Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı

Benzer belgeler
Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Türkiye nin Güvenlik Stratejileri Çerçevesinde Irak ve Suriye

> 107. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Güncesi. Zafer Çömez, ORSAM Ortadoğu Asistanı. Ortadoğu Analiz Mayıs 10 Cilt 2 - Sayı 17

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

Putin in Orta Doğu da Mekik Diplomasisi

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Irak ta Kürt Partileri Arasındaki Rekabet Dinamikleri ve Kerkük Petrolü

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

FİLİSTİN DEKİ UZLAŞI GÖRÜŞMELERİ: ÖNCEKİLERDEN FARKLI OLACAK MI?

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

İran Seçimlerinin Orta Doğu Politikasına Yansımaları

20 Mart-20 Nisan. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Analiz Mayıs 09 Cilt 1 - Sayı 5 > 72

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

Suudi Arabistan ın Yemen Çıkmazı: Pakistan-İran Denklemi

Devrim Öncesinde Yemen

RAPOR TPS-OIC TİCARET MÜZAKERELERİ KOMİTESİ (TMK) GÖZDEN GEÇİRME TOPLANTISI. (Ankara, Haziran 2008)

ANKARA FORUM (Bilgi Notu)

ITUC KONGRESİ KARAR TASLAĞI NDA HAK-İŞ İN ÖNERİLERİ KABUL GÖRDÜ

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

ABD Seçimleri ve Sonrası. Mümin Bumin SEZEN Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM) ABD Masası Direktörü

ABD Model Ortak mı? 3

Kerkük, Telafer, Kerkük...

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Asker-İhvan-Devrim üçgeninde Filistin ve Türkiye dayanışma hareketi

> 83. Ortadoğu Güncesi. Bilgay Duman Ortadoğu Güncesi. Ortadoğu Analiz Şubat 09 Cilt 1 - Sayı 2

ÇEVRE DENETİMİNDE KÜRESEL GÜNDEM VE EUROSAI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN DENETİMİ SEMİNERİ

TÜRKİYE GÜNDEM ARAŞTIRMASI

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

ORTADOĞU'DA SİYASET VE TOPLUM KONGRESİ

Ortadoğu birliğine doğru ilk adım mı?

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

Koalisyon Pazarlıkları ve Olası Hükümet Formülleri. Maliki'nin Türkiye Ziyareti ve Irak'ta Yeni Hükümet Kurma Senaryoları

ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasına tepkiler

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Irak ta Siyasi Kriz ve Şii Ulusal İttifakı

YÜKSEK ÖĞRETIM ALANINI GELIŞTIRMEK IÇIN IRAK VE TÜRKIYE ARASINDA DAHA ÇOK IŞBIRLIĞI YAPILMASINI UMUYORUZ.

Trump Türkiye-ABD İlişkisi için İyi Haber mi?

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

AB İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ NİN GÜNCELLENMESİ

Proje Koordinatörü. Talha Köse. Katkıda bulunan. Selin Bölme. Proje Asistanları. Ahmet Selim Tekelioğlu. Ümare Yazar

KAYSERİ SANAYİ ODASI. BANGLADEŞ ÜLKE RAPORU 21 Kasım 2018

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İhvanı Müslimin'in kısa tarihi

HAZIRLAYAN GAZİANTEP SANAYİ ODASI TİCARET DAİRESİ EKİM

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

Araştırma Notu 15/179

Ortadoğu. pençesinde...

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

Amerikan Stratejik Yazımından...

