Sayın Divan, Sayın Başsavcım, Sayın Adalet Komisyonu Başkanım, Önceki Dönem Baro Başkanlarım, Basınımızın Seçkin Üyeleri, Baromuzun 33. Olağan Genel Kurulu na hoş geldiniz. Sizleri Kocaeli Barosu Yönetim Kurulu adına, şahsım adına saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. Bundan tam iki yıl önce Baromuzun 32. Olağan Genel Kurul Toplantısını gerçekleştirmiştik. Zaman su gibi akıp geçti ve bu gün 33. Olağan Genel Kurulumuzu gerçekleştiriyoruz. Genel Kurulumuzun mesleğimize, meslektaşlarımıza, baromuza, ülkemiz yargı sistemine ve demokrasimize olumlu katkılar getirmesini diliyorum. Öncelikle bu güne kadar Baromuzda Başkan veya diğer kurullarda görev alarak Baromuza hizmet etmiş ve Baromuzun gelişmesine ve kurumsallaşmasına fedakarca katkı sunmuş tüm meslektaşlarıma saygı ve şükran dileklerimi iletiyorum. Vefat ederek aramızdan ayrılan tüm meslektaşlarımıza Allah tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun. Bugün hem ülkemizde yaşanan gerginlikler, hem de yakın çevremizde Orta Doğu da yaşanan kaos ve vahşetten dolayı hepimiz üzgün ve tedirginiz. Hemen yanı başımızda Irak ta, Suriye de ve Gazze de yaşanan ölümler bize savaşın acı yüzünü göstermektedir. Dünyamızda etnik ve dini farklılıklar körüklenerek halklar birbirine düşman edilmekte ve halkların birlikte yaşama umutları yok edilmek istenmektedir. Biz barış içinde yaşayan bir Türkiye ve dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bunun için herkesin Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ün Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ilkesinin benimsemesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu şekilde bu topraklar üzerinde birlikte yaşama ülkümüzü devam ettirebiliriz. 1
Anayasal demokrasilerde, siyasi iktidarlar birey hak ve özgürlüklerini korumak amacıyla sınırlandırılmıştır. Bu anlamda kuvvetler ayrılığı ilkesi, siyasi iktidarı sınırlandırmanın ve güç aşımını engellemenin en önemli unsurlarından birisidir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi gereğince yasama, yürütme ve yargı erklerinin her biri bağımsızdırlar ve birbirlerinin üstünde değildirler. Her türlü güç, gücü elinde bulunduranlar tarafından kötüye kullanabilir. Dünya siyasi tarihine baktığımızda, en çok kötüye kullanılan gücün, siyasi iktidarlar tarafından kullanılan yürütme gücü olduğunu görürüz. Yürütme gücü keyfi olarak kullanılabildiği için birey hak ve özgürlüklerine yönelik tehdit ve tehlikeler her zaman siyasi iktidarlardan gelmiştir. Bu sebeple siyasi iktidarı denetleme ve dengeleme işlevini görecek, birey hak ve özgürlüklerini koruyacak bağımsız ve tarafsız yargı organına ihtiyaç vardır. Ancak yargı organının da kendi sınırları içerisinde kalması son derece önemlidir. Yargı bağımsızlığı temel hak ve özgürlüklerin ana güvencesidir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının gerekçesi, hakimin yargılama işlemini yerine getirirken her türlü egemen güce karşı korunmasının sağlanmasıdır. Çünkü hakim dışarıdan gelebilecek etkilere karşı korunmadığı sürece adaleti hukuka uygun şekilde dağıtamaz. Bu sebeple bağımsızlık hakimler için tanınmış bir ayrıcalık değil, onların tarafsızlığını sağlamanın aracıdır. Ülkemizde yaşanan bağımsız ve tarafsız yargı sorununun tepesinde HSYK' yı geçmiş tüm dönemlerde çağdaş ve demokratik hukuk devletine yakışır bir şekilde oluşturamamak yatmaktadır. 2010 Anayasa değişikliği sonrasında oluşturulan HSYK' nın yapısı demokratik ve çoğulcu değildi. Geçtiğimiz günlerde yapılan HSYK seçimleri sonucunda oluşan ve henüz görevine başlamayan kurulun yapısının da demokratik ve çoğulcu olmadığını düşünmekteyiz. Ayrıca, hakimlik ve savcılık mesleğine başlama, hakimlik ve savcılık sınavlarının yapılış şekli, hakim ve savcı olacak kişilerin seçimi hususunda siyasi erkin etkisinin olmadığı bir sistem kuramamış olmamız da yaşadığımız yargı bağımsızlığı sorununda karşımıza çıkan diğer bir etkendir. Bugün, hakimlik ve savcılık mesleğine kabulden itibaren sistemi tarafsız, çağdaş, demokratik hukuk devleti anlayışına uygun hale getirmek üzere, HSYK' nın yürütme erkinden bağımsızlığını güvence altına alacak, Adalet Bakanlığı' nın sitem içindeki etki ve işlevini kaldıracak, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını gerçekleştirecek evrensel kriterlere uygun değişiklikler yapılmalıdır. Ancak bu şekilde hukuk devleti ilkesi tesis edilebilir. 2
Hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olan bağımsız ve tarafsız yargı, yargının olmazsa olmaz koşulu olan özgür savunma ile birlikte anlam kazanır. Zira savunma, sav-savunmakarar üçlemesinden oluşan yargılama faaliyetinin vazgeçilmez öğesidir. Adaletli ve demokratik bir yargılamanın yapılması, ancak avukatın etkin katılımıyla sağlanabilir. Avukatın etkin katılımı ve adalete katkı yapabilmesi avukatın kalitesi ile doğru orantılıdır. Avukatlık mesleği serbest bir meslek olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir kamu hizmeti, yargısal ve adli bir görevin ifasıdır. Bütün bu hususlar dikkate alındığında avukatlık mesleğine kalite kazandırmanın önemi, değeri ve yararı çok daha iyi anlaşılabilir. Avukatlık mesleğine kalite kazandırılması için iyi bir hukuk eğitiminden geçmek ve iyi bir staj yapmak şarttır. Bu kaliteyi sağlamanın bir diğer aracı da avukatlık mesleğine kabulün sınavla yapılmasıdır. Bugün dünyanın hemen her ülkesinde avukatlık mesleğine kabul sınavla yapılmaktadır. Sınav, işaret ettiğimiz yararların yanı sıra çok sayıdaki hukuk fakültelerinin performanslarını ölçmek yönünden de yararlı olacak, sınav sonuçları sonunda akademik eğitim ve öğretim kalitesinin yeterli olmadığı açığa çıkacak olan hukuk fakülteleri kapanmak zorunda kalacaktır. Bugün avukatlık mesleğinin, mesleğe kabulün sınavla yapılması dışında birçok sorunu bulunmaktadır. Avukatlar görevlerini yaparken çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Biz bu zorlukların ortadan kaldırılmasına yönelik düzenlemeler yapılmasını beklerken, siyasi iktidar tarafından hazırlanan yasa teklifiyle, soruşturma aşamasında avukatların dosyaya ve delillere erişimini engelleyecek bir düzenleme getirilmek istenmektedir. Bu düzenleme, silahların eşitliği ilkesine aykırı, kabul edilemez bir düzenlemedir. Ancak asıl bizi üzen bu yasa teklifinin altına imza koyan avukat ve hukukçu milletvekillerinin yani meslektaşlarımızın olmasıdır. Avukatlık mesleğinin geçim kaygısı, haksız rekabet, yabancı avukatlık büroları, yüksek vergi oranları, CMK ve Adli Yardım ücretlerinin düşük olması, sosyal haklar, emeklilik, can güvenliği gibi daha bir çok sorunu bulunmaktadır. Ancak en çok sorunu mesleğe yeni başlayan genç meslektaşlarımız yaşamaktadırlar. 2010 yılında baro başkanlığına seçildikten sonra baromuzda genç meslektaşlarımızın kendi sorunlarına çözüm önerileri oluşturabilecekleri Genç Avukatlar Meclisi' nin kuruluşunu gerçekleştirdik. Genç meslektaşlarımız meclis yapısı içerisinde sorunlarını tartıştılar, çözüm önerileri ürettiler. Bu önerilerini Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen Genç Avukatlar Kurultayları' nda dile getirme olanağını buldular. Bugün genel kurulumuzun gündemine, Genç Avukatlar Meclisimiz tarafından hazırlanan bir teklif gelecek. Bu teklifte, genç avukatların mesleğe başladıktan itibaren 3 yıl süre ile baro aidatlarını 1/3 oranında indirimli olarak ödemeleri istenilmektedir. Bu teklif, baro yönetim kurulumuz tarafından değerlendirilerek uygun görülmüş ve desteklenen bir tekliftir. Genç 3
meslektaşlarımızın aidat ödeme sorunlarına, dönemimiz biterken de olsa çözüm bulabilmiş olmamız beni son derece mutlu etmektedir. Belirtmek isterim ki, avukatlık mesleğinin sorunlarının tamamının çözümü için, mesleğin on yıllarını kurtaracak yeni bir avukatlık kanunu yapılması gereklidir. Barolar ve Türkiye Barolar Birliği özellikle bu konuda çalışmalar yapmalıdırlar. Barolar avukatların meslek örgütü olduğu gibi aynı zamanda bir hukuk kurumudurlar. Bu nitelikleri itibariyle barolar önemli bir toplumsal işlev görürler. Baroların en temel toplumsal işlevi hukukun üstünlüğünü, bireysel hak ve özgürlükleri korumak ve geliştirmek için çaba sarf etmektir. Bunun için barolara ve avukatlara çok önemli görevler düşmektedir. Bu görevleri yerine getirebilmek için baroların güçlü olması gereklidir. Barolar ise ancak nitelikli üyeleriyle