1948 yılında «Türkiye Göllerinin



Benzer belgeler
Çıldır Gölü Ve Hazapin 'Gölünün jeolojisi hakkında ( Kars ili ) E. LAHN

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Yazı Menu. - Ülkemizdeki Göller. - Türkiyedeki Göl Çeşitleri. - Doğal Göller. 1 - Tektonik Göller. 2 - Karstik Göller.

ABANT GÖLÜ CİVARININ TEKTONİK VE YAPISAL JEOLOJİSİNİN HAVA FOTOĞRAFLARI İLE KIYMETLENDİRİLMESİ GİRİŞ

1967 YILI SAKARYA DEPREMİNE AİT KISA NOT

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Karasu Nehri Vadisinin Morfotektonik Gelişiminde Tiltlenme Etkisi

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

SEYİTÖMER LİNYİT ÇIKARIM SAHASI

Aksaray-Konya arasındaki volkanik arazi

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Beşparmak, Karakümes ve Marçal Dağları'ndan oluşan dağlara "Batı Menteşe Dağları" denir.

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.


COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

GAGA G Ö LÜ (ORDU) * A.Ü.D.T.C.F. Coğrafya Bölümü ** A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü

BİTLİS İLİ MADEN VE ENERJİ KAYNAKLARI

TEBLİĞ 1948 NİSANININ SON HAFTASINDA YAĞAN KAR ÜZERİNDE FERRUH SANIR

Orojenez (Dağ Oluşumu) Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

VAN OVASININ İKLİM ÖZELLİKLERİ. Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ

Kanada Kalkanı Kanada Kalkanı. Kıyı Dağları. Kanada Kalkanı. Kıyı Ovaları. Örtülü Platform. Büyük Ovalar İç Düzlükler. Dağ ve Havzalar Kuşağı

MANİSA İLİ, ŞEHZADELER İLÇESİ, YUKARIÇOBANİSA MAHALLESİ, PARSEL: /1000 ÖLÇEKLİ UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

2011 YILINDA DOĞU ANADOLU BÖLGESİN DE URARTU BARAJ, GÖLET ve SULAMA KANALLARININ ARAŞTIRILMASI ALİKÖSE KANALI

KARTEPE-MAŞUKİYE-SAPANCA GEZİMİZ

ÇAMLIDERE (ANKARA) NEOJEN SİLİSLEŞMİŞ AĞAÇLARI PALEOEKOLOJİ-PALEOKLİMATOLOJİ

Trabzan - Gümüşhane arasındaki Pontidlerin bir kesidi

BATI KARADENİZ BÖLGESİ

FURKAN ERKAN /H COĞRAFYA PERFORMANS

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

Akarsu aşındırma ve biriktirme şekilleri nelerdir?

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

SIVAŞ CİVARINDAKİ JİPS SERİSİNİN STRATİGRAFİK DURUMU

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

BURDUR-YASSIGÜME KÖYÜNÜN, FİZİKİ COĞRAFYA AÇISINDAN, ÇEVRE SORUNLARI

KONYA ĐLĐNDEKĐ OBRUKLAR VE TRAVERTEN KONĐLERĐ

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

DOĞAL ARAZİ BÖLÜNÜŞÜ ARAZİ KULLANIMI İLİŞKİSİ

DERS 1. Bölge Sınırlarını Tespiti

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

Potansiyel. Alan Verileri İle. Hammadde Arama. Endüstriyel. Makale

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi

Eşref Atabey Türkiye de illere göre su kaynakları-potansiyeli ve su kalitesi eserinden alınmıştır.

BORABAY GOLU (AMASYA)

Yeraltısuları. nedenleri ile tercih edilmektedir.

SU YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURAKLIK YÖNETİMİ İHTİSAS HEYETİ 2.TOPLANTISI

Şimdiye kadar özelliklerini belirtmeye çalıştığımız Kütahya Yöresi'nin kuzey kesimi içerisinde de farklı üniteler ayırd etmek mümkündür.

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

Seller çoğu durumlarda şiddetli sağanak yağışlar sırasında toprağın infiltrasyon kapasitesinin aşılması sonucunda oluşmaktadır.