USTAD Tahlil Nisan-2011

ABD nin Suriye den Çekilmesi, İsrail in Etkisi ve Türkiye nin Sınır Güvenliği

ARAP BİRLİĞİ SEREN ÖZCAN ARAP BİRLİĞİ NİN TARİHİ SÜREÇTE OLUŞUMU

ORSAM ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 3 UNDERSTANDING IRAQ THROUGH CARTOONS 3

Doğu Afrika Jeopolitiği ve Türkiye nin Somali Politikası

İkrime Sabri: Mescidi Aksa nın. Bir Karışından Bile Taviz Vermeyiz

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Medikal Turizmde Tanıtım, Pazarlama Stratejileri ve Hedef Ülkeler

09 15 Eylül 2013 SAYI: 3

MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar

Kadir Has Üniversitesi

ABD-İSRAİL-İRAN-TÜRKİYE; ORTADOĞU DA DEĞİŞEN GÜÇ DENGELERİ EYLÜL 2009

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

Güncel Jeo-Politik ve D-8 Cuma, 08 Aralık :55

smart solutions FUAR KAPANIŞ RAPORU

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Yak ndo u Medyas nda Türkiye ve AB Müktesebatlar - srail örne inde

Büyük Sekizliye Dönüşen Şanghay İşbirliği Örgütü

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

Tuzhurmatu daki Güç Mücadelesi ve Türkmen-Kürt İlişkileri

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

Transkript:

Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Sayfa 1 Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Ali SEMİN Orta Doğu nun mevcut bölgesel düzleminde; Suriye İç Savaşının büsbütün çözüme kavuşturulamamış olması, Yemen deki iç çatışmanın şiddetlenmesi, bölgesel güç rekabeti ve etnik-mezhepsel gerilimin mevcudiyeti bölgenin kısa ve orta vadede istikrarlı olmasını güçleştirmektedir. Orta Doğu nun varolan bu karmaşık düzenine; 6 Aralık 2017 tarihinde ABD Başkanı Donald Trump ın Kudüs ü İsrail in başkenti kararını onaylaması bölgeye yeni bir ihtilaflar silsilesi eklemektedir. D.Trump ın yersiz bu kararı her ne kadar İsrail in lehine gibi görünse de Tel Aviv in güvenliğini de tehlikeye atmaktadır. Gerek tarihsel gerekse konjonktürel gelişmeler açısından görece arka planda bulunan İsrail meselesi Trump ın bu kararıyla tekrar gün ışığına çıkarılmıştır. Tarihsel boyutta incelendiğinde; 1948-1978 arası dönemde Arap ülkeleri nezdinde Filistin-İsrail sorunu bir anlamda Arap-İsrail sorunu olarak görülmekteydi. Ancak 1978 yılında Mısır ile İsrail arasında imzalanan Camp David anlaşmasının ardından Arap camiasının Filistin sorununa bakış açısı değişmiştir. Bu tarihten sonra mesele; Filistin-İsrail sorunu boyutuna indirgenmiş oldu. Buna ek olarak, Aralık 2010 da başlayan Arap isyanlarıyla birlikte Tunus, Mısır, Libya ve Yemen de iktidarların değişmesi ve bölgesel denklemdeki gelişmeler Filistin-İsrail sorununun arka planda tutulmasına neden olmuştur. Hatta Orta Doğu daki Şii-Sünni olarak mezhepsel fay hattı kırılmalarının; Suudi Arabistan, Ürdün ve Bahreyn gibi ülkeler için İran ın İsrail den daha tehlikeli olduğu algısını da oluşturduğu söylenebilir. Bu analizde, Trump ın aldığı kararın arkasındaki Kudüs ün semavi dinlerin kutsal toprağı olması boyutunun dışındaki temel faktörler incelenecektir. Ayrıca Batılı ülkelerin Trump ın kararına verdiği tepkinin sebepleri arasında Arapların petrol ambargosu endişesi mi var? gibi noktalara değinilerek irdelenecektir. Tarihsel Çerçevede Filistin-İsrail Sorunu Orta Doğu nun genel konjonktüründe, Arap dünyasındaki iç ve dış siyasetteki kırılmalar ile birlikte oluşan ve günümüzde Arap Birliği nde de kendini gösteren lidersizlik sorunu Filistin- İsrail meselesine olumsuz manada etki etmiştir. Filistin sorunu da pek çok aşamadan geçmiş ve nitelik olarak Arap/Müslüman sorunu ikilemin- Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) Mecidiyeköy Yolu Caddesi, No:10, 34387 Şişli -İSTANBUL www.bilgestrateji.com bilgesam@bilgesam.org Tel: 0212 217 65 91 - Fax: 0 212 217 65 93 BİLGESAM Tüm hakları saklıdır. İzinsiz yayımlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Sayfa 2 de somut bir tanımlama getirilemeden değerlendirilmiştir. 1947 yılında Filistin Yönetimi ve Arap ülkeleri Birleşmiş Milletler (BM) in 181 sayılı taksim kararını reddettikten sonra 1948 de Arap-İsrail Savaşı başlamış ve bu tarihten itibaren Orta Doğu nun âdeta çözümsüz kalan önemli bölgesel sorunlarından biri olmuştur. Denilebilir ki 1947 yılındaki BM nin aldığı taksim kararına şiddetle karşı çıkan Arap camiasının sergilediği bu tutum; Filistin sorununda İsrail in Batı Şeria da, Gazze de ve Doğu Kudüs te izlediği stratejilerine karşın Filistin in güçsüz bir durumda kalmasına yol açmıştır. Orta Doğu nun genel konjonktüründe, Arap dünyasındaki iç ve dış siyasetteki kırılmalar ile birlikte oluşan ve günümüzde Arap Birliği nde de kendini gösteren lidersizlik sorunu Filistin-İsrail meselesine olumsuz manada etki etmiştir Bu bakımdan değerlendirildiğinde; 1948-1967 ve 1973 savaşlarında Filistin sorunu Orta Doğu da Arap-İsrail arasında bir savaş olarak tanımlanmaktaydı. Özellikle 1967 savaşında yenilen Araplar İsrail e karşı, Doğu Kudüs te, Batı Şeria da ve Gazze de yalnızca el-fetih ile mücadele etmiştir. Dahası Filistin sorunu Arap milliyetçiliğinin ve Pan-Arabizmin temel davası olarak nitelendirilmiştir. Öyle ki Filistin meselesi Arap liderleri tarafından bir iç politika aracı ve hatta Arap halkları üzerindeki otoriter liderlerin iktidarda uzun dönem kalmasının da bir nedeni olarak sayılabilir. 1973 yılının Ekim ayında yaşanan petrol ambargosundan sonra ise; Arap-İsrail savaşının Filistin-İsrail sorununa dönüştüğü görülmektedir. 1948 Arap-İsrail Savaşının başlamasının ardından Yaser Arafat, Filistin de siyasi süreci başlamıştır. Arafat, Filistinlilerin İsrail e karşı direniş göstermesi hedefiyle iki önemli adım atmıştır. İlk adım, El-Fetih Hareketi nin kurulması ve Filistin sorununun uluslararası camiada tartışılmasını sağlanmasıdır. İkincisi adım ise, 1964 yılında Filistin Ulusal Konseyi nin toplanmasının ardından 2 Haziran 1964 tarihinde Filistin Kurtuluş Örgütü nün (FKÖ) tesis edilmesidir. FKÖ, Arap liderleri arasında yaşanan güç rekabeti neticesinde, dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır tarafından ciddi anlamda desteklenmiştir. 1965 yılında ise Arafat, Filistin sorunu üzerinde mücadelenin sadece siyasetle çözüldüğüne inanmadığından Fetih Hareketi nin askeri kanadını oluşturmuştur. Arafat, bu askeri kanada Fırtına adını vererek, İsrail e karşı, Ürdün, Lübnan ve Gazze üzerinden silahlı saldırılarında bulunmuştur. Öte yandan Filistin Kurtuluş Örgütü, Filistin in meşru temsilcisi ilan edildikten sonra 1987 yılında Batı Şeria ve Gazze Şeridi nde birinci intifada yaşanmıştı. 1987-1991 yılları arasında meydana gelen ilk intifadanın ardından Filistin-İsrail arasında barış görüşmelerine başlanmıştır. Bu bağlamda Norveç in başkenti Oslo da Filistin ve İsrail temsilcileri ilk kez bir araya gelmişlerdir. Oslo Anlaşması, 13 Eylül 1993 tarihinde FKÖ lideri Yaser Arafat ve İsrail Başbakanı İshak Rabin arasında imzalanan ilk anlaşmadır. Söz konusu anlaşmaya göre Filistin; Gazze Şeridi ve Batı Şeria da oluşan özerk bir yönetime sahip olacak ve bunun karşılığında FKÖ de İsrail i resmen tanıyacaktı. Arap ülkeleri tarafından yalnız bırakılan Arafat ın İsrail ile gizlice görüşmesine Arap iktidarları tepki göstermiştir. Hatta Arafat, Filistin davasına ihanet etmekle suçlanmıştır. Bu

Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Sayfa 3 nedenle Oslo barış süreci Filistin-İsrail sorunu bakımından ciddi bir kırılma noktası olarak değerlendirilebilir. Barış süreci, Filistin sorununun beklenenden daha farklı bir noktaya gelmesine yol açmıştır. Daha net bir ifadeyle, Arap ülkelerinin ve Arap liderlerinin etkisinde kalmadan çözüm arayışlarına girildiğini göstermiştir. Bu çerçevede, Filistin sorununun günümüze kadar taşınmasındaki önemli etkenlerden birisinin de Arap liderlerinin Filistin meselesiyle ilgili çelişkili politika izlemesi olduğunu söylemek mümkündür. Hatta Arap yönetimler tarafından bu konunun suiistimal edildiğini belirtmekte yarar vardır. Obama Döneminden Trump Dönemine Filistin Meselesi Amerika Birleşik Devletleri (ABD) nin 44. Başkanı Barack Obama, göreve başladığı 2009 yılında Orta Doğu Barış Planı nı hayata geçirmeye çalışmış ve Filistin-İsrail arasında yıllardır devam eden krizin giderilmesi amacıyla girişimlerde bulunmuştur. Obama, Orta Doğu Barış Planı nı başlattıktan sonra İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ı birkaç kez bir araya getirmiştir. Buna ek olarak Obama, Orta Doğu Barış Planı konusunda Orta Doğu Özel Temsilcisi George Mitchell i görevlendirmiş, ardından 4 Haziran 2009 tarihinde tüm İslam dünyasına mesaj vermek için Kahire ye giderek önemli bir konuşma gerçekleştirmiştir. Obama, Kahire deki konuşmasında Amerika ile İslam dünyası arasındaki ilişkilerde, şiddet yanlısı aşırı gruplarından sonra gerilim doğuran ikinci önemli meselenin İsrail-Filistin sorunu olduğunu belirtmiştir. Obama yaptığı konuşmada ayrıca İsrail ile ülkesi arasında güçlü bağların olduğunu ve İsrail in Yahudi anavatanı özleminin haklı olduğunu sözlerine eklemiştir. Hatta İsrail in Batı Şeria daki yerleşim birimlerini genişletmesine karşı olduklarını vurgulamış, Filistin topraklarında yaşananların uluslararası hukuka aykırı olduğunu hatırlatmış ve bu genişlemenin durması gerektiğini açıklamıştır. Bunlara ilave olarak Obama, Amerika nın Filistinlilerin devlet özlemine duyarsız kalamayacağını net bir şekilde dile getirmiştir. Ancak Obama nın, Filistin-İsrail arasındaki sorunları asgari ölçüde de olsa çözüme kavuşturması konusunda gereken siyasi iradeyi gösteremediği iddia edilebilir. Obama nın Filistin-İsrail barış sürecinde başarılı olamamasında önemli iki etkenin olduğu söylenebilir. Bunlardan birincisi; 2010 yılının Aralık ayındaki Arap ülkelerinde meydana gelen halk isyanlarından dolayı Arap ve bölge ülkelerinin, Obama nın Orta Doğu Barış Planı na odaklanamamasıdır. Başka bir tabirle Orta Doğu da Filistin-İsrail sorunu gibi kemikleşmiş bir meselenin çözümü için arayışlar başlarken yeni krizlerin meydana gelmesi Obama nın ve bölgenin dikkatini farklı yönlere çektiği söylenebilir. Diğer bir etken ise, İsrail in Obama nın attığı adımları dikkate almayarak Filistin-İsrail sorununun önündeki yerleşim birimlerinin inşası gibi pek çok yöntemi kullanmaya devam etmesidir. Öte yandan Ocak 2017 de Başkanlık koltuğuna oturan Trump, 20 Mayıs ta ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan a gerçekleştirmiştir. Trump ın Riyad a gerçekleştirdiği ziyarette; ABD- Suudi Arabistan Zirvesi, ABD-Körfez Ülkeleri Zirvesi ve ABD-Arap ve İslam Ülkeleri Zirvesi ne katılmıştır. Trump ın her üç zirvede yaptığı konuşmalar değerlendirildiğinde, İran ın bölgesel tehdit olduğuna ve radikal dini motifli

Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Sayfa 4 terör örgütleriyle mücadele etmeye vurgu yaptığı gözlemlenmektedir. Ayrıca Trump ın, Orta Doğu barışının tesisi için Amerika nın atacağı adımlarından fazla bahsetmediği de dikkatlerden kaçmamıştır. Trump, Riyad dan sonra 22 Mayıs ta İsrail i ziyaret etmiş ve işgal altındaki Doğu Kudüs te Kıyamet Kilisesi ile Mescid-i Aksa nın batı duvarı olan Ağlama Duvarı nı ziyaret eden ilk Amerikan başkanı olmuştur. Bu çerçevede, Trump ın Kudüs kararı kapsamlı bir şekilde değerlendirildiğinde bölgesel ve küresel yansımalarına birkaç noktada değinmek gerekir. 1. Trump ın aldığı Kudüs kararının Orta Doğu bölgesinde yaşanan kriz ve vekâlet savaşlarına yeni fakat daha derin bir soruna yol açacağı söylenebilir. Bu durumun konjonktürel anlamda ABD nin Orta Doğu daki çıkarlarına zarar vereceğinin altını çizmekte fayda vardır. Çünkü Arap ülkelerindeki değişimden sonra ABD ne Suriye de ne de Libya gibi iç savaş yaşayan ülkelerde aktif bir rol oynamıştır. Hatta Filistin-İsrail arasındaki görüşmeler sürecindeki girişimlerinde dahi Tel-Aviv den yana taraf tuttuğu gerekçesiyle Orta Doğu da herhangi bir barış çabasının ABD ile olmayacağı kanaati de hâkim olmuştur. Bu nedenle özellikle Trump ın aldığı kararların neticesinde ABD nin Orta Doğu da barışı sağlamak amacıyla arabulucu olmasına şüpheyle yaklaşıldığı görülmektedir. 2. Kudüs ün İsrail in başkenti olması olarak tanınması konusunu 1948 yılından beri bütün Amerikan başkanlarının imtina ettiği söylenebilir. Başka bir tabirle ABD nin İsrail Büyükelçiliği nin Kudüs e taşınmasıyla ilgili kararı 23 Ekim 1995 tarihinden bu yana Amerikan Kongresi nde onaylanmıştır. Fakat ne Bill Clinton ne oğul Bush ne de Obama Kudüs İsrail in başkentidir kararını onaylamamıştır. Trump ın Filistin yönetimi ile herhangi bir müzakere veya görüşme yapılmadan İsrail in başkent olarak tanıması kararı ise Amerika nın Orta Doğu ve Müslüman ülkelerine bir emri vaki politikası uyguladığı olarak değerlendirilebilir. Trump ın aldığı Kudüs kararının Orta Doğu bölgesinde yaşanan kriz ve vekâlet savaşlarına yeni fakat daha derin bir soruna yol açacağı söylenebilir. Bu durumun konjonktürel anlamda ABD nin Orta Doğu daki çıkarlarına zarar vereceğinin altını çizmekte fayda vardır. Bu bağlamda Trump ın başkanlık koltuğuna oturduktan sonra aldığı radikal kararlara dikkat edildiğinde Amerikan tarihinde ilk kez bu kadar sıra dışı bir başkan gelmiştir. Trump başkan olduktan sonra aldığı ilk kararname ile müzakere süreci bile 7 sene süren Transpasifik Ortaklığı ndan çekilmiştir. Haziran 2017 de ise Obama döneminde önemli aşama kaydedilen Paris İklim Değişikliği anlaşmasından geri çekileceğini açıklamıştır. Ardından Dünya Göç Deklarasyonu ndan çekilerek İran ile yapılan nükleer anlaşmayı da feshedeceğini açıklamıştır. Dolayısıyla Trump ın aldığı kararlara bakıldığında gerek Orta Doğu gerekse dünya siyaseti açısından yeni bir Amerikan stratejisiyle karşı karşıya olunduğunu söylemek mümkündür. Trump, aslında elde ettiği siyasi kimliği henüz benimsememesinden dolayı aldığı radikal kararlarla hem dünyayı hem de Orta Doğu bölgesini şaşırtmaya devam edecek gibi gözükmektedir.

Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Sayfa 5 Trump ın Kudüs Kararına Uluslararası Tepkiler Trump ın Kudüs kararını onaylamasının ardından dünya çapında tepkiler vuku bulmuştur. Başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerinde kınama açıklaması gelmiştir. 10 Aralık ta Arap Birliği Dışişleri Bakanları olağanüstü toplantı için Mısır ın başkenti Kahire de toplanmış ve yayımlanan bildiride Trump ın Kudüs ü İsrail in başkenti olarak tanıyan kararı hükümsüz olarak nitelendirilmiştir. Arap Birliği nin olağanüstü toplantısının ardından Avrupa Birliği Ortadoğu Elçisi Nickolay Mladenov, Trump ın Kudüs kararı bölgede artış gösteren şiddet eylemleri konusunda uyarıda bulunarak bütün tarafların gerçekleşebilecek kışkırtma eylemlerine karşın karşılıklı iletişimi savunmaları gerektiğini vurgulamıştır. 13 Aralık 2017 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın daveti üzerine İslam İşbirliği Teşkilatı İslam Zirvesi Konferansı Olağanüstü Toplantısı İstanbul da gerçekleşmiştir. Ancak dikkat çeken bir husus ise 57 üyesi bulunan İslam İşbirliği Teşkilatı nın İstanbul daki Kudüs zirvesine Devlet Başkanı düzeyinde katılan yalnızca 17 ülke olmasıdır. Kudüs için yapılan zirveye özellikle Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz in katılmaması dikkatlerden kaçmamıştır. Öte yandan 18 Aralık ta Mısır tarafından BM Güvenlik Konseyi ne sunulan ve Trump a Kudüs ü İsrail in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısı 14 üyenin destek vermesine rağmen ABD tarafından veto edilmiştir. Dahası Türkiye nin yoğun çabasıyla 21 Aralık ta BM Genel Kurulu nun düzenlediği Kudüs oylamasında 128 üye Trump ın kararının iptali için evet oyu verirken 9 üye hayır oyu kullanmış ve 35 üye de çekimser kalmıştır. BM Genel Kurulu ndaki oylamanın sonuçlarının bağlayıcılığı olmasa da Trump ın kararına karşı çıkan 128 ülkenin sembolik değeri vardır. Bu nedenle Türkiye nin savunduğu dünya beşten büyüktür tezinin haklı bir argüman olduğu her geçen gün daha net olarak anlaşılmaktadır. Dünyadaki pek çok önemli gelişmelerde BM Güvenlik Konseyi nin beş daimi ülkesi olan ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin in herhangi birinin veto etmesi sonucunda kararların geçmemesi ciddi bir sorundur. Bu açıdan BM nin yeniden yapılanması elzem görünmektedir. Uluslararası hukuk ve Güvenlik Konseyi nde alınan kararların bağlayıcılığı açısından düşünüldüğünde; dünya sisteminin adeta söz konusu daimi üyelerin inisiyatifine mahkûm olduğu söylenebilir. Avrupa Ülkeleri Trump ın Kudüs Kararına Neden Tepki Veriyor? İsrail in kuruluşundan günümüze kadarki zaman diliminde Orta Doğu da birçok savaş, isyan ve darbe yaşandığı bilinmektedir. Özellikle İsrail kurulduktan sonra 1948 yılında başlayan Arap- İsrail savaşlarının küresel etkileri Ekim 1973 te Arap ülkelerinin ABD ye ve Avrupa karşı aldığı petrol ambargosu kararında görülmüştür. Arap ülkelerinin aldığı petrol ambargosu kararından ABD den ziyade Avrupa ülkelerini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenle Araplar ilk defa petrolü Amerika ya ve Avrupa ülkelerine yönelik bir silah olarak kullanmış ve önemli etkisini de görmüştür. Konjonktürel olarak 2010 yılının Aralık ayından bu yana Arap ülkelerinde yaşanan gelişmeler ve değişimlerin neticesinde Amerika ya/avrupa ya Araplar tarafından strateji olarak petrol ambargosu uygulaması zor görünebilir, fakat uzak bir ihtimal değildir. Dahası Avrupa ülkelerinin Trump ın kararına tepki vermesinin veya desteklememesinin arkasındaki önemli sebeplerden biri de Amerika nın Orta Doğu bölgesinde geçmişe nazaran daha pasif olmasından kay-

Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Sayfa 6 naklandığı söylenebilir. Dolayısıyla Washington stratejisini Asya Pasifik bölgesine kaydırmasıyla birlikte Avrupa ülkelerinin (özellikle İngiltere ve Fransa) Orta Doğu daki krizlere ilişkin ABD den daha aktif rol aldığı da görünmektedir. Fransa nın Lübnan Başbakanı Saad el Hariri istifasında ortaya çıkan krizde ve Trump ın Kudüs kararına rağmen Fransa Cumhurbaşkanı Macron un Filistin Başkanı Mahmut Abbas ile görüşmesi sırasında uygun bir zamanda Filistin devletini tanıyacaklarını söylemesi dikkatlerden kaçmamaktadır. Bununla birlikte Orta Doğu üzerinde Avrupa ülkelerinin Rusya ve Çin arasında ekonomik ve enerji bağlamında hissedilmeyen bir güç rekabetinin söz konusu olduğunu söylemek mümkündür. Sonuç Orta Doğu da bir taraftan Suriye iç savaşında ve DAEŞ terör örgütüyle mücadelenin sonuna gelinmesi, Körfez ülkeleri arasındaki krizler, Suudi Arabistan-İran ın Yemen deki dolaylı olarak savaşı ve diğer taraftan Trump ın onayladığı Kudüs kararı bölgesel dinamikler açısından yeni dönemeçlere işaret ettiğinden iyi tahlil edilmelidir. ABD nin Kudüs ile ilgili kararı Ekim 1995 te Amerikan Kongre sinde alınmıştır. Fakat Trump tan önceki başkanlar söz konusu kararı erteleyerek imzalamamıştır. Başka bir ifadeyle, 1995 ten beri ne Arap ne de İslam ülkeleri Kudüs kararı konusunda lobi yapıp Amerika nın gündeminde çıkarması için girişimde bulunmuştur. Arap ülkelerindeki iç istikrarsızlık, aralarındaki güç mücadelelerinden ötürü İsrail-Filistin sorununun gündemden düşmüştür. Şu noktadan hareketle denilebilir ki; Filistin in içerisinde de Hamas ve el Fetih arasındaki sorunların giderilmesi gerekmektedir. İsrail in kuruluşundan günümüze dek devam eden ve şimdiye kadar çözümü bekleyen Filistin meselesinin 3 farklı boyutu mevcuttur. Bunlar sırasıyla Kudüs, Batı Şeria ya Yahudilerin yerleşmesi sorunu ve Filistinli mültecilerinin mevcudiyetidir. Söz konusu sorunlar Filistin meselesinin önemli yapı taşını oluşturmaktadır. Filistinlilerin üçüncü intifada başlatması oldukça zor olduğu söylenebilir. Çünkü Filistin de Arafat gibi böylesi bir eyleme liderlik yapan bir öncünün olmadığını söylemek yanlış olmaz. Ayrıca Arap ülkelerinde de üçüncü intifadayı maddi, manevi ve silah desteği yapmak anlamında kullanacak bir hükümetten söz etmek mümkün görünmektedir. Orta Doğu da bir taraftan Suriye iç savaşında ve DAEŞ terör örgütüyle mücadelenin sonuna gelinmesi, Körfez ülkeleri arasındaki krizler, Suudi Arabistan-İran ın Yemen deki dolaylı olarak savaşı ve diğer taraftan Trump ın onayladığı Kudüs kararı bölgesel dinamikler açısından yeni dönemeçlere işaret ettiğinden iyi tahlil edilmelidir. Özetlemek gerekirse, İsrail ve ABD ye karşı tepkinin boyutunun yalnızca şiddetle kınama bildirileriyle sınırlı kalmaması gerekmektedir. İsrail e tepkilerin verilmesiyle beraber Tel Aviv yönetimiyle ekonomik ilişkilerin kesilmesi gibi somut adımlar da atılmalıdır. Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ve İslam ülkelerinin ABD ile imzaladıkları ekonomik, askeri ve silah anlaşmalarını tek taraflı olarak askıya almaları veya iptal etmeleri gibi baskı unsurları düşünülebilir. Aksi takdirde ne İsrail e ne de Trump Yönetimine yönelik kınamalardan herhangi bir netice alınması beklenmemelidir.

