Yıl:30 Sayı:57 Eylül-Ekim-Kasım-Aralık 2012

Yıl:30 Sayı:57 Eylül-Ekim-Kasım-Aralık 2012

Bir okulu bitirmeye çalışırken, bir sevgilinin peşinde yılları tüketirken, bir düğünün nasıl yapılacağının telaşındayken, bir bebeğin ardında koşarken yani hayat koşturmasındayken "Niçin yaşıyoruz, kim için?" sorularının cevaplarını unutuyoruz. Durup düşünme zamanı bulamıyoruz, gücümüz kuvvetimiz gidince mecbur durup soluklanıyor ve belki o zaman hatırlıyoruz. O kadar geç olmasın istemem, ben beni bilmezken geçmesin zaman istemem. Hz. Mevlana'nın muhteşem ifadeleri: İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme İstemem, ey ay, bensiz doğma. İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma Bensiz geçme, ey zaman, istemem.... İstemem, ey dizgin, bensiz at sürme. İstemem, ey dil, bensiz okuma. İstemem, ey göz, bensiz görme. Bensiz uçup gitme, ey ruh, istemem.... Ne yazık bu yola bilmeden, rasgele girene! Sen ey, gideceğim yolu bilen, Sen ey yolumun ışığı, sen ey benim değneğim, Bensiz gitme, istemem.

İçindekiler Sivil Savunma Dergisi 2 Sivil Savunma Faaliyetleri Sahibi: KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Yayın Kurulu: Kayhan GÜRKAN Cankat Çeribaşı PİLTER Zeynep KAYA Çilek BAYSAL Adres: KKTC Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı P.K. 458 - Lefkoşa Tel:(0392) 228 30 36-228 37 36 Faks:(0392) 228 29 12 e-mail:dergisstb@gmail.com www.sivilsavunmakktc.com Sivil Savunma Dergisi, 179/1994 sayılı Sivil Savunma Teşkilat, Donatım ve Tedbirler Tüzüğü nün 36 (1) maddesi uyarınca yayımlanmaktadır. Dergideki yazıların içerdiği fikirler yazarlara ait olup, bu yazıların resmi bir yönü yoktur. İsteyenler dergide yayımlanmak üzere, ücret talep etmemek kaydıyla, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı na yazı veya çeviri gönderebilirler. Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, yayımlanmak üzere gönderilen yazılarda, yazının ana fikrini değiştirmeden, gerekli gördüğü düzeltmeleri yapabilir. Gönderilen yazılar yayımlansın/yayımlanmasın iade edilmez. Dergideki yazılar, kaynak gösterilerek yayımlanabilir. Sivil Savunma Dergisi, yılda üç kez yayımlanır. 10 Cumhuriyetimiz 29 Yaşında 15 Hikayeleri Farklı Olsa da Değişmeyen Tek Şey Var, Gözlerindeki Gurur 17 13 Ekim Uluslararası Doğal Afetlerin Azaltılması Günü 21 Dededen Toruna Yorgancılık

FAALİYETLERİMİZ Sivil Savunma Üniversiteler Arama-Kurtarma Konseyi Üst Kurul Toplantısı Uluslararası Üniversiteler AramaKurtarma Konseyi Koordinasyon Üst Kurulu toplantısı, 03 Kasım 2012 tarihinde Girne de gerçekleştirildi. Koordinasyon üst kurulu toplantısına; Pakistan'dan The University of Lahore, Hindistan'dan College of Advanced Technology Studies (CATS), Azerbaycan'dan Azerbaijan State Economic University, Endonezya'dan Islamic University of Indinesia, Polonya'dan Uczelina Vistual University, İran'dan Kerman Medical University, Rusya'dan Tambov State Technical University, Türkiye'den Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden Girne Amerikan Üniversitesini temsilen akademisyenler katıldı. AKUT Ekiplerine Verilen Eğitim Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ndeki üniversitelerin bünyelerinde kurulan AKUT ekiplerine dönem içerisinde, Arama-Kurtarma Şube Müdürlüğü personeli tarafından arama-kurtarma eğitimi verildi. Yabancı Uyruklu Vatandaşlara Verilen Eğitimler Eğitim ve eğitime destek faaliyetleri kapsamında dönem içerisinde, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Girne Bölge Müdürlüğü ve Arama Kurtarma Şube Müdürlüğü tarafından; ülkemizde ikamet eden yabancı uyruklu vatandaşların kendi aralarında oluşturdukları arama-kurtarma ekiplerine, aramakurtarma ve trafik kazasındaki müdahaleler konularında eğitim verildi. 2

Sivil Savunma Personeline İlkyardım Eğitmen Kursu Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, her yıl gerçekleştirilen eğitim planına uygun olarak, kadrolu personelin mesleki bilgilerinin geliştirilmesi ve hizmetteki verimliliğinin artırılması amacıyla ilkyardım eğitimi düzenledi. Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı ve TC Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Acil ve Afetlerde Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı'nın işbirliği ile düzenlenen eğitim 05-09 Kasım 2012 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Kuzey in Sesi Radyo Vatan Personeline Eğitim TRT Ankara Radyosu baş spikeri, diksiyon eğitmeni Bilge DEMİRAĞ tarafından, Sivil Savunma Radyo Müdürlüğü personeline, 12-16 Kasım 2012 tarihinde 5 günlük diksiyon, artikülasyon ve fonetik kursu verildi. Sivil Savunma Daire/Müessese Personeline Verilen Eğitimler Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı 2012 yılı daire/müessese eğitim planı çerçevesinde, Sivil Savunma Bölge Müdürlükleri tarafından, sorumluluk alanlarında teşkil kurmuş daire/müesseselerin sivil savunma ekiplerinde görevli personeline dönem içerisinde eğitim verildi. 3

