİ Krem bazı, Hümik asit, Gliserin, Kayısı çekirdek yağı, Fenoksietanol, Parfüm Paraben içermez.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. Yardımcı maddeler: Polietilen glikol g Polietilen glikol g. Setil alkol g.

İlaç Allerjisi İle Oluşan Klinik Sendromlar

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

Salyangoz Mukus Süzüntüsü Bazlı Kozmetik

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

DERİMİZİ KORUMA YÖNTEMLERİ

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

YENİ! Profesyonel Cilt Bakımı

Tarih : Sayı : 006 BASIN BÜLTENİ. Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. NİLGÜN ȘENTÜRK

Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri

GÖRÜNÜR IŞIĞIN HAVUZ SULARININ DEZENFEKSİYONUNDA ALTERNATİF BİR YÖNTEM OLARAK KULLANILMASI

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU 91/155/EC

TIENS. Aprotie Organics. Sağlıklı ve güzel cildin sırrını bulunuz!

ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K

Dr.Jale Yüksek Pehlivan Genç Görünümlü Cildin sırları Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 38

DERİ PRICK TESTİ (SPT) HASTA BİLGİLENDİRME VE ONAY FORMU

STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Yeni. Genç görünümlü bir cilt? Dâhice.

Modüler Buharsız Sauna

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

Güneflten Koruyucular

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

Sedef Hastalığının Tedavisi

Ürün Güvenlik Bilgi Formu Setrax SG

PROFESYONEL DERİN KİMYASAL PEELING & LEKE TEDAVİ ÜRÜNLERİ ESTETİK DERMATOLOJİ UZMANI

Madde/Müstahzar Adı : POLIROAD SU BAZLI YOL ÇİZGİ BOYASI Hazırlama Tarihi : Yeni Düzenleme Tarihi : - Kaçıncı Düzenleme Olduğu : 00

MONİTOR FİLTRESİ VE YARARLARI

Kaynak ve ilgili işlemlerde kullanılan koruyucu giyecekler için aranması gereken standart EN ISO 11611:2007 dir.

DERĐ BAKIMI. Prof. Dr. Seher Bostancı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU ( MSDS )

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

Cilt İçin Moleküler Koruma! Klinik Testlerle kanıtlanmış üstün koruma ve onarım

DİŞHEKİMLİĞİNDE ALERJİ. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU 91/155/EC

KOZMETİK ÜRÜNLERDE FORMÜLASYON TASARIMI VE KALİTE KONTROL İŞLEMLERİ - ECZ 963

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

GÜVENLİK BİLGİ FORMU MOIL BLUE

İçme Sularının Dezenfeksiyonunda Çinko Oksit Nanomateryalinin Kullanımı

Bölüm 1 Maddenin Yapısı ve Radyasyon. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

Kenevir Yağı İçeren SPAKARE

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

İÇİNDEKİLER ANA BÖLÜM I: RADYASYON, RADYOAKTİVİTE,VÜCUDA ETKİLER VE RİSK KAVRAMI...1. Bölüm 1: Radyasyonla İlgili Kısa Açıklamalar...

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

BİYOSİDAL ÜRÜNLER ve KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM SEÇİMİ. Dr. Murat Can Ocaktan ODTÜ FBE Yarı Zamanlı Öğretim Görevlisi Mart 2018, Antalya

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

Akademik Personelin Güneşten Korunma ve Güneş Koruyucu Kullanımıyla İlgili Bilgi, Tutum ve Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU (MGBF)

Hazırlanma Tarihi : Yeni Düzenlenme ve Yayın Tarihi: : OXY OTOMATLAR İÇİN AĞIR KİR VE YAĞ SÖKÜCÜ

Lazerin Endüstriyel Uygulamalarında İş Sağlığı ve Güvenliği

Beş yaşından küçük çocuğu olan annelerin güneşin sağlığa etkisine yönelik bilgi ve davranışlarının belirlenmesi

Nonmelanom Deri Kanserli Hastalarda Tanı Öncesi Güneş Koruyucu Ürün Kullanım Alışkanlıkları

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir.

