Toplumcu Düşünce Enstitüsü Haftalık Değerlendirme Notu Haftalık Değerlendirme Notu/ 131014 14 Ekim 2014 Hazırlayan: Mahir BÜYÜKYILMAZ A) Dünya A1- Uluslararası Para Fonu (IMF) 7 Ekim de Yıllık Dünya Ekonomik Görünüm Raporu nu açıkladı. Rapor, önümüzdeki dönemde ekonomik ve jeopolitik risklerin arttığına veriler ışığında işaret ediyor. Kırılgan Beşli Brezilya, Hindistan, Endonezya, Güney Afrika ve Türkiye olarak adlandırılan ülkelerin bu süreç zarfında ekonomik büyüme cephesinde performans kaybedeceklerinin altı çiziliyor. Raporda Türkiye nin yapısal ekonomik reformları gerçekleştirmediği takdirde kırılganlığını gideremeyeceği ve ilerleyen süreçte zorluk yaşayabileceği belirtiliyor. Bu durumun hem nedeni hem de sonucu olarak ortaya çıkabilecek olası bir gelişme de Türkiye nin cari açığını finanse etmekteki dayanak noktası olan kısa vadeli fon akışlarının aksaması, bu kaynakların yönünün küresel belirsizlik ve ekonomik daralma döneminde yapısal kırılganlığa sahip ekonomilerden güvenli limanlara kayabilecek oluşudur. IMF Başkanı Christine Lagarde, IMF Yıllık Toplantılarının açılış seansındaki konuşmasında dünya ekonomisinin uzun süreli bir yavaş büyüme sürecine girebileceğini ve küresel ekonomi için yeni normalin vasat bir büyüme olacağını öngördü. A2) Moody s Derecelendirme Kuruluşu 10 Ekim 2014 de Türkiye Görünüm Raporu nu açıkladı. Kuruluş Türkiye nin kredi görünümünü Nisan 2014 raporunda durağandan negatife indirmişti. Güncel raporda kredi notunda herhangi bir yükseltme veya indirmeye gidilmedi ve negatif tanımlaması kullanılmaya devam edildi. Rapor, bir hafta önce açıklanan Fitch Derecelendirme Kuruluşu nun raporuna paralel bir eleştirel analiz açısına sahip. Raporda, Türkiye nin yüksek ve kısa vadeli dış finansmana dayalı olan cari açığı, yükselme eğiliminde olan enflasyon, aşağıya çekilemeyen işsizlik oranı, artan bölgesel jeopolitik riskler ve bu risklerin ülke iç siyasetini istikrarsızlaştırma kapasitesi ülke ekonomisini kırılgan hale getiren nedenler olarak sıralanmakta.
A3) ABD istihdam verileri geçtiğimiz hafta açıklandı ve işsizlik oranı geçtiğimiz 6 yılın en düşük seviyesi olan yüzde 5.9 olarak kayda geçti. Açıklanan 2. Çeyrek büyüme rakamlarına göre ise ülke yüzde 4.6 büyüme kaydederek son 8 yılın en yüksek toparlanmasını gerçekleştirdi. Bu gelişme ABD Merkez Bankası nın (FED) faiz arttırma hamlesini hızlandırabilecektir. A4) Avrupa Birliği (AB) Türkiye nin en önemli ticari ortağı- Eylül ayı büyüme verileri açıklandı ve ortalama yüzde 0 büyüme kaydedildi. Almanya nın AB ülkeleri içerisinde Türkiye nin birincil ticari ortağı- kıta Avrupası nın 3 lokomotif ekonomisi İtalya, Fransa, Almanya- arasında beklenilenin altında çok düşük düzeyde tek artı büyüme tutturan ülke olması ve Fransa ile İtalya ekonomilerinin küçülmeleri kayda değer bir gelişme. Bu gelişmeye, Ukrayna krizine bağlı olarak Rusya yla olan ilişkilerin zedelenmesinin payı olduğunun altı çizilmeli. Bu durum karşısında Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi, ABD dekine benzer bir ekonomik genişleme programının yakın zamanda aktif hale getirileceğini açıklamış bulunuyor. Programın Avrupa ekonomileri için yapısal sorunlar ve riskler ortaya çıkarabileceği öngörülüyor. A5) Rusya Ekonomi Bakanı Anton Siluanov, dünyadaki genel ekonomik yavaşlama ve enerji piyasalarının düşük seyrinin Rusya nın ekonomik büyüme tahminlerinin 1 puan aşağıya çekeceğini açıkladı. Bu açıklamanın esas/artı nedenlerinin Ukrayna konusu nedeniyle