Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 68, Nisan 2018, s

Benzer belgeler
EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

Araştırma Notu 14/161

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

PISA 2009 Sonuçlarına İlişkin Bir Değerlendirme

Türkiye Sağlık Hizmetlerinin Finansmanı ve Sağlık Harcamalarının Analizi Dönemi

TÜRKİYE VE PİSA Puanlarının Daha Altında

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

TÜRKİYE DE SOSYAL PLANLAMA; SORUNLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: GİRİŞ VE EĞİTİM

Türkiye`de Sağlıkta Dönüşüm ve Endüstrimizin Mevcut Durumu

Education at a Glance: OECD Indicators Edition

tepav Yeni Milli Eğitim Kanun Tasarısı Bütçesi: Nicelik mi, Nitelik mi? Mart2012 N POLİTİKA NOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Rekabetçilik İçin Kaliteli Eğitim Şart

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

ÖĞRENCİLERİN BİLGİ VE BECERİLERİNİ ULUSLARARASI DÜZEYDE DEĞERLENDİREN PROGRAM: PISA

Ulusal Eğitim Derneği Cumartesi Konferansları

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

UDY Akışları Önündeki Risk Faktörleri

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

FİYAT İSTİKRARI ACI KAHVE

BÜYÜK OLMAK BÜYÜK DAVRANMAKLA OLUR!

Türkiye de ve Çeşitli Ülkelerde Öğretmen Maaşları

Mali Yapı ve Finans Banka Şube Sayısı TR82 Bölgesi Kastamonu Çankırı Sinop

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Tuzaktan çıkmak için sanayisizleşmeyi durdurmak gerekmektedir

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

T.C HARRAN ÜNİVERSİTESİ

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ

Yeni kanun teklifi neden yeterli değildir?

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

İÇİNDEKİLER SUNUŞ 2012 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU 1 I- OCAK HAZİRAN 2012 DÖNEMİ BÜTÇE UYGULAMA SONUÇLARI 6 1) BÜTÇE GİDERLERİ 6

Türkiye nin kriz sürecinde AB pazarındaki performansı. Betam Araştırma Notu 10/82

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

İÇİNDEKİLER. Karşılaştırmalı Eğitim Nedir?... 1 Yabancı Ülkelerde Eğitim... 4 Uluslararası Eğitim... 5 Kaynakça... 12

LocRef. Yerel Yönetim Reformları Uluslararası Karşılaştırma. Yerel Yönetim Reformları Uluslararası Karşılaştırma. LocRef

OECD Ticaretin Kolaylaştırılması Göstergeleri - Türkiye

YATIRIMLAR Yatırımların Sektörel Dağılımı a) Mevcut Durum

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

Artan Sağlık Harcamaları Temel Sağlık Göstergelerini Nasıl Etkiliyor? Selin Arslanhan Araştırmacı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

TEKNOLOJİ EKONOMİ POLİTİKA - III TÜRKİYE DEKİ AR-GE VE YENİLİK FAALİYETLERİ

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

SAĞLIK HİZMETLERİNİN FİNANSMANI

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Ö RENME GERÇEKLEŞMİYOR!

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

OCAK-EYLÜL 2008 YEREL YÖNETİM KONSOLİDE BÜTÇE PERFORMANSI GERÇEKLEŞMELERİ: YEREL YÖNETİMLER MALİ PERFORMANSINDAKİ BOZULMA DEVAM ETMEKTEDİR

2050 ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Eğitim Sistemine Bakış

TÜRKİYE DE MESLEKİ EĞİTİM

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Enerji ve İklim Haritası

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Türkiye de Sosyal Koruma Harcamaları:

Türkiye de insani, toplumsal ve ekonomik gelişmeyi sürdürmenin, her çocuğa hakkı olan kaliteli eğitimi sunmakla mümkün olacağına inanıyoruz.

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

tepav Tasarruf kamudan başlar Nisan2012 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

Ocak Haziran Dönemi Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu 2015

AKP hükümeti zamanında ekonomik büyüme ve istikrar sağlanmıştır

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Milletvekillerine mektup yazdı

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2014, No: 90

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2013

Eğitim Sektörü Raporu. Dilara AY TSKB Ekonomik Araştırmalar

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Transkript:

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 68, Nisan 2018, s. 437-452 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 27.02.2018 10.04.2018 Arş. Gör. Samed KURBAN Dumlupınar Üniversitesi. İİBF. Kamu Yönetimi, Yönetim Bilimleri samedkurban@gmail.com OECD BİR BAKIŞTA EĞİTİM RAPORU 2017 BAĞLAMINDA TÜRKİYE DE FİNANS VE İNSAN KAYNAKLARI YATIRIMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Öz Siyasi iktidarlar, bireylerin sosyal ve ekonomik beklentilerini artırmak, okul eğitiminde daha fazla etkinlik sağlayacak teşvikler sağlamak, yükselen talepleri karşılamak ve kaynakların harekete geçirilmesine yardımcı olmak için politikalar geliştirmektedir. Bu doğrultuda, eğitim fırsatları ve sonuçlarının uluslararası karşılaştırmalarına giderek daha fazla zaman ayırmaktadırlar. Türkiye de eğitim hizmetine yönelik olarak üretilen temel politika belgelerine bakıldığında, kanıt temelli veriler sunan uluslararası analizlere yeteri kadar önem verilmediği görülmektedir. Halbuki, Türkiye de eğitim hizmetine yönelik harcamalar, genel kamu hizmetleri ve sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri için yapılan yatırımların ardından üçüncü büyük harcama kalemini oluşturmaktadır. Bu bağlamda kamu kaynaklarının etkili ve verimli kullanımı son derece önem arz etmektedir. OECD Bir Bakışta Eğitim Raporu, uluslararası düzeyde karşılaştırılabilir nitelikteki göstergeleri geliştirerek ve analiz ederek, ülkelerin eğitim politikalarının, ortaya koydukları çıktıların ve sistemin performansının değerlendirilmesine imkân tanımaktadır. Değerlendirme üye ülkeler ve bazı ortak üyeler arasında yapılmakla birlikte birçok analiz ölçütü kullanılmaktadır. Bu göstergeler, hükümetlere daha etkili ve adil eğitim sistemleri oluşturma konusunda yardımcı olabilir. Çalışmada Türkiye de eğitim alanında finans ve insan kaynakları yatırımlarının 2017 yılına ilişkin değerlendirmesi OECD Bir Bakışta Eğitim Raporu doğrultusunda analiz edilecektir. Anahtar kelimeler: eğitim politikası, OECD, üst politika belgeleri, eğitim harcamaları