KOÇHÎSAE LÎNYİT SAHASI

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

FAYLARI ARAZİDE TANIMA KRİTERLER TERLERİ TEKTONİK IV-V. V. DERS. Doç.. Dr. Sabah YILMAZ ŞAHİN

YUKARI HAVZA SEL KONTROLU EYLEM PLANI VE UYGULAMALARI

Jeolojik Miras Listeleri (AFRİKA) Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Gemlik-Armutlu Karayolu nun bitişiğinden güneye doğru uzanmaktadır.

AKHİSAR ( MANİSA ) NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

ANTALYA KÖRFEZİ ÇEVRESİNDE PREHİSTORİK ARAŞTIRMALAR VE JEOMORFOLOJİK DAYANAĞI. toryacının bu alanlardaki uzmanlarla işbirliğinde bulunması GİRİŞ

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir?

AFŞİN-ELBİSTAN HAVZASI REZERV BELİRLEME VE GELİŞTİRME PROJESİ. Dr. Berk BESBELLİ

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

Türkiye'nin Hidrografik Özellikleri

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI YATIRIM VE İŞLETMELER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

COĞRAFYANIN PUSULASI HARİTALARLA COĞRAFYA 2018 KPSS BAYRAM MERAL

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

AKARSULAR

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

SENOZOYİK TEKTONİK.

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

KPSS. Harita Seti. Türkiye Coğrafyası. Doğu ATEŞ

Volkanİzlanda Yanardağ 190 yıllık uykusundan uyandı

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

ORDU SIRA NO İLÇESİ ADI SİT TÜRÜ 1 FATSA GAGA GÖLÜ 1.VE 3. DERECE DOĞAL SİT ALANI 2 MERKEZ

JEOMORFOLOJİ DIŞ KUVVETLER AKARSULAR

EGE BÖLGESİ BÖLGENİN YERİ VE SINIRLARI

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

Okyanus kıtaları birbirinden ayıran engin, açık denizlerdir 1. Yeryüzünün yaklaşık üçte ikisini (%70) kaplarlar ve bu alanın yaklaşık yarısında su

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

Alanı gösterilmiş olan doğal sit alanlarımız, yerinin belirli olması nedeniyle gösterilmiştir. Resmi işlemlerde, ilgili Çevre ve Şehircilik İl

Transkript:

BAZI TÜRKİYE GÖLLERİNİN JEOLOJİ ve JEOMORFOLOJİSİ HAKKINDA 1948 yılında «Türkiye Göllerinin Jeolojisi ve Jeomorfolojisi hakkında» başlıklı etüdümü neşrettiğim zaman, bazı küçük göller hakkında henüz hiçbir jeolojik bilgi yoktu. Son zamanlarda, bu göllerin bazılarının incelenmesi mümkün olmuştur. Sözü geçen neşriyata ilaveten bu göller aşağıda tarif edilecektir: I KUZEY BATI ANADOLU. Abant Gölü ( Bolu ) Abant Gölü, 1,28 km 2 yi kaplar ve birkaç dere tarafından beslenir. Gölün ayağı olan Abant deresi Bolu ovasına akar. Göl, Kuzey Anadolu Deprem Şeridi içindeki tektonik göllerin birisidir. Bu şerit boyunca Oligosen'denberi vukua gelen tektonik hareketler sırasında meydana gelmiş çöküntü havzalarının bir çoğunun küçük büyük göller tarafından işgal edilmiş oldukları, sözü geçen havzalarda görülen Oligosen, Neojen veya Kuvarterner göl birikintilerinden anlaşılır. Ancak, civardaki akar su şebekelerinin inkişafı ile bu havzalar kapte edilmiş ve boşaltilmiştir. Yalnız çok genç devirlerde meydana gelmiş küçük havzaların birkaçı bugün hala su ile doludur. Tam Bolu deprem hattının imtidadında bulunan bu göl havzasının kenarları, Kretase fliş ve kalkerlerinden müteşekkildir. Bugünkü gol sathının takriben 15 m üstünde, eski bir sahiltaraçasının izleri görünür ve bu sevi- 118 Dr. E. LAHN yede (kamp binalarının batısında) terkedilmiş bir kanal, göle kadar uzanmaktadır. Tabanın bugünkü seviyesine kadar derinleşmesinin ve bununla birlikte gol seviyesinin inmesinin sırf bir eroziyon hadisesi mi, yoksa bir tektonik hareket mi olduğu belli değildir. ÇubuK Gölü (Bolu'nun Göynük İlçesi) Göynük kasabasının kuzeydoğusunda bulunan bu küçük göl, (sathı: takriben 1 km 2 ) Kretase flişi ile çevrilmiş bir çöküntüyü işgal eder. Havza, Bolu civarında Kuzey Anadolu Deprem Şeridinden ayrılan ve batı istikametine doğru uzanan bir fay sistemi içindedir. Çok dar bir kaptaj boğazı vasitasiyle Göynük suyuna akan gölün eskiden (kapte edilmesinden önce) daha geniş olduğu, gölden takriben 25 m daha yüksek bir irtifada görülen taraçadan anlaşılmaktadır. Sünnet Gölü (Göynük İlçesi) Göynük - Mudurnu şosesinin güneyinde ormanlar tarafından çevrilmiş bir vadi içinde bulunan Sünnet Gölü, heyelandan meydana gelmiş bir baraj gölüdür. Gölün çevresi fliş tabakalarından ibarettir ve gölün bulunduğu vadi, fliş içinde nadir olmıyan bir kayma tarafından kapatılmıştır. Çağa Gölü (Bolu'nun Gerede İlçesi) Küçük Reşadiye (Yeniçağa) kasabası yanında uzanan ve 3,85 km 2 yi