FAALİYETLERİMİZ 13 Ekim Dünya Afetlerinin Zararlarını Azaltma Günü Etkinlikleri Uluslararası Üniversiteler AramaKurtarma Konseyi tarafından 13 Ekim Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Günü nedeni ile ortaöğretim kurumlarında eğitim görmekte olan öğrencilere yönelik, 12-18 Ekim 2012 tarihleri arasında ülke çapında farklı merkezlerde, eş zamanlı etkinlikler düzenlendi. Etkinlikler, Atatürk Öğretmen Akademisi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Girne Amerikan Üniversitesi nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Etkinlik programı kapsamında; katılımcı öğrencilere, afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gereken çalışmaları ve uyulması gereken kuralları içeren sinevizyon destekli sunum gerçekleştirildi. Girne Amerikan Üniversitesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Arama Kurtarma Kulüpler ine mensup öğrenciler tarafından arama kurtarma tatbikatları gerçekleştirildi. Sivil Savunma Personeline Verilen Konferans Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı personeline yönelik olarak, 13 Kasım 2012 tarihinde, Sigara ve Alkol Kullanımının İnsan Sağlığına Zararları konulu konferans verildi. Sivil Savunma CEBIT Bilişim ve IDME Uluslararası Afet Yönetimi Fuarı nda İstanbul'da 29 Kasım-02 Aralık 2012 tarihinde gerçekleştirilen Cebit Bilişim Fuarına, çalışanlarımızdan Cengiz T.DAĞDA, Orsel KAMALI ve Mesut AKAY katıldı. İstanbul'da 21-25 Aralık 2012 tarihileri arasında düzenlenen IDME Uluslararası Afet Yönetimi Fuarı na ise Bilgi Yönetim Müdürü Ali GÜRTEKİN, Hareket Yönetim Müdürü Mehmet YILMABAŞAR, AramaKurtarma Şube Müdürü Sadrettin TAVUKÇU, İkmal ve Donatım Şube Müdürü A.Cengiz ÖKTEM ve personelimiz Cemal BETMEZOĞLU, Suzan TAVUKÇU ile Ayten TÜRKSOY katıldı. 4

Sivil Savunma Afet Bilinci Çalıştayı na Katıldı Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığınca; meydana gelebilecek afetlerde imkân ve kabiliyetlerin mümkün olan en kısa sürede ve koordineli olarak harekete geçerek, olası kayıpların asgari seviyede tutulmasını sağlamak, yaşamı kısa sürede normale dönüştürmek maksadı ile ilgili çalışma ve eğitimlere devam edilmektedir. Bu kapsamda; TC Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından 24-26 Aralık 2012 tarihleri arasında Ankara da düzenlenen Afet Bilinci Eğitimleri Çalıştayı na Kaynak Yönetim Müdürü Alkın GEDİKOĞLU, Maliye Şube Müdürü Melih GÜR, Girne Bölge Müdürü İbrahim ÇAĞLAR, Harekat ve Eğitim Şube Müdürü(a) Elçin KARABULUT ve personelimiz Yusuf ÇELİK katıldı. Sivil Savunma Boğazköy deki Yangına Müdahale Etti Sivil Savunma Arama - Kurtarma Şube Müdürlüğü ve Girne Bölge Müdürlüğü personeli tarafından, 19 Eylül 2012 tarihinde Boğazköy ve Girne'de meydana gelen yangınlara müdahale edildi. Sivil Savunma Ülkemizde Meydana Gelen Sellere Müdahalede Bulundu Güzelyurt bölgesinde 21 Ekim 2012 tarihinde aşırı yağışlardan dolayı meydana gelen su baskınlarına Güzelyurt Bölge Müdürlüğü nce, şiddetli yağan yağmurlardan etkilenen Boğazköy, Pınarbaşı, Dikmen, Girne kent merkezi, Ozanköy, Doğanköy bölgelerinde 22-23 Kasım 2012 tarihlerinde meydana gelen sel baskınlarına Lefkoşa Bölge Müdürlüğü, Girne Bölge Müdürlüğü ile Arama-Kurtarma Şube Müdürlüğü ekiplerince kurtarma ve su tahliyesi faaliyetlerinde bulunuldu. 5

FAALİYETLERİMİZ Sivil Savunma 15 Kasım Resmi Geçit Törenine Katıldı KKTC'nin kuruluş yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde Arama Kurtarma Şube Müdürlüğü koordinatörlüğünde resmi geçit törenine iştirak edildi. İskele Maarif Anaokulundaki Yangına Müdahalede Bulunuldu İskele Maarif Anaokulu'nda 28 Kasım 2012 tarihinde çıkan yangına İskele Bölge Müdürlüğü ekipleri müdahale etti. Sivil Savunma dan Dağda Mahsur Kalan İngiliz Çifte Yardım Sivil Savunma Arama Kurtarma Şube Müdürlüğü ne bağlı bir ekip, Devlet Hastahanesi acil servisinden (Alo-112) gelen yardım çağrısı ile, 24 Aralık 2012 tarihinde Beşparmak Restaurant, Alevkayası yolunun 1 km güneydoğusundaki tepede tırmanma yaparken ayağını burkarak mahsur kalan Jenny Maria yı bulunduğu yerden kurtardı. 6

