Politika Notu Temmuz Dünya Ekonomisinde Ayrışma Var Mı? Sumru Öz

Benzer belgeler
Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

Politika Notu Temmuz Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinde Tarihi Daralma. Sumru Öz 1

Politika Notu Nisan Küresel Krizden Çıkış Senaryoları. Sumru Öz

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Dış Ticaret Verileri Bülteni

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

REEL İŞÇİLİK MALİYETİ ARTIŞI 2012'DEN BERİ HIZLANARAK SÜRÜYOR

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı PERAKENDE. nerden, nereye? Sarp Kalkan. 20 Kasım 2013

TÜRKİYE DE BU HAFTA 7 11 EYLÜL 2015

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE, DÜNYADA BÜYÜME ORANI EN DÜŞÜK VE SANAYİ ÜRETİMİ EN HIZLI AZALAN ÜLKELER ARASINDA BULUNUYOR

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

BAKANLAR KURULU SUNUMU

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HAZİRAN 2017 AYLIK İHRACAT RAPORU

Endişeye mahal yok (mu?)

Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla (GSYH) 2014-III. Çeyrek (Temmuz, Ağustos, Eylül) Değerlendirmesi

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2013

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

%7.26 Aralık

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

TEMMUZ 2017 AYLIK İHRACAT RAPORU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

Türkiye ekonomisi 2012 yılında net ihracatın ve kamu sektörünün katkısıyla %2.2 büyüdü.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Nisan 2010

İSTANBUL 2018 YILI İLK 12 AY TÜRKİYE İSTANBUL 2017 ye Göre

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Şubat Ayı İhracat Bilgi Notu

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

İSPANYA ÜLKE RAPORU AĞUSTOS 2017 ULUSLARARASI İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Makro Tahmin Güncelleme. Eylül 2017

Sosyal Diyaloğun Ekonomik Kalkınma ve Büyümeye Katkısı

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İçindekiler DÜNYA TİCARETİ... 3 İHRACAT... 4 İTHALAT... 5 TÜRKİYE DE ÜRETİM... 6 TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİ... 6 İHRACAT... 7 İTHALAT...

Aylık Dış Ticaret Analizi

TAYSAD Aylık Sektör Raporu Mayıs 2010

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

BÖLGE VE SEKTÖRLERDE İSTİHDAM BEKLENTİSİ +%2 +%5 +%5 +%1 MARMARA İÇ ANADOLU EGE AKDENİZ ARAŞTIRMA. Fotoğraflar: Dünya Gazetesi Fotoğraf Arşivi

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Ekonomi Bülteni. 27 Mart 2017, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Enerji ve İklim Haritası

Transkript:

hızlarında yaşanacak düşüşün geçmişte yine ABD de başlayan krizlerin ardından görülen düşüşlere kıyasla daha ılımlı olacağını ileri sürüyorlardı [1]. Politika Notu 12 05 Temmuz 2012 Dünya Ekonomisinde Ayrışma Var Mı? Sumru Öz ABD finans piyasalarında 2006 yılında başlayan dalgalanmanın, 2007 den itibaren önce kredi sonra da likidite krizine dönüşerek küresel boyuta ulaşması sürecinde iktisatçılar arasında en çok tartışılan konulardan birisi dünya ekonomisinde ayrışma (de-coupling) olup olmadığıydı. Ayrışma ile kastedilen ise özellikle yükselen piyasa ekonomilerinin durgunluğa giren ABD ekonomisini takip edip etmeyeceğiydi. Bu konuda en karamsar görüş, dünya ekonomilerinin dış ticaret ve finans kanalıyla birbirine bağlandığı küreselleşme çağında ayrışmadan söz etmenin mümkün olmadığını ve iktisadi dalgalanmaların gittikçe daha senkronize olduğunu savunuyordu. Gelişmekte olan ülkelerin hisse senedi piyasalarında 2008 başından itibaren görülen düşüşler bu görüşün kanıtı olarak sunuluyordu. Karşıt görüşte olan iktisatçılar, ayrışmanın ABD deki durgunluğun gelişmekte olan ülkeler üzerinde hiçbir etkisi olmayacağı anlamına gelmediğini belirtiyorlar ve bu ülkelerin büyüme Dr., Koç Üniversitesi-TÜSİAD EAF, soz@ku.edu.tr Bu tartışma ile ilgili olarak yapılan en kapsamlı çalışma, iktisadi dalgalanmaların gelişmiş ülkeler ve yükselen piyasa ekonomilerinin kendi içlerinde gittikçe daha senkronize olduğu ancak bu iki grup arasında ayrışma yaşandığı sonucuna vardı [2]. Bu çalışmada, yükselen piyasa ekonomilerinin 1960-1984 arasına kıyasla 1985-2005 küreselleşme döneminde kendi ayakları üzerinde daha iyi durabildikleri bulundu. Bunun ise büyük ölçüde kendi aralarında yaptıkları ticaret ve sermaye hareketleri artışından kaynaklandığı saptandı. Çalışmada varılan bir başka sonuç da ayrışmanın reel ekonomi ve finans sektöründe ayrı ayrı ele alınması gerektiğiydi. Dünya ekonomisinde ayrışma olmadığını savunanların başlıca kanıtı olan ABD deki dalgalanmanın yükselen piyasa ekonomilerinin finans piyasaları üzerindeki etkisi yadsınamaz. Buna karşın, reel ekonomiye baktığımızda, gelişmekte olan ülkelerin küresel krizden daha az etkilendiğini ve hızla büyüme patikasına geri döndüğünü görüyoruz (Şekil 1). Şekil 1. G-20 ülkelerinde GSYH Endeksi(2005Ç1=) 160 150 140 G20 Gelişmiş G20 Gelişmekte Olan G20