kaplayan bu göl, Bolu-Gerede deprem hattı üzerinde yer almış bir çöküntü havzasının en alçak kısmını işgal eden bir tektonik göldür. Bu havza, Devrek ırmağının bir kolu olan Çağa çayı tarafından kapte edilmiştir. Kocagöl (Gerede İlçesi) Gerede ile İsmetpaşa İstasyonu arasında bulunan bu küçük göl, bir alüvyal baraj gölü olup sellerin getirdikleri bir moloz yelpazesi tarafından kapatılmış bir vadi içindedir. Aynı bölgede bulunan Kurugöl de bir alüvyal baraj gölüdür. Lâdik Gölü (Amasya İli) Bir gölden ziyade bir bataklık olan bu su (3,5 km 2 ) da tektonik bir göl olup tam Kuzey Anadolu Deprem Şeridi üzerinde bulunan Lâdik çöküntü havzasının en alçak kısmını işgal eder. Gölün eskiden daha büyük olduğu, havzaların kenarlarında görülen, fakat Tersakan Çayı'na doğru akan göl ayağının vadisini takip etmiyen çeşitli taraça bakiyelerinden anlaşılmaktadır. Havzanın Tersakan çayı tarafından kapte edilmesi ile, göl bugünkü seviyeye inmiştir. Sinov Gölü (Tokat'ın Reşadiye İlçesi) Kelkit vadisinin kuzeyinde ve Reşadiye kasabasının kuzey batısında bulunan bu küçük göl, (sathı takriben 1 km 2 ) Zurnacı Deresini kapayan bir heyelandan meydana gelmiştir. Herhalde bir deprem sırasında vukua gelen heyelan sahası, civardaki tepeler gibi tamamen ormanla örtülüdür, yani kayma pek genç değildir. Fakat, heyelanın ne zaman vukua geldiği belli olmamakla beraber, halk bu gölün bir heyelandan ileri geldiğini bilmektedir. II - KUZEY DOĞU ANADOLU Çıldır Gölü (Kars İli) Gölün bulunduğu bölgenin temeli, Oligosen'den daha genç tüf, bloktüfü, andezitik ye bazaltik akıntılarla marn ve konglomeralardan müteşekkildir. Rusubî katgıların hiçbir iltivalanma göstermediğine bakılırsa, bu kısım herhalde Üst Neojen'e aittir. Bu serinin üstünde, Kuaterner'e atfedilen bazaltik volkan grupları yükselmektedir. 128 km 2 lik bir sahayı kaplıyan bu tatlı su gölü, deniz seviyesinden 1960 m rakımdadır. Gölün azamî derinliği, civardaki halka göre 130m dir. Akıntısı dar bir boğazdan geçerek Arpa çayına doğru gitmektedir. Göl havzası, göl seviyesine nazaran takriben 200 m alçak olan Çıldır Ovasından nisbeten dar olan (genişlik: 2-3 km) tabiî bir set ile ayrılmıştır. Bu şeddin en büyük kısmı, gölün kuzey doğusunda yükselen Papa Dağı'ndan batıya, doğru inmiş uzun eski bir lâv akıntısıdır. Batıda, bu set, gölün batısında bulunan Kısır Dağı'nın NE yamacından gelen bir moloz mahrutu tarafından tamamlanmıştır. Bu mahrut ile lâv akıntısı arasındaki hudut; Arpa çayı-çıldır yolunun takip ettiği gölün kenarı boyunca yükselen geçitten geçer. Bugünkü göl havzası ile bugünkü Çıldır ovasının eskiden tek bir depresyonu teşkil ettikleri muhakkaktır, bu depresyonun akıntısı Çıldır çayı vasıtasiyle Kur Nehri'ne doğru gitmiştir. Yukarda zikredilen lâvların akmasından dolayı, bu havza eskiden (lâv akıntısının cephesi ile Kısır Dağı'nın arasında açık kalmış) dar bir düzlük tarafından iki kısma ayrılmıştır. Kısır Dağından gelen moloz mahrutunun teşekkül etmesi ile bu geçit tamamen kapatılarak bugünkü göl havzası Çıldır ovasından tecrit edilmiş ve böylece bu havza göl haline getirilmiştir. Göl, sonra Arpa çayı'nın bir kolu tarafından küpte edilmiştir. Netice olarak: Çıldır Gölü, bir lâv akıntısı ile bir moloz mahrutu tarafın- 119

