İSMAİL HİKMETÎ AND HIS DİVAN



Benzer belgeler
ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

1. HAYATI ESERLERİ Divan Vâridât Ankâ-yı Meşrık Devriyye-i Ferşiyye...17

Hacı Bayram-ı Velî nin Torunlarından Şair Ahmed Nuri Baba Divanı ndan Örnekler, Ankara Şehrengizi ve Ser-Güzeşt i

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

Get to know Hodja Dehhânî Through Other Poet s Poems:

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

ÖZ GEÇMİŞ II. Akademik ve Mesleki Geçmiş

MUHİBBÎ (KÂNÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN) DİVANI NIN İKİ YENİ YAYINI TWO NEW PUBLICATIONS OF MUHIBBÎ S (SULEIMAN THE MAGNIFICENT) DIVAN

İNTİHÂL Mİ MAHLAS DEĞİŞİKLİĞİ Mİ? ZİHNÎ VE ZÎVER DİVANLARI ÜZERİNDE BİR İNCELEME

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

Revak Kitabevi, 2015 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Sertifika No: Revak Kitabevi: 30 Bektaşîlik Serisi: 4. Fakrnâme Vîrânî Abdal

ÖZGEÇMİŞ. II. (Link olarak verilecektir.)

ġaġr VE YAZARLAR SÖZLÜKLERĠNDE MADDE BAġLARININ ĠÇERĠK PLANI VE CAHĠT SITKI TARANCI ÖRNEĞĠ Erdoğan BOZ ÖZET

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

MERSİN İL MÜFTÜLÜĞÜ 2015 YILI RAMAZAN AYI VAAZ VE İRŞAT PROGRAMI VAİZİN

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Prof. Dr. Sabahattin KÜÇÜK

ÖZ GEÇMİŞ. Çalıştığı Kurum : Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğrenim Durumu : Doktora

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

YRD. DOÇ. DR. ABDÜLKERİM GÜLHAN /4508.

Hoca Abdülkadir e Atfedilen Terkipler Erol BAŞARA *

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 13.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Velî Sultan Veled

BAYRAM Yavuz, XIV-XV.Yüzyıl Gazel Şerhleri, Klâsik Çağlar Boyunca Gazel Şerhleri, Kriter Yay., İstanbul 2009, s

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Karahanlı Eserlerindeki Söz Varlığı Hakkında

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İslâmî Türk Edebiyatı Sempozyumu

SÂMİHA AYVERDİ KİMDİR? Hazırlayan: E. Seval YARDIM

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Müşterek Şiirler Divanı

RESTORASYON ÇALIŞMALARI

S A I15 NUMBER Y I L08

HAYALİ, EFSANEVÎ VARLIKLAR VE İLİMLER

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Pir Sultan ABDAL. Sana kıyanlar tarihin kara sayfalarında, sen ise milyonların kalbindesin Ey Ali Aşığı Pir Sultan

ZÂTÎ'NİN "HAZER ET" GAZELİ

Öğr.Gör. Abdülkadir DAĞLAR

PROF. DR. MESERRET DĐRĐÖZ

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

Âmil Çelebioğlu nun Ölümü İçin Yazılanlardan

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

XIX. YÜZYIL ANTEPLİ MUTASAVVIF ŞAİR MAHREMÎ VE DİVANI NDA HAKİKÎ AŞK VE HAKİKÎ SEVGİLİ TEZAHÜRLERİ

ABOUT DİVANS PUBLISHED IN THE REPUBLICAN PERIOD OF TURKEY-III

Doç. Dr. Mustafa Alkan

Yayın Değerlendirme / Book Reviews

VEDAT ALİ TOK, ESKİMEYEN TÜRK EDEBİYATI ÜZERİNE MÜLAKATLAR, LAÇİN YAYINLARI, 2007 KAYSERİ, 209s.

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

SULTAN VELED DİVANI (ÇEV. PROF. DR. VEYİS DEĞİRMENÇAY) ŞEYDA ARISOY

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

TASAVVUF KÜLTÜRÜ EĞİTİMİ PROGRAMI 23 Ocak-1 Mart 2017, İstanbul. Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü

Kitap Değerlendirmeleri. Book Reviews

ÖZGEÇMİŞ. Yabancı Diller İngilizce (KPDS 2011/71.25), Arapça (Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı mezunu)

GRAMMAR BOOKS ON AHMET CEVDET PASHA

T.C. GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YÖNETİM BİRİMİ FEF BESNİLİ SIDKÎ BABA HAYATI VE DİVANI. Doç. Dr. Halil İbrahim Yakar

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

Doç.Dr. ŞEVKİYE KAZAN NAS

XIX. YÜZYIL MUTASAVVIF ŞAİRLERİNDEN AYINTABLI SIRRÎ ve DİVANI

ŞANLIURFA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ YAYINLARI. Konusu: Urfa Üzerine Yazılmış Şiir Seçkisi

Ömer Yılmaz, Geçmişten Günümüze Tasavvuf ve Tarîkatlar, Akçağ Yayınları, Ankara 2015, 1. Baskı, 431 sayfa. ISBN:

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ I (BEYİTLERLE KURULANLAR)

1. Yıldız, Musa ve diğ., Arapça Tekâmül Kursu Ders Kitabı, Kara Kuvvetleri Lisan Okulu, İstanbul 2000.

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

GÜLŞEHRİ NİN MANTIKU T-TAYRI (GÜLŞEN-NÂME)

Doç. Dr. KAPLAN ÜSTÜNER İN ÖZGEÇMİŞİ VE YAYIN LİSTESİ

Ben Gelmedim Dava İçin...

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

EK-3 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı : Abdulkuddüs BİNGÖL 2. Doğum Tarihi : 28 Mart Unvanı : Prof. Dr. 4. Öğrenim Durumu : Doktora 5.

MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PDR ANA BİLİM DALI 2018 BAHAR YARIYILI TÜRK EĞİTİM TARİHİ DERSİ İZLENCESİ

İstanbul da Kurulan Cumhuriyetin İlk Milli Hemşirelik Okulu Kızılay Hemşirelik Lisesi

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

1 OCAK- 30 HAZĠRAN 2009 DÖNEMĠNE AĠT KONSOLĠDE OLMAYAN FAALĠYET RAPORU

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bugün mihman gördüm gönlüm saz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz. Kalktı gam kasavet bahar yaz oldu. Mihman canlar bize safâ geldiniz

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

ÖZGEÇMİŞ. : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. : :

KUBBEALTI SOHBETLERİ

ALEVİ-BEKTAŞİ GELENEĞİNDE ŞİİR YAZAN ANTEPLİ TEKKE ŞAİRLERİ

Mehmet Akif Ersoy; Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın! Mısralarını şehitlerimize, gazilerimize, en

Yeni Türk Edebiyatında Kadıköy. 1. Adı Soyadı: Haluk ÖNER. 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd. Doç. Dr.

AHMEDÎ ve DÂSİTÂN-İ TEVÂRİH-İ MÜLÛK-İ ÂL-İ OSMAN

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ...9 GİRİŞ... Osman Horata 11

Erzurumlu İbrahim Hakkı (Rahmetullahi Aleyh)

AKADEM K MAKALELER. M. Esad Coflan

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

Temel İslâm Bilimler BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ali TENİK Tasavvuf Anabilim Dalı

Doktora Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Transkript:

- International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 7/3, Summer 2012, p. 2287-2298, ANKARA-TURKEY İSMAİL HİKMETÎ VE DİVANI ÖZET Fatih SONA * 18. yüzyılda Osmanlı Devleti eski gücünü kaybetmeye başlamıştır. Bu yüzyılda Osmanlı Devleti nin batılı devletlerden geri kaldığı ortaya çıkmış; ancak kültür ve edebiyat hayatı bu gerilemeden pek etkilenmemiştir. Bu asırda edebiyatın gelişiminde bir değişiklik olmamış, bunun yanında İran tesiri azalmıştır. Bu dönemdeki şairlerden birisi de İsmail Hikmetî dir. Şair, Edirne de yaşamıştır. M.1741 yılında Edirne de vefat eden Ahmed Sâkî nin halifesi olmuştur. İsmail Hikmetî nin Divanı yanında Tuhfe-i Nâ-dîde isimli bir eseri vardır. Şair, Tuhfe-i Nâ-dîde isimli eserinde İbrahim Şâhidî nin Tuhfe sinden etkilenmiştir. Bu eserde çeşitli Farsça kelimelerin anlamı verilmiştir. İsmail Hikmetî Divanı nın bugünkü bilgimize göre dört nüshası vardır. Bu nüshalar Amerika Birleşik Devletleri Princeton Üniversitesi Kütüphanesi nde, Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi nde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı Osman Ergin Yazmaları bölümünde ve Süleymaniye Kütüphanesi Uşşaki Tekkesi bölümünde bulunmaktadır. Divanın ilk kısmında dibâce vardır. Eserde 131 kaside, 430 gazel, 38 murabba, 11 muhammes, 10 müseddes, 6 müsemmen, 2 muaşşer, 3 kıta, 3 mesnevi, 11 müfred olmak üzere 645 manzume vardır. Hikmetî Divanı nda din ve tasavvuf önemli bir yer tutar. Divanda tasavvufa ait terimlere, kelimelere ve tamlamalara yer verilmiştir. Şair, şiirlerinde yer yer beşeri aşkı da işlemiştir. İsmail Hikmetî, 1773 yılında Edirne de vefat etmiştir. Bu makalemizde İsmail Hikmetî nin hakkındaki bilgileri değerlendirdikten sonra, onun eserlerinden yola çıkarak kendisini bilim dünyasına tanıtmaya çalışacağız. Anahtar Kelimeler: 18. yüzyıl, İsmail Hikmetî, Divan, Tuhfe-i Nâdîde, Şiir. İSMAİL HİKMETÎ AND HIS DİVAN ABSTRACT The Ottoman Empire started to regress in the 18th century. The Ottoman Empire felt behind the western states in this century. However we cannot say the same thing for culture and literary life. The evolution of literature wasn t change in this century. The influence of Iran on literary life decreased. A notable example of poets in this century was Ismail Hikmeti. He lived in Edirne and became successor of Ahmed Saki who died in 1741. He wrote his great work Divan and named * Dr. Gazi Üniversitesi, El-mek: fatihsona@yahoo.com

