BAZI BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN TOHUM VERİMİ VE DEĞİŞİK AGRONOMİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

Benzer belgeler
TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017

KILÇIKSIZ BROM (Bromus inermis L.) DA KURU OT VERİMİ İLE BAZI VERİM KOMPONENTLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN KORELASYON VE PATH ANALİZİ.

ÇUKUROVA BÖLGESİNİN SULU KOŞULLARINDA BAZI ÇOKYILLIK BAKLAGİL VE BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN OT VERİMLERİ VE OT KALİTELERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

t GAP II. TARIM KONGRESİ EKİM ŞANLIURFA

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET Yüksek Lisans Tezi BAZI TEK YILLIK ÇİM (Lolium multiflorum Lam) ÇEŞİTLERİNİN MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ VE YEM VERİMLERİ Amir DARVISHI Ankara Ünivers

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Yazarı : Doç.Dr.Rüştü HATİPOĞLU Yrd.Doç.Dr.Ersin CAN Ar.Gör.Nafiz ÇELİKTAŞ

Farklı Azot ve Fosfor Dozlarının Ak Üçgül (Trifolium repens L.) de Ot ve Tohum Verimi ile Bazı Verim ve Kalite Komponentleri Üzerine Etkileri

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

Tohum yatağının hazırlanması:

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ+TRĐTĐKALE KARIŞIM ORANLARININ VERĐM VE KALĐTEYE ETKĐLERĐ

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

ÖZET Yüksek Lisans Tezi BAZI BUĞDAYGİL YEM BİTKİLERİNİN VERİM ve VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ Elif GÜL Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Ta

Araştırma Makalesi (Research Article)

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 5 (2): , 2012 ISSN: , E-ISSN: X,

TOKAT ŞARTLARINDA YETĐŞTĐRĐLEN DEĞĐŞĐK MACAR FĐĞĐ + ARPA KARIŞIM ORANLARININ VERĐM VE KALĐTEYE ETKĐLERĐ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ

Tokat-Kazova Ekolojik Koşullarında Bazı Çok Yıllık Yem Bitkilerinin Verim ve Kalitelerinin Belirlenmesi

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI ADİ FİĞ (VİCİA SATİVA L.) ÇEŞİTLERİNİN VERİM VE VERİM ÖĞELERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA *

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

DOĞU ANADOLU BÖLGESĐNDE DOĞAL OLARAK YETĐŞEN ÇOK YILLIK BĐR FĐĞ TÜRÜ (Vicia canescens Lab.)'NDE BAZI ÖZELLĐKLERĐN ĐNCELENMESĐ

Araştırma Makalesi (Research Article)

YEM BİTKİSİ TOHUMLARI

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

BAHRİ DAĞDAŞ ULUSLARARASI TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST. ALDANE TRAKYA TARIMSAL ARAŞTIRMA ENST./EDİRNE

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

Sivas Ekolojik Koşullarında Bazı Çok Yıllık Yem Bitkilerinin Verim ve Kalitelerinin Belirlenmesi

*Yaşar Tuncer KAVUT Ahmet Esen ÇELEN Ş. Emre ÇIBIK M. Ali URTEKİN

Yabani Domuz Ayrığının (Dactylis glomerata L.) Oltu Ekotipine Ait Hatlarda Bazı Tarımsal ve Kalite Özellikleri

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YEŞİL ALAN ÇİM BİTKİLERİ TESCİL RAPORU

1. ÖZGEÇMİŞ. Selahattin ÇINAR EĞİTİM BİLGİLERİ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi (Tarım Ekonomisi)

Azotlu Gübrelemenin Çokyıllık Çim (Lolium perenne L.) in Tohum Verimi ve Bazı Bitkisel Özelliklerine Etkisi

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

BÖRÜLCE (Vigna sinensis) 2n=22

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

Yıllık İtalyan Çimi ve Tüylü Fiğ Karışımlarında Farklı Hasat Zamanlarının Bazı Kalite Özelliklerine Etkisi Üzerinde Araştırmalar 1

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

BUĞDAYGİL YEM BİTKİLERİ 1. BUĞDAYGİLLERİN ÖNEMİ

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU

Kimi Yembezelyesi Çeşitlerinde (Pisum arvense L.) Sıra Arası Mesafelerinin Tohum Verimi ile Bazı Verim Özelliklerine Etkisi Üzerinde Bir Araştırma

Ürün Kataloğu

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi Y. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi 1998

ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Sinirotugiller. Plantaginaceae

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

BAZI KORUNGA POPULASYONLARINDA FENOLOJĠK VE MORFOLOJĠK ÖZELLĠKLER ÜZERĠNE BĠR ĠNCELEME. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Ankara

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

Merkez ve Tohum İşleme Tesisi Haymana Yolu 14. Km. Yavrucuk Mah. No. 181 Gölbaşı Ankara T. (312) F.

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

Yaşar Tuncer KAVUT. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2): Araştırma Makalesi (Research Article)

Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Antepfıstığında Gübreleme

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

Bazı Yem Şalgamı (Brassica rapa L.) Çeşitlerinde Verim Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

Trakya Kalkınma Ajansı. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Determination of Some Characteristics of Sainfoin (Onobrychis sativa) Landraces Grown in Van Province

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Diyarbakır Koşullarında Bazı Çayır Salkım Otu Çeşitlerinin Çim Alan Performanslarının Belirlenmesi. İsmail GÜL *

ESKİŞEHİR KOŞULLARINDA HAYVAN PANCARINDA YEM VERİMLERİ VE BAZI BİTKİSEL ÖZELLİKLER

FARKLI LOLIUM X FESTUCA MELEZLERİNDE ANEUPLOİDİ ORANLARININ VE BAZI MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİN BELİRLENMESİ

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

EROZYON İNDİKATÖRLERİ

KIZILTEPE VE HARRAN ġartlarinda ġahġn-91 VE SUR-93 ARPA ÇEġĠTLERĠNDE UYGUN EKĠM SIKLIĞININ BELĠRLENMESĠ

Ödemiş-İzmir Koşullarında Yetiştirilen Bazı Bakla (Vicia faba var. major) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Diğer Bazı Özellikleri Üzerinde Bir Araştırma

Diyarbakır Koşullarında Bazı Yumak Türlerinin Çim Alan Performansları Üzerine Bir Araştırma

BATI AKDENİZ SAHİL KUŞAĞINDA SORGUM

Transkript:

EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) BAZI BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN TOHUM VERİMİ VE DEĞİŞİK AGRONOMİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR Hülya OKKAOĞLU Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Bilim Dalı Kodu : 501.12.02 Sunuş Tarihi : 01/ 08/ 2006 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU Bornova İZMİR

III KABUL VE ONAY SAYFASI Sayın Hülya OKKAOĞLU tarafından YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak sunulan Bazı Buğdaygil Yembitkilerinin Tohum Verimi Ve Değişik Agronomik Özellikleri Üzerinde Araştırmalar adlı bu çalışma E.Ü. Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği ile E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Eğitim ve Öğretim Yönergesi nin ilgili hükümleri uyarınca tarafımızdan değerlendirilerek savunmaya değer bulunmuş ve..tarihinde yapılan tez savunma sınavında aday oy birliği /oy çokluğu ile başarılı bulunmuştur. 01 /08 / 2006 Adı Soyadı İmza Jüri Başkanı :Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU.. Raportör :Prof. Dr. Hikmet SOYA.. Üye :Prof.Dr. Yusuf GEMİCİ.. Bu tezin kabulü, Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu nun... /... / 2006 gün ve...............sayılı kararı ile onaylanmıştır. Dr. Süleyman BORUZANLI Enstitü Sekreteri Prof. Dr. Emür HENDEN Enstitü Müdürü

IV ÖZET BAZI BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN TOHUM VERİMİ VE DEĞİŞİK AGRONOMİK ÖZELLİKLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR OKKAOĞLU, Hülya Yüksek Lisans Tezi, Tarla Bitkileri Bölümü Tez Yöneticisi: Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU Ağustos 2006, 106 sayfa Bazı buğdaygil yembitkilerinin tohum verimi ve değişik agronomik özellikleri ile bu karakterler arasındaki ilşkileri belirlemek amacıyla yürüttüğümüz bu çalışmada, Dactylis glomerata, Bromus inermis, Arrhenatherum elatius, Festuca arundinacea, Elymus hispidus, Lolium perenne ve Phalaris arundinacea buğdaygilleri ele alınmıştır. 2004 yılında, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme tarlalarında 2003 yılı ilkbaharında yetiştirilmeye başlanan bitkilerden 20 şer bitki rastgele seçilmiş,10 bitkide ana sap uzunluğu, ana sap kalınlığı, ana saptaki boğum sayısı, boğum arası uzunluk, yeşil ot verimi, kuru ot verimi,kuru madde oranı, kuru madde verimi gibi vejetatif özellikler ile diğer 10 bitkide generatif kardeş sayısı, başak boyu, başakta başakçık sayısı, 1000 tane ağırlığı ve tohum verimi gibi generatif özellikler incelenmiştir. Ayrıca, bu buğdaygillerin vejetatif ve generatif verim komponentleri arasındaki korelasyonlar ve path katsayılarının doğrudan ve dolaylı etkileri de araştırılmıştır. İncelenen gerek vejetatif ve gerekse generatif özellikler, bu buğdaygillerin çok farklı yapıda olduklarını göstermiştir. Korelasyon ve path analizi sonuçları, gelecekteki ıslah çalışmaları için önemli seleksiyon ölçütlerini de ortaya koymuştur. Bu verilere göre, Lolium perenne nin küçükbaş mer aları, Dactylis glomerata, Bromus inermis, Festuca arundinacea nin büyükbaş mer aları için uygun buğdaygiller oldukları, özellikle Ege bölgesinin Akdeniz iklim kuşağında sulanabilen mer alarda güvenle önerilebilecekleri saptanmıştır. Arrhenatherum elatius, Elymus hispidus ve Phalaris arundinacea nin bölgeye uyum sağladıkları ve biçmeye uygun buğdaygiller oldukları belirlenmiştir. Dactylis glomerata,

V Bromus inermis, Arrhenatherum elatius, Festuca arundinacea ve Elymus hispidus un bölgenin Akdeniz iklim koşullarında tohum üretiminin yapılabileceği öngörülmüştür. Bölgenin yüksek yerlerinde daha fazla nem içeriği bulunduğundan, Lolium perenne nin bu yörelerde tohum üretimine alınması gerektiği sonucuna varılmıştır. Anahtar kelimeler: Dactylis glomerata, Bromus inermis, Arrhenatherum elatius, Festuca arundinacea, Elymus hispidus, Lolium perenne, Phalaris arundinecea, vejetatif ve generatif özellikler

