Reenkarnasyon Nedir? Kast Sistemi Karma Reenkarnasyon ve Hipnoz Dejavu Reenkarnasyon ve Cin İlişkisi Kur an ve Reenkarnasyon Reenkarnasyonla İlgili Eleştiriler Kaynakça Reenkarnasyon Tenasüh Ruh Göçü
Reenkarnasyon Nedir? Reincarnation (Fr.), Ruhgöçü, yeniden doğuş (Tr.), Tenasüh (Arp.), Samsara (Sanskr.): Hinduizm e göre reenkarnasyon, ruhun bir bedenden başka bir bedene geçmesidir. İnsan yaptıklarına göre hayvan, bitki, insan, tanrı veya yıldız şeklinde tekrar doğar. İlkel insanlar, doğan çocuklarının yeniden dünyaya gelen ataları olduğuna inanırlar.
Temelde başka bir bedenle doğmayı kabul etseler de, farklı türlerde reenkarnasyon inançları vardır: Sadece insan bedeninde gerçekleşir. Hayvan ve bitki bedenlerinde olur. Tekrar doğuş bir ceza ve kefarettir (günahtan arınma). Gerileme mümkün değildir. Ruh her beden değiştirmede biraz daha olgunluğa yaklaşır. Hint kutsal kitapları olan Veda lar ise, maddi âlemde yaşayan her varlığın insan bedenine ulaşıncaya kadar 8.400.000 değişik yaşam formundan geçmesi gerektiğini anlatır (Süleyman Toygar, Bir Psikolojik Sapma: Reenkarnasyon, 25).
Eski Hint inançlarına göre her varlık ölümünden sonra yeniden bir başka bedenle yeryüzüne döner. İnsanlar (ya da tüm canlılar) yeryüzündeki eylemlerinin niteliğine göre bir daha dünyaya geldiklerinde, bir önceki hayatlarında yaptıklarına bağlı olarak ya insandan daha aşağı bir varlık (köpek, kedi, maymun, balık...) ya da belki de daha iyi bir konum içerisinde yeniden insan bedeninde var olacaklardır.
Kast Sistemi Hint toplumu, kast adındaki sınıflara ayrılır: 1-Rahipler, 2- Hükümdar sülalesi ve savaşçılar, 3-Tüccar, esnaf, çiftçi, 4- İşçiler. Kast dışı kalan ve insanlığın en aşağı tabakasındakilere ise dokunulmazlar (parya) adı verilir. Kast seçilmez, ancak onun içinde dünyaya gelinir. Aynı kasta mensup olanlar ancak kendi aralarında evlenebilir. Meslekler de kastlara göre ayrılmıştır (Günay Tümer, Abdurrahman Küçük, Dinler Tarihi, 88).
Karma Karma: Yeniden doğuşu belirleyen sebep-sonuç yasası. Uzakdoğu öğretisi olan karmada insan, geçmişte ne yapmışsa, gelecekte de onu görecektir. Karmada adaleti sağlayan bir yaratıcı yoktur. Kendi kendine işleyen bir sistemdir. Kişi, seçebileceği tüm şartları kendi istediği gibi oluşturabilir; kendisinin yaratılmasına karar verir. Karma, sebep sonuç kanunudur. Kişi, ektiğini biçecektir.
Budist inancına göre 49 gün yas tutulur. Matemin son gününde, ölenler yeniden dirilecektir. Yakınlarını kaybedenler, onların yeniden doğuşlarına (reenkarnasyon) güç toplayabilmesi için taze sebze, meyve ve su gibi besleyici gıdalar sunar, mumlar yakarak yollarını aydınlatır.
Bir Amerikalı, bir mezarı ziyaret eder ve üstüne çiçek bırakır. Yan mezarı ise bir Çinli ziyaret eder ve bir tabak pirinç bırakır. Amerikalı, Çinliye sorar: Seninki, o pirinci ne zaman yiyecek? Çinli şöyle cevap verir: Seninki ne zaman çiçekleri koklarsa!
Hinduizm e göre, baş tanrı Brahma dan kopan ruhlar, ruh göçünü tamamlayınca tekrar ona dönerler. Tanrı inancının hiç veya pek belirgin olmadığı Budizm e göre ise ruh, Nirvana ya kavuşur. Nirvana ya kavuşan kişi, acılardan ve tekrar doğuştan kurtulmuş olur.