2288 Fatih SONA Tuhfe-i Na-dide. The poet was influenced Ibrahim Sahidi s Tuhfe. It was given meaning of various Persian word in this Divan. We know there are four copies of İsmail Hikmeti s Divan. One of these copies is Princeton University Library in USA, one of these copies Yapı Kredi Sermet Cifter Researching Library, one of these copies is in Istanbul Metropolitan Municipality Ataturk Library Osman Ergin Manuscripts Department and one of these copies is in Suleymaniye Library, Lodge of Ussaki. There are 645 poems in the book consisting of dibace, 131 kaside, 430 gazel, 38 murabba, 11 muhammes, 10 museddes, 6 musemmen, 2 muasser, 3 kıta, 3 mathnawis, 11 mufred. Religion and sufism cover significant part in his Divan. The term words and explanations of sufism are used in his Divan. The poet occasionally wrote human love in his poetries. He passed away in 1773 in Edirne. In this article, we aim to analyze his literary pieces and introduce him to literary world. Key Words: 18th century, İsmail Hikmetî, Divan, Tuhfe-i Nâ-dide, Poem. Osmanlı Devleti, 18. yy.da askeri ve siyasi yönlerden eski gücünü kaybetmeye baģlamıģtır. Bu yüzyılda Osmanlı Devleti nin batılı devletlerden geri kaldığı ortaya çıkmıģ, reform çalıģmaları padiģahlar değiģse de devam etmiģtir. 1 18. yüzyılda siyasi, iktisadi hayatta kendisini hissettiren gerilemeye karģılık, bilim, kültür ve edebiyat hayatı bu çöküntüden fazla etkilenmemiģtir. 2 Bu asırda edebiyatın umumi tekâmülünde bir değiģiklik olmamıģ, divan Ģiiri estetiğinin lüzum gösterdiği bütün teferruata dikkat edilerek geleneğe bağlı kalınmıģtır. Bu asırda edebiyatımızda Ġran tesiri zayıflamıģ, artık geçen asırların büyük Türk üstatlarının eserleri örnek alınmaya baģlanmıģtır; çünkü bu üstatlar yetiģtikleri bu edebiyatın sanat anlayıģı içinde kendilerine örnek aldıkları Ġran modelleriyle aynı mükemmeliyette eserler meydana getirmiģlerdir. 3 Bu dönemdeki Ģairlerden birisi de Ġsmail Hikmetî dir. Biz de bu makalede Ġsmail Hikmetî yi bilim âlemine tanıtmaya çalıģacağız. ġairin adı ve mahlasıyla ilgili bilgilere divanında yer alan bazı beyitlerde ve Princeton Üniversitesi nüshasının baģında yer alan açıklamada rastlamaktayız. Hikmetî, bir münâcât olan 125. Ģiirinin sekizinci beytinde sabır ve kaza mahfilinde ismi Ġsmail iken Hikmetî adını kendine mahlas olarak seçtiğini söylemektedir: Maófil-i ãabr u úaøàda ismim İsmÀèìl iken Óikmetì adıñ baña ad eyleyen senden meded [G.]125/8 4 Princeton Üniversitesi nüshasının baģında Bu divan, Hikmetî Ġsmail Efendi merhumun divanıdır. denilmekte, Süleymaniye Kütüphanesi Hüdayi Efendi bölümündeki tomarda Ģair 1 Ġsmail Hakkı UzunçarĢılı. Osmanlı Tarihi, XVIII. yy., C. VI,Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1983. 2 Ahmet Atilla ġentürk-ahmet Kartal. Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Dergah Yay., Ġstanbul 2004, s.400. 3 Hasibe Mazıoğlu. Nedim in Divan Şiirine Getirdiği Yenilik, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1957, s. 3. 4 Bu makalemizde kullanmıģ olduğumuz beyitler hazırlamıģ olduğumuz doktora tezindeki divandaki sayılardır. ġiir sayıları orijinal metinden bozulmamıģ, nazım Ģekilleri ise gösterilmiģtir. Bkz: Fatih Sona. İsmail Hikmetî ve Dîvânı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara 2012.

İsmail Hikmetî ve Divanı 2289 Ġsmail Hikmetî Efendi diye adlandırılmaktadır. 5 Hikmetî dir. Buna göre Ģairin adı Ġsmail, mahlası da Tezkirelerde Ģaire ait herhangi bir bilgi bulunmamasına rağmen değiģik kaynaklarda onun hakkında bilgilere ulaģmaktayız. Hikmetî Ġsmail Efendi, Ahmed Sâkî 6 nin halifesi olup Edirne de dünyaya gelmiģtir. 7 Hüseyin Vassaf, Ġsmail Hikmetî hakkında bize Ģu bilgiyi verir: Ahmed Sâkî Baba nın halifesidir. Tarîk-i GülĢenî den Ģeyhim merhum ġuayb ġerefeddîn efendimin bir mektubunda nakil buyurdukları nutuk, müģarün-ileyh Hikmetî merhumundur ki, onda müstahlef-i ġeyh Sâkî yim diyor. 8 Ġsmail Hikmetî nin divanında Ahmed Sâkî ile ilgili beyitler dikkat çekici niteliktedir. ġeyhi ve mürģidi Ahmed Sâkî olup; o, Hikmetî ye aģk Ģarabını, ölümsüzlük suyunu içirmiģ; Ģair, ondan feyz almıģtır: Daòì hem şeyòimiz mürşìdimizdir Aómed-i SÀúì İçirdi càm-ı mey Àb-ı óayàtı ãan yedi deryà [K.] 8/36 Ġsmail Hikmetî nin divanını incelediğimizde Edirne ve Ġstanbul un çeģitli semtlerinden bahseden Ģiirleri bulunmaktadır. Hikmetî, Ġstanbul Bakırköy Ġncirli de kestane silkip, Beykoz daki Kanlıca semtinde kızılcık bağlarında gezmektedir. Edirne nin Uzunköprü ilçesinin bir köyü olan Kırkkavak ta, Beyoğlu Fındıklı ve Üsküdar Fıstıklı da haset yılanları yoktur. ġairin dostları Çamlıca da oturmaktadır: Úarye-i İncìrlide kestànesin silkip döküp Úanlıca dostum úızılcıú bààların úan etmede Úırúúavaú Fındıúlı Fısdıúlıda yoú màr-ı óasÿd Ehl-i Beyúozdan hele tenfìr-i yàràn etmede Mevsim-i deryà vü ãaórà-yı çemen-àrà olup Şimdi aóbàb Çamlıca semtinde iskàn etmede [K.]517/91-3 5 Ġsmail Hikmetî. Divan, Amerika BirleĢik Devletleri, Princeton Üniversitesi, Garrett Collection Yahoda Series Ottoman Turkish, Yz. 1979; Süleymaniye Kütüphanesi, Hüdayi Efendi Bölümü, 1098 nolu tomar, s. 22. 6 Ahmed Sâkî, Edirne de Safveti Efendi nin Ġstanbul a gitmesi üzerine Edirne de yer alan Salı Tekkesi nin baģına geçen UĢĢâkî Ģeyhidir. Ayrıca Ahmed Sâkî, Hamdî-i Bağdâdî nin halifelerindedir. M. 1741 yılında vefat etmiģtir. Selami ġimģek. Osmanlı nın İkinci Başkenti Edirne de Tasavvuf Kültürü, Buhara Yay. Ġstanbul 2008, s. 124. 7 Selami ġimģek. a.g.e., s. 124 8 Osmanzade Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliya, C.4, (Haz. Mehmed AkkuĢ, Ali Yılmaz), Kitabevi Yay., Ġstanbul 2006, s. 400.