VI ABSTRACT INVESTIGATIONS ON THE SEED YIELD AND VARIOUS AGRONOMICAL CHARACTERISTICS OF SOME FORAGE GRASSES OKKAOĞLU, Hülya MSc. In Field Crops Department Supervisor : Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU August 2006, 106 pages In this study conducted to investigate the seed yield and some agronomical features and correlations between these characteristics, Dactylis glomerata, Bromus inermis, Arrhenatherum elatius, Festuca arundinacea, Elymus hispidus, Lolium perenne and Phalaris arundinacea were evaluated. 10+10=20 Individual plants were selected in spring -2004 randomly from the different crop nurseries established in spring- 2003 and some vegetative (length and thickness of main stem, number of nodes, length of internodes, herbage yield, hay yield, dry matter content and yield) and generative characteristics (number of generative tillers, length of spike, number of spikelets per spike 1000 seed weiğht and seed yield) were examined. Besides, correlations and direct and indirect effects of path coefficients between these vegetative and generative yield components were also investigated. Both vegetative and generative characteristics examined displayed great variation among these forage grasses. Data related to the correlation and path analysis results suggested significant selection criteria for the future breeding studies. It was determined that Lolium perenne was a proper grass for small headed Livestock and Dactylis glomerata, Bromus inermis and Festuca arundinacea for cattle husbandary and particularly under irrigated mediterranean conditions of Ege Region. Arrhenatherum elatius, Elymus hispidus, and Phalaris arundinacea being proper grasses for cutting succesfully adapted to the region. It was also suggested that seeds of Dactylis glomerata, Bromus inermis, Arrhenatherum elatius, Festuca arundinacea and Elymus hispidus can be produced succesfully in the region. It was concluded that seed

VII production of Lolium perenne must be done in highlands of the area due to the humidity conditions. Keywords: Dactylis glomerata, Bromus inermis, Arrhenatherum elatius, Festuca arundinacea, Elymus hispidus, Lolium perenne, Phalaris arundinecea, vegetative and generative features

VIII TEŞEKKÜR Bu konu hakkında yüksek lisans yapma imkanı veren, çayır mer a ve yem bitkileri ekibinin bir parçası olarak kabul eden, çalışmam süresince beni daima destekleyen ve her türlü konuda bilgilerinden yararlandığım danışmanım sayın Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU na, değerli bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım sayın Prof. Dr. Hikmet SOYA ile sayın Prof. Dr. Yusuf GEMİCİ ye ve Prof. Dr. Metin ALTINBAŞ a her zaman yanımda olan, her konuda danışabildiğim sevgili ağabeyim Yard.Doç.Dr. Hakan GEREN ve sevgili ablam Dr.Gülcan DEMİROĞLU na, özellikle tarla uygulamalarında, laboratuvar analizlerinde, bilgisayar düzeltmelerinde ve son yazılımda yoğun yardımlarını gördüğüm Dr. Behçet KIR ile Zir. Yük.Müh. Y. Tuncer KAVUT, Zir. Yük. Müh. İbrahim SABANCI ve Zir. Müh. Dilek KAYMAKKAVAK ile Yücel KILIÇ ve Meryem AŞKIN a ; her zaman beni destekleyen maddi manevi yanımda olan ve tezim esnasında gösterdiği anlayış için sevgili eşim Zir. Müh. Ali OKKAOĞLU na, hayatım boyunca her konuda hep yanımda olan ve özellikle yüksek lisans yapmamı çok isteyen annem ile babama ve biricik kardeşim Derya ÇAĞLAYAN a; hayatıma girdiği günden beri yaşamımın en değerli varlığı olan oğlum Ege Can OKKAOĞLU na ve bu tezin her aşamasında oğlumla ilgilenen tüm aile fertlerine en içten minnet ve şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca bu araştırmayı başından sonuna kadar maddi olarak destekleyen Ege Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu na da teşekkürlerimi sunarım. Bornova,2006 Hülya OKKAOĞLU

IX İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET... IV ABSTRACT... VI TEŞEKKÜR...VIII İÇİNDEKİLER...IX ŞEKİLLER DİZİNİ...XV ÇİZELGELER DİZİNİ...XVI SİMGELER VE KISALTMALAR...IX 1. GİRİŞ...1 2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR...5 3. ARAŞTIRMA YERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ....18 3.1. Araştırma Yeri...18 3.2. İklim Özellikleri...18 3.3. Toprak Özellikleri...21 4. MATERYAL VE YÖNTEM...23 4.1. Materyal...23 4.2. Yöntem..23 4.2.1. Deneme Faktörü ve Deseni....23 4.2.2. Kültürel İşlemler...24

X İÇİNDEKİLER (devam) 4.2.2.1.Bitkilerin Seçilip Hazırlanması... 24 4.2.2.2. Bakım İşlemleri..24 4.2.2.3.Hasat.... 24 4.2.3. Araştırmada İncelenen Özellikler..29 4.2.3.1.Vejetatif Öçüm ve Gözlemler..29 4.2.3.1.1.Ana Sap Uzunluğu(cm) 29 4.2.3.1.2.Ana Sap Kalınlığı(mm) 29 4.2.3.1.3.Ana Saptaki Boğum Sayısı (adet) 29 4.2.3.1.4.Boğum Arası Uzunluk(mm) 29 4.2.3.1.5.Bayrak Yaprağının Aya Boyu(cm).29 4.2.3.1.6.Bayrak Yaprağının Aya Eni (mm)..29 4.2.3.1.7.Yeşil Ot Verimi (g/bitki).29 4.2.3.1.8. Kuru Ot Verimi (g/bitki)...29 4.2.3.1.9. Kuru Madde Oranı (%)..29 4.2.3.1.10.Kuru Madde Verimi (g/ bitki) 29 4.2.3.2.Generatif Ölçüm ve Gözlemler...30 4.2.3.2.1.Generatif Kardeş Sayısı (adet).30 4.2.3.2.2.Başak Boyu (cm)..30 4.2.3.2.3.Başakta Başakçık Sayısı (adet) 30 4.2.3.2.4.1000 Tane Ağırlığı (g).30 4.2.3.2.5. Tohum Verimi (g/ bitki)..30 4.2.4. Verilerin Değerlendirilmesi...30 5. ARAŞTIRMA BULGULARI VE TARTIŞMA...31 5.1. Bazı Buğdaygil Yembitkilerinde Vejetatif Özellikler...31

XI İÇİNDEKİLER (devam) 5.1.1.Ana Sap Uzunluğu(cm).31 5.1.2.Ana Sap Kalınlığı(mm).32 5.1.3.Ana Saptaki Boğum Sayısı (adet).33 5.1.4.Boğum Arası Uzunluk(mm).34 5.1.5.Bayrak Yaprağının Aya Boyu(cm)...35 5.1.6.Bayrak Yaprağının Aya Eni (mm)...36 5.1.7.Yeşil Ot Verimi (g/bitki)..36 5.1.8. Kuru Ot Verimi (g/bitki) 38 5.1.9. Kuru Madde Oranı (%)...39 5.1.10.Kuru Madde Verimi (g/ bitki).40 5.2.Bazı Buğdaygil Yembitkilerinde Generatif Özellikler...42 5.2.1.Generatif Kardeş Sayısı (adet)..42 5.2.2.Başak Boyu (cm)..43 5.2.3.Başaktaki Başakçık Sayısı (adet)..44 5.2.4.1000 Tane Ağırlığı (g)..45 5.2.5. Tohum Verimi (g/ bitki)...46 5.3. Buğdaygil Yembitkilerinde Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon Değerleri ve Korelasyonu Oluşturan Path Katsayılarının Doğrudan ve Dolaylı Etkileri...47 5.3.1.Dactylis glomerata (Domuz ayrığı).47 5.3.1.1. Dactylis glomerata da Vejetatif ve Generatif Verim Komponentlerinin Korelasyon Değerleri...47

XII İÇİNDEKİLER (devam) 5.3.1.2. Dactylis glomerata da Vejetatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler....49 5.3.1.3 Dactylis glomerata da Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler.. 51 5.3.2. Bromus inermis (Kılçıksız brom)...51 5.3.2.1.Bromus inermis de Vejetatif ve Generatif Verim Komponentlerinin Korelasyon Değerleri.....51 5.3.2.2. Bromus inermis de Vejetatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler...54 5.3.2.3. Bromus inermis de Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudanve Dolaylı Etkiler...57 5.3.3. Arrhenatherum elatius (Yüksek çayır yulafı)....58 5.3.3.1. Arrhenatherum elatius da Vejetatif ve Generatif Verim Komponentlerinin Korelasyon Değerleri....58 5.3.3.2. Arrhenatherum elatius da Vejetatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler...... 60 5.3.3.3 Arrhenatherum elatius da Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler...62 5.3.4. Festuca arundinacea(kamışsı yumak)...63 5.3.4.1.Festuca arundinacea de Vejetatif ve Generatif Verim Komponentlerinin Korelasyon Değerleri..... 63 5.3.4.2. Festuca arundinacea de Vejetatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile. Doğrudan ve Dolaylı Etkiler...65

XIII İÇİNDEKİLER (devam) 5.3.4.3. Festuca arundinacea de Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler...68 5.3.5. Elymus hispidus(mavi ayrık)........68 5.3.5.1. Elymus hispidus da Vejetatif ve Generatif Verim Komponentlerinin KorelasyonDeğerleri...........68 5.3.5.2. Elymus hispidus da Vejetatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler........73 5.3.5.3. Elymus hispidus da Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler.........75 5.3.6. Lolium perenne (İngiliz çimi).....76 5.3.6.1. Lolium perenne de Vejetatif ve Generatif Verim Komponentlerinin Korelasyon Değerleri......76 5.3.6.2. Lolium perenne de Vejetatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler......79 5.3.6.3. Lolium perenne de Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler...81 5.3.7. Phalaris arundinacea (Yem kanyaşı)......82 5.3.7.1. Phalaris arundinacea de Vejetatif ve Generatif Verim Komponentlerinin Korelasyon Değer......82 5.3.7.2. Phalaris arundinacea de Vejetatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler......85 5.3.7.3 Phalaris arundinacea de Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları ile Doğrudan ve Dolaylı Etkiler...87

XIV İÇİNDEKİLER (devam) 6. GENEL SONUÇLAR...88 6.1. Vejetatif Özellikler....88 6.2. Generatif Özellikler......89 6.3. Korelasyon ve Path Katsayıları...90 7. ÖNERİLER......93 7.1.Vejetatif Özellikler.......93 7.2.Generatif Özellikler......93 7.3. Korelasyon ve Path Katsayıları...93 KAYNAKLAR DİZİNİ......95 ÖZGEÇMİŞ.......106