dan müştereken meydana getirilmiş bir tabiî baraj gölüdür. Hazapin Gölü (Kars İli) Mahallî olarak halk tarafından «Hazapin Gölü» denilen bu göl, Çıldır Gölü'ne ait kısımda tarif edilmiş sahreler tarafından çevrilmiş bulunmaktadır. Sahası 28 km 2 yi tutan bu gölün rakamı 1797 m dir. Sodalı olan gölün Na 2 CO 3 muhteviyatı o kadar yüksektir ki, balıklarının bolluğundan dolayı meşhur olan Çıldır Gölüne mukabil bu gölde hiçbir balık yaşamaz. Gölün soda muhteviyatı, volkanik sahrelerde dağılmış bulunan sodyum minerallerinin erimesi ve gölde toplanması ile izah edilebilir. Hazapin Gölü, Kur (Kor, Kura) Nehri'nin ufak bir kolu olan Zigaristav deresine doğru akmaktadır. Haritalarda işaret edilmiyen ve kurak mevsimlerde tamamen kesilen bu akıntı ancak zayıf bir su damarından ibarettir ve çok yeni bir kaptırmaya benzer. Hattâ daha ziyade kapalı havzalarda rastlanılan soda muhteviyatı da Hazapin Gölü'- nün kaptırmasının yeniden vukua geldiğini de göstermektedir. Bu gölün meydana gelmesi kolayca izah edilemez. Gölü çeviren mıntaka, geniş lâv tabakaları, tüf, marn ve Konglomera'lârdan (Neojen) müteşekkildir. Bu temel üzerinde birkaç genç volkan yükselmektedir. Fakat gölün civarında müstakil lâv akıntılarına veya lây akıntılarından ileri gelen tabiî bir baraja benziyen bir olay yoktur. Göl küveti, denizden 1800 ilâ 1840 metrelik bir seviyede (Kur Nehri'nin bugünkü seviyesinden 300 ilâ 400 m daha yüksek) olan bir düzlük (peneplain), çukurluk ve taraça sistemi içindedir. Hazapin Gölü çukurluğu, batıda 20-30 m. yüksek olan Kenarbel eşiği ile, doğuda takriben 50 metreye kadar yükselen Karzah eşiği ile komşu düzlüklerden ayrılmıştır. Bütün bu bölgede olduğu gibi, bu eşikler lâv akıntıları olmayıp tüf, lâv ve marnlardan müteşekkildir. Kenarbel eşiğinin batısında, Hazapin küvetinden daha küçük olan akıntısız ve bataklıklı olan bir çukurluk, Karzak eşiğinin doğusunda buna benziyen diğer birkaç kuru veya bataklıklı küvetler vardır. Bu çukur ve küvet sırası çok muhtemel olarak tektonik menşeli olup genç ve şakulî tektonik hareketler esnasında meydana gelmiştir. Zaten, bu bölgede bir fay sisteminin bulunması, göl civarında ve Kur Nehri boyunca çıkan sıcak sulardan anlaşılmaktadır. Neticede, Hazapin Gölü'nün tektonik menşeli bir göl olması çok muhtemeldir. Gölköy'ün Obrukları (Ordu İli) Gölköy kasabasının batısında yükselen yamacı örten geniş traverten kitlesinde iki k a r s t g ö l ü görülmektedir. Bu obrukların kutru takriben 100 m, derinliği 20 m den fazladır. Göllerin biri ılık su ile, diğeri soğuk, fakat çok asitli (CO 2 ) su ile doludur. İki obruktan birer dere akmaktadır. Umumiyetle, genç traverten kitlelerinde obruk, düden gibi karst olaylarına rastlanmaz. Gölköy obrukları, herhalde Gölköy traverten kitlesi içinde dolaşan ve soğuk tatlı sulara nazaran daha yüksek bir erime kudretini gösteren asitli ve sıcak sular tarafından meydana getirilmiştir. III - GÜNEY DOĞU ANADOLU. Hazar Gölü (Elâzığ) Elâzığ'ın güneyinde uzanan Hazar Gölü (Gölcük) nün jeolojik durumu başka bir yerde kısaca tarif edilmiştir 2,3. Burada, bu göl hakkında yeniden ele alınmış bilgiler izah edilecektir. Bir çöküntü havzası içinde bulunan bu tektonik gölün doğusunda görü- 120