2290 Fatih SONA Ġsmail Hikmetî, ayrıca devrin önemli Ģahsiyetleri olan Koca Ragıp PaĢa ya, 9 Halîmî Mustafa PaĢa ya 10 ve yaptırdığı hayır eserleriyle meģhur olan BeĢir Ağa ya 11 kasideler yazmıģtır. Ġsmail Hikmetî nin Hüdayi Efendi bölümünde olan tomar ve kendisinin 592. Ģiirinden -bu Ģiir silsilenâme-i Tarîk-i UĢĢâkî ismini taģımaktadır- yola çıkarak Hasan Hüsammeddin UĢĢakî ye kadar giden Ģeyhleri sırasıyla belirlenmiģtir. 12 Bir Ģiirinde Hikmetî, Halvetiliğin UĢĢâkî yoluna mensup olduğunu, bu yolun mürģidinin Hasan Hüsâmeddin UĢĢâkî olduğunu söylemektedir. Bu yola mensup olmakla Allahu Teala ya hamd etmektedir: èaşúı bize ãorsunlar èuşşàúì yiz èuşşàúì Bizden bizi görsünler èuşşàúì yiz èuşşàúì [Mrb.]600/1 Ġsmail Hikmetî nin vefat tarihi ile ilgili elimizde farklı bilgiler bulunmaktadır. Hüseyin Vassaf, Hikmetî nin vefat tarihini 1751 olarak vermektedir. 13 Bu tarihin doğruluğu konusunda divanda yer alan bir beyit, bizi Ģüpheye düģürmektedir. Bu beyit: Diyeler bezm-i güzellerde güzeller tàriòim Óikmetì den úaldı bu nà-dìde dìvàn seferi (1180) [K.]631/360 Bu beyit H. 1180, M. 1766 tarihini göstermekte ve bu beyit Ģairin bu tarihte hayatta olduğunu göstermektedir. Hüseyin Vassaf ın bahsettiği Süleymaniye Kütüphanesi ndeki tomarda Ġsmail Hikmetî nin H.1187 (M. 1773) yılında vefat ettiği yazılmaktadır. 14 Divanın yazıldığı M.1766 yılında Ģair hayatta olduğuna göre, tomarda belirtildiği M.1773 yılında Ģair vefat etmiģtir. 9 Ragıp PaĢa, H. 1110 (M. 1698-1699) yıllarında Ġstanbul da doğmuģtur. Ragıp Efendi, çeģitli devlet görevlerinde bulunmuģ, 5 ġubat 1741 yılında reisü l-küttablık makamına atanmıģtır. 29 ġubat 1757 tarihine ise veziri azamlığa getirilmiģtir. 7-8 Nisan 1763 tarihinde vefat eden Ragıp PaĢa, sadece iyi bir devlet adamı olarak değil nükteleri, zengin kitaplığı, hukuk bilgisi, Ģairliği ve sohbetleriyle de Ġstanbul a ve Osmanlı kültürüne katkıda bulunmuģtur. Görev yaptığı her yerde âlimler, mutasavvıflar ve Ģairlerle dostluk kurmuģ, kendisine pek çok kitap ve Ģiir ithaf edilmiģtir (TDVİA, C.34, Ġstanbul 2007, s. 403-405). 10 Halîmî Mustafa PaĢa, 1751 de baģdefterdar, 1753 de Sayda valisi olmuģ; bu sıralarda çeģitli defalar görevlerinden azledilmiģtir. 1758 de tekrar baģdefterdar olup, 1759 da Musul valisi olmuģtur. 1760 yılında Ġzmit te vefat etmiģtir. Himmeti yüce, cömert ve Ģairdir. Na Ģı Burmalı Mescid e defnedilmiģtir (Mehmed Süreyya. Sicill-i Osmânî, C.2, Tarih Vakfı Yurt Yay., Ġstanbul 1996, s. 588-589). 11 BeĢir Ağa, 17. yy. ortalarında doğmuģtur. Zamanla padiģah musahipliğine yükselen BeĢir Ağa 1705 te saray hazinedarı olur. 1713 te zamanın Darüssaade ağası Süleyman Ağa ile birlikte önce Kıbrıs ta, sonra da Mısır da ikamete mecbur edilir. Buradan Hicaz a gönderilir ve Ģeyhülharemlik makamına tayin edilir. 1717 de Ġstanbul a getirilerek Darüssaade ağası olur. Onüç yılı III. Ahmed, onaltı yılı da I. Mahmud zamanında olmak üzere toplam yirmidokuz yıl harem ağalığı görevinde bulunan BeĢir Ağa 3 Haziran 1746 da vefat eder, türbesi Eyüp tedir. Ġlim ve maarif ehlini himaye etmiģ, ayrıca pek çok hayır eseri yaptırmıģtır (TDVİA, C. 5, Ġstanbul 1992, s. 555). 12 Bu Ģeyhler sırası ile Ģöyledir: Ahmed Sâkî (ö.1741), Muhammed Hamdî Bağdâdî (ö.1723), Osman Sıdkî Efendi (ö.1699), Abdülkerîm Efendi, Halîl-i Gümülcinevî, Muhammed KeĢânî, Âlim Sinân, Ömer Karîbî Efendi, Muhammed Memi Cânverdi (ö.1599), Hasan Hüsâmeddîn UĢĢâkî, (ö.1593). 13 Osmanzâde Hüseyin Vassâf. a.g.e., C.4, s. 401. 14 Süleymaniye Kütüphanesi, a.g.t., s. 22.