OECD nin mevsimsellikten arındırdığı GSYH verilerinden yararlanarak hazırlanan Şekil 1, 2008-09 küresel krizinde gelişmekte olan G-20 ülkelerinin iki çeyrek süren bir daralmanın ardından yeniden büyümeye başladıklarını ve ekonomilerinin bir sonraki çeyrekte kriz öncesi büyüklüğüne ulaştığını gösteriyor. Oysa gelişmiş G-20 ülkelerinde daralma daha uzun sürmekle kalmıyor (beş çeyrek), 2011 sonu itibarıyla toplam ekonomik büyüklükleri kriz öncesi düzeyine henüz ulaşamamış durumda. Bu genel değerlendirmenin ardından G-20 ülkelerinin büyüme performanslarını ayrı ayrı incelediğimizde, dünya ekonomisindeki ayrışma açısından farklı eğilimler ortaya çıkıyor. olarak alınan 2005 birinci çeyreğinden itibaren mevsim etkilerinden arındırılmış GSYH endeksini veren Şekil 2, küresel kriz öncesi ekonomik büyüklüğüne ulaşamayan G-20 ülkelerini kapsıyor. Bunlar kimi geçmişten gelen kimi de kriz sırasında ciddi şekilde artan kamu borcuna sahip AB üyeleri ve Japonya. Şekil 2. Kriz öncesi büyüklüğüne ulaşamayan gelişmiş G-20 ülkelerinde GSYH (2005Ç1=) Birleşik Krallık İtalya AB 27 Fransa Japonya OECD de GSYH verisi bulunmayan Suudi Arabistan yüksek kişi başına gelire sahip olmasına karşın gelişmekte olan G-20 ülkeleri arasında sayılmıştır. G-20 de Almanya, Fransa, Birleşik Krallık ve İtalya bireysel olarak yer alırken, diğer AB üyeleri AB kurumları tarafından temsil ediliyor. Kriz öncesi sahip olduğu ekonomik büyüklüğü aşabilen gelişmiş G-20 ülkeleri Şekil 3 te veriliyor. Kuzey Amerika ülkeleri yanında Avustralya nın ve Avrupa Birliği içinde sadece Almanya nın kriz öncesi ekonomik büyüklüğünü aşabildiği görülüyor. Şekil 3. Kriz öncesi büyüklüğünü aşan gelişmiş G-20 ülkelerinde GSYH (2005Ç1=) 125 115 Almanya Kanada ABD Avustralya Şekil 4, küresel krizin başlangıcında daralmakla beraber, krizi atlatıp büyümesini sürdüren gelişmekte olan G-20 ülkelerini gösteriyor. Küresel kriz sürecinde ekonomisi toplamda %14 daralan Türkiye nin de içinde bulunduğu bu grupta, krizden en çok etkilenen diğer ülkeler, ekonomileri sırasıyla %11 ve %8 daralan Rusya ve Meksika oldu. Güney Afrika, Brezilya ve Kore de ise toplam daralma %5 in altında kaldı. Şekil 4. Küresel krizden etkilenmekle beraber, krizi atlatıp büyümesini sürdüren gelişmekte olan G-20 ülkelerinde GSYH (2005Ç1=) 140 135 125 115 Meksika Kore Rusya Türkiye Güney Afrika Brezilya 2