len ye Üst Neojen'e veya Kuvarterner'e atfedilen eski göl birikintilerine evvelce işaret edilmiştir 2. Bundan başka, gölün güney batısında Sivrice civarında da buna benziyen birikintiler mevcuttur. Bu tabakalar, şakulî bir fay (havzaların kenar faylarının birisi) ile havzayı çeviren yeşil sahrelerden ayrılmıştır. Buna benziyen bir tektonik arıza göl havzasının kuzeydoğu köşesinde de tesbit edilmiştir. Bugünkü göl seviyesinden takriben 30 ve 100 metre daha yüksek olan iki taraça, her halde sözü geçen eski büyük gölün bakiyeleridir. 30 m seviyede, kuru bir kanal, göl kenarından gölün bugünkü akıntısı olan Gazin Deresi'ne doğru uzanmaktadır. Hazar Gölünün seviyesi çok mütehavvildir. Geçen asırda vukua gelmiş seviye değişmeleri R. SIEGER tarafından tarif edilmiştir 3,5. Halka göre, göl eskidenberi 1911 yılına kadar yükselmiş ve o yıl, bugünkü sathından 2-3 m daha yüksek olan bir seviyeye ulaşmıştır. Bu seviyede, kum ve çakıllardan müteşekkil olan sahil setleri görülür. Gölün akıntısı olan Gazin deresini kaplıyan ve E. CHAPUT 2 tarafından işaret edilen set her halde o zamandan kalmıştır. 1911 yılından sonra sular çekilmiştir, fakat son yıllarda suların yükselmesi tekrar başlamış ve göl bilhassa batıya doğru gittikçe genişlemiştir. Göl, içinde görülen, su altında kalmış ve kurumuş söğüt ağaçlarına nazaran, sular son zamanlarda en az 4-5 m yükselmiştir. Göl kıyısından geçen tren hattı sular tarafından tehdit edildiğinden, Devlet Demiryolları tarafından Gazin deresinin yatağı derinleştirilmiştir ve gölün yükselmesi böylece durdurulmuştur. R. SIEGER tarafından bildirilen tahavvülleri de göz önünde tutarsak, Hazar Gölü'nün sulan en az 1838 yılındanberi yükselmektedir. Bu hareket ancak 1911 yılından sonra birkaç yıl süren bir çekilme dolayısile gecikmiştir. Van Bölgesi: Doğu Anadolu'nun incisi olan Van Gölü'nün kuzeyinde uzanan bölge Miosenden daha eski andezit ve aglomeralar, Miosen deniz fosillerini taşıyan marn ve kalkerler, bunlardan daha genç olan Neojen tatlı su marnları, geniş ve monoton postneojen bir tüf örtüsü ve bunun üzerinde yükselen sayısız küçük veya büyük volkan mahrutlarından müteşekkildir. Bu bölgede, evvelce tarif edilmiyen birkaç göl bulunmaktadır. Nemrut Gölleri (Bitlis'in Tatvan İlçesi) Nemrut dağı'nın muazzam kraterinin ( kutru : takriben l0 km) orta kısmı, Obsidiyen lâvları ile tüfler tarafından işgal edilmektedir. Bu volkanik kitle ile 500-600 m yüksek olan krater duvarları arasında kalan sahada, 2400 m rakımında bulunan, 9 km 2 yi tutan ve önce H. MAXSON 4 tarafından tarif edilen büyük Nemrut Gölünden başka üç küçük krater gölü daha vardır. Kar suları ile göllerin birisinin kenarından çıkan sıcak membalar tarafından beslenen bu göllerin suları tatlıdır. Aygır Gölü ( Bitlis'in Ahlat İlçesi) Süphan Dağı'nın güney eteklerinde 1950 m seviyesinde tüfler içinde bulunan ve 3.50 km 2 yi kaplayan Aygır Gölü bir krater gölüdür. Dağın eteklerinde kül mahrutları, küçük tâli kraterler gibi parazit volkanları her tarafta görülmektedir. Bu infilâk kraterlerinin birisi Aygır Gölü tarafından işgal edilmektedir. Süphan Dağından gelen kar suları ile doldurulan bu tatlı su gölünün akıntıları, gölü çeviren gevşek tüflerden sızarak Suphan'ın eteklerin- 121