XV Şekil ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa 3.2 (a) Araştırma Yerine Ait 2004 Yılı Walter İklim Diyagramı. 20 3.2 (b) Araştırma Yerine Ait Çokyıllık Walter İklim Diyagramı. 21 4.1 Dactylis glomerata da Anthesis Dönemi... 25 4.2 Bromus inermis parselinin Genel Görünümü ve Çiçek Durumu... 25 4.3 Arrhenatherum elatius Parselinin Genel Görünümü ve Çiçek Durumu. 26 4.4. Festuca arundinacea de Çiçek Durumu... 26 4.5 Elymus hispidus Parselinin Genel Görünümü... 27 4.6 Elymus hispidus da Generatif Kardeşler ve Başak 27 4.7 Phalaris arundinacea de Generatif Kardeşler ve Çiçek Durumu... 28 4.8 Lolium perenne Parselinin Genel Görünümü... 28

XVI Çizelge ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa 1 Ülkesel Tohum Üretim Projeksiyonu (2004-2005) 4 3.2 (a) Araştırma Yerine Ait 2004 Yılı İklim Verileri... 19 3.2.(b) Araştırma yerine Ait Uzun Yıllar Ortalaması İklim Verileri... 20 3.3 Araştırma yeri Toprağının Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri... 22 4.1 Araştırmada Kullanılan Bitki Materyalleri... 23 5.1.(a) Bazı Buğdaygil Yembitkilerinde Ana Sap Uzunluğu(cm), Ana Sap Kalınlığı(mm) ve Ana Saptaki Boğum Sayısı (adet)... 31 5.1(b) Bazı Buğdaygil Yembitkilerinde Boğum Arası Uzunluk(cm),Bayrak Yaprağının Aya Boyu(cm) ve Bayrak Yaprağının Aya Eni(mm) Değerleri... 35 5.1(c) Bazı Buğdaygil Yembitkilerinde Yeşil Ot Verimi(g/bitki), Kuru Ot Verimi(g/bitki),Kuru madde Oranı (%)ve Kuru Madde Verimi (g/bitki) Değerleri... 37 5.2 Bazı Buğdaygil Yembitkilerinde Generatif Kardeş Sayısı (adet), Başak Boyu (cm), Başaktaki Başakçık Sayısı (adet), 1000 Tane Ağırlığı(g) ve Tohum Verimi(g/bitki) Değerleri 43 5.3.1.1 Dactylis glomerata da Vejatatif ve Generatif Verim Komponentleri Korelasyon Değerleri... 48 5.3.1.2 Dactylis glomerata da Vejatatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 50 5.3.1.3 Dactylis glomerata da Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 51 5.3.2.1 Bromus inermis de Vejatatif ve Generatif Verim Komponentleri Korelasyon Değerleri... 53 5.3.2.2 Bromus inermis de Vejatatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 56 5.3.2.3 Bromus inermis de Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 57

XVII ÇİZELGELER DİZİNİ(devam) 5.3.3.1 Arrhenatherum elatius da Vejatatif ve Generatif Verim Komponentleri Korelasyon Değerleri... 59 5.3.3.2 Arrhenatherum elatius da Vejatatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 61 5.3.3.3 Arrhenatherum elatius da Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 62 5.3.4.1 Festuca arundinecea da Vejatatif ve Generatif Verim Komponentleri Korelasyon Değerleri... 64 5.3.4.2 Festuca arundinecea da Vejatatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 67 5.3.4.3 Festuca arundinecea da Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 68 5.3.5.1 Elymus hispidus da Vejatatif ve Generatif Verim Komponentleri Korelasyon Değerleri... 71 5.3.5.2 Elymus hispidus da Vejatatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 74 5.3.5.3 Elymus hispidus da Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 75 5.3.6.1 Lolium perenne de Vejatatif ve Generatif Verim Komponentleri Korelasyon Değerleri... 78 5.3.6.2 Lolium perenne de Vejatatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 80 5.3.6.3 Lolium perenne de Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 81 5.3.7.1 Phalaris arundinecea de Vejatatif ve Generatif Verim Komponentleri Korelasyon Değerleri... 84

XVIII ÇİZELGELER DİZİNİ(devam) 5.3.7.2 Phalaris arundinecea de Vejatatif Verim Komponent Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan Dolaylı Etkiler... 86 5.3.7.3 Phalaris arundinecea de Generatif Verim Komponentleri Arasındaki Korelasyon ve Path Katsayıları İle Doğrudan ve Dolaylı Etkiler... 87

XIX SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ Kısaltmalar ASU ASK ASBS BAU BYAB BYAE YOV KOV KMO KMV GKS BB BBS BTA TV KK(r) P LSD Açıklamalar Ana Sap Uzunluğu(cm) Ana Sap Kalınlığı (mm) Ana Saptaki Boğum Sayısı (adet) Boğum Arası Uzunluk(mm) Bayrak Yaprağı Aya Boyu Bayrak Yaprağı Aya Eni Yeşil Ot Verimi Kuru Ot Verimi Kuru Madde Oranı Kuru Madde Verimi Generatif Kardeş Sayısı Başak Boyu Başakta Başakçık sayısı 1000 Tane Ağırlığı Tohum Verimi Korelasyon katsayısı Path Katsayısı En Küçük Önemli Fark

1 1. GİRİŞ Hızla küreselleşen Dünya da, bu gelişmenin olumlu ve olumsuz etkileri yanında, bir tarım ülkesi olmamıza rağmen, tarımsal açıdan işlenebilir alanlarımızın sınırlı olması ve hızla artan nüfusumuzun etkisiyle dengeli ve yeterli beslenme sorunları önemli boyutlara taşınmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmenin gerçekleştirilmesinde hayvansal proteinin önemi tüm ilgililerce açık olarak bilinmektedir. Ancak, et ve süt üretiminin yıllar içindeki dengesizliği hayvancılığımızdaki sorunların önemli bir göstergesidir. Bütün bunların kaynağında yem üretiminin en çarpıcı problem olduğu görülmektedir. Yembitkileri üretimimizdeki prodüktivite düşüklüğü, var olan hayvanlarımızın büyük kısmının yerli ırklardan oluşması, sağlık ve barınma koşullarının yanı sıra yetersiz ve kalitesiz yem üretimi sorunu giderek büyütmektedir (Avcıoğlu vd., 2000). Hayvancılığımızda uzun yıllardır süregelen kaliteli kaba yem sorununun ülkemizde ve bölgemizde de mer a yasasının çıkıp, yem bitkileri tarımının teşvik edilmesiyle yeni bir soluk alması sevindirici bir gelişmedir. Hayvancılığımızın temel taşları olan yem bitkileri ülkemizde toplam tarla bitkileri yetiştirilen alanda %3 gibi bir orana sahipken, gelişmiş ülkelerde bu oran % 30,2-53,6 larda görülmektedir. Bu veriler ışığında karşımıza çıkan üzücü tablo şudur; Türkiye mizde yembitkileri yetiştiriciliği olması gereken düzeyde değildir (Soya vd., 1997b). Hayvanlarımızın yem ihtiyaçlarını özellikle doğal çayır mer alar ve yem bitkileri tarımından sağladığını düşünürsek, doğal çayır mer alarımızın birim alan verimleri de çok düşük olmaktadır. Dolayısıyla bitki örtüsünün giderek zayıflaması nedeniyle topraklarımızın ağır bir erozyon baskısı altında kaldığını söylemek mümkündür (Soya vd., 1997a). Bu aşırı ve yanlış otlatmalar sonucunda toprak varlığımızın % 68,2 sinde orta, şiddetli ve çok şiddetli su ve rüzgar erozyonu olduğu karşımıza çıkmaktadır. Ülkemiz toprakları coğrafi açıdan engebeli ve eğimli olması nedeniyle, arazilerimizin %89,77 si su; % 0,65-1,1 i de rüzgar erozyonu tehlikesiyle karşı karşıya bulunmaktadır (Avcıoğlu ve Erekul, 1996). Yine burada da erozyonla mücadelede çayır mer a ve yembitkileri tarımının önemi açıkça ortaya çıkmaktadır.1945 Yılından sonra mutlak mer a alanlarının (%7-30 eğimli toprak) sürülerek tarla haline getirilmesi büyük bir erozyon

2 sorununu da beraberinde getirmiştir (Açıkgöz, 1995). ABD nin değişik eyaletlerinde yapılan çalışmalarda, devamlı mısır ve pamuk yetiştirilen tarlalardan, buğdaygil meralarına göre çok daha yüksek miktarlarda toprak kaybı ve yüzey akışı görülmüştür. Ayrıca, devamlı mısır yetiştirlen tarladan Bromus inermis e göre 100 kat daha fazla toprak kaybı olduğu da bildirilmektedir (Browning, 1982). Çayır mer a vejatasyonunun botanik kompozisyonunu oluşturan bitki türleri rizom ve yumak büyüme formunda ve saçak köklere sahip olduklarından toprak yüzeyine daha sıkı tutunup yüzeysel toprak kitlelerinin korunmasında ve erozyon kontrolünde son derece önemli etki oluşturmaktadırlar. Entansif tarım bölgesi olan Ege bölgemizde, mer a ıslahında yeni kültür buğdaygillerinin kullanımı büyük önem taşımaktadır. Ancak yembitkilerinin, özellikle de buğdaygillerin kültüre alınması diğer kültür bitkilerinden çok sonra başlamıştır,tarımına paralel olarak ıslahının da çok yakın bir tarihte başladığı bilinmektedir. Hayvansal üretimin yanında toprak korumanın değerinin anlaşılması, yembitkileri ıslahının önemini arttırmıştır. Özellikle buğdaygil yembitkilerinin ıslahının güç, tohumlarının küçük, araştırıcıların imkanlarının yetersiz olması yembitkileri tohumlarının ithal edilmesini zorunlu hale getirmiştir.örneğin, Lolium perenne nin anavatanının ülkemiz olmasına rağmen İngiltere nin her yerinin bu bitkiyle kaplı olması, elimizdeki materyalleri iyi değerlendiremediğimizi açıkça göstermektedir. 1000 mm nin üzerinde yağış alan bölgelerde Lolium perenne gibi buğdaygiller kaliteli tohum verirler, bu kritere uyan bölgelemizde rahatlıkla tohumluk üretimi yapılabilir.türkiye de Lolium, Elymus ve Brom türlerinde tohumluk üretiminde orjinalde 400 m, anaçda 200 m, sertifikalı da 100 m izolasyon mesafesi uygulanması zorunludur. (Anonim 1999) Bu uygulamalar dikkate alınarak yapılacak üretimden elde edilen tohumlar karışımlarda kullanılarak, yeşil yem alanları oluşturulabilir. Akdeniz iklim kuşağında olan bölgemizde de, yembitkileri tarımını sınırlandıran en önemli sorunlardan biri kaliteli tohum temini güçlükleridir. Bu nedenle, kaliteli yembitkileri materyalinin ülkemizde ve bölgemizde üretim olanaklarının araştırılması ve sorunun çözülmesi gerekmektedir. Toprak ıslahında da çok büyük bir öneme sahip olan yembitkileri, toprağa sağladıkları bir çok yararın yanısıra, tuzlu ve alkali topraklarda da yetişebildiklerinden, toprak strüktürünün iyileştirilmesinde rahatlıkla kullanılabilirler (Gençkan, 1970). Örneğin, Bromus inermis genusunun

