İmam Muhammed Zahid el-kevseri Kimdir? Çarşamba, 08 Ekim :24

Benzer belgeler
TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

YALOVA ÜNİVERSİTESİ - SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Question. Muhammed b. el-hasan el-saffar, müfevvizenin temsilcilerinden miydi?

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

T.C. VELÎ SEMPOZYUMU. Prof. Dr. Ali Rafet ÖZKAN KASTAMONU

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Es-Seyyid Eş-Şeyh Abdülkadir El Abri Hazretleri

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa.

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERİSTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ HAZIRLIK SINIFLARI (NORMAL VE İKİNCİ ÖĞRETİM) GÜZ MAZERET SINAV PROGRAMI

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ENSTİTÜ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

USUL/FIKIH TARTIŞMALARI

Nihat Uzun, Hicrî II. Asırda Siyaset-Tefsir İlişkisi, Pınar Yay., İstanbul, 2011, 302 s.

İçindekiler. Kısaltmalar 13 GİRİŞ I. ÇALIŞMANIN KONUSU VE AMACI 15 II. İÇERİK VE YÖNTEM 16 III. LİTERATÜR 17

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Abdestte başı mesh etmenin şekli

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

İmam Muhammed Zâhid el-kevserî (K.s.) Pazartesi, 07 Eylül :09

T.C. BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ İSLAMİ İLİMLER FAKÜLTESİ İSLAMİ İLİMLER BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM PROGRAMI

1. Adı Soyadı: Zekeriya GÜLER 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

Sadrettin Gümüş, Seyyid Şerîf Cürcânî ve Arap Dilindeki Yeri, İstanbul: Fatih Yayınevi Matbaası, 1984, 211 s. Murat Dinler*

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

MUHAMMED BAKIR EL-MECLİSÎ NİN VE BAZI ŞİÎ ÂLİMLERİN HZ. AİŞE HAKKINDAKİ BAZI SÖZLERİ

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Hadisler Işığında Tasavvuf un İslâm daki Yeri

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

AKADEMİK YILI

Kelâm ve Mezhepler Tarihi II

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Memlüklerin Son Asrında Hadis -Kahire Halit Özkan

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

FAKÜLTEMİZ. Fakültemizin vizyonu ise uluslararası

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Rahman ve Rahim olan Allah ın adıyla.

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

Kûfe nin Yetiştirdiği Mütebahhir Bir Âlim: İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe

YÖNETMELİK. Kastamonu Üniversitesinden: KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ MUHAMMED İHSAN OĞUZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

BEDÎÜZZAMAN HAZRETLERİNİN İSİM VE ÜNVANLARI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Anlamı. Temel Bilgiler 1

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

DR.KADİR DEMİRCİ NİN ÖZGEÇMİŞİ VE BİLİMSEL ETKİNLİKLERİ (CV)

SAYILI ADIMLARLA ELDE EDİLEN MİLYONLARCA SEVAPLAR

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

TANITIM VE DEĞERLENDIRME

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HZ HATİCE İLE EVLİLİĞİ

RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ YAT FAKÜLTESİ ARA SINAV - YARIYIL SONU VE BÜTÜNLEME SINAV ÇİZE

Bundan kırk, elli sene önce ülkemizde böyle bir kötülük yoktu. Sonra iyi yetişmemiş icazetsiz kişiler kafa karıştırıcı, tahripkâr bir çığır açtılar.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

DİYOBENDİYE FIRKASI طاي فة دليو ندية

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

NAZARİYAT İslâm Felsefe ve Bilim Tarihi Araştırmaları Dergisi

İSMAİL DURMUŞ PROFESÖR

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ İLAHİYAT PROGRAMI 2015-YAZ OKULUNDA AÇILAN DERSLER

KTÜ RİZE İLAHİYAT FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM VE ARAŞTIRMA FAALİYETLERİNE İLİŞKİN RAPORDUR.