Kurban Bayramı Etkinlikleri Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, Kurban Bayramı nedeniyle, Ekim ayı içerisinde; Gazimağusa Özel Eğitim Merkezi, Güneşköy 18 yaş üstü Rehabilitasyon Merkezi ile Yeşilyurt Özel Eğitim Merkezi'ni ziyaret etti. Aynı kapsamda, personele yönelik bayramlaşma ve eylül, ekim ayları doğumlu personele, doğum günü etkinliği düzenlendi. Sivil Savunma Personel Çocuklarına Etkinlik Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı tarafından dönem içerisinde personel çocuklarına yönelik olarak sosyal tesisler bahçesinde sinema gecesi, 24 Kasım 2012 tarihinde ise Girne deki King Bowling e gezi düzenlendi. Bayanlara Yönelik Çay Etkinliği Sosyal aktiviteler çerçevesinde, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı bayan personeli ve erkek personel eşlerinin katılımı ile 13 Ekim 2012 tarihinde çay partisi etkinliği düzenledi. 7

FAALİYETLERİMİZ Sivil Savunma Envanterine Katılan Malzemeler Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı tarafından dönem içerisinde, mal ve hizmet alımları kapsamında; bir adet salon araç, dört adet 125 cc lik motosiklet alındı. Ayrıca, 39 adet portatif yangın söndürme cihazı satın alınarak binalarımızın yangın güvenliği arttırıldı. Sivil Savunma Bölge Müdürlükleri ile sosyal tesislerin güvenliğinin artırılması amacıyla buralara kamera sistemi kuruldu. Sivil Savunma dan Doğa Yürüyüşü Etkinliği Sivil Savunma Uluslararası Üniversiteler Arama-Kurtarma Konseyine üye KKTC üniversiteleri arama-kurtarma ekiplerinde görevli öğrencilerin, bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi, motivasyonlarının artırılması amacıyla, 08 Aralık 2012 tarihinde doğa yürüyüşü düzenlendi. Sivil Savunma Personeli Yeni Yılı Kutladı Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı personeli, her yıl olduğu gibi bu yılda bir yılın yorgunluğunu, 27 Aralık 2012 tarihinde düzenlenen yeni yıl partisinde attı. Müzikli eğlencede yapılan çekiliş sonrasında şanslı personele çeşitli armağanlar verildi. 8

Röportaj iz m i t e y i r u h m u C 29 a d n ı ş a y Özen ÇATAL 15 Kasım 1983'te Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi'nin self-determinasyon hakkını kullanarak oybirliği ile aldığı kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan etmesinin üzerinden 29 yıl geçti. 15 Kasım 1983 tarihi, Kıbrıs Türk halkının siyasi yaşamının önemli bir dönüm noktası ve mücadelelerini devlet olgusuyla dünyaya ilan ettiği bir gün oldu. Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi, 15 Kasım 1983 tarihinde gerçekleştirdiği, olağanüstü oturumunda; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve bağımsızlık bildirisini oy birliğiyle onaylamıştı. Cumhuriyetin ilanına kadar geçen süreç ve bağımsızlık bildirisinin okunarak cumhuriyetin halka ilan edilmesi, o günü yaşayarak tarihe tanıklık edenler için önemli bir anı, sonraki nesiller için ise büyüklerinden dinledikleri, tarih kitaplarından okudukları bir olay olmuştur. Dr. Fazıl Küçük'le birlikte bağımsızlık bildirgesini okuyan Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş'ın yapmış olduğu konuşma o günleri yaşayanların hafızasında hâlâ tazeliğini koruyor. KKTC'nin kuruluş yıldönümü vesilesiyle duygularını Kuzeyin Sesi Radyo Vatan la paylaşan halkımız, aradan geçen 29 yıl sonra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin önemine vurgu yaparken, ileriye yönelik daha güzel günler yaşamanın arzusu içerisinde olduklarını da ifade etti. Zorlu yılların ardından bir cumhuriyet çatısı altında yaşamanın öneminin altını çizen halkımız, ambargolar altında yaşamanın zorluklarına değinerek, izolasyonların kalkması çağrısı da yaptı. Gelin vatandaşlarımızla yaptığımız röportajlara birlikte göz atalım: 15 Kasım 1983'te yanı başında duran 9

Yalçın Mayda 15 Kasım 1983'te kurulan KKTC, tüm çocuklarımıza hatıra bırakabileceğimiz en güzel şeydir. Bizler yaşımız dolayısıyla cumhuriyetin kurulduğu günleri göremedik. İçinde bulunduğumuz dönemde yaşadığımız bazı sıkıntılarımız var ama, 15 Kasım gibi özel günleri yaşamamız birlik duygusunu canlandırmaktadır. Bu gibi günlerde çocuklarımıza cumhuriyet ruhunu aşılamamız gerekmektedir. Mevcut durumda sıkıntılarımız var, bazı gidişatlardan memnunken bazılarından değiliz. Çocuklarımız için büyüklerimizin yaptığı şeyleri alıp daha ileriye taşımalıyız. Savaş zamanlarından sonra bu günlere gelinmesi önemlidir ve bunları çocuklarımıza da anlatmalıyız. Bizlerin büyüklerimizden dinlediği hikâyeleri, çocuklarımıza da aktarmalıyız. Cevza Bullici Harpten çıktığımız günlerde çok daha coşkuluyduk. Cumhuriyetimizin kurulmuş olmasından dolayı her zaman göğsümüz kabarmaktadır. Ben 1963'te göçmen oldum. Lapta'dan Kırnı'ya, sonrasında da Lefkoşa'ya göç ettik. Zorlu yıllar yaşadık. Gençlerimize de geçmişimizi keşke daha güzel anlatabilsek diye düşünüyorum. Ben 1983 yılında, Cumhuriyetin ilan edildiği gün otuzlu yaşlarımdaydım. Çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. Yerinde bir karar olduğuna inandım ve güvendim. KKTC'nin kuruluşu için mutlu oldum, heyecanlandım. Hala da doğru kararın verilmiş olduğuna inanıyorum. İnşallah ilerde tanınır, güçlü bir devlet oluruz. Siyasilerimiz başarılı bir adım attı, sonumuzun da iyi olacağına inanıyorum. En önemli konunun tanınmamız olduğuna, ambargoların kalkması gerektiğine inanıyorum. Tijen Apaydın Cumhuriyetin ilan edildiği 15 Kasım 1983'te lise son sınıfa gidiyordum. On sekiz yaşındaydım. Biz de okulla birlikte Meclis'in önüne gittik ve cumhuriyetin ilanı sırasında oradaydık. O günün, savaş çıkabilir endişesiyle tatil edildiğini hatırlıyorum. Meclisin önüne yürüdük. Orada kalabalık bir halk topluluğu vardı. İnsanlar coşkuluydu. Ertesi gün de tehlikeli olabilir diye tatil edilmişti. Savaş çıkabilir endişesi vardı çünkü karşı tarafın ne tepki göstereceği belli değildi. Okul olarak herkes oraya gitti. Cumhuriyetin ilanını dinledik. Çok duygulu bir andı. Öğretmenler önceden bize söyledi cumhuriyetin ilanı için oraya gideceğimizi. Kalabalıktı. Duygulu bir andı. 10

Emine Düzey 15 Kasım 1983'te cumhuriyetin ilanı sırasında, Dr. Fazıl Küçük'ün omuzlarda Meclis önüne getirilmesini hiç unutamıyorum. İnsanlar coşkuluydu. Başka bir duygu bu, bize anı olarak kaldı. O halkın coşkusunu, KKTC'nin kuruluş anını hiç unutamıyorum. Cumhuriyetin kurulduğu günlerden bu yana, ülkemizde güzel şeyler oldu. Daha güzel günler olmasını diliyorum. Son zamanlarda kötü şeyler oluyor ama, daha güzel şeyler olmasını istiyoruz. Bu vatanı koruyan iki liderimiz Dr. Fazıl Küçük ve Rauf R. Denktaş gibi liderler bir daha gelmedi. Kıbrıs için iki liderimiz güzel şeyler yaptı. Bugünkü liderlerin de aynı başarıyla güzel şeyler yapmasını istiyoruz. Kulderen Canselen Sorunlar olmasına rağmen kendi vatanımızda özgürce yaşayıp, duygulu ve mutlu bir şekilde Cumhuriyet Bayramımızı kutluyoruz. 1983'te on sekiz yaşındaydım. O günü gayet iyi hatırlıyorum. O gün bize cumhuriyet ilan edildi dendi. Savaş çıkabilir, tüm okullar tatil olmuştur siz de törenlere katılmak için Lefkoşa'ya gidiniz denmişti bize. Çünkü Rum tarafının ne yapacağı belli değil dediler. Saray önünde çok büyük bir kalabalıkla karşılaştık. Orada Denktaş Bey in konuşmalarının ardından, hepimiz coşarak, törenlere katıldık. Dr. Küçük de oradaydı, çok duygulanmıştı. Denktaş Bey de çok duygulandı, birlikte el kaldırdılar. Duygulandığımdan konuşamayacağım demişti, ağlamıştı. Denktaş konuşma sanatını çok iyi bilen bir liderdi çok güzel bir konuşma yaptı. Geleceğin daha güzel olacağından ve bu kötü günlerin geçeceğinden ümitliyim. İlker Gürmanoğlu 1957 doğumluyum. 1983'te 26 yaşındaydım. Gençtik ve daha coşkuluyduk. Tanınmamışlıktan şikayetçiyiz. Üzerinden 29 yıl geçen cumhuriyeti yaşatmak şart. Yaşatmak için herkes kendine düşeni yapmalı. Savaş sonrası durum, hala devam ediyor. Anlaşmalar için bir sürü görüşme oluyor, ancak bir neticeye varılamıyor. İnşallah tanınmışlık olur ya da ekonomik sorunlar aşılır ve toplum olarak daha güzel günlere gideriz. 11

12

BABAMIZ FERRUH CAMBAZ Seyhan-Ceyhan CAMBAZ Şehit Ferruh CAMBAZ, 03 Ocak 1926 tarihinde Lefkoşa'da doğdu. Çok iyi İngilizce ve Rumca biliyor, İngiliz Komiserliği'nde danışman görevinde bulunuyordu. Bunun yanı sıra Kıbrıs Türk mücadele tarihinde etkin bir yeri olan Çetinkaya Türk Spor Kulübünün kurucularındandı ve profesyonel avcı idi. Türk Mukavemet Teşkilâtı (TMT) içerisinde gizli görev almış olan CAMBAZ, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif DENKTAŞ ın da silah arkadaşıydı. 1958 tarihindeki ilk şehitlerimizden olan Ferruh CAMBAZ, 19 Temmuz 1958 tarihinde bisikletiyle İngiliz Komiserliği'ndeki görevine giderken, Ermu Caddesi nde pusuda bekleyen EOKA'cıların silahlı saldırısına uğramış, kalleşçe arkasından vurularak şehit edilmiştir. Büyükbabamızın yıllar sonra bize anlattığına göre, babamız İngiliz Komiserliğindeki görevinden dolayı İngiliz devriye askerlerinin yapmış olduğu kontrollerden sorunsuz geçmekte, Morris marka arabasıyla geceleri Türk köylerine silah dağıtımı yapmaktaydı. Bu gizli görevi nedeniyle EOKA'cıların dikkatini çekmişti. Babamız, tüm Tahtakale halkının gözünde cesur ve korkusuz bir kahraman olarak biliniyor, sağlık ve benzeri sorunu olan herkese yardım elini uzatıyordu. Kendi özel arabası ile gece geç vakitte de olsa hastaları Genel Hastane ye götürüyordu. TMT mensubu olan babamız, "Ben Türk doğdum, Türk olarak yaşarım, bağrım imanla dolu Rum hegemonyasına asla boyun eğmeyen bir kişi olarak kalacağım. Vatanımızda Rumlara köle olmaktansa ölmeyi her zaman yeğlerim. sözcüklerini dilinden hiç düşürmedi. Kızların olarak senden, Türk milliyetçiliğini öğrendik ve o yolda yürüyoruz. Sen rahat ol, emanetin emin ellerde. Yattığın yer nur, mekânın cennet olsun. Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı olarak bizler de Şehit Ferruh CAMBAZ ın nezdinde tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. 13

Hikayeleri farklı olsa da değişmeyen tek şey var, gözlerindeki Gurur Serkan TETİK Lefkoşa'nın Tahtakale mahallesinde, 21 Aralık 1963 sabahı saat 02.30'da iki sivil Türk ün öldürülmesiyle başlayan ve 26 Aralık günü Türk savaş jetlerinin başta Lefkoşa olmak üzere, Kıbrıs semalarında gerçekleştirdiği uyarı uçuşları sonucunda, RumYunan ikilisinin bir ateşkese razı edilmesiyle geçici olarak durmuş olan saldırılar dönemidir 21-25 Aralık Mücadele ve Şehitler Haftası. Kuzeyin Sesi Radyo Vatan olarak bizler de, Mücadele ve Şehitler Haftası'nda şehit yakınlarıyla röportaj yapma fırsatı bulduk. Onların, anıları eski, gözyaşları çok taze, hikâyeleri farklı olsa da değişmeyen tek şey gözlerindeki gurur. Gurur. Çünkü onlar en sevdiklerini, vatan, çocukları ve bayrak için verdiler kara toprağa. İşte bazı şehitlerimizin yakınlarıyla yaptığımız röportaj; Hasan Aşkar, Ağırdağ gazisi şehit yakını. Aşkar, Mutlu Barış Harekatı sırasında havan topuyla Ağırdağ'da Güvercinlik Kayası altında kalleşçe vurulup yaralandı ama yaşam savaşını hiç kaybetmedi. Aşkar amca, şimdi 74 yaşında. Ancak o gün, yanı başında yeğeni Cemal ve bir silah arkadaşı, şehitlik mertebesine ulaştı. Hasan Aşkar, 14 işkenceye uğrayanları, kuyulara atılanları, gidip de gelmeyenleri hiç ama hiç unutmuyor. O günlerden bahsederken birden gözleri doluyor. Ağlamaklı ses tonuyla şu sözler dökülüveriyor ağzından; Bir gün elbet öleceğim, ancak tek bir isteğim var! Ben öldüğümde mezarıma gavur ayağı basmasın. Rumlar çoluk çocuk demeden vahşice öldürdüler. Biz böyle bir nesiliz. İsteğim budur yazın bunu bir yere; tekrar söylüyorum, ben öldüğümde mezarıma gavur ayağı basmasın. Hasan Aşkar, sözlerine son verirken gençlere şu tavsiyede bulunuyor: Ölüm dünyada bir korku olmamalı. Beden ölür ruh kalır. Askerimiz hiçbir şeyden korkmasın. Atatürk'ün ruhu onlarladır

Emine Değirmencioğlu (73) hayatının baharında, 23 yaşında üç çocuğunun babası, eşi Münür Yusuf'tan ayrı düştü. Gözlerinden yaşadığı acı okunurken, o eşi için kayıp diyor. Emine Hanım eşinin kayboluş hikâyesini şöyle anlatıyor; Küçükkaymaklı'ya saldırdı Rumlar. Annem kız kardeşim ve ben hep beraber yaşıyorduk. Pijamalarla damdan dama kaçtık. Duvarları deldiler kaçmak için. Rumların kurşunları altında, Ruso'nun fırınına kadar gittik. Orada da kalamayacağımızı anlayınca, Hamitköy'e yönlendirdiler bizi. İki çocuğum kucağımda, diğerinin de elinden tutarak binbir güçlükle Hamitköy'e ulaştık. Geceyi orada geçirdik. Şartlar çok zordu. Ertesi gün beyim geldi yanıma. Hava çok soğuktu. Çocuklar üşüyor, üstlerine bir elbise, ayakkabı alıp geleyim dedi. Tamam dedik ve Kaymaklı ya gitti.. Gidiş o gidiş, bir daha hiç dönmedi. Merak ettim beyimi. Kız kardeşimle yürüyerek Kaymaklı ya gittik. Aradık sorduk. Öğrendiğimize göre, Rumlar esir almış. O zaman, eşim Münür Yusuf 27 yaşındaydı. Üç çocuğumla bir başıma kaldım. Artık en büyük dileğim çocuklarımın sağlığı. Ersoy TALUĞ (60)Taşkentli. Rumlarla birlikte yaşadığı yılları şöyle dile getiriyor; Rumlarla birlikte yaşıyorduk. 1963'ten sonra bir yerden bir yere gidemezdik. Yollarda barikatlar vardı. Rum, Türkleri arabalardan indirir, istediğini öldürür, istediğine işkence ederdi. Köyümüzde iki arkadaş çobanlık yaparken öldürüldü. Rum, keyfi olarak istediği katliamı yapardı. 1974'e kadar hep böyle korku içinde yaşadık. 14 Ağustos'ta beraber yaşadığımız Rumlar, evlerimizi bastı zorla erkekleri alıp götürdü. Bunları bize yapanlar, her gün selâmlaştığımız beraber yiyip içtiğimiz arkadaşlarımızdı. Rumlara çok güvendik. Bizi saklandığımız yerlerden çıkmazsak, vurup öldürmekle tehdit edip, üzerimize kurşun yağdıranlar onlardı. Dağlara sığındık, saklandık. Hiç unutmam, 70 yaşında bir Rum köylü, elinde silahla saklandığımız yere taş atıp bizi aradı. Amacı bizi öldürmekti. İnanamadık, anlayamadık bu kin ve nefreti. Aç susuz kaldık. Kurtlu suları, atletlerimizle süzüp içtik. Çok zulüm ve eziyet gördük. Biz Rum'dan çok çektik. Barış gücü olaylar sırasında bize çok güvence verdi. Onların güvencesi sırasında tepemize kurşun yağdı. Hep Mehmetçik in gölgesinde yaşamak istiyoruz. Şimdi özgürüz, hürüz. Türk askerinden başka askere güvenmiyoruz. 15

13 EKİM ULUSLARARASI DOĞAL AFETLERİN AZALTILMASI GÜNÜ Suzan TAVUKÇU Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, jeolojik ve meteorolojik doğa olayları nedeniyle afet ve acil durumlarla karşılaşmaktadır. Sel ve yangın gibi afetleri en az zararla atlatmanın yolu, toplum olarak bilinçli, hazırlıklı ve donanımlı olmaktan geçer. Doğal afetlerin oluşumunu engellemek mümkün olmasa da bunların neden olabileceği zararları en aza indirme ve ortadan kaldırmanın mümkün olduğunu söyleyebiliriz. Afetlerle yaşayan bir ülke olarak afetler oluşmadan önce önlem alma faaliyetlerini içeren çalışmalar, afet yönetimi uygulamalarının en önemli unsurlarından biridir. Bu amaçla önlem alma ve zarar azaltma kültürünü toplum içerisinde geliştirerek, eğitim faaliyetlerine ağırlık vermek öncelikli hedefler arasında yer almaktadır. Burada 16 amaç, insanların afet korkusundan uzak ve zarar görmeden huzur içerisinde yaşamasıdır. 13 Ekim Uluslararası Doğal Afet Risklerinin Azaltılması Günü dolayısıyla, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı ve Uluslararası Üniversiteler Arama-Kurtarma Konseyi ne üye, ülkemizdeki üniversitelerin Arama-Kurtarma ekipleri tarafından, Lefkoşa, Gazimağusa, Girne, Güzelyurt ve İskele Bölge Müdürlükleri sorumluluk alanlarında bulunan ortaöğretimde eğitim gören öğrencilere yönelik eğitim verildi. Uluslararası Üniversiteler Arama Kurtarma Konseyi Dönem Başkanı ve Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş konuyla ilgili açıklamasında, afetlerin her zaman insanlık için tehdit olmaya devam edeceğinin bilinci

içerisinde, risklerinin azaltılmasına yönelik alınabilecek tedbirlerle ilgili farkındalık yaratma ve bu farkındalığı sürdürülebilir kılma amacında olduklarını söyledi. Eğitim sırasında, Uluslararası Üniversiteler Arama Kurtarma Konseyine üye, Atatürk Öğretmen Akademisi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Girne Amerikan Üniversitesi'nde eş zamanlı olarak öğrencilere, Uluslararası Üniversiteler Arama Kurtarma Konseyi tanıtım filmi gösterildi. Ardından risklerinin azaltılması amacıyla, afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılması gereken çalışmalarla uyulması gereken kuralları içeren sinevizyon destekli sunum yapıldı. Etkinliklerin ikinci bölümünde ev sahibi üniversitelerin arama-kurtarma ekipleri, afet sonrası mahsur kalabilecek insanlara yönelik arama-kurtarma çalışması ve uygulamalı ilkyardım eğitimi gerçekleştirildi. Program sonunda, katılımcı öğrencilere, Uluslararası Üniversiteler Arama Kurtarma Konseyi tarafından, Konsey tanıtım broşürü verilirken, Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı tarafından da ilkyardım, sel ve su baskınları, yangın söndürme ve kurtarma, deprem, nükleer, biyolojik ve kimyasal saldırı maddelerine karşı korunma önlemleriyle ilgili bilgilendirici broşürler dağıtıldı. 13 Ekim Uluslararası Doğal Afet Risklerinin Azaltılması Günü nedeniyle yapılan çalışmada yaklaşık iki bin öğrenci bilgilendirildi. 17

Yalnız öğretmen değil, yazar ve araştırmacı kimliğinin yanı sıra Kıbrıs Türk kadınının güçlü sesi Gülgün Serdar Cankat Çeribaşı Pilter Öğretmenlerimiz. Herkesin öğrencilik yıllarında idolü ve hayranlık duyduğu bir öğretmeni vardır mutlaka. İşte benim ve benim gibi bir çok kişinin idolü de değerli öğretmenim, Gülgün Serdar. Yalnız öğretmen kimliği ile değil, yazar, araştırmacı, çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri yayınlanan, Kıbrıs Türk kadınının güçlü seslerinden ve Kıbrıs Türk edebiyatına damgasını vuran Serdar'la, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla dergimizin bu sayısında sohbet etme fırsatı bulduk. Gülgün Serdar, kısacık sohbetimiz sırasında bizlere öğretmenliğe olan tutkusunu ve yaşanmışlıklarını anlattı. İşte sohbetimizden bazı notlar; Sayın Serdar, öncelikli olarak genç kuşağa Gülgün Serdar'ın kim olduğunu kendi ağzınızdan anlatır mısınız? 1944 yılında dünyaya geldim. 1962 yılında Lefkoşa Kız Lisesi'nden, 1966'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun oldum. 1992'ye kadar Kıbrıs'ın değişik okullarında edebiyat öğretmenliği ve müdür muavinliği yaptım. 19921995 yılları arasında Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı'nda edebiyat müfettişi olarak çalıştım. Çeşitli toplantı ve kurultaylarda görev aldım ve 1970'li yıllardan itibaren özellikle Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Kıbrıs Türk Kadını konularında araştırmalar yapıp, bir süre Yakın Doğu ve Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde Kıbrıs Türk Edebiyat dersleri verdim. 18

Peki, edebiyata olan tutkunuz ne zaman başladı ve ilk yazınızı ne zaman yazdınız? İlkokulda söyletilen Yaşa Kraliçe miz, Yaşa Melike miz çok yaşa şeklindeki marşın yerini, 1956'da başladığım Viktorya Kız Lisesi'nin orta birinci sınıfında, gözlerimizi yaşartan İstiklal Marşı aldı. Yıl sonu çıkan okul dergisi Utku'da Bir Hatıra başlıklı yazım yayınlandı. Öğretmenlerim bademciklerimden ameliyat oluşumu anlatan anımı, dergiye koymak için uygun bulmuşlar. Bunun, çocuk kalbimde yarattığı heyecanı, arkadaşlarımın arasında sanki bana bir ayrıcalık kazandırdığı duygusunu hala hatırlarım. İşte o günden beri hep yazmaya, üretmeye çalışıyorum. Demek ki; küçük bir çalışmanın böyle değer bulması beni yüreklendirmişti. İlerleyen dönemlerde bu gerçeği hiç unutmadım ve her çabanın bir değeri olduğunu gençlere de anlatmaya çalıştım. Meslek olarak neden öğretmenliği seçtiniz? Meslek olarak öğretmenliği seçme nedenlerimin başında; annemle babamın öğretmen olması, bana ders veren öğretmenlerimin etkileri ve de tüm olumsuzluklara rağmen bugün de değişmeyen kararımla, öğretmenliğin en yüce meslek olduğu inancımdır. 1963 olaylarında üniversite öğrencisiydiniz. O dönemlere dönecek olursak neler anlatırsınız? 1963'ün 21 Aralık gecesi, Kıbrıs Türkü'nün toptan yok edilmesini hedef alan Rum saldırıları, tümümüzün ailelerimizle olan bağlantımızı bir anda yok etti. Böyle olunca, bir yandan Kıbrıs Türk Talebe Cemiyeti çatısı altında düzenlenen mitingler ve Taksim Meydanı'ndaki açlık grevleri ile Kıbrıs'a değişik yollarla ulaşma planları yaparak; Türkiye'nin, Kıbrıs olaylarına müdaha- lesi için kamuoyu oluşturmaya çalışıyorduk. Diğer yandan da okullarımıza devam ederek ilk yardım kursları alıyorduk. Rum yönetimi tarafından Kıbrıs'a girişçıkışlarımız da yasaklanmıştı. Gerçekten çok zor günlerdi. Eğitiminizi tamamlayıp döndüğünüzde, ilk öğretmen olduğunuz günkü duygularınızı bizlerle paylaşır mısınız? 1966 Haziran ayında üniversite eğitimimi tamamlayıp Kıbrıs'a döndüm. Ekim ayı başında mezun olduğum Lefkoşa Türk Kız Lisesi'ne Türkçe-Edebiyat öğretmeni olarak atandım. Aslında çok karmaşık bir duygu. Dün siyah önlüklü bir öğrenci olarak oturduğunuz sıraların karşısında, şimdi, her şeyinizle örnek olmanız gereken bir öğretmensiniz. Öğretmenlik yıllarınız boyunca öğrencilerle ilişkilerinizde nelere dikkat ettiniz ve yeni kuşak öğretmenlere neler tavsiye edersiniz? Bence öğretmenin gerçek denetleyicisi öğrencilerdir. Sert bir öğretmen olun veya olmayın. Eğer konunuza hâkimseniz, başarısız olan, cezalandırılan öğrenci bile size daima saygı duyar. İkincisi, öğrenciler arasında ayrım yapmamak veya bir öğrenciyi arkadaşları yanında küçük düşürmemek gerekir. Son yıllarda yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Kadın ve edebiyat üzerine çalışmalarım devam ediyor. Bunların dışında üniversitelerde ders verdiğim notlarımı toparlayıp, yeni kuşak edebiyat öğretmenlerine ışık olmak istiyorum. Son çalışmalarım arasında, Kıbrıs Türk Edebiyatı ve Türk Edebiyatı derslerinin paralel yürütülmesi için seminer verdim. Gerçekten bu seminere çok ilgi oldu. Umarım genç nesle bir nebze ışık tutmuşumdur. 19

20

Röportaj Dededen Toruna Yorgancılık Cankat Çeribaşı Pilter Eskiden çeşit çeşit desenleriyle ve renkli kumaşlarıyla yorganlar göz doldururdu. Ne yazık ki gelişen teknoloji ile birlikte yorgancılık mesleği de yok olmayla karşı karşıya. Bir zamanlar çeyizlerin önemli parçalarından olan pamuk yorganlar, artık elyaf ve makine işi ürünlere değişildi. Ülkemizde sayıları her geçen gün azalan yorgancılara, eski ilgi ve rağbet nerdeyse hiç gösterilmiyor. Kültürümüzün önemli parçası olan yorgancılığı yapanların da, her yıl azalmasıyla ne yazık ki bu meslek unutulmaya yüz tuttu. İnsan yaşamını daha kolay ve yaşanılır kılan teknolojinin hayatımıza girmesiyle birlikte 'el emeği göz nuru' el sanatlarının önemi gün geçtikçe azalıyor. Özellikle elyaf üretiminin başlaması ile birlikte yorgan yapımına olan ilgi oldukça düştü. Dergimizin bu sayısında dededen, babaya, babadan oğula bu mesleği yapan Hasan Yorgancı ile konuştuk. İskele'nin merkezinde tek gözlü bir dükkânda bu mesleği yılardır sürdüren Hasan Yorgancı (81) bu yaşına kadar dört kez emeklilik gördüğünü gülerek söylüyor. Bu meslekten şimdilerde bir maaş çıkmadığını dile getiren Hasan Amca, pamuk yorganın meraklıları az da olsa yine var ama eskisi gibi yok diyor. 70 yıllık meslek Bu mesleğin asıl ustalarının rahmetli dedesi ve babası olduğunu söyleyen Hasan Yorgancı, 10 yaşından itibaren bu meslekten geçimini sağladığını belirtiyor. Uzun yıllardır mesleğini hiç aksatmadan sürdürdüğünü dile getiren Hasan Amca, "bu iş hemen hemen en çok tercih edilen meslekler arasındaydı. Fakat bu günlerde, elyaf yorganların rağbet görmesi, işlerin azalmasına neden oldu diyor. Hasan Amca, her şeye rağmen pamuk yorgan ve yastığın halen meraklısı bulunduğunu da söylemekten kendini alamıyor. Hasan Yorgancı, şimdilerde ayda 2 veya 3 tane yorgan siparişi aldığını özellikle İngiltere'den gelen insanların kendinden yorgan satın aldıklarını vurguluyor. Yorgan çeyizlerin baştacıydı Eskiden genç kızlar evleneceğinde, hemen yorgancıya koşulurdu. Önce kumaş seçilirdi sonrada üzerine işlenecek desen... diyerek sözüne devam eden Hasan Yorgancı,"biz gelinlik yorganlarına ipekli saten yorgan deriz. Her genç kızın rüyasıydı bu gibi şeyler. Şimdilerde artık yorgan da demiyorlar, adı uyku seti olmuş. Aslında onlarla bunlar arasında sıhhat açısından dağlar kadar fark var. Yünlü, pamuklu, giydiğin elbiseden pay biçelim, o mu sağlıklı, yoksa hava almayan, suni, petrolden yapılmış elyaf mı? Bizim yaptığımız iş evladiyelik. Bir günde biten de var, oyalandığında bir hafta da biten de var diyerek yapılan işin ne kadar zor olduğunun altını bu sözleriyle çiziyor. Çırak Yetişmiyor Hemen hemen tüm sektörlerin ortak sorunu olan yetiştirecek çırak olmaması yorgancılık mesleğinin de en büyük problemi. Uzun yıllardan bu yana yorgan işleyen Hasan Yorgancı, "yorgancılık sektöründe yaşanan en büyük sorunlardan biri bizim mesleğimizi devam ettirecek eleman olmamasıdır diyor. 21