02112017 DERS KUTADGU BİLİG Yusuf Has Hacib, 1019 yılı civarında Balasagun da doğmuştur Balasagun, Orta Asya da bugünkü Kırgızistan sınırları içinde, Çu Irmağı vadisinde, Bişkek ile Issık Gölü arasında ve Tokmak kenti yakınında yer alan eski bir Türk kentidir asil bir aileye mensup olan Yusuf Has Hacib, iyi bir tahsil görmüş, Arapça ve Farsça yı iyi bir düzeyde öğrenmiştir Balasagun da başlayıp on sekiz ayda tamamladığını dile getirdiği eseri Kutadgu Bilig i Kaşgar da hicri 462 (m 1069/1070) senesinde devrin Karahanlı hükümdarı Süleyman Arslan Hakan oğlu Tavgaç Uluğ Buğra Han a sunarak "ulu has hâciblik" (başmâbeyincilik) unvanı almış ve Yusuf Has Ulu Hacip olarak tanınmıştır Yusuf Has Hacib in vefat tarihi ile ilgili net bir tarih yoktur Ancak araştırmacılar genel olarak vefat tarihi ile ilgili 1077-1078 yıllarını işaret etmektedirler Yusuf Has Hacib in İslami değerlere olan bakış açısını Kutadgu Bilig in satır aralarında da görmek mümkündür Buna göre, Yusuf Has Hacib, bütün sıfatları ile Allah ın varlığına ve birliğine inanan, Hz Peygamber (sav) i peygamberlerin sonuncusu, kendi ümmeti üzerinde Allah ın bir rahmeti olarak gören ölümün her canlının tadacağı bir dünya hali olması sebebiyle asıl olanın diğer dünya olması gerektiğini söyleyen, hayr ve şerrin, kaza ve kaderin Allah tan geldiğini ifade eden, her fırsatta okuyucularını iyiliğe yönlendirip, kötülüklerden sakınmalarını teşvik eden, insanlara ibadetlerin faydalarını gösterip ibadeti neden yaptıklarını bilmelerini tavsiye eden dindar bir kişiliğe sahiptir Kutadgu Bilig, XI yy da yazılan bu eser, hem o zamanki Türk dilini hem de İslamiyet e yeni girmiş sayılabilecek bir toplumun özelliklerini günümüze yansıtması bakımından önemli bir yere Kutadgu Bilig i bir ahlâk kitabı olarak nitelendirilenler olduğu gibi, bir siyasetname olarak da tavsif edenler vardır 1
02112017 Kutadgu Bilig in Şekilsel Özellikleri: Kutadgu Bilig, sonradan müstensihler tarafından ilave edilen parçalarla toplam 6645 beyitten oluşan manzum bir eserdir Kitabın sonunda Kitap Sahibi Yusuf, Büyük Has Hacib Kendi Kendine Nasihat Ederˮ başlıklarını taşımaktadır Kutadgu Bilig in Yazılış Amacı Yusuf Has Hacib, eserinde eserin ismini okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin diye Kutadgu Bilig koyduğunu ifade etmektedir Eserde, 4 kişiden bahsettiğini ve eseri bu dört temel üzerine yazdığını söylemektedir, Bunlardan Kün-Togdı nın hükümdar olarak kanunu temsil ettiğini, Ay-Toldı nın saadeti, Öğdülmüş ün insan aklını, Odgurmış ın ise akıbeti temsil ettiğini belirtmektedir Kutadgu Bilig, insanlığa iki cihan saadetini elde etmenin yollarını göstermek amacıyla yazılmıştır, Yusuf Has Hacib, bu geçiş döneminde içinde yaşamış olduğu toplumdaki şikâyet ettiği reziletlerin yerine, kendi tasavvur ettiği ideal hayat tarzını ikame ettirebilmek adına bu kitabı yazmıştır Bununla birlikte, Yusuf Has Hacib in bu eserdeki hedef kitlesinin bilgili ve üst düzey kesim olduğunu belirtmek gerekir Zira Yusuf Has Hacib, toplumu değiştirecek, toplumu yönlendirecek kesimin iyi eğitilmesi halinde halkın da bu yoldan gideceğini düşünmekteydi Yusuf Has Hacib, hedef kitlesinin bilgili insanlar olduğunu şöyle dile getirmektedir: İnsandan insana çok fark vardır, bu fark bilgiden ileri gelir, sözüm buna dairdir Bu sözümü bilgili için söyledim, bilgisizin dilini ben de bilemiyorumˮ taşıdığı bu önem neticesinde, Kutadgu Bilig günümüze kadar yerli ve yabancı birçok araştırmacının çalışmalarına kaynaklık etmiştir 2015 yılına kadar yapılmış 561 çalışma Kutadgu Bilig in Konusu: Yusuf Has Hacib, eserini dört temel kavramı temsil eden dört şahsın karşılıklı konuşmaları tarzında akıcı bir üslupla kaleme almıştır Eser manzum bir hikâye şeklinde olmasına rağmen, kişilerin monolog tarzında karşılıklı konuşmaları esere tiyatro havası katmaktadır Eserde geçen dört kavram; doğruluk, saadet, akıl ve akıbet/kanaattir 2