MALZEME GÜVENLİK BİLGİ FORMU (MGBF)

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

BU ÜNİTENİN ÇALIŞILMASINA İLİŞKİN ÖZEL UYARILAR

INTRACEL - Altın İğne RF İyi Haftalar

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

YANIK, DONMA VE SICAK ÇARPMASINDA İLKYARDIM

Transkript:

Derleme / Review TAF Prev Med Bull 2013; 12(2):193-198 Güneşten Korunma ve Güneşten Koruyucular [Sun Protection and Sunscreens] ÖZET Ultraviyole ışınlarına maruz kalmanın fotoyaşlanmadan deri kanserlerine kadar değişen birçok zararlı etkileri vardır. Güneşten korunma ultraviyole radyasyonun zararlı etkilerini önlemede etkin bir yöntemdir. Güneşten koruyucular güneşten korunmanın önemli bir parçasıdır. Güneşten koruyucular inorganik/fiziksel ve organik/kimyasal ajanları içeren çeşitli ultraviyole filtrelerinden oluşmaktadır. Bu derlemede güneşten korunma ve güneşten koruyucuları gözden geçirdik. ABSTRACT Exposure to ultraviolet radiation has a variety of harmful effects ranging from photoaging to skin cancer. Sun protection is an effective method for preventing damaging effects from ultraviolet radiation. Sunscreens are an important component of sun protection. Sunscreens are composed of various ultraviolet filters, including inorganic/physical blockers and organic/chemical sunscreen agents. In this article we reviewed sun protection and sunscreens. Mutlu ÇAYIRLI 1, Mustafa TUNCA 2, Gürol AÇIKGÖZ 2 1 Ağrı Asker Hastanesi, Dermatoloji Servisi, Ağrı; 2 Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Dermatoloji AD, Ankara Anahtar Kelimeler: Güneşten koruyucular, güneşten korunma, ultraviyole radyasyon. Key Words: Sunscreens, sun-protection, ultraviolet radiation. Sorumlu yazar/ Corresponding author: Mutlu ÇAYIRLI Ağrı Asker Hastanesi, Dermatoloji Servisi, Ağrı mutlu78tr@yahoo.com Gönderme Tarihi/Date of Submission: 21.04.2012, Kabul Tarihi/Date of Acceptance: 14.06.2012DOI:10.5455/pmb1-1335037040 GİRİŞ Dünyada ekolojik dengenin devamı ve yaşam için vazgeçilmez olan güneş ışınlarının ekosistem için enerji kaynağı olma, D vitamini sentezi ve fototerapötik etkinlik gibi birçok faydalı etkileri vardır. Bununla birlikte güneşin kanser oluşumu, alerjik reaksiyonlar ve fotoyaşlanma gibi zararlı etkileri çok iyi bilinmektedir. Güneş yanıkları ve alerjik reaksiyonlar güneş ışınlarının başlıca akut etkileri iken deride lekelenme, çillenme, kalınlaşma, esneklik kaybı, telanjiektazi, ince ve derin kırışıklılar gibi bulgularla kendini gösteren fotoyaşlanma ve deri kanserlerinin oluşumu güneşin deri üzerindeki kronik zararlı etkileridir. Güneşin deri üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenebilmesi için, etkili koruma önlemleri ve güneşten koruyucular konusunda toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. GÜNEŞ IŞINLARI VE DERİ Güneş ışınları, geniş bir elektromanyetik enerji spektrumuna sahiptir. Bunlar, kozmik ışınlardan başlayıp gama, X, ultraviyole (UV), görünen ışık, kızılötesi ve radyo ışınlarına dek, küçükten büyüğe değişen dalga boylarındaki ışınlardır. Yeryüzüne ulaşan ışınların yarısı kızılötesi iken geri kalanının büyük bölümü görünür ışık, yaklaşık %5 i ise UV ışınlarından oluşur (1). Cildimizdeki istenmeyen etkileri net olarak bilinen ışın dilimi UV ışınlardır. UV ışınlarının zararlı etkileri UV ye maruz kalınma süresi ve sıklığına, ışınların yeryüzüne gelme açısına ve genetik olarak belirlenen deri fototipine bağlı olarak değişmektedir. UV ışınları ve dalga boyları; ultraviyole C (UVC) (200-290nm), ultraviyole B (UVB) (290-320 nm) ve ultraviyole A (UVA) (320-400 nm) dan oluşmaktadır. Yeryüzüne ulaşan UV ışınlarının %5-10 u UVB iken %90-95 i ise UVA dır (2). UVB güneş yanığından asıl sorumlu olan ve fotoyaşlanma ile deri kanserlerinin gelişimi üzerine www.korhek.org 193