Reenkarnasyon ve Hipnoz Psikiyatrist Dr. Hamdi Tutkun: Hipnoz altında geçmişte yaşamış olduğu hayatlarını hatırladıklarını söyleyen, hatta bu yaşamlarındaki kimliklerini televizyonda çıkıp ifade eden kişilerin benzerlerini biz klinik psikiyatride belirli bir sıklıkla görüyoruz. Bu durum dissosyetif (çoğul kişilik) bozukluğu olan kişilerde kendiliğinden gözlemlenebileceği gibi, hipnoz altında da gözlemlenebilir. Geçmişte yaşadığını beyan eden kimlikler aslında o kişinin farklı bir kimlik durumunu ifade eder. Bu kimlikler gün içinde değişik zamanlarda ortaya çıkıp konuşabilir. Bu durum, hastalar reenkarnasyon yaşantısını, içinde bir cin olduğu, ölen bir insanın ruhunun kendi bedeninde yaşadığı şeklinde hissedebilirler. (Süleyman Toygar, Bir Psikolojik Sapma: Reenkarnasyon, 30-31).
Şu anda yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma hâlidir. Dejavu nun (fr.), reenkarnasyonun bir parçası olduğu iddia edilir. Fakat Dejavu, beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha küçük bir zaman farkı ile çalışmasından kaynaklanabilir. Bir taraf diğer taraftan önce algıladığı için, geç algılayan taraf bu olayın daha önce yaşanmış olduğu yanılsamasına kapılır. Bu durum sinir aksonlarındaki küçük bir sapmadan kaynaklanır. Dejavu nun zıttı Jamais vu dür. Bu durumda insanlar tanıdığı bir çevrede yabancılık çekebilirler. Dejavu ye benzer sebeplerle ortaya çıkar (http://tr.wikipedia.org/wiki/dejavu).
Serkan Altuniğne
Reenkarnasyon ve Cin İlişkisi Bursa da medyum özelliği olan bir bayan, Firavun sarayında hizmetçi olduğunu iddia ediyor ve o döneme ait bilgiler veriyordu. Hatta bana Sen Atilla nın torunusun, yanımdaki arkadaşıma ise Sen de Firavunun cellatbaşısın. diye iddiada bulundu. Ben, bu düşünceyi o kişiye veren cinleri tespit ettim. Gayr-i Müslim cinler, o medyum hanım vasıtasıyla Müslümanların ahiret ve tekrar diriliş inancını sarsmaya, bozmaya çalışıyordu. O cinleri uzaklaştırmama rağmen, çok kuvvetli telkin alan o kadın, o düşünceden vazgeçmedi. Zaten İslami bir hayattan uzak olduğu için, bu yeniden doğuş inancı onun işine geliyordu. Nefsi bu düşünceyi rahatlıkla kabul ediyordu.
Çünkü insan, bu durumda yaptığı şeylerden sorumlu olmuyor, dilediği günah ve hatayı işleyebiliyordu. Nasıl olsa, öldükten sonra tekrar dünyaya gelecekti! Ben, reenkarnasyon ve yeniden doğuşu savunan kişilerin, cinlerin telkin ve insanları yönlendirmesiyle ortaya çıktığını herkese ispat edebilirim. Cinler, hipnoz veya trans esnasında, derin uykuda bulunan kişiye âdeta bir film şeridi gibi geçmiş bazı hayat kesitlerini gösterir. Bu, cinlerin kabiliyetleri dahilindedir. Yani cinler, yüzlerce hatta binlerce sene önceki hayatı ve bazı şahısları görüntü halinde insanlara telkin edebilecek kabiliyettedir. (Doğan Mirzaoğlu, Reenkarnasyon ve Cinler, 21).
Kur an ve Reenkarnasyon Bazı ayetlere dayanarak, Kur an ın reenkarnasyona onay verdiği iddia edilmektedir. Fakat konuyla ilgili tüm ayetler incelendiğinde bunun geçerli olmadığı kolayca görülebilir. Bu konuda en çok kullanılan ayet şudur:
Allah a nasıl nankörlük ediyorsunuz?! Siz ölüydünüz, O sizi diriltti. Sizi yine öldürecek ve sonra diriltecektir. Nihayet O na döndürüleceksiniz. (Kur an, Bakara [2] 28). Deniliyor ki, ölü olmak için daha önceden yaşamış olmak gerekir. Hâlbuki bu ayetteki ölü, yoktunuz, cansız maddeydiniz anlamındadır. Zaten reenkarnasyonda iki defa değil, neredeyse sayısız kez tekrar doğum olduğu kabul edilir. İlk tattıkları ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar (Kur an, Duhan [44] 56).
Nihâyet onlardan birine ölüm gelip çattığında der ki, Rabbim beni geri gönder! Ta ki boşa geçirdiğim dünya hayatımda artık iyi ameller işleyeyim. Hayır! O, söylediği boş bir laftan ibarettir. Onların arkalarında ise, yeniden diriltilecekleri güne kadar bir berzah (engel) vardır. (Kur an, Mü minûn [23] 99-100).