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla HİCRİ-2 YAHUDİLERLE İLİŞKİLER KAYNUKAOĞULLARININ MEDİNEDEN ÇIKARTILMASI

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- nurdan mı yaratılmıştır? İlmî Araştırmalar ve Fetvâ Dâimî Komitesi

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Transkript:

İnsanlar gibi ilmin de vatanı vardır. Hz. Adem le yeryüzüne gelen ilim, peygamberlerin bulunduğu noktalardan taliplilerinin olduğu şehirlere doğru bazen yayılmış bazen de gördüğü tazyik yüzünden hicret etmek zorunda kalmıştır. Nitekim risaletle birlikte önce Mekke, ardından Medine ilmin merkezi olmuş, ilerleyen yıllarda Küfe, Mısır, Şam gibi şehirlere de yayılan ilim, zamanla bu bölgelerden daha kuzeye doğru kaymış Merv, Serahs, Buhara, Semerkand gibi merkezlere hicret etmiştir. Moğol saldırısı, ilmin yön değiştirmesine, Anadolu üzerinden İstanbul a hicret etmesine vesile olmuştur. Alim, medrese ve kütüphaneleriyle İstanbul, geçtiğimiz asra kadar ilmin en güçlü olduğu bir kaç şehir arasında yer almıştır. Yakın dönemde İstanbul un yaşadığı acı tecrübeler ilmin, alimlerle birlikte buradan hicret etmesine ve asırların mahsulü olan zengin ilmi birikimin de zayi olmasına yol açmıştır. İstanbul un bu çerçevede kaybettiği hazinelerden biri de Meşihat ta ders vekilliği makamında bulunan Muhammed Zahid Kevserî(1879-1952) (1)dir. Kevserî istibdadın hüküm sürdüğü İstanbul da ilim ve fikir hürriyeti gibi kendi hayatının da tehdit altında olduğunu görünce, ilmî ortamın daha canlı ve özgür olduğunu düşündüğü Mısır a hicret eder. Ne var ki sahih İslami düşüncenin muarızları burada da boş durmaz, devlet erkanı nezdinde çeşitli girişimlerde bulunup Kevserî nin Mısır dan sürülmesini talep ederler; fakat bir netice alamazlar. Kevserî, İstanbul un susturulması ile İslam aleminde tek kalan Kahire de, notlarla neşrettiği yazma eserlerle, telif ettiği makale ve kitaplarla bütün İslam alemine hitap etme imkanı bulur. Yeni neslin sahih bir akide üzerine yetişmesine katkı sağlar. Farklı alim ve talebeler tarafından kendisine yöneltilen müşkil sorulara doyurucu cevaplar verir; ya da onları gerekli bilgiyi verecek kaynaklara havale eder. O, hayatı boyunca, modernite ile mücadele eden saf zihinler için kurtarıcı bilgileri sunan bir sığınak, kıymetli kitapları barındıran bir kütüphane işlevi görür. İslami ilimler hafızı olarak, medeniyete muhafızlık yapar. 1 / 7

Mısır a (1922) hicret etmesinden sonraki süreçte hadisten kelama, fıkıhtan tarihe, akaitten tasavvufa kadar bir çok alanda telif ve tahkik ettiği eserlerinde tecdid ve ıslah kavramları adı altında yürütülen dayatmacı yaklaşımı reddeder. İslam ın özünden uzaklaşmaya sebep olan yenilenmenin dini tahrif etmek anlamına geldiğine vurgu yapan Kevserî, yenilenmenin dinin özünden taviz vermeden İslami prensipler çerçevesinde olması gerektiğini savunur. Kevserî, fıkıh ve hadiste imam seviyesinde, diğer ilimlerde de ileri derecede bilgiye sahipti. İbn Cerîr et-taberî için söylenen şu ifadeleri Onun için de kullanmak mübalağa olmayacaktır: O Kur an a o derece vakıftı ki (tefsir yaparken) muhatapları onu, bütün zamanını Kur an a adamış bir müfessir(2), (hadis rivayet ederken) sadece hadis bilen bir muhaddis, fıkıhta sadece fıkıh bilen bir fakih, nahivde sadece nahiv bilen bir dilbilimci ve hesapta ondan başka bir şey bilmeyen bir hesap uzmanı zannederlerdi. (3) Üstad Muhammed Avvame yukarıdaki teşbihi destekler mahiyette şöyle demektedir: Kevserî ilmi yükselten adamdır. Hem hadiste hem usulde büyük bir muhakkiktir. Mezhepte, mukayeseli fıkıhta, akidede, eski ve yeni felsefede, edebiyât, şiir, tarih, bunun yanında ahlak, tasavvuf ve seyr sulûk ta, imamdır. (4) Ebû l-vefa el-afganî, onu muhakkik alimler için kullanılan, aynı zamanda da kişinin ihtisas alanı ile alakalı bilgi veren şu vasıflarla zikreder: Allâme, Muhakkik, Mudakkik, el-fakîhu l-kebîr, el-muhaddisu ş-şehîr Mevlanâ Şeyh Muhammed Zahid el-kevserî (5) benzer ifadeleri birkaç fazlasıyla Kevserî nisbesiyle anılmakla iftihar eden Ebû Gudde de kullanır.(6) 2 / 7