den çıkarı birkaç membaı beslemektedir. Arin Gölü ( Ahlat İlçesi) Takriben 13,5 km 2 yi örten bu göl Van Gölü'nün, bugünkü seviyesinden takriben 5 m daha yüksek olan bir seviyede bulunduğu zamandan kalmış ve dalgaların meydana getirdikleri tabiî bir kum ve çakıl şeddi ile Van Gölü'nden ayrılmış olan bir körfez içindedir. Zira Van Gölü'nün çeşitli sahil taraçaları arasında, bugünkü sathından takriben 5 m daha yüksekte olan bir taraçanın bakiyeleri, gölün kıyılarında her tarafta görünür. Gölün suyu sodalıdır. Soda muhteviyatı, herhalde Suphan Dağı'nın eteklerinde bulunan ve birkaç sodyum mineralini taşıyan volkanik sahrelerin tahallül etmesinden ileri gelmektedir. Halka göre, eskiden yaz aylarında Arin Gölü'nün suları 10-15 cm kalınlıkta bir soda tabakası bırakarak tamamen çekilmekte idi. Van bölgesinin soda istihsalinin en mühim kısmı Arin Gölünden teinin edilmiştir. Fakat bir kaç yıl önce vukua gelen bir deprem esnasında, göl kenarında kurulmuş Arin köyü'nün evleri arasından kuvvetli bir tatlısu membaı çıkmıştır. Hâlâ göle akan bu sular tarafından göl sularının soda muhteviyatı epeyce azaltılmıştır; göl suları yazın tamamen çekilmediğinden elde edilebilen soda miktarı azalmıştır. Köy içinden çıkan suların kapte edilmesi ve Arin Gölü'ne varmadan Van Gölüne akıtılması ile, gölün eski su rejiminin tekrar kurulması herhalde mümkün olacaktır. Nazik Gölü (Ahlat İlçesi) Nemrut Dağı'nın kuzeyinde uzanan ve 30 km 2 lik bir sahayı örten bu tatlısu gölü, tamamen volkanik sahrelerden müteşekkil olan bir bölgede vadi içinde bulunan bir lâv baraj gölüdür. Lâv barajı, gölün batısında yükselen Kolongo Tepesi volkan grubundan akmış olan muazzam bir lâv kitlesi tarafından teşkil edilmiştir. Birkaç dere tarafından beslenen Nazik Gölü, lâv barajı içinde açılmış dar bir boğaz vasıtasıyle Purhuş Deresine doğru akmaktadır. Kazan Gölü (Muş'un Bulanık İlçesi) Nazik Gölü'nün kuzeyinde bulunan Kazan veya Haçlı Gölü de bir lâv baraj gölüdür. Göl, birkaç volkan mahrutu tarafından çevrilmiş bir ova içindedir. Ovanın akıntısı eskiden kuzeye, Murat Nehrine doğru idi. Fakat ova sonraları, gölün akıntısını temin eden vadinin ortasında meydana gelen bir volkan mahrutu tarafından kapatılmış ve bu böylece bir göle çevrilmiştir. Van Gölü (Seviye değişmeleri) Van Gölü'nün son yıllarda gittikçe yükseldiği aşikârdır. Meselâ iskelelerde bulunan işaretlerden, suların son 12 yılda 40 cm. yükseldiği anlaşılır. Selçuk devrinde inşa edilmiş Adilcevaz Kale surlarının bir kısmı bugün göl içinde ve su altındadır. Halka göre, Ahlat - Adilcevaz yolu, eskiden gölün kıyısını takip etmekte idi. Fakat 60-70 yıl önce bu yolun bir kısmı sular tarafından gömülmüş ve bunun üzerine «Kapanlar» denilen geçitlerden dolaşan bugünkü yol açılmıştır. Demek R. SIEGER 5 tarafından geçen asırda işaret edilmiş seviye değişmelerinden başka, gölün muntazam bir yükselmesi de vardır. Antakya - Maraş Çukuru Kuzeyde Gölbaşı civarında başlayan, evvelâ SSW istikametinde uzanan ve Maraş civarında güneye dönen bu tektonik çukur sistemi içinde, birkaç göl ve bataklık vardır. Çukurun kenar- 122