kurağa çok dayanıklı, Lolium perenne nin de aside oldukça toleranslı olması, kültür bitkilerin yetiştirilemediği alanlarda yem bitkileri tarımının yapılabileceğini göstermektedir(avcıoğlu ve Soya, 2005). Ancak nitelikli ve yeterli miktarda tohum temini sorunlarının da aşılması gerekmektedir. Ülkemizde yembitkileri tohumluk üretim projeksiyonu açısından 2005-2006 yıllarında saptanan ve aşağıdaki Çizelge 1 de özetlenen veriler, konunun anlaşılması açısından daha da somut değerleri ortaya koymaktadır. Araştırmamızda bölgeye adapte oldukları daha önceki çalışmalarla saptanmış olan bazı önemli buğdaygil yembitkilerinde tohum verimi ve değişik agronomik özellikler incelenmiş, yukarıda değindiğimiz sorunların çözümüne katkı sağlayabilecek temel bilgiler elde edilmesi amaçlanmıştır. 3

4 Çizelge1: Ülkesel Tohum Üretim Projeksiyonu (2005-2006) 2005YILI TEDARİK VE DAĞITIM (Ton) 2006 YILI TEDARİĞİ(Ton) TEDARİK 2005 yılı Tedarik Toplam Dağıtım 2006 Yılında Dağıtılmak Üzere ÇEŞİT ADI 2004 Yılı Üretim Miktarı Devreden Stok Miktarı İthalat Miktarı 2005 Yılı Toplam Tedarik Yurtiçi İhracat Hazırlanan Toh. Miktarı 2005 yılı Üretim Devreden 2006 Yılı Stok Miktarı İthalat Programı Toplam Tedarik Programı 2006Yılı Üretim Program ı Lolium perenne 279 Festuca arundinacea 32 Dactylis glomerata 12 Bromus inermis 15 Lolium multiflorum 19 Bermudagrass - Genel toplam 467 179 734 1192 1102 16 343 74 839 1258 360 37 295 364 312 4 65 30 374 469 65 5 17 34 24-28 10 19 57 25 4 16 35 25-25 10 16 51 25 5 13 37 35-45 2 35 82 58 31 187 218 186 4-28 175 203-568 2991 4026 3601 24 3533 4570 743 401 636

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Araştırmamızda incelediğimiz Dactylis glomerata, Bromus inermis, Arrhenatherum elatius, Festuca arundinacea, Elymus hispidus, Lolium perenne, Phalaris arundinacea buğdaygilleri üzerinde günümüze değin pek çok araştırma yapılmıştır. Aşağıda konumuzla doğrudan ilgili bazı araştırma sonuçları özetlenmiştir. Burton and Robinson (1952), serin iklim buğdaygillerinin toprak seçiciliğinin çok belirgin olmadığını ve genellikle tınlı ve alüviyal topraklarda daha iyi gelişme gösterdiklerini, ph nın 4-9 olduğu topraklarda büyüyüp gelişebildiklerini ve genel olarak 5,5-7,5 ph'da başarılı olduklarını saptamışlardır. Davies (1961), domuz ayrığı (Dactylis glomerata) bitkisi ile yaptığı bir çalışmada, ot verimi ile kardeş sayısı arasında herhangi bir ilişki bulunmadığını bildirmektedir. Carlson (1964), domuz ayrığı (Dactylis glomerata) nda sıra aralığı arttıkça salkım büyüklüğünün arttığını, ancak birim alandaki salkım sayısının azaldığını ve tohum üretimi için 60 cm sıra arasının uygun olduğunu vurgulamaktadır. Roberts (1965), (Hill 1971), Hebblethwaite and Clemence (1981), düzenli yağışlı ve sulanabilen alanlarda, Lolium perenne nin sonbaharda ve ilkbaharda otlatılmasının tohum verimine olumsuz bir etkide bulunmadığını, özellikle sonbaharda otlatmanın fertil kardeş sayısını arttırdığını, yatmayı azaltıp kış zararını önlediğini belirtmişlerdir. Araştırıcılar ilkbahardaki geç otlatmanın, fertil kardeş sayısını azaltarak, tohum veriminin düşmesine neden olduğunu da açıklamışlardır. Raese and Decker (1966), Birim alandan elde edilen kuru ot verimine, biçme zamanının önemli etkiler yaptığını belirtmişlerdir. Araştırıcılar Bromus inermis ve Dactylis glomerata yı, ilkbaharda sapa kalkmadan önce, başaklanma başlangıcında, çiçeklenme başlangıcında ve çiçeklenme sonunda biçmişler, bitki olgunluğunun ilerlemesi ile kuru ot veriminin arttığını, ayrıca, biçimlerin erken yapılması ile yabancı ot istilasının arttığını ve bitki sıklığının da azaldığını bildirmişlerdir. 5

6 Johnson et.al. (1966), bitki boyu, başak uzunluğu, başakçık sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane verimi, 1000 tane ağırlığı gibi özelliklerin verim üzerinde önemli etkileri olduğunu bildirmişlerdir. Washko (1967), domuz ayrığı (Dactylis glomerata) nın ılımanyağışlı koşullarda yetişen bitkilerin en verimlilerinden biri olduğunu ve ilkbaharda büyümeye nispeten geç başladığını belirtmiştir. Domuz ayrığı'nın kuru madde veriminin, vejetatif devreden çiçeklenme dönemine kadar giderek arttığını vurgulayan araştırıcı, birçok araştırmada domuz ayrığı'nın başaklanma devresinde yapılan biçimlerde, erken çiçeklenmeye göre %15 daha az verim alındığını, ancak ilk biçimin geciktirilmesinin ikinci biçim veriminin azalmasına neden olduğunu da ifade etmiştir. Kruger and Scholl (1970) adaptasyonunun uygun olduğu bölgelerde yem kanyaşı (Phalaris arundinacea) nın çok yüksek verim verdiğini ve otlatma mevsimi boyunca, domuz ayrığı (Dactylis glomerata) gibi,yeniden büyümesinin iyi olduğunu bildirmişlerdir. Yapılan araştırmalar kılçıksız brom (Bromus inermis) un vejetatif, sapa kalkma ve çiçeklenme dönemlerinde çok iyi; tohum tutma devresinde ise oldukça iyi bir şekilde otlandığını göstermiştir. (Bakır 1969, Kernick 1978) Lawrence and Ashford (1969a), Lawrence et.al.( 1971), Kanada (Saskatchewan) şartlarında 1961-1966 yılları arasında ve iki bölgede kurdukları tarla denemelerinde gübresiz koşullarda mavi ayrık (Elymus hispidus) ve kılçıksız brom (Bromus inermis) bitkilerinin kuru madde verimini araştırmışlardır. Mavi ayrık bitkisinde, 6 yıllık ortalama olarak 783,6 kg/da kuru madde verimi, kılçıksız bromda ise 730,9 kg/da kuru madde verimi elde edildiğini bildirmektedirler. Lawrence and Ashford (1969b), Lawrence et.al.( 1970), Kanada koşullarında 1961-1965 yılları arasında yürüttükleri araştırmada, mavi ayrık (Elymus hispidus) bitkisine 0; 7,5; 15,0; 22,5; 30,0; 37,5 kg/da N lu gübre dozları uygulamışlardır. Araştırma sonucunda bu dozlardan sırasıyla 406,9; 578,4; 655,8; 760,1; 841,9; 885,6 kg/da kuru madde verimi elde ettiklerini ve en yüksek kuru madde verimini 37,5 kg /da N uygulamasından elde ettiklerini bildirmektedirler. Simmonds and Marten (1971),yem kanyaşı (Phalaris arundinacea) nın bol ürün vermesine rağmen, otunun çok lezzetli

olmadığını otunda bulunan bazı alkoloidlerin bitkinin lezzetliliğini olumsuz yönde etkilediğini açıklamaktadırlar. Lawrence and Kilcher (1972), yaptıkları bir çalışmada 5 farklı serin iklim buğdaygil yembitkisinin 10-20 ºC de hemen aynı oranlarda çimlendiğini, ancak 20ºC de türlerin daha kuvvetli fide oluşturduklarını belirtmişlerdir. Beard (1973), kamışsı yumak (Festuca arundinacea) bitkisinin, derin kökleriyle kurağa oldukça dayanıklı olduğundan, iyi bir toprak tutucu ve erozyon önleyici bir bitki olduğunu dolayısıyla yamaç alanların yeşillendirilmesinde önemli yer tuttuğunu bildirmektedir. Ayrıca, İngiliz çimi (Lolium perenne) nin biçilmeye ve çiğnenmeye dayanıklı olduğunu, ince saplı, sık bir yumak oluşturması, ince ve parlak yeşil yaprakları ile güzel bir görünüme sahip bulunması nedeniyle yeşil alanların kurulmasında en fazla kullanılan tür olduğunu belirtmektedir. Szuniewick (1975) Polonya nın kuzey batısında yaptığı araştırmada kılçıksız brom (Bromus inermis ) bitkisine uygulanan 0 ve 6 kg/da N dozlarından 986 ve 1103 kg/da yeşil ot verimi elde edildiğini bildirmektedir. Lutwick and Smith (1977), Kanada nın Alberta eyaletinde mavi ayrık (Elymus hispidus) ile yaptıkları araştırmada 0; 4,5; 9,0 ve 18 kg/da N lu gübre uygulamışlardır. Kontrol parselinden yıllık 172,0-331,0 kg/da arasında 18 kg/da N uygulamasından ise 198,0-623,0 kg/da arasında kuru ot verimi elde ettiklerini ifade etmişlerdir. Kernick (1978), İngiliz çimi (Lolium perenne) nde yıllık yağışı 600 mm, kamışsı yumak (Festuca arundinacea) da 450 mm den fazla olan ve düzenli dağılış gösteren bölgelerde iyi sonuçlar alındığını belirtmiştir. Araştırıcı yıllık yağışı 500-600 mm olan bölgelerde ingiliz çiminin kuru ot veriminin 400-500 kg/da olduğunu açıklamakta, ayrıca domuz ayrığı (Dactylis glomerata)'nda kuru ot veriminin 1000 kg/da olduğunu bildirmektedir. Hebblethwaite and Ahmet (1978), yaptıkları çalışmada Lolium perenne den düzenli yağış alan ve sulanabilen yerlerde 130kg/da tohum verimi alınmasına rağmen yetişme şartlarına göre, ortalama tohum veriminin 60-80 kg/da olduğunu bildirmişlerdir. Brown (1979), yüksek çayır yulafı (Arrhenatherum elatius) nın çoğu kez kuru ot için Phalaris arundinacea nin de biçenek olarak yetiştirildiğini bildirmektedir. Hubbard (1982) bu buğdaygilin 3-5 adet 7