EVALUATION OF FINANCE AND HUMAN RESOURCES INVESTMENTS IN TURKEY IN THE CONTEXT OF OECD AT A GLANCE EDUCATION REPORT 2017 Abstract Political authorities develop policies to increase social and economic expectations of individuals, provide incentives for greater efficiency in school education, meet rising demands, and help mobilize resources. In this regard, they increasingly devote more time to international benchmarking of educational opportunities and their results. Given the main policy documents produced for educational services in Turkey, it can be seen that evidence-based analysis of international data is not given enough attention. However, expenditure on education services in Turkey is the third largest expenditure item after the general public services and investment for social security and welfare services. In this context, the effective and efficient use of public resources is of utmost importance. The OECD Education At-a-Glance Report allows countries to evaluate and analyze their educational policies, results and system performance by developing and analyzing internationally comparable indicators. The evaluation uses a number of analytical criteria, and it is conducted between member states and some of the common members. These indicators can help governments create more effective and equal education systems. This study will analyze the evaluation of finance and human resources investments in 2017 in education in accordance with the OECD Education At-a-Glance Report. 438 Keywords: education policy, OECD, top policy papers, education expenditure Giriş Devletler, tarihsel gelişim sürecine bağlı olarak yaşanan değişime uygun olarak sürekli olarak genişleyen yetki ve görevlere sahip olmuşlardır. Günümüz devletleri, neredeyse bütün toplumsal alanlara nüfuz etmekle birlikte üstlendikleri rolün yaşanan sosyoekonomik gelişmelere bağlı olarak değiştiği görülmektedir. Devletlerin görev ve yetkilerinin genişlemesi, süreç içerisinde kamu politikasının sosyal bilimlerin temel konularından biri haline gelmesini sağlamıştır. Sosyal bilimler alanındaki önemli sorunların ve analitik gelişmelerin çözüm için bir arayış getiren kamu politikası analizi tarafından anlaşılmaya çalışıldığı görülmektedir. Bununla birlikte devletin rolü ve fonksiyonlarında ortaya çıkan değişim, bütçenin devletin en önemli dinamiklerinden biri haline gelmesini sağlamıştır. Bütçe, önemli bir yönetsel sorumluluk ve denetim mekanizmasıdır. Modern yönetimin kapsam ve sorumluluklarının genişlemesiyle birlikte, bu sorumluluğu güvence altına alma zorluğu da büyük ölçüde artmıştır. Bu bağlamda bütçe, kamu politikalarını uygulamanın en önemli aracı haline gelmektedir. Özü karar alma ve uygulama olan kamu politikası bütçe ile birlikte karar alma sürecinde ortaya çıkan politikabütçe ilişkisini göstermektedir. Bütçe, hükümetlerin hangi alanlara yönelik karar aldığını, hangi alanlara yönelik karar almadığını gösteren bir belge olduğu için kamu politikası çalışmalarının bütçeden bağımsız ele alınması pek mümkün gözükmemektedir. Yeni sağ ideolojinin, 1980 sonrası dönemde kamu yönetiminde yapısal uyarlanma reformlarıyla birlikte ortaya çıkardığı değişim, devlet anlayışında bir dönüşümü yansıtmaktadır. 1980'ler ve 1990'larla birlikte hızını giderek artıran küreselleşme, kamu mali yönetiminde de

yeniden yapılanmayı beraberinde getirmiştir. Kamu ve özel arasındaki sınırların daha şeffaf hâle geldiği, kamu-özel iş birliğinin ve rekabetin ulusal sınırların ötesine taşındığı ve küresel boyutlarda ele alındığı bir dönem söz konusudur. Uluslararası kuruluşların ve özellikle de uluslararası sermayenin, ülke içindeki kurumsal dönüşümleri etkileme gücünde, önceki dönemlerden farklı olarak bir artış gözlenmektedir. Küreselleşme sürecinde, yapısal uyum programlarının etkilediği önemli alanlardan biri de eğitimdir. Son yıllarda hükümet programlarında ve üst politika belgelerinde, özel sektörün eğitim sistemindeki rolünü genişletmeye yönelik ifadeler yer almaktadır. Eğitime ayrılan kamu kaynaklarının azaltılması, özel sektöre teşvik desteği, özel okullar, dershaneler gibi mekanizmalarla eğitim hizmeti özelleştirmenin kapsamına alınmaktadır. Devlet, halen eğitim harcamalarına en büyük finansal desteği sağlamasına rağmen, özel kurumların payı son yıllarda belirgin olarak artış göstermiştir. Bununla birlikte, uzun süredir eğitim hizmeti için merkezi bütçeden yapılan harcamalar, genel kamu hizmetleri ve sosyal güvenlik ve sosyal yardım hizmetleri için yapılan harcamaların ardından üçüncü büyük harcama kalemini oluşturmaktadır. Dolayısıyla eğitim hizmeti, Türkiye de kamu mali yönetiminin en temel ilgi alanlarından birisini oluşturmaktadır. Siyasi iktidarlar, son yıllarda eğitim hizmeti için gerçekleştirilen icraatları bütçe üzerinden ortaya koymaktadır. Kamu bütçesinden eğitim hizmetleri için ayrılan pay son 10 yılda büyük oranda artış göstermektedir. Söz konusu harcamaları, eğitimin çıktılarını ve dolayısıyla sistemin performansını değerlendirme imkânı verecek şekilde değerlendirmek oldukça önemlidir. Bu bağlamda, Türkiye de eğitim alanında gerçekleştirilen finans ve insan kaynakları yatırımlarının, kaynakların etkili ve verimli kullanımını ölçmek bakımından büyük önemi söz konusudur. Eğitimin finanse edilmesi çerçevesinde 2017 yılında merkezî yönetim bütçesinden ayrılan payın %77 sini MEB bütçesinin oluşturduğu görülmektedir (Eğitim İzleme Raporu 2016-2017, 2017: 39). MEB bütçesi 2017 yılında toplam 85 milyar 48 milyon 584 bin TL dir. Ancak MEB bütçesi içindeki paylaşıma bakıldığında; 58 milyar 552 milyon 662 bin TL si personel giderleri için, 8 milyar 926 milyon 306 bin TL si Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet primi giderleri için, 8 milyar 106 milyon 505 bin TL si mal ve hizmet alım giderlerinde kullanılmak üzere cari harcamalar için, 2 milyar 202 milyon 960 bin TL si devlet parasız yatılı öğrencileri, burslar ile diğer cari transferler için, 7 milyar 237 milyon 121 bin TL si sermaye giderleri için, 23 milyon 30 bin TL si sermaye transferleri için ayrıldığı görülmektedir (Millî Eğitim Bakanlığı 2017 Yılı Bütçe Sunuşu, 2017: 181). Bu çerçevede, bütçenin %79 luk kısmının personel giderlerine ve sosyal güvenlik kurumuna yapılan ödemelere ayrıldığı görülmektedir. 439 Buna ek olarak, eğitimin hem içerdiği dışsallıklar hem de toplumsal dönüşümü sağlama potansiyeline sahip olarak edindiği güç Türkiye de farkı dönemlerde uygulanan kamu politikalarına da etki etmektedir. Bunun sonucunda birbirini takip eden istikrarlı eğitim politikaları olmamakla birlikte, eğitimin finansmanı için ayrılan bütçenin etkin kullanımı sorunu ortaya çıkmaktadır. Yeni dünya düzeninde ekonomik kalkınmanın başat rolü eğitimdir. Şüphesiz klasik anlamda ekonomik kalkınma ve gelişmişlik ölçütünün bilgiyi uygulama ve geliştirme becerisi kazandıran toplumlar ile mümkün olabileceği düşüncesi bunun en büyük sebebidir. Bu açıdan ekonomik kalkınma örgütü olan OECD son yıllarda en büyük yatırımı eğitim sistemleri ölçme değerlendirmesine yapmaktadır (Şirin, 2015: 170). Siyasi iktidarlar, eğitim alanında ortaya koydukları kamu politikalarını ve finans ve insan kaynaklarını yatırımlarını ulusal ve uluslararası kanıt temelli veriler üzerinden de değerlendirme imkânı bulabilmektedir. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından yayınlanan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı

olan PISA ve çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından yayınlanan Uluslararası Matematik ve Fen Eğitimleri Araştırması (TIMSS) uygulamaları sunduğu veriler ve yapmış olduğu analizler ile örnek gösterilebilir. PISA, 1995 den beri her dört yılda bir yapılan bir sınavdır. Amacı, zorunlu temel eğitimde on beş yaşındaki çocukların, yetişkin olarak toplum hayatına tam anlamıyla katılabilmek için gereken bilgi ve becerileri ne ölçüde kazanmış olduklarını uluslararası düzeyde karşılaştırmalı olarak değerlendirmektir. TIMMS de 1995 den beri ilköğretimin dört ve/veya sekizinci yılındaki Amerikalı öğrencilerin matematik ve fen bilgisi düzeyini çeşitli ülkelerle karşılaştırarak değerlendiren bir sınavdır (Gürüz, 2008: 118). Bunun yanında, eğitim alanına özgü olmak üzere, her yıl OECD tarafından yayınlanan Bir Bakışta Eğitim Raporu uluslararası karşılaştırmalara fırsat veren bir değerlendirme ölçütü olarak görülebilir. Bir Bakışta Eğitim Raporu, OECD ve ortak ülkelerin sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle karşı karşıya oldukları noktaları değerlendirmektedir. Ortaya çıkan sonuçlar, belirli hedefler için OECD ülkeleri arasındaki farklılıkların önemli olduğunu göstermektedir. Söz konusu rapor, birtakım ana ve alt başlıklar üzerinden oldukça kapsamlı bir analiz sunmaktadır. Eğitime Bakış Raporu, OECD göstergelerinden biri olarak dünyadaki eğitim durumu ile ilgili bilgi için yetkili kaynaktır. 125'den fazla çizelgeleri ve eğitim veri tabanında mevcut yayında dahil 145 tablo ve daha fazla veri ile Bir Bakışta Eğitim Raporu; eğitim kurumları okul, ülke genelinde öğrenme etkisi; eğitim, yatırım, finans ve insan kaynakları, eğitime erişim, katılım ve ilerleme; öğrenme ortamı ve örgütün çıkışı hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır. Rapor, 35 OECD ülkesini ve bir dizi ortak ülkeyi (Arjantin, Brezilya, Çin, Kolombiya, Kosta Rika, Hindistan, Endonezya, Litvanya, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan ve Güney Afrika) kapsamaktadır (http://www.oecd.org/education/education-at-a-glance-19991487.htm, 13.02.2018). 440 İlk olarak 1992 yılında yayınlanan Bir Bakışta Eğitim Raporu, 20. yüzyılın sonu itibariyle kamu yönetiminde başlayan değişimin çıktılarını eğitim hizmeti üzerinden ortaya koyan çalışmalardan bir olarak görülebilir. Özellikle devletin hizmet sunumundaki rolünün sorgulandığı ve yönetişim olgusu altında, devlet-özel sektör-sivil toplum sac ayağında yükselen bir yönetim ihtiyacını arzulayan yeni sistem, eğitim alanında da önemli değişimler yaratmıştır. Çalışmada, OECD tarafından 2017 yılında yayınlanan Bir Bakışta Eğitim Raporu temel başlıklardan birini oluşturan Eğitimde Finans ve İnsan Kaynaklarının Değerlendirilmesi üzerinden ele alınacaktır. Raporda ortaya konulan analizler 2014 yılına ait veriler üzerinden yapılmaktadır. Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı na ayrılan bütçe hükümetin eğitime verdiği önem olarak nitelendiğinden, son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan ödenekler önemli artışlar göstermiştir. Türkiye deki tüm kamu yatırımı ödenekleri bir önceki yıla göre ortalama yüzde 11 artarken, Millî Eğitim Bakanlığı nın 2014 yılı yatırım ödeneğinde bir önceki yıla göre yüzde 31 oranında artış gözlenmiştir. Ancak, bu artışın benzer bir oranda eğitimle ilgili çıktılara yansımadığı bilinmektedir. Burada üzerinde durulması gereken asıl nokta bu bütçenin nasıl değerlendirildiğidir (2014 Eğitim Değerlendirme Raporu, 2014: 97). Türkiye'de, eğitim politikalarını belgeleyen resmî üst politika belgelerinde sistemin performansını gösteren belirli çıktıları almak, eğitimin niteliğini artırmak, akademik performansı yükseltmek üzere koyulan hedefler var mıdır? Eğer varsa sadece kamu bütçesinin belirli bir yüzdesini eğitim hizmetine ayırarak bu hedefleri gerçekleştirmek mümkün müdür? Bütçeden yapılan eğitim harcamaları ne kadar karşılık bulmaktadır? Dolayısıyla geri bildirimi sorgulanması son derece önemli dinamiklere sahip bir olgu olan eğitim-bütçe ilişkisini göz önünde tutmak gereklidir. Türkiye de eğitimin finanse edilmesi noktasında yapılan harcamalar farklı dinamikler üzerinden analiz edilecektir. Türkiye de eğitim harcamalarında eğitim alanına yönelik olarak

kamunun hâkimiyeti sürmektedir. Bu bağlamda hem kaynak dağılımında verimin iyileştirilmesi hem de eğitiminin doğrudan faydalarının sosyal adalet açısından daha eşit dağıtılması için çok önemlidir. Kamu politikasının en önemli uygulama alanlarından biri olan eğitim politikaları icra edilirken, katılımcı bir kültüre sahip olmak istenilen hedeflere ulaşmak açısından oldukça önemlidir. Ancak en az bunun kadar önemli olan ve bu kültürden ayrı düşünülemeyecek olan diğer boyut ise kanıt temelli verilen sunan ve uluslararası alanda kıyaslama imkânı sunan analizlere uzak durmamaktır. Öğrenci Başına Ne Kadar Harcanmaktadır? Türkiye de kamu bütçesinden eğitim hizmetleri için ayrılan pay son 10 yılda önemli ölçüde artış göstermektedir. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından verilen bilgilere göre eğitim bütçesi 2002-2016 yılları arasında 12 kat artış göstermiştir (http://www.byegm.gov.tr/turkce/egitim, 14.02.2018). Merkezî yönetim bütçesinden eğitim hizmetleri için ayrılan ödenek, fonksiyonel sınıflandırmaya göre merkezi yönetim bütçe giderleri içinde üçüncü büyük harcama kalemini oluşturmaktadır. Türkiye de eğitimde gerçekleştirilen yatırımlar söz konusu olduğunda, genellikle MEB bütçesinin söylemlerin en önemli odak noktasını oluşturduğu görülmektedir. Ancak gerek MEB bütçesinin gerek kendi içindeki dağılımının bilinmesi gerekse nispi karşılaştırmalara göre ele alınması, eğitim hizmeti için harcanan miktarın reel düzeyde değerlendirilmesi için gereklidir. Bir Bakışta Eğitim Raporu nun finans ve insan kaynaklarının değerlendirilmesini, öğrenci başına yapılan harcamalardan kapsamında yapması bu bakımdan önemlidir. 441 Tablo 1: Tüm hizmetler için eğitim kurumları tarafından öğrenci başına yıllık harcama (2014) İlkokul Ortaokul Ortaöğretim Yükseköğretim Tüm Düzeyler (AR-GE dâhil) Türkiye 3589 2953 3570 8927 4259 OECD Ortalaması 8733 1023 5 10182 16143 10759 Sıralama (OECD) 35/3 5 35/35 35/35 33/35 34/35 Kaynak: Education at a Glance, 2017: 177. OECD tarafından yayınlanan Bir Bakışta Eğitim Raporu na göre OECD ülkeleri, her bir öğrenciyi (ilköğretimden yükseköğretime kadar) eğitmek için eğitim kurumlarında ortalama olarak yılda 10 759 ABD Doları harcamış ve ilköğretim öğrencisi başına 8 733, ortaöğretim öğrencileri başına 10 235, önlisans programında öğrenci başına 10 182 ve lisans programında öğrenci başına 16 143 ABD doları olarak sınıflandırılmıştır (Education at a Glance, 2017: 168). Öğrenci başına harcamada Türkiye OECD üyesi ve ortak 42 ülke içerisinde sondan beşinci sırada yer almaktadır. OECD üyesi 35 ülke içinde ise son sıradaki Meksika nın önünde 34. sırada bulunmaktadır. Türkiye öğrenci başına harcama miktarında (araştırma-geliştirme faaliyetleri dâhil) OECD ortalamasının altında kalarak toplam 4259 dolar harcamıştır. Eğitim düzeylerine bakıldığında, OECD ortalaması ilköğretim düzeyinde 8733, ortaöğretim düzeyinde 10 106, yük-