İsmail Hikmetî ve Divanı 2291 Ġsmail Hikmetî nin kabrinin nerede olduğuna dair bir bilgi de yine Sefine-i Evliya da bulunmaktadır. Hüseyin Vassaf, Hikmetî nin hocası Ahmed Sâkî nin Edirne de bulunan türbesinde medfun olabileceğini belirtmektedir. 15 O, burada Ahmed Sâkî ile üç kiģinin daha olduğunu; ancak taģları yerinde olmadığı için hangi mezarın Ahmed Sâkî ye, hangi mezarın Ġsmail Hikmetî ye ait olduğunu tahmin edememiģtir. Ahmed Sâkî nin bahsedilen türbesi Ģu an bulunamamaktadır. 16 Sonuç olarak Ġsmail Hikmetî nin, Hamdî-i Bağdâdî nin halifesi olan Ahmed Sâkî nin vefatından sonra onun yerine Edirne deki Salı Tekkesi ne halife olduğunu, hayatının bir döneminde Ġstanbul a gelerek dostlar edindiğini, Ragıp PaĢa, Halîmî Mustafa PaĢa ve BeĢir Ağa ya kasideler yazdığını, 1773 tarihinde vefat ettiğini ve hocası Ahmed Sâkî nin yanına gömülmüģ olduğunu söyleyebiliriz. ESERLERİ ve MUHTEVÂ ÖZELLİKLERİ Hikmetî nin Divanı dıģında Tuhfe-i Nâ-dîde isimli bir eseri daha vardır. 1.Tuhfe-i Nâ-dîde Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmut Efendi Bölümü, 3638 numarada 217x156 mm. ölçüsünde, 8 varak, Rik a hattıyla yazılmıģtır. BaĢta Allahu Teala ya hamd ve Peygamberine salevat ile baģlamaktadır. Ġbrahim ġâhidî nin Tuhfe sinden etkilenerek yazılmıģtır. 17 Bu eserde çeģitli Farsça kelimelerin anlamları verilmektedir: Müjgân kirpikler, rûd ırmak, Ģâm ahģâm ve meģhûr bir Ģehrin adı, miyân orta maènâsına gelir. 18 2.Divan Ġsmail Hikmetî Divanı nın Ģu ana kadar bulunabilen dört nüshası vardır. Divan nüshalarında yer alan Ģiir sayıları birbirinden farklılık göstermektedir. 19 Tüm nüshalardan hareketle kurmuģ olduğumuz divanın tenkitli metninde dibâce dıģında 131 kaside, 430 gazel, 38 murabba, 11 muhammes, 10 müseddes, 6 müsemmen, 2 muaģģer, 3 kıta, 3 mesnevi, 11 müfred olmak üzere toplam 645 manzume bulunmaktadır. Divanın nüshalarında Ģiirler kasideler, gazeller diye ayrılmamıģ, redif ve kafiyelerindeki harf sırasına göre (elif, be, te) sıralanmıģtır. Biz de divanın tenkitli metnini hazırlarken Ģiirlerin sırasını bozup kasideler, gazeller diye sıralamadık. Divanın orijinal metnine sadık kaldık. Ancak Ģiirlerin nazım Ģeklini de gösterdik. 15 Osmanzâde Hüseyin Vassâf. a.g.e., C.4, s. 401. 16 Selma Özkan. Edirne Türbeleri, Trakya Ünv., Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Edirne 1995, s. 28. 17 Tuhfe-i ġâhidî, Muğlalı Ġbrahim ġâhidî Dede(ö. 1550) nin en meģhur eseridir. Tuhfe 1514 yılında kaleme alınmıģtır. Asıl sözlük kısmından önce besmele, hamdele, salvele ve sebeb-i telif gibi kısımlara sahiptir. Eser, tertip ve kelime kadrosundaki zenginlik sebebiyle, daha sonra yazılan pek çok manzum sözlüğe örnek olmuģtur. (Atabey Kılıç. Türkçe- Farsça Manzum Sözlüklerden Tuhfe-i ġâhidî, Türkoloji Araştırmaları, Sonbahar 2007, s. 516-548) 18 Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmut Efendi Bölümü, 3638, v.5a. 19 En kapsamlı ve geniģ nüsha Princeton Üniversitesi, Garrett Collection Yahoda Series Ottoman Turkish 1979 numarada bulunmakta, divanın baģında dibâce yer almaktadır. Divanda dibace, 123 kaside, 392 gazel, 33 murabba, 11 muhammes, 10 müseddes, 2 muaģģer, 1 kıta, 2 mesnevi vardır. Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi 965 numarada bulunan ikinci nüshada 109 kaside, 379 gazel, 32 murabba, 5 muhammes, 9 müseddes, 4 müsemmen, 2 muaģģer, 3 kıta, 1 mesnevi, 11 müfred vardır. Süleymaniye Kütüphanesi, UĢĢaki Tekkesi Bölümü 63 numarada yer alan üçüncü nüshada 109 kaside, 374 gazel, 31 murabba, 5 muhammes, 9 müseddes, 4 müsemmen, 2 muaģģer, 3 kıta, 1 mesnevi, 11 müfred vardır. Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları Bölümü 1545/2 numarada bulunan dördüncü nüshada ise 109 kaside, 374 gazel, 31 murabba, 5 muhammes, 9 müseddes, 4 müsemmen, 2 muaģģer, 3 kıta, 1 mesnevi, 11 müfred vardır.

2292 Fatih SONA Ġsmail Hikmetî hakkında Ģuara tezkirelerinde herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Hikmetî hakkında Hüseyin Vassaf ın Sefîne-i Evliya isimli eserinde bilgiler bulunmakta, kendisi için Saltanat-ı irfâniyye tahtına oturmuģ, safâ sürmüģ. 20 denmektedir. Fuat Köprülü ye göre mutasavvıflar, Hak ile hak olduklarından mahv u fenâ mertebesine yükselmiģ âģıklardır. Onlar vecd halindedir ve bir tasavvuf neģesiyle yaģarlar. Onların harabatı, gerçek aģkı bulanların makamıdır. Oradakiler herkesin melâmet taģlarına, zâhidlerin tel în ve tekfîrlerine ehemmiyet vermezler; fakat içtikleri Ģarab, vahdet Ģarabıdır; kalblerinde yanan aģk, ilâhî aģktır. Onlar nihayetsiz bir vecd içinde dinin Ģeklî âyinlerinde, zühd ve takvâdan ayrılmıģlar, uzaklaģmıģlardır; çünkü aģk ateģi takvâyı derhal yakıp mahveder. 21 Hikmetî nin Ģiirlerini de bu ölçülerde değerlendirmek mümkündür. O Ģiirlerini ilahi bir bakıģ açısıyla yazmıģtır. Bunu Ģiirlerinde görmekteyiz: èálem-i vaódet ilinden keårete úıldım sefer Ermeyince yàra àurbetden àınà gelmez baña èálem-i maènàda gerçi eyledim seyr-i cemàl Lìkin ol taèbìr-i rü yetden àınà gelmez baña Madde-i hey etde sırr-ı Óaú cemàlin görmede Óikmetì yim èilm-i óikmetden àınà gelmez baña [G.]42/7-9 Hikmetî, Halveti tarikatinin UĢĢakî koluna mensuptur. ġair, bu yolun kurucusu olan Hasan Hüsâmeddin UĢĢâkî den etkilenmiģtir. Kendisi onun hakkında Ģöyle demektedir: Yoú èaşúım[ız]da temkìn Bu ãabra Óıøır n etsin İrşÀd-ı ÓüsÀme d-dìn èuşşàúì yiz èuşşàúì Mrb.600/4 Hikmetî, bir Ģiirinde Yunus Emre yi dedesi gibi gördüğünü, ona benzer bir söz söylediğini ifade etmektedir. Adım Óikmet iken n oldum Dedem sırr-ı Yunus oldum Yunus dan bir kelàm úıldım O óàlim óàlidir şimdi Mrb.589/5 ġair, gene bir Ģiirinde Yunus Emre den bahsetmektedir: 20 OsmanzÀde Hüseyin VassÀf. a.g.e., C. 4, s. 401, 21 Selim Sırrı Kuru. Fuat Köprülü ve Eski Edebiyat 1: Sürekli bir Gelecek Adına Mazinin Ġnkarı, Eski Türk Edebiyatına Modern Yaklaşımlar, Turkuaz Yayınları, Ġstanbul 2007, s.232-239.