etkinliği en iyi bilinen ışınlardır. Fototoksik ve fotoalerjik reaksiyonlardan ise genellikle UVA sorumludur. Bununla birlikte UVA nın uzun vadede kümülatif etkinliği ile UVB nin karsinojenik etkinliğini artırdığı unutulmamalıdır (3). UVC ise ozon tabakasında filtre edilmekte ve yeryüzüne ulaşmadığı kabul edilmektedir. GÜNEŞTEN KORUNMADA GENEL PRENSİPLER Çocukluk çağında alınan yoğun UV ışınlarının melanom başta olmak üzere deri kanserlerinin gelişiminde etkisinin kanıtlanmasıyla güneşten korunmanın çocuk yaşlardan itibaren yaşamsal bir alışkanlık olması gerektiği anlaşılmıştır (4). Güneşten korunmada alınması gereken tedbirler şu şekilde sıralanabilir; Gölgeden mümkün olduğunca fazla istifade edilmeli ve özellikle çocukların gölgede kalmaları teşvik edilmelidir. Deri öncelikle giysilerle korunmalı, uzun süre güneş altında kalınacaksa geniş kenarlı şapkaların, vücudu mümkün olduğu kadar çok örtebilen, kol ve bacakları kapatan koruyucu kıyafetlerin giyilmesine dikkat edilmelidir. UV ışınları absorbe etmeyen, açık renkli ve sık dokunmuş kıyafetler tercih edilmelidir. Ayrıca kıyafetlerin kuru olmasına özen gösterilmelidir. Güneş şemsiyesi gibi gölgeliklerin altında otururken dahi kum ve denizden yansıyan ultraviyole ışınlarının önemli miktarda zarar verebileceği unutulmamalıdır. Katarakt başta olmak üzere gözde hasara neden olan zararlı ışınlara karşı büyük ölçüde koruma sağlayan UV koruyuculu güneş gözlükleri tercih edilmelidir. Asla güneş banyosu yapılmamalıdır. Güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde mümkünse dışarı çıkılmamalı, açık hava aktiviteleri güneş ışınlarının daha az yoğun olduğu saatlerde (saat 11.00 16.00 arası haricinde) gerçekleştirilmelidir. Tüm bu önlemlere ek olarak, açıkta kalan deri bölgelerini korumak için güneşten koruyucular kullanılmalıdır. GÜNEŞTEN KORUYUCULAR Güneş ışınlarının deri üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak için güneşe çıkmadan önce uygun güneşten koruyucuların kullanılması önemlidir. Güneşten koruyucular deriye ulaşan UV ışınlarının absorbe edilmesine, yansımasına veya saçılmasına yol açarak, penetrasyonunu engelleyen krem, losyon, jel veya sprey formundaki organik ya da inorganik maddelerdir. Güneşten koruyucular dünyada 1928 yılından itibaren kullanılmaya başlanmış olup o zamandan buyana deri kanserlerinden ve zararlı ışınlardan korunmada önemli bir rol üstlenmişlerdir (5). Güneşten koruyucular etki mekanizmaları açısından fiziksel etkililer (inorganikler) ve kimyasal etkililer (organikler) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Fiziksel etkili koruyucular inorganik maddelerdir. Sadece fiziksel koruyucu maddeleri yüksek oranda içeren ürünler derinin üzerinde bir tabaka oluşturarak ışığı yansıtır ve saçarlar. UVA, UVB, görünür ışık ve kızılötesi ışınlarını yansıtarak çok iyi bir koruma sağlarlar. Hassas deri yapısı olanlarda, çocuklarda ve çok yoğun güneş altında çalışanlarda kullanımları uygundur. Bununla birlikte elbiseleri boyayabilmeleri, komedojenik etki göstermeleri ve opak görünümleri nedeniyle kozmetik açıdan iyi görüntü vermemeleri önemli dezavantajlarıdır. Titanyum dioksit, magnezyum oksit, demir oksit ve çinko oksit en çok kullanılan fiziksel koruyucu ajanlardır. Fiziksel koruyucular kozmetik açıdan daha kabul edilebilir seviyeye getirilebilmeleri için çok ince parçacıklar haline getirilmişler ve daha saydam, kolloidal süspansiyonlar şeklinde piyasaya sürülmüşlerdir (5). Son yıllarda nanoteknoloji alanındaki gelişmelere paralel olarak çinko oksit ve titanyum dioksit nanopartiküllerini içeren güneşten koruyucu ürünlerin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Bu yeni jenerasyon fiziksel koruyuculardaki mikro parçacıklar ürünün çok daha geniş alanlara etkin bir şekilde yayılmasını kolaylaştırırlar. Nanopartiküller görünür ışığı geçirdiklerinden deriye diğer fiziksel koruyucular gibi opak bir görüntü vermez buna karşın daha fazla UV koruyuculuğu sağlarlar (6). Her ne kadar bazı in vitro çalışmalarda nanopartiküllerin oksidatif hücre hasarı ya da fotokatalitik etkiyle DNA hasarına yol açabildiği öne sürülmüş ise de elektron mikroskopi çalışmalarında titanyum dioksit ve çinko oksit nano partiküllerinin deriden emilmediği, stratum korneumun yüzeysel tabakalarından öte geçemediği gösterilmiş, güvenlik profillerinin klasik inorganik 194 www.korhek.org