seköğretim düzeyinde 16 143 dolardır. Türkiye, öğrenci başına ilköğretim düzeyinde 3859, ortaöğretim düzeyinde 3268 ve yüksek öğretim düzeyinde (araştırma-geliştirme faaliyetleri dâhil) 8927 dolar harcama yapmıştır (Education at a Glance, 2017: 177). Merkezi yönetim bütçesinden eğitimin finansmanı için ayrılan tutara bakıldığında, bir önceki yıla göre ilköğretimde %8, mesleki ve teknik ortaöğretimde %5 artarken, okulöncesinde %4, genel ortaöğretimde ise %1 oranında azalmıştır (Eğitim İzleme Raporu 2014-2015, 2015: 41). Kamu bütçesinin eğitimi finanse etmesi noktasında, öğrenci başına harcama miktarı ile akademik başarı arasında göz ardı edilemez bir ilişki söz konusudur. Öğrenci başına yapılan toplam eğitim harcamalarındaki her 10.000 dolarlık artış, ülkelerin PISA okuma performansı puanı ortalamalarında 25 puan, fen okuryazarlığı performansı ortalamalarında 30 puan, matematik okuryazarlığı performansı ortalamalarında 34 puan artışa karşılık gelmektedir (2017 Eğitim Değerlendirme Raporu, 2018: 95). Öğrenci başına yapılan harcamalara bakıldığında Türkiye, ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde OECD üye ülkeler içerisinde son sıradaki Meksika nın hemen önünde yer almaktadır. Yükseköğretim düzeyinde ise Şili ve Macaristan ın ardından Türkiye nin sondan üçüncü sırada bulunduğu görülmektedir. Son yıllarda eğitim alanında ortaya konulan temel üst politika belgelerine bakıldığında, temel eğitim düzeyinde birtakım hedefler ortaya koyulmaktadır. Özellikle okul öncesi eğitimin yaygınlaşması konusunda üretilen politikalara karşın, konunun harcamalarda önceliklendirilmediği görülmektedir. Dolayısıyla MEB bütçesi yıllar içinde artış göstermekle birlikte eğitim sistemi içinde yatırım gerektiren alanlar söz konusudur. Eğitimin finanse edilmesi periyodik bir şekilde artış göstermektedir. Ancak söz konusu artış personel giderleri ve sosyal güvenlik ödemeleri için de geçerlidir. 1 Dolayısıyla merkezi yönetim bütçesinden ayrılan ödeneğin, yaklaşık olarak beşte bir düzeyinde kullanılabilecek bir kaynak ile Türkiye nin öğrenci başına yaptığı eğitim harcamalarında OECD ortalamasını yakalayabilmesi önemli bir sorundur. 442 Ulusal Zenginlikler Hangi Oranda Eğitim ve Öğretim Kurumları İçin Harcanmaktadır? Eğitime ayrılan kaynakların miktarını değerlendirirken merkezi yönetim bütçesinden eğitim hizmetlerine ayrılan miktara bakmak, reel düzeyde değerlendirme yapma imkânı vermek için yeterli değildir. Bu sebeple, eğitim hizmetlerine bütçeden ayrılan payı ve yapılan harcamaları değerlendirirken başvurulan göstergelerden birisi de eğitim harcamalarının ülkelerin GSYH sına göre değerlendirilmesidir. Ülkeler, ekonomik büyümeyi teşvik etmek, üretkenliği artırmak, kişisel ve sosyal kalkınmaya katkıda bulunmak ve sosyal eşitsizlikleri azaltmak için eğitim kurumlarına yatırım yapmaktadırlar. Ancak, eğitim kurumlarına yapılan harcamaların düzeyi, bir ülkenin okul çağı nüfusu, kayıt ücretleri, öğretmen maaşları ve eğitim örgütlenmesi ve sevkiyatı büyüklüğünden etkilenmektedir. Bu hususları hesaba katmak için, bu gösterge eğitim kurumlarında bir ülkenin servetine göre harcamalarını ölçmektedir. Eğitim harcamaları hükümetler, şirketler ve bireysel öğrenciler ve aileleri tarafından yapılan harcamayı içerirken, millî servet GSYH ya dayanmaktadır. Eğitim harcamalarının GSYH'ya oranlanması kısmen kamu bütçelerinden kaynaklanmasına ve hükümetler tarafından yakından incelenmesine rağmen kısmen çeşitli kamu ve özel aktörlerin farklı tercihlerine bağlıdır (Education at a Glance, 2017: 180-181). 1 Milli Eğitim Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından yayınlanan verilere bakılabilir.

Tablo 2: Eğitim seviyesine göre eğitim kurumlarına yapılan harcamaların GSYH'ye oranı (2014) İlkokul Ortaokul Ortaöğretim Yükseköğretim (AR-GE Dâhil) Tü m Düzeyler Türkiye 1.2 0.9 1.0 1.8 4.9 OECD 1.5 1.0 1.2 1.5 5.2 Ortalaması Sıralama 15/35 6/35 9/35 6/35 12/ 35 (OECD) Kaynak: Education at a Glance, 2017: 187. Bir Bakışta Eğitim Raporu na göre 2014 yılında eğitim kurumları (ilköğretimden yükseköğretim düzeyine kadar), OECD ve ortak ülkeler arasında (Rusya Federasyonu'nda %3.3 ile Birleşik Krallık'ta %6.6 arasında değişen) gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYH) ortalama %5.2'sini eğitim kurumları için harcadı. Eğitim düzeyleri açısından OECD ortalaması, ilköğretim düzeyinde %1.5, ortaöğretim düzeyinde %2.1, yükseköğretim düzeyinde %1.5 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye OECD ortalamasına yakın bir performans göstermekle birlikte OECD ortalamasının gerisinde kalmıştır. Türkiye de toplam eğitim harcamalarının GSYH ya oranına bakıldığına %4.9 olduğu görülmektedir. Eğitim düzeyleri açısından ise ilköğretim düzeyinde %1.2, ortaöğretim düzeyinde %2, yükseköğretim düzeyinde ise %1.8 eğitime kaynak ayrılmıştır (Education at a Glance, 2017: 180-187). Türkiye bir önceki yılda olduğu gibi OECD ortalamasına yakın bir değere sahiptir. 443 Raporda dikkat çeken bir diğer husus Şili, İzlanda, İsrail, Letonya, Rusya Federasyonu ve Türkiye hariç tüm ülkelerin eğitim kurumlarında kamu harcamalarının GSYH ya oranı 2010-2014 yılları arasında 2008 ve 2010 yıllarına göre daha olumsuz bir eğilim göstermiştir. Türkiye 2008-2014 yılları arasında ilköğretimden yükseköğretime eğitim kurumlarında yapılan kamu harcamalarının GSYİH ya oranına bakıldığında en büyük artışı gösteren ülkedir. (Education at a Glance, 2017: 185). Eğitimde özel yatırım harcamalarının payı kamu harcamalarına nazaran son dönemde artış göstermesine rağmen kamu eğitim harcamaları bu artışta etkilidir. Kamu eğitim harcamalarının 2014 yılında gösterdiği yükselmeye, FATİH Projesi ve 4+4+4 düzenlemesinin gerektirdiği yeni harcamaların ve öğretmen alımlarının etkili olduğunu söylemek mümkündür (Toprak vd., 2016: 146). Bu bağlamda, Türkiye 2008 yılındaki ekonominin çeşitli sektörlerinde olumsuz etkileri olan küresel ekonomik krizin etkilerini eğitim harcamalarına birçok ülkeye nazaran daha az yansıtmıştır. Ancak son yıllarda periyodik şekilde millî gelir ve kamu bütçesinden Millî Eğitim Bakanlığı'na ayrılan ödenek artmış olsa da, Türkiye'nin eğitim harcamalarının GSYH'ya oranını OECD ortalamasının üzerine çıkarması beklenmektedir. Bu ise ödeneğin kurumsal bir yapılan-