Trump ın Kudüs Kararı ve Avrupa nın Petrol Kaygısı Sayfa 7 BİLGESAM Hakkında BİLGESAM, Türkiye nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olarak 2008 yılında kurulmuştur. Kar amacı gütmeyen bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak BİLGESAM; Türkiye deki saygın akademisyenler, emekli generaller ve diplomatların katkıları ile çalışmalarını yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası gündemi yakından takip eden BİLGESAM, araştırmalarını Türkiye nin milli problemleri, dış politika ve güvenlik stratejileri, komşu ülkelerle ilişkiler ve gelişmeler üzerine yoğunlaştırmaktadır. BİLGESAM, Türkiye de kamuoyuna ve karar alıcılara yerel, bölgesel ve küresel düzeydeki gelişmelere ilişkin siyasal seçenek ve tavsiyeler sunmaktadır. Yazar Hakkında Mart 2011 de BİLGESAM Ortadoğu Araştırmaları Uzmanı olarak başlamış olduğu görevine, 1 Eylül 2015 tarihinden beri Araştırma Koordinatörü olarak çalışmalarına devam etmekte olan Ali Semin, Orta Doğu siyaseti, Türkiye nin Ortadoğu politikası, Türk-Irak ilişkileri, Irak ın iç ve dış politikası, kuzey Irak ın siyasi yapısı, Türkmenler, Iraklı Kürtlerin bölgesel ve küresel güçlerle ilişkileri, Körfez ülke- leri, İran, Suriye, Libya, Mısır, Tunus, Filistin sorunu, Hizbullah ve Hamas konularıyla ilgilenmek- tedir. Semin, 2012 yılından itibaren Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler doktora programına devam etmektedir.