koruyuculardan farklılık göstermediği anlaşılmıştır (7). Kimyasal koruyucular ise UV ışınlarını absorbe ederler. Işığın enerjisini emerler ve daha sonra bu enerjiyi ortama zararsız bir ısı veya ışık olarak geri verirler. Kimyasal koruyucuların sistemik emilimi son derece az olmakla birlikte bazıları az da olsa dolaşıma geçebildiğinden iki yaşın altında genellikle önerilmezler. Bilinen hiçbir sistemik yan etkileri olmamakla birlikte alerjik, irritan ya da fotoalerjik yan etkileri olabilir. UVA ve UVB absorbe edenler olarak iki grupta değerlendirilirler. PABA, sinnamatlar, salisilatlar ve benzimidazoller başlıca UVB koruyucular iken benzofenonlar, metinil antranilat ve kamfor bileşikleri UVA ya karşı etkili koruyuculardır. Bununla birlikte güneşten koruyucu etkinliklerini artırmak ve daha iyi kozmetik kullanım amacıyla UVA ve UVB koruyucuların kombinasyonlarını içeren geniş spektrumlu ürünler tercih edilmelidir (1, 5). GÜNEŞTEN KORUYUCULARIN ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Güneşten koruyucuların UVB ye karşı etkinliğini değerlendirmek için kullanılan bir terim olan güneşten koruma faktörü (GKF) ya da SPF sun protection factor güneş koruyucusunun cilde uygulanmasından sonra minimal eritem reaksiyonu oluşturmak için gerekli UV dozunun (minimal eritem dozu) korunmasız deride aynı eritemi oluşturmak için gerekli UV dozuna oranı olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle SPF, güneşten koruyucunun minimal eritem dozuna ulaşılan süreyi kaç kat uzattığını ifade eder. SPF değeri belirlenirken kullanılan güneş koruyucu miktarı uluslararası standartlara göre cm 2 başına 2 mg olacak şekilde belirlenmiştir (8). Yetişkin bir insanın tüm vücuduna bu miktarda güneş koruyucu kullanması için 30 ml koruyucu gerekmektedir. Bununla birlikte kontrollü çalışmalarda, 2 mg/cm 2 uygulanması gereken koruyucuların tüketiciler tarafından ürün etiketinde belirtilen SPF nin %10-25 ini sağlayacak şekilde, ortalama 0,5 mg/cm 2 uygulandığı gösterilmiştir (9-10). Hatta bazı araştırmacılar SPF değeri ne kadar yüksek olursa olsun 0,5 mg/cm 2 uygulanan güneş koruyucu kremin ancak SPF=3 değerinde bir etkinlik gösterebileceğini öne sürmüşlerdir (11). SPF değeri ile koruma etkinliği yüzde olarak bir grafikte gösterildiğinde parabolik bir eğri ortaya çıkar. Düşük SPF değerlerinde koruyuculuk hızla artarken (örneğin SPF2, %50 koruyuculuk sağlarken SPF nin 4 e çıkmasıyla koruyuculuk %25 artarak %75 olur), yüksek SPF değerine sahip güneşten koruyucuların koruyuculuk değerleri arasındaki fark gittikçe önemini kaybeder. Örneğin SPF20 %95 koruyuculuk sağlarken, SPF50 olduğunda SPF değerindeki 25 artışa karşın koruyuculuk sadece %3 artarak %98 e ulaşır (12). Tüketicilerin yanılmasına neden olmamak ve daha da yüksek SPF li ürün kullanan hastaların çok daha güvenli korunduklarına dair bir izlenim oluşmasını engellemek amacıyla 2007 yılında FDA tarafından 50 den yüksek SPF değerine sahip olan ürünlerin SPF50+ olarak kullanıma sunulması kabul edilmiştir (2). Bununla birlikte güneşten koruyucuların yukarıda belirtildiği gibi tüketiciler tarafından zaten yetersiz miktarda uygulandığı ve gerçek SPF değerinden çok daha azını sağladıkları düşünüldüğünde, her zaman yüksek koruma faktörlü koruyucuların tercih edilmesi yanlış bir davranış olmayacaktır. SPF değeri yüksek olan ürünler kişinin güneş altında uzunca süre yanmadan kalmasını sağlayıp UVB nin olumsuz etkisinden korunmayı sağlarken ürünün UVA koruyuculuğu yetersiz ise kullanıcıların UVA nın uzun vadede karsinojenik ve foto yaşlandırıcı etkisine savunmasız kalmasına neden olur. Bu nedenle FDA tarafından 2007 yılında yayınlanan sınıflandırmada ayrıca ürünlerin UVA korumada etkinliklerini belirten, kullanıcıyı bilgilendirme amaçlı dört yıldızlı derecelendirme sistemi geliştirilmiştir. UVA ya bağlı eritem çok daha sonra görüldüğü için UVA ya karşı koruyuculuğu eritemle değerlendirmek zordur. Bu nedenle UVA ya karşı koruma faktörü (UVA protection factor-uva- PF), güneş koruyucunun cilde uygulandıktan sonra minimal pigmentasyon oluşturmak için gerekli UVA dozu olarak tanımlanan minimal pigmentasyon dozunun (MPD) korunmasız ciltteki MPD na oranı olarak tanımlanmıştır. FDA tarafından geliştirilen yıldızlı derecelendirme sistemi in vivo olarak UVA- PF ve in vitro olarak UVA1/UV koruyuculuk oranını esas alır (2). (Tablo 1) www.korhek.org 195