Ezher Üniversitesi Arap Dili Fakültesi dekanı Muhammed Receb el-beyyumî temel İslami ilimlere vukûfiyeti, yazdığı konularda doyurucu bilgiler vermesi, ilmi tek başına omuzlayacak kudreti haiz olması, akranlarına göre üstünlüğü gibi özelliklerinden dolayı Onu; Raviyetü l-asr Eminü t-türasi l-islâmî (7) olarak niteler. Kevserî nin bihakkın takdir edilemediğinden şikayet eden Muhammed el-bennûrî, çeşitli dergilerde tab edilen makale ve mukaddimelerini bir araya getirmek istediğini, bunu merhuma da arz ettiğini söyler. Bennûrî, daha sonra Rıdvan Muhammed Rıdvan ın bir araya getirip tab ettiği Makâlât a yazdığı mukaddimenin ilk sayfasında Kevserî ye atıfta bulunmak maksadıyla İbn Sa d ın Tabakât ından büyük tabii Mesruk un Abdullah b. Mes ud hakkındaki bir değerlendirmesini nakleder. Mesruk şöyle demektedir: Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) nün çok sayıda ashabı ile birlikte oldum. Benim nazarımda onlar kendilerinden insanların su ihtiyaçlarını giderdikleri göller (ihâz) gibiydiler. Şöyle ki: O göletlerden bazısı bir, bazısı iki, bazısı on kişinin susuzluğunu giderecek çapa sahipti. Yine bazıları vardı ki, bütün yeryüzü halkı onun başında toplansa hepsini suya kandırıp geri gönderir. Bana göre Abdullah b. Mes ud (radiyallahu anh), böyle bir göldür. Bennurî devamla şöyle der: Bu değerlendirme günümüzün Muhakkiku l-asr ı (asrın muhakkiki) Zahid el-kevserî ye tam uymaktadır.(8) Üstat Muhammed Avvame; Allah Teala nın ilim için yarattığı adam olarak nitelediği Kevserî ile alakalı Halep müftüsü Esad el-ebedî nin; İki yüz senedir dünyaya Onun gibi bir alim gelmemiştir. dediğini nakletmektedir. Yine Mustafa Zerka nın da şöyle dediğini bildirmektedir: Allah Teala bu ümmete zaman zaman istisnai kişiler gönderir. İşte Kevserî de onlardandır. İlim bazen azalır; yer yüzünden çekilir; bu istisnai kişilerle tekrar yükselir. (9) Mustafa Sabri Efendi de Kevserî gibi bir ders vekiline sahip olduğundan dolayı muasırları olan 3 / 7