02112017 Yusuf Has Hacib in Temel Felsefesi: Buna göre, Yusuf Has Hacib in kafasındaki ideal insan tipinin izdüşümleri olarak görülebilecek beyitlerde üzerinde durduğu konulardan ilki insanı yüksek derecelere çık artan bilgidir Bilgi, aynı zamanda insanın ahlâkî erdemlere sahip olması için de bir araçtır Yusuf Has Hacib e göre sahip olduğu meziyetleri, yerli yerinde kullanmak ideal insanın en önemli özelliklerinden biri olarak söylenebilir Bilgi Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig de her işin temelini bilgiye dayandırmıştır Mesela sözün bilgiyle söylenirse anlamlı olacağı, iyiliklerin ve ibadetlerin bilgi ile bilinçli bir şekilde yerine getirilmesi gerektiği, mutluluğa ulaşmanın yolunun bilgiden geçtiğini vurgulamıştır dil Yusuf Has Hacib in eserinde, üzerinde önemle üzerinde durduğu konulardan bir tanesi de dil yani sözdür Zira konuşma yeteneği Tanrının insanoğluna bağışladığı en değerli armağandır; dil erdemi iyi kullanılmalıdır; bilginin tercümanı dildir; kişi ölür, sözü kalır Ona göre, dil, aklın ve bilginin tercümanı, insanı aydınlatan bir ışıktır Yusuf Has Hacib, dili insanı hem yücelten hem de alçaltan bir araç olarak görür ve onu eşikte yatan bir aslana benzetir Eğer sahibi dikkat etmese onun başını yiyeceğini belirtir İnsanın kendi selameti için ağzından kötü söz çıkmaması gerektiğini söyler Ona göre, sözün fazlası da azı da iyi değildir, orta yolu tutmak en iyisidir Ahlâkî Erdemler Yusuf Has Hacib in eserinde üzerinde önemle durduğu hususlardan bir diğeri ise ahlâkî erdemlerdir Kutadgu Bilig de yer alan ahlâkî konular, ahlâkın teorik alanından ziyade pratik alanına işaret eder Genel olarak Kutadgu Bilig de görüldüğü kadarı ile Yusuf Has Hacib, bilginin mutlaka eyleme/aksiyona dönüştürülmesi gerektiğini düşünür Bu bakımdan Yusuf Has Hacib in davranışa dönüşmeyen değeri, değer olarak kabul etmediğini söyleyebiliriz Yusuf Has Hacib, ahlâkî erdemlerin arka planına ise ahiret inancını koyar Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig in hemen her bölümünde, insan için bu dünyanın ötesinde bir de ahiret hayatı olduğu vurgusu yaparak, bir bakıma ahiret hayatını ahlâkî erdemlerin hayata geçirilmesi konusunda, motivasyon sağlayıcı bir faktör olarak kullanmıştır 3
02112017 Kutadgu bilig de siyaset Memleketi düzeltmek işleri yoluna koyabilmek için siyasetin gerekliliğine vurgu Adalet Hükümdarın nitelikleri Bürokratların nitelikleri İyi bir yönetime ilişkin önermeler Kutadgu bilig de iktidar İktidarın kaynağı ilahi kökenlidir Beyler tanrıdan aldıkları kut ile kazanırlar Allah kimi bey olarak yaratmak isterse ona uygun tavır verir İsteyerek iktidara gelinmez Allah sana ihsan etti İktidarın kaynağı orhun yazıtları ile bağlantılıdır Devletin varlığı zorunludur Bey Allah ı temsilen dünyanın da beyidir Beylik kutsaldır Ancak bey kutsal değildir Beylik kaybedilebilir Zalim olunursa İktidarın sınırı adalet kavramına değinilmiştir İtaat esastır Ancak iktidarın sorumluluğu da vardır Birisi KANUN düzeni olması beyinde bu kanunlara uyması İkincisi halkın tok ve bayındır kılınması, fakirler ve açlar varken nasıl bey olur Bunun hesabını Allah ın soracağı Halkın sorumluluğu Kanunlara uyma Vergisini zamanında verme Hükümdarın düşmanına düşman dostuna dost olma Devlet işlerinde akıl Akla önem verir İnsan bilgisiz doğar yaşlandıkça öğrenir Akıl ise çalışılarak elde edilmez Allah tarafından verilir Beyler devlet işlerinde yanılırlarsa beylik hastalanmış demektir Tedavisi ise akıl ile mümkündür 4