Tablo 1 Dört yıldızlı UVA koruma derecelendirme sistemi DERECELENDİRME KATAGORİ UV-PF (İn vivo) UVA1/UV (İn vitro) UVA koruması yok Yok <2 <0.2 * Düşük 2-4 0.2-0.39 ** Orta 4-8 0.4-0.69 *** Yüksek 8-12 0.7-0.95 **** En yüksek >12 >0.95 İdeal bir güneşten koruyucu; Hem UVA hem de UVB ya karşı koruyucu olmalı Suya, terlemeye ve ısıya yüksek dirençli olmalı Yüksek koruma faktörlü olmalı Stratum korneuma sıkı yapışmalı, uçucu olmamalı Alerjik ve irritan olmamalı Renksiz, kokusuz, saydam özellikleriyle uygun kozmetik yapıda olmalı, deri ve elbiseleri boyamamalı Deri ph sı ve UV etkisiyle bozulmamalı Uygun bazda yeterli oranda çözünebilmeli Maliyeti uygun olmalıdır. GÜNEŞ KORUYUCULARI KULLANIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Kişiye uygun güneşten koruyucu önerilirken kişinin deri rengi ve deri tipi dikkate alınmalı, özellikle polimorf ışık erüpsiyonu, solar ürtiker gibi hastalıkları olanlarda UVA koruyuculuğu da olan geniş spektrumlu ve yüksek SPF li koruyucular seçilmeli, mesleki ya da açık hava aktiviteleri dikkate alınarak çevredeki ışık yoğunluğu düşünülmeli ve koruyucu ürünlerin içeriğindeki maddelere alerjik reaksiyon hikayesi ya da ihtimaline karşı dikkatli olunmalıdır. UVB koruculuğu en az SPF 15 olan geniş spektrumlu koruyucular kullanılmalıdır. Ürünün absorbe olabilmesi ve film örtü oluşturabilmesi için dışarı çıkmadan 15-20 dk. önce kuru deriye uygulanması gerekir. Deri tipine bağlı olmaksızın ürünün baştan ayak parmağına kadar açıkta kalan ve güneş ışığı alan tüm bölgelerde kullanılması gerekir. Tamamen soyunmuş 1,73 cm 2 vücut alanına sahip yetişkin bir kişinin korunması için tüm vücuduna ortalama 35 ml. ürün kullanımına ihtiyacı olacaktır. Deri eşit miktarda kaplanmalı, arada yamalar kalmamalıdır. Özellikle burun, yanaklar, kulaklar, ense bölgesi, eller ve kolların dış yüzü, ayak derisi ve saçsız kalmış baş bölgesine uygulamaya ayrıca dikkat edilmelidir. Her iki saatte bir tekrarlanmalıdır. Yüzme ve aşırı eforlardan sonra tekrar uygulanmalıdır. Son kullanım tarihine dikkat edilmelidir. Genel olarak bu süre üç yıldır, ama ürün aşırı sıcakta kaldığında bu süre kısalabilir. Gözler ve göz çevresi mümkün olduğunca gözlükle korunmalıdır. 196 www.korhek.org