Rusya ya yönelik dış yaptırımlar ve Kırım ın ilhakının ülkeye getirmiş olduğu fazladan ekonomik yüklere dayalı olduğu değerlendirilmektedir. Siluanov bu nedenle 2020 ye kadar gerçekleştirilmesi planlanmış olan 500 milyar dolar bütçeli askeri yenilenme programının gözden geçirilmesinin gerekebileceğini açıkladı. Başbakan Yardımcısı Dmitri Rogozin, bütçede bir kısıntıya gitmenin söz konusu olmadığını fakat zaman içinde belli bir revizyona gidilebileceğini ve programın 2025 yılına kadar uzatılabileceğini belirtti. B) Bölge B1) ABD Dışişleri Bakanı John Kerry yapmış olduğu açıklamada Türkiye nin kara gücünün Irak ta ve Suriye de yerel unsurlar tarafından istenmediğine dair bir algılarının oluştuğunu kamuoyuyla paylaştı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki ise İŞİD karşıtı koalisyonun odağında Suriye rejiminin olmadığını ve Türk hükümeti tarafından talep edilen tampon bölgeyle alakalı yeni bir pozisyonun söz konusu olmadığını açıkladı. B2) NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Ankara da gerçekleştirdiği temaslarından sonra gittiği Gaziantep te Patriot füzelerini denetlerken Suriye sınırında Uçuşa Yasaklı Bölgenin hükümetin beklediği doğrultuda olduğu gibi 2
NATO değil, ABD önderliğindeki ISID karşıtı koalisyonun gündeminde olması gerektiğini söyledi. B2) Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, ABD de İŞİD e karşı mücadele planlarının tartışılacağı koalisyon ülkeleri Genelkurmay Başkanları toplantısının davetini geri cevirdi. Kendisinin yerine Genelkurmay Harekat Başkanı nın katılması kararı alındı. B3) Geçtiğimiz hafta Cuma günü Washington a gerçekleştirdiği seyahatte, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan, ABD Başkanı Barack Obama nın Ulusal Güvenlik ve Terörle Mücadele Danışmanı Lisa Monaco yla temasta bulundu. Görüşmenin devamında Beyaz Saray ve ABD Dışişleri Bakanlığı ndan gelen iki açıklamada Türkiye topraklarında bir askeri üstte Suriyeli muhalifleri eğitmek üzere Türk ve Amerikalı uzmanlar tarafından verilecek bir eğitim programının başlatılması ve bu programa ilk aşamada 2 bin kişinin katılması üzerinde mutabakata varıldığı açıklandı. B4) ABD Başkanı Obama nın İŞİDkoordinatörüGeneral John Allen Ankara yı ziyaret etti. Ziyaretin ardından İŞİD e karşı mücadelenin askeri planlamasını hazırlamak üzere ABD ve Türkiye nin anlaştığı ve iki ülke silahlı kuvvetleri arasında ortak bir planlama heyetinin oluşturulacağı açıklaması yapıldı. B5) Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye nin Suriye ye yönelik politikasını esefle kınadığını açıkladı. Bu açıklama Başbakan Ahmet Davutoğlu nun İŞİD karşıtı koalisyonun nihai hedefi olarak Esad rejiminin belirlenmesi durumunda Türkiye nin ülkeye yönelik bir kara harekatına olumlu bakacağı yönündeki açıklamasından hemen sonra geldi. Akabinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin in Orta Doğu Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov Ankara ya geldi. Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu yla bir görüşme yaptı ve Rusya nın endişelerini iletti. Sürecin devamında 11 Ekim Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Rusya Devlet Başkanı Putin ile bir telefon görüşmesi yaptı. Bu, Rusya nın konuyla alakalı hassasiyetinin ve pozisyonunun ciddiyetinin Türkiye tarafından algılandığının bir göstergesi olarak not edilmelidir. B6) İran Dışişleri Bakanı ve Devrim Muhafızları yönetim kademesindeki farklı isimlerden hafta boyunca Suriye nin toprak bütünlüğünü bozacak olası girişimlerin kabul edilemeyeceğine yönelik açıklamalar yapıldı. B7) Irak Başbakanı Haydar el Abadi, hükümetinin Irak ta yabancı kara güçlerine karşı olduğunu yineledi. Ancak hafta boyunca gözlenen gelişmeler gösterdi ki Irak ta İŞİD'in alan kazanımları devam ediyor. Örgüt, Enbar vilayetinde hakimiyet alanını genişletiyor. 3