8 boğum sayısına sahip olduğunu, 50-150 cm boylanabildiğini, sapların 10-40 cm boy ve 4-10 mm genişliğinde olduğunu belirtmektedir. Araştırıcı ayrıca eserinde buğdaygil yembitkilerinin temel agronomik ve morfolojik özellikleri hakkında bilgi vermiştir. Avcıoğlu (1979), buğdaygil yembitkileri içinde domuz ayrığı (Dactylis glomerata) nın vejatasyonda hızlı bir egemenlik kurmasının nedeninin üstün rekabet yeteneğinden kaynaklandığını bildirmektedir. Langer (1979), Lolium perenne nin optimum 18-24ºC, Dactylis glomerata nın ise optimum 24-29ºC de kardeşlenme göstereceğini belirtmiştir. Hebblethwaite et al., (1980) nın yaptıkları çalışmada Lolium perenne nin potansiyel tohum verimi ile gerçek verimi arasında büyük bir farklılık olduğu ortaya çıkmıştır. Bu farklılığın birim alandaki fertil kardeş sayısının azalmasından ve bir başakçıkta 6,6 çiçeğe karşılık sadece 0,9 tohum alınmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Hernes (1982), Norveç şartlarında kılçıksız brom (Bromus inermis) bitkisinden yıllık ortalama 1158 kg/da kuru ot verimi elde edildiğini belirtmektedir. Marten and Heath (1982), yem kanyaşı (Phalaris arundinacea) nın yaş ve zayıf drenajlı alanların doğal bitkisi olduğunu, asitliğe ve kuraklığa da birçok serin iklim buğdaygilinden daha dayanıklı olduğunu belirtmişlerdir. Heide (1982) and Aamlid (1992) gün uzunluğunun uzamasının kardeşlenme üzerine negatif etkisi olduğunu belirtmişlerdir. Hampton et al.(1983) Morenne, İngiltere de Lolium perenne de yaptıkları çalışmada m² deki fertil kardeş sayısını ve tohum verimi araştırmışlar ve sonuçlarını (246 adet/ 117,0 kg/da); 262,5 adet/129,5 kg/da); 292,1 adet/ 103,9 kg/da) bildirmişlerdir. Ayrıca araştırıcılar Lolium perenne nin Royal ve Morenne çeşitlerini kullanarak farklı N dozlarında, fertil kardeş sayısı, tohum verimi, 1000 Tane ağırlığı ve kardeş başına çiçekçik sayısı karakterlerini incelemişler ve N uygulamaksızın Royal ve Morenne çeşitlerinden sırasıyla 132,148 g/m² tohum verimi; 2509, 2027 adet fertil kardeş; 2,06, 1,93 g 1000 Tane ağırlığı ve 210, 201 adet çiçek tespit ettiklerini belirtmişlerdir. Dekara 8 kg N uygulamasından (17,6 g/m², 185g/m²), (274,3 adet kardeş, 242,0 adet kardeş), (2,03g; 1,92g ), (18,2 adet çiçek, 19,0 adet çiçek) ve 16 kg

N uygulamasından (160 g/m², 195 g/m²), (371,5 adet kardeş, 251,2 adet kardeş), (2,11g; 1,89 g), (25,5 adet çiçek, 206 adet çiçek) elde ettikleri sonuçlarını açıklamışlardır. Kün (1983), Serin iklim buğdaygillerinin ekimlerinin genellikle sonbaharda kışlık olarak yapıldığını, çimlenme minimum 1-4 C, optimum 20-25 C, fotosentez optimum 5-7 C civarında olduğunu açıklamıştır. Power (1985), 1970-1978 yılları arasında ABD de yürüttüğü çalışmasında Elymus hispidus dan N lu gübre uygulaması yapılmaksızın ortalama 208,0 kg/da kuru madde verimi alındığını bildirmektedir. Sağlamtimur vd. (1986), Çukurova da yürüttükleri çalışmanın 3 yıllık ortalamasına göre, Yüksek çayır yulafı (Arrhenatherum elatius) nda 816 kg/da yeşil ot, 11,3 kg/da tohum verimi sağladıklarını açıklamaktadırlar. Avcıoğlu (1986) na göre, domuz ayrığı (Dactylis glomerata) uzun ömürlü ve bol yapraklı bir buğdaygil yembitkisi olarak değer taşımakta, kışa ve kurağa dayanıklı ekotipleri bulunmakta, meyve ağaçları ve benzeri gölgelik alanlarda başarıyla yetişmekte, Ege Bölgesinin Akdeniz iklim koşullarında bazı çeşitleri taban mer alarda başarıyla kullanılmaktadır. Hampton (1987), Grassland Nui Nz da yaptığı çalışmada yine Lolium perenne de fertil kardeş sayısı ve tohum verimini araştırmış ve m² de 1110 fertil kardeşe, 103,8 kg/da; 1249 adet fertil kardeşe 111,8 kg/da 1308 adet fertil kardeşe 93,6 kg/da tohum verimi elde ettiğini belirtmiştir. Karayiğit ve Avcıoğlu (1988), domuz ayrığı (Dactylis glomerata)' nda kuru ot verimini 443-465 kg/da olarak açıklamaktadırlar. Serin (1989) yürüttüğü 5 yıllık araştırma sonuçlarına göre, sıra aralığı ve biçim zamanının kılçıksız brom (Bromus inermis) un kuru ot verimini etkilediğini, en yüksek kuru ot veriminin çiçeklenme başlangıcında yapılan biçimlerde elde edildiğini, kuru ot veriminin 528 kg/da a kadar yükseldiğini bildirmiştir. Avcıoğlu vd. (1991) Ege Bölgesinde Dactylis glomerata ve Bromus inermis üzerinde yürüttükleri çalışmada, kılçıksız bromda 60 9

10 cm sıra aralığında ortalama 13,5 cm, domuz ayrığında ise 40 cm sıra aralığında ortalama 15,8 cm başak uzunluğu elde ettiklerini; bitkilerin geniş sıra aralarında daha iyi generatif gelişme göstermeleri nedeniyle başak uzunluğunun arttığını ifade etmişlerdir. Gökkuş ve Serin (1991), serin mevsim buğdaygillerinde tohum verimine en büyük etkiyi generatif sap sayısının yaptığını belirtmişlerdir. Rolston (1991), Dactylis glomerata da m² de 195 adet fertil kardeşe karşılık 57 kg/da tohum verimi, 36 adet fertil kardeşte 96 kg/da tohum verimi, 44,5 adet fertil kardeşte ise 131 kg/da tohum verimi elde ettiklerini belirtmiştir. Serin (1991), Domuz ayrığı (Dactylis glomerata) ve kamışsı yumak (Festuca arundinacea) ile yaptığı çalışmada, 30 cm sıra aralığında, hem domuz ayrığı (506,9 kg/da) hem de kamışsı yumak (582,6 kg/da ) bitkilerinin en yüksek kuru ot verimine sahip olduklarını belirtmiş ve sıra aralığı genişledikçe ot veriminin azaldığını ifade etmiştir. Dekara 0-7,5-15 kg N uygulamasında, Domuz ayrığı sırasıyla 247,9; 283,5; 492,8 kg/da ve kamışsı yumak 372,1; 493,0; 522,9 kg/da kuru ot verimi sağlanmıştır. Ayrıca bu dozlarda verilen N lu gübre sonucunda Dactylis glomerata dan 52; 66,7; 72 kg/da ve Festuca arundinacea den 46,5; 48,4; 35,9 kg/da tohum verimi alındığını bildirmiştir. Gençkan (1992), Yembitkileri Tarımı adlı eserinde Dactylis glomerata nın başakçıklarının eksenden uzak kümeler halinde 3-5 adet çiçek içerdiğini, Festuca arundinacea de 10mm den daha uzun ve 3 ten fazla çiçek bulunduğunu, Bromus inermis in başakçıkları iri ve 6 dan daha fazla çiçekli olduğunu, Arrhenatherum elatius buğdaygilinde çiçek durumunun düzensiz olgunlaşmasının yanında başakçıklarının da kolayca döküldüğünden, tohum üretiminin çok güç olduğunu ifade etmiştir. Gurevitch et. al., (1992), domuz ayrığı (Dactylis glomerata) bitkisinin buğdaygiller içinde rekabet gücü en yüksek buğdaygil olduğunu, buğdaygillerin büyüme ve gelişmelerinde büyüme formunun önemli bir morfolojik özellik olduğunu bildirmektedirler. Bitkilerin yapılarında gerçekleşen pek çok fiziksel ve kimyasal olayı inceleyen ve hücre düzeyindeki reaksiyonları açıklayan Salissbury

and Ross (1992), solunum, fotosentez, transpirasyon, mineral maddelerin alımı ile enzimler ve hormonların yapılarını ortaya koymakta, bitkiler üzerindeki biyotik ve abiyotik faktörlerin etkilerini açıklamaktadırlar. Ekingen (1994), Başakta tane sayısı, 1000 Tane ağırlığı ve ham protein oranı özellikleri bakımından dominant genlerin etkili olabileceğini bildirmiştir. Tosun ve Sağsöz (1994), Erzurum yöresinde 8 farklı lokasyonda domuz ayrığı (Dactylis glomerata) bitkisinin bitki boyunun ortalama 86,1 cm, yeşil ot veriminin 28,68 g/bitki ve kuru ot veriminin de 6,54 g/bitki olduğu sonucuna varmışlardır Aydın vd. (1994) nin Samsun ekolojik koşullarında 1991-1993 yılları arasında, bazı çok yıllık buğdaygil yembitkilerinin verim ve adaptasyon özelliklerini belirlemek amacıyla yürüttükleri çalışmada; 3 yıllık ortalama sonuçlara göre, en yüksek ortalama kuru ot verimi kamışsı yumak (Festuca arundinacea) da 1020.4 kg/da olarak sağlanmıştır.araştırıcılar ayrıca, mavi ayrık (Elymus hispidus) bitkisinde değişik yıllarda 891-1139 kg/da kuru ot verimi aldıklarını ifade etmişlerdir. Tükel ve Hatipoğlu (1994), 1986-1988 yılları arasında domuz ayrığı (Dactylis glomerata) bitkisinin morfolojik, biyolojik ve tarımsal karakterlerini inceledikleri çalışmalarında, birinci yılda 73,7-117,5 cm ikinci yılda ise 61,5-117,5 cm bitki boyuna ulaşıldığını açıklamışlardır. Aynı araştırıcılar, bitki farklı gelişme dönemlerinde hasat edildiğinde vejetatif dönemde kuru maddenin %17,6, başaklanma döneminde %8,69 olduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca araştırıcılar yaptıkları çalışmada kardeş sayısını 38-464 adet olarak bulmuştur. Domuz ayrığı (Dactylis glomerata) buğdaygilinde çalışan araştırıcılardan Follett and Wilkinson (1985), kuru madde verimini; 1344 kg/da, Christie and Mc Elroy (1995) ise 5956 kg/da olarak saptamışlardır. Yürür (1994) Yaprak ayasının bitkinin asıl asimilasyon ve transpirasyon organı olduğunu bildirmektedir. Açıkgöz (1995), Kısa rizomlarla gelişen yem kanyaşının (Phalaris arundinacea), kısa sürede çim kapağı oluşturduğundan iyi bir gübreleme yapılmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Özellikle N 11