İsmail Hikmetî ve Divanı 2293 Demiş naômında Yunus Emrem ol sırr-ı velàyetle Aña óaôôı olan girsin bize yoú ol saúardan óaô K.309-3 Onun bir Ģiirinde Mevlânâ yı görüyoruz. ġairin gönlü, aģk ile âh edip ney üflemektedir: Çü MevlÀnÀ-yı dil-keş etdi çekdi demleriñ neyler Anıñçün èaşú ile derd-i derÿnum Àh edip neyler G.204/1 ġair bir Ģiirinde gene Mevlânâ nın sembolü olan neyi anmaktadır: Ney ãanma bizi neylemede ehl-i hevàyız Biz sÿz-ı dil ebnà-yı neyistàn-ı nevàyız G.265/1 Bu Ģiirlere baktığımızda onun Hasan Hüsameddin UĢĢâkî, Yunus Emre ve Mevlânâ dan etkilendiğini söylemek mümkündür. Ġsmail Hikmetî nin divanını içerik yönden makalemizde belirtmek yerinde olacaktır. Ġsmail Hikmetî nin Ģiirlerinde Allah ve peygamber sevgisini görmekteyiz. Onun Ģiirlerinde tasavvuf önemli bir yer tutmaktadır. ġaire göre tasavvuf, kalu bela zamanında Allahu Teala ya verilen sözü tutmaktır. Tasavvuf, Hakk a doğru gitmektir. Tüm fânî olan Ģeyleri gönülden atmaktır. Tasavvuf iki yüzlülüğü, kendini beğenmiģliği, büyüklük taslamayı bırakıp men arefe sırrını bilmektir. Marifette varlığı yokluğa satmaktır: RiyÀ vü èucb u kibri terk edip bil men èaref sırrın Taãavvuf maèrifetde varlıàı yoúluàa ãatmaúdır [K.]155/3 Tüm mahlûkat ve yaratılanlar esasa ait değildir. ĠĢin aslı Allahu Teala dır. Tasavvuf varlığı yok edip, yokluk denizine batmaktır. Kendini aģk içine atmaktır. Vücudunu her ayıplanacak davranıģtan, nefisten saf edip inci gibi hamd etme denizinde bitmektir: Vücÿduñ ãaf edip her nefs-i umÿr-ı meõemmetden Taãavvuf dür miåàli baór-ı taómìd içre bitmekdir [K.]155/6 Tasavvuf, kalb aynasını sevinçlerden, kederlerden uzak etmektir. Bu mülkü süsleyen seyirlerde emanetkâr olduğunu bilip, her Ģeyin Hak tan geldiğini ve yine ona döneceğini bilmektir. Hak tan özge bu feleklerde, mülklerde iģinin olmadığını bilmek, Allah dan gayrı her Ģeyden geçmek ve ilâhî âleme ulaģmaktır: İşiñ yoú Óaú dan özge bu feleklerde müluklerde Taãavvuf mà-sivà llàhdan geçip làhÿta yetmekdir [K.]155/9

2294 Fatih SONA ġaire göre vahdet-i vücûdun manası Ģudur ki Allah tan baģka hiçbirģey yoktur. Onda benlik, senlik yoktur. Yüksek ve alçak olanların hepsi birliktedir: Ne benlik var ne senlik vardır anda Úamu birlikdedir aèlà vü ednà [K.] 9/16 Budur vaódet vücÿduñ maènìsin bil Ki birdir anda yoú[dur] àayrı àavàà [K.] 9/18 ġair, vahdet gözü ile tüm varlıklara baktığında Hak tan baģka hiçbir Ģey görmemiģtir. Sadece Hakk ı görmüģtür: èayn-ı vaódetle naôar úıldım úamu eşyàsına Óaú dan özge Óaú olur bir mà-sivàsın görmedik [K.] 349/8 Gerçek âģığın hedefi Allahu Teala ya ulaģmaktır. Yoksa onun amacı cennet, huriler, kevser değildir. Öyle ki Allahu Teala ya kavuģmak olmasa kevseri bile içmez. Bu arada Allah da âsî kullarını bağıģlayarak rahmetine anlam kazandırmıģ olur: èáãì úullar olmasaydı raómeti n eyler ÒudÀ Vuãlat-ı Óaúú olmasaydı içmez èàşıú kevåeri [K.] 631/113 Gönlün muradı sevgilinin vuslatıdır. Gönül sevgiliye kavuģmak istiyorsa onun cefâsı ile sefâsını aynı bilip, onları sinesine sarması gerekmektedir: Vuãlat-ı dildàra ermekse muràdıñ ey göñül Ger cefàsın ger ãafàsın bir bilip ãar sìneye [G.] 546/2 Hikmetî, Cenab-ı Hakk a iki elini açmıģtır. Onun vuslatını dilemektedir. Buna karģılık olarak da vuslata yani Hakk a ulaģmak üzeredir: İki dest açmış CenÀb-ı Óaørete bu Óikmetì Pençe-i vuãlat ãalar senden baña benden saña [G.] 41/6 Bütün varlıklar, Allahu Teala ya kavuģmak istemektedir. Bu dünyada ve ahirette bundan daha keyifli, lezzetli bir Ģey yoktur: Cümle vàrın neş esi Óaú vuãlatıñ eyler beyàn Yoú iki èàlemde andan özge keyf [ü] iltiõàõ [G.] 132/5