02112017 Devlet işlerinde gönül Akıl tüm gerçekliği kavrayamayacağı için ona eşlik etmesi gereken bir yol gösterici lazımdır Yusuf has hacip ona gönül demektedir Bununla insanın deruni vicdanına bir gönderme yapmaktadır MAVERDİ Miladi 974 yılında Basra da dünyaya gelen, 1058 yılında Bağdat ta hayata gözlerini yuman Maverdi nin künyesi Ebü'l-Hasen Ali b Muhammed b Habib el-basri el-maverdi dir Babasının gül suyu imalatçısı olmasından dolayı Maverdi olarak tanınmışlardır Maverdi devrinin önemli isimlerinden Fıkıh ve Hadis üzerine eğitim almıştır Eğitiminden sonra önce kadılık görevinde bulunmuş sonra da hadis, fıkıh ve ahlak üzerine dersler vermiştir Eğitim faaliyetlerinin yanı sıra Maverdi Abbasi Halifeliğinin elçisi olma görevlerinde de bulunmuştur Halife el-kaim, Maverdi yi Selçuklu Hükümdarı Tuğrul Bey e elçi olarak göndermiş ve Maverdi bir yıl kadar Tuğrul Bey in hükümdarlığında Halifenin elçiliği görevini yürütmüştür Maverdi nin bu görevi Tuğrul Bey ve Abbasi Halifeliği arasındaki ilişkilerde dönüm noktası olarak nitelendirilmektedir Gerek Tuğrul Bey in Maverdi ye iltifatkar ve ikramkar yaklaşımı ve gerekse Maverdi nin Tuğrul Bey hakkında Halifeye verdiği olumlu raporlar ilişkileri geliştirmiş, Tuğrul Bey e Halifeliğin hamiliği yolunu açmıştır Tuğrul Bey in Bağdat a girişi bir fetih mahiyetinde olmamıştır Abbasi Halifesi tarafından kendisine Doğunun ve Batının Hakanı unvanı verilen Tuğrul Bey in adı hutbelerde bu unvanlarla, Abbasi Halifesi nin ardından zikredilmeye başlanmıştır 5
02112017 ESERLERİ Maverdi nin almış olduğu görevlerin dışında tarih içerisinde konumunu belirleyen bir diğer unsurda telif etmiş olduğu eserleridir Maverdi nin eserlerini üç üst başlık altında tasnif etmek mümkündür Bunlar din ile ilgili olanlar, Siyasi idari- sosyal mahiyette olanlar, edep ve ahlak ile ilgili olanlardır Dini Kitapları: - Kitabü t Tefsir veya diğer bir adıyla Kitabü n Nüket ve l Uyun, - Daha çok bir fıkıh kitabı olan Kitabü l Havil Kebir, - Kitabü l İkna, - Kitabu A lamin Nübüvve, - Siyasi, İdari ve Sosyal Kitapları: - El- Ahkamu s Sultaniye,- Nasihatül Mülük, - Siyasetil Mülük, - Teshilin Nazar ve Ta ciliz Zafar, - Marifetül Fezail, - Kitabu Adabi-l Kadı Edeb ve Ahlak Üzerine Eserleri: - Kitabün Fin Nahv, - Emsal Ve l Hikem, - Edebid Dünya ve d Din Maverdi nin, siyaset bilimi içerisindeki konumu Birincisi, Maverdi iyi bir eğitim almış ve daha sonra öncelikle bir eğitimci, ilim adamı olmuştur İkincisi Maverdi siyasetin uygulamaya dayalı pratik alanında görev almış elçilik yani bir nevi diplomatlık görevinde bulunmuştur Üçüncüsü, Maverdi din ve ahlak üzerine yazdığı kitapların yanı sıra siyasi, idari ve sosyal kitaplar yazarak bir teorisyen ve sosyal bilimler alanına katkı sunan bir bilim adamı olmuştur Maverdi nin, Türk siyasal düşüncesi içerisine konumlanması Dönemin siyasal ve idari yapısında Abbasi Halifeliği ile Selçuklular arasındaki yakınlaşan ilişkiler nihayetinde Halifeliğin idari ve siyasi