maya tesis edilmesinden ziyade temel üst politika belgelerinde belirlenen hedeflere ayrılmasıyla gerçekleşebilecektir. Eğitim Kurumları İçin Ne Kadar Kamu ve Özel Yatırımı Var? OECD ülkeleri ortalama olarak, kamu kaynaklarının %85 ini ilköğretimden yükseköğretime eğitim kurumları için ayırmaktadır. İlköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde eğitim için fonların yaklaşık %91'i kamu kaynaklarından gelmektedir. 2010-2014 yılları arasında, ilköğretim, ortaöğretim ve ortaöğretim sonrası eğitim kurumlarında özel harcama kaynakları %13 oranında artmış, kamu kaynakları ise sadece %3 oranında artmıştır (Educational at a Glance, 2017: 190). Genel itibariyle OECD ülkelerinde eğitimin kamu kaynakları tarafından finanse edilmekle birlikte son yıllarda, tam kamusal bir hizmet olmaktan uzaklaşmaya başladığı görülmektedir. Bu dönüşümde neoliberal politikaların temel dinamikleri etrafında şekillenen modern kapitalist dünya sisteminin özelleştirme uygulamalarının etkili olduğunu söylemek mümkündür. Tablo 3: Eğitim düzeylerine göre, eğitim kurumlarına ayrılmış kamu ve özel harcamaların göreceli oranları (2014) İlkokul- Ortaokul- Ortaokul sonrası (Üniversite hariç) İlkokul- Ortaokul- Ortaokul sonrası (Üniversite hariç) Yükseköğretim(Kamu) Yükseköğretim (Özel) İlkokuldan Yükseköğretime (Kamu) İlkokuldan Yükseköğretime (Özel) 444 (Kamu) (Özel) Tür kiye OEC D 80 20 75 25 79 21 91 9 70 30 85 15 Ortalaması Sıralama 35/ 35 5 1/3 12/35 14/35 28/35 8/35 (OE CD) Kaynak: Education at a Glance, 2017: 198. Eğitim kurumları için ayrılan kamu ve özel harcamalarının eğitim düzeyine göre nispi oranlarına bakıldığında, Türkiye de ortalama olarak eğitim hizmetleri %79 oranında kamusal kaynaklar tarafından finanse edilmektedir. Bu bakımdan OECD ortalamasının altında kalındığı görülmektedir. Eğitimde özel yatırım harcamalarının oranı ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde %80 olurken, yükseköğretim düzeyinde %75 oranındadır (Education at a Glance, 2017: 198). Türkiye, 35 OECD üye ülkesi içinde ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde kamusal

kaynakların asgari düzeyde kullanıldığı ülkedir. Özel eğitiminin payının en yüksek olduğu tek ülke olan Türkiye de, eğitim hizmetini düzenleyen temel üst politika belgelerine bakıldığında eğitimde özel yatırım harcamalarının payının artması gerektiği yönünde bulunan hedefler ile doğru orantılı bir sonuç görülmektedir. Özellikle Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018), 2015-2019 Stratejik Planı ve 65. Hükümet Programı nda eğitimde alternatif finansman modelleri ve özel sektörün payının artması üzerinde hedeflerin belirlendiği görülmektedir. Ayrıca 2014 yılı itibariyle okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde özel okullarda öğrenim gören öğrenciler için teşvik uygulaması başlamıştır. 2014-2015 Eğitim ve Öğretim Yılında Özel Okullarda Öğrenim Gören Öğrenciler İçin Eğitim ve Öğretim Desteği Verilmesine İlişkin Tebliğ de yer alan okul türlerine toplam 250.000 öğrenciye destek verilmesi planlanmıştır (http://www.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/egitim_ogretim_destegi.pdf, 15.02.2018). Özel okulların eğitimdeki payını artırmak amacıyla yapılan yeni düzenleme ile 2014 yılında özel okula devam eden öğrenci sayısı bir önceki yıla göre %15 oranında artış göstermiştir. 318 23 öğrencinin özel okullara teşvik desteğinden faydalanmak amacıyla başvuru yaptığı ilk uygulamada 167 942 öğrenci teşvik almaya hak kazanmış ve özel okullara yerleştirilmiştir (Bakioğlu ve Kirşiçi Sarıkaya, 2015: 54). 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde ise özel okulların tüm okullar içindeki payı %12.8 e yükselmiştir (Eğitim İzleme Raporu 2016-2017, 2017: 45). Eğitimde özel öğretimin payının artış göstermesi ve devlet tarafından son yıllarda bu konuda atılan teşvik edici adımlar dikkate alındığında, Türkiye de eğitim hizmetlerinde özelleştirme uygulamalarının artış göstereceğini söylemek mümkündür. Esasen Dokuzuncu Kalkınma Planı nın (2007-2013) eğitimde ortaya koyduğu özelleştirme ile ilgili hedefler gerçekleşmektedir. Sözkonusu resmî politika belgesinde eğitime ayrılan özel kaynakların eğitimde fırsat eşitliğine imkân sağlayacak şekilde yönlendirileceğinden bahsedilmektedir. Bununla birlikte bütün eğitim kademelerinde özel sektörün payının artırılması ve kamu kaynaklarının en fazla ihtiyaç duyulan kesimlere yönlendirilmesinin sağlanması hedeflenmektedir (Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007-2013), 2016: 87). Ancak kamu okullarında maddi bakımdan var olan eksikliklere karşın, özel okullara teşvik uygulamasıyla kamu kaynaklarının eşitlikçi kullanımına ters adımlar atılmaktadır. Üstelik sosyoekonomik anlamda fırsat eşitliğine dayalı bir dönüşümüm sürdürülme hedefi ile özel okulların payının artışına yönelik politikalar birlikte ele alınmaktadır. Bu çerçevede öğrenme ortamlarının niteliğinin eşitlik ve hakkaniyet çerçevesinde artırılması ihtiyacı devam etmektedir. Eğitimde Toplam Kamu Harcaması Ne Kadardır? Bütçeler hükümetin ne yapacağı ve yapmayacağı hakkındaki seçimleri yansıtmaktadır. Bu bakımdan hükümetlerin hangi tür hizmetleri sunmaları gerektiği konusunda genel kamuoyu görüşünü yansıtırlar. Kamusal hizmetlerin yerine getirilmesindeki dağılım hükümetlerin inisiyatifindedir. Bütçeler de hükümetlerin bu tercihlerini gösteren belgelerdir. Kuşkusuz hükümetler, siyasi, sosyoekonomik, küresel vb. şartlara ve problemlere bağlı olarak tercihlerinde önceliklerini belirleyeceklerdir. Günümüz dünyasında ülkeler gelir kaynaklarının verimli bir şekilde dağılımını sağlayan ancak sadece teknik konuların hakimiyeti altında olmayan bütçeleri oluşturmak için uğraşmaktadır. Böylece ekonominin temel amacı olarak kıt kaynakların dağılımını adil bir şekilde sağlamak mümkün olabilecektir. 445