İsmail Hikmetî ve Divanı 2295 Nefsin makamları vardır. Allahu Teala kendilerinden hoģnut olduğu râziye ve marziyye nidâsını eyleyince âģıkları onun dîdârına, cemâline ulaģmayı dilerler. ÂĢıkların amacı Allah a ulaģmaktır: RÀøıyye vü marøıyye nidàsıñ edecek Óaú èáşıúlarıñ ol vuãlat-ı dìdàrı dilerler [G.] 177/3 Her Ģeyden önce Allahu Teala vardı. AĢk odur, âģık odur, âģık olunan odur, yabancı yoktur. Tüm varlıkların amacı vuslatını açığa çıkarmaktır: èaşú odur èàşıú odur maèşÿú odur bì-gàne yoú Lìk bu keåretden muràdı vuãlatıñ ifşà imiş [K.] 282/10 Menzillerde vuslata lâyık olmak isteyenin aģk yoluna girip, gönül ehli olması lazımdır. Çünkü gönül ehli olmayan, vuslata lâyık olamaz: Her kim ki reh-i èaşúa girip ehl-i dil oldu Menzil-i meràtibde olur vuãlata làyıú [G.] 340/2 Hikmetî, dünyadan uzaklaģıp halvet yoluna girmeyi istemektedir. Gönlünü âlemin çokluğundan vahdete ulaģtırmaya çalıģmaktadır: FenÀdan eyleyip èuzlet ùarìú-i òalvete gir gel Göñülü keåret-i èàlemde et gel vaódeti tenhà [K.] 8/32 DerviĢ olan kiģi, insanlardan uzaklaģmıģ hırka giyip Allah a ulaģmaya çalıģmaktadır. Dünyadan vazgeçmiģtir: Dervìşi èuzlet gibi òırúa çekip òalvetdedir Başını úor dàra kendi ãunèına úurbàn olur [G.] 250/6 Bu dünya yeri matem, sıkıntı, dert ve belâ evidir. Üzüntü yeri, gurbet yolu, keder evinin makamıdır. Cihânın kadehi zehirdir, Âdemoğlu musibet yoluna tutulmuģ, giriftar olmuģtur. Hayat fânîdir, gelip geçer, gidenlerden haber gelmez. O âlem baģka bir âlemdir: Bu dünyà òàne-i cày-ı belà vü derd-i màtemdir MaúÀm-ı sicn-i miónet ràh-ı àurbet me òaõ-ı àamdır äafàsı cevrine degmez cihànıñ èişreti semdir Bu der-bend-i beliyyàta giriftàr ibn-i Ádemdir

2296 Fatih SONA ÓayÀtı fànìdir dehriñ memàtı sırr-ı ektemdir Gidenlerden òaber gelmez o èàlem başúa èàlemdir [Msd.]140/1 Hikmetî, tasavvufla bezenmiģ Ģiirlerinin yanı sıra âģıkâne diyebileceğimiz Ģiirlere de divanında yer vermiģtir: AàyÀr ile seyràn-ı cihàn eyleme ey şÿò ReftÀr ederek èarø-ı miyàn eyleme ey şÿò Öldürdü niçe èàşıúıñ ol òançer-i cevriñ Çek destini úan üstüne úan eyleme ey şÿò èuşşàú oúusun Óikmetì vaãfındaki şièriñ DìvÀnımı úoynunda nihàn eyleme ey şÿò [G.] 112/1,2,7 Hikmetî nin Ģiirlerinde harf simgeciliği örneklerine rastlamak da mümkündür. Harflerin, Ģiirlerde Ģairin niyetini göstermek amacıyla çeģitli boyutlarda kullanılması çeģitli baģlıklar altında incelenebilir. DeğiĢik inanç sistemlerinden belli ilimlerin malzemesi olmasına kadar harfler, tarih boyunca pek çok kültürün ilim ve sanat hayatında önemli roller oynamıģ, baģvuru alanlarından biri olmuģtur. Harflerin Ģiirlerinde kullanımı ise karmaģık bir sistemin elemanlarını oluģturmaktadır. 22 Hikmetî de her harfin redif olduğu birer kaside yazmıģtır: Çekdikde úadd-i yàri úalem ibtidà elif Tevóìd-i õàt-ı BÀrì ederdi nidà elif [K.] 3/1 Şeró eyle ey efendi nedir ol kitàb-ı bà KeşşÀf demiş bu maènìde çoú[dur] cevàb-ı bà EsrÀr-ı enbiyàya erer muècizàt-ı tà Fetó eyledi anıñla niçe müşkilàt-ı tà [K.] 45/1 [K.] 61/1 Harflerin kullanımı konusunda Amil Çelebioğlu Ģunu söylemektedir: Tefe ül, tılsım, remil vs. benzeri konularda harfler, sayılar muhtelif mânâlara delalet eder Ģekillerde kullanılmıģtır. Bu konuda birçok manzum ve mensur eserler kaleme alınmıģ olmakla beraber edebî ve tasavvufî bakımlardan harflerin mahiyetinden önce bu konularla ilgili tâbir ve hususiyetlerin bilinmesi gereklidir. Tefe ül ilminde bazı harflerin delâlet ettiği mânâlar: Elif: iyilik, murâdın hâsıl olması, te: iyilik, sıhhat, dal: bir iģte acele edilmemesi, zel: hayırlı olmadığı, şın: zarar, korku, tı: murâdın hâsıl olacağı vb. 22 Dursun Ali Tökel. Divan Şiirinde Harf Simgeciliği, Hece Yay., Ankara 2003, s. 225.