Şekil 5 te yer alan Hindistan, Endonezya ve Çin gibi gelişmekte olan G-20 ülkelerinin ise küresel krizi ekonomilerinde bir daralma yaşamadan atlattıkları görünüyor. Küresel kriz sürecinde daralmakla beraber, ekonomisi hızla toparlanan ve 2005 yılına göre %60 büyüyen Arjantin i de küresel krizden az etkilenen gelişmekte olan G-20 ülkeleri kategorisinde değerlendirebiliriz. Şekil 5. Küresel krizden en az etkilenen gelişmekte olan G-20 ülkelerinde GSYH (2005Ç1=) 1 170 150 Arjantin Çin* Hindistan Endonezya (*) OECD ve Economist Özet olarak, finans sektörünü bir yana bırakarak reel ekonomiye odaklandığımızda ve ayrışmanın küresel bir krizin gelişmekte olan ülkeler üzerinde hiçbir etkisi olmayacağı anlamına gelmediğini kabul ettiğimizde, dünyanın en büyük ekonomilerini kapsayan G-20 de yer alan gelişmiş ülkeler ve yükselen ekonomiler arasında bir ayrışma olduğunu söyleyebiliriz. Avustralya dışında kalan gelişmiş ülkeler 2008-09 krizi öncesi ekonomik büyüklüklerine üç yıl sonra ulaşabilmiş veya henüz ulaşamamışken, Hindistan ve Endonezya nın krizden neredeyse etkilenmediğini diğer yükselen ekonomilerin ise büyüme patikalarına hızla geri döndüğünü görüyoruz. Gelişmiş ülkeler ve yükselen ekonomiler arasındaki bu ayrışmanın bir nedeninin yükselen ekonomilerin ihracat pazarları arasında gelişmiş ülkelerin payındaki azalma eğilimi olduğu küresel kriz öncesinde de savunuluyordu [1]. Bu eğilimin kriz sonrasında sürüp sürmediğini, gelişmekte olan G-20 ülkelerinin ihracatı içinde gelişmiş ekonomilerin payını veren Tablo 1 de görebiliriz. Tablo 1. Gelişmekte olan G-20 ülkelerinin ihracatı içinde gelişmiş ekonomilerin payı (%) ABD Japonya Başlıca AB* Diğer Çin 2005 21,4 11,0 15,4 52,2 2008 17,7 8,1 15,9 58,3 2011 17,1 7,8 14,9 60,2 Brezilya 2005 19,2 2,9 19,4 58,5 2008 14,0 3,1 20,5 62,4 2011 10,1 3,7 18,1 68,1 Hindistan 2005 16,5 2,4 19,7 61,4 2008 11,8 2,0 18,5 67,7 2010 10,7 2,2 16,1 71,0 Rusya 2005 2,6 1,5 34,4 61,5 2008 2,9 2,2 36,1 58,8 2011 3,4 3.0 30,9 62,7 Endonezya 2005 11,5 21,1 10,7 56,7 2008 9,5 20,2 10,1 60,2 2011 8,1 16,6 9,1 66,2 Arjantin 2005 11,4 0,7 14,3 73,6 2008 7,7 0,7 16,0 76,6 2011 5,1 1,0 14,4 79,5 Meksika 2005 85,8 0,7 3,9 9,6 2008 80,3 0,7 5,3 13,8 2011 78,7 0,6 4,8 15,8 Kore 2005 14,6 8,4 11,1 65,9 2008 11,0 6,7 8,7 73,6 2011 10,2 7,1 6,0 76,7 G. Afrika 2005 10,4 11,0 33,4 45,2 2008 10,8 11,0 28,5 49,7 2011 9,0 8,2 19,9 62,9 Türkiye 2005 6,7 0,3 43,0 50,0 2008 3,3 0,3 34,0 62,4 2011 3,4 0,2 34,4 62,0 Kaynak: COMTRADE (*) Almanya, Belçika, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda, İspanya, İtalya 3