ları bütün uzunluğunca birkaç taraça sistemi tarafından takip edilir. Çukurun kuzeydoğu kısmında bilhassa takriben 1100 m rakımında bulunan bir taraça göze çarpar; kısmen dere çakıllariyle örtülü bu taraça, Gölbaşı istasyonu civarında çukurun kuzeydoğu kısmını teşkil eden Aksu vadisinden Göksu vadisine geçer. Bütün bu çukur herhalde eskiden tek bir akar su şebekesi tarafından drene edilmiştir. Fakat sonra, çukur içindeki volkan gruplarının meydana gelmesi ve çukurun çeşitli kısımlarının dışardaki akar su sistemleri tarafından kapte edilmesi ile bu eski drenaj şekli bozulmuş ve çukur içindeki su birikintileri meydana gelmiştir. Gölbaşı, İnekli ve Çelik Gölleri ( Maraş'ın Pazarcık İlçesi ) Aksu mecrası içinde yer alan bu üç göl, yan derelerinin tersip ettikleri moloz yelpazeleri arkasında meydana gelmiş alüvyal baraj gölleridir. Tehlikeli bir sıtma yuvası olan bu su birikintilerinin bir galeri vasıtasiyle daha alçak olan Göksu'ya akıtılması mümkündür. Gâvur ve Mizmili Bataklıkları (Pazarcık İlçesi) Maraş'ın güney ve güneydoğusunda bulunan bu iki su birikintisi, Aksu'nun alüvyal barajları tarafından tecrit edilmiş küvetler içindedir. Fevzipaşa Gölü (G. Antep'in İslâhiye İlçesi) Fevzipaşa istasyonu civarında ufak bir vadiyi işgal eden bu küçük göl, genç bazalt akıntıları tarafından meydana getirilmiş bir lâv baraj gölüdür. IV - GÜNEYBATI ANADOLU. Gölcük ( İzmit'in ödemiş ilçesi ) Gediz çukuru'nun güneyinde yükselen Bozdağ sırtının yüksek kısmından, birbirine muvazi olan güneykuzey istikametli birkaç vadi geçmektedir. Nisbeten geniş olan bu vadiler, dar boğazlar vasıtasiyle Gediz veya K. Menderes'e doğru akmaktadır. Bozdağ'ın yüksek kısmından geçen bu vadiler, herhalde K. Menderes ve Gediz tektonik çukurlarının çökmesinden önce teşkil edilmiş bir akar su sisteminin bakiyeleridir. Vadilerin birisinin memba kısmı, yamaçlardan gelen bir moloz yelpazesi tarafından tecrit edilip göl haline getirilmiştir. Kar suları ile birkaç dere tarafından beslenen bu göl, kuzeye Gediz'e doğru akmaktadır. Kovara Gölü ( İsparta'nın Eğridir İlçesi) Bu Göl, Eğridir havzasının güney imtidadını teşkil eden polyenin güney köşesinde bulunmaktadır. Her tarafta Mesozoik Kalkerleri ile çevrilmiş olan bu polyenin batı kenarı ve gülün güney kısmında birkaç büyük düden vardır. Eğridir Gölü'nün ayağı tarafından beslenen Kovara Gölü'nün normal akıntısı bu düdenler tarafından temin edilir. İlkbaharda; düdenlerin alamadığı fazla sular, gölün batı kenarında bulunan ve az derin olan tabiî bir kanaldan göle muvazi bir dereye ve oradan Koca çaya doğru akmaktadır. Kurak zamanda arazide güç görülebilen bu kanal, herhalde çok genç bir kaptajdır. Karamuk Gölü (Afyonkarahisar'ın Şuhut İlçesi) Takriben 40 km 2 lik bir sahayı işgal eden ve bir gölden ziyade bir bataklığa benziyen bu su birikintisi, komşu Toros iltivalarına muvazi olup SSW-NNE istikametinde uzanan, güney ve batıda Mesozoik kalkerleri ile, diğer taraflarda Neojen ve genç volkanik sahrelerle çevrilmiş olan bir tektonik havza içindedir. Havzanın güney- 123