12 gübrelemesinin ot verimini çok arttırdığını bildiren araştırıcı en uygun biçim zamanının salkımların görüldüğü dönem olduğunu, toplam kuru ot veriminin ortalama 1000-1250 kg/da a ulaştığını açıklamış, ayrıca tohum dökülmesinin Phalaris arundinacea de büyük bir sorun olduğunu ve tohum veriminin 10-30 kg/da arasında değiştiğini öne sürmüştür. Yelken ve Avcıoğlu (1995), Bornova koşullarında yürüttükleri çalışmalarında, yüksek rekabet gücü özelliği ile bilinen Dactylis glomerata ya 5 puan üzerinden 4 puan vermişler ve rekabet gücünün yüksek olduğunu açıklamışlardır. Aynı araştırıcılar; Dactylis glomerata dan 1785 kg/da yeşil ot verimi ve 445 kg/da kuru madde verimi elde etmişlerdir. Dactylis glomerata da farklı azot ve fosfor dozlarının verim ve verim değerlerine etkisini saptamak amacıyla ve saksı denemesi olarak yürüttükleri araştırmada Tükel vd., (1996), azotun 0, 5, 10 ve 15 kg/da; fosforun ise 0, 4, 8, ve 12 kg/da lık dozlarını ele almışlardır. Gübre dozlarının bitki boyunu önemli derecede etkilemediği ve 0 doz uygulamasında bitki boyu değerinin 64,8 cm olduğu; kardeş sayısının 12,4 kardeş/bitki, kuru ot veriminin 8,24 gram/bitki olarak gerçekleştiği saptanmıştır. Avcıoğlu (1996), Phleum, Festuca, Bromus ve Poa türleri ile Dactylis glomerata nın uygun ekolojilerde mer anın dominant türleri arasında sayılabildiklerini ileri sürmektedir. Zahid (1996), Dactylis glomerata nın Wana ve Kara çeşitlerini kullanarak yürüttüğü çalışmada Wana dan 1135 kg/ha tohum verimi, % 69,6 saf tohum, 682 adet fertil kardeş sayısı, 410 adet başakta başakçık sayısı, 4,5 adet başakçıktaki çiçek sayısı ve 0,95 g 1000 Tane ağırlığı sonuçlarına ulaşırken ; Kara da 826 kg/ha tohum verimi, % 72,5 saf tohum, 555,5 adet fertil kardeş sayısı, 358,4 adet başakta başakçık sayısı, 4,7 adet başakçıkta çiçek sayısı ve 1,21 g 1000 tane ağırlığı değerleri saptamıştır. Soya vd, (1997 b) Yembitkileri adlı eserlerinde Baklagil, buğdaygil ve diğer familyalara ait yembitkilerinin agronomik ve morfolojik özelliklerini incelemişler ve Dactylis glomerata (0,8-1g), Elymus hispidus (5g), Phalaris arundinacea (0,7 g), Lolium perenne (1,6-2,3 g), Bromus inermis (3-3,8g), Arrhenatherum elatius (3-4 g),

Festuca arundinacea (1,7-2,6g) nın oldukça farklı 1000 tane ağırlığına sahip olduklarını belirtmişlerdir. Kün (1997), Tahıllarda sapın boğum (node) ve boğum aralarından (internode) oluştuğunu, üstten alta doğru boğum arası uzunluklarının azaldığını, boğum ve boğum arası sayısının serin iklim tahıllarında 5-7 olduğunu bildirmiştir. Araştırıcı serin iklim tahıllarında yaprak ayasının uzunluk ve genişliği bakımından cinsler arasında fazla farklılık olmadığını belirtmiştir. Tosun vd. (1997), 1992-1995 yılları arasında Erzurum ekolojik koşullarında 8 farklı lokasyondan topladıkları yabani domuz ayrığı bitkilerini materyal olarak kullandıkları araştırmalarında, kuru ot verimi ile bazı morfolojik özellikler arasındaki ilişkileri, korelasyon ve path analizleri ile belirlemeye çalışmışlardır. Araştırma sonucunda kuru ot verimi ile bitki boyu (r=0,906**), yaprak uzunluğu (r= 0,859**), yaprak genişliği (r=0,877**) ve kardeş sayısı (r= 0,756*) arasında olumlu ve önemli ilişkiler bulunduğunu ortaya koymuşlardır. İncelenen özelliklerin ot verimine doğrudan olumlu katkıları irdelendiğinde, bitki boyu % 46,47 ile ilk sırayı almış, bunu % 31,52 ile yaprak genişliği izlemiştir. Diğer özelliklerin doğrudan etkileri ise negatif yönde olmuştur. Sonuç olarak, ot verimi için yapılacak seleksiyonlarda bitki boyu ve yaprak genişliğinin seleksiyon ölçütleri olarak kullanılabileceğini bildirmişlerdir. Şehirali (1997) Buğdaygil yembitkilerinde optimum çiçeklenme mevsiminin fotoperyodik tepkilere paralel olarak değişebildiğini, otlatma için özellikle vejetatif kardeşlerin durumu ve yaprak veriminin çok büyük önem taşıdığını belirtmiştir. Serin vd., (1999), Erzurum sulu şartlarında 1986-1992 yılları arasında yürüttükleri araştırmalarında, Bromus inermis bitkisinde tohum verimi üzerine m² deki salkımlı sap sayısı ile bitki boyunun olumlu ve çok önemli etki yaptığını belirtmektedirler. Araştırıcılar, bitki boyu ile sap verimi ve m² deki salkımlı sap sayısı arasında olumlu ve çok önemli ilişki olduğunu kaydetmişlerdir. Avcıoğlu vd., (1999), baklagil, buğdaygil ve diğer familya yembitkilerine ait türlerde bazı verim ve kalite özelliklerini incelemişler, ortalama olarak Dactylis glomerata da %25,9; Bromus inermis de %34,8; Arrhenatherum elatius ta %30,9 Phalaris arundinacea de % 28,8; Elymus hispidus da 41,8 kuru madde oranı 13

14 olduğu sonucuna varmışlardır. Araştırıcılar yaptıkları çalışmalarında yeşil ot ve kuru ot verimi değerlerinin sırasıyla Dactylis glomerata da 1647-517 kg/da, Arrhenatherum elatius 2533-1003 kg/da, Bromus inermis 1646-692, Phalaris arundinacea 4974-1808 kg/da, Elymus hispidus 2909-1329 kg/da olarak oldukça farklı ortalamalarda bildirmişlerdir. Manga vd., (1999) Yüksek çayır yulafı (Arrhenatherum elatius) nın su isteğinin fazla olduğunu ve kuraklığa dayanamadığını bildirmekte, uzun boylu ve dik gelişip gevşek yumak oluşturduğundan ve mevsim boyunca salkım çıkardığından mer a bitkisi olarak öneminin az olduğunu; daha çok ot üretimi için uygunluğunu ifade etmektedirler. Araştırıcılar Buğdaygil Yembitkileri adlı eserlerinde Dactylis glomerata (1g), Bromus inermis (3-4g), Lolium perenne (2g), Phalaris arundinacea (0,75g), Arrhenatherum elatius (3,5g), Festuca arundinacea (2g) buğdaygillerinin 1000 tane ağırlıklarının çok değişken olduğunu belirtmişlerdir. İnanan vd. (1999), 1996-97 sezonunda Toros dağ köyleri koşullarında Dactlis glomerata, Bromus inermis, Agropyron elongatum ve Phalaris tuberosa buğdaygillerini kullanarak yürüttükleri çalışmalarında Dactlis glomerata nın bitki boyunu ortalama 53-68,8 cm; Bromus inermis in ise ortalama 82,2-91,8cm olarak belirtmişlerdir. Araştırıcılar Dactylis glomerata nın kardeş sayısının ortalama 7,4-36,2 adet olduğunu ve kardeşlerin % 74-83 ünün salkım çıkardığını; Bromus inermis de ise ortalama 4,8-13 adet kardeş sayısının olduğunu ve kardeşlerin yarı yarıya salkım çıkardığını açıklamışlardır. Yılmaz ve Avcıoğlu (2000), 13 yeşil alan ve 3 mer a buğdaygili kullanarak yaptıkları Yeşil Alan ve Erozyon Kontrol Bitkisi Olarak Kullanılan Bazı Buğdaygillerin Tokat Şartlarında Yeşil Alan Uygunlukları ve Tohum Verimleri Üzerine Araştırmalar adlı çalışmada en yüksek tohum verimi Festuca arundinacea nin Finelawn çeşidinden (118,3 kg/da); en düşük tohum verimini Dactylis glomerata populasyonundan ( 38,4 kg/da) aldıklarını ifade etmişlerdir. Araştırıcılar ayrıca en yüksek 1000 tane ağırlığını Bromus inermis (3,583 g) den, en düşük 1000 tane ağırlığını yine Dactylis glomerata (0,754 g) dan ; en fazla generatif kardeş sayısı Festuca arundinacea nin Finelawn (526,5 adet) çeşidinden, en düşük generatif kardeş sayısını Bromus inermis (48,4 adet) türünden elde etmişlerdir. Festuca arundinacea nin Finelawn (128,1 cm) çeşidinin en uzun bitki boyu değerine sahip