güçlenirler. Bu sebeple bütün meslektaşlarımızın üyesi bulundukları barolara destek olup, katkı sunmaları gerekli ve önemlidir. Avukatlar, üyesi oldukları baroların faaliyetlerine, etkinliklerine katılmalı ve başta aidat ödeme olmak üzere barolarına karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmelidirler. Çünkü barolar, meslektaşlarının aidat ödentileri ile meslektaşlarına hizmet verebilen kurumlardır. Dönemimizde, aidat ödemeleri için çok çaba sarf ettik. Adli yardım ödemelerinden kesinti yaptık, kayıt silme işlemleri gerçekleştirdik. Bunları genel kurulumuzca bize teveccüh edilen yönetme sorumluluğu çerçevesinde yaptık. Bu yaptıklarımız için bize kızan meslektaşlarımız olabilir. Özellikle adli yardım ödemelerinde yapılan kesintiler dolayısıyla bize kızan meslektaşlarıma şunu hatırlatmak isterim. 2010 yılında göreve geldiğimizde Kocaeli Barosu' nun yıllık adli yardım ödeneği 390 bin Türk Lirası' ydı. Ancak baromuzun, meslektaşlarımıza 450 bin Türk Lirası adli yardım borcu bulunmaktaydı. Göreve geldikten sonra Türkiye Barolar Birliği nezdinde yaptığımız çalışmalar sonunda bu borcumuzu kısa süre içerisinde meslektaşlarımıza ödedik. Şimdi ise baro başkanlığı görevinden ayrılırken meslektaşlarımıza bir kuruş adli yardım vekalet ücreti borcumuzun olmamasının mutluluğunu yaşamaktayım. 4
Kocaeli Adliye Binası kısa sürede yetersiz hale geldiği için görev dönemim süresince öncelikle ek adliye binası yapılması, sonrasında ise yeni adliye binası yapımını gündeme getirdim. Her fırsatta bu konuyu kentimizin yöneticilerine, milletvekillerine ve Adalet Bakanlığı na anlattım, aktardım. Ama bu konuda bugün başarılı olamadığımız görülmektedir. Kocaeli de yeni bir adliye binasına ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bina kent merkezinde, yurttaşlarımızın kolaylıkla ulaşabilecekleri bir yerde olmalıdır. Bu yer Kavakçılık Enstitüsü nün yanında bulunan 87 dönüm yüzölçümlü orman tahsisli alandır. Burada Kocaeli de yeni adliye binasının yapımı için gerekli çalışmalar bir an önce başlatılmalıdır. Teveccühlerinizle 2010 ve 2012 yıllarında seçildiğim, Kocaeli Barosu Başkanlığı' ndan ayrılırken görevimi hakkıyla yapmış olmanın size ve sizin verdiğiniz desteğe layık olmanın gurur ve mutluluğunu yaşıyorum. Görev süremiz içerisinde Baromuzu ve mesleğimizi yüceltmek ve yükseltmek için çalıştık. Bu çalışmaları yaparken hiç yorulmadık. Bize teveccüh ettiğiniz görevi, size ve mesleğimize hizmet etmenin heyecanı ile yerine getirmeye çalıştık. Bize güvenenlere, destek olanlara, verdikleri destek ve gösterdikleri güvenle eğer bir başarı varsa, bizi başarıya taşıyan siz sevgili meslektaşlarıma en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Görev sürem içerisinde, ülkemize örnek olacak hakim, savcı, avukat uyumunu gösterme şansını yakaladığım Kocaeli Cumhuriyet Başsavcımız Sayın Mustafa KÜÇÜK' e ve Kocaeli Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanımız Sayın Yusuf COŞKUN' a huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Baro Başkanlığı görevim sırasında aklım, elim, kolum olan, beni taşıyan, bana omuz veren, en başta Baromuzun Müdürü olmak üzere Kocaeli Barosu' nun değerli ve özverili çalışanlarına şükranlarımı sunuyor, teşekkür ediyorum. Her zaman yanımda olan, bana güç veren, destek veren, bana çok şey katan sevgili eşime ve kıymetli çocuklarıma teşekkür ederim. Makam ve mevkiler bir gün gelir sona erer. Çünkü hayatta her şey geçicidir. Önemli olan veda günü geldiğinde görevli iken yaptığımız iyi işlerle, iyi hizmetlerle anılmamızdır. Sizlerin beni ve yol arkadaşlarımı iyi hatırlamanızı diliyorum. Bir kez daha Kocaeli Barosu 33. Olağan Genel Kurulu' nun baromuza, mesleğimize, meslektaşlarımıza, ülkemiz yargı sistemine ve demokrasimize olumlu katkılar getirmesini temenni ediyorum. 5
Genel Kurulumuzda Baro Başkanlığı'na ve Baro Organları' na aday olan tüm meslektaşlarıma başarılar diliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle hukukun üstünlüğünün sağlandığı, bireysel hak ve özgürlüklerin gerçekleştiği, çağdaş demokrasiye ulaşacağımız günlerin yakın olması dileğiyle hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 6