Tablo 4: Eğitimle ilgili toplam kamu harcamaları (2014) (AR-GE Dâhil) Türkiye 3.1 2.4 2.4 4.6 OECD 3.5 2.2 2.5 3.1 Ortalaması İlkokul Ortaokul Ortaöğretim Yükseköğretim Sıralama 16/35 6/35 13/35 4/35 (OECD) Kaynak: Education at a Glance, 2017: 209. OECD üye ve ortak ülkelerin kamu mali yönetimlerinin temel tercihlerine bakıldığında ilköğretimden yükseköğretime eğitime hizmetlerine yönelik kamu harcamalarının toplam kamu harcamalarının %11.3 ünü oluşturduğu görülmektedir. Türkiye de toplam kamu harcamaları içinde eğitimin payına bakıldığında ortalama olarak %12.4 oranında bir kamu harcaması yapılmıştır. OECD ortalaması ilköğretimde %3,5, ortaöğretimde 4.6, yükseköğretimde 3.1 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye de söz konusu oranlar ilköğretimde %3,1, ortaöğretimde 4.7, yükseköğretimde 4.6 oranında gerçekleşmiştir (Education at a Glance, 2017: 209). Eğitimde alanında gerçekleştirilen kamu harcamalarının OECD ortalamasının üzerinde olmasına rağmen, GSYH dan eğitim finansmanı için ayrılan payın OECD ortalamasının altında olmasını harcamalar dengesinde kamunun özele nispetle ağırlıklı olmasıyla açıklamak mümkündür. 446 Türkiye de son yıllarda toplam kamu harcamaları içinde eğitim harcamalarının payı önemli ölçüde artış göstermiştir. Bir Bakışta Eğitim Raporu nun belirttiği gibi ortaöğretimde yapılan harcamalar OECD ortalamasının üzerinde olmakla birlikte bu eğitim düzeyi iki boyutu ile incelemek gerekmektedir. Zira 2012 yılına kadar ortaöğretim düzeyinde genel liselere yapılan harcamalar, mesleki ve teknik liseler ile imam hatip liselerine yapılan harcamaların üzerinde yer almaktadır. Bu tarihten sonra özellikle imam hatip liselerinin sayısındaki artışa paralel olarak yapılan harcamaların genel liselere yapılan harcamaların üzerine çıktığı görülmektedir. Aynı yıl devlet ve özel kurumlar en büyük eğitim harcamasını yükseköğretime yapmış olsa da öğrenci başına harcamanın en çok arttığı eğitim düzeyi ortaöğretim olmuştur (Eğitim İzleme Raporu, 2016-2017: 41, http://www.tuik.gov.tr/prehaberbultenleri.do?id=18688, 15.02.2018). Millî Eğitim İstatistiklerine bakıldığında 2012-2013 eğitim öğretim yılında Mesleki ve Teknik Genel Müdürlüğü nün verilerine göre 25 lise türünde derslik sayısı 44.609 iken, 2013-2014 yılında yaklaşık yüzde 18 lik artışla 52.509 olmuştur. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü nün verilerine bakıldığında ise İmam Hatip Lisesi-Anadolu İmam Hatip Lisesi türünde derslik sayısı 12.903 iken, 2013-2014 yılında yaklaşık 25 lik artışla 16.845 olmuştur Genel ortaöğretimde kamu okullarındaki derslik ve öğrenci sayılarında ise 2014 yılında azalma görülmektedir. 2012-2013 eği-

tim öğretim yılında 60 077 olan derslik sayısı 2013-2014 yılında 53 303 e düşmüştür. Derslik sayısının azalmasıyla paralel olarak öğrenci sayısı da 1 817 421 kişiden 1 753 332 kişiye düşmüştür (Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim, 2013: 120-121; Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Öğretim, 2014: 120-121). Raporda dikkat çeken bir diğer konu toplam kamu harcamaları içinde yükseköğretim harcamalarının oranıdır. Türkiye; Hollanda, Şili ve Norveç in ardından Kanada ile birlikte toplam kamu harcamaları içinde en yüksek oranda yükseköğretim harcaması yapan ülkedir. Eğitim Finansmanı Hangi Kaynaklar ve Hizmetler İçin Harcanır? Bir Bakışta Eğitim Raporu verilerine göre, ilköğretimden yükseköğretime eğitim kurumların harcamalarının %91 ini cari harcamalara (cari yıl içinde tüketilen mal ve hizmetler) ayırdığı görülmektedir. OECD ülkeleri için ortalama olarak, ilköğretim, ortaöğretim ve ortaöğretim sonrası (yükseköğretim hariç) eğitim kurumlarında kamu eğitim kurumları tarafından yapılan harcamaların %79'u, yükseköğretime göre personel tazminatına yapılmaktadır OECD ülkeleri toplam eğitim harcamalarının ortalama % 9'unu sermaye harcamalarına 2 ayırmaktadır (Education at a Glance, 2017: 224). Tablo 5: Cari Harcamaların ve Sermaye Harcamalarının Oranı (2014) Tüm Düzeyler Tüm Düzeyler Türkiye OEC D Ortalaması Sıralama OEC D Cari Harcamalar Sermaye Harcamaları 85 15 91 9 34/35 2/35 447 Kaynak: Education at a Glance, 2017: 230 2 Sermaye harcamaları, inşaat, yenileme veya büyük binaların onarımı ve yeni veya değiştirilen teçhizat da dahil olmak üzere bir yıldan uzun süren varlıklarla ilgili harcamaları ifade eder.