Reenkarnasyonu kabul edenlerin birçoğu bunu, adaleti sağladığı için benimser. Reenkarnasyonla adalet biraz sağlanıyor gözükse de, yine birçok çelişki söz konusudur. Gerçekte, mutlak adalet veya eşitlik zaten bu dünyada yoktur. Halbuki ilahî dinler her şeyin, sonsuz güce sahip Yaratıcı tarafından takdir edildiğini, belirlendiğini ve seçildiğini sık sık hatırlatırlar. O, yaptığından hesaba çekilmez ama onlar hesaba çekilirler. (Kur an, Enbiya [21] 23).
Reenkarnasyonla İlgili Eleştiriler Ahiret inancı açısından her insan kendi hayatından sorumlu olduğuna göre, binlerce bedene girip çıkmış bir ruh hangi kimlikle diriltilecek ve hangi yaşantısına göre değerlendirilecek? Çünkü Hinduizm de ahiret yoktur, fakat ilahi dinlerde vardır. Eğer ruhlar döngü yoluyla yükselerek olgunluğa ereceklerse, cehennem kimler için olacak ve hangi işlevi yerine getirecektir?
Psikiyatr Prof.Dr. Kerem Doksat: Adana ya reenkarnasyon olaylarını incelemek üzere gelmiş olan psikiyatri profesörü İan Stevenson a bunca sene bu konuyu inceledikten sonra vardığı kanaati sorduğumda şöyle cevaplamıştı: Bu vakaların % 99 unun histeri olduğu kanaatindeyim, ama kalan % 1 için belki diyebilirim. (Prof.Dr. Kerem Doksat, Dinî ve Mistik Yaşantıların Psikolojisi, 29) [Histeri: Aşırı hayal gücü veya korkuları ifade eden ruhsal kaynaklı zihinsel hastalık]. Reenkarnasyona inananlar gevşek davranabiliyor, birçok sorumluluğu yapmayabiliyor. Nasıl olsa başka bir şansım daha var. diyerek rahat oluyor. Ya böyle bir şansı yoksa? Kur an şeytanın insana böyle bir kuruntu vereceğini söyler.
Tekrar Brahma ya dönmek için ruh göçü basamaklarını çıkması gereken zararsız varlıkların çoğu bunu nasıl tamamlar? Örneğin bir solucan, nasıl iyi ve kötü olabilir? Günümüzde reenkarnasyonu savunanlar, Biz özgürüz, kendi kaderimizi kendimiz çizeriz! derler. O zaman, insanların dünyaya geldikleri yerleri kim seçiyor? Kendileri mi, yoksa başkası mı? Kendileriyse, o zaman insan fakir bir ülkede doğmaktansa, zengin bir ülkede doğmayı tercih ederdi. Halbuki fakir ülkelerin nüfusları daha çok. Seçemiyorsa o zaman kaderini nasıl kendisi belirliyor? Yine özgürsek o zaman kim özürlü doğmak ister?
Kaynakça Bulğen, Mehmet-Baloğlu, Adnan Bülent, Tenasüh, Diyanet İslam Ans., XXXX, 446. Çetin, Mustafa, Kur an Işığında Reenkarnasyon, Dokuz Eylül İlahiyat Fak. Derg., sayı: IX, İzmir 1995, s. 23-30. Demirci, Kürşat, Çalı Horozu Olmak İstemiyorum, İzlenim Derg., Eylül 1993, sayı: 9, s. 4-6. Eyüpoğlu, Kamil, Tekrar Tekrar Doğmanın İçyüzü, Zaman Gzt., 12-14 Nisan 1993. Güllüce, Veysel, Kur an Işığında Reenkarnasyonun Reddi, Yeni Ümit Derg., Ekim-Kasım-Aralık 2005, sayı: 70. Hulusi, Ahmed, Yeniden Bedenlenerek Dünyaya Gelecek Miyiz?, http://www.ahmedbaki.com/turkce/kitaplar/kitapciklar/booklet_tur_04.htm Kutluer, İlhan, İslami Akıl Reenkarnasyona Geçit Vermez, İzlenim Derg., Eylül 1993, s. 9-10. Mirzaoğlu, Doğan, Reenkarnasyon ve Cinler, Zafer Derg., Şubat 1999, sayı: 266, s. 21. Toygar, Süleyman, Bir Psikolojik Sapma: Reenkarnasyon, Aksiyon Derg., 15-21 Şubat 1997, sayı: 115, s. 24-31. Tümer, Günay-Küçük, Abdurrahman, Dinler Tarihi, 2. bsk., Ocak Yay., Ankara 1993. Yasa, Metin, Reenkarnasyon Beşeri Ruhun Ölümsüzlük Arzusunu Tatmin Eder mi?, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1997, sayı 9, s. 239-246. Mart 2013