şeyhulislamlara karşı iftihar eder. O, Fatih Medreseleri nin Ezher e karşı Te nibu l-hatîb ve en-nüketu t-tarîfe gibi her türlü övgüye layık eserlerin müellifini yetiştirmek ve müderris olarak bağrında tutmakla haklı bir gurura sahip olduğunu söyler. Yine Kevserî yi, hadis ve fıkıh okyanusunda benzeri olmayan dalgıç olarak niteler.(10) Kevserî yi tasvib edenler gibi, insaflı bir şekilde eleştirenler de Onun ilmi ehliyetini takdir etmişlerdir. Nitekim Ona karşı et-tenkîl i kaleme alan Muallimî(11), tahkikli olarak neşrettiği İbn Ebî Hatim er-razi nin el-cerh ve t-ta dil ine yazdığı mukaddimenin sonlarında şunları söyler: Büyük alim üstat Muhammet Zahid el Kevserî Allah ömrünü uzatsın- Takdimet-ü Cerh ve t-ta dil in İstanbul daki Murat Molla kütüphanesinde bir nüshasının bulunduğunu bildirmektedir. Allah ondan razı olsun, Allah onu ilme hizmette ve ilmi yaymada muvaffak eylesin. (12) Muhammed Ebû Zehre (1898-1974) de, el-imâmu l-kevserî başlıklı makalesinde Ondan 11 defa imam (13) olarak bahseder. Kevserî yi tenkit eden mutaassıb kişiler ilmi kudreti karşısında yetersiz kaldıklarını fark edince hiçte ilmi olmayan bir yola başvurup Onu İbn Ebî Şeybe, Hatib el-bağdadî, Cüveynî gibi alimlerin eserlerinin İmam Ebû Hanife ile alakalı bölümlerine(14) reddiye yazması ve bir haksızlığın giderilmesini temin etmesinden dolayı mutaassıb olarak itham ederler. Kevserî nin reddiye yazdığı alimler arasında yer alan İbn Ebî Şeybe; el-musannef adlı eserinde İmam Ebû Hanîfe nin hadislere muhalefet ettiğini özel bir bölümde sıraladığı 125 konuda 4 / 7

isbatlamaya çalışır. Kevserî, el-musannef in Ebû Hanife ile ilgili bölümü tab edilince haksız ithamlara cevap vermeyi ihkak-ı hak görür ve en-nüketu t-tarife (15) yi kaleme alır. Fakat Ezher Şeyhi Mustafa Abdurrezâk a verdiği raporda Ezher de okutulmasını istediği kitaplar arasında İbn Ebî Şeybe nin el-musannef ini de zikreder.(16) Onun bu teklifi, tenkit ettiği alimlere karşı mutaassıb bir tavır içinde olmadığını göstermektedir. el-bağdadî de, Tarih-u Medineti s-selam/bağdat adlı hacimli eserinin XV. cildinde; Eğer Allah Resulü bana ya da ben Ona yetişseydim, muhakkak ki peygamber bir çok görüşümü kabul ederdi. (17) ; gibi hiçbir müslümanın söyleyemeyeceği ifadeleri Ebû Hanife ye isnat eder. Yine Ebu Hanife biyografisinin son bölümünde İmam ın Deccal olduğunu iddia eden rivayetleri(18) nakleder. Kevserî nin, yukarıdaki itham ve iddiaların sahibi el-bağdadî ye, Te nibu l-hatib adlı eseriyle cevap vermesi ya da Köpek derisinden yapılan elbise içerisinde, şarapla abdest alıp ardından da işte bu Hanefîlere göre caiz olan namazdır. diyen el-cüveynî ye karşı İhkâku l-hakk (19) ı kaleme alması ilmi kudrete sahip mutedil her alimin ilim adına ifa etmesi gereken bir vazifedir. Ayrıca O, bu reddiyeleriyle, Ebû Hanife karşıtı kitapları mezhepsizlik hareketinin gerekçeleri arasında gösterip masum insanları ideolojilerine taraftar yapmak isteyenlerin istismarlarının da önüne geçmeyi amaçlamıştır. Bunda başarılı da olmuştur.(20) Kevserî etraflı bir ilmin yanında son derece güçlü bir hafızaya da sahipti. İstanbul ve Şam da mütalaa ettiği yazma eserler, üzerinden yıllar geçmesine rağmen neyin nerede olduğunu birkaç gün önce mütalaa etmiş gibi hatırlar, talebelerine naklederdi. Alimlere ait değerlendirmeler ve Ebû Zehre nin notlarla çevirisini yaptığımız makalesi Kevserî nin ulema nezdindeki yerinin neresi olduğunu tayin etme hususunda önemlidir. 5 / 7