Tablo 6: Kaynak Kategorisine Göre Cari Harcamalar (2014) Personel Ücretleri İlkokul Personel Ücretleri Ortaokul Personel Ücretleri Ortaöğretim Personel Ücretleri Yükseköğretim Türkiye 79 85 80 69 OECD Ortalaması Sıralama 78 78 77 67 10/35 4/35 7/35 7/69 (OECD) Kaynak: Education at a Glance, 2017: 231 Türkiye de, ilköğretimden yükseköğretime eğitim hizmeti için yapılan harcamalara bakıldığında, cari harcamaların %85 ile OECD ortalamasının altında kaldığı görülmektedir. Aynı eğitim düzeylerinde yapılan sermaye harcamaları ise OECD ortalamasının üzerinde %15 lik bir oranda gerçekleşmiştir. Eğitimin finansmanında yapılan cari harcamaların türlerine bakıldığındda, OECD ülkelerinin okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde harcamaların yüzde 78 inin öğretmenlere ve diğer personele yapılan ödemelere ayırdığı görülmektedir. Türkiye de, cari harcamalar içinde öğretmenlere ve diğer personele yapılan harcamalara bakıldığında okul öncesi ve ilköğretimde %79, ortaöğretimde ise 85 lik bir oran ortaya çıkmaktadır (Education at a Glance, 2017: 230-231). Dolayısıyla ortaöğretim düzeyinde maaş ödemelerinin OECD ortalamasının üzerinde olduğu söylenebilir. Merkezi yönetim eğitim harcamaları içerisinde personel giderleri önemli bir kalem oluşturmaktadır. Personel maaşlarına yapılan harcama 2012 yılına göre 2013 yılında % 4.7 artış göstermiştir. 2014 yılına bakıldığında ise 2013 yılına göre artış miktarı %7.3 e çıkmıştır (Eğitim İzleme Raporu 2013-2014, 2015: 40). 448 2014 yılı Millî Eğitim Bakanlığı nın bütçesine bakıldığında; 38 milyar 261 milyon 980 bin 610 TL si personel giderleri için, 5 milyar 940 milyon 776 bin TL si Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet primi giderleri için, 4 milyar 599 milyon 639 bin TL si mal ve hizmet alım giderlerinde kullanılmak üzere cari harcamalar için, 1 milyar 677 milyon 322 bin TL si devlet parasız yatılı öğrencileri, burslar ile diğer cari transferler için, 5 milyar 192 milyon 300 TL si sermaye giderleri için, 32 milyon 800 bin TL si sermaye transferleri için olmak üzere toplam 55 milyar 704 milyon 817 bin 610 TL dir (2014 Yılı Millî Eğitim Bakanlığı Bütçe Sunuşu, 2014: 107). Yatırım harcamaları için ayrılan tutar %10 un üzerinde olmakla birlikte özellikle bu harcamaların düzeyinin son 20 yılda negatif yönde uğradığı değişim düşünüldüğünde yetersiz olduğunu söylemek gerekir. Temel eğitimden yükseköğretime eğitim alanında yatırımlar gerektiren hedefler temel politika belgelerinde yer almaktadır. Ancak sermaye harcamalarının Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi içinde sahip olduğu bu oran ile hedeflenen politikalara ulaşmak kısa vadede mümkün görünmemektedir. Eğitim Harcamalarının Düzeyini Hangi Faktörler Etkilemektedir? Öğretmenlerin için yapılan harcamalar genellikle eğitim harcamalarının en büyük payını oluşturur. Öğretmenlerin maaşları, öğrencilerin öğretim süresi, öğretmenlerin öğretim süresi ve tahmini sınıf boyutu olarak dört faktör öğrenci başına öğretmenlerin maaş maliyetini etkiler. Bu dört faktörün çeşitli kombinasyonları sonucu öğrenci başına öğretmenlerin maaş maliyeti farklı-

lık göstermektedir. OECD ülkelerinde ortalama olarak, öğrenci başına öğretmenlerin maaş maliyeti eğitim düzeyi ile artmaktadır. Bu genel artış kısmen öğretmenlerin maaşlarındaki ve öğrencilerin öğretim sürelerindeki artışlardan kaynaklanmaktadır. 2010 ve 2015 yılları arasında, öğrenci başına öğretmenlerin maaş maliyeti hem ilköğretim hem de ortaöğretim düzeyinde ülkelerin çoğunda artmıştır (Education at a Glance, 2017: 234). Türkiye de ise Türk lirasının son yıllarda dolar kuru karşısında uğradığı değer kaybı sonucunda memur maaşları reel olarak azalmıştır. Dolayısıyla sabit gelirli öğretmen maaşları yıllar içerisinde önemli oranda değer kaybı yaşamıştır. İlkokul ve ortaokul düzeyinde öğrenci başına öğretmen maaşlarında Türkiye 2015 yılında OECD ülkeleri içerisinde alt sıralara gerilemiştir. Tablo 7: Eğitim düzeyine göre öğrenci başına öğretmenlerin maaş maliyeti (2010 ve 2015) İlkokul 2010 İlkokul 2015 2010 Ortaokul Ortaokul 2015 Türkiye 1595 1206 3217 1261 OECD Ortalaması Sıralama (OECD) 2648 2848 3217 3514 8/33 4/33 12/33 3/33 449 Kaynak: Education at a Glance, 2017: 244 Tablo 8: Eğitim düzeyine göre öğrenci başına öğretmenlerin maaş maliyetlerinin GSHİY ya oranı (2010 ve 2015) İlkokul Ortaokul Türkiye 5.0 5.2 OECD Ortalaması 7.0 8.6 Sıralama (OECD) 6/33 3/33 Kaynak: Education at a Glance, 2017: 244 2015 yılı için öğrenci başına öğretmen ücretlerine bakıldığında OECD ortalamasının ilköğretim düzeyi için 2848 dolar, ortaöğretim düzeyi için 3514 dolar olduğu görülmektedir. Türkiye de ilköğretim düzeyinde 1206 dolar, ortaöğretim düzeyinde 1261 dolar olarak gerçekleşen öğrenci başına öğretmen ücretleri OECD ülkeleri içindeki en düşük 5. düzey olmuştur. Öğretmen ücretlerinin GSYH ya oranına bakıldığında OECD ortalaması ilköğretim düzeyi için %7, ortaöğretim düzeyi için yüzde 8.6 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye de 2015 yılında öğretmen ücretlerinin ilköğretim düzeyinde GSYH ya oranı %5, ortaöğretim düzeyinde %2 olmuştur (Education at a Glance, 2017: 244). OECD ülkelerinin eğitim sistemlerini değerlendirerek, politika yapıcıların harcama tercihlerinin verimliliği üzerine önemli bulgular sunan Verimlilik İndeksi Raporu, eğitim sistemlerinin çıktılarını bütçe-verimlik ilişkisi çerçevesinde analiz etmektedir. Rapora göre sadece öğ-

retmen maaşları ve öğrenci/öğretmen oranı olarak belirlenen değişkenlerin PISA puanları üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır (2014 Eğitim Değerlendirme Raporu, 2018: 88). Şüphesiz bir ya da birkaç dinamik üzeriden eğitim politikalarının başarılı olup olamayacağını ya da bütçeden eğitime ayrılan payın verimli bir şekilde kullanılıp kullanılmadığını ortaya koymak mümkün değildir. Ancak öğretmenlik mesleğinin daha cazip hâle getirilmesi noktasında koyulan hedefler de eğitim politikalarının bir parçasıdır. Bu bağlamda öğrenci başına öğretmen ücreti maliyetinin OECD ortalamasının artmasına rağmen, Türkiye için satın alma gücünün ondan daha fazla artan oranda azalması önemli bir sorundur. Sonuç Gladstone a bütçeler, sadece aritmetik işlemler olmaktan ziyade, bireylerin refahının, sınıfsal ilişkilerin ve krallıkların kökenine dair açıklamalar taşıyan binlerce yoldan biridir. Bütçe, hemen hemen tüm güncel tartışmalarda önemsiz veya etkisiz bir olgu gibi ele alınır. Öncelikli olarak bir finansman konusu ya da muhasebeye ilişkin prosedür gözüyle bakılır ve sıklıkla rakamların idaresi ile ilgili olarak inceleme konusu olur. Oysaki bütçe konusu, sadece rakamların işletilmesi olarak ikincil konumda olmaktan ziyade, bir devletin vatandaşlarının sağlık ve eğitim hizmetlerinden faydalanmasıyla ve refahıyla ilgili olarak belirleyici bir etki taşır. Bütçenin kamu politikasının oluşturulmasındaki rolü hükümetlerin belli başlı makroekonomik hedefleriyle ilgilidir. Ekonominin temel amacının kıt kaynaklardan optimum faydayı sağlayacak şekilde tahsisi edilmesi olduğu düşünüldüğünde bütçe-kamu politikası ilişkisinin temel niteliklerinden biri ortaya çıkar. Bu anlamda bütçeler, ulusal kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmak için hükümetlerin hangi ilkeleri yerine getirmesi gerektiğine ilişkin belgeler olarak görülebilir. Kamu bütçeleri, hükümetlerin parayı nasıl harcadıklarını listeleyerek bir anlamda yaptıklarını ve yapacaklarını gösterir. Bu bakımdan bütçe, bu görevleri yerine getirmek için gerekli olan kaynakların miktarı ile gerçekleştirilecek görevleri ilişkilendirir. 450 Türkiye de eğitim politikalarını düzenleyen temel üst politika belgeleri eğitimin çıktılarını, sistemin performansını, akademik performansı ve öğrencilerin yaşam memnuniyetini artırmayı amaçlar hedefler ortaya koymaktadır. Söz konusu hedefler politikaların uygulanma süreç içerisinde zaman zaman değişikliğe uğramakla birlikte gerçekleştirilmesi için bütçeden önemli harcamalar yapılmaktadır. Eğitimin finansmanı çerçevesinde başlangıç ve gerçekleşme ödeneklerine bakıldığında, eğitim harcamaları merkezi yönetim bütçe giderleri içerisinde üçüncü büyük harcama kalemini oluşturmaktadır. Dolayısıyla eğitim politikalarının ortaya koyduğu hedeflere ulaşması için sınırlı kaynaklarla etkin ve verimli bir kamu mali yönetiminin gerçekleştirilmesi son derece önemlidir. Bütçeden eğitime ayrılan ödenekler 2000 li yılların başından itibaren periyodik olarak önemli oranda artış göstermektedir. Eğitim bütçesinin kendi içinde gösterdiği dağılıma bakıldığında bu artışın reel düzeyde beklentilerin ne kadarını karşılayabileceği ise bir sorun olarak görünmektedir. Finans ve insan kaynakları yatırımlarının değerlendirilmesi bağlamında OECD nin 2017 yılında yayınlamış olduğu Bir Bakışta Eğitim raporu bu anlamda uluslararası karşılaştırmaya imkân vermektedir. Raporun çeşitli göstergeler üzerinden koyduğu göstergeler eğitimin finanse edilmesi noktasında bazı alanlarda kısmi iyileştirmeler olmakla birlikte halâ OECD ülkeleri içerisinde ortalamanın oldukça gerisinde yer almaktadır. Özellikle öğrenci başına yıllık harcama miktarı, öğrenci başına öğretmenlerin maaş maliyetleri göstergelerinde son sıralarda yer almaktadır. Eğitim seviyesine göre eğitim kurumlarına yapılan harcamalarının GSYH ya oranı son yıllarda OECD ortalamasına yaklaşsa da halen %5 in üzerine çıkamamıştır.