İsmail Hikmetî ve Divanı 2297 Ġlm-i tabirle ilgili olarak harflerin mahiyetlerine dair örnekler: Elif ululuğa iģaret olur Rif at-i kadrine beģâret olur Bâ ise cism ü câna râhattır Tâ ise husûl-i hâcettir Mim olursa murâdını alacak Nûn ise hâtırı melûl kalacak Vav ise iģleri olur âsân Hâ ise hüzn ile olur giryân 23 ġairin divanında harfler, insanın duruģ Ģekillerine benzetilmektedir. Ġnsan, namaz halinde ayakta iken elif harfine, rükû ettiğinde dâl harfine, secdeye vardığında mim harfine benzer: Dergeh-i Óaúú a úıyàm etseñ elif olduñ èayàn Hem rükuè etdikde ol dem dàl olur Àdem hemàn Secdeye vardıúda óarf-i mìm olur pes ràyegàn Bì-namÀz Àdem degil Àdem namàz úılmaú imiş [Mrb.] 284/ 2 Ebced, bir olayın Hicrî olarak meydana geliģini, harflerin belirli değerlerine göre hesaplanmıģ bir kelime, söz, mısra veya beyit ile ifâde ederken kullanılan bir çeģit hesap alfabesidir. Ebced, sekiz kelimeden oluģan bu alfabenin ilk sözcüğüdür. Bu alfabede bulunan kelimeler ebced, hevvez, huttî, kelemen, sa fes, karaşet, sehhaz ve dazığdır. Ebced, edebiyat dıģında astroloji, astronomi, cifir, fizik, geometri, mimari, tasavvuf gibi alanlarda da kullanılmıģtır 24 Hikmetî, divanında bazı kelimeleri ebced hesabı ile hesaplayarak yeni kelimeler türetmiģtir: Òaùù-ı merúÿmından aldım çün vaãiò lafôın hemàn Bir vaãiò kim pası yoú dürr ü güherdir mìò-i òà [G.]110/6 Burada vaãiò kelimesinin ebced ile değeri 666 dır. ÒÀne-i teålìå ile terúìm olunca Óikmetì Lafô-ı terkìb-i ùaãıôdır fehm olur maùãÿô-ı ôà [G.]308/6 Burada ùaãıô kelimesi 999 sayısını göstermektedir. TaèdÀd-ı merkezinden alıp çıúdı çün demet Oldu bu lafô-ı birle èadÿsın memàt-ı tà [G.]61/8 23 Âmil Çelebioğlu. Harflere Dair Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, MEB. Yay., Ġstanbul 1998, s. 601-602. 24 Ahmet Mermer-Neslihan Koç Keskin. Eski Türk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Akçağ Yay., Ankara 2005, s. 26-7.

2298 Fatih SONA Demet kelimesinin ebced olarak değeri 333 tür. ġair görüldüğü üzre 333, 666, 999 gibi rakamları iģaret eden kelimeler türetmiģtir. Görüldüğü üzere Ģair, harfleri çeģitli Ģekillerde kullanmaktadır. Sonuç Ġsmail Hikmetî, Edirne de doğmuģtur. Hikmetî, Edirne de Ahmed Sâkî ye intisap etmiģ; Ahmed Sâkî, M. 1741 yılında vefat edince onun yerine geçmiģtir. Ondan sonra da burada yaģamıģtır. ġair, M. 1773 yılında Edirne de vefat etmiģtir. Hikmetî nin iki eseri vardır. Bunlardan biri Divanı, diğeri ise Tuhfe-i Nâ-dîde adlı eseridir. Tuhfe-i Nâ-dîde isimli eserinde Ġbrâhim ġâhidî nin manzum bir sözlük olan Tuhfe sinden etkilenmiģ, çeģitli Farsça kelimelerin anlamlarını vermiģtir. ġair, Ģiirlerinde Allah aģkını, peygamber sevgisini ve zaman zaman da beģeri aģkı iģlemiģtir. Divan sahibi mutasavvıf bir Ģair olan Hikmetî, Ģiirlerini divan edebiyatı geleneği içinde yazmıģtır. KAYNAKÇA ÇELEBĠOĞLU, Âmil. Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, MEB. Yay., Ġstanbul 1998. KILIÇ, Atabey. Türkçe-Farsça Manzum Sözlüklerden Tuhfe-i ġâhidî, Türkoloji Araştırmaları, Sonbahar 2007, s. 516-548. KURU, Selim Sırrı Fuat Köprülü ve Eski Edebiyat 1: Sürekli bir Gelecek Adına Mazinin Ġnkârı, Eski Türk Edebiyatına Modern Yaklaşımlar, Turkuaz Yayınları, Ġstanbul 2007, s.220-242. MAZIOĞLU, Hasibe. Nedim in Divan Şiirine Getirdiği Yenilik, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1957. Mehmed Süreyya. Sicill-i Osmânî, C.I-VI., Tarih Vakfı Yurt Yay., Ġstanbul 1996. MERMER, Ahmet, KOÇ KESKĠN, Neslihan. Eski Türk Edebiyatı Terimleri Sözlüğü, Akçağ Yay., Ankara 2005. Osmanzade Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliya, C.1-5, (Haz. Mehmed AkkuĢ, Ali Yılmaz), Kitabevi Yay., Ġstanbul 2006. ÖZKAN, Selma. Edirne Türbeleri, Trakya Ünv., Arkeoloji ve Sanat Tarihi Anabilim Dalı, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Edirne 1995. SONA, Fatih. İsmail Hikmetî ve Dîvânı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Ankara 2012. ġentürk, Ahmet Atilla, KARTAL, Ahmet. Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Dergah Yay., Ġstanbul 2004. ġġmġek, Selami. Osmanlı nın İkinci Başkenti Edirne de Tasavvuf Kültürü, Buhara Yay. Ġstanbul 2008. TÖKEL, Dursun Ali. Divan Şiirinde Harf Simgeciliği, Hece Yay., Ankara 2003. UZUNÇARġILI, Ġsmail Hakkı. Osmanlı Tarihi, XVIII. yy., C. VI,Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1983.