Kevserî nin keşfedilmesi, İstanbul un bir asır önceki ilmî birikiminin ve İstanbul dan yaşanan beyin göçünün ne derece kapsamlı olduğunun anlaşılmasına da vesile olacaktır. Hiç şüphesiz İstanbul, hicret eden alimlerle kaybettiği ilmî kimliğini ancak onların mirasına sahip çıkan nesli yetiştirerek kazanacaktır.... Dipnotlar: 1: 1879 yılında Düzce de babası Hacı Hasan Efendi adıyla anılan köyde dünyaya gelen Muhammed Zahid el-kevserî ilk tahsilini şehrin alimlerinde yaptı. Eğitimine devam edebilmek amacıyla 1893 yılında İstanbul a gitti. 1906 da Fatih Camii nde ders vermeye başladı. Daha sonra Kastamonu da kurulan medreseye tayin edildi. Üç yıl sonra zorlu bir deniz yolculuğunun ardından İstanbul a ulaşan Kevserî ders vekili sıfatıyla Beyazıd Medresesi nde dersler verdi. 1922 yılında ailesine dahi bildiremeden Mısır a hicret etmek zorunda kaldı. Ezher Üniversitesi yakınlarında ikamet eden, özel dersleri yanında telif ettiği eserleriyle de ilim dünyasını derinden etkileyen Kevserî 1952 de Kahire de vefat etti, Karafe Kabristanlığına defn edildi. Bkz. Ahmed Hayrî, el-imamu l-kevserî, Kahire, 1999., 2: Yani tadat edilen ilimlerde o derece etraflı bilgi sahibi idi ki, muhatapları Onu bütün zamanını sadece bir ilme ayırmış zannederlerdi., 3: İbrahim Muhammed Selkînî, Hayatu t-taberî, (el-imamu t-taberî içerisinde), Beyrut, 2001, s. 37., 4: İhsan Şenocak, Muhammed Avvame: İmam Zahid Kevserî ile Alakalı Her Türlü Soruyu Cevaplamaya Hazırım, İnkişaf Dergisi, Bahar, 2008, sy. 9, s. 39., 5: Ebû Bekr Muhammed es-serahsî, Usûl, (Ebû l-vefâ el-afganî nin takdim yazısı), Beyrut, 1993, I, 8., 6: Zafer Ahmed et-tahânevî, Kavâid fî Ulûmi l-hadîs, (Ebû Gudde nin takrizi), Kahire, 2000, s. 13., 7: Muhammed Zahid el-kevserî, Mukaddimâtü l-imam el-kevserî, (Muhammed Receb el-beyyumî nin takdim yazısı), Beyrut, 1997, s. 19 vd.., 8: el-kevserî, Makâlât, (Muhammed Yusuf el-bennûrî nin takdim yazısı), Kahire, ty., s. 3., 9: Şenocak, a.g.e., s. 39., 10: Bkz. Mustafa Sabri, Mevkifu l-akl-i ve l-ilm-i ve l-alem min Rabi l-alemîn, (Dip. not: 1-2) Beyrut, 1981, III, 393., 11: et-tenkîl le alakalı değerlendirmeler için bkz. Şenocak, a. g. e., s. 34-36., 12: Şenocak, a. g. e., s. 34-35., 13: Hafız, hüccet ve hakim kavramlarını ihtiva eden alime imam denir. İmam, müçtehit anlamında da kullanılmaktadır., 14: Cüveyni nin Müğîs ul-halk fî Tercîhi l-kavl il-hakk adlı eseri müstakil bir kitaptır., 15: el-kevserî, en-nüketu t-tarîfe fi t-tahaddüs-i an Rudûd-i İbn Ebî Şeybe alâ Ebî Hanîfe, Kahire, 1365., 16: el-kevserî, Makâlât, a.g.e., s. 485., 17: Bağdadi, a.g.e., XV, 532., 18: Bağdadi, a.g.e., XV, 532., 19: el-kevserî, İhkâku l-hakk bi İbtâli l-batıl fî Müğîsi l-halk, Kahire, 1988., 20: Ebû Hanife ye yöneltilen eleştiri ve ithamların tahlil ve cevabı için bkz. İhsan Şenocak, Bütün Zamanların Müctehidi: Ebû Hanîfe, 6 / 7

İnkişaf Dergisi, Haziran-Ağustos, 2006, sy. 6, s. 23-26. 7 / 7