Kullanıcıların güneş koruyucu ürünlerin üzerinde yazılan iddialı ve bilimsel temele dayanmayan ibarelere güvenerek yanlış yönlendirilmelerinin ve yoğun UV ışınına maruz kalmalarının engellenmesi amacıyla FDA 2011 yılında güneş koruyucularla ilgili bazı güncelleştirmeler yapmıştır. Buna göre üretici firmaların ürünlerin üzerinde suya dayanıklı (water proof) ya da terlemeye dayanıklı (sweat proof) ibarelerini koymaları yasaklanmıştır. Güneş koruyucuların suya ya da terlemeye dirençli ibareleri ise (water-sweat resistance) standart testler temel alınarak değerlendirilmiş, yüzme ya da terleme esnasında ürünün belirtilen SPF değerinde ne kadar süreyle koruyuculuk sağlayacağının belirtilmesi zorunlu hale getirilmiştir. Bu süreler 40 ya da 80 dakika olarak standardize edilmiştir. Ayrıca üretici firmaların yeterli çalışma ve akabinde FDA izni olmadan ürünlerinde uygulamanın hemen sonrasında başlayan ya da tekrar uygulama olmaksızın iki saatten fazla süren koruyuculuk etkilerinin olduğunu iddia eden ibareler koymaları da yasaklanmıştır. Geniş spektrumlu olmayan ya da SPF 2 ila 14 arasında olan geniş spektrumlu koruyucularda ürünün güneş yanıklarına karşı koruyucu olduğu buna karşın deri kanserlerinden ya da foto yaşlanmadan korumadığını belirten uyarı yazısı koymaları zorunlu hale getirilmiştir (13). YAN ETKİLER Güneşten koruyucular fotokarsinogenezise ve fotoyaşlanmaya karşı koruyucu olsalar da bazı yan etkiler gösterebilirler. İçeriğindeki maddelere karşı nadiren de olsa alerjik kontakt dermatit gelişebilir. Güneş koruyucuların içeriğinde bulunan PABA ve oksibenzon en sık rastlanan kontakt fotoalerjenlerdir. Bir çalışmada güneş koruyuculara bağlı dermatit gelişimi hastaların %19 unda saptanmış olup bu yan etkilerin büyük kısmının irritan tipte olduğu ve bu hastaların %50 sinin atopik bireyler olduğu saptanmıştır (14). Atopik dermatit, seboreik dermatit, rozasea gibi dermatozlarda alevlenme ve kontakt ürtiker ile komedojenite görülebilecek diğer yan etkilerdir (1). Güneş koruyucu kullanımının vitamin D eksikliğine yol açması konusu tartışmalıdır (2). SPF15 güneş koruyucunun düzenli kullanımı vitamin D sentezini %98 azaltabildiğinden bu durumun vitamin D yetmezliğine yol açabileceği öne sürülse de son yıllarda bazı araştırmacılar uzun süreli koruyucu kullanımının vitamin D düzeyi ya da fonksiyonları üzerine etkisinin çok az ya da hiç olmadığını belirtmektedirler (15). Bu durum diyetle önemli oranda vitamin D alınmasına, sınırlı güneş maruziyetinin bile vitamin D sentezi için yeterli olmasına ve birçok insanın güneş koruyucularını zaten yeterli oranda sürmemesine bağlanabilir (2). SONUÇ Günümüzde