Enbar Eyalet Konseyi, örgüte karşı müdahale etmesi için ABD askerlerini göreve çağıran bir bildiri yayınladı. İŞİD in, Bağdat Havaalanına, çok yakın mesafede bulunan Ebu Garip bölgesine kadar ilerleme kaydetmesi örgütün ülke bütünlüğü adına karşılık geldiği askeri tehdidi ortaya koymakta. B8) Suriye de İŞİD in Kobani kuşatması ve örgüt ile PYD-YPG güçleri arasındaki mücadele devam ediyor. Suriye Dışişleri Bakanı, İslami terörü kınadı ve ülkesine yönelik herhangi bir askeri harekatı kabul etmeyeceklerini belirtirken İŞİD tehlikesine karşı Batının tek şansının Suriye rejimi olduğunu belirtti. Geçtiğimiz haftalarda Devlet Başkanı Esad da benzer bir açıklama gerçekleştirmişti. B9) El Fetih ve Hamas, Mısır ın öncülüğünde ve Israil in geçiş izni vermesiyle, tarihlerinde ilk kez Gazze de ortak bakanlar kurulu toplantısı yaptılar. C) Türkiye C1) PKK nın Suriye deki politik uzantısı olan PYD, Türkiye den topraklarını Kobani ye gidecek savaşçılara açmasını ve tanksavar türü ağır silahlar verilmesini talep etti. PKK nın cephe örgütü KCK ve Halkların Demokratik Partisi nin (HDP) bu çağrıyı yinelemesi karşısında hükümetin bu talebi dikkate almayacağı yönünde algı yaratan açıklamalarda bulunmasının ardından HDP kitlesel protesto çağrısı yaptı. Çıkan olaylarda 10 Ekim Cuma akşamı itibariyle toplamda 37 kişi can verdi. 6 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. C2) PKK ve Kürt Hizbullahı nın birkaç yıl önce silah bırakmasıyla kurulan Hür Dava Partisi (HüdaPar) arasında iki grup arasında 1990 lı yıllardaki mücadeleyi hatırlatan çatışmaların meydana gelmesi dikkat çekici bir gelime olarak kayda geçti. C3) 8 Ekim de PKK eylemliliğini bitirmek üzere PKK Lideri Abdullah Öcalan MİT aracılığıyla devreye sokuldu. Öcalan HDP, PKK ve KCK yı protestolara değil diyalog sürecine odaklanmaya çağıran bir çağrı kaleme aldı. Öcalan ın çağrısının HDP, KCK ve PKK ya ulaştırılmasına rağmen, hedeflenen eylemsizliğin tam olarak sağlanamadığı görüldü. C4) Mardin in Nusaybin ilçesinde bir Jandarma sınır karakoluna Türkiye ve Suriye topraklarından iki koldan saldırı düzenlendi. Nusaybin ile Suriye Kamışlı arasında koridor açmak amaçlı olarak yapılan saldırının, Kuzeyden PKK ile Güneyden PYD güçlerinin ortak bir hareketi olduğu değerlendiriliyor. C5) Hafta içinde ayrıca Bingöl Emniyet Müdürlüğüne bir saldırıda bulunuldu. Saldırıda iki emniyet görevlisi şehit oldu. PKK saldırıyı üstlenmediğini duyurdu fakat 4
11 Ekim de Cemil Bayık ın birlikleri geri gönderiyoruz açıklaması haber merkezlerince kayda geçti. C6) Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 8 Ekim de 2014 yılı gerçekleşmeleri ve 2015-2016-2017 yıllarına yönelik Hükümet tarafından hazırlanan Orta Vadeli Programı (OVP) açıkladı. Açıklanan programda daha önce açıklanmış olan 2014 yılı büyüme, enflasyon ve işsizlik hedeflerinin revize edilmiş olduğu, ileriye yönelik hedeflerin ise IMF raporundaki verilere paralel hale getirilerek daha önce belirtilen seviyelere göre aşağıya çekilmiş olduğu görüldü. Bakan Babacan, bu Program çerçevesinde ayrıca 25 maddelik eylem paketi de açıkladı ve yapısal reformların gerekliliğinin