işleri Selçuklulara devrederek dini alana çekilmesi Abbasileri ve Selçukluları siyasal ve sosyal olarak iç içe geçirmiş, birbirlerinin alanına taşımıştır Dolayısıyla Maverdi ve onun fikirleri de Türk Siyasal düşünce sistemine nakledilmiştir Türk İslam Siyasal Düşüncesi nde Maverdi nin Statüsü Türk unsurunun islam ile imtizac etmesi Bu medeniyetin içerisinde Türk İslam Siyasi Düşüncesi de önemli ve büyük bir alandır Türk İslam Siyasi Düşüncesi alanının oluşması için Türklerin, Türk olmayan ancak İslam olanlardan aldıkları, özümsedikleri önemli değerler ve fikirler ile fikir ve ilim adamları bulunmaktadır Bunların bir kısmı da Türk olmayan ancak İslam olmakla birlikte, Türk coğrafyasında veya Türk coğrafyasının etki alanında yaşayan gelişen değerlerdir İmam-ı Maverdi, Türk olmayan ancak İslam olan alandan gelerek Türk İslam imtizacına katılan ve Türk İslam Siyasi Düşüncesinin teşekkülüne katkı sağlayan bir değerdir 6
02112017 Maverdi her ne kadar önceleri halifeliğin bir temsilcisi olarak Tuğrul Bey nezdinde elçilik görevini yürütmüş olsa da, vefatından kısa süre önce Tuğrul Bey Bağdat a gelerek halifeliğin siyasi ve idari işlerini devralmıştır Her ne kadar bu gelişmelerden üç yıl kadar sonra vefat etmiş olsa da onun eserleri ve görüşleri varlığını bu kesişim içerisinde devam ettirmiştir Onun fikirleri, nasihatleri ve tavsiyeleri etkinliğini sürdürmüştür Maverdi nin Devlet Felsefesi ve Siyaset Bilimi Açsısından İrdelenmesi İdeal Devlet Arayışı: Hukuk Devleti Maverdi nin en önemli eserlerinden birisi El Ahkamu s Sultaniye dir Bu eserinde Maverdi, Halifeliğin ve devlet hukukunu ele almıştır Eser bir nevi İdare Hukuku mahiyetindedir Devletin idari yönden teşkilatı dönemine göre oldukça detaylı olarak kabul edilebilecek bir şekilde Ahkamus Sultaniye eserinde tafsil edilmiştir Ahkamus Sultaniyye de; Halife den vezire, valilerden komutanlara, isyanlara devletin tavrından nüfus idaresinin işlerine, mahkemelerin işleyişinden namazlara imam tayinine, savaş hukukundan tarım ve devlet topraklarının kullanımına, suç ve cezalardan zekat işlerine kadar oldukça geniş ve çeşitli konularda hükümler ortaya konulmuştur Hilafetin salt bir hükümdarlık konusu olmayıp dini bir mahiyet taşıması ve imamlık statüsü de olması, İslam dünyasında üzerinde çokça tartışılmasına, zaman zaman ihtilaflar oluşmasına neden olmuştur Maverdi nin başta Ahkamus Sultaniyye adlı eserinde olmak üzere halifeliğin üzerinde ehemmiyetle durmasının ayrı bir önemi bulunmaktadır Onun görüşleri kendisinden sonraki döneme damgasını vurmuştur Ahkamus Sultaniyye eseri bir fıkıh, bir hukuk kitabı olarak referansını ve meşruiyet zeminini İslam dininden almaktadır Eserde gerek Kur an-ı Kerim den ayetlere, gerek Hz Peygamberin Hadis-i Şeriflerine ve gerekse İslam tarihindeki çeşitli hadiselere ve İslam fakihlerinin görüşlerine bolca atıflar yapılmaktadır 7
02112017 metodoloji Ahkamus Sultaniye de sadece daha önce dinen konulmuş kuralların aktarımı bulunmamaktadır Eserin metodolojisinde, dini hükümlerin yorumlandığı, devlet idaresine ilişkin konuların sistematize edildiği ve çeşitli emsal hadiselerden hüküm çıkarıldığı göze çarpmaktadır Maverdi yine sadece hükümlerin aktarıcısı olmakla kalmamış, hükümlerin akla uygunluğuna ilişkin görüşlere de yer vermiştir Örneğin Halifeye uymanın aklen de gerekli olduğu, zulümlerden ve kötülüklerden uzaklaştıracağı, idarecilerin karışıklıklar olmasını önlediği, bunların aklen düşünülebileceğini