olduğunu, Dactylis glomerata nın ise115,7 cm ile en kısa bitki boyunda kaldığını bildirmişlerdir. Paine (2000), 1760 yılından beri Dactylis glomerata nın Kuzey Amerika da yetiştirildiğini, hafif gölgeye toleranslı olması nedeniyle meyve bahçeleri ve çalımsı çayırlarda yer örtücü olarak kullanıldığını, çabuk olgunlaştığından çayırlardaki diğer buğdaygillerden önce otlatmaya hazır hale geldiğini belirtmekte, eğer erken otlatılmazsa, çok saplı ve lezzetsiz olduğunu açıklamaktadır. Karakurt ve Ekiz, (2000), 1995-1997 yılları arasında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme tarlalarında yürüttükleri çalışmalarında, materyal olarak otlak ayrığı, mavi ayrık ve kılçıksız bromu kullanmışlardır. Bromus inermis de 1863,3 kg/da, Elymus hispidus da 1740,1 kg/da yeşil ot verimi; Elymus hispidus da 667,0 kg/da, Bromus inermis de 662,5 kg/da kuru ot verimi, Elymus hispidus da 628,5 kg/da ve Bromus inermis de 615,8 kg/da kuru madde verimi elde etmişlerdir. Araştırıcılar ayrıca Elymus hispidus da 58,4 adet, Bromus inermis de 40,2 adet kardeş saptamışlardır. Araştırma sonucunda, Bromus inermis de kuru ot verimi ile yaprak sayısı (r= 0,875**), kardeş sayısı (r= 0,923**) kuru madde verimi (r= 1,000**) arasında; Elymus hispidus da kuru ot verimi ile kardeş sayısı (r= 0,924**)ve kuru madde verimi (r= 0,881**) arasında olumlu ve çok önemli ilişki olduğunu belirtmişlerdir. Path analizi sonucunda ise her üç buğdaygilin de kuru ot verimi ile verim komponentleri arasında sıkı bir ilişki olduğunu bildirmişlerdir. Açıkgöz (2001) Yembitkileri adlı eserinde Dactylis glomerata dan ortalama 20-40 kg/da, Festuca arundinacea dan 30-50 kg/da Lolium perenne den 30-100 kg/da, Bromus inermis ten 30-60 kg/da, Phalaris arundinacea dan 5-40 kg/da, Elymus hispidus dan 15-30kg/da tohum verimi alınabildiğini belirtmiştir. Yazar ayrıca Arrhenatherum elatius dan sulanabilen ve düzenli yağışlı olan bölgelerde bol ot ürünü alınabileceğini, kurak ve sıcak bölgelerde veriminin çok düşeceğini bildirmiştir. Ghulam et al., (2003), Almanya Witzanhausen Kassel Üniversitesi nde ingiliz çimi (Lolium perenne) ile yürütülen çalışmada; Lolium perenne nin veriminin buğdaygil yembitkileri içinde en yüksek olduğunu saptamışlardır. 15

16 Ayhan vd., (2004), Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarlalarında 1991-1992 yıllarında yürütülen çalışmada, mavi ayrık (Elymus hispidus), çayır kelpkuyruğu (Phleum pratense) kılçıksız brom (Bromus inermis), domuz ayrığı (Dactylis glomerata), yüksek otlak ayrığı (Agropyron elongatum) gibi yembitkilerini materyal olarak kullanmışlardır. Araştırma sonucunda bitkilerin tümünde kuru ot verimi değerleri, başaklanma başlangıcından süt olum dönemine kadar aşamalı olarak artmış ve en yüksek verimlere süt olum döneminde ulaşılmıştır. Kuru madde verimi domuz ayrığı (Dactylis glomerata) nda ortalama 427 kg/da olarak belirtilmiştir. Değişik dönemlerde hasat edilen domuz ayrığının yeşil ot verimi 1557 kg/da, kuru ot verimi 499 kg/da olarak, aynı bitkinin kuru madde oranı %27,3 olarak saptanmıştır. Araştırıcılar, ele alınan kantitatif özellikler açısından, genel olarak başaklanma başlangıcından süt olum dönemine kadar denenen bitki türlerinin hepsinin verimlerinde göreceli bir artış saptamış ve en yüksek ortalama yeşil ot, kuru ot, kuru madde verimlerini süt olum döneminde belirlemişlerdir. Soya vd., (2005), 1000 Tane ağırlığı yüksek olan tohumların endospermlerinin de oransal olarak yüksek olacağı için daha hızlı ve güçlü çimler oluşturulabileceğini ifade etmişlerdir. Araştırıcılar ayrıca buğdaygil tohumlarının kavuzlu ve kılçıklı olmaları nedeniyle işlenmeleri sürecinde daha özenli davranılması gerektiğini belirtmişlerdir. 26 Buğdaygil Çim ve Yembitkisi türüne ait toplam 83 çeşit, baklagil ve diğer familya yembitkileri türlerine ait toplam 131 çeşit kullanarak yaptıkları çalışmalarında Elymus hispidus (4,78g), Bromus inermis (2,62-4,03g), Dactylis glomerata (0,80-1,01), Lolium perene (0,55-3,32g) ve Festuca arundinacea (0,54-2,10g) oldukça farklı 1000 tane ağırlığı değerlerine ulaşmışlardır. Avcıoğlu ve Soya (2005), Bromus inermis bitkisinin kurağa çok dayanıklı, Lolium perenne nin de aside oldukça toleranslı olduğunu, bu nedenle kültür bitkilerinin yetiştirilemediği alanlarda bu yem bitkilerinin tarımının yapılabileceğini öne sürmüşlerdir. Demiroğlu ve Avcıoğlu (2006) 2001-2003 yılları arasında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme tarlalarında 6 baklagil ve 7 buğdaygil türüne ait toplam 13 yembitkisi çeşidinde bazı agronomik özellikleri incelemişler ve üç yıllık araştırma sonuçlarına göre, Lolium perenne (Tove) buğdaygilinin dik gelişerek, bol kardeşlenip ve çok sayıda ince sap oluşturduğunu, 72,8 cm bitki boyuna

ulaştığını, kuru madde oranının % 26,80; kuru madde veriminin de 308 kg/da; yeşil ot veriminin ise 1207 kg/da olduğunu belirtmişlerdir. Araştırıcılar, ayrıca Dactylis glomerata (Amba) buğdaygilinin 70,2 cm bitki boyu, 1145 kg/da yeşil ot verimi, %30,46 kuru madde oranı, 339 kg/da kuru madde verimi değerlerine sahip olduğunu bildirmişlerdir. 17

18 3. ARAŞTIRMA YERİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ 3.1. ARAŞTIRMA YERİ Deneme; 2003-2004 yılı yetiştirme döneminde Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla bitkileri bölümü nün Bornova da bulunan deneme tarlalarında yürütülmüştür. Deneme tarlaları deniz seviyesinde olup 38 kuzey enleminin başlangıcı ile 27-28 doğu boylamları arasında kesişen koordinatlarda bulunmaktadır. 3.2. İKLİM ÖZELLİKLERİ Araştırma yerinin iklim özelliklerini gösteren veriler Bornova Meteoroloji İstasyonu nundan elde edilmiştir. Araştırmanın yürütüldüğü 2004 yılına ve çok yıllık ortalamalarına ait hava sıcaklığı, toplam yağış, oransal nem ve güneşlenme süresine ilişkin veriler aylık ortalamalar şeklinde Çizelge 3.2. de belirtilmiştir (Anonim, 2004: Bornova Met. İst.). Sıcaklık: Sıcaklık, bitkilerin güneş ışınlarından etkilenme düzeyini gösteren ve ısı enerjisinin ortamdaki yansımasını simgeleyen bir kavramdır. Bu parametre açısından özellikle Akdeniz iklim koşulları oldukça değişken grafikler çizmekte ve sıcaklığın mevsimlere dağılışına göre bitkiler büyüme ve gelişmelerini sınırlayabilmektedirler. Örneğin, Çizelge 3.2 de görüldüğü gibi, araştırmamızın yapıldığı Akdeniz ekolojisinde mayıs ayından itibaren sıcaklık hızla yükselmekte ve temmuz ayında maximuma ulaşmakta, eylül- ekim aylarında ise düşme eğilimine girmektedir. Yağışların da çok azaldığı bu dönem kurak periyodu simgelemekte, Şekil 3.2.(a-b) de örneklenen Walter iklim diagramları bunu daha açık olarak göstermektedir.(walter, 1962) Deneme yılının Temmuz ayı ortalaması 29,1 C ile en yüksek değere ulaşmaktadır. Deneme süresince kaydedilen sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasında önemli bir sapma olmadığını ve çalışmamızın yöreyi temsil eden sıcaklık koşulları altında yürütüldüğünü göstermektedir. Yağış: Bornova Meteroloji İstasyonundan alınan verilere göre denememizin yapıldığı yıldaki toplam yağış miktarına bakıldığında; özellikle ocak ayında en çok yağış gözlenirken (189,1 mm), kasım ve aralık aylarında da dikkate değer bir yağış tespit edilmiştir. Ancak vejetatif gözlemlerimizin alındığı ve başaklanmada hasat yaptığımız dönemde, yani nisan ve mayıs aylarında 29,6 mm ve 10,7 mm lik

yağışlar görülmektedir. Bununla beraber tohumluk parametrelerini gözlemlediğimiz dönemde ve izleyen hasat aylarında eser miktarda yağış kaydedilmiştir. Uzun yıllar ortalaması olarak toplam yağış miktarıyla, denememizin yürütüldüğü yılın toplam yağış miktarı karşılaştırıldığında 2004 yılının oldukça kurak geçtiği, toplam 392,4 mm yağış tespit edildiği Çizelge 3.2 den de görülmektedir. Oransal nem: Çizelge 3.2. incelendiğinde, uzun yıllar ortalaması ve denememizin yürütüldüğü yıl itibariyle en düşük oransal nemin temmuz ayında kaydedildiği izlenmektedir. Elde edilen verilere göre, 2004 yılında en yüksek oransal nem, maximum yağışın görüldüğü ve sıcaklığın minumum olduğu ocak ayında saptanmıştır. Güneşlenme süresi : Araştırmamızın devam ettiği süreçte Akdeniz ikliminin genel parametrelerine uygun olarak mayıs ayından itibaren artmış, ekim ayından itibaren de hızla düşmeye başlamıştır. En uzun güneşlenme süresi temmuz ayında 12 saat/gün, en kısa da ocak ayında 3,1 saat/gün olarak kaydedilmiştir. Uzun yıllar ortalamasına parelel değerler içeren 2004 yılı verileri de Çizelge 3.2 de görülmektedir. Çizelge 3.2(a): Araştırma Yerine Ait 2004 Yılı İklim Verileri (Anonim,2004) Ortalama Hava Sıcaklığı (C) Toplam Yağış (mm) Ortalama Oransal Nem (%) Ocak 7,1 189,1 65,6 3,1 Şubat 8,2 26,8 55,9 4,6 Mart 12,2 12,9 49,2 6,5 Nisan 15,7 29,6 50,0 6,2 Mayıs 20,3 10,7 48,4 8,8 Haziran 26,5 1,6 45,1 10,4 Temmuz 29,0 1,8 37,3 12,0 Ağustos 27,8-45,6 10,3 Eylül 23,8-49,0 9,1 Ekim 19,8 1,6 54,2 7,5 Kasım 13,2 72,6 56,8 4,9 Aralık 10,7 45,7 57,5 3,5 Ort-Top 17,9 392,4 51,2 7,2 Ortalama Güneşlenme Süresi (saat/gün) 19