Tablo 1, ABD nin Çin ihracatı içindeki payının 2005-2008 arasında %21,4 ten %17,7 ye indiğini, sonraki üç yıl içinde ise düşüş eğiliminin daha ılımlı bir düzeyde sürdüğüne işaret ediyor. 2005-2008 döneminde ABD nin ihracat içindeki payında sadece Rusya ve Güney Afrika da hafif bir artış söz konusuyken diğer gelişmekte olan G-20 ülkelerinde düşüş var. Küresel kriz sonrasına baktığımızda ise ABD nin ihracat içindeki payının dört puanla en çok Brezilya da düştüğünü görüyoruz. ABD nin payı Rusya ve Türkiye de az da olsa artarken diğer gelişmekte olan G-20 ülkelerinde ılımlı düşüşler yaşanıyor. Almanya, Belçika, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda, İspanya ve İtalya gibi başlıca AB üyelerinin yükselen piyasa ekonomilerinin ihracatı içindeki toplam payına baktığımızda ise Çin, Brezilya, Endonezya, Arjantin ve Meksika da 2005-2011 arasında önemli bir değişim yaşanmadığını görüyoruz. Buna karşın başlıca AB ülkelerinin Güney Afrika nın ihracatı içindeki payının %33 ten %20 ye indiği, Hindistan, Rusya ve Kore de 3-5 puanlık düşüşler olduğu Tablo 1 de görülüyor. Son olarak, Türkiye nin ihracatı içinde başlıca AB ülkelerinin payı 2005-2008 arasında %43 ten %34 e düşmekle beraber 2008-2011 döneminde bu düzeyi koruyor. Genel olarak, gelişmiş ülkelere yapılan ihracatın payının, Rusya hariç gelişmekte olan tüm G-20 ülkelerinde azalma eğiliminde olduğunu söyleyebiliriz. Tablo 1 de verilen gelişmiş ekonomiler dışında kalan diğer ülkelere yapılan ihracatın payı 2005-2011 arasında Brezilya, Hindistan, Endonezya ve Kore de yaklaşık 10, Çin de 8, Arjantin ve Meksika da 6 puan artmış durumda. En yüksek artışlar ise diğer ülkelerin payının %45 ten %63 e çıktığı Güney Afrika ve 12 puanlık artışla %50 den %62 ye ulaştığı Türkiye de gerçekleşiyor. Ancak Türkiye de artış eğilimi 2008 de duruyor. Kısaca, 2005-2008 arasında G-20 de yer alan yükselen piyasa ekonomilerinin **, ihracatları içinde diğer gelişmekte olan ülkelerin payını %45-65 bandından %50-73 bandına yükselttiklerini ve bunun 2008-09 küresel krizini hafif atlatmalarında etkili olduğunu söyleyebiliriz. Bu oranın daha da yükselerek 2011 de %60-77 arasında gerçekleşmesi ise yükselen piyasa ekonomilerinin, önümüzdeki dönemde AB deki borç krizinin derinleşmesi ya da ABD nin yeniden durgunluğa girmesi durumunda yaşanabilecek bir küresel krizi, 2008-09 krizinden genel olarak daha hafif atlatmalarını sağlayabileceğine işaret ediyor. Ancak istisnalar da var. İhracatının halen %80 e yakınını ABD ye yapan Meksika ile ihracatı doğal kaynaklar, özellikle de doğalgaz ağırlıklı olan ve 2005-2011 arasında ihracatı içinde gelişmekte olan ülkelerin payını artıramayan Rusya bunlar arasında sayılabilir. 2005-2008 arasında %50 den %62 ye çıkmakla beraber dünyanın en büyük üç ekonomik bölgesi dışında kalan ülkelere yönelik ihracatının payı 2008 den bu yana artmayan Türkiye de diğer G-20 ülkelerine göre daha kırılgan diyebiliriz. Gelişmiş ülkeler ile yükselen piyasa ekonomileri arasında ayrışmayı mümkün kılan başka gelişmeler de oldu. Bunlar arasında, yükselen piyasa ekonomilerinin 19'lı yılların ortasından 2000'li yılların başına kadar yaşadıkları krizlerden çıkardıkları dersler sonucunda uyguladıkları yapısal ve kurumsal reformların yer aldığını göz ardı etmemek gerek [3]. ** Diğer ülkelerin payının %70 in üzerinde olduğu Arjantin ve ihracatının %86 sını ABD ye yapan Meksika hariç. 4