tatil ve yaşamsal alışkanlıkların değişmesiyle birlikte insanların UV maruziyetinin artmasıyla orantılı olarak deri kanserlerinin görülme sıklığı artmaktadır. Hem deri kanserlerinden hem de fotoyaşlanma gibi güneşin deri üzerinde yarattığı diğer olumsuz etkilerden korunmak için uygun güneşten koruyucuların doğru bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Ayrıca güneşten korunma çocukluktan itibaren, sadece yoğun güneşlenmenin yaşandığı yaz tatilleri süresince değil, her gün uygulanan bir alışkanlık haline getirilmelidir. KAYNAKLAR: 1. Bayramgürler D. Güneş koruyucular ve güneşten korunma. Turkiye Klinikleri J Int Med Sci. 2005; 1(48): 180-4. 2. Sambandan DR, Ratner D. Sunscreens: an overview and update. J Am Acad Dermatol. 2011; 64(4): 748-58. 3. Öztürkcan S, Türel Ermertcan A. Güneş koruyucular. Turkiye Klinikleri J Cosmetol. 2004; 5: 162-166. 4. Şanlı H, Saral S. Deri kanserlerinden korunmada güneşten koruyucuların rolü. Turkiye Klinikleri J Cosm Dermatol-Special Topics. 2010; 3(2): 56-61. 5. Aydemir EH. Güneşten koruyucular. Türkderm. 2009; 43 (özel sayı 1): 7-11. 6. Wang SQ, Tooley IR. Photoprotection in the era of nanotechnology. Semin Cutan Med Surg. 2011; 30(4): 210-3. 7. Nohynek GJ, Dufour EK. Nano-sized cosmetic formulations or solid nanoparticles in sunscreens: A risk to human health? Arch Toxicol. 2012 Mar 31. [Epub ahead of print] DOI: 10.1007/s00204-012-0831-5 8. Diffey BL. Sunscreens, suntans and skin cancer: People do not apply enough sunscreen for protection. BMJ.1996; 313: 942. 9. Mc Lean DI, Gallagher R. Sunscreens. Use and misuse. Dermatol Clin. 1998; 16: 219-26. 10. Faurschou A, Wulf HC. The relation between sun protection factor and amount of sunscreen applied www.korhek.org 197

in vivo. Br J Dermatol. 2007; 156(4): 716-9. 11. Wulf HC, Stender IM, Lock-Andersen J. Sunscreens used at the beach do not protect against erythema: a new definition of SPF is proposed. Photodermatol Photoimmunol Photomed. 1997; 13(4): 129-32. 12. Kullavanijaya P, Lim HW. Photoprotection. J Am Acad Dermatol. 2005; 52: 937-58. 13. FDA Announces Changes to Better Inform Consumers About Sunscreen. 2011. http://www.fda.gov/newsevents/newsroom/press Announcements/ucm258940.htm (Erişim tarihi: 7.3.2012) 14. Foley P, Nixon R, Marks R, Frowen K, Thompson S. The frequency of reactions to sunscreens: results of a longitudinal population-based study on the regular use of sunscreens in Australia. Br J Dermatol. 1993; 128(5): 512-8. 15. Norval M, Wulf HC. Does chronic sunscreen use reduce vitamin D production to insufficient levels? Br J Dermatol. 2009; 161(4): 732-6 198 www.korhek.org