Eğitim harcamalarında dikkat çeken bir diğer konu, özel yatırım harcamalarının son yıllarda gösterdiği artıştır. Resmî politika belgelerinde eğitimde özel sektörün payının artması teşvik edilmektedir. Bölgesel eşitsizlikler ve kız çocuklarının eğitime erişimi gibi temel meseleler devam ederken, kamu kaynaklarının verimli ve eşitlikçi kullanımı son derece önemlidir. Bu kapsamda öğrenme ortamlarının niteliğinin eşitlik ve hakkaniyet çerçevesinde artırılması ihtiyacı devam etmektedir. Dünya Ekonomik Formu (WEF) tarafından 2005 yılından bu yanan yayınlanan, iç alt endeks başlığı altında toplanmış toplam 12 bileşenden oluşan Küresel Rekabet Endeksi kanıt temelli veriler sunan önemli bir uluslararası rapordur. Söz konusu raporda yer alan bileşenlerden birini sağlık ve ilköğretim kalemi oluşturmaktadır. Türkiye, özellikle son yıllarda sıralamada bir düşüş yaşamış olmakla birlikte en ağır düşüş, bu bileşen altında yer alan ilköğretim eğitiminin kalitesine yöneliktir. 2014 yılında GEMS Education Solutions tarafından yayınlanan eğitim sistemlerini bütçe harcamaları yönünden inceleyen Verimlilik İndeksi isimli raporda da Türkiye 30 ülke içinde 21. sırada kendisine yer bulabilmiştir. PISA 2015 sonuçlarına göre 15 yaşındaki öğrenciler arasında yaşam memnuniyetine ilişkin yapılan değerlendirmede, 0 ile 10 arasındaki yaşam memnuniyeti ölçeğinde OECD ortalaması 7.3 dür. Türkiye 6.1 lik puanıyla 47 ülke içerisinde son sırada yer almaktadır. Şüphesiz Türk eğitim sisteminde çözüm bekleyen sorunların sadece eğitim ödeneklerini artırmakla ya da birtakım kurumsal düzenlemeler yaparak çözülmesini beklemek gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Uluslararası karşılaştırmalı analizlere yer veren bu raporlarda eğitim sistemlerinin niteliği ile bütçeden eğitime ayırdıkları ödenek arasında doğru orantının olmadığı ülkeler söz konusudur. Ancak Türkiye için sadece MEB bütçesinin yıllar içerisinde artışını merkeze alarak eğitim politikalarının başarılı bir şekilde uygulandığını söylemek güçtür. Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken, harcamaların kendi içerisinde çok boyutlu bir dağılım gösterdiği kurumsal bir yapıya ayrılan ödeneği başarı ölçütü olarak sunmak yerine doğrudan eğitimin niteliğine, sistemin performansına ve öğrencilerin yaşam memnuniyetine yatırım yapmaktır. Türkiye de kamu politikalarını icra eden karar alıcıların, bütçe yönetiminde ve eğitim hizmetlerinin finanse edilmesinde kanıt temelli veriler sunan bu kültüre uzak durmaması gerekmektedir. 451 KAYNAKLAR Bakioğlu, A.; Kirişçi Sarıkaya, A.; (2015), Eğitimde Özelleştirme Avantaj ve Dezavantajlar, Nobel Yayıncılık, Ankara Erg. (2014), Eğitim İzleme Raporu 2013-2014, Eğitim Reformu Girişimi, İstanbul. Erg. (2015), Eğitim İzleme Raporu 2014-2015, Eğitim Reformu Girişimi, İstanbul. Erg. (2017), Eğitim İzleme Raporu 2016-2017, Eğitim Reformu Girişimi, İstanbul. Gürüz, Kemal, (2008), Yirmi Birinci Yüzyılın Başında Türk Milli Eğitim Sistemi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul. (http://www.byegm.gov.tr/turkce/egitim, 14.02.2018). (http://www.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/egitim_ogretim_destegi.pdf, 15.02.2018). (http://www.oecd.org/education/education-at-a-glance-19991487.htm, 13.02.2018). http://www.tuik.gov.tr/prehaberbultenleri.do?id=18688, 15.02.2018). Kalkınma Bakanlığı (2006), Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Ankara.

Millî Eğitim Bakanlığı (2013), 2014 Yılı Bütçe Sunuşu, Ankara. Millî Eğitim Bakanlığı (2013), Millî Eğitim İstatistikleri Örgün Eğitim 2012-2013, Ankara. Millî Eğitim Bakanlığı (2016), 2017 Yılı Bütçe Sunuşu, Ankara. Oecd (2017), Education at a Glance 2017, OECD Indicators, OECD Publishing, Paris. Şirin, Selçuk, (2015), Yol Ayrımındaki Türkiye, Doğan Kitap, İstanbul. Toprak, Düriye; Ağcakaya, Serpil; Gül, Hüseyin, (2016), Sosyal Devlet Yaklaşımı Açısından Türkiye de 1980 Sonrası Eğitim Harcamalarının Analizi, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 31, 1, ss. 123-165. Türk Eğitim Derneği (2014), 2014 Eğitim Değerlendirme Raporu, Ankara. Türk Eğitim Derneği (2018), 2018 Eğitim Değerlendirme Raporu, Ankara. 452