batı köşesinde Geneli köyü civarında Mesozoik kalkerlerinden çıkan birkaç büyük karst membaı tarafından beslenen Karamuk Gölünün yeraltı akıntısı, gölün güneydoğu kenarında, Armutlu köyü civarında tamamen çatlaklı Mesozoik kalkeri içinde bulunan üç büyük düden vasıtasiyle Eğridir Gölüne doğru gider. En büyük düdenin tıkanması ve boğulmasından dolayı, bu gölün seviyesi son yıllarda çok yükselmiştir. LİTERATÜR 1. ALAGÖZ, C. A. : Türkiye karst olayları hakkında bir araştırma. (Une etude sur les phenomenes de karst en Turquie ). Türk Coğr. Kur. Yay., I, Ankara 1944. 2. CHAPUT, E. : Voyages d'etudes geologiques et geomorphologiques en Turquie. - Paris 1938. 3. LAHN, E. : Türkiye Göllerinin jeolojisi ve jeomorfolojisi hakkında bir etüt. ( Contribution â l'etude geologique et geomorphologique des lacs de la Turquie ). M. T.-A. Yay., B 12, Ankara 1948. 4. MAXSON, J. H. : Türkiye'de bir krater gölü. ( A crater lake in Turkey ). M. T. A. Mec., Ankara 1935. 5. SIEGER, R.: Die Schvvankungen der hocharmenischen Seen seit 1800. Wiener Geogr. Ges., Wien 1888. 6. Türkiye jeolojik Hartası 1/800.000. M. T. A. Yay., Ankara 1942-46 L 124

l Suphan dağı ile Aygır Gölü. Aygır Gölü et le Suphan Dağı. 2 Nemrut Dağının büyük krater Gölü. Le grand lac de cratere du Nemrut Dağ. 3 Abant Gölü. Lac d'abant. 125