Son olarak, yükselen piyasa ekonomilerinde yurtiçi talebin hızla artması, ayrışmayı sağlayan etmenler arasında sayılıyor [1]. Tablo 2, yurtiçi talebin iki bileşeni olan nihai tüketim harcamaları ve sabit sermaye yatırımlarında 2005 ten bu yana gerçekleşen yıllık ortalama artışı veriyor. Tablo 2. 2005-2011 döneminde gelişmekte olan G-20 ülkeleri için yıllık ortalama iç talep ve GSYH artışı (%) Nihai tüketim harcamaları Sabit sermaye yatırımları GSYH Çin 9 13 11 Brezilya 5 9 4 Hindistan 8 9 8 Rusya 9 7 4 Endonezya 5 7 6 Arjantin 7 12 7 Meksika 2 3 2 Kore* 3 2 4 G. Afrika* 4 7 3 Türkiye 4 4 4 Gelişmiş OECD 1-2 1 Kaynak: Dünya Bankası (*) 2005-2010 Tablo 2 ye göre sabit fiyatlarla nihai tüketim harcamaları Çin ve Rusya da %9; Hindistan da %8; Arjantin de %7, Brezilya ve Endonezya da %5 yıllık ortalama artış gösterdi. Küresel krizi kapsayan bu dönemde Türkiye, Güney Afrika, Kore ve Meksika da iç talep artışı daha düşük olmakla beraber gelişmiş ülkelerde yaşanan %1 lik artışın üzerinde gerçekleşti. 2005-2011 döneminde sabit sermaye yatırımlarının ortalama artış hızındaki ayrışma ise daha çarpıcı oldu. Sabit sermaye yatırımları gelişmiş OECD ülkelerinde yıllık %2 azalırken Çin de %13, Arjantin de %12, Brezilya ve Hindistan da %9 artış yaşandı. Böylece ayrışmayı uzun dönem büyüme eğiliminden sapma olarak ele almak gerektiğini ve bu açıdan bakınca gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında ayrışma olmadığını [4] savunanlar -en azından krizden çıkış dönemi için- yanılmış oldu. Sonuç olarak, finans piyasaları bir yana bırakılırsa GSYH ile temsil edilen reel ekonomi açısından 2008-09 küresel krizi sürecinde gelişmiş ülkeler ile yükselen piyasa ekonomileri arasında bir ayrışma olduğu söylenebilir. Gelişmekte olan ekonomilerin iç pazarlarının hızla büyümesi ve ihracatları içinde diğer gelişmekte olan ülkelerin payının artması gibi gelişmeler, bu ayrışmanın giderek daha da belirginleşmesini sağlayabilir. Böylece önümüzdeki dönemde gelişmiş ekonomilerde yaşanabilecek bir kriz, genel olarak yükselen piyasa ekonomilerini 2008-09 krizine kıyasla daha az etkiler. Ancak ayrışmanın halen dünya ekonomisinin %57 sine sahip gelişmiş ülkelerdeki olası bir gerilemeyi dengelemesi zor görünüyor. 2009 yılında Çin, Hindistan ve Endonezya nın büyümeye devam etmesi, dünyada bir daralma yaşanmasının önüne geçememişti [5]. Türkiye ye gelince, ihracatı içinde gelişmekte olan ülkelerin payının 2008 den bu yana artmaması ve iç talep artışının dış dengede aşırı bozulma yaratması nedeniyle sınırlı olması, gelişmiş ülkelerden kaynaklanabilecek yeni bir kriz karşısında ülkeyi diğer yükselen G-20 ekonomilerine göre daha kırılgan yapıyor. Kaynaklar [1] Economist, 2008, The decoupling debate, Economist, 6 Mart 2008 [2] Prasad, E., C. Otrok ve M. A. Kose, 2008, Dissecting the decoupling debate, VOXEU [3] Altuğ, S., 2010, İktisadi Dalgalanmalar: Burns- Mitchell dan Kydland-Prescott a, Ekoform, Sayı 4 [4] Wälti, S., 2009, The myth of decoupling, VOXEU [5] Eğilmez, M., 2009, Decoupling hipotezine ne oldu?, Radikal 24/12/2009 5