20 Çizelge 3.2.(b): Araştırma yerine Ait Uzun Yıllar Ortalaması İklim Verileri (Anonim,2004) Uzun Yıllar Ortalaması Ortalama Hava sıcaklığı (C) Toplam Yağış (mm) Ortalama Oransal Nem (%) Ocak 8,1 109,7 68,0 4,0 Şubat 8,6 89,8 67,0 4,5 Mart 10,8 72,3 65,0 5,9 Nisan 15,0 48,9 62,0 7,1 Mayıs 20,2 32,2 58,0 9,1 Haziran 25,0 8,2 50,0 11,3 Temmuz 27,6 3,6 47,0 12,3 Ağustos 27,0 2,1 50,0 11,5 Eylül 22,2 17,0 56,0 9,9 Ekim 18,0 46,8 63,0 7,3 Kasım 13,2 80,3 68,0 5,1 Aralık 9,9 122,3 70,0 3,7 Ort-Top 17,1 633,2 60,3 7,6 Ortalama Güneşlenme Süresi (saat/gün) Toplam Yağış (mm) 200 150 100 50 0 Yağış Sıcaklık Ortalama Sıcaklık ( C) o ş m n m h t a e e k a Kurak Periyot 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 Şekil 3.2.(a): Araştırma Yerine Ait 2004 Yılı Walter İklim Diagramı

21 Toplam Yağış (mm) 140 120 100 80 60 40 20 0 Yağış Sıcaklık Kurak Periyot o ş m n m h t a e e k a Ortalama Sıcaklık ( C) 70 60 Şekil 3.2.(b): Araştırma Yerine Ait Çok Yıllık Walter İklim Diagramı 3.3. TOPRAK ÖZELLİKLERİ Araştırma yerinin toprak özelliklerini tespit etmek için tarlada usulüne uygun bir şekilde açılan profilin (Kacar 1986), 0-20 cm ile 20-40 cm derinliklerinden alınan toprak örnekleri fakültemiz Toprak Bölümü laboratuarında fiziksel ve kimyasal analize tabi tutulmuş ve çizelge 3.3 te özetlenen sonuçlar elde edilmiştir. Deneme alanı toprağı yüzeyden 20cm e kadar olan derinlikte millikilli, 20-40 cm derinlikte ise killi-tın özelliğine sahiptir. Bornova ovasının genel özelliklerinin hakim olduğu bu alüvyal toprak yapısı deneme yerinin ağır bir toprak yapısında olduğunu göstermektedir. (Kovancı 1990) Araştırmanın yürütüldüğü deneme alanından alınan toprak örneklerinde yapılan ph analizleri sonucunda üst kısmının orta alkali, 20-40 cm derinlikteki kısmının ise hafif alkali tepkimeli bir yapıda olduğu saptanmıştır. Toprakta kireç yüzdesi fazla olmasına karşın, bu değerin buğdaygil yembitkileri yetiştiriciliğinde problem yaratmasının söz konusu olmayacağı anlaşılmıştır. Ayrıca toprağın organik madde ve faydalı fosfor açısından fakir, toplam azot içeriği 50 40 30 20 10 0

22 bakımından orta düzeyde, ve faydalı potasyumca da zengin olduğu sonucu elde edilmiştir (Kovancı,1990). Çizelge 3.3: Araştırma Yeri Toprağının Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri Örnek Derinliği (cm) Özellikler 0-20 20-40 Kum (%) 24,72 32,72 Kil (%) 32,56 30,56 Mil (%) 42,72 36,72 Bünye Milli-Killi Killi-Tın PH 8,2 7,8 Eriyebilir Toplam Tuz (%) 0,095 0,075 Kireç (%) 21,52 18,64 Organik Madde (%) 1,130 1,150 Toplam Azot (%) 0,101 0,123 Faydalı Fosfor (ppm) 0,40 0,40 Faydalı Potasyum (ppm) 400 300 Faydalı Kalsiyum (ppm) 5400 5100 Faydalı Sodyum (ppm) 20 20 Faydalı Demir (ppm) 13,6 16,2 Faydalı Bakır (ppm) 2,6 3,0 Faydalı Çinko (ppm) 1,92 1,54 Faydalı Mangan (ppm) 6,9 5,8 Araştırma yerinin iklim ve toprak özellikleri bakımından bitki yetiştiriciliğini kısıtlayan bir unsur bulunmamaktadır.

4. MATERYAL ve YÖNTEM 4.1. MATERYAL Araştırmamızda, 2002 yılı sonbaharında sera koşullarında, multipodlarda yetiştirilen ve 2003 yılı ilkbaharında tarlaya şaşırtılarak 75x75 cm ocak usulü dikim ölçütlerinde, tüm mevsim boyunca sulanıp, gübrelenerek büyütülen çok sayıda tek bitkiden yararlanılmıştır. Bu amaçla her cinse ait populasyondan benzer boyutlara ulaşmış ve populasyonu temsil edecek şekilde gelişmiş 20 şer bitki seçilmiş ve amaçlanan ölçüm ve gözlemlerimiz gerçekleştirilmiştir. Bu bitki materyalinin adı, orijini, çeşit-hat özellikleri aşağıdaki listede özetlenmiştir (Çizelge 4.1). Çizelge 4.1. : Araştırmada kullanılan bitki materyalleri Bitki adı Orjin Çeşit Domuz ayrığı (Dactylis glomerata) A.B.D. Seleksiyon hattı Kılçıksız brom (Bromus inermis) A.B.D. Seleksiyon hattı Kamışsı yumak (Festuca arundinacea) A.B.D. Seleksiyon hattı Yüksek çayır yulafı (Arrhenatherum elatius) A.B.D. Seleksiyon hattı Mavi ayrık (Elymus hispidus) A.B.D. Seleksiyon hattı İngiliz çimi (Lolium perenne) A.B.D. Seleksiyon hattı Yem kanyaşı (Phalaris arundinacea) A.B.D. Seleksiyon hattı Çizelge 4.1. de bilimsel adları da verilen ve araştırmamızdaki materyalleri oluşturan bitkilerden Elymus hispidus un isimlendirilmesi konusunda önemli değişiklikler gerçekleşmiştir. Bu bitki Thinopyrum intermedium (Host) Barkworth and D.R.Dewey; Agropyron intermedium (Host) Beauvois; Elytrigia intermedia (Host) Nevski; Elymus hispidus (Opis) Meldris; Agropyron glaucum (Desf.ex Dc) Roemer and Schultes tarafından değişik zamanlarda isimlendirilmiştir. Ancak son yıllardaki adı Elymus hispidus (Opis) şeklinde yaygın olarak kullanılmaktadır (GEMİCİ,2006). 4.2.YÖNTEM 4.2.1. Deneme Faktörü ve Deseni Tarladaki her populasyondan, benzer büyüme özellikleri gösteren 10 ar bitki vejetatif incelemeler için, 10 ar bitki de bazı agronomik ve generatif özellikleri belirlemek için tesadüfi olarak seçilmiştir. Tek bitkilerden elde edilen tüm özelliklere ilişkin veriler, önce tesadüf 23

24 parselleri deneme desenine göre istatistik açıdan analiz edilmiş (Açıkgöz vd., 2004), önemli bulunan farklılıklar LSD ler hesaplanarak karşılaştırılmış, sonuçlar vejetatif ve generatif özellikler şeklinde ayrımlanarak, ayrı ayrı çizelgelerde özetlenmiştir. Tüm karakterlere ilişkin veriler tekrar korelasyon ve path analizine tabi tutulmuş ve gerekli istatistik parametreler hesaplanarak, her bitki için ayrı ayrı çizelgelerde toplanmış ve yorumlanmıştır. 4.2.2. Kültürel İşlemler 4.2.2.1. Bitkilerin Seçilip Hazırlanması Yukarıda değinilen ilkelere göre seçilip, demir etiketlerle işaretlenen bitkiler, sonbahardan kalan kurumuş dal ve yapraklarından ayrımlanmış, bitkilerin çevresi el çapasıyla temizlenmiş ve erken ilkbaharda bakım işlemlerine geçilmiştir. 4.2.2.2. Bakım İşlemleri Bitkiler mart ayının sonunda 10 cm yükseklikten biçilmiş ve bu temizlik biçimini takiben de gözlem ve ölçümlere başlanmıştır. 15 Nisanda bitki başına 5 g palm organik(12-12-12 NPK+hümik asid+ micro elementler) ve 10 g 15-15-15 kompoze gübresi uygulanmıştır Kacar ve Katkat, 1999). 15 Nisandan itibaren sulamalara başlanmış ve ortalama 15 gün arayla ocak usulü sulamalar gerçekleştirilerek bitkilerin sağlıklı gelişmeleri sağlanmıştır. 4.2.2.3. Hasat Büyüme ve gelişme periyodu boyunca gerekli gözlem ve ölçümleri gerçekleştirilen bitkiler, tohum olgunlaştırma döneminde (Açıkgöz vd, 2004), her bitki ayrı ayrı olmak üzere ve 5 cm anız yüksekliği bırakılarak, motorlu çalı tırpanı yardımıyla özenle biçilmiş ve her örnek ayrı ayrı naylon torbanın içine yerleştirilerek hemen labarotuvara alınmıştır.

25 Şekil 4.1: Dactylis glomerata da anthesis dönemi Şekil 4. 2: Bromus inermis parselinin genel görünümü ve çiçek durumu

26 Şekil4. 3: Arrhenatherum elatius un genel görünümü ve çiçek durumu Şekil 4.4: Festuca arundinacea de çiçek durumu

27 Şekil 4.5: Elymus hispidus parselinin genel görünümü Şekil 4.6: Elymus hispidus da generatif kardeşler ve başak

28 Şekil 4.7: Phalaris arundinacea de generatif kardeşler ve çiçek durumu Şekil 4.8: Lolium perenne parselinin genel görünümü