de vurgular Devlet idaresinin nasıl olması gerektiğine ilişkin öngörülen, önerilen, tavsiye edilen bütün düzenlemelerin felsefi arka planında ideal devlet arayışının olduğu söylenebilir Ortaya konulan ve bir şeyleri düzenleyen, sınırlayan ya da serbest bırakan maddeler bütünü her ne kadar hukuk olarak karşımıza çıksa da, arka planı ve ruhu siyaset bilimiyle ilintili olmaktadır İdeal Devletin İdeal Yöneticileri Siyaset filozoflarının, düşünürlerinin ideal devlet dışında zihin yordukları bir diğer husus da ideal idareciler üzerine olmuştur Siyaset filozoflarının, düşünürlerinin ideal devlet dışında zihin yordukları bir diğer husus da ideal idareciler üzerine olmuştur örnekler Makyavelli hükümdar Nizamü l-mülk ün siyasetnamesinde padişahın ve tebaanın davranışları üzerine nasihatler Nizamü l-mülk Siyasetname sinde, padişahların hareketlerinde rıza-i İlahi yi yani Allah ın rızasını esas almaları gerektiğini, Allah ı razı etmek için halka ihsan, ikram ve lütuflarda bulunulmasını, bu suretle tebaanın hayır duasının alınmasını, bunun da devletin ayakta kalmasını sağlayacağını, zulüm üzere olan saltanatların yıkılacağını ifade etmektedir Maverdi nin Edebü l Vezir isimli kitabı bu alanda dikkat çekici ve siyaset bilimi açısından önemlidir Edebü l Vezir devlet idarecileri ile ilgili olması münasebetiyle siyaset biliminde bu anlamda emsalleri olan bir eserdir Edebü l Veziri diğerlerinden ayıran önemli bir hususiyet bulunmaktadır Edebü l Vezir doğrudan hükümdara hitaben değil, hükümdardan sonra gelen en etkin kişiyi muhatap alan bir eserdir 8
02112017 Maverdi eserin daha hemen başında, doğrudan vezirlere hitap eden bir üslup da kullanarak, onların görevlerinin çok farklı olduğunu ve vurgular Bu farklılığın vezirliğin hem yöneten hem de yönetilen bir görev olma özelliğinden kaynaklandığı yine eserin hemen başında belirtilmektedir Maverdi, vezirliğin esaslarını din, adalet, ehliyet, sadakat, ciddiyet, hakkaniyet, sıdkiyet olarak belirlemiş ve vezirlik ile ilgili fikri inşasını bu esaslar üzerine yapmıştır Örneğin vezirlerin yumuşaklıkla beraber sertliklerinin de olmasını, yumuşaklığın karşısındakini cüretkar kılmayacak ölçüde, sertliğinde yine karşısındakini uzaklaştırmayacak derecede olmasını vurgular Nasihatü l Mülük Bu eseri doğrudan hükümdara yazılmış olması münasebetiyle, Edebül Vezir eserinden farklıdır Bu bağlamda Nasihatü l Mülük adlı eserinde de Maverdi, hükümdara nasihat ile başlamaktadır Devam eden bölümlerinde Melikin çocukluğundan itibaren alacağı eğitimden başlayarak, atanması için gerekli şartlara, yardımcıları ve üst düzey diğer yöneticilerin yetiştirilmesine ve Melikin diğer yöneticiler ile olan ilişkisinin çerçevesine, ordu, kadılar ile ilişkisine kadar geniş bir yelpazede tespitlere, tavsiyelere yer vermiştir Nasihatın gerekliliği Maverdi eserin hemen başında yöneticilere tavsiyelerin neden ehemmiyetli olduğuna, yöneticilere tavsiyeler edilmesinin neden gerekli olduğuna ilişkin görüşlerine de yer vermiştir Maverdi eserin ilk bölümünde insanlar arasında meliklerin en fazla nasihat edilmeye layık olduğuna, onların bozulmasının halkın bozulması anlamına geldiğine vurgu yapmaktadır Nasihat görevi Maverdi eserinde nasihat etmenin gerekliliğinin yanı sıra nasihat etmenin görev olduğunu da tafsilatıyla izah etmektedir Kur an-ı Kerim den ayetler ve Hz Peygamber in Hadisi şeriflerinden örneklerle nasihat etmenin, tavsiyede bulunmanın dini bir görev olduğu belirtilmektedir 9