altını çizerek doğrudan Fitch, Moody s ve IMF tarafından hazırlanan çalışmalarda da işaret edilen endişelerin esas itibarı ile Hükümet tarafından da paylaşıldığını teyit etmiş oldu. SONUÇ Değerlendirme ve Öneriler - Türkiye de toplumsal düzen, siyasi istikrar ve ekonomi ulusal, bölgesel ve küresel seviyede her an sıcak çatışma ve derin kırılmalara maruz kalabilecek sosyal, politik ve finansal risklerle karşı karşıya bulunmaktadır. - Suriye ve Irak taki istikrarsızlık, siyasi belirsizlik ve güvenlik boşluğu, Türkiye için "yakın tehdit" düzeyinde bir güvenlik riski oluşturmaktadır. Bu bağlamda, farklı sosyolojik ve siyasi nitelikler taşımakla birlikte, son analizde İŞİD, PYD-YPG ve PKK, ülke için kontrol altına alınması gereken birer dış ve iç güvenlik tehdidi unsurudurlar. - Geçtiğimiz hafta ülkegenelinde yaşananlar, PKK nın askeri yapısına ek olarak halk kadrolarının eylemliliğe ne kadar hızlı geçebileceğini ve toplumsal düzenin bozulması bağlamında ne boyutta etkili bir potansiyel ile karşı karşıya olunduğunun önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. - Yaşanılan olayların dikkat çeken bir boyutu da Örgüt Lideri, Kandil ve Saha Yapılanması arasında iletişim ve emir komuta zincirinin etkinliliği son olaylar çerçevesinde sorguya açılmış olmasıdır. - Bu noktaya farklı bir noktadan da bakılırsa; elde mevcut bilgiler çerçevesinde bu üçlü karar yapısında görülen uyum ve işleyiş kırılmaları, bu yapı ile belli bir sürecin hangi güvenilirlik düzeyinde yürütülebileceğinin iyi değerlendirilmesi gerektiğinin ortaya çıkmış olmasıdır. - Mülteci sorunu, Suriye de yaşanan iç savaş halinin bir sonucu olduğu kadar kendi içerisinde de hem bölgesel hem de Türkiye de bulunan ve sayıları 2 milyona yaklaşan Suriyeli mülteci nedeniyle ekonomik, sosyal ve siyasi boyutları ile ulusal bir sorun düzeyine çıkmış bulunmaktadır. 5
- Ayrıca, legal/illegal sığınmacılık olgusu öncelikle beşeri, ekonomik ve siyasi bir sorun olsa da Türkiye özelinde oluşan çıkan denklem itibariyle sorunun güvenlik penceresinden ele alınması yaşamsal bir zorunluluk halini almıştır. - Türkiye nin Suriye politikasının Türkiye açısından uluslararası arenada "yalnızlaştırıcı" bir etki yarattığı görülmektedir. Esad rejiminin ortadan kaldırılması yönündeki kararlılık ve kati talepkarlık, Türkiye nin sadece Rusya, Çin ve İran bloğu arasındaki karşıt konumunu kuvvetlendirmekle kalmamakta, mensubu olduğu Trans- Atlantik ittifakıyla (ABD, NATO, AB) arasında da uyum sorunu yaratmaktadır. - Bu yalnızlık Türkiye yi bölgesel jeopolitik riskleri yalnız göğüslemek durumunda bırakabilir. El Fetih ve Hamas arasında başlayan görüşmeler, Türkiye nin bölgesel bir sorun çözücü olmaktan uzaklaştığının bir işareti olarak değerlendirilmektedir. - Yaşanılan sosyal ve siyasi kırılganlıklara ek olarak ülke ekonomisinde özellikle bütçe uygulamalrı, cari işlemler açığı, büyüme ve istihdam gibi alanlarda yaşanılan sıkışmalar, ülkenin genel güvenlik denkleminde öne çıkartılması gereken, yapılan planlama ve hazırlıklarda mutlaka yakın gözlem ve değerlendirme alanına alınması gereken etkenler olarak belirlenmelidir. Ekonomideki yapısal özelliklerden kaynaklanan sıkışmaların, olası küresel şoklar karşısında ülkenin toplumsal düzeni, siyasi istikrarı, güvenlik politikaları ve kamunun bu gelişmeler karşısında ne gibi esneklikler veya alternatif imkanlara sahip olabileceği, bu olası gelişmelerin ne tür sonuçlar doğuracağının hesaplamaları